agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Geziler, Gezilecek Yerler, Türkiye'de önemli doğa alanları (https://www.agaclar.net/forum/geziler-gezilecek-yerler-turkiyede-onemli-doga-alanlari/)
-   -   Vietnam, Kamboçya, Laos gezisi (https://www.agaclar.net/forum/geziler-gezilecek-yerler-turkiyede-onemli-doga-alanlari/11867.htm)

kuru.umit 01-01-2009 18:48

Vietnam Kamboçya Laos Gezisi İpuçları
 
Bir kısım arkadaşın özeline yazarak teşekkür ettim ama öncelikle ilgi ile takip eden ve takdirlerini esirgemeyen tüm agaclar.net üyelerine tekrar teşekkür ederim. Bilgi ve güzellik paylaşıldıkça zenginleşir diye öğretildi ve bunu yapmaya çalışıyorum. Burada bir bölümü yazmak için bile yarım günüm gidiyor bilesiniz ama yüreklendirici yazılarınız emeklerimin karşılığı ve benim için her türlü değerin üstünde.
Doğrusu biz oraya bir tur şirketi ile gittik ve daha evvelden de Peru ve Küba gezilerimizi yapmıştık. Çok memnun kalmış ve Vietnam-Kamboçya-Laos gezileri içinde programı beraber şekillendirmiştik. Aslında yurtdışı gezilerimizi beraber yapan 10 kişilik bir grubuz. Bu grubtan 2 fire ile 8 kişi geziyi 2008 yılı şubat ayında bağlamıştık. İyi bir fiyata 17 gün herşey dahil anlaşıldı. Ancak tur şirketinden tecrübeli arkadaşın babası hastalanınca gidemedi. 2 tane pırıl pırıl genç arkadaş nezaretinde toplam 20 kişi tura çıktık. Bu genç arkadaşların iyi niyet ve çabalarından memnun kaldık ama müdahele etmeleri gereken yerde biraz zayıflıklar oldu. Bir de Vietnam Kamboçya ve Laos içinde gezilerin hareket saatlerini ve lokanta seçimlerini tamamen lokal şirkete bırakmışlar ki bu hareket bence mükemmel bir geziyi zora soktu. Uçak saatlerinin seçimi iyi değildi bazı günler programı gerçekleştirmek için sabahın 04 lerinde kalkmak zorunda kaldık ki, bu olmamalıydı. Yemeklerin bizi zorlayacağını biliyorduk, peyniri ve zeytini yanımızda götürdük hatta bazı arkadaşlar kutu kutu konserveler getirdi. Vietnam yemekleri bence güzeldi ama her gün ve aynı sıra ile gelince bıkkınlık verdi. Kendi yediklerini bize vermediklerini iyi biliyorum. Jumbo karidesler , istakozlar, karidesler, yengeçler , nudullar geldi gitti. Kendileri köpek, tarla faresi ne bulurlarsa götürüyorlar, en kıymetli yemekleri nudul ve pirinç lapası. Neyse yemeklerine ayrı bir başlıkta değinecektim.
Sonuçta bardağın dolu tarafına bakacak olursak ben ve eşim gezi genelinden memnunuz. Şimdiki aklımla ah keşke şunu da yapsaydık, şuna gerek yoktu diyebiliyorum. Tek başına Vietnam bile yeterli olabilir çünkü Sapa, My Son ve Güney Vietnam da göremediğimiz yerler var ve buraları çok güzel doğası olan yerler.
Yeşil pasaportla sadece Vietnamda vizeye gerek yok. Kamboçya ve Laos da her pasaport için vizeye gerek var. Kamboçya ve Vietnam vizesi İstanbuldan alınıyor. Laos vizesi Laos a girişte alınıyor. 30 USD civarında vize ücreti. Kamboçya dan ülkeyi terkederken de para veriyorsunuz 25 USD kadar. Uçak olarak Singapur havayolları veya Malezya havayolları kullanılıyor. Singapur hava yolları ile gittik. Saat 12:30 da hareketle 4 saat sonra Dubai, orada 1 saat kalıp 8 saate yakın Singapur a uçtuk. Singapur da 1 saat bekleyip Hanoi ye 3,5 saatte vardık. Uçak biletleri gidiş dönüş 1100 EU civarında. Bizim turda İstanbuldan çıkıp, tekrar İstanbula gelene kadar 17 günde 13 kez uçağa binmişiz (aktarmalar dahil). Vietnama giriş için tüm turlar genellikle Hanoi ye iniş yaparlar. Vietnam gezilerine genellikle Kamboçya eklenir ve buradan Siem Reap dan İstanbul a dönüş yapılır. Biz Kamboçyanın başkenti Phnom Penh den döndük. Bu geziye Laos u eklemek çok iyi bir fikir ama bu gezi 20-21 günlük bir gezi olsa daha da mükemmel olurdu. Şimdiki aklımla şöyle yapardım;
Vietnam: Hanoi 1 tam gün gezi, gece hareketle Sapa ya turist treni ile gidiş ve geceleme ve sabah Halong Bay a hareket (3,5 saat sürüyor), geceleme teknede ve civar gezileri (tavsiyem Halong Bay ın güneyine de gidin), Hanoi den Hue ye uçakla gidiş burası ve Hoi An için mutlaka 3 gün verin, Hue de en az üç anıt mezar gezin. Danang da havaalanı ve bir de Cham uygarlığına ait müze var (İhmal etmeyin). Cham uygarlığına ait eserlerin olduğu My Son diye bir yer var. Buranın 30 km yakınında olmamıza rağmen oraya gidemedik halbuki mutlaka gitmek lazımdı. Angkor Wat gibi bir yerdi.
Saigon ve civarı gezi için 2-3 geceleme gerekiyor. Burada bir de Mekong nehri üzerinde Vinh Log köyüne gezi yapın. Muhteşem bir deneyimdi. Dalat şehrinde çiçek festivali vardı , çok çok güzel görünüyordu. Burada iken ayarlamaya çalıştık, olmadı.
Tavsiyem oralara gezi için Aralık ayını seçin, oranın kuru mevsimi. Sıcaklık farkı kuzeyden güneye çok olabiliyor, dikkat edin. Vietnamın orta bölümlerinde çok güzel sahiller var (denize girmek için).
Oralara bir giderseniz alışveriş çok ucuz. Küçük paralarla büyük işler yapabilirsiniz. Saigondan güzel yağlı boya resimler aldım rakamlar çok uygun. El işleri ucuz.
Orkide getirmeniz hemen dönseniz kolay da, gezecekseniz problem olacaktır. Ben esas bonzailere bittim. Getirme şansım olsa onlardan getirirdim. Bu arada Vinh Log dan bir adet amarylis soğanı getirip diktim bakalım ne olacak (Bonzai ve Orkide bahçesinde bir kenarda soğanları görünce orta boy bir adet istedim verdiler, bakalım ne çıkacak)
Genelde bu bölgeler sorunlu. Bu nedenle grup halinde gitmek lazım. Sırt çantası ile gezenler bile 3-4 çift halinde geziyorlardı. Buraya giden turlar var. Karıncalar, Fest travel bunlardan tanıdıklarım. Grup halinde olmanın en önemli avantajlarından birisi fiyat indirimi isteyebilmeniz. Tur programını iyi inceleyin Hoi-An, Hue yani orta Vietnam mutlaka olsun. Sapa, Dalat, Danang, Mekong gezileri varsa tercih sebebi olsun. Vietnam-Kamboçya geçişleri tekne ile yapanlar var, uzun olanlar eziyet olabiliyor, dikkat edin. Laos şu anda çok bakir bir ülke, değerlendirmenizi isterim. Turiste yeni açılıyorlar, çok özgün bir ülke anlatınca seveceksiniz. Doğası hala bozulmamış.
Çok uzattım, sorarsanız söylerim. Fena da çalışmamışım hani! Sizi ben mi götürsem ne ?

