![]() |
baby tv de kiristal taşların 15 dk süre ile sallanmasını gösteren bir sahne varki korkunç, ben bile ipnotize oluyordum:)))
ama tuananın öğrencisinin yazısı bana biraz öğretmeninin fikirlerine yakınlaşmak için yazılmış gibi geldi, sihirli annemi sevmediğini itiraf edebilirmi acaba? |
Bilmem sormam gerekir kendisine:) Ama sevse de fayadalı olmadığını biliyor buna eminim:) Sevgimle tuana.
|
..........................
|
Herkese Merhabalar:)
Konunun ortasına balıklama dalmış gibi olacağım ama benim de söylemek istediğim bir şeyler var. Öncelikle çocukların 11 yaşın altında soyut düşünce aşamasına ulaşamadığını biliyoruz. Ebeveyn denetimi olmadan izlenen ve soyut öğeler içeren programlar çocuklarda zengin hayal gücü ile birleşince ciddi davranış sorunları ortaya çıkarıyor. Bu noktada ebeveyn denetimi çocuğun izlediği programın analiz edilmesi, somutlaştırılması ve gerçek-gerçekdışı ayrımının yapılıp çocuğa aktarılması bakımından zorunlu hale geliyor. Tv'den gönderilen mesajların çocuklar tarafından okunması hedef davranış olarak belirlenebilir fakat soyut bir beceri olduğundan sistematik olarak izlenmeli ve sadece yetişkin onayını alma çabasından ayırt edilerek çocuğun benliği tarafından benimsenmesine çalışılmalıdır. Çocuklar hep aynı hedefe, kendileri olmaya doğru yol alırlar.. Kendi kimliklerini bulma sürecinde olumsuz yaşantılar ve hatalara bağlı öğrenmeler olacaktır ve olmalıdır. Çocuklar evreni tanımlarken şablonlardan yararlanırlar ve karşılaştıkları yeni olayları tanımlarken öncelikle bu şablonlara uygunluğunu denetlerler. Eğer yeni olay, kayıtlı olan şablonlardan birine uygun değilse, ya olaya ilişkin yeni bir şablon tanımlanacak ya da çocuğun etkilenme düzeyine bağlı olarak yeni olay eski şablonlardan birisinin tanımını değiştirecektir. Sihirli annem vb.. programlardaki durum bununla açıklanabilir. İnsanlar uçamaz şablonu; insanlar büyü yardımı ile uçabilir şeklinde genişlemekte hatalı olarak format değiştirmektedir. Doğru ebeveyn denetimi;bu hatalı zihinsel tanımlamara engel olabildiği gibi çocuğun zihinsel gelişimine ve evreni tanımlama sürecine katkıda bulunabilir. Evreni tanımlama süreci sadece çocukluk ya da ergenlik dönemi için düşünülmemelidir. Evreni tanımlama ve anlamlandırma yaşam boyu sürebilir. Bireysel bakış açılarımız ve değerlerimiz değiştikçe tanımlama süreçlerimiz de renk değiştirecektir. Sevgiyle ve Hoşçakalın.;) |
Alıntı:
ve alıntıladığım düşünceye kesinlikle katılıyorum bunun tehlikeli bir boyutunu, yeğenimde yaşadım (4.5 yaşındayken) bir gün pencerenin kenarına doğru gittiğini görüp, buna karşı uyarıda bulundum bana " bana birşey olmaz ki, ben sihir yapıp uçabilirim" yanıtı verdi bu inanılmaz korkunçtu |
Aynı düşüncedeyim..:)
|
Sayın Tarıkkayapdr,
öncelikle hoşgeldiniz. Yazdıklarınızı dikkatle okudum. Konuyu çok güzel özetlemişsiniz. Çok teşekkürler ama bir mesaj yazdıktan sonra hemen hoşçakalın demek olmaz. Sık sık yazılarınızı bekliyoruz. :)) |
Merak etme arsakay, ben arkadaşla ilgileniyorum :)
|
Çok iyi. Kimse kaçamasın :))
|
Hoşbulduk:) bu kez;bir yere kaybolmaya hiç niyetim yok:)
Arkadaşlar herkese merhabalar:)
Konu çocuk psikolojisi ise bu kez;bir yere kaybolmaya hiç niyetim yok;) Güncel konular ile ilgili bilgi ve deneyimlerimizi paylaşmamız, gelişmemiz ve öğrenmemiz için çok iyi bir fırsat bence.. Görüşmek dileğiyle..;) Hoşçakalın, Sevgiyle Kalın.;) |
alllahhh!! yaşasın...işte danışmanım gelmiş,,,hoşgelmişş...
