PDA

View Full Version : Adı Türk, Kendisi Yabancı Petrol Kanunu Yasalaştı




Mehmet Ali Aşık
30-01-2007, 02:33
su ayrintiya dikkatinizi cekerim;

-"Sınırlara 5 km mesafede, tarihi, dini yer veya tesise, su tesisine, bir yol veya umumi geçide 60 metre mesafede, şehir veya kasaba belediye İmar Yasası dahilinde petrol faaliyeti Bakan müsaadesi olmadan yapılamaz"

hükmü yeni yasadan çıkarılmıştır. Yabancı şirketlere ülkemizin her yerinde sınırsız bir biçimde faaliyette bulunma hakkı tanınmıştır.-
Yabanci sirketlere her turlu dogal kaynaklarimizi nerdeyse hibe eden zihniyet en buyuk dusmandir.Bu sirketler maden ,petrol bulmak, suyumuzu satmak icin dogamizi mahvedecekler . Dogamizi zehirleyip ceplerini dolduracaklar . Bu soylediklerim ne abarti nede kuruntudur. Guney Amerika,Afrika,Guney asya da bir çok ulke kuresellesme etiketi altinda
talan edilmistir ve edilmektedir.







Irak'ta savaş/silahla yaptırılanlar, Türkiye'de AKP hükümeti marifetiyle yaptırılmıştır.

Bugün, Latin Amerika'da Venezuela, Bolivya ve Ekvador'da petrol sektörünün kamulaştırılması yönünde önemli adımlar atılırken, ülkemiz ve işgal altındaki Irak'ta petrol sektörünün özelleştirilerek serbestleştirilmesi dikkat çekicidir.

-Ülke içinde üretilen ham petrol ve doğal gaz ile bunlardan elde edilen petrol ürünlerinin, kara sahalarında %65'i ve deniz sahalarında %55'inin "memleket ihtiyacına" ayrılması zorunluluğu kaldırılmış, yabancı şirketlere, ürettikleri ham petrol üzerinde sınırsız tasarrufta bulunma hakkı verilmiştir.

Ürettikleri ham petrol/doğal gazın tamamını ihraç etme hakkı getirilerek, olağanüstü durumlarda bile ülkemizde üretilen ham petrolün ülkemizde kullanılması, "memleket ihtiyacını gözetme" anlayışını ortadan kaldırmıştır.

Petrol sektörünü yeniden yapılandırma adı altında yapılan bir dizi yasal düzenlemelerle, sektörde birbirini tamamlayan bir bütünlükte olan faaliyetler; petrol faaliyetleri ve piyasa faaliyetleri olarak parçalanmış ve ayrı ayrı yasalarla yeniden düzenlenmiştir.
IMF ve Dünya Bankası'nın, özellikle uluslararası petrol şirketlerinin isteği yönünde dayatmasıyla, 4.12.2003 tarihinde 5015 Sayılı Petrol Piyasası Yasası ve 2.5.2001 tarihinde 4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Yasası çıkarılarak, 1954 tarihli 6326 Sayılı Petrol Kanunu'ndaki bazı bölümler bu yasalara dâhil edilmiştir.
Petrol sektörünün en önemli zinciri olan arama ve üretim faaliyetlerini içeren Petrol Kanunu Tasarısı da, 17 Ocak 2007 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda görüşülerek kabul edilmiştir.
1954 yılında Amerikalı Jeolog/Hukukçu Max Bell'in hazırladığı, zaten son derece liberal olan 6326 Sayılı Yasa'da yapılan değişikliklerle;

