![]() |
Konuyu bu bölüme almayı uygun buldum.
|
Ormanlar sahipsiz kaldı.
........ Yangınların söndürülememesi ise konuyla ilgili çevrelerin tepkisini çekiyor. Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Sezai Kaya AKP hükümeti döneminde teknik kadro sayısının azaltıldığını vurgulayarak ''8-9 bin olan orman muhafaza memuru sayısı 4 bine düştü.Teknik kadro üçte bir azaldı.Bu sayı yetersiz kalıyor''diye konuştu. TEMA Vakfı Güneydoğu Anadolu Projeler Koordinatörü Orman Mühendisi Tamer Soylu ise Çevre ve Orman Bakanlığına ödenek konusunda ''üvey evlat ''muamelesi yapıldığını belirterek ''Dünyada 5 bin hektarlık alana koruma için işletme şefi atanırken,Türkiye'de 50 bin ila 200 binlik alana bile atanamıyor''dedi 27 yıl dozer oparatörü olarak çalışan imdat Torun ise Orman Genel Müdürlüğü'nün teknolojinin gerisinde kaldığını belirterek önlemler konusunda eksik kalındığını kaydetti. 23/8/2006 Cumhuriyet |
Alıntı:
Sonra gelsin kadrolaşma. v.s.... |
Kurban bayramında mudurnu Sünnet göle gittik.
Bolu Ormanları içinde, tek bir tesis olan bir işletme. Sabaha karşı 3 gibi ahşaptan yapılmış oyun binası elektirik kaçağından tutuştu biz uyanana kadar yan taraftaki çatısı ve içi ahşap olan binaya yangın şıçradı. Çalışanlar ve misafirler, ellerinde kovalar ,hortumlar yangına kuş misali müdahale ettiler(bir çok misafirde kaçtı),itfaiye ye haber verildi ancak 5 saat sonra itfaiye aracı gözüktü ama içinde itfaiye eri yok. Söför, erler gelmeyince kapmış aracı getirmiş. Neyseki yangın kontrol altına alınmıştı bir kaç ağaçın büyük dalları ve bir bina yandı. . |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Günlerdir yoğun dumanı görüyor ve kokusunu duyuyorum. Kıbrıs Kanyonu denilen yer, buralardaki tur şirketlerinin trekking düzenlediği, kiminin de jeep safari yaptırdıkları bölge. Normal araçların giremeyeceği, çok engebeli bir arazi olduğu için karadan yapılan çalışmalar çok sınırlı kalıyor ne yazık ki.. Helikopter pistimiz kasabanın merkezinde olduğundan çalışmaların nasıl gittiğini görebiliyoruz. O civarda ve orman işletmelerinde yoğun bir telaş var, çaresizlik gözleniyor insanların yüzünde..
Dün bir yetkiliyle konuştuğumuzda, durumun çok kötü olduğunu ve destek gelmezse 10gün daha yangının bu hızla sürebileceğini ve sürerken de vadinin dışına çıkıp akla gelmeyecek kadar geniş alana yayılabileceğini söyledi. Yangının şu andaki gidişatına göre Kasaba, Sütleğen ve İslamlar köyü tehlikedeymiş. Kasaba köyündeki evleri 3 gün önce boşalttıklarını ben orada yaşayanlardan biliyorum zaten.. Diğer köylerde de sanırım bu tür boşaltma çalışmalarına başlayacaklar. Bir de hayvan çığlıklarını duyanlar var üst mahallelerde.. Ben daha denize yakın bir kesimde oturduğumdan duymuyorum ve buna şükrediyorum utanarak.. Çaresizliğimin, birşey yapamadan seyrediyor olmamın, bundan sonrasında ne yapabilirize cevap arayıp aramadığımızın utancını ise herkesle paylaştığımı düşünüyorum. Hava zaten burada çok sıcak, bir de yangının sıcağı gelince tam bir cehenneme dönüşüyor. Doğanın nasıl bir işleyişi varsa, haftalardır yaprak kımıldamazken, yangın çıktığından bu yana her sabah saat 5-6 civarında bir rüzgar çıkıyor, size anlatamam.. Hani yangın daha da büyüsün istiyor sanki doğa.. Sabah isyan ettim, eseceğine yağ diye. Ama sözüm geçmedi tabii ki.. Yangının başladığı gün, bizim buralara değil ama o alanda şiddetli yağmur yağdı. Yıldırım düşmesi doğru bir seçenek gibi. Çünkü sabotaj ihtimali için düzgün alan değil orası. Ancak söylenilenler gibi terör amaçlı bir saldırıysa bunu da bilemiyorum. Bu tür durumlarda bin tane hikaye yazılır ya, hangisi doğru bilemez insan... bazen de hiç bir önemi olmaz bu hikayelerin.. Ağaçlar, hayvanlar yanıyor, bildiğim tek gerçek bu benim.. Sevgilerimle.. |
Bu durumu görüp de bir şey yapamamak daha ızdırap verici olmalı.
