PDA

View Full Version : Yumurta kabuğunu işleyip kalsiyum olarak muhafaza etmek




erkanbey
22-08-2015, 15:56
Merhaba ramazan ayında baya bir yumurta kabuğu biriktirdim fırıncılardan.Amaç önümüzdeki yıl balkonumda sağlıklı domates,biber,salatalıklar yetiştirmek.

Yumurta kabuklarını fırında 200 derecede iyice pişirdim sonra robotta ezdim daha sonra bolca elma sirkesiyle yıkadım,iyice kurutup kavonozuma doldurdum.

Esas sıkıntım bundan sonrası şimdiden malzemeleri topluyorum.Epsom salt,yumurta kabuğu,aspirin,gübreler vs.

Aldığım her gübre,ilaç,tarımla ilgili ürünler çoğu plastik kapta oluyor,benimde kafama takıldı bu yumurta kabuğunu cam kavanozda saklamamın bir zararı olurmu?Oda sıcaklığında güneş görmeyen yerde saklasam olurmu veya dolabamı koymak gerek?
Birde youtube de videoda domates çukuruna epsom salt,yumurta kabuğu(dövülmüş)ve aspirin(dövülmüş)koyuyordu.Başka bir sitede okuduğum yazıda ise aspirinin sulandırılıp fıs fıslanabileceğini ama topraktan verilirse bitkiyi felç edeceğini yazıyor şimdi kaldık ortada.

Yumurta kabuğunu muhafaza ve aspirin kullanımı hakkında yardım edebileceklere şimdiden teşekkür ederim.




MeyveliTepe
23-08-2015, 18:29
Bu yazıdaki (http://blog.meyvelitepe.org/2014/05/11/chinampa-1/) tarifi ölçüleriyle uygularsanız sirkedeki asetik asit ve yumurta kabuğundaki kalsiyum karbonatın reaksiyona girmesiyle kalsiyum asetat elde edersiniz. Bunu yine yazıdaki oranda sulandırarak kalsiyum isteyen bitkilerinize yapraktan veya kökten verebilirsiniz.

Aspirin salisilik asit içerir ve salisilik asit birkilerin doğal savunma mekanizmalarını tetikleyerek (SAR) hastalıklara karşı bitkinin kendini önceden uyarılmış bir şekilde gafil avlanmasını zorlaştırır. Uygulama için en iyi yöntem, 1-2 aspirin tabletini 1 lt suda iyice erittikten sonra yeni çimlenmiş ve gerçek yapraklarından 1-2 tane çıkarmış fidelerinizi bir defaya mahsus bu su ile sulamak.

erkanbey
23-08-2015, 18:41
Aspirini topraktan vermemin zararı olacakmıdır videoda domates çukuru hazırlarken o şekilde uygulanıyordu.

Yumurta kabuğumuda esas katı kısmını toprakla karıştırıp kullanıyordu.

Yumurta kabuğu bu haliyle cam kavanozda kalsınmı (dışarıda mı dolapta mı )

MeyveliTepe
23-08-2015, 18:42
Azot, fosfor, Potasyum, Kalsiyum, magnezyum, bakır, çinko, bor, fosfor vb. mineralleri içeren malzemeleri bitkilere karar pazar vermek çoğu zaman mineral dengesini sağlamak yerine bozulmasına sebep olur. Bu gibi içerikleri toprağınızın mineral dengesi bozuk ise hesaplayarak vermek gerekir.

Organik maddesi yüksek kompost, doğal gübre ile güçlendirilmiş bir toprak normalde belirli bir mineralce zengin başka hiç bir katkı istemez.

Ola ki böyle bir toprağı güçlendirme ihtiyacı ortaya çıktı, bu durumda tüm mineralleri, uygun formlarda ve dengeli bir şekilde vermek gerekir, aksi halde fazla bir mineral bitkinin diğer mineralleri almasını da engelleyebilir.

Söz gelimi, ideal bir mineral kompozisyonunda kalsiyum:magnezyum oranı 7:1, çinko bakır oranı 2:1 olmalı.

MeyveliTepe
23-08-2015, 18:47
Aspirini topraktan vermemin zararı olacakmıdır videoda domates çukuru hazırlarken o şekilde uygulanıyordu.

Yumurta kabuğumuda esas katı kısmını toprakla karıştırıp kullanıyordu.

Yumurta kabuğu bu haliyle cam kavanozda kalsınmı (dışarıda mı dolapta mı )

Mesajımda bahsettiğim şekilde vermelisiniz. Toprağa aspirin serpiştirmenin ne gibi bir mantığı var bilmiyorum.

Cam kaplar her türlü malzemenin saklanması için idealdir.

Yumurta kabuğunu toprağa karıştırmanın da bir mantığı yok. Bu şekilde verilmiş yumurta kabuğu kalsiyum karbonattır ve suda çözünemez, dolayısı ile bitkiler tarafından alınamaz. Topraktaki yumurta kabuğu bakteriler marifetiyle ancak 5-6 ay sonra alınabilir forma gelir.

erkanbey
23-08-2015, 18:55
Teşekkür ederim açıklamalarınız için.

sebazios
25-08-2015, 21:24
Eğer toprağınızda kalsiyum eksikliğini yoksa, üstüne bunu teyit etmeden yapacağınız kalsiyumlu gübreleme, düşündüğünüz şekilde fayda değil, aksine zarar verir.

Kalsiyum, magnezyum ve kükürt ile birlikte bitkilerin en ihtiyaç çok ihtiyaç duyduğu 6 makro besin elementinden biridir. Özellikle hücre yapısı içersinde ve vejetatif aksamın oluşmasında önemli görevleri mevcuttur lakin toprakta fazla bulunması, ph'ı arttırması, azot için sinerjik olması ve (fosfor gibi) bazı besin elementlerinin alımını engellemsi **** yarayışsız forma dönüştürmesi açısından oldukça risklidir. İşin antagonistik etkileri de hesaba katıldığında, kontrolsüz kalsiyum kullanımını tekrar düşünmemiş öneririm.

Not: kullanmanız gereken kalsiyum kaynağı kalsiyum bikarbonat değil, "kalsiyum oksit"tir. Herhangi bir nalburdan "sönmemiş kireç" diyerek yemin edebilirsiniz.

erkanbey
25-08-2015, 21:37
Aynı şeyi MeyveliTepe'de söyledi bu yumurta kabuğunu kullanmayı yotube de yabancılarda izliyoruz.Bir türk videosundada domates çukuru hazırlamada bir kaşık epsom salt,1 kaşık yumurta kabuğu,1 kaşık solucan gübresi karıştırıp katıyor.Bu oranlarda ne zararı olabilir diye düşünüyorum ayrıca kalsiyum,magnezyum vs eksikliği evdeki teraziyle ölçülebilen bişey deilki ihtiyaç olduğunda kullanayım.Misal olarak domates 100 kalsiyum istiyor düşmüş 80 e ama bitkide anormallik yok ama çaktırmadan meyveler daha küçük oluyor.Biz bu esnada 1 kaşık yumurta koysak sebzeyi yakacak deil ya.

Yumurta kabuğu olayını dediğim şahıs orcan öbekci idi sanırım adıda, youtubede formüllerle anlatmış banada mantıklı geldi kimyacı deilim ama.Sirkeye karışan pişmiş yumurta kabuğundan geri kalan kalsiyum burada bir yanlışlık mı var yoksa?
Yanlış bişeyler varsa düzeltin lütfen amacım evde organik ürünler kullanarak organik sebzeler yetiştirmek mesela muz kabuğunuda fırında kurutup robotta ezip potasyum olarak kullanmayı düşünüyorum.

erkanbey
25-08-2015, 22:01
Ben konuya iyice takıldım bir kimyacı varsa el atsın olaya lütfen.Yumurta kabuğunun formülü kalsiyum karbonat(CACO3), sirkenin formülü asit olduğundan 2h+ olduğu söyleniyor.İkisinin birleşiminden sirke su oluyor geriye kalan karbondioksitte kabarcıklarla uçuyor geriye kalan saf kalsiyum bu açıklama yanlışmı diyorsunuz?

MeyveliTepe
25-08-2015, 22:36
CaCO3 + 2CH3COOH → Ca(CH3COO)2 + H2O + CO2

Ca(CH3COO)2 - Kalsiyum asetat

Muda
25-08-2015, 22:38
Epsom saltın ne olduğunu merak edince ingiliz tuzu, mağnezyum sülfat olduğunu gördüm. Bazı gübre firmalarının da sattığını gördüm. Çok fazla fiyata alınmaması için yazma ihtiyacı duydum. Benim bildiğim bir miktar kullanıldığı zaman müshil etkisi olduğu. Tabi başka amaçlarla da kullanılabiliyor.

erkanbey
25-08-2015, 22:52
Şimdi sonuç olarak elimizdeki sirkeyle yıkanmış yumurta kabuğu kalsiyum olarak kullanılamıyor mu?

Epsom salt'a gelince safra kesesi taşı düşürmede kesin çözüm olarak da kullanılıyor.İnsan tedavisinde kullanılan ve kullanılmayan çeşitleride var.

MeyveliTepe
25-08-2015, 23:51
Elinizdeki yumurta kabuğundan bir çay kaşığı dolusunu bir çay bardağına koyun, üstüne de su doldurup karıştırın. Tamamen eriyip yok olduğunu, biraz bekleyince de bardağın dibine çökmediğini görebiliyor musunuz?

erkanbey
25-08-2015, 23:59
Hayır erimiyor ve dibe çöküyor.

MeyveliTepe
26-08-2015, 00:11
Bu durumda elinizdeki malzeme kalsiyum karbonat. Bitkiler suda çözünemeyen durumdaki mineralleri alamazlar.

erkanbey
26-08-2015, 00:37
Niye anlaşamıyoruz anlamadım.Bitki suda erimeyen besini alamaz mı?Ben bir gün içinde aldırmaya çalışmıyorum ki sonuçta adındanda belli domates çukuru hazırlama.Fideyi dikerken ekleyeceğiz yumurtayı artık iki ayda alır üç ayda alır.Ayrıca enzim yaparken kalsiyum içersin diye onada katacağım.

Sonuçta yumurta kalsiyum zengini,muz potasyum zengini,ısırgan azot zengini.Bunları bitkiye aldırmak için illa sıvı haldemi olacak bunu kabullenemiyorum.Katarım enzime sıvı olarak veririm.Kuruturum direk katarım toprağa katı olarak alır.Koyarım çaya,çay olarak veririm.Sonuçta bunların içerdikleri belli deil mi?

Benim çözmeye çalıştığım yumurta kabuğundaki kalsiyumu bitki 2 günde alırmı çabası deil.Yumurta kabuğu 2 aydada olsa çözünerek bitkinin kalsiyum ihtiyacını karşılar mı?İşlenmemiş halde erimiyor toprakta onu biliyoruz,o yüzden pişirip sirkeyle yıkıyoruz.

MeyveliTepe
26-08-2015, 00:42
Tamam, istediğiniz gibi yapın.

erkanbey
26-08-2015, 00:46
Yanlış anlamayın sizin bilgilerinize güvenim sonsuz benim demek istediğim bu şekilde katı olarak kalsiyum olarak faydalanamazmıyım?Yoksa o kadar kabuğu dolapta yalandan saklamanın manası yok.

MeyveliTepe
26-08-2015, 01:04
Yukarıda ne şekilde kullanılacağının tarifini bulacağınız bilgiyi verdim (#2 nolu mesaj). Böylece toprağa serpiştirirseniz bakteri dekompozisyonu ile (şayet yeterli ve doğru bakteriler varsa) 5-6 ayda yarayışlı hale gelebileceğini yazdım. Topraktaki mineral kompozisyonunun kalsiyum lehine bozulmasının beklediğiniz sonuçları vermeyeceğini de yazdım. Kendi adıma başkaca söyleyebileceğim bir şey bulunmuyor.

sebazios
26-08-2015, 12:10
Erkanbey sorunun kaynağı kimya, terminoloji **** oranlar değil. Size en basit hali ile anlatayım, aklınızdaki tüm soru işaretleri de böylece ortada kalksın.

Bir bitki sadece 2 şekilde beslenebilir.

1-) kök vasıtası ile
2-) yaprak yüzeyindeki spomalar aracılığı ile.

Kök, bildiğiniz gibi çeşitli formlarda (kılcal, saçak, depo vs) olabilen çeşitli formlardadır. Lakin hangi form olduğu farketmeksizin, tüm kökler besinleri sadece "su ile beraber" alabilir. Yani bir bitkinin, bir besini alabilmesi için gereken ilk şart, "suyun içerisine karışabilir" olmasıdır. Yalnızca "süt" ile beslenen bir bebek gibi düşünün. Bu nedenle bir bitki için, besin maddesinde aranan ilk şart "suda eriyebilirlik"tir. Çünkü hem hücre, hem de dokular arasındaki besin transferi sadece "su" ile gerçekleşebiliyor.

Bu nedenle bitki kökleri, tutundukları toprağa sürekli bir basınç uygulayarak bünyesindeki suyu çekerler. Örnek vermek gerekirse bir kızıl çam kökü, cm2'ye 80kg basınç uygulayarak ne kadar su varsa (içerisindeki besin maddelerini ile birlikte) bünyesine çeker.

2. Yol ise, (sınırlı şekilde de olsa) yapraktan alınan besin elementleridir. Benzer bir yöntemdir. Spoma denen gözekler, yapı olarak aynı insan dudağına benzerler. Bazı durumlarda açılır, bazı durumlarda kapanırlar lakin değişmeyen şey spomaların da suyu emerek bünyesine almasıdır.

