View Full Version : Türk süsleme sanatlarında bitkisel motifler ve kompozisyonlar
Açmış olduğum bu başlık altında sizlere, Türk süsleme sanatlarından örnekler sunmaya ve bildiklerimi aktarmaya çalışacağım. Benim ilgi alanım tezhip ve ebru ama burada sizlere tezhip ve ebru örneklerinin yanı sıra çini, taş ve ahşap oymacılığı, kat’ı, minyatür gibi Türk süslemeciliğinin içene aldığı her sanat dalından örnekleri elimdeki kaynaklar el verdiğince paylaşacağım.
Başta kitap olmak üzere, ferman, tuğra ve murakka, birkaç kâğıdın üst üste yapıştırılmasıyla elde edilen mukakka halinde yazma eserlerin çevresine, altın tozu ve boyayla yapılan her türlü süsleme, tezhip olarak adlandırılır. Tezhipli eserlere müzehheb, bunları yapan sanatçılara da, erkekse müzehhip, kadınsa müzehhibe denir. Tezhip sözcüğü, Arapça’da altınlama anlamına gelen zeheb’den alınmışsa da, altınla yapılanlar dışında, toprak boyalarla yapılan süslemeler için de kullanılır. Yalnız altınla yapılan tezhibe halkârî; aynı tarzın çok hafif biçimde renklendirilmiş olanlarına şikâf diyoruz.
Kaynak: www.turkislamsanatlari.com adresinde
Cahide Keskiner’in
”HATLARI BEZEYEN IŞILTILI MOTİFLERİYLE TÜRK TEZHİP SANATI”
makalesinden
Muhibbi Divanı'ndan bir örnek
30166
Süsleme genel anlamda şöyle tarif edilebilir: Resim san’atının bir kolu olup, belirli bir yerin, eşyanın, abidenen daha da güzelleştirilmesi için üslûplanmış şekil, renk ve motiflerle değerlendirilmesidir. Demek ki ana teması desen, deseni de oluşturan motiflerdir. Türk Süslemesinin zenginliği motif çeşitlerinin bolluğu ve motiflerinin son derece estetik bir yapıya sahip oluşlarından ileri gelmektedir. Yüzyıllar boyu devam eden geleneklerle yoğrulmuş olarak dekoratif sanatlarımızın ileri bir düzeye ulaşmasını sağlamışlardır. Bu denli bir oluşumun enderlerinden birini de Türk sanatkârının, dini yasaklar nedeniyle resim ve heykel sanatlarında kısıtlandığı için, benliğini süsleme sanatları kanalıyla korumaya çalışmasında aramak gereklidir. Hayal gücünü bu sahalarda sürdürerek bazen ileri derecede bir stilizasyona , bazen ise soyutlamağa kadar giden, modası geçmeyen yapıtlar meydan getirmiştir. Örneğin: Selvi ağacı motifinin yanısıra, aynı büyüklükte bir gül motifini işleyerek ölçü birimini ortadan kaldırası gibi. Ayrıca süslemede, doğanın güzelliği ve verdiği ilhamı göz önüne alınacak olursa, yüzyıllar boyu kendilerine en güzel yöreleri yurt edinen Türk insanın, gerçek bir sanatçı olarak, doğayı aynen taklit etmek yerine onu üslûplandırarak uygulamayı doğru bulduğu görülür.
Türk motifleri, tahminlerin üstünde geniş bir konudur. Kendi çalışma ve araştırmalarımızın oranında bu binbir çeşit motifleri ve oluşturdukları desenleri, on ana kol altında yorumlamayı ve programlamayı uygun buluyoruz.
I- Bitkisel motifler
II- Hayvansal Motifler
III- Geometrik ve sembolik motifler
IV- Geçmeler
V- Mimarî ve insan yapısı formlardan esinlenen motifler
VI- Doğadan stilize edilen motifler
VII- Barok, ampir ve rokoko motifler
VIII- Yazının dekor ve motif olarak kullanılması
IX- İnsan, giysilerinin ve takılarının motifleri
Verilen her bir kol hakkında ayrıca birer albüm hazırlamak mümkündür. Ancak burada bunlardan kısaca bahsederek yalnızca ana şemasının verilmesi ile yetinilecektir.
I- Bitkisel Motifler
Süslememizin en yaygın bir kolu olup çok zengin ayrıntılar halinde bulunurlar. Başlıca dört grup altında toplanabilirler.
