![]() |
Bir önceki sayfada yazmıştım, hatırlatayım.
Alıntı:
|
bu konu bilimsel
arazimde iki kuyu var ikisin de de ben çubuklar yardımıyla su buldum... farklı ağaçlardan dal keserek denedim ve metresini bildiğim su damarlarına verdikleri tepkiye baktım.. her ağacın verdiği tepki farklı.. 20 m aşağıdaki suya kökü en fazla 3 m olan bir bitkiden koparılan dal tepki vermiyor fakat kökü derinlere giden bir bitki yani ağaç suya dönüyor... ayrıca yazın sonunda araziye baktığım zaman hayvan yollarına benzeyen ve hayvan yolu sandığım yolların aslında ölçtüğümde su yolu olduğunu fark ettim.. suyun yarattığı manyetik alan geçtiği yerdeki otları kendine doğru çekerek yere yapıştırıp kurumasını sağlıyor ve o bölgede yol oluşuyor.. otun az olması sebebiyle kaplumbağa ve kirpi gibi yerden yukarısını göremeyen hayvanlar da bu yolları kullanıyor... doğada ağaçlar suya sanırım bu yöntemle ulaşıyor ama beni asıl hayrete düşüren kökü kısa ağaçların bu suya tepki vermemesi... sanırım yaratıcı köklerin boş yere suya yönlenip hüsrana uğramasını engellemiş diye aklıma geliyor..
|
Herkesten özür diliyorum ancak bu sayfadaki enerji yorumları, manyetik alanlara atıflar falan bana "Sirius Uzay Bilimleri(!) Araştırma Merkezi" adlı web sitesini hatırlattı.
O çubuklar nasıl oluyor da dünyanın manyetik alanından etkilenmiyor ama bir parça borudan geçen suyun yarattığı(?) manyetik alana boyun eğiyor? Madem manyetik alanlar takip edilerek su bulunuyor, o zaman neden bir ağaç dalı ya da iki bakır tel yerine ölçüm kalitesi ve doğruluğu tüm dünyaca kabul edilen bir Gaussmetre (manyetik alan ölçer) kullanılmıyor? Su nasıl manyetik alan yaratıyor biri açıklayabilir mi? Denizlerin ve okyanusların yaratacağı manyetik alan neden herşeyi altüst etmiyor? Su borusundan geçen su bir çubuğu eğebiliyorsa okyanusların manyetik alanlarıyla aya roket bile gönderilebilir :) Konu kişinin kanındaki bazı bileşenlerle ilgiliyse, astronot, kozmonot ya da taykonotların da kanları var! Yoksa bunlar da Tanrı'nın mucizeleri(!) mi? Anlayamadığımız herşeyi tanrıya atfederek kolaya kaçmış olmuyor muyuz? Manyetik alanlara dair açıklamalarda bulunmadan önce Elektromanyetik Teori'yi çok iyi anlamak gerekir. Gauss, Maxwell, Ampere... Bu isimler ve ortaya koydukları kanunlardan bahsetmeden elektromanyetik alanlara dair açıklamalar "sözde" olmaktan öteye geçemez maalesef. Eğlence için bu sohbetler yapılabilir de iş su bulmaya gelince bilimsel yöntemlere başvurmak en doğrusu. Hatırlatırım: "dünyada herşey için; medeniyet için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir" |
Alıntı:
|
3 Eklenti(ler)
Biz hala eski moda yöntemler ile jeofizik etüd, metüd yaptırarak su sondaj yerinin tespitine çalışıyoruz. :D
Eklenti 684195 Eklenti 684196 Eklenti 684197 |
Alıntı:
|
Aklıma bu bir çubukla su bulan dayı geldi :D
|
Çubukla su arama
Seferihisar'ın Doğanbey Köyündeki bahçeme sondaj attırmaya karar verdim. Bir Jeoloji Mühendisine 600.- liraya etüd yaptırdım. Mühendis 30 m. ile 50 m. arası derinlikte su olduğuna dair rapor verdi. Bir sondajcı ile görüştüm. Sondajcı bana, kendisinin, çubukla su arayan çok güvendiği birisi olduğunu ona baktırmadan, mühendise güvenerek masraf etmeyelim diye ısrar edince, çubukla arayan adama da 200.- liraya baktırdım. Çubukla bakan, burada su yok dedi. Mühendisin gösterdiği yeri gösterdim. Çubukla oraya tekrar baktı ve burada da su yok dedi. Tekrar mühendise döndüm, durumu anlattım, mühendis bir daha bakayım dedi. 200.- liraya baktı. Kullandığı sistemin MTA.nın kullandığı sistem olduğunu ve ilk gösterdiği yerde 30 ile 50 metre arasında su olduğunu söyledi. Sondajcı, bir başka çubukla arayanı bu defa ücretsiz olarak getirdi. Bu adam da burada su yok dedi. Ben bilime inanan biri olarak mühendisin dediği yere sondaj attırdım 55 m. derinliğe indik su bulamadık. 7.000.- lira masraf ettim. Su ihtiyacım devam etmektedir. Çözüm bulamıyorum.
