![]() |
|
|
![]() |
#1 |
Ağaçsever
|
TÜTÜNSEN (Tütün Üreticileri Sendikası) Basın Açıklaması
Tarih: 11.10.2006 BASINA VE KAMUOYUNA Meclis gündeminde bulunan Tohumculuk Yasa Tasarısının oluşturulmasında esas rolü kendilerinin oynadıklarını sitelerinde açıkça ifade eden TÜRKTED (Türkiye Tohumculuk Endüstrisi Derneği) ; Bu yasa tasarısına karşı çıkanlara açıkça tavır almaktadır. Türkiye tarımının şirketleştirilmesi yönünde çaba harcayan derneğin, bu yasayı savunması doğaldır. Tuhaf olan, öncelikle Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinden Prof.Dr.Tayfun Özkaya‘ya daha sonra da ZMO Genel Başkanı Gökhan Günaydın’a seviyesiz saldırılarıdır. Her ikisine de konuyu bilmemek, yetersiz olmak gibi suçlamalar getirilmektedir. IMF ve Dünya Bankası’nın dayatmalarıyla Türkiye tarımında yaşanan tahribatın karşısında kurulmuş olan küçük çiftçi sendikalarından biri olarak bizlerin TÜRKTED tarafından cehaletle suçlanma tehdidi altında olmadığımız açıktır. Çünkü onlar için küçük çiftçiler, hiçbir şey bilmeyen, Türkiye tarımına köstek olan, topraklarından koparılarak kentlere gönderilmesi gereken tembellerdir. Ve zaten cahildirler. Şirketler için küçük çiftçilerin topraktan koparılmalarının en kesin çözümü ise; yüzyıllardır bu topraklar üzerinde, bu topraklara, ekolojisine ve diğer koşullarına uygun, dedelerinden miras kalan tohumları onların ellerinden almaktır. Çıkarılmak istenen Tohum Yasasının tam da hedefi budur. Onlar bilmektedirler ki; tohumu elinden alınmış çiftçi artık çiftçi değildir. Ya toprağını satmak zorundadır, ya da tohumu almak zorunda kaldığı şirketlere kendisini köle edecek sözleşmeleri imzalamak zorundadır. Son çıkan Tarım Yasasında da sözleşmeli üreticiliğin teşvik edileceğinin söylenmesinin nedeni budur.Tarım Yasasındaki sözleşmeli üreticilik Tohum Yasasıyla esas anlamını kazanacaktır. Biz küçük çiftçiler İkinci Dünya Savaşı sonrası Yeşil Devrim ilan edildiğinde de cahillikle suçlanarak dünyanın her yerinde topraklarımızdan koparılmaya çalışılmıştık. O zaman da Yeşil Devrim’e karşı çıkanlar bilgisizlikle, yetersizlikle ve cahillikle suçlanmışlardı. Yeşil Devrim’in korkutucu sonuçları bugün alınıyor. Topraklarından kovularak kentlere göç ettirilen çiftçiler ve köylüler bugün açlıkla ve yoksullukla mücadele ediyorlar. Şirketler, topraklarından kovdukları geçmişin üreticilerini bugünün işsizlerini, yoksullarını ve açlarını doyurmak için de biyoteknolojik devrimler ilan ediyorlar ve gereğini yapıyorlar. Onlar Yeşil Devrim’in ortaya çıkarttığı yeraltı ve yerüstü sularının kirletilmesi, toprağın özelliğini kaybetmesi, toprak erozyonu, küresel ısınmadaki tarımın katkısı gibi sonuçları hiç görmeyerek geçmişte olduğu gibi bugün de sadece karları üzerinden hareket ediyorlar. Çıkarlarına dokunacak her türlü karşı çıkışı da bilime karşı olmakla suçluyorlar. Biz topraktan gelen, toprağı bilen küçük üreticiler dedelerimizden aldığımız kültürel mirası sürdürmek istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki; toprak bize dedelerimizden kalsa da bize ait değildir. Bu ülkede olsa da sadece bu ülkeye ait de değildir, tohum da öyle. Onlar tüm bir insanlığın mirasıdır ve üstelik geleceğidir. Bir üretici toprağını ve tohumunu koruduğu sürece miras bırakılana ve geleceğe sahip çıkıyor demektir. Bu, bir üreticinin sorumluluğudur. Bizlerin çiftçilik hakkı dediği de budur. Biz, bize bırakılanı savunarak bizden sonra gelecek olanlara da bırakmak istiyoruz. Şirketler tarafından onun için cehaletle suçlanıyoruz. Sermayenin küçük çiftçileri ve köylüleri cehaletle, bilgisizlikle suçlamalarına biz alıştık. Bizim topraktan öğrendiğimiz bilgelik onlar için cehalet, tamam bunu kabul ediyoruz. Ama TÜRKTED ve şirketler şunu bilmelidirler ki; topraklarını, tohumlarını savunmaya çalışan, onun için mücadele eden namuslu ziraat mühendislerine, bilim insanlarına yapılan saldırılara tahammülümüz yoktur. ALİ BÜLENT ERDEM TÜTÜN-SEN GENEL BAŞKANI |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
Ağaçsever
|
ÇİFTÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONLAŞMA PLATFORMU'ndan Milletvkillerine
