PDA

View Full Version : Beslenme alışkanlığımızdaki basit değişikliklerin sağlığımıza katkıları




TCM
23-11-2016, 15:20
Bir haftadır başlığı açmak istiyorum ancak bir türlü fırsat bulamadım. En iyisi başlangıcı bir şekilde yapayım da daha sonra düzeltme, ekleme yaparız hep birlikte, yoksa bir kaç ay daha duracak kafamda. Başlık pek uzun geldi birden.

Aşağıda dört kişinin farklı zamanlarda ve kısa aralıklarla yapılan tahlilleri var. Kısa zamanda olan bu önemli düşüşler sadece bir kaç beslenme alışkanlığındaki değişiklikle sağlandı. Neler olabilir acaba...

633999




TCM
23-11-2016, 16:42
23 yıllık pratisyen hekimim ve geçişle birlikte 10 yıla yakındır aile hekimliği yapıyorum. Son sütundaki veriler bana ait :)

Amacım her aklına gelenin ekrana çıktığı, bir şeyler söylediği ve kafaları karıştırdığı bu dönemde mesleki bilgi, deneyim ve son derece objektif verilerle mümkün olduğunca basit bir şekilde hayatınıza olumlu yönde katkı yapmak.

O öyle dedi, şu bunu dedi, bu kesinlikle haklı, o tamamen yanlış gibi iddialı sonuçlara varmak niyetinde değilim ve bu tür yorumlar yapmak daha fazla uzmanlık, zaman, teknik donanım ve deneyim gerektirdiği için haddim de değil.

TCM
23-11-2016, 17:38
Kısaca tanımlara değinirsek;

Diyabet (şeker) hastalığı (http://www.turkdiab.org/page.aspx?u=3&s=38): Diyabet, vücudunuzunda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumun da gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Sonuç olarak kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri yani glukozu kullanamaz ve kan şekeri yükselir.

Açlık kan şekeri: En az 10 saatlik açlık sonrası bakılan glukoz (şeker) seviyesi 100 ün (hatta son dönemde 90 mg/dl nin) altında olmalı.

Tokluk kan şekeri: Şekerce zengin yemek sonrası ilk lokmanın ağza atılmasından iki saat sonra bakılan tokluk kan şekeri 140 ın altında olmalı.

HbA1c (https://tr.wikipedia.org/wiki/Hemoglobin_A1c): Yaklaşık iki üç aylık ortalama şeker düzeyini verir, hastalığın tanısını ve takibini yapmakta kullanılır, açlık ve tokluktan etkilenmez. Normal değeri 6 dır.

İnsülin direnci: Pankreastan salgılanan ve amacı vücuttaki şekeri düşürmek olan insülin hormonunun vücut tarafından 'kaale alınmaması' dır. Tabi bu durum gün geçtikçe daha fazla insülin salgılanmasına ve zamanla şeker metabolizmasındaki bu bozulmanın şeker hastalığına dönüşmesine neden olacaktır. Bunun değerlendirilmesi Homa-Ir testiyle yapılır ve 2,5 un üzerinde olması yüksek kabul edilir.

TCM
23-11-2016, 17:56
Amacımız elimizden geldiğince bu metabolizmanın bozulmasını engellemek. Bunun için de şeker içeren gıdaları (glisemik indeksi yüksek gıdaları) mümkün olduğunca az almamız gerek. Çok basit olarak ve biraz da işimize geldiği gibi değerlendirecek olursak hayatımızdan un ve şekeri çıkardığımızda şeker metabolizması bozulma riskini oldukça azaltmış oluruz.

Excel listesindeki ilk üç kişi günlük beslenmelerinde oldukça çok tükettikleri un ve şekeri çıkararak veya oldukça azaltarak (çünkü evlerinde denetleme şansımız yok) bir - bir buçuk ay hatta iki hafta gibi çok kısa zamanlarda istenen ölçüm değerlerine indiler. Bu değerlerin normale inmesi pek çok kişi için bir şey ifade etmeyebilir. İnsanlar kağıt üzerinde inen değerlerden çok yaşamlarındaki değişiklikleri dikkate alacaklardır.

TCM
24-11-2016, 09:31
Yukarıda yazdığım gibi, un ve şeker bomba. Bunların yanında pirinç pilavı ve hazır gıdaların tamamı da dinamit. Size sağdan soldan toparladığım ve fazla kafa karıştırmayan listeyi vereyim. Önce yiyebileceklerimiz, yanlarındaki sayı (yani glisemik indeksi) ne kadar düşükse bizim için o kadar iyi:

SIFIRA YAKIN GIDALAR:
Etler – Balıklar – Yumurta – Yoğurt ve ayran (Ev yapımı) – Süt

SEBZELER:
1. Lahana (her türlüsü), karnabahar, brokoli- 15
2. Enginar, Kereviz- Patlıcan, biber (her türlüsü), kabak- 15
3. Salatalık, domates, marul, kıvırcık, kuru soğan, -15
4. Taze fasulye, bakla, börülce, ıspanak - Turp - Yer elması-15
5. Havuç-40
6. Börülce- 50
7. Kuru fasulye, bakla, barbunya, mercimek (her türlüsü), nohut -30

KURU YEMİŞLER:
1. Kavrulmamış Yer fıstığı- Ceviz- Kavrulmamış Fındık- Fıstık-15
2. Fındık ve çekirdekli siyah kuru üzüm-20
3. Kuru kayısı, mürdüm eriği-30

TAZE MEYVALAR:
1. Kiraz, vişne-22
2. Erik (her türlüsü), greyfurt-24
3. Şeftali-28
4. Elma, armut, şeftali, çilek, böğürtlen, karadut : 40
5. Portakal-45
6. Üzüm- 53
7. Muz-55

Şimdide mümkünse mutfağa dahi alınmayacak olanlar:

1. HER TÜRLÜ EKMEK, SİMİT, TOST, KURU VE YAŞ PASTALAR.
2. PİRİNÇ PİLAVI - MAKARNA, BÖREK.
3. ŞEKER, ÇİKOLATA VE HER TÜRLÜ TATLI.
4. REÇELLER, BAL, PEKMEZ. TATLANDIRICILAR.
6. ÜZERİNDE DİET YAZAN HER YİYECEK VE İÇİCEK.
7. TAZE SIKILMIŞ VE HAZIR MEYVA SULARI.
8. BÜTÜN ŞEKERLİ VE GAZLI İÇECEKLER. (KOLA, GAZOZ vs.)
9. PATATES, MISIR. TAVUK. HAZIR ÇORBALAR.
10. KARPUZ, KAVUN.
11. HER TÜRLÜ KIZARTMA.
12. SUCUK, SALAM, SOSİS, FÜME ET VE BALIK.
13. YEMEKLER PİŞİRİLİRKEN TERBİYE YAPILMIYACAK.
14. SÜT TOZU, KREMA

aydemiraydın
24-11-2016, 11:28
un,şeker ve ürünlerini hayatınızdan çıkarıp fermente ürünleri tüketmeye başlayınca hastalıklarda bitiyor. barsaklar sağlamsa heryerin sağlamdır. özellikle kalın barsağı kombiyotik bakterilerle beslemek lazım.

aydemiraydın
24-11-2016, 11:30
yemek esnasında su tüketmeyin. yemekten yarım saat önce ve yemekten 1.5 saat sonra su tüketin.

hosseda
24-11-2016, 12:29
Kepek-çavdar-tam buğday vb. ekmekleri yemek de hatamı ? Nasıl doyacağız...Makarnayı ekmekle yemiş nesiliz...

saleri
24-11-2016, 13:27
Mutfağa sokmayacağımız gıdalar arasında BAL yazılmış. Burada bahs edilen sanırım sahte olan BAL değil mi?

TCM
24-11-2016, 13:37
Ve sizi en zorlayacak bölüme geldik: egzersiz ..

Haftada en az 1,5 saat hızlı yürüyüş önerilen. Üç gün yarımşar saat çoğumuza uyar herhalde. Yürüyüş hızımızı şöyle ayarlayabiliriz: yanımızdakiyle zoraki konuşabilelim ancak kahkaha atamayalım. (Garip bir cümle oldu farkındayım :o )

Teorik olarak ne kadar bilirseniz bilin, size ne anlatılırsa anlatılsın, iş pratiğe dökülmeden tam yerine oturmuyor bilgiler. Bir kaç ay önce doktor arkadaşla konuşuyoruz, eşi hamile ve şeker ölçümleri hamileliğe bağlı yükselmeye başlamış. Sadece sabahları yapılan çok hafif üç-beş günlük yürüyüşler sonrası değerlerin düzeldiğini söyledi arkadaşım.

