PDA

View Full Version : Balkonda Bilgisayar Kontrollu Aeroponik Domates




sulukök
26-06-2015, 20:20
Merhabalar tekrar herkese.

Çok gecikmiş bir proje olarak dün akşam nihayet sistemi çalıştırmaya başladım. 24 saat bekledim, önemli bir vukuat yok, herşey yolunda, yayına başlayayım dedim.

Geçen yıl başlayıp taşınma nedeni ile yarım bıraktığım aeroponik denememi bu sene yeni yerinde, daha yeni özelliklerle denemeye karar verdim. Kışın Arduino mikrobilgisayarı okuyup denedikçe sistemi bilgisayar kontrollu yapmaya karar verdim.

Farkındayım, bilgisayar daha çok öne geçti ama, ne de olsa serde mühendislik ve bilgisayarcılık var; bu sene işin tarım kısmını epeyce boşlayıp bilgisayar kısmına öncelik ve ağırlık vermiş oldum. Herkes ilk meyveleri toplamaya başladı, benim tohumdan çimlendirdiğim fidecikler doğru düzgün gelişemediler bile. Artık umarım yeni yerlerinde mutlu olurlar.


Önce şematik olarak kısaca sistemi tanıtayım. Bilgisayarsız olarak, aeroponik sistem nasıl çalışıyor:

Aeroponik üretim birimi temel olarak plastik kasa. Normalde 40*80*30 cm kasa yeterli. Piyasada 4822 diye satılan 22 cm yükseklikte kasalar var. Ancak almaya gittiğimde bulamayınca daha büyük olan 60*80*32 cm çok büyük kasalardan aldım.

Her kasada 6 fide yetişecek. Hepsine ferah ferah yer var.Toplam 4 kasa var, seri bağlı. Toplam 24 fide yetişmiş olacak.

Aslında kasanın tabanı kanallı olması lazım. Saykap kanallı oluklar gibi. Ama öyle kasa yok. Ben kendim kasanın dibine EPS sert köpük döşeyerek kasa boyunca 3 cm derinliğinde-genişliğinde bir kanal elde etmiş oldum.

Bu kanalın iki görevi var. Birincisi besin taşıma borusu olarak kullanılacak. Pompanın püskürteceği besin sürekli olarak bu kanalda hazır bulunacak. İkincisi de, bu kanal bir anlamda drenaj kanalı gibi kullanılacak. Yani püskürtülen besin yere döküldüğünde yine bu kanala geri gelmiş olacak. Ana depoya geri gitmeyecek ama sürekli devretmiş olacak.

Kanala besin basit şamandra kontrollu bir vanadan giriyor. Şamandra kanal yüksekliği kadar besin dolmasına izin veriyor. Besin eksildikçe vanadan ekleme yapılıyor. Sonuçta kanalda biraz kullanılmış - biraz taze besin karışımı bulunuyor.

Püskürtme işi için geçen sene kullandığım ikiz mikro-sprinkler sistemini bu sene de kullanıyorum. Ancak bu sene fıskiyelere suyu bir otomobil cam sileceği pompası gönderiyor. 12V ve yaklaşık 1 Amper akım çekiyor. Motor besini 16mm damlama borusuna veriyor, T başlantıdan sağa ve sola yönlendiriliyor. İki başta L-dirsekten sonra birer küçük mikro-sprinkler var. Yaklaşık 100 litre/saatlık fıskiyeler var. İki fıskiye kasanın tamamını fazlasıyla ıslatıyor.

Bilgisayar ise motorların periyordik açılıp kapanmasında ve besinin hazırlanmasında kullanılıyor.

Önce basit bir şematik resimekleyeyim. Sonra fotoğraflar.




sulukök
26-06-2015, 20:51
Motordan başlayalım. İnternetten aldım. Tanesi 9 tl. Kargo ile 10 tl diyelim. Otomobil cam suyu motoru. 12 V DC ve yaklaşık 1 amper çe kiyor. Gövde tamamen plastik ve su sızdırmaz gibi görününce kanalın içine tam yatırıp kulsnmaı düşündüm. Elektrik bağlantılarını sıcak silikon ile kapattım. Ama iki motor gövdesi birleşme yerinden su alınca tasarım değişti. Kanalın dışında ama tabii yine ysğmur gibi tuzlu suya maruz kalacak.

Sistem 24 saat 7 gün sürekli çalışacağı için sürekli elektrik ithiyacı var. 12 V 8 A bir kaynak kullanıyorum. Bunu 1 KVA kesintisiz güç kaynağına bağladım. İçinde 12 V akü var. Bir süre idare edebilecek. Bir de 20 watt güneş paneli aldım. Henüz bağlı değil ama hemen bağlanabilir. 21 V 1 A güç sağlıyor. Tabii 12 V olarak kullanacağım. Uzun vadede de kendi kendini besleyen bir sistem olacak, şimdilik öncelik ana sistemde. Güneş enerjisi sonra.

sulukök
26-06-2015, 21:08
Resimleri eklemeden göndermişim. Birkaç resimle başlayalım.

Motor, fıskiye, kasalar ve şamandra kontrollu ilk kasanın resimleri

sulukök
26-06-2015, 21:24
Kasaların içinde motor ve fıskiyeden başka bir şey yok. Kapaklarda da 6 adet delik. Buralara da su borusu yalıtım süngerlerinden kesip domateslerin yuvalarını hazırladım. İpleri de tavana kadar çekip domateslerin hayat yollarını da belirledim.

Besin olarak geçen yaz Sayın Levent Ali'nin organizasyonundan alıp da kullanamadığım besinleri kullandım. Geçen haftaya kadar besin hazırlama şansım olmadı. Biraz nemlenmişler ama sanırım sorun olmaz. Yine Levent Ali'nin kullandığı Üçüncü Evre formülünü kullanıp besinleri hazırladım. Burada su çok aşırı kireçli olduğu için Kalsiyum Nitrat gübresini formüle göre yüzde 10 eksik kullandım, kalsiyumu sudan alsın dedim.

idris şenol
26-06-2015, 21:57
Aeroponik zor bir sistem .enazından diyer sistemlere göre.velakin iddalı bir sistem
benim yapmak isteyipte yapamaddığım kurulum
yetiştireceğniz ürünler kısa zamanda sonuç verir
ilgi ile takip edicem.hadi hayrlısı

sulukök
26-06-2015, 22:07
Son yazdığım mesaj kayboldu, tekrar yazacağım ama herhalde kısa olacak.

Bilgisayarı anlatayım biraz. Arduino ailesininen küçüğü. Çok küçük oladuğu için mikro bile değil Nano demişler. Yakın çekimde ortadaki küçük dikdörtgen parça o.

Temel olarak motorları çalıştırıyor. 4 + 4 toplam 8 motor var. 4 fıskiye motorunu 5 dakikada bir ve beşer saniye ara ile, beşer saniye çalıştırıyor. Bir anda fazla yük çekmesindiye aynı and çalıştırmıyorum motorları.

Diğer dört motor da A, B, Asit ve Su motorları.

SIcaklık/Nem sensörü var, iki adet. Biri kasalardaki nemi ölçecek, diğeri besin tankındaki sıcaklığı. Şimdilik dışarıdalar, biri sisteme bağlı ve düzenli ölçüm veriyor.

Basit bir ECmetre yaptım. Bunun için basit bir sensör var yine. Akımı ölçüyor, iletkenliği hesaplıyor. Oradan da EC. Şimdilik 3-4 ölçüm ile basit bir kalibrasyon yaptım. Değerler 0.5 EC kadar hatalı. İleride 5-10 ölçümlü bir kalibrasyon yapıp 0.1 hassasiyete gelmeyi umuyorum. Şimdilik izlemede, ileride EC kontrol ve ayarlamada kullanılacak.

2 satırlık basit bir ekranı var, sistem durumunu oradan izliyorum.

16 karakterlik bir alfanumarik tuş takımı var. Sistem durumunu onunla sorgulayabiliyorum ve de komut verebiliyorum.

sulukök
26-06-2015, 22:22
Sonunda herşey hazır oldu. Bilgisayar ve elektronik donanım sorunsuz çalışır hale geldi.

Besini hazırladım. Depoyu doldurdum. EC 2.0 pH 6.0. Kasalara besin verdim. Pompaları son bir defa denedim.

Dün 18:18 itibarı ile kontrolu bilgisayara verdim ve sistem çalışmaya başladı.

SOnra birer birer domates fidelerini yuvalarına yerleştirmeye başladım. Viyolden alıp, topraklarını temizleyip, depoya daldırıp besin şerbeti ile tanıştırıp yuvalarına oturttum. Ben bir yandan yeni fideleri yuvalarına taşırken, sistem ilk geleneleri fıskiye ile beslemeye başlamıştı bile.

Dün geceyi sorunsuz geçirdiler. Bugün de önemli bir sorun olmadı. Bir fıskiye memesi yerinden çıktı. Onu sıkıştırdım. O kadar. Bir de akşam vakti baktım bir fıskiye tıkanmış. Kasaları iyi temizlememişim. Sıcak silikon kırıntılarından bir parça yolunu bulup gitmiş fıskiyeyi tıkamış. Olacak böyle şeyler.

En büyük sürpriz pH'da oldu.

24 saat içinde depodaki pH 6.0'dan 6.5'e yükseldi, o tamam. Ama kasadi pH 8.0 a kadar çıkmış?!

Taş yününün pH artırma etkisi var biliyorum, ama EPS köpük için böyle birşey duymamıştım. Başka da birşey yok. Olsa olsa odur diye düşünüyorum.

