Mine Pakkaner
16-10-2007, 00:36
TÜRKİYE ORMANLARININ İHMAL EDİLEN DEĞERLİ YAPRAKLI TÜRÜ:
YABANİ KİRAZ
(Cerasus avium (L.) Monench) **** syn. Prunus avium L.)
Yrd.Doç.Dr. Derya EŞEN, Yrd.Doç.Dr. Oktay YILDIZ, Arş.Gör. Şemsettin KULAÇ, Arş.Gör. Murat SARGINCI,
A.İ.B.Ü. Düzce Orman Fakültesi, Konuralp Yerleşkesi, 81620, DÜZCE
Yabani Kirazın Önemi
Türkiye oldukça sınırlı orman kaynaklarına sahiptir (Tunçtaner ve ark., 1985): Yüzölçümünün yaklaşık % 26�si ormanlarla kaplı olup bunun da sadece % 38'si (8 milyon ha) verimli orman sınıfına girmektedir (Boydak ve Dirik 1998).
Doğal olarak , ülkemiz yıllık yakacak ve yapacak odun talebini karşılamada yetersiz kalmaktadır (Tunçtaner ve ark. 1985). Odun talebi ve arzı arasındaki bu açığın 2040 yılına kadar 40 milyon m3'e ulaşması beklenmektedir (Birler 1995; Tunçtaner 1998).
Son yıllardaki ekonomik krizler ve Türk Lirası'ndaki değer kaybı odun ithalatını daha da pahalı hale getirmiş ve dikkatlerin ülke öz kaynaklarına çevrilmesine yol açmıştır. Artan odun talebini karşılayabilmek için doğal ormanlarımızın verimliliğinin artırılması, verimi yüksek ağaçlandırma sahalarının kurulması ve ormansız alanların ağaçlandırılması gerekmektedir (Boydak ve Dirik 1998).
Orman alanlarımızın belirli bir kısmında ve hatta tarım alanlarında hızlı gelişen yerli ve yabancı türler ile endüstriyel dikim alanlarının kurulması ülkemizin odun ham madde açığının kısa bir zamanda kapatılmasında başvurulacak önemli bir kaynak olarak gösterilmektedir (Boydak ve Dirik 1998; Tunçtaner 1998).
Son yıllarda gerek Avrupa'da gerekse de ülkemizde doğal yapraklı türlerle yapılacak ağaçlandırma çalışmaları önem kazanmıştır (Kahveci ve Tüfekçioğlu; 1998; Löf ve ark., 2004). Özellikle de Karadeniz Bölgesi ekosistemlerinde yapraklı tür dikimlerinin yapılması önerilmektedir (Kahveci ve Tüfekçioğlu, 1998).
Yapraklı orman alanlarının artırılmak istenmesinin birinci nedeni biyoçeşitliliğin arttırılmak istenmesidir.
İkinci olarak, yapraklı ormanların eğlen-dinlen (rekreasyon) ve turizm amaçlarına hizmet etmesi ve dolayısıyla da ormanların çok yönlü kullanımı için uygun bir ortam oluşturmasıdır (Bostedt ve Holgen, 2000; Löf ve ark. 2004).
Üçüncü olarak ta yapraklı orman ağaçlarının kereste fiyatlarının önümüzdeki yıllarda artması beklenmektedir (Abildtrup ve ark., 1997; Löf ve ark. 2004).
Son olarak küresel iklim değişiklerinin sonucunda ladin gibi ibreli ormanlara kıyasla yapraklı orman ağaçlarının doğal büyüme hızlarının artırması beklenmektedir (Sykes ve Prentice, 1996; Löf ve ark., 2004).
Bir metre çap ve 30 m boya ulaşabilen yabani kiraz (Prunus avium L.) ülkemizde de doğal olarak bulunan ve hızlı büyüyen ekonomik değeri oldukça yüksek yapraklı bir türdür (Davis, 1972; Tosun ve Özpay, 1988; Savill, 1991; Şekil 1). Bu tür ülkemiz ormancılığında uzun zamandan beri ihmale uğramış ve değerlendirilmemiştir (Yaman, 2003).
Zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip Karadeniz ormanlarında meyvesinin ve odununun değerli olması sebebiyle bu tür uzun yıllar devam eden seçme kesimleri nedeniyle tahrip edilmiştir (Çetintaş 2002, kişisel iletişim). Bu türün ekolojisi, biyolojisi ve genetiğine dair Türkçe ormancılık kaynaklarında oldukça az sayıda araştırma ve bilgi yazısının bulunması ülkemizde bu nadide türe verilen önemin eksikliğinin bir göstergesidir (Tosun ve Özpay, 1988; Yaman, 2003; Kutsal, 2005). Bu nedenle odun ve meyvesi değerli, yaban hayatı işlevi yüksek hızlı gelişen bir tür olarak yabani kiraz ile yapılacak kapsamlı çalışmalar, bu türün verimliliği ve ekonomik girdisini artırmakta yararlı olacaktır.
http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz20.jpg
Şekil 1.Ordu Orman İşletme Müdürlüğü sınırları içinde doğal olarak yetişmiş, düzgün ve dolgun bir yabani kiraz gövdesi (Yaman, 2003).
Avrupa'da neslinin tükenmekte oluşu ve bu nedenle gen kaynaklarının muhafaza edilmek istenmesinin yanında kalitesi yüksek kereste verebilecek çap ve büyüklüğe kolaylıkla ulaşması ve odunun orman endüstrisindeki yüksek değeri nedeniyle, terk edilmiş tarım alanlarında ve doğal ormanlarda yabani kiraz dikimleri oldukça teşvik edilmektedir (Savill, 1991; Santi ve ark., 1998; Kleinschmit ve ark., 2001, Martinsson, 2001).
