![]() |
Alıntı:
Türkçe konusu ilginçtir. Hakim olduğum bir dil olmakla birlikte kendi yazılarımı genellikle pek beğenmem. Mahkeme ilamına benzetirim çoğu zaman. Zaten Meyvelitepe'deki yazıların güzel olanlarını eşim, pratik ve pragmatik olanlarını ben yazarız:o Bir de, nedense ikide bir Sn.Malina ile takışırız Türkçe konusunda. Kullandığım Türkçe ve imla sebebiyle değil de, Türkçe hakkında zaman zaman ve ucundan kıyısından açık ettiğim görüşlerim sebebiyle:D Dilin yaşayan bir organizma olduğuna ve sahibinin elinde (dilinde demeliydim belki de) güçlü bir araç olduğuna inanırım. Bir uslubu olan yazım şekline bayılırım. Buna en güzel örneklerden biri de dolambaçsız, kıvrak, rahat, her zaman tam onikiden vuran isabetiyle sizin Türkçeniz sanırım. |
Alıntı:
|
Meyveli tepe projesi konusunu daha dikkatli okudum, hayırlı olsun. Önceden büyümüş ağaçların olduğu belli, ama kendiniz dikip büyütürseniz, daha bir önem ve anlamı oluyor. Bahçenizde salıklı ve mutlu bir yaşam dilerim.
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Üvez benim için hala gizemini koruyan, çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir ağaç. Geçen yıl bin zorlukla çimlendirdiğim bir kaç küçük fidanın üzerine titriyorum. |
Alıntı:
|
Alıntı:
Bu arada sekoya fidanı saksısında kartlaşmadan sizin bahçeyi alsak diyorum;) |
Alıntı:
|
Alıntı:
Köylerde yaşamakta olan komşularımız çokça kanıksamışlar doğanın ve yaşamın mucizelerini. Fakat ilginçtir, oturup konuştuğunuzda, sohbet ettiğinizde farkına varanlar oluyor, tekrar düşünüyorlar. İnşallah, sizleri ve bahçenizi ziyaret etmekten zevk duyarız. Gerek tanıttığınız bahçeniz, gerek paylaştığınız deneyimleriniz bize ışık tutuyor. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Az daha sabır; bir kaç hafta kaldı hayırlısı ile.
Olacak bahçe, olacak... Haber vereceğim ;) Alıntı:
|
Sn Meyvelitepe;
Dün Blog'da yazdıklarınıza şöyle bir göz atayım dedim ve o kadar kendimi kaptırdım ki, hala her satırını büyük bir zevkle, sindire sindire okumakla meşgulüm. Bizlere vermekte olduğunuz son derece pratik bilgilerin yanısıra -aslında onlardan daha çok- , başka ve daha güzel bir hayatın olabileceğini gösteren örnek projenize hayran kalmakla meşgulüm. Gerek bütün sürecin nasıl anlaşılması/kavranması gerektiğini yansıtan felsefi ve edebi söyleminiz, gerekse fiili uygulamanızla bunu göstermiş olmanız eminim şehir hayatına ve günlük çekişmelerin kıskacına sıkışmış benim dışımda pek çok doğa severe de ilham verecektir. Küçük saksılarda, daracık balkonlarda yaşatmaya çalıştığımız alternatif bir hayat özlemini güzel uygulamalarınızla fiilen gerçekleştirmiş olmanızın bizlere verdiği ümit ve cesaret, emin olun dünyayı ve hayatımız güzelleştirmekte çok önemli bir işlev görmekte. Saygı ve sevgilerimle.. |
Sn.Baobab, teşekkür ederim. Yapmaya çalıştığımız şeyi çok güzel özetlemişsiniz. İnanıyorum ki, o küçük saksılarda açan çiçekler, filizlenen tohumlar, görenler için zor zamanlarda bile umudun ve başka bir boyutun ışığı olacaklar.
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Sevgili MeyveliTepe, sizi tanıdığıma memnun oldum. Ne zaman zeytin görsem sizi hatırlıyorum diyebilirim.:) Blog yazılarınızı da ilgiyle takip ediyorum. Sevgiler.
|
Meyvelitepe ailesini, uzaktan cok uzaklardan takip edenlerdenim. Doga, bitkiler ve kedilerimizle uzakta da olsak bir dünya yarattik kendimize. Tek dilegimiz birkac yil icinde emeklilik yillarimizda siz Meyvelitepe sakinleri gibi bir yasami hayal etmekteyiz. Buradaki bag evimizi, bahcemizi tabiiki oraya tasiyamayacagimizdan, sizin gibi bir yolu izleyerek, meyveli ve kedili tepe insa etmek tek hayalimiz. Blogunuzu ve yazilarinizi, özellikle de Firin Kardesligi ilgi alanimda.
