agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Börtü Böcek (https://www.agaclar.net/forum/bortu-bocek/)
-   -   Kene / Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) (https://www.agaclar.net/forum/bortu-bocek/9285.htm)

denizakvaryumu 27-05-2009 11:26

Kene bir can daha aldı

Yozgat'ın Saraykent ilçesinde kene ısırması sonucu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına yakalanan bir kişi, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Saraykent ilçesinde bir hafta önce KKKA hastalığı belirtileriyle Saraykent Devlet Hastanesi'ne kaldırılan 38 yaşındaki Salih Aker, daha sonra Yozgat Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada yapılan muayenenin ardından KKKA hastalığı belirtileri tespit edilen Aker, Ankara'ya sevk edildi.

Bir haftadır Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören 3 çocuk babası Salih Aker, dün hayatını kaybetti. Aker'in cenazesi, dün akşam Saraykent ilçesinde akşam üzeri kılınan cenaze namazının ardından kazılan mezar kireçlenerek tabutla birlikte toprağa verildi.


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11736515.asp?gid=229

limon 27-05-2009 15:16

Kaç yıldır bu durum varken, aşısını bulmak çok mu zordur?

Hayvanların aşısı var neden insanlara bulunamıyor?

k0900 27-05-2009 21:31

İnsanın kiymetli olduğu ülkelerde olsa, bulunurdu :)

Sefer GİRİŞEN 27-05-2009 22:36

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi denizakvaryumu (Mesaj 421029)
Kene 2 can aldı

Ondokuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde kene ısırması teşhisiyle tedavi gören iki kişi kurtarılamadı.

Samsun’un Asarcık ilçesine bağlı Koşaca köyünde çiftçilik yapan İsmail Basalak’ı (51), 10 gün önce tarlada çalışırken kasığından kene ısırdı. Vücuduna yapışan keneyi kendisi çıkaran Basalak, kısa süre sonra yüksek ateş şikâyetiyle hastaneye kaldırıldı.
Kontrollerde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı (KKKA) virüsü tespit edildi. Basalak, önceki gün tedaviye alındı. Ancak, Basalak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Amasya’nın Merzifon ilçesinden de dün sabah KKKA şüphesiyle 19 Mayıs’a gelen Fehmiye Günsu da (82) hayatını kaybetti. Günsu’yu da bir hafta önce evinin bahçesinde otururken kene ısırdığı belirtildi. Başhekim Prof. M. Bekir Selçuk, ölen iki vatandaşın da daha önce hasta olduğunu, kesin sonuçları öğrenebilmek için kan örneklerinin Ankara’ya gönderildiğini belirtti

Ankara' ya gönderilen kan örneğinin kesin sonucu geçen hafta geldi.Asarcık İlçesi İmamlı Köyü' nden İsmet Basalak' ın ölüm sebebi KKKA değil, kanser.( Haberde köy ve isim hatalı yazılmış)

denizakvaryumu 30-05-2009 20:57

"2008 Ocak-Mayıs döneminde toplam bin 315 vaka ve 63 ölüm gerçekleşirken,

2009’un aynı döneminde 87 vaka ve 7 ölüm meydana geldi”


http://www.sendeyolla.com/haberdetay...3448&id=333469

denizakvaryumu 02-06-2009 23:12

6 yaşındaki çocuk kene kurbanı

SAMSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kene ısırması sonucu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) tedavisi gören 6 yaşındaki Uğur Köroğlu yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

Çorum’un Bayat İlçesi Saray Köyü’nde 11 Mayıs’ta meydana gelen olayda, 6 yaşındaki Uğur Köroğlu yüksek ateş ve baş ağrısı şikayeti ile İlçe Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ardında da Çorum Devlet Hastanesi’ne gönderilen Köroğlu, burada yapılan kontrollerde KKKA virüsünden şüphelenen doktorlar tarafından Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk edildi.

Yoğun bakıma alınan Köroğlu’ndan alınan kan örnekleri Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’ne gönderildi. Gelen sonuçlara göre KKKA virüsü tespit edildi. Durumu ağır olan ve Yoğun Bakım Servisi’nde tedavi altında tutulan küçük çocuk bugün yaşam mücadelesini kaybetti. Doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11780572.asp?gid=229

ciceksever70 03-06-2009 14:28

Kene asisi var sevgili Limon. Burada cok önem veriliyor cünkü insanlar dogyla cok hasir nesir. Bedeli de 10-15 euro gibi bir para. Insan hayatiyla kiyaslaninca cok da pahali degil sanirim.

cello 03-06-2009 15:32

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi aer (Mesaj 408693)
...-Keneyi bilginiz yoksa çıkarmaya çalışımayın, ajite edip midesindeki virüsü vucüdunuza zerk etmesini sağlamış olursunuz, ( Hatırladığım kadarıyla kene tutunduktan 6 saat sonra bu virüsü zerk eder) Bu sebeple en, kısa sürede uygun biçimde çıkarılması gereklidir...

Anlayamadığım nokta; Kene dış parazitmidir ? EVET. O zaman kedi-köpek-koyun v.b. için dış asalakları öldüren ve deri altına zerk edilen "İvermectin" esaslı ilaçlar neden insanda kullanılamıyor? (veya bunlarmı kullanılıyor) Bu ilaçlar aşı yapılan hayvanın kanına geçer ve kanı emmeye başlayan asalak zehiri alır ve ölür. Olay budur. KKKA hastalığında da kenenin ısırması yetmiyor ve 6 saat sonra virüsü veriyorsa benim mantığım "O.K." der yani... (ama bu kadar kolay olmasa gerek, yoksa benim aklıma gelen doktorlarında aklına gelmezmiydi ? Kendimle çelişmeye başladım.)

k0900 03-06-2009 20:54

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ciceksever70 (Mesaj 436619)
Kene asisi var sevgili Limon. Burada cok önem veriliyor cünkü insanlar dogyla cok hasir nesir. Bedeli de 10-15 euro gibi bir para. Insan hayatiyla kiyaslaninca cok da pahali degil sanirim.

