Merhaba Zoe.09;
Kabuklu bit ve koşnil için yazlık ve kışlık yağlar öneriliyor. Benim baktığım narenciyelerimde de kabuklu bit sorunu mevcut, her sene iki ayrı dönemde bitiriyorum sonra yavaş yavaş tekrar yayılıyorlar. Anlayacağınız kendileri ile kontrollü bir ilişkimiz var ama ipler benim elimde :)
Genel bakım için uyguladığım ev yapımı bir ilaç var etkisini görüyorum;
Bir kavanoz dolusu suyun içerisinde bir kaşık dolusu kekik ile 3 kaşık acı biber tozunu bir hafta bekletip bez yardımı ile süzüyorum ve 5 litrelik pet şişeye boşaltıyorum. Üzerine yarım çay bardağı sıvı yağ, yarım çay bardağı üzüm sirkesi, 1 yemek kaşığı batikon, 1 tatlı kaşığı sarımsak yağ, 1 tatlı kaşığı çay ağacı yağı, çeyrek çay bardağı kadar limon kolonyası ve 9 - 10 kaşık seyreltilmiş sıvı arap sabunu ekleyip, 5 litrelik pet şişe doluncaya kadar üzerine su ekleyip karıştırıyorum. Karışımı sprey şişesine doldurup her bir yaprağın altına ve gövdeye kadar spreyleme yolu ile bitkiyi resmen bu karışıma daldırıp çıkarıyorum. Aradan 10 dakika geçtikten sonra yaprakların üzeri hafiften kurumuş oluyor tekrar spreyle sadece ıslaklık verecek kadar püskürtme yapıp ameliyat eldiveni ile teker teker bu koşnilleri tırnaklarımla yerlerinden oynatmaya çalışıyorum. Bu şekilde çok kolay bir şekilde temizleniyorlar.
Tarif biraz karışık gelmiş olabilir :) Mine hanımın tariflerinden esinlenip nispeten düşük oranda batikon ve alkol katarak denemem sonucu bu tarif ortaya çıktı. Özellikle mantar hastalıklarında çok etkisini gördüm.
Sağlıklı günler.

Püf Noktası: Gözlemlerime göre kabuklu bitler turunçgillerde yaprağın başlangıcından önceki yaprak sapının gövdeye bağlandığı yaprak kını ile, yaprağın alt kısmında dikine uzanan yaprak ana damarı dibine yuvalanmayı çok seviyorlar, yaprak ana damarı ve yan damarlarının dibine yerleşen kabuklu bit ilk bakışta yaprak üzerinde oluşan siyah ya da kırmızı bir lekeyi andırır buraları temizlemeyi atlamayın. Ayrıca turunçgil gövdesine yerleşen kabuklu bitler gövdenin değişken renk tonlarında bitin kamufle olması dolayısı ile ilk bakışta fark edilmeyebilir, saksıda beslenen turunçgillerde gövdenin spreyleme yolu ile bir kaç kez yıkandıktan sonra ameliyat eldiveni ile ele alınıp üzerinde ele gelen tüm hafif çıkıntılı yapıların kabuklu bit olduğundan şüphelenerek buraları hafifçe kazımaya çalışmak faydalı olacaktır.

arkadaşlar internetten suda çözünebilir kükürt alabileceğim bir yer önerir misiniz? limondaki kırmızı örümcek için kullanmayı düşünüyorum. ayrıca gülleci bulamacı kullanılabilir mi ?

Kırmızı örümcek için kükürt yeterli olmayabilir. Kırmızı örümcek ile savaşımda geç kalırsanız bitkinizi kaybedersiniz. Doğal ilaçlar ile çözebileni henüz duymadım.

Buradaki bey efendinin anlattığına göre oluyormuş, benim merak ettiğim, nane uçucu yağı ve kekik uçucu yağını bir fısfıs sprey içine su ile karıştırmak suretiyle bir kaç damla atsak, aynı işi görür mü ki?

Böcek kovucu bitkiler: Defne - Lavanta - Biberiye - Kekik - Avokado

peki bu limonda kırmızı örümcek için kullanabileceğim etkili bir ilaç ismi tavsiye edebilir misiniz? evimde 2 adet limon ağacım var biri 7 yaşında kaybetmek istemem, yasak bitince hemen ziraatçiden alayım. şimdilik günlük kontrol edil gördüğüm yerleri alkollü pamukla siliyorum, yasak bitene kadar idare edeceğim bu şekilde.

