![]() |
Şaka gibi geldi. Zaten bu yyeşil alanların 2.5 metrekare artması da inanılır birşey değil. Benim gördüğüm geniş boş alanların giderek ortadan kaybolduğu. şöyle deseler park ve bahçe olarak düzenlemesi yapılmış alanları arttırdık belki kabul edilebilir. O da aynı alanlara mükerrer düzenlemeler yapmış olmakla mümkün. Özel ormana yapılaşma izni ver, tapu ver sonra yok iptal edeceğiz de . Olur şey midir bu. Önce Yenibosna radarın dibine yapılmış Yasemin Konakları ve İkebana Evlerine nasıl izin verildiğini de sormak lazım. .
|
Acaristanbul yıkımdan kurtuldu
Beykoz Belediye Encümeni’nin, Acaristanbul ile ilgili 2007 yılının Mart ayında aldığı yıkım kararı İstanbul 4. Bölge İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu konuyla ilgili yasal itirazda bulunacaklarını açıkladı. Acarlar Şirketler Topluluğu tarafından Beykoz’da inşaatına başlanan Acaristanbul, Danıştay’ın ruhsat iptali kararının ardından Beykoz Belediyesi Encümeni, 2007 yılının Mart ayında, Acaristanbul’un yıkımına karar verdi. Şirket Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Acar, Bölge İdare Mahkemesi’ne kararın iptali için başvuruda bulundu. Dosyayı inceleyen İstanbul 4. İdare Mahkemesi, yıkım kararını 26 Şubat 2008 tarihinde iptal etti. Acarlar aleyhinde verilen ruhsat iptali kararında temyize giden Beykoz Belediyesi, 4. Bölge İdare Mahkemesi’nin aldığı yıkımın iptali kararında ise temyiz başvurusunda bulunmadı. Yasal süresi içerisinde temyiz başvurusunda bulunulmadığı için belediye bu hakkını kaybetti ve iptal kararı da kesinleşmiş oldu. "Ruhsat İptal kararında yasal olarak temyize gitmek zorundaydık" diyen Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül, yeni kararla ilgili "Konuyu tetkik ettireceğim" demekle yetindi. Beykoz’da dün ağaç dikme etkinliğine katılan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, gazetecilerin soruları üzerine, "Yargı kararına saygılıyız, ancak bakanlık olarak gerekli yasal itirazları yapacağız" dedi. 22 Mart 2008 Orhan SAAT/İSTANBUL Hürriyet |
Orman Kanunu ve ormancı mantığı değişmeli
Merhaba,
1957 Şişli doğumlu birisi olarak İstanbulun eski halini biliyorum. Çamlıca parkının yanındaki villalardan tutun da Sultanbeyli ve herkesin bildiği işgal edilmiş yerler. Mesele orman işgal edildi meselesinden öte. Önce Kanunlarımızı yeniden ve çağa uygun ve daha insana yönelik düzenlemeliyiz diye düşünüyorum. Ormancıların bakış açısını da tabi. Çünkü en önemli görevler onlara düşüyor. Biri canla başla çalışırken bir diğeri biraz gözyumarak zengin olabiliyor. Acarkent,Hasankent,Bilmemne Villaları,Rezidanslar. Artık çağ değişti Ormanlarımızı koruyabilmek için daha uzağı gören kanunlar ve insanlar lazım. Yoksa orman filan kalmaz birileri de zengin olup gider. Biz de konuşur dururuz. Saygılar |
Önce orman mı? İnsan mı?