A- Çiçekler: Yine üç alt gruba ayrılırlar:
1- Hataî (Hatâyiler) : Bunlar süsleme sanatının başlıca desenleri arasında en önemli türlerinden biri olarak çoğu kez çiçeğin kökeni belli olmayacak derecede stilize edilmişlerdir.
2-Doğaya yakın olarak stilize edilmiş çiçekler:
a- Uygulandıkları sahaların zorunlu kıldığı tekniklere göre uygun özellik taşıyanlar. Örneğin kalem işlerindeki çiçekler ile tahtaya, taşa oyulan veya kumaşa işlenen, halıya dokunan çiçek motiflerinde belli ayrıcalıklar görülür.
b- Çiçek çeşitleri: Özellikle lâle, karanfil, haşhaş, gül, sümbül, haseki küpesi, menekşe, nergis vs. gibileri, gelmiş geçmiş sanatkârların elinde bin bir şekle bürünmüşlerdir. Örneğin lâle motifini ele alalım: İstanbul’da bulunan abidelerimizin yalnız duva^r çinilerinde 312 çeşit lâle motifi saptanmıştır. Eski mezar taşlarında bulabildiğimiz değişik lâle gormları 350 nin üzerindedir. Kumaşlarda ve işlemelerde ise 585 çeşit sayılmıştır.
c- Kullanılan teknik üslûblara göre değişik görünüm kazanmaları. Örneğin: gül motifi taş oymada üç buutlu oyulduğu ve natüralist bir görünüşe sahip olabildiği gibi, tek düzeyde oyulup geometrik bir şekile de bürünmüştür. Örneğin: gül, kâğıda tezhiplendiği zaman, akıtma, noktalama veya tarama üslûblarına göre farklı görünüştedir.
3- Minyatür çiçekler: Eskilerin “Şükûfe tarzı” olarak adlandırdıkları ve natüralist özellikleri olan bu üslûp, özellikle onsekiz ve ondokuzuncu yüzyıllarda benimsenmiş bir süslemedir. Vazolu, vazosuz buketler, tek çiçekler gibi bir çok kısımlara ayrılırlar.
B- YAPRAKLAR: Stilize yapraklar, doğal görünüşte olanlar, tek dilimler, üç dilimli olanlar (Seberk), beş dilimli olanlar (Pençberk), çok dilimli olanlar, birbirlerine sarılmış yapraklardan meydana gelen terkipler (Sadberk), tatbik edildiği sahaların teknik zorunluluğuna uygun özellikleri olanlar, hançer ve geometrik yapraklar gibi pek çok kısımlara ayrılırlar.
C- AĞAÇLAR: Yapraklarda ve çiçeklerde olduğu gibi pek çok çeşitleri olan ağaç örneklerinin Türk süslemeciliğinde önemli bir yeri vardır. Özellikle beş çeşit ağaç süslemesine çok sık tesadüf edilmektedir. 1) Selvi ağacı 2) Hurma ağacı 3) Hayat ağacı 4) Meyveleri belirtilen meyve ağaçları 5) Çiçek açmış ağaçlar.
D- YEMİŞ VE MEYVELER: Diğer bitki motiflerinde olduğu gibi bu grup da çok zengindir. Onsekizinci yüzyıla kadar nispeten seyrek, daha sonraları çok yaygın şekillerde kullanılmışlardır. Bunların arasında özellikle üzüm ve nar motiflerini, sembolik anlam kazanarak çok benimsenmiş oldukları görülür.
Kaynak: www.turkislamsanatlari.com adresinde
Azade Akar - Cahide Keskiner’in
“Süslemenin Oluşumu ve Motiflere Şematik Bir Bakış” makalesinden
30168
Ali Üsküdari'den bir örnek
Sevgililer gününde bitki sevdalılarına
Yine Ali Üsküdari'den üç güzel örnek
301693017030171
Topkapı Sarayından Ahşap Oymacılığa bir örnek
30172
Rüstempaşa camii çinilerinden bir örnek
30225
Topkapı Sarayı Harem Dairesi Çinilerinden bir örnek
30226
Şikaf çalışmalarım
30227
30228
hassoman
15-02-2008, 00:50
Sayın Sevil,
Bu çalışmanızı içtenlikle alkışlıyorum.
Sayenizde bilgilendim, yararlandım, çabanızı kutluyorum. Ömrünüze bereket...
