agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Orman, Ormancılık, Orman Yangınları, Ağaçlandırma (https://www.agaclar.net/forum/orman-ormancilik-orman-yanginlari-agaclandirma/)
-   -   Unakıtan : Ormanları da özelleştirelim (https://www.agaclar.net/forum/orman-ormancilik-orman-yanginlari-agaclandirma/9523.htm)

malina 24-08-2008 10:49

Sayin Vahap MUNYAR,

Hurriyet'te yayimlanan yazinizda andiginiz kisiler tarafindan dile getirilen gorus ve yaklasimlar, en iyimser degerlendirmeyle eksik ve dolayisiyla son derece yanlis bilgiden kaynaklaniyor ve gercekleri yansitmiyor:

1) 6831 sayili Orman Kanunu'nun 57. maddesine ve bu maddeye dayanılarak cikarilan Agaclandirma Yonetmeligi'ne göre gercek ve tuzel kisiler;
i) "devlet ormanı" sayilan alanlarda,
ii) Hazine arazilerinde,
iii) ozel mulk yerlerde
"agaclandirma" yaparak "ozel orman statusunde" orman yetistirebiliyorlar.

Ustelik, bu yasayla yapilacak agaclandirmalar icin devlet destegi de akil almaz boyutlarda. 1980'li yillarin ortasindan bu yana bu yolla yapilabilen agaclandirma calismalari 600 bin donume ulasmistir.

2) Soz konusu yasal olanaklara, arazi ve kredi, plan proje, fidan vb desteklere karsin yazinizda sozunu ettiginiz Sayin Necmettin BITLIS gibi yaklasim icinde olanlarin sayisi "ne yazik ki" bir turlu gerektigince artirilamamistir.

Nedeni de cok acik: Orman kurmak (yetistirmek) , gerektigince bakabilmek ve koruyabilmek, ozel sermayenin goze alabilecegi ve katlanabilecegi duzeyde karli bir is degildir. Piyasadaki kar oranlari dusunuldugunde gorece olarak cok daha az olan getirisi de ancak en az 50-60 yilda alianabilen bir ugrastir. Bu nedenledir ki, 5 bin donumluk arazi tahsisi onerisi bile Sayin Bitlis'in "gozunu korkutmustur. "

3) Turkiye'de ozel sermaye, Sozgelimi Sayin Ishak ALATON'un her firsatta dile getirdigi gibi, ancak ve ancak var olan ormanlari tumuyle ya da kismen devralip gerektiginde yabanci sermayeyle de ortaklik kurarak ormanlarin urun ve hizmetlerinden ve daha cok da "orman" sayılan yerin arazi rantindan yararlanma cabasi icindedir.

Ne var ki, Ishak ALATON gibi birisinin bu onerisini dayandirdigi ornekler ve gerekçeler son derece anlamsiz ve coguda yetersiz bilgilenmesinden kaynaklaniyor. Sozgelimi; Koc ve Sabanci Universitelerinin, ustelik de yargi kararlarina karsin "devlet ormani" sayilan yerlerde kurulmus olmasi bu baglamda anlamli ornekler olsa gerek: Koc ve/veya Sabaci gruplari, ODTU ornegi, ormansız bir yerde orman yetistirebilecek olanagi sahip degil miydi?

4) Kadir TOPBAS gibi birisinin "Devredilen orman alanlarinin buyuklugune gore sirketlere kucuk bir turistik-dinlenme tesisi kurma izni de verilmeli" yaklasimi ise hic yadirgatici degil. Ancak, bu da son derece bilgisizce one surulen bir "fikir". Cunku 2634 sayili Turizmi Tesvik Kanunu'yla 1982 yilindan bu yana bu dogrultuda uygulama yapiliyor ve bu olanak gectigimiz Mayis ayinda yasada yapilan degisiklikle daha da artirildi. 1982 yilindan bu yana bu tesviklerin yol actigi manzara ise ortada.

Sayin Vahap MUNYAR,

Dogaldir ki iyi niyetinizden kuskulanamam. Ancak, yine de Turkiye kosullarinda son derece duyarli bir konuda gerektigince bilgilenme cabasina girdikten sonra kosenizi bu turden yaklasimlara ayirmanizi beklerdim. Bu umudumu yitirmek istemiyorum.

Saygilarimla.

Yücel ÇAĞLAR

malina 24-08-2008 11:02

Alıntı:

Bitlis, yangın örneğinden yola çıkıp, işadamları ile Vali ve Belediye Başkanı üzerinden hükümete çağrısını yaptı:

Hükümete: Gelin benim ormanı inceleyin, "koru-kullan yöntemi"yle ormanları özel sektör kurumlarına devredin. Ormanlara daha iyi bakılsın, yangından korunsun.

İşadamlarına: İçinizde benden daha güçlü arkadaşlar var. Benim burada neler yaptığımı gördünüz. Ülkemizin ormanlarına sahip çıkın.

Bitlis haksız mı?
Türkiye'nin tüm ormanları, onları korumaya çalışanlara, aşağıdaki gibi özellikler sunmayacağına göre, orman bakanlığına ihtiyaç devam edecek :) Oğuz Karsan'a duyurulur :)

Alıntı:

Bitlis, 1990'ların başında Polisan'ın su ihtiyacını karşılamak üzere 50 dönüm yer aldı.
Alıntı:

Dilovası'ndaki 2 bin dönümlük orman alanının içinde yer alan eski taşocağını gölet yapmak istedi. Amacı, gölette birikecek suyu, öncelikle ormanda kullanmak, ihtiyaç duydukça da fabrikasına yönlendirmekti.
Alıntı:

Bitlis, bu amaçla önce Çevre ve Orman Bakanlığı'na başvurdu. Gölet için taşocağından bir miktar daha taş çıkaracak, o taşları büyütmeyi planladığı Polisan Limanı'nda kullanacaktı.

Mehmet Can 24-08-2008 12:30

Haklısınız ama bunlar ormanları özelleştirmek değil.peşkeş çekmek.benim demek istediğim bunlar değil.Yani ormanları büyük işadamlarına millet vekillerine vs.. değil orman köylüsüne vererek özelleştirmek

kala 25-08-2008 08:32

Ben de şunu anlamıyorum. Sözkonusu olan, ormanlık bir arazi ise, yahut çıplak araziyi orman haline getirmek ise; neden "şu kadar yıllığına bu kadar yıllığına" ibareleri kullanırlar anlaşmalarda?. O araziye ağaç dikeceksin, o ağaçlar otlar bitkiler çalılar büyüyecek orman olması için zaten bi 40-50 yıl geçmesi gerek - ki bizimkiler her ağaçlık araziye orman deyip kesip atıyorlar lafta- E şimdi sen 40 yıllık kiralama falan lafını kullanırsan, ondan sonra onu alan kişi ne yapacak bakalım orayı. Bİ kere bir yer ormanlık arazi olarak görüldüyse ilelebet orası ormanlık arazi olarak kalmalı. İleride çıkacak hiçbir anlaşma hiçbir sözleşme kanun insan vs. bunu bozamamalı. "Geri gelemez, En değerli şey orman" bilincini bir yayabilsek Ah!....

