![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaç Dostu
|
Kocakarı ilaçları üzerine...
Teknoloji bize pek çok kolaylıklar sağlıyor, ama bedelini de gerek parasal yük olarak, gerekse doğanın yıpranmasına katlanarak ödüyoruz. Bu nedenle olsa gerek son yıllarda insanlarda doğala ve doğaya dönüş istekleri ağır basmaya başladı. Şifalı bitkiler hayli zamandır bizde ve dünyada popüler olmaya devam ediyo. Bir anlamda eskiye dönüş özlemi olsa gerek... Anadolu’nun, bulunduğu geniş coğrafya içinde bitki örtüsü açısından zengin bir çeşitliliğe sahip olduğu biliniyor. Bu nedenle, bizde kökleri tarih öncesine kadar dayanan bir şifalı bitkiler kültürü gelişmiştir. Öyle ki Milattan önceki yıllarda (MÖ 3000 gibi) bitkilerle tedavi yöntemlerinden pek çoğu günümüze kadar aynısıyla uygulana gelmiştir. Boğazköy’de yapılan kazılarda çıkan kil tabletlerdeki bilgilerden Hititlerin mazı, sarımsak, hardal, meyan kökü, oğul otu, haşhaş (Hitit dilinde haşika) , banotu, badem gibi pek çok bitkinin hastalıkların tedavisinde bilinçli bir şekilde kullanılmakta olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonraki dönemlerde Anadolu üzerinden gelip geçen diğer uygarlıkların da katkısıyla beslenen bu bilgilerin kulaktan kulağa yayıldığını ve kırsal kesimlerde özellikle yaşlı kadınlar tarafından belleklerde tutulduğunu, bu nedenle de bitki karışımlarıyla yapılan tedavi şekline koca karı ilacı denilmiş olduğunu sanmaktayım. Neden yaşlı erkekler değil de kadınlar derseniz, feodal toplumlarda kadınlar ev içinde olup biten tüm sıkıntılardan sorumludur. Hastalık ise en ağır sıkıntılardandır. Gençlerin çağları gereği hastalıklarını umursamayacaklarını düşünürsek, bu işin hastalık baskısını en çok hisseden yaşlılara kalması doğaldır. O dönemlerde genç bir gelinin, evinde biri hastalığında akıl danışmak için başvuracağı ilk kişi çevresinde bulunan yaşlı bir kadın olacaktır. Zaten her kırsalda koca karı ilaçları hazırlamada uzman olarak kabul edilen birkaç yaşlı kadın vardı. Daha sonra bu işe erkeklerde teşne olmaya başlamış olup, artık günümüzde hemen hemen her aktar kocakarı ilaçları konusunda uzmanlaşmıştır!.. Basit hastalıklarda (nezle, hafif üşütme, gripten korunma vs gibi) bilgileri ve önerileri işe yarayabilir. Ama, ağır hastalıklarda hekimlerden şaşmamak gerekir. Not: (Koca Karı ilaçlarının çıkış öyküsü tamamen kendim tarafından uydurulmuş olduğu için hiç bir bilimsel özellik taşımamaktadır. Aman yanılmayın…) |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
agaclar.net
|
Sorunsuz kullanılan kocakarı ilaçları
Nane Limon Tek kişilik hazırlanan ilaçlardan biridir ![]() Önce cezvede bir su bardağı kadar su kaynatılır. İçine bir yemek kaşığı kadar kuru nane atılır. Bir taşım kaynatılır, üzeri kapatılarak demlenmeye alınır. 6-7 dakika sonra, içine yarım limon sıkılır, biraz şeker ilave edilir. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#4 |
Ağaç Dostu
|
Karadut şurubu
Karadut şurubu Karadut meyvelerinden hazırlanan şurup, ağız ve boğaz hastalıklarında, bilhassa çocuklarda sık rastlanan pamukçuk'ta çok kullanılmaktadır. Babaannem bu şurubu kendi hazırlar, şikayetlerimizde birkaç damla verirdi. Lezzeti okadar güzeldi ki, şikayetimiz geçse de biz söylemez, dut şurubu tedavisini uzatırdık. Karadut şurubu şöyle hazırlanır; 500 gr. taze karadut meyvesi (Morus nigra L.), 500 gr. toz şekerle birlikte bir taşım kaynatılır ve sıcak iken bezden süzülür. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 |