Teşekkürederim Hassoman
Bu güzellikler hepimizin, atalarımızın mirası. Bakmasını bilen gözler payını alıyor :)
Sizinde ömrünüze bereket
Saygılar
Sultan Ahmet Camii Hünkar Mahfili
Taş Oymacılığına bir örnek
30266
30267
Sultan Ahmet Camii Çinilerinden
30268
30269
fatmadundar
16-02-2008, 08:43
Bu güzelliklere dikkat çektiğin için teşekkürler Sevil. Yüreğine sağlık.
Sayın Fatmadundar sizinde yüreğinize sağlık.
Bu sanatlarda doğa gibi eşsiz güzellikler sunuyor bizlere,
atalarımızın estetiğe gösterdiği özenin belgeleri diyorum ben onlara,
her baktığım eser ayrı bir güzellik katıyor ruhuma,
bunları sizinle paylaşmak ve benzer şeyler hissettiğinizi bilmek ayrı bir güzellik...
Ben teşekkürederim.
Ali Üsküdari'den güzel bir örnek
30315
Ahmet Karahisari Kur'an-ı Kerim'inden bir tezhip örneği
30316
Metin Y.
06-08-2008, 01:56
Saygıdeğer Sevil Hanım, bu güzel paylaşım için teşekkürler.
1.Mahmut'un TEZHİPLİ TUĞRALI BERATI
Sevgili Sevil,
Çok güzeller, elinize sağlık..
Lalezar78
15-08-2008, 18:04
Hepsi birbirinden güzel, teşekkürler Sevil. Ben de Türk-İslam sanatlarına hayranım. Özellikle de ebru sanatına.
Öncelikle gecikme için af diliyorum. Acil bir İstanbul ziyareti sebebiyle bir süre internetten uzak kaldım.
Metin bey, aynı sebeple bende size teşekkür ederim.
Böyle eski ve güzel örneklerle yeni paylaşımlarınızı bekliyorum.
Sevgili Caretta, teşekkürler
İleride daha da çok paylaşımda bulunacağımızı umuyorum.
Sayın Lalezar78,
Hayranlığınız beni memnun etti, aynı hisleri paylaşan kişilerle bir arada olmak mutluluk verici. Aynı şehirde olsaydık size ebru öğretmeyi teklif edebilirdim, dilerim birgün ebru yapmanın vermiş olduğu iç huzuru yaşarsınız.
Sevgili Sevil, biz aynı şehirdeyiz :))
-Yani ben ebru derslerini kaçırmam kesinlikle :))
Sevgili Lalezar kaktüs kardeşi olduğumuzdan bu işe çok sevinir sanırım :))
Metin Y.
24-08-2008, 00:52
Lale Motifli Kaftan
Metin bey,
Sabırsızlıkla devamını bekliyorum. Sizinde katkılarınızla güzel bir arşiv oluşacak.
Sevgili Caretta,
Demek aynı şehirdeyiz :)
Nasılda farketmemişim, oysa ben iyi kurabiye, kek hatta çay yaparım.
Henüz atölye ortamı oluşturacak bir mekanım yok, bu kış tamamlanacak umuyorum.
ilk öğrencim olmanızdan mutluluk duyarım.
Metin Y.
25-08-2008, 02:00
Saygıdeğer Sevil Hanım bu kıymetli başlığa fırsat buldukça katkı da bulunacağım.
Muhibbi Divanından bir desen
Lalezar78
25-08-2008, 12:19
Sayın Lalezar78,
Hayranlığınız beni memnun etti, aynı hisleri paylaşan kişilerle bir arada olmak mutluluk verici. Aynı şehirde olsaydık size ebru öğretmeyi teklif edebilirdim, dilerim birgün ebru yapmanın vermiş olduğu iç huzuru yaşarsınız.
Sevgili Sevil, keşke mümkün olsaydı. Birgün inşaallah burada da ebru dersi verebilecek birileri çıkar.
Sevgili Caretta, gerçekten çok sevinirim. En azından burdan görebilirim herhalde eserlerinizi. Sevgiler.
Metin Y.
20-09-2008, 03:46
Beşik başucundan detay
Metin Y.
31-10-2008, 09:35
Hatai
f-sunflower
20-12-2008, 12:40
Ebru sevenler burdaki çalışmalara eminim bayılacaklar www.sudokusu.tr.gg
Metin Y.