Merhaba,
Bu sabah, Habertürk Televizyonunda çıkarılması muhtemel yasa tartışılıyordu. Katılımcılar karşı fikirleri dinlememek için sanki özel çaba gösterdiler. Özellikle Muhalefet Milletvekili kimseyi dinleme gereği duymadan herkesi suçladı durdu. Kendi fikrinin doğru olması gerektiğine inanmış, konuşup durdu. Yine gerçekler gözardı edildi, yine esastan uzaklaşıldı. Evet birçok kanunumuz bu günkü yaşama göre düzenlenmemiş ve artık yeni düzenlemeler yapılma ihtiyacı ortaya çıktı. Gerçek problem ise, şu veya bu partinin hepsinin bu ülkenin toprağını yağmalayanlara iktidarı zamanında oy için göz yummuş olması. Olaylar büyümüş mahkemeler artık davaların içinden çıkamaz hale gelmiş. Güçlü olanlar kendine yarayan içtihatlar bile oluşturmuş. İş iyice karışmış. Artık birilerinin bu problemi çözmesi lazım. Çıkarılacak her kanuna yapılacak her işe karşı çıkan zihniyet nihayet Ulu Önder'in Mirasını tüketti. Beğenmediğiniz işler olabilir. O zaman çözüm üretin. Her partinin bu işte biraz sorumluluğu yok mu? Zamanında O veya bu parti. Hanginiz, sizin partiniz yandaşlarına göz yummadı diyebilir misiniz? İnsanlarımız artık kavga istemiyor. Çözüm istiyor ve çözümü kim bulursa oyu ona veriyor ama bazılarımız partileri yok olmadan bu gerçeği anlamayacaklar. Köylümüze laiklik veya demokrasiden önce iş ve yemek lazım. Açık oturumlarda milletvekillerinin söylediği süslü lafları zaten anlamıyor. Sadece devletin vatandaşına orman için açtığı dava sayısı 2004 de 200,000 i geçmişti. Millet devletin toprağını işgal etmiş. Peki ne yapıyor? Tarım yapıp yiyeceğimizi üretmeye çalışıyor. Yıllardır toprak reformu lafıyla kandırılmış. Tarlası var mı ? yok mu belli değil ? Kendinin mi? değil mi ? oda belli değil. Bu adam nasıl üretim yapsın ? Orman ne yapıyor? Yıllarca yan gelip oturmuşlar 70 yılda orman kadastrosunu bitirememişler. çalışıp araştırıp, yanlış kadastrolara itiraz edip işlerini yapmamışlar aradan 20 yıl geçmiş arazi 2-3 hatta 4 el değiştirmiş şimdi tapu iptal davası açmak akıllarına gelmiş peki hukuk bu mu? adalet bu mu? İnsana saygı bu mu ? Adaletin mülkün temeli olması bu mu?. Devlet istediği zaman verdiği yapuyu geçersiz sayabilecek öyle mi? peki tapuyu düzenleyen kim? Kendi suçunu niye vatandaştan çıkarıyor. Niye . . . ? Gerçekleri telaffuz etmeye korkmayınız. Devlet insan için mi var yoksa insan devlet için mi var? İnsanı insan yerine koymazsan devletin saygınlığı ne işe yarıyabilir. İnsana değer vermezsen ondan nasıl saygı bekleyebilirsin? Vatan toprağı kutsaldır. Kimseye yağmalatmayacaksın. Ama yıllardır yağmaya ses çıkarmayıp, olaylar artık halkımızın dörtte birini ilgilendirecek boyuta gelince, çıkarılmak istenen her kanuna taş koyanları ve hiçbir çözüm üretmeyenleri bu miller affetmez zaten affetmediğini de açıkça göstermiyor mu? Yoksa % 47 nin hepsini Cumhuriyet'in düşmanı mı sanıyorsunuz? Saygılar |
Yıkım kararı alınan villalara ruhsat verildi
Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül, Serdaroğlu Ormanı'nda gerçekleştirilen Acaristanbul'daki konutların yapı ruhsatlarının yenilendiğini bildirdi.Çevre Bakanlığı da ruhsatın iptali için yeniden dava açacak. Acaristanbul ile ilgili haberlere ilişkin açıklama yapan Belediye Başkanı Ergül, Serdaroğlu Özel Ormanı'nda gerçekleştirilen Acaristanbul yapılarıyla ilgili, Beykoz Belediyesi tarafından verilen yapı ruhsatlarının İstanbul İdare Mahkemesi'nce 10 Nisan 2003 tarihinde iptal edilmesi nedeniyle belediye encümeni tarafından 13 Mart 2007 tarihinde yıkım kararı verilerek, para cezası uygulandığını hatırlattı. Ergül, belediye encümeninin yıkım kararının İstanbul 4. İdare mahkemesince 26 Aralık 2007 tarihinde iptal edildiğini ifade ederek, şunları söyledi. “Çevre ve Orman Bakanlığı aleyhine arsa sahipleri tarafından açılan kesin izin istemiyle ilgili davada da İstanbul İdare Mahkemesi tarafından 26 Aralık 2007 tarihinde kesin izin istemine gerek olmadığı yönünde karar çıkmıştır. Bu tarihte ruhsat iptaline ilişkin verilen kararların mahkeme tarafından ortadan kaldırılması İstanbul 4. İdare Mahkemesinin vermiş olduğu karara binaen arsa sahiplerinin tarafımıza resmi talepte bulunması dolayısıyla 26 Mart 2008 tarihinde yapı ruhsatları yenilenmiştir.” Beykoz Belediyesi, 21 Mart 2008 tarihinde yaptığı açıklamada da İstanbul 4. İdare Mahkemesinin kesin izin isteminin reddine ilişkin verdiği iptal ve parsel malikini haklı bulan kararının Beykoz Belediyesinin bu konuyla ilgili tasarruf yetkisini elinden aldığını açıklamıştı. Kaynak |
Böyle olacağı belliydi. Villaları alacak adamların bir çoğu bakan olmuş, işadamı, milletvekili, İzin vermesinler de göreyim.
|
Bir ülkede "tuz kokmuşsa" geriye söylenecek ne kalıyor Allahaşkına?
|
Şimdi bu işe sebep olanları ve göz yumanları arayalım.
