malina
15-04-2013, 14:15
390907
Agaclar.net'e geliş maceranız nasıl oldu?
Yaklaşık 2 yıl önce hayatımda önemli bir dönüm noktasına geldikten sonra, onca acının ve sıkıntının arasında hayatıma giren en önemli değer oldu agaclar.net.
İlk hastalandığımda, Uludağ Üniversitesi’nde yatarken arkadaş ve öğrencilerim, çiçekleri sevdiğimi bildiklerinden saksılar dolusu çiçek getirmişlerdi. Durumum daha kötüleşince Ankara Üniversitesi’ne götürüldüm ve uzun aylar boyu orada yatmak durumunda kaldım. Bu süreçte çiçekleri bir komşumuza bırakmıştı annem. Toplamda 9 aya yakın kaldım hastanede. Eve döndüğümüzde komşudaki çiçeklerin büyük kısmı ölmüş, diğerleri de bakımsızlıktan cılızlaşmış, yaprakları sararıp solmuştu. Onları nasıl kurtarabileceğimi araştırmaya kalktığımda tek başvurabileceğim yer internetti.
Böylece yolum kesişti agaclar.net ile. O dönemde tam yürüyemiyordum, görme konusunda da sorunlar yaşıyor olsam da ekrandaki yazıları dev boyutlara getirerek okumaya, ve bu güzel ortamın bir parçası olmaya başladım.
Burada neler öğrendiniz?
Öncelikle güzelliklerin paylaştıkça çoğaldığı gerçeğinin ispatı olan insanların neslinin tükenmediği gerçeğini gördüm Agaclar.net'te. Sonra araştırdıkça, okudukça; bitkilerle ilgili doğru bildiğim yanlışlarımı düzelttim.
Tohum ekmeyi de, fidan dikmeyi de nasıl yapmam gerektiğini öğrenmek bir yana, tereyağından sirkesine, acı biber reçeline; Güler Abla'nın patatesli böreğinden turşusuna; kuru dalı, mutfaktaki artığı doğaya kazandıran kompostuna; daha önceleri içim cız ederek de olsa çöpe attığım ambalaj atıklarını gerçek anlamda geri dönüşüme tabi tutarak hayatın bir parçası haline getirmeye varasıya dek pek çok konuda ışık tuttu yoluma Agaclar.net.
Diğer üyeler sizden neler öğrendi?
Benim onlardan öğrendiğim pek çok bilginin yanında ne kadar değeri olur bilemiyorum ama umarım yaşam sevincinin insan hayatında ne kadar önemli yeri olduğuna dair paylaşımlarımdan pay çıkaranlar olmuştur kendilerine.
Sizi tanıyalım
1975 Bursa doğumluyum. Şimdilerde kentsel dönüşüm denen saçmalığa ya da mirasçı kavgasına gitmek üzere olan, koca beton yığınları arasında zamana direnmeye çalışan, 45 yıllık bir binada yaşıyoruz. Şehrin göbeğinde olsak da, şimdi betonla kaplanmış olan bahçemizdeki vişne, elma, erik, ayva ağacının meyvelerini yiyerek; dördüncü kata kadar tırmanan asma ve hanımelinin, mis gibi leylakların ve daha nice çiçeğin büyüsünde; toprağın ve yeşilin keyfini sürerek geçti çocukluğum. Rahmetli babaannem, çilekler, sebzeler yetiştirirdi terastaki tenekeler içinde. Kasımpatları hiç eksik olmazdı. Her rengi vardı. Özellikle 10 Kasımlar için özenle bakardı onlara, sonra birer demet toplayıp bize verir, Atatürk’e selam yollardı onlarla. Büyükannemin bahçesinde de bin bir çeşit renk ve lezzet barınırdı. Annem de çok sever doğayı. Kendimi bildim bileli hep hayvanlarımız oldu bizim. Onlarsız bir hayat düşünemiyorum.
Keyifli olduğu kadar zor bir çocukluk geçirdim. Hayat maddi ve manevi pek çok yükü çok küçük yaşlarda yükledi omuzlarıma. Her koşulda ayakta durmayı ve daima gülümsemeyi öğrendim yaşadıklarımla. Sürekli tekrarlayan sağlık sorunlarım vardı. 16 yaşıma geldiğimde, tam da gençliği yaşamam gereken çağda kısmi felç geçirdim. Zorlu bir süreçti. Ama imkansız değildi ve ben uzun süreçli tedavilerden sonra yeniden yürümeye başladım. Solak olduğum ve sol kolumu kullanamadığım halde eğitimime devam etmek istedim. Liseye bu şekilde devam ettim. Yavaş yavaş kolumu, sonra da elimi kullanmaya başlamıştım bu süreçte. Pek çok kişinin “ama hastasın, nasıl yaparsın?” itirazlarına kulak asmadan Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne giderek üniversiteyi orada tamamladım. Gerçek bir sınavdı bu dönem. Defalarca acile kaldırıldım, bir kere kalbim durdu fakat ayaklarım üzerinde durmak zorundaydım.
