kedilere verdiğim suları, yem verdiğim kumrular içmek istedi..

Serçeler suyu pek sevmiyor galiba. Koyduğum yemleri hemen bitiriyorlar. Suyu içmiyorlar. Suyu parlak çelik bir çay tabağına koyuyorum. Belki de yansıma olduğu için korkup içemiyorlar.

Sevgili Zenfree,
Benim balkonuma serçeler geliyor. Bazen kargalar da geliyor ama ben kovuyorum onları. Çünkü kargalar beni korkutuyorlar. Suyu ve ekmeği eskiden hiç boş kalmayan şimdi ise kuşlara ekmek ve su kabı olan cam kül tablalarına koyuyorum. Serçeler su içiyorlar gözlerimle tanık oldum. Zaten benim balkonuma hiç çekinmeden geliyorlar. Yoldaki su birikintilerinde duş yaparken bile gördüm serçeleri.

Kargalar benim kuşumdur,
Memelilerden ayılara yapılan haksızlık neyse , kuşlardan kargalara da yapılan haksızlık hemen hemen aynıdır.
Onlara nedense hırsız karga derler. Oysa çalmayan kuş yoktur. Kargalar hırsız değil meraklıdır. Ne bulurlarsa yuvalarına taşırlar. Köylerde dışardaki çeşme başına konan sabunları ortasından ip geçirerek asarlar. Yoksa kargalar götürür. Yuvalarında türlü çeşit eşyalara rastlanır. Çocuk patikleri, çamaşır mandalları, tenis topları vs.. İçlerinden birine yapılan saldırı sürüye yapılmış demektir. O yüzden onlar da saldırır. Cevizleri yüksekten taşlık zemine atarak kırarlar. Güvercinler gibi karakterlerini insanlara satmazlar. Onurlu hayvanlardır… İnsan sesini çok iyi taklit eder. Çifçilerin hayvanlarına ne şekilde bağırıyorlarsa aynen o sesi çıkarırlar. Hâttâ çocuk ağlamasını bile taklit edebilirler. Tarlada çalışan kadınlar çocuklarını bir ağacın gölgesine kurdukları salıncakta uyuturlar. Çocukluğumda hepsine şahit oldum desem inanır mısınız?
Ha bakın, çok gürültücülerdir. Kavakları çok severler. Altlarından geçmeye gelmez yani.
Onun için kargalardan korkmayın bırakın sularını içsinler efendim…

Size canı yürekten katılıyorum bende kargaları severim özelliklede gürültü yaptıkları zamanı..

Arkadaşlar benim kumru yavrusu geri geldi :) şimdi ana baba ve 2 kerdeş ailecenek bir bizim balkona, bir karşıda ki elk.direğinin tepesine uçuş talimi yapıyorlar. Yavrumuz uçuş talimindeymiş meğer :)
Bu sabah bir şeye daha tanık oldum. Yavruların birisini anası, diğerini de babası besliyordu :)

Bir şey diyeyim mi bu paylaşım çok mu çok hoşuma gitti :)

(Yiyeceklerini avlaması için veya yavrularla ilgilenmek için eşlerini kullanan erkek arslanlara çok kızıyordum, kumrunun erkeğini çocuğunu beslerken görünce içim biraz serinledi sanki :))...):p

Kuş Saraylarından bu başlık altında bahsedildi. Anıtkabir'de de Kuş Sarayları bulunduğu bilgi notunu ekliyorum.

Bir yaz bir arkadaşımın penceresinin önündeki çiçek koymak için yapılmış büyükçe bir çıkıntıya, güvercin yavru yapmış. Ben yavrunun palazlanma ve yeni uçma dersleri aldığı dönemde bir kaç gün orada kalmıştım. Habibe'nin dediği gibi, erkek gelip yavrunun başında dururken dişi gidiyordu. İzlemesi çok hoştu. Yavrunun uçma çabaları, annesinin öğretme çabaları görülmeye değerdi. Hele annenin uçarak gidip, karşıda bir evin çatısından yavruyu izlemesi vardı ki. Yavru şapşal şapşal annesinin ardından sanki onu çağırır gibi sesler çıkartırdı.
Ay gözlerim doldu vallahi.
Suyu aman unutmayalım.

Benim serçeler iyice alıştılar. Balkonda su **** ekmek kalmamışsa pencereye doğru bakıp ciyaklıyorlar. Hele ben balkona çıkınca sanki beni tanıyorlar diyeceğim nerdeyse. Tek tek ya da bir kaç tanesi birden kontrol turları atıyorlar. Ekmek ufaladıysam değişik şekilde ötüp diğerlerini çağırıyorlar.

Sıcaklar devam ederken, sokak kedileri ve kuşlar için dışarı su bırakmayı ihmal etmeyin.