Ne zaman konu açılsa kaplumbağa, fil örneğini verirler ya yatmayı sevenler; Hayvanların kalp atış hızı düştükçe ömürleri artıyor diye. Veya her gün yürüsem yarım saatten yılda şu kadar yapar 70 yılda şu kadar yapar, zaten spor insan ömrünü anca o kadar uzatıyormuş niye kendimi yorayım diye. :D

Olay o kadar basit değil işte; düzenli egzersizin şeker metabolizmasına ve kalp-damar-dolaşım sistemine üstteki minik örnekte de görüldüğü gibi inanılmaz faydaları var. Yürüyüş sonrası alınan hazzın kattığı psikolojik katkıyı saymıyorum daha. Sonuç: 'işleyen demir ışıldar'

TCM
24-11-2016, 13:53
un,şeker ve ürünlerini hayatınızdan çıkarıp fermente ürünleri tüketmeye başlayınca hastalıklarda bitiyor. barsaklar sağlamsa heryerin sağlamdır. özellikle kalın barsağı kombiyotik bakterilerle beslemek lazım.

Bu durum son yıllarda çok konuşuluyor, pek çok hastalığın (ruhsal-fiziksel) barsakları dediğiniz gibi düzelterek iyileştirilebileceğini söylüyorlar. Ancak amacım basit, net ve bizzat yaşadığımız olayları sizlere aktarmak.

yemek esnasında su tüketmeyin. yemekten yarım saat önce ve yemekten 1.5 saat sonra su tüketin.

Su önemli, günde kiloya göre en az 2,5 - 3 lt. su içilmeli. İki gün içmeyi deneyin bakalım :)

TCM
24-11-2016, 13:57
Kepek-çavdar-tam buğday vb. ekmekleri yemek de hatamı ? Nasıl doyacağız...Makarnayı ekmekle yemiş nesiliz...

Yarın sabah iki tane yumurtayı bol tereyağına kırıp üzerine sevdiğiniz peynir çeşidini rendeleyip ekmeksiz yavaş yavaş yedikten sonra öğleye doğru görüşelim. Katkısız ilavesiz çay - kahve serbest.

aydemiraydın
24-11-2016, 14:10
Kepek-çavdar-tam buğday vb. ekmekleri yemek de hatamı ? Nasıl doyacağız...Makarnayı ekmekle yemiş nesiliz...


un ve şekeri kullanan ve isteyen candida mikrobu siz değisiniz. bırakın unu ve şekeri bir daha istemezsiniz. bi kaç hafta stres yapar fakat dayanın.

hosseda
24-11-2016, 14:38
Ekmeğin garası olursa kabul de demeceniz mi gari?

Mücevher Çalısı
24-11-2016, 14:39
Merhaba Sn TCM; güzel ve faydalı bir konu elinize sağlık;)

Benim de naçizane birkaç sorum olacak;

Kavaltıyı müsli ile geçiştirmek, tıbbın günahlarına girer mi?

Su tüketimine yaz-kış ayarı yapılıyor mu?

Çalışan insanların temposuna, çalışmayan insanların bütçesine bu reçeteler ne kadar uyar?

Çocuklar sağlıklı beslenme-yaşam durumuna nasıl alıştırılabilir? Okul ve arkadaş faktörleri işin içine girdi mi, biz nasıl çıkarız işin içinden:confused:

TCM
24-11-2016, 14:52
Mutfağa sokmayacağımız gıdalar arasında BAL yazılmış. Burada bahs edilen sanırım sahte olan BAL değil mi?

Buradaki patlayıcılar un, şeker ve pirinç. Hazır gıdalar, paket mamüller daha sonra geliyor. Ama patates, tavuk, bal, mısır, kavun-karpuz abartılmadığında tolere edilebilecek gıdalar. Yani 'o kadar çatlak su kaçırmaz'. Amacımız düzeni mümkün olduğunca bozmamak ve karmaşıklaştırmamak.

Listedeki ilk kişiye kağıda döküp verdim üstteki önerilen - yasaklanan gıdaları. Evde terör estirmiş adam, 'niye tavuk yapıyorsunuz, yasak demedi mi doktor' diye :rolleyes: Kimisi de benimsiyor olayı. Ama adam o kadar rahatlamış, o kadar mutlu, belirgin derecede kilo vermiş. Evdekiler tedirgin sadece :D

TCM
24-11-2016, 15:00
Ekmeğin garası olursa kabul de demeceniz mi gari?

Siz deneyin dediğimi, öğleye doğru görüşelim. Ekmeği akı garası derken 'gara gara' düşüncelere dalmış gördüm sizi. Üç gün deneyin bakalım nasıl hissedeceksiniz. Tartıya çıkın (aynı saat, aynı giysiyle), bu akşam ekmekle pilavı yiyip yemek sonrası nabzınızı ölçün yazın kenara, üç gün un-şeker ve pirinci tamamen kesin, sonuçta bakalım ne olacak kilo ve nabız açısından. Yemeklerden sonra 'şöööyle bir kestirsem iyi olacak, bir rehavet çöktü amanin' mi diyeceksiniz kendinizi dinç mi hissedeceksiniz.

Üç beş gün dayanın arkadaşlar, nelere alışıyor insanoğlu. Üç gün içtiğiniz çaylara şeker koymayın, üç güncük yahu, dördüncü gün ne kadar şeker arayacaksınız çayda bir bakın. Bir ay sonra 'bu insanlar nasıl şekerli çay içiyor' demezseniz ben buradayım.

TCM
24-11-2016, 15:19
...
Çalışan insanların temposuna, çalışmayan insanların bütçesine bu reçeteler ne kadar uyar?...

İdeali şu; sabah-öğle-akşam yemek araları beş saat, akşam 21 den sonra bir şey yemiyoruz. Ama bunu ben yapamıyorum, o aşamaya sonra geçeriz. Listenin üst tarafındaki sorunsuz gıdalardan istediğiniz kadar yiyebilirsiniz, yani barbunya yemeği yaptınız bir tencere, oturun hepsini yiyin. Bir tencere yoğurt, bir kuzuyu götürdünüz bir oturuşta sorun yok. (Nasılsa yiyen çıkmadı şimdiye kadar) Ben kendi gözlemim basit karşılaştırmaları veriyorum size. Yani olay basit aslında büyük sorunlarınız yoksa çok para harcayıp onun bunun peşinde helak olmaya, mutfak tartısı ve kibrit kutusu alıp ölçümler yapmaya gerek yok.

Sabah tereyağlı iki yumurta üzerine kaşar peyniri; maliyeti 2 tl. Bizim buranın kuru çökeleğiyle yaparsanız daha da düşer. Bugün evde yumurtalı pancar yapmış hanım, yanında kuru fasulye, ev yapımı yoğurt ve sirkesiz ev yapımı acı biber turşusu, hepsi bizim bahçeden, dışarıdan alsanız ne olacak. Akşama kilosun 10 t. ye çinekop alırsınız atarsınız fırına yanına kırmızı lahana-marul vs. karışık bir salata.

Sabahları kaz yumurtası üzerine cheddar peyniri, öğle bordo şarabıyla marine edilmiş bonfile, akşamda kalkan balığı yeyin demedim ki :p

Bu arada

sakagun
24-11-2016, 15:24
Hipotiroid hastasıyım. Kilo veremiyordum.
1 yıl 2 aydır unlu ve şekerli yiyecekler yemiyorum. 1,5 yıldır haftada 3 kez aerobik/step/pilates yapıyorum.
Sonuç olarak tüm vucudum 20'şer santim inceldi ve 15 kilo verdim.

* Bir süre şekerli yiyecek yemediğinizde vücut şekeri unutuyor ve canınız artık şeker istemiyor. Hatta şekerli yiyecekler sizi bayıyor.
* Ekmeksiz de doyuluyor. Kahvaltıda yumurta, öğle ve akşam yemeklerinde bol salata doymanızı sağlıyor.
* Evinizde/yanınızda karnınız acıktığında yiyebileceğiniz yararlı yiyecekler bulundurun. (Kavrulmamış, tuzsuz ceviz, fındık, badem gibi)
* Eve ekmek ve zararlı yiyecekler almayın. Olmayınca yiyemiyorsunuz. Gözünüzün önünde olunca muhakkak yiyorsunuz. :)
* Unsuz, şekersiz beslenmeyi yaşam tarzı haline getirin.
* Diyet ürünlerden uzak durun.

TCM
24-11-2016, 16:50
@ sakagun, dediklerinize aynen katılıyorum. İşleme başlamadan önce kafada planlamak, beyine olayı kabul ettirmek lazım. 'Doyamam, yiyemem, bırakamam' la başlarsanız bir hafta sonra 'eski tas, eski hamam' olur. Millet nasıl doyuyor.. Listedeki genç kız, iki haftada üç kilo verdi ancak geri dönüşü çabuk olmuş, bugün yeğenine sordum ne yapıyor diye, bıraktı galiba dedi. Yaşam tarzını değiştirmek lazım, kilo vermek için değil, çocuklarınızın eleceği için, sağlığınız için.

