PDA

View Full Version : Avcı doğa dostu mudur?




Sayfalar : [1] 2

syılmaz
22-01-2012, 10:26
Konu amacından saptığı için başlığı yeniden düzenledim. Eski başlıkla alakalı olarak yaptığı spordan bahseden üyelerden özür dilerim.


Benzer bir diğer konu neredeyse sadece diyet üzerine olduğundan, bu konuyu açmak istedim. Zayıflamak için değil hoşlandığınız için yaptığınız sporlar nelerdir sn. forum üyeleri?

Ayrıca ben biraz daha kilo almak için spor yapıyorum. :)

Benim uğraştıklarım, avcılık, atıcılık, yüzme, birkaç yıl önce başlamış olmama rağmen kendimi geliştiremediğim serbest dalış ve evde kısa süreli yaptığım fitness. Bir ara pazar sabahları koşuyordum ama şu an yapamıyorum. İleride tekrar koşmaya başlayacağım ama.




Jezebel
22-01-2012, 10:40
Avcılık bir hayvan katli olduğu için spor sayamıyorum.
Sıkıysa avcılar çıplak elle çıksınlar hayvanların karşısına.
Ateşli silahı kuşanıp bir lokma et için doğadaki canlıları yok etmenin adı spor olamaz.
Saygılar.

syılmaz
22-01-2012, 11:12
Sn. Jezebel varsa uğraştığınız bir spor onu yazın, konumuz uğraştığımız sporlar.

Tura
22-01-2012, 11:32
Şeyi merak ettim. Kilo almak için spor yapmak...ilginç... Vurduğunuz canlının eti ile mi kilo almaya çalışıyorsunuz.

Eser İlhan
22-01-2012, 11:40
Avcılığın spor olmadığı konusunda jezebel'e katılıyorum. Avlanmaktan hoşlanıyor olabilirsiniz ama öldürmek ve spor bence de pek yanyana yakışmıyor.
Bu arada yaptığım sporları merak edebilirsiniz diye; birkaç yıl öncesine kadar iyi bir uzun mesafe yüzücüsü idim. Haftada iki kez hiç durmadan 1.5 km (toplam 3km) yüzüyordum. Bir süredir bıraktım. Bunun dışında düzenli yürüyüş yaparım..

Jezebel
22-01-2012, 11:44
Sn. Jezebel varsa uğraştığınız bir spor onu yazın, konumuz uğraştığımız sporlar.

Sadece günde 6 kilometre yürürüm.
Bu benim diğer sporlarla ilgili fikrimi beyan etmeme engel değil.

selis
22-01-2012, 11:52
Avcılığın spor olmadığını düşünen bizleriz.. Fakat karşımızda öyle düşünmeyen büyük bir topluluk var.. Bu bir dernek değil, gurup da değil.. Koskoca bir Federasyon var... Çoğumuz avlanmasak da bir canlının etinden faydalanıyoruz.. Bu nedenle eleştirmek çok anlamsız..


Konuya dönersek, uzun zaman motokross ve enduro ile ilgilendim.. Yaşım itibariyle şu an sadece aktif olarak yaz-kış bisiklet kullanıyorum..

syılmaz
22-01-2012, 11:54
Şeyi merak ettim. Kilo almak için spor yapmak...ilginç... Vurduğunuz canlının eti ile mi kilo almaya çalışıyorsunuz.

Tespitiniz hayranlık uyandırıcı. Kilo almak için spor yapma kavramını ilk defa duyduysanız bravo doğrusu.

Belli oldu konu yaptığımız sporlar olmaktan çıkıp laf yetiştirme şekline dönüşecek.

Hiçbir şekilde et yemeyen insanların avcılığa karşı olmasını anlarım ama et yiyenler avcılığı katliam olarak gördüklerinde komik duruma düşüyorlar. Siz hiç bir mezbahayı dolaştınız mı? Belki bilmiyorsunuz söyleyeyim, yediğiniz etler tarlada yetişmiyor.

