Bağlan

View Full Version : Dizayn Grup "miracle" topraksız tarım projesi




uzman16
16-05-2008, 09:27
1 dönüm tarlada 80 ton domates üretildi

Dizayn Grup, tarım sektörü için devrim niteliğinde bir projeyi tamamladı

Dizayn Grup, bu yıl dördüncüsünü düzenlediği "beyin göçüne karşı beyin gücünü teşvik ediyoruz " kampanyasıyla tarım sektörü için devrim niteliğinde bir projeyi tamamladı.

Bir önceki kampanyada desteklenmeye hak kazanan "miracle" projesi başarıyla sonuçlandı ve 1 dönüm tarlada yüzde 100 doğal 80 ton domates üretimi gerçekleşti. Proje Türkiye’nin tohumda dışa bağımlılığı da büyük ölçüde azaltacak. Dizayn Grup Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, ar-ge çalışmalarına çok önem verdiklerini belirterek, "Şu anda 84 patentimiz var. Beyin göçünü önlemek için yaptığımız kampanya kapsamında da destek verdiğimiz ve hayata geçirdiğimiz yeni projeler olacak. Grubumuz mühendisliğin limitlerini zorlayarak sera ortamında yeni bir proje gerçekleştirdi. Küresel ısınma dolayısıyla meydana gelecek kuraklık ve açlığa karşı, dünya tarım politikalarında yeni ufuklar açmak istiyoruz" dedi.

Normal tohumdan üretim

Miracle adı verilen proje ile her yerde satılan herhangi bir domates tohumundan, tamamen doğal şartlarda, hiçbir hormon kullanmadan daha az işgücü harcayarak, daha fazla verim elde edildi. Normal tarımda 1 dönüm tarladan 10 ton ürün elde edilebilirken bu projeyle 80 ton ürün alınabildi.

İbrahim Mirmahmutoğulları bu sonucun tarım teknolojilerinde devrim niteliğinde olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Bu teknolojimiz sayesinde tohumu su içerisinde büyütüyoruz. Su içerisinde tohumun kök salıp büyüyebilmesi için de özel bir akış sistemi kuruyoruz. Tohumun fideye, fidenin ürüne dönüştüğü süreçteki tüm olup bitenler en ince noktasına kadar, hiçbir detay atlanılmaksızın, optimize ediliyor. Bir tohumun ihtiyaç duyduğu her şey ona veriliyor."

Diğer projler de hızla ilerliyor

Dizayn Grup’un sağlık alanında iki arge prjesi daha var. "Üre Saati" ve "Mikro Bio Sensör". "Üre Saati" Projesi ile üre rahatsızlığı çeken veya çekebilecek hastaların erken ve kansız teşhisi yapılabilecek. "Mikro Bio Sensör" projesi ise var olan sensörlerden çok daha küçük, kullanışlı duyarlı ve fonksiyonel bir sensör üretilecek.

Kaynak:
http://www.haberturk.com/haber.asp?id=74624&cat=130&dt=2008/05/16




Oğuz Karsan
16-05-2008, 11:08
Merhaba.

İşte bize lazım olan bu. Yurtdışı kaynaklı ne olduğuna güvenemediğimiz tohumlar yerine, kendi öz tohumumuz. Hem de verimli

Beyin Göçümüzü önlemesi açısından çok önemli olacak bunun gibi başarılı çalışmaları alkışlıyorum.

Saygılar.

Mine Pakkaner
16-05-2008, 12:45
Burada herhangibir tohumdan bahsediliyor, yerli bir tohumdan değil. Kısaca keşke hangi çeşidi kullandıklarını açıklasalardı. Topraksız tarımda yapılan bu yetiştiricilikte aldıkları sonucu teknik bir bültenle destekleyip açıklasalar ne güzel olacak. Bu haber tarım haber gruplarında da hemen dönmeye ve ziraatçiler tarafından değerlendirilmeye başlandı. Bakın topraksız tarımda danışmanlık hizmeti de veren Sn. Ziraat Mühendisi Erol Sinan ne demiş;
Merhaba,
Bu haberi malesef bizlerde okuduk. Dunyada en iyi deney kosullarında 100 ton dekara urun alındıgını biliyoruz. Ancak bu rakam NFT sisteminden dolayi degil isiklandirmali sistemden kaynaklanmistir. Belirtilen rakamlardan biri gazetede (Milliyet, bugun) bir tohumdan 1600 kg aldiklari idi. Buradan da anliyoruzki buyuk bir abarti yaratilarak reklam calismasi yapilmis. Belki de arkasindan gelebilecekler icin ortam hazirlanmis. Ulkemizde bu tur bir calisma ancak serin bolgelerde yaz uretiminden elde edilebilir. Bir de aydinlatmali seralarda. Tabii butun sistemin tam olmasi gerekiyor. Ustelik belirtilen sistem yeni bir sistem olmamakla birlikte zaten dunyada denemeleri gerceklesmis durumda. Belki 50- 55 ton dekara almak mumkun olabilir. (diger tum donanimlar tam ise) Ama 80 ton dekara veya 1600 kg bitki basi urun rakamlari bana gore abartidan oteye gecmiyor. Keske mumkun olsa.
Bir bitkinin haftada bir salkim urettigi (ortalama) ve bir salkimin ortalama 500- 600 gr max geldigi hesap edilecek olursa ve de toplam da 30 -35 salkimi yil boyunca alsa, alacagi rakam bitki basi 15 kg dan oteye gidemez. Bir dekara 2500 bitki ortalamasi ile calissa ve hepsinden ideal hasad alsa dekara verimi 37.5 ton veya max 40 ton olabilir.

Ulkemizde zaman icerisinde pek cok insan veya grup sansasyon yaratmistir. Bundan dolayida pek cok insan bazi meyveleri yememis, veya cok tuketmeye baslamis, veya cikan haberlere gore yatirima girmistir.

Bu noktada insanlari yanlis sevk etmemek bir sorumluluk gerektirir.

Insanlar emin oldugu ve gercekten dogru bildigi konularda bilgisini diger insanlara iletmeli.

Selamlar

Erol Sinan

malina
16-05-2008, 13:04
Projenin ilk yılında büyümede temkinli davranacaklarını ve sadece 10 kişiye teknolojiyi vereceklerini aktaran Dizayn Grup Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Mirmahmutoğulları, "Şimdiden eş dost sıraya girdi. Ancak biz asıl büyüme hamlesini 2009'dan sonra başlatacağız. Tüketimin olduğu her yer de biz de olacağız" dedi.

Sadece 10 kişi :)

Milliyet (http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=545080&ver=03)

Todor
17-05-2008, 07:13
1 dönüm tarlada 80 ton domates üretildi
Grubumuz mühendisliğin limitlerini zorlayarak sera ortamında yeni bir proje gerçekleştirdi. .

Acaba tarlada mı yoksa serada mı? Haberi iletenler belki bir yanlışlık yapmışlardır. Çünkü 1 dönüm tarla ile 1 dönüm sera arasında ortalama 50.000 YTL kurulum maliyeti farkı var. Ayrıca ısıtmalı ve suni ışıklandırmalı bir serada zaten kat kat fazla ürün alınıyor. Bu elma ile armutu kıyaslamak olmuş.

Küresel ısınma dolayısıyla meydana gelecek kuraklık ve açlığa karşı, dünya tarım politikalarında yeni ufuklar açmak istiyoruz" dedi

Gerçekten bahsedilen amaçlar için uğraşılıyor olsa, buğday, mısır gibi ürünlerden bahsedilir. Burada ürünün domates olması aklıma şu soruyu getiriyor. Dünyadaki açlığın çözümü domates mi?

1 dönüm tarlada yüzde 100 doğal 80 ton domates üretimi gerçekleşti
Tohumun fideye, fidenin ürüne dönüştüğü süreçteki tüm olup bitenler en ince noktasına kadar, hiçbir detay atlanılmaksızın, optimize ediliyor. Bir tohumun ihtiyaç duyduğu her şey ona veriliyor.

Burada firmanın ekolojik ile organik tarım arasındaki farkı bilmediğne inanmam beklenmesin.


Ayrıca Milliyet'teki haberde bir tohumdan (yani bir bitkiden) 1600 kg ürün alındığından bahsediliyor. 1 dönümde 80.000 kg ürün alınıyorsa 80.000/1.600=50 bitki. Ya bu bitkiler ağaç formunda **** haberlerin birisi yanlış.

Bence bütün anahtar şu cümlede bize verilmiş.

Teknolojimizi bölgedeki çiftçiye satacağız.

Çünkü 1 dönüm serada, topraksız tarımda marul üretecekseniz eğer, 3000 m kadar atık su borusu kullanıyorsunuz. Kullandığınız borunun cinsine ve kalitasine göre m fiyatı 3.3 ila 20 YTL arasında değişiyor. Bu da 10.000 - 60.000 YTL demek. Dizayn Grup'un ne ürettiğini biliyor musunuz? Boru!

Todor
17-05-2008, 07:20
İşletmenin web sayfasında açıkladığına göre sahip olduğu patentlerin tarımla pekde ilgisi yok. Bahsedildiğine göre bunlar alınmış patentler. Bir miktarda onaylanması beklenenler var.
http://www.dizaynteknoloji.com.tr/firma-hakkinda/patentlerimiz.html

Isıtma ve soğutma sistemleri için giriş çıkış sayısı değişebilen plastikten akışkan dağıtma ve toplama elemanı
Metal iskeletli plastik esaslı baca kapağı
Puşvitli branşman ayırıcı
Konik yarıklı sondaj borusu
Plastik malzemeden dalgıç pompa kolon borusu
Plastik malzemeyle kaplı küresel vana
Radyatörlerde ısı verimini arttırıcı yöntem
Plastik takma parçalar
Boru bağlantısı için mandal
Çok gözlü boru taşıma ve istifleme aparatı
İki taraflı kaynaklı rekor
Eğimli çıkıntıya sahip boru birleştirme aparatı
Kolayca sökülüp takılabilen boru birleştirme aparatı
Fittinglerde kullanılan metal geçiş elemanlarında iyileştirme
Menteşeli boru birleştirme
Alın düzeltme aparatı
Metal malzemeden üretilmiş rekorlarda iyileştirme
Plastik-metal kompozit malzemelerde farklı iki cins metal kullanımı

Todor
17-05-2008, 07:35
http://www.dizaynteknoloji.com.tr/projeler/topraksiz-tarim.html

Firmanın kendi açıklamasında ne tarla ifadesi geçiyor, ne dünyaya yeni bir çözüm sunulmasından bahsediyor. Zaten dünyanın uzun yıllardır bildiği hydroponic kültür anlatılıyor. Yukarıdaki haberlerde reklam değil, haber olduğu için tüketiciyi yanıltıcı reklam katogorisine sokamıyoruz. En fazla yanlış haber diyebiliriz.

Dahiyane.:)

malina
17-05-2008, 08:21
Bir firmanın, ürettiği ürünün pazarlanması için, farklı bir kullanım alanını sadece sözle değil, uygulayarak göstermesi güzel bence... Ama konu hakkında biraz bilgisi olanların bile "çelişkileri" farkedeceği şekilde haberler oluyorlar.

Bu yanlış haber, Dizayn Grup'un lehine mi aleyhine mi? :)

Firmanın kendi açıklamasında ne tarla ifadesi geçiyor, ne dünyaya yeni bir çözüm sunulmasından bahsediyor. Zaten dünyanın uzun yıllardır bildiği hydroponic kültür anlatılıyor.

Herkes Todor gibi işin aslını araştırmak için uğraşmayacağına göre... :)

envor
17-05-2008, 11:38
Dizayn Grup'un yaptığı Hydroponic,1 dönüm yerden bir yılda 80 ton domates alamazlar...
Japonların Hyponica denemeleri var,genetiği ile oynadıkları tohumlarla yetiştiricilikte 1 dönümden 80 ton domatesi alabilirler,Bence...http://www.mre.com.my/upload/product/item/file//97Home%20Hyponica%20system.pdf

Sergüzen
17-05-2008, 13:45
Bende haberi sabahleyin okuyunca gülümseyip geçtim. İşte asparagas bir haber daha. Adamlar ya sayı saymasıı bilmiyorlar, ya da hiç domates yememişler. Kulağa hoş gelen sözler. Yazıda hiç bir açıklık yok. Tarlanın yeri, tohumun cinsi, kullanılan yetiştirme yöntemi v.s.

deniz-kızı
19-05-2008, 12:52
Arkadaşlar az önce haberde dinledim.Artık her isteyen dört mevsim boyunca suda ddomatez yetiştirecekmiş.İlk denemeyi yapmışlar ve başarılı olmuşlar.Bu konu hakkında fikir ve yorumlarınızı bekliyorum.Şimdiden teşekkürler...

Kalite2008
22-05-2008, 22:57
Arkadaşlar;
Neden biz türkler iyi birşey yaptığı zaman kendi ülkemiz tarafından kabul görmüyor.Neden başkalarının buluşlarına gösterdiğimiz ilginin yarısını kendimize göstermiyoruz? Bu kadar mı güvensiziz kendi yaptıklarımıza.
Tamamen zararsız,hormonsuz ortamda üretilmiş bir domatestir bu.
Eğer sayma ile ilgili yorumu yapan arkadaşlar ağacın resmini görseydi bu konu ile ilgili yorumları yapmazlardı. Eğer bu konuda şüphesi olan varsa saymak için Antalyaya bekleriz.

Önemli olan burada tohumun genetik potansiyelini ortaya çıkarmaktı.Çeşitli şartlar iyileştirildiğinde verimin arttırabileceğine neden inanılmıyor.
Dizayn Grup plastik konusunda reklam yapar.Çünkü asıl branşlaşması bunun üzerine. Neden bu tip birşeyle reklam yapma gereği duysun?
Eğer bu konuda hala inanılmayan konular varsa isteyenlere resmini E-mail adresine atabilirim.
Hatta tatmak için bir ara firmamıza da bekleriz.
Saygılarımla.

malina
22-05-2008, 23:18
Siz buradaki yazıları okuduğunuzdan emin misiniz? :)

Todor
22-05-2008, 23:39
Sayın Kalite2008,
Haberden ben şunu anlıyorum;

1 dönüm tarlada (serada değil, tarlada)
her yerde satılan herhangi bir domates tohumundan (F1 veya GDO değil, pazardan alacağım oturak cinsinden)
Hiç bir suni gübre kullanmadan, tamamen hayvan gübresi ile besleyerek (%100 doğal)

80 ton domates üretmem mümkün.

Ben mi yanlış anlıyorum, haberi yayına hazırlayan arkadaş mı yanlış anlatıyor?

envor
22-05-2008, 23:41
Sayın Kalite2008,Resimleri buraya yüklerseniz seviniriz,Bizde bir yılda 1600kg ürün veren bitkiyi görmüş oluruz böylece...

malbman
23-05-2008, 02:56
[QUOTE=Kalite2008;239000]Arkadaşlar;
Neden biz türkler iyi birşey yaptığı zaman kendi ülkemiz tarafından kabul görmüyor.Neden başkalarının buluşlarına gösterdiğimiz ilginin yarısını kendimize göstermiyoruz? Bu kadar mı güvensiziz kendi yaptıklarımıza.

Sayın Kalite2008, kendi yaptıklarımıza (ben kendi adıma) bu kadar güvensizim ve bunun için kendimce ( en azından bir tane) nedenim de var. Şöyle ki; neden bu kadar ziraat fakültesi, ziraat mühendisi, gıda mühendisi, genetik mühemdisi ve bu konuyla ilgili diğer kişi ve kuruluşlar dururken bu tohumun genetik potansiyelini ortaya çıkarmak için bir plastik boru üreticisi, böyle bir ar-ge çalışması için durup durduk yerde bu kadar bütçe ayırsın? Eğer firmanız hakkında yapılan yorumları tesadüfen fark ederek ve foruma, yapılan yorumlara cevap vermek için yalnızca bir kereliğine girmediyseniz bu sorumu da cevaplamanızı rice ediyorum. Ayrıca sayın envor' un da dediği gibi resimleri foruma yükleyebilirsiniz. e-mail adreslerine tek tek göndermenize gerek kalmaz.

eczadolabi
23-05-2008, 07:22
Muhakkak ki abartılmıştır ama, ilgiyi çekmeyi başardılar neticede.
O kadar ürün alınsın ya da alınmasın, Topraksız tarım için çok iyi bir reklam oldu bence.
Muhakkak ki esas amaç bu sistemin altyapısını pazarlamaktır.
Ne olacakki, Dizayn yapmasa başkası yapacaktı.
Hemen idam etmeyelim adamları derim ben.

malbman
23-05-2008, 08:34
Evet Dizayn yapmasa, belki de, bir başkası yapacaktı gerçekten. Aslında topraksız tarımın tanınması, yaygınlaşması anlamında gerçekten iyi bir reklam olduğu konusunda da hemfikirim. Hemen idam etmeyelim, ona da varım. Umarım gerçekten de bir dönümden 80 ton domates üretmişlerdir. Bunu da canı gönülden isterim. Ama benim tepkim böyle bir şeyi bahane ederek plastik borulardan oluşmuş bir altyapıyı ya da sistemi ya da her neyiyse, işte onu alttan alttan yedirmeye çalışmalarına. Bunu kendi üretiminiz olan bir sistem, altyapı ya da hernerede yaptıysanız neden çıkıp da "arkadaşlar ben kendi üretimim olan bu plastik sistemde şu marka tohumla, şu şartlarda, şu kadar ürün elde ettim ama altını çizerek söylüyorum, kendi plastiklerimden yaptığım sistemde ürettim," demiyorsunuz. Sanırım benim gibi düşünen başka arkadaşlar da vardır.
Saygılarımla

Todor
23-05-2008, 08:50
İdam etmek yerine takdir etmemiz gerekir bence. Aslında bu tip girişimlerin çok çok uzun yıllar önce başlaması gerekiyordu.

Dizayn Grup bir akademik kurum olmadığı için ticari kaygıları olması çok doğal ve sağlıklı. Ticaret yapmadan AR-Ge çalışmlarını sürdüremez zaten.

Benim itirazım haberin kendi içinde çelişkilerle dolu olmasına. Haberin içeriğinin reklam amaçlı mı yoksa bir hata sonucu mu o şekile girdiğini bilmiyorum. Bu şekliyle çok havada ve oldukça yanıltıcı.

denizakvaryumu
23-05-2008, 09:04
Neticede bu haber ilgi çekti.

Hem topraksız tarımın adını hem de dizayn grubun adını duyurdu.

1 dönümden 80 ton olmaz da 50 ton olsun, nitekim susuz tarımda bu ürünün alındığı belirtiliyor.

Haberlerin ilgi çekmesi için biraz da abartılarak verilmesi zaten bilinen bir gerçek.

Çoğu haber de "suda domates yetiştirdiler" diye çıktı, sanki ilk defa suda domates yetiştiren dizayn grupmuş gibi :)

Reklamın gücü bu haberle bir kez daha ortaya çıktı.

Ayrıca dizayn grubun AR-GE çalışmları yaptığını da öğrenmiş olduk , Türkiye'de kaç kuruluş ARGE çalışması yapıyor acaba.

Neticede bu haber topraksız tarımın tanıtılması için çok iyi oldu.Bilmeyenler de öğrenmiş oldu.

eczadolabi
23-05-2008, 09:10
Dizayn Grubun beyin göçü ile ilgili reklamınıda taktir ediyorum.
Bende sanki Grubun bi elemanıymışım gibi davranıyorum :)
Gerçekten bir çıkarım yok, tamamen duygusal... :)

shrub
23-05-2008, 23:12
Tohum kendi genetik kapasitesi ve içinde bulunduğu ortama bağlı olarak gelişme gösterir...
Önce gerçekten iyi ıslahçılar yetiştirilmeli ve bunlarda tohum pazarlama işi yerine Ar-Ge Elemanı vasfıyla olmaları gereken yeri almalılar...

GARTENGOLD
24-05-2008, 13:55
Bu tip haberleri hazırlayan piar şirketleri var ve bir kaç bin ytl ye ana haber bültenlerinde boy gösterebiliyorsunuz. Ama bu haberler ana haber bültenlerinde yayınlandığı için insanlar üzerinde inanılmaz etkiler bırakıyor ve bunun doğru olduğu düşünülüyor. bu haberde onlardan bir tanesi. atalarımız ne demiş dilin kemiği yok.

Tuba
24-05-2008, 14:32
KobiFinans'da gördüm dikkatimi çekti. Aceba topraksız tarımlamı bu ilerleme olmuş? Topraksız gibi geldiği için buraya yazayım dedim. Sadece domates değil, maksat çeşitlendirme olsun. Yıllık 145 tondan 200.000 tona geçilmesi de gayet güzel...

Dizayn grubu takdir etmek lazım. Herkes 1 hafta bunu konuştu. Az da olsa dikkat çekti. Millet dönüp "senin saksılardan reçel çıkarmı" "salçaya yetermi" falan demeye başladı. Bu da iyidir. Üzerimizdeki alaycı bakışları aldı:D


Çilek Üretiminde Dünya 4’üncüsüyüz


Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, beş sene önce çilek üretiminde sekizinci sırada olduklarını belirterek, "Dünyada bugün çilek üretiminde dördüncü sıraya çıktık" dedi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Aydın’da düzenlenen Uluslararası Kültür Sanat ve Çilek Festivali’ne katıldı.

Eker, tarımın ülkemizde sadece insanların beslenmesini değil, kalkınmasını da sağlayan bir sektör olduğunu belirterek, şunları söyledi: ’’2007 yılında tarım sektörü yaklaşık 10 milyar dolar ihracat yaptı. Bundan 5 sene evvel ise bu rakam sadece 4 milyar dolardı. Tarım ihracatımız içinde en önemli kalemlerin basında da şüphesiz meyve ve sebze geliyor. Adına bugün burada festival düzenlenen çileğin üretimi Türkiye’de son yıllarda 145 tondan, 250.000 tona çıktı. Bundan 5 sene önce dünyada çilek üretiminde 8. sıradayken bugün 4. sıraya çıktık. Yine o yıllarda ihracatımız 10.000 ton, kazancımız da 12 milyon dolarken, bugün ihracatımız 17.000 tona, kazancımız da 22 milyon dolara çıktı. Atça 3.500 dekar alanda 20.000 ton üretim yaparak Türkiye’de önemli bir yere sahip. Bu üretim Atça’nın 20 milyon YTL para kazanması demektir.’’

Eker, ekonomik değeri fazla olan, yüksek pazar ve pazarlanma kabiliyeti sahip ürünlerin daha nitelikli bir şekilde üretilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: ’’Söz konusu ürünlerin üretim metotlarını yükseltmek, muhafaza ve pazarlama şartlarını kolaylaştırmak için Bakanlık olarak bir dizi tedbirler aldık. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi kapsamında modern araç gereç ve modern depolama yatırımlarını gerçekleştiren üretici ve kooperatiflere yüzde 50 hibe desteği sağlıyoruz. Atçalı üreticilerin de bu desteklerden istifade etmelerini ve piyasaya daha nitelikli ve daha yüksek değerde ürünler sunmalarını istiyoruz.’’