Harcanan çabaların yetersiz olması insanı bir yandan karamsarlığa sürüklüyor ve yangınlar için alınması gereken tedbirler hakkında başka ne yapılabilir sorunusu düşündürtüyor . Acaba diğer ülkelerde nasıl yöntemler uygulanıyor? Yangının henüz ulaşmadığı bölgelerde bir ağaçsız alan oluşturularak yangının önüne set çekilemez mi diye düşünüyorum ama sarp arazide bu ne kadar uygulanabilir. Gerçi muhakkak bu ve benzer yöntemler uygulanıyordur. Yılmaz döndüğünde bizi bu konuda bilgilendirir belki. Belki sen de orada neler yapıldığı farklı bir gözle gözlemlerini bizimle paylaşmaya devam edersin. Bu arada uzaktan da olsa fotoğraf çekebilirseniz.... ne olur bilmiyorum ama görmek algıyı kolaylaştırıyor işte... henüz erken ama hepimize geçmiş olsun |
Alıntı:
|
Sadece helikopterlere kaldık...
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Az önce Hürriyet'in internet sayfasında, yangının kontrol altına alındığını ve 3 helikopterin işi bırakıp geri döndüğünü okudum. Doğru bilgi mi bu, akşama öğreneceğim. Size de yazarım..
|
Yazdıklarınızı okuyorum duygularınızı okuyorum ve zaten hazin olan halim iyice berbatlaşıyor. Az önce hürriyet gazetesinde sevindirici bir haber okudum Kaş'daki orman yangını karşı ateşler açılarak kontrol altına alınmış . 62 yıl önce aynı yörede bir yangın daha çıkmış ve haftalarca sürmüş [QUOTE]Kaş'taki yangın 7'nci gününde söndürüldü
A.A. Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı Kemer köyü yakınlarındaki Kıbrıs Deresi kanyonunda 19 Ağustosta yıldırım düşmesi sonucu başlayan orman yangını, 7. gününde, kanyon dışına yayılmayacak şekilde kontrol altına alındı. Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı Kemer köyü yakınlarındaki Kıbrıs Deresi kanyonunda 19 Ağustosta yıldırım düşmesi sonucu başlayan orman yangını yer yer devam ediyor ancak kontrol altında tutulabiliyor ve kanyon çevresinde açılan hatlarla alevlerin kanyon dışına sıçramasının da önüne geçildi. Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, Orman Genel Müdürlüğüne ait bir helikopterle yangın bölgesine giderek, kanyon üzerinde inceleme yaptı. Yüksel, Kemer köyünün Gömüce Mahallesi'nde, Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu'dan yangının son durumu ve söndürme çalışmaları hakkında bilgi aldı, köylüler ve orman işçileriyle sohbet ederek, moral verdi. Vali Yüksel, Gömüce'de 19 Ağustos gecesi yıldırım düşmesi sonucu başlayan yangının bugün itibarıyla sonuna gelindiğini belirterek, “Burada söylenecek olan tek söz şudur: Mücadelenin galibi ormancılardır. Yangın, ormancıların zaferiyle sonuçlanmıştır” dedi. Orman işçilerinin olağanüstü gayret sarf ederek, geceli gündüzlü çalıştıklarını anlatan Vali Yüksel, şunları söyledi: “Belki de ormancılık tarihinde literatüre girecek belki de üniversitelerde ders olarak işletilecek son derece önemli bir yangını hep birlikte yaşadık. Şu an yangın arkadaşlarımızın yaptığı