16-05-2009, 00:53
Topkapı Sarayından iki örnek
Herhangi bir düz kağıdın, süslü kağıdın (mesela ebrulu bir kağıdın) veya derinini oyulmasıyla yapılan sanata katı'denir. Katı' sanatında, kesilip çıkartıldıktan sonra başka bir yere yapıştırılan kısma "erkek oyma", içi oyulmuş kısma ise "dişi oyma" adı verilir. Cilt sanatının şemse ve köşebent tarzındaki ince ve zarif motifleri, hüsn-i hat örnekleri, vazo desenleri tek çiçekler, buketler, tabiat manzaraları ve tasvirleri oyma sanatında en çok rastlanan şekiller olarak, cilt kapaklarında, murakka' kıt'alarda, albümlerde ve el yazması eserlerin süsleri arasında görülür. Katı' sanatının kâğıt üzerindeki en eski örneklerine İran'da rastlanmıştır. Osmanlılara gelişi XVI. yüzyılın başlarındadır. Özellikle Kanuni Sultan Süleyman devrinde katı', önemli bir sanat dalı olarak tezhipten sonraki en önemli süsü onuştur. Bu yazma eslerde oyma olarak tezyini motiflere ve çiçeklere kadar hemen her şekil denenmiştir. Bu kâğıt oyma sanatıyla uğraşanlara "Katı'an" (Oymacılar) denmiştir.
XVI. yüzyılda gördüğü rağbetle giderek gelişen kâğıt oymacılığı, XVII. ve XVIII. yüzyıllarda da bu dönemlerin sanat anlayışına uygun eserlerle ilerlemeye devam etmiştir. XVII. yüzyıl başlarında Türk kâğıt oymacılığında isim yapan en büyük sanatkârlardan biri olan Bursalı Mevlevi Fahri Dede başta olmak üzere, Nakşî, Halazâde Mehmed, Mahmud el Gaznevî Derviş Hasan Eyyubî gibi adı bilinen katı' ustaları kadar, bu sahanın isimleri meçhul kalmış sanatkarları da süsleme tarihimizde iz bırakan nadide eserler yaratmışlardır.
Katı' sanatı XVIII. yüzyılda da özellikle çiçek türündeki eserlerle canlılığını devam ettirmiştir. 1729 tarihli bir minyatür albümünün sayfaları arasında bulunan sade, fakat nefis kompozisyonlar içindeki değişik türde oymalar ile bir Divan'daki vazolu ve çiçekli bahçe manzaraları, bu yüzyıldaki kâğıt oyma sanatının en güzel örnekleri arasındadır.
XVII. yüzyılda Anadolu'ya gelen Batılı seyyahların beraberlerinde götürdükleri bazı eserler yoluyla, katı' tekniği Osmanlılar kanalıyla Avrupa'ya geçmiştir. Nitekim XVI. yüzyıl sonlarıyla XVII. yüzyıl başlarında Batı'da kâğıt oymalarına karşı büyük bir ilgi başlamıştır. Bu sanatı benimseyen Avrupalılar, bir süre sonra silhouette (gölge) adını verdikleri kendi tarzlarını geliştirmişlerdir.
Ciltçilik, hattatlık, ebru gibi klasikleşmiş Türk sanatlarının gerilemesine paralel olarak Katı' sanatı da gerilemiş yok olmaya yüz tutmuştur. XIX. yüzyılda bu sahada hiçbir ciddi eserin ortaya konulamaması bu sanatın dalının sonunu getiriştir.
Bütün klasik Türk-İslam sanatlarında olduğu gibi, oldukça sabır ve dikkat isteyen bu sanatın temsilcileri az da olsa günümüzde çalışmalarına devam etmektedir. İstanbul eski eserler müzesinde iki örneği olan bu sanatın halk tarafından bilinmemesi yayılmamasındaki en önemli sebeptir.
YAPILIŞI:
Bu sanatın en önemli malzemesi sabırdır. Hat çalışmak isteyenlerin hatta yakın olması ya da en azından yazının karakterlerini bozmaması gerekir. Her hangi bir kâğıttan ya da deriden yapılabileceği gibi, hafif renkli ebrular üzerinde de denenebilir. Sanatkârın zevkine kalmış motifler, resimler uygulanabilir ya da hat örnekleri kesilebilir.
