![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
|
Rica ederim, yazdıklarımızdan fayda çıkacak olması beni de ziyadesiyle memnun eder. Fotoğrafları göndermeniz harika olmuş, bu sayede buradan bakıldığında da puzzle tamamlanmış oldu. Bu zamanla boyutları büyüyebilecek yemek masası büyüklüğünde ki alan için daha önce önerdiğim lamba teknolojisini bir kenara bırakalım. Bunun yerine Erkan Bey'in de belirttiği HQI veya HCI (seramik olanlar) Metal Halide lamba daha faydalı olacaktır. Ben daha önceki mesajlarınızdan, neredeyse abajur kadar yer kaplayan tek bir bonsai için sentetik aydınlatma arayışınız olduğunu hayal etmiştim.. Sanki, masa lambası altında duracak bir bitki gibi kafamda canlanmıştı. Aydınlatma yüzey alanı arttıkça ve yukarıdaki fotoğrafları görünce metal halideler haliyle öne çıkmakta. Bu durumda gelinen noktayı birlikte yeniden değerlendirecek olursak; Öncelikle, aklınıza gelen aşırı sıcaklıktan ötürü bitkilerin zarar görüp-görmeyeceği konusundaki şüpheci yaklaşımınızda haklı olduğunuzu bilmenizi isterim. Ancak, bu durumun rahatlıkla üstesinden gelebileceğini göreceksiniz. Ben evde çalışma odamda 2 x150 ve 2 x 70 olmak üzere toplamda 440watt Metal Halide bulunduruyorum. Bunlara ilave T5 flüoresanları saymıyorum ve kaldı ki, sizinki kadar iyi havalanabilecek bir yerde değil, tam kapalı durumda çalıştıkları için bazılarına ısıyı armatür dışına nakletmesi için fanda gerekiyor. Flüoresandan, MH’ye geçmekle aslında bu durum sizin açınızdan bir avantaja da dönüşecek, şöyleki armatürü tavana asabileceksiniz ve ayak altınızdan bu aydınlatma kabloları vs kalkmış olacak. Watajı ile alakalı olarak lambayı bitkilerden belli bir uzaklığa koymak gerekiyor. Sizin durumunuzda tek bir 150Watt’lık Metal Halide kayda değer bir etki yaratacaktır, ve tahminimce bu yeterli de gelecektir. Masanın yüksekliğinide hesaba katıp, bitkileri yerden 1metre yukarıda kabul etsek, ve lambayı da tavana astığımızı düşünsek sonuçta arada 1 metrelik bir mesafe kalacaktır ki, bu hem sizin bitkileri pişirme endişenizi rahatlıkla bertaraf eder, hemde aslında bence daha da dekoratik olur. Kullanacağınız armatür de ışığın ortama nasıl saçılacağını etkiler, ancak genellikle yaygın bulunabilen armatürler 1 metre uzaktan tabanda 3 metre kare çaplı bir alanı aydınlatır ki bu da sizin için yeterlidir. Metal Halide lambaların pabuçlarının (duy kısmı) çift olanını almanızı tavsiye ederim. RX7s soketli diye belirtirseniz, lambacılar veya elektrikçiler anlar. Elbette, armatürü de bu sokete göre seçeceksiniz. Bence çok pahalı bir armatürle başlamayın. 15-20YTL’ye gayet iş görür armatür bulabilirsiniz. Bunlar genellikle dış mekan armatürleridir ve çok kolay temin edilebilir. Önce bundan bir tane alın deneyin.. Eğer dekoratif kaygılar varsa, asıl armatür seçimi tercihinizi öteleyin ve zamana bırakın. Balast olarak, Tridonic marka (sadece balast üretirler) öneririm veya hangi lambayı tercih etmişseniz o lamba üreticisinin balastını tercih edin. E-Balast, lambanın verimini ve ömürünü çok fazla etkiler, aslında lambanın başarısı balast ile bir arada ortaya çıkar (%15’e varan toplam verim kazanımları sözkonusu olabilir). Bunu da elektriğin çok pahalı olduğu bir ülkede yaşadığımızı düşünürseniz, baştan elektonik balasta fazla para verirsiniz, ancak zamanla bu para size geri döner gibi düşünebilirsiniz. Ben başkaca sebeplerle de, elektronik balastla kullanmanıza büyük salık veririm. Son sorularınızla alakalı olarak, evet eğer buradaki önerileri dikkate alırsanız; masayı hiç pencere kenarına kaydırmanıza lüzum kalmayabilecektir. Tek başına sentetik aydınlatma yeterli olabilecektir. (burada bilecektir şeklinde ihtiyat payı bırakmamın sebebi aslında bitkilerin bir genel beklentiler olmakla birlikte aslında ışık konusunda birbirinden farklı talep setleride mevcut olabilmesindendir. Farklı pigmentasyon geliştirmeleri, farklı gövde ve boy atımları olması gibi sebepler bazı bitkiler bu ışık altında coştururken bazılarını da pek hazzetmez duruma getirebilir.. Bunu siz yaşayarak göreceksiniz, kim bilir belki ilerde tecrübelerinizi de biz sizlerden dinleyeceğiz) 150Wattlık metal halide’ye geçince (belki 70 bile olur!) fotoporiyodu 8 saate kadar düşürmeyi de düşünebilirsiniz. Ben respirasyonu da çok önemsediğimden (oksijenli solunum) gereksiz yere uzun süre sentetik aydınlatmanın pek bir ehemmiyeti olamayabileceğini de düşünüyorum. Sentetik aydınlatmada genel uygulama aynen sizin ki gibi, tropik taklitle 10-12 saat şeklindedir. Ancak bunlar kural değil; her durumda kendi bitkilerinizin ihtiyaçlarını onlarla birlikte yaşayan siz, yine onlarla yaşayarak, gözlerinin içine bakarak gözlemleyebilirsiniz. Lamba, armatür, balast vs. seçerken de aklınıza takılanlar olursa, çekinmeden buradan sorun elden geldiğince birlikte çözüm ararız. saygılarımla, |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-07-2006
Şehir: denizli
Mesajlar: 258
|
Hocam çok sağolun. Verdiğiniz bilgiler ışığında çevremdeki elektrikçilerde biraz araştırma yapayım. ulaşabileceğim seçenekler arasında kararsız kalacak olursamyine size danışmaktan mutluluk duyacağım. gelişmeleri de burada haber veririm. |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 21-03-2010
Şehir: Antalya
Mesajlar: 13
|
Bitkiler mor ışıkta daha fazla fotosentez yapıyor acaba mor led ışıklandırma yapsak saksının çevresine bitkinin daha hızlı büyümesine yardımcı olur mu bu yöntem 24 saat ışık görse bitki yararlı olur mu büyümede |
|
|
|
|
|
#4 |
|
Ağaç Dostu.
