![]() |
Simdi cok net acikladiniz. Sizin savundugunuz sekliyle fermentasyon yonteminin uzun vadeli ekimler icin elverisli olmadigini da soylemis oldunuz. Uzun vadeli kullanim icin (yani 2015'teki ekim icin) jel tabakasini domates tohumu ustunde birakacak sekilde tohumu meyveden cikarip kuruttugunuzu soyluyorsunuz.
Tohumu sakladiginiz ortam karanliksa ve nem orani mumkun oldugunca dusukse, jel tabakasinin cimlenme engelleyici ozelligi neden onemli oluyor? Dis etkenlerden neyi kastediyorsunuz? Alıntı:
|
Burda sadece karanlık ve nem baz alınmamalı. Bu jel tabaka bir nevi izolasyon görevi yapıyor, asıl tohumu hem sıcaklık değişimlerinden hemde havadan (havada dolaşan onlarca bakteri çeşidi de mevcut, polen, toz ve küf bakterilerine alerjisi olan biri olarak söylüyorum) bile koruyor, buna başka etkenler de eklenebilir şu anki yorgunluk ve uykusuzlukla bu kadarı aklıma geliyor. Oysa biz bu tabakayı arındırmış olduğumuzda tohum çıplak kalıyor ve insanoğlu ne yaparsa yapsın domates tohumunu kendi jel tabakası kadar mükemmel koruyamaz diye düşünüyorum.
|
1 Eklenti(ler)
Alıntı:
|
Ortam sicakligina bagli olarak tabakanin olusma suresi degisecektir. Bir de, mumkun oldugu kadar sivinin yuzey alanini azaltmanizda fayda var. Genis capli degil de daha ince ve uzun bir kapta denemenizi tavsiye ederim.
Kabin bulundugu ortamin sicakliginin genel olarak 22-27 C araliginda olmasi tavsiye ediliyor. Eger ortam sicakligi, 27 C'ye yakinsa, fermentasyon sureci 2-3 gun icinde tamamlanacaktir. Her durumda, deneyimli tohum ureticileri tohumlarin, sivinin icinde 4 gunden fazla tutulmamasini tavsiye ediyor. Aksi durum, cimlenme oranlarina olumsuz etki edebilir. Alıntı:
|
Alıntı:
Fermentasyonu bugün sonlandırıcaktım aslında. Tam 27 C şu anda. Yarını bekliyeyim bu durumda. |
Alıntı:
Paylaşımlarınız için hepinize teşekkürler. Benim bahçemde yukarıda bahsettiğiniz üzere öbek öbek domatesler çıktı. Geçen yıl diktiğim domatesler tarım marketten aldığım Alsancak f1 ve semt pazarından aldığım sırık ve oturak çeriler aralık ayına kadar sebze verdiler. Hatta geçen yılki domateslerden 2-3 kök dipten bir dal budayarak bıraktım ve bu senede sebze vermeye devam ediyorlar. Bu kendi başlarına çıkan domates fidelerinden damlamanın deliklerine uygun gelecek şekilde olanları 1 fide bırakarak diğerlerini ayırdım. İlk başlarda şüpheliydim verim konusunda. Fakat şu an hepsi son derece verimli bir şekilde sebze tuttular. Özellikle tarımcıdan aldığım Alsancak varyetesinin hibrit olduğu kesin. Sizce hibritten üreyen bu domateslerde verimin yüksek olmasının sebebi nedir? Gelecek yıl için bu domateslerden tohum ayırmak gibi bir düşüncem var. Sizce ayırmalı mıyım? Saygılar. |
Yuksek verimli olmasi normal cunku zaten yuksek verim icin hibritlenmistir. Tohum alip ekebilirsiniz ama o tohumlardan elde ettiginiz bitkiler paketten cikan tohumlardan elde ettiginiz sonuclari vermeyecek. Bazi meyveler tat, sekil, renk gibi ozellikleri bakimindan benzer sonuclar verebilir ama aslina %100 uygun sonuc elde edemezsiniz (bitkilerin genel ozelliklerinde de farkliliklar olur). Bunun yaninda, begendiginiz ozelliklere sahip meyvelerden, sonucta elde etmek istediginiz bitki ozelliklerini de goz onunde bulundurarak, tohum alip nesiller boyu yetistirerek cesit islahi yapabilirsiniz.