Kırmızı örümcek muhteşem bir canlı. Çok hızlı ürer. Sürekli kullandığınız ilaç olursa bağışıklık geliştirebilir. Bahçemde uğraşıyorum ancak bir çözüm üretemedim.
Profesyonel destek almak gerekir görüşündeyim. Farklı yöntemlerle zararlıyı etkisiz duruma getiren birkaç etken madde var. Düzenli olarak ve sırayla değiştirerek uygularsanız sonuç alabiliyorsunuz.
İşe yarıyor mu düşüncesi ile denedim. Kısa süreli olarak işe yarıyor. Sonra tekrar başlıyor. Boş bulunmaya gelmez.
Doğal yöntem araştırmaya devam ediyorum. İlaçladığım bitkinin ürününü yemediğim için, sürdürülürse uzun erimli çözümü var mı, deneyimim yok. Sonunu getirinceye kadar, ilacın türüne bağlı olarak 7-15 gün aralıklar ile ilaç atmanız gerekiyor.
Kırmızı örümceğe dirençli bitkiler için bitkinin iyi beslenmesi gerekiyor. (Gerçi tüm zararlılara karşı geçerli bu durum.)
Not :Bu güne kadar turunçgil ağaçlarında kırmızı örümcek sorunu duymadım.

Gülleci bulamacını denediniz mi ?

Evet. Çözüm olmadı. Hava sıcaklığı 30 °C un üzerine çıktıktan sonra elimden bir şey gelmiyor. Fasulye yetiştiremiyorum örneğin. Bitki verime gelinceye kadar 35 i de geçiyoruz. Meyvesi dahil yeşil-kahve bir renge bürünüyor. Kimyasal ilaç ile de durduramadım.
Yaprakları tek tek ıslak mendille temizleyip, ilaçladım ama kesilmedi. Erken dikilirse ve havalar ısınmadan ılık giderse bir ürün alınıyor, sonra örümcek sarmaya başlıyor. İkinci ürün örümcekli oluyor. (Gökova da deniz kenarındaki köylüler erken dikimden sonuç alıyor. İklim aynı ama orada bir şans var.)
Bu yıl komşumun bakla fidelerinde gördüm. İlk kez oluyor. Bakla fidesi büyüyünce kesiliyor. Hücre zarı ince olan bitkinin pek şansı olmuyor. Patlıcan, domates, biber fidelerinin ön büyüme evresinde çok dikkatli olmam gerekiyor.

Sizin koşullarınızda iki ayrı sorun var. Birisi sıcak hava, ki yeterince engelleyici. Kırmızı örümcek zor zararlı. Yazlık yağ hayli etkilidir. Mekanik etkili olduğu için zararlı direnç geliştiremez. Haftada bir tekrar gerekebilir. Mutlaka serinde uygulama yapılmalı.

Yazlık yağ denemedim. Yaprakları mekanik yolla temizlesem de yaprak sapındaki oluklar tam temizlenmiyor. Yaprak sapı ile gövde arasındaki yarıkta bir tane kalsa ki daha fazlası kalıyor. Bir hafta sürmüyor yayılması. Bu nedenle öldüremez isem çözüm yok fikrine vardım.
Birleşme noktasına arap sabunu kapladım. (Sıcakta ne kadar dayandıysa.) Bitkisel yağ damlattım. İçinden çoğaldılar. Elime geçerse parafin deneyeceğim.
Kimyasal ilaçların bir gurubu larvalar üzerinde de etkili. Belki haklılar. Çünkü tam temizliğe öyle de ulaşamadım.
Hava sıcaklığı 25 °C dan başlayarak çok hızlı, 30 °C u aştıktan sonra amip gibi çoğaldıklarını düşünüyorum. :)