Sn. ciceksever, biraz daha bilgi verebilirmisiniz.

ciceksever70 03-06-2009 21:16

Türkiye de asi olup olmadigi konusunda bilgim yok. Avusturya da insanlar (istege bagli tabii ki) belirli araliklarla asi olabiliyorlar. Burada kene asisi uzun zamandan beri kullaniliyor. Okullarda da yapilmasi zorunlu asilar arasinda. Sadece ailenin izni olmadigi durumlarda imzali kagit alinarak yapilmiyor.

tolgahann 03-06-2009 21:20

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi limon (Mesaj 428679)
20 yaşlarındayken her bahar lastik eldivenleri takıp sokak köpeklerinin özellikle kulak içlerini ilaçlardım. O zamanki keneler Tv de gösterilenler gibi değillerdi, karpuz çekirdeği gibi, kanı emince popo kısımları şişerdi. Tv de gördüklerim aynı küçük örümcek gibiler. Kanı emince şişmiyor da galiba bunlar. Gördüklerim etin içine girip kaybolmuş ufacık siyah noktalar.

Havanın ısınmasını da isteyemiyoruz artık. Fakirin tek eğlencesi piknik te tarihe karışacak.

Sevgili limon şimdikilerde kan emdikçe şişiyor.Tv. lerde gösterilenler ya yeni yapışmışlar **** yapışmamışlar.Asalak mahluk kanı emdikçe şişiyor ve bacakları görünmeyecek kadar genişliyor.Tostoparlak küçük bi nohut tanesi kadar oluyorlar.:dilli:

denizakvaryumu 04-06-2009 07:51

YOZGAT -AA- Bozok Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Gülümser, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan kene ve diğer haşerelerin vücuda yapışmalarını önlemek için çiftçilerin koli bandı kullanabileceğini bildirdi.

Gülümser, son yıllarda özellikle Orta Anadolu Bölgesi'nde KKKA hastalığına neden olan kenelerin insan ölümlerine neden olduğunu belirtti. Prof. Dr. Gülümser, Yozgat, Tokat, Amasya, Sivas bölgelerindeki kırsal bölgelerde yoğun olarak görülen kenelerle mücadele çalışmaları devam ederken, korunmak için değişik yöntemlerin uygulandığını kaydetti.

Gülümser, bölgelerde yaşayan insanların tarım ve hayvancılıkla uğraştıklarını, bu nedenle de kene ve diğer zararlı böceklerle içiçe yaşamak zorunda olduklarını ifade etti. Kenelerin uçan haşere olmadığının altını çizen Gülümser, "Keneler topraktan, yürüyerek insan bedenine ulaşmakta, uygun bulduğu bölgede ise yapışarak kalmaktadır. Kenelerin ayaktan başlayan yürüyüşlerini engelleyebilmek için, kesin çözüm olmamakla birlikte koli bandı kullanılabilir" dedi.

Gülümser, kenelerin vücuda yapışmasını önlemek için, koli bandının nasıl kullanılacağını da uygulamalı olarak gösterirken şöyle şunları anlattı:
"Pantolon gibi giysilerin paçaları çorap içerisine konulduktan sonra, koli bandı, yapışkan kısmı dışarıya gelecek şekilde çarık bağı gibi diz kapağa kadar sarılarak, yapıştırılır. Böylece, vücuda yapışmak üzere yerden hareketlenen kene ve diğer zararlı haşereler koli bandına yapışmak suretiyle, yapışacağı bölgeye ulaşmadan fark edilmesi sağlanır.

Bu kesin bir çözüm değil, sprey kullanılması daha doğru bir yöntem. Ancak, sprey kullanma imkanı bulunmayan çiftçilerimiz bu yöntemi kullanmak suretiyle, bireysel geçici çözüm olarak değerlendirebilirler

cello 04-06-2009 10:59

Kırım Kongo Kenesi ve domuz gribine karşı özel kıyafet üretilmiş.
http://www.haber61.net/news_detail.php?id=37803

papalinatava 14-06-2009 20:56

Mesela Haseki Hastanesi keneyi çıkarttıktan sonra bir tüpe koyup Ankara'ya göndereceğini söylüyor. Kene tahlili yapılıp sonucu ivedi olarak bildiriliyor mu? Bu konuda tecrübesi olanlar var mı? Teşekkürler.

seaa 14-06-2009 21:17

Kenesavar olarak bilinen sülün,keklik gibi canlıların ivedilikle doğaya salınması gerekiyor.Ağaçlandırma sahamda en büyük korkum keneler, imkan olsa sülünleri getircem buraya :)

gurbik67 14-06-2009 23:19

KKKA neden olan kenelerden korunmak için üniversiteler olsun diğer hastahaneler olsun sadece korunmaların yollarını anlatmaktadırlar. bu kan emicilerin ayrıntılı bir şekilde tipleri,renkleri,kaç ayaklı ve diğer ayrıntıları
neden belirtmezler.
bu asalağı aslında bi şekilde de tanımak gerek. KKKA neden olan kenelerin bir defada 7000 (yedi bin) adet larva bıraktığına göre olayın korkunçluğuda gözden kaçmamalı.
keneler bir birine benzesede kkka neden olan kenelerin kahve renkli bacakları ise açık kahve rengi ve sarı çizği olması en belirgin özelliğidir.
insan vücudunda ilerlerken kimyasal salgıladığı bunu da insanların hissetmediği.

papalinatava 15-06-2009 10:22

Alıntı:

Taşıdığı hastalık etkeni kan emmeye bağlı olarak 12-24 saatte aktive olarak bulaştırıcılık olur.Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi virüsü kan emme ile ilk 36 saatte kenede çoğalmasını tamamlayabilir.Kene ısırığının 3-5 günlerinde bulaştırıcılık maksimuma ulaşabilir.Erişkin bir kene 9-14 günde ancak doyabilir.Bu sürede sürekli konakçısının üzerinde ve kan emme durumundadır.
Kene 9-14 gün boyunca sadece kan mı emiyor, mesela üçüncü gün farkedilen kene bir hastanede düzgün biçimde çıkarttırılırsa virüsü insan vücuduna verememiş mi olur? Yoksa kan emdiği süre boyunca bir yandan da virüsü boşaltabiliyor mu?

sükunet 11-07-2009 11:51

böyle bir durumda kendi imkanlarımızla çıkarmak yerine en yakın sağlık kuruluşunda soluğu almayı yeğlerim...
malum insan sağlığı.
ve bunun şakası olmaz...

geçtiğimiz yıllarda bir tanıdığımız şöyle bir olayla karşılaşmıştı.
8 aylık bir bebeği vardı,bebeğin giysilerini dışarı seriyor yıkayıp.
kuruduğunda bebeğine giydiriyor.
birde baksalar bebeğin karnında kene...
dehşet içinde hastaneye koşuyorlar ve kene çıkarılıyor.
şükürler olsun ki hastalık taşıyan bir tür değilmiş.
kene bebeğin elbiseleriyle geliyor yani...
kene bu nerede nasıl geleceği belli olmaz...