|
merhaba, 40m2 bir kapalı alan yaptık, ısıtma/soğutma ve nem kontrolü sistemleri kurduk.Burada tohum çimlendirme ve köklendirme işlemleri yapacağız. Dönem dönem de çimlenen bitkilerin bir süre burada kalması gerekecek.Örneğin, 2 gün önce odaya aldığımız karpuz tohumları çimlendi ve yaprak çıkarmaya başladı.Kısa sürede bunları toprağa alma imkanımız da yok.Bu gibi durumlarda odada gelişim için yapay ışık sistemi kurmak istiyoruz. Nasıl bir sistem kurmalıyız, ne önerirsiniz? |
|
|
|
|
|
#5 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-04-2008
Şehir: Glasgow
Mesajlar: 54
|
|
|
|
|
|
|
#7 |
|
Ağaç Dostu.
|
Aslında şu an duvar-tavan yalıtımı iyice yapılmış, nem ve ısıtma sistemi kurulmuş boş bir odadan ibaret.Masalarımız, raflarımız kurulmadı, karpuz fidelerini de yere naylon serip, üzerine storofor koyarak yerleştirdik.Tam bittikten sonra, makyajı da tam olsun fotoğraflarım ![]() |
|
|
|
|
|
#8 |
|
Ağaç Dostu
|
Neden sorduğuma gelince: Ben de, evimde fiilen kullanmadığım, iki dar yan tarafı duvar, uzun iç tarafı duvar üstü pencere, uzun dış tarafı da açık 1,5x3mtlik balkonumun bir yan duvarına ısı yalıtımlı, ısıtma ve nem sistemli mini bir sera yapmayı düşünüyorum da; onun için sormuştum... |
|
|
|
|
|
#9 |
|
Ağaç Dostu.
|
merhaba, lerdemir, biz ytong ile odayı inşa ettik, sonra içi köpüklü, her iki tarafı metal kaplı, birbirine geçen bir izolasyon malzemesi ile odayı içten kapladık.Sanayi tipi bir klima takıldı, nem içinse AquaMystic II ürününü aldık. Bilemiyorum ama sizin bahsettiğiniz ölçüde bir yere küçük, ev tipi bir klima alsanız ve Tefal'de de satılan, odalar için kullanılan soğuk buhar makinalarından kullansanız yetmez mi acaba? Konu dağılıyor ama, biz çocukların odasında kullanıyoruz ve bayağı nemli bir hale getiriyor.Otomatik olarak açıp kapayan bir sisteme bağlarsınız, klimayı da belli bir derecede tutarsınız, bence en ideal çözüm olur. |
|
|
|
|
|
#11 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-04-2008
Şehir: Glasgow
Mesajlar: 54
|
evet.Ben Iskocyada yasiyorum ve bu isin icerisindeyim kullanidimiz lambalar sodyum lambalar.yani bu bildigimiz sokak lambalaridir bunlar iki turdur yuksek basincli metal elementli lambalar.Bunlar yeserme yani,cimlemeden ciceklenmeye kadar olan surec icin kullanilir.bunlar beyaz mavimsi isik verirler.yuksek basincli sodyum lambalar ciceklenme veya meyvalanma donemi icin kullanilir.bu is cok zahmet ister ama kaliteli ve kisa sureli urun icin ideal. |
|
|
|
|
|
#12 |
|
agaclar.net
|
http://www.youtube.com/watch?v=L8CnCwwC-U0 adresine Murat Bey çok güzel bir video yüklemiş izlemenizi öneriririm. Teşekkürler Matrakmurat. Seracılıkta yapay ışık http://www.youtube.com/watch?v=L8CnCwwC-U0 |
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaç Dostu
|
Işık ve bitkiler Bitkiler, çeşitli dalga boyundaki ışığa karşı insanlardan farklı bir duyarlılığa sahiptir. İnsan gözü tarafından görülebilen ışığın sadece bir kısmı, yani 400 ile 700 nm arasında dalga boyuna sahip olan ışıklar bitkilerin büyümesine (fotosentez) yardımcı olur. Buna PAR alanı denir (PAR = Fotosentetik Aktif Radyasyon). Gün ışığının küresel radyasyonu yaklaşık %45'i 400 ile 700 nm arasındadır. Yani, küresel radyasyonun yaklaşık %45'i PAR'dir. Bir ampulün bitkilerin büyümesinde etkili olması için, mümkün olan en fazla elektrik enerjisinin PAR'a dönüştürülmesi gerekir. Fotosentez, ışık enerjisinin yapraklardaki klorofil ve karotenoid tarafından emildiği fotokimyasal bir işlemdir. Bu enerji yaprağın saldığı karbon dioksit gazından (CO2) şeker üretmek için kullanılır. Bu işlem aşağıdaki şekilde gösterilebilir: 6 CO2 + 6 H2O + ışık enerjisi -> C6H12O6 + 6 O2 karbon dioksit + su+ ışık enerjisi şeker ortaya çıkarır + oksijen Işık kaynağı, enerji parçacıklarını yayan bir kaynak olarak düşünülebilir. Bu parçacıklara ışık kuantumu veya foton denir. Fotonun enerji içeriği dalga boyuyla ilgilidir. 400 ile 700 nanometre(nm) arasında her dakikada gönderilen fotonların toplam sayısına µmol s-1 ile ölçülen bir nicelik olan PPF (Fotosentetik Foton Akımı) denir. PPF lümene benzetilebilir, ancak bitkilerin duyarlılık tepkisine bağlıdır. 