Herhalde depodaki pH'ı 5'e kadar düşüreceğim kademeli olarak. Kasalarda 6.0 tutturmaya çalışacağım.

Şimdi 5 dakikada bir vınnnnn... vınnnn... vınnnnn.... vınnnnn. Dört motor çalışıyor. Sonra depo ölçümü, sıcaklık ölçümü, vs. Henüz depo doldurma noktasına gelmedik. Zamanla onları da göreceğiz.

sulukök
26-06-2015, 22:28
Evet İdris Bey, karmaşık ve zor bir sistem. Bir sistemde ne kadar çok parça olursa o kadar hataya açık. 24/7 elektik bağımlılığı da cabası. Ama en az su kullanan ve en verimli sistem olduğunu düşünüyorum.

Bir de beni işin üretim süreci tasarım kısmı çok çekiyor. Yani bir mühendis ve bilgisayarcı olarak, tarımın bir fabrika süreci gibi kontrol edilebilir bir şekle sokulması bana çok cazip geliyor. Elbette NFT de öyle ama aeroponik daha çekici geliyor. belki de zor olduğu için.

NFT çok daha basit ve zahmetsiz. Sistem kendiliğinden yürüyor. Ama ben taktım bir kere. İlle e aeroponik olacak.

Kudret Tezel
26-06-2015, 23:26
Haydi hayırlısı sayın sulukök başarılar dilerim. Güzel bir deneme. Kolaygelsin.

sulukök
27-06-2015, 08:12
Çok teşekkürler Kudret Bey. Sizin desteğiniz de olduktan sonra bizim domateslerin sırtı yere gelmez.

idris şenol
27-06-2015, 08:27
Aeroponik sistem için pompa seçimi çok önemli
çalıştığım iş yerinde kademeli pompalar mevcut ordan teknik bilgim biraz var
0 bardan 20 bara kadar basınç sağlıyor .danfoss sistemiyle aynı basınçta sabitliyor
piyasada bu pom en küçüğnü bulup ilerki dönemde kurulabilecek sera ya sorunsuz olarak uygulanabilir
sn sulukök sizin kurduğnuz sistemde çalışma aralığı nasıl sürekli olmasımı gerekli yoksa belirli aralıklarla kurtarıyormu

sulukök
27-06-2015, 08:37
Profesyonel Aeroponik Sistemlerde genellikle çok sayıda bitki, çok sayıda püskürtücü uç ile aynı anda ve yüksek basınç ile (atomizer gibi spreyleme yöntemiyle) sulanıyor. Bu da yüksek güçlü, yüksek basınçlı pompa demek.

Ben evde çok basit bir sistem kurdum. Yüksek basınç yok. Bu otomobil cam suyu pompaları olsa olsa birkaç bar ancak basar. Böyle olunca atomizer gibi spreyleme de yok. Mikrosprinkler dediğim dönerli fıskiye kullanmamın nedeni o. Oldukça düşük basınç ile bitki köklerini azar azar ıslatmak.

Pompalar sürekli çalışmıyor. 5 saniye püskürtme yapıyor, 5 dakika bekliyor. Bitkiler büyüdükçe bu süreyi artırmak gerekebilir, ama şu anda 5 saniye bile fazla. Kökler o kadar küçük ki, suyun çoğu boşa dolaşıyor.

idris şenol
27-06-2015, 23:13
sn sulukök sizin çalışmanız beni bile heycanlandırdı devamını bekliyoruz

sulukök
28-06-2015, 08:41
Teşekkürler İdris Bey, ben de sabırsızlıkla bekliyorum. İki gün oldu hala büyümediler; ne bir çiçek var - ne de tomurcuk?!

Baktım kasaların içinde EC hala 2.0 ve de pH 8.0, demek ki bitkiler hiç faydalanamıyor bu besinden. Besin tankından yavaş yavaş yapmakla da olmayacak, çünkü eksilmiyor zaten. Akvaryum pompası ile kasadaki besini çekip, pH 6.0 yapıp geri verdim. Bakalım beğenecekler mi? Ve de yine pH 8.0'e doğru yükselecek mi? Biraz şok olabilirlerbelki... Göreceğiz.

sulukök
29-06-2015, 07:26
Küçük bir video hazırladım. Sistemin çalışmasını anlatıyor. Sistem sıra ile püskürtücü motorları çalıştırıyor. Motorların başlama ve durmasını ekranda izlemek mümkün. Şu an için bu süre gündüz 5 saniye, gece 3 saniye.

Sonra depoda kalan besinin derinliğine bakıyor. Belli bir derinlikten fazla ise A, B, Asit ve Su motorlarını çalıştırıyor. Bu derinlik sabit olduğu için eklenecek su miktarı da sabit. Yaklaşık 3 litre. Belli EC için buna eklenmesi gereken A, B ve asit de yaptığım denemelerle belli. Sonuçta A+B pompaları tek kontrolla belli bir süre çalışıp sonra duruyor. Asit pompası çok daha kısa çalışıyor. Su pompası da su dolana kadar çalışıyor. Bu kısım videoda yok, çünkü yeterli besin var hala.

Sistem sonra sıcaklık ve nem değerlerini gösteriyor. Şu an bu dışarıdaki hava sıcaklığı ve nem. Amacım bu sensörlerden birini bir kasanın içine yerleştirip nem durumunu izlemek. Nem ölçümü ile köklerin kuruması arasında bir ilişki kurmaya çalışmak.Buna göre de öyle 5 dakikada bir gibi zamana bağlı değil de, nem durumuna göre yani bitkinin ihtiyacına göre kendiliğinden besleme yapılmasını sağlamak.

İkinci sıcaklık ölçeri de depoya daldıracağım. O da EC hesaplamasında kullanılacak. Şu an sistemin gösterdiği EC az çok hava sıcaklığına göre. O sıcaklıktan 3 derece çıkarıp, bu su sıcaklığıdır diyorum, ona göre düzeltme yapıyorum. Tabii doğru olmuyor. Ama şimdilik böyle.

Sonra sistem beklemeye geçiyor. Şu an gündüz 5 dakika, gece 10 dakika. Gece çok çalıştırmaya gerek yok sanırım. Yapay aydınlatma yapmıyorum, pek büyüme olmasa gerek. Ancak köklerin kurumaması ve bitkinin canlı kalması için ara ara sulamak gerek. Dediğim gibi ileride bu nem durumuna bağlı olarak kendiliğinden sağlanacak.

Bekleme süresince, alfanumerik tuş takımı kullanılarak sistemi sorgulamak veya komut vermek, ya da sistem parametrelerini değiştirmek mümkün. Yani kalan besim miktarını, sıcaklık ve nem durumlarını, EC değerlerini sorgulayabiliyorum. Ya da şu motoru şu kadar saniye çalıştır diyebiliyorum. Böylece istediğim kasayı istediğim zaman sulayabilirim; ya da besin deposuna istediğim kadar su ya da asit ya da besin ekleyebilirim. Motorların çalışma sürelerini ya da bekleme sürelerini değiştirebilirim.

Sensörler tam çalışmaya başlayınca sistem daha çok bitkiler tarafından yönetiliyor olacak. Benim müdaheleme de gerek kalmayacak. Ben de daha çok durumu izliyor olacağım.

Video şu adreste, umarım çalışır:

https://www.youtube.com/watch?v=OHgoCdtDio0

idris şenol
29-06-2015, 08:00
maalesef vidoo açılmıyor,ustam bir el atsan :))
şimdi tamam saat 11 55:p:p

sulukök
29-06-2015, 08:22
İdris Bey, bir daha dener misiniz? Yeniden yayınladım.

sulukök
01-07-2015, 19:24
Dün birkaç deney yapmakla geçti.

Önce kasalardaki pH düzeyini 6.5'a indirdim. Domatesler biraz rahatsız oldu. Kasıldırlar, kıvrıldılar, akşama kadar ancak gevşediler. Depo pH6.0 idi. Bugün bir ara kendisi yeniden dolumyapmış. pH 6.6, EC 2.5 olmuş. O konuda da biraz ayar yapmam gerekecek.

Kasadaki nemi ölçmek için DHT22 nem ve sıcaklık ölçeri kasaya yerleştirdim.

Nem hızla % 90'a kadar çıktı. Acaba bu kadar nem çok mu, ıslamadan böyle bıraksam yeter mi diye yarım saat sulamayı bıraktım. Hemen boyunlarını büktüler, yeniden sulamaya geçtim. Şimdilik sulamayı başlatıp durduracak bir alt üst limit belirleyemedim.

Güneş panelini balkona yerleştirdim. Doğrudan bilgisayarı çalıştırmaya veya tek başına bir tek motoru çalıştırmaya yetiyor. Ama motor ve bilgisayar birlikte çalışamıyor. Devrede akü olunca sorun olmuyor. Böylece panel 5 dakika aküyü şarj ediyor, 1 dakika kadar ise motorlar epeyce bir şarjı kullanıyor. Şimdilik normal şehir elektriği kullanmaya devam.

Asıl büyük sorun sıcaklık. Sera olarak kullandığım yer cam balkon ile kapattığım pergolenin altı. İki kanat sürekli açık olduğu halde gündüz sıcaklık 30 derecenin üzerinde. Tabi su sıcaklığı da öyle. Bitkileri en çok yoran sanırım o. Sera tam güneye bakıyor ve rüzgar almıyor. Bir küçük baca var, belki fan konabilir ama çok dar, işe yarar mı bilmiyorum.

