agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları (https://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/)
-   -   3. Boğaz Köprüsü (https://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/6973.htm)

s.serdar 13-07-2013 15:22

İşin doğrusu ben 3. köprüye hiç karşı değilim. Gerekirse 4 ve 5 de yapılabilir.

Ancak ilim, bilim, fen ve işin tekniği ne gerektiriyorsa ondan yanayım.

Benim tek karşı olduğum şey, Köprülü Recep Tayyip Paşa'nın kendini, her şeyin yerine koyarak ben böyle istiyorum olmalı demesi. Hadi paşa'dır ister. Paşayı kırmayalım, üzmeyelim ama Paşa Hassa Mimarlar Ocağı'nda yetişmemiştir ki. Cerrahhane-i Amire gibi Mühendishane-i Bahri Hümayun da, Paşa için çok yabancıdır. Zaten bu işler için Nafi’a Nezareti kurup başına nazırlar atamamış mıydı ? Köprü, imar ve bayındırlık gibi hizmet kararları, mimarbaşının önerisi ile Divan-ı Hümayun’da alınmaz mıydı?

Paşadan asli görevi olan Paşalık makamının gereklerini yerine getirmesini beklemekle, acaba hata mı yapmış oluyorum bilmem.

Olur da Paşanın şekeri fırlar, tansiyonu düşer ya da ben Kırım Hanına söz verdim, köprünün bir ayağı Şile’den Kırım'a, diğer ayağı Kırım’dan Kumköy’e uzanacak, bu böyle biline derse ne olacak halimiz?

Zat-ı Şahaneleri, Haşmetlu Yüce Padişahım sen çok yaşa.

Güler 13-07-2013 16:44

.....:D

Sevgili s.serdar, yaşım gereği yazdığınız mesajı çok da iyi anladım ama ya bugünün gençleri ne yapsınlar? Anladım anladım.... mutlaka Osmanlıca, Arapça derslerine ağırlık vermeliler. Cumhuriyet Tarihini öğrenip de ne olacak değil mi?

Zaten ben de T.C. yi neden telâffuz etmekten kaçındıklarını Cumhuriyet yerine hep Osmanlılardan bahsedilmesinin nedenini düşünüyordum. :D
Onuncu Yıl marşı üzerinden çok geçmiş ama Mehter Marşı rağbette değil mi?

eskimo 14-07-2013 14:58

"Kuş muş hikaye" miş.
Ağaç mağaç da masal zaten :))))


Gürsel Tekin'den 3. Köprü Güzergahıyla İlgili Yeni İddia haberi

kelebek çalısı 15-07-2013 17:03

Bugüne kadar gerçekleştirilen doğa kıyımından kareler...

3. köprünün yarattığı tahribatın fotoğrafları | VAGUS.TV

kelebek çalısı 10-08-2013 15:00

1 Eklenti(ler)
Üçüncü köprü projesine gerçekten ihtiyacımız var mı?

Kuzey Ormanları Savunması ''10 soruda 3.Köprü'' başlıklı bir tablo hazırladı.

Eklenti 432638

Yüksek çözünürlükte görüntüleyin

pria 03-12-2013 23:58

Cumhuriyet Gazetesi - (Fotoğraf) Kuzey Ormanlarını böyle oydular!

seratblyz 15-01-2014 20:44

Konu ile ilgili (paylaşıldıysa afedin, göremedim). Ekümenopolis belgeselini izlemenizi öneriyorum. Taşlar yerli yerine oturacaktır. Çok değil 1 buçuk saate ne olacağı açıklanıyor. Dizi izlemekten hayırlıdır.

Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir | 2012 (English Subtitle) - YouTube

In God We Trust 21-02-2014 20:02

Benim evim beykoz riva köyünde yani 3 köprünün anadolu ayağında diğer evim eyüpte araba ile 2. köprüden geçersem 25 dakika sürüyor tafik olurs 2 saate kadar uzuyor benim aracım trafik olmazsa 12 litre trafik olursa 20 litre benzin yakıyorum 85 kmde 3.köprü olursa 5 dakika sürecek bu yolculuk toplam 30 km civarı azalacak ve ben yarı yarıya az benzin harcayacağım ve böylece dah daha az çevreyi kirleteceğim,daha az zaman harcayacağım,daha az para harcayacağım bunu hesaba katan yok mu?

dinozor 22-02-2014 00:07

Sayın In God We Trust, kirlilik ve yakıt masrafı için alternatif üçüncü köprü değil de toplu taşıma araçlarını kullanmak da olabilir ki metrobüs, vapur ve deniz otobüsü seçenekleriyle zamandan da kazanılabilir. Üçüncü köprüyle refaha ulaşacağımıza inandırılacağımıza, balık istifi değil de daha insani koşullarda yararlanabileceğimiz toplu taşıma araçlarının kullanımı teşvik edilse daha yapıcı olabilirdi. Bu, yapılanlara muhalefet olmak değil, öyle olsa metro çalışmalarına da karşı çıkılabilirdi. Öte yandan kesilen ağaçların yerine yol kenarlarına yapıştırılacak begonyalar hiçbir kuşa veya sincaba yuva olamayacaktır. Bunları siyasi düşünceden arındırılmış şekilde, yollarda migreni tutan bir insan olarak yazıyorum. Ben de trafiğe çözüm istiyorum ancak böyle bir çözüm denemesi değil.

