![]() |
Bilgilendik ve güzel bir paylaşım oldu. Birlikte olmaktan mutlu oldum;)
Döndükten sonra araştırmalarımda paylaşmak istediğim bir bilgiye ulaştım. 3. Proje No : TÜBİTAK Proje Adı: Tehlike Altında Bir Endemik Türün (Centaurea tchihatcheffii Fisch.&Mey.) (Compositae) Koruma Biyolojisi: Çimlenme Ekolojisi, Popülasyon Yaşayabilme Analizi ve Koruma Stratejileri Lider : Uzm. Selçuk BAŞARAN (Ankara ZMMAE) Alınan Kararlar: 1- Çalışma hakkında proje lideri tarafından bilgi verilmiştir. Yürürlük Durumu: Proje sonuçlandırılmıştır. Yayın Durumu: Yayınlanabilir olduğuna karar verilmiştir. Bilime ve Uygulamaya Verilen Sonuçlar: Tek yıllık olan bitki yapılan tarla ve laboratuar çalışmalarında uygun derinlikte (genellikle yüzeye yakın) ve sıcaklıklarda 5–10 C’de kolayca yetiştirilmiştir. Uzun yıllar boyunca yapılan arazi çalışmalarında gözlemlenen, Centaurea tchihatcheffii türünün havalandırılmış toprakta iyi büyüdüğü üzerinedir. Küçük örnekleme alanlarında yapılacakçalışmalar ile değerlendirilecek bu tahmin, daha sonraki bir taşıma/yerleştirme çalışmasındakullanılabilir. Endemik olması, çiçeklerinin güzel görünümü, kesme çiçek olarakta ekonomikdeğerinin olması nedeni ile park ve bahçeler içinde uygun bir bitkidir. Özellikle çocuklara çiçek ve doğa sevgisini yerleştirmek için bu bitki idealdir. Centaurea tchihatcheffii türünün korunması için düşünülen çalışma, öncelikle türün şu anda yayıldığı iki bitişik alandaki tüm faaliyetlerin durdurulup, alanların koruma altına alınması yani yerinde koruma yapılmasıdır. Bunlardan biri Ankara Valiliği’ne bağlıağaçlandırma alanı, diğeri ise nadasa bırakılmış bir tarla ve Devlet Opera ve Balesi’ne ait bir arazidir. Birbirine yakın bu iki alanda birden söz konusu olabilecek beklenmedik olaylar (yangın vb.) ve tehditler türün popülasyonunun kendini yenileyebileceğinden daha az sayıyainmesine, dolayısıyla da bitkinin yok olmanın sınırına gelmesine sebep olabilir. Bu nedenle doğal yayılım alanından başka bir alanda türün yeni bir popülasyonunun acele oluşturulması düşünülmektedir. Böylelikle tür, lokal tehditlerden uzakta ama doğal yayılım alanına çok benzeyen yeni ortamında (benzer biyotik ve abiyotik faktörlerin etkisi altında) yeni bir popülasyon oluşturup daha sonra kendi kendine devamlılığını sürdüren bir popülasyona dönüşebilir. http://74.125.77.132/search?q=cache:...&ct=clnk&gl=tr |
Alıntı:
|
Link verdiğim yazıya bakarsanız boşluk gözüküyor.. Kopyala yapıştır sonucu sanırım.:eek:
|
Gece 2'de Konyadan otobüse binip sabah Angaraya ulaşmış, hazırlanıp sabah yine okula gitmiştim. Kahvaltı namzeti bir kaç poçayı bile saat birde yiyebilmiştim. Saat 1.30'da hocayı bekelrken nete bakabilmiştim. Müjgan ablanın yazısını ozaman görmüştüm ama geçti:/ Zizleri bulamazsam ne yapacaktım bilmiyorum. hoca geldi sınav tarihi hakkında biraz konuştuk degişligi bana maille bildirmesi konusunda anlaştık. Yok yazarım demesine ragmen o an dersten çıkıp Ankara Üniversitesine geldim. Girişte danıştıgım güenlikler ise heykeli bilmiyolardı:/ Mühendslik fakultesini sordum onun etrafına bakınırken parkı ve heykelleri fark edip sizi gördüm tanıdım ve geldim.
