![]() |
İncelediğim kaynaklarda kokusuyla ilgili bir bilgi yok. Daha çok görünümü ile ön plana çıkan bitki anlaşılan.
|
Alıntı:
|
Merhaba,Ankara'da balkonda büyükçe toprak saksılarda çiçekli bitki önerilerinizi bekliyorum,şimdiden teşekkür ederim.
|
Kraliçe çelengi kokusuz evet..Görüntü için :)
Ankara da yşatmak zor olabilir. Gerçi tohumdan yapmaya çalışıyorum ve hala çimlenmedi :( Aldığım yer bir kaç ayı bulabilir bahar görsün diyor. Başarılı olursan büyük bir saksıya yerleştirmeyi düşünüyorum. Clematisi Karşıyakada hiç görmemiştim. Artık bu sene o güzeli bulmak için hepsini tek tek gezerim :) |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Benimde bir sorum olacaktı:
şu anda saksı içinde 3 adet zakkum bitkim var,pencere önünde büyüttüm ( boyları 12-15cm arası ) mayıs ortası dışarıya almayı düşünüyorum.Acaba toprağa diksem kışı dışarıda geçirebilirmi yoksa saksıda durması dahamı mantıklı kış geldiğinde tekrar içeri alabilmem için '' duyumlarıma göre akdeniz iklimine yatkın bir bitkiymiş ''........? Birde dışarıda 50cm boyunda bir erguvan mini ağacım var,acaba ankara ikliminde bir şansı varmı büyümesi açısından,yoksa benimki beyhude bir çabamı ? |
Sayın Atatundra
Erguvan Ankara'da büyüyüp yetişebilen bir ağaçtır. Merak etmeyin. Çevremizde bolca var. Ankara'da dış mekanda canlı zakkum gördüğümü hatırlamıyorum. Sitedeki bilgilerden bir araştırın. |
Alıntı:
Zakkumun şehrin iç bölgelerinde ve alçak kısımlarda saksıda, dışarda bırakıldığını görüyorum. |
Verdiğiniz bilgile için teşşekürler.
bir sorum daha olacak bu zakkum ağacı ortalama nekadar boyu oluyor büyüdüğünde,ve budama yöntemi nasıl oluyor zakumda ? @csydn arkadaşın yöntemi mantığıma yattı,madem kışları zakkumda donma tehlikesi var! |
Sayın csydn,
Zakkum iç bölgelere özgü bir bitki olmadığından soğuğa ve düşük neme karşı duyarlıdır. Aydın'daki yazlığımda 4-5 tane var. Kendi bölgesinde çok dayanıklı bir ağaç. Kuraklığa, toza toprağa ve sert budamalar karşı dayanıklı. Yaz sonu 1.5 metrden budayıp Ankara'ya geliyorum. Ertesi yaz dev gibi karşıma çıkıyorlar. Budama bitkiyi genç tutuyor. Ankara'da özellikle toprağa da dikim yaparsanız fazla verim alamazsınız bence. Saksıda bakmak da sizi yoracaktır ama insan sevdiği şeyden üşenmez. Şu da denene bilir belki; kış girişi topraktaki zakkumlarınızı oldukça kısa bir şeklide budarsanız yani yeşil aksamı mümkün olduğu kadar azaltırsanız bitki ertesi seneye hayatta kalabilir. Kolay gelsin. |
Alıntı:
Ohalde hapı yuttuk,kışın 6 metrelik ağacı eve nasıl sokacağızki ? ve bu zakkumum büyüme hızı nasıldır yani senede nekadar boy atar ortalama ? |
Alıntı:
Bu sene çok sayıca ortanca ısmarladım.Bahçeye dikeceğim..Bakalım hayırlısı..İnşallah olur.. |
Alıntı:
Bursa ve İstanbulda ortancalar çok iyi gelişiyor hatta boylanıyor. Sanırım Ankara gibi uzun süreli donlar olmadığından derin budama ihtiyacı da olmuyor. Aslında bir çok tür kısa süreli donlara dayanıklı ama Ankara hem uzun süre don yapıyor hem de sert ayazları var :( O nedenle bizim gibi hersene yap-boz olmaması için dikkatli bitki seçmek gerekiyor. Bir de insan bilgi sahibi olunca gerekli gördüğü bitkileri soğuktan koruma yöntemlerini uygulayarak güzel bir bahçeye sahip olabilir. |