Mehmet Ali Aşık 25-08-2008 16:47

Son günlerde ardi arkasi kesilmeyen orman yanginlariyla beraber özellestirme tartismalarinin artmasi da düsündürücü.
Devlet ormana sahip çikamiyor özel sektor sahip çiksin diyenlere bir önerim var devlet görevini yapamiyor onuda özellestirelim o zaman ne dersiniz ?
Türkiyede sayilari az olmasina ragmen sermayanin çogunlugunu elinde bulunduran belli basli aileler ve sirketler ormanlarimizida alsin istedigi gibi talan etsin ! Bekara kari bosamak kolaymis arastirin bakalim bu ailelerin ve din sömürüsü ile saf insanlarin oylarini alan "özellestirmeci" siyasetcilerin atalarini bu ormanlari içinde barindiran vatan için neler yapmislar!

Emre Albayrak 25-08-2008 18:34

Özelleştirme bence harika bir şeydir.. Devlet bütün kademelerde özelleştirmeye gitmeldir.. Mezarlıklar parklar bahçeler halkın kullanabileceği her alanın özelleştirilmesi gereklidir.. Devler ormanları satmalı.. buna karşı çıkılırsa yakıp arazisini satmalıdır.. Özelleştirme çünkü çok önemlidir.. Hatta devlet yanan orman arazisini satamazsa hibe etmelidir.. Çünkü zengin insanlar ve bu araziden pay alabilecek isnanlar aç kalmamalıdır.. O insanların iş verdiği ekmek verdiği insanlar vadır.. Orman dediğin nedir ki.. Deriz temaya Konya ovasına dayanır meşeyi ansılsa.. Meşe çok güzel bir ağaçtır.. Bütün ülkemizin tek endemik türüdür.. Sayın Devlet Bakanımızı akıllıaca politikasından dolayı tebrik ediyorum.. Yöneticilerimize canımız feda.. !!!!

amenajman 25-08-2008 23:34

Türkiye Orman Ve Ormancılığını Bilmeyen Kişilerin - Orman Ve Ormancılık Hakkında yaptıkları yorumları okumam bile.Kemal Unakıtan Kim Oluyorda Ormancılığı Sorguluyor ?
Bugün ben bir ormancı olarak bile , çeşitli konularda çıkmazlarda kalıyorum , ama bu UNAKITAN zihniyeti çıkmazda kalmazzz.Sat kazan veya devet işletsin o kazansın beyni ile hareket ediyor.
Bence bu adam Kaale alınıp , tartışması yapılmamalıydı bile. O zaman haddini bilirdi.

Lilium 26-08-2008 01:23

Alıntı:

Ormanlarda ozellestilirse sanmaki vatansever birine gidecek o orman yabanciya bile gidebilir mesala istiklal harbinde cetelerin efelerin mekani olan bir ormanlik tepeyi bir yunanli alip etrafini tel orguyle cevirip o efelerin torunlarini ormana sokmayabilir.

Bu yazdiklarim ne fantezi ne abarti elinden hiç bir is gelmeyen siyasetciler careyi özellestirmekte buldu ne biçim çareyse! Devlet onu yapmaz Devlet bunu yapmaz onu satalim bunu satalim satilacak neyimiz kaldi? ister bu gerçekleri gorun ister basinizi kuma sokmaya devam edin memleket satiliyor.
Yapmayın arkadaşlar, yapmayın,özelleşecek şeyler vardır, paylaşılacak şeyler vardır.
Satmakla birşey halledilmez.
Benim dedem bu toprakları kanı ile aldı, ben satamam yüreğim buna razı gelmez kimin toprağını satıyorsunuz, daha 15 şinde 18zinde yüzünde tüy bitmemiş hasanların, hüseyinlerin, mehmetlerin, şehit düşmüş sübyanların toprağı satılırmı?

Arkadaşın dediği gibi bir yunanlı bir ingiliz gelip alacak ve biz bu şehit kişilerin torunları olarak oraya giremiyeceğiz veya izniyle gireceğiz, bunu düşünen kişilerin kanından şüphe duyarım.
İsterseniz daha fazla ileriye gitmeyeyim.

Bu ülke de toprak reformu olmadığı sürece hiç bir şeyi halledemeyiz.

Bu toprakları ne unakıtanın çocukları, ne de daha öncekileri kanlarını canlarını vererek almadı, alsalardı satamazlardı.

Daha dün bir şehit annesi feryat ediyordu, benim çoçuğum şehit oldu başbakanın çoçuğu neden askere gitmiyor?
Daha önce ki başbakanların çocukları askerliğini nerede yaptılar, şöyle bir düşünün beyin jimlastiği yapın.

Bunlar için toprak satmak çok kolay, nasıl alındığını bilmezler.

Toprak reformunu niye yapmıyorsun, bu ülkeye şehit verenin, kan verenin, can veren'in bir karış toprağı yok.
Yinede sesini çıkarmıyor, çünkü onda onur var, gurur var, asil kan var.

Mehmet Can 26-08-2008 05:41

Beni,m demek istediğim özelleştirme değil satma hiç değil sahiplendirme ormanda yaşayan vatandaşı ormanı korumaya teşvik etme.bu satmadan yapilabilir

E®TY 26-08-2008 09:27

Konu çok ince ve bir okadar keskin. Ormanların özelleştirilmesi hakkında hükümet ne derse desin bunun mümkün olmayacağının örneği tarihimizde mevcuttur. Bir dönem denenmiş ve başarılı olunamamıştır. Çünkü özelleştirme ile alınan orman arazileri üretim amaçlı kullanılmış fakat yenileme veya şimdiki adıyla sürdürülebilirlik ilkesine dayandırılmamıştır.
Ormancılık çoğu meslek disiplininden çok çok farklı bir meslek disiplinidir. Bir Orman Mühendisi hiçbirzaman ağaçlandırmasını yaptığı sahaları tam anlamıyla gelişmiş bir meşçere oluşunu göremez bu da meslekte tamamen kişiselliği, bencilliği öldürmek demektir. Diğer hemen her iş kolunda olduğu gibi yaptığınız yatırımın karşılığını almayı isterken ve bunu kısa sürede alırken Ormancılıkta bu en erken ancak 2. nesile nasip olmaktadır. Sırf bu yüzden şahsım olarak Ağaçlandırma Teşkilatını Orman teşkilatında en üst sınıfta görmekteyim. Yaptığı herşeyi bu kadar karşılıksız yapan başka bir meslek disiplini yoktur. Yaptığınız hektarlarca sahalardan bahsetmiyorum biz bile ewimizin bahçesine diktiğimiz bir fidanın gölgesinde oturmak hayaliyle, onun boyumuzu geçişini büyük bir mutluluk ve haz ile seyretmez miyiz?
Günümüz hükümeti sadece bu konuda değil daha bir çok konuda tarihi yeniden yazma, Amerikayı yeniden keşfetme çabasında. Belki birçok bu tip denemesinde başarısız olması halinde kısa sürede eski haline toparlayabilir fakat sözkonusu deneme Ormancılık olunca bunun ceremesini bizden sonra en az 3-4 nesil çekecektir.
Tarihten ders almasını bilmek gerekir, özellikle de uzman olmadığınız ayrıntılı fikir sahibi olmadığınız spesifik konularda.
Bir Orman Mühendisi olarak bırakın bu ülke ormanlarının satılmasını, özelleştirilmesini; bunun sözkonusu olup tartışılıyor olması bile gücüme gidiyor.