KARADENİZ37 11-07-2009 12:11

Arkadaşlar keneyle bizzat tanışmış ve hatta onu 24 saat misafir etmiş,bu durumu fark edince kalp krizi geçirmeye ramak kalmış bir kurban olarak şunu söyliycem;Kesinlikle kendiniz müdahale etmeyin hemen hastaneye yoksa sağlık kurumuna gidin.Bu işin şakası yok.Allah'a çok şükür ben problem yaşamadım ama bu risk daima var.

denizakvaryumu 13-07-2009 15:04

BİYOKEN

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=175006

k0900 13-07-2009 16:10

Blogdaki ürün EM Sn. Doğasever'in ürünü, bir vesileyle Ankara'daki partneri/ortağı ile 2,3 yıl önce tanışmıştım.

Akarsuların, derelerin, göllerin temizlenmesindede kullanılan ürün; Ankara'da. İstanbul yolundan Ostime giderken soldaki sitedeler.

Biz hediyelerini karıncalara karşı kullanmıştık.

Hiç kalmadı demiyorum ama en az karıncalı evlerden biriyiz:)

Öznur 13-07-2009 16:28

Yaşadığım yerde 2 gün içinde gerçekleşen 3 ölüm hepimizi çok korkutuyor.

Ama açıkçası kene yapıştığı farkedildiğinde çıkarılması için doktora gidilmesi tavsiyesini hiç gerçekçi bulmuyorum. Öncelikle kırsalda yaşayan herkese en az bir kere kene yapışıyor, eğer herkes bunları çıkarttırmak için doktora giderse inanın doktorların başka iş yapmaya vakitleri kalmaz, sağlık ocakları ve hastanelerde sıralar oluşur.

İkincisi ise, köylerde yaşayanların çoğunluğu yaşlılar ve ilçe merkezlerine gitmek için imkanları çok az. Sadece pazar alışverişleri için haftada veya iki haftada bir binbir güçlükle merkeze gidebilen insanların her kene yapıştığında gitmesi neredeyse imkansız.

Haberde Pınarbaşı Devlet Hastanesi denmiş, ama burada sadece bşr sağlık ocağı var. Hastane binası yapılmış vaziyette senelerdir bekliyor, sağlık ocağını hastanenin ilk katına taşıdılar sadece, o kadar.İki tane doktor var.
http://www.haber7.com/haber/20090713...godan-olum.php

cey_cey 15-07-2009 09:49

artık eskilerin diliyle sakırtlak dedigimiz küçük kene türünden bile korkar olduk allah bu sene fındık toplayanlara saglık versin umarım böyle bir aksilikle karşılaşmayız tabi buna bende dahilim benimde fındıgım oldugu için

dremre 14-08-2009 01:17

Kırım-kongo kanamalı ateşinin en iyi tedavisi.... kenelerle hiç bulaşmamaktır...
onunda en iyi yolu TAVUK'tur. Tavuk kırım kongolu veya kongosuz tüm keneleri yer ve hasta olmaz... ayrıca sonra siz de tavuğu büyk bir zevkle yiyebilirsiniz. ;)

ama kenenin teki sizi ısırırsa hiç dokunmadan en yakın acile baş vurun

saygılar sevgiler

denizakvaryumu 14-08-2009 07:31

Kuş gribi nedeniyle tavukları da ortadan kaldırmışlardı :)

copur 09 14-08-2009 12:52

Arkadaşlar benim saksıdaki lavantamın üzerine kediler çıkıp sürtünüp debeleniyorlar. Ben bit, pire gibi yaratıkları engellediklerini sanıyorum. Belki kene için de faydalı olur.

yunusx 17-08-2009 21:28

Bahçeniz varsa ve orda vakit geçiriyorsanız, tavuk besleyin.Bir tavuk günde 250-300 adet kene tüketmektedir. İlaçlar da bir yere kadar!!!

Güven Teknik 19-08-2009 08:05

Kene ve zehir
 
Peki bu tavuklar keneyi yediğinde nasıl oluyorda zehirinden etkilenmiyor?

dremre 23-08-2009 18:43

aslında çok kabaca şöyle;
etken mikroorganizma tüm türleri hasta etme potansiyeline sahip değil bir de
aslında sizde keneyi yerseniz (ısırılmadan) mide asidi keneyi de kırım kongo etkenini de sindirir ve hasta olmazsınız :)

ama tavsiye etmem

maki01 31-08-2009 14:50

KKKA çok daha ciddi boyutlara sıçramış durumda. Ürkütücü gerçekten. Son yapılan çalışmalarda sadece kenenin bu virüsü taşımadığı belirlenmiş. Milliyet'te çıkan haber korkutuyor.

k0900 31-08-2009 14:58

Yazıyı okudum, durum vahim, aşağıdakı satırları alıntıladım, devlet nerde? sorusunun tam zamanı.

10 keneden 8’i virüslü
Ankara Kızılcahamam’dan toplanan kenelerin Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü’nde analiz edildiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, “Her 10 kenenin 8’inin KKKA virüsünü taşıdığı tespit edildi. Bu korkunç bir rakam. Neredeyse yakında kenelerin tamamının KKKA hastalığını taşıyacağını söyleyecek noktaya geldik” dedi.

denizakvaryumu 16-05-2012 10:28

1 Eklenti(ler)
Kastamonu'da kii keneden ld - Hrriyet Gndem

KENELER ortaya çıktı, can almaya başladılar....

Kene aşısıni mutlaka yaptırın

Eklenti 296345

Erken yaz aylarında ortaya çıkan kenelere karşı aşı kampanyası başlatıldı. Bavyera Sağlık Bakanı Marcel Huber, aşı yaptırarak, herkesi aşı olmaya çağırdı.