çalışmalar sonucu tamamen kontrol altına alınmıştır. Bu noktadan itibaren soğutma çalışmaları başlamıştır. Tüm çalışmalar bittikten sonra bölgede meydana gelen hasar, arkadaşlarımız tarafından değerlendirilecek. Bütün bu çalışmalar yapıldıktan sonra orman teşkilatı ve yöre halkı, elbirliğiyle bu muhteşem doğa yapısını tekrar eski haline getirmek için her türlü gayreti sarf edeceğiz.” Vali Yüksel, birkaç gündür Antalya ve çevresinden çok sayıda telefon ve elektronik posta aldığına da değinerek, “İnsanlar buranın tekrar eski haline getirilmesi için destekte bulunmak istediklerini ifade ediyorlar. Hatta bir ressam, resimlerini satıp, elde edeceği gelirle buradaki ağaçlandırma faaliyetlerine yardımda bulunmak istediğini ifade etti” diye konuştu. DEĞİŞİK ÖZELLİKLİ BİR YANGIN Kaş'ta, Türk orman teşkilatının karşısına çok değişik özellikli bir yangın türü çıktığına dikkat çeken Vali Yüksel, şu bilgileri verdi: “Akdeniz Üniversitesinden ve Karadeniz Teknik Üniversitesinden bölgeye inceleme amacıyla gelen bilim adamları belki de dünyada örneğinin olmadığı bir yangınla karşılaşıldığını, Kaş yangınının öğrencilere ders olarak okutulması gereken bir yangın olduğunu ifade etmişlerdir. İlk bakışta arkadaşlarımız bu yangının haftalarca sürebileceğini ifade etmişlerdir. Hatta bundan 30-40 yıl evvel aynı kanyonda çıkan yangın, bölge halkının ifadesine göre, kış aylarında karın yağmasıyla sönmüştür.” FARKLI BİR TAKTİK UYGULANDI Ormancılara her zaman inandığını kaydeden Vali Yüksel, şöyle devam etti: “Burada ormancılar tarafından çok değişik bir taktik uygulanmıştır. Burada yangının bizatihi içine girip nokta atışlarıyla söndürülemeyeceği anlaşıldığında, bir karargah çalışması yapılmış, vadinin her iki tarafında şeritler açılmak suretiyle, hiç olmazsa yangının kanyonun dışına taşması engellenmiştir. Müthiş bir çalışma yapılmıştır. Orman teşkilatı 3 günde 20 kilometre uzunluğunda 30 metre eninde şeritler açmıştır. Başta orman işçileri olmak üzere bütün bölgede çalışan, sağlık ekiplerinden mükellefine, herkese çok teşekkür ediyorum. Şimdi sırasıyla çevre illerden gelen personel ve iş makineleri belli bir plan dahilinde geriye gidecek. Daha sonra yorulan işçiler geriye çekilecek, yerlerine yenileri getirilecek. Yalnız bir sürede daha Antalya Bölge Müdürlüğünün ekipleri bu bölgedeki çalışmalarına devam edecek.” Yangından sadece bölge halkının değil, bölgede yaşayan ceylanından kaplumbağasına, tüm hayvanların zarar gördüğünü vurgulayan Vali Yüksel, “Şimdi bizim yapacağımız bu bölgeyi en kısa zamanda eski, doğal yapısına kavuşturmaktır. Bunun için tüm imkanları seferber edeceğiz.” KÖYLÜLERLE SOHBET Vali Yüksel, Gömüce Kahvehanesi'nde, Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu ve Kaş Kaymakamı Hikmet Aydın'dan çalışmalarla ilgili bilgi aldıktan sonra köylülerle sohbet etti. Yüksel'in yanına gelen Gömüce eski muhtarı Ali Güzeloğlu, Yüksel'e, bölge