Kiremit olan çatıyı bugün beyaza boyadım. Batı cephesinde beyaz perde vardı, bir de dışarıdan % 50 sera örtüsü örttüm. Bakalım yarın birşey farkedecek mi.

Herşeye rağmen köklerde epeyce bir gelişme var. Yeni filizlenme de görülüyor. İki resim ekliyorum bu gelişmeleri gösteriyor. Ortalığı biraz serinletirsem belki gelişme hızlanır.

sulukök
05-07-2015, 21:49
Serada durum sakin. Domatesler yavaş yavaş büyümeye devam ediyorlar. Hala çok cılızlar. Çok az besin tüketiliyor. pH oldukça kararlı bir duruma geldi gibi. Dün gece kasada 6.5 yapmıştım. Bu gece 6.7 ölçtüm.

Durum sakin olunca ben de bugün biraz güneş enerjisine baktım.

Sabah 10:41'de sistemi güneş enerjisine bağladım. Yani aküye. Akü de güneş panelinden şarj oluyor. 8 saat sorunsuz çalıştı. Bıraksam daha da çalışırdı herhalde ama akünün şarj durumunu sağlıklı bir şekilde ölçecek aletim olmadığı için aküyü zorlamak istemedim.

İki resim ekliyorum. Birinde balkonun kenarına öylesine koyuverdiğim panel görülüyor. Daha önce de dediğim giibi panel 20 wattlık küçük bir panel. Normalde bu güzelce bir yerlere bağlanmalı. Hatta ben güneş izleme sistemi kurmayı da düşünüyordum ama, mekanik tarafı zor. Yani malzeme bulmak zor. Uygun dişli bulmak zor. Orası epey bekleyecek.

Resimde arka planda beyaza boyalı kiremitler de görülüyor. Sanırım az da olsa bir miktar yararı oldu. 30 dereceyi geçmiyor bu günlerde. Fan koymayı düşündüğüm baca da görünüyor arkada, ama çok dar, 10 cm gibi falan. Asıl kuzey rüzgarını yönlendirip içeri alabilsem en iyisi olacak ama en yakın yer 5m uzakta.

İkinci resimde akü şarj kontrol cihazı ve akü görülüyor. Kontrol cihazı 3 Amperlik. Benim panel zaten en çok 1 Amper veriyor. Yetiyor. Panelden gelen elektriği aküye yönlendiriyor. AKü dolunca şarj kesiyor. Aküden de dışarı çıkış sağlamış oluyor.

Aküyü Arduino ile de kısmen ölçüyor olabilirim. 10.5 Voltun altına düşmemesi gerek diyorlar. Onu izleyebilirim. Bu tarafta yapacak çok iş var daha.

sulukök
13-07-2015, 13:05
Domatesler çok yavaş olmakla birlikte biraz büyüdüler. Yapraklar çoğaldı ve irileşti, kökler epeyce gelişti. Ama hala oldukça cılızlar, sanki fazlaca boyuna gidiyorlar gibi.

Yavaş büyümeleri aşırı sıcaktan olabilir. Her ne kadar bazı tedbirler aldıysam da, şimdi de havalar iyice ısındı. Gece en düşük 21 22 zaten dışarıda, sera içi 25in altına inmiyor. Gündüz de 32yi buluyor yine.

Bir neden de, bitkiler doğrudan güneş ışığı görmüyorlar. Bir kısmı sabah 8 10 arası doğu güneşini görüyor. Öğlen güneş tepede, saçak geniş, dam kiremit, yani güneşin sıcağı var, ışığı yok. Batı cephesini de sıcağı kesnek için perde ile kapadık. Sonuçta güneş ışığı görmüyorlar. Biraz boya gitmelerinin bir nedeni de bu olmalı.

Güneş ışığını elektrik olarak gayet güzel kullanıyorum. Gündüz tamamen güneş elektriği ile çalışıyor, akşam her ihtimale karşı şebekeye alıyorum.

Ufukta henüz tomurcuklanma yok. Herhalde herkes salça yaparken bizimkiler çiçek açacak.

hknblt
17-07-2015, 18:39
selamlar, adım adım bizimle paylaşmanız çok güzel olmuş bende bu konuya kafaya yormaya başlayacaktım çok güzel oldu, çok teşekkür ederim umarım başarılı bir şekilde devam edersiniz.

sulukök
17-07-2015, 18:54
Çok teşekkürler Sayın hknblt.

Daha işin başındayız. Oldukça yavaş ilerliyoruz. Geç başlamış olmam ve buna bağlı aşırı sıcaklar bitkileri çok zorluyor. Ben de kırmızı domatesler görmeyi umud ediyorum. Size de hoşgeldiniz ve çalışmalarınızda başarılar diyorum.

sulukök
18-07-2015, 10:15
Az önce tankın birinde küçük küçük kurtçuklar gördüm. Serayı soğutmak için 2 kanat açık duruyor. Çekirgeler dahil, her türlü börtü böcek içeri giriyor.

Belki NFT yapanlar benzer şeyler görmüşlerdir. Daha önce böyle birşey gören yaşayan var mı? Ne yapmak gerekir? EC 2.0 - 2.5 pH 6.0 - 6.5 ortamda yaşayabiliyor. Büyüyünce neye benzeyecekler bilmiyorum. Şimdilik sadece bir tankta ama emimim yayılacaktır. Elle toplamaya çalışacağım ama kökünü kazımak kolay olmasa gerek.

kiziltan
18-07-2015, 16:25
Acikta olanlarin uzerine tuz dokmek faydali olabilir.

sulukök
18-07-2015, 20:13
Teşekkürler Sayın Kızıltan,

Sabah "karada gezen" elime gelenleri parmağımla ezdim. Toplamak pek kolay olmadı, ben de 50-60 kadarını ezerek yok ettim. Daha ufakları ve suda yüzenleri var, onlar kurtuldu. Suya tuz eksem onu da domatesler sevmez. Şimdilik "karada" görünür yürüyen birşey yok. Yarın diğerleri görünür hale gelirse onları da ezeceğim sanırım.

sulukök
24-07-2015, 11:44
Bugün fideleri dikeli bir ay oldu. Biraz daha uzadılar. Büyüdüler ya da geliştiler demek çok zor. Hergün kontrol ediyorum, ufukta bir tomurcuk umudu var mı diye, hala yok.

Sistem sorunsuz çalışıyor. Besin sorunsuz hazırlanıyor: EC 2.0 ve pH 6.0. Tanklar içinde pH 6.5 dolayında kararlı duruma geldi. Besin bakımından bir eksikleri yok.

Sera içi çok sıcak. Gündüz 32, gece 25'e zor düşüyor, ya da düşmüyor bugünlerde. Genelde 26-27.

Güneş ışığı görememeleri de en büyük etkenlerden biri. İçeriyi soğutmak için cam balkon kanatlarından doğuya bakan ikisini açıyorum. Sabah güneşi de oradan giriyor. Üç kanatlık yerden 1-2 saat güneş alıyorlar. Bitkiler kapalı duran üçüncü kanadın arkasında memnun mesut yaşıyorlar. Geçen gün üçüncüyü açıp domatesleri doğrudan güneş ışığına maruz bıraktım. Anında bayıldılar. Bir kaç yaprak kavruldu. Baktım besin suyu neredeyse kaynamış.

Demek ki bu füme renkli 8mm laminat cam güneş ışığından epeyce birşeyler alıyor. Sabah dışında güneş görmedikleri gibi, gördükleri ışık da herhalde epeyce süzülmüş bir ışık oluyor.

Bu arada kurtçuk işini epeyce hallettim gibi. İlk 50-60 tan sonra birkaç tane daha avladım. Sonra tanklardaki suyu tamamen boşalttım. pH 6.0 ayarlanmış çeşme suyu ile iki defa doldur-boşalt yıkadım. Geriye pek birşey kalmadı. Bugünlerde görünen birşey yok.

Yeni filizler geliyor ama seyrek. Yaprakların renkleri biraz daha koyu yeşil oldu. Gövdeler ince ve uzun, uzamaya devam ediyorlar. Kökler de öyle. Pek "Yatay Gelişme" olmadı. Kökler de uzadı gitti, dibi buldular. İkinci-üçüncü derece kökler pek gelişmedi. Kılcal kökler pek oluşmadı. İp gibi uzun kökler oluştu.

Her neyse diyelim, beklemeye devam edelim. Bir süre sonra güneş alçalacak, içeri güneş girmeye başlayacak güneyden. O zaman büyür, çiçek açar, meyve verirler umarım. Ben en azından sistemi denemiş oldum.

İki fotoğraf ile son durumu belgelemiş olayım. Bir üstten, bir alttan iki görüntü.

sulukök
24-07-2015, 15:22
Az önce verdiğim ani bir kararla domatesler ile güneş arasındaki tüm engelleri kaldırdım. Cam balkonun cam kanatlarını söktüm. Domateslere özgürlük verdim. Belki biraz sıcaklık düşer, doğrudan da olmasa daha tam, daha doğal, daha doyurucu güneş ışığı alırlar.

Biraz güvenlik açığı olacak, belki biraz da komşular rahatsız olacaklar ama domatesler için böylesi daha iyi olacak.

Önceki yıllarda açık balkonda deneme yapmıştım, bu sene bu kapalı pergole ve daha sıcak İzmir havası domatesleri baydı. Umarım çabuk toparlanırlar.

sulukök
31-07-2015, 13:38
Geçmişten kalan izlenimlerime göre ilk tomurcuklar pek meyve bağlamıyor ama, üç fidede dörder tomurcuk adayı gördüm. Hemen fotoğrafladım, çünkü az sonra bir haftalık bir geziye çıkıyorum. Muhtemelen döndüğümde çiçek açmış olurlar.

