Bağlan

View Full Version : Bitki Doku Kültürü Çalışmaları




Sayfalar : [1] 2

Cansunarya
29-05-2008, 01:56
İyi günler,
Üniversitede öğrenci iken kütüphanede bulduğum bir kitapta (sonradan Sigma nın katoloğu olduğunu öğrendiğim :)) çeşitli kaplarda agar içerisinde üretilmiş yeşil bitkiler dikkatimi çekmişti ve o zamanlar araştırmama rağmen nasıl ne şekilde yapıldığını öğrenememiştim. Yıllar sonra yeterli donanımım ve imkanımım olması, içimde kalan bu isteğimi gerçekleştirmemi sağladı. :)
Bir süredir çeşitli bitkilerin in vitro ortamda üretimleri ile ilgili çalışmalar yapıyorum. Bu konuda yaptığım araştırmalarda türkçe kaynakların yeterli olmadığını gördüm. Aramızda bu konuyu merak edenlerin, araştıranların olduğunu biliyorum. Bu yüzden yaptığım çalışmaları sonuçları olumlu olsun olmasın fotoğraflayarak ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu şekilde çalışan başka arkadaşlarında deneyimlerini görmeyi, tecrübelerinden yararlanmayı umuyorum.




Cansunarya
29-05-2008, 02:07
Bütün çalışmalar biyogüvenlik II seviyesinde bir Laminair Flow Kabinde gerçekleştirildi. Bu kabin steril bir şekilde çalışmaya imkan veriyor. Ek olarak kullanılan ekipmanın alevden geçirilmesi için bir bek ateşi karşısında çalışıldı.

Cansunarya
29-05-2008, 02:15
Bitkilerin üretilmesinde; Sigma firmasının çeşitli besi yerleri kullanıldı. Bunlar üzerlerinde belirtilen oranlarda hazırlanıp agar ilave edilerek (MS hariç) otoklavlandı. Kullanılacağı zaman mikrodalgada eritilerek kültür kaplarına porsiyonlandı.

Cansunarya
29-05-2008, 02:36
Bu da ilk olumlu sayılabilecek denemelerimden birisi. Bir Rhipsalidopsis Gaertneri yaprağı küçük parçalara (12 parça) ayrılarak hazırlandı. Malesef hazırlanış aşamasıyla ilgili elimde foto yok çünkü sonucun olumlu olabileceğini düşünmemiştim. Kullandığım 24 gözlü pleytlerdeki lale soğanları kontamine olunca (küf ve mantar) bende agarı bir ay boyunca ışık kaynağı altında kurumaya terketmiştim. Pleyti atmak üzereyken yaprak parçasından küçücük bir çıkıntı çıktığını farkettim. Emin olmamakla birlikte alıp perlit karışımına diktim. Bu fotograf yaklaşık 2 ay sonra perlitten çıkarılarak çekildi. Toplam 3 ay, uzun bir süreç..Aslında bu türler zaten yapraktan kolay üreyebiliyorlar. Fakat burada bir yaprağın 12 parçaya bölündüğünü düşünürsek (daha da küçük bölünebilir) sonucun güzel olduğunu söyleyebiliriz, en azından benim için :) çok mutluyum, darısı diğer kültürlerimin başına..

Cansunarya
02-06-2008, 22:59
Kesme karanfilden hazırlanan kültür çalışması. Öncelikle karanfil dalı %15 lik sodyum hipoklorid (Çamaşır suyu) ile 30 dakika dezenfekte edildi. Çift yapraklı göz bölgeleri steril bir şekilde kesilerek yapraklar kısaltıldı. Dikkatli bir şekilde steril tüplere alınarak ventilizasyon yapacak şekilde ışık kaynağı altında inkübe edildi.

Cansunarya
02-06-2008, 23:05
Bir hafta boyunca hergün kontrol edilerek kontamine olan tüpler elimine edildi. İkinci fotografta küf kontaminasyonu oluşan bir tüp görülmekte.

Cansunarya
02-06-2008, 23:13
1.foto: 1 haftalık sağlıklı kültür
2. foto: aynı kültürün 2 haftalık hali

Cansunarya
02-06-2008, 23:25
Tüplere sığmayan kültürler agardan çıkarılarak daha geniş bir agarlı tüpe alındı. İlk fotografta bir haftalık olan karanfil kültürü ikinci fotoğrafta en önde görülmekte. Bir önceki mesajda gösterilen kültür ise en arkadaki. Ortadaki kültür dokusu tüpe girdikten sonra çiçek tomurcuğu çıkardı.
Son fotoda ise dün itibariyle üçünün de 15 lik tüplere geçilmiş halleri görülmektedir.
Kültürlerin akibetlerini daha sonraki mesajlarda göstermeyi ümit ediyorum.
Saygılarımla

ibni-avvam
03-06-2008, 00:09
ellerinize sağlık ne güzel yapmışsınız

Cansunarya
03-06-2008, 00:12
Teşekkürler, bende kimsenin takip etmediğini düşünmeye başlamıştım :)

akgb
03-06-2008, 00:19
Teşekkürler, bende kimsenin takip etmediğini düşünmeye başlamıştım :)

Olur mu hiç? Her gün bu konuyu tıklıyorum benn. Dün çekilen resim süper. İnşallah topraktaki hallerinide göreceğiz bu karanfillerin... :)

ibni-avvam
03-06-2008, 00:24
bu çalışmalarınızı özel olarak mı yapıyorsunuz

habibe
03-06-2008, 11:04
Elinize sağlık. Başarılar dilerim. Gelişmeleri takip etmek zevkli olacak.

praecox
03-06-2008, 11:19
Sayın Cansunarya,

şu sıralar böyle bir microbiolojik laboraruta ulaşım yetkim olmadığından artık evde tencere tava fırın ile kör topal bu çalışmaları yürütmeğe çalışıyoruz. Sizde bu imkanlar varken hatta gördüğüm sigma-aldrichin 6668 i bile varken neden karanfil v.s. gibi bitkilerle vakit kaybediyorsunuz, :D
tabii bu bir şaka...
Phal. gözlerinden bu tarz ekim yaptınız mı?

ephesos
03-06-2008, 13:02
Sayın Cansuya , suni bir aydınlatma kullandınız mı ?
- kültürleri köklenmeleri için daha büyük bir kaba alınmalımı ? bu işlemde aynı besin yeri mi kullanılmalı mı?
- evde steril bir ortam hazırlanabilir mi ? ( bu işlem için )
- herkes bu besin yerini temin edebilir mi ? nereden edinilir ?
-karışımın hazırlanması ve sterilize edilip kültürkaplarına alınması hakkında daha geniş bilgi verebilir misiniz ?
- karanfil kültürü kök **** yaprak vermeden neden tomurcuk oluşturmaya çalışmış kullandığınız besinde eksik **** fazla birşey mi var ?

Cansunarya
03-06-2008, 17:38
Bu çalışmaları baştada bahsettiğim gibi hobi amaçlı yapıyorum, işimden fırsat buldukça uğraşabiliyorum. Aslında bu konuda pekçok literatür taraması yaptım ama kendi literatürlerimi bile okuyacak zamanım olmuyor, bu yüzden işin çok derinine inemiyorum.
Sayın Erkan hocam, aslında sizin orkidelerle ilgili verdiğiniz bilgilerden sonra bu işe başlamaya karar verdim. İlk amacım zaten phal üretmekti, ama bildiğiniz gibi orkideler çok nazlı, biraz sabırsızlanarak diğer bitkilerin üretimine geçtim bende..Elimde 6-7 aydır jel içerisinde bekleyen, göz içermeyen, phal çiçek saplarım var henüz hiç bir aktivite yok ama yeşil yeşil öylece duruyorlar :) Esas nod kültürümü 3 hafta önce phallerim son çiçeklerini döktüklerinde yaptım. Şu anda yeşiller, kontaminasyon yok ve gün geçtikçe büyüyorlar..Bir sorun olmazsa akşama evden fotolarını yükleyeceğim.
Işık kaynağı olarak normal bir masa lambasına 80 wattlık bir ampül taktım, yaklaşık 20 saat boyunca yanıyor.
Burada kullandığım tüpler 1.8 ml lik olduğu için büyüyen sapları bir süre sonra başka kaplara almak zorunda kaldım aslında geniş olsaydı biraz daha orada kalabilirlerdi. Ben yine normal MS besi yeri kullandım ama biraz daha toparlandıklarında İBA ekleyerek kültüre edicem, çünkü bu halleriyle kök salmayacaklar sanırım.
Bitki kültürü için pekçok farklı besi yeri, katkı maddeleri vs. var yapılacak kültüre göre bunları seçmek önemli , ama ben denemek maksadıyla kabaca en temel olanlarından aldım. Aşağıdaki siteyi inceleyebilirsiniz bunun için. Tüm medikal firmalardan herkes temin edebilir.
http://www.sigmaaldrich.com/catalog/search/TablePage/9435343

praecox
03-06-2008, 17:59
Nodien kulturda yani nod ekiminizde kullandığınız besi yeri neydi?
mikrotom var mı lab.da? meristem düşünürmüsünüz. Galiba diğer bir bitkide onu denemişsiniz yanlış anlamadı isem.... :)

Cansunarya
03-06-2008, 18:04
Besi yerlerinin üzerlerinde litreye kaç gr tartılması gerektiği belirtiliyor. İhtiyaç ölçüsünde steril bir cam kaba tartılıp distile su ile sulandırılıyor, eğer içeriğinde agar yoksa lt ye 6-7 gr kadar agar ilave ediliyor ve varsa diğer katkı maddeleri, PH 5.6 ya ayarlandıktan sonra 126 C lik otoklavda 15 dakika steril ediliyor. Ben 50 ml lik şişelerde otoklav ediyorum buzdolabında saklıyorum. Kullanacağım zaman mikrodalgada çözdürerek ihtiyacım kadarını steril bir ortamda yine steril ekipmanla tüplere geçiyorum.
Çiçekçilerdeki kesme çiçekleri görüp her zaman hayran kalmışımdır. Eğer onları köklendirmeyi başarabilirsem nekadar çiçekli bitki varsa hepsini denemek istiyorum :) Normalde insan ve hayvan dokularından kültür hazırlanması için ölümden 1-2 saat içinde dokuların işlenmesi gerekir ama gördümki bitkiler için durum böyle değil, çok rahat yaşayabiliyorlar. Karanfilde aldığım dokular aslında normalde tomurcuğun çıktığı bölgeler..Ben bu durumu bekliyordum. Kullandığım agarda köklendirici hormon yok, bu yüzden köklerde henüz çıkmadı. Baştan itibaren hormonlu yapabilirdim ama çıkabilecek kontaminasyonları elimine etmek için bekledim. bu hafta sonunda onları hormon içeren besi yerlerine alacağım.
Evde steril bir ortam tabiiki hazırlanabilir ama en ufak bir kontaminasyon çalışmalarınızı kaybetmenize sebep olabilir. Ben iki haftadır elimde olan gül kültürlerimde bugün muhtemel maya kolonisi oluştuğunu gördüm ve çok moralim bozuldu. Şimdiye kadar elimdekilerin yarısı kadar kontaminasyonlu tüp attım. Eğer gerçekten meraklıysanız hayallerinizin peşinden gitmenizi, yılmamanızı tavsiye ederim. Sonuç olarak ev ortamında da gerekli sterilizasyon yöntemleri uygulandıktan sonra neden yapılamasın? :) Ben böyle bir ortamım olmasaydı evde de kesinlikle denerdimm!

Cansunarya
03-06-2008, 18:26
Hocam, bahsettiğiniz şey kesit almaya yarayan mikrotom mudur acaba yoksa mikroton başka bir şey midir? eğer mikrotomsa diğer lablarda var kullanabillirim ama nasıl steril edilir bıçaklarımı yoksa tüm cihazmı onu bilmiyorum. Yaptığım çalışmalar sanırım meristemi hedefliyor ama şimdilik nodları saplarıyla birlikte 2-3 cm lik parçalar halinde kültüre ediyorum. Bu meristem kültürü hakkında bilgi verebilirseniz sevinirim.
Nod kültürlerinde Lotte ve thomas ın yöntemini kullanıyorum köklenene kadar Sigma nın P6793 içinde kültüre edicem.
Saygılar

praecox
03-06-2008, 19:04
evet "n" ve "m" karışmış. bazen "a" ve "e" yi de karıştırdığım gibi.
Bir tür klavye legastenie si mi desem.... :)
Pardon. elbette microtom olacaktı...

warbanik
03-06-2008, 20:10
Merhaba arkadaşlar bende bu konuya ilgi duyanlardanım ama çok acemiyim.Bu acemilikle evde doku kültürü denemesi yaptım ilk denememi dört kavanozla yaptım.Bitki parçaları yerine tohum kullandım bir hafta dolmak üzere kavanozlardan birinin içindeki tohumlardan birinin etrafı küf gibi bi oluşumla kaplandı diğer üç kavanozda hiçbi değişim yok.Diğer kavanozlardaki tohumların küflenmemesi mikrop kapmadıklarınımı gösterir yoksa daha bişey söylemek için erkenmi?

Cansunarya
03-06-2008, 22:58
Benim tek tohum denemem kaküle tohumları üzerine oldu. Onlarda 7 aydır hala duruyorlar, atmaya kıyamadım belki bişeyler olur diye :) Ama ne kontaminasyon var ne de çimlenme..Dolayısıyle kontaminasyonun olmaması çimleneceği anlamınada gelmiyor, merak ettim acaba besi yeri olarak ne kullandınız?

Cansunarya
03-06-2008, 23:06
Pardon, foto eklediğimi unutmuşum :) bunlar Gerbera ve Galla çiçeklerinin saplarından hazırladığım kültürler, hazıra kaçtım tek tek uğraşmak istemedim, bu yüzden 24 lü gözlerdeler. Ama farkettimki bu tür süngerimsi dokulu ve tüylü bitkiler yeterince çamaşır suyuna maruz kalamıyorlar, bende bundan sonrakilere yüzey geriliminin düşmesi ve sterilizasyonun tüm yüzeylerde etkili olması için bir damla Tween 20 (bir çeşit noniyonik deterjan) ilave ettim. Daha etkili oldu. Aşağıda çeşitli küf kontaminasyonları görülmekte..

Cansunarya
03-06-2008, 23:20
Burada yaklaşık üç hafta önce başladığım nod kültürlerini sizlere adım adım fotograflarla göstermek istiyorum. Şimdiye kadar çiçeklerine kıyamadığım için hepsinin geçmesini bekledim, kesilen yerler yan çiçek dallarıdır, ana dallar tekrar tomurcuklandığı için onlara dokunmadım.
Kesilecek dal alkolle silindikten sonra steril bir bistüri ile kesilir..

Cansunarya
03-06-2008, 23:27
Nod içeren saplar tween 20 li %15 lik çamaşır suyu içeren steril distile su ile yarım saat steril edildi. Sonrasında steril distile su ile en az 3 kez yıkandı ve kesim için steril bir petriye alındı.

Cansunarya
03-06-2008, 23:34
Nod kısımları steril bistüri ile uygun boyutlarda kesildildikten sonra gözleri örten bitki parçası dikkatli bir şekilde pensle kaldırılıyor ve alttaki uyuyan göz açığa çıkarılıyor. Yeni yavrumuz umarım bu gözlerden büyüyecek :)

Cansunarya
03-06-2008, 23:43
Hazırlanan agar mikrodalgada eritilerek küçük tüplere 0,5-1 ml olacak şekilde porsiyonlanıyor ve uygun ısıya gelince orkide parçaları tüplere yerleştiriliyor, ağızları solunum yapacak şekilde gevşek olarak ışık kaynağı altında inkübe ediliyor.

warbanik
04-06-2008, 08:52
Besi ortamı için inositol ve tiamin vitaminleri miracid(gübre sülüsyonu) şeker antibiyotik agar kullandım.

ephesos
04-06-2008, 10:52
Sayın Cansunarya , ağızlarını gevşek bıraktığınız tüpleri nerede muhafaza edeceksiniz ?

praecox
04-06-2008, 11:30
Yazılı düşünüyorum... :D
Tween 20'nin penetrasyon gücü yani ıslatma gücü yetmemiş olabilir mi? Suyun yüzey gerilimi yeterince düşmemiş olabilir mi?
Ben Tween 80 kullanıyorum. Bir de aklıma bu iki özeliği bir arada olan hemen şu an aklıma gelen benzalkonyum-chlorit geldi. Hem tensid hemde çok iyi bir dezenfektan. Gerçi dokukültüründe kullandıklarını hiç duymadım deneyeniniz oldu mu?

Sayın cansunarya,
Benim gördüğüm çiçek sapının gonca uçlarını ve geçmiş gözleri de kültüre yatırmışsınız? Yanlış mı anladım, gördüm?
Son yıllarda bitki üzerinde iken bu gözlere keiki-boost ticari ismi olan bir mamul kullandım. İçeriği söylenmiyor. Ancak gözlerden keiki oluşumunu tetikler bir ürün. Bu ürün steril değil doku kültürü tatbikatında belki mikrodalga ile steril edilirse uygulama akla yatkın gibi geldi bana?

Görüyorum ki bu arada aramızda ne cevherler varmış da haberim yokmuş... :)
Miracid thiamin inositol... bare bu deneyimleri bizimle daha detaylı paylaşsanız. Bu gibi deneylerin hep müspet sonuçlanması gerekmiyor deneyin kötüye gitmesi bile bize bu yoldan olamıyacağı konusunda da çok fikir sahibi yapabiliyor.

saydemir
04-06-2008, 12:24
Çok eğitici ve açıklayıcı bir çalışma olmuş/oluyor. Elinize sağlık cansunarya.