cemal.S 26-08-2008 11:10

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi E®TY (Mesaj 271624)
Bir Orman Mühendisi olarak bırakın bu ülke ormanlarının satılmasını, özelleştirilmesini; bunun sözkonusu olup tartışılıyor olması bile gücüme gidiyor.

İnanın başka meslekten olan bizlerinde öyle. Yazınızı zevkle okudum. Bu ülkenin bir yaşayanı olarak size teşekkür edirim.

Saygıyla.

Arzu Kasapoğlu 26-08-2008 15:31

Ateş MNG'nin istediği yeri yakıyor
MNG Holding’in ormanlık alanın tahsisi için yaptığı başvurular reddedildikten sonra ‘tesadüfen’ bu bölgelerde yangınlar çıkıyor ve yine ‘tesadüfen’ bir yıl sonra aynı alanlar MNG Holdinge veriliyor.

1999: Antalya'da Topkapı Palace'ın arkasındaki ormanlık alanın tahsisi için başvuru reddedildi. Bir yıl sonra yangın çıktı, o alan MNG'ye verildi

2006: Bodrum'da MNG'nin iki şirketine ormanlıkta otel izni verildi. Bir yıl sonra yangın çıktı. MNG aynı bölgede koyu toprakla doldurdu

Turizmin gözbebeklerinden Bodrum'da geçtiğimiz yıl yetkililerin "Kesinlikle orman kalacak" diye açıkladıkları yanan ormanlık alanın, ikisi MNG Holding bünyesinde, toplam 3 şirkete otel için tahsis edildiği ortaya çıktı. Tahsisten bir yıl sonra ormanda yangın çıkması, kafalarda soru işaretlerine neden oldu. MNG bir süre önce aynı yerdeki koyu toprakla doldurmuş ve olay ortaya çıkınca "Cezası neyse öderiz" demişti. MNG'nin 1998'de Antalya'da Topkapı Palace'ı yaptığı alanın arkasındaki ormanlık alanın tahsisi için başvurduğu, ilk anda reddedildiği ortaya çıktı. Bir yıl sonra ise bölgede çıkan yangında ormanlık alanın bir kısmının yandığı ve bölgenin MNG'ye tahsis edildiği belirlendi.

3 AYRI ŞİRKETE TAHSİS


Bodrum'da geçtiğimiz yıl yanan Pina Yarımadası'nda, Güvercinlik köyü çevresindeki ormanlık alanın bir bölümünün turistik tesis için ikisi MNG Holding bünyesinde olmak üzere 3 ayrı şirkete tahsis edildiği ortaya çıktı. Başvuruları üzerine 2006'da, Mehmet Nazif Günal'ın sahibi olduğu MNG bünyesindeki Günal İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş.'ye 85 dönüm ve Güvercinlik Enternasyonal Otelcilik Turizm A.Ş.'ye ise 80 dönümlük alan tahsis edildi. Aynı yıl Erhan Boysanoğlu'nun sahibi olduğu Mesa Holding bünyesindeki MİA Turistik Tesisleri A.Ş.'ye de 95 dönüm alan tahsis edildi.

BİR YIL SONRA YANGIN

Hazırlıklar sürerken, geçtiğimiz yaz Güvercinlik köyü yakınlarında orman yangını çıktı. 238 hektarlık ormanlık alanın yandığı yangının 3 ayrı noktadan başlaması nedeniyle sabotaj iddiaları ortaya atıldı. Ancak yapılan soruşturmada herhangi bir bulguya rastlanmadı. Ormanın turistik tesis yapmak için kasten yakıldığı iddialarını gündeme getiren "Yurtsever Cephe Bodrum İnisitiyatifi", "Tahsisler Dursun" eylemi yaptı. ve yaklaşık 5 bin Bodrumlu'nun imzasının yer aldığı dilekçeyi Kültür ve Turizm Bakanı Günay'ın Bodrum ziyareti sırasında kendisine sundu. Bu bölgedeki otel izinleriyle ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri şu bilgileri verdiler:

* Güvercinlik'te orman mülkiyetinde bulunan 1, 2, 3 ve 4 numaralı tahsisler ilk olarak 11.11.1997 tarihinde tahsis yapıldı.

* Güvercinlik Turizm alanı kesin tahsis işlemi ise 01.06.2006 tarihinde yapıldı.

* Yapılaşma izninde bina yüksekliklerinin 5 kat olacağı kayda bağlandı.

* Daha sonra kıyı kenar çizgisinden itibaren 50 metre park olarak düzeneceği ve 'bu alanların halka açık olması' zorunlu olduğu için planda revizyon yapıldı.

"Tahsis 1997'de verildi revizyonu onayladık"

2007'DEKİ yangında çok sayıda ağacın kül olduğu Bodrum'da şimdi de yapılaşma endişeleri yaşanırken, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay endişelerin yersiz olduğunu söyledi. Yeni bir izin vermediklerine dikkat çeken Günay, "Bizden önce yapılmış işlerle ilgili hukuki durumlar ortaya çıkabiliyor. Ancak, kazanılmış hakları hukuki olarak görmezden gelme şansımız yok" dedi. Günay, MNG'nin kıyıyı doldurmasıyla ilgili, "Başvuruları incelemeye almadım, eski duruma getirmelerini ve sonra inceleme yapılacağını söyledim" dedi.

'Orman, orman kalsın demek çok doğru değil'

ÇEVRE ve Orman eski Bakanı Osman Pepe: Orman, orman olarak kalsın demek çok doğru değil. Ormanın koruma kollama dengesini gözetmek lazım. Ama her şeyi turizm, para, ticaret olarak görmeye başladığınızda iş şirazesinden çıkıyor. Kontrol mekanizmasının çok güçlü olması lazım. Bu sahada güçlü olursak istismarlar minimize edilecektir. Doğa tahrip edilirse turist neden gelsin? O zaman yapılan gecekondu olur, turizm olmaz. Çevrenin çok iyi kullanılması, altyapı üstyapı uyumlu olması lazım. Hiç turizm tesisi yapmayalım demek yanlış. Maden de aranacak, tesisler de yapılacak. Ama, yok pahasına tahrip doğru değil.