Hem radyo programcılığı yaparak çalıştım, hem de eğitimime devam ettim. Sürekli sosyal aktivitelerde yer aldım. Amatör olarak tiyatroyla ilgilendim. Çeşitli kişisel gelişim eğitimleri aldım ve çok okudum.
Üniversite bittikten sonra da hayatımı konuşarak kazanmayı sürdürdüm. Diksiyon ve kişisel gelişim eğitimleri vermeye başladım. Hem belediyenin meslek eğitimi kurslarında, hem de Halk eğitim Merkezleri ve çeşitli özel kurumlarda pek çok eğitim verdim. Bilgiyi paylaşmanın keyifli bildiğim için ağaçlar.net’i de böylesine sevmişimdir belki de. Bu arada Büyükşehir Belediyesi’nin dönemsel olarak yayınladığı bir derginin ve web sitesinin yayın editörlüğünü üstlendim. Derginin beğeni toplamasıyla beraber yerel medyadan gelen köşe yazarlığı tekliflerini değerlendirerek, gündeme dair yazmaya da başladım.
Sonra ne mi oldu? Bir gün başım ağrımaya başladı. Öyle yoğun çalışıyordum ki, doktora gidecek vaktim yoktu. Ateşlendim ama yine çalıştım. Gözlerimin önünde bir şeyler uçuşmaya başladı. Bunu takip eden üçüncü gün doktora başvurduğumda sol gözüm tamamen görmez olmuştu, diğerini de kaybetmek üzereydim. Meğer beyin enfaktüsü geçirmekteymişim bu arada. Göz sinirlerim parçalandığı için geri dönüşü olmayan bir süreç oluşmuş. Beyindeki pıhtılarla kalmadı olay. Akciğerlerimde pıhtı oluştu sonrasında. Yaklaşık dokuz ay geçirdim hastanede. Sürekli raporluydum. Doktorlar malulen emeklilik için başvuruda bulunmamı söylediklerinde yıkılmıştım. %83.58 özür oranıyla malulen emekli oldum…
Bunların bir sınav olduğunu düşünüyor ve sınavımı başarıyla atlatmayı diliyorum. Tedavim halen devam ediyor. Ben, insanlar yaşar mıyım diye endişe dolu gözlerle yüzüme bakarken bile gülümsemekten asla vazgeçmedim. Sevginin gücünün üstünlüğüne inanıyorum. O yüzden “loveforlife” ya, o yüzden yaşam için sevgi şart ya!
Zamanınızın ne kadarını bitkilere ayırıyorsunuz?
Bitkiler ve hayvanlar için hayatımda önemli bir zaman dilimini rezerve etmiş durumdayım. Bu zaman diliminin hayatımdaki en keyifli zamanlardan olduğunu da özellikle belirtmek isterim. Ayrıca sanatsal faaliyetlere de mümkün olduğunca zaman ayırmaya gayret ediyorum.
Agaclar.net'te "şu da olsaydı" ya da "olmasaydı iyi olurdu" diyebileceğiniz neler var?
Tek üzüldüğüm nokta, forum kurallarına uymayan üyelerin uyarıldıklarında (özellikle dilbilgisi konusunda) gösterdikleri tepki. Keşke dilimiz konusunda herkes, sadece sitede değil her zaman, her yerde hassas davranabilse.
Diğer üyelere ne tür önerileriniz olabilir?
Burası yüzmeyi bilen için bilgi ve sevginin oluşurturduğu engin bir deniz. Ancak bir bardak suda fırtına koparanlardansanız bu deniz boğar sizi. İşte bu yüzden, siteyi ve forumu kurallarına uygun kullanmanızı ve bu güzel denizin keyfini çıkarmanızı dilerim.
Bitkilerle ilgilenmek sizi nasıl etkiliyor? En çok ilgilendiğiniz türler hangileri?
Saatlerce bıkıp usanmadan bitkilerle ilgilenebiliyorum. Benim için inanılmaz bir terapi oluyor. Çimlenen bir tohum, köklenen bir çelik, açan bir tomurcuk, yaşama sevinci olarak yansıyor ruhuma.