In God We Trust 22-02-2014 08:00

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi dinozor (Mesaj 1252051)
Sayın In God We Trust, kirlilik ve yakıt masrafı için alternatif üçüncü köprü değil de toplu taşıma araçlarını kullanmak da olabilir ki metrobüs, vapur ve deniz otobüsü seçenekleriyle zamandan da kazanılabilir. Üçüncü köprüyle refaha ulaşacağımıza inandırılacağımıza, balık istifi değil de daha insani koşullarda yararlanabileceğimiz toplu taşıma araçlarının kullanımı teşvik edilse daha yapıcı olabilirdi. Bu, yapılanlara muhalefet olmak değil, öyle olsa metro çalışmalarına da karşı çıkılabilirdi. Öte yandan kesilen ağaçların yerine yol kenarlarına yapıştırılacak begonyalar hiçbir kuşa veya sincaba yuva olamayacaktır. Bunları siyasi düşünceden arındırılmış şekilde, yollarda migreni tutan bir insan olarak yazıyorum. Ben de trafiğe çözüm istiyorum ancak böyle bir çözüm denemesi değil.

İstanbul Riva köyünda toplu taşıma maalesef yok kaldı ki benim toplu taşıma ile şirkete veya diğer gitmem minimum 3 saat hadi toplu taşıma geliştirilse 1,5 saat olsa yine binemem çünkü güne 1,5 saat gidiş 1,5 saat geliş yerine toplam 10 dakika yolu tercih etmek zorundayım ki insanların tamamı bunu tercih eder.Ayrıca köprüden geçecek transit tırlar nasıl toplu taşımayı kullansın?Üzerinden tren geçecek olması ayrıca çevreye bir katkı bence o ten olmasa katı yakıtlı bir araçla o yükler taşonacak ve ayrıca karbon salınımı olacak.

MeyveliTepe 23-02-2014 01:24

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi In God We Trust (Mesaj 1252085)
İstanbul Riva köyünda toplu taşıma maalesef yok kaldı ki benim toplu taşıma ile şirkete veya diğer gitmem minimum 3 saat hadi toplu taşıma geliştirilse 1,5 saat olsa yine binemem çünkü güne 1,5 saat gidiş 1,5 saat geliş yerine toplam 10 dakika yolu tercih etmek zorundayım ki insanların tamamı bunu tercih eder.Ayrıca köprüden geçecek transit tırlar nasıl toplu taşımayı kullansın?Üzerinden tren geçecek olması ayrıca çevreye bir katkı bence o ten olmasa katı yakıtlı bir araçla o yükler taşonacak ve ayrıca karbon salınımı olacak.

Rivadaki evinizden Eyüpdeki evinize özel otoyol olsa hergün git gel çekilmez. Belki de helikopter filan düşünülmeli, daha hesaplı da olabilir. Hoş benzer durumda olanlar kuzguncuk civarı münhal yalı bakıyorlar, deniz yolu ile doğa ile de bütünleşerek gidip gelmek daha bir keyifli oluyormuş.

Kiraz 23-02-2014 13:46

Benim evim Fatih Sultan Mehmet köprüsünün dibinde ama işe 1 saatte gidiyorum, 2 saatte dönüyorum, yani uzun vadede köprü çözüm değil. Haftada bir gün kızımı Beşiktaş'a götürüyorum, akşam eve 20 dakikada mis gibi vapur keyfiyle geliyorum. Ne yazık ki vapur da akşam saatleriyle sınırlı.

kelebek çalısı 23-02-2014 16:08

3. köprü projesinin getirdikleri ve götürdüklerini çevre, ekoloji, doğa kapsamında değerlendiriyorum. Bireysel anlamda işime gelir ya da gelmez, bu açıdan düşünmek ve doğa talanını görmezden gelerek, kısa ve uzun dönemde yaratacağı sonuçları düşünmeksizin günü kurtarmak, her şeyi maddi kazanç bağlamında değerlendirmek bu sayfanın, bu sitenin ruhuna aykırı bir kere. Bir çevre felaketi yaşanması demek bir gün gidecek evimizin kalmayacağı anlamına geliyor. Bireysellik nereye kadar?