Üninin güzel ama bakımı eksik bahçesini gezerken gözümde köyüm canlanmıştı. Bazı arkdaalrımız ise neşeli şekilde sohbet edip küçük sakarlıklar sergileyerek tüm grubun neşesi oluyolardı. Uzuuuun :P bir ugraş sonucu kafeye varıp asıl konumuz hakkında bilgi alamaya fikirleri söyleyip kararlar almaya çalıştık (Her ne kadar farklı güzellikler ve konular ile asıl gündemden uzaklaşmış tavırlar sergilesekte yapılan her şey daha güzel bir doğa içindi). nezaket ve kibarlıgımızdan alınamayan kararları ve bazı fikirlerimizi ise burada olgunlaştıracagımızı ve uygulayabilecegimizi ümit ediyorum. Her ne kadar angarayı sevmesemde Angara endemik bitki türleri için elimden geleni yapmaya çalışacagımdır. Bir yıla yakın bir aradan sonra sizlerin arasında yeniden olmak güzeldi. Bu ortamaın oluşmasına katkı sağlayan tüm arkadaşalrıma teşekkür ederim. Sizlerle olmka benim için çok güzeldi. (Bir bayan büyügüm hariç:/ Parfüm kokusundan ötürü hapşuup duruyordum:/) Alıntı:
|
Alıntı:
Lider : Uzm. Selçuk BAŞARAN (Ankara ZMMAE) ile Sn.Herbaryum bağlantı kurabilirse durum netliğe kavuşabilir. |
Sn. sea benimde 4 görevim bulunmakta.. Malum açık öğretim sınavları.
Sonraki hafta plan yaparsanız şimdilik uygunum. Severek gelirim.:p |
Ankara’ya özgü 22 tür bilinmektedir. Bunlar:
Achillea ketenoglui Aethionema dumanii Astragalus physodes subsp. acikirensis Astragalus beypazaricus Astragalus demirizii Astragalus densifolius subsp. ayashensis Astragalus kochakii Astragalus trichostigma Astragalus yildirimlii Campanula damboltiana Campanula ekimiana Centaurea halophila Centaurea tchihatcheffii Cytisus acutangulus Isatis glauca subsp. galatica Muscari adili Salsola grandis Salvia aytachii Sideritis galatica Silene cserei subsp. aeoniopsis Verbascum gypsisola Verbascum heterobarbatum Ankara’dan isim alan bitkiler: Crocus anycrensis Jurinea ancyrensis Paracaryum ancyritanum Dianthus ancyrensis Verbascum ancyritanum http://www.agaclar.net/forum/showpos...53&postcount=1 Toplantıda konusu geçen ve Sn.Herbaryumun sözünü ettiği link. |
Alıntı:
Uzm. Selçuk BAŞARAN -projeler Tehlike Altında Bir Endemik Türün Centaurea tchihatcheffii Fisch. & Mey. (Compositae) Koruma Biyolojisi: Çimlenme Ekolojisi, Populasyon Yaşayabilme Analizi Ve Koruma Stratejileri http://www.zmmae.gov.tr/sayfalar.asp?id=17 |
Proje Yürütücüsü:Mecit VURAL
Proje Yardımcıları: Ayşegül YILDIRIM, M. Selçuk BAŞARAN Proje Özeti: Bu çalışma Ankara’nın güneyinde çok küçük bir alana sıkışmış endemik bir tür olan yanardöner (Centaurea tchihatcheffii Fisch& Mey.)‘in koruma biyolojisini ele almaktadır. Yanardöner, tek yıllık, gösterişli çiçeklere sahip, Compositae (Asteraceae) familyasına ait dar yayılışlı, nesli tehlike altında bir türdür. Yoğun tarım ve yapılaşma tehtidi altındaki bu bitkinin korunması için herhangi bir plan bulunmamaktadır. Süs bitkisi kabul edilebilecek, kesme çiçek ve kurutulmuş çiçek olarak kullanılabilen bu bitkiye çarpıcı mor-kırmızı renklerinden dolayı “Yanardöner” adı verilmiştir (Özel, 2002). Bir koruma