Biraz yakından bakınca da birçok yaprakta küçük küçük delikler gördüm, hatta biri neredeyse tül gibi olmuş. Böcek mi, sinek mi yoksa beslenme veya sıcak problemi mi bilmiyorum. Şu an yapacağım birşey de yok. Domatesleri uzaktan izleyecek bir sistem kurmaya çalıştım, o da olmadı. Evin içinde yerel ağdan kamerayı izleyebiliyorum, ama internetten bir türlü göremedim.

Artık bir hafta kendi başlarına olacaklar. Devamı haftaya....

mimARif
31-07-2015, 13:53
sevgili sulukök,
başarılar diliyorum kardeşim çok heyecan verici gerçekten. şaşkınlıkla takip ediyorum ve sonucu bekliyorum.

sulukök
11-08-2015, 15:23
Aslında geziden döneli birkaç gün oldu, ama tabletin şarj adaptörünü İstanbul'da unutmuşum. Pili bitti. Resim çekip yayınlayabilmek için onu bekledim.

Ben gezideyken domatesler ufak bir badire atlattılar. Ara depoda su bitmiş. Sistem de depodaki besini tamamlayacağım diye besin eklemiş, asit eklemiş, ama su yok. EC yükselmiş, pH düşmüş. Neyse sağolsun ağabeyim aradı, telefonla uzaktan hallettik. Şimdi iyiler. Epey stres yapmışlar tomurcuklar çiçek açmak için epey beklediler ortalığın tekrar kararlı duruma gelmesini.

Bir haftada epeyce büyümüşler, hatta biraz gelişmişler artık ve hemen hepsinde 4 5 tomurcuk var ama, hala çok ince uzunlar, meyveyi nasıl taşıyacaklar bilmiyorum. Hava sıcaklığı hala 33 34 derece. Kökler de aynen hissediyor bu sıcaklığı. Sürekli stres. Neyse Ağustosun yarısı yaz, yarısı kış derler, haftaya serinlemeye başlar, kökler de rahatlar. Güneş de biraz yatar, içeri girmeye başlar, asıl gelişme ondan sonra hızlanır.

Demek ki İzmir'de minimum sera koşullarını (20 - 25 C derece sıcaklık ve güneş ışığı) sağlamadan aeroponik yapmaya kalkışmamak lazımmış. Belki kışın daha iyi olur. Belki kış için yeni fidanlar dikerim. Bir taraftan da çilek düşünüyorum, bakalım.

Bir kaç çiçek ve tomurcuk resmi ekleyeyim. Arı da dolaşıyor ortalıkta ama, bakalım ne zaman meyve bağlayacaklar.

sulukök
18-08-2015, 18:26
Aşırı sıcaklar hala devam ediyor. Domateslerin tomurcukları ya açamadılar, ya yarım yarım garip şekillerde açıldılar, açanlar da meyve bağlayamadan kurudu, düştü.

Çiçekler tozlansın diye pilli diş fırçası kullanıyorum. Önceki yıllarda fırçayı çiçeğin tepesine dokundurduğumda yağmur gibi polen döküldüğünü görürdüm. Şimdi hiçbirşey dökülmüyor. Ya hiç polen yok, ya da sıcaktan yapışmışlar. Arı bile gezmiyor artık.

Domateslerin bir tanesi 2 metreyi buldu, ikisi üçü bir buçuk metreyi geçti, ama sağlıksız uzama sadece. Bir kısmını yere doğru serbest bırsktım, daha çok güneş görsünler diye, ama sıcak rahat bırakmıyor. İki gündür kökler 35C dereceyi gördüler uzun, uzun. Adeta haşlandılar. Akşam saat 19, hala 32C. Sürekli stres halindeler.

Havaların serinlemesini bekleyeceğim. Sonra çiçek açar meyve bağlarlarsa ne ala. O zaman kışa kadar bunlarla devam ederim, olmazsa yeni fide çimlendirip baştan başlarım, kışlık domates olur.

Biraz da resim...

sulukök
26-08-2015, 09:44
Aslında bunu daha önce bulmuşum da, sorunun büyüklüğünü anlamamışım.

18.07.2015 tarihli yazımda küçük kurtçuklardan sözetmiştim. Onları elimle ezip öldürdüğümü düşünüyordum. Sıcaklar artıp kasaların içi 32-33 derece olunca daha çok o konuya eğilip bunları boşvermişim. Gördüklerim ve görüntülediklerimin çok daha büyük - kırkayak gibi bir böceğin yavruları gibi birşeyler olduğunu düşünüyordum; meğer onlar ergenmiş, yavrular iyice ince - küçük ve çok sayıda.

Şimdi görüyorum ki her tarafı bunlar kaplamış ve bu kurtçuk dediğim şeyler sanırım nematod, ve de oldukça büyük bir baş belası. Kökleri yiyip/zarar verip bitkinin gelişimini engelliyorlar. Cılız büyümenin, çiçek açamama meyve bağlamama nedenlerinden biri de bunlar olabilir.

Annem bahçede salatalık, maydonoz, dereotu, ve bamya denemişti, hep iyi başlar gibi olup sonra birden duralamış kalmışlardı. Herhalde bundan diyorum. Sağlıklı iki begonvil diktik, öylece bekliyorlar. Çim olan yerde çok olurmuş. Evin eski sahibi her yanı çim yapmış, güzel bir sulama sistemi kurmuş, çok bol sulanmış yani her taraf. Ben de bu sene fideleri cocopeat/perlit ortamında değil, bahçenin toprağında yetiştirmiştim, sanırım o arada kaptık bunları.

En önemli gözle görülür etkileri EC yükselmesi. Evet yükselmesi. Ben 1.5 EC besin veriyorum. Kökler de sevinsin diye 6.0 pH ve soğuk sulu. 2-3 saatte EC değeri 2.0'yi geçiyor ve hızla yükselmeye devam ediyor; bıraksam 3 - 4. Yani bir bakıma bir eko sistem var burada, aquaponic gibi, ama bunların yedikleri benim domateslerin kökleri. Belki marul falan versem onu daha çok sevip domatesleri rahat bırakırlar mı bilmiyorum. O zaman marul verip domates almış olurum karşılığında, başka hiçbir gübre eklemeden.

Yüksek EC zaten yeterince engelliyor bitkileri. Sırf bu nedenle bile olsa yok etmem gerekiyor.

Genelde önerilen bitkileri sök, ortamı temizle/sterile et, baştan başla.

Ben biraz mücadele etmeyi deneyeceğim. En basit yöntemler sıcak su ile ortamı ve kökleri yıkamak. 50C derecede 20 dakika yetiyormuş. Ama kökler ne olur bunun sonunda bilemiyorum.

H2O2 Hidrojen Peroksit (Oksijenli Su) öneren var. Geçen sene almıştım. Taşınırken çok iyi ambalajlamıştım, bulabilirsem deneyeceğim.

Ozon öneren var ama pek denenmemiş sanırım. O daha çok mantar bakteri vb için kullanılıyor. İşe başlamadan önce ozon jeneratör almıştım küçük bir şey ama kurmamıştım, şimdi kuracağım.

Öncelikle sistem (su deposu, besin deposu, kasalar, bitkiler) ve çevreyi (pergole/sera) temizleyeceğim. Bahçeyi nasıl halledeceğim bilmiyorum. Genelde naylon kaplama ile solarizasyon öneriyorlar. Bakalım.

Olmazsa domatesleri söküp heryeri/herşeyi temizleyip baştan başlayacağız.

Şimdi önce ozon jeneratörünü ve oksijenli suyu bulayım. Haşlama işi sonra.

kiziltan
26-08-2015, 18:02
Gecmis olsun, elbise utuleme ve ev temizligi icin satilan kucuk buhar sistemleri var, elektrikli supurgeye benziyor am buhar puskurtuyor, buhar sicakligi su ile kiyaslanmaz fazladir, birisinden emanet bulup deneseniz. Balkon ve cevre temizliginde faydali olabilir.

Kudret Tezel
26-08-2015, 18:46
Zor olanla uğraşmakta bir tutkudur. Geçmiş olsun. Yılmak yok yola devam. Kolaygelsin başarılar dilerim.

sulukök
26-08-2015, 19:24
Sayın Kızıltan, Kudret Bey,

Destekleriniz için teşekkürler, gerçekten moral verici ve yola devam etmek için yeterli oluyor mesajlarınız.

Bugün epey bir huruç harekatı yaptım. Önce besin tankı, sonra sırası ile dört tankı 20şer dakika ozonladım. Pek bir fark gözlemedim. Sonra beslemeyi kestim, sistemi kapattım.

Sulu elektrik süpürgesi ile bütün besini emdim. Emebildiği kadar bütün tankların içini emdirdim. Görünen kısımlar neredeyse tertemiz oldu.

6.0 50C su ile doldurdum tankları. 20 dakika bekledim. Yeniden sulu elektrik süpürgesi ile bütün suları emdim.

Sonra normal besini verdim. Tabii orada burada kalmış olanlar çıktı ortaya. Elimle ezebildiğim kadar ezdim. Ortalık genelde temiz görünüyor. Tabii asıl kararı domatesler verecek. Sıcak sudan ne kadar etkilendiler bilmiyorum. Epeyce kök de zedelendi zarar gördü, bazı domatesler biraz küsecek bu işin sonunda.