Kaynak: Dünya Gazetesi

http://www.kobifinans.com.tr/tr/sektor/0113/19458/9

tufan
24-05-2008, 14:45
Merhabalar;
ben bu konuyu okurken, sadece şunu merak ettim.
1.500 ya da 1.600 kg. ürün veren bir bitki, ağaç, birşey var mıdır?, hakikaten.
Acaip aklıma takıldı. Yardımcı olursanız çok sevinirim.

envor
24-05-2008, 19:49
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, beş sene önce çilek üretiminde sekizinci sırada olduklarını belirterek, "Dünyada bugün çilek üretiminde dördüncü sıraya çıktık" dedi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Aydın’da düzenlenen Uluslararası Kültür Sanat ve Çilek Festivali’ne katıldı.

Burası yeri değil ama merak ettimde soruyorum;Arkadaşlar Türkiye'de Tarım bakanlığı varmı?:confused::(

malbman
24-05-2008, 21:29
Tarım bakanlığı yok. Tarım ve köy işleri bakanlığı isimli bir birim var ama ne tarıma, ne de köy işlerine baktığı söylenebilir.Bu yüzden teorik olarak varsa da, uygulamada öyle bir oluşum yok.

envor
24-05-2008, 21:58
Bende öyle biliyordum'da Adı geçince Şaşırmıştım,Yoksa dedim Kuruldu'da benmi kaçırdım demiştim...

denizakvaryumu
02-06-2008, 11:44
Suda domates üretme projesi nasıl doğdu?

Bizim 'Beyin göçüne karşı beyin gücü' diye bir kampanyamız var. İşte domates projesi de bize bu kapsamda gelen bir proje.
Moleküler biyolojide okuyan ve yüksek lisansını tamamlamış 23-24 yaşlarında iki Türk öğrenci getirdi. Lisans eğitimlerini ve yüksek lisanslarını Japonya'da yapmışlar. Şimdi de aynı ülkede doktora yapıyorlar. Bu arkadaşlar bizim kampanyamızdan haberdar olmuşlar. Biraz da araştırma yapmışlar ve bir tohumdan daha fazla verim alınabileceğine inanıyorlar.

Tohum konusu o ana kadar doğal olarak bizim gündemimizde yoktu. Ama biz Dizayn Grup'un çoklu mühendisliğini bu iş için kulanabileceğimizi düşündük ve projenin önünü açtık. Gerçekten de bu projede ziraat mühendisliğinin payı yüzde 10'dur. Isı mühendisliğinin, akışkan yönetiminin, elektronik, kimya mühendisliği ve kimyagerliğin payı daha yüksektir.

Burada 50 ana başlıkta optimizasyon yapıldı. Dünyada sera teknolojisi alanında en fazla 8-10 başlıkta çalışma yapılıyor. Biz tam 50 başlıkta bunu yaptık. 8-10 başlıkta eğer en iyiyi bulabilirseniz, 1 dönümden 30 ton alabilirsiniz. Ama 50 başlığa gelince başka bir cömert bölge yakalıyorsunuz. Biz 1 dönümden 80 ton alabiliyoruz. Yaptığımız iş tamamıyle özüne uygun şartlar oluşturmaktan ibarettir.

Biz önce tohumdaki potansiyeli nasıl açığa çıkaracağımızı düşündük. Yani bir tohumdan daha fazla verim nasıl alabiliriz? Bunun peşine düştük. Tohumun içine gizlenmiş bir potansiyel var ve o potansiyel ortaya çıkarılırsa insanın açlık sorunu olmaz. Bir tohumdan bu kadar ürün alırsanız aç insan kalır mı?

-Neden toprakta değil de suda ürettiniz?
Toprak sorunlu. Toprakta fazlaca bakteri var. Toprak kontrolsüz. Biz önce bunu kontrollü bir platforma taşıdık. Şartları biz yönetelim ve dış etkilerden koruyalım istedik. Onun için sera ortamı gerekiyordu. Toprağa alternatif olarak da suyu seçtik. Önce bilgisayar ortamında toprakla da suyla da çalıştık ve suda daha fazla verim alabildiğimizi gördük.

Şimdi burada özel olan hikaye su değil. Bu bir verim artırma ve tohumdaki potansiyelin ortaya çıkarılması projesi.

Belki dünyada başkaları da suya çalışıyordur, araştırmadık bile. Bizim ilgilendiğimiz dünyada verim nereye geldi ve biz neredeyiz? Su burada iyi verim alınabilmesi için bir fırsattı ve biz bunu değerlendirdik. Onun haricinde 49 ayrı başlıkta en iyi şartları oluşturduk. En iyi ısıyı, nemi yakaladık, kökün ihtiyacını köke, yaprağın ihtiyacını yaprağa verdik.

Toprağın iki görevi var. Birincisi bitkinin ihtiyaç duyduğu besinleri vermek. İkincisi de statik dengeyi kurmak. Yani birşeyi birşeye batıracaksınız, orada duracak ve büyüyecek. Kökler toprakta yayıldıkça kendini emin hissedecek ve yukarı çıkacak. İşte biz o toprağın verdiği eminlik duygusunu başka bir yöntemle verdik. Dolayısıyla suyun içerisinde üretilmesinin önünü açmış olduk.

Topraktaki vitaminleri suya verdik ve toprağın taşıyıcı özelliğini de çelik konstrüksiyonlarla sağladık. Yükü ona verdik, bitkiye taşıtmadık.

Bitki kendini ayakta tutabilmek için gövdesini güçlendirmeye çalışıyor. Biz gövdenin ayakta durmak için güçlenmesi değil de dallara ve salkımlara besin taşıması için güçlenmesi gerektiğini düşündük. Onun için orada bitkinin taşıma yükünü üzerinden aldık. Bitkinin görevi birşey taşımak değildir ki... Meyve vermektir... Biz boşa giden gücü alıp ürüne yönelttik.
Tüm bunlar ilmek ilmek dokundu ve proje bize geldikten sonra 3 yılda buraya getirdik. Proje zaten halen devam ediyor. 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl daha sürer. - Su yerine toprak kullansaydınız ne kadar üretebilirdiniz?
Diğer üreticilere bakıyoruz, bütün şartları kontrol etseler dahi 1 dönümden en fazla 30 ton çıkarabiliyorlar. Oysa biz bu üretim şekliyle 1 dönümden 80 ton ürün elde ediyoruz.
1 tohumdan da 16 bin adet, yani 1.6 ton ürün alıyoruz.

-Normalde ne kadar alınıyor?
Normalde çok düşük bu rakamlar. 1 tohumdan 50-100 kilo alınıyor en fazla.

-Ne kadar su kullanıyorsunuz?
Dönüm başına yılda sadece 500 metreküp.

-Normalde ne kadar su kullanılıyor?
Bize en yakın ve topraksız tarım yapan bir teknoloji var. Taş yünü gibi şeylerin içerisinde damla sulama yöntemi ile üretiyorlar. Dönüm başına 1 yılda 1200 m3 su harcıyorlar. Biz ise damla sulamanın bile yarısından az su kulanıyoruz.
Normal sulamayı ise hiç sormayın. Bizden 30 kat 50 kat fazla su harcıyorlar.

-Ürün almaya başladınız mı?
1.5 aydan sonra hasada başladık. Şimdi aldığımız ürünleri eşimize dosumuza dağıtıyoruz.

-İlaç veya hormon katkısı var mı?
Bizim ilaç tüketimimiz normal seralara göre yüzde 5'in altında. Bunu daha aşağı indireceğiz. Hormon da yok. Burada tüm hikaye bitkinin ihtiyaç duyduğu şartları oluşturmak...

- Siz bu ürettiğiniz domatesleri pazarlayacak mısınız?
Domatesi değil, domatesi üreten teknolojiyi pazarlayacağız.

- Domates üreticisi olmayacaksınız yani..
Ar-Ge alanımız, yani 2 bin 800 metrekarelik seramızda çalışmalar devam edecek. Ama haricinde üretim yapmayacağız. Biz domates üreten çiftilerimize teknoloji satacağız.

- Çok ilgi var mı?
Talep çok fazla ama 2009'dan önce teknolojimizi satmayacağız.

- Herkes uygulayabilecek mi bu sistemi?
Yok hayır. Belli kurallarımız var. Bir kere seranın 10 dönümden aşağı olmasını istemiyoruz. Çünkü o zaman kârlılığı optimize edemezsiniz.

- Dışarıdan talep var mı?
Var. Birçok ülkeden beklediğimizin çok üzerinde talep var.

- Başka ürünler de yetiştirecek misiniz?
Evet. Mesela şu anda marul çalışıyoruz. Önce bilgisayarda yetiştiriyoruz, sonra üretime geçeceğiz. Muz, biber patlıcan gibi birçok ürüne çalışacağız..

- Bu sizin için önemli bir iş kolu olacak o zaman?
Tabii. Dizayn Grup zaten bir teknoloji firması. Ürettiğimiz teknoloji ürüne dönüşecek. Ya biz yapacağız ya da yapana satacağız.
Bu iş bir firma işinin çok ötesinde bir iş. Bir firmayı zengin etme projesi değil. Manevi yönü çok yüksek bir iş.

-Devletin zirvesinden bir mesaj geldi mi?
Başbakanımızın da haberi olmuş. O da gelmek istiyormuş. Şu ana kadar aramamışlardı ve biz biraz gücenmiştik.

Aslında bizim gücenmişliğimiz de şudur: Kimseden birşey beklemiyoruz. Ama bizim gibi duygusal yönü baskın olduğu için yenilik üreten firmaları küçük şeyler motive eder. Olmadığı zaman da birşey değişmiyor, yolumuza devam ediyoruz.

- Siz şimdi çok iyi bir iş kolu yakaladınız. Bu alana, yani üretime hiç girmeyi düşünmüyor musunuz?
Biz üretici olmayalım. Türkiye'de üretici çok zaten. Çiftçilerimiz para kazansınlar, buradan girişimciler çıksın. Biz belki 'Miracle 'markası ile pazarlamasını üstleneceğiz. Sattığımız teknolojiyi de takip edeceğiz. Yani buradan oturup kendi bilgisayarımızdan, bitkinin özünü sensörlerle izleyeceğiz. Çiftçiye birşey bırakmıyoruz. İnsan hatasını bertaraf etmemiz lazım. İnsanın görevi toplamak olmalı.

-Domatesin tadı nasıl?
Biz 23 farklı tohum kullandık. Eğer tohum çok bozulmamışsa biz onun içindeki lezzeti açığa çıkarabildik. Ne olacak diye çok merak ediyorduk ve gerçek tadını açığa çıkarabilmeyi başardık. Normale göre daha tatlı ve lezzetli domatesler üretmeyi başardık.


http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/9073001.asp?gid=229&sz=51559

denizakvaryumu
02-06-2008, 11:51
Arkadaşlar şunu da hatırlatıyım ki , topraksız tarımda yetişen ürünler ;

zirai ilaç kullanılmasa da, hormon kullanılmasa da organik ürün sayılmıyor.

Yani topraksız tarım, organik tarım demek değil.

Todor
02-06-2008, 17:05
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Domatesler%20böyle%20büyüdü/0.JPG (http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=12791&p=2&rid=2)

http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Domatesler%20böyle%20büyüdü/1.JPG (http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=12791&p=3&rid=2)

http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Domatesler%20böyle%20büyüdü/3.JPG (http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=12791&p=5&rid=2)

http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Domatesler%20böyle%20büyüdü/5.JPG (http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=12791&p=7&rid=2)

http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Domatesler%20böyle%20büyüdü/7.JPG (http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=12791&p=9&rid=2)

http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Domatesler%20böyle%20büyüdü/8.JPG (http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=12791&p=10&rid=2)

http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Domatesler%20böyle%20büyüdü/9.JPG (http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=12791&p=11&rid=2)

Kaynak: http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=12791&p=10&rid=2

Todor
02-06-2008, 17:08
Demek ki, basında çıkan ilk haberler konu hakkında hiç bilgisi olmayan bir muhabirin, kendisine anlatılanları yarım yamalak derlemesinden oluşmuş. Çelişkiler bu yüzdenmiş.

egome
02-06-2008, 17:23
Domates ağacı olmuş bu:rolleyes:

malina
02-06-2008, 17:27
Demek ki, basında çıkan ilk haberler konu hakkında hiç bilgisi olmayan bir muhabirin, kendisine anlatılanları yarım yamalak derlemesinden oluşmuş. Çelişkiler bu yüzdenmiş.

Sadece üretimde ar-ge'nin yetmediğini, iletişimde de gerektiğini gösteren iyi bir örnek oldu. Sanırım bunu firma da akıl edemedi... Yoksa yayınlanmadan önce metni görmek isterlerdi...

Neyse aradan çok zaman geçmeden bir röportajla konuyu toparlamış oldular...

denizakvaryumu
02-06-2008, 19:58
Sn.envorun da belirttiği gibi Dizayn grubun domates yetiştirme sistemi resimleri ile Japonların hyponica resimleri benzer, sanırım aynı sistem.

http://www.mre.com.my/upload/product/item/file//97Home%20Hyponica%20system.pdf

39394
home hyponica sistemi bile var.

39395

malbman
03-06-2008, 11:17
Dizayn grup yönetim kurulu başkanı, bu sabah TRT 3' de sabahları yayınlanan Bu Toprağın Sesi adlı programın konuğuydu ve ısrarla bir tek tohumdan 16.000 adet domates ve dekarda 80 ton domates ürettiklerini anlattı. Bana hala daha çok inandırıcı gelmiyor ama umarım öyledir.

Todor
03-06-2008, 17:24
Ayrıca Milliyet'teki haberde bir tohumdan (yani bir bitkiden) 1600 kg ürün alındığından bahsediliyor. 1 dönümde 80.000 kg ürün alınıyorsa 80.000/1.600=50 bitki. Ya bu bitkiler ağaç formunda **** haberlerin birisi yanlış.


Resimlere bakınca bitkilerin olağandan çok fazla bir alanda yayıldığını görüyorum. Şu aşamada Dizayn Grup'un başarmış olduğuna inanmamak için bir sebebim yok. Keşke ilk başta daha açıklayıcı bilgiler ve resimler sunulsaydı. Bizlerde öyle mi, böyle mi diye kafa yormasaydık.

kürşad
04-06-2008, 08:17
O domateslerin 6 veya 7 tanesinin 1 kg geldiğini düşünürsek 16.000 tane domates kaç kg ediyor?

malbman
04-06-2008, 09:51
Dünkü TV programında bir tane domatesin 100 gr civarı geldiğini söylemişti.

Acemiwebci
04-06-2008, 21:34
suda Domates üretme Projesi Nasıl Doğdu?

...
Lisans eğitimlerini ve Yüksek Lisanslarını Japonya'da yapmışlar. Şimdi de aynı ülkede Doktora yapıyorlar. Bu arkadaşlar bizim kampanyamızdan haberdar olmuşlar. Biraz da araştırma yapmışlar ve bir tohumdan daha fazla verim alınabileceğine inanıyorlar.

...http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/9073001.asp?gid=229&sz=51559


suda Domates üretme Projesi Nasıl Doğdu?

Sn.envorun Da Belirttiği Gibi Dizayn Grubun Domates Yetiştirme Sistemi Resimleri Ile Japonların Hyponica Resimleri Benzer, Sanırım Aynı Sistem.

http://www.mre.com.my/upload/product...a%20system.pdf

Eklenti 39394
Home Hyponica Sistemi Bile Var.

Eklenti 39395

JAPON
Bunlar bence Japonya'dan kopyalamışlar :D

denizakvaryumu
04-06-2008, 22:00
AR-GE

Adı üzerinde, araştırmış ve geliştirmiş olabilirler.

Japonya'da hyponica sistemi ile 1 dönümden 80 ton domates alınıyorsa evet aynı sistem ama orada 50-60 alınıyor da dizayn 80 aldıysa tebrik etmek ve alkışlamak gerek.

Acemiwebci
05-06-2008, 13:28
AR-GE

Adı üzerinde, araştırmış ve geliştirmiş olabilirler.

Japonya'da hyponica sistemi ile 1 dönümden 80 ton domates alınıyorsa evet aynı sistem ama orada 50-60 alınıyor da dizayn 80 aldıysa tebrik etmek ve alkışlamak gerek.

Aynen katılıyorum. İster Japonya, ister Amerika, ister Rusya veya Afrika ...
Neresi olursa olsun, yeterki sonuç versin, ülkemize ve insanımıza yararlı olsun (başta doğayı korusun). :eek:
Keşke onlarca yıldır bu ülkenin kaynaklarını hoyratça kullananarak bir yerlere gelen büyük firmalar da bu tür çalışmaların içinde olsalar...:mad:

tener
05-06-2008, 14:45
Topraksız tarım olayını ,haberlerde izlediğimde bana çok ilginç gelmiş ve merak etmiştim.Bu konunu burada daha detaylarla ele alınmış irdelenmiş .
Son zamanlarda tarımla ilgili duyduğumuz olumsuz gelişmelerden sonra insanları mutlu eden modern ve sağlıklı üretim şekillerini duymak çok hoş.:p

http://www.drt.com.tr/Haber.aspx?id=760

osman07
24-06-2008, 16:13
Evet arkadaşlar başından sonuna kadar inceledim.Başlarda arkadaşların tepkilerine kızdım.Özellikle todor arkadaşımıza Çünkü yönetici yazıyor.hayır birkonu varsa hemen ilk yazılan habere inanılmaz nitekim sonra insanların nekadar haklı olduğunu görmüş ve resimleri yayınlamış.tebrik ediyorum.ben bizzat serayı görenlerdenim.Adamlar yerden göğe kadar haklılar ve süper birşey.bende şu anda bu işe girmek üzere yatırıma hazırlanıyorum.İlgilenen arkadaşlar haberlere değil bizzat kişilerle diyoloğa geçsinler.Çünkü haberler bazen yanıtıcı olabiliyor.

derin
24-06-2008, 16:18
Evet arkadaşlar başından sonuna kadar inceledim.Başlarda arkadaşların tepkilerine kızdım.Özellikle todor arkadaşımıza Çünkü yönetici yazıyor.hayır birkonu varsa hemen ilk yazılan habere inanılmaz nitekim sonra insanların nekadar haklı olduğunu görmüş ve resimleri yayınlamış.tebrik ediyorum.ben bizzat serayı görenlerdenim.Adamlar yerden göğe kadar haklılar ve süper birşey.bende şu anda bu işe girmek üzere yatırıma hazırlanıyorum.İlgilenen arkadaşlar haberlere değil bizzat kişilerle diyoloğa geçsinler.Çünkü haberler bazen yanıtıcı olabiliyor.

sn osman07 anladığım kadarıyla siz bu konuyla çok ilgilisiniz yatırım yapmayı düşündüğünüzüde söylüyorsunuz nereye ne kadarlık bir yatırım,hangi şirketle,hangi bitkileri yetiştirmeyi düşünüyorsunuz sisteminiz nasıl olacak maliyeti nedir bilgilendirirmisiniz.

osman07
24-06-2008, 16:22
Ekleme:O ağaç üretim veya satış için değil biraz şov ve bir domates agacının ne kadar meyve verebileceğini göstermek için.diğer sıra halindeki ağaçlar üretim ve satış için.

osman07
24-06-2008, 16:24
valla onların hepsini dizayn grupla görüşeceksiniz.eğer antalya civarında iseniz görüşebiliriz.

malina
24-06-2008, 16:38
bir konu varsa hemen ilk yazılan habere inanılmaz
İlgilenen arkadaşlar haberlere değil bizzat kişilerle diyoloğa geçsinler.

Gazetelerdeki haberlerin ilk kaynağını bulup kontrol ve takip etmek zorunda değiliz. Gazeteye güven olmazsa da, habere konu olan (özellikle böyle bir konuda) bunu takip etmek zorunda... Sonuçta prestij onun prestiji...

Göreceğiniz üzere, kaynak neredeyse onu takip etmek durumundayız. Haber değiştikçe de yeni bilgileri aktarıyoruz.

Arkadaşın sorduğu soruya da kısa bir cevap verebilirdiniz. "Büyük bir yatırım değil, domates yetiştireceğim. Ayrıntıları henüz bilmiyorum" gibi... İyice ön bilgi sahibi olmak için firmayı rahatsız etmek çok mantıklı olmaz değil mi?

envor
24-06-2008, 21:20
Evet arkadaşlar başından sonuna kadar inceledim.Başlarda arkadaşların tepkilerine kızdım.Özellikle todor arkadaşımıza Çünkü yönetici yazıyor.hayır birkonu varsa hemen ilk yazılan habere inanılmaz nitekim sonra insanların nekadar haklı olduğunu görmüş ve resimleri yayınlamış.tebrik ediyorum.ben bizzat serayı görenlerdenim.Adamlar yerden göğe kadar haklılar ve süper birşey.bende şu anda bu işe girmek üzere yatırıma hazırlanıyorum.İlgilenen arkadaşlar haberlere değil bizzat kişilerle diyoloğa geçsinler.Çünkü haberler bazen yanıtıcı olabiliyor.

Sayın osman07,Forumu baştan sona okumuşsunuz ama firmanın röportajına kadarki verilen haberdeki çelişkilere göre bizler yorum yaptık,Yoksa başarılı insanları vede şirketleri ayakta alkışlayanlardanız,Ayrıca sizde forumu gezin ilk sayfaya bakıpta yorum yapan arkadaşlarınıza kızacağınıza o arkadaşların nasıl bir sevgi,saygı vede paylaşım içinde görün derim,başkada birşey demem...
Saygılarımla...envor...;)

osman07
25-06-2008, 12:43
Bu şekilde alıngan konuşmalarla bir yere varamazsınız.Siz bana orayı burayı okuyun diyorsunuz ama siz benim kısacık yazımı tam okumamışsınız.sizler nasıl doğal bir şekilde düşüncelerinizi paylaşıyorsanız bende düşüncelerimi paylaştım ve arkadaşımızın daha sonra resimleri yayınladığı içinde tebrik ettim.Artı firma her zaman işninin peşindedir fakat ülkemizdeki her haber kaynağına doğruyu anlatmaya kalkarsa ayrıca bunun için bir bölüm açmak zorunda.Benim demek istediğim eğer anlamak isterseniz biraz daha fazla araştırıp öyle yorum yapmak.Allaha şükür saygımızdan da birşey kaybetmedik saygısızlıkta yapmadık sizin saygı anlayışınıza göre cevap buyrun.(sizler için büyük bir yatırım değil belki ama memleket için gerçekten çok büyükbir yatırım)

malina
25-06-2008, 15:44
ülkemizdeki her haber kaynağına doğruyu anlatmaya kalkarsa

Haklısınız, siz bizi boşverin :)

derin
25-06-2008, 23:33
sn osman07 varsayalım antalyadayım görüştüğümüzde bana anlatacaklarınızı buraya yazsanız diğer arkadaşlarda faydalansa olmaz mı?

agronomistmrt
11-07-2008, 22:48
arkadaşlar dizayn grubu tebrik ederim. hakikaten başarılı çalışma. ben olayın başka yönüne değinmek istiyorum. Topraksız kültür domateslerini ekolojik,doğal hatta neredeyse organik diye tanıtacaklar. Halbuki halkımızın bilmediği topraksız kültür ortamı tamamen sıfır bir ortamdır. Yani hiç bir besin maddesi ihtiva etmemesi, hiç bir asitlik **** tuzluluk değeri içermemesi istenmektedir. Nedeni ise tamamen kimyasal gübrelerle bitkinin maksimum besin maddesi ihtiyacını karşılamaktır. Sonuç her şey optimum olduğu için mahsul verim artışı korkunç oluyor. Ama organik,ekolojik,naturel,doğal değil.

akinselcuk
28-11-2008, 18:01
Tarlada üretilen buğdaylarda aslında doğal değil. Genleriyle oynanmış, tohumlarını tükettiğimiz için tohum verimleri arttırılmış bitkiler.