kuru.umit 01-01-2009 22:40

Hoi-An Yolunda-Lang Co sahili, Hai van Pass
 
5 Eklenti(ler)
Vietnam Kamboçya Laos Gezi Notları-7

Vietnam da yolların kalitesi çok iyi değil ve otoban diye girdiğimiz yollar, otoban adını taşımayı hak etmiyorlar. Bu nedenle de aslında 100-150 km mesafede olan şehirlere varmak uzadıkça uzuyor. Örneğin Hue ve Hoi An arası uzaklık olarak 140 km’lik bir mesafe ancak buraya ulaşmak 3,5-4 saat sürdü. Gerçi yol o kadar güzeldi ki, doğrusu pek de canımız sıkılmadı.
Hoi An’a doğru seyahat ederken yerel rehberimiz yol kenarlarında sık olarak gördüğümüz, yeni yapılan lüks otellere ve bizdeki TOKİ benzeri lüks sitelere dikkatimizi çekti. Sosyalist rejimin sürdürüldüğünü iddia eden Vietnam’lı rehber “bu nasıl sosyalizm” sorumuza, pek de tatmin edici yanıt veremedi. Serbest piyasa şartlarının hakim olduğu ve çok uluslu şirketlerin boy gösterdiği sosyalist ve tek partili bir ülke..
Ülkenin orta bölümü, güneye doğru uzanan çok güzel sahillere sahipmiş. Bu bölgenin bir diğer özelliği de Kuzey-Güney Vietnam savaşı sırasında askersiz alanın bulunduğu ve görece huzurun bulunduğu bölge olması. Ayrıca Amerika savaşı sırasında (Vietnam’lılar, sadece Amerika savaşı dedikleri için bende öyle adlandıracağım. Öyle ya biz onlarda misafiriz..), Amerikan askerlerinin cephe gerisinde dinlendikleri ve yüzdükleri sahillerde buralarda.
Hai Van geçidine gelmeden önce Lang Co sahiline uğradık. Burası Pasifik kıyısında çok güzel bir sahil. Bizim de niyetimiz denize girmek. Hepimizin yanında mayoları, bazılarımız üstümüze giydik, çocuklar gibi şeniz. Otobüs bir güzel tesiste durdu. Hava biraz limoni, özellikle ben ve hanım “bize bu havalar vız gelir” edasını takındık ancak kazın ayağı öyle değil! Hepimiz sahile koştuksa da, su buz gibi. Tornistan geri çıktık. Tesiste denize karşı sıcak Vietnam kahvelerini yudumladık.
Sonrasında Hai Van geçidine girdik. Burası alt tarafı 22 km’lilk bir yol ama Vietnam’lılar bu yola girmek istemiyorlarmış. Çünkü yeni bir tünel açılmış ve buradan geçmek 10 dakika sürüyormuş. Halbuki Hai Van pasajından geçiş 40 dakika sürüyor ve yol dolambaçlı. Ama ne yol, ne manzara.. Aşağıda deniz, arkanızda yeşillik. Burası 498 mt rakımla yüksek bir yer ve manzara harika. Mutlaka buradan gitmeyi tercih edin, döne döne yükselirken manzaranın tadını çıkarın.

kuru.umit 01-01-2009 23:01

Danang
 
5 Eklenti(ler)
Yola devamla Danang şehrine geliyorsunuz. Danang şehri sahilde ve en önemli özelliği Cham devletine ait güzel heykellerin bulunduğu bir müzeye ev sahipliği yapması. Cham devleti bugün tarihten silinmiş bir devlet ve zamanında güçlü iken Mekong deltasına kadar uzanan ama esas yerleşimi orta Vietnam olan bir devletmiş. Bugün Güney Vietnam’da yaşayan 54 azınlık halk içinde Cham’lılarda var. Cham halkının geliş yeri Malezya, Endonezya tarafları ve Malay halkından. Bugün Müslüman azınlığın önemli bir bölümünü bu halk meydana getiriyor. O zamanlarda ise Hinduizm-Budizm den etkilenmişler. Müzede çeşitli yerlerden getirilmiş Cham heykelleri var. Gördüğüm en büyük Lingam heykeli buradaydı. Lingam, Hindu inanışında tanrı Şiva nın sembollerinden birisi, kadın ve erkek cinsel organları ile doğurganlığı ve hayatı temsil ediyor. Bunun dışında dans eden Apsara ve diğer heykeller çok güzellerdi. Müzede bazı genç Vietnamlılar büyük olasılıkla ödev konularını resmediyorlardı. Cham’lara ait My Son adlı bir yer hemen 30 km yakınımızda kalmasına rağmen, oraya gidemedik. Ne yazık! Kimerlerin Kamboçya da yarattıkları Angkor Wat gibi muhteşem tapınakların, Cham uygarlığınca yapılmış olan benzerlerini (ancak asla aynısı değil) Vietnam topraklarında görme şansını kaçırdık… My Son, oldukça iyi durumda bazı tapınakları da içeren dini bir kompleksin adı.

kuru.umit 01-01-2009 23:12

Hoi An Yolu
 
5 Eklenti(ler)
Hoi An’a girmeden hemen önce ipek böcekçiliği ve ipek dokumanın tüm aşamalarını izlediğimiz bir tesise uğradık. Geleneksel yöntemlerin korunduğu ve sürdürüldüğü bu tesiste aklıma hemen güzelim Bursa şehri geldi. Kıyısından, ucundan hala geleneksel yöntemlerle ipek böceği yetiştiren yerlerimiz kaldı mı acaba?
Bir diğer dükkanda heykel atölyesiydi. Budaların heykelleri içinde en çok gülen Buda’yı sevdik.