Tavuk yiyenler biliyor mu acaba, yedikleri tavuklar yaşadıkları sürece 1 gün bile olsun günışığını görmüyor. Yumurtadan çıktıktan sonra 45 günde kesime gidiyor, hareket etme şansının olmadığı bir yerde sürekli yemeye zorlanıyor, hemen büyüsün diye. Siz hiç civciv beslediniz mi bilmiyorum, ben çok besledim, 45 günde civciv tavuk olmaz, neyle besliyorlarsa artık 45 günde tavuk yapıyorlar.

Veya kedi köpek mamalarının nasıl yapıldığını biliyor musunuz? Yumurtadan yeni çıkan civcivlerin, yeni doğmuş yavru domuzların nasıl fırınlandığından haberiniz var mı?

Hem şov yapın avcılık katliam diye, hem de sizin ve evcil hayvanlarınızın besin ihtiyacı için bunların olduğundan habersiz (veya kafanızı kuma gömerek) yaşayın. Bravo hepinizi tek tek tebrik ediyorum, hayvan hayatına duyduğunuz saygıdan dolayı.

Allah bile kitabında bazı hayvanların etinden yararlanasınız diye yarattım der. Çeşitli hadislerde avın helal olduğu belirtilir. Allah serbest kılmış, siz nasıl bunu katliam, zulüm, büyük günah diye yaftalıyorsun?

syılmaz
22-01-2012, 11:55
Konuya dönersek, uzun zaman motokross ve enduro ile ilgilendim.. Yaşım itibariyle şu an sadece aktif olarak yaz-kış bisiklet kullanıyorum..

Sn. Selis, eğer bilginiz varsa evde kullanım için eliptik bisiklet mi yoksa normal bisiklet mi tercih etmek faydalı? Eliptik bisiklet eklemlere yük bindirmemesi ve biraz daha fazla kas çalıştırması konusunda daha ideal sanki.

Açıkçası eve eliptik bisiklet mi yoksa kürek çekme aleti mi alsam diye düşünüyorum.

Tura
22-01-2012, 11:59
Konuyu tartışırken hırçınlandığınızı gördüm. Size cevap vermeyeceğim.

syılmaz
22-01-2012, 12:11
Konuyu tartışırken hırçınlandığınızı gördüm. Size cevap vermeyeceğim.

Yaşınız benden çok büyük, size saygısız davranmam mümkün değil. İlk cümlemden sonrası genele yönelik yazılmıştı.

Yine de kalbinizi kırdıysam özür dilerim.

Jezebel
22-01-2012, 12:14
Avcılığın spor olmadığını düşünen bizleriz.. Fakat karşımızda öyle düşünmeyen büyük bir topluluk var.. Bu bir dernek değil, gurup da değil.. Koskoca bir Federasyon var... Çoğumuz avlanmasak da bir canlının etinden faydalanıyoruz.. Bu nedenle eleştirmek çok anlamsız....

Sevgili selis biz hayvanların öldürülmesine karşı olduğumuz gibi insanların da saçının teline zarar verilmesini istemiyoruz.
Ancak insan öldürmek üzere icat olunmuş silahlar, orgütlü Devletlerce kullanılan ordular v.s. organizasyonlar var.
Bu onların haklı olduğunu değil güçlü olduğunu gösterir.
Güçsüz olabilirim, bu haklı olmama engel değil.
Zekaya gelince burada IQ' sunun 135'in üzerinde olduğunu gösteren evrak sunamayan kimse diğerlerinin zekası konusunda yorum yapamaz.:D
İnsanlar kendi benzerlerini beğenirmiş, benzersiz olmak da fena değil ...

syılmaz
22-01-2012, 12:26
Avcılığın spor olmadığı konusunda jezebel'e katılıyorum. Avlanmaktan hoşlanıyor olabilirsiniz ama öldürmek ve spor bence de pek yanyana yakışmıyor.
Bu arada yaptığım sporları merak edebilirsiniz diye; birkaç yıl öncesine kadar iyi bir uzun mesafe yüzücüsü idim. Haftada iki kez hiç durmadan 1.5 km (toplam 3km) yüzüyordum. Bir süredir bıraktım. Bunun dışında düzenli yürüyüş yaparım..