adına yapılan çalışmalardan ötürü teşekkür etti. Güzeloğlu, “Sayın Valim, devletimizin ne kadar büyük olduğunu bu yangında anladık. Burada 40 sene önce çıkan yangın kışın kar yağdığında sönmüştü. Altı günde buradaki yangını söndürdünüz” HELİKOPTERLER DÖNÜYOR Bölgede bugün çalışan 5 helikopterden 3'ü öğleden sonra kendi bölgelerine dönecekler. Antalya'da konuşlandırılan 2 helikopter ise çalışmalarını sürdürecek. Yetkililer, kontrol altına alınan yangının kanyon içerisinde bir hafta kadar daha sürebileceğine işaret ederek, bu durumun yangının genişlemesi bakımından bir tehlike arz etmeyeceğini bildirdi. KAYA VE KAMYON ÜZERİNDE UYUYORLAR Bir haftadan beri geceli gündüzlü, uykusuz çalışan orman işçilerinin bazıları, yangının kanyon içerisinde kontrol altına alınmasından sonra verilen kısa süreli dinlenme molalarında kayalıkların ve arazözlerin üzerlerinde uyudular. Yangın sırasında orman işçilerini en çok akrep sokmaları rahatsız etti. Alevlerden kaçan akrepler, çalıların arasında çalışan işçilerden bazılarını soktu. Ancak, bölgede hazır bulunan çok sayıda sağlık ekibi, akrep sokmalarına anında müdahale etti ve akrep sokmasına maruz kalan işçilere panzehir enjekte etti. Bu işçilerin kısa süre istirahatten sonra çalışmalara yeniden katıldıkları da gözlendi. Çalışmalar esnasında çok sayıda işçi ve orman köylüsü de dumandan etkilendi. İşçilere ve köylülere sürekli ayran ve yoğurt dağıtıldı. /QUOTE] eğer bu haber doğruysa şimdi elimizden geleni yapıp doğayı tekrar canlandırmak için çalışmalıyız. Dün gece Sky Türk Tv. de bir prof.Dr ile konuşuldu Kusura bakmayın ismini hatırlamıyorum hem politik hatalardan hemde doğanın bu yıl çok acımasız olduğunu anlattı. Neden bilinçli insanlar yerine sadece dayıları olanlar iş başına getiriliyor ki. Bu Prof. aynı zamanda bir çok orman bölgesinde değil piknik yapmak içinde yürümenin bile çok büyük bir tehlike arz ettiğini belirtti. Oysa biz nerde bir ağaç altı bulsak hemen mangal gelir aklımıza **** bir sigara yapıp içmek bu gidişatta orman falan kalmayacak ve bir çok bitki ve ağaç türlerini torunlarımız kitaplardan **** internetten okuyacaklar. Saygılarımla |
|
|
Alıntı:
|
Bütün orman yangınları içimizi de yakıyor.Ama bildiğimiz yerler daha bir başka yakıyor.Şeytan Sofrası'ndaki yangının üzüntüsü geçmeden bu sabah sevgili Datça'mda ciddi bir orman yangını başladığını okudum.
Biz bahçemizdeki bir ağaç için komşularımızla tartışırken ormanlarımız elden gidiyor. Bir sigara, bir parça mangal keyfi, hangisi bir ağaçtan daha değerli ? Çoook ama çok üzgünüm. |
Ormanlarımız "dün" yandı, "bugün"de yanıyor ve "yarın da" yanacak ! Çünkü...
27 Eylül 2006 Kırsal Çevre ve Ormancılık Derneği binasında 18.45 bir toplantı vardı. Ormanlarımız "dün" yandı, "bugün"de yanıyor ve "yarın da" yanacak ! Çünkü... konulu toplantıda Doç. Dr. Yücel Çağlar orman yangınları ve temelleri konusu ile başladı konuşmaya.