Ağaç Dostu
|
Sarı kantaron yağı
Yanık yaraları ve çıbanlarda pansuman yapmak için kullanılır. Ben sarı kantaron yağını, bahçemdeki kedilerin yaralarını tedavi etmekte kullanıyorum ve yaralar hızla iyileşiyor. Sarı kantaron (Binbirdelikotu) yağı şöyle hazırlanır; Bir şişeye 100 gr. taze veya kurutulmuş sarı kantaron çiçeği (Hypericum perforatum) ve 250 gr. zeytinyağı konur. Bu karışım ara sıra çalkalanarak 15 gün güneşte bırakılır. Bu müddet sonunda pamuktan süzülür. Yağın rengi kırmızı olacaktır. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#7 |
Ağaç Dostu
|
Ben yetiştirmiyorum denizakvaryumu, çevredeki zeytinliklerde bol miktarda kendiliğinden yetişiyor, bahçemde de birkaç kök kendiliğinden çıktı, otları yolarken onları sökmemeye dikkat ediyorum, yakında çoğalabilirler. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#9 |
Ağaç Dostu
|
Kantaron otu çiçeği ile Uludağa yaptığımız treeking sırasında tanışmıştık. O zamanlar bu çiçekten yağ elde edildiğinden haberim yoktu. Bir daha ki çıkışımda bir kaç kök alsam iyi olacak. Ferda Hanım böyle güzel ve bilgilendirici başlıklar açtığınız için teşekkür ederiz. Sevgiler ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#10 |
Ağaç Dostu
|
Keten tohumu lapası
Ev yapımı ilaçların ilk aklıma gelenidir. Boğazımız ağrıdığında hemen hazırlanıp, uygulanırdı. Keten tohumu (Linum usitatissunum bitkisinin tohumları-semen Lini) haricen lapa halinde yumuşatıcı ve ağrı azaltıcı olarak etkilidir. Toz haline getirilmiş keten tohumları kafi miktar su ile lapa kıvamında pişirilip, sıcak iken tülbent arasında ağrıyan yere sarılır. Öksürük kesmek için lapa göğüs üzerine konulur. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#11 |
Ağaç Dostu
|
Keten tohumunun yararları
Mide-bağırsak sorunlarına karşı iyi gelir Bağırsakları yumuşatır, kabızlığa karşı iyi gelir Kemikleri güçlendirir. Özellikle menopoz döneminde yararlı Bağışıklık sistemini güçlendirir Menopoza bağlı şikâyetleri hafifletir Kalp-damar hastalıklarından korur Kolesterol, şeker seviyesini dengeler Yüksek tansiyonu düşürür Romatizmal hastalıkları önler Sinir sistemini güçlendirir Hafızayı güçlendirir Konsantrasyon bozukluğuna karşı iyi gelir Yaşlanmaya bağlı dikkat dağınıklığına karşı iyi gelir Haricen kullanılarak yaraların çabuk iyileşmesini sağlar Egzama ve sedef hastalıklarında kullanılır Nasırlarda kompres olarak kullanılır Solunum yolu hastalıklarında olumlu etki yapar Ruhsal bozukluklara karşı iyi gelir Öksürüğü giderir Ağız boşluğu, boğaz ve diş eti rahatsızlıklarında gargara olarak kullanılır 10 bin yıldır gıda olarak da kullanılan keten bitkisi, etkili bir gençlik, sağlık ve güzellik kaynağı. Keten tohumunda yok yok; Kolesterol düşürücü, felç, kanser, unutkanlık önleyici, bağırsak çalıştırıcı ve temizleyici etkisi bunlardan birkaçı. Uzmanlar, sıvı şeklinde, salataların üzerine serpiştirilerek veya günde bir çorba kaşığı şeklinde tüketmeyi öneriyor. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#12 |
Ağaç Dostu
|
Keten tohumu nasıl tüketilir?