Kırmızı örümceklerle ilgili sorun yaşıyorsanız bu sorunun sebebi bilin ki bitkinin bir veya birden fazla stres etmeni altında olmasındandır.Böyle bir durumda ilk yapmanınz gereken ilaçlı mücadele değil bu stress etmenlerini ortadan kaldırmanızdır.
Bu stress etmenlerinin en önemlisi kuraklık stresidir veya düzensiz sulama rejimidir.Diğeride havaların sıcak olduğu dönemdeki hızlı transpirasyon,havadaki nem oranı düştüğü zaman transpirasyon artar.
https://blog.meyvelitepe.org/2012/05...iz_alternatif/
https://blog.meyvelitepe.org/2011/06...ntez-ve-gunes/
Sn meyvelitepe'nin verdiğim linkteki kaolinle olan bölümleri okursanız aydınlatıcı bilgiler mevcut.Kaolin uygulaması gelen ışınların bir kısmını yansıtarak bitkinin ısısını düşürüyor bu da su kaybını anladığım kadarıyla transpirasyonu azaltarak düşürüyor.Bunun yanında kaolin kaplaması mekanik olarak birçok zararlıya karşı etkili bir iş çıkarıyor,ben kırmızı örümceklerede bir bariyer oluşturarak beslenmelerini azaltacağını düşünüyorum bu da populasyonu günden güne azaltacaktır.
Tavsiye olarak biraz daha sık sulamalısınız,ilaçlı mücadele olarak
https://www.agrikem.com/rangeking/ bitkisel orjinli bir tür yağ ,
https://www.cropscience.bayer.com.tr..._ec_152.3.html.Zamanında Meyvelitepe buna benzer bir ilaç bulmuştu :) Bu da bayer firmasının ürettiği etken maddesi d-limonen,a-terpinen ve kekiklerde belli bir oranda bulunan p-cymene olan bir ürün .Bu ikisi örümcekler için normal ilaçlardan daha etkili çözüm sağlıyor.Çiftçiler tabi çok hızlı sonuç almak için bu ikisini veya birini ziraii ilaçlarla karıştırmayı tercih ediyorlar.İlaç kullanmak isterseniz tavsiyem etken maddesi 240 g/l bifenezate içeren orjinali hektaş firmasına ait floromite ile birlikte kullanmanız.floromite+rangeking veya requiem.Tek kullanımda çözecektir.Ancak öncelikle tavsiyem sulama miktarını arttırmanız imkanınız olursa kaolin ve diğer uygulamaları yapmanız.

Sulama sorununu merak edip, nem ölçer ile toprağı kontrol ediyordum. Yapraklardan olan buharlaşmayı engellemek için gölgeleme yapıyorum. (Blogda "kaolin kırmızı örümcekte etkili olamıyor" yazıyor.)
Fideyi toprak seviyesinin birkaç santim üzerinden gövdeden sarmaya başlıyor. Bu aşamada mekanik temizleme 1 hafta işe yarıyor. Sulamayı kesmiyorum. Düşmeyen kotiledonları sarmaya başlıyor. (Demek ki gövdeyi tam temizleyemiyorum.) Yaprakları koparıp uzaklaştırıyorum. (Bu arada ev yapımı ilaçları ki d-limonen dahil olarak deniyorum.) Aynı zamanda diğer gurupta ilaçlama yapıyorum. İlaçlama yaptığım gurup daha uzun süre temiz kalıyor.
Bu şekilde uğraşmamın nedeni salatalık, kabak, fasulye ve patlıcan fidelerini kurtarmak. Fasulye ile kabak dışındakiler, boy attıkça ve gövde rengini değiştirdikçe etkilenmez oluyor. (Bal kabağı hiç etkilenmiyor. Eğer havalar ısınmadan fideler büyürse de sorun olmuyor.) Hücre zarı ince olan bitkilerde etkili olabildiğini düşünüyorum. Bir komşum börülceye benzer ithal fasulye tohumu ekti. Bitki ömrünü tamamlarken örümcekten etkilendi, o zamana kadar verimliydi. Daha kalın ve sert yaprakları vardı. Tadı güzel olsa sürdürürdüm ama değil.
Bu yıl domates fidelerini 20 cm ye boylandırıp diktim ama fide kıran fırtınası nedeni ile çoğunu kaybedince sonucunu göremedim.
Sık sulamayı deneyeceğim. İlaçları da not aldım. 4 yıldır yalnızca bir kez Sn Zekoş'un fasulyesinden bir tencere kaynatabildim. Ona yanarım. :)

Burada esas kısıtlayıcı olan iklim koşulları. Kırmızı örümcek stres altındaki bitkileri hedef alır ve kolayca enfekte eder.