Kavramsal çerçevede, orman yangını türleri, orman yangınları ile "mücadele"; orman yangınlarının önlenmesi, söndürülmesi konuları işlendi. Daha sonra orman yangını çıkma olasılığı, şiddeti ve yayılma hızı üzerinde etkili olabilen nesnel nedenlerden sözetti. Ben çocukluğumdan bu yana, yangınlar konusunda kitaplardan ve basından duyduğum bilgileri biriktirmişim. Bu sohbet ufkumu açtı doğrusu... Her orman yangınında içim cızlardı, devletin bu konuyla ilgili olduğunu, elinden geldiğini yaptığını düşünürdüm, ama devlet napsındı yangınların çoğu kasıtlı çıkarılıyordu diyordum. Eğitim seviyesi yükselirse, çocuklara ağaç bilinci verilirse belki yetişkin olunca dikkatli olurlar diyordum. Ama bütün bunların Türkiye şartlarında ütopya olduğunu, bu işlerin eldeki şartları en iyi kullanarak, en iyi adamları, işinin ehli yetişmiş adamları uygun yerlerde bulundurarak, bilinçle ve bilimsellik ışığında yapılması gerektiğini öğrendim. Ormancılıkla ilgili yasaların zırt pırt değişmemesi gerektiğini, yasaların "şartlara uydurulmasının" orman yangınlarını nasıl artırdığını öğrendim. Mevzuat değişikliklerinin nelere yolaçtığını öğrendim....dim.. dimmm... Benim öğrenmemin bir anlamı yok, tek başıma napabilirim? bu kitlesel bir bilinç olmalı, aynı ortak bilinç gibi... |
|
Şu anki çoğu orman yangınını Pkk çıkarıyor.Fikir babasıda turizimde Türkiyeye rakip yunanistan.Ne tesadüfki 2000 yılındada ardı arkasına orman yangınları çıkıyordu,hemde turistlik yerlerde(allah allah sanki Yozgatta,Kastamonuda,Afyonda hatta Konyada ve doğu illerinde orman yokmuş gibi),işe bakınki o yaz mevsimi yunanistanında ormanları yanmaya başladı,hemde atina ve civarında.Sonra hayretler içerisinde hem Türkiyedeki hem yunanistandaki yangınların bittiğini ve birkaç yıl boyunca ciddi yangınların çıkmadığını gördük.Zannediyorum içinizdeki hatta tepemizdeki bazı basiretsizler birilerinin hedef büyütmesine,ufkunun açılmasına,cesaretlenmesine sebep olduki yine başladık.
|
Orman yangınları istatistiklerine bakıldığında, yüzde 15 lik bir dilimin kasıtlı yangınlar olduğunu görüyoruz. Daha büyük bir bölüm bilgisizlikle yanıyor.
Yücel Çağlar Hoca sunumunda : ü ormanların % 58’ini oluşturan 120 milyon dönüm, orman yangını çıkma olasılığının en yüksek olduğu Ege ve Akdeniz Bölgelerinde bulunmaktadır, ü ormanların % 36’sını oluşturan toplam 75 milyon dönüm, en kolay yanabilen kızılçam ve karaçam ormanlarıdır. Demişti. Bölgelere bakarsak hep turistik bölgeler olduğunu da görüyoruz. Ve yanıcılık oranı yüksek olan ağaçların yoğun olduğu alanlar. İşe o yaktı, bu yaktı diye yaklaşırsak, gerçek nedenler konusunu atlarız ve çözüm için gerekenleri atlamış oluruz. |
Arkadaşlar ben Ayvalık’ta görev yapıyorum.Yangın sonrası görüntü zaten insanın içini acıtıyor ama daha acı olan orman altındaki kirlilik. Pet şişeler , kağıtlar vs. vs. Orman yangınlarının en önemli nedeninin orman altındaki bu kirletici tabii aynı zamanda yanıcı maddeler olduğunu düşünüyorum.Ben öğrencilerimi zaman zaman orman altı temizliğine götürmeyi planlıyorum. Yangın riskini tamamen ortadan kaldırmasa da azaltır düşüncesindeyim.
|
Orman tabanındaki yanıcı maddelerin çoğunu, pet şişeler ve kağıtlar oluşturmuyor ne yazık ki.
Ağaçlardan dökülen iğne yapraklar, ince dallar ve otlar en büyük etken. Budama sonucunda yerde bırakılan dallar ise en tehlikelileri. Aslında karınca kararınca organizasyonlar yapıp, bölgesel de olsa, orman tabanı temizleme çalışmaları yapılabilir. Yeni ağaçlar dikmeye çalışmaktan daha ucuza da gelebilir. |
Ama saydığın bu organik artıklar orman ekosisteminin bir parçası. Bunları temizlersek bu ekosisteme zarar vermiş oluruz.
