PDA

View Full Version : Atatürk Orman Çiftliği’nde (AOÇ) yeni dönem




malina
16-01-2007, 23:02
Atatürk Orman Çiftliği’nde (AOÇ) yeni dönem başladı. Bugüne kadar plansız olan AOÇ’de Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edilen planla tanımsız alan kalmazken, bugünkü çimento fabrikasının bulunduğu bölgedeki verimsiz tarım alanında 840 dönüm üzerine dünyanın en büyük ve en modern hayvanat bahçelerinden birisi oluşturulacak.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in başkanlığında yapılan Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AOÇ planı ele alındı. AOÇ planı, İmar ve Bayındırlık Komisyonu’ndan geldiği şekliyle oy çokluğu ile onaylandı.

-ONAYLANAN PLAN-

Büyükşehir Belediye Meclisi’nde görüşülerek kabul edilen plana göre, bugüne kadar herhangi bir planı bulunmayan AOÇ arazisi ilk kez plana kavuşmuş oldu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek yasayla AOÇ’la ilgili plan yapma yetkisinin Büyükşehir Belediyesi’ne bırakıldığını, yapılan çalışmalar sonucunda da Çiftlik arazisinin üst ölçekli 1/25 bin ve koruma amaçlı 1/10 bin ölçekli planlarının yapıldığını belirtti.

Planlar yapılırken Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ile Atatürk Orman Çiftliği Yönetimi ile koordineli çalışıldığını, hazırlanan planların Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na sunulduğunu belirten Başkan Gökçek, planların Koruma Kurulu’nun onayından sonra Büyükşehir Belediye Meclisi’ne taşındığını söyledi.

-NELER YAPILACAK-

Gökçek, bugüne kadar herhangi bir planı bulunmayan Çiftlik arazisinin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin onayladığı planla plansızlıktan kurtulduğunu ve tanımsız alanın kalmadığını bildirdi.

Kabul edilen planla AOÇ içindeki Hayvanat Bahçesi’nin bugünkü çimento fabrikasının bulunduğu verimsiz bölgeye taşınacağını, yeni Hayvanat Bahçesi’nin yaklaşık 840 dönümlük bir alana kurulacağını bildiren Gökçek bu konuda şunlardı söyledi:

“Amacımız, dünyanın en büyük ve en modern hayvanat bahçelerinden birisini kurmak. Bu amaçla geniş bir alan gerekiyordu. Biz kurulacak bu geniş alanı verimli tarım arazisi üzerinde kurmak istemedik. Bu nedenle Hayvanat bahçesini bugünkü yerinden alarak verimsiz tarım arazisi bölgesi olan Çimento Fabrikası alanına taşıyacağız. Ve orada muhteşem bir safari park yapacağız. Hayvanlar kafesler içinde değil de doğal yaşam alanına benzer geniş alanlarda barınacak.
İçerisinde yaklaşık 500 kadar golf arabasıyla dolaşabileceksiniz. Burada pek çok hayvanın gösteri mekanları olacak. Filler, yunus balıkları, atlar, köpekler ve daha pek çok çeşit hayvan. Ayrıca bu hayvanlar, değişik yapılardaki yerlerde gösteriler yapacak.

Ayrıca Hayvanat Bahçesi’ni gezmeye gelen vatandaşlarımız, geniş cam kafesler içerisindeki vahşi hayvanları da görebilecek. Etrafı camla kaplı bu kafesleri vatandaşlar, arabalarını durdurup, çok yakından izleyebilecek.”

-YENİ YOLLAR AÇILACAK-

AOÇ planında kent ulaşımına katkı sağlayacak yol önerileri de geliştirildi. Celal Bayar Bulvarı’nın devamında Gazi Mahallesi girişinden demiryollarını üsten geçip, demiryollarına paralel 40 metre genişliğinde bulvar oluşturulacağını belirten Gökçek bu bulvarın Etimesgut Zırhlı Birliklere kadar uzanacağını ve batı yakasının trafiğinde büyük rahatlama sağlayacağını belirtti.

Aynı şekilde bölge trafiğini rahatlatmak amacıyla Demetevler’den AŞTİ’ye uzanan 25 metre genişliğinde açılması düşünülen bir caddenin de planda yer aldığını belirten Gökçek, halkın çokça şikayetlerine neden olan Hobi Bahçeleri’nin kaldırılacağını, AOÇ içinden geçen Ankara Çayı’nın rehabilite edileceğini ve etrafının bölge parkı olarak düzenlenip Ankara Halkının kullanımına sunulacağını da söyledi.

-“HEDEF 5 YILDA TAMAMLAMAK”-

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Atatürk Orman Çiftliği Projesi’ni 5 yılda tamamlamayı hedeflediklerini söyledi. Gökçek, AOÇ’nin bir kısmını 2008 yılında açabileceklerini ifade etti.

