agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 03-06-2009, 19:23   #1
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasası

Biyogüvenlik Kanunu Tasarısı metni




Genetiği değiştirilmiş bitkiler geliyor


Hükümet genetiği değiştirilmiş bitkilerin üretilmesine yeşil ışık yakarken bu konuda sıkı denetim yapılacağını açıkladı. Hazırlanan yasa taslağına göre genetiğiyle oynanmış ürünler bebek mamasında kullanılmayacak

ANKARA - Hükümet, genetiği değiştirilmiş bitkilerin üretimine izin verilmesine yeşil ışık yaktı. Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınan yasa tasarısıyla genetiği değiştirilmiş bitkiler (transgenetik bitkiler), bebek mamaları ve küçük çocuk besinlerinde özel amaçla geliştirilen ürünler hariç kullanılabilecek. Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, genetiği değiştirilmiş bitkilerdeki ‘bilinmezlere’ ve dışa bağımlılığa dikkat çekti.

Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, toplantıda ağırlıklı olarak tarım sektörüyle ilgili konuların görüşüldüğünü söyledi. Köy Hizmetleri’nin İl Özel İdarelerine devredildiğini hatırlatan Çiçek, imzaya açılan yasa tasırısı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılacağını ve isminin de ‘Tarım ve Gıda Bakanlığı’ olacağını söyledi.

Statik değil dinamik olacak
Statik bir bakanlık yerine, daha dinamik bakanlık kurulacağını anlatan Çiçek, halen beş olan müsteşar yardımcılığı sayısının da ikiye düşürüleceğini söyledi. Çiçek, diğer üst düzey yönetici sayısında da azalma olacağını ifade etti. Ulusal Biyogüvenlik Kanun Tasarısı taslağının da imzaya açıldığını söyleyen Cemil Çiçek, bu tasarının hazırlanma gerekçesini, ‘dünyadaki gelişen teknolojiler sebebiyle ulusal biyogüvenlik konusunun yeniden ele alınması’ olarak açıkladı. Çiçek şunları söyledi:

Mevzuat düzenleniyor
“Dağınık mevzuat tek elde toplanıyor. Kanun taslağında önerilen sistem, AB sistemiyle benzerlik arz edecek. Böylece bizim sistemimizde biyolojik çeşitlik konusuna daha fazla önem verilmiş olacak. Kanunun yürürlüğe girmesiyle genetiği değiştirilmiş bitkilerin üretimine izin verilmesinin önü açılacak. Kanunla konulan değişik seviyelerdeki bilimsel eleklerden geçen ve sosyo-ekonomik değerlendirmede yeterli bulunan genetiği değiştirilmiş bitkiler ancak üretim hakkını elde edebilecektir. Genetiği değiştirilmiş bitkilerin izinsiz kullanımı, biyolojik çeşitlilik merkezleri ve organik tarım yapılan alanlara yakın üretimlerle bebek mamaları ve küçük çocuk besinlerinde özel amaçla geliştirilenler hariç kullanımı yasaklanmıştır. Dolayısıyla bu alandaki bir boşluk, başıboşluk, düzensizlik ortadan kaldırılmış olacaktır.”

Tarım Bakanlığı’nın ‘Türkiye’deki tarım havzaları üretim ve desteklemeleri’ adı altında bir plan sunduğunu söyleyen Çiçek, 2009’dan itibaren uygulamaya konulacak sistemle ‘Tarım Havzaları’nın oluşturulacağını söyledi. Arz ve talep dengesine göre tarım havzalarının oluşturulacağını, belli bir malın fiyatı arttığında o yıl herkesin o malı ekmesi sonucu yaşanan sıkıntıların yaşanmayacağını anlatan Çiçek, üreticinin de kârının artacağını ve dünya ile rekabetin sağlanacağını söyledi. Çiftçilerin devlet tarafından ‘zorlanmayacağını’ söyleyen Cemil Çiçek, “Devlet bir kısım teşviklerle hangi havzalarda hangi ürünleri yetiştirirse daha fazla kârlı olacağını yönlendirecek, teşvik edecek” diye konuştu.

Bilinmezi çok
Radikal’in sorularını yanıtlayan Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı Yetkin, genetiği değiştirilmiş bitkilere ‘soğuk baktığını’ söylerken, “Çünkü her ürünün kendi genleri ve doğallı var” dedi.

Genetiği değiştirilmiş bitkilerin çok sayıda ‘bilinmez’ içerdiğini savunan Yetkin, “Bir bakıma ülkenin geleceğini riske atmaktır. “Yüksek verim almak için bu bitkileri satın alırsınız, ama öyle statejik bir silahtır ki bin pişman olabilirsiniz” dedi. Bilimsel veri tabanının eksikliğine dikkat çeken Yetkin, konunun dünyada da tartışılmaya devam ettiğini söyledi. Bu ürünlerin başta ABD ve İsrail’den Türkiye’ye gireceğine dikkat çeken Yetkin, “Bu ülkelerde çoğunlukla kendileri kullanmak için değil, dışarıya satmak için kullanıyorlar. Doğal bir üretim biçimi değil, öyle olsa neden mamalarda kullanılamayacak? Risk taşıdığı belli” ifadesini kullandı. Yetkin, Türkiye’nin kendi tohumlarını ıslah ederek verim çeşitliliğini sağlayabileceğini söyledi.


TARIK IŞIK
02/06/2009
Radikal

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-06-2009, 19:28   #2
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
Hükümetin genetiği değiştirilmiş bitkilerin üretimine kapıyı aralaması, tartışmaları da beraberinde getirdi. Bazı sivil toplum kuruluşları GDO'lu ürünlerin insan sağlığıyla ilgili ciddi riskler taşıdığını savunurken, Tarım Bakanı Eker sıkı denetim olacağını söyledi.

Türk hükümeti de, önceki gün aldığı bir kararla, Ulusal Gıda Güvenliği ile genetiği değiştirilmiş bitkilere izin verilmesinin önünü açtı. Bilimsel elekten geçen genetiği değiştirilmiş bitkiler, üretim hakkı elde edecek. Dünya genelindeki gıda açığı ve tarım sektörünün ülke ekonomisi açısından önemi dikkate alınarak hazırlanan yasa tasarısı, beraberinde endişeleri de gündeme getirdi. Tarım Bakanı Mehdi Eker, genetiği değiştirilmiş ürünlerin sıkı denetleneceğini vurgularken, "Bu konu AB için de Türkiye'nin kendi ihtiyaçları için de önemli" dedi.

Devamı için...

03/01/2009
Sabah

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-06-2009, 21:27   #3
Ağaç Dostu
 
nariçi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-09-2008
Şehir: Gaziantep-Adıyaman
Mesajlar: 3,411
Galeri: 8
Bu işe uygun söz "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" denir. Bir taraftan organik tarımı önereceksiniz ve teşvik için propaganda ve kampanyalar olacak. Diğer taraftan genetiği değiştirilmiş (bozulmuş) tarım için yol ve taşvik açılacak.

nariçi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-06-2009, 22:36   #4
Ağaç Dostu
 
gurbik67's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2008
Şehir: Zonguldak
Mesajlar: 868
genetiği değiştirilmiş tarım ürünlerinde yıllarca kullanılar kimyasal gübrelerin toprakları öldürdüğü tarımdaki gidişatın insanların gereksinimlerine cevap vermediği için insanoğlu artık ne yazıkki genetiği bozulmuş farklı canlıların arasında dahi hayvan insan kromozomlarına hayvan geni dahi enjekte edilip ortaya hilkat garibesi çıkarmaktan dahi geri kalmamaktadırlar.

ileriki yıllarda çok büyük sağlık sorunu çıktıktan sonra yapılan genetik değişimin yanlışlığı ortaya çıkacak ancak telafisi neredeyse mümkün olmayacaktır.genetiği değişmiş ürünler zararlı bir toksin olup insan sağlığını tehdit edecek konuma da gelmiştir.