In God We Trust 23-02-2014 19:21

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1252366)
Rivadaki evinizden Eyüpdeki evinize özel otoyol olsa hergün git gel çekilmez. Belki de helikopter filan düşünülmeli, daha hesaplı da olabilir. Hoş benzer durumda olanlar kuzguncuk civarı münhal yalı bakıyorlar, deniz yolu ile doğa ile de bütünleşerek gidip gelmek daha bir keyifli oluyormuş.

Daha önce yalıda da oturuyorduk ihtiyacım olur ve zamanım da değerli olursa helikoptere de binerim.Kaldı ki köprü benim için yapılmıyor ben sadece bir vatandaşım benim gibi milyonlarcası var.Basit bir mantık hesabıyla karbon salınımının ne kadar azalacağından bahsettim eğer 3. köprü güzergahında otursaydınız benim gibi çok mutlu olurdunuz eminim çünkü doğaya en az zarar verilerek bu iş yapılıyor.Mesela ben de haydarpaşa limanının kapatılması taraftarıyım kaldı ki her ay minimum 250 konternır malımız iniyor bir o kadar da yüklüyoruz ordan ancak yararı çevreye verdiği zararın çok altında 3.köprüye de baktığım zaman yararlarının toplamını zararlarının üstünde görüyorum.Mesele muhalefet olmaksa o taraf ayrı tabii.

Kiraz 23-02-2014 19:22

Sevgili Kelebek Çalısı, açılan yollardaki kesilen ağaçları, katliamı görünce zaten köprüyü savunacak söz kalmıyor. Açılan yollarla iş bitmeyecek, 5-10 sene sonrasını hayal etmek bile istemeyiz. Çok şey geri gelebilir ama bu şekilde yok olan doğa, asla.

MeyveliTepe 23-02-2014 21:26

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi In God We Trust (Mesaj 1252590)
Daha önce yalıda da oturuyorduk ihtiyacım olur ve zamanım da değerli olursa helikoptere de binerim.Kaldı ki köprü benim için yapılmıyor ben sadece bir vatandaşım benim gibi milyonlarcası var.Basit bir mantık hesabıyla karbon salınımının ne kadar azalacağından bahsettim eğer 3. köprü güzergahında otursaydınız benim gibi çok mutlu olurdunuz eminim çünkü doğaya en az zarar verilerek bu iş yapılıyor.Mesela ben de haydarpaşa limanının kapatılması taraftarıyım kaldı ki her ay minimum 250 konternır malımız iniyor bir o kadar da yüklüyoruz ordan ancak yararı çevreye verdiği zararın çok altında 3.köprüye de baktığım zaman yararlarının toplamını zararlarının üstünde görüyorum.Mesele muhalefet olmaksa o taraf ayrı tabii.

Karbon salınım hesabı böyle mi yapılıyor bilemedim. Riva ile Eyüp arasında seyahat eden milyonlarca vatandaşımızın her araçta en fazla iki kişi olacak şekilde V8 veya V12 motorlarla saatte 180 km hız yaparak gidilecek yere beş dakikada vasıl olmaları sayesinde kesilen milyonlarca ağacın 100 senede kazandıracakları 1-2 günde geri geliyordur belki. Ne kadar sevinsek azdır.

Bu üçüncü köprü tartışması da mantıksız zaten. Altıncıyı, yedinciyi konuşuyor olmalıydık. Hatta, daha da ileri görüşlü olanlarımız boğazın üstünü taksim meydanı gibi tamamen betonlayıp sınırsız bir geçiş ortamı yaratmayı dahi önermeliydi.

Hali hazırda ülke nüfusunun 1/4'ünün tek bir şehirde yaşadığı ülkede, strateji nüfusun yarısını bu şehre yığmak olduğunda gayet faydacı bir yaklaşım oluyor. Merak etmeyin, Haydarpaşa limanı yeri de Gar işi hallolduktan sonra lazım olur nasılsa.

In God We Trust 23-02-2014 21:35

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1252677)
Karbon salınım hesabı böyle mi yapılıyor bilemedim. Riva ile Eyüp arasında seyahat eden milyonlarca vatandaşımızın her araçta en fazla iki kişi olacak şekilde V8 veya V12 motorlarla saatte 180 km hız yaparak gidilecek yere beş dakikada vasıl olmaları sayesinde kesilen milyonlarca ağacın 100 senede kazandıracakları 1-2 günde geri geliyordur belki. Ne kadar sevinsek azdır.