Kilo çok fazlaysa ve beslenme alışkanlığı çok kötüyse başlangıçta şeker düşmesine bağlı elde ayakta titreme, acıkma hissi, 'gözlerim döndü, bayılcak gibiyim' olabilir. Bu gibi durumlarda önerilen ilk tercih kavrulmamış işlemden geçmemiş badem, daha sonra ceviz, fındık, bulabilirseniz en hesaplısı fıstık. Birbiri arasında çok fark olacağını sanmıyorum, yani dediğim gibi olayı zorlaştırmamak lazım. 'İllede badem getirin bana' yerine uyacak ne varsa götürmeli. Benim favorim fındık+kuru çekirdekli üzüm. Fıstığın ise şöyle bir güzelliği var, diğerlerine göre hem hesaplı hem de tat olarak çiğ fıstığın çok albenisi olmadığı için daha az tüketiyorsunuz. Ancak kalori fazla oduğu için kilo vermeyi de amaçlayanlar kuruyemişleri hesalı tüketmeli.

TCM
24-11-2016, 17:01
...Kavaltıyı müsli ile geçiştirmek, tıbbın günahlarına girer mi?

Evet.

...Su tüketimine yaz-kış ayarı yapılıyor mu?...

Siz şimdi için de yaz gelsin bakarız.

...Çocuklar sağlıklı beslenme-yaşam durumuna nasıl alıştırılabilir? Okul ve arkadaş faktörleri işin içine girdi mi, biz nasıl çıkarız işin içinden:confused:

Biz elimizden geleni yapalım. Eve bu tip şeyleri almayın. Kızıma (teog cu) son tartısını gördükten sonra okula giderken para vermiyorum, bizim tohum poşetlerinden aldım, içerisine kuru üzüm (çekirdeksiz, çekirdekliyi yemiyor) + kavrulmuş (çiğ olanı yemiyor) fındık koyuyorum. Gittiği yere kadar.

Ancak iki haftadır yaylaya giderken içinden geçtiğimiz köyde ev ekmeği yapıp sattıklarını gördük, hafta sonları ince ince götürüyoruz kahvaltıda ailecek. Bu tip arızalar gelişmeleri durduruyor tabi. :(

TCM
24-11-2016, 17:14
İlk mesajdaki 15 yaşındaki genç erkeğin nabzını saydık tesadüfen. 100 ün üzerinde ki normalde 60-80 bilemedin 90 olmalı. Kilo oldukça fazla. Dediklerimizi yaptı, 10 gün sonra denk geldi tekrar baktık 80 in altındaydı nabız.

Ne zararlı, ne değil kendiniz karar verin. Her gün yemekten önce ve sonra günün belli saatlerinde nabzınızı ölçün yazın bir kenara, yemeklerden sonra da aynı işlemi tekrarlayın ve karşılaştırın. Kendi adıma; ev ekmeğini yedikten sonra nabzım % 20 artıyor.

Buranın tereyağlı bol yağlı kebap ekmeği normaldir. Hafta sonları yayladan yorularak indiğimiz kimi günlerde nadir de olsa telefonla yaptırır evde çocuklarla yeriz kişi başı yarım ekmekten fazla düşer. İnanır mısınız yedikten sonra bir saat geçmeden daha yiyecek bir şeyler bakınırız hepimiz. Çünkü aynı örneği yukarıda da verdim, kedinin kuyruğunu yakalamaya çalışması gibidir olay. Yedikçe acıkır, acıktıkça da yersiniz...

hosseda
24-11-2016, 17:46
Maden suyu içebiliyormuyuz ?

TCM
24-11-2016, 19:12
Maden suyu içebiliyormuyuz ?

Sorun olmaz diye düşünüyorum.

aydemiraydın
25-11-2016, 07:54
şekeri hayatınızdan çıkarınca doğal sütün ne kadar lezzetli olduğunu farkediyorsunuz.
şimdilerde çok reklamı yapılan pancar şekerinden bisküit yapanların bile ürünleri size iğrenç geliyor.
ben yemek aralarında tok karına simit ve büyük boy bisküit tüketen biriydim. şimdi şeker kullananları hor görüyorum.

aydemiraydın
25-11-2016, 07:56
sn. TCM, yasak olan tavuk market tavuğumu?

hosseda
25-11-2016, 09:36
Yazdığınız kıymetli tavsiyelere uyulabilse keşke...
Ancak ahir ömürde eziyete varan kısıtlamalara yer vermek gereklimi diyede düşünmeden olmuyor. Hatta kısıtlamaların gerekçeleri ne kadar süre geçerli acaba demeden de olmuyor ki yumurta ve tereyağ buna en güzel örnek...

Kişi kendini, bünyesini iyi bilmeli önce diye düşünüyorum bu kısıtlamalara da ona göre karar vermeli.

Şeker kullanmanın zararına kesin inandım bir yıl oldu çayı sıfır şeker içiyoruz evde. Sakatat en büyük zarar dediler yıllardır ama geleneksel beslenme içinde payı büyük, inanmadım hiç bu sabah daha yeni tavsiye, aman kelle paça yeyin eklemler çalışmaz sonra diye okudum gazetede.
Ekmek yemeden doymuyorum mümkünatı yok neden keseyim onu. Uyarıları dikkate alarak beyazından uzak duruyorum ama börek yapmaya başladım köyde nasıl vazgeçeyim ondan. Akşam yemeğinde de ekmeğimi yerim ama yatma vaktine kadar değil kestirmek uzun dahi oturmam. Bekleyenler oluyor iki saat kadar nette briçde olurum ki değil uyuklamak dalmaya fırsat bulamazsınız.
Mandalin zamanı geldi o büyük tehlike. Hele kinin başlasın ( Bodrumlular klimantine kinin der) kiloya yakınını yemeden olmuyor kış akşamları.

Sadede gelde kilodan bahset derseniz yandım derim. On kilo fazlam var sigarayı bıraktığım 2004 senesinden beri...Bağcıkları bağlarken oflatıyor başka sıkıntım yok. Sizin yazdıklarınızı uygulayayım haftada 3 kilo vereceğimi de bilmekteyim ama ahir ömür işte...

TCM
25-11-2016, 09:42
şekeri hayatınızdan çıkarınca doğal sütün ne kadar lezzetli olduğunu farkediyorsunuz.
şimdilerde çok reklamı yapılan pancar şekerinden bisküit yapanların bile ürünleri size iğrenç geliyor.
ben yemek aralarında tok karına simit ve büyük boy bisküit tüketen biriydim. şimdi şeker kullananları hor görüyorum.

Özellikle çay.. Alıştım artık, yıllardır şekersiz içiyorum. Konuştukça, zaman geçtikçe etrafımda şeker kullanmayanların sayısı artıyor :) Yanlışlıkla şeker taneleri dahi düşse çayın içine rahatsız ediyor.

Bu yazılanlar kimisine inandırıcı gelmeyebilir, ancak olay oldukça basit ve objektif. Karmaşık, zihin bulandırıcı hiç bir şey yok. Daha karışık şeylere cevap vermek için üstte yazdığım gibi zaman, tecrübe ve imkan lazım. Yani falanca çıkarılan ürün zararlı mı, market tavuğu zararlı mı, müsli zararlı mı, köy yumurtası ile çiftlik yumurtası arasında fark var mı, pastörize süt mü-sokak sütü mü vs. vs. Bunlara kesin cevap vermem için uzun zamandır bu iş üzerinde çalışıyor, deniyor olmam lazım ki imkansız. Kişilerin ağzına bakıp ta 'bakın şuna göre bu zararlı, falancaya göre şu faydalı' demem doğru olmaz. Geçenlerde çıktı aklıma gelmedi şimdi, üç otör dünyaya yalan söylemişler (kolestrol ilaçları konusunda mıydı) ve karşılığında ilaç firmasından para almışlar. Şartlar böyleyken biz önümüzdeki gördüğümüz gerçeklere bakalım.

Mantıken cevaplar verebiliriz. Geçen düşündüm insanoğlunun elini sürerek yaptığı son ürünlerden tamamen zararsız hiç bir şey bulamadım. Yani hangi sektörde olursa olsun önce üretip sonra tükettiğimiz yapay ve sıfır zarar bir şey yok. (Siz bulduysanız tartışalım) Hal böyleyken çiftlikte üretilen tavuk ile köyde gezen dışarıda yemlenen tavuk bir olur mu? Ama biz de alıyoruz çiftlik tavuğunu, çabucak pişiyor, yumuşacık, ufak kemiklerini bile az zorlasanız mideye gönderebiliyorsunuz o kadar yumuşak. Şimdi marketlerde de var, şekli benziyor köy tavuğuna ama gerçek mi? Bu şekilde satan köyde tanıdıklarım da var, köy tavuğu ama çitin içinde fenni yem yiyor, ikametgahı köy ama...

TCM
25-11-2016, 13:00
@hosseda, 12 yıl kadar önce, sigara içiyorum günde üç dört..Öğrenciliğimden beri nabzımın (dakikadaki kalp atım sayısı) 60-70 olduğunu bilmem, 80-90, hafif vites yükselttim mi 110 - 120, baktım olacak gibi değil ilaç başladım, iki yıla kalmadı ilacın da etkisiyle kilom 3 rakamlı hanelere ulaştı; 101,5 boyum aynı kaldı 1.80 ..