Budama ve üretim sonrasında oluşan artıklar konusunda haklısın ama bu artıklar da zaten değerlendiriliyor. Genellikle orman köylülerine düşük bedelle yakacak olarak verilir bu artıklar. |
Ekosistem açısından, devrilip yere düşmüş ağaçların bile toplanmaması yönünde görüşler var...
|
Doğru çok fazla olmadığı, tuzak ağacı vazifesi yapmadığı sürece faydası var
|
Ekosistem konusunda haklısınız. İbre yaprakların orman zemininden tamamını kaldırmak mümkün değil, yarar sağlarken zarar verilmesi olası.
Ama şu saptanmış ki, nem oranı %5 in altına düştüğünde yangın çıkma olasılığı çok yüksek. İbre yaprakların çabucak tutuşup, çabucak söndüğünü de düşünürsek, asıl sorun hava şartları nedeniyle ya da budama ile kırılan dallarda. Bu yanıcı maddelerin yüzde kaçlık kısmını orman köylüleri değerlendiriyorlar acaba? |
Bırak % 5'i, hava sıcaklığı 30 derecenin üstüne çıkıp, nem oranı %20'ye düştüğünde her taraf kibrit gibi olur.
İbreler hemen sönmez. Sadece alevli yanmıyorsa yavaş yanar. Sigara gibi kendi kendine ilerler. Bir örtü yangınını tepe yangınına sadece orman içindeki kurumuş, devrilmi fertler, üretim artıkları dönüştürmez. Bu tür yangınlar olmuştur mutlaka ama asıl tehlike orman alt tabakasında bulunan diri örtü. Sıkışık halde alt tabakada bulunan fertler ve çalılar yangının kolayca tepeye sıçramasına neden olur. Üretim artıklarına gelince. Bunlar yukarıda da bahsettiğim gibi orman köylüsüne düşük bedelle verilir. Köylünün en ince dallara kadar bu artıkları toplar. |
Yazılmazsa gündemden çıkacak...
Orman yangınları konusunda yazılmadıkça bu topik, forumda hep arka sıralara, arka sayfalara gidecek, nihayetinde gündemden çıkacak.
Her ne kadar, orman yangınları konusunda yazmayacağım dediysem de bu konunun tekrar gündeme gelmesi için, tekrar ormanların yanmasını beklemeye gönlüm razı olmadı. Değerli arkadaşlar; biliyorum. Gücümüzü aşan bir mücadele içine girmemizi bekliyorum hepimizden ama ne yapayım, dayanamıyorum. Tekrar ormanlarımız yanıyor haberlerini almayı, beklemeye dayanamıyorum. Günü belli olan ölümü beklemeye benziyor bu bekleyiş... Ben fırsat buldukça yazacak, yazdıkça bu topiği hep üst sıralarda tutmaya gayret göstereceğim. Ne güzel bir aralar arkadaşlar, yangınları önleme yöntemleri konusunda öneriler üretiyordu. Yangınlar başlamadan bu önerileri çoğaltalım ve medya ile paylaşalım. Mutlaka içimizde gazetecilikle ilişiği olan ya da içimizde gazeteci olan arkadaşlar vardır. Medya ile temasa geçmenin onların ilgisini çekmenin bir yolunu bulabilir ve kamuoyu oluşturabiliriz. Haydi gayret arkadaşlar! Ağlama, sızlanma mevsimi gelmeden biz çalışmalarımıza devam edelim. Bu konuya katılımları bekliyorum. Sağlık ve esenliklerle... |
Yangın hakkında
|
1 Eklenti(ler)
Çankırı'nın akciğeri olan FİDANLIK Bölgesinde çıkan yangına süratle müdahale ederek söndüren Çankırı İtfaiyesini tebrik ederim.