Bu spomalar sayesinde, suyun içerinde hangi madde var ise, bitki onu alır. Bu "g grubu total herbisit" de olabilir, şelatlanmış çinko oksit'te.


Şimdi Aristo uslulü ile gidelim ve aynı soruyu şöyle soralım:

"Suda erimeden bir maddeyi bitki alabilir mi?"

Cevabı siz verin.


***

Şu vereceğim örnek aklınızdaki her şeyi netleştirir:

Sedece serum ile beslenen bir insan düşünün. Suda erimeden bir maddeyi bu insana verebilmek mümkün müdür?


***


Hepsinde öte, verimli bir toprağa erişmek için izlediğiniz yol biraz hatalı. Şöyle ki, verimli bir toprakta, bitkinin ihtiyacı olan 16 tane besin elementinin hepsinin dengeli bir şekilde bulunması gerekir. (Bkz. Minimum yasası) Bitkinin hem sağlıklı, hem de lezzetli ürünler verebilmesi için bu besin elementleri şarttır. (En azından 10 tanesi için bu durum istisna kabul etmez)

Gayretiniz, bu besin elementlerini organik kökenli materyallerden elde etmek ise, sonuç bakımından çok büyük farklar alamayacağınız bilmenizi isterim. Çünkü bitki toprakta "potasyum oksit" arıyor ise, bunun muz kabuğundan mı, yakılmış ayçiçeği saplarının küllerinden mi, ya da potasyum nitrat gübresinden mi geldiği çok da umrunda değildir.

"Potasyum oksit var mı? Var. Eyvallah. Buyrun o zaman size lezzetli meyveler" der bitki.

***

Ikinci nokta ise, bunların miktarlarının ayarlanmasındaki güçlük. Düşük miktarlardaki topraklarda bu oranları dengeli tutturabilmek için, laboratuvarda çalışan bir tekniker hassasiyetine ihtiyacınız var.

Bu kadar zor ve karmaşık yollara girmektense, içerisinde (fosfor dışında) bitki için zaruri tüm elementleri hazır halde bulunduran mucizesi bir madde var: "yanmış (fermante olmuş) koyun gübresi"

Not: illa koyun gübresi olması da şart değildir lakin içerisinde bulundurduğu yüksek kalsiyu ve potasyum ile birlikte, bahçe tarımı için hem ideal, hem bulunması kolay olan seçenektir.

Elinizdeki toprağa %10 civarında karıştırdığınızda, minimum %10 organik maddeye sahip oldukça verimli ve dengeli bir toprağa sahip olursunuz.

Yani aslında amacınıza ulaşmanız bu kadar basit. "MeyveliTepe" isimli arkadaşımızın anlatmaya çalıştığı da bu. Boşuna kendinizi hırpalıyorsunuz.

erkanbey
26-08-2015, 16:16
Öncelikle şunu belirtmek isterim özellikle sayın MeyveliTepe,bu konuşmaları idda ediyorum olarak algılamayın ama verilen cevaplara içeriğini anlamadan tamam deyip bir şey anlamadıktan sonra ne anlamı var?Hatalı bir şey yapıyorsak bunu sebep ve sonuçlarıyla birlikte anlayıp o hatadan dönmeliyiz.

Ayrıca unutmayın ki burada yazılanlar sadece benim sorunumun çözümü olmayacaktır,bu konudaki bilgilerden bundan sonraki zamanda çok kişi faydalanacaktır.
Zaten öyle olmuyormu ben ne öğrendiysem önceki konuları okuyarak öğrendim,uygulama aşamasına gelince işler biraz karıştı ayrı mesele.

Konuya katılım sağlayan herkese teşekkürler özellikle sayın Meyvelitepe sizin engin bilgilerinize saygım sonsuz.Bir şeyi uzatıyorsam anlayamadığım içindir yoksa sizin bilgilerinizi sorgulamak veya işi idda boyutuna taşımak haddime değil.

Aslında bu konuya sadece yumurta kabuğu olarak bakılmaması gerek konu baya geniş kapsamlı bir konu.Çünkü yumurtadan kalsiyum muzdan potasyum vs vs çabalarım bu şekil bir beslemeye doğru kaymakta idi,tabi şu anda duraklama evresine girdik ve bunu konuyu beraberce çözeceğiz inşallah.

Belki bana kızacaksınız uzatıyo diye ama bu olayı kafamda tam anlamıyla çözmem gerek o yüzden devam edeceğim.Belkide kısa zamanda çok şey okuduk denedik ondan karıştı her şey.

erkanbey
26-08-2015, 16:53
Kaldığım yerden devam edeyim.Bitkinin ihtiyacı olan besinleri bu şekilde karşılamak doğru bir yöntem olmadığını kabul ediyorum çünkü oranları ayarlamak benim açımdan imkansız gibi.Ama zaten ben bunları yaparken kafama göre yapmıyorum ki öğrenme aşamasında olduğumuz için kim ne anlatırsa inanıyoruz.

Normalde bende hayvan gübresinin yeterli olacağını düşünüyordum.Ama bu konuda tereddütlerim oluştu.Sayın MeyveliTepe yaptığı solucan gübresi çayında azot az olduğunu ve irfan çayında bu miktarların hepsinin tamam olduğunu yazmış.
Solucan gübresi hayvan gübreleri içinde en kalitelisi değilmi?Her ne kadar yediğiyle dışkısı doğru orantılı dersenizde aynı şey hayvanlar içinde geçerli

Hal böyle iken sayın Sebazios'un dediği sadece koyun gübresi size yeter cümlesi solucan gübresi ile kıyaslamama neden oldu.Normalde koyun gübresi yetiyorsa,solucan gübresi her türlü yetmeli diye düşünüyorum.Bu seferde Meyvelitepe'nin söylediği azot miktarı az oldu cümlesine takılıyorum.

Zaten ben toprağımı geçen seneden itibaren bahçe toprağı,torf,cocopeeat,pomza,leonardit,ayriyeten humik asit,solucan gübresi şeklinde hazırladım.Amacım organik içeriği fazla olsun kimyasal kullanmayayım idi.Yaz boyunca aslında bitkilerimde ve çiçeklerimde pek bir eksiklikte hissetmedim.Fakat domates lerden verim alamadım ,hıyarlar hiç vermedi buda beni neden acaba diye düşünmeye sevk etti.

İnternetten araştırırken domates ve biberin kalsiyumu,magnezyumu çok sevdiğini öğrendim.BUnlarıda yumurta kabuğunundan epsom salttan gidermeye çalıştım gerçi öyle bir eksikliğimiz varmıydı esas mesele orda.
Ama anlatılan videolar o kadar ikna etti ki beni verimi yükseltmenin çözümlerini bu şekilde aramaya başladım.

Şİmdi sebazios'un yazdığının bir kısmı altta.
Çünkü bitki toprakta "potasyum oksit" arıyor ise, bunun muz kabuğundan mı, yakılmış ayçiçeği saplarının küllerinden mi, ya da potasyum nitrat gübresinden mi geldiği çok da umrunda değildir.

"Potasyum oksit var mı? Var. Eyvallah. Buyrun o zaman size lezzetli meyveler" der bitki.

BUrada kimyasal gübrede kullansan organikte kullansan aynı şey denmek istenmiş gibi anladım ve buna katılmıyorum.Sorularıma devam edeceğim.

erkanbey
26-08-2015, 19:05
Sorularımı maddeler halinde yazıyorum ki kaynamasın.

1-deniz yosunu,balık unu,karides unu,muz kabuğu,yumurta kabuğu bunlar aynı tarz doğal organik ürünler değil mi?Balık unu,karides ve deniz yosunu suda eriyormu ki gübre olarak kullanılıyorda yumurta kabuğu kullanılamıyor bu kısımda takıldım mesela.

2-Eğer bu maddeleri organikte olsa ayarsız kullanma sıkıntı yaratıyor ise bu malzemeleri enzime katarsak enzimin içerdiği değerlerde kattığımız maddelerle orantılı olmayacak mı ki çoğu kişi enzime ne ağırlıklı olmasını istiyorsa ona göre malzeme koyuyor.O zaman enzimdede kullanmak zararlı mı?(miktarları ev ortamında ayarlıyamayacağımızı varsıyorum)

3-Bir mineralin olması gerekenden fazla olması diğerinin alınımını kısıtlar cümlesinden yola çıkarak,Kompost yapımında yumurta kabuğunu bol miktarda kullanmamızda veyahut kullandığımız yeşil malzemenin azotununda fazla kaçtığını düşünürsek ve sonucunda bitki mineralleri dengeli alamayacaksa o zaman yumurta kabuğu,yosun vs bunları kompostlardada mı kullanmamalıyız?

4-toprağa dengeleyici görevi yapsın diye alınamayan mineralleri alınır yapsın diye ph dengelesin diye leonardit koyuyoruz.O halde toprağa fazladan katmış olabileceğimiz bir muz(potasyum),yumurta kabuğu(kalsiyum) vs ne zararı olabilir zaten leonardit bu dengeyi sağlamayacakmıdır?Biz eksik olduğunu düşündüğümüz minerali ekleriz bitki ihtiyacı kadar alır.

5-Ek besin uygulama isteğimizin sebebi bazı sebzelerin ihtiyaçlarının toprakta bulunandan fazlaca olması değilmidir?Ev ortamında bu değerleri ölçemiyoruz o sebepten bir örnek verecek olursam domates, 50 kalsiyum 20 potasyun istiyor ise toprağımızda kalsiyum standartlarda 30 potasyum 10 olarak bulunuyorsa bizim domates dikerken toprağına yumurta kabuğu ve muz kabuğu eklememizin faydası mı daha çoğunluklu zararımı daha çoğunluklu olacaktır?Ne ihtiyacı olduğunu bildiğimiz bir bitkiye istediğini ölçüm yapamıyoruz diye vermemek daha mı doğru?

6-yapacağım organik malzemeleri ben zaten kafama göre miktarlarda koymayacağım toprağa.Türkiyede yeteri kadar kaynak yoktur belki ama yabancı dilde çekilmiş bir sürü video var organik malzemelerle yapılan gübrelemeyi oradan çeviride bulunup miktarları o oranlarda kullanmak dediğinizin aksine zarar değil fayda sağlamaz mı?Onlarda alet edavat bizdekinden daha fazla ve ulaşılabilir olduğu için oranları olması gerektiği gibi dengeliyor olamazlar mı?

7-Bir firmanın karidesten yaptığı gübre yarayışlı,deniz yosunundan yaptığı yarayışlı,kendimizin karidesten yaptığı,deniz yosunundan yaptığı organik gübre değerini bilmediğimiz için yarayış hale mi geliyor?

8-O halde yaptığımız enzimlerde toprağımızdaki mineral dengesini bozuyormu?Veya zaten bozuk mu veya değilmi bunu nasıl bilebiliriz?Zaten yapmaya çalıştığımız şey bozmaya çalışmak değil yapmaya çalışmak.

9-Bitkilere torpil geçmek yanlış mı domates kalsiyumu çok seviyor diye kalsiyum koymak,başka bir sebze örnek olarak fosforu fazla istiyorsa onu fazla vermek,ilkbaharda azota yüklenip tüm bitkilerde,meyve bağlama döneminde azotu azaltıp potasyuma ağırlık vermek (tabi doğal olarak bunların değerlerini bilemeyeceğiz) o zaman bu işlemleri yapmamalı mıyız?

10-Hem kimyasal kullanmayıp hem kendimiz organik malzemeyi dengesiz kullanacağımızdan dolayı kullanmadan organik gübre ihtiyacımızı nasıl karşılayacağız?Organik hazır satılan gübrelerden mi?Fiyatları uçuk olanlardan hani.

11-Sebazios'un bahsettiği potasyum nitrat kimyasal gübre oluyor sanırım.Bitki mineralin kaynağına bakmaz gerekli minerali alırsa lezzetli meyve verir mantığı doğrumudur?Eğer doğru ise bizim kimyasal kullanmayalım çabamız boşa mıdır?

12-Çekmecemde 4 şişe geçen sene ucuz diye aldığım kimyasal sıvı gübre varken benim bu denli araştırıp yırtınmam gereksizmidir?Öyle ya sonuçta dengeli olarak çoğu minerali içeriyor.

13-Son olarak her yıl bahar ayında toprağıma %10-%20 oranında karıştıracağım solucan gübresi tek başına yıl sonuna kadar başka bübre katkısı yapmadan sebzelerimin hasadını bol ürünlü olarak almam için yeterli olur mu?Toprağım içeriğini 22 nolu mesajda yazmıştım.

14- Toprağım bu durumda iken ben bir yandan irfan çayı(çok nadir yapabilirim),solucan gübresi çayı(sürekli yapabilirim),enzim(sürekli yapabilirim) bunları uygulamalıyım.Yoksa baharda uyguladığım solucan gübresi her anlamda yeterlimidir?

15-Toprağımızı hazırladık domates biber,hıyar fidelerimizide dikeceğiz.Ek besin kullanmayalım mı bol ürün almak için yapabileceğimiz birşey yok mu?

16-Enzim yaparken 5 lt lik bir kapta 1 kg katı malzeme katacağız 500 gr muz 500 gryumurta kabuğundan enzim yapsak bu enzimin içeriği ful potasyum ve kalsiyum olmayacak mı?Hal böyle iken bunu bitkiye vermek bitkinin mineral dengesini bozmayacak mı?