şaka bir yana çok doğru sözler bunlar.. özellikle de kişinin hergün evreni yeniden tanımlıyor oluşu... giremedim yazamadım birikmiş,, ta arka sayfadan sevelime alıntı birşeyler yazacaktım..hani çocuğa okulda dörtgöz denirse onlar acımasız...filan vardı ya...orası.. alıntı yapamayana bu açıklama az bile dimi mali? hımmm..bence dörtgözlülükle barışmamış olmak daha tehlikelidir. kişinin kendi gözlüğü ile sorunu olması ve onu kabullenmemesi en başta halledilmesi gereken bir mesele bence.. sonra çocuk inandığı gerçeğini hararetle savunacaktır.. alay ve ironi arttığında bunu açık ve sade bir dille ifade etmeyi, bu davranışlarınız kalbimi acıtıyor, demeyi becerebilen bir çocuk karşısındakinin ayıp olur diye değil kalbi kırılmasın diye söylememeyi öğreneceği bir deneyim yaratmış olacak..vesile olacak..o utancı bunu büyütmeyeceği bir yaşta deneme fırsatlarına şükretmek lazım. çocuk çocuğa çok şey öğretir ama konuşabilen kişi büyüklere bile öğretiyor..kapanmamalı..içini dışına dürüstçe dökebilmeli.. bu cam fanusa koymamaktır asıl.. olay olur..olmamasını engelleme yolunda çaba harcamaktan ziyade olayları yaşarken onlara olan tepkilerimizi seçebiliriz..zihnen eski deneyimlere **** gelecek planlarına endişelerine odaklanılmazsa an içindeki işler farkedilir ve kontrol edilir. tv evde olmalı.. ama bırakın bakalım çocukları, siz ne kadar takılıyorsunuz o kutuya?? peki takıldığınızda siz ne seyrediyorsunuz.? peki seyrederken neler düşünüyorsunuz ? aklınıza neler takılıyor ? . ne yorumlar yapıyorsunuz? hiç yaparken bunları düşündünüz mü.? zihniniz ne ile meşgul..? neye niyetleniyor.? zaman harcıyor? ve gerçeğiniz ne.? tuana ne dediydi..asıl çocukları uyanmamış büyüklerden korumak lazım.. bir seviyede çok katılıyorum o nedenle bodrum da büyümesinden ekstra mutluyum.. ama başka bir seviyeden bakınca da, her şey olması gerektigi gibi oluyor zaten.. mükemmel bir şekilde ,olması gerektiği gibi... en ana niyete uygun olarak.. başka bişi mümkün mü.? ben sadece seyredebilirim varolurken..fark edebilirim... **** kaybolabilirim içinde... hepimiz kendi gerçeğimizi yaşarız.. ben benimkini.. sen seninkini.. benimkini yaratan sen değilsin herhalde... ne o zaman?? düşünceler mi.? niyet mi?? şimdi ne düşünüyorsun? ne demişti çocuk? o kalem için bile önce onu alma niyetim vardır..hiç koskaca evren tesadüf olabilir mi? ne biliim..eşim zararsız hiç olmazsa ,der benim için..alışverişe filan saracağıma, memnunmuş herşeye rağmen halimden..ööle diyor..heheheheheh |
Karakedi taşmış köpürmüş birden... :))
|
Hoşbulduk:)
Herkese Merhabalar;) hoşbulduk.;)