Sn. Eser İLHAN, ıssız ormanda ve engebeli arazide saatler süren yürüyüş, gerektiğinde yabanda gecelemek (ben hiç gecelemedim gerçi), 5 duyunuzu daha çok geliştirecek şekilde motive olmanız, reflekslerinizin gelişmesi, arkadaşlarınızla paylaşmanız ve birbirinize kendinizi emanet etmeniz, bunlar da bu işin bir parçası.

Avcılığa karşı olabilirsiniz tabi ama seviyeli yazınıza sadece saygı duymak düşer bana.

selis
22-01-2012, 12:30
syılmaz Anladığım kadarıyla diziniz, eklemleriniz ya da yan/çapraz bağlarınızla ilgili bir sorununuz var.. Eşim de aynı sorunla karşı karşıya.. Bildiğim kadarıyla bu durumda koşmayı bırakmanız isabetli olmuş.. Uzmanların tavsiye ettiği spor kesinlikle yüzmek.. Bacaklarınıza yük binmemesi açısından bisiklet seçimi de size kalmış..Şimdi ne kadar korursanız ileride o kadar rahat edersiniz.. Aramızda doktorlar var size bilgi verirler umarım..

Sayın, Jezebel yukarıda tavukların nasıl yetiştiği anlatılıyor.. Buca'da sadece kuzu/oğlak fırınlayan kasapların olduğu bir bölge var.. Neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz..İnanın şu an bunları konuşmak bile acı veriyor.. Neyse..

syılmaz
22-01-2012, 12:41
syılmaz Anladığım kadarıyla diziniz, eklemleriniz ya da yan/çapraz bağlarınızla ilgili bir sorununuz var.. Eşim de aynı sorunla karşı karşıya.. Bildiğim kadarıyla bu durumda koşmayı bırakmanız isabetli olmuş.. Uzmanların tavsiye ettiği spor kesinlikle yüzmek.. Bacaklarınıza yük binmemesi açısından bisiklet seçimi de size kalmış..Şimdi ne kadar korursanız ileride o kadar rahat edersiniz.. Aramızda doktorlar var size bilgi verirler umarım..


Sn. Selis, çok şükür bir sağlık sorunum yok ama düzenli yapılan bir spor zamanla eklem sağlığıma zarar verebilecekse başka sporlara yönelmekte fayda var tabi, bunu merak etmiştim. Cevabınız için teşekkürler.

Jezebel
22-01-2012, 13:29
Avcılık işte bunun adı


265241



Başucundaki "adamlar" da avcı oluyor.

syılmaz
22-01-2012, 13:44
Hamile bir hayvanı öldürüp, karnında ki yavruyu çıkarmak avcılık değildir.

Sn. Jezebel, sizin hakettiğiniz cevapı forum kurallarına aykırı olduğu için yazamıyorum. Şahsınıza zerre kadar saygı duymuyorum, bunu da bilmenizi isterim.

Umarım moderatörler bu fotoğrafı kaldırır. Fotoğrafta ki adamların avcı olmadığı da her hallerinden belli, kumaş pantolon ellerinde not defteri ile ava çıkan yoktur herhalde.

Konunun başlığı uğraştığımız sporlar, üstte ki üyenin paylaşımı ise konuyu sabote etmekten başka birşey değil.

malina
22-01-2012, 14:06
"Avcılık" üzerine yazışmak isterseniz yeni bir konu açmanız daha iyi olur. Burası konu başlığına uygun olarak devam etsin...

syılmaz
22-01-2012, 14:13
"Avcılık" üzerine yazışmak isterseniz yeni bir konu açmanız daha iyi olur. Burası konu başlığına uygun olarak devam etsin...

