![]() |
|
![]() |
#6 |
Ağaç Dostu
|
![]() Turkiye tarimi AB yasalari ve ugulamalari ile kontrol altina alinmak ve yok edilmek isteniyor.kimyasal gubre ve ilaç(zehir) la topraklarimizi yozlastirip onlara bagimli hale getirdigimiz bir yana, yabanci sirketleride zengin ediyoruz. Genetiyigle oynanmis misir Turkiyede yetristirilmeye baslandi zaten amerikadan ithal ettigimiz pirinc ayni sekilde.bir cok ulke GDO urunlerine kapiyi kaperken biz aciyoruz lutfen bu konuda kamuoyu olusturalim. TOHUMCULUK KANUNU : GDO ve TOHUMCULUK DEVLERİNE AÇIK KAPI (Prof. Dr. Tayfun Özkaya Ege Üni. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi ve Tarım Ekonomisi Derneği Eski Başkanı) Tohumculuk kanunu TBMM'de Avrupa Birliği uyum paketi içinde görüşülüyor. Cumaya kanunlaşması beklenen yasa ayrıca temel yasa kabul edilerek fırtına hızı ile yasalaşmasının önü açıldı. 22 Eylül Cuma gününe meclisten çıkacağı tahmin edilen bu yasayı kamu oyunun kısa zamanda kavrayabilmesi çok zor. AB uyum paketi içinde olduğuna göre AB (ve diğer gelişmiş ülke) şirketlerinin çok önem verdiği hususların taslakta olması gerekiyor. Gerçekten de taslak incelendiğinde GDO'lu tohumlar için Türkiye'nin açıldığı, büyük tohumculuk devlerinin büyük bir pazarda daha rahatlıkla at oynatabilecekleri anlaşılmakta. GDO'lu çeşitler artık, Türkiye'de yasak olmalarına rağmen yayılabilecekler. 3 bini endemik (Türkiye kökenli) 13 bin bitki çeşidine sahip Türkiye GDO'lu bitkilerce kirletilecek. Bu yasa tam olarak uygulandığında semt pazarlarında ve köy meydanlarında henüz çeşit haline gelmemiş maydonoz tohumu bile satmak mümkün olmayacak. Organik tarımcıları da zorluklar bekliyor. Çeşit karışımlarını satın alamayacaklar. Onbinlerce yıldır ıslah yapan köylüler bu yasa ile tohumlukları üzerindeki halen gerilemiş olan bütün haklarını kaybedecekler. Acaba kanunun uygulamaları hakkında köylüler bilgilendirildi mi? Büyük firmalar yasa çıkar çıkmaz büyük haklara sahip olacaklar ancak kanun gene de iki yıl boyunca bu hegemonyayı biraz gevşetmektedir. Geçici 1. maddede " 5. maddenin 1. fıkrası hükmü ile, 7. maddenin 1. fıkrası hükmü kayıtlı çeşidi bulunmayan bitki türleri ile kayıtlı çeşidi bulunmakla beraber, Bakanlığın gerekli göreceği tohumluk çeşitleri hakkında bu kanunun yürürlüğe gireceği tarihten itibaren 2 yıl süre ile uygulanmaz" demektedir. İki yıl boyunca kanunun zararları hemen çiftçilerce anlaşılamayacak. Aynı tarım satış kooperatifleri yasasında olduğu gibi. Madde 7 "yurt içinde sadece kayıt altına alınmış çeşitlere ait tohumlukların ticaretine izin verilir" denmektedir. Bununla ilgili olarak çiftçiye küçük bir hava alma penceresi açılmıştır. Madde 14'de; istisnalar olarak "ticarete konu olmamak ve şahsi ihtiyaç miktarı ile sınırlı kalmak şartıyla, çiftçiler arasında tohumluk mübadeleleri" kanun dışında bırakılmıştır. Bu oldukça kısıtlayıcıdır. İyi tohuma sahip bir üretici eğer tohumluğunu köylülere para ile satarsa istisnadan yararlanamayacaktır. Kanunda kamunun tohumluğun her alanından çekilerek özel firmalara terk edeceği anlaşılmaktadır. Madde 15'de yetki devrinden söz edilmektedir. Kamu üretim, sertifikalandırma, ticaret ve denetimi pratikte özel sektöre gerçekte ise büyük dünya tohum devlerine bırakabilecektir. Yasada sözü edilen birliklerin ve alt birliklerin kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu sayılacak olması ve bunlardan oluşacak olan Birlik ve alt birliklere yetki devredilecek olması resmi tamamlamaktadır. Bu birliklerin oluşturacağı hakem kurullarının örneğin çiftçilerle şirketler arası anlaşmazlıklarda yetkili olacak olmaları tohum devlerinin hakim koltuğuna da oturduğunun açık kanıtıdır. Bu yasa Türkiye'nin, doğanın, çiftçilerin ve tüketicilerin aleyhinedir. Daha geniş tartışılmak üzere meclisten çekilmelidir. Tayfun Özkaya Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Bornova 35100 İzmir Email: tayfun.ozkaya @ege.edu.tr ![]() Düzenleyen Mehmet Ali Aşık : 27-09-2006 saat 00:33 Neden: makale tam degildi |
![]() |
![]() ![]() |
|
|