View Full Version : Hayvanlara İşkence Konusunda Lütfen Tepkinizi gösterin
Seri katiller üzerinde yapılan bir araştırma; Hepsinin küçükken hayvanlara işkence yaptığını ortaya çıkarmış.
Lütfen bir mail de siz yollayın.
+18 VAHET! (MELEK OLDU) G.Antep'te Gzleri Oyulup ukura Atlan Bebek Hakknda Dileke - Hayvansever Gazetesi (http://hayvansevergazetesi.com/haber_detay.asp?haberID=4162)
Bir de bu habere bakın...
Moskova Halkına sevgiler...
https://www.facebook.com/profile.php?id=1850521159#!/photo.php?fbid=323025244414897&set=a.180356018681821.61246.180337182017038&type=1&theater
Sûz-i Dilârâ
18-03-2012, 15:31
Ben de dilekçeleri yolladım. Diyecek hiç bir şey bulamıyorum.
Şimdiye kadar böyle bir serzenişte bulunmamıştım ama ağaçlar.net'teki üye arkadaşlar olması gerektiği kadar ilgili değiller bu tür konulara... En azından bir dilekçe o da kopyala yapıştır yoluyla hiç zor değil, belki uyuşuk, vurdumduymaz makamları kımıldatabiliriz...
Her şey saksıdan, ağaçtan, çiçekten ibaret değil bir de hayvan dostlarımız var onları ihmal etmeyelim.
kelebek çalısı
18-03-2012, 15:33
Sn. agozce,
ilk mesajda linkini paylaştığınız vahşet haberi ile ilgili olarak bir türlü kendime gelemediğimden hala nutkum tutulmuş durumda.
Söyleyecek kelime dahi bulamıyorum, cümle kurmak bir yana dursun. Düşündüğüm yegane şey şu ki, nasıl medeni bir toplum olacağız?
İçim acıyor çünkü neden böyle bir toplum olduğumuz ve neden medeni bir topluma doğru gelişemediğimiz ve neden asla tamamen gelişemeyeceğimiz konusunda hangi dinamiklerin etkili olduğunu ve bunların kökten bazı konular olduğunu düşünerek, bu durumun kolay kolay aşılamayacağına olan inancım gittikçe artıyor.
Şiddet bazı toplumlarda eğlence ve zevk unsuruna dönüşmüşse, orada medeniyetten bahsetmek mümkün değildir. İlkel bir toplumuz hala!
Ve,
benim için bir hayvanın hayatı, bir insanın hayatından daha az değerli değildir.
kelebek çalısı
18-03-2012, 15:49
İkinci mesajınızda geçtiğiniz haberin linkine gelince, bu konuyla ilgili çeşitli video haberlere de bir göz attım ve Rus halkının kitap okuma seviyesinin ne kadar yüksek olduğunu, halkın ne kadar fakir ve zor durumda dahi olsa evinde bir köpeği beslediğini, yaşamı ortaklaşa paylaştıklarını bildiğimden inanın hiç şaşırmadım.
Sûz-i Dilârâ
18-03-2012, 15:52
Kapkara bir cehaletin tam ortasında yaşıyoruz...
Valla arkadaşlar artık hayvanlar benim için insanlardan çok daha önemli.
Çünkü İnsanlar, insan olma özelliklerini kaybetmiş artık. Hayvanlar ise aynı doğallıklarında ve özünü koruyor..
Öğlen gördüm mesajınızı. Ağladım... Gözümün önünden gitmiyor fotoğraf, yine gözlerim doluyor...
Geçen hafta haberlerde bir insan bozuntusunun minibüsüyle, iki kuruş para kazanabilmek için el arabasıyla hurdacılık yapan garibanın üzerinden isteyerek nasıl geçtiğini görüp dehşete düşmüştüm. O adam kaza diye iki günde salıverilmiş, kamera görüntüleri ortaya çıkınca, adam öldürmeye teşebbüsten yeniden içeriye alınmış. En çok 6 ay yatar çıkar herhalde... Üzerinden geçtiği gencin ise beli kırılmış, omzunda, kaburgalarında da kırıklar var.
O kamera görüntüsü gözümün önünden gitmiyordu, şimdi bu yavrucağızın hali...
Kimbilir sokakta yürürken, kafede, çay bahçesinde, otobüste otururken kaç acımasızla karşılaşıyoruz? İyi bir insan olarak yetiştirmeye çalıştığım evladımın, bir gün o acımasız, vicdansızlarla karşılaşmasından o kadar korkuyorum ki...
İnanılır gibi diğil.O minicik yawruya bu kötülüğü yapana isim bulmakta zorlanıyorum.Resmi görüncesi baktım baktım dehşetee kapılmamak mümkün diğil.Nasıl kıyarsınız miniciik bi bebek o.Aklım almıyor düşündükçe diyorum nasılda acı çekmiştir..kendi dilinde yapmayın demiştir,ama o vicdansız(laR) aldırış etmemişler..böyle olduguunudüşünmekte acımı kat ve kat artırıyor..merhamet duygusundan yoksun ,insandan herşey beklenir..
Yavrucak melek olmuşta bu zalimleriin elinden kurtullmuş..
Ne demişler kork ALLAH'tan korkmuyandan....
Güzin Çakar
18-03-2012, 20:12
Sayın agozce,
Dilekçe de yazarım, imza da atarım ama o sayfaya bir daha giremem,o fotoğrafı bir daha görmeyi kaldıramam. Görür görmez sayfadan kaçtım.Sizden dilekçeyi buraya kopyalamanızı veya özelden göndermenizi istesem çok şey mi istemiş olurum.
İnsan denilmeyi haketmeyen yaratıkların yaptıklarını aklım almıyor.
Harun Parlak
18-03-2012, 21:16
Önce son meseajı sonrada tüm mesajları okudum. O sayfaya nasıl gideceğim diye de korkmaya başladım.
TV lerde haberlerde buna benzer haberler çıkınca genelde başka kanalara geçiyorum. Gerçi kafamızı kuma gömmek gibi oluyor ama diğer türlüde içimiz acıyor.
Hayvan haklarına saygı ve işkencecilere tepki diye yazılıp görseller kaldırılmış olsa tepki daha mı az olur dersiniz. Burada toplu bir imza kampanyası başlatılıp topluca gönderilemez mi.
Ya da sayfadaki vahşet sansürlense.
Sûz-i Dilârâ
18-03-2012, 22:13
Ben hayvan hakları ve çevre konularında ağaçlar.net olarak hep birlikte hareket etmemiz gerektiğini düşünürüm baştan beri. Sayımız azımsanacak ölçüde değil, girmeyenleri saymasak bile foruma düzenli giriş yapan üye sayısı bile bir taşı yerinden oynatacak sayıda. Güçlü bir STK oluşturabiliriz.