Aslında seçim yapmak çok zor ama özellikle kokulu olanlar başta olmak üzere çiçek açan bitkiler ve henüz çok az çeşidim olsa da sukulentleri beni daha çok çekiyor.
Bitkilerle ilgilenirken yaşadığınız en ilgi çekici, trajik ya da komik olay hangisi?
Bursa’da çiçekçi esnafının bulunduğu caddeye araç girmesi ne yazık ki yasak. Ben bitki aşkına tutuldum tutulalı (ki bu arada kalça kemiğimdeki sorun ve omuz kaslarımın yırtılması nedeniyle çektiğim sıkıntılar vardı) ne zaman evden çıksam oraya uğrayıp taşıyacağımdan fazlasıyla eve dönmeye kalkışım ve eve gelince uzun süre ağrıdan kıvranmama rağmen beni dîvane eden bu aşktan kurtulamamam en garip durum olsa gerek.
Bir başka konu ise yollarda giderken gözümün hep insanların balkonlarında olması. Bazen tek bir saksı yeşilliğin dahi olmadığı öyle büyük balkonlar görüyorum ki … Beni balkonlara bakarken görüp “röntgenci” olarak adledenlerin gözünde komik olabilirim belki lâkin asıl konu yeşili hayatlarından çıkarmış bu insanların trajik durumu bence!
Foruma katıldıktan sonra ileriye dönük planlarınızda değişiklikler oldu mu?
Plan değil de şimdilik hayal diyebiliriz. Kocaman bahçesi olan bir evim olsa, hem bitkilerim, hem de hayvanlarım için bol bol yeri olsa… Dostlarla çardakta bir fincan kahve içmenin keyfini yaşasak… Agaclar.net’ten dostları ağırlasam, ne güzel olurdu değil mi?
Agaclar.net toplantılarına katılıyor musunuz? Gözlemlerinizi yazar mısınız?
İlk kez Ankara toplantısına katıldım. Bursa'dan kalkıp Ankara'ya kadar gitmemin boşa olmadığı ispatlayan bu toplantı "unutulmaz anılar" listesinde baş sıralarda yerini aldı. İkinci katılımım ise Agaclar.net’in 9. Doğum günü toplantısıydı ki, bu toplantıda öylesine güzel insanları yakından tanıma ve sohbet etme şansı bulunca mutluluktan ayaklarım yerden kesilerek döndüm eve. Sağlığım elverdiği ölçüde bundan sonraki toplantılarda da bulunmayı ve mükemmel paylaşımların bir parçası olmayı çok isterim.
Bitkilerle ilgili yararlandığınız ve önereceğiniz kitaplar hangileri?
Bazen Leroy Merlin’e gidip okuma bölümünde bitkilerle ilgili kitaplara saatlerce takıldığım oluyor. Küçük yazılıları okuyamasam da görsellere bakıp, mümkün olduğunca bilgilerden faydalanmak istiyorum. Ayrıca düzenli olmasa da zaman zaman Evbahçe dergisi alıp okuyorum.
Doğa ve çevre ile ilişkisini örnek aldığınız ya da örnek diye gösterebileceğiniz insanlar var mı?
Hayrettin Karaca, her daim beğeniyle izlediğim ve örnek aldığım bir kişi olmuştur. Ayrıca doğa için bir tohum eken, bir fidan diken, hayvanından bitkisine tüm canlıların yaşam hakkına saygı gösteren insanları takdir ediyorum.
Üye olduğunuz diğer forumlar hangileri? Agaclar.net'i onlardan ayıran özellikler ne?
Başka bir foruma üye değilim, kolay kolay olacağımı da zannetmiyorum.
Bitkilerle ilgili mesleki bir eğitim aldınız mı? Almak ister misiniz?
Ben hep insanlara dair eğitimler aldım ve verdim. Lâkin şimdi tüm kalbimle bitkilerle hatta hayvanlarla ilgili eğitimler almayı arzu ediyorum. En azından belediyelerin bu konuda düzenlediği eğitimlere dahi katılsam benim için büyük kazanç olacaktır. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yakın zamanda “bitki zararlılarıyla mücadele” konulu bir kursu başlayacakmış. Bu kursta yer almak istiyorum.
Zamanınızın ne kadarını agaclar.net'e ayırıyorsunuz?
Evde olduğum tüm zamanlarda agaclar.net’teyim. Sabah uyandığımda da, gece uykuya yatmadan önce de agaclar.net daima benimle.
