PDA

View Full Version : İdrar




malina
30-01-2006, 22:57
Müzelerde sergilenen papirüslerde yer alan bilgilere göre, hamile şüphesi olan bir kadın her gün sabah idrarıyla biri buğday, diğeri arpa dolu iki torbayı sularmış.

Hamilelik şüphesi olmayan bir başka kadın da yine ayrı ayrı buğday ve arpa torbalarını idrarıyla sularmış. Hamilelik şüphesi olan kadının idrarla suladığı buğday ve arpa dolu torbalar, diğer kadının suladığı torbalardan daha önce çimlenirse, hamile olduğu anlaşılırmış. İki kadının suladığı buğday ve arpalar aynı anda çimlenirse hamilelik olmadığı ortaya çıkarmış.

Hamile olan kadınların sabah idrarlarında aşırı miktarda hormon bulunduğu için, buğday ve arpa torbaları diğer normal idrarlarla sulananlardan çok daha önce yeşerirmiş. Günümüzde meyve ve sebzenin daha erken sürede yetiştirilmesi için hormon kullanılması da aynı yöntemin bir benzeridir.

kaynak (http://www.bilinmeyen.com/news.php?id=56)


Konu hamilelik değil tabii. Ama idrarla sulanan tohumların çimlenmesi ilginç geldi. İçindeki maddeler yüzünden tohumların olumsuz etkileneceğini düşünürdüm...




Baki Berk Kayalar
31-01-2006, 03:58
Aslında çok mantıklı. Benimde olabilirliği konusunda aklıma gelmedi değil. İnsan dışkısı da bazı ülkelerde doğal gübre üretimi için çeşitli işlemlere sokuluyor. İdrarın içindeki maddelerin net olarak belirlenmesi gerekiyor. Herhangi bir kaza meydana gelmemesi bakımından idrarın bir kaç tohum üzerinde denemesi uygun olur. Mikrobik bir tehlike ve pis koku olmaması bakımından kapalı alanlarda idrarlı tohumlar çimlendirilmemeli.

İdrarın kullanımı hakkındaki bir fikrimde şu:

İdrar bildiğimizi gibi üre içeriyor. Ürenin donma seviyesi tuzdan çok daha düşük. Ve metallere daha az zarar verdiğinde köprülerin buz ve kardan korunmasında kullanılıyor. Ürenin donma derecesinin tuzdan daha düşük olmasından yola çıkarak, idrarımızı donlu zamanlarda dışarıdaki bitkilerimizin topraklarının donmaması için kullanabiliriz. Yinede işin uzmanından bilgi almadan ve bunu iyi araştırmadan yapraklı arkadaşlarımıza karşı bunu kullanmayalım.

Baki Berk Kayalar
31-01-2006, 04:13
Ana Brittanica 1994 baskısındaki ÜRE başlığında yazanlardan bir kaç ilgili cümle yazmak istiyorum. Parantez kendi yorumumdır.

*Üre, KABRAMİT olarak da bilinir.
*H2NCONH2 yapısında, karbonik asit diamiti. (Yani bitkiler için gerekli elementleri bünyesinde bulunduruyor)
*Gübre ve hayvan yemi olarak önemli miktarlarda tüketildiği gibi plastik ve ilaç sanayilerininde önemli bir hammaddesidir.
*Memeliler ile bazı balık türlerinde protein metabolizmasının son ürünü olarak ortaya çıkan başlıca azotlu bileşiktir.
*Üre memelilerde yanlızca idrarda değil, kan, safra, süt gibi sıvılarla terinde de bulunur.
*Üre, bileşimindeki azot miktarının çok yüksek olması ve toprakta kolayca amaonyağa dönüşebilmesi nedeniyle yoğunluğu en yüksek azotlu bileşiklerden biridir.
*Ucuz bir bileşik olduğundan, bileşik gübrelerin üretiminde kullanılır.Ayrıca tek başına da toprağa atılarak ya da yapraklara püskürtülerek kullanılabilir.
*Formaldehit ile tepkimesi sonucunda elde edilen metilenüre gübresi, azotlu toprakta yavaş yavaş serbestleştirilmesiyle bilinir. Bu nedenle de yılda bir kez atılır.

Baki Berk Kayalar
31-01-2006, 04:19
Yine Ana Brittanica 1994 baskısındaki İDRAR başlığından bizimle ilgili olanleri yazmak istiyorum.

*İdrar, su, aminoasit metabolizmasından sonucunda oluşan üre, inorganik tuzlar, kreatinin, amonyak ve idrara tipik sarı rengini veren ürokrom adlı pigmentten oluşur.

Baki Berk Kayalar
31-01-2006, 04:30
Ansiklobedide "kreatinin" ile ilgili bir madde bulamadım. Ne olduğu hakkında buraya bilgi eklenirse çok iyi olacak.

Genel sonuç olarak idrarımızın fidan yetiştirme ve büyütmede oldukça rahat biçimde kullanılabileceği görünmektedir.

Bir örnek:
Kerpe' deki yazlığımızda büyük bir söğüt var. Yaklaşık 15 yaşında ve 60-70 cm kadar gövde çapı var. Kerpe' de kanalizasyon hattının döşendiği ve fosseptik çukurlarının kaldırıldığı 2000lerin başına kadar çok hılzı büyüdü ve bir kaç senede çok yüksek bir kalınlığa ulaştı. Hemen yanında fosseptiğimiz vardı. Çabuk büyümesinde bu tip artıkların katkısı muhakkak var.

Özellikle söğüt bonsaisi yapacak olan arkadaşların özel artıklarını gübre olarak kullanmasında hiç bir sakınca olmayacaktır. Hem zararı olmayacak, hemde söğütcüklerimiz bayram edecektir. Yinede idrarımızı su ile seyrelterek kullanmakta ve azotlu sübrelerin ne sıklıkla kullanıldığını önceden araştırmakta fayda var.

backyard
31-01-2006, 07:54
http://www.liquidgoldbook.com/

bunun için özel tuvaletler yaptırılıyormuş.

ayrıca 21 Temmuz 2005'te "Pee On Earth Day-Dünyaya İşeme Günü " düzenlemişler

ilginç bir geri dönüşüm yöntemi

malina
31-01-2006, 08:22
Araştırmaların için teşekkür ederim Berk...