Merhaba,
Villaların şimdilik yıkımdan kurtulmuş oması bir yana, sorumlular da rahat bir nefes almıştır. Çünkü o kadar yanlış ve gözyumma bedava olmamıştır kanaatindeyim. Bu inşaatlar bu kadar ilerleyip rezalet artık ayyuka çıkıncaya kadar, bu işle ilgili yetkililerden acaba hangileri görevlerini yapmamış olabilir? Yürekli savcılarımızın ilk önce bu soruyla işe başlamalarını temenni ediyorum. İkinci temennimse bu işe gözyuman bürokratlardan birkaçının hatırı sayılır hapis ve tazminat cezaları almalarıdır. Elde ettikleri kar yanlarına kalmasın, hayrını göremesinler. Temenniden çok bedduaya benzedi ama ne yapayım hissettiklerim bunlar. Kanunlarımızda "İyi niyetle davranan üçüncü kişilerin hakları korunur" veya buna benzer bir ifade olmasına rağmen bu güne kadar hep üçüncü kişiler mağdur edilip bu gibi suistimallerde genellikle esas çıkarı sağlayan birinci ve ikinci kişiler nedense cezalandırılamamaktadır. Saygılar |
Hukuktaki çifte standart
Alıntı:
Vatandaşa hukuk yok......Zengine var..Peki bizlerin tapuları neden iptal ediliyor? A.İ.H.M tazminat ödettirmek için mi? |
Alıntı:
|
Merhaba.
Alıntı:
Hiçbir problem birden büyümez. İlk başta hepsi küçücük sorunlar olarak karşımıza çıkar. Önce birey, sonra toplum olarak bu küçücük probleme karşı takındığımız tavır, ileride problemin ya ortadan kalkmasına , ya da takındığımız tavır yüzünden problemin daha da büyümesine neden olur. Hergün işe giderken gelirken, devlet dairelerinde işimizi görürken, sokaklarda binlerce problemle karşılaşıyoruz. Birçoğu bizi ilgilendirmiyor diyerek ilgilenmiyoruz. Bazılarına tam müdahale edecekken işe başkaları karışıyor diyerek vazgeçiyoruz. Ta ki aynı problem gelip bizi de tehdit edinceye kadar. Esasında daha sonra anlıyoruz ki küçük, büyük bütün problemler bizi ilgilendiriyormuş. Eskiden uzaklarda olan depremlere verdiğimiz tepki nasıldı? Gölcük Depreminden sonra depreme bakış açımız nasıl değişti. İşte bunun gibi. Önce birey, sonra toplum olarak karşılaştığımız her problemde birlik olarak hareket etmeliyiz. Sorunu ilk başta ve derhal çözmeliyiz. Bu problem bankada sıranın bize gelmesini beklerken olabilir, trafikte evimize veya işimize giderken olabilir, çocuğumuzun okulunda, markette, Ermeni veya Kürt sorunu olabilir. Her probleme, tehlikeye veya haksızlığa aynı derecede önem vererek birlik halinde üzerine gidip yok etmeliyiz. Bizden öncekilerin uğraşmak istemedikleri sorunlar nasıl daha da büyüyerek bizim sorunumuz olmuşlar sa, bizim ilgilenmediğimiz küçücük sorunlar ileride çocuklarımıza daha büyük sorunlar halinde miras kalacaktır. Uzaktan küçücük görünenler yakınlaştıkça büyür devleşir. Eğitimde,Sağlıkta, Güvenlikte, Hukukta her yerdeki sorunu nasıl olsa biz halledeceğiz. Öyleyse derhal başlayalım. Acarkent olayına da aynı mantıkla yaklaştığımız için olay büyüdü ve çözülemez hale geldi. Zamanında bu kanunsuzluğa göz yumanlar cezalandırılamadığı için bu hale geldi. Herhalde Acarkent kendi kendine ve bir haftada oluşmadı. Görevliler ne yaptılar? Bu olaydan kaç kişi çıkar elde etti, göz yumanların amirleri neden göz yumdu? Onların üstündekiler neden müdahale etmedi?. . . . Bu yazıyı sizin bakış açınızı eleştirmek için yazmadım. Toplum olarak esasında hepimiz biraz öyleyiz. Kendi kapımıza gelmemiş problemleri bizim sorunumuz olarak algılamıyoruz. Esasında sonunda problemi yine çözüyoruz ama bedeli daha büyük oluyor. Saygılar |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 08:50. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025