Teşekkürler.

drhegeli
22-01-2012, 14:36
Avcılık, bu konu başlığında "spor" olarak kabul ettirilmeye çalışıldıkça itirazlar olacaktır. Avcılık bu konu başlığına uygun değil...

syılmaz
22-01-2012, 14:45
Avcılık, bu konu başlığında "spor" olarak kabul ettirilmeye çalışıldıkça itirazlar olacaktır. Avcılık bu konu başlığına uygun değil...

Bunun kararını kim veriyor acaba Sn. Drhegeli? Bu ülkede 3,5 milyon avcı var. Spor bakanlığına bağlı atıcılık ve avcılık federasyonu var. Dünyanın her ülkesinde avcılar ve federasyonları var. Ben de atıcılık ve avcılık federasyonunun lisanslı sporcusuyum.

Başka bir üye de boks ile uğraşıyorum dese, biri de kalkıp ay vahşet bu, spor değil dese ne olacak? Onuda mı spor olmaktan çıkartacağız? Veya biri taekwondo yapıyorum dese? Olmaz kardeşim şiddet içeren birşey spor olamaz mı diyeceksiniz?

Biri eskrim, kendo veya okçuluk ile uğraşıyorsa bunlar şiddete özendirir, yasak olmalı mı diyeceksiniz?

Veya biri balık tutuyorum dese, bu da avcılık değil mi?

drhegeli
22-01-2012, 14:56
İtiraz benim, karar benim... Siz "Zevk için canlı öldüreceğim" dedikçe, benim itiraz etme hakkım var. Yasal olması, çok kişinin yapması bir ölçü değil. Siz "CİNAYET"'i savunursanız, ben "HAYIR" diye bağıracağım..

syılmaz
22-01-2012, 15:02
İtiraz benim, karar benim... Siz "Zevk için canlı öldüreceğim" dedikçe, benim itiraz etme hakkım var. Yasal olması, çok kişinin yapması bir ölçü değil. Siz "CİNAYET"'i savunursanız, ben "HAYIR" diye bağıracağım..

Öldürmekten zevk alan, cinayet işlemeye bayılan biri değilim, insanları neyle suçladığınızın farkında olun lütfen. Kimseye de avcılığı kabul ettirmek gibi bir gayretim yok, kimse de bana bunun yanlış olduğunu kabul ettiremez.

Sadece yaptığım sporları yazdım, konu nereye geldi. Herkes başkasıyla uğraşacağına, kendi uğraştığı sporla ilgili yazsa, konu daha bir amacına uygun olacak.

drhegeli
22-01-2012, 15:15
Öldürmekten zevk alan, cinayet işlemeye bayılan biri değilim...
Öldürüyorsunuz ama zevk almıyorsunuz, bayılmıyorsunuz. Gözyaşı mı döküyorsunuz? Neden öldürüyorsunuz o zaman? Nasıl bir ruh halidir bu...? Bunu neresinden hoşlanıyorsunuz?
.
.
.
Hoşlanılan sporlar arasında avcılığı sayarak nasıl bir "uygun amaç" umuyordunuz ki?

syılmaz
22-01-2012, 15:18
Öldürüyorsunuz ama zevk almıyorsunuz, bayılmıyorsunuz. Gözyaşı mı döküyorsunuz? Neden öldürüyorsunuz o zaman? Nasıl bir ruh halidir bu...? Bunu neresinden hoşlanıyorsunuz?
.
.
.
Hoşlanılan sporlar arasında avcılığı sayarak nasıl bir "uygun amaç" umuyordunuz ki?