İthal pastel renkli fon kartonlarında güzel durur. Kâğıdın arkası 0,5 mm x 0.2mm. (bu kesin bir ölçü değildir 0.7mm. x 0.3mm. de olabilir) Dikey ve yatay olarak kareler çizilir, istenirse baklava dilimi şeklinde **** altı köşeli yıldızlar şeklinde de çizilebir... Yazacağınız yazı ya da yapacağınız resim bu çizilen şekillerin üzerine ters olarak çizilir. (Eğer hat yazılacaksa yazının ters yazılması gerekir) Kareler ucuna karga burun uç takılmış gretuar yardımıyla birer birer kesilir. Yazıya denk gelen kareler de yazının kenar çizgisiyle karenin içte kalan kısmı kesilir. Bu şekilde kesim işine devam edilir. Yaklaşık 50x70 ebadındaki bir kağıtta 05x02 ebadında çizilmiş karelerle 2500-3000 civarında kare kesmeniz gerekir. Bittikten sonra dantel gibi işlenmiş yekpare bir kâğıt üzerinde bir hat ya da resim elde etmiş olursunuz. İsterseniz arkasına başka bir kartonu da fon olarak kullanabilir hatta kestiğiniz kağıtla fon karton arasında boşluk bırakarak derinlik kazanabilirsiniz.
Kaynak (http://www.veterinerhekimiz.com/forum/archive/index.php/thread-18395.html)
79074
Dürdane Ünver - Uyuyan Güzel
SÖZCÜK ANLAMI
Arapça tezhip; "altınlamak", "yaldızlama", "bezeme", yazma kitapların sayfalarına, hat levhalarına, murakkalara, hatta tuğraların üst taraflarına altın tozu ve boya ile yapılan her türlü bezeme. Sözcük yalnız altınla yapılanın dışında, toprak boyalarla yapılan bezemeler için de kullanılır. Yalnız altınla yapılan tezhibe "halkari" denir. Tezhip yapan sanatçıya "müzehhib" tezhiplenmiş yapıta da "müzehheb" adı verilir.
ÇEŞİTLERİ ve TÜRLERİ
Padişahlara, vezirlere, devlet büyüklerine, tanınmış kişilere sunulan ya da özel kitaplar için hazırlanan her çeşit yazma kitap, özellikle şiir kitaplarını tezhiplemek eski bir uygulamadır. Ama tezhip en çok Kuran-ı Kerim'lerin ilk ve son sayfalarında, surelerin baş taraflarında kullanılmıştır. Bazen tezhiplenmiş başka kitaplarda satır aralarına, sayfa kenarlarıyla köşelerine, şiir kitaplarında mısra ya da beyit aralarına da tezhip yapılır. Kuran-ı Kerim'de ayetleri ayırmak için nokta yerine geçen küçük yıldız ve çiçek biçimindeki örgeler de tezhiple yapılır. Bunların geometrik biçimli olanları mücevher nokta, altı köşelileri şeşhane nokta, beş yaprağı andıran beş köşelileri pençberg, üç köşelileri de seberg adıyla anılır. Kuran-ı Kerim okunurken durulacak ya da secde edilecek ayetleri belirtmek için, ayet hizalarına konan gül biçimli süs de tezhibin ana örgelerindendir. Bunun da vakıf, secde, hizib, aşir, sure ve cüz gülü gibi çeşitleri vardır.
TEKNİĞİ
Tezhibin en önemli malzemesi boya ve altındır. Eskiden pastel rengin çoğunlukta olduğu toprak boyalar kullanılırdı. Bugün genellikle hazır boyalardan yararlanılmaktadır. Altın boya ise, altın varak su içinde ezilerek ve jelatinle karıştırılarak hazırlanır. Uygulanacak desen tezhibin yapılacağı kağıdın üstüne silkme yoluyla aktarılır. Simetrik desenler, her kez dörtte biri olmak üzere dört defada kağıda geçirilip tezhip edilir.
Serbest desenlerin ise tümü bir defada işlenir. Boyama ve altınla bezeme işlemi bittikten sonra altınla yerler istenirse zer mühreyle parlatılır. Böyle tezhiplere pesend (beğenilmiş), desenin altının yanında boyayla da yapıldığı tezhiplere de boyalı halkar adı verilir. Altınlamanın bir çeşiti de zerefşan (altın serpme) adını taşır. Bu tür tezhipte altına batırılmış fırça elek teline sürtülerek altın zeminin üstüne püskürtülür.
Kaynak (http://www.bisanat.com/yazilar/detay/672-Tezhip-Nedir)
79075
Nilüfer KURFEYZ, Selim SAĞLAM - Şevkat
Katı' (kağıt oyma) sanatı övgüye değer bir emek ve sabır istiyor. Fotograflar küçük. Yakından incelemek gerekiyor. Dürdane ÜNVER'in iki eseri daha.:)
Yapraklar bu kez sofraya düştü (http://www.odatv.com/n.php?n=yapraklar-bu-kez-sofraya-dustu-2705131200)
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.