Amerikada tesbit edilmiş ve bunun genetik oynamalardan dolayıda insanların kan hastalıkları,kanser ve EMS gibi hastalıklardan dolayı tescil edilmiş bir çok tazminatlarda kazanılmıştır bundan dolayı. genetik oynamadan dolayı tesbit edilen ölü vakası ABD de 40 ölü 4000 üzerinde kan hastalığı vakası var sadece tesbit olunan .artık genetik mühendisliği DNA sı değişmiş bakterilerin insan sağlığı üzerindeki zararları ile ilgili çalışmalarını İngiliz,ABD ve japon bilim adamları araştırmalarını aralıksız sürdürmektedirler.

sayın tarım bakanı bunun için teşvikte verir parada bir zamanlar bir devlet başkanı çernobil faciasından dolayı çaylarda radyasyon yok bakın ben de içiyorum demedi mi bize? ne AB doymuş doymamış biz mi onları doyuralım sayın merkel ne güne duruyor. HANİ BİR ZAMANLAR Türkiye tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biri idi .

gurbik67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-06-2009, 23:11   #5
Ağaç Dostu
 
BalıkcıSerdar's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-02-2009
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,160
Genetiği ile oynanmış ürünlerimiz, gümrüklerden dönecek ve Sn. Gurbik67'nin Çernobil örneğindeki gibi (o kadar geriye gitmeye ne hacet, Kızılırmak suyunda da yaşadık "bakın bende içiyorum" olarak) "bakın bende yiyorum" denilerek, yine bizim vefakar/cefakar halkımıza afiyetle yedirilecek. Sonra kanser ilaçlarını SGK ödemeyecek, devletimiz zengin olacak.

En sonunda vefakar/cefakar halkımız "Vatan Sağolsun" nidalarıyla toprağa uğurlanacak.

Bu hafta içi, Ankara'daki marketlerden birisi domatesin kilosunu "19" kuruştan (0,19 TL) satıyor. Sizce bu domates sağlıklı mıdır? Bana göre bu zamanda domatesi bu fiyata çalan satmaz. Peki neden bu fiyat?

Tahminlerinizi bekliyorum.

BalıkcıSerdar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-06-2009, 23:26   #6
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,962
Galeri: 266
Muhtemelen genetiği değüştirilmiş bitkiler gelmiştir, belki senelerdir geliyordur.

Şimdide zorluk çektikleri noktalar kolaylaştırılacak, denetimindeki hususlar ayarlanacak, kanunu çıkarılacaktır. Mevzuatta diledikleri gibi olur.

Benim memleketimde malesef işler böyle yürüyor.

k0900 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-06-2009, 00:00   #7
Ağaç Dostu
 
gurbik67's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2008
Şehir: Zonguldak
Mesajlar: 868
görünen köy kılavuz istemez bunları avrupa almayacağına göre genetiği değişmiş hormonu farklı çalışan sanki klonlanmış farklı bir Türkmü yaratmak istiyorlar.

gurbik67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-06-2009, 22:21   #8
Yeni Üye
 
yesimcim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 16
Bilgilenmek isteyenlere duyurulur...


14 Haziran 2009 Pazar
ULUSAL BİYOGÜVENLİK YASA TASARISI TASASI!



Büyük sır "Kırmızı Kitabı" ele geçirdik!
Birçok kimsenin peşine düştüğü ancak elde edemediği gıdanın kırmızı kitabı Ulusal Biyogüvenlik Yasa Tasarısı ele geçirildi. IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi organizasyonlarca dayatılan tasarı "kölelik ya da ölüm yasası" olarak adlandırılıyor.

Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek son Bankalar toplantısı çıkışında üzerinde durdukları ve imzaya açtıkları yine Tarım ve Köyişleri Bakanlığıyla ilgili ikinci yasanın, ''Ulusal Biyo Güvenlik Kanun Tasarısı” olduğunu bildirdi.

Bu tasarının hazırlanma gerekçesinde dünyada gelişen teknolojiler sebebiyle ulusal biyo güvenlik konusunun yeni baştan ele alınması gerekliliğinin yer aldığını anlatan Çiçek, şunları söylemişti: ''Dağınık mevzuat tek elde toplanıyor. Böylece tek kanun çatısı altında mevzuat birleştirilmesi sebebiyle bu alandaki boşluk ortadan kaldırılmış olacak. Kanun taslağında önerilen sistem, AB sistemiyle benzerlik arz edecek. Böylece bizim sistemimizde biyolojik çeşitlilik konusuna daha fazla önem verilmiş olacak. Kanunun yürürlüğe girmesiyle genetiği değiştirilmiş bitkilerin üretimine izin verilmesinin önü açılmış olacak. Kanunla konulan değişik seviyelerdeki bilimsel eleklerden geçen ve sosyo ekonomik değerlendirmede yeterli bulunun genetiği değiştirilmiş bitkiler ancak üretim hakkını elde edebilecektir. Genetiği değiştirilmiş bitkilerin izinsiz kullanımı, biyolojik çeşitlilik merkezleri ve organik tarım yapılan alanlara yakın üretimlerle bebek mamaları ve küçük çocuk ek besinlerinde özel amaçla geliştirilenler hariç kullanımı yasaklanmıştır. Dolayısıyla bu alandaki bir başıboşluk, düzensizlik ortadan kaldırılmış olacaktır''
(1 Haziran 2009)

Bunun üzerine tasarının son halini edinmek için 03.06.2009 tarih ve 55328 sayılı ile Başbakanlığa bilgi edinme müracaatında bulunduk. Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 09.06.2009 tarih ve 19015 sayılı yazısı ile talebimize “Ulusal Biyogüvenlik Kanunu Tasarısı” taslağına ilişkin ilgili başvurunuz incelenmiş olup, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nca hazırlanarak Başbakanlığa gönderilen mezkur kanun tasarısı henüz tekemmül etmemiştir” şeklinde cevap verdi. Verilen cevabın takdirini tüm Türkiye’ye bırakıyoruz.

Ancak belirtmeliyiz ki; “tekemmül etmedi” denilen tasarıyı uzun uğraşlar sonrası elde ettik. Her müracaat ettiğimiz isimleri bizde mahfuz yetkililer, milletvekilleri tasarının kendilerinde de bulunmadığı iddiasıyla vermekten çekindiler. Ancak iki kişinin bildiği hiçbir şey sır değildir. Mutlaka erişilebilir ve biz de eriştik. “Kırmızı Kitap” olarak tanımlanan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi gibi saklanan tasarısının engellenmesi için yayınlıyoruz.

Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi olarak genetiği değiştirilmiş hiçbir organizmanın bırakınız ülkemizde ekilmesini, dünyanın hiçbir yerine de ekilmesine rıza gösteremeyiz. İnsanlığın ortak mirası olan tohumların uluslararası şirketlerin insafına ve tekeline asla bırakılamaz. GDO’lu ürünler insanlığın geleceğin için büyük bir tehdittir. Bunun yanı sıra çevre için, doğa için ve diğer tüm canlılar için büyük bir tehdittir. İnsanoğlu dünyada tek başına yaşamamakta ve dünya onun mülkü değildir. Hatta tohumlar bir ülkenin bile tek başına mülkü değildir. Onların mülkiyeti Allah c.c.’ye ait olup onu kulların tümüne birden emanet etmiştir ve herkesin kullanım hakkı vardır.

Türkiye’nin yapması gereken genetiğe müsaade etmek değildir. Kimilerinin ifade ettiği gibi bizde ekilmesin de, nerede ekilirse ekilsin de değildir. Onun zararı sadece bizi değil tüm dünyayı bulur ve bulmakta. Amerikalı çocuk kanser olurken bizim çocuklar olmuyor mu? Amerikalılar obez olurken biz olmuyor muyuz? GDO’lu ürünlerin ürün etiketlerine yazılsın, tüketici istediğini tercih etsin diyenler bile ömürlerinde tükettikleri hiçbir ürünün etiketini baştan sonra okumamışlardır. Okusalar ne olur ki; kaç kişi bu etiketlerde yazan ifadelerin anlamını ya da menşeini bilmektedir?

Artık gıdaların bir ülkesi yoktur. Hemen her türlü gıda aynı gün dünyanın bir başka köşesine seyahat edebilmektedir. Bu yüzden yapılması gereken tek şey tümüyle GDO'yu yasaklamaktır. Aksi durum tartışmasız bir şekilde ülkenin ve insanların birkaç şirketin KÖLESİ haline getirilmesi demektir ki: Bunun için yapacağız şey isyan etmektir! Siyasi iktidar çok iyi bilmeli ki: Bizi şeytan şirketlerin kölelisi yapmaya muvakkaf olamayacaklar!

