View Full Version : Küresel ısınmayı yalanlayanlar
Kitapların temel tezi: Bu, güneş sisteminin doğal bir dönüşümü; insanoğlunun yaptığı ya da yarattığı bir durum değil...
Unstoppable Global Warming Every 1500 Years
Fizikçi Fred Singer, ekonomist Dennis Avery (Aralık 2006'da yayınlandı)
The Chilling Stars: A New Theory of Climate Change
Fizikçi Henrik Svensmark, BBC'nin bilim yazarı Nigel Calder
Küresel ısınma kitlelere sunulduğu gibi doğruluğu kanıtlanmış bir tez değil. Bilim dünyası küresel ısınma konusunda ikiye bile değil daha fazla kampa ayrılmış durumda. Ve farklı kampların her biri kendi görüşünü destekleyen bilimsel araştırma sonuçlarına sahip.
Dünyanın küresel ısınma sürecine girdiğini, bu ısınmanın nedeninin endüstriyelleşmiş ülkelerin atmosfere saldığı karbondioksit gazı olduğunu, 15 sene sonra geriye dönüşü olmayan bir noktaya geleceğimizi ve dünyanın mahvolacağını söyleyen tez herkesin malumu. Medyada sadece bu tez yazılıyor çünkü.
Ancak karşı görüşte olan ve görüşlerini bilimsel araştırma sonuçlarıyla destekleyen bir başka grup bilim adamına göre küresel ısınma diye bir şey yok. Bu gruptaki bilim adamlarına göre dünya ısınıyormuş gibi gözleniyor çünkü meteorolojik değerler gelişen teknolojiyle birlikte eskisine göre çok daha hassas yapılabiliyor. Yine bu görüştekilere göre ısı ölçümünün kayıt altına alınması eskiden sadece şehirlerde mümkündü. Dolayısıyla yeni yapılan ölçümlerin eski ölçümlerle kıyaslanması ancak şehirler için mümkün. Şehirlerde ısınma gözlenmesi ise doğal çünkü şehirler hızla gelişiyor ve nüfusa bağlı olarak şehirlerin ısınması doğal. Ama şehirler yeryüzünün sadece çok küçük bir yüzdesini kaplıyorlar ve tüm dünyaya bakıldığında ısınma filan yok. Okyanuslar için de durum aynı, çünkü okyanusların şehirlerden uzak bölümlerinde düzenli ölçüm yapılması ancak son zamanlarda mümkün oldu.
Bir de küresel ısınmanın olduğuna karşı olmayan ancak bu ısınmanın nedeninin karbondioksit salınımı olmadığını söyleyen bilim adamları grubu var.
Yine küresel ısınmayı kabul eden ama bu ısınmanın dünya tarihi boyunca süregelen bir iklim döngüsünden ibaret olduğunu savunan bilim adamları da var.
Küresel ısınma konusuna ilgi duyanlar için geçen yıl Michael Crichton’ın, o tarihlerde henüz Türkçe’ye çevrilmemiş bir romanını önermiştim. Roman geçtiğimiz aylarda Türkçe’ye çevrildi ve Altın Kitaplar’dan yayınlandı. Küresel ısınma konusunu rant kapısı yapan iklim baronlarının içyüzünü ortaya koyan, küresel ısınmaya tarafsız bir bakış getiren ve kitabın sonunda karşı fikirlerle ilgili çoğu İnternet’ten ulaşılabilen bilimsel araştırma kaynakçası da sunan "Sessiz Tehlike"yi okumanızı tavsiye ederim.
Yurtsan Atakan / Hürriyet
Yazının tamamı için (http://kelebek.hurriyet.com.tr/yazarlar/5866444.asp?yazarid=52&gid=102)
Mehmet Ali Aşık
04-03-2007, 01:01
Kuresel isinmanin insan faliyetleri sonucu olduguna inanmiyorum.kuresel isinma degil kuresel iklim degisimi soz konusu olabilir.
Kus gribi denilen "kiran"i nasil manupile ettiler iyi hatirlayalim o o zaman istanbuldaydim ve inadina tavuk eti yedim, millete hic alakasi olmadigi halde tavuk eti yemekten ettiler hemde tavuklari diri diri barbarca dine imana sigmayacak bir sekilde yakip koylunun malini yok ettiler.
Kuresel isinma da kitleleri yonlerdimek sermaye elde etmek ve daha baska sebeblerden dolayi manupile edilebilir.Hokkabaz basin bu konuda kiyamet senaryolari uretmekte cok basarili!!!