Sayın Karakedi, Yazınızdaki "bence dörtgözlülükle barışmamış olmak daha tehlikelidir. kişinin kendi gözlüğü ile sorunu olması ve onu kabullenmemesi en başta halledilmesi gereken bir mesele bence.." ifadesine katılıyorum ve şunları eklemek istiyorum; Okulumda, alay edilme ve alınganlık problemleri ile gelen öğrencilerimle çalışırken, sorunu tanımlamak ,farklılığını kendi benliğine pozitif olarak eklemek, kendisine gelen yıkıcı mesajları eritebilecek, duygusal olgunluğa ulaşmasını sağlayacak süreci başlatmaya çalışmak aşamalarını izliyorum. Bu tarz problemlerle gelen çocuklarla çalışırken; "Duygusal olarak güçlü olan çocuk bütün yeni ve zor çevrelerde aynı sorunla başedebilir." inancını taşıyorum. Sözün kısası, alay edilme konusunda çok daha zor olan çevreyi düzenlemek/değiştirmek yerine çocuğun duygusal anlamda güçlenmesinden yana olduğumu söylemek istiyorum. Sevgiyle ve Hoşçakalın;) |
çoşarım alev alev yanarım..nolmuş?. :PPPPP
|
Alıntı:
|
;) Öneriniz için teşekkürler Malina.. Bence de olmaması daha uygun olacak..;)
|
Danışman varken sanırım benim susmam daha doğru olur:) Evet statü önemli..Aynı bilgileri bir inşaat işçisi bilse de dinlenir mi bilmiyorum:) Resim kötü de olsa yapan picasso ise daha farklı bir gözle bakarız. İmzalar algılamamızı değiştirir. sevgimle:)
|
Statü değil, mesleki bilgi önemli...
Pomza taşı için bile üreticisini bulup bilgi almaya çalışıyoruz. Desen ki, bunun parası çok, onun için, şunun değil bunun lafını dinliyorsunuz, o zaman haklısın. Mesleki bilgi de tartışılır ama senin böyle bir itirazın yok sanırım. |
Herkese Merhabalar;)
Etiketler ambalajlar gibidir. İlk bakışta önemlidirler ve geçici statü sağlarlar. Fakat kişi sadece etiketi ile kalıyorsa, mesleki anlamda kendisinden beklenenleri karşılayamıyorsa,etiketin/statünün arkasına sığınıp kendini geliştirmiyorsa o zaman etiket bir statü sağlamak bir yana kişinin kendisine bile ağır gelmeye başlayacaktır. Etiketlerimiz ya da toplumsal statümüz düşüncelerimizin ambalajı olamayacağı gibi etiketsiz söylenen bir düşüncenin de güvenilirlik ve geçerlilik konularında sorun yaşayacağı göz ardı edilmemelidir. Yaşadığımız problemlerle ilgili çevremizden duyduğumuz bir çok öneriyi önemsemezken aynı önerileri konunun uzmanından duyduğumuzda daha çok önemsemeye başlamıyor muyuz..? |
Sevgili Tuana bir ara bu konularda biraz muhabbetimiz olmuştu
hatırlıyor musun? ;) Alıntı:
|
Alıntı:
|
baby tv
Alıntı:
|
Bu Baby Tv. hakkında hiç iyi şeyler düşünmüyorum. İngilizce bir isim alınmış, Türk çocuklarına yabancı kültürü "bebeklikten" itibaren aşılamaya çalışan bir "kültürel emperyalizm" aracıdır. Daha fazla yazmayayım, iyice siyasete girecek çünkü.