Salondaki saksıya işeyen çocuklar eskisinden daha az ceza alacak sanırım :)

arsakay
31-01-2006, 08:50
Arkadaşlar konu başında anlatılan gebelik testi şeklinde asıl etken üre değil gebe kadının salgıladığı ve idrarına geçen hormonlar. Kısacası üreyle ilgili değil. (Ürenin hiçbir etkisi yok demiyorum, yanlış anlaşılmasın) Zaten büyümeye etken maddenin çimlenmeyi normalden daha hızlı gerçekleştirmesi gerekir. Yoksa gözle de anlaşılırdı di mi?:rolleyes: Bu arada eminim sizin anneleriniz de çiçeklerinin çabuk ve güzel büyümesi için bir dönem doğum kontrol hapı kullanmıştır.;)

malina
31-01-2006, 10:18
asıl etken üre değil gebe kadının salgıladığı ve idrarına geçen hormonlar

Doğum kontrol hapları içerik olarak tam tersi hormonlar içermiyor mu?

Yani önemli olan hormon mu? Ne olursa olsun? :)

Konu cahili birinin sorusu umarım fahiş yanlışlar içermiyordur:)

qitted
31-01-2006, 10:28
İdrarda amonyak var, üre var.
Peki satılan suni gübre cinsleri ne ?
Amonyaklı gübre, üre vs :))

İşin zirai kısmını uzmanlarına bırakıp size idrar ile ilgili 2 uygulamadan söz edeyim.
1. Eliniz kesildi ve alkol yok. Hemen kesilen yere çiş yapın. Mikrop kapmayacak ve daha çabuk iyileşecektir. (Kendi idrar yollarınızın sağlıklı olduğunu kabul ediyorum)
2. Soğukta ayak parmaklarınız donmaya başladı, sığınak yok. Hemen ayak parmaklarınıza çiş yapın. Epey bir müddet sizi koruyacaktır.

Malina, idrar kötü bir şey değil bence :)))

arsakay
31-01-2006, 10:49
Doğum kontrol hapları içerik olarak tam tersi hormonlar içermiyor mu?

Yani önemli olan hormon mu? Ne olursa olsun? :)

Konu cahili birinin sorusu umarım fahiş yanlışlar içermiyordur:)
Tabi ki büyümeye katkısı olan sadece hormon değil ama anlatılan hikayede çimlenme farkını yaratan madde hormon! Ayrıca tam tersi hormon derken neyi kasdettiğini anlamadım ama doğum kontrol haplarının çoğunda iki hormon vardır. Östrojen ve progesteron. Gebeliğin devamı için özellikle başlangıçta progesteron düzeyinin yeterli olması şart. Diğer yandan hiç gebe kalmayan kadınlarda sürekli yüksek östrojen düzeyine maruz kalmak kanser riski yaratıyor. Sonuç olarak şöyle düşünelim gebelikte birşeyler değişiyor ve üre herkesin idrarında var yani gebelikte niye farketsin! Kısaca o testte hızlı çimlenmeye neden olan faktör kesin olarak hormon!
Bkz. kurbağa testi :rolleyes:

Bu arada gitted tabi ki de haklı sözkonusu maddeler gübre çeşitlerinde bolca bulunabilen maddeler ama buradaki faktör onlar değil.

Baki Berk Kayalar
31-01-2006, 11:09
Salondaki saksıya işeyen çocuklar eskisinden daha az ceza alacak sanırım :)


Ortalığın kokma ve mikroplanma ihtimaline karşı ev içindeki saksılara işememekte fayda var. Ortalık hele bir de yaz sıcaüı ile kavruluyorsa, sidik kokusu çekilmez.

Birde, işeme ihtimalimizin olduğu bitki ya da bitki adaylarımızın tür olarak fazla azot ve üre isteyip istemediklerine dair bilgi edinmemiz gerekir. Neticede bu bir tür doğal gübre bile olsa bilinçsiz kullanılması faydadan çok zarar getirebilir. Mutlaka bilgi edinmekte fayda var. **** edinilen bilgilerle birlikte dileyenler kobay fidanlar seçerek deneme yanılma yöntemine başvurabilir.

Özellikle suyu çok seven söğütlerin kanalizasyon artıklarına karşı dayanıklığını biliyorum. Söğüt yetiştirenler gönül rahatlığı içinde aşırıya kaçmamak kaydıyla söğütlerinin dibine rahatlayabilirler.

Cihangir
31-01-2006, 11:10
http://www.liquidgoldbook.com/

bunun için özel tuvaletler yaptırılıyormuş.

ayrıca 21 Temmuz 2005'te "Pee On Earth Day-Dünyaya İşeme Günü " düzenlemişler

ilginç bir geri dönüşüm yöntemi

Bi hayır yapıyon bari tam yap, hani translate ??? :p

Bu da benden..

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=3452439&tarih=2005-11-01

Ayrıca, birkaç teori daha...

- Sigara izmaritlerini saksı toprağına gömerseniz, toprakta kurt olmaz...

- Saksı toprağına çay posası dökün..

- Bira şişelerinin dibinde kalan birkaç damlayı büyük yapraklı çiçeklerin dibine dökün, yapraklar daha parlak olacaktır..

- Büyük çiçeklerin gövdesine, taşıyabileceği büyüklükte bir hoparlör takın, müziğin sesini açın...

- Tüm bunları yaparken, bol su vermeyi de unutmayın..

- Çiçeğe ailenin bir bireyi gibi davranın, yapraklarını okşayın, onunla konuşun..

Yıllarca uyguladığımız bu yöntemle büyüttüğümüz çiçek, sadece bir dalında 100 watt'lık büyük bir hoparlörü taşıyabilecek kadar gelişmişti.. Küçük bir ağaç büyüklüğüne ulaşan "Yaprak Güzeli" isimli çiçeğimi, bekar evindeki arkadaşlarıma bırakıp çıkmıştım.. :):)

Bilimsel yönü konusunda hiç iddiam olmadığı biline !

Baki Berk Kayalar
31-01-2006, 11:15
Aslında klasik müzik dinletsek daha iyi olur. :)

Yinede "- Büyük çiçeklerin gövdesine, taşıyabileceği büyüklükte bir hoparlör takın, müziğin sesini açın... " deki mantığı anlayamadım. Hopörlör o arkadaşın daha güçlü ve kalın dallı olmasını mı sağlıyor?

qitted
31-01-2006, 11:18
- Bira şişelerinin dibinde kalan birkaç damlayı büyük yapraklı çiçeklerin dibine dökün, yapraklar daha parlak olacaktır..