Cansunarya
04-06-2008, 15:04
Cesaretlendirici destekleriniz için teşekkürler..
Sayın ephesos,
Tüpleri şu anda laboratuarımda tutuyorum, zaten steril bir ortam olduğu için sorun çıkmıyor. Ev ortamında da baktım onlara, eğer hava sirkülasyonu olmayan bir yere koyarsanızda pek sorun çıkmayacaktır. Yalnız mutfağa yakın olmasın malüm en fazla kontaminasyonun bulunabileceği alan.
Sayın warbanik, bende Erkan hocam gibi düşünüyorum, kültürlerin sonucu kötüde olsa durum hakkında fotolu bilgilerinizi paylaşırsanız diğer arkadaşlarda yararlanır, zira sizin uyguladığınız teknik ev ortamında daha kolaylıkla gerçekleştirilebilir.

ibni-avvam
04-06-2008, 17:35
zaten var olan aşkı alevlendirdiniz çok teşşekkür ediyorum çalışmalarınızı bizlerle paylaştığınız için

Cansunarya
04-06-2008, 20:01
Erkan hocam,
Elimde tween80 ve Dezen ticari isimli benzalkonyum-chlorit de var, toksik olabileceğini düşünerek 20 ile başlamıştım, dezenfektan kullanmak hiç aklıma gelmemişti. El ve cilt dezenfeksiyonunda kullanıldığına göre sanırım sorun yaratmayabilir. İlk çalışmamda bu ikisinide deneyeceğim, çok teşekkürler.. Siz hiç denemediniz galiba değil mi? Hocam sizin çalışmalarınızı görmek mümkün olurmu acaba burada
Bu arada ilk denemelerim hidrojen peroksitin değişik derişimlerini kullanarak yaptım, pek başarılı olmadığını gördüm, sanırım bu şekilde dezenfeksiyonla hiç uğraşmamak gerek..
:) okuduğum bir makalede çiçek saplarının genel olarak kullanılabildiği yazıyordu, bende yine parçalara kıymamak adına goncaları bile kültüre aldım. Aslında pek birşey çıkacağını ümit etmiyorum ama bakalım ne olacak:)
Keiki-boost u internette araştırdım gerçekten güzel bir ürüne benziyor, sanırım jelimsi bir kıvamda değilmi, eğer sıvı olsaydı enjektör filtrelerden geçirilerek steril edilebilirdi. Veya sulandırmak mümkün olursa yine böyle kullanılabilir, mikrodalga tam olarak steril etmiyor malesef. Belki yapısı otoklav edilmeye uygundur. Ben daha önceden kullanılmış plastik kapları mikrodalgada steril etmeyi denedim ama hepsindede kontaminasyon oluştu. Sadece önceden steril edilmiş agarı eritmek için kullanılabilir. Keiki-boost u nasıl temin edebilirim acaba, denemek isterim gerçekten..

Cansunarya
04-06-2008, 20:25
Bunlar kontaminasyonsuz 10 günü geride bırakan orkide nod kültürleri..kültürler kesilen kısımlarda fenolik maddeler salgılamaya başlıyor ve bu kısımlar siyahlaşıyor. Bu hale gelen kültürlerinin bir an önce yeni agara geçilmesi gerekiyor yoksa bu kısımlardaki dokular ölebiliyor.
1. ve 2. fotoda yan çiçek sapından alınan kesitte kapçığı kaldırılmamış gözün agar ortamında büyüyerek bu kapçığı kaldırması görünüyor. Ayrıca dip kısımda agardaki kararmalar fenolik eksudasyonu gösteriyor
3. fotoda bu şekildeki kültürlerin agardan çıkarılarak yeni agar kabı için hazırlanışı var
4. fotoda büyüyen gözler görülmekte, umarım keiki çıkar, çiçek sapı çıkaracağından korkuyorum
5. de fenolik eksudasyonlu agar içeren atık tüpler

Sergüzen
04-06-2008, 20:27
Pardon, foto eklediğimi unutmuşum :) bunlar Gerbera ve Galla çiçeklerinin saplarından hazırladığım kültürler, hazıra kaçtım tek tek uğraşmak istemedim, bu yüzden 24 lü gözlerdeler. Ama farkettimki bu tür süngerimsi dokulu ve tüylü bitkiler yeterince çamaşır suyuna maruz kalamıyorlar, bende bundan sonrakilere yüzey geriliminin düşmesi ve sterilizasyonun tüm yüzeylerde etkili olması için bir damla Tween 20 (bir çeşit noniyonik deterjan) ilave ettim. Daha etkili oldu. Aşağıda çeşitli küf kontaminasyonları görülmekte..

Sterilizasyon için hidrojenperoksit kullanabilirmisiniz? Bir çok alanda çamaşır suyunun yerini almış durumda.

Cansunarya
04-06-2008, 20:38
Pasajın son aşamasında orkide nod kültürleri yine steril bir ekipmanla yeni agarlı ortama geçilir (1. foto) vee beklemeye devam edilir.. Kültürleri evde tuttuğum zamanlar gece 4 te bile kalkıp acaba bir gelişme varmı diye bakıyordum :)
2. ve 3. fotolar; farklı fenolik eksudasyon görüntüleri, ortadaki artık gözden çıkarılmış, uçları fenolik eksudasyondan zarar görmüş orkide sap doku kültürü

Cansunarya
04-06-2008, 20:44
Sayın Sergüzen, 34 nolu mesajda da belirttiğim gibi bu şekilde steril ettiğim kültürlerde pek randıman alamadım, üstelik taze dokuyu aşırı derecede tahribata uğratıyor, bitki gözlerinde bence tehlikeli, çoğunlukla hidrojen peroksitin kullanıldığını biliyorum ama ben çamaşır suyunu daha etkili ve güvenli buldum

Sergüzen
04-06-2008, 21:11
Bildiğiniz gibi hidrojenperoksit yüksek konsantrasyonlarda deriyi tahriş ediyor, fakat düşük konsantrasyonlarda burun içine kanamayı durdurmak için tampon olarak tatbik edilebiliyor. Yani tahriş etmiyor. Bugün tıpta desenfektan olarak geniş bir alanda kullanılıyor. Bitkilerde neden olmasın? Acaba doğru konsantrasyonu mu yakalayamadınız. Bu konuda birşeyler bulursam size aktaracağım.

Cansunarya
04-06-2008, 21:31
Aşağıdaki sitede tavsiye edilen derişimleri kullandım, farklı derişimler ve sürelerde denedim. Tabiiki kullanılabilir ama ben kendi adıma sodyum hipokloritten memnunum, daha çok farklı sterilizasyon yöntemleri var bu webde bulabilirsiniz ama denediğim ve çalışan bir yöntem varken başa dönmeyi düşünmüyorum, kontaminasyonlar tween 20 eklenmesiyle ortadan kalktı bundan sonra merak ettiğimden dolayı tween 80 ve dezenide deneyeceğim

Cansunarya
04-06-2008, 21:31
http://www.orchideenvermehrung.at/cgi-local/framebreaker/reload.pl?english/nodes/growth+regulators.htm
node culture , download ve hints bölümünde bulabilirsiniz

Sergüzen
04-06-2008, 22:08
Oberflächensterilisation
Zur Sterilisation der Sprosssegmente wurde Quecksilberchlorid (HgCl2) 0,1%ig, Tween 20 und dreimal Aqua dest. verwendet (nach PIERIK, 1987; GEORGE & SHERRINGTON, 1984).

Bu yazı bir tezden aktarıldı. Avustralya akasyalarının üretim teknikleri ile ilgili. Yukarıda kısaca, sterilizasyonda civaklorür ve Tween 20 kullanılmiş ve üç defa da destile su .

ephesos
04-06-2008, 22:51
Sayın Cansunarya , çok bilmişlik yapmak istemem ama agara eğer köklendirici hormon eklemediyseniz kaiki yerine çiçek sapı çıkaracaklar gibi.

Cansunarya
05-06-2008, 23:07
:) Rica ederim Ephesos, Orkideler için kullandığım medium büyüme hormonu katkılı onlarda bir sorun olmayacak inşallah, sadece karanfil ve diğer bitkiler için kullandığım MS besi yerinde hormonlar yok( basal medium), bugün onlara agar değiştirdim artık kökleneceklerini umuyorum..

Cansunarya
06-06-2008, 22:32
İnternette; Sayın Buket Örücü nün hazırlamış olduğu 'Asmada Embriyo Kültürü' isimli teze ait sunu görüntülerini buldum, aynı sununun pdf formatıda var. Güzel bir çalışma olmuş, geniş bir bilgide var. İlgilenen arkadaşlar aşağıdaki siteyi ziyaret edebilir.
emyo.sdu.edu.tr/link/Sontez.ppt

praecox
09-06-2008, 11:13
Sayın Cansunarya,

Eski kayıtlarımı tekrardan gözden geçirdim, ancak bir yanlışlık olmuş ben Tween 60 kullanmışım. :( Aklımda 80 kalmış... ( yani Polysorbat 60 olacak)
Ben artık laboraturda çalışmıyalı uzun zaman oldu. Geçmişteki deneylerimin resmedemedim. Zaten fotoğraf makinelerinin lab.a girişi de yasaktı. (özel bir ilaç şirketi olunca.. :)) kaldı ki o zamanlar cep telefonları fotoğraf makineli dahi değillerdi adeta el bombası büyüklüğünde 6 saate pili biten türdendi. Microbioloji labı olan arkadaşlara da bu şekilde bir rica ile zahmet vermek istemedim. Laminairflowu olmıyan bir kabinde çalışmak da bu zamana kadar ilkel geldi bana. Kısacası bir kaç yıldır bu tarz ekimlerden uzak kaldım.
Ancak yeniden burda eski tanıdık alet edevatları görünce eski aşkım kabardı. sigmadaki kaydımı açtırdım sipleri verdim görecez bakalım ev şartlarında "taka-tuka" ne kadar başarılı olacağız. Bazı rahatlıklar olmayınca alşkın eller dahi bir birine dolanabiliyor... :(

Cansunarya
10-06-2008, 21:32
Hocam tween 60 da bulabilirim sanırım. Bu arada mikrotomu soruşturdum, bıcakları steril edilebilir, kabinede koyabilirim cihazı, fakat; normalde parafilm blok tutucunun 2 cm lik genişliği varmış.. dokuyu nasıl buraya tutturmak gerektiğini bilmiyorum, birşekilde oturmasını sağlamak gerekiyormuş.
Çalışmalara başlamanıza sizin adınıza hem sevindim hemde heyecanlandım, kimbilir o güzelim hibrid orkidelerinizden neler elde edeceksiniz, bu tür çalışmaları ben bisiklete binmeye benzetiyorum, hocam deneyimli bir eller asla unutmaz, mukadderatları vardır :) ben başarılı olacağınıza ve çalışmalarınızı burada göreceğimize şimdiden inanıyorum..
Saygılarımla

Cansunarya
10-06-2008, 22:06
1. pasaj sonrası yaklaşık bir hafta geçti, nod kültürlerinin agarını yine fenolik eksudasyondan dolayı yeniledim, bu arada bebeklerim oldukça büyüdü :) Şu anda 9 taneler.. eğer bir hafta içinde kök çıkarırsa kaorcal aktiviteli agara geçmeyi düşünüyorum.

ephesos
10-06-2008, 22:55
Hocam kontiminasyona dikkat nasılsa elinizin altında bir laminair flow var ;) , yapraklanmadan köklenirseler bir mutasyon oluşurdu sanırım :D .
Başarılarınızın devamını dilerim hocam , takipteyim.

Selahattin Yılmaz
10-06-2008, 23:09
Shunshine blue'mu çoğaltma konusunda nasıl bu başlığı kıskanarak izlediğimi bilemezsiniz :)

Cansunarya
11-06-2008, 00:17
Selahattin hocam, umarım sizde en kısa zamanda likapalarınızı çoğaltırsınız, acaba Türkiye de bu konuyla ilgilenecek, yardımcı olacak doku kültürü labı varmı?
Sayın Ephesos, Kalanchoe yaprak parçalarından hazırladığım bir kültür bu aralar kök uzantısı vermekte, (foto pek net değil ama ilerleyen günlerde tekrarlarım) yani kültürün yaprak çıkarmasına gerek yok, hmm belkide kültürün kendisinin yaprak olmasından dolayı kök çıkarıyordur nedersiniz :)

ephesos
11-06-2008, 07:43
Aynen öyle hocam phelenaopsis gözlerinin önce yapraklanması gerek çünki kararsız gözü yapraklanarak kaikiye zorluyoruz , yaprak kültürlerde eğer kökten önce tekrar yaprak vermeleri işimize gelmez yani hocam bu kök yaprak olayı kültürümüzün niteliğine bağlı.
Maşallah , hocam sizde birşey bırakmamışsınız elinize negeçerse hop tüpe.:D

Selahattin Yılmaz
11-06-2008, 08:51
Selahattin hocam, umarım sizde en kısa zamanda likapalarınızı çoğaltırsınız, acaba Türkiye de bu konuyla ilgilenecek, yardımcı olacak doku kültürü labı varmı?...


Var ancak 100 binlerle likapa siparişi alınca hem başka likapanın yüzüne bakmıyorlar hemde doku kültürü ilede olsa çoğlatılmasının zorluğundan kabul etmek istemiyorlar. Ancak çalışmalarım devam ediyor, edecek.

Cansunarya
11-06-2008, 11:13
:) Çiçekli ne kadar bitki varsa hepsinin kültürünü yapmak istediğimi söylemiştim,azimle devam ediyorum, gözüm çiçekçilerdeki diğer bitkilerde, başarılı olursam protoplast hücre kültürüne geçmeyi istiyorum. Bu arada çalışmaların videolarını da çekebilirim ama forma eklenebiliyormu, youtube da kapandı?

Selahattin Yılmaz
11-06-2008, 15:14
http://www.ktunnel.com/ üzerinden youtubeyi açabilirsiniz. Aşağıda açmak istediğiniz link için adres bulunuyor gerçi o yotube yazılı olacak orda sadece "begin browsing" tıklamanız yeterli **** açılmayan başka site varsa adresi yazıp giriş yapabilirsiniz ktunnel üzerinden istediğiniz site açılacaktır.

Cansunarya
11-06-2008, 18:12
Çok teşekkürler, en kısa zamanda güzel videolar koymayı düşünüyorum :). Türkiye den konu ile ilgili bir görüntüde buldum.
http://www.ktunnel.com/index.php/1010110A/5fb51f1e980899577ad253c58342b40db3231f6cc931a9eaec 9041956ee3fc642163a6b8fd41b27f16782#

ephesos
18-06-2008, 22:21
Sayın Cansunarya hocam , phelenaopsis nod kültürü için hangi besiyerini tavsiye edersiniz
(MS ,B5 ,LS )? **** bunların , hangisinin netür bir modifikasyonunu ?
Başarılı olduğunuz besiyeri **** uygun modifikasyonun konsantrasyonunu bizimle paylaşır mısınız ?
Teşekkürler.

Cansunarya
23-06-2008, 21:18
İyi günler, bir süredir Afyon daydım, bugün geldim..
Sayın Ephesos, Orkide kültürü için geliştirilmiş farklı markalarda besi yerleri var, bunlar literatüre ilk kim eklemişse o isimle anılıyor, aynı ürünü farklı firmalarda farklı isimlerle bulabilmek mümkün. Sigma benim kendi alanımdada kulladığım, güvendiğim bir marka, bu yüzden bunu tercih ettim.
Sigmanın Phytamax tescilli orkide besi yerleri var (3.) katoloğa baktığımda MS besi yerlerini tamamen ayrı alana aldıklarını gördüm. Sanırım benim kullandıklarım MS den farklı, Knudson C nin besi yerinden modifiye edilmiş, ama geniş bir şekilde araştıramadım, emin değilim, belki hocalarımız daha iyi bilirler.
Aşağıda kullandığım iki besi yerinin bileşimleri var. Ben henüz ilk denemelerim olduğu için bunlar üzerinde hiç modifikasyon yapmadım. Pdf lerin 2. sayfasında hangi oranlarda nasıl hazırlandığı bildirilmiş. Anlayacağınız gibi ekstra birşey yapmayıp tamamen hazıra kaçıyorum, Türk usulü :)
Phytamaxlar arasında muz veya hindistan cevizi ekstraktlı olanları var, aslında çoğu literatürlerde oldukça başırılı olan besi yerleri bunlar. İleride onlardanda alıp deneme yapmak istiyorum. Size daha önceki mesajlarda web adresini verdiğim Lotte ve Thomas yöntemini tavsiye ederim, eğer prosedürde veya çeviride sıkıntınız olursa da yardımcı olabilirim.


http://www.sigmaaldrich.com/sigma/datasheet/p6793dat.pdf
http://www.sigmaaldrich.com/sigma/datasheet/p6668dat.pdf
http://www.sigmaaldrich.com/sigma/general%20information/orchid%20media.pdf

Cansunarya
23-06-2008, 21:33
Geçen hafta çarşamba çekilmiş pasaj fotolarını yeni yayınlayabiliyorum. Tüplerde fenolik eksudasyonun yanısıra opaklaşmada mevcut. İki kültürden biri iki küçük yaprağa sahip, diğeride henüz yaprak çıkarıyor. Bİr kültürde de (4.) çiçek sapına dönüşecekmiş gibi bir görüntü var.

Cansunarya
23-06-2008, 21:49
Bu aşamada toplam 9 nod kültürünün pasajı yapıldı. Kültürleri yine steril bir ortamda çıkardıktan sonra 7 tanesini henüz yaprak gelişimi olmadığı için tekrar P6793 besi yerine aldım. 2 taneside (biri iki yapraklı) kök gelişimi için P6668 aktif kömür içeren besi yerine geçtim. Ne kadar heyecanlandığımı anlatamam, çook mutluyum :) Pasaj aşamasının küçük bir videosunuda çektim, you tube a eklemeye çalışıyorum

akgb
23-06-2008, 22:50
Süperler :) Çalışmaların sonuçlarını iple çekiyorum...

praecox
23-06-2008, 23:06
Sayın cansunarya,
bu kadar phenolic exudation normal göremiyorum. belki ben yanlışım.
Ama ben kendi adıma bunları bu sıklıkta yaşamadım diye hatırlıyor gibiyim. sebebi ne olabilir ... düşünüyorum....