Mehmet Ali Aşık
06-04-2007, 04:50
Koskoca forumda kuresel isinmayi yalanlayan bir tek ben miyim? Neyse formun delisi olmayi goze aliyorum!
Kuresel isinmanin insan faliyetleri sonucu olduguna inanmayan arkadaslari burada gormek isterim.
Kuresel isinma ve sera gazlari adli baslikta konu ile ilgili Birlesmis Milletler raporlarina ver verilmis. BM kimdir ve BM 'e guven olur mu? BM malesef bir utopya olmaktan oteye gidemiyor. Irak savasi surecini ve BM'i iyi hatirlayalim. BM'de guçlu ulkelerden olusan guvenlik konseyi var ve bu ulkeler istegi karari veto edebilir veya geçirebilir.
Sayın Mehmet Ali Aşık,
bu konuda tek değilsiniz. Ancak medyanın değişik rant kavgaları için kendi tarafına çekmiş bilim adamlarının tek yönlü sığ çalışmaları ile gündem şaşırtma veya sensasyonel haberciliğe odaklı medyanın cazgırlığı ile aklı salim düşüncelerle yaklaşmayı deneyen işin çok daha ehli sadece seyirle yetindiği sanılanlar da var.
bu sera gazlarında da olay tek yönlü bakılmakda asıl okyanuslarda CO2 pompası denen planktonların üremesi sonucu CO2 geri-emisyonundan hiç bahsedilmediği gibi 0,02 %lik CO2 artışının bitkilerin üzerindeki etkisi en geç forumdaki sera ile ilgili arkadaşlarımız da farkındalar ama nedense bu konu ile bağdaştırmamaktadırlar.
Aynı olayı ozon deliği safsatasında da yaşadık benim bilfiil üniversitede bu konu ile ilgilediğim yıllara denk geldiğimden bilim dünyasının çelişkiye düşmesi sadece medial-rant savaşı olduğu aşina idi.
sonuçtan bir örnek vermek gerekirse pek bir şey değişmedi ise bazı kolay çalışan ve de kolay her ülkenin kendi ürettiği R12 soğutucu gazı "yasaklanmış" oldu ve de bir dizi sorunlu çalışan eldesi zor "patentli" azeotrop" gazların batılılarca satışı sağlandı. ne oldu yeni R22 gazlarda siz hiç mi polyhalojenize gazlar olmadığını mı sanıyordunuz. yok gazların sınıfı aynı ancak satılanların fiyatı yüksek vede patenti elinde tutanlar belli....
bu kadar bir örnekden sanırım olay biraz olsun anlaşılmıştır...
saygılarımla
Bugüne dek hala inatla tüm yeni bulgulara teknik gelişmelere rağmen soğuk savaş yıllarında ozon deliğini dahi ölçemez iken aya indiğini idaa eden bir toplumdan ne bekleriz ki...
Mehmet Ali Aşık
10-04-2007, 05:32
sayin praecox elinize saglik yazdiklariniza katiliyorum.
Dediğiniz doğru olabilirdi ama şöyle bir konu daha var. Tarih öncesine baktığınızda Siluriyen döneminde Ilıman bir iklim var. Siluriyenden Devoniyene geçerken iklim soğuk bir hal almış. Bu olay 31 milyon yıl almış. Devoniyen döneminde iklim soğuk iken Devoniyenden Karbonifer dönemine geçişte iklim tekrar ısınmaya başlamış. Bu geçişte 46 milyon yıl almış. Karbonifer döneminde iklim tropik bir hal almış bu devirden sonra gelen Permiyen döneminde ise iklim tekrardan soğumuş ve buzullaşmalar görülmüş. Bu olay da 111 milyon yıl almış. Permiyenden sonra gelen Triyas ta dünya ısınmış Jura da Tropik bir iklim görülmüş kretase de ise tekrar bir soğukluk görülmüş. Bu olay da 106 milyon yıl almış.
Sözün kısası küresel ısınma geçmişte de olmuş. Ama günümüzdeki ısınma diğerlerinden biraz farklı. Sera gazları ve fosil yakıtların fazlaca tüketilmesi küresel ısınmayı hızlandırdı. Birkaç milyon yılda olacak iklim değişiklikleri 50-60 yılda oldu. Bunun kötü yanı şu; Bitkiler ve hayvanlar bizim gibi biranda üzerlerine kalın şeyler giyemezler. Bu sıcaklık değişikliklerine adapte olamadan küresel ısınma daha sonrada bir küresel soğuma yaşayacaklar. Bu da dünya üzerindeki canlıların doğrudan ya da dolaylı olarak %70-80 inin yok olması anlamına geliyor. Benim görüşüme göre bir an önce önlem alınmalı!