Bu üçüncü köprü tartışması da mantıksız zaten. Altıncıyı, yedinciyi konuşuyor olmalıydık. Hatta, daha da ileri görüşlü olanlarımız boğazın üstünü taksim meydanı gibi tamamen betonlayıp sınırsız bir geçiş ortamı yaratmayı dahi önermeliydi.

Hali hazırda ülke nüfusunun 1/4'ünün tek bir şehirde yaşadığı ülkede, strateji nüfusun yarısını bu şehre yığmak olduğunda gayet faydacı bir yaklaşım oluyor. Merak etmeyin, Haydarpaşa limanı yeri de Gar işi hallolduktan sonra lazım olur nasılsa.

Mantığınız çok ilginç sırf muhalefet olmak için muhalefet olmak istediğinizi belirtmeniz daha kısa ve açıklayıcı olur.Haydarpaşa liman yeri yanlış hatırlamıyorsam stad olacak belki size de lazım olur ayrıca 3. köprü güzergahını kullanacak araçların çoğunluk transit olduğu ve kamyon söförlerinin geçtikleri her şehirden ev almakdıklarını doğal olarak şehre yayılmayacaklarını bilmeniz gerekir ayrıca tır ve kamyonların silindir sayılarını bilmemeniz çok şaşırtıcı sanırım sizin oralarda 2 silindirli az yakan tırlar var?V8 ve V12 motor sadece spor araçlarda yok ayrıca köprsü inşaatında kaç milyon ayaç kesilmiş-kesilecek de milyonlarca oluyor bu rakam?

pria 23-02-2014 21:41

Üçüncü köprü ve Kanal İstanbul, İstanbul'a bir İstanbul daha ekleyecektir..
Doymak bilmeyen bu beton iştahı, kısa zamanda İstanbul'u 20 milyonluk bir şehre dönüştürecek..
Her yer köprü, her yer beton-gökdelen ama kimsenin aklına kuraklığı, boşalmış barajları getirmiyor..
Eğer bu 1-2 ay içinde yeterli yağmurlar düşmezse, yazın İstanbul cehenneme dönecek susuzluktan adeta..Ulaşım sorunu ikinci planda kalacak..
Seçimlerden sonra korkunç su kesintileri yaşayacağız gibime geliyor..

Durmak yok..inşaata, betona, gökdelene, avm'lere, yeni yeni köprü ve kanallara devam..

http://birgun.net/yazi-goster/aykut-...nlari-965.html

Doğa ergeç intikamını alacak bu açgözlülüğün..

MeyveliTepe 23-02-2014 22:13

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi In God We Trust (Mesaj 1252685)
Mantığınız çok ilginç sırf muhalefet olmak için muhalefet olmak istediğinizi belirtmeniz daha kısa ve açıklayıcı olur.Haydarpaşa liman yeri yanlış hatırlamıyorsam stad olacak belki size de lazım olur ayrıca 3. köprü güzergahını kullanacak araçların çoğunluk transit olduğu ve kamyon söförlerinin geçtikleri her şehirden ev almakdıklarını doğal olarak şehre yayılmayacaklarını bilmeniz gerekir ayrıca tır ve kamyonların silindir sayılarını bilmemeniz çok şaşırtıcı sanırım sizin oralarda 2 silindirli az yakan tırlar var?V8 ve V12 motor sadece spor araçlarda yok ayrıca köprsü inşaatında kaç milyon ayaç kesilmiş-kesilecek de milyonlarca oluyor bu rakam?

Mantığım ilginç olabilir, herkes aynı şekilde düşünmez.

"sırf muhalefet olmak için muhalefet olmak istediğinizi belirtmeniz daha kısa ve açıklayıcı olur" Neyi niçin söyleyeceğim bana kalsın isterseniz.

Deveye sormuşlar boynun eğri, demiş ki nerem doğru. İstanbul, hangi şehircilik anlayışının, nasıl bir stratejinin kurbanı olmuş bir şehir?

Bu stratejinin orta yerinde üçüncü köprü konuşmak abesle iştigal. Kuzey ormanları, canlı hayat vs. saçmalıktan başka bir şey değil.

Bu şehir, her santiminden tekrar tekrar rant yaratılıp, her seferinde katlanarak nakde dönüştürülen bir şehir. Daha kanal açılacak, her iki yakasında birer şehir daha olacak, onun üzerinde de 3-5 köprü olacak. Ülkenin tamamı burada yaşasa, rantın tutarı da artsa daha iyi. Marmara çoktan bir foseptik, Karadeniz de foseptik olsa, akıntılar bozulsa, yaşayan tek bir canlı kalmasa ne olur.

Aynı HES adı altında tüm akarsuların boruya alınarak şirket malı haline getirilmesi gibi. Hadi insanın bir hakkı yok, nasılsa herkes İstanbula gelecek, kurdun kuşun, otun ağacın da hakkı yok. Varsa yoksa para.