Cansunarya
24-06-2008, 00:19
Evet, banada pek normal görünmüyor, özellikle jelin şeffaf yapısını kaybedip bulanıklaşması pek hoşuma gitmedi ama kontaminasyon gibi de değil sanki. (Bu arada konuya yabancı arkadaşlar için belirteyim; mavi kapaklı cam şişedeki siyah agar; agar kömür içerikli olduğu içindir. Bir önceki mesajda plastik tüplerdeki siyahlaşma ise fenolik eksudasyon)
Bu konuda aşağıdaki web sitesinde demir eksikliğinden kaynaklanabileceği belirtilmiş ama oranlara baktığımda demir sülfat normal sınırda görünüyor.
Hem kültür öncesi hemde kültür sırasında Askorbik asit ilavesi tavsiye edilmiş, birsonraki sefere bunu deneyebilirim.
Bu web sayfasında Epheesos unda dikkatini çekebilecek farklı orkide medium bileşenleri var. Güzel bir site..
http://www.beffo.se/marax/index.php?option=com_content&task=view&id=14&Itemid=26

Hocam şimdi aklıma geldi; kullandığım nodlar koyu pembe bir phale ait, ilk kültüre aldığımda kestiğim yerlerden jele pembemsi-eflatun bir renk yayıldı, giderek yoğunlaşarak siyahlaştı..Aşağıyada ekliyorum fotoyu biraz belli belirsiz ama hemen kesim hattında.. Acaba orkidenin renk bileşimi fenolik eksudasyon olarak bize gerimi dönüyor, :) bende yüksek sesle düşündüm şimdi..

praecox
24-06-2008, 10:18
Olabilir. Pembeye giden renklerin çiçek sapları ve yaprakları da o derece bir koyu pembelik hakim olur, ancak bunun özsuyuna geçip agarı da boyaması düşündürücü. desenfektasyondan sonra yeterince yıkamıyormusunuz acaba. ben nod'larda hala chlorlu bir desenfektasyondan taraf değilim. Hydrogenperoxit % 3,0'lük 3-5 dk bekletilemsi sonra değişik üç kapta steril destile suda yine en az bu sürelerde bekletmek kaydı ile yıkamak uygun olur kanısındayım.

Şayet hypochlorit ile dezenfecte ederseniz de sonradan steril kabinde steril şartlarda bir 3-5 mm kadar daha sap almanız gerekir. Bunun için de nod,ları baştan uzun tutun.
Besi yerine ektikten sonraki çevre şartlarınız nedir? ısı ışık gibi?
Bir de kaplarınız Phal. gözlerinden nod kültürü için fazlaca ufak olduğunu düşünüyorum. Gaz alışverişini sağlıyan bir düzenek var mı kapakta? Bazı resimlerde jelin kuruduğu da görülüyor.
Doğru mu?

ephesos
24-06-2008, 15:20
Sayın Cansunarya hocam tavsiyeleriniz için çok teşekkürler.
Acaba kültüre alacağımız çiçek sapını göz göz ayırmadan steril etsek daha sonra steril ortamda ayırsak , böylece hpokloritin özsuyuna karışma ihtimalini azaltmaz mıyız ?
Böyle yapmamızın sakıncası varsa nedir ?

Selahattin Yılmaz
24-06-2008, 20:53
Hazır besi aldık diyelim, bu besi yeri nasıl hazırlanıyor tarif edermisiniz?

Cansunarya
24-06-2008, 21:49
Nodun bulunduğu sapları yaklaşık 10-12 cm civarında kesiyorum. Tamamını 50 cc lik bir tüpe koyup 20-30 dk kadar hipoklorit solusyonunda beklettikten sonra tüm olarak 4 kez steril distile su ile yıkıyorum. Parçaları 10-12 cm lik petrilere alarak orada küçük parçalar halinde keserek tüplere öyle geçiyorum. Bu fotoların devamını 25,26,27. mesajlarda eklemiştim. Dolayısıyla kesit yüzleri ekstra bir yıkama yapılmadan agara geçiliyor ve sanırım buradaki parçalanan dokulardan bu eksudat çıkıyor. Yoksa hipokloritli doku iyice beyazlaşıyor buralardan da yaklaşık 1 cm kadar doku uzaklaştırıp, atıyorum.
Işık için 80 watt lık bir masa lambası kullanıyorum. 20/4 saat açık kalıyor. Normalde şimdiye kadar 20+-4 derecede duruyorlardı ama havalar ısındığı için bu aralar laboratuarda ısı biraz yüksek. Kendilerini toparladıklarında evimde onlara daha uygun bir ısı sağlayabilirim, malum Kayseri, kuzey cepheler serin oluyor :)
Nodları koyduğum tüpler gerçekten küçük, 1,8-2 cc lik tüpler, bazı nodları agara gömmemek adına 0,5 cc lik besi yeri ile kültüre etmek zorunda kaldım. Aslında şimdiye kadar yaklaşık bir hafta arayla agar değişimi yaptım ama tüpte bukadar az besi yeri varken son günlere doğru agar biraz kuruyor. Kullandıklarım vidalı cryotüpler, vidalı olunca çok hafif gevşek bırakıyorum ağzını, ventilizasyonlu büyük flasklarım var onlarıda iyice yapraklanınca kullanmayı düşünüyorum.

Cansunarya
24-06-2008, 22:11
Hazır besi aldık diyelim, bu besi yeri nasıl hazırlanıyor tarif edermisiniz?

Selahattin hocam, besi yerlerini 50 cc lik hazırlıyorum.
Örneğin P6793 besi yerinin üzerinde litreye 25.3 gr hazırlanmalı diye yazıyor, Otoklavlanabilir bir şişeye 1.265 gr tartıp 50 cc den az (yaklaşık 40 cc) distile su ilave ediliyor.
Bunlar agar içermediği için 6-7 gr /lt (0,35 gr) agaroz kattım (bu aşamada mediumda yoksa sukroz, BA, IBA veya NAA eklenebilir, bu mediumda hepsi vardı)
pH NaOH veya HCL ile 5.6 ayarlanıyor.
Üzeri 50 cc ye tamamlanarak 121 C de 15 dk otoklav ediliyor
Buzdolabında saklayıp kullanımdan önce mikrodalga ile eritiyorum. Bu prosedürü 58 nolu mesajdaki linkte daha ayrıntılı bulabilirsiniz.

Cansunarya
24-06-2008, 22:24
Bugün son 5 gündür görmediğim kültürlerimi kontrole gittiğimde çok heyecanlandım. Kontamine oldularmı, büyüdülermi, köklendilermi acaba derken bana süpriz yaptılar, 9 kültürün 6 sında ikinci bir yaprak (yeni filiz) gelişimi vardı :) yani bir noddan iki keiki alabilicem inşallah. İki yapraklı olan yavrumda 4 yapraklı oluvermiş :) Fotolarda nod filizlerinin yanlarından çıkan yeni filizler görebilirsiniz, ama henüz kök gelişimi yok..

ephesos
24-06-2008, 22:44
Tebrikler hocam yolun sonuna geldiniz nihayet bence güneşe alın sıra köklerde 1 haftaya görürsünüz.

ephesos
28-06-2008, 19:22
Selahattin hocam, besi yerlerini 50 cc lik hazırlıyorum.
Örneğin P6793 besi yerinin üzerinde litreye 25.3 gr hazırlanmalı diye yazıyor, Otoklavlanabilir bir şişeye 1.265 gr tartıp 50 cc den az (yaklaşık 40 cc) distile su ilave ediliyor.
Bunlar agar içermediği için %6-7 gr /lt (0,35 gr) agaroz kattım (bu aşamada mediumda yoksa sukroz, BA, IBA veya NAA eklenebilir, bu mediumda hepsi vardı)
pH NaOH veya HCL ile 5.6 ayarlanıyor.
Üzeri 50 cc ye tamamlanarak 121 C de 15 dk otoklav ediliyor
Buzdolabında saklayıp kullanımdan önce mikrodalga ile eritiyorum. Bu prosedürü 58 nolu mesajdaki linkte daha ayrıntılı bulabilirsiniz.

Sayın hocam P6793 besi yeri içerisinde pepton varken neden agaroz katma ihtiyacı duydunuz , aynı olayı tomas & lotte nin sitesindede gördüm nedenini açıklarmısınız hocam , teşekkürler.

Cansunarya
28-06-2008, 23:37
Tebrikler hocam yolun sonuna geldiniz nihayet bence güneşe alın sıra köklerde 1 haftaya görürsünüz.

Teşekkürler Ephesos, havalar bu aralar çok düzensiz gittiği için köklenene kadar yine ışık kaynağı altında tutmayı düşünüyorum, henüz kök yok ama giderek büyüyorlar :) Sizin kültür konusunda hazırlıklarınız varmı, ne zaman başlamayı düşünüyorsunuz?

Pepton bitkilerin ve pekçok mikroorganizmanın üretiminde besi kaynağı (Proteinlerin parçalanmış hali, amino asit kaynağı) olarak kullanılıyor, jel özelliği bulunmuyor. Agaroz ise sadece besi yerini jelatinöz hale getirmeye yarıyor, herhangi besleyici bir özelliği yok. İlk kullandığımda içerisinde agar olmadığına dikkat etmemiştim :) , otoklav sonrası besi yeri sıvı halde kaldı tabii bu şekilde kullanımıda oldukça zor.

Bu arada video görüntülerini ekleyemiyorum. Youtube a üye oldum ama üyeliği bir türlü onaylamıyor, web sayfasına da bağlanmıyor. Acaba bu videoları nereye ekleyebilirim bilen varmı...

ephesos
28-06-2008, 23:47
Teşekkürler hocam , oysaki ben peptonların agar gibi katılaştırıcı bir özelliğinin olabileceğini düşünmüştüm.
Şu an araştırma safhasındayım çeviriler falan var onlarla uğraşıyorum temin ettiğim Türkçe kaynakları inceliyorum .
Çocukluğumun hayelleri depreşti biyolojiyi çok seviyordum hala ilkgünki gibide seviyorum bu konuda öğrenmeye doymuyorum sevdiği işi yapmak kadar insanı mutlandıracak başka birşey yok hocam.

Cansunarya
29-06-2008, 00:01
Rica ederim..Haklısınız insan hayallerini gerçekleştirebildiği ölçüde mutlu oluyor. Çevremdeki insanlar 'senin işin gücün yokmu bunlarla uğraşıyorsun' gibi şeyler söyleselerde ben çok mutluyum onlarada aldırmıyorum..ve bunu anlayacak sizler gibi insanlarla paylaşmaktan daha da büyük mutluluk duyuyorum :) ..

Cansunarya
29-06-2008, 00:25
Bu aralar kaktüs hücre kültürüne odaklandım, aşağıdaki webde aşamalarıyla verilmiş ve yaklaşık bir ayda yavru kaktüsler elde edilmiş..ama kullanılan besi yeri hakkında bilgi yok...

http://www.shroomery.org/forums/showflat.php/Number/1932583/sb/9/fpart/all/

Cansunarya
29-06-2008, 15:27
Hatırlarsanız orkide nod kültürü yaparken gonca uçları, geçmiş gözler ve köklerdende parçalar hazırlamıştım. Ama pek umut görmediğimden pasajlarını bile yapmadan ilk agarlarında öylesine tutuyordum. Öyleki fenolik eksudattan simsiyah oldu agarlar. Geçen gün bu goncalardan bir tanesinin yeşillenip geliştiğini farkettim, yanındaki kuru gibi görünüyor ama ondada kıpırdanmalar var. Hemen agar değiştirdim. Bakalım neolacak, sanırım meristem doku burada bol bulunduğundan olsa gerek..

ephesos
29-06-2008, 19:05
Ummadığın taş baş yararmış hocam .

Cansunarya
29-06-2008, 21:42
:) Evet, öyle gerçekten..Umarım keiki çıkarır..

Aşağıdaki linkte doku kültürü hakkında kullanışlı bilgiler var

http://www.sigmaaldrich.com/Area_of_Interest/Life_Science/Plant_Biotechnology/Tissue_Culture_Protocols.html

ephesos
29-06-2008, 22:47
Sayın hocam agarla agaroz arasında ne fark var hocam , bildiğim kadarı ile agaroz elektrophoresis işlemi için kullanılıyor normal agar ın agaroza göre eksi bir yanımı var **** agarozun agardan dahafazla biryanı mı var ? birde hocam besi yerinin hazırlamasında verdiğiniz formülde litreye %6-7 gr /lt (0,35 gr) demişsiniz hocam bunu biraz açarmısınız ?

Cansunarya
29-06-2008, 23:27
Agaroza genel kullanımda agarda denilmektedir, aslında kısmen ayrı şeylerdir. Agar deniz yosunundan elde edilmiş bir maddedir, genelde sarımsı, kötü kokulu (bence), hafif granülümsü olurlar. Otoklav edildiğindede sarımsı-jelatinöz bir yapı oluşturur. Pekçok mikroorganizmanın üretiminde temel besi yeri olarak kullanılır, bu yüzden kısa zamanda bakteri, mantar, küf vs. üretebilir. Agaroz ise agardan ekstrakte edilen bir polisakkarittir, beyaz, kokusuz toz şeklindedir. Kolayca kontamine olmaz. Dediğiniz gibi elektroforez, PCR v.b moleküler tekniklerde kullanılır.
:) çok dikkatlisiniz, düzeltme yaparken gözümden kaçmış :) hemen düzeltiyorum, doğrusu 6-7gr/lt olacak.. Teşekkürler :)

ephesos
29-06-2008, 23:44
Hocsm umarım başınızı ağırtmıyorumdur sorularımla , agarozu tavsiye edersiniz anladım.Birde malum bu 6 / 7 gramı nasıl ayarlayacağım buda sorun bunu ( cc ) cinsinden belirleyebilirmisiniz agar ve agaroz u ? teşekkürler hocam.

Cansunarya
30-06-2008, 16:44
Rica ederim, öyle düşünmeyin..Agaroz kullanımı daha iyi olur. Besi yeri hazırlarken eğer seri üretim yapılmayacaksa litre olarak hazırlanmasını tavsiye etmiyorum, 50 ml yetebilir size diye düşünüyorum. cc de sıvılar için kullanılan bir birim, bu yüzden belirli bir ölçü veremiyorum. Ama birkaç gün içinde laboratuarda tartıp sizin kolayca bulabileceğiniz ölçüler oluşturabilirim, belki çay kaşığı ucuyla falan olabilir, bir deneyeyim bakayım. .

praecox
30-06-2008, 17:16
Sanırım sayın ephesos'un hassas tartısı yok. Onun için tozu ml veya cc cinsinden soruyor. Burda ben iki sorun görüyorum.
1. cc cinsinden yani hacım/ağırlık relasyonu (ki sıvılarda yoğunluk anlamına da geliyor) tozların granül veya kristal cinsine göre aynı prosesden çıkma bir toz dahi olsa charge dan charge değişkenlik gösteriyor.
Özelikle de 1 litre değil de daha az miktarları tartım dışında ölçmek çok da mümkün olmıyacağa benzer. Bu konuda belki yakındaki bir eczaneden yardım alabilirsiniz. Hoş ben geçende bir GA3 tartımı için gittiğimde poşet içindeki beyaz toz adamı bir şekilde alarma geçirdi. Başınıza bir iş almak bu bağlamda çok basit. :( analizi yapılana dek sürünmek de var.
2. Besi yeri hazır karışımları ki sigmada 1 litrelik hazır karışımlar burdan da tartım almak öncelikle hygroskopik olan bakiyenin bir exicatörde (desicatör) saklanması tavsiye edilir. diğer tarfdan ise toz karışımların üniformitesi herzaman bir sorun olmuştur. toz karışımların içindeki tuzların granülasyon veya kristalizasyon faklılıklarınden karışımın üniformitesi her silkelemekle bozulamktadır. Kuru kuruya karıştırıp almak da iyi bir çözüm değil.Sıvılarda karıştırmak üniformiteyi sağlasa da toz karışımlarda fazla karıştırmanın da sorun olduğunu çok iyi biliyorum. İlaç toz karışımların baskıya hazır karışım için granülasyonun üniformitesi Kalite güvencenin ve kalite kontrolun ciddi vaildasyonları gerekitren bir sorunudur.
Sigmann besi yerleri bu bağlamda bir granülasyon olup olmadıklarını bilmiyorum ama sanmıyorum. İncelemedim açıkçası.
Sayın cansunarya belki bize bu konuda bilgi verebilir.

Saygılar

ephesos
30-06-2008, 19:00
Sayın hocalarım ikinizede çok teşekkür ederim ama cc ve ml nin nerede **** hangi tür maddelerin ölçümünde kullanıldığına şükür vakıfım :o sayın preacoxun dediği gibi 1 litre ile 1 kg nın aynı hacimde olmalarını beklemiyorum ben bana kolaylık olsun diye şöyle düşündüm bir şırınga alırız tartılmış 7 gramlık agarı **** agarozu bu şırınganın içine boşaltırız ve yaklaşık kaç cc olduğunu anlaya biliriz birkaç dizyemlik şaşmalar sanırım onarılması imkansız sonuçlar doğurmayacaktır hem bu işlem yemektarifi yaparmış gibi çaykaşığı , çimdik , tutam gibi :D ifadelerden kurtaracaktır , alıpta poşet içerisindeki bir maddeyi eczaneye **** hassas tartısı olan biryere götürüp tarttırmayı gözüm yemiyor , bu zaten sonucu bellibir keşmekeş.:rolleyes:

praecox
30-06-2008, 19:20
Onu ("g" v.s "ml") bilebileceğiniz de benim malumalimdir se de... sanırım anlatamadım.

Örneğin 100 ml besiyeri hazırlıyacak iseniz. Buna örneğin P6793 için 25,3/10 yani 2,53 g almanız gerekir. Buna ilaveten de tkrb. 0,6 g agar ekliyeceksiniz.

Diyelim P6793'ün 2,53g = 2,1ml (Tamaen atıyorum bu değerlerde) agarı da 0,6g = 1 ml önce bunları nasıl ölçeceksiniz? Varsayalım bunu da % 10 hata payı ile başardınız, veya agrı az **** çok katınız yine sorun yok. Ancak P 6793'ün 25,3 g'lık kabın içinden homogen bir toz karışım almanız mümkün mü onu da ben bilemiyorum.