Bu vahşete bakamadım bile...
Ağaçlar net. olarak toplu bir kampanyanın, diğer sosyal paylaşım sitelerine duyurularla daha çok kişiye ve dolayısıyla amaca ulaşabileceği düşüncesindeyim. Ben (iki adres haricinde) tüm adreslere kampanya dilekçesini yolladım.
Allah beni bunları yapanlarla karşılaştırmasın derim hep...
Kendime hakim olabilecek mantığı yitirebilirim sanıyorum.
Bu hayvanlar o kadar savunmasız lar ki!
Hepsi sıcak yatacak bir yer ve bir lokma yiyecek umudunda. Hele bir de onları biraz sevdiniz mi değmeyin keyiflerine. Kapınızda yatar hepsi.
Bu kış ülkenin her yeri çok soğuk geçti. Sokak hayvanları için ise hayat daha da zor oldu.
Ben bu vahşetin bir benzerini bir gün bizlerin de bilmeden yapmasına engel olmak için buradan bir uyarıda bulunmak istiyorum.
Bu kış 2 aylık yavru bir kedi, çalışmayan arabanın kayışına aracın çalışmasıyla patisinin birini kaptırdı. Soğuktan kendini korumak için orada yattığını araç sahibi tabii ki bilemezdi.
Ama ben tüm araç sahiplerine; araçlarını çalıştırmadan önce arabalarına ses çıkartacak şekilde vurmalarını, altta bir hayvan varsa eğer onun kaçması için bir süre beklemelerini rica ediyorum.
Yavrumuz kangren olasılığıyla, sağ arka bacağını kalçadan kaybetti. Bir hafta küvözde yoğun bakım ünitesinde tuttuk. Yavrucuk sanki hep üç bacaklıymış gibi oyunlar oynamakta. Ama buna sebep olduğunu düşünen araç sahibi vicdanen ömür boyu rahatsız olacak.
Hepimizin başına gelebilecek bu olayı lütfen dikkate alalım.
??????...... Çok çok üzgünüm. Ağlamamında bir önemi yok. Yaratılmış tüm canlıların içinde en üstünü insan. Ama bir insan böyle yapmaz, yapamaz ,merhamet ve şevkatlidir insan. Allahtan korkar. Yani kendini insan diye tanıtan bir kişi bunu yapmamalı. Lütfen imza için resimlerin olmadığı bir adres rica etsem bende.
(Fotograflara bakamak istemeyenler için dilekçe örneği..)
Aşağıda örneği verilen dilekçeyi, kopyala yapıştır yöntemiyle ekledikten sonra ADINIZI VE TC. KİMLİK NUMARANIZI lütfen aşağıdaki adreslere gönderiniz. Ad ve kimlik no yazılmayan dilekçeler kabul olmamaktadır. ÜSTTEKİ RESİMLERİN HEPSİNİ DE EK OLARAK YA DA KOPYALA YAPIŞTIR YÖNTEMİYLE GÖNDERİNİZ. Bilgilerinize arz ederim.
15.03.2012
KONU: GAZİANTEPTE İŞKENCE GÖREN KÖPEK HAKKINDA (Mailinizde konu kısmına yazılacak)
Sayın Yetkili
Gaziantep'te savunmasız hayvanlara yapılan şiddet, işkence gittikçe artmaktadır. Vahşet ve saldırganlık kime, neye yönelik olursa olsun aynıdır. Hayvanlara eziyet edebilen kişi canlılara karşı sevgiden yoksundur ve her zaman insanlara da zarar verme potansiyeline sahiptir. Çocuklarımıza daha küçücük yaştan itibaren insan, hayvan tüm canlıları sevmeyi, korumayı, onlara merhamet duymayı, her canlının yaşam hakkı olduğunu ve bunun önemini anlatamamışsak, bizler suçluyuz. Vahşeti göre göre vahşileşen; acımasızlığı göre göre acımasızlaşan, şiddeti göre göre şiddet uygulayan, ölümü izleye izleye öldürmeyi doğal karşılayan çocuklarımız gelecekte nasıl birer yetişkin olacaklardır.
Sokaklarda yaşayan hayvanlarımızın yaşam alanlarını bizler işgal ettik, her yeri betonlaştırdık. Bir parça ekmek için sokaklarda kilometrelerce yürüyen sahipsiz hayvanları tarihte biz evcilleştirdik şimdi sokaklarda görmek istemiyoruz.
Gaziantep halkından bu konuda merhamet ve duyarlılık bekliyoruz.
Aşağıdaki fotoğraflarda işkence gören köpek ve Valiliğe, ilgili tüm kurumlara gönderdiğimiz dilekçemiz yer almaktadır.
Ayrıca, bu konu Medya, sivil toplum örgütleri, partiler, kurumlar, müftülükler, muhtarlıklar ve tüm birimlere iletilmiştir.
İsim soyisim
T.C Kimlik No:
Tarih: 15.03.2012
Konu: Gaziantep’te işkence gören köpek hakkında çalışmalar yapılması.
GAZİANTEP VALİLİĞİ MAKAMINA
Aşağıda fotoğraflarını göreceğiniz köpek, Gaziantep’te kimliği bilinmeyen kişi ya da kişilerce işkence görmüş, canlı canlı gözleri oyulmuş ve Telekom çukuruna atılmıştır. Son haftalarda hayvanlara yapılan şiddet, işkence artmıştır. Bölgede başarılarıyla adından söz ettiren Gaziantep’te hayvanlara işkencenin yaygın olması hem toplum hem de yöneticiler açısından, utanç ve üzüntü kaynağı olmalıdır. Hayvana bu şekilde işkence yapanlar, toplumun arasında dolaşmaktadırlar. Belki de bundan sonraki kurban bir çocuk, kadın veya yaşlı bir insan olabilir. Benzer olayların tekrar yaşanmaması için, bu vahşeti yapanların bulunması, konuyla ilgili tüm birimlerin bölgede çalışma yapması gerekmektedir.
Köpeğin ihbar edildiği bölge Osmangazi Mahallesi, polis evi ve çocuk hastanesi civarındadır. Gaziantep Barınağı görevlilerince bölgeden alınan köpek kısa bir süre sonra ölmüştür.
Biz, hayvan hakları savunucuları olarak, bu vahşeti yapan kişilerin bulunması için, öğrenebileceğimiz bilgileri, ilgili birimlerle paylaşacağız.