Saygılarımla... |
Alıntı:
|
bence en güzeli tv yi evlerden kaldırıp atmak çocuklar için değil büyükler içinde aynı tehlike söz konusu çünkü ucuz zahmetsiz bir eğlence aracı
|
Baby Tv
Alıntı:
|
pes yani demeye 8 ay önce başladım ama...
ben bıktım.kızlar ısrarla açtırıyor.tuhaf olan 0-3 yaş arası olmasına rağmen çok sık tekrar yapıldığı için 4 yaşındaki büyük kızım ingilizce kelimeleri mıknatıs gibi çekiyor.küçük kızım ise çıldırtıyor.ne haber kanalı, ne film, ne spor, ne de belgeseller kaldı.sadece baby tv seyrediyoruz.
değiştirdiğimizde kıyamet kopuyor. ilk başlarda hoş olduğuna inanırken şimdi seyrettikçe çin işkencesine dönüştü.:dilli: :dilli: |
Arkadaşlar;
Burdaki yazıları okuduktan sonra 2,5 yaşındaki oğlumu jetix kanalından zorla sökerek ağitici olduğunu düşündüğüm oyuncak setleriyle oynamaya ikna ettim. Daha sonra da bu yeterli değil diyerek uzman psikolog gözetiminde bulunan özel bir kreşe yazdırdım. Şimdi çocuğum daha az sinirli ve daha çok sakin. Olaylara hayali yaklaşıyor ve vurdulu kırdılı oyunlar oynamak istiyordu. Hatta oyuncak tabanca diye tutturmuştu. Ben ise ısrarla almıyordum. Kreşe başladığından beri tv seyretmiyor ve tabanca diye de tutturmuyor. Tüm anne babalar; lütfen çocuğunuzu tv den uzaklaştırmanın bir yolunu bulun. O çizgi filmleri ben bile seyrederken irkiliyorum. Çocukların ruh sağlığını derinden etkileyebilecek bu tür yayınları seyrettirmeniz ileride oluşabilecek kişilik bozukluklarına bile yol açabilir. Abarttığımı düşünenler bir daha düşünsün. Herkese saygılar... |
Bana kalirsa baby tv beyin yikama ve kulturel emperaylizm niyetli bir kanala benziyor.Yarardan çok zarari var.Turkiyedeki ahlaki çokus buyuk olçude medya sayesinde olustu.simdide mekanik,sentetik,otamatik bir nesil yetisiyor. Bu kanal ingilizce ogretmekten çok çocugunuzun Turkçesini bozabilir.
|
Çocugunuza ingilizce ogretmek istiyorsaniz Prof. Dr. Oktay Sinanoglunun eserlerine goz atmanizi tavsiye ederim.Televizyondaki program ve dizilerin bir çogu beyin yikama ve beyin kontrolune yonelik mesala herkesin severek izledigi benim ise nefret ettigim "avrupa yakasi" isimli dizi yetiskinler bu tuzaga dusuyorsa çocuklar hatta bebekler ne yapsin!
|
Bu arada çocukları sadece reklam izlerken yemek yediği için tv seyrettiren anne ve babalara kötü bir haberim var. Tv çocukta obeziteye neden oluyor.Bilimsel olarak kanıtlanmış bir durum. Yani varsın az yesin ama televizyondan uzak dursun bebekler. Ayrıca yurtdışında bebeklere eli kaşık tutmay başladıktan sonra yemek yedirilmiyor. Mama sandalyesi ile masaya oturtulan bebek kendi kendine aile fertlerinden görerek ve deneyerek yemek yemeyi öğreniyor. Böylelikle küçük motor hareketlerde gelişim sağlanmış oluyor. Döke saça da olsa yemeğini kendi ve istediği ölçüde yiyor. Ama Tv karşısında görüntü bombardımanına kapılan bebek ne olduğunu anlamadan doyma eşiği geçse bile bilinçsizce ağzını açmaya devam ediyor. Bu da geri dönülmez bir yolun başlangıcını oluşturuyor. Sonraki yıllarda tv karşısında yemeden duramayan hımbıl ve asosyal çocuklara dönüşüyorlar. Amannn diyorum başka birşey demiyorum.
|
Neden T.V. ?