Alıntı:
|
Organic Gardening saving tomato seeds (Domates tohumlarının saklanması)
|
Son mesajın üzerinden epey zaman geçmiş, hortlatmış olacağım ama merak ettiğim bir konu var. Tohumu alınacak domates mutlaka son demine kadar olgunlaştırılmalı mıdır? Yoksa herhangi bir yerden satın alacağımız domatesten hoşumuza giden birini de tohumluk olarak fermente edebilir miyiz? Aydınlatırsanız çok memnun olurum. İyi forumlar.
|
Alıntı:
Alıntı:
|
Olgunlastirilirsa iyi olur cunku son evrede sularini iyice olusturmus olacak ki daha cok meyve suyu olursa sonuc daha iyi olur.
Eger cok beklenmedik, bitkiyi sokmenizi gerektirecek bir durum soz konusuysa, bitki aniden olduyse ya da biryere gidecek olup bir an once tohum hasadi yapmak istiyorsaniz; meyve eger olgunlasma evresine girdiginin isaretlerini veriyorsa yani ornegin kirmizi renge donecegini bildiginiz bir meyvenin omuzlari kizarmaya, renk kirmiziyi donmeye basladiysa da hasat yapip ayni yontemi kullanabilirsiniz. Bu evrede de bircok olgun tohum elde edebilirsiniz. Aklinizda bulunsun; bazen manavlarda da (genelde eski nesil, iyi esnaf) geleneksel domatesler satiliyor. Bunlar icin olsun hibrit domatesler icin olsun, ayni yontemle tohum hasadi yapabilirsiniz. Eger domates hibritse, sonraki mevsimde ektiginizde surprizlere hazirlikli olun :) Alıntı:
|
Mükemmel, o zaman beğendiğim yerlerde bulunan domatesleri toplamaya başlayacağım. Bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim.
|
Geçen yıl uygun olan tüm sebzelerde bu yöntemi uygulamıştım; sonuçta tertemiz, birbirinden kolay ayrılan tohumlar elde ettim.
Bu yıl ise domates tohumlarını tam üç gün kabında bekletip güzelce bağlanmış olan tabakayı kaldırdık ancak tohum etrafındaki jel tabaka en azından görebildiğim kadarıyla olduğu gibi duruyordu; tohumların pek çoğu, bu tabakaya yapışan hava kabarcıkları nedeniyle olsa gerek su içinde yüzme eğilimindeydi, dibe batmaları için biraz karıştırmak, uğraşmak gerekti, birbirlerinden ayrılmaları da çok zor... Buna neden olan şey son birkaç günün sıcakları (afrika'dan yurda giren) olabilir mi diye düşündük. Emin değiliz. Az evvel dereceye baktım 30 C. İşlem aynı, sıcaklık dışında her şey aynı ancak sonuç farklı oldu. İlk posta tohumları içimiz rahat etsin diye döktük, bugün yeniden yeni tohumlarla aynı işleme başladık... 28 C üzerinde bu işlemin uygun olmadığı yukarıda da yazıyor, yine de jel tabakanın kalışının sıcaklarla bağlantısı olup olmadığını merak ettiğimden işlemi tekrarlıyorum. Sıcak hava dalgası geçtiğinde eskiye dönecek mi göreceğiz. Bu arada sıcaklarda devam ettiğim bu işlemden elde ettiğim tohumları paylaşım etkinliğinde kullanmayacağımı da yazmış olayım :) |
Ben islemi pervaneli (sirkulasyon ve isinan havayi dagitmasi icin surekli acik) bir odada yapiyorum. Oda sicakligi su anda 25C, bu sicaklik kisin 20-21 dereceye kadar dusuyor. Bu kosullarda, en ideal fermantasyon suresi 2 gun ve alti. Bunun ustundeki surelerde, sivi ustundeki tabaka iyice kalinlasip karariyor. Bu da tohumlarin kararmasina ve muhtemelen yuzeye yakin tohumlarin cimlenme yuzdelerinin dusmesine neden oluyor.