Meyvelitepede uzun yillar doga ile icice, sebze ve meyvelerinizle, artan deneyimlerinizle hepimize örnek olacaksiniz. Takipteyiz... Sonsuz basari ve mutluluk dileklerimizle selam ve sevgiler cok uzaklardan... |
Sevgili MeyveliTepe... Tüm hayallerinizin ve isteklerinizin gerçekleşmesi dileğiyle,
sizi tanıdığıma memnun oldum.Adıyaman'dan saygılar |
Sn Meyvelitepe
Bir insanın toprağa ve bitkilere gösteriği sevgi ve alaka ancak bu kadar olabilir.Tabi ki sonuç mükemmel.Bu formum da sizden öğreneceğimiz çok şeyler olduğunu biliyorum. Hani derler ya ,doğruları yapamasan da doğruları yapanların yanın da ol.Bu yüzden önceden olduğu gibi şimdi de yazılarınızı dikkatle takip edeceğim.Saygılarımla |
bende meyveli tepe hayranlarındanım:))
|
Azimli çalışmalarına hayran olmayan yok, hatta Sabah Gazetesi yazarı, Haşmet Babaoğlu bile;
Haftanın iz bırakanları; Şehir terk edip toprak ve bitkilerde huzur arayanların bloglarından hoş bir örnek: meyvelitepe. 4 Ekim 2009 Sabah Gazetesi Kaynak |
Hayallerinizi okurken bu benim dedim.
Bu şehirden gideceğim bir gün. Eşime referans olarak sizi ve sitenizi gösterdim. Bana da beni hiç tanımadan destek oldunuz. Yaşım geç ama çalışmalara başladım. Bir yer var benim için ve ben orayı bulacağım. Sizi takip ediyoruz.Takdir ediyoruz. Saygılarımla. |
Alıntı:
Hayalini kurduysanız bu iş kesin olur ve hatta yarısına bile gelmiş sayılırsınız sevgili cukurovalı... Sevgili Meyvelitepe bile 30 yıl önce bu hayali kurmuştu bildiğim kadarıyla ki şunun şurasında ne kalmış ki; de benim aklıma bir fıkra getirdiniz. Adamın biri yolda giderken bir nal bulmuş, geri kaldı üç nal bir at demiş.:D Başarılar. |
Sevgili, Zenfree, Sonja Varol, Bahtiyar02, Akcan67, İdris bey, Berduray, Çukurovalı, Halil bey, ben ve eşim hepinize çok teşekkür ederiz. Bu kadar övgü dolu sözlerin bizi biraz utandırdığını itiraf etmeliyim.
Sabah gazetesi yazarı da bir şekilde yazılarımıza ulaşmış olmalı ki, sözünü etmeye değer bulmuş. Haberimiz yoktu. Sn.Berduray'a teşekkürler. Hoş bir duygu. Halil bey yazmış, ki çok doğru. Hayal etmek işin yarısı. Diğer yarısı da hayalleri ertelemeyip ilk adımı atmakta. Gerisi kendiliğinden olur. Yaptığımız her şeyi yazarak bizim gibi düşünenlere cesaret verebileceğimizi (gelen tepkilerden aynı zamanda cesaret de almak üzere) işin en başında düşünmüştük. Yaşamımızın en önemli projelerinden biri olarak gördüğümüz Meyvelitepe'de Türkçe kaynak yetersizliğine de minicik de olsa bir çare olalım, bilginin paylaşılmasının yolunu da açalım istedik. Arazideki taraçalandırma maksadıyla yaptığımız iki taş duvardan birinin üzerinde bir tarih yazılı. 