Ya ilaa olur yapılır olmaz diye bir şey yok hatta sorun da olmıyabilir de ancak ben hem senthetik hemde çok hassas anayltik çalışmış bir akademisyen olarak belki de çok fazla ince, detaycı düşünüyorumdur....
haklı olabilirsiniz. Ancak ben eğitimim gereği bu şekilde düşünüyorum. Kimyada farmada bu tarz yakıştır yapıştır yapmıya hiç yanaşmadım ama dediğim gibi bu benim sorunum. :D

ephesos
30-06-2008, 19:54
Hocam , tamamen aynı fikirdeyim .Sanırım sizlerde beni anlıyorsunuzdur elimin altında bir labaratuar yok imkansızlıklar yeni açılımların fitilidir.
Hemgene takdir edersinizki ilaçsanayide bile karışımları yüzde yüz homojone etmek imkansızdır tabi bu kullandığınız ölçüm çeşidinin hassasiyetiylede ilgili hassasiyetten nekadar uzaklaşılırsa okadar yüzde yüze yakın homojonize elde edildiği ölçülecektir , kaldıki yapacağım işlem sonucunda mükemmele yakın bir homojenizenin olmaması sorun olmayacaktır sonuçta ilaç yapmıyorum :D.
Dedimya hocam imkansızlıklar yeni açılımların fitilidir ben inanıyorumki sizlerin yardımıyla bu işi göğüsleyebileceğim.

praecox
30-06-2008, 20:41
Sanırım söylemek istediğimi yazıya dökemedim. Anlatamadım...
Başka anlamıyan var mı... veya anlatmak istediğimi anlamış, anlatabilecek biri...
derdime mütercim olacak biri :(

ephesos
30-06-2008, 21:00
Anladım , anlatamadım karmaşası oluştu içiniz rahat olsun hocam kimsenin anlatmasına gerek yok anladığımı sende anladın sokma araya başkalarını :D

Cansunarya
30-06-2008, 23:43
Sanırım insülin enjektörü bu iş için ideal, diğer enjektörlerden daha ince olduğu için küçük değerler ayarlanabilir. En kısa zamanda size bir skala hazırlayıp fotolarını eklerim.
Bende tartım konusunda çok hassasımdır ama artık deneme yanılma yolu ile uygulanabilir başka çare yok. Benim tek aklıma takılan miktar azlığı veya çokluğunda pH değeri nekadar kayar, bitki dokusuna zarar verebilirmi, veya gelişmesini etkileyebilirmi..
Bugün kullandığım besiyerlerine baktım, normalde tamamen granülsüz, nişastamsı bir yapısı var..ama MS biraz granülleşmiş, buzdolabında saklıyorum, desikatörüm yok, en kısa zamanda bitirmem gerek. Kullanırken hiç karıştırmıyorum olduğu gibi kullanıyorum..

ephesos
30-06-2008, 23:53
Sanırım enmantıklısı besi yerini açtınmı tmamını hazırlayıp kullanım fazlasını saklamak , selçuk üniversitesi yayınlarının birinde hazırlanan besiyerinin 4 ay karanlık ve serin ortamda saklanabileceği yazıyordu.
Teşekkürler hocam.

Cansunarya
01-07-2008, 00:07
:) Konuyu biraz dağıtayım..
Bugün, bir hafta aradan sonra keikilerim biraz daha büyümüş olduğu için fotolarını çektim ve sizler için şişenin içine zoom yaptım, ama merak etmeyin gayet steril çalıştım bunu yaparken :)

Cansunarya
01-07-2008, 00:19
Bunlarda diğerleri.. henüz o kadar gelişmiş değiller, bir haftaya kadar iyice yapraklanmalarını bekliyorum.

ephesos
01-07-2008, 00:24
OOOO süperler , ancak hala kök yok acaba erken mi daha kullandığınız besi yerinde IBA benzeri bir köklendirici hormon var sanırım ama işte tamda burada sayın preacox un bahsettiği homojene karışım olayı ortaya çıkıyor. Birkısmını alıp hazırladığınız besiyerinin içerisindeki hormonun oranı burada nüksediyor sanırım ; ki umarım böyle değilde köklenmeleri için daha erkendir de o yüzden hala köklenmediler.
Tebrikler hocam ne diyeyim darısı başıma.

praecox
01-07-2008, 00:25
Sayın Cansunarya,

besi yeriniz nedir tam olarak. Sanırım aktifkömür katkısı var. Daha ne var Yani P 6793 e ilaveten agar ve aktif kömür mü? kömür kaç gram pro litrede?

Cansunarya
01-07-2008, 00:49
Besi yeri aktif kömür katkılı P6668..ekstra bir ekleme yapmadım. Lotte nin yönteminde 2-3 yaprak çıkarır çıkarmaz köklenmesi için hormonsuz olan bu besi yerine alınması belirtiliyordu. Bende öyle yaptım ama içeriğinde köklendirici herhangi bir hormon yok, kökler nasıl çıkacak bilmiyorum :) IBA eklesemmi acaba..
Teşekkürler..Darısı sizin ve buna gönül veren herkesin başına..

ephesos
02-07-2008, 23:06
Sayın hocam köklenme gözlemleyebildinizmi ?

Cansunarya
02-07-2008, 23:17
Malesef :( bugünde uzun bir süre inceledim ama kök yok, acelemi ediyorum acaba, normal bir durummu?

ephesos
02-07-2008, 23:23
Daha erken olabilir hocam beklemeliyiz birazdaha bakalım .

Cansunarya
02-07-2008, 23:26
Gerbera ve gül parçalarında calluslar oluşmaya başladı. Bunlardan callus kültürü denemeyi düşünüyorum. Tam prosedürü bilmiyorum ama araştırıcam, hangi kimyasal ve enzimlerin kullanıldığını bilen var mı acaba..

Cansunarya
02-07-2008, 23:29
:) evet, biraz daha sabır sanırım.. Dün bir kıyım yapıp 17 tane orkide nod kültürü hazırladım. (tabiiki geçmiş çiçek saplarından :)) Bunları bırakıp yaz tatiline de çıkamıycam gibi görünüyor.. her hafta ilgi istiyorlar..

ephesos
02-07-2008, 23:41
Bence hazırlayın ve tatile çıkın böylesi daha iyi olur bir ata sözü derki sakınan göze çöp düşer sanırım biraz saldım çayıra takılmak lazım sabırsızlık olumsuz etkileyebiliyor bazen.

Cansunarya
02-07-2008, 23:53
Doğru, gelişen gonca ucu gösteriyor ki; fenolik eksudasyon yoğun bile olsa dokular ölmeyebiliyor. En iyisi birer haftalık izinler alıp gitmek buralardan :)

Ludisa Excellence
03-07-2008, 00:01
bir ata sözü derki

Balı parmağı uzun olan değil, kısmeti olan yer!


Sn. ephesos sizin laboratuvar çalışmalarınızı ne zaman göreceğiz? Elinizdekilerle çok iyi şeyler çıkacağına inanıyorum. :p

Takipteyim! :D

Sn. Cansunarya,tebrikler, orc. tohum kültürlerinizi merakla beklemekteyim efendim. :confused:

Saygılar.

ephesos
03-07-2008, 06:56
Balı parmağı uzun olan değil, kısmeti olan yer!


Sn. ephesos sizin laboratuvar çalışmalarınızı ne zaman göreceğiz? Elinizdekilerle çok iyi şeyler çıkacağına inanıyorum. :p

Takipteyim! :D

Sn. Cansunarya,tebrikler, orc. tohum kültürlerinizi merakla beklemekteyim efendim. :confused:

Saygılar.

Sayın Ludisa Excellence , birşeyler yaparsam yayınlarım.

Cansunarya
03-07-2008, 21:56
Sayın Ludisa Excellence,
Teşekkürler, tohum kültürleri için bende şimdiden heyecanlanmaktayım :) Umarım en kısa zamanda her aşamayı video görüntüleri ile birlikte burada sizlerle paylaşırım.

brody
04-07-2008, 00:00
nerden açtınız bu forumu okuyacağım diye saati 1 ettim, sizin yüzünüzden sabah işe geç kalıcam:) elinize sağlık....

Cansunarya
05-07-2008, 20:56
:) Sayın Brody,
Ben diğer forum bölümlerini okuyacağım diye sabahlayıp uyumadan işe gittiğim günleri biliyorum, ne mutlu böylesine ilginizi çekebilmek :) sizi anlıyorum ...

Cansunarya
05-07-2008, 21:20
Sayın Ephesos,
İnsülin enjektöründen bir skala yaptım ama 1 gr sığmadığı için onu ölçmedim. Fotoda da görüldüğü gibi,

İlk 10 IU 0.1 gr a denk geliyor, (enjektörün içinede dolduğu için)
ondan sonraki her 3,5 luk birim O.2 gr oluyor
yani 45 IU 0.3 gr,
80 IU ise 0,5 gr
Yalnız maddeyi koyduktan sonra tırnak ucuyla enjektöre şöyle 5-6 kere vurursanız iyi olur, kenarlara yapışanlarda aşağıya iniyor ozaman.

Bİr başka önerimde; mesela 1.256 gr tartılacaksa elinizdeki maddeyi bir kere Erkan hocamın dediği gibi eczanede tarttırıp, enjektörde kendinize bir skala oluşturun ve ondan sonra hep o gramajda kullanın..

ephesos
05-07-2008, 21:48
Teşekkürler hocam tarttıracak bieyer ayarladım genede bu yöntem hepimiz için faydalı olacaktır.
Birde hocam bu agar mı yoksa agaroz için mi geçerli ?

Cansunarya
05-07-2008, 22:27
Agaroz için, aslında kültür için kullandığım her ortamda agaroz var ama dil alışkanlığı geçmişte de agar ifadesini kullanmış olabilirim.

ephesos
10-07-2008, 15:22
Sayın hocam , köklenme gözlemleyebildiniz mi ?

Cansunarya
16-07-2008, 01:05
Bu aralar bir projemi bitirmeye çalıştığım için bir süredir foruma giremiyorum, kusura bakmayın. Kültürleri hergün kontrol ediyorum ama hala köklenme yok, yalnız yapraklar bayağı büyüdü.

ephesos
21-07-2008, 18:53
Sayın Cansunarya hocam , phelenaopsis nod kültürlerinin son hallerini gösteren birkaç resim ekleyebilir misiniz ?

Cansunarya
24-07-2008, 17:56
Herkese iyi günler,
Nod kültürlerinin son halleri; henüz kök yok, tabii ekmek elden su gölden misali büyüyorlar niye kök çıkarsınlar :)

Cansunarya
24-07-2008, 18:01
Bazı nodlardan ikişer, üçer keiki oluştu :) Fotolarda besi yerinin iyice azaldığı görülüyor..aynı gün agarlarını yeniledim.

Cansunarya
26-07-2008, 00:30
Önceki mesajlarda bahsettiğim orkide gonca kültürününün son hali..Kör uçtan itibaren yaklaşık 1,5 cm lik bir uzama yaptı. Uçtaki yaprakçık dışında 4 yeni göz oluştu, bakalım onlar keikiye dönüşebilecekmi..

ephesos
29-07-2008, 16:54
Aynı olay benim bir phalimde devam ediyor ne yaprağa nede çiçeğe dönüyor , sanırım yönlendirecek bir hormon kullanılmalı.
Sizce ?

Cansunarya
29-07-2008, 23:52
Ephesos,
Hormonla yönlendirme işi daha garantiye bağlayabilir, daha önceki konularda Sayın Praecox uyuyan nodlara uygulanan böyle bir üründen bahsetmişti. Sizin belirttiğiniz durum da gonca uçlarında sanırım değil mi, ben bu kör uçların normalde bitki üzerinde tekrar gelişme gösterdiğini duymadım.
Praecox hocamın böyle bir bilgisi vardır belki. Acaba çiçek sapları kesilmese ileri bir zamanda gonca ucu gelişme gösterirmi?

Ekte gelişme gösteren 3 ayrı kör gonca ucunun fotoları var.
Foto1-2 : Bu uc 2 cm kadar uzamakla kalmadı, iki çiçek tomucuğu verdi. Altında da üç yeni nodu var. Demekki kullanılan besi yeri keiki yerine çiçek tomurcuğuda oluşturabiliyor. Yalnız daha öncede böyle bir gelişme yaşamıştım, yaklaşık bir hafta içinde bu tomurcuklar daha fazla gelişmeden ölüyorlar, bakalım bu kültürde ne olacak..
Foto3-4 1,5 cm uzayan bir kör uç. Besi yerine yan yatırırsam belki çıkarttığı tüm küçük nodlar keilkiye dönüşebilir
Foto5 : Daha yeni yeşillenmeye başlayan kör uç

ephesos
30-07-2008, 20:58
Sayın hocam , bahsettiğim durum göbek çürümesi geçirmiş bir phelenaopsisimde mevcut .Çürümeden sonra iki çiçeksapı çıkardı ancak dediğim gibi ne çiçek açıyor nede tam anlamıyla yaprak veriyor nod üzerindeki kapaklar minikbir yaprak olacak şekilde kalınlaşıp irileşiyor ancak tam anlamıyla bir yaprak haline gelemiyorlar aynı zamanda çiçeksapı uzamayada devam ediyor.
Sanırım bu kararsızlığı kararlı duruma dönüştürmek için işte tambu aşamada dışardan hormonal bir müdehale gerek kanımca.
Sayın Hocam , sizin gonca uçlarında yaşadığınız hemen hemen benim sorunumla aynı , bence sizdede hormonal bir müdehale gerekiyor.
Bu arada eski mesajlarınızın birinde lotte nin sitesinde nodları önce yapraklananakadar köklendirme hormonu içeren besiyerine yapraklanma sonrasında ise köklendirme hormonu ihtiva etmeyen besiyerine alındığını yazmıştınız .Sayın hocam bu konuyu biraz açar mısınız nedeni sizce ne olabilir ?

Cansunarya
30-07-2008, 23:42
Okuduğum kaynaklarda aktif kömürün fenolik eksudasyonu en iyi absorbe eden madde olduğu, bitkilere verdiği fenolik hasarı azaltmak adına bazı besi yerlerine aktif kömürün katıldığı belirtilmiş.
Neden hormon içermediği konusuna gelince sebebini bende bilemiyorum. Belki yapraklarını çıkaran bitkinin kendi kök hormonunu üretebileceği düşüncesiyle konulmamıştır. ?..
Bu hafta bir deneme yapmayı düşünüyorum. Yapraklı kültürlerden birisinin besi yerini yarı yarıya hormonlu besi yeri ile karıştırıcam, bir tanesinede IBA ileve edicem. Bakalım ne olacak.. :)

Sayın Ephesos eğer bu bitkinin çiçek saplarını kesmeyi düşünüyorsanız veya elinizde kesilebilecek bir sap varsa sizinle de ufak bir deneme yapabiliriz :) nedersiniz?

ephesos
31-07-2008, 21:41
Sayın Hocam eğer bir aksilik çıkmazsa yakında bende deney yapmaya başlayacağım.
Evde nekadar olursa artık sizinlede paylaşacağım zaten.

Cansunarya
31-07-2008, 23:14
Çok sevindim. Umarım herşey yolunda gider. Eğer ihtiyaç olursa her konuda seve seve size yardımcı olabilirim :)

praecox
04-08-2008, 11:46
Okuduğum kaynaklarda aktif kömürün fenolik eksudasyonu en iyi absorbe eden madde olduğu, bitkilere verdiği fenolik hasarı azaltmak adına bazı besi yerlerine aktif kömürün katıldığı belirtilmiş.
Neden hormon içermediği konusuna gelince sebebini bende bilemiyorum. Belki yapraklarını çıkaran bitkinin kendi kök hormonunu üretebileceği düşüncesiyle konulmamıştır. ?..

Bunu ben şöyle düşünüyorum.

Aktif kömür bildiğimiz gibi organik bileşenleri kolayca absorbe eden bir madde. Aktif kömürlü bir besi yerine herhangi benzen (benzol) çekirdeği içeren organik bir madde veya hormon eklediğinizde bunu o anda karıştırırken dahi absorbe edecek, maskeliyecek ve bitikinin ulaşmasını imkansız kılacaktır. Nasıl ki bitkinin kustuğu phanolik maddeleri absorbe ediyor ise hormonlar da o şekilde emilmiş olacaktır.
Bu bağlamda kömürlü besi yerlerine muz ekstresi veya hindistan cevizi özü v.d. leri katılır.

ephesos
14-08-2008, 10:29
Sayın Cansunarya , kavanoza sığmayacak kadar irileşen yapraklar hala kökvermedi mi ? Bu durum korkutuyor beni uzun zaman geçti ama hala kök yok sebebi besiyerinden istediği herşeyi çeken nod tembellik miyapıyor dersiniz ?

Cansunarya
18-08-2008, 19:03
İyi günler bir süredir işlerim nedeniyle şehir dışındaydım, henüz döndüm. Kültürleri bende çok merak ediyorum ama işyerimde oldukları için yarın bakabilicem. :) tembel oldukları kesin, umarım ölmemişlerdir.
Praecox hocam, belki bu aşamda bu bahsettiğiniz besi yerlerinden alıp onlara geçmek uygun değilmi, yoksa sigma neden ekstra bunları üretsin. Bu aşamadan sonra siz neyapmamı önerirsiniz, bu mediumlardan sipariş versemmi acaba..

ephesos
18-08-2008, 19:53
Hocam bende başlayacağım her şey hazır ama bu son aşamaya takılıp kaldık .Sonucu almadan riske girmek istemiyorum.

ephesos
19-08-2008, 10:21
Hocam son gelişmeleri resimlerle bizimlede paylaşır mısınız ?

praecox
19-08-2008, 10:27
İyi günler bir süredir işlerim nedeniyle şehir dışındaydım, henüz döndüm. Kültürleri bende çok merak ediyorum ama işyerimde oldukları için yarın bakabilicem. :) tembel oldukları kesin, umarım ölmemişlerdir.
Praecox hocam, belki bu aşamda bu bahsettiğiniz besi yerlerinden alıp onlara geçmek uygun değilmi, yoksa sigma neden ekstra bunları üretsin. Bu aşamadan sonra siz neyapmamı önerirsiniz, bu mediumlardan sipariş versemmi acaba..

Sayın Cansunarya,

bende bu besi yerlerini kullanıyorsunuz zannediyordum. Malum artık evde tuz peton aktifkömürü v.s. tek tek tartmak sureti ile hazırlamak sorun olacağından bu sigmanın hazır kitlerini kullanıyorum. Bunlar orkideler için optimize edilmiş besi yerleri. phenolik kusmalar için aşağıda yazdığım aktif kömürün sorunu var.
Yani aktif kömürlüde hormon yok hormon olunca da kömür yok. Aktif kömür organik maddeleri çok kolay, önce adsorbe sonra da absorbe eden devasa bir yüzeye sahip...
Phanolik maddeleri emmebilecekleri gibi baştan konan hormonları da emeceklerdir. en mantıklısı önce aktifkömürlü bir besi yerinde phenolik exudationu büyük ölçüde engeleyip o fazı geçtikten sonra köklenmeyi inkube etmek için hormonlu besi yerine şaşırtmak olmalıdır.


Saygılar

ephesos
20-08-2008, 10:34
Sayın Cansunarya , siz besi yeri olarak sigmanın p6793 ve p1056 sını kullanmıyor musunuz ?

Cansunarya
22-08-2008, 00:54
Hocam bende başlayacağım her şey hazır ama bu son aşamaya takılıp kaldık .Sonucu almadan riske girmek istemiyorum.