planı hazırlamak, türün popülasyon biyolojisinin araştırılmasını gerektirmektedir. Bu amaçla türün doğal ortamında yapılan bu çalışmada, türün yaşam evreleri, bu evrelerdeki ölüm oranları ve sebepleri araştırılmıştır. Popülasyonun yoğunluğu ve yayıldığı alanın büyüklüğü tespit edilmiş, başka alanlarda yeni populasyonların oluşturulması çalışmaları yapılmıştır. Yaşam evresinin ilk aşaması olan tohum dönemi için verimli tohum oluşumu, tozlaştırıcıların buna etkisi, tohum dağılımını etkileyen faktörler araştırılmıştır. Türün, kendisini tehdit eden yangın ve herbisit uygulamalarına nasıl tepki verdiği laboratuvarda, kontrollü koşullar altında yapılan deneylerle ölçülmüştür. Türün topraktaki tohum rezervi ve bunun popülasyonun kendisini yenilemesindeki etkisini bulmak için topraktaki tohum yoğunluğu ve derinlikleri araştırılmıştır. Değişik sıcaklık, nem, derinlik koşullarının çimlenmeye etkisi laboratuvarda yapılan çalışmalarla ölçülmüştür. Tüm bu çalışmalardan çıkan sonuçlar ile popülasyon yaşayabilme analizi yapılmış, türün önümüzdeki belli bir sürede yok olma riski ve değişik koruma senaryolarının populasyon üzerindeki başarı potansiyeli değerlendirilmiştir. Yeni populasyonların oluşmasının başarı şansının ölçülebilmesi için iki yeni bölgeye yerleştirme çalışması yapılmıştır. Böylelikle gelecekte bitkinin nesli güvence altına alınarak bir koruma stratejisi uygulanmaya başlanmıştır. http://www.zmmae.gov.tr/sayfalar.asp?id=17 |
Bu gün Fen fakültesi bahçesindeki, Herbaryum eşliğinde yaptığımız minik dendrolojik gezimizin son durağı, fakültede ilk kez gittiğim Tabbak cafe idi.
Hoş ve ilginç kapısından (Kapıya benzeyen, ama aslında kapı işlevi görmese de olur cinsten bir kapıdan) geçip, güzel ve dik bir yolda, kuş sesleri içinde cafeye vasıl olduk. Sanki şehrin merkezinde değil de, bakir bir ormanın içinde, camekandan bir cafede gibiydik. Camlar sayesinde nefis panaromik görüntülerle ilk çaylarımızı içtik. Ben konuyu çoğunlukla geyiğe sardıracağımızı ve aslında buna benim de çok yatkın olduğumu bildiğimden, konuşmaları kayda almaya karar verdim. :p Az önce o kaydı gülümseyerek dinledim. Gerçekten konuşmalar birbirine karışmış olsa da, yapılan geyikler tadından yenmiyor olsa da aldığımız kararlarla gurur duydum. Kayıttan çözdüğüm kadarıyla Herbaryum'la aramızda geçen sohbet şöyleydi: "Üniversitelerde ya da yapılan kişisel çalışmalarda zaten sevgi çiçeğine dikkat çekilmiş durumda. Biyoteknik olarak yetiştirilmesi hususunda uzmanların elinde, ilgilenilen bir konu bu. Ağaçlar net grubu olarak sevgi çiçeği ile uğraşırsak, zaten çok uğraşılmış bir konuda, bizim çabamızın çok verimli olması ve ses getirmesi beklenemez. Benim teklifim yeni bir başka tür ya da türler seçip, bunun takibini yapmak. Yani Ankara endemiklerinden yeni bir tür seçelim ve onu tanımaya çalışalım. Bu yeni türleri topluma tanıtmak için önce kendimizin bilgilenmesi gerekiyor. Ankara'da olduğu tespit edilen 22 endemik bitkinin bir kısmı hakkında ben bile tam bilgiye sahip değilim. gösterişli