SAYI:2006/18 TARİH: 11/10/2006 Tohum, tarım için önemli ve zorunlu, tarımsal üretimin olmazsa olmazıdır. Çünkü toprağa gübre saçmazsanız, bitkiye veya böceğe ilaç atmazsanız az ürün alabilirsiniz ama sonuçta bir miktar ürün alabilirsiniz. Ama toprağa tohum atmazsanız, ürün elde edemezsiniz. Tarımsal üretim sürecinde çiftçiyi kendi ürettiği üründen tohumluğunu ayırıp kullanmaktan alıkoyarsanız, işte o zaman çiftçiyi, çiftçi olmaktan çıkarırsınız. Tohuma kimi sahip kılar iseniz, onu çiftçiye de sahip kılarsınız yani çiftçiyi ona bağımlı kılmış olursunuz. Peki, birini bir diğerine sahip kılmak için yasa çıkarılabilir mi? “Sen ürettiğinden tohumunu ayırma ve kullanma, tohumu üretecek şirkete para ver ondan satın al” yaptırımı için yasa çıkarmak ne kadar meşru? Adalet ölçüleriyle nasıl ve ne oranda örtüşmektedir/bağdaşmaktadır? Evet, Sayın Milletvekilleri, Bu soruları vicdanınıza seslenmek için sormuyoruz. Vicdan kişinin kendi sorumluluğu ve hesaplaşma alanı içerisindedir. Biz çiftçiler kişi ile vicdanı arasına girmeyi o kişiye saygısızlık sayarız. Bunu asla yapmayız. Ama çıkaracağınız Tohumculuk Yasası ile şirketleri tohumun sahibi kılıyorsunuz. Bu da, tarımın şirketlerin eline geçmesi anlamına gelmektedir. Bir mesleğin yürütücülerini birileri para kazansın diye diğerine mahkûm etmeyi adaletli, eşitlikçi ve özgürleştirici düşüncelerle bağdaştırıyor musunuz, bunu soruyoruz. Çünkü sizler adaleti, eşitliği, özgürleştirmeyi sağlayacak bir çatının altında görev yürütmektesiniz. Tohumu ele geçiren şirketler sadece tarıma değil gıdaya da egemen olur. Bunu bildiğinizi düşünüyoruz. Gıdaya bir avuç şirketin sahip olmasının doğuracağı sonuçları bilerek bu yasaya evet diyorsanız bu bizi sadece üzmüyor, korkutuyor da. Bunu bilmenizi istiyoruz. Dünya tohum tekelleri iki elin parmaklarını geçmiyor. Onlar kurdukları lobilerle kendi çıkarlarına hizmet edecek yasalar çıkarttırıyorlar. Çok uluslu şirketlerin lehine çıkartılan yasalar dünya ölçeğinde 3 milyarı aşkın çiftçiyi etkiliyor. Çiftçiler ve köylüler istiyorlar ki, kadınlarının,erkeklerinin ve onların ailelerinin ;
Tohum şirketlerinin isteği üzerine çıkaracağınız yasa sizin önünüzde ve elinizdedir. Dünyada emeği ile üreten 3 milyarı aşkın çiftçinin belirlediği tohum ve tarım hakları da yukarıda açıklanmıştır. Oy kullanırken ikisi arasında bir karşılaştırma yapmanızı istiyoruz. Biz çiftçilere göre, çıkaracağınız yasa, deve misali olduğu için yasanın şu maddesini veya bu maddesini düzenleyerek öyle çıkarın demiyoruz. Eğer tohumculuk ile ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç varsa , buna birlikte karar verelim , diyoruz. Bunun tartışılması için ortam yaratılmasını istiyoruz. Bugüne kadar hiçbir konuda düşüncesi sorulmayan bizler , bizim için hayati önem taşıyan bu konuda sözümüzü söylemek istiyoruz. Bu nedenlerden dolayı bu Yasa geri çekilmelidir diyoruz. Kimden yana kimler için yasa çıkardığınızı bir kez daha gözden geçirin. Bakmayın siz bizdeki yerli birkaç tohum firmasının çıkardığı “uyumsuz” sese, “seviyesiz” hırçınlığa, buna teslim olmayın. Yasa çıktıktan 5 yıl sonra onların da şirketlerini dünya devleri satın alır. Türkiye tarihinden siler. Onlar, Türkiye toplumunun tüketicilerinin ve üreticisi olan çiftçileri bağımlı kılmada yaptıkları ittifak utancıyla baş başa kalırlar… Evet, Sayın Milletvekilleri, Gelin güzel ülkemizi çokuluslu şirketlerin deneme tahtası yapmayın. Çiftçiler için kuyu kazmaktan vazgeçin. Çiftçilerin evrensel düzeyde sahip oldukları tohumculuk ve tarım haklarına tüm milletvekilleri olarak Tohumculuk Yasası’nı geri çekerek saygı gösterin. 21 yüzyılda köleleştirici yasa çıkarmanın utancına ortak olmayın. Abdullah AYSU Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu Sözcüsü İmzalar : Ayçiçek Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Nevzat UĞUR Fındık Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Kutsi YAŞAR Hayvan Yetiştiricileri Sendikası Genel Başkanı A.Hamit GÜRLEYEN Hububat Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Abdullah AYSU Tütün Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Ali Bülent ERDEM Üzüm Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Adnan ÇOBANOĞLU |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|