Sonuçte zararlı kimyasallar kullanmadıkca nasıl üretildikleri önemli değil. Ayrıca ileride bu sistemlerle üretilen gıdaları tüketmek zorunda olduğumuzda kaçınılmaz bir gerçek.

Bu sistem internetin keşfinden sonra gelen en büyük gelişme bence , yerin altında veya uzaydaki bir istasyonda insanlara besin sağlamanın bir yolu.

Amerika ve Avrupa da 20-30 yıllık geçmişi olsada bizde çok yeni ve dünyaya hızla yayılıyor . . .

akinselcuk
28-11-2008, 18:06
Dizayn grup miracle projesi ile burada hiç bahsedilmemiş bir husus daha var.

1000 m2 den 80 ton sezonda alınıyor ve bu ürünü sizden satın alma garantiside veriyorlar. Ancak bir sera 2 milyona mal oluyor. Kuruluş maliyeti çok fazla. Dönüme 200bin YTL para ödeniyor. Oysa en konforlu akan su domates serası dönüme 50 bin ile kurulabiliyor kendiniz yaparsanız eğer. Ayrıca 2 milyonluk maliyete dış tesisler dahil de değil. Isıtma sisteminin sadece altyapısı dahil. Elektrik panosunu, kalörifer kazanını ve binasını siz kuracaksınız. İşci maliyetlerini de ilave edersek domatesler çok pahalıya geliyorlar.....

akinselcuk
29-11-2008, 14:16
Dizayngrup domates seralarında akan su kültürü uygulanıyor. Borulardan değilde tavalardan yavaşca akan besin elementli su oluyor. Tavalar tahmini 20 şer metre. Böylece bir hastalık olursa bütün bitkilere yayılamıyor. Besleme sularıda kontrollü şekilde ayrılmış durumda. Çok fazla teknoloji var. Suyun ve sera havasının sıcaklığı, seradaki nem ve co2 oranı hep dedektörlü ölçümlerle kontrol ediliyor. Fakat genede sera kuruluş maliyetleri çok yüksek. Ürünü satın alma garantisi verselerde baştan sera satışı ile ciddi bir kar elde ediyorlar.

deep78
05-12-2008, 21:49
topraksız tarım artık riskli bir yatırım olma yolunda(girdiler çok pahalı)

Selahattin Yılmaz
05-12-2008, 22:05
topraksız tarım artık riskli bir yatırım olma yolunda(girdiler çok pahalı)

Yine de pazarlama sorunu olmayan %40-60 kar marjı kesin bir yetiştirme şekli ama asla dizayngrup gibi balonlu değil. Antalya'da seralardan aldığımız bilgiye göre dekara 30-35 ton domates alınıyor ve aynı kökten 11 ay hasat var..

envor
05-12-2008, 22:16
Evet Selahattin hocam, 30 - 35 tonda çok iyi bir tonaj, yalnız hasat süresi 9 ay, sera içerisinde yetiştiricilik 11 ay. Geçen yıl MKP'yi 45 ytlden alıyorduk, bu yıl 150 ytlye kadar çıktı. Ama domates yine 2,5 ytl (kg) Sn. deep78'e bu konuda katılıyorum. Eğer bu girdiler düşürülmezse, topraksız yapan seraların işi gerçekten zor.

nariçi
05-12-2008, 22:24
Tek köklü asma çardağı üzerine konulmuş gibi götülenen resimler reklam için kopyalanmış olabilir, aksi hade deneme serası olarak canlı gösterilmesi gerekir. Ama burada da olabilir mi olur. Bir yerde başarıldı ise tekniğinin ve türünün öğrenilmesi halinde neden olmasın.

akinselcuk
26-01-2009, 21:59
Benim dizayn grupla görüşmelerim oldu. Şu an kurulmuş olan iki adet 10 ar dekarlık sera zaten mevcut. İki adette yeni kuruluyor. İnsanlar kredi çekip dizayn grubun serasından yaptırıyor. Çok ğpahalıya çıkıyor ama ürünü sizden satın alıyorlar. Onların hesabına göre 1,5 2 yılda kendini amorti ediyor bu sera yatırımı. Normal teknolojik bir seranın 4 katına çıksa bile !

Yaptıkları 20 metrelik tavalarda akan su kültüründe domates yetiştirmek. Çeşit adını ve diğer yetiştirme donelerini gizli tutuyorlar. Bu işi yapmak için çiftçilikten, tarımsal bilgiden çok mühendislik bilgileri gerekiyor. İnşaat, makine, kimya ve biraz da ziraat mühendisliği gibi.

Benim gözlediğim Dizayn grubun seralarındaki sihirli nokta bitkinin topraksız tarımla yetiştirilmesinden çok ihraç pazarının önceden hazırlanmış olması. Yoksa, ürün ne kadar ucuza da çıkarılsa, hız ve lezzet olarak, satışta yüksek fiyatlar yakalanamazsa bir anlamı kalmıyor. onlar satış garantisini size verince ne kadar pahalı da olsa cazip bir yatırım gibi görünüyor.

oceanheart
27-01-2009, 11:04
Sn. Akinselçuk,

Bizim tesisimizin 2 dönüm kadar boş arazisi ve sıcak su imkanı var açıkçası biz de böyle bir uygulama düşünüyoruz siz bununla ilgili kiminle temas kurdunuz bildirebilirseniz sevinirim.

akinselcuk
27-01-2009, 17:55
Sayın Oceanheart,

Dizayncılar 10 dekar alan ve 2 milyon para istiyor. Yılda 1,5 milyon ton domatese yüksek fiyatlı hazır pazar garantisi bulmanın bedeli bu. 10 dekarın altında bir tesis istemiyorlar. Ayrıca danışmanlık ya da ekipman satmıyorlar.

Siz bu 2 dekara kendi başınıza neden yatırım yapmıyorsunuz. Toprakta bitki yetiştiren eller topraksızda da yetiştirir. Ancak Dizayn da ki sihir pazarın önceden ayarlanmış olması Bugün ülkemizdeki hiç bir klasik çiftçi İngiltere' ye kilosu 1,5 $ dan domates satamaz.

Ben dizayn grup miracle projesine girip iletitişim telefonlarını aradım. Taner ve İlhan bey adlı iki ayrı kişi ile görüştüm.

oceanheart
03-02-2009, 19:07
çok teşeekkür ederim svgili Akınselçuk,
Şirketimiz yeni bir jotermal sahanın işletme hakkını aldı belki o zaman görüşbiliriz demek ki dizayncılarla

akinselcuk
03-02-2009, 21:25
Benim de anlatmaya çalıştığım, eğer termal bir arazi elinizin altındaysa sadece ihracat bilgisine ihtiyacınız var. Dizaynın sistemi, üretimi satın alma garantisi karşılığında çok pahalıya çıkıyor. Yurt dışına domates satamazmısınız ? Kiloda 50 kuruş kazanabilseniz 10 dekar sizi 1 yılda zengin ederdi.

pepecan
24-06-2009, 16:51
sayın arkadaşlar,

Dizayn Grup hakkında ve Miracle projesi hakkında yazılanların çoğunu okudum ve ne yazık ki böylesine sınırları zorlayan, insanların sorunlarına çare bulmayı hedeflemiş bu kurum için aşağılayıcı ve onur kırıcı kelimeler sarf etmişsiniz.

Ben bu proje ile direkt ilgilendiğim için Dizayn Grup yetkilileri ile bire bir görüştüm. burada ve diğer yerlerde okuduğum bir çok soruya da tam anlamıyla cevap buldum diyebilirim. önemli olan şey aslında böyle haberlerin doğruluğuna inanmayıp direkt yetkilileri ile temasa geçerek sonuçlarını ve gelişmeleri öğrenmektir. ben de onu yaparak Dizayn Grup ile bu konuyu görüştüm.

Dizayn Grup firmasının 85 tane patente sahip olduğunu, yaklaşık 80 ülkeye ihracat yaptığını, genç ve dinamik bir kurum olduğunu orada izlediğim kurumu tanıtan film sayesinde öğrenebildim.

miracle projesine gelince; yeni bir buluş olduğunu düşündüğüm bu sistemin yeni olmadığını aslında 1900 lü yıllarda bile yapıldığını belirttiler. bir hayli şaşırmıştım. çünkü bizim kafamızda hep yeni bir buluş olarak algılanmıştı. hayır, keslinlikle yeni bir buluş olmadığını ancak üretim olarak bitkideki potansiyel genetiği ortaya çıkararak maksimum verim alabildiklerini söylediler. şu anda Hollanda, İsrail, ABD, İspanya gibi tarım konusunda dev sayılabilecek ülkelerin bile bu rakamlara ulaşamadığına yerinde ziyaret ederek şahit oldum. bu ülkelerdeki en gelişmiş topraksız tarım tekniklerinden alabildikleri rakam 1 dönümden 35-45 ton arasındadır. ancak hem tadı olmadığı gibi hem de garanti veremiyorlar. işte bu noktada Dizayn Grup devreye giriyor. 80 ton ürettikleri gibi bir de buna garanti verme cesareti gösterebiliyorlar. gerçekten çok ilginç ama yatırımcının arkadasında bir kurum olduğunu hissettiriyorlar.

bizzat seralarını ziyaret ederek orada domateslerin tadına bakma şansı da yakaladım. inanılmaz bir lezzet. yaklaşık 10-15 sene önce yediğimiz, buram buram domates kokan domates kadar lezzetli...

ayrıca projenin bedeline gelince, evet diğer topraksız tarım sisteminin biraz daha üzerinde.. yaptığım araştırmalarda ve fizibilite raporlarında iyi verim alabileceğiniz, tam otomasyonlu bir topraksız tarım sistemi için ödenecek bedel ortalama dönüm başı 60.000 € ile 80.000 € dur. ancak alabileğiniz maksimum verim 30 tondur. biraz daha uzman ekiplerle çalışıldığını düşünürsek bu rakamı 35 tona kadar çıkarmak mümkündür belki ama öte yandan Dizayn'ın garanti kapsamındaki 80 tonu ile arasındaki verimi düşünebiliyor musunuz? yani dönüm başı ödenecek tutar o rakamların biraz daha üzerinde olacak ama alınacak verim diğer sistemlerin 2-2,5 katı kadar fazla olacak. yani Miracle sistemi kendisini 2-2,5 yılda amorti ederken, diğer gelişmiş topraksız tarım sistemleri 7,8,9 yılda amorti edecekler. o süreye kadar sistemimi 3'e katlamak içten bile değil.. üstelik bunu çok az girdi ile sağlıyorlar. yani 10 kat daha az su, 160 kat daha az ilaç ve 3 kat daha az gübre ile...


sayın arkadaşlar,

yorum yaparken gerçeklik payını düşünerek, araştırarak yapmak en doğrusu. çünkü bu firma ya da başka firma, bu proje ya da başka bir proje, inanın bunların gelişmesi için ter döken; Türkiye'nin kalkınması için beyin gücününün limitlerini zorlayan her başarılı firmaya saygı duyup, şapka çıkarmalıyız.


BU ARADA DİZAYN GRUP'UN OSMANİYEDE KURDUĞU AR-GE SERASINI SATIN ALMAK İÇİN ANLAŞMA AŞAMASINDAYIZ. EĞER ANLAŞABİLİRSEK KENDİLERİYLE VE BİZİ KENDİLERİNE YATIRIMCI OLARAK KABUL GÖRÜRLERSE ÇEŞİTLİ GEZİLER DÜZENLEYİP, GÖNLÜNÜ BU İŞE GİRMEK İÇİN KOYAN GENÇ GİRİŞİMCİLERİ MİSAFİR OLARAK AĞIRLAYABİLİRİM. EĞER SERAYI SATMAZLARSA BİLE YİNE HELAL OLSUN BÖYLE FİRMALARA...LÜTFEN SİZ DE GİDİN YERİNDE GÖRÜN BÖYLE GENÇ VE BAŞARILI KADROYU

Saygılarımla,

lerdemir
24-06-2009, 17:01
Gören birisinden, birinci ağızdan duymak iyi oldu böyle bir tecrübeyi.

lokmanbahçe
16-07-2009, 13:32
sayın pepecan;
yazınızı biraz geç görmüşüm, 3 sayfa yazıdan sonra yazılanlar için "onur kırıcı ve aşağılayıcı" nitelendirmede bulunmanıza çok şaşırdım. çünkü aşağılamak ve onur kırmak haşa bu forumda şi,mdiye kadar karşılaşmadığım ve karşılaşmayacağım bir durum. çünkü merakımız gereği bir çok forumda dolaşıp bilgilenmeye çalıştık ancak sizi temin edebilirim rahatlıkla ki forum görüp görebileceğiniz en seviyeli forumlardan biridir. ben tepkinizin biraz da duygusal oduğunu düşünüyorum.tabi bu da olabilir forumlarda. ancak şimdiye kadar yazılanların bir irdeleme niteliğinde olduğundan eminim.en nihayetinde burası da bir forum tartışılmış irdelenmiş, eleştirilmiş ancak "aşağılanmış onur kırıcı davranılmış" buna katılmayacağım doğruyu bulma adına en fazla uğraş verilen forumlardan biri olduğuna yeni üye olmadığımdan ve tecrübelerimden dolayı söyleyebilirim ki nihayetinde en fazla üzerinde todor bile daha sonra arayıp bulup resimlerini de ekleyip, art niyetten ziyede doğruyu ve faydalı olanı bulma uğraşında olduğumuzu kanıtlamıştır.kendisine teşekkür ederiz.
ayrı bir konu da ben de çalışmayla ilgilendim ancak şartları hemen karşılamak çok zor, 2 trilyonu denkleştirir denkleştirmez giricem:) işin şakası bir yana projenin yararı ve etkinliği düşünüldüğünde bunu daha küçük sermayeli işletmeci ve yatırımcıların girişebileceği bir hale sokmayı planlasalar daha güzel olurdu ki bunun da gerçekleşeceğini düşünüyorum. özellikle belirlenmiş yatırım ve toplama bölgelerinde 500 dekar alanda 10'ar dekardan 50 yatırımcıya çalışacaklarına bunu daha fazla yatırımcı ve isteğe bağlı olarak daha küçük alanlara paylaştırarak hem istihdam hem de milli gelire katkısı(her açıdan) bakımından daha verimli olacaktır. 150-200 bin liralık yatırımlara düşürebilirlerse yüzümüzü daha çok güldürürler kısacası:D

pepecan
08-09-2009, 09:19
Sayın Lokmanbahçe,

söylediklerinizde haklılık payı var, ancak yukarıdaki yazımın ilgili yerelere gideceğini de düşünüyorum. çünkü söylediğiniz gibi burası iyi bir forum sitesi, bilgisi olan insanların konuşacağı, bilgisi olmayan insanların da izleyip takip edeceği bir ortam..Bilgisi olmayanları yanlış yönlendirmemek gerekir diye düşünüyorum.

Bence yine de bir konu hakkında yorum yapılırken, kulaktan dolma değil de araştırarak yapmamız çok yerinde olur. çünkü toplumumuzda; araştırma yapılmaya, yanlışların düzeltilmesine, doğru bilgilerin ilgili yerlere ulaştırılmasına ihtiyaç vardır.

Yine de biraz da duygusal yaklaştığımı kabul ediyorum, çünkü bizzat bu konudaki yetkililerle tanıştım, nasıl birileri olduklarını, projenin amacının ne olduğunu öğrendim..

Bence yastık altında parasını tutan kişilerin, faiz yiyerek sadece kendini düşünen kişilerin böyle bir proje yapmaları kesinlikle çok doğru bir karar olur. Hem iş istihdamı sağlanır, hem projenin amorti süresi inanılmayacak kadar az bir sürede gerçekleşiyor, hem de en kısa sürede seralarını büyüterek ekonomimize ciddi kazaçlar sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Ayrıca şunu da belirtmeliyim; bu projenin yeni bir buluş olduğunu kesinlikle savunmuyorlar. Aksine M.Ö Babiller zamanına uzanan bir yöntem olduğunu, 1900'lü yılların başında tekrar canlandığını ancak tehlikesinin yüksek olması sebebiyle çok tutulmadığını söylüyorlar. Tek farkları; en modern topraksız tarım sistemlerinde 10-12 başlık sayısının 50'nin üzerine çıkararak bitkideki potansiyel genetiği açığa çıkarmaktadırlar. Umarım bu konuda da iyi bir yol izlerler. Hep birlikte izleyip, göreceğiz

Saygılarımla,

PEPECAN

akinselcuk
19-09-2009, 12:04
................Ayrıca şunu da belirtmeliyim; bu projenin yeni bir buluş olduğunu kesinlikle savunmuyorlar. Aksine M.Ö Babiller zamanına uzanan bir yöntem olduğunu, 1900'lü yılların başında tekrar canlandığını ancak tehlikesinin yüksek olması sebebiyle çok tutulmadığını söylüyorlar. ..............

Ne tehlikesi ? Ticari hayatta, topraksız tarım üretimi ile tehlikeli bir bitki nasıl üretilir ?

Örneğin domatesi insan sağlığını tehdit edecek şekilde topraksız tarım yömtemleriyle nasıl üretebiliriz ?

Bir diğer deyişle sadece topraksız tarım yöntemlerinde ortaya çıkabilen, sağlığı tehdit eden tehlikeli bitkilerin üretilmesine sebep olan unsurlar nelerdir ?

tasdelenmurat
10-10-2009, 01:19
Belki orada kastedilen tehlike işin getirdiği risk olabilir. Sonuçta biz 2000 li yılların bütün teknolojisini kullanıyoruz. Bizim günümüzde anında yapabildiğimiz bir çok testin o yıllarda, belki bazıları imkansız bile olabilir.

Benim aklıma takılan tek şey sadece şu. O da mantıklı düşününce herkesin varacağı sonuçlardan biri olacaktır.

Altın yumurtlayan tavuğu bulduğunuzda, bununda altın yumurtlayan civcivler doğuracağını varsaydığımızda; bunun civcivlerini herkese dağıtırmısınız?

Siz büyük bir şirketseniz, hele heleki topraksız tarıma hizmet eden girdilerin birinin üreticisi iseniz, niye başkalarına sistemi satıp, onların ürettiği ürünleri alıp-satmayı garanti ediyorsanız, başkalarının parasına niye ihtiyaç duyasınız. Para zati sizde gani, ( sermayeniz yeterde artar ) zaten üretileni satma potansiyelinizde varsa elalemle niye uğraşasınız. Boruculuk sektörünü bırakıp tarıma geçersiniz direk. Boruculuğuda mcdonaldsın kendi pateteslerini, kendi etini üretmesi gibi hobi olarak yaparsınız.

Ben yukarıda yazdığım nedenlerle düşünüyorum kimse kusura bakmasın. Tartışdığım konu ise bir tohumdan 1600 kg elde edip edememek değil. İş ticaret olunca herşeyin bir riski vardır. Dizayn grup gibi bir firmanın sadece ar-ge bölümü yoktur. Kar- zarar marjı ile riskleri hesaplayan analistleride vardır. Başkalarına yöneliyorsa bunun sebebi vardır.

Tekelleşen firmalar, büyük firmalar, yabancı ortaklı firmalar vs. Hiçbir zaman küçük , orta ölçekli firmaları düşünmezler. Bir şey onların lehine ise diğer tarafa yönelmezler.

Şöyle yaşanmış ve yaşanmakta olan bir örnek vereyim. Ben muğlada öğretmenlik yapıyorum. Buralarda balık çiftlikleri çok ve her yıl balık çiftlikleri iflas ediyor. Tek tük kalan bir kaç firma var. Para babalarının yaptığı ne. Bunlar firmalara öneriyorlar. Çiftliği aç,çiftlik açma maliyeti senden, balık yemini benden al. Ürününü satacam diyorlar. Satıyorlarda buraya kadar problem yok. Her şey çok güzel dimi. Ama sorun şu : balık yemini satan o para babalarının cebine büyük oranlarda bir anda para akıyor. Sonra o para babaları kendi , teknolojik, dahada düşük maliyetlere sahip kendi balık çiftliklerini açıyorlar. Sektördeki bir iki firma tekelleşiyor ve baslıyorlar küçük balık çiftliklerine pahalı yem satmaya. Onların girdileri ve satacakları balığın fiyatı artmaya. Sonra nemi oluyor özellikle son 2-3 yıldır olan oluyor. Kendileri bir kaç yıl o firmaları batırmak için çok ama çok düşük kar marjlarıyla satış yapıyorlar. Bir süre sonra küçük-orta balık çiftlikleri batıyor. Piyasa büyüklere kalıyor. Yine. Süreç aynı süreç. Yine. Tarih tekerrürden ibarettir. Tarih değişmiyor. Yine.

satsatsat
10-10-2009, 16:45
Merhaba
http://www.miraclesera.com/tr/index.html

BENCE ;
bahsi gecen olay buysa kesinlikle super.
Elbetteki isin riskleri var ve herzamanda olacak ama girisimci olmanin bir kismi risk almaktir.
Bilgi istedim bakalim isin finansman ayaginda ne var ne yok...

umuyorum bu isler gelisir icimizden birileride nasiplenir.

saygilarimla.

akinselcuk
13-10-2009, 22:55
Adamlar borucu ama fazla fazla 500 bine çıkacak bir işletmeyi 2 milyona satıyorlar. hevesli müteşebbislerde bunları gerekirse borca harca girip alıyor.

Bu teknolojik üretim zaten sürekli yayılıyor. Yani satmasalar kaybettikleri para yanlarına kar kalacak.

Bu işi dizayndan başka yapanlarda var. Dizaynın seraları 10 dekar. Başka bir sermayesi bol kuruluşta tek parça 400 dekar domates serası var örneğin , pazarları Rusya. Agrobay , Bergama da....

Dizayn bu seraları şimdi satmazsa bir süre sonra satamaz hale gelecek zaten.

akinselcuk
13-10-2009, 23:15
Agrobay la Dizaynın üretim şekilleri arasındaki temel fark şu:

Dizayn akansuda çok hızlı seri bir üretim gerçekleştiriyor. Böylece 10 dekardan her hafta bir tır doldurup gönderebiliyor.

Agrobay ise sadece perlit içinde damla sulama ile daha yavaş bir üretim hızı ile üretiyor. Ancak alanı daha büyük tutarak sevkiyat hızında problem yaşamıyor. Üretim maliyeti biraz daha düşük.

Dizaynda domates başına enerji maliyeti daha çok. Hızlı üretimin getirdiği hata riski daha fazla, işcilik gideri daha yüksek. Bu kadar hızlı bir üretimi gözden kaçırmaya gelmiyor.

Agrobay da sistemin kontrolü daha kolay işçilik gideri biraz daha az. Domates başına enerji gideri daha az. Üretim hızı akansuya göre daha yavaş olsada toprağa göre çok çok fazla. Kuruluş maliyeti de dizayna göre daha ucuz.