Mehmet Ali Aşık
10-04-2007, 15:38
sayin volkan "kuresel isinmanin"fosil yakitlari sonucu oldugu istaplanmis bir gerçekmitir yoksa sadece bu konuda uretilen tezlerden birimidir?
iklim degisimi dogal sebeblerdende olabilir bu ithimali goz onune getiriyormusunuz? mesala gunesteki patlamalarin bile dunyaya etkisi oluyor.Eger iklim degisiminin CO2 ve sera gazlari ile alakasi yoksa insanoglu bir onlem alabilirmi? zannetmiyorum.
iklim degisimini bir felaket tellaligi yapanlari dogru bulmuyorum AL GORE 'un yaptigi ve oscar kazanan filim bu turden ama bilimadamlari bu filmi yerden yere vuruyor.
İlk önce şunu söylemeliyim ki küresel ısınmayı kullanarak kendilerine menfaat sağlayanların sayısı çok fazla. Ama bu konudaki düşüncelerim derslerimizde gördüğümüz konular sayesinde netleşti. Şöyle ki;Bilim insanlarının gerek günümüzde gerekse tarih öncesi devirlerde gözledikleri durum CO2 nin küresel ısınma yarattığıdır. Ve yapılan deneyler de fazla CO2 nin atmosferin sıcaklığını arttırdığı yönündedir. Bunu en güzel şu verilerden anlayabilirsiniz.
Tarih öncesi devirlerden beri, atmosferdeki CO2 konsantrasyonunda değişmeler oluşmaktadır. İnsanoğlunun aktiviteleri sonucunda günümüzde CO2 konsantrasyonu yaklaşık 350ppm( parst per million)'e kadar yükselmiştir. Son buzul çağından beri (18.000 yıl önce) bu değer yaklaşık 200ppm artmıştır. Buz devri sonunda CO2 1900 yılıyla benzer olarak 280ppm'lik atmosferik konsantrasyona sahipti. son buzul çağı boyunca CO2 konsantrasyonundaki düşüş şu şekilde açıklanmaktadır: Rüzgar oranı 1.5 katlık bir artışla beraber, dünyanın kurak bölgelerinde beş kat yükselme görülmüştür. Bu iki faktör havadaki toz partiküllerinin 50 kat artmasını sağlamıştır. Demir, dünyada en fazla bulunan dördüncü element olduğu için havadan gelen tozlar önemli miktarda demir içerirken, büyük bir kısmı da denizlerde birikmiştir. Böylece deniz yosunlarının yaptığı fotosentezde 3 kat artış ve CO2 saviyesinde 200 ppm'e kadar düşüş ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucunda da sera etkisindeki düşüşle beraber dünya giderek soğumuştur (Martin, 1990).
Bu veriler fosil kayıtlarına göre ve günümüzdeki atmosferin CO2 düzeyi ölçülerek alınmış verilerdir. 105 yılda Atmosferin CO2 miktarını 70ppm arttırdık bu da azımsanmayacak bir rakam.
Şunu söyleyebilirsiniz; 30 yıl önce bazı illerimizde (özellikle İzmir de) bu yıl yaşadığımız kuraklık yaşandı. Evet yaşandı ama o bu sene yaşanandan biraz farklıydı, bu seneki kuraklık tüm dünya da hissedildi 30 sene önceki ise birkaç ilimizde hissedildi! Bu bile bence açık bir kanıttır.
Bu arada sorularınız ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Sizin sayenizde elimdeki kaynakları baya bi karıştırdım ve güzel bilgilere ulaşım:)
ozitantinapolis
28-04-2007, 12:36
arkadaşlar küresel ısınmada önemli faktörlerden biriside çöpler..evet çöpler eğer çöplerimizi azaltırsak karbondioksit oranını 75 insanın 1 günde soluyacağı hava kadar temizlemiş oluyoruz..bunu nasıl yapabiliriz?özellikle alışveriş yaparken bir çok poşet yerine 1 poşete bir çok şeyi koyabilirsiniz..sulara karışan temizlik malzemelerinin paketlerinin arkasında üçgen şekilde 3 ok birleşmiş olduğunu görebilirsiniz yani geri dönüşüm işaretini..daha çok bu tür malzemeleri alırsanız küresel ısınmayı etkilemiş olursunuz..