sektörde tek kamu kuruluşumuz olan TPAO gözden çıkarılmış ve kamu yararından vazgeçilmiştir. Petrol kaynaklarımız ise yabancı petrol şirketlerinin kâr/zarar hesaplarına terkedilmiştir.
TBMM'de yapılan değişiklikle, adı Türk Petrol Kanunu (!) olarak değiştirilen bu yasayla;
-6326 Sayılı Yasada yer alan "Milli Menfaatin Korunması" başlıklı bölüm kaldırılmıştır. Kamu menfaatinin yerini, yerli/yabancı özel şirket menfaatleri almıştır.
-Petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunmak için yapılan başvuruların değerlendirilmesinde, 6326 Sayılı Yasanın temel kriteri olan "talebin milli menfaatlere uygun olması" ölçütü, yasadan çıkarılmıştır. Yani ülke yararını gözetme terk edilerek, uluslararası şirketlere sayısız imtiyaz ve avantajlar sağlanmıştır.
-Yabancı devletlerin doğrudan ve dolaylı bir biçimde idaresinde etkili olabilecekleri şirketler ile yabancı bir devlet için, veya yabancı bir devlet namına hareket eden şahısların, petrol faaliyetlerinde bulunamayacakları, mülk edinemeyecekleri, tesis kuramayacakları hükmü, bu yasadan çıkarılmıştır. Böylece stratejik öneme sahip bir konuda, yabancı devletlerin belirleyici olmasının önündeki engeller de kaldırılmıştır.
Irak'ta savaş/silahla yaptırılanlar, Türkiye'de AKP hükümeti marifetiyle yaptırılmıştır.

Bugün, Latin Amerika'da Venezuela, Bolivya ve Ekvador'da petrol sektörünün kamulaştırılması yönünde önemli adımlar atılırken, ülkemiz ve işgal altındaki Irak'ta petrol sektörünün özelleştirilerek serbestleştirilmesi dikkat çekicidir.
-Ülke içinde üretilen ham petrol ve doğal gaz ile bunlardan elde edilen petrol ürünlerinin, kara sahalarında %65'i ve deniz sahalarında %55'inin "memleket ihtiyacına" ayrılması zorunluluğu kaldırılmış, yabancı şirketlere, ürettikleri ham petrol üzerinde sınırsız tasarrufta bulunma hakkı verilmiştir.

Ürettikleri ham petrol/doğal gazın tamamını ihraç etme hakkı getirilerek, olağanüstü durumlarda bile ülkemizde üretilen ham petrolün ülkemizde kullanılması, "memleket ihtiyacını gözetme" anlayışını ortadan kaldırmıştır.
-Arama ruhsatlarından hektar başına alınan "devlet hakkı" geliri tamamen kaldırılarak, gelir kaybına yol açılmaktadır.
-Türkiye'de üretilen ham petrolden alınan %12,5'lik devlet hissesi oranı, günlük üretim miktarına göre kademeli olarak %2'ye kadar indirilmektedir. Üretimden sağlanan gelirimiz, %50?85 arasında azaltılarak, şirketlerin gelirleri korunmuştur.
Dünyada uygulanan üretim paylaşım anlaşmaları incelendiğinde, durumun vahameti görülecektir.

Örneğin, Azerbaycan üretim paylaşım anlaşmalarından 1998 yılında yapılan Kurdashy Anlaşmasında; petrol paylaşım oranları Azerbaycan devlet şirketi SOCAR %50, Agip %25, Mitsui %15, Repsol %5, TPAO %5 olarak belirlenmiştir. Benzer biçimde pek çok anlaşma bulunmaktadır.
-Denizlerde bulunacak ham petrolün üretiminden alınacak devlet hissesi oranlarının düşürülmesinden sonra, su derinliğine bağlı olarak %30'a ulaşan ilave indirimler getirilmiştir.
Denizlerimizde ciddi ölçüde arama faaliyeti yapılmamıştır. Bu bakımdan denizlerimizdeki hidrokarbon potansiyeli hakkında görüş üretmek zordur.