Yine baktım, yine olacak gibi değil, sigarayı, ilacı ve nereden aklıma girdiyse un ve şekeri bıraktım. Ama tek dayanamadığım bizim buranın 'lokma' sı. Tam üç aylar zamanı, hangi sokaktan geçsem lokma dağıtıyorlar. Yanında sert peynir... ama başka un yok. O zamanlar tv. lere çıkıp çok konuşan yok, eş-dost ne yapıyor, nasıl doyuyor diye tasalanmakta. Hanım kızgın 'ne yedirecem ben bu adama' diye kıvranmakta. Ben unu ve şekeri kestim, arada lokma kaçırıyoruz tabi denk geldikçe, patates kızartması azaltıldı ama bırakılmadı, pilav oldukça azaltıldı, bulgura da yer verilmeye başlandı vs. vs. altı ayı geçkin bir sürede; sigarayı bıraktım (bu bırakma 3,5 yıl sürdü halen günde bir ortam olursa sohbet vs. beş-altı içiyorum) ilacı bıraktım ve 90 kiloya düştüm. Yani her sigarayı bırakan kilo almıyor. Nabzım bir daha o seviyelere gelmedi (hala öyle) istirahat anında 60 ın dahi altına indiği oluyor.

Ama gel zaman git zaman ortam, arkadaş, ev, hayat şartları, 'bir kereden bir şey olmaz' cılıklarımız ile yaz ortasında yine aynı kiloya geldim. Üstteki listenin en sağındaki tahlillerim tam o zamana ait. Ben yine aynı diyete başlayayım mı ne yapayım derken Ramazan geldi ve ikinci tahlil orucun yarısındaki tahlil ki tam una şekere fazla dikkat etmediğim döneme ait. Uzun süren açlığın vücuda faydaları...

Yazın bahçe işleri hafiften diyet derken yaz sonu ben tartıda 94 ü gördüm ancak şu anlar 98-99 lardayım.

Var mı bir yiğit tam kapasite tekrar başlayalım :)

TCM
25-11-2016, 13:39
@ hosseda; 'domuzdan ne kopardık kar' diye düşünelim. Bu yazılar sayesinde çayımı şekersiz içiyorum veya her öğünde sadece iki dilim ekmek yiyorum deseler fena mı olur.

Her kalktığınız sabah 'yine mi tereyağlı yumurta' deyip bunun derdine düşüyorsanız bu iş yürümez, psikolojik olarak bozulursunuz zaten :) Öğle yemeğini yerken akşam ne yiyeceğinin muhabbetini yapan toplumun üyeleri olarak bu bize zulümdür. Bunları bir yaşam tarzı olarak kabul etmeliyiz, her yeni gün bize ızdırap verecekse olayı devam ettiremeyiz, ettirmemeliyiz zaten.

Ev yapımı sirke getirdi biri, sabahları yarım çay bardağı onu içiyorum. Yanında varsa kendi yaptığım yoğurttan bir kase, veya büyükçe bir elma kabuklarıyla veya uğraşırsam bir yumurta üzeri peynirli, hiç bir şey yoksa kuru üzüm-fıstık fındık benim kahvaltım. Ve bunları yerken gerçekten seviyorum. Yaz sonunda da devam edecektim olaya da tazesiydi, kurusuydu, turşusuydu acı biberler beni mahvetti :) Yemeğin yanında bir iki dilim ince de olsa ekmek istiyor insan.

aydemiraydın
25-11-2016, 13:45
un ve şekeri bırakınca ilkin kilo verdim fakat şimdi veremiyorum. aynı kiloya takılıp kaldım. zayıflayamasamda en azından sağlığım yerinde.

aydemiraydın
25-11-2016, 13:46
ekmek yerine fermente edilmiş baklagilleri tüketin.

sakagun
25-11-2016, 16:03
"Zamanı geldiğinde zararlı şeyleri yiyen de ölüyor yemeyen de ölüyor" diye düşünmeyin. Kaliteli bir şekilde yaşamak/yaşlanmak varken neden yaşlılığınızı şeker, tansiyon, kalp vb. hastalıklarıyla geçiresiniz ki?

TCM
25-11-2016, 16:59
un ve şekeri bırakınca ilkin kilo verdim fakat şimdi veremiyorum. aynı kiloya takılıp kaldım. zayıflayamasamda en azından sağlığım yerinde.

% 10 kiloyu vermesi zor olmuyor, ondan sonra ek önlemler gerekli. Daha sıkı diyet, daha az yemek ve mutlaka düzenli egzersiz.

TCM
25-11-2016, 17:34
"Zamanı geldiğinde zararlı şeyleri yiyen de ölüyor yemeyen de ölüyor" diye düşünmeyin. Kaliteli bir şekilde yaşamak/yaşlanmak varken neden yaşlılığınızı şeker, tansiyon, kalp vb. hastalıklarıyla geçiresiniz ki?

Haklısınız.

Ölümlerin çoğu kalp damar hastalıkları yüzünden olur. Vücudumuzki damarları bahçe hortumuna benzetirim ben. Hortumu işiniz bittiğinde güzelce toplar serin kuru karanlık bir yere kor, bahçeyi sularken ucunu sıkıştırmazsanız ömrü daha uzun olur. Tansiyon suyun hortuma yaptığı basınç gibi kanın damarlara yaptığı basıncı gösterir. Ne kadar düşük olursa (rahatsızlık verecek şekilde düşüklüğü hariç) bir insanın kalp damar hastalıklarından ölme riski o kadar düşük olur. Bahçede kendi haline bırakılan hortuma güneşin yaptığı olumsuz etkiyi de şeker hastalığının damarlara, sinirlere yaptığı etkiye benzetebiliriz. Tansiyon ve şeker damar - sinirleri bozarak özellikle göz, böbrek, kalp, beyin gibi hayati ve ince damarlı organlarda geri dönüşümsüz hasarlara sebep olabilir. Tabi bahçedeki hortumun cinside önemli. Ne kadar dikkat ederseniz edin hortumunuz birinci kalite malzemeden yapılmamış, çıkma kalitesiz plastikten merdiven altında imal edilmiş ise ömrü diğerlerine göre oldukça az olacaktır. Bunu insanoğluna uyarlarsak işin içine 'kalıtım' giriyor. Anne babası dedeleri 90-100 yaşında ölmüş birinin 30 yaşında kalp krizinden ölme riski oldukça düşüktür.

Sonuçta önemli olan şuna inanarak yaşamak ve davranmaktır; insan vücuduna yapılan hiç bir yatırım boşa değildir.

TCM
25-11-2016, 17:39
Al bakalım az önce NTV de söyledi; sentetik tatlandırıcılar zayıflamayı engelliyormuş.

sakagun
25-11-2016, 20:15
Şeker hastalığı yüzünden annemin damarları incelmiş. Tehlikeli olduğundan kalp ameliyatı yapamadılar, 70 yaşında vefat etti. Son 10 yılını hastaneye gidip gelerek geçirdi.
Babam da kalp ve tansiyon hastalığı yüzünden vefat etti.

Her ne kadar kalıtsal olsa da yiyeceklerime dikkat ederek bazı hastalıklardan uzak durabileceğimi düşünüyorum. Sağlıklı beslenmek için yaşlanmayı beklemeyin. Kaliteli yaşayın. Farkı göreceksiniz.

TCM
25-11-2016, 23:28
Şeker hastalığı yüzünden annemin damarları incelmiş. Tehlikeli olduğundan kalp ameliyatı yapamadılar, 70 yaşında vefat etti. Son 10 yılını hastaneye gidip gelerek geçirdi.
Babam da kalp ve tansiyon hastalığı yüzünden vefat etti.

Her ne kadar kalıtsal olsa da yiyeceklerime dikkat ederek bazı hastalıklardan uzak durabileceğimi düşünüyorum. Sağlıklı beslenmek için yaşlanmayı beklemeyin. Kaliteli yaşayın. Farkı göreceksiniz.

Uzak duramasanız dahi etkilerini azaltabilirsiniz. Tansiyon var yapılan düzenli spor, alınmayan kilolar ile tek ilaçla kontrol altına alınabiliyor. Ama tersini düşünün, kilo olmuş 150, hiç bir fiziki aktivite yok, sürekli karbonhidrat tüketimi vs. vs. İlk örnekte tek çeşit ilaçla düzelen tansiyonu ikinci örnekte belki dört çeşit ilaçla zor kontrol altına alacaksınız ve her geçen süre aleyhinize işleyecek. İlave her ilacın yan etkilerini gözardı etmemek lazım.