Piyasada dekoratif ve kolay işlenebilir kiraz kerestesine duyulan talep arzın çok üstündedir. Yabani kirazın odunu en fazla kaplamacılık, dolap yapımı ve tornacılıkta kullanılmaktadır. 1986 fiyatlarıyla kaplamalık yabani kiraz kerestesinin m3 fiyatı 300-600 İngiliz Sterlini arasında alıcı bulmaktadır. Kaliteli yeknesak bal renginde yabani kiraz odunu Almanya�da ise 1,700 İngiliz Sterlini�ne alıcı bulmaktadır (Savill, 1991; Santi ve ark., 1998; Şekil 2).
Odunu kıymetli bir ağaç türü olan ak meşe (Quercus alba L.) ve kırmızı Amerikan meşesinin (Quercus rubra L.) birinci sınıf kerestesinin m3 fiyatı sırasıyla 212-297 ve 254-339 Amerikan Doları arasında değişirken aynı ölçü ve kalitedeki yabani kiraz kerestesinin fiyatı 339-424 Amerikan Dolarına ulaşabilmektedir (Anonim, 2005). Avrupa�da, kalitesi yüksek kereste üretimi için verimi düşük tarım alanlarında 50-70 yıllık bir idare süreli yabani kiraz ağaçlandırma sahalarının kurulması teşvik edilmektedir.
Ekolojik ve ekonomik öneminden dolayı bu tür Avrupa Orman Genetik Kaynakları (EUFORGEN)'in "Değerli Yapraklılar (Noble Hardwoods)" listesine alınmıştır (Santi ve ark., 1998; Eriksson, 2001; Kobliha, 2002). Bu nedenle, Avrupa'nın bir çok ülkesinde yabani kiraz konusunda araştırmalar yapılmaktadır (Santi ve ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001, Martinsson 2001). Yabani kirazın Avrupa�da teşvik edilmesinin bir diğer nedeni de Avrupa Birliği'nin tropik ormanlardan odun ithalatını azaltma kararını almış olmasıdır (Kobliha, 2002).
http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz30.jpg
Şekil 2. Yabani kiraz odunu (Aydın ve Akbalık, 2004)
Yabani Kirazın Ekolojisi
Geniş ekolojik ıskalalara sahip yabani kiraz (Prunus avium L.) Avrupa, Kuzey Afrika, Batı Asya ve dolayısıyla da ülkemizde doğal olarak bulunan ve hızlı büyüyen yapraklı bir orman ağacı türüdür (Davis, 1972; Savill, 1991; Santi ve ark., 1998). Bu tür genelde Karadeniz Bölgesi'nin "Castanetum" ve "Sıcak Fagetum" zonlarında (Yaman, 2003), orman kenarlarında ve nadiren de sık karışık ormanlarda fertler, küçük guruplar veya sıralar halinde bulunmaktadır (Şekil 3).
Düşük rakımlı sahaları tercih eden bu türün fertleri İngiltere'de nadiren 300-m'nin üzerine çıkar (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998; Santi ve ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001; Martinsson 2001; Çetintaş 2002, kişisel iletişim). Ancak yabani kiraz ülkemizde 1700 m�li yükseltilere kadar çıkabilmektedir (Yaman, 2003).
http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz50.jpg
Şekil 3. Ordu Orman İşletme Müdürlüğü sınırları içinde doğal yetişmiş genç bir yabani kiraz ferdi (Yaman, 2003)
Bu tür en iyi gelişmesini derin ve nemli balçıklı topraklar üzerinde yapar ve özellikle kireçtaşı üzerinde birikmiş derin topraklar ile düşük rakımlı arazilerin eğimli yamaçlarını tercih eder. Buna karşın C-horizonu yüzeye 40-cm'den yakın olan sığ topraklardan, kumlu ve süzekliği kötü topraklardan kaçınır. Hafif ve süzek topraklar üzerinde meyve üretimi yüksektir.
Öncü bir ağaç türü olan yabani kiraz gençlik dönemi haricinde ışık isteği fazla olan bir orman ağacıdır. Kiraz gövdeleri oldukça kuvvetli bir uç baskınlığına sahip olup tepe düzgün ve tek bir uç dal üzerinde oturur ve gençlikteki boy büyümesi hızlıdır (Şekil 3).
Yetişme ortamı uygun olan yörelerde ikinci büyüme dönemi sonunda 80-cm boya ulaşabilir. Hızlı boy artışı 7-15. yaşlara doğru düşerek 30-40. yaşlarda oldukça yavaştır. Yabani kiraz korunaklı sahalarda iyi bir büyüme yapar ve sürgün verme yeteneği yüksektir. Geç-donlar yabani kiraza zarar verebilmektedir (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998; Santi ve ark., 1998; Keinschmit et al. 2001; Martinsson 2001).
http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz40.jpg
Şekil 3. Samandere, Düzce�de genç bir yabani kiraz ferdi (Aydın ve Akbalık, 2004).
Yabani Kirazın Çiçek ve Tohum Özellikleri
Biseksüel olan yabani kiraz çiçeğinde beş beyaz **** pembe taç yaprak 15-20 **** daha fazla stamen bulunur. Bu türün tozlaşması genellikle böceklerle gerçekleştirilir. Yabani kirazın çiçekleri yapraklarla eş zamanlı **** Nisan-Mayıs aylarında açar (Schopmeyer, 1974; Ürgenç, 1998; Kutsal, 2005).
Yabani kiraz en erken 6-7 yaşlarında tohum tutmaya başlar ve hemen her yıl bol tohum verir. Etli (sulu) basit meyveler grubuna giren kirazın meyvelerin büyüklüğü 20-25 mm arasında değişir (Şekil 4). Bir kg etli meyveden yaklaşık olarak 100-350 g temizlenmiş tohum elde edilir ve 1 kg temizlenmiş tohumdan 5,000-8,000 adet tane elde edilir.
Meyveler genelde Haziran-Temmuz aylarında olgunlaşır. Meyveler yumuşak ve tam olgunlaştığında toplanmalıdır. Ancak geç kalınması halinde kuşların olgun tohumların tümünü toplama riski söz konusudur.