Ben geçen gün balkona yoğurt kutusu içinde su koymuştum. Serçeler yeni yeni alıştı, dün bir baktım suyun içinde banyo yapıyordu bir tanesi ;)

Biz bunu ailecek hiç aksatmadan yapıyoruz.Ama bazı insanlar, köşelere ne amaçla konmuş olduğu belli olan bu su kaplarını ortadan kaldırmaktan ne zevk alıyorlar anlamadım.

Hepinize merhaba arkadaşlar, national geographic dergisinin temmuz 2007 sayısının kapağında çok sevimli ve ilginç bir resim vardı. Paylaşmak istedim.

http://www.nationalgeographic.com.tr...misebakis.aspx

Dün bir gazetede okudum ve çok üzüldüm;'Güvercin seven evinde beslesin'' diye yazıyordu.Güvercinlere yem vermek doğanın dengesini bozuyormuş.Yıllardır gücümün yettiği kadar ,güvercinleri ve sokak kedilerini beslemeye çalışırım ve beslemeye devam edeceğim.

Öyle insanların varlığı da dünyanın cennet olmasını engelliyor.

Özellikle büyük şehirlerimiz hızla beton yığını haline gelmekte,sokak kedileri olsun güvercinler olsun kış geldiği zaman çok aç kalıyorlar,doğada her canlının bir yaratılış sebebi var ve yaşamaya hakkı var.

Ben de her sene olduğu gibi kışa girerken kuşlara yem vermeye başladım, aslın da yem değil bulgur veriyorum. Bu aralar serçelerim arttılar 15 civarında geliyorlar ama bu sene kumrularım uğramadılar daha.
Bir de her Bakırköy'e ya da Eminönün'e her gidişim de orada bulunan güvercinlere yem alır atarım.Uzun seneler önce apartmanın terasın da güvercin beslerdik şimdiler de ise sadece çiçeklere bakıyoruz.Elimizden geldiği kadar kuşlarımıza bakmaya geyret edelim yer yok demeyelim, en azından benim gibi cam kenarına bulgur dökelim.Teşekkürler.

Çocukluğumdan beri evimizde **** odunluğumuzda kedi olduğundan, cins bir kedim de olsun diyerek özellikle van kedisi aramaya başlamıştım. İlan vermediğim kedi sitesi kalmadı, çoğu vermek isteyen de fahiş fiyatlar istediler. Endişeleri, ya satarsam, ya sokağa terkedersem idi. Sonunda, o zamanlar İstanbul'da tıp fakültesi öğrencisi olan bir genç kızımız imdadıma yetişti. Okulunun kampüsünde sağ ön patisinden araç geçmiş ve patisini hiç kullanamayan bir van kedisi bulmuş. Veterinere götürüp kırık ayağını tedavi ettirmiş.

Pilot bir tanıdığı vasıtasıyla kediyi bana taşıma kabı, en sevdiği oyuncağı ve ona aylarca yetecek kadar kuru mamayla gönderdi. Cuma 3 yıldır benimle, yaralı patisini kullanamıyor. Ve o genç kızımız arasıra mail yazıp, hala kedinin nasıl ve ne durumda oladuğunu sorar. Böylesi bir duyarlılık örneği aklıma her geldiğinde gözlerim dolar. Öte yandan mahallenin küçük çocukları yavru kedileri taşa tutar ve onlara olmadık işkenceler yapar. Kuşlara sapanla taş atarlar. Nasıl değiştireceğiz bu durumu, geçerli ve işe yarayan bir fikri olan var mı?

Merhaba
Kedi ve köpek gibi hayvanların rızkı insanlarla beraber verilmiştir. İnsanların onlara bakması gerekir. Bu hayvanlar insan olmayan yerlerde yaşayamazlar. En fazla uzaklaşmaları köylere yakın tarla ve bahçelerdir. Bu yüzden onlara yardım etmeliyiz.

Kışın kuşlara yem vermeyi unutmayalım.
 

Kar yağdı, havalar soğudu. Bu havada dışardaki hayvanların yiyecek bulma şansları çok fazla yok. Dolayısıyla elimizden geldiğince onları bir süreliğine bizim beslememiz gerektiğini düşünüyorum.

Ben her yıl bu havalarda kuşlar için, pencere önlerine ya ufalanmış ekmek veya haşlanmış bulgur koyup hiç değilse bir kaç tanesini kurtarmaya çalışıyorum.

Bu başlık kuşlar için açıldı, ama soğukta aç kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalan tüm hayvanlara elimizden geleni yapalım.

Bu dünya hepimizin. Hayvanların olmadığı bir dünya düşünemiyorum bile.