Ancak Karadeniz'de petrol bulunması durumunda yeni yasada belirtilen yüksek oranlardaki indirimlerle, devletin gelir kaybı yüzlerce milyon dolara ulaşacaktır.
-Petrol işlemi için yurt dışından getirilen gemi ve personel Kabotaj Kanunu'ndan istisna tutulmaktadır. (Lozan kazanımı olan 1926 tarihli Kabotaj Kanunu işlevsiz kılınmaktadır.)
-Türkiye'de çalıştırılacak yabancı personel, ilgili yasalara tabi olmadan serbestçe istihdam edilecektir.
-Doğal afet, savaş, grev ve toplumsal olaylardan dolayı etkilenmelerde üretime ara verilmesi, durdurulması gibi şirketlere geniş inisiyatifler tanınmaktadır.
Emekçilerin grev ve halkın, insan sağlığı ve çevre gibi konularda duyarlılığını belirtmeye yönelik demokratik hak arama yolları bile sınırlandırılmaktadır.
-"Sınırlara 5 km mesafede, tarihi, dini yer veya tesise, su tesisine, bir yol veya umumi geçide 60 metre mesafede, şehir veya kasaba belediye İmar Yasası dahilinde petrol faaliyeti Bakan müsaadesi olmadan yapılamaz"

hükmü yeni yasadan çıkarılmıştır. Yabancı şirketlere ülkemizin her yerinde sınırsız bir biçimde faaliyette bulunma hakkı tanınmıştır.
TPAO'nun özelleştirilmesinin önü açılmaktadır
-TPAO'nun, devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak, özelleştirilmesinin önü açılmaktadır.
-TPAO'nun, petrolle ilgili incelemelerde ve petrol faaliyetlerinin denetiminde Petrol Kanunu'nu yürütmekle görevli PİGM'e yardımcı olma yükümlülüğü bile kaldırılmıştır. Petrol sektöründe uzman olan tek kamu kuruluşumuzun, ülke kaynaklarımızın kamu yararına uygun kullanılmasındaki katkısı göz ardı edilerek, TPAO, yabancı şirketlerle aynı statüde değerlendirilmektedir.
-Devlet adına arama ve üretim faaliyeti yürüten TPAO'nun faaliyete kapalı bölgelerde ve askeri yasak bölgelerde de Bakanlar Kurulu'nun izni ile petrol faaliyeti yapabilme hakkı elinden alınmıştır.
-TPAO'nun, diğer şirketlerden daha fazla arama ruhsatı alabilme hakkı elinden alınmıştır. Ayrıca bir şirketin sahip olabileceği ruhsat adedi ve ruhsat alanı sınırlandırılmamaktadır. Böylece büyük sermayeli uluslararası şirketler lehine ruhsat tekelleşmesi yaratılacaktır.
-Üzerinde arama ve işletme hakkı bulunmayan bir sahanın, işletme ruhsatnamesi için, müzayedeye çıkmadan önce TPAO'ya teklif edilerek, TPAO'ya işletme ruhsatı verilmesi hakkı kaldırılmıştır. Kamuyu gözetme ilkesi terkedilmiştir.

Özetle; bu yasa ile, ruhsat tekelleşmesi, ülke ihtiyacına yönelik ham petrolün de ihraç edilebilmesi, yabancı devlet/özel petrol şirketlerinin ürettiği etmesi ve neredeyse %0-1 oranlarına ulaşan devlet hissesiyle ülkemiz, hem doğal kaynağından hem de yüz milyonlarca gelir kaybına uğrayacaktır.
Halkımız, bu yasanın Türk Petrol Kanunu mu yoksa Çokuluslu Petrol Tekellerini Koruma Kanunu mu olduğunun hesabını elbette soracaktır.

Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına
Genel Başkan
Mustafa Öztaşkın




Mehmet Ali Aşık
12-04-2007, 04:03
6326 Sayılı petrol Yasası

ABD'li bir uzman tarafından DP döneminde, Küçük Amerika sürecinin başlangıç yıllarında hazırlanmıştı ve Menderes Hükümeti tarafından aynen yasalaştırılmıştı.

Hiç kuşkusuz yasa yabancı şirketlerin çıkarlarını koruyacak bir şekilde hazırlanmıştı.

1963/64 yıllarında Türkiye Kıbrıs üzerinden sıkıştırılarak teslim alınmaya çalışılmıştı.

Türkiye'de milli duygular galeyana gelmiş, toplum ve kamuoyu Kıbrıs için hop oturup hop kalkmıştı.

Bu koşullarda heyecanlı ortama ve gündeme Milli Petrol Davası da girmişti.