Bu olaydan yola çıkarak;
1. Gaziantep İl Çevre Ve Orman Müdürlüğü denetim elemanlarının, Belediye yetkililerinin, Gaziantep Emniyet Müdürlüğünün konu hakkında soruşturma başlatıp, istihbarat çalışmalarının yapılmasını,
2. Polis evi ve hastanede bulunan mobesa kayıtlarının incelenmesini,
3. Gaziantep Müftülüğünün bu bölgede ve tüm camilerde şiddete karşı ve ayrıca hayvanların yaşam haklarına ilişkin düzenli vaaz vermesini,
4. Milli Eğitim Müdürlüğünce, şiddete eğilimli çocukların yoğun olduğu bölgelerde bulunan okullarda hayvan hakları konusunda eğitsel çalışmalar yapılmasının sağlanmasını,
5. Hayvanlara işkence eden kişi veya kişilerin tespit edilerek adli ve idari işlem başlatılmasını ve cezalandırılmalarını talep ediyoruz.
Müracaatımıza ilişkin 4982 ve 3071 sayılı yasalar gereği bilgi ve cevap verilmesini emir ve müsaadelerinize saygılarımla arz ederim.
İsim soyisim
TC KİMLİK NO:
TELEFON:
EMAİL:
DAĞITIM; Bimer, Orman ve Su İşleri Gaziantep Şube Md, Büyükşehir ve ilçe belediyeleri, Kaymakamlıklar, Emniyet müdürlüğü, yerel basın
•
GÖNDERİLECEK ADRESLER
bim@gaziantep.gov.tr,
•
gaziantep@cevreorman.gov.tr,
•
mahmut.karatepe@gmail.com,
•gaziantepmem@meb.gov.tr,
•yemliha.aksoy@gaziantepsaglik.gov.tr,
•gaziantep@egm.gov.tr,
• gaziantepcbs@adalet.gov.tr,
•bim@gantep.bel.tr,
• gesob@gesob.org.tr,
•ecelik@beyzasayfagazetesi.com,
•bizdevarizgazetesi@gmail.com,
•info@gaziantep27.net,
•gaziantep27@gaziantep27.net,
•info@gaziantepdenge.com,
•gaziantepdenge@gmail.com,
•dogusgazetesi27@mynet.com,
•haber@gazeteekspres.com,
•info@gaziantepgapgazetesi.com,
•info@guncelgazete.com,
•info@gaziantepgunes.com,
•info@gaziantephakimiyet.com,
•gaziantephakimiyet@gmail.com,
•olaytv@olaymedya.com,
•info@gaziantepolusum.com,
•info@gaziantepsabah.com,
•gaziantepsabah@yahoo.com,
•info@gundem27.com,
•haber@kent27.com,
•info@metropolgazetesi.com.tr
•info@parantezgazetesi.com,
•info@telgraf.net,
•info@yenicizgihaber.com,
•bilgi@yesilnizip.com,
•
''Eğer aç ve kimsesiz bir köpeği alıp bakar ve rahata kavuşturursanız sizi ısırmaz. İnsan ve köpek arasındaki temel fark budur.'' -Mark Twain-
Sn. AGOZCE öncelikle size ve bu konuya destek veren tüm arkadaşlara teşekkür etmek istiyorum.Dün olayın dehşetiinden ve üzüüntüden yazamadım..
Hep eğitim diyoruz ya aileden yetiştirme tarzı çok önemli.Burada Elazığ'ın hepsi diğilsede çoğu kesiim en azından benim yaşadığım ilçede hayvanlara karşı eziyet içerisiindeler..minicik çocuklar bile köpekleri taşlamaktalar.Boynuna ip bağlayıp bi harabe evee kilitlemekteler...kulaklarını kesiyolar..neymiş kesincesi çok daha iyii duyarmış..hemen hemen her çocugun elinde bi köpek özellikle yazın..ben elimden geldiği kadarı ile müdahale etmeye çalışıyorum..fakat hepsine yetişmem mümkün olmuyor..ve bu yaptıklarından keyif alıyorlar..taşlıyolar anneside yanında gülüyorr.. yapma yavrum diyeceğine bide gülüyomusun diyosun pişkin pişkin bide sana sırıtıp nolcak ki deniyor..kime neyi anlatacagını bilemiyosuun en son ALLAH'tandamı korkunuz yok diyosun sadece bakmakla yetiniyolarr.Hayvancıklar o kadar canlarından bezmişler ki yiyecek veriyosun taşa alışıncası algılıyamıyolar yemek verdiğimizii.İnanın hiç kimseye zararları yok ,ama sürekli şiddet gördüklerinden zaman zaman onlarda savunma mekanizması olarak havlaya biliyolar.Çok üzücü..bak bak ağla nereye başvurursan vur hayvan diğilmi gibii bi zihniyet gelişmiş burada... söleyecek söz çokda duyan yokkk..
gülenmelek
19-03-2012, 08:47
Aslında, hem yazacak o kadar çok şey var, hem de yazacak hiç birşey yok.
Dünya döndükçe, var oldukça kötüler de maalesef o-la-cak !
Seri katiller üzerinde yapılan bir araştırma; Hepsinin küçükken hayvanlara işkence yaptığını ortaya çıkarmış.
Lütfen bir mail de siz yollayın.
+18 VAHET! (MELEK OLDU) G.Antep'te Gzleri Oyulup ukura Atlan Bebek Hakknda Dileke - Hayvansever Gazetesi (http://hayvansevergazetesi.com/haber_detay.asp?haberID=4162)
Facebook sayfamdan tüm arkadaşlarıma duyurdum. Ne kadar çok imza ve dilekçe olursa o kadar etkili olur (!) diye düşünerek...
Söylenecek söz çok, yazılacak yazıda çok ama.....bazı olaylarda her ikiside bitiyor. "Allah yardımcımız olsun"
kelebek çalısı
19-03-2012, 12:15
Hayvanlara karşı yapılan eziyet ve işkence davranışlarını uygulayan kişilerde aslında altta yatan sebebin aile içi şiddet öyküsü olduğuna inanıyorum.
Bu işkenceyi yapanların da büyük ihtimalle küçük yaştaki çocuklar olması muhtemeldir.
Bir hayvana şiddet uygulayan çocuk aslında evinde gördüğü, şahit olduğu veya direkt olarak yaşadığı şiddeti yansıtmaktadır aslında. Hayvanlara zulum uygulamak, güç ve gücü kontrol etmek isteği ile birincil olarak bağlantılıdır.
Kendisini haksızlığa uğramış, hayal kırıklığı ve öfke içinde kalan çocuk, bu yaşadığı travmdadan kaynaklı duygularını yansıtacak bir arayış içine girer, artık ancak bir kişiyi veya bir hayvanı domine etmeye çalışarak kendisini güçlü ve kendine güvenli hissedebilecektir ve bu şiddeti etraflarında kendilerinden daha korunmasız olan bir varlığa, bir hayvana karşı uygulama yoluna gider.