17-İrfan çayı ve solucan gübresi çayı haricindeki tüm yapacağımız karışımlarda(enzim,kompost,muz kabuğu kullanarak veya yumurta kabuğu kullanarak yapılan çay,direk kafamıza göre ekleyeceğimiz mineral)hepsinde bitkinin mineral dengesini bozma ihtimalimiz yüksek doğrumu çünkü hepsinde malzemeler dengesiz kaçacak illaki kimyasal ortamda ölçemeyeceğimiz için.
İrfan çayı ve solucan çayını ise direk topraktan alıp oksijenle bakterileri çoğaltıp başka mineral eklemeden toprağa geri sunuyoruz.

18-İllede organik ürün yetiştirecem diyorsan ana malzemesi önemli değil organik ama dengeli hazırlanmış gübrelerden satınal keyfine bak mı diyorsunuz?Potasyum zengini ayrı, azot zengini ayrı,kalsiyum zengini ayrı.
Mesela balık unu,deniz yosunu,karides gübresi ayrı gibi.

19-Tüm dünya toprağına yumurta kabuğunu bütün veya pişirip ezerek bir şekilde veriyor anladığım kadarıyla tüm dünya büyük bir yanlışın içinde yer alıyor.Çünkü yumurta kabuğundan kalsiyum katı halde alınamıyor sizlerin anlattığından anladığım kadarıyla.

20-Yumurta kabuğundan kalsiyumu toprak alamıyor ya bu özellik sadece yumurta kabuğunda mı var yoksa çoğu organik maddede mi öyle mesela kuruttuğumuz veya yaş muz kabuğunu toprağa koysak bitki potasyum alamaz mı illaki sulandırmak mı gerekli veya bir asit ile birleştirmek.

21-Benim yumurta kabuğu mevzusundan başlayıp organik malzemelerle besleme merağım internette izlemeye başladığım orcan öbekçi adlı şahısın videolarından esinlenmekten ileri geliyor.Öyleki şahıs anlattığı videolarda hep başka yabancı videolardaki yapılan işlemleri yaptığını kendi icadı olmadığı dile getiriyor ama anlattıklarıda gayet mantıklı ondan dolayı yumurta kabuğundaki anlaşmazlığımız.

Aynen şu şekilde anlatıyor yumurta kabuğundan kalsiyum elde etmeyi.200 derecede pişmiş yumurta kabuğu ezilir sirkede bekletilir.Yumurta kabuğunun formülü CACO3(kalsiyum karbonat.Sirkeyide asit olarak kabul edip formülü 2H+ olarak kabul ediyor.Asit kalsiyum karbonattaki 1 oksijeni yanına alır 2h yi oksijenle birleştirince sirkenin su haline geldiğini yazmış(doğru ben sirkenin ph ölçtüm 2-3 geliyordu,yumurta kabuğuyla karışımından sonra ölçtüm 7 gibi geldi ph kağıdı ile)Diğer tarafta CACO2 kaldı diyor Co2 de karbondioksit formülü oda kabarcık olarak uçtu gitti geriye kalan Ca yani kalsiyum.

Bu şekilde anlatmış gayetde anlaşılır inandırıcı bende bunu benimsedim.Siz ısrarla sıvı kısımı kullanacaksınız deyince ondan kabullenemedim birde sulandırıyoruz sıvıyı neden ki?zaten ph 7 .Katı kısım saf kalsiyum ise neden bitkiler bunu topraktan alamıyor o kısımı çözmekte zorlandım.İllede eriyebilen ürünlerimi alabilir bitkiler ki zamanla hepsi erir zaten toprakta.

Baya bir uzun oldu ama bütün kafama takılanları yazdım ohhhhh.

Cevap vereceklere şimdiden teşekkürler.

MeyveliTepe
26-08-2015, 19:26
Öncelikle şunu belirtmek isterim özellikle sayın MeyveliTepe,bu konuşmaları idda ediyorum olarak algılamayın ama verilen cevaplara içeriğini anlamadan tamam deyip bir şey anlamadıktan sonra ne anlamı var?Hatalı bir şey yapıyorsak bunu sebep ve sonuçlarıyla birlikte anlayıp o hatadan dönmeliyiz.



Sizin için muteber bilgi nedir bilmiyorum, forumda bir çok başlıkta bu konularda epey bir bilgi var. Aslında bu başlıkta bile az da olsa bilgi var.

Forumu taramak, dağınık bilgiyi toparlamak zahmetli olacak ise başka kaynaklara başvurulabilir. Şimdilik özet mahiyetinde bir kaç Türkçe bilginin linkini vereyim. İngilizce takip edebiliyorsanız bilgi derya deniz, zamanınız yetecekse ve ilgi duyuyorsanız ve isterseniz bildirin.

Toprak Bilgisi ve Bitki Besleme (http://ds.anadolu.edu.tr/eKitap/TRM106U.pdf)

Bitki besleme Notları (https://docs.google.com/file/d/0B98fAj0-ZwJwa3ZMMWZwNDhOQUk/edit)

Organik Tarımda Bitki Besleme (https://docs.google.com/file/d/0By5rthVBSCJIU3BIeGVYeDI5MUE/edit)

Bitki Besleme - sunum (http://ormanweb.sdu.edu.tr/2012/sunular/sunu_051.pdf)

MeyveliTepe
26-08-2015, 19:44
Sirkeyide asit olarak kabul edip formülü 2H+ olarak kabul ediyor.

Sirke (https://en.wikipedia.org/wiki/Vinegar)nin asitliğini veren asetik asittir. Bunda mutabıksanız formülü (https://en.wikipedia.org/wiki/Acetic_acid) de "2H+" değildir. Bu, şahısların kabullerine kalmış bir şey değil maalesef. Birisi çıkıp iki hidrojen atomu sirke demek oluyor, ben böyle kabul ettim derse bundan ancak karikatür olur.

Asetik asitin formülü CH3COOH şekindedir (farklı yazımlarla CH3CO2H veya C2H4O2
şeklinde de ifade edilebilir). Bunda mutabık iseniz saf kalsiyum elde ettiğiniz reaksiyonu bir daha düşünmenizde yarar var.

erkanbey
26-08-2015, 19:55
Gönderdiğiniz belgeler tam benlik çok teşekkür ederim.Zaten dediğim gibi bilgi eksikliğinden her duyduğumuza inanıyoruz inanılan şeyden de vazgeçmek zor oluyor.Fakat sirkeyle yumurta kabuğunun karışımından su mu oluşuyor bilmem ama yanlış hatırlamıyorsam ph 7 gibi çıktı ben ölçmüştüm videodan sonra.Siz hiç ölçtünüzmü karışımdan sonra çıkan sıvının ph ını?

erkanbey
26-08-2015, 20:10
Sayın MeyveliTepe benim elimdeki 1 kavanoz yumurta kabuğu şu anda ne vasfında?Klasiyum kaynağı mı Yoksa sirkeyle etkileşimden sonra elimde kalan çöp mü?Çünkü işe yarıyacaksa saklayayım enzime felan katılır veya kompost ta işe yaramıyorsa çöpe atayım siz ne tavsiye ediyorsunuz?Yumurta kabuğu hiç bir şekilde toprakta kalsiyum faydası sağlamıyor yani doğru mudur?

MeyveliTepe
26-08-2015, 20:19
Fakat sirkeyle yumurta kabuğunun karışımından su mu oluşuyor bilmem ama yanlış hatırlamıyorsam ph 7 gibi çıktı ben ölçmüştüm videodan sonra.Siz hiç ölçtünüzmü karışımdan sonra çıkan sıvının ph ını?

Tekrar olacak ama size #2 nolu mesajda verdiğim linkte yumurta kabuğunun sirkede çözündürülüp doğru oranda sulandırılarak bitkilere verilmesi anlatılıyordu zaten. Bu reaksiyonda ortaya çıkanın adı saf kalsiyum değil, kalsiyum asetattır ve çözünmüş durumda olduğu için bitkiler tarafından alınabilir.

Yazıda şöyle deniyordu;
"10 gram temiz ve kuru yumurta kabuğu havanda dövülerek veya blender’da çekilerek toz hale getirilir. Bir kaba 400 gr %5’lik sirke konur (marketlerde satılan sirkeler %5’liktir), toz haline getirilmiş yumurta kabukları sirkeye ilave edilir. 2-3 gün boyunca sık sık karıştırılarak bekletilir. Kabarcıklar çıkaran karışımda sürenin sonunda yumurta kabuklarının tamamen eridiği, dipte çökelti kalmadığı görülür. İçinde yumurta kabuğu eritilmiş sirke 20 litre suya karıştırılarak domateslerin yapraklarına püskürtülür, böylece herhangi bir kimyasal ürüne gerek kalmadan kalsiyum takviyesi yapılmış olunur."

Bu da bir sonraki yazıda (http://blog.meyvelitepe.org/2014/05/11/chinampa-2/) yukarda yapılan işlemin kimya ile ifadesi.

"Bir önceki yazının başında, domateslerdeki kalsiyum elsikliğini yapraktan vererek gidermenin yöntemi olarak 38 gr kalsiyum asetatı (C4H6CaO4.H2O) 20 litre suda eritip yapraklara püskürtün deseydim bir çok kişi uzun kimyasal formülü görünce bu da ne diyecekti belki. Oysa yumurta kabuğu kalsiyum karbonat, sirkedeki %5 asetik asit ile reaksiyona girince geriye kalsiyum asetat, su ve karbon dioksit kalır (kabarcıklar). İster yumurta kabuğu ve sirke, ister saf kalsiyum karbonat ve asetik asit, ister hazır kalsiyum asetat kullanın bu uygulama yapraklara 120 ppm kalsiyum verilmesini sağlar.
[CaCO3 + 2CH3COOH → Ca(CH3COO)2 + H2O + CO2]"

Ayrıca yukarıda listelediğiniz 21 maddelik sorunun hepsinin gayet anlaşılır yanıtları var ama armut piş misali olmasın (olursa bir kıymeti de olmuyor galiba), hepsinin doğru yanıtlarını kendiniz bulabilirsiniz.

sebazios
27-08-2015, 20:11
Sorularımı maddeler halinde yazıyorum ki kaynamasın.



1-deniz yosunu,balık unu,karides unu,muz kabuğu,yumurta kabuğu bunlar aynı tarz doğal organik ürünler değil mi?Balık unu,karides ve deniz yosunu suda eriyormu ki gübre olarak kullanılıyorda yumurta kabuğu kullanılamıyor bu kısımda takıldım mesela.



2-Eğer bu maddeleri organikte olsa ayarsız kullanma sıkıntı yaratıyor ise bu malzemeleri enzime katarsak enzimin içerdiği değerlerde kattığımız maddelerle orantılı olmayacak mı ki çoğu kişi enzime ne ağırlıklı olmasını istiyorsa ona göre malzeme koyuyor.O zaman enzimdede kullanmak zararlı mı?(miktarları ev ortamında ayarlıyamayacağımızı varsıyorum)



3-Bir mineralin olması gerekenden fazla olması diğerinin alınımını kısıtlar cümlesinden yola çıkarak,Kompost yapımında yumurta kabuğunu bol miktarda kullanmamızda veyahut kullandığımız yeşil malzemenin azotununda fazla kaçtığını düşünürsek ve sonucunda bitki mineralleri dengeli alamayacaksa o zaman yumurta kabuğu,yosun vs bunları kompostlardada mı kullanmamalıyız?



4-toprağa dengeleyici görevi yapsın diye alınamayan mineralleri alınır yapsın diye ph dengelesin diye leonardit koyuyoruz.O halde toprağa fazladan katmış olabileceğimiz bir muz(potasyum),yumurta kabuğu(kalsiyum) vs ne zararı olabilir zaten leonardit bu dengeyi sağlamayacakmıdır?Biz eksik olduğunu düşündüğümüz minerali ekleriz bitki ihtiyacı kadar alır.



5-Ek besin uygulama isteğimizin sebebi bazı sebzelerin ihtiyaçlarının toprakta bulunandan fazlaca olması değilmidir?Ev ortamında bu değerleri ölçemiyoruz o sebepten bir örnek verecek olursam domates, 50 kalsiyum 20 potasyun istiyor ise toprağımızda kalsiyum standartlarda 30 potasyum 10 olarak bulunuyorsa bizim domates dikerken toprağına yumurta kabuğu ve muz kabuğu eklememizin faydası mı daha çoğunluklu zararımı daha çoğunluklu olacaktır?Ne ihtiyacı olduğunu bildiğimiz bir bitkiye istediğini ölçüm yapamıyoruz diye vermemek daha mı doğru?



6-yapacağım organik malzemeleri ben zaten kafama göre miktarlarda koymayacağım toprağa.Türkiyede yeteri kadar kaynak yoktur belki ama yabancı dilde çekilmiş bir sürü video var organik malzemelerle yapılan gübrelemeyi oradan çeviride bulunup miktarları o oranlarda kullanmak dediğinizin aksine zarar değil fayda sağlamaz mı?Onlarda alet edavat bizdekinden daha fazla ve ulaşılabilir olduğu için oranları olması gerektiği gibi dengeliyor olamazlar mı?



7-Bir firmanın karidesten yaptığı gübre yarayışlı,deniz yosunundan yaptığı yarayışlı,kendimizin karidesten yaptığı,deniz yosunundan yaptığı organik gübre değerini bilmediğimiz için yarayış hale mi geliyor?