Haydarpaşa limanının stad olacağını sanmam. O galiba olimpiyat reklam filiminde bir göz boyama unsuruydu. Stad o kadar para etmez. Bir sürü başka şehirde merkezi yerlerdeki stadları kapayıp yerine AVM yapılmaktayken Haydarpaşa gibi yerde stad, cık cık.

In God We Trust 05-03-2014 10:03

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1252724)
Mantığım ilginç olabilir, herkes aynı şekilde düşünmez.

"sırf muhalefet olmak için muhalefet olmak istediğinizi belirtmeniz daha kısa ve açıklayıcı olur" Neyi niçin söyleyeceğim bana kalsın isterseniz.

Deveye sormuşlar boynun eğri, demiş ki nerem doğru. İstanbul, hangi şehircilik anlayışının, nasıl bir stratejinin kurbanı olmuş bir şehir?

Bu stratejinin orta yerinde üçüncü köprü konuşmak abesle iştigal. Kuzey ormanları, canlı hayat vs. saçmalıktan başka bir şey değil.

Bu şehir, her santiminden tekrar tekrar rant yaratılıp, her seferinde katlanarak nakde dönüştürülen bir şehir. Daha kanal açılacak, her iki yakasında birer şehir daha olacak, onun üzerinde de 3-5 köprü olacak. Ülkenin tamamı burada yaşasa, rantın tutarı da artsa daha iyi. Marmara çoktan bir foseptik, Karadeniz de foseptik olsa, akıntılar bozulsa, yaşayan tek bir canlı kalmasa ne olur.

Aynı HES adı altında tüm akarsuların boruya alınarak şirket malı haline getirilmesi gibi. Hadi insanın bir hakkı yok, nasılsa herkes İstanbula gelecek, kurdun kuşun, otun ağacın da hakkı yok. Varsa yoksa para.

Haydarpaşa limanının stad olacağını sanmam. O galiba olimpiyat reklam filiminde bir göz boyama unsuruydu. Stad o kadar para etmez. Bir sürü başka şehirde merkezi yerlerdeki stadları kapayıp yerine AVM yapılmaktayken Haydarpaşa gibi yerde stad, cık cık.

Ben İstanbulun yerlisiyim dedemin dedesi dedemin babası dedem de babam da ben de İstanbulluyuz hatta annem İstanbul Rumu doğal olarak heybeliada ve balat-fener küçüklüğümden beri gittiğim yerler madem İstanbulu rantlarını bilecek kadar tanıyorsunuz siz halicin halini hatırlıyorsunuzdur?Benim burnumu tıkayarak geçtiğim haliç köprüsünün altındaki denizde dedem yüzermiş madem şehre birşeyler yapılması denizleri kirletiyor peki birşey yapılmadan haliç nasıl kirlendi?Siz heybeliadadan kalıp kalıp insan pisliğinin çıktığını da hatırlamıyorsunuzdur ben çok iyi hatırlıyorum iskeleye yaklaşamadığım kepçeyle pislik çıkardıkları at gübrelerinin üstüne döktükleri günleri madem rant var madem kötüye gidiyor buralar nasıl temizlendi yahu madem rant var neden metro yapılıyor yahu?Şehir merkezinde stad olmasına karşı olmamak zaten iyi çevreciliğin emaresidir şehirin içine stad yapıp insanları rahatsız etmek trafik oluşturmak metroda,vapurda,otobüste hayvanca küfür edip içerde bira,sigara içmek varken neden şehir dışına yapılsın ki stadlar?Hes konusu ise bambaşka hes yapılmasın,termik yapılmasın,nükleer yapılmasın peki elektrik neyden üretilecek?Rüzgar ve güneş enerjisinin Türkiyeye asla yetmeyeceği aşikar az kullanalım yetsin diyorsanız siz hala neden bilgisayar başında bu yazıyı okuyorsunuz?Kullandığınız bilgisayarın tükettiği elektrik %70 ihtimalle katı yakıt %20 ihtimalle hes kaynaklı.

