View Full Version : Köye göç hikayemiz.
ancestral
10-01-2020, 00:09
Öncelikle merhaba,
Yaşım 38, ağırlıklı bilişim sektöründe olmak üzere 16 senedir çalışıyordum. Derler ya hani, hayat sana limon veriyor ise limonata yapacaksın. Hayat bize işsizlik ve şehirde bunalım getirdi, bizde bunu aldık kendimize göç fırsatı yarattık.
İlk dolu dolu paylaşımı yapmadan önce belki birilerinin de işine yarar diye uzunca bir süre malzeme ve bilgi toplanmasını bekledim. Şimdi hepsi hazır, bol fotoğraflı ve bilgi içeren hikayemizi anlatacağım. Bu hakikaten bir hikaye, inşallah inşaatı tamamladıktan sonra da burada sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Detay bütçe, ilçe, mahalle bilgisi vermekten ve isim kullanmaktan kaçınacağım, zira bu beni veyahut ilgili kişi ve kuruluşları zor duruma soksun istemiyorum. Bilenler zaten anlayacaktır neresi olduğunu, nasıl yapıldığını, kaça patladığını.
Öncelikle uyarayım, burada bahsi geçen şeyleri bizim aldığımız arazi büyükşehir belediyesi olan bir ilde bulunduğu için bu şekilde yaşadık. Büyükşehir yasası oldukça zorlayıcı bir yasa. Sizin bulunduğunuz il büyükşehir değil ise çok daha kolay oluyor her şey.
Bizimkisi 5-6 senelik bir düşünce, ilk başlarda Ankara'da bahçeli bir evimiz olsun diye başladı ama sonrasında hayat şartları, şehrin artık bizi darlaması, işsizlik vesaire derken durum bizi biraz daha radikal davranıp aslında olması gerekeni yapmaya itti. İşin en zor kısmı karar vermek. Neyle geçineceğiz, nerede barınacağız, nerede yaşayacağız. Bu soruların cevaplarını günlerce düşündük. A,b,c planı yaptık. Bu planlara uygun olarak Aydın'ın güney kesimi ve Muğla ilini hedef belirledik.
Araştırma aşaması;
Hayalimiz uzun süredir var, fikrimiz de var ama somut adım yoktu. 2019 Haziran ayında fiilen arazi bakmaya başladık. Didim'den başladık, Marmaris, Köyceğiz, Ortaca, Dalaman, Fethiye derken Seydikemer'e kadar baktık ve bütçemize uygun yaklaşık 950 arazi bulduk. Zaten bütçeyi aşan yerleri listeye almadığımız için kriterlerimiz önem sırasına göre;
- İlçe merkezine en fazla 30 dakika.
- 2.5km yarıçapta en az 2 okul, 2 sağlık ocağı. Ki bu hizmet gelmesi anlamında fikir veriyor, doğru bir kritermiş sonradan anladık.
- Kültürel anlamda çok zorlanmamak adına yabancı turiste alışkın bir yerleşim alanı. Bunu detayını sonra açıklayacağım.
- En az 5 dönüm olması ki ekip biçecek, hayvancılık yapacak bol yerimiz olsun.
- Sıcak asfalt, yoksa en kötü soğuk asfalt yol. Kesinlikle kadastral yol veyahut mıcır olmayacak.
- Yola cephe, sulama kanalından uzak, çevresinde tesis niteliğinde inek ahırı bulunmayan.
- Denizden, şişirme fiyattan, ticari kaygıdan uzak ve orman içinde.
- Mümkün ise içinde basit tadilat ile oturulabilecek ev olan. Ama yıkım gerektirmeyen, çünkü bu sıfırdan inşaat yapmakla neredeyse aynı, yıkık eve boşuna para veriyorsunuz.
Arazi eleme/seçme;
950 araziyi bu kriterlere göre excel'de sıraladık. Puanladık ve kriterleri karşılayan yerleri en düşük puanı alandan başlayarak aramaya başladık. Burada amacımız gerçekten istediğimiz yerleri aramaya başlayana dek aslında istemdiğimz araziler üzerinden tercübe edinmekti.
İlk 10 telefon konuşmasında zaten şekillendi olay. Biraz daha ilerleyince ve bazılarını 2-3. kere aramada foyalar meydana çıktı. Arazi sayısı kendiliğinden zaten üçte birine indi. En fazla karşılaşılan yalanlar ve problemler aşağıdaki gibi.
- 2B araziyi müstakil tapu gibi yansıtanlar.
- Kullanım hakkı bile almadan işgal ettiği ormanlık alanı noterden satmaya çalışanlar.
- İmar Barışına başvurup parasını ödemeyen veyahut yanlış beyan veren ama evin iskanı olduğunu iddia edenler.
- Sit alanı ve yeraltı suyu, milli park koruma alanı gibi alanları satmaya çalışanlar.
- İpotekli taşınmazın önce ipoteğini kaldır, sonra satarım diyenler.
- Abi buraya en az 250 metrekare imar geçer diye imarsız yerleşik alan dışındaki tarım arazisini pazarlayanlar.
- Tüm hissedarlar anlaştı deyip sahte imzayla hissedarın payını da satmaya çalışanlar.
- Yola cephesi olan tarlaya taksim edilecek deyip, size tarladan yola cephe olmayan kısmı vermeye çalışanlar. Sorsan erişim hakkı verecek.
- Banka ihalesinden içinde malik otururken mülkü alıp, malikten habersiz satmaya çalışan emlakçı ve yap-satçılar.
- Yabancı şive duyunca komşusuna dönümüne 10.000 fiyat verirken size 50.000'e satmaya çalışanlar.
- Sözleşme imzalamadan ada parsel söylemem diyenler, ki aslında sakladıkları şey köylünün istediği gerçek fiyat. Üzerine koyuyorlar çünkü.
Liste uzar gider. Bu süreç bize çok iyi ders oldu, yanlış anlaşılmasın ama köylü dediğiniz kişilerin büyük bir kısmı şark kurnazı lafını sonuna kadar hakediyormuş bunu anladık.
Neyse, uğraştık didindik. Telefon trafiği sonucu nihai 50-55 adet arazi belirledik. Ben işsiz kalmıştım, sonrasında hemen ertesi hafta yeni bir işe girmiştim. Bu işyerinde gelecek göremeyince karşılıklı konuşarak anlaştık ve ayrıldım. Listeyi çıktı aldım, hanıma sen çalış diyerek Muğla'nın yolunu tuttum. :p
Her gün sabah 6 da kalktım, keçi misali hava kararana dek Köyceğiz'den başlayıp Seydikemer'e kadar 15 gün gezdim. Tek tek tüm arazilere yerinde baktım. Her köyün kahvesine oturup çay içtim. Kulak kabarttım, atılan bakışlardan, gelen tekliflerden kendimce ders çıkardım. Kriterlere göre eledim ve en önemlisi, ben burada yaşayabilir miyim, eşimi buraya getirebilir miyim diye sordum.
Bu gezinti sırasında haliyle listede olmayan ve ilana bile koyulmamış yerler de buldum. Toplamda 90 küsür arazi içinden 15 günün sonunda hakikaten içime sinen ve kriterlere uygun 20 tanesini belirledim. Ankara'ya döndiğimde emlakçıdan hallice bilgiye sahiptim, kafam bulanıktı ve çok yorgundum. Her şeyi unuttum. 2-3 hafta bekledim, bu süreçte canım gerçekten sıkıldı. Oraları gördükten sonra biz burada ne yapıyoruz ile başlayan sorgulamada ne kadar haklı olduğumuzu gördük.
İkinci kez Muğla'ya gittim. bu sefer beni daha önceden gezdirmiş olan emlakçıların peşine takıldım. Tamamen afedersiniz ama "salağa yattım" ve benim kendi bulmuş olduğum yerlere beni götürmelerini istedim. Hemen hepsi zaten emlakçı üzerinden satışta olduğu için zor olmadı. Başka emlakçılara birde şurası varmış diyerek diğer zaten beğendiğim yerleri sordum. Ne bahane uyduracaklar veyahut bilmediğim ne öğreneceğim merak ettim. İşe de yaradı. 1 haftanın sonunda elimizde 5 arazi/arsa kalmıştı.
Üçüncü gidişte hanımı da aldım, son 5 yeri gezmeye başladık. 3 tanesinin üzerinde ev var, birisi komple meyve bahçesi ve sonuncu da tarla.
Üzerinde ev olan ilk 2 yeri gezdikten sonra baktım hanımın yüzü düşüyor, en güvendiğim ve istediğim arazi olan tarlaya gittik. Objektif karar açısından ben fikir belirtmemiştim ama hanım dedi ki; "Başka bakmaya gerek yok, burası olmalı."
Arazinin panoraması;
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702430&stc=1&d=1578605742
Başka yere gerek yok sözü ağızdan çıkarken manzara;
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702431&stc=1&d=1578605742
Dördüncü gidişte cebimize paramızı koyduk, pazarlığımızı yaptık, tapu günü bir tatsızlık sonucu iş bozuldu, akşamına problemi giderip ertesi gün tapumuzu aldık. Tapuya gitmeden önceki gece ne kadar tanıdık varsa arazinin ıncık cıncık neyi varsa yoksa sordurduk. Hiçbir problem veyahut mal sahibinin söylemediği bir konu çıkmadı. Tek problem, tarım arazisi olması. Problem dememin sebebini yazının ilerleyen kısımlarında oldukça iyi anlayacaksınız.
Tapu aşaması;
Tapu kısmından başlayayım. Arkadaşlar, tarım arazisi alacaksanız 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu'nu ezberleyin. Okuyun demiyorum, ezberleyin. Toprak koruma kanunu benim anladığım resmen köye dışarıdan tersine göç gelmesin, köy dışına arazi satılamasın diye yapılandırılmış bir kanun. Tarımı öldürüyor, yeniliğin önünü kapıyor. Köy içinde kısır döngüde tarımsal araziler heba oluyor. Her aşamada önünüze bir engel çıkarması olası. Satın alınan arazı tarım arazisi olduğu için bağlayıcı kanunu 5403 sayılı kanun. İmar Kanunu, Köy Kanunu, Büyükşehir Yasası vesaire hep bu kanundan sonra yürürlüğü olan şeyler. Bu kanun diyor ki, hisseli tapu ise hissedarlara ön alım hakkı vardır. Müstakil parsel alıyorsanız, komşu parselinde ön alım hakkı vardır. Bu şu demek, siz gittiniz komşu parsel maliklerinden feragatname almadan araziyi satın aldınız. Üstüne evi yaptınız, güzel güzel oturuyorsunuz. Komşu parseldeki kişi 2 sene içerisinde itiraz edip mahkemeye verirse, satış bedeli ve enflasyon artışı oranında faizini ödemek koşuluyla araziyi alabiliyor. Yaptığınız masrafı belgelendiremezseniz sadece arazi parasına tüm emeğiniz yok oluyor. Biz bunu tabi tapuya gitmeden önceki gün öğrendik. Allahtan tek bir parsel komşusu var, etrafı hazine/orman arazisi. O komşuyu buldurduk, tapuya başvurumuzu yaptık, sıramız gelene kadar notere gidip düzenleme şeklinde feragatname hazırlattık.
Bunun 2 faydası var. Artık kimse hak iddia edemez, gece rahat uyuyabiliriz. Bir diğer faydası ise komşu parsel satılacak ise ön alım hakkı bana geçmiş oluyor. Ki satılacak olursa almak isteyeceğim 32 dönüm güzel bir arazidir. Ben artık köy içine girmiş ve tarımsal arazi maliki statüsü kazanmış oldum. 14 dönüm kendi arazimiz ile birleşirse yapılabileceklerin sonu yok.
İlk büyük sınav olan Toprak Koruma Kanunu ile tanıştık, önlemimizi aldık ve tapumuzu da aldık.
Muhtar aşaması;
Beşinci yolculuk. Aralık kapıya dayandı, ben yine Muğla'ya gittim. Elimi belime bağladım, muhtar misali araziye çıktım. Masum hayaller kuruyorum, evi şuraya yaparız ahırı buraya yaparız. Sözde hemen ruhsata başvuracağım. Başıma geleceklerden haberim yok tabi. Şenliğin büyüğü muhtar'ın yanına gitmemle başladı.
Şansımız yaver gitti, çok iyi bir muhtarımız var ama... Muhtar'ın dışarıdan gelen bizim gibi birisine yardımcı olabileceği tek konu, bizim özelimizde silahlanma. Size evet bu adam arıcılık yapıyor deyip bir belge veriyor, bununla gidip silah ruhsatı alabiliyorsunuz. Yapabileceği tek şey bu. Bunun haricindeki hiçbir konuda tarım arazisi satın alırsanız muhtar bir şey yapamıyor. İlk elden yaşadık.
Muhtarımızı sağolsun belediyede ilgili kişilerin telefonunu verdi, aradık konuştuk, doğru kişiyi bulunca belediye'ye gittim.
Belediye aşaması;
Önce emlak beyanımızı yaptık. 2023'e kadar emlak vergisinden muaf olduğumuz bilgisi verildi. Teşekkür edip imar dairesi'ne çıktım. Ada parsel bilgisi verdik, ve tarım arazisi olduğu için konuyu kestirip attılar. Sürecin nasıl işleyeceğini kerpetenle çekerek, yalvararak zorlukla öğrenebildim.
Mimar aşaması;
Belediye süreci anlatırken sanki mimar ile tamamen çözülebilir bir konu olarak geçiştirdi. Tarım arazisi ve mimar ne alaka, ne oluyor diye düşünürken dedim gideyim 2-3 miamrlık ofisiyle görüşeyim, belki oradan bir şey çıkar.
7.500 liradan, 140.000 liraya varan aralıkta, temelde aynı iş için fiyat çıkarıldı. Kafam iyice karışmış şekilde tekrar belediye'ye gidip mimarlar tarafından söylenenleri doğrulamaya çalıştım.
İlçe tarım aşaması;
Belediyeye binbir zahmetle esasında olması gereken süreci anlattırabildikten sonra, ilçe tarım müdürlüğü'ne gittim. Muhtemelen dedikodularını böldüğüm 2 hanımefendi ne yapabileceğimden çok ne yapamayacağım üzerine brifing verdiler. O akşamki uykusuzluğu unutamıyorum. Yorgunluktan sızıp kalmış olmasam belki bugün araziyi satışa koymuş ve satmıştım. Çok moralim bozuldu, ağlasam ağlayacağım. Çünkü dediklerine göre 75 metrekareden büyük yapı yapma şansım yok.
- Ekili arazide tek kat 25 metrekare.
- 5 dönüm kapama bahçe için tek kat 75 metrekare.
- 3 dönüm sera için 50 metrekare.
Bu yapılarda da sadece elektrik ve sulama suyu aboneliği alınabiliyor, ikamet edilemiyor. Gündüz bakıcı için yani.
Sabah uyandım, şoku atlatmış şekilde dedim ben yanlış mı anladım bir arayayım. Gitmek istemiyorum çünkü çok soğuk davranıp moral bozuyorlar. İlçe tarım müdürlüğü'ne bu sefer telefon açtım. Şansıma, tamamen şansıma ismini vermeyeceğim ama hakkını da ödeyemeyeceğim bir ziraat mühendisi çıktı telefona. Önceki günkü mühendis ve kontrolör kişilerin aksine, adam bas bas bağırıyor ben sana yardım etmek istiyorum diye.
Önce yukarıda söylenenlerin aynısını anlattı, ilk başta yine moral bozukluğu oldu bende.
Sonra, ama dedi...
DSİ ile görüş. Kuyu açtır, zaten lazım olacak. Bu sayede resmi olarak elektrik aboneliğini alırsın dedi. Elektrik aboneliği aldıktan sonra tesis kurma imkanın olacak, o zaman iş değişiyor dedi. Ben DSİ ve abonelik lafını duymanın heyecanı ile esas olayın tüm kilit noktası olan tesis kurma kısmını tamamen pas geçtim ve DSİ'ye koşarak gittim.
DSİ aşaması;
DSİ Başmühendislik binasına girdim, x bey ile görüşün dediler. Ada parsel numarası verdim, sırasıyla;
- Sit alanı mı
- Arkeolojik kazı alanlarına yakın mı
- Yer altı suyu koruma havzası içinde mi
- Sulama havzası sınırında mı
Bunlara bakıyorlar. Sulama havzasında iseniz kuyu açma izniniz yok. Kanaldan motorla sulama için izin almanız lazım. Havza dışında iseniz kuyu açabiliyorsunuz.
- 10 metreye kadar izinsiz kuyu açıp
- 10 metreden daha derin ise önce izin sonra kuyu açıp
- Sondaj vurup
Su kullanımı mümkün. Araziyi, 5 noktadan fazla olmamak ve 10 metreyi geçmemek şartıyla kazın, başvuru yapın dediler. Zemin etüdü ve jeoloji mühendisliği hizmeti veren bir mühendislik firması ile 1000 liraya anlaştım.
Altıncı Muğla seferinde firmadan gelip muhtemel 5 lokasyon gösterdiler ve kepçemizi önümüze katıp yola koyulduk.
İlk somut adım;
Anlaştığımız kepçe bulunduğu ilçede yağmur sebebiyle işi bitiremediği için beni başka bir firmaya yönlendirdiler işimiz aksamasın diye.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702432&stc=1&d=1578610485
2 gün sonra esas kepçe geldi ve toplamda 4 farklı nokta kazdık. 2 noktada su çıktı, bizde en derinde olanı seçtik ve büzlerimizi koymaya başladık.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702433&stc=1&d=1578610485
Arazide gördüğünüz gibi bir taş ocağı havası var, bunu bir sonraki kısımda anlatacağım. Kuyumuz tamamlandı ve DSİ'nin onay için kontrolünü beklemeye başladık. Hepsi 150cm iç, 170cm dış genişliğinde, 3 adet 1metre boy, 4 adet 1.5 metre boy büz koyuldu. toplam 9 metre kuyu alanı oldu. İlk açıldığı günün akşamı yaklaşık 3 metre su vardı.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702434&stc=1&d=1578610485
Sonraki gün su seviyesi 1.5 metreye indi ve açıkçası korktuk su kaçıyor diye.:confused:
Şimdilik bu kadar.
Bir sonraki yazıda;
- Büz fiyatları
- Kepçe kira fiyatları
- Taş istinat duvarı
- Dere taşı, duvar için kaya, taş ocağı fiyatları
- Tesviye
- Jandarma'ya şikayet edilirseniz ne olur
- Kuyunuzda su çıkarsa ne olur
Bunlardan bahsedeceğim.
Hepinize sevgiler.
Yorulmamış üşenmemiş, arayış ve yaşayışınızı öğretici bir dilde anlatımınıza hayran kaldım.
Geriye dönük düşündüm, ben hep paranın gücüne güvenmişim bilgiye değil diyip hayiflandim.
Bilgiye dayanarak yapılan yapılan işler hayırla biter diyor başarılar diliyorum.
Takipciniz olacağım.
Hayırlı olsun Sayın ancestral, yazdıklarınızı bir çırpıda heyecanla okudum takipdeyim :)
Hayırlı olsun sayın ancestral. Umarım istediğiniz gibi bir hayat ve yeriniz olur. Bahsettiğiniz konular hepimizin az veya çok başımıza geldi. Siz en başından profesyonelce aldığınızda başlamış ve gerisini getirmişsiniz. Başımıza gelebilecek olasılıkları bilgi vererek açıklamışsınız. Öncelikle iyi araştırıp daha sonra her duruma göre hesabı yapıp yer almak önemli. Biz gibi arkadaşımızın aldığı yer yakınında almanız durumunda söylediğiz kriterlerin çoğu geçerli olmuyor. Ancak en önemli olay komşularımızın iyi olması. Komşu kötü olduktan sonra hiç bir şey önemli değil. Madem yeriniz oldu. Muhtemel planlarınızı yaptınız. Tohum paylaşım bitmeden elinizde yok ise hiç paylaşımda bulunmadan 25 çeşit tohum alma imkanınız var. Paylaşıma katılmanız durumda bu sayı dağıtım yaptığınız tohuma göre 150 çeşide kadar çıkabiliyor.
ancestral
10-01-2020, 08:43
Hayırlı olsun sayın ancestral. Umarım istediğiniz gibi bir hayat ve yeriniz olur. Bahsettiğiniz konular hepimizin az veya çok başımıza geldi. Siz en başından profesyonelce aldığınızda başlamış ve gerisini getirmişsiniz. Başımıza gelebilecek olasılıkları bilgi vererek açıklamışsınız. Öncelikle iyi araştırıp daha sonra her duruma göre hesabı yapıp yer almak önemli. Biz gibi arkadaşımızın aldığı yer yakınında almanız durumunda söylediğiz kriterlerin çoğu geçerli olmuyor. Ancak en önemli olay komşularımızın iyi olması. Komşu kötü olduktan sonra hiç bir şey önemli değil. Madem yeriniz oldu. Muhtemel planlarınızı yaptınız. Tohum paylaşım bitmeden elinizde yok ise hiç paylaşımda bulunmadan 25 çeşit tohum alma imkanınız var. Paylaşıma katılmanız durumda bu sayı dağıtım yaptığınız tohuma göre 150 çeşide kadar çıkabiliyor.
İstekte bulundum bazı üyelerden, adres bilgisini de paylaştım. Umarım bir şeyi eksik yapmamışımdır.
Teşekkürler.
bahcedenn
10-01-2020, 09:25
Hakkınızda hayırlısı Sayın ancestral,
Dizi tam da en heyecanlı yerinde kaldı, gelecek bölümü heyecanla bekliyoruz.
Çok benzer bir hikayeyi ben de yaşıyorum. Sizi kader arkadaşım ilan ediyorum. :p:p
elifaydin
10-01-2020, 10:44
Kesinlikle çok bilgilendirici olmuş, takibe aldığım sayfalardan biri oldu hemen.
Öncelikle merhaba,
Yaşım 38, ağırlıklı bilişim sektöründe olmak üzere 16 senedir çalışıyordum. Derler ya hani, hayat sana limon veriyor ise limonata yapacaksın. Hayat bize işsizlik ve şehirde bunalım getirdi, bizde bunu aldık kendimize göç fırsatı yarattık.
İlk dolu dolu paylaşımı yapmadan önce belki birilerinin de işine yarar diye uzunca bir süre malzeme ve bilgi toplanmasını bekledim. Şimdi hepsi hazır, bol fotoğraflı ve bilgi içeren hikayemizi anlatacağım. Bu hakikaten bir hikaye, inşallah inşaatı tamamladıktan sonra da burada sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Detay bütçe, ilçe, mahalle bilgisi vermekten ve isim kullanmaktan kaçınacağım, zira bu beni veyahut ilgili kişi ve kuruluşları zor duruma soksun istemiyorum. Bilenler zaten anlayacaktır neresi olduğunu, nasıl yapıldığını, kaça patladığını.
Öncelikle uyarayım, burada bahsi geçen şeyleri bizim aldığımız arazi büyükşehir belediyesi olan bir ilde bulunduğu için bu şekilde yaşadık. Büyükşehir yasası oldukça zorlayıcı bir yasa. Sizin bulunduğunuz il büyükşehir değil ise çok daha kolay oluyor her şey.
Bizimkisi 5-6 senelik bir düşünce, ilk başlarda Ankara'da bahçeli bir evimiz olsun diye başladı ama sonrasında hayat şartları, şehrin artık bizi darlaması, işsizlik vesaire derken durum bizi biraz daha radikal davranıp aslında olması gerekeni yapmaya itti. İşin en zor kısmı karar vermek. Neyle geçineceğiz, nerede barınacağız, nerede yaşayacağız. Bu soruların cevaplarını günlerce düşündük. A,b,c planı yaptık. Bu planlara uygun olarak Aydın'ın güney kesimi ve Muğla ilini hedef belirledik.
Araştırma aşaması;
Hayalimiz uzun süredir var, fikrimiz de var ama somut adım yoktu. 2019 Haziran ayında fiilen arazi bakmaya başladık. Didim'den başladık, Marmaris, Köyceğiz, Ortaca, Dalaman, Fethiye derken Seydikemer'e kadar baktık ve bütçemize uygun yaklaşık 950 arazi bulduk. Zaten bütçeyi aşan yerleri listeye almadığımız için kriterlerimiz önem sırasına göre;
- İlçe merkezine en fazla 30 dakika.
- 2.5km yarıçapta en az 2 okul, 2 sağlık ocağı. Ki bu hizmet gelmesi anlamında fikir veriyor, doğru bir kritermiş sonradan anladık.
- Kültürel anlamda çok zorlanmamak adına yabancı turiste alışkın bir yerleşim alanı. Bunu detayını sonra açıklayacağım.
- En az 5 dönüm olması ki ekip biçecek, hayvancılık yapacak bol yerimiz olsun.
- Sıcak asfalt, yoksa en kötü soğuk asfalt yol. Kesinlikle kadastral yol veyahut mıcır olmayacak.
- Yola cephe, sulama kanalından uzak, çevresinde tesis niteliğinde inek ahırı bulunmayan.
- Denizden, şişirme fiyattan, ticari kaygıdan uzak ve orman içinde.
- Mümkün ise içinde basit tadilat ile oturulabilecek ev olan. Ama yıkım gerektirmeyen, çünkü bu sıfırdan inşaat yapmakla neredeyse aynı, yıkık eve boşuna para veriyorsunuz.
Arazi eleme/seçme;
950 araziyi bu kriterlere göre excel'de sıraladık. Puanladık ve kriterleri karşılayan yerleri en düşük puanı alandan başlayarak aramaya başladık. Burada amacımız gerçekten istediğimiz yerleri aramaya başlayana dek aslında istemdiğimz araziler üzerinden tercübe edinmekti.
İlk 10 telefon konuşmasında zaten şekillendi olay. Biraz daha ilerleyince ve bazılarını 2-3. kere aramada foyalar meydana çıktı. Arazi sayısı kendiliğinden zaten üçte birine indi. En fazla karşılaşılan yalanlar ve problemler aşağıdaki gibi.
- 2B araziyi müstakil tapu gibi yansıtanlar.
- Kullanım hakkı bile almadan işgal ettiği ormanlık alanı noterden satmaya çalışanlar.
- İmar Barışına başvurup parasını ödemeyen veyahut yanlış beyan veren ama evin iskanı olduğunu iddia edenler.
- Sit alanı ve yeraltı suyu, milli park koruma alanı gibi alanları satmaya çalışanlar.
- İpotekli taşınmazın önce ipoteğini kaldır, sonra satarım diyenler.
- Abi buraya en az 250 metrekare imar geçer diye imarsız yerleşik alan dışındaki tarım arazisini pazarlayanlar.
- Tüm hissedarlar anlaştı deyip sahte imzayla hissedarın payını da satmaya çalışanlar.
- Yola cephesi olan tarlaya taksim edilecek deyip, size tarladan yola cephe olmayan kısmı vermeye çalışanlar. Sorsan erişim hakkı verecek.
- Banka ihalesinden içinde malik otururken mülkü alıp, malikten habersiz satmaya çalışan emlakçı ve yap-satçılar.
- Yabancı şive duyunca komşusuna dönümüne 10.000 fiyat verirken size 50.000'e satmaya çalışanlar.
- Sözleşme imzalamadan ada parsel söylemem diyenler, ki aslında sakladıkları şey köylünün istediği gerçek fiyat. Üzerine koyuyorlar çünkü.
Liste uzar gider. Bu süreç bize çok iyi ders oldu, yanlış anlaşılmasın ama köylü dediğiniz kişilerin büyük bir kısmı şark kurnazı lafını sonuna kadar hakediyormuş bunu anladık.
Neyse, uğraştık didindik. Telefon trafiği sonucu nihai 50-55 adet arazi belirledik. Ben işsiz kalmıştım, sonrasında hemen ertesi hafta yeni bir işe girmiştim. Bu işyerinde gelecek göremeyince karşılıklı konuşarak anlaştık ve ayrıldım. Listeyi çıktı aldım, hanıma sen çalış diyerek Muğla'nın yolunu tuttum. :p
Her gün sabah 6 da kalktım, keçi misali hava kararana dek Köyceğiz'den başlayıp Seydikemer'e kadar 15 gün gezdim. Tek tek tüm arazilere yerinde baktım. Her köyün kahvesine oturup çay içtim. Kulak kabarttım, atılan bakışlardan, gelen tekliflerden kendimce ders çıkardım. Kriterlere göre eledim ve en önemlisi, ben burada yaşayabilir miyim, eşimi buraya getirebilir miyim diye sordum.
Bu gezinti sırasında haliyle listede olmayan ve ilana bile koyulmamış yerler de buldum. Toplamda 90 küsür arazi içinden 15 günün sonunda hakikaten içime sinen ve kriterlere uygun 20 tanesini belirledim. Ankara'ya döndiğimde emlakçıdan hallice bilgiye sahiptim, kafam bulanıktı ve çok yorgundum. Her şeyi unuttum. 2-3 hafta bekledim, bu süreçte canım gerçekten sıkıldı. Oraları gördükten sonra biz burada ne yapıyoruz ile başlayan sorgulamada ne kadar haklı olduğumuzu gördük.
İkinci kez Muğla'ya gittim. bu sefer beni daha önceden gezdirmiş olan emlakçıların peşine takıldım. Tamamen afedersiniz ama "salağa yattım" ve benim kendi bulmuş olduğum yerlere beni götürmelerini istedim. Hemen hepsi zaten emlakçı üzerinden satışta olduğu için zor olmadı. Başka emlakçılara birde şurası varmış diyerek diğer zaten beğendiğim yerleri sordum. Ne bahane uyduracaklar veyahut bilmediğim ne öğreneceğim merak ettim. İşe de yaradı. 1 haftanın sonunda elimizde 5 arazi/arsa kalmıştı.
Üçüncü gidişte hanımı da aldım, son 5 yeri gezmeye başladık. 3 tanesinin üzerinde ev var, birisi komple meyve bahçesi ve sonuncu da tarla.
Üzerinde ev olan ilk 2 yeri gezdikten sonra baktım hanımın yüzü düşüyor, en güvendiğim ve istediğim arazi olan tarlaya gittik. Objektif karar açısından ben fikir belirtmemiştim ama hanım dedi ki; "Başka bakmaya gerek yok, burası olmalı."
Arazinin panoraması;
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702430&stc=1&d=1578605742
Başka yere gerek yok sözü ağızdan çıkarken manzara;
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702431&stc=1&d=1578605742
Dördüncü gidişte cebimize paramızı koyduk, pazarlığımızı yaptık, tapu günü bir tatsızlık sonucu iş bozuldu, akşamına problemi giderip ertesi gün tapumuzu aldık. Tapuya gitmeden önceki gece ne kadar tanıdık varsa arazinin ıncık cıncık neyi varsa yoksa sordurduk. Hiçbir problem veyahut mal sahibinin söylemediği bir konu çıkmadı. Tek problem, tarım arazisi olması. Problem dememin sebebini yazının ilerleyen kısımlarında oldukça iyi anlayacaksınız.
Tapu aşaması;
Tapu kısmından başlayayım. Arkadaşlar, tarım arazisi alacaksanız 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu'nu ezberleyin. Okuyun demiyorum, ezberleyin. Toprak koruma kanunu benim anladığım resmen köye dışarıdan tersine göç gelmesin, köy dışına arazi satılamasın diye yapılandırılmış bir kanun. Tarımı öldürüyor, yeniliğin önünü kapıyor. Köy içinde kısır döngüde tarımsal araziler heba oluyor. Her aşamada önünüze bir engel çıkarması olası. Satın alınan arazı tarım arazisi olduğu için bağlayıcı kanunu 5403 sayılı kanun. İmar Kanunu, Köy Kanunu, Büyükşehir Yasası vesaire hep bu kanundan sonra yürürlüğü olan şeyler. Bu kanun diyor ki, hisseli tapu ise hissedarlara ön alım hakkı vardır. Müstakil parsel alıyorsanız, komşu parselinde ön alım hakkı vardır. Bu şu demek, siz gittiniz komşu parsel maliklerinden feragatname almadan araziyi satın aldınız. Üstüne evi yaptınız, güzel güzel oturuyorsunuz. Komşu parseldeki kişi 2 sene içerisinde itiraz edip mahkemeye verirse, satış bedeli ve enflasyon artışı oranında faizini ödemek koşuluyla araziyi alabiliyor. Yaptığınız masrafı belgelendiremezseniz sadece arazi parasına tüm emeğiniz yok oluyor. Biz bunu tabi tapuya gitmeden önceki gün öğrendik. Allahtan tek bir parsel komşusu var, etrafı hazine/orman arazisi. O komşuyu buldurduk, tapuya başvurumuzu yaptık, sıramız gelene kadar notere gidip düzenleme şeklinde feragatname hazırlattık.
Bunun 2 faydası var. Artık kimse hak iddia edemez, gece rahat uyuyabiliriz. Bir diğer faydası ise komşu parsel satılacak ise ön alım hakkı bana geçmiş oluyor. Ki satılacak olursa almak isteyeceğim 32 dönüm güzel bir arazidir. Ben artık köy içine girmiş ve tarımsal arazi maliki statüsü kazanmış oldum. 14 dönüm kendi arazimiz ile birleşirse yapılabileceklerin sonu yok.
İlk büyük sınav olan Toprak Koruma Kanunu ile tanıştık, önlemimizi aldık ve tapumuzu da aldık.
Muhtar aşaması;
Beşinci yolculuk. Aralık kapıya dayandı, ben yine Muğla'ya gittim. Elimi belime bağladım, muhtar misali araziye çıktım. Masum hayaller kuruyorum, evi şuraya yaparız ahırı buraya yaparız. Sözde hemen ruhsata başvuracağım. Başıma geleceklerden haberim yok tabi. Şenliğin büyüğü muhtar'ın yanına gitmemle başladı.
Şansımız yaver gitti, çok iyi bir muhtarımız var ama... Muhtar'ın dışarıdan gelen bizim gibi birisine yardımcı olabileceği tek konu, bizim özelimizde silahlanma. Size evet bu adam arıcılık yapıyor deyip bir belge veriyor, bununla gidip silah ruhsatı alabiliyorsunuz. Yapabileceği tek şey bu. Bunun haricindeki hiçbir konuda tarım arazisi satın alırsanız muhtar bir şey yapamıyor. İlk elden yaşadık.
Muhtarımızı sağolsun belediyede ilgili kişilerin telefonunu verdi, aradık konuştuk, doğru kişiyi bulunca belediye'ye gittim.
Belediye aşaması;
Önce emlak beyanımızı yaptık. 2023'e kadar emlak vergisinden muaf olduğumuz bilgisi verildi. Teşekkür edip imar dairesi'ne çıktım. Ada parsel bilgisi verdik, ve tarım arazisi olduğu için konuyu kestirip attılar. Sürecin nasıl işleyeceğini kerpetenle çekerek, yalvararak zorlukla öğrenebildim.
Mimar aşaması;
Belediye süreci anlatırken sanki mimar ile tamamen çözülebilir bir konu olarak geçiştirdi. Tarım arazisi ve mimar ne alaka, ne oluyor diye düşünürken dedim gideyim 2-3 miamrlık ofisiyle görüşeyim, belki oradan bir şey çıkar.
7.500 liradan, 140.000 liraya varan aralıkta, temelde aynı iş için fiyat çıkarıldı. Kafam iyice karışmış şekilde tekrar belediye'ye gidip mimarlar tarafından söylenenleri doğrulamaya çalıştım.
İlçe tarım aşaması;
Belediyeye binbir zahmetle esasında olması gereken süreci anlattırabildikten sonra, ilçe tarım müdürlüğü'ne gittim. Muhtemelen dedikodularını böldüğüm 2 hanımefendi ne yapabileceğimden çok ne yapamayacağım üzerine brifing verdiler. O akşamki uykusuzluğu unutamıyorum. Yorgunluktan sızıp kalmış olmasam belki bugün araziyi satışa koymuş ve satmıştım. Çok moralim bozuldu, ağlasam ağlayacağım. Çünkü dediklerine göre 75 metrekareden büyük yapı yapma şansım yok.
- Ekili arazide tek kat 25 metrekare.
- 5 dönüm kapama bahçe için tek kat 75 metrekare.
- 3 dönüm sera için 50 metrekare.
Bu yapılarda da sadece elektrik ve sulama suyu aboneliği alınabiliyor, ikamet edilemiyor. Gündüz bakıcı için yani.
Sabah uyandım, şoku atlatmış şekilde dedim ben yanlış mı anladım bir arayayım. Gitmek istemiyorum çünkü çok soğuk davranıp moral bozuyorlar. İlçe tarım müdürlüğü'ne bu sefer telefon açtım. Şansıma, tamamen şansıma ismini vermeyeceğim ama hakkını da ödeyemeyeceğim bir ziraat mühendisi çıktı telefona. Önceki günkü mühendis ve kontrolör kişilerin aksine, adam bas bas bağırıyor ben sana yardım etmek istiyorum diye.
Önce yukarıda söylenenlerin aynısını anlattı, ilk başta yine moral bozukluğu oldu bende.
Sonra, ama dedi...
DSİ ile görüş. Kuyu açtır, zaten lazım olacak. Bu sayede resmi olarak elektrik aboneliğini alırsın dedi. Elektrik aboneliği aldıktan sonra tesis kurma imkanın olacak, o zaman iş değişiyor dedi. Ben DSİ ve abonelik lafını duymanın heyecanı ile esas olayın tüm kilit noktası olan tesis kurma kısmını tamamen pas geçtim ve DSİ'ye koşarak gittim.
DSİ aşaması;
DSİ Başmühendislik binasına girdim, x bey ile görüşün dediler. Ada parsel numarası verdim, sırasıyla;
- Sit alanı mı
- Arkeolojik kazı alanlarına yakın mı
- Yer altı suyu koruma havzası içinde mi
- Sulama havzası sınırında mı
Bunlara bakıyorlar. Sulama havzasında iseniz kuyu açma izniniz yok. Kanaldan motorla sulama için izin almanız lazım. Havza dışında iseniz kuyu açabiliyorsunuz.
- 10 metreye kadar izinsiz kuyu açıp
- 10 metreden daha derin ise önce izin sonra kuyu açıp
- Sondaj vurup
Su kullanımı mümkün. Araziyi, 5 noktadan fazla olmamak ve 10 metreyi geçmemek şartıyla kazın, başvuru yapın dediler. Zemin etüdü ve jeoloji mühendisliği hizmeti veren bir mühendislik firması ile 1000 liraya anlaştım.
Altıncı Muğla seferinde firmadan gelip muhtemel 5 lokasyon gösterdiler ve kepçemizi önümüze katıp yola koyulduk.
İlk somut adım;
Anlaştığımız kepçe bulunduğu ilçede yağmur sebebiyle işi bitiremediği için beni başka bir firmaya yönlendirdiler işimiz aksamasın diye.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702432&stc=1&d=1578610485
2 gün sonra esas kepçe geldi ve toplamda 4 farklı nokta kazdık. 2 noktada su çıktı, bizde en derinde olanı seçtik ve büzlerimizi koymaya başladık.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702433&stc=1&d=1578610485
Arazide gördüğünüz gibi bir taş ocağı havası var, bunu bir sonraki kısımda anlatacağım. Kuyumuz tamamlandı ve DSİ'nin onay için kontrolünü beklemeye başladık. Hepsi 150cm iç, 170cm dış genişliğinde, 3 adet 1metre boy, 4 adet 1.5 metre boy büz koyuldu. toplam 9 metre kuyu alanı oldu. İlk açıldığı günün akşamı yaklaşık 3 metre su vardı.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702434&stc=1&d=1578610485
Sonraki gün su seviyesi 1.5 metreye indi ve açıkçası korktuk su kaçıyor diye.:confused:
Şimdilik bu kadar.
Bir sonraki yazıda;
- Büz fiyatları
- Kepçe kira fiyatları
- Taş istinat duvarı
- Dere taşı, duvar için kaya, taş ocağı fiyatları
- Tesviye
- Jandarma'ya şikayet edilirseniz ne olur
- Kuyunuzda su çıkarsa ne olur
Bunlardan bahsedeceğim.
Hepinize sevgiler.
Bu konuda bilgisi ve cesareti olmayıp kafasında böyle bir planı olanlara iyi bir yol gösterici yazı olmuş,elinize sağlık ve ilerleyen safhalarda Allah yardımıcınız olsun.
Benim en çok merak ettiğim noktaları yüzeysel geçmişsiniz bu yüzden merak ediyorum
Eşiniz böyle bir şeye nasıl ikna oldu,sonuçta büyük bir şehir yerine biraz daha sakin bir şehire veya ilçeye taşınabilirdiniz yani köye taşınma kararı bir anda alınacak bir karar gibi durmuyor eşiniz için.Özellikle sizin yaşınızda hani emekliliğe yakın olursunuz veya emekli, sorun olmaz da 38 yaşında...
Şöyle birşey yapabilirdiniz evi daha şehir bir yerden tutup arazi köyde olabilirdi bu sayede araziye ev yapmak zorunda olmazdınız böyle niye yapmadınız?
Bunun dışında çocuğunuz var mı belirtmemişsiniz çocuk varsa eğitim için iyi bir şehirde oturmak gerekiyor e hanım sizden çok düşünüyor böyle şeyleri bu da ikna olmasını zorlaştıran bir etmen olacaktır köye oturma fikrine.
Ya da ne bileyim çocuğunuz yoksa bile ilerde düşünebilirsiniz,demek ki uzun vadeli bir düşünce değil ne bileyim biraz burda köyde otururuz sonra çocuklar büyüyünce şehire taşınırız gibi birşey mi ?
Yukarda bahsettiğiniz verdiğiniz bilgiler çok değerli yanlış anlamayın ama önemli olan bu kararı verebilme safhası.Amacım yazınıza ve yaşadıklarınıza saygısızlık etmek istemem sizinle aynı yaştayım eşim çalışıyor bende, kızımızı bakıcıya veriyoruz el kadar çocuk sabahın köründe bildiğiniz gece bizimle uykusundan uyanmak zorunda kalıyor ayazda.Bunun sebebi biziz.Bu düzene daha 1 yaşındayken katıldı.Akşam deseniz eve gelmem 8'i buluyor çoğu zaman cumartesi günleri çalışıyorsun,izin demişsiniz saçma sapan yöneticiler yüzünden kullanamıyorsunuz biriktiriyoruz bakalım.E izin olsa ne olacak ne eşiminki bana uyuyor ne onunki bana böyle bir durumda bu düzen içinde devam ediyoruz.Ben bunu istemiyorum hadi köye taşınalım desem hanım kabul edermi sizce,hadi basalım istifayı bu ne biz kölemiyiz,yediğimiz bir kuru ekmek değil mi desem kabul eder mi ? e yavru; birde o var,birde onun fikrini almak lazım.
Sonuçta bir şekilde karar vermişsiniz ve kurtulmuşsunuz Allah yolunuzu açık etsin.
Yazınızı keyifle okudum..çok bilinçli çabalıyorsunuz..severim böyle insanları..bazen insanlar büyük kararlar almak zorunda kalır..azminiz ve cesaretinizden dolayı kutluyorum sizi.
Herşey gönlünüzce olsun..
ancestral
10-01-2020, 16:26
Bu konuda bilgisi ve cesareti olmayıp kafasında böyle bir planı olanlara iyi bir yol gösterici yazı olmuş,elinize sağlık ve ilerleyen safhalarda Allah yardımıcınız olsun.
Benim en çok merak ettiğim noktaları yüzeysel geçmişsiniz bu yüzden merak ediyorum
Eşiniz böyle bir şeye nasıl ikna oldu,sonuçta büyük bir şehir yerine biraz daha sakin bir şehire veya ilçeye taşınabilirdiniz yani köye taşınma kararı bir anda alınacak bir karar gibi durmuyor eşiniz için.Özellikle sizin yaşınızda hani emekliliğe yakın olursunuz veya emekli, sorun olmaz da 38 yaşında...
Şöyle birşey yapabilirdiniz evi daha şehir bir yerden tutup arazi köyde olabilirdi bu sayede araziye ev yapmak zorunda olmazdınız böyle niye yapmadınız?
Bunun dışında çocuğunuz var mı belirtmemişsiniz çocuk varsa eğitim için iyi bir şehirde oturmak gerekiyor e hanım sizden çok düşünüyor böyle şeyleri bu da ikna olmasını zorlaştıran bir etmen olacaktır köye oturma fikrine.
Ya da ne bileyim çocuğunuz yoksa bile ilerde düşünebilirsiniz,demek ki uzun vadeli bir düşünce değil ne bileyim biraz burda köyde otururuz sonra çocuklar büyüyünce şehire taşınırız gibi birşey mi ?
Yukarda bahsettiğiniz verdiğiniz bilgiler çok değerli yanlış anlamayın ama önemli olan bu kararı verebilme safhası.Amacım yazınıza ve yaşadıklarınıza saygısızlık etmek istemem sizinle aynı yaştayım eşim çalışıyor bende, kızımızı bakıcıya veriyoruz el kadar çocuk sabahın köründe bildiğiniz gece bizimle uykusundan uyanmak zorunda kalıyor ayazda.Bunun sebebi biziz.Bu düzene daha 1 yaşındayken katıldı.Akşam deseniz eve gelmem 8'i buluyor çoğu zaman cumartesi günleri çalışıyorsun,izin demişsiniz saçma sapan yöneticiler yüzünden kullanamıyorsunuz biriktiriyoruz bakalım.E izin olsa ne olacak ne eşiminki bana uyuyor ne onunki bana böyle bir durumda bu düzen içinde devam ediyoruz.Ben bunu istemiyorum hadi köye taşınalım desem hanım kabul edermi sizce,hadi basalım istifayı bu ne biz kölemiyiz,yediğimiz bir kuru ekmek değil mi desem kabul eder mi ? e yavru; birde o var,birde onun fikrini almak lazım.
Sonuçta bir şekilde karar vermişsiniz ve kurtulmuşsunuz Allah yolunuzu açık etsin.
Aslında hikayenin başlangıcı tam da bu sorduğunuz ve endişe ettiğiniz konu.
Açıkçası çok ilgi çeker mi, çok ilgilendirir mi insanları bilemediğim için işin en önemli boyutunu atladım. Madem siz vesile oldunuz, inşaat ve dünyevi işlere biraz ara verelim, ana motivasyon kaynağı ve sorgulanması gereken konulara değinelim.
Benim en çok merak ettiğim noktaları yüzeysel geçmişsiniz bu yüzden merak ediyorum
Eşiniz böyle bir şeye nasıl ikna oldu,sonuçta büyük bir şehir yerine biraz daha sakin bir şehire veya ilçeye taşınabilirdiniz yani köye taşınma kararı bir anda alınacak bir karar gibi durmuyor eşiniz için.
Dediğim gibi, saatlerce bu konu üzerinde konuşabilirim, şehirden başka bir yer görmemiş herhangi birisini yatağa acaba ben de mi gitsem sorusuyla gönderebilirim.
Öncelikle bağlayıcı bilgi veremediğim için isim kullanmadım fakat büyükşehir olmadan önce köy olan, ve şu anda mahalle statüsünde bir yere taşınıyoruz. Muğla'nın en büyük ilçelerinden birisi. Elbet bir Ankara değil, belirli lükslerden feragat etmek, yaşam tarzını radikal sayılabilecek şekilde değiştirmek gerekiyor.
Eşimi ikna etmek şöyle kolay oldu, ikimiz de avm gezmeyi aktiviteden sayan kişiler değiliz. Kuru sıkı yurtdışıdna şöylemiş abi, adamlar böyle yapıyormuş diye gaza da gelmedik. Sadece kendim 30 ülke gezmişliğim var, bir 10-15 ülkeyi de eşim gezmiş. Beraberde 5-6 ülke gezdik. Hayatımızda otele para vermiş değiliz. Her zaman yerel halkın evini kiraladık, hep sokakta olduk. Hayat otelde avm de değil, hayat sokakta. Kendimde bir beyaz yakalı olarak yıllarca avm gezmeyi, otel tatili yapmayı bize statü sembolü olarak yutturdular bunun farkındayım.
Hazırsanız başlayalım.
Özellikle sizin yaşınızda hani emekliliğe yakın olursunuz veya emekli, sorun olmaz da 38 yaşında...
Şöyle birşey yapabilirdiniz evi daha şehir bir yerden tutup arazi köyde olabilirdi bu sayede araziye ev yapmak zorunda olmazdınız böyle niye yapmadınız?
Buna cevabım kesinlikle gıda güvenliği.
Gıda güvenliği;
Benim gideceğim yerde salça bile yapılmayacak domatesi şehirde insanlara organik diyerek 10 liradan satıyorlar. Bu akıl alır, dayanılır bir şey değil.
Yandaki sertifikasyonu olmayan çiftlikten yumurta alınıp organik kayıtlı işletmede yumurta etiketlendiğini de duydum. Nasıl güveneceksiniz aldığınız ürüne? Bu ülkede sermaye söz konusu ise kontrol yok, yaptırım yok. Size eşşek etini angus diye yedirirler, üstüne birde ödül alabilirler. Bu ülkede namuslu vatandaş ve işini düzgün yapan çile çekiyor. Aksini iddia edenle sabaha kadar tartışırım.
Genetik bir hastalığım harici kullandığım ilacı saymaz isek, aspirin dahil bir tane ilaç kullanan birisi değilim. Ben öyle olduğunu sanıyorum ama her yıl kilolarca antibiyotiği beyaz etin içinde yiyoruz. Yediğimiz şey tavuk değil. Tavuk zaten doğası gereği pis bir hayvan ama metabolizması da buna göre evrilmiş. Bunun üstüne birde 44-45 günlük civciv olması gerekirken genleriyle oynanınca 3-4 kat hızlı büyüyen ete benzeyen ama et olmayan bir şey çıkıyor ortaya. Bunu artık kabul edemiyorum. Yediğim şey beni hasta edecek ise niye yiyorum bunu?
Yem satan yerlere gidenler bilir. Tavuğun afedersiniz kıçından çıkacak yumurtanın rengine bile karar verebildiğiniz çeşitlilikte yem var. Siz şimdi bu yemi tavuğa verdiğinizde, isterseniz dünyanın en iyi köyünde olun o tavuk yine tavukluktan çıkar. Ne eti yenmeli, ne yumurtası tüketilmeli. Köpeğime kedime bile vermeyi düşünmem.
Süt ve süt ürünleri hassas konudur. İnek memesi temizlemekten aciz adamlar, milyonlarca liralık cihazları tarla tapan satarak alıyor. İnek bok içinde, cihaz pis, ama ahır güzel ya, müteahhitlik daha önemli. Sütte bakteri ürese de olur. Bizim gibi adamlarda bu sütün karıştığı süt havuzundan doldurulmuş UHT sütün litresine 5 lira veriyoruz. Bu kadar endüstriyelleşmiş bir sektörde içtiğimiz şeyin ineğin buzağı için ürettiği süt değil, bünyesinin zorlanması sonucu ürettiği iltihap olduğundan şüphem yok. Koku yok, tat yok, ne sütü allah aşkına.
Ben onlarca sene çöple beslendikten sonra 65 yaşımda böyle bir hayatı görebileceğimi sanmıyorum. Belki de çok geç bile oldu o kadar yaşayacak düzende bakamadım vücuduma. Aman bir emekliliğim olsun bari rüyasıyla 27 sene daha bu düzende oyuncu olmak fikri mantıklı gelmiyor.
Bunun dışında çocuğunuz var mı belirtmemişsiniz çocuk varsa eğitim için iyi bir şehirde oturmak gerekiyor e hanım sizden çok düşünüyor böyle şeyleri bu da ikna olmasını zorlaştıran bir etmen olacaktır köye oturma fikrine.
Ya da ne bileyim çocuğunuz yoksa bile ilerde düşünebilirsiniz,demek ki uzun vadeli bir düşünce değil ne bileyim biraz burda köyde otururuz sonra çocuklar büyüyünce şehire taşınırız gibi birşey mi ?
Tahmin ettiğiniz üzere, buna da cevabım var. :D
Kaliteli zaman;
Bizim için kaliteli zaman = para saçılan zaman algısı tükeneli çok oldu. Şimdi size dünyanın en saçma düzenini anlatacağım. Sonunda etrafa (daha doğrusu kendinize) bakınca hak vereceksiniz. Dikkat edin, para harcıyor olmak mutluluk artık. Bizi böyle programladılar.
8-5 veyahut 9-6 sadece haftaiçi çalışan bir beyaz yakalı olarak, her sabah 6 da kalkmak zorundasınız. İstanbul'da iseniz 1 saat daha koyun. Bizim evimizde 1 çocuk var. 6 da kalkıp, hazırlanıp, çocukla ilgilenmek gibi bir lüks yok. Kahvaltı anca yetişiyordu. İş yeri ve ev arası benim için mucize 20 dakika. Buna rağmen ucu ucuna yetişiyorsun. Çocukla eğlenmek yerine sabahki tüm vaktin oğlum/kızım yemeği bitir, hadi geç kaldık, tuvaletin varsa yap ile geçiyordu.
Akşam 5-6 da çıktın, hadi benim gibi 30 dakikada evdesin. Çocuğu zaten anaokuluna yaslamışsın, ne öğretim var ne eğitim, nede başka birşey. Akşama kadar kağıt boyatıp, simlerle süs yapıp, karton kestirip eve yolluyorlar. Eve girdin, üstünü değiştin sofra kurdun, yemek yedin derken saat zaten 20:30-21:00. Bende çoğu zaman kalmıyordu ama hadi enerjin var 30 dakika çocukla, 15-20 dakika kediyle köpekle ilgilendin. Bak hala kendine zamanın yok. Ya elaleme çalıştın, **** çocuğa, evcil hayvana baktın.
21:00-23:00 arası kendine gecenin körü ne yaptıysan yaptın. Haftanın 5 gününü böyle rezil ettin, eline bir para geçti. Maaş bunun adı. Haftasonu instagrama fotoğraf koyan, eşine dostuna hava atanlardan fırsat bulabilirsen düzgün bir yer buldun 1 kahve 2 çay, 1 kahvaltı yaptın. Yapıp yapabileceğin bu.
Hadi bir kademe öteye taşıdın, 5 gün kazandığını outdoor aktivite, ekipman, araç vs derken borca yükledin. Mantık yine aynı. 5 gün çalış, 2 günde harca. Bu sistem senin bunun dışına çıkmana izin vermez. Zira benim gibi çıkmak isteyenlere de bürokratik bir dünya engel mevcut. Bu hayat değil, ben bunu yaşamak için gelmedim dünyaya. Bizim anamız babamız boğazından kısıp onlardan daha beter şekilde sisteme teslim olalım diye yetiştirmediler bizi.
Eğitim;
Çocukla geri gelmeyecek olan zamanlar var. Bu zamanı yukarıda bahsettiğim gibi okulda oyalanmasına harcamak yerine evde annesiyle benimle geçirsin isterim. Büyük şehir iyi okul demek değil. Bu algı çökmüş eğitim sisteminin özel sektörün kucağına attığı vatandaşın algısıdır. Sosyal devlet anlayışı terkedileli, eğitimin kökü dinamitleneli onlarca yıl geçti. Ayrıca, köy okullarında genellikle daha idealist öğretmenler olduğunu düşünüyorum. Ve yaşça gençler.
Hepsini kenara koyalım. Tek bir soru soracağım. Çocuğunuz en iyi okulda okudu. Güzel bir üniversite kazandı. Mezun oldu. Bu ülkede bunun değeri nedir? 3-4 bin liradan fazla maaş alabileceğini mi sanıyorsunuz. Ben asgari ücretle bile iş bulma ihtimalini %50 olarak görüyorum.
Özel okul, iyi üniversite dediğiniz şey 4+4+4 ve 4 sene üniversite olarak 16 yıl için 1.5 milyon türk lirası para. Daha azı değil. Oturun hesaplayın, fazlası olur azı olamaz. 1.5 milyon parayı sisteme gömeceğim, sistem bu çocuğa ayda 4 bilemedin 5 bin lira maaş verecek. Hiç karlı bir yatırım değil. 35-40 yaşına geldiğinde de şu andakinden çok daha kötü bir ortamda belki burada konuştuğumuz şeyleri yapmak için tırmalayacak.
O parayı biz çocuğun adına biriktirsek mesela. Liseyi bitirdikten sonra yetişkin bir birey gibi davranıp seçenek sunsak. Üniversite ise böyle böyle, ticaret ise şöyle şöyle. 1.5 milyon sermaye ile iş mi kurmak daha mantıklı, yoksa işe girme garantisi bile olmayan 4 seneyi kaybetmek mi.
Yanlış anlaşılmasın eğitime karşı değilim, zaten kriterlerin en başında eğitim ve sağlık geliyor yazmıştım. Ama bu dayatılan şeyin bir anlamı yok. Yazık, günah. Çocukları boş hayaller ve pratikten uzak, genel geçer şeylerle öldürüyorlar. Her çocuk matematik çözemez, her çocuk resim yapamaz, her çocuk ters takla atabilmek zorunda değil.
Balığı, maymunu, kuşu, fili koymuşlar, demişler ki ağaç bu. Buna tırmanın.
Kuş uçmuş, dala konmuş, avcının biri vurup indirmiş.
Maymun pıt diye tırmanıvermiş.
Fil vurmuş ağacı devirmiş, kendisi de yığılıp kalmış.
Balık desen zaten karaya çıktığı anda ölmüş.
Çocuğumuz bunlardan hangisi biliyor muyuz. Ağaç aynı ağaç ama etkisi her hayvan için farklı.
Amacım yazınıza ve yaşadıklarınıza saygısızlık etmek istemem sizinle aynı yaştayım eşim çalışıyor bende, kızımızı bakıcıya veriyoruz el kadar çocuk sabahın köründe bildiğiniz gece bizimle uykusundan uyanmak zorunda kalıyor ayazda.Bunun sebebi biziz.Bu düzene daha 1 yaşındayken katıldı.Akşam deseniz eve gelmem 8'i buluyor çoğu zaman cumartesi günleri çalışıyorsun,izin demişsiniz saçma sapan yöneticiler yüzünden kullanamıyorsunuz biriktiriyoruz bakalım.E izin olsa ne olacak ne eşiminki bana uyuyor ne onunki bana böyle bir durumda bu düzen içinde devam ediyoruz.Ben bunu istemiyorum hadi köye taşınalım desem hanım kabul edermi sizce,hadi basalım istifayı bu ne biz kölemiyiz,yediğimiz bir kuru ekmek değil mi desem kabul eder mi ? e yavru; birde o var,birde onun fikrini almak lazım.
Üretmek;
Üretmemiz lazım. Üretimin başı tarımdır. Gıdadır. Yarın öbür gün kriz olursa, afet olursa o malın mülkün paranın hiçbir değeri yok. 1 gecede evin yıkılır, 1 kaza ile arabanı kaybedersin. Oturduğun 2 milyonluk evi yiyemezsin. O krizde o evi arabayı kimseye de satamazsın. Satsan bile bakalım alacak gıda bulabilecek misin. İnsanları kandırıp duruyorlar, krizi fırsata çevirin. Krizden zararsız çıkın. Böyle bir şey mümkün değil. Karnın aç. Ne fırsatı. Açsın.
Yukarıda bahsettiğim gibi, etrafa ayak uydurma adı altında ne kadar sisteme dahil olursanız çıkmanız o kadar zor. 100 lira kazanın. 35 lirası zaten cebinize girmeden gidiyor. 18 lirası kdv olarak devlete gidiyor. Ötv ile işiniz var ise %25, %40, %130 neyse bir telefon alıyorsunuz 1 tanede devlete alıyorsunuz.
Bu düzende üretmeden, sermaye yiyerek, maaş alarak ayakta kalamazsınız. Siz ticaret yapıp 5 daha fazla kazanırsınız, ertesi gün bir zamla paranız erir gider. Hazır para zaten dayanmaz.
Kuru ekmek yemeyi göze almak konusunda, bunu göze almadan çıkış mümkün değil. Aileniz çok zengin ise, para derdiniz yoksa zaten buraları okuduğunuzu sanmıyorum. Benim ailem çok zengindi. 1 sabah, 2 saatlik bir yangın ile hayatımız değişti. 2 saatte sahip olduğunuz tüm mal varlığı, size hayaller kurduran tüm düzenin yok olduğunu düşünün. Şükür aç kalmadık ama ben çok erken çalışmaya başladım. Ve görüp geçirdikten sonra kaybetmek nedir biliyorum.
Bedava peynir diye bir şey yok. O peyniri yüksek maaş olarak allayıp pullayıp veren sistem işte böyle tuzağa çekiyor insanları. Bu ülkede gelir dağılımı adaletsiz. Birileri birilerini sömürmüyor olsaydı bu kadar adaletsiz bir gelir dağılımı olur muydu? E bizler sömüren olamadığımıza göre tek bir seçenek olarak gençliğimizi, enerjimizi başkasına hizmet ederek satmak dışında birşey yapamıyoruz.
Çok tatava yaptın diyenler olabilir, son olarak.
İhtiyaçlar hiyerarşisi;
https://cdn.evrimagaci.org/6y6WSkaxmERABuWdCzPqBN2n7sI=/2000x0/filters:no_upscale():format(webp)/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fcontent_media%2F97603199 5b52cd961b3735aab55d00b5.jpg
Ne yazıkki ülkemizin büyük bir çoğunluğu ihtiyaçlar hiyerarşisinin henüz 1. kademesinde. Onu bile tamamlayamayan milyonlar var. Karnını doyuramıyor insanlar. Üretmek bunu sağlar, karnınız doyar. Allah hastalık vermesin, sağlıklı besinler yiyin zaten nefes alma, seks, uyuma ve boşaltımı yaparsınız.
Beden sağlığı iyi beslenme ile olur. İş demek illaki maaşlı çalışan olmak değildir. Çiftçilikte bir iştir. Çöp toplamakta. Kimsenin çocuğu çiftçi olmazsa, kimsenin çocuğu çöpçü olmaz ise nasıl yürür bu düzen? Kaynakları toprak sahibi olarak edinebilirsiniz. Ekip biçecek yer, su, barınma vs. Ahlak, aile ve sağlık kişinin kendi tercihi ve kabiliyetidir. Mülkiyet güvenliği konusunda ise malesef ülkece sınıfta kalıyoruz. Yani Güvenlik basamağını da tamamlayamıyoruz.
Sevgi/ait olma kısmına hiç değinmiyorum. İnsanlar bunu futbol takımı tutmak olarak yorumluyor. Gruplara üye olmak, aile içinde düzenli görüşmek, özel hayata saygı vesaire. Özel hayata saygı kavramımız zaten yok. İlk iki basamakta eksiklerimiz olduğu için 3. basamağın bir anlamı kalmıyor.
İşte motivasyonumuz budur. Bizim çıkış noktamız bunlardır. İhtiyaçlar hiyerarşisinde 3. 4. basamağa gelmeden zaten dertsiz başıma dert almayayım diye insan yeltenmiyor bile. Kendimizi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Yanlış anlaşılmasın, kimseye hava atıp aşağılıyor değilim, bizim de çoğu basamakta kendimizden ve çevreden/ülkeden kaynaklı eksiklerimiz var.
Ama bu doğal, önyargısız, problemlerle başedebilen, gerçekleri kabul etmiş, başkalarına ve kendine saygılı bireyler olmaya çalışmamızın ve böyle çocuklar yetiştirmek istememizin önünde bir engel değil.
Ben aldığım eğitim olarak edebiyatçıyım. Evet bilişim sektöründen para kazandım ama edebiyat, sosyal bilimler her zaman ana çıkış noktamdır. Bol bol okuyacaksınız, belki de bana kızdığınız zamanlar olacak. Önemli değil. Yeter ki sağlığımız yerinde olsun, hayatımızdan keyif alalım. İnşaattan bahsedecektim ama dayanamadım kusura bakmayın, söz verdiğim konuları da bugün yarın yazarım.
MeyveliTepe
10-01-2020, 17:37
Değer yargılarının değişimi ve dönüşümü yaşam biçiminin değişmesinde yeterli olmasada gerekli bir şarttır ve en uzun süren ve en zoru da budur. Hayırlı olsun.
chelik26
10-01-2020, 18:51
Umarım umduğunuzu bulursunuz..
Takıldığım konu Su kuyusunu sondajla yapmak yerine kepçeyle açmış olmanız.
ancestral
10-01-2020, 19:01
Umarım umduğunuzu bulursunuz..
Takıldığım konu Su kuyusunu sondajla yapmak yerine kepçeyle açmış olmanız.
Bu konunun cevabı uyanık kalabilirsem bu gece yazacaklarımda gizli.
2 sebep söyleyeyim,
- Su bulmanız garanti olmayan bir yöntem için izin süreci ve masrafı çok.
- Bizim ilk etap planımız hayvancılık. Arpa çimlendirme, kuru tarım arazisi kiralama ve bu şekilde yem elde etme yoluna gideceğiz. Kendi arazimizi kendi hayatımız ve hayvanlar için kullanacağız. Arazide sondaj ile çıkacak miktarda suya ilk etapta ihtiyacımız yok.
Zira arazi ekilebilecek düzlükte değil. Ayrıca kepçe vurduğunuz anda kaya çıkıyor. Sondaj için kimse ekipmanını riske atmaz. Mevzuat ve ilçe tarım izin verdiği ölçüde tesviye ettik ama kafanıza göre toprak yapısını ve araziyi değiştiremiyorsunuz. Tarım hemen bitiyor tepenizde.
Biz orada şu anda el adamıyız. Her hareketimiz izleniyor, komşunuzuz diyen herkes bana nasıl faydası olur diyerek yaklaşıyor yapılan her işe. Arkamızı döndüğümüz anda şikayet ediliyoruz. Kaç kere jandarma geldi hatırlamıyorum, ki daha inşaata bile başlamadık.
Bu sebeple en yasal ve hızlı yol olan kepçeyi seçtik. Bunu bize DSİ söyledi kafamıza göre yapmadık. Son 3 ayda yaşadıklarımdan sonra hiçbir güç bana kaçak bir iş yaptıramaz. Bütün birikimimi ve zamanımı yatırıyorum oraya, riske atamam.
chelik26
10-01-2020, 20:06
Geçen yıl Bahçe aldım inhisardan, hatta bankadan aldım, hiç bir mevzuat fln, komşudan izin almadık, prefab getirdik diktik, kimseden izin almadık, kimse şikayet etmedi, Jandarma 400 metre uzağımızda, belediyeden itfaiye ile su aldık..
Sizin yazıyı okuyunca ne kdr şanslı olduğumu hissettim :)
ancestral
10-01-2020, 20:54
Geçen yıl Bahçe aldım inhisardan, hatta bankadan aldım, hiç bir mevzuat fln, komşudan izin almadık, prefab getirdik diktik, kimseden izin almadık, kimse şikayet etmedi, Jandarma 400 metre uzağımızda, belediyeden itfaiye ile su aldık..
Sizin yazıyı okuyunca ne kdr şanslı olduğumu hissettim :)
Aldığınız yerin tarım arazisi olup olmadığını sordunuz mu? Dediğim gibi. Bizim sürecimizi zorlaştıran iki şey var,
Birincisi tarım arazisi olması, ikincisi büyükşehir yasası.
Biz şikayet edilirsek birinci problemle uğraşıyoruz belediye karışmıyor.
Sizi umarım etmezler ama şikayet ederlerse ve tarım arazisi değilse sizde ikinci problemle uğraşırsınız.
Biz orada şu anda el adamıyız. Her hareketimiz izleniyor, komşunuzuz diyen herkes bana nasıl faydası olur diyerek yaklaşıyor yapılan her işe. Arkamızı döndüğümüz anda şikayet ediliyoruz. Kaç kere jandarma geldi hatırlamıyorum, ki daha inşaata bile başlamadık.
.
Aslında, çevre ve komşu konusu çok çok önemli..hadi siz o beldenin yerlisi değilsiniz, ben yerlisi olduğum halde bu tür şeyler yaşıyorum :(
Ben eylül ayında bizim kasabada tamiratlarına başladığım biri 130 diğeri 40 yaşındaki evlerle, yazın sıcağında buram buram terleyerek çalıştığım günlerde 2 hafta üstüste zabıta dikildi tepeme ve ''evin önündeki 5-6 el arabası inşaat kumunu kaldırın, şikayet var'' dedi..ilkini pek umursamadım..ama bir hafta tekrar canhıraş uğraşırken yine gelince dayanamadım, yüksek tonla ağzıma geleni söyledim ve ''binicem motosiklete, sokak sokak dolaşıp, evlerinin önünde inşaat malzemesi v.s olanların listesini önüne koyacağım ve gerekeni yapana kadar da kumu kaldırmayacağım'' dedim..çünkü, 100 metre ileride bi komşunun evinin önünde bi kamyon mıcır yıllardan beri duruyor, kimseye batmıyordu..
Derken, hızımı alamadım, belediye reisine gittim..durumu anlattım yakınarak ve sordum sebebini..''benim tamirat işim devam ediyo, kasabada inşaat yapan müteahhitlerin bina önlerinde kum, çimento, pislik, tuğla aylarca duruyo, onlara ne yapıyosunuz, benim üstü örtülü ve etrafı tuğla ile çevrili 4-5 el arabası kumun ne mahzuru var'' diye sordum..bana cevaben, yağmur sularıyla akan kumlar mazgalları tıkıyo'' diye olmadık bi bahane ileri sürdü..hatta, ''istersen işçileri veya kepçeyi göndereyim, bahçe içine taşıtayım'' bile dedi..tartıştık..biraz da muhalif biri olduğum için yapılıyor bu muamele diye düşünmeden edemedim..
Bu şikayeti yapan iki kişiden huylandım..hele biri için % 90 o yapmıştır, diye düşündüm..Muhtar akrabama gittim, konuyu açtım, ''.....yapmıştır, nasıl da biliyosun, var kasabada onun gibi birkaç pislik'' dedi..
Ben pes etmedim; inadına kumun yanına bi de mıcır döktürdüm traktörle..bir ayı geçti, peşimi bıraktılar..
Şikayet eden diye sandığım kişi, hemen karşımdaki 75 yaşındaki bi kadın ve kızları..bana 3 ay içinde ne kolay gelsin, ne hayırlı olsun demiyen insanlar..
Köylerde hasetlik fesatlık, çekememezlik, gözü kaldırmama olayları çoktur..
İşi gücü pislik yapmak olan karaktersiz bi insanla komşu olmak sizi herşeyden vazgeçirebilir..
Eşim, çarşıda, iskele dibindeki 1+1 daireden çıkıp ta gelme bu evlere, hiç gözümün tutmadığı insanlar var o mahallede, sen tahamül edemezsin, kavga edersin, huzurun kaçar'' deyip duruyor..
Evleri özene bezene yaptım, o doğduğum evde hayatımın son yıllarını geçirmeyi çok isterim ama uzun uzun düşünceye dalınca, vazgeçer eşimin önsezili uyarılarına hak verir gibi olmuyor değilim.
Hele sağ yanımda bi komşu var..oğlu esrarkeş..
Çok kararsızım yani :(
Bulabilirsem, ''belalı'' birine satmayı isterim..hani, dinsizin hakından imansız gelir derler ya, o hesap ..
chelik26
11-01-2020, 09:26
Evleri özene bezene yaptım, o doğduğum evde hayatımın son yıllarını geçirmeyi çok isterim ama uzun uzun düşünceye dalınca, vazgeçer eşimin önsezili uyarılarına hak verir gibi olmuyor değilim.
Hele sağ yanımda bi komşu var..oğlu esrarkeş..
Çok kararsızım yani :(
Bulabilirsem, ''belalı'' birine satmayı isterim..hani, dinsizin hakından imansız gelir derler ya, o hesap ..
Namuslular da namussuzlar kdr cesur olmalıymış, mantık ve cesareti birleştirirseniz kazanan olursunuz.
ancestral
11-01-2020, 13:47
Aslında, çevre ve komşu konusu çok çok önemli..hadi siz o beldenin yerlisi değilsiniz, ben yerlisi olduğum halde bu tür şeyler yaşıyorum :(
Ben eylül ayında bizim kasabada tamiratlarına başladığım biri 130 diğeri 40 yaşındaki evlerle, yazın sıcağında buram buram terleyerek çalıştığım günlerde 2 hafta üstüste zabıta dikildi tepeme ve ''evin önündeki 5-6 el arabası inşaat kumunu kaldırın, şikayet var'' dedi..ilkini pek umursamadım..ama bir hafta tekrar canhıraş uğraşırken yine gelince dayanamadım, yüksek tonla ağzıma geleni söyledim ve ''binicem motosiklete, sokak sokak dolaşıp, evlerinin önünde inşaat malzemesi v.s olanların listesini önüne koyacağım ve gerekeni yapana kadar da kumu kaldırmayacağım'' dedim..çünkü, 100 metre ileride bi komşunun evinin önünde bi kamyon mıcır yıllardan beri duruyor, kimseye batmıyordu..
Derken, hızımı alamadım, belediye reisine gittim..durumu anlattım yakınarak ve sordum sebebini..''benim tamirat işim devam ediyo, kasabada inşaat yapan müteahhitlerin bina önlerinde kum, çimento, pislik, tuğla aylarca duruyo, onlara ne yapıyosunuz, benim üstü örtülü ve etrafı tuğla ile çevrili 4-5 el arabası kumun ne mahzuru var'' diye sordum..bana cevaben, yağmur sularıyla akan kumlar mazgalları tıkıyo'' diye olmadık bi bahane ileri sürdü..hatta, ''istersen işçileri veya kepçeyi göndereyim, bahçe içine taşıtayım'' bile dedi..tartıştık..biraz da muhalif biri olduğum için yapılıyor bu muamele diye düşünmeden edemedim..
Bu şikayeti yapan iki kişiden huylandım..hele biri için % 90 o yapmıştır, diye düşündüm..Muhtar akrabama gittim, konuyu açtım, ''.....yapmıştır, nasıl da biliyosun, var kasabada onun gibi birkaç pislik'' dedi..
Ben pes etmedim; inadına kumun yanına bi de mıcır döktürdüm traktörle..bir ayı geçti, peşimi bıraktılar..
Şikayet eden diye sandığım kişi, hemen karşımdaki 75 yaşındaki bi kadın ve kızları..bana 3 ay içinde ne kolay gelsin, ne hayırlı olsun demiyen insanlar..
Köylerde hasetlik fesatlık, çekememezlik, gözü kaldırmama olayları çoktur..
İşi gücü pislik yapmak olan karaktersiz bi insanla komşu olmak sizi herşeyden vazgeçirebilir..
Eşim, çarşıda, iskele dibindeki 1+1 daireden çıkıp ta gelme bu evlere, hiç gözümün tutmadığı insanlar var o mahallede, sen tahamül edemezsin, kavga edersin, huzurun kaçar'' deyip duruyor..
Evleri özene bezene yaptım, o doğduğum evde hayatımın son yıllarını geçirmeyi çok isterim ama uzun uzun düşünceye dalınca, vazgeçer eşimin önsezili uyarılarına hak verir gibi olmuyor değilim.
Hele sağ yanımda bi komşu var..oğlu esrarkeş..
Çok kararsızım yani :(
Bulabilirsem, ''belalı'' birine satmayı isterim..hani, dinsizin hakından imansız gelir derler ya, o hesap ..
Bizim bulunduğumuz mevkide jandarma kimin ne olduğunu iyi biliyor. Ağaç kesimi, ot ekimi ve kaçak avlanmadan hapis yatanlar olmuş. Bunları da araştırdık. Biraz boşluğunuza gelirse hemen traktörlük işin varsa söyle, kuyudan ne kadar su çıktı, evi kime yaptırıyorsun gibi peşinde 2-3 soru daha gelecek ve tamamen paranızı almaya yönelik konulara girmeye çalışıyorlar.
Aşağıdaki teklif ve istekleri daha yerleşmeden gördük;
- Parası faizdeymiş, borç istiyor 15 günlük.
- Kuyuda çok su varmış, zaten inşaat yapacakmışım, elim değmişken bir boru da onun arazisine çekecekmişim. Parasını verirsen çektiririm tabi dedim, konu kapandı.
- İnşaat başlamadan ağaçları kesecekmiş bana da hayrı dokunurmuş. Odunu bir tek kendisi kullanıyor çünkü.
- Traktörü boş duruyormuş, ekip biçmeye malzeme kaldırmaya dışarıdan adam çağırma sakın ben yaparım işini diyor. 22-25 ton kepçeyi 220 liraya çalıştırdık, traktörün saatine 200 lira istiyor aklıevvel. Kepçe yakıyor 14 litre mazot, traktör yakıyor 7 litre.
- İlçede yeğenleri varmış, ben onlara kalıp malzemesi alacakmışım, bedava kalıbımı yaparlarmış. Yapacağım inşaatın kalıbı 20-25 bin liradan aşağı tutmaz sırf malzeme, aklınca beni sermaye yapacak kendine.
Arazimiz büyük ve açıkçası ben oraya bu şartlarda komşuluk için gitmiyorum. Kaba inşaat bitince 2 metre tel örgü ve jiletli tel yaptıracağız. Soran olursa hayvanlar için diyeceğiz, anlayana çok bile. Kamera sistemi ve motorlu bir kapı da yaptırdığımızda derdimiz azalır. Yine tabi problem çıkacaktır. Çıkarcı insandan komşu olsa ne olur olmasa ne olur. Bir süre sonra yaptıkları yanlışı anlayacaklar ama ben düzenimi kurmuş olacağım. Atıyorum 3 saat kullanacağım 500 liralık motorlu testere için kimseye borçlanamam, gider alırım ne alete ihtiyacım varsa.
ancestral
11-01-2020, 14:36
Gelelim esas konumuza,
- Büz fiyatları
- Kepçe kira fiyatları
Büz fiyatları;
Fotoğrafları zaten ilk mesajda koymuştum. Kullanımına ve yöreye göre beton boru, künk, muayene bacası da deniyor. Demirli ve demirsiz çeşitleri var. dikey kullanımda çevresinden eşit miktarda toprak yükü geleceği için demirliye gerek yok. Yatay döşenip üstünden araç geçecek ise tavsiye edilen demir donatılı olması.
Kuyuda delikli ve demir donatısız 150cm içn 170cm dış çaplı 1 metre ve 1.5 metre yükseklikte toplam 9 metre büz kullandık. Arazi girişinde muflu beton boru olarak adlandırılan, yol kenarı arıkların önünün kapanmaması için arazi girişen konulan borulardan da koyduk.
Ortalama fiyatlar;
150-170 1 metre delikli büz için 330 lira
150-170 1.5 metre delikli büz için 450 lira
220-240 1 metre delikli büz için 400 lira
Muflu Donatılı 1.5 metre Beton Boru için 120 lira.
150-170 kapak için 200 lira.
9 metre 150-170 delikli büz, 1 adet kapak ve 6 metre donatılı muflu beton boru için nakliye dahil 1900 liraya anlaştık.
Kepçe kira fiyatları;
Kepçe işi karışık. Tecrübesiz biri kolaylıkla kazıklanabilir. İlk tavsiyem makine gücü vesaireden önce düzgün bir operatörü olan bir firmayla anlaşmanız. Namuslu ve işi bilen operatör size en kötü yarı yarıya tasarruf ettirir. Makine çalışırken boş devrinin ve yük altında devrinin bamşbaşka sesleri var. Operatörünüz sizi kazıklıyor mu, bu ses size her şeyi söyler. Hafriyatçılar genelde çok yük altında çalışılan iş istemezler. Hele ki 1-2 günlük kısa işleri başkasına paslarlar. Makine para kazandırmaz çünkü. Bunu yüksek nakliye ücreti alarak telafi etmek isterler.
İkinci tavsiye olarak parça parça değil, işleri biriktirip topluca yaptırın. Çünkü her seferinde ufak iş için nakliye eklerler. Zaman kaybedersiniz. Ayrıca pazarlık gücünüz de olmaz.
Üçüncü tavsiye, ağır işe koşacaksanız ufak makina kiralamayın. İşin geneli zaten hafif, 1 saat ağır çalışsa bir şey olmaz derseniz zarar edersiniz. Saatinde 10 lira farkeder ama işin geneline baktığınızda ufak makinayı 2 kat fazla süreli kiralamak zorunda kalırsınız. Makine var kovası 1 m3 alıyor, makine var kovası 1.7 m3 alıyor. Her makineye her kova takılamaz, dolayısıyla benim diyen operatörün bile ufak makine ile imkanları sınırlı.
Dördüncü tavsiye, pazarlık. 2 günden uzun süreli işlerde direkt nakliyeyi silmesini isteyin. İşiniz 2 günse yine de 3 gün için söz alın. Makineyi başka yere söz verirlerse 5 katı para da verseniz geri getiremezsiniz. Düzgün operatör bulduysanız zaten sabah 7:30 da iş başı yapıyor, 2 günde dünyanın işini yapar. sabah 8 akşam 6, arada öğle yemeği vs makine ortalama 9 saat çalışır.
Son tavsiye, yağmurlu havada veyahut yağmur ertesi kepçe çalıştırtmayın. Verim %30'a düşer.
Muğla genelinde 21-22 ton makinelerin kirası 250 liradan başlıyor. Nereye kadar iner pazarlık gücünüze, arazinin yerine ve makinenin müsaitlik durumuna bağlı. Çok iş sırası varsa, arazi uzaksa, iş kısaysa, anlamadığınızı anlarlarsa pazarlık yapmıyorlar. Ben önce 21 sonra 24 ton makinayı 220 liradan çalıştırdım.
Arazimizin kot farkı kimi yerde 20 metre idi. Ben toplam 36 saat çalıştırdım. 14 dönüm araziyi tek başına hem tesviye etti, hem 4 tane kuyu yeri açtı kapadı hemde 140 metre istinat duvarı ördü.
chelik26
11-01-2020, 14:57
Gelelim esas konumuza,
Büz fiyatları;
Muğla genelinde 21-22 ton makinelerin kirası 250 liradan başlıyor.
Arazimizin kot farkı kimi yerde 20 metre idi. Ben toplam 36 saat çalıştırdım. 14 dönüm araziyi tek başına hem tesviye etti, hem 4 tane kuyu yeri açtı kapadı hemde 140 metre istinat duvarı ördü.
Saatlik ücreti mi 250 TL?
Birde bahçenizin son halinin fotoğrafları varsa merak ettim, tesviye ve istinattan sonraki hali.
Bu arada büz fiyatları uçmuş resmen, 10 ay önce ben nerdeyse yarı fiyatına almıştım.
Anlattıklarınızı okudukça, yerleştiğimiz köy konusunda ne kadar şanslı olduğumuzu anlıyorum.
Komşularımız bizden çıkar sağlamayı bir tarafa bırakın, İstanbullular'a (bize kendi aralarında böyle diyorlar) nasıl faydalarının dokunacağının derdindeler.
Traktörüyle dağdan römork dolusu odun getiren ve bu iş için yarım gününü harcayan Mehmet Amca'ya mazot parası bile veremedik. Parayla aldığımız süt, tereyağı, peynirin, sonradan iki katını hediye getiriyorlar.
Maşallah diyelim.
Yörenizde de iyi insanlar vardır ama bu tip başlangıçlarda, uyanık geçineneler, üç kağıtçılar, arsızlar sizinle ilk temasa geçenler olur genelde.
En azından ben öyle olmasını diliyorum.
Heyecanla maceranızın devamını bekliyorum.
ancestral
11-01-2020, 15:29
Saatlik ücreti mi 250 TL?
Birde bahçenizin son halinin fotoğrafları varsa merak ettim, tesviye ve istinattan sonraki hali.
Bu arada büz fiyatları uçmuş resmen, 10 ay önce ben nerdeyse yarı fiyatına almıştım.
Paylaştığım fiyatlar aldığım fiyatlar değil. Ama evet, kapıdan girdiğinizde fiyatlar böyle. Bahaneleri de dolar, artsa da zam yapıyorlar düşse de.
Liste fiyatı 3500 civarı birşeydi. 300 lirada nakliye istediler. Hepsine 1900 verdik.
Arazi fotoğraflarını inşaat bitip iskan alındıktan sonra paylaşacağım. Ben zaten ilerletiyorum işi ama resmi süreci bitmemiş şeyleri paylaşmıyorum.
Anlattıklarınızı okudukça, yerleştiğimiz köy konusunda ne kadar şanslı olduğumuzu anlıyorum.
Komşularımız bizden çıkar sağlamayı bir tarafa bırakın, İstanbullular'a (bize kendi aralarında böyle diyorlar) nasıl faydalarının dokunacağının derdindeler.
Traktörüyle dağdan römork dolusu odun getiren ve bu iş için yarım gününü harcayan Mehmet Amca'ya mazot parası bile veremedik. Parayla aldığımız süt, tereyağı, peynirin, sonradan iki katını hediye getiriyorlar.
Maşallah diyelim.
Yörenizde de iyi insanlar vardır ama bu tip başlangıçlarda, uyanık geçineneler, üç kağıtçılar, arsızlar sizinle ilk temasa geçenler olur genelde.
En azından ben öyle olmasını diliyorum.
Heyecanla maceranızın devamını bekliyorum.
Bir taraklılı olarak haklısınız. Bizim yörenin insanları biraz daha komşuluk yanlısı. Biraz tembeldirler ama iyi insanlardır.
Paylaştığım fiyatlar aldığım fiyatlar değil. Ama evet, kapıdan girdiğinizde fiyatlar böyle. Bahaneleri de dolar, artsa da zam yapıyorlar düşse de.
Liste fiyatı 3500 civarı birşeydi. 300 lirada nakliye istediler. Hepsine 1900 verdik.
Arazi fotoğraflarını inşaat bitip iskan alındıktan sonra paylaşacağım. Ben zaten ilerletiyorum işi ama resmi süreci bitmemiş şeyleri paylaşmıyorum.
Sabrınız ve azminiz için özellikle niyetiniz için tebrik ederim. Konuyu ilgi ile takip ediyorum. Bende hep muğla taraflarına yerleşmeyi düşünüyordum. Ama sizi dinlemeye başladıktan sonra açıkçası endişelenmeye başladım.
Aslında hikayenin başlangıcı tam da bu sorduğunuz ve endişe ettiğiniz konu.
Açıkçası çok ilgi çeker mi, çok ilgilendirir mi insanları bilemediğim için işin en önemli boyutunu atladım. Madem siz vesile oldunuz, inşaat ve dünyevi işlere biraz ara verelim, ana motivasyon kaynağı ve sorgulanması gereken konulara değinelim.
Dediğim gibi, saatlerce bu konu üzerinde konuşabilirim, şehirden başka bir yer görmemiş herhangi birisini yatağa acaba ben de mi gitsem sorusuyla gönderebilirim.
Öncelikle bağlayıcı bilgi veremediğim için isim kullanmadım fakat büyükşehir olmadan önce köy olan, ve şu anda mahalle statüsünde bir yere taşınıyoruz. Muğla'nın en büyük ilçelerinden birisi. Elbet bir Ankara değil, belirli lükslerden feragat etmek, yaşam tarzını radikal sayılabilecek şekilde değiştirmek gerekiyor.
Eşimi ikna etmek şöyle kolay oldu, ikimiz de avm gezmeyi aktiviteden sayan kişiler değiliz. Kuru sıkı yurtdışıdna şöylemiş abi, adamlar böyle yapıyormuş diye gaza da gelmedik. Sadece kendim 30 ülke gezmişliğim var, bir 10-15 ülkeyi de eşim gezmiş. Beraberde 5-6 ülke gezdik. Hayatımızda otele para vermiş değiliz. Her zaman yerel halkın evini kiraladık, hep sokakta olduk. Hayat otelde avm de değil, hayat sokakta. Kendimde bir beyaz yakalı olarak yıllarca avm gezmeyi, otel tatili yapmayı bize statü sembolü olarak yutturdular bunun farkındayım.
Hazırsanız başlayalım.
Buna cevabım kesinlikle gıda güvenliği.
Gıda güvenliği;
Benim gideceğim yerde salça bile yapılmayacak domatesi şehirde insanlara organik diyerek 10 liradan satıyorlar. Bu akıl alır, dayanılır bir şey değil.
Yandaki sertifikasyonu olmayan çiftlikten yumurta alınıp organik kayıtlı işletmede yumurta etiketlendiğini de duydum. Nasıl güveneceksiniz aldığınız ürüne? Bu ülkede sermaye söz konusu ise kontrol yok, yaptırım yok. Size eşşek etini angus diye yedirirler, üstüne birde ödül alabilirler. Bu ülkede namuslu vatandaş ve işini düzgün yapan çile çekiyor. Aksini iddia edenle sabaha kadar tartışırım.
Genetik bir hastalığım harici kullandığım ilacı saymaz isek, aspirin dahil bir tane ilaç kullanan birisi değilim. Ben öyle olduğunu sanıyorum ama her yıl kilolarca antibiyotiği beyaz etin içinde yiyoruz. Yediğimiz şey tavuk değil. Tavuk zaten doğası gereği pis bir hayvan ama metabolizması da buna göre evrilmiş. Bunun üstüne birde 44-45 günlük civciv olması gerekirken genleriyle oynanınca 3-4 kat hızlı büyüyen ete benzeyen ama et olmayan bir şey çıkıyor ortaya. Bunu artık kabul edemiyorum. Yediğim şey beni hasta edecek ise niye yiyorum bunu?
Yem satan yerlere gidenler bilir. Tavuğun afedersiniz kıçından çıkacak yumurtanın rengine bile karar verebildiğiniz çeşitlilikte yem var. Siz şimdi bu yemi tavuğa verdiğinizde, isterseniz dünyanın en iyi köyünde olun o tavuk yine tavukluktan çıkar. Ne eti yenmeli, ne yumurtası tüketilmeli. Köpeğime kedime bile vermeyi düşünmem.
Süt ve süt ürünleri hassas konudur. İnek memesi temizlemekten aciz adamlar, milyonlarca liralık cihazları tarla tapan satarak alıyor. İnek bok içinde, cihaz pis, ama ahır güzel ya, müteahhitlik daha önemli. Sütte bakteri ürese de olur. Bizim gibi adamlarda bu sütün karıştığı süt havuzundan doldurulmuş UHT sütün litresine 5 lira veriyoruz. Bu kadar endüstriyelleşmiş bir sektörde içtiğimiz şeyin ineğin buzağı için ürettiği süt değil, bünyesinin zorlanması sonucu ürettiği iltihap olduğundan şüphem yok. Koku yok, tat yok, ne sütü allah aşkına.
Ben onlarca sene çöple beslendikten sonra 65 yaşımda böyle bir hayatı görebileceğimi sanmıyorum. Belki de çok geç bile oldu o kadar yaşayacak düzende bakamadım vücuduma. Aman bir emekliliğim olsun bari rüyasıyla 27 sene daha bu düzende oyuncu olmak fikri mantıklı gelmiyor.
Tahmin ettiğiniz üzere, buna da cevabım var. :D
Kaliteli zaman;
Bizim için kaliteli zaman = para saçılan zaman algısı tükeneli çok oldu. Şimdi size dünyanın en saçma düzenini anlatacağım. Sonunda etrafa (daha doğrusu kendinize) bakınca hak vereceksiniz. Dikkat edin, para harcıyor olmak mutluluk artık. Bizi böyle programladılar.
8-5 veyahut 9-6 sadece haftaiçi çalışan bir beyaz yakalı olarak, her sabah 6 da kalkmak zorundasınız. İstanbul'da iseniz 1 saat daha koyun. Bizim evimizde 1 çocuk var. 6 da kalkıp, hazırlanıp, çocukla ilgilenmek gibi bir lüks yok. Kahvaltı anca yetişiyordu. İş yeri ve ev arası benim için mucize 20 dakika. Buna rağmen ucu ucuna yetişiyorsun. Çocukla eğlenmek yerine sabahki tüm vaktin oğlum/kızım yemeği bitir, hadi geç kaldık, tuvaletin varsa yap ile geçiyordu.
Akşam 5-6 da çıktın, hadi benim gibi 30 dakikada evdesin. Çocuğu zaten anaokuluna yaslamışsın, ne öğretim var ne eğitim, nede başka birşey. Akşama kadar kağıt boyatıp, simlerle süs yapıp, karton kestirip eve yolluyorlar. Eve girdin, üstünü değiştin sofra kurdun, yemek yedin derken saat zaten 20:30-21:00. Bende çoğu zaman kalmıyordu ama hadi enerjin var 30 dakika çocukla, 15-20 dakika kediyle köpekle ilgilendin. Bak hala kendine zamanın yok. Ya elaleme çalıştın, **** çocuğa, evcil hayvana baktın.
21:00-23:00 arası kendine gecenin körü ne yaptıysan yaptın. Haftanın 5 gününü böyle rezil ettin, eline bir para geçti. Maaş bunun adı. Haftasonu instagrama fotoğraf koyan, eşine dostuna hava atanlardan fırsat bulabilirsen düzgün bir yer buldun 1 kahve 2 çay, 1 kahvaltı yaptın. Yapıp yapabileceğin bu.
Hadi bir kademe öteye taşıdın, 5 gün kazandığını outdoor aktivite, ekipman, araç vs derken borca yükledin. Mantık yine aynı. 5 gün çalış, 2 günde harca. Bu sistem senin bunun dışına çıkmana izin vermez. Zira benim gibi çıkmak isteyenlere de bürokratik bir dünya engel mevcut. Bu hayat değil, ben bunu yaşamak için gelmedim dünyaya. Bizim anamız babamız boğazından kısıp onlardan daha beter şekilde sisteme teslim olalım diye yetiştirmediler bizi.
Eğitim;
Çocukla geri gelmeyecek olan zamanlar var. Bu zamanı yukarıda bahsettiğim gibi okulda oyalanmasına harcamak yerine evde annesiyle benimle geçirsin isterim. Büyük şehir iyi okul demek değil. Bu algı çökmüş eğitim sisteminin özel sektörün kucağına attığı vatandaşın algısıdır. Sosyal devlet anlayışı terkedileli, eğitimin kökü dinamitleneli onlarca yıl geçti. Ayrıca, köy okullarında genellikle daha idealist öğretmenler olduğunu düşünüyorum. Ve yaşça gençler.
Hepsini kenara koyalım. Tek bir soru soracağım. Çocuğunuz en iyi okulda okudu. Güzel bir üniversite kazandı. Mezun oldu. Bu ülkede bunun değeri nedir? 3-4 bin liradan fazla maaş alabileceğini mi sanıyorsunuz. Ben asgari ücretle bile iş bulma ihtimalini %50 olarak görüyorum.
Özel okul, iyi üniversite dediğiniz şey 4+4+4 ve 4 sene üniversite olarak 16 yıl için 1.5 milyon türk lirası para. Daha azı değil. Oturun hesaplayın, fazlası olur azı olamaz. 1.5 milyon parayı sisteme gömeceğim, sistem bu çocuğa ayda 4 bilemedin 5 bin lira maaş verecek. Hiç karlı bir yatırım değil. 35-40 yaşına geldiğinde de şu andakinden çok daha kötü bir ortamda belki burada konuştuğumuz şeyleri yapmak için tırmalayacak.
O parayı biz çocuğun adına biriktirsek mesela. Liseyi bitirdikten sonra yetişkin bir birey gibi davranıp seçenek sunsak. Üniversite ise böyle böyle, ticaret ise şöyle şöyle. 1.5 milyon sermaye ile iş mi kurmak daha mantıklı, yoksa işe girme garantisi bile olmayan 4 seneyi kaybetmek mi.
Yanlış anlaşılmasın eğitime karşı değilim, zaten kriterlerin en başında eğitim ve sağlık geliyor yazmıştım. Ama bu dayatılan şeyin bir anlamı yok. Yazık, günah. Çocukları boş hayaller ve pratikten uzak, genel geçer şeylerle öldürüyorlar. Her çocuk matematik çözemez, her çocuk resim yapamaz, her çocuk ters takla atabilmek zorunda değil.
Balığı, maymunu, kuşu, fili koymuşlar, demişler ki ağaç bu. Buna tırmanın.
Kuş uçmuş, dala konmuş, avcının biri vurup indirmiş.
Maymun pıt diye tırmanıvermiş.
Fil vurmuş ağacı devirmiş, kendisi de yığılıp kalmış.
Balık desen zaten karaya çıktığı anda ölmüş.
Çocuğumuz bunlardan hangisi biliyor muyuz. Ağaç aynı ağaç ama etkisi her hayvan için farklı.
Üretmek;
Üretmemiz lazım. Üretimin başı tarımdır. Gıdadır. Yarın öbür gün kriz olursa, afet olursa o malın mülkün paranın hiçbir değeri yok. 1 gecede evin yıkılır, 1 kaza ile arabanı kaybedersin. Oturduğun 2 milyonluk evi yiyemezsin. O krizde o evi arabayı kimseye de satamazsın. Satsan bile bakalım alacak gıda bulabilecek misin. İnsanları kandırıp duruyorlar, krizi fırsata çevirin. Krizden zararsız çıkın. Böyle bir şey mümkün değil. Karnın aç. Ne fırsatı. Açsın.
Yukarıda bahsettiğim gibi, etrafa ayak uydurma adı altında ne kadar sisteme dahil olursanız çıkmanız o kadar zor. 100 lira kazanın. 35 lirası zaten cebinize girmeden gidiyor. 18 lirası kdv olarak devlete gidiyor. Ötv ile işiniz var ise %25, %40, %130 neyse bir telefon alıyorsunuz 1 tanede devlete alıyorsunuz.
Bu düzende üretmeden, sermaye yiyerek, maaş alarak ayakta kalamazsınız. Siz ticaret yapıp 5 daha fazla kazanırsınız, ertesi gün bir zamla paranız erir gider. Hazır para zaten dayanmaz.
Kuru ekmek yemeyi göze almak konusunda, bunu göze almadan çıkış mümkün değil. Aileniz çok zengin ise, para derdiniz yoksa zaten buraları okuduğunuzu sanmıyorum. Benim ailem çok zengindi. 1 sabah, 2 saatlik bir yangın ile hayatımız değişti. 2 saatte sahip olduğunuz tüm mal varlığı, size hayaller kurduran tüm düzenin yok olduğunu düşünün. Şükür aç kalmadık ama ben çok erken çalışmaya başladım. Ve görüp geçirdikten sonra kaybetmek nedir biliyorum.
Bedava peynir diye bir şey yok. O peyniri yüksek maaş olarak allayıp pullayıp veren sistem işte böyle tuzağa çekiyor insanları. Bu ülkede gelir dağılımı adaletsiz. Birileri birilerini sömürmüyor olsaydı bu kadar adaletsiz bir gelir dağılımı olur muydu? E bizler sömüren olamadığımıza göre tek bir seçenek olarak gençliğimizi, enerjimizi başkasına hizmet ederek satmak dışında birşey yapamıyoruz.
Çok tatava yaptın diyenler olabilir, son olarak.
İhtiyaçlar hiyerarşisi;
https://cdn.evrimagaci.org/6y6WSkaxmERABuWdCzPqBN2n7sI=/2000x0/filters:no_upscale():format(webp)/evrimagaci.org%2Fpublic%2Fcontent_media%2F97603199 5b52cd961b3735aab55d00b5.jpg
Ne yazıkki ülkemizin büyük bir çoğunluğu ihtiyaçlar hiyerarşisinin henüz 1. kademesinde. Onu bile tamamlayamayan milyonlar var. Karnını doyuramıyor insanlar. Üretmek bunu sağlar, karnınız doyar. Allah hastalık vermesin, sağlıklı besinler yiyin zaten nefes alma, seks, uyuma ve boşaltımı yaparsınız.
Beden sağlığı iyi beslenme ile olur. İş demek illaki maaşlı çalışan olmak değildir. Çiftçilikte bir iştir. Çöp toplamakta. Kimsenin çocuğu çiftçi olmazsa, kimsenin çocuğu çöpçü olmaz ise nasıl yürür bu düzen? Kaynakları toprak sahibi olarak edinebilirsiniz. Ekip biçecek yer, su, barınma vs. Ahlak, aile ve sağlık kişinin kendi tercihi ve kabiliyetidir. Mülkiyet güvenliği konusunda ise malesef ülkece sınıfta kalıyoruz. Yani Güvenlik basamağını da tamamlayamıyoruz.
Sevgi/ait olma kısmına hiç değinmiyorum. İnsanlar bunu futbol takımı tutmak olarak yorumluyor. Gruplara üye olmak, aile içinde düzenli görüşmek, özel hayata saygı vesaire. Özel hayata saygı kavramımız zaten yok. İlk iki basamakta eksiklerimiz olduğu için 3. basamağın bir anlamı kalmıyor.
İşte motivasyonumuz budur. Bizim çıkış noktamız bunlardır. İhtiyaçlar hiyerarşisinde 3. 4. basamağa gelmeden zaten dertsiz başıma dert almayayım diye insan yeltenmiyor bile. Kendimizi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Yanlış anlaşılmasın, kimseye hava atıp aşağılıyor değilim, bizim de çoğu basamakta kendimizden ve çevreden/ülkeden kaynaklı eksiklerimiz var.
Ama bu doğal, önyargısız, problemlerle başedebilen, gerçekleri kabul etmiş, başkalarına ve kendine saygılı bireyler olmaya çalışmamızın ve böyle çocuklar yetiştirmek istememizin önünde bir engel değil.
Ben aldığım eğitim olarak edebiyatçıyım. Evet bilişim sektöründen para kazandım ama edebiyat, sosyal bilimler her zaman ana çıkış noktamdır. Bol bol okuyacaksınız, belki de bana kızdığınız zamanlar olacak. Önemli değil. Yeter ki sağlığımız yerinde olsun, hayatımızdan keyif alalım. İnşaattan bahsedecektim ama dayanamadım kusura bakmayın, söz verdiğim konuları da bugün yarın yazarım.
Yazınızı hayranlıkla ve hatta ağzım açık kalarak okudum. Ne kadar da doğru şeylere değinmişsiniz. Giriştiğiniz bu yolda size kolaylıklar dilerim.
Benim merak ettiğimse edebiyat okuyup bilişim sektöründe çalışmış biri olarak, yeni başlayacağınız hayat için yaptığınız tüm bu hazırlıklarda nasıl oluyor da bu kadar bilgili olarak hareket edebiliyorsunuz?
Sözüm yetkili mercilerle olan diyaloglarınız için değil tabii. Tabiri caizse işin mutfağı için yani tarlada ki alt yapı, inşaat... v.s. için. Tam bir deneyimli gibi hareket ediyorsunuz izlenimine kapıldım ve bu nasıl olabilir ki diye meraktayım :)
MeyveliTepe
11-01-2020, 22:16
Yazınızı hayranlıkla ve hatta ağzım açık kalarak okudum. Ne kadar da doğru şeylere değinmişsiniz. Giriştiğiniz bu yolda size kolaylıklar dilerim.
Benim merak ettiğimse edebiyat okuyup bilişim sektöründe çalışmış biri olarak, yeni başlayacağınız hayat için yaptığınız tüm bu hazırlıklarda nasıl oluyor da bu kadar bilgili olarak hareket edebiliyorsunuz?
Sözüm yetkili mercilerle olan diyaloglarınız için değil tabii. Tabiri caizse işin mutfağı için yani tarlada ki alt yapı, inşaat... v.s. için. Tam bir deneyimli gibi hareket ediyorsunuz izlenimine kapıldım ve bu nasıl olabilir ki diye meraktayım :)
Mesleki deformasyon olduğunu düşünüyorum :)
ancestral
11-01-2020, 22:49
Yazınızı hayranlıkla ve hatta ağzım açık kalarak okudum. Ne kadar da doğru şeylere değinmişsiniz. Giriştiğiniz bu yolda size kolaylıklar dilerim.
Benim merak ettiğimse edebiyat okuyup bilişim sektöründe çalışmış biri olarak, yeni başlayacağınız hayat için yaptığınız tüm bu hazırlıklarda nasıl oluyor da bu kadar bilgili olarak hareket edebiliyorsunuz?
Sözüm yetkili mercilerle olan diyaloglarınız için değil tabii. Tabiri caizse işin mutfağı için yani tarlada ki alt yapı, inşaat... v.s. için. Tam bir deneyimli gibi hareket ediyorsunuz izlenimine kapıldım ve bu nasıl olabilir ki diye meraktayım :)
Lütfen ukalalık olarak algılamayın. Ben hem çok gezdim hem çok okudum.
Dediğim gibi tatilimi bile sokakta geçirdim hangi ülke olursa olsun. Belirli bir maliyetin üzerinde bir şey almadan önce 3-4 ay düşünürüm. Ne marka ne model alacağıma, ne veyahut nereden alacağıma kadar verdikten sonra damdan düşen birilerini bulurum. Bu damdan düşen satın alan veyahut yapmak istediğim şeyi daha önce yapan birileridir genelde. Arazi alma sürecini zaten anlattım. Haziran 2019'da başlayan 4-5 aylık bir süreç. Biz zaten kararımızı önceden verdiğimiz için bugün arazimiz olsa ne yaparız diye araştırıyorduk. Tek eksiğimiz adını koymak ve fiilen harekete geçmekti.
İnsanları görüşü, kültürü, yaşı ne olursa olsun ciddiye almak lazım. İnsanlara peşinen cahil, bilgili, mütevazi, ukala, zengin, fakir diye yaklaşınca fırsat kaçabiliyor veyahut zamanınızın boşa gitme ihtimali de doğuyor. Kimden ne öğrenileceği belli olmuyor. Biraz içgüdü ve şans işi. Köyde doğan, emlakçılık yapan, bilişim sektöründe çalışan, edebiyatçı olan, çiftçi olan nasıl öğrendiyse biz de öğreniyoruz.
Şansımız ve avantajımız artık internet var ve büyük şehirlerde erişimimiz sınırsız. Köylerde yaşayan şu anda düzeni oturmuş ve çoluk çocuğa karışmış kişilerin %95'i köydeki büyüklerinden öğrendi bu işi. Onun için o insanlardan yenilik beklemeyin. Köylü kendi çocukları bile olsa yenilikçi zihniyeti eziyor zaten başımıza icat çıkarma diye.
Mesela mısır silajını köylülerin iddialıyım %75'inden fazlası yanlış yapıyor. Mısır silajı demek ot çürütmek demek değildir. Aksine hiç çürütmeden, oksijen ile beslenen küf ve çürüme gibi etkenlere maruz bırakmadan, yani anaerobik bakteri ile fermante ederek mevcut besin değerini korumak/arttırmak ve kolay sindirilebilir hale getirmektir.
Ayrıca, kompost konusunu, topraksız tarımı ve tahıl çimlendirme konusunu çok ciddiye almamız gerekiyor. Bu üç konuda da çok az miktarda çitfçi potansiyelin farkında. Dünya dikey tarıma gidiyor. Biz hala mazot peşinde traktör üstünde dekar başına 650-700kg mısır üretiyoruz. Kaynaklarımızı boşuna harcıyoruz. Köylüler verimli çalışmıyor, hatta çoğu köylü hiç çalışmıyor. Bizim köylerde elin gavuru derler küçümserler ama adamlar bilime güvenip, verimli çalışıp bizimkinden çok daha verimsiz toprak ve sulama koşullarında 2.5 ton mısır alıyor.
Bizim köylü kahvede otursun. Geçen sene kim neyden ne kazanmış onu konuşsun. Senin benim gibi dışarıdan geleni kazıklamaya baksın. Başka işleri yok. Furya peşinde koşsun. Oooo Mahmut Amca geçen sene domatesi satmış şu kadar kazandı diye duyan hemen sera kurup domates ekiyor. Furyayı takip ettiklerinden dikkat edin patates, soğan, domates, salatalık ya kıtlıktadır **** sokaklara dökerler. Ağaçların var yılı yok yılı gibi. Şimdi mesela kuşkonmaz, muz serası ve lavanta moda. Üçünü de ekmeyeceğim. Özelleşme, uzmanlaşma yok. Her sene ekin değişiyor. Bilime güvenmeyi gübre ve ilaç kullanmak olarak algılıyorlar.
Toprak dinlendirme, ekin rotasyonu, anız gibi konularda çok yanlış bilgiler üzerine tarım yapılıyor.
ancestral
11-01-2020, 23:33
Taş istinat duvarı
Bu istinat duvarı konusu belediyeden belediyeye göre değişiyor. Kimi belediye diyorki 1 metreyi geçemez, kimi diyorki 1 metreyi geçerse radye temel ve betonarme olmak zorunda. Kimi diyorki ben istinat duvarı filan ölçmem, projede gösterin yeter.
Ayrıca tarım arazilerinde araziyi değiştirmemeniz gerekiyor. Diğer konularda olduğu gibi bu konuda da sancılı bir araştırma sürecinden sonra tarım'ın görüşü ve belediyenin sözü üzerine duvar ördürmeye karar verdik.
Savunmamız kullanılabilir alan kaybımızın büyük olması ve verimli toprak üst tabakasının yağışta erozyona maruz kalması idi. Ayrıca DSİ tarafından onaylanmış kuyumuz eğer teraslamaya izin verilmese idi muhtemelen 1-2 seneye toprak altında kalırdı. Makul bulundu ve belirli sınırlar dahilinde yapın dediler.
Arazinin panoramasını daha önce paylaşmıştım, 3 tane zeytin ağacı vardı işlenmiş, 4-5 tane ağaç ve gerisi çalı şeklindeydi. Biz hafriyata başlayana kadar 2 zeytini köklemişler birde tacını açmışlar, dikime hazır arazide duruyordu (kimin yaptığını bilmiyoruz). Bizde aldık komşunun bahçesine diktik. Birisi sağlam kaldı. Böğürtlen, çalı, ağaççık ne varsa temizlendi.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702476&stc=1&d=1578781104
Kuyu açarken farkettik, toprak kayması riski çok fazla ve tesviye gerekecek. Yarım günlük yağmurda yarıklar oluştu. Gidip hemen görüştük.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702480&stc=1&d=1578781104
Tesviyenin büyük kısmı bittiğinde yukarıda yaklaşık %1 eğimle 5 dönüm düz bir alanımız oldu. Aşağıda doldurulan kısımda ise yine 5 dönümlük %2.5 eğimli bir alan var. Kalan 4 dönümü ellemedik şimdilik.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702477&stc=1&d=1578781104
Duvarımız da yol boyunca gidiyor, arazi sınırlarına ve yola taşmamaya dikkat ettik. duvarın yüksekliğinin az olduğu bir kısım var, dibindeki kayaları çıkartmadık, yolun altını boşaltmayalım diye.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702479&stc=1&d=1578781104
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=702478&stc=1&d=1578781104
Duvarın tamamı kepçe ile örüldü. Fotoğraflardaki kayaların ağırlığı 200 kilodan başlıyor, 8 tona kadar çıkıyor. Daha ufak taşları da duvarın arkasına dolgu malzemesi yaptık, bu hem toprağı tutacak hemde aradan suyun süzülmesini sağlayacak. Duvara %3 ila 5 geriye doğru eğim verildi. İlk mesajımda bahsettiğim taş ocağı görüntüsü bundan kaynaklı. İşimizi görecek büyüklükte kaya sevk edebilecek en yakın taş ocağı 24km mesafede idi. Fotoğraflarda yaklaşık 70 kamyon kaya görüyorsunuz. Kamyon başına 650 lira kaya için, 200 lira nakliyesi için istediler. Bizde tüm kayaları araziden çıkardık. :D İnanılır gibi değil.
Tarlanın yüzeyindeki verimli toprağı kazıtıp bi yere toplayıp ondan sonra arazi düzeltme işine girseydiniz bence daha iyi olurdu..daha sonra bu toprağı yayardınız ekim yapacağınız alanlara..
Fotoğraflardan anladığım kadarıyla siz kahverengi üst katman, canlı organizmalarla yüklü toprağı yol kenarına dahi kazıtıp döktürmüşsünüz..kepçenin kazıdığı yerler ise, sarı, verimsiz alt topraktan ibaret kalmış gibi :(
ancestral
12-01-2020, 12:53
Tarlanın yüzeyindeki verimli toprağı kazıtıp bi yere toplayıp ondan sonra arazi düzeltme işine girseydiniz bence daha iyi olurdu..daha sonra bu toprağı yayardınız ekim yapacağınız alanlara..
Fotoğraflardan anladığım kadarıyla siz kahverengi üst katman, canlı organizmalarla yüklü toprağı yol kenarına dahi kazıtıp döktürmüşsünüz..kepçenin kazıdığı yerler ise, sarı, verimsiz alt topraktan ibaret kalmış gibi :(
Toprak sizin gördüğünüz kadar kötü durumda değil, fotoğraflar yanıltıcı olmuş biraz. Birde sanırım gözünüzden kaçtı, biz burada hayvancılık yapacağız. Toprak tarımı istemiyoruz. İlk etapta, yani yerleştikten sonra 20 dönüm bir yer için söz aldık 2021'den başlayarak kiralayacağız. Traktörümüz de yok tabi şu anda.
Orta vadede planımız topraksız tarım.
qokhanyilmaz
14-01-2020, 13:59
Sizin adınıza sevindim.Başarılar diliyorum.
İlgi ile takip ediyorduk paylaşımlara ne oldu?
Ne yazık ki son zamanlarda, yaşananların sonu gelmeden arkadaşlar yazmaya ara veriyorlar hatta hiç görünmez oluyorlar. Bunun sebebi nedir acaba diye merak etmemek mümkün değil.
Birde bazı güzel üyeler aniden susuyorlar insan merakta kalıyor. Ancak bu gece okudum ki bir tanesi geri gelmiş...
ancestral
27-01-2020, 21:44
Benim de çok hoşlandığım bir durum değil ama onay sürecinde bazı konular olduğu için riske atmamak adına bilgi veremedim, kusura bakmayın.
İl Tarım onayı ve inşaat ruhsatı sonrası artık evin yapımına başlıyoruz, detaylıca paylaşacağım sizlerle.
- Büz fiyatları
- Kepçe kira fiyatları
- Taş istinat duvarı
- Dere taşı, duvar için kaya, taş ocağı fiyatları
Bu konuları zaten anlatmıştım.
- Tesviye
- Jandarma'ya şikayet edilirseniz ne olur
- Kuyunuzda su çıkarsa ne olur
Bunlar ruhsattan bağımsız konular olduğu için değineceğim bugün yarın.
- İnşaat ruhsatı süreci
- İnşaat ruhsatı maliyeti
- İnşaat maliyeti
- İskan (yapı kullanma izni)
- Elektrik-Su abonelikler, günei enerjisi, su kuyusu, kullanacağımız sistem.
Bu konular da muhtemelen en ilgi çekecek konular, ama dediğim gibi ruhsat çıkmadan değinmem doğru olmaz.
ancestral
29-01-2020, 22:18
- Tesviye
Bizim cahilliğimize geldi, projelendirme ve mimarla görüşme, izin alma aşaması öncesi madem kuyu için kepçe gelecek, arazi de düzlensin dedik. Normalde yapmamamız gerekiyormuş fakat arazinin ilk halini gördükleri ve orada hayvancılık yapılamayacağına ikna oldukları için çok problem etmediler. Tarımsal araziyi izinsiz tahrip etmek normalde suç. Bizimkini tarıma uygun hale getirmek olarak yorumladılar, eğim çok çok fazla idi çünkü. Ayrıca inek ahırında mesela, arazide en fazla %2 eğim ve ahırın, mera alanının güneye bakması gibi ilginç istekler de mevcut. Biz de istemeden bunlara uymuşuz zaten. Üzerinde ağaç vs de kesmedik, problem yaşanmadı yani.
Arkadaşlar, tarımsal araziler 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na bağlı ve alacğaınız her türlü izin, imar, ruhsat, abonelik, bu kanun ne derse ona göre oluyor. Bu kanuna göre mutlak, özel ve marjinal tarım arazileri olmak üzere 3 ana başlıkta sınıflandırmalar ve bunlarında anltında onlarca arazi sınıfı var. Arazinizin bunlardan hangisine ait olduğuna bakılarak imar izni ve belediyeye görüş bildiriliyor.
Kanun olabildiğince toprağa az müdahale üzerine kurulu bir kanun. Yani bahane verirseniz size hiçbir şey yaptırmama hakları var. Öte yandan, gerekli altyapıyı hazırlayabileceğinize ikna eder ve taahhütleri verirseniz 500-1000m2 ye kadar bile inşaat yapmanıza da izin veren bir esnekliği var. Bu alana teras, rampa, konut, ahır, avadanlık vs her şey dahil şekilde hesaplanıyor. Balkonlar bile dahil. Belediye kendi maksimum yükseklik vs gibi kriterleri karşıladığı sürece projeyi tarım müdürlüğünden geldiği gibi onaylayıp imar veriyor.
Misal, 250 metrekare ahır yapın, burada 25 baş inek besleyebilirsiniz diyorlar, ama 250 metrekarenin haricinde dışkı ve idrar için önceden belirlenmiş kanallar ve kuyular istiyorlar. Bu kuyuyu bile imara dahil ediyorlar. Detaylarını sonra anlatacağım ama 3 dönüm seradan, 125 baş koyuna, 60 adet cevizden, 25 adet büyükbaş'a kadar çeşitli kombinasyonlarda 25 metrekare'den başlayan ve binlerce metrekareye kadar büyüyebilen yapıları tamamen yasal olarak yapmanız mümkün. Arazinize özel imar çıkıyor bir nevi.
Tabi bu binaların hepsi bir tarımsal tesisin parçası oluyor, yani 25 tane inek besliyorum diye 500 metrekare malikane yapamıyorsunuz.
- Jandarma'ya şikayet edilirseniz ne olur
Başımıza birkaç kere geldi. Oldukça ilginç köylü fantazileri ve komik bir hayal güçleri var. Şikayetin birinde otel yapıyormuşuz, diğerinde define çıkarmışız, öbüründe ise arazide ceset bulunmuş.
Hakikaten aklım almıyor. Köylü kısmının hiç işi gücü yok bunlar nasıl yalanlar. Neyseki jandarma komutanı aklı başında birisi, adam biliyor neyin ne olduğunu 3 kere geldiler sonra baktılar köylü gıcıklığına yapıyor bıraktılar.
Ama kaçak iş yapıyorsanız şikayet elbet olacaktır, jandarma ilk müdahale birimi. Kaçak inşaatta, yasak madde ekiminde, ağaç kesmede para cezasını geçtim, işin ucu hapis yatmaya gidiyor artık.
- Kuyunuzda su çıkarsa ne olur
DSI raporumuz çıktı ama henüz gidip alamadım yoğunluktan. Resmi olarak inşaat yapmayacak olsaydık bile elektrik bağlatma hakkımız var yani. Bizim durumumuzda buna gerek kalmayacak ama yine su kaynağımızın olmuş olması iyi bir şey. Kuyuya bağlatıığınız elektrikle ilgili bir kriter var, buraya 1 pompa ve 1-2 lamba harici bir şey bağlamamanız gerekiyor. İşte bu yüzden kuyuyu elektrik için kullanmayacağız.
Kuyudan biraz bahsetmiştim. Biz kazma ve 10 metreye kadar su çıkarma olasılığı üzerine yoğunlaştık ve başarılı olduk. Arazinin 2 yanından akarsu geçiyor, dağ eteğinde olduğu için yeraltı suyu sıkıntısı yok.
ancestral
10-02-2020, 13:27
Gelişmelerle tekrar geldim,
Aslında bunlar olalı birkaç hafta geçti ama onay vs tamamlanmadan paylaşmak istemedim.
- Kuyu ruhsatımız çıktı
- İmar değişikliğimiz İl Tarım Müdürlüğü tarafından onaylandı, 75+75+480 m2 inşaat iznimiz çıktı. İl Tarım araziyi yerinde incelerken adetten diyerek arazide tahribat için ufak bir ceza yazmış, kuyu ruhsatını yolladık muhtemelen ceza iptal olacak.
- Belediye bir aksilik olmazsa İl Tarım'dan alınan görüşü onaylayıp inşaat ruhsatımızı verecek.
- Mart başında tel örgü ve temel kazısına başlıyoruz.
Kuyu ruhsatı denen şey aşağıdaki belge kabaca. Bununla resmen elektrik bağlatabiliyorsunuz.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=703036&stc=1&d=1581337630
Bu da onaylanan vaziyet planımız. Arazinin bir kısmı gözüküyor, gerisi zaten ağaçlandırma ve mera amaçlı.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=703033&stc=1&d=1581337366
Ortadoğu ülkelerinde kanun memurun ağzıdir.
Türkiye de bir Ortadoğu ülkesidir.
Adamina göre kanunlar calisiyor.
Gelde sen buna isyan etme.
"zenginin arabası dagi taşı asar fakirin ki düz ovada sasar"
Arayin kurumda calisan birini bulun bi yemek yiyin her şey yoluna girer.
ORTADOGU ÜLKESI!
Benim de çok hoşlandığım bir durum değil ama onay sürecinde bazı konular olduğu için riske atmamak adına bilgi veremedim, kusura bakmayın.
İl Tarım onayı ve inşaat ruhsatı sonrası artık evin yapımına başlıyoruz, detaylıca paylaşacağım sizlerle.
- Büz fiyatları
- Kepçe kira fiyatları
- Taş istinat duvarı
- Dere taşı, duvar için kaya, taş ocağı fiyatları
Bu konuları zaten anlatmıştım.
- Tesviye
- Jandarma'ya şikayet edilirseniz ne olur
- Kuyunuzda su çıkarsa ne olur
Bunlar ruhsattan bağımsız konular olduğu için değineceğim bugün yarın.
- İnşaat ruhsatı süreci
- İnşaat ruhsatı maliyeti
- İnşaat maliyeti
- İskan (yapı kullanma izni)
- Elektrik-Su abonelikler, günei enerjisi, su kuyusu, kullanacağımız sistem.
Bu konular da muhtemelen en ilgi çekecek konular, ama dediğim gibi ruhsat çıkmadan değinmem doğru olmaz.
..Kardeş tarım arazisinde 8*8 = 64 metrekare tarım kulubesi yapabilirsin benim bildiğim sonrada su ve elektrikte tarlamda makinalar için alabiliyorsun diye biliyorum ben...
ancestral
10-02-2020, 14:48
..Kardeş tarım arazisinde 8*8 = 64 metrekare tarım kulubesi yapabilirsin benim bildiğim sonrada su ve elektrikte tarlamda makinalar için alabiliyorsun diye biliyorum ben...
Bize o şekilde izin vermediler. Ben de okudum bir sürü kanun vs ama uygulamada izin alınamıyor. Bizim ikametimiz orası olacağı için bakıcı evi izni çıktı. Taahhüt istediler ve oldukça ağır şartlarda izin alabildik. Keşke o kadar kolay olsaydı.
ancestral
21-03-2020, 10:16
Tekrar selamlar,
Süreci biraz daha ilerlettik ve umarım Nisan başı artık temellerimizi kazmaya başlıyoruz.
Geçen sürede olan bazı olaylar;
- Tarım Bölge Müdürlüğü (Aydın)
- Tarım İl Müdürlüğü (Muğla)
- Tarım İlçe Müdürlüğü onayları tamamlandı.
- Belediyeden imar durum belgesi alındı.
- Belediye Jeoloji mühendisi araziye geldi ve sondaj için onay verdi.
- DSI'den kuyu yazısının aslı alındı.
- Antalya'da bir inşaat firması ile anahtar teslim pazarlık yapılıp hem noterden hemde adi sözleşme olarak sözleşme imzalandı. Sözleşmeleri, sgk dökümlerini ve faturaları belediye iskan öncesi isteyecek.
- 3 gündür zemin etüdü devam ediyor, toplam 6 noktadan toprak numunesi bu hafta Bodrum'daki laboratuvara gidecek.
- Ev için vitrifiye, çatı, tuğla gibi malzemeler seçildi.
- Evin çatısı marsilya kiremit olacak.
- Ahırın çatısını 4-6cm sandviç panelle kapatmaya karar verdik, 350m2 kapalı alanda yalıtım açısından epey bir farkedecek.
- Demir belimizi büktü. inşaat firması talep etmemesine rağmen mağdur olmaması için ön bir ödeme yapıp demiri satın aldım. Malum kur yerinde durmuyor, tonunu 3180 liradan alabildik.
Kamyonetin bulunduğu yer evin yapılacacağı nokta;
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=704389&stc=1&d=1584780613
Bu kızımız beni gördümü koşarak geliyor, sürtünmeler, yalamalar. Sanırsın köpek. :p
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=704390&stc=1&d=1584780613
Ahır çatısında kullanılacak paneller; (düzlükte 4, çıkıntılarda 6 cm yalıtım)
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=704391&stc=1&d=1584780613
ancestral
04-05-2020, 10:45
Tekrar merhaba,
Malum koronavirüs, şehirlerarası seyahat engeli vs derken bizim takvimimiz de epey sarktı tabi. Normalde kaba inşaatın bitmiş olması gerekiyordu. Umuyorum bugün yasak en azından özel araç için kalkar, bizde başlarız.
Gelişmeler,
- En son sondaj ve zemin etüdü paylaşmıştım, Bodrum'da bulunan laboratuvardan zemin etüdü sonuçlarımız çıktı ve belediye tarafından temel projeleri onaylandı. Bunu karantinadan önce yaptırabildik allahtan.
- Tüm projeler hazır ve onaylandı, MUSKİ'den su bağlantı projesi çıkınca ruhsat için herhangi bir engelimiz kalmıyor. Dönüşümlü mesai sebebiyle belediye işleri 2 kat daha yavaş yürüyor.
- Geçtiğimiz 2 aylık sürede inşaat için 6 farklı firmadan fiyat aldık. 3'ü Muğla'da, 1'i Antalya'da. 2 taneside Ankara'da.
Toplam 670 metrekare inşaat alanımız var.
150 metrekare konut,
420 metrekare ahır, atölye ve yem deposu,
180 metreküp gübre depolama.
- Belediye istinat duvarı istedi, perde beton diyerek direttiler ama örme taş duvara çevirebildik.
- Belediye ayrıca şantiye şefi istiyor, daimi mühendis olacak ve yüklenici firmanın belirli iş bitirmeleri olacak.
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı En az E tipi müteahhitlik belgesine sahip inşaat firması istedi. Evi kendimiz yapmamız sözkonusu değil.
- Çevre ve Şehircilik ve belediye ayrıca anlaşma sağladığımız müteahhitten 3 ayrı taahhüt, şantiye şefinden taahhüt, mimarlık ofisinden ayrı bir taahhüt ve proforma fatura istedi.
Gelelim verilen fiyatlara, hazırsanız memleket ne halde görün istiyorum.:mad:
- Ankara'da bir firma, metrekaresine 1100 liradan fiyat verdi, ama yaptıkları şey şu, metrekare maliyeti belki 300 lira olacak ahırı da bu fiyattan hesaplıyorlar. Toplam 740.000 lira fiyat çıkardılar, KDV hariç, şantiye şefliği hariç. Direkt eledik tabi.
- Ankara'daki ikinci firma, projeyi değiştirmeyi teklif etti, değiştirlmiş hali ile 650.000 lira KDV Hariç, şantiye şefliği dahil fiyat verdiler. Açıkçası onay sürecinin bu kadar aksadığı bir ortamda bu fiyatla kabul etmemiz sözkonusu değil. Elendi tabi.
- Muğla'daki ilk firma, sadece konut için 430.000 lira KDV hariç, şantiye şefliği hariç, ahır hariç, gübre çukuru hariç fiyat verdi. Ahır için ayrıca 300.000, gübre çukuru, altyapı ve hafriyat için ayrıca 100.000 lira para istedi. Toplamda şantiye şefliği vesaire dahil 1.000.000 lira istedi, yapım süresi de 9 aymış. Kendilerini selametle uğurladık. Para kolay kazanılıyor sanıyorlar.
-Muğla'da bulduğumuz ikinci firma biraz geçiştirdi işi, 400.000 liraya yaparım dedi, yarısı peşin yarısı iş bitimi. Sonra projeleri götürdük, buna gerek yok, şu fazla, ne yapacaksın bunu diyerek çeşitli kalemleri kafasına göre silmeye başladı. Yukarıda belediye ve bakanlığın isteklerini hatırlatınca ben hallederim abi dedi. Muhtemelen paranın yarısını alıp kaçacaktı. Çayımızı bile içmeden kalktık tabi.
-Muğla'daki son firma gelip yeri gördü, açıkçası yer gören iki firmadan biriydi ve işini en azından başında ciddiye aldığı için umutluydum ama şantiye şefliği kotasının dolu olması, yani üzerinde halihazırda maksimum şantiye bulunması ve yerin uzaklığı sebebiyle ekip ayıramam dedi, fiyat vermekten çekindi ve yapamam kusura bakmayın dedi.
Yukarıdaki tüm firmalar, inşaat süresince ekibin konaklama, yemek maliyetini bize yıktılar. Bu yaklaşık aylık 10 bin lira gibi bir miktar tutuyor. Yani 9 ay diyen arkadaşla anlaşsaydık 90 bin lira sadece konaklama ve yemeğe verecektik.
- Son görüştüğümüz ve anlaştığımız firma Antalya'da. 20 yıla yakın bir faaliyet süresi var. Gelip yeri gördüler. Yemek yedik sahilde, sonra 1-2 firma aradılar beton ve malzeme temini için. Sohbetleri hoş, tavırları gayet ılımlı arkadaşlar. Antalya'da kamuya yaptıkları 2 inşaatı gösterdiler. Ayrıca yaptıkları 2-3 farklı iç dekorasyon işini gösterdiler. En son olarakta tamamladıkları 5 bloktan oluşan bir kooperatif işini gösterdiler. Arada hatırlı bir akrabamız olduğu için sanırım, teklifler içerisindeki en ucuz fiyatı da kendilerinden aldık.
Önce proforma fatura ile noter sözleşmesi yaptık, ruhsat tesliminden itibaren 75 gün iş bitirme verdiler. Sonrasında kendi aramızda malzeme detayı ve proje bilgileri içeren sözleşmemizi yaptık. Müteahhitlik bilgilerini, kendi aramızdaki sözleşmeyi, noter sözleşmesini, firma vergi levhasını, diploma örneklerini mimara teslim ettik.
Müteahhitlik bilgisi sisteme girildikten sonra, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tamamen rastgele bir yapı denetim firması atadı. Bu noktadan sonra artık benim tek yapmam gereken ruhsatı alıp firmaya teslim etmek. Şu anda MUSKİ'yi bekliyoruz, şebeke bağlantısı onayı verikleri anda ruhsat çıkıyor, şantiye elektriği ve suyu alıp inşaata başlayacak durumdayız. Tabi seyahat engeli kalkarsa.
Personel maliyetleri firmaya ait olmak üzere;
- Beton C25,
- Demir B420C.
- Dış duvar 19.5 cm, iç duvar 14cm Izotuğla.
- Marsilya kiremit konut çatısı, 4-6cm sandviç panel ahır çatısı.
- Mutfak tezgahı/dolabı, odalarda gömme dolaplar.
- Isı pompası ve güneş enerjisi hazırlığı için kablo ve borulama.
- Yerden ısıtma/soğutma borulaması fiyata dahil.
- Hediye olarak söve ve alçıpan işleri fiyata yansıtılmadı.
Ayrıca;
- Doğramalar
- Vitrifiye
- Seramik
- Elektrik altyapısı
- Sıhhi tesisat
- Yalıtım ve boya
İçin beraber gidip gezdik, ürün seçildi ve marka marka, model/kalite olarak sözleşmeye yazıldı.
Ödemeler hakediş usulü. Temel atacak para alacak, kaba inşaat bitirecek para alacak. Tesisatı bitirecek para alacak. İnce işi bitirecek para alacak. Çatıyı bitirecek para alacak. İskanı alacağız son ödemesini alacak. Zaten iskan alınamazsa belediye fenni mesul olarak firmayı biliyor.
1 yıla yakın süredir denediğimiz, okuduğumuz, araştırdığımız üzere başka türlü yapılamıyor malesef. Bu yola girdiğimizde zaten hesabımız, kedimiz usta bulup yaptırsak bile anlaştığımız paraya yakındı. Hiçbir zaman kaçak inşaat düşünmedik.
Bizim komşu şöyle yaptı, biz köye böyle yaptık, yap geç bir şey olmaz diyenleri duydukça hayret ediyorum. Burada insanların çıkardıkları maliyetleri vs okuyorum, kaçak yapılan işleri de görüyorum ama dediğim gibi ben riske atamam malesef. İmar barışı bittikten sonra plansız projesiz kaçak inşaat yapmak büyük cesaret. Yiyeceğiniz ceza ile aynı maliyete gelecek, üstüne birde artık yasal hale getirme şansınız yok, direkt yıkım. İdari takip ve tahrip edilen arazinin niteliğine göre hapise kadar gidiyor işin ucu.
Ben diyelimki inşaatı kaçak yaptım. Şu anda tarım arazisini tahrip etmenin cezası metrekaresi 7 lira. Hiçbir şey yapmayın, sadece toprağı 5cm kazıyın, buna bile ceza var. Önce dozer giren kazılan her yeri ölçecekler, buna göre tahrip cezası verilecek. Üstüne kaçak inşaat yapmanın metrekare başına cezası 22 lira. Yani şikayet olduğu/yakalandığım anda yaklaşık 25bin lira cezayı yazacaklar. Sonra valiliğe yazı yazacaklar, valilik eski haline getirilmesi için 3 ay süre verecek. Bu süre sonunda işlem yapılmamışsa 3 katı ceza daha yiyeceğim ve belediyeye yıkım yazısı gidecek. Belediye gelecek yine ceza yazacak, yıkım için tahliye kararı verecek, mühürleyecek. Ayrıca yıkım masrafını da bana ödetecekler. Adı da 60 bine ev yaptım olacak.
Büyük cesaret.
ancestral
13-05-2020, 13:22
Tekrar merhaba,
Malum inşaat için gün sayıyoruz, bu arada Ankara'da iken burada daha ucuz ve kaliteli şekilde temin edilebilecek halledilebilecek şeyleri de tamamlıyoruz.
- Tel Örgü için inşaatçımız Antalya'dan bir firma buldu. Bizim Fethiye'de Aralık başı fiyat aldığımız şirketlerin en ucuzu anahtar teslim 17.000 lira demişti, Nisan başında sorduğumuzda fiyat 22.000 lira oldu birden. Antalya'daki firma ile anahtar teslim metresi 33 liradan anlaştık. 16.000 liraya filan geliyor.Kapı motorunu Nice Rox 600 aldık, tel örgücü 6 metrelik sürgülü kapıyı da yapacak, motoru bizden, montajı ondan.
- Tel örgü için fideler büyüyene kadar azıcık yeşillik olsun ve her yaptığımız dışarıdan gözükmesin diye 1.5 metre yükseklikte toplam 400 metre yeşil gölgelik aldık. Ostim'de bir firma ile metretülü 2.90 liraya anlaştık. Kenarlarına kolon halat, yüzükler vs dahil.
- İnşaat sırasında ve sonrasında seralar için 3 yıllık %50 ve 5 yıllık %95 gölgelik aldık. Metretülü 3.5 lira.
- Römork için çeki demirimizi yaptırdık. Araçta herhangi bir modifiyeye gerek kalmadan tertemiz yaptılar. Aracımızın TSE muayenesini de tamamladık, çeki demirini ruhsata işlettik, plakamızı bastırdık.
- Bu hafta römorku teslim aldık, plakamızı taktık. Ankara'da gidecek el aletleri ve malzeme için kullanacağız, orada zaten herdaim lazım olacak. Gölgelikleri aldığımız çadırcı sağolsun römork brandasını dikti ve paraşüt iplerini hediye etti.
- Yerden ısıtma altyapısı için Rehau pex borulama, köpük izolasyon, kenar bantları ve kollektörleri aldık. Altyapıyı hazır edelimde, ısı pompasının acelesi yok.
- Hidrofor ve su depolarının pazarlığını yaptık, 2 adet 5 ton su deposu, 2 adet 50mss 60lt tanklı hidrofor, 1 adet dalgıç pompa, drenaj borusu vs hepsini hallettik. Kamyon ayarlayıp yerden ısıtma ve sulama malzemesini nakledeceğiz gelecek ay.
- Güneş enerjisi için off-grid sistem kuracağız. Goodwe ikili MPPT tek faz inverter, 320WP PV Monokristal 18 adet panel, DC-AC kablolama, ilerisi için projelendirme, 4 adet 200AH Jel Akü, çatı güçlendirme, drenaj için fiyatlarımızı aldık, henüz anlaşmadık.
- Fethiye Hayvan barınağı ile görüştük, büyük ırk 2 yavru köpek sahipleneceğiz.
- Çok göze mi batar diye düşündük ama ne olur ne olmaz, oturdum beğendiğim kamera modelleri, kamera açıları vs hesaplayıp, yerleşim planı ve arazi haritası üzerinde çizdim. Tüm araziyi kapsayacak şekilde toplam 6 IP HD kamera ile bir sitem kurdum. Dahua IP NVR cihaz aldık, 6 adet gece görüşlü ve hareket algılayıp alarm üretebilen Dahua kamera aldık.
- Tohum paylaşım etkinliğinden gelenler, de dahil satın aldıklarımız vs, yaklaşık 60 çeşit sebze, 15 çeşit meyve, mazı, çam, ıhlamur gibi ağaçlara ait tohumlarımız mevcut. Biraz geç kaldık ama mazı çit tohumlarını ve ağaç tohumlarını soğuk katlamaya aldık, inşaat bitimine viyollere almış ve nakliye edilebilir duruma gelmiş olacaklar inşallah.
Bütün bu işlerin sonunda sanırım anahtar teslim villa inşaatına başlayacağım. Yaptıracak olan varsa yardımcı olurum. :D
ancestral
17-10-2020, 18:48
Tekrar merhaba,
Bilgisayar başına oturmayı bırakın kurmaya bile vakit olmadığı için yazamadım. En azından konuyu takip edenler için telefondan birşeyler karalamaya çalışayım.
- İnşaat 26 Haziran’da başladı, Ağustos sonu tamamen bitti ve temelli Ankara’yı terkettik. Yaklaşık 2 aydır buradayız.
- Sınırın yol boyuna 40 adet begonvil/yasemin dikildi.
- 30 adet narenciye dikildi.
- 30+30 metrekare kümesimizi yaptık.
- Sebze yataklarının yapımına başladık, 2 adet 95cm x 4 metre yatağı hazırladık.
- 14 dönümün yaklaşık 6-7 dönümünde yabani ot, ağaç Budak, yabani sarmaşık, böğürtlen vs temizliği tamamlandı.
- Ufak tefek ağaç altı çardak vs çalışmaları devam ediyor.
- IP Kamera Sistemi kuruldu. 9 adet kamera ile 7/24 kayıt alıyoruz.
- Yaklaşık 700 metre 63mm sulama borusu çekildi ve gömüldü. Ağaç dikilmesi planlanan, sebze yatağı bulunan ve sınırda sulanması gereken yerlere 40mm çıkışlar ve vanalar bıraktık. Tüm sınıra ve dikilen fidanlara damla sulama çekildi ve çalışıyor.
- Muski onaylarımız tamamlandı, resmî olarak suyunuz bağlandı ve abonelik alındı.
- 3 revizyon ve yaklaşık 500 metre kablo sonrası ADM Elektrik projemizi onayladı, sayacımız takıldı ve Aydem elektriğimizi bağladı.
- 8kw onGrid hibrit güneş enerjisi kurdurduk, 27 panel ve paralel çalışan 2 adet 5kva inverter ımız var. Ayrıca 20kva regülatör de kurduk.
- İnternet için Uzaynet bağlattık, Telekom hizmet bölgesinde değiliz.
- Fethiye hayvan barınağından 3 yaşında safkan bir karabaş sahiplendik. 2-3 gün sonunda aileden biri ve görevini fazlasıyla iyi yapıyor, kuş uçmuyor maşallah.
- Lingorin, Lohman ve Ataks yetiştiren, aynı zamanda ailecek görüştüğümü bir YouTuber aileden 3 aylık piliçlerimizi aldık. 3-4 horoz, 30 tavuk mutlu ve mesutlar.
- Kümes nipel sulukları taktık, askı yemlikleri koyduk.
- İskan başvurumuzu yaptık, tüm belgeler hazır, belediye gelip ölçüm yaptıktan sonra onu da alıyoruz inşallah.
Daha detaylı, yukarıda bahsi geçen şeyleri nasıl kendi emeğimizle yaptık, onları da paylaşacağım.
Üretmek, çalışmak çok güzel. Hem zihin hem bedenen oldukça iyi hissediyoruz. Şahsen ben sabahları 6 da müthiş bir huzur ve istekle uyanıyorum, 26 kilo verdim, ki 35-40 yaşından sonra kilo vermek zordur, epey kaslandım. 😂
75x2 imar iznini almanızdaki temel etken nedir ? Tesis tanımı ile ilgili bir konu mudur ?
ancestral
20-10-2020, 08:59
Tesis mandıra tesisi. Şu andaki planımız ve yatırımımız peynir üzerine. Büyükbaş/küçükbaş ikisine de uygun olarak projelendirildi. Sadece yemlik değişimiyle geçiş yapılabilecek şekilde.
Yemlikleri kilit sistem diyor herkes ama biz sanırım açık yemlik yapacağız. Sadece hayvanların geçişini engelleyecek 2 sıra boru.
Mandıra ekipmanları pahalı, o sebeple iskanı bekliyoruz. Sonrasında hayvanları koyacağız.
ancestral
20-10-2020, 18:53
Gübre çukuru yanına sağım platformu ve yarı otomatik, mekanik ölçerli ve pulsatörlü güğüme sağım sistemi kuracağız. Hemen yanına da soğutmalı süt tankı. İlk başta ufak bir pilot sistem kurup kaç koyun ne kadar vakit alacak görmek istiyoruz. Gönül isterdi ki Büyükbaştaki ürün çeşitliliği küçükbaş için de olsun ama yinede 2 yerli üretici bulduk, görüşüyoruz şu anda. Malum her çiftliğin, çiftçinin ve hayvanın dinamikleri farklı.
Vediğiniz büyük mücadele, uğraşı ve sonuç için sizi tebrik ediyorum. Yazınızda, sadece büyük bir şehirden kaçıp giden bir ailenin hikayesini değil, aynı zamanda bu uğurda ortaya çıkan, çıkabilecek her türlü sıkıntıyı ve gerekli olan bilgiyi de paylaşmışsınız. Tabii siz biraz daha komplike bir amaçla, hatta biraz daha profesyonelce gitmişsiniz ama neticede yaptığınız "Kaçıp gitmek" yazdıklarınız sadece bir kaçış hikayesi değil, kaçıp gitmeyi düşünen, hayal eden bir çok insana da yol gösterici bir rehber olur. Köy halkı için (haklı olarak)yazdığınız, sitem ve şikayetler, Yarı yarıya kaçıp gitmiş biri olarak söylemem gerekirse, sizin şanssızlığınız olmuş. Zira 2 ayrı köyde hayatını sürdüren bir insan olarak söyleyebilirim ki, o sizin bahsettiğiniz insan karakterine rastlamadık çok şükür. Umarım tüm sıkıntılarınız sona ermiştir ve dilerim yeni hayatınızda mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler yaşarsınız.
topraksu
11-11-2020, 08:07
Daha detaylı, yukarıda bahsi geçen şeyleri nasıl kendi emeğimizle yaptık, onları da paylaşacağım.
😂
Sizi ve şehirden köye kaçan tüm arkadaşları tebrik ederim. Zor bir karar, zorlu bir süreç.
Detaylı anlatımlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum :)
Özelde size genel olarak da şehirden kaçıp köye yerleşen arkadaşlara bir sorum olacaktı. Çoğunlukla betonarme ev yapıldığını görüyorum, ahşap ev tercih etmeme sebebiniz nedir ?
Ben de şehir yaşantısından bir an önce kurtulup köyüme ev yapmak istiyorum ve ahşap ev yapmayı düşünüyorum. Sizin için ahşap hiç seçenekler arasında yer almadı mı ?
ancestral
26-01-2021, 18:30
Tekrar selamlar,
Bir öncesi sonrası yapalım, sonra bol bol inşaat fotoğrafı koyacağım.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=715828&stc=1&d=1611682080
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=715829&stc=1&d=1611682080
ancestral
16-02-2021, 11:12
Kat kiriş-kolon donatısı.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716412&stc=1&d=1613469701
Çift etriye kolon donatısı.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716413&stc=1&d=1613469701
Gübre çukuru temeli, yanlar perde beton. Çukurumuz 6 x 12 metre, 2.5 metre derinlik. 180 metreküp kapasiteli. Tam yüzme havuzu. :D
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716410&stc=1&d=1613469701
Ahır temel kirişlerinden bir tanesi. Bu kirişin uzunluğu 33 metre.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716411&stc=1&d=1613469701
Kat taşıyıcı donatısı tamamlanırken. Asmolen deprem bölgesi olduğu için yasak, 15 santim donatı ve döşeme döküldü.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716414&stc=1&d=1613469701
ancestral
16-02-2021, 11:28
Ahır & Ev çatı profillerinin tamamlanmış hali.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716416&stc=1&d=1613471011
Ahıra sandviç paneller, eve ise OSB levhalar döşenirken.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716415&stc=1&d=1613471011
Ev çatısı membran ve kiremit uygulaması.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716417&stc=1&d=1613471011
Oluk, günısı, kiremit ve sandviç panel uygulamasının tamamlanmış hali.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716418&stc=1&d=1613471011
Yerden ısıtma direkt beton üzerine levha+boru olarak döşendi. Üstüne hem tesisatı kapamak hemde homojen ve uzun süreli ısı için 10 santim tesviye şapı atıldı.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716419&stc=1&d=1613471011
ancestral
16-02-2021, 12:58
Tam dedim son halini fotoğraflayayım, kümesten bir ses. :p
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716420&stc=1&d=1613476702
Son halimiz,
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716421&stc=1&d=1613476702
ancestral
16-02-2021, 13:04
Kümesimiz, kendim yaptım, 55 metrekare civarı, bol folluklu, dut dallarıyla dolu tünekli.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716422&stc=1&d=1613476927
Tohum çimlendirme amaçlı seramız, yine kendi yapımım.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716424&stc=1&d=1613476927
Tavukları arada çıkarıyoruz, çardağı kendimize yaptık ama tavuklar kullanıyor. :p
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716425&stc=1&d=1613477029
yardimcierhan
16-02-2021, 22:40
Sevgili ancestral,
O kadar ayrıntılı, kapsamlı ve sistematik yazmışsınız ki, bir süredir yazdıklarınızı okudum ve epeyce düşündüm. Ne yazık ki çok kolaylıkla hallolacak işler hep bir yokuşa sürülüyor ülkemizde. Ama buna rağmen hevesiniz kırılmamış ve tabiri caizse bir adanmışlık göstererek yol almışsınız. Bence çok iyi bir rehber olmuş bu paylaşımlar. İyi ki paylaştınız. Son dönemde sosyal medya, ''doğaya dönüş - öze dönüş'' konusunu çok empoze eder oldu. Ama işler uzaktan görüldüğü kadar kolay değilin bir örneği bu başlık ve paylaşımlar. Gerçekten tabiatın içinde yaşamak, doğaya dönmek işte böyle bir mücadeleci ruh gerektiriyor. Bunu doğanın içerisinde ayakta kalmak - hayatta kalmak metaforu üzerinden bile okuyabiliriz. Çok teşekkür ederim paylaşım için. En içten sevgilerimle : ' )
ancestral
17-02-2021, 08:18
Sevgili ancestral,
O kadar ayrıntılı, kapsamlı ve sistematik yazmışsınız ki, bir süredir yazdıklarınızı okudum ve epeyce düşündüm. Ne yazık ki çok kolaylıkla hallolacak işler hep bir yokuşa sürülüyor ülkemizde. Ama buna rağmen hevesiniz kırılmamış ve tabiri caizse bir adanmışlık göstererek yol almışsınız. Bence çok iyi bir rehber olmuş bu paylaşımlar. İyi ki paylaştınız. Son dönemde sosyal medya, ''doğaya dönüş - öze dönüş'' konusunu çok empoze eder oldu. Ama işler uzaktan görüldüğü kadar kolay değilin bir örneği bu başlık ve paylaşımlar. Gerçekten tabiatın içinde yaşamak, doğaya dönmek işte böyle bir mücadeleci ruh gerektiriyor. Bunu doğanın içerisinde ayakta kalmak - hayatta kalmak metaforu üzerinden bile okuyabiliriz. Çok teşekkür ederim paylaşım için. En içten sevgilerimle : ' )
Teşekkür ederiz.
Doğaya dönmenin ne kadar mücadele gerektirdiğini Muğla çevresinde dün geceyi yaşayanlar bir kez daha anlamıştır. İş YouTube videoları ve benim burada paylaştığım gibi sütliman ilerlemiyor. Dün gece 04:30'da uyudum. Uyudum demeyeyim gerçi, koltukta sızmışım artık. Fırtına var, hava-2, hissedilen -10. Sabah komşular sağolsunlar gece sesleri duymuşlar ona geldiler öyle uyandım. Zayiat çok mu diye merak etmişler. Söylediklerine göre 10 senedir böyle bir anda çıkan bu şiddette rüzgar olmamış.
Bir komşunun ev çatısı komple uçtu, bir diğerinin hayvan damı yıkıldı, 2 inek yaralanmış. Bunlar çevrede gördüklerim.
Bizim kümes çatısının yaklaşık 5 panellik kısmı uçtu. Gece 3'te onu bağladım yerine. Hayvanlarda bir problem olmadı. Meteoroloji 70-90km sabit, 100km anlık gösteriyordu ama bizim cihazlara bakılırsa 125km/s rüzgar vardı.
125km/s rüzgar demek 1 metrekare çatı alanında yaklaşık 55kg emme kuvveti demek. Yani rüzgar alttan vuruyor, üstte çatıyı 55 kiloya eş değer kuvvetle yukarı itecek bir vakum oluşuyor. Uçma denen şey bu. Ev, ahır kümes farketmez metrekare başına 55 kilo yük sağlayamazsanız bizde olduğu gibi yüksüz kısım uçabiliyor. Ya ağırlık koyacaksınız ya da bu çekme kuvvetine dayanacak miktarda vida atacaksınız. Bizim örnekte uçan alan yaklaşık 20m2, yani bu şiddette rüzgar 1000kg çekme kuvveti uyguluyor çatının bu kısmına. Toplam çatı çekme yükü bu şiddette rüzgarda 3000 kiloyu aşıyor. Hiç azımsanacak bir rakam değil. Düşünün 4 boy profili ortadan kırmış, çatının ortasından panelleri havaya kaldırmış. Sağ sol sabit, ortası uçuyor.
3-4 boy baya etlice 40x40 profil kırıldı, sanırım 1-2 levha trapezde hasar var ama kullanılır tekrar. Problemi de sabah buldum. Uçan kısımda birkaç vida az atmışım, ondan kaynaklanıyor. Bir kısmını buradan edindiğim tohumlar çimlenme için seradaydı, viyoller sabit olmasına rağmen bazılarını kaldırmış rüzgar. 2 viyol nane 2 viyol soğan ve 1 viyol tere kaybettik. Yerden çıkanları toplarız artık. :D
Zararımız 4 viyol sebze ve 4 boy profil buna da şükür diyoruz. Bize de ders oldu. Bugünüm tamiratla geçecek, vakit kalırsa yan komşuya yardıma gideceğim.
Doğanın muazzam, akıl almaz bir gücü var. Bu gücü kontrol etmeye çalışmak, daha doğrusu onunla savaşmak değil onunla beraber çalışmak gerekiyor. Rüzgarı getiren doğa yer çekimini de sağlıyor, birine karşı diğerini kullanmak lazım.
narin karahan
17-02-2021, 12:33
Çok çok geçmiş olsun,kolaylıklar diliyorum.
Çok geçmiş olsun. Umarım hiç kimsede önemli bir şey olmamıştır. Bende çardak gibi bir şey yapayım konteynir önüne demiştim. 40*40 mümkün değil demişlerdi. Bir taraf konteynir olduğu halde. Kaç metrekare hesabı yapmışlardı. 40*60'dan aşağısı kurtarmaz dedikleri kadar varmış.
ancestral
17-02-2021, 15:06
Sizi ve şehirden köye kaçan tüm arkadaşları tebrik ederim. Zor bir karar, zorlu bir süreç.
Detaylı anlatımlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum :)
Özelde size genel olarak da şehirden kaçıp köye yerleşen arkadaşlara bir sorum olacaktı. Çoğunlukla betonarme ev yapıldığını görüyorum, ahşap ev tercih etmeme sebebiniz nedir ?
Ben de şehir yaşantısından bir an önce kurtulup köyüme ev yapmak istiyorum ve ahşap ev yapmayı düşünüyorum. Sizin için ahşap hiç seçenekler arasında yer almadı mı ?
Biz ilk başta ahşap ev istiyorduk, o kadar istiyorduk ki bir atölye bile kurdum kendime her türlü el aleti var bir ev yapmak için.
Fakat yönetmelikler, kanunlar vs izin vermedi. Ayrıca iyiki de vermemiş, kendimiz elimizden gelse de mühendis olmadığımız için hesap kitap değilde eski usül yapacaktık evi, biraz amerikan tarzı. Bunun iki eksisi var,
Birincisi ahşap ev kültürümüz karadeniz yöresi ile sınırlı ve burada da kerpiç/taş/saman/ahşap karışık kullanılıyor. Dışarıda özendiğimiz gibi düzgün radye temelli, kullanışlı bodrumu olan, mis gibi silinmiş 10x10, 20x20 kerestelerle yapılan, 200-300 yıl ömrü olan evler için gerekli malzeme ülkemizde yok, bulunabilen malzeme de çok pahalı. HVAC denen bir sistem kurmanız lazı mesela, ahşap nemlenmesin, ayrıca konforlu ısıtma/soğutma sağlansın, bunu arasanız Türkiye'de hakkıyla 3 firma anca yapar. Onlar da malzeme ithal ve işçilik nadir bir iş kolu olduğu için betonarme ev parası isterler.
Köy yerinde bölgenin malzemesinin, yapı kültürünün dışına çıkmayacaksınız, biz çok sıkıntı çektik. Fiyatı uygun ve istediğimiz marka özellik var diye büyükşehirden malzeme taşıyarak hata ettik, burada garanti, servis, malzemenin devamının tedariği sıkıntı oluyor. O videolarda izlediğiniz silinmiş 10x10 5x5 keresteler filan azıcık göz olmasın, çapak olmasın, düzgün kurutulmuş olsun derseniz bulunmuyor. Biz ahşapta halen keresteciliğin ötesine geçemedik, çok iyi çalışan firmalar var ama genele hitap etmiyor, fiyatlar ateş pahası ne yazıkki.
İkincisi, ahşap evin doğal afetler anlamında en büyük artısı depremde. Depremi bir kenara koyarsak özellikle fırtına, aşırı yağış bu yapıların düşmanı. Bize hiç uyugn değil.
Yerden ısıtmamız Rehau,
Isı pompamız Arçelik VRS,
Güneş enerjimiz CV ve Tommatech,
Hidroforlarımız Domak,
Klimalarımız Mitsubishi,
Doğramalar Pimapen,
Bunları söylememin sebebi, tüm bu markalar için Fethiye gibi çoğu şehirden büyük bir ilçede ya servis yok, ya malzeme yok, **** tek bir kişi at koşturuyor. Ankara'da siz söylemeden takılan tuvalet penceresi kolu yerine burada basit kilit takıyorlar. Doğrama en pahalısı, söylemesen 3 liralık kilit takıyor o doğramayı delip. Vizyon yok, ezbere tekrarlanan, üstünkörü işçilik bolca mevcut, malzeme en ucuzu olsun ama kar marjı yüksek olsun kafasıyla seçiliyor, fiyat desen benim diyen firmanın istediği parayı utanmadan istiyorlar.
İki hidroforumuz var mesela, birisi palette arızalı geldi, garantili cihaz ama Fethiye'den servis getiremiyoruz, sadece git gele 450 lira para istiyorlar.
topraksu
18-02-2021, 14:29
Biz ilk başta ahşap ev istiyorduk, o kadar istiyorduk ki bir atölye bile kurdum kendime her türlü el aleti var bir ev yapmak için.
Fakat yönetmelikler, kanunlar vs izin vermedi. Ayrıca iyiki de vermemiş, kendimiz elimizden gelse de mühendis olmadığımız için hesap kitap değilde eski usül yapacaktık evi, biraz amerikan tarzı. Bunun iki eksisi var,
Birincisi ahşap ev kültürümüz karadeniz yöresi ile sınırlı ve burada da kerpiç/taş/saman/ahşap karışık kullanılıyor. Dışarıda özendiğimiz gibi düzgün radye temelli, kullanışlı bodrumu olan, mis gibi silinmiş 10x10, 20x20 kerestelerle yapılan, 200-300 yıl ömrü olan evler için gerekli malzeme ülkemizde yok, bulunabilen malzeme de çok pahalı. HVAC denen bir sistem kurmanız lazı mesela, ahşap nemlenmesin, ayrıca konforlu ısıtma/soğutma sağlansın, bunu arasanız Türkiye'de hakkıyla 3 firma anca yapar. Onlar da malzeme ithal ve işçilik nadir bir iş kolu olduğu için betonarme ev parası isterler.
Köy yerinde bölgenin malzemesinin, yapı kültürünün dışına çıkmayacaksınız, biz çok sıkıntı çektik. Fiyatı uygun ve istediğimiz marka özellik var diye büyükşehirden malzeme taşıyarak hata ettik, burada garanti, servis, malzemenin devamının tedariği sıkıntı oluyor. O videolarda izlediğiniz silinmiş 10x10 5x5 keresteler filan azıcık göz olmasın, çapak olmasın, düzgün kurutulmuş olsun derseniz bulunmuyor. Biz ahşapta halen keresteciliğin ötesine geçemedik, çok iyi çalışan firmalar var ama genele hitap etmiyor, fiyatlar ateş pahası ne yazıkki.
İkincisi, ahşap evin doğal afetler anlamında en büyük artısı depremde. Depremi bir kenara koyarsak özellikle fırtına, aşırı yağış bu yapıların düşmanı. Bize hiç uyugn değil.
Yerden ısıtmamız Rehau,
Isı pompamız Arçelik VRS,
Güneş enerjimiz CV ve Tommatech,
Hidroforlarımız Domak,
Klimalarımız Mitsubishi,
Doğramalar Pimapen,
Bunları söylememin sebebi, tüm bu markalar için Fethiye gibi çoğu şehirden büyük bir ilçede ya servis yok, ya malzeme yok, **** tek bir kişi at koşturuyor. Ankara'da siz söylemeden takılan tuvalet penceresi kolu yerine burada basit kilit takıyorlar. Doğrama en pahalısı, söylemesen 3 liralık kilit takıyor o doğramayı delip. Vizyon yok, ezbere tekrarlanan, üstünkörü işçilik bolca mevcut, malzeme en ucuzu olsun ama kar marjı yüksek olsun kafasıyla seçiliyor, fiyat desen benim diyen firmanın istediği parayı utanmadan istiyorlar.
İki hidroforumuz var mesela, birisi palette arızalı geldi, garantili cihaz ama Fethiye'den servis getiremiyoruz, sadece git gele 450 lira para istiyorlar.
Teşekkür ederim.
Ahşap evler ile ilgili araştırma yaparken maliyetlerin özellikle tomruk ev için çok yüksek olduğunu gördüm. Ama tomevder uluslararası tomruk ev inşa derneğinin sayfasına denk geldim baya umutlanmıştım ancak derneğe ulaşamıyorum. Betonarme parasına yapılacağını bilsem yine ahşap ev yapmayı tercih ederim. Önümde daha 3-4 yıllık bir zaman var kısmet artık :)
Yerden ısıtma hakkında bazen olumsuz yorumlar yapıldığını görüyorum. Sağlık için uygun olmadığı, üzerine parke döşendiğinde sıkıntı olduğu falan söyleniyor. Sağlık açısından söylenenlerin doğru olduğunu düşünmüyorum ama parke konusunda sorun yaşanır mı. Yerden ısıtma üzerine seramik mi parke mi döşenmeli, bununla ilgili çoğunluğu seramik olmalı diyor. Siz nasıl yaptınız. Şuana kadar sorunla karşılaştınız mı.
ancestral
18-02-2021, 16:11
Teşekkür ederim.
Ahşap evler ile ilgili araştırma yaparken maliyetlerin özellikle tomruk ev için çok yüksek olduğunu gördüm. Ama tomevder uluslararası tomruk ev inşa derneğinin sayfasına denk geldim baya umutlanmıştım ancak derneğe ulaşamıyorum. Betonarme parasına yapılacağını bilsem yine ahşap ev yapmayı tercih ederim. Önümde daha 3-4 yıllık bir zaman var kısmet artık :)
Yerden ısıtma hakkında bazen olumsuz yorumlar yapıldığını görüyorum. Sağlık için uygun olmadığı, üzerine parke döşendiğinde sıkıntı olduğu falan söyleniyor. Sağlık açısından söylenenlerin doğru olduğunu düşünmüyorum ama parke konusunda sorun yaşanır mı. Yerden ısıtma üzerine seramik mi parke mi döşenmeli, bununla ilgili çoğunluğu seramik olmalı diyor. Siz nasıl yaptınız. Şuana kadar sorunla karşılaştınız mı.
Yerden ısıtma ile illa parke olacaksa ancak lamine parke kullanırsınız, ahşap parke olmaz çünkü çok yüksek izolasyon değeri var. Biz komple seramik döşedik. Seramiğe basıp ayağınızın ısınması tarif edilmez bir duygu. :D
Uygulayan ekibin işi bilmesi lazım sonradan dönüşü yok çünkü. Laminant parke yapacaksanız altındaki şilte normal parke şiltesi değil, delikli şilte olmalı bu üründe normal şiltenin 2-3 katı fiyata sahip.
Biz Muğla kışını sabit 35 dereceye ayarlı yerden ısıtma ile atlattık, Ankara'dan sökülen klimalarımızı da taktırmıştık, ihtiyaç olmadı. Ki bizim cihazımız 9kw ısıtma gücüne sahip, 150 metrekare evde 110 metrekare civarı canlı alan ısıtıyoruz, 9kw cihaz için zaten önerilen maksimum 120 metrekare. 12-16kw cihaz alırsanız hiç korkunuz olmasın, biz hem fiyat hemde tedarikten ötürü 9kw cihaz aldık. İnşaat ilerliyordu ve 12kw cihaz için 2.5 ay süre verdiler.
Isı pompası ve yerden ısıtmayı öneriyorum, bizdeki sistem günısı ile entegre çalışıyor, gerektiğinde (2-3 gün üst üste güneş olmadığında) ısı pompası sıcak suyu da ısıtabiliyor.
Isı pompasında COP değeri var, yani kabaca 1kw elektrik ile elde edilen ısıtma gücü diyebiliriz. Bizdeki cihazın COP değeri %80 kapasitede 4.19. Yani 2,1kw elektrik harcayarak 9kw ısıtma gücü sağlıyor. Bir split klima tüketimi ile tüm evi ve sıcak suyumuzu ısıtıyoruz. Alacaksanız buna dikkat edin ve düzgünce canlı alanı hesaplayın/hesaplatın. Gidip gardrop veyahut buzdolabı, mutfak tezgahı gelecek yere boru döşemenize gerek yok.
Gün ısıda önerim kesinlikle prizmatik/selektif titanyum yüzey. Bulutlu havalarda bile 1-2 günlük su ısıtabiliyor. Yalnız dikkat edin antrasit boyalı camı size prizmatik diye satarlar. Cam uzaktan gümüş boyalı gibi duruyor, yakından baktığınızda prizmatik kaplamayı görmeniz lazım. Bu camları ve kolektörleri Türkiye'de benim bulabildiğim kadarıyla 2-3 firma üretiyor başka yok. Biz Solimpeks Termosifonik paket aldık. 2 adet Wunder 2510 kolektör var, ısı pompamız da 300 litre eşanjörlü depoya bağlı, gerektiğinde ısı pompası bu eşanjöre sıcak su basıp buradaki suyu ısıtıyor. Bu işlem tamamen otomatik, deponun içinde birde sıcaklık sensörü var, su ayarladığınız derecenin altına düşerse geri istenen sıcaklığa getiriyor suyu. Şimdiye kadar 2 kere devreye girdi, 3-4 gün süren yağmur olursa sıcak su olduğunu bilmek güzel oluyor.
Bunu yapmak için tabi sıfır inşaattan yerden ısıtma yapılırken çatıya günısı için 2, ısı pompası bağlantısı için 2 gidiş dönüş, yani toplamda 4 adet su borusu çekmeniz lazım. Ayrıca çatıya ve dış üniteye veri kablosu da isteniyor, evin içerisinde kumandanın konulacağı yere ve kölektöre bu kabloları götürmeniz lazım.
https://solimpeks.com.tr/urun/termosifonik-paket-sistem-elit-serisi-300d/
Size link ararken fiyatı gördüm, ve şükrediyorum. İnşaatı tam zamanında yapmışız, biz bu fiyatın yarısının bile altına aldık bu ürünü. 1400 liraya da otomatik su ısıtma için 3 yollu vana almıştık. Şu anda aynı set demekki 15 bin lira. :(
Portakal Rengi
19-02-2021, 07:21
Geçmiş olsun.
Günısı taşıyıcılarının çatıyı delip geçen ayakları var. Ayakların çatıyı geçen bölümüne sızdırmazlık uygulanıyor.
Fırtınaya kadar sorunum yoktu ama hemen sonrasında su sızdırmaya başladı. Sallantı, sızdırmazlıkları bozmuş. O noktaları gözden geçirmekte yarar var.
Portakal Rengi
19-02-2021, 07:44
Teşekkür ederim.
Ahşap evler ile ilgili araştırma yaparken maliyetlerin özellikle tomruk ev için çok yüksek olduğunu gördüm. Ama tomevder uluslararası tomruk ev inşa derneğinin sayfasına denk geldim baya umutlanmıştım ancak derneğe ulaşamıyorum. Betonarme parasına yapılacağını bilsem yine ahşap ev yapmayı tercih ederim. Önümde daha 3-4 yıllık bir zaman var kısmet artık :)
Tomruklar ithal olduğu için döviz fiyatına bağlı olarak pahallanıyor. Bu nedenle ulaşılamıyor olabilir. Duvarlarının yalıtım değeri ısı yalıtım yönetmeliğinin belirttiği yalıtım değerlerini sağlayamıyor. Ancak sıcak bölgelerde kullanılabiliyor. Ahşap paneller ve aralarında yalıtım malzemesi kullanarak ahşap ev planlayabilirsiniz. (Forumda masif ev bölümü var. )
Yerden ısıtma hakkında bazen olumsuz yorumlar yapıldığını görüyorum. Sağlık için uygun olmadığı, üzerine parke döşendiğinde sıkıntı olduğu falan söyleniyor. Sağlık açısından söylenenlerin doğru olduğunu düşünmüyorum ama parke konusunda sorun yaşanır mı. Yerden ısıtma üzerine seramik mi parke mi döşenmeli, bununla ilgili çoğunluğu seramik olmalı diyor. Siz nasıl yaptınız. Şuana kadar sorunla karşılaştınız mı.
Meslekten biri olarak, sağlık sorunu yarattığına ilişkin bilimsel bir yayına rastlamadım. Hangi amaçlarla uydurulduğunu veya ezber bozmamakta neden direnildiğini öngörebiliyorum. Burada yazmayayım.
Ahşap parkenizin bozulmayacağından eminseniz kullanabilirsiniz. Yalıtım değeri yüksekce olan malzemelerin önerilmemesinin nedeni rejime ulaşma süresini uzatması. Ev tipi kullanımlarda bu kaplamalar uygulanabilir. Ancak sürekli kuru ortamda ve ısıtılmış kalan ahşap nemini kaybeder.
Yeri ısı yalıtımı malzemesi ile kaplamayacaksanız, yapabilirsiniz.
Teknik olarak şu malzemeler sakıncalıdır denmesinin nedenine bakmak gerek. Genel geçer bir yorum yapılıyorsa küçük sakıncalar da red nedenleri arasında yer alır.
Belki çıplak ayakla, kış günü, taşa basmak diye bir keyif sahibi olmak isteyen vardır. :)
chelik26
19-02-2021, 18:07
Tekrar merhaba,
Malum inşaat için gün sayıyoruz, bu arada Ankara'da iken burada daha ucuz ve kaliteli şekilde temin edilebilecek halledilebilecek şeyleri de tamamlıyoruz.
- Tel Örgü için inşaatçımız Antalya'dan bir firma buldu. Bizim Fethiye'de Aralık başı fiyat aldığımız şirketlerin en ucuzu anahtar teslim 17.000 lira demişti, Nisan başında sorduğumuzda fiyat 22.000 lira oldu birden. Antalya'daki firma ile anahtar teslim metresi 33 liradan anlaştık. 16.000 liraya filan geliyor.Kapı motorunu Nice Rox 600 aldık, tel örgücü 6 metrelik sürgülü kapıyı da yapacak, motoru bizden, montajı ondan.
- Tel örgü için fideler büyüyene kadar azıcık yeşillik olsun ve her yaptığımız dışarıdan gözükmesin diye 1.5 metre yükseklikte toplam 400 metre yeşil gölgelik aldık. Ostim'de bir firma ile metretülü 2.90 liraya anlaştık. Kenarlarına kolon halat, yüzükler vs dahil.
- İnşaat sırasında ve sonrasında seralar için 3 yıllık %50 ve 5 yıllık %95 gölgelik aldık. Metretülü 3.5 lira.
- Römork için çeki demirimizi yaptırdık. Araçta herhangi bir modifiyeye gerek kalmadan tertemiz yaptılar. Aracımızın TSE muayenesini de tamamladık, çeki demirini ruhsata işlettik, plakamızı bastırdık.
- Bu hafta römorku teslim aldık, plakamızı taktık. Ankara'da gidecek el aletleri ve malzeme için kullanacağız, orada zaten herdaim lazım olacak. Gölgelikleri aldığımız çadırcı sağolsun römork brandasını dikti ve paraşüt iplerini hediye etti.
- Yerden ısıtma altyapısı için Rehau pex borulama, köpük izolasyon, kenar bantları ve kollektörleri aldık. Altyapıyı hazır edelimde, ısı pompasının acelesi yok.
- Hidrofor ve su depolarının pazarlığını yaptık, 2 adet 5 ton su deposu, 2 adet 50mss 60lt tanklı hidrofor, 1 adet dalgıç pompa, drenaj borusu vs hepsini hallettik. Kamyon ayarlayıp yerden ısıtma ve sulama malzemesini nakledeceğiz gelecek ay.
- Güneş enerjisi için off-grid sistem kuracağız. Goodwe ikili MPPT tek faz inverter, 320WP PV Monokristal 18 adet panel, DC-AC kablolama, ilerisi için projelendirme, 4 adet 200AH Jel Akü, çatı güçlendirme, drenaj için fiyatlarımızı aldık, henüz anlaşmadık.
- Fethiye Hayvan barınağı ile görüştük, büyük ırk 2 yavru köpek sahipleneceğiz.
- Çok göze mi batar diye düşündük ama ne olur ne olmaz, oturdum beğendiğim kamera modelleri, kamera açıları vs hesaplayıp, yerleşim planı ve arazi haritası üzerinde çizdim. Tüm araziyi kapsayacak şekilde toplam 6 IP HD kamera ile bir sitem kurdum. Dahua IP NVR cihaz aldık, 6 adet gece görüşlü ve hareket algılayıp alarm üretebilen Dahua kamera aldık.
- Tohum paylaşım etkinliğinden gelenler, de dahil satın aldıklarımız vs, yaklaşık 60 çeşit sebze, 15 çeşit meyve, mazı, çam, ıhlamur gibi ağaçlara ait tohumlarımız mevcut. Biraz geç kaldık ama mazı çit tohumlarını ve ağaç tohumlarını soğuk katlamaya aldık, inşaat bitimine viyollere almış ve nakliye edilebilir duruma gelmiş olacaklar inşallah.
Bütün bu işlerin sonunda sanırım anahtar teslim villa inşaatına başlayacağım. Yaptıracak olan varsa yardımcı olurum. :D
Yok yok, kesinlikle olamaz, ya siz Tr de yaşamıyorsunuz, ya siz bu toplumun içinden çıkmış olamazsınız
Yok abi imkanı yok
Ben mesela, önce yaparım sonra araştırırım, şaka yapmıyorum.
Ama siz hakkaten bu toplumdan çıkmış olamazsınız, marstan fln gelmiş olmayasınız? :))))
ancestral
19-02-2021, 19:14
Yok yok, kesinlikle olamaz, ya siz Tr de yaşamıyorsunuz, ya siz bu toplumun içinden çıkmış olamazsınız
Yok abi imkanı yok
Ben mesela, önce yaparım sonra araştırırım, şaka yapmıyorum.
Ama siz hakkaten bu toplumdan çıkmış olamazsınız, marstan fln gelmiş olmayasınız? :))))
Teşekkür ederim. :)
Ben kendime bir kural koydum, eğer 500 liranın veyahut enflasyon farkı için 50 euro diyelim, üzerinde bir harcama yapacaksam alacağım/yaptıracağım şeyi en az 3 ay araştırırım. Bunu her alışverişte ve yatırımda uyguluyorum. Elbet şaştığı noktalar ve pişmanlıklarım oluyor ama %95 mutluluk getiriyor.
Birde değişik, ülkemizde vay be dedirten huylarım var, azıcık ahkam keseyim :D
-İşçinin parasını teri soğumadan vereceksiniz, kimsenin hakkınızda kötü konuşması için fırsat vermeyeceksiniz.
-Birisiyle anlaştıysanız, artık o işin/malzemenin fiyatını başkasına sormayacaksınız, ilişkinizi ve yapılacak işi etkiler.
-Ustayı iş başlamadan iyice darlayıp, eğer istediğinizin tersi bir şey yapmıyorsa çalışırken rahat bırakacaksınız.
-Kimseye yukarıdan bakmamak lazım, ama her söylenene de inanmamak lazım.
-İş bitene kadar kimseye ne kadar para ödediğinizi söylemeyeceksiniz.
-Aldığınız malın parasını peşin ödeyip, gerekirse hesabını sonuna kadar soracaksınız, bizim esnafımız hesap soran adam görünce dut yemiş bülbüle, far görmüş tavşana döner. Peşin para ödemek sizi alacaklı konumuna geçirir.
-Her işi zamanında, acele etmeden ve ertelemeden yapmak lazım, son dakika asla iş yapmayacaksınız.
-Sonuna kadar pazarlık yapmakta sıkıntı yok ama en ucuzunu yapanla çalışmayacaksınız, toplam sahip olma maliyeti denen bir şey var, uzun vadede zararlı çıkarsınız.
En son paratoner yaptırdık, arkadaş araziden çıkmadan tüm parasını eft ile göndermiştim, arkadaş diyorum çünkü hala arar sorar, namım Fethiye'de yürümüş, 2 ay öncesine kadar usta bulamayan ben telefon açtığım anda 2-3 teklif alıyorum ve fiyatlar şişik değil.
Kepçe operatörümüz mesela, haftalarını burada harcadı, canını ver desem sağolsun verir. Başım sıkışsa derdimi çözer.
Mutlu olursunuz inanın. :p
Size inanılmaz gelecek ama şimdiye kadar hiç kazık yemedim.
Başlığı iyiden iyiye sohbet ortamına döndürdüm :p ben biraz daha fotoğraf koyayım.
chelik26
19-02-2021, 19:32
Teşekkür ederim. :)
Ben kendime bir kural koydum, eğer 500 liranın veyahut enflasyon farkı için 50 euro diyelim, üzerinde bir harcama yapacaksam alacağım/yaptıracağım şeyi en az 3 ay araştırırım. Bunu her alışverişte ve yatırımda uyguluyorum. Elbet şaştığı noktalar ve pişmanlıklarım oluyor ama %95 mutluluk getiriyor.
Birde değişik, ülkemizde vay be dedirten huylarım var, azıcık ahkam keseyim :D
-İşçinin parasını teri soğumadan vereceksiniz, kimsenin hakkınızda kötü konuşması için fırsat vermeyeceksiniz.
-Birisiyle anlaştıysanız, artık o işin/malzemenin fiyatını başkasına sormayacaksınız, ilişkinizi ve yapılacak işi etkiler.
-Ustayı iş başlamadan iyice darlayıp, eğer istediğinizin tersi bir şey yapmıyorsa çalışırken rahat bırakacaksınız.
-Kimseye yukarıdan bakmamak lazım, ama her söylenene de inanmamak lazım.
-İş bitene kadar kimseye ne kadar para ödediğinizi söylemeyeceksiniz.
-Aldığınız malın parasını peşin ödeyip, gerekirse hesabını sonuna kadar soracaksınız, bizim esnafımız hesap soran adam görünce dut yemiş bülbüle, far görmüş tavşana döner. Peşin para ödemek sizi alacaklı konumuna geçirir.
-Her işi zamanında, acele etmeden ve ertelemeden yapmak lazım, son dakika asla iş yapmayacaksınız.
-Sonuna kadar pazarlık yapmakta sıkıntı yok ama en ucuzunu yapanla çalışmayacaksınız, toplam sahip olma maliyeti denen bir şey var, uzun vadede zararlı çıkarsınız.
En son paratoner yaptırdık, arkadaş araziden çıkmadan tüm parasını eft ile göndermiştim, arkadaş diyorum çünkü hala arar sorar, namım Fethiye'de yürümüş, 2 ay öncesine kadar usta bulamayan ben telefon açtığım anda 2-3 teklif alıyorum ve fiyatlar şişik değil.
Kepçe operatörümüz mesela, haftalarını burada harcadı, canını ver desem sağolsun verir. Başım sıkışsa derdimi çözer.
Mutlu olursunuz inanın. :p
Size inanılmaz gelecek ama şimdiye kadar hiç kazık yemedim.
Başlığı iyiden iyiye sohbet ortamına döndürdüm :p ben biraz daha fotoğraf koyayım.
Belki hani ben geri kalmıyım gibi bir düşünce oluşabilir ancak, aceleciliğim ve kurallara olan antipatikliğim dışında, anlattıklarınızın hepsi bende de var, ve beni de bahçemin bulunduğu yer iyi bilir, bende hiç kazık yemedim, hç kimsenin alacağı kalmadı, işini bitiren parasını alır, iş yapana bende karışmam vs, vs bunlar zaten olması gerekenler, ancak bizim toplumda pek bulunmayan özellikler. Mesela zamana çok dikkat ederim, tam zamanında orda olurum, karşı taraf 5 dk bile gecikse burnundan gelirim.
Çünkü zaman herşeydir heleki belirli yaştan sonra.
Neyse yeni fotolar bekliyoruz :))
Bu arada paralel bağlı 2 inverterden yeterli verimi alabiliyormusunuz? Sıkıntı olmuyor mu?
ancestral
19-02-2021, 19:43
Biraz düzen hastalığı var, ondan elektrik panolarından birine giriştim,
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716476&stc=1&d=1613759157
Sonra aküler gelecek diye düzgün bir akü dolabı yapayım dedim, dolabı yaptım, kablolar gözüme battı, onalrı da düzenledim ama fotoğraf çekmemişim.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716479&stc=1&d=1613759157
Akü dolabını gören hanım mutfağa tezgah istedi,
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716477&stc=1&d=1613759157
Bu arada kanatlı ama uçamayan arkadaşlar uçamamanın acısını günde 25 yumurta vererek çıkarıyorlar. Yan komşuyla ortak aldığımız 200 tavuğu da sayarsak, bu gidişle yumurta satışıyla zengin olacağız.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716478&stc=1&d=1613759157
ancestral
19-02-2021, 20:57
Belki hani ben geri kalmıyım gibi bir düşünce oluşabilir ancak, aceleciliğim ve kurallara olan antipatikliğim dışında, anlattıklarınızın hepsi bende de var, ve beni de bahçemin bulunduğu yer iyi bilir, bende hiç kazık yemedim, hç kimsenin alacağı kalmadı, işini bitiren parasını alır, iş yapana bende karışmam vs, vs bunlar zaten olması gerekenler, ancak bizim toplumda pek bulunmayan özellikler. Mesela zamana çok dikkat ederim, tam zamanında orda olurum, karşı taraf 5 dk bile gecikse burnundan gelirim.
Çünkü zaman herşeydir heleki belirli yaştan sonra.
Neyse yeni fotolar bekliyoruz :))
Bu arada paralel bağlı 2 inverterden yeterli verimi alabiliyormusunuz? Sıkıntı olmuyor mu?
Inverter Goodwe almadık. Hikayesi şu,
Inverter için ilk başta Sako marka olarak anlaştık, ama gelen cihazlar yanlış konfigürasyonla, daha doğrusu paralel kartları olmadan geldiği için firma paralel çalıştıramadı. Cihazları bize bırakıp 3 hafta sonra ücretsiz Tommatech ile değiştirdiler. Tommatech'in 6.25kva lık MPPT II Plus modeli galiba, 9 cihaza kadar paralel tek faz veyahut 1+1+1 trifaze, en fazla 3+3+3 cihaz trifaze çalışabiliyor. Hiçbir sıkıntı yaşamadık.
Şu anda 2x6.25 12.5kva inverter, 36 adet 280wp polikristalin panel ile maksimum teorik 9.99999999kw elektrik üretiyoruz. 10 üzeri üretmiyoruz, kesinlikle yapmıyoruz, çünkü mevzuata aykırı. :dilli:
Gündüz tüketimimiz ortalama 4kw, gece ise 1.5kw. Güneşlenmenin en az olduğu aylar Aralık-Şubat 15 arası üretimimiz gündüz ortalama 5kw. Gece şebeke bypass ve akü ile besleniyor. Gündüz tüketimimiz 20kw, gece tüketimimiz muhtemelen 8kw civarına çıkacak çünkü süt sağım, soğutma tankı vs koyacağız.
Projede kurulu gücümüz 30kw. Aydem o projeyi onaylayıp ruhsat belgesi verdiği için mecburen trifaze elektrik getirecek. Yerleştikten sonra 4 ay boyunca düşük voltaj sebebiyle CİMER, EPDK vs her yere şikayet ettim. Şimdide yüksek voltaj var. Yine şikayet ediyorum. Yaza doğru 5+3 tel yeni direk gelecek gibi. Bıktılar artık. :D O zaman inverter sayısını 3, panel sayısını 54 yapacağız. Kavgamız sürüyor.
Baya yol almışsınız harika :) Artezyen konusunda bir çalışmanız oldu mu ? Birde anlaştığınız firma haricindeki opsiyonların fiyatlarını iletmişiniz ancak son karar kılınan hakkında yorum göremedim. Özel değil ise paylaşabilir misiniz ?
ancestral
21-02-2021, 19:35
Baya yol almışsınız harika :) Artezyen konusunda bir çalışmanız oldu mu ? Birde anlaştığınız firma haricindeki opsiyonların fiyatlarını iletmişiniz ancak son karar kılınan hakkında yorum göremedim. Özel değil ise paylaşabilir misiniz ?
İzin almadan kaçak artezyen vurmak istemiyoruz. Yazık günah, su bedava diye yeraltı sularını boşa akıtıyor köylüler. Bunun sıkıntısını ileride çok çeker özellikle ovada yaşayan ve bunu yapanlar.
Ayrıca sulama için 10 ton bir depo koymuştuk, arsanın üst sınırından geçen arıktan dolduruyoruz, 4-5 gün sulama yapıyor, zaten 2 saatte de doluyor. Şimdiye kadar susuz kalmadık.
Ne olur ne olmaz, evin ve ahırın yağmur oluklarını da 75'lik PVC boru ile arazinin alt kısmındaki ruhsatlı kuyumuza verdik, yağmur suyunu orada biriktiriyoruz, kuyu dolarsa aşağı sınırdaki arığa tahliye ediyor.
Şımarıklık yapıp, değiştirdiğimiz şeyler oldu, bu vereceğim fiyatta ekstralar hariç tabi.
-Mutfak tezgahını çimstone yaptık,
-Müteahhit Pimapen marka PCV doğramaları yaptırdı, sözleşmede unutmuşuz, daha doğrusu aklımıza gelmedi. 10 adet sürgü sineklik yapıldı, camlar çok büyük epey tuttu tabi.
-Mutfak ve odaların dolap işleri, iç kapılar için müteahhitimiz fiyat aldı ama gösterilen işçilikleri beğenmedik, toplam sözleşme tutarından kendi aldığı fiyatı düştü, gömme dolap, lake panel kapılar, mutfak dolanı ve diğer tüm mobilya işlerini Fethiye'de şahane bir firmaya yaptırdık.
Yaktığımız yakıttan aldığımız çiviye kadar tüm harcamamızı yazdık, Toplam harcama tabi çok daha yüksek.
Fikir versin diye söylüyorum, sadece evin maliyeti 205.000 lira.
Sözleşmeyi imzalayalı tam 1 sene oldu, bu fiyatı en iyimser tahminle çarpı 2.5 yapın.
Tarlanın dönüm fiyatı 18-25.000 arasındaydı buralarda, şu anda 100-120.000 aralığında. Bizim tarla tabi artık imarlı arsa oldu o ayrı konu.
Hem Covid, hem maliyetler, allah yüzümüze güldü diyelim hayalimizi tam zamanında gerçekleştirdik.
Ayrıca sulama için 10 ton bir depo koymuştuk, arsanın üst sınırından geçen arıktan dolduruyoruz, 4-5 gün sulama yapıyor, zaten 2 saatte de doluyor. Şimdiye kadar susuz kalmadık.
Merhaba,
Lütfen yanlış anlamayın ama birşey sormak istiyorum. Bahsettiğiniz arık DSİ'nin beton kaneletleri şeklinde mi? Belki bilmiyorsunuzdur, tarlalarında sulama yapmak isteyenler DSİ'ye parasını ödeyip su salınmasını sağlıyorlar. (Gerçi DSİ de çatlak, kaçak vb sebeplerden dolayı fazla fazla su salıyor.) Böyle bir yerden su alıyorsanız birilerinin suyunu kullanıyor olabilirsiniz.
Belki de sizin bahsettiğiniz arık tamamen farklı birşey ve ben gereksiz yazıyorumdur :)
Siz kullanmıyorsanız bile bu yazıyı okuyan birilerinde bir farkındalık oluşturur diye yine de yazmak istedim.
Amacım sizi zan altında bırakmak değil sadece paylaşmak istedim. Hata ettiysem kusura baklayın lütfen.
İzin almadan kaçak artezyen vurmak istemiyoruz. Yazık günah, su bedava diye yeraltı sularını boşa akıtıyor köylüler. Bunun sıkıntısını ileride çok çeker özellikle ovada yaşayan ve bunu yapanlar.
Ayrıca sulama için 10 ton bir depo koymuştuk, arsanın üst sınırından geçen arıktan dolduruyoruz, 4-5 gün sulama yapıyor, zaten 2 saatte de doluyor. Şimdiye kadar susuz kalmadık.
Ne olur ne olmaz, evin ve ahırın yağmur oluklarını da 75'lik PVC boru ile arazinin alt kısmındaki ruhsatlı kuyumuza verdik, yağmur suyunu orada biriktiriyoruz, kuyu dolarsa aşağı sınırdaki arığa tahliye ediyor.
Şımarıklık yapıp, değiştirdiğimiz şeyler oldu, bu vereceğim fiyatta ekstralar hariç tabi.
-Mutfak tezgahını çimstone yaptık,
-Müteahhit Pimapen marka PCV doğramaları yaptırdı, sözleşmede unutmuşuz, daha doğrusu aklımıza gelmedi. 10 adet sürgü sineklik yapıldı, camlar çok büyük epey tuttu tabi.
-Mutfak ve odaların dolap işleri, iç kapılar için müteahhitimiz fiyat aldı ama gösterilen işçilikleri beğenmedik, toplam sözleşme tutarından kendi aldığı fiyatı düştü, gömme dolap, lake panel kapılar, mutfak dolanı ve diğer tüm mobilya işlerini Fethiye'de şahane bir firmaya yaptırdık.
Yaktığımız yakıttan aldığımız çiviye kadar tüm harcamamızı yazdık, Toplam harcama tabi çok daha yüksek.
Fikir versin diye söylüyorum, sadece evin maliyeti 205.000 lira.
Sözleşmeyi imzalayalı tam 1 sene oldu, bu fiyatı en iyimser tahminle çarpı 2.5 yapın.
Tarlanın dönüm fiyatı 18-25.000 arasındaydı buralarda, şu anda 100-120.000 aralığında. Bizim tarla tabi artık imarlı arsa oldu o ayrı konu.
Hem Covid, hem maliyetler, allah yüzümüze güldü diyelim hayalimizi tam zamanında gerçekleştirdik.
Çok teşekkürler, ben de Çanakkale'de Ruhsat aşamasındayım, tarla statüsünden imar duruma geçtik benzer bir proje için. 205k gerçekten çok iyi fiyat belirttiğiniz kapsam için. Sadece demir fiyatları bile şuan x2 durumda.
Benim artezyen ihtiyacımda var oradada metre maliyerleri 200-300TL arasında ve 100-150m de su. fakat güvenilir bir firma bulmak imkansız, hiç kimse sözleşmeyi su garantili imzalamıyor. O nedenle artezyeni sormuştum.
içinize sindiyse problem yok, bir ömür boyu sevdiklerinizle mutlu mesut yaşamanız dileği ile.
ancestral
24-02-2021, 13:24
Merhaba,
Lütfen yanlış anlamayın ama birşey sormak istiyorum. Bahsettiğiniz arık DSİ'nin beton kaneletleri şeklinde mi? Belki bilmiyorsunuzdur, tarlalarında sulama yapmak isteyenler DSİ'ye parasını ödeyip su salınmasını sağlıyorlar. (Gerçi DSİ de çatlak, kaçak vb sebeplerden dolayı fazla fazla su salıyor.) Böyle bir yerden su alıyorsanız birilerinin suyunu kullanıyor olabilirsiniz.
Belki de sizin bahsettiğiniz arık tamamen farklı birşey ve ben gereksiz yazıyorumdur :)
Siz kullanmıyorsanız bile bu yazıyı okuyan birilerinde bir farkındalık oluşturur diye yine de yazmak istedim.
Amacım sizi zan altında bırakmak değil sadece paylaşmak istedim. Hata ettiysem kusura baklayın lütfen.
İmar durumu için başvurduğunuzda bakılan şeylerden birisi DSI sulama alanı.
DSI sulama alanındaysanız yapı ruhsatı beklemeden elektrik bağlatabiliyorsunuz, ben kanaldan su çekeceğim, motora elektrik lazım diye. Dediğiniz gibi, ilçe ve beldelerdeki sulama birliklerine yıllık bir ödeme yapıp salınan sudan kullanıyorsunuz.
Biz sulama havzası dışında olduğumuz için DSI kabaca; aç kuyunu, su çıkarsa çıkar çıkmazsa ne halin varsa gör dedi. Kuyuya elektrik için ayrıca proje istedi Aydem. Bizde masrafımız çok tekrar proje işine girmeyelim, karıştırmayalım diye elektrik bağlatmak için yapı ruhsatını bekledik. Bizimkisi baya dağdan gelen su, yol yapmış kendine, zamanla tarla sınırlarına yönlendirmişler, hem sınır bellemişler, hem su akıyor.
Bizim geçen 1.5 sene içerisinde muhatap olduğumuz kurumların içinde DSI de var yani.
Resmi kurum demişken, izninizle hem bilgi vereyim hem birazcık dert yakınayım,
Seydikemer İlçe Tarım Müdürlüğü
Seydikemer Belediyesi
Seydikemer Kaymakamlığı
Seydikemer Ziraat Odası
Fethiye Lihkab Bürosu
Muğla İl Tarım Müdürlüğü
Muğla Büyükşehir Belediyesi
Muğla Valiliği
Aydın Tarım Bölge Müdürlüğü
Mimarlar Odası
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Tarım ve Orman Bakanlığı
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
DSI
Aydem
Türk Telekom
Muski (Bu kuruma ayrıca gıcığım. Arazinin içinden geçen boruya yapacakları 1 ek, toplasan 1.5 metre boru. Sayacı bize aldırdılar, yok çekvalf yok bilmemne aparatı, 300 lira para verdik. Ayrıca 4500 liraya yakın harç, ıvır zıvır bedeli ödedik. Ayda 7.5 lira su faturası gelecek diye 4800 lira para. İskanda Muski'den belge istemeselerdi bağlatmayacaktım.)
Bu 14 kurum ve 3 özel şirket, yaptığımız inşaatın türlü aşamalarında, çoğunlukla birden fazla kez;
- Harç/depozito/yol parası/ölçüm parası istedi,
- Olmaz dedi, olur dedi,
- Vergi ödetti,
- Kontrole geldi,
- Elektrik bağladı,
- Su bağladı,
- Ölçüm yaptı,
- Ceza kesti.
Ayrıca, projede yer alan 2 mimar, 3 inşaat mühendisi, 1 harita ve kadastro teknikeri, 1 makine mühendisi, 1 elektrik mühendisi, 4 yapı denetim şirketi mühendisi mevcut.
Hepi topu yaptımız 1 ev 1 besihane. Geriye dönüp bakınca, Allah sabır vermiş. :D
chelik26
24-02-2021, 19:45
İmar durumu için başvurduğunuzda bakılan şeylerden birisi DSI sulama alanı.
DSI sulama alanındaysanız yapı ruhsatı beklemeden elektrik bağlatabiliyorsunuz, ben kanaldan su çekeceğim, motora elektrik lazım diye. Dediğiniz gibi, ilçe ve beldelerdeki sulama birliklerine yıllık bir ödeme yapıp salınan sudan kullanıyorsunuz.
Biz sulama havzası dışında olduğumuz için DSI kabaca; aç kuyunu, su çıkarsa çıkar çıkmazsa ne halin varsa gör dedi. Kuyuya elektrik için ayrıca proje istedi Aydem. Bizde masrafımız çok tekrar proje işine girmeyelim, karıştırmayalım diye elektrik bağlatmak için yapı ruhsatını bekledik. Bizimkisi baya dağdan gelen su, yol yapmış kendine, zamanla tarla sınırlarına yönlendirmişler, hem sınır bellemişler, hem su akıyor.
Bizim geçen 1.5 sene içerisinde muhatap olduğumuz kurumların içinde DSI de var yani.
Resmi kurum demişken, izninizle hem bilgi vereyim hem birazcık dert yakınayım,
Seydikemer İlçe Tarım Müdürlüğü
Seydikemer Belediyesi
Seydikemer Kaymakamlığı
Seydikemer Ziraat Odası
Fethiye Lihkab Bürosu
Muğla İl Tarım Müdürlüğü
Muğla Büyükşehir Belediyesi
Muğla Valiliği
Aydın Tarım Bölge Müdürlüğü
Mimarlar Odası
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Tarım ve Orman Bakanlığı
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
DSI
Aydem
Türk Telekom
Muski (Bu kuruma ayrıca gıcığım. Arazinin içinden geçen boruya yapacakları 1 ek, toplasan 1.5 metre boru. Sayacı bize aldırdılar, yok çekvalf yok bilmemne aparatı, 300 lira para verdik. Ayrıca 4500 liraya yakın harç, ıvır zıvır bedeli ödedik. Ayda 7.5 lira su faturası gelecek diye 4800 lira para. İskanda Muski'den belge istemeselerdi bağlatmayacaktım.)
Bu 14 kurum ve 3 özel şirket, yaptığımız inşaatın türlü aşamalarında, çoğunlukla birden fazla kez;
- Harç/depozito/yol parası/ölçüm parası istedi,
- Olmaz dedi, olur dedi,
- Vergi ödetti,
- Kontrole geldi,
- Elektrik bağladı,
- Su bağladı,
- Ölçüm yaptı,
- Ceza kesti.
Ayrıca, projede yer alan 2 mimar, 3 inşaat mühendisi, 1 harita ve kadastro teknikeri, 1 makine mühendisi, 1 elektrik mühendisi, 4 yapı denetim şirketi mühendisi mevcut.
Hepi topu yaptımız 1 ev 1 besihane. Geriye dönüp bakınca, Allah sabır vermiş. :D
Bu kadar bürokrasi ile ben kavga ederim. Hemde iyi kavga ederim ama ettiğim kavga boş kavgada olmaz :)
Sene 98 zonguldak işbank ta koop ödemesi yapacağım, kars işbanktaki para zong gelecek, ordan esk havale olacak. Memur iyi para istedi karstan zong da. Ben çıldırdım tabii, herşey bilgisayar üzrinden ne parası vs, mdr yrd duymuş geldi, beni aldı odasına bir çay içtik, çay içerken benim para geldi para gitti tüm işler halloldu. Sonraki 40 ay boyunca her ay mdr yrd odasına uğradım sadece, arada birde çilingir sofrası kurduk tabii :))
Hepi topu yaptımız 1 ev 1 besihane. Geriye dönüp bakınca, Allah sabır vermiş. :D
Maasallah size gerçekten Allah sabır vermiş size. Başarılar Allah kolaylık versin
ancestral
27-02-2021, 18:31
Bahsettiğim fırtına sonrası hanımla oturduk önümüzdeki 1 sene neler yapılacak listeledik, gidip 1 koca kamyon profil, çimento, kum ve hasır çelik aldık.
Geçen Cumartesi geldi malzeme. Bu malzeme şu anda %15 zam yemiş durumda.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716640&stc=1&d=1614446549
Malzeme gelmeden ben elimizdeki parça profillere inşaat demiri kaynattım, 12 adet ayak hazırladım, 50-60 santim kazıp ayakları yerleştirdim. Her birinin dibinde 2 el arabası beton var.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716641&stc=1&d=1614446549
Kümesi bozamıyoruz, malum gurk ve yumurtlayan tavuklar var,
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716643&stc=1&d=1614446549
Bende kümesin etrafına dolanacak şekilde ayakları gömmeye başladım, boş olan kısmın profillerini kaynattım. İyidden iyiye demir ustası oldum epey hızlandım kaynak ve taşlama işinde.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716642&stc=1&d=1614446549
Boş kısmın aşık, çapraz aşık kuşak ve köşelerini kaynattım, trapez konulmaya hazır hale geldi bugün. Hanım zaten önceki kümesi yaparken demişti sen bunu beğenmezsin yaza kalmaz tekrar yaparsın diye, şimdi bakınca eski kümes kısmı gecekondu gibi gözüküyor. :dilli:
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=716644&stc=1&d=1614446549
topraksu
02-05-2021, 18:52
Siteye her girdiğimde sayfanızı bakıyorum yeni mesaj var mı diye
Her şey yolundadır umarım.
Yeni mesajlar yeni resimler bekliyoruz
ancestral
09-05-2021, 20:18
Tekrar merhaba,
1 yıl dolmadan inşaatı bitirdik, kapanmadan önce mesainin son 15 dakikasında iskanımızı aldık. :D Bitti şükür.
Kazlarımız geldi, 12 adet, muayene yapmadım ama gözlemlerime dayanarak 4 erkek 8 dişi.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=718950&stc=1&d=1620584113
2 oğlaklı Maltız keçimizin keyif yerinde. Oğlaklar 1 dişi 1 erkek.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=718951&stc=1&d=1620584113
Oğlaklar için maşallahınızı alırız.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=718952&stc=1&d=1620584113
Kuzuların gelişi öncesi kaba kesfi yem stoğuna başladık.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=718949&stc=1&d=1620584113
ancestral
09-05-2021, 20:29
Kümesi bitirdim. Tek başına olunca biraz uzun sürdü.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=718954&stc=1&d=1620584369
Kümes tavuklar için ama keçi ve köpek misafir kabul ediyoruz. :D
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=718955&stc=1&d=1620584369
İlk parti civcivler geldi, 13 civciv çıktı, 2 gurk tavuk daha var, yaklaşık 25 civciv daha çıkacak.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=718956&stc=1&d=1620584369
Lacaune kuzularımız,
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=718957&stc=1&d=1620584369
Ahırdaki yaklaşık 15 kuş yuvasından birisi :D
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=718958&stc=1&d=1620584369
Herşey yolunda ve planladığınız gibi gidiyordur umarım.
Bir yerde okumuştum.
Üç zararlı alışkanlık vardır;
1) E.oin
2) Karbonhidrat
3) Aylık maaş.
Malesef üçüncü maddeyi bir türlü aşamadık. Sanırım korkularımız var paylaşıpta aşamadığımız. Bu güzel hikayeyi ilk anlatmaya başladığından beri takip ediyorum. Hep keyifle okudum. Azim ve sabır bu herhalde dedim çoğu yerde. Allah gönlüne göre versin.
Dün akşam y..tube'da şehirden köye kaçış videoları izlerken öyle güzel bir hikayeye denk geldim ki. Dedim ben burayı biliyorum. Hatta boş arsa iken resimlerini bile gördüm. Sonra seni de görmüş oldum. Valla ne yalan söyleyeyim uzun zamandır görmediğim kardeşimi, arkadaşımı görmüş gibi sevindim. Çok iyi işler yapmışsın. Nereden nereye.
Genelde 15 günlük yaz tatillerini Fethiyede geçiriyoruz. Herşey dahil adı altında dayatılan fix menüye alışmışız. İnşallah yine gelmek nasip olursa mutlaka en azından bir gecede olsa çiftliğinizde konaklamak isterim.
Eşinize saygılar ve hürmetler, çocuğunuza sağlık ve eğitiminde başarılar, sizede ne diyeceğimi bilemedim. Sen güzel adamsın Allah ayağına taş değdirmesin.
Sokratesin de dediği gibi, "Senin almak istemediğin riski alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar." Bu da bana ders olsun.
ancestral
16-11-2021, 18:18
Bir yerde okumuştum.
Üç zararlı alışkanlık vardır;
1) E.oin
2) Karbonhidrat
3) Aylık maaş.
Malesef üçüncü maddeyi bir türlü aşamadık. Sanırım korkularımız var paylaşıpta aşamadığımız. Bu güzel hikayeyi ilk anlatmaya başladığından beri takip ediyorum. Hep keyifle okudum. Azim ve sabır bu herhalde dedim çoğu yerde. Allah gönlüne göre versin.
Dün akşam y..tube'da şehirden köye kaçış videoları izlerken öyle güzel bir hikayeye denk geldim ki. Dedim ben burayı biliyorum. Hatta boş arsa iken resimlerini bile gördüm. Sonra seni de görmüş oldum. Valla ne yalan söyleyeyim uzun zamandır görmediğim kardeşimi, arkadaşımı görmüş gibi sevindim. Çok iyi işler yapmışsın. Nereden nereye.
Genelde 15 günlük yaz tatillerini Fethiyede geçiriyoruz. Herşey dahil adı altında dayatılan fix menüye alışmışız. İnşallah yine gelmek nasip olursa mutlaka en azından bir gecede olsa çiftliğinizde konaklamak isterim.
Eşinize saygılar ve hürmetler, çocuğunuza sağlık ve eğitiminde başarılar, sizede ne diyeceğimi bilemedim. Sen güzel adamsın Allah ayağına taş değdirmesin.
Sokratesin de dediği gibi, "Senin almak istemediğin riski alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar." Bu da bana ders olsun.
Çok teşekkür ederiz.
İnanın samimiyetiniz ve güzel dilekleriniz beni çok mutlu etti.
kaos9611
29-12-2021, 13:57
Geçen yıl Bahçe aldım inhisardan, hatta bankadan aldım, hiç bir mevzuat fln, komşudan izin almadık, prefab getirdik diktik, kimseden izin almadık, kimse şikayet etmedi, Jandarma 400 metre uzağımızda, belediyeden itfaiye ile su aldık..
Sizin yazıyı okuyunca ne kdr şanslı olduğumu hissettim :)
chelik26 bey bende bir Es Es li olarak geçen yaz İnhisarı gezdim ve çok beğendim, kızımın üniversiteyi bitirmesini bekliyorum emekliliğim bu sene doluyor, İnhisar konusunda bilgi ve tecrübelerinizi paylaşır mısınız benimle.
Sevgi Soydan
15-02-2022, 21:30
Daha önce video olarak izlemiştim bu göçün haberini. Belgesel izliyor gibiydim, daha önce izlediğim bir çok videodaki (romantik) göç hikayelerine göre hem şehri terkedişte, hem yerleşme de yaşanan tüm zorlukları da içeriyordu. Yazı ise tam bir bilgiseli olmuş, daha yazının ilk paragrafını okurken videonuz geldi aklıma. Bereketli işleriniz, mutlu yaşamlarınız olsun ailecek.
Mükemmel başlık olmuş. Kızdım kendime 'şimdiye kadar niye okumamışım' diye. Herkese okutmalı, okutmakla kalmayıp sınav yapmalı anlamış mı diye.
Baştan sona soluksuz okudum, ne mutlu sizlere .
Yılmadan ,azimle planladığınız gibi yapmışsınız. Bazı ürünlerin linklerinden güncel fiyatlara baktığımda, 2, 4 kat artan fiyatlar olmuş.
Bir söz vardır "Hedefleri ve hayalleri olmayanlar, hedefleri ve hayalleri olanlarındır. Gençler ya kendilerine ait planlar yapacaklar ya da başkalarına ait planlara uymak" zorunda olacaklardır.
chelik26
28-03-2022, 19:23
chelik26 bey bende bir Es Es li olarak geçen yaz İnhisarı gezdim ve çok beğendim, kızımın üniversiteyi bitirmesini bekliyorum emekliliğim bu sene doluyor, İnhisar konusunda bilgi ve tecrübelerinizi paylaşır mısınız benimle.
Sn kaos bir gün gelin bahçemde misafir edeyim sizi..
ancestral
04-04-2022, 13:39
3 yıl oldu, çok yoruldum, tükendiğim zamanlar oldu.
Ama son 1 aydır tatlı bir yorgunluk var. Daha çok yorulmama rağmen daha mutluyum. Ortalık doğumevi gibi. :)
Doğumlar başlayalı 3 hafta oldu, hala devam ediyor 6 hayvan kaldı. 1 keçi hariç tüm hayvanların ilk doğumu, zor olacağını tahmin ediyorduk ama bu kadar belanın bizi bulacağını düşünmemiştik.
-Ters gelen, belinden gelen yavrular oldu, elle çevirip doğurttuk.
-Annesinin reddettiği 2 yavruyu 1 hafta biberonla besledik, 1 hatfanın sonunda ısrarlı denemeyle annesi 2 yavruyu da kabul etti.
-Doğum kanalı kapalı bir gebemiz vardı, sezaryen ile 6 kiloluk tek yavruyu aldırdık.
-Mastitis olan bir anne vardı, 2 gün meme tüpü ve antibiyotik uyguladık, mastitis kaynaklı yavrusu da ishaldi, o da düzeldi şükür.
Gibi küçükbaşta en bela şeylerin hepsini tecrübe ettik. İlk seferde hepsi birden olmasaydı iyiydi ama edindiğimiz tecrübe paha biçilemez.
İçiniz açılsın biraz. Mutlaka bir maşallahınızı alalım olur mu? :)
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=724252&stc=1&d=1649072040
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=724253&stc=1&d=1649072040
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=724254&stc=1&d=1649072040
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=724255&stc=1&d=1649072040
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=724256&stc=1&d=1649072040
ancestral
04-04-2022, 13:50
Yöneticilerin hoşgörüsüne sığınarak birazcık reklam yapsam problem olmaz sanırım. Malum bilgisayarı ayda yılda bir açıyoruz buraya yazamasak bile epey faaliz sosyal medyada.
Instagram;
https://www.instagram.com/yakabougain/
TikTok;
https://www.tiktok.com/@yakabougain
YouTube;
https://www.youtube.com/channel/UCeUoBvoyP8F1k9Ws6byh9_g
Airbnb;
airbnb.com/p/yakabougain
Daha önce video olarak izlemiştim bu göçün haberini. Belgesel izliyor gibiydim, daha önce izlediğim bir çok videodaki (romantik) göç hikayelerine göre hem şehri terkedişte, hem yerleşme de yaşanan tüm zorlukları da içeriyordu. Yazı ise tam bir bilgiseli olmuş, daha yazının ilk paragrafını okurken videonuz geldi aklıma. Bereketli işleriniz, mutlu yaşamlarınız olsun ailecek.
Begonvil yetiştirmenizi öneririm
ancestral
03-06-2022, 12:01
Merhabalar,
Gerek Ağaçlar.net başlığı gerekse videoları izleyen kişiler destansı mesajlarla bize yardım eder misiniz diye soruyorlar.
Telefon açan, mesaj atan, instagramdan yazan, youtube videolarının altın yorum bırakan, yardım isteyen, eleştiren, fikir belirten, bazen haddini de aşan kişiler mevcut.
Gelecekte bu tarz şeylerin önüne geçmek adına bazı açıklamaları buraya not olarak düşsem iyi olacak. Zira bu iş epey vaktimizi almaya ve bizi sinirlendirmeye başladı.
Birincisi,
Burada kullandığım dil ve paylaştığım bilgiler insanlara biz bedava danışmanlık için doğduk, işimizi gücümüzü bırakıp tüm kredimizi kullanarak insanlara yardım ediyormuşuz izlenimi oluşturmuş, maalesef böyle bir şey yok. Anlayamayanlar için, inşaat, emlak ve devlet işinde bedava diye bir şey yok. Güzelce alırlar paranızı, olmadı der kapatırlar konuyu.
İkinci olarak,
Burada yaşağımız bazı olumsuzlukları rehber olması adına paylaştık fakat bunlar yaşadıklarımızın %10'u bile değil. Takdir edersiniz ki her yaşananı günlük gibi buraya yazmak doğru olmaz. Böyle bir vaktimiz yok ve bilgi birikimimizi kimseye ücretsiz vermek gibi bir lüksümüz de yok.
Bu iş kolay bir iş değil, dolayısıyla 10 satır yazı yazıp "yardım" istiyorum deyip karşılığı istenince trip atan, hatta terbiyesizleşen kişilerle karşılaşıyoruz. Artık sıkıldık.
Biz vakit, para ve enerji harcayarak şu anda sahip olduğumuz şeylere, bilgiye ve çevreye ulaştık. Bunu bedava kimseye teslim etmemiz de sözkonusu değil.
İnsanlar garip, armut piş ağzıma düş.
'Rica', 'Zor durumdayız', 'Çaremiz kalmadı' gibi cümleler kullanılınca herkesin işi gücü bırakıp onlara yardım etme zorunluluğu varmış gibi davranıyorlar.
Öyle bir dünya yok maalesef.
Sevgiler.
chelik26
16-06-2022, 20:39
Merhabalar,
Gerek Ağaçlar.net başlığı gerekse videoları izleyen kişiler destansı mesajlarla bize yardım eder misiniz diye soruyorlar.
Telefon açan, mesaj atan, instagramdan yazan, youtube videolarının altın yorum bırakan, yardım isteyen, eleştiren, fikir belirten, bazen haddini de aşan kişiler mevcut.
Gelecekte bu tarz şeylerin önüne geçmek adına bazı açıklamaları buraya not olarak düşsem iyi olacak. Zira bu iş epey vaktimizi almaya ve bizi sinirlendirmeye başladı.
Birincisi,
Burada kullandığım dil ve paylaştığım bilgiler insanlara biz bedava danışmanlık için doğduk, işimizi gücümüzü bırakıp tüm kredimizi kullanarak insanlara yardım ediyormuşuz izlenimi oluşturmuş, maalesef böyle bir şey yok. Anlayamayanlar için, inşaat, emlak ve devlet işinde bedava diye bir şey yok. Güzelce alırlar paranızı, olmadı der kapatırlar konuyu.
İkinci olarak,
Burada yaşağımız bazı olumsuzlukları rehber olması adına paylaştık fakat bunlar yaşadıklarımızın %10'u bile değil. Takdir edersiniz ki her yaşananı günlük gibi buraya yazmak doğru olmaz. Böyle bir vaktimiz yok ve bilgi birikimimizi kimseye ücretsiz vermek gibi bir lüksümüz de yok.
Bu iş kolay bir iş değil, dolayısıyla 10 satır yazı yazıp "yardım" istiyorum deyip karşılığı istenince trip atan, hatta terbiyesizleşen kişilerle karşılaşıyoruz. Artık sıkıldık.
Biz vakit, para ve enerji harcayarak şu anda sahip olduğumuz şeylere, bilgiye ve çevreye ulaştık. Bunu bedava kimseye teslim etmemiz de sözkonusu değil.
İnsanlar garip, armut piş ağzıma düş.
'Rica', 'Zor durumdayız', 'Çaremiz kalmadı' gibi cümleler kullanılınca herkesin işi gücü bırakıp onlara yardım etme zorunluluğu varmış gibi davranıyorlar.
Öyle bir dünya yok maalesef.
Sevgiler.
Aklıma en son hatta hiç gelmeyecek bir mesaj :))
İşin içinde olmayanlar çekilen zorlukları maalesef tahmin bile edemezler. Tek başınıza nasıl çabalayıp koşturduğunuzu bilemezler. Zannederlerki görünen tüm güzellikler baktıkları anda olmuş, bu güzelliklere hiç emek harc anmamış, kendiliğinden olmuş her şey.
Tam 3 yıldır taşıma su ile bahçe güzelleştirmeye çalışıyorum.
Ayrıca bizim ülkemizde hiç değer verilmeyen tek şey bilgi ve tecrübedir. Oysa en değerli olan 2 şey dünyada budur.
ancestral
18-11-2022, 17:39
Koyunlar doğurmaya devam. Bu sene peynir denemesi ve yoğurt yapımı ile geçti. Yüzlerce kilo yoğurt ve peynir yapıldı. 1.5 tona yakın çiğ koyun sütü sattık. Bu senenin 38. kuzusunu dün aldık, 6 gebe hayvanımız kaldı. 16 adet erkek kuzu satıldı, dişiler sürüde. Halen eksideyiz ama geçen seneye göre çok iyi bir yere geldik.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=727240&stc=1&d=1668789116
Arilik çalışmalarımızı da tamamladık. Türkiye'de 2022 yılında mevcut küçükbaş ari işletme sayısı 12. Bunların 9 adedi keçi, 3 adedi koyun.
Muğla'nın ilk, Türkiye'nin 3. Ari Koyun İşletmesi olduk. İlçe Tarım Müdürümüz ziyaretimize geldi. Birde fırça yedik, böyle yer yapmışsın niye bekledin arilik için diye. :D
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=727241&stc=1&d=1668789116
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=727242&stc=1&d=1668789116
kizilsakal
30-11-2022, 16:12
hocam hayırlı olsun, süreci anlatmanız da çok şık bir davranış. insanın canı çekiyor ama zorluklar balkonda domates yetiştirsem yeter dedirtiyor :)
DERYA KOÇHAN
01-12-2022, 05:52
günaydınlarrrr, yazılarınızı okudukça içim açıldı şuan ofisteyim köye uçmak için neler vermezdim bizim köyde evimiz var fakat iki çocuk ve okulları eşimin ve benim iş tempomuz ayda 1 defa bile gidemiyoruz yaşımız ilerledikçe şehir sıktı bunaltı şimdi köye kaçmak için yer arıyorum fakat maddiyat bizi buraya bağladı bende bu siteye üye oldum sitedeki yazıları okudukça mutlu oluyorum bu günde sizin sayfanıza denk geldim ba-yıl-dımmm MAŞALLAH BAREKALLAH size eşinize Rabbim yolunuzu bahtınızı açık etsin
yenibahceci
15-05-2023, 12:48
merhaba sayın @ancestral inşaat yapılış hikayenizi okudum şu anda bizde benzer süreçlerden geçiyoruz gerçi bizimki sadece ev inşaatı bir çiftlik değil ama inşaat konusunda neredeyse benzer şeyler yaşamışız. O yüzden yazıp bi selam vermek istedim gerçi uzun zamandır girmemişsiniz ama olsun:) Biz 210 m2 tripleks evimizin inşaatına geçen sene mayıs ayında başladık ve bu hafta taşınmayı planlıyoruz. Evimizin maliyeti neredeyse 2 milyonu buldu. Siz tam zamanında yaptırmışsınız inşaatınızı. Umarım hayallerinizden bile daha mutlu ve huzurlu bir hayat yaşıyorsunuzdur. Sevgiler..
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.