Diğer içki çeşitleri konusunda da yorum alsak :D

Baki Berk Kayalar
31-01-2006, 11:21
Rakı döksek acaba "aslan" gibi olur mu dostlarımız. :D

Cihangir
31-01-2006, 11:30
Diğer içki çeşitleri konusunda da yorum alsak :D

Çiçeği bıraktığımda, içkiyi de bıraktım.. Diğer çeşitleri deneme fırsatım olmadı.. Backy bilir onları , uzman olan o.. :))

Rojda
31-01-2006, 11:41
Bitkiler konusunda birşey diyemeyeceğim ama bu gidişle kalan içkileri dökelim derken bitki ile birlikte sizde alkolik olacaksınız :D

Bitkiye dökecek içki kalması için birilerinin içmesi lazım değil mi?

sezinci
31-01-2006, 11:43
İnsanları güzelleştirdiğini biliyorum ama bitkilere ne gibi etkisi var onu bilmiyorum:D

backyard
31-01-2006, 12:59
votka rom falan bitkileri zararlılardan korumak için kullanılan bir karışımın hazırlanmasında kullanılıyormuş, tentürmüş sanırım adı bu karışımın

alkolü de doğrudan toprağa dökmeyecekmişsiniz, çok isterseniz spreyleyin

ama yahu güzelim su dururken niyetinizi bozmanın anlamı ne
bırakın içkileri becerebilenler içsin ;)

backyard
31-01-2006, 13:11
bu arada hint keneviri yetiştiren varsa, 1/4 kap idrarı da içeren güçlendirici bir bitkisel solüsyon tarifi buldum

bonsaisever
31-01-2006, 13:33
Bitkilerle konuşurken nefes yoluyla vermiş olduğumuz karbondioksit'in çok faydalı olduğunu duymuştum.
Discovery de izlediğim bir deneyde Bitkinin aktivitesini (sinirlerini :) ) ölçen bir alete bağladılar. Oda da iki düzenek vardı bunlardan birincisinde içinde balıklar olan akvaryum bir süre sonra devirilecek şekilde ayarlanmıştı diğeri ise oda da yangın çıkarmak içindi. Deneyi yapanlar odadan ayrıldı bir süre sonra akvaryum devrildi ve içindeki balıklar yerde çırpınmaya başladı bitkinin o zamana kadar normal seviyelerde devam eden göstergeleri tepe noktalara ulaştı balıklar öldükten bir süre sonra yine normale döndü bu sefer oda da yangın çıktı bitki yine çıldırdı ve göstergeler tavana vurdu odanın yangın söndürme sistemi devreye giripte yangın söndükten sonra bitkinin göstergeleri yine normale döndü ;)

arsakay
31-01-2006, 13:36
Bu kadar hızlı mesaj alan başka bir topik ben girdiğimden beri hatırlamıyorum.:D :D :D

arsakay
31-01-2006, 13:38
Bitkilerle konuşurken nefes yoluyla vermiş olduğumuz karbondioksit'in çok faydalı olduğunu duymuştum............
......................yine çıldırdı ve göstergeler tavana vurdu odanın yangın söndürme sistemi devreye giripte yangın söndükten sonra bitkinin göstergeleri yine normale döndü ;)
Eee ben anlamadım:confused:

bonsaisever
31-01-2006, 13:43
ikisi farklı şeylerdi neresini anlamadığını söylersen düzelteyim...

arsakay
31-01-2006, 13:54
Yok yok yanlış anladın. İkisi farklı elbette. Ben tüm yazıyı yüklememek için arasını sildim.
Söylemek istediğim discoveryde izlediğin belgeseli niye burada anlattığın.

bonsaisever
31-01-2006, 13:58
:D başka nerede anlatabilirdim. Yoksa yanlış mı yaptım :( silipte başka bir yere yazayımmı:confused:

arsakay
31-01-2006, 14:06
E başka bir yer olabilirdi gibi...:D :D ama üzülme üzerinde biraz daha yazışılırsa backyard onu alıp yeni bir yer açar zaten:rolleyes:
Aslına bakarsak ilginç bir konu

bonsaisever
31-01-2006, 14:09
Doğru söylüyosun aslında burası yeri değildi ama hazır parmaklarım klavyede iken çekmiim dedim :D

karakedi
31-01-2006, 15:01
kadınların aylık malum hikayeleri sırasındaki işemenin faydaları hakkında da bişiler duymuştum ama artık iyice cıvıttılar denmesin diye bu kadar yaziim.. okaliptüs asıl bayılır çişe,,,

Sefer GİRİŞEN
01-02-2006, 10:36
Hayvan barınıpta kokmayan ahır olmaz. Yeterki ahır gibi ahır olsun. Ama öyle berbat ahırlar var ki anlatmak güç.Havalandırma ve penceresi olmayan herbir tarafı beton,hayvanlar balık istifi.Benim anlatmak istediğim ahırlar bunlardı.Bu ortamda bulunan hayvanlar zaten normal gelişemiyor,sık sık solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorlar,yeni doğan buzağıların büyük kısmı kısa sürede ölüyor,daha doğrusu büyük bir azaptan kurtuluyorlar.Bugün belki imkansız ama ileride bu tip ahırlar mutlaka kapatılacak, belirli standartlar getirilecek.

Asıl konuya dönersek insan idrarı değil de benim eski müşterilerin(hayvanların) kinin kullanılmasından yanayım.

zeonka
22-03-2007, 12:36
Çok ilginç doğrusu acaba deneyen oldumu (idrarı) doğrusu merak ettim ?..

Müjgan
03-04-2007, 08:55
Bu yazıyı okuduktan sonra yazmadan duramam. Bitkilerle alakalı bir durum değil ama, idrarla ilgili...

Bir yakınımızın annesinin çok ciddi bir dermatolojik sorunu vardı. Yaşlı kadıncağız, o kadar titizdi ki, her gün banyo yapıyordu ve bütün vücudunu egzema vb yaralar kaplamıştı.
Bir çok doktora gidilmiş ve şifa bulamamıştı. İlaçlarını hazırlarken ona bir şeyi denemesini teklif ettim. Onun gibi titiz biri için iğrenç bir durumdu. Gazlı bezi kendisinin yaptığı taze idrara batırıp nemli olarak bacağına sarmasını ve gece onunla uyumasını önerdim. Bütün vücuduna doktorun verdiği ilaçları uygulayacaktı, ama tek o bacağına idrarını. Tamam dedi ama, ben uygulayacağını sanmadım.

Bir ay sonra oğlu geldi, o da ilaç firmasında çalışıyor, ona sordum. Bariz bir biçimde, idrarlı bacağındaki yaralar daha çabuk iyileşmişlerdi.

Halit Togay
03-04-2007, 16:56
Bu kadar yazıyı okuduktan sonra etrafta kimse yoksa bahçedeki ağaçların dibine işerim artık.:p

(Tüh terbiyesiz, koca adamın ağzından çıkan lafa bak.):(

Ben zaten öyle yapıyorum.

praecox
03-04-2007, 19:19
Bu yazıyı okuduktan sonra yazmadan duramam. Bitkilerle alakalı bir durum değil ama, idrarla ilgili...