|
http://img.sabah.com.tr/im/2007/07/0...194D72C43r.jpg
İzmir'in Menderes ilçesine bağlı Ahmetbeyli beldesi ile Selçuk ilçesinin Gölova köyü sınırlarından başlayan ve rüzgarın da etkisiyle Pamucak sahiline kadar yayılan yangın, devam ediyor. Klaros Koyu ve antik kenti ile Baradan Koyu'nun tamamen yandığı, yaklaşık 100 hektarlık çam ve makilik alanda hasarın meydana geldiği yangında, 7 kilometrelik sahil şeridinin etkilendiği tahmin ediliyor. Selçuk Kaymakamı Aziz İnci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yangının, rüzgarın etkisiyle sahil kesimine yayıldığını söyledi. İnci, ''Şu anda ne kadar alanın hasar gördüğünü söylemek çok zor. Yangın hala devam ediyor. Bölgede bulunan yaklaşık 7 kilometrelik sahil şeridi yangından etkilendi. Tahminen 100 hektardan fazla çam ve makilik alan, yangında hasar gördü'' dedi. Yangının, elektrik hatlarında meydana gelen kıvılcımlardan kaynaklandığının sanıldığını bildiren İnci, sahil şeridindeki Klaros Koyu ve antik şehri ile Baradan Koyu'nun tamamen yandığını bildirdi.İnci, bölgedeki yazlık sitelerin boşaltıldığını, Klaros Koyu'nda mahsur kalan 4 kişinin ise bölgede bulunan vatandaşların deniz yoluyla yaptıkları yardım sayesinde kurtarıldığını belirtti. Bu arada jandarma yetkilileri tarafından yazlıkların bulunduğu bölgede konutların boşaltılması yönünde yapılan uyarılara rağmen, bazı site sakinlerinin buna uymamakta direndiği gözlendi. Bir grup ise yangına zamanında müdahale edilmediğini savundu. Yangına, Selçuk Havaalanı'nda konuşlandırılan Türk Hava Kurumuna ait 4 yangın söndürme ve 1 keşif uçağının yanı sıra 2 helikopter, 3 adet iş makinesi, Aydın, Selçuk, Sabuncubeli Gümüldür ve İzmir yangın söndürme ekipleri ile yaklaşık 200 personelin müdahale ettiği öğrenildi. Kaynak http://img.sabah.com.tr/i2/sp.gif |
Sabotaj!
Bodrum’da 1100 hektarlık alanı kül eden yangında PKK sabotajı üzerinde duruluyor. 10 kişi gözaltına alınırken, Jandarma 2 gün önce Bitez’de ağaçları yakmak isteyen 40 yaşlarında bir kişinin güvenlik kamerasına kaydedildiğini açıkladı...
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe yangınlarla ilgili ciddi kuşkuları olduğunu söyledi. Pepe, "Kahramanmaraş’tan Manavgat’a kadar her yerde yangın var. Aynı yerde birden fazla ve aynı zamanda yangın çıkışı görüldü. Bu masum vatandaşın anızı yakmasıyla olacak şey değil. Kötü niyetlilerin işidir, araştırıyoruz" dedi. |
Allahım nasıl bir zihniyettir ki bu !
|
Biraz önce Todor dan aldığım bilgiye göre Karamürsel Yalakdere yolu üzerinde Dereköy bölgesinde Orman Yangını mevcut. Yangın söndürme uçakları ve birçok itfaiye olay yerinde söndürme çalışmaları yapıyor. :(
|
Sanırım kontrol altına alınmış, dumanlar gözükmüyor artık.
|
Tavşanlı'da Orman Yangını
Belki radyo ve televizyonlardan duymuşsunuzdur ama ben yine de haberi vereyim size çünkü haberin en doğrusu bende:D
Perşembe günü saat 14.10 da Kütahya Tavşanlı ilçesi ormanlarında çıkan yangın kontrol altında. Soğutma çalışmaları devam ediyor. Yanan 45 hektarlık karaçam ormanı. Tavşanlı gezisine katılanlar hatırlarlar. Günü geçirdiğimiz gölete yakın bir yerde. Haberi neden erken vermediğimi düşünebilirsiniz. Yangından dün geldim. Yorgunluktan ve uykusuzluktan hemen yattım. Soğutma çalışmalarına devam eden arkadaşlara yardım için yine gitmek zorundayım. Detayları akşam gelince yazarım. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 13:04. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025