22 Mart 2007. Bu tarihte ne evimiz vardı, ne meyve fidanlarımız. Sadece kadim zeytin ağaçları, bir hurma ağacı, 8-10 kadar ceviz, bir de kestane ağaçları. Gizemli üvez ağacını da unutmamak gerekir. Ailemizdeki büyüklerin hemen hepsi öyle bir yatırıma girişmemize karşı çıktılar. Bize deli gözüyle baktılar. Çok yakın arkadaşlarımıza bile söz etmedik. Bir çoğu hala bilmez. Dolayısıyla kimseyle tartışmadık. Fikir bile almadık. Orada kendimizce başka bir dünya yaratmaya çalıştık. Hatta, meyvelitepe diye bir şeyin varlığını bilip, takip ettiği halde bizimle ilişkilendiremeyen tanıdıklarımız bile var :) O zamandan bu zamana, iki buçuk yıl geçmiş. Şimdi dönüp bakınca ne çok şey olmuş diye düşünüyorum. Üstelik hala tüm zamanımı meyvelitepe'ye ayıramıyorum. Benim için bile çok şaşırtıcı olan pek çok şey ortaya çıktı. Bunların bazıları hem bizim gibi amatörlerin hem de tarım ile ticari olarak uğraşanların da işine yarıyabilecek şeyler. Öte yandan çok sık hiç tanımadığımız insanlardan mesajlar alıyoruz. Kimi, zaman ayırıp uzak yerlerden ziyaretimize geliyor, oturup sohbet ediyoruz. Şu ana kadar pek çok insan, arazi alıp kaçış planı yapmamıza sebep oldunuz, sayenizde şuradan şöyle bahçe aldım, tüm bakış açım tamamen şöyle değişti vs. diye yazıyorlar. Ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Çok duygusal bir durum. Ne benim ne de eşimin öğrenimi ziraat ile ilgili değil, bambaşka konular. Buna rağmen sadece bu yıl keşfettiğimiz, deneyip sonuç aldığımız şeyler bile heyecan verici. Aynı zamanda da üzücü, bunları biz mi bulup çıkarmalıydık diye. Son olarak, bugün kararmaya başlayan zeytinlerin her iki çeşitinden de 8-10'ar kilo kadar topladık. Tek bir kurtlu zeytin yok. Müthiş keyif verici bir durum. Üzücü olan ise, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğünün entegre mücadele talimatları içinde kaolin kilinin esamesi okunmuyor. Neden diye düşünüyor insan. |
Bu başlığı yeni gördüm ve neden daha önce buraya yazı yazmadım diye kendime biraz kızmadım desem yalan olur. Ben çok fazla söz söylemek istemiyorum. Forumu okuyanlar Sn MeyvelıTepe'yi zaten seçtiği sözcüklerden ve ifadelerden hemen anlıyorlar. Kendisini tanımış olmaktan son derece mutluyum ve ne gariptir ki içimde sanki Meyvelitepe'yi kırk yıldır tanıyormuşum gibi bir his var. Sanki yıllar önce aynı mahallede çember çevirdik, futbol oynadık. MeyveliTepe sözcüğü bana huzur veriyor. İçimi rahatlatıyor. MeyveliTepe, sanki aniden karşınıza çıkan bir deniz ya da çöldeki bir vaha gibi. MeyveliTepe'ler hep olmalı diye düşünüyorum. İçimde bir ses, MeyveliTepe olursa, Meyvelitepe'ler çoğalırsa; topraklarımız çöl olmayacak, sularımız kirlenmeyecek, kırlarımız, bahçelerimiz hep bakımlı olacak diyor. O yüzden, artık MeyveliTepe sadece kendisi değildir. O yüzbinlerce hatta belki de milyonlarca insanın hayalidir. O bir gün başlayacak diye sabırla beklediğimiz bir hareketin de adıdıdır. İyi ki varsın Meyvelitepe. İlk fırsatta sizi ve eşinizi ziyaret etmek için sabırsızlanıyorum.
Not: Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğünün entegre mücadele talimatları içinde kaolin kilinin esamesinin olmamasına hiç şaşırmadım. Ben EM'yi Türkiye'ye ilk getirdiğimde, Bakanlıkta kimse Yararlı Mikroorganizmanın ne olduğunu dahi bilmiyordu. |
Bloğunuzu ben de ilgiyle takip ediyorum. Tebrikler çok başarılı çalışmalarınız var. Dün kayınbabama da gösterdim internet sitenizi. O da çok ilgilendi. Kaolin kilini denemek istiyor. Acaba nerde bulabiliriz kaolini?
|
Sn. Brody, teşekkür ederim.