Kalıtım, cinsiyet, kilo, boy, çevre ve yaşam şartları, alışkanlıklar (sigara, alkol vb.), egzersiz, beslenme alışkanlıkları vs. vs. insan yaşamındaki risk oranlarını belirler. Elimizden geldiğince bu riskleri azaltmalıyız ki pek çoğu elimizde. Ayrıca günümüzün şartlarını teknik açıdan değil 40-50, 20 sene öncesiyle dahi kıyaslayamayız. Diğer illeri bilmiyorum (muhtemelen aile hekimliği ile oralarda da uygulama aynıdır) ama İzmir de 20 yıl önce hastanelerde zor yapılabilen pek çok önemli tahlil en uç aile sağlığı merkezlerinde dahi merkeze gönderilerek ücretsiz yapılabiliyor. Kalp krizi geçiren adam İzmir in en uç ilçesinden helikopterle eskiye göre çok kısa sürede merkeze ulaştırılabiliyor. Evlerde şeker ölçüm cihazları, tansiyon ölçüm cihazları eksik değil. Yani istenirse erken teşhise erişim kolay artık. Dolayısıyla Allah rahmet eylesin, anne babanızın yaşam sürelerine epey bir zaman daha ekleyebilirsiniz. :)

MeyveliTepe
25-11-2016, 23:56
...

Yazın bahçe işleri hafiften diyet derken yaz sonu ben tartıda 94 ü gördüm ancak şu anlar 98-99 lardayım.
...


Benim kafam karıştı biraz :)

MeyveliTepe
25-11-2016, 23:58
un ve şekeri bırakınca ilkin kilo verdim fakat şimdi veremiyorum. aynı kiloya takılıp kaldım. zayıflayamasamda en azından sağlığım yerinde.

Bu niye? Yani kilo bakımından soruyorum.

TCM
26-11-2016, 10:02
Benim kafam karıştı biraz :)

...Ancak iki haftadır yaylaya giderken içinden geçtiğimiz köyde ev ekmeği yapıp sattıklarını gördük, hafta sonları ince ince götürüyoruz kahvaltıda ailecek. Bu tip arızalar gelişmeleri durduruyor tabi. :(

...Yaz sonunda da devam edecektim olaya da tazesiydi, kurusuydu, turşusuydu acı biberler beni mahvetti :) Yemeğin yanında bir iki dilim ince de olsa ekmek istiyor insan.

Karışıklık düzelmiştir umarım. :o

Alışkanlıkları değiştirmek için kafaya koymak, bunları uygulamak ve etraftan destek görmek lazım. Haftasonları kahvaltı sofrasında hanım gevrek, kız açma, oğlan da çıtır çıtır boyoz yerken ve size gülücükler eşliğinde bakarken tabağın içindeki çökelek en tazesinden, zeytinyağı en soğuk sıkmasından domates te bahçedeki @birnefestoprak ın 'italian heirloom' undan olsa dahi mideye indiğinde alt taraf sesini çıkarmasa da beyin yanına birşeyler daha gelsin istiyorlar.

Kişilerin yaşı, metabolizmaları kilo açısından ele alırsak oldukça etkili oluyor. 'Su içsem yarıyor' kısmen doğru, 40 yaşından sonra metabolizma yavaş çalışıyor, hareket nispeten düşüyor ve alışkanlıklar aynı kalsa da dahi istemeden kilo alabiliyorsunuz. Yani üç dört ayda verdiğiniz kiloları bir kaç ayda geri alabiliyorsunuz ancak metabolizmadaki bozulma (tahlillerdeki kötüleşme) zaman alıyor. Bir bayan vardı yaşı 40 a yakın, yıllardır 'kilo alamıyorum, ben ne zaman 60 kiloyu geçecem' derdi her geldiğinde. Ben de '40 ından sonra alırsınız' demişim bir keresinde. Geçen geldi 70 kilo olmuş, böyle demiştiniz dedi. İyi dedim muradına ermişsin :D

Varsa bencileyin 'fazla kilolu' dan 'obez' sınıfına geçmek üzere olan, gelelim dolduruşa başlayalım pazartesi maça.

erkanbey
26-11-2016, 12:04
Sayın TCM kiloyu doğal yoldan hızlı vermenin zararı varmıdır?Biliyorsunuz ki hareketsiz olan ve dengesiz beslenen birisi,spora başlar ve dengeli beslenmeye başlarsa,ilk aylarda çok hızlı kilo verir.Durum böyle olunca da etrafındakilerden hızlı kilo vermek iyi değil diye tepki alır.Ne yani kilo vermeye odaklanmışken aman biraz daha yiyeyim,yavaş zayıflıyayım mı diyeceğiz?

Kendimden örnek vereyim,1.70 boyundayım,kilom 94 dü.İlk iki ayın sonunda 15 kilo verdim.Sonra 1 aydan fazla almam gerektiği kadar kalori aldım belkide biraz daha fazla.Artık kilom artmıyordu tekrar diyete başladım iki haftada 3 kilo daha verdim.Bunları doktora gitmeden ve spor salonuna gitmeden yaptım,ama çok fazla araştırıyorum,emin olun çok sağlıklı da besleniyorum.Daha öncede kilo vermeyi denemiştim gene ilk aylarda hızlı vermiştim.Biliyorum sürekli kilo alıp vermek iyi değil,o yüzden bu sefer yaşam tarzımı komple değiştirdim.Şu anda 75 kiloyum ve 70 e kadar devam edeceğim.

İlk iki ayın sonunda kayınpederimin arkadaşı sağlıkçıymış ona demişki hızlı kilo vermek uyuyan kanser hücrelerini uyandırır.Şimdi kiloyla uğraşırken birde kayınpederle uğraşıyorum.Bu kanser hücreleri ben çorabımı iki elle giyecek kadar eyilemezken uyuyorlardı da şimdi fit bir vücuda sahip olunca mı uyanıyorlar?Belkide doğruluk payı vardır bilmiyorum.

Ben yaşam tarzımı deyişmeye temmuz un ikinci haftasında karar verdim,ramazan bayramıydı herkes çok kilolusun bu yaşta iyi değil diyordu,şimdi o kişiler çok zayıflamışsın bu kadar yeter diyor,bunun verdiği haz bile insana yetiyor emin olun,hayat artık her yönüyle daha güzel.Sirke,turşu,yoğurt forumlarında beni bol bol görmeniz mümkün,çünkü doğal beslenme gerçekten çok önemli,sporda bir o kadar.

Size böyle bir konu açtığınız için ayrıca teşekkür ediyorum.

Muda
26-11-2016, 12:31
Sn. erkanbey;

Arkadaşımız bilimsel olarak bu işin nasıl olduğu ile açıklamayı yapar. Ancak benim bildiğim gözlemlediğim şeyi anlatmaya çalışayım.

Ne kadar hızlı kilo verirseniz o kadar hızlı kilo alırsınız. Ani kilo almak gibi hızlı kilo vermek de iyi değil. Vücudun uzun yıllar alıştığı bir kilosu var. Kendini ona göre ayarlamış. Siz aniden kilo verince bir anda sanki panikleme gibi kendini o kiloya çıkarmaya çalışıyor. En ufak bir kaçamakta bile hemen rezervleri doldurmaya başlıyor. Hatta yediğiniz yemekleri daha verimli kullanıp eski kilosuna ulaşmaya hatta geçmeye çalışıyor. Bu nedenle 15 kğ veren bir kişi daha sonra kilo vermesi durup belirli bir süre sonra daha fazla kilo alıyor.

En ideal zayıflama belirli bir miktar kilo verince o kiloyu en az altı ay muhafaza etmek. Daha sonra yeniden kilo vererek vücut dengesinin yeniden o kiloya ulaşmasını sağlamak. Hareket etmeyi, sağlıklı beslenmeyi unutmamak gerekiyor.

Arkadaşım şekerden dolayı hızlı bir kilo verdi. Daha sonra devamını getirdi. Ancak vücudunun dengesi bozuldu. Sanki on yaş daha ihtiyar hale geldi. Aradan kaç yıl geçti. Biraz kilo almış durumda. Ancak yüz ve vücudundaki defermasyon yeni gitti.

TCM
27-11-2016, 09:56
@ erkanbey, iki ayda % 15 i geçkin kilo kaybınız olmuş. Bu çok normal değil, aile hekiminize gidip ayrıntılı bir tahlil istemenizde fayda var. Sorun olduğunu sanmıyorum ancak sağlık konu olunca 'kötüyü' düşünüp tedbiri elden bırakmamak lazım.

Kısa zamanda hızlı kilo kaybı normal bir vücutta yağların değil kasların kaybedilmesine neden olur. Bu durumda kas kaybıyla birlikte metabolizma hızı azalacak, kandaki zarar lı maddeler ve bunların temizlenmesi zorlaşacak, bunu sağlayan böbrek -karaciğer başta olmak üzere vücut zorlanacak. Bu sebeple hızlı kilo verenlerde istenmeyen dış görüntü oluşuyor. İlave sorunlar yoksa geri dönüş oluyor tabi.

Güzel olan, pek çok şeyde olduğu gibi sürecin yavaş ilerlemesi. Güveçte yapılan yemek gibi :) @ Muda nın dediği gibi geri dönüş te çıkış gibi hızlı oluyor.