Yarın durum belli olur herhalde, sonucu paylaşırım.

sulukök
27-08-2015, 20:49
Bugün sonuçları izledim. Görünürde pek birşey yok gibiydi. Akşamdan yeni ve 1.5 EC cıvarında besin eklemiştim. Başlangıçta biraz EC yükselmesi oldu, sonra yavaşladı. Sabaha kadar da az çok aynı kalmış.

Sonra yükselme hızlanmaya başladı, pH da sabit ya da çok az düşüyor. Sonra ufak ufak görmeye başladım kurtçukları. Artık sağda solda kalan, yumurtadan yeni çıkan, giderek büyüyen, giderek arttı. Gün sonuna doğru EC 3'e yaklaştı.

Önce ikinci bir harekat yapmayı düşündüm. Ama yarın ve ertesi gün İzmir dışında olacağım. Arkasını getiremeyeceğim için vazgeçtim. Şimdilik devam ediyorlar. Muhtemelen Pazar günü tekrar bakacağım duruma.

sulukök
31-08-2015, 09:33
Dün ikinci bir temizlik harekatı yaptım. Önce yarımşar saat ozonlama. Öğlen olunca baktım güneş kendiliğinden kasaları ısıtmaya başlamış, ben de dokunmadım, ısıtabildiği kadar ısıtıp doğal Solarizasyon yapsın. Saat 15'e kadar bekledim. Sonra kasalardaki besini emip boşalttım. Kökleri dışarı alıp kasa diplerine kaynar su döktüm. Amaç dipte köşede kalan saklanan kurtçuk varsa onları temizlemek. Sonra daha az sıcak su ile kökleri yıkadım. Suları boşalttım, taze besin koydum.

Ne kadar temizlesem de köklerde yumurta, larva küçük yavru kalıyor. Kökleri de iyice sıcak suya daldırabilirim ama onlar da dayanamaz. En son sökmeye karar verdiğimde bir de onu denerim. Büyükleri ayıklamak kolay, ama küçükler görülmüyor, büyüyünce ortaya çıkmış gibi oluyor. Baştan başlıyoruz.

Yine de ilk harekatın gözle görülür faydası oldu. Özellille güneşe çıkardığım bitkiler epey güçlendi. Çiçek sayısı arttı, çiçekler normal açılır oldu. Ama henüz meyve bağlayan yok. Tabii böyle ikide bir müdahele onları da şaşırtıyor, kararlı bir ortam oluşmayınca çiçek meyveye durmuyor.

İlk temizlik sonrası birkaç resim ekliyorum. Güneşteki bitkiler, en çok uzayıp tavana varan bitki - bunda üç nesil çiçek var. Ve köklerin temizlik sonrası gelişimi.

kiziltan
31-08-2015, 13:07
Bu kurtlari canli toplayarak ne ile olduklerine bakabildiniz mi ? Klor olur mu, alkol olur mu, yuksek potasyum olur mu gibi birkac deneme yapsaniz belki daha kolay olur.

sulukök
01-09-2015, 09:28
Sayın Kızıltan,

Hayır henüz (hala?) Öyle bir araştırma yapmadım. Ama ben gezide iken su yokluğunda oluşan ortamda yaşayabilmiş olmaları oldukça dirençli olduklarını gösteriyor. EC 5.0 ve pH 3.0 gibi ortamlar. Yani çok tuzlu ortamda da yaşayabiliyorlar. Sodyum ya da potasyum özelini bilmiyorum tabii. Asite karşı da oldukça dirençliler. Alkolü denemedim, kökler de kötü etkilenebilir.

Bugün biraz bu kurtçuklarla tanıştırayım sizleri. Olabildiğince yakın çekim yapmaya çalıştım. İlk resimde çok sayıdaki ayakları görülebiliyor. Bu iri bir ergen. Boyutlar anlaşılsın diye metre ekledim görüntüye. Daha ufaklar göreve giderken ve görev başında resimleri göreceksiniz. Daha da küçükleri var 1-2 mm boyunda olanları ben çok zor görebiliyorum, çok çok inceler aynı zamanda. İrileri görüp yakalamak kolay, muhtemelen onlar yumurtlamaya hazır veya taşımakta olan dişiler. Küçüklerin ise çıktılarını görebiliyorum. Köklerin toz gibi kalıntıları ve kurtçukların dışkıları. EC ve pH artıran da bunlar.

Solarizasyon dedikleri güneşlendirme oldukça işe yaradı. Dün 12 gibi son besinlerini verip suyu kestim. Güneşten kasalar iyice ısındı. Besin bitti, bitkiler bayıldı. Umudum o sırada kurtçukların da ölmüş olması.

Akşam tekrar taze besin verdim, bitkiler ayıldı. Sabah EC oldukça kararlı idi. Ama sabah hiç yoksa 15-20 ergen öldürdüm. Görebildiğim kadar da küçük. Bugün yine güneş banyosu var.

Kitlesel mücadele kimyasal ile daha kolay tabii. Hidrojen peroksidi bulamadım evde. Önerilen ilaçlar var, muhtemelen sentetik; kullanmak istemiyorum. Sodyum, potasyum, alkol vs denerken doz önemli. Sonra da öldürücü dozun bitkiye ne yapacağı. Bu da epeyce bir deney demek. Bir de malzeme.

şafak
01-09-2015, 11:03
sayın sulukök kolay gelsin.
ROA +Plus Organik Sıvı Gübre (http://www.roabiyoteknoloji.com/roa-plus-organik-sivi-gubre)

içinde bir bakteriden söz ediliyor zararlıların kabuğu ve yumurtasıyla beslenen incelerseniz belki yardımı olur.
zehirli ilaç falan değil yani.

sulukök
01-09-2015, 12:15
Sayın Şafak,

Çok teşekkürler. Bağlantıdaki yazılara baktım. Adı geçen bakteri daha çok mantar ve diğer mikroorganizmalara karşı etkin görünüyor. Kurtçuk ya da nematod gibi şeylerden sözetmemiş.Nematodşarı okurken onlara karşı bir bakteriden sözediyordu. Tekrar bir bakayım, bulmaya çalışayım, bu bakteri işe yarıyor mu diye. Teşekkürler

kiziltan
01-09-2015, 14:11
Icmesuyu sterilizasyonunda kullanilan filtreler var, bir kismi icerisinde komur ve tuz bulunanlar, bir tanesi UV lamba li. Bu lambalar kucuk organizmalar icin oldurucu etkilidir. Su temizleme malzemesi satanlardan alip sisteme takabilirseniz ve yuksek debi uygularsaniz sistemde yuzer hald bulunanlari belki oldurebilirsiniz, sanirim yuzer durumdaki ve ya yuksek debi nedeniyle suya karuzabilecek yumurtalari yokedebilirsiniz. Elinde bu UV filtre bulunan bir tanidiktan birkac gunlugune enanet alabilseniz deneme olurdu, eminolmadan para vermezdiniz, alsaniz bile hic olmazsa evin suyunu temizlemekte ise yarardi.

Bulabildigim her makaleyi okudum, bu namatodlari yok etmek neredeyse imkansiz, azaltmak ve uremelerini kontrol etmek tek yol, aslinda tum mucadelenin hedefi bu, yokedilemiyorlar. Azalttiktan sonra ekim yaparken nematoda dayanikli tip tohum kullanmak gerekiyor.
Kolay gelsin

sulukök
01-09-2015, 16:39
Sayın Kızıltan,

Çok teşekkürler yeni öneriler için. Bende var UV lamba. Su arıtma cihazına seri bağlı. Yumuşatmadan sonra bir e UV'den geçiyor su. Ama yine benm bildiğim, UV bakteri-mikrop türü canlılar için. Bu nematodlar baya baya hayvan sınıfına giriyor. Küçükler ama, dediğim gibi ayakları da var.Oldukça gelişkin yaratıklar. Çok sayıda ve hızlı üremeleri de cabası. Çarpılmadan kasa içinde çalıştırma yöntemini becerebilirsem yine de bir denerim. En azından kanser falan olur, hemen olmasa da yakında ölürler; kısırlaşırlar falan...

Bu iki günlük çalışma sonunda kısmi başarı eldeettim diyebilirim. Çok uzun süredir ilk defa EC düşmeye başladı. Yani bu, sayılarını epeyce azaltabildim demek. Bir de bugün öğleden sonra 10 litreye yakın su kullandılar. Normalde bir tam günde ancak kullanıyorlardı. Bu da kökler daha sağlıklı çalışıyor demek. Zaten köklerde gözle görülür bir canlanma var.

Hala tek tek elle kurtçuk avlamaya devam ediyorum. Bir de eczaneden oksijenli su arayayım, yeterince yoğun ise onun yararı olur diye düşünüyorum.

kiziltan
01-09-2015, 18:10
Sayin Sulukok

Bu lambalara ciplak gozle, hatta kazayla soyle bir, bakmak cok cok tehlikelidir ! Kesin korluk tehlikesi var !!!

Icerisinde kurt olan birkac litre suyu lambali filtreden gecirip cikan suyu bir sisede toplarsaniz sonucu gorursunuz. Filtrenizi sokun girise huni koyun ve suyu dokun, cikisa kisa bir hortum koyup bir kova ve ya damacanaya bosaltin.Lutfen cok dikkatli olun.