MeyveliTepe 05-03-2014 23:50

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi In God We Trust (Mesaj 1256319)
Ben İstanbulun yerlisiyim dedemin dedesi dedemin babası dedem de babam da ben de İstanbulluyuz hatta annem İstanbul Rumu doğal olarak heybeliada ve balat-fener küçüklüğümden beri gittiğim yerler madem İstanbulu rantlarını bilecek kadar tanıyorsunuz siz halicin halini hatırlıyorsunuzdur?Benim burnumu tıkayarak geçtiğim haliç köprüsünün altındaki denizde dedem yüzermiş madem şehre birşeyler yapılması denizleri kirletiyor peki birşey yapılmadan haliç nasıl kirlendi?Siz heybeliadadan kalıp kalıp insan pisliğinin çıktığını da hatırlamıyorsunuzdur ben çok iyi hatırlıyorum iskeleye yaklaşamadığım kepçeyle pislik çıkardıkları at gübrelerinin üstüne döktükleri günleri madem rant var madem kötüye gidiyor buralar nasıl temizlendi yahu madem rant var neden metro yapılıyor yahu?Şehir merkezinde stad olmasına karşı olmamak zaten iyi çevreciliğin emaresidir şehirin içine stad yapıp insanları rahatsız etmek trafik oluşturmak metroda,vapurda,otobüste hayvanca küfür edip içerde bira,sigara içmek varken neden şehir dışına yapılsın ki stadlar?Hes konusu ise bambaşka hes yapılmasın,termik yapılmasın,nükleer yapılmasın peki elektrik neyden üretilecek?Rüzgar ve güneş enerjisinin Türkiyeye asla yetmeyeceği aşikar az kullanalım yetsin diyorsanız siz hala neden bilgisayar başında bu yazıyı okuyorsunuz?Kullandığınız bilgisayarın tükettiği elektrik %70 ihtimalle katı yakıt %20 ihtimalle hes kaynaklı.

Çok eskiden haliç temizdi, sonra kirlendi, sonra temizlenmeye başladı, demek ki rant yok. Dedesinin dedesinin de dedesi İstanbul yerlisi olanlar daha iyi bilir rant var mı yok mu. 40 senedir lafı edilen metrodan (birisinin verdiği örnekteki gibi bilezikler bozdurularak herhalde) biraz yapıldı, demek ki rant yok.

7-8 kişinin canı, bir çok kişinin sakat kalması, binlerce kişinin yaralanması pahasına, kamu alanı bir park, altı avm üstü rezidans, dışı immitasyon yapılamadı (şimdilik), stad, okul, park, gar, vs. başka bir çok kamu alanının artık kamu alanı olmaktan çıkartılmış olması zinhar rant değildir. 100 senelik tapulu arazilere, köylere, mahallelere 2B diye el koymanın da rant ile alakası olamaz. 3 katlı binalardan oluşan bahçeli, içlerinde eski, nadide ağaçlar olan mahallelerin komple yıkılıp ağaçsız 30'ar katlı binalarla dolduruluyor olmasının da hâşâ rant ile bir alakası olamaz.

Kişi başına düşen yeşil alan miktarı bakımından da şampiyonuz nasılsa. Tabii, buradaki "yeşil" de çok tartışmalı. Görünen iki çeşit yeşil var. Biri bu forumda bulunan kişilerin çoğunun anladığı, ağaç, yaprak, dere, börtü böcek gibi şeyler, biri de üstünde "Tanrının verdiği güvenle" gibi bir şey yazan yeşil var (elinde çok bulunduranların zaman içinde onu Tanrı zannettikleri de görülmüştür). Bir yerlere dört milyar ağaç dikilerek yeşillendirildiği de söyleniyor ama nerede görebilen de yok, nasıl ağaçsa bunlar resimlere çıkmıyor pek, bunların ikinci yeşilden olması epey muhtemel.

Bizler gibi yedi dededen İstanbul'lu olmayanların görebildikleri bu gibi şeyler. Bazıları elbette daha önce görüp yeşillenme aksiyonlarını zamanında alıyorlar.

pria 19-08-2014 15:32

Şimdi size bir soru sorayım. 3’üncü köprüyü seneye açalım. 93 kilometrelik
otoban ile birlikte. Mevcut iki köprüden geçen 405 bin araçtan kaç tanesi o yolu kullanacak?
Devlet yapımcı firmaya diyor ki; arkadaş bu köprüyü günlük 135 bin araç kullanacak. Bunu garanti ediyorum. Kullanmayanın parasını (araç başına 3 dolar) sana ödeyeceğim.

Devlet diyor ki; arkadaş otobana giren her araçtan kilometre başına 0.08 dolar alacaksın.Bu otobanı da 135 bin araç kullanacak. Günlük kullanım 135 bin olmaz ise olmayan kısmının parasını sana ödeyeceğim.

***

Sizce, ortalama araç başına 1.5 TL’ye mevcut köprüleri kullananların kaçı, neredeyse 50 kilometre daha fazla yol yaparak 3 köprü ve otobanını kullanır?

