![]() |
Afedersiniz ama, 116 tane maden, mineral çeşidi işletmesi olan bir ülke de, kimyasal kullanılarak çıkarılan bir tane bile cevher yatağı maden yoktur.
Bir gr maden bile kimyasal kullanılarak bulunduğu yerden çıkarılmaz. Çıkarılan bazı cevherlerin saflaştırlması ve katma değer kazanılması için kimyasallar kullanılır. Bu da tüm madencilik ve minarel işletmeciliği içerisinde 2 % oranını geçmez. Kimseyi kırmak istemiyorum ama, savunduğunuz ve söylemlerini yaptığınız karşıt görüşleriniz temelsiz ve mesnetsiz oluyor. Bu forum başlığında defalarca yazmak zorunda kaldığım kişisel zehir tüketimiz üzerine hiç kimse sahiplenme yapmıyor da, bir kaç madencilik sektörü için mecburen kullanılması gereken kimyasallar için ahkam kesiliyor. Arkadaşlar, hala çağdaşlığını yitirmiş söylemlerin peşinde koştuğunuzu üzülerek görüyorum. Bin tane örnek veriyorum, kimse kendi payına düşeni bir türlü kabul edemiyor. Neden acaba nefes aldığınız her günün bu dünya için bir tehlike olduğunu düşünüp umursamıyor ve günlük yaşantınız da vazgeçilmez olarak kullandığınız yüzlerce meteryalin çıkaraılması,işletilmesi ve sizler tarafından tüketilmesini gözardı ediyorsunuz. Modern yaşamınızın neredeyse 80% sini sağlayan alet edevat, tüketim malzemesi karşı çıktığınız, üretilmesine mani olmayı önerdiğiniz ürünlerce sağlanıyor. Bu kadar mı zor bu bahsi geçen mamulatın üretilmesini düzene sokmak? Tarımsal üretim de bünyenize aldığınız zehirin, doğaya bıraktığımız zehirin ve zararın hiçmi farkında değilsiniz. Neden inatla bir takım şeyleri yalan yanlış savunurken altında yatan gerçeklere bakmayı ve kabul etmeyi kabul edemiyoruz. Madem zehir kullanılarak işlenmesi gereken madenlere ihtiyacınız olmadığını savunuyorsunuz, taş devrine yakın bir yaşantı sürmeniz gerekmekte. Neden hem aksini savunup hem de modern hayatın tüm nimetlerinden yararlanmak sevdasındayız? Domatesi 5 TL yerine 50 kuruşa yemek için içinize aldığınız zehirin farkındamısınız ki kullandığınız kaşık çatalın malzemesine engel olmaya çalışıyorsunuz. Lütfen temiz üretim, temiz toplum, korunmuş çevre için daha aklı başında söylemleri savunalım. Lütfen |
Alıntı:
doğayı, denizi,ormanı sevmek ve korumak ülkesini seven her vatandaşın asli görevi olmalı. bu duygu içten gelir,30 yıl çalışma ile okuma ile alakalı olduğunu düşünmüyorum. floranın ne olduğunu ,yeşilin ve mavinin ne olduğunu gayet iyi biliyorum.ben 21 yıl madende çalışan biri olarak sizin anlayışınız gibi madeni benden başkaları anlamazmı demeliyim. ve görevli olmadığım halde orman yangınını söndürme işine katıldım. yoksa ben ormancı değilim bu işlerden anlamammı demeliydim. buyrun o zaman siz ormancılar önde, florayı öğrendikten sonra bizde peşinizden geliriz. |
ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞCILARIN ÇIĞLIĞI!