Onları görmeliyiz
 

Geçen gece Ankara'ya yağan karın sabahı şöyle bir dolaşayım dedim.
Kar içinde kalan ağaçların ve sokakların manzarası sis içinde gerçekten nefes kesiciydi. Sokaklarda kedilerin ve köpeklerin patilerinin izinden başka da iz yoktu. İzlere baktım... Hepsi arayış içindeydi... Derken parkın yanından geçerken hiç olmayacakbir şey oldu. Kuşlar üzerime pike yapmaya, çevremde ürkek ürkek bir oraya bir buraya uçuşmaya başladı. İlkin bir anlam veremedim. Ama, dönüşte onların istediğinin alasından yemler vardı elimde...
Diyeceğim, hayvanların dili yok, ama bizim gözümüz ve vicdanımız var.
Onları görmeliyiz.
Evet, bu dünya salt bizim değil... Belki de bizden çok onlarındır...

Bende hep ekmekufaklarını hiç çöpe atmam hep balkona koyarım, bisküvi bayat ekmek olsun her taşındığım evde bu böyledir ;)
İlkolkulun bir kısmını almanyada okumuştum ve sn Bode tabi burda biz öğretmenim deriz orda bayan Bode.
Biz onunla okadar çok şey yaptıkki bunlar çok güzeldi, bunlardan biride kışın kuşlara yem hazırlamak, malzemelerimizde birtane margarin, ayçekirdeği, kalıp olarakta saksı,birde ip , ağaçlara asmak için, yağı eritip içine ayçekirdeklerini ni döküp saksının içine boşaltıktan sonra donduruyoruz ipide nasıl olduğunu unuttum ama uygun bir şekilde yerleştiriyoruz, ve o ipten ağaçlara asıyoruz.
Ve daha bunun gibi neler yapmıştık, bulunduğumuz yerde yetişen bitkilerini incelemek ödev olarak, kuşlarını incelemek.:rolleyes:çevre kirliliğini önlemek için yapılan konuşmalara gitmek.
:rolleyes:

Karlı ve buzlu havalarda hayvanların en büyük problemlerinden biri de içecek su bulamamalarıdır. Böyle günlerde onları susuz bırakmayalım.

Kuşlara yem verirken her türden kuşun yiyeceği yemler verilmeli. Bazıları kabuklu bazıları kabuksuz olmalı. En önemliside yemlerin konuldukları yerde ıslanmamalarıdır. Çünkü ıslanan yem donabilir donmasada ıslak yem pek rağbet görmüyor. Özellikle ekmek parçaları.

kuşları besleme
 

Kuşları besleme konusunu abartmayalım, onları şımartmayalım, yüzgöz olup evin başköşesine oturmalarına izin vermeyelim.
Zaten bahçeye yem atıyorduk kuşlar için, bu zat, dün bütün gün evden çıkmadı.
Fotoğrafını çekmeyi akıl edemedim. başka yerden aldım ekledim.

Bu güzelden şikayet ederek sanırım saka yapıyorsunuz. Eve girmesine inanamadım. Burlarda böyle küçük kuşlara bitçi derler. Kıyıda köşede dolaşırlar. Davranışları serçelere göre daha sıcaktır. Denizli belediyesinin şehir çıkışı boyunca dikdiği top akasyaların her üçünden birinde küçüçük kuş yuvaları var. Sanırım bunlara ait. O na iyi bakın sizden başka kimsesi yok.

Benim kuş bu değilmiş meğer. Benimkinde mavi renk yok. Bugün daha dikkatli baktım,değişikmiş.

Fotograftaki kızılgerdan... :)

Arkadaşlar geçen hafta oğlumun okuluna gitmiştim. Okulun bahçesindeki bazı ağaçlarda küçük su şişeleri asılıydı. Yanlarına gidip incelediğimde gördüm ki ,bunlar kuşlar için hazırlanmış yemlikler.. Çok hoşuma gitti. Hazırlaması kolay ve fonksiyonel. yemliğin bir fotoğrafını ekliyorum..

Su şişesinin 1/3 üst ve alt kısmından iki çubuk geçirilmiş. Tünek olarak kullanım amaçlı. Alttaki çubuğun hemen üstünden bir delik açılmış. Yem de oraya kadar doldurulmuş. Fotoğrafta delik görülmüyor. Şişenin arka kısmında kalmış..