Bunların yanısıra Agrobay ın aynı yerde çok büyük bir sera yapmasının en önemli sebebi jeotermalden faydalanmak istemesi. Dış pazarda rekabet gücü Dizayna göre daha çok çünkü jeotermal destekleri var. İsterlerse fiyatı düşük tutabilirler.

Fakat jeotermalin olmadığı bir yerde de Agrobay sistemi Dizaynınkinden daha pratik...

akinselcuk
13-10-2009, 23:25
Bu arada Agrobay da inşaatcılık işiyle uğraşırken topraksız tarım yatırımına girmiş bir firma.

Dizayn borucu, Agrobay inşaatcı . . .

fskandemir
14-10-2009, 08:16
Arkadaşlar özür dilerek şunu ifade etmek istiyorum, Dizayn Gruba "borucu" demek bana çok etik gelmiyor.Firma evet BORU üretiyor ancak kendi ifadeleri ile işleri sıvıları taşımak.Mezuniyet tezi bile sıvı taşıması olan, Türkiye' de sürekli patent alarak ARGE yatırımının ne demek olduğunu gösteren, bilgi göçüne teşvik olarak her yıl yaptığı yarışmalarda 100.000 USD yi genç beyinlere hibe eden, uluslararası örgütlerden alanındaki en önemli ödülleri alan bir şirkete sadece borucu demek doğru değil. Bu mantıkla Saray Halıya halıcı, Sancak Grubuna eczacı diyelim, yaptıkları yatırımı görmeyelim.

Bu şirketler veya başka şirketlerin yaptıkları yatırımlar yanlış olabilir, verdikleri rakamlar sahte olabilir veya değişik sahtekarlıklarda olabilir. Bizim tartışmamız gereken de bu kısımdır bence. Mesela Dizayn Grub kapalı sistem serada bir çok faktörden bahsediyor.Bir işletmeci ve havlucu olarak acizane bildiklerim; karbondioksit, ışık oranı- EC PH değerleri, ısı, oksijen, bitki cinsi, kimyasalların oranları.......ya diğerleri....Ve bunlaırn optimal oranları nedir.

Yıllarca ülkemiz kısır tartışmalar yüzünden ilerlemedi hatta geriledi.Artık verimli olmak lazım bilgiyi paylaşmak lazım...

akinselcuk
18-10-2009, 22:05
Hocam bu kişiler boru üretimi ile ünlenmişler. Fakat benim borucu kelimesini kullanmam ''taşdelenmurat'' kardeşimizin yazısında boru üretimini vurgulamasından kaynaklanıyor.

Ancak yazılarda onları küçümseyen bir durum yok. Tartışma kısır da değil. Yazılarda onlara gelen tek eleştiri oluşturdukları iş potansiyelini 4 misli pahalıya satıyor olmaları.... Ancak değer üreten biri ürettiği değeri istediği fiyattan satar buna da diyecek çok bir şeyimiz yok.

Agrobay' ın da , Dizayn' ın da yaptığı çok takdire şayan işler.

Agrobay ın serasının minyatür bir örneğini kuracağız kısmetse bu yıl okulun bahçesine. İnsanlar projeye baktıkça sihirbazlık dinliyor gibi oluyor. İşte kısrlık burada.

canerman
19-10-2009, 11:53
dizayn grupla acaba bu sistemi kurup üretip satan biri var mı çevrenizde? yani sistem nasıl işlemiş ne gibi ödeme sistemi oluşmuş, bilgi varsa çok sevinirim.

akinselcuk
23-10-2009, 22:21
Sayın Canerman,

Adana da , Antalya Kumluca da ve tam yerini bilmediğim iç Ege de bir yerlerde 4 - 5 tane Dizayn dan satın alınmış Miracle serası var. Bu seraları google eartten yakalama imkanı bile var.

Dizaynın reklamında üretimi satın alıyoruz diyor ama bu her zanman yüksek fiyattan alacakları anlamına gelmiyor. En yakındaki hal fiyatının biraz altında bir fiyatta olabilir. Dikkat edin, eğer hal fiyatına satın alınacaksa böyle yüksek bir kuruluş maliyetiyle bu işe girmek ne kadar kazançlı ?

Pazarınızı ayarlayın ve serayı kendiniz kurun. Bunları yapamıyorsanız bu işe hiç bulaşmayın....

lastmohikan
23-10-2009, 23:33
şimdi bu hesaba göre benim 70 metrekarelik terasla sülalemi besleyecek domatesi üretme ihtimalim var ozaman üreticiler taş yesinler deyip gireriz bu işe hatta 15 metrekareye fasulye ekip 5 metrekareye salatalık veb ekip bi gıda kombinesi kurup dünya açlarını doyurabilirim.Her domatesçi 1 dönümden 80 ton alırsa kim yiyecek o kadar domatesi ve kaça satılacak satmaya değecekmi o da beni derin düşüncelere saldı.

bende vaat ediyorum bişe olmaz hapı verin susuz gübresiz bitki yetiştirin evet yanlış duymadınız NEWİZMİR cinsi lastmohikan patentli tohum bunlar su falanda neymiş suyu ışığı kendi üretiyo hatta sabah kalkıp kahvaltıda hazırlıyor. :p


NOT : para peşin alınır tohum teslimat zamanı teneşire vadelidir.

nası tam rahmetlik Kemal SUNAL tarzı bi filim senaryosu oldu demi.

Ankaradaki tarlaya buğday tohumu lazım bir sapta 9 başak verecek her başakta 1 kilo çekecek.

Aydındaki tarlaya pamuk tohumu lazım bugün ekip yarın toplanacak 1 dönümde 100 ton versin yeter fazlasını istemeyiz. :p

rencberdede
25-10-2009, 00:46
sizin pirinç tohumları dolma da sarıyor mu lastmohikan :p

canerman
25-10-2009, 13:43
Sayın Canerman,

Adana da , Antalya Kumluca da ve tam yerini bilmediğim iç Ege de bir yerlerde 4 - 5 tane Dizayn dan satın alınmış Miracle serası var. Bu seraları google eartten yakalama imkanı bile var.

Dizaynın reklamında üretimi satın alıyoruz diyor ama bu her zanman yüksek fiyattan alacakları anlamına gelmiyor. En yakındaki hal fiyatının biraz altında bir fiyatta olabilir. Dikkat edin, eğer hal fiyatına satın alınacaksa böyle yüksek bir kuruluş maliyetiyle bu işe girmek ne kadar kazançlı ?

Pazarınızı ayarlayın ve serayı kendiniz kurun. Bunları yapamıyorsanız bu işe hiç bulaşmayın....


Bende bir buçuk aydır topraksız tarım hakkında araştırıyordum ve geçenlerde iş aranılan sitelerde dizayn grubun yurt dışı satış tecrübesi olan ziraat müh. aradığına rastladım eee yani buda herkesin yapabileceği birşey. (aramayı 2007 yılında yapmış dizayn grup.) tecrübeli ve pazar bilgisi olan biriyle satış yapmak kolay ve bulmakta kolay, parayı veren düdüğü çalar hesabı.

Ayrıcana 10 donumluk sera istenilenin yarı fiyatına kuruluyor kalanını yine sektordeki tecrubeli insanlara harcasanız yine çok iyi satış yaparsınız gibime geliyor bilmiyorum yanılıyor muyum.?

lastmohikan
25-10-2009, 21:57
sizin pirinç tohumları dolma da sarıyor mu lastmohikan :p

Oda marifetmi sabah sizin yerinize işe bile gidiyolar tarlayı falan ekip biçip gelir onlar. :D

kışın domates bulmak zordu eskiden şimdi erik geliyo hadi bi taraftan memnunluk verici bir getiri desek bide götürdüklerini tam bilsek.

pepecan
05-11-2009, 09:00
Sayın Canerman,

Dizaynın reklamında üretimi satın alıyoruz diyor ama bu her zanman yüksek fiyattan alacakları anlamına gelmiyor. En yakındaki hal fiyatının biraz altında bir fiyatta olabilir. Dikkat edin, eğer hal fiyatına satın alınacaksa böyle yüksek bir kuruluş maliyetiyle bu işe girmek ne kadar kazançlı ?

Pazarınızı ayarlayın ve serayı kendiniz kurun. Bunları yapamıyorsanız bu işe hiç bulaşmayın....

Sayın Akın Selçuk,

ben Dizaynla görüşmüş bir kişiyim. kendileri bana sunum yaptığı için ve sorularımın birçoğunu cevapladığı için sizin yazdıklarınıza hatta bazı arkadaşların sorularına elimden geldiği kadar cevap yazabilirim.

1 dönümden 80 ton domates demek şu ana kadar ulaşılmamış bir rakam. yani çok çok ciddi bir rakam demek. ilk başta inanmamıştım ancak seralarını da ziyaret ettiğim için oradaki doluluk beni hayrete düşürdü. onların yaptığı fizibilitede alış fiyatları olarak bölgeye en yakın salkım domates borsası oluşmuş hal fiyatı baz alınıyor. ince bir hesap yapmak gerekirse; 10 dönümlük bir serada 800 ton ürün alıp, ürünü seralarından 1,8 TL'ye satın alırlar ise( ki ortalama bu rakamda fizibilite yapımışlar) yılda 1.5 milyon TL'ye yakın bir ciro elde edilecektir. işletme giderleri de güney koşullarına göre ortalama 350.000-450.000 TL dir. yani ortalama 1 milyon TL kar bırakan bir iş. farzedin ki salkım domates ve iyi tarım ürünü domates olmasının yanında fiyatları çok düşük olsun. yani 1 tl ortalamadan satın alsınlar. 80 ton ile birlikte dönüm başı 80.000 TL ciro yapar. diğer seralarda örneğin Agrobay; dönüm başı 30 ton alınabiliyor. o seralardan ihracat yapılıp ortalama 2,5 TL gibi iyi bir rakama satsalar bile dönüm başı 75.000 TL ciro olacaktır. işletme giderlerine bakılacak olursak, domatesin kilogram maliyeti en modern topraksız tarım seralarında 1 TL ve üstü iken Dizayn'ın mracle seralarında 0,5 TL civarındadır. görüldüğü üzere en kötü şartlarda dahi çok ama çok karlı bir iş.

teknolojilerinin fiyatının yüksek olduğunu ben de kabul ediyorum. yani diğer seraların 2 kat fazla fiyatını vererek bu işe başlanabiliyor. ama amorti süresi diğer seralarda 7-8 yıl iken dizayn'ın serasında 3 yıl. farkı görebiliyor musunuz? ayrıca fiyatıının yüksek olmasının sebebi Türkiye'de kurulmuş olan seralardan çok daha modern, çok daha gelişmiş olmasıdır. yani belki fiyatı yüksek ama diğer seralar amorti edene kadar dizaynın serasını 2-3 kat büyütebilirsin. fark çok açık.

pepecan
05-11-2009, 09:16
ben gerçekten bu projeye çok güveniyorum. ancak yeterli miktarda öz kaynağım yok.. 750.000 TL öz kaynak ile bu işe girebiliyorsunuz. diğer kalanını bankalardan kredi çekerek ödeyebiliyorsunuz. bence yetkilileri ile görüşebilirsiniz. hem daha iyi bilgi alacaksınızdır hem de ne kadr karlı olacağını göreceksinizdir.

cukurovalı
05-11-2009, 09:55
Sayın Pepecan, 750.000 TL öz kaynak ile bu işe girebiliyorsunuz. diğer kalanını bankalardan kredi çekerek ödeyebiliyorsunuz.

Diğer kalan derken, toplam maliyet ne kadar oluyor acaba.

Bilginiz varmı.

akinselcuk
05-11-2009, 20:19
Dizayn'ın mracle seralarında 0,5 TL civarındadır. görüldüğü üzere en kötü şartlarda dahi çok ama çok karlı bir iş.



Sayın pepecan Dizayn ın miracle domatesleri muhtemelen dediğiniz gibi 0,5 TL/kg gibi bir rakama mal oluyor haklısınız. Fakat Agrobay ın daha yüksek bir maliyeti olamaz. Zira Agrobayın ısıtma gideri termal. Yerden çıkan 100 derece suyla yapılıyor.

Bu durumda daha ucuz bir maliyetleri olmalı. Ayrıca miracle ler NTF tekniğiyle üretilirken Agrobayın domatesleri perlitte damla sulama ile üretiliyor. Dekara daha az verim alsalar bile enerji gideri bu durumda daha da azalıyor. Miracle de 24 saat kesintisiz çalışan bir pompa gideri de kilo başına biniyorken Agrobay da günde toplam bir kaç saat çalışan bir pompa gideri var.

Aralarındaki dekara verim farkı coğrafi konumdan ve miracle nin reklam misyonu olmasından kaynaklanıyor.

Fakat her halikarda hesaplarınız yanlış değil. Adam gibi yatırım yapılıp iyi bir mühendislikle hazırlannmış topraksız tarım serası dış ticarette topraklı tarıma göre çok daha hızlı amorti süresine sahip.

akinselcuk
05-11-2009, 20:28
Sayın Pepecan, 750.000 TL öz kaynak ile bu işe girebiliyorsunuz. diğer kalanını bankalardan kredi çekerek ödeyebiliyorsunuz.

Diğer kalan derken, toplam maliyet ne kadar oluyor acaba.

Bilginiz varmı.

10 dekar topraksız tarım serası için 750 bin lira yeter bir para. Hatta 500 bin lira ile teknolojisi yeterli bir topraksız tarım serası kurulabiliyor.

Dizayn dan almak istenirse 2 milyonun biraz üzerine çıkıyor. Ama sürünün içine girmiş oluyorsunuz. Ürünü alırız diyorlar. Bu yeni yatırımcı için çok cazip bir öneri. Fakat bazılarının söylediğine göre en yakın hal fiyatının biraz altına alıyorlarmış. Bu durumda 2 milyonluk yatırım kendini amorti edemez.

Dizaynın serası bana cazip gelmiyor bu durumda . . .

tasdelenmurat
05-11-2009, 22:39
Ben hala Altın Yumurtlayan Tavuğa sahip olupta bunu paylaşmak isteyeceklerine inanmıyorum. Bu işde söylenilen kadar kar olsa, firma bunu kendi yapar. Kendi satar, hatta o kadar verimli ve kar getiriyorsa, tek başlarına Türkiyede tüm domatescilik sektörünü bile yıkabilecek kadar güçlü bir tekel oluşturur. Microsoft'un yazılım dünyasına yaptığı şeyin aynısı yani. Kimse altın yumurtalayan tavuğu kimseyle paylaşmaz. Doğan altın yumurtlayacak civcivleride kimseyle paylaşmaz.

akinselcuk
05-11-2009, 23:30
Tavuğun altın yumurluyabiliyor olması için ürünü yurtdışına düzenli olarak kilosu 2,5$ dan satabiliyor olmak gerek.

Dizayn sadece tavuğu satıyor. Altın yumurtlama fonksiyonu standart değil opsiyonel. Ayrıca 50 liralık malı 200 liraya satıyor.

Ama şu var ki bu konuda zaten büyük olan bir sektör sessiz sedasız daha da büyümekte.

Henüz toplamda 2000 - 3000 dekarlık örtü altı üretim sahalarıyla domatescilik sektöründe tekel oluşmaz çünkü dünya pazarı çok ama çok büyük. Bu ürünleri ülke içinde satarak kazanmak pek mümkün değil.

canerman
06-11-2009, 15:13
şuan Antalyada Açmış olsak Miracle diye düşünelim.
Hal domates fiyatı 0,70kr/kg
Antalya'dan yurdışı satış fiyatı kamyonla gönderilmiş olarak (yol dahil) 0,71$/kg ortalama 1 tl

peki kışın!

2,5$/kg kadar çıkarsa işte o zaman altın yumurtlayan tavuk oluyor Miracle için. Sadece komisyonculukla köşe oldular. 10 tane 10 dönümden sera, dönümden 80 ton, kilo başına 0,1$ kar etseler ki bundan fazla olacağından emin olabilirsiniz. 800.000 $ Bir seferde, birde 10 tane sera 2.000.000 tl den 20.000.000 tl.(en azından yarısı kalacak) daha hesaba gerek var mı? en kötü şekilde bile çok para. Anlayacağınız yatırımcılar ortak bir noktada buluşup ufak işletmeler yerine büyük bir işletme kurabilseler üzerimizden para kazanan kalmaz.

canerman
06-11-2009, 15:16
Bu kadar yazdım Miracle'a karşı mıyım?
Hayır tabi ki çünkü adamlar tamamiyle koordine çalışmanın sonucunu alıyorlar, bu kadar param olsa (dizayn grup kadar) bende hic durmam bu yatırımlara girerdim. Devir parayla para kazanma devri.

akinselcuk
07-11-2009, 00:28
Burada işin sırrı topraksızda üretmekten çok dışarıda pahalıya satabilecek müşteri bulabilmek. Dizayn cıların zaten bir yurtdışı pazarı var. Bunu kullanıyorlar. Ama ürünü dışarıya 3$ a satabilecek bile olsalar miracleye para yatırmış bir yatırımcıdan 2$ a almayacaklar.

Serayı yatırımcının kendinin kurması ve dışarıya azmedip satabilmesi gerek. İşte o zaman altın yumurta sahibi olunabilir.

canerman
08-11-2009, 09:43
çok haklısınız, yukarıda hesabı yaptım en kötü halde bir işletmeciden 80.000 ile 100.000 arası sadece komisyonculuktan para alıyorlar, bu paralara kendi ekibinizi pekte rahat kurabilirsiniz heralde.

akinselcuk
08-11-2009, 22:10
Ama şu da var ; Seraya yatırılacak 500 bin lira ile altın alınıp yastık altına konsa 12 ay içinde sadece kazanç kısmı bozdurulup yense çalışmadan aylık 5000 liranın üzerinde bir gelir sahibi olunabilir. Hemde ana para üzerinde hiç bir risk olmadan !

500 bini seraya yatırıp canhıraş çalışıp bir takım risklerle yatıp kalkmaktan daha cazip.

Bu güne kadar böyle oldu. Kötü ama böyle.

Sözün özü , 50 kuruşa maledip 3$ a satılamayacaksa böyle bir yatırıma girmek gereksiz bir hal alıyor.

Bunun içinde topraksız seranın detaylarını öğrenmek yerine önce dış ticareti kavramak gerek....

BY BAYDİLLİ
09-11-2009, 08:44
Merhaba arkadaşlar bu konuya yeni yazıyorum.En son bursa tarım fuarın da görüşmüştüm dizayncılarla(İlker bey)ile sera yapım bedeli 110 bin avro/dönüm iken 140 bin e çıkmış 2,20 den çarpar isek 10 dönüm sera için 3,080,000 tl gibi bir rakam ortaya çıkıyor.Maliyet oldukça yüksek ama getiriside büyük.Çok iyi düşünmek gerek piyasa şartlarını tam bilmek gerek diye düşünüyorum.Yazılarınızdan okuduğum kadarıyla 10 dönüm sera tam otomasyonlu 600 bin liraya mal oluyor bu kadar fark ne olabilir?Sera içerisindeki tavalarda oldukça pahalıdır diye düşünüyorum. Selamlar,saygılar...

canerman
09-11-2009, 23:05
ben 2.000.000 tl olarak hesaplamıstım, eğer 3 milyon ise bence hiç gerek yok, hem üzerimden bu kadar para kazanacak hemde yurt içi fiyatından alacak yok artık daha neler, sadece yurtdışında kalıp malımı satsın diye adam tutarım daha iyi.

BY BAYDİLLİ
10-11-2009, 12:05
Yalnız,verimi unutmamak gerek,normal topraksız tarım da 35-40 ton/dönüm iken miracle ile 80ton/dönüm iki katı verim söz konusu.Alım da garanti insanın kafası karışıyor doğrusu.:)

zhuangzi
11-11-2009, 12:32
Sizler olurmu acaba diye düşünürken Dizayn dönümden 86.000 ton almayı başardı..... Demekki oluyor :)

Hiç bu forumda geçmeyen bir konu var oda şu :

Dizayn size dönüm başına 64.000 tonun parası her yıl ödemeyi taahhüttün ediyor hemde Patrondan imzalı sözleşme ile.

Yani sıfır ürün alsanız dahi domatesin kilo fiyatını 1.20 TL düşünürseniz, yıllık 768.000 TL ciro garanti; 1.80 TL düşünürsenizde 1.152.000 TL garanti....

Adamlar aptalmı dönümde 64.000 ton garantisi versin ;)

BY BAYDİLLİ
12-11-2009, 12:53
Dizayn da iki seçenek var,Biri ne kadar çıkarsa o kadar para alıyosunuz alım garantisi yok.İkincisi %+- 20 obsiyonlu alım garantili.En az 64 ton garantili en fazla 96 ton garantisini veriyorlar 100 ton gelse dahi 96 ton parası alınıyo 20 ton çıksa da aynı 64 ton ton parası alınıyor.

pepecan
12-11-2009, 19:29
Merhaba arkadaşlar,

yazdıklarınıza cevap verirken kendimi Dizayn'ın savunucusu gibi görmek istemiyorum. sadece ben onlar ile yüz yüze toplantı yaptığım için birçok konuda artık fikrim var. öncelikle neden ürün maliyeti daha az onu söyleyeyim. şimdi duyacağınız şeye çok şaşıracaksınız. miracle ile topraksız tarımda kullanılan suyun 10 katı kadar daha az su kullanılıyor. yani 10 kat daha az su maliyeti, 2,5-3 kat daha az gübre kullanılıyor bu da 3 kat daha az maliyet demek oluyor ve en önemlisi 160 kat daha az ilaç kullanılıyor. yani hiçe yakın. bizim yediğimiz her bir meyve ve sebzede bulunan ilaç miktarının tam tamına 160 katı kadar daha az ilaç kullanılıyor. yani bütün bunların maliyetini bırakalım bir kenara konvensiyonel tarım ve diğer topraksız tarımdaki ürünlerden yediğimiz birikintinin haddi hesabı olmadığnı anladım. bir yandan da bütün bunlar maliyet demek. akışkan su kültürü ile sürekli çalışan bir pompa var ama sadece göze çarpan fazla maliyet olarak bir o görünüyor . fizibilite raporunda diğer topraksız tarım sistemlerindeki elektrik miktarının az üzerinde. yani tam hatırlayamıyorum ama sanırım diğer topraksız tarım sistemlerinde yıllık dönüm başı 1500 TL civarında olan elektirk gideri onlarda 2500 TL civarındaydı sanırım. yani çok az bir ekstra maliyet. bir de ürün fazla olduğu için ambalaj :). ama bütün bunların yanında aldıkları 80 ton, yani garantisi verdikleri rakamdır bu. Biz alışmışız Avrupalılıarın herşeyi en iyi yaptıklarına inanmaya. bu proje ile onlara parmak ısırtacağımızı düşünüyorum.

bunların yanında ürün satışı için pazar aramak zorunda kalmıyorsunuz, pazar buldunuz tahsilat yapabilme sıkıntısı olmayacak. torf, kokopit, cam elyafı vs. gibi kullanılan katı metaryelleri her sene ya da iki senede bir değiştirme derdiniz ve gideriniz yok, nakliye araçlarını ayağınıza kadar gönderiyorlar ona da ekstra bir gider yok. dolayısıyla diğer topraksız tarım seralarının giderleri göz önüne alınacak olunursa ürün maliyeti ortalama 1,3-1,4 TL arasında değişiyor. Agrobay'ın serasında jeotermal kullanılıyor ama diğer maliyetleri kısamadıkları ve fazla ürün alamadıkları için 1,2'nin altına düşüremiyorlarmış. yönetim kurulu başkanlarının yazısını okumuştum bir dergide.

bütün bunların yanında bir Türk firması ve o kadar paylaşımcılar ki bunu anlatamayız. firmayı ziyarete gittiğimde bana öncelikle tanıtım filmi izlettiler.gözlerime inanamadım. Türkiyedeki en çok sanayiye dönüşen patent sayıları var. 82 ülkeye ihracat yapıp birçok konuda rekor kırarak ödül almışlar. düşünsenize bunu yapan bir Türk firması. Alla yardımcıları olsun. bu yolda yürümeye devam edip, ülkemizin gurur kaynağı olmaya devam ederler inşallah.

ben de "neden kendiniz yapmıyorsunuz da satıyorsunuz" diye sordum. öncelikle bu dünyanın malı bu dünyada kalır felsefeleri var. yani paylaşımcı olduklarını gördüm. ikincisi ise önümüzdeki sene 10 yeni yatırımcı ile işe başlamayı düşüncüklerini söylediler. yani 2,5 milyonun üzerine olan bu projenin 100 dönümü 25 milyon TL. bu büyük bir rakam ve öncelikle bu kadar öz kaynak yatırmaya gerek olmadığını söylediler. yatırımcı sayısı ile çok daha çabuk büyüyüp, daha farklı noktalara ulaşabileceklermiş. daha birçok detayın olduğunu size rahatlıkla söyleyebilirim.

iyi akşamlar diliyorum hepinize.

saygılarımla

akinselcuk
12-11-2009, 20:54
Neden sera sattıklarına güzel bir açıklama daha gelmiş. 100 dönüme para yatıracaklarına 10 tane 10 dönüm satarlar hem iş satarlar halen aç olan dünya pazarına yeni ürün artışı sağlarlar.