400 nm fotonun (mavi) enerji içeriği, 700 nm fotonunkinden (kırmızı) 1,75 sefer daha yüksektir; ancak her iki fotonun da fotosentetik işleme etkisi eşittir. Mavi fotonun enerji fazlalığı büyük ölçüde ısıya dönüşür. Fotosentezin oranı, bu fotonların toplam enerji içeriği tarafından değil de bitki tarafından emilen 400 ila 700 nm arasındaki fotonların sayısı ile belirlenir. Bu nedenle, PPFD (Fotosentetik Foton Akımı Yoğunluğu) olarak tanımlanan belirli bir yüzeye düşen 400 ile 700 nm arasında her dakikada fotonların sayısı sadece yaklaşık bir niceliktir. Bu nicelik fotosentetik işlem için kullanılması gereken ışık miktarıdır. PPFD lükse (lümen m-2) benzetilebilir, ancak bitkilerin duyarlılık tepkisine bağlıdır. PPFD kuantum sensoru kullanılarak ölçülür ve m²'de dakikada (µmol m-2 s-1) fotonların µmol ile ifade edilir. PAR (Fotosentetik Aktif Radyasyon) söz konusu olduğunda, 400 ve 700 nm arasındaki (W m-2de) ışığın içeriğinden bahsedilir. birimi PPF = 400 ila 700 nm arasında her dakikada gönderilen fotonların toplam sayısı; µmol s-1 birimi PPFD = bir birim alanındaki 400 ila 700 nm arasında bir dakikadaki fotonların sayısı; µmol m-2 s-1 birimi PAR = her birim alanındaki 400 ila 700 nm arasında her dakikadaki enerji içeriği; W m-2 Bitkinin ışık tayfı duyarlılığı PAR aralığında bile, her bitki dalga boylarına karşı aynı duyarlılığa sahip değildir. Diğer şeylerin yanı sıra, buna klorofilin en çok bulunduğu yer olan yapraklardaki tüm pigmentlerin özel emilimleri neden olur. Nispeten güçlü bir yansıma ve iletim sonucunda, yaprak tarafından en az yeşil ışık etkili olarak kullanılır. Yaprağın insan gözü tarafından yeşil olarak algılanmasının nedeni budur. Bitkinin büyümesinde çeşitli dalga boylarının radyasyon etkisi bitki duyarlılık eğrisi ile gösterilebilir. Fotosentez büyüme için en önemli süreç olduğu için çeşitli dalga boylarında fotosentez oranının nasıl belirleneceğini tanımlamak için bir etkinlik tayfı kullanabiliriz. Bu fotosentetik etkinlik tayfı her dalga boyu tarafından emilen fotonların sayısına (ışık kuantumu) bağlıdır. Böyle bir etkinlik tayfına ayrıca 'ışık tayfı kuantum etkisi' de denir. ,Araştırmalara göre (McCree 1972) farklı bitki türlerinin ortalama sapması %5'ten fazla değildir. Ayrıca bu araştırma, kuantum etkisinin en fazla turuncu-kırmızı bölgesinde olduğunu gösterir; örneğin turuncu-kırmızı ışık en etkili fotosentezi sağlar. Bu, bitkilerin bu renkte ışık kullanıldığı takdirde büyümediği anlamına gelmez. Düzgün bir şekilde gelişmeleri için bitkilerin dengeli bir ışık tayfı alması oldukça önemlidir. Bitkilerin sağlıklı gelişmesi için mavi ışığın oranı özellikle önemlidir. Az miktarda mavi ışık alması uzamaya (aşırı kök büyümesi) ve bazen sarılaşan yapraklara neden olur. Ayrıca bitkinin gelişmesi için kırmızı/açık kırmızı oranı da önemlidir. Açık kırmızı oranının düşük olması kökün büyümesini engeller. Bu duyarlılık tepkileri bitki türlerine göre değişir. Kaynak: Philips.com |
|
|
|
|
|
#14 |
|
Ağaç Dostu
|
Şöyle bir ürün serisi buldum. Philips akvaryum ampulleri Bu serinin sucul olmayan bitkiler içinde kullanabileceğini düşünüyorum. Bilmem uzman arkadaşlar ne der? |
|
|
|
|
|
#16 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-06-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 361
|
(BÖLÜM: 1) Merhabalar; Ankara’da yaşayan ve evi kuzeye bakıp ışık almayan birisi olarak yapay ışık konusunda yardımcı olan arkadaşlara çok teşekkür ediyorum. Kış aylarında yapay ışıkla oda içinde Ankara’da nasıl çiçek ve sebze yetiştirebilirim diye yaklaşık bir haftadır yaptığım araştırma ve uygulamayı sizlerle paylaşmak istedim. Pratik olarak, bir kişi, fazlaca güneş almayan bir evde kış aylarında nasıl bitki yetiştirebilir diye internette, koçtaş vs türü mağazalarda, akvaryum malzemesi satan yerlerde ve Ulus’ta Konya sokak, Sanayi caddesi vs elektrik malzemeleri satan yerlerde yapmış oluğum araştırma neticesinde, bu konudaki aşağıda yer alan yöntemleri tespit etmiş durumdayım. Yazacaklarım bitkibilim ve ışık üzerine bilimsel ve teknik bir analizden çok, konuyla ilgili kişilerle görüşmem ve internetten yaptığım araştırma neticesinde ortaya çıkan pratik bir deneme olarak görmek daha doğru olacaktır. Her ne kadar aralarında sonuç alma verimliliği, maliyet, pratiklik, temin etme kolaylığı vs açılarından büyük farklar olsa da, bu konuya ilgi gösteren arkadaşlara yardımcı olabileceği düşüncesi ile, söz konusu yöntemleri aşağıda sayıp, ardından da hepsini sıra ile bölümler halinde açıklamaya çalışacağım: 1- Topraksız tarım, yüksek ışık ile bir saksı içerisinde, “Aerogarden” türü bitki yetiştirme sistemleri. 