![]() |
Katlı sistemde ve oluk içinde topraksız çilek denemesi
4 Eklenti(ler)
Merhaba,
Tüm agaclar.net üyelerine dostane selamlarımı sunarak başlayayım. Elbette bu dostların içinde bazılarına özel takdirlerimi belirtmek isterim. Ben dört yıl öncesine kadar domatesi biberi sadece sofrasında görmüş, karpuzun-kavunun (neredeyse) ağaçta yetiştiğini zanneden, hayatında köy-bahçe-tarla görmemiş (zavallı) biri idim. Taa ki kaderim beni Bilecik ilinin Küplü Köyü'ne savurana kadar; onun hikâyesi uzun, belki sonra... Üç yıl önce aldığım 415 metrekarelik arsamın ucundan başladım toprakla tanışmaya. Köylüden sorularıma cevap alamayışım ve araştırmacı kişiliğim beni Google’a itti. Google da doğrudan adresi gösterdi sağolsun; 'agaclar.net' Aşağıda bahçemden birkaç fotoğraf var. Serayı, kulubeyi, lavaboyu ve gömme barbekünün olduğu duvarı yine kendi deneme yanılmalarım sonucu yaptım. Kendi işimi kendim yapmak hoşuma gider. |
Bu forumda okuduklarımı kitaplaştırsam küçük bir kütüphane olur sanırım; o kadar çok şey öğrendim ki.
İlk olarak envor Bey’in domatesleri aracılığıyla ‘topraksız’ diye bir ifade duydum. Ne yalan söyleyeyim önce kuşkuyla yaklaştım. Ama okudukça yanıldığımı, asıl benim uğraşmam gereken yetiştiriciliğin bu olduğunu anladım. Derken bu uğraşın, hoby olmaktan öte gitmesi gerektiği düşüncesi oluşmaya başladı zihnimde. Araştırmalarımı bu yöne kaydırdım. Birim alanda daha fazla ürün alabilmenin yollarını okudum. Değerli forum üyelerinin denemelerinden dersler çıkardım, notlar aldım. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim. (Onlar kendilerini bilirler sanırım.) 21 Metrekarelik seramda yetiştirdiğim domates-biber-patlıcana ek olarak bir köşesinde deneme amaçlı katlı çilek uygulamasına karar verdim. Bunun için 150’li diye tabir edilen yağmur oluklarını uygun buldum. Bu konuda değerli Kudret Tezel’in tavsiyesi beni yönlendirdi. Ekstra teşekkürler Kudret Bey’e. |
Çalışmalarımı resimleriyle birlikte paylaşmaya gayret edeceğim. Elbette eleştiri, yönlendirme ve yardımlara sonuna kadar açık olduğumu belirtmeliyim.
|
5 Eklenti(ler)
Önce oluklar için bir taşıyıcı sistem oluşturdum. Bunun için elimde bulunan köşebent bariyerden faydalandım. Kenarlarına kaynattığım inşaat demirlerinin üzerine olukları yerleştirdim.
3 tane 4 metrelik oluk alarak bunları ortadan kestim ve 6 adet 2 metrelik oluk oluşturdum. Olukların başına kapaklarını taktıp ve sızdırmaması için slkikonladım. Deneme amaçlı olduğu için farklı ortamlar kullandım: İki sıra sadece perlit, Bir sıra pomza İki sıra kum+torf karışımı Bir sıra da vermikülit kum ve torf karışımı. |
1 Eklenti(ler)
Olukların yan kapaklarını delip conta taktım ve resimdeki T bağlantısını yerleştirdim. Böylece bütün suları geri toplayabilecektim.
|
1 Eklenti(ler)
Adana'daki Yaltır firmasından aldığım pot fideleri diktim. Ancak bir ara olukların dar olduğunu ve yeterince katı ortam barındıramadığını düşünerek, yaklaşık iki misli malzeme alan ahşap bir oluk daha yaptım. Bu oluğu seranın çatısına sera ipleriyle bağladım.