Agrobay ın maliyetimizi düşüremiyoruz söylemi bence bir taktik lafı. Termal kaynak kullandıkları için onların maliyetinin dizayndan daha düşük olması gerekir. Isıtma gideri en büyük gider kalemi. Kilo fiyatını şekillendiren bir gider kalemi.

Dizaynın 20 ton ürün bile çıksa 64 ton parası ödemeye razı olması biraz düşündürücü. Bundan emin olmak gerek. Ticari teamüllere aykırı bir durum.

Alım garantili sözleşme yapıldığında kilo fiyatının en yakın hal fiyatının biraz altında olacağına dair duyumlarım var. Yani o yıl Antalya halinde domates 1 lira ise 70 kuruşa domates satmak zorunda kalınabilir. Bu 2 milyonun üzerinde yatırıma girmiş birisi için felaket olur. Bazı görüşenler bu şekilde konuşuyor.

Dizayn seraları ile ilgili bir çok yerde bir çok yazı yazıp bu projeyi tanıtmaya çalıştım. Genellikle çok muhalif yazılar cevap olarak geldi. Bu bakımdan Dizayn sera projesini anlayıp öven bir yazı ile karşılaşmak çok sevindirici.

akinselcuk
12-11-2009, 20:58
Dizayn seraları tarımdan çok bir iş projesidir. Değerlendirmesini bu yönde yapmak gerek... Bu yatırıma 5. etap Avrupa birliği hibe projesinden geri ödemesiz destek alınabilir. Durumu uygun.

BY BAYDİLLİ
13-11-2009, 09:26
Doğru iş yapanı yerden yere vurmak yerine,tebrik etmek en güzeli.Dün dizayn dan ilker bey ile görüştüm.Maliyeti daha düşük sera olamazmı? diye ortalama 1 milyon gibi bir rakam a mal olsa herkesin bakış açısı daha farklı olur dedim,Bana söylediği,"Mercedese binmek ayrı kartal a binmek ayrı.Sera yapım maliyeti evet yüksek ama diğer seralardan çok farklı herşeyin en iyisi olsun istedik dedi".Ellinin üzerinde ayrı optimizasyon var dedikleri bu gibi şeyler olmalı.Allah her daim işlerini rast getirir inşallah ülkemiz,ekonomimiz açısından güzel bir çalışma inşallah istedikleri başarıyı elde ederler,Bu hepimizin faydasına.

BY BAYDİLLİ
13-11-2009, 09:28
Bu arada izmir tarım fuarına da katılacaklarmış bilgilerinize...

pepecan
13-11-2009, 12:38
Dün dizayn dan ilker bey ile görüştüm.Maliyeti daha düşük sera olamazmı? diye ortalama 1 milyon gibi bir rakam a mal olsa herkesin bakış açısı daha farklı olur dedim,Bana söylediği,"Mercedese binmek ayrı kartal a binmek ayrı.Sera yapım maliyeti evet yüksek ama diğer seralardan çok farklı herşeyin en iyisi olsun istedik dedi".Ellinin üzerinde ayrı optimizasyon var dedikleri bu gibi şeyler olmalı.Allah her daim işlerini rast getirir inşallah ülkemiz,ekonomimiz açısından güzel bir çalışma inşallah istedikleri başarıyı elde ederler,Bu hepimizin faydasına.[/QUOTE]

Sayın BYDİLLİ,

çok doğru bir yaklaşım. Mercedese binmek bir ayrıcalıktır. o aracı kullanan insanların daha iyilerini alma durumu olmalarına rağmen araçlarını değiştirmediğine şahit oldum. aslında bunun kadar önemli bir şey daha var; sanırım bana gösterdikleri fizibilite raporunu size de göstermişlerdir. oradaki fizibilite raporunda diğer seralar ile bir karşılaştırma yapıldığını gördüm. yani şu an Türkiye'de bulunan diğer topraksız seralar ile bir karşılaştırma yapılmış. Şu anda en iyi şartlarda 35 ton alınabildiklerini varsayarak kendilerinin 80 ton almalarının kıyasını yapmışlardır. diğer seralar 7-8 yılda kendisini amorti ederken onların serası 3 yılda amorti ediyordu. yani diğer seraların amorti süresinde Dizaynın miracle seralarını 2'ye ya da 3 e katlayabilirsiniz. yani diğer seraların amorti süresinde siz 2 ye katlarsanız üretim kapasitenizi 1600 tona kadar çıkarıyorken diğer seralar hala 350 tona devam edecekler. bu durumda ciroyu veya karı çok büyük derecede artırabilirsiniz. ayrıca hal fiyatları hiç de o kadar kötü görünmüyor. istanbul hali ile diğer haller arasında çok büyük bir fark yok, olmamalı da zaten çünkü o zaman kimse üretim yapmaz. diğer illerin seralarından taşımacılık yaparak komisyon ile geçimini sağlarlardı. böyle bir durumun mantık dışı olduğunu düşünüyorum. istanbul hal fiyatları da en yüksek veya en düşük olarak ikiye ayrılıyor. en düşüğünün bile ortalaması 1,8 TL civarındadır. bu ürünlerin ilaçsız, hormonsuz ve tatlarının da müthiş olduğu düşünülrse en düşük fiyattan olacağını pek düşünmüyorum. izleyeceğiz, göreceğiz eğer bu seraları büyütüp yaygınlaşırlarsa da ayakta alkışlayacağız.

isim vermek doğrumudur bilmiyorum ama sıcakkanlılığı ve bilgili olması gerçekten beni çok etkileyen biri olan biri karşılıyor sizi orada ve yanlış hatırlamıyorsam ben de İlker Bey ile görüşmüştüm. kendisi; kimya mühendisiydi sanırım. hem çok sempatik, hem bilgili bana göre de çok başarılı bir genç mühendis. bana verdikleri bir örneği sizlerle paylaşmak isterim. kendilerine "80 ton almanın mucizevi birşey olduğunu pek de mümkün görünmediğini" söylemiştim. çünkü araştırmalarım Türkiyedeki rakamların 30 ton civarı olduğunu söylüyordu. verdikleri cevap çok hoşuma gitti sizlerle paylaşmak isterim: "bundan 15-20 yıl önce Türkiye'deki çifçilere dünyada artık topraksız tarım diye birşey var, hiç toprak kullanılmadan katı bir torf gibi malzemede üretim yapabilirsiniz. hem maliyetiniz azalıyor hem de üretim miktarınız çoğalıyor dediklerinde çifçilerin gülüp geçtiklerini söyledi. ancak birileri yurt dışında gördüğü için Trükiye'de uygulamaya başladı ve diğer çifçiler de gördüklerine inanamayarak durumu iyi olanın topraksız tarıma geçtiklerini bu şekilde de topraksız tarımın git gide çoğaldığını" söyledi. gerçekten birilerinin yeni birşeye başlaması zaman alır ama unutmamak gerekir ki her zaman ilkler kazanır.

saygılarımla

antalyakas
14-11-2009, 20:54
Öncelikle herkese selam.....Böyle konuları burada paylaşarak bizi bilgilendiren tüm arkadaşlar içten tesekkurlerimi sunarım.........Yaklaşık üç dört aydır bu siteyi ve yazıları takip ediyorum.....
Kısaca bende tarım işi ile uğraşıyorum fethiye kumluova .... Şu anda 5 dönüme yakın cam seram var ........Miracle bizim aşar ama sayın envorun diğer topraksız tarım adlı konusunda baya bi önce yazdım ama farketmedi galiba neyse isim önemli değil.....Ama yine en bilgilimiz..... Bende bu 5 dönümlük cam serayi topraksız tarıma çevirmek istiyorum sistem olarak perlit vb aklıma yatıyo.... Şu ile olanı maliyeti fazla galiba.....Perlit ile olan sistemin dönüm başına perlit artı sulama sistemi hepsi dahil bana ne kadar çıkar?
Beni bilgilendirirseniz sevinirim .... Saygılar....
Birde ısıtma sistemide var tabi..... Isıtma olarak sizce kömürlu olanimi yoksa zeytin çekirdegi ile çalışan sistemmi ucuza çıkar?Galiba bu iki sistemde borularda buharmi şumu öyle bişey dolaşıyomüs heralde bildiğimden değil sadece duydum bilgilendiren arkadaşlara şimdideen teşekkürler

BY BAYDİLLİ
14-11-2009, 22:46
Size katılıyorum syn.pepecan.Dizayn grup,Dünyayı yeniden keşfetmediğini söylüyor aslında hepimizin ders alması gereken bir bilgiyi paylaşıyor,Hani bir ata sözümüz vardırya"BAKARSAN BAĞ,BAKMAZSAN DAĞ OLUR"diye yaptığımız işe özen göstermemiz gerek onu sevmek ona değer vermek o iş ile dost olmak,Dizaynın yaptığıda bu.Tanıdığım bir veteriner arkadaşım bir örnek vermişti bana türkiye deki süt inekleri ortalama 25 kg süt veriyor iken israil deki aynı cins ineklerden 120 kg a kadar çıkabiliyormuş.Nasıl oluyor diye sorduğum da verdiği cevap ders almamız cinsten "Bir iş yapacaksan o iş değer verdiğin bir iş olmalı"Adamlar yaptıkları işe değer veriyor,saygı duyuyor sadece bu.selam sevgi gönül dolusu muhabbetlerimle...

BY BAYDİLLİ
14-11-2009, 22:48
syn ANTALYAKAS hoşgeldiniz.Ben tam bahsettiğiniz konuya pek vakıf değilim ama yanılmıyorsam sina enerji diye bir firmanın pratik rüzgar türbinleri var seralarda da kullanılabilir.Araştırmak gerek.saygılar.

antalyakas
15-11-2009, 18:56
Ilgin için sağol..... Küçük bi araştırma yaptım sina enerji nin sistemi çok pahalıya çıkar.... Ortalama aylık 60 milyon elektrik parası ödeyen bir evin ihtiyacı 1 kw dir ve 1kw lik sistemide 3500 dolar fiyat veriyolar(klima çalışmayacak şartı var o zaman güçsüz kalıyo daha güçlü sistem kuruyolar )....
Taki serada 7/24 çalışacakki buda daha güçlü bi sistem buda en az yirmi otuz bin dolar tutar.......Benim aklıma yatan zeytin çekirdeği kömür **** fuel oil ile olanı var .......Maliyeti düşük sandığım kadarı ile....Yinede teşekkürler....
Ortalama normal perlit ile bir topraksız tarım sisteminin kaça mâl olduğu .......
Bu vakitten sonra yer alıp sera yapma vakti geçti.... Tarlanin olmuş dönümu ellibin ytl bir dönüm cam serada elli bin lira.... Artı millet sata sata bu bölgede satılacakta alınacak arazi kalmadı....
Benim yapmam gerek şimdi bu beş dönüm seradan nasıl daha fazla ürün alırım ? Odaklanmam gereken nokta burası.....
Şu anda bir dönümden salkım keserek 25 ton beş dönümden 130 tona yakın hasat yapıyorum ve geçen sezon sonu hesaplarımda yılsonu fiyat ortalamasi 1 ytl de 5 kusur aşağı yani 95 kuruşa gitti 120 kusur milyar aldı allah bereket versin topraksız tarımda bu kazancı ikiye katlayabilecemi düşünüyorum ..... Topraksız tarımda ise 35-40 tona yakın ürün alındığı söyleniyo ve fiyatları normalinden iki kat olduğunu duydum bilmem doğru bilmem yanlış....Antakyadakiler bilir merkezi antalyada Muşlu kardeşler ihracat firmasını var onların fethiye kumluovadaki yerlerine veriyorum...... Şirket sahiplerinden Hikmet kerem in dediğine göre normal domates 1 ytl iken antalya daki ardiyelerin iki ytl ye topraksız olarak yetişen domatesi islediklerini belirtti buda kazancı ikiye katlıyo..... eğer dönümden 40 ton ürün aldığımda ne yapar?Bir dönümden 15 ton 5 dönümden 75 ton yapar buda demekki 5 dönüm seradan normal şekilde 8 dönümden alınan ürünü alacağım buda ne oluyo az iş ile çok ürün almamı sağlıyo artı dekar başına diktiğim fide sayısı düşüyo...Artı pazar aramıyorum alıcı beni buluyo ve birçok artisi.... Ve artı yönlerinden dolayı bu ise yönlenmeye karar verdim.... Önceliklede en ince ayrıntısına kadar herşeyini araştırmaya karar verdim .....

envor
15-11-2009, 20:34
.Miracle bizim aşar ama sayın envorun diğer topraksız tarım adlı konusunda baya bi önce yazdım ama farketmedi galiba

Evet, malesef fark etmemişim. Kusuruma bakmayın. Özelden telefonunuzu gönderin bana telafi edelim bu durumu. Hem tanışmış oluruz :)

BY BAYDİLLİ
15-11-2009, 21:27
Syn antalyakas,sizin bu sorduğunuz bütün soruları envor hocamız daha iyi bilir e nede olsa işin erbabı :)

antalyakas
16-11-2009, 07:13
Ne kusuru sayın envor...
Nete cep telefonundan girdiğim için tam anlami ile herşeyi kullanamıyorum.....Normal mesaj gönderiyo foruma ama özelden atmıyo ndense anlamış değilim......
Galiba senin serada antalya da idi yanılmıyo isem....
3-4 nisanda açık öğretim sınavlarım var eğer vakit ayırabilir isem gelip hem şerani görmek hemde tanışmak isterim.....
Bu sene seralari 4te 1 e ortağa falan vermedim 5 dönümun hepsini kendim yapıyorum işin altında kaldım desem yeridir .....Çok sıkıştıgim zaman yine işçi tutuyorum ama bu sene pek işten vaktim olmuyo....
Benim başlıca merak ettiklerim:
1)senin seradaki gibi perlit vb madeler ile topraksız tarım sisteminin kaça mâl olduğu buna sulamasi ısıtması dahil.....
2) topraksız tarımda domates kaç günde hasat oluyo ?yani diyelim ki normalde 10 ekimde diktiğimi domates 10 şubatta kızarmaya başlıyo bu süre topraksız tarımda ne kadar ?
3)bir diğer sorum fiyat durumu normal piyasa 1.20 ytl iken topraksız tarımda salkımin piyasası ne kadar?
4)yine diğer sorum normal şartlarda kaç ton ürün alabilirim dönüm başı(salkım turu dikmeyi düşünüyorum salkıma alıştığım için diğer tekli iri domatesler sanki satmada yumuşama problemi ile karşılaşıyo çiftçinin çoğu )
5)tür olarak ikram f1 topraksız tarıma gidermi **** bu yıl yeni çıkan fleksi f1 var deneme amaçlı diktim ve şu anda salkım yapısı çiçek sayısı meyve tutumu çok güzel birde hasat zamanı sertliği de iyi oldumu o tür var aklımda
bilgilendirirsen çok memnun olurum......
Benim bu sistem için rahat bi şekilde dönüme 15 bin ytl ayırabilirim aslında daha fazlada olurda ama geçen yıl sera kurdurdum yine bu yıl yeni iki katlı ev yaptırdım o işlenecek derken bu yılki kazancın çoğunu oraya yönlendireceğim..... serasi hazır zaten cam sera.....Sizce 15bin ytl yeterli olurmu dönüm başı? Şimdiden çok çok sağolun .....Domateslerin dolamasi var dolama yapıyoruz bana müsade arkadaşlar.....

BY BAYDİLLİ
20-11-2009, 13:32
Bence insanların dizayn gruba tepkisinin sebebi;yatırım maliyetinin yüksek olması.Örneğin dizaynın 10 dönüm serası 3 milyon tl ye mal oluyor 80 ton verim alınıyor,Normal bir sera 500 bin ederse 60 dönüm 3 milyon tl yapar dönümden 40 ton alınsa 240 ton yapar.Bence bunu da unutmamak gerek.Dizaynın da maliyetleri daha düşürmesi gerekir diye düşünüyorum,maksimum 1 milyonu geçmemeli bence.

envor
20-11-2009, 16:42
Sayın antalyakas; öncelikle topraklı tarımda 25 ton :eek: ürün alabiliyorsanız bir dönüm yerden, hiç maceraya atılmayın derim. Bu çok iyi bir rakam. Topraksız tarımdan 35 ila 40 ton domates alınabilir, ama ona göre teknolojik ve iyi ısıtılabilir modern sera lazım. Sizin bölgenizdeyim ve öyle bir tane bile sera görmedim.

Topraksız da yetişmiş domatesin fiyatı, topraklı da yetişmiş domatese göre çok daha fazlaya satılıyor. O doğru.

Bir diğer konuda; forum da çoğu kimse benim sera sahibi olduğumu düşünüyor olması. 40 kişi söylerse olurmuş ya! Nasip :) Belki bir gün bizim de olur...:D:D Ben sadece sera da mühendislik yapıyorum, hepsi bu. İşimi severek yaptığımdan olabilir belki, seram varmış gibi hissettiriyor da olabilirim. Ama malesef seram yok. :(

Ayrıca çalıştığım bölge de sizin bölgeniz, yani tanışmamız için ta Antalya ya gelmenize gerek yok :) Kınık'a gelseniz yeter :)

antalyakas
21-11-2009, 08:21
Sayın envor şeran olduğunu envor topraksız tarım diye konu açmışsin oradan çıkardım inşallah olur bir gün......
*3 yıldır salkım yani ikram f1 dikiyorum ve her yıl az daha tecrübe ediniyorum kendim iki yıl oluyor okulu bitireli geçen yıldan beri artık domateslerim :-d ile uğraşıyorum.....
*genelde salkım meyvesi az ufak olur ama antalyada bir kimya mühendisi ile görüştük bir gübre formülü verdi bize kendimiz hazırlıyoruz ve ucuza mâl ediyorum gübreyi içerik olarak potasol plus ile aynı npk artı ızelementlerden oluşuyo fakat oranları potasol daki lerden yüksek.......Bu gübreyi cemreler toprağa düştüğü günden itibaren günlük dekara bir litre veriyoruz hiç aksatmadan isim özüde burada günlük sade vana başı(500 metre kare her vana)15 er dk gübreli şu gayetde memnunum ...... Geçen yıl herkes güldü bana günlük gübremi verilir diye ama şimdi gülenler verim ve tonajdaki artışı görünce hepside haklı olduğumu söylüyo ......
* bu yıl birde fleksi f1 diktim deneme olarak..... Meyve tutumu ikram dan fazla ikramlarda salkımda genelde 7-8 meyve fleksi lerde ise salkımda ortalama 9-10-11 meyve eğer feleksilerinde raf ömrü uzun olursa o salkım türü ile bir dönümden(topraklı) hedefim 30 ton ürün almak..... Bekleyip göreceğiz bakalım..........

casper
26-11-2009, 11:49
Yorumları değerlendirince şu kanaate vardım. Dizayn dünyanın bildiği ve Türkiye'nin yabancı olduğu bu sistemi sadece ve sadece kar amaçlı yapmaktadır. Aksi düşünülemez. Yetkili birinin yaptığı açıklama ilk sayfalarda var.
“- Bu sizin için önemli bir iş kolu olacak o zaman?
Tabii. Dizayn Grup zaten bir teknoloji firması. Ürettiğimiz teknoloji ürüne dönüşecek. Ya biz yapacağız ya da yapana satacağız.
Bu iş bir firma işinin çok ötesinde bir iş. Bir firmayı zengin etme projesi değil. Manevi yönü çok yüksek bir iş. “
Ama bir ticarethane topluma yeni iş alanları açmak için uğraşmaz, kendi iş alanını sağlamlaştırmak için uğraşır. Para kazanmak için uğraşır. Komik olmayalım. Topluma iş sahası açmak ve refahını düşünmek devletin yapacağı iştir.
Bu bağlamda Dizayn önce kendi para kazanmak istiyor. Bunuda büyük bir yatırım yapıp bekleyip görmektense yatıracağı paranın onlarca fazlasını yatırımcılara yıkarak bilgi satıyor. Forumda bir arakadaşın da dediği gibi benimde param olsa bende aynını yapardım. 100 tane tesis açmaktansa 100 tesis açtırır, karlarına ortak olurdum...
Dizaynı eleştirdiğim manası çıkmasın söylediklerimden, ama burda yatırımcının gözünün açık olması gerekli.

“- Siz şimdi çok iyi bir iş kolu yakaladınız. Bu alana, yani üretime hiç girmeyi düşünmüyor musunuz?
Biz üretici olmayalım. Türkiye'de üretici çok zaten. Çiftçilerimiz para kazansınlar, buradan girişimciler çıksın. Biz belki 'Miracle 'markası ile pazarlamasını üstleneceğiz. Sattığımız teknolojiyi de takip edeceğiz. Yani buradan oturup kendi bilgisayarımızdan, bitkinin özünü sensörlerle izleyeceğiz. Çiftçiye birşey bırakmıyoruz.”
Bu ikinci alıntı da dikkate şayan. Arkadaşlar eğer bir çifçi,yatırımcı varsa çalışmadan para kazanacağına inanan, bırakıversin. Bu mantıkla size sadece mahsülleri toplatacağını vaadeen bir firma etki-tepki denklemine aykırı konuşmaktadır. Çalışmadan para kazanılmaz.Yatırımcıların iştahlarını kabartan açıklamalar bunlardır ve tamamen tehlikelidir. Dünyanın hiç bir yerinde oturduğun yerden para kazandırmazlar. Hele hele sizin tesislerininzde sizin bitkilerinizi bilgisayarla kontrol edeceklerse sizin ne işiniz var orda?
Sizin şu işiniz var; Tesise para yatırmak ölü yatırım. Bu kadar parayı bulmak imkansız. Riski minumuma indirmek ve karı maksimuma çıkarmak… Sizce ?