kuru.umit 01-01-2009 23:53

Hoi An
 
4 Eklenti(ler)
Sonunda Hoi An’a geldik. Bu sefer rehberler daha akıllandılar ve önce şehir turu atılıp gezilecek yerler gezildi. Hoi An 1999 yılında UNESCO tarafından dünya mirası ilan edilmiş yerlerden ve 16.-18. Yüzyılda Çinli, Japon ve hatta Avrupalı tüccarları kendine çekmiş olan bir şehir. Biz bu şehri çok sevdik. Hoparlöründen müzik yayını yapılan ve her bir köşesinden tarih fışkıran bir şehir. Sanki bu şehir bir tiyatro sahnesi ve bu şehirdeki herkesin bu tiyatroda rolü varmış gibi.

kuru.umit 01-01-2009 23:55

Hoi An
 
3 Eklenti(ler)
Thu Bon nehri kenarına kurulu bu şehirde ilk durağımız Kapalı Japon köprüsü. Bu köprü zamanında ticaret yapan Çinli ve Japon mahallelerini birbirlerine bağlarmış. Köprünün sağında solunda yaşlı teyzeler o kadar samimi pozlar veriyorlar ki. Köprünün bir girişinde maymun heykeli, bir girişinde de köpek heykeli var. Ay takvimine göre Maymun yılında başlamış, Köpek yılında bitmiş (veya tersi yanıltmış olmayalım). Köprüyü Japon tüccarlar 1593 yılında yaptırıyor. 1719 yılında Vietnamlılar köprü içine küçük bir tapınak eklemiş. Köprünün başında küçük dükkanlar içinde çok güzel resimler ve el işleri var, bakmadan geçmeyin derim.

kuru.umit 01-01-2009 23:58

Hoi An
 
5 Eklenti(ler)
Hoi An şehrinin bir diğer özelliği de Vietnam tarzı tüp evlerin bulunması. Bu evlerin ön tarafı dükkan ve arka kısımları da yaşam alanıymış. İnce uzun evler. Tüm Vietnam şehirlerinde varlar ama en iyi örneklerini bu şehirde görebilirsiniz. Bu müze evlerden bir tanesinin içini gezdik (Tan Ky evi). Gerçekten çok ince oymalar ve el işleri var. Ama nehir taşmaları yaşanabiliyormuş ve bu durumda da evi su basıyormuş. En son bir Çin tapınağını gezdik. Bahçesi çok güzeldi. İçinde kıymetli resimler var. Burada yuvarlak tütsülerden satın alıp, dilek dileyerek yakabiliyorsunuz. Yanmanın tamamlanması çok uzun sürüyormuş.
Hoi An içinde eski mahalleleri gezdik. Gecesinde de köprüyü tekrar ziyaret edin, ışıklar altında çok güzel görünüyor. Eski mahallesinde bir pastanemsi dükkana girip, terasında nehir karşı Vietnam kahvemizi içtik. Pastaları çok güzel deneyin derim..
Yarın Vietnam da son durak olan Ho Chi Minh City ‘e yani Saigon’a uçuyoruz..
Gezekalın.

Güler 02-01-2009 16:22

Okudukça ve fotoğraflara baktıkça inşallah daha bitmemiştir diye iç çekiyorum emin olun.
Çok çok teşekkür ederim.

kuru.umit 03-01-2009 08:02

Ho Chi Minh Şehri
 
5 Eklenti(ler)
Vietnam Kamboçya Laos Gezi Notları-8
Ho Chi Minh Şehri
Hoi An’dan Danang havaalanına geçerek Ho Chi Minh City’e uçtuk. Uçak sabah erken saatte olduğundan vakitlice şehre vardık. Sabah bir program, öğleden sonrada Cu Chi tünelleri gezisi var. Bu nedenle erken gitmek iyi oldu. Uçuş 50 dakika sürüyor.
Ho Amcanın ismini taşıyan Ho Chi Minh şehrinin eski ismi Saigon. 6.5 Milyon nüfusu ile Vietnam’ın en kalabalık şehri. Mekong Deltası kenarına kurulmuş bir şehir.
Havaalanından çıkıp şehre girer girmez karşımıza motosiklet ordusu çıktı. Sanki tüm şehir bizi haber aldı, transfer otobüsümüzün civarında, motosikletleri ile eşlik ediyorlar. Gece motosiklet sayısının ne kadar fazla olduğu daha da iyi anlaşılıyor. Çocuklar bile motorla bütünleşmişler bir güzel uyuyabiliyorlar.
Bu kez akıllı işi yapıp, otele yerleşme faslını atlayarak tura çıkıyoruz. Önce Jade Emperor Tapınağına (yeşim imparator tapınağına) gittik. Bu da programda yoktu, fazladan istedik, sağ olsun genç kardeşler lokal rehberlerden programa dahil edilmesini istediler. Bu tapınak 1909 yılında yapılmış, yani çok eski değil ama tapınak içindeki işçilik nedeni ile mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Taoist bir tapınak ve yeşim imparator Huang onuruna yapılmış. İçinde kadınlar için ayrı bir bölüm var, çocuk sahibi olmayı dileyen kadınlar burada adakta bulunuyorlar. Ortalıkta mistik bir hava var, tütsü kokusu baş döndürüyor. Bahçesinde içinde kaplumbağaların bulunduğu bir havuz var. Kaplumbağanın şans getirdiğine inanılıyor. Kaplumbağanın birinin sırtına kırmızı bir gamalı haç çizilmişti. Garipsedim ve Hitler özentileri ne arıyor burada dedim. Sonradan öğrendim ki bu işaretin Hinduizm, Budizm gibi dinlerde şans, uğur sembolü (swastika) olarak anlamı varmış. Hitler efendi nereden aldı da bu güzelim sembolün anlamını kirletti anlamadım.
Daha sonra Saigon şehri postanesine gittik. Postane çok güzel bir yapı ve Fransızlardan kalma. Mimarı da tanıdık; Gustave Eiffel. Bazılarımız buradan eşe, dosta kart attılar. Ben yapmadım, itiraf ediyorum, pişmanım. Ama Laos’dan hanıma bir kart attım..
Notre Dame katedrali de Fransızlarca 1893 de yapılmış. Bu adamlar uğura filan aşırı takıntılılar. Uğurlu sayı (7,9, 13 gibi), uğurlu gün gibi takıntıları fazla. Bizde epey bir gelin damat fotoğrafı çektik. Mekong nehri kenarında bir restoranda yemek yedik. Tabii ki Vietnam yemeklerinden bir menü var. Ama burada sunumlar çok orijinaldi, soğan ve havuçlarla süslenerek insan şekli verilmiş hindistan cevizi kabuğunun içinden güzel bir karides yemeği çıkabiliyordu. Bahçesi çok güzeldi. Her taraf orkide doluydu. Yan tarafta düğün salonu vardı, grup üyeleri Vietnam düğünü görme bahanesi ile düğün şekeri avına gittilerse de elleri boş döndüler. Düğünleri bize benziyor, gelin-damat misafirleri kapıda karşılıyor, akraba arkadaş grubu eğleniyorlar. Bu düğünde şarkıcı da vardı, zengin düğünü olsa gerek.