Çok sevindim. Umarım sizleri cesaretlendirecek şekilde bu kültürlerin akıbetini görebiliriz :)
Ve yine kök yok malesef..Zamanım olmadığından yaklaşık 3 haftadır aynı besi yerinde duruyorlar..pasajlarını yaparken fotolarını çekerim. Bakalım şişelerden çıkacaklarmı merak ediyorum :)

Sigmanın P1056 sını almadım, belki ona pasajlasaydım şimdiye kadar köklenebilirlerdi. Yanlızca 6668 ve diğer besi yerini kullanıyorum.

Cansunarya
22-08-2008, 01:05
Praecox hocam, tavsiyeniz üzerine yarın kültürlerin bir kısmını ilk kullandığım kömürsüz ama hormonlu besi yerine geçeceğim..bu aşamadan sonra fenolik eksudasyonun durmuş olmasını bekliyorum, bakalım ne olacak hepbirlikte göreceğiz...

Cansunarya
23-08-2008, 14:45
Orkide kültürlerinin son hali

Cansunarya
23-08-2008, 15:06
-Steril şişelere besi agarlarını ilave ettim
-Tek bir parçadan oluşan kültürü şişeden çıkartmak oldukça güç oldu.
-Kavanozlarım küçük olduğu için dalı kesip keikileri ayırmaya karar verdim

Cansunarya
23-08-2008, 15:27
1. foto: 117. mesajdaki gonca kültürü
2 : Petri içinde diğer goncaların son hali ve yeni kültürler
3. : Yeni kültürler ve agar üzerindeki küçük kontaminasyon alanı
4. : Kontaminasyon alanının yakından görünüşü. Doku parçalarını buraya dokunmadan alıp yeni petrilere geçtim.
5. Yeni kültürler

praecox
23-08-2008, 16:35
Sayın cansunarya,

134 nolu mesajınızdaki kültürün akıbetini bende merak etmeye başladım.
Şöyle ki: Hangi besiyerine pasajladınız/şaşırtınız? Ve de ilerde phenolik exudation oluşacak mı acaba?

Yaprak uzunluğu kaç cm? Ölçtünüz mü?
Acaba bu etapda 5 cm üzeri yaprakları var ise saf sphagnuma şaşırtırsak ne olur?

Cansunarya
23-08-2008, 17:13
Sayın hocam,
Ölçmedim ama petrinin çapı 10 cm, bu durumda birer yaprakları en azından 6 cm boyunda olmalı. Deneme amacıyla iki kültürü ilk aşamada da kullandığım P6793 besi yerinde geçtim. Kültürün birinde keikileri kesip ayırdığım için tekrar fenolik eksudat oluşacağını düşünüyorum. Aşağıdaki fotodakinide olduğu gibi agara geçtim, bunda dokuların uçları artık eksudatı oluşturmazmış gibi geliyor.
Malesef sphagnummum yok, internetten almayı düşündüm ama cesaret edemedim. Ama bu yavrular için bir şekilde almam lazım. Kök çıkarmayan yavrular açık kesit ucundan beslenmeyi sürdüreceği için sphagnuma sarınca acaba kontaminasyona uğrayabilirlermi. Bir sağlıkçı olarak açık yaradan yola çıktım ama :) uçlarınıda kömür tozuna bularsak belkide olabilir. Peki hocam, canlı bir orkide de yavru keiki hiç kök çıkarmadan anneden ayrılabiliyor mu, eğer öyle bir uygulama varsa burada da yapılabilir, nedüşünürsünüz?

praecox
23-08-2008, 20:54
Sphagnum derken de bende bunları düşündüm.
1. Sphagnum asidik bir yosun. Küf ve mantar oluşumlarını kısmen bastırır. (Tamamen diyemiyorum)
2. Kök oluşumunu destekler. İstenen nemi çürütmeden sağlar.

Yine de kavanozdan çıkartılınca sıcak nemli üstü kapalı bir yere dikilmeli.

Ancak bir tek kök ucu dahi görünmemesi yine de zor bir durum.

Köklenmemiş, çok büyük yaprakları olan keikileri anaçdan ayırmam gerektiğinde ben (steril kültürden hariç yani) Sphagnuma sarıp dikiyorum.

Gözünüz ve eliniz her daim üzerinde olmalı. Hergün havalandırılmalı.

Yine de bu olayın normal prosedürü steril ortamda köklendirmeyi teşfik etmeye en azından uçlandıklarını görmek gerek.

P.S. yanlış hatırlamıyorsam 1. dünya savaşına kadar sphagnum yaralara kompres kanı emen özeliği ile pansumanlarda sargı malzemesi olarak da kullanılıyordu. :)
Tabii kadın bağı ve çocuk bezi gibi kullanımları ilkel yerlilere kadar gider.

ephesos
24-08-2008, 18:39
Sayın cansunarya hocam , besiyerini değiştirdiğiniz nodların birkısmınıda nispeten daha karanlık biryere alsanız , mesela 135. mesajdaki nodları .
Birde böyle birşey denemeye nedersiniz ?

Cansunarya
24-08-2008, 21:56
Sphagnum derken de bende bunları düşündüm.
1. Sphagnum asidik bir yosun. Küf ve mantar oluşumlarını kısmen bastırır. (Tamamen diyemiyorum)
2. Kök oluşumunu destekler. İstenen nemi çürütmeden sağlar.

Yine de kavanozdan çıkartılınca sıcak nemli üstü kapalı bir yere dikilmeli.

Ancak bir tek kök ucu dahi görünmemesi yine de zor bir durum.

Köklenmemiş, çok büyük yaprakları olan keikileri anaçdan ayırmam gerektiğinde ben (steril kültürden hariç yani) Sphagnuma sarıp dikiyorum.

Gözünüz ve eliniz her daim üzerinde olmalı. Hergün havalandırılmalı.

Yine de bu olayın normal prosedürü steril ortamda köklendirmeyi teşfik etmeye en azından uçlandıklarını görmek gerek.

P.S. yanlış hatırlamıyorsam 1. dünya savaşına kadar sphagnum yaralara kompres kanı emen özeliği ile pansumanlarda sargı malzemesi olarak da kullanılıyordu. :)
Tabii kadın bağı ve çocuk bezi gibi kullanımları ilkel yerlilere kadar gider.

:) Evet, bu durumda sphagnuma acil ihtiyacım var demektir. Az önce ebaydan siparişimi verdim, sanırım bir 10 gün içinde elime geçer.

Aslında agar içinde orkide beslemek hoşuma gitti :), sulama, gübreleme gibi ihtiyaçları yok, 2-3 haftada bir agar değiştiriyorsun birazda ışık..Ama eninde sonunda onları gerçek hayata hazırlamam gerekecek hem böyle daha masraflı oluyorlar.

Şu anda yaklaşık 28 adet kültürüm var, bazıları ikili olduğundan bu sayı artabilirde, ileride bir sera oluşturmayı düşünüyorum :), bu benim küçüklüğümden beri hayalimdi...

Cansunarya
24-08-2008, 22:10
Sayın cansunarya hocam , besiyerini değiştirdiğiniz nodların birkısmınıda nispeten daha karanlık biryere alsanız , mesela 135. mesajdaki nodları .
Birde böyle birşey denemeye nedersiniz ?

İtiraf edeyimki; ben seyahatteyden kültürlerin lambası patlamış ve 8 günden fazladır kültüre suni ışık veremiyorum :) . Pencereden bayağı uzakta loş bir yerdeler, akşam altıdan sonra tamamen karanlıktalar. Yarın ilk işim lambayı değiştirmek olacak..Benim gözlemim, yeni kültürlerde yapraklar tabii olarak açık yeşil gelişme göstermiş, birazda eciş bücüş ve cılız olmuşlar. 135 no daki ilk nodun yaprakları gibi..Normalde daha etli ve düzgün ve koyu yeşil oluyorlardı.
Bana fazla işe yaramamış gibi geldi ama sizce, peki neden karanlığı tavsiye ediyorsunuz Ephesos, böyle bir uygulamanız var mı?

praecox
25-08-2008, 09:49
peki neden karanlığı tavsiye ediyorsunuz Ephesos, böyle bir uygulamanız var mı?

Sanırım sayın ephesos benim ona özel bahsetiğim bir konudan yola çıkarak bunu söyledi.
Şöyle ki...

Çiçek sapı uygun göz üzerinden kesilip göz yaprağı kaldırıldıktan sonra üzerine uygulanan köklendirme hormonu v.d. içeren aşı macunu gibi bir ürün olan keiki boost u aplikasyonundan sonra bitki bir iki hafta sıcakta 24'C ve üstü karanlık bir yerde tutlunca o gözden keiki oluşum ihtimali çok fazla yükseliyor.

Kışın karanlık bir odanın kaloriferi üzerinde bir hafta 10 gün kadar tutyorum ben ve genelde de bu şekilde keiki oluşuyor. Aydınlıkta kalanlar ise kışın 22'C lerde genelde çiçeklenmiye gidiyor.
Bu öncelikle Phal.ın türüne hybridine de doğru orantılı olan bir durum ise de, aşırı sıcak ve karanlık phal.ı keikiye zorladığı başka kaynaklardan da okuduğum kadarı ile (akademik veya güvenilir bir sistemik araştırma olmamakla beraber) benim de deneyip sıkça rastladığım bir bulgu.
Zaten kıştan kalma çiçek sapları yazın sıcaklarında keiki verme istekleri daha fazla.

Saygılar

ephesos
25-08-2008, 10:00
Evet sayın hocam biri bu , diğeri ise okuduğum kaynakların çoğunda kültürün ilk 15 gününün düşük ışık altında tutulması gerektiği yazıyordu ayrıca yüksek ışığın eksüdasyonu tetiklediğine inanıyorum .Çokta rasyonel bir örnek olmasada köklendirmek istediğimiz bitkilerin nispeten karanlıkta daha çabuk köklendiğini görmüşüzdür **** köklendireceğimiz bitkiyi ışıkgeçirmeyen bir bardak vs . tutulması gerektiği tavsiyesini biliriz (bu tavsiyesadece köklendirmeyi değil yosun oluşumunuda önlemek içindirde ).
Tabi bunlar okuduğum , duyduğum ve gözlemlerimden edindiklerim , yanlış olabilir de.

Cansunarya
25-08-2008, 22:36
Hmm, bu faydalı bilgiler için teşekkürler. Şimdiye kadar belkide ışığı fazla verdim. Işık zamanlamasını düzeltip azaltacağım biraz. Birtanesinide iyice karanlık bir ortama alayım bakalım ne olacak.

ephesos
25-08-2008, 22:57
Bahsettiğim kaynak :BİTKİ BİYOTEKNOLOJİSİ DOKU KÜLTÜRÜ VE UYGULAMALARI.
Editörler :Mehmet Babaoğlu , Ekrem Gürel , Sebahattin Özcan
Selçuk Üniversitesi Vakfı Yayınları.
sayfa 23
1,5 Kültür Şartları
Işık genellikle beyaz serin florasan lambalarıyla sağlanır.Kültür ortamının aydınlanma durumu (fotosentetik olarak aktif radyasyon birimi = umol foton / m2 / s ) önceden belirlenmelidir.çünki ışığın özellikle bitki rejenerasyonu üzerine farklı etkileri vardır.genellikle embriyogenik kallus oluşumu , hücre süspansiyonları ve özellikle fenolik bileşikler üreten kültürlerin ışıksız ortamda kültürüdaha akılcı olurken , rejenerasyonun ortaya çıkabilmesi için ışık çoğunlukla gerekli olmaktadır.

Ayrıca devamında kültürlerin sürekli ışıkta , 16 saat ışıkta ve ışıksız ortamlarda olarak denenmelerinde fayda vardır denmiş.
Denemek birşey kaybettirmez sayın cansunarya hocam sanırım yeterince kültür var elinizde.

Cansunarya
25-08-2008, 23:03
:) Evet haklısınız, yarın bir deneme grubu oluşturayım hemen.

ephesos
25-08-2008, 23:08
Denemekte fayda var , umarım işe yarar başarılar hocam.

Cansunarya
05-09-2008, 21:44
Ephesos, :) sizin öneriniz doğrultusunda bir kültürü karanlık ortama aldım, yaklaşık 10 gündür bu ortamda. Gövdenin yeşil kısmı hafif bombelenmeye başladı :) sanırım bu bir kök gelişim işareti, ne dersininiz :) . Bugün kömürsüz besi yerine geçtiğim kültürlerden bir tanesini de karanlığa yerleştirdim. Yaklaşık 10-15 gün sonra daha net sonuçlar çıkacağına inanıyorum.

ephesos
05-09-2008, 22:03
Olabilir Hocam , süerekli karanlıkta olmamalı kanımca sonuçta yaprakların ışığa ihtiyacı var .Kısmi ışık kulanıyorsunuzdur sanırım.
Çıkıntı farkediliyor hadi bakalım çok heyecanlı değil mi hocam ; yenibirşey keşfetmek gibi.

Benim çalışma için herşey tamam , sadece ramazanın verdiği vehametle biraz ağırdan alıyorum medyumlar falan herşey hazır.Ben çok uzun birsüre p1056 da bekleteceğim aktif kömürün , sayın preacox un dediği gibi köklendirme hormonunu absorbe ettiği kanısındayım yanlış hatırlamıyorsan zaten p6793 te zaten bu hormon mevcut değil.Yanlışsam lütfen düzeltin hocam.

Cansunarya
05-09-2008, 22:40
Devamlı karanlıkta ama bulunduğu yerden çok küçük kuvvetli ışık sızıntıları alıyor.
Gerçekten çok heyecanlı, herbirini dakikalarca inceleyip, evirip çeviriyorum :) Hazırlıkları tamamlamanız süper bir haber, çok sevindim ;). Sizin çalışmalarınızı görmek için sabırsızlanıyorum. P1056 yı almanız iyi olmuş, bununla daha olumlu sonuçlar alacağınızı düşünüyorum.
p6793 de NAA ve BA var, köklenmede etkili olurlar normalde, belki bizim orkideler nazlıdır :) Doğru zamanlamayı bekliyorlar bence.

ephesos
05-09-2008, 23:12
Az kaldı hocam.
P1056 da agar var sanırım ; P6793 te yok biliyorum doğru mudur hocam ?

Cansunarya
06-09-2008, 02:02
:) heyecanlı aylar bizi bekliyor yani..
P1056 nın içeriğine şimdi baktım, yoğun muz tozu kullanılmış ama hormon ve agar içermiyor. P6668 ile P1056 arasındaki tek fark birisinin muz içerikli olması. Bu durumda baştan sona bu agarı kullanmak yeterli olmayacaktır.

En son eklediğim fotoda farkettiyseniz ikinci bir gelişmemiş kararsız nodlu gonca görülüyor. Yaklaşık 2 aydır P6668 içinde olmasına rağmen hiçbir gelişim göstermedi. P6793 ü son kullandığımdaki gibi duruyor. Belki biraz daha burada tutsam keikiye dönecekti (İleride onu kesip tekrar bu agara koymayı düşünüyorum)

Belki sizde aynısını uygulayacaksınız bilmiyorum ama size önerim;
İlk aşamada uyuyan gözlerin yapraklanması için p6793 kullanın, içindeki hormonlar yaprakcıkların çıkmasını sağlıyor,
bir iki yaprak oluştuktan sonra aldığınız P1056 ya geçebilirsiniz.

ephesos
06-09-2008, 02:46
Bu agar olayı baya cansıkıcı ölç , tart , ekle , homojene olmasına dikkat et , açtığın agar kutusunu kapatırken içine argon gazı bas yoksa azotta olur , aman dikkat et oksijene maruz kalırsa reaksiona girip toz özelliğini kaybeder offf of bazen başımdan büyük bir işe kalkıştığımı düşünüyorum ; millet laboratuvarlarda kontaminasyona maruz kalırken ben bekar evinde steril ortam oluşturmaya çalışıyorum :) .
Evde doku kültürü , sanırım ilk olacağım sonuç tamamen negatif olmayacak inanıyorum.

Son olarak hocam , tomas & lotte nin izlediği sıra nod kültüründe :

pasaj 1: P6793
pasaj 2: P1056 değil miydi ?

Cansunarya
08-09-2008, 01:15
:) Agar olayını önemsemeyin o kadar, olduğu kadar artık..Ben de hiç gazla falan uğraşmıyorum. Elimizden gelen budur misali :) Evde yapılacak en iyi şartları oluşturacağınıza ve başaracağınıza ben de inanıyorum, bu kadar emeğiniz boş gitmez..

Son olarak hocam , tomas & lotte nin izlediği sıra nod kültüründe :

pasaj 1: P6793
pasaj 2: P1056 değil miydi ?


Sitede

pasaj 1: P6793
pasaj 2: P6668 kullanılmış ama sizin dediğiniz gibi agar kullanımıda yapılabilirmiş.

eylems
08-09-2008, 02:53
Bir phal hayranı olarak bu bölümü yeni görüyor olmamdan dolayı kendi kendime kızdım. Sayın Cansunarya, çalışmalarınızı bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Heyecan duyarak mesajları arka arkaya okudum. Fakülteden kalma lab. bilgilerimle acaba bende yapabilirmiyim diye düşündüm. Çalışmalarınızı takip etmekteyim. Birgün dayanamayıp bu işe bir ucundan başlayabilirim. Beni heveslendirdiniz.
Ludisa Excellence'nin '' Balı pamağı uzun olan değil, kısmeti olan yer ! '' örnek atasözü çok hoşuma gitti. :p Bu sözden hareketle kısmette varsa neden olmasın.

Cansunarya
10-09-2008, 16:57
Sayın eylems, sizi bu konuda isteklendirdiğime çok sevindim :) demekki amacıma ulaşabilmişim. Çünkü,yurtdışında çok yaygın olan ve çoğu insanın evinin bir köşesinde gerçekleştirdiği doku kültürünün, merak eden ve isteyen herkes tarafından yapılabileceğini göstermek istiyorum. Hele sizin gibi daha öncesinden temeli olanlar eminim bu işin üstesinden gelecektir. Evet, Neden olmasın:D

Cansunarya
22-09-2008, 21:03
Arkadaşımın yarısı çürüyen kaktüsünden ilk kaktüs kültür denememi yaptım.
*Sağlam kaktüs dokusunu ayırıp %20 lik Tween 20 li Çamaşır suyunda 40 dk beklettim
*Steril Distile su ile 4 kez duruladım
*4lü küçük parçalara böldüm ve petriye sığması için dikenlerini kestim
*Sigma nın MS besi yerini içeren petrilere yerleştirdim.
Işık kaynağı altında birsüredir phallerle birlikte kültüre ediyorum, henüz bir gelişme yok, kontaminasyon yok, bakalım yavru kaktüsler çıkacak mı :)

eylems
22-09-2008, 21:08
Sayın Cansunarya, Phallerdeki son durum nedir? Merakla, ilgi ile sonuçları bekliyorum. Kök oluşumu olmadı mı?