8-O halde yaptığımız enzimlerde toprağımızdaki mineral dengesini bozuyormu?Veya zaten bozuk mu veya değilmi bunu nasıl bilebiliriz?Zaten yapmaya çalıştığımız şey bozmaya çalışmak değil yapmaya çalışmak.



9-Bitkilere torpil geçmek yanlış mı domates kalsiyumu çok seviyor diye kalsiyum koymak,başka bir sebze örnek olarak fosforu fazla istiyorsa onu fazla vermek,ilkbaharda azota yüklenip tüm bitkilerde,meyve bağlama döneminde azotu azaltıp potasyuma ağırlık vermek (tabi doğal olarak bunların değerlerini bilemeyeceğiz) o zaman bu işlemleri yapmamalı mıyız?



10-Hem kimyasal kullanmayıp hem kendimiz organik malzemeyi dengesiz kullanacağımızdan dolayı kullanmadan organik gübre ihtiyacımızı nasıl karşılayacağız?Organik hazır satılan gübrelerden mi?Fiyatları uçuk olanlardan hani.



11-Sebazios'un bahsettiği potasyum nitrat kimyasal gübre oluyor sanırım.Bitki mineralin kaynağına bakmaz gerekli minerali alırsa lezzetli meyve verir mantığı doğrumudur?Eğer doğru ise bizim kimyasal kullanmayalım çabamız boşa mıdır?



12-Çekmecemde 4 şişe geçen sene ucuz diye aldığım kimyasal sıvı gübre varken benim bu denli araştırıp yırtınmam gereksizmidir?Öyle ya sonuçta dengeli olarak çoğu minerali içeriyor.



13-Son olarak her yıl bahar ayında toprağıma %10-%20 oranında karıştıracağım solucan gübresi tek başına yıl sonuna kadar başka bübre katkısı yapmadan sebzelerimin hasadını bol ürünlü olarak almam için yeterli olur mu?Toprağım içeriğini 22 nolu mesajda yazmıştım.



14- Toprağım bu durumda iken ben bir yandan irfan çayı(çok nadir yapabilirim),solucan gübresi çayı(sürekli yapabilirim),enzim(sürekli yapabilirim) bunları uygulamalıyım.Yoksa baharda uyguladığım solucan gübresi her anlamda yeterlimidir?



15-Toprağımızı hazırladık domates biber,hıyar fidelerimizide dikeceğiz.Ek besin kullanmayalım mı bol ürün almak için yapabileceğimiz birşey yok mu?



16-Enzim yaparken 5 lt lik bir kapta 1 kg katı malzeme katacağız 500 gr muz 500 gryumurta kabuğundan enzim yapsak bu enzimin içeriği ful potasyum ve kalsiyum olmayacak mı?Hal böyle iken bunu bitkiye vermek bitkinin mineral dengesini bozmayacak mı?



17-İrfan çayı ve solucan gübresi çayı haricindeki tüm yapacağımız karışımlarda(enzim,kompost,muz kabuğu kullanarak veya yumurta kabuğu kullanarak yapılan çay,direk kafamıza göre ekleyeceğimiz mineral)hepsinde bitkinin mineral dengesini bozma ihtimalimiz yüksek doğrumu çünkü hepsinde malzemeler dengesiz kaçacak illaki kimyasal ortamda ölçemeyeceğimiz için.

İrfan çayı ve solucan çayını ise direk topraktan alıp oksijenle bakterileri çoğaltıp başka mineral eklemeden toprağa geri sunuyoruz.



18-İllede organik ürün yetiştirecem diyorsan ana malzemesi önemli değil organik ama dengeli hazırlanmış gübrelerden satınal keyfine bak mı diyorsunuz?Potasyum zengini ayrı, azot zengini ayrı,kalsiyum zengini ayrı.

Mesela balık unu,deniz yosunu,karides gübresi ayrı gibi.



19-Tüm dünya toprağına yumurta kabuğunu bütün veya pişirip ezerek bir şekilde veriyor anladığım kadarıyla tüm dünya büyük bir yanlışın içinde yer alıyor.Çünkü yumurta kabuğundan kalsiyum katı halde alınamıyor sizlerin anlattığından anladığım kadarıyla.



20-Yumurta kabuğundan kalsiyumu toprak alamıyor ya bu özellik sadece yumurta kabuğunda mı var yoksa çoğu organik maddede mi öyle mesela kuruttuğumuz veya yaş muz kabuğunu toprağa koysak bitki potasyum alamaz mı illaki sulandırmak mı gerekli veya bir asit ile birleştirmek.



21-Benim yumurta kabuğu mevzusundan başlayıp organik malzemelerle besleme merağım internette izlemeye başladığım orcan öbekçi adlı şahısın videolarından esinlenmekten ileri geliyor.Öyleki şahıs anlattığı videolarda hep başka yabancı videolardaki yapılan işlemleri yaptığını kendi icadı olmadığı dile getiriyor ama anlattıklarıda gayet mantıklı ondan dolayı yumurta kabuğundaki anlaşmazlığımız.



Aynen şu şekilde anlatıyor yumurta kabuğundan kalsiyum elde etmeyi.200 derecede pişmiş yumurta kabuğu ezilir sirkede bekletilir.Yumurta kabuğunun formülü CACO3(kalsiyum karbonat.Sirkeyide asit olarak kabul edip formülü 2H+ olarak kabul ediyor.Asit kalsiyum karbonattaki 1 oksijeni yanına alır 2h yi oksijenle birleştirince sirkenin su haline geldiğini yazmış(doğru ben sirkenin ph ölçtüm 2-3 geliyordu,yumurta kabuğuyla karışımından sonra ölçtüm 7 gibi geldi ph kağıdı ile)Diğer tarafta CACO2 kaldı diyor Co2 de karbondioksit formülü oda kabarcık olarak uçtu gitti geriye kalan Ca yani kalsiyum.



Bu şekilde anlatmış gayetde anlaşılır inandırıcı bende bunu benimsedim.Siz ısrarla sıvı kısımı kullanacaksınız deyince ondan kabullenemedim birde sulandırıyoruz sıvıyı neden ki?zaten ph 7 .Katı kısım saf kalsiyum ise neden bitkiler bunu topraktan alamıyor o kısımı çözmekte zorlandım.İllede eriyebilen ürünlerimi alabilir bitkiler ki zamanla hepsi erir zaten toprakta.



Baya bir uzun oldu ama bütün kafama takılanları yazdım ohhhhh.



Cevap vereceklere şimdiden teşekkürler.


Haklısınız, çok soru var :) Daha kötüsü, çoğu üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek konular.

Sırası ile değinelim, kaldığımız yerde bırakır, zaman buldukça devam ederiz.

1-) Bahsettiğiniz tüm maddeler organik madde. Bir organik maddenin gübre haline gelebilmesi, yani bitki tarafından kullanılabilmesi için topraktaki küçük dostlarımız (bakteriler, organik canlılar) tarafından parçalanması getekir. Bu da bir süre ister. Misal plastik poşet için bu süre 150 yıl, yumurta kabuğu için 4-10 ay, talaş için 3 yıl.... Gibi

Yumurta kabuğunun uygun bakteriler tarafından parçalanması, çok uzun bir süre alacağından sizin işinize (en azından şu anlık) yaramaz. Oysa deniz yosunında bu süre çok kısadır.

2-) Toprağın içerisindeki maddelerin orantıları her zaman denk olamayabilir. Bunun dengede meydana gelen bozukluk, bitki ve toprak tarafından bir noktaya kadar tolere edilebiliyor.

Lakin bu toleransın da bazı sonuçları oluyor. Örneğin azot çok ise, bitki su da bulursa, boyu, yehlikeli şekilde uzuyor. Azot çok olur, su olmazsa, şiddetli su stresi nedeni ile yanıyor. Fosfor çoksa, bakamayacağı kadar çok meyve tutuyor, azsa kök sistemi iyi gelişmiyor, potasyum çoksa meyveleri lezzetli oluyor.... (Liste uzun)

Özetle toprakta bulunun besin elementleri dengesizliği bir yere kadar tolere edilebilir lakin muhakkak istenen **** istenmeyen bazı sonucları olur.

3-) Bahsettiğiniz şeyin adı "antagonizm"dir (geçimsizlik). Tersi ise sinerjikliktir. (Iki elementin birbirlerini kudurtması). Bu konu çok detaylı ve ince bir konu. Birbiri ile kanlı bıçaklı elementler (Bkz. Fosfor - Kalsiyum) olduğu gibi, birbirlerini kibarca uyaran, seviyeli bir berabirliğe sahip (Bkz. Azot - Potasyum gibi) elementler de vardır.

Burda asıl önemli nokta, hangi elementlerin birbirleri ile karıştırılacağının belirlenmesi konusudur. Uzmanlık gerektirir.

Kalan sorulara baktım da gözüm korktu açıkçası :)

Siz en iyisini mi biraz araştırma yapıp soruları azaltmayı çalışın :)

erkanbey
27-08-2015, 20:55
Sayın sebazios başlamanız bile yeterli aslında hepsi birbirine bağlı sorular.Bu konunun bu kadar derine gitmesinin sebebi benim izlediğim videodaki formüllerin yanlış olup doğru gibi anlatılmasından vede yumurta kabuğunun suda erimediği suda erimeyen maddeninde bitki tarafından alınamayacağının vurgulanmasıydı.

Doğrudur suda erimeyen organik maddeler 3-5 gün içinde faydalı olamayacaklardır belki zaten bende böyle birşey olacağını dile getirmedim.Ben ısrarla yumurta kabuğunun benim elimdeki haliyle (yani pişmiş sirkeli sudan geçmiş)toprağa koyulduğunda bakteriler tarafından parçalanıp bitkiye kalsiyum vereceğini savunurken sizlerin suda erimeyen maddeden bitki besin alamaz açıklamalrı kafamı karmakarışık içinden çıkılmaz hale getirdi.

Sonuç olarak şöyle diyebiliriz ve bende bunu kabulleniyorum zaten.Yumurta ve diğer organik maddeler,suda çözünebilenler hemen yarayışlı olur çözünemeyenler cinsine göre farklılık gösterek değişik sürelerde toprakta yarayışlı hale gelir.Sonuçta her organik madde çözünme süreleri farklılık göstererek toprakta erir ve bitki bunu alır.Yumurta kabuğundan başlattık devam edelim kabuğun hemen toprakta eriyemeyeceğinden sirke içinde eritilerek(kısa sürede etkisini görmek için sıvıda eritilmesi gerekli)bitkiye uygulandığında kalsiyum ihtiyacı giderilebilir.

Kafamda toparladığım bilgiler bu halde şekillendi.Konuyla tam ilişkili değil belki ama örneklemek gerekirse toprakta hemen etkisini göstermesini istiyorsak sıvı hümik asit,ama acelemiz yoksa ve bunu toprağa yıllarca yararlı olsun istiyorsak leonardit kullanıyoruz.Yumurta kabuğu ve sirkede çözünmüş yumurta kabuğu gibi bilmem doğru bir benzetme oldumu?

Ben bu olayda bu kadar takılmazdım aslında bana yumurta kabuğu kalsiyum sağlar ama toprakta uzun sürede erir,kısa sürede faydalanmak istersen sirkeyle eritip kullanabilirsin şeklinde söylenseydi.Gerçi sayın MeyveliTepe 4-5 ay diye bir çıtlatmıştı ama sonra olayın boyutu değişti sizde bu konuda uzunca suda erimeyen maddeyi bitki alamaz diye anlatınca kafa tam bulandı.

Hakbuki şöylede denebilirdi domateste kullanacaksan şimdiden toprağa karıştır ki bahara anca çözünür yarayışlı hale gelir.Sonuçta 1,5 kg yumurta kabuğum var atimi diye defalarca ondan sordum.

Her şeye rağmen sorunu kafada çözebilmiş olmam beni rahatlattı bu sizlerin sayesinde oldu.Emek harcayıp buraya yazan herkese çok teşekkür ederim bilgi paylaşıldıkça güzel.

sebazios
28-08-2015, 22:38
Sayın sebazios başlamanız bile yeterli aslında hepsi birbirine bağlı sorular.Bu konunun bu kadar derine gitmesinin sebebi benim izlediğim videodaki formüllerin yanlış olup doğru gibi anlatılmasından vede yumurta kabuğunun suda erimediği suda erimeyen maddeninde bitki tarafından alınamayacağının vurgulanmasıydı.



Doğrudur suda erimeyen organik maddeler 3-5 gün içinde faydalı olamayacaklardır belki zaten bende böyle birşey olacağını dile getirmedim.Ben ısrarla yumurta kabuğunun benim elimdeki haliyle (yani pişmiş sirkeli sudan geçmiş)toprağa koyulduğunda bakteriler tarafından parçalanıp bitkiye kalsiyum vereceğini savunurken sizlerin suda erimeyen maddeden bitki besin alamaz açıklamalrı kafamı karmakarışık içinden çıkılmaz hale getirdi.



Sonuç olarak şöyle diyebiliriz ve bende bunu kabulleniyorum zaten.Yumurta ve diğer organik maddeler,suda çözünebilenler hemen yarayışlı olur çözünemeyenler cinsine göre farklılık gösterek değişik sürelerde toprakta yarayışlı hale gelir.Sonuçta her organik madde çözünme süreleri farklılık göstererek toprakta erir ve bitki bunu alır.Yumurta kabuğundan başlattık devam edelim kabuğun hemen toprakta eriyemeyeceğinden sirke içinde eritilerek(kısa sürede etkisini görmek için sıvıda eritilmesi gerekli)bitkiye uygulandığında kalsiyum ihtiyacı giderilebilir.