O yüzden devlet İstanbul’un ciğerlerine bir ok gibi saplanan otoban ve köprü için yapımcı firmaya her yıl KDV hariç 510 milyon dolar ödemeyi garanti ediyor. Bu sırada depremde evi yıkılacağı kesin olan yüzbinlerce kişi de hükümeti alkışlıyor. Demiyor ki; ey devlet, sen her yıl 510 milyon doları garanti etsen, 10 yılda biz zaten yıkılmayacak, sağlıklı konutlara taşınır ve kentsel dönüşümü tamamlarız.

***

Demiyor ki; Ey devlet her gün evime gidip-gelirken saatlerimi yollarda geçiriyorum. Sen firmalara bu kadar parayı garanti etsen, İstanbul raylı sistem ile ihya olur.

Demiyor. Demeyecek. Hükümetler de gözlerinizi boyamaya devam edecek. Çocuklarınız, torunlarınız o köprüden geçecek belki. Ama dert etmeyin siz depremde öleceksiniz. Değişen iklim ve nefes alamayan bir şehri de torunlarınıza hediye edeceksiniz.

Ben de üçüncü köprü istemeyenlere kervanına adımı altın harflerle yazdırmış olacağım. Hükümet de benim gibileri yem diye evi başına yıkılacakların önüne atacak.

Yavuz SEMERCİ



http://www.gazeteport.com.tr/yazar/2/yavuz-semerci/4755

pria 19-08-2014 15:36

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1256524)
Çok eskiden haliç temizdi, sonra kirlendi, sonra temizlenmeye başladı,.

İstanbul lağım kokuyor | Mehmet Tez

Cumhur Tonba 19-08-2014 17:29

İstanbul elden gitmiş, talan edilmiş.

3 değil 30 köprü yapılsa ne değişir ki?
Dünya incisini para uğruna, kazanç uğruna, rant uğruna ne hale getirdik. Sadece İstanbul'mu? Antalya'da beton yığını.

Tamam, yapalım. Rahatlayalım. Ya doğadaki hayvanlar. Her otoyol onları hapsediyor. Yapılan otoyollarda nazar boncuğu olsun. Bir tane hayvanlar için geçiş, tünel var mı? Yok. Kimsenin aklına bile gelmez bu sorun. Var değinde beni utandırın.

Velhasıl mirası sorumsuzca harcıyoruz.

ozanemre 20-08-2014 01:28

Hedef, İstanbul üzerinden Trakya Bölgesinin yani Türkiye’nin ranta kurban edilmesidir. Trakya, dolayısıyla Marmara Avrupa’nın arka çöplüğü yani sanayisi niteliği kazanmış, 3.Köprü de bu uygulamaların tacı olmuştur.

Coğrafi büyüklüğü, şehirleşme hızı ve aldığı göç göz önünde bulundurulduğunda, plansız şehirleşmenin en çarpıcı sonuçlarının İstanbul’da yaşandığı bilinmektedir. İstanbul’un nüfusu 1945’te 1 milyon iken, 2000’de 10 milyonu geçmiş ve günümüz itibariyle 15 milyonun üzerine çıkmıştır. 1950'li yıllardan başlayarak plansız bir şekilde gelişen İstanbul metropolünün yarattığı yıkıcı bölgesel sorunlar, Marmara'daki yakın illeri de etkilemeye başladı. 1980'li yıllarda yaşanan İstanbul'dan Trakya'ya birinci sanayi göçü, bölgenin ve İstanbul’un sürdürülebilir yaşam dengelerini altüst etmiştir. Zaten 2006 ve 2009 İstanbul çevre düzeni planları, ikinci ve daha vahim göç dalgasını öngörmüştü. Trakya Üniversitesi'nin yürütücülüğünde (Tekirdağ Ziraat Fakültesi öğrencilik yıllarımda sürecin içindeydim) 2000'li yılların başında hazırlanan "Trakya Altbölgesi Ergene Havzası Çevre Düzeni Planı", bu olumsuzlukların giderilmesini ve bölgede sürdürülebilir bir kalkınmanın sağlanmasını amaçlıyordu. Ancak 2004 yılından itibaren, Çevre ve Orman Bakanlığı planda yaptığı değişikliklerle ve "uyumlaştırma" adı verilen uygulamalarla, Trakya'yı İstanbul'un çarpık gelişmesine teslim etti. Bunun sonucunda rant kaygısı taşıyan tepeden inme şehirleşme politikalarının yarattığı ve yaratacağı tahribatın en iyi örneklerinden biri İstanbul Boğazı’nda yapılan 3. Köprü ucubeliği ile taçlandırıldı. İstanbul’un kuzeyinde yapılan ve trafiğe bir çözüm olarak sunulan köprü ve bağlantı yolları, trafik sorununu çözmeyeceği gibi, İstanbul’un kalan son orman alanlarında ve su havzalarında geri dönülemez zararlara yol açacaktır. ( 3.köprü için 2 milyon ağacın kesileceği öngörülüyor.) Aynı zamanda nüfus ve yapılaşma baskısını ağırlaştıracaktır. 3. Köprü, İstanbul’un trafik sorununu çözmeyecektir çünkü köprünün yapımına gerekçe olarak gösterilen transit trafiği yeniden yönlendireceği öngörüsü, bu trafiğin boğaz geçişlerinin %2-3’ünü oluşturduğu düşünüldüğünde anlamlı bir geçerlilik kazanamayacaktır.