Ben konuyu yeni gördüm. Bir de geçen bayram İskenderun da tanık olduğum bir olayı anlatmak istiyorum. Sabah erken şehirde fotoğraf çekmeye çıkmıştım.Pazar günü , saat 07 civarı. Sahilde elimde makina ilerlerken uzaktan gelen klakson sesiyle irkildim. Motosikletli bir adam sürekli klaksona basarak sahil yolu boyunca ilerliyor , benim bulunduğum meydana doğru geliyordu. "Kim bu densiz ? "diye dikkatlice bakınca , motosikletin üzerinde uçuşan onlarca kuşu farkettim. Adam ilerledikçe , çevredeki apartmanların , evlerin çatılarından gelen kuşlar diğerlerine katılıyor , onu takip ediyordu.. İnanılmaz bir olaydı .. Adam sonunda sahilde Atatürk heykelinin bulunduğu meydana geldi yüzlerce kuşla birlikte. Motosikletinde torbalarda taşıdığı yemleri onlara saçmaya başladı...O arada ben de birkaç fotoğraf çektim. Herkesin karnı doyunca adamın yanına gittim.
"- 15 yıldır ben bu kuşları besliyorum .. " dedi.
-" Benim motosikletin kornasını duydular mı hepsi toplanır.."
Müzisyenmiş. Kuşlarla o kadar yakın ve ilgiliydi ki , bazılarını bana tanıttı.
Şu an isimlerini hatırlayamıyorum , kimin hasta olup iyileştiğini , kimin yavrularının olduğunu biliyordu..

Şişeden yuvada yapılabilir yanlız altına küçük delik açmak lazım su girer se aksın diye.

Ben de kuşlara yem vermek için söyle bir şey yaptım,çok da hallerinden memnunlar.

Harikasınız Sefer Arkadaşım. Hemen aynısından yapmalıyım :) Çok teşekkür ederim.

Sayın sefer bey yemliğinizin üst kısmınada bir çatı koyup üstünü kapatırsanız hem yemleriniz nemlenmez hemde kar bile yağsa yemler açıkta olacağından hayvanlar için iyi bir mekan olur.
Saygılarımla

Kuşları çok seven biri olarak bu konuyu açanlara çok teşekkür ederim, yemlik konusunda bende sizlere ekleme yapmak istiyorum, arkadaşların çoğu görmüştür civcivler için üretilmiş plastikten suluk ve yemlikler var hem çok ucuz hemde yem ve su bittikçe kendiliğinden kullanım kısmı doluyor, daha sağlıklı ve de kullanışlı, nalburiye malzemesi satan yerlerde bulunabilir, yer kaplamaz ağaçlara da asılabilir, bilen bir arkadaş resim de eklerse faydalı olur sanırım.

Yukarıdaki fotoğrafı 2006 yılının başlarında çekmiştim.Tahtalarda açılma olduğundan geçen hafta sonu yenilemeyi düşünüyordum, olmadı.Yemlerin bir kısmı yere dökülüyor ama onları da bulup yiyorlar.
Yemlik için çatı yapmayı düşünmedim.İki tarafı da yemlik olarak kullanılabiliyor.Zaten her seferinde koydum 1,5-2 kg yem yarım saatte bitiyor.Yani ıslanmaya pek fırsat bırakmıyorlar.İstenirse balkona da alınabiliyor.Fotoğraf çekmek için balkondan uzaklaştırıyorum.
Dün ve önceki gün çektiğim görüntüler var,bir kaç kez denedim ama yükleyemedim.Belki bu konuya kayıtsız kalanların da ilgilenmelerini sağlar diye düşünüyorum.
Geçen yıl ve daha önceki yıl gelen türlerin çoğu nedense bu yıl ortalıkta yoklar.(Sığırcıklar,Ardıç kuşları,Baştankaralar,İspinozlar,Karatavuk,Sıvacı ve hele hele Kızılgerdan)
Önceki yıllarda uzaktan seyretmeyi yeğleyen Ala kargalar yemliği istila ettiler.Onlar varken de diğer kuşlar yaklaşamıyorlar.Kocaman kuşlar, kolay kolay da doymuyorlar.

Nihayet yüklendi ama linkin görünmesi bir kaç saati buluyor.
Diğer videoların da olduğu sayfanın linkini vereyim.
(Muhabbet kuşu ve kaplumbağalar da ilginizi çeker sanırım)

http://www.youtube.com/user/sgirisen

Ne kadar mutlu oldum anlatamam.Senelerdir dostlarımız hayvanların yardımına koşan ama hep yalnız kalmış,onlara su verdiği için dikkatli gözlerle izlenen,soğukta,susuzlukta,trafikte vd.onları düşünüp içi sızlayan tüm hayvan dostları siz çok yaşayın.Toprak üzerinde bir bitkiyi,içinde canlıları büyütemiyorsa...O bitki üzerinde kuşları böcekleri besleyip kucak açamıyorsa....Şu güzelim havayı ciğerlerine çekip,suların sesiyle şarkı söylemeyi bilmiyorsa İNSAN ;ne anlamı var yaşamanın,**** yaşıyorum demenin.

Havanın en soğuk olduğu günlerdeyiz. Kedileri ve kuşları ihmal etmeyin.
Daha önce yapmadıysanız da, bu günlerde kapının, pencerenin kenarına onlar için yiyecek bir şeyler koyun.