Kafamda toparladığım bilgiler bu halde şekillendi.Konuyla tam ilişkili değil belki ama örneklemek gerekirse toprakta hemen etkisini göstermesini istiyorsak sıvı hümik asit,ama acelemiz yoksa ve bunu toprağa yıllarca yararlı olsun istiyorsak leonardit kullanıyoruz.Yumurta kabuğu ve sirkede çözünmüş yumurta kabuğu gibi bilmem doğru bir benzetme oldumu?



Ben bu olayda bu kadar takılmazdım aslında bana yumurta kabuğu kalsiyum sağlar ama toprakta uzun sürede erir,kısa sürede faydalanmak istersen sirkeyle eritip kullanabilirsin şeklinde söylenseydi.Gerçi sayın MeyveliTepe 4-5 ay diye bir çıtlatmıştı ama sonra olayın boyutu değişti sizde bu konuda uzunca suda erimeyen maddeyi bitki alamaz diye anlatınca kafa tam bulandı.



Hakbuki şöylede denebilirdi domateste kullanacaksan şimdiden toprağa karıştır ki bahara anca çözünür yarayışlı hale gelir.Sonuçta 1,5 kg yumurta kabuğum var atimi diye defalarca ondan sordum.



Her şeye rağmen sorunu kafada çözebilmiş olmam beni rahatlattı bu sizlerin sayesinde oldu.Emek harcayıp buraya yazan herkese çok teşekkür ederim bilgi paylaşıldıkça güzel.


Estağfirullah.

Şu an için vardığınız çıkarımlar en temel hali ile doğru. Madem yol kat ettik, zaman da mevcut, sorulara devam edelim:

4-) Bu konu biraz detaylı. Topraktaki her besin maddesi, belirli bir ph aralığında alınabiliyor. Şu şema size fikir verir:

573065

http://images.tapatalk-cdn.com/15/08/28/013e6f7516cbe4c8bfa92083d173f196.jpg

Yani ph yükseldikçe bazı besin maddelerinin alımı artar. Tam tersi olarak olarak ph düştükçe de alımı kolaylaşan besin maddeleri vardır.

Lakin ph 7 (nötr) olduğunda, tüm besin maddeleri optimum seviyede alınabilir hale geliyor. İşte bu yüzden ph çok önemli bir konu. Aksi halde, yetiştirdiğimiz bitkide besin noksanlıkları ve bunlara bağlı sorunlar ortaya çıkmaya başlar. (Bkz. Potasyum bakımından zayıf topraklarda yaprak leke hastalıklarının artması)

Peki ph'ı nasıl değiştirebiliriz?

Temel olarak 3 yolu var.

1-) En etkili yol, toprağa aşırı miktarda bitki besin maddesi vermek. Bu yöntemde, ph'ı yükseltmek yahut düşürmek için bazı besin maddelerini kullanıyoruz.

Mesela?

En çok kullanılanları:

- Ph'ı düşürmek istiyorsak (asitleştirme) kükürt. (Toprak yapısına göre değişmekle birlikte, ortalama her 0,5 puan için 30-60 kg/da arası bir miktar önerilir)

- Ph'ı yükseltmek istiyorsak (alkalileştirme) Kalsiyum (kireç). Miktarlar toprağın yapısında öte analiz ile belirlenir.

İşte şimdi zurnanın zırt dediği yere geldik..

Siz "benim bir sürü yumurta kabuğum var, bunlar nasıl olsa organik. Atayım bunları toprağa, bol bol kalsiyum. Oh miss" diye düşündüğünüzde, toprağa "kontrolsüz" bir şekilde yoğun kalsiyum vermiş oluyorsunuz.

Sonuç?

Ph'ı yükselttik. Bitki "demir"i alamamaya başladı. Bitkinin rengi soluk bir görüntü aldı. Dertsiz başımıza dert aldık.

İşte bu nedenle "yumurtaya yüklenmeyin" diye uyardık sizi. Çünkü hem alınabilir forma dönüşmesi uzun sürüyor, hem de durduk yere toprağınızı sakatlayabiliyorsunuz.

Olması gereken, her maddenin ihtiyaç duyulan miktara olmasıdır. Fazlası (menşei organik olsun **** olması) başa beladır.

2-) Organik Maddeyi arttırarak. Peki bu nasıl oluyor?

Çok detay konular ama en öz hali ile organik madde, faydalı bakteri sayısı arttırıp toprağa ayar veriyor.

3-) Aşırı sulama ile. Bu yöntem sadece alkalileştirmede kullanılır. Sakıncalıdır. Yöntemden çok, bir sonuç olarak ortaya çıkar.

***


5-) Bu noktada bir usul hatanız var. "Toprakta şöyle olsa, bitkinin de ihtiyacı bu kadar olsa, şunu şunu verirsek başarıya ulaşır" gibi bir mantık olmaz.

Olması gereken sıralama şudur:

- toprak analize gönderilir.
- çıkan sonuçlara göre bir "UZMAN", hangi bitki ekilecekse ona göre bir gübreleme programı hazırlar.öeksik elementlerin ne miktarda ve hangi kaynaktan sağlanacağı işte "tam bu noktada" belirlenir.
- gübreleme yapılır (bitkiyi ekmeden önce yapılan bu gübrelemeye taban gübrelemesi denir) ve ardından ekim/dikim yapılır.
- bitki izlenir, vejetatif gelişim dönemi ve kondisyon durumuna göre yaprak analizi yapılır.
- toprak analizi ve yaprak analizi mukayese edilir. Toprakta bulunmasına rağmen bitkinin topraktan alamadığı besin maddeleri olacaktır. Bunlar tek tek tespit edilir ve gerekli takviyeler toprak ve yaprak gübrelemesi ile yapılır.
- ihtiyaç halinde son madde tekrar edilir.

Profesyonel yöntem budur.

Amatör iseniz, toprağı, total miktarının %10'u kadar fermante çiftlik gübresi ile harmanlanıp ekim/dikim yapılır.

Ha yok, ben illa bitkinin ihtiyaç duyacağı maddeleri hesaplayacağım, üstüne yetmez gibi, bunları organik tabanlı materyallerden temin edeceğim derseniz, kendi seçiminiz. Kayışı yakarsanız mesuliyet kabul etmem :D

Beyin bedava :)

erkanbey
29-08-2015, 14:18
Siz "benim bir sürü yumurta kabuğum var, bunlar nasıl olsa organik. Atayım bunları toprağa, bol bol kalsiyum. Oh miss" diye düşündüğünüzde, toprağa "kontrolsüz" bir şekilde yoğun kalsiyum vermiş oluyorsunuz.

Ben bir kilogram yumurta kabuğunu bir saksıya koymayacaktım ki.Diyoruz ya bu işlemler hassasiyet ölçü ister diye bende diyorum ki bu videoları çeken kişiler büyük ihtimal bu hassas tartımları yapıyorlar,bizde o tarife göre uygulama yapıyoruz.Yani 10 lt bir domates saksısına 1 tatlı kaşığı yumurta kabuğu,1 tatlı kaşığı epsom salt(magnezyum sulfat),1 tatlı kaşığı solucan gübresi koyacaktık ek olarak 1 tatlı kaşığıda muz kabuğu olabilir.

Derseniz ki o kadar koymakta sakıncalı tamam kabul ettim.Zaten şu saatten sonra solucan gübresinden başka(Her fırsatta yanmış ahır gübresi diyorsunuz solucan gübresi onun yerini tutmaz mı gerçekten merak ettim) bişey kullanmıcam heralde çaylar ve enzimler hariç.

Şu konuda hem fikir olduk elime kaşığı alıp domates kalsiyum sever yapıştır,meyve bağlama zamanı muz kabuğunu yapıştır şeklindeki uygulamalar fayda edecek diye beklerken zarar etme şansı daha yüksek.Bu eksikliklerin belirtileri görüldüğü taktirde bu işlem az miktarda uygulanabilir (mecburen) diyebiliriz sanırım.

Belki benim toprağım kalsiyum zengini bir toprak bunu bilemiyoruz,belkide azot zengini,bunu bitki dikilip büyüme aşamasına geçmeden anlayamayız doğal olarakta ek besinler eklememeliyiz diyorsunuz.(kabul ettik)O halde dikim öncesi hiç bir şekilde hazırlık yapmıcaz gibi anlıyorum ev ortamında.

Merak ettiğim hayvan gübresi vermekte dolaylı olarak ölçüsüz organik besinler vermek anlamına gelmez mi?Belki toprağım o hayvan gübresini koymadanda zengindir,gerçi bunu balkon şartlarında hiç bir zaman öğrenemicez.

Bu bilgileri insanlarımızın çoğunun bilmesi gerek o halde çoğu insan yumurta kabuğunu saksının dibine koyuyor ve başka neler neler.

Kendi yaptığım yumurta kabuğu ne kadar kalsiyum zengini ise de azot'da içeriyor.Yani ben bitkiyi birden fazla besin ile besliyorum bağlayacağım nokta şu.Hayvan gübresi haricinde dışarıdan hazır alacağımız organik gübreler deniz yosunu'dur,balık gübresi'dir,karides gübresi'dir, bunlar belki firmalar tarafından labaratuar ortamında ölçülerek yapılıyordur doğrudur yukarıdaki konuşmalardan sonra bunlarıda gelişi güzel bitkiyi besliyorum diye mesela haftada bir kullanmıcaz sonuçta her şey toprağımızın ne içerdiğini bilmekle alakalı ev ortamındada bunu bilemiyeceğimize göre tek şansımız hayvan gübresi,diğer hazır organik gübrelerde işimize yaramayacaktır,olay bu şekildemi kabullenmeliyiz?

Şu halde yapmamız gereken bahara kadar bir şey yapmamak,baharda toprağına %10 hayvan gübresi ekle(ben solucan gübresi kullanıyorum) başkada birşey yapma sula yeter diyorsunuz.Hayvan gübresi bitkinin yetişmesi için gereken besinleri dengeli bir şekilde içinde barındırır mı diyorsunuz?

birnefestoprak
29-08-2015, 17:14
Diyoruz ya bu işlemler hassasiyet ölçü ister diye bende diyorum ki bu videoları çeken kişiler büyük ihtimal bu hassas tartımları yapıyorlar

Bu varsayiminiz her zaman dogru olmayabilir. Toprak mikroorganizmalarinin isleyebilecegi nitelikteki (or. kisin topraga balik kafasi gommek) hicbir dogal urunun hassas olcumlerden gecmesine gerek yok. Bugune kadar gelen gubreleme yontemlerinin bir kismi, binlerce yildir cesitli kulturlerde yapilagelen geleneksel uygulamalar (o zamanlarda hassas olcum aletleri yoktu). Asiri miktarda (bir avuc degil) ve tuzlanmaya neden olup yeraltisuyuna karisacak sekilde gubreleme yapmadiginiz takdirde, soz konusu dogal urunlerin dogaya bir zarari yok.

Hayvan gübresi haricinde dışarıdan hazır alacağımız organik gübreler deniz yosunu'dur,balık gübresi'dir,karides gübresi'dir, bunlar belki firmalar tarafından labaratuar ortamında ölçülerek yapılıyordur doğrudur

Bu varsayiminiz da ozellikle tek bilesenli ve icinde baska hicbir ek madde bulunmayan dogal urunler icin gecerli olmayabilir. Kuzey Atlantik kelpinin ne kadar Potasyum tasidigi bellidir. Bazi urunler fiziksel asamalardan gecirilir (or. karides kabugunun kurutularak paketleme icin ufalanmasi) kimisi de konsantre hale getirilmek (or. toz okyanus yosunu) icin islenir ama yapilan islemlerin tamami, urunun besin icerigini arttirmak icin yapilmaz.

Teraziyi, laboratuvari unutun. Sizin uygulama alaniniz da laboratuvariniz da balkonunuzdaki saksilar. Bir avuc yumurta kabugu verirsiniz, bitkiyi yakip yakmadigini gozlersiniz, yakmadiysa bile 1 ay sonra topragi eselersiniz toprakta ne kadarinin geride kaldigina bakarsiniz ve eger islenmemisse bir daha o sekilde vermezsiniz. Kontrollu deney yapin. Ayni bitki cesidinin iki ayri fidesi icin (diger butun kosullar ayni kalmak uzere) bir saksida bir malzemeyi eksik birakin ve bitkinin davranisini gozleyin. Her sorunun cevabini tek bir seferde alamayacaginiz gibi, hata yapmamaniz da mumkun degil ama her hatadan birsey ogrenip hatalarinizi azaltacaksiniz. Siz buyuk olcekten ve karmasik sorulardan basit olanlara ve kucuk olcege indirgeme yapmaya calisiyorsunuz. Aslinda basit olandan baslayip zaman icinde daha karmasik olana gecmeniz gerek.

erkanbey
29-08-2015, 17:33
Bu sayfada yazılanlar beni toprağa dokunmaya bile korkar hale getirdi :) amman bişeyin değeri artar diye.Yumurta kabuğu muz kabuğu konularına aslında bu sene dikip 2 şer 3 er adet domates aldığım bitkilerim sebep oldu internettende araştırınca işte dibine yumurta kabuğu epsom salt(magnezyum sülfat vs) birer kaşık koymayı tarif ediyordu bende denemek amaçlı epsom saltımı sipariş verdim geldi.Yumurtalarıda pişirdik şimdi bu konuşmalardan sonra hepsini bi kenara itiverdim.