Kaynatılarak içilebilir. Dövülerek, öğütülerek toz haline getirilebilir. Bir kaşık ağza atıldıktan sonra arkasından su içilebilir. Kavrulmuş olarak tüketildiğinde daha lezzetli olur. Keten tohumunun çok özel bir tadı veya kokusu yoktur, ama kavrulunca güzel bir tada kavuşur. Tohum şeklinde de tüketilebilir. Yemeklere, yoğurda, salatalara, müsliye, pasta, börek gibi unlu mamullere karıştırılarak da tüketilebilir. Günde 1-1.5 çorba kaşığı keten tohumu sağlıklı kalmak açısından yeterlidir. Dozunu kaçırmamakta yarar var. Kaynak |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#13 |
Ağaç Dostu
|
İsveç Şurubu ( İsveç İksiri)
İÇTEN KULLANIMI Günde 1-4 defa 1-2 çay kaşığı iksir ılık su veya bitki çayına katılarak kullanılır. Çocuklarda miktar yarıya indirilir. Konuyla ilgili yeterli bilimsel araştırma yapılmadığından gebelik sürecinde **** 10 yaş altı çocuklarda içten kullanımın sakıncalı olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır . Dikkat! Süt ile birlikte içilmemelidir. -Mide: Mide krampları, kolit ağrıları, ağır yemeklerden sonraki zorlanma için 1-3 yemek kaşığı sade veya aynı miktarda su ile karıştırılarak içilir. Mide-bağırsak gazlarında, 2-3 tatlı kaşığı iksir rezene-anason-kimyon çayına karıştırılarak içilir. -Kan temizliği: 3-4 haftalık bir kür uygulanır; günde 3-4 defa,1 tatlı kaşığı iksir ısırgan otu-civanperçemi çayına katılarak içilir. -Uykusuzluk: 1 tatlı kaşığı iksir kediotu çayına katılıp yatmadan yarım saat önce içilir. Sinirsel uykusuzluklarda kalp bölgesine iksirle masaj da yapılabilir. -Ağız-diş-boğaz: Gırtlak, yutak ve dişeti iltihaplarında, dişeti çekilmesi ve kanamasında, diş ağrılarında, haftada bir, sade veya aynı miktarda su ile karıştırılan bir yudum iksir ağızda dolaştırılır **** gargara yapılır. Ancak diş etine iksir bastırılmamalıdır, uzun süreli bastırma tahriş edebilir. Diş etlerini sarartmaması için kullanımdan kısa bir süre sonra da dişler fırçalanmalıdır. Boğaz ağrısı ve yutkunma zorluklarında sabah, öğle, akşam 3-4 damla yutulur. -Safra kesesi ağrıları: sabah-akşam 1 dolu yemek kaşığı içilir, gece birkaç damla ağrıyan yere bastırılır. -Ödem: 6 hafta süreyle sabah-akşam 1 dolu yemek kaşığı iksir içilir. -Hemoroit: Hem memelere dıştan sürülerek hem de içilerek -Sarılık: İçilerek ve karaciğer üzerine bastırılarak -Kanser: 2-3 tatlı kaşığı iksir sade veya aynı miktarda ılık su **** bitki çayı ile karıştırılarak içilir. Bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve antioksidan oluşundan dolayı tüm kanser türlerinde tedaviye destek olarak kullanılabilir. Herhangi bir rahatsızlığı olmayanlar da vücuda canlılık kazandırmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek ve bulaşıcı hastalıklara karşı korunmak amacıyla kullanabilir. -Ayrıca; Kabızlığı giderir, karaciğeri rahatlatır; bulantı ve baş dönmelerinde, kansızlık ve anemide, tüberkülozda, vajina akıntılarında, el ve ayak titremelerinde kullanılabilir. DIŞTAN KULLANIMI Yaralanmalarda, eziklerde, çarpmalardan oluşan şişliklerde, el, ayak, bilek burkulmalarında, hafif yanıklarda, kas ağrılarında, iksirle ıslatılan pamuk ya da bez sorunlu bölgeye uzun süre bastırılır. Bazı duyarlı derileri tahriş etmemesi **** kurutmaması için sürülecek bölge susam yağı, zeytin yağı veya yağlı bir kremle nemlendirilmelidir -Kulak Ağrısı: dış kulak ağzındaki sivilce ve kabuklanmalarda, kulak uğuldamasında, akşam kulak içine biraz