TPAO ile Shell, Mobil ve BP gibi yabancı şirketler arasında petrol konusunda bir ihtilaf çıkmıştı. Dava Danıştay'a aksetti. Muammer Aksoy TPAO'nun avukatlığını yaptı. Kamuoyunun dikkatleri bu davaya çevrilince Milli Petrol Davası haline dönüştü.

Davanın temelinde 6326 Sayılı Yasa vardı. Bu yasa özünde yabancı emperyalist şirketleri korumasına rağmen TPAO davayı kazandı.

Davayı TPAO kazandı ancak İsmet Paşa Hükümeti de 1964 yılında Amerikan destekli Morrison Süleyman darbesiyle devrilmiştir. Süleyman Demirel, Amerikan Başkanıyla çektirdikleri fotoğrafları halka ve basına servis yapmıştı.

Yabancı petrol şirketleriyle TPAO arasındaki davanın temelinde üretilen petrolün yurt içinde değerlendirilmesi ve memleket ihtiyacına ayrılması zorunluluğu nun kaldırılması, üretimin tamamının yurt dışına ihraç edilmesi hakkı nın getirilmesi yatıyordu.

Bunu o sıralarda Türkiye'yi Kıbrıs üzerinden sıkıştıran emperyalistler becerememişlerdi.

Ancak 17 Ocak 2007 tarihinde çıkarılan yeni petrol yasasıyla 6326 Sayılı Petrol Yasası ortadan kaldırıldı ve yeni yasa, Batılı şirketler lehine, Türklük sadece adında olan, 5574 sayılı Türk Petrol Yasası çıkarıldı.

Her ne kadar veto yese de, Meclis'ten kısmi bir değişiklikle çıkarılan yasa eninde sonunda yürürlüğe girecektir. İşte bu yeni yasada Amerikan emperyalizmi 1963 yılında ulaşamadığı emeline kavuşmaktadır.

Yeni yasada milli menfaatlerin korunması yer almamaktadır. Örneğin eski yasanın içeriğinde bulunan hektar başına alınan devlet hakkı yeni yasada kaldırılıp atılmış, petrol alanı yabancı şirketlere sonuna kadar açılarak devletimize kapatılmıştır.

Şimdi bu yasada ihanet, sadece AKP'ye mi aittir acaba? Komisyonlarda bulunan CHP'li üyelerin katkılarını tarih sormayacak mıdır zamanı geldiğinde?

***

Ne diyordu, teröristlere şehitlik ayarlayan Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir AP'deki konuşmasında:

" Doğudaki yeraltı ve yerüstü kaynaklarının gelirleri belediyelere devredilsin!"

İşte, yeni Petrol Yasasında bu da sağlanıyor. Kuzey Irak İkinci İsrail'in koruyuculuğuna ve federasyona doğru giden yolun taşları böyle böyle döşenmektedir.

Bu da İkiz İhanet Sözleşmelerindeki kerametler'den biridir!

2003 yılında çıkarılan bu yasaların içeriğinde bulunan kendi kaderini tayin hakkı dolaylı olarak hayata geçirilmiş oldu.

Bu yasayla ilgili olarak hazırlanan TMMOB raporunda madde madde petrol konusundaki oyunların perde arkası anlatılıyor.

1. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın sahip olduğu haklar geri alınarak, kamu kuruluşumuz, yerli ve yabancı şirketlerle aynı statüde görülmüştür.

2. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın mevcut yasada bulunan Devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hakkı kaldırılarak, özelleştirilmesinin önü açılmıştır.

3. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın lüzum üzerine petrolle ilgili incelemelerde ve petrol faaliyetlerinin denetiminde Petrol Kanununu yürütmekle görevli Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne yardımcı olma yükümlülüğü kaldırılmıştır.

4. Devlet adına arama ve üretim çalışmalarında bulunan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın, faaliyete kapalı bölgelerde ve askeri yasak bölgelerde de, Bakanlar Kurulu'nun izni ile petrol faaliyeti yapabilme hakkı elinden alınmıştır.

5. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının diğer şirketlerden daha fazla arama ruhsatı alabilme hakkı kaldırılmıştır.

6. TPAO'nun ruhsat sayısındaki avantajlı konumu kaldırılırken, diğer şirketlerin sahip olabileceği toplam ruhsat alanının sınırlandırılmaması sonucu, büyük sermayeli uluslararası şirketler lehine ruhsat tekelleşmesi yaratılacaktır.

7. Üzerinde arama veya işletme hakkı bulunmayan bir sahanın, işletme ruhsatnamesi müzayedeye çıkmadan önce, T.P.A.O'na teklif edilerek, TPAO'ya işletme ruhsatının verilmesine ilişkin mevcut yasa maddesi kaldırılarak, kamuyu gözetme anlayışı terk edilmiştir.

8. AB mevzuatına uyum adı altında; kamu yararını ve sektördeki kamu kuruluşunu önceleyen korumacı yasa maddelerinin mevcut yasadan çıkarılması amaçlanarak, yabancı şirketlere bir dizi kolaylıklar sağlanmıştır.

9. Petrol kaynaklarımızdan alacağımız hissenin önemli oranda düşürülmesi ile yetinilmeyerek, üretilen petrolün yurt içinde değerlendirilmesi ve memleket ihtiyacına ayrılması zorunluluğu kaldırılmış, üretimin tamamının yurt dışına ihraç edilmesi hakkı da getirilmiştir.? (*)

Başka söze gerek var mı?

Milli hükümet kurulur, özelleştirilen stratejik kuruluşlar yeniden kamulaştırıldığı gibi böyle ihanet yasaları da yürürlükten kaldırılır. Bu kaçınılmazdır. Milli güçlerin de refleksleri vardır.

Kaynak: Fatih Özcan - Burdur Gazetesi

ÇeteÇakal
12-04-2007, 22:29
Arkadaşlar burası ağaçların ve ağaçları ilgilendiren konuların konuşulduğu yer sanıyordum. Burası siyaset meydanı mı? Sayın Mehmet Ali Aşık fikirlerinin için siyasi forumlar mevcut...

habibe
12-04-2007, 22:53
Teşekkürler Sn.Mehmet Ali Aşık.

Mehmet Ali Aşık
13-04-2007, 02:29
Sayin cetecakal soylediklerinizde bir yerde haklisiniz elimden geldigi kadar agaclar nette siyaset yapmamaya çalisiyorum. Benim hiç bir parti veya siyasi goruslede alakam yok sadece golunde doga sevgisi olan Atatürk ve Cumhuriyet'in degerini bilen birisiyim. Dikkat ederseniz formun bu bolumu "doga, cevre, ekoloji gıda hukuk ve politikaları" adini tasiyor .

Petrol sirketlerinin ozellikle uçuncu dunya ulkelerinde yaptiklari çevre tahribatini bir arastirin.Ve yeni yasada bu sirketlere taninan haklara goz atin. Agaçlarda doganin ve çevrenin bir parçasi. Siyasi ve ekonomik nedenlerde çevre , agaç katliami yapildigi zaman ne yapacagiz ? susacak miyiz? zaten herkes susuyor bu konularda !

Yukarda yazilanlar sizi niye rahatsiz etti anlayamadim. Yazdiklarimdan tek rahatsiz olan siz degilsiniz. Neyse gonlunuzu rahat tutun artik siyasetle alakali yazmayacagim forumda elimden geldigi kadar.

malina
13-04-2007, 10:38
Forumumuzda Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları (http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=18) adlı bir bölüm vardır. Siyaset geniş bir kavram... Sitenin içeriğine uygun ve bu içeriğe yakın konularda yazmak için açılmıştır.