Yabani kiraz tohumlarında birden fazla sayıda çimlenme engeli bulunmaktadır (kabuk sertliği ve kalınlığı, olgunlaşmamış embriyo, tohum içinde endospermde çimlenmeyi engelleyici kimyasal bileşikler). Bu nedenle iyi bir çimlenme için doğal veya suni (sıcak+soğuk) katlama işlemleri zorunludur (Schopmeyer, 1974; Tosun ve Özpay, 1988; Savill 1991; Bozcuk, 1995; Finch, 1998; Ürgenç, 1998; Kutsal, 2005).
http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz10.jpg
Şekil 4. Etinden temizlenmiş yabani kiraz tohumları (Kutsal, 2005).
Yabani Kirazın Silvikültürü
Avrupa'da yabani kiraz geniş aralıklarla (ör. 3 x 3 m) dikilmektedir. Dikim alanlarında özellikle kemirici hayvanlara ve diri örtü istilasına karşı mücadele yapılmakta ve bireyler budanmaktadır. Kısacası batıda bu türün yoğun silvikültürü yapılmaktadır.
Yabani kiraz fidanları dikimi izleyen ilk yıllarda özellikle de fare zararlarına karşı oldukça duyarlıdır. Bu zarar otsu diri örtünün yoğun olduğu sahalarda artmaktadır. Bu tür, gençlik döneminde kendileriyle mekan, su, ışık ve besin elementleri bakımından rekabet eden otsu ve odunsu diri örtü türlerine karşı hassastır.
Gerek kemirgen zararını azaltmak gerekse de diri örtü rekabetini ortadan kaldırmak amacıyla yapılan tam alanda diri örtü mücadelesi, boy artımını iki katına kadar çıkarabilmektedir (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998; Santi ve ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001; Martinsson 2001).
Joyce ve ark. (1998), İrlanda'da ki yabani kiraz dikimlerinde 2+0 fidanları, 1+1 **** 2+1 şaşırtılmış fidanların kullanılmasını önermiştir. Fidanlarının büyüklük ve kaliteye bağlı olarak 2.25 x 2 m ile 2 x 1.25 m arasında değişen aralık mesafeler (2,000-4,000 fert ha-1) ile dikildiğini belirtmiştir. Fidanların ilk yıllarında (0.5-1.2 m boylar arasında) ocaklarda **** bir m�lik bantlarda kimyasal diri örtü mücadelesi **** pullukla toprak işleme önerilmiş ve bu işlemlerin ayrıca don zararını da azaltabileceğini belirtilmiştir. Daha sonra fidan boyları 1.5-3.0 m'e ulaşınca hektarda en iyi 200 birey üzerinde şekillendirici budamalar yapılmış çatal gövdeleri teklenmiştir.
Boyların 6-8 m'e ulaştığı devrede ise kirazlarda bakım yapılarak ha'da yaklaşık 200 ağaç (7 m aralıklarla) hedef ağacı olarak seçilmiş ve bu bireylerde rekabet eden tüm odunsu vejetasyon sahadan çıkarılmıştır. Doğal budama yeteneği zayıf olan yabani kiraz fertlerinin boyları 5-20 m'e ulaştığında Haziran-Ağustos ayları arasında ana gövde üzerinde 6-7 m'e kadar budama yapılmakta 3-cm ve altındaki çapa ulaşmış tüm yan dallar uzaklaştırılmaktadır (Joyce ve ark., 1998).
Yabani kiraz diğer yapraklı türlere nazaran kısa ömürlü bir ağaç türüdür (70-80 yıl). Bu tür 60 yıl gibi bir süre içinde gövde çürümesine **** rüzgar devirmesine hassas hale gelebilir. Bu nedenle yuvarlak odun üretimin söz konusu olduğu hallerde idare süresi dikkatli tespit edilmelidir.
Yabani kirazın yıllık odun üretimi diğer yapraklı orman ağaçlarına kıyasla oldukça yüksek olup 6-10 m3 ha-1 arasında değişmektedir. Kaliteli gövde üretimine yönelik aralamalar kuvvetli ve devamlı (5-6 yılda bir) olmalı, kalan ağaçların tepeleri geniş bir mekan ve rekabetten uzak bir ortam verilmelidir. Bu şekildeki dinamik ve yoğun bir silvikültür programı çerçevesinde en fazla 60-70 yıl içersinde en az 50-60 cm çapında düzgün, dolgun, budaksız ve kaliteli ağaçlar üretilebilir (Joyce ve ark., 1998; Savill 1991).
Yabani kiraz alt katman ağacı olarak diğer yapraklı türler (ör. kayın, gürgen) ile karışık meşcereler oluşturabilir. Bu tür grup olarak meşe, dişbudak **** akçaağaç meşcerelerinde karışıma girebilir. Yabani kiraz, dişbudaklar ile en uygun karışımı yapar ve dişbudaklardan 10-15 yıl önce **** aynı zamanda kesim çağına gelir. Ayrıca bu tür gölgeye dayanıklı bir tür olan kayın meşcerelerinin çatısı altındaki boşluklarda da yetişebilir, ancak bu tür karışımlarda kayının kirazı boğmamasına dikkat edilmelidir.
Kirazın sıra **** dar bantlar halinde karışıma girdiği durumlarda meşe ile yaptığı karışımlarda fazla sorunla karşılaşılmaz. Ancak yine de bu tür meşcerelerde kirazın hızlı büyüme eğilimi nedeniyle meşeleri boğma olasılığı vardır (Joyce ve ark., 1998; Savill 1991).
24-30 metreye ulaşabilen boyu, sert, güçlü ve dayanıklı kırmızımtırak kahverengi odunu ile bir ışık ağacı olan kara kiraz (Prunus serotina Ehrh.), yabani kirazla ekolojik ve silvikültürel benzerliklere sahip K. Amerikalı bir akrabasıdır.
Kara kiraz, diğer öncü ağaç türleri ile K. Amerika'nın Kuzey ve Güney Yapraklı Ormanları�nda tahrip gören sahaları işgal ederek belirli bir süre sonra yerlerini gölgeye daha dayanıklı yapraklı türlere terk eder (Hansen, 1980; Smith ve Linnartz, 1980). K. Amerika'da karışık yapraklı ormanlarda tohumları toprak içerisinde birkaç yıl canlı kalabilen kara kiraz gibi ışık ağaçları gençleştirileceğinde meşcere çatısında ortalama ağaç boyu genişliğinde boşluklar açılmakta ve 6 cm ve yukarısında çapa sahip istenmeyen tüm vejetasyon sahadan çıkarılmaktadır (Merritt, 1980).
Meşcere çatısında açılacak boşluğun çapı bu boşluğun altına gelecek gençliğin tür bileşimini belirlemektedir. Yarı gölge ağaçların örneğin şeker akçaağacı (Acer saccharum Marsh.) ile Amerikan kayını (Fagus grandifolia Ehrh.) yüksek sürgün verme yeteneklerinden dolayı tam kapalı meşcere çatısının altında bile gençleşebilmekte, ancak meşcere boşluğu artıkça gelen gençlikte kiraz gibi ışık ihtiyacı yüksek ağaç türlerinin oranı artmaktadır (Smith and Linnartz, 1980).
Bu nedenle kirazın da bulunduğu çok sayıda yaş grubunun temsil edildiği karışık yapraklı ormanlarda uygulanan birey-seçme işletmesi ışık isteği yüksek ağaç türlerinin aleyhine olmakta ve gölgeye oldukça dayanıklı olan şeker akçaağacı, Amerikan kayını ve belli ölçüde Tsuga spp. türlerinin gençliklerine öncelik vermektedir.
Bu orman tipinde kiraz gibi ışık ağaçları sahaya ancak grup seçme kesimleri ile meşcere çatısında açılacak 100 m2 gibi boşluklar ile getirilebilmektedir. Ayrıca K. Amerika'da Güney Yapraklı Orman Bölgesi'nin kiraz gibi odunu değerli türlerin bulunduğu boniteti iyi ve oldukça iyi sahaları, sahada eşit dağılıma sahip hektarda 25-50 adet tohum ağacı bırakılarak gençleştirmeye alınmaktadır.
Tüm tohum ağaçları sahaya gelen gençliğin üçüncü ila altıncı vejetasyon dönemi içinde sahadan çıkarılmakta ve yaklaşık 12 yıl içinde sahada arzu edilen tür içeriğine ulaşılmaktadır. Bu işletme tipi sonucunda çok iyi bonitete sahip sahalarda kara kiraz baskın türlerin içerisine girebilmektedir.
Sonuç ve Öneriler
Her şeyden önce ormancıların yabani kirazı kıymetli bir orman ağacı olarak görmesi ve bu ağacın silvikültürel yönden değerlendirilmeye alınması gerekmektedir. Avrupa'da, geniş bir fenotipik değişkenliğe sahip yabani kirazın, bünyesinde barındırdığı genetik farklılığın ortaya çıkarılmasının Avrupa ormancılarının en önemli görevlerinden birisi olduğu vurgulanmakta ve yabani kiraz ile ilgili orijin denemelerinin gereği üzerinde durulmaktadır (Santi ve ark., 1998; Keinschmit ve ark., 2001; Martinsson, 2001). Orijin tür denemeler uygulamacıya bir ağaç türü içersinde mevcut genetik değişkenliğin, belirli yörelerde en fazla biyolojik ve ekonomik başarıyı verecek orijinleri seçme olanağı vermektedir (Long, 1980).
Ülkemizde gerek yerli gerekse de yabancı ibreli ağaç türlerimiz ile bir çok orijin denemesi gerçekleştirilmiştir (Işık 1986; Boydak ve Dirik 1998; Tunçtaner 1998). Ancak orijin denemelerinde kavak ve okaliptus gibi birkaç tür dışında kalan yapraklı ağaç türlerine fazla ilgi gösterilmemiştir. Bu nedenle hızlı gelişen bir tür olarak değerlendirilebilecek olan yabani kirazın gerek yerli gerekse de yabancı türleriyle yöresel ve en fazla "biyolojik" ve "ekonomik" başarıyı getirecek orijinlerin belirlenmesi ve yetiştirilmesi ülkemizin hem nitelik hem de nicelik olarak odun hammaddesine ihtiyaç duyduğu bir ortamda çok büyük bir öneme sahiptir. Ayrıca böyle bir çaba, bu türün ve genelde biyolojik çeşitliliğin korunması ve artırılmasında sarf edilmiş önemli bir adım olacaktır.
Ancak doğrudan bu tip orijin denemelerine geçmeden önce farklı tür ve orijinlerin generatif (tohumdan üretme) ve vejetatif (ör. çelikle üretme) üretme teknikleri ve bu tekniklerin genç fidanların ilk dönemlerde yaptığı büyüme performansları üzerindeki etkilerine dair kısa süreli ön çalışmaların yapılması bir zorunluluktur. Bu tür ön labaratuvar çalışmaları ileride önemli miktarda para ve zaman harcanarak kurulacak orijin denemelerinin başarısında büyük rol oynayacaktır.
Ayrıca, ülkemizin orman ağacı fidan ihtiyacını karşılamakta olan fidanlıklarımızın hemen hemen hiçbirinde amaçlı ve düzenli olarak yerli ve/veya yabancı kiraz fidanı üretimi yapılmamaktadır. Bu nedenle kirazın fidanlık tekniği konusunda büyük bir bilgi eksikliği bulunmaktadır. Yakın gelecekte bu tür fidanlık araştırmalarına başlanması zorunludur.