Siz suyu yuksek debi ile tanktan cekebilmeyi basarirsaniz kisa sure icin ( 10 saniye kadar ) cok yuksek isiya cikartip tekrar kisa surede sogutup tanka verip sistemi durdurmadan bu islemi defalarca yapmak mumkun. Yeterki populasyonun cogunu su ile disari alip isitabilin. Bu sistem UHT sut icin uygulanan sistem. Siz basaltma vanasindan suyu bosaltip kurtcuklarin da gelip gelmedigine bir bakin eger basarirsaniz bildirin size bu UHT islemi hic masrafsiz nasil kuracaginizi yazayim. Kurtlarin bir kismini cekmeyi basarin sistemi otomatik yapip gun icinde istediginiz kadar tekrarlamak kolay. Her seferinde 50-100 olsun yeter.

Okuduklarima gore solarizasyon bunlari etkiliyor, solarizasyonda isi 50 derece civari, biz bunu 70-80 derece yapabiliriz, sorun cekilecek su icerisinde kurtlarin ve ya yumurtalarinin olmasi.
Basarilar

Kudret Tezel
01-09-2015, 18:37
Sayın sulukök, madem kurtçuklar o kadar büyük birde ince gözlü mesela bir serigrafi ipeği gibi bir kumaştan filtre torbası yapsanız küçük bir akvaryum pompası ile bir süre veya devamlı süzmeyi deneseniz.

kiziltan
01-09-2015, 19:05
Biraz once bazi ABD universite arastirmalarini okudum. UV lambalarin belli tur nematodlarda cok etkili oldugu yazilmis. Sure 10 dakikaya ciktiginda basari orani % 100 u buldugu bile oluyor.
Onemli olan suyu cekince icerisinde olmasi ve filtreden gecmesi.

Dogrudan tanka lamba ile aydinlatma yapmak ve sivi miktarini gozonunde bulundurarak 15 dakika uygulamak etkili olabilir.

Lambaya bakmamak hatta tank kenarindan cok kucuk bir isik kacmasi olmamasina dikkat etmek sart !!! Lutfen asiri dikkatli olun !!!

Bu islemi tekrarlamak gerek, bazi kurtlar bitkide yerlesik olup suya girmeyebilir, tekrarlayarak onlari da oldurmek gerekebilir.
Saglicakla kalin

kiziltan
01-09-2015, 20:29
Merhaba

Arastirma sonuclarina gore 60 ila 100 derece ( C) arasinda 30 dakika kalirlarsa nematodlar oluyor.

Besinli siviyi belli araliklarla 60-100 derece arasinda 30ar dakikalik surelerle tutabilirseniz olecekler. Ancak sivi icerisinde olmayip bitki kokunde bulunanlar kalacak, bu islemi tekrarladikca azalacal;ar.

Icerisinde kurtcuklar olan bir miktar siviyi 70-80 derecede 30 dakika tutarak deneme yapabilirsiniz. Ornegin kurtlu siviyi siseye koyup siseyi kaynamaya yakin sicaklikta su bulunan tenceredeki suya 30 dakika batirirsaniz ( benmari ) siseyi cikardiginizda olup olmediklerini gozleyebilirsiniz.
Saglicakla kaliniz.

sulukök
01-09-2015, 20:53
Sayın Kızıltan,

Yardımlarınız için teşekkürler.

"Haşlama" işlemini iki gün tekrarladım, zaten o sayede belirgin bir azalma oldu, bitki biraz canlandı. Önce besinli suyu elektrik süpürgesi ile emip atıyorum (atmayıp kaynatsam da olacakmış). Kökleri havaya kaldırıp askıya alıyorum, dibe değen kısmı olmasın diye. Sonra boş kalan tankın dibine kaynar su döküyorum. Yarım saat bekliyorum. Zaten her tanka sıra ile aynı işlemi yaptığım için toplamda en az yarım saat beklemiş oluyor, normalde 45 dakikayı buluyor.

Sonra bu sıcak suyu emip atıyorum. Tanka taze-temiz besin koyuyorum.

Sorun köklerde. Orada küçük kurtçuklar, daha önemlisi yumurtalar var. Kökleri 50C derecede su ile yıkıyorum. Elektrikli süpürge ile emiyorum. Ama orada canlı kalma olasılığı yüksek; ya da en yüksek olduğu yer. Kökleri haşlamak istemiyorum. Orada çok sıcak su kullanamıyorum.

UV konusuna yarın bakacağım. Bir tür seyyar UV lamba yapıp tankın kapağına içten takmam lazım. Sulamayı durdurup, lambayı asıp çalıştırıp yarımşar saat beklerim. Özellikle köklerdeki küçük kurtçuklara ve yumurtalara etkisi olacaksa bunu da birkaç gün tekrarlarım.

kiziltan
01-09-2015, 21:09
Sn Sulukok

Okudugum tum belgeler ayni seyi soyluyor, enfekte olan bitkiler maalesef sokulup yakilacak.Kurtarma sansi yok.

Yapilacaklar meyve verme durumunda olan bitkiler varsa meyvenin birkismini kurtarip sonra bitkiyi yakmaya yonelik.

Ikinci olarak da sistemde kalmasi muhtemel kurtlar ve ya yumurtalarindan bir sonraki urunu korumak.
Saglicakla kaliniz

sulukök
03-09-2015, 06:37
Dün önce yine güneşlenmeye bıraktım işi. Kasalar ön taraftan epeyce güneş aldıkları için oldukça ısınıyor. Nematodların da etkinlikleri sıcaklıkla önce artıyor, sonra azalıyor. 30C dereceden sonra onlar da yavaşlıyor. Kasaların içi yaklaşık 40C dereceye kadar ısınıyor. Sonra yine canlanıyorlar.

Öğleden sonra UV denemesi yaptım. Sulamayı kesip, lambayı yine her ihtimale karşı özel kristal tüpü içinde kasaların tabanına yakın yükseklikte yerleştirdim. Kapakları kapadım. Kapıyı- panjuru kapadım, fişi uzaktan taktım. 15er dakika bekledim.

Şu an ortalıkta büyük kurtçuk görünmüyor. Ama küçükler gece çalışmış. Artıklarını görüyorum, EC yükselmiş. Çünkü UV ışınımını direk göremeyen yerlerde kalanlara birşey olmuyor. Lamba uzun, 63 santim ama tabii köklerin arkaları gölgede kalıyor.

Yani sıcaklık bir yere kadar, UV bir yere kadar. Fiziksel mücadele bu kadar oluyor. Kimyasalda denemyemediğim bir Oksijenli Su kaldı. Başkabir kimyasal denemeyi düşünmüyorum.

Sanırım daha fazla mücadelenin bir anlamı olmayacak. En azından denedik. Olamayacağını gördük.

kiziltan
03-09-2015, 09:31
Sn Sulukok

Akvaryumcularda satilan mavi ilac vardir, metilen mavisi. Dezenfekte eder. Vazgecme noktasindaysaniz suya bir miktar damlatmati deneyin derim. Baliklara bulasan parazit ve bazi mantarlarda iyi gelir.

sulukök
04-09-2015, 19:52
Kudret Bey'in 1 Eylül tarihli notunu görmemişim. Onlar ele gelen büyükleri. Görebildiklerim 2mm ye kadar falan olanlar. Sonra çok inceliyorlar, görülmüyorlar. Büyük çoğunluk çok küçük, kendilerini değil artıklarını görüyorum. Kökleri un gibi öğütüyorlar.

Süzmekten öte, ekeltrikli süpürge ile emip dışarı atıyorum. Şu an derdim besin çözeltisini kurtarmak değil, domatesleri kurtarmak.

Kökleri de emdiriyorum süpürge ile ama hala birşeyler kalıyor köklerde. Larva, yumurta gibi. Onlardan kurtulamıyorum.

Sayın Kızıltan sağolsun sürekli yeni öneriler getiriyor. Bugün Hidrojen Peroksit ve Metilen Mavisi aldım. Az önce ilk H2O2 uygulamasını yaptım. Eczaneden %3lük H2O2 aldım. Litreye 5ml hesabıyla tanklardaki besine karıştırdım. Ardarda 5-10 püskürtme yaptırdım. Artık ne kadar etkisi olacak, bekleyip göreceğiz.

Elimde 100 ml H2O2 var. 5 gün falan yetecek. Sonucu o zaman anlayacağız.

Metileni de ondan sonra deneyeceğim.

Bazı köklerde son bir haftada gördüğüm gelişme umut veriyor aslında. Resimdeki köklenme çok yeni ve bir haftalık, oldukça sağlıklı ve sık görünüyor. Bunu yaygınlaştırabilşrsem, kurtardık demektir.

Kudret Tezel
04-09-2015, 20:05
Sayın sulukök, eğer dediğim gibi serigrafi ipeğinden bir filtre yaparsanız büyük olanlar yani ançlar süzülür çoğalmaya sebep olan ergenler devre dışı kalır üreme durur, filtreden geçenler büyür ama biraz daha büyüyünce artık geçemez ve bir süre sonra besin eriyiği tamamen temizlenmiş olur. Bence uygulamaya değer derim. Ama tabii ki karar sizin.

sulukök
04-09-2015, 20:10
Ben bir ara notlara bakmamışım galiba, Sayın Kızıltan'ın bir notunu da atlamışım, UHT önerisi ile ilgili olanı. Önceki notumda da anlattım, ama benim sistem hakkında biraz ek bilgi versem iyi olacak galiba.

Sistemde 10 litrelik bir besin deposu var, dolaşımda olan su ise 5 litreden az. Her kasadaki besin kanalı yuvarlak hesap 4x4 cm kesitli 80 cm uzunluğunda. Yani bir kasada 1.280 litre besin dolaşıyor. 4 kasada 5 litre gibi oluyor. 10 litre besin taze, temiz bekliyor. Daha yüksekte, orada kurtçuk yok. Dolaşımdaki 5 litre püskürtme ile köklerle temasta, uzaysn sarkan kökler de besin kanalına uzanıyorlar ayrıca.