15.02.2011 23:13 Geçtiğimiz günlerde, Zeytincilik Yasası ile bağlantılı Yönetmelik Taslağı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan çıktı. Yönetmelik Başbakanlık Kanunlar Genel Müdürlüğü’nün imzasından sonra yürürlüğe girecek. YENİ YÖNETMELİK’TE ZEYTİN ALANLARI NE OLACAK? Yönetmelikte yapılmış olan değişikliğe göre zeytin alanları; • Jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları, • Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri, • Kamu yararı kararı alınmış madencilik, petrol ve doğal gaz arama ve işletme etkinlikleri, • Savunmaya yönelik stratejik yatırımlar için kullanılabilecek. Konu ile ilgili bir basın toplantısı yapan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan, Zeytincilik Yasası’nın madencilerin çıkarı için son on yılda dört kez değiştirilmek istendiğini belirtti ve “Bu girişimlerden sonuç alamayan lobiler, şimdi de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca hazırlanan yeni yönetmelikle yasayı delmek istiyorlar.” şeklinde bir açıklama yaptı (5 Şubat 2011 günlü Cumhuriyet Gazetesi). Tan, basın toplantısında yönetmeliğin Türkiye Zeytin ve Zeytinyağcılığına zarar getireceğini ve yönetmeliğin uygulanmaması doğrultusunda mücadele başlatacaklarını da söyledi. Yine Tan, basın toplantısında ilginç bir açıklama yaptı ve şöyle dedi; “Yönetmelikle Zeytincilik Yasası geçersiz kılınmak isteniyor. Kanundan kaçılarak hazırlanan bu yönetmeliğin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlandığını sanmıyoruz. Bakanlıktaki bürokratları iyi tanıyoruz. Bu yönetmelikte daha yüksek bir iradenin söz konusu olduğunu biliyoruz.” GÜROL HOCA NE DEDİ? Konu, Ziraat Yüksek Mühendisi CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Gürol Ergin tarafından da Meclis gündemine taşındı. Gürol Hoca, 13 Ocak 2011 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda gündem dışı bir konuşma yaptı. Onbinlerce hektar ekili alanı tehdit eden bir yönetmelik taslağı konusunda meclisi uyardı ve taslağa karşı yasayı hatırlattı:” Zeytincilik Yasası'nda “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin gelişmesine mani olacak, kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Zeytinlik sahaları daraltılamaz” kesin hükmü getirilerek zeytinlikler korumaya alınmıştır.”” dedi. CHP'li Gürol Ergin, bu yönetmelik taslağının ilgili meslek kuruluşlarına, Marmara Birlik, Tariş gibi büyük üreticilere gönderilmemesini de eleştirdi ve “Bu yönetmelik zeytinlikler için bir ölüm fermanıdır. Hükümet zeytincilikte dünya ikincisi hedefini koymuşken nasıl böyle bir hazırlık yapılabilir? Tarım Bakanlığı, ilgili yasaya yüzde yüz aykırı böyle bir yönetmelik düzenlemesini hangi hukuk, hangi mantık anlayışıyla yapar? Bu değişikliği gerçekleştirse bile, yargıdan döneceğini bilmez mi?” diye konuştu. Şimdi, şu soruları sormak günah mı? • Bir, Tan’ın söylediği gibi bu yönetmeliğin hazırlanmasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bürokratlarının bilgisi yoksa bu yönetmelik tasarısı gökten zembille mi indi? • İki, Bakanlık bürokratlarının bilgisi dışında ise Bakan Mehdi Eker’i bir kenara bırakalım, Müsteşar Vedat Mirmahmutoğulları’nın bilgisi de yok mu? • Üç, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bürokratları kendi sorumluluklarından bizim irademiz dışında diye kaçabilirler mi? İstifa kurumu yok mu? Sakın bu söylemler, timsah gözyaşları olmasın? • Dört, Mustafa Tan bu yönetmelikte daha yüksek bir iradenin söz konusu olduğunu söylüyor. Basın toplantısında neden bu konuda bir açıklama yapmıyor? Zaman, biraz daha açık olmanın zamanı değil mi? Yazımı bitirirken Gürol Hoca’ya da bir teşekkür etmek istiyorum. Konuyu bir meslek adamı olmanın ötesinde yurtsever bir duyarlılıkla meclis gündemine getirdiği için. Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı mustafa.kaymakci@ege.edu.tr Odatv.com |
1 Eklenti(ler)
|
Zeytin