AOÇ’nin, Hayvanat Bahçesi ile birlikte 300 milyon dolarlık bir proje olduğunu belirten Başkan Gökçek, “Ama bunu 5 seneye yayacağız. Bu dönemi ve önümüzdeki dönemi kapsayacak. Kısmet olur mu, olmaz mı? Onu da kesin kestiremiyorum ama 2008 sonuna doğru bir kısmını hizmete belki açabiliriz. Ancak hayvanat bahçesine yönelik çalışmalar 5 sene sürecek” diye konuştu.
AOÇ ve Tarım Bakanlığı ile sözleşme yapıldıktan sonra proje çizdireceklerini belirten Gökçek, Proje çizimini dünyada söz sahibi olan bir firmaya yaptırmayı hedeflediklerini belirterek, “Gelişigüzel bir proje çizilsin istemiyoruz. Proje çizildikten sonra da hayvanat bahçesinin yapımına başlayacağız” dedi.

Haber Merkezi (http://www.ankara-bel.gov.tr) Ocak 2007




malina
16-01-2007, 23:18
P A N E L

AOÇ'NİN GELECEĞİNİ TARTIŞIYORUZ
TARİH : 23 OCAK 2007 SALI
YER : ANKARA BAROSU EĞİTİM MERKEZİ, IHLAMUR SOK. NO:1 KIZILAY

14:30 Açılış Konuşması; Av. Emre Baturay Altınok (Ankara Barosu Kent ve Çevre Kurulu Başkanı)

14:40 1.Oturum

Doç.Dr. Güven Arif Sargın (ODTÜ Mim. Fak. Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi ve M.O. Ankara Şubesi 2. Başkanı) (Oturum Başkanı)
Doç. Dr. Hülagü Kaplan (Gazi Ü. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi)
Doç. Dr. Şükran Şahin (A.Ü. Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Öğretim Üyesi)
Yrd. Doç. Baykan Günay (ODTÜ Mim. Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi)
Dr. Çiğdem Varol (Gazi Ü. Müh. Ve Mim. Fak. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi)
Nejdet Topçuoğlu (Başbakanlık Devlet Denetleme Kurulu Üyesi)

16:00 - 16:20 Ara

16:20 2.Oturum

Ethem Torunoğlu, (TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şube Temsilcisi) (Oturum Başkanı)
Nimet Özgönül (TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı)
Gökhan Günaydın, (TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı)
Zafer Şahin, (TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı)
Ayşegül Oruçkaptan (TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Başkanı)
Av. M. Fevzi Özlüer (Ankara Barosu Kent ve Çevre Kurulu Başkan Yardımcısı)

18:00 Kokteyl

ANKARA BAROSU
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Ankara Şubesi
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

Hasan Lalezar
03-02-2007, 09:36
Görüşlerimi siyasi olarak değerlendirmeyin ama Gökçek'in yaptığı yeşillendirme projelerinin çok masraflı ve bu masrafın hakkını verebilir boyutta olmadığını düşünüyorum. Ve nedense her seferinde işin sonunda bir rant elde edilecek alanlar oluşuyor. Yani "o verimsiz tarım arazilerinin" etrafındaki bazı arazilerin birileri tarafından alındığı ve o kişilerin aldığı arazilerin etrafının güzelleştirilmesine çalışıldığını düşünüyorum.

murat dedecık
03-04-2007, 00:30
Haberler


Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Atilla Koç'a Koruma Kurulları sorusu 13.03.07
13 Mart 2007





TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA


Aşağıdaki sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı sayın Atilla KOÇ tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.



Opr. Dr. Canan ARITMAN
İzmir Milletvekili


Kültür ve Turizm Bakanlığı kurul temsilcisi olarak atanmak üzere, Üniversitelerden (ismen) öğretim elemanı talep etmektedir.Şehir Planlama Ana bilim dallarında çalışan, ancak şehir plancısı olmayan üyelerin koruma kurullarına "şehir plancısı" üye kadrosundan atanması hukuken sakıncalı bir durumdur."Plan onama ve yapma" yetkilerine sahip değildirler. Bu tür üniversite akademik personelin durumu ile ilgili olarak;

1. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu yönetmeliği , 2002 yılında değiştirilmesine rağmen "şehir planlamacısı" lisans diplomasına sahip olmayan ve üniversitelerin şehircilik dallarında görevli ya da emekli herhangi beş öğretim üyesinin, yeter şart olarak getirilmesini, kurulların teknik kapasitesini zayıflatıcı bir etken olarak düşünüyor musunuz?
2. Kurulların üzerindeki siyasi baskıyı azaltmak amacıyla Yönetmeliğin değiştirilmesine rağmen bu baskının hala devam ettiğini düşünüyor musunuz?
3. Son dönemde, Bakanlık temsilcisi olarak, isme talep yöntemi ile; ne kadar "şehir plancısı" olmayan Bakanlık temsilcisi, Üniversiteler kanalıyla, yeni kurul üyeliklerine atanmış, kaç kurul üyesi görevinden alınmıştır?
4. İlgili Bakanlık temsilcilerinin, kurul içindeki sayısının , son dönem uygulamalarla artırılarak, "salt çoğunluğun" üzerinde olmasını demokratik buluyor musunuz?
5. Koruma Kurullarını siyasi baskılardan uzak tutmak adına kendi içlerinde özerk kurullar haline getirmeyi düşünüyor musunuz?
6. Şehir plancısı "lisans diploması" ve/veya Y.Ö.K tarafından onaylı bir "denklik" belgesine sahip olmayan, ilgili şehircilik anabilim dalında çalışan, Bakanlık temsilcisi olacak öğretim elemanları için; Kurul üyeliğine atama kriteri olarak, "lisans diploması"nın önşart olarak getirilmesi yönünde; Üniversitelerin ilgili Şehir Planlama Bölüm Başkanlıklarına bir genelge göndermeyi düşünüyor musunuz?



Geri


Bu web sitesi bir ytm hizmetidir.

Yücel Özlem
02-05-2007, 00:17
Atatürk Orman Çiftliğinin bir envanteri var mı acaba. Bu isim neleri ifade ediyor. Mündericatı ve müştemelatı nelerden ibarettir. Buna dair tatminkar bir bilgiye raslıyamadım. Ancak Can Dündarın haber verdiğine göre; (http://www.milliyet.com.tr/2007/04/29/yazar/dundar.html) Ata'nın fotoğrafları konusunda, yeni bir çalışma daha yapılmış.


İşte Atatürk'ün bilinmeyen fotoğrafları
Çankaya günışığına çıkmamış fotoğrafları toplayıp yayımladı

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Köşk'e veda etmek üzere olduğu bugünlerde yedi yıldır sürdürdüğü bir çalışmayı yayımladı: "Atatürk Terekesi" çalışması altında Atatürk'ün tüm eşyaları belgelenip kayıt altına alındı; bu liste, Ata'nın bulunan tüm fotoğraflarıyla birlikte arşive kazandırıldı

Geçen yıl bir araştırma için Çankaya Köşkü'ne gittiğimde görmüştüm bu fotoğraflardan birkaçını... Doğrusu hayretler içinde kalmıştım.
İnsan bunca yıl Atatürk ve yakın Türkiye tarihi üzerine belgeseller yapınca arşivlerdeki görsel malzemeye kısmen aşina oluyor.
Bunlar, hiç görmediğim karelerdi.
Nitekim Çankaya'daki yetkili söz konusu fotoğrafların, Köşk'ün özel fotoğrafçısı tarafından çekilen ve bugüne dek yayımlanmayan pozlar olduğunu söyledi.
O günden beri heyecanla bu arşivin açılacağı günü bekliyordum.
O gün, -biraz da manidar bir şekilde- tam Ahmet Necdet Sezer'in Köşk'ten ayrılacağı aya denk geldi.
Ve Atatürk'e ait 26 bin fotoğraflık arşiv günışığına çıkarıldı.

Nasıl derlendi?
Süreç, Sezer'in Köşk'ü devraldığı
2000 yılında başladı.
Basında Atatürk'ün bazı eşyalarının kayıp olduğu yolunda haberler yayımlanıyordu. Müzayedelerde Atatürk eşyaları, fotoğrafları, mektupları satışa çıkıyordu.
Köşk'te kaydı bulunan eşyalar bir başka il müzesinde saklanıyordu.
O zaman fark edildi ki, devletin elinde bir "Atatürk envanteri" yoktur. Yani hangi kurumda Ata'ya ait ne olduğunun kaydı tutulmamıştır.
Kargaşa oradan kaynaklanmaktadır.
Bunun üzerine bir "Atatürk envanteri" (yeni deyimle "tereke"si) oluşturabilmek için seferberlik başlatıldı.
Çankaya önce kendi kayıtlarını inceledi. Köşk'ün emekliye ayrılmış arşiv yetkilileriyle konuşuldu. Kendisinden geriye kalan özel anı ve fotoğrafları ile giysileri dahil tüm malvarlığı, 3. Sulh Hukuk Hakimliği'nce kayıt altına alınmıştı.
1937 sayfalık bu arşiv açıldı; bilgisayara girildi.
Listedeki eşyaların peşine düşüldü.
İlgili tüm kurumlara yazı yazıldı. Yurttaşlara duyuru yapıldı.
Ellerinde Atatürk'e dair ne varsa bildirmeleri istendi.
Ve zaman içinde cevaplar gelmeye, bağışlar yağmaya başladı.