Bir yakınımızın annesinin çok ciddi bir dermatolojik sorunu vardı. Yaşlı kadıncağız, o kadar titizdi ki, her gün banyo yapıyordu ve bütün vücudunu egzema vb yaralar kaplamıştı.
Bir çok doktora gidilmiş ve şifa bulamamıştı. İlaçlarını hazırlarken ona bir şeyi denemesini teklif ettim. Onun gibi titiz biri için iğrenç bir durumdu. Gazlı bezi kendisinin yaptığı taze idrara batırıp nemli olarak bacağına sarmasını ve gece onunla uyumasını önerdim. Bütün vücuduna doktorun verdiği ilaçları uygulayacaktı, ama tek o bacağına idrarını. Tamam dedi ama, ben uygulayacağını sanmadım.

Bir ay sonra oğlu geldi, o da ilaç firmasında çalışıyor, ona sordum. Bariz bir biçimde, idrarlı bacağındaki yaralar daha çabuk iyileşmişlerdi.

bir de şöyle bakalım...
Titiz bir insan demişsiniz... fobisini yenmiş...
ergo...
dermatozlar psychosomatique'miş:D

kuzen38
25-11-2007, 03:56
Hatirlayan varmi bilmiyorum, bir filmde görmüstüm. Bir adam bahcesindeki limon agacini sadece işeme yöntemiyle suluyordu. Sonra bu adam hatirlamadigim bir sebeple evini bir süre terkediyordu, yan evdeki kücük cocugu ögütlüyordu işemesi icin.

Minik bir faydasi dahi olucaksa bu yöntemi uygulama taraftariyim.

ceromaya
15-06-2008, 00:58
Arkadaşlar konu başında anlatılan gebelik testi şeklinde asıl etken üre değil gebe kadının salgıladığı ve idrarına geçen hormonlar. Kısacası üreyle ilgili değil. (Ürenin hiçbir etkisi yok demiyorum, yanlış anlaşılmasın) Zaten büyümeye etken maddenin çimlenmeyi normalden daha hızlı gerçekleştirmesi gerekir. Yoksa gözle de anlaşılırdı di mi?:rolleyes: Bu arada eminim sizin anneleriniz de çiçeklerinin çabuk ve güzel büyümesi için bir dönem doğum kontrol hapı kullanmıştır.;)

Hmm ilginç; bir arkadaşım bahsetmişti de inanmamıştım... Demek gerçekten doğum kontrol hapının bitkilerin gelişimine katkısı oluyor. Ben bunu denemek istiyorum:D Hangi oranda, ne sıklıkla tatbik etmek gerekiyor acaba?

Buket Aknar
08-07-2008, 21:16
Arkadaşlar; bir zamanlar "Çişteki Mucize" diye bir kitap okumuştum. Hayretler içerisinde kalarak bir nefeste okuduğum kitaptan aklımda kalanları sizlerle paylaşayım dedim.
* İdrar antiseptik etkiliymiş...
*İnsanın kendi idrarı sivilcelerine çok iyi geliyormuş
*İdrar; pencere camlarını, çok güzel parlatırmış...
*Saçlar için de oldukça iyiymiş...
Arı sokmaları için birebirmiş(bir yakınım bizzat denedi ve doğruymuş...)
En unutamadığım ise...
Boğaz ağrıları için, idrar ile gargara yapmak...

Daha birçok madde vardı ama şimdi hayal meyal hatırlıyorum...Hatta idrarın süresinin de bazı durumlar için önemli olduğunu hatırlıyorum. Örneğin akşamdan kalma sabah idrarı falan derlerdi veya erkek çocuk idrarı...

kuzen38
09-07-2008, 00:41
Bu konuda benim gibi Sayın Malinanın açtıgı konuyla veya seyrettigi bir filmle ( worlds fastest indian-Anthony Hopkins- cocuga limon agacını teslim ediyor ve her gün idrarını yap diyor) gaza gelip bu işi yapmadan önce ilgili topigin 130 nolu mesajını okumanızı tavsiye ediyorum.


http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=1399&page=5

venus
11-07-2008, 03:03
Dalyan'da kiraz ve elma ağacı göremezsiniz sebebi toprak yapısı sanırım.Altı tamamiyle bataklıktır ve metan gazı oranı çok yüksektir,tabi sivrisinek çoktur.Yaşadığımız evin bahçesinde ki elma ağacı vardı ve o elma ağacı meyve veriyordu ,küçük de olsa... Ancak sonra öğrendim ki evin foseptik çukuru oradaymış sanırım yetişme nedeni bu...;)

Passion
16-12-2008, 15:59
Ben sardunyalara veriyorum. Tabi sulandırarak. Yengem söylemişti. O bolca çiçek açtığını söyledi bu sayede. Ben de bu yaz denedim. Etkisi oldu. İdrarı kendi hacminin en az 2 misli suyla sulandırıyorum. Çiçekleri yakmasın diye. Saksı diplerine normal sulama gibi değil az miktarda döküyorum. Ne kadar, diye sorarsanız; saksı büyüklüğüne göre yarım- bir çay bardağı kadar diyebilirim.

Deneyecekseniz. İlk etapta bolca sulandırın derim. Yavaş yavaş deneyerek konsantrasyonunu artırın.

Adalet Yağcı
16-12-2008, 16:29
Bu konuda benimde deneyimim oldu ama bilmeden.
İki yıl önce bahçemdeki Fosseptik çukuruna bir kaç metre mesafeye şekerpare diktim, çok cılız bir fidandı, ilk zamanlar yaşayıp yaşamamakta bile kararsızdı, tutmayacak dedim, ama tuttu.
Bu sene bu ağaç öyle büyüdüki, sanki beş senelik ağaç gibi görünüyor, ve dalları meyveden kırıldı, hepimiz bu hızlı büyümeye şaşırmıştık, sebebi şimdi anlaşıldı, idrar.

nariçi
16-12-2008, 16:41
İki husus var, bu formda yorum yazacağım:
Bir arkadaş yara üzerine idrar iyi gelir dedi. İdrarda üre varsa bu yaradan kana karışmıyor mu?
Diğer bir ek yapmak istediğim de eskiden kent ve kasabaların atık sularında kimyasallar deterjan atıkları yoktu. Atık suların akıtıldığı alanlarda arıtma zaten yoktu halen de olan yerler azdır. Bu atıksu karışan derelerden sebze bahçeleri sulanırdı.

selis
11-08-2009, 16:28
Peki ne tür bitkiler üzerinde etkili?
Denenmiş bir liste vardır mutlaka?