İŞTE O KÖLELİK YA DA ÖLÜM YASA TASARISI:

"Ulusal Biyogüvenlik Tasa Tasası" Metni

Kaynak: http://gidahareketi.org

Sevgiyle kalın,
Yeşim Güriş

yesimcim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2009, 23:02   #9
Ağaç Dostu
 
gurbik67's Avatar
 
Giriş Tarihi: 25-01-2008
Şehir: Zonguldak
Mesajlar: 868
teşekkürler yeşimcim.
bizim lise yılarında (35 yıl önce) tarımda kendi dendine yetebilen 7 ülkeden biri idik. hemde karasaban ile yapılan tarım ile.
gelişen teknoloji nasıl bir şey ise bizde tersi oldu.Amerika,Meksika,Kanada gibi ülkelerden tarım ürünleri ithal eder olduk. GDO lu ürünler biyolojik çeşitlilik değil,biyolojik silahtır.AB nin yaptırımları ile bir şekilde topraklarımızı kiralık adı altında diğer ülke kullanımına açacağız.
esas ölüm yasası böyle başlayacak,insanımıza ve toprağımıza verilen zehiri kimler ve nasıl tahlil edebilecek. edilsede sonucu öğrenmek yasak.

gurbik67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2009, 23:05   #10
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 02-12-2008
Şehir: antalya
Mesajlar: 3,093
Sn.Gurbik67 ;

Çok hassas dengeler ve stratejiler dönen bu konu hakkındaki yorumlarınıza en içten dileklerimle katılıyorum.Teşekkürler

Oğuz Alper Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-06-2009, 23:32   #11
Yeni Üye
 
Keyifli Hobiler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 15-06-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 7
Dün akşam disko kralında bu konu hakkında konuşuldu sanırım iki önemli üniversite ögretim üyesi bu konuda dava acmaya hazılanıyor.
Ayrıca Yeşim hanımın da bahsettigi gibi, GDO'lu tarım ürünlerini bize İMF zorunlu kılıyormuş yani mecbur bırakılıyoruz arkadaşlar.
Genetigiyle oynanmış bu ürünler hem dogaya hem insanlara son derece zararlı oldugundan mevsiminde olmayan her sebze meyve GDO' lu olarak nitelendiriliyor.
O nedenle her meyve ve sebzeyi mevsiminde tüketmemizi öneriliyor...

Keyifli Hobiler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-07-2009, 15:23   #12
Ağaç Dostu
 
nariçi's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-09-2008
Şehir: Gaziantep-Adıyaman
Mesajlar: 3,411
Galeri: 8
http://www.milliyet.com.tr/Pazar/Hab...”&ver=37

nariçi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-09-2009, 13:00   #13
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 09-07-2009
Şehir: Mersin
Mesajlar: 3
Görünen o ki GDO ile üretilmiş tohum ve bitkilere yaygın bir karşıtlık var lütfen bu karşıtlardan biri GDO lu bitkilerin zararlarının araştırıldığı nasıl bir genetik bomba olduğu **** kansere nasıl sebep olduğunun anlatıldığı makaleleride verir ve yazarlarsa sevinirim. Bazen bir şeye karşı gelirken bağnazlık yapıp yapmadığımızı düşünülmesi gerektiğini görüyorum. Eğer öyle değilse hala güneş ve evren dünyanın etrafında dönmeye devam ederdi değil mi?

topchu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 28-10-2009, 17:32   #14
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 28-10-2009
Şehir: TEKİRDAĞ
Mesajlar: 2
Durum sandığımızdan daha vahim

BİLEREK BÜYÜK HARFLERLE YAZIYORUM ÇÜNKİ SESİMİZİ YÜKSELTMEMİZ GEREKİYOR LÜTFEN AŞAĞIDA BULUNAN LİNKİ TIKLAYIP GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALARIN NE OLDUĞUNU VE ALTINDA YATAN GERÇEKLERİ ÖĞRENİN
AİLENİZE ARKADAŞLARINIZA ANLATIN BUNU KENDİNİZ İÇİN YAPIN

http://www.gidahareketi.org/VideoLis...?Id=103&Page=2

salihtekirdag59 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 17-03-2010, 22:48   #15
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,246
Galeri: 88
BİYOGÜVENLİK YASA TASARISI HALK SAĞLIĞI VE ÇEVREYE UZAK, SERMAYEYE YAKIN...

Biyogüvenlik Yasası sessiz sedasız meclis gündemine geldi. Hükümet Kasım ayında GDO'lu ürünleri denetim altına almak için çıkarttığı yönetmelikleri uygulanamaz hale getirmesinden kısa bir süre sonra şimdi de Biyogüvenlik Yasası’nı meclis gündemine getiriyor. GDO karşıtlarının haklı mücadelesi ile GDO üretimi bu yasa ile yasaklanıyor. Ancak bu durum ülkenin genetik varlıklarını, gıda egemenliğini, biyolojik çeşitliliğini korumaya yetmiyor. Biyügüvenlik Yasası sağlığı ve çevreyi değil, sermayeyi korumak için önce Meclis salonuna, ardından gündelik hayata geliyor...

Başta GDO'ya Hayır Platformu'nun olmak üzere örgütlü muhalefetin 2004 senesinden bu yana çıkarılmasını istediği Biyügüvenlik Yasası halk sağlığı ve çevreyi korumaktan uzak, sermayenin çerçevesini çizdiği bir yasa ile gündemde.

Biyogüvenlik Yasasının bu şekilde yasalaşmasına sen de karşı çıkmalısın.
Çünkü,

1) Biyogüvenlik Yasası GDO’lu ürünlerin ithalatının önünü açıyor. Bu şekilde hem insan sağlığı hem de biyolojik çeşitlilik büyük bir riske maruz bırakılıyor. GDO hayvan yemi ve diğer ürünler içinde kullanılmaya devam edecek, bu ürünler ülkeye girmeye devam ettiği sürece gıda egemenliğimizi korumanın olanağı kalmayacak. Ülkenin gıda geleceği, bitki çeşitliği, hayvan hakları için, Biyogüvenlik Yasası, GDO’lu ürünlerin ithalatını yasaklamalıdır.

2) Biyogüvenlik Yasası, GDO’ların ülkeye girişiyle ilgili izinleri Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na bağlı Biyogüvenlik Kurulu’na bırakıyor. Biyogüvenlik Kurulu’nda yer alacak bürokrat ve uzmanların, nesnel ve kamu yararına uygun kararlar almasını sağlayacak kriterler belirlenmiş değildir. Bu alınan kararların kamuoyu tarafından denetlenebilmesi için, bu kurulda ekoloji, tüketici ve üretici örgütlerinin temsilcileri yer almalıdır.

3) Biyogüvenlik Kurulu’nun aldığı kararların açıklanmayacağı bu yasa da düzenleniyor. Oysa ki, Kurul kararlarının hukuka, tarımdaki ekonomik ve sosyal gerekliliklere, ekolojik geleceğe etkilerinin değerlendirilebilmesi için bu kararların kamuoyuyla paylaşılması gerekir. Bu nedenle, kurul kararlarının tamamının demokratik bir biçimde toplumla paylaşılması şarttır. Bilginin demokratikleştirilmesi için, kurul kararlarının kamuoyuyla paylaşılmasına olanak sağlayacak biçimde düzenlenmesi gerekir.

4) Biyogüvenlik Yasası GDO’lu ürünlerden doğan zararın ispatını tüketici ve üretici üzerinde bırakmaktadır. Oysa ki bu ürünlerin kapalı kullanım koşullarından doğacak zararlar ile transit ve nakil sırasında kontrolsüz salımından kaynaklanacak sorunların bedeli ağır olacaktır. Bu ürünlerin kapalı alan kullanımı, nakli ve transit geçişini isteyen şirketler bu ürünlerin zarar vermeyeceğini ispat ederek, bu ürünlerle ilgili muamele yapabilmelidirler. Yasa’da bu şekilde bir düzenleme yapılmadığı taktirde, Türkiye tarımı ve hayvancığı, gıda egemenliği bilinmez yaralar alacaktır.