Be temizlik yaptığım zaman, bir seferde en çok 5 litre besin heba etmiş oluyorum. Bunu dert etmiyorum. 5 litre besini elektrik süpürgesi ile emip atıyorum. Bunun üzerine kasalara yine 5 litre pH 6 besinsiz su koyup kökleri yıkıyorum. Sonra emip atıyorum. Sonra bir daha 5 litre su ile yıkama. Yani sistemde dolaşımda su kalmıyor, besin kalmıyor. Su ya da besin içinde kurtçuk kalmıyor. Kökleri de elektrikli süpürge ile emdirdiğim halde, köklerde birşeyler kalıyor. Köklere çok yüksek sıcaklık uygulayamadığım için oradakiler yaşamaya devam ediyor.

Solarizasyondan beklentim, köklerdekileri yoketmesi. Şimdi bunu H2O2 ve meyilen ile destekleyeceğim.

kiziltan
04-09-2015, 20:26
MONOKLORAMINE

Hidroponik besinde sterilizasyon icin tavsiye ediliyor. Diger klor bilesenleri gibi kalintinin tehlike yaratmadigi bircok yerde yazili.

Denemek isterseniz bildirin kullanim miktarini ( % ) arastirayim.

sulukök
04-09-2015, 20:45
Sayın Kızıltan,

Tekrar teşekkürler. Hızla baktım, normal çeşme suyu dezenfeksiyonunda klorun yerine kullanılmaya başlayan bir madde. Hatta klorlama sırasında da ortaya çıkabilen, belli dozlarda insan sağlığına da zararlı olmadığı söylenen bir madde.

Genel olarak suya klor ve amonyak ilavesiyle oluşturuluyor sanırım. Oluşması da suyun sıcaklık ve pH derecesine bağlı. Ev ortamında kontrollu olarak nasıl üretilir bilmiyorum ama, pek pratik olmayabilir. Yine de bakmakta yarar olabilir.

sulukök
07-09-2015, 11:34
Tabii sevinmek için çok erken ama, bu da bir olumlu gelişme, bir başarı. Muhtemelen dün ya da daha önce oluşmuştur ama ben daha çok kurtçuklara baktığım için görmemişim.

Dün yine temizlik yaptım. 15 litre 50-60C sıcak su ile kökleri yıkadım. Tabii kasaların içi de yıkanmış oldu. Elektrik süpürgesi ile herşeyi emdim, attım. Bazı kökler biraz zarar gördü, koptu-kısaldı, bir domatesin gövdesi kaza sonucu kırıldı. Biz de epey telefat verdik, nematodlar da.

Sonra taze besin koydum. Bolca metilen mavisi ekledim. Bir süre sonra EC başladı yine yükselmeye. Köklerdekilerden kurtulmak mümkün değil. Ortalıkta birşey görünmüyor, EC yükseliyor. Sonra kök kırıntıları da birikmeye başlıyor.

Sıcak su galiba bu sefer biraz fazla geldi, kökler keçe gibi oldular. Yine de son çıkan yaprak ve çiçekler daha sağlıklı gibi duruyor. Bu meyve bağlsyan bitkinin kökü aslında oldukça sağlıksız görünümlü. Resmini ekledim. Gövdesi de cılız. Ama bu becerdi. Bakalım büyütüp kızartabilecek miyiz. Genelde çiçekler biraz daha düzgün açıyor ve yapraklar ve gövdede çiçek tozları görülmeye başladı. Arılar da çoğaldı.

Yani galiba doğru yoldayız da, olacak gibi değil. Domateslerden ziyade nematodları besliyoruz. Tam bırakayım sökeyim diyordum, domates çıktı. Hadi biraz daha mücadele...

sulukök
10-09-2015, 18:34
Birinci domates bezelye büyüklüğünü geçti, nohut kadar oldu derken ikincisi de belirdi. Bunun kökü biraz daha sağlıklı gibi. Gövdesi de kalın. Daha iyi beslenme şansı olabilir.

Daha da gelişkin köklü bitkiler var ama henüz onlardan ses yok, onların daha sağlıklı meyve vereceğini umuyorum.

EC yükselmeye devam ediyor ve kök kırıntı birikimlerini görebiliyorum. Ama erişkin sayısında epey bir azalma oldu. Bakalım böyle devam edecek mi, arkası kesilecek mi.

Şu ara haşlama ya da ilaçlama yapmıyorum. EC yi düşürmek için iki gündür sıfır besin ile minimum EC su veriyorum. Halen 2.0 nin üzerinde. Hedef 1.5.

sulukök
20-09-2015, 10:21
Şimdi artık beş domatesimiz var. Çok yavaş büyüyorlar ve de kızarmaya vakitleri olacak mı bilmiyorum. EC sürekli artmakta. Ben suyu değiştirmezsem 4 5 gidiyor. Beslenemiyorlar. Besini kesip sırf su versem EC ancak 1 1.5 a düşüyor. Tabii yine beslenemiyorlar.

Yapay ve zoraki bir yaşam mücadelesi devam ediyor. Artık şok tedavi uygulamıyorum. O zaman da yine strese giriyorlar. Umudum hep yeniden oluşan köklerde ama, o bitkilerde hala meyve yok. İki tankta kökler yeniden oluştu, gelişti. Meyve yok. Meyveler neredeyse öldü dediğim kökleri olan bitkilerde.

Son duruma ait birkaç foto. İkiz domatesimiz bile var.

kiziltan
20-09-2015, 13:49
EC nedeniyle beslenemiyorlarsa, Sn Ateskaptan`in basliginda anlattigi yapraktan besin verme seklini deneseniz belki faydasi olur.
Konsantrasyon ve uygulama sekli icin bilgiyi kendisinden sorsaniz..
Saglicakla kaliniz

sulukök
21-09-2015, 08:43
Sayın Kızıltan. Öneri için teşekkürler. Domatesler için benden fazla çözüm üretiyorsunuz.

Yapraktan besleme her ne kadar daha çok destek amaçlı ise de, zaten benim durumumda asıl beslenme sistemi düzgün çalışamadığından (Köklerin en önemli kısımlarının kaybı, ve yüksek EC), mutlaka ve fazlasıyla işe yarayacaktır.

Lynette Morgan'ın çilek için bir yapraktan besleme makalesini okumuştum. Ben normalde daha düşük EC kullanılmasını beklerdim. Yanlış anlamadıysam daha yüksek EC kullanmış: standard 1.70 yerine 2.0 (başlangıç hariç, ilk birkaç hafta 1.0 EC). Püskürtme yapıyor ve çözeltinin tutunabilmesi için ön ıslatma yapıyor.

Sayın Ateş Kaptan'a da sorarım, ama sanırım domateste denememişti. Tek sorun artık domateslerin pek askıda olmayışı olabilir. Güneş görsünler diye dışarı yere salıvermiştim. Sprey yapmak biraz zor/verimsiz olabilir.

Son bir deneme de bunu yapmış olayım,bakalım ne sonuç alacağız. Köklerden olabildiğince sade su verip beslenmeyi yapraklara kaydırayım.

kiziltan
21-09-2015, 14:19
Kaybedecek birsey olmadigina gore denemekte fayda var. Kokten alamadigi maddeleri yapraktan vererek uzerindeki meyveleri kurtarabilseniz kardir saniyorum.
Saglicakla kaliniz.

sulukök
21-09-2015, 15:43
Yapraktan beslemeyi biraz daha okudum. Sabah erken yapraklar tam ıslanıncaya kadar spreyleme şeklinde öneriyorlar. Güneşte suyu gidip tuzlar kurumasın diye. Başlangıçta düşük EC ile başlayın, sonra artırın diyorlar. En çok haftada iki besleme öneriliyor. Çoğunlukla da mikro element takviyesi için kullanılıyor.

Zaten artık üretimden ziyade deney ortamına dönmüş vaziyette burası. Neyi başarsak kardır.

Dün bakarken görmemişim, bugün rüzgar biraz savurunca altta saklanan domatesler meydana çıkmışlar. O sağlıklı dediğim köklere ait bir dalda tam 6 domates var. Bir üçlü, bir ikili, bir de tek. Fotoya hepsini sığdırmaya çalıştım ama bu sefer de küçük olduğu için görülmeyebilirler, en altta üç domates var. Görüldüğü gibi dal oldukça sağlıklı ve güçlü.

kiziltan
21-09-2015, 17:04
Savasa devam, kanserli annenin 5 aylik dogan cocugunu yasatmaya calismak gibi bir sey.

Hedef onlari yasatmak, yemek degil. Profesyonel olsaniz coktan sokup atmistiniz domatesleri, amatorlugun iyi tarafi burada.

Domatesler oluyor ama kurtlarin keyfi yerinde. Hep iyiler olur zaten !!
Saglicakla kalin

kiziltan
21-09-2015, 18:03
Bazi tohumlar belli hastaliklara dayanikli olarak tanitilip pazarlaniyor.

Sizin sistemdeki hematodlara dayanip yasayabilen domateslerin belli bir bagisikligi olabilir mi ? Bunlari olgunlastirabilseniz, tohumlarini kullansaniz ( hibrit degillerse ) bu belaya dayanikli bitki olabilirler mi ?