Simbiyotek
12-08-2009, 13:18
Sayın selis,

Konuyla yakından ilgili değilim fakat bildiklerimi aktarayım. idrar'ın içinde hemen çözülebilir formda NPK (azot/fosfor/potasyum) mevcuttur fakat değerler beslenmenize göre değişkendir. Aşağı yukarı bir değer vermek gerekirse 12-1-3 civarında rakamlar doğru sayılabilir. Ayrıca idrarın içinde gene beslenmenizle alakalı olarak yüksek konsantrasyonda sodyum klorür de (sofra tuzu) olur/olabilir. Bu toprakta pek istenen bir durum değildir çünkü çoraklığa sebebiyet verir. Az miktarlarda magnesium ve kalsiyum da vardır. İdrar su ile seyreltilip kullanılabilir; seyreltmeden kullanırsanız bitki köküne zarar verebilirsiniz. Bahçede kullanacağınız zaman toprağa mümkünse çok yakından uygulayın, mümkünse toprağın altına karışacak şekilde işleyin ve çok sıcak olmayan hatta bulutlu bir günü seçin çünkü idrardaki azot çok uçucu oluyor, yani gübrenizden kaybediyorsunuz.
NPK doğadaki tüm bitkiler için besin kaynağıdır.
İsveçliler tarımda idrar ve dışkı kullanımı hakkında ciddi çalışmalar yapıyorlar, ilgileniyorsanız mutlaka araştırın.

Saygılarımla

epsody
14-08-2009, 13:21
Arkadaşlar idrar ve dışkıların solucanlarla kompost Yapımıyla değerlendirilebilir,idrar ve dışkı için açılacak çukura bütün bahçe ve mutfak atıkları boyutları küçültülerek atılırsa sonuçta çukurda çok değerli bir gübre olan solucan gübresini elde edebiliriz.

Bu konunun ayrıntılarını solucanlarla kompost başlığında ilgilenen arkadaşlarla paylaşacağımız açısından konuya davet ediyorum.Saygılar .

epsody
21-08-2009, 12:36
Arkadaşlar İdrar ve insan kaynaklı dışkılar, organik atık olarak değerlendirmeyi bekliyor.

Düşüncelerinizi belirterek katkılarınızı sağlayınız.Saygılar

epsody
17-11-2009, 12:57
Arkadaşlar kırsaldaki bahçeleriniz de oluşturacağınız tuveletlin poseptik çukurudan ve içindeki dışkılardan azami faydalanmak için bahçemizde oluşan bitki ve ot atıklarının kurutularak karbon malzeme olarak daha hızlı fermantasyonla çukurda kompost yaparsak kompost içeriği daha zengin gübre elde edebiliriz.

Sonuç olarak her türlü atığın ve dışkının organik değer olduğunu israfının değil değerlendirilmesinin öneminin unutulmaması gereği olarak bu konudaki çalışmalardan geri kalmamalıyız.

Passion
18-11-2009, 19:53
Ben insan kaynaklı dışkıyı sebzelerde kullanmayı çok sağlıklı bulmuyorum. İnsan dışkısı bir takım patojenik bakteriler içerir ve bunların sebzelere bulaşması bazı hastalıklara sebep olabilir diye düşünüyorum.

epsody
18-11-2009, 20:18
Arkadaşım endişelerinde bilgi eksikliğinden kaynaklan bir durum söz konusu,arkadaşım insan dışkılarındaki patojenlerin kompost oluşumuyla solucanların beslenme zincirinde yer alarak solucaların sindirimlerinde elimine olarak baskılanmaktadırlar.

Arkadaşım bilim adamları solucanlara çevre savaşçısı ünvanını takarken ağır metal toksin oluşumunu sağlıyan bakterilerin baskılanması sürecinde solucanların enzimleriyle elimine etme özelliklerinden dolayı bu sıfatı yakıştırmasının herhalde haklı bir nedenleri vardır.

Passion
18-11-2009, 20:54
Sn. Epsody ,

Solucanlar dediğiniz gibi bu işe yarıyor mu , o konuda bilgi eksikliğim var. Ben de solucanlarla ilgili değil insan dışkısı konusunda fikir yürüttüm . Düşüncelerimizi belirtmemizi istemiştiniz değil mi?

Solucanlar insan dışkısındaki patojenleri dediğiniz gibi zararsız hale getiriyorlar mı , bu konuda uzman bir arkadaş görüş bildirirse iyi olur.. Ya da siz bu bilgileri bilimsel hangi kaynaktan elde ettiğinizi bildirirseniz oradan da bakabiliriz..

epsody
19-11-2009, 06:21
Çevre savaşçısı solucanlar

İngiliz bilim adamları, toprak solucanlarının "21 yüzyılın çevre savaşçıları" olabileceğini düşünüyor

Solucanların, kimyasal maddelerle kirlenmiş toprağı temizlemeye yardımcı olabileceği düşünülen "metal yeme" özelliklerinin nasıl işlediğini ortaya çıkaran Reading Üniversitesi'nden bilim adamları, solucanın toprağı "mideye indirip" dışarı çıkardıktan sonra metallerde bazı küçük değişiklikler olduğunu tespit etti

Bu değişikliklerin, kimyasal maddelerle kirlenen topraktaki potansiyel toksik metallerin ortadan kaldırılmasında büyük yarar sağlayabileceğini düşünen İngiliz bilim adamları, Liverpool'daki Britanya Bilim Vakfı Festivali'nde yaptıkları sunumda, toprak solucanlarının "21 yüzyılın çevre savaşçıları" olabileceğinin altını çizdiler

Solucanların ideal "toprak detektifleri" ve varlıklarının toprağın sağlığını en iyi göstergesi olduğunu vurgulayan Reading Üniversitesi'nden Mark Hodson, toprak solucanlarının, aralarında arsenik, kurşun, bakır ve çinko gibi ağır metallerle kirlenen toprakta yaşamalarını sağlayan bir mekanizma geliştirdiklerini belirtti

Hodson, solucanların bazı özel metalleri "sarıp sarmalayan" ve kendilerini güvence altına almalarını sağlayan "metallotinein" adlı özel bir protein ürettiklerini belirterek, "Geniş anlamda, eğer bir toprak solucanı bir tip metalle baş edebiliyorsa, diğerleriyle de edebilir" dedi