Evdeki şiddet, çocukların hayvanlara karşı gösterdiği şiddetin arka bahçesidir.
Bu olayların ardında aslında sebepleri çok derinmiş gibi görünen, fakat travmatik geçmişlerinden kaynaklanan psikolojik bozukluk içindeki insanların var olduğunu hepimiz biliyoruz, görüyoruz.
Toplumda, aramızda yaşamaya devam ettikleri sürece, her canlı, her an tehdit altında ne yazık ki.
Herşey anne ve babada bitiyor. Ruh sağlığı bozuk nesiller yetişiyorsa, ruh sağlığı bozuk ebeveynler bunun tek sorumlusudur.
Toplumun çöküş içinde olduğunun göstergesi işte bu belirtilerdir.
ilksenozturk
19-03-2012, 12:55
bir psikologun yazısını okumuştum çok önceden bir gazetede,
şiddet konusu ile ilgili çalışmaları olan bir psikolog.
aile içi şiddet problemleri karakol- mahkeme vb kurumlara yansımış ailelerin çocukları üzerinde bir çalışma yapmış,
çalışmada 2-5 yaş arası çocuklar kullanılmış
önlerine bir kalem ve üzerinde yavru kedi, köpek resimleri olan kağıtlar verilmiş
bu çocukların istisnasız hepsi öfke ile kalemi alıp hayvan resimlerinin üzerini karalamış, gözlerini delmeye çalışmış, kağıdı yırtarcasına ve hınçla çizmişler, çizmişler, çizmişler...
istisnasız hepsi...
psikolog yazısında 'öfkelerini boşaltıyorlardı, büyük bir sinir ile yapıyorlardı bunu' diye çocukların halini ifade ediyordu.
konuyla birebir ilgili değil ama bize hayvana şiddetin çok büyük şeylerin göstergesi olabileceğini gösteriyor
kelebek çalısı
19-03-2012, 13:22
bir psikologun yazısını okumuştum çok önceden bir gazetede,
şiddet konusu ile ilgili çalışmaları olan bir psikolog.
aile içi şiddet problemleri karakol- mahkeme vb kurumlara yansımış ailelerin çocukları üzerinde bir çalışma yapmış,
çalışmada 2-5 yaş arası çocuklar kullanılmış
önlerine bir kalem ve üzerinde yavru kedi, köpek resimleri olan kağıtlar verilmiş
bu çocukların istisnasız hepsi öfke ile kalemi alıp hayvan resimlerinin üzerini karalamış, gözlerini delmeye çalışmış, kağıdı yırtarcasına ve hınçla çizmişler, çizmişler, çizmişler...
istisnasız hepsi...
psikolog yazısında 'öfkelerini boşaltıyorlardı, büyük bir sinir ile yapıyorlardı bunu' diye çocukların halini ifade ediyordu.
konuyla birebir ilgili değil ama bize hayvana şiddetin çok büyük şeylerin göstergesi olabileceğini gösteriyor
Sn. ilksenozturk,
bence tam da konu ile alakalı bir konuda, paylaştığınız bu örnek olay ile konuyu pekiştirmiş oldunuz. Sağolunuz.
Çocuk sahibi olan ebeveynler, eğitimciler, yakın akraba ve çevrelerinde küçük çocukların davranış ve ruh hallerini yorumlayan sorumluluk sahibi herkes bu konuda taşın altına elini koymalı. Bir şekilde sorumluluk duygusu ile eğer böyle bir şiddeti çocukta yakalarsa, zaman kaybetmeden harekete geçmeli.
Küçük yaşta düzeltilmesi gereken bu sağlıksız davranışlar için zaman geçtikçe eller kollar bağlı kalabilir. Bu travmatik bozukluklar, ruhlardan silinmeyebilir.
Bizler çocukların gözünde rol model olabileceğimizi bildikten sonra, bu bilinç düzeyinde olan yetişkinlerin şekillendireceği çocukların hayvansever, doğasever, hümanizma duygusu gelişen, sorunlarını konuşarak çözmeyi öğrenmiş çocuklar yetiştirmesi zor olmamalı.
Tepki göstermek illa ki her zaman legal yollara başvurmak veya fanatikçe hayvan koruma derneklerine kayıt yaptırmak değildir. Sıradan her insanın yapabileceği bir şeyler var.
Önce kendimizi eğitelim. Sonra çevremizi.
Saygılar.
Sorunun temelinde insanın sevgisizliği ve bu sevgisizliğin sonucunda hiç bir zaman insan olma yetilerini geliştirememesi yatmakta bana göre.
İnsanı sevmeyen kişiden bir başkasını ya da doğayı, hayvanı sevmesi beklenemez.
Bu tarz insanlar öyle çok ki çevremizde.
Hayvanlar onlara pislik yaratıklar olarak tanıtılmış. Pist, hoşt, kışt sözlerine bir de yüzlerindeki o ekşimiş, çirkin ifadeyle birleştirdiklerini gördüğümde artık bu tür insanları tanıyorum diyebilmekteyim.
Bu insanlarla mücadele çok zor. Bu insanlar nerde yetişmiştir diye soruyorsunuz kendinize.
Aileler genelde, hayvan sevgisi kavramından uzak büyütmüş bu insanları.
Bu da ister istemez kişilik bozukluğu yaratmış. Böyle insanlar maalesef toplumun her kesiminde mevcut.
Falanca cins (marka) hayvanını gezdiren bir doktorun sokak hayvanına sadece yanlarına geldi diye tekme attığını da gördüm. Sabah akşam köpeğini "itina ile" gezdirmektedir bu doktorumuz. Sadece kendi köpeği özeldir, cinstir egosunda içimizden biridir işte. Eğitimine yakışmayacak saçma sapan açıklamalar yapar zırvalar karşınızda. Onun inadına kendi köpeği, sokak köpeğiyle arkadaş olmak ister.
Bu insana ne verilebilir sizce? Eğitimi tam ve görüntüde mükemmel bir aile geçmişine sahip.
Tek sorunu; hayatındaki her "şeyin" maddi bir karşılığı olması gerektiği fikri öğretilmiş ona. Pahalı aldığı cins köpeği onun malını, canını korumak içindir. Her ilişkinin bir çıkara dayalı olması gerektiği meselesi kısacası.
Lüks villasının bahçesine yavrulayan kediyi ve yavrularını çöpe atan 60 yaşlarında bir
bayanın gözlerindeki hayvan nefreti de ayrı bir kişilik bozukluğu.