Antalya'daki orma yandı, izin çıktı

ANTALYA'DA Bodrum'dakine benzer bir tahsis olayının gerçekleştiği ortaya çıktı. Kundu Beldesi'nde MNG tarafından 1998'de Topkapı Palace Oteli yapıldı. Ancak MNG, denize sıfır yaptığı bu turistik tesisle yetinmedi. Holding, tesisin arkasındaki bin dönümün üzerinde alanı kapsayan ve imar planlarında "Kundu Kent Parkı" olarak işlenen 1 milyon 40 bin 955 metrekarelik alanın da kendisine tahsis edilmesini istedi. Ancak tahsis izni çıkmadı. Bu tahsis kavgası sürerken, 1999'da ormanlık alanda büyük bir orman yangını çıktı. Köylülerin o dönemdeki iddialarına göre bu alanı, bu bölgeyi tahsis almak isteyen firma yakmıştı. Yangında ormanlık alanın büyük kısmı tamamen kül oldu. Çok geçmeden MNG, Orman Bakanlığı mülkiyetindeki bu alanı yeniden tahsis almaya çalıştı ve sonunda 18 delikli golf sahası ve tatil köyü yapılmak üzere tahsisini aldı.

DANIŞTAY DAVA AÇTI

Ancak Mimarlar Odası Antalya Şubesi, Antalya Barosu, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi, Kundu Muhtarlığı ile Kundu köylüleri bölgeye ilişkin planların ve tahsisin iptali için Danıştay'a dava açıldı. Danıştay 6. Dairesi, bu alana ilişkin planları Türkiye'ye emsal olacak çok önemli gerekçelerle ve oybirliğiyle iptal etti. Ancak tahsis halen MNG Holding'de.

Kaynak: GAZETE VATAN

Mehmet Can 26-08-2008 16:49

özelleşmese neye yararki.sonuçta köylü gariban hariç isteyen istediği yeri alıyor.biz köylülerede ormanları nasıl koruruz düşüncesi kalıyor.******* tartışmaya gerek yok

malina 26-08-2008 21:59

Alıntı:

MNG nin eski bir yangınını anımsadım. Sene 2003 yazı, Ankara Uğur Mumcu caddesinde ki MNG nin devasa binasının çatısı bir yaz günü tutuştu - ya da tutuşturuldu. Ama çatının dışındaki bir bölüme, yangın atlamadı. Aylar sonra çatının onarımı bittiğinde ne görelim. Binanın mevcut yapısını üzerine iki kat daha çıkılmış. Zaten eski haliyle, o bina o caddenin en yüksek binası idi. Hafızalarımızı tazelemek adına...
Esenkalın,
C. Özgür
Kırsal Çevre Yahoo Gruptan gelen epostada okudum. Ankaralı arkadaşlar bu olayı hatırlıyor mu?

Mehmet Can 26-08-2008 22:39

Sizlerinde bütün samiyetinizle ormanları korumaya çalıştığınıza inanıyorum.peki ne yapabiliriz ormanların korunması hakkında.ben başlarda özeleştirmeyi savunuyordum çünkü ülkemizin hiç bir yerinde ormanlar bu kadar iyi korunduğunu zannetmiyordum.bu da benim için bir örnekti.iyi korunmasının sebebide ormanların % 80 i özelmülkiyet olduğu geri kalan kısmıda köy vatantaşının faydalanmış olduğu ormanlar olmasıydı.sizlerde haklısınız şuan hiçbirşey 1930lardaki değilki o zamanki gibi özelleştirilebilsin.Birde ben kendimi yeteri kadar ifade edemedim size

hassoman 27-08-2008 11:08

Sayın Oğuz Karsan biliyorsunuz altın madencilerinin, ormanları özelleştirmecilerin yaman savunucularındandır.:p
Hem de bunu hiçbir çıkarı olmadan Kaz Dağlarında altıncıların şantiyesinde içtiği acı bir kahve uğruna bu yola baş koymuş biridir. Boşuna dememişler ‘bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır…’ diye… Yani vahşi kapitalizmi savunmak için önünde daha kırk yıl var sayın Karsan’ın…:D

Bakın http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=9523 buradan hücre # 18 de ona ne demiştim:

‘…Siz ormanların korunamadığını bu yüzden özelleştirilmeleri gerektiğini öne sürerseniz ben de ormanda özelleştirme tartışmaları çıktığından beri orman yangınlarının çoğalması bir rastlantı mı dersem ne olacak peki?..’


Gelen haberler bu kuşkumu haklı çıkartır boyutu da aşmış durumda.
İşte size bir haber daha:


Alıntı:

‘MNG canı isterse ağaçlandıracak’

27/08/2008

Bodrum’da geçen yıl yanan ormanın altından MNG Holding’e tahsis çıktı. Orman Bakanlığı ‘Tahsis yangından önceydi’, Turizm Bakanı ‘Yanan her orman ağaçlandırılacak’ açıklaması yaptı. Ama atı alan Üsküdar’ı geçti. Bir bakanlık yetkilisi, ‘Tahsis olmasa devlet ağaçlandırırdı. Şimdi MNG eğer isterse orayı ağaçlandırır’ dedi

ANKARA/ANTALYA -
Bodrum’da 2007 yılında yanan ormanlık alanın, bir yıl önce ikisi MNG Holding bünyesinde olmak üzere üç şirkete otel için tahsis edildiği ortaya çıktı. Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri 1987’de söz konusu bölgenin ‘turizm merkezi’ ilan edildiği hatırlatarak yanan ormanın, ‘orman vasfını yitirdiğini’ ve ‘MNG’nin mülkü’ haline geldiğini söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay dün “Bir ağaç için bir tesisi feda ederiz. Kimse ormanı yakarak kendisine yeni bir alan üretemez. Bu umudu taşıyanlar varsa akıllarından çıkarsınlar” dese de yanan ormanı tekrar ağaçlandırmak arazinin tahsis edildiği MNG Holding’in keyfine kalmış.
Radikal dün yanan alanların akıbetiyle ilgili MNG Holding’e ulaşmaya çalıştı. Ancak holdingden herhangi bir yanıt gelmedi.

2006’da tahsis edildi

Bodrum’da geçen yıl alev alev yanan Pina Yarımadası’nda, Güvercinlik Köyü çevresindeki ormanlık alanın bir bölümünün turistik tesis için ikisi MNG Holding bünyesinde olmak üzere üç ayrı şirkete tahsis edildiği ortaya çıktı. 2006 yılında Mehmet Nazif Günal’ın sahibi olduğu MNG Holding bünyesindeki Günal İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş.’ye 85 dönüm ve Güvercinlik Enternasyonal Otelcilik Turizm A.Ş.’ye ise 80 dönümlük alan tahsis edildi.
Aynı yıl Erhan Boysanoğlu’nun sahibi olduğu Mesa Holding bünyesindeki MİA Turistik Tesisleri A.Ş.’ye de 95 dönüm alan tahsis edildi.