kuru.umit 03-01-2009 08:28

5 Eklenti(ler)
Ho Chi Minh City den fotolar.

Ali H. ALI 03-01-2009 10:11

Iyi gunler kuru.umit, daha onceki Peru geziniz gibi, Vietnam,Kambocya ve Laos gezinizi de guzelce anlatip fotograflarla da cok guzel suslemissiniz. Elinize yureginize saglik.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi kuru.umit (Mesaj 338995)
Ben esas bonzailere bittim. Getirme şansım olsa onlardan getirirdim.

BONSAI'lerden etkilendiginizi goruyorum. O bonsailerden getiremediniz diye uzulmeyiniz. Buyurun aramiza katilin elimizden geldigince sizlere bonsainin nasil yapildigini ogretmiye calisalim. Vietnamda bittiginiz bonsailer gibi siz de bonsai yapabilirsiniz.(deneyim ve zaman gerekli:))

Güler 03-01-2009 11:12

Devamı var değil mi sevgili kuru.umit?

kuru.umit 03-01-2009 11:55

Sevgili Ali H. Ali, bu mükemmel daveti zevkle kabul ediyorum. Kıyısından ucundan bonsai çalışmalarınıza zaten bakıyorum ama yapamam herhalde diyordum. Yine de adenium fidelerinden edindim. Benim işim belli olmaz, kötü tarafı tek iş-güç o olur diye korkuyorum:))
Sevgili Güler, devamı var tabii ki. Esas Mekong tekne gezisi ve Laos gezisi çok ilginizi çekecektir. 2000 nin üstünde foto var tasnif ve gönderileceklerin seçimi zaman alıyor. Akşam Cu Chi tünellerini anlatacağım. Çok ilginç gelecektir. Pazarada Mekong deltası gezisi. İlginiz için teşekkür ederim.
Ümit Kuru

cemal.S 03-01-2009 13:02

Devamının olduğuna en çok sevinenlerdenim. Akşamı bekliyeceğizzz.

Kolay gelsin.

Minem 03-01-2009 13:36

Ümit Bey, anlatımınız da fotoğraflarınız gibi muhteşem. Çok teşekkür ederim paylaştığınız için.

Mine Pakkaner 03-01-2009 21:30

Alıntı:

Akşam Cu Chi tünellerini anlatacağım. Çok ilginç gelecektir
Akşam oldu Ümit Bey :) Hatta gece oldu. Okurlarınız, gezisevenler sizi bekliyoruz :)

kuru.umit 03-01-2009 21:58

Cu Chi Tünelleri
 
2 Eklenti(ler)
Yemek sonrası tekrar otobüse doluşup Ho Chi Minh şehrinin 40 km kuzeybatısında küçük bir şehir olan Cu Chi ‘ye (Ku Çi okunuyor) doğru hareket ettik. Bu şehir Amerikan savaşının kaderini tayin eden tünelleri ile meşhur. Tüneller sistemi sadece bu alanda yok, ancak en meşhuru ve uzunu bunlar ve turist çeken alanda burası oluyor. Cu Chi Şehrinden geçip tünellerin girişine geliyorsunuz. Kocaman ve garip görünümlü Jack Fruit meyve ağaçları arasından kocaman bir tünelin içinden geçiyorsunuz. Bence bu tünel sizi olaya baştan sokmak amacı ile yapılmış. Onlarca yıl boyunca, yörenin kadın erkek tüm insanlarının katılımı ile yaptıkları tüneller sisteminin ziyaretine, bir tünelden giriyorsunuz.

Önce bizlere video eşliğinde yarım saat kadar süren bilgi verildi. Tünellerin Amerikan savaşı için yapıldığını sanıyordum ama aslında ondan çok önce Fransızlara karşı yapılmış ve kullanılmış. Yani yapımı on yıllar almış. Fransızlara karşı yapılanlar 20 km civarında iken, Amerikalılara karşı yapılanlar 200 km uzunluğunu bulmuş. Yapımında tüm yöre insanı çalışmış. Bu tüneller 10 metre derinliğe kadar inebiliyor.

Bazı yerlerde nehre tünellerden çıkış oluyormuş. Tünellerin içinde hastane, mutfak, yatakhane, toplantı salonları ve hatta sinema salonu bile varmış. Tünellerin girişi o kadar dar ki standart bir Amerikalı askerin girişi ve Vietnamlı gerillayı takibi imkansızmış. Bu amaçla Amerikalılar özel birlikler getirip, takip işini yapmaya çalışmışlar. Bu iş için getirdikleri askerler zayıflıkları ve kısa boylu olmaları ile Vietnamlıya benzeyen Meksika kökenli askerlermiş, bir de özel yetiştirilmiş köpekler. Ancak yine de başaramamışlar ve baskınlar yiyerek ağır kayıplar vermişler.

kuru.umit 03-01-2009 22:04

Cu Chi Tünelleri-1
 
5 Eklenti(ler)
Bu kısa bilgilendirmeden sonra geziye başladık. Başımıza bir görevli verdiler, bu görevli eşliğinde yeşillikler arasından yürümeye başladık. Bu görevlinin ilk gösterdiği şey bir tünele nasıl girileceği ve nasıl kamufle olunduğuydu. Ben dahil, bazı arkadaşlar denedik. Daha sonra maketlerden yapılma Vietkonglarla (Vietnamlı gerillalara verilen ad) fotoğraf çektirdik. İsterseniz küçük tüneller sistemi içinde gezinmeniz mümkün.

Tabii ki yerel rehber olmadan bunlardan birine girmenize izin yok, girseniz de yol ayrımlarında kaybolmanız olası. Bu tünellerden birisi kısa mesafeli (30 mt kadar), diğeri daha uzun. Kısa olandan yürümek istedik. Yürüme deyince, bu tünellerde dik olarak yürüme diye bir şey yok, kaldı ki bu tüneller turistler için biraz genişletilmiş ve daha yüksek yapılmış. Önde rehber, 6-7 kişi daldık tünele.