Dikkat edilmesi gereken, buranın bilgilendirme amaçlı olduğu... Okuyanlar kendi düşüncelerini oluşturacaklardır...

memet
13-04-2007, 20:00
Agaçlar sitemizin, politika kahvehanesi bile var. Konumuzu ilgilendiren siyasi gelişmelere de duyarsız kalmıyoruz. Dikkat etiğimiz siyasi tartışmalar haline getirmemek konuları. Farklı görüşlere sahip arkadaşların olması, onların çeşitlil konularda fikirlerini söylemesi çok doğal.

malina
13-04-2007, 20:13
Politika kahvemiz var ama doluluk olarak diğer kahvenin yüzde biri bile değiliz :)

Çay kahve servisine mi başlasak ne yapsak :)

ÇeteÇakal
13-04-2007, 21:20
"Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilmeyecek olan yalnızca Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış olan bir köye gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ne demek olduğunu orada görüp öğrenirsiniz." TASSO İtalyan şair

ÇeteÇakal
13-04-2007, 21:24
Arkadaşlar ben şu an aktif siyasetle uğraşan biriyim ve bir gün de bu o kadar çok yanlı haber, meyiili tartışmalar, sizi ister istemez bir tarafın parçası yapan konferanslar, sizi dinlediğiniz bir tartışma sonrası karşı tarafa düşman eden sataşmalar.... ve daha niceleriyle karşılaşıyorum ki. Peki bu karşı taraf kim? Tabi ki biraz önce çay kahve içtiğim diğer arkadaşım. Bu mudur siyaset? Bu mudur politika? Dışarıdan gelen o kadar çok etken bizim üzerimizde oyun oynuyor diyorsunuz. Eyvallah her zaman arkanızdayız. Ama içimizdekiler hakkın o şucu bu şucu bu bilmem ne vakfının üyesi bu amerikalılarla anlaşma yapmış şu ruslardan para almış. Birbirimizi bölmeyelim birbirimize arka çıkalım. Ben ülkemi insanlarımı çok seviyorum. Ben ülkemin tek bir bilek, tek kuvvet olmasını istiyorum...

memet
13-04-2007, 21:26
Konuya şu açıdan bakmalı.
Küresel ısınmadan sözediliyor, bazı bilimadamları da buna karşı çıkıyor, hem bilimsel, hem politik bir durum, iki bakış açısı da bizi ilgilendiriyor. polemik haline gelmediği sürece.

eskimo
14-04-2007, 12:33
Bu yasa çıkmadan önce Tony Blair'in ülkemizi ziyaret etmesi akıllarda soru işareti bırakmıştı.
Yasa milli menfaatlere tamamen aykırı ve bu yasayı çıkaranların bir gün yüce divanda yargılanacağı muhalefet tarafından dile getirildi.
Bu aşamada bilgilenmekten ve beklemekten başka yapabileceğimiz pek birşey yok galiba.

malina
14-04-2007, 13:29
Arkadaşlar ben şu an aktif siyasetle uğraşan biriyim ve bir gün de bu o kadar çok yanlı haber, meyiili tartışmalar, sizi ister istemez bir tarafın parçası yapan konferanslar, sizi dinlediğiniz bir tartışma sonrası karşı tarafa düşman eden sataşmalar.... ve daha niceleriyle karşılaşıyorum ki. Peki bu karşı taraf kim? Tabi ki biraz önce çay kahve içtiğim diğer arkadaşım. Bu mudur siyaset? Bu mudur politika?

En azından agaclar.net yönetiminde aktif siyasetle uğraşan olmadığını biliyorum. Üyeler arasında sizden başka biri var mı haberim yok.

Net olan bir şey var. İlk duyduğumuza inanmak istemiyoruz. Madalyonun öbür tarafı da gösterilmeli. Bu bölümün amacı, farklı fikirler hakkında bilgi sahibi olmak istememiz.

Bundan endişe etmenize gerek yok: sizi ister istemez bir tarafın parçası yapan konferanslar, sizi dinlediğiniz bir tartışma sonrası karşı tarafa düşman eden sataşmalar...

Bir konuda yazarken, karşı tarafı inanmaya zorlayan üslupta yazan da, yazılana düşman üslubuyla cevap veren de önce uyarılır sonra forumla ilişkisi kesilir.

Bu forumda, sadece adam gibi bilgilenmek ve konu üzerinde adam gibi konuşmak istiyoruz!