İngiliz bilim adamları, bu araştırmaları sırasında Oxfordshire'a yeni kurulan ve topraktaki bir tuz tanesinden bin kez daha küçük metal parçacıklarını inceleyebilen röntgen ışını teknolojisinden faydalandılar
(CnnTürk)

bernacyhn
19-11-2009, 10:30
Ben de bir şeyler söylemek istiyorum bu konuda her ne kadar içerikle alakalı olmasa da. 6 yaşındayken hepatit-b hastalığına yakalanmışım. Hastaneye götürmüşler bir takım tedaviler uygulanmış. Çoook eskilerde ne hastane varmış ne de ilaç. Kocakarı ilaçları diye tabir ettiğimiz yöntemlerden birini annem bende denemiş. Bu yöntemi eskiler çok kullanmış. Benim idrarımdan birkaç damla meyvesuyuna damlatmış ve bana içirmiş. İyileşmeme ne kadar etkisi olduğunu bilmiyorum ama başka bir örnek doğru olabilir diye düşünmeme neden oldu.
Annemlerin çalıştıkları fabrikadan ailecek görüştükleri bir arkadaşları da hepatit-b hastası olmuş. Bİr-iki hafta hastanede yatması gerektiği söylenmiş ancak burnunu tıkayıp idrar yöntemini kullanmış ve iki üç gün içerisinde kadın kendine gelip çıkmış hastaneden. Ne kadar doğrudur bilemem.

epsody
19-11-2009, 10:44
Bernacyhn seni yazdığım başlıklarda görmek beni mutlu etti, senin oralarda yaşadığın yanlızlığını paylaşmak isterim.
Ablanızdan bu konuda yardım bekliyorum


İçimizde bu inaçla hizmet edecek öğretmenlerden ilgi bekliyorum, bana okul müfredetları için de doğa ve çevre konuları da bilgilerimi Ağaçlar net adına paylaşmak için günüllü olarak, kendi bölgemin okullarında genç talebelerimize solucanları tanıtmak organik atıklardan gübre yapma kunularındaki bilgilerimi aktarabilirim.

rabenek
19-11-2009, 10:47
Sayın bernacyhn,
İnşaat işçilerinin ayağına çivi battığında kanayan yerin üzerine idrarlarını yaptıklarına şahit oldum. İyleştirdiğini söylediler.

epsody
19-11-2009, 11:09
Arkadaşım rabenek bu başlıktaka yorumlara ilgi gösterek katılımını takdirle karşılıyor, paylaşımların için seni tebrik ediyorum, bilgili olduğun konulardaki mesajlarını takip edeceğimi bilmeni isterim.

Herne kadar sağlık konularında bilgi sahibi olsanda yazışmalarımızı ilgili başlıklarda sürdürmeliyiz, sevgiyle kal

Kedi Tırnağı
19-05-2010, 19:14
Yani ne diyeceğimi bilemiyorum...
'' Hayvan dışkıları gübre olarak kullanılabiliyorsa, insan dışkıları da steril bir şekilde kullanılamaz mı? '' diye düşünürdüm her zaman ve sitede bu konuyu nasıl sorsam da, '' sapık mı bu yahu? '' diye kınanmasam diye kendi kendime söylenirken bu başlık karşıma çıktı:)

Yurtdışında yürütülen, özellikle tarımdaki uygulamalarla ilgili birkaç belgesel ve yazı görmüştüm. Kanalizasyon sularını arıtılıp kullanma veya tarımda sulama amaçlı kullanıldığını da biliyorum. İsrail' de arıtılmış kanalizasyon suyu bir akifere( yeraltındaki doğal su haznesi) gönderilip, arazinin başka bir yerinden kaynak olarak çıkarılıyor mesela. Tamamen arıtılmış olsa da sanırım dini ve psikolojik nedenlerden ötürü topraktan çıkan bir suyu kullanmak istiyorlar.

Nerede okuduğumu hatırlamıyorum ama, Bizans Dönemi' nde idrarlar havuzlarda biriktirilip temizlikte( içeriğindeki amonyak sayesinde galiba) kullanılırmış diye öğrenmiştim.

Tıbbi alandaki kullanımına gelince de: '' yaralı parmağa bile işemez'' denilmesinin bir hikmeti varmış demekki. Babam köyde doğduğu için, kırsalda, sidiğin yara-berede kullanımıyla ilgili hikayeler dinlemiştim.

Ben tuttum bu gübre işini:))

yasarugur
19-05-2010, 20:00
Köpeğimi evimin kaldırımında bulunan akasya ağacına çişini yapmağa alıştırmıştım ,diğer köpeklerde idrar kokusuna gelip oraya çişlerini yapacaklardı ,aklımca çişlerin tuzları yüzünden akasya ağacı da kuruyup gidecekti, ama tam tersi oldu , akasya ağacı devasa büyüdü , azman oldu ,şimdiden dallarının genişliğinden evimizin balkonundan bakınca yolu göremez olduk,kocaman ve kalın bir gövdesi var aynı anda dikilen diğer iki akranından çok daha fazla gelişti,demek ki ben yanlış düşünmüşüm,idrar ona çok faydalı gelmiş :-)

Kedi Tırnağı
20-05-2010, 01:44
yasarugur, zavallı akasyayı niye kurutmaya çalışıyorsunki? Sırf manzara için mi? Bu mesajı hangi sitede yazdığının farkında mısın? Vallahi linç edilirsin benden uyarması:))

güldeste-
20-05-2010, 02:15
çiçeklerimin gelişmesinde kimin parmağı olduğunu nihayet anladım:D

yasarugur
20-05-2010, 08:00
Sn Kedi Tırnağı ,Aydın'ın cadde ve sokaklarında şimdiye kadar Turunç ağaçları dikilirdi,baharda çiçek açtığında her yer mis gibi turunç çiçeği kokar,birkaç yıldır nedense akasya dikiyorlar,baharda bu ağaçların yeni sürgünlerinde simsiyah basra oluyor ve belediye bu ağaçları ilaçlamıyor ,bu zararlılar da etraftaki bahçelerde bulunan(benimkiler de dahil) meyve ağaçlarının taze sürgünlerinin suyunu emip öldürüyor.Merak etmeyiniz ben de ağaçların çoğalması için herkes kadar tarafım bu yılın nisan ayında 200 e yakın fidan diktim daha da dikeceğim sezon geldiğinde , akasyaların bu kadar büyüme ve geniş bir görüş alanını kapatma özelliğinden dolayı sokaklara dikilmesine karşıyım,dikim alanları zaten dar olan kaldırımlar olmamalı daha geniş alanlar örneğin parklar ve mesire alanları olmalı diye düşünüyorum.(Sonraki mesajı daha politik yazayım bari, mesela" Sokak köpekleri her zaman bizim evin önündeki akasyaya çişlerini yaparlar bu nedenle o da çok büyür gelişir "gibi . Böylece linçten kurtulurum. :-) )

epsody
20-05-2010, 08:56
çiçeklerimin gelişmesinde kimin parmağı olduğunu nihayet anladım:D

Arkadaşlar idrarın içindeki üre azotu bitkiye fayda sağlıyacak besin maddeleri bulundurabilirsede fazla uygulamalardan bitki zarar görebilir, bitkiyi ve toprağın yapısını idrarın bozucu etkilerin den korumak için, kurutulmuş çay posalarını hatta tuzundan arındırılmış ayçiçek kabuklarını malç malzemesi olarak kullanırsak bitkiye çok yönlü faydalar sağlamış oluruz.