Aynı dilden konuşmuyoruz. Siz beni anlamıyorsunuz, bende sizi anlamıyorum. Uzatmanın daha fazla gereği yok.

drhegeli
22-01-2012, 15:34
Anlamadığınızı biliyorum... Sn Tura'nın kinayesinden sonra çekilmeniz gerekirdi yoksa...

syılmaz
22-01-2012, 15:42
Kenara çekilen bir tip değilim. Uğraştığınız bir spor yok galiba?

drhegeli
22-01-2012, 15:50
Yemediğiniz kurabiye, büsküvi artıklarını çöplere atmayalım. Kabarmayan kek, kıvamını beğenmediğiniz kurabiye, büsküvi deneme sonuçlarını da çöpe değil kuşlara atalam. Eskiyen banyo lifini 10-20 cm'lik aralıklarla kesip, içine büsküvi, kurabiye vs. koyup yüksek bir yere astığınızda kuşlar için hem güvenli oluyorl. Hem de yağmur ya da kardan daha az etkileniyorlar.
Bizim hatır için yediğimiz bir kurabiye ile 3-4 serçe tıka basa doyuyor.
Bir kurabiye bir bisküvi eksik yersek, biz ölmüyoruz. Hatta daha bile iyi.
3 serçenin duasını gerçekleştiriyorsunuz.

Ağaçlar.net üyeleri bunlarla da uğraşıyor. Belki bir gün bir avcı gelir, öldürürken ağlar, tatmin olur diye...

syılmaz
22-01-2012, 15:57
Ağaçlar.net üyeleri bunlarla da uğraşıyor. Belki bir gün bir avcı gelir, öldürürken ağlar, tatmin olur diye...

Ben de kendimce doğal hayatı korumak için çalışıyorum. Allah ömür verirse dikeceğim binlerce ağacı aşağıda ki konu başlığı altında paylaşacağım.

http://www.agaclar.net/forum/orman-ormancilik-orman-yanginlari-agaclandirma/26040.htm

Sokak hayvanlarını besleme konusunda da arkadaşlarıma gına getirecek kadar ilgiliyim. Dünyayı kendiniz gibilerden ibaret sanıyorsunuz galiba.

drhegeli
22-01-2012, 16:41
Dünyayı kendiniz gibilerden ibaret sanıyorsunuz galiba.

Şahsileştirip çirkinleşmeyin lütfen. Beni tanımıyorsunuz. Doğa karşıtı neyimi gördünüz? Tüm itirazlarım sizin yazdıklarınıza karşı... Şimdi de beni mi avlamaya çalışıyorsunuz? Kusura bakmayın, sizin ile bu sporu(!) oynayamacağım... Avcı konumuna ben düşerim zira, itirazlarımla çelişirim sonra...

syılmaz
22-01-2012, 16:47
Şahsileştirip çirkinleşmeyin lütfen.

Hakaret eden sizsiniz, uslubunuza dikkat edin. Kötü söz sahibine aittir.

drhegeli
22-01-2012, 18:24
..sizi anlamıyorum...

Bunu nasıl anladınız? Varsın olsun, iki günde unutursunuz... Ama siz ÖLDÜRÜYORSUNUZ:mad:... Ölümün geri dönüşü yok...
3,5 milyon kişiyiz diyorsunuz. Yılda kişi başı bir canlı vursanız, 3.500.000 canlı öldürüyorsunuz demek... Avcı palavralarına inanırsak bu sayıyı hesaplayın artık...


Bir sonraki tetiğe basışınızda, umarım gerçekten ağlarsınız...

Yolunuz açık(!) olsun...

syılmaz
22-01-2012, 21:46
Bunu nasıl anladınız? Varsın olsun, iki günde unutursunuz... Ama siz ÖLDÜRÜYORSUNUZ:mad:... Ölümün geri dönüşü yok... 3,5 milyon kişiyiz diyorsunuz. Yılda kişi başı bir canlı vursanız, 3.500.000 canlı öldürüyorsunuz demek... Avcı palavralarına inanırsak bu sayıyı hesaplayın artık...


Bir sonraki tetiğe basışınızda, umarım gerçekten ağlarsınız...

Yolunuz açık(!) olsun...

Sizin yediğiniz etler için kaç hayvan ÖLDÜRÜLÜYOR? Çocuğunuz et yiyecek diye kaç hayvan ÖLDÜRÜLÜYOR?