Tünelin yüksekliği 1 mt den biraz fazlaydı. Rehber hızlı gidince (belki de muziplikten hızlı gitti) ön ve arka grup arasında fark açıldı. Allahtan İstanbul da gezi çalışmasını yaparken fener götürmek lazım uyarılarını dinlemiş ve feneri yanıma almışım. Biraz daraldım ama 30 mt bitip de ışığın ucu gözüktüğünde kendime aferin dedim. Işığı görmek ne güzel! İnsanlar bu tünellerde nasıl günlerce yaşamışlar, azıcığını bile olsa anlamaya çalıştık. Oralara kadar giderseniz bunu yaşamadan asla gelmeyin, tabii ki fenerinizi yanınıza almayı da unutmayın.

Bir bölümde Vietnamlı gerillaların Amerikan askerlerine karşı hazırladıkları çok basit düzeneklerle kurulmuş ama çok etkili tuzakları sergiliyorlar. Bir kısmını filmlerden gördüğümüz tuzakların orijinallerini görmek savaşın ne kadar acımasız olduğunu düşündürdü.

Savaş insanın yaratıcı yanını da açığa çıkartıyor, bazen bu yaratıcılık insanın canını nasıl alırım şeklinde açığa çıkarken bazen de yıpranmış araba lastiğinden ayakkabı yapma şeklinde gözüküyor.
Bu arada iki yerde mola verdik ve birinde tatlı patates yiyip, yeşil çay içtik.

kuru.umit 03-01-2009 22:07

Cu Chi Tünelleri-2
 
4 Eklenti(ler)
Burada tur yaklaşık 1,5 saat kadar sürdü. Arkasından tekrar otobüse atlayıp Ho Chi minh şehrine geri dönmeye başladık. Tünellere gelişte yol kenarında sıra sıra ağaçlar görmüştüm. Dönüşte bu ağaçların ne olduğunu sorunca yerel rehber Kauçuk ağacı olduğunu söyledi. Hemen otobüsün durdurulmasını rica ettim. Gruba durumu izah edince hep beraber fotoğraf makineleri ile araçtan indik ve deklanşörlere bastık. Kauçuk ağacını buralara Fransızlar getirmişler ve ticaretini yapmışlar. Burada hala kauçuk ağacı yetiştiriliyor ve sabahları ağaçlar kauçuk için çiziliyormuş. Kauçuk ağacının sıvısı çok pis kokuyor.

kuru.umit 03-01-2009 22:16

Ho Chi Minh Şehri- gece gezisi
 
5 Eklenti(ler)
Bu gün iyi geçti, finali de iyi yaptık diye Ho Chi Minh’e döndük ama meğerse sürprizler bitmemiş. Burada yeni yıl kutlamaları için hazırlıklar yapılmış ve şehir halkıda Pazar günü olduğundan motosikletleri ile bunları gezmeye çıkmış. Şehir rengarenk, onbinlerce insan (abartmıyorum!) yollarda. Yine motorlarda ailece geziyorlar.

Hareketlilik başımızı döndürüyor, nereyi çekeceğimizi şaşırdık. Gece pazarına doğru yürümeye başladık, ama yol kenarında gördüğümüz Bach Dang isimli dondurmacıyı görünce işler biraz değişti. Buranın Hindistan cevizi içinde sunulan dondurması müthiş, denemeniz gerekiyor, size fotosunu gönderiyorum; öyle ya yediğim içtiğim bana, size gösterip, anlatıyorum..

Rex Otel savaş sırasında özellikle yabancı gazeteciler tarafından kullanılmış olan bir otel. İçi çok hoş döşenmiş. Buranın çatı barına çıkıp mutlaka bir şeyler içmeniz ve Ho Chi Minh şehrine tepeden bakmanızı tavsiye ederim.

Şehir güvenli gibi gözükse de aslında bir turistin dikkatli olması gereken şehirlerden birisi olarak kabul ediliyor. Grup psikolojisi ile toplu hareket etmenizde fayda var.

Gece marketi pek de hayal ettiğim gibi çıkmadı ama kapalı bir pazarları var; Ben Thanh. Buradan küçük hediyelikler almanızı öneririm. Bahsettim mi bilmiyorum; Vietnam para birimi Dong. Bir Amerika Doları yaklaşık 17000 Dong ediyor. Pazarlık yapıyorsunuz ama pazarlığını yaptığınız şey 1-2 USD doları bile olabiliyor. Beğendiğiniz bir şey varsa buradan alın derim. Biz aldık aldık, almadıklarımız içinde pişman olduk. Pazarın bir kısmı küçük objelerin satıldığı dükkanlardan, bir kısmı baharat satan dükkanlardan oluşuyor. Pazarın dışında da canlı deniz ürünlerinin satıldığı bir bölüm var, burayı mutlaka gezin, ne kadar çok deniz ürünü olduğunu görünce şaşıracaksınız.

Rex otelin yanından sahile doğru yürüdüğünüzde bazı resim satan dükkanlar göreceksiniz. Bunlardan çok iyi röprodüksiyon yağlı boya eserler veya özgün Vietnamlı ressamların tablolarından edinebilirsiniz, tabii ki uygun fiyata.

Ho Chi Minh şehrinde yapamadıklarımızda oldu. Örneğin Cholon Cyclo turunu yapmaya çabaladık ama yapamadık. Bu tur, Cholon denen Çin mahallesinde çek çeklerle atılan bir tur. İlginç olabilirdi.
Ho Chi Minh şehri beklediğimden iyi çıktı. Burada bir gün Vinh Long denen bir yerde Mekong deltasına tekne turu yaptık. Burası benim Vietnam da favorimdi. Burasını ayrı bir bölümde anlatmayı uygun gördüm. Çok hoşlanacaksınız. Yani arkası yarına…

Gezekalın..

kuru.umit 03-01-2009 22:18

Ho Chi Minh Şehri
 
3 Eklenti(ler)
Ho Chi Minh den son fotolar

zenfree 03-01-2009 22:34

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi kuru.umit (Mesaj 338995)
Laos şu anda çok bakir bir ülke, değerlendirmenizi isterim. Turiste yeni açılıyorlar, çok özgün bir ülke anlatınca seveceksiniz. Doğası hala bozulmamış.
Çok uzattım, sorarsanız söylerim. Fena da çalışmamışım hani ! Sizi ben mi götürsem ne ?

Bu bir şaka değilse ben şimdiden para biriktirmeye başlayayım.;) Ama tüneller hariç. Okurken bile fena oldum.

kuru.umit 03-01-2009 23:21

Doğrusu bir gittiğimiz yere bir daha gitme lüksümüzü kendimizde göremiyoruz. Çünkü harcayabilecek az para ve az zamanımız var ama gezilecek çok fazla yer var. Ancak Vietnam ve Laos benim için özel oldu. Bir kez daha, programı çizerek ve gezilmemiş yerleri katarak (doğası anlamında mesela Sapa denen yeri, Nha Trang denen şehri ve Mekong deltasında daha fazla yeri görebilmek isterdim).
Tünellerde bir şey yok.