Cansunarya
22-09-2008, 21:19
Sayın Eylems, enson karanlık yerde inkübe ettiğim phaldeki kök oluşumu gelişme göstermedi, yapraklarıda oldukça sarardı bende kıyamayıp dün tekrar ışık kaynağı altına aldım, bugün diğer phallerden bir tanesinde daha küçücük bir kök gelişimi gördüm, umarım yanılmıyorumdur.

Bayramdan sonra da Praecox hocamın önerileri doğrultusunda irilerinden bir tanesini kültürden çıkarıp köklerini Sphagnum moss a sarmayı ve aşamalı olarak dış ortama alıştırmayı düşünüyourm.

ephesos
23-09-2008, 22:17
Hocam ozaman yapacağımız tek şey kaldı oda sabretmek, tarihlendiriyorsunuz çalışmalarınızı değil mi? Sizin deneyimleriniz işimize çok yarayacak ileride.

praecox
24-09-2008, 09:04
Sayın Cansunarya,

Dünki özel telefon görüşmemizde de değindiğiniz centrıfüj ile sterilizasyon konusunda bende burada bildiklerimi paylaşıp bu konuda bildiklerimi paylaşayım.

Telefondan da belirtiğiniz gibi belli bir devir ile bakterilerin hücre çeperlerini parçalamak sureti ile imha etmek mümkün.
Benim üniversitedeki araştırmalarımın birinde karaciğerin bazı enzimlerini elde etmemiz gerekmekteydi. mikrosol ve cytochrom p 450 gibi. bunun için belli bir aşamada hücreleri kaba bir parçalamadan sonra ince bir parçalama için centrıfüjde çok hassas belli bir devirde bazı hücreleri de praçlayıp bu enzimleri açığa çıkarymamız ve ayrıştırmamız gerekiyordu.
Buradan türetme ile bacterileri de bu şekilde parçalayıp yok edebiliriz. Ancak küf ve maya sporları bu müdahaleden zarar almadan kurtulabilir. Bir de bu esnada unutmıyalım ki orkide tohumları da ki bu sıvının içindeler ama bakterilerden daha sert bir yapıya sahip olduklarında dayanabilirler.

Kısacası fazla derine dalmadan devrini ayarlamak gerekir ve de bu şekilde uygun bir devirde daha steril tohumlar elde etme imkanımız olur. Bu konuda elimde maalesef ki bir araştırma yok.
Malumunuz üzre kimya ve biokimya veya diğer bilimler de de theori ve pratik çok iki değişik kavramdır ve theorinin deneylerle kanıtlanması tekrarlanabilirliğinin de desteklenmesi gerek.
Theori güzel bunu explizit olarak denemelerle destekliyebilirsik bu çok daha güzel.

Saygılarımla

Cansunarya
24-09-2008, 19:00
Hocam ozaman yapacağımız tek şey kaldı oda sabretmek, tarihlendiriyorsunuz çalışmalarınızı değil mi? Sizin deneyimleriniz işimize çok yarayacak ileride.

Tabiiki, zaten neredeyse birebir burada durumu bildiriyorum, buyüzden buradaki mesaj tarihlerinden de gelişmeleri değerlendirebilmek mümkün olur.

Cansunarya
24-09-2008, 19:41
Sayın Cansunarya,

Dünki özel telefon görüşmemizde de değindiğiniz centrıfüj ile sterilizasyon konusunda bende burada bildiklerimi paylaşıp bu konuda bildiklerimi paylaşayım.

Telefondan da belirtiğiniz gibi belli bir devir ile bakterilerin hücre çeperlerini parçalamak sureti ile imha etmek mümkün.
Benim üniversitedeki araştırmalarımın birinde karaciğerin bazı enzimlerini elde etmemiz gerekmekteydi. mikrosol ve cytochrom p 450 gibi. bunun için belli bir aşamada hücreleri kaba bir parçalamadan sonra ince bir parçalama için centrıfüjde çok hassas belli bir devirde bazı hücreleri de praçlayıp bu enzimleri açığa çıkarymamız ve ayrıştırmamız gerekiyordu.
Buradan türetme ile bacterileri de bu şekilde parçalayıp yok edebiliriz. Ancak küf ve maya sporları bu müdahaleden zarar almadan kurtulabilir. Bir de bu esnada unutmıyalım ki orkide tohumları da ki bu sıvının içindeler ama bakterilerden daha sert bir yapıya sahip olduklarında dayanabilirler.

Kısacası fazla derine dalmadan devrini ayarlamak gerekir ve de bu şekilde uygun bir devirde daha steril tohumlar elde etme imkanımız olur. Bu konuda elimde maalesef ki bir araştırma yok.
Malumunuz üzre kimya ve biokimya veya diğer bilimler de de theori ve pratik çok iki değişik kavramdır ve theorinin deneylerle kanıtlanması tekrarlanabilirliğinin de desteklenmesi gerek.
Theori güzel bunu explizit olarak denemelerle destekliyebilirsik bu çok daha güzel.

Saygılarımla

Hocam,

Phal tohumları için tekrardan çok teşekkür ederim. En kısa zamanda sizlerle burada tohum gelişmelerini paylaşmak için sabırsızlanıyorum :).

Bazen çalışmalarımda kontamine olduğunu bildiğim dışkı gibi materyalleri yüksek devirli santrifüj işleminine tabii tutuyorum. 15.000 devirde 1 dk tuttup hücrelere ektiğim numunelerin hiçbirinde kontaminasyon şekillenmiyor. Benide küf ve maya sporları düşündürüyordu (ki dışkıda çok bulunurlar), ama şimdiye kadar onlarında geliştiğini görmedim, etkileniyorlar galiba..

Sizinle konuştuktan sonra tohumların santrifüje dayanıp dayanamıyacaklarını anlamak için küçük bir deneme yaptım.

Tohumları mikroskopta inceledikten sonra küçük bir miktarını sulandırarak 15.000 rpm de önce 1 dk santrifüj ettim. 1. dk dan sonra mikroskopta baktığımda hemen hemen hiçbir değişiklik yoktu.
2 dk daha santrifüje tabii tuttum, bu sefer bazı tohum kapçık uçlarının kırıldığını hafif dağıldığını gördüm ama genel bütünlük bozulmamıştı ve tohumun ortasında görülen yoğun bölgede dağılmamıştı. Bu şekilde çimlenmelerinde bir sorun oluşmazmış gibi geldi bana.

Sertliklerini anlamak için mikroskopta bakarken pipetin ucuyla ezme denemesi yaptım, ilgiçtir, hemen ezildi ve içinden o yoğun bölge dediğim yerden bir sürü küçük partikül yayıldı. Patlayan tohum oldukça farklıydı diğerlerinden. Santifüj sonucu patlasaydı mutlaka belli olurdu. Bunun sonucunda tohumların santrifüjden etkilenmediğine karar verdim. Fotoğraflarını çektim, yarın ekliyebileceğim görüntüleri.

Yine yarın tohumları hem hidrojen peroksitli, hem de santfifüjlü yöntemlerle steril edip kültüre edeceğim. Bu işlemlerinde fotolarını bir aksilik olmazsa yarın yüklerim.


Saygılarımla

Cansunarya
26-09-2008, 23:38
Herkese selamlar,
Bugün laboratuarda bir çığlık attım, ne kadar mutlu olduğumu anlatamam..Bu kadar geçen aydan sonra neredeyse bir gün içinde beklediğim kökün çıkmış olması beni çok şaşırttı :) Kültürleri hergün dikkatli bir şekilde inceliyorum, daha önce bahsettiğim kültürden kök beklerken başka bir kültür kök çıkardı..dün yoktu böyle bir kök, demekki çok hızlı gelişim gösteriyorlar..:)

Köklenen keiki burada anlattığım rutin prosedürler altında inkübe edildi, aynı kavanozda tutulan kardeş keikide gelişim yok. Uzun bir süredir aktif kömür içerikli olan vasat içerisinde. Deneme amacıyla şeffaf ilk besi yerine aldığım kültürlerde ve karanlıktan yeni çıkarttıklarımda gelişim yok.

Yarın Ankara ya gidiyorum, bayram sonunda döneceğim, dönüşte nasıl olacaklarını şimdiden çok merak ediyorum :)

Buradan herkesin Ramazan-Şeker Bayramını şimdiden kutlarım :) Nice bayramlara...

Sevgi ve saygılarımla

Cansunarya
05-10-2008, 23:26
Herkese iyi günler,
Tatilden henüz döndüm ve önceden söz verdiğim fotoları ancak bugün ekleyebiliyorum.

Tohum kültürlerini yola çıkmadan bir gün önce yaptım. Umarım herhangibir kontaminasyon yoktur. Sonucu ancak yarın görebileceğim.

Foto 1 Praecox hocamın gönderdiği Phal tohum paketleri
Milyonlarca tohum içeren paketlerin herbirinden ön deneme amacıyla bistüri ucuyla ufak bir miktar alarak steril tüplere aktardım. Tohumların nekadar küçük oldukları görülebiliyor.

Cansunarya
05-10-2008, 23:35
Phal tohumlarının mikroskop altındaki görüntüleri
5. Foto da yüksek santrifüj sonucu tohum uçlarında oluşan kırılmalar görülmekte..fakat ortalarındaki yoğun bölge normal görünüyor, canlı olup olmadıkları kültür sonrası belli olacak.

Cansunarya
06-10-2008, 00:16
Yaptığım araştırmalarda tohumların sterilizasyonu için en uygun yöntemin sukroz-hidrojen peroksit yöntemi olduğuna karar verdim. Sukrozu yeni temin ettiğim için bu işlemi bir sonraki aşamada uygulayacağım.
Bu yöntemde tohumlar küçük kağıt paketler şeklinde paketlenerek yoğun sukroz çözeltisinde 12 saat tutuluyor. Amaç ortamdaki sporların açılarak vejetatif forma geçmesi. Sonrasında %3 lük Hidrojen peroksitte 15 dk bekletilen paketler (açılan sporlar, mantar vs bu sürede yok ediliyor) , steril distile sulardan geçiriliyor, açılarak içindeki steril olmuş tohumlar kültürde kullanılıyor.

Bu normal yapılan prosedür. Bense biraz farklı bir yol denedim (Malesef :)). Kağıt paketle uğraşmaktansa tohumları küçük tüplerde peroksitle muamele edip en düşük devirde santrifüj ederek çökmelerini sağlayacak ve üstteki per. i uzaklaştırarak aynı şekilde birkaç kere yıkayacaktım. Bir tüpüde daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi deneme amaçlı yüksek devirde santrifüj edecektim.

Fakat düşündüğüm gibi olmadı :) Tohum tüplerine per. ekleyip iyice vortexledim (karıştırıcı foto1) 1000 devirde 1dk santrifüj ettim, atladığım nokta tohumların çok hafif olmalarıydı, çökmediler tabii, 2000 e aldım, olmadı, 3000 e aldım olmadı, 8000 devirde 10dk santifüj ettim yine çökmediler, en son dayanamayıp yine 15000 devirde sant. ettim. Bir kısmı çökmüş bir kısmıda hala yüzeyde yüzüyordu. Hemen üstteki sıvıyı uzaklaştırdım, iki kere steril distile su ile yıkama işlemi yaptım, yine 15000 devirde santrifüj ettim. Bunlar daha iyi çökmüştü. Hidrojen peroksitin devamlı gaz kabarcığı oluşturması tohumların çökmesini engelliyordu. Sonuç olarak tohumlar yoğun bir santrifüj basıncına maruz kaldı.

Sterilizasyondan sonra daha önceden hazırladığım aktif kömürlü P6668 besi yerininden steril petrilere 20 cc kadar koyarak ekim yeri hazırladım. Herbir tüpteki tohumları biraz steril su ile sulandırarak birer agarın üzerine ektim. Işık kaynağı altında 12/12 saat olacak şekilde inkübasyona aldım. Sonucu bende merak ediyorum :) Yarın mikroskopta canlılık muayenesi yapacağım, bakalım o basınçtan sağ çıkabilmişlermi :)

En kısa zamanda da sukroz-peroksit yöntemini deniyceğim, :) tabii kağıt paketlerde..

Güncelleme: İleri mesajlarda da görüleceği gibi uyguladığım bu yöntem başarılı oldu. 7 ye 1 kontaminasyon var 6 petri sağlıklı gelişme gösterdi, yani bu santrifüj yöntemini bundan sonrada kullanabilirim. Sizler için kağıt paketler yine en uygunu olacaktır.

praecox
06-10-2008, 07:44
Ben genelde "Çok güzel bir çalışma olmuş" gibilerden mesajlar yazmasını seven biri değilim. :) (Malum Moderatörüz ve bu tarz mesajlar konu başlığını şişirip irite ediyor kanısındayız)

Ama bu resimler karşısında açıkçası dayanamadım. Özalikle de tohumların mikroscope daki resimlerin çekilerek dökümante edilmesi karşısında...
Ne güzel bu görüntüler artık benim gözüme özel kalmadı herkeslere de gördüklerimi görebiliyorlar artık. (Benim evdeki mikroscope umda resim çekme olasılığım yok da...)

Bu dökümantasyon için sayın Cansunarya'ya bunları bizlerel paylaştığı için çok teşekkür ederim.

Cansunarya
06-10-2008, 19:57
Hocam, asıl ben teşekkür ederim, sizin sayenizde bu çalışmayı yapıyor ve paylaşıyorum :) Tohumlara mikroskopta ilk baktığımda ben de çok heyecanlandım. Sonuçta umut ediyorum bir sürü phal yavrumuz olacak :)

Bugün kısa süreliğine lab. a girebildim. Hemen ekimleri kontrol ettim. Agar üzerindeki tohumlar daha şişip göze gelir olmuşlar (foto1) . Bir petride mantar kontaminasyonu vardı (foto2). Diğer 6 petride sorun yok görünüyor.

Laminair flow kabini açmaya fırsat bulamadığım için petrileri direkt mikroskop altına koyup inceledim. Kömür içerikli olduğu için fotolar pek net çıkmadı. Ama az çok formları belli, özellikle son fotoda 3-4 kat şişkinleşmiş tohumlar ile hiçbir gelişim göstermemiş tohumlar (son foto, aralarda incecik olanlar) seçilebiliyor. Okuduğum bir çalışmada yaklaşık 10 gün sonra tohumlarda buna benzer bir gelişmenin beklenmesi gerektiği yazıyordu. Bugün 13. günlerindeler. İçteki yoğun bölgenin gelişmesi protocorm oluşumunun ilk safhasıymış, ilerleyen günlerde sanırım daha net anlaşılacak durum.

Cansunarya
06-10-2008, 20:51
Aynı kavanoz içindeki ikinci keiki de de köklenme oluştu.

Foto2 ilk köklenen kültürün son hali
foto1 ikinci köklenen kültür

Diğer kavonozlarda gelişme yok.

praecox
06-10-2008, 21:40
Çok güzel... :D
Testa'dan sıyrılanı oldu mu acaba? Gözlemlediniz mi?

Bu arada bugün size "biraz" nod yolladım yine. Biraz abartmış olabilirim kusurma bakmayın :D

Cansunarya
07-10-2008, 21:40
:) Evet hocam, sanırım gözlemledim. Bir dizi fotoğraf yüklüyorum, sizin yorumunuz nedir, protocorm oluşumu şekilleniyormu sizce?

Bugün petrilerden birini steril ortamda açıp bir miktar tohumdan alıp lamda preparat hazırladım. Mikroskopta iyice bir inceledim, testadan ayrılmalar özellikle uç kısımlarda balonlaşmalar şeklinde görülüyordu.
foto1- mik. genel görünüş
foto2-3-lamdaki görünüş
foto4- Burada yeni şişmeye başlayan testanın, tıpkı filenin açılması gibi genişlediği görülüyor (üstteki, alttaki ise şişmemiş tohum)
foto 5- Uçlardan balonlaşma şeklinde embriyonik gelişim (bence :))

Cansunarya
07-10-2008, 21:53
İlk 4 foto uç kısımdan gelişme gösteren tohumlar

Foto5- Kıyaslama açısından webde bulduğum Cymbidium protocorm oluşumu http://ejournal.sinica.edu.tw/bbas/content/2005/1/Bot461-09.html sitesinden alıntı

Benziyor sanki değil mi..

Bunun gibi web fotolarında testanın yırtılmasının tohumun bombeli kısmından olduğunu gördüm. Benim ektiklerimde ise hepsi uç kısımlarından sıyrılmıştı. Sanırım bunda, daha öncede bahsettiğim yüksek devirde santrifüj sonucu tohum uç kısımlarının kırılması, parçalanması önemli oldu.

Cansunarya
07-10-2008, 22:06
Foto1-2 gelişimin daha iyi görüldüğü bir tohum
foto3- preparatı kuruttuktan sonra tohumumun testasının bir lale gibi açıldığı daha iyi belli oldu.

kedidelisi
09-10-2008, 15:11
Sayın Cansunarya
size sormak istediğim iki soru var
İlki acaba doku kültürü yaptığınız kaktüslerin durumu nedir, onlardan kaktüs üretimi yapılabilecek mi?
Ayrıca diğer konuda size daha önce yazmıştım.Yardımcı olabilirseniz inanın çok sevineceğim :)

Cansunarya
10-10-2008, 21:02
Sevgili Kedidelisi :)
Kaktüs kültürleri hala ışık kaynağı altında inkübasyonda, henüz bir gelişme yok, olduğu zaman hemen bildireceğim. Diğer çalışmalarada en kısa zamanda başlıyorum söz..