2- Akvaryum bitkileri için kullanılan özel florasan ışıklar yardımı ile saksıda bitki yetiştirme. 3- “Homebox” ya da “bitki yetiştirme odası” da denebilen, kapalı bir kabin içerisinde yüksek ışık –ve vantilatör ile- bitki yetiştirme sistemleri. 4- Balkonda, küçük bir sera içinde, ısıtma sağlamak yoluyla bitki yetiştirme 5- Metal Halide **** yüksek basınç sodyum lambaları ile bitki yetiştirme 6- Normal ampul, normal florasan, halojen vs kullanımı |
|
|
|
|
|
#17 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-06-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 361
|
(BÖLÜM: 2) 1- Topraksız tarım, yüksek ışık ile bir saksı içerisinde, “Aerogarden” türü bitki yetiştirme sistemleri. ![]() Yurt dışında yaygın olarak kullanılmakla birlikte, henüz Türkiye’de satıldığına rastlamadığım bir sistem bu. Söz konusu ürünle ile ilgili bilgilere, internette “aerogarden” diye araştırma yaparak kolayca ulaşmanız mümkündür. Bu tür sistemlerin fiyatları yaklaşık 150-250 $ civarında olup, buna daha sonra alınması gereken tohumlar, besleme sıvıları vs dahil değildir. Avantajları: a) Sizin saksı, toprak, uygun tohum vs bulmak için ilgilenmenize gerek kalmıyor. b) Bitkilerin içlerinde yetiştirildikleri suyun içerisine gerekli besinleri koyup, firmaca özel kapları içerisinde satılan tohumları yerleştirmeniz yetiyor. Bakım için uğraşmıyorsunuz c) Görece küçük bir yer kaplıyor, yer değiştirmesi kolay. d) Evin herhangi bir yerinde herhangi bir mevsimde hızla ve sorunsuz yetişen sebzeler, otlara sahip oluyorsunuz. Dezavantajları: a) Türkiye’de henüz satılmıyor, dışarıdan temin etmek gerek. b) Firmadan alınacak tohum, solüsyon vs ile bakım masrafları da düşünülürse oldukça pahalı. c) Sürekli olarak aynı firmanın satmakta olduğu yetiştirme solüsyonlarına, tohum kutucuklarına, malzemelere vs mahkumsunuz. d) Diğer sistemlere göre sadece birkaç bitki yetiştirmeye izin veriyor. 2- Akvaryum bitkileri için kullanılan özel florasan ışıklar yardımı ile saksıda bitki yetiştirme. ![]() Uzunca bir süredir, akvaryum bitkilerinin sağlıklı büyümesi ve yaşaması için kullanılmakta olan ve ışığın farklı dalga boylarını yansıtan florasan lambaları kullanılmaktadır. Genellikle yurt dışından ithal edilen bu lambaları hemen her akvaryumcudan ya da daha elverişli fiyatlarla internetten temin etmek mümkündür. Benim araştırmalarıma göre, bitki yetiştirmeye uygun olan başlıca modelleri Sylvania Grolux, Sylvania Aquastar, Sera Blue Sky Royal, Sera Daylight ve Hagen Plant Flo olarak sıralayabiliriz. Bu tür bir sistemin fiyatı yaklaşık 150-250 YTL civarında olacaktır.Bu konuda harcayacağınız paraya lambayı takacağınız armatür ile kabloyu vs de ilave etmekte fayda var. Avantajları: 1- İstediğiniz sayıda lambayı kullanarak ışık etkisini arttırmak **** azaltmak mümkündür. 2- Bu sistemlerin, eğer yeterli sayıda floresan kullanılırsa, etkili olduğu genel olarak kabul edilmektedir. Dezavantajları: 1- Bir tek Metal Halide **** HPS (High Density Sodium) lambası ile alınabilecek verimi temin için belki 7-8 tane floresan lambası kullanmak gerekecektir. 2- Bu açıdan bakıldığında, birim fayda açısından bence metal halide **** sodyum (HPS) lambalarına göre daha pahalıya gelmektedir. 3- Bir odada küçük bir alana 7-8 tane floresanı armatürleriyle birlikte sıkıştırmayı başarmak gibi bir güçlük yaratmaktadır. |
|
|
|
|
|
#18 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-06-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 361
|