Kırmızı örümceğin tam enfekte ettiği bitkilerde zararlı ile mücadele çoğu zaman faydasızdır. Sökülüp yakılması, etraftaki diğer bitkiler için daha iyi olabilir.

Kaolinin kırmızı örümceği azaltma oranı çeşitli araştırmalarda (Puterka) %50 olarak belirlenmiş. Bilimsel istatistik oranlarına göre bu oran dikkate değer (significant) olsa da çiftçi açısından fazla bir şey ifade etmiyor, zira kalan %50 de bitkiyi öldürmeye rahatlıkla yeter.

Mümkün mertebe, bitkiler, bulunulan bölgedeki iklim koşullarına göre yetiştirilmeli. Erken ilkbahar ve sonbahar ekimleri daha uygun olabilir.

Zaten sanırım bu yüzden güney bölgelerinde sebze üretimi çoğunlukla kışın yapılıyor. Haziran-Temmuz-Ağustos üretimin pek olmadığı aylar.

Haklısınız. Çeşitli türleri denemeye çalışıyorum ki dayanıklı olan türleri yetiştireceğim. Köylülerin yetiştirdiği börülce türü var. (Tür bilgilerine ulaşamadım.) Domates gibi fide durumunda iken etkileniyor. Büyüdükçe etkilenmiyor. Bu yıl etkinlikten farklı börülceler edindim ama deneyecek durumum olmadı. Önümüzdeki yıl onları deneyeceğim. Tüm börülceler aynı tepkiyi mi veriyor ?
Bu yıl soğuk havalardan etkilenen baklalar da büyüyemedi. Mart sonu hava birkaç gün 25 in üzerine çıktı. Fide büyüklüğünde kalan baklaları da sardı. Hava tekrar soğuyunca etkilerini kaybettiler.
Ekim dikim yapanlar fide satın alarak çalışıyor. Kış sonu seralarda fide yetiştiriliyor. Onları kullanıyorlar. (Hibrit olmayan fidelerde de durum aynı.)
Gökova Körfezindeki köylülerden fasulyeyi Şubat sonu gibi ektiklerini öğrenmiştim. Ama bu yıl erken ilkbahar soğuk geçti. Bitkiler çimlenemedi ki büyüsün. Çimlenenler de güdük kaldı. Ne kadar işe yarıyor öğrenemedim.
Temmuz - Ağustos bitkileri canlı tutabilme dönemi. Seracıların çoğunluğu toprağa siyah naylonu serip bekliyorlar.

Gülleci bulamacı uygulaması
 

Meyve ağaçlarında gülleci bulamacı uygulamasının çiçeklenme döneminde ne zaman ve nasıl atılması çok soruluyor. Bu konuya açıklık getirmek için meyve ağaçlarındaki çiçeklenmeden sonra daha yeni oluşmuş kiraz ve elma meyvelerini gösterdikten sonra nasıl bir uygulama yaptığımızı gösterdik. Ülkemizde gülleci bulamacının en çok meyve ağaçlarında kullanıldığı bilinmektedir.

Gülleci Bulamacı Nasıl Hazırlanır :

10 lt su
3 kg kükürt
1,5 kg kireç (Sönmemiş kireç) veya 3 kg sönmüş kireç kullanabilirsiniz.

Eklemek istediğiniz ve hangi bitki ve % kaçlık uygulamalarda tecrübeleriniz oldu ? Olumlu veya olumsuz ne sonuçlar elde ettiniz merak ediyorum .;)