Bu bigi ve sistemler dünyada mevcutken, globalleşen dünya şartlarında herşeye ulaşım daha kolayken sadece bir firmadan destek almak bana mantıksız geliyor.
Topraksız tarımla alakalı araştırma yaptığımda bir Ziraat Müh. ne bilgi almak için gittim. Sorduğum sorulardan bunalınca bana şunu sordu;
"-Siz neden soruyorsunuz bunları?
-Topraksız tarımla alakalı bazı bilgiler edinmek istiyoruzda ondan.
-Topraksız tarım mı? Niye topraksız yapacaksınız, toprakta yapsanıza!"
:) Ziraat Müh. arkadaşların bilgi ve birikimlerini, akademik formasyonlarını eleştirmek için anlatmadım bunu elbette. Ancak halkımızın çok yabancı olduğu, hatta ve hatta ömürleri böcek ve kurt ilacı satmakla geçen,buna mecbur kılınan meslek erbablarının bile fazla bilgi sahibi olmadığı topraksız tarımın geldiği nokta yukarda anlattığım noktadır. Eğer siz böyle boşluğu olan bir alanda biraz bilği sahibiyseniz adınız dizayn olarak duyulursunuz. İnsanlarda bunun için yatırım yapar. Bu bağlamda topraksız tarım Dizayn için ticari kaygısı olmayan bir yatırımdır. Peki yatırımcı için?
Bu sorunun cevabını zaman gösterecek elbet.
Kanaatim şu ki; bu işi yapmayı düşünen yatırımcılar daha fazla araştırsınlar. Ortam puslu gözüküyor. Kendi argelerini kendileri yapsın. Denesinler ve yanılsınlar. Bilgiye ve tecrübeye kendileri ulaşsınlar. Bunun maliyeti çok çok daha ucuz olacaktır ve kendilerine en uygun sistemi kendileri bulacaktır.Ancak böyle gelişeceği düşüncesindeyim topraksız tarımın.

ertugrulgazi
17-09-2010, 07:17
Şu Anda bu yazışma ve konuşmaların üzerinden 1 yıl geçmiş bulunmakta.Dizayn Grup 'la birlikte bu işi yapmaya karar veren veya projeye dahil olmuş olup gelişmelerden haberi olan arkadaşlarımız varsa bizleri aydınlatırsa sevinirim.

zafer0706
17-09-2010, 10:06
Arkadaşlar herkese iyi günler. Ben biraz daha teknik bilgi sahibi olmak istiyorum bu konuda ne yapabileceğim konusunda bana yardımcı olursanız minnettar kalırım. Teknik bilgiden kastım bu teknoloji nasıl edinilir? ne şartlarda kullanılır? ve optimizasyonu nedir? Şimdiden herkese iyi çalışmalar

ertugrulgazi
18-09-2010, 17:03
Bence forumdan envor bey ile görüşün bide internete böyle bir adrese denk geldim.İsterseniz iletişime geçersiniz.
http://www.topraksiztarim.net/

homeboy
08-11-2010, 17:50
Sevgili Forum Uyeleri,

Bu konu basligi ile belirtilen tum mesajlari okudum ve Miracle Sera ile ilgili basit bir iki sorum olacak, yanitlarsaniz sevinirim.

http://www.miraclesera.com/tr/ar-ge.html linkinde belirtilene gore verim 80ton/donum olarak belirtilmis. Ancak ayni linkin asagisinda bulunan "projemiz ve asamalari" linkinde bulunan .pdf dosyasinin Ingilizce versiyonunda (ki bu ingilizce sayfasinda yer aliyor), 80 ton/10 donum olarak yazilmis. En onemli veri ile ilgili bu farklilik konusunda bir bilginiz var mi? Tum medyada yer alan bilgi 80ton/donum olarak belirtiliyor...

Tesekkurler

fskandemir
09-11-2010, 09:26
İngilizce metnin linkini yollayabilir misiniz?

teknox
24-11-2010, 22:44
Konuyla pek alakası yok ama bu dizayn cılar bundan 3 4 sene evvel müşterilerinden ön ödeme yapın size daha buyuk iskontolarla malzeme verelim diyip tüm aldıkları çekleri malzemeleri vermeden hatta günü gelmeyen cekleri dahi tahsile kalkınca coğu müşterisini ya batırmış **** cok zor durumda bırakmış bir firmadır güvenilirliği sorgulanmaya acık bir firma

Selahattin Yılmaz
24-11-2010, 23:22
Daha önce bu başlıkta yazmıştım, dizayn gurubun uyguladıkları sistem akan su kültürü ve aynı sistemin temelini geliştiren ve hyponica tarım tarafından da Türkiye'de devam ettirilen Japon Nazova'ya ait videoyu forumda yayınlamıştım. Sistem kararlı değil ve her zaman aynı verimi vermeyebiliyor ancak ideal şartlarda dekar başına 25 ile 80 ton arası verim alabiliyorsunuz şunu kriter olarak belirtmeliyim ki Antalya şartlarında normal katı ortam kültüründe (kokos, perlit) topraksız tarımda dekar başına 25-30 ton rahatlıkla alınabiliyor tabi 11 aylık verim periyodunda. İlgilenenler başlığa uğrayınız. (http://81.22.102.157/forum/showthread.php?t=21636)


Ayrıca Miracle projesini en iyi anlatan şu PDf dosyası (http://www.scribd.com/doc/39528258/Miracle-Tam-Sunum)nıda enine boyuna inceleyiniz.

odogal
11-02-2011, 20:33
Agrobay

Dizaynın

Başka önerebileceginiz firmalar var mı, sn. akınselcuk.

0LeA
22-01-2012, 20:47
dizayn cıların yaptıkları çalışmalar tam olarak dönümlerce seralarda değil.. bir iki bitkilik denemelerden alınan sonuçları dönümlerce yapılmış gibi gösteriyorlar laboratuvar koşullarında yapılmış çalışmaları işleyen seralarda yapılmış gibi gösteriyorlar, pratikte bu kadar ürün alırlarmı 80tona ulaşırlarmı şu dönemde bilmiyorum ama yaptıkları söyledikleri yanıltmadan başka bişey değil..

elbette dönümden 80 ton almam mümkün olacaktır. kış döneminde bitkiye haftada 1 çiçek bile açtıramazken, 80ton almak için 2-3 çiçek açtırmalılar bitkiye, 12 aylık bi periyot olmalı çok iyi ısıtılabilmeli havalandırılabilmeli..

ismail 55
23-01-2012, 17:52
OLeA hanım siz zıraat mühendisi olarak bir domates yaz sezonu boyunca kaç kilo verir saygılar

0LeA
31-01-2012, 19:00
açıkta tarla/salçalık/kurutmalık domates kuzey ege bölgesinde ortalama 10ton/da larda.. çok iyi bakım şartları hastalık zaralı gibi olumsuzzluklar olmazsa maximum 13 ton lara çıkıyor..

topraksız üretimde ağustos sonunda temmuz ayına kadar ki üretimde ortalama 30-32ton/da ... ancak üretim sürenizi uzatır fazladan ısıtma soğutma ışıklandırma yapabilirseniz maximum 45 ton/da lara çıkabilir..

0LeA
31-01-2012, 19:02
OLeA hanım siz zıraat mühendisi olarak bir domates yaz sezonu boyunca kaç kilo verir saygılar

bitki başına 3 aylık yaz sezonu için 3kg ı geçmez..

Hydroponic
06-05-2012, 17:48
Merhaba Arkadaslar,
Forumunuzu uzun bir suredir izliyorum. cok faydali bilgiler paylasiyorsunuz. Cok harika,
Hydroponic sistemin en buyuk masraf kalemini isitma gideri tutuyor, buda yaklasik %90. Bu sistemi Japonya'da Toshiba yapti ama ekonomik olmadigi icin birakti. Eger isitma sistemini dogal kaynaktan kullaniyorsaniz sorunu cozdunuz demektir. Ticari olarak diger sistemlerden 10 adim daha ilerdesinizdir.
Turkiye'de yaptigim arastirmalarda sunu gordum, Evet Dizayn Grup uyguladi ve belli bir oranda basarili oldu ama maliyetlerini ( uretim anindaki) potansiyel ureticiye aciklamak gerekiyor ki bunu kimse soylemiyor.
Cok dusuk su kullanilarak uretim yapildigini soyluyorlar bu da dogru ama su devir dayim ederken devamli ilave taze su koymak zorundalar, cunku sudaki belli minarel eriyikler sebze tarafindan kullanildigindan diger tuzlu minerallerin orani su ucerisinde artiyor.

En Onemli konular; 1 isiyi devamli kontrol altinda tutmak, 2 suya yeterli derecede oksijen vermek, 3 besin eriyikleri. 4 suyun devir dayim hiz / zamanini iyi ayarlamak, 5 artan tuz oranini dengelemek. Ayrica burda belirtmedigim 2 adet onemli konu bu sistemin yuksek derecede verimli olmasi icin olmazsa olmazlarindan.

Eger yanilmiyorsam bu sistemin kurulumu icin Dizayn Grup 20 donum icin 2 milyon avro istiyorlar.
Ticari Hydroponic ortu alti tarim icin (Ozellikle tomates), bu sistemin patantine sahibiz, ayrica sistemden cikan suyun tuz oranini dengeleyen sistemin patantine sahibiz.
Bizimle Isbirligi yapacak muhendis ve potansiyel yatirimcilarla gorusmek isteriz. ve bu sistemi cok cok ekonomik fiyata yapmayi taahhut ediyoruz. burda fiyat vermek istemiyorum, Denizli Saraykoy bolgesi bu sistem icin idealdir.
Hydroponic sistem en yuksek kapasitede urun alinan topraksiz tarim seklidir.

gazeteci28
14-05-2012, 19:59
Ticari Hydroponic ortu alti tarim icin (Ozellikle tomates), bu sistemin patantine sahibiz, ayrica sistemden cikan suyun tuz oranini dengeleyen sistemin patantine sahibiz.
Bizimle Isbirligi yapacak muhendis ve potansiyel yatirimcilarla gorusmek isteriz.

Özelden mesaj çektim dönmedi. Bu kişi hangi firmayı temsil ediyor merak ettim?
Mesajıda ciddi bir mesajmış gibi forumda tutuluyor.

Malina'nın dikkatine

yenihedef
12-10-2012, 09:57
arkadaslar bu sistemi kullanan var mi? domates fiyatlari cok dusuk seyrederse, insanlarin elinde patlama imkani var bu sistemin, gecen gubn konustum 60 don kesin diyorlar, 80 tona kadarda cikmasi cok buyuk ihtimalmis, sorun surda domates 1 liranin altina duserse o zaman yandiniz demektir :)

kymtarim
08-08-2015, 12:20
Arkadaşlar topraksız tarım ilginiz bitti mi? Ben geçen hfta katıldım ancak ne cevap veren ne de yorum yapan var. Hala bunlarla ilgilenen var mı? Alooo : )

MehmetCebeci
25-09-2015, 13:01
arkadaslar bu sistemi kullanan var mi? domates fiyatlari cok dusuk seyrederse, insanlarin elinde patlama imkani var bu sistemin, gecen gubn konustum 60 don kesin diyorlar, 80 tona kadarda cikmasi cok buyuk ihtimalmis, sorun surda domates 1 liranin altina duserse o zaman yandiniz demektir :)

Miracle ile çalışan kimse çıkmadı galiba.

Kudret Tezel
25-09-2015, 14:11
Arkadaşlar bu site topraksız tarıma gönül veren onun inceliklerini tekniklerini öğrenmeye çalışan ve her şeyini A dan Z bizzat kendisi yapan düşünen üreten insanların sitesi. Parayı başkasına verip hadi sen yap bende kar ortağın olayım diyen insanların burada işi olmaz sanırım. Onlar işe yarayacak teknik bilgi veremezler,ortakları da zaten buna yanaşmazlar.

idris şenol
25-09-2015, 21:18
haklısınız :))

kiziltan
25-09-2015, 22:08
Sn Senol sinirlenmeyin. sen olun !!

tasdelenmurat
19-08-2016, 21:43
Ben yıllardır bu sitenin üyesiyim. Şahsen buradaki forumlarda okuduklarımla ( öğrendiklerimle bile ) bir ton ziraat mühendisi / seracıyla saatlerce konuşacak kadar bilgi sahibi oldum. Bizim insanımızda maalesef okumak , araştırmak yok. Ben şahsen etrafımda bi ton insanı bu susuz tarım seraları satan insanlara karşı uyardım. Biraz amiyane bir tabir olacak ama o firmaların sağmalık ineğinden başka bir şey olamazsınız diye. Öylede oldu. Sadece girişimci ruhuyla ve parayla bir işe girilmez. Girişimcilerin ilk bilmesi gereken şey ( finansal okur/yazarlık üzerine birazda kitap okuyun ) 2 yıl içinde yatırdığınız parayı size geri döndürmeyen ve bundan sonra full kar bırakmayan bir işe asla girilmez. Ev aldığınızda şayet kiraya verdiğinizde 60 ay içinde o eve yatırdığınız para geri gelmeyecekse, bazı ekonimistleride göre bu 90 aya kadar çıkar. O evi almaya gerek yoktur. 2 -3 trilyon paranız varsa zaten pek çok başka girişimde bulunursunuz ve daha manyak paraları daha kısa sürede kazanırsınız. Kar hesaplarıyla verilen bilgilere göre bu işe girişmeye ( bırakın bu işi, her işde böyledir ) çalışmak ancak lafda ve kağıtta olur. Gerçek hayatta gider kalemine oluşturan girdilere bakmanızı tavsiye ederim. Bu tarz sistemde sistemin ihtiyac duyacağı borulardan, gübreye kadar herşeyin bir eskime, yıpranma, bozulma, sigorta, afet, iklim şartları, işçi vb. tonla gider tüm kalemleri/olasıklıkları hesapladınızmı? Hesaplayabilme kapasiteniz varmı? Herşeyde karşı tarafa bağımlı olarak bir işe girilirmi? 2 trilyonu bırakın.100 bin tl yi bile bankadan kredi çekerek bir işe giriyorsunuz. Bankaya ödenecek faizleride gider hesabınıza koydunuzmu? Seracılıkla ilgi 3-6 ay en az günde 3-4 saat biseyler okuyun, youtubeda videolara bakın. Dolaylı yollardan susuz tarım yapabileceğiniz tonlarca yöntem var. Bırakın o firmaların 10 da birini, 100 de birine yapabileceğiniz yöntemlerde var. Hintli köylü bahçesine 1 depo hazırlayıp alabalıkların suyuyla tarlasını besliyorsa ve verimini manyak artırabiliyorsa, birkaç su mühendisine danışarak, zirat mühendisine danışarak, seracılık işi yapanlarla konuşarak, okuyarak, araştırarak, biraz ÖNCE bilgi sahibi olarak bir işe girişilmeli. Bilginiz varsa zaten sahibinden.com da satılan arazilere bakarsınız. metrekaresi 1 tl den bile satılan 30.000 metrekarelik araziyi alırsınız. o arazi şartında yetişebilecek en standart ürünü bile çok basit bir iki şeyle bile 2 katına çıkarırsınız. o bile 10 dönüm/dekar ( 10000 mt ) trilyon yatırdığınız yatırıma göre , yatırım/getiri ilişkisi içinde size daha fazla kazandırır.

Kudret Tezel
19-08-2016, 22:09
Haklısınız taşdelenmurat, bizim milletimiz okumaz ama ahkam kesmeye gelince üstüne yoktur. Diyorum ki birazcık okusanız da yaptığımızın susuz tarım değil topraksız tarım olduğunu öğrenseniz. Okumakta fayda var.

cemcem43
20-08-2016, 05:26
Haklısınız taşdelenmurat, bizim milletimiz okumaz ama ahkam kesmeye gelince üstüne yoktur. Diyorum ki birazcık okusanız da yaptığımızın susuz tarım değil topraksız tarım olduğunu öğrenseniz. Okumakta fayda var.

Helal olsun abi.

volkan0048
20-08-2016, 12:53
Kimse ye
topraksız tarım yap ! , diye dayatan yok...
ayrıca burası okumayı, araştırmayı, uygulamayı seven, doğayı toprağı seven ve koruyan,
hobi olarak ta uygulayan amatör ruhlu, profesyonel tarım adayı da olabilecek kapasitesi olan paylaşım ruhlu insanların bol olduğu bir forum.
TOPRAKSIZ Tarım'ı biz ticari amaçtan ziyade amatörce yapıyoruz ama ticarete döken arkadaşlarımız da var, elbette onlarda araştırmasını yapıyorlar ve kazanıyorlar.
Demek ki kazanıyorlarsa doğru yoldalar...
Sizin dediğiniz SUSUZ TARIM da geçerli tabi kiii.....
SUSUZ Tarım nasıl yapılıyorsa merak ettim, onuda araştırayım....

ciftci_aga55
20-08-2016, 19:49
bir samsunlu olarak Taşdelen murat adına hepinizden özür dilerim kudret hocama da güzel cevabından dolayı teşekkür ederim bir aya kalmaz bende amatörce başlıyorum inşallah saygılar.

thorbank
21-08-2016, 13:26
trabzonlu birisi yapmıştı galiba 500 mt yerde ...domates ve çilek üretmiş...karadenizde beef cinsi gittiği için onu ektim şimdi 3,5tlden sattım diye yazmıştı...eğer salkım veya başka tür eksem gitmezdi ben de zarar ederdim diye yazmış...eğer oyunu kurallarına göre oynarsak pekala ticari bir boyutu olur diye düşünüyorum.

tasdelenmurat
22-08-2016, 10:26
Bende yazdığıma güldüm. "Susuz tarım". görünce kahkaha attım. Kusura bakmayın. 10 parmak klavye ile yazıyorum. Hıza kurban gitmişim.

kimyager147
22-08-2016, 14:29
Taşdelen murat yazdıklarınız güzel ama.
Yatırımın geri dönmesi ile ilgili yıl bana çok zor gibi geldi. 2 yıl içinde Türkiye'de geri dönen yatırım ne olabilir ki. :)

thorbank
22-08-2016, 16:18
işin uzmanı arkadaşlar cevaplarsa sevinirim .bu işin ticari yönünü bulmak adına...

5 dönümlük bi alandan yola çıkarsak ....
1-öncelikle sera kurma maliyeti
2-ekipmanla
3-fide-gübre
4-elektirik-su

bunların maliyeti ne olur acaba mersin gibi bir yerde...

tasdelenmurat
23-08-2016, 13:23
finansal okur-yazarlık, ekonomi bilimi açısından bakarsak, her iş 2 yıl, biraz riski artırarak 3 yıl içinde yatırılan ana parayı amorti edebilir? Geliri artıramıyorsan gideri azalt. Yukarıda verdiğim örnekte sahibinden.com da gerçekten mt'si 1 tl ye satılan araziler var. 30 bin tl ye oradan 30 bin mt arazi alıp, kara bugday da ekebilirsin. patatesde ekebilirsin veya herhangi birşey. Bu herkesin yaptığı şey. Herkesin yaptığı şeye +1 i koyacak bir bilgin varsa herkesden 2 kat daha fazla kazanmaya başlarsın. Yukarıda arkadaş mesaj yazmış, mersinde sera için, o bölgede herkes seracılık yapıyor, herkes tutturmuş 1 domates, halbuki topraksız tarımda en iyi , en hızlı, en kaliteli , en verimle yetiştirilicek şey yapraklı bitkiler ve toprak altında yumrulu yetişen bitkiler. ucuza araziyi elde edebilirsen, o araziye göre serayı yapabilirsen, hintli köylü veya youtubedeki tonlarca videoda olduğu gibi bir alabalık kazanı hazırlayıp "verimli deresuyu mantığıyla " gübreyi buradan elde edebilirsen, seracıların en büyük sorunu olan şu ısıtma derdini youtubedaki tonlarca videoda var, yeryüzünün ( yeraltının, magmanın) sıcaklığını kullanarak ısıtmaya çalışırsan vb. başka şeyler ile. Neden yatırım 2 yıl içinde geri dönmesin. Varsın olsun domates olmasın, dereotu yetiştir, semizotu yetiştir, marul yetiştir. Kg'su , demeti, bağı varsın olsun ucuz olsun. Ama yaptığın yatırıma ve emege göre getirdiği getiriye bak. İş dünyasında getiri-risk oranı 1-2 ( bir birim getiriye karşı 2 birim risk ) pozisyonuna getiremiyorsan iş şemanı, kusura bakma o işe girmeyede gerek yok. Adam kuzey avrupa ülkesinde, dışarıda belinden daha yukarıda kar var ve adamın derdi serasını soğutmaya çalışmak. Bunu hayal edebiliyormusun. Serayı kurmadan önce seranın 4 mt altına 4 mt bir kuyu açıyor, içine taşlar, yosunlar, alüminyum folyolar ile döşüyor. o kuyudan çıkan bir boruyu seranın içine çekiyor. o borudan sürekli bedavaya gelen bir sıcaklık. Seyrettiğim videoda adamın serası 70 derece. Serayı ilk kurduğu andaki sıcaklık. Kendisi ve ailesi o sıcakta durabilmek için mayo-şort giyiyor. Seradaki sıcak havayı düşürmek için dışarıya yönlendirdiği boru ve üfleme sistemi sıcaklığı düşürmeye yetmiyor. ( kendi ilk planlamasına uymuyor veriler ) Serada 2-3 pencere daha açıyor. Gene yetmiyor. 45 dereceye düsüyor. Adam yeryüzünün neresine gidersen git. toprak 4 derecenin altına düşmez bilgisinden yararlanıyor. Serasını yeryüzünün sıcaklığını çekerek ısıtma eylemine giriyorki. Bu bedavaya getirilen ısıtma sistemi gider kalemini manyak düşürür. Bir japon ailenin videosu vardı. adam 4 karış boyunda bir havuz hazırlamış. altta alabalıklar, üste plastik köpükler ve tonlarca tere, roka, marul. 1 cm bile boşluk gözükmüyor. Ürün direk balıklı sudan alacağını alıyor. Çinde şu an şişme seralar bayağı meşhurlaşmaya başladı. Hani şu şişme oyuncak parkları varya onlar gibi. alibaba exprese girip bir inceleyin. Devasa kapalı spor salonu haline gelen, içinde tuvalet, banyo bile olan şişme seramı diyim artık, oyuncak mı diyim. Tonlarca şey var. 1 dönüme 20 bin verip ( ortalama olarak ) hafif kalıcı-sökülebilir bir sera yapmaktansa 10bin liraya kolum kalınlığında şişirilebilir ve havasını söndürmek kaydıyla toplanan bir serayı tercih ederim açıkcası. o şişme oyuncak parkı yapan firmalar özel siparişlerde alıyorlar. onların yaptıklarını begenmezseniz kendinizinkini oluşturun. Eskiyen demirlerden dolayı fiyatı düşen bir seraya göre, fiyatı hiç düşmeyen ve istediğin yere katlandığında yarım kamyon haline gelen bir serayı tercih ederim açıkcası. Pahalı arazi satın alıp, oraya sera kurmaya çalışmaya ve herkesin ürettiği sıradan ürünü yetiştirip, herkesle rakip halinde olmaya ve o herkesle birlikte aynı riskleri taşımaya açıkcası gerek yok. Günlerce araştırdınız, okudunuz, tonlarca şeyi planladınız. İş şeması bir biçimde 1 birim getiriye karşı maksimum 2 birim riske dönüşmüyorsa. YATIRIM YAPMAYA GEREK YOK. o dragon den'lerden tutun yatırım yapan firmalara kadar herkes bu prensiple çalışıyor. Yüksek risk almak demek "Allah yürü ya kulum" der belki demek değildir. 2 yılı aşacak bir yatırım olur. o yatırımda yatırımın ön hazırlık aşaması olur ( filizlenme , fide evresi ) ama o sürecin sonunda örnek olarak 5 yıl diyelim mesala. Bi anda çok hızlıca yıllara göre yatırım(risk)/getiri egrisindeki karı size toplatır. İşte bu yüksek risktir. 5 yıl boyunca yatırımı koruyabilirseniz iş semanıza göre,yatırım 5 yılı size kolayca temin edecekse bu yüksek risktir. Yoksa 2 trilyonu ( yeni parayla milyon ) bırakın 1 milyonun varsa banka faizi bile yeter sıfır risk kuralına hayatınız boyunca yiyin durun.

thorbank
23-08-2016, 22:35
murat bey yazınızı okudum öncelikle ağzınıza sağlık ...bazı hususlar dikkatimi çekti belirtmek isterim.
1-vıdeo sitelerindeki sistemleri izledim ve araştırdım ...forumda buna benzer sistemleri deneyen arkadaşlar oldu lakin BAŞARI elde edemediler.Bu sistemler üniversite ile ortaklaşa yapılabilecek sistemler olarak görüyorum.****** denemeden araştırmadan yeni bir şey üretilmez.
2-serada ısı buyuk sorun...topraksız tarım ve serada jeotermel ısı kullananlar çoook avantajlı...lakin ülkemşzşn her yerinde bu ısı yok bu gerçek...
3-topraksız tarım ülkemizde emekleme evresinde...her sebze meyve fide aynı verimi vermiyor.bunun için çiftçiler domates çilek marul salatalık gibi sebze meyveleri tercih ediyorlar...
4-işin pazarlama kısmına gelirsek sen malı ürettin örnek marul-ıspanak halde bunu satarken topraksız tarım urunu olup olmadığına malesef bakmıyorlar..diğer ürün fiyatı neyse bu da aynı hesaptan işlem görüyor.ama pazarını sen kurarsan küçük seraysan orası farklı...iyi tarım uygulamalarıyla pazarlama yapabilirsin..
5-bu işin riskleri yok değil var ama kazancı da riski kadar..oyunu kurallarına göre oynarsak kısa zamanda maliyeti kazanca döndürebiliriz...

thorbank
23-08-2016, 22:37
benim sera düşüncem mersinde kıraç dediğimiz verimsiz toprağı değerlendirmek.önceki mesajımda belirttiğim gibi bunun araştırmasını yapmaktayım

kimyager147
24-08-2016, 15:02
merhaba Taşdelen murat burada paylaştığın bazı konulara katılıyorum. Bende kendi çapımda bir şeyler yazmak istiyorum fakat özellikle sizin üzerinizden yazacağım ama kasıtlı olarak hakaret veya küçük düşürmek için yazmıyorum.