(BÖLÜM: 3) 3- “Homebox” ya da “bitki yetiştirme odası” da denebilen, kapalı bir kabin içerisinde yüksek ışık –ve vantilatör ile- bitki yetiştirme sistemleri. ![]() Bu sistemde, kapalı bir gardrop şeklinde, içi yansıtıcı bir yüzeyle kaplanmış minik bir odada, yüksek ışık yayan metal halide **** sodyum lambaları kullanılmaktadır. Kabinde lambalardan ortaya çıkan ısıyı dağıtmak için küçük bir vantilatör kullanma mecburiyeti vardır. İnternette bu sistemlerle ilgili olarak http://www.homebox.net/ adresinden daha ayrıntılı bilgi edinilebilir. Bitki yetiştirme kabininin büyüklüğüne ve özelliklerine göre 150 YTL ile 550 YTL arasındaki fiyatlarla satılmaktadır. Avantajları: 1- Dağınıklık yapmadan, yüksek wattlı ışıkla etrafı rahatsız etmeden, komple bir sistem olarak alınıp etkili bir şekilde kullanılabilmektedir. 2- Evin karanlık köşesi vs olması hiç fark etmeden tamamen sentetik ışıkla (yaklaşık 150-300 watt metal halide **** yüksek basınç sodyum lambaları) bitki yetiştirilmektedir. 3- Amatör ve ne tür sonuç vereceği şüpheli düzenlemelere para yatırmaktansa, garantili ve birbiriyle uyumlu bir sistem alınmış olmaktadır. Dezavantajları: - Fiyatları Türkiye koşullarına göre oldukça yüksektir. 4- Balkonda, küçük bir sera içinde bitki yetiştirme Eklenti 51714 ![]() ![]() Türkiye’de de büyük yapı marketlerden alınabilecek bu tür küçük seralar ile, serin havalarda bile balkonda saksılarımız korumak mümkün. Sera içerisine küçük bir ısı kaynağı da yerleştirilirse, en soğuk günlerde dahi bitkilerimizin ışık ve ısı alması sağlanabilir. (Örn. bir kap içinde akvaryum ısıtıcısı, küçük bir elektrikli battaniye ya da benim yaptığım gibi, duvara monte doğalgaz sobasının balkona bakan borusunu, seranın etrafından dolaşacak şekilde uzatmak. Tamamen sizin yetenek ve hayal gücünüze kalmış! J Ben resimdeki seralardan küçük olanını geçen ay 78 YTL bedel ile Koçtaş’tan alıp balkona yerleştirdim, ama 70 ila 140 YTL arasında değişik markaların ürünleri bulunabilir. Bu tür seralar, saksılarımızı daha baharın en başında dahi dışarı çıkarabilmemizi de sağlayacaktır. Avantajları: 1- Serin zamanlarda dahi bitkileriniz üşümeden dışarıda ışık almaya devam eder. 2- Bütün saksıları bir arada derli toplu tutmuş, nem ve ısıyı ayarlayabilmiş olursunuz. Dezavantajları: 1- Eğer hakikaten de çok az ışık alan bir yere konursa, metal halide **** sodyum lambaları kullanmaya kıyasla bitkileriniz gene de az ışık almış olabilir. 2- Çok soğuk bölgelerde iç kısma küçük bir ısıtma sistemi koymak gerekir. 3- 70-140 YTL arası bir harcamaya ihtiyaç duyar (Forum’da balkonda sera yapmakla ilgili bölümde çok güzel el yapımı sera örnekleri de var, yeteneğine güvenen arkadaşlar oradan da yararlanabilir.) 4- Normal ampul, normal florasan, halojen vs kullanımı ![]() Bir çok sitede ve forumda, yukarıda sayılan lambaları kullanan arkadaşların deneyim ve gözlemlerine de yer verilmekte, ancak genel olarak bunların bitkiler için gerekli olan ışık şiddeti ve spektrumunda yeterli ışığı sağlayamadıkları kabul edilmekte. Bu açıdan baktığımızda, bu aydınlatma kaynaklarının sadece adını anmakla yetiniyorum. |
|
|
|
|
|
#19 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-06-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 361
|
(BÖLÜM: 4) 5- Metal Halide **** yüksek basınç sodyum lambaları ile bitki yetiştirme ![]() Halihazırda, dünyada ve ülkemizde yapay ışıkla bitki yetiştirmek denildiğinde en yaygın olarak kullanılan iki çeşit ışık kaynağı bunlardır. Metal halide lambalar daha çok ışığın mavi/beyaz spektrumunda ışık vermekte ve bitkilerin kök ve gövde oluşumunda daha etkili olmakta; yüksek basınç sodyum lambaları ise, daha çok ışığın kırmızı spektrumunda aydınlatma sağlayarak bitkilerin çiçek ve meyve oluşumunda daha önemli katkı sağlamaktadırlar. Her ne kadar bir çok amatör uygulamada iki lamba da değişik aşamalarda kullanılıyor olsa da (kök ve gövde oluşumu esnasında metal halide, diğer aşamalarda sodyum lambası), profesyonel sera üreticilerinin genellikle sadece yüksek basınç sodyum lambası desteği aldıkları görülmektedir. Bitkilerin bir kısım mavi spektrum ışığı zaten normal ışıktan da temin edebildikleri düşünüldüğünde, eğer iki lambayı aynı anda takmak **** aşama aşama kullanmak gibi yollar zor gelirse, sadece sodyum lambası kullanmak daha yararlı ve pratik olacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca, sodyum lambalarının kullanım ömürlerinin metal halidelere göre daha uzun, vermekte oldukları ışık miktarının da ödenen elektrik parasına