Üç yerden yanmıştı

Üç şirkete tahsis edilen ormanlık alanda geçen yıl çıkan yangında 238 hektarlık ormanlık alan yanmıştı.
Yangının üç ayrı noktadan başlaması nedeniyle sabotaj iddiaları ortaya atıldı. Ancak yapılan soruşturmada herhangi bir bulguya rastlanmadı. Yurtsever Cephe Bodrum İnisitiyatifi ormanın turistik tesis yapmak için kasten yakıldığı iddialarını gündeme getirdi.

Orman elden ele...

Çevre ve Orman Bakanlığı’nın dünkü açıklamasında, yanan alanların, Bakanlar Kurulu’nun 11.09.1987 tarihli kararıyla ‘turizm merkezi’ ilan edildiği hatırlatıldı.
Açıklamaya göre bu alanlar, 12. 08.1991 tarih ve 1742 sayılı Tarım ve Köyişleri Bakanlık “oluru” ile Turizm Bakanlığı’na 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8. maddesi gereğince tahsis edildi. Alanların, Turizm Bakanlığı’nca 1997/2. grup olarak tahsis edilmek üzere ilan edilerek 08.09.1997 tarihinde ihale edildiği ifade edildi.

Açıklamada, kültür balıkçılığı faaliyetinde bulunan işletmeler ile Turizm Bakanlığı arasındaki uyuşmazlığın giderilmesinin ardından alanların Haziran 2006 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca kesin tahsisinin yapıldığı kaydedildi.

Radikal’in sorularını yanıtlayan bir bakanlık yetkilisi yanan alanın ‘turizm merkezi’ ilan edildiği için devlet tarafından ağaçlandırılmasının düşünülmediğini söyledi. Yetkili, burada MNG Holding ‘isterse’ ağaç dikebileceğini söyledi.

Önce tahsis sonra yangın

Açıklamada yangının tahsisten sonra meydana geldiği, yangından sonra herhangi bir kuruluşa orman alanının tahsisinin söz konusu olmadığı kaydedildi. Anayasa’nın 169. maddesinde ‘Yanan ormanların yenisi yetiştirilir, başka bir iş için kullanılamaz’ ifadesinin yer aldığı hatırlatılan açıklamada kanunen Orman Genel Müdürlüğü’nün yanan alanları bir yıl içinde ağaçlandırmakla mükellef olduğu vurgulandı.

'......................'

MNG’nin ilk sabıkası değil

MNG Holding’in Antalya Topkapı Palace’ın arkasındaki ormanlık alanın tahsisi için başvurusu 1999’da reddedildi. Bir yıl sonra çıkan yangının ardından o alan MNG’ye verildi. 2006 yılında ise Bodrum’da MNG’nin iki şirketine ormanlıkta otel izni verildi. Bir yıl sonra yangın çıktı. MNG aynı bölgede koyu toprakla doldurdu. (Radikal)
Buyurun bakalım!..
Hadi buyurun!..
Bu haberlere rağmen eğer hâlâ ormanlık alanların özelleştirmesini savunanlar varsa onların kişisel çıkar peşinde olduklarını, çıkarlarına çomak sokulduğu için devlete ver yansın ettiklerini vicdanım sızlamadan rahatlıkla söyleyebilirim. Buna nedenle onlara söz hakkı düşüyor. Onlar da özelleştirmeye karşı olanların bundan ötürü ne gibi kişisel çıkarları olduğunu buyursunlar söylesinler…

berduray 27-08-2008 11:29

Olup bitenleri endişe ile izliyorum, golf sahası yapmayı düşünüyorlarmış ağalar, paşalar...

Oysa bu iş için Karadeniz iklimi daha müsait, hem o bölgemiz de kalkınsın, bu susuzlukta, bu sıcakta ...Hangi mantıkla? Golf pahalı bir spor, bunun çim sahasını oluşturup, devamını sağlamak Bodrum ikliminde zor,

Aman ensesi kalın kodamanlar spor yapsın,ağalar paşalar da çuvalla para kazansın...

Allah ıslah etsin, gözlerini toprak doyursun inşallah.


Bu vatanın ekmeğini yiyip bu vatana ihanet edenlerin soyu kurusun.

cemal.S 27-08-2008 13:05

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi berduray (Mesaj 272071)

........Aman ensesi kalın kodamanlar spor yapsın,ağalar paşalar da çuvalla para kazansın...
Allah ıslah etsin, gözlerini toprak doyursun inşallah.
Bu vatanın ekmeğini yiyip bu vatana ihanet edenlerin soyu kurusun.

Doğru söze kim ne der bilemem ancak ben amin demekten başka bir şey düşünemedim bir an.

Saygıyla.

Lilium 27-08-2008 14:05

Doğru söze kimsenin bir şey diyeceği yok zaten, bende katılıyorum.
Ama bu işler inşallah'la maşşallah'la Allah belasını versin demekle bitmiyor arkadaşlar malı alan götürtü.
Çok güzel yazan duyarlı arkadaşlar var, iyide ne nasıl olacak, 50 seneden beri yazılıyor ciziliyor, değişen ne.
Satın daha öncede satıldı, milli mücale ile kurtarıldı, bir daha bu ruhu da bulabilirmiyiz bilemiyorum.

Arzu Kasapoğlu 27-08-2008 19:23

Ülkemiz tamamen yabancıların elinde. Özelleştirme isteyenler bir kez dada düşünmeli!

YİĞİT BULUTUN BİR YAZISI

Türk Telekom, Araplar’ın...

Telsim İngiliz’in...

Kuşadası Limanı İsrailli’nin...

İzmir Limanı Hong Konglu’nun...

Araç muayene işi Alman’ın...

Başak Sigorta Fransız’ın...

İETT Garajı Dubaili’nin...

(Alıcı parayı ödemedi)

Avea Lübnanlı’nın...

Petkim, Ermeni’nin...

Rakı , Amerikalı’nın.

Finansbank Yunanlı’nın...

Oyakbank Hollandalı’nın...

Denizbank Belçikalı’nın...

Türkiye Finans Suudilerin...

TEB Fransız’ın...

Cbank İsrailli’nin...

MNG Bank Lübnanlı’nın...

Dışbank Hollandalı’nın...

Şekerbank Kazak’ın...

Yapı Kredi’nin yarısı İtalyan’ın...

Turkcell’in yarısı Finli’nin, Rus’un...

Beymen’in yarısı Amerikalı’nın...

Enerjisa’nın yarısı Avusturyalı’nın...

Garanti’nin ve Akbank’ın bir bölümü Amerikalı’nın...

Eczacıbaşı İlaç, Çek’in...

İzocam, Fransız’ın...

TGRT (Fox) Amerikalı’nın...

Demirdöküm Alman’ın...

Döktaş Fransız’ın...

Süper FM Kanadalı’nın...