Bahçesine düzenli mama bırakan ingiliz vatandaşa her türlü tacizi kendine hak görüp, karakolda sonuçlanacak mülkiyete zarar davasında (kuru mamanın lüks döşemesine bıraktığı yağ lekeleri) utanmadan nüfusunu kullanma çabası, akıllara zarar bir hak arama olarak dillendirebilmesi gibi...
Bu kadın tüm hayvanlardan nefret ediyor. Aynı zamanda da aşırı bitki sever biri. Bahçesine yaklaşmanız mümkün değil.
Bitkilerine dışarıdan her tür zarara karşı yüksek ferforjeyle kapatmış. Bizim hamile kedimiz için de güvenli, en azından köpeği olmayan bir korunak amacıyla doğum yaptığı bu bahçede yavrular fidelerine zarar vermekteymiş.
Ben bu utandığım kendi insanlarımı toplumun ciddi sorunu görüp, ingiliz hayvanseverlere açıklayamamaktayım.
Her ne kadar sokak, mahalleler olarak kendi sokak hayvanlarımızla ilgili her tür mücadeleyi veriyorsak ta, bu insanlarla uğraşmak daha çok zamanımızı alıyor.
Sonuçta eğitim temelden verilmeli,
hayvan-doğa sevgisi okullarda "insan olmanın şartı" olarak,
eğitim sisteminde temel ders olarak yerini almalı.
Evet şiddet ailede başlıyor. O insanlık düşmanı savaş kararını kolayca verebilenler....sevgi dolu ortamda büyümeyenlerdir....
Ne eğitim sistemimiz nede kültürümüz insan yetiştirme ye uygun bizim. Ağaç yaşken eğilir diyen bir kültürde yetişiyoruz. Ağacı bile daha küçücükken doğrayıp, budayıp sakatlıyoruz. Oysa ağaç yaşken serpilip büyümeli...özgürce gelişebilmeli...
Bu ülkede -veya dünyada- her isteyen araba yapabiliyor mu? Her isteyen doktor, mühendis olabiliyor mu? Hayır, bunları yapmak istiyorsa en az 25-30 yıl eğitim alıyor ki çoğu zaman buda yetmiyor....
Ama her isteyen çocuk yapabiliyor. Ben de bunu anlayamıyorum. İnsandan daha değerli bir şey yok diyoruz ama o insanı yapmak, yetiştirmek için hiç bir yeterliliğe gerek yok. Nasıl yani....İnsan tenekeden yapılan arabadan daha önemsiz o zaman....
Söyleyecek çok şey var ama...sonuç olarak:
Bence her isteyen çocuk yapamamalı. Bunun çok ciddi bir eğiitimi ve yeterlilik koşulları olmalı.
Her isteyen evlensin ama, her isteyen çocuk yapamasın....Bence.
Bir de anlamadığım, neden herkes çocuk yapmak zorunda? Kim koymuş bu zorunluluğu....Nerde yazıyor..
Böyle bir zorunluluk yok. İyi bir hayat verebileceksen çocuk yaparsın. İlerde bana baksın diye yapılan yatırım olsun işinide ise hiç anlamıyorum.
Yoksa sen ona hiç bir şey veremezken o sana nasıl bakacak????????....
Hayvanlara karşı yapılan eziyet ve işkence davranışlarını uygulayan kişilerde aslında altta yatan sebebin aile içi şiddet öyküsü olduğuna inanıyorum.
Bu işkenceyi yapanların da büyük ihtimalle küçük yaştaki çocuklar olması muhtemeldir.
Bir hayvana şiddet uygulayan çocuk aslında evinde gördüğü, şahit olduğu veya direkt olarak yaşadığı şiddeti yansıtmaktadır aslında. Hayvanlara zulum uygulamak, güç ve gücü kontrol etmek isteği ile birincil olarak bağlantılıdır ..demiş Sn.KELEBEK ÇALISI
Bugün ,bu konuyla alakalı 2 yaşında bi erkek çocugu elinde boyundan büyüük kocaman bi taş önünde de masum bi kedi onu taşla vurmaya çalışıyordu..kedi önde o arkada ona yetişmeye çabasındaydı ,pes dediim ya bu kadar da olmaz anneside az ileriide oturuyorr...şaka gibii gerçekten..
Diğer arkadaşların değerli cümlelerinede aynen katılıyorum
Güzin Çakar
19-03-2012, 18:10
İlk mesajdan sonra tepki yağacağını düşünmüştüm.Ağaçlar.net olarak güçlü bir STK oluşturabiliriz denildiğinde umutlanmıştım. Sayfa'da şu an 23 yorum, 207 gösterim görünüyor. Sayfa'daki kişiler saymaya çalıştım 10-15 kişi. Doğasever bir sitede bile güçlü bir ses çıkamıyor. Hem de konunun içler acısı olması yanında, bilimsel bir yönü olmasına rağmen.
Yazılanların tekrarı gibi olacak ama, hayvanlara işkence eden çocukların potansiyel suçlu oldukları, ilerde kendi ana-babalarına bile gözünü kırpmadan zarar verebilecekleri, evde-okulda-çevrede tesbit edilerek tedavi edilmelerinin şart olduğunu ifade eden bir yığın araştırma var.
Diğer canlılar önemli değilse, bu çocuklar da mı önemli değil? Sık duyduğum bir laf var 'Önce insan' ne demekse? Bilmeyenlerde, diğer canlılar için parmağını kımıldatmayanlar, insan söz konusu olduğunda kollarını sıvıyor sanacak. Bir bebeğin insan, köpek, kuş, vs.yavrusu olması neyi değiştirir? İçinde merhamet duygusu olmayan,insan yavrusu söz konusu olduğunda olmayan acıma duygusuna nasıl sahip olabilecek?
Markalı köpeğini gezdirirken, sokak köpeğini tekmeleyen doktor, popüler birisinin bebeğiyle sokaktaki adamın bebeğine aynı şekilde bakabilir mi? Fidesini ezen kedi yavrusunu bahçesinden köpeklerin ağzına atan kadın, insan yavrusunu tehlikede gördüğünde, kolundan çekip korumaya çalışır mı? Allah hepimizi böyle yaratıkların şerrinden korusun (dinci değilim, başka ne diyebileceğimi bilmiyorum).
Sevgili Agozce'nin yazdığını azıcık değiştireyim.İnsanlıkla ilgisi olmayan canlılar ortaya salınacaksa, hiç doğmasınlar daha iyi...
Sûz-i Dilârâ
19-03-2012, 20:05
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Gaziantep şube müdürlüğünden dilekçeme gönderdikleri cevap. Ben e-postayı dün gönderdim. 05-03-2012 tarihli e-postanız diyor. Sanırım bir cevap hazırlayıp jpeg fotoğraf yapmışlar, her dilekçe yazana gönderiyorlar. :(
Başka ne yapabiliriz acaba?