ÇeteÇakal
14-04-2007, 15:31
Bölücülüğe değil paylaşımcılığa ve birlikteliğe her zaman eyvallah. Yazdığım mesajlar okunursa her zaman bu konudan bahsettiğim anlaşılır. Bu sitede siyasete gerek olduğunu düşünmüyorum ve yapılmasına karşıyım. Bu site ağaçlar sitesi, yeşilin sitesi , gönlünü doğaya verenlerin sitesi. Bu sitede adının da verdiği yücelikle herkesindir. ****** konular açıklanacak ve tartışılacak. Biz bunları istiyoruz. Biz hayatımızın her kısmında bölünmüşlük yaşarken, bari ağaçlardan bahsederken tek parçadan bahsetmek istiyoruz ve bunu yapıyoruz...

Mehmet Ali Aşık
23-04-2007, 03:04
merhaba agaclar net!
sayin cetecakal aktif sisayetle ugrasan birisi olarak agaclar nette bu konulara girilmesine karsi oldugunuzu soylemissiniz.Eger bu forumda sadace agaç,çiçek,böcek gibi konularla ilgili iseniz " Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları " kismina girmezsiniz olur.Aslinda sizin gibi aktif siyasetle ilgilenenler ,avukatlar,hakimler vs. çevre ile ilgili yasal yonden yardimci olabilir.Benim temennim agaçlar.net'in dogayi korumak için sivil toplum kurulusuna benzer bir yapiyada sahip olmasi.
Bu sitede siyasette gerekli çunki siyasetçilerimiz rant ugruna ormanlarimizi gozden çikarabiliyor,tarlada çiftcinin tohum saklamasini suç haline getiren yasalari kabul ediyor.

ÇeteÇakal
23-04-2007, 15:21
Sayın Memet Ali Aşık;
Konu açtığınızdan beri maaşallah akıl vermekte üzerinize yok. Polemik yapılacak bir forum değildir burası. Eger birşeyler söylemek isterseniz özelime yazabilirsiniz. Hala daha ısrar ediyorum burası siyaset yapılacak bir site değildir, olmamalıdır. Çevreyi siyasetçilerden korumaya gelince o işi hakkıyla yaptığıma inanıyorum, kimin ne yaptığını ne için uğraştığını bilmeden yargılamayın ve ikili polemiğe girmeyelim lütfen...

memet
23-04-2007, 15:51
Arkadaşlar doğayı, konumuzu ilgilendirdiği ölçüde politikalara kayıtsız değiliz.

Birbirine aykırı da olsa görüşlerin konuşulmasına açığız. Ama farklı düşünceleri savunanların konuyu polemiğe çevirmesine ve farklı üsluplarla tartışmaya çevirmesine hoş bakmıyoruz.

Malina yukarda özetlemişti tavrımızı.

Mehmet beyin petrol yasası konusunda görüşlerini muhakkak üyelerimiz merak edeceklerdir. Ama bu arada "milli güçlerin reflekleri" ile çok farklı anlamlara gönderme yapılması konuyu aşıyor gibi.
Yoksa altın başlığında olduğu gibi, petrol başlığında da farklı görüşlerin açıklanması polemik üslubuna dönmedikçe sakınca yaratmaz.
Birbirimize fikirlerimizi anlattıkça ayrılığımız değil, yakınlığımız artar.

malina
23-04-2007, 16:18
Hala daha ısrar ediyorum burası siyaset yapılacak bir site değildir, olmamalıdır.

İzin verirseniz, agaclar.net içinde yer alacak politikanın sınırlarını forum yönetimi belirlesin...

DarkYES
23-04-2007, 16:19
Tamam o zaman şöyle bir şey yapalım.

Sayın cetecakal baştan bu yana "siyaset yapılmasın" bence burada diyorsunuz doğru mu? (doğruysa devam edin yok ben bunu söylemiyorum derseniz buradan sonrasını dikkata almayın)

Belki basite indirgediğimi düşünebilirsiniz ama Çok basit bir tanım:
Siyaset:
1 . Politika,
2 . Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış.