BAHARLA birlikte ortaya çıkan kenelerin yol açtığı felç veya ölümle sonuçlanan FSME hastalığına karşı aşı olunması çağrısı yapıldı. Almanya’nın Bavyera Eyaleti Sağlık Bakanı Marcel Huber, uzman doktor Nikolaus Frühwein ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek, kenelere karşı aşının önemini anlattı. Kendisi de aşı yaptıran Bakan Huber, aşının kenelerin taşıdığı FSME virüsüne karşı önemli bir tedbir olduğunu vurguladı.

İlkbaharla birlikte kenelerin aktif olduğunu hatırlatan Bakan Huber, FSME’nin bir virüs olduğunu ve beyin iltihaplanmasına, bunun ateşlenme, felç ve ölüme bile yol açtığı uyarısında bulundu. Yine keneler tarafından taşınan Borreliose’nin ise bir bakteri olduğunu kaydeden Bakan Huber, buna karşı ise aşı bulunmadığını söyledi.

Türkiye’de de koruyor

Uzman doktor Nikolaus Frühwein, Almanya’da yapılan kene aşısının Türkiye veya başka ülkelerde de FSME hastalığına karşı koruduğunu vurguladı. Almanya’da kene aşısı yaptıranların sayısının halen düşük olduğunu kaydeden Dr. Frühwein, Avusturya’da aşı yaptıranların oranının yüzde 80’e ulaştığına ve FSME hastalığı vakasının ise 60’a düştüğüne işaret etti. Dr. Frühwein, 2010 yılında Bavyera’da 104 FSME vakası kaydedildiğini, geçen yıl ise FSME vakalarının 177’ye çıktığını söyledi.

Bavyera’da tüm vakaların kayda geçmesi için bir ağ kurma kararı aldıklarını açıklayan Bakan Huber, kene ısırması karşısında dikkatli olunmasını, bunun için eczanelerde büyüteç ve cımbız satıldığını, ancak en iyi tedbirin aşı olduğunu vurguladı. Bakan Huber, aşıların etkisinin ise 3 ile 5 yıl arasında sürdüğüne işaret etti.


Hürriyet Avrupa - Kene aşısı yaptırın


Kene aşısını ihmal etmeyin

Baharın gelmesiyle birlikte keneye karşı aşı kampanyası start aldı. Almanya’nın Bavyera Sağlık Bakanlığı, kene sokması sonucu taşınan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı aşı olmaya çağırdı.


BAHARIN gelmesiyle birlikte sağlık yetkilileri kene sokması sonucu meydana gelen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı uyarı kampanyalarını başlattı. Almanya’nın Bavyera Eyaleti Sağlık Bakanlığı, sağlık uzmanlarıyla birlikte kene aşısı yapılması için bakanlıkta bir basın toplantısı düzenledi. Bakanlık müsteşarı Melanie Huml, baharın gelmesiyle kene mevsiminin de başladığını, kenelerin en çok nisan ile ekim ayları arasında aktif olduğunu ve bu aylar arasında kene sokması rizikosunun yüksek olduğunu söyledi. Herkesi şimdiden kene aşısı olmaya çağıran müsteşar Huml, “Aşıyı ihmal etmeyin, ertelemeyin” dedi. Huml, kene sokması sonucu oluşan ve zaman zaman öldürücü olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı aşının etkili olduğunu vurguladı. Almanya’da geçen yıl 313 kişinin kene sokması sonucu KKKA hastalığına yakalandığını kaydeden Huml, bunun 130’unun Bavyera’da olmasının yüksek bir rakam olduğuna işaret etti.



Keneye karşı korunma
Basın toplantısında konuşan aşı dairesi başkanı Dr. Nikolaus Frühwein ile Sağlık ve Gıda Güvenliği Darise yöneticisi Dr. Volker Fingerle, doğada gezenlerin, piknik yapanların ve kendi bahçesi olanların kene sokması tehlikesiyle başbaşa olduğunu belirtti. İki sağlık yetkilisi, kene sokmasına karşı aşının önemini vurguladı. Bahçeye ve doğaya çıkıldığında uzun giysiler giyilmesini tavsiye eden iki sağlık uzmanı, kenelerin hemen sokmadığını, vücutta en sıcak ve nemli yer aradıklarını, bunun bazen bir saat kadar sürebildiğini, bu nedenle piknikten, ormandan ve bahçeden eve dönüşte akşam vücudun mutlaka kontrol edilmesini önerdi. İlk aşıdan iki ya da 12 hafta sonra ikinci aşının yapılması, 3 ile 5 yıl arasında ise 3. aşının yapılması gerektiğini söyleyen sağlık uzmanları, o zaman kene sokmasına karşı vücudun bağışıklık kazandığını belirtti.

Hürriyet Avrupa - Kene aşısını ihmal etmeyin

denizakvaryumu 16-05-2012 10:56

Kene aşısı neden Türkiye'de üretilmiyor
Avrupa’da olduğu söylenen kene aşısı neden Türkiye’ye getirilmiyor

Kırım Kongo Ateşi hastalığına neden olan kene türüne karşı aşı henüz dünyada yok. Avrupa’da olduğu söylenen aşı, bir başka kene cinsinin neden olduğu hastalığa karşı geliştirilmiş bir aşı. Bu hastalık bizde yok. ABD’de görülen ve aşısı olan hastalık da bizde yok. Dolayısıyla Avrupa’da ve Amerika’da olduğu söylenen aşının, bizde görülen Kırım Kongo’ya etki etmesi mümkün değil; çünkü virüsleri farklı.

ECZACIBAŞI'NDAN CEVAP

Eczacıbaşı İlaç, Avrupa’daki kene aşısı Ticovac’ı neden Türkiye’ye getirmediğini açıkladı:
Avrupa’nın kenesi ise Türkiye’ninki farklı…

Eczacıbaşı yetkilileri yaptıkları açıklamada “Keneler birçok mikroorganizmaları taşıyarak çeşitli enfeksiyon hastalıklarına neden olmaktadır. Bu enfeksiyonlarla mücadelede başarılı olabilmek için taşınan farklı mikroorganizmalara karşı ayrı ayrı özgün aşılar geliştirilmesi gerekmektedir” denildi.

Baxter Avrupa için geliştirdi!