Alışveriş yaptığınız marketlerin neredeyse “tamamı” yabancıların...

Yıllık ödediğimiz 50 milyar doların “neredeyse” tamamı yabancının...

2003 başına kadar hepsi “yüzde 100’ü Türk sermayesine ait şirketlerdi”...

Bu ülke “Bizim” deyip, duruyorsunuz söyleyin bakalım, sizin neyiniz var bu topraklarda!
KAYNAK: GAZETE VATAN

malina 27-08-2008 22:30

Benzer bir yazı daha :)

Alıntı:

Du yu andırsitend?


AKP’li belediyenin zabıtaları Keçiören’de içki satan gariban büfeciyi sopayla dövdüler ya... Amerikan Büyükelçiliği anında soruşturma başlattı.

*

Bazı salak arkadaşlar da sevindi...

"Büfeciye Amerikalılar sahip çıktı!"

*

Kardeşim!

Tekel bayii orası...

Tekel, British American!

Yeni Rakı satılıyor orada...

Yeni Rakı, Amerikalı!

Marlboro.

Camel.

Parliament zaten malum da...

Samsun, British American.

Maltepe, British American.

Viski satılıyor...

Johnnie Walker, İskoç.

Jameson, İrlanda.

Jack Daniel’s, Amerikan.

Absolut da satılıyor...

İsveç votkası.

Güzel güzel biralar var...

Miller, Amerikan.

Beck’s, Alman.

Corona, Meksika.

Carlsberg, Danimarka.

Heineken, Hollanda.

Budweiser, Belçika.

Foster’s, Avustralya.

Efes Pilsen, Coca Cola ortaklı.

Coca Cola, Amerikan...

*

O büfede, Türk olan sadece büfeci!

*

Coni malını koruyor, malını...

Onun için soruşturma açıyor.

Yoksa, eli sopalı dinciler, gariban

büfecinin burnunu kırmış, ona ne?

*

Üstelik...

Sen ne malına sahip çıkıyorsun, ne insanına... Dinciler büfeciyi yamultmuş, Amerikalılar soruşturma açmış, sana ne?
Yılmaz ÖZDİL
Hürriyet

Arzu Kasapoğlu 28-08-2008 00:01

Yiğit Bulut bazı özelleştirmeleri yazmayı unutmuş

Erdemir ( satılmaması için çok uğraş verilmişti)

Petrol Ofisi

Tüpraş

Madenlerimiz......

Bir de yabancılara satılan topraklarımızı unutmayalım. Daha önce yabancılara yapılan toprak satışı konusunda alıntıladığım yazı için bazı arkadaşlar beni eleştirmişti.

''Yabancılara toprak satışı neden zorlaştırılıyor, yasaklanıyor anlamıyorum'' diyen arkadaşlar vardı. Umarım yukarıdaki uzun listeler onların konuyu anlamalarına biraz yardımcı olur.

Oğuz Karsan 28-08-2008 17:28

Özeleştiriye tahammülümüz var mı? EĞİTİM ŞART !
 
Merhaba,

Ben ilkokulda okurken yerlimalı haftaları olurdu. Mümkün olduğunca yerlimalı kullanmaya gayret eder tasarruf sağlamayı öğrenirdik.

Özeleştiriye tahammülümüz var mı?

- Neden, yıllarca alınan dış yardımların, yararlı ve ülke menfaatini ilgilendiren konulara harcanmasını halk olarak denetleyemedik?
- Neden, ülkemizin geleceğini olumlu yönde değiştirebilecek aydınlarımız yıllarca kazalar ve suikastlere kurban gitti ?
- Okuma yazma bilmeyen insanlarımız neden pahalı ve çok fonksiyonlu cep telefonu kullanmayı tercih ediyorlar?
- Üretim için kredi istediğinizde önümüze türlü engeller çıkaran bankalar, nasıl kaldırımlarda sorgusuz sualsiz kredi kartı dağıtabiliyorlar?
- Neden asgari ücretli insanlarımızın cebinde maaşının 5-10 katı limitli kredi kartları var?
- Bizi sömürmek isteyen emperyalist ülkelerden, neden daha fazla mal üretemiyoruz?
- Kendi çıkarını ülkesinin çıkarından önde tutan kişiler masıl milletvekili seçilebiliyorlar?
- Üretim fazlamızı dünya pazarlarına sunup elde ettiğimiz dövizi yatırıma ve insanımızın refahını sağlayacak yatırımlara dönüştürebildik mi?
- Ülkemizdeki insanların hepsini okuryazar yapıp, ülkesini seven veya en azından ileride yetkili bir makama geldiğinde ülkemize zararı olabilecek anlaşmalar yapmaktan kaçınabilecek, gerçek vatansever ve Atatürkçü nesilleri neden yetiştiremedik?
- Kurtuluş Savaşı sonrası aydını ve okumuşu yok denecek kadar az kaldığından, ülke insanını hem eğitecek hem geliştirip üretime yönlendirebileceği ve bu suretle ülkemize gelişim hamlesi yaptıracağı kesin olan Köy Enstitüleri hangi gücün etkisiyle kapatıldı?
- Yazılı ve sözlü basınımız kime hizmet ediyor?
- KİT'lerin yönetimleri nasıl siyasallaştırıldı? İktidar partilerine hizmet eder hale getirildi? Yıllarca milyarlarca lira zarar eden KİT'lerin yöneticilerinin görevde kalmasını kim sağladı?
- Ülkeye kaynak sağlamak amacıyla kurulan KİT'lerin uzun yıllar zarar etmesine kim göz yumdu?
- Eğitim içeren programlara ihtiyacımızın bu kadar çok lazım olduğu bir devirde, sahte mutluluk dağıtarak gençlerimizi uyuşturan eğlence programlarını kim tasarlıyor?
- Neden her mahallede 3-5 yaşındaki çocukların rahatlıkla girebildiği atari salonları denetlenemiyor?
- Uyuşturucu kullanma yaşı neden azalıp duruyor?
- Dünyada aranan ve satılabilecek ne gibi bir mal üretebiliyoruz?
- Şu an iktidarıyla, muhalefeti ile neden bütün partilerin programlarında özelleştirme en ön sırada?
- Ülkemizde üretimde eksikliğini hissettiğimiz teknik kadroyu yetiştirebilecek meslek liseleri, imam hatip bahanesiyle neden ve hangi güç tarafından köreltildi.
- Neden yıllarca ülke kaynaklarını hesapsızca harcayan, akıp gitmesine göz yuman, peşkeş çeken, kimselerden hesap soramıyoruz?
- Lazım olan kaynağı başka nereden yaratabiliriz?
- Özelleştirmeyip ne yapabiliriz?

Yukarıdaki soruların cevaplarını bulduğumuzda oynattırılan oyunun farkına varacağız. İkinci farkına varacağımız şey ise kredi kartımızın ödemesi geldiğinde artık bazılarımızın gelirlerinin sadece asgari ödemeye yettiğidir. Yani biz şimdiki paramızı değil bir anlamda geleceğimizi yiyoruz.