zeytin veya susam yağı sürülür, iksirle biraz ıslatılmış pamuk koyulur, sabaha kadar bekletilir. -Burun İçindeki Kabuklanmalar: İksirli pamukla sık sık nemlendirilir. -Arı, Böcek ve Sivrisinek Sokmalarında: Hemen iksirle ıslatılmış pamuk bastırılır. Bu tür ısırıklara karşı önceden iksir sürülebilir. -Kapanmayan Yara, Ezik, Çarpmadan Oluşan Şişlik, El, Ayak, Bilek Burkulmaları, Kas Ağrıları: İksirle ıslatılmış pamuk bastırılır. Bastırma uzun süreli olmalıdır. Mümkünse gece yapıp sabaha kadar beklenmelidir. -Hafif Yanık ve Haşlanmalar, Güneş Yanıkları: İlk yardım olarak İksirli pamuk bastırılır **** sık sık sürülür. -Dudak Uçuk ve Çatlakları, İltihaplı Sivilceler, Oluşum Aşamasındaki Çıbanlar: İksirli pamuk bastırılır **** sık sık sürülerek nemli tutulur. -Akıntılı Nezle ve Tıkanıklık: 5 kat suyla seyreltilerek burna çekilir. -Nasır: Nasırların üzerine iksirle ıslatılmış pamuk konur ve yara bandıyla hava almayacak şekilde örtülür. En geç üç günde nasır köküyle beraber sökülür. -Romatizma: Günde 3-4 defa,1 çorba kaşığı iksir kekik-kuşburnu çayına katılarak içilir. Gündüz iksirli pamuk **** bez uzun süreli bastırılır. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#15 |
Ağaç Dostu
|
Kudretnarı yağı
Babaannem, hazırlayıp, olgunlaşması için güneş alan bir duvara astığı şişelerin içinde kudretnarı yağını hiç eksik etmezdi. Kudretnarı yağı Midevi, yara iyi edici ve müshil etkilere sahiptir. Kudretnarı, Momordica charantia bitkisinin olgun meyveleridir. Olgun meyve, bir şişe içinde, bir miktar zeytin veya badem yağı ile 15 gün kadar güneşte tutulur. Bu müddetin sonunda meyve içinde bulunduğu yağ ile ezilir. Elde edilen karışım (Kudretnarı yağı) yara, çıban, veya ekzamalı kısımlar üzerine günde iki defa sürülür. Olgun meyvelerin bal ile ezilmesiyle elde edilen macun mide ve barsak ülserlerine karşı dahilen kullanılmaktadır. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#18 |
Ağaç Dostu
|
Pülüskün (Filiskin) Yağı
Mentha pulegium (Yarpuz-Filiskin-Pülüskün-Nene) Türünden elde edilen uçucu yağdır. (Oleum Menthae pulegii) Kuvvet verici, hazmettirici, balgam ve safra söktürücü ve adet getirici etkilere sahiptir. Kesme şeker üzerine damlatılarak günde 2-10 damla kullanılabilir. Dedem zaman zaman pülüskün yağı almak için imalatının yapıldığı Beykoza giderdi. Basit karın ağrılarına iyi geldiğini hatırlıyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#19 |
Ağaç Dostu
|
Oğulotu (melissa) yaprağı
Melissa officinalis türünün taze veya kurutulmuş yapraklarıdır. (Folium Melissae) Limon kokulu ve baharatlı lezzetli bir bitkidir. Yatıştırıcı, midevi, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik etkilere sahiptir. Bilhassa yatıştırıcı özelliğinden dolayı gerginlik ve depresyonda sakinleştirici olarak kullanımı yaygındır. 1 bardak kaynar su, 2-3 tatlı kaşığı kuru ya da 4-6 kaşık taze yaprak üzerine dökülüp 10-15 dakika süreyle demlendirilirken, içilene kadar üzeri sıkıca kapalı tutulur. Böylece hazırlanan infüzyon, sabah ve akşamları birer kez ya da gerektikçe bir bardak olarak içilir. Bu drogun yatıştırıcı olarak kullanılan en tanınmış şekli 'Mürekkep melisa alkolası' dır. Sinir yatıştırıcı ve hafif mide bozukluklarında kullanılan bu terkip şu şekilde hazırlanır; Oğulotu yaprağı (mümkünse taze) 120 gr Taze limon kabuğu 30 gr Küçük hindistan cevizi 30 gr Kişniş 30 gr Karanfil 15 gr Tarçın 15 gr Alkol 2000 gr Yukarıdaki droglar, parçalanmış halde, sekiz gün alkol içinde bırakılır. Bu müddetin sonunda süzülür ve şişelere doldurulur. Günde 5-20 gr alınır. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#20 |