Politika:
1 . Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyaset, siyasa.

(TDK alıntıdır.)

Hepimiz üç aşağı, beş yukarı bu kelimenin anlamını biliyoruz. Peki hemen sormak isterim, bu konunun ilk iki mesajındaki 2 mesajı baştan sona siyasi midir? İlk iki mesajın neresi özellikle buram buram siyaset kokmaktadır? İlk iki mesajın belirli bölümlerinde siyaset yapılıyorsa bu bölümleri ayıklayabilir misiniz ya da en azından bir iki alıntı yapmak suretiyle bize tam olarak hangi bölümlerin siyaset yapılmamalı demenize sebep olduğunu gösterebilir misiniz?

Kimse beni tanımak, bilmek zorunda değil ama iyi kötü forumdaki bazı üyeler ne derece apolitik olduğumu bilir :)
Ben de bazı söylemlerimle "politik" davranmakla suçlanmışımdır ama unutulmamalı ki bir fikriniz varsa bazen siz özellikle yapmasanız da "sözde" ya da özde belirli bir siyasi görüşü savunan bir kitle ile aynı şeyi söylüyor olabilirsiniz. İşte böyle bir durumda unutulmamalı ki önemli olan görüşün kimin fikrine yakın olduğu değil kişinin asıl söylemek istediğinin esas alınmasıdır. Aksi halde zaten pek çok fikrin yazıya-söze döküldüğü günümüzde ister istemez "herkesi" yaftalamış oluruz/olursunuz.

Bu durumda -cevap verip vermemesi kendi bileceği iştir- Mehmet Ali Aşık'a "siyasi" görüşünü sorabilir ya da bu yazdıklarını yazma sebebinin "siyasi görüşü/tarafı" dolayısıyla olup olmadığını ya da bu yazdıklarını doğrudan "siyasi görüşü" nden olabildiğince yatılmış bir halde "doğa ve çevre" adına duyduğu kaygı sebebiyle mi yazmış olduğunu sorabilirsiniz.

Saygı, sevgi.

Bıyıklı
23-04-2007, 17:26
Çok faydalı, bilgilendirici bir başlık. Ülkemizde geçirilen her kanunun ayrıntısını, özellikle yabancılara fayda sağlayan kanunları öğrenmek, incelemek hepimizin hakkıdır. Bu tür bilgilendirmeleri önlemeye çalışan herkesi kınıyorum. Sansürcülük insanlık için en büyük ayıptır.

Konu hk. yorum yapmayacağım çünkü yapılmayacak kadar ne olduğu belli, daha ötesi ağır suçlamalar ve siyaseti getirecek bir konu. Mehmet Bey paylaşımınız için, forum yönetimine de bu tür konuları seviyeli konuşmamıza, okumamıza izin verdikleri için teşekkürler.

Mehmet Ali Aşık
24-04-2007, 04:39
Herkesin gorusune saygisi olan birisiyim . Forumda fikir alisverisi de tarsimalar da dogaldir .Benim hic bir siyasi parti ve gorusle alakam yoktur.Forumda alinti yaptigim haber ve yorumlarda yazarin goruslerinden ibarettir.
Su anki hukumetin yaptigi yanlislara kizip feryat ettigim zamanlarda az degildir!Burda siyasette lazim dedigim zaman Dogayi ve Bizi etkileyen yasalarin politikalarin hakkinda bilgi sahibi olmak fikrimizi beyan etmekten soz etmisimdir.

eskimo
26-04-2007, 12:48
Yabancıların gözü aydın, Petrol yasası bir aya kalmaz yürürlüğe girer.

malina
26-04-2007, 12:56
Biz de "bunları konuşsak mı konuşmasak mı"yı tartışırız :)

eskimo
26-04-2007, 13:42
Ben,ülkemizin ve halkımızın menfatine olmayan yasaları, siyasi ve politik açıdan konuşabilme demokratik hakkımı kullanabilir miyim?
Zira demokrasi diye diye bu günlere geldik, geleceği düşünmek bile istemiyorum.