Naçizane, eğer bu yetmiyorsa bu olaya ek, görevini yapmadığını düşündüğünüz kişi ve kurumlar hakkında da suç duyurusunda bulunabilirsiniz, tabii ki savcılığa. Kamu davası açmak zorunda kalınacaktır.
Her zerzavatı sokaktaki kameradan izleyen, bunu da izleyiversin bir zahmet... (Esnaf ve apartmanlarda kamera kaydı varsa)
Başka ne yapabiliriz acaba?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin Gaziantep'li ve basından izlediğim kadarıyla inisiyatif kullanmaktan çekinmeyen birisi. Konu bir ucuyla da kendisinin sorumluluk sahibi olduğu alanla çakışıyor. Üstte belirtilen çalışmalara da atıfta bulunarak farklı bir dilekçe örneği hazırlanabilirse, kendisine gönderilebilir.
Email 1 fsahintbmm@gmail.com
Email 2 fsahin@fatmasahin.net
Twitter https://twitter.com/FatmaSahin_ASPB
Facebook Fatma Şahin | Facebook (http://facebook.com/FatmaSahinPage)
Sûz-i Dilârâ
19-03-2012, 21:40
Yarın üniversitenin Hukuk Fakültesi'nden hocalarla konuşacağım. İnşallah okul açıktır ve hocalar da buradadır.
Bursa Barosunun hayvan hakları ile ilgili çalışma gurubu var. Bursadaki olayları onlar takip ediyor. İçimizdeki avukat arkadaşlar Gaziantep Barosu ile konuşabilirler mi acaba?
Aslında bir dilekçe hazırlayıp Tüm barolara göndermek gerek. Kamu davası olayını onlar çok daha kolay çözümler ve takip eder.
Böyle bir dilekçeyi avukat bir arkadaş hazırlarsa ben Barolar Birliği ile görüşürüm.
kelebek çalısı
29-03-2012, 19:12
Arkadaşlarım, fazla söze gerek yok, yine bir insanlık dışı uygulama ve protesto etmek için açılan imza kampanyası. Bu kez yer Bodrum.
Bodrum'da Zehirlenen Canlar in mza Kampanyas - Hayvansever Gazetesi (http://www.hayvansevergazetesi.com/haber_detay.asp?haberID=4150)
kelebek çalısı
29-03-2012, 23:23
'Beni kötülerin zulmü değil, iyilerin sessizliği korkutuyor.'
Martin Luther King
Bravo Hürriyet, sözde bu vahşeti kınarken, bu vahşeti çoluk çocuk herkesin rahatça izlemesini sağlıyorsun. Geleceğin psikopatlarının yetişmesine yardımcı oluyorsun.
Rating uğruna mı, her ne uğruna ise yaptığın rezillikten başka bir şey değil.
Uyarı, video aşırı şiddet içeriyor.
Bir eşeğin balyozla başına vurula vurula öldürüldüğü videoyu, küçük çocuklar da izleyebilir diye kaldırdım. İsteyen Hürriyet'in sitesinden görebilir.
Sûz-i Dilârâ
09-05-2012, 20:59
İnşallah bir öteki dünya ve cehennem vardır. Burada elimiz kolumuz bağlı bari kendi adaletini yürüten bizden daha güçlü daha büyük bir makam vardır da bu zavallıların intikamını alır. Yoksa ne devletlerden ne de insanlardan umutluyum.
Umutların bitmesi, hayata dair güzelliklerin de sonu olur.
İnsan olmak, evlatlarımızı doğaya sahip çıkan bireyler olarak yetiştirmek, kendi kapımızı süpürmek gibi gelse de bundan yılmamalıyız.
Benim en korktuğum şey, umudun tükenmesidir.
Hayvan katliamları, işkenceleri sadece ülkemizde değil, tüm dünyada vardır.
Birkaç yıl önce avrupada balina katliamları gündemde idi.
Bugünün avrupalısı bu katliamı törenlerle hala yapmaktadır.
Herşeyin başı eğitim derken, ben "insan olmak" eğitiminin çekirdek aile ile başlayıp, toplumu oluşturduğunu düşünmekteyim.
Bu evrenin tüm canlılara ait olduğu gerçeğini, insanın diğer canlılardan üstün, düşünen bir canlı olması nedenleriyle daha güzel bir dünyayı yaratmada umutsuzluğa izin vermeden,
gelecek nesillere doğa sevgisini en mükemmel dille aktarmamız gerekiyor.
Güzin Çakar
10-05-2012, 10:00
İnsanın diğer canlılardan üstünlüğü konusunda tereddütlerim var. Devam ettiğim Bahçe Bakımı kursunda dün konu kabuklu bitlerdi. Torbalı koşnil yavrularını ağaçlara bırakmıyor, torbasında taşıyormuş. Bazı insanlar Torbalı Koşnil kadar olamıyor.
İnsanı diğer canlılardan üstün kılabilecek tek özelliği "düşünebilme yetisi"'dir.
Tabii ki bu düşünebilme yetisi bize, evreni çözüp, onu üç ayrı canlı için de daha uygun hale getirmek için sunulmuştur.
Benim tereddütüm de bu üstün özelliğin kötüye kullanımında evrene zarar verilmesidir.
Doğanın ahenginin bozulması günümüzün en önemli konusudur.
merhaba
ne yazıkki biz insanlar doğadaki yaşayan her canlının da vardır bir sebebi ve yaşam hakkı mantığını bilinçlendiremeyen bir toplumuz. doğa bütün canlıları bünyesinde barındırdıkça varolmaya devam edecektir ve bizlerde bu canlılar içindeki yerimizi bilip diğer canlıların ve doğaya ait herşeyin varlığını kabul ettiğimiz zaman ve onlarla beraber yaşamayı öğrendiğimiz zaman kendimizi doğaya ait hissedebiliriz diye düşünüyorum... elbette ki söylemle değil, bunu fiilen uygulayarak hayata geçirmek lazım... hiçbir canlının yaşam hakkı elinden alınmamlı... ben duyarlı olmaya ve yardım da etmeye çalışıyorum. sokağa atılmış bir yavru kedinin bakımını üstlendim, sokağa atılmış diğer bir yavru kediyi barınağı arayarak ilgilenmelerini sağlayarak onlara teslim ettim. Hayvana işkence etmek yerine, eğer ki bakımını yapamıyorlarsa veya sevmiyorlarsa lütfen hayvan barınaklarını arayıp ilgilenmelerini sağlayabilirler... toplumumuzun bilinçlenip, yaşadığımız dünyada varolan doğal dengeyi koruması dileğiyle sevgiler...