ve güzel olan sevgi çiçeği ile ilgilenmek yerine -ki onun ilgilenenleri var üstelik- gösterişsiz de olsa, nadir bulunuşu, endemik oluşu ve baskı altında oluşlarıyla ilgili diğer türlerle ilgilenelim. Mesela bu türlerden Gevenler, dikenler... " (gruptan itiraz sesleri, gülüşmeler:) Bir soru: Peki bu sevgi çiçeğini evimizde saksımızda ya da bahçemizde yetiştiremez miyiz? Yetiştirsek nolur sanki? Sevgi çiçeğini evimizdeki saksılarımızda ya da bahçemizde yetiştirmek demek, o bitkiyi olumsuz şartlarda ekolojisi konusunda zorlamak demektir. Sevgi çiçeği bunu zaten bize kendisi anlatıyor, artık geniş bir alanda değil, çok dar bir alanda yaşıyor olması, bu çiçeğin ekolojik isteklerinin daraldığını gösteriyor. Ev ortamımızda bu çiçek belki bir yıllık bir misafirlik için uygun olabilir. Zaten kendisi bir yıllık bir çiçek. Geçen sene sevgi çiçeği konusunda, Özel Çevre Koruma Dairesi ile birlikte bir çalışma yaptık. Bize bir alan tahsis ettiler, öğrencilerimizle gittik, tohumları ektik ama hiç birini çıkartamadık, kendi doğal alanında elimizle ektiğimiz halde... Çünkü tohumlar için belli bir toprak derinliği gerekiyor, kışın soğuğunu yaşamaları, dormansi dönemini geçirmeleri gerekiyor. Bunlar doğada zaten olan şeyler ama, bunu tam olarak anlayabilmek için bu konuda yıllarca üzerinde çalışmak gerekiyor. Zaten bu bitki üzerinde çok çalışmalar yapılıyor şu anda. İsteyen dediğim gibi kişisel çabalarıyla şu an istediğini deneyebilir sevgi çiçeği konusunda, buna bir sözüm yok ama, doğrusu asıl yapmamız gereken sessiz, sedasız, ilgi isteyen diğer endemiklerle ilgili çalışmalara başlamamızdır. Ben bu konuda bir takvim çıkartırım. Diğer endemiklerin bulunduğu alanlar, hangi mevsimde çiçek açtıklarına vs. dair bilgiler konusunda bilgilendiririm. Bu grup ve diğer katılımcılarla o alana gider, hem açık hava toplantısı yapmış oluruz, hem de o endemiklerin fotoğraflarını çeker araştırmalarımızı sürdürürüz. Bu konuda elimden gelen her türlü yardımı yaparım. Mayıs ayının ikinci yarısında Beypazarı, Haymana tarafına gidebiliriz hep birlikte. Haymana'daki endemik olmadığı halde çoğumuzun görmediği, özel koruma altındaki şakayıkları görmeye gidebiliriz mesela. Ya da uygun mevsiminde endemik Astragalusları görmeye gidebiliriz. Bu konudaki bilgileri size forumdan aktaracağım." Çook güzel bir günde, çoğumuz yeni tanıştığımız halde kaynaşıverdiğimiz toplantımızda, hepimizin hem fikir olduğu konu, Sevgi çiçeği (Yanar döner çiçeği) ya da Ankara çiğdemi dışında, diğer endemik olan ve ilgimizi bekleyen türlerle de ilgilenmek, doğada tükenmemeleri için dikkatleri çekmek, araştırmalarla onların nasıl korunacağına dair bilgiye ulaşmaktı. Umarım bu konuda uygun zamanlarda bir araya gelir ve anlamlı bir çalışma yapabiliriz :) Katıldığımız için hepimize teşekkür ediyorum:p |
Birbirimize derdimizi anlatabilmemiz ve ortak bir sonuçta buluşabilmemiz çok olumluydu. Zaten bundan daha doğal ne olabilirdi? Hepimizin bu siteye giriş amacımız doğaya olan saygı ve inancımız değil miydi?