Esas Kamboçya da Ölüm tarlalarını gezerken çok kötü olduk. 8000 üzerinde kafatasından büst yapılmıştı. Bir insan, diğer bir insana bunu nasıl yapabilir anlayamadık. Bu ülke insanlarını soykırım yapmakla suçlayan sözde aydınlarımızın , soykırımın ne demek olduğunu anlamaları için burayı görmelerini isterdim. Bu satırlarda yazıp yazmamakta tereddüt ediyorum ama herhalde büyük bir itiraz gelmezse bu nedenle bile olsa yazacağım..

Gerçekten gitmek isteniyor mu merak ediyorum? Burası için 10-14 kişilik bir grup sayısı ideal. Fazlası problem oluyor (hızlı hareket edememek anlamında). Aslında Vietnam ve Laos un doğası için özel bir tur olsa biz bile düşünebiliriz. Kişi başı 2000-2200 EU civarı gerçekleşmesi lazım (sadece Vietnam ve Laos dan bahsediyorum). Uçak bileti gidiş dönüş1100 EU civarı. Grup indirimi her zaman her şirketten alınabiliyor. Bizim grupla bunu yapıyoruz.

Vildan Sönmez 04-01-2009 15:24

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96l...Tarlalar%C4%B1

Wiet-nam ve Uzak Doğu daki savaşlar üzerine yapılan pek çok film var. 'Ölüm tarlaları' bunlar arasında öne çıkanlardan biri. Yıllar sonra gezerken bile dehşete düşmekte haklısınız Ümit Bey. Dünyada onca yoksulluk, açlık, hastalık varen bir de insanın insana ettiklerini anlamak mümkün değil.

Yazınızı bölüm bölüm okuyorum. Öyle güzel anlatmışsınız ki.

kuru.umit 04-01-2009 16:55

Gelir gelmez Ölüm tarlaları, Good morning Vietnam ve Platoon filmlerini sipariş verdim zaten. Bu gezi sonrası daha ilginç gelecektir eminim.

kuru.umit 04-01-2009 21:00

Mekong Nehri Üzerinde bir gün-Vinh Long köyü
 
5 Eklenti(ler)
Mekong nehri 4500 km uzunluğu ile dünyanın en büyük 12. Asya kıtasının ise 7. büyük nehri. Tibet’in yüksek yaylalarından doğup, Çin, Burma, Tayland, Laos, Kamboçya’yı geçtikten sonra Vietnam’da Mekong Deltasını oluşturup denize dökülüyor. Bu delta, Vietnam’ın güneyine pirinç ve Hindistan cevizi, longan ve mango meyveleri deposu olma unvanını kazandırıyor. Mekong nehrinin 1200 balık çeşidine ev sahipliği yaptığını okumak beni çok şaşırttı.
Mekong Deltası insanları, nehir üzerindeki yaşamlarını yıllardır aynı şekilde sürdürüyorlar. Nehir onların her şeyi; yıkandıkları, çamaşırlarını, bulaşıklarını yıkadıkları, kazıklar üzerinde çakılı evlerde veya teknelerde yaşadıkları su hep aynı su. Buralara gelmişseniz (Tayland, Laos veya Vietnam’a) bu nehir veya onun kolları üzerindeki yaşama şahit olmalısınız.
Mekong nehri gezisini dört gözle bekliyordum. İnsanlarının gündelik yaşamlarını gözlemek yanında, dünyanın bu köşesinde doğa ananın içinde barındırdıklarından bazılarını da görebilecektik.
Sabah erkenden otobüse atlayıp yola düştük. Turlar genellikle Mekong nehri üzerinde gezi yaptırıyorlar. Genellikle de Ho Chi Minh Şehrinin 72 km uzağında bulunan My Tho’ya götürüyorlar. Burada bot kiralanarak nehir boyunca seyahat yanında, bu şehirde bulunan ve en meşhuru Vinh Trang Pagoda gibi bazı dinsel alanlarında ziyareti yapılıyor. Bunlar teorik bilgiler, pratiğini yaşamadık. Biz 136 km ötede bulunan Vinh Long’ a gittik. My Tho'yu bilemem ama burada geçen bir gün çok güzel oldu. My Tho biraz daha fazla turistik gibi gözüküyor, Vinh Long daha bozulmamış ve daha Mekong’a özgün gibi.
Otobüs yolculuğunun 70 km leri civarında Tram Dung Chan Mekong diye bir tesiste durduk. Burasının bahçe düzenlemesine bayıldım. Vietnam kahvesinin sert tadı ama güzel aroması eşliğinde bahçede bol bol fotoğraf çektik.
Daha sonra hareket ederek Vinh Long’a vardık. Önce şehrin içinden geçip, kiralanan bota bindik. Botla nehir kenarında insanların dükkanları ve evlerindeki yaşama şahit olduk. Bir kısım insan teknelerle gelen meyveleri boşaltırken, heman yanında bir kadın ağla balık tutmaya çalışıyordu. Bir diğer evde kadın çamaşır yıkıyordu.

kuru.umit 04-01-2009 21:02

Mekong Deltasında bir gün-Vinh Long 1
 
3 Eklenti(ler)
Bizi floating Market (yüzen market) e götürdüler. Ama ben ortada market filan görmedim. Bunun iyi bir örneğini Tayland’da görmüştüm. Floating markette nehir üzerinde çok sayıda küçük teknelerle satıcılar oluyor ve halk alışverişi burada yapıyor. Genellikle sabahın çok erken saatlerinde oluyor ve öğleye yakın dağılıyor. Araya parça sokmak gibi olacak ama Tayland'a yaptığımız geziden, birkaç yüzen market fotosu bulup ekledim.

uzman16 04-01-2009 21:19

Bir kitap yazma zamanınız yaklaşıyor sanki Ümit Bey. Sizin diğer gezi yazılarınızı da okumuştum ama bu sanki kitap tadında oldu.