Ahşabın hastalık oluşturabileceği düşüncesiyle içine naylon serdim ve o naylonun da bir köşesini delerek drenajı sağladım. Ortam olarak torf+kum kullandım. Ahşam oluktaki Yediveren çilek fidelerini ise bir köylüden aldım. |
Çilek fidelerini 3 Mart'ta sisteme koydum. Şu sıralar manuel sulama yapıyorum. Su miktarını drenaj kanallarından suyun akmasına göre ayarlıyorum.
Otomatik sisteme elbette geçeceğim; bunun için planlarım var. Bir-iki defa fikir değiştirmeme rağmen sonunda nasıl yapacağıma kararımı verdim. |
1 Eklenti(ler)
Su deposunu seranın dışına toprağa gömmeyi düşünüyorum. Böylelikle hem soğuktan hem de sıcaktan korunmuş olacak. Ayrıca en alttaki oluktan drene olan su da rahatlıkla depoya dönmüş olacak. Depom 60 litrelik.
Deponun içine koyacağım sıvının ısısını ayarlamak için akvaryum ısıtıcısı kullanmayı düşünüyorum. Hatta bir tane aldım bile ancak sakarlığım yüzünden kırdım. Bu arada suyun içinde de çalışabilecek akvaryum ısıtıcılarından hangisini kullanmam gerektiği konusunda tavsiyelere ihtiyacım var. Veya başka bir yöntem varsa ısıtmak için, öğrenmek isterim. |
1 Eklenti(ler)
Bu çilek sevdası başlamadan çimlendirdiğim domateslerimden birini de torf+kum karışımına ektim; sadece deneme için.
|
5 Eklenti(ler)
Seranın içinden görüntüler. Bunlar topraklı ama.:)
|
gayet güzel emeklerinize saglık ilerleyen zamanda sonucu merakla bekliyorum.
|
Don yedim
1 Eklenti(ler)
Üstte resmi verilen domatesimin son hali aşağıdadır; yaklaşık on gün öneki don onu ve seranın içindeki diğer bitkileri öldürdü.:(
Dün tam sökecektim ki küçük yeşil filizler gördüm ve beklemeye aldım; belki kurtulur. |
1 Eklenti(ler)
Sistemi otomatiğe aldım nihayet.
Bunun için 400 w bir su motoru kullandım. Çok tereddüd ettim önce, bir iki defa akvaryum motoru aldım fakat yeterince yükseğe çıkamadığı için iade ettim. Atman 107 kafa motorunu almaya karar verdim fakat fiyatından dolayı vazgeçtim. Ben de aşağıdaki çözümü buldum. Motorun çıkışını çiftledim ve bir çıkışı kendi içine verdim. Böylelikle hem motoru zorlamamış olacaktım hem de damlama hortumlarına gereğinden fazla basınç yüklememiş olacaktım. Sitete 'hangi akvaryum motoru' ile ilgili çok mesaj okudum. Benim tavsiyem, özellikle yükseğe su basmak isteyenler kesinlikle su motoru alsınlar. Bunun daha düşük w olanları da var onlar daha iyi olur. Yani güçlü bir kafa motoru yerine aynı paraya hatta daha ucuza su motoru (dalgıç) alabilirsiniz. |
2 Eklenti(ler)
Su motorunun altına bir hava taşı bağladım ve onu da sürekli çalıştıracağım hava motoruna. Böylelikle motor çalıştığında suyun en havalısını ;) taşıyacak çileklerime.
Bu konuyla ilgili bir sorum olacak: Bol bol hava verdiğimiz su, motor ve damlama hortumları marifetiyle köklere oksijen taşıyabilir mi? Yoksa boşu boşuna uğraşmayalım. Yani akan su ve durgun suda tamam da, katı ortamlarda da suya hava basmanın faydası var mı? |
3 Eklenti(ler)
Nihayet artık malç zamanı geldi. (aslında çok daha erken yapmalıydım ama damlama sistemini geç kurduğum için yapamadım.)