kıyasla daha yüksek olduğunu da belirtmek gerek. Eğer bitkilerimizi koyduğumuz yer tümden zifiri karanlık değil de bir pencere kenarındaysa sanırım bir masa büyüklüğündeki alan için 150 **** 250 wattlık bir sodyum lambası yeterli olacaktır. Armatür, zaman ayarlayıcı, balast, tavana asma kablosu vs toplamda 80-90 YTL civarında bir harcama ile, toptancısından almak kaydıyla böyle bir sistemi –metal halide **** yüksek basınç sodyum- evde kurmak mümkündür. Benim kendi evimde kullandığım yüksek basınç sodyum lambasını nereden nasıl aldığımı, kaça mal ettiğimi vs, ayrıca bir bölüm halinde resimleri ile birlikte aktarmaya çalışacağım. Avantajları: 1- Etkinliği tartışmalı, deneme-yanılmaya bağlı yöntemler yerine, sektörde profesyonel olarak kullanılan bir ışık kaynağı kullanmış oluyoruz. 2- Vermekte oldukları ışık ve faydaya kıyasla geleneksel lambalardan çok daha az enerji harcamaktalar. 3- Aynı etkiyi almak için genellikle bir çok floresan vs tipi ışık kullanmak gerekmektedir. Dezavantajları: 1- Vermekte oldukları yüksek ışık sebebi ile bazen ev içinde gözleri yorabilmekteler 2- Başlangıçta 80-90 YTL kadar parayı gözden çıkarmak ve günde 8 saat kadar 150-250 watt enerjinin aylık olarak parasını ödemek gerekiyor. |
|
|
|
|
|
#20 |
|
Ağaç Dostu
|
|
|
|
|
|
|
#21 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-06-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 361
|
(BÖLÜM: 5) SONUÇ ve KENDİ UYGULAMAM Merhabalar, Dünkü yazılarda da belirttiğim üzere, yaklaşık 10 gün kadar evimde ne tür bir yapay ışık sistemi kurarsam daha verimli, pratik ve düşük maliyetli olur diye araştırdıktan sonra, evdeki bütün saksıları çalışma odasındaki pencerenin önüne yerleştirerek, üzerlerine de 150 watt’lık bir yüksek basınç sodyum lambası (HPS) sistemi kurmaya karar verdim. Bu kararda büyük ölçüde, Ankara’da sebze ve çiçeklerimin balkonda donacağı endişesi ile, akvaryum bitki yetiştirme lambalarına yatıracağım para ile elde edeceğim fayda arasındaki ilişkinin, metal halide/sodyum lambalar lehine olması etken oldu. Bunun için, önce Ulus’taki (Ankara) Konya sokağı dolaştım, sonra da buradaki elektrikçilerden aldığım bilgiler doğrultusunda Sanayi Caddesindeki sera malzemeleri satan mağazalar yöneldim. Buradaki sera ışıklandırma sistemleri satan toptancılardan, metal halide lamba kullanmaktansa, seraların hemen hepsinde kullanılmakta olduğu üzere, yüksek basınç sodyum lambalarından kullanmanın daha verimli ve ucuz olacağı bilgisini aldım. Bu çerçevede, aşağıdaki resimlerden de görüleceği üzere, 150 watt phillips marka sodyum lamba, balastı, armatürü, tavana asma zinciri vs olmak üzere toplam 75 YTL ödedim. Günde 12 saat düzenli olarak gündüzleri ışık alması için de, 13 YTL ödeyerek bir zamanlayıcı aldım. Böylece, her sabah saat 7’de otomatik olarak lambam çalışmaya başlıyor ve akşam 7’de gene otomatik olarak kapanıyor. Odaya koymuş olduğum küçük bir termostatlı ısıtıcı, ısıtıcının üzerinde, odadaki nemi sağlaması için bir kap su ve oda termometresi yardımıyla da sıcaklık ve nem dengesini korumaya çalışmaktayım. Yaklaşık 10 günlük kullanma deneyiminden sonra söyleyebilirim ki, sodyum lambanın hakikaten de gözle görülür bir faydası oluyor. Daha önce yaklaşık 1 aydır balkonda hiçbir hayat belirtisi göstermeyen biberim hızla yaprak ve tomurcuk çıkarmaya başladı, dikmiş olduğum turp tohumları daha 3 gün bile olmadan çimlendi. Kısacası yapmış olduğum yatırımdan son derece memnunum bugünlerde. Her ne kadar 150 watt’lık lambanın kış ayları çin yeterli gelebileceğini düşünsem de, konuyla ilgili kişiler, esasen 250 watt’lık bir lambanın ideal faydayı sağlayacağını tavsiye etmekteler. Aşağıda, kendi evimde kurmuş olduğum yapay ışık aydınlatması düzeneği ile ilgili resimleri ilginize sunuyorum. Saygı ve sevgilerimle. ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
|
|
|
|
#22 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-06-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 361
|
resimlerin devamı.... ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
|
|
|
|
#23 |
|
Ağaç Dostu
|