Cansunarya
10-10-2008, 22:16
Doku kültürü sterilizasyonunda kullanılan Sodyum hipokloritle (çamaşır suyu) ilgili olarak, son nod kültürlerimde kontaminasyon sıkıntısı yaşadım. Praecox hocamın bayramdan önce gönderdiği nod kültürlerini daha özenli olması adına (özellikle marka veriyorum) Domestos çamaşır suyu ile muamele ettim ve ertesi gün malesef tüm ekimlerde yoğun bir kontaminasyon oluştu. Hemen ogün tekrar sterilizasyon için (garanti olsun diye) önce %3 hidrojen peroksit sonrasında çamaşır suyu (Ace) uygulaması yaptım, bayram dönüşü yine hepsinde kontaminasyon oluşmuştu. Üzgünüm çünkü praecox hocamın ve benim emeklerim boşa gittiği gibi yaklaşık 50 civarında keiki olabilecek nodları da kaybettim :( Fotoları sizlerle paylaşıyorum.

Burada hatam içindeki hipoklorit yüzdesine dikkat etmemiş olmamdı. Sonrasında baktımki bu ürün hipoklorite ilaveten sabun, HCL ve diğer klor bazlı bileşikler içeriyor ve hepsinin toplam yüzdesi %5 den küçük. Piyasada el ve çamaşırlara zarar vermemesi için hipokloritin yüzdesi düşük tutuluyor (Ace ler de öyle). Bu ürünler doku kültürü çalışmaları için uygun değil. Markete gidip tek tek bütün markaları inceledim. En sonunda içinde %50 lik hipoklorit içeriği ile Hes marka çamaşır suyunu aldım, kullandım, bununla ilgili görüşlerimi de sonra bildireceğim.

Bu durumda kültürleri steril ederken bir takım önerilerim olacak,

- En az %30-50 lik Sodyum hipoklorit içeren çamaşır suyu tercih edilmeli, içerisinde parfüm, sabun vs diğer şeyler bulunmamalı, %25 lik solusyonda 40 dk tutulabilir
- Nodlar ilk uygulamada kontamine olursa hemen ikinci bir sterilizasyonla tekrar kurtulabilirler. Ama bunun için ilk uygulamada nodların uçlarını 1 cm den fazla bırakılmasını tavsiye ediyorum, küçük kesildiğinde ikinci uygulamada hipoklorit dokuları iyice tahrip ettiğinden nodda ölüyor. (foto3 de nekadar küçük kaldıkları görülüyor)
-Yine bu sebepten nodu kapatan yaprakçığın kaldırılmadan direkt kültüre edilmesi dah uygun, bu şekilde ikinci uyg. da yine korunmuş oluyor, gelişmesinde de hiçbir sorun olmuyor, daha önce denedim.

- Burada bir anda bukadar çok nodun çalışılması da kontaminasyon riskini yükseltmiş olabilir. Sayın Praecox un son gönderdiği nodları yaklaşık 100 civarında oldukları için 4 ayrı partide çalıştım, hazırlamak oldukça zahmetli ve zor oldu ama umuyorum bir sorun çıkmayacak. Hocam nodlar için tekrar teşekkürler :)

kedidelisi
11-10-2008, 01:12
Sevgili Cansunarya
Çamaşır suyu konusunda marka sıkıntısı ben de yaşadım
Hatırlayacağınız üzere kedilerim enfekte olup patır kütür ölürken ve ben ağlamaktan başka bir şey yapamazken etkili dezenfetanlardan birinin çamaşır suyu olduğunu birlikte okumuştuk. Market raflarında fare gibi dolandım ama sonuç değişmedi. Domestos gibi yoğun olduğunu düşündüğümüz çamaşır suları sadece jel formunda, diğer likit olanlarla aynı oranda yanlış hatırlamıyorsan %4 küsür içeriyorlar etken maddeyi. Bir öneri olarak toz ya da tablet halindeki formu daha az çözücüde çözdürmenizi tavsiye edebilirim (Toz formunda olan bende var tül perdeler için beyazlatıcıydı iş göreceğini düşünüyorum, bir ara bana hatırlatın da göz atalım).
Bu arada diğer çalışmayı dört gözle bekliyorum. Size tekrar tekrar hatırlatmaya devam edeceğim =)

ephesos
11-10-2008, 10:14
Sayın Cansunarya, nodların kesik olarak birkaç gün süren kargo yolculuğundan sonra size ulaşmasıda kontaminasyonun nedenlerinden biri olabilir mi diye düşünüyorum?

Nekadar doğrudur bilmem ama açıkyaranın enfeksion'a maruz kalması gibi, kontaminasyon'u önlemek için size kesik halde gelen nodların yüzeyleri dezenfekte edildi,kontaminasyona neden olan bakteri ve küfmantarlarının nodların bu açıkkısımdan içkısıma yerleşmiş olma ihtimali olabilirmi, yoksa sorun sadece hipokloritin yüzdesi ile ilgili mi diye sorular var aklımda?

Sayın preacox ve cansunarya,şüphelerimin sizce olasılığı varmı?

Cansunarya
12-10-2008, 15:09
Sevgili Ephesos, uzun süredir yoktunuz, bende sizi merak etmeye başlamıştım, umarım herşey yolundadır..:)
Praecox hocamın en son gönderdiği nodların bazılarının uçlarında çok hafif küf veya mantar hyphaları gördüm, fakat nodlar yaklaşık 20-25 cm uzunluğunda olduğu için uçların çoğunu en az 2-4 cm civarında kesip hazırlıyorum. Bu etkenler iç kısımlara nekadar ilerleyebilir bilemiyorum ama bu ihtimalde belki olabilir.
Hemen aklıma gelen bir şey, ilk yaptığım kesme çiçek karanfil kültürlerinde, kesileli en az bir hafta olmuş olan karanfillerden hazırlandığı halde hiç bir kontaminasyon şekillenmemişti. Tabii orkideler daha narin onuda gözönünde tutmak lazım.

praecox
12-10-2008, 15:19
Küf kontaminasyonu her bitkide vardır. Kesme olayını steril şartlarda gerçekleştiremiyeceğinizden (saksıyı tümü ile dezenfekte edip laminairflow kabine sokup kesme) Bu olağan bir prosedürdür.
Küflenmenin ilerleme şartlarını da düşündüğümden nodları çok uzun kesip kısa zamanda sayın Cansunarya'nın eline geçmesini sağladım.
Olası ilk kesim yerindeki üremenin doku içinde bu kadar ilerlemesi mümkün değil olsa idi üreme değil çürüme de gözlemlemlemeniz gerekirdi.

Burada yer yer hatta genelinde yüzeysel üreme gözlamlanmakte. Bu da akla sadece yeterli dezenfektasyonun (Cansunaryanın da açıkladığı sebeplerden) yapılamadığından kaynaklanmaktadır.
Yeni nodlar da aynı şartlarda gönderildiğinden gerekli dezenfektasyon yeterince yapılınca bu fark ortaya çıkacaktır.

Cansunarya
12-10-2008, 15:31
Sapların uçları olağan hafif kuru şekildeydi, dediğiniz gibi hiçbir çürüme belirtisi yoktu. Hazırlarken de yine garanti olsun diye herbirini alkollü pamukla silip kestim. Haftasonu gidemediğimden yarın bakabileceğim kültürlere..

lerdemir
15-10-2008, 17:38
Nefes kesici.

Enfes bir başlık.

Yeni farkettim bu başlığı; bir solukta okudum baştan sona.

İlgi ile gelişmeleri takip edeceğim.

Kolaylıklar diliyorum...

ephesos
22-10-2008, 10:39
Cansunarya hocam, köklenme ne durumda? Nod kültürüne başlarken sigmanın besiyerleriyle mi başladınız, yoksa sonraki aşamalarda mı sigmaya geçtiniz?

Oğuzhan
22-10-2008, 13:48
Gerçekten nefes kesici...

papatyam
22-10-2008, 15:47
Bende ilk kez baktım bu başlığa, başarılar dilerim.
Bundan sonra takipçinizim :)

praecox
25-10-2008, 17:39
Sayın Cansunarya,

Phal. tohumlarından protocorm oluşumu ne aşamada? Herhangi bir ilerleme ve/veya gelişme gözlemlediniz mi?

Meraklar içerisindeyiz :)

eylems
25-10-2008, 17:53
Ben de merakla bekleyenlerdenim.

Cansunarya
25-10-2008, 22:57
Sevgili Lerdemir, Oğuzhan, Papatyam ve Eylems, sizlerin burada yorumlarınızı görmek beni mutlu etti. Diğer forumlardan bende sizlerin katkılarını izlemekteyim, sanki uzaklardaki tanıdıklarımdan haber almış gibi oldum :) Yoğunluğumdan dolayı uzuun süredir foruma giremiyordum, gecikmeler için kusura bakmayın.

Öncelikle kötü ve iyi haberlerim var..Praecox hocamm, kendimi çok çok çok kötü hissediyorum çünkü son gönderdiğiniz nod kültürleride kontamine oldu :(( ne kadar üzüldüğümü anlatamam, o kadar dikkatli ve steril çalıştımki nasıl oldu anlamıyorum. Herşey bir önceki uygulamalarımla aynı, fazlası bile var, nodları hazırlamam en az 6 saatimi aldı, ayrı ayrı dört partide çalıştım..netice malesef sıfır....bu durum hevesimin çok kırılmasına neden oldu..:( Amaaa

Güzel olan haber protocorm oluşumları iyi gidiyor, embriyonik kökler bile oluştu, çoğu 1 mm çapında minik yeşillikler halinde görünüyorlar, hemde yüzler, binlercesi...:)

Ephesos, direkt sigmanın besi yerleri ile başladım, önce 6793 sonra 6668 ile devam ettim. Tohumları ise direkt 6668 e ektim.

Cansunarya
25-10-2008, 23:14
Evet, en azından böyle bir haber vermek beni biraz rahatlatıyor, protocormlar iyice belirginleşmeye başladı. Bu fotolar bir hafta önce çekildi, şimdi daha yeşil bebekler şeklinde görünüyorlar :) Bazıları diğerlerinden daha hızlı gelişme gösteriyor. Bu petri diğer 5 tanesinden en iyi gelişme gösteren oldu, çimlenme oranı yaklaşık %95, diğerlerinde yine kabaca %90, %50, %5, %1, %0.1 gibi çimlenme oranları var.

Praecox hocam, hazırlama aşamasını hatırlarsanız, bu ekimler gönderdiğiniz tohumların çok küçük bir kısmından hazırlandı, daha geride milyonlarcası var :)

4. fotoda dikkatli bakılırsa 3 tohumun embriyonik kökleri görülebiliyor, bakalım seçebilecekmisiniz :) bulmaca gibi oldu :)

Cansunarya
25-10-2008, 23:55
Mikroskop altında protocormlardan küçük komik kökler çıktığını gördüm, genelde üç dallı olarak çıkmış, hiçbirine kıyamadığım için petriyi açmadan fotolarını çektim. Çok net olmamakla birlikte sanırım görünür düzeydeler, bazıları çıplak gözle dikkatli bakınca görülebiliyor.

elvin
26-10-2008, 12:49
selam ben ziraat fakültesi öğrencisiyim doku kültürü dersinde kaktüsleri sevdiğimden dolayı kaktüs üretmeye karar verdim sizce hangi kaktüsü üretmem daha uygun olur ve kaktüsü doku kültüründe üretmek için parça alacağım özel bir yeri varmı şimdiden yardımlarınız için teşekkür ederim

sinaninci1
26-10-2008, 13:37
Eyvah şimdi bir kamyon orkide topragı lazım.

Cansunarya
26-10-2008, 18:06
Sanırım öyle olacak Sinaninci1 :) bakalım eğer bir problem çıkmayıp devam ettirebilirsem neala..belki yetişkin bitki elde edene kadar bir kısmı telef olacak, ilerleyen zamanlarda hepbirlikte göreceğiz..

Merhaba Elvin, pekçok kaktüsün yetiştirilmesi, üretilmesi kolay. Kısa bir sürede yavru verip çoğaltılabilir. Benim kullandığım kaktüs kolayca yavru vermeyenlerden, en azından bukadar emek ve zamana değmesi açısından böyle bir türü kullanmayı seçtim. Kaktüs kültüründe daha gelişme yok. Aylarca daha beklemem gerekebilir. Senin yapacağın çalışmada bir kolay bir de zor üretilen kaktüs türünü tercih etmeni tavsiye ederim. Çok tüylü olmayanlarından olsa iyi olur. Her kaktüsün üretilebileceğini düşünüyorum, içinizden hangisi geliyorsa onu yapın. Dokuyu steril ederken süngerimsi iç yapısı solüsyonu resmen emiyor, mümkünse kök boğazından kesip tüm halde steril etmeli ve bu yüzeyin en az 1.5 cmlik kısmı kesip uzaklaştırılarak, 2cmlik parçalara bölünerek hazırlanmalı. Böylece kimyasaldan etkilenmemiş doku elde etme şansı artar. Kök boğaz kısımlarının kontaminasyon riski daha fazla. Kolay gelsin, başarılar diliyorum :)

praecox
26-10-2008, 18:17
Sayın Cansunarya,

nodları örten yaprağı kaldırmadığınız sürece bu kontaminasyon olacaktır. O gözleri örten yaprakçığın altına desenfektan çözelti girmiyor. Dolayısı ile ordan üreme başlıyor.

Bence o nodları çıkartın nodu örten yaprakçıkları kaldırın tekrar hypokloritli çözelti ile dezenfekte edip yeni besi yerlerine ekin.

Cansunarya
26-10-2008, 18:51
Praecox hocam, bir önceki nodlarda böyle yapmıştım, yavru yaprakçıklar dayanamıyor bu işleme, bembeyaz olup ölüyorlar. Diğer başarılı olan kültürlerde sterilizasyondan sonra yaprakcığı kaldırmadan ve kaldırarak ayrı ayrı denemiştim, bir sorun çıkmamıştı, hatta fotoları ilk mesajlarda var.

ayses
26-10-2008, 19:11
gerçekten çok teşekkürler böyle bir çalışma yaptığınız için. Bu konuda bir ödev almıştım ve bulduğum sınırlı türkçe döküman içinde en iyi resimlerden birkaçı size ait.tekrar teşekkkürler...

Cansunarya
26-10-2008, 19:34
:) Rica ederim Ayses, fotoğrafları yayınlamaktaki bir amacımda sizin gibi ilgili öğrencilere yardımcı olabilmekti. Yardımcı olabildiğime sevindim.

Cansunarya
29-10-2008, 16:59
Beş aylık bir süreç sonu ilk köklenen iki phali nihayet kültür kabından çıkartmaya karar verdim.
1. foto: Phallerin kültür kabındaki son görüntüsü
2. Çıkarılan phallerin agarlı halleri, sağdaki phal 2. kökünü vermeye başlamış
3. Akan ılık su altında agar kalıntıları iyice çıkana kadar dikkatlice yıkayıp, temiz bir yere bıraktım.

Bu aşamadan sonra baktığım kaynaklarda, uygun bir dezenfektanlı suda bir 10 dk kadar bitkilerin bekletilmesi gerektiği, bitkinin büyüme hızını yavaşlattığı için fungusitlerin kullanılmamasının önerildiğini okudum. Yinede kültür kabında gördüğüm ufak bir küf kontaminasyonu üzerine phalleri 10 dakika benomylli suda beklettim. Umarım bir sorun çıkarmaz.

4.5. Yaprak aralarındaki fazla suyu aldıktan sonra phal köklerini önceden nemlendirdiğim sphagnum moss ile sarıp sarmaladım.

eylems
29-10-2008, 17:03
Benim yorumuma göre; mükemmel bir çalışma. Sizi kutluyorum Cansunarya.

Cansunarya
29-10-2008, 17:06
Teşekkürler Eylems, çok hızlısın :) biryandan diğer fotoları düzenliyorum, yani devamı var :)

Cansunarya
29-10-2008, 17:44
Burada kap olarak küçük bir plastik bardak kullandım. Dibine geniş delikler açtıktan sonra bir miktar sphag. ekleyip üstüne sarmaladığım kültürleri otutturdum, yanlarından yine yosunla destekledim.
Klimatizasyon amacıyla kültür kabını cam behere koyup ağzını aliminyum folyoyla kapattım, bir süre bu şekilde ışık kaynağı altında inkübasyona devam edeceğim. Nemli bir ortamdan çıkan kültürlerin şoka girmemesi, yeni ortama adapte olabilmeleri amacıyla bu işlemi uyguladım. Daha sonraki haftalarda fasıllar halinde havalandırıp yavaş yavaş dış ortama alıştırmam gerekiyor.

praecox
29-10-2008, 17:59
Sayın Cansunarya,

neden parafilm veya strech-film ile kaplamadınız. Alu-folyo ışık geçirmeyeceketir.
Bir de ben strech film gibi bir şey ile sarmaladıktan sonra bir hafta sonra bu filmi delmeye başlıyorum. Delikleri her hafta artırarak adaptasyonu sağlıyorum.

Her yiğidin yoğurt yiyiş tarzı... :D derler ya hani.
Bu da benim nacizhane deneyimlerim ve/veya fikrim.

Saygılarımla

Cansunarya
29-10-2008, 18:08
:) Hocam, yanlardan nasılsa ışık alıyor diye folyalamıştım, ama sizin yaptığınız daha iyi, bende hemen değiştirip streç fimle kaplıycam, öneriniz için teşekkür ederim, sonuçta bu benim ilk deneyimim, sizin yardımlarınızı herzaman bekliyorum :)
Saygılarımla


Havalar iyice soğuduğu için kültürleri eve taşıdım, sıcağı sıcağına da kabı streçfilmle kapladım :) evde olunca hemen yapıvereyim dedim.

eylems
29-10-2008, 19:14
Süper, süper, süper. Ağzım açık kaldı. Kendime bir çalışma ortamı kurduğumda sorularımla başınızı ağrıtabilirim.

Oğuzhan
29-10-2008, 19:22
Sayın Cansunarya,

Süper yetmez bence :)
Kayseri uzak olmasa atlar gelirdim.Bunlar ne zaman çiçek verecek.

Cansunarya
29-10-2008, 22:42
Tekrar teşekkürler, elimden geldiğince her konuda yardımcı olmaya çalışırım. Eğer sorunsuz yaşarlarda ölmeslerse bir **** birbuçuk senede çiçeklenebileceklerini düşünüyorum. :) Kayseri pekçok yere uzak, bende ondan yakınıyorum çoğu zaman :) Yolunuz düşerse beklerim Sn Oğuzhan.

sinaninci1
30-10-2008, 12:53
Cansunarya tohumlar ne durumdalar merek ettim.
Bu olay benide bayagı sardı, yakında evde tencere tavayla başlıyacağım bu gidişle.