5) Biyogüvenlik Yasası, GDO ticaretini güvence altına alan tanımlardan vazgeçmelidir. İnsan-bitki-hayvan sağlığı, genetik çeşitlilik, biyolojik güvenlik temelinde yasanın tanımları yeniden yazılmalıdır. Bu doğrultuda da gdo ticaretini değil, gıda egemenliğini ve biyolojik çeşitliliği koruyacak bir tanımla yola çıkılmalıdır.

Yukarda saydığımız beş madde doğrultusunda yasanın mecliste değerlendirilmesi ve geleceğimiz açısından yeniden oluşturulması gerekmektedir. Aksi taktirde, bu yasanın yaratacağı ekolojik felaketlerin sorumluluğunu hiçbir siyasal iktidar üstlenemeyecektir.

Kamuoyuna Duyurulur.
SEN DE MİLLETVEKİLLERİNE E POSTA VE FAKS İLE ULAŞ, HAKLI TEPKİNİ DİLE GETİR.
http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/m...rimiz_sd.liste

Ekoloji Kolektifi
17.3.2010

ekolojistler.org

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-05-2010, 20:00   #16
Ağaç Dostu
 
gece's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,670
Galeri: 32
Tasarı yasalaştı, peki tasalar yatıştı mı?

Biyogüvenlik Kanunu, 18.03.2010 tarihinde Meclis'ten geçerek 5977 sayılı yasa olarak yasalaştı.

Yasa, Resmî Gazete'nin 26.03.2010 tarihli 27533 sayısında yayınlandı.

Toplam 18 maddeden oluşan yasanın 17. maddesine göre, yayınlandıktan 6 ay sonra (2010 Eylül sonu) yürürlüğe girecek.

"
BİYOGÜVENLİK KANUNU

Kanun No. 5977
Kabul Tarihi: 18/3/2010

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar

Amaç ve kapsam
MADDE 1 – (1) Bu Kanunun amacı; bilimsel ve teknolojik gelişmeler çerçevesinde, modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilen genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinden kaynaklanabilecek riskleri engellemek, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla biyogüvenlik sisteminin kurulması ve uygulanması, bu faaliyetlerin denetlenmesi, düzenlenmesi ve izlenmesi ile ilgili usul ve esasları belirlemektir.

(2) Bu Kanun; genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünleri ile ilgili olarak araştırma, geliştirme, işleme, piyasaya sürme, izleme, kullanma, ithalat, ihracat, nakil, taşıma, saklama, paketleme, etiketleme, depolama ve benzeri faaliyetlere dair hükümleri kapsar.

(3) Veteriner tıbbî ürünler ile Sağlık Bakanlığınca ruhsat veya izin verilen beşeri tıbbî ürünler ve kozmetik ürünleri bu Kanun kapsamı dışındadır.

Tanımlar
MADDE 2 – (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Ayırt edici kimlik: Her bir GDO için taşıdığı her bir genin kodunu da içeren nümerik ve alfa nümerik bir kodlama sistemini,
b) Bakan: Tarım ve Köyişleri Bakanını,
c) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını,
ç) Basitleştirilmiş işlem: GDO ve ürünlerinden kaynaklanabilecek herhangi bir riskin olmadığı; insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe herhangi bir zararının bulunmadığı yönünde mevcut bilgiye ve daha önce yapılmış olan risk değerlendirmesine dayanan basitleştirilmiş karar alma sürecini,
d) Biyogüvenlik: İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliği korumak için GDO ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerin güvenli bir şekilde yapılmasını,
e) Biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması: GDO ve ürünleri ile ilgili bilimsel, teknik ve uygulamaya ilişkin bilgi ve belgelerin ulusal ve uluslararası seviyede alışverişinin kolaylaştırılması ile kamuoyunun bilgilendirilmesi ve karar sürecine katılımı amacıyla oluşturulacak bilgi alışverişi sistemini,
f) Biyogüvenlik sistemi: Biyogüvenliğin sağlanması için yürütülen her türlü faaliyet ile idari, hukuki ve kurumsal yapılanmanın tamamını,
g) Biyolojik çeşitlilik: Ekosistem de dâhil olmak üzere, türler arası ve tür içi farklılıkları,
ğ) Bulaşan: Gıda veya yeme kasten ilave edilmeyen ancak, gıdanın birincil üretim aşaması dâhil üretimi, imalatı, işlenmesi, hazırlanması, işleme tabi tutulması, ambalajlanması, paketlenmesi, nakliyesi veya muhafazası ya da çevresel bulaşma sonucu gıdada bulunan, hayvan tüyü, böcek parçası gibi yabancı maddeler hariç olmak üzere her tür maddeyi,
h) Canlı organizma: Mikroorganizma, steril organizma, virüs, virion ve viroidler de dahil olmak üzere genetik materyali çoğaltabilen ya da aktarabilen herhangi bir biyolojik varlığı,
ı) Deneysel amaçlı serbest bırakma: GDO ile ilgili deneysel amaçlarla yapılacak faaliyetlerin, harici çevre ile temasını önleyecek şekilde, kontrollü şartlar altında, sınırlandırılmış belirli bir alanda yürütülmesini,
i) Genetik yapısı değiştirilmiş organizma (GDO): Modern biyoteknolojik yöntemler kullanılmak suretiyle gen aktarılarak elde edilmiş, insan dışındaki canlı organizmayı,
j) GDO’lardan elde edilen ürünler: Kısmen veya tamamen GDO’lardan elde edilmekle birlikte GDO içermeyen veya GDO’dan oluşmayan ürünleri,
k) GDO ve ürünleri: Kısmen veya tamamen GDO’lardan elde edilen, GDO içeren veya GDO’lardan oluşan ürünleri,
l) İlgililer: GDO ve ürünleri ile ilgili olarak araştırma, geliştirme, işleme, piyasaya sürme, izleme, kullanma, ithalat, ihracat, nakil, taşıma, saklama, paketleme, etiketleme, depolama ve benzeri faaliyetlerde bulunanları,
m) İşleme: GDO ve ürünlerinin, gıda, yem veya diğer amaçlarla kullanılmasını sağlamak için yapılan ve ürünün ilk halini önemli ölçüde değiştiren herhangi bir faaliyeti,
n) İzleme: GDO ve ürünlerinden kaynaklanabilecek herhangi bir riskin olmadığı ve insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe herhangi bir zararının bulunmadığı tespit edilmiş, piyasaya sürülen bir GDO ve ürününün işleme ve dağıtım zinciri boyunca her aşamada takibi ve her türlü gözlem, kontrol ve denetimi,
o) Kapalı alanda kullanım: İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitlilik üzerinde genetiği değiştirilmiş organizmalardan kaynaklanabilecek olumsuz etkilerin biyolojik, kimyasal ve fiziksel engellerle tamamen önlenerek kontrol edilen laboratuvar ve tesislerdeki işlemlerini,
ö) Karar: GDO veya ürünlerine ilişkin yapılan bir başvuru hakkında bilimsel esaslara göre yapılan risk değerlendirmesi ve sosyo-ekonomik değerlendirme sonuçlarına göre Biyogüvenlik Kurulu tarafından verilen kararı,
p) Komite: Bilimsel değerlendirmeleri yapmak üzere Kurul tarafından oluşturulan komiteleri,
r) Kurul: Biyogüvenlik Kurulunu,
s) Modern biyoteknoloji: Geleneksel ıslah ve seleksiyonda kullanılan teknikler dışında, doğal fizyolojik üreme engelini aşarak, rekombinant deoksiribonükleik asidin (rDNA) ve nükleik asidin hücrelere ya da organallere doğrudan aktarılmasını sağlayan in vitro nükleik asit tekniklerinin ya da taksonomik olarak sınıflandırılmış familyanın dışında, farklı tür ve sınıflar arasında hücre füzyonu tekniklerinin uygulanmasını,
ş) Muamele: İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğin korunması için alınacak tedbirler göz önünde bulundurularak ambalajlama, paketleme, etiketleme, nakil ve depolama gibi GDO üzerinde gerçekleştirilen herhangi bir işlemi,
t) Piyasaya sürme: Bu Kanun kapsamındaki her türlü ürünün bedelli veya bedelsiz olarak piyasaya arzını,
u) Protokol: 17/6/2003 tarihli ve 4898 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 17/7/2003 tarihli ve 2003/5937 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin Biyogüvenlik Kartagena Protokolünü,
ü) Risk değerlendirme: GDO ve ürünlerinin, genetik değişiklikten dolayı, insan, hayvan ve bitki sağlığı, biyolojik çeşitlilik ve çevre üzerinde sebep olabileceği risklerin ve risk kaynağının test, analiz, deneme gibi bilimsel yöntemlerle tanımlanması, niteliklerinin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve risk unsurlarının belirlenmesini kapsayan dört aşamalı süreci,
v) Risk iletişimi: Risk analizi sürecinde risk değerlendiricileri, risk yöneticileri ve diğer ilgili tarafların, tehlike, risk, riskle ilgili faktörler ve riskin algılanmasına ilişkin bilgi ve görüşler ile risk değerlendirmesi bulguları ve risk yönetimi kararlarının açıklamalarını da kapsayan bilgi ve düşüncelerin paylaşımını,
y) Risk yönetimi: GDO ve ürünlerinin, risk değerlendirmesi ve yasal faktörler göz önünde tutularak ilgili taraflarla istişare ile izin verilen amaç ve kurallar dâhilinde kullanılmasını ve muamelesini sağlamak amacıyla alınan önlemleri, uygun olabilecek kontrol önlemlerine ilişkin alternatiflerin değerlendirilmesi, tercih edilmesi ve uygulanması sürecini,
z) Sosyo-ekonomik değerlendirme: Başvuru hakkında karar verilmeden önce değerlendirilmek üzere, GDO ve ürünlerinin çevreye serbest bırakılması ve kullanılması sürecinde biyolojik çeşitlilik ve kullanıcıları ile çiftçiler üzerindeki etkilerinden kaynaklanacak sosyo-ekonomik bedelleri belirlemek üzere bilimsel esaslara dayanarak yapılan tüm çalışmaları,
ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM
Temel Esaslar