Malç malzemesi olarak aldığım torf ambalajlarını kullandım. Bunların iç tarafı siyah, dışı ise renkli desenli. Bence dışının siyah olması (yani bildiğimiz malç naylonu) bitkinin köklerinin gereğinden çok ısınmasına neden olur. |
Herşey yolunda gibi
3 Eklenti(ler)
Sanırım işler yolunda gidiyor.
Çileklerim çiçek açmaya başladı; çoğunun üzerinde üçer-beşer tomurcuklar var. Hatta üç-dört gün önce birinin çiçeğini kopardım. Bunu sitede okumuştum, ilk çiçekler koparılarak bitkinin daha da güçlenmesi sağlanıyormuş. |
*** faruk bey ben dede çilek hastalığı var yaltır tarımdan bahsettiğinize göre adanalısınız
|
bende kendimce ocak ayının ortalarında sera yaptım ve çilek ektim 1 hafta önce yemeye başladık ben şimdilik iyice öğrenip büyütmeyi düşünüyorum
|
Sayın mahir01,
Eğer bana 'hanımköylü' diyorsanız siz bilirsiniz.;) Şaka bir yana Adanalı değilim ama Adana'dan evlendim. Yaltır firmasını ise yine bu siteden bir arkadaş önermişti. Ben şu an Bilecik'teyim, mevsim şartlarımız sizinkine uymadığı için çileklerimiz daha yeni açmaya başladı. Size ağız tadıyla yemek nasib olsun inşallah. |
Merhaba,
Ben oluklarda yetiştirdiğim çileklerim için daha kesin bir çözüm uyguluyorum, şöyle ki: 6 kattan oluşan 2 metrelik oluklarda 60 çileğim var. Ayrıca başka bir olukta 10 çilek daha ektim ve seranın içinde domates biber falan... Sistemi 60 litrelik bir bidonda kurdum ve drene olun sıvıyı geri döndürecek şekilde de ayarlardım. Buraya kadar tamam ancak ben geri dönmesi için kurduğum düzeneği kullanmadım. Onun yerine 60 çilek için çok az drene olacak şekilde besin verip, toplanan az miktardaki besin eriyiğini de 10 çilek ve bir-iki domatese aktarıyorum. Kısaca: Günde iki defa çalışıyor sistem ve toplamda 5 litre civarında sıvı harcanıyor, topladığım artık besin ise bir litreyi bulmuyor. (istenirse hemen hemen hiç artık oluşturulmayabilinir.)Böylelikle her zaman aynı besin ve PH değerlerini tutturmak çok kolay. Hatta EC ve PH ölçmeye bile gerek kalmıyor. Sanırım bu sisteme 'açık sistem' deniyor, yanılıyor muyum acaba? |
Faruk bey fotoğraflarlada destekleyebilirseniz yaptığınız çalışmayı çok daha faydalı olmaz mı ?
|
3 Eklenti(ler)
Sayın sercan1969,
Yukarıdaki resimlerde katlı sistemin görüntüleri mevcut. Ben size besin eriyiğini israf etmeden ve hep aynı PH ve EC değerleriyle ilgili üç resim sunacağım. Birinci resimde seranın dışında ve yere gömülü 60 litrelik sistemimden içeriye uzattığım boruya bağlı damlama boruları görünmektedir. Bu kısım tahmin edileceğinden farklı değildir zaten. İkinci resimde oluğun diğer tarafına, kapağa contalayarak tutturtuğum T bağlantılarla drenaj kanallarını birleştirdiğim görünüyor. Aslında en alta bir hortum bağlayarak besin deposuna geri gitmesini planlamıştım ilk önce. Ama sitedeki 'açık' - 'kapalı' tartışmalarının da etkisiyle bundan vazgeçtim. Bunda bir süre sonra besini yenilerken artık suları ne yapacağımı bilemeyişim de etkili oldu tabi. Üçüncü resimde ise hortum bağlamayı düşündüğüm yere sadece küçük bir kap koyarak biriken sıvıyı toplamak yoluna gittim. Suyu diğer çileklerimde ve bir-iki domateste kullanıyorum; öyle olmasaydı motoru birmiktar daha az süre çalıştırıp hemen hemen hiç besin artığı oluşturmaya bilirdim. Otomatik sistemi sabahları 3, öğlenden sonraları ise 2 dakika çalıştırıyorum. İki günde bir 9-10 litre besin ekliyorum. Doğal olarak depodaki besinin PH ve Ec değerleri hiç değişmiyor. Ayrıca içerisine koyduğum 300 W'lık bir akvaryum ısıtıcısı ile ısıyı da sürekli 26 derecede tutuyorum. Çok uzattım, herkese başarılı denemeler dilerim. |