|
Alıntı:
Yeriniz ne kadar ne kadarlık su ihtiyacınız var bilmiyorum ama artık, 50 dönüm üzeriyer için 50metre derinden su bulmak bence hayaldir. Konya ovası ve afyon eskişehir civarında pancar ekimine devam edilirse 10 yıla kadar bırakın 50 metreyi 500 metreden bile su bulamıyacak duruma geleceğiz. Konya ovasında devasa obruklar oluşmaya başladı peşpeşe. Ve bu bölgelerde artık 150 metreden çıkan sular kurumaya başladı. Oyüzden yeraltından su bulmak bir kaç yıla kadar mucizelere bağlı olacak. İklim değişimini daha hesaba bile katmadık. Bu bakımdan ben şeker fabrikalarının özelleştirilmesini doğru buluyorum. Belki alanlar çiftçinin parasını fln ödemezde millet pancar ekimini terk eder. Daha az su isteyen Başka ürünlere yönelirler. |
Alıntı:
Pancar fabrikalarının özelleştirmesi durumu ise su sarfiyatını kesinlikle azaltmayacaktır. Aksine mısır ve yonca ekimi yüzünden daha fazla su harcanacaktır. Pancar ekimi olmazsa, çayınıza Amerikalıların kendilerinin kullanmadığı, bize kakaladığı mısır şurubundan üretilmiş şekeri atarsınız artık. Devlet çiftçinin kullandığı su için para alıp, hiç bir denetleme yapmaması yüzünden insanlar sondaj vurduruyor. Sulama birlikleri su parası alırken kimseye acımıyor ama su vermeye gelince "su yok, allah verirse biz de size veririz" diyerek dalga geçiyorlar. Bu sene bir tanıdığımın 50 dekar pancarı susuzluk yüzünden yandı ve su parası yüzünden sulama birliği ile mahkemelik oldu. |
Alıntı:
Söz konusu etüd ile örneğin bünyesinde su bulunduran bir kireç taşı tabakası saptanır ise sondaj yapılmaya değer bir noktanın bulunduğu düşünülebilir. Ancak bünyesinde su bulunduran çok öz olarak akifer diye tanımlanan toprak yapısı saptansa bile buradan mutlaka yeterli su çıkacağı anlamına gelmez. Zira tektonik hareket ve depremler yer altı su akış ve toplanma alanlarını değiştirebilir. On binlerce yıl önce içinde su bulunduran yer altı katmanları yıllar sonrasında fay hatları ve depremlere dayalı olarak tamamen susuz hale gelmiş olabilirler. Dolayısı ile garantisi yoktur. Buna rağmen su arama çalışmalarında halen bilinen ve en geçerli yöntem budur. Fiyatları yöreden ve firmadan firmaya, kazılacak kuyuda kullanılacak matkap çapına ve kuyu açıldıktan sonra içeri döşenecek olan kılıf borusunun cins ve çapına bağlı olarak 2018 yılı fiyatları ile Ankara'da metresi 175 liradan 750 liraya kadar değişmektedir. Ben 2018 Haziran ayında 270 liradan yaptırdım. 12,5 inç matkap çapı ve 200 mm kılıf borusu döşenmek şartı ile. |
Alıntı:
|
Dünyada her nesnenin bir manyetiği ve frekansı vardır, suyu bakır cubuklarla bulanların özelliği bu manyetiği ve frekansı bakır cubuklarla hissedip bulmaları bunun kısa özeti bu ..Ama bu her zaman başarılı olma manasına gelmez, Bazı taşlar vardır suyun manyetiğine ve frekansına eşittir taş da çıkar suda.Eğer o taşları suyun manyetiğine ve frekansına eşit taşları kullanarak farklı nesleleri de bulabilirsiniz.