Başvuru, değerlendirme ve karar verme
MADDE 3 – (1) İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı gözönünde bulundurularak GDO veya ürünlerinin ithalatı, ihracatı, deneysel amaçlı serbest bırakılması, piyasaya sürülmesi ile genetiği değiştirilmiş mikroorganizmaların kapalı alanda kullanımına, bilimsel esaslara göre yapılacak risk değerlendirmesine göre karar verilir. Risk değerlendirme sonuçlarına göre risk oluşturmayacağı belirlenen başvurular için verilen kararın geçerlilik süresi on yıldır.
(2) Her bir GDO ve ürününün ilk ithalatı için gen sahibi veya ithalatçı, yurt içinde geliştirilen GDO ve ürünü için ise gerçek ve tüzel kişiler tarafından Bakanlığa başvuru yapılır. Başvurularda, başvurunun içeriğine ilişkin bilgiler ile GDO ve ürününün ne amaçla kullanılacağının belirtilmesi zorunludur. GDO ve ürünü için birden fazla amaçla kullanım başvurusu yapılabilir. Birden fazla amaçla kullanım başvurusu yapıldığında, her bir amaç için ayrı başvuru yapılmış sayılır.
(3) Yapılan bir başvurunun sonucu başka başvurular için emsal teşkil etmez.
(4) Alınan başvurular Bakanlık tarafından Kurula iletilir. Kurul doksan gün içerisinde başvurunun kabul edilip edilmediğini ve diğer değerlendirmelerini Bakanlığa gönderir. Bakanlık on beş gün içerisinde başvuru sahibine bildirimde bulunur. Ek bilgi veya belge talebi nedeniyle geçen süre, bu sürenin hesabında dikkate alınmaz.
(5) GDO ve ürünlerinin;
a) İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliği tehdit etmesi,
b) Üretici ve tüketicinin tercih hakkının ortadan kaldırılması,
c) Çevrenin ekolojik dengesinin ve ekosistemin bozulmasına neden olması,
ç) GDO ve ürünlerinin çevreye yayılma riskinin olması,
d) Biyolojik çeşitliliğin devamlılığını tehlikeye düşürmesi,
e) Başvuru sahibinin biyogüvenliğin sağlanmasına yönelik tedbirleri uygulamak için yeterli teknik donanıma sahip olmadığının anlaşıldığı,
durumlarda bu başvurular reddedilir.
(6) Karar alma süresi, bu maddenin dördüncü fıkrasına göre alınan kararın Bakanlık tarafından başvuru sahibine bildirilmesinden sonra başlar ve bu süre iki yüz yetmiş günü geçemez. Ek bilgi veya belge talebi nedeniyle geçen süre, karar alma süresinin hesabında dikkate alınmaz.
(7) Başvuru sahibi gizli tutulmasını istediği bilgilere ilişkin talebini yazılı olarak bildirir. Bakanlık bu talebin tamamen veya kısmen karşılanmasına karar vermesi öncesinde başvuru sahibi ile gizlilik talebi hakkında bilgi alışverişinde bulunur. Bakanlık bu görüşmenin ardından taleple ilgili gerekli tedbirleri alır ve başvuru sahibine bildirir. Başvuru sahibinin veya ithalatçının adı ve adresi, GDO ve ürünlerinin kullanım amacı, sahip olduğu özellikler, ayırt edici kimlik bilgileri, bilinen ve bilimsel isimleri, transfer edilen genin alındığı organizma, alıcı ve verici organizmanın orijin ülkesi, transfer yönteminin genel tanımı, acil durumlarda uygulanacak olan yöntem ile planlar ve risk değerlendirmesinin özeti gizli bilgi olarak değerlendirilemez.
(8) Başvurularda, GDO veya ürünlerinin geliştirildiği veya tescil edildiği ülkede çevreye serbest bırakılmasına, tüketim amacıyla piyasaya sürülmesine izin verildiğine, verilen iznin devam ettiğine, üretimine ve tüketimine devam edildiğine ve Bakanlıkça belirlenen süreyle piyasada yer aldığına dair talep edilen belgenin sunulması zorunludur.
(9) Deneysel amaçlı serbest bırakma veya piyasaya sürme amacıyla ilk defa ithal edilecek GDO ve ürünleri için ithalattan önce, yurt içinde geliştirilenler için ise piyasaya sürülmeden önce Bakanlığa ayrı ayrı başvuru yapılır.
(10) GDO ve ürünlerinin transit geçişinde her bir geçiş için Bakanlıktan izin alınması zorunludur. Transit geçişler, Bakanlık tarafından verilen yazılı izinde belirtilen koşullara ve 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununa uygun olarak gerçekleştirilir.
(11) Araştırma yapmaya yetkili kuruluşlar tarafından bilimsel araştırma amacıyla ithal edilecek GDO ve ürünleri için Bakanlıktan izin alınır. İthalat, yazılı izinle belirlenen koşullara uygun olarak gerçekleştirilir. Araştırma amaçlı olan GDO ve ürünleri ile genetiği değiştirilmiş mikroorganizmaların kapalı alanda kullanımı için, faaliyeti yürüteceklerin kapalı alanda kullanım koşullarını ve standartlarını karşılaması ve kaza ile çevreye yayılması durumunda uygulanabilecek tedbirlerin mevcut olması gerekir. Araştırma amaçlı yapılacak faaliyet ve sonucundan Bakanlığa bilgi verilmesi zorunludur.
(12) GDO ve ürünleri ile ilgili yapılan başvurular hakkında risk ve sosyo-ekonomik değerlendirmeye ilişkin bilimsel raporlar, Kurul tarafından, biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması vasıtasıyla kamuoyuna açıklanır. Kurul, bu görüşleri de dikkate alarak nihai değerlendirme raporu ile olumlu kararını toplantı tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde gerekçeleri, varsa karşı oy gerekçeleri ve imzaları ile birlikte tekemmül ettirmek ve Bakanlığa sunmak zorundadır. Kurul kararları Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer.
(13) Kararın olumsuz olması durumunda; bu karar, Bakanlıkça başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir. Başvuru sahibi olumsuz kararın değiştirilmesine sebep olabilecek yeni bilgilere sahip olması halinde, Bakanlığa başvurarak bu olumsuz kararın gözden geçirilmesini isteyebilir. Bu durumda Kurul, sunulan yeni bilgileri dikkate alarak altmış gün içinde kararı gözden geçirir ve sonuçlarını başvuru sahibine bildirilmek üzere Bakanlığa iletir. Verilen nihai karar kamuoyuna duyurulur.
(14) Kurul, Komitenin kararına uymaması durumunda bu durumu gerekçeli olarak açıklar.
(15) Kararda aşağıdaki hususlar yer alır:
a) Geçerlilik süresi.
b) İthalatta uygulanacak işlemler.
c) Kullanım amacı.
ç) Risk yönetimi ve piyasa denetimi için gerekli veriler.
d) İzleme koşulları.
e) Belgeleme ve etiketleme koşulları.
f) Ambalajlama, taşıma, muhafaza ve nakil kuralları.
g) İşleme, atık ve artık arıtım ve imha koşulları.
ğ) Güvenlik ve acil durum tedbirleri.
h) Yıllık raporlamanın nasıl yapılacağı.
(16) Başvuru sahibi, geçerlilik süresi dolmadan en az bir yıl önce Bakanlığa müracaat ederek uzatma talep edebilir. Bu talep Kurul tarafından değerlendirilir ve sonucu başvuru sahibine bildirilmek üzere Bakanlığa gönderilir. Sonucun bir yıllık süre içerisinde başvuru sahibine bildirilmemesi durumunda, izin süresi karar verilinceye kadar uzar.
(17) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