Eczacıbaşı’nın Türkiye temsilciliğini yaptığı Baxter International’ın 25 yıl önce o dönemde keneler tarafından taşınan bir virüsün neden olduğu ve beyin iltihabı nedeni ile ölümcül sonuçlar doğuran enfeksiyona karşı bir aşı geliştirdiği anımsatıldı. Bu aşının halen Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen enfeksiyona karşı başarıyla uygulandığı belirtildi.

Kırım Kongoya olmaz!

Türkiye’de son yıllarda görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’ne neden olan mikroorganizmanın, farklı bir virüs olması nedeniyle daha önce geliştirilen aşının kullanılmasının mümkün olmadığı vurgulandı. Bu nedenle de Baxter’in geliştirdiği Ticovac adlı aşının Türkiye'ye ithalatının yapılmadığına dikkat çekildi.


Peki bu tür için aşı üretilemez mi?

Kırım Kongo bazı Balkan ülkelerinde, Kırım’da, Kongo’da, Tacikistan ve Ukrayna gibi ülkelerde yani Karadeniz’in etrafındaki havzada görülüyor. Tüm aşı üreticilerine, çağrıda bulunduk ama rantabl bulunmadığı için yanaşmadılar. Biz de dünyanın en büyük aşı üreticisi Pasteur Firması ile bir anlaşma yaptık ve geçen yıl aşı üretme çalışmalarına başladık. Aşıyı Türkiye’de üretme kararı aldık.

ÖNCÜ AŞI 4 YIL SONRA

Aşı hangi aşamada?

Aşının ilk safhası olan virüsü üretme ve izole etmeyi başardık. İkinci safhaya geçme çalışmalarımız devam ediyor. Prosedür gereği bir aşının üretilmesi 10 yılı buluyor. Ama ilk aşının prototipini yani öncü aşının 4 yıl sonra teslim edilebileceğini bildirdiler. O aşamadan sonra saha çalışmaları, yan etkileri gibi bir diğer safhasına geçilecek.

Yani aşı 10 yıldan önce mümkün olmayacak. Peki bu arada virüs şekil değiştirirse?

Prosedür gereği 10 yıl beklemek gerekecek. Bu virüs şekil değiştirmiyor; şekil değiştirme grip virüsüne özgü bir durum. Kaldı ki değiştirse bile; aşı elde olursa değişmiş virüse adapte etmek; baştan aşı üretmeye göre çok daha kolay. Tıpkı domuz gribi gibi. 6 ayda aşısını üretiyoruz, dediler.

TAVUK ÇARE OLAMAZ!

“Türkiye’de önceden de kene vardı ama hiç hastalık yoktu. Kuş gribi nedeniyle tavuklar itlaf edildi, başımıza Kırım Kongo çıktı” deniyor. Dolayısıyla bahçede tavuk beslemek bir çözüm müdür?

Tam tersine. Tavuk keneyi artırıyor. Belki birkaç kene yiyor ama kendisi en büyük kene taşıyıcılarından. Kanatlı hayvanların tümü öyle. Kaldı ki
tavuk itlafının yapıldığı yerlerde Kırım Kongo görülmedi. Ayrıca kene tavuktan ya da diğer hayvanlardan insana geçmiyor. Kene, tarladan geçiyor. Kişi tarlaya gidiyor, kısa bodur ağaçların olduğu yerin hemen yanında açılmış tarla varsa oradan alıyor.

Ormanlık alanda piknik yapılırsa risk yok mu?

Kene her yerde var ama virüsü bulaştıran cinsi, kırsal alanda bulunuyor. Dolayısıyla asıl risk tarlada. İl merkezlerinde virüs kapan tek bir vaka yok.

Geçen yıla göre ölüm sayısı arttı mı?

Geçen sene 1 Ocak-25 Haziran’da 737 vaka 33 ölüm gerçekleşirken; bu yıl aynı dönemde 553 vaka 27 vefat var. Dolayısıyla hem hasta sayısında hem de ölümde bir azalma var. Bakanlık olarak kırsal alana yönelik o kadar yoğun gidiyoruz ki; bizi gördüklerinde ‘yeter artık gelmeyin’ diyorlar. İlaç veriyoruz, korunma yollarını anlatıyoruz, kene yapışırsa nasıl çıkaracaklarını gösteriyoruz.Tarım İl Müdürlükleri hayvanlarını ilaçlıyor.

HASTANEYE GELMEYEN ÖLÜYOR

Keneden ölüm nasıl oluyor?

Ölen vakalarımızın yüzde 99’u keneyi kendi çıkarmış, bize gelmemiş kişiler. Beni kene ısırdı, diye gelenler içinde ölüm oranı yüzde 1.

Yalnız sorun keneyi kendi çıkarıp çıkarmaması değil, bize gelmeyişi. Oysa keneyi çıkardıktan sonra 112 Acil servisini arasa, “Ben gelemeyeceğim” dese.

Mutlaka biz gideriz.

Keneyi koparmadıktan sonra risk yok mu?

Kenenin mümkün olduğu en kısa sürede vücuttan uzaklaştırılması gerekiyor. O cins kene vücuda yapıştığında kamı emiyor emiyor, gövdesi büyüyor; ondan sonra virüsü veriyor. Bu nedenle bir an önce usulüne uygun çıkarılması gerekiyor.

Usulüne uygun, ne demek; kafasını koparmadan mı?

Öncelikle elinde eldiven olacak. Üzerine benzin, yağ, su gibi gibi hiçbir şey dökmeyecek ki; kene aktif hale gelmesin. Diklemesine tutup yukarı doğru çekecek. Kafası içinde kalsa da sorun değil; çünkü virüs kafasında değil karnında. Dolayısıyla önemli olan gövdeyi çıkarmak. Usulüne uygun çıkarmayı bilmiyorsa en yakın sağlık kuruluşuna gidecek

Kene aşısı neden Türkiye'de üretilmiyor - Hürriyet

kelebek çalısı 18-05-2012 03:28

http://www.klinikgelisim.org.tr/kg_23_3/4.pdf

Kene ve KKKA hakkında faydalı bir döküman.

agozce 24-05-2012 18:11

(Ankara niversitesi Veteriner Fakltesi)

Korktuğumuz Kenelerle İlgili Bilinmesi ve Yapılması Gerekenler (23.05.2012)


Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Karaer, korktuğumuz kenelerle ilgili olarak bilinmesi ve yapılması gereken hususlar hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Zafer Karaer'in açıklamalarını aşağıda okuyabilirsiniz.