1. Finansal okur yazarlık pratikte uygulanmadıktan sonra havada kalır. Neden uygulama ile hesaplar çoğu zaman tutmaz. Örnek olarak patates yetiştirmek yazmışınız. Arkadaşıma hanımı tarafından bir tarla kaldı. Patates ekmeye karar verdi. Yan tarlayı da kiraladı. Hesap yapıldığında gayet güzel ve 3 senede ev alınabilecek bir yatırımdı. Tabi hesap yapılırken patates 2 tl idi. Şimdi piyasada 0.50 kuruş. Böyle giderse sadece masrafını ancak çıkartacak.
Bize işin uzmanları şöyle kazanırsın böyle kazanırsın dedi ama.

2. Verdiğiniz örnekler başka ülkelerin örnekleri. O ortama ve oranın halkının ihtiyaçlarına göre şekillenmiş. Bizde o imkanlar olmaya bilir. Örneğin bazı hızlı büyüyen ağaçlar bu forumda pik yaptı. Şu kadar sürede büyüyor. Şu fiyata satılıyor diye. Ekenlerin hepsi hüsrana uğradı. Goji berry, altın çilek ve daha niceleri.

3. Forumdan öğrendiğim kadarı ile solucan gübresi ile ilgilenmişsiniz. Benimde matbaacı olan amca oğlum bu konu ile ilgili. Broşür bastırmaya gelen üreticiler 1 yıllık üretecekleri ürünü sattığını belirtiyor. Her yönü ile güzel ve karlı kazanç getiren bir sektör.
Amcaoğlu da başlamak istiyor ama yapmıyor. Sizde başlamadınız sanırım. Çünkü bir şeyleri üretmek o kadar sorun değil asıl olan o ürünü satmak pazarlamak.
Başka bir örnek vereyim. Matbaa kalıplarının %100 nerede ise dışarıdan geliyor. Üretmek çok mu zor. Ama iş üretmeyi geçip pazarlamaya döndü mü sıkıntı başlıyor. Kimse yerli ürün almıyor. Muhatap bulamıyorsunuz.

4. Babam çantacı. Finansal olarak tüm hazırlıkları yaptık. Uzmanlarla görüştük. İşe başladık. Bizim finansal uzmanlara göre 2 yıl içinde 200000 tl öz sermayemiz olacaktı. 60000 tl ile işe başladık. Sonuç beşinci senemizde ancak 200000 öz sermayeye ulaştık.

5. Örnek olarak yurtiçinden örnek verirseniz forumda bizler için daha uygulanabilir olur kanısındayım. Ayrıca cevap verirseniz de madde madde yazarsanız sevinirim.
:)))

kimyager147
24-08-2016, 15:41
Bir de Kuzey avrupa ki sera ısıtma videosunun linki verebilir misiniz.

tasdelenmurat
24-08-2016, 16:38
Bir de Kuzey avrupa ki sera ısıtma videosunun linki verebilir misiniz.

http://www.agaclar.net/forum/topraksiz-tarim/28737-3.htm

bir iki arkadaşın isteği üzerine şu baslığa koydum. Oradaki videolara bi bakın. Benim seyrettiğim video çok uzun zaman önceydi. Şu an dragon breath stove kelimesiyle araştırdığımda youtube başka videolar gösteriyor. Ama o sayfaya koyduğum videolarda anlatmak istediklerime çok yakın videolar. greenhouse heat system diye yazarsanız youtube, benim eskiden seyrettiğim videolardan tonlarca fazlasını bulabilirsiniz. Şu sıralar moda yeryüzünün sıcaklığını çekip seraya verme.

tasdelenmurat
24-08-2016, 18:56
1. Finansal okur yazarlık pratikte uygulanmadıktan sonra havada kalır. Neden uygulama ile hesaplar çoğu zaman tutmaz.
Cevap : Hayaller yüzünden. Hayal işe başlarken, nereye yatırım yapayım sorusuna cevap ararken, vizyon pencerelerinizi kontrol ederken çok güzeldir. Bu aşamadada şarttır. Ama 2. Aşama gerçekliğe dönüş aşamasıdır. Realist düşünmeye başlamazsanız, realizmin istediği sorgulamaları yapmazsanız, hala hayal dünyasında kalıp, riskleri, giderleri, iş şemanızı düşünmek yerine beyninizde dopamin hormonunu ( mutluluk hormonu ) salgılamaya devam ederseniz, kağıt üzerindeki hesap pratiğe uymaz. Ben solucan gübresi işine girmedim. Ama türkiyede bu işten en çok kazanan kadından çoooook ama çoook yıllar önceki fikirlerimden biriydi. 1997 yılında 17 yaşımdayken düşünüyordum desem. Ne dersiniz bilemiyecem. O yıllarda türkiyenin ilk online satış sitesi, kariyer sitesi, vb. Tonlarca site kuracak html bilgimde vardı üstelik. Ama hayat şartları başka yollara yöneltti maalesef. ( özel konular )

Örnek olarak patates yetiştirmek yazmışınız.
Arkadaşıma hanımı tarafından bir tarla kaldı. Patates ekmeye karar verdi. Yan tarlayı da kiraladı. Hesap yapıldığında gayet güzel ve 3 senede ev alınabilecek bir yatırımdı. Tabi hesap yapılırken patates 2 tl idi. Şimdi piyasada 0.50 kuruş. Böyle giderse sadece masrafını ancak çıkartacak. Bize işin uzmanları şöyle kazanırsın böyle kazanırsın dedi ama.

İşin uzmanları kısmından başlayalım. İşin uzmanları size altın yumurtlayan tavukmu satmaya çalıştı, altınyumurtlayan tavuğun altın yumurtlayacak civcivini mi satmaya mı çalıştı? Bunu bilmiyorum.Size işi anlatan kişi , şayet size birşeylerde satıyorsa o kişiye satıcı denir ve satıcıların anlattıklarının %90’ını yalan/yanlış/çarpıtılmış bilgidir. .Biz en iyi ihtimalle anlattıklarının 4 de 3’ü doğru varsayalım. Siz satıcının anlattıklarının %75’ini sorguladınızmı? Madem altın yumurtlayan tavuğun altın yumurtlayacak civciviyse siz niye bu işe girmiyorsunuz sorusunu sordunuzmu? İş akıs şemanızı bilmiyorum şu an. Yazdıklarınızda olmadığı için. Hazırlık, üretim, depolama/risklere karşı koruma/önlemler , dağıtım/satış. Başlıklarınızı işe girmeden önce plandanızmı?Hayalperest beyin en iyi ihtimallere göre bu planları yapar ve riskleri buna göre çıkartır. Realist beyin en kötü ihtimallere göre bunu yapar ve risk/getiriyi belirler. Çevre meyve/sebze hallerindeki ben amiyane tabiriyle onlara mafya/çete/tekellerin nasıl bir hükümranlık sürdüğünü inceledinizmi? “Diğer müşteri“ olma potansiyeli olan seçenekleri araştırdınızmı? Marketler, yerel halk, pazarcılar, büyük firmalar vb. Son 5/10 yıl boyuncaki ay ay fiyatları inceledinizmi? Bana yıl bilgisi vermediğiniz için, o yılların patates fiyatlarını bilmiyorum. Ama sizin örneğinizden yola çıkarsak 2 tl den 0,5’e düştü diyorsanız teknik analize göre o ürün çoktan tepe yapmış, Siz dip yapacak aşağı yönlü trendde maalesef patetesi seçerek yanlış seçim yapmışsınız.Borsayla aranız nasıl bilmiyorum. Şahsen borsadaki teknik analiz programlarında teknik analiz yapabiliyorum. Bana son 5 yılın, yapabiliyorsanız Haftalık, aylık, açılış fiyatı ve kapanış fiyatlarını verin. Matriks programında size istatiksel olarak ister trend, ister güç, ister momentum hesaplamasını yapayım. Ve size belli bir “OLASILIK” ve kar zarar getiri riski hesaplıyayım. Bu kısım detay incelemek isterseniz benim teknik analiz bilgilerime şu linktende ulaşabilirsiniz. 9 ay teknik analize yönelmiş bir insan olarak şu forumda size anlattığım “sadece” açılış ve kapanış fiyatlarına göre ( bu çok az bir bilgi demek teknik analize göre ) bir veri kitlesinin nasıl analiz edileceğine dair bişeyler yazdım. İncelemek isterseniz.
Matriks Formülleri - Page 687 (http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=28162&page=687&p=12481776#post12481776)

2. Verdiğiniz örnekler başka ülkelerin örnekleri. O ortama ve oranın halkının ihtiyaçlarına göre şekillenmiş. Bizde o imkanlar olmaya bilir. Örneğin bazı hızlı büyüyen ağaçlar bu forumda pik yaptı. Şu kadar sürede büyüyor. Şu fiyata satılıyor diye. Ekenlerin hepsi hüsrana uğradı. Goji berry, altın çilek ve daha niceleri.

Bu en sevdiğim kısım, her tartışmada hep karşıma çıkar. Verdiğiniz örnekler başka ülkelerin örnekleri. O ortama ve oranın halkının ihtiyaçlarına göre şekillenmiş. Bu evrensel. Arkadaşım diyorki sen türkiyede 60 ayda veya en geç 90 ayda aldığı kira getirisiyle evin alış fiyatını amorti eden evi nerede gördün. O verdiğin bilgi amerikan toplumu için geçerli. Bende diyorumki Zengin fiyatı değer kazanmış, fiyatı uçmuş evi satınalmaz. Fiyatı zamanla değerlenecek olanı alır. Arkadaşımla devam ediyorum . Şu bölgeden evi al. Hesap yapıyoruz. 72 ay sonra kendini amorti edecek. Amaan o bölgeden ev alınırmı?o bölge berbat. Burun silkiyor. 5 sene sonra yine konuşuyoruz. O bölgeden şimdi ev alırmısın. Eveeeeeet, elbette. Ama o bölgeden ev almaya param yetmezki. Yaaaaa.
İkinci sorunuzun son kısmı 1. Soru ile aynı maalesef. Satıcı size bişeyler anlattı, bu işe girişenler ne kadarını doğrulamak yerine yalanlamaya çalıştı bunu bilmiyorum. Verdiğiniz örneklerden para kazananlarda mutlaka olmuştur. Kaybeden hayalperest/tembel’de mutlaka olmuştur. Kadın vardır aşı taş yapar, kadın vardır taşı aş yapar, kadın vardır taşla kocasının başını yarar diye bir atasözümüz var.

3. . Forumdan öğrendiğim kadarı ile solucan gübresi ile ilgilenmişsiniz. Benimde matbaacı olan amca oğlum bu konu ile ilgili. Broşür bastırmaya gelen üreticiler 1 yıllık üretecekleri ürünü sattığını belirtiyor. Her yönü ile güzel ve karlı kazanç getiren bir sektör.
Amcaoğlu da başlamak istiyor ama yapmıyor. Sizde başlamadınız sanırım. Çünkü bir şeyleri üretmek o kadar sorun değil asıl olan o ürünü satmak pazarlamak.
Başka bir örnek vereyim. Matbaa kalıplarının %100 nerede ise dışarıdan geliyor. Üretmek çok mu zor. Ama iş üretmeyi geçip pazarlamaya döndü mü sıkıntı başlıyor. Kimse yerli ürün almıyor. Muhatap bulamıyorsunuz.

Solucan gübresine girmedim.( son karar olarak ) Araştırdım, soruşturdum. Tren çoktan yol almış. En büyük dertlerden biri, kendi pazarımı oluşturmaya çalıştığımda ise maalesef bizim çiftlere hendek atlatmak daha kolay. Girdi kalemlerinde sorunlar, şu an varolan işimle ona ayırabileceğim zamandandan kaynaklanan ( denetim/takip problemi ) sorunlar, yapacağım kampanyaları destekleyecek bütçe sıkıntısı vs. vs.
Matbaa kalıpları gibi bir olayda bir markaya/mafyaya/çeteye/tekele karşı savaş açıyorsanız. Tüm hazırlıklarınız tam olmalı maalesef. Satış/pazarlama stratejinizi, dayanabileceğiniz son sınırı iyi hesaplamalısınız. Marka/mafya/çete/tekel’in dikkatini çektiğinizde , bak ben sana artık risk oluşturmaya başlıyorum tarzında. O zamana kadar yaptığınız karı hesaplarsınız. Artı 5yıl , 10 yıl, 30 yıllık ( karşı tarafa oluşturtuğunuz riske göre ) o kadar karıda önceki hesaba eklersiniz. Firmanızı o kişilere satar onların yolundan çekilirsiniz. Onlarla savaşamazsın. Kazandığınız parayla ister bir süre dinlenirsiniz, ister yeni yatırımlara yönelirsiniz.

4. Babam çantacı. Finansal olarak tüm hazırlıkları yaptık. Uzmanlarla görüştük. İşe başladık. Bizim finansal uzmanlara göre 2 yıl içinde 200000 tl öz sermayemiz olacaktı. 60000 tl ile işe başladık. Sonuç beşinci senemizde ancak 200000 öz sermayeye ulaştık.

Ben bu maddede açıkca bir sıkıntı gömedim, görmüyorumda. Eksik bazı bilgiler var. Bir o işe başladığınız yılı belirtirseniz o yıl ve arkasındaki 4 yıllık enflasyon ve devüalasyonlara göre bir inceleme yapabiliriz. 2- Elinizdeki hazır 60 bini kullandıysanız geçmişizinden, kredi çekerek kullandıysanız geleceğinizden yatırım yapmışsınız. Şayet kredi çekerek yapmışsanız. 5 yıl için, 60 binden 200 bin özsermayeye çıktıysanız. Nakit akışınızda sorun yoksa, ailenizi geçindiriyorsanız vs vs. Bence durumunuz çok iyi bile sayılır. Heleki o 5 yıl bu son 5 yılsa öpüp başınıza koyun. Açıkca bu bakış açısıyla sorun görmüyorum. 5 yılda özsermaye büyümeniz %333 , yıllara göre %66. Çok iyi bir rasyo. Termodinamiğin 3 kanuna göre ( enerjinin korunumu, entropi, mutlak sıfır ) hala 1. Kanundasınız. Enerjinizini koruyorsunuz. Sorun yok.Hatta sağlıklı bile. Sorun olabilecek tek şey sizin beklentilerinizle uyuşmuyor. Siz daha fazlasını istiyorsunuz. Bu işten kazandığınız paraları, ne yaptığınızı hesaba katmıyorsunuz. Not: Yukarıdaki bilgilere göre ancak böyle bir çıkarım yapılabilir. Bide finansal uzman dediğiniz şahıslarla ilgili bilgi yok.

5. Örnek olarak yurtiçinden örnek verirseniz forumda bizler için daha uygulanabilir olur kanısındayım. Ayrıca cevap verirseniz de madde madde yazarsanız sevinirim.
Neyle ilgili ne tarz bir örnek istediğinizi anlayamadım. Sadece çıkarımsal olarak gidiyorum şu an. 2 yılda kendini amorti eden yatırımla alakalıysa her işde bir niş / bişeyler bulabilirsiniz. Biraz amiyane bir örnek olacak ama. Sahibinden.com dan 9 bin-15 bin arasında satılan köfteci minibüsü bile alsanız. 2 yılda 15 binden fazla kazanır, yine ailenizi geçindirirsiniz. Finans bilimi açısından bakarsam muhteşem bir yatırım. (emek/zaman/risk/yatırılan paraya göre )

kiziltan
24-08-2016, 19:02
Yerin 4 metre altinda, 4 metrelik kuyu demissiniz, bu derinlikte 70 derece isi olsa mezarliktakiler piserdi.

Bu isi pompalari boyle bir isi vermez, veremez. Belki orada bahsedilen derece Fahrenheit olabilir ki ozaman 70 derece F = 21 derece C olacaktir.

Boyle bir isitma isini yapabilirseniz, sera isini birakin kenara, her apartmanin yanina bir kuyu kazip isitin millet kalorifer parasi vermesin.

tasdelenmurat
24-08-2016, 22:41
o 4 mtden 70 derece gelmiyor. oradan aldığı ısı düşük ama düzenli ve sürekli. marifet onu ejder sobasına yönlendirip, onun karnında olabildiğince depolamak ,karını olabildiğince genişletmeye çalışmakda.( teneke kola şişeleri o videolarda o yüzden koyuluyor-ekstra karın ) Şu an kendi evlerinin yanlarına o ısıtma kuyularını açıp ısıtanlar var videolarda. 2,5 katlı evini yeryüzü sıcaklığıyla ısıtanlar var. Önce biraz youtube'da video seyredin.

kiziltan
25-08-2016, 11:24
Enerji kanunlari acik, yoktan varedemezsiniz, varsa yok edemezsiniz, sadece bir baska tur enerjiye cevirirsiniz.

Yani odun, komur, benzeri bir seyleri yakmaniz lazim, ve ya nukleer enerji kullanmaniz lazim, ve ya gunes enerjisi kullanmaniz lazim.

Soylenen dogru olsun diyelim, siz ornegin 20 derecedeki havayi bir sobaya verip 40 dereceye cikaracaksaniz aradaki farki bir sekilde sobada yakmalisiniz. Bahsedilen soba dizayni yakilan malzemenin cok verimli yakilmasini saglar okadar. Yani birsey vermeden alamazsiniz.

Verimli yakmaya ornek olarak sobada komur parcasi yakmak yerine, toz haline getirilmis komuru yuksek isitilmis sobaya puskurtmek olabilir. Bu tugla fabrikalarinda kullanilan sistemdir. Farki sudur, belli bir isi elde etmek icin 100 kg komur ( ve ya benzeri yakit ) gerekiyorsa siz sistemin verimliligini artirarak 90 kg ile ayni isiya ulasabilirsiniz ama sifir yakitla olmaz.

Burada bir isi kaynagi var ama gorunmuyor olabilir, hani duyariz ya adam tarlasini surerken petrol bulur. Ertesi gidip kapatirlar, orada petrol yoktur alttan gecen NATO petrol boru hatti delinmistir. Boyle bir sey.