Kaolin kilini Orfe teknik diye bir firmadan temin etmiştim. Zeytin zararlılarıyla doğal mücadele başlığında daha detaylı bilgi bulabilirsiniz. |
Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.
|
Sn;Meyvelitepe Arkadaşlara katılıyorum ,Abartıklarını da düşünmüyorum.Doğaya gönül veren bizim gibi amatörler (ve hatta profestoneller) için, çok başarılı bir örnek oluşturduğunuzu düşünüyorum. Minik bilgi kırıntılarını bilimsel düşünebilme yeteneğinizle dantel gibi işleyip,sabır ve özenle pratik uygulamalarını yapıyor,Bunların sonuçlarını değerlendirerek,kayıt altına alıyor, bizim için zevkle okuyacağımız yazılara dönüştürebiliyorsunuz.Bunların hepsini bir arada yapabilen üniversitelerimiz de bile çok fazla insanımız ,malesef yok.(olsaydı ,memleketimizin hali böyle olmazdı) .Küçük damlalarınızın daha sık ve daim olması dileğiyle ,elinize yüreğinize sağlık.
EM başlığı altında yazdığım yazıyı ,buraya kopyalamam gerektiğini düşündüm. |
Sn Meyvelitepe
Kendime nasil kiziyorum bir bilseniz,bu bolum gecenlerde sn Dogaseverin adi gecince ilgimi cekmisti,sizin hakkinizdaki yazilar tam bir yil olmus, hayatimi yazilari ve uygulamalariyla bu kadar etkilemis bir kisi hakkinda nasil olurda bir kac satir yazmamis olayim, ozur dilerim Agaclar net te daha kesfetmedigim hangi bolumler var kimbilir,gerek blogunuzdaki, gerekse agaclar net teki yazilarinizi her zaman ilgiyle okudum, cok seyler ogrendim, Yilin neredeyse 8-9 ayini deniz uzerinde geciren,bahce calismalarimin bir cogunu esim ve dostlarim yardimiyla yerine getiren,karaya ciktiginda her dakikasi planli ve dolu olan,deneme ve yanilmaya hic sansi olmayan ben, sizin tecrubelerinizden bugune kadar cok yararlandim,yanilmadan basarilar elde ettim, halen bir cok konuda dumen suyunuzdan gitmeye devam ediyorum, Sordugum bir cok soruya bugune kadar ozelinizden cok ayrintili cevap ve yorumlar verdiniz,hepsinden cok yararlandim. Iyiki varsiniz.cok tesekkur ederim. saygilarimla |
Sn. Meyvelitepe
Yolumuz sizinle kesiştiği için çok mutlu olanlardanım ben de. Yazdığınız her bir satıra tüm gönlümle katılıyorum. Ancak bu "Örnek Proje"yi hayata geçirmek için önce kendi kara gözlü fidanımızı ;) tek başına ayakta durur hale getirmemiz gerekiyor.. Çocuklarımızın eğitimi aşamasında ister istemez büyük şehirlere mahkum oluyoruz. Keşke sizin Masal Evinizi, içinde her meslekten bir gönüldaşın bulunduğu, kendi kendine döngüyü sağlayabilen "Masal Köy" haline getirebilsek de hayallerimiz için emekliliği beklemek zorunda kalmasak.. Sevgilerle.. |
Sn.Dr-ozden, Nazik ve içten mesajınız için çok teşekkür ederim. Biliyorsunuz, fidanlar sağlıklı, temiz, organik topraklarda daha güzel büyüyorlar. Sizin fidan da alışıldık kalıpların dışında daha iyi büyür, kimbilir :) Masal köyümüz oluşuyor yavaş yavaş. Yakınımızdaki bahçelerde yeni masal evler görünecek yakında diye umuyoruz.