Öyleyse temel baskı ve yarattığı döngü neyin ürünü? Bölümüm olan Tekirdağ Ziraat Fakültesi Toprak Anabilim Dalı bünyesinde değerli hocalarımın 2009 yılında yürütmüş olduğu 'Arazi Varlığı Yönetiminde Çevre Düzeni Planı, İklim Değişikliği ve Çölleşme' adlı çalışma sorunun bu uygulamalar üzerinden doğrudan bağlantısı netleşmiş oluyor. Çalışmaya göre Türkiye'de toplam alanın 26.5 milyon hektarlık tarım arazisinin önemli bir bölümü (pek tabi bilinçli olarak) 'yanlış ve amaç dışı' kullanılarak, verimli ve iyi nitelikli tarım arazilerinden Bartın'ın üç katı, İstanbul'un ise tamamı boyutunda bir alan geriye kazanılamayacak şekilde yitirilmiştir. Günümüzdeki nüfus artış hızıyla yaklaşık yarım asır sonra, şimdiki nüfusumuz ikiye katlanacak; 2050'li yıllara ulaştığımızda stratejik ürün olan buğday üretimimizi de ikiye katlamamız gerekecektir. 2100'lü yıllara veya önümüzdeki yüzyıla yaklaşırken de şimdiki buğday üretimimizi dört kat daha fazla üretmek zorunda kalacağız.

Niçin bu bağlantıyı kurdum? Bu süreçte, rasyonel sürdürülebilir arazi kullanım programlarını hayata geçirmemiz gerekliliği varken biz Marmara dolayısıyla Trakya Bölgesini, yani 1. ve 2. sınıf verimli tarım topraklarımızı ve su kaynaklarımızı (ki akarsu ve göletlerin 49 yıllığına kiralandığını ve pazarlandığını, taban suyu seviyesinin kritik eşiğe yaklaştığını raporlar göstermektedir) Avrupa’nın sanayisine peşkeş çekiyor, kıtaları da vatana düşman yollarla birleştiriyoruz. Trakya ve Marmara’da son 10 yılda hava sıcaklığı 1.4 derece artış göstermiştir. Buna bağlı olarak da % 25 yağışlarda azalma gözlemlenmiş ve sularımız niteliklerini kaybetmiştir.

Bir milletin ileri ve güçlü olması köprü, yollar, yapılaşma ve sanayileşme ile ölçülemez, toprağına, doğasına yani kaynaklarına gösterdiği yüksek değer ile ölçülebilir.


Esen kalın.

Cumhur Tonba 20-08-2014 11:59

Alıntı:

ozanemre; Bir milletin ileri ve güçlü olması köprü, yollar, yapılaşma ve sanayileşme ile ölçülemez, toprağına, doğasına yani kaynaklarına gösterdiği yüksek değer ile ölçülebilir.
Sayın ozanemre. Evet. Çok haklısınız.
Aşağıdaki fotoğrafta bu gücü göreceksiniz. Dewltein gücünü değil da, para uğruna kural tanımaz, ülkesini sevmez, geleceğimizi yok eden insanların gücünü.


http://www.agaclar.net/forum/433221-post11.htm

Ozlem A 25-11-2014 22:20

Ekşi sözlükte gördüm ve tavsiyeye uyup derin bir nefes alıp baktım.. Kalbinizi sıkıştıracak bir görüntü..

Kuzey Marmara Otoyolu'nun havadan görüntüsü...

Charlaux 25-11-2014 23:36

Sıkıntının başladığı yer İstanbul,Ankara,İzmir gibi şehirlerin iş,hayat standartı konusunda başı çekmesiyle başlıyor.Britanya'daki şehirlere baktığım ve gezdiğimde görüyorum ki her şehir size aynı imkanları sunuyor ancak Türkiye'de durum maalesef böyle değil.

Gezi için gittiğim Leeds'te devlet müzelerinin tamamı ücretsizdi.Britanya'nın başkenti Londra'da tüm milletten insanları hesaba katsanız bile İstanbul'un yarısından az kişi yaşıyorsa bence bu birşeylerin yanlış gittiğinin bir göstergesidir.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 12:07.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025