Hızlı kilo vermenin olumsuzlukları mutlaka var ancak kanseri tetiklemesi çok mantıklı gelmedi bana.

erkanbey
27-11-2016, 10:30
Kanser kısmı banada mantıklı gelmemişti.Hızlı kilo kaybının iyi birşey olduğunu söylemek mantıklı değil tabi ki fakat kilo vermeden önceki halime oranla (sağlıklıda beslendiğim için)çok daha rahatım.Aslında ilk 15 kiloyu verdikten sonra,birkaç yıldır devam eden bir miğde rahatsızlığım vardı onun için doktora gitmiştim.Üst batın diyorlar sanırım,ciğer,dalak,böbrek ne varsa ultrasonla bakıldı her şey normal gözüküyor.
Bu ani kilo kaybının belirtileri illede ultrasonla görünecek diye bir iddam da yok aslında.

Ne kadar iyi olmasada hızlı bir şekilde verdim ama geri alımına izin vermeyeceğim o yüzden içim rahat.Oluşan ufak tefek hasarlarıda yaşam tarzımı düzelttiğim için ve yaptığım sporlar sayesinde düzelteceğime inanıyorum.
Teşekkürler...

TCM
01-12-2016, 23:19
40 yaşında bayan, sadece 13 gün arayla yapılan iki tahlil sonucu; pirinç ve şeker tamamen diyetten çıkarılmış, ekmek ise her öğünde bir kaç dilim kepek-çavdar ekmeği olarak devam edilmiş.

634801

mister73
26-05-2017, 10:40
...

Varsa bencileyin 'fazla kilolu' dan 'obez' sınıfına geçmek üzere olan, gelelim dolduruşa başlayalım pazartesi maça.



Sayın TCM, eşinizi nasıl ikna ettiniz; ya da edebildiniz mi? Zira böyle bir işi tek başına sürdürmek biraz zor, ben bizzat yaşıyorum :( Hadi çocukları hariç tuttuk diyelim ama evdeki yetişkinlerden en az birinin daha desteği şart bence.

Bu arada sizin maç nasıl gidiyor :)

TCM
26-05-2017, 14:32
Sayın TCM, eşinizi nasıl ikna ettiniz; ya da edebildiniz mi? Zira böyle bir işi tek başına sürdürmek biraz zor, ben bizzat yaşıyorum :( Hadi çocukları hariç tuttuk diyelim ama evdeki yetişkinlerden en az birinin daha desteği şart bence.

Bu arada sizin maç nasıl gidiyor :)

Maça gelen olmadı ki, var mısınız pazartesi başlayalım, sürekli buraya yazacağız, bundan güzel gaz-destek olmaz.

g.c.
26-05-2017, 15:33
1.80 77kg 31 yaş erkek olarak kilomu 75 civarında tutmak için beyaz ekmek yemiyorum, kepekli ve ya tahıllı ekmek ile beslenme yaklaşık 2,5 yıllık süreç. (evlilik)

Yaptığım hiçbir diyet olmadı bunca zaman. Sadece çayımda ki şekeri sıfırlamak için dün akşam, bugün öğlen ve şimdi sizin yazdıklarınız farklı farklı ortamlarda arka arkaya denk gelince sanırım artık şekeri bırakmanın da vakti geldi. (herhangi bir sağlık sorunum yok çok şükür)

Birden kesmek mi mantıklı yoksa 2den 1e düşüp sonra sıfırlamak mı? Deneyimleyen biri yardımcı olursa sevinirim.

TCM
26-05-2017, 15:55
'Çaya şeker katmayın' deyince ilk tepki 'öyle çay mı içilir' oluyor. İnsanoğlu nelere alışıyor; ilk defa sigarayı ağza alıp nefesi içine çeken kişi veya rakıyı-birayı ilk kez içen biri, acı biberi ilk yiyen biri 'vay anasını be, ben bu zevklerden niye yıllardır mahrum kalmışım' diyor mu? Hemen ağzındakini çıkarıp, öksürüp hatta midesindekini çıkarıp 'nasıl içiyorsunuz/yiyorsunuz bu mereti' demiyorlar mı? Çaydaki şeker de böyle üç gün şekersiz için bakalım dördüncü gün ne olacak. Şekersiz içenlere bir sorun halinden memnun olmayan var mı?

Olayı bozan biziz aslında :) Şeker insanoğlunun hayatında kaç yıldır var ki... 'Eskimo' larda kalp-damar hastalıkları yok seviyesindeymiş ve sebebini yedikleri balıklara bağlamışlar. E biz de yiyelim balık, niye kalp krizinden gidiyoruz genç yaşta. Meğer olay eskimoların balık yemesi değil o balığı 'çiğ' yemesiymiş :) Aynı balığı biz yiyoruz ancak pişirirken 'omega'ları yitirdiğimiz için olumlu etkisi eskimolarınki gibi olmuyor. Sonuç; yaşasın 'suşi'... (Not: eskimo-balık olayı bir arkadaş sohbetinde bahse konu olmuştur)

hosseda
26-05-2017, 17:13
Sohbete bende katılayım :
Son bir ayda 3 kg kadar kilomda azalma oldu. Herhangi bir özel çabam olmadı. Nasıl veriyorsun diye soruluyor net cevap veremiyorum ama bildiğim şu; akşam yemekten sonra yatıncaya kadar meyveye abur cubura saldırı kendiliğinden yok oldu. Ne oldu da ben vücudumun kontrolsuz meyve talebini sona erdirdim bilmiyorum ( bir seferde kiloya yakın mandalini tüketirdim belki de onun vakti geçti ben de kurtuluşa erdim). Belki de insanın ruhsal durumuyla alakalı bu yeme içmedeki aşırıya kaçmalar. Öğünlerde, ekmek tüketiminde hiç bir kısıtlama yapmadım, sağlığımla alakalı bir sıkıntım da yok.

Çaya atılan şekerden vazgeçme sürecinde önce tek şekere düştüm çok kısa süre sonra yarım yeter oldu akabinde şekersiz içmeye başladım ama çok nadirde olsa bazen tek şeker attığım oluyor.

Muda
26-05-2017, 17:48
Bizim evde eşim az şekerli çay içerdi. Çocuklara ise küçüklüklerinden itibaren çaylarına şeker koydurmadı. (İyi de yaptı.) Uzun süredir onu da kullanmıyor. Biz küçüklüğümüzden şekerli çay içtiğimiz için biraz da alışkanlık ve tat olarak bize zor geliyor. Şimdi biraz biraz şekeri azalttım. Ancak büyük su bardağına iki küp şeker koyduğum bitki çaylarında tek şeker koyduğum halde evdeki şekeri sürekli ben bitiriyorum. :D

Arada misafir de olmasa yandık. :D

O kadar çay ve bitki çayı içince akşama kadar içtiğimiz şeker oldukça fazla oluyor. Arada çaktırmadan şekersiz içmeye çalışıyorum. Üzüm, incir, kayısı gibi kuru meyvelerle en kolay şekilde şekersiz çay içilebiliyor. Bal, reçel, pekmez gibi tatlı gıdalar ile de rahat bir şekilde şekersiz çay içilebiliyor. Taze çay artık şekersiz içmeye az da olsa başladım. Umarım devamı gelir.

A_NOMAD
26-05-2017, 18:18
...Sadece çayımda ki şekeri sıfırlamak için dün akşam, bugün öğlen ve şimdi sizin yazdıklarınız farklı farklı ortamlarda arka arkaya denk gelince sanırım artık şekeri bırakmanın da vakti geldi. (herhangi bir sağlık sorunum yok çok şükür)

Birden kesmek mi mantıklı yoksa 2den 1e düşüp sonra sıfırlamak mı? Deneyimleyen biri yardımcı olursa sevinirim.

Çayını, kahvesini (bitki çayları da dahil) bol şekerli içmeye alışmış haldeki ben 1998 yılından beri hepsini şekersiz içiyorum, öyle ki artık şekerli olduğunda tadı bozuk geliyor ve zorlasam da içemiyorum :rolleyes:

Staj yaptığım birimin hocasının zulmü yüzünden çayımızı, şekerimizi saklamak zorunda kalmıştık. Çay sorun değildi ama şekeri saklamak fazlasıyla zordu zira biz hangi gizli bölmeye şekeri saklasak, hocanın jurnalcileri olduklarından emin olduğumuz karıncalar hemen oraya akın ediyorlardı. Akın etsinlerdi, sorun değildi ama bu karınca vatandaşlar duvar tarafından gizli bölmedeki şekere doğru çift şeritli karayolu oluşturduklarından bizim hoca her seferinde karıncaları takip ederek şıp diye şeker zulamızı buluveriyordu :mad:

Birim olarak baktık bu iş böyle olmayacak, ya sıcak içeceklerden ya da şekerden vazgeçmek durumundayız 'bir deneyelim bakalım şekersiz içilebiliyor mu bu meretler' diyerek ilk denemeyi yaptık (ki şans bu ya bütün birim bol şeker sevenlerden oluşmuştu) ve içemedik :D

Sonra meyve çaylarından şeftalinin şekersiz de gayet lezzetli olduğunu fark edince hemen -aroması, şeker tadına olan isteğimizi tatmin edebilir diyerek- bergamot aromalı çaylardan aldık, sonuç öyle başarılı oldu ki o günden sonra bahsettiğim ekibin tamamı hayatından (daha doğrusu sıcak içeceklerden) şekeri tamamen çıkardı.