8 nolu mesajı bir daha okuyun, eğer okuduysanız bir defa okumakla anlamamışsınız demektir, tekrar tekrar okuyun.

Size cevap yazmaktan sıkıldım, varsa benimle ilgili başka bir sıkıntınız, bana özelden yazın.

syılmaz
22-01-2012, 22:03
Aşağıda ki cümle A.B.D. eski başkanlarından THEODORE ROOSEWELT'e ait.

In a civilized and cultivated country, wild animals only continue to exist at all when preserved by sportsmen. The excellent people who protest against all hunting, and consider sportsmen as enemies of wild life, are wholly ignorant of the fact that in reality the genuine sportsman is by all odds the most important factor in keeping wild creatures from total extermination.

Medeni ve gelişmiş bir ülkede yabani hayvanlar ancak avcılar* tarafından korunurlarsa varlıklarını sürdürebilirler. Tüm avcılığı reddeden ve avcıları yabani hayatın düşmanları olarak düşünen o mükemmel kişiler, yaban varlıklarının tamamen tükenmesini tüm aksi öğelere rağmen önleyen en önemli faktörün gerçek avcılar olduğundan tamamen bihaberdirler.

(*Çevirmenin Notu: Yukarıdaki deyişte geçen “sportsmen” sözcüğünü aslında “avcılar” olarak anımsamak gerekir. Ali KOZANOĞLU)

drhegeli
23-01-2012, 00:31
Et yediğimi nereden biliyorsunuz?
Besi hayvanlarına eziyet edilmesini kim savunuyor?
Kendinizce önermeler uydurup haklı çıkmaya çalışıyorsunuz...
"Başkaları öldürüyor, benim de öldürme hakkım var o zaman.."
Bu mudur, sizin derin Aristo mantığınız..?
.
.
Daha neden öldürdüğünüzü bile bilmeden bununla övünüyorsunuz. Üstelik doğa dostu bir sitede bunu hayasızca savunuyorsunuz...



İşte sizin alıntı yaptığınız kişi... Bir başka hayvan katili... Şıracı bozacı dayanışması... Hikayesini şu linkte bulabilirsiniz : On Safari With Theodore Roosevelt, 1909 (http://www.eyewitnesstohistory.com/tr.htm)
265411

syılmaz
23-01-2012, 09:02
Almanya'da her sene yüzbinlerce karaca avlanır, yine de her zaman milyonlarca karaca populasyonu mevcut olur.

İsviçre'nin iki bayan bakanı avcıdır. Kimsenin eleştirdiği yok. Zaten İsviçre'de 15 yaşını dolduran her erkeğin tüfek bulundurma zorunluluğu vardır.

Finlandiya, Norveç, İsveç gibi refah seviyesinin en üst olduğu ülkelerde avcılık çok önemli bir sporsal faliyet ve bu ülkelerde kişi başına düşen ateşli silah, tüm dünyanın en yüksek ortalaması ve yaban hayat yine çok zengin.

İngiltere Dünya'nın en kaliteli ve pahalı çiftelerini üretir, Kraliyet ailesinin en önemli sporudur avcılık, yeni prensesleri Kate Middleton'un bile av fotoğrafları mevcuttur nette.

Avrupa'nın hemen her ülkesinde şato gibi av köşkleri vardır, avcılık müzeleri vardır.

Harvard Üniversitesinin en eski öğrenci kulübü hangisi biliyor musunuz? Atıcılık kulübü. Dünyanın tüm önde gelen üniversitelerinin (Oxford gibileri dahil) atıcılık kulüpleri mevcut. Olimpiyatlarda bir çok atıcılık dalı mevcut.