Ağaç Dostu
|
Adaçayı yaprağı
Hepimizin sıklıkla kullandığı adaçayı yaprağı (Folium salviae officinalis), Salvia officinalis türünün çiçek açma zamanında toplanıp gölgede kurutulmuş yapraklarıdır. Gaz söktürücü, antiseptik (boğaz ve burun hastalıklarında), kuvvet verici ve uyarıcı etkilerinden dolayı dahilen ve haricen kullanılır. Kullanılış şekli; İnfusyon (%1-5) dahilen veya gargara halinde. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#21 |
Ağaç Dostu
|
Elma yağı
Salvia trilobae türünün yapraklı ve çiçekli dallarından su buharı distılasyonu ile elde edilen uçucu yağdır. Muğla ve Fethiya bölgelerinde elde edilir. Gaz söktürücü, midevi, ter kesici ve idrar arttırıcı etkileri vardır. Dahilen küçük miktarlarda (günde 3-5 damla), bir fincan suya damlatılarak içilir. Daha fazlası zararlıdır. Haricen yara iyi edici ve antiseptik olarak kullanılmaktadır. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#22 |
Ağaç Dostu
|
Yanık Merhemleri
Ortaokuldayken, öğle yemeğine arkadaşıma gitmiştim. Mutfağa girdim, ocakta kaynamakta olan şeyi gayri ihtiyari karıştırdım, tencere devrildi, içindeki ağda sıvısı sol elimin üzerine dökülerek yapıştı.. Orta parmağımla yüzük parmağımın arasından başlayıp, bileğime ve bileğimden de başparmağımın bitimine kadar olan kısımda deri kalmamıştı. Hastahaneye gittik, 3. derece yanık teşhisi konuldu, yara temizlendi, 2 tane iğne yapıldı, pansuman yapılarak yara sarıldı.. Hergün sabah akşam pansumana gidecektim.. İz kalır mı dedim, kalır dediler.. 40 gün boyunca sabah akşam pansumana gittim yara bir türlü kapanmıyordu, kapanmak yerine işaret parmağımın kemikleri dahada belirginleşti.. Doktor kapanacak diyordu sadece.. Bir akşam bize gelen biri, bir olay anlattı, bir arkadaşının kolu, güçlü bir sıcak buhar sayesinde tamemen yanmıştı. Pansumanlar felan kar etmemiş ama kolunu kısa sürede bir kocakarı ilacı tedavi etmişti hemde iz kalmamıştı.. Pek inandırıcı gelmemişti bana, tıp diye birşey vardı, onun bunun tarafından uydurulmuş ilaçlar mı kapatacaktı yarayı.. 2 ay oldu, yara hergün pansuman edildikçe sulanıyordu ve bu sulanma karşısında kabuk bağlayamıyordu.. Bize tavsiye edilen kocakarı ilacını (ben ne kadar istemesemde) yapmaya karar verdi babam. Yanık kremi zeytinyağı, balmumu pudra Tüm malzemelerin eşit oranda olduğu bu karışımı, bir tavaya koyarak, ocakta karıştırarak pişirdi. Soğuyunca çok katı bir karışım oldu bu, yaraya nasıl süreceğimizi bilemedik. Babam ilacı uygulayan kişiye telefon açtı. Karışımın ılık haldeyken, sabah akşam yaraya sürülmesi gerekiyordu.. Karışımı ılıttık, yaraya sürülmesi biraz zor ve ağrılı oldu, bolca tatbik ettikten sonra sıkıca sardık. Akşam uygulamıştık. Sabah kalktığımda ilk işim sargıyı açmak oldu ve sargıyı açtığımda ciddi bir değişim gördüm, yara sulanmamıştı hatta çok ince bir tabaka kabuk bağlamıştı, hemen babama koştum ve ılıtıp tekrar uyguladık. 10 günün sonunda elim tamamen kabuk bağladı ve çok az iz vardı. İlaca toplam 15 gün devam ettik. İlacı kullanmaya başladıktan 1 ay sonra elime çok dikkatli bakılırsa belli oluyordu yaranın izi.. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#23 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-10-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 275