Kısaca sömürü düzenine yıllardır yanlış uygulanan politikalar ile teslim edilmişiz. Ve bize özelleştirme yapmaktan başka çıkar yol zaten bırakmamışlar.

Şimdi biz yanıp tutuşup para arama telaşındayken tabi ki elimizdeki stratejik öneme sahip son birkaç kuruluşu da yok pahasına almaya çalışacaklar.

Bu bu günün meselesi değildir. Lozandan beri biz uyutulurken sahnelenen bir oyunun belkide son perdesidir. Ülkemizin bu gün büyük potansiyeli olabileceğini 50 yıl önce gören ülkeler, Dünya kaynaklarını soyarken, ayaklarına dolaşmayalım diye, elimizi kolumuzu bağlamak için türlü oyunlar sergilemiş ve genelde de başarılı olmuşlardır.

Ülkemizin önündeki 3o yılı nasıl yaşayacağı, Şu anda gerekli olan adımları atmakla mümkün olacaktır. Dikkatli adımlar atmamız gerekir. Uyumamalıyız.

Saygılar.

malina 28-08-2008 21:55

Sorular cevaplardan önemlidir.

Çünkü sorular, verilecek cevaplarla bir yol haritası çizmek için sorulur...

Doğru soruları, doğru sıralamayla sormazsanız, bir işe yaramayan sorular yumağı oluşur sadece... Sizinki de öyle olmuş.

kiwici77 29-08-2008 00:12

Ben, sayın Karsanın metnini, bu siteye gönderilen alelade bir yazı gibi okumadım.
Öncelikle, soruların içinde zaten cevapların bulunduğunu belirtip, duyarlılığıza ve akı(l)cı yazınıza şapka çıkartıyorum sayın Karsan.

malina 29-08-2008 09:57

Alıntı:

- Ülkemizde üretimde eksikliğini hissettiğimiz teknik kadroyu yetiştirebilecek meslek liseleri, imam hatip bahanesiyle neden ve hangi güç tarafından köreltildi.

- Neden yıllarca ülke kaynaklarını hesapsızca harcayan, akıp gitmesine göz yuman, peşkeş çeken, kimselerden hesap soramıyoruz?
Birinci soru için iktidarların tavrının sorgulanması gerekiyor; ikinci soru için, halkın tavrının sorgulanması...

İki soru ve cevabı, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde eşit ağırlıkta mı? Halk, karnını doyurma aşamasını geçerse, başka konularda fikir üretebilir hale gelir. Eşit olmayan koşullar için eşit sorumluluk yüklerseniz; yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan noktasında takılı kalırız.

Ya da genelleme yapar rahatlarız. "Biz Türkler, adam olmayız!"

Eee, nerede sorulara vereceğimiz cevaplar aracılığıyla oluşturacağımız yol?

eskimo 29-08-2008 16:03

Alıntı:

- Şu an iktidarıyla, muhalefeti ile neden bütün partilerin programlarında özelleştirme en ön sırada?
Cevap:Çok karlı(!)

Özelleştirmeyi başlatan'ın kızının jaguar marka arabası konuşuluyordu,
kaldığı yerden devam edenin de ,oğlunun gemiciği.....
muhalefet iktidara gelirse,özelleştirmeye babalar gbi devam ederse, onu o zaman konuşuruz..

Oğuz Karsan 29-08-2008 17:21

Merhaba,

Yazdıklarımı politika yapmak için yazmıyorum. Ancak ülke geleceği için ne planlamaya kalksak içinde politika oluşuveriyor. Ama parti gözetmiyorum çünkü başa hangisinin geldiğinin pek önemi yok. Hepsi aynı eylemleri yapmak zorunda bırakılıyorlar.

Ben insanlardan çok olaylara dikkat ediyorum. Başımıza eskiden ne gelmiş? Şimdi ne geliyor, karşılaştırıyorum.O parti, bu parti yok.

Pek bir değişiklik yok düşmanlar aynı, hainler çoğalmış, heryer ülkesini her an satabilecekler ile dolu. Peki biz ne yapıyoruz? Geçmişte olduğu gibi yine cambaza baktırılıyoruz.

Hani ürettiğimiz uçaklar, gemiler. Nerede bilimadamlarımızın yaptığı buluşlar? Bir ülkeyi yok etmek için eğitimine saldıracaksın. Düşmanlarımız bizi top ve tüfekle yenemeyeceklerini anladılar. Öyle de yapıyorlar. Bizi öyle bir hale getirdiler ki kendiliğimizden geliişmemizi sırtlayacak o çok kıymetli teknik adamları yetiştirecek olan meslek liselerini irticayı engelleme bahanesiyle baltalıyoruz. Sonra ne oluyor? Elimizde binlerce mimar, mühendis var ama gemi inşa edemiyoruz. Neden? Çünkü kaynakçı, frezeci, elektrikçi, demirci vs. ci yok

Başarılı olup dünya pazarlarında kendileriyle rekabet edebileceğimiz her sektörün önünü bir şekilde kesmeyi başarıyorlar. tarımımıza da el attılar. Önce kuş gribi, sonra zehirli keneler, verimli olacağını söyledikleri kısır tohumlar.

Ama en önce insanımıza el attılar. Farkındaysanız artık insan yetişmiyor. Elimizdekiler ile yetineceğiz artık. Filan partinin başkanı başarısız ama yerine adam yok. Farkında mısınız? gençlerimiz siyasete girmek istemiyor. Görünmez bir güç, ülkeyi şu anda başımızdakilerden çok daha iyi yöneteceği kesin olan pırıl, pırıl gençlerimizi engelliyor. Bu olay bile dış kaynaklı. Başarısızların gitmemesinin tek nedeni oynanan oyunun belki de parçası olduklarından. Amaç yine aynı. Ülkeye zaman kaybettirip atılması gereken önemli adımları attırmamak.

Her yer işsiz üniversiteliler ile dolu. Peki bu çocukların onca senesi onca emek yazık değil mi? Peki devlet planlama teşkilatı neyi planlar? Onca eğitim müsteşarı ne yapar? Hangi iş kolunda insana ihtiyacımız olduğuna kim karar verir? Peki niye işlerini yapmadılar? Kim hesap soracak?

İşte Malina bizim hesap sormamız lazım ama biz öyle işlerle meşgul ediliyoruz ki hesap sormak aklımıza bile gelmiyor. Soracak halimiz kalmıyor. İşte oynanan oyun bu. Bir o parti geliyor onun adamları yanlış işler yapıyor. Bir bu parti geliyor bunun adamları aynı yanlışları yapıyor. Ama olay aynı. Yapılan yanlış aynı. Ne yapılan yanlışlardan ders çıkarabiliyoruz. Ne de yapılmasını önlemeye gücümüz yetiyor.