1 Eklenti(ler)
Alıntı:
Bu arada Yasemini çok istememe rağmen hep Ankarada olmaz yanıtını almıştım. Biraz araştırma yaptım ve Jasminum polyanthum türünün donlara daha dayanıklı olduğunu gördüm. Bir çok kaynakta -10 dereceye kadar dayanıklı olduğunu yazıyor. Ankarada biraz da korumayla olabilir diye düşünüyorum. İşin güzel tarafı bence çiçekleri en güzel ve sık yasemin çeşidi :) Eklenti 199489 |
Bunun dışında ben bu sene şu bitkiler Ankara-Gölbaşında deneyeceğim;
İlk bilgiler birçoğunun dona dayanıklı olduğu ancak Gölbaşında belli olmaz. Bir kısmını da kısmen koruyacağım. Oya Çalı mine Weigela Abelia Filbahri Açelya Kamelya Poligala (çok koruyacağım :)) Kelebek çalısı |
Alıntı:
Oya, çalı mine dona dayanıklı bitkiler değil Ankara'da hele ki Gölbaşı'nda korumasız yapmanız çok zor. Vegelya (Çalı hanımeli) dona dayanıklı bir bitki ama asidik toprakları seviyor, Gölbaşı ise alkali toprak yapısında (ph 7,5 üstü). Hayvansal gübreyle iyi sonuç alabilirsiniz kanaatindeyim. Filbahri hem soğuğa dayanıklı hem de alkali tölaransı var. Muhtemelen iyi sonuç alırsınız. Açelya hem asidik toprak ister hem de nemli hava. Dona ve soğuk rüzgarlara hassastır. Korumasız yaşatmanız çok zor. Kelebek çalısı sorunsuz Gölbaşında olur. Dona ve alkali toprağa dayanıklı. Jasminum polyanthum malesef Ankara'da dış mekanda olmaz. -10'a dayanması çok zor ki Gölbaşı daha da soğuk olur. Bu yasemine içmekanda bakabilirsiniz ancak kış soğunu görmezse çiçek açmıyor. Bu yüzden havalar -3'ün altına düşene kadar dış mekanda tutup sonra iç mekana alırsanız bu sorunu aşabilirsiniz. En azından teorikte aşabilirsiniz benimki bu sene hala çiçek açmadı. |
Üç saksı ortancam vardı. Dış mekanda kısmen korunaklı bir köşede budanmadan tüm kışı geçirdiler. Son donlardan önce birini içeri aldım, diğerlerini dışarda bıraktım. Dışarda bıraktıklarımı kaybettim,içeri aldığımın durumu iyi.
|
Benim bahçemde bu yıl üçünü baharı karşılıyorum. 1100 metre rakımdayım.
Bütün yıl yeşil kalmayı ve yaşamayı başaran bitkiler. Ankara'da daha farklı ve bütün yılı yeşil geçirebilen ağaç dışında bitkiler bilenler yazarlarsa yararlanabiliriz. Zira acaba olur mu diye bitki denemek hem maddi hem de manevi olarak insana yük oluyor. (Sitedeki başlıklarına göre yazıyorum) Arapsaçı, Ateş dikeni, Aubrieta Cultorum, (Obrezya) Abelia Grandiflora, Dağ Muşmulası, Gayret Çiçeği, Kasımpatı, Hedera (Orman sarmaşığı) Alacalı ve düz türü, Papatya türleri (Beyaz Çiçekliler), Thuja (Mazı), Yer örtücü kekik 2 tür ( Mor çiçekli ve limoni kokulu olanlar), Şebboy (Mor çiçekli), Sedum reflexum, Kamelya, Süpürge Çalısı, Cezayir Menekşesi, Salvia (Adaçayı türleri) Taflan (Karayemiş) Hüsnüyusuf, Santolina, Lavantin, Verbena (Yayılıcı Mine- Mor çiçekli), Çuha çiçeği, Ardıç türleri, Şimşir. İris (Süsen) Fare kulağı. |
Merhabalar,
Boyacı sumağı (Cotinus coggygria) Ankara'da çok güzel oluyor. Hem dona dayanıklı hem de alkali toprak toleransı var. Mutlaka deneyin bordo rengiyle bahçenize güzel bir renk katacaktır. |
Kartopu (viburnum opulus) çalısının da Ankara'da güzel gelişeceğini tahmin ediyorum.