Keneler kutup bölgeleri hariç dünyanın her yerinde yaşamını sürdürebilen canlılardır. Bugüne kadar 3 aileye mensup 900’e yakın türü bulunmuştur. Ülkemizde 2 aileye bağlı 35 civarında kene türü olduğu bilinmektedir. Keneler gelişmesinin her döneminde kanla beslenirler. Birkaç türü hariç kanla beslenmek için hayvan-insan ayırımı yapmaz. Ancak genellikle kırsal alanın canlıları olduğu için hayvanlardan kan emerek beslenirler. İnsanlara da çoğunlukla çalışmak veya gezmek için gittikleri kırsal alanda yapışırlar. Bununla birlikte bazı kene türleri meskenlere de yerleşerek, buralarda hayvan ve insanlara kan emmek amacıyla gelebilirler.

Keneler sadece kan emmekle insan veya hayvana zarar vermezler, daha önemlisi kan emmek için salgıladıkları tükürükle birlikte 200’e yakın viral, bakteriyel, spiroketal, riketsial, protozoer helmint hastalık etkenlerini gerek gelişme dönemleri (larva-nimf-ergin) arasında kan emdikten sonra genellikle konak değiştirmesi ile, gerekse bazı durumlarda yumurtalarına geçirerek gelişmekte olan larvaları ile insanda-insana, hayvandan-hayvana, hayvandan-insana, insandan-hayvana taşımalarıdır.

İşte Kırım-Kongo Kanamalı hastalığı bu 200 hastalıktan sadece biri olup, hastalık etkeni virusun taşınmasında rol alan keneler yukarıda ifade edildiği gibi hem gelişme dönemleri ile hem de yumurtalarından çıkan larvaları ile virüsü insanda-insana, hayvandan-hayvana, hayvandan-insana, insandan-hayvana taşıyabilir.

Bütün bunlardan dolayı kenelerle ilgili bilinmesi ve yapılması gerekenler hakkında bilgi sahibi olmamız, onlara karşı nasıl yaklaşmamız gerektiği noktasında önemlidir.


Keneler Hakkında Bilinmesi Gerekenler

A- Kenelerin İnsanları Tehdit Etme Nedenleri:

Kenelerin olağanüstü çoğalarak yayılmasının ve insanı tehdit etmesinin en önemli nedeni eko-sistem tahribatıdır. Eko-sistemin esası, doğanın kendini koruma adına, kendi iç ve dış dinamiklerinin birbirleri ile dengeli ilişkisidir… Keneler de eko-sistemin denge unsurlarından biri olup, doğada birtakım canlı ve cansızla ilişki halindedir. Yani kenelerin beslendiği canlılar olduğu gibi, kenelerle beslenen canlılarda vardır. Demek ki son yıllarda kenelerle beslenen canlılar eko-sistemde daha çok yok edildi, buna bağlı olarak kene kaynaklı hastalıklar arttı, şeklinde bir tez ortaya atılabilir.

Ülkemizde Kene Eko-Sistem Tahrip Güçleri:

•Bilinçsiz kimyasal (tarım ilaçları) satımı, alımı ve uygulamaları,
•Bilinçsiz avcılık ve bilinçsiz hayvan katliamı,
•Bilinçsiz tarla ve konut alanı açma amacıyla orman tahribi (özellikle yangınlarla),
•Bilinçsiz köyden şehre göç (işlenen arazilerin işlenmemesi),
•Bilinçsiz şehirden kırsal alana gidiş-gelişler (orman evi, orman turizmi, piknik alanları gibi),
•Bilinçsiz mera hayvancılığının azalması (izlenen hayvancılık politikaları, terör gibi çeşitli nedenlerle özellikle koyunculuğun azalması),
•Bilinçsiz kent ve kırsal alanlarda çarpık yapılaşmalar

ve benzeri bilinçsiz bir takım uygulamalar günümüzde eko-sistemi tahrip eden ve kene felaketini doğuran en önemli nedenlerdir.

B- Kenelerin Yayılma Nedenleri:

•Kontrolü imkansız küresel ısınma
•Kontrolü imkansız göç eden veya hareket halindeki yaban hayvanları ile başıboş sahipsiz hayvanlar.
•Kontrolü ihmal edilen (Veteriner Hekim) veya kontrolden kaçırılan evcil hayvan nakilleri
•Kontrolsüz veya kontrollü insan gezi ve göçleri

C- Kenelerin İnsan Yaşamına Girme Nedenleri:

•Kontrolsüz birey,
•kontrolsüz tarla;
•Kontrolsüz bahçe;
•Kontrolsüz mera;
•Kontrolsüz park alanları
•Kontrolsüz yerleşim alanları…

Yapılması Gerekenler

Birey ve devlet tarafından yapılması gerekenler olarak İki başlık altında toplayabiliriz.

A-Birey Tarafından Yapılması Gerekenler

Her birey yaşadığı çevrede, o çevreye ve çevredeki varlıklara ne kadar saygılı olursa, o kadar çevreyle barışık yaşar. Çevreye saygı ise bireyin bizzat kendisini, beslediği hayvanını ve yaşam alanlarını, kontrol altına alması ile gerçekleştirilir. Aksi halde bireyin kontrolsüzlüğü, sınır tanımazlığı çevre ile bireyi karşı karşıya getirir ve çatıma olur, bunun sonucunda hem çevre hem birey büyük yaralar alır.