YILMAZ ÖZDİL, Sözcü 1 Haziran 2017 "Akp iktidara gelir gelmez… 2003'te TBMM'ye getirdiler. Geri püskürtüldü. 2006'da tekrar getirdiler. Geri püskürtüldü. 2008'de tekrar getirdiler. 2009'da tekrar getirdiler. 2010'da tekrar getirdiler. Kavga dövüş hep geri püskürtüldü. 2013'te tekrar getirdiler. 2014'te tekrar getirdiler. Gene başaramadılar. 2017… Tekrar getirdiler kardeşim. * Zeytin'in idam fermanı. * Akp iktidara geldiğinden beri ısrarla uğraşıyorlar, illa öldürecekler. * Bugüne kadar yedi defa denemişlerdi ama, yasayı çıkaramamışlardı. Şimdi herkes fetoyla metoyla uğraşırken, kaşla göz arasında “üretim reform paketi” adı altında yeniden TBMM'ye getirdiler. * Ne yapmaya çalışıyorlar? Bizzat Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla hazırlanan ve 1939'dan beri yürürlükte olan “zeytin yasası”nı değiştirmeye çalışıyorlar. * Bu yasa değişirse… Bir dönüm alanda 15'den az zeytin ağacı varsa, o alan zeytinlik kabul edilmeyecek. * Peki bu ne anlama geliyor? Türkiye'de toplam 170 milyon zeytin ağacı var, bunların 120 milyonu “zeytinlik” vasfından çıkarılacak anlamına geliyor! Çünkü, bu işle alakası olan herkes gayet iyi biliyor ki, Türkiye'deki zeytinliklerin yüzde 70'inde dönüm başına 10-12 ağaç bulunuyor. * Başka? Zeytin ağacı kesenlere, ağaç başına iki bin lira ceza getiriliyor. Yani? Arazide 16 zeytin ağacı varsa, kes iki tanesini, öde dört bin lira cezayı, zeytinlik alanı zeytinlik olmaktan çıktı mı, çıktı, hadi güle güle kullan! * Başka? Zeytin sahaları koruma kurulu oluşturuluyor. Zeytinliklerin korunmasına veya imara açılmasına bu kurul karar verecek. Bu kurul, vali ve valinin emrindeki bürokratlardan oluşacak. İyi de… Valiler kimin emrinde bu ülkede? Hükümetin “olur” dediği bir işleme, valinin “olmaz” diyebilmesi mümkün mü? Yandaş işadamı zeytin keserse, vali dur diyebilir mi? * Başka? En zırt dediği yer şurası. * Zeytin yasasının şu anki halinde “zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede, kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz, işletilemez” deniyor. İşte bu koruyucu maddeye “ancak” diye başlayan bir ilave yapılıyor… “Ancak, alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla, kamu yararı için yatırımlara izin verilir” deniyor! * Zeytin yasasını… Madenciler değiştirtmek istiyor. * “Reform paketi” dedikleri, bu. * Yedi defa denediler, olmadı. Sekizinci defa meclise getirdiler. * “Ne var canım bunda, kestiğimizden fazlasını başka yere dikeriz” diyorlar… Halbuki, özellikle Ege'deki zeytin ağaçlarımız 200 yıllık, 400 yıllık, aralarında 900 yıllık olanları var, Manisa Kırkağaç'ta 1655 yıllık zeytin ağacımız var, hâlâ yılda 250 kilo zeytin veriyor. * “Yaşamak şakaya gelmez / büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın / bir sincap gibi mesela / yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden / yani, bütün işin gücün yaşamak olacak… / Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı / yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin / hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil / ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından” demiş şair. * Yurtsever, zeytine bakıyor… Hayatın anlamını görüyor. Bunlar zeytine bakıyor… Odun görüyor! * ... * Duyduk duymadık demeyin ahali… * Duymazlıktan gelmeye devam edersiniz, salataya sızma linyit gezdirip, kahvaltıda kok kömürü yersiniz gari!" Hem yeraltı hem de yerüstü zenginliklerimizin insanoğlunun faydasına sunulması taraftarıyım ancak bunun böyle yukardaki yazıda özetlendiği şekilde yapılmaya çalışıldığını gördükçe üzülüyorum. Sayın balbay'ın önceki yazılarında önerdiği gibi insana ve çevreye zarar vermeden veya en az zarar ile bu işler nasıl yapılır, buna kafa yormak ve aynı teklifi tekrar gündeme getirirken "bakın, önceki teklifte yer alan şu sakıncaları şöyle gideriyoruz, böyle tedbirler getiriyoruz" şeklinde yapıcı bir yaklaşım sergilemek daha güzel olmaz mıydı? |
Bir kez daha geçmiş olsun!