Bitkilerden başka ilgilendiğiniz neler var?
Hayvanlar ve sanat… Kedim, üç muhabbet kuşum, bir sultan papağanım, bir ördeğim, bir horozum, kumrularım, serçelerim var şu an. Elbette sokakta beslediğim canları da unutmamalı. Tiyatroyu çok seviyorum. Vakit buldukça film izlemeye çalışıyorum. Yazmak büyük bir tutku. El sanatları konusunda da farklı tarzlarda çalışmalarım var. Görme konusunda sorunları aşabildiğim ölçüde ipek kozasıyla farklı tasarımlar yapıyorum. Ayrıca eski eşyalara farklı süslemeler kullanarak hayat vermeye çalışıyorum. Ebru, çini, hat ve ebruyu modernize ederek Türk motiflerini çeşitli objelere uyguladığım dekoratif çalışmalarım da var.
Bitki, tohum, çelik paylaşımlarına katıldınız mı? Neler düşünüyorsunuz?
Henüz paylaşılacak çok çeşidim olmasa da elimden geldiğince paylaşmaya çalışıyorum. Bence güzellikler paylaştıkça çoğalır. Çok değer verdiğim insanlardan bana gelen hediyeler ise tarifsiz hazlar yaşattı. Bütün bitkilerim değerli ama bu paylaşımlardan gelenlerin daha özel olduğunu düşünüyorum.
Forumdaki hangi üyeler size olumlu yönde etkiliyor, neden?
Öncelikle benim için değerli birer abla olan iki ismi zikretmem gerekir: SDrul ve Güler… Benim için çok özeller gerçekten de. Mine Pakkaner hocamızın sahip olduğu engin birikimi ve paylaşımlarını da beğeniyle takip ediyorum. Ama genele bakacak olursak agaclar.net ailesinde birçok ablam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım var. İyi ki var! Bu ailedeki her bireyi çok seviyorum…
Gönüllüsü olduğunuz Sivil Toplum Örgütleri var mı? Hangileri?
Zaman zaman çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde görev almış olsam da herhangi bir sivil toplum örgütüyle doğrudan bir bağlantım yok. Ancak dolaylı yollardan bağlantılı projelerde yer aldım.
Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara aktif olarak katılır mısınız, katılmak gerekir mi?
Özellikle hayvan severlerin organize ettiği protestolarda aktif olarak yer almaya çalışırım. Ayrıca hayvanlar üzerinde deneyler yapan markaların ürünlerini kullanmamaya özellikle dikkat ederim. Sokak hayvanları konusunda da çok hassasım. Bunun yanında temizlik ürünlerini kullanırken bunların doğaya verebilecekleri zararları gözardı etmem. Mümkün olduğunca doğaya zarar vermeyeceğini düşündüğüm ürünleri tercih ederim. Toplumsal faydanın söz konusu olduğu her türlü organizasyonda yer almaktan mutluluk duyarım.
TV ve radyoda bu konuları işleyen programları yeterli buluyor musunuz, nasıl olmalı?
Radyoda bu tarz bir programa hiç denk gelmedim. Ama özellikle tarım kanallarında yayınlanan TV programları izliyor ve faydalı bilgiler ediniyorum.
Hobi bahçeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?
"Keşke benim de olsa!" demekten kendimi alamıyorum doğrusu. Betonlaşan dünyadan doğaya kaçarak nefes alabilmek için çok iyi bir fırsat yakalattıkları bir gerçek...
Hepsinden sadece birer tane yazın: En sevdiğiniz;
ağaç: Çınar
çiçek: Maviş
kitap: Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel García Márquez). Artık kitap okuyamıyorum ne yazık ki:-(
şarkı: Dünyayı Güzellik Kurtaracak
müzik grubu/müzik sanatçısı: Yeni Türkü / TSM ve THM alanında çalışan tüm seçkin sanatçılar olarak genelleyebilirim ama Zeki Müren, Zülfü Livaneli ve Edip Akbayram'ı özellikle saymak isterim.
ressam: Claude Monet
şair: Şiiri çok sevdiğim için zor bir seçim... Ümit Yaşar Oğuzcan, Pablo Neruda, Nazım Hikmet, Halil Cibran... Hiçbirine haksızlık etmek istemem. Listem uzar gider.
film: Yine zor bir karar... Sol Ayağım, Schindler'in Listesi, Umudunu Kaybetme, Piyanist...
web sitesi: Elbette ki agaclar.net...