Gectigimiz kis, bircok cesit icin tohum hasadindan sonra, sureyi iyice dusurmeye karar verdim. Bir de sivi yuzeyinde elle tutulunca kaldirilabilecek kadar kalin bir tabaka olusmasini beklemek sart degil. 1.5 gun kadar kisa bir surede, yuzey donuklasmaya basladiktan sonra da oldukca iyi sonuclar alinabiliyor. Bir dahaki hasatta sureyi azaltmaya calisacagim. |
Cok keyifli bir tartismaydi, sonuna kadar okudum. Ben de mayalama yolu ile tohum elde ediyorum, gayet yuksek de cimlenme orani elde ediyorum. Defalarca sakladigim tohumlarin ucuncu seneye kadar gayet yuksek oranda cimlendiklerini musahade ettim. Bu yontem domatesin dogal yasam dongusune en yakin yontemdir. Uzerindeki zar eritilerek tohumlar cimlenmeye hazir hale getirilir. Tohumun uzerindeki zar ve icerdigi hormonlarin, tohumun meyvenin icindeyken cimlenmesini engellemekten baska bir islevi yoktur. Tohumun turune gore uzerine centik atmak, onceden islatmak veya deniz kumunda dolapta saklamak gibi yontemlerle ayni sonuc elde edilir. Tohum uretiminde ne hijenin, ne bakterilerden arindirmanin bir faydasi olmayacaktir. Biz kimiz ki tohumu bakterilerden koruyalim :) onlar bu dunyanin gercek hakimleri. Ben yillardir once tohumlari mayalamak suretiyle meyvenin artik dokularindan arindiririm, daha sonra suda durulayip kagit uzerinde kurumaya birakirim. Daha sonra da tohumlari kagit bir zarfin icine on onbes kadar pirincle birlikte koyar oda sicakliginda havadar ve karanlik bir yerde saklarim. Ucuncu seneyi gecen tohumlarimi da icim yana yana atarim.
|
2010 yılında bahçemde yetiştirdiğim cherry domateslerden aldığım tohumları bu sene tekrar kullandım ve beni de şaşırtacak şekilde neredeyse yüzde doksanı çimlendiler.
Tohum alma işlemini büyüklerimden gördüğüm şekilde yapıyorum ve bu zamana kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadım. İyice olgunlaşmış domates tohumlarını bir su bardağına aldıktan sonra bir süzgeç yardımı ile bir iki kez yıkıyorum ve önceden üzerine tarih, çeşit yazılmış kağıt havlu (büyüklerim pamuklu bez kullanıyorlardı) parçasının üzerine tek kat olacak şekilde parmağım ile yayıyorum. Bu şekilde bir hafta kadar yarı güneşli bir yerde kurutuyor, daha sonra aynı kağıda sararak bir kavanozda saklıyorum. Avantajı şu ki tohumlar kağıda yapıştığı için kurutma esnasında rüzgârla dağılmıyorlar. Çimlendirme zamanı gelince avantaj bu sefer dezavantaja dönüşüyor, yapışmış tohumları tek, tek koparmak gerekiyor. Bana 50, 60 adet fide yettiği için üşenmek bir yana en iri ve sağlıklı tohumları seçerken büyük keyif alıyorum. |
Ben tohumları fermente etmediğim için hastalık taşıma riski olduklarını fark ettim. Sayın MeyveliTepe sirkeli suda beklettiğini yazmış, bunu açarsa çok memnun olurum. Üstelik bu sene güzelim Manda Yüreği cinsi domateslerimi Mastercop kullanmama rağmen mildiyö mahvetti hepsini.
|
Sayenizde sürekli yeni bilgiler öğreniyorum. 2.5 milyon gigabyte depolama kapasiteme biraz daha veri girişi sağladığınız için teşekkür ederim. ;)
İzmir/Menemen'in Telekler köyünde ikamet eden teyzemin yetiştirdiği arı(Mortgage Lifter türü olsa gerek) domateslerden edinip, yöntemi deneyeceğim. @birnefestoprak @MeyveliTepe Teşekkürler... |
Alıntı:
En doğalından ve en basit yöntem olmuş bence de. Annem çocukken istanbul bu kadar taş yığını olmadan bahçelerinde birçok sebze ve meyve yetiştirirlermiş. Her üründen tohumluk bırakıp sonra kurutup sakladıklarını biliyordu ama tam olarak ne zaman ve aradaki detayları hatırlamıyordu. Hatta yaz aylarında köye tatile gittiğinde anneannesinin bütün sebzelerin vs. en büyüğünden her ocaktan birer tane ayırıp tohumluk işareti koyup koparmayın dediğini ancak toplayıp,saklama işlemine kadar kalmadıkları için yine bilmiyordu. Sizin konuyu okuyunca aradığım yöntemin bilmediğimiz tarafları dolmuş oldu. Paylaşım için teşekkür ederim. Bizim ülkemizde bir bilgi saklama durumu var. tabi bu başka ülkelerden gelen en düşük düzeydeki adama bile ülkedeki en önemli adam gibi davranıp herşeyin en ince ayrıntısına kadar anlatıp ülkeye ise tam tersini yapmak da ayrica var. Bir de doģruyu bildiği halde en basit,doğal ve ucuz yolla elde edilen yöntemleri,bilgileri çok sıkı şekilde çalışarak,uğraşarak tahrip edip yok etmeye çalışan ve beceren insanlar da bol. Hala da devam ediyor sadece bu konuda değil her konuda ülkede acayip bir propaganda, sinsi sinsi asimile etme çalışmaları yapılıyor. O yüzden böyle cennet bir vatana sahip olsakta tam anlamıyla yararlanamıyoruz. Herkesi duymamayı, kulak tıkamayı öğrenmek gerek. Birşey araştirinca yabanci dilim olmasa da otomatik ceviri vs. yabanci kaynaklara bakarim bizden alip bize unutturduklari içimize gizlenen bizden olmayanlar sayesinde kendilerinde olmayan kültürlerini , bizim kendini bilmezlerden öğrenip acik acik birbirleriyle paylaşıp kendilerinde olmayan kültürleri , aile kavramını, birlik ve beraberliği , doğruyu görebilmeyi yaratma derdindeler ve bayağı da başarılı olmuşlar. Bunun dışında hayvancılık vs. diye yaptığım yabancı kaynaklı araştırmalarda bütün avrupa ülkeleri ve amerika da bulunan aile çiftliklerinde en az 4 çocuk olmakla birlikte geneli 5 ve 7 çocuk yapıp bize yok ettirdikleri eski köy yaşamı şeklinde küçük büyük bütün çocukları da iş potansiyeline katıp doğru bilgiyi yaşayarak öğrenmelerini sağlıyorlar. Bu dediğim çiftliklerin birkaç tane olduğunu zannetmeyin kaç senedir çeşitli araştırma yapıyorum sayamayacağım kadar oldular. Hatta her baktığım 10 çiftlikten ikisi bile 4 çocuk altına düşmüyor. Herşeyi de çiftlikte yapıyorlar. Bizim akıllı büyüklerimizde bu tuzaklara düşüp her anlamda güzelim kültürü yok ettiler ahlak çöküntüsü vs. bizde bulunmayan batının bütün saçmalıklarını alıp , yüzlerine gülüp dost gibi davranıp sirtlarından bıçaklayanlara katlettirdiler. bizde bulmak için uğraşıp duruyoruz. İnsanın her yeniye nasıl denemeden karşı çıkması yanlışsa her önüne konan şeyi de doğru mu yanlış mı demeden alıp doğruyu da bu kadar çabuk unutması çok yanlıs. Doğruyu ve doğalı bu kadar çabuk nasıl unutmuşlar? Nasıl o güzel,eski ve doğal yaşam şekillerini bize aktarmamışlar düşündükçe sinir oluyorum. İşte bu gibi durumlardan dolayı en ünlü geleneksel lezzetlerimiz vs. rumlar,ermeniler bizim diye patentletmiş haldeler. Bu alanlardakiler ne yapıyorlar anlamak mümkün değil. Son olarak siz bu kuruttuğunuz tohumları ne zaman toprakla buluşturuyorsunuz? |
Fermentasyon olayına daha doğrusu mayalanma olayına değinmeyi unutmuşum.