Ulu Önder, Gençliğe Hitabeyi boşuna yazmamış. Bu günlere ve aynı yanılgılara tekrar düşürüleceğimizi çok iyi tahmin etmiş. Ama her okula, her öğrencimizin karşısına koyduğumuz halde, O çok kıymetli reçeteyi gerektiği gibi hazmettirememişiz gençliğimize. Yoksa gençlik eğlence yerleri yerine üretim yerlerinde olurdu. Öğle vakti milyonlarca insan boş boş sokaklarda gezmezdi

Halbuki herşey belli. Düşmanlar eskiden de aynıydı. Şimdi de aynı. Sadece yöntemler biraz değişti. Dış düşmanlara kim yardım edecek? İç düşmanlar ne yapacaklar? Biz düşmanlarımıza ne şekilde cevap vereceğiz? Hepsi belli aslında.

Bir düşünün bu gün hiç borcumuz olmasa ne olur? Yine birkaç yıl içinde borçlu hale getiriliriz. Çünkü geçmişi unutmuşuz. Gençlerimize eskiden neler yaşadığımızı anlatamamışız. Olaylar aynı, sadece insanlar farklı.

Önce borcumuzu bitirmeli, yeni borçların oluşmasına izin vermemeli, tuzaklara düşmemeli ve üretim yapmalıyız. Ama ne olursa olsun birşeyler üretmeliyiz. Yoksa elimizdekileri seve, seve özelleştirirler.

Yapılacak tek iş reçeteyi uygulamak. Yoksa elimizdeki, herşey gider. Önce ayağımızı yorganımızın altına çekmeliyiz. Sonra Kredi kartlarımızı kırmalıyız. Dış borcumuzu sıfırlamalıyız. Başka türlü bu ülke hamle yapamaz. Borçlu insan birşey yapamaz. Sömürülmeye devam eder dururuz.

Saygılar

Arzu Kasapoğlu 12-09-2008 01:31

Türkiyenin geleceği Bor Madenleri ABD ye satılacakmış. DSP-MHP-ANAP hükümeti zamanında da bor madenlerinin özelleştirilmesi konusunda büyük çaba sarfedilmiş, fakat Şükrü Sina Gürel'in büyük mücadelesi sonucunda özelleştirilmesi yapılamamıştı.

Bu özelleştirme Türkiye'ye yapılabilecek en büyük ihanettir.

Aşağıdaki yazı Erdal sarızeybek'in sitesinden alıntıdır. Bor madenlerinin satışına izin vermemeliyiz.



BİR OKURDAN GELDİ, BEN DE SİZE YAZDIM.


* Türk Telekom, Arap'ların
* Telsim, İngiliz'in
* Kuşadası Limanı, İsrail'linin
* İzmir Limanı, Hong Kong'lunun
* Araç Muayene işi, Alman'ların
* Başak Sigorta, Fransız'ın
* AdaBank, Kuveyt'linin
* İETT Garajı, Dubai şeyhinin
* AVEA, Lübnan'lının
* PETKİM, Kazak dediler, kazağı çıkardık altından Ermeni çıktı.
* Rakı Fab. Amerika'lının
* FinansBank, Yunan'lının
* Oyak Bank, Hollanda'lının
* DenizBank, Belçika'lının
* Türkiye Finans, Kuveyt'linin
* T.E.B. Fransızın
* C Bank, İsrail'linin
* MNG Bank, Lübnan'lının
* Alternatif Bank, Yunan'lının
* Dış Bank, Hollanda!lının
* ŞekerBank, Kazak'ların
* Yapı Kredi Bankası (yarısı), İtalyan'ların
* TürkCell, yarısı Rus'un, yarısı Fin'linin
* Beymen'in yarısı ABD'linin
* EnerjiSA, yarısı Avusturya'lının
* Garanti Bank, yarısı ABD'linin
* Eczacıbaşı İlaç, Çekoslavakya'lıların
* İzocam, Fransız'ların
* TGRT, ABD Fox
* Demir Döküm, Alman'ların
* Döktaş, Fransız'ların
* Süper FM, Kanada'lının
*İMKB BORSA, %70'i yabancıların, eloğlunun emekli maaşlarını ödüyoruz.
* Madenler, Kapanın elinde kaldı
* Petrol, ABD-İngiltere-İsrail üçgeninde
* Topraklar, yine kapanın elinde
* En güzel sahiller, Yağma Hasanın böreği, talan ediliyor.
* MİGROS, yarısından bir fazlası İngiliz'lerin

Say say bitmiyor değil mi ?...

Bizler abuk sabuk şeylerle oyalanırken, ülkemiz birilerince PEŞKEŞ çekildi.

Biz cambaza bakarken, altımızı oydular.

Evet !.... Bu saydıklarımızın tamamı T Ü R K' tü….

Sadece 5 yıl önce…….

Utanmadılar !....

BABALAR GİBİ sattılar !.....

Daha da devam edecekler, utanmadan, sıkılmadan,
Allah korkusu olmadan !...

Şimdi sırada ne var dersiniz ?...

**ETİBANK BOR İŞLETMELERİ **

Asıl değeri 9 Trilyon Dolar….Dikkat !... 9 milyar, 9 milyon Dolar değil…. Tam 9 TRİLYON DOLAR !.........

ABD burayı 40 milyon dolara kapatacak...

YAZIKLAR OLSUN !...

Kaptırana da…. Verene de…Susup seyredene de…..

YAZIKLAR OLSUN !............

Bu haberi olabildiğince herkese gönderin,

Bir mail den ne olacak ki demeyin, Vatanını seven herkese gönderin.

Çok yakında ETİBANK'ıda satacaklar !...

Alıcısı hazır bekliyor…A B D

BOR İŞLETMELERİ de beraberinde gidiyor….

Konulan fiyat 40 Milyon Dolar

Asıl değeri 9 TRİLYON DOLAR !...

Bu PEŞKEŞ'e de müsaade etmeyelim.

Bu detay çok ama çok önemli !......................................

BOR ile çalışan araba üretildi. Arabayı BOR madeni ile çalıştıracak
Patentli 600 proje olduğu ortaya çıktı. TÜRKİYE Kıskaçta…..

Türkiye, Dünya BOR rezervinin %70'ine sahip,,,

Evet yanlış duymadınız BOR'un dörtte üçü bizim ülkemizde…

İç ve dış borçlarımızın 40 katı değerinde bir zenginlik bu…

ABD ve AB emperyalistleri, bizler uyanmadan, halkımız TÜRBAN'la, terörle, iç çekişmelerle, PopStar la, Aptal dizilerle, Sabah sabah dedikodu programlarıyla oyalanırken, bu önemli kaynağı da ele geçirmek için kolları sıvadılar bile…..

Bu haberi çevrenizdekilere yollayın, MAİL atın, bilinçli toplum oluşturmaya katkınız olsun.

KAYNAK: ERDAL SARIZEYBEK.COM


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 23:11.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025