Agaclar.net'e geliş maceranız nasıl oldu?
Yaklaşık 2 yıl önce hayatımda önemli bir dönüm noktasına geldikten sonra, onca acının ve sıkıntının arasında hayatıma giren en önemli değer oldu agaclar.net.
İlk hastalandığımda, Uludağ Üniversitesi’nde yatarken arkadaş ve öğrencilerim, çiçekleri sevdiğimi bildiklerinden saksılar dolusu çiçek getirmişlerdi. Durumum daha kötüleşince Ankara Üniversitesi’ne götürüldüm ve uzun aylar boyu orada yatmak durumunda kaldım. Bu süreçte çiçekleri bir komşumuza bırakmıştı annem. Toplamda 9 aya yakın kaldım hastanede. Eve döndüğümüzde komşudaki çiçeklerin büyük kısmı ölmüş, diğerleri de bakımsızlıktan cılızlaşmış, yaprakları sararıp solmuştu. Onları nasıl kurtarabileceğimi araştırmaya kalktığımda tek başvurabileceğim yer internetti.
Böylece yolum kesişti agaclar.net ile. O dönemde tam yürüyemiyordum, görme konusunda da sorunlar yaşıyor olsam da ekrandaki yazıları dev boyutlara getirerek okumaya, ve bu güzel ortamın bir parçası olmaya başladım.
Burada neler öğrendiniz?
Öncelikle güzelliklerin paylaştıkça çoğaldığı gerçeğinin ispatı olan insanların neslinin tükenmediği gerçeğini gördüm Agaclar.net'te. Sonra araştırdıkça, okudukça; bitkilerle ilgili doğru bildiğim yanlışlarımı düzelttim.
Tohum ekmeyi de, fidan dikmeyi de nasıl yapmam gerektiğini öğrenmek bir yana, tereyağından sirkesine, acı biber reçeline; Güler Abla'nın patatesli böreğinden turşusuna; kuru dalı, mutfaktaki artığı doğaya kazandıran kompostuna; daha önceleri içim cız ederek de olsa çöpe attığım ambalaj atıklarını gerçek anlamda geri dönüşüme tabi tutarak hayatın bir parçası haline getirmeye varasıya dek pek çok konuda ışık tuttu yoluma Agaclar.net.
Diğer üyeler sizden neler öğrendi?
Benim onlardan öğrendiğim pek çok bilginin yanında ne kadar değeri olur bilemiyorum ama umarım yaşam sevincinin insan hayatında ne kadar önemli yeri olduğuna dair paylaşımlarımdan pay çıkaranlar olmuştur kendilerine.
Sizi tanıyalım
1975 Bursa doğumluyum. Şimdilerde kentsel dönüşüm denen saçmalığa ya da mirasçı kavgasına gitmek üzere olan, koca beton yığınları arasında zamana direnmeye çalışan, 45 yıllık bir binada yaşıyoruz. Şehrin göbeğinde olsak da, şimdi betonla kaplanmış olan bahçemizdeki vişne, elma, erik, ayva ağacının meyvelerini yiyerek; dördüncü kata kadar tırmanan asma ve hanımelinin, mis gibi leylakların ve daha nice çiçeğin büyüsünde; toprağın ve yeşilin keyfini sürerek geçti çocukluğum. Rahmetli babaannem, çilekler, sebzeler yetiştirirdi terastaki tenekeler içinde. Kasımpatları hiç eksik olmazdı. Her rengi vardı. Özellikle 10 Kasımlar için özenle bakardı onlara, sonra birer demet toplayıp bize verir, Atatürk’e selam yollardı onlarla. Büyükannemin bahçesinde de bin bir çeşit renk ve lezzet barınırdı. Annem de çok sever doğayı. Kendimi bildim bileli hep hayvanlarımız oldu bizim. Onlarsız bir hayat düşünemiyorum.
Keyifli olduğu kadar zor bir çocukluk geçirdim. Hayat maddi ve manevi pek çok yükü çok küçük yaşlarda yükledi omuzlarıma. Her koşulda ayakta durmayı ve daima gülümsemeyi öğrendim yaşadıklarımla. Sürekli tekrarlayan sağlık sorunlarım vardı. 16 yaşıma geldiğimde, tam da gençliği yaşamam gereken çağda kısmi felç geçirdim. Zorlu bir süreçti. Ama imkansız değildi ve ben uzun süreçli tedavilerden sonra yeniden yürümeye başladım. Solak olduğum ve sol kolumu kullanamadığım halde eğitimime devam etmek istedim. Liseye bu şekilde devam ettim. Yavaş yavaş kolumu, sonra da elimi kullanmaya başlamıştım bu süreçte. Pek çok kişinin “ama hastasın, nasıl yaparsın?” itirazlarına kulak asmadan Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne giderek üniversiteyi orada tamamladım. Gerçek bir sınavdı bu dönem. Defalarca acile kaldırıldım, bir kere kalbim durdu fakat ayaklarım üzerinde durmak zorundaydım.