Tdk nın mayalanma diye kabul etmesi bence de doğru bir tabirdir. Yoğurt nasıl elde edilir? En basit cevap sütü mayalarız yoğurt olur. Sütü neyle mayalarız da yoğurt olur? Mayayla Maya dediğin nedir? Daha önceki yoğurttan mayalarız İlk yoğurt neyle mayalandı? Hımm bilmiyorum İlk yoğurt şuanki teknolojiyle kurutulmuş bakterilerin sütle buluşturulmasıyla oluyor. Yani süte bakteri ekliyorsun. Eski çağlarda yapılan ve şuan unutulan bir yörük yöntemi ise hıdırellez yani ilkbaharin 5-6-7 mayista gün aydınlanmadan hemen önce tan yeri zamanında otlara,bitkilere düşen çiğ taneleri kasik ve tabaklarla toplanarak süt mayalanırdı. Bu yoğurdu tadanların böyle bir yoğurt biz yemedik dediklerini okudum size birkaç örnekle açıklamak istedim. Ama bu domatesten tohum almada yapılan işleme benzeyen ise kefir mayalamaktır. https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Kefir Kefir yine sütle mayalanan bir fermente yani mayalanma ürünüdür.Boza,turşu,yoğurt,kefir,tarhana vs. hepsinin temelinde bu vardır gıdaları bakterilerle buluşturma işlemi yani mayalanma işlemine tabi tutulurlar bazıları sıvı şekilde bazıları kuru şekilde muhafaza edilir. Üsteki linkten kefirin aktif olan tane yapısını görebilirsiniz. Kefir diğer ürünlere göre kendi canlı bakteridir. Bu bakterinin yani kefir tanelerinin aktif hali su içinde aktarlarda satildiği gibi fabrikasyon olarak sütle mayalanıp içilecek kefir olarakta satılırken Süleyman Demirel Üniversitesi Endanem cok kullanımlık ve tek kullanimlik kefir tanelerini kurutup dondurarak satilmak üzere paketlemiştir. Bu kurutulmuş kefir ve aktif hale gelmiş kefir taneleriyle alakalı araştırma yapıp video vs. izleyebilirsiniz Kurutulmuş halinin fotoğrafı yok , genelde aktifleşmiş dev gibi büyümüş kefir tanelerinin görseli mevcut nette. Kurutulmuş hali aktif haline göre çok küçükler ve toplu iğne başı kadarlar . bir pakette 0.5 gr var , ürünü kullananlar bilirler. Yani domateste yapılan kurutma işlemi değişik ürünlerde yaygın şekilde yapılıyor ve bu fermentasyon işlemi de bence ürünlerin bakteriyle buluşturulması yani mayalanması ve ya saklanması ya da başka bir ürün elde edilmesi yani tekrardan çoğaltma işlemi. Kefir taneleriyle nasıl süt mayalanıp (sütle canlı bakteri kefir taneleri buluşuyorsa )kefir çoğaltılıyorsa Domatesteki bakteri buluşması yani mayalanması ve ardından çoğaltılması için domateslerde 2-3 gun bir kavanozda kapağı açık şekilde ortamdaki bakterilerle mayalandırılıyor. Bunun sonucunda ise oluşan o tuhaf koku ve görüntüsü yani ekşimesi ve mayalanma süreci sonuna fermentasyon diyorlar.Mayalanmanın son bulma hali yani ben böyle düşünüyorum paylaşmak istedim . |
Alıntı:
|
Geçen hafta yani 7 mart 2018 semt pazarından aldığım iri domatesten salata yaparken, iri iri çekirdekleri olduğunu farkettim. Doğranmış salatadan seçtiğim bir çok tohumu jel tabakası ile birlikte perlitli kaseye koymuştum, Bugün itibariyle hepsi kök salmaya başlamışlar. Onları saksıya aldım. 1 haftada kesin sonuç. tohumu jel tabakasından ayırmanıza gerek yok. o tohumun besleme sıvısı. Tohum ondan besleniyor.
yaptığım deney ev içinde değildi, balkonda. Ama Antalya zaten sıcak. Başka şehirlerde olmaz sanırım. |
Domatesten tohum alırken, tohumun jel tabakasından ayrılmasının bir zorunluluk olduğunu söyleyen herhangi bir mesajım yok. Burda, tohum saklama yöntemlerinden birinin nasıl yapıldığını anlattım. Bu yöntemin, içerdiği fermentasyon işlemi sayesinde, çimlendirme sonrasında gelişecek fidelerin çeşitli hastalıklara karşı toleransını arttırdığı biliniyor. Olgunlaşan meyveleri toplamasanız, yere düşseler, onlar da yerde aynı şekilde bozunacaklar ve jel tabakanın erimesinden sonra şartların olgunlaşmasıyla (nem, baharla birlikte sıcaklıkların yükselmesi) tohumlar meyvenin düştüğü yerde de çimlenecek.
Siz, meyveden çıkardığınız tohumları doğrudan çimlendirmişsiniz. Sizin yaptığınız, herhangi bir depolama yöntemi içermiyor (tohumları kurutmamışsınız). Zaten çimlendirme ortamına aldıktan sonra da, jel tabakanın bozunmasının ardından tohum çimleniyor çünkü jel tabaka, tohumun çimlenmesine engel olan bir çimlenme inhibitörüdür. Alıntı:
|
Alıntı:
Fermantasyon yöntemiyle tıpkı doğadaki süreçte olduğu gibi tohumlar bu jelden kurtulur ancak tam da bu noktada kurutma işlemi gerçekleştiğinden uyanma gerçekleşmez ama uyanmaya hazır olan tohumlar kimi hastalıklardan da korunmuş olarak ve tertemiz bir şekilde depolanmaya uygun hale gelir. Uygun olan meyvelerde, sağlıklı, temiz ve çimlenmeye hazır tohumların depolanması için mükemmel bir yöntem. |
Kurutma konusundaki kritik eşiği hatırlattığınız iyi oldu. Meyveden çıkarılıp doğrudan gazete kağıdına serilen tohumlarda söz konusu olmayan beklenmedik çimlenmeyle fermentasyon yönteminde karşılaşmak mümkün.