Ortaya çıkan eşyalar
Görünen oydu ki, eşyaların çoğu kayıt altındaydı.
Saptanan hemen tüm eşya, kardeşi Makbule Hanım dahil herhangi bir mirasçısına bırakılmadığı için, doğrudan halka ve devlete kalmıştı.
Makbule Hanım kendisinde kalan eşyaları da, isteyen kuruluşlara bağışlamış, bu eşyalar 15 ayrı kuruma dağılmıştı.
Mesela İstanbul Belediyesi'nin elinde bu yolla bağışlanmış 62 parça Atatürk eşyası vardı.
Köşk'teki eşyaların bir kısmı Anıtkabir'e, Ziraat Bankası'na, Türk Ocağı'na, belediyelere veya başka kurumlara gönderilmişti. Onlar da sergileyemedikleri eşyaları başka kurumlara yönlendirmişlerdi.
O arada bazı değerli eşyalar da dağılmış gitmişti. Örneğin Atatürk'ün tek daktilosu Konya Müzesi'ne yollanmıştı.
Ona ait bir yorgan, Adapazarı Müzesi'nden çıkmıştı.
Kitapların bir kısmı Türk Dil Kurumu'nda, Türk Tarih Kurumu'nda, il halk kütüphanelerindeydi.
Köşk, bu çalışma sonunda kaydı bulunan eşyaların bir dökümünü yaptı ve geçen hafta tüm bunları "Atatürk Terekesi" başlıklı bir kitapla yayımladı.

Sürpriz fotoğraflar
Fotoğraflara gelince...
Aynı şekilde Köşk'teki fotoğraflar, albümler tarandı.
300 fotoğraf bulundu.
Sonra ilgili kurumlara yazıldı. Onlardan ellerindeki fotoğraf malzemesini yollamaları istendi.
TRT'den Ordu Foto Film'e, Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nden Anıtkabir'e kadar devlet kuruluşlarından gelen fotoğraflar arşive eklendi.
Özel arşivler açıldı.
81 il valiliği yanı sıra 30 farklı kişi ve kurumdan 26 bin 604 fotoğraf derlendi.
Cemal Işıksel, Weinberg gibi önemli fotoğrafçıların albümlerinin yanı sıra gazete arşivleri ve Sipa Press gibi dünyanın itibarlı fotoğraf ajanslarının koleksiyonları da tarandı.
Çok kıymetli cam negatiflere ulaşıldı.
Bu arada Köşk'ün görevlileri müzayedelere katılıp bazı fotoğraflar satın aldılar.
Yedi yıllık bu çalışmanın sonunda 57 bin karelik dev bir arşiv oluşturuldu.
Buradan en iyi fotoğraflar ayıklandı.
Nerede, kaç yılında, kim tarafından çekildiği araştırıldı.
Fotoğraf derleme çalışması sırasında değişik arşivlerde farklı bilgilerle yeralan bazı fotoğraflara ait gerçek bilgiler ortaya konduğu gibi, kimi fotoğrafların öncesi ve sonrası da belgelenerek öyküler tamamlanmış oldu.
Ve fotoğraflar Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından Atatürk'ün 125'inci doğum yıldönümü anısına iki CD'de toplandı.
"Atatürk Terekesi", "Atatürk'ün Kitaplığı", "Atatürk'ten Kültürel Miras: Çankaya Köşkü Halıları" da kitap haline getirildi.
Şimdi Köşk, yedi yıllık bir dev çalışmayı bitirmiş ve Atatürk'ün arşivini nihayet belgelemiş olmanın huzuru içinde yurttaşlardan ya da kurumlardan gelecek yeni bağışları bekliyor.

Sofra şefinin objektifinden
Çalışmanın en önemli sürprizi bir özel arşivden çıktı:
Köşk'te Atatürk devrinde 13 yıl sofra şefi olarak çalışan ve Ata'nın büyük güvenini kazanan İbrahim Ergüven, görev yaptığı süre içinde sürekli fotoğraf da çekmiş ve bunların negatiflerini 1938'den 2003'e kadar 65 yıl saklamıştı.
Köşk müracaat edince, 103 yaşında ölen Ergüven'e ait 65 makara fotoğraf Çankaya'ya bağışlandı. Bunlar tab edildi. Ve Atatürk'ün hiç görülmemiş fotoğrafları böylece ortaya çıkarıldı.
Bazı örnekleri bu sayfada ilk kez yayımlanan 2 bin 300 fotoğraflık bu koleksiyon, Köşk arşivinin en nadide parçalarını oluşturdu.
Can Dündar Ada

AOÇ veya diğer eşyaları konusunda ayrıntılı bir çalışma var mı acaba.