Ben ne denediysem azalttım ama tamamen kurtulamadım.
Evime dışarıdan minyatür gül aldım. Hiç dikkat etmeden diğer çiçeğimin büyük saksısına diktim.
Dikmez olaydım meğer üzerinde bitler varmış. İlk önce beyaz bitler vardı. Daha sonra youtubedan bazı karışımlar denedim. Bunlar;
1. Arap sabunu+Sıvı yağ
2. Acı biber+sarımsak+arap sabunu
3. Toprağa oksijenli su
4. arap sabunu + tarçın
gibi kombinasyonlar yapıp denedim. Baya başarılı oldum sadece bonsai biraz etkilendi ve baya yaprak döktü. Bunun dışında çiçeklerimden uzaklaştırdım mekanik olarakta ve baya azalttım.
Bu esnada sıvı gübre takviyesi ve aspirin uygulamasıda yapıyorum.
Fakat bunlardan kurtulmak zor, şöyle ki bir begonvilimde bunlar yok diye ilaçlama yapmamıştım. Meğer onunüzerinde gizlenmiş dolu unlu bit varmış.
İlginç birşey dikkatimi çekti ilk beyaz bitler sonra yeşil bitler en son unlu bitler görüldü sırasıyla çiçeklerimde. Bunu anlayamadım neden böyle oldu. Yeşil bitler begonvili sevmiyor çok :D daha çok güller üzerindeydiler.
Sonuç olarak azalttım ama toprağınıda dezenfekte etmem lazım sıcak su ile ve bu doğal ilaçlara güvenemeyip hepsiburadadan Hekplan 20 Sp etken maddesi %20 Acetamiprid olan ilacı aldım. Fakat kullanmaktan korkuyorum tarım ilacı olduğu için. Sizce bunun bir faydası olur mu tamamen kökünü kurutmak için?

Unlu bitten kurtulman zor. Gördüğün yerde toplaman gerekir. Böylece popülasyonları azalmış olur. Gün geçtikçe kurtulabilirsin. Zırhlı bir yapıda olduklarından ilaç işlemiyor.

Peki ne yapmamız gerekiyor çiçeği mi atalım :DD
Organik ilaçlar azaltıyor, tarım ilaçları işlemiyor, çözüm nedir.
Elimle hepsini topladım attım, sizce yeniden gelir mi?
Toprağını mı değiştirmek gerekir?

En basitinden mineral yağlar unlu bite karşı etkilidir. Hazır olanlar su ile karışmak üzere formüle edilmiştir. Bitkisel rafine sabit yağlar veya uçucu yağlardan evde hazırlamak mümkün olsa da, emülgatör malzeme ve bilgisine sahip olmak, fitotoksite yapmayacak dozu ayarlamak gerekir.

Potasyum sabunları ile hazırlanacak preperatlar da unlu bitlere karşı etkilidir.

Bitler üzerinde ev yapımı ilaçlar başarılı oluyor. Her yıl nar ve erik ağaçlarımda görülür. Nisan sonu Mayıs başı savaş dönemim. Siz de sıcak bölgedesiniz. Bu nedenle, çeşitli börtü böcek ile ve düzenli olarak başınız belada olacak. :(
Uzun erimli olarak uğraşmak gerekiyor. Birkaç kez ev yapımı ilaçlama yapıyorum. İlaçlamadan iki gün sonra hortumla yaprakları yıkamaya başlıyorum. (Akşam üstleri) Haftada bir ilaçlama yapıyorum. Bitki bahar stresini atıp, güçlendikçe bitlere karşı direniyor.
Bitkinin zayıf olduğu dönemlerde zararlı yayılımı çok oluyor. Sulama eksikliği, beslenme eksikliği gibi. Yapraklanma döneminde de benzer durumda. Hücre zarları ince, yaprak yapıları narin. Bu dönemi atlatınca zararlıya direniyor. Zamanla yok ediyorsunuz.
Bitkileri kaybedebilirim düşüncesinde iseniz, tarımsal ilacı kullanabilirsiniz. (Doktora gittiğiniz zaman size verdiği ilaç gibi düşünerek.) Bitkiyi kaybetmekten daha zararlı değil düşüncesindeyim. (Genelleştirmek iyi değil.) Bir komşum benimle aynı dönemi sorunsuz geçiriyor. Mevsim başında tarımsal ilaç kullanıyor, bir yıl dönüp bakmıyor.
Seçim sizin.

Çok teşekkür ederim olumlu mesajınız için. Dediğiniz gibi hiç yılmadım ve çiçeklerimle yoğun ilgileniyorum. Ben sadece bu illetin kökünü kazımak istiyorum ama herhalde artık mümkün değil. Benimle beraber yaklaşık 2 senedir olan bitkilerimde bu bitleri hiç görmemiştim ama forumda yazan arkadaşların dediği gibi dokunma ile bitlerin larvalarını başka çiçeklere istemeden taşıyabiliyoruz. Birbirinden uzağa koysak bile mutlaka farklı günlerde farklı çiçeklerle ilgilenirsek minimum bulaşma yaşarız diye düşünüyorum. Resmen bu da covid gibi bela bir hastalık.
Sizin bu hastalık ile tecrübeleriniz nelerdir? Hangi doğal karışımları kullanıyorsunuz acaba?