Risk değerlendirme, sosyo-ekonomik değerlendirme ve risk yönetimi
MADDE 4 – (1) Bu Kanuna göre yapılan her bir başvuru için bilimsel esaslara göre risk değerlendirmesi ve sosyo-ekonomik değerlendirme ayrı ayrı yapılır. Başvuruda verilen bilgilerin yeterli görülmemesi durumunda başvuru sahibinden yeniden deney, test, analiz ve araştırma yapılması talep edilebilir. Risk değerlendirmesi ve sosyo-ekonomik değerlendirme işlemleri ile ilgili masraflar başvuru sahibi tarafından karşılanır.
(2) Yapılan başvurularda her bir başvuru için ayrı risk değerlendirmesi yapılır. Risk değerlendirmesinde laboratuvar, sera ve tarla testlerini içeren alan denemeleri ile gıda analizleri, toksisite ve alerji testleri yanında gerekli görülen diğer testlerin sonuçlarının başvuru sahibi tarafından verilmesi zorunludur.
(3) Her bir başvuru hakkında karar vermede esas alınmak üzere GDO’ların, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, tüketici ve kullanıcılar üzerindeki etkilerinin belirlenmesi için sosyo-ekonomik değerlendirme yapılır.
(4) Başvurusu yapılan GDO ve ürünleri için risk ve sosyo-ekonomik değerlendirme sonuçlarına dayanarak risk yönetimi esasları belirlenir. Risk yönetimi ile ilgili detaylı bir plan hazırlanır. Risk yönetim planının hazırlanması ve uygulanmasından başvuru sahibi sorumludur.
(5) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

Yasaklar
MADDE 5 – (1) GDO ve ürünlerine ilişkin aşağıdaki fiillerin yapılması yasaktır:
a) GDO ve ürünlerinin onay alınmaksızın piyasaya sürülmesi.
b) GDO ve ürünlerinin, Kurul kararlarına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması.
c) Genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi.
ç) GDO ve ürünlerinin Kurul tarafından piyasaya sürme kapsamında belirlenen amaç ve alan dışında kullanımı.
d) GDO ve ürünlerinin bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması.

Basitleştirilmiş işlem
MADDE 6 – (1) GDO ve ürünlerinden kaynaklanabilecek herhangi bir riski olmayan ve insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe herhangi bir zararının bulunmadığı yönünde mevcut bilgiye ve daha önce yapılmış olan risk değerlendirmesine dayanan başvurular için, sosyo-ekonomik değerlendirme sonuçları da dikkate alınarak basitleştirilmiş işlem uygulanabilir.
(2) Basitleştirilmiş işleme müracaat esnasında Bakanlık tarafından belirlenecek diğer hususlar dışında aşağıdaki şartların karşılanması zorunludur:
a) Gen kaynağı ile transfer edilen canlı organizmanın taksonomisi ve biyolojisinin biliniyor olması.
b) GDO’nun insan, hayvan, çevre sağlığı ve biyolojik çeşitliliğe olabilecek etkileri hakkında yeterli bilgi bulunması.
c) GDO’nun diğer canlı organizmalarla ilişkisi ile ilgili olarak kullanılabilecek daha önce yapılmış risk değerlendirmelerinden elde edilen olumsuz bir etki olmadığına dair bilginin mevcut olması.
ç) Transfer edilen genetik materyalin tanımlanması ve transfer edildiği canlı organizma içinde belirlenmesi için detaylı yöntem ve verilerin bulunması.
(3) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

Karar sonrası yapılacak işlemler
MADDE 7 – (1) GDO ve ürünlerinin piyasaya sürülmesinden sonra, kararda verilen koşullara uyulup uyulmadığı, insan, hayvan, bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitlilik üzerinde herhangi bir beklenmeyen etkisinin olup olmadığı Bakanlık tarafından kontrol edilir ve denetlenir. Bu amaçla yapılacak analiz işlemleri, Bakanlık tarafından belirlenen laboratuvarlar tarafından gerçekleştirilir. İthalatçı, kontrol ve denetim işlemleriyle ilgili olarak talep edilen hususları yerine getirmekle yükümlüdür.
(2) Kararda belirtilen koşulların ihlali veya GDO ve ürünleriyle ilgili olarak herhangi bir riskin ortaya çıkabileceği yönünde yeni bilimsel bilgilerin ortaya çıkması durumunda, karar Kurul tarafından iptal edilebilir. Kararı iptal edilen GDO ve ürünleri toplatılır. İnsan, hayvan, bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe olumsuz etkisi olduğu tespit edilenler derhal imha edilir; herhangi bir olumsuz etkisi tespit edilmeyenlerin ise mülkiyeti kamuya geçirilir. Bu fıkra uyarınca Bakanlıkça alınacak tedbirlerle ilgili yapılan masraflar ve diğer giderler, kusur ve sorumlulukları dikkate alınarak ilgililerden tahsil edilir.
(3) İzlenebilirliğin sağlanması amacıyla, GDO ve ürünlerinin ülkeye girişi ve dolaşımında, Bakanlığa beyanda bulunulması, gerekli kayıtların tutulması, kararın bir örneğinin bulundurulması ve etiketleme kurallarına uyulması zorunludur. Her bir GDO ve ürününe ayırt edici kimlik verilerek kayıt altına alınır. Kayıt altına alınan GDO ve ürünlerine ilişkin belgelerin yirmi yıl süreyle saklanması zorunludur.
(4) Herhangi bir ürünün Bakanlık tarafından belirlenen eşik değerin üzerinde GDO ve ürünlerini içermesi halinde; etikette, GDO içerdiğinin açıkça belirtilmesi zorunludur.
(5) İlgililer, GDO ve ürünleriyle ilgili olarak yeni bir risk ya da risk şüphesini öğrendiği takdirde durumu derhal Bakanlığa bildirmek ve tedbir almakla yükümlüdür.
(6) İlgililer; GDO ve ürünlerinin piyasaya sürülmesi sırasında alıcıları muamele, işleme, taşıma, saklama ve diğer işlemlere ilişkin kararda yer alan güvenlik kuralları ve tedbirleri hakkında bilgilendirmekle yükümlüdür.
(7) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Bakanlığın Görev ve Yetkileri ile Kurul ve Komiteler