Hem radyo programcılığı yaparak çalıştım, hem de eğitimime devam ettim. Sürekli sosyal aktivitelerde yer aldım. Amatör olarak tiyatroyla ilgilendim. Çeşitli kişisel gelişim eğitimleri aldım ve çok okudum.
Üniversite bittikten sonra da hayatımı konuşarak kazanmayı sürdürdüm. Diksiyon ve kişisel gelişim eğitimleri vermeye başladım. Hem belediyenin meslek eğitimi kurslarında, hem de Halk eğitim Merkezleri ve çeşitli özel kurumlarda pek çok eğitim verdim. Bilgiyi paylaşmanın keyifli bildiğim için ağaçlar.net’i de böylesine sevmişimdir belki de. Bu arada Büyükşehir Belediyesi’nin dönemsel olarak yayınladığı bir derginin ve web sitesinin yayın editörlüğünü üstlendim. Derginin beğeni toplamasıyla beraber yerel medyadan gelen köşe yazarlığı tekliflerini değerlendirerek, gündeme dair yazmaya da başladım.
Sonra ne mi oldu? Bir gün başım ağrımaya başladı. Öyle yoğun çalışıyordum ki, doktora gidecek vaktim yoktu. Ateşlendim ama yine çalıştım. Gözlerimin önünde bir şeyler uçuşmaya başladı. Bunu takip eden üçüncü gün doktora başvurduğumda sol gözüm tamamen görmez olmuştu, diğerini de kaybetmek üzereydim. Meğer beyin enfaktüsü geçirmekteymişim bu arada. Göz sinirlerim parçalandığı için geri dönüşü olmayan bir süreç oluşmuş. Beyindeki pıhtılarla kalmadı olay. Akciğerlerimde pıhtı oluştu sonrasında. Yaklaşık dokuz ay geçirdim hastanede. Sürekli raporluydum. Doktorlar malulen emeklilik için başvuruda bulunmamı söylediklerinde yıkılmıştım. %83.58 özür oranıyla malulen emekli oldum…
Bunların bir sınav olduğunu düşünüyor ve sınavımı başarıyla atlatmayı diliyorum. Tedavim halen devam ediyor. Ben, insanlar yaşar mıyım diye endişe dolu gözlerle yüzüme bakarken bile gülümsemekten asla vazgeçmedim. Sevginin gücünün üstünlüğüne inanıyorum. O yüzden “loveforlife” ya, o yüzden yaşam için sevgi şart ya!
Zamanınızın ne kadarını bitkilere ayırıyorsunuz?
Bitkiler ve hayvanlar için hayatımda önemli bir zaman dilimini rezerve etmiş durumdayım. Bu zaman diliminin hayatımdaki en keyifli zamanlardan olduğunu da özellikle belirtmek isterim. Ayrıca sanatsal faaliyetlere de mümkün olduğunca zaman ayırmaya gayret ediyorum.
Agaclar.net'te "şu da olsaydı" ya da "olmasaydı iyi olurdu" diyebileceğiniz neler var?
Tek üzüldüğüm nokta, forum kurallarına uymayan üyelerin uyarıldıklarında (özellikle dilbilgisi konusunda) gösterdikleri tepki. Keşke dilimiz konusunda herkes, sadece sitede değil her zaman, her yerde hassas davranabilse.
Diğer üyelere ne tür önerileriniz olabilir?
Burası yüzmeyi bilen için bilgi ve sevginin oluşurturduğu engin bir deniz. Ancak bir bardak suda fırtına koparanlardansanız bu deniz boğar sizi. İşte bu yüzden, siteyi ve forumu kurallarına uygun kullanmanızı ve bu güzel denizin keyfini çıkarmanızı dilerim.
Bitkilerle ilgilenmek sizi nasıl etkiliyor? En çok ilgilendiğiniz türler hangileri?
Saatlerce bıkıp usanmadan bitkilerle ilgilenebiliyorum. Benim için inanılmaz bir terapi oluyor. Çimlenen bir tohum, köklenen bir çelik, açan bir tomurcuk, yaşama sevinci olarak yansıyor ruhuma.