Bir kere hayvansever oldun mu hayatın boyunca acı çekersin. Tecavüze, şiddete uğrayanları görmezden gelemezsin, uykuların kaçar, boğazın düğümlenir.
Sokaklarda açlık hep vardır. Kışın soğuk, yazın susuzluk. Toplu işkence, katliam, terk edilmek, sakat kalmak, bırakılmak. Çektikleri acıyı, açlığı, susuzluğu anlatamazlar ki tahmim edebilelim. Barınakları otel sanan şuursuzlarla muhatap olmak...
Bebek-çocuk-yaşlı, hayvan benim nazarında eşittir. Savunmazdır çünkü irade gösteremezler. Aşağıda imkanları küçük, yürekleri büyük bir kaç insanın bireysel girişimi yer alıyor. Vaktiniz varsa lütfen bakın...
Hepimizin paylaştıkları yanında, hala paylaşacak bir şeyleri mutlaka vardır.
https://www.facebook.com/#!/media/set/?set=a.10150486897699277.379717.848974276&type=3
Brezilya’nın güneydoğusunda hayvan hakları savunucularının, hayvanların testlerde kullanıldığı bir laboratuvarı basıp 178 köpeği serbest bıraktığı bildirildi
Brezilya'da hayvan hakları için yapılan protestoda polisle çatışan ve bir ecza laboratuvarını basan göstericiler, deneylerde kullanılan 178 köpeği kurtardı.
Yetkililer, bir grup göstericinin dün Sao Roque kentindeki Instituto Royal Eczacılık Şirketi'nin laboratuvarına zorla girdiğini söyledi.
Göstericilerin, laboratuvarda şirket tarafından üretilen ilaçların yan etkilerini test etmek için kullanılan 178 Beagle cinsi köpeği kafeslerinden salıverdikleri belirtildi.
Bugün de yaklaşık 500 gösterici, olayın ardından bariyerler yerleştirilen laboratuvarın önünde protesto eylemi düzenledi.
"Köpekleri kurtarın" yazılı pankartlar taşıyan ve hayvanların deneylerde kullanılmasını protesto eden göstericiler ile güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı.
Polis, kendilerine taş atan ve üç aracı ateşe veren göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı.
Öte yandan göstericilerin yanlarında götürdüğü köpeklerden hiçbirinin bulunamadığı kaydedildi.
Brezilya'da göstericiler 'deney' köpekleri için çatıştı - Dünya - T24 (http://t24.com.tr/haber/Brezilyada-gostericiler-deney-kopekleri-icin-catisti/242206)
systemfailed
03-01-2019, 18:25
Hayvanlara işkence eden insanların zaten bir piskolog tarafından mutlaka kontrol altına alınması gerekiyor.Bu işkence olayları aslında geçmişten gelen bir gelenek gibi bir şey çuvala koyup atmalar sopa ile dövmeler dedeler'den torunlara geçti .cinsel istismar zaten çok eskiden gelen resmen bir adet gibi bir durum ülkemizde son zamanlarda sosyal ağlardan daha çok kullanımı ile bu tip olaylar daha fazla gündeme gelmeye başladı aynı zamanda iyi bir tepki olarak insanlar artık hayvanlara daha fazla yardımcı olmaya başladılar hayvanlara işkence sosyal ağlar sayesinde rahatça şikayet edilebiliyor ama şikayet etmek bir işe yarasada ülkemizdeki yasalar bu durum karşısında çok aciz durumda 625 Tl den başlayan fiyatlar var hayvana şiddet karşı avrupa'nın bir çok ülkesinde 20.000 € 2 yıl hapis ile başlıyor 300.000 € 2 yıl hapis'e kadar gidiyor
Her seçim öncesi bir çok vaad veriliyor ama malasef hiç birisi yerine getirilmiyor tam aksine hayvanseverlerin işleri daha fazla zora gidiyor zaten hayvanseverler diğer vatandaşlar tarafından darp ediliyorlar ve buna benzer bir çok zorluk çıkartılıyor bu insanlara umarım zamanla bu durumlar düzelir hayvana işkence ülkemizde bir son bulur tek istediğimiz bu..
https://www.birimza.org
Adam akıllı bir kanun çıkarmadan bu iş olmaz. Geçen gün 27 yaşında bir akademisyeni öğrencisi önce vuruyor sonra bıçaklıyor. Sonuç? 5-10 sene hapis yatıp çıkacak. Böyle bir adalet varmı???
mustafa500
14-01-2019, 20:38
bilgi verdiğniz için tesekkurler
su teresi
05-04-2019, 00:08
hayvanlarla ilgili işkenceden farkı olmayan bir uygulama evde beslenen hayvanların daha doğrusu köpeklerin tuvalet alışkanlığıyla bireyin keyfine kalarak günde bir ya da iki kez sokağa çıkarıp sadece akşam ve sabah tuvaletini yapmak zorundaymışçasına doğasına aykırı uygulama yüzünden neredeyse tüm evde yaşayan köpeklerin ilerde organ yetmezliğinden ölmeleri. sahibini akşama kadar bekleyerek tuvaletini tutması vucudunda yıllarca süren bu kasmaların yarattığı tahribatı umursamamak beni dehşete düşürmekte. bir insana eşinize çocuğunuza sen benle yaşayacaksın ama sadece günde iki ya da bir kez çişini yapacaksın hasta olma altına kaçırma ben sana izin verene kadar o çişini kakanı tutacaksın yoksa ceza despot bir ygulamaya kim rıza gösterir ve yıllarca katlanır bunun birine yapıldığını duyduğumuzda o anne ya da baba hakkında ne düşünürüz böbrekler ve kalple başlayan hasar onları ölüme götürüyor araştırın bakın evde beslenen hayvanların neredeyse tamamı organ hasarına bağlı sebeple yaşamını yitiriyor aksi de düşünülemez sizi sevdiklerinden bu işkenceye katlanan o masum canları çalışıyorsanız ya bahçeli evde **** hiç beslemeyin evde birisi varsa ve köpek çişi geldiğinde kapıya koşuyorsa çıkarmakta bir yöntem veyahutta evde bir wc ya da banyoyu ona tahsis edip oraya yapmasını öğretebilirsiniz diğer türlü akşama kadar sahibini bekleyen dostunuzu yavaş yavaş öldürüyorsunuz.