Bakanlığın görev ve yetkileri
MADDE 8 – (1) Bakanlığın görev ve yetkileri şunlardır:
a) Kurula uygun çalışma koşullarını sağlamak ve Kurulun sekretarya hizmetlerini yürütmek.
b) Kurulca talep edilen bilgi ve belgeleri temin etmek, istenen araştırma, deneme, kontrol ve denetlemeleri yaparak veya yaptırarak sonuçlarını Kurula bildirmek.
c) Bu Kanunda belirtilen iş ve işlemlerin uygulanması, istenmeyen GDO bulaşıklarının engellenmesi, izlenmesi, kontrolü ve denetimini sağlamak.
ç) Gerek görülmesi halinde GDO ve ürünleri ile ilgili çalışmalar yapmak için gerçek veya tüzel kişileri yetkilendirmek, yetkilendirilen bu gerçek veya tüzel kişileri denetlemek ve bunlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek.
d) Ülkesel biyolojik çeşitlilik ve genetik kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımı için strateji geliştirmek, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak.
e) Biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması aracılığıyla kamuoyunun GDO ve ürünleri ile ilgili bilgilendirilmesi ve karar alma sürecine katılımının sağlanması için gerekli tedbirleri almak.
f) Kurul ve bilimsel komitelerin faaliyetleri ile ilgili usul ve esasları belirlemek.
g) GDO ve ürünlerinin bu Kanunda düzenlenen haller dışındaki dolaşımını ve kullanımını önlemek için, sınır kontrolleri hususunda ilgili kurumlarla iş birliği yapmak.
ğ) İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması hususunda öngörülemeyen durumlara yönelik acil durumlarda uygulanacak yöntem ile acil eylem planlarını hazırlamak ve uygulamak.
h) Kurulun görüşleri doğrultusunda GDO ve ürünlerinin özelliklerine göre eşik değerini belirlemek.
ı) Bu Kanun kapsamındaki ürünler ile GDO’lardan elde edilen ürünlerin etiketlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek.
(2) Bakanlık, gerekli hallerde bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak, diğer bakanlıklar ve ilgili kurum ve kuruluşlar ile iş birliği yapar.
(3) GDO ve ürünleri ile bunlara ilişkin her türlü faaliyet sürecinde meydana gelebilecek kaza durumunda, çevre, biyolojik çeşitlilik, tarımsal üretim ve insan sağlığı üzerinde olabilecek zararların önlenmesine yönelik acil eylem planlarının zamanında hazırlanması ve uygulanmasından Bakanlık sorumludur.
(4) Bakanlık; insan, hayvan, bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması amacıyla bu Kanun kapsamına giren ürünler hakkında tamamen veya kısmen toplatma, mülkiyetin kamuya geçirilmesi, ürünün mahrecine iadesi, faaliyetin geçici olarak durdurulması, ürünün imhası, piyasaya arzı, ticareti ve işlenmesinin yasaklanması gibi ihtiyati tedbirleri almaya ve her türlü düzenlemeyi yapmaya yetkilidir.

Biyogüvenlik Kurulu
MADDE 9 – (1) GDO ve ürünleri ile ilgili yapılan başvuruların değerlendirilmesi ve bu maddede belirtilen diğer görevlerin yürütülmesi için Biyogüvenlik Kurulu oluşturulur.
(2) Kurul, Bakanlıkça dört, Çevre ve Orman Bakanlığınca iki, Sağlık Bakanlığınca bir, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca bir ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca bir üye olmak üzere, üç yıllık süre için, ilgili bakanlar tarafından belirlenen toplam dokuz üyeden oluşur. Bakanlıkça seçilecek üyelerden birinin üniversite, diğerinin ise meslek örgütleri tarafından gösterilen adaylar arasından seçilmesi zorunludur. Kurul Başkanı, Bakan tarafından belirlenir. Kurul Başkanı yokluğunda yerine vekalet etmek üzere bir üyeyi tayin eder.
(3) Kurul Başkan ve üyeleri en fazla iki dönem için görevlendirilebilir.
(4) Boşalan Kurul Başkanlığı ve üyeliklerine en geç bir ay içerisinde ilgili bakanlar tarafından yeni görevlendirme yapılır.
(5) Kurul üyesi olabilmek için en az lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olmak ve 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartları taşımak zorunludur. Kurul üyelerinin bu Kanun kapsamına giren konularda en az beş yıllık tecrübeye sahip olması şartı aranır.
(6) Kurul Başkan ve üyelerinin görev süreleri dolmadan görevlerine son verilemez. Ancak, Kurul Başkanı veya bir üyenin bu görevi yapamayacak derecede hastalık veya sakatlık durumunun ortaya çıkması, görevlendirilmeleri için gerekli şartları kaybetmeleri ya da bu Kanuna aykırı işlem yaptıklarının tespit edilmesi durumunda Bakan tarafından görevine son verilir.
(7) Kurul Başkan ve üyeleri ile bunların eşleri, evlatlıkları ve ikinci derece dâhil kan ve kayın hısımları, Kurulun karar almakla görevli olduğu faaliyet veya alanlarla ilgili herhangi bir ticari faaliyette bulunamaz veya sermaye piyasası araçlarına sahip olamaz. Bu fıkra hükmüne aykırı davranıldığının tespit edilmesi durumunda, bunların üyelikleri Bakan tarafından derhal sona erdirilir.
(8) Kurul Başkan ve üyeleri, görevlerinden ayrılmalarını izleyen üç yıl içinde bu Kanunla düzenlenen faaliyet ve alanlardaki özel kuruluşlarda görev alamaz.
(9) Kurulda görev alan üyelere yılda on iki toplantı gününü geçmemek üzere katıldıkları her toplantı günü için (5.000) gösterge rakamının memur aylık kat sayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda huzur hakkı ödenir. Kurulda görev alan üyelere harcırah ödenmesini gerektiren hallerde 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre en yüksek Devlet memuruna ödenen harcırah esas alınır.

Biyogüvenlik Kurulunun çalışma esasları
MADDE 10 – (1) Kurul görevini yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi Kurula emir ve talimat veremez.
(2) Kurul, Başkanın daveti üzerine gündemli olarak toplanır. Her bir toplantının gündemi toplantıdan en az bir hafta önce Kurul Başkanı tarafından hazırlanarak Kurul üyelerine bildirilir. Gündemde yer alan maddelerin görüşülmesi tamamlanmadığı sürece toplantı sona ermiş sayılmaz.
(3) Kurul en az yedi üyenin hazır bulunması ile toplanır. Kurul, üyelerden en az beşinin aynı yöndeki oyuyla karar alır. Kurul kararı tutanakla tespit edilir ve imza altına alınır.
(4) Geçerli mazereti olmaksızın bir takvim yılında toplam üç toplantıya katılmayan üye, bu durumun Kurul kararı ile tespit edilmesi koşuluyla, üyelikten çekilmiş sayılır. Toplantıya katılmasına rağmen karşı oy kullanmadığı halde Kurul kararlarını süresi içinde imzalamayan veya karşı oy kullandığı halde, karşı oy gerekçesini süresi içinde yazmayan Kurul üyeleri, yazılı olarak ikaz edilir. Bu durumun bir takvim yılı içinde toplam üç defa tekrar etmesi halinde, ikaz edilen üye çekilmiş sayılır. Bu durumun, üyenin katılmadığı üçüncü toplantıda Kurul tarafından tespit edilip karara bağlanarak Bakanlığa bildirilmesi zorunludur.
(5) Kurul üyeleri, eşleri, evlatlıkları ve üçüncü derece dâhil kan ve kayın hısımlarıyla ilgili konularda müzakere ve oylamaya katılamaz.

Biyogüvenlik Kurulunun görev ve yetkileri
MADDE 11 – (1) Kurulun görev ve yetkileri şunlardır:
a) Uzmanlar listesini oluşturmak.
b) Uzmanlar listesindeki kişilerden seçilen bilimsel komiteleri oluşturmak.
c) Her bir başvuru için uzmanlar listesinden bilimsel komitelerin üyelerini seçmek.
ç) Risk ve sosyo-ekonomik değerlendirme raporlarını dikkate alarak Kurul kararlarını oluşturmak.
d) İzleme raporlarına dayanarak kararın kısmen veya tamamen iptali ile yasaklama, toplatma, imha ve benzeri yaptırımlara ilişkin kararlarını Bakanlığa sunmak.
e) Etik komite oluşturmak.