Aslında seçim yapmak çok zor ama özellikle kokulu olanlar başta olmak üzere çiçek açan bitkiler ve henüz çok az çeşidim olsa da sukulentleri beni daha çok çekiyor.
Bitkilerle ilgilenirken yaşadığınız en ilgi çekici, trajik ya da komik olay hangisi?
Bursa’da çiçekçi esnafının bulunduğu caddeye araç girmesi ne yazık ki yasak. Ben bitki aşkına tutuldum tutulalı (ki bu arada kalça kemiğimdeki sorun ve omuz kaslarımın yırtılması nedeniyle çektiğim sıkıntılar vardı) ne zaman evden çıksam oraya uğrayıp taşıyacağımdan fazlasıyla eve dönmeye kalkışım ve eve gelince uzun süre ağrıdan kıvranmama rağmen beni dîvane eden bu aşktan kurtulamamam en garip durum olsa gerek.
Bir başka konu ise yollarda giderken gözümün hep insanların balkonlarında olması. Bazen tek bir saksı yeşilliğin dahi olmadığı öyle büyük balkonlar görüyorum ki … Beni balkonlara bakarken görüp “röntgenci” olarak adledenlerin gözünde komik olabilirim belki lâkin asıl konu yeşili hayatlarından çıkarmış bu insanların trajik durumu bence!
Foruma katıldıktan sonra ileriye dönük planlarınızda değişiklikler oldu mu?
Plan değil de şimdilik hayal diyebiliriz. Kocaman bahçesi olan bir evim olsa, hem bitkilerim, hem de hayvanlarım için bol bol yeri olsa… Dostlarla çardakta bir fincan kahve içmenin keyfini yaşasak… Agaclar.net’ten dostları ağırlasam, ne güzel olurdu değil mi?
Agaclar.net toplantılarına katılıyor musunuz? Gözlemlerinizi yazar mısınız?
İlk kez Ankara toplantısına katıldım. Bursa'dan kalkıp Ankara'ya kadar gitmemin boşa olmadığı ispatlayan bu toplantı "unutulmaz anılar" listesinde baş sıralarda yerini aldı. İkinci katılımım ise Agaclar.net’in 9. Doğum günü toplantısıydı ki, bu toplantıda öylesine güzel insanları yakından tanıma ve sohbet etme şansı bulunca mutluluktan ayaklarım yerden kesilerek döndüm eve. Sağlığım elverdiği ölçüde bundan sonraki toplantılarda da bulunmayı ve mükemmel paylaşımların bir parçası olmayı çok isterim.
Bitkilerle ilgili yararlandığınız ve önereceğiniz kitaplar hangileri?
Bazen Leroy Merlin’e gidip okuma bölümünde bitkilerle ilgili kitaplara saatlerce takıldığım oluyor. Küçük yazılıları okuyamasam da görsellere bakıp, mümkün olduğunca bilgilerden faydalanmak istiyorum. Ayrıca düzenli olmasa da zaman zaman Evbahçe dergisi alıp okuyorum.
Doğa ve çevre ile ilişkisini örnek aldığınız ya da örnek diye gösterebileceğiniz insanlar var mı?
Hayrettin Karaca, her daim beğeniyle izlediğim ve örnek aldığım bir kişi olmuştur. Ayrıca doğa için bir tohum eken, bir fidan diken, hayvanından bitkisine tüm canlıların yaşam hakkına saygı gösteren insanları takdir ediyorum.
Üye olduğunuz diğer forumlar hangileri? Agaclar.net'i onlardan ayıran özellikler ne?
Başka bir foruma üye değilim, kolay kolay olacağımı da zannetmiyorum.
Bitkilerle ilgili mesleki bir eğitim aldınız mı? Almak ister misiniz?
Ben hep insanlara dair eğitimler aldım ve verdim. Lâkin şimdi tüm kalbimle bitkilerle hatta hayvanlarla ilgili eğitimler almayı arzu ediyorum. En azından belediyelerin bu konuda düzenlediği eğitimlere dahi katılsam benim için büyük kazanç olacaktır. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yakın zamanda “bitki zararlılarıyla mücadele” konulu bir kursu başlayacakmış. Bu kursta yer almak istiyorum.
Zamanınızın ne kadarını agaclar.net'e ayırıyorsunuz?
Evde olduğum tüm zamanlarda agaclar.net’teyim. Sabah uyandığımda da, gece uykuya yatmadan önce de agaclar.net daima benimle.