Yöremize ait endemik bitkilerle ilgili yapılacak ortak bir çalışmada üstüme düşeni yapmaktan mutluluk duyacağım. k0900 sevgi çiçeği tohumları, Denizakvaryumu Kartozu mum için teşekkür ederim:) Not: Lacunosa'yı tutturmayı beceremezsem, tutturanın elinden birini alırım şimdiden söyleyeyim:rolleyes: Bu sohbetin devamı da var, di mi Müjgan. Bu biraz papa hikayesini anımsattı bana da:) |
Alıntı:
|
Alıntı:
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Neyse, ben yine papayı anlatcam sana, bekle hele:D
|
Hepinize ayrı ayrı teşekkürler arkadaşlar.
Herne kadar Tokat Kebabı ve yaprak sarması sözümü tutamasam da, benim için çok güzel bir gündü:) Sn. Nevsune Hanım, Sn. Denizakvaryumu ve Sn. Feriha Hanım getirdiğiniz bitkilerle tohumlar için size ayrıca birer teşekkür daha. Sn. Nevsune Hanım; Not: Lacunosa'yı tutturmayı beceremezsem, tutturanın elinden birini alırım şimdiden söyleyeyim Demişsiniz, benim aldığım iki parça Lacunosa'dan 5 çelik çıktı, kızımla beraber sihirli toprak+torf karışımı ile buluşturduk. Allah'ın izniyle firesiz tutturacağım gibime geliyor:) muhakkak birisi size düşer merak etmeyin:) Toplantıda konuşulan konular hakkında zaten gerekli açıklamalar yapılmış. Benim katabileceğim bir şey kalmamış, Herbaryum Hocamdan görev dağılımı bekliyeceğiz artık, bana büyük ihtimalle hangi balık ne tür olta ile nasıl yakalanır? gibi konular düşeceğini tahmin ediyorum:) Sizlerin yanında bitkiler konusunda hiç bir şey bilmediğim perçinlendi. Forumun biryerlerinde kendim hakkında yazarken, foruma katabileceğim bir şeyler olabileceğini düşünemediğimi belirtmiştim zaten, ama sayenizde çok şey öğreniyorum. Eğer farklı bir şeyler öğrenecekte olursam, hiç merak etmeyin susturmaya çalışsanız bile susturamazsınız:) Bu arada çay paraları ne ara ödendi? Hiç farkında olmamışım, özür diliyorum, bir dahaki sefere telafi ederim inşallah. Özetle; çok keyf aldım, çok güzel bir gündü, tekrarları da nasip olur umarım:) |
Çay paralarını k0900 ödemiş sağolsun, hiç birimiz farketmedik. Bir dahakine telafi ederiz.
|
Bu arada;
Lacunosa çeliklerinin toprakla buluşturulduğunu zaten söylemiştim, Bodur lalede yeni saksıya alındı, Adenum tohumları artık yarın sabaha kaldı. önce onun çimlendirilmesi konusunu forumdan araştırmam gerektiği için:) Tekrar teşekkürler, selamlar saygılar. |
Alıntı:
Yine belirtiyorum çok güzel oldu, hepinizle tanıştığım için ayrı ayrı memnun oldum. Tekrar tekrar görüşmek dileğiyle. |
Alıntı:
Çok azımız dışında hiç birimizin bitkiler konusunda uzmanlığı yok. Her birimiz sizin gibi başladık ve forumda kaldıkça, ilgilendikçe, bilgilendik. :) Şimdi böyle dediğinize bakmayın, kendinizi yakında veritabanına giriş yaparken bulursanız şaşırmayın :) |
Arkadaşlar bu güzel gün için ben de teşekkür ediyorum.