Konuyu çok uzattığımın farkındayım ama eğer siz de şekersiz içmekte zorlanıyorsanız ilk etapta aromalı çayları denemenizi öneririm, sonrasında normal çaya geçiş çok kolay oluyor. Şekeri kademeli düşürmeye gerek de kalmıyor, direkt kesebiliyorsunuz ;)




...'Eskimo' larda kalp-damar hastalıkları yok seviyesindeymiş ve sebebini yedikleri balıklara bağlamışlar. E biz de yiyelim balık, niye kalp krizinden gidiyoruz genç yaşta. Meğer olay eskimoların balık yemesi değil o balığı 'çiğ' yemesiymiş :) Aynı balığı biz yiyoruz ancak pişirirken 'omega'ları yitirdiğimiz için olumlu etkisi eskimolarınki gibi olmuyor. Sonuç; yaşasın 'suşi'...[/COLOR]

Eskimoların durumunu sadece balığı çiğ tüketmelerine bağlamak bence yanlış olur zira genler, yaşamak zorunda kaldıkları fazlasıyla soğuk ortam, banyo yapma alışkanlığının olmayışı, vs. gibi genel manada çok büyük farklılıklar da söz konusu...
Kaldı ki -haydi tek farkın beslenme alışkanlıkları olduğunu varsayalım ve tüketilen balık miktarı arasındaki farkı da aklımıza getirmeyelim- ağırlıklı olarak denizden beslendikleri doğru olsa da sonuçta sadece balık tüketmiyorlar, mesela fok da yiyorlar; belki kalp sağlıklarının sebebi foklardır, olamaz mı? :rolleyes:

Ayrıca çiğ balıktaki parazitler konusu da var ki yoruldum, o konuya bari burnumu sokmayayım... :D

mister73
26-05-2017, 20:53
Altı aydır sessiz olan konuyu hortlatma konusunda biraz tereddütlerim vardı ama sanırım isabet olmuş :)

Maça gelen olmadı ki, var mısınız pazartesi başlayalım, sürekli buraya yazacağız, bundan güzel gaz-destek olmaz.

Ben varım, kurallar nedir?

TCM
27-05-2017, 19:20
Altı aydır sessiz olan konuyu hortlatma konusunda biraz tereddütlerim vardı ama sanırım isabet olmuş :)

Ben varım, kurallar nedir?

Sabah işe gitmeden ve giyinmeden tartının üstüne çıkıyoruz. Üç günde bir buraya yazıyoruz, veya kaç günde bir isterseniz. Başladığımız günden itibaren neyi değiştirdik onu da yazalım.

Bugün sabah ramazan ile birlikte başladım, mümkün olduğunca unlu gıdaları, şekeri-pirinci çıkarıyorum ancak tüketirsem de ne kadar tükettiğimi yazayım.

Benim 100,6 kg.

g.c.
28-05-2017, 21:22
dipnot: cumartesi gününden beri 2 şeker attığım çay bardağıma artık şeker atmıyorum.

mister73
28-05-2017, 23:07
Sabah işe gitmeden ve giyinmeden tartının üstüne çıkıyoruz. Üç günde bir buraya yazıyoruz, veya kaç günde bir isterseniz. Başladığımız günden itibaren neyi değiştirdik onu da yazalım.

Bugün sabah ramazan ile birlikte başladım, mümkün olduğunca unlu gıdaları, şekeri-pirinci çıkarıyorum ancak tüketirsem de ne kadar tükettiğimi yazayım.

Benim 100,6 kg.

Sanırım ben olayı yanlış anlamışım :( benim amacım kilo kontrolü yapmak değildi; 74 kiloyum. Benim amacım, sizin tabirinizle "bomba" ve "dinamit" yiyeceklerden mümkün olduğunca uzaklaşmak ve sağlıklı beslenmek...

Çay ve kahveme şeker atmayı bırakalı yıllar oldu, bir süredir akşam yemeklerinde ekmek yemeyi de kesmiştim. Ancak son zamanlarda gerek çevremdeki bazı arkadaşlarımdan gelen telkinler, gerekse televizyon ve internette karşılaştığım haber ve bilgiler benim kendi çapımda yaptıklarımın aslında çok ta yeterli olmadığı, karbonhidrattan tamamen uzak durulması gerektiği yönünde bir intiba oluşturdu bende. Zira tatlıyı çok severim; sabah, öğle, akşam ve hatta aralarda tatlının değişik türlerini tüketirim. Kahvaltı ve öğlen yemeklerinde ekmek yerim. Makarna, pilav ve hamur işlerini de severim. Ama kendimi bildim bileli yemek hiçbir zaman birinci önceliğim olmadı. Ha, bu arada spor yapmayı ve özellikle öğle aralarında koşmayı da çok severim.

Şu sıralar yapmaya çalıştığım ancak aile içinden pek destek alamadığım için çok ilerleme sağlayamadığım konu, günlük öğünlerde karbonhidratı olabildiğince terk etmek. Bu sayfaya da tam bu dönemde rastladım :)

Neleri değiştirdiğime örnek olarak ilk aklıma gelenler; iş yerindeki çekmecemde daha önce bisküvi, gofret, çikolata bulundururken şimdilerde çiğ badem-fındık-ceviz içi, kakao oranı en az %70 olan bitter çikolata gibi şeyler var.

Pazartesiden itibaren ben de gün içinde tükettiğim veya tüketmek zorunda kaldığım şekerli-unlu gıdaları buradan yazayım.

TCM
29-05-2017, 10:38
...Eskimoların durumunu sadece balığı çiğ tüketmelerine bağlamak bence yanlış olur zira genler, yaşamak zorunda kaldıkları fazlasıyla soğuk ortam, banyo yapma alışkanlığının olmayışı, vs. gibi genel manada çok büyük farklılıklar da söz konusu...
Kaldı ki -haydi tek farkın beslenme alışkanlıkları olduğunu varsayalım ve tüketilen balık miktarı arasındaki farkı da aklımıza getirmeyelim- ağırlıklı olarak denizden beslendikleri doğru olsa da sonuçta sadece balık tüketmiyorlar, mesela fok da yiyorlar; belki kalp sağlıklarının sebebi foklardır, olamaz mı? :rolleyes:

Ayrıca çiğ balıktaki parazitler konusu da var ki yoruldum, o konuya bari burnumu sokmayayım... :D

Üç-beş mesaj önce yazmıştım. (http://www.agaclar.net/forum/1487544-post35.htm) Kalp-damar hastalıklarında esas olan kalıtımdır, yani malzeme / hammadde iyiyse maça bir - sıfır bile değil iki/üç - sıfır önde başlamış oluyorsunuz.

Eskimo lara gidersek, artık soğuk mu, fok mu, balık mı neyse dış etkenler ve sürekli sağlam insanların bir biriyle evlenmeleri sonucu kalp-damar hastalığına yakalanma riski çok düşük bireyler dünyaya gelebilir. Eskimo gibi yaşayamayacağımıza, duştan çıkmayacağımıza göre eti Vedat Milor gibi az pişirerek yemek mantıklı olacaktır :)

TCM
29-05-2017, 10:43
Sanırım ben olayı yanlış anlamışım :( benim amacım kilo kontrolü yapmak değildi; 74 kiloyum. Benim amacım, sizin tabirinizle "bomba" ve "dinamit" yiyeceklerden mümkün olduğunca uzaklaşmak ve sağlıklı beslenmek...


İsabet olmuş o zaman, ramazan da ucundan pide, kenarından helva derken istediğimiz beslenmeyi gerçekleştiremiyoruz/m...

A_NOMAD
29-05-2017, 12:05
...eti Vedat Milor gibi az pişirerek yemek mantıklı olacaktır :)

Ohooo, o kadar az pişmiş eti yiyebilsem ben hiç gocunmaz direkt hayvanı dişlerdim, ne gerek var oncacık pişirmek için ekstra gaz neyin harcamaya, kap kirletmeye... :D:D:D

649703

mister73
29-05-2017, 22:30
İsabet olmuş o zaman, ramazan da ucundan pide, kenarından helva derken istediğimiz beslenmeyi gerçekleştiremiyoruz/m...