Insan zorda kalinca kafasi daha mi cok calisiyor yoksa her aklina gelene mi sariliyor ? Belki de her beladan bir hayir cikartmak icgudumuz var ?

sulukök
28-09-2015, 17:33
Sayın Kızıltan,

Domateslerin bir özelliği var mı bilmiyorum ama, sizin verdiğiniz sürekli destek, öneri, ve aeroponik yapının sağladığı kolaylıklar sayesinde hem kurtçuklar hem domatesler birlikte yaşıyorlar.

Tabii bu domatesler aleyhine birliktelik. Sürekli köklerini kaybediyorlar, bıraksam kurtçuklar alıp başını gidecekler. Şimdi artık sadece elle büyükleri avlıyorum. Kökler belli bir büyüklüğe geldikleri için EC değeri çok çok fazla yükselmeden besini tüketiyorlar. Tabii ben de düşük EC veriyorum, 1.0 1.5 arası. Sonuçta domatesler çok da yeterli beslenmiş olmuyorlar.

Yapraktan beslemeyi denedim. Önce bir dalda EC 1.0 1.5 dolayında denedim. Zararı olmadı. Daha sonra tüm bitkilere üç günde bir 1.5 düzeyinde besin verdim.

Yeni yeşillenme arttı. Çiçeklenme arttı. Daha önemlisi meyve bağlama arttı. Beşiz salkım bile var. Yani kesinlikle daha iyi beslenme olanağı sağlıyor. Tabii burada otomasyon yok, alıp fısfısı sabah sekizde elle spreyliyorum bitkileri.

Sonuçlar fotoğraflarda. Köklerdeki kurtçuklardan ayrı yapraklara musallat olan başka yaratıklar da var ama artık onlarla uğraşamıyorum. Görüntüyü ve kaliteyi bozuyorlar ama, buna da razıyım artık.

kiziltan
28-09-2015, 19:22
Kolay gelsin, yapraktan uygulamanin cevapvermesi sevindirici.

Domateslerden tohum alip denemek mumkunse, bagisiklik varmidir belli olur.
Saglicakla kaliniz.

şafak
29-09-2015, 09:42
domateslerinizi sökmeden birde bunu deneyin bakalım.
böcekler için doğal ilaç
Organik, ev yapımı bahçe ilaçları! | Mia'nın Bahçesi (http://mianinbahcesi.com/2014/05/05/organik-ev-yapimi-bahce-ilaclari/)
birdahaki sezona hazırlık olur.

sulukök
01-10-2015, 18:30
SAyın Şafak,

Önerileriniz için teşekkürler. Geçmiş yıllarda benzer reçeteleri uyguladığım çok oldu. Ağaçlar Net'de de bol miktarda benzer ev yapımı ilaç reçeteleri var. Sarımsak, kırmızı biber, ada çayı, şu bu denemediğim kalmadı. Pek de başarılı olduklarını söyleyemeyeceğim. Belki tipik ya da basit diyebileceğim sorunlarda işe yarıyorlardır da, ben üç sene "Sarı Kıvırcık Yaprak Virüsü " ile uğraştım. Kısacası, çözümü yok. Herhangi bir ilaç para etmiyor. Neem dahil. "Kültürel Mücadele" dedikleri çevreyi temiz tutmak (hastalık anlamında) yalıtım, bir süre domates ekmeme vb önlemler ile ancak önü alınabiliyor. Bir tür salgın, ve de yıllarca sürebiliyor.

Nematodlar da öyle. Burada Sarı Kıvırcık yok diye seviniyordum, şimdi de bunlar çıktı. Bunlar da kitlesel biçimde ürediklerinden mücadele zor. Aslında bunlar hayvan sınıfına giriyor, yani bakteri, mantar, mikrop vs değil. Kırkayak gibi birşey. İlacı var. Ben kullanmak istemiyorum. Doğal mücadele çok kısıtlı. Toprakta olsa zaten yapacak birşey yok, düşmanı görmeniz bile mümkün değil. Aeroponik ortam olduğu için açıp bakabiliyorum, görüp öldürebiliyorum. Ama görebildiklerimi. Büyük olanlaını, anaç olanlarını. Kalan birnlercesi de kökleri kemirmekte. Normalde sökp atıp, tamam bu kadar demek lazım. Hadi belki bir ikisi kızarır diye uğraşıyorum.

Yoksa alacağımız dersi aldık. Doğru sera ortamını yaratmadan, hijyenik fide üretimini gerçekleştirmeden bu işe kalkışmak yanlış. Zaten çok geç başladım, biliyorum. Ama sistemi denemek istedim. Kurtçukları temizleyince sağlıklı köklerin kolayca geliştiğini gördüm. Benim için de işin kar tarafı bu.

sulukök
09-10-2015, 13:33
Evet, uzun uğraşılar sonunda ilk domatesimiz kızardı. Belki tam yenecek kıvamda değil ama, yarın Denizli'ye gidiyorum ve bir hafta - on gün yokum. Ne olur ne olmaz, şimdiden resmini çekip paylaşayım dedim.

25 Haziranda dikmiştim fideleri. Kabaca 100 günde, az çok normal sürede olgunlaşmasını tamamladı. Tabii binbir özel çaba ile. Köklerdeki kurtçuklar yetmedi, yaprak ve meyve kurtları da yaprakları ve domateslerin meyvelerini kemiriyor. Şu an küçüklü büyüklü 50'den fazla meyve var, yarıya yakınını kurt delmiş. Zaten bitkilerin de dörtte biri falan kurudu, kökleri gitti.

Benim önem verdiğim kısım köklerin gelişebiliyor olması. Yani kurduğum sistem kökleri yeterince besleyebiliyor, gelişmesini sağlayabiliyor. Ve bunu çok az suyu çok az süre dolaştırarak yapıyorum. 24 bitki için dersek, kabaca 4 litre suyu 5 dakikada bir beş saniye dolaştırıyorum. Yani 24 saatte sadece 24 dakika ve sadece 4 litre. Yani demek istediğim, işletim giderleri bakımından çok çok ekonomik. Akan Su kültüründe olduğu gibi, 24 saat litrelerce suyu dolaştırmıyorum.

Kurtçukları bir biçimde bastırınca kökler gelişme şansı buldular ve de çiçek açıp meyve verebildiler.

Sırada bekleyen 5 6 domates daha var kızaracak, tabii ben burada olmayacağım. Bu arada yapraktan beslemeye de mecburen ara vermiş olacağım. Domateslerin besinlerini verip çıkacağım. EC yükselmesi olasılığına karşı da yeni besin ilavesi çok çok az olacak, su ile idare edecekler. Bugün son bir kurtçuk temiziliği yaptım, elle 15-20 kurtçuk öldürdüm, bir süre idare eder. Zaten dönüşte 3 5 domates daha kızartıp artık denemeye son verir, domatesleri sökerim.

Kızaran domatesimiz ve sıradakiler aşağıda...

sulukök
20-10-2015, 21:33
Dün akşam eve döndük. Elektrik yok. Seraya baktım, herşey kurumuş. Evde çok antika bir sigorta panosu var. Her fırsatta sigorta atıyor. Şimşek çakıyor, sigorta atıyor, elektrik kesiliyor, yine sigorta atıyor. Bir Kaçak Akım Rölesi var, sigortanın atma sebebi o. Elektrikçi iyi birşey olduğunu söylemişti ama sürekli sorun yaratmasından başka birşey görmedim. Gitmeden, sigorta şalterinin altına yay koymuştum, ama işe yaramamış.

Dönünce domatesleri zaten sökecektim ama böylesi iyice tatsız oldu.

Neyse, sonuçta 3 4 domates kızarmış, ama kalan herşey kurumuş. Su var, besin var ama sifon kadar besin boşaldıktan sonra yerine henisi gelmediğinden besin akışı durmuş.

Birkaç resim çekip bu işi kapatalım dedim. Bugün de domatesleri söküp sistemi dağıttım. Şimdilik mola. Yeni bir denemede buluşana kadar...

kiziltan
20-10-2015, 23:00
Gecmis olsun. Bu arada kurtcuklar nerede ?

shawshang
21-10-2015, 07:12
Geçmiş olsun

sulukök
21-10-2015, 09:31
Geçmiş olsun dilekleriiçin teşekkürler. Gerçekten fazlaca yorucu bir çalışma oldu. Sayın Kızıltan, size özellikle teşekkürler. Çözüm önerileriniz hem uygulamada hem de moral - motivasyon bakımından yararlı oldu.

Kurtçuklar köklerle birlikte kurumuştur herhalde diye düşündüm. Kökleri söktüm attım. Kasaları söküp yerleri yıkarken baktım, besin/su sızıntısı/birikimi olan yerlerde hala yüzen birkaç anaç var. Artık sinir ve yorgunluktan saklamak üzere alıp koymadım bir yerlere. Nasıl bakıp koruyacağımı da bilmiyorum zaten. Var olanları, geldikleri yere, toprağa gittiler.

Kasaları basınçlı su ile yıkadıktan sonra güneşe koydum. Dün 2 saat güneşlendiler. İçinde-dibinde kalan olduysa onlar da kurumuşlardır diye umuyorum. Tekrar kullanmadan önce yine iyice bir güneşlendirir, kaynak su ile tekrar yıkarım.

En başta da yazdığım gibi sistemi denemiş oldum. ELektriği açtığımda bilgisayar normal çalışmasına devam etti ve pompalar çalışmaya başladı. Kökler kurumuşta ama, beslesem sanki yeniden canlanacak gibi görünüyorlardı. Artık nasıl olsa sökecektim deyip yeni bir denemeye başlamadım. Be senelik bu kadar yetsin dedim.