Toplantıda Sayın Hassoman, Endemik tür ile Korunması gerekli ya da koruma altına alınmış türler kavramları arasındaki ayrıma dikkat çekmişti. Bu Forumda, bu konunun işlendiği bir bölüm ya da başlık var mı bilmiyorum. Hassoman'ın açıklamasından sonra bu konuda epey bilgi eksiğim olduğunu farkettim. Sanıyorum bu konuda diğer arkadaşların da kafalarında soru işaretleri uçuşuyordu. Bu konuda teknik ve hukuk açısından durum nedir. Bilenler yardımcı olursa bu eksiğimi tamalamak isterim. |
Alıntı:
Yücel bey ben de farkına vardım, o konuda kavram karmaşası var gibiydi. Özellikle Hassoman'ın açıklamasından sonra kafanızın karıştığını gördüm. Ama burada konuyu açmanız isabetli oldu. Orada bunu açıklayabilmek biraz güç olacaktı kalabalığın dikkat dağınıklığı nedeniyle... http://tr.wikipedia.org den alıntıladığıma göre: Endemik, alanları belirli bir ülke veya bölgeye ait, yerel, ender ve çok ender bulunan türler. Latince endemos (indigenous) kelimesinden gelir ve “yerli” anlamında kullanılır. Endemik alan; bir ada, bir yarımada veya bir dağ olabileceği gibi birkaç metrekarelik alanlar da olabilir. Türkiye endemik bitkiler açısından dünyanın önemli ülkelerinden birisidir. Yurdumuzun siyasi hudutları içerisinde doğal olarak yetiştiği halde başka hiçbir yerde yetişmeyen, diğer bir deyişle dünyada yalnız ülkemizde yetişen bitkiler Türkiye endemikleri olarak adlandırılır. Yurdumuz endemiklerinin sayısı 3000 dolaylarında olup endemizm oranı %33 civarındadır.(Davis, 1965-1988). Ülkemizde endemik tür sayısı diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında ülkemizin bu zenginliği daha iyi anlaşılır. Avrupa ülkeleri arasında en çok türe sahip olan ülke Yunanistan olup 800 civarındadır. Aynı şekilde endemik türlerce zengin İspanya ve Sırbistan’da ise bu sayı 400-500 arasındadır. Türkiye'de ki endemik türlerin en önemlilerinden birkaçı;
Bunun yanında Türkiye'de Konzervatif endemikler yanında, yeni gelişmekte olan progresif endemikler de bulunmaktadır. Bu bakımdan hem çeşitli familyalara ait hem de endemikler yönündende çok zengindir. Türkiye’de yetişen endemik türler doğada, aşırı otlatma, yangın, bilinçsiz kesim, söküm, ıslah çalışmaları, yapılaşma, şehirleşme ve herbisit kullanımı gibi çeşitli tehlikelerle karşı karşıyadır. Bu olumsuz faktörler kimi zaman bitkinin yok olmasına ve bir anlamda yer yüzünde ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Bu olumsuz faktörler zamanla bitkilerin durumlarını tespit etme ve gerekli önlemleri alma ihtiyacını doğurmuştur. Bu ihtiyaca yardımcı olmak amacı ile “Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği(IUCN)” kurulmuştur. Bu kuruluş yapığı çalışmalarla bitkiler için tehlike sınıflarını belirlemiş ve kritik durumdaki bitkileri buna göre değerlendirerek Kırmızı Bülten denilen “Red Data Book ” isimli eseri ortaya çıkarmışlardır. Bu çalışmalardan sonra aynı kategoriler esas alınarak “ Türkiye’nin Nadir ve Endemik Bitkileri ” adlı bir kırmızı bülten hazırlanmıştır. Bizim ilgilendiklerimiz endemik olsalar da, aynı zamanda doğada kritik derecede tükenmeye yaklaşmış olanlardı. Endemik olduğu halde nesli tükenmemiş ya da kritik bir durum arzetmeyenleri de var ve biz onları tanıyalım ve tanıtalım istiyoruz. Yani endemik olması tükenmeye yakın olduğunu göstermiyor. :) |
Alıntı:
Kendimce şöyle bir sıralama yaptım. (Haliyle bilimsellikle ilgisi yoktur:) - Endemik olup da tükenme riski içinde olmayan bitkiler var. - Endemik olup da tükenme riski içinde olan bitkiler var - Endemik olmayıp da tükenme riski içinde bitkiler var... Ama, elbette endemik bitkileri her an tükenme riski içinde olacaklarmış gibi düşünmekte yarar var. Benim anladığım Ankara Grubu olarak Ankara endemik bitkilerinden risk taşıyanlara öncelik verilmesiydi... |
Ankara grubu olarak;
Endemik, yok olmak üzere olan ve gösterişli-güzel olanlara öncelik verilmesi tarafıyım. Gösterişli ve güzel olmayanlar tükenseler de ben yokum :D (tıbbi bitkiler hariç) |
Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabından...