5 Eklenti(ler)
Uzun bir aradan sonra merhaba,
Bugün sizlerle beni çok üzen bir olayı paylaşacağım. Dört yıl önce, ileride ev yapmak için, ama o zamana kadar da yeni hobim olan sebze yetiştirmek için 415 metrekarelik bir arsa almıştım. Sonraları üzerine 21 metrekarelik bir sera yapmış ve 14 adet de fidan dikmiştim. Arsayı aldığım kişi tapu için varislerden vekalet alma görevini yerine getiremedi; beni hep kandırdı. Oysa onun için 'sağlam adam' dır demişlerdi. En son iki ay kadar önce ufak bir tartışmamız oldu ve ben artık o arsanın tapusunun alınamayacağına karar vererek elimdeki senedi icraya vereceğimi söyledim. Bu tartışmadan yaklaşık bir ay sonra, katlı çilek uygulamalarım için sabah erkenden bahçeme gidiyordum ki beni şok eden bir görüntü ile karşılaştım. Uzaktan seramın örtüsünün muhtelif yerlerinden yırtıldığını gördüm. Yaklaşınca bunun bir yırtılma değil, bilinçli bir şekilde onlarca yerden bıçak vasıtasıyla kesilme olduğunu anladım. Sade bununla kalsa neyse, aşağıda resimlerini de göreceğiniz gibi fidanlarım kırılmış, viyollerdeki domates birber vs. fidelerim tersyüz edilmişti. Hemen köyün muhtarına onun aracılığı ile de jandarmaya haber verdim. Aslında yapanın kim olduğu konusunda hepimiz hemfikir olduk (arsayı aldığım şahıs) ancak olay gece yapılmıştı ve gören de olmamıştı. Yani kimseyi suçlayacak durumda değildim. Buyrun resimleri görün ve artık beddua mı edersiniz yoksa 'Allah ıslah etsin' diye dua mı edersiniz size kalmış. |
2 Eklenti(ler)
Devam
İnanın bana topraktan sökmeye kıyamadığım murullarımı, ki her biri en az bir kilo gelirdi, ayaklarıyla ezmişti. |
1 Eklenti(ler)
Ben de çilek sistemimimden geriye kalanları eve taşıyarak denememe burada devam etmeye başladım.
|
2 Eklenti(ler)
Tabi sera ortamından çıktıkları için gelişimleri yavaşladı. Bununla beraber durumları gayet iyi.
Aşağıdaki resimde yapraklardaki sararmayla ilgili sorunum var sanırım. Bu konuda yardım bekliyorum. |
4 Eklenti(ler)
Şimdi size üç resim göstereceğim; üç gün arayla çekilen üç resim...
Çileklerin bu kadar çabuk kızardığını bilmezdim doğrusu. (İlk üç resim aynı çileklerin) |
Çok geçmiş olsun faruk bey.
|
1 Eklenti(ler)
Yeme de yanında yat!..
Bu arada size de teşekkür ederim sayın nicea. |
geçmiş olsun,
karaktersiz insan çoktur ama bu şekilde nefretini bu şekilde ifade eden çok nadirdir. heves ve umudunuzun kırılmaması dileğiyle, |
AZOT EKSİKLİĞİ: Azot eksikliği daha çok yaşlı yapraklarda yapraklarda görülür, küçük ve yaprak rengi sarı-yeşil portakal sarısından kırmızıya kadar değişebilir. Yapraklar sanki sonbahar mevsimindeki gibi, dökülmeye yakınki rengini alırlar. Ve aşağıdan yukarıya doğru bir yön takip edip dökülür. Yaşlı yapraklar esmerleşir ve kuruyup erken dökülür. Yeni çıkan sürgünler kısa ve ince kalır. Çiçeklenme iyi olmaz, çiçek sayısı azalır. Çiçekler küçüktür ve renkleri bozuktur. Kökler sürgünlere oranla daha uzun yan köklenme azdır. Bitkilerde tohum ve meyvede azalmaktadır.