Ev yapımı ilaçlarda var olanlardan arap sabunlu olanı.
Bitkilerimiz ve biz çok önemliyiz. Tamam ! Ancak doğanın parçası olduğumuzu unutmadan.
Kırdaki bayırdaki otlar, çalılar zararlılardan etkilenmiyor. Zararlılardan etkilenen türler zaman içinde yok oldular. Biz yetiştirmeyi sürdürmezsek sevdiğimiz bitkiler de yok olur. Dayanıklı değiller. Aynı şekilde bitkilerden beslenemeyen zararlı türleri de yok oldu. Kalanlar becerikli olanlar. Bu gerçeğimizi unutmadan yola devam edersek.
Her yıl zararlılar ile karşılaşacağız. Onları sevdiğimiz bitkilerden uzak tutabilmek için uğraşacağız. Bitkilerimiz de, biz de, zararlılar da direnmeyi sürdürecek.
Çok deneyimli olmadığım için öneride bulunamayacağım. Forumdan edindiğim bilgiler en güvendiğim bilgiler. Uygularken çekinmem. Araştırırken bulduklarım forumdakiler ile çelişiyorsa ancak bana mantıklı geliyorsa küçük denemeler yaparım. Temel prensip olarak "basit güzeldir" sözünükullanırım. Karışımlar olayı karıştırabilir de.
Denemiş olanla başlar, durumu kavradığımı fark ettikten sonra yorumlamaya başlarım. Kim ne derse desin, dinlerim ama bilginin kaynağı akademiktir. Örneğin, köylünün deneyimi işe yarıyordur ancak nedeni farklıdır. Köylünün bunun farkında olması gerekmez. Ben böyle uyguladım başarılı oldu önerileri de öyle.
Yetiştirdiğiniz şu bitkide karışım zararlı bu bitkide işe yarıyor olabilir. Farklı bir uygulama ikisinde de işe yarayabilir. Düşünün ki her zararlıya ayrı formüllü tarım ilacı satılıyor. Hap bilgi yok maalesef. Uğraşmaya, merak etmeye devam. Güzel hobimizden vazgeçmeyeceğiz. :)

arkadaşlar merhaba evimde baktığım 7 yaşındaki limon ağacımda hem kırmızı örümcek hem de unlu bir var. unlu bit için neem azal aldım, uyguladım ama ertesi gün yine unlu bitlere rastladım, bu normal mi? etkisi için bir süre geçmesi gerekiyor mu? bir de aynı miktarda karıştırıp saksıdan da uygulamam gerekli mi?
ikinci sorum da kırmızı örümcekler için, onun için de suda çözünebilen bir akarsit olan power sulphur 80 aldım, neemazal uygulamasından sonraki gün uygulayabilir miyim arada bir zaman geçmesi gerekli mi?

Bu arada, burada bahsedilen ve zamanında kümesin tavuk bitlerinden kurtarılması için çalıştığım d-limonen aktif maddeli içeriği bitkilerde kullanabilmek için de biraz çalıştım.

Malzemenin konsantresinde 60 ml/lt d-limonen kullandım. Çok az boraks çözülmüş saf suya biraz DMSO ve Tween 80 (5 ml civarı) ilavesiyle d-limonen moleküler mertebede suyla karışabiliyor.

Bu konsantre malzemeyi 1:20 oranında su ile seyreltip yaprak bitlerinde kullandım. Sonuç mükemmel. Yaprak bitlerinin tamamı 24 saat içinde kurumuştu. Bitlerin bulunduğu yerler bitkinin en taze sürgün uçları olmasına rağmen herhangi bir fitotoksite belirtisi yok ki, önemli olan da zaten buydu. Biti öldürmek kolay, zor olan bitkiye zarar vermeden bunu yapmaktı.

Başka zararlılar için adım adım deneyeceğim.