|
sevgili penelophe her kadar bende bi tıp elemanıysam da ( eczacıyım da ) sen gel bu kocakarı ilaçlarını hiç yabana atma. Universitedeyken hocamız sn.Ekrem Sezik yurt içinde dolaşmaya çıktığımız zaman yöresel ilaçları araştırmamızı isterdi. Gençlik işte, o zaman bunları hiç ciddiye almamıştık. Şimdi mümkün olduğu kadar toplamaya çalışıyorum. Ben de size bir anımı anlatayım.Hamileydim, nerdeyse 9 aylık ve misafir gelmişti, bende çay servisi yapıyordum, tepsi elimden kaydı ve yeni doldurduğum kaynar çay olduğu gibi karnımın üzerine boşaldı. Yanık için çiğ patates Kayınvalidem hemen çiğ patates rendeliyerek yanan yerin üzerini kapattı. İnanır mısınız 1-2 saat içinde hiç böyle bir yanık olmamş gibiydi. Aklınızın bir köşesinde bulunsun. Bir de Erdekteki sitemizin bekçisinin yaptığı bir ilaç vardır. Kendisi civarın bütün kedi ve köpeklerinin bakıcısı gibidir. İlaç hem yaralara hem yanığa kullanılabilir ve çok etkilidir. Yanık için kudret narı Kudret narı- Momordica Charantia - denen bitkiyi biliyorsunuz sanırım bu bitkinin olgunlaşan meyveleri saf zeytinyağı içinde 3,4 ay bekletildikten sonra yara ve yanıklar için kullanılabilir. Bitki ayrıca mide hastalıkları, ülser ve basur için de kullanılıyor. Zaten bizim ilaçların çoğuda doğadan elde edilen bilgilerin saflaştırılmış hali. Sevgiler |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#24 |
Ağaç Dostu
|
Doğruluğunu bilmiyorum ama yanık için yaptığım ilkyardımı anlatıp paylaşmak istiyorum. Yıllar önce oğlum 3-4 yaşında iken. Bir gece yemek masasındaki sandalyeyi çekmeye uğraşırken sağ kolunun dirseği su sebilinin sıcak su musluğunu itti. Musluktan sıcak, kaynar sular çocuğun koluna akmaya başladı. ÇIĞLIK. Kış gecesi olduğu için yün kazak hemen suyu çekti, inanılmaz bir durum. Hemen kazağı çıkarmaya çalıştım ancak derisine yapıştı. Kazağı Yavaş yavaş çıkardık, eşim derhal doktor aradı fakat ulaşamadı. Ve nöbetçi eczacıyı bulmak için evden çıktı. Evdeki durum felaket. Çığlık, ağlama... Bu arada büyüklerimizden duyduğum bir uygulama aklıma geldi. Yanık üzerine, ki derileri olduğu gibi sıyrılmış kıpkırmızı et parçası halinde duruyordu. Yoğurt sürdüm. Yoğurt sürmemle birlikte feryat figan ağlayan oğlum, rahatladı ve sustu. Yoğurt acısını almıştı bu arada doktorda gelmiş ve gereken ilaçlamayı yapmıştı. Şimdi kolunda çok az bir leke var o geceki görüntüden sonra ben bu kol iflah olmaz diye düşünüyordum. Şimdi oldukça iyi. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#25 |
Ağaç Dostu
|
1. derece yanıklarda * ASLA yoğurt, salça, diş macunu, zeytinyağı vb. şeyler sürülmez ! * En az 10 dakika soğuk suya tutulur. * Gerginliği azaltmak üzere yağlı krem veya ağrısını almak ve gerginliği azaltmak üzere yanık merhemi sürülebilir. * Geniş yanıklarda, kişi kendi içebilecek durumdaysa bol sıvı içirilir. 2. derece yanıklarda tedavi 1. derece yanıklarla aynıdır. İlave olarak; büller ASLA PATLATILMAZ ! Gerekiyorsa hastaneye götürülerek steril koşullarda pansuman yaptırılır. Eğer bül geniş bir alanı kapsıyorsa, üstteki deri ASLA SOYULMAZ ! Eğer patlamışsa, o zaman içindeki sıvı boşaldıktan sonra o kısım antiseptikle silinip üzeri steril gazlı bez ile kapatılıp sargı beziyle sarılır. Zira flaster yanıklı dokuyu zedeleyebilir. 