hayvanlarla ilgili işkenceden farkı olmayan bir uygulama evde beslenen hayvanların daha doğrusu köpeklerin tuvalet alışkanlığıyla bireyin keyfine kalarak günde bir ya da iki kez sokağa çıkarıp sadece akşam ve sabah tuvaletini yapmak zorundaymışçasına doğasına aykırı uygulama yüzünden neredeyse tüm evde yaşayan köpeklerin ilerde organ yetmezliğinden ölmeleri. sahibini akşama kadar bekleyerek tuvaletini tutması vucudunda yıllarca süren bu kasmaların yarattığı tahribatı umursamamak beni dehşete düşürmekte. bir insana eşinize çocuğunuza sen benle yaşayacaksın ama sadece günde iki ya da bir kez çişini yapacaksın hasta olma altına kaçırma ben sana izin verene kadar o çişini kakanı tutacaksın yoksa ceza despot bir ygulamaya kim rıza gösterir ve yıllarca katlanır bunun birine yapıldığını duyduğumuzda o anne ya da baba hakkında ne düşünürüz böbrekler ve kalple başlayan hasar onları ölüme götürüyor araştırın bakın evde beslenen hayvanların neredeyse tamamı organ hasarına bağlı sebeple yaşamını yitiriyor aksi de düşünülemez sizi sevdiklerinden bu işkenceye katlanan o masum canları çalışıyorsanız ya bahçeli evde **** hiç beslemeyin evde birisi varsa ve köpek çişi geldiğinde kapıya koşuyorsa çıkarmakta bir yöntem veyahutta evde bir wc ya da banyoyu ona tahsis edip oraya yapmasını öğretebilirsiniz diğer türlü akşama kadar sahibini bekleyen dostunuzu yavaş yavaş öldürüyorsunuz.
Başlığı görünce, evde yaşayan hayvanlar hakkında gelişen düşüncelerimi yazasım gelmişti ki sizin mesajı gördüm.
Tuvalet kısıtlaması hakkında bilgim yoktu, bilgilendim.
Halihazırda iki kedim bir köpeğim var. İstanbul'da yaşarken bahçeli bir evim olsa da kedi köpek beslesem diye düşünür, ama hayal bile kuramazdım (Ekonomik sebeplerden).
Şimdi iyi ki İstanbul'da bahçeli bir evim olmamış diyorum. Neden mi?
Bahçemdeyken veya pencereden etrafı seyrederken kedim ve köpeğimi seyrediyorum. 10.000 metrekare bahçem var, sabahtan akşama, akşamdan sabaha gezinip duruyorlar. Kıtmir Karakedi'mi on dakika kovalıyor. Karakedi can havliyle kaçıyor, kaçıyor. Sonra Karakedi sıkılıp duruveriyor. Kıtmir bu sefer onu yalamaya başlıyor. Birkaç dakika sonra on dönüm bahçe de yetmiyor biri komşu tarlalarda fare peşine, diğeri ormandan gelen bir sese seğirtiyor. Bu hareketlilik devamlı var. Kedicik bazen eve gelip yemek bile yemeden birkaç saat kestiriyor sonra doğru bahçeye.
Büyük oğlum veteriner teknisyen. Bu hayvanlar çok sağlıklı ve mutlular diyor.
Bir komşum vardı. Her sabah ve akşam köpeğini gezdirirdi. Kar, kış, sıcak, hastalık vs. hiçbir şey onu bu görevinden alıkoymazdı. Çok takdir ediyordum. Şimdi aynı kanaatte değilim. Bir köpeğin enerjisini sabah akşam gezdirerek atması bana imkansız görünüyor.
su teresi
05-04-2019, 21:21
Şimdi iyi ki İstanbul'da bahçeli bir evim olmamış diyorum. Neden mi?
Bahçemdeyken veya pencereden etrafı seyrederken kedim ve köpeğimi seyrediyorum. 10.000 metrekare bahçem var, sabahtan akşama, akşamdan sabaha gezinip duruyorlar. Kıtmir Karakedi'mi on dakika kovalıyor. Karakedi can havliyle kaçıyor, kaçıyor. Sonra Karakedi sıkılıp duruveriyor. Kıtmir bu sefer onu yalamaya başlıyor. Birkaç dakika sonra on dönüm bahçe de yetmiyor biri komşu tarlalarda fare peşine, diğeri ormandan gelen bir sese seğirtiyor. Bu hareketlilik devamlı var. Kedicik bazen eve gelip yemek bile yemeden birkaç saat kestiriyor sonra doğru bahçeye.
Büyük oğlum veteriner teknisyen. Bu hayvanlar çok sağlıklı ve mutlular diyor.
Bir komşum vardı. Her sabah ve akşam köpeğini gezdirirdi. Kar, kış, sıcak, hastalık vs. hiçbir şey onu bu görevinden alıkoymazdı. Çok takdir ediyordum. Şimdi aynı kanaatte değilim. Bir köpeğin enerjisini sabah akşam gezdirerek atması bana imkansız görünüyor.
siz böyle doğal ortamdan bahsedince tabloya kuş cıvıltılarını da eklemek geldi içimden sabahın erken saatinde insanda ne dert bırakıyorlar ne keder gülümsetiyorlar istemsizce çok şükür diyorum 10bin m2 olmasa da yeşilin içinde 500 m2 bana lutuf. o hissettiğiniz huzurunuz daim olsun ve dilerim herkes yaşasın. kedi ve köpeklerin aptallıklarını yediğim her lokmaya göz dikmelerini hayvanların sesleri en güzeli de komşu rahatsız olacak gürültüden endişesi olmadan yaşamak kavgalar bile daha başka avaz avaz bağırıyor çocuklar yan evlerden bizde elbette onlardan geri kalmıyoruz ah yine rezil olduk kaygısı yok ve o temiz hava ki ben şehre yakın bir köydeyim daha izole daha bi doğanın kucağına kaçsam mı hesabını yapıyorum ara ara hatta siz böyle yazdıkça forumda kaçışları okudukça gaza geliyorum sık sık.
içeriğe u dönüşü yaparak söylemek gerekirse zaten sabah akşam gezdirmenin manası bacakları açılsın enerji boşaltsından ziyade tuvalet ihtiyacını gidermesi için. güneşe ihtiyaçları varmı toprakla buluşsunlar mı endişesi değil kesinlikle. büyüme çağında kedi ve köpeklerinde d vitamini almaları pek umurlarında değil evde hayvan beslemek gözardı edilenlere bakılırsa büyük sorumsuzluk hiç dışarıya çıkmayan kediler var. bu iyilik değil köpeklerin sabahtan akşama kadar çişini kakasını tutması için eğitimle sevgi ve merhametten bahsedilmez. tespitlerinizde çok haklısınız. doğası dışında robotik bir yaşam sağlanıyor kısaca.
norveçte köpek alanların günde 3 kez gezdirme zorunluluğu vardı biz henuz o düşünce seviyesine gelemedik genelgeyle haklarını gözetelim, keza işkenceye caydırıcı cezalar dahi seçime malzeme. elbette her şey daha güzel olacak... bir gün.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.