Kedi Tırnağı
21-05-2010, 14:49
Sn yasarugur, açıklama için teşekkürler. Anlam verememiştim ağacı kurutma çabanıza. Belediyelerin yanlış uygulamalarıyla ilgili eleştirinize katılıyorum. Adana' da gözünü açmış birisi olarak, caddelerde turunç, portakal ağaçlarının varlığının ne hoş olduğunu biliyorum.
Belediyeler genelde meyve ağacı dikmekten kaçınıyorlar sanırım. Bunda muhtemelen meyvelerin dökülüp sokakları kirletmesi( ki bence sentetik kirliliğe tercih ederim) ve sinek vs. yapması gibi sebepler etkili olabilir. Benim tahminim bu yönde yani yoksa somut bilgim yok.

Yanlış bilmiyorsam akasya hızlı gelişen ağaçlardan birisi ama bir o kadar da zayıf gövdeli oluyor. Lord Kinros' un 50' li yıllarda Doğu Anadolu' ya yaptığı gezisini anlatan bir kitapta böyle bir eleştirisi vardı. Hızlı büyüsün diye, şehirlere yaygın olarak akasya dikildiğini ama çelimsiz ve kısa zamanda kurumaya meyilli ağaçlar olduğu için hatalı bir uygulama olduğunu yazıyordu. Benim bilgim de aslında buradan kaynağını alıyor. Bizde belediyeler, icraatlarından hızlı sonuç alıp göz boyamayı severler biliyorsunuz. Bu nedenle mi acaba bu tarz ağaçları tercih ediyorlar?

Siz gene de bence en iyisi mahallenizdekileri de örgütleyip, belediyeye akasya ve benzeri sorun yaratan ağaç ekimiyle ilgili baskı uygulasanız ve Turunç ağaçlarınıza yeniden kavuşsanız daha güzel olmaz mı? Zavallı akasyaların günahı yokk,i belediyelerin suçu:)
Umarım eleştirimden alınmamışsınızdır. Saygılar.

yasarugur
22-05-2010, 19:54
Sn Kedi Tırnağı eleştirinizden alınmadım tabii ki çünkü eğer burada bir eleştiri yapıyorsanız dostçadır,bunun bilincindeyim.Akasyaları eskiden demiyrolu boyunca dikerlermiş çünkü kökleri epey uzağa gidebildiğinden zemini sağlamlaştırmak amacıyla uygulanırmış gerçi şimdi demir takviyeli traversler var oldukça sağlam.Bugün karşı parka yeni dikilen genç akasya fidanlarının biri daha yağmurdan yan yatmıştı,üzülüyor insan tabi.Fidanı dikenler de işlerini iyi yapmıyorlar.Belediye ile bir görüşme yapmak lazım .

kaktüssevdası
10-01-2011, 02:47
harika bi konu :)) bir yandan bilgilerimi tazeleyip bir yandan güldüm doğrusu :)) denizlide arıkaltı diye bilinen biryer var ve hep derlerdiki "arıkaltına ne diksen adam olur" bende sağlıklı toprak ve bol su vardırda ondan sanıyordum. meğerse lağım sularıyla sulanırmış... şimdilerde olmuyor tabi çünkü kimyasallar daha yoğun. birde köydeki evimizin 2 farklı bölgesine hayvanlar için sudarısı ekmiştik kanalizasyon çukurunun olduğu yerdeki öyle bir gelişip gürleşiyorduki şaşmamak elde değildi dipnot:annem o bölgeye hiçbizaman sebze meyva dikmezdi. psikolojik sanırım :)
salon bitkilerimde ve kaktüslerimde denemeyi düşünüyorum umarım ev kokmaz :))

epsody
22-06-2011, 06:22
Degerli bir ürün ama inanışlar ve tabular da kullanimini kisitliyor toplumlarda.

Arkadaşım GokTurco'nun dediğine katıldığımı belirterek, bitkilerime kendi idrarımı üre azotu olarak kullanmak için toplamaya karar verdim, en ala organik azot durumunda olduğundan dışarda aramanın manasızlığı olarak tabuların yıkılmasına bağlıyorum.

Kendimin beslenme alışkanlıklarında tuz alışkanlığım olmadığından bu konuda endişelerimde bulunmamaktadır, her canlının atığı başka bir canlıya beslenme kaynağı ilkesinden hareketle topladığım bu idarı sulama suyuna katarak bitkilerimin organik azot ihtiyacını karşılaraken ekonomi içinde organik azot arama derdinden de kurtularak idrarımın kanalizasyona bırakılarak atık olmasına gönlüm razı olmazdı.

harika bi konu :)) annem o bölgeye hiçbizaman sebze meyva dikmezdi. psikolojik sanırım :)


Arkadaşımızın annesinin piskolojisinin nedeni tabular ve doğmalar olsa gerek, ama bu doğmaların yıkılma zamanı gelmiştir, bu doğmalar değilmi toplumuzu gerileten, doğmaya değil bilime inanmak zorundayız, sevgilerimle:)

GokTurco
22-06-2011, 12:54
Kendi aklımızdan bu tür düşünceleri çıkardığımız gibi halk için de çıkarmalarına yardım etmeliyiz.
İdrarın gübre olarak nasıl kullanılacağına dair bilgiler topluyorum:

http://www.liquidgoldbook.com/

http://www.howtodothings.com/home-garden/how-to-use-urine-as-a-fertilizer

http://ezinearticles.com/?Using-Human-Urine-As-A-Liquid-Fertilizer&id=392596

http://www.ehow.com/how_4701584_use-urine-fertilizer.html

GokTurco
22-06-2011, 12:57
http://www.ecosanres.org/PDF%20files/Fact_sheets/ESR6lowres.pdf

http://www.youtube.com/watch?v=FJvWh4NSDKs

http://www.youtube.com/watch?v=VGBiFsYaVs8&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=rbHCqFIXLYk&feature=related

adonis-
04-05-2012, 20:18
Yurtdışında bi çok toplum tarafından kullanılan alanın wclerine kurulan sistemle özellikte çinde biogaz elde edildiğini izlemiştim toprak tvde ama gübre olarak kullanıldığını bilmiyordum bu tür kimyasal içermeyen konularla ilgili araştırma ve uygulama ülkemizde çokaz ne yazık atılımlar başladı umarım birçoğu hayata geçer

sayın GokTurco türkçe çevirimleriyle yayınlasaydınız keşke :D

Savaş
14-05-2012, 23:55
İdrarın vücuttan atılmasıyla gerçekleşen bir olay daha vardır:

İnsanın veya genel olarak memeli canlıların diyelin, üreme organı ve idrar kanalında her zaman canlıya zarar verebilecek zararlı bakteriler birikir ve ürerler. İdrar, vücuttan atılırken bu zararlı bakterileri de kanaldan süpürerek beraberinde götürür. İdrar vücuttan atılırkan ilk çıkan kısmı belki zararlı organizmalar içerebilir. Ancak sonrasında gelen idrar, çok kısa bir süre tamamen sterildir. Hatta idrar içerek susuzluğunu giderme hikayeleri vardır, duymuşsunuzdur. Çünkü idrarın 95%'i sudur. Ancak taze idrar çok kısa bir zamanda zararlı bakteri birikimine neden olur.