1- Bireyin Kendisini Kontrol Altına Alması

Tarla, bağ, bahçe çalışanları, sağlıkçı, ziraatçı, jeolog, madenci, arkeolog araştırmacı, çoban (mecburi), avcı, piknikçi, sporcu (keyfi) gibi mecburi veya keyfi amaçla kırsalda, doğada çalışan veya dolaşan bireyin kendisini kontrol altına alması ve yapması gerekenler:

Giysilerde kol ve bacakların bilek ve boyun kısmı sıkı, sıkı kapalı olmalı ve giysiler açık renkli olmalıdır. Özellikle pantolon paçaları, çorap içine sokularak ve hatta üzerine çizme giyilerek dolaşılmalıdır. Bu amaçla yaygın olmasa da patentli kene koruyucu elbise önerilir. Sahadan, araziden, kırsaldan döndükten sonra, vücutta (özellikle kulak içi ve çevresi, saç ve çevresi, koltuk altı, bacak araları, diz kapağının arka kıvrımları, göbek deliği ve diğer vücut kıvrımlarının arası) el ve aynalar vasıtasıyla; çocuklar da ebeveynleri (anne, baba, büyükleri) tarafından mutlak surette günlük kene muayeneleri yapılmalıdır. Sahada giyilen giysilerle ev içinde dolaşılmamalıdır. Düzenli vücut temizliği (banyo, taranma v.s.) ihmal edilmemelidir.

Vücutta Kan emen bir kene tespit edilmiş ise, en kısa sürede çıkartılma işlemi gerçekleştirilmelidir !

•Bunun için: yakınlarda bir sağlık kuruluşu varsa hiç vakit kaybetmeden gidilmeli ve kenenin sağlık elemanları tarafından çıkartılması sağlanmalıdır.

•Şayet yakınlarda sağlık ocağı yoksa, kan emme süresi ne kadar uzarsa (özellikle ilk 6-12 saatten sonra), hastalık etkenini verme olasılığı o kadar artacağı için, hiç panik yapmadan kan emmekte olan kene aşağıda tarif edildiği gibi elle çıkarılmalı, piyasada çeşitli isim ve fonksiyonlarda kene çıkartmada kullanılan fırsatçıların ürünlerinden satın alınmamalıdır !

•Çıkarılacak olan kenenin kusmaması için kan emen kenenin üzerine ilaç veya her hangi bir kimyasal veya sabun köpüğü gibi herhangi bir madde dökülmemeli, sigara ve benzeri yakıcılarla yakılmamalıdır.

•Kan emmekte olan kenenin elle çıkarılması esnasında, kene ile parmakların direkt temasını önlemek amacıyla her yerde bulunabilen sadece ve sadece bir kağıt, bir bez parçası, ince bir ip ile veya bir pens, ya da bir cımbız ile veya eldiven takarak kan emmekte olan kene, kan emme noktasına en yakın yerden tutulup, dikkatlice dik olarak yukarı doğru çekilerek çıkarılmalıdır !

•Bu işlem esnasında kenenin halk arasında baş olarak bilinen, ağız organlarından bazıları deride kalsa da çok fazla önemli değildir, önemli olan kenenin bir an önce kan emmesine son verilmesidir !

•Kene çıkarıldıktan sonra kenenin çıkmış olduğu deri kısmına vakit geçirmeden alkol, kolonya veya tentür di iyot gibi mikrop öldürücüler bol miktarda sürülmelidir.

•Çıkarılmış olan kene içinde yine alkol, kolonya veya çamaşır suyu bulunan bir şişeye alınmalı ve acil olarak en yakın sağlık kuruluşuna getirilmelidir.

•Kene tutmuş her insan, ister kene çıkarılmamış, ister kene çıkarılmış olsun, her türlü durumda mutlak surette vakit geçirmeden en yakın sağlık kuruluşuna gitmelidir.

2- Beslediği Hayvanını Kontrol Altına Alması

Keza evcil hayvanlarda düzenli bakım-besleme, tımar ve temizlik işlemleri de birey tarafından yapılması gerekenler arasındadır… Bunlarla birlikte kene olaylarında veteriner hekim hizmetlerinden yararlanabilir

3- Bireyin Yaşam Alanlarını Kontrol Altına Alması

İnsanlar yaşam alanları olarak iş alanları ve ikamet ettikleri meskenleri kullanırlar. Kenelerle daha çok kırsal da tarla, bağ, bahçe ve mera gibi çalışma alanlarında karşılaştıkları için öncelikle bu alanları kontrol altına alması gerekir. Bununla birlikte yaşamında mesken olarak kullandığı ev ve hayvanlarına ait barınaklarında kontrol altına alınması gerekir.

Tarla, Bağ, Bahçe, Mera Ve Piknik Alanlarının Kontrol Altına Alması

•Birey yaşam alanlarından tarla, bağ, bahçe, mera ve piknik alanlarının kene ile bulaşması ve yerleşerek gelişmeleri, bu alanların kontrolsüzlüğü ile direkt ilişkilidir. Bu alanların kontrolsüzlüğünden yararlanan ve bu alanlardan beslenen ve de aynı zamanda bu alanlara keneleri taşıyan genellikle yabanıl memeli ve kanatlılardır. KKKA vektörü Hyalomma marginatum’un başta domuzlar olmak üzere yaban tavşanı ile diğer kemiriciler ve yerden beslenen kanatlılarla insan yaşam alanına girdikleri unutulmamalıdır.

•İşte bu hayvanların insan yaşam alanlarına girmelerini önlemek amacıyla; yaşam alanı olarak kullanılan arazinin etrafı ince delikli tel örgüler, çitler veya duvarla toprakla derinden (yaklaşık 50-60 cm.) çok iyi bağlantısı yapılarak, etrafları çevrilmelidir. Böylece içeriye keneleri taşıyabilecek yaban hayvanlarının girmesi önlenerek, kontrollü tarla, bahçe, mera (Gelişmiş ülkelerde örnekleri var) ve piknik alanları oluşturulmalıdır.

•Özellikle piknik amacı ile her kırsal alan, her akan suyun başı, her ağaç altı v.b... kullanılmamalıdır, çünkü bu alanlar öncelikle kene taşıyan yabanıl ve evcil hayvanlara aittir…

Ev ve Hayvan Barınakları

İnsan ve hayvan meskenleri çağa uygun standartlara kavuşturulmalıdırç. En basit olarak ev ve hayvan barınaklarının tavan, taban ile özellikle iç-dış duvar yüzlerinde, keza avlu duvarlarının iç-dış yüzeylerinde kenelerin saklanabileceği çatlak, yarık, delik olmamalı; varsa bunlar sıvanarak kapatılmalıdır..