Aşağıda linkteki uygulamaylan hobi amaçlı çalışabilirim zannediyorum.

http://www.kitchenculturekit.com/StiffAffordablePTCforhobbyists.htm

Cansunarya
30-10-2008, 19:41
Tohumlar enson bu şekildeler, bazılarının kökleri dışarıdan rahatlıkla görülebiliyor. Yalnız çoğunluğunda gelişme geriliği oluştu, sanırım onlara 20 derecelik ısıyı sağlayamadım, biraz soğukta kaldılar, artık ne kadarı gelişirse..binlercesi büyüse gerçekten yetişemem onlara :)

Aramıza sizler gibi hevesli yeni arkadaşların eklenmesi beni mutlu ediyor.
Eklediğiniz site evde mali açıdan zorlanmadan kültür yapabileceğiniz güzel bir site. Sizinde çalışmalarınızı bekliyoruz :)

ephesos
30-10-2008, 20:26
Sayın Cansunarya, nod kültüründe başarı yüzdeniz kaç, yani tümünü kontamine olmadan sonuçlandırabildiniz mi?

ephesos
31-10-2008, 21:11
Uzun zamandır hazırlandığım, phelenaopsis nod kültürü denemelerime geçen hafta başladım.

Safranbolu toplantısını yaptığımız hafta sonu misafirim olan sayın preacox 'la hazırlayıp kavanozlara porsiyonladığımız besi yerlerini bir haftalık bir ön kontaminasyon gelişip gelişmeyeceğini gözlemlemek üzere beklemeye aldım, bir hafta sonra kontaminasyon 0 olarak gözlemi tamamladım.Besi yeri hazırlama basamağını başarıyla geçtik(malum ev ortamı olunca işin zorluk derecesi katbekat artıyor).

Ertesi haftasonu gerekli işlemleri büyükbir titizlikle yapıp nodları besiyerine resimlerini eklediğim şekilde aktardım.

Sonuç malesef hiçte iç açıcı olmadı 22 kavanozdan 8 inde 5 gün sonra kontaminasyon gelişti sanırım diğerlerindede olabilir.
Genel olarak sorunun nod kültürlerinin sterilizasyonundan kaynaklanma olasılığı diğer olasılıklara göre daha yüksek, denemek için aynı anda birkaç yaprak vft de kültüre etmek istediğim için birlikte steril etmeye çalıştım çamaşır suyunun etkisinden dolayı vft yapraklarının eridiğini gördüm ancak bu oranbile nodların yeterince sterile edilmesine yetmedi.

2. denememde saf hipoklorit ve saf alkol gibi farklı dezenfektanlar kullanmayı planlıyorum.Yaptığım tüm işlemler sayın hocalarımın deneyim ve tavsiyelerine harfiyen uyularak yapıldı ancak sonucun yeterince iç açıcı olmaması beni yıldırmadı ancak çok iyi deneyimlerin sahibi oldum.

Cansunarya
01-11-2008, 17:12
Sn Ephesos, çalışmalarınız çok güzel olmuş, ellerinize sağlık :) Oldukça titizlik içinde çalıştığınız fotoğraflardan belli oluyor. 22 ye 8 kontaminasyon oranı yinede iyi görünüyor, umarım kalanlarda hiçbir sorun çıkmaz.
Bu işlemleri ev ortamında yaptığınız düşünülürse bu aşamaların hepsini gerçekleştirmek çok büyük bir başarı. Yılmamanıza çok sevindim, kötü durumların nekadar moral bozucu olduğunu biliyorum, ama bir sonrakinde başarı oranınızda bir o ölçüde yükseliyor. Sakın vazgeçmeyin :)

İlk hazırladığım bitki kültürlerinde bir sürü sorun yaşamıştım, ilk dört ayım yanlış hazırladığım kültürlerde gelişme beklemekle geçmişti. Hepsi çöpe gitti tabii, ama dediğiniz gibir tecrübede kazandım. Sonraki ilk hazırladığım nodlarda hiçbir sorun çıkmadı, ikinci gruptada öyle. Düşünüyorum da bu nodları steril bir bistüri ile kesip, hiç bekletmeden anında direkt çamaşır suyu karışımına almıştım, hemen laba götürüp işlemleri yaptım. Hiçbiri kontamine olmadı. Son hazırladığım 4 kültür işleminde ise %100 kontaminasyon şekillendi. Bunların ikisinde dalları kesip laba götürmüş zamanım olmadığı için akşama doğru yapmıştım, ikisi ise bildiğiniz gibi praecox hocamın gönderdikleriydi. Belkide bu kesim anı ile hipoklorite alma zamanı arasındaki sürenin mümkün olduğunca kısa tutulması gerekiyor.Çünkü yoğun hipokloritte bile durum değişmedi. Saf hipoklorit kullanmayı bende düşünüyorum, sonuçta piyasadakiler zaten %50 yi geçmiyor.

Literatürlerde kontaminasyon oluşursa ikinci sterilizasyon işlemine alabilirsiniz diyor, ama ben bundada başarılı olamadım. Hem nodlar iyice dejenere oluyor, hemde ilkine göre binlerce kat artan kont miktarını yok etmek mümkün olmuyor, daha yoğun bir kont şekilleniyor.

Ephesos, siz nod kültürlerini keser kesmez sterilizasyona alabildinizmi, zaman farkı varmı arada. Birde günde kaç kere kontrol ediyorsunuz kavonozlarınızı :) heyecanlı bir iş değil mi :D

ephesos
01-11-2008, 20:45
Heycanı zaten herşeye bedel.Nodları kesip sterilizasyona almam arasında yarım saat bir zaman geçti fazla beklemedim hocam.
İkinci deneme için baharı bekleyeceğim yaşlı değilde taze sapları kullanmayı düşünüyorum.

Oğuzhan
03-11-2008, 08:37
Sevgili Ephesos, çalışmalarınız çok güzel olmuş, ellerinize sağlık :)
Siz bu işi kapmışsınız.:)

Cansunarya
05-11-2008, 21:00
Sn Ephesos, kültürlerinizin son durumu nedir, umarım herşey yolundadır.

ephesos
08-11-2008, 22:27
Sadece 8 taneyle devamediyorum hocam.

Sanırım tohumdan yapmak daha mantıklı, nod'u sterile etmek baya zor.Tohumdan yapmanın kolaylığı birkere steril ettikten sonra geriye sadece sıradaki evrelere aktarmak olacak.

Hocam sizin nodlardan ikitanesi mi sadece köklendi, diğerleri ne durumda?

Cansunarya
08-11-2008, 22:40
Güzel haber, kalan sağlar bizimdir :), nodlar çok uğraştırıyor, tohumda ise 1 ayda sonuçları görmek mümkün, tohumlar 5.5 ayda bu nodlardan daha gelişkin olurlardı herhalde. Bende bundan sonra tohum çalışmaları üzerinde durmak istiyorum. Enson 5 kültürde daha kök gelişimi var, bunlardan ikisi yarım cm kadarlar, diğerleri yeni çıkmaya başladı.

ephesos
08-11-2008, 22:41
Hala kontamine olmayan birkaçı...

ephesos
08-11-2008, 22:42
Tohumdan yapmanın sanırım en avantajlı yanı aylarca köklenme beklememek.

Cansunarya
08-11-2008, 22:44
Yeşil kısımlar kültürden sonramı gelişme gösterdi.

ephesos
08-11-2008, 22:47
Evet hocam, birkaçhafta sonra yaprağa dönüşecekler tabi bir aksilik olmazsa.

Cansunarya
08-11-2008, 22:49
Ooo, maşallah ozaman :) çok sevindim, fotolardan çok net belli olmuyor, bu yüzden anlayamamıştım.

Cansunarya
13-11-2008, 22:30
1.5 ayı geride bırakan orkide tohum kültürlerinin son halini sizlerle paylaşmak istedim. Son eklediğim görüntülerinden bu yana biraz daha büyüdüler, yalnız yoğun halde çimlenen petrideki tohumlarda gelişim çok yavaş, neredeyse hiç büyümediler. Besi yerini belki biraz daha kalın dökmem gerekiyordu, artık subkültürlerini bu şeklilde yapacağım .Çimlenme oranı düşük olan petrilerde tohumlar daha gelişkin, aşağıdaki görüntülerden görülebiliyor.

Oğuzhan
15-11-2008, 09:13
Gayet güzel ve sağlıklı duruyorlar.Arkadaşlar satış ne zaman...:)

eylems
15-11-2008, 10:30
Oğuzhan bunlar kokulu değil;)

Cansunarya
15-11-2008, 20:35
:).. Phal tohumlarını sevgili Praecox hocamdan aldığım için orkidelerin yarısını hocamla paylaşıcam. Benim payıma düşenleride bir sera oluşturma niyetim olduğu için satmayı düşünmüyorum. Tabii üretime devam etmeyi istiyorum, bir ay sonra kendi tohumlarımda olgunlaşacaklar. Aslında kendi işlerimde oldukça yoğun, zamanım pek yok, belki ilerede bu satış işini gözden geçirebilirim, ama normalde amacım bu değildi, biliyorsunuz :)

Cansunarya
01-12-2008, 21:25
Orkide tohum kültürlerinin 2 aylık halleri.
Foto1-2: çimlenenlerin bazılarında sararmalar var, bunların gelişimleri durdu, diğerleri büyümeye devam ediyor.
Foto3 ve 4 de yoğun haldeki tohumlardan daha yeni gelişmeye başlayanlar görülüyor, 1-2 deki yavruların yarısı büyüklüğündeler.

nariçi
01-12-2008, 22:23
Başarılı veya değil ama güzel çalışmalar. Peki köksüz seri üretime yönelinemez mi?

Cansunarya
06-12-2008, 01:10
Sayın Nariçi, köksüz seri üretim derken nasıl bir çalışmadan bahsediyorsunuz acaba..callus üretimi mi..

nariçi
06-12-2008, 08:31
Teknik adını bilmiyorum da, mademki sürgün veriyor, ama kök vermiyor o şekilde besin verilse yeterince beslenme yapıp ürün verimi olmaz mı?

ephesos
04-01-2009, 22:44
Cansunarya hocam, tohumlar ne alemde?

eylems
01-02-2009, 18:14
Cansunarya hocam, tohumlar ne alemde?

Son durumu ben de merakla belkiyorum.

kgursan
01-02-2009, 22:55
Kesme karanfilden hazırlanan kültür çalışması. Öncelikle karanfil dalı %15 lik sodyum hipoklorid (Çamaşır suyu) ile 30 dakika dezenfekte edildi. Çift yapraklı göz bölgeleri steril bir şekilde kesilerek yapraklar kısaltıldı. Dikkatli bir şekilde steril tüplere alınarak ventilizasyon yapacak şekilde ışık kaynağı altında inkübe edildi.

Sn cansunarya. çalışmalarınızı bu gün izleme olanağı buldum. Ne de olsa ben yeni üyeyim. Anlayamadığım konu şu: "Karanfilde doku kültürü" amacı nedir? Çiçek saplarını hangi amaçla besi ortamına koydunuz? Bu arada küçük bir düzeltme "Besi yeri" değil "Besi ortamı" olması gerekir sanıyorum.

Benim bildiğim karanfildeki doku kültürü çalışmaları "Meristem Kültürü" şeklinde yapılır. Buradaki amaç da Virüssüz bitki elde etmektir. Ticari olarak da karanfiller meristem kültürü ile virüslerden arındırılırlar.

n-k-h
08-02-2009, 18:47
Bende phaller için evde nod kültürü yapmak istiyorum ancak tüm konuyu defalarca okudum ve acayip aklım karıştı...
Öncelikle bu kullandığınız malzemeler ne? Benim hangi yolları izlemem gerekir? Nelere dikkat etmeliyim? Nelere ihtiyaç duyarım, ihtiyaç duyacağım şeyleri nerden bulabilirim?

Malesef ingilizcem ve bütün kaynaklar ingilzce... Yine çenem düştü sizi sorularımla sıktıysam affola...

Cansunarya
12-02-2009, 22:05
Herkese Merhaba,
İşlerimin yoğunluğu ve bitirmem gereken projelerden dolayı aylardır siteye giremiyordum. Şöyle bir bakıp çıkmak bile bir saatimi aldığı için bu kadar uzak kalmak zorunda kaldım.

Sayın kgursan, karanfil doku kültürleri ön deneme amacıyla yapılmış olup sadece merakla yapılmış öylesine çalışmalardır. Kesinlikle profesyonel veya ticari bir amacı yoktur. Edindiğim tecrübede benim için önemli olmuştur.

Sayın n-k-h, sizede malesef, bu bölümü ve yine biyoteknoloji altındaki evde ve okulda hobi amaçlı bitki doku kültürü çalışmaları bölümünü tekrar tekrar okumanızı tavsiye edeceğim, merak ettiğiniz tüm konular bu sayfalarda belirtilmişti.

Cansunarya
12-02-2009, 22:33
Sevgili Ephesos ve Eylems,
Sizlerede cevap vermekte geç kaldım, ama inanın çok yoğundum.

Ekteki fotoğraflarda Orkide tohumlarının 25 Aralıktaki durumları görülmekte..:) çok şirinler, küçük kürklü mantolar gibi görünüyorlar :) Normalde tohumları 2 aylıkken şaşırtmam gerekiyordu ama hala aynı kültür içindeler, onlarlada bir türlü ilgilenemedim. Şu anda bazıları oldukça gelişti, bu hafta onları yeni kültür kaplarına alıcam. Yeni fotolarıda çekince eklerim.

eylems
12-02-2009, 23:29
Sayın Cansunarya, ellerinize sağlık ne güzel ve ne kadar şirinler.

Sebahattin Sargın
12-02-2009, 23:36
Çok şirinler gerçektende, çalışmalarınızı ilgi ile takip ediyoruz Sn. Cansunarya. Bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz, başarılarınızın devamını diliyoruz...

Sevgiler ;)

n-k-h
13-02-2009, 21:49
Çok fazla terimsel ifade var en azından daha fazla açıklamalı olarak yazılırsa iyi olur. Çünkü türkiyedeki herkesin nod kültürü yaptığını sanmıyorum...

Cansunarya
21-02-2009, 21:35
Çok teşekkürler arkadaşlar, sizlerle bunları paylaşmak beni de çok mutlu ediyor.
Ocak ayında foto çekecek zamanım olmadığı için ufaklıkların direkt 5 aylık fotolarını ekliyorum. Bu hafta içinde çekildiler. Kendilerinden büyük kökleri var, bu halleriyle de beni güldürmeye devam ediyorlar.

ephesos
21-02-2009, 21:39
Amannnn ablam gelmiş ablacım neredesin yaa aklıma neler geldi neler, Fatiha okumaya bile başlayacaktım neredeyse ulaşamayınca:p

Cansunarya
21-02-2009, 21:46
Çimlenmiş tohumlardan birkaçı daha..

Cansunarya
21-02-2009, 21:52
:) Sevgili Ephesos, istemiyerek uzak kaldım forumdan, bidaha olmayacak inşallah, bu arada yaşım senden abla olacak kadar büyükmü bilemiyorum ama o da şirin geldi :)

Kahraman Koray
14-03-2009, 09:00
Bu konuları en güzel ve yalın halinde ve bilimsel terimleriyle bize aktardığınız için sayın cansunarya size ne kadar teşekkür etsek azdır. Terminoloji kullanmanız bize takıldığımız yerde internetten destek alma imkanı sağlıyor. Biliminsanı alt yapısı herşeyin nasıl olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor bize. Disiplin ve hassasiyetinizin bir arada olduğu bu çalışmalarınızın devamını diliyorum.

ephesos
14-04-2009, 10:09
Sayın Cansunarya, son gelişmelerin haberini merakla bekliyoruz.

elfcara
16-09-2009, 14:16
merhabalar ben ziraat müh.öğrencisiyim ve suanda patlıcanda anter kültürü yapıyorum ancak çok bılgım yok bana yardımcı olurmusunuz ???

Yaşam Sevgisi
29-09-2009, 22:25
Bir sorum olacak.

Bitki doku kültüründe, kullanılacak eksplant seçimi açısından uygulanan mikrobiyal, viral kontaminasyonlar açısından yapılan testler var mıdır? Yoksa bitki hastalıkları açısından genel mikrobiyal ve viral kontaminasyon test kitleri ve yöntemleri var mıdır? Ya da bunları anlatacak bir kaynak veya kitap?

praecox
30-09-2009, 10:18
Bitki doku kültürü çalışmalarının asıl nedeni virüszüz bitkiler üretmektir. Orkidelerde bu amacın yanı sıra tohumdan üretimi çok zor ve hatta imkansız varyete ve hybridlerin bir e bir klonlamak, symbiotik çimlenme gereksinimliklerinin asteril bir ortamda güçlüklerinden dolayı, asymbiotik steril ekim yapmaktır.
Bu konuda elbetteki bir dizi kaynak vardır. Bir biomühendizlik öğrencisi olarak bu akademik yayınlara sizin çok daha kolay ulaşacağınızı düşünüyorum. Bir tek kaynak, yani kitap gibi derlenmiş güvenilir bir kaynağın varlığından bihaberim. Türkçe kaynaklar konusunda ise şüpheliyim.

Elbetteki explantlar virüzsüz ve bakteryel kontaminasyon göstermemeli. Bakteryel kont. kolay ise de viral enfektlerin ELISA testinde geçmesi gerekir.
Düz sudaki kireç veya kalsyum kitlerine güvenemiyen biri olarak viral hastalık etmenlerinde olası test kitine de şüpheli yaklaşmaktayım.

Sayın cansunarya bize çok daha güvenilir bilgiler verebileceğinden eminim, ancak kendileri uzun bir müddettir foruma girememekte veya yazmamaktadır.

Nesrin Sarı
30-09-2009, 22:55
Sevgili Cansunarya son resimlerdende anlaşıldığına göre bahçeye ekip bu kışı bahçede geçirme dönemi gelmiş görünüyor :) Tabıkı şaka yapıyorum. Ellerinize sağlık diyorum çalışmalarınızı baştan aşağıya okudum. En kısa zamanda Çalışmalarınızın mutlu sona erişmesi dileğimle.

hulya1966
06-10-2009, 19:40
güzel bi çalişma olmuş

kyalcn
21-12-2009, 17:12
Merak ettiğim birşey var vejatatif meyve fidanı (dut - karadut)üretimi için sigmanın hangi ürününü kullanabiliriz. Cansu hanımın kullandıgı orkide için olan ürünü meristem doku yetiştirme için uygun olur mu?