Buda gösteriyor ki, belki fermante edilerek, mesela EM ile, kullanılması daha faydalı olabilir.

hevesli meraklı
18-09-2012, 10:55
Merhaba,idrarın yaralanmalarda kullanıldığını biliyorum. Evde bakılan kedilerin, çiş yaptıkları saksılarda ki bitkilere zarar vermediklerine de şahit oldum.

İdrarın bir başka faydasını da şöyle öğrendim:
Sualtı dalgıçlığı kursunda hocalarımız, eğer su altında üşürsek çekinmeden dalgıç elbisesi içine idrar yapabileceğimizi bu sayede ısınacağımızı söylemişlerdi:D Önceleri bu durum bana çok itici gelmiş ve başkasının giydiği dalış elbisesini giymekten tiksinmiştim. Sonraları su altının güzelliği bunu unutturdu ve 2 yıldız dalgıç bile oldum;)

zeynelamca
13-11-2012, 21:04
arkadaşlar iyi günler.bu konuya biraz geç kaldım ama y,bede bir cevap veren olur herhalde.bebelerin bezlerini hem su tutucu hemde gübre niyeti ile ceviz ve armut fidanlarının dibine gömsem faydalı olmazmı .

selis
13-11-2012, 21:12
bebelerin bezlerini hem su tutucu hemde gübre niyeti ile ceviz ve armut fidanlarının dibine gömsem faydalı olmazmı .
Kusura bakmayın ama bana sorarsanız, hiç hoş bir düşünce değil.. Bezlerde sadece emici tanecikler kullanılmıyor.
Piyasada su tutucu özelliğinden faydalanabileceğiniz bir çok ürün var.. Daha hijyenik olacaktır..

stranger70
06-10-2019, 12:23
bütün mesajlarınızı okudum ve bilgilendirmeler için teşekkürler.
ancak;

idrar, bitkilere verilmeden ne kadar bekletilmeli?
idrar, bitkilere verilmeden hangi oranda seyreltilmeli?

gibi sorulara cevap bulamadım. Bu konuda deneyimi-bilgisi olan arkadaşlar bilgilendirirse sevinirim.

saygılarımla.

su teresi
07-10-2019, 23:55
benim çocukluğumda köyümüzde karnı ağrıyan küçük çocuklara kendi idrarını içirirlerdi hatta vucuttan ilk akan değil ortasından alınan idrarın daha faydalı olduğu, denizanası ısırığında da idrarın tedavi edici olduğu söylenir. ve alternatif tedavide bu konuda çokca yazı var nette yabancı kaynaklarda bilmiyorum bana psikolojik etki gibi geliyor yine tarımda eskiden insan gübresi kullanılırdı benim köyümde yapılıyordu bi belgeselde görmüştüm şili ve çin abd den insan gübresi ithal ediyordu abd kendiside büyük şehirlerden özel kamyonlarla kendi üretim bölgelerine bu gübreleri dağıtıyordu şili üretimli kinoa ve chialar bolca abd gübresiyle dünya piyasasında. aslında göz görmeyince kendimizi rahatlatıyoruz munir dermanın bi yazısı vardı insan lağımdan tiksinir iğrenç bulur fakat doğanı onu buharla bulut yapar yamur olur insana içirir diye. yeryüzünün binlerce yıldır devam eden arıtma sürecini hızlandırılmış filmle izlesek yemeden içmeden kesiliriz.

Ganymede
03-05-2020, 15:44
İdrar ve dışkı konusu bence oldukça önemli ve değerlendirilmeli diye düşünüyorum. Başladım ve sonucu size altı ay içinde bildireceğim. Bu bilgiyi Canberra'da yaşayan Gürkan Yeniçeri'nin blog sayfasından almıştım sanırım.
"Tüm çişinizi bir varilde toplayın.
Varilin kapağı sıkı olsun ve içine hava almasın.
Üzerine ormandan toplayacağınız çürümüş yaprakları atın.
Organik üretim kurallarında 6 ay olgunlaştırılması salık verilmiş.
Kullanmak için 1:50-500 oranında su ile seyreltin.
Yapraklara püskürtün.
Aslında çiş içinde herhangi bir mikrop barındırmıyor ve hemen kullanılabilir.
Eğer büyüme hızı yavaş ise 1:50-100 arası seyreltin. Diğer durumlarda 1:200-500 arası seyreltip kullanın. Her gübrede olduğu gibi bunun da fazlası zarar. Bol var diye sek kullanım akiferlerin ve nehirlerin kirlenmesine neden olabilir.
Eğer bitkileriniz üzerinde yaprak bitleri (afidler) görüyorsanız fazla azotun göstergesidir. Çiş gübresini kesip normal sulayın. Topraktaki azot miktarı normale dönünce bitlerde kaybolacaktır.

pandorum
11-05-2020, 16:36
Herkese merhabalar, bu yaz balkonumu ve evimi olabildiğince yeşillendirmeye karar verdim.henüz şaşırtma yapmadığım karton bardaklarda büyüyen 7 adet minik biberim var (üçü annemin acı biberi,üçü sivri acı kıl biber,bir de Bhut jolokia) bunlara gübre olarak sulandırılmış "sabah idrarı" kullanmayı düşünüyorum. Tuzlu yemeklerden kaçınan biriyim biraz pre-diyabetim var ama sorun olmaz sanırım : )
Tavsiyeleriniz nedir , daha önce deneyen var mı ?

pandorum
11-05-2020, 18:08
bu arada 10 seneyi geçkin bir konu kimse ilgilenmemiş mi acaba , ben bir heyecanla üye oldum , nezamandır aklımda bir forumun parçası olmak , paylaşım olsun, fikirlerimizi paylaşalım bir dostluk ortamı falan ... dur bakalım