|
Alıntı:
200 metre derinlikli ve tek noktadan yapılacak jeofizik ölçüm için 1,500-2,000 arası fiyat veriliyor. (Ankara ili için) |
Alıntı:
Bakır manyetik bir element olmadığı halde cisimlerin manyetizmasına nasıl tepki verdiği??? |
Alıntı:
|
nasıl bir yol izlediniz anlatırsanız sevinirim.Bende bu bakır cubukla su arayanlara hep karşı çıktım ama su bulmak isteyen çiftçileri de yönlendirebileceğimiz bir yer veya mercii yok bu konuda da bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim
|
Geçenler de baya bir boş vaktim vardı. Bahçemdeki dut ağacından "Y" şeklinde bir dal kestim ve bahçede salak salak dolaştım. Arada bir, kimse görüyor mu diye etrafı gözlemekten kendimi alamadım. Su bulamadım ama iyi spor yaptım.
|
Her insan bildiğinin alimi, bilmediğinin cahilidir. Maalesef bizim toplumumuzda bazı acayip olumsuz davranışlar çok yaygın. Birçok konuda bilip bilmeden ileri geri konuşup hüküm vermeye bayılıyoruz.
Daha internetin olmadığı zamanlarda gazete kitap dergi ve tv programlarında da bu konular işlenmiştir. Sadece çubukla su bulmak değil, radyestezinin başka alanları da. Bir adım daha yukarı çıkarsak metafizik. ABDde avrupada rusyada metafizik-radyestezi ile ilgili çok fazla çalışma yapılmıştır. Türkiyede ise bilim çevreleri tam anlamıyla acayip. Bizim insanımızda bilim deyince "materyalist-pagan-din karşıtı" kafaya sahip ucube bir gurup var maalesef. Hazır olanı kullanmak dışında araştırmayan üretmeyen yenilik arayışı olmayan, koltuğa çivilenip memur maaşını bankadan çekmekten başka icraatı olmayan bir topluluk. Eğitim sistemine bir dönem vurulan darbe yüzünden bugün üniversitelerin içler acısı hali, birçok profesör vs eğitim görevlisinin garabet hali, eğitimin öğüttüğü, diploma mühendisleri, hipokrat yeminli kasaplar vs... Hep bilimden eğitimden bahsedip paganizm çukurunda bocalayan bir avuç ucubeye mahkum ülke ne kadar ilerleyebilir, ne üretebilir ki? Sanat olarak kara heykel, bina olarak düz beton kare bina, birbiriyle hemen hemen aynı plansız düzensiz çirkin 81 vilayet ve kasabaları, ilaç tüccarlarına secde eden doktorlar, diploması arkasına saklanan mühendisler... Bu kirli sistem çarkları arasından kendini kurtarabilmiş az sayıdaki insanımız zaten başarıyı yakalıyor. keşke onların değerini bilebilsek. Bu ülkede çubukla su bulma onlarca yıldır biline yapılan başarısı kanıtlanmış bir şey. Bu kadar yüksek oranda başarı olmasaydı ortaya çıkmaz mıydı? Elbette ki her işin sahteciliği vardır. Ama inanın bana, gıda üretimi, doktorluk, ticaret, inşaat, memurlu kalanlarında sahtecilik %50nin üzerindeyken, radyestezide %10u bile bulmaz. Çünkü bu işte gerçekten sadece başarılı olan tutunur. Ama doktorluk gıda gibi alanlarda türlü dolaplar dönerken neredeyse hiçbir sahtecilik gerekli tepkiyi görmüyor. Bakın örnek Jeoloji Yüksek Mühendisi Ali Seydi Gültekin. Doçent olacakken istifa etmiş, şimdi dünyanın her tarafından kendisine talep var. hadi türkiyedeki insanları cahillikle itham edip küçümsüyoruz, amerikalı avrupalı insanlar bu adama güvenip dünyanın bir ucundan niye çağırıyor? Onlarca yıldır bu ülkede binlerce örnek varken klavye başına oturup oradan buradan bulduğu linkleri paylaşmak marifet değildir. Bu bilime de aykırı akla da mantığa da. Bir şey kesin doğrudur demek yanlış olduğu gibi kesin yanlıştır yoktur demek de yanlıştır. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Alıntı:
Önce şu paganizm/politeizm ile ucube kavramlarını birbirinden ayıralım. Beğenmediğiniz pagan/politeist dinlerden olan Şintoizm'in hakim olduğu Japonya'nın durumu, ürettikleri ortada. Laik bir ortamda din ve bilim kendi yollarında gider. Dinle istediğiniz gibi haşır neşir olursunuz, bu sadece bireyi ilgilendirir. Bilim ise bulur, üretir. Aydınlanmayı ve ilerlemeyi sağlar. Bilimde çok temel iki yöntem vardır: Kontrollü deney ve başkaları tarafından tekrar edilebilirlik. Dowsing konusu 1950'lerden itibaren pek çok kez kontrollü ortamda denenmiş ve bu konuda başarılı olduğunu ileri süren bireylerin şans faktöründen daha fazla pozitif bulgu sağlayamadığı tespit edilmiştir. Durum böyleyken, Türk jeologlar salt "paganizm çukurunda bocaladıklarından" yer altı sularını bulmak için boşuna bilimsel yöntemler arıyor, iki bakır çubuk, bir dal parçası ile işi çözüvermiyorlar öyle mi? Sonraki aşama ne? Hastalıklardan korunmak için nazar boncuğu, kötülüklerden korunmak için muska, cinler, astral seyahat? Bu mesajları yazmak için kullandığımız sistemleri bulan bilim ile dowsing gibi konuların geçersizliğini ortaya koyan, hepsinde aynı yöntemi ve metodolojiyi izleyen aynı bilimdir. Bilim alanındaki şarlatanlardan kat ve kat fazlası sahte bilim alanında bulunur. Dowsing de bu sahte bilim alanlarından biridir. |
Kendi konum altında bahsetmiştim ama, genel kanı metal çubuk ile arayanların başarısız olduğu yönünde. Belirli ağaçların dalları ile arayan daha başarılı oluyormuş.
Bizim durumumuzda DSI'den kuyu onayı almak için kuyu açalım dedik. Kepçe gelmeden önce tüm arazide çubukçu amcalardan birini dolandırdık, 4-5 tane yer gösterdi, en umut vaat edenden başlayıp kazdık. Su çıktı-çıkmadı gibi bir durum oldu, yetmez bize ama en kötü foseptiğe çeviririz diyerek büzleri koyduk. DSI onaya geldiğinde içinde 1.5 metre su vardı. 1 ay sonra su 7-8 metreye çıktı. Adamın dediği yerde oluyor vede bunlar. Pek aklım almadı ama videosu mevcut. :) |
iyi günler ben demir gübresi sipariş ettim. bitkinin yaprakları sarardı.tekrar koyu yeşil olsundiye. aldım. bitkiye faydası olur mu?
|
Alıntı:
|
Iyi günler bor madenli gübre hk. Bilgisi olan var mı?
|
Alıntı:
|
Alıntı:
1.Makro besin maddeleri (azot, fosfor, potasyum, magnezyum, kalsiyum). 2. Mikro besin maddeleri (demir, kobalt, bakır, manganez, bor, molibden, iyot, çinko). Mikro besin elementlerinin faydalı dozu ile zararlı dozu arasındaki fark çok büyük değil. Bundan dolayı, mikro besin elementi uygularken dikkatli olunması gerekiyor. Aksi durumda bitkiyi öldürebilirsiniz. Sorunuza gelince, bor saf element olarak bir litre toprak içerisindeki yararlı miktarı 1miligramdır. Saf bor suda çözünmez, bileşikleri kullanılır. Bu da, borik asit olarak 6,2miligram suda çözünür borik aside eşittir. |
Merhabalar,
Güncel olarak bu konuda özellikle sondaj yaptıranlar, yaşadıklarını paylaşır ise çok memnun olurum.Sondaj kuyu açtırmak için etüt yaptırdık.Raporda Yüz otuz metrede 0.25 sn/lt yani günde 20-30 ton arası su var yazıyor.Sondaj yapacak firmaya bu rapor ile başvurdum bir çubukçu ismi vererek onada baktır dedi.Nasıl ilerleyelim bilemedim. |
Bakırcı akrabalarıdır.
Bilimin yolundan ayrılmayalım lütfen. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 12:00. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025