Bitkilerden başka ilgilendiğiniz neler var?
Hayvanlar ve sanat… Kedim, üç muhabbet kuşum, bir sultan papağanım, bir ördeğim, bir horozum, kumrularım, serçelerim var şu an. Elbette sokakta beslediğim canları da unutmamalı. Tiyatroyu çok seviyorum. Vakit buldukça film izlemeye çalışıyorum. Yazmak büyük bir tutku. El sanatları konusunda da farklı tarzlarda çalışmalarım var. Görme konusunda sorunları aşabildiğim ölçüde ipek kozasıyla farklı tasarımlar yapıyorum. Ayrıca eski eşyalara farklı süslemeler kullanarak hayat vermeye çalışıyorum. Ebru, çini, hat ve ebruyu modernize ederek Türk motiflerini çeşitli objelere uyguladığım dekoratif çalışmalarım da var.
Bitki, tohum, çelik paylaşımlarına katıldınız mı? Neler düşünüyorsunuz?
Henüz paylaşılacak çok çeşidim olmasa da elimden geldiğince paylaşmaya çalışıyorum. Bence güzellikler paylaştıkça çoğalır. Çok değer verdiğim insanlardan bana gelen hediyeler ise tarifsiz hazlar yaşattı. Bütün bitkilerim değerli ama bu paylaşımlardan gelenlerin daha özel olduğunu düşünüyorum.
Forumdaki hangi üyeler size olumlu yönde etkiliyor, neden?
Öncelikle benim için değerli birer abla olan iki ismi zikretmem gerekir: SDrul ve Güler… Benim için çok özeller gerçekten de. Mine Pakkaner hocamızın sahip olduğu engin birikimi ve paylaşımlarını da beğeniyle takip ediyorum. Ama genele bakacak olursak agaclar.net ailesinde birçok ablam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım var. İyi ki var! Bu ailedeki her bireyi çok seviyorum…
Gönüllüsü olduğunuz Sivil Toplum Örgütleri var mı? Hangileri?
Zaman zaman çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde görev almış olsam da herhangi bir sivil toplum örgütüyle doğrudan bir bağlantım yok. Ancak dolaylı yollardan bağlantılı projelerde yer aldım.
Doğa ve çevre konularında yapılan protestolara aktif olarak katılır mısınız, katılmak gerekir mi?
Özellikle hayvan severlerin organize ettiği protestolarda aktif olarak yer almaya çalışırım. Ayrıca hayvanlar üzerinde deneyler yapan markaların ürünlerini kullanmamaya özellikle dikkat ederim. Sokak hayvanları konusunda da çok hassasım. Bunun yanında temizlik ürünlerini kullanırken bunların doğaya verebilecekleri zararları gözardı etmem. Mümkün olduğunca doğaya zarar vermeyeceğini düşündüğüm ürünleri tercih ederim. Toplumsal faydanın söz konusu olduğu her türlü organizasyonda yer almaktan mutluluk duyarım.
TV ve radyoda bu konuları işleyen programları yeterli buluyor musunuz, nasıl olmalı?
Radyoda bu tarz bir programa hiç denk gelmedim. Ama özellikle tarım kanallarında yayınlanan TV programları izliyor ve faydalı bilgiler ediniyorum.
Hobi bahçeleri hakkında neler düşünüyorsunuz?
"Keşke benim de olsa!" demekten kendimi alamıyorum doğrusu. Betonlaşan dünyadan doğaya kaçarak nefes alabilmek için çok iyi bir fırsat yakalattıkları bir gerçek...
Hepsinden sadece birer tane yazın: En sevdiğiniz;
ağaç: Çınar
çiçek: Maviş
kitap: Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel García Márquez). Artık kitap okuyamıyorum ne yazık ki:-(
şarkı: Dünyayı Güzellik Kurtaracak
müzik grubu/müzik sanatçısı: Yeni Türkü / TSM ve THM alanında çalışan tüm seçkin sanatçılar olarak genelleyebilirim ama Zeki Müren, Zülfü Livaneli ve Edip Akbayram'ı özellikle saymak isterim.
ressam: Claude Monet
şair: Şiiri çok sevdiğim için zor bir seçim... Ümit Yaşar Oğuzcan, Pablo Neruda, Nazım Hikmet, Halil Cibran... Hiçbirine haksızlık etmek istemem. Listem uzar gider.
film: Yine zor bir karar... Sol Ayağım, Schindler'in Listesi, Umudunu Kaybetme, Piyanist...
web sitesi: Elbette ki agaclar.net...