AZOT fazlalığında ise bitkiler bodur kalmaktadırlar. Yapraklarda şekil bozuklukları ve renk bozuklukları görülmektedir. POTASYUM EKSİKLİĞİ: Yaşlı yaprak kenar ve uçları kahverengi bir renk almaktadır. Yapraklarda kuruma görülür ve daha sonra pas gibi lekeler görülür. Başlangıçta bitkinin gelişmesi kuvvetli ve sürgünlerin durumu iyidir. Fakat çiçeklenme dönemi başladığında gelişme aniden zayıflar ve bitki çabucak solar. Çiçeklerin renkleri beyazdır ve çiçeklerin boyutları küçüktür. Kökler uzundur fakat saçaklanmış olan kök azdır. Bitki mantar hastalıklarına çabuk yakalanır. Bazı bitkilerde, gülde olduğu gibi potasyum noksanlığı etkisiyle demir noksanlığı da ortaya çımaktadır. Fazla potasyum Azot ve magnezyum alımlarını engeller. FOSFOR EKSİKLİĞİ: Eksiklik daha çok yaşlı yapraklarda görülür. Yapraklar koyu yeşil renkli, kenarları kırmızımsı mor olmaktadır. Yaprak kenarlarında yarım ay şeklinde sarımsı kahverengi-siyah benekler oluşur. Erken yaprak görülür. Yapraklar donuktaşır ve ölür. Gelişme zayıf ve düzgün değildir. Sürgün zayıf, yan sürgün çıkışı azdır. Çiçek ve tomurcuk teşekkülü çok azdır. Çiçekler küçük ve renkleri bozuk, kök teşekkülü zayıf saçak kök azdır. Renk kırmızımsı kahverengidir, (enfeksiyon hastalıklarına karşı hassasiyet fazlalaşır). Fosfor fazlalığı demir ve diğer maddeleri tutar ve onların noksanlık arızalarını ortaya çıkarır. MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ: Zararlanma daha çok yaşlı yapraklarda meydana gelir. Yaprak beyaz-yeşil bir renk alıp yaprak sapı incelmektedir. Yaprak ucu ve kenarı yukarıya doğru kıvrılır. Çiçeklenme önemli derecede azalmaktadır, kök kısadır. Potasyum gübrelemesi yapılmadan, Azot (N) kaynağı olarakta Amonyum kullanılmak suretiyle giderilebilmektedir. Magnezyum fazlalığında verim azalır. KALSİYUM EKSİKLİĞİ: Zararlanma daha çok genç yapraklarda görülür. Gelişme zayıftır. Sürgün ucundaki yapraklar çengel şeklindedir. Yapraklar uç ve kenarlarından itibaren kurumakta ve yırtılmaktadır. Uçtaki tomurcuklar ölür. ÇİNKO EKSİKLİĞİ: Yaprak rengi beyaza kadar açılmakta ve yaşlı yapraklarda damarlar arasında benek şeklinde ölü kısımlar görülmektedir. Devamlı çinko noksanlığında bu belirtiler tüm yapraklara sıçramaktadır. Yaprak yüzeyleri küçülmekte ve yapraklar dökülmektedir. Kök gelişmesi fazla etkilenmemektedir. MANGAN EKSİKLİĞİ: Zararlanma daha çok genç yapraklarda görülmektedir. Yaprak damarları arası benekli olmakta yaprak ölmektedir. En ince yaprak damarları yeşil renkli kalabilmektedir. Kökler zayıftır ve yan kökler çok gelişir. Mangan fazlalığı demir noksanlığına sebep olur. KÜKÜRT EKSİKLİĞİ: Zararlanma daha çok genç yapraklardadır. Genç yapraklar sarımsı renk almakta, yaprak damarları iç kısımda daha açık renge dönüşmektedir. Gelişme zayıftır. Kökte çok sayıda dallanma olur ve kök rengi beyazdır. Kükürt fazlalığı halinde ise yapraklar beyazlaşır. Yaşlı yapraklarda kırmızı