"Üretim Reformu Tasarısı'ndan komisyona çekilen zeytinlikler ile ilgili hükümlerden tamamen vazgeçildi."
|
Alıntı:
Bu iktidarın zihniyetini görmek için eski enerji bakanının sözleri yeterlidir sanırım "Zeytin ağaçları enerji mi üretiyor? Bir ampul bağlasan yakamaz, ütü bağlasan çalıştıramaz. Bıraksan 500 sene büyür gider, topraktan besin maddeleri alır, temiz suyu kullanır, Havadan karbondioksit çeker." Bu zihniyetin doğaya, tarıma bakış açısı bu. Korkarım ki bir süre sonra insanlar için de elektrik üretmiyorlar, sabun yapalım diyecekler. |
Alıntı:
Kimse bu dünyada kalıcı değil; bakarsınız bu zihniyet de bir gün gider. |
Alıntı:
|
|
Alıntı:
17/25 Aralık'da tapeler çıktı, "montaj" dediler. Sonra çıkıp "Kriptolu telefonlarımızı dinlemişler" dediler. Düşünen ve sorgulayan biri olsa buradan ne çıkarırdı? Madem montaj dediniz, kriptolu telefon dinleme olayı yalan. Montaj yalansa, ortalığa dökülen tapeler doğru. Bu kadar basit mantıkla anlaşılabilecek bir olayı bile, çıkarlarına ters düştüğü için anlamayan ya da anlamamazlıktan gelen insanlar için düşünmek ve sorgulamak çok yorucu faaliyetlerdir. |
Alıntı:
|
Alıntı:
Annemin de bana sürekli söylediği bir söz var " Malul hülya, bir tohum idi, ektim ama bitmedi" Bu iktidara oy verenlerin çoğunun muhafazakar olmadığı çok net. Çevremden biliyorum. Adam Ramazanda rakı sofrası kurup, kafayı çekiyor. Ondan sonra muhafazakar söylemleri peş peşe sıralıyor. İnsanların belirli görüşte olması sorun değil. Asıl sorun toplumun dejenere olması. Kendi çıkarı için, ülkenin nereye gittiğinin umurunda olmaması. Bu tip seçmenin iktidarı değiştirmesi için, yeni gelen iktidarın bunlardan daha fazla kemik dağıtması gerekir. Asıl sorun da bence bu. |
Umut hakkında birkaç söz de ben aktarayım...
"Umut, cesaretin yarısıdır." Balzac
"Bir şeyden ümitsiz olan, ondan uzak olur." Hz. Ömer "Umut, uyanık insanların rüyasıdır." Aristoteles "Ümit gidince, yaşamak zevki de gider." Emile Zola Siyaset, nabza göre şerbet vermekse eğer; hedef, siyasetçinin değil nabzın düzene sokulması olmalıdır. |
Alıntı:
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 19:53. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025