Görsellik bol olunca da yazıyı okumak bir başka keyif veriyor.
Çok teşekkürler.

kuru.umit 04-01-2009 21:49

Mekong Deltasında bir gün-Vinh Long 2
 
4 Eklenti(ler)
Bir müddet gittikten sonra tekne bizi bir yerleşim yerine götürdü. Burada pirinç ve Hindistan cevizi ile yapılan ürünler hakkında bir gösteri izledik. Pirincin mısır gibi patladığını ilk kez gördüm. Kabuğu ile birlikte bir tencereye atılan pirinç, bir toprakla karıştırılıp ısıtılıyor ve pirinç, mısır gibi patlamaya başlıyor. Sonra elekten geçirilip toprak ve kabuktan ayrılıyor ve yeniyor. Bir başka tezgahta ise Hindistan cevizinden şeker yapılmasını gördük. Başka bir tezgahta ise longan meyvesinin kabuklarını yakarak elde ettikleri ateşte karamel, zencefil, pirinç patlağı, Hindistan cevizi karışımından yapılma şekeri tattık. Önceleri biraz hijyen filan dediysem de sonra bıraktım kendimi. Ne verdilerse tattım. İçine yılanları tıktıkları şarabı bile tattım gitti.
Pirinç bu insanlar için her şey demek ve doğadan elde ettikleri her türlü ürünü sonuna kadar değerlendiriyorlar.

kuru.umit 04-01-2009 22:10

Mekong Deltasında bir gün-Vinh Long 3
 
5 Eklenti(ler)
Bu gösteri sonrasında tekne tekrar hareket etti. Hedef yemek yiyeceğimiz tesis. Bir gece öncesinden yerel rehberi bu geziye verdiğimiz önem konusunda uyarmış, doğa içinde bol fotoğraf çekmek istediğimizi söylemiştim. Bundan mıdır yoksa zaten öylemi olacaktı bilmiyorum ama rehber bizi bir iskelede indirip Hindistan cevizi, longan meyvesi ağaçları arasında nehir boyu yürümeye çıkarttı. Yaklaşık yarım saat- 45 dakika yürüdük. Hayatımın en güzel yürüyüşlerinden bir tanesiydi. Adını bilmediğim rengarenk çiçekler, avuç içi büyüklüğünde kelebekler eşliğinde yürüyoruz. Nehir kıyısında evi olanlar bizi görünce selam veriyorlar, uzatarak söyledikleri“Sin çaouv” (merhaba) larına bizde aynı şekilde karşılık veriyoruz. Biraz ilerde bir evin bahçesinde horozların içinde bulunduğu kafesler gördük. Biraz yanaşınca adamın horozların bacaklarını, gagalarını boyadıklarını gördük. Ya satışa götürecekti, ya da horoz dövüşü için hazırlanıyor, karşıdaki horoza karşı ürkütücü olsun istendiğinden boyanıyordu. Belki de başka bir anlamı vardı. Bu güzel yürüyüş sonrası aslında bir bonsai ve orkide çiftliği olan yemek yiyeceğimiz tesise geldik. Körün aradığı bir göz, Allah verdi iki göz…

kuru.umit 04-01-2009 22:13

5 Eklenti(ler)
Vinh Long Fotolarına devam

kuru.umit 04-01-2009 22:17

4 Eklenti(ler)
Vinh Long yürüyüşünden fotolar..

kuru.umit 04-01-2009 22:49

Mekong Deltasında bir gün-Vinh Long 4
 
5 Eklenti(ler)
Burada yemek yedim desem yalan söylerim, vaktin çoğunu orkideleri, bonsaileri, kelebekleri fotoğraflayacağım diye geçirdim. Bu arada masaya ilginç bir balık yemeği geldi. Bizim ekip, başlarında koni şapkaları ile bu balık başında pozlarını verdiler. Grubumuzun profesyonel fotoğrafçısı Mustafa onların en iyi fotosunu alacağım diye epey çabaladı doğrusu..
Yemek sonrası bizi bir sürpriz daha bekliyordu. İki ya da üçer kişilik gruplar halinde küçük teknelere binip, büyük teknemize nehir boyu geri döndük. Çok güzel bir deneyimdi. Sandallarda bu kürek çekme biçimi çok etkili gibi görünüyor. Hepimiz çok neşeliyiz, karşılıklı olarak sandaldan sandala laf atmalar var.
Gezi sonunda bir başka tesiste yeşil çay içip, meyve sunumu eşliğinde 3-4 Vietnam folk şarkısı seslendiren bir çiftin gösterisine şahit olduk. Allah için burada duyduğum en güzel ses bu çiftte. Hem şarkı söylüyorlar ve hem de görsel sunu var. Bizden bol bol alkış aldılar. CD ye kayıt şarkılarını satışa çıkarttılar. Aldım bir tane. Unuttum, daha dinlemedim ama yarın arabamda yol müziğim olacak..
Mekong nehir gezisi ile Vietnam gezisi tamamlanmış oldu. Sonrasında Laos var. Geziye çıkarken, benim için gezinin en önemli kısmı Kamboçya, Siem Rap’tı. Burada göreceğim Angkor Wat üzerine kurulmuş bir geziydi. Ama şimdi ki aklımla gezinin en güzel kısımlarının Vietnam’da kaldığını görüyorum.
Görüşmek üzere..
Gezekalın.

kuru.umit 04-01-2009 22:53

5 Eklenti(ler)
Vinh Long gezisinden son fotolar.

Mine Pakkaner 05-01-2009 13:43

Ne diyelim Ümit Bey, daha çok gezesiniz emi :)

Sağolun bizlerle paylaştığınız için.

