View Full Version : Evde Yoğurt Yapımı
Sevgili backyard'
sanırım sütünüze hem su katılmış hemde sizin hatanız olmadan kesildiğine göre kusurlu bir süt denemişsiniz. Sizin hatanız olsun olmasın saf 2 kg inek sütü 300 gr lor vermeliydi. Normal şartlarda ortalama 7 kg sütten bir kg net lor ya da peynir elde edilmeli.
backyard
09-04-2010, 09:19
tesekkurler
acik sut almaktan cekindim biraz aslinda
ne kadar guvenilir deseler de icim cok rahat etmedi
posette aldigim sutlere devam edecegim sanirim
tüm form sakinlerine selamlar
istanbul anadolu yakasında süt satışı ile uğraşan biriyim.
bu formda bir çok kişinin tecrübelerinden faydalanmak ve müşterilerime bir broşür hazırlamak istiyorum. Bizim için bu broşür işi artık kaçınılmaz oldu. Çünkü ilk kez süt alan bazı bayanlar, özellikle genç bayanlar yoğurt yapımını ilk seferde beceremeyince hemen pes ediyorlar. Burdanda tüm bayanlara sesleniyorum bazen on yıllardır yoğurt yapan bayanlar bile ayarı tutturamadığı oluyor. Hemen pes etmeyin. Tekrar tekrar deneyin zamanla alışacaksınız. sizlerin tecrübelerinden azami ölçüde faydalanmak isterim. Ayrıca sorularınız varsa size buradan bilgi vermek isterim. Karşılıklı saygı ve yardım ile daha sağlıklı ve güzel günlere ulaşabiliriz.
bu sayfanın ilk yazılışından beri yıllar geçmiş. Umarım bir çok kişi bu yazılardan faydalanmıştır.
Süte su katılma olayı hakkında kısa bir bilgi :
süt üretim işini 2008 yılı mayıs ayından eylül ayına kadar yaklaşık 5 ay severek yaptım. Bu süre zarfında çevremdeki insanlara süt satmaktan evde bazen yoğurt mayalamaya süt bulamaz oldum. Annem sütleri süzerek şişeledikten sonra evden kalma bir alışkanlıkla kovanın içindeki yağ ve süt kalıntılarını çok az bir su ile çalkalayıp şişeye koyardı. sonradan bu yaptığının yanlış olduğuna karar verdi ve bu suyu bile koymayı bıraktı. ( bu su miktarı bir çay bardağı kadar ya vardır ya yoktur).
sütün içine su katılması süte bir zarar vermez aslında.(su temiz ise) ancak siz müşterinize su kattığınızı belirtir iseniz sorun yok. sorun ise müşteri süt parası verip 5 lt süt içinde 1 lt su almak istemez, katılacaksada kendi katar suyu.
ben arıcılık ilede uğraşıyorum ki bu arıcılıktada aynıdır.
Üretilen balda şeker var ise neden müşteri bala okadar para versin gider reçel alır.
ancak siz şekerli bal diye söylerseniz bence yine sorun yok.
şuana kadar süte su katan sütçü görmedim sadece duydum. Şuan 3 ayrı yerden süt alıp satıyorum ve maalesef her yerden süt güvenilipte alınamıyor.
su katan **** yağını alan insanları duyunca insan üzülüyor. Dinimizcede mahsurlu etik olarakta.
yarenimex
11-04-2010, 18:40
Her yerden süt alınamayacağı düşüncenize katılıyorum sayın Pasham.Çünkü sütün sağım aşamasndaki hijyeni ve hayvanların sağlığı çok önemli.Mastitis denen bir meme hastalığına yakalanmış hayvanın sütü hayvan tedavi edilmeden satılmaması lazım.Aynı şekilde hastalanan hayvanlara antibiyotik tedavisi uygulandığında bu hayvanların sütünün antibiyotiğin cinsine göre 5 ile 15 gün süresince satılmaması lazım.Sağım esnasında hijyene özen gösterilmez ise sütte çok hızlı bir şekilde bakteri üremesi olmaktadır.Bunların üzerine bir de sütüne su katanları eklerseniz her yerden süt alınamayacağı açıkça ortaya çıkar.
Bende Bekarlar için çilekli yoğurt yapmanın sırrını vereyim hazır çileklerde ucuzladı, Normalde hazırladığınız şekerli yoğurda çilekleri dilimleyip katın ve karıştırın direk yerseniz fazla lezzettli olmaz oyüzden buzdolabına koyup en az 2-3 saat unutun elinize aldığınızda gine karıştırın ve kokmayan çilek misgibi kokacak, yoğurt çileğin rengini alıcaktır ;) Lezzetli bir tat, Afiyet olsun...
Bu sabah arka bahçem de otlayan ineklerden oracıkta sağılan sütünün 3 kg mından bir yoğurt mayaladım. İşte size en taze sütten yapılan yoğurdun macerası.
Her yerden süt alınamayacağı düşüncenize katılıyorum sayın Pasham.Çünkü sütün sağım aşamasndaki hijyeni ve hayvanların sağlığı çok önemli.Mastitis denen bir meme hastalığına yakalanmış hayvanın sütü hayvan tedavi edilmeden satılmaması lazım.Aynı şekilde hastalanan hayvanlara antibiyotik tedavisi uygulandığında bu hayvanların sütünün antibiyotiğin cinsine göre 5 ile 15 gün süresince satılmaması lazım.Sağım esnasında hijyene özen gösterilmez ise sütte çok hızlı bir şekilde bakteri üremesi olmaktadır.Bunların üzerine bir de sütüne su katanları eklerseniz her yerden süt alınamayacağı açıkça ortaya çıkar.
çok güzel tespitleriniz var ama maalesef bazı üreticilerimiz 3 kuruşa tamah edip bazen yanlışlara düşebiliyor. veterinerler bizlere antibiyotik iğnesi yapılınca 12 saat boyunca ineğin sütünü dökün derler. Bir üreticiden duymuştum bu sütü yoğurt mayalayacak kişiye değilde içecek kişiye veriyormuş. çünkü maya tutmuyormuş.
Açık süt alan ev hanımlarına buradan sesleniyorum size sorarsa satıcınız yoğurt yapacağım deyin.
Kesilmesi iyidir:rolleyes:. Sütü daha erken almaya çalışın.
Zaman zaman özellikle havalar ısındığında 1 fincan kadar sütü ayırırım; oda sıcağında bekletip, akşama cezvede kaynatırım; kesilip kesilmediğini anlamak için. Kesilmiyorsa bir daha oradan süt almam. Kesilmemesi için çamaşır suyu dahil pek çok şey katılıyor; dikkat etmek gerekiyor.
sütün kesilmemesi konusunda sütçülerin çamaşır suyu kullandığını hiç duymadım. Havaların sıcak olduğu zamanlarda sütçü sütün için bildiğimiz soda katar. bu sodanın sağlığa hiç bir zararı yoktur. (Suda eritilip içildiği için diyorum)
geçen perşembe hava çok sıcaktı ve bizim yaklaşık 100 kilo sütümüz çökme durumuna geldi bizde eve getirip peynir yaptık ve afiyetle yedik.
şimdi ise sütü buzdolabı içinde soğutarak dağıtmaya başladık.
umarım bir daha bu problemle karşılaşmayız.
birde sütün çökmesi bozuk manasına gelmez. sütün çökmesi bir nevi fermante olması yani bildiğimiz mayalaşma olmasıdır. önemli olan bu çöken sütü değerlendirmemizdir. Bizler çökelek dediğimiz şekilde yaparız ister şekerle karıştırıp tatlı gibi isterde tuzla karıştırıp peynir gibi tüketiriz.
isterseniz çökmeye başlayan sütü peynir mayasıda kullanarak peynir yapabilirsiniz. saygılarımla
istanbul anadolu yakasında süt satışı ile uğraşan biriyim
Sayın pasham,
Avrupa yakasında müşteriniz olma şansımız var mıdır? Selamlar...
üzgünüm! açık süte okadar çok talep var ki, şuan kendi müşterlerime yetiştirmekte zorlanıyorum. ama bir kaç kişiden avrupa yakasında sattıklarını duymuştum, kimseye güvenememekle beraber bir soruşturayım. Sizin oturduğunuz ilçeye geliyorlarsa irtibat kurarız. siz dener bakarsınız memnun kalırsanız almaya devam edersiniz.
Çok makbule geçer. İlginize teşekkür ederim.
yarenimex
23-04-2010, 00:32
çok güzel tespitleriniz var ama maalesef bazı üreticilerimiz 3 kuruşa tamah edip bazen yanlışlara düşebiliyor. veterinerler bizlere antibiyotik iğnesi yapılınca 12 saat boyunca ineğin sütünü dökün derler. Bir üreticiden duymuştum bu sütü yoğurt mayalayacak kişiye değilde içecek kişiye veriyormuş. çünkü maya tutmuyormuş.
Açık süt alan ev hanımlarına buradan sesleniyorum size sorarsa satıcınız yoğurt yapacağım deyin.
Biz hayvanlarımızın meme hastalıklarına yakalanmaması için doğumdan önce bir enjeksiyon yapıyoruz.Bu hayvanları meme hastalığından uzunca bir zaman koruyor.Ayrıca doğumdan hemen sonra hayvana antibiyotik yapıyoruz hayvan plesantasını atıncaya kadar herhangi bir şekilde rahim iltihabına yakalanmaması için.Bu antibiyotikli sütü veterinerimiz en az beş gün satışı yapılan süte karıştırmamamızı söylüyor ve biz bu sütleri satmak yerine köpeklerimize vererek değerlendiriyoruz.Bazen süt toplayan firmalar antibiyotik testi yapıyorlar ve antibiyotikli sütü kabul etmiyorlar.Bunu bilen bazı üreticilerimiz de bunu peynir yapıp halk pazarlarında satıyorlar.Yani sadece süt yoğurt olarak tüketilmiyor bu sütler. Sonuç olarak biz üreticilerin ne üretirsek üretelim insan sağlığının paraya değişilmeyecek kadar değerli ve önemli olduğunu hep gözönünde tutmamız gerekiyor..
Sevgili Nur sen,
İnternet de biraz araştırınca sizin bilgilendirmenizle birlikte yeni birşeyler öğrenmiş oldum. Yazdığım cümleyi yanlış anlamayın. Yoğurdun olmadı yerde yoğurt suyu da maya görevi görür tek başına. Zira zorda kalınırsa nohut, mercimek ve arpa buğday dan da maya olur. 2-3 gün güneşli bir ortamda bekletilen bu tip bakliyat ya da hububat ın suyu bilirsiniz ekşi ve pis kokulu bir hal alır. Bu sudan bir kısım kulllanmak maya yerine geçer. Bir bardak süt eski ve hakiki sirkelerin üstünde biriken maya ile kestirilir ve 2 gün sonra bu kestirilen mamulat maya olur. Eskiler karınca yumurtası, karınca yuvası toprağı ya da arıların kovan ağzı salgıları nı da maya da kullanmışlar. Bir parça meşe palamudu da suda bekletilirse maya olacaktır. Tuzlanmadan kurutulmuş deri parçasıda mayalanmayı başlatacak enzimlere sahiptir.
Sizin bilgisini verdiğiniz kozalak gerçekten benim için ilginç oldu. Öğrendiğim kadarıyla kozalak yeşilken kaynamakta olan sütün içerisine konup bir süre bekletilip de mayalama yapılıyomuş. En yakın zamanda deneyeceğim. Yani yoğurt suyuna da gerek yokmuş aslında. Verdiğiniz kozalak bilgisi için teşekkürler.
denediğinizde umarım beğenirsiniz....
arkadaşlar biz süt satarken yeni müşterilerimize mayalık yoğurt vermekteyiz. Sizde süt aldığınız sütçüden mayalık yoğurt isteyin. Tabi aslında konu maya olarak neler kullanılabilir. Ben sadece bir dip not düşeyim dedim. Yukarıda sayılan maya adaylarından hiç birini denememiş biri olarak acaba maya olarak kullanılan malzemeye göre yoğurdun tadı ve kokusunda nasıl bir değişiklik olur.
içinizde deneyen ve tadı çok hoşuna giden birileri varsa ve bilgi verirse sevinirim.
Yoğurt yapımında sütün mayalanmasını bakteriler sağlar.
Hazır yoğurtlarda kullanılan bakterilerin sindirim sistemini rahatlatıcı etkisi yok diye biliyorum.
Prebiyotik yoğurtda kullanılan bakteriler sindirim sistemini olumlu yönde etkiliyor. Köy yoğurdu da bu özelliklere sahip. Acaba bunlar dışında başka kaynaklar kullanılarak yapılan yoğurt yararlı bakterilere sahip midir?
Mayalanan yoğurdun sulanmasının nedenleri neler olabilir? Bilgilendirirseniz sevinirim.
Yoğurt yeşil suyu mayalanma işlemi sırasında görevi biten bakterilerin ölerek oluşturdukarı bir çeşit serum sıvıdır. İçerdiği yoğun B-12 vitamini dolayısı ile mutlaka yoğurda tekrar karıştırılarak yoğurt zenginleştirilmelidir.
Yoğurt mayası olarak tabir ettiğimiz bakteriler
''streptococcus thermophilus ve Lactobacillus bulgaricus'' cinsi bakterilerdir.
Bunlar birbirini destekleyerek yaşamlarını sürdüren (simbiyoz ) bakterilerdir.
Bu bakterilerin en iyi yoğurdu oluşturması için oranlarının eşit olması, mayalayacakları sütün de mayalanma süresince 43-45 C derece de kalması sağlanmalıdır.
Mayalanmanın başlaması demek ''lactobacillus bulgaricus'' bakterisinin sütte ki glukozun laktik asi de çevrilmeye başlanması demektir. Bu arada ihtiyacı olan ''CO2'' henüz ortaya çıkmakta olduğundan ''streptococcus thermophilus'' faaliyetine başlamamış olur.
CO2 arttıkça proteinler parçalanır ve bu sefer de tersi faydalanma başlar.
Yoğurt için kullanılacak süt eğer en başta buharlaştırmaya tabi tutulmak suretiyle yoğunlaştırılıp kuru madde miktarı arttırılmadıysa, ya da içerisine kimyasal kıvam ettırıcı veya süt tozu, peynir alt suyu tozu gibi katkılar konmadıysa
yoğurdunuz 20% oranında yeşil su salacaktır.
Bu da sağlıklı bir yoğurt için idealdir. Mayalama ısısı olarak önerilen sıcaklık 43-45 C dereceden başlayarak 37 C dereceye kadar düşürülebilir.
Benim tecrübem bu şekilde daha kıvamlı yoğurt elde edildiği yönünde
Teşekkür ederim sayın balbay. Gerçi suyunu ayranda da kullanıyorum normal su yerine, faydalı diye. Yine de şöyle katı bir yoğurt da fena olmaz hani. Kaynama süresini bir miktar daha arttırarak dediğiniz sıvı miktarını azaltma yoluna gitmeyi deneyeyim, bakalım nasıl olacak.
Kaynama süresinden ziya de geniş bir kapta kaynatıp soğumaya bırakmanızı öneririm. Ama açık süt almak ve onu mayalamak üzerine konuşuyoruz bunları. Sözüm ona süt diye satılan paketli sütleri kullanmanızı önermiyorum.
Utanmadan sıkılmadan görsel ve yazılı basında açık süt almayın hastalanırsınız, margarin tüketin kalp sağlığınıza iyi gelir, omega yüklersiniz diyen kartel sahibi sahtekarlar ve onlara izin veren yöneticiler olduğu sürece ağız tadıyla süt de içilmez, yoğurt da yenmez.
Tabi, açık süt... Bir süredir mayalıyorum ve gerçek yoğurt tadını almaya başladım çocukluğumda bıraktığım. Yazık ki sistem vahşi. Tüketimin tek ölçüt olduğu ve sorgulanmadığı sürece yani teba olmanın ötesine geçilemediği ve bu kanıksandığı sürece toplumca daha çok sömüreleceğe benziyoruz.
Evet sütü yayvan bir kapta kaynatmak daha mantıklı...sağlıcakla kalın.
Arkadaşlar yeni edindiğim bir bilgiyi hemen sizlerle de paylaşmak istedim.
80 yaşlarında olan teyzemden ara sıra anneannemin uygulamalarına ilişkin bilgiler alırım. Geçenlerde koponesti yaptım, anneannemin yaptığı gibi iyi olmadı. Püf noktası için teyzemi aradım. Konu peynir, yoğurt yapımlarına kadar geldi.
Anneannem yoğurt mayalamak için maya olmazsa tarhana kullanırmış. Tarhanada da yoğurt var ya ondan dedi teyzem. İşin bakteri, asit kısmı benim bildiğim konular değil. Belki bilen arkadaşlar varsa bu konudaki bilgilerini bizimle de paylaşırlar.
Yani; meyve, bakliyat, sirke, tarhana vb mayalarıyla yapılan yoğurtlarla çiğ damlası, karınca yumurtası vb. yapılan geleneksel yoğurtların insan beslenmesindeki katkıları, farkları nelerdir, hepsi aynı kapıya mı çıkıyor..
Ha, bunları bilsek ne olacak bilmesek ne olacak derseniz Nasrettin Hoca'nın dediği gibi sen de haklısın kardeşim derim. Zira şimdi artık elimize aldığımız sütün içeriğinden endişe duyup zararsız süt bulmak için kıvranıyoruz.
Neyse, konuyu tarhanayla açtık, tarhananın şifasına sığınıp tarifimizi verelim :)
Tarhanadan yoğurt mayasının elde edilmesi:
Anneannem tarhanayı suda ıslatıp biraz beklermiş. Tarhana dibe çökünce üstteki suyundan alıp yoğurt mayalarmış. Ben henüz denemedim. Deneyince sonucu da paylaşırım.
Yoğutlarınızı 1lt lik konserve şişelerine mayalayın göreceksiniz daha uzun ve taş gibi yoğurt olacaktır ve şişelere çok maya atmayın 1 tatlı kaşığı yeterli sütün sıcaklığıda küçük serçe parmağınızı yakmasın 3,5 saat kapalı tutun yani sarın bakın çok güzel yoğurdunuz tutmuş olacakdır saygılar.
begonvil 14
13-07-2010, 18:46
Sayın Cuu
Bugün 2.5 lt lik süt alıp kaynattım. 2 tane yarım lt. lik kavanoza, kalanını da tencerede mayaladım. 4 saat sonra üzerindeki örtülerini açtım. Biraz daha bekledikten sonra buzdolabına koyacam. Sonuç yoğurtlarım tutmuş. Cam kavanozda mayalanınca en geç ne kadar zamanda tüketmek gerekiyor? Yoğurdun ekşime süresi nedir?
Bu akşam ikinci yoğurt denemesini yaptım. Maya ilk yaptığım mayadan. Biraz önce açtım üstü ilk mayalanmış yoğurt gibi sert görünmüyor. sanki biraz daha sulanmış gibi. Gece buzdolabına kaldıracağım sabah tadına bakarız artık.
Evin programı uygun olursa seve seve gelirim. Birde Karınca yumurtası deneriz olmazsa. Bakalım hangisi daha güzel olacak ama bence en önemlisi süt. Sokak sütçülerinden çok fazla su katılmamış süt bulmak lazım. Günlük sütlerin yağı alındığından o beklediğimiz kaymaklı taş gibi yoğurt olmuyor.
acemi_caylak
20-07-2010, 06:52
Sevgili Sarıcan,
Yoğurt yaptıktan sonra en az 48 saat buzdolabında bekletirsen hem daha katı, hem de kaşığı batırdığında daha az sulanan bir yoğurt elde edersin. Ayrıca yoğurdu metal değil tahta kaşıkla almak gerekiyor. Hatta daha ileri gidecek olursak tahta kaplarda yapkmakta fayda var.
KOlay gelsin.
Sevgi Durul
23-07-2010, 10:15
Koyun sütü ile yapılan yoğurt hem daha lezzetli, hem de katı oluyor. Koyun sütü bulabilme imkanı olanlar, denerlerse beğeneceklerdir.
162291
Bende uzun süre yogurt yapma aslinda yapamama sürecinden sonra yaklasik iki yildir cok güzel yogurt yapiyorum.
Maya cok önemli. Benim gibi yurt disinda olanlar maya bulmakta epey zorlaniyor.Cok cesitli yogurtlar denedim olmadi.En sonunda burada Türk marketinde satilan gazi adli mavi kutulu bir yogurdu denedim iste bu dur dedim.Mükemmel oldu.Nasil mayaladigimi kisaca anlatmaya calisiyim.
Ilk önce kutu süt aliyoruz ki burada günlük süt yok göremedim ben, bunca yildir buradayim.Ama kesinlikle paket sütlerin icinde, hic bir katki maddesi ve koruyucu yok cünki, EU standartlarinda yasak.
Neyse efendim,sütü bir güzel isitiyoruz kaynama seviyesine geliyor...Hatta kayniyor...Daha sonra istedigimiz bir kabin icine aktariyoruz ben cam kavanozda yapiyorum.daha sonra ilinmasini bekliyorum.Daha sonra asil mayalanmasi gereken yere yerlestiriyoruz...
Mayamiz asla soguk olmuyacak, mümkünse bir kac saat önceden dolabtan cikartip oda isisinda ilinmasini bekliyoruz.En son sütten bir kasik süt alip mayayla karistiriyoruz en sonunda sütün icine katip bir iki tur karistirip hic yerinden oynatmadan, eksi istiyorsaniz 8 saat,tatli bir yogurt istiyorsanizda 5 saat bekletip yine hic oynatmadan dolapta bir gün bekletiyoruz
(dolapta kapagi kapali kalirsa cok eksiyor ve sulu bir yogurt oluyor acik birakilirsa suyu buhar olup gidiyor kati kivamli güzel bir yogurt oluyor) sonra afiyetle yiyoruz.
mayalamada benim en cok yaptigim hata ise sütü hic kaynatmiyordum ilitip hemen mayaliyordum bu yüzdende yogurdum olmuyordu.Garip bisi oluyordu uzadikca uzuyordu yogurdum.
ama artik yogurt profu oldum:)) asla disardan yogurt alip da yemiyoruz mis gibi ev yogurdu varken:)
2 litre süte kücük bir kase yogurt yeterli geliyor.
Sn. madre,
Almanya' da karınca vardır herhalde. Karınca yuvasından aldığınız toprakla maya yapmayı hiç denediniz mi?
Sn. madre,
Almanya' da karınca vardır herhalde. Karınca yuvasından aldığınız toprakla maya yapmayı hiç denediniz mi?
Hemde alasi var istemediginiz kadar cesit cesit:))
Acikcasi hic denemedim,ben biraz pimpirikli biriyim:))bura da sizlerden cok okudum ama bana pek hijyen olucakmis gibi gelmiyor.Karinca toprak yumurta pek ic acici degil:))
Ama sizler deneyip güzel yogurtlar yaptiginiza göre ve sizlere birsey olmadigina göre mutlaka iyidir;)
Ama artik mayam var gerek kalmadi baska yöntemlere;)
Bügün 4 saat önce 2 kilodan süt mayaladim bir 4 saat sonra kaldirip dolaba koyacagim umarim buda digerleri gibi cok güzel olur;)
Biz ailecek yogurt'u cok yiyoruz her sofrada vardir mutlaka..Saglikli olduguna cok inaniyorum kizima da hemen hemen hergün yediriyorum ya ayran olarak ya da icine meyve koyarak;)
Pastörize süt yani paket sütle yoğurt yapmak istiyorsanız tereyağ atarsanız yoğurtunuzdan istediğiniz verimi ve lezzeti alırmışsınız.Hazır Kaymakta olabilir.Köy peniri aldığımız inekçimiz söylemişti,Ona en çok sorulan soruda buymuş :)
Sn madre,
Denemesem bende sizin gibi düşünürdüm. Bir kaç dakiaka önce bir hafta önce mayaladığım yoğurdun sonunu yedim. Hala şeker gibi. Ben karınca yumurtasından yapmadım. Karınca yuvasından aldığım toprakla yaptım. Toprak süte karışıp çamur olmasın diye toprağı bayan çorabından yaptığım bir keseciğin içine koyup kavanoza öyle bıraktım. En küçük bir toprak karışımı olmadı.
Maya oluştuktan sonra normal yoğurdunuzu mayalaıyorsunuz, ondan sonra maya olarak yaptığınız yoğurdu maya olarak kullanarak devam ediyorsunuz. Şiddetle tavsiye ediyorum. Uzun süre ekşimeden ve tam yoğurt tadıyla yoğurt yemek istiyorsanız bir deneyin. En fazla bir litre sütü boşa harcamış olursunuz. Ama garanti ederim tadına doyamayacaksınız.
Mutlaka öyledir inaniyorum size.Bir gün cesaret edebilirsem denerim.Tesekkür ederim ilginize...
Delimus
Dedigin cok mantikli ben sütlacin icine koyarim bir kasik tereyagini üstünde güzel bir tabaka olusur bayilirim onu yemege...Yogurt yapiminda da denemek lazim..Benim aklima birde su geldi yazinizi okurken, acaba süt kremasi da olur mu!!!Burada marketlerde kücük pastik bardaklarda süt kremasi satiliyor ben genelde mantar corbasive kremali tavuk vs... yapiminda kullaniyorum.Bakin heyecanlandim simdi eminim ki ollur bir daha ki denemede ondan bir bardak ekliyecegim.Mutlaka Türkiye'de de marketlerde vardir sizde deneyin..
Buralarda yasayan arkadaslara da söyle diyeyim her markette var adi "slagsahne"bir eksisi var birde normal süt tadinda tatli olan bu dedigim süt tadinda olan yani tatli olan.Bir daha ki denemem de buraya sizlere aktaracagim hatta bugün **** yarin deneyecegim...;)
Ben uzun bir süredir şöyle kıvamlıca bir yoğurt yapmak istiyordum. Burada yazılanlardan da faydalandım. :D Henüz deneme fırsatım olmadı ama internette araştırma yaparken bir tarif daha gözüme çarptı galiba onu deneyeceğim. Malum kutu süt kullanmak zorundayım onlarda da yağ olmuyor. Devletşah (http://www.devletsah.com/yogurt/)'ın sitesinde kıvamlı yoğurt için marketlerde satılan bildiğiniz gene kutu kremayı süte karıştırmayı önermiş, bana mantıklı geldi.
gurbet kusu
11-09-2010, 21:12
sevgili madre almanyanin neresinde oldugunuzu belirtmemissiniz ama ben sonunda ciftlik sütünü buldum,ciftlige gittigimde inekler gözümün önünde sagiliyorlardi,bu arada almanyanin NRV eyaletinden yaziyorum.20 kilo taze inek sütü aldim,12 kilosuyla ilk peynirimi kalani ilede ilk yogurdumu yaptim.peynirin birkac gün daha olgunlasmasi lazim ama koca tencere yogurdu birkac günde afiyetle yedik,maya olarak sag olsun kütahyali hemsehrilerim yardimci oldular türkiyeden gelme yogurt kullandim.simdi artik benimde yogurt mayam var ve kaybetmeyi kesinlikle düsünmüyorum.bu gün hanimin tesviki ile marketten biyolojik taze süt"FRISCHE MILCH"aldik 5 litre yarin ilk isim kendi mayamla birde bunu denemek olacak,haa unutmadan hidirellez sabahi kesin bahcede cig topluyo olacagim emin olun.bu güne kadar pastirma ,sucuk,ve en sonunda da yogurt ve peynirimi de yaptim ya benden mutlusu yok ,sevgile kalin.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1019703&Date=19.09.2010&CategoryID=79
Bir tv proğramında da ündüstriyel yoğurtta daha çok türde bakteri olduğunu anlatıyorlardı. Akademisyenlerin son yıllardaki beslenme konusundaki demeçleri inandırıcılığını kaybediyor. Piyasaya sürülenveya sürülecek bir ürün için bir bakıyorsunuz Bir zatı muhterem Prof. başlıyor anlatmaya. Ancak çiftçilerin, veya evlerdeki amatörce hobi üretim ürünleri konusunda bu şüphe olmaz diye düşünüyorum.
Çiğ sütte peynir ve tereyağı için gerekli bakteriler bulunmakla beraber, yoğurt, kefir, kımız için gerekli mikroorganizmalar son derece az sayıdadır ya da bazıları yoktur. Dolayısı ile bu ürünlerin yapımı için dışarıdan starter kültür ilavesi zorunludur. Çiğ süte bu mikroorganizmalar katılır ise yine bu ürünler elde edilir ancak yine çiğ sütten gelen flora zamanla gelişerek ürünü bozar. Dolayısı ile bu ürünlerin elde edilmesinde çiğ süte starter kültür katılması pratik olarak bir anlam taşımaz ve ister ev tipi ister endüstriyel üretimde süt pastörize edildikten sonra starter kültür ilave edilir. Benzer şekilde peynir ve tereyağı üretiminde de çiğ süte starter kültür katmanın bir anlamı yoktur.
Buna karşın endüstriyel ölçekli şarap ve sucuk üretiminde sırası ile üzüm suyu ve et pastörize edilmez. Starter kültür doğrudan ısıl işlem görmemiş hammaddeye ilave edilir. Şarap üretiminde doğal floranın etkisi kükürtleme ile ortadan kaldırılır, şarap mayası kükürde dirençlidir. Sucuk üretiminde ise bugün için başka bir pratik uygulama söz konusu değildir.
Yoğurt streptococcus termophilus ve lactobacillus bulgaricusun bire bir oranda karışık kültürüyle üretilen fermente bir süt ürünüdür. Yoğurt üretiminde söz konusu bu iki organizma birbirleri üzerinde destekleyici sinerjistik etkiye sahiptirler. Bu nedenle her iki organizma yalnız başlarına ürettikleri laktik asit ve aromaların daha fazlasını üretmektedirler.
Yoğurt üretiminde kullanılan bu kültürlerin fonksiyonlarını şu şekilde özetleyebiliriz;
1. Yoğurt üretiminde kullanılan bu organizmalar laktozdan laktik asit üreterek sütün PH’sını 6,3-6,5’den fermantasyon sonunda 4,6’nın altına düşürmektedirler.
2. Yoğurda özgü karakteristik tat ve koku üretirler.
3. Sert bir pıhtı oluşturarak son ürüne bir stabilite ve viskozite kazandırırlar.
Yoğurtta kullanılan starter kültürler tarafından üretilen en önemli aroma maddesi asetaldehittir.
Ancak asetaldehiti bu iki organizmadan hangisinin ürettiği kesin bir sonuç kazanmamıştır. Karakteristik tat ve aromaya sahip yoğurtta 23-41 mg/kg düzeyinde asetaldehit bulunmalıdır. Doğal yoğurt aromasının oluşumunu destekleyen diğer bir madde ise pek çok süt ürününde de starter kültürler tarafından üretilen diasetildir. Yoğurttaki miktarı yaklaşık 0.5 mg/kg dır. Bunların yanında yoğurda az miktarda asetoin, asetik, formik, kaproik, kaprilik, kaprik, bütirik, propiyonik ve izovalerik gibi asitler oluşmakta, bu maddelerde tipik yoğurt tat ve aromasını etkilemektedir.
(alıntıdır)
kısaca, mayalayacağınız sütün içindeki su miktarını çok kaynatmadan azaltmak,süreyi 4 saatin üzerine çıkarmadan soğutmaya almak son olarak 42 derecede mayalamak.
Bunları yaptığınızda sağlıklı ve 'tava yoğurdu' ölçüsünde sert bir yoğurt elde edebilrsiniz
42 dereceyi ise (bilmayen bazıları mizah konusu yapmışlardı) ısı ayarı olan ev fırınında sağlayabilir..
zulkufhacettepe
28-09-2010, 20:03
abim yoğurtta her zaman kocaman bir krater oluşturur ve göbeğinden alır yoğurdu tencerenin. bende biriken suyu zulada duran pipetle kimse görmeden içerim. o sarı suyun tadı çok hoşuma gidiyor. ihi :))
her zaman yoğurt aldığım sokak satıcımın işlerinin gelişmesi yüzünden yasal prosedürde üretim yapmak için zorlanıp bilimsel yöntemler sonucunda (ilginçtir yoğurdu bulan biziz kriterleri belirleyen avrupa ) üretip getirdiği margarine benzeyen şeyin yoğurt olduğunu idda etmesi sonucu kendi yoğurdumu yapma arayışına girdim ve bu sayfalarda değerli bilgilere rastladım tabii herkesin karşılaştığı taze süt ve maya sorunuyla karşılaştım.
bu arada ekşime ve rahatsız olduğumuz yeşil suyun gerçek yoğurdu belirlemenin püf noktası olduğunun farkına vardım.
kısa zamanda bi karınca yuvası **** kozalak bulup kendime ekşiyen ve bolca yeşil suyu bulunan yoğurt yapmaya çalışıcam çocukluğumun lezzetini istiyorum :)
Merhaba Ben de gittigidiyor sitesinden arcelik yogurt makinesi satın aldım. Arcelikartık bu urunu uretmiyormus. Nedenini bilemiyorum umarım cihaz calısır durumdadır. Bu gun teslim aldım. Ancak kullanımklavuzu yok, bu arcelik yogurt makinesinin temelhatası mıdır merak ettim, cunku bu siteyi de google da kullanma klavuzu yazınca buldum ve uye oldum, bir baktım pek cok kisi de bu kullanım klavuzunu soruyor. Arcelik herhalde bu urunu m.ö. uretti ve o yıllarda yazı kesfedilmemisti, bu yuzden de urunle beraber veremedi :)))
Neyse ozetle, kapagın ustunde 3-6-9-12 rakamları var, cihazı taktım ama bir ise yaramadıkları belli, sanki 3 saat, 6 saat vs anlamı var ama cihaz calar saat gibi süre dolunca zil calmıyor ve durmuyor. Bu rakanmların anlamı ve faydası nedir, sayın Sloopy sanırım sizde pdf olarak bu klavuz varmıs bana da gonderirseniz sevinirim.
Ticari amaçlı yapılan yoğurtla evde yapılan arasında gerek kullanılan malzeme gerekse üretim tekniği olarak çok fark var.
Evde yapımı:
1. Hazır sütlerden ya da büyük şehirlerde hala kalmışsa, güğümlerle kapınıza dayanan sütçülerden alacağınız süt ile de yoğurt yapılabilir. Ancak büyük bir ihtimalle bunların yağı başka bir imalatta kullanılmak üzere alındığından ya da içine sütçü amcanın vicdanı oranında bir miktar su katıldığından, yoğurdunuz ne kadar uğraşırsanız uğraşın sulu olacaktır.
2. En uygun süt köylerde, kasabalarda inek besleyen, sütüne bir şey katmamış kişilerden alacak olduğunuzdur. Bunun için öyle bir yere yakın olmanız gerekiyor. Yani Levent ya da Çankaya da da yoğurt yapmanızda bir sakınca yoktur ama çok iyi olmayabilir.
3. Yoğurdun kıvamlı ve kalıp gibi olması için ikinci kural (birincisi katışıksız süttü) üretim sırasında suyunu iyice uçurmaktır. Su ne kadar uçarsa kalite o kadar yüksek olur.
Kaynatarak sütün en az dörtte birini uçurmalısınız. Yani tencereye işin başında 1 litre süt koyduysanız, kaynatma işi bittiğinde 0,75 litre kalmalı. Bunun için belli bir zaman standardı yok, uçana kadar.
Bunu nasıl yapacaksınız? Yani ne kadarının buharlaştığını nasıl anlayacaksınız?
Hani tahta kaşık var ya, işte sütü tencereye koyduğunuzda henüz kaynama başlamadan kaşığın sapını diklemesine sokarak sütün derinliğinin ölçüsünü alın, daha sonra göz kararı ile bu ıslak kısmı dörde bölün, aşağıda kalan dörtte üçü kalemle işaretleyin.
Kaynama sırasında arada bir kaşık sapını süte sokup ölçü alın.
İşte sütün üst seviyesi bu çizgiye indiğinde dörtte biri uçmuş, yani suyu gitmiş demektir. Malzemeniz artık daha kıvamlı ve mayalanmaya hazırdır.
Bu arada tencerenin kapağı açık olacak ki buharlaşma hızlı olsun, dikkat edin siz başka bir işle ilgilenirken süt kaymak yapıp taşabilir. Bunun için başında beklemeli ve tahta bir kaşıkla karıştırmalısınız.
4. Kaynatma işinin de incelikleri var. Ateş çok harlı olmayacak, orta ateş ideal. Sütü sıklıkla karıştıracaksınız, kendi haline bırakırsanız yağ tencerenin iç yüzeyi ile temas ettiği bölümde toplanacak hatta o bölgelere yapışacaktır. Dibi tutar. Bunun için tahta kaşıkla, kaşığı tencereye değdirerek, sık sık karıştırın. Sütün tencereye yapışıp yapışmadığını hissedebilirsiniz, buna dikkat edin, yapışmamalı.
5. Kaynama bitince ocağı kapatın, şimdi sütün sıcaklığının 40 santigrat dereceye kadar inmesini beklemelisiniz, tencerenin ağzı açık olsun.
Eğer varsa bunu bir sıcaklık ölçerle görebilirsiniz, böyle bir lüksünüz yoksa küçük parmağınızı şöyle bir daldırıp anlayabilirsiniz. Mayalanmanın düzgün olabilmesi için başlangıç sıcaklığı vücut sıcaklığına eşit olmalı. Fazla sıcaksa maya ölür.
6. Bu dereceye gelince, bir kahve fincanına, "her bir kilogram süte 2 tepeleme çay kaşığı" ölçüsü ile, mayalamada kullanacağınız yoğurttan koyun. Yoğurdun kaymağı ve suyu olmasın, kendisi olmalı ayrıca ekşi olmamalı.
Eğer bu miktardan fazla kullanırsanız yapacağınız yoğurt ekşi olabilir.
Daha sonra 38 - 40 dereceye kadar soğumuş olan sütten bunun üzerine ilave ederek yoğurdu özeyin, yani ezerek iyice karıştırın, tanecik kalmasın. Kahve fincanını iyice doldurabilirsiniz, sorun olmaz.
7. Kaynattığınız tencerede mayalamak zorunda değilsiniz, Paşabahçe'nin plastik kapaklı cam kapları daha sağlıklı olması, yapılan yoğurdun tamamı aynı anda tüketilmeyecekse ayrı ayrı saklanabilme olanağı sunması ve kapağının bulunması nedeni ile çok uygundur.
Örneğin, kaynatma sonunda elinizde 4 kilo sütünüz varsa bunu birer kilogramlık dört cam kaba bölebilirsiniz. Kullanacağınız kaplar soğuk olmasın, en azından oda sıcaklığında olmalı.
Daha sonra, 6 ıncı adımda anlattığım mayalamada kullanacağınız fincandaki yoğurtlu sütü kaba ya da eğer böldüyseniz kaplara yine bir çay kaşığı ile, şöyle kenarlardan süte hafifçe daldırılarak eklemeli, işlem bitince belli belirsiz hafifçe karıştırmalısınız. Her kaba eşit ölçüde olmalı.
8. Şimdi mayalama sürecine geçiyorsunuz. Mayalamanın sağlıklı olarak tamamlanabilmesi için sütün sıcaklığının uzun bir süre 37 - 38 santigrat derece civarında olması gerekir. Zaten bu işe 40 derecede başladıysanız, bu kadar faaliyetten sonra buraya kadar inmiştir. Mayaladığınız sütü sarsmadan sıcak bir yere alınız ve burada bir havluya sararak bekletiniz.
Bu süre sütün muhafaza edilen sıcaklığına bağlı olarak 4 - 5 saattir. Ortası 4,5 diyelim.
Pratik bir bilgi olarak, eğer kış aylarında iseniz malzemeyi yine bir paket gibi havluya sarılı biçimde eğer varsa kalorifer radyatörünüzün üzerinde, yoksa sobanınızın hemen yanıbaşında tüm bu süre boyunca bekletebilirsiniz.
Korkmayın bir şey olmaz. Silivri'nin köylerinde o meşhur yoğurt yapılırken tepsiler tüm bu işlem süresince, sıcak köz üzerinde bekletilir.
Ancak kabı doğrudan radyatörün üzerine koymayın, arada kalın bir havlu ya da bezler olsun. Eğer radyatör üzerine koyduysanız havlu ile tamamen sarmanız şart değil, size kalmış. Zaten yeterli sıcaklık sağlanacaktır, ama kabın kapağı kapalı olsun. Soba yanında sarmak şart.
Bu bekleme sırasında malzeme hiç bir şekilde sarsılmamalıdır.
9. Dört saati geçince aralayıp bir yerinden bakın, şöyle hafif bir dokunun eğer kalıplaşmamış ve çok sulu ise 5 saati bulmanız gerekir. En fazla 5 saat. Bunu geçerseniz ekşir.
10. Süre sonunda kapağını açtığınızda yoğurt yine hafif sulu gibi sallanır. Tabii çünkü henüz işiniz bitmedi. İşin bir de dinlenme safhası var.
Bundan sonra 2 - 2,5 saat kadar serin bir yerde dinlendireceksiniz. Buzdolabında değil.
11. Yoğurdunuz hazırdır. Ancak hemen yemeseniz iyi olur. En az bir tam gün daha buzdolabında bekletin. Bekledikçe daha kıvamlı ve lezzetli olacaktır. Bunun için birkaç kaba ayırmanızı önermiştim.
Her şekilde yoğurt olur ama daha iyi olması için önemli noktalar şunlardır:
1. Sütünüz katışıksız, taze ve daha önce ısıtılmamış olmalı. (Kesilmesin diye sütü bazen önceden şöyle bir fokurdatırlar.)
2. Kaynatırken en az dörtte birini uçurmalısınız. Bunun dışındaki ".... dereceye kadar, .... dakika" gibi kavramlar doğru değildir. Önemli olan yoğurda kalacak malzemenin (sütün) miktarıdır.
3. Ateş çok harlı olmamalı, kaynayan sütü, özellikle dibini tutmaması için sık sık karıştırmayı ihmal etmemelisiniz.
4. Kışın yapımı daha kolaydır. Çünkü, kalorifer veya soba gibi, mayalama sırasında malzemeyi daha kolay, daha uzun süre aynı sıcaklıkta tutacak donanımlar mevcuttur.
5. Süre ve miktarlara dikkat ediniz, tüm işlem boyunca kapları sarsmayınız.
Başta bir kaç deneme başarısız olabilir ancak bir süre sonra özellikle zaman ve sıcaklık düzeyi olarak kendi standardınızı bulacaksınız.
Afiyet olsun.
Oğuz Karsan
18-12-2010, 16:02
Merhaba.
Yoğurt üretimindeki şaibelere açıklık getireceğini umduğum, elektronik posta yolu ile gelen mektubu aşağıya yapıştırıyorum.
Yazı biraz uzun olmakla birlikte, iddialar korkunç. Denetim görevini yaptığını sandığımız kurumlara da güvenmemeliyiz sanıyorum. Yaptıkları denetimlerin çoğu kağıt üzerinde veya göstermelik.
Yoğurda Motor Yağı Katkısı
Sanayi Yoğurdunda binbir katkı maddesi, meyveli yoğurt adı altında gıda boyaları ve esansları, kıvam artırıcı teknikler ve süt tozu karışımından sonra 3 Ekim 2010 tarihinde sabah gazetesinde okuduğumuz yazı ile irkiliyoruz! ‘’Yeşil çaylı yoğurt ’’
Petrol Şirketleri de petrol tüketimini artırmak için yoğurda sentetik motor yağı katılmasını önererek ‘’ Tüketicilerin eklemlerinin hareketinden dolayı aşınmasını önlemek için yoğurda, peynire motor yağı katılmasını ’’ ileri sürecek olsalar, her halde “acaba doğru olabilir mi?” sorusunu kendi kendimize soracağız. Hayır, artık tüketici de sesli düşünecektir. Besinlerimizi doğallığından uzaklaştırmaya kalkanın ünvanı, kurumu ne olursa olsun görüşlerimizi sarfedeceğiz. Besinin doğallığı hekimliğin alanıdır. Bu ülkede hekimler konuşmuyor ise biz konuşacağız.
Hacettepe Üniversitesi Gıda Araştırma Merkezi (HÜGAM) Müdür Yardımcısı Gıda Mühendisi Prof. Dr. Yaşar Kemal Erdem, ‘’ Ülkemizde üretilen yeşil çaydaki flavanoidlerin sağlık üzerindeki kabul edilen antioksidan, antikansorejen vb. olumlu etkilerinin yanı sıra süt ve süt ürünlerinde yapısal bozuklukların önüne geçilmesinde de yararlanabileceğini saptamış ’’
Yeşil Çaydaki flavanoidlerin antioksidan olduğu doğrudur. Antioksidanların antikanserojen oldukları da doğrudur. Ancak bütün bunların doğru olması, flavanoidlerin yoğurdun içine girmesini gerektirmez. Şayet bunların yoğurtla karışması elzem ise o zaman her faydalı antioksidanı gıda ile karıştıralım sonucu çıkar.
Çiftçiler kimi zaman domatesi bolluğundan dolayı denize döküyor, kapın ellerinden atın yoğurdun içine,
Doktorların aspirin reçetesi verdiği hastaya Aspirinli Yoğurt, antibiyotik reçetesi verdiği hastaya da Antibiyotikli Yoğurt imal etsin sanayiciler, ateşi çıkan hastanın dökün boğazına antibiyotikli yoğurdu!!! Nasıl olsa tüketici sesini çıkarmıyor.
Ey sanayiciler! Hügem’ in Çeşil Çaylı çabasını heder etmeyin. Tüketiciye de sormanıza gerek yok! Zaten Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu üyesi de Tanju Beslen’ de Hacettepe Üniveristesinde öğretim üyesi. Hemencecik Yeşil Çaylı Yoğurt Nizamnamesi yayınlanıverir.
Süt ve süt ürünleri sanayicileri de palm yağı yerine bilimsel izinli yeşil çayları sunar tüketiciye!
TV’ de meşhur artistli reklamlar: Yeşil Çaylı antioksidan ve antikanserojen yoğurt!
Biz sütümüzü de, yoğurdumuzu da, peynirimizi de hiçbir katkı maddesi eklenmeksizin önümüzde bulmak istiyoruz.
Bizi yoğurdumuzdan soğutmayın.
Sütümüz, yoğurdumuz ekşimeli, peynirimiz küflenebilmelidir.
Gazetede ‘’Prof. Dr. Yaşar Kemal Erdem Süt ürünlerinde yapısal bozuklukların önüne geçilmesinde yeşil çaydan yararlanabilineceğini saptadı ‘’ açıklamasına yer verilmiş.
Süt ve süt ürünlerinde yapısal bozuklukları süt ve süt sanayicileri yaratmaktadır.
Sayın Erdem yapısal bozukluklar derken, sanayicilerin yoğurda süt tozu katmadan veya sütü buharlaştırmadan kıvam verememesini kasdediyor ise;
Sanayiciler tarafından yoğurt yapımında kıvam vermek için buharlaştırılan sütten kaybedilen suyun, bir besin kaybı olduğunu düşünüyoruz. Yoğurt yapılırken sütün buharlaştırılması yönteminde, kaybedilen su yoğurtta oluşması gereken ama kaybedilen doğal yeşil su. Bunun yerine yeşil çay öneriliyor!
Sanayicilerin buharlaştırma yöntemi ile yoğutta kaybettirdikleri ‘’ Yeşil Su ’’ yun ne işe yaradığını Sayın Prof Dr. Yaşar Kemal Erdem ya bilmiyor ya da bilmezlikten geliyor. Biz tüketiciler olarak evlerde yaptığımız yoğurtlardaki yeşil suyun ne işe yaradığını biliyoruz: Yoğurmuzdaki yeşil su, yoğurdu yoğurt yapan, bize yoğurdu yeme mecburiyeti sağlayan gerçek bir besindir. Yıllar önce sanayiciler yapmakta oldukları yoğurttaki yeşil suyu yok ettiler. Şimdi Prof. Dr. Yaşar Kemal Erdem sanayicilerin teknolojileri ile kaybettirdiklerini yoğurda, peynire yeşil çayı ekleyerek geri getirmek istiyor!
Bu ekletme girişimlerinde bilimin kıstaslarını ileri sürecek olurlar ise Yeşil Çaylı Yoğurdu, Yeşil Çaylı Peynir’i önce laboratuvar fareleri üzerinde beş on nesil denesinler! Sonra halkın karşısına çıkıp yeşil çaylı yoğurdu, peyniri tavsiye etsinler. Gerçi gıda maddelerinin laboratuvar fareleri üzerinde denenmesi, Gıda Mühendisliğinin değil Tıbbın konusudur diyoruz. Böyle bir araştırmaya süt sanayicileri sponsor olmak için sıraya girerler ama ambalaj malzemesinin gıdaya geçişinin insan sağlığına uygun olup olmadığını araştıracak bir tıp fakültesi bulamamanın da sıkıntısını çekeriz.
Süt ve süt ürünlerine yeşil çayı sokma girişimi ile ‘’ antikanserojen ‘’ kılıfı adı altında ‘’bilimsel çalışma’’ yapanlar bir zahmet gıda ambalajlarında kullanılan standardın (TS 1186) yanlış olup olmadığını araştırmalılar ve kamuoyuna açıklamalıdırlar. Biz bu standardın yanlış olduğunu biliyoruz. Çünkü sanal kitler ile ambalajdan gıdaya ambalaj malzemesinin geçişinin analizi sakat bir analizdir. Bu sakat analizi AB kabul etmiş diye bizim de kabul etmemiz gerekmez. HÜGEM böyle bir araştırmayı yapabilir mi bilemiyoruz ama Ulusal Gıda Kodeks Komisyonu üyesi yine Hacettepe Üniversitesi öğretim Üyesi Prof Dr. Sayın Tanju Beslen, 1186 TSE standardındaki analiz tekniklerinin gıda ambalajlarında uygulanması konusunda UGKK ile aynı görüşleri paylaşıyor ve bu yanlış standart tüm ülkemizdeki gıda ambalaj analizlerinde uygulanıyor.
Gıda ambalajlarındaki problemi herkesin anlayabileceği tarzda anlatmam gerekirse:
Diyelim ki plastik ambalajlı veya teneke ambalajlı bir gıda satın aldınız. Bunu Tarım il laboratuarına götürdünüz ve dediniz ki ben satın aldığım bu teneke veya plastik ambalajın içindeki gıdaya ambalajın malzemesinden geçiş var mı yok mu onu analiz ettirmek istiyorum ve bu analizi izlemek istiyorum. ( Şayet uzman izlettirirse!)
Analiz uzmanı getirdiğiniz ambalajın içindeki gıdayı boşaltıp atıyor. Teneke veya plastik ambalaja sanal kit (uyguluyor) takıyor. Yani o ambalaj hangi maksat ile kullanılacaksa o maksattaki gıdanın sanal kitini takıyor ve analiz ediyor. Sizin getirdiğiniz ambalajlı gıdayı alıp o gıdayı analiz etmek yerine ambalaja o gıdanın sanal kitini takıyor. Tüm Tarım İl Müdürlüklerindeki gıda ambalaj muayeneleri bu şekilde sanal analizle yapılıyor: Gıdanın içini analiz etmek yerine, ambalajın sanal kitlere bağlanarak yapıldığı sanal analizler!
Gıda ambalaj üreticilerinin ambalajları, gıdasız olarak sanal analiz ediliyor. Sebeb yanlış standart seçimi!
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyemiz Prof.Dr. Yaşar Kemal Erdem bu tip sakat-sanal (TS 1186) analiz yöntemlerinden vazgeçilmesi konusunda araştırmalar yapmak yerine sanayi yoğurdunun zaten gıda mühendisliği yöntemleri ile bozulmazlığına, ekşimezliğine bir de ‘’yeşil çayı ‘’ eklemek istiyor.
Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan Yoğurda palm yağı, zeytinyağı, bitkisel diğer yağlar katılması önerisi hangi bilmsel kuruluşun Tarım Bakanlığı’ na teklifidir? Merak ediyoruz!
Prof.Dr. Yaşar Kemal Erdem, Bazıları evde yoğurt yapılmasını öneriyor. (Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Sema Akman’ ı kasdediyor) Ancak, sokak sütü alınmadığını kabul etsek bile, 15 dakika sütü kaynattığınızda ısıya duyarlı olan süt proteinlerini kapın çeperlerine, dibine yapıştırmış olursunuz. O yoğurtan çocuğunuz süt proteini açısından yeterince yararlanamaz. Zaten proetin açığı varken, süt proteinini tencereye yapıştırıyorsunuz.” diyor.
Prof.Dr. Yaşar Kemal Erdem açık perakende süte ‘’ sokak sütü ‘’ demekle çiğ süt üretim tebliğinden habersizliğini ortaya koyuyor. Şayet açık perakende süt ‘’ sokak sütü ‘’ ise sanayicilerin çiğ süt üreticilerinden topladığı süt de ‘’ sokak sütü’’dür. Sayın Prof.Dr. Yaşar Kemal Erdem çiğ süt üretilen köylerden birine gitmeli, sanayicilerin kendi fabrikalarına çiğ sütü götürme, taşıma yöntemleri ile çiğ sütü açık perakende olarak satanların da kendi müşterilerine götürme, taşıma yöntemlerinin aynı olduğunu görecektir. Sayın Erdem eşeğin heybesinde süt taşındığı yılların artık geride kaldığını hatırlamalı ve sanayicilerin konuştuğu ‘’sokak sütü’’ lafını artık bırakmaldır.
Sayın Erdem ve Süt Sanayicilerinin mantığına göre çiğ sütü üreten de , komşusu çiğ süt üreten de sütünü sanayicilerden satın almalıdır ve bu mantık terk edilmelidir. Ülkemizin % 28 tarımsal kesimi sütünü ya kendisi üretmekte ya da üreten komşusundan satın almaktadır.
Amerika’nın bir çok eyaletindeki şehirlerde bile çiğ sütün 5 litrelik cam ambalajlarda soğuk zincir içinde satışına izin verilmektedir.
Ntv televizyonundaki proğramda Onkolog Sayın Yavuz Dizdar Süt protein hücrelerinin hassas olduğundan dolayı UHT (Yüksek Isıl İşlem) li sütlerin protein hücrelerinin ısı ve yüksek basınçtan zarar görmüşlüğünden dolayı insan sağlığına zarar verebileceği ve dolayısı ile uht sütün tüketilmemesi gerektiğini söylediğinde Sayın Yaşar Kemal Erdem bu iddiayı reddetmişti.
Şimdi Sayın Yaşar Erdem, süt, annelerimizin tenceresine girince tencereye yapışmasından, proteinlerin hassas oluşundan bahsediyor. Bunun da çaresi var : Tencereye sütü koymadan önce tencerenin içini ıslatmak! Süt proteini evdeki tencereye girince hassas, ama sanayicilerin kazanına girince hassas değil! Öyle mi!
Ntv televizyonuna Yavuz Dizdar ile UHT süt ile ilgili proğrama çıkan sayın Prof Yaşar Kemal Dizdar süt ve süt ürünleri ile ilgili herhangi bir problemin olmadığını söylerken, yeşil yoğurtlu tavsiye demecinde ‘’süt ürünlerinde yapısal
bozuklukların önüne geçilmesinde de (yeşil çaydan) yararlanılabileceğini’’ söylemesi de kendi çelişkisidir. Yavuz Dizdar UHT sütün 160 derece ısı ve yüksek basınca çıkartılırken sütün içindeki proteinlerin basınç ve yüksek sıcaklıktan değişime uğrayacağını bunun da kanserojen bir husus olabileceğini ileri sürer iken Sayın Prof. Dr. Yaşar Kemal Erdem süt ve süt ürünlerinin uhtleştirilmesinde hiç bir yapısal bozukluğa uğramadığını ileri sürmekteydi.
Şimdi ne oldu da Prof. Dr. Yaşar Kemal Erdem süt ve süt ürünlerinde yapısal bozukluklardan bahsetmektedir. Bu yapısal bozukluk sütün neresinde? Pastörize de mi, UHT’leştirmede mi?
Yoksa Sayın Prof. Dr. Yaşar Kemal Erdem’in yapısal bozukluklardan kasdı memeli çift tırnaklı hayvanlardan elde edilen çiğ sütte mi yoksa sanayicilerin kazanlarında işlem gören sanayi süt ve süt ürünlerinde mi?
Biz yapısal bozukluğun memeli çift tırnaklı hayvanlardan elde edilen ve insani maksatlar için kullanılan çiğ sütlerde değil, sanayicilerin süt ve süt ürünlerini işlemede kullandıkları ısıtma teknolojilerinde olduğuna inanıyoruz. Gerçek besin Çiğ sütün işlenmesinde, gıda mühendisliği yöntemlerinin tüketicilere göre değil de sanayicilere göre bir mevzii aldırışlığın var olduğunu olduğunu görüyoruz.
Bu yüzden besin, ne sanayicilerin insaf ve merhametine, ne de gıda mühendisliği müfredatlarına terk edilmemelidir.
Gıda Mühendisliği eğitim müfredatları tüketiciler değil sanayiciler için daha çok önem arz etmektedir. Bu önem gıdanın ömrünü uzatmaktır. Uzatılan gıdanın ömrü sanayicilerin parasal dişli çarklarını daha da büyütürken, insani ömür çarkının dişililerini de o nisbette kırmaktadır. İnsanlar gıda sanayi için değil, gıda sanayi insanlar için vardır.
Dünya’ da doğal besin ancak kalmadığı takdirde insanın katkılı gıdalarda neleri tüketelibileceğinin bilimsel oluru gıda mühendisliğinin iznine veya araştırma sonuçlarına değil tıbbın derin ve yıllarca süren ilaç klinik araştırmalarına benzer araştırmalarından icazet almalıdır.
Artık neredeyse mezarlıklardaki cesetlerimiz de çürümüyecek. Biyonik insan değil gerçek insan olmak istiyoruz.
Gıdanın ömrünü katkılar ile uzatmanın insan sağlına uygun olmadığını bildiriyoruz. Yoğurt, yoğurt olmalıdır.
Yoğurda, Peynire Yeşil Çay, Palm Yağı, motor yağı (bitkisel yağlar) katılmasını kabul etmiyoruz.
Dünyada ve ülkemizde süt ve süt ürünlerinde kullanılan ısıtmanın bir parçası olan pastörizasyon, uht’leştirme yöntemleri yerine frozen teknolojileri üzerine yoğunlaşılmalıdır.
Süt ve süt ürünlerinin toplanması bir süreç, işlenmesi bir süreç, pazarlanma ve rafta kalma süresi bir diğer süreçtir.
Et ve et ürünleri saklanırken nasıl ki frozen (dondurma ) teknolojileri kullanılıyorsa, sağlıklı ineklerden, hijyen ortamda sağılıp elde edilecek çiğ sütün dondurulma yöntemleri ile tüketicilere ulaştırılması en doğru ve kısa yoldur.
Dünya’ daki ezber; Çiğ Sütün ya pastörize edilmesi ya da UHT’ leştirilmesidir. Et ve et ürünlerinde hem ısıtma (kavurma) hem frozen (dondurma) yöntemleri uygulanırken niçin çiğ sütte değerli ilim adamlarımız frozen (dondurma) teknolojilerinin kullanılması gerektiğini söylemeye cesaret etmiyor, kafa yormuyor?
Çiğ Sütün, batının çizdiği ve ezberlettiği gıda mühendisliği müfredatı yollarından yürütülmesi onu gerçek besin değerinden uzaklaştırmaktadır.
Dünya’ da ve ülkemizde Çiğ Sütün pastörizasyon ve uht’leştirme yöntemleri artık köhnemiş yöntemlerdir. Çiğ Sütün inekten sağıldığı anda dondurulma teknolojileri ve bu teknolojinin gereklerine göre tüketicilere dağıtılma yöntemleri üzerine düşünülmelidir. Bunu düşünmeye tüm dünya ve ülkemizdeki süt sanayicileri engeldir.
Çiğ Sütün inekten sağıldığı andaki besin değerleri ile pastörize ve/veya uhtleştirildikten sonraki değerleri ve/veya raf ömürlerinin sonuna doğru alınmış karşılaştırmalı besin değerleri üzerinde ülkemizde yayınlanmış bir çalışma yoktur.
Ne yiyeceğimizin, ne içeceğimizin kararını, kendimiz yerine gıda sanayicilerinin, reklamların, tüketiciler için değil sanayicilerin gelişmesi için çabalayanların vermesi artık son bulmalıdır.
‘’ Kalp dostu ’’, ‘’ kanser dostu aday adayı yoğurtlar ‘’, meyveli adı altında gıda boyalı yoğurtlar değil, ninelerimizin yaptığı ‘’ Türk Yoğurdu ’’nu istiyoruz.
Sanayiciler bunu terk ettiğinden beri evimizde Türk yoğurdu yapmaya devam ediyoruz.
Yoğurdumuzla uğraşacağınıza yoğurdun, sütün plastik ambalajı ile uğraşın. Yoğurdun sütün plastik ambalajından gıdaya malzeme geçişi Gıda Mühendisliğinin konusudur.
Tarım Bakanlığı’nın Gıda ambalajlarında kullandığı TSE standardının (1186) sanal bir standart olup olmadığını araştırınız.
Elinize sanal metre boyunda sanılan bir cetvel alırsanız o cetvel ölçmek istediğiniz kumaşı yanlış ölçer, sonuç da sanal olur.
Tarım Bakanlığı 2009 yılında yaptığı denetimleri açıklarken Bebek Mamalarında Kurşun var deyip de sonradan bu açıklamayı geri almasının arkasında da bu standart (yanlış ölçen metre ) var. Kurşun ambalajdan mı transfer….
Ulusal Gıda Kodeks komisyonu derhal toplanarak TS (1186) standardını değiştirmelidir.
Avrupa Birliği’ nin ülkemize de kabul ettirdiği (1186) standart sanal bir standarttır.
Bu standart EFSA’ nın da standardıdır. Bu standart Dünya Ambalaj Devi’ nin Efsa’ya,ülkemize yazdırdığı standarttır.
Ama gerçekte bu standart tüketicilerin değil Gıda Sanayicilerinin resmi kuruluşlara kabul ettirdiği standarttır.
Bu standart (1186) tüketicilerin sırtından indirilip ambalajdan gıdaya malzeme geçişini gerçekten analiz eden standart getirilimelidir. O zaman Tarım Bakanlığı Bebek mamalarındaki kurşun’ dan çark edemez!
Biz yoğurdumuzun Sayın Erdem’in ‘’ ilimsel devrim ’’i ile devrilmesini değil Türk Yoğurdumuzun geri doğrulmasını istiyoruz.
Burada maksadımız Hacettepe Üniversitesi Gıda Araştırma Merkezi (HÜGAM) Müdür Yardımcısı
Gıda Mühendisi Prof. Dr. Yaşar Kemal Erdem’ i incitmek değildir.
Vurgulamak istediğimiz tüm Dünya’ da ve ülkemizde Gıda Sanayinin ürettiği gıda tüketiminde insana neyi, nasıl hangi karışımla yiyeceğinin sınırlarını gıda mühendisliğinin değil ancak ve ancak hekimlik dallarının çizebileceğinin vurgusunu yapmaktır. Hatta ve hatta gıda mühendisliğinin insan sağlığı ve beslenmesi ile ilgili sınırlarını da hekimliğin belirlemesini mümkün görüyorken, gıda mühendisliğinin insan sağlığı ve beslenme sınırlarını belirlemeye yetkisinin olmadığını bir tüketici olarak düşünüyoruz.
Çok daha açık bir ifade ile yoğurda yeşil çay karışımı buluşunun! hayata geçirilme önerisinin gıda mühendisliğinin değil hekimliğin konusu olduğuna inanıyoruz.
Bırakınız tüketici kendi yoğurduna pekmezini, balını, palm yağını, zeytin yağını kendisi istiyorsa katsın.
O beden tüketicinindir, sanayicinin değil!
Biodizel için bitkisel yağdan mazot elde edilip motora koyarsınız motor hiç sesini çıkarmaz. Ama bizim yoğurdumuza biodizel de, motor yağı da elde edilen bitkisel yağ, palm yağı koymaya kalkarsanız önce süt ve süt ürünleri sanayicilerine değil bize sorun! Tüketiciye sorun.
Ey tüketici yoğurdunuza motor yağı, yeşil çay koyalım mı? Sorunuza.
Biz istemiyoruz cevabını söylüyoruz!
Tüketiciye sorulmadan konulan süt tozundan kurtulamadık, şimde de başımıza palm yağı, yeşil çay düşecek!
Süt Dünya’ da ekmekten sonra ikinci öneme sahiptir. Sütümüze yoğrudumuza sahip çıkalım. Sanayicilerin bizden izinsiz süt ve süt ürünlerinde süt tozu kullanmalarının önüne geçmek için http://www.bilgiagi.net/tuketicilerin-sut-tozu-dilekceleri/24794/ linkindeki dilekçe örneğini doldurup Tarım Bakanlığı’na gönderelim. Dilekçeyi gönderince bize de kısa bir not gönderiniz.
http://groups.google.com.tr/group/cigsutureticileri
Gıda konusunda kimseye güvenmeyin.
Saygılar
hassoman
04-01-2011, 21:08
Yoğurt bizimdir diye öğünürüz ama kaymağını başkalarının yediği aşağıdaki yazıdan anlaşılıyor. Benim muradım bunun altını çizmek değil elbette. Yoğurdun kesinlikle günlük yiyeceklerimizin arasında neden yer alması gerektiğini çok güzel vurguluyor. Paylaşayım dedim.
187399
Birkaç kâse yoğurt
SELANİK’te 1990’lerin başında bir Yahudi aileye gün aşırı bir kap yoğurt bırakan elinde zili, sırtında terazi şeklinde iki büyük tepsiyle dolaşan Türk yoğurtçu, dünyanın en büyük sanayi gruplarından birinin esin kaynağı olacağını aklına getirir miydi?
Selanik’te o yıllarda Karasu’lar önde gelen ailelerden biriydi. Doktor İzak Karasu’nun bir oğlu oldu.
Adını Daniel koydu... Balkan Savaşlar’ında Selanik, Yunanistan tarafından işgal edilince, Yahudi toplulukta büyük bir panik patlak verdi. İzak Karasu, eşi ve oğluyla birlikte İspanya’ya Barselona’ya göç etti. Yıl 1912. Önce adını Latin alfabesine uyarladı. İzak oldu İsaac, Karasu da Carasso.
Sonra muayenehane açtı.
Birinci dünya savaşından sonra Avrupa’da ilaç sıkıntısı çekiliyordu. Tam da o günlerde Barselo’nada çocuklar arasında salgın halinde bağırsak hastalıkları patlak vermesin mi?
Gözleri yaşlı anne babalar kucaklarında bir deri bir kemiğe dönmüş yavrularıyla diğer doktorlar gibi İsaac Carasso’nun da muayenehanesine dayanıyor, “Kurtar çocuğumuzu” diye yalvarıyorlardı. Doktor Carasso, umutsuzluğa düştüğü bir gün Selanik’te bağırsak hastalıklarının tedavisinde yoğurt kullanıldığını anımsamıştı. Günde üç öğün birer kase yoğurt yediriyorlardı hastaya ve birkaç günde sağlığına kavuşuyordu. Birkaç çiftlikten topladığı sütle yoğurt imalatına girişti. Yıl: 1919.
* * *
Doktor meslektaşları ona bir tavsiyede bulundular: Paris’teki Pasteur Enstitüsü’nden fermante edilmiş laktlk asit getirtirse, yoğurdun ömrünü uzatabilirdi. Sözlerini dinledi. Böylece pastorize yoğurt doğacaktı. Ama İsaac Carasso bu buluşun önemini pek kavrayamayacaktı. “İlaç” tutunca, İsaac özel ambalajlar yapmayı akıl etti. Kapakları porselen cam kaseler.
Sıra artık ilaca patent almaya gelmişti.... Ve onun için de ad koymaya. Yaşadıkları Barselona’nın yaygın dili Katalancada küçük Daniel’in karşılığı çok hoştu doğrusu: “Danon” Ancak bu özel ad olduğu ve marka namıyla tescil edemeyeceği için sonuna bir “e” ekledi. Hoş geldin “Danone” yoğurtları!
Yoğurtçuluk çok kısa sürede İsaac’ın asıl mesleği haline gelince oğlunu, Daniel’i Marsilya’da ticaret lisesinde okuttu. İşin pazarlama, satış, muhasebe bölümünü bilimsel olarak öğrenmesi için. Ardından Paris’te Pasteur Enstitüsü’nde bakteriyoloji stajı yaptırdı.
Danone İmparatorluğu işte böyle böyle doğdu.
İmparatorluğa adı verilen Daniel Carasso, 2009 yılında 104 yaşında Barselona’da öldü. Uzun yaşamanın nedeni ne mi?
Her gün birkaç kase yoğurt’
(Erdal Şafak’a teşekkürlerimle)
Dr. Aybars AKKOR 4 Ocak 2011 Sözcü Gazetesi
Merak edenler için Erdal Şafak’ın ilgili yazısı:
http://arsiv.sabah.com.tr/2005/06/30/cp/gnc101-20050619-102.html
:))kendime gülüyorum. O kadar güzel ve detaylı anlatılmış ki...yarın deneyeceğim yoğurt yapımını:)bugün ön hazırlık gittim organik yoğurt aldım onunla mayalayacağım:) Bakalım acemi şansı tutar belki...Bir de gerçek süt bulabilseydim:)
Bu arada yoğurda bayılırım ama gerçekten çocukluğumdaki yoğurtları özlüyordum-organik yoğurtlar da pahalı geliyordu...neyse karnım acıktı:))
Benim de Sakarya'da tanıdığım bir ablam yoğurdu taze (yeşil) çam kozalağıyla mayalıyor.
pelermin
06-09-2011, 13:54
merhaba, daha önce annemden gördüğüm usulle yoğurt yapamamıştım.bebeğimin olmasıyla tekrar yoğurt işine bulaştım bu sefer deneme yanılma yöntemine ayıracak vaktimin olmaması nedeniyle de bir makina aldım. içinde 7 cam kavanozu var. zaten yiyecekler konusunda pek çok insana göre takıntılı sayılırım organik sütü organik yoğurtla mayaladım, ilk denemede olmadı. organik yoğurt diğerlerine göre biraz kıvamsız acaba ondan mı?
bu arada 2 kavanoz denedim biri oda sıcaklığındaki sütle ki bu daha güzel olmuştu diğerine nazaran(kıvamı suluydu ve hafif ekşimsiydi), biri de parmağımı içinde 7 saniye tuttuğumda yakmayacak kadar sıcak olan süttü ki bu da sabah açtığımda heterojen bir kıvamdaydı...organik süt ve org. mayayla denemiş olanlar varsa ya da şunu yanlış yapmışsın diyen olursa minnettar olurum.çok teşekkürler.( bu arada makinada 5 saat 40 dk. kaldılar).
Bende bir Arçelik yoğurt makinesi kullanma kılavuzu bilgisayar ortamında ve pdf uzantılı olarak var, işinize yararsa yollayabilirim.
Ayrıca küçük boy cam kavanozları da kullanabilirsiniz..
Sayın snoopy,
2009 mart ayında yazdığınız mesajı okudum. Benimde elime üzerinde1-12 ye kadar rakamları olan biryoğurt yapma makinası (arçelik ARK 68 YM model) geçti. Acaba kılavuz halen eklinizdemi ? silmediyseniz ustundagayten@yahoo.com.tr adresine gönderebilirmisiniz. İlginiz için teşekkürler.
yoğurdu o kadar kaynatmak doğru değil...
en iyi yöntem kaynama aşamasına geldiğinde savurma yöntemidir..
yani kaşıkla sütü havalandırıp suyunu uçurmaktır..
sütü kepçeyle alıp yukardan tekrar tencereye dökmek yani..
5 dakika ile daha katı bir yoğurt elde edersiniz....!
s.toprak
03-11-2011, 15:51
Sütümüzü mayaladıktan sonra fırında yoğurt haline gelmesi için fırın kac dereceye kadar ısıtılmalı? Bu ısıda yine 4-6 saat mi bekleteceğiz? Oda sıcaklığında sarıp sarmaladığımız zaman tutmayabiliyor bir mini fırının sabitlenmiş sıcaklığında daha iyi tutabilir mi acaba?
Dun saat 17 de 1kg pastorize AOÇ sütünü parmağımı yakmaya yakın ısıya getirdim. 1 çay kaşığı kadar toz şeker eklediğim, 1 Kaşık light AOÇ yogurdu ile mayaladım. Saat 22.00 de süt hâlâ tatlı bir süt oalrak duruyordu. Küçük çelik tencere de mayalamıştım, oldugu gibi ocaga aldım biraz ısıttım, bir iki kaşık daha maya eklemek uzere iken aklıma mayaya bir kaşık Probiyotik yogurt eklemek geldi, ekledim bu karışımdan bir kaşıktan biraz fazla mayayı kullandım karıştırdım. Biraz daha büyük bir kapta su kaynattım bu suyu yogurdun
sargıları üzerine ve bir nehale üzerine aldım, mayalı sütü de bu sıcak suyun içine koydum, sargıları yeniden sardım. Sabah 9.00 da açtım, sargılarım suyla ıslanmışlardı. Mayalanan süt ise mavimsi biraz bolca suyu içinde bir yogurt adası gibi olmuştu. kapaksız olarak buz dolabına koydum, şu anda suyu biraz uçmuş, henuz dokunmuyorum. Bunndan sonra ki denemede sadece probiyotik maya kullanmaya ve bir de bu işi fırın yardımı ile yapmayı araştırmaya karar verdim. :)
s.toprak
03-11-2011, 15:59
Daha önce yazmayı akıl edemedim, benim bu sitenin en yaşı üyesi en azından en yaşlı üyelerinden birisi olmam ihtimali çok fazla.
Elbette bir zamanlar güzel yoğurtlar yaptık. Hatta 39 yıl önce bebeğime her gün yoğurt mayaladım. Ancak o zaman sütler sütçüden alınırdı. Mayalar da halis yogurt olurdu.
Sındırgı'da kayınvaldem bitişik komşunun ineğinin sütü ile bir parmak kaymaklı yoğurt yapardı. O sütü kaşıkla savurarak suyunu buharlaştırırak kaynatırdı istenen sıcaklığa gelince sadece bir kaşık maya ile mayalardı.
s.toprak
03-11-2011, 16:11
Araştırma sonucu:
Fırın ısısı 50 derece, süre 3-4 saat.
Bir başka tarifte
mayalanma ısısının 45 derece olması için fırının ısı kaybı düşünülerek
65 dereceye getirilmesini yazan bir veteriner bebek yogurdunu bu usulle yaptığını yazıyor. 50 derece bana makul geliyor, sınama yanılma yapacağız.
düşbahçesi
05-11-2011, 09:33
Merhaba ,
Geçtiğimiz 2 sene boyunca her hafta çiğ süt temin edip , bundan yoğurt mayalamış biri olarak ben de tecrübelerimi aktarmak istedim:
- Eğer çiğ süt temin etme şansı yoksa, yoğurtlar UHT süt ( tetrapak kutular ) yerine günlük sütten mayalandığında kesinlikle daha iyi sonuç veriyor.
- Serçe parmağınız ile baktığınızda, parmağınız 10 saniye kadar mayalık sütün içinde durabiliyorsa, sütün ısısı mayalamak için uygundur.
- Mayalık yoğurdun önceden buzdolabı yerine dışarıda tutularak oda ısısına getirilmesi sağlanırsa, süte eklendiğinde sütü soğutmaz.
- Mayalık yoğurdu, süte katmadan önce az miktar mayalık süt ile karıştırmak yoğurdun sütün içinde daha homojen ve kolay şekilde dağılmasını sağlıyor.
- Yoğurtları, cam kaplar eğer yoksa çelik kaplarda mayalamak en iyisi. Daha önce danıştığım gıda mühendisleri kesinlikle teflon veya toprak kapların kullanılmaması gerektiğini söylemişlerdi.
- Sütü kaynattıktan veya ısıttıktan sonra , yoğurdun mayalanacağı yerde uygun ısıya gelmesi beklenirse yoğurdun mayalanma sırasındaki ısısı daha iyi korunuyor.
- Yoğurt mayalanırken , ısısısının düşeceği yerlerden uzak olmalı, mesela her an açılıp kapatılan mutfak camı/ balkon kapısı gibi.
- Küçük kaplarda yoğurt mayalamak her zaman daha iyi. Bir veya iki seferde tüketilebilecek miktarlarda yoğurt mayalandığı zaman , yoğurdun sulanması kesinlikle daha az oluyor.
- Eğer süt, normal yoğurt mayalama sıcaklığının üzerinde olursa veya mayalık miktarı normalin üzerinde kullanılırsa yoğurt daha ekşi oluyor.
- Yoğurdu mayaladıktan sonra, asla kabınızın/ tencerenizin ağzını bir kapak ile kapamayın. Onun yerine lastik kullanarak kavonozlarınızın üzerini tülbent ile örtün veya iki lastik ile tülbenti tencerelerin kulplarına takıp , yoğurdun içine düşmemesi için iyice gerin. Böylece buhar, yoğurdun üzerinde birikip yoğurdu sulandırmayacak ve daha kıvamlı yoğurt elde edebileceksiniz.
- Ağızları tülbent ile kapanmış yoğurt kaplarını iyice sarılıp sarmalanmalı ve mayalanma sırasında asla kaplar oynatılmamalı/ sarsılmamalı.
- 3 - 4 saat sonra kaplarınızın üzerlerindeki örtüyü ve tülbentleri açın, 2 saat kadar kapları olduğu yerde bekletin ve sonra kaplarınızı sarsmadan ağzı açık bir şekilde buzdolabına yerleştirip yemeden önce 48 saat bekletin.
- Bu arada bozulan sütlerinizi/ tutmayan yoğurtlarınızı asla dökmeyin. Bunları kaynatarak bir çeşit lor/ çökelek elde edebilirsiniz. Bunun için kaynadıktan sonra dibe çöken katı parçaları tülbentte iyice süzün. Sonra üzerine zeytinyağı ve pul biber/ kekik ekleyip tüketebilirsiniz.
Eğer İstanbul'da iseniz ve çiğ inek sütü temin etmek isterseniz, profesyonel bir şekilde işlettiği ari sertifakalı çiftliğinden, evlere haftalık çiğ süt dağıtımı yapan , çok tatlı bir hanımefedinin, AysuntheSütçü'nün, tel. numarasını verebilirim. Bunun için, mailinizin atlanmaması için özelden ulaşmanızı rica ediyorum.
Sütümüzü mayaladıktan sonra fırında yoğurt haline gelmesi için fırın kac dereceye kadar ısıtılmalı? Bu ısıda yine 4-6 saat mi bekleteceğiz? Oda sıcaklığında sarıp sarmaladığımız zaman tutmayabiliyor bir mini fırının sabitlenmiş sıcaklığında daha iyi tutabilir mi acaba?
Dun saat 17 de 1kg pastorize AOÇ sütünü parmağımı yakmaya yakın ısıya getirdim. 1 çay kaşığı kadar toz şeker eklediğim, 1 Kaşık light AOÇ yogurdu ile mayaladım. Saat 22.00 de süt hâlâ tatlı bir süt oalrak duruyordu. Küçük çelik tencere de mayalamıştım, oldugu gibi ocaga aldım biraz ısıttım, bir iki kaşık daha maya eklemek uzere iken aklıma mayaya bir kaşık Probiyotik yogurt eklemek geldi, ekledim bu karışımdan bir kaşıktan biraz fazla mayayı kullandım karıştırdım. Biraz daha büyük bir kapta su kaynattım bu suyu yogurdun
sargıları üzerine ve bir nehale üzerine aldım, mayalı sütü de bu sıcak suyun içine koydum, sargıları yeniden sardım. Sabah 9.00 da açtım, sargılarım suyla ıslanmışlardı. Mayalanan süt ise mavimsi biraz bolca suyu içinde bir yogurt adası gibi olmuştu. kapaksız olarak buz dolabına koydum, şu anda suyu biraz uçmuş, henuz dokunmuyorum. Bunndan sonra ki denemede sadece probiyotik maya kullanmaya ve bir de bu işi fırın yardımı ile yapmayı araştırmaya karar verdim. :)
Kış aylarında fırına gerek yok. Cam kapta mayalayınız ve kabı DOĞRUDAN radyatör üzerine koyunuz. Cam radyatöre değsin. Ortalama sıcaklık 35 - 45 santigrat derecedir.
Bu durumda fazla sarıp sarmalamaya gerek yoktur. Üstüne kabın kapağını da kapatabilirsiniz ancak ince bir tülbent, mayalama sırasında buharlaşmanın devam edebilmesi için daha uygundur.
5 saati geçmeyiniz.
Sonra bulunduğu yerden alıp buzdolabına koyunuz. 24 saatten önce sofranıza çıkarmayınız.
Sütünüz sağlamsa ve ölçüleri doğru tutturduysanız başka bir şeye gerek yok.
UHT sütten (market raflarında satılan uzun ömürlü kutu süt) yoğurt olmaz, çünkü üretim aşamasında 140 dereceye kadar ısıtıldığı için tüm özelliklerini kaybeder, yalnızca rengi süte benzer.
Ayrıca içinde önemli miktarda süt tozu ve kıvam vermesi için jelatin vardır.
Hangi sütü içelim?
UHT sütten yoğurt yapılır mı?
Cevapları bu linkte.
En sağlıklı süt hangisidir? / Sağlıklı ve Uzun Yaşam / Genel Sağlık Bilgisi / Doktorum.kanald.com.tr (http://doktorum.kanald.com.tr/genel-saglik-bilgisi/saglikli-ve-uzun-yasam/en-saglikli-sut-hangisidir)
Değerli Feyzan Bey,
Tam ben de bu programdan söz etmek istiyordum, siz benden önce davranmışsınız.
Ölü süt diye bir kavram attı sayın Yavuz Hoca,- ki aslında bu kavram herşeyi çok güzel açıklıyor.
Bir ek : Daha önceki Doktorum programlarında açıklandığına göre , Probiyotik yoğurtlarla bir kere evde kendi yoğurdumuzu mayaladıktan sonra, sürekli olarak kendi yaptığımız yoğurdu maya olarak kullanırsak, giderek katkı maddesi eser miktarda kalan (çünkü katkı maddeleri bakteriler gibi tekrar tekrar mayalanıp üremiyor ) yararlı bakterileri istenen çeşit ve çoklukta olan besin değeri çok yüksek bir yoğurt elde edebilirmişiz.
En iyi maya, evde kendi ürettiğimiz yoğurdun birkaç kere yeniden maya olarak kullanılması ile oluşan maya.
Sayfaları baştan sona okuduktan sonra şu anda uzun zamandan sonraki ilk yoğurt denememi yaptım. Bakalım ne sonuç alacağım ?
Merhaba ,
Geçtiğimiz 2 sene boyunca her hafta çiğ süt temin edip , bundan yoğurt mayalamış biri olarak ben de tecrübelerimi aktarmak istedim:
- Eğer çiğ süt temin etme şansı yoksa, yoğurtlar UHT süt ( tetrapak kutular ) yerine günlük sütten mayalandığında kesinlikle daha iyi sonuç veriyor.
- Serçe parmağınız ile baktığınızda, parmağınız 10 saniye kadar mayalık sütün içinde durabiliyorsa, sütün ısısı mayalamak için uygundur.
- Mayalık yoğurdun önceden buzdolabı yerine dışarıda tutularak oda ısısına getirilmesi sağlanırsa, süte eklendiğinde sütü soğutmaz.
- Mayalık yoğurdu, süte katmadan önce az miktar mayalık süt ile karıştırmak yoğurdun sütün içinde daha homojen ve kolay şekilde dağılmasını sağlıyor.
- Yoğurtları, cam kaplar eğer yoksa çelik kaplarda mayalamak en iyisi. Daha önce danıştığım gıda mühendisleri kesinlikle teflon veya toprak kapların kullanılmaması gerektiğini söylemişlerdi.
- Sütü kaynattıktan veya ısıttıktan sonra , yoğurdun mayalanacağı yerde uygun ısıya gelmesi beklenirse yoğurdun mayalanma sırasındaki ısısı daha iyi korunuyor.
- Yoğurt mayalanırken , ısısısının düşeceği yerlerden uzak olmalı, mesela her an açılıp kapatılan mutfak camı/ balkon kapısı gibi.
- Küçük kaplarda yoğurt mayalamak her zaman daha iyi. Bir veya iki seferde tüketilebilecek miktarlarda yoğurt mayalandığı zaman , yoğurdun sulanması kesinlikle daha az oluyor.
- Eğer süt, normal yoğurt mayalama sıcaklığının üzerinde olursa veya mayalık miktarı normalin üzerinde kullanılırsa yoğurt daha ekşi oluyor.
- Yoğurdu mayaladıktan sonra, asla kabınızın/ tencerenizin ağzını bir kapak ile kapamayın. Onun yerine lastik kullanarak kavonozlarınızın üzerini tülbent ile örtün veya iki lastik ile tülbenti tencerelerin kulplarına takıp , yoğurdun içine düşmemesi için iyice gerin. Böylece buhar, yoğurdun üzerinde birikip yoğurdu sulandırmayacak ve daha kıvamlı yoğurt elde edebileceksiniz.
- Ağızları tülbent ile kapanmış yoğurt kaplarını iyice sarılıp sarmalanmalı ve mayalanma sırasında asla kaplar oynatılmamalı/ sarsılmamalı.
- 3 - 4 saat sonra kaplarınızın üzerlerindeki örtüyü ve tülbentleri açın, 2 saat kadar kapları olduğu yerde bekletin ve sonra kaplarınızı sarsmadan ağzı açık bir şekilde buzdolabına yerleştirip yemeden önce 48 saat bekletin.
- Bu arada bozulan sütlerinizi/ tutmayan yoğurtlarınızı asla dökmeyin. Bunları kaynatarak bir çeşit lor/ çökelek elde edebilirsiniz. Bunun için kaynadıktan sonra dibe çöken katı parçaları tülbentte iyice süzün. Sonra üzerine zeytinyağı ve pul biber/ kekik ekleyip tüketebilirsiniz.
Eğer İstanbul'da iseniz ve çiğ inek sütü temin etmek isterseniz, profesyonel bir şekilde işlettiği ari sertifakalı çiftliğinden, evlere haftalık çiğ süt dağıtımı yapan , çok tatlı bir hanımefedinin, AysuntheSütçü'nün, tel. numarasını verebilirim. Bunun için, mailinizin atlanmaması için özelden ulaşmanızı rica ediyorum.
merhabalar ben de istanbulda çiğ süt arayanlardanım,aysun hanımın numarasını iletirseniz çok seviniriom..sevgilerle .))
ben de istanbulda çiğ süt arayanlardanım.
sileorganik.com | organik, süt, yumurta, peynir, yoğurt
(http://www.sileorganik.com)
denizakvaryumu
22-12-2011, 13:34
Köy yoğurdu kokusunu sevenler...
Günlük, sütaşın (bu süt en fazla 4 günlüktür) şişe sütünü alın,
forumdan Engin Beyin kefir mayasını alın,
şişe sütü hiç ısıtmadan(yani soğuk süt) bu maya ile ayrı bir cam kavanozda birleştirin ,
oda sıcaklığında 2 gün bekletin
yoğurt kıvamını alınca plastik süzgeçle süzün.
Şimdiye kadar kime önerdiysem "muhteşem" bir sonuçla karşılaştılar ve dışardan yoğurt almayı bıraktılar, yoğurt da yapmıyorlar.
Kimseden olumsuz bir sonuç gelmedi.
Yoğurdun kullanıldığı heryerde kullanılıyor,ayran yapılıyor, yemeklerin üstüne dökülüyor... muhteşem bir lezzet ve koku...
Unutmayın yoğurtda 2 faydalı bakteri varken kefirde bu ikinin yanında 38 tane daha var.
Tabi kalıp gibi yoğurtlardan hoşlanıyorsanız bu iş size göre değil. :)
Son dönemde bazı kişiler işlem görmemiş inek sütü satıyorlar. Bazı semtlerde kapıya kadar teslim ediyorlar. Çünkü işlem görmüş sütler ile ilgili olumsuz bilgilerden sonra bu konuda talep arttı.
Bir ara bu tür süt bulmak imkansız hale gelmişti.
Yanılmıyorsam aslında açık süt satmak bir süredir yasak. (Hatırladığım kadarı ile)
Ancak bu satıcılardan bazıları süte su katıyor, içine de soda vs. gibi eklemeler de yapıyorlarmış.
Bu nedenle bu tür alışverişte alıcıdan emin olunuz. Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmamak lazım.
Fiyat ise çok değişik. Kilogram fiyatı 2,50 TL den başlayıp 5 TL ye kadar çıkıyor.
Bana Gebze'de kurulu bir çiftlikten geliyor. 2 TL/kg.
Nispeten kucuk sehirde yasamanin avantaji: Her Cumartesi sabahi koylu kadin sutumu getiriyor. 5 lt.si 7 TL. Kucuk bir kase kaymak cikiyor. Gerisi yogurt oluyor. 47 derecede mayaliyorum. Oda sicakligindaki 1 tatli kasigi kadar bir onceki yogurttan mayayi dagitmadan usulca bir koseden sute birakiyorum. Sanki fabrikasyon, her zaman ayni kivam ve tat. Buz dolabinda en az bir hafta eksimeden duruyor.
sileorganik.com | organik, süt, yumurta, peynir, yoğurt
(http://www.sileorganik.com)
Verdiğiniz link için teşekkürler sayın malina..
Ben manda yoğurdunu tercih ederim her zaman..
Pendik'te tanınmış bir firmanın manda yoğurdunu alıyoruz..ama 800 gram toprak kaplı yoğurt 7 lira..
Sizin verdiğiniz linkte ise 2.5 kilosu 12 lira..kilosu aşağı yukarı 5 lira..iyi yani..
Şile de tam manda yeri..Buradan keçi peyniri ve manda yoğurdu alıp bir deniyeceğim..
Ama..Keşke, Afyon Kocatepe Üniversitesi Mandacılık Araştırma Enstitüsünün manda yoğurdunu alabilseydik..Afyon'da kilosu 2.5 lira..İstanbul'da bir satış noktası olsa 4-5 liradan kapış kapış giderdi:
HAYVANCILIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ | AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ (http://www.aku.edu.tr/web/Sayfa.aspx?ID=57JQM25NDAU841932AQ101)
Benol Hazaroğlu
23-12-2011, 19:33
Samsun-Trabzon farkı
Ben de her hafta sütçü kadının getirdiği 5lt süte 15 Tl veriyorum.
Ve hepsi yoğurt yapılıyor.
Samsun-Trabzon farkı
Ben de her hafta sütçü kadının getirdiği 5lt süte 15 Tl veriyorum.
Ve hepsi yoğurt yapılıyor.
Trabzon'un pahali oldugunu biliyorum ( Besikduzuluyum ) ama bu kadari da cok fazla, ama eminim oralarin sutu daha lezzetlidir, sutlaci da guzel olur hani!
Yani arkadaşlar, yok Kanlıca yok Manda yoğurdu , insanın aklına türlü türlü şey sokmayın. Alan var alamayan var :)) Kanlıca yoğurdunun resmi web sayfasında online satış seçeneği var ama aktif değil. Allahtan Afyon yakın manda yoğurdunu temin ederiz.
Probiyotik yoğurt ile mayaladığım yoğurt zincirim çok iyi gidiyor. 2 Kg süt ile 3 toprak kaseye haftanın 2 günü mayalıyorum. İkisini biraz daha şekerli yapıyorumki tatlı niyetine yiyelim. Oğluma akşamları 1 bardak süt yerine 1 kase yoğurt veriyorum, daha zevkli yiyor. Tavsiye ederim.
Bu arada Burdur da 2 kg süt 2.5 Tl :)))
firuze 35
28-12-2011, 19:58
Ben sütçüden süt alıyorum.Hatta bazen hızımı alamayıp peynir denemeleri ve biriktirdiğim kaymakla tereyağı bile yaptım.Gerçi bir sürü bulaşık çıkıyor,beni çok oyalıyor ama tereyağı için değer.Peynirde istediğim sonuca ulaşamadım.Yaptıklarım hiç ziyan olmadı ama mayalama sıcaklığını ne kadar düşürsemde sert sert beyaz peynir üretemedim.
Benim aldığım sütün lt'si 1,5 lira
eveett burada okuduklarımdan yola çıkıp az önce yoğurdumu mayalamış bulunmaktayım..
1lt sütaş günlük süt, 1 kaşık dolusu probiyotik yoğurtla mayaladım.. sütü ısıttım, sonra mayaya 1 tatlı kaşığı şeker katıp karıştırdım, yavaş yavaş ılık sütten ekleyip pürüzsüz olana kadar karıştırdım.. sonra tencereye ekledim yavaş yavaş iyice karıştırıp mayalamak istediğim borcama döktüm..
tek aksilik kaloriferimde ki ani sorundan ötürü sadece sofra bezini sarabildim.. yani sıcaklığı arttıracak birşeyi yok şu anda yanında.. umarım tutar..
bu tarifi not ettiğim arkadaşın ismini tam hatırlayamadım ama yarın sonucu bildirirken teşekkür edeceğim mutlaka :) umarım herşeyi doğru yapmışımdır :)
mandalinci
21-02-2012, 19:38
Sn. papibjk,
Sadece sofra bezi bence yetmez, hırka, diz üstü battaniyesi ile de takviye edin derim.
Afiyet olsun:)
birde ben mermerin üstüne koymuştum orasıda soğuk olurmuş, kayınvalidem geldide :)) ben düşünemedim hiç yaa.. 4 saat mayalanması yeter demişlerdi şimdi dolaba kaldırdım ama fıkır fıkır sallanıyodu.. kokusu hafif ayran gibiydi gerçi :) üzerine bez örtüp dolaba koydum bakalım hayırlısı.. ilk deneme için gene biçok ders çıkardım bidahakine yaparım ben bu işi :))
gulbirsen
22-02-2012, 10:50
sayın papibjk, tebrik ederim. Yeni deneyimleri ben de çok severim, olmadı yeniden yapın. Bende baharda karınca yuvalarının toprağı ile yoğurt yapmayı deneyeceğim.Sonucu paylaşırım.
serefsen
06-04-2012, 15:48
Çiğ sütü kaynama noktasına gelmeden yaklaşık 40-45 derecelere getirdikten sonra mayalamak doğrumudur?
Çiğ sütü kaynama noktasına gelmeden yaklaşık 40-45 derecelere getirdikten sonra mayalamak doğrumudur?
Hayır, çiğ sütü önce kaynatmanız, sonra 45 dereceye soğumasını beklemeniz gerekir.
tek aksilik kaloriferimde ki ani sorundan ötürü sadece sofra bezini sarabildim.. yani sıcaklığı arttıracak bir şeyi yok şu anda yanında.. umarım tutar..
Yoğurt mayalayacağınız kabı, kendisinden epey büyük, kapatlı başka bir kabın içine koyun. İçine süt sıcaklığında su koyun. Bu su epey geç soğuduğu için yeterli ısıyı sağlıyor. Büyük kabın üstüne isterseniz bir örtü örterek, soğmayı daha da denetim altında tutabilirsiniz.
esk nisagül
06-04-2012, 17:57
Kesinlikle doğru değildir sayın serefsen eğerki sütçüden aldıysanız ne kadar temiz sağılmış olsa bile içinde hayvanın gübresinden bir bulaşıklık olabilir bu da biliyorsunuzki bakteri demektir ben sütü en az 15 dk hızlı ateşte kaynatıyorum kastınız kutu süt ise zaten onunla yoğurt yapılmamalı şahsi fikrim
esk nisagül
06-04-2012, 18:02
yoğurdu mayaladıktan sonra eğer ki açtığınızda tutmamışsa hemen fırınınızı ısıtın biraz sıcakca fırına verin ve en az 3 saatte orada kalsın tuttuğunu göreceksiniz
serefsen
06-04-2012, 18:37
Sayın esk_nisagül ve malina;
Ben sütçümden çiğ süt aldım, kendisi bu sütü bu şekilde içebileceğim taahhütünü verdi (temizlik olarak)
Fakat yoğurdun tutması biraz zor olur çiğ sütle dedi.
Ben süt içindeki mikroorganizmaları kaybetmeden bir yoğurt yapmak istiyorum, çiğ sütün temiz olduğu konusunda inancım tam, fakat yoğurt tutarmı? Tutarsa nasıl tutar?
serefsen
06-04-2012, 18:45
Ayrıca bu yazıda çok dikkatimi çekti;
Milliyet blog sitesindeki hanımefendi 1 numaralı kaynatma maddesinde, çocuk doktoruna bu konuyu sorduğunu, çiğ sütü kaynatmadan mayalama sıcaklığına gelen sütte yoğurt mayasının diğer zararlı bakterileri öldürdüğünü söylüyor...
Bu konuda bilgilerinizi rica ediyorum.
serefsen
06-04-2012, 19:14
Ayrıca yorum yapmadan önce birde bu linki okumanızı rica ediyorum.
Kendisi peynir yapım uzmanıdır.
Artizan Peynirci: Yoğurt yapalım (http://artizanpeynirci.blogspot.com/2009/10/yogurt-yapalm.html#comment-form)
esk nisagül
06-04-2012, 22:12
Şimdiiii arkadaşım neden çiğ sütte ısrar ediyorsun anlamış değilim bu yaptığın yoğurdu olursaki bilmiyorum kendin yersen tamamda eğerki çocuklarına yedirirsen üzülürüm peynir hastalığı diye bir şey var istersen bir araştır sonuçları hiç iyi olmuyor kaş yapıyım derken göz çıkarma ben şahsen her söylenilede inanmam peynir uzmanı diyorsunuz atalarımız şimdiye kadar yanlışmı yapmışlar yani biliyorsunuzdur belki yoğurdu ilk türkler bulmuş yoğurdunu ve peynirini kendi yapan biri olarak söylediğiniz yöntemi uygulamam amaaaa dersinizki ben uygulayacağım bir deneyin tutma ihtimali var ama tadı orjinaline benzeyeceğini zannetmem biliyorsunuzdur hazır sütleri bile 90 dereceye kadar ısıttıktan sonra fermente ediliyor
Sıcak su kabı çok iyi fikirmiş...
Deniz Yıldızı
07-04-2012, 13:03
Ben de hazır yoğurt yiyemeyen ve yoğurdunu evde yapanlardanım. Yoğurt konusunda çok çeşitli sütlerden denemelerim oldu. Tabii ki en başarılısı sağıldıktan hemen sonra elinize ulaşan sütle evde mayalanmış yoğurttan elde edilen mayanın karışımı. Bunu pastörize süt ve ev yoğurdu mayası karışımı takip ediyor. En başarısız olanı ise kutu süt.
Ben eğer ev yoğurdu mayası bulamazsam genellikle marketteki en tanınmamış markanın yoğurdunu alıp onunla mayalıyorum sütümü. Bu yöntem de işe yarıyor.
Ancak 2 ay önce Ankara'ya taşındım ve hala doğru günlük süt ve maya karışımını tutturamadım. Sürekli denemeler yapıyor ve tutmamış yoğurtlarımı da ekmek yapmak için kullanıyorum. Bu sabah son denememi yaptım. Umarım tutar.
Rana+miraç
07-04-2012, 13:14
Merhaba...Konuyu tesadüfen gördüm. Uzman bir sağlıkçı olarak sütten geçebilen hastalıklar konusunda dikkatli olmanızı öneririm.
Brucella süt ve pişmemiş süt ile yapılan süt ürünleriyle geçen oldukça yaygın olan ve belirtileri sinsice ilerleyen bir hastalıktır.
Özellikle taze peynirle sık bulaşır. Peynirin yapımı üzerinden 3-4 ay geçtikten sonra bulaşıcılık kalkar. Yoğurdu bilmem 3-4 ay bekletip yeme imkanı var mı?
sütçünüzün verdiği temizlik güvencesi bence şüpheli kendi ineğimi besleyip sütünü elimle bile sağsam kaynatmadan tüketmem. Fiziksel temizlik ile bakteriyolojik temizliği ayırdeden bir sütçünüz olmalı bu güvenceyi verdiğine göre. Sadece uyarmak istedim brucella hastası bir çok çocuğu tedavi etmiş bir doktor olarak.
Deniz Yıldızı
07-04-2012, 13:31
İneklerin sağımının yapıldığı yerleri görmüş birisi olarak ben de %100 hijyen ve bakterisiz bir ortamın olabileceğine kanaat getiremiyorum. Ayrıca besi ve yem işiyle uğraşan bir tanıdığımızdan öğrendiğim kadarıyla süt sağıldığı andan itibaren bozulmaya yani bakteri üretmeye başlarmış. Bu yüzden kaynatmadan süt kullanmak bana da pek doğru gelmiyor.
serefsen
07-04-2012, 19:32
Arkadaşlar sizleri gayet çok iyi anlıyorum fakat ben kendimi iyi ifade edemedim sanıyorum...
Konuyu daha detaylıca açıklık getirmeye çalışacağım, yanlışım varsa düzeltin lütfen.
Çiğ sütteki termofolik (faydalı) bakteriler 55 Derecede ölüyor (Bu bilgiyi üniversiteden aldım)
E ozaman bu çiğ sütü kaynama noktasına getirirsek ne olur?
Ayrıca;
Aşağıda vereceğim linkin "kaynatma" bölümüne bir göz atın. Diyorki; Çiğ sütü kaynatmadan, mayalama sıcaklığında yoğurt mayası, olası zararlı bakterileri yok ediyor. Bu bilgiyide çocuk doktorundan aldığını söylüyor.
Çiğ sütten ev yoğurdum / Beslenme / Milliyet Blog (http://blog.milliyet.com.tr/cig-sutten-ev-yogurdum/Blog/?BlogNo=333511)
Ben inatçı biri değilim, sadece doğru bilginin ve GERÇEK yoğurt yeme peşindeyim:)
Lütfen bu konuyu birlikte tartışıp doğruyu bulalım.
Saygılar...
Deniz Yıldızı
08-04-2012, 21:58
Sonunda Ankara'da ev yoğurduna kavuşmuş bulunmaktayım. AOÇ günlük süt ve Adana'dan getirdiğim ev yoğurdu mayam karışınca yoğurduma kavuştum. Böylelikle hazır yoğurt işkencesi de sona erdi. Keramet mayadaymış. Çünkü aynı sütle yaptığım bir çok deneme başarısızlıkla sonuçlanmıştı. İşte benim mutlu sonum.
serefsen
09-04-2012, 20:54
Arkadaşlar 2 değerli hocamızdan aldığım cevapları burada yayınlıyorum;
Sütü kaynatmak doğru değil. Süt pastörize edilir. Pastörizasyon işleminde
süt, çoğunlukla 62.8 oC'de 30 dakika ya da 71.7 oC'de 15-45 saniyede
ısıtılarak derhal soğutulur. Soğutma olmadan pastörizasyondan bahsedemeyiz.
Bu işlemin temel amacı patojen dediğimiz hasta hayvanlar ya da yanlış bazı
uygulamalarla süte bulaşan ve tüketicide önemli hastalıklara neden olan
mikroorganizmaları yıkımlamaktır.
Pastörizasyon işlemi sütte bulunan bütün mikroorganizmaları yıkımlamaz,
yani bir sterilizasyon değildir. Pastörizasyonun diğer faydasıda süte
katılacak yoğurt kültürünün daha kolay gelişmesini sağlamasıdır. Bu
kültürün çok daha rahat gelişmesi evde yoğurt yaparken 1 litre süte bir çay
kaşığı kadar toz şeker atıp karıştırabilirsiniz. İlave ettiğiniz şeker
kültür bakterilerinin metabolizmasına çok iyi gelecektir :)
Süt pastörize edilmelidir. Sütü pastörize etmeden tüketmek emniyet kemeri
takmadan araç kullanmaya benzer.
En iyi süt çiğ süttür. Sütün en doğal hali çiğ halidir. Ah bir de şu hayvan
hastalıkları olmasa vede üreticiler hijyenin ve sanitasyonun önemini iyice
anlayarak üretim yapsa.
Çocuğumda yapamadım ama imkanım olursa, torunum için öncelikli olarak
bahçeli bir ev alacağım, bahçemde bir keçi besleyeceğim ve torunuma keçi
memesinden süt içmeyi öğreteceğim :)
Sağlıkla kalın,
Prof.Dr. Zafer GÖNÜLALAN
Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü
2. CEVAP
1. Yoğurt yapımında ısıl işlem uygulamasının (evlerde kaynatma olarak
uygulanır, endüstride 85-90C de 15-20 dakika arasında uygulanır) iki amacı
vardır. Birincisi, gıda güvenliği açısından çiğ sütteki varsa hastalık
yapıcı bakterileri öldürmek; ikincisi süt proteinleri arasında bazı
biyokimyasal reaksiyonları oluşturarak yoğurt jelinin kıvamını artırmaktır.
2. Çiğ sütte her zaman faydalı mikrop olmayabilir. Çünkü çiğ sütteki bütün
mikroorganizmlar süte sonradan bulaşır. Yani çiğ süt alveol hücrelerinden
(memdeki süt üreten hücreler) sentezlenip salgılandığında steril haldedir.
Ancak, meme içinden başlayarak, sağılan kab, sağım tesisi veya sağıcı vb.
her yerden süte bakteri bulaşmaya başlar. Dolayısıyla çiğ sütte her zaman
yararlı bakteri bulunacaktır diye bir kural yok. Çiğ sütten size hayvan
hastalıkları yanında, dizanteri, difteri, kolibasili, tüberküloz, brusella
gibi bir dizi hastalık etmeni de bulaşabilir. Bunu evlerde tespit etmek
mümkün değildir. O nedenle evlerde sütün en azından bir taşım kaynatılması
lazım.
3. Sütün içine mayalamak için kattığınız Lactobacillus bulgaricus ve
Streptecoccus thermophilus bakterileri, zaten faydalı bakterilerdir. Yoğurt
yapımı esnasında bu bakterilerin sayısı gramda yüzmilyonlarca adede kadar
çoğalır.
4. Yoğurt içinde bulunan bakteriler eğer hızlı bir şekilde ürerler ise
diğer bakterilerin gelişimini durdurabilirler. Ama tamamiyle
öldüremeyebilirler.
Selamlar.
Doç.Dr. Yahya Kemal AVŞAR
Merhaba,
Bende iki seferdir sek'in şişe günlük sütleri ile mayalıyorum yoğurt yapmak için.Sonuç çok mükemmel olmasa da kendi yaptığım doğal yoğurdum oluyor.
Daha kaliteli ve katı kıvamda yoğurt yapmak için zaman gerekiyor diye düşünüyorum.Çünkü ben süt ve ürünleri mezunuyum ama işin uygulaması daha zevkli okumasından.
Sevgiler..
Merhabalar,
Ben de yaklaşık 1 aydır kendi yoğurdumu kendim yapıyor ve maya olarak kullandığım yoğurdu da kendi üretimimden kullanıyorum. Tamamen doğal ve katkısız tükettiğimizi bilmek huzurla dolduruyor içimi. Hafta da 5 kilo aldığımız taze sütlerimiz Ankara Elmadağ ilçesinde oturan bir iş arkadaşı tarafından iş yerine getiriliyordu eşimin. Kış sezonunu yaşadığımız için akşama kadar geçen süre pek tedirgin etmiyordu beni yalnız artık havalar ısınıyor, yaz ayları yaklaştıkça getirttiğimiz sütün mesai sonuna dek nasıl taze kalacağı konusunda tereddütlerim oluştu. Kefir mayalamak için de kullandığım taze inek sütünün bozulmadan eve ulaşması için nasıl bir yol takip edeceğimizi kara kara düşünür oldum.
bende evde yoğurt yapmak istiyorum fakat henüz alabileceğim bir yer **** kişi bulamadım. Aylin the sütçü ile ilgili bir çok bilgiye ulaştım kendisine mailde attım umarım geri dönüş yapar.
serefsen
17-04-2012, 16:43
kültürün çok daha rahat gelişmesi için evde yoğurt yaparken 1 litre süte bir çay
kaşığı kadar toz şeker atıp karıştırabilirsiniz. İlave ettiğiniz şeker
kültür bakterilerinin metabolizmasına çok iyi gelecektir.
Ayrıca, 1 litre süte 100g süt tozu eklenerekte kalsiyum miktarı arttırılabilir ve yoğurt çok sert ve süzme yoğurt kıvamında olur.
serefsen
17-04-2012, 16:45
Üsküdar'da çiğ süt alabileceğiniz bir yer biliyorum, yakın olanlara adresini verebilirim.
Üsküdar'da çiğ süt alabileceğiniz bir yer biliyorum, yakın olanlara adresini verebilirim.
Siz adresini yazın :)
Ayrıca, 1 litre süte 100g süt tozu eklenerekte kalsiyum miktarı arttırılabilir ve yoğurt çok sert ve süzme yoğurt kıvamında olur.
Peynir altı suyu tozu eklemek de işe yarar mı?
serefsen
17-04-2012, 16:49
Peynir altı suyu tozu eklemek de işe yarar mı?
hiç denemedim...
serefsen
17-04-2012, 16:51
Siz adresini yazın :)
Üsküdar Selami Ali Caddesi üzerinde, Toygar Hamza Camii'nin tam karşısında, 80 yaşlarında yaşlı bir amcanın dükkanı var, ben ondan alıyorum.
Evde yoğurt yaparken ilk mayayı hazır yoğurttan kullanıyoruz.
Ekşi maya zaman içinde iyileşiyor... Bu mantıktan hareketle, kendi yaptığımız yoğurttan mayalık olarak kullanırsak, giderek daha iyi bir mayamız mı olur?
serefsen
17-04-2012, 17:43
Evde yoğurt yaparken ilk mayayı hazır yoğurttan kullanıyoruz.
Ekşi maya zaman içinde iyileşiyor... Bu mantıktan hareketle, kendi yaptığımız yoğurttan mayalık olarak kullanırsak, giderek daha iyi bir mayamız mı olur?
Evde yoğurt yaparken kesinlikle güvendiğiniz bir yerden çiğ süt kullanın, çiğ sütü aldığınız esnafta, mutlaka o sütten yapılmış yoğurt bulunur, maya için isterseniz seve seve verir.
Bu şekilde yapa yapa mayanız gelişecek ve gitgide daha kaliteli yoğurt yemiş olacaksınız.
Hazır yoğurttan mayalamayı tavsiye etmem.
Sütü kaynatmayın! 65 Derecede 30 dakika tutun ve daha önce hazırladığınız buz kalıplarını kullanarak derhal 50 dereceye getirip mayalayın (en iyisi bu)
Uğraşamam yarım saat derseniz, 75 derecede 15 saniye tutun.
Kaynatılmış sütten hayır gelmez, ben kaynatmıyorum, kaynatana da bişey demiyorum, çünkü bu konuda uzmanlar bile ikiye ayrılmış durumda...
kültürün çok daha rahat gelişmesi için evde yoğurt yaparken 1 litre süte bir çay
kaşığı kadar toz şeker atıp karıştırabilirsiniz. İlave ettiğiniz şeker
kültür bakterilerinin metabolizmasına çok iyi gelecektir.
Ayrıca, 1 litre süte 100g süt tozu eklenerekte kalsiyum miktarı arttırılabilir ve yoğurt çok sert ve süzme yoğurt kıvamında olur.
Sayın şerefsen, sütü kaynatmadan nasıl siteril edeceğiz bilgi verirseniz çok memnun olurum. Birde 100 gr süt tozu hakkında bilgi almak isterim. Nescafe içerken kullandığımız süt tozu olur mu? Olursa yaklaşık 2 litre süte kaç çay kaşığı atarız, tecrübelerinizi paylaşırsanız sevindirmiş olursunuz beni. Saygılar... :o
serefsen
17-04-2012, 22:18
Sayın şerefsen, sütü kaynatmadan nasıl siteril edeceğiz bilgi verirseniz çok memnun olurum. Birde 100 gr süt tozu hakkında bilgi almak isterim. Nescafe içerken kullandığımız süt tozu olur mu? Olursa yaklaşık 2 litre süte kaç çay kaşığı atarız, tecrübelerinizi paylaşırsanız sevindirmiş olursunuz beni. Saygılar... :o
Size Gıda Hijyen teknolojisi profösörü hocamızın bu konudaki yazısını aynen kopyalıyorum
saygılar.
Sütü kaynatmak doğru değil. Süt pastörize edilir. Pastörizasyon işleminde
süt, çoğunlukla 62.8 oC'de 30 dakika ya da 71.7 oC'de 15-45 saniyede
ısıtılarak derhal soğutulur. Soğutma olmadan pastörizasyondan bahsedemeyiz.
Bu işlemin temel amacı patojen dediğimiz hasta hayvanlar ya da yanlış bazı
uygulamalarla süte bulaşan ve tüketicide önemli hastalıklara neden olan
mikroorganizmaları yıkımlamaktır.
Pastörizasyon işlemi sütte bulunan bütün mikroorganizmaları yıkımlamaz,
yani bir sterilizasyon değildir. Pastörizasyonun diğer faydasıda süte
katılacak yoğurt kültürünün daha kolay gelişmesini sağlamasıdır. Bu
kültürün çok daha rahat gelişmesi evde yoğurt yaparken 1 litre süte bir çay
kaşığı kadar toz şeker atıp karıştırabilirsiniz. İlave ettiğiniz şeker
kültür bakterilerinin metabolizmasına çok iyi gelecektir
Süt pastörize edilmelidir. Sütü pastörize etmeden tüketmek emniyet kemeri
takmadan araç kullanmaya benzer.
En iyi süt çiğ süttür. Sütün en doğal hali çiğ halidir. Ah bir de şu hayvan
hastalıkları olmasa vede üreticiler hijyenin ve sanitasyonun önemini iyice
anlayarak üretim yapsa.
Sağlıkla kalın,
Prof.Dr. Zafer GÖNÜLALAN
Erciyes Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü
serefsen
17-04-2012, 22:29
Sayın şerefsen, sütü kaynatmadan nasıl siteril edeceğiz bilgi verirseniz çok memnun olurum. Birde 100 gr süt tozu hakkında bilgi almak isterim. Nescafe içerken kullandığımız süt tozu olur mu? Olursa yaklaşık 2 litre süte kaç çay kaşığı atarız, tecrübelerinizi paylaşırsanız sevindirmiş olursunuz beni. Saygılar... :o
Nescafe'ye konulan süt tozu aslında kahve kreması, ben "Pınar" marka süt tozu alıyorum.
Ayrıca 1 Lt. süte 1 çay bardağı (100 gr.) süt tozu konulabilir.
Saygılar.
serefsen
17-04-2012, 22:39
Yoğurt yapmak basit bir iş değildir, hele öyle parmağını sok yanmazsa mayala falan gibi şekillerde asla yapılmamalıdır!
Böyle yaparsanız, yoğurt yerine vücuda hiç bir faydası olmayan beyaz kıvamlı bir SU yemiş olursunuz.
faydalı bir yoğurt için Termometre şart!
Sizinle bir başka uzmanın yazı ve görüşlerini daha paylaşıyorum.
Saygılar.
Yoğurt Lactobacillus Bulgaricus ve Streptococcus Thermophilus bakterilerinin sütün içindeki laktozu, laktik asite dünüştürmesi sonucu ortaya çıkan bir üründür. Süt proteinleri katılaşır ve patojenlere karşı koruyucu madde oluşturur (asidik ortam). Bu asitli ortamda patojen bakteriler yaşamaz. Sütün bu şekilde durum değiştirmesi, sindirilebilmesini kolaylaştırdığı gibi GI problemi olan kişilerin süt tüketmesine de yardımcı olur. Ayrıca bağırsaklardaki yararlı bakterilerin çoğalmasını ve patojen bakterilerin azalmasına da yardımcı olur. Lactobacillus Acidophilus ve Lactobacillus Bifidus kullanılan yoğurtlarda probiyotik olarak geçer. Ekmek, kek gibi unlu mamüllerde kabartma tozu yerine yoğurt kullanılabilir ve asit oranı yüksek olduğu için ekmek mayasının etkileşimini arttırır ve güzel kabarmasına yol açar.
Yoğurt yapımı için gerekli bir kaç faktör:
İyi bir sterilize tekniği. Kullanılan her ekipman sıcak suda 5 dakika kadar kaynatılarak sterilize edilir ve bu işlemin ardından zaman geçirmeden kullanılır.
Gerekli ısı miktarı. Lactobacillius Bulgaricus ve Streptococcus termophilus bakterileri termofilik bakterilerdir ve çoğalmak için 37°C ile 50°C arasında ki ısıları tercih ederler. 55°C’de hepsi ölür. Sıcaklık arttıkça üreme hızlarıda artar. 50°C yoğurt yapımı için en iyi ısı olarak verilir ve ptojenik bakterilerin üremesi için de uygun olmadığından tercih edilir.
Mayanın temizliği. Yoğurt yapımına kadar kullanılacak olan maya açılmaz ve kontamine olmaması sağlanır. Yaptığınız yoğurttan maya olarak ayıracaksanız, temiz ve sterilize edilmiş bir bebek biberonuna ayırıp ağzını sıkıca kapatarak buzdolabında bekletebilirsiniz. Marketten alacağınız ve maya amaçlı kullanacağınız yoğurdu, yapım aşamasına kadar açmayın.
Market sütleri ile yoğurt yapılabilir fakat sert yoğurt istiyorsanız gene CaCl2 eklenmesi lazım. **** 1 litre market sütüne 100g süt tozu eklenerekte kalsiyum miktarı arttırılabilir ve yoğurt çok sert ve süzme yoğurt kıvamında olur. Çiğ süt kaynağınızın tam kontrollü ve tüberküloz ile brusella gibi hastalıklar içermeyen hayvanlardan geliyor olmasına ve sağım sırasında temizliğe ve hijyene önem verildiğinden emin olun. AKSİ TAKDİRDE SADECE MARKET SÜTÜ KULLANIN. Yaptığınız yoğurttan ailenizin hasta olmasını istemeyiz.
Yapılışı:
1. 4 litre çiğ sütü 65°C'ye kadar ısıtıp 30 dakika bu ısıda bekleterek pastörize yapılır. Sütün kaynamasına ve taşmasına gerek yok. Ayrıca dibinin tutmaması için de dikkat edin. Isıtma için ikili tencere kullanabilirsiniz. Daha önce soğuk su ve buz doldurduğunuz lavaboya bu tencereyi yerleştirip hızlı biçimde 50°C, 55°C’ye soğutmanız gerekiyor. Böylece patojenik bakteriler üremek için zaman bulamadan yoğurt yapımına geçeceğiz. Gözünüz termometrede olsun. Marketten alınan sütler için bu aşamaya gerek yok.
2. Süt soğuduktan sonra (50°C’de) içinden 1 bardak süt alıp 1 bardak temiz ve yeni açılmış yoğurt ile karıştırın ve akışkan bir sıvı haline getirin. Yoğurt süt içinde tamamen erimeli.
3. Yoğurtlu sütü 50°C’deki süte bir çırpma teli yardımı ile karıştırarak yavaş yavaş ekleyin.
4. Sütü steril kavanozlara doldurup gene steril kapaklar ile kapatın.
5. Şimdi 50°C ısıyı 3 saat koruyacak bir ortama ihtiyacımız var. Ben bir piknik buzluğu kullanıyorum. Bu buzluk insülasyonu iyi olduğundan içine koyulan 50°C’deki suyu uzun süre koruyor.
6. Kavanozları piknik buzluğuna yerleştirip 50°C’deki suyu kavanozların kapak seviyesine gelene kadar doldurun. Termometreye dikkat edin ve suyun 50°C üzerinde olmamasına çalışın, yoksa maya bakterileri ölecek ve süt kesilmeyecektir. Kapağını kapatın ve 3 saat içinde yoğurt kıvamına gelip gelmediğini kontrol edin.
Merhaba,
Ben sanırım en son mayaladığımda sütümü hata yaptım ısıssını koruyamadım.Çok acaip bir sıvı elde ettim.Ne süt ne yoğurt.
Ayranımsı süt gibi birşey oldu.Atmaya da kıyamıyorum.Ne yapsam acaba?
Börek yapımındaki harç içine mi kullansam?Yoksa yorğurt ile karıştırıp belli miktarda ayran mı yapsam?
Tecrübelerime dayanarak pek bir şey olmaz ama düşünmeden edemiyorum.Teşekkürler..
Sayın şerefsen, sütü kaynatmadan nasıl siteril edeceğiz bilgi verirseniz çok memnun olurum. Birde 100 gr süt tozu hakkında bilgi almak isterim. Nescafe içerken kullandığımız süt tozu olur mu? Olursa yaklaşık 2 litre süte kaç çay kaşığı atarız, tecrübelerinizi paylaşırsanız sevindirmiş olursunuz beni. Saygılar... :o
Merhaba sudenurnur,
Okurken gözüme çarptı,
Neskafelerde kulanılan beyaz toz süttozu değil.
Adı bile garip: kahve beyazlatıcı.
Bitkisel yağlardan yapılıyormuşs sanırım,
Nerede o eski yoğurtlar, ayranlar.
Merhaba,
Ben sanırım en son mayaladığımda sütümü hata yaptım ısıssını koruyamadım.Çok acaip bir sıvı elde ettim.Ne süt ne yoğurt.
Ayranımsı süt gibi birşey oldu.Atmaya da kıyamıyorum.Ne yapsam acaba?
Börek yapımındaki harç içine mi kullansam?Yoksa yorğurt ile karıştırıp belli miktarda ayran mı yapsam?
Tecrübelerime dayanarak pek bir şey olmaz ama düşünmeden edemiyorum.Teşekkürler..
Sayın darla, aynı durum benim de başıma geldi. :o Sıcak suyun içine oturtup iki saat kadar bekletmiştim, iki gün kadar da hiç dokunmayınca yenilebilir hale geldi. Börek harcı olarakta çok güzel olur. Hamur işlerinde kullanabilirsiniz. Sağlıkla kalın. ;)
Sayın Sudenur,
Tavsiyeniz için çok teşekkür ederim.Ne varsa annelerimizde var.
Annemin tavsiyesi de hiç dokunmadan sıcak suyun içerisinde 5/6 saat tekrardan mayalanırsa yoğurt olacağını, ısının yetmediği bir durum oluşup ,sütümün mayalanmadığı için bu hale geldiği aktarıldı.
Bende bu akşam 55 dereceğe kadar ısıtıp sıcak bir şekilde sütümsü karışımımı mayalayacağım tekrar .İşallah olumlu sonuç alabilrim.
Hemde tecrübemiz olur.Çok düşük ısıda bakteriler sütümü yoğurt yapamamışlar meğersem.
Teşekkürler,sevgiler...
serefsen
18-04-2012, 16:55
Merhaba,
Ben sanırım en son mayaladığımda sütümü hata yaptım ısıssını koruyamadım.Çok acaip bir sıvı elde ettim.Ne süt ne yoğurt.
Ayranımsı süt gibi birşey oldu.Atmaya da kıyamıyorum.Ne yapsam acaba?
Börek yapımındaki harç içine mi kullansam?Yoksa yorğurt ile karıştırıp belli miktarda ayran mı yapsam?
Tecrübelerime dayanarak pek bir şey olmaz ama düşünmeden edemiyorum.Teşekkürler..
tutmamış yoğurdunuza biraz limon suyu **** sirke koyup kestirin ve çökelek peyniri yapın, çıkan suylada yoğurt çorbası iyi gider...
Önemli NOT:Yoğurt çorbası yaparken yoğurt sıcakla temas ettirilirse zehir olur...
Yoğurt çorbası soğuk olarak yapılmalı ve yenmelidir.
Merhaba,
Zaten sütüm sanırım artık peynir olduğu için biraz ısıtınca çökelek oldu.Bende süzdüm bu akşam börek yapacağım.
Isısını biraz yükseltip tekrardan mayalamak da işe yaramadı ne yazık ki.Sevgiler..
3 litre sütten yoğurt yapılamıyormuş. Süt en az 6 litre olmalıymış ki, geriye biraz yoğurt oluşabilecek süt kalsın :))) Kaliteli yoğurt için, sütteki katı tanecik oranının artırılması gerekiyormuş kaynatılarak...
3 litre sütten yoğurt yapılamıyormuş. Süt en az 6 litre olmalıymış ki, geriye biraz yoğurt oluşabilecek süt kalsın :)
Ne o, hepsini içtiniz mi? :)
Ne o, hepsini içtiniz mi? :)
Aslında kedi içtiydi :)))
Şaka bi yana, valla ben Artun Ünsal'ın yalancısıyım. "Silivrim kaymak" adlı kitabında Türkiye'nin yoğurtlarını anlatıyor. Her şey iyi güzel, amma velakin yoğurt yapacak "adam" gibi süt bulamayınca, yoğurt yapma hevesim kursağımda kalıyor.:)
Selamlar,
Ben litrelerce mayalamaya çalıştığım sütlerde hüsrana uğradım ne yazık ki.
Bilinen bir markanın şişe sütlerinden her defasında mayalamaya çalıştığım sütler ne yazık ki yoğut olmadılar.
Derece ile mayaladım,güzel yoğurt buldum mayaladım hatta ve hatta hem düşük hem yüksek derecede mayaladım, olmuyor..Hatta ben başaramıyorum dedim eşim kendi mayaladı olmuyor.
Şuna kanaat getirdim sütlerde sorun var sanırsam.
Firmanın yetkileri ile irtibata geçtim sütlerinizde katkı ya da antibiyotik mi var diye.
Yanıt bekliyorum.
Burada paylaşacağım.
Fakat uht kutu sütler bile mayalanırken inanılmaz şekilde şişe sütlerim mayalanmıyor.İşi artık gerçekten firmaya taşımak zorunda kaldım.Çünkü senelerin tecrübelisi anneme akşam mayalattım sütüm yine çökelek oldu.İmkansızı mı başarıyorum acaba?Hala şoktayım..
Günlük şişe sütler ile mayalamada sorun yaşamıyorum...
Günlük şişe sütü probiyotik yoğurtla mayalıyorum.
5 saat, iki tane sofrabezi ve üstlerine ince polar battaniye kapatıp bekletiyorum.
Annemin tavsiyesini, "sütü biraz fazla ısıtıp mayalanacak yerde istenilen sıcaklığa kadar getirmek ve mayayı orada ilave etmek" uyguluyorum. Annem bu işleme "sütün yerini ısıtma" derdi.
5 saat sonra kavanozun kapağını açıp, buzdolabına koyuyorum.
Buzdolabındaki bu kavanoza "bugün yenemez" yazımı yapıştırıyorum.:)
Erken kullanılan yoğurdun kıvamı bozulup sulanıyor.
Bu nedenle en az 3-5 saat kullanmıyorum.
Bir gün sonra yenmeye başladığında ise daha güzel bir yoğurt oluyor.
Şimdiye kadar günlük şişe sütlerde sorun yaşamadım.
Lor: Bir şişe sütü kaynatıp, içine yarım limon sıkıp (kestirme) 5 dakika daha kaynatıp soğumaya bırakıyorum.
Tülbetten suyunu süzüp lor ihtiyacımı da karşılıyorum.
Kayınvalidem televizyonda Laktobasillus ile yoğurt yapımı duymuş ama tam hatırlamıyor. Konu hakkında bilgisi olan varsa tarif verebilir mi.
serefsen
02-05-2012, 18:25
Selamlar,
Ben litrelerce mayalamaya çalıştığım sütlerde hüsrana uğradım ne yazık ki.
Bilinen bir markanın şişe sütlerinden her defasında mayalamaya çalıştığım sütler ne yazık ki yoğut olmadılar.
Derece ile mayaladım,güzel yoğurt buldum mayaladım hatta ve hatta hem düşük hem yüksek derecede mayaladım, olmuyor..Hatta ben başaramıyorum dedim eşim kendi mayaladı olmuyor.
Şuna kanaat getirdim sütlerde sorun var sanırsam.
Firmanın yetkileri ile irtibata geçtim sütlerinizde katkı ya da antibiyotik mi var diye.
Yanıt bekliyorum.
Burada paylaşacağım.
Fakat uht kutu sütler bile mayalanırken inanılmaz şekilde şişe sütlerim mayalanmıyor.İşi artık gerçekten firmaya taşımak zorunda kaldım.Çünkü senelerin tecrübelisi anneme akşam mayalattım sütüm yine çökelek oldu.İmkansızı mı başarıyorum acaba?Hala şoktayım..
Sayın Darla;
Sıcaklığı, mayalarken 50 Derecelerin biraz altına indirin ve toprak güveçte bekletin.
NOT: daha önceden toprak güvece 50 Derece su koyarak bekletin ve güvecin ısınmasını sağlayın.
Sayın Darla;
Sıcaklığı, mayalarken 50 Derecelerin biraz altına indirin ve toprak güveçte bekletin.
NOT: daha önceden toprak güvece 50 Derece su koyarak bekletin ve güvecin ısınmasını sağlayın.
Sayın Serefsen,
Toprak güveç hariç dediğiniz gibi 50 derecenin altında, sıcak suya oturttuğum kap içerisinde ya da sütü ısıtarak farklı şekillerde denediğim halde olmadı ne yazık ki.
Ama ben sanırım çözüme ulaştım gibi.Azmin sonu zaferdir.
Çatalca'dan taze sağılmış ,pastörize edilmiş olarak manda ve inek sütü karışımı haftada 1 kez olmak sureti ile bir mandradan temin edeceğim.Mayaladığımda burada paylaşacağım.En azından katkısız bir süte ulaşacağım işallah...
Sevgiler..
serefsen
03-05-2012, 17:00
Sayın Serefsen,
Toprak güveç hariç dediğiniz gibi 50 derecenin altında, sıcak suya oturttuğum kap içerisinde ya da sütü ısıtarak farklı şekillerde denediğim halde olmadı ne yazık ki.
Ama ben sanırım çözüme ulaştım gibi.Azmin sonu zaferdir.
Çatalca'dan taze sağılmış ,pastörize edilmiş olarak manda ve inek sütü karışımı haftada 1 kez olmak sureti ile bir mandradan temin edeceğim.Mayaladığımda burada paylaşacağım.En azından katkısız bir süte ulaşacağım işallah...
Sevgiler..
Sonuçları bekliyoruz:)
Birde mayaladıktan sonra sarıp sarmalamak yerine piknik buzluğuna koymak, sıcaklığın sabit kalması açısından daha verimli oluyor.
Saygılar.
Deniz Yıldızı
03-05-2012, 17:52
Yoğurt yaparken kullanılan mayada problem yoksa, yoğurt mayalamak öyle ince hesaplar gerektiren bir işlem değildir. Yoğurt yaparken kesinlikle derece kullanmışlığım yoktur. Mayaladıktan sonrada bir sofra bezi, bir de polar sararım etrafına. Şimdiye kadar, elimde daha önceki yoğurdumdan kalan mayam olduğunda hiç sıkıntı yaşamadım.
Ben sadece hazır yoğutlardan maya yaptığım zaman sorun yaşadım. Bu yüzden en önemli unsur kullanılan maya.
taş gibi en doğal yoğurt koyun sütünden oluyor,tadına hiçbirşey değişilmez,şu mevsimde koyun sütü bulunabilir.
sütü mayaladıktan sonra ısısını korumak için tencereyi poşetin içine koyuyorum,poşetin ağzını bağlıyorum sonra bezle sarıyorum 4 saat sonra açıyorum ağzını yoğurt hazır 2 saat daha bekliyorum sonra dolaba koyuyorum ve en az 12 saat dolapta bekledikten sonra kaşık vuruyorum, bu şekilde çok güzel oluyor
Merhabalar,
Dün deneme amaçlı kutu sütten bir bardak kadar mayaladım.
Sonuç:Gayet başarılı bir kase yoğurt.
Muhtemelen sütten kaynaklanan sorun vardı.Dünden beri şişe süt temin ettiğim firmaya mail ve telefonlar açtım.İnsanların kandırılması söz konusu olabilir.
Bu yüzden bulabilirseniz taze süt alın derim.Sevgiler..
tdemirel
06-05-2012, 09:01
Dün özellikle sütçümü arayıp acil süt ihtiyacım olduğunu söyledim, getirdi sağ olsun. Kütahya Tavşanlı halkının yaptığı gibi gün doğmadan önceki çiği kullandım. Çok heyecanlıyım. Sonucu size de yazacağım inşallah. Tabi bu yöntemle daha uzun süre beklemek gerekiyormuş. Bir de sadece bu gün değil, sonraki iki günün çiği de kullanılabiliyormuş, meraklılara duyrulur:D
Bu havada çiği nasıl buldunuz derseniz: Buzlukta içinde salça bulunan cam bir kavanozum vardı. Hemen güzelce yıkayıp sildim ve altına bir tabak koyup balkona koydum. önce havadaki nem üzerinde bir buz tabakası oluşturdu, sonra o buz tabakası eridi, ben de o eriyen suyu kullandım ve heyecanla bekliyorum.
tdemirel
06-05-2012, 09:15
3 litre sütten yoğurt yapılamıyormuş. Süt en az 6 litre olmalıymış ki, geriye biraz yoğurt oluşabilecek süt kalsın :))) Kaliteli yoğurt için, sütteki katı tanecik oranının artırılması gerekiyormuş kaynatılarak...
Ben bardak boyutunda küçücük kavanozlarda bile mayalıyordum bebeğim için. Taze taze yesin diye hep az miktarda farklı kaplarda mayalıyordum. bir de ne olur ne olmaz, biri tutmazsa diğeri tutar belki diye. Gayet güzel tutuyorlardı hiç bir sıkıntı yaşamadım:)
tdemirel
06-05-2012, 15:10
Dün özellikle sütçümü arayıp acil süt ihtiyacım olduğunu söyledim, getirdi sağ olsun. Kütahya Tavşanlı halkının yaptığı gibi gün doğmadan önceki çiği kullandım. Çok heyecanlıyım. Sonucu size de yazacağım inşallah. Tabi bu yöntemle daha uzun süre beklemek gerekiyormuş. Bir de sadece bu gün değil, sonraki iki günün çiği de kullanılabiliyormuş, meraklılara duyrulur:D
Bu havada çiği nasıl buldunuz derseniz: Buzlukta içinde salça bulunan cam bir kavanozum vardı. Hemen güzelce yıkayıp sildim ve altına bir tabak koyup balkona koydum. önce havadaki nem üzerinde bir buz tabakası oluşturdu, sonra o buz tabakası eridi, ben de o eriyen suyu kullandım ve heyecanla bekliyorum.
Az önce dayanamayıp baktım... veee.... tutuyor. inşallah bütün yakın arkadaşlara dağıtıcam yoğurttan maya yapsınlar diye yarın sabah ve sonraki sabah da gün doğmadan aynı yöntemle çiğ toplayıp buzlukta küçük küçük şişeciklerde saklamayı planlıyorum. ola ki mayayı kaçırırsam buzluktan çıkarıp yeni maya yaparım
eşe dosta götürmesi de güzel olur:D
Ben bardak boyutunda küçücük kavanozlarda bile mayalıyordum bebeğim için. Taze taze yesin diye hep az miktarda farklı kaplarda mayalıyordum. bir de ne olur ne olmaz, biri tutmazsa diğeri tutar belki diye. Gayet güzel tutuyorlardı hiç bir sıkıntı yaşamadım:)
Elbette ki çay bardağında bile yoğurt yapılabilir. Ama geleneksel yoğurtçulara göre, gerçek ve iyi kalitede bir yoğurt için sütteki suyun iyice uçurulması ve sütün yoğunlaşması gerekiyormuş. Seyrek örgülü bir yoğurt için az sütle yoğurt eyvallah ama, "taş" gibi bir yoğurt için neredeyse sütün yarısının buharlaşması gerekiyormuş. :)))
Hele bu günlerde yeşilin bol olduğu, bütün süt veren hayvanların meralarda yayıldığını düşünürseniz, sütler çok sulu ve yağsız.
Yoğurt yapacaklar eğer, sütü sütçüden alıyorlar ve bıçakla kesilecek bir kıvam istiyorlarsa, çok kaynatmalılar.
Koyun sütü bulabilenler kaynatırken karıştırmalılar, yoksa çabuk tencerenin dibine tutar. Bu koyun sütüne çok güzel bir rahya verirse de sevmeyenler olabilir, dikkat...
Kabaca arattım ama bulamadım. Tekrar olursa da olsun :)
Sütü ısıtmak için tencereye koymadan önce, tencerenin içine su koyup çalkalayınız.
Böylece sütün tencereye yapışması durumunu en aza indirirsiniz.
annem yoğurdun kaymağını saklama kabına alıp derin dondurcuda bekletir, bu şekilde her yoğurt yaptığında aldığı kaymağı saklama kabına alır sonra da bu kaymakları hamura yaparken kullanır börekler ve kömbe daha lezzetli olur.
denizakvaryumu
06-12-2012, 08:09
SİHİRLİ OKLAVA: A.O.Ç. YOĞURT SÜTÜ (http://www.sihirlioklava.com/2012/11/aoc-yogurt-sutu.html)
Arkadaşlar AOÇ nin yeni ürünü YOĞURT SÜTÜ çıktı...
Doğal mayası ile birlikte marketlerde ve çiftlikteki satış yerinde satılıyor...
Alıp denedim, şimdiye kadar yapmış olduğum en güzel yoğurt oldu...Herkese tavsiye ederim.
Ellerinize sağlık, afiyet olsun:)
Bir süredir ben de marketlerde görüp bir deneyeyim diyordum. Keçi sütü müydü bu mayaladığınız yoğurt sütü? Önceki yaptıklarınıza kıyasla, kıvamı mı daha iyiydi yoksa tadı mı?
denizakvaryumu
06-12-2012, 13:12
Hem keçi sütü olanı var hem de inek sütü olanı, ben inek sütünden yaptım...
Kıvamı nerdeyse taş gibi, tadı da güzel...
Ben evde yoğurt yapan herkese tavsiye ediyorum, zaten ünü çok çabuk yayıldı evde yoğurt yapanlar çoğaldı :)
(İleri düzey değerlendirmeler daha sonra...)
Uzun süreli bir kullanıcı olarak tüm arkadaşlara tafsiye ediyorum.
Bir hafta inek sütü bir hafta keçi sütü alıyorum sonuç harika.
Özellikle keçi sütünü denemenizi öneririm.
Cymbelina
06-12-2012, 16:49
Sayın denizkvaryumu ve Sayın Asiye,
Mesajları görünce merak ettim. Bahsettiğiniz üründen elde edilen yoğurdun gramajı/ ağırlığı ne kadar oluyor tahmini olarak?
5 lt petlerde satılıyor yanında şişe içerisinde mayasıda mevcut.
Az önce dayanamayıp baktım... veee.... tutuyor. inşallah bütün yakın arkadaşlara dağıtıcam yoğurttan maya yapsınlar diye yarın sabah ve sonraki sabah da gün doğmadan aynı yöntemle çiğ toplayıp buzlukta küçük küçük şişeciklerde saklamayı planlıyorum. ola ki mayayı kaçırırsam buzluktan çıkarıp yeni maya yaparım
eşe dosta götürmesi de güzel olur:D
konu ilgimi çekti, yani maya yerine bu suyu mu kullandınız, ve kaç saat beklettiniz? biraz detaylandırabilir misiniz? selamlar
Cymbelina
07-12-2012, 18:56
Sayın Asiye, teşekkür ederim hemen yanıtladığınız için:)
Ancak tam anlayamadım. Bahsettiğiniz üründeki 5 litrelik sütten elde edilen yoğurt da 5 kg mu oluyor? Firesiz, birebir aynı gramaj olmuyordur sanırım. Elde ettiğiniz yoğurt mesela marketlerden aldığımız en büyük boy 2250 gr'lık kova yoğurt kadar oluyor mu? Tekrar teşekkürler.
Sütü 3 4 dakika kaynatınca doğal olarak fire vermiyor. Ben beş lt tencerede mayalıyorum
yoğurta beş kilodur herhalde...
1lt sütün 1026gr civarında olduğu yazılmış.
Isıtma sırasında kayıp olmuyor ya da yoğurt makinasında ısıtmadan yapılıyorsa Sevgili Asiyenin dediği gibi 5 litre sütten 5 kilogram yoğurt bir miktar fire olsa bile mümkün gözüküyor..:)
Cymbelina
10-12-2012, 17:34
Sayın Asiye ve Sayın Feriha, teşekkür ederim:)
Maliyet hesaplaması ve marketlerdeki yoğurtlarla kıyaslamak açısından da faydalı oldu.
Bir zamanlar kilo almamak amaçlı olarak yağsız kutu sütüyle yoğurt yapıyordum. Yoğurdun üzerinde bir su birikimi oluyordu ama öyle yoğurdun suyu gibi değil de resmen su. O suyu döktüğüm zaman sütten neredeyse 1/5 gibi fire veriyordu. Sonra kutu sütünü terk edip eski usul pastörize süte dönüş yaptım.
Normal sütten yaptığım yoğurtta ise hemen hemen hiç fire olmuyor. Maliyet karşılaştırmasına gelirsek, hazır yoğurtların fiyatını bilmiyorum ama 1 lt/kg yoğurt bana 1 büyük şişe pastörize süt (sanırım 2,5 lira olsa gerek) fiyatına mal oluyor.
Cymbelina
10-12-2012, 19:30
Bir zamanlar kilo almamak amaçlı olarak yağsız kutu sütüyle yoğurt yapıyordum. Yoğurdun üzerinde bir su birikimi oluyordu ama öyle yoğurdun sütü gibi değil de resmen su. O suyu döktüğüm zaman sütten neredeyse 1/5 gibi fire veriyordu. Sonra kutu sütünü terk edip eski usul pastörize süte dönüş yaptım.
Normal sütten yaptığım yoğurtta ise hemen hemen hiç fire olmuyor. Maliyet karşılaştırmasına gelirsek, hazır yoğurtların fiyatını bilmiyorum ama 1 lt/kg yoğurt bana 1 büyük şişe pastörize süt (sanırım 2,5 lira olsa gerek) fiyatına mal oluyor.
Sayın Nevsune, yoğurdun sütü dediğiniz nedir?
Bahsettiğiniz su belki de yağsız süt kullandığınız için daha farklı gelmiştir ama yoğurdu kaşıkla aldıktan sonra zamanla biriken/ artan o suyun çok faydalı olduğu söyleniyor ki tahmin ediyorum siz de biliyorsunuzdur. Gerçi markette satılan hazır yoğurtların suyunda aynı fayda günümüzde kalmamış da olabilir.
O halde sizin 1 kg yoğurt 2,5 liraya geliyor. Yukarıda verilen linkte bahsedilen AOÇ ürününün fiyatı yanlış hatırlamıyorsam 10 veya 10.5 liraydı. üründen elde edilen yoğurt da Sn. Asiye'nin dediği gibi aşağı yukarı 5 kg ise, kilosu tahminen 2 lira eder.
Son günlerdeki durumu pek bilemiyorum ama hatırladığım kadarıyla
marketlerde satılan hazır yoğurtların (çeşitli markalara ait) 1 kilosunun fiyatları en ucuzu 2.3 liradan başlıyordu , bilemediniz 2.5 lira. Markaya göre daha da artıyor. Bahsettiğim 2250 gr'lık en büyük boy yoğurtlar şu an aşağı yukarı 5.5-6 lira civarıydı sanıyorum, bu durumda linkte bahsedilen ürün piyasadaki hazır yoğurtlarla aşağı yukarı aynı fiyata gelmiş oluyor kilo bazında. Gelmiyorsa da geldi farzedin, akşam akşam bu kadar hesaplayabildim matematiği sevmez biri olarak:)
Yanlışım olabilir ama benim gördüğüm AOÇ'nin hazır yoğurt fiyatları diğerlerine kıyasla daha pahalıydı marketlerde. Bu durumda bu yeni süt - maya seti diyeyim fiyat bazında diğer hazır yoğurtlara yaklaşmış (belki de eşitlenmiş oluyor). (linkte verilen fiyattan satılıyorsa her yerde).
Ben böyle yorumladım, benim iktisatçılığım bu kadar:)
Her üçünüze de teşekkür ederim:)
Yanlış yazmışım yoğurdun suyu olacaktı:) Hemen düzelteyim. Sözünü ettiğim o su yoğurdun suyu değil. Yağsız sütle yapılan yoğurt ayrışıyor da suyu yukarı çıkıyor gibi oluyordu. Normal sütten yaptığım yoğurtlarda böyle bir ayrışma olmuyor.
Sn.Cymbelina, iddia etmeyeyim çünkü uzun yıllardır almıyorum ama hazır yoğurtların fiyatı sanki daha yüksek olması gerek. Belki büyük yoğurt alınırsa dengeliyordur da, küçük yoğurt almaya kalktığınızda fiyat farkı artar sanıyorum.
Hap kadar Activia türü probiyotik yoğurtların 4 adedi (toplasanız herhalde 300-400 gramı geçmez) 3 küsür lira. Oysa ben 1 kereliğine aldığım bu yoğurttan maya alıp probiyotik yoğurdun 1 kilosunu aylar boyu 2,5 liraya mal ediyorum
Eve en pahalı yoğurt AOÇ yoğurdu bizim marketlerde de..
Ekonomik ürün önemli ama diğer yoğurtlardan ve daha güvenli, hilesiz, doğal ürün düşüncesiyle tercih edilir diyorum.
Hazır yoğurtları şu mayayla yapıyorlar şöyle sağlıksız sözleri yoğurt yemekten vazgeçirdi..
Cymbelina
10-12-2012, 20:01
Her ikinize de kesinlikle katılıyorum.
Büyük boy yoğurt nispeten küçük ambalajdakilere göre daha uygun olabiliyor ama hani öyle uçurum yaratacak cinsten değil. Neticede aslında en temel ve en çok tüketmemiz gereken bir gıdayı oldukça pahalıya satıyorlar bu da (sahsi kanaatim) kişi başı tüketimi azaltan birşey. Kaldı ki markası ne olursa olsun, son yıllarda yapılan değişikliklerle - verilen izinler sonucu protein oranı vs. azaltılarak + katkı maddesi arttırılarak yediğimiz şey gerçek yoğurttan oldukça uzaklaşmış durumda. Uzmanların da bas bas bağırdığı gibi, alınan hazır yoğurt 1 hafta geçse de ekşimeden, bozulmadan aynı kalıyor. Bu gerçek yoğurt değil. Suyu da eski faydasını yitirmiş olabilir.
Bu durumda en doğrusu sizlerin de işaret ettiği gibi evde yapmak. Katkısız güvenilir gerçek süt ve uygun maya ile. diye belirtmek gerekiyor ama onu bile temin çok zor.
(Küçük yoğurt .... lira
Büyük yoğurt .... lira
Süt .... lira) boşverip,
Sağlık paha biçilmez deyip evde yapmaya devam:)
yoğurt mayalarken,aynı pilav demler gibi kapağın altına peçete koyunca, sert güzel bir yoğurt ortaya çıkıyor.denemenizi tavsiye ederim,farkı göreceksiniz. :)
buyukcoban
11-12-2012, 21:11
Bugün mahalledeki AOÇ bayisiyle görüştüm. İzmir de yoğurt sütü ve mayası haftada iki kere geliyormuş. Çarşamba ve Cuma günleri. Fiyatı da 12 lira 5 lt si. İlgilenenlere duyurulur...
Cymbelina
11-12-2012, 22:01
Teşekkürler Sn. büyükçoban bilgilendirmeniz için, aklıma da gelmişti, zam gelmiş olabilir veya şehirlere göre belki fiyatı değişiyor olabilir diye. Bu bilgiye göre kilosu 2.4 lira ki gene hazır yoğurda göre makul bir rakam.
Sayın Nevsune, siz yoğurdunuzu nasıl mayalıyorsunuz? Maya - süt oranları ve uyguladığınız işlem nasıl acaba?
Eve en pahalı yoğurt AOÇ yoğurdu bizim marketlerde de..
Ekonomik ürün önemli ama diğer yoğurtlardan ve daha güvenli, hilesiz, doğal ürün düşüncesiyle tercih edilir diyorum.
..
Feriha Hanım..Ara ara Migros'lara AOÇ yoğurdu geliyor, toprak kaplı olanı çok pahalı..11 lira falan..ama organik değil bunlar..
Ben onun yerine yine Migros'un kendi organik ürünleri için kullandığı MLife markalı organik yoğurtlarından bir denemenizi öneririm..Cam kasede olanıda var..fiyatıda çok uygun AOÇ'a göre..kilosu 6 lira civarında yani..ve güvenilir..peynirleride çok güzel..beyaz peynirin bugünlerde indirimli kilo fiyatı 18.90..keçi peynirini aratmaz..
St rnlerinde organik arayana - Hrriyet zmir Ekonomi (http://www.hurriyet.com.tr/izmir/ekonomi/19606483.asp)
Pınar'da , Doğan Organik'in Gümüşhane'deki çiftliğinde üretilen organik sütü alıp işliyor ve organik yoğurt yapıyor..Yani Mlife ve Pınar aynı sütü kullanıyorlar:
http://www.pinar.com.tr/urunler/organik-yogurtlar-detay.aspx?SectionID=NeN9mYCEVk%2b7tbl5tIuO8w%3d%3 d&ContentID=lmiCxpYEQ72WEPXO9d7f%2bw%3d%3d
buyukcoban
12-12-2012, 16:14
Teşekkürler Sn. büyükçoban bilgilendirmeniz için, aklıma da gelmişti, zam gelmiş olabilir veya şehirlere göre belki fiyatı değişiyor olabilir diye. Bu bilgiye göre kilosu 2.4 lira ki gene hazır yoğurda göre makul bir rakam.
Sayın Nevsune, siz yoğurdunuzu nasıl mayalıyorsunuz? Maya - süt oranları ve uyguladığınız işlem nasıl acaba?
Rica ederim Sn. Cymbelina. Bugün almaya gittim AOÇ mağazasına ama inek kalmamış malesef, keçi olandan kalmış. 15 lira dan aldım mayası içinde. 2 litre kadarını ayırdım içmek için. Zira 5 litre yoğurt çok gelecekti. Şimdi mayalıyorum. Bir bardak da içtim tadına bakmak için, yoğun kıvamlı ve güzel bir süt. Umarım yoğurtu da güzel olur...
Sayın Nevsune, siz yoğurdunuzu nasıl mayalıyorsunuz? Maya - süt oranları ve uyguladığınız işlem nasıl acaba?
Bu başlıkta bir yerlerde ayrıntısıyla anlatmış olmalıyım ama hem siz sorduğunuz hem de güncellemek amacıyla bir daha anlatayım.
1 lt pastörize sütü parmağımın yanmayacağı (45 derece civarlarında) kadar ısıtıyorum. Bu arada oda ısısına getirilmiş 1 yemek kaşığı kadar maya için ayırdığım yoğurdu, pütürsüz hale gelecek şekilde ezip içine de 1 tatlı kaşığı kadar şeker (şart değil, benim mayalamayı hızlandırma düşündüğüm için) ilave ettikten sonra ısıttığım süte döküp karıştırıyorum. Mayalama işlemi bu kadar.
Ben yoğurt makinesinde yapıyorum. 4-5 saat sonra kavanozları makineden çıkartıp ağızlarını açarak buzdolabında dinlenmeye bırakıyorum. Sanırım yoğurdun kendini toplayıp sertleşmesi için bir süre geçmesi gerekiyor. Bir kaç saat sonra sertleşmiş olan yoğurtlarımın ağzını kapatıp taze taze tüketiyorum.
Bana sorduğunuz ve ben makinede yaptığım için bu şekilde yazdım. Elde yapıldığında mayalı sütün konulduğu kabı örtülerle sarıp ılık bir yerde yine 4-5 saat kadar dinlenmeye bırakmak aynı sonucu veriyor.
Yoğurt makineleri ilk çıktığında oğlum küçüktü, yoğurdu pek sevmiyordu. Ben de meyveli olursa belki sever diye almıştım. Oğlum büyüdü, yuvadan uçtu. Madem evde makine var niye boşa dursun, ben de artık kendime kullanıyorum. Ayrıca küçük kavanozlarda yapıp öyle tüketmek gibi bir seçenek sağlıyor ve teknolojinin kolaylıklarını da seviyorum zaten. Yoksa ister elde yapın ister makinede, değişen bir şey yok:)
yoğurt mayalarken,aynı pilav demler gibi kapağın altına peçete koyunca, sert güzel bir yoğurt ortaya çıkıyor.denemenizi tavsiye ederim,farkı göreceksiniz. :)
Haklısınız. Ben de yoğurdu makineden çıkarttıktan sonra kavanozların kapaklarını açtığım zaman kapaklarda bayağı bir su damlacıkları görüyorum. Bu yöntemi bir deneyeceğim.
Cymbelina
13-12-2012, 00:04
Sayın büyükçoban ve Sayın Nevsune, yanıtlarınız için çok teşekkür ederim.
AOÇ set fiyatı keçi sütü olunca 15 lira, bildiğim kadarıyla keçi sütü ve ürünleri genelde daha pahalı oluyor zaten . Ama bunun da maliyetini filan hesaplamayayım, adım cimriye çıkacak;)
Nevsune hanım, başlığı en başından itibaren okudum ama üzerinden vakit geçtiği için sizin tarifiniz varsa da unuttum sanıyorum;), tekrar teşekkür ederim detaylı tarifiniz için. Merak ediyorum, bir ara denemek istiyorum ben de.
Peki evde yoğurt yapmak için pastörize (UHT) süt mü yoksa gene marketlerde satılan günlük süt mü? Hangisi tercih edilmeli? Bu konuda hepinizin görüşlerinden faydalanmak isterim.
Bir de hazır yoğurttan bu kadar söz edince aşağıdaki linkte 130 no.lu mesajda Sayın Nevsune'nin ve 131 no.lu mesajda Sayın Mine Pakkaner'in paylaştığı bir haber var göz atmak isterseniz (aynı firmalar zannedersem):
http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/27005-5.htm
denizakvaryumu
13-12-2012, 08:29
İnsanların evde yoğurt yapmak istemesinin ana sebebi maliyet değil sağlık için.
Bu nedenle bu işin püf noktası-ana teması; DOĞAL SÜTÜ BULABİLMEK...
Günümüzde doğal sütü bulabilen, "altın bulmuş gibi sevinsin" derim...
Gerisi hikaye...
Yoğurt sulu oldu yok sert oldu vs.vs.
Süt işe yaramadıktan sonra yoğurt güzel olsa ne olacak ucuz olsa ne olacak :)
Piyasada; organik ve UHT olmayan süt var mı yok mu ...İşte önemli nokta burası...
Sevgi Durul
13-12-2012, 08:46
Biz organik süt konusunda şanslıyız. Yoğurt yapacağımız sütü, haftanın belli günlerinde köyden gelen bir sütçüden alıyoruz.:)
Yılın belli aylarında yine yoğurt için, koyun sütü alıyoruz. Koyun yoğurdunun lezzeti ve kıvamını hiç bir yoğurda değişmem.:)
Peki evde yoğurt yapmak için pastörize (UHT) süt mü yoksa gene marketlerde satılan günlük süt mü? Hangisi tercih edilmeli? Bu konuda hepinizin görüşlerinden faydalanmak isterim.
Sevgili Cymbelina konu biraz karışacak gibi ama hepsi birbiriyle bağlantılı. Sabırla okumanızı dilerim:)
UHT kutu sütlerini ben kendi adıma önermem. Bu konu hakkındaki deneyimlerimi kefir başlığında yazmıştım sanırım. Bir zamanlar kilo almayayım diye yağsız kutu sütü alıyordum çünkü yağsız süt olarak başka bir seçenek yok. O sütle yaptığım yoğurt hem gerçekten lezzetsiz oluyordu hem de yukardaki mesajlarımda sözünü ettiğim gibi üstünde sütten ayrışan bir su tabakası oluyordu. O dönem kefiri de bu sütlerle yapıyordum. Bir süre sonra kefir mayalarım iş görmemeye başladı. Sütü mayalayamıyorlardı ve sonunda öldüler. Önce olayı kavrayamadım. Aradan epey bir zaman geçtikten sonra kefir başlığında UHT sütlerinin kefir mayalarına zarar verdiklerini okuduğumda durumu anlayabildim. Şimdi sevgili sudenur'dan aldığım kefir mayalarını pastörize sütte mayalıyorum, hiç sorun yok.
Aşağıdaki alıntı süt ile ilgili tartışma konusu olan bir başlıktan (http://www.agaclar.net/forum/daha-iyi-bir-yasam-icin/2469.htm) alınmıştır.
Taş Devri diyetinde içeceklerin doğru ve bilinçli tüketilmesinin çok önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Aydın, sorularımızı yanıtladı:
* Bu diyette süt serbest mi?
Pastörize sütü önermiyorum. Sütün pastörizasyonu bazı zararlı bakterileri ortadan kaldırırken, faydalı bakterileri (probiyotikleri) de yok ediyor. Kutu sütleri çok daha büyük bir sorun. Çünkü homojenizasyon sırasında süte 2 ton civarında bir basınç uygulanıyor ve süt proteinlerinin moleküler yapısı büyük ölçüde değişiyor. Molekül yapısı değişmiş proteinler, çocuğun ileriki yaşamında Tip 1 diyabet gibi hastalıklara yol açıyor. Kaymak bağlamayan, ekşimeyen ya da kesmeyen süt veya yoğurt doğal değildir. Sütten çok, mayalanmış süt ürünleri, tam yağlı yoğurt, tam yağlı peynir tercih edilmeli. Kefirle mayalanmış süt çok yararlıdır.
* Hangi süt tüketilmeli?
Mümkünse günlük mandıra sütü tüketilmeli. Temiz olduğuna güveniyorsanız (!) sokak sütçüsünden de süt alabilirsiniz. Şehirdeki en iyi olabilecek seçenek, günlük pastörize şişe sütleridir. Uzun ömürlü homojenize kutu sütlerini kesinlikle kullanmayın. Süt ya da yoğurt ekşimesin veya kesilmesin diye içlerine antibiyotikler konuluyor ve süt içindeki probiyotiklerin tümüne yakını kayboluyor. Bu yüzden bulabilirseniz sadece ekşiyen ve kesilen süt ve yoğurtları yiyin!
.
Bir zamanlar o başlıkta da yazmıştım. Teknoloji gelişti ya, şimdi de arabalarda süt satan sütçüler var. O sütleri koydukları depolar ne kadar zamanda bir temizlenir? Süt sağıldıktan sonra hangi ortamlarda bekletilip ne gibi işlemlerden sonra o depolara konulur? Ne kadar uzaklıktan geldiği belli olmayan sütün özellikle yaz günleri kimbilir kaç derece ısınan o depoda ne hale geldiğini biliyor muyuz? En kolay bakteri üreten besinin süt olduğunu biliyorum. O sütler bize nasıl ulaşıyor allahaşkınıza, yazarken bile tüylerim ürperiyor.
Haa, tanıdığım, bildiğim ve güvendiğim bir sütçü olur da, tamam gözümle gördüğüm sürece alırım ama bu koşullarda asla.
Bu nedenle bu işin püf noktası-ana teması; DOĞAL SÜTÜ BULABİLMEK...
Günümüzde doğal sütü bulabilen, "altın bulmuş gibi sevinsin" derim...
Gerisi hikaye...
Piyasada; organik ve UHT olmayan süt var mı yok mu ...İşte önemli nokta burası...
Doğallık, organik vs. sıkıntısı sadece sütte mi? Ne yazık ki her şeyde ve yine ne yazık ki şehir olsun, kırsal olsun hepimizin toptan yaşadığı bir sıkıntı. Doğal diye pazarlarda, dükkanlarda satılanlar için kim sertifika gösteriyor ya da hangimiz soruyoruz? Eğitim şart, hem üreticilere, hem bize hem de devlete
Sevgili Cymbelina şehirde yaşayanların, önerilmeyen pastörize sütü kullanmaktan başka ne seçeneği var ki? Pastörize olurken zararlı bakterilerin yanısıra yararlılar da ölüyor olabilir. Ben de probiyotik yoğurt veya köy mayası ile mayalayarak yeniden yararlı bakteri yüklediğim yoğurdumu yerim. Yapacak başka bir şey yok. En azından katkısız ve temiz bir besin aldığımdan emin olurum.
... yoğurt için, koyun sütü alıyoruz. Koyun yoğurdunun lezzeti ve kıvamını hiç bir yoğurda değişmem.:)
En doğrusunu yapıyorsunuz sayın SDurul..
Ben köyü, köylüyü, hayvanların hangi koşullarda beslendiğini oldukça yakından biri olarak şunu söyliyeyim..
Köylerde kapkaranlık, daracık mekanlarda fenni yemlerle beslenen inek sütü bence zehirden farksızdır..
Şimdi seanen keçileri bile kırda bayırda değil damlarda, kapalı mekanlarda besleniyor..o yüzden keçi sütüne bile güvenmemek gerekir..
Ama, koyun öyle değildir..koyun kapalı damda, ahırda sürekli beslenebilen bir hayvan değildir..koyun, mutlaka açık havada, kırda bayırda gezdirilmesi gereken bir hayvandır..
Koyunu dama hapsedemezsiniz..
Köyde çevremdeki bütün koyun sürüsü sahiplerini günde en az 10-12 saat hatta daha fazla kırlarda otlatmaya çıkardıklarını biliyor ve tanık oluyorum..
denizakvaryumu
13-12-2012, 11:20
Evet keçi sütünün inek sütünden farkı kalmadı çünkü eski keçiler kalmadı :)
Keçiler artık dağda bayırda değil..damın altında...
Ben onlara küçültülmüş inekler diyorum .
Bu damı-ahırı çok seven keçilerin peşinde şimdi üreticiler....Yani zanen-sanen keçilerinin...
Keçi sütü çok sağlıklı ama bu güneşi, otu çayırı çimeni görmeyen keçilerin sütü değil...
Koyun sütü bulmak mı hem de şehirde... belki bir gün ölmeden görebiliriz :)
buyukcoban
13-12-2012, 11:34
Konunun çıkış noktasına gelirsek, AOÇ keçi yoğurt sütü denemem başarılı oldu. Gayet güzel bir yoğurt elde ettim, bugün tadına baktım tam ev yoğurdu. Bundan sonra yine AOÇ nin günlük pastörize cam şisedeki keçi sütü bu mayayla devam etmeyi düşünüyorum yoğurt yapımına. Çünkü artık mayam var ve her seferinde 5lt yoğurt sütü almak zorunda kalmam. Deneyecek kişilere öneririm...
Yaptığım en güzel yoğurt "Tire Süt-organik" (http://www.tiresutkoop.com/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=38&Itemid=113) ile oldu. Tadı ve kıvamı çok güzel. İstanbul'da az da olsa satılıyor.
Aslında niyetim, Beykoz-Çavuşbaşında güvenilir birini bulursam açık süt almak. Açıkta inek besleyen çok aile var.
toprak kız
13-12-2012, 12:15
ben yoğurt kıvamını bir türlü tutturamadım gitti bir kez güzel mayalanıyorsa sonraki denememde yoğurt resmen sünüyor sanırım mayalanma sıcaklığını tutturamıyorum.daha çok takrarla öğrenilse gerek.ama taze mayalanmış yoğurdun tadını hiçbişeye değişmem
ben yoğurt kıvamını bir türlü tutturamadım gitti bir kez güzel mayalanıyorsa sonraki denememde yoğurt resmen sünüyor sanırım mayalanma sıcaklığını tutturamıyorum.daha çok takrarla öğrenilse gerek.ama taze mayalanmış yoğurdun tadını hiçbişeye değişmem
İlk yaptıklarımda sütü fazla ısıttığım için ben de aynı problemi yaşıyordum. Biraz daha ılık deneyin isterseniz.
Cymbelina
13-12-2012, 18:03
Sevgili Cymbelina konu biraz karışacak gibi ama hepsi birbiriyle bağlantılı. Sabırla okumanızı dilerim:)
Sevgili Cymbelina şehirde yaşayanların, önerilmeyen pastörize sütü kullanmaktan başka ne seçeneği var ki? Pastörize olurken zararlı bakterilerin yanısıra yararlılar da ölüyor olabilir. Ben de probiyotik yoğurt veya köy mayası ile mayalayarak yeniden yararlı bakteri yüklediğim yoğurdumu yerim. Yapacak başka bir şey yok. En azından katkısız ve temiz bir besin aldığımdan emin olurum.
Sayın Nevsune, çok teşekkür ederim, elbette okudum mesajınızı:)
Bir önceki sayfada da belirttiğim gibi ve sizin de işaret ettiğiniz üzere kaynağı güvenilir süt bulmak en güzeli ama bulamıyoruz.
Mesajlarıyla bilgilerini paylaşan, konuya katkı sağlayan diğer arkadaşlara da çok teşekkür ederim.
Derdim bilgi edinmek, "nasıl ucuza getiririz" sorusunun cevabını bulmak değil, fiyatları karşılaştırmak bu düşünceye indirgenmemeli.
Sevgi Durul
13-12-2012, 20:38
Köylerde kapkaranlık, daracık mekanlarda fenni yemlerle beslenen inek sütü bence zehirden farksızdır..
Ama, koyun öyle değildir..koyun kapalı damda, ahırda sürekli beslenebilen bir hayvan değildir..koyun, mutlaka açık havada, kırda bayırda gezdirilmesi gereken bir hayvandır..
Sayın pria, köylerde beslenen hayvanlardan alınan inek sütü ile ilgili o kadar karamsar değilim. Uzun yıllar köyde çalıştığım ve yaşadığım için biraz biliyorum, köylüler sap saman vesaire bağ bahçe artıklarını hayvanlara veriyorlar, tabii fenni yem de veriyorlar.:( Yine de kutu sütlerine yeğlerim. Koyun sütü her zaman bulunmuyor çünkü, yılda iki üç ay kadar.
Koyun sütü bulmak mı hem de şehirde... belki bir gün ölmeden görebiliriz :)
Haklısınız, biz epey mesafeden yaylaya koyun sayalarına almaya gidiyoruz. Büyük şehirlerde bulmak zor.
ben yoğurt kıvamını bir türlü tutturamadım gitti bir kez güzel mayalanıyorsa sonraki denememde yoğurt resmen sünüyor sanırım mayalanma sıcaklığını tutturamıyorum.
Yoğurdun sünmesi sizin tutturamamanızla alâkalı değil, hazır yoğurtla mayalanan yoğurtlarda böyle bir sonuç kaçınılmaz oluyor.:)
bahcedenn
13-12-2012, 21:39
Aslında niyetim, Beykoz-Çavuşbaşında güvenilir birini bulursam açık süt almak. Açıkta inek besleyen çok aile var.
Sn. Kiraz, biz de Kavacık'ta ikamet eden bir aileyiz. Sütümüzü, her şeyden önce ineklerinin sağlığını ve mutluluğunu gözeten, 150’ye yakın hayvanları olan, onları beslemek için çevredeki yaklaşık 200 dönümlük arazide ziraat yapan, bu arazilere inek gübresi dökerek toprağı zenginleştiren, inekleri her gün dışarı çıkarıp güneşi hissetmelerine ve otlamalarına özen gösteren, üretimi organik olmayan ancak yine de hayvanlarına kesinlikle fabrika yemi vermeyen; kısmen ziraatini kendilerinin yaptığı tahıl ve otlarla besleyen amacı çiftliği kendini çekip çevirebilecek noktaya getirmek ve şehre geri dönmek zorunda kalmadan ailesi ve kızlarıyla (süt inecikleriyle) mutlu mesut yaşamak olan, 8 senedir hastalıklardan ari sürü sertifikasına sahip, 200 sağmal kapasiteli-sürekli büyüyen, İstanbul’un çeşitli semtlerine belirli günlerde saf çiğ sütlerinin dağıtımını yapan hala devam ediyor mu bilmiyorum ama TaTuTa Ekolojik Çiftlik Ziyaretleri sisteminde de yer alan Gündönümü Çiftliği (Aysun The Sütçü) 'nden tedarik ediyoruz. Kavacık servis günü Perşembe. Yalnız sisteme dahil olabilmek biraz vakit alabiliyor. Yanlış hatırlamıyorsam bu ay içerisinde de 30-40 civarında buzağıları doğacaktı :)
Sn. Bahçeden çok teşekkürler. Bu hafta ne şanslıyım, dün tanıştığım biri (http://dalindantopla.net/)de (daha önce bahsetmişlerdi, Çavuşbaşı'nda oturuyor) bahçe kurmuş, bazı ürünler satıyor, sütü güvendiği köylülerden temin ediyormuş, kendinin de bahçesinde çok sayıda serbest gezen tavuğu varmış.
Yakın çevrede kapıya teslim yapıyor.
Gündönümü ile hemen irtibat kuracağım.
bahcedenn
15-12-2012, 19:41
Perşembe günleri bize Göndönümü'nden geliyor. Fakat haftanın tek günü geldikleri için tazelik açısından bize bu tek gün yetmiyor.
Pazar günü de komşumuzun bir tanıdığı Çavuşbaşı köylerinden getiriyor. Kendim görmediğim için aslında içim çok ta rahat değil ama yapıcak bişey yok maalesef. İç güveysinden hallice deyip alıyoruz.
Ama Gündönümü'nden kesinlikle memnun kalırsınız.
aslında yoğurt mayalamayı becerebiliyordum fakat en son denememde biraz terslikler oldu ve sonuç yoğurtmu sıvı bişeymi ne olduğuna karar veremediğim bir ürün çıktı ortaya, şimdi tecrübelerinize ihtiyacım var, onu kaynatsam olurmu yani lor yapmak nasıl oluyor, birde yapacağım şey dolapta nasıl bozulmadan duracak?
Eğer halen bu sıvı elinizde ise kaynamış sıcak suyun içinde tekrar mayalanmaya bırakın eminim tutacaktır
elimde 2 gün önce mayaladım açtım dolaba koydum ertesi gün geldim dolaptan çıkartıp tekrar sıcak suya oturttum dün bütün gün dolaptaydı yine deneyeyim mi? Rezil etmeden becerebilseydim keşke :(
elimde 2 gün önce mayaladım açtım dolaba koydum ertesi gün geldim dolaptan çıkartıp tekrar sıcak suya oturttum dün bütün gün dolaptaydı yine deneyeyim mi? Rezil etmeden becerebilseydim keşke :(
Yine olmadıysa lor peyniri (http://www.agaclar.net/forum/600036-post190.htm)yapın. Ben ilk zamanlar çok kereler lor peyniri yapmak zorunda kalıyordum:) Mayalama sıcaklığını düşürünce hiç problem yaşamadım, önceleri süt gereğinden fazla sıcak olduğu için mayalanmıyormuş.
arapsabunu
18-01-2013, 09:24
Yoğurdu TUTMAYANLAR için çok çok basit ve kesin sonuç veren bir öneri;
FIRINda 50 derecede bekletin, ağzı açık olsun kabınızın. Fırının kapağı kapalı tabi:)
Yoğurt mayalamak ısının sürekli korunmasını gerektiriyor. Kışın ısıyı korumak zor ama bu şekilde bir kez bile başarısız olmadım. 4 saatte tutuyor genelde.
çok teşekkür ederim bu bilgilerle tekrar deneyeceğim, yoğurdum risotta peyniri oldu, onuda ben size tavsiye ederim, bizim loru sıkıştırmışlar olmuş risotta :) aslında yuvarlak peynir işte, o da çok güzel oldu.
özge6444
03-02-2013, 20:58
arkadaşlar yoğurt güveci özelmi oluyor. Benim yoğurt yaptım güvecim dolapta iki gün bekleyince dökülmeye başladı.Bi fikri olan varmı
ayazkentli
18-02-2013, 16:46
Sanayi tipi yoğurt'tan uzak durmamazı öneren bir yazı.
Sanayi tipi yoğurdu hayatınızdan çıkarın! Çünkü...
Hemen hemen her sofrada yer alan yoğurtla ilgili çok önemli uyarı geldi. Bizim faydalı diye yediğimiz yoğurttaki asıl tehlikeyi, Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar açıkladı.
Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, endüstriyel yoğurdun yoğurt olmadığını ve son dönemde artan kanser vakalarında bunun etkisinin ilk sırada olduğunu söyledi.
Kanser hastalığı her geçen gün artıyor. Etrafımızda her gün birisine kanser teşhisi konulduğunu duyuyoruz. Uzmanlar, kanserdeki bu kadar yoğun bir artışı yalnızca sigara ile alkolle ve obezite ile açıklamanın mümkün olmadığını düşünüyor.
Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi öğretim üyesi Dr. Yavuz Dizdar bu kadar çok hasta ortaya çıkmasını herkesin maruz kaldığı bir etmenle olabileceği görüşünde. Beslenme açısından da birbirinden çok farklı sosyal statüdeki insanlarda da kanserin görüldüğüne dikkat çeken Dizdar, "şunları hayatınızdan çıkarın diyebileceğiniz neler var" sorusuna şu cevabı verdi:
"Biz bilim adamları olarak geçtiğimiz yıllarda bunu çok tartıştık. Birinci sırada olan yoğurt hala ilk sıradaki yerini koruyor. Bizim ülkemizde yoğurt, diğer ülkelere göre açık ara daha çok tüketilen bir üründür. Yoğurt, beslenmeden öte insan vücudunun dengesinin korunması açısından da çok önemlidir."
Bu sözleri ifade eden Yavuz Dizdar, bir noktanın altını çiziyor. "Ama işlemden geçmemiş, endüstriyel yoğurt olmamalı" diyor. Dizdar, endüstriyel yoğurttan niçin uzak durulması gerektiğini de şöyle anlayor:
"Çünkü endüstriyel yoğurt, yapay bir ürün. Ekşimiyor, dolapta bekleyen yoğurdu haftalar boyunca üstten yemeye devam etseniz bir şey olmuyor. Bunu ben defalarca test etmiş biri olarak biliyorum. Biraz dikkat eden herkesin de bildiğini düşünüyorum.
Bir ürün bu kadar çok tüketiliyorsa, bu kadar derin bir değişime gitti ise sorun var demektir. Bir gıdanın bozulma biçiminin dönüşmüş olması, ekşimenin ötesinde küflenmeyi bile atlıyor olması içerikte çok fazla değişiklik yapıldığını gösterir. Kimse kusura bakmasın. Bunlar yoğurt değiller. "
Ana fermente ürünün yoğurt olduğunu hatırlatan Dizdar, maalesef Türkiye'de olmazsa olmazın başında yoğurt ve ayranın geldiğini hatırlatıyor.
HER ŞEY SON 10-15 YILDA DEĞİŞTİ.
Türkiye'de yoğurdun bir 10-15 yıl önce kesinlikle böyle olmadığını hatırlatan Dizdar, bu yeni yoğurt yönteminin bilinçli bir şekilde Türkiye'ye dayatıldığını söyledi. Dizdar, bu güçlerin, yoğurda ilişkin Türkiye'deki yasal tebliğleri bile değiştirdiğini ifade etti. Kendisinin bu konuda eleştirileri gündeme getirdiğinde bazı endüstriyel yoğurt üreticilerinin, "Hocam size bozulmayan yoğurt verdik daha ne istiyorsunuz" diyenlerin olduğunu dile getirdi.
Dizdar, "Peki hayatımızdan her şeyi ile yoğurdu çıkarmalı mıyız?" sorusuna da kesin bir cevap veriyor. "Kesinlikle hayatımızdan çıkarmamalıyız. Tam tersine mümkün olduğu kadar daha çok yer açmalıyız. Ama, endüstriyel yoğurdu bırakıp yoğurdu evde yapmalıyız" diyor.
Arkadaşlar yoğurtların iyi tutmamasının nedeni sizlerle ilgili bir şey değil. Ben komşularımdan yüzde yüz doğal süt almama karşın maya olarak kullandığım marketlerde satılan yoğurtların mayalarından dolayı iyi tutmadığını ve yoğurdun iyi olmamasının bu yoğurt mayalarından kaynaklanmakta olduğunu anladım. Marketlerde satılan yoğurtların üç tanesinden yoğurt tutuyor diğerleri yoğurt değil, anladığım kadarıyla. En güzel sonuç aldığım yoğurt AOÇ cam kavanozda olan yoğurtları, bilginize.
zuhaleyna
18-02-2013, 19:16
Benim arkadaşımdan öğrendiğim daha farklı ama sert bir yoğurt olduğu için garantili ve kolay.
Önce 2-3 lt.sütü kaynatıp ılımaya bırakıyoruz. Parmak dayanacak kadar sıcaklığa indiğinde mayalamak için bir bardak kadar sütü mayalama yapacağım kaba alıyorum. Üzerine 2-3 kaşık yoğurt ekleyip el çırpıcısıyla biraz çırpıp eritiyorum. Sonra kalan sütü üzerine ekleyip onunlada 15 sn. kadar el çırpıcısıyla çırpıyorum. Bunun amacı mayanın süte homojen bir şekilde karışması. sonra bir kenarda kapağını aralık olarak mayalanmaya bırakıyorum. Bunun amacı buhar yapıp suları yoğurda akmasın ve yoğurtu sulandırmaması. Yoğurdu katiyen sarmıyoruz yaz kış aynı. Ben gece 12 de mayalıyorum sabah tutmuş oluyor. Kapakta biriken suları peçeteyle silip kapağını kapatıp akşama kadar dolapta dinlendiriyorum. Bu şekilde taş gibi oluyor. Yoğurdu servis ederken hep yüzeyinden dümdüz alın, çukur açmayın, bu şekilde sulanmaz. Bu şekilde yoğurtlarım hep taş gibi oluyor, eskiden sulu oluyordu. Bende arkadaşıma tekrar teşekkür ediyor ve herkese bu şekilde tarifini veriyorum. Afiyet olsun.
ayazkentli
18-02-2013, 20:27
Marketlerden alınan hem süt hem de yoğurt ile mayalanan yoğurt'lar sulu ve cıvık oluyor.
Zuhaleyna hanımın yaptığı gibi mayalama yapıyoruz. Tek farkla. Biz güzelce sarıp sarmalıyoruz ki, ılık olarak sabaha kadar olmuş oluyor.
(Parmak dayanacak sıcaklığın biraz altına inince, fazla buhar oluşmuyor).
İlk önceleri market sütü ile yaptık ve hep gevşek oldu. Ne zaman ki, mahallemize gelip süt satan üreticiden alıp yapmaya başladık, o zaman güzel oldu.
Ama şimdilerde artık mahalle aralarında süt satışı yasak.
Kapitalislerin sözde sağlık dayatması.
Açık süt almayın, açıkta zeytin-peynir almayın, hasta olursunuz diye, yıllardır propaganda yaptılar. Sanki kendilerinin sattığı ürünler çok sağlıklı imiş gibi (!).
Propagandalar fazla işe yaramayınca Yasaklama yoluna gittiler.
Açıkta satılan ürünlerin mutlaka bazı riskleri vardır ama zaten ürünü alırken;
Tadıyoruz,
Kokluyoruz,
Görüyoruz.
Bozuk olanı zaten almıyoruz.
Ben ömrüm boyunca, çevremde-köyümde bir kişinin bile, açıkta satılan ürünler nedeni ile hasta olduğunu görmedim, duymadım.
Bu nedenle, inadına marketlerden almayacağız, kendimiz yapacağız.
Endüstriyel ürünler yüzünden en azından alerji olan onlarca tanıdığım var.
Eskiden, zeytinyağın'dan yapılan sabunlar hem çamaşır yıkamada hem de banyo da kullanılırdı. Endüstri ürünü Mak. Deterjanı + Yumuşatıcı + Kireç çözücü + Yumuşatıcı ve banyo şampuanlarının ne tür alerjilere yol açtığını bilmeyenimiz yok herhalde.
wishmaster
06-03-2013, 01:03
Çok merak ettim, peki bu karınca yumurtasında ne var acaba nasıl maya oluyor bilen arkadaşlar konuyu biraz açar mı lütfen:)
Karıncalar topladıkları besinleri yiyerek tüketmezler. Bunu yuvalarının merkezindeki yiyecek deposuna götürürler ve birikintinin yanına koyarar. Bu koca yiyecek birikintisi yararlı mantarlar ve bakterilerle sarılıdır. Bakterilerin tüketip parçalamaya başladığı besinler mantarlar ve enfeksiyon yaratmayan küfler tarafından öğütülür. Karıncalar da bu tatlı mantarları yerler. Bu sebeple karınca yuvasının yanındaki tepecik bire bir bu mantarı yerken sporlarına bulaşmış karınca tarafından fiziksel temasla yapılmıştır. Yavruları*pupaları-yumurtaları da işçi karıncaların bakımındadır ve bu yararlı sporlara sahiptirler.
yoğurt yaparken hangi sütü kullanalım.
konuyla ilgili bir makale :
http://www.ttb.org.tr/STED/sted0202/sut.pdf
ve bu makaleye eleştiri :
Çiğ Süte Akademik El İnsaf-I | Çiftlik Dergisi (http://www.ciftlikdergisi.com.tr/cig-sute-akademik-el-insaf-i.html)
görüşleriniz nelerdir?
Sn capaci,
İlk linkteki yapılan araştırmaları hiç uygun bulmadım açıkçası. Çünki hiç bir ısıl işlem görmemiş çiğ süt (yani kaynatılmamış veya sterilizasyonu sağlanmamış) bakterilerin çoğalması için uygun bir ortamdır. Hele bu süt ortam sıcaklıklarında 20C-25C derecelerde bakterilerin çoğalması için çok daha uygun bir hale gelir. Toplanan 150 adet süt numunesinin hangi koşullarda olduğu bilinmesi mümkün değildir. Bu toplanan sütlerin analizleriyle karşılaştırılan UHT veya pastörize edilmiş sütler olduğu yazıyor. Bakteri oranı %97 -%99 oranında giderilmiş UHT-steril sütlerle çiğ sütü aynı kefeye koymaktaki mantığı anlayamadım. Bu şartlarda bu kadar bakteri farkı gayet normal.
Dolayısı ile 2. makaledeki eleştiriyi haklı buluyorum. İşin içinde birde rant durumu söz konusu galiba.
Şimdi asıl soruya gelelim hangi Süt?
Gerçekten bu ülkede ciddi anlamda güven zaafı var. Fazla para kazanmak uğruna kimler ne yöntemleri deniyor, neler yapıyorlar neler. Sağlığı ve insanlığı hiçe sayarak çok rahat bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlar aşağılıklar. Bu yüzden ön yargıyla bakmak bir kural olmuş bu ülkede. Ama tam anlamıyla işini dört dörtlük yapanlarda yok değil. Bu iş için ciddi paralar harcamış ve kendi imkanlarınca soğuk zincir sistemi oluşturmuş.
Bence güvenilir temiz bir sütçü bulmak gerekiyor. Uygun koşullarda sütünü satan sütçüyü tercih etmeli **** süt daha yeni sağılmışken alınmalı.
Kaynattıktan sonra Cam kavanozlarada kaynar bir şekilde doldurup kapağını sıkıca tutturup ters kapatın.Soğuduktan sonra kapağın biraz içine eğilmiş olarak göreceksiniz. Tazeliğini koruyacaktır.
Selamlar...
Sağlıcakla Kalın
mandalinleerik
28-06-2013, 13:36
Biz bebeğimiz için doktorun tavsiyesi üzerine günlük şişe süt alıp şişeyi ikiye bölüp bir şişeyi iki seferden yoğurt yapıyoruz acaba bu sağlıklı mıdır? Yani şişe açılıyor içinden bir bardak süt alınıp yoğurt yapılıyor, kalan süt ertesi gün tekrar yoğurt yapılıyor.
İkinci sorum ise yoğurt bazen ekşiyor güzel bir yoğurt olması için ne yapılmalı?
( Yoğurdu 1 bardak sütten yapıyoruz)
1 şişeyi ikiye bölüp yoğurt yapmaktansa tek seferde yapmanız daha iyi. Süt kısa ömürlü bir üründür. Yoğurt daha uzun dayanır. 1 şişeden zaten bir kap yoğurt anca çıkar.
Yaptığınız yoğurt açık ortamda çok kalıyorsa ekşir. Dolapta ağzı kapalı durursa daha geç ekşir. Mayalandıktan sonra çok uzun süre bekletmeyin. Dolaba alın.
Evde uzun zamandır yoğurt yapan biri olarak şunları söyleyebilirim.
UHT, pastörize vs. sütlerle yoğurt yapıp, başarısız oldum diye üzülmenin hiç anlamı yok.
Bu sütlerle yoğurt yapmak çok zor ve pek anlamlı değil. Yağ oranı, su oranı, kıvamı lezzeti hiç bir zaman taze süt gibi olmuyor.
Ben yoğurdu köyden, sütçünün önünüzde sağdığı inekten alıyorum. Hem tadı, hem kıvamı tümüyle farklıdır. Yağ oranı marketten aldığınız sütle kıyas kabul etmez. En beceriksiz insan bile bu sütke çok güzel yoğurt yapabilir.
İşin püf noktası olarak sütün uzun süre kaynatılması gerektiğini de eklemek gerek. Kaynatırken 15-20 dakika boyunca bir kepçeyle havalandırılması suyun buharlaştırılmasını kolaylaştırıyor. Bu şekilde oldukça sert yoğurt elde edebilirsiniz.
Diğer bir pratik yöntem, mayalanması tamamlanan yoğurdun üstüne bir kaç yaprak kağıt havlu koyup bunun bir ucunun kabın kenarından sarkıtılmasıdır. Kağıt emdiği suyu kenardan damlatıyor ve yoğurdu sertleştiriyor. Bir tür ilkel süzme yöntem yani.
Diğer bir yöntem ise mayaladığını sütü, herhangi bir örtüye sarmadan, veya sararak fırın içine koymanızdır. Fırının kapalı ortamı çok dengeli bir soğuma ve mayalanma sağlıyor.
mandalinleerik
28-06-2013, 15:20
1 şişeyi ikiye bölüp yoğurt yapmaktansa tek seferde yapmanız daha iyi. Süt kısa ömürlü bir üründür. Yoğurt daha uzun dayanır. 1 şişeden zaten bir kap yoğurt anca çıkar.
Yaptığınız yoğurt açık ortamda çok kalıyorsa ekşir. Dolapta ağzı kapalı durursa daha geç ekşir. Mayalandıktan sonra çok uzun süre bekletmeyin. Dolaba alın.
Cevap için teşekkürler.
Taze olması açısından şişeyi ikiye bölüyoruz. Yoğurdu şöyle yapıyoruz;
Kaynattığımız sütü ılımaya bırakıyoruz daha sonra içerisine bir tatlı kaşığı kadar maya koyup örtüyoruz. 4 saat kadar mayalanan yoğurdu dolaba kaldırıyoruz.
Sevgi Durul
28-06-2013, 15:27
........ sonra içerisine bir tatlı kaşığı kadar maya koyup örtüyoruz.
Bir su bardağı süte bir tatlı kaşığı maya çok fazla gelir. Bu da yoğurdun ekşi olmasına sebep olur.
Şöyle örnek verecek olursam, kiloluk kavanozda mayaladığım yoğurda yarım tatlı kaşığı maya ancak ilâve ediyorum. :)
mandalinleerik
28-06-2013, 15:34
Bir su bardağı süte bir tatlı kaşığı maya çok fazla gelir. Bu da yoğurdun ekşi olmasına sebep olur.
Şöyle örnek verecek olursam, kiloluk kavanozda mayaladığım yoğurda yarım tatlı kaşığı maya ancak ilâve ediyorum. :)
O zaman maya miktarında da olabilir. Ekşi olması.
Cevap için teşekkürler.
Taze olması açısından şişeyi ikiye bölüyoruz. Yoğurdu şöyle yapıyoruz;
Kaynattığımız sütü ılımaya bırakıyoruz daha sonra içerisine bir tatlı kaşığı kadar maya koyup örtüyoruz. 4 saat kadar mayalanan yoğurdu dolaba kaldırıyoruz.
Süte 1 günde bir şey olmaz ama yoğurt sütten daha uzun ömürlü bir üründür.
Maya derken "yoğurt" mu kasdediyorsunuz, yoksa hazır maya mı?
Ben evde bulunan yoğurdu maya olarak kullanıyorum. 1 tatlı kaşığı yeterli bunun için. Ancak doğrudan süte karıştırmayın. Az bir miktar sıcak sütle mayayı bir kap içinde karıştırıp ısısını dengeleyin, sonra süte karıştırın.
Mayaladığınız süt çok soğuk olmasın. Hafif el yakacak kıvamda olmalı.
Ekşirse de kabahat sizin değil, sütündür. :) Market sütüyle yoğurt yapmak zor.
Sevgi Durul
28-06-2013, 15:40
O zaman maya miktarında da olabilir. Ekşi olması.
Evet olabilir, bir de yoğurt 3,5-4 saatin sonunda tuttuğunda biraz sıcak olabiliyor. Bu durumda sıcakken dolaba konursa çabuk ekşiyor. Yerinden kaldırmadan soğuması beklenecek. Buna dikkat etmek gerekir.
Ayrıca çok sıcak havalarda mayalanan sütü çok fazla sarıp sarmamalı. Böyle havalarda ben hiç örtmüyorum. Tutmamazlık etmiyor.
mandalinleerik
28-06-2013, 15:41
Süte 1 günde bir şey olmaz ama yoğurt sütten daha uzun ömürlü bir üründür.
Maya derken "yoğurt" mu kasdediyorsunuz, yoksa hazır maya mı?
Evet mayadan kastım "yoğurt". Açıkçası yoğurdu ben değil de eşim yapıyor. Bir fincanda mayayı karıştırıp süte ekliyor, ama sizin bahsettiğiniz yöntemle mi yapıyor bilmiyorum.
Evde Sütü Kaynatmadan Yoğurt Yapmak SAKINCALIDIR!
Konu içerisinde bazı mesajlarda taze sütün kaynatılmadan yoğurt yapılması tavsiye ediliyor.
Kesinlikle hiç kimseye önermem!
Pastörizasyon evde kolayca uygulanabilecek bir teknik değildir. Sütün oldukça hızlı ısıtılması ve soğutulması gibi işlemler gerekir. 60-70 derecedeki bir sütü buzlu kap içine koyup 30 saniyede soğutamazsınız.
İşlemi düzgün yapmadığınız takdirde sütteki patojenler ölmez!
Pastörizasyon işleminin avantajı "yararlı-zararlı bakteri" den ziyade süt proteinlerinin bozulmasını önlemekdir.
Sütün kaynatılarak bir miktar besin değerini kaybetmesi, salmonella, brusella veya tüberküloz gibi hastalıklara yakalanıp sonradan ağlamaktan daha iyidir. Taze süt, evde kullanılmadan önce en az 15-20 dakika kaynatılmalıdır. Bu şekilde dahi sütün içinde canlı bakteri kalır.
Evet mayadan kastım "yoğurt". Açıkçası yoğurdu ben değil de eşim yapıyor. Bir fincanda mayayı karıştırıp süte ekliyor, ama sizin bahsettiğiniz yöntemle mi yapıyor bilmiyorum.
Fırınızın ısı koruması iyi bir fırın ise eşinize mayaladığı yoğurdu fırına koymasını önerin. Çok fazla örtmesine gerek yok. Ancak kabın altına mutlata ısı yalıtımı yapacak havlu vs. gibi bir şey koysun.
mandalinleerik
28-06-2013, 15:53
Fırınızın ısı koruması iyi bir fırın ise eşinize mayaladığı yoğurdu fırına koymasını önerin. Çok fazla örtmesine gerek yok. Ancak kabın altına mutlata ısı yalıtımı yapacak havlu vs. gibi bir şey koysun.
Korumalı bir fırın. Yani örtmeden sadece kabın altına bir havlu koyup yoğurdun öyle oluşmasını bekleyeceğiz. Bu yöntem kış için de mi geçerlidir?
Kışında kabı örterek yapabilirsiniz. Yazın da örtebilirsiniz.
Ben genellikle kabın ağzına streç film koyup bir miktar örtüyorum. Fırın zaten içinde ısıyı hapsediyor ve süt çok yavaş soğuyor.
İsterseniz fırına sıcak su dolu bir kap koyarak da ısısını arttırabilirsiniz.
Yoğurt oluştuktan sonra üstüne bir kağıt havlu serip kabın kenarından sarkıtırsanız (altına süzülen su için bir kap koyun) yoğurtta sulanma da az olur.
Süzme yoğurt yapmak isterseniz bir süzgecin içine kayıt havlu koyup yoğurdu dökün. Süzgeci de suyun süzüleceği bir kap içine alın. 6-7 saat sonra yoğurdu süzgeçten kolayca alabilirsiniz. Kağıt havlu deri gibi yoğurdun üstünden sıyrılır.
mandalinleerik
28-06-2013, 16:03
Sayın MeTePe ve Sayın SDurul sanırım evde uzun yıllar yoğurt yapacağız tecrübelerinizi aktardığınız için ve yardımlarınız için çok teşekkür ederim.
(Yoğurt yapma makinelerini öneriyor musunuz?)
Ben hiç kullanmadım. Bence kullanmaya da gerek yok. Kuantum fiziği değil bu. İnsanların binlerce yıldır yaptığı bir işlem. :)
Benim tavsiyem, iyi süt bulduğunuzda bolca alıp süzme yoğurt yapmanızdır. Ben bazen hafta sonları ağabeyimin şehir dışındaki kır bahçesine gittiğimde yakındaki köyden 5-10litre civarında yeni sağılmış süt alıyorum. Tamamını süzme yoğurt yapınca 1-2 ay boyunca dayanıyor. Özellikle ayranı mükemmel oluyor.
Bu tür fırsatları kullanmanızı tavsiye ederim. Kapı kapı gezen sütçülere güvenim yok. Ama market sütleri de uğraşmaya değmiyor.
mandalinleerik
28-06-2013, 16:12
Ben hiç kullanmadım. Bence kullanmaya da gerek yok. Kuantum fiziği değil bu. İnsanların binlerce yıldır yaptığı bir işlem. :)
Benim tavsiyem, iyi süt bulduğunuzda bolca alıp süzme yoğurt yapmanızdır. Ben bazen hafta sonları ağabeyimin şehir dışındaki kır bahçesine gittiğimde yakındaki köyden 5-10litre civarında yeni sağılmış süt alıyorum. Tamamını süzme yoğurt yapınca 1-2 ay boyunca dayanıyor. Özellikle ayranı mükemmel oluyor.
Bu tür fırsatları kullanmanızı tavsiye ederim. Kapı kapı gezen sütçülere güvenim yok. Ama market sütleri de uğraşmaya değmiyor.
Burada bahsettiğiniz gibi süt bulmam çok zor. Bu yüzden şişe sütünden yapıyoruz. Yoğurt taze olsun diye ikiye bölüyorduk sütü demek ki hiç gerek yokmuş.
Sayın mandalinleerik,
Benim evim Ankara'nın göbeğinde... :) İnanın 4-5 yıl önce gidip köyden süt alacağımı söyleseler güler geçerdim. Şimdi 50km yol gidiyorum süt için. (50 de geliş. )
Gerçi sadece süt için gitmiyoruz ama bir kez alıp deneyince insan vazgeçemiyor.
mandalinleerik
28-06-2013, 16:19
Sayın mandalinleerik,
Benim evim Ankara'nın göbeğinde... :) İnanın 4-5 yıl önce gidip köyden süt alacağımı söyleseler güler geçerdim. Şimdi 50km yol gidiyorum süt için. (50 de geliş. )
Gerçi sadece süt için gitmiyoruz ama bir kez alıp deneyince insan vazgeçemiyor.
Dediğiniz doğru. Araştırıp bulmak lazım. Bebek için inek sütünü direk yoğurt yapmak için tavsiye ediyor musunuz? Tavsiye ediyorsanız yapılan yoğurt en fazla kaç günde tüketilmelidir?
Bebeğiniz kaç aylık bilmiyorum. Eğer 7-8 aydan büyükse zaten her türlü gıdayı tüketebilir.
İnek sütünün de hiç sakıncası yok. Ancak bebek için doğrudan pastörize süt daha iyi seçenek. Kaynatma, hoplatmayla falan uğraşmazsınız.
Yoğurt ekşiyip tadı bozuluncaya veya küfleninceye kadar tüketilebilir. Çok dayanıklıdır. Kolay kolay bozulmaz. Yoğurttaki mayalar bakteriler için yaşam alanı bırakmaz. Yani yoğurttan kolay kolay zehirlenmez veya hastalık kapmazsınız. :) Ekşi yoğurt bile gerekirse yenebilir. Biraz gaz yapar ama zehirlemez. :)
Süzme yoğurdu iyi şartlarda 2-3 ay bile saklayabilirsiniz. Evde yaptığınız yoğurdu dolapta 10-15 gün rahatça saklayabilirsiniz.
mandalinleerik
28-06-2013, 16:39
Bebeğiniz kaç aylık bilmiyorum. Eğer 7-8 aydan büyükse zaten her türlü gıdayı tüketebilir.
İnek sütünün de hiç sakıncası yok. Ancak bebek için doğrudan pastörize süt daha iyi seçenek. Kaynatma, hoplatmayla falan uğraşmazsınız.
Yoğurt ekşiyip tadı bozuluncaya veya küfleninceye kadar tüketilebilir. Çok dayanıklıdır. Kolay kolay bozulmaz. Yoğurttaki mayalar bakteriler için yaşam alanı bırakmaz. Yani yoğurttan kolay kolay zehirlenmez veya hastalık kapmazsınız. :) Ekşi yoğurt bile gerekirse yenebilir. Biraz gaz yapar ama zehirlemez. :)
Süzme yoğurdu iyi şartlarda 2-3 ay bile saklayabilirsiniz. Evde yaptığınız yoğurdu dolapta 10-15 gün rahatça saklayabilirsiniz.
Şuan 7 aylık. Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler, epey yardımcı oldunuz bu konuda. Umarım küçük bebeği olan diğer arkadaşlar için de yardımcı olmuştur yazdıklarınız.
Şuan 7 aylık. Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler, epey yardımcı oldunuz bu konuda. Umarım küçük bebeği olan diğer arkadaşlar için de yardımcı olmuştur yazdıklarınız.
Allah bağışlasın. Önümüzdeki aydan sonra zaten sizinle sofrada her şeyi yiyebilir. Ayrıca çok steri büyüteceğiz diye uğraşmayın. Anne sütü alıyorsa pek çok hastalıktan doğal olarak korunur.
mandalinleerik
28-06-2013, 21:17
Allah bağışlasın. Önümüzdeki aydan sonra zaten sizinle sofrada her şeyi yiyebilir. Ayrıca çok steri büyüteceğiz diye uğraşmayın. Anne sütü alıyorsa pek çok hastalıktan doğal olarak korunur.
Teşekkür ederim. Maalesef anne sütü yeterli gelmediği için doğduğundan beri anne sütü + ek gıda verdik. Bu yüzden en azından katı gıdalara yeni geçtiğimiz için en azından yoğurt, meyve gibi takviye gıdaları düzgün alsın diyoruz.
Biz sütü Silivri'de Gündönümü Çiftliğinin sahibi Aysun Sökmen'den getirtiyoruz. belli günlerde minimum 5 lt olarak yine belli güzergahlara getirtiyorlar. Son derece güzel ve sağlıklı bir süt. Yaklaşık 4 yıldır bu sütten evde yoğurt yapıyoruz. İyice öğrendik kalıp gibi oluyor artık. Bebekli annelere öneririm internetten bilgilerine ulaşabilirler. Ayrıca Bolana firması çeşitli şehirlerde anlaşmalı marketlere istek üzerine günlük keçi sütü dağıtımı yapıyor, yine internetten ulaşılabilir bilgilerine.
Özlem hnm merakımdan dolayı bir soru sormak istiyorum.
Aldığınız sütü kaynattıktan sonra yüzeyde kaymak oluşuyormu.
Oluşuyorsa göz kararı bu oran sizce normalmi?
Yani kısacası sütün yağı alınıyormu çiftlikte?
Birde aldığınız süt soğutulmuş olarakmı satılıyor?
Selamlar.
Evet bol miktarda oluşuyor, bunu kahvaltılık olarak aldıktan sonra şişeye doldurduğum sütü buzdolabına koyuyorum. Soğuduğunda şişenin ağzında da 2-3 parmak kaymak oluyor. Sütün tadı zaten marketten aldıklarımızdan çok farklı, Aysun hanım ineklerin yediği otu da kendi yetiştiriyor.
Sür soğutmalı kamyonette geliyor bize ama soğutuluyor mu açıkçası bilmiyorum. Sütün yağını aldıklarını kesinlikle sanmıyorum.
ben de evde yogurt yapmayı seviyorum. bir litre süte bir yemek kaşıgı( ama tepeleme değil) yogurtla mayalıyorum üç saat bekledikten sonra oluyor.
Burada bahsettiğiniz gibi süt bulmam çok zor. Bu yüzden şişe sütünden yapıyoruz. Yoğurt taze olsun diye ikiye bölüyorduk sütü demek ki hiç gerek yokmuş.
yogurt taze olsun derseniz bütün sütü mayaladıktan sonra ufak kavanozlara ayrı ayrı döküp ayrı ayrı mayalandırma yapabilirsiniz. kavanoz bittikçe yenisini açarsınız. açılmayan kavanozdaki yogurt ekşimiyor diyebiliriz. tazecik kalıyor.
Evet bol miktarda oluşuyor, bunu kahvaltılık olarak aldıktan sonra şişeye doldurduğum sütü buzdolabına koyuyorum. Soğuduğunda şişenin ağzında da 2-3 parmak kaymak oluyor. Sütün tadı zaten marketten aldıklarımızdan çok farklı, Aysun hanım ineklerin yediği otu da kendi yetiştiriyor.
O zaman hazine bulmus sayilirsiniz.
İstanbul gibi yerde bu sartlarda sut
bulmak gercekten cok guc birazda sans
skanatlar
02-09-2013, 15:17
Sayın Özlem A,
Gündönümü Çİftliği Aysun Sökmen ile ilgili internet te birkaç değişik mail adresi mevcut, sizde varsa iletişim bilgisi verebilirmisiniz ? ***.
bahcedenn
02-09-2013, 23:25
Sayın Özlem A,
Gündönümü Çİftliği Aysun Sökmen ile ilgili internet te birkaç değişik mail adresi mevcut, sizde varsa iletişim bilgisi verebilirmisiniz ? ***.
thesutcu@gundonumu.biz.tr adresine mail atarsanız size dönüş yaparlar.
Yoğurt makinesi (Tefal), Danone yağlı süt + AOÇ açık süt (kaynatılıp soğutuldu) ve Açkar yoğurt ile yaptığım denemenin sonucu:
Danone ile yaptığım yoğurt daha başarılı oldu. Çiftliğin çiğ sütüyle yaptığım yoğurtta hem buharlaşma neticesinde sütün miktarı çok azaldığı için gramajdan kaybettim hem de sulu bir yoğurt elde ettim. Danone ise maşallah kalıp gibi duruyor. Mayalama süresi 11 saat. 80'er gram maya koydum her ikisine de.
Süzme yoğurt yapmak isterseniz bir süzgecin içine kayıt havlu koyup yoğurdu dökün. Süzgeci de suyun süzüleceği bir kap içine alın. 6-7 saat sonra yoğurdu süzgeçten kolayca alabilirsiniz. Kağıt havlu deri gibi yoğurdun üstünden sıyrılır.
Kağıt havludaki kimyasal maddeler? :(
bahcedenn
12-09-2013, 13:34
Yoğurt makinesi (Tefal), Danone yağlı süt + AOÇ açık süt (kaynatılıp soğutuldu) ve Açkar yoğurt ile yaptığım denemenin sonucu:
Danone ile yaptığım yoğurt daha başarılı oldu. Çiftliğin çiğ sütüyle yaptığım yoğurtta hem buharlaşma neticesinde sütün miktarı çok azaldığı için gramajdan kaybettim hem de sulu bir yoğurt elde ettim. Danone ise maşallah kalıp gibi duruyor. Mayalama süresi 11 saat. 80'er gram maya koydum her ikisine de.
Danone ile yaptığınız yoğurdun maşallah kalıp gibi durmasını ve daha başarılı gibi görünmesinin sebebini doğal olmayışına bağlamadınız mı hiç? Ben olsam görüntüye değil doğallığa bakardım.
Kağıt havludaki kimyasal maddeler? :(
İlginç bir soru!
Ama bunun bir sorun yaratacağı kanısında değilim.
Öncelikle, kağıt havlu altta.. Yani yoğurdun suyu aşağı doğru hareket ederken kağıt havludan süzülerek, kağıttaki kimyasalları da yıkayarak aşağı iniyor. Mekanik olarak kağıttan yoğurda değil, yoğurttan kağıda doğru bir akış var.
Kağıt havlu doğası gereği, suyu çekmek için üretilmiş... vermek için değil.
Kağıtla temas eden yüzeyde bir bulaşma olması mümkün. Ancak, bu bulaşmanın yoğurdun 1cm içine kadar girdiğini varsaysak dahi (ki mümkün değil) toplam yoğurt miktarının en kötü şartlarda dahi sadece %5-10 kısmında kontaminasyon olacaktır.
Kağıt havlunun suyu emmesi kılcal negatif basınç mekanizmasıyladır. Yani su vermez, alır. Altına suyu geçirmesi ise, kılcalların doygunluğa ulaşıp yerçekimi kuvvetinin negatif basıncı aşması nedeniyledir. Bu haliyle kağıttan yoğurda doğru bir akış oldukça zordur. (Su moleküllerinin hem negatif basınç, hem yerçekimine aykırı olarak yukarı hareket etmesi lazım. İmkansız değil ama zor)
****************
Diğer taraftan, kağıt havluların sağlığa zararlı kimyasallar barındırıp barındırmadığı ilginç bir konuymuş. Ben biraz araştırdım. Bazen reçine kullanılıyormuş ki, sağlığa pek zararı yok. Kağıt hammaddesi ise bildiğimiz selüloz. Bunun da zararı yok.
Ancak beyazlatma işlemi için çeşitli kimyasallar kullanılıyormuş. Bunlardan en fazla zararı olanı Klor. Diğer kimyasallar işlem sonunda bir nevi nötürleşiyor. Klor ise, 1990'lı yıllardan bu yana farklı bileşikler halinde kullanılmaya başlamış. Çünkü, özellikle tuvalet kağıtlarının doğada parçalanırken klorun dioksine dönmesi ciddi bir çevresel tehdit oluşturuyormuş. Bu nedenle elemental klor kullanımı ciddi şekilde azaltılmış. Şu anda kullanılan ECF (Elemental Chlorine Free) ve TCF (Totally Chlorine Free) yöntemlerinin AB kriterlerinin izin verdiği limitlerin bile altında klor atığına yol açtığı bilgisi var.
*****************
Sonuç olarak; bir kimyasalın zehirli/zararlı olup olmaması tamamen dozla ilişkilidir. Sodyum ve Klor yüksek miktarlarda zehirlidir. Ama, bedenimizdeki sıvıların %0,9'unda sodyum ve klor olmasa yaşayamazdık.
Kişisel olarak bahsettiğim yöntemle yapılan yoğurdun kimyasal bir tehdit oluşturduğunu düşünmüyorum. Kullandığımız her plastik kapda, bezde, çanakta vs. az veya çok kimyasal bulaşma olacaktır. Steril bir dünyada yaşamak mümkün olmadığı, marketten aldığımız pek çok ürünün de çeşitli kimyasal/sentetik paketlerde barındığı düşünülecek olursa bu fazla ciddiye alınacak bir risk olmaz.
Bu yaz tatilden dönerken İzmit'ten içi sırlı toprak kap aldım.Bu kapla yaptığım yoğurdun kıvamı hoşuma gitti. Daha geç ekşiyor bir de.
Güvendiğim bir yerden çiğ süt alıyorum. Yoğurdu günlük sütlere göre daha çabuk mayalanıyor, üzerinde kalın bir tabaka kaymak oluyor ve tadı nefis. Mayalandıktan sonra bir kaç gün beklerse oldukça kıvamlı oluyor. Evdekilerin damağı alıştı, hazır yoğurdu yiyemiyorlar, özellikle kızım başka yoğurt ve süt olunca hemen anlıyor.
Sütten ayrılan kaymak, yapılan dondurma, lor ve tereyağı da yanında kalıyor. Bu gidişle hiç tereyağı almayacağım.
Merhabalar,
Ev yoğurdu, eskiden beri bir takıntıdır bende. Hatta çocukluğumdan beri en büyük hayalim, ileride bir yoğurtçu dükkanı açmaktı:o Gerçekten!
Anne ve babamın mayaladığı yoğurtlardan sonra, ben de ev yapımı yoğurda geçmek istedim. Pek çok sitede yaptığım araştırma arasında, en çok sizlerden gelen mesajlar işime yaradı. Pek çok deneme yaptım ve epey başarılı sonuçlar elde ettim. Ama her şey, kullandığım süte bağlıydı. İçine su kattıklarını tahmin ediyordum. Fakat sade sütü bulma şansım da yoktu.
Bir gün çoook tesadüfen süte katılmış suyu ayırmayı keşfettim. Böylece istediğim kıvamda,çeşitli amaçlar için kullanabileceğim bir kaç değişik yoğurt yapmaya başladım. Burada başlayan yoğurt serüvenimin sonuçlarını da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sütü mandıradan aldığımda, ya pet şişe içinde, ya da naylon poşette veriyorlar. Ben de kaynatmadan, aldığım gibi derin dondurucuya koyuyorum.
A. Ertesi gün, taş gibi olmuş pet şişenin kapağını açıp, bir kaba ters çeviriyorum. Bir süre sonra erime başladığında, ilk eriyen sıvının daha krem renkli, yağlı, ilk süt olduğunu göreceksiniz.
Hala donmuş sıvı ile dolu pet şişeyi, bu defa başka bir kaba ters çeviriyoruz ve erimeyi bekliyoruz. İlk aldığımız sütü serçe parmağımızı ısıracak ama yakmayacak sıcaklığa gelince küçük bir kapta sıcak süt ile ılıştırıp, sulandırdığımız mayalık yoğurt ile mayalıyoruz. 1kg'a 1 tatlı kaşığı yoğurt yeterli.
Annelerimiz gibi, altına havlu koyduğumuz kabın üzerini bir kapakla örtüp, üstüne de başka bir örtü örttüğümüz malzememizi 4.5-5 saat sonra yavaşça açıp, sallamadan ve ÜSTÜ AÇIK OLARAK buzdolabına yerleştiririz, ertesi güne kadar. Bu yoğurdu, neredeyse bıçakla kesersiniz :p
İLK MAYAYI KÜÇÜK KAPLARDA ÇOCUKLAR İÇİN SATILAN PROBİYOTİK YA DA SADE YOĞURT İLE YAPARSANIZ, DAHA İYİ SONUÇ ALIRSINIZ.
Bir başka ipucu da, hani şu kahvaltılık, üstü kapaklı minik cam kaplarda mayalık yoğurt mayalamaktır. Bundan sonraki işlemlerinizde de kendi mayanızı kullanmış olursunuz.
B. Diğer, baş aşağı eriyerek kapta biriken süt ise, biraz daha suludur ama hala güzel bir yoğurt yapılabilir. Yine aynı usulle ve Danone vs probiyotik ile mayaladıktan sonra sarıp sarmalayıp, beklersiniz. BU YOĞURT, ANNELERİMİZİN YAPTIĞI GİBİ HAFİF SULU AMA ÇOK LEZZETLİ BİR YOĞURT OLACAKTIR.
C. Pet şişeye ya da naylon poşette kalan buza baktığınızda, neredeyse şeffaf, bildiğimiz, sanki içine süt kaçmış gibi rengi hafif kırık donmuş su olduğunu göreceksiniz. Üzülmeyin ve sakın ziyan etmeyin.
Bu buzun da erimesini bekleyin. Yine ısıtın, yine aynı şekilde mayalayıp, sarıp sarmalayın. 4.5-5 saat sonra diğerleri gibi üstü açık olarak dolaba kaldırın. Ertesi gün bu son yoğurdunuzu kontrol ettiğinizde, sanki sulu yoğurdu dibe çökmüş, ayran gibi bir sıvı olduğunu göreceksiniz. İşte bu yoğurt da, yapacağınız en güzel ayran yoğurdudur. Karıştırın, minicik bir tuz ilavesiyle için, çocuklarınıza içirin.
Yoğurtlarımı buz dolabında, üzerlerine sadece tülbent örterek, uzun zaman saklayabiliyorum. Hava alması çok önemli. Mayalık yoğurtlarınızı da böyle saklayabilirsiniz.
Bu yöntemde, istediğiniz kıvamda yoğurt yapabilir, dostlarını şaşırtabilir, "içine su katılmış" diye üzülmez, son damlasına kadar da kullanmış olursunuz.
Afiyet olsun
Yukarıda yazdıklarıma eklemek istediğim son bilgi de, bakteri endişesine karşı sütün iyice kaynatıldıktan sonra parmak yakmayacak ısıya getirilmesidir.
HATTA SÜTÜNÜZÜ KAYNATTIKTAN SONRA ILITIP DOLABA KALDIRIN. ERTESİ GÜN DOLAPTAN ÇIKARDIĞIMIZDA ÜZERİNDE KALIN BİR KAYMAK TABAKASI GÖRECEKSİNİZ. MAYALANACAK ISIYA GETİRDİKTEN SONRA, SÜTLE SULANDIRILMIŞ VE MAYA OLARAK HAZIRLADIĞIMIZ KARIŞIMIN İÇİNE BU KAYMAKLARI DA KARIŞTIRIRSAK, YOĞURT OLDUKTAN SONRA YERKEN AĞZIMIZA NEFİS DOĞAL KAYMAKLAR DA GELİR.
DOĞAL BIRAKIRSANIZ, YOĞURT OLDUKTAN SONRA ÜSTÜNDE KAYMAK TABAKASI OLUR.
HERKESE AFİYET OLSUN
Danone ile yaptığınız yoğurdun maşallah kalıp gibi durmasını ve daha başarılı gibi görünmesinin sebebini doğal olmayışına bağlamadınız mı hiç? Ben olsam görüntüye değil doğallığa bakardım.
Size katılıyorum. AOÇ'nin "YOĞURT SÜTÜ" diye satılan 3,5 lt'lik sütleri de çok güzel yoğurt oluyor.
Doğal yoğurt yapmak için ilk mayanın da doğal olması gerekir. Nohuttan yoğurt mayası elde edip yoğurt yapmışlar. Ben henüz denemedim ama tam anlamıyla doğal bir yoğurt elde etmek için denemekte yarar var.
Kaynak (http://cloudpage.co/yogurt-mayasi)
Koyun sütünü şarap mayasıyla (Saccharomyces cerevisiae) mayalayınca oluşan yoğurdun çok lezzetli olduğunu okudum. En kısa zamanda deneyeceğim.
"Sheep milk with yeast produces very tasty and nice yoghurt"
Production of Yoghurts from Three Different Kinds of Milks Using Lactobacillus bulgaricus and Saccharomyces cerevisiae (http://www.medwelljournals.com/fulltext/?doi=rjdsci.2009.35.38)
Ev yoğurdunu her ne kadar sevmesemde, eşimin yoğun ısrarı üzerine yarın ilk kez yoğurt yapmayı deneyeceğim. Her ihtimale karşı sütü ziyan etmemek için bir litreden yapmayı planlıyorum. Mesajların büyük kısmını okudum, market sütlerini arkadaşlar tavsiye etmiyor fakat ben paket değil, günlük şişe sütten yapacağım.
Günlük şişe süt kullanacaksanız size özelden hangi markanın daha iyi mayalandığını yazayım. İnanın onlarda da fark ediyor, tecrübeyle sabit ;)
bahcedenn
03-04-2014, 14:55
Ev yoğurdunu her ne kadar sevmesemde, eşimin yoğun ısrarı üzerine yarın ilk kez yoğurt yapmayı deneyeceğim. Her ihtimale karşı sütü ziyan etmemek için bir litreden yapmayı planlıyorum. Mesajların büyük kısmını okudum, market sütlerini arkadaşlar tavsiye etmiyor fakat ben paket değil, günlük şişe sütten yapacağım.
Ben olsam endüstriyel süt hiç kullanmazdım. Endüstriyel süt ile yaptığınız yoğurdun satın aldığınız hazır endüstriyel yoğurttan ne farkı var ki. Çevrenizden çiğ süt kolaylıkla bulabilirsiniz. Çiğ süt kullanın. :)
Günlük şişe süt
kullanacaksanız size özelden hangi markanın daha iyi mayalandığını
yazayım. İnanın onlarda da fark ediyor, tecrübeyle sabit ;)
Teşekkür ederim:) Alışverişten sonra okudum mesajınızı. Bir daha ki sefere bahsettiğiniz markayı tercih edeceğim:)
Ben olsam endüstriyel süt
hiç kullanmazdım. Endüstriyel süt ile yaptığınız yoğurdun satın
aldığınız hazır endüstriyel yoğurttan ne farkı var ki. Çevrenizden çiğ
süt kolaylıkla bulabilirsiniz. Çiğ süt kullanın. :)
Sütçü sokağa geliyor, o kulak tırmalayan havalı kornasıyla ortalığı yıkıyor ama ben açık sütlerden hiç haz etmiyorum. Güvenmek zor.
binlerce köylünün ineğinin birinden süt sağılıyor, yola konuyor, bir araç gelip bunları topluyor, sonra fabrikaya götürüyor, hepsi karışıyor, içindeki yağı alınıyor, pastörize ediliyor, kutulanıyor, ana depoya doğru tekrar yola çıkıyor, sonra marketlere dağıtılıyor.
Siz buna güveniyorsunuz galiba?
binlerce köylünün ineğinin
birinden süt sağılıyor, yola konuyor, bir araç gelip bunları topluyor,
sonra fabrikaya götürüyor, hepsi karışıyor, içindeki yağı alınıyor,
pastörize ediliyor, kutulanıyor, ana depoya doğru tekrar yola çıkıyor,
sonra marketlere dağıtılıyor.
Siz buna güveniyorsunuz galiba?
Olayı tartışma konusu haline getirmesek?
Bu benim düşüncem ve tercihim. Kimse kimsenin düşüncesini kabul etmek zorunda değil.
kimseye birşey kabul ettirmeye çalışmıyorum ve ama benzeri güvensizliği yaşayabilecek diğer insanlara farklı bir perspektif sunmak istedim. forumun amacı zaten bir şeyleri düzeylice tartışabilmek, yoksa google'da evde yoğurt yapımı diye aratınca binlerce safya bulabilirsiniz.
Doğal yoğurt yapmak için ilk mayanın da doğal olması gerekir. Nohuttan yoğurt mayası elde edip yoğurt yapmışlar. Ben henüz denemedim ama tam anlamıyla doğal bir yoğurt elde etmek için denemekte yarar var.
Kaynak (http://cloudpage.co/yogurt-mayasi)
Annem ve arkadaşı sağolsun öğrenmişler nohut mayasını, yapıp verdiler. Birkaç kullanımdan sonra tam kıvamı tutturdum. Daha öncesinde İstanbul'da çok şubeli bir muhallebicinin manda yoğurdunu kullanarak maya başlatmıştım, doğal ve güvenilir olduğunu daha sonra Dr. Yavuz Dizdar'ın son kitabında da okudum.
binlerce köylünün ineğinin birinden süt sağılıyor, yola konuyor, bir araç gelip bunları topluyor, sonra fabrikaya götürüyor, hepsi karışıyor, içindeki yağı alınıyor, pastörize ediliyor, kutulanıyor, ana depoya doğru tekrar yola çıkıyor, sonra marketlere dağıtılıyor.
Siz buna güveniyorsunuz galiba?
Ek olarak yaz aylarında köylülerden toplanan süt sıcakta bozulmasın diye tankere bildiğimiz çamaşır suyundan bir bidon boca edildiği de söyleniyor.
Diğer taraftan her köylünün sütüne güvenmemek lazım, Yalova'da köylüden süt alalım dedik. İneğe ne yediriyorsun diye sordum, küspe, yem vb yanısıra yemek artığı ve sağdan soldan gelen bayat ekmekleri de yediğini söyledi
Aslında yediği yemek artığı gdolu küspe ve yemden iyidir bence. Yemek artığı olarak kastettiği sebze meyve artıkları olabilir.
Bu gidişle değil marketlerde satılan hazır yoğurtları, ev yoğurdunu da yiyemeyeceğiz. ;)
İnek çayır-çimeni, yoncayı herzaman nerde bulacak? :)
En iyisi "bu inek neyle besleniyor?" türü soruları sormamak. ;)
Hak veriyorum size ama küflü ekmek yiyen bir ineğin sütü fayda değil zarar verecektir, ben soruyorum dayanamıyorum.. Köylülerin yakınları genellikle sitede çalışıyorlar, bu şekilde ulaşıyoruz. Aslında sitedeki lokantadan artan bayat ekmeklerin torba torba nereye gittiğini tahmin ederek sormuştum :(
Sn. Yağmur bence de yiyecek artıkları (genelde pazar artıkları sanırım) gdolu yemden iyidir..
Ayrıca süt ile ilgili bilgi almak isteyenler Dr. Yavuz Dizdar'ın 'Yemezler' isimli kitabını okuyabilirler. Bilmediğimiz pek çok gerçek var, araştırma sonuçları ve bilimsel yayınlar da paylaşılmış.
Süt konusunda sokaktaki sütlere hiç güvenmiyorum. Tecrübelerim bana bunu öğretti. Şimdi Bayar cd üzerinde Bay Sütçü diye bir dükkandan (sadece süt satar) alıyorum. İznikte bir çiftlikten kontrollü ve bakanlık belgeli soğuk zincir taşımalı toplama değil, her gün taze kaliteli bir süt. Yoğurt mayasıda veriyorlar. Gelsin mis gibi yoğurtlar. Cevizli ve Maltepe de şubeleri varmış. Fiyatlarıda kaliteye göre iyi. Çok süt denedim. Sokak sütü aldım tuz tadı geldi. Meğer karbonatlıymış. Tabi saatlerce arabalarda güğümlerde nasıl dayanacak ??? Neyse şimdilik arayışım sonlandı:))
Sütü mandıradan aldığımda, ya pet şişe içinde, ya da naylon poşette veriyorlar. Ben de kaynatmadan, aldığım gibi derin dondurucuya koyuyorum.
A. Ertesi gün, taş gibi olmuş pet şişenin kapağını açıp, bir kaba ters çeviriyorum. Bir süre sonra erime başladığında, ilk eriyen sıvının daha krem renkli, yağlı, ilk süt olduğunu göreceksiniz.
Hala donmuş sıvı ile dolu pet şişeyi, bu defa başka bir kaba ters çeviriyoruz ve erimeyi bekliyoruz. İlk aldığımız sütü serçe parmağımızı ısıracak ama yakmayacak sıcaklığa gelince küçük bir kapta sıcak süt ile ılıştırıp, sulandırdığımız mayalık yoğurt ile mayalıyoruz. 1kg'a 1 tatlı kaşığı yoğurt yeterli.
Annelerimiz gibi, altına havlu koyduğumuz kabın üzerini bir kapakla örtüp, üstüne de başka bir örtü örttüğümüz malzememizi 4.5-5 saat sonra yavaşça açıp, sallamadan ve ÜSTÜ AÇIK OLARAK buzdolabına yerleştiririz, ertesi güne kadar. Bu yoğurdu, neredeyse bıçakla kesersiniz :p
İLK MAYAYI KÜÇÜK KAPLARDA ÇOCUKLAR İÇİN SATILAN PROBİYOTİK YA DA SADE YOĞURT İLE YAPARSANIZ, DAHA İYİ SONUÇ ALIRSINIZ.
Bir başka ipucu da, hani şu kahvaltılık, üstü kapaklı minik cam kaplarda mayalık yoğurt mayalamaktır. Bundan sonraki işlemlerinizde de kendi mayanızı kullanmış olursunuz.
B. Diğer, baş aşağı eriyerek kapta biriken süt ise, biraz daha suludur ama hala güzel bir yoğurt yapılabilir. Yine aynı usulle ve Danone vs probiyotik ile mayaladıktan sonra sarıp sarmalayıp, beklersiniz. BU YOĞURT, ANNELERİMİZİN YAPTIĞI GİBİ HAFİF SULU AMA ÇOK LEZZETLİ BİR YOĞURT OLACAKTIR.
C. Pet şişeye ya da naylon poşette kalan buza baktığınızda, neredeyse şeffaf, bildiğimiz, sanki içine süt kaçmış gibi rengi hafif kırık donmuş su olduğunu göreceksiniz. Üzülmeyin ve sakın ziyan etmeyin.
Bu buzun da erimesini bekleyin. Yine ısıtın, yine aynı şekilde mayalayıp, sarıp sarmalayın. 4.5-5 saat sonra diğerleri gibi üstü açık olarak dolaba kaldırın. Ertesi gün bu son yoğurdunuzu kontrol ettiğinizde, sanki sulu yoğurdu dibe çökmüş, ayran gibi bir sıvı olduğunu göreceksiniz. İşte bu yoğurt da, yapacağınız en güzel ayran yoğurdudur. Karıştırın, minicik bir tuz ilavesiyle için, çocuklarınıza içirin.
Yoğurtlarımı buz dolabında, üzerlerine sadece tülbent örterek, uzun zaman saklayabiliyorum. Hava alması çok önemli. Mayalık yoğurtlarınızı da böyle saklayabilirsiniz.
Bu yöntemde, istediğiniz kıvamda yoğurt yapabilir, dostlarını şaşırtabilir, "içine su katılmış" diye üzülmez, son damlasına kadar da kullanmış olursunuz.
Afiyet olsun
Bunu deneyeceğim. Ama ilk eritmenin bittiğini nasıl anlıyoruz???
Burada kaynatma yöntemi yok değil mi???
alexbell
27-07-2014, 14:21
yoğurt zaten kendi başına sağlık deposu. bir de bunu evde kendiniz yapıp tüketirseniz çok daha sağlıklı olacaktır. bol bol yoğurt yiyin. yağsız ya da az yağlı yoğurt tüketebilirsiniz. buzdolabını açın ve gözünüze ilk takılan şey yoğurt olsun. laktoz deposu bu beyaz mucize sindirim sisteminize de iyi gelecek ve bağırsaklarınızı düzene sokmaya yardımcı olacaktır.
Her Mutfakta Olması Gereken Sağlıklı Yiyecekler - Yemek & Diyet (http://sporlife.net/her_mutfakta_olmasi_gereken_saglikli_yiyecekler/265/)
Son iki sefer mayalamayı fırının içine koyarak yapıyorum. 2-3 saat içinde oldukça güzel mayalanıyor. İlkinde fırına direk koyup kapağını kapatmıştım biraz daha uzun sürdü mayalanma, ikinci seferde 50 dereceye ayarlayıp ısındıktan sonra koydum 2-3 saat yetti.Ayrıca yoğurdum daha katı oldu.
Haydi bakalım hira yoğurt yapıyor:) Marketten aldıgım günlük sütle deneme yapmıştım geçenlerde, eh yoğurda benzeylnce de cesaretimi toplayıp bugün sütçüden 2 lt. süt aldım. Şuan ev yoğurdu bulamayacagım icin market yoğurduyla mayalayacağım. sorun olumu ki? 2 litre süte ne kadar yoğurt eklemeliyim?
bahcedenn
15-10-2014, 11:38
Haydi bakalım hira yoğurt yapıyor:) Marketten aldıgım günlük sütle deneme yapmıştım geçenlerde, eh yoğurda benzeylnce de cesaretimi toplayıp bugün sütçüden 2 lt. süt aldım. Şuan ev yoğurdu bulamayacagım icin market yoğurduyla mayalayacağım. sorun olumu ki? 2 litre süte ne kadar yoğurt eklemeliyim?
Yoğurda benzeyen yoğurdunuzdan kalmış yok mu hiç elinizde? Yarım çay bardağından biraz daha az maya kullanarak mayalayabilirsiniz.
:) yoğurda benzeyen yoğurttan kalmadı. Kova yoğurtla olmaz mı Sn. bahcedenn
Olur ama kıvamı ev yapımı yoğurt ile mayalanan yoğurt gibi olmaz Sayın Hira :) Tabii zamanla (yeniden mayaladıkça) kendini toparlar ;)
Sayın Hira, akşam üşenmezseniz buyrun gelin, size elden mayalık ev yapımı yoğurt vereyim ;)
Teşekkür ederim Sn. maya:) Galiba benim yoğurttan ümidi kesmem lazım, sütten koyu, yoğurttan daha akışkan bir halde kaldı öylece:D Napcaz bilmem.
Sanıyorum fazla soğuttum sütü. Şuan bu durumu kurtarmak için bunu fırına verip 75 deredece 1 saat fırınlamak gerekiyor. Nette öyle okudum, birinin yoğurdu tutmamış, bu yöntemle kurtarmış:)
s.serdar
16-10-2014, 02:27
Satın hira.
Bahçe evimizde köyden temin ettiğimiz sütler ile son iki yıldır yoğurdu hep ben yapıyorum. Mayalanma öncesi sütün sıcaklığı serçe parmağın 5 saniye dayanacak derecede olması gerekiyormuş. Bu bilgiyi netten mi aldım bir tanıdıktan mı hatırlamıyorum. Bu beş saniyelik dayanma süresinin ne olduğunu pek kestiremedim. Hanımın üç saniye dayanamadığı sıcaklığa ben on saniye dayanabiliyorum. 2 litre süte 2-2,5 yemek kaşığı dolusu maya bırakıyorum. Sonrasında 60 derece sıcaklıkla elektrik fırınına koyup ağzı açık şekilde 4 saat bekletiyorum. Sonrasında fırının fişini çekip 1,5- 2 saat daha fırında bekletip, 1 saat kadar oda ortamında dinlendirip ağzını kapayarak buz dolabına alıyorum ve 8-10 saat tuttuktan sonra hizmete sunuyorum.
Zaman içinde bu süreleri, maya miktarını ve sıcaklığı (+/- % 20 oranında değiştirmeme rağmen) hiç bir zaman hazır aldığımız yoğurtlarının kıvamında gerçekleştirmeyi beceremedim. Ama bir hayli sulu da olsa ev yapımı yoğurdun lezzetini hiç bir hazır yoğutta bulamıyorum.
Sıcak süt (ölçmüyorum ama parmağımla artık anlıyorum gereken sıcaklığı) ile yoğurt yaptığımda maya miktarını 1 litre süte 1 çay kaşığı (bildiğimiz çay karıştırdığımız küçük kaşıkla) olarak ayarlıyorum ve 24 saat geleneksel sarıp sarmalayıp uyutma yöntemine başvuruyorum.
Uzun sürede mayalanan yoğurdun kıvamının daha iyi olduğunu görüyorum. Maya miktaını da bu nedenle çok az tutuyorum. Ayrıca mayaladığım kapların (yarım lt cam kaplar) kapağını kapatmayıp tümünün üzerine soğutma telimi (fırın içindeki ızgaralı teller de kullanılabilir) koyduktan sonra sarıyorum böylece kapağa çarpıp yoğuşan buhar yoğurdu sulandırmıyor.
Ancak son birkaç haftadır mevsimsel sanırım üyesi olduğum süt grubunda üyelerin çoğu yoğurdun sulu tuttuğunu söylüyor, bende de bir kez oldu.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.