Mehmet Ali Aşık
14-11-2007, 04:54
'Küresel ısınma tarihin en büyük yalanı'
Weather Channel'ın kurucusu John Coleman, "Küresel ısınma tarihin en büyük yalanıdır" dedi.
Cumartesi, 10 Kasım 2007 11:04
Bir çok ülke küresel ısınmaya karşı alarma geçerken, dünyanın en önemli hava durumu kanallarından Weather Channel'ın kurucusu John Coleman şok bir açıklama yaparak, "Küresel ısınma tarihin en büyük yalanıdır" dedi.
Vatan Gazetesi'ndeki habere göre Coleman, IceCap adlı meteoroloji sitesinde yazdığı makalede şu ifadelere yer verdi: "Birkaç bilim adamı politik hedeflerini gerçekleştirebilmek için iklim verilerini taraflı şekilde yorumlayarak böyle bir fenomen olduğunu ileri sürdü.
Washington'daki dostlarından büyük araştırma fonlarını da bu şekilde almayı başardılar. Küresel ısınma dedikleri şeye insanların yol açtığı da büyük bir aldatmacadır. Gezegenimiz tehlikede falan değil." Yazı iklim uzmanlarının büyük tepkisini çekti.
kuçukamazon
14-11-2007, 16:51
Öncelikle ota-çiçeğe bir gün içinde onlarca yazı yazan arkadaşların böyle önemli bir başlığı önemsemeyip yazı yazmamdıları için kınıyorum...
Küresel ısınma olsun olmasın insanlar doğayı tahrip ediyor ve doğanın kendini düzeltmesi şu aşamadan sonra belki yüzyıllar alır.Bir çam koruluğunun orman olması için 80 yıl gerekiyor.Tropikal yağmur ormanlarıysa 50 yıl alıyor.Bozkırlar bile 20-25 yılda kendine geliyor.Çölleriyse düşünemiyorum bile.
Peki sorarım size insanlar yeryüzünden bir anda şehirlerini, köylerini, kasabalarını, arabalarını uçaklarını kısacası insan yapımı şeyler ve insanlar bir anda yok olsa dünyanın insanlar henüz dünyayı tahrip etmemiş haline dönmesi ne kadar alır?
Ben söyliyim; hiç bir zaman düzelmez!Çünkü şehirler yok olduktan sonra altlarında kalan bitkisiz bölüm erozyona uğrar.Dolayısıyla elimizde kalanı koruyalım.Ya da ormanları yok ettiğimiz yerlerde şehirleşmeden önce yeniden ağaçladıralım.Çünkü şehirleri yıkıp yerine bir daha bitki dikemeyiz.Daha doğrusu ormana çeviremeyiz.
Dünya daha öncede böyle ısındı ama üzerinde biz yoktuk.
Biraz karışık yazdım affola.
Küresel ısınma vardır. Ben sonuna kadar inanıyorum. Ama bahsedildiği gibi insan eliyle değil dir. Bu olay da tamamen dünyanın kendi iç dengeleri ve bulunduğu güneş sisteminden kaynaklanmaktadır.
Ha insan eliyle hiçmi bozulum olmamaktadır. Elbette olmaktadır. Sen insan için de geçerli olan doğal selleksiyon a mani olur, dünya nüfusunu hızla arttırırsan az çok katkın olur.
Rahmetli babam hem yüksek ziraat mühendisiydi hem de meteoroloji mühendisiydi. Kendisine ait bir tezinin kabul görmüş hikayesi kısaca şöyledir.
Bulunduğumuz coğrafya ve yarı kürede 7 yılda bir orta dereceli kuraklık, 33 yılda bir hatırı sayılır derece de kuraklık, 264 yılda bir de çok büyük kuraklıklar yaşanır. Güney yarı küre sellerle boğuşurken Kuzey yarı küre yanar kavrulur.
Bu verdiğim süreler de en alt ve pik değerler var. Yani 7 yıl denin ce akla şu gelmemeli, 6 yıl yağmur ve bereket, 7. yıl kuraklık. Hayır. ilk 3 yıl giderek azalan bir yağışlı süreç, 4. yılda en üst kuraklık, 5-6-7 yıllar da kuraklığın giderek azalması ve yine 3-4 yıllık yoğun yağışlar.
Daha önce dünya nın 4 kere 20.000 yıllık döngülere girdiği, bu süreçler içerisinde şimdi ki manyetik kuzey kutbunun güney ile yer değiştirdiği, bir kaç sefer buzul çağının yaşandığı, gibi gerçekleri ve tespitleri internet de inceleyebilirsiniz.