Konsantre hazırlanabiliyor olması ayrıca önemli. Lazım olduğunda, konsantre şişesini şöyle bir çalkalayıp, ölçüsüne göre ilaçlama pompasına veya fısfısa koyup, üzerine su ilave etmesi, basit çalkalamayla homojen karışım elde edilebilmesi çok kolay.

Bu teknik birçok bakımdan umut verici. Zira birçok başka uçucu yağın tarımsal kullanımına imkan veriyor. Bazı uçucu yağlar çok önemli özelliklere sahip. Söz gelimi mantar hastalıklarında çok etkili olabiliyorlar.

Güldeki yaprak bitleri
 

Bu yöntemle 1 gün sonra kesin sonuç alıyorsunuz. İlk olarak yaprak bitlerini uzaklaştırmanın en basit ve zararsız yolu yaprak bitlerinin ilk görünümünde tavsiye edilir. Bahçede çalışmak için tasarlanmış eldivenler giymek ve yaprak bitlerini parmaklarınızla temizlemek yeterlidir.

• Yaprak bitleri, hortumdan tazyikli su akışıyla kolayca yıkanır. Yıkanmış yaprak bitleri, diğer canĺıların (uğur böceği, eşekarısı, örümcekler ve kuşlar) besinleri olduğu için genellikle bahçe böcekleri tarafından yenir. Bunun için bahçenizde bol bol çiçek yetiştirerek bu dost canlılarını bahçenize çekebilirsiniz!

• Ayrıca yaprak bitleri ile mücadelede popüler olan sabunlu karışımla çözüm yöntemi kullanılıyor. Eğer gül çalıları kalın bir yaprak bitleri tabakası ile kaplıysa, sabun çözeltisi yapraklar, dallar ve çiçekli tomurcuklar ile iyice yıkanmalıdır. Sonucu sizlere videoda gösterdik ..

Sevgili ağaçlar.net üyeleri,
Bu yıl bahçe işleri belki de hiç olmadığı kadar güç ve belirsizliklerle dolu. Mevsimler birbirine girdikçe geleneksel uygulamalar ya da tekil duyarlılıklarımız da pek işe yaramıyor maalesef. Muğla'da geçen yaz taşındığımız evin bahçesinde yıllarca biriktirdiğimiz atalık tohumlarımızla ekip biçmeye çalışıyoruz. Sonbahar ekimlerinden çok iyi verim aldık fakat bu sezon ne kadar erken ekim yapmış olsak da bitkilerimizi külleme ve kırmızı örümcek belasından kurtaramıyoruz. Kuraklık çok ağırlaştı daha yaz başında olmamıza rağmen köyümüzde susuzluk yaşanıyor. İklim krizi bildiğimiz her şeyi temize çekmemiz gerektiğini söylüyor adeta. Bahçemizdeki domateslerin her çeşidi külleme olduğunu sandığımız hastalıktan mustarip ama sorun sadece domateslerle de bitmiyor. Salatalık, fasulye, bal kabağı ve yeşil kabak, karpuz, kavun, patlıcan hatta sebze adalarına bolca ektiğimiz kendi tohumumuzdan yetiştirdiğimiz kadife çiçekleri, ayçiçekleri dahil bütün bitkilerimiz hızla kuruyor. Gülleci bulamacı uygulamalarımız hastalığı biraz yavaşlattı ama çözüm olamadı, sütlü karışımdan olumlu sonuç aldık ama hastalık yineledi, humik-fumik asit desteği uyguladık bitkiler bu sayede dirildiler, kuruyan fasulyeler dipten yeni sürgün dahi verdi. Domateslerde bol mahsul var fakat neredeyse tüm yapraklar kurumak üzere. Yüz yaşındaki asmamızı toz kükürt ve gülleci bulamacıyla hastalıktan koruyabildik ancak daha genç bir başka asmamız aynı uygulamaları yaptığımız halde külleme oldu. Bokashi suyu verdiğimiz bitkilerde hiçbir olumlu işarete rastlayamadık maalesef. Hastalığa yakalanmayan türler yerli acur, yerli börülce, altın çilek, mısır, lavanta ve biberler. Latin çiçekleri dahi kurudu gitti. Bitkilere bahar başından başlayarak üç defa neemazal verdik iyi geldiğini düşünüyoruz. Bütün bunları tek tek yazmam şundan sabırla, hiç durmadan öğrenmeye azmederek, zehirsiz, adil, tüm canlıların yaşam hakkını gözeterek toprağı işleme çabalarımıza rağmen çevre zorbalıklarının sonuçlarını bizzat görüp yaşıyoruz. Tepemizde ormanın içinde bir taş ocağı var, bahçemizdeki hastalığın bu ocaktan aşağı doğru inen tozlardan kaynaklanabileceğinden şüpheleniyoruz. Artık bir reçete aramayı değil anlamayı öncelik haline getirdik yine de bir önerisi olan olursa sevinçle karşılarız.