Bugün çok iyi dayanmıştım aslında (kahvaltı ve öğlen sıfır karbonhidrat) ama gel gelelim akşam yemeğinde, dediğiniz gibi bir-iki dilim ramazan pidesi, ucundan lazanya, nohut yemeği ve bulgur pilavı derken epey bir kaçamak oldu ;) tek tesellim tatlı vs yok.

alperfect
09-01-2018, 08:01
7 aydan fazla olmuş son mesajdan bu yana ama konuyu yukarılara çıkaralım.TCM hocamın belirttiği gibi aslolan yaşam alışkanlığında değişiklik yapmak. İnsanlar nelere alışamıyor şekersiz unsuz da yaşanır gerçekten kafada oturtulmuşsa 'sağlıklı' beslenme hiç de zor olmuyor.
Her akşam çaydanlığı hazırlarken domates biber yıkayıp koyuyoruz sabah kim kalkarsa çayı demliyor zeytin peynir bol biber domates (1 aydır farkettik ki ekmeği de unutuyoruz kahvaltıda) Her hafta pazar alışverişinde listeyi yapıp ona göre alışveriş yapıp ona göre yemek pişiriyoruz.Çorba çoğunlukla oluyor salata mutlaka her öğünde.
Galiba Mart'ın ilk haftası başladık beslenme düzenlemesine eşim 35 kg verdi (yaklaşık 5 ayda sonrasında sabitlendi) ben 15 kg (ikindi kahvesinin yancı! etkisi) ben hala veriyorum.
Hem pratik gözlemim hem teorik bilgim (ben de hekimim) olarak şunu net söyleyebilirim yaşam değişikliği olmazsa kilo verilmez daha doğrusu sağlık geri gelmez.Verilir alınır. Ara öğünler bizi kısıtlıyor hafif aç kalmak iyidir. kabonhidrat ağırlıklı beslenme bizi uıyuşturuyor hem beynimizi hem vücudumuzu. Sebze özellikle salata varsa daha zor acıkılır daha dinç olunur ve çok yeseniz bile yemekten sonra buraların tabiriyle 'yal basmaz' .
Protein çok önemli proteinsiz doyulmaz hangisi olursa olsun bitkisel hayvansal mutlaka protein olmalı.
Düzenli listeli alışveriş yapılınca çok daha ucuza geliyor onu da ilave edeyim.

alperfect
09-01-2018, 08:35
Bir de sağlık açısından tecrübelerimi aktarayım.
Benim tüm ailede sülalemde şeker hastası olan yok. Bende gebelik şekeri çıkmıştı doğumdan sonra düzeldi ama tabi risk devam ediyor. Eşimde kolesterol (trigliserit 400'ün üzerindeydi) şeker çok yüksekti HbA1c 7.7 karaciğer yağlanması vardı. O durumda diyabet kolesterol ve tansiyon teşhisi konabilirdi. Endokrinoloji uzmanıyla pazarlık yaptı ben bu değerleri toparlarım diye hocamızda önerilerde bulundu ve ekledi daha çok gençsiniz ne var ölürüm diye düşünmeyin geri kalan ömrünüzü hastalıklarla ilaçlarla geçirmek var dedi.
Eve geldik ve sağlıklı beslenmeye başladık. Yukarıdaki mesajda söylemediğim küçük bir ayrıntı yürüyüş eşim her gün günde 1 saat yürüdü. Ben her gün 4 kez 12-15 dk yürüdüm(işe yürüyerek gidip geldim).
1 ay olmadan benim açlık ataklarım elim ayağım titredi içim ezildi'lerim bitti
1 ay sonraki kan değeri eşimin tamamen normale dönmüştü HbA1c 5.9 Açlık Kan şekeri 89 kolesterol profilinin tümü normale döndü.
Son söz kilo veriş hızımızdaki fark cinsiyete bağlı olabilir sonuçta erkek fizyolojisi biraz daha avantaj sağlıyor, ben bölerek ancak yürüyebildim çünkü spor imkanım yoktu, bir küçücük fark da o çok dikkat etti ben bir kahve yanı çikolata misafirlikte kek börek v.s. (az da olsa ) yedim ve o az da olsa yediklerim hemen ardında 'içim kazındı' olarak döndü hiç sekmedi. Kötü karbonhidrat varsa insülin direnci vardır.
Son 2: Şimdi ben kendimle gurur duyuyorum 10 yaş gençleştin dediklerinde :cool:
Eşim de sinir oluyor aman sen niye zayıfladın bir dikkat et sağlığına kötüledin diyenlere :p

TCM
09-01-2018, 12:45
@ alperfect, katkılarınız için çok teşekkürler. Son söz 2 ye örnek vereyim ben de, babamda yıllar önce aşk başladı yürüyüşe karşı, adam evinden çıkıyor, dört - beş bazen de 10 km. yürüyor. Günden güne dinç, zinde ama kilo veriyor haliyle ve her gören 'hocam hayırdır ne oldu böyle' diye diye, adamcağızı yürüyüşten soğuttular :)

david72
09-01-2018, 16:36
Ben de kendi tecrübelerimden örnek vermek istiyorum. Bugüne kadar spor yaparsam kolay kilo verdiğimden yediğime ve içtiklerime çok dikkat etmem gerekmedi. Tatlıya çok düşkün olmadım hiçbirzaman ama önüme geldiğinde de hayır demedim. Lakin artan yaşımla ve hareketsiz ve uzun mesaili işim kilolarla beraber geldiğinden ne denediysem olmamaya başlamıştı. Ta ki yabancı yayınları ve Canan Karatay hocanın kitaplarını okuyana dek. Karatay diyeti ki aslında bir yaşam biçimi olduğunu sık sık vurgu yapar, en sağlıklı ve kalıcı kilo kontrolünü sağlıyor bence.
Diğer yandan hamurlu gıdalara olan düşkünlüğüm de var. Son okuduklarımdan da kendi sentezimi oluşturdum ve benim bünyeme gayet uyumlu olduğu kanaatindeyim.
Şöyle ki: Birkere şekerli gidalardan zaten uzak duruyorum ancak arada ikramları geri çevirmiyorum. Acıkınca kesinlikle şekerli gıda ve abur cubur tüketmiyorum. Doymak için boş gıda yüklemesi yapmıyorum. Acıktıysam gidip adam gibi mükellef kebap ziyafeti çekiyorum. Salatasıyla, ayranıyla, mezesiyle yumuluyorum ve çay ya da kahve ile taçlandırıyorum. Böyle bir yemeği akşam dışarı çıktığımızda yediysem, zaten sabahına acıkmadığım için kahvaltıyı atlıyorum. Sabah çayının ya da kahvenin sabah atıştırmalığına eşlik etmesi gerektğini geçtim, sindirmediysem acıkmadıysam yemiyorum. Mesela bugün ilk yemeğim saat 15:00 de idi. Kesinlikle 2 öğün besleniyorum, uzun zamandır 3 öğüne çıkmadım canım da istemedi. İşler genelde 7 civarı bittiği için eve varıp sofraya oturmak sekizi bulduğundan ve eşimin eli lezzetli olduğundan evde akşam yemeği yenilmişse sabah kesinlikle kahvaltı etmiyoruz. Beraber 12 ya da 13 de mükellef kahvaltı ya da yemek yiyoruz. Bazen ufak bir ki şey atıp 16 ya 17 ye kadar da sarktığı oluyor. Ozaman da güzelce canımız ne çekerse yiyip akşam çay ve kabak çekirdeği keyfi yapıyoruz. Aslında adam gibi tek öğün yiyoruz denilebilir. İnanın bir süre sonra artık saate ya da adetlere göre değil de gerçekten acıktık mı bedenimizi dinleyip yiyoruz inanın çok mutluyuz.
İşin bu kısmında "aman efendim kışın iyi beslenmek lazım, kahvaltısız olur mu hiç, güne güçlü başlamak gerekir, vücudu zayıflatırsınız" gibi ifadelere hiç kulak asmadık. Sayısız araştırma gösteriyor ki dönemsel açlık bağışıklığı güçlendiriyor, bedenimizdeki toksinleri atabilmesi ve hastalıklarla savaşabilmesi için fırsat veriliyor.
Biz böyle rahat ettik ve dolayısıyle kilo kontrolümüz de rahatlaştı. Eşimde Haşimoto hariç ikimizde de bir rahatsızlık olmadığını belirtmem lazım. Yaşlarımız 50 sine dayanmış durumda. Yoğun iş saatlerinden ve mesainin uzunluğundan düzeli spor yapamıyoruz. Endüstriyel hiçbirşey tüketmiyoruz, evde yemek yoksa dışarda da yerel lokantalarımızda yiyoruz. Hepsi bu.

alperfect
10-01-2018, 10:14
Sn david72 burda bireysel farklılıklara değinmek istiyorum. Siz kendinize en uygun olanı yapmışsınız.Sabah kahvaltısı öğle yemeği akşam yemeği şeklinde yaşayan insanlar olduğu gibi ve geç kahvaltı erken akşam yemeği şeklinde yaşayanlar da var. Önemli olan kendi yapınızın hangisine uygun olduğunu tesbit edip uygulamak. 3 ya da 2 öğün her ikisi de olur.

alperfect
12-01-2018, 14:48
@ alperfect, katkılarınız için çok teşekkürler. Son söz 2 ye örnek vereyim ben de, babamda yıllar önce aşk başladı yürüyüşe karşı, adam evinden çıkıyor, dört - beş bazen de 10 km. yürüyor. Günden güne dinç, zinde ama kilo veriyor haliyle ve her gören 'hocam hayırdır ne oldu böyle' diye diye, adamcağızı yürüyüşten soğuttular :)


Nasrettin Hoca fıkrası gibi elin ağzı torba değil