Küresel ısınma mı dersiniz, dünyanın tüketilmesimi dersiniz bilemem. Ama bir katkınız olsun istiyorsanız 65 yaşından sonra yaşama isteğinizi bırakın, çok üremeyin, çok tüketmeyin, modern hayatın getirdiği elektrik ve manyetik alanlar da yaşamak ve motorlu araçlar kullanmaktan vaz geçin. Daha bir çok vaz geçilecek şey var ya neyse.
Ya da daha önce uzaya yerleşen ve şimdilerde UFO kullanan uzaylılar denilen atalarımızın gelip bizi ihizaya sokmasını ve kurtarmasını bekleyin. Karar sizin))
dronewerq
27-03-2010, 09:24
Küresel ısınma her daim dünyada var olan bir şeydi.Dünya buzul çağına girmeden önce bir çok yanardağın etkisinde kalmış ve daha sonra yanardağdan çıkan kara bulutların gökyüzünü kaplayarak güneş ışığının dünyaya varmasına engel oldu.Böylelikle Dünya kürsel olarak bir soğuma yaşadı bunun sonucunda yüzlerce yıl süren buzul çağı meydana geldi.Buzul çağının bukadar sürmesinin nedeni karın(beyaz renginden dolayı) güneş ışığını yansıtarak dünyanın ısınmamasına sebep olmasıdır.Biz insanoğlu sanayi devriminden buyana küresel ısınmanın doğal hızını kat kat artırmış durumundayız.Küresel iklim değişiklikleri manyetik alan sapmaları(hatta depremler) bunların sebebidir.Yalanlayanların geneli küresel ısınmadan kar sağlayan büyük firmalardır.
Küresel ısınma deyimi aslında biraz kafa karıştırıcı oluyor bu noktada. Şimdi küresel ısınma derken binlerce yıldır (hatta milyonlarca) doğal yollardan yavaş bir şekilde gerçekleşen iklim değişikliğimi kastediliyor, yoksa son 50 yıldır tekniğin gelişmesiyle paralel olarak birden bire aşırı şekilde arış gösteren ısınmaya işaret eden iklim değişikliğimi kast ediliyor? Bunları ayırmak gerekir. Ağır sanayinin gelişmiş olduğu ülkelerdeki üretim artışıyla beraber gelen dünya genelindeki ısınma artışı ortadayken bu durumun tamamen doğal yollardan olduğunu öne sürmek yanlış olur. Bu biraz yaramaz çocukların “ben yapmadım ki, zaten öyleydi” demesine benziyor. Son yıllarda küresel ısınmayı saptamak için çıplak gözle çevrenin gözlemlenmesi bile yeterli oluyor.
Bu gece önemli merkez ve yapılarda elektrikler bir saat sönecek. Avutralya'da başlamış.
http://www.milliyet.com.tr/bu-gece-dunyamiz-kararacak-/yasam/sondakika/27.03.2010/1217079/default.htm?ver=81
İnsan eliyle ısınmanın hızlanmasına inanmak tıpkı ormanların kesilmesi ile karbon çevriminin azalmasına inanmak gibi bir şey. Bir hektar orman 1 birim karbondioksit çevirirlerken, bir hektar lahana,karnabahar(karnı ama yine de karna olsun), ıspanak, yosun, marul gibi bitkiler 5 birim temizliyorlar. Tabi ki teknoloji ve artan nüfusla birlikte insanlığın olumsuz katkısı vardır ama bu çok düşük oranda dır.
Bir pet şişe doğa da 250 ila 700 yılda çözünüyormuş. Peki petrol ya da kömür kaç yılda ve hangi şartlarda oluştu acaba? İnsanlık önce bir çok tanrı, daha sonra da tek tanrı inancına kadar geldi. Ama o dönemde henüz teknoloji ve dolayısı ile insanlık çok gelişmemişti.Şimdiler de ise artık hayatta kalabilme ve üreme dürtülerinin dışına çıkarak kendisini tanrılaştırmaya çalışıyor.
Yakın zamanda parası olana ölümsüzlüğe yakın bir hayat mutlaka sunulacak. Ne çare ki bu sefer de doğa buna izin vermeyecek ve tüketmeye başladığımız, eksilen petrol kaynaklarının yerine bir şekilde şimdi ki insanlık petrole dönüşecek.
Üzerinden 3 milyon yıl geçtiğinde ise yeni canlılar ve insanlar en baştan başlayacaklar. Ben düzenin bu şekilde işlediğine inanıyorum. Bariz delilleri de bunu zaten gösteriyor.