EX - EXTINCT (Tükenmiş) Şayet son ferdinin öldüğü konusunda hiçbir şüphe yoksa bu takson EX kategorisindedir. Türkiye Florası'nda ülkemizde yetiştiğinden sözedilen ancak bazı meslekdaşlarımızın özellikle aramalarına sağmen bulunamamış bazı taksonlar bu kategoriye konmuşlardır. Gelecekte bu bitkilerin yeniden bulunması durumunda yapılacak yayınlar, kitabı hazırlayanlar tarafından sevinç, teşekkür ve ümit ile beklenmektedir. EW - EXTINCT IN THE WILD (Doğada tükenmiş) Takson bulunabileceği ortamlarda ve yılın farklı zamanlarında yapılan ayrıntılı araştırmalarda bulunamamış, yani doğada kaybolmuş ve yalnız kültüre alınmış bir şekilde yaşamaya devam ediyorsa bu gruba konur. CR - CRITICALLY ENDANGERED (Çok Tehlikede) Bir takson çok yakın bir gelecekte yok olma riski altında ise bu gruba konur. Yapılan floristik çalışmalarda, gelecekte populasyonları zarar görebileceği düşünülen bitki taksonları bu kategoriye konmuştur. EN - ENDANGERED (Tehlikede) Bir takson oldukça yüksek bir risk altında ve yakın gelecekte yok olma tehlikesi altında, ancak henüz CR grubunda değilse, EN grubuna konur. VU - VULNERABLE (Zarar görebilir) CR ve EN gruplarına konamamakla birlikte, doğada orta vadeli gelecekte yüksek tehdit altında olan taksonlar bu gruba konur. Ülkemizde orta vadede tehdit altında olabileceği düşünülen ve birden fazla lokaliteden bilinenler, şimdilik durumlarında tehlike olmayan bazı türler, gelecekte korunmalarının sağlanması için, bu kategoriye konmuşlardır. LR - LOWER RISK (Az tehdit altında) Yukarıdaki gruplardan herhangi birine konamayan, onlara göre populasyonları daha iyi bitkiler bu kategoriye konur. Populasyonları oldukça iyi ve en az 5 lokaliteden bilinenler bu kategoriye konmuştur. Gelecekteki durumlarına göre tehdit açısından sıralanabilecek 3 alt kategorisi vardır: a-(cd) -CONSERVATION DEPENDENT (Koruma önlemi gerektiren) 5 yıl içinde yukarıdaki kategorilerden birine girebilecek taksonlar. Hem tür, hem de habitat açısından özel bir koruma statüsü gerektirenler. b-(nt) - NEAR THREATENED (Tehdit altına girebilir) Bir evvelki gruba konamayan ancak VU kategorisine konmaya yakın adaylar. c-(lc) LEAST CONCERN ( En az endişe verici) Herhangi bir koruma gerektirmeyen ve tehdit altında olmayanlar. DD - DATA DEFICIENT (Veri yetersiz) Bir taksonun dağılım ve bolluğu hakkındaki bilgi yetersiz ise, takson bu gruba konur. Bu kategorideki bir taksonun biyolojisi çok iyi bilinse bile, onun yayılış ve bolluğu hakkındaki bilgiler eksiktir. Bu nedenle bir taksonun DD kategorisine konması, onun tehdit altında olmasından çok, hakkında daha fazla bilgi toplanması gerekliliğini belirtir. Bilgiler elde edilince takson, durumuna uygun başka bir kategoriye konulmalıdır. NE - NOT EVALUETED (Değerlendirilemeyen) Yukarıdaki herhangi bir kriter ile değerlendirilemeyenler. |
Müjgan Hanım, çok teşekkür ederim.
