Sanki, cevizlerin sonu da iyi değilmiş gibi geliyor bana. ...korkarım valla!

Zeytini hobi olarak değilde geçim aracı olarak üreten bütün arkadaşların yaşadığı benzer soruna parmak basmış aslında Sn. Lilium.
Duygularını çok iyi anlıyorum. Zeytin yağının kilosuna 5 liaradan bile alıcıyı zor buluyorsunuz. Nasıl kar edeceksiniz? Çoğunca yaptığınız masrafları bile çıkaramıyorsunuz.
Ceviz zeytinden daha verimli ve pazarlama sorunu daha az olan bir tür. Ancak Halil Bey'in söyediklerini de dikkate almak gerekir. Ceviz müthiş bir şekilde yaygınlaşıyor. Umarım zeytinicilerin başına gelen cevizcilerin başına da gelmez.

Sevgli lilium,
İzninizle önce Sevgili osman45' e teşekküredeceğim. Neden mi? Zira son olarak 9 ay önce küllenmiş bir mangal ateşini, kurcalayarak yeniden yaktığı için.;) Baştan sona okudum. Onurlu yaşam mücadelenizden kesitler sunduğunuz bu tanıtım yazınız, doğal olarak çok ilgimi çekti.
Sizin bu sitede neden bu kadar çok sevildiğinizide, bu bölümde yazılanları okuyunca anladım. Sizi tanıdığıma bende sevindim. Dilerim, birgün agaclar.net sizi, benim gibi sizi birebir tanımayanlarla da karşılaştırır.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.

Sn Lilıum

Ne diyeyim, kolay gelsin, hiçte kolay olmadıgının farkındayım.

Aslında ticari beklentilerin, keyif almayı azalttıgını düşünenlerdenim. hayatta neyi amator olarak yaparsanız ondan cok keyif alırsınız,ticarete döndügünüz anda beklentileriniz artıp, işin sihiri bozuluyor.

Benzer bir durum bizim için de gecerli cok büyüdük,bu sene fark ettim ki hep bir şeyleri yetiştirmeye calışıyoruz,bahcemizin birini degerini, kıymetini bilecek birine satıp,yani küçülüp,kalanla keyif içinde,beklentisiz topragı, çiçegi, havayı koklayarak, farkındalıkla,keyifle ugraşmak istiyoruz.

saygılarımla

Sevgili lilium !
İnsanlar hayatlarında birçok hatalar yapıyor . Keşke dikmeden evvel araştırsaydınız . Kaç agacınız var bilmiyorum , zeytinde 5 seneye kadar saklanabilinen bir urun .Kaldıki çok agacınız yoksa kendinizde pazarlayabilirdiniz . Zaten Marmara birlikte malını satamadıgı gibi alımları çok kıstı . Bizde her şeyi devlete satma adeti var . Bulundugum koy bayır ve volkanik ,zeytinden başka bir şey olmuyor .Ama % 95 Tutunden emekli umurunda degiller .Ben fıstık çamınıda yeriniz varsa oneririm . Tabi vaktiniz olursa ,bohrtlen , ahududu ,frenk uzumu de altarnatif . Sevgi ile kalın .

Günümüzde zeytinden para kazanmanın iki yolu var:

1-Geleneksel tarz yüksek kalite. Butik marka yaratma. Pazarlama için emek harcama. Yağ sezonu geldiğinde (ekim) kilosunu 50-60 euro ile pazarlamaya çalışan yabancılara rastlanabiliyor, internet üzerinde.

2-Ucuza mal edip çok üretip (makinalı tarım, sık dikim vs.) sürümden kazanacaksın. Örneğin Arbequina nın avrupaya ve dünyaya pazarlandığı gibi.

Yukarıdaki ikisi de bizde eksik. İç piyasada fakir insanımıza yağ yediremezsin. İnsanımız ya kendi ürettiği yağı ya da piyasada en ucuz ne varsa onu tüketiyor.

Bu gün zeytin yarın ceviz öbür gün başka birşey. Cumhuriyetle yaşıt zeytin kanunumuz olsa da uygulanmayınca ve emek olmayınca olmuyor.

Ümit çok lisan bilen, girişimci, araştırıcı ve kendine güvenen yeni gençlerimizde.

Düşünceleriniz için hepinize teşekkür ederim arkadaşlar, yaşam var oldukca mücadelede devam edecektir öyle ve ya böyle, herşeyi devletten beklemeyeceğiz tabi ki, ama nasıl ki bir ailenin başında aile reisleri varsa ve o aileyi idare ve yönetiyorsa, nasıl ki bir orkestranın başında şef varsa o orkestrayı yönetiyorsa, bizim başımızdaki devlette oluşturduğu politikalarla oluşturduğu pilan ve programlarla bizi yönetip yönlendirecek, yapamıyorsa şefsiz orkestraya benzeriz herkes bir telden çalar ne çaldığını da bilmeyiz.
Günümüzde olduğu gibi rüzgar nereden eserse o tarafa savrulur gider bir bakmışsın hayat biter, Torun da arkandan söver, Ne tohum bıraktınız ne toprak.

Sevgili Lilium,
Hakkınızda biraz daha fazla bilgi edinmek beni çok mutlu etti. Yazınız, "işte yaşamda mutlu olmasını bilen ve olduğu gibi görünen, kendisiyle ve doğayla barışık, mutlu bir insan" mesajını en iyi şekilde veriyor! Sizi tanıdığıma çok memnun oldum! Ortak olan iki yanımızı daha keşfettim: Türkçe konusunda duyarlık ve iki kız evlat! Tüm çabamız onların daha mutlu, daha yaşanabilir, daha çok paylaşan, insancıl değerlere daha çok önem verilen bir dünyada yaşamaları içindir. Her şey gönlünüzce olsun!