kuru.umit 05-01-2009 22:32

LAOS: Keşfedilmeyi Bekleyen Ülke-Vientiane
 
4 Eklenti(ler)
Gezinin Laos bölümü oralara kadar gitmişken görsek iyi olur diye planlanmıştı. Geziyi 4 gün uzattı. Doğrusu ya başlangıçta bizim grupta “değer mi” tartışması yaşanmadı değil. Ama size sonda söylemem gerekeni, en başta söyleyeyim: değer! Özellikle de Laos’un kültür başkenti Loung Phrabang. Eminim ki bu ülkede gizli saklı daha nice görsel hazineler vardır.
Laos, Vietnam’ın batısında topu topu 6,5 milyon nüfuslu küçük bir ülke. Aslında ülke ismi Lao insanları ülkesi. Ama Avrupalı Laos demiş, öyle kalmış. Tayland ve Laos arasında sınır yapan Mekong nehri Avrupalıların bu tür yanlış anlamalarına iyi bir örnek. Mekong nehrinin ismi yerel olarak Khong nehri. Me nehir, Mekong river dediklerinde, Khong nehir nehiri gibi bir adlandırma oluyor ama Batı demiş bir kere. Avrupalı ilk ayak basanların bölge adlarını, adetlerini yanlış anlama ve yorumlamaları sonucu aslından farklı adlandırmalar bölgeye yapışmış kalmış.
Laos Vietnam’a göre çok özgün bir ülke. Birisi başkenti olmak üzere, sadece iki şehrini görmemize rağmen bu farkı anlıyorsunuz.
Ho Chi Minh şehrinden uçakla Vientiane'e üç saate yakın uçmak gerekiyor; 912 km. Uçak saatinin öğle sonrası olması, uçaktan inmek, havaalanında vize almak (2 adet fotoğraf ve 30 USD gerekiyor), bavul almak derken Vientiane ancak akşamın karanlığında vardık. Tabii ki homurtularımız yükseldi ama yapacak bir şey yok. İlk gün kü program kaçtı, bir de yarına uçakla Luang Phrabang'a geçiş var.
Otel, Mekong nehri kıyısında, karşıda sokak satıcıları var. Mekong nehri kıyısında bizim kır lokantalarına benzeyen bir sürü lokanta veya yemek yeme alanı mevcut. Tezgahlarda balık, karides, meyve dolu. İsterseniz verin balık siparişinizi, karşı kıyı Tayland’a karşı, Mekong nehri kıyısında gece ışıkları altında yemek yiyin. İmrendim ama bu gezi iddialıyım, enterit neyin olmayacağım.
Laos’a ayak bastığımız ilk andan itibaren, ilk dikkatimiz çeken insanların güler yüzleri. Hele küçüklerin size bir şey satmak isterken ki önce “sabaydi” (Sa-Bai-Dee=Merhaba) diye başlayan sonra da “bay samting” (buy something-bir şey satın alsana!) diye biten sözleri yok mu! Grupta herkesin diline dolandı bu kelimeler. Bir de “Kop Ça” (Khawp Jai-Teşekkür ederim, sonuna Lay Lay eklerseniz çok teşekkür ederim oluyor) kelimesini sevdik. Diğer bir dikkatimizi çekende çok sayıda tapınak olması ve etrafta çok sayıda turuncu giysileri ile Budist rahip ve rahip adaylarının gezmeleri. Budizm burada en yoğun ve en eski haliyle yaşanıyor.
Akşam otele yerleştikten sonra yemeğe gittik. Yemek yediğimiz yer hoş bir mekandı. Yemeklerini beğendim ama bundan sonrada aynı yemeklerin, her gün aynı sırada ve çeşitte yenmesi biraz sıktı. Yemekte yerel dansların sunulduğu bir gösteri izledik. Bu arada methini duyduğum Laos birasının ilk tadışını burada yaptık ve Laos da kaldığımız süre boyunca da öğle ve akşam yemeklerinde onu içtim; çok güzeldi. Banko, tavsiye ederim.

kuru.umit 05-01-2009 23:25

LAOS: Keşfedilmeyi Bekleyen Ülke-Vientiane 1
 
5 Eklenti(ler)
Ertesi sabah, bu gezi de birkaç kez yapmak zorunda kaldığımız gibi, çok erkenden kalkıp, kahvaltılar elimizde, dünün yapılamayan gezisini yapmaya çıktık. İlk durak Wat Si Muang adlı bir tapınak. Burasının yapımı çok da eski değil ve sonra ki gördüklerimize nazaran küçük bir tapınak ama önemli bir tapınak. Küçük olmasına rağmen var olan önemi, şehrin kutsal emanetlerinin saklandığı tapınak olmasından geliyor. Aslında Hindu bir Kimer tapınağı üzerine inşa edilmiş. Kimer tapınağı kalıntıları hala bir köşede duruyor ve bunların üstünde bir leylek gördük ama önce heykel mi değil mi anlamadık. Hiç hayat belirtisi yoktu, sonradan lütfen bir hareket edince canlı olduğunu anladık.
Burada yerel rehber Budizm hakkında biraz bilgi verdi. Bu sırada ellerinde tencerelerle turuncu giysili rahipler dışarıdan geldiler ve tapınağa girdiler. O anda ne olduğunu anlamamıştık, sonra ki günlerde anladık ki bu olay Laos’da her sabah erken saatlerde tekrarlanan ve Laos’a gelen turistlerin hiçbirisinin kaçırmaması gereken bir merasim; rahipler ellerinde tencereleri, kendilerini bekleyen ve ellerinde yemek dolu tencereleri ile rahipleri bekleyen halktan yemek bağışı kabul ediyorlar. Biz meğerse bu olaydan dönen rahipleri görmüşüz. Topladıkları yemekleri tapınakta paylaşıp yiyorlardı. Luang phrabang’da bu rütieli her gün saat 5:30 da kalkıp seyrettim. Mutlaka şahit olmalısınız.

kuru.umit 06-01-2009 00:16

LAOS: Keşfedilmeyi Bekleyen Ülke-Vientiane 2
 
5 Eklenti(ler)
Bu ziyaret sonrasında sabahın erken saatlerinde açılan diğer bir yere, Vientiane pazarına gittik. Belli ki yerel rehber daha geç açılan yerler için vakit kazanıyor, olsun biz memnunuz. Bu pazarlar bu saatlerde genellikle yiyecek alış verişi için varlar. Buradan sonra Patusai ya da Zafer Takına gittik. Burası tipik Lao mimarisi ile, Paris’teki Zafer Takı örnek alınarak 1958’de yapılmış; Fransız boyunduruğu altından kurtulmuş bir ülkeden, ilginç bir gönderme.. Buranın en üstüne çıkıp Vientiane panoramasını fotoğraflıyoruz. Gördüğüm en sade başkentlerden.
Artık ortalık iyice hareketlendi. Sırada That Luang var ve bu tapınak Laos’un ulusal simgesi. Bu tapınakta Budizmin kutsal emanetleri var (Stupa). Tipik bir Laos tapınağı ve büyük bir tapınak. 1566 yılında yapılmış ancak savaşlardan zarar görmüş yanlarında bulunan tapınaklar yeni yapılmış.
Wat Sisaket burada gezdiğim tapınaklar içinde en güzel olanıydı. Buranın özelliği, 1800’lü yıllarda Siyamlıların saldırılarından yıkılmadan kurtulabilen tek tapınak olması. Çok güzel bir yapı. İçinde 8000 üzerinde Buda heykeli var.
Wat Phra Keo bir diğer gezdiğimiz tapınak. Burada bir zamanlar bulunan Emerald Buda artık Bangkok da bir tapınağın içinde sergileniyor.
Öğleye kadar geziyi tamamlayıp, Luang Prabang’a uçmak üzere havaalanına gittik. Yarın Luang Prabang’dayız.
Gezekalın..

kuru.umit 06-01-2009 00:18

3 Eklenti(ler)
Vientiane den son fotolar.

Vildan Sönmez 06-01-2009 00:40

Ümit Bey, Vietnam,Kamboçya ve Laos vatandaşları keşke bu yazıları okuyup,fotoğrafları görseydi keşke. Kendilerini ve ülkelerini böyle anlatan birini fahri elçi ilan ederlerdi bence.Adeta tanıtım kitapçığı olabilecek bir sunum oldu.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 17:54.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025