Bu çalının annemin bahçesinde (Kastamonu-Tosya) bir örneği var o kadar büyük çiçekler açıyor ki dalları artık taşıyamıyor bağlamak durumunda kalıyoruz. Ortancaya bir alternatif olarak Ankara'da yetiştirilebilir. Dona ve alkalin toprağa karşı dayanıklılığı çok iyi görünüyor. |
Alıntı:
Yasemin konusunda sizi takip ediyorum :) Pervane çiçekliyi denemek daha gerçeğe yakın olacak bu durumda :) Sayın Hasancihad; Bilgiler için teşekkür ederim. Ben bazı türlerin Ankara için dayanıklılık sınırında hatta sınırın altında olduğunun farkındayım. Ancak bazı koruma yöntemlerini (yosun gübreleri, malçlama, hatta gerekenlerin gövdesine pat pat naylon) denemek istiyorum. Söylediğiniz gibi toprağımız bölge itibariyle alkalin, Biz her sene yanmış gübre getirip toprağa karıştırıyoruz. Ayrıca bu sene Kükürt de uygulayacağım. Ortancalar Ankara'da saksıda dışarıda olmuyor kesinlikle..Denedim :)) Ancak ortanca donlara, bahçe toprağında çok dayanıklı yalnız budanıp malçlandığı takdirde.. Kaldı ki Almanya'da ve bir çok soğuk Avrupa ikliminde kolaylıkla yetişiyor. Kartopu da çok uygun Ankaraya ancak benim isteğim bahçedeki çiçeklilerin bir kısmının tüm yaz çiçekli kalması :) Sayın k_donmez, Aubrieta konusunda da sizi takip ediyorum. Tohumları ektim.Çimlenmeler başladı. Hatta fidesi de satılıyor karşıyakada. Sizin deyiminizle Ankara için biçilmiş kaftan :) |
Sayın k_donmez,
Bu arada sizin kamelya şu anda ne durumda? Yine Ankarada olmaz denilen türlerden ama ben 2 tane alacağım :) Birini bahçeye birini saksıda ısıtmasız iç mekana almayı düşünüyorum. Bu konuda yine sizi takip ediyorum. |
Fıstıkçamlarımı bütün kış ev ortamında tuttuktan sonra artık dışarı çıkaracağım hatta ev ortamında sıcak ve güneşli olan günlerde güneşte gördükleri için büyümeye devam ettiler :)
|
Sayın Nurgüldk,
Kamelya çok keyifsiz. Çok sayıda tomurcuk yaptı. İlk açmaya niyetlenenin üzerine kar yağdı. Kahverengiye dönerek kurudu. Biraz büyümeyi başarabilenler kuruyor. Halen diri ve güzel tomurcuklar var. Ancak gördüklerimden sonra onlardan da pek ümitli değilim. Daha sonra resim eklerim. |
Ortancanın Ankara'da yetişmediği konusunda sizlere katılmıyorum. Daha önce de yazmıştım. Biri Tunalıhilmi ile Kennedy'nin kesiştiği yerdeki çiçekçinin ön ve yan tarafında, diğeri Şimşek sokakta bir apartmanın önünde saksılarda bulunan ortancaları 2 yıldır izliyorum. Kışın açıktalar, bahar sonu yaz gibi de pıtrak pıtrak çiçek içinde oluyorlar. Çiçekçiyle konuştuğumda özel hiç birşey yapmadıklarınıi kendi halinde bıraktıklarını söylemişti. Hatta her iki yerdeki saksılar yazın güneş gören konumdalar. Alışmışlar ortama. Şu anda da gayet iyi durumdalar, her iki yerdeki bitkiler yaprak çıkartıyor..
Haa, bana kendi ortancamı ne yaptığımı sorarsanız; kışın kuzeye bakan balkonumda açıkta ama don tehlikesi olabilecek (ki bu yıl çok fazla soğuk görmedik) dönemde delikler açtığım bir poşetle saksının üzerini kapatarak korumaya çalıştım. Yalnız kış başında dışarda kalacak tüm bitkilerin topraklarını yaprak ve samanla malçlama yapmıştım. İşe yaramış görünüyor. Çiçek durumu nasıl olacak, bu yıl göreceğim ben de. Kuzey balkonda clematis, kır menekşesi, frenk üzümü, goji berry, nane, roka (bir ara dondu ama hemen yeni yapraklar çıkarttı), hedera, rubus illecebrosus, helleborus, lysimachia nummularia, tabii ki kasımpatılar ve hatta gallalarım (kışın sulayıp neredeyse çürümelerine neden oluyordum, yumrulardan birinin bir bölümünü keserek kurtarabildim) bahara zararsız girdiler. Diğer bitkilerim güneye bakan kapalı balkonda, kış güneşiyle keyif yaparak soğukları atlattılar. |
Alıntı:
bir de çok körpe iseler tepe filizleri için önlem almak gerek sanırım. kuşlar nedense bunları koparıp yere atıyor bazen. |
Ortanca Ankara'da oluyor. Ya da olabiliyor diyelim en azından. :)
Bizim yan komşumuzun dışarıda saksıda 3 adet ortancası var. Kış gelince pek bir budama da yapmadan başlarına birer adet market poşeti geçiriyor. Hatta poşetlerin de kenarları havada kalıyor, öyle sıkıca sarmalanmış bir hali yok yani. Benim şahit olduğum en azından 3 senedir hayattalar ve her yaz çiçek içindeler. :) çiçeksever70'in bahçesindeki ortancaları da biliyorsunuz. Onun bulunduğu yer de kışın -15 hatta -20'yi görüyormuş. http://www.agaclar.net/forum/attachm...1&d=1279883660 Belki de ithal alıp da diktiklerimiz dayanmıyor olabilir. Yerli türler ya da kendi ürettiklerimiz daha dayanıklı olabilir. Sevgili çiçeksever de çelikten üretmiş tamamını. |
Benim bahçem Beynam yolunda, oldukça yüksek bir tepe üzerinde.