Bilimsel komitelerin oluşumu, görev ve yetkileri
MADDE 12 – (1) Kurul tarafından her bir başvuru için, risk değerlendirme komitesi ve sosyo-ekonomik değerlendirme komitesi ile ihtiyaca göre diğer bilimsel komiteler oluşturulur. Bu komiteler on bir kişiden teşekkül eder.
(2) Uzmanlar listesi, üniversiteler ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile Kurul tarafından gerekli görülen alanlarda çalışanlar arasından seçilir.
(3) Komitelerin görev ve yetkileri şunlardır:
a) Bu Kanun kapsamında yapılan başvurularda risk değerlendirmesi için sağlanan bilgilerin bilimsel yeterliliğini belirlemek.
b) Test, deney, deneme, analiz ve diğer işlemleri belirlemek, gerekli hallerde ek bilgi istemek.
c) Risk değerlendirme ve sosyo-ekonomik değerlendirme raporlarını hazırlamak.
ç) Karar sonrasında ortaya çıkan veya elde edilen her türlü yeni veri ve bilgiyi değerlendirerek bilimsel görüş oluşturmak.
d) Bilimsel değerlendirmeler yapmak, Kurula bilgi vermek ve rapor hazırlamak.
(4) Komitelerin hazırladıkları bilimsel değerlendirme raporları hizmete özel olup, bu raporlar Kurul haricinde hiçbir gerçek ve tüzel kişiye, kuruma ve kuruluşa verilemez. Komite üyeleri hukuka aykırı eylemleri dışında hazırladıkları bilimsel değerlendirme raporlarından dolayı sorumlu tutulamaz.
(5) Komiteler görevlerini yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi komitelere emir ve talimat veremez.
(6) Komitelerde görev alan üyelere yılda on iki toplantı gününü geçmemek üzere katıldıkları her toplantı günü için uhdesinde kamu görevi bulunanlara (3.000), kamu görevi bulunmayanlara ise (5.000) gösterge rakamının memur aylık kat sayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda huzur hakkı ödenir. Bilimsel komitede görev alan üyelere harcırah ödenmesini gerektiren hallerde 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre en yüksek Devlet memuruna ödenen harcırah esas alınır.
(7) Davet edildiği halde, bir başvuru ile ilgili en fazla iki toplantıya mazeretsiz katılmayan üyenin komite üyeliği düşer. Kurul tarafından yeni bir üye belirlenir.

Yükümlülük
MADDE 13 – (1) Bu Kanun kapsamındaki Bakanlık personeli, Kurul ve komite üyeleri, görevlerini yerine getirmeleri sırasında edindikleri gizlilik taşıyan her türlü bilgi ve belge ile ticarî sırları, kanunlarla yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamaz, kendilerinin veya üçüncü şahısların yararına kullanamaz.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Hukuki Sorumluluk, İdari Yaptırımlar ve Ceza Hükümleri

Sorumluluğa ilişkin temel ilkeler
MADDE 14 – (1) GDO ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanun kapsamında izin almış olsalar dahi, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanmasına karşı oluşan zararlardan sorumludur. Bu sorumluluk, GDO ve ürünlerinin, başvuru ve kararda yer alan koşulları sağlamadığının anlaşılması durumunda zarar oluşmasa dahi geçerlidir.
(2) GDO’ların kapalı alanda kullanımı ve gıda, yem, işleme ve tüketim amacıyla piyasaya sürülmesi, ithalatı ve transit geçişi için izin alma zorunluluğu olduğu halde, bu faaliyetleri izinsiz olarak gerçekleştirenler ile GDO’ları çevreye serbest bırakanlar ve üretenler bu faaliyetler sonucunda meydana gelen her türlü zarardan sorumludur.
(3) Ortaya çıkan bir zararın GDO’lardan kaynaklandığının kabul edilebilmesi için, zararın organizmaların sahip olduğu yeni özelliklerden veya organizmaların yeniden üretiminden veya değiştirilmesinden ya da organizmaların değiştirilmiş materyalinin başka organizmalara geçişinden kaynaklanması gerekir. Zararlardan kaynaklanan sorumluluğun tespitinde; zararların tarım, orman, gıda ve yem ürünlerinin içindeki genetik değişiklikten kaynaklanmış olup olmadığı göz önünde tutulur.
(4) Her ne amaçla olursa olsun piyasaya sürülmüş GDO ve ürünlerini karar koşullarına uygun olmayan bir şekilde muameleye tabi tutmak suretiyle veya başka bir yolla zararın ortaya çıkmasına ya da sonuçlarının ağırlaşmasına sebep olanlarla bunları ticari olarak üretenler, işleyenler, dağıtanlar ve pazarlayanlar bu zararlardan müteselsilen sorumludur.
(5) GDO ve ürünlerini piyasaya süren, ticari olarak işleyen, dağıtan ve pazarlayanlar meydana gelebilecek zararlar ve bunlara ilişkin sorumluluklar hakkında birbirlerini bilgilendirmek zorundadır.
(6) GDO’ları muameleye tabi tutanlar, muamele nedeniyle çevrede zararın meydana gelmemesi veya meydana gelen zararın sonuçlarının ağırlaşmaması için risk değerlendirmesine göre belirlenen tedbirlerin masraflarını karşılamakla yükümlüdür. Sorumlular, çevrenin zarar görmüş veya tahrip olmuş unsurlarının eski haline getirilmesi veya aynı değerdeki unsurların yerine konulması için gerekli masrafları da karşılar.
(7) GDO ve ürünlerinin neden olduğu zararların tazmin edilmesini talep hakkı, zarar görenin, zarardan veya zarar vereni öğrenmesinden itibaren iki yıl ve her halükarda zararı doğuran olayın meydana gelmesinden itibaren yirmi yıl sonra düşer.
(8) Zararın sel, dolu, heyelan, deprem gibi tabii afetlerden veya zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurundan kaynaklandığının tespit edilmesi halinde sorumluluk hükümleri uygulanmaz.

Ceza hükümleri
MADDE 15 – (1) GDO ve ürünlerini bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ithal eden, üreten veya çevreye serbest bırakan kişi, beş yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu Kanunda belirlenen esaslar çerçevesinde ithal edilen veya işlenen GDO’ları veya GDO ve ürünlerini, ithal izninde belirlenen amaç ve alan dışında kullanan, satışa arz eden, satan veya devreden ya da bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın alan, kabul eden, nakleden veya bulunduran kişi, dört yıldan dokuz yıla kadar hapis ve yedi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu Kanunda belirlenen esaslar çerçevesinde ithal edilen veya işlenen GDO’lardan elde edilen ürünleri, ithal izninde belirlenen amaç ve alan dışında kullanan, satışa arz eden, satan veya devreden ya da bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın alan, kabul eden, nakleden veya bulunduran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(4) Yalan beyanda bulunarak bu Kanun hükümlerine göre alınması gereken ithal veya işleme iznini alan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu izne dayalı olarak GDO’ların, GDO ve ürünlerinin veya GDO’lardan elde edilen ürünlerin ithal edilmesi, işlenmesi, kullanılması, satışa arz edilmesi, satılması, devredilmesi, kabul edilmesi, nakledilmesi veya bulundurulması halinde, ayrıca yukarıdaki fıkralardaki hükümlere göre cezaya hükmolunur.
(5) Bu maddede yer alan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde ve yararına olarak işlenmesi halinde, bu tüzel kişiye yüz bin Türk Lirasından iki yüz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir ve ayrıca tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(6) Bu Kanunun 7 nci maddesinde düzenlenen yükümlülükleri yerine getirmeyen başvuru sahiplerine, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, her bir yükümlülük ihlali dolayısıyla on bin Türk Lirasından otuz bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.
(7) GDO ve ürünlerini bu Kanun hükümlerine aykırı olarak kapalı alanda kullananlara, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, on bin Türk Lirası idari para cezası verilir.
(8) 9 uncu maddenin sekizinci fıkrası hükmüne uymayanlar hakkında 2/10/1981 tarihli ve 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen cezalar uygulanır.
(9) Beşinci fıkra hükmüne göre idari para cezasına karar vermeye davaya bakan mahkeme, altıncı ve yedinci fıkralar hükümlerine göre idari para cezasına karar vermeye Cumhuriyet savcısı yetkilidir. Bu Kanuna göre verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içerisinde ödenir.

BEŞİNCİ BÖLÜM
Yönetmelik ve Son Hükümler

Yönetmelik
MADDE 16 – (1) Bu Kanunun uygulanması ile ilgili usul ve esasları düzenleyen yönetmelikler, Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde Bakanlık tarafından çıkarılır.

Yürürlük
MADDE 17 – (1) Bu Kanun yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe girer.

Yürütme
MADDE 18 – (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür."

Kaynak: http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskil...20100326-7.htm

gece Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 21:47.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024