Benim şahsi kanaatim şuydu domates bu besinleri seviyorsa 5-10 lt lik saksıda 1 er tatlı kaşığı ölçüler o toprağın dengesini bozmaz.Fakat tutupta 1 kg yumurta kabuğu koyarsam o başka onuda yapmayacağıma göre domatesin ihtiyacı varsa koyduklarımdan besinini alır yoksada öyle aman aman denge bozmaz diye düşünüyordum ama dediğiniz gibi konu baya derinlere gitti.

Çok fazla kurcaladıkça toprağı sulamamak bile gerek sonuçta ph artabilir,suda kötü bakteriler gelebilir,suda klor fazladır vs vs.Artık iş hastalığa dönüşecek bu sefer acaba yolda giderken kafama tuğla düşer mi?Ayağım takılıp bi yerim kırılır mı :) .

Bence bitkileride kendimize benzetmeliyiz.Ben şimdi yemek yiyeceğim,aslında yemesemde olur dayanabilirim ama acıktım gidip sadece kavun ekmek te yiyebilirim,fasulye yemeği salata ve kavun'da.
Bunlardan birer tabakta yiyebilirim,ikişer tabakta.Sonuç birinde az fazla uzanırım ki zararı yok,diğerinde uzanmaya gerek yok zaten az yemişimdir.Amaç beslenmekse bazen hepsinden yenir bazen tek birinden,ama gerçek şudur sürekli mükemmel beslenmek diye bir şey mümkün değil.

Sayın Sebazios'un dediği gibi contayı sıyırmaya başladıkmı acaba ufaktan :)

birnefestoprak
29-08-2015, 20:28
Çok fazla kurcaladıkça toprağı sulamamak bile gerek sonuçta ph artabilir,suda kötü bakteriler gelebilir,suda klor fazladır vs vs.Artık iş hastalığa dönüşecek bu sefer acaba yolda giderken kafama tuğla düşer mi?Ayağım takılıp bi yerim kırılır mı.

Isin laboratuvar hassasiyeti gerektiren kismina daha sonra, once ilk asamalarda neyin nasil oldugunu gozledikten sonra gecmelisiniz. Kitabi ya da bilimsel anlamda ispatlanmis bilgi, uygulamalarda her zaman yardimci olur ama su asamada sizin gozlem yapmaniz cok onemli. Eger isler istediginiz gibi gitmediyse ya edindiginiz bilgi yanlistir ya da bilgiyi yanlis yorumlamis olabilirsiniz ki bu cok saglikli bir surec.

Sonraki asamada yumurta kabugunun neden beklentinizi karsilayacak sekilde ise yaramadigini dusunup bir ust seviye bilgi kaynaklarina basvurabilirsiniz. Burdan kabugun hangi formlarda yarayisli oldugu ve o formlara nasil ulasilabilecegini arastirirsiniz. Ornegin yumurta kabugunun isinize yaramadigini dusunuyorsaniz, malzemeyi de degistirebilirsiniz.

Tek bir anda butun bilgileri cok buyuk bir titizlikle uygulamaya calisirsaniz, altindan kalkamazsiniz. Soyledigim sekliyle butunu parcalara ayirip her parcayi ayri ayri anlamaya calisarak ilerlerseniz, belki tek bir mevsimde istediginiz basariyi yakalayamayabilirsiniz ama ilerleyen mevsimlerde elde ettiginiz sonuclar daha iyiye gider ve zamanla sizi kendi kabulleriniz bakimindan tatmin edecek bir seviyeye gelir.

Mücevher Çalısı
29-08-2015, 20:54
Bu sayfada yazılanlar beni toprağa dokunmaya bile korkar hale getirdi :) amman bişeyin değeri artar diye.Yumurta kabuğu muz kabuğu konularına aslında bu sene dikip 2 şer 3 er adet domates aldığım bitkilerim sebep oldu...

Sayın Sebazios'un dediği gibi contayı sıyırmaya başladıkmı acaba ufaktan :)



Yumurta kabuğunu ben toprağa karıştırırım, bir zararını görmedim. Amatör yetiştiriciler olarak amacımız mükemmel sebzeler yetiştirmek ise bu iş bu zamanda imkansız, havadan sudan hastalık kapıyoruz artık tüm canlılar olarak. Örneğin bu sene unlu bit bir felaket gibi bitkiler için (her yerdeler), geçen sene ise mantar hastalıkları çok fazlaydı. Havaların uzun süre soğuk olması da bu sene bitkilerin takvimini şaşırttı...

Siz sıcak kompost yapın en doğalı bence. Mutfak atıklarınızı en basiti atın büyük bir çamaşır sepetine (forumda bir yerde okumuştum, iyi bir yöntem gibi geldi imkanım olsa denerdim, denemedim) doğa onu 6 ayda misler gibi kompost yapsın...

erkanbey
29-08-2015, 21:09
Aslında o yumurta kabuğuna da muz kabuğuna da ihtiyacım yok zaten birşey dikeceğim zaman solucan gübresi ile toprağımı karıştırıp öyle dikiyorum,yeterli oluyor bu sene gözlemlediğim kadarıyla,tabi enzimde uyguladım.

Dediğiniz gibi aslında herşeyin ilacı zaman geçen sene sadece enzimi biliyordum uyguladım.Bu sene için solucan gübresi çayını öğrendim çok güzel bir uygulama ayrıca İrfan çayınıda öğrendim ki o tam bir doğa harikası.
Her ne kadar şehirde yaşasamda o yabani otları ırmak kenarından bir şekilde tedarik edeceğim.Yani elimde doğal 4 silahım var zaten.Solucan gübresi,Enzim,Solucan çayı,İrfan çayı, bunları uyguladığım takdirde eksik kalan bir şey kalacağını sanmıyorum.

Sırf tecrübe olsun diye az miktarlarda yumurta kabuğu vs denenebilir ucunda ölüm yok ya.
Şu anda harıl harıl sayın MeyveliTepe'nin verdiği linklerdeki makaleleri okuyorum toprak üzerine.Forumun en önemli konularını okudum toprağa bakış açım değişti.Bu makaleleride bitireyimde dahada değişecek eminim.

Bu arada bir kaç kişininde başını ağrıtacaz gibi görünüyor.Yapıcı eleştirilerinizden dolayı teşekkür ederim.

erkanbey
29-08-2015, 21:15
Siz sıcak kompost yapın en doğalı bence. Mutfak atıklarınızı en basiti atın büyük bir çamaşır sepetine (forumda bir yerde okumuştum, iyi bir yöntem gibi geldi imkanım olsa denerdim, denemedim) doğa onu 6 ayda misler gibi kompost yapsın...
Aslında onuda denedim hatta şöyle söyliyeyim ben hangi konuyu baştan sona okursam onu deniyorum resimleriyle beraber ekliyorum.Sıcak kompost,soğuk kompost,enzim bunları hep denedim ve ekledim.

Sıcak kompost zor oluyor diye düşünüyorum evde en azından ben ilk denemede pek beceremedim ve zorlamak istemedim ev ortamında ıslak kalsa kurt oluyor ondan sonra uğraş dur balkonda.Ama daha bir kere denedim ilerleyen zaman neyi gözterir bilinmez...

sebazios
29-08-2015, 21:56
1945 yılında, Helmont isimli bir bilimadamı ilginç bir deney yapar.

Helmont, içerisinde net 90,9 kg toprak olan bir saksının içersine küçücük bir söğüt fidanı diker ve ardından bu fidana "sadece su" vererek büyümesini izler.

Hava ve su dışında hiç bir besin verilmeyen bu söğüt fidanı, 5. yılın sonunda topraktan sökülür ve tartılır. Sonuçlar ilginçtir:

Fidan artık fidan değil, 76.8 kg ağırlığında bildiğiniz bir ağaç olmuştur.

Asıl ilginç kısım ise toprak tartıldığında ortaya çıkar. 5 yıl boyunca hiç bir besin verilmeyen ve bünyesinden 76.8 kg'lık bir ağaç ortaya çıkartan toprak, sadece "0,06 kg" (60 gram) eksilmiştir!

Tekrar edelim:
76.8 kg'lık biyolojik verime karşılık toprağın kaybettiği içerik "sadece 60 gram".

Bunu neden anlattık?

Biyolojik verimi 76.8 kg olan bir 5 yaşında bir söğüt ağacı, 90.9 kg toprağı 5 yılda sadece 60 gram eksiltebiliyorsa, sizin 3 aylık domates fidesi ne kadar eksiltebilir? 1 gram? Belki..

Bitkiler büyümek için temel olarak hava ve sudan faydalanır. Toprakta besin maddeleri, hava ve suyun dengeli şekilde kullanılabilmesi için çok küçük miktarlarda alınan "katalizörlerdir". Bazılarının fazla olması (Bkz. Potasyum) hiç bir sorun yaratmazken, bazılarının fazla olması (Bkz. Çinko) toksisiteye neden olup bitkiyi ciddi şekilde olumsuz etkileyebilir.

Organik maddenin çok olması, toprağın penetrasyon direncini düşürmesi, amonifikasyon/nitrifikasyon bakterilerinin artması/hava/su dengesinin sağlanması...... gibi bir çok konu için inanılmaz faydalıdır. Hatta en önemlisidir.

Ama bu durum, organik maddenin menşeine bakılmaksızın hesapsızca kullanılabilmesi anlamına gelmez.

Burada dikkat etmeniz gereken unsur şudur:

Organik maddenin menşei bitkisel kökenli ise, fazla bir hesap kitap yapmadan kullanabilirsiniz. Toprağın bunu tolere edebilme kabiliyeti yüksektir.

Lakin hayvansal menşeili organik maddeleri kullanırken, oldukça dikkatli olmanız gerekir. Buna çiftlik gübresi de dahil.

Son örnek: yakın bir arkadaşım, "yahu nasıl olsa organik madde" diyerek bir tarlasına, aynı yumurta kabuğu gibi hayvansal üründen arta kalmış bir madde olan "peynir suyu" ile gübreleme yaptı.

Tek kelime ile yoprak çöktü. Arazide doğru düzgün "ot" dahi yetişmemeye başladı.

27 dekar (27.000 m2) arazi 6 yıllık uğraşlar sonunda ilk kez bu yıl ürün vermeye başladı. O da çok düşük bir rekolte ile.

Sonuç olarak siz hobi olarak bu işi yapıyorsunuz. Denemeler yapmanız, çeşitli sonuçları merak etmeniz, en kötü ihtimal elinizdeki az miktar toprağı kullanılmaz hale getirir. Telafisi mümkündür.

Lakin 450 dekar arazide yapacağınız bir hatanın telafisi olmaz. Kayış yanar :)

Şahsen bizim bu denli ürkek ve hassas davranmamızın deneni bu. Ama yine de size bir öneri:

"Teraziyi elde elden bırakmayın". Çünkü uzay mekiği dahi üretebilen insanoğlu, toprağı hala üretemiyor.

erkanbey
29-08-2015, 22:20
Organik maddenin menşei bitkisel kökenli ise, fazla bir hesap kitap yapmadan kullanabilirsiniz. Toprağın bunu tolere edebilme kabiliyeti yüksektir.

Lakin hayvansal menşeili organik maddeleri kullanırken, oldukça dikkatli olmanız gerekir. Buna çiftlik gübresi de dahil.

İnanın siz yazdıkça benim hah şimdi oldu dediğim şeyler gene olmadıya dönüşüyor.Şimdi hayvan gübresinide mi tartarak koyacaz :)

Ayrıca o söğüt fidesini sularken şunu ölçmüşlermi her koydukları 3 lt sudan ne kadarı alttan sızmış ne kadarını bitki almış ne kadarı buharlaşmış ve suyun içinden toprağa katılan toz vs katı madde miktarı ne kadar?Olaya hangi pencereden baktığınızlada biraz alakalı değil mi?
Eğer 60 gr kayıp ile o kadar ağaç oluyorsa benim evdeki toprak 7 sülaleme domates yetiştirir o mantıkla bakarsak :)

sebazios
29-08-2015, 22:29
İnanın siz yazdıkça benim hah şimdi oldu dediğim şeyler gene olmadıya dönüşüyor.Şimdi hayvan gübresinide mi tartarak koyacaz :)



Ayrıca o söğüt fidesini sularken şunu ölçmüşlermi her koydukları 3 lt sudan ne kadarı alttan sızmış ne kadarını bitki almış ne kadarı buharlaşmış ve suyun içinden toprağa katılan toz vs katı madde miktarı ne kadar?Olaya hangi pencereden baktığınızlada biraz alakalı değil mi?

Eğer 60 gr kayıp ile o kadar ağaç oluyorsa benim evdeki toprak 7 sülaleme domates yetiştirir o mantıkla bakarsak :)


Araştırma 1940'lı yıllarda yapılıyor. Yapan bilimadamı da malumunuz sizlere ömür.