Üniversiteler ve Silah Kulüpleri (http://www.tabancatufek.com/forum2/showthread.php?tid=6817&highlight=%C3%BCniversiteler+ve+silah+kul%C3%BCple ri)

Bunların hepsi vahşi, doğa düşmanı bir siz doğa dostusunuz öyle mi?

syılmaz
23-01-2012, 09:09
Alaska'da ayı avı yapılır. Bu av nasıl yapılır, sadece yaşlı erkek ayılar vurulur. Dişi ayı yavruları varken başka erkekle çiftleşmez, bu yüzden erkek ayı yavruları öldürür, yeniden çiftleşebilmek için. Vurulan yaşlı erkek ayı sayesinde ayı populasyonu artar. Hem de avcıların ödediği harçlar, Alaska'da ki yaban hayatını geliştirmek için harcanır.

Anadolu'da nesli tükenme tehlikesi altında olan anadolu yaban koyunu devlet tarafından korumaya alınmış, ama devlet kontrolünde avı yapılır. Nasıl avlanır? Sadece üreme yeteneğini yitirmiş yaşlı erkekler avlanır. Ve anadolu yaban koyununun populasyonu artmakta.

Bana bir tane bilinçli ve doğru bir şekilde yapılan (kaçak ve bilinçsiz avlanmayı kastetmiyorum tabi ki) avlanmanın yaban hayatını olumsuz etkilediğini belgeleriyle ispatla. Bir daha bu forumda yazmam. Ama ispatlayamazsanız siz yazmayı bırakır mısınız? Hadi ondan da vazgeçtim bu başlık altında yazmaktan vazgeçer misiniz?

Eser İlhan
23-01-2012, 09:09
Sayn syılmaz, bu başlığı neden açtınız?

syılmaz
23-01-2012, 09:11
Sayn syılmaz, bu başlığı neden açtınız?

Ben bu başlığı uğraştığımız sporlar hakkında konuşmak için yazdım, kimse bana yüklenmedikçe de avcılıkla ilgili birşey yazmadım. Bana yazılanlara cevap vermekte benim doğal hakkımdır sanırım.

syılmaz
23-01-2012, 09:21
Konu amacından saptığı için konu başlığını 'Avcı doğa dostu mudur?' diye değiştirdim. Böylesi daha doğru olmuştur umarım.

İsteyen de istediği kadar eleştirsin avcılığı ama eleştiri avcılık üzerine olsun. Cevap yazmamı gerektirecek birşey olmadıkça, cevap yazmayacağım.

Önce ki mesajlarımda bulunan tüm tekil ifadeleri düzeltiyorum. Kırıcı olabilecek kelimeleri kaldırıyorum. Bakalım medeni bir şekilde bu konuyu tartışabilecek miyiz?

syılmaz
23-01-2012, 13:50
Aşağıda doğa dostu bir avcıya örnek var. Kamyon çarpması sonucu yaralı bulduğu dağ keçisini kurtarmak için 2 km boyunca sırtında taşımış.

Erzurum'da Yaralı Dağ Keçisini Sırtında 2 Kilometre Taşıdı - Dailymotion videosu (http://www.dailymotion.com/video/xn796o_erzurum-da-yaraly-day-kecisini-syrtynda-2-kilometre-tayydy_news)

Ayrıca dinen avcılığın durumunun ne olduğunu merak edenler içinde aşağıda ki linki ekliyorum.

http://www.oltader.org/forum/forum_posts.asp?TID=197

mrduran
23-01-2012, 14:25
Avcı hikayesi benden, maksat ortam sakinleşsin veya ders alınsın lütfen.

Hikaye 1;
Tüfeğim yok, olmadı hiç. 13-15 yaşlarında, yaşadığım köyde ''tabanca'' ile ava çok çıktım(ciddiyim):)), netice yok tabii ki.Kuru pamuk kozalaklarına arkadaşların tüfekleri ile ateş ettim. Şehre göçtük sonra. Bir arkadaşım barut al, ben fişek yapayım sana, benim fazla tüfeklerle avlanırız dedi, aldım verdim ona fişek yapması için.

Ava çıktık, ben ateş ediyorum, saçmalar namludan tıngır mıngır yarım metre(mübalağasız) önüme düşüyor. Arkadaş gülmekten yerlerde. Meğer, benim aldığım barutu kendine saklayıp, kendi eski nemli barutu ile fişekleri yapmış, hadee.. cümbur cuma yerlerdeyiz.