10 derecedeki 500 metrekup havayi 20 dereceye cikartmak icin harcanacak enerji bellidir, bunu azaltamazsiniz,

tasdelenmurat
25-08-2016, 13:18
Termodinamiğin 3 kanunu çok severim. Termodinamikle ilgili istediğiniz kadar konuşabiliriz. yoktan enerji yaratamayacağınızı, enerji-madde döngüsünde her zaman entropi olacağını, bu entropilerinde sistem içinde sürekli devam etmesiyle MUTLAK SIFIR'a ulaşacağınızı biliyorum. Olaya şu açıdan bakarsanız. Yerin altında tam şu saniye oluşan ısıyı seraya, tam şu saniye ( zaman kaybetmeden gönderebildiğinizi varsayarsak) vermeye çalışırsanız işte o termodinamik açıdan. yerin altındaki ısıyı geçemez. Çömlekcilerin ejderha sobasında mide bölümü yakıt koyulan kısım. Maddenin enerjiye dönüştüğü kısımdır. kömürün kalorisi bellidir. Ne kadar kömür yakarsanız ona göre ısı enerjisi oluşur. Burada mutakıbız. sorun yok. Sorun şu, ejder sobasında karın bölgesi diye adlandırılan bölgede ısıyı depolama sürekli olarak. Şöyle bir örnekden gideyim. Babam eski usül hareket ediyor. 1 tuğla alıyor. Ocağın üstüne koyuyor. Tuğlayı ısıtıyor. Ocaktan çıkan ısı enerjisinin her saniye ne kadar olduğunu biliyoruz. Şayet ocağın üzerine tuğlayı koymazsak bu ısı enerjisi direk havaya karışacak. Ama biz üstüne tuğla koyduk. Her saniye gelen ısı simdi tuğlaya geçiyor. Tuğla ısındı. Ocak kapandı. Ama şimdi( tam şu saniye ) elimizde ne var. O ocak boşta yansaydı havaya karışacak ısıyı elinde tutan bir tuğla var. ( termodinamik kanunlarına görehavaya karışacak ısıyla ****** aynı miktarda değil. Fizik bilimi tartışmasına girmeyelim diye söylüyorum. Tuğlanın ilk başta soğuk olmasından dolayı, enerji kaybı-entropi var) Babam bu tuğlayı alıyor 1 havluya sarıyor. Bunu yatağında ayak kısmını koyuyor. Üstüne battaniye seriyor ve yatıyor. Havluyla kapattığında dış havanın soğukluğuna karşı yalıtım başladımı? Evet, yatağın içine koyduğunda battaniyelerde dış havaya karşı bir yalıtım yapmaya başladımı? evet. Yani geçmişte üretilen bir ısı enerjisi şu an ve gelecek için kullanılıyormu evet? Peki yatak içinde oluyor. Babamın ayakları bu sefer tuğladan ısı enerjisini çekiyor. Havlu, ve yatağın o bölgesi sürekli tuğladan ısıyı çekiyor. Yani tuğla enerjisini koruyamıyor. entropi ve mutlak sıfıra doğru hareket ediyor. soğuyor, soğuyor, soğuyor. Yavaşça sahip olduğu / tuttuğu ısıdan mahrum hale geliyor. Çünkü onu yeniden besleyen bir ısı girişi yok. Ve sistem onun enerjisini çekiyor. Şimdi şöyle bir deney yapın. Elinizde 2 adet ısınmış tuğla var. Geçmişte elde ettikleri ısıyı tutuyorlar. 2'sinide aynı odaya koydunuz. Birinin altına mum koydunuz. Hangisi daha çabuk soğuyacak. Mum ateşi kadar düşük bir ısı enerjisi bile olsa, her saniye düzenli olarak tuğlaya verdiği için tuğlanın entropisi, rezonans etkisiyle daha uzun süre tutacak. Ejder sobasına işi çevirecek olursak. Siz yeraltından en kötü ihtimalle +4 derece, ortalama 10-15 derece, youtube videolarına genelde 20 derecelik bir ısıyı çekiyorsunuz. Bunu ejder sobasına veriyorsunuz. Ejder sobası yarım saat , 1 saat, yaptığınız büyüklüğe göre belkide 1 gün diyelim ( abartalım ) habire babamın tuğlası gibi sürekli ama sürekli kendini içerden ısıtıyor. Isıyı dışarıya vermiyor. ( entropi olabilecek en düşük miktarda )Habire geçmiş ( geçmişte her saniye kendine verilen enerjiyle besleniyor ) Sobanın karın bölgesi artık doydu , artık ısı sobanın boyun bölgesine geçiyor. Ama biz jeotermal ısı prensibiyle mekanı ısıtıyoruz dimi. Jeotermal ısı 24 saat boyunca var. Her saniye yeraltından habire sobayı besleyen bir enerji girişi var. Termodinamik kanunlarına göre sistem kapalı pozisyonda değil, şu an açık bir sistem haline dönüştü. Dışarıdan sisteme hala enerji girişi var. Ve en önemlisi stabil bir giriş.86400 saniye boyunca +20 derecelik enerji girişiyle beslenen bir soba var. Bu enerji sobanın karın bölgesindeki entropiyi azaltıyor. Özet: Ejder sobası yaktığınız saniye ısı veren bir soba değil. Karnı doyduktan sonra ısı veren bir soba. 1 mum aleviylede bir tuğlayı elinizde tutamayacağınız kadar sıcak bir hale getirebilirsiniz. ( bu belkide 6-7 saat sürer ) **** ocağın üstüne koyar 10 dakikada da bu sonuca ulaşabilirsiniz. 6 saatde ısınmada zirveye çıkan tuğlanın altında mum durduğu sürece tuğla soğumayacak. 10 dakika ısıttığınız tuğlaysa her saniye daha fazla ısı kaybedecek şekilde hayata devam edecektir.

tasdelenmurat
25-08-2016, 13:50
https://www.youtube.com/watch?v=moBHxIHWZAQ
https://www.youtube.com/watch?v=gRI1eTUNpRU
https://www.youtube.com/watch?v=NBQtLFqkW2o
şu kuyulara bir örnek. Ben izlerken biraz gülmüştüm yalanım yok. Heat sink geothermal ısı prensibine göre.
https://www.youtube.com/watch?v=7LuC1irG4_g
https://www.youtube.com/watch?v=rUj-5k9YqGQ
https://www.youtube.com/watch?v=LgsniiYCwFQ
https://www.youtube.com/watch?v=o2NtBCS2_WQ
https://www.youtube.com/watch?v=tYJHtK91vZo
https://www.youtube.com/watch?v=uVDBRQvBVso

kiziltan
25-08-2016, 17:17
Sonuc ayni oldu, sobayi sizin tabirinizle doyana kadar isitmak icin enerji harcadik, sonra cabuk sogumamasi icin yine enerji vererek yavas yavas soguttuk. Ne oldu ? Kullandigimiz toplam enerji yalitim sorunlari nedeniyle biraz kayba ugradi, kalani isinmak icin kullandik. Sonucta kullandigimiz toplam enerji birazi azalarak bizi isitti, isi ve ya enerji ekonomisi nerede ?

Babanizin havluya sardigi 50 dereceye isinmis tugla oylece birakilsa 1 saatte 20 dereceye soguyacakken 2 satte 20 dereceye ulasti. Sadece zaman uzadi, fazla enerji vermedi, bu arada havluyu da isitmak zorunda kaldi. Verdigimizden fazla enerji alamayacagimiza gore fazlaca isitmasi mumkun degil, daha dusuk derecede biraz fazla sure kaldi okadar.

tasdelenmurat
25-08-2016, 22:07
Sonuç nasıl aynı oluyor? Bunu anlamadım. Termodinamik hesap yaparken zaman boyutunu niye devre dışı bırakıyorsunuz? Hesaba katmıyorsunuz. Yukarıda verdiğim örnekte ocak 10 dakika boştada yanabilir. Üstüne tuğla koyarsanız. Isıyı depolamış olduk. Artık elimizde bir ısı bataryası var. Ocak kapandıktan sonra. Tam şu saniye, kendisine 10 dakika boyunca ısı verilerek şarj olmuş bir ısı bataryası var. Seranızı rüzgar enerjisiyle ısıttığınızı varsayalım. Enerji depolayan bir deponuz/bataryanız yok. Rüzgar saat 6 da esmeye başladı. 06.10'da durdu. Şayet seranızın tepesinde rüzgar tribününüz yoksa. Bu enerjiden zaten faydalanmadınız. şayet rüzgar tribünüz varsa esen 10 dakikalık rüzgar enerjisini , elektrik enerjisine, onuda ısıtıcınıza vererek ısı enerjisine dönüştürdünüz. ( çevirme işlemlerinden dolayı entropi olacak.) Seranız 10 dakika ısındı tebrikler. Ama elimde bir batarya var. Seramın şu an ısıtılmaya ihtiyacı yok. Yani rüzgar 06.10 da dursa bile ben istediğim zaman kullanabileceğim bir enerjiye sahibim. Olay bu. Yerin altında her saniye belli ısı enerjisi var. Ben kullansamda, kullanmasamda o orada duruyor. Ben ne yapıyorum onu ejder sobama gönderiyorum. diyelim karın bölgesinde 100 tuğla var. 20 derece bir ısı geldi. 100 tuğla o ısıyı hemen soğurdu.( Tuğla başına 0,2 derece soğuruldu ) Taki 50 derece ( sizin verdiğiniz örnekten veriyorum ) oluncaya kadar. diyelimki bir saat sonra 100 tuğlanın her biride 50 derece ısıya çıktı. Karın bölgesinde oda ısıya doldu taştı. Siz tam o anda sobanın boyun bölgesinin kapağını açınca, dışarıya 20 derecelik ısımı çıkacak, 50 derecelik tuğlaların yaydığı ısımı çıkacak. şayet dışarıdaki hava seranızı her saniye 0,2 derece soğutuyorsa ve siz sisteminizi 0,2 derececilk bir ısı ile besleyemiyorsanız o zaman yenilirsiniz. Jeotermal enerjinin, güneş enerjisinden, rüzgar enerjisinden hiçbir farkı yok. Kullansanızda kullanmasınızda o orada var. Diğer 2 sisteme göre avantajları, güneş gündüz var gece yok. rüzgar şimdi var 1 saniye bile yok olabilir. ( soğuk hava sıcak hava değişimleri daha oynak ) 1. Stabil bir enerji. 2-diğer sistemlerde enerjiyi dönüştürmeniz lazım. Bunda direkt kullanıma hazır. Entropi kaybı diger sistemlere çok çok daha az. 3. Diğer sistemlerde elde ettiğiniz enerjiyi depolama maliyetlerinize göre bunda depolama daha kolay,

Şayet seranız zaten biraz yalıtımlıysa neyi tartışıyoruz onuda anlamadım. Yerin altından her saniye 20 derece gelen bir sıcaklık, onunla beslenen bir soba sisteminiz/depolayan var. o sistem her saniye beslenmeye devam ediyor. O sistem tam seranızın altında bulunuyor. Çok hızlı bir şekilde seraya giriyor. Dışarının serayı soğutma hızına göre sizin ısı verme hızınız çok yüksek olacak. Ama şunu aradan çıkarılım artık. Toprakta indiğiniz derinlik, açtığınız ısı kuyusunun büyüklüğü, buradan elde ettiğiniz ısı enerjisini neye yönlendirdiğiniz/ne yaptığınız herşey hesabı değiştiriyor.

kiziltan
25-08-2016, 22:48
Baskalarinin ilgisini cekermi bilmiyorum ama bana faydali oluyor.
Jeotermal ve isiyi depolama konularindan bahsediyorsunuz. Kaynak jeotermal ise depoya gerek kalmiyor, yeraltindan gelen isisi ve debisi sabit bir kaynak var, buhar ve ya su olabilir, bunu kalorifer sistemine baglarsak isitma yapiliyor, depolamanin aksine, istenilen isiya ulasinca artik isiyi disari vermeye bile gerek olabilir.

Sobada depolamak ise belli zamanlarda kesilecek kaynak icin dogru olabilir ama kizgin yag disinda pek kullanisli depolama ortami yok saniyorum ki bu da pahali.

Yeraltindan surekli gelen 20 derece sicaklik surekliyse isitmak istedigim ortam limit olarak 20 dereceye cikacaktir eger % 100 etkili yalitimim varsa. Daha ust dereceye cikarmam sanirim olanaksiz.

Kudret Tezel
26-08-2016, 22:03
Lütfen YouTube seyretmek yerine biraz fizik kimya matematik okuyup teknik bilginizi artırınız. YouTube de hiç enerji ihtiyacı olmayan magnetik motorlar var sonsuza kadar dönecek. Hatta televizyon programları var hiç enerji ihtiyacı olmadan ve evinin bütün elektrik ihtiyacını karşılayan sistemlerin patentini almak peşinde koşan. Ne yazık ki o programları yapan o kara cahillere inanan birde cahil medyamız var. Lütfen böyle saçma sapan yorumlarınızla bilgi paylaştığımız bu sayfaları boşuna meşgul etmeyiniz.
Sayın site yönetiminden ricam bu saçma sapan münakaşaların yapıldığı forum sayfalarının kaldırılmasıdır.

tasdelenmurat
28-08-2016, 13:55
Sayın kudred bey. Ben o sonsuz enerji, manyetik motorlarla sonsuza kadar çalışan makinelere inanan insanlardan değilim. 10 yaşımdan beri bilim-teknik dergisi okuyan bir insanım. (1975 yılından itabaren koleksiyonuna sahibim ) jeotermal ısı olayı , manyetik motor olayı ile aynı değil. Evrende karadeliklere kadar şu anda hiçbirşeyin termodinamiğin 3 kanunundan kurtulamadığınıda bilen bir insanım. "saçma sapan" olan kısımı neresi? Forumlarda ayrıca saçmada olsa birşeyler tartışılır. Aksi taktirde forumun ilk mesajında bilgi veren bir mesaj olur. Arkasında hiç mesaj olmaz. O zamanda foruma gerek yok. İnsanlar wikipedi tarzı sadece bilginin bulunduğu yere giderler.

Not: Bu arada bu forumda yazdıklarına değer verdiğim, takip ettiğim ve şahsına "hocam" diyebileceğim bazı şahıslardan birisisiniz. Kusurumuz varsa af ola.

thorbank
28-08-2016, 21:26
murat bey yalnız yukarıda anlattığınız ve örnek verdiğiniz sistemler şuan türkiyede yok.antalya denizli mersin gibi yerlerde çok buyuk ciddi yatırımlı seralar mevcut.jeotermqaal enerjı haricinde serada ısıtma bilindık usullerle oluyor .belki teoride doğru olabilir ama uygulanabilir olması gerek.ülkemizde modern seralar kuruluyor.bir de buradaki herkes fızıkçı ,kimyager değil uygulanabılır bir sistem varsa en basitinden anlatılmalı.

tasdelenmurat
29-08-2016, 11:25
Sayın thor olaya hiç şu yönden bakıyormusunuz? Güneş panelleri satan insanlar ( satıcılar ) yeryüzü sıcaklığı sizin seranız için yeterli sizin güneş paneli taktırmaya ihtiyacınız yok dermi ? jeotermal ısı seranızı yeryüzü sıcaklığına fixler. ( Artı birşeyler yapmazsanız. ) Diyelimki 20 derece. Ama sizin ürünler için ihtiyac duyduğunuz kritik nokta 25 derece ise derdiniz +5 derece olur. Güneş panelleri -40 derece +80 arasındaki sıcaklıklarda çalışır. ( Standart altı garanti kapsamı) Hava 20 dereceyken güneş panelinden enerji edebiliyorsanız, Aynısı yeraltında var. Bakınız yukarıda verdiğim video linklerinden birinde bir pansiyon/otel vari bir bina var. Çatısında bariz gözüküyor güneş paneli var. + ihtiyaç duyduğu enerjiyi oradan temin ediyor. Jeotermal ısıya dayalı bir sistem kurarsanız bunun bir avantajı daha var. Otamatik klimalandırma da elde etmiş oluyorsunuz. Hava dışarıda 30 dereceyse, ve siz seradan havayı çekip borularla yeryüzünün altına gönderirseniz, yeryüzü bu sefer dışarıya daha soğuk olacağı için havayı soğutmuş oluyorsunuz. Açıkcası güneşden, rüzgardan "kullanılabilir bir ek enerji" kaynağı olarak hiçbir farkı yok. Ben güneş panelleri satan bir satıcı olsam ve cebinde milyonlarla benim yanıma sera kurmak isteyen bir yatırımcı patron gelse. Jeotermal ısıyı öyle bir kötülerim öyle bir kötülerimki. Niye. Paneller fazla fazla satılsın diye. Bayağı büyük, bayağı teknolojik sera kuranlar ( çok çok büyük yatırım yapanlar ) pahalıda olsa kendilerine göre en stabil sistemide seçebilirler. Hiç güneş paneli , rüzgar tribünü de koymayabilirler. Direk sanayi elektriğiyle bile çalışmayı yeğleyebilir. Onların iş akış şemasında hiçbir şeyi riske etmeye gerekde olmayabilir. Mühendisler bilir. TRIZ yöntemi (mühendislikde 39 soruna karşı 40 çözüm) Sistemde bir şeyi değiştirirseniz her şey değişir. En iyi ihtamelle (n+1)x2 ( ilk etki seviyesinde ). Adam 500 dönüm sera kurmuş, ürettiği tüm ürünün 1 alıcısı var. Patronumuz o firmayla tedarikçi anlaşması imzalamış, ürün %100 x fiyatından karşı tarafa satılıyor. Adam pahalıda olsa sistemi kar bırakacak şekilde olası en stabil getirmiş. Bu konu diğerlerinden ayrı. 1 dönüm sera işletmeyle, 10 dönüm sera işletmenin ve 100 dönüm sera işletmeyle 500 dönüm sera işletme aynı şey değildir. Sistem büyüdükçe, mühendisler triz açısından, sıradan halk murphy kanunları diyecek. Herşey değişir. Sorunlar artar, risklerde öyle.

kiziltan
29-08-2016, 13:50
Siz once isi depolanacak bir sobadan bahsettiniz sonra jeotermale kaydiniz.

Jeotermal enerji 24 saat / 365 gun faydalanilabilen ve neredeyse tukenmeyecek bir kaynaktir.

Bahse konu olan isi degeri ise oyle 20 derece falan olmayip 80 ve uzeridir yoksa ekonomik olmaz.

Kullanilan su ve ya buhar soguduktan ve ya yogunlasip sivi hale gectikten sonra tekrar kuyuya basilir ki isinip kizgin su ve ya buhar olarak donsun.

Sera isitmasi icin kullanilacaksa sorun isinin depolanmasi degil, tam tersine isitma ihtiyacimiz olmadiginda bu sicak malzemeyi ne yapacagimizdir. Bu nedenle elektrik uretmeyecek tesis kurulmaz kuyusu acilmaz kapatilir. Elektrik uretimine uygun olmayan 70 derece civari olanlar yakin koy ve kasabalara kalorifer isitemi icin verilebilir.

Denizli Aydin arasinda Buharkent var, burada jeotermal buhari alip elektrik uretiyorlar ve islem sonunda soguyan 70 dereceye inen suyu seralara gonderip isitma amaciyla kullandiriyorlar. Donusunde kuyuya geri basiliyor.

Boyle bir kaynak varsa bahsettiginiz birkacbin metrekare sera oyuncak kalir, bahsettigim yerde ozel sera bolgesi kuruldu ve enkucuk parsel 20.000 metrekare topraksiz sera olmak kaydiyle izin verildi , belki 50 uzeri sera var orada.

Bahsettiginiz 30 derecede havayi toprak altina gonderip sogutmak ise jeotermal olarak adlandirilan degil isi pompasi denen sistem. Belli derinlikte isi 18 derece oldugundan, 10 derece havayi basinca 18 e yakin cikiyor, 30 dereceyi basinca yine 18e yakin cikiyor. Bu sistemi 1000 m2 x 4 m = 4.000 metrekup icin kuracaksaniz eger kazmaniz gereken kuyunun hacmini bir hesaplarsaniz ekonomik olup olmadigina karar verebilirsiniz.

Bahsettiginiz oteli bilmiyorum, ihtimalen isi pompasi ile 18 e isittigi havayi uygun saatlerde panele verip gecirerek 20-22 yapiyordur. Ayrica o paneller hem isitici hem dogrudan elektrik ureten tip de olabilir.

Jeotermal kaynaklarin zararli olan bir yonu de var. Su ve buhar cikisinda karbondioksit cikisi da oluyor ki cevreye zararlidir, bu gazi tutup ozel araclarla nalederek mesrubat imalatinda kullaniyorlar. Elbette arada cikabilecek karbonmonoksit zehirli gazi icin sensorler ve ozel tertibatlari var.

Jeotermal kuyular oyuncak degil, acarim kisin serami isitir yazin kapatirim da olmaz, mumkun degil.

Sanirim konu kapanmak uzere, saygilarimla

tasdelenmurat
29-08-2016, 15:56
Valla kapansın artık. Zaten benim derdim jeotermal ısının savunuculuğunu yapmak değil. Önceki mesajlarımda belirttiğim, bu konuya mevzu bahis olan başlığın finans bilimi açısından kötü bir yatırım olduğu. Maksat 10 dönüm arazide 80 ton domates üretme başarısı ise, varsın olsun 2 milyon değil 4 milyonda yatırsan az bile kalır. 80 ton domates ürettim dersin ve o başarı senin olur. Ama amaç para kazanmak ise. 10-10 2 sera yaparım. 40-40 toplamda 80 ton domates üretirim. Bu sistemin 10 da birine. **** 5 er dönümlük sera/toprak parçalarında 5 er ton bile olsada 2 milyon yatırmadanda 80 tona ulaşılabilir. Eski parayla 2 trilyon, yeni parayla 2 milyonum olsa, 1 elektrik mühendisi, ziraat mühendisi, kontrol mühendisi,kimyager, su ürünleriyle ilgi mühendis, istatistikci vb. elemanları işe alırım. Bendeki toplam para bu, bilgeliğinizi konuşturun, kafa kafaya verin, benim sorunum bu ( proje ), bana 2 milyona 80 ton domates elde edebilecek çözümle gelin derim. Yan gelir yatarım. :) Not1: Gerçi 2 milyonum olsa (nakit, cash ) seracılık yapmam ( finans bilimi açısından ) daha fazla getiri sağlayacak başka şeylerde var. not2: Yukarıdaki videolarda, termal ısı, termal ısıdan enerji elde etme, termal ısı depolama gibi ayrı ayrı konularda videolar var. 6. videodaki adam seranın boyutu boyunca 2 karış derinlik,1 karış enli bir çukur açıyor. Hiçde öyle tonlarca toprağın çıktığı bir çukur açmıyor. 8. videodaki firmada(otel vari bina) hiç çukur açmıyor. ( videoları seyrettinizmi? Her video başka şeyler anlatıyor. ) Benimkisi birşeyler yap +1 olarak. Gider maliyetini düşüre bir örnek.
Not3: Üretmek ve satmak(pazarlamak) apayrı sanatlar. Bu başlıktaki gibi bir iş modelinde siz sadece bu sistemi size satan firma için bir "hedge" işlemisiniz.) Üretimdeki tüm riskler sizde. Onlar için sistemi size satarak para kazandırıyorsunuz onlara, sonrada sistemde onlara muhtaç olduğunuz için para kazandıyorsunuz. Onlar işin simsarlığını yaparken ( size göre daha rahat para kazanıyor ) tüm risk sizin boynunuzda.

thorbank
29-08-2016, 21:46
farklı fikirler olduğu zaman asıl öğrenme gerçekleşir.ben faydalandım şahsen ama uygulanabilirlik konusunda negatifim.

murat403
08-08-2017, 22:34
Şunu söylemek gerekirse Dizayn grup boyle bir karlı yatırımı neden satsın. Her bir seranın basına mudur mühendiz koyar sonra yıluna devam eder. Her yere sera şubelerini yaygınlaştırır. Bim veya 101 gibi büyür büyüdükce çirosu artar. Bim veya 101 subelerini su kadar kar getiriyor diyip satıyor mu? Bence dizayn bir dolandırıcı. Gerisini siz düşünün...

murat403
08-08-2017, 23:10
Şunu söylemek gerekirse Dizayn grup boyle bir karlı yatırımı neden satsın. Her bir seranın basına mudur mühendiz koyar sonra yıluna devam eder. Her yere sera şubelerini yaygınlaştırır. Bim veya 101 gibi büyür büyüdükce çirosu artar. Bim veya 101 subelerini su kadar kar getiriyor diyip satıyor mu? Bence dizayn bir dolandırıcı. Gerisini siz düşünün...

murat403
08-08-2017, 23:29
Şunu söylemek gerekirse Dizayn grup boyle bir karlı yatırımı neden satsın. Her bir seranın basına mudur mühendiz koyar sonra yıluna devam eder. Her yere sera şubelerini yaygınlaştırır. Bim veya 101 gibi büyür büyüdükce çirosu artar. Bim veya 101 subelerini su kadar kar getiriyor diyip satıyor mu? Bence dizayn bir dolandırıcı. Gerisini siz düşünün...