Öncelikle ışıkların söndürülmesiyle küresel ısınmanın önlenebileceğini düşünmüyorum. Belli başlı sömürgen sanayi devletleri var bilinen. Bunlar hem dünyayı kirletirler hem de faturayı başkalarına ödettirirler. Eğer tüketim alışkanlıklarımızı değiştirebilirsek bu iyi bir eylem olur işte.
Geçenlerde belediyenin bastığı dergide görmüştüm. Diyor ki, kanoladan yapma biyoyakıtlı olacakmış bizim otobüsler. Yine bir alışveriş var ama biz hep tüketen...
İnsan eliyle ısınmanın hızlanmasına inanmak tıpkı ormanların kesilmesi ile karbon çevriminin azalmasına inanmak gibi bir şey. Bir hektar orman 1 birim karbondioksit çevirirlerken, bir hektar lahana,karnabahar(karnı ama yine de karna olsun), ıspanak, yosun, marul gibi bitkiler 5 birim temizliyorlar. Tabi ki teknoloji ve artan nüfusla birlikte insanlığın olumsuz katkısı vardır ama bu çok düşük oranda dır.
Dünyanın gerçek akciğeri sebzeler mi oluyor o halde?
Ormanları kesince karbon çevrimi nasıl azalmıyor, onu anlamadım? Karbon nerede depolanıyor o zaman? Fotosentezi kim yapacak?
Orman dediğiniz yer sadece ağaçlar topluluğu da değil ama. Ormanı keserseniz tüm ekosistemi bozarsınız. Kestiğiniz yerde yaşayan bir çok canlı türü yok olur. En başta susuzluk baş gösterir, toprak erozyona uğrar, sel baskını olur, fırtına olur, iklim normalleri değişir, tarım ve hayvancılık olumsuz etkilenir, çevre sağlığı bozulur ve daha aklıma gelmeyen şeyler olabilir... Dolayısıyla ormanı kesince doğanın dengesini bozmuş yani ne kadar çevrim varsa hepsini tepe taklak etmiş olursunuz.
Sevgili Warrior'
Ben ormanlar kesilsin, yerine lahana ekelim durumu kurtarırız demedim. Orman sadece ağaç topluluğuda değildir. Kendi başına ekolojik sistemlerdir.
Benim bu örneği vermemde ki kasıt hiç bilinmeyen ve yanlış yönlendirilerek batılı güçler tarafından bizlere empoze edilen bilgi kirliliğine dikkat çekmekti.
Ben bilimsel bir gerçeği aktardım. Ama siz kişisel inancınızı ve temenninizi yazıyorsunuz. Sizinle orman konusunda tamamen hemfikirim. Ama ormanların karbon çevrimi, faydaları arasında en alt sıralarda. Bize öğretilen yanlışlara artık daha radikal cevaplar verebiliyoruz. Benim amacım da buna dikkat çekmekti.
darkfriairs
28-03-2010, 16:38
Sayın Baylab, lütfen bilimsel gerçek diye bize ateist düşünceleri yutturmaya çalışmayın, ölümsüzlüğe yakın bir sağlık halihazırda ütopik bir düşüncedir, Petrol kaynakları elbet tükenecek, ama hiçbir maddeninde sınırsız olduğu söylenmedi, hava bir şekilde şimdilik temizleniyor, hayvanlar olmadıkça bitkiler olmadıkça hayat zaten olmayacak.
Balbay'ın yazdıklarından Ateizme nası atladınız. Ayrıca isteen ateist de olabilir ve düşüncelerini de söyleyebilir bunda ne gibi bir gariplik görüyorsunuz?
darkfriairs'
Önce yazdığın yazıda ismimi doğru yazarak yazına bir ahlak kazandırmaya çalış. Daha sonra da nasıl bir hastalıklı kafa ile beni ateist yaptın onu bir daha düşün. En sonunda da bir platform da tartışma ve yazışma uslubunu öğren.
Bunlar bittikten sonra da biraz araştırma yaparak ve yazımı dikkatlice okuyarak bana cevap vermek istiyorsan ver. Yok bunlara uymayacaksan bende ona göre uslubumu değiştireyim.
Neye nasıl inandığın seni ilgilendirir. Burada ne beni ne de başkasını yargılayamazsın. Olaylar kişiselleştirilmeye başlarsa sen ve senin gibilere buradan çok uzun cevaplar da vermeye muktedirim.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.