Not: 1 dekar (1000 m2) alandan iyi bakım ile (yumurta kabuğu kullanılmadan :D ) net 23-24 tona kadar domates alınabiliyor. 1 metrekareden tek batımda 23-24 kg domates alınabilir demek bu. Ki bu verim tarla şartlarında. Bahçe şartlarında daha da artacaktır.

erkanbey
29-08-2015, 22:43
Neyse kafayı az nadasa bırakalım ki verim artsın, en azından şimdilik.En doğru yol deneyerek öğrenmek ticari amaçla yapılan bir şeyde olmadığına göre sıkıntı olmayacaktır.
Esas can alıcı noktaya cevap alabilirmiyim?solucan gübresinin koyun gübresinden eksik yönleri var mı?Azot biraz eksik galiba?

birnefestoprak
29-08-2015, 22:51
Uzerinde calisilip, belli hesaplamalara gore ornegin birim biyokutleden ne kadar mineral/besin maddesi elde edilecegi uzerine ozel bir calisma yapmiyorsaniz, hassas teraziyle olcumu biyodinamik/ekolojik tarim esasina dayali temel toprak uygulamalari icin onermek isin dogasina aykiri olur. Ozel bir uygulama yapilip fayda/zarar iliskisine bakilacaksa ayri mesele.

Peynir suyunun koskoca araziye dokulmesinin hesapla degil, ortak akilla (ing. common sense) ilgisi var. Yani teraziyle olcup ona gore peynir suyu dokmeden once peynir suyunu butun araziye yayip yaymamayi etraflica dusunebilir ciftci :)

birnefestoprak
29-08-2015, 23:07
Esas can alıcı noktaya cevap alabilirmiyim?solucan gübresinin koyun gübresinden eksik yönleri var mı?Azot biraz eksik galiba?

Bu konu, yumurta kabuguyla ilgili mi? Gubrenin kabukla birlikte kullanildigi bir uygulamayi mi kastediyorsunuz?

birnefestoprak
29-08-2015, 23:15
En doğru yol deneyerek öğrenmek ticari amaçla yapılan bir şeyde olmadığına göre sıkıntı olmayacaktır.

Evet, tarla sartlarinda yapilacak gozleme, girdi/ciktiya dayali denemeler bu asamada sizin bir isinize yaramayacak. Saksida, sizin amaclariniza donuk sonuclari elde etmek icin once hangi maddeyi nasil kullanacaginiza karar vermeniz gerek. Bunun icin de deneme yapmaniz gerekli. Isin nicelikle ve/veya meyve kalitesiyle ilgili kismini, bu denemenin ustune insa edebilirsiniz.

Bu uygulamalarin hepsinde neyin nasil yapilacagina sizin karar vermeniz gerek. Ondan sonra "bu boyle oldu, niye boyle oldu?" diye sorabilirsiniz. Uygulamanin once sizi tatmin etmesi gerekli yoksa burda herkesin tercih ettigi ve tavsiye edecegi uygulama farklidir.

erkanbey
29-08-2015, 23:21
Bu konu, yumurta kabuguyla ilgili mi? Gubrenin kabukla birlikte kullanildigi bir uygulamayi mi kastediyorsunuz?

Kabukla ilgili değil,toprağa ek başka malzeme karıştırmadan sadece hayvansal gübre kullanırsam, organik gübre olarak %10 koyun gübresi tavsiye ediliyor her fırsatta.Benim en kolay ulaşabileceğim solucan gübresi,o yüzden sordum solucan gübresinin koyun gübresinden eksik yönü var mı yetersiz kalacağı bir besin varmı diye?

MeyveliTepe
30-08-2015, 00:26
Bu başlık yumurta kabuğu ile ilgili ve sanırım yumurta kabuğu ile ilgili yazılmadık bir şey kalmadı artık.

Tohum60
28-11-2017, 08:38
Bu yazıdaki (http://blog.meyvelitepe.org/2014/05/11/chinampa-1/) tarifi ölçüleriyle uygularsanız sirkedeki asetik asit ve yumurta kabuğundaki kalsiyum karbonatın reaksiyona girmesiyle kalsiyum asetat elde edersiniz. Bunu yine yazıdaki oranda sulandırarak kalsiyum isteyen bitkilerinize yapraktan veya kökten verebilirsiniz.

Aspirin salisilik asit içerir ve salisilik asit birkilerin doğal savunma mekanizmalarını tetikleyerek (SAR) hastalıklara karşı bitkinin kendini önceden uyarılmış bir şekilde gafil avlanmasını zorlaştırır. Uygulama için en iyi yöntem, 1-2 aspirin tabletini 1 lt suda iyice erittikten sonra yeni çimlenmiş ve gerçek yapraklarından 1-2 tane çıkarmış fidelerinizi bir defaya mahsus bu su ile sulamak.

Keşke ordaki tarifi Link ile değil de;

"10 gram temiz ve kuru yumurta kabuğu havanda dövülerek veya blender’da çekilerek toz hale getirilir. Bir kaba 400 gr %5’lik sirke konur (marketlerde satılan sirkeler %5’liktir), toz haline getirilmiş yumurta kabukları sirkeye ilave edilir. 2-3 gün boyunca sık sık karıştırılarak bekletilir. Kabarcıklar çıkaran karışımda sürenin sonunda yumurta kabuklarının tamamen eridiği, dipte çökelti kalmadığı görülür. İçinde yumurta kabuğu eritilmiş sirke 20 litre suya karıştırılarak domateslerin yapraklarına püskürtülür, böylece herhangi bir kimyasal ürüne gerek kalmadan kalsiyum takviyesi yapılmış olunur."

Bu şekilde verseydiniz soruyu soran kişinin aklını karıştırmadan net ve anlaşılır bir hale gelebilirdi konu, sırf o linke bakmadım diye çok zaman kaybettim ve kaybettiğim zaman zarfı içerisinde sürekli kınadım sizi. Konuyu çözüm içeren bir cümle yerine kafa karıştıran birton cümle sarfettiğiniz içinç...

@birnefestoprak

@erkanbey

@sebazios

Haşlanmış yumurtanın suyunu kullanan ve kullanılmasını tavsiyede edenler yazanlar cizenler videolar izledim..

Peki bu haşlanmış yumurta suyuna karışan kalsiyum bitkinin alabileceği kullanabileceği kalsiyum mudur yoksa anlatılanlar hikaye mi bir de o bilgilerinizi, düşüncelerinizi alalım..

birnefestoprak
28-11-2017, 13:58
Sn MeyveliTepe, içine link ekleyince kızılan mesaj icat etmiş :)

Keşke ordaki tarifi Link ile değil de;

"10 gram temiz ve kuru yumurta kabuğu havanda dövülerek veya blender’da çekilerek toz hale getirilir. Bir kaba 400 gr %5’lik sirke konur (marketlerde satılan sirkeler %5’liktir), toz haline getirilmiş yumurta kabukları sirkeye ilave edilir. 2-3 gün boyunca sık sık karıştırılarak bekletilir. Kabarcıklar çıkaran karışımda sürenin sonunda yumurta kabuklarının tamamen eridiği, dipte çökelti kalmadığı görülür. İçinde yumurta kabuğu eritilmiş sirke 20 litre suya karıştırılarak domateslerin yapraklarına püskürtülür, böylece herhangi bir kimyasal ürüne gerek kalmadan kalsiyum takviyesi yapılmış olunur."

Bu şekilde verseydiniz soruyu soran kişinin aklını karıştırmadan net ve anlaşılır bir hale gelebilirdi konu, sırf o linke bakmadım diye çok zaman kaybettim ve kaybettiğim zaman zarfı içerisinde sürekli kınadım sizi. Konuyu çözüm içeren bir cümle yerine kafa karıştıran birton cümle sarfettiğiniz içinç...

@birnefestoprak

@erkanbey

@sebazios

Haşlanmış yumurtanın suyunu kullanan ve kullanılmasını tavsiyede edenler yazanlar cizenler videolar izledim..

Peki bu haşlanmış yumurta suyuna karışan kalsiyum bitkinin alabileceği kullanabileceği kalsiyum mudur yoksa anlatılanlar hikaye mi bir de o bilgilerinizi, düşüncelerinizi alalım..

bahcedenn
28-11-2017, 14:17
Keşke ordaki tarifi Link ile değil de;

"10 gram temiz ve kuru yumurta kabuğu havanda dövülerek veya blender’da çekilerek toz hale getirilir. Bir kaba 400 gr %5’lik sirke konur (marketlerde satılan sirkeler %5’liktir), toz haline getirilmiş yumurta kabukları sirkeye ilave edilir. 2-3 gün boyunca sık sık karıştırılarak bekletilir. Kabarcıklar çıkaran karışımda sürenin sonunda yumurta kabuklarının tamamen eridiği, dipte çökelti kalmadığı görülür. İçinde yumurta kabuğu eritilmiş sirke 20 litre suya karıştırılarak domateslerin yapraklarına püskürtülür, böylece herhangi bir kimyasal ürüne gerek kalmadan kalsiyum takviyesi yapılmış olunur."

Bu şekilde verseydiniz soruyu soran kişinin aklını karıştırmadan net ve anlaşılır bir hale gelebilirdi konu, sırf o linke bakmadım diye çok zaman kaybettim ve kaybettiğim zaman zarfı içerisinde sürekli kınadım sizi. Konuyu çözüm içeren bir cümle yerine kafa karıştıran birton cümle sarfettiğiniz içinç...

@birnefestoprak

@erkanbey

@sebazios

Haşlanmış yumurtanın suyunu kullanan ve kullanılmasını tavsiyede edenler yazanlar cizenler videolar izledim..

Peki bu haşlanmış yumurta suyuna karışan kalsiyum bitkinin alabileceği kullanabileceği kalsiyum mudur yoksa anlatılanlar hikaye mi bir de o bilgilerinizi, düşüncelerinizi alalım..

''Haşlanmış yumurta suyuna karışan kalsiyumun bitkinin alabileceği ve kullanabileceği kalsiyum mudur? Yoksa anlatılanlar hikaye midir?'' ile ilgili sorunuza ben de link vererek yardımcı olmak istiyorum. Ama sizin de o linke bakıp zaman kaybetmek istemediğinizi ve kaybedeceğiniz zaman zarfı içerisinde sürekli beni de kınamamanız için vazgeçtim şimdi. MeyveliTepe gibi ben de kafanızı karıştırmak istemiyorum. Gerçi, kafanızın karışacağını bilseydi o da o linki vermezdi sanırım.

MeyveliTepe
28-11-2017, 18:18
Keşke ordaki tarifi Link ile değil de;

...
Bu şekilde verseydiniz soruyu soran kişinin aklını karıştırmadan net ve anlaşılır bir hale gelebilirdi konu, sırf o linke bakmadım diye çok zaman kaybettim ve kaybettiğim zaman zarfı içerisinde sürekli kınadım sizi. Konuyu çözüm içeren bir cümle yerine kafa karıştıran birton cümle sarfettiğiniz içinç...


Zaman kaybetmenize üzüldüm, okuma özürlü kişilerin kınamalarına maruz kalmak da hayli ilginç olsa gerek :) Kınamaya devam edin, okumaktan kolaydır.

MeyveliTepe
28-11-2017, 20:33
Keşke ordaki tarifi Link ile değil de;

"10 gram temiz ve kuru yumurta kabuğu havanda dövülerek veya blender’da çekilerek toz hale getirilir. Bir kaba 400 gr %5’lik sirke konur (marketlerde satılan sirkeler %5’liktir), toz haline getirilmiş yumurta kabukları sirkeye ilave edilir. 2-3 gün boyunca sık sık karıştırılarak bekletilir. Kabarcıklar çıkaran karışımda sürenin sonunda yumurta kabuklarının tamamen eridiği, dipte çökelti kalmadığı görülür. İçinde yumurta kabuğu eritilmiş sirke 20 litre suya karıştırılarak domateslerin yapraklarına püskürtülür, böylece herhangi bir kimyasal ürüne gerek kalmadan kalsiyum takviyesi yapılmış olunur."

Bu şekilde verseydiniz soruyu soran kişinin aklını karıştırmadan net ve anlaşılır bir hale gelebilirdi konu, sırf o linke bakmadım diye çok zaman kaybettim ve kaybettiğim zaman zarfı içerisinde sürekli kınadım sizi. Konuyu çözüm içeren bir cümle yerine kafa karıştıran birton cümle sarfettiğiniz içinç...

@birnefestoprak

@erkanbey

@sebazios

Haşlanmış yumurtanın suyunu kullanan ve kullanılmasını tavsiyede edenler yazanlar cizenler videolar izledim..

Peki bu haşlanmış yumurta suyuna karışan kalsiyum bitkinin alabileceği kullanabileceği kalsiyum mudur yoksa anlatılanlar hikaye mi bir de o bilgilerinizi, düşüncelerinizi alalım..

Epeydir böyle gülmemiştim :)

Foruma üye olma zamanınız 2017.

23 Ağustos 2015'de yazılmış ve bu başlığın ikinci mesajı olan mesajımı alıntılayarak linkini verdiğim yazıyı okumamak suretiyle sürekli kınadığınızı söylüyorsunuz.

Bu başlık topu topu iki sayfadan oluşuyor. Yani alıntıladığınız mesajın bulunduğu sayfayı kolayca aşağı doğru kaydırdığınızda başka mesajlar da ekranda görünür, dolayısıyla da okunur hale geliyor.

Hadi linki okumadınız. 28 Ağustosta 2015'de, ilk mesajdan topu topu beş gün sonra yazılan ve aynı sayfada bulunan #28 (http://www.agaclar.net/forum/1404315-post28.htm) nolu mesajı da mı okumadınız?

Bana kalırsa, ne kadar sürdü bilmiyorum ama, "sürekli kınama" durumu ile kendi kendinize eziyet etmişsiniz. #28 nolu mesajın linkine de bakmak zor gelirse bundan bir önceki sayfa diye tarif edeyim.