Çok ciddi bir kırmızı örümcek istilası görünüyor. Geri dönüşü çok zor. Geceleri hava nem de yapıyorsa zaten ağır stres altındaki bitkilere külleme eşlikçi oluyor. Şunu kullan, bunu kullan demenin çok bir anlamı yok maalesef. Sizin yerinize olsam, birbirine yakın bitkileri azaltıp yakardım. Durumu nisbeten iyi olanlara yoğunlaşırdım.

Sevgili Meyveltepe,
Sizden paylaşımlarınızdan bugüne kadar çok şey öğrendik. Öncelikle bunun için bin teşekkür. Haklısınız yapacak çok bir şey yok önerdiğiniz gibi yapacağız. Komşularımız da bahçelerini şimdiden sökmeye başladı, temmuzda domates biter diyorlar. 36 derece sıcaklık ve yüksek nemle kaçınılmaz sonuç bu. Katkınız için çok teşekkürler.

Taş ocağının etkisi vardır. Her türlü kirlilik sorun yaratır.
Aynı iklimde yetiştirme yaptığımızdan sorunlarımız da ortak. Temiz bir çevredeyim ama kırmızı örümcek tüm fidelerimin belası. İlaç kullanmadan çözüm bulamadım. Hatta sıcaklık 35°C yi geçtikten sonra kimyasal ilaç da yetersiz kalıyor.
Haziran sonuna kadar aldığınız ürünle yetiniyorsunuz. Sonrasında bitki ayakta kalmaya çabalıyor. Tek tük meyve veriyor yinede. (Domates, salatalık, patlıcan. Daha az olarak biber.) Diktiğiniz fide sayısı çok olursa kendinize yeterli olabiliyor.
Araştırmaya, öğrenmeye devam. Kolaylıklar dilerim.

Merhabalar, ciceklerimde nokta nokta ve yayık şekilde kabarmalar meydana geldi ve sanirim bulaşıcı cok sayıda cicegimde mevcut. Bu kabarmalar neden dolayı meydana geliyor olabilir? Nasıl onlem alabilirim? Simdilik mantar ilaci kullanıyorum. Onerebileceginiz bir ilaç var mıdır? Teşekkürler


[IMG]https://i.hizliresim.com/b0iuhz0.jpg[/IMG]

[IMG]https://i.hizliresim.com/ih2jhy2.jpg[/IMG]

[IMG]https://i.hizliresim.com/6eoz8md.jpg[/IMG]

Merhaba,

Ben de bu sezon, Sn.Meyvelitepe'nin bloğunda paylaştığı d-limonen ve tween 80 karışımını biberlere musallat olan yaprak bitlerinde denedim. mükemmel sonuç aldım.
Teşekkürler Sayın Meyvelitepe:)

Aynı emulsiyonu, daha yüksek dozda evinizde de kullanın. Evde temizlikten sonra yerlere dip köşe fısfıslayın. Evinizin tozlanma süresinin iki misli uzadığını göreceksiniz.

Acaba niye :)

Sizin bloğunuzdaki önerinizle belirli aralıklarla tavuk kümesinde (herhangi bir sorun gözlemlemediğim halde) kullandım ama evde hiç denemedim. Buna en çok eşim mutlu olacak. Tozlanmaya nasıl bir etkisi oluyor?

Evlerdeki tozlanmanın en önemli sebeplerinden biri toz akarları. Solusyon toz akarlarını öldürdüğü için tozlanma da önemli ölçüde engelleniyor.

İlginç, bunu hiç düşünmemiştim. Son 2 yıldır sizden ne çok bilgi öğrendim. Çok teşekkürler, sağolun varolun.