Tohumlar fermentasyon işlemi sırasında meyve suyu içinde beklediğinden, kurutmaya alındıkları anda ıslak oldukları için bir an önce kurumalarını sağlayacak şartlar oluşturulmalıdır. Aksi durumda (1-2 saat kadar kısa sürede), ortam sıcaklığına da bağlı olarak hemen çimlenebilirler. Alıntı:
|
Merhaba. Domates tohumu almak amacı ile fermantasyon yöntemini denemek istedim bu yıl. 4 bardağa tohumları koydum, ama bir tanesinde oluşan beyaz tabakanın altında minik beyaz kurtçuklar gördüm. Tohumları yıkayıp temizledim.tohumlarin şeklinde ve renginde bir değişiklik yoktu o yüzden kuruttum. Acaba tohumlar bozulmuş mudur fikriniz var mı??
|
Acemi fermentasyonu
Alıntı:
Tam da tohumluklarımızı ayırmaya başladığımız bu günlerde bu alternatif yöntemle siteniz sayesinde tanıştım. Hemen dün uyguladım. Yalnız, tohumların bardak içindeki görüntüsü biraz şaşırttı (resmi aşağıda). Üstteki tabaka oldukça yoğun hatta katı, domatesin ince suyu ayrılarak aşağıda kaldı. Bir sorun teşkil eder mi? Acaba arasıra karıştırmalı mıyım? Aydınlatırsanız sevinirim. Teşekkürler. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Merhabalar,bu değerli bilgiler için çok teşekkür ederim Sayın birnefestoprak.
Benim forum ahalisine sorum domates tohumlarının yıkanması esnasında Sayın Meyvelitepe'nin de bahsetmiş olduğu sirke uygulamasını forumda yapan var mıdır? Sayın Meyvelitepe'nin linkini vermiş olduğu şu tezden edindiğim bilgileri uygulamak istiyorum. Anladığım kadarı ile fermantasyonu tamamlanmış tohumları asit derecesi %10 olan 30 ml üzüm sirkesi / 270 ml saf su çözeltisi içinde 12 saat bekleteceğim. Ardından 24 saat kahve filtresi kağıdı üzerinde kurutacağım. |
Fermentasyon sonrası sirke ile dezenfeksiyonu birkaç yıldır yapmaktayım, 1:10 doğal sirke ile, Çimlenme oranlarını olmamış olanlar ile karşılaştırmadım, ancak daha sağlıklı-temiz tohumlar olduğunu düşünüyorum.
|
Alıntı:
Bu işin bir yöntemi var mıdır? Çimlenme öncesinde yapabilir miyiz? Fermantasyonunu tamamladıktan ne kadar süre içinde sirke ile dezenfekte edebiliriz ? Ben ne yazık ki fermantasyon bittikten sonra iyice kurutup tohumları poşetlerine aldım. |
Sn azorka, Fermantasyon sonrası hemen uyguluyorum max bir kaç saat.
İlgili yayını inceledim, Kurutulmuş tohumlara 24 saat patojen bulaştırıp, kurutulup ,sonrasında 12 saat sirke uygulaması yapılmakta, sonra kurutulup artık nihai tohumun çimlenme gücü test edilmiş, Sirkenin patojen öldürme gücü %100, çimlenmeye negatif etkisi %5 tespit edilmiş. Ancak Tartışma kısmında bu 12 saat beklemekten dolayı çimlenme olabileceği ve hemen ekilmesi tavsiyesi var. Tohum alımında fermantasyon sonrası hemen uygulanabilir, ya da ekim öncesi de uygulanıp temiz tohumlar çimlendirilebilir. Ya da kurutulmuş tohumlara da uygulayıp, devamında tekrar kurutulur. birinci ve ikinci yöntemin daha uygun olduğunu düşünüyorum. üçüncüsü yazarın testi için zaten gerekli. Bekletilme süresi için ise çimlenme oluşumunu zorlamamak Sıcak su ve NaOCl için de o tohumların o yıl kullanılmasını belirtmişler, ömürlerini kısalttığı için. Sirke nin ömüre negatif etkisi belirtilmemiş. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 18:06. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025