Sn.Baobab http://www.ardo.com.tr/katalog3.htm linkteki cihazla; zifiri karanlık odalardaki çiçeklerin açacağı, saksıda ektiğimiz domateslerin hiç güneş ışığı almadan kızaracağı belirtiliyor. Sizin sodyum lambası yerine bu cihazi bir deneyin derim. |
|
|
|
|
|
#24 |
|
Ağaç Dostu
|
Yapay Güneşle Yüksek Verimli, Lezzetli Tarımsal Üretim Bu haftaki konuğumuz PestGO Elektronik ve Kimya Teknolojisi Ar-Ge Danışmanlık San ve Tic. LTD. ŞTİ. Genel Müdürü Sayın Niyazi Davran … Kendisi ile firmalarının geliştirmiş olduğu doğal güneş olmadan yapay güneşle, yüksek verimli, lezzetli tarımsal üretim hususunda görüştük… Güneş altında yazın yetiştirilen, tarım ürünlerinin, lezzet ve gıda değerini, doğal Güneş’i tam olarak görmeyen seralarda da tutturmak, şimdiye kadar kullanılan yöntemlerle mümkün olmamaktaydı. Bilmeyenler için, Güneş’in aydınlatan ışınları ile, ısıtan ışınları arasında bir fark yoktur. Sanılır ki, Güneş coğrafyamızdan uzaklaştığı için aydınlatma etkisi azalır, o yüzden ısınmamızda azalır. Halbuki güneşte aydınlatan ışınlar yanında, ısıtan kısa, orta ve uzun dalga infrared ışınlar da mevcuttur. Biz bu ışınlarla ısınır, beslenir canlılık kazanırız. Tabiattaki tüm faydalı canlılar gibi. İnfrared ışınlar hücrelerimizin canlanmasını, yenilenmesini, kan dolaşımının hızlanmasını,bünyemizin sağlığa kavuşmasını sağlayan ışınlardır. Aynı hal, bitkiler için de geçerlidir. Uzun dalga infrared ışınlar kısa dalga görünen ışınlar gibi dış ciltte kırılıp enerjiye dönüşmez. 10mm. Dış deri altına kadar her nanometrede kırılarak ısı enerjisine dönüşür. O yüzde uzun dalga infrared ışıma jeneratörüne karşı bir mm. mesafede değmemek şartıyla, çok uzun süre cildimiz yanmadan, kurumadan dururuz. Bu süre de, alt derimizde ki kanlı bölge olan iç deride kanlama hızlanır, hücre yenilenmesi hızlanır. Bunun sonucu dış deride de gözle görülür bir canlanma hasıl olur. Bitkiler içinde durum farklı değildir. Aynı canlanma ve gelişmeyi 1,2 günde, onlarda da müşahede ederiz. Bu kısa süredeki gözle görülür gelişme şaşırtıcıdır. İnfrared ışınların ısıtma ve organizmaları canlandırma görevi yanında, zararlı mikroorganizmaları ve iki milimetreden küçük organizmaların(Ki, bunlar genelde bitkilere, hayvanlara ve insanlara bulaşıcı hastalık aşılayan sinek ve parazit türleridir.)yaşamını sonlandırma, üreme zincirini kırma görevi de vardır. Gündüz Yaz Güneşi’nde, tarlalarda ,Güneşi’in infrared ışınları sayesinde,Beyazsinek, Akdeniz sineği, sivrisinek gibi zararlıları, açıkta görmek mümkün değildir. Bu ışınların kendileri üzerinde, enerjiye dönüşmesine, bünyeleri biyolojik olarak dayanamazlar. Bu 40-50 derece sıcaklıkta fırına kapatılmış bir insanın, uzun süre dayanamaması ve hayatının son bulması gibidir.Halk arasında bunun adı; Havale geçirip ölmektir. Arılar ve iki milimetreden büyük, gövde yapısındaki böcekler, güneş altında da görevlerini icra ederler.( Karıncalar, Arılar, büyük sinekler.) İki milimetreden küçük olan tarım zararlıları, güneşli gün boyunca, yaprak altlarında gölgelerde, akşama kadar güneşin batış anını beklerler. Güneş batmaya başladığında, tarlalar ve çevremiz bu küçük bitki ve insan zararlısı yaratıkların arenasına döner. Sivrisinekler ve tatarcıklar da bu saatte harekete geçerler. Güneşin batışını çevreleyen ilk iki saat, çevremizde en yoğun sivrisinek akınının da olduğu saattir. Seralarda, zararlı organizmaların gündüzde görünmesinin nedeni; infrared ışınların girişine karşı,sera naylonlarının ve camlarının filtre görevi yapmasıdır. İnfrared ışınlar, yaratılış özelliklerinden dolayı, en ince perdeden geçmezler; O perde üzerinde ısı enerjisine dönüşürler. İnce bir malzemeden yapılmış gölgeliğin altına, yazın kendimizi attığımızda, birden serinlememizin sebebi İnfrared ışınlar o perdeden geçerken, perde şeffafta olsa tükenirler. Uzun dalga İnfrared ışınlar, insanlar kadar, bitkilerinde sağlıklı ve hızlı büyümelerinde en etken maddedir. “Güneş girmeyen eve Doktor girer.” Atasözü, tüm canlılar için genel geçer bir kuraldır. Yukarıda saydığımız istisna canlılar hariç. Burada dozajın önemi asla atlanmamalıdır. Geliştirdiğimiz teknoloji, bu faydalı infrared dalga boylarında ışınımı, Dünya Sağlık Örgütü normlarında gerçekleştirmeye, uygun ve yeterlidir. Yaz Güneşi’in olmadığı ortamlarda kullanmak üzere, orta ve uzun