B - Devlet Tarafından Yapılması Gerekenler:

İlgili bakanlık yetkilileri (Sağlık Bakanlığı; Gıda-Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve üniversitelerin ilgili alan elemanları bir araya gelerek, “BİLİNMESİ GEREKENLER” başlığı altında ifade edilen her türlü bilinçsizlikler, kontrolsüzlükler ve benzeri diğer olumsuzluklar üzerine gidilmeli ve bu bilinçsiz kontrolsüz ve olumsuz yaşam tarzı ve yaşam alanları yaşamımızdan çıkarılmalıdır. Bununla ilgili yasal ve sosyal düzenlemeler gerçekleştirilmeli. Zaten bilinmesi gereken kriterlerin tamamının çözümü halinde, çağdaş yaşam modeli ve dolayısı ile sağlıklı yaşamda gerçekleşmiş olacaktır.

Ayrıca ülke çapında kene türleri, kenelerin mevsimsel aktiviteleri ile kenelerin taşıdıkları hastalık etkenlerinin saptanması konularında ilgili bakanlık-üniversite işbirliği ile projeler üretilip, bu projelerde çalışacak ekip veya takımlar oluşturularak mücadele noktasında olunması gereken yere gelinecektir.

Sonuç olarak yukarıda ifade edilen gerek devlet tarafından ve gerekse birey tarafından, gerekse devlet-birey işbirliği ile yapılması gerekenler, kısmen veya tamamen yerine getirilirse, keneli ortamda keneden korkmadan veya kenesiz bir ortam oluşturularak, dolayısı ile kenelerin taşıdığı KKKA’da dahil olmak üzere yaklaşık 200’e yakın hastalıktan korkmadan yaşamak mümkündür.

odogal 25-05-2012 19:24

Keneye aşı müjdesi yolda Anadolu Ajansı

kelebek çalısı 29-05-2012 02:05

1 Eklenti(ler)
Kene gerçekten bir korkulu rüya. Üç yıl önce Türkiye' de anneme bir kene yapışmıştı ve maalesef gece yarısı korku ve panik içinde acil servisi boylamıştık.

Bu akşam da benzer bir durum yaşandı. Bir kaç saat önce annemin beyaz kıyafetinin omuz ve sırt arasında yürüyen bir keneyi farkederek, acil servisi ikinci kez ziyaret etmekten kıl payı kutulduk. Kıyafeti el çabukluğu ile burgu şeklinde kıvırarak keneyi kumaşın içine hapsettim. Kapaklı bir kutu buldum ve keneyi bu kutuya hapsettim ve bir müddet inceledik. Üzerine çamasır suyu dökerek kapağı yeniden kapattım ve çok kısa bir süre sonra öldü zaten.


Akşam saatlerinde annemin kucağına alarak sevdiği bir sokak kedisinden gelmiş olması yüksek bir olasılık. Zaten bu konularda paranoyak olduk. Açık havada oturmak bile soru işaretidir her zaman kafamda.

Şu anda uykum iyice kaçmış durumda. Psikolojik olarak her tarafım kaşınmaya başladı. Yani kene kabusu ayrı dert ama yarattığı travma da ayrı olarak konuşulacak bir durum olmaya aday.

Lütfen herkes azami ölçüde tedbirli ve dikkatli olsun.

ümitibrahim 02-06-2012 00:18

4 gün önce sabah banyo yaparken farkettim kolumun arkasında omzuma yakın yerdeki keneyi,kafasını gömmüş ben ona dokundukça bacaklarını oynatıyordu.Aslında sabah yatakta uyku sersemi-görmediğim için-sivilce falan sanıp koparmaya çalıştığımı hatırlıyorum,Allahtan becerememişim.Hakikaten sağlam yapışmış kerata bu arada.

Hastanede çıkardılar,kan tahlili yaptılar,doktor ''şimdilik bir sorun görünmüyor,yarın tekrar gelin doğru enfeksiyona gidin'' dedi,enfeksiyondan ne kastetti,kan testi yeterli değil miydi pek anlayamadım ama hala gitmedim hastaneye.

Aslında gayet sakin gitmiştim hastaneye ama acilde sıra beklerken bende kene olduğunu öğrenen birkaç ev hanımının ''Allah göstermesin''li aşırı tepkileri,şöyle birkaç adım geri çekilmeleri gözümü biraz korkutmadı değil.Kaydı alan sekreterin ''ne bu ya bugün kaçıncı kene'' sözü beni biraz rahatlattı,henüz hiç sorunlu vakaya raslamamışlar.

İşin kötü yanı doktorun ''ne zaman ısırdı'' sorusuna bile cevap veremedim;bir haftadır ormandaydım 1 gün de olabilir 7 gün de.

Velhasıl -en azından bu aylarda ve bu coğrafyada- pek de korkulacak bir durum olmadığına karar verdim,bir sonraki kenede hastaneye bile gitmeyeceğim.Kenemi çıkaran hemşireden (erkeğine hemşir mi denir:) )nasıl çıkarılacağını da öğrendim;cımbızla mümkün olduğu kadar derinden.Zaten virüslü keneye milyonda bir raslanıyor,henüz işe yarar bir tedavi bile bulamadılar.

-Türksün di mi?:)

kelebek çalısı 07-06-2012 23:14

Belediye bu konudaki şikayetimizi dikkate alarak, hem kaldırımımızda, hem de bahçe içindeki yürüme parkurlarında ve beton alanlarda ilaçlama yaptı. Umarım daha başka süprizler olmaz.

İşe yarar mı, yaramaz mı bilemem ama, en azından belediyenin bu duruma ilgisiz kalmaması sevindirici.

Sûz-i Dilârâ 09-06-2012 18:28

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ümitibrahim (Mesaj 977728)
Aslında gayet sakin gitmiştim hastaneye ama acilde sıra beklerken bende kene olduğunu öğrenen birkaç ev hanımının ''Allah göstermesin''li aşırı tepkileri,şöyle birkaç adım geri çekilmeleri gözümü biraz korkutmadı değil.Kaydı alan sekreterin ''ne bu ya bugün kaçıncı kene'' sözü beni biraz rahatlattı,henüz hiç sorunlu vakaya raslamamışlar.

Kadınlara aldırmayın siz her şeyi de abartmaya bayılırlar. Korku olması normal ama bu türden bir tepki yakışıksız bence.

Ben de geçenlerde yastıkları havalandırırken buldum bir tane, rüzgârla mı gelmiş nedir? Elime aldım, pencereden aşağı attım. :)


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 10:39.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025