Açıklamalar benim için faydalı oldu. Bu işin bir de hukukî tarafı var sanıyorum. Umarım o konuda da bilgileniriz. :) Ülkemizde, endemik olan ya da olmayan bitkiler açısından böyle bir sınıfalandırma yapılmış mıdır? Yapılmışsa, bu bilgiye kolayca ulaşabilir miyiz? |
Alıntı:
|
Merhaba,
Toplantı için fikir veren denizakvaryumu ile toplantıyı düzenleyen ve evsahipliğini yapan herbaryuma teşekkürler. Kıymetli tohumlar için k0900 ve feriha'ya, çelikler için denizakvaryumu'na teşekkürler. Umarım ben de onları tutturup, dağıtma şansı yakalarım.:rolleyes: Toplantı bittiğine göre başka bir başlık altında görüşmeler devam etse daha uygun olmaz mı? |
http://www.agaclar.net/forum/showthr...=hoya+lacunosa
Arkadaşlar, özellikle hoya lacunosa köklendirmesi konusundaki çalışmalarınızı bu başlık altında anlatılması herkes için yararlı olur. |
Toplantıda herbaryum'a yakın noktada bulunmanın avantajını kullanarak yapılacakları şöyle anladım:
1) Ankara'nın endemiği olan 22 bitkinin tanıtımı için çalışılacak. 2) Bu bitkilerden biri seçilerek ağırlıklı olarak o bitkinin tanıtımı, çoğaltılması yönünde çalışılacak. Bitki önerisi herbaryum tarafından yapılacak. 3) Mayıs ayı içinde, herbaryum'un eşliğinde muhtemelen Beypazarı bölgesindeki bitki alanlarına gezi düzenlenecek. |
1 Eklenti(ler)
Alıntı:
Muscari adilii Eklenti 70072 |
Agaclar.net forumunu kullanan, yıllardır doğa sevgisiyle yaşayan ve çevreye duyarlılık gösteren ve o gün aramızda olan güzel dostlarımızın esprili yaklaşımını anlıyorum. Güzel olanı herkes sever. :) Ama duyarlılığımızı birazcık daha arttırarak "daha az güzel" olan diğer endemikleri de tanıyıp, tanıtarak; koruyup, kollayarak Türkiye'de bir anlamda bir zincir reaksiyon oluşturmak mümkün.:)
Bütün illerde o bölgede olan endemikleri halka tanıtan, ve koruyan gruplar oluşsa ve kaybolmaya yüz tutanlarını, yabancı ülkelerde üretip korumaya çalışan, ya da çalan insanlara fırsat verilmese iyi olmaz mı?. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
1 Eklenti(ler)
Bence güzelliğyle öne çıkan bir aday daha var. :rolleyes:
Campanula damboltiana Eklenti 70215 Fotoğraf daha önce Endemik bitkiler ve sevgiçeği başlıklı yazısını paylaştığımız Prof. Dr. Mecit Vural'a ait. Kimbilir ne koşullarda çalışıp bu bitkilere ilişkin bilgi ve fotoğraf sağlayan Prof. Dr. Mecit Vural ve diğer bilim adamlarına saygı ve şükran duymamak mümkün değil. |
Sevgili Sabah, o fotoğrafı http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=4859 Verdiliğim linkede ekler misiniz? Burada o bitki işlenmişti ama fotoğrafı yoktu. Arşivimizde fotoğrafınında olması çok faydalı olur, sizcede öyle değil mi?
|
1 Eklenti(ler)
Bir güzel çiçekli Ankara endemiği daha. :rolleyes:
Aethionema dumanii Eklenti 70619 Fotoğraf Prof. Dr. Mecit Vural'a ait. |
1 Eklenti(ler)
|
Kırsal Çevre grubumdan aldığım mail:
"Derneğimiz Yönetim Kurulu Üyelerinden Sayın Hasan Torlak'ın Bilim ve Gelecek Dergisinin Nisan 2009 sayısında çıkan "Anadolu'nun Endemik Bitkileri" konulu makalesi "word" dosyası olarak ekte sunulmuştur." Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Dosyaya aşağıdaki adresten ulaşabilisiniz. http://www.4shared.com/file/97119687...bitkileri.html |
Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 07:46. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025