3. derece yanıklarda hastanın mutlaka bir yanık merkezine veya hastaneye götürülmesi gerekir. Hasta bilinçli (kendi içebilecek durumda) ise bol sıvı içirilir. ALKOLLÜ ve ASİTLİ içecekler İÇİRİLMEZ! * Açık yanık yarası hava ile temas ettiği sürece ağrıya neden olacağından, yaranın hemen hava ile teması kesilmelidir, bunun için yara nemli steril gazlı bez ile kapatılır. Böylece enfeksiyondan da korunmuş olur. Kaynak |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#26 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Peneophe Uyarıcı mesajın için teşekkürler, biz kocakarı ilaçlarını tıbbi tedaviye yardımcı olarak kullansak ta, önce zarar vermemelerine de dikkat etmemiz gerekir. Bu gün piyasada çok gelişmiş, ruhsatlı spesialiteler mevcut. En güzeli eczanelerden bunlardan uygun birini temin edip, çok ciddi olmayan durumlarda doktor müdahalesine kadar kullanmak üzere evimizdeki ilkyardım dolabında bulundurmamız. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#27 |
Ağaç Dostu
|
Yanık merhemleri diye açılan bu başlığın ardından, egzama için, hemoroid için, kellik için vs.vs. merhemleri de gelecek. ![]() Uzmanlık gerektiren bu tür konuları burada açıp, kafa karıştırmayalım en iyisi... Alternatif yöntemlerle tedavi olacağım diye, uygulamadan sonra daha çok, zarar görenlerin hikayeleri ile ilgili bir konu açsak daha iyi olacak. Tıp ve farmakolojiyi ilgilendiren konuların burada açılmaması gerekir. Bu tür uygulamaların iki ucu "pis" çomak olduğu ortadayken, tıbbi tedavide bile yarar zarar oranına bakılarak tedavi uygulanıyorken, kocakarı ilaçlarını gündeme getirmek doğru mu? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#28 |
Ağaç Dostu
|
Müjgan, kocakarı ilaçları anabaşlığı zaten açılmış durumda idi. Ayrıca ben Yanık Merhemi diye başlık açmıştım, yöneticilerden biri (arkadaşlar da ekleme yaptıkları için sanırım) yanık merhemleri diye değiştirmiş başlığı. Ayrıca mesajımda da daha anlaşılır olması için düzenlemeler yapmış. Teşekkür ederim kendisine. Bence burada oluşan ikilemi aranızda çözün. ![]() 'Kocakarı ilaçları hakkında yazı yazanların dikkatine' gibi bir yazısını okumuştum Malina'nın, onu bulamıyorum.. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#29 |
agaclar.net
|
Ayrı bölümü iptal ettim. Sanırım benim düşündüğüm gibi devam etmesi için daha denetimli olması gerek. Yazıları birleştirdim. Ayrı başlıklar açılmasını önerdiğim için bunu yapan arkadaşlara iş çıkardığım için özür dilerim ![]() Ama böyle bir bölüm olmasının gerekliliğini savunuyorum. Başlığı da bu yönde Sorunsuz kullanılan kocakarı ilaçları olarak değiştirdim. Müjganın ve foruma daha sık uğrasaydı arodopman'ın gözetiminde, sorunsuz kullanabileceklerimizin hangileri olacağını bilsek iyi olur diye düşünüyorum. Müjgan, bu son bilgi ışığında, yukarıdaki yazılardan hangilerini silmemiz iyi olur? Elin değmişken bunları da toparlarsın ![]() http://www.agaclar.net/forum/showpos...67&postcount=2 http://www.agaclar.net/forum/showpos...7&postcount=34 http://www.agaclar.net/forum/showpos...7&postcount=46 http://www.agaclar.net/forum/showpos...1&postcount=47 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#30 |
Ağaç Dostu
|
Çocukluğumuzda boğazımız ağrıdında, yaz kış yapraklı olduğu için hemen taflan yaprağına koşardı büyüklerimiz. Taflan yaprağını ocakta patlatıp, sağlı sollu boğazımıza koyup, üzerine tülbent bağlanırdı Çok acı bir tat ağzımıza, boğazımıza dolmasına rağmen sabaha bir şeyimiz kalmazdı. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|