dalga infrared jeneratörleri, istenen güçte, üretebilecek Patentli teknoloji sahibiyiz. HerSerayı, Yapay güneş panelleriyle donatmak mümkündür. Güneş altında bahçede ve Güneş görmeyen bina bodrumunda, domates fidanlarıyla ve çiçeklerle, bu yaz yaptığımız deneyler sonucu; güneş hiç görmeyen bina bodrumunda, bahçedekinden 15 gün önce kızarmaya başlayan domatesleri topladığımızda, bahçedeki domatesler daha yeni sararmaya başlıyordu. Bu da, her tür sera bitkisinin olgunlaşma süresinin 10-15 gün kısalması demektir ki, ekonomik değeri tartışılmayacak boyuttadır. Lezzeti: 50 yıl öncesinin tarla domateslerinin lezzetini aratmayacak tat ve lezzetteydi. http://www.infraredisitici.net/showthread.php?tid=6 |
|
|
|
|
|
#25 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-06-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 361
|
hakikaten de çok ilgi çekici gözüküyor. Gidip bir tane almayı düşünmeye başladım bile! ![]() |
|
|
|
|
|
#26 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 07-10-2012
Şehir: istanbul
Mesajlar: 3
|
Mutlaka tavsiye ederim. Kışın yorgan yıkamazk zorunda kalmazsınız ardo ile ısınırsanız benim gibi. |
|
|
|
|
|
#28 |
|
Ağaç Dostu
|
LED, kelime olarak Light Emmiting Diode (Işık Yayan Diod) ' un baş harflerinden oluşmaktadır. LED’ler, aslında bir yarı - iletken diod olmakla birlikte normal diodlardan farklı olarak jonksiyon bölgelerinde yayınladıkları fotonlar aracılığı ile ışık verirler. Fakat yaydıkları ışık diğer akkor flamanlı lambalar veya flouresant tüplerde olduğu gibi LED’ler her hangi bir termik veya kim yasal işlemler sonucu ışınım yapmazlar. Bu sebeple ömürleri, verimleri çok daha yüksek ve fiziksel boyutları ise tam tersine çok daha küçüktür. Ve yine bu sebeple yüksek ısı yaymadıkları, kırılma olasılıkları bulunmadığı için düşük aktivasyon enerjili patlayıcı sıvıların ve gazların bulunduğu yerlerde ve diğer kazaların ortaya çıkabilecekleri yerlerde kullanılmak için en iyi çözümdür. Neden LED * Fiziksel darbelere ve şoka dayanıklıdırlar. * Güvenilirdirler. * Uzun ömürlüdürler (100.000 saate kadar ömürleri vardır). * Düşük güç tüketimlerinden dolayı Solar Enerji ile çalışan(Güneş) devrelerde ve mobil uygulamalarda alternatifsizdirler. * Yüksek verimli aydınlatma sağlarlar. * Çok düşük sıcaklık ve düşük ışık kirliliğine sahiptirler. * Elektromagnetik Interference ve parazit (HUM) oluşturmazlar. * Hem Indoor (iç mekan), hem de Outdoor(dış mekan) kullanılabilirler. * Nem ve suya dayanıklıdırlar. * Uzun vadede daha ucuz enerji tüketim maliyetleri vardır. * Tek veya bir çok renk bir arada kullanılabilirler. * Yüksek parlaklık ve yüksek kontrasta sahiptirler. * Düşük Güç Tüketimi ve düşük ısı yayılımına sahiptirler. * Kolay kurulma özelliklerine sahiptirler. * nS(nano saniye)seviyesinde reaksiyon verme süreleri vardır ve bu hızları akkor flamanlı v.b. ışık kaynakları ile kıyaslanamaz üstünlüktedir. * Cıva, kurşun v.b. Ağır metaller içermez, Çevre dostudur. * Geleneksel flouresant lambasına karşın ortalama 1/10 güç tüketimi yaparlar. * Bakıma ihtiyaç duymazlar. * Küçük boyutlu ve hafiftir. * Plug-N-Play (Tak ve çalıştır) kolaylığına sahiptirler. * Mono-kromatik(tek dalga boyu ve tek renkli) ışık kaynağıdırlar. Bu yüzden trafik uygulamalarında benzersizdirler. * LED’ler, filamanları olmadıkları için, sıradan elektrikli aydınlatma ampullerinden daha dayanıklıdırlar. Birçok farklı siteden alıntıdır. LED Plant Lights Düzenleyen Volare : 20-01-2009 saat 19:24 |
|
|
|
|
|
#29 |
|
Ağaç Dostu
|
Arkadaşlar merhaba, bu konu aklımı çok kurcaladığı için 1 haftadır arayış içindeyim. Hem fiyat olarak hem de özellik olarak(mavi450nm+kırmızı650nm ) Türkiyede maalesef ki hiç bir ürün bulamadım . eBay 'da fiyat olarak uygun bu ürünü buldum Clonelight Mixed Colour LED Grow Light 4w E27 Bulb Yazık ki hiç tecrubem yok. eBay'dan daha önce alışveriş yapmış , ilgilenen arkadaşlar varsa ,toplu alım yapılabilir . Yani umarım... |
|
|
|
|
|
#30 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-12-2013
Şehir: istanbul
Mesajlar: 3
|
Size katiliyorum, bende almak isterim fakat daha evvel ebay dan bisey almadim. |
|
|
|
![]() |
| Etiketler |
| led lamba ile tarım, ledli tarım |
|
|