Ayhan bey, teşekkür ederim. Sizin gibi insanların varlığı ülkemiz ve toplumumuz için başlıbaşına umut ve cesaret kaynağı. |
Sevgili Meyvelitepe'
Özellikle çok paralel seyreden bir hobi merakımız olduğu için yazılarınızı içtenlikle takip ediyorum. Ayrıca kardeş, uyumlu bitki popülasyonu ve yaşayışı ile ilgili çalışmalarınızı sürekli takip etmek büyük keyif veriyor. Her şey istediğiniz gibi olsun. |
Sn MeyveliTepe,
Bu ay Antalya'da dört aile sizin sebze adalarını uygulamaya koydu, (ikisi şeklen beğendiği için;biri işi az ve verimi çok olacağı için) Ben mi...Toprağın kokusu için, ada dışına sıkıştırıverdiğim yonca ve yaban çileğinin devasa yaprakları ve mutlulukları için... Ya adaların içi mi? Size mi anlatayım? Nasıl? İyi ki varsınız... Saygılar |
Sn Meyvelitepe,
Geçen yıl sebze bahçemle ilgili önerileriniz sayesinde çok şey öğrendim:)Gerçi sebzeler kabuksuz salyangozlar tarafından afiyetle yenildi:)Ama benim sorularıma sıkılmadan,usanmadan cevap verdiğiniz ve forumda böyle bir üstadın varlığından dolayı ben çok mutluyum.Size çok teşekkür ederim... |
Sn.Balbay, teşekkür ediyorum. Tanıtımınızı okuduğumda geçmiş tecrübelerimiz ve bakış açıları bakımından pek çok paralel deneyimlermiz olduğunu farkettim.
Sn.Diyne, sebze adaları, kompost, hurma kurutma ve kaolin uygulamaları, hiç planlamadığım ve baştan tahmin de etmediğim bir şekilde ülkenin her yerinde önemli bir etki yarattı. Pek çok kişi de hayal ettiği bahçe sahibi olma sürecini tetiklediğimizi, harekete geçmelerine sebep olduğumuzu söylüyor. Kendi adıma bu çapta bir etkiyi korkutucu buluyorum biraz. Öte yandan da çok keyiflendiğimi itiraf edeyim :) Sn.Kubat İzmirli, teşekkür ederim. Bu kabuklu ve kabuksuz salyangozların basit bir çaresi var. Bakır şeritlerin işe yarayacağından eminim. Yine de önce kendim deniyeyim :) |
Hurma, kompost yazmamış mıyım?
ve daha niceleri... Ömrünüze bereket... |
Sayın MeyveliTepe,
Bundan 1,5 sene öncesine kadar boğazda ki evime giderken yolda gördüğüm bitkiler ve ağaçlar otomatik olarak orada bitiveriyorlardı, balkonumda yetiştirmeyi beceremediğim mevsimlik çiçekler fidelikte hormona boğulmuş oldukları için zaten ölü olarak geliyordu bana göre, benim suçum yoktu.. Benim de bir şeyleri bilmiyor olabileceğimi düşünmeye başladığımda, didaktik anlatımlı kaynaklar açıkçası çokta içine almadı beni. Ta..ki sizin blogunuza ulaşana kadar, gayet iyi bilirim ki ders gibi okunacak bilgilerle, ilgisi olmayan veya az olan biri konuya bağlanamaz, ilgi alanına giren konularla süslemek lazımdır. Akılcı, düşündürten, olaylara ve kavramlara demogojik değil realistik açıyla yaklaşan, kendini de sorgulayan -ki eşinizi de işin içine katacağım- blog yazılarınızla ilk defa bir foruma üye olup yazmaya başladım, bu aralar hep bir şeyler araştırıyor, soruyor ve öğreniyorum, ancak gelecek senelerde bu edinimleri katkı haline getirebileceğim sanırım. 1,5 sene'nin sonunda yüzlerce tohum çimlendirmiş, sağlıklı fideler üretmiş, bu konuda kendine güveni gelmiş biriyim, çünkü artık biliyorum.... Gönül isterdi ki hergün garanti olan iki komşunuza eklenip sizlerin muhabbetlerinizi, mutlaka tatmak istediğim kalamata zeytinlerinizle, trabzon hurması kurularınızla birlikte tüketeyim. O tarafa yolum düşünce mutlaka kapınızı çalacağım, umarım sizin de yolunuz bu taraflara düşer... Sevgiler. |
Sıcak sempatik ve hayal gibi
Tepe adını birçok bileşik isimlerde görürüz ve anımsarız, dizilere varıncaya kadar. Adı ne yi çağrıştırıyorsa sahibinin özgünlüğü de onu yansıtıyor olmalı. Meyvelitepe hem verimliliği ve bereketi, çalışmayı ve azmi. Hem de romantik bir hayali çağrıştırıyor. Zümrüt yeşilleri arasında bahçe, umarım sağlık ve sıhatle uzun yıllar bu mutluluk ve arzunuz sizinle olur.
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 16:26. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025