Hikaye-2;
Ava çıktık, her taraf buz,..hava eksilerde 10-15 gün. Epey avlandık, bol hemde. Şans dedik düşünmedik hiç nedenini.

Evde annem kuşları yolup her birinin kursağını bana gösterdi.
-Şunlara bak bi..karınlarında gram yem yok, taşlıkları bile bomboş, et bile kalmamış açlıktan, ve sen bunları avladım diye övünüyorsun... dedi. O zaman anladım nedenini, kuşlar mecalsizce önümde dolaşıyorlardı avlanırken, gel vur beni diye sanki.

Bir daha ava çıkmadım hiç. Balık avına sadece çıkarım. İyi olduğumu düşünüyorum hatta. 3-5 senedir o da yok, çıkamıyorum.

Eskiden av ihtiyaç idi, yemek için avlanırdı. Şimdi sadece kuş avı için bence spor denebilir. Oda kantarın topuzunu kollamak şartı ile. Ki böyle bilinçli avcılara rastladım, önündeki yüzlerce hedefe ateş etmeyip ''tamam nasibimi aldım'' diyenler oldu.

Konu spor ise, karşımızdaki kişiye de şans tanıyın lütfen.

Belki o da bilinçli avcılardandır. ''uçana kaçana'' değil, gerekene sıkıyordur. Gereklilik var ise... Belki de, ilerde bu konuda onunda anlatacak hikayeleri olacaktır, bize veya torunlarına.

Konu sahibine ve diğer konuklara ALLAH' tan ailece sağlıklar inşallah.

Bende hikaye çok, ders aldım hep hayattan.

Saygılarımla lütfen.

Eser İlhan
23-01-2012, 18:19
Bu konuya ilişkin yazmaya devam etmeden evvel daha önce hiç düşünmediğim bir sorunun cevabını aradım. Spor nedir ? Wikipedia'da bulduğum cevap kısaca şöyleydi : Spor ya da idman önceden belirlenmiş kurallara göre, kişisel veya takım halinde yapılan rekabet amaçlı yarışma ve kişisel eğlence veya mükemmelliğe ulaşmak için yapılan fiziksel aktivitelerdir.

İlgili link ektedir: Spor - Vikipedi (http://tr.wikipedia.org/wiki/Spor)

Başlıkta bütün yazılanları da dikkatle okudum. Burada ortak bir paydada buluşabileceğimizi sanmıyorum bu nedenle de buraya yazmayı bir nevi "münazara" mantığıyla algılıyorum ve bu bağlamda düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum...

Sn. Eser İLHAN, ıssız ormanda ve engebeli arazide saatler süren yürüyüş, gerektiğinde yabanda gecelemek (ben hiç gecelemedim gerçi), 5 duyunuzu daha çok geliştirecek şekilde motive olmanız, reflekslerinizin gelişmesi, arkadaşlarınızla paylaşmanız ve birbirinize kendinizi emanet etmeniz, bunlar da bu işin bir parçası.

Sayın syılmaz, yukarda yazdıklarınız ne kadar güzel, ben bile özendim bunlara. Ama keşke öldürmekle bağlantılı olmasaydılar. Avcılık insanlıkla yaşıt. Bunu hepimiz biliyoruz. Hayvanlar da avlanıyorlar. Buna da itiraz yok. Konu hayatta kalmak olunca ölmek-öldürmek mübah. Ama sadece zevk için öldürmek söz konusu ise burada itirazım var. Tabii ki bu itiraz bütünü kapsıyor. Balık avcılığı, kuş avcılığı, fil avcılığı, aslan avcılığı, domuz avcılığı vs. gibi alt başlıklara ayrılamaz. Hepsi bir canın yaşam hakkını elinden almaya yönelik...
Bir zamanlar bir film izlemiştim. Adