View Full Version : MaynaVira / Phalaenopsis
MaynaVira
12-01-2017, 13:32
Merhabalar,
Phalaenopsis orkidelerimin geniş zaman içindeki gelişimini, kayıt altına almak sureti ile takip etmek;
Araştırdığım kaynaklardaki bilgileri tek bir başlıkta toplayıp, kendime ve başkalarına kolay erişim sağlayabilmek;
Bir nebze olsun tecrübelerimi paylaşabilmek amaçlarıyla;
Sn. Charlaux (http://www.agaclar.net/forum/orkide-bakimi-uretimi/40045.htm)'a da özenerek :p, bu başlığı açmış bulunuyorum.
Elimden geldiğince, ilerleyen zamanlarda bu ve diğer mesajlarımda güncellemeler yapmaya çalışacağım.
MaynaVira
12-01-2017, 13:38
03.01.2017 - Orkide 1
MaynaVira
12-01-2017, 13:44
03.01.2017 - Orkide 2
MaynaVira
12-01-2017, 13:47
11.01.2017 - Orkide 3 (Orkide 2'nin Yavrusu :p)
Charlaux
12-01-2017, 18:37
Merhaba sn. Maynavira,
Ne mutlu ki Phalaenopsis sevdasına kapılanlar var ve birilerini özendiriyorsam ne mutlu bana. Peki sizi de şecereli orkidelere özendirebilir miyim? :o Sitedeki yorumlarınız yardımlarınız bence şecereli orkidelere hazır olduğunuzu göstermekte. Ebayde çok güzel phalaenopsisler oluyor. Gümrükte şu ana kadar takılan hiçbir bitkim/orkidem olmadı dolayısıyla tekli aldığınız takdirde bir sıkıntı olmaz sanırım. O güzel orkideler sizin gibi birisini hakediyor !
MaynaVira
12-01-2017, 19:47
Sn. Charlaux, güzel görüşleriniz için teşekkür ederim.
Özendirmekte kesinlikle başarılı olduğunuzu söyleyebilirim. :p
Bana kalsa, en kısa zamanda sipariş verip, yeni orkideme kavuşurdum.
Zira belirli bir hayat düzenim yok. Yıllardır -neredeyse sürekli- seyahat halindeyim.
Devamlı bir diken üstünde bulunma durumu...
Gittiğimde, geride kalanları -tam anlamıyla- emanet edebileceğim kimsem de yok.
Ah işte; göçebelikten yerleşik yaşama geçsem, neler neler yapacağım:
Planlar, projeler... Olaylar olaylar...
Bu arada eğer önerdiklerinizden bir iki bağlantı paylaşabilirseniz, çokça minnettar olurum.
(Bakmak da parayla değil ya canım)... ;)
Not: Söylemeyi unutmuşum; yukarıda, fotoğraftaki orkideleri ölümden döndürdüm diyebilirim. Yanlış bakımın kurbanı olmuşlardı.
Yeni bir bitki alıp da amatör ellere bırakarak, onları bir nevi ölüme terketmek; bana vicdan azabını da beraberinde getirecektir.
Hoş ben de amatör sayılırım ancak araştırmacı, ilgili ve azıcık da olsa bilgili bir amatörüm. :rolleyes:
Not 2: Bu mesajı görüp de, konuyla ilgilenenler olabilir düşüncesiyle bağlantı ekledim.
Muhakkak okunmasını tavsiye ettiğim, güzel bir yazı: Charlaux / Phalaenopsis (http://www.agaclar.net/forum/orkide-bakimi-uretimi/40045.htm#post1492369)
MaynaVira
21-01-2017, 18:55
Bu mesajımda (https://www.agaclar.net/forum/1492331-post2.htm) fotoğrafını paylaştığım orkideyi sulamaya niyetlendim bugün.
Dalgınlıktan mıdır nedir, suya daldırana kadar yaprağın ne halde olduğunu farkedememişim.
Birkaç gün öncesine kadar sağlam görünen yaprak, neden bu hale geldi diye düşündüm.
Forumdan birilerinin nazarı değmişti belli ki. :rolleyes:
MaynaVira
21-01-2017, 19:35
1/10'luk çamaşır suyu çözeltisinde sterilize ettiğim bir makas ile yaprağı kestim.
Kırmızı oklarla işaret ettiğim kesik bölgeye toz tarçın uyguladım.
Hemen sonrasında ise gördüm ki, dallardan birisinin -daha önce yaprak tarafından kamufle olan-
dip boğumunda, siyah bir bölge var: Sarı ok ile işaretli kısım, hiç iyiye alamet değil.
MaynaVira
21-01-2017, 20:09
Siyah alanı, 1/10'luk çamaşır suyu çözeltisine batırılmış bir bez ile sildim.
Niyetim, mikropların yayılmasını mümkün olduğunca önlemek veya geciktirmekti.
MaynaVira
21-01-2017, 20:19
"Felaketler, art arda gelir" derler. Bir başka dal, bir başka siyah bölge...
Bez ile bir uygulama da buraya yaptım:
MaynaVira
21-01-2017, 20:42
Müdahalelerim bana pek tatmin edici gelmedi.
Muhtemelen kökler de iyi durumda değildi. Anlayabilmenin o an için tek bir yolu vardı:
Beş litrelik şişeden bozma saksıyı devre dışı bırakıp, mümkünse de bir an önce ortamdan uzaklaştırmak... :rolleyes:
MaynaVira
21-01-2017, 21:13
Kökler, beklediğimden daha da kötü durumdaydı.
Bitkiyi, göbeğinden kesilmiş beş litrelik boş bir şişeye -geçici olarak- yerleştirdim.
Bu işlemden önce şişeyi güzelce yıkadım ve şişenin iç çeperlerine seyreltik oksijenli su çözeltisi püskürttüm.
MaynaVira
21-01-2017, 21:18
Yarın bu mesajı silip, fotoğrafları eklemeye -kaldığım yerden- devam ederim. :rolleyes:
Güncelleme: Silmekten vazgeçtim. :rolleyes:
Gül Batur
21-01-2017, 22:08
Syn. MaynaVira Merakla bekliyorum.
Charlaux
22-01-2017, 02:29
Sn.Maynavira,
Buyuk olasiklikla orkideniz direk isiga fazla maruz kalmis gibi. Koklerin durumu kotuyse cicek dalini kesmek daha faydali olacaktir cunku gucsuz olan orkideyi guclendirir. Ileride camasir suyu kullanmak yerine oksijenli su karisimini kullanmanizi tavsiye ederim.
Sayın Maynavira bu operasyonun sonucunu bende merak etmeye basladım dogrusu;)
Neden camasır suyu? Kaldı ki insanlara zararlı bir madde ciceklere de zarar vermez mi? Okuyunca ilk aklıma gelen bu oldu isinize karısmak gibi olmasın da;)
Dezenfekte amaçlı içme sularımızda da aynı işlem uygulanıyor. Seyreltilmişini kullanıyor arkadaş sonuçta.
MaynaVira
22-01-2017, 18:33
Sn. Charlaux;
Siz teşhisi koyduktan sonra, ben de ufak bir değerlendirme yaptım:
► Şekilde kırmızı daire ile gösterdiğim orkidenin bulunduğu odanın penceresi, batıya bakıyor.
► İlkbahar ayları ile yaz döneminin sonunda (yazın ortasında malumumuz üzere güneş tepede oluyor),
güneş güneyden batıya doğru giderken, -tablonun olduğu- duvarın ardından kendini gösterdiğinde,
bitkinin sarı ok ile gösterilen yapraklarını da maalesef yakarak geçmiş.
► Resimde "x" ile belirttiğim saksı yüzeyini arka kısım olarak kabul edersek,
solda kalan yaprakların neden yanmadığının yahut daha sağlıklı olduğunun sağlamasını da yapmış oluruz.
Çünkü bu yapraklar, güneş -görece- yukarıdan ufka doğru inerken, daha zayıf olan ışınlara maruz kalıyor.
Sonuç olarak; teşhisiniz çok doğru görünüyor.
Yüksek çözünürlüklü fotoğraf için buraya tıklayınız. (http://oi67.tinypic.com/15xn2hd.jpg)
MaynaVira
22-01-2017, 19:04
► Sonbahar başlangıcında, saksıyı kırmızı ok ile belirttiğim yere almıştım.
► Bir önceki mesajımda "x" ile belirttiğim saksı arka yüzeyini, pencereye bakacak şekilde çevirmiştim.
Bu durumda, aşağıdaki şekilde "+" ile belirtilen yüzey, saksının ön tarafı oluyor.
► Sonbahardan günümüze kadar, ışınlar yalnızca güneş batarken; belli belirsiz vurdu orkidenin üzerine.
► Sorunlu yaprak, sarı ok ile işaretlediğim bölgede; yani gölgede kaldığı için, güneş yanığı ihtimalini düşünememiştim.
Sonuç olarak; tecrübe yollu anlıyoruz ki, orkidelerde güneş yanıkları, etkilerini aylar sonra gösterebiliyor.
Yüksek çözünürlüklü fotoğraf için buraya tıklayınız. (http://oi64.tinypic.com/qwylbq.jpg)
MaynaVira
22-01-2017, 21:36
Not: Bu mesajda güncelleme yapıldı.
--------------------------------------------------------------------------------------
Olaylara bilimsel açıdan yaklaşmayı seviyorum. Tabii bilimden anladığım kadarıyla... :p
Aşağıdaki periyodik tabloda, elementlerin elektron ilgisi değerleri verilmiş.
Elektron ilgisini çok kabaca tanımlayacak olursak (adından da anlaşılacağı üzere);
Bir elementin veya bileşiğin, dış ortamdaki elektronları kendine doğru çekme isteği diyebiliriz.
Elektron ilgisi yüksek olan elementler ve bunların ilgili bileşikleri konuya ne kadar dahil oluyorsa,
canlı organizmalar için o derece sorunlar çıkabiliyor çünkü moleküllerin yapısı bozuluyor ve yeni bileşikler peyda oluyor.
Tabii bu bahsettiğim, tüm durumlar için geçerli değil. En basit örneği kararlı bir bileşik olan (NaCl) sofra tuzu...
(Öte yandan, NaCl çözeltileri yüksek korozif etki gösterir).
Tablo, kJ/mol değerleri göz önüne alarak hazırlanmış.
Periyodik tabloda soldan sağa ve aşağıdan yukarıya doğru gittikçe, değerlerin -genellikle- arttığına şahit oluyoruz.
Buna göre su arıtma, antibiyotik vb. alanlarda kullanılan;
► Flor; elektron ilgisi en yüksek olan ikinci element... Neredeyse her şey ile bileşik oluşturma niyeti var.
(İlgili durumlarda canlılar için oldukça zararlı).
Antibiyotik demişken; florokinolon içeren antibiyotiklerin kullanımına dair ciddi şüpheler mevcut.
Geniş bir zamanınızda bu bağlantıya (https://eksisozluk.com/entry/46122941) bir göz atmanızı öneriyorum.
Kabaca ve sözü çok uzatmadan, yaygın olarak bildiğimiz konulara değinecek olursak;
► Klor; dezenfektan olarak geniş bir kullanım alanı var. Sucul canlılar için zararlı.
► Brom; dezenfektan; güneş ışığı altında, klora kıyasla daha etkili ve suda daha iyi çözündüğü için kokusu da az.
Yüzme havuzlarında kullanıldığında, cildi klora göre daha az tahriş ediyor. Sucul canlılar için zararlı.
► İyot; dezenfektan; tentürdiyotta bulunuyor. Sucul canlılar için zararlı.
► Oksijen; oksijenli su ve ozonda mevcut, bize olduğu kadar bitkilere de gerekli.
► Kükürt; bitkilere yönelik inteksisit, fungusit, gübre olarak kullanılıyor.
Hidrojen ile birleşerek, solunması çok zararlı olan hidrojen sülfit (H2S) gazını oluşturuyor.
Sülfürik asit (H2SO4) içerisinde mevcut.
Şimdi ben bunları neden anlattım? Bir yere varacaktım ama neresi olduğunu unuttum. :p
En iyisi (eğer hatırlarsam) bir sonraki mesajımda değinmek...
Yüksek çözünürlüklü fotoğraf için buraya tıklayınız (http://oi68.tinypic.com/2efkc1u.jpg).
Charlaux
22-01-2017, 22:22
Dezenfekte amaçlı içme sularımızda da aynı işlem uygulanıyor. Seyreltilmişini kullanıyor arkadaş sonuçta.
Sn.guppy,
Oksijenli su gibi hem antifungal ve dezenfektan özelliği taşıyan,köklere ve dokulara oksijen götürüp rahatatan bir ürün elinizde varsa neden çamaşır suyu kullanalım? Kaldı ki yine büyük olasılıkla onlısında güneş yanığı ve bu durumda çamaşır suyunun zaten bir faydası olmaz.
Algae and Bleach! (http://www.rv-orchidworks.com/orchidtalk/semi-hydro-lights-greenhouses-accessories/29527-algae-bleach.html)
MaynaVira
22-01-2017, 22:35
Sn. Zekoş;
Güzel bir soru sormuşsunuz aslında. Sn. Charlaux mesajında önermiş:
Öncelikle, ben de onun belirttiği gibi çiçek dallarını kesmeyi aklımdan geçirdiğimi söyleyeyim.
Çiçekleri şıp diye bitkiden ayırmaya kıyamadım ve bir şekilde hastalıklı bölgeye müdahale etmeliydim.
Bir başka husus;
Dallardaki elementlerin, dallar doğal şekilde kuruduğunda, bitki bünyesine katılma ihtimalini değerlendirdim.
Böyle düşündüm çünkü orkidelerimi şimdiye kadar (senelerdir) hiç gübrelemedim.
Bu konuda muhtemelen yanlış yapıyorum, sanırım en kısa zamanda bir orkide gübresi almam gerekiyor.
Müdahale diyordum... İki seçeneğim vardı:
Doğrusunu söylemek gerekirse, o an için çamaşır suyu (Na-O-Cl) çözeltisinin,
oksijenli suya nispetle daha etkili olacağını düşündüm.
Elbette dallardaki dokuların zarar görebileceğini göz önünde tutarak, -bir nevi- dalları gözden çıkarmıştım.
Özetlemek gerekirse; dalları bitkiden doğrudan değil de, -en kötü ihtimalle, uzun vadede- dolaylı olarak ayırmak istedim.
Ayrıca, şimdiye kadar gördükleriniz, görecekleriniz yanında hiçbir şey. :p
Bitkiye yönelik daha tehlikeli bir uygulama da yaptım. :rolleyes:
Charlaux
22-01-2017, 23:02
Sn. Zekoş;
Güzel bir soru sormuşsunuz aslında. Sn. Charlaux mesajında önermiş:
Öncelikle, ben de onun belirttiği gibi çiçek dallarını kesmeyi aklımdan geçirdiğimi söyleyeyim.
Çiçekleri şıp diye bitkiden ayırmaya kıyamadım ve bir şekilde hastalıklı bölgeye müdahale etmeliydim.
Bir başka husus;
Dallardaki elementlerin, dallar doğal şekilde kuruduğunda, bitki bünyesine katılma ihtimalini değerlendirdim.
Böyle düşündüm çünkü orkidelerimi şimdiye kadar (senelerdir) hiç gübrelemedim.
Bu konuda muhtemelen yanlış yapıyorum, sanırım en kısa zamanda bir orkide gübresi almam gerekiyor.
Müdahale diyordum... İki seçeneğim vardı:
Doğrusunu söylemek gerekirse, o an için çamaşır suyu (Na-O-Cl) çözeltisinin,
oksijenli suya nispetle daha etkili olacağını düşündüm.
Elbette dallardaki dokuların zarar görebileceğini göz önünde tutarak, -bir nevi- dalları gözden çıkarmıştım.
Özetlemek gerekirse; dalları bitkiden doğrudan değil de, -en kötü ihtimalle, uzun vadede- dolaylı olarak ayırmak istedim.
Ayrıca, şimdiye kadar gördükleriniz, görecekleriniz yanında hiçbir şey. :p
Bitkiye yönelik daha tehlikeli bir uygulama da yaptım. :rolleyes:
Sn.Maynavira,
Nacizane görüşüm orkidenizin besinden çok önceliği ışık ve nem konusundadır. Tokat'ın mevsimini bilmiyorum ancak nemli bir ikiime sahip değilse ve evde kalorifer yakıyorsanız ki tahminimce soba vs gibi bir ısı vardır o zamanda nem sekteye uğrar. Işık için amazon a plant light yazıp uygun bir ürün seçebilirsiniz tahminim 100 lira civarında ödeyeceksinizdir. plant lightların bazılarında özellikle ısı üretmeyenler var ki bu orkidenize gerekli ışığı daha güvenli bir şekilde iletecektir. Ürününüz gümrüğe takılırsa %10 kadarını öderseniz elinize ulaşacaktır.
Nemlendiriciler için hepsiburada gibi siteleri tercih edebilirsiniz;basit bir tanesi iş görecektir.Bebek ürünleri olarak satılsalarda orkidenizin ihtiyaçlarını karşılar. Akşamları orkidenin bulunduğu odadaki camları wasistas olarak açarsanız hava kalitesi dengeye girer. Dediğim gibi kişisel görüşüm bunların orkide besinlerinden daha önemli olduğu yönünde.
MaynaVira
22-01-2017, 23:46
Sn. Charlaux, öncelikle ilginiz ve önerileriniz için teşekkür ederim.
Yukarıdaki fotoğraflarda (https://www.agaclar.net/forum/orkide-bakimi-uretimi/40506.htm#post1493061) işaretle belirtmeye niyetlenmiştim ancak unutmuşum:
Pencerenin önündeki gri plaka benzeri cisimler ile kaloriferi simgelemeye çalışmıştım. :p
Odada birçok bitki bulunuyor, bunlar düzenli sulandığında ve yıkanan çamaşırlar odaya asıldığında, nem sorunu kalmıyor.
(Aksi halde, odanın havası kupkuru oluyor).
Yapay ışıklandırma ile ilgili özellikle son bir aydır çok ciddi araştırmalarım var.
Yerleşik hayata geçiş öncesi, elimden geldiğince bilgi edinmeye çalışıyorum.
Kendi ölçümle, epey ilerlediğimi söyleyebilirim.
Olur da sabit bir düzen kurabilirsem, türlü projelerle buraları şenlendirmeyi düşünüyorum. :rolleyes:
MaynaVira
23-01-2017, 00:21
Evet, nerede kalmıştık? Orkidemizi beş litrelik boş bir şişeye -geçici olarak- yerleştirmiştik.
Orkide çiçeklerini korumak;
Orkideyi tek elle rahatlıkla kavrayarak, evirip çevirebilmek;
Dalların olur olmadık zaman ve şekillerde sallanarak birbirlerine ve çevredeki cisimlere dolaşmasını engellemek
Benzeri amaçlarla; kebap şişleri ve saç tokalarının da yardımıyla, orkide dallarını birbirlerine iliştirdim. :rolleyes:
Not: Bize göre sağdaki fotoğrafta, orkidenin sağdaki tek yaprağının altında kalan yaprağı kesmiştim.
MaynaVira
23-01-2017, 00:46
Soldaki kapta, seyreltik çamaşır suyu çözeltisi mevcut.
Bitkiye, saksıya veya toprak harcına dokunduktan sonra, her seferinde ellerimi bu sıvıya daldırıp ovuşturuyorum.
Harçtan aldığım mikropları yapraklara, dallardan aldığım mikropları gövdeye bulaştırmaya hiç niyetim yok.
Sağdaki kapta, yine seyreltik çamaşır suyu çözeltisi içinde, saksıdan çıkan harç var.
Zıplayan bitlerden, fungi aleminden, bakteri ve virüslerden hoşlanmadığımı bilircesine, dezenfekte olmayı bekliyor.
Bu arada soldaki kabın içerisindeki maşa; fotoğrafta yer almak dışında hiçbir işe yaramıyor. :rolleyes:
MaynaVira
23-01-2017, 01:00
Sıradaki işlem; yeni saksıda delikler açmak üzere bir aparat yapmak...
(Şimdilik yoruldum; kısmet olursa, ilerleyen zamanlarda -fotoğraflarla da birlikte- hikayeye devam ederim).
MaynaVira
23-01-2017, 01:50
Önceki mesajlarımdan birisinde (https://www.agaclar.net/forum/orkide-bakimi-uretimi/40506.htm#post1493080) şöyle bir ifade kullanmıştım:
"Şimdi ben bunları neden anlattım? Bir yere varacaktım ama neresi olduğunu unuttum."
Şimdi ise hatırladım... O mesajda yanlış tabloyu paylaştığım için, bir nihayete erememişim.
(İlgili mesaj güncellendi ve tablo değiştirildi).
Kırmızı elips içine aldığım elementlerin elektron ilgilerini karşılaştıracak olursak, karşımıza çıkan sonuç;
Klor: 349>Flor: 328>Brom: 324>İyot: 295>Kükürt: 200>Oksijen: 141 şeklinde...
Orkideme bakım yaptığım gün, bir an için buna benzer bilgiler gelmişti aklıma.
Elektron ilgisi yüksek olan klorun yer aldığı çözeltinin, mikropları kuvvetle muhtemel öldüreceğini düşünmek,
çamaşır suyuna (Na-O-Cl) başvurmamın nedenlerinden de birisiydi aynı zamanda...
Tabii ki bilimselliği tartışılır, benimkisi kendi halinde bir varsayımdı...
Doku_Kültürcü
23-01-2017, 14:10
Saksı harcını temizlemek için çamaşır suyu, hidrojen peroksit gibi şeylere ihtiyacınız yok. Hidrojen peroksitte koruyucu olarak fosforik asit, çamaşır suyunda ise sodyum hidroksit bulunur. Bunlar harçta kalıntı bırakır. Kalıntısız temizleme için tek gereken şey bir düdüklü tencere. Temizleyeceğiniz saksı harcını (yeni ya da eski olması fark etmez), su ile ıslatıyoruz, ıslatılan bu harcı bir kap içerisine yerleştirip düdüklü tencere içerisine yerleştiriyoruz. Düdüklü tencerenin içerisine 2cm yükseklikte su dolduruyoruz. Kapağı kapatıp, düdük fışlamaya başdıktan sonra 45-60 dakika kısık ateşte pişiriyoruz. İşlemin sonunda tencereyi su altına tutup soğutabilirsiniz ya da kendiliğinden soğumasını bekleyebilirsiniz. Harç kullanıma hazır. Kolay gelsin....
MaynaVira
23-01-2017, 23:20
Sn. Doku Kültürcü, öncelikle güzel öneriniz için teşekkür ederim.
Fosforik asit yahut sodyum hidroksit yönünden tolere edilemeyecek bir durum olacağını sanmıyorum.
İlgilenenler için şahsi görüşlerimi detaylandırarak, aşağıda, açıklama kısmında yazacağım.
(Elbette yanlış bildiğim veya düşündüğüm noktalar olabilir).
Kaynatmak benim için diğer seçeneklere kıyasla oldukça üşendirici.
Öte yandan, kimyasal maddelerin elleçlenmesi tamamen devre dışı bırakılacak ise de,
en makul seçenek kaynatmak gibi görünüyor. Görece daha emniyetli olması da, bir artı...
Açıklama:
Hidrojen peroksit içerisindeki (eğer var ise) fosforik asit, zarardan çok fayda sağlayacaktır.
Şimdi şöyle kaba bir hesap yapalım:
1 litre suyumuz olsun ve içerisine 1 litre -ağırlıkça- %3'lük H2O2 katalım.
H2O2 içerisindeki fosforik asit miktarını da 0,1 gram kabul edelim.
Sonuçta 2 litre çözelti içerisindeki çözünür fosfat miktarı yaklaşık 16 ppm oluyor.
16 ppm'lik fosfat, fazlasıyla kabul edilebilir; doğrudan bitki sulamada dahi güvenle kullanılabilecek bir miktar:
Tabii örneğimizde yer alan yüksek konsantrasyonlu hidrojen peroksit olmasa...
► Yani bitkiye verilebilecek muhtemel zararı fosforik asit değil, H2O2 belirlemiş oluyor.
► Kaldı ki, biz bunu harca uyguluyoruz. Durulama esnasında ise en iyi ihtimalle birkaç ppm kalıntı olacaktır.
Keşke, tamamı harca karışsa, hiç uzaklaşmasa...
► Fosforik asit, tarımda zaten kullanılıyor, özellikle de pH düşürmede.
Elimde fosforik asit olsa, orkidelerimi sulamadan önce, pH ayarlaması için kesinlikle kullanırdım.
(Çeşme ve içme sularımızın pH değerleri, bildiğimiz üzere bitkiler için oldukça yüksek).
Başka nasıl bir olumsuzluk meydana gelebilir diye düşünüyorum:
Harç içerisindeki maddelerle suda çözünmeyen ya da çok az çözünen -örneğin Ca3(PO4)2 gibi-
bir bileşik oluştursa dahi, açığa çıkan bu bileşik inert konumda olacak:
► Faydası olmadığı gibi, tepkime vermeyeceği için zararı da olmayacak.
Belki de durulama veya daldırma esnasında, kendiliğinden, fiziksel olarak ortamdan uzaklaşacak...
Çamaşır suyuna ve sodyum hidroksite değinecek olursak;
Sodyum hidroksitin suda çözünürlüğü oldukça yüksek.
(Çeşme suyu sıcaklığındaki bir su için, yanılmıyorsam 1g NaOH/1ml H2O gibi bir değer olsa gerek).
► Yani durulama yaptıktan sonra, ortamda NaOH kalma ihtimali çok düşük.
Eğer ki bir şekilde tepkimeye girerek, bileşik oluşturacağını varsaysak, aklıma gelenler şu şekilde:
Kalsiyum hidroksit; sönmüş kireç... Suyun içerisinde neredeyse çözünmüyor.
İnert bir madde diyebiliriz. Fiziksel yollarla harç içerisinden uzaklaştırılabilir.
Magnezyum hidroksit; suda neredeyse hiç mi hiç çözünmüyor.
İnert bir madde diyebiliriz. Fiziksel yollarla harç içerisinden uzaklaştırılabilir.
► Sonuç olarak, bence asıl tartışılması gereken;
Sodyum hipoklorit gibi toksik ve yüksek pH değerine sahip bir maddenin, seyreltilmek kaydıyla dahi olsa,
bitkilerde doğrudan kullanılıp kullanılamayacağı olmalı.
İlerleyen zamanlarda o konuya da hep birlikte değineceğimizi umuyorum.
MaynaVira
24-01-2017, 00:02
Hikayeye devam edelim:
Yeni saksıda delikler açmak üzere bir aparat yapmaktan bahsetmişim en son.
Oldukça güzel bir fikir; tabii eğer delinecek bir saksınız varsa... :rolleyes:
Oda oda gezerek, saksı aramaya koyuldum.
Evde normalde kola, meyve suyu vs. tüketimi yok denecek kadar az.
Fakat bu defa fazlasıyla şanslıydım:
MaynaVira
24-01-2017, 00:26
Kısa süreli "saksı arama heyecanı" artık mutlu sona ulaştı.
Bu bahaneyle, daldan dala atlamayı da seven birisi olarak, beni bekleyen başka bir işin olduğunu anımsadım:
Mikroplardan arınması için bir kenarda, çamaşır suyu çözeltisi içerisinde beklettiğim harç...
Ağaç kabukları, pomza, zeolit, kömür gibi maddelerden oluşan harcın bir kısmını, yıkamak üzere süzgece aldım.
Kömür demişken; bildiğimiz kalitesiz mangal kömürü koymuşlar (geçen sene satın aldığım) harcın içine. -_-
Bu kömürler aktif karbon olarak yeterince iş görür mü acaba diye şüphelenmiyor değilim.
Her neyse...
Süzgece aldığım harcı, çeşme suyu altında uzunca bir süre yıkadım.
Süzgecin içinden, yine temiz çeşme suyu ile dolu bir kaba döktüm.
Süzgecin dibinde kalan partikülleri çöpe attım.
Bu işlemleri birkaç defa tekrarladım.
Bir an kendimi kimya dersinde zannettim o derste artık okutulmuyor sanırım.Acıkca söyleyim o orkidenin yerinde olmak istemezdim Sayın Maynavira;) Bir cicek icin de olsa önemsemeniz arastirmaniz ve çaba sarfetmeniz cok güzel..basarılar dilerim...
Bu arada saksı delmek icin çiviyle filan ugrasmak yerine eski bir tornavidayı bu isle görevlendirebilirsiniz nasılsa herzaman lazım olacak;) kolay gelsin...
MaynaVira
25-01-2017, 15:42
Sn. Zekoş, ben bir süreliğine bitkinin yerinde olmak isterdim. Böylelikle halinden memnun olup olmadığını anlayabilirdim. :p
Öteki konuda ise şöyle bir kıyas yapalım;
Isıtılmış çivi| Tornavida, bıçak vs. soğuk madde
Çivinin elimizi veya ocağın çivi tutağını yakma ihtimali |Cisimlerin elimizi delme veya kesme ihtimali
Şişenin yırtılma ihtimali %1'den daha az|Şişenin yırtılma ihtimali yüksek
Eriyip soğumuş, düzenli çapaklar (bkz. şekil) |Sivri ve rahatsız edici çapaklar
Neredeyse aynı boyutta delikler|Farklı boyutlu delikler
İsabetli hedef ve delme kolaylığı| Delinmek istenen hedefin şaşması ve delme güçlüğü
MaynaVira
25-01-2017, 16:25
Hikayeye devam;
Meşrubat şişesi; dibi geniş, yukarıya çıkıldıkça ise daralan bir yapıdaydı.
Böyle bir tesadüf, benim için büyük bir şanstı.
Nedenlerine göz atacak olursak;
► Düz ve silindirik bir cisme oranla, aynı yükseklik için fazla hacim, şişenin dibine daha fazla taş koyabilme imkanı sunuyor.
► Şişenin dibine ne kadar fazla taş koyarsak, sistemin ağırlık merkezini de o kadar aşağıya çekmiş oluruz.
► Ağırlık merkezi ne kadar aşağıda olursa, saksının ve dolayısıyla bitkinin devrilme ihtimali de doğru orantılı olarak azalır.
► Saksımızın alt kısmının geniş olması, saksının devrilmemesi için bize aynı oranda moment alanı sağlar.
Bu maddenin güzel örneklerinden birisi, trafik dubalarıdır. Dubayı hangi şekilde koyarsak, devrilmesi güçleşir? ;)
Şişeyi uygun bir uzunlukta kestikten sonra, alt kısmında drenaj delikleri açtım.
(Fotoğrafın net çıkmadığını farketsem, bir kez daha çekerdim. Kısmet artık)...
MaynaVira
25-01-2017, 23:27
Peşin not: Tripofobisi olanlar bu mesajın altında yer alan fotoğrafa bakmasın!
Orkide köklerinin hava almasını sağlamak amacıyla, şişenin tamamını delik deşik ettim.
Ne kadar delik, o kadar az çürük... Ne kadar az çürük, o kadar sağlıklı bitki...
Fazla deliğin dezavantajı ise harcın daha erken kuruması.
Sonuçta delik sayısında son hüküm bize ait. Yine de...
"Üç düşün, beş danış, bir karar ver" dememiş atalarımız. Ben diyorum... Zira ön değerlendirme önemli.
Nispi bir kıyaslama yapacak olursak, sulama hususunda şahsi kanaatim o ki;
Türkiye'de kuraklıktan ölen bitkilerin oranı %10 ise, bu oran fazla sulamada %90'dır.
Toplum olarak fazla sulamayı seviyoruz ne hikmetse.
Söylemeyi unutmadan; delme işlemini, çiviyi ocakta ısıtarak yaptım.
Çıkan zararlı gazları solumamak adına, aspiratör sürekli açık kalmalı.
Aslına bakarsanız, operasyonun başından beri aspiratörü açık tuttum.
Çamaşır suyu solumaktan hoşlanmayız elbette, bu yüzden iyi bir havalandırma şart.
(Aspiratör konusunu hatırlamama vesile olan Sn. Zekoş'a da, bu vesileyle tekrar teşekkür etmiş olayım).
Bir sonraki dersimiz; aspiratör filtreleri nasıl temizlenir?
Şaka şaka... :rolleyes:
MaynaVira
26-01-2017, 00:06
Bir otoparktan toplamış olduğum taşları önce yıkayarak toz, çamur vb. maddelerden arındırdım.
Yıkanmış taşları, bir süre seyreltik çamaşır suyu çözeltisinde beklettikten sonra, duruladım.
Sonrasında ise şişenin dibine doldurdum ve destek çubuklarını da aralarına sıkıştırdım.
Pekiyi neden bu işlemleri yapıyoruz?
Daha önce değindimiz gibi, ağırlık merkezini aşağıya çekerek, saksının devrilme ihtimalini azaltıyoruz.
Destek çubuklarını sağlamlaştırıyor ve saksımıza güzel bir drenaj imkanı sağlıyoruz.
Unutmamak adına; taşlarla ilgili 3D kuralımız şu şekilde:
Denge
Destek
Drenaj
(Evet, bu kuralı da ben uydurdum). :rolleyes:
MaynaVira
26-01-2017, 10:37
Orkidenin içinde beklediği şişeyi, seyreltik çamaşır suyu çözeltisi ile doldurmuştum.
Ben saksı hazırlama vb. işlerle uğraşırken, orkidenin kökleri de dezenfekte olmakla meşguldü.
Dallara çamaşır suyu çözeltisi tatbik etmemin devede kulak olduğunu ima etmekle kastettiğim uygulama buydu.
Bitki birkaç gün içinde hatırı sayılır bir hasar görmez veya olumsuz belirti vermez ise, daha da bir şey olmaz diye düşündüm.
Öldürmeyen acı kuvvetlendirir. :rolleyes:
Forum üyelerinden gelebilecek muhtemel olumsuz yorumlara karşı, fotoğrafın kenarlarına emojiler ekledim.
Belki tepki çekmek yerine sempati toplarım. :rolleyes:
MaynaVira
26-01-2017, 15:36
Bitki köklerine yapışmış türlü yabancı maddeler ile çürümüş kök ve çiçek saplarını mümkün olduğunca bitkiden ayıkladım.
Bardakta, kenarda bir yerde, seyreltik çamaşır suyu çözeltisi içerisinde bekleyen makasım var.
Makası, her kullanım sonrası beklemek üzere bu bardağa koyuyorum.
Eğer bitkinin köklerini halihazırda dezenfekte etmiş olmasaydım;
Makası ise art arda kesim işlemlerinde kullanacak olsaydım;
Makası, bardaktaki çözeltiye her bir uygulamadan sonra batırıp çıkaracaktım.
Böylelikle mikropların yayılması engellenmiş olacaktı.
(Gerçi yeterince pimpirikliyim, her ihtimale karşı bu bahsettiklerimi yapmış da olabilirim).
Kebap şişlerinin, bitkiyi tutarken işime yarayacağını söylemiştim. Örneği, aşağıda -soldaki- fotoğrafta mevcut.
Sağdaki fotoğrafta ise, sarı ok ile işaret edilmiş eski ve kurumuş bir çiçek sapı görebiliyoruz.
Orkideyi saksılarken, bu sapın büyük bir bölümünü kırdıktan sonra uzaklaştırdım.
Kırmızı okların belirttiği aralıktaki siyah bölge ise, bitkinin eski gövdesinin ne kadar uzun olduğunu anlatıyor bize:
Dolayısıyla, bitkinin uzun yıllardır hayata tutunduğunu da anlamış oluyoruz.
MaynaVira
26-01-2017, 16:18
İçine taş doldurup hazırda beklettiğim saksıya, temizledikten sonra yıkayıp süzdüğüm toprak harcından koydum bir miktar.
Nihayet bitkiyi yeni yurduna yerleştirdim ve köklerin etrafını doldurmadan önce de fotoğraf çektim.
Taşlarla ilgili 3D kuralından bahsetmiştim. Bir terfi kararı aldım ve kuralı 4D olarak güncelledim.
Fotoğrafta belli olmuyor fakat anlatmaya çalışacağım:
Saksımızın içindeki taşların yükseliği, neredeyse saksı altındaki tabağın alabileceği su yüksekliği ile eşit düzeyde.
(Fazla veya eksik olabilir, ölçmedim doğrusu).
Orkide sulamayı hiç bilmeyen birisi gelse, üstten su verse bitkimize ve tabağın tamamı suyla dolsa bile şanslı sayılırız.
Su ile bitki kökleri veya harcımızdaki ağaç kabukları vs. -taşların yüksekliğinden dolayı- doğrudan temas etmeyecek:
Böylece hem saksı içindeki çürüme, boğulma vb. durumların önüne geçilecek, hem de bitki ortamına nem sağlanacak.
Aşağıda, sağdaki fotoğrafta ise önceki mesajlarda değindiğimiz makas ve maşa, içinde dezenfektan olan bardakta bekliyor.
(Evet, maşa yine pek bir işe yaramıyor). :p
4D kuralına dönecek olursak;
► Denge, ► Destek, ► Drenaj, ► Doluluk
Farkındayım, pek uymadı "doluluk" kelimesi ancak bizi bir süre idare eder. Bu konuda önerilere açığım.
Not: İngilizce isim koyacak olsam, "draught" (su çekimi) veya "drought" (kuraklık) derdim muhtemelen.
MaynaVira
26-01-2017, 20:29
Orkidenin köklerini duruladığımı söylememişim.
Çeşme suyunda yıkamış ve yine içi çeşme suyu dolu şişede kısa da olsa, bir süre bekletmiştim.
Aşağıdaki fotoğrafı tüm işlemler bittikten sonra, bitkiyi her zamanki yerine götürürken çektim.
(Fotoğraf ekranda çok yer kaplamasın diye, buraya eklemeden önce saat yönünde 90 derece çevirdim).
Saksı değişimini sıcak havalarda yapsaydım, orkideyi en azından iki günlüğüne daha serin bir yere alırdım.
Şu an ise bulunduğu ortam zaten yeterince serin (ölçüm yapmadım ancak yaklaşık 16-19°C dolaylarında seyrediyor diyebilirim).
Daha da serin bir yere götürmek, diri diri mezara gömmekle eşdeğer olurdu.
Kırmızı ok ile gösterdiğim tomurcuk, benim için bir indikatördü:
Eğer ki birkaç gün içerisinde çiçeğe dönüşürse, bitkinin, içinde bulunduğu halden çok da hoşnutsuz olmadığı anlaşılacaktı.
MaynaVira
30-01-2017, 14:56
Orkideyi yerine aldıktan sonra, ertesi gün ve ondan iki gün sonra çekilmiş fotoğrafları -sırası ile- birleştirip ekledim.
Tabii, belirtmeden geçmemek lazım:
Birbirine paralel yatay çizgiler, saksımıza agresif bir görünüm kazandırmış. :rolleyes:
MaynaVira
30-01-2017, 15:27
Yan çevrilmiş fotoğrafların biraz sinir bozucu olduğunun farkındayım.
Diğer türlü de, dikey yönlü fotoğraflar ekranda oldukça yer kaplıyor.
Aşağıdaki fotoğraf, orkide saksı değişiminden sonraki üçüncü gün çekildi.
Sarı işaretler -soldan sağa, sırasıyla- saksının dibi ile; drenaj taşları ve orkide toprak harcının bitiş seviyelerini gösteriyor.
Kırmızı ok ise daha önce bahsettiğim tomurcuğun, çiçeğe döndüğünü müjdeliyor bizlere. ;)
Sonuçta, maceramızın (bugün yaptığım incelemeleri de hesaba katarak) orkide için memnun edici olduğunu söylebiliriz. ;)
MaynaVira
30-01-2017, 21:54
Yavru (solda) ve anne (doğal olarak sağda :rolleyes:) orkidelerimiz çiçeklenmiş.
Bize de seyretmek düşer. :p
MaynaVira
30-01-2017, 22:04
Çiçeklerin simli yapısının daha iyi görülebilmesi adına, bir de flaşlı çekim yaptım. :rolleyes:
Charlaux
02-03-2017, 21:57
Sn.Maynavira,
Ben hikayenin sonundan degil ortasindan girecegim ama hidrojen peroksit konusu icin. Su siralar yaptigim okumalar aslinda bakterilerin ve mikroplarin yararlilarininda oldugundan bahsediyor. Sistemik fungusitler, pestisitlerin yararli zararli kontrol etme firsati olmadigindan hepsine gule gule diyoruz.Bu iyi bakteriler mikroplarsa hastaliga karsi koruyanlar. Dolayisiyla eniyor ki orkidelerinizde cok gerekmedikce sistemik urun kullanmayin. Cunku sistemik ilaclar guclu ama guclu oldugu kadarda yikici. Yararli mikroplar ise sistemik ilaclar kadar guclu degil ama orkideyi guclendiren arkadaslar.
Tahmin edersiniz ki camasir suyu ne yapar mikroplari bakterileri kokten goturur cunku neden kimyasal :) Oksijenli su karisimini hic yabanci kaynakta okumadim etmedim; bizzat sn.Mine Pakkaner'den ogrendim. Su vakte kadar kullaniyorum orkidenin sapsari yapraklarini tekrar yemyesil yapti (fakat fungaldan oldu o ayri konu)
Sizin icin asla ama asla demiyorum su an diyecegimi.Benim diyecegim genel kesime.
https://www.youtube.com/watch?v=ScLmBiJgdGc Britanya'nin Obsessive Compulsive Cleaners yani Obsesif Kompulsif Temizleyicileri. Izleyince anlayacaksiniz ama temizligin fazlasida zarar azi da :D
MaynaVira
27-03-2017, 11:33
Sn. Charlaux,
Bağlantısını paylaştığınız program, Türkiye'de de (TV'de) yayımlanıyor ve birçok bölümünü izlemişliğim var.
Sonuç olarak mesajınız alındı, anlaşıldı. :p :rolleyes:
Çamaşır suyuyla dezenfekte ettiğim orkideyi, bir başka orkideyi daldırdığım kabı kullanarak suluyorum.
Yararlı olan bakterileri, bu vesileyle almıştır diye düşünüyorum.
Şimdiye kadar orkidede bir olumsuzluk gözlemlemedim. Uzun vadede ne olacak bakalım...
Bu arada; saksıya, olması gerekenden çok daha az miktarda orkide harcı koymuş;
Böylece köklerin daha havadar olabileceğini düşünmüştüm. Umarım yanlış yapmıyorumdur.
Charlaux
27-03-2017, 16:29
Sn. Maynavira,
Benimki sizin öyle birşey yapacağınızı düşünmemden değil genele bir mesaj aslında. Çünkü kendi orkidelerime ilaç uygulayım diye düşündüğümde insanlar ciddi bir biçimde bunun kararlaştırmasını yapıyor; aynı bizim bağırsaktaki gibi saksıda da çok şeker mi şeker faydalı mı faydalı canlılar yatıyor. Dolayısıyla çok kimyasala bulaşmamak her zaman için daha iyi bir seçenek bence (ama benim orkideyi şapur şupur hütlermeye devam etmiş böcekler ilaçladım)
Herkesin sulama türü kendine ve bu konuda çeşitler mevcut ancak ben daldırma yöntemini faydalıdan çok zararlı buluyorum. Neden diye soracaksanız o suya iyi kötü her türlü bakteri geçiyor;yani hastalıkta sağlıkta hep beraber şeklinde :D Bugünlerde belki hissettirmez ama ileride yıkıcı sonuçlar doğurur; bir bakmışsınız binbir uğraşla yetiştirdiğiniz orkideler topluca harakiriye girişmişler.
Harç konsjfa bir sıkıntı olacağını sanmam çünkü orkideler zaten harçsızda yetişiyor;aslında harç sulama dizayn kolaylık gibi sebeplerle tercih edilir. Köklere bwkıp su ihtiyacını takip edebilirsiniz.
Sevgiler
MaynaVira
24-04-2018, 22:05
Tarihe not düşmek adına buraya bir şeyler karalamayı uygun görüyorum.
Telefondan bağlandığım için fotoğraf düzenleme ve paylaşma ile pek uğraşmayacağım, o yüzden bu işi ileri bir tarihe erteliyorum.
Uzun bir süre sonra eve geldiğimde, ufaklık orkidelerimi saksılarından çıkarılmış ve müşterek bir saksıya alınmış;
Saksıyı neredeyse ağzına kadar su dolu, saksı harcı ve orkidelerin köklerini ise çürümüş olarak bulmuştum.
Belli ki annem orkideciklerim yalnız değil de beraber ölsün diye onları aynı saksıya almış, su ihtiyaçlarını gidermek (!) için de bolca sulamış.
Gerçi sulama işini babam da yapmış olabilir, zira şehir dışından eve gelecek olduğumda, sanırım gidip çiçekleri suluyor.
“Bak, sen yokken çiçeklerini suladım. Elimden geleni yaptım.” dercesine pasif bir direniş...
Oysa ki filanca bitki kurumuş. Bildiğimiz kupkuru, odun gibi. Sulansa kurumazdı. Sulanmamış belli ki. :rolleyes:
Neyse, kimsenin günahını almayayım. Kedidir bunların müsebbibi, kedi. Ellerimle saldığım, ardından da kaybolan kedim...
Bugün tüm orkidelerin (topu topu üç tane zaten) harçlarını yeniledim.
Büyük orkidenin geçen seneden kalan harcını çöpe attım ve yerine 5 birim perlit, 5 birim sphagnum torfu, 3 birim çam kabuğundan oluşan tuhaf bir karışım yaptım.
Çam kabuklarını bir veya iki sene önce kendim toplamıştım. Kaynatmaya veya fırınlamaya üşendiğim için, dezenfekte işini yine bir kimyasala sevkettim. -_-
Evde çamaşır suyu da kalmamıştı. Çıkıp almak yerine kabukları kaynatmak daha kolaydı.
Bu yüzden -göz kararı- yaklaşık 500-1000 ppm’lik bir bakır sülfat çözeltisi hazırladım ve kabukları bunun içinde beklettim.
(Yanlış hatırlamıyorsam ilk mesajımda No 1 olarak adlandırdığım) büyük orkideyi, geçen sene kullandığım saksıya diktim yine.
4D kuralındaki dördüncü D’nin sağlaması yapılmıştı zira. Muhtemelen ara sıra ve bir defada çokça sulanmasına rağmen, bitkinin köklerinde çürük yoktu.
Tabakta biriken su, saksı harcına veya köklere temas edememişti belli ki (yerçekimi sağ olsun).
Her neyse; demem o ki, eğer saksının dibi taşla dolu olmasa, diğer orkideler gibi su içerisinde yüzecekti bu bitki ve dolayısıyla da kökleri çürüyecekti.
Öte yandan, düzenli olarak sulanmadığını çokça belli edercesine, bitkinin hiç gelişmemiş olduğunu söyleyebilirim.
Eskisinden daha küçük olmak üzere üç adet yaprağı var. Belli ki sadece köklere çalışabilmiş zavallı bitki.
Şimdi tekrar okuyunca farkediyorum da, sonu ötekiler gibi olabilirdi diye bir imada bulunmuşum.
Aslında ötekilerin de saksıları aynı formattaydı, yanlış hatırlamıyorsam. Ta ki suikaste uğrayana kadar... :(
Minik orkidelerimi eve gelir gelmez saksıdan çıkarmış, suyla yıkamış ve çay bardaklarına almıştım.
İçi hafif su dolu çay bardaklarında öylece beklediler birkaç ay. Bu sırada yeni yaprakları görünmeye başladı.
Yavru olanın kökü de uzamıştı hatta...
Bugün onlar da yeni saksılarına (ufak delikli pet bardak) alındılar.
Önceki uygulamalarımdan farklı olarak, bu defa tüm saksıların en üst yüzeyini bir miktar ponza ile kapladım.
Bazı bitkilerimde denediğim bu yöntem, saksı harcının daha geç kurumasını sağlıyor.
Böylelikle, köklerin üst bölümünün çok erken kurumasının önüne geçmek suretiyle, halihazırdaki köklerin uzamasını geciktirerek yeni köklere alan açmayı ve sık yapılmayan sulamalar nedeniyle, bitkilerin fazla strese girmesinin önüne geçmeyi hedeflemiş oldum.
“Gerçi geçen sene yaptığım aşırı fazla delikli saksının üzerine ponza koysam ne olur, koymasam ne... Her türlü kurur o.” diye de düşünmedim değil.
Ancak tahminlerime göre, sphagnum torfu ve perlit, nemi tutmakta önemli rol oynayacaktır.
Orkidelerim ile birlikte, gelecek seneye sağ çıkarsam; bu defa saksı harcı olarak yosun kullanmayı düşünüyorum.
Forumda bir yerlerde, sphagnum yerine kaya yosunu kullanıldığını okumuştum.
Buraya da yazayım ki, mesajımı okursam unutmayayım.
Büyük orkidenin yapraklarından birisi oldukça yumuşak ve tabiri caizse boynunu bükmüş durumda.
Yanılmıyorsam kuvvetli bir dehidrasyon belirtisi...
Bugün araştırma yaparken, American Orchid Society’nin bir yayınında bulduğum bilgiye göre; özellikle yaşlı orkidelerde, su kaybının giderilmesi ve yaprakların normale dönmesi yavaş bir sürece tabi oluyor.
Son bir hususa daha değineyim:
Artık orkidelerin gübrelenmesi gerektiğine kesin olarak kaniyim.
Son yıllarda yapılan çalışmalar da bunu gösteriyormuş, bugün okuduklarıma göre...
Ben de, bugün orkidelerimi yeni ortamlarına aldıktan sonra, kendi yaptığım çözelti ile suladım.
Elementler için belirli bir formül kullanmadım. Azıcık riskli bir deneme yanılma oldu benimkisi ancak gübreleme sonrasında yaptığım araştırmalar neticesinde, olumsuz bir etkiyle karşılaşabileceğimi düşünmüyorum.
Ya da öyle umuyorum... :rolleyes:
Hazırladığım gübrenin içeriği şu şekilde:
N:85ppm P:23ppm K:150ppm Mg:25ppm Ca:65ppm S:34ppm
Fe:1,25ppm Zn:0,03ppm B:0,25ppm Mn:0,25ppm Cu:0,015ppm Mo:0,005ppm
Kullandığım su, yumuşatma sisteminden geliyor, dolayısıyla içerisinde sodyum var fakat miktarını bilmiyorum.
Multimetre ile suyun direncini ölçüp, oradan elektrik iletkenliğini (EC) bularak, bir tahmin yapmayı düşünmüştüm ama başarısız oldum.
Neyse, konu bu değil. :rolleyes:
Turnusol kağıtlarım kayıp olduğu için pH ölçümü yapamadım.
Çözeltinin içerisine birazcık -katkısız ve parfümsüz- kireç çözücü (%12 nitrik asit) ekleyerek, tahmini 6,0 gibi bir değeri tutturmaya çalıştım.
Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. Umarım yanlış bir şeyler yapmamışımdır bugün.
Sevgilerimle...
MaynaVira
26-04-2018, 16:59
Buraya yazmayı unutmuşum:
Orkidenin sarkmış ve buruşmuş yaprağı 24 saat içerisinde kendisini toparlamış.
Doğrusu böylesine hızlı bir iyileşmeyi beklemiyordum.:p
Hazır moralim düzelmişken fotoğraf da yükleyeyim.
Yaprağın önceki hali; (bitki gübreli suda bekliyor)
671883
Bu açıdan bakınca durum biraz daha belli oluyor:
671886
Bir gün sonra;
671885
MaynaVira
08-12-2018, 19:12
İki küçük orkidem bakımsızlık sonucu hayatlarını kaybetmiş.
Nisan ayında (büyük bir işsizlik belirtisi olarak) uzun bir yazı yazmışım. Bugün ise o yazıyı okurken sıkıldım (günlük gibi olmuş zira) ve bundan bir önceki mesajda bahsi geçen orkidenin fotoğrafını çektim.
Evet, neyse ki gelişme var:
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.