Teşekkür ederim doğasever, Yazım kurallarına ne kadar dikkat etmeye çalışsam da yine hatalar yapabiliyorum, ağaç yaşkan eğilir, belli bir yaştan sonra eğilmiyor işte ne yapayım.
Diğer ortak yanımıza gelecek olursak, eh ne yapalım bizde erkek damat sahibi oluruz.:)
Sevgiyle kalınız tanışmak dileği ile..

Güzel insan Lilium abim, Lilium halam bu sözüne çok kızdığımı bilmeni isterim. Ne okuyan insanlar var o dediğin şekilde. Hani bir söz vardır ''Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde insan yok'' misalidir. Eskilerde okuyamamak o zamanın şartları gereği. İnşallah babaları kadar güzel bir insan olurlar kardeşlerim de. Seni tanımak ayrı bir zevk. Ellerinden öperim halacım :p

Güzel sözleriniz için teşekkür ederim furkan kardeşim, şu cümleyi her zaman hatırlar zaman zaman da hayıflanırım.
''Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde insan yok''

Bu cümle gerçek ama değişik bir versiyonunu hatırlattı anlatmadan geçemiyeceğim.
Yıllar önce paranın kıt olduğu zamanlar, köyde hali vakti biraz iyi olan bir amca sinamayı çok severmiş, sinama 1.5- 2km uzak. Sinamaya gitmek için kendisine bir bisiklet alır, o zamanlar bisiklet mersedes mubârek:) hali vakti de iyi olduğu için güzel son model bir bisiklet alır. Uzatmayayım biner ve sinamaya giderken yolda iki genç ten biri diğerini dürter şit şit bisiklete bak beeee. Diğeri bakar ve, Bisiklet bisiklet ama üstündeki adam da iş yok.

Sevgili Lilium;
Diğer bölümlerde verdiğiniz cevapları atlamadan okumaya çalışıyordum, bu içimizden biri bölümünde sizi tanımaktan çok memnun oldum, Balıkesir daha doğrusu kaz dağları hayranı olduğumdan da ayrıca dikkatli okudum yazılarınızı.
Saygılarımla

Sevgili ayhat;
Çok teşekkür ederim, Yazmaya değer bulduysanız bu benim için büyük bir onurdur.
Diğer bölümlerde de bildiklerimizi ve bilmediklerimizi öğrenerek paylaşmaya çalışıyoruz, ben de bilmediğim şeyleri arkadaşlardan öğreniyorum, ağaçlar neti de bundan dolayı çok seviyorum.
Ağaçlar net gibi, kazdağları da belki bir yerlerde tanışmaya vesile olur.
saygı ve sevgilerimle..

Sn. Lilium, içten yazınızı zevkle okudum,bilhassa zambaklar konusunda, benim kabul ettiğim, bilir kişim'i, biraz daha fazla, tanıma fırsatı veren, agaclar.net'e teşekkür ederim.
zambak konusunda, tüm mesajlarınızı okudum ve bir soru oluştuğunda,ilk başvuru sizin bilgi,mesajlarınız oluyor,bu sebep ile bir kez daha teşekkür ederim.

Sayın ykolko, şımartıyorsunuz ama öyle bilir kişi falan, sadece bildiklerimizi paylaşıyoruz bilmediklerimizi de diğer arkadaşlardan öğreniyoruz, ağaçlar neti de güzel yapan yönlerinden bir tanesi, büyük bir kaynak büyük bir üniversite oluştu bile, her geçen gün öğrenci sayımız artmakla çığ gibi büyüyoruz.

Bilgi paylaşıldıkça bilgi olur. bu bilgilerin paylaşımında güzel fikirlerde denemeler de çıkıyor bilgi genişleyerek büyüyor.

Teşekür ederim saygılarımla...

Sevgili Lilium,
Tanıtım yazınızı okumadan önceki izlenimlerim okuduktan sonrakilerden farklı değil inanın.
İçi dışı bir, İçten ve doğal bir duruşunuz var ve sizin için de saygı önde gelen kavramlardan. Ne güzel sizlerle aynı ortamı paylaşmak.

Kesmek zorunda kaldığınız zeytinlere çok üzüldüğümü de bilmenizi isterim.
Maalesef yaşadıklarımız her seferinde " burası Türkiye" dedirtiyor.

Daha güzel günlere ve her şey çok daha iyi olur umarım.
Sizi sizden okumak güzeldi. Saygılar...

Sevgili aygün hocam, ben de sizleri tanıdığımdan sizler gibi doğa sever özü sözü bir öğretmenimiz olmasından gurur duyuyorum. Kesmek zorunda kaldığım zeytinlere bende çok üzülmüştüm, ama geçti, yanlışı yanlışla düzeltemeyiz mantığı ile hareket ederek verilen karar biraz üzülmeme sebep oldu fakat çok daha iyi oldu, iklim şartlarına uyanı bir an önce tercih edip uygulamak bir sonraki nesillerede kalıcı yararlı birşeyler bırakabilirsek ne mutlu.

Yeniden yeşil bir orman yaratmanın mutluluğu bir başka oluyor.

Bir arkadaşım da bu hevese kapıldı, otuz dönümlük bir arazide onada bir bahçe kurma çalışmalarımız var, inanın bir yeri yeşillendirebilmek ağaçlandırabilmek o hazzı tadabilmek alabilmek o kadar güzel ki.

Sevgilerimle...