Ortancalar her zaman çok beğendiğim bir çiçek çeşidi olduğundan bahçemde deneyim istedim. Geçen sene Ekim 2010'da sadece iki fide olarak bahçemin gölge bir yerine diktim. Kış geldiğinde de üzerine 10 litrelik pet su şişelerinden birer adet geçirdim. Kışı çok rahat donmadan geçirdiler. Petleri yaklaşık iki hafta önce çıkardım. Oldukça canlı görünüyorlar. Bu fikride bu siteden öğrendim ve uyguladım. Umarım bundan sonra da iyi gelişirler. |
Benim bahçeye 15, eşimin abilerinin bahçelerine 22 adet getittirdim ve diktik. Verdiğim uğraşa mı yanayım, kargo parasına mı....
Valla artık mecburen olacaklar başka şansları yok :) |
Bu arada bahçeye farklı bir tür çalı diktim. cytisus praecox Cins ismi kesin doğru da tür konusunda bu olduğunu düşünüyorum. Türkçe de katır tırnağı diye geçiyor ama katır tırnağı diye arayınca başka türlerde çıktı karşıma. O yüzden latincesini yazıyorum.
Sevgili K Donmez in listesinde olmayanlardan. Sarı ve pembe-kırmızı 2 tür buldum. Çok yıllık ve kokulu harika çiçekleri var. Fazla bilgi bulamadım ama Zone 6a (-23 C) ya kadar dayanıklı diyor bir yerde. |
Sevgili nurguldk, forumda şurada bilgisi var:
Katırtırnağı Yalnız latinceleri çok farklı olan bitkilere ortak isim olarak katırtırnağı deniyor anlaşılan. Başlıkta Mine Hanım'ın açıklaması var bu konuda. Hayırlı olsun yeni bitkileriniz. :) |
Merhabalar,
Ankara ve civarında dikilebilecek ağaç türlerini araştırıyorum, amacım bu türleri tohumdan yetiştirmek ve 1, gerekiyorsa 2-3 yıl (1-1,5 yıl tercih sebebi :D ) evde bakımdalarını yapıp, ankara civarında yerlere dikmek. kendi arazim mevcut değil, ailecek pikniğe/gezmeye gittiğimizde elimdeki fideleri (genellikle fıstık çamıdır) gezi/piknik alanına dikerim. Ihlamur/elma/armut/dut vs. ve genel iğne yapraklı türlerin uygun olduğunu biliyorum. Fakat istediğim; - diktiğim fidenin iklime uygun olması - Çevreden zarar görmeyecek olması (elma ağacı civara gelenler tarafından talan edilecek, 3 tane elma vermiş bir fidan o elmalar için kırılacak vs.) - mümkünse meyveli (meyveli olursa etraftaki canlılar için faydalı olacaktır) ve kendi çekirdeğinden rahatça üreyebilecek, veya meyvesiz fakat kalıcı. Aslında Çam fıstığı daha çok ılıman iklim ve yüksek nem oranında ciddi büyüme sağlıyor, anadoluda da yetişebiliyor fakat deniz kıyısında olduğu gibi değil. Aklımda dut ağacı var, meyveler rahat toplandığından fideye pek zarar geleceğini sanmıyorum fakat hastalıklara yatkınlık durumunu bilemiyorum. Öte yandan sitede sekoya bilgilerine eriştim, acaba sekoya yetiştirsem (Sequoiadendron gigantea) ve fideleri anadoluya diksem yaşar mı? (ankara ve çevresi, çankırı civarı) |
Bu arada mavi ladin (Picea pungens) tohumları edindim, akşama viyollere 100 kadar ekeceğim, sekoya tohumları ise anladığım kadarıyla ağustos ayından sonra ithal edilecek, sekoya'nın anadolu uyumu hakkında sorum geçerliliğini koruyor, sekoya'ların daimi su ihtiyacını dere/göl kenarına dikerek halledersem anadolu ikliminden sağ çıkabilir mi? veya kaç yaş'ından sonra iklimle başa çıkabilir hale gelir?
|
Bu konuda bir bilgim ya da tecrübem yok ama Davesgarden'a göre dev sekoya -23 dereceye kadar dayanıyormuş. Bu Ankara için yeterli.
http://davesgarden.com/guides/pf/go/37064/ |
Sekoya tohumlarının flizlenmesi biraz zordur mavi ladine göre
|
Sekoya ile ilgili biraz araştırma yaptım ama ne hikmetse heryerede farklı şeyler yazıyor.
Tohumların filizlenmesi %30, filizlenenlerinde yaşama yüzdesi %25 olarak geçiyor bazı yerlerde. eğer böyle ise 100 viyolden sadece 7 adet elde edeceksem ki bunlardan da anadolu iklimine adapte olamayanlar çıkacaktır (iyimser olarak %50 desem) 100 viyolden elimde sadece 3-4 fide kalacaktır. onlarında doğada nelerle karşılaşacağı, hayyata kalıp kalamıyacakılarını düşündüğümde, binlerce viyol'e tohum eksemde bundan 5 yıl sonra ortada bir tane bile sekoya'nın kalmaması ihtimali ortaya çıkıyor. Madem tohumlar ile uğraşacağım o zaman acer palmatum gibi akçaağaç ve varyeteleri ile uğraşmam daha makul gibi duruyor. (yinede nedenini bilmiyorum ama içimde önlenemez bir sekoya yetiştirme isteği mevcut, sanırım anıt ağaç olması ve binlerce yıl kalma ihtimalinden dolayı) Sekoya haricinde tür arayışına girdim fakat sekoya'dan da vazgeçmiş değilim, sekoya'yı birkaç yüz viyol ile tohumların ithalatından sonra deneyeceğim. bir arkadaşım bana uygun mekan sağladığı için, artık alan darlığım olmadığından farklı türleri de denemeyi düşünüyorum. |
Alıntı:
Meyvesiz ağaçların da canlılara yararı var. Ankara'da çevreye baktığımızda akasya, atkestanesi ve dişbudak yapraklı akçağacın özel bakım gerektirmeden çok kolay yetiştiğini görüyoruz. Özellikle akasya ve akçaağaç tohumları kendiliğinden tuttuyor. Belki bunları düşünebilirsiniz. |
Ağaçlandırma sahama sizi beklerim tohumdan ektiğim at kestanesi ağaçlarımı ve diğer ağaçlarımı size göstermek isterim açıkçası sayın Yabani. Elimde Çevre ve Orman Bakanlığı'nın ağaç ürettiği viyolleri de size göstermek isterim.
|
@ seaa
İçten teklifiniz için teşekkür ederim, fırsat bulursam görmeyi isterim de, fakat iş/aile durumlarından dolayı bu fırsat ihtimali pek az görünüyor. Mavi ladin tohumlarımdan şu anda sadece birkaç tanesi çimlendi (172 viyol'de sanırım 6 adet) 100 viyol dış ortamda, 72 viyol ev içindeydi çimlenenlerin hepsi ev içindekiler, galiba burada daha çimlenenler olacak. dış ortamdakilerin ise çimlenememesinin bir numaralı suçlusu kuşlar, halen üzeri torf kaplı tohumu nereden/nasıl algılayıpta çıkartıp yediklerini çözebilmiş değilim. etrafta sürüyle böcek var git onları ye kardeşim :D Hafta sonu kısmet olursa arkadaşımın sağladığı mekana bakmaya gideceğim, otomatik sulama sistemi kurulup kurulamayacağını da kontrol edeceğim (elektrik ve su varsa yapabilirim) otomatik sulama sistemi yapmalıyım çünkü mekan Ankara'ya 150 km uzaklıkta :D yer uzak olunca yetiştirilecek ağaç türünü daha kolay olabilecek at kestanesi olarak düşünüyorum. eğer otomatik sulama işini yapabilecek imkan olursa at kestanelerini büyük torbalara ekip çimlenip biraz büyüdükten sonra birkaç yıl orada kendi haline bırakmayı düşünüyorum. Düzeltme: çimlenme sayısı için erken davranmışım, sanırım sayı oldukça yüksek olacak :D |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 03:54. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025