Gökhans
25-07-2020, 21:57
büyüyemeden çürüyen kabaklar için de 2 nolu mesajda anlatıldığı gibi kalsiyum takviyesi yapmak uygunudur?

halcur
01-07-2022, 17:17
Bu yazıdaki (http://blog.meyvelitepe.org/2014/05/11/chinampa-1/) tarifi ölçüleriyle uygularsanız sirkedeki asetik asit ve yumurta kabuğundaki kalsiyum karbonatın reaksiyona girmesiyle kalsiyum asetat elde edersiniz. Bunu yine yazıdaki oranda sulandırarak kalsiyum isteyen bitkilerinize yapraktan veya kökten verebilirsiniz.

Aspirin salisilik asit içerir ve salisilik asit birkilerin doğal savunma mekanizmalarını tetikleyerek (SAR) hastalıklara karşı bitkinin kendini önceden uyarılmış bir şekilde gafil avlanmasını zorlaştırır. Uygulama için en iyi yöntem, 1-2 aspirin tabletini 1 lt suda iyice erittikten sonra yeni çimlenmiş ve gerçek yapraklarından 1-2 tane çıkarmış fidelerinizi bir defaya mahsus bu su ile sulamak.

Burada kısayolu verilenen bloğunuzdaki uygulamayı aynen yaptım. Baharat makinesinde un haline getirdiğim fırınlanmış yumurta kabuğunu evde yaptığım elma sirkesi ile 3 gün karıştırdım ama yumurta kabuğu tamamen erimedi. Sirke renk değiştirdi ama ciddi miktarda tortu var.
-Tamamen erimesi mi gerekiyordu yoksa olduğu kadar yeter mi?
-Daha uzun süre beklesem erir mi?

MeyveliTepe
01-07-2022, 20:12
Burada kısayolu verilenen bloğunuzdaki uygulamayı aynen yaptım. Baharat makinesinde un haline getirdiğim fırınlanmış yumurta kabuğunu evde yaptığım elma sirkesi ile 3 gün karıştırdım ama yumurta kabuğu tamamen erimedi. Sirke renk değiştirdi ama ciddi miktarda tortu var.
-Tamamen erimesi mi gerekiyordu yoksa olduğu kadar yeter mi?
-Daha uzun süre beklesem erir mi?

Ölçüler tam doğru ise ve 3 gün sonunda hala kabuk (zar değil) kaldıysa büyük ihtimal kullandığınız sirkenin asetik oranı %5'den daha düşüktür. Biraz daha sirke ekleyin ve reaksiyon tekrar başlıyor mu gözleyin. Yavaş da olsa tekrar kabarcıklanma olmuyor ise kalsium karbonatın tamamı çözünmüştür. Süzüp kullanabilirsiniz.

Böyle şeyler için elimde glacial asetik asit (%100'lük) oluyor. Onu saf su ile (RO sistemden elde edilmiş su) ölçerek tam oranında kullanabiliyorum.

halcur
02-07-2022, 09:54
Ölçüler tam doğru ise ve 3 gün sonunda hala kabuk (zar değil) kaldıysa büyük ihtimal kullandığınız sirkenin asetik oranı %5'den daha düşüktür. Biraz daha sirke ekleyin ve reaksiyon tekrar başlıyor mu gözleyin. Yavaş da olsa tekrar kabarcıklanma olmuyor ise kalsium karbonatın tamamı çözünmüştür. Süzüp kullanabilirsiniz.

Böyle şeyler için elimde glacial asetik asit (%100'lük) oluyor. Onu saf su ile (RO sistemden elde edilmiş su) ölçerek tam oranında kullanabiliyorum.

Sayın Meyvelitepe,
Sirke yapma yöntemimi alta yazıyorum. Müsait olduğunuzda yöntemde kusur var mı, bilgi verirseniz sevinirim.

-5lt bidonun en az 1/3'ünü 4-5'e bölünmüş elma ile dolduruyorum.
-Bir su bardağı doğal sirke koyuyorum.(Bir fiske de tuz)
-Bidonu, üstte 4 parmak boşluk kalacak şekilde, suyla dolduruyorum.
-Kapak yerine, hava alsın diye, tülbent sarıyorum
-Günde birkaç kere oklava ile karıştırıyorum.
-Elmalar dibe çökünceye kadar karıştırmaya devam ediyorum.
-Elmalar çökünce karıştırmayı bırakıyorum. Öylece bekliyor.
-Üst kısmında sirke anası oluşuncaya kadar beklemeye devam ediyorum.
-Sirke anası oluşup dibe çökünce süzüyorum, şişeye koyuyorum, bir kaşık da bal koyup ardiyeye kaldırıyorum.
---

MeyveliTepe
02-07-2022, 11:51
Sayın Meyvelitepe,
Sirke yapma yöntemimi alta yazıyorum. Müsait olduğunuzda yöntemde kusur var mı, bilgi verirseniz sevinirim.

-5lt bidonun en az 1/3'ünü 4-5'e bölünmüş elma ile dolduruyorum.
-Bir su bardağı doğal sirke koyuyorum.(Bir fiske de tuz)
-Bidonu, üstte 4 parmak boşluk kalacak şekilde, suyla dolduruyorum.
-Kapak yerine, hava alsın diye, tülbent sarıyorum
-Günde birkaç kere oklava ile karıştırıyorum.
-Elmalar dibe çökünceye kadar karıştırmaya devam ediyorum.
-Elmalar çökünce karıştırmayı bırakıyorum. Öylece bekliyor.
-Üst kısmında sirke anası oluşuncaya kadar beklemeye devam ediyorum.
-Sirke anası oluşup dibe çökünce süzüyorum, şişeye koyuyorum, bir kaşık da bal koyup ardiyeye kaldırıyorum.
---

Sirke yapma konusu tamamen başka bir mecra.

Bir zamanlar blogda bir tarif (https://blog.meyvelitepe.org/2015/02/25/sirke-yapmamak-olmaz/) yazmıştık. Benzeri başka tarifler de var tabii. Ancak şunu akılda tutmak lazım; ev yapımı sirkeler, kullanılan meyve(ler)in özütünü içeren, sirkenin ana kimyasal maddesi asetik asit içermekle beraber damak tadına uygun, nefaseti hedef alan uygulamalardır.

Sirkenin %5 asetik asit içermesi, fabrikasyon sirkelerde ölçülerek elde edilen, gıda kullanımında "uygun" kabul edilen bir orandır.

Doğal sirke sürecinde, gerek bileşenlerin miktarları gerek sirkeleşme sürecinin koşulları, sonuçta oluşan sirkenin asetik asit oranını da belirler ve bu oran doğal koşullarda %0 - %7 arasında değişebilir. Yani mutlaka %5 olur diye bir durum yok.

Çok özet de olsa, ev yapımı sirkede ortaya çıkan nihai asetik asit oranını etkileyen koşulları sayarsak;
1. Meyvedeki ve eklenen şekerin toplam miktarı.
Bu ölçülmesi çok kolay olmayan bir değerdir. Meyve suyu değil de doğrudan meyve kullanılıyorsa daha da zordur. Zira meyvelerde bulunan şeker miktarı standart değildir. Aynı çeşit elmada bile, yetişme koşullarına göre şeker miktarı değişir. Bunun emniyetli yolu meyvenin suyunu sıkıp brix değerini ölçmek, buna göre ilave su ve ilave şeker miktarlarını hesaplamaktır. Sonuçta içinde şeker çözünmüş suyun belli bir brix değer aralığında olması beklenir.

2. İçinde çözünmüş şeker (ve başka meyve bileşenleri) olan sıvının alkolleşmesi süreci.
Bu sürecin koşulları, maya ve alkol üretmek kaabiliyeti bakımından mayanın cinsi, ortamdaki oksijenin durumu.
Karmaşık bir süreçtir. Ev yapımı sirkelerde genelde dışarıdan maya konmaz, meyve kabuğundaki mayalardan faydalanılır. Ancak bu mayanın kaabiliyetlerini bilemezsiniz, tesadüfidir. Buna karşın bazı hazır maya kültürlerinin bu kaabiliyetleri önceden bilinir ve ona göre kullanılabilir.
Bu süreçte, mayaların (cinsine de bağlı olarak) oksijeni nereden elde edeceği de önem kazanır. Sirke kavanozunun ağzı baştan itibaren açık ise, bol zahmetsiz oksijen ile mayalar kendilerini üremeye verirler. Oksijene kısıtlı ulaşırlarsa şekeri sentezlemeye girişirler ve oksijeni şekerden elde ederler. Bu sayede alkolleşme gerçekleşir. Neticede, mayaların sıvıdaki şekerin tamamını alkole dönüştürmesi beklenir.

Bu süreçte olabilecek kontaminasyonlar da önemlidir. Söz gelimi ortamda lactobacillus varsa, mayalardan erken davranıp şekeri laktik asite çevirmeye de başlayabilir.

Kavanozun içinde bulunduğu ortam ısısı da çok önemli bir parametredir. Sıcaklığın yeterli olmadığı durumda, mayalar etkisiz kalıp alkolleşme de yetersiz olabilir, lactobacillus için daya uygun bir ortam oluşabilir.

3. Sıvıda oluşmuş alkolün asetin asite dönüşmesi ise sirke için nihai süreçtir.
Bu süreçte, sıvıdaki alkol, oksijenin varlığı ve belli sıcaklık koşullarında acetobacter ailesi bakterilerce asetik asite dönüştürülür. Burada da sıcaklık ve oksijen varlığı önemlidir. Ayrıca sürecin tam zamanında sonlandırılması da önemlidir zira, oksijen varlığında, ortamda alkol kalmamışsa bakteriler bu kez kendi ürettikleri asetik asiti tüketmeye başlarlar. Öyle ki sonunda tamamen suya dönüşebilir.

Neticesi, çok aşamalı ve hayli karmaşık bir süreçtir.
Özetin de özeti, asetik asit miktarı, başlangıç şekerine, mayaların kaabiliyetine ve oluşan alkolün oranına, acetobacter faaliyetine, sürecin zamanında sonladırılıp sirkenin zayıflamasının önlenmesine, sıcaklığa, farklı aşamalardaki farklı oksijen yönetime vs. bağlıdır. Ev yapımı sirkelerde %5 asetik asit oranının elde edilebilmesi mümkündür ama çoğu zaman pek gerçekleşmez.

Tam bir ölçü olmasa da bitmiş bir sirkenin pH değeri 3.3 gibi olmalıdır. Bu değer %5'e karşılık gelecek şekilde asetik asit içerdiğini işaret eder. Oysa pH 4,5 sirke de kokusuyla ve tadıyla sirke izlenimi verir ama asetik asit içeriği çok düşüktür. Sürece lactobacillus karışmış ve laktik asit üretmiş ise pH da bizi aldatabilir.

Nereden nereye :)

halcur
02-07-2022, 19:45
Ölçüler tam doğru ise ve 3 gün sonunda hala kabuk (zar değil) kaldıysa büyük ihtimal kullandığınız sirkenin asetik oranı %5'den daha düşüktür. Biraz daha sirke ekleyin ve reaksiyon tekrar başlıyor mu gözleyin. Yavaş da olsa tekrar kabarcıklanma olmuyor ise kalsium karbonatın tamamı çözünmüştür. Süzüp kullanabilirsiniz.

Böyle şeyler için elimde glacial asetik asit (%100'lük) oluyor. Onu saf su ile (RO sistemden elde edilmiş su) ölçerek tam oranında kullanabiliyorum.

Marketten beyaz sirke aldım, bir de onunla deneyeceğim. Dediğiniz gibi yaptığım sirkenin asetik asit oranı düşük olabilir. Aldığım sirkeye (Tariş) baktım, üzerinde asetik asit oranı %5 yazıyor.

MeyveliTepe
18-07-2022, 01:13
Marketten beyaz sirke aldım, bir de onunla deneyeceğim. Dediğiniz gibi yaptığım sirkenin asetik asit oranı düşük olabilir. Aldığım sirkeye (Tariş) baktım, üzerinde asetik asit oranı %5 yazıyor.

Oldu mu?

halcur
20-07-2022, 05:01
Oldu mu?

Kusura bakmayın farketmedim soruyu. Kendi sayfamda paylaştım videosunu. Öncekine göre daha iyi, kaşıkla karıştırırken sürtünme sesi gelmiyor ama dibinde bir tortu var. Bir de 2 bardak koyduğum sirke 3-4 günde 1 bardağın altına düşüyor. Hava sıcaklığından olsa gerek. Durum bu --->>>
http://www.agaclar.net/forum/1616750-post187.htm

TME05
30-07-2023, 12:31
Merhabalar,
Sayın Meyvelitepe, yumurta kabuklarını kurutup toz haline getirdikten sonra sirke yerine laktobasil serumda bekletsek sizce olur mu? Hatta içine biraz daha pancar melası katsak?
Araştırdığım kadarıyla laktik asit ile kalsiyum karbonatın tepkimesinden kalsiyum laktat oluşuyor, sirke ile sizin dediğiniz gibi kalsiyum asetat. Eğer yapay zeka uydurmuyor ise kalsiyum laktatın suda çözünürlüğü daha iyi olduğu için bitkiler için daha iyi olabilirmiş. Düşünceleriniz nelerdir? Diğer arkadaşların da fikri olursa dinlemek isterim tabi.