Bağlan

View Full Version : Köy yaşamı ve araç gereçleri




Metin Y.
25-07-2007, 12:32
Köylerimizde kullanılan Tarım araç ve gereçlerinin hemen hepsi teknolojiye yenik düştü. Yeni kuşakların görmediği ve çoğunun adını bilmediği bu araç ve gereçleri konuya ilgi duyanların katkılarıyla tanıtmaya başlayalım. Ben ilk olarak harman zamanı kullanılan DÜVEN'i takdim ediyorum. Düvene bazı yörelerde döven de deniyor.
Düven; hayvan koşularak, harmana yığılmış sapları kesip saman etmesi, taneyi başaktan ayırmak için kızak şeklindeki iki enli tahtanın altına çakmak taşları yerleştirilerek yapılmış tarım aleti.




Derya Özen
25-07-2007, 13:21
Şimdi düven ile ilgi bazı ufak bilgileri aktaralım.
Düven genellikle iki geniş tahtadan yapılır. Alt yüzünde keskin çakmak taşları, dikine çakılı bulunan; kızak biçiminde, ön tarafı yukarı doğru meğilli, harman zamanı hasatın tanelerini sapından ayıran araç. Şuan da Patoz dediğimiz zirai aletin yaptı işi eskiden düvenler yapıyordu.
Genellikle hayvanlar tarafından çekilen, üzerine ise ağırlık yapsın diye insanların oturduğu, özellikle çocuklar için güzel bir oyun aracı. Günümüzde patoz'u ve traktörü olduğu halde düven kullanan rençber sayısı hiçde az değil! Bir farkla artık düvenleri hayvanlar değil, traktörler çekiyor. Kullanım için düvenin seçilme nedenine gelince; nohut gibi bakliyatlar, patozda parçalanıyor, ama düvende bu olasılık patoza göre daha az. (Tabi ki eleği değiştirilmiş patozlar için nohut'u parçalamak olasılığı çok düşük) Düven işi bittikten sonra, bir duvara ya da bir ağaca dayanılır, yerde yatık şekilde beklerse taşları dökülür.

Köyde iken, birinin düven ile iş yaptığını görünce koşarak gider, düvene binerdik yediğimiz tozu bir görseniz, aklı başında kişiler yapmaz! ama işte çocuk aklı biz yapıyorduk :)

Metin Y.
26-07-2007, 10:02
Karasaban toprağın altını üstüne getirmek(sürmek) için yapılmış, genellikle sert iki ağacın birleşmesinden oluşan basit tarım aletidir.Ağacın sivri olan yerine takılan özel yapılmış saban demiri denen parçayla toprağın aktarılması saglanır.İkinci parçanın ucuna boyunduruk denilen sabanı çekecek hayvanların bağlanacağı bir düzenek takılır.
Teknolojik yeniliklerin ardı arkası kesilmemesine rağmen; modern tarım aletlerine yenik düşmeyen karasaban kırsal kesimde yaşayan çiftçilerin halen vazgeçilmez tarım aletleri arasındaki yerini koruyor.
1927 yılında basılan 1 TL'nın önyüzünde karasabanla çift süren bir köylü kompozisyonu vardır.

Derya Özen
26-07-2007, 10:33
Şuan pulluk tarafından yapılan işi, eskiden karasaban yapardı. Metin Bey'in söylediği gibi karasaban günümüzde de kullanılan bir tarım aracı. Bunun neden lerini sıralayacak olursak.
*Cızı tutmak denilen bir terim vardır.
*Tarlaya ekilecek mahsulu, kararı ile ekmek için, tarlaya önce cızı tutulur. Cızı tutmak tarlayı belli aralıklarla, düzgün bir çizgi şeklinde bölmeye denir. Traktör tarlaya girmeden önce , tohum saçılmış olmalı. Köylüler bu cızı tutma işini genellikle karasaban ile yaparlar. Sonrasında da tarlaya ekilecek ürünü saçar ve traktör ile sürülmesini beklerler.
*İçinde çok fazla ağaç bulunan tarlalara traktör giremez, örneğin vişne bahçeleri, ya da elma bahçeleri vs... Ağaçlara zarar vermemesi için bu tür tarlalar karasaban ile sürülür.
*Traktör ile tarla sürdürecek kadar parası olmayan kişiler de, tarlalarını karasaban ile sürmeye devam etmekte.
*Özelikle bahçelerde, bel ile toprağı kabartama işlemi yapılmayacaksa! Tarktör ile sürüm değilde karabasan tercih edilir. Çünkü dar alanlarda, traktör toprağı sürmekten ziyade, sıkıştırır.
*Karasabanın arka tarafında ayak basılabilecek bir yer vardır. Bu ayak yerine tarlayı süren kişi basar, bu şekilde karasaban toprağa daha iyi saplanır, ve toprak daha derinden sürülmüş olur.

Metin Y.
26-07-2007, 10:38
Şekil ve resim olarakta sayfaya ekleyelim ki; daha anlaşılır olsun.

Derya Özen
26-07-2007, 11:03
Dedem, ilerleyen yaşına rağmen tarlalardan kopamamış. Bir gün babam yeni aldıkları öküzler ile tarla sürmeye gidince, dedem de peşine takılmış. Bir taraftanda yeni aldıkları öküzlere bakacak ya...
Babam tarlayı sürmeye başladıktan bir süre sonra, dedem tutturmuş birazda ben süreyim diye. Babam, baba, bu öküzler çok dinç, sen bunların arkasından yetemezsin düşer bir tarafını sakatlarsın desede, dedeme fayda etmemiş söyledikleri.
Dedem geçmiş karasabanın ve öküzlerin arkasına, ayağını sokmuş sabanın arasına, ve başlamış elindeki öğündereyi öküzlere dürtmeye. Dedem eski kocamış öküzlerine gidiyor, habire ho ho, diye bağırıyormuş. Yeni öküzler, zaten dinç oldukları için aslında hiç dürtülmeye ihtiyaçları yokmuş. Ama dedem alışkanlık yapmış habire bağırıyor, ho ho diye o bağırdıkça öküzler hızlanmış. Tabi bu hıza yaşı 70'i geçmiş olan dedemin dayanması mümkün değil, ve dedem ayağını da sabandan çıkartamadığı için, öküzlerin arklasında sabana takılı olarak sürüklenmeye başlamış. :) Şimdi dedenin sürüklenmesi çok mu hoşuna gitti? ne gülüyorsun demeyin, çünkü bizi tanıyanlar bilir, biz ağlanacak olaylardan bile, gülünecek şeyler bulan bir aileyiz :)

Tarlanın alt ucuyla üst ucu arasında yaklaşık 200 metrelik bir mesafe var, ebem ve babam olayı farkettiklerinde, öküzler arayı epey açmışlar. Onlar yetişinceye kadar, deyim yerindeyse dedemin üstünde elbise kalmamış, hepsi kafasından çıkmış :) Babam öküzleri zor durdurmuş, dedem de bir daha karasabanın başına geçmemiş.

Mahmut Leventoğlu
26-07-2007, 15:46
Karasaban ın arkasından da hemen ÖVENDİRE yi anlatmak lazım Derya :)

Derya Özen
26-07-2007, 15:59
Metin Bey ile, paslaşarak çalışıyoruz. Metin Bey başlığı açıyor bende kendisine destek olmaya çalışıyorum. Tıpkı, çoban-çöne ilişkisi gibi :) Ama onuda anlatırız elbet Mahmut Bey . :))))

Metin Y.
26-07-2007, 20:34
Metin Bey ile, paslaşarak çalışıyoruz. Metin Bey başlığı açıyor bende kendisine destek olmaya çalışıyorum. Tıpkı, çoban-çöne ilişkisi gibi :) Ama onuda anlatırız elbet Mahmut Bey . :))))

Ortak, ben övendereyi tarif edeyim ama çöne'ye karışmam...
ÖVENDERE: Araba, Kağnı, Saban Veya Düven Çeken Öküzü Yürümesi İçin Dürtmeye Yarayan Sopaya verilen ad.

Derya Özen
27-07-2007, 08:38
Metin Bey, siz övendereyi gayet güzel anlatmışsınız, bende çöne'yi anlatayım bari.
Çobanın anlamı sığıtmaçtır.
Yaptığı iş: Dağlarda, otlayacak hayvanları gürmektir.
*Bazı yörelerde çobanların göçebe olduğu düşünülür.
Çöne'nin ne olduğuna gelince.
Çoban adayına çöne denir. Çoban ne yapılacağını ve nereye gidileceğini söyler, çöne ise çobana yardım eder.
Yani, Aşçı yardımcısına nasıl Aşçı Yamağı deniliyorsa.
Çoban'ın yardımcısına da Çöne deniliyor. :)

Mahmut Leventoğlu
27-07-2007, 09:17
Teşekkürler dostlar.

cemal.S
27-07-2007, 10:57
Ortak, ben övendereyi tarif edeyim ama çöne'ye karışmam...
ÖVENDERE: Araba, Kağnı, Saban Veya Düven Çeken Öküzü Yürümesi İçin Dürtmeye Yarayan Sopaya verilen ad.


Tabii ucundaki küçücük metal çiviye benzer bir şeyede MUDUL dendiğini ilave etmeden geçemedim övenderenin. Metin bey o kadar güzel tarif etmişki. Tarlada çift sürmek için kullanılanının arkasında yine kalan otların köklerini kesmeye yarayan metalden parça CEMEĞİ unutmamak lazım.

Saygıyla.

Metin Y.
27-07-2007, 11:39
Saygıdeğer Cemal Bey sizlerin değerli katkılarıyla köye ve köylüye dair dünde kalanları bu başlığa taşıyabilirsek, umarım kısa sürede güzel bir kaynak oluşacaktır.
Mudul bazı yörelerimizde nodul olarakta söylenir. Bu, Anadolu'da bir çok kavramda karşılaştığımız bir durumdur. Derya Hanım öğündere demişti, bazı yörelerimizde övendere bazen de üvendere deniyor.Anadolu Kültürünün derin zenginliği işte bu aynılıktan dallanan farklılıkta yatıyor.

cemal.S
27-07-2007, 14:57
Metin bey !

Benim ne tür katkım olur bilemiyorum. Ancak olursada kendime bir görev bir borç olarak görürüm. Hepimiz aslında biraz köylüyüzdür her ne kadar büyük şehirler bizi yutmaya çalışsada diye düşünüyorum. Bizim yörede bu konuda söylenmiş bir söz vardır. " Koca öküz döneğini unutmaz" diye açıklamasını yapmayacağım bildiğinizi tahmin ediyorum. Her ne kadar değişsekte toprağın köyün yardımlaşmanın bizim kültürümüzde her zaman ayrı bir yeri vardır. Anadolu insanı olsun veya dünyanın neresine giderseniz gidin belki biraz iddaalı olacak ancak köy köydür. Nacizhane benim üzerime bir köylü çocuğu olarak bir şey düşerse her zaman her platformda yapmaya hazırım. Toprakla haşır neşir olmuş her türlü yokluğa rağmen gülen insanımızın yaşadığı köyleri hiç bir kuvvet yok sayamaz. Buna gücüde yetmez zaten. Bazı şeylerin oralardada değiştiğini seyrediyoruz. Ancak temel her zaman yerindedir diye düşünüyorum.

Saygıyla.

Metin Y.
30-07-2007, 16:53
Köyün ve köylünün en yoğun olduğu mevsim, hiç kuşkusuz hasat ve harman dönemi olan yaz mevsimidir. Hasat ve harman döneminde kullanılan bir çok tarım aleti [Yaba, dirgen,tırmık, anadut v.b...] ağaçtan yapılmıştır.Daha önce düvenden söz etmiştik.Eski Mısır kaynaklarını taradığımızda da, bizde kullanılan hemen tüm ağaç orijinli tarım aletleri karşımıza çıkıyor. Belge olarak bu resmi paylaşmakta yarar var.

Ağaçtan yapılmış tarım aletlerini bu başlıkta tanıtmaya devam edelim...

Anadut:
Ekin ve ot demetlerini arabaya yüklemeye veya harmanı aktarmaya yarayan uzun saplı, üç dişli, ahşap araç.
Bu aletin yabadan farkı; dişlerinin bir sıra üstünde değil de kuş pençesi gibi olmasıdır. Genelde elma ağacından yapılır.

cemal.S
31-07-2007, 16:17
Dirgen: Anadutun iki dişlisi diyelim. Yabaya gelince elin parmakları gibi düşünebiliriz. Ah o tırmık yokmu ben onun yüzünden rahmetli amcamdan ilk okul birde ne sopalar yemiştim. Keşke iki daha vursaydı.

Olay şöyle !

Annem ilkokul üçten terk bana harfleri sağolsun öğretiyor. Bak oğlum bu gözlük (B) harfi. Bu tırmık (E) harfi şeklinde. Kendine göre haklı tabii. Neyse ziraat mektebi mezunu amcam askerden geldi rahmetli. Sorular soruyor tabii en başta harfler. Bu ne harfi diyor ben Gözlük. Peki bu ne harfi diyor ben tırmık. Anlatıyor bende tık yok. Gözlük ve tırmık devam. Ufak bir okşama ile öğrenmiştim neyin ne olduğunu.

Saygıyla.

Mahmut Leventoğlu
31-07-2007, 20:44
Sevgili Metin Y iyiki varsın teşekkürler paylaşımların için.

nesrin42
01-08-2007, 10:43
ORAK : Özellikle tarımda kullanılan yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin biçme aracı.

http://img128.imageshack.us/img128/2300/orak6bpg4.gif (http://imageshack.us)





TIRPAN : çayır veya ekin gibi uzun saplı bitkileri işlemede kullanılan tarım aleti.

http://img523.imageshack.us/img523/2702/tirpanyu7.jpg (http://imageshack.us)


Ekini ektik, Düvenle sürdük ama galiba arda nasıl bicileceğini unuttuk. Bildiğim kadarıyla orak daha küçük ve engebeli alanlarda Tırpan düzlüklerde kullanılıyor.

Derya Özen
02-08-2007, 08:41
Daha tanıtacağımız çok tarım aleti var! Fakat resimlerini çektikten sonra tanıtacağız. Kullandığımızın resimlerin, başka yerlerden alıntı olmasını istemiyoruz. Bizim resimlerimiz sadece bizim sitemizde olacak. :cool:
Tırpan ve Orağı o yüzden henüz yazmamıştık. İlginiz ve katkınız için teşekkür ederiz, Nesrin Hanım.

Metin Y.
03-08-2007, 12:50
Öküzler hareket kabiliyetleri ağır büyükbaş hayvanlardır. Bir dönem çiftçinin , köylünün kahrını çeken öküzlerin yerine atların devriye girmesiyle, özellikle köylerde yapılan tarım ve taşıma işlemi daha dinamik hale gelmiştir. Bu iş için geliştirilen at arabaları Anadolu'da sadece köylerde değil, şehirlerimizde bile kullanılmaktadır.

yasarulutas
24-08-2007, 12:50
Seten: Resimdeki dik duran kısım bir **** iki hayvanla çekilen ve çekilirken dönen bir parça. Diğer parça da zaten tava **** tabak kısmı.

Bulgurluk buğbay tava ya doldurulduktan sonra, diğer taş döndürülerek, buğdayın kepeği alınır. Kepeği alınan buğday daha sonra kırma makinesine gidecek ve bulgur olacaktır artık.

Metin Y.
24-08-2007, 14:28
Saygıdeğer Yaşar bey, kıymetli katkınız için teşekkür ederim. Bir de el değirmenleri vardır. Annemin yıllar önce fotoğrafladığım bu anı, konuya belge oldu.

Derya Özen
24-08-2007, 14:40
El değirmeni ve dibek taşı.
Dibek taşını çeviremediğim için, iç kısmının fotoğraflayamadım:(

aybala
24-08-2007, 21:18
Bende böyle fotoğraflar vardı. Tamamı tarım malzemesi olmamakla birlikte, köylerde kullanılan malzemeler. En alttaki hariç, sanırım Ordu'nun köylerinden toplanmışlar ama başka birçok yerde de kullanılıyordur.
1
19337

2
19338

3
19339

4
19340

5
19341

Derya Özen
25-08-2007, 08:46
Bir sayalım, Aybala'nın yüklediği fotoğraftaki gereçleri.
1 Beşik
2 Güğüm
3 Nacak (Elbaltası)
4 Yaba
5 Düven
6 Sele
7 Tokat (Küçük helke)
8 Tırmık
9 Küşdere
10 Tabla
11 Boyunduruk
12 Semer
13 Merdiven
14 Hızar
15 Kasnak
16 Pala
17 Testi
18 Araba
19 Yayık
Atladığım varsa, kalanını da arkadaşlar yazsın :)

yasarulutas
25-08-2007, 10:50
Birtek çam bardak yok resimde. Hadi hayırlısı onuda biz bulalım.

1: Loğ Taşı;Tarımla alakası yok ama eskiden toprak damların topraklarını sıkıştırmakta kullanılırdı.

2: Anadut;Üç parmaklı bu hacetle hububat desteleri toplanırdı, üstteki resimlerde buğday destesi taşıyan insanlar gözükmekte,

3: Dirgen; Sanayi devrimi ile yabanın yerine bir parça geçen bir hacet, bu hacet saman **** buğbay atmaktan ziyade akpın(hayvan gübresi) yükleme ve boşaltma da kullanılırdı ve hala tarımcılar tarafından kullanılır.

Derya Özen
25-08-2007, 12:41
Loğ taşı, dediğinize biz yuvak diyoruz ve gördüğünüz gibi hala da kullanıyoruz.
Anadut, dirgen ve yaba.

Metin Y.
25-08-2007, 12:56
Buğdayın bulgura uzanan yolculuğu eskiden daha zahmetli idi..Kaynatıp kurutulan buğdayın kabuğundan kurtulması için bir güzel dibekte döğülmesi şarttı. Dibek yaklaşık yarım metre boyundaki silindir şeklinde kara taşın içerisinin oyulmasıyla elde edilen bir gereçtir. Onu taştan yapılmış büyücek bir havan olarak hayal etmek mümkündür. Eskiden bu taşlardan mahallelerin muhtelif yerlerinde bulunurdu. Temizlenen dibek içerisine "gölle olma aşamasından geçmiş" buğday ve bir miktar su konulur, sonra tokmaklar konuşmaya başlar. Dibek tokmağı ağaçtan yapılmıştır, dev çekiçleri andırır. Tokmaklama işleminde senkronizasyon çok önemlidir zira bir dibek taşı başında azami dört olmakla beraber, daha az sayıda da insan olabilir. Onun içindir ki; tokmak sallayanlar tokmağı kimden sonra sallayacaklarını iyi bilmek zorundadırlar. Bir kaç turluk tokmaklama işleminden sonra buğday altüst edilir ve tekrardan tokmak musikisi başlar. Tokmağın dibek taşıyla temasıyla çıkardığı sesler alınteri ve ekmeğin musikisidir. Dibekte buğday dövenleri görenlerde imecenin ruhuna binaen bir kaç tur tokmak sallarlar...
Gölle: Buğdayın kaynatılmış halidir.
Korgun'da mahallemizde bulunan geçen yıl çektiğim bu fotoğraftaki dibek, ne yazık ki son gittiğimde Belediyece kaldırılmış.

Derya Özen
25-08-2007, 13:03
Bizde buğdayın kaynatılmış haline, hedik derler.
Genelde de bulgur kaynatıyorum diye tabir ederler.
Bulgur kaynatıldıktan sonra, "don" ve "pala" denilen, kalın bezlerin üzerine serilir. Güneşte 2 gün kadar bekletilip iyice kuruması sağlanır. Bundan sonra ise, yukarıda resmi görünen "dibek" taşında kırılır. Ama artık bulgur değirmenleri var, elektrik ve su ile çalışan, şuan bulgurlar bu değirmenlerde kırılıyor.
Bulgurun çok kırılmış küçüğüne ise "fıtfıtı" derler, günümüzde ise kısırlık bulgur diye söyleniliyor.

bilgekaan
25-08-2007, 16:32
Loğ taşı, dediğinize biz yuvak diyoruz ve gördüğünüz gibi hala da kullanıyoruz.
Anadut, dirgen ve yaba.

Loğ taşına Fethiye de yörükler "yungu" derler.Eşimin kızlık soyadıda yungucu.

yasarulutas
26-08-2007, 20:18
sohu yu sonunda resimlemişler

Metin Y.
27-08-2007, 13:14
Dibek Tokmağı

Derya Özen
27-08-2007, 13:15
Dedem eline geçirdiği her türlü ağaç parçasını değerlendirmekle ünlüdür. Kendi köyümüzde dahil, civardaki tüm köyler tarım gereçlerini yaptırmak için ona gelirler.
Şimdi sizlere onun yaptığı, araç gereçleri göstermek istiyorum.
19490
Resimde gördüğünüz kişi benim dedem oluyor; ve aşağıda gördüğünüz araç gereçleri o yaptı. İsmi Muharrem Kuvvet 75 yaşında.
19491
BU resimde gördüklerinize "Ayalama" deniyor. Kışın yağan karları, dam ya da kaş dediğimiz yerden küremek için kullanılıyor.
19492
Fırın kürekleri, köyde yapılan pide, fırın çöreği ve somun ekmeğini fırına bırakmak için kullanılıyor.
19493
Tırmık
19494
Yaba

Derya Özen
27-08-2007, 13:28
19496
Bu bir oyma tekne. Bütün, büyükce bir ağacı oyarak bu hale getiriyorlar. Bunu dedem yapmadı, onu tekneci diye tabir edilen "Çitak"lar yaptı
19497
Bu tekneyi ise, dedem yaptı. Teknede hamur karılır. (Yoğurulur)
19498
Bu tırpan sapını da dedem yaptı.
19499
Bu bir "uğra" Fırına bırakılacak hamur parçası, elle toplandıktan sonra kepekli una bunun içinde karıştırılır ve fırına öyle bırakılır.
19500
Bunlar ise "hartkapan" Hart kapan, meyve toplamak için kullanılır. Meyvenin sapı, hartkapanın parmakları arasına şıkıştırılır ve hartkapan sağa sola çevrilir. Kopan meyve ise hart kapanın içine düşer. Bir hartkapan, rahatlıkla 4 tane meyveyi birden alabilir. Köylerde bahçe hasatı için çok kullanışlı bir araçtır. :)

Derya Özen
27-08-2007, 13:39
19503
Merdiven
19504
Tek merdiven: Yüksekte ki meyveleri toplamak için kullanılır. Burada görünen çok kısa bir bölümü en kısası 5 m yüksekliğinde oluyor.
19505
Gege: Patosa sap denilen, Buğday, Arpa, Fiğ ve diğer bitkileri yaklaştırmak için kullanılır.
19506
Sediye: Fırında yapılan ekmekleri taşımak ya da üzerine tarhana dökmek için kullanılır.
19507
Ekmekten bahsetmişken, birde onu gösterelim.
Somun dediğimiz ve yöremizde yaygınca yapılan ekmek.
Yalnız bunu dedem yapmadı :)

Derya Özen
27-08-2007, 13:49
19508
Sedir: Tahtadan yapılmış oturmalık.
19509
Üçayak merdiven
19510
Bükleğeç: Börek, çörek, Gözleme ve bazlama yapmakta kullanılıyor.
19511
Yayık: Artık kullanılmıyor, çatı arasında da olsa saklanılıyor.
19512
Fişşek: Yayık çalkalamakta kullanılan gereçler. Onlarda kullanılmıyor artık, üstelik yayık da fişşekler de hayli eskimiş.

Yine bunların tamamı da, dedem tarafından yapıldı. :)

Derya Özen
27-08-2007, 14:02
19514
Sürünge, ekmek yapmak için fırında yakılan odunların, ateşlerini çıkarmakta kullanılır.
19515

19516

19517
Bu resimlerde ise dedemin stoklarını görüyorsunuz. Komşu köylerden gelen kişileri boş çevirmemek için, uygun ağaçlardan uygun zamanlarda yapılmış, kazma, kürek, bel, tırpan, balta, keser ve daha pek çok eşya sapları.

Soracak olursanız, deden, geçimini bu işi yaparak mı sağlıyor diye? Cevabım hayır olur. Dedem bunları zevk için yapıyor ve hiç kimsedende para almıyor.

Birde bakır tencere stoğu var. :)
19518
Bir köy fırını.

Metin Y.
27-08-2007, 14:08
Derya Hanım bu güzel gereçleri şekillendiren elleri öpmek gerekiyor ve dedenizin o maharetli ellerini saygıyla öpüyorum.

Derya Özen
27-08-2007, 14:14
Teşekkürler Metin Bey. :)

Metin Y.
28-08-2007, 13:04
Bakır kazanlar bir çok işte kullanılır: Yeri gelir karavana kazanı olarak ateşin üzerine konur, hasat sonunda hedik kaynatılır, bağ bozumunu takiben pekmez kaynatılır, yeri gelince de cenazeyi yıkamak için su ısıtılır...
Fotoğraftaki kazanlarda hedik kaynatılıyor.

Metin Y.
05-09-2007, 13:04
Çift süren köylü çiziminin kullanıldığı Cumhuriyetin ilk yıllarına ait bu kibrit kutusunun üzerinde "Türkiye Kibritleri Sinop Fabrikası" yazıyor. Tarımın ön planda olduğu yıllarda köy ve köylüye ait motifler gündelik hayatta daha sık çıkıyordu karşımıza, şimdilerde yok denecek kadar az.

Metin Y.
06-09-2007, 13:45
Tırpanla yapılan biçme işlemine "tırpan çalmak" denir. Bu tırpan çalmak uzaktan izlendiğinde tıpkı bir folklör ekibinin oyununa benzer. Bu fotoğrafta tırpanın tutuluşu ve biçme istikameti adeta bir figür gibi duruyor.

Metin Y.
06-09-2007, 16:35
Malum yakın tarihlere kadar bazı köylerimizde elektirik yoktu, hatta cümleyi "bir çok köyümüzde elektirik yeni sayılır" olarakta kurabiliriz.
Köylerde aydınlanma idare ve gaz lambalarıyla sağlanırdı. Daha sonra bu ikiliye Fener ve Lüküs de katıldı.
Geceleri pilli el fenerleri kullanılırdı.
Gaz Lambasının cam şişesine "şinanay" denir.
Çizim: İdare Lambası [Tenekeden yapılır]

Derya Özen
06-09-2007, 16:46
20237

Metin Y.
07-09-2007, 13:09
Derya Hanım lüküs fotoğrafı için teşekkürler.Lüks gaz lambasına kısaca "lüküs" denirdi. Lüks lambasının gömleğinin de göründüğü bir fotoğrafta ben ekliyorum.
Lüks gaz lambası her evde bulunmazdı , başka bir deyişle sosyetik aydınlatıcı idi..

Hakan KINACI
07-09-2007, 13:27
Demekki Dedemler sosyetiklermiş :)) çocukluğumda çok iyi hatırlarım (gerçi gençliğime kadar geçen dönem desem daha doğru olur) Az pompaladım lüküsün pompasını :) Ellerinize emeklerinize sağlık beni geçmişi yad etmek için bilmeyenleri de bilgilendiğiniz için :))

Metin Y.
10-09-2007, 00:55
Köy Fırını

Metin Y.
10-09-2007, 14:23
Bir dönem köylerde kullanılan, bugünse nadiren dede yadigarı olarak karşımıza çıkan Ağaç Terazi.

Derya Özen
10-09-2007, 15:24
20410
Bu fotoğrafta görünen taş, bir "binek taşı". Binek taşı ne diyecek olursanız, eskiden insanlar at, eşek gibi hayvanların üzerine binmek için bu taşları kullanırlarmış. Bu taşların işlemeli ve oymalı şekilleri olduğuna dikkat çekmek isterim. Binek taşları özellikle köylerde hala çok yaygın bir şekilde mevcutlar, nerede ise her evin önünde bu tür bir taş vardır.
20411
Bu fotoğrafta gördüğünüz bir süt karıştıracağı, başka bir ismi varsa ben bilmiyorum.
20412

20413
Köylerde doğada yetişen pek çok şey değişik amaçlar için kullanılır. Yukarıda iki farklı "süpürge" görüyorsunuz. İlk fotoğraftaki, bostan süpürgesi, diğeri ise kadın saçı süpürge.
20414

Bu fotoğrafta ise, binek taşı, yuvak ve yalak üçlüsü görünüyor. Yalak kuşların ve hayvanların su içmesi için oyularak yapılmış bir taş.

Metin Y.
12-09-2007, 15:24
Biri Afrikalı , diğeri Avrupalı ama ikisinin de ortak yönü bizim yayıkla iş başındalar...

Hakan KINACI
12-09-2007, 15:49
Dibek Taşı
http://www.geocities.com/sakarcaorenkoyu/dibek.JPG
Bir başka dibek ve tokmağı
http://www.gezgin.com/9212/t/dibek.jpg

Ah ahh az dibek dövmedik küçükken :) kimi yarma yapardı, kimisi ise bulgur.

Metin Y.
13-09-2007, 13:36
Tandır, ısınmak için kullanılan bir çeşit mangal. Yere çukur kazılarak ya da tümsek olarak yapılan özel bir fırına da tandır denir.

Eskiden kış soğuk geçen yerlerde alçak dört köşe bir masanın altına bir mangal konur ve bunun üzeri, tamamen örtecek, ateşten zarar görmeyecek şekilde pamuklu bir örtüyle kapatılırdı. Isınmak istiyenler bu örtüyü dizleri üzerine çekerler, ayaklarını mangalın etrafına koyarlardı. Sobaların olmadığı, mangalla ısıtmanın sağlanamadığı yerlerde bu usul çok kullanılırdı.

Bazı yerlerde altı ayaklı, altı köşeli veya yuvarlak ağaç masa altına kendine mahsus bir mangala ateş konmak suretiyle de tandır yapılırdı. Bunun üzerine çapraz yorganlar daha üstüne halılar örtülürdü. Ayaklar masaya doğru uzatılarak ısınılırdı. Bu ısınma esnasında güzel fıkralar ve masallar anlatılırdı. Böyle tandır başında anlatılan masal ve hikayelere tandırname denirdi.

Yere kazılarak yapılan tandırların derinliği daha ziyade 130-150 cm olur. Çaplarıysa 50-65 cm arasında değişir. Sıkı çamur, saman ve keçi tüyü ile hazırlanan karışımla yapılan tandırlar, güneşte kurutulur. Daha sonra yere kazılan çukura yerleştirilir. Tandırda mangal kömürü, odun gibi yakacaklar kullanılır.

Metin Y.
13-09-2007, 14:15
Masalarımızın çoğu hatalı yapılmıştır. Çünkü 4 ayaklıdırlar. Oysa bu düzlemi en sağlam şekilde ayakta tutabilmek için 4 ayağa değil, 3 ayağa gereksinim vardır. İşte sacayağı onun için çok güçlüdür. Üzerine konan devasa kazanları rahatlıkla, bir kuş tüyü hafifliğindelermiş gibi taşıyabilir. Yaşamın da ve insanlığın da üzerine oturduğu bir sacayağı var: İlgi, bilgi, sevgi.
[Aysim Altay'ın Yüreğin Sacayağı adlı Kitabından]
Üzerine tencere, kazan vb. konan sacayağına üçayak da denir. Çok basit gibi görünen bu demir parçası, felsefi boyutta bakılınca da adeta bir denge sembolüdür.

Metin Y.
14-09-2007, 13:03
Bir zamanlar gaz ocakları vardı...Gaz ocaklarının tahtına, tüpgaz oturdu. Durumu iyice olan köylüler gaz ocağı kullandılar ama çoğunluk yine ocakbaşında yaktığı ateşle kaynattı aşını, suyunu...

zenfree
14-09-2007, 13:11
Tahta teraziyi ilk defa gördüm. :))

Tekneden hamur çıkartmak ve tekneyi kazımak için kullanılan bir açar var. Mudurnu'da "kazıycak" denir. Var mı fotografı?

Metin Y.
14-09-2007, 13:13
Tahta teraziyi ilk defa gördüm. :))

Tekneden hamur çıkartmak ve tekneyi kazımak için kullanılan bir açar var. Mudurnu'da "kazıycak" denir. Var mı fotografı?

Fotoğrafını bulamazsak "çizeriz" Saygıdeğer zenfree...

zenfree
14-09-2007, 13:16
Ben de memlekete gidince fotograflayıp ekleyebilirim. :) Teşekkürler...

Derya Özen
14-09-2007, 14:10
Hamuru kazımak için kullanılan araca bizde "insiran" (Sıyırandan gelişmiş sanırım) denir. Sanıyorum pazar günü köye gideceğim o zaman fotoğrafını çekerim.

habibe
14-09-2007, 15:01
Bizim yörede ise "eysiran" deniyor.

Metin Y.
15-09-2007, 02:50
"Teknolojiye bir kurban daha: Yayık
Yaylacıların vazgeçemediği ağaç yayıklar da tarihe karışıyor.
Elektriğin yaylalara kadar gitmesi, elektrikle çalışan yayıkların yaygınlaşmasını da beraberinde getirdi. Başta Doğu Karadenizli yaylacıların kullandığı ağaç yayıklar, son yıllarda maketleri yapılarak turistik mekanların vazgeçilmez süsü haline geldi."

Metin Y.
16-09-2007, 03:54
Yemekler tüm aile bireyleriyle birarada yenir. Yere “sofra bezi” serilir, üstüne sofra (tahtadan yuvarlak ayaklı tabla-sini) konur ve genellikle aynı kaptan yenir.

saim38
16-09-2007, 19:02
Köylerimizde kullanılan Tarım araç ve gereçleri aletleri ile güzel bir antik tarih oluşturmuşsunuz emeği geçen tüm değerli arkadaşlarımıza tek tek teşekkür ederim emeğinize salık

cemal.S
16-09-2007, 20:17
Her şey o kadar güzel ve yerli yerindeki bir anda çocukluğumu bana yeniden yaşattınız. Zevkle takip ettiğim sayfaya girince insanın içi ısınıyor.Emeği geçen bütün arkadaşlarımın yüreklerine sağlık. Ellik oraktan yer sofrasına kadar her şey tam anlamı ile bir kültür. Biraz iddaalı olacak ama dünyanın neresine giderseniz gidin köy köydür. Yaptığınız çalışmada binek taşları ve kurdun kuşun su içmesi için oyulan taşların üzerindeki motifler kimbilir hangi duygularla yapılmış. Anadolu insanının tabiyata,doğaya ve insana saygısını yansıtan bu tür örneklerden bir demeti ağaçlar netin bu sayfasında görmek inanın beni çok mutlu etti. Bende söz düşünüp bir şeyler bulabilirsem aranızda olmak isterim. Aslında o kadar çok şey varki anlatılacak.

Saygıyla.

cemal.S
16-09-2007, 20:47
Bu arada *ellik* resmini bulursam en kısa sürede kızıma yükleteceğim. Veya arkadaşlardan eminim bilenlerimiz varsa yardımcı olurlar sanırım. Ben tarifini yapmaya çalışacağım.

Ellik: Köylerimizde imece ile yapılan buğday veya başka bir tahıl tarımında hasat sırasında orakla beraber parmakları, elleri dikenden ve aşınmadan korumak amacı ile kullanılan nakışlı süslü bir takı diyelim. İmeceye giden insanlar nereye diye soranlara ellik orak biçmeye diye karşılık verirlerdi benim çocukluğumda. Hatta ellik Tokat yöresinde oynanan ve aynı figürlerin yansıtıldığı foklorik bir oyunun adıdır. Manilerle oynanan bu oyunda her figürün ayrı bir anlamı vardır. Bir iki maniyi sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarım. Umarım beğenirsiniz.

Hey ellikten ellikten
Su gelir mezellikten
Kızların benzi solmuş
Besbilli güzellikten

Mendilimin oyası
Etme güzel bu nazı
Yat kolumun üstüne
Yedireyin Kirazı.

Saygıyla.

Metin Y.
17-09-2007, 01:55
Köy evleri basit görünümlerine rağmen, ihtiyaçlar için kusursuz tasarlanmıştır. Aşağıdaki fotoğraf bir dolap. Ama bu dolabın kapakları açıldığında bugünkü anlamda bir banyo mevcuttur. Dışarıdan bakıldığında ahşap bir dolap görünümü vardır ve aynı odada benzer şekilde yüklükte[yatak,yorgan koymak için] yer alır.

Metin Y.
17-09-2007, 14:47
Ağaç köylünün her şeyidir. Yaşantısını ve işini kolaylaştıracak hemen her türlü gereç yapımında ağaç vazgeçilmezdir. Köylerde kullanılan araç ve gereçler ağaç, toprak,taş ve yakın dönemde de bakır-demir ağırlıklıdır. Resimdeki ağaç ,pratik zeka ve el becerisiyle yapılmış bir Rende.Tamamı ağaçtan yapılı, vidası bile ağaçtan.

Hakan KINACI
17-09-2007, 15:00
20852
Bunlarda genelde et karıştırmak için kullanılan karıştırıcı da adı aklıma gelmedi :o

zenfree
17-09-2007, 23:19
Sayın Hakan KINACI, benim sözünü ettiğim " kazıycak" bu. :))

Bizim oralarda, tekneden hamuru almak ve tekneyi kazımak için kullanılır.

Metin Y.
18-09-2007, 00:00
Genye köylerde taşıma işinde kullanılır. Genye ile taşıma yapmak için 2 kişiye ihtiyaç vardır. Afrikalı bu 2 kardeş sanki bize konu mankenliği yapar gibi genye ile toprak taşıyorlar.

Metin Y.
18-09-2007, 13:48
Müjdat Gezen'in "Köyden İndim Şehire" filminde oynadığı köylü karakteri. Başındaki kasket,omzundaki yazma hadi neyse de; elindeki saz ve pikapın yanında koltuğunun altına tahta valizi de sıkıştırmayı başarmış...Bu bir komedi filmi olduğundan; filmdeki köylü karakteri gülmece unsurlarıyla donatılırken haliyle abartılmış ama burada benim vurgulamak istediğim Tahta Valiz. Eskiden gurbet yolculuğuna çıkanlar mutlaka tahta valizlerine şahsi eşyalarını koyarak, yanlarına alırlarmış. Zamanla bu tahta valizlere süsleme de yapılmış ve birbirinden renkli örnekler çıkmış ortaya. Eğer bu tür tahta valiz resmi olanlar eklerse, çok makbule geçer.

Derya Özen
18-09-2007, 15:21
Dedemin tahta valizi hala duruyor. Hafta sonu köydeydim ama fotoğrafını çekmek aklıma gelmedi, bir daha ki sefere mutlaka fotoğraflarım.

Metin Y.
19-09-2007, 02:24
Bu fotoğraf karesi, köy ekmeği konusuna daha net ışık tutuyor. Şimdi her tarfata gözleme yapılıyor ama köydeki gözlemeyi asla tutmaz.

Derya Özen
19-09-2007, 13:33
21016
Bu da bizim köyün fırını. Ekemek yapanlar kim derseniz, Annem ve ben. Bizim yörenin somun ekmeği meşhurdur. Babam çok sevdiğinden köye her gidişimizde bizden ekmek ister.
21017
Bu ise "insiran"

Derya Özen
19-09-2007, 13:59
Pek çok şeyi tanıttık sizlere, "Turan"ıda atlamayalım. Bu da bir yayık türü.
Tunarın içene boşaltılan yoğurt ve su sallanarak ayran yapılıyor. Turanın ağzına genelde karın zarı kapatılır; ama temiz ve sağlam bir bezle kapatıp çalkalamak da mümkündür.
21018

Metin Y.
24-09-2007, 13:07
Genellikle bağ, bahçe işleriyle ilgilenen köylünün en önemli el aleti bıçkıdır. Bıçkı ile bilek kalınlığındaki bir dalı kesmek mümkündür. Budama işlerinde en çok bıçkı kullanilir.

BIÇKININ YAPILISI : Sap kısmı manda boynuzudur. Isıtiııp düzlendikten sonra keserle yontulur. Bileyi taşında keser izleri kaybedilir. Eyelenir. Bilezik yeri testere ile kesilir ve eye ile düzelti*lerek açılır. Paslanmaz çelikten ya*pılan bilezik düzenli bir şekilde yerleştirilir. Ortalanarak delinir. Taşta bileziğin ve kemiğin üst kısmının fazlalıklari alınır ve eye ile düzeltilir.

Bıçkı ve çakı yüzlerinin yatağı testere ile elde açılır. Paslanmaz çelikten bıçkı ve çakı yüzleri kesilir. (Dövme çelik de olabilir.) Yüzler örste dövülür. Taşta sapa göre düzeltilir. Yani çalımı yapılır. Yüz kısmının delikleri delinir ve ayarlanir. Yüzlerin çekiç izleri taşa tutularak kaybedilir. Her usta yüzlerin üstüne tırnak ve kendi amblemini vurur. Yüzler ocakta ısıtılarak yağa atılır. (Suyu verilir.) Eğrileri düzeltilir. Yüzler taşa, keçeye, yağlı keçeye ve fırçaya tutularak parlatılır. Saplarına pimle sabitlenir. Sapların kalın ve ince eyesi çalınır. Kazo denilen keskin bir aletle sap kazınır. Sıfır numara zımpara ile zımparalanır. Sapların işlemesi yapilarak fırçada parlatılır. Son olarak yüzler tekrar taştan ve keçeden geçirildikten sonra dişleri açılır, bileyi taşında kılavuzlari alınarak kullanmaya hazır hale getirilir. 2 cm den 20 cm ye kadar büyüklükte bıçkı yapılabilir.

Derya Özen
02-10-2007, 12:25
21852

21853

21854

İki farklı Gaz lambası ve testi.

Testinin en bilinen özelliği, içine koyulan suyu uzun süre soğuk muhafaza etmesidir. O yüzdendir ki, tarlaya giden köylüler, içme sularını testiye koyarlar.

Derya Özen
02-10-2007, 12:38
21857

Yün eğirme aracı.
Gerçek ismi nedir bilmiyorum. Rahmetli Babaannem "Fengire" derdi. Asıl ismini bilen varsa ve yazarsa memnun olurum.

Metin Y.
02-10-2007, 13:57
Yün eğirmek için kullanılan ağaçtan yapılı basit el aletine kirmen/kirman deniyor.

mehtap gürbüz
02-10-2007, 15:16
21857

Yün eğirme aracı.
Gerçek ismi nedir bilmiyorum. Rahmetli Babaannem "Fengire" derdi. Asıl ismini bilen varsa ve yazarsa memnun olurum.

Merhaba, resimde soldan sağa, 2. Mekik (dokumada kull.)

3-4-5. "TEŞİ" denir. Yünden iplik yapımında kullanılır. görevi bükmektir. (Bayburt, Erzurum)
1 numarayı bilmiyorum.

cemal.S
02-10-2007, 15:24
Çocukluğumdan hatırladığım Derya kızın resminde soldan sağa dördüncü sıradaki İĞ diye bizde isimlendiriliyor. Ucundaki ağaç yuvarlak ise AĞIRŞAH diye biliyorum. Diğerlerini bilemiyorum. Umarım faydalı olmuşumdur.

Saygıyla.

zenfree
02-10-2007, 15:25
En soldaki yün sarmak için kullanılıyor galiba. Ama adını bilmiyorum.

Metin Y.
03-10-2007, 13:55
Biley Taşı
Tezgâh pedalla çevrilen, kasnağa benzeyen, enli bir tahta çemberle işler. Bu çember ve pedal ağaç iskelete raptedilidir. Pedal kullanıldıkça kayış çemberi döndürür, çember döndükçe biley taşı çalışır. Bıçaklar buna sürttükçe kızışır ve ateş çıkar...Bu iş bir süre devam ettikten sonra bileytaşının yanında farklı bir taşa sürter bıçakları bileyci. Bu taş koyu ve daha dokuludur, bileyci bıçağı buraya sürmeden önce bu taşı, tezgâhında iple asılı şişesinden aldığı su ile ıslatır. Her seferinde de bıçağın keskinliğini dener.
Fotoğraf: Şule İşleyen

Derya Özen
04-10-2007, 08:35
İlginiz için teşekkürler dostlar. Yaptığım araştırma neticesinde, bizim yörede yün eğirme aracına "Kirman" denildiğini öğrendim. Yani Metin Bey'in söylediği gibi :)

Metin Y.
04-10-2007, 12:34
Mezopotamyalı Kadınlar el değirmeniyle öğütme işlemi yapıyor...

Metin Y.
04-10-2007, 13:55
Asma Güğüm

Metin Y.
04-10-2007, 14:17
Basit gibi görünen ama mevcut imkanlarla üretilen ağaç aletlerin her biri köylünün pratik zekasının bir ürünüdür. Bu aletlerin hemen hepsi tarihin akışında geçmişteki medeniyetlercede kullanılmıştır...Ev ya da müştemilat [Ahır,ağıl vs..] yapımında kullanılan kerpiç ya da biriket; samanla karıştırılan çamur bulamaçla elde edilerek işte bu ağaç kerpiç kalıplarına dökülür, kurutulduktan sonrada inşaatta kullanılırdı.
Kerpiç kalıbı, çıralı çamdan ve iç yüzü rendeli olarak yapılmalıdır. Kalıbın iç boyutları, belirlenen kerpiç boyutlarından büzülme oranında daha büyük tutulur. Kalıbın iç yüzeyleri, kerpiçin kolay çıkarılabilmesi için, ya yağlanır veya kumlandırılır.

Metin Y.
06-10-2007, 18:55
Çıkrık

Metin Y.
07-10-2007, 03:08
Bu resimdeki nine bir Alman köylüsü, resmi ilginç kılan önündeki çıkrık.

Metin Y.
08-10-2007, 01:31
Hamur Teknesi

Metin Y.
08-10-2007, 15:14
İşlenmemiş sığır derisinden yapılan ve deliklerine geçirilen şeritle sıkıca bağlanan ayakkabı olarak tarif edebileceğimiz ÇARIK, fedakar büyüklerimizin çektiği yokluklar karşısında ürettiği simge giyeceklerden birisidir. Kara sabanla çitf sürerkende, vatan için cepheye koşarkende köylünün ayağında çarık vardı.

Faruk Naycı
08-10-2007, 15:44
Sevgili Metin Kardeşim tam bir köy müzesi oldu bu bölüm. Gerçekten bilenlere olduğu kadar; bilmeyenlere de köyü ve köylüyü anlatan bu çalışma için tebrik ediyorum.

Derya Özen
09-10-2007, 15:05
Sayın Faruk Bey, ilginiz için teşekkür ederiz. Bizimde yapmaya çalıştığımız, burayı bir bilgi kaynağına ve müzeye çevirmek... Sizlerin de katkıları bizleri memnun eder. Saygıyla.

Metin Y.
13-10-2007, 02:30
Köylü ihtiyaçlarının çoğunu kendi kaynaklarıyla karşılar. Çul, yaygı veya kilim olarak adlandırılan yer örtülerini kendi ağaç tezgahında dokur. İşte ağaç tezgahı başında bir köylü kadını.

Derya Özen
15-10-2007, 10:11
22486
Ayran torbalarını asmak için yapılmış bir çengel askılık. Çok eski bir ev, her tarafı göçükler içerisinde olduğundan, yakından çekemedim.
22487

22488
Hartkapan ile elma toplarken.
22489
Birisi söğüt ağacından yapılmış, iki sepet.

Derya Özen
15-10-2007, 10:16
22490
Üzerinde yün yıkamak ve tokaç ile dövmek için kullanılan geniş ve yayvan taş.

22491
Özellikle söğüt ve kavak ağaçlarını budamak için kullanılan, çengel keski.

Metin Y.
15-10-2007, 11:30
Igdır'lı arkadaşımız Nusret Bey vasıtasıyla gelen bu fotoğrafta konumuza renk kattı...Kış şartlarında bilhassa Doğu ve Güneydoğu'da yük ve hasta taşımak için kullanılan ağaç kızakta çok önemli bir ulaştırma vasıtasıdır. Atlar, öküzler ya da inekler tarafından çekilen kızak; kış aylarında köylünün eli, ayağıdır.

Faruk Naycı
15-10-2007, 12:44
Sayın Faruk Bey, ilginiz için teşekkür ederiz. Bizimde yapmaya çalıştığımız, burayı bir bilgi kaynağına ve müzeye çevirmek... Sizlerin de katkıları bizleri memnun eder. Saygıyla.

O kadar güzel fotoğraflar ekliyorsunuz ki doğrusunu isterseniz benim ilave edebileceğim bir şey yok diye düşünmekteyim. Kıymetli Derya Hamın sizi de içtenlikle tebrik ederim, bu güzel köşeye katkılarınız için.

Metin Y.
19-10-2007, 14:39
Değirmen

22755

Derya Özen
19-10-2007, 15:44
Bu görüntü harika!..
Şimdi orada olmak vardı. :)

Metin Y.
26-10-2007, 16:17
Siteyi ve bu başlığı bugün inceleyen bir arkadaşım aradı, karakovan'ı da ekle dedi. Köy deyince, tarımla hayvancılık paralel gider. Hayvancılık deyince de büyük ve küçükbaşlar gelir akla, birde ARICILIK vardır ki, bir zamanlar köylerde kullanılan karakovan yüzyıllardan beri yapılan türüdür. Yurdumuzda 'Karakovan' tabir edilen kovanlar yöreden yöreye çok değişken özellikler gösterir. Tahtadan sandık gibi yapılan çeşitleri olduğu gibi, sepet şeklinde örülerek çamur ve hayvan dışkısıyla sıvananları da vardır.

Penelophe
26-10-2007, 17:39
İzmir Resim ve Heykel Müzesî'nden, ressam Neşet GÜNAL ve ressam Necdet KALAY'a ait resimler.

23139
Kazma, kürek.

23140
Kağnı.

Yücel Özlem
01-11-2007, 11:27
Değirmen

Değirmen: "İçinde öğütme işi yapılan yer; Öğütmeye yarayan araç veya alet" (TDK) anlamında kullanılıyorsa bu resimde değirmen görünmüyor.

Görünen çarkın, bir su dolabı (bostan dolabı)na ait olduğunu düşünüyorum. Dereden alınan su çuvalların sol tarafıdaki seviyesi biraz daha yüksek olan yatağa aktarılıyor

Metin Y.
13-11-2007, 01:15
Bu başlıkta yer alan bazı yan başlıklar konu dışı görülebilir, ileride bu bu başlığı toparlarken; "köylerde kullanılan araç, gereç ve eşyalar" şeklinde yeniden adlandırabiliriz de...
Torba: Yöresel tezgahlarda dokunan torba köylerimizde omuz çantası olarak kullanılmaktadır. Koyunlardan elde edilen yün fengere (iğ) denilen aletlerle ipe dönüştürülür. Bu ipler tabiattan elde edilen kök boyalarla boyanır. Boyanan iplikler çıkrık denilen aletlerde bükülür. Bükülen ipliklerin çözümü ve direk denilen tezgaha yerleştirilmesinden sonra kirkit denilen aletle dokunur. Atılan motif ilmiklerinin fazlası makasla kesilir. Hazırlanan dokuma tek gözlü olarak dikilir.Bir kişinin 5 günde yapabildiği torba, ilçe ve köylerinde omuz çantası olarak kullanılmaktadır. Torba motiflerinin isimleri ise şunlardır: Zilli, altuntaş, sarıtop, dokuzgöbek, koçboynuzu, esiranyüzü, pıtırak, karnıyarık vb...

Heybe: Torba gibi direk denilen tezgahlarda dokunur. Malzemeleri aynıdırr. Bir metre uzunluğunda iki gözlüdür. Hayvanlarda yük taşımak için kullanılır. Ayrıca düğün, nişan, söz kesme gibi günlerde hediyelik eşyaların taşınmasında kullanılmaktadır. Torbalarda görülen aynı motifler heybede de işlenir..

Derya Özen
13-11-2007, 08:32
Metin Bey'in yazdığı motif isimlerine benimde ekleyeceğim bir tane model var. Yöremizde çok kullanılır, neredeyse her çoraba işlenir, "sıçandişi"

Metin Y.
14-11-2007, 09:16
Köydeki değişime güzel bir örnek:Öküzlerin çektiği kağnıdan, lastik tekerli at arabasına...

Metin Y.
20-11-2007, 14:02
Çobanların köy hayatında özel bir yeri vardır. Köylünün sürü denilen büyük ve küçükbaş hayvanlarını sabah topluca alarak yaylıma çıkaran, akşamda geri köye teslim eden çobanlar, dağların efendisidir. Çobanlar kış şartlarında sert soğuktan, yazında aşırı sıcaktan etkilenmemek için "kepenek" adı verilen keçeden yapılan özel bir elbise giyerler.Yeri gelmişken kısaca keçecilikten söz edelim:

Orta Asya’dan bu yana göçebe hayatının bir mirası olarak süregelen keçe yapımı, yakın zaman kadar yaygı, kepenek ve koşum takımlarının parçaları olarak günlük hayatın vazgeçilmez unsuru iken giderek geçmişe gömülmeye yüz tutmuştur.Yünden imal edilen bir çeşit yaygıdır.Bu yaygıyı (Keçeyi) Üreten ve işleyene de “Keçeci” denir.Yüzyıllardan bu yana devam etmekte olan keçe kültürü bir tür elsanatıdır.

KEPENEK: Çobanlar tarafından giyilen bu keçe , beyaz **** mor yünden yapılır ve genellikle nakışsız olur. Ancak göğüs kısımlarında nakışlı olanlara da rastlamak mümkündür. Tek parça halinde yapılan , yaz günlerinde gölge sağlamasından dolayı serinlik, kışın ise sıcaklık veren çoban keçeleri dikişli ve dikişsiz olarak ikiye ayrılır. Ustalık ve özen istemesi bakımından dikişsiz türleri daha kıymetlidir.

Günümüzde çok az keçe imalathanesi kalmıştır. Mevcut keçeciler; köylerin ve turistik hatıra eşya satıcılarının siparişleriyle varlığını sürdürmeye çalışmaktadır. Çobanların koruyucusu keçe artık turistik eşya sınıfındandır.

Metin Y.
21-11-2007, 01:36
KALBUR : Ağaç kasnak tabanına, bağırsak ve kiriş adı verilen, deri malzemeden yapılmış muhtelif kalınlıklarda ip-iplik haline getirildikten sonra ıslak olarak elek şeklinde örülüp geçirilmiş taneli hububat eleğidir.Tahıl türlerinin elenip, toz toprak saman gibi yabancı maddelerden ayrılması temizlenmesinde kullanılır. Çiftçi köylü malzemesidir. Sık kalbur, seyrek kalbur, gözer ve çineder olarak adlandırılmış çeşitlendirilmiştir. Kalbur yapan kimselere "Kalburcu" denilir.
GÖZER : Kalburun iri gözlü yapılmış şeklidir. İri taneli tahıl-hububat çalkanır.
ÇİNEDER :Orta kalbur ve gözer arası büyüklükte delikli kalbur çeşididir.
Fotoğrafta içteki kalbur, büyük olanı gözer.

Metin Y.
21-11-2007, 13:32
Köylü Milletin Efendisidir diyen büyük önder Atatürk Cumhurbaşkanlığı döneminde çıktığı yurt gezilerinde sık sık köylere uğramış ve köylülerle iç içe olmuştur. Her sözü ve davranışıyla büyük bir Devlet Adamı özelliğine sahip Atatürk'ün mesajda yer alan fotoğrafında 21 Kasım 1930 tarihinde Yurt gezisinde gittiği Tokat’ta bir köylü vatandaşın derdini dinlerken görüyoruz.

Metin Y.
23-11-2007, 00:48
Şubat 1939'da yayına başlayan haftalık Köy Dergisi

aybala
28-11-2007, 13:02
Dikenli tel üstünden atlama aparatı (merdiveni) :)

25689

ekip2004
28-11-2007, 21:23
Metin Y. elinize sağlık.çok güzel olmuş...

Penelophe
01-12-2007, 05:30
Dört kuşak önce Karabük/Eski Pazar'da çekilmiş bir fotoğrafın fotoğrafı. Büyük, büyük dedemiz saban kullanırken..

25802

Penelophe
01-12-2007, 05:35
Karadeniz'de bazı köylerde, buğday saklamak için yapılan depo, ambar. Fare vb. gibi zararlılardan buğdayı korumak ve depolamak için kullanılıyormuş.

25803

Ağzı bir kapakla kapatılıyor. Kapağı açıp, bir merdivenle dibe kadar inmek mümkün..
25804

zenfree
03-04-2008, 23:23
Köy Enstitüleri ile ilgili bir konuşma.

http://www.youtube.com/watch?v=7ynyRPB9jHE

bitkiavcısı
14-04-2008, 12:45
Burada sergilenen araç-gereç vb bitkisel malzemeleri Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi'nde sergileyeiliriz. Ancak hangi bitkiden yapılmış, ne amaçla kullanılyor gibi bilgilerin de edinilmesi gerekir.

inci gül
21-04-2008, 23:19
Ellerine sağlık bunlarda bizim köyümüzün ve anneannemin ellerinden hamuru patatesle yoğrulmuş köy ekmekleri:)

inci gül
21-04-2008, 23:22
Şimdi ikinci aşama, ekmekler fırında:)

inci gül
21-04-2008, 23:29
Sıcacık..Fırından yeni çıktı. Şimdi bize düşen sıcacık ekmeğin içine mis gibi köyümün tereyağı:)

Köyümün ekmeğinin bir özelliğide hamurunu yoğururken katılan patatesten dolayı haftalarca yumuşak kalması ve porlanmaması (küflenmemesi).

mavifatihguler
22-04-2008, 12:29
teknolojik ürünler bıraksanız ineklerin içerisinde ne varsa çekecekler, geriye derisi kalacak

bitkiavcısı
28-04-2008, 11:34
İnci hanım, bu ekmeklerden ben de isterim, sıcak köy ekmeğinin kokusunu aldım fotoğraflarınızdan.:p

Bu fotoğraflara bakınca köyümüzdeki (Balıkesir Sındırgı, Devletlibaba) ekmek fırınlarını hatırladım. Ekmek fırınlarında mutlaka, fırın yakınlarından ekmek kokusundan geçenlerin iç geçirmemesi için, ikramlık çörek, börek yapılırdı. Bu börek, çörekler yoldan geçenlere ikram edilirdi. Küçük bir parçası doymaya yeterdi. Bu gelenek halen devam ettiririliyor, birçok köyümüzde de devam ediyor diye biliyorum.

Paylaşımınız için teşekkürler.

inci gül
28-04-2008, 14:13
Nazım bey, siz misafirim olun, sizin içinbir fırın yakarız.Ama sözüm olsun size en yakın zamanda taze, (fırından çıkar çıkmaz:)) kargo ile göndereceğim. Tazeliği kalmaz diye düşünmeyin bizim ekmeklerin farkı hamurunda patates olması, haftalarca yumuşacık kalır.

Fırın, ekmekten önce tavını alması için (kavurucu alevini alması) önce hamurdan pideler yapılır. Önceden hazırlanan iç (soğan-patates salatası, şeker, ceviz, kıyma) pidelerin içine konur, misafirlere-ev halkına ikram edilir. Ekmekler çıkıktan sonra fırın sahibine ve ihtiyacı olanlara birer -ikişer ekmek hediye edilir. Hala devam eden bu geleneklerimiz, köylerimiz için geçim kaynağı, ekmek ocağı, misafirlerimize ikramlık bereket sofrası olmuştur.

Bir fırın yakılır,
ilk önce misafirler düşünülür ve pideler (Kastamonu kır pidesi) ikram yapılır.
Daha sonra evimiz için soframızın vazgeçilmezi temel gıda ekmekterimiz yapılır.
En sonra ise ekmekler çıktıktan sonra köylü öğün yemeklerini pişirmeleri için köylüye haber salınır. Köylü cabada (toprak yemek pişirme kabı) hazırlamış oldukları (keşkek, nohut, et, fasulye, kabak talısı) evdeki malzeme fırına sürelür. 12 saat sonra yemekler pişmiş vede sofraya gelmek için hazır bir durumda olur. Dağ, bahçe, tarlada çalışan köylü kadını için akşama fırında kendiliğinden pişen yemek kadar büyük bir nimet yoktur. Bunun içinde köyde her akşam bir fırın yanar. Ve bununla birlikte kişi komşusunuda ateşinden nasiplendirmiş olur.

Özellikle Ramazan ayında sahurda yakılan fırına sabah sürülen yemekler akşam iftardan yarım saat öncesinde çıkartılır. Fırın başında tüm köylü toplanır, herkes birbirinin hatrını sorar, birbirlerinin haberlerini alırlar. Eğer ihtiyacı olan var ise yemekler paylaşılır. Fırına gelemeyen kişilere ise köyün gençleri ihtiyaçlı kişilerin evlerine gönderilir.

Küçücük bir fırın ateşinin insanlarımızı muhabbetle, yardımlaşmayla, paylaşmayla, sevgiyle, saygıyla pişirdiğini görmek beni mutlu ediyor.

Umarım bu geleneklerimiz devam ettirilir.

zenfree
29-04-2008, 22:16
Sevgili inci gül, bu güzel yazı için teşekkürler.:)

kazim polat
30-04-2008, 15:54
Ne güzel!
Ah bir de o pidelerin,yemeklerin tadını alabilsek!

yasarulutas
11-05-2008, 18:58
Arkadaşlar size çam bardak bulamadım ama belki bildiğiniz eskiden güğüm **** ibrik yerine kullanılan ağaç testi var elimde umarım seversiniz. Bayağı eskimiş. Tamir olacak. Fonu beğenmediğim için resmin fonunu photoshop ile değiştirmek zorunda kaldım. Ama testi orjinal. Birleşim yerinden ayrılmış, tamir olacak.

inci gül
17-05-2008, 19:00
Sevgili inci gül, bu güzel yazı için teşekkürler.:)

Sn. zenfere, bende teşekkür ederim.

Bu güzel geleneklerimizi bize ulaştıran vede aşılayan büyüklerime de saygılarımla teşekkür ediyorum.

inci gül
17-05-2008, 19:11
Ne güzel!
Ah bir de o pidelerin,yemeklerin tadını alabilsek!

Sn. kazım polat, teknoloji ilerliyor. Bakarsınız görüntülü telefonlar gibi, tad, koku duyularınıda net üzerinden alabiliriz :p Bu nefis pidelerin tadını alabilmek için siz yinede teknolojiyi beklemeyin. Kastamonu'ya bir bilet alarak pidelerin ve yemeklerin tadına bakın derim.;)

serdar_r
24-06-2008, 09:12
Kerkese selam. Hoş bulduk.

Ukalalığımı bağışlayın. Konu ilgimi çekti. Bir iki şey de ben yazayım dedim.
Karasaban: Belki de, insanlık tarihinde icat edilmiş olan, gelmiş geçmiş en faydalı araçlardan biri.

Arkadaşlar güzel tarif etmişler.
Ana bölümler: Ökçe, Ok, Boyunduruk.
Ökçe: "L" şeklinde. Kısa ucu toprağı işleyen, diğer ucu "süren" tarafından kumanda etmeye yarayan kısım. Kısa ucunda toprağı "deşelemesi" için, konik şeklinde "saban demiri" bulunur. "L" nin iç "göpçük"ünde, okun kalın ucunda "sivriltilmiş" kısmın girmesi için ökçe deliği" bulunur. Ok ile ökçe, bu delik sayesinde birleştirilir. Ok'un uç bölümünde 1,5 cm çapında, 4 ila 5 adet "ok deliği" bulunur. Ok ile "boyunduruk" bu deliklere takılan "dede kılıcı" ve "eğef" sayesinde birleştirilir.
Boyunduruk: Öküzleri koşmaya yarayan yaklaşık 1,5 metre uzunluğunda, 15 cm çapında iki adet ağaçtan oluşur. Genelde kavak ağacından yapılır. Bu iki parça "zeble" ler yardımıyla birleştirilir. Zebleler öküzlerin boyun bölgesi ile boyundurğu birleştirmeye yarar.
Eğef: Genelede "şimşir" ve benzeri ağaçlardan yapılır. "O" şeklindedir. Boyunduruğa montelidir. Ok'un üzerine "dede kılıcı" ve "ok deliği" yardımıyla birleştirilir.
Öğendire, üğendire, üvendire, övendire: Öküzleri uyarmak için "dürtme" aracıdır. Bir ucunda köretltilmiş çivi mevcuttur. Buna "enbel", "embel" denir. Diğer tarafında, "saban demirine" yapışan çamurları sıyırmak için ispatula biçiminde "opsa" bulunur. Bazı yörelrede "anadot" denilen alete bizde "ananat" denir.

Selamlar.

cemal.S
24-06-2008, 10:03
Merhabalar Serdar r !

Vermiş olduğunuz bilgiler bir şeyin göstergesi. Anadolu o kadar zengin bir kültürki her köyü ayrı bir güzel. Ancak bir şey varki hiç değişmez oda yardımlaşma,imece, dosluk ve paylaşım. Yoksa sizin oralarda övenderenin ucundaki çiviye "Enbel" bizim orada "Mudul" demişler aslında yok birbirinden farkı biliyorsunuz. Bu paylaşımlarımızı ağaçlar net sayesinde yazıya döküp ölümsüzleştirmek işin en güzel tarafı. Sağ olun iyiki varsınız.Sizden özel bir isteğim olacak hepimizin kendimizi küçük bilgilerle tanıttığımız bir sayfamız var uğrar kendinizi tanıtırsanız bu güzellikleri daha çok paylaşmış ve sizi tanımış oluruz.

Aramıza hoş geldiniz.

ashtead
24-06-2008, 10:47
bir kac gune kalmaz bende guzel fotograflarla siteye renk katacağıma eminim, elimde karasaban aparatları oraklar ve daha bir cok adını bilmedigim ama zevkle sakladıgım hayatım boyuncada saklayacagım dede yadigarları mevcut...

cemal.S
24-06-2008, 15:21
Sevgili Ashtead !

Dede yadigarlarının resimlerini bekliyor olacağız. Böylece onlarda ağaçlar net ailesine birer yadigar olarak sayfada yerlerini alacaklar. Kendimizi tanıttığımız bir sayfamız var bir uğrayında sizi yakınen tanıyalım ne dersiniz ?

Saygıyla.

Metin Y.
24-09-2008, 02:11
Trabzon Bakracı

Metin Y.
28-09-2008, 23:19
Artık müzelikler sınıfına giren; ustası ve imalatı olmayan BAKIR KÜP

Derya Özen
29-09-2008, 10:57
Anlaşılan bu bölüm yeniden canlanıyor :) Metin bey fotoğraflarını yüklemeye başlamış, şimdi bana yine iş düşüyor acaba hangi araç ve gereçlerin fotoğrafını çekipde yüklesem.
(Laf aramızda Metin Bey ile kendi çapımda bir rekabet içerisindeyimde :) )

cemal.S
29-09-2008, 11:07
Merhabalar !

Sevgili Metin beyin ve sevgili Deryanın bu rekabetinden ben karlı çıkacağımı biliyorum. Bir güzel her şeyi seyreder ve bilgileri çalarım. Bir yerlere koyarım diye düşünüyorum. Sizler ne dersiniz ?

Selamlar. Bayramlarınızı kutluyorum sağ olun iyiki varsınız.

Anadolu divanesi.

Metin Y.
29-09-2008, 13:25
Anlaşılan bu bölüm yeniden canlanıyor :) Metin bey fotoğraflarını yüklemeye başlamış, şimdi bana yine iş düşüyor acaba hangi araç ve gereçlerin fotoğrafını çekipde yüklesem.
(Laf aramızda Metin Bey ile kendi çapımda bir rekabet içerisindeyimde :) )

Uzun bir aradan sonra mesajını gördüğüme sevindim Sevgili Derya, tam rakipsiz olduğumu düşünmeye başlamıştım ki...)))
Saygıdeğer Cemal bey ilginize teşekkür ederim, bizlerde sizlerden öğreniyoruz.
Nice bayramlara..

Yücel Özlem
29-09-2008, 14:22
48464
Seten, seten taşı, dink.
Sivas, Doğanşar, Eskiköy, 18/07/2008

48463
Seten, seten taşı, dink.
Sivas, Doğanşar, 20/07/2008

Metin Y.
01-10-2008, 22:51
Saygıdeğer Yücel bey ender bulunan bir güzelliği başlığa taşıdığınız için teşekkür ederim. Sizden bir ricam olacak; "bu nedir?" diyenler olabilir , fotoğrafla ilgili kısa da olsa bir açıklama yaparsanız makbule geçer.

Fotoğraf : Koyun kırkma/kırpma makası,
48556

Yücel Özlem
01-10-2008, 23:39
Metin Bey, ben size teşekkür ederim. Bu başlık sizin eseriniz. Benimki çorbada tuz bile değil.
Hatta iki kez teşekkür etmeliyim.
Birincisi, bu başlığı açtığınız için.

İzninizle önce, sizin eklediğiniz "kırkma makası" hakkında bidiklerimi aktarayım. Bu makasın özel adı KIRKLIK 'tır. Koyun, keçi, deve, Ankara tavşanı, gibi hayvanların ticari değeri olan tüylerinin kırpılması yanında, tüylerinin ticari değeri olmayan (at, eşek, köpek gibi) hayvanların bakımı sırasında, tüylerinin kesilmesi gerektiğinde de kullanılır.

İkincisi, resimlerde görünen şeyin adını yazmam gerektiğini hatırlattığınız için.

Bunlara, seten, ya da dink deniliyor. Daha önce Sayın yaşar Ulutaş da görüntülemiş.
Seten: Resimdeki dik duran kısım bir **** iki hayvanla çekilen ve çekilirken dönen bir parça. Diğer parça da zaten tava **** tabak kısmı.

Bulgurluk buğbay tava ya doldurulduktan sonra, diğer taş döndürülerek, buğdayın kepeği alınır. Kepeği alınan buğday daha sonra kırma makinesine gidecek ve bulgur olacaktır artık.

Gördüğü iş sizin görüntülediğiniz dibek ile aynıdır.
Kaynatılmış ve kurutulmuş bulgurluk buğdayın kabuğundan (kepeğinden) ayrılmasında kullanılır. Aşure veya çorba yapınımda kullanılan, döğme (yarma, gendime, gendirme, aşlık, aşurelik ) yapılacak buğday da çiğ olarak bu gereçlerde işlenerek, kabuğundan ayrılırdı.
Buğdayın bulgura uzanan yolculuğu eskiden daha zahmetli idi...

Metin Y.
01-10-2008, 23:53
Metin Bey, ben size teşekkür ederim. Bu başlık sizin eseriniz. Benimki çorbada tuz bile değil.
Estağfurullah Çorbayı beraber hazırlıyoruz Yücel Bey. Kıymetli katkılarınız için ben teşekkür ederim.

Metin Y.
02-10-2008, 01:16
Yaklaşık 100 yıllık bu ayakkabılar el yapımıdır. Bizde (Çankırı-KORGUN) Karavele/Garavele adı verilen bu ayakkabılar MANDA derisinden yapılmıştır. 2. fotoğrafta görülen ayakkabının altına çakılan çiviliere de GABARA denir.
Fotoğraflar izin alınmadan kopyalanamaz ve kullanılamaz !

nisan0671
08-10-2008, 10:17
Sevgili Derya Özen ve Metin Y. başlamış diğer arkadaşlar devam ettirmişler. Yeni farkettiğim bir bölüm. Hoşuma gitti..

Hepinizin ellerine sağlık.

Metin Y.
16-10-2008, 03:30
Orak , tırpan gibi ekin , ot v.b biçmek için kullanılan el aletlerinin ağzı biçim yaptıkça körelir ve sık sık bilemek gerekir. İşte o nedenle biley taşı da orak ve tırpanın ayrılmaz bir parçasıdır.

Metin Y.
17-10-2008, 22:58
Bu fotoğraf Meksika'dan...Meksikalı kadın bildiğimiz gözlemeyi yapıyor.

Metin Y.
21-10-2008, 01:06
Serander Doğu Karadeniz Bölgesi'nde genelde kiler ya da tahıl ambarı olarak kullanılan tahtalardan yapılan dört veya daha fazla direkli küçük evdir.

Seranderler, dört veya daha fazla direk üzerine oturtulur ve serandere çıkmak için herhangi ek bir merdiven yapılmaz. Kişi serandere çıkacağı zaman merdiveni serandere dayar ve öyle çıkar, çünkü yabani hayvanların girişi ve çıkışı önlenmeye çalışılmıştır.

Seranderlerin direkleri 100 yıl önceye kadar ardıç ağaçlarından yapılırdı. Şu an ise bunun için özel bir ağaç seçilmemektedir.

Bu serander direklerinin ardıç olması ve karadeniz kemençesinin en güzel ses tınısını serander ardıç direklerinde bulması nedeniyle, kemençe yapımında eski serander direkleri kullanılır, ama günümüzde ardıçtan yapılan serander direğine rastlamak çok düşük bir ihtimaldir. Eski yıkılan seranderlerin direkleri genelde kemençecilerin alımına uğramıştır.

Metin Y.
08-11-2008, 22:47
Köylerimizde kullanılan tarım araç ve gereçleri başlığıyla açtığımız konu zaman içinde köyde kullanılan tüm eşyaları kapsayan küçük çaplı bir belgesele dönüştü.
Bugün müzelik olan o eşyalardan biri de kömürlü ütülerdi. Rahmetli dedem şehre inerken kömürlü ütü devreye girerdi. Haznesine konan kömür ya da odun ateşi sayesinde kızan ütünün şimdiki buharlı ütülerden geri kalır bir tarafı yoktu.

Metin Y.
11-11-2008, 22:33
Bugün bile bir çok köylünün vazgeçilmez ayakkabısı olan KARA LASTİK.

Derya Özen
12-11-2008, 11:53
Metin Bey, kara lastik dediğiniz bu ayakkabıya, köylüler, "soğuk kuyu" diyorlar. Acaba ayağı ısıtmadığı için mi soğuk kuyu?

Metin Y.
12-11-2008, 20:25
Metin Bey, kara lastik dediğiniz bu ayakkabıya, köylüler, "soğuk kuyu" diyorlar. Acaba ayağı ısıtmadığı için mi soğuk kuyu?

Evet Derya Hanım, kuyunun suyu yaz-kış soğuk olduğu için "soğukkuyu" deniyor ama kara lastik yazın ayağı yakar.
Başka isimleri de var kara lastiğin ; CİZLAVET en çok kullanılanı. Ankara (Angara) lastiği de deniyor.

Metin Y.
13-11-2008, 22:20
Fotoğraf Bulgaristan'da yaşayan Türk Köylülerine ait. Arkadaki gölgelik bizim GÜMELE dediğimiz korunak. Kıyafetler ve önlerindeki kap kacak "ben Anadoluyum" der gibi...

Derya Özen
14-11-2008, 09:07
Metin Bey, bu fotoğraftakiler, ben Anadolu'luyumdan ziyade, ben köylüyüm diye haykırıyor. Çok güzel bir fotoğraf elinize sağlık.

Metin Y.
14-12-2008, 03:12
Atilla Torunoğlu’nun İstanbul Modern’in koleksiyonunda yer alan “Yabalı Köylü” fotoğrafı onun en tanınmış çalışmalarından biridir. Bu fotoğraftaki yabalı köylü, aynı zamanda köyün imamıdır. Çalışması karşılığında ayni ödeme, yani yiyecek, yakacak vb. şeklinde ödeme alan imam beli bir dönem burada çalıştıktan sonra başka bir köye göçerek orada çalışıyormuş. Müthiş bir çalışmanın orta yerinde, bir yandan yabasıyla bir anıt gibi dikilirken, bir yandan da fotoğrafını çeken yabancıya karşı güçlü bir sevecenlik duygusuyla gülümsüyor yabalı köylü.
YABA :Harman savurmakta kullanılan, çatal biçiminde, ağaçtan yapılan tarım aracı.

No_matter
16-03-2009, 16:51
Selamlar. Bir şeyi sormak istiyorum ancak doğru yerde miyim bilemiyorum. Eğer yanlış bir konuya yazıyorsam lütfen kusruma bakmayın..

Köylerde tarım ürünlerinin taşınmasında kullanılan bir kap varmış. Otsu bitkiler köklerinden sökülüp dövülerek terbiye edilirmiş. Sonra topraktan yapılan kalıpların içine dökülüp üzerine ağırlık konularak 2-3 gün bekletilip hazır hale getirilirmiş. Bu kabın adını biliyor musunuz? Hiçbir yerde bulamadım. En son sitenizi buldum. Burada şu an bulunduğum konuda tarım aletlerinin anlatıldığını görünce bilginiz olabileceğini düşündüm. Şimdiden teşekkür ederim yardımlarınız için.

Derya Özen
18-03-2009, 07:24
Köylerde ürünlerin taşınması? Ne manada pek anlayamadım sanırım. Ürünler, tarladan toplanıp evlere taşınırken, çok eskilerde, pala **** don dediğimiz, köylülerin ıstarda kendilerinin dokuduğu, kalın bir kumaş parçası ile taşınırdı. Bunu ise, kağnın üzerine dikilen direkler aracılığı ile, örülen don **** pala bu direklere gerilerek yapılırdı. Daha sonraları ise, traktör devri başladı. Traktör römorkuna, adına karaçav denilen tahtadan yapılmış bir edevat takılarak, ürünler tarladan eve taşınır. Sizin bahsettiğiniz, toprak kabı ben hiç duymadım. Bu konuda, Sayın Metin Y'nin size daha doğru bilgiler vereceğini düşünüyorum. Pek faydalı olamadım, kusura bakmayın. Ama bende bir taraftan sorduğunuz soruyu araştıracağım.

Derya Özen
03-04-2009, 12:01
BODUÇ.


Her iki fotoğrafta Mehmet Can' a ait. Benim üyesi olduğum başka bir siteden.
Mehmet Bey'e, bu güzel fotoğraflar için teşekkür ederim. Bizim, yine başka bir diyara gitmemize vesili oldu.
70527


70528
Boduç
Bardak,testi,ağaç bardak.
Ağaçtan oyularak yapılan su kabı yani. Küçük testiye benzetilerek oyulur.
Anadolu'nun Ege ve Akdeniz Bölgesinin bazı yörelerinde kaybolmaya yüz tutsa da, hala boduç sözcüğü kullanılmaktadır.

http://www.keyifliseyirler.com/

Metin Y.
06-04-2009, 01:12
Teşekkürler Derya Hanım. Fotoğraflar şahane, Anadolu'nun özgün güzelliklerini yaşatanlara selam olsun..

Derya Özen
10-04-2009, 07:54
Metin Bey, teşekkür ederim :)

Çarşamba günü işim gereği Kalecikteydim. Kafamı hangi tarafa çevirsem, bir tarih vardı. Elimde makinam, şarzım bitmek üzere ne yapacağımı şaşırdım. Gördüğpüm herşeyin bir an önce fotoğrafını çekmek istiyordum. Havada yağmurlu olduğundan fotoğrafların güzel çıkmayacağı endişeside vardı. Sonunda makinamın pilleri bitmeden, bir kaç kare çekebildim. Ama hepsi birer tarihti. Eğer Ankara'da yaşıyorsanız, imkanlarınız elverirse, Kaleciği görmenizi tavsiye ederim. Görülmeye değecek bir yer! İşte Kalecik'ten bir kaç kare, yine köylerde kullanılan tarım gereçleri ile ilgili.

Derya Özen
10-04-2009, 08:04
Hala bir Kağnı var orada :)

71870
Bileğ taşıda dimdik ayakta. Karasaban da arkadan, bende burdayım diyor.
71871
Kalecik kalesinin dibinden bir kare.
71872
Buda Kaleciğe kuşbakışı yaptığımız bir yer.
71873

aybala
10-04-2009, 16:55
Tekirdağ-Uçmakdere' de bir evin kapısı, semer, lastik ayakkabı ve heybe.

71941

Derya Özen
11-04-2009, 10:44
Aybala, hoş geldin. Bu ne güzel sürpriz böyle



"Trabzon Araklı Yaylalarından bir ev.
Bu evler buzdolabı gibi yağ ve peyniri 1 yaz boyunca ve gelecek yıla bozulmadan muhafaza ederler,
çatılarındaki taşlar krimitlerin rüzgardan uçmaması için kullanılır"

Fotoğrafda, bu anlatımda, Kemal Kahramana ait.



72026

aybala
13-04-2009, 12:03
Teşekkürler Derya :)
Köy yaşamı ve araç gereçleri (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=5329) katkılarınızla güzel bir konu oluyor.
Ben de zamanlar topladıklarımı ekleye çalışacağım.

Burası da yine Tekirdağ Uçmakdere Köyü'nden bir ev ve
oradaki basit ama kullanışlı malzemeler ile evin sahibesi.

72358

Metin Y.
08-08-2009, 00:10
Köyde yapılan gözlemenin tadı bir başka...

kılıç
07-09-2009, 14:11
Bu bölüm içindeki emeği geçen bütün arkadaşlara sonsuz teşekkürller emeğinize sağlık ne güzel çalışmışsınız .çoçkluğumdan hatırlayıpta burada göremediğim tek şey çit **** biz öyle diyoruz.hani düvenle harman dövülür saplar saman olurya onları samanlığa götürmek için kullanılır .arabanın üzerinde 100 cü mesajdaki sepetin büyük boyu gibi.SEVGİLER..

Metin Y.
03-10-2009, 00:56
ÇOTURA : Çankırı ve yöresinde; genel olarak çam ağacından oyularak yapılan su testisi

AvsarBey
03-10-2009, 05:41
Bu arac gerecleri Görünce duygulanmamak mümkün degi

birgaripyolcu
30-03-2010, 16:38
Güzelliğin,dostluğun,sağlıklı günlerin olduğu zamanlardı.Özlüyorum doğrusu

Metin Y.
18-11-2010, 16:02
Yeni kuşakların bilgi sahibi olması için her ilimizde "Köy Tarım Müzesi" kurulmalı.

hosseda
29-11-2010, 17:06
Gökova sakar geçitinde, el yapımı minyatür kuzu satan köylünün koltuğu.

Koltuğun taşıyıcısı olan kızıl çamın arkası uçurum, koltuk yola sıfır. Lebideryaya ters çakmış koltuğu ama bu şekilde mallarını ve müşteriyi takipte. Ancak boynunu sol arkaya çevirdimi komple gökova körfez manzaralı ve alttan ve yanlardan soğutmalı.

Metin Y.
29-12-2010, 00:22
Mangalda kahve

hozat
29-12-2010, 07:44
Çok amaçlı sepet.

Görevini uzun yıllar yapmışa benziyor.


186340

Metin Y.
08-01-2011, 00:33
Yoğurt Bakracı (Kabı)

tugrulbaba
08-01-2011, 09:16
http://img839.imageshack.us/img839/8072/grnt0951.th.jpg (http://img839.imageshack.us/i/grnt0951.jpg/)

Uploaded with ImageShack.us (http://imageshack.us)

Resim biraz büyük farkındayım.

Çay kaşığını ölçülerini anlayabilmeniz için koydum.
Ortalama bir spatula boyutunda.

ESRANİ olarak isimlendirilmiş olup, hamur işleri ( sac böreği, bazlama, şebit, baklava vs.) yapılırken beze kesmek, hamur sıyırmak gibi işlerde kullanılır.

Dedemin evince yekpare bir senit var. Onu da sonra çekerim fotosunu, paylaşırım burada yine.

Senit üzerinde et kesilen, hamur işleri yapılan ahşap doğrama tahtasıdır. Biraz iricedir.

düzenleme: Resim boyutlandırılması..

N.Cebeci
08-01-2011, 16:45
Derya Hanım ve Metin Beye bu güzel konu ve emekler için çok teşekkür ederim.
Ayrıca Derya Hanımın dedesine saygı ve selamlarımı iletiyorum.
Harika bir insanmış.
Harman zamanı elindeki aleti kırılan köylüyü ve gititiği komuşunun, tutuşturduğu hazır aleti bulduğu zamanki ruh halini...
Düşünmek..
İlgimi çeken başka bir konu araç gereçlerin isimleri tamamen Türkçe, anlamamak, bilmemek mümkün değil.
Teşekkürler.

fatma sunay
08-01-2011, 20:29
Emeği geçen arkadaşlara çok teşekkür ederim. Burada güzel bir arşiv oluşacağından eminim.Hepimiz gittiğimiz yörelerde butür eskiye ait parçaları resimleyerek siteye yüklersek yeni kuşaklarada belki güzel bir albüm bırakmış oluruz.

fatma sunay
08-01-2011, 20:44
187790

187791

187792

187793

187794



İbrik, elyıkama leğeni ve bakır su bakracı
Yoğut bakracı, Tabaklar, Kevgirleğen,Küçük süt bakraçları vs.

fatma sunay
08-01-2011, 20:46
187796
dedemin döküm sobası

fatma sunay
08-01-2011, 20:47
187797

terzi olan halamın kömür ütüleri

fatma sunay
08-01-2011, 20:52
187798

fener ve şamdan

Metin Y.
20-01-2011, 22:42
Ağaç döveç

furkan yıldız
21-01-2011, 09:58
Fatma hanım, o kömürlü ütülerden bizde de var babam hurdacıda görmüş dayanamayıp almış. Eski olan şeyler hala güzelliğini koruyor

fatma sunay
22-01-2011, 20:33
Sayın Furkan benim halam eskiden terzilik yapıyormuş ve elektrik olmadığı için bu ütülerden kullanıyormuş. Bizde şimdi hatıra olarak saklıyoruz.

fatma sunay
22-01-2011, 20:35
Ağaç döveç çok güzel bizdekiler hep taştan yapılmış. Ağaçtan olanını ilkdefa gördüm. Kimbilir bilmediğimiz daha neler var.

hozat
22-01-2011, 21:35
Fatma Hanım,

Ne kadar güzel malzeme fooğrafları koymuşsunuz.
Bir an dedemin, anneannemin evi geldi gözümün önüne.

Birde ortasında harekeli iki balık bululan hamam tasları olurdu, tasa su koyunca balıklar ters yönde dönerlerdi. Acaba Kemaliye'de halâ satışı var mıdır?
Eğer bulunuyorsa birtane almak isterim.
sevgilerimle..

fatma sunay
22-01-2011, 22:20
Sevgili Hozat hamamtasları Erzincanda yapıılıyor. Erzincan dörtyolda yeraltı çarşısı vardır. Orda bakırişleri satan dükkanlarda hala hamam tasları yapılıyor. Bende balıklısı var annemin çehizinden kalmış. Kemaliye ye gidince sizin için resimlerim. Erzincana gidersem bakırcılara ben bakarm bulabilirsem size alırım.

hozat
22-01-2011, 22:22
memnun olurum Fatma hanım, küçükken çok severdim onu. ama niye elimizde değil bilemiyorum.

fatma sunay
22-01-2011, 22:26
Balıksız olanlar çok ama balıklısını inşallah bulurum.

Metin Y.
25-01-2011, 23:20
Saygıdeğer Fatma Hanım paylaşımlarınız için teşekkür ederim.

çiftçi5234
31-01-2011, 13:24
yun kırkma makasına kırklıkda denir

yılmazabi
09-05-2011, 15:08
Eski tarım aletleri müzeleri nerelerde vardır bilmiyorum ama doğrusu gidip görmek isterdim.
Aslında önemli olan husus bana göre şudur.Türkiye tarihinde köylünün tarımda kullandığı ilkel tabir edilen ne kadar alet edavat varsa tüm bunların sergilendiği bir müze varmıdır.?

fatma sunay
20-06-2011, 22:04
226731

Yoğurt yaptığımız bakır bakraç hala kullanıyoruz.


226732

Sedir başlığı..

Metin Y.
23-07-2011, 22:04
Örgü sepet ve askılığı

xantha
24-07-2011, 17:55
köy:sade ve dingin hayatın çekim yeri

Metin Y.
31-07-2011, 10:53
Ağaç Su Oluğu

higurcan
14-08-2012, 22:33
kepenek ve bıçak

MeyveliTepe
15-08-2012, 00:21
325512
325513
325514
325515
325516

Garden Museum (Bahçe Müzesi)'nden

cemal.S
15-08-2012, 00:32
Ağaç Su Oluğu


Merhabalar...!

Metin bey harikasınız inanın beni 6- 7 yaşıma çocukluğuma geri götürdünüz. Ancak fotoğraftaki SU YALAĞI su oluğu daha farklı diye biliyorum. Asarın göz ( Çocukluğumda hayvan otlattığın bölgenin ismi) den hatırlıyorum. Söz veriyorum ağaçtan oyulmuş oluğun fotoğrafınıda Asarın gözün hikayesinide sizlerle burdan paylaşacağım.

Not: Her ne kadar yazmasamda sayfayı zevkle takip edenlerdenim. Yüreklerinize sağlık.

Saygıyla.

mrduran
15-08-2012, 01:02
Katkıda bulunan her birinize pek çok teşekkürler.

Yâd ettim sayenizde köydeki çocukluğumu.

Özel ilgi ve merakı olanlar sayesinde ve de eskileri atmayıp anı olarak olsa dahi saklamakta özen gösteren değerli büyüklerimiz sayesinde resimlerden hissemize düşen payımızı aldık. Bizler değerini bilemedik, cehâlet işte.

Rahmete ermiş bir büyüğümün dedikleri;

-En iyi çarık manda kafasından olur ve bir manda kafasından 3 çarık çıkardı. Köyde yalınayak dolaşırdım. Katır ile şehre mal götürüp getirirdim. Bağcıklarından birbirine bağlı vaziyette çarıklar boynumda asılı giderdim. Şehre gireceğim zaman bir derede el/ayak/yüz yıkayıp çarıklarımı giyerdim.

O kadar kıymetli yani..... çarık bile.

Tümünün rahmeti bol olsun inşallah.

Kalan sağlar ve sizlere sağlıklar. Tekrar teşekkürler.

Saygılarımla lütfen.

Malkaralı_Yusuf
15-08-2012, 14:44
Bu konuyu açanlardan, değerli fotoğrafları paylaşanlardan, üşenmeyip görüş ve bilgilerini esirgemeyenlerden Allah razı olsun. Çok beğendim. Serde köylülük varya.

pria
15-08-2012, 18:51
Onlarca el-ev-yaşam araç ve gereçlerinin fotoğraflarını yükleyerek, bizlere nostaljik şölen izleme olanağı sağlayan sayın üyelere çok çok teşekkürler..
İdare lambası işığında okuduğumuz çocukluk yıllarını anımsadım bu güzide konuyu izlerken..

bahcedenn
16-08-2012, 22:47
Safranbolu Cinci Han içerisinde sergilenen Düven.

Tarımda makineleşme gerçekleşmeden önceki dönemlerde kullanılan düven günümüzde önemini yitirmiş ve yer yer dekorasyon objesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde düvenin yerini biçerdöverler ve patoz adı verilen öğütücüler almıştır.

At veya öküz, nadiren eşek ve manda ile çekilen düvenler, 30-40 cm eninde, 170-200 cm boyunda, 3-4 cm kalınlığında birbirine geçmeli iki tahtadan yapılır. Ön tarafı sap denen ekinlerin toplanmaması için hafif yukarı doğru kıvrıktır. Tahtanın altına belli düzende çakılan çakmaktaşları ekinlerin üzerinde döne döne sapları ezerek taneleri döker ve sapları da kıyarak saman haline getirir.

cemal.S
24-11-2012, 20:28
:(:(:(Merhabalar...!

Metin bey harikasınız inanın beni 6- 7 yaşıma çocukluğuma geri götürdünüz. Ancak fotoğraftaki SU YALAĞI su oluğu daha farklı diye biliyorum. Asarın göz ( Çocukluğumda hayvan otlattığın bölgenin ismi) den hatırlıyorum. Söz veriyorum ağaçtan oyulmuş oluğun fotoğrafınıda Asarın gözün hikayesinide sizlerle burdan paylaşacağım.

Not: Her ne kadar yazmasamda sayfayı zevkle takip edenlerdenim. Yüreklerinize sağlık.

Saygıyla.

Merhabalar...!

Sizlere söz verip yerine getirememenin ezikliğini yaşıyorum. Ne olur beni affediniz.

Asarın göze elbette gittim ancak tabiiat ana kendini öyle yenilemiş ki uzaktan seyretmek zorunda kaldım üzgünüm.

SAYGIYLA.

çiftçi5234
24-11-2012, 23:17
Bunlarda benim aktif kullandığım orağım ve karalastiklerim..Şuan 44 numara lastik giyiyorum fotoğraf eski biraz :D



Memleketimde çayır otu olarak üçgül kendiliğinden yetişiyor.Kuru otunun kokusuda bir harika.Çay olarak bile içilir çiçekli olarak kurutulursa.Zararı varmıdır bilmem :)

abk
25-06-2014, 22:41
Sayfada emegi gecen herkese tesekkurler. Gecenin bu saatinde cocukluguma gittim sayenizde.

Metin Y.
29-09-2018, 14:24
Bulgur Taşı

Metin Y.
29-09-2018, 14:27
Bulguru kaynatırlar...

Celal KÖYLÜOĞLU
29-05-2019, 10:27
Arkadaşlar ben bu siteyi yeni keşfettim özellikle Metin beyin ve Derya hanımın paylaşımlarına bayıldım. Paylaşımlar çok eski hala devam ediyormusunuz merak ediyorum, birde bu bölüme hangi alt başlıkla ulaşabilirim. Yanıtlarsanız çok mutlu olurum. Emeği geçen herkeze çok teşekkür ederim.