Neden bu kadar doğal görünen bir kitle kontrol cihazını özellikle bebeklere izletelim ki ? İnsanların çoğu televizyonu evlerinde sürekli açık tutar. Kaybetmiştir artık kendi dingin iç sesini. Sürekli bir gürültü, aklını kendisinden uzak tutacak sürekli bir başka ses ister ki bu ses TV'nin sesi olur. Çünkü kendi zevklerini yitirmiştir. Evinin içini şenlendirecek güzel bir müzik zevki belki hiç olmamıştır bile yaşamında... Lütfen bebeklerimizi ve çocuklarımızı Televizyonun esaretinden koruyalım. Tazecik zihinlerine ve benliklerine sürekli bilinçaltı mesajları yükleyen, sağlıksız yaşamaya , sağlıksız beslenmeye ve şartlandırılmış kişilik oluşumları yaratan televizyondan koruyalım. Bırakın yaşamın yönlerini yaşamın kendi içinde görsünler ve onunla mücadele edebilsinler. Ama yeterki televizyonun yaptığı gibi şartlandırılıp programlandırılmış kişilikler haline çevrilnmesinler.. Bebek ve çocukların yaşamına yaratıcılıklarını irdeleyebilecekleri etkinliklere sokun. Göz temasları kurmak , anlamasalar bile güzel şeyler konuşmak ve sevgiyi hissetmek çok anlamlı. Emin olun onların sizlere öğreteceği çok şey var. Legolar harika oyuncaklardır ve ilerleyen yaşlarında sportif etkinliklere yönelimlerine yardımcı olmakta çok güzel olacaktır. Gebelik aşamasında bile güzel müzikleri birlikte dinlemek müthiş.Müzik kendi başına bir sihirdir. |
bence çoçukların çoğu şeye ilgisini azaltıyo en küçük kardeşim 6 yaşında. 3 yaşında kanala şifre koyarak bıraktırabildim ancak. Televizyon bence zararlı bilgisayara devam :D
|
Baby Tv çok kötü bir kanal.Bebeklerin koşup oynaması gerekirken evde televizyon izliyorlar...
|
Merhabalar
Özellikle Baby Tv yazılmış fakat ben kötü etkileyebilecek programların bu kanalla sınırlı olmadığını düşünüyorum. Baby tv yi bir kaç kere rastladığımda izledim. Ninnilerini beğeniyorum :) Sihirli Annem dizisinde ailede baba rolündeki kişinin köpek olarak gösterilmesine çok kızıyorum. Ailede babanın saygınlığı nerede kaldı? Çocuklar yine de öğrenmesini istemediklerimiz yanında güzel şeyler de öğreniyorlar. 19 Aylık Torunumla dialogum; -Kızım gökyüzüne fırlattıkları uçağa bezeyen şeyin adı ne -yoket(roket) -Ne yapıyorlar onlarla, neden fırlatıyorlar? -Ayaştıyma yapıyoylay -Neyi araştırıyorlar? -Gezegen -Hangi gezegen? -Şimdi maystalay ....Onu ayaştıyıyollay(Mars'talar...Onu araştırıyorlar) Biz çocukluğumuzda radyonun içinde konuşan kişiyi görebilmek için radyonun ardına dolanırdık, sağına soluna bakardık. Şimdiki çocuklar harika. İmkanları da o zamana göre çok daha iyi. Yeter ki çocuklarımızın iyi yönde ilerlemesini sağlayacak programları izleyebilmelerini sağlayalım. Sırf zamanlarını çalmaktan öte gitmeyen hatta zararlı olabilecek programlardan uzak tutabilelim Sağlıkla... |
Evde televizyon izleniyorsa bebeğin de izlemesi kaçınılmaz. Aynı şey telefonlar tabletler içinde geçerli. Teknoloji hayatımızın içine bu kadar girmişken, evlatlarımızı bundan tamamen uzak tutmak imkansız gibi. Lakin sabahtan akşama kadar tv, telefon, tablete mahkum edip etmemek bizim elimizde.
|
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 18:50. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025