mor benek oluşur. DEMİR EKSİKLİĞİ: Genç yapraklar sarımsı beyaz bir renk alırlar. Yaprak damarları başlangıçta yeşil olup sonradan sarı renge dönüşmekte ve yaprak kenarları ölmektedir. Gelişme zayıftır. Çiçekler küçük ve beyazdır. Kök kısa ve kahverengi olup çok sayıda yan kök teşekkül etmektedir. Demir fazlalığı mangan noksanlığına sebep olur. Fosfor noksanlığındaki arazlar ortaya çıkar. BOR EKSİKLİĞİ: Zararlanma genç yapraklarda çoktur. Renk önce açık daha sonra kahverengiden siyaha kadar değişmektedir. Yaşlı yapraklar kalınlaşır ve çabuk kırılır. Sürgünler küçük kalıp ölürler. (Kısa sürgün oluşur) çiçek teşekkülü zayıflar. BAKIR EKSİKLİĞİ: Zararlanma daha çok genç yapraklardadır. Yaprak kenarları sarı ve bu yapraklar uçlarından itibaren kurumaktadır. Yan sürgünler çok zayıftır. Yaprak dökümü yukarıdan aşağıya doğrudur. Çiçek teşekkülü çok azdır. Çiçekler hareketsizdir. Zararlanma özellikle sıcak ve güneşli günlerde çok görülmektedir. Kök gelişmesi de önemli ölçüde engellenmiştir. Demir eksikliği gibi gözüküyor , Tulumbayla yapraktan demir uygulayın ayrıca şelat demir EDDHA veya EDTA kullanın, Ph değerine dikkat edin ondan alamıyor olabilir,Ph değeri değişebileceğini unutmayıp hesaba katmaya unutmayın. Demir şelat kullanıyorsanız (Fe EDTA : 1-6ph DTPA 1-7ph EDDHA: 3-10 PH ) EDDHA veya EDTA Kullanın. Diğer İz elementlerinde (EDTA 2-10) |
Sende bir çok zorluk yaşamışsın tebrik ediyorum şuan çok iyi bir konuma gelmişsin ama senden ricam insanların şevkini kırma. Herkes dayanışma icinde bu sitede sende aynı anlayışı gösterirsen sevinirim. Ben daha yeni başladım o kadar duymadığım çok şey varki sende aynı yoldan gecmissin belli ki sorularım saçma gelebilir ama dediğim gibi daha çok yenirim amatörüm kusura bakma. Çalışmalarında Allah kolaylık versin. İyi calışmalar.
|
Alıntı:
Balkonumda küçük çaplı hidroponik denemeler yapıyorum. Uyguladığım sistem kratky. Biber ve yeni diktiğim çilekler var. Biber de formulüne güvendiğim forumda bulunan ümit beye ait ve kendi hazırladığım biber besini, çilek te ise yine kendi hazırladığım hoagland olarak isimlendirilen besin kullanıyorum. Ph ı normal değerlerde tutabildiğimi düşünüyorum ve EC yide tds metre yardımı ile 1200 ppm civarında tutmaya çalışıyorum. Formulde kullandığım demir şelatlı olmayan normal tarım için kullanılan ürün. Size sormak istedim soru şu. Çilek lerdede biberlerdede Yaprak uçlarında yamalar başladı. Genç yaşlı yaprak farketmiyor. Bu konuda eksiğim **** hatam nedir. Şüphem demirin selatlı olmaması çünkü sürekli çökme oluyor tekrar karıştırıyorum. Ancak emin olamadığım için yardıma ihtiyacım var. Venus_V4 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi https://uploads.tapatalk-cdn.com/202...597b2827bb.jpghttps://uploads.tapatalk-cdn.com/202...ef193cd72e.jpg |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 00:56. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025