Kaynak (http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz.htm)
YABANİ KİRAZ
(Cerasus avium (L.) Monench) **** syn. Prunus avium L.)
Yrd.Doç.Dr. Derya EŞEN, Yrd.Doç.Dr. Oktay YILDIZ, Arş.Gör. Şemsettin KULAÇ, Arş.Gör. Murat SARGINCI,
A.İ.B.Ü. Düzce Orman Fakültesi, Konuralp Yerleşkesi, 81620, DÜZCE
Yabani Kirazın Önemi
Türkiye oldukça sınırlı orman kaynaklarına sahiptir (Tunçtaner ve ark., 1985): Yüzölçümünün yaklaşık % 26�si ormanlarla kaplı olup bunun da sadece % 38'si (8 milyon ha) verimli orman sınıfına girmektedir (Boydak ve Dirik 1998).
Doğal olarak , ülkemiz yıllık yakacak ve yapacak odun talebini karşılamada yetersiz kalmaktadır (Tunçtaner ve ark. 1985). Odun talebi ve arzı arasındaki bu açığın 2040 yılına kadar 40 milyon m3'e ulaşması beklenmektedir (Birler 1995; Tunçtaner 1998).
Son yıllardaki ekonomik krizler ve Türk Lirası'ndaki değer kaybı odun ithalatını daha da pahalı hale getirmiş ve dikkatlerin ülke öz kaynaklarına çevrilmesine yol açmıştır. Artan odun talebini karşılayabilmek için doğal ormanlarımızın verimliliğinin artırılması, verimi yüksek ağaçlandırma sahalarının kurulması ve ormansız alanların ağaçlandırılması gerekmektedir (Boydak ve Dirik 1998).
Orman alanlarımızın belirli bir kısmında ve hatta tarım alanlarında hızlı gelişen yerli ve yabancı türler ile endüstriyel dikim alanlarının kurulması ülkemizin odun ham madde açığının kısa bir zamanda kapatılmasında başvurulacak önemli bir kaynak olarak gösterilmektedir (Boydak ve Dirik 1998; Tunçtaner 1998).
Son yıllarda gerek Avrupa'da gerekse de ülkemizde doğal yapraklı türlerle yapılacak ağaçlandırma çalışmaları önem kazanmıştır (Kahveci ve Tüfekçioğlu; 1998; Löf ve ark., 2004). Özellikle de Karadeniz Bölgesi ekosistemlerinde yapraklı tür dikimlerinin yapılması önerilmektedir (Kahveci ve Tüfekçioğlu, 1998).
Yapraklı orman alanlarının artırılmak istenmesinin birinci nedeni biyoçeşitliliğin arttırılmak istenmesidir.
İkinci olarak, yapraklı ormanların eğlen-dinlen (rekreasyon) ve turizm amaçlarına hizmet etmesi ve dolayısıyla da ormanların çok yönlü kullanımı için uygun bir ortam oluşturmasıdır (Bostedt ve Holgen, 2000; Löf ve ark. 2004).
Üçüncü olarak ta yapraklı orman ağaçlarının kereste fiyatlarının önümüzdeki yıllarda artması beklenmektedir (Abildtrup ve ark., 1997; Löf ve ark. 2004).
Son olarak küresel iklim değişiklerinin sonucunda ladin gibi ibreli ormanlara kıyasla yapraklı orman ağaçlarının doğal büyüme hızlarının artırması beklenmektedir (Sykes ve Prentice, 1996; Löf ve ark., 2004).
Bir metre çap ve 30 m boya ulaşabilen yabani kiraz (Prunus avium L.) ülkemizde de doğal olarak bulunan ve hızlı büyüyen ekonomik değeri oldukça yüksek yapraklı bir türdür (Davis, 1972; Tosun ve Özpay, 1988; Savill, 1991; Şekil 1). Bu tür ülkemiz ormancılığında uzun zamandan beri ihmale uğramış ve değerlendirilmemiştir (Yaman, 2003).
Zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip Karadeniz ormanlarında meyvesinin ve odununun değerli olması sebebiyle bu tür uzun yıllar devam eden seçme kesimleri nedeniyle tahrip edilmiştir (Çetintaş 2002, kişisel iletişim). Bu türün ekolojisi, biyolojisi ve genetiğine dair Türkçe ormancılık kaynaklarında oldukça az sayıda araştırma ve bilgi yazısının bulunması ülkemizde bu nadide türe verilen önemin eksikliğinin bir göstergesidir (Tosun ve Özpay, 1988; Yaman, 2003; Kutsal, 2005). Bu nedenle odun ve meyvesi değerli, yaban hayatı işlevi yüksek hızlı gelişen bir tür olarak yabani kiraz ile yapılacak kapsamlı çalışmalar, bu türün verimliliği ve ekonomik girdisini artırmakta yararlı olacaktır.
http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz20.jpg
Şekil 1.Ordu Orman İşletme Müdürlüğü sınırları içinde doğal olarak yetişmiş, düzgün ve dolgun bir yabani kiraz gövdesi (Yaman, 2003).
Avrupa'da neslinin tükenmekte oluşu ve bu nedenle gen kaynaklarının muhafaza edilmek istenmesinin yanında kalitesi yüksek kereste verebilecek çap ve büyüklüğe kolaylıkla ulaşması ve odunun orman endüstrisindeki yüksek değeri nedeniyle, terk edilmiş tarım alanlarında ve doğal ormanlarda yabani kiraz dikimleri oldukça teşvik edilmektedir (Savill, 1991; Santi ve ark., 1998; Kleinschmit ve ark., 2001, Martinsson, 2001).
Piyasada dekoratif ve kolay işlenebilir kiraz kerestesine duyulan talep arzın çok üstündedir. Yabani kirazın odunu en fazla kaplamacılık, dolap yapımı ve tornacılıkta kullanılmaktadır. 1986 fiyatlarıyla kaplamalık yabani kiraz kerestesinin m3 fiyatı 300-600 İngiliz Sterlini arasında alıcı bulmaktadır. Kaliteli yeknesak bal renginde yabani kiraz odunu Almanya�da ise 1,700 İngiliz Sterlini�ne alıcı bulmaktadır (Savill, 1991; Santi ve ark., 1998; Şekil 2).
Odunu kıymetli bir ağaç türü olan ak meşe (Quercus alba L.) ve kırmızı Amerikan meşesinin (Quercus rubra L.) birinci sınıf kerestesinin m3 fiyatı sırasıyla 212-297 ve 254-339 Amerikan Doları arasında değişirken aynı ölçü ve kalitedeki yabani kiraz kerestesinin fiyatı 339-424 Amerikan Dolarına ulaşabilmektedir (Anonim, 2005). Avrupa�da, kalitesi yüksek kereste üretimi için verimi düşük tarım alanlarında 50-70 yıllık bir idare süreli yabani kiraz ağaçlandırma sahalarının kurulması teşvik edilmektedir.
Ekolojik ve ekonomik öneminden dolayı bu tür Avrupa Orman Genetik Kaynakları (EUFORGEN)'in "Değerli Yapraklılar (Noble Hardwoods)" listesine alınmıştır (Santi ve ark., 1998; Eriksson, 2001; Kobliha, 2002). Bu nedenle, Avrupa'nın bir çok ülkesinde yabani kiraz konusunda araştırmalar yapılmaktadır (Santi ve ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001, Martinsson 2001). Yabani kirazın Avrupa�da teşvik edilmesinin bir diğer nedeni de Avrupa Birliği'nin tropik ormanlardan odun ithalatını azaltma kararını almış olmasıdır (Kobliha, 2002).
http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz30.jpg
Şekil 2. Yabani kiraz odunu (Aydın ve Akbalık, 2004)
Yabani Kirazın Ekolojisi
Geniş ekolojik ıskalalara sahip yabani kiraz (Prunus avium L.) Avrupa, Kuzey Afrika, Batı Asya ve dolayısıyla da ülkemizde doğal olarak bulunan ve hızlı büyüyen yapraklı bir orman ağacı türüdür (Davis, 1972; Savill, 1991; Santi ve ark., 1998). Bu tür genelde Karadeniz Bölgesi'nin "Castanetum" ve "Sıcak Fagetum" zonlarında (Yaman, 2003), orman kenarlarında ve nadiren de sık karışık ormanlarda fertler, küçük guruplar veya sıralar halinde bulunmaktadır (Şekil 3).
Düşük rakımlı sahaları tercih eden bu türün fertleri İngiltere'de nadiren 300-m'nin üzerine çıkar (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998; Santi ve ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001; Martinsson 2001; Çetintaş 2002, kişisel iletişim). Ancak yabani kiraz ülkemizde 1700 m�li yükseltilere kadar çıkabilmektedir (Yaman, 2003).
http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz50.jpg
Şekil 3. Ordu Orman İşletme Müdürlüğü sınırları içinde doğal yetişmiş genç bir yabani kiraz ferdi (Yaman, 2003)
Bu tür en iyi gelişmesini derin ve nemli balçıklı topraklar üzerinde yapar ve özellikle kireçtaşı üzerinde birikmiş derin topraklar ile düşük rakımlı arazilerin eğimli yamaçlarını tercih eder. Buna karşın C-horizonu yüzeye 40-cm'den yakın olan sığ topraklardan, kumlu ve süzekliği kötü topraklardan kaçınır. Hafif ve süzek topraklar üzerinde meyve üretimi yüksektir.
Öncü bir ağaç türü olan yabani kiraz gençlik dönemi haricinde ışık isteği fazla olan bir orman ağacıdır. Kiraz gövdeleri oldukça kuvvetli bir uç baskınlığına sahip olup tepe düzgün ve tek bir uç dal üzerinde oturur ve gençlikteki boy büyümesi hızlıdır (Şekil 3).
Yetişme ortamı uygun olan yörelerde ikinci büyüme dönemi sonunda 80-cm boya ulaşabilir. Hızlı boy artışı 7-15. yaşlara doğru düşerek 30-40. yaşlarda oldukça yavaştır. Yabani kiraz korunaklı sahalarda iyi bir büyüme yapar ve sürgün verme yeteneği yüksektir. Geç-donlar yabani kiraza zarar verebilmektedir (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998; Santi ve ark., 1998; Keinschmit et al. 2001; Martinsson 2001).
http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz40.jpg
Şekil 3. Samandere, Düzce�de genç bir yabani kiraz ferdi (Aydın ve Akbalık, 2004).
Yabani Kirazın Çiçek ve Tohum Özellikleri
Biseksüel olan yabani kiraz çiçeğinde beş beyaz **** pembe taç yaprak 15-20 **** daha fazla stamen bulunur. Bu türün tozlaşması genellikle böceklerle gerçekleştirilir. Yabani kirazın çiçekleri yapraklarla eş zamanlı **** Nisan-Mayıs aylarında açar (Schopmeyer, 1974; Ürgenç, 1998; Kutsal, 2005).
Yabani kiraz en erken 6-7 yaşlarında tohum tutmaya başlar ve hemen her yıl bol tohum verir. Etli (sulu) basit meyveler grubuna giren kirazın meyvelerin büyüklüğü 20-25 mm arasında değişir (Şekil 4). Bir kg etli meyveden yaklaşık olarak 100-350 g temizlenmiş tohum elde edilir ve 1 kg temizlenmiş tohumdan 5,000-8,000 adet tane elde edilir.
Meyveler genelde Haziran-Temmuz aylarında olgunlaşır. Meyveler yumuşak ve tam olgunlaştığında toplanmalıdır. Ancak geç kalınması halinde kuşların olgun tohumların tümünü toplama riski söz konusudur.
Yabani kiraz tohumlarında birden fazla sayıda çimlenme engeli bulunmaktadır (kabuk sertliği ve kalınlığı, olgunlaşmamış embriyo, tohum içinde endospermde çimlenmeyi engelleyici kimyasal bileşikler). Bu nedenle iyi bir çimlenme için doğal veya suni (sıcak+soğuk) katlama işlemleri zorunludur (Schopmeyer, 1974; Tosun ve Özpay, 1988; Savill 1991; Bozcuk, 1995; Finch, 1998; Ürgenç, 1998; Kutsal, 2005).
http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz10.jpg
Şekil 4. Etinden temizlenmiş yabani kiraz tohumları (Kutsal, 2005).
Yabani Kirazın Silvikültürü
Avrupa'da yabani kiraz geniş aralıklarla (ör. 3 x 3 m) dikilmektedir. Dikim alanlarında özellikle kemirici hayvanlara ve diri örtü istilasına karşı mücadele yapılmakta ve bireyler budanmaktadır. Kısacası batıda bu türün yoğun silvikültürü yapılmaktadır.
Yabani kiraz fidanları dikimi izleyen ilk yıllarda özellikle de fare zararlarına karşı oldukça duyarlıdır. Bu zarar otsu diri örtünün yoğun olduğu sahalarda artmaktadır. Bu tür, gençlik döneminde kendileriyle mekan, su, ışık ve besin elementleri bakımından rekabet eden otsu ve odunsu diri örtü türlerine karşı hassastır.
Gerek kemirgen zararını azaltmak gerekse de diri örtü rekabetini ortadan kaldırmak amacıyla yapılan tam alanda diri örtü mücadelesi, boy artımını iki katına kadar çıkarabilmektedir (Savill 1991; Joyce ve ark., 1998; Santi ve ark., 1998; Kleinschmit et al. 2001; Martinsson 2001).
Joyce ve ark. (1998), İrlanda'da ki yabani kiraz dikimlerinde 2+0 fidanları, 1+1 **** 2+1 şaşırtılmış fidanların kullanılmasını önermiştir. Fidanlarının büyüklük ve kaliteye bağlı olarak 2.25 x 2 m ile 2 x 1.25 m arasında değişen aralık mesafeler (2,000-4,000 fert ha-1) ile dikildiğini belirtmiştir. Fidanların ilk yıllarında (0.5-1.2 m boylar arasında) ocaklarda **** bir m�lik bantlarda kimyasal diri örtü mücadelesi **** pullukla toprak işleme önerilmiş ve bu işlemlerin ayrıca don zararını da azaltabileceğini belirtilmiştir. Daha sonra fidan boyları 1.5-3.0 m'e ulaşınca hektarda en iyi 200 birey üzerinde şekillendirici budamalar yapılmış çatal gövdeleri teklenmiştir.
Boyların 6-8 m'e ulaştığı devrede ise kirazlarda bakım yapılarak ha'da yaklaşık 200 ağaç (7 m aralıklarla) hedef ağacı olarak seçilmiş ve bu bireylerde rekabet eden tüm odunsu vejetasyon sahadan çıkarılmıştır. Doğal budama yeteneği zayıf olan yabani kiraz fertlerinin boyları 5-20 m'e ulaştığında Haziran-Ağustos ayları arasında ana gövde üzerinde 6-7 m'e kadar budama yapılmakta 3-cm ve altındaki çapa ulaşmış tüm yan dallar uzaklaştırılmaktadır (Joyce ve ark., 1998).
Yabani kiraz diğer yapraklı türlere nazaran kısa ömürlü bir ağaç türüdür (70-80 yıl). Bu tür 60 yıl gibi bir süre içinde gövde çürümesine **** rüzgar devirmesine hassas hale gelebilir. Bu nedenle yuvarlak odun üretimin söz konusu olduğu hallerde idare süresi dikkatli tespit edilmelidir.
Yabani kirazın yıllık odun üretimi diğer yapraklı orman ağaçlarına kıyasla oldukça yüksek olup 6-10 m3 ha-1 arasında değişmektedir. Kaliteli gövde üretimine yönelik aralamalar kuvvetli ve devamlı (5-6 yılda bir) olmalı, kalan ağaçların tepeleri geniş bir mekan ve rekabetten uzak bir ortam verilmelidir. Bu şekildeki dinamik ve yoğun bir silvikültür programı çerçevesinde en fazla 60-70 yıl içersinde en az 50-60 cm çapında düzgün, dolgun, budaksız ve kaliteli ağaçlar üretilebilir (Joyce ve ark., 1998; Savill 1991).
Yabani kiraz alt katman ağacı olarak diğer yapraklı türler (ör. kayın, gürgen) ile karışık meşcereler oluşturabilir. Bu tür grup olarak meşe, dişbudak **** akçaağaç meşcerelerinde karışıma girebilir. Yabani kiraz, dişbudaklar ile en uygun karışımı yapar ve dişbudaklardan 10-15 yıl önce **** aynı zamanda kesim çağına gelir. Ayrıca bu tür gölgeye dayanıklı bir tür olan kayın meşcerelerinin çatısı altındaki boşluklarda da yetişebilir, ancak bu tür karışımlarda kayının kirazı boğmamasına dikkat edilmelidir.
Kirazın sıra **** dar bantlar halinde karışıma girdiği durumlarda meşe ile yaptığı karışımlarda fazla sorunla karşılaşılmaz. Ancak yine de bu tür meşcerelerde kirazın hızlı büyüme eğilimi nedeniyle meşeleri boğma olasılığı vardır (Joyce ve ark., 1998; Savill 1991).
24-30 metreye ulaşabilen boyu, sert, güçlü ve dayanıklı kırmızımtırak kahverengi odunu ile bir ışık ağacı olan kara kiraz (Prunus serotina Ehrh.), yabani kirazla ekolojik ve silvikültürel benzerliklere sahip K. Amerikalı bir akrabasıdır.
Kara kiraz, diğer öncü ağaç türleri ile K. Amerika'nın Kuzey ve Güney Yapraklı Ormanları�nda tahrip gören sahaları işgal ederek belirli bir süre sonra yerlerini gölgeye daha dayanıklı yapraklı türlere terk eder (Hansen, 1980; Smith ve Linnartz, 1980). K. Amerika'da karışık yapraklı ormanlarda tohumları toprak içerisinde birkaç yıl canlı kalabilen kara kiraz gibi ışık ağaçları gençleştirileceğinde meşcere çatısında ortalama ağaç boyu genişliğinde boşluklar açılmakta ve 6 cm ve yukarısında çapa sahip istenmeyen tüm vejetasyon sahadan çıkarılmaktadır (Merritt, 1980).
Meşcere çatısında açılacak boşluğun çapı bu boşluğun altına gelecek gençliğin tür bileşimini belirlemektedir. Yarı gölge ağaçların örneğin şeker akçaağacı (Acer saccharum Marsh.) ile Amerikan kayını (Fagus grandifolia Ehrh.) yüksek sürgün verme yeteneklerinden dolayı tam kapalı meşcere çatısının altında bile gençleşebilmekte, ancak meşcere boşluğu artıkça gelen gençlikte kiraz gibi ışık ihtiyacı yüksek ağaç türlerinin oranı artmaktadır (Smith and Linnartz, 1980).
Bu nedenle kirazın da bulunduğu çok sayıda yaş grubunun temsil edildiği karışık yapraklı ormanlarda uygulanan birey-seçme işletmesi ışık isteği yüksek ağaç türlerinin aleyhine olmakta ve gölgeye oldukça dayanıklı olan şeker akçaağacı, Amerikan kayını ve belli ölçüde Tsuga spp. türlerinin gençliklerine öncelik vermektedir.
Bu orman tipinde kiraz gibi ışık ağaçları sahaya ancak grup seçme kesimleri ile meşcere çatısında açılacak 100 m2 gibi boşluklar ile getirilebilmektedir. Ayrıca K. Amerika'da Güney Yapraklı Orman Bölgesi'nin kiraz gibi odunu değerli türlerin bulunduğu boniteti iyi ve oldukça iyi sahaları, sahada eşit dağılıma sahip hektarda 25-50 adet tohum ağacı bırakılarak gençleştirmeye alınmaktadır.
Tüm tohum ağaçları sahaya gelen gençliğin üçüncü ila altıncı vejetasyon dönemi içinde sahadan çıkarılmakta ve yaklaşık 12 yıl içinde sahada arzu edilen tür içeriğine ulaşılmaktadır. Bu işletme tipi sonucunda çok iyi bonitete sahip sahalarda kara kiraz baskın türlerin içerisine girebilmektedir.
Sonuç ve Öneriler
Her şeyden önce ormancıların yabani kirazı kıymetli bir orman ağacı olarak görmesi ve bu ağacın silvikültürel yönden değerlendirilmeye alınması gerekmektedir. Avrupa'da, geniş bir fenotipik değişkenliğe sahip yabani kirazın, bünyesinde barındırdığı genetik farklılığın ortaya çıkarılmasının Avrupa ormancılarının en önemli görevlerinden birisi olduğu vurgulanmakta ve yabani kiraz ile ilgili orijin denemelerinin gereği üzerinde durulmaktadır (Santi ve ark., 1998; Keinschmit ve ark., 2001; Martinsson, 2001). Orijin tür denemeler uygulamacıya bir ağaç türü içersinde mevcut genetik değişkenliğin, belirli yörelerde en fazla biyolojik ve ekonomik başarıyı verecek orijinleri seçme olanağı vermektedir (Long, 1980).
Ülkemizde gerek yerli gerekse de yabancı ibreli ağaç türlerimiz ile bir çok orijin denemesi gerçekleştirilmiştir (Işık 1986; Boydak ve Dirik 1998; Tunçtaner 1998). Ancak orijin denemelerinde kavak ve okaliptus gibi birkaç tür dışında kalan yapraklı ağaç türlerine fazla ilgi gösterilmemiştir. Bu nedenle hızlı gelişen bir tür olarak değerlendirilebilecek olan yabani kirazın gerek yerli gerekse de yabancı türleriyle yöresel ve en fazla "biyolojik" ve "ekonomik" başarıyı getirecek orijinlerin belirlenmesi ve yetiştirilmesi ülkemizin hem nitelik hem de nicelik olarak odun hammaddesine ihtiyaç duyduğu bir ortamda çok büyük bir öneme sahiptir. Ayrıca böyle bir çaba, bu türün ve genelde biyolojik çeşitliliğin korunması ve artırılmasında sarf edilmiş önemli bir adım olacaktır.
Ancak doğrudan bu tip orijin denemelerine geçmeden önce farklı tür ve orijinlerin generatif (tohumdan üretme) ve vejetatif (ör. çelikle üretme) üretme teknikleri ve bu tekniklerin genç fidanların ilk dönemlerde yaptığı büyüme performansları üzerindeki etkilerine dair kısa süreli ön çalışmaların yapılması bir zorunluluktur. Bu tür ön labaratuvar çalışmaları ileride önemli miktarda para ve zaman harcanarak kurulacak orijin denemelerinin başarısında büyük rol oynayacaktır.
Ayrıca, ülkemizin orman ağacı fidan ihtiyacını karşılamakta olan fidanlıklarımızın hemen hemen hiçbirinde amaçlı ve düzenli olarak yerli ve/veya yabancı kiraz fidanı üretimi yapılmamaktadır. Bu nedenle kirazın fidanlık tekniği konusunda büyük bir bilgi eksikliği bulunmaktadır. Yakın gelecekte bu tür fidanlık araştırmalarına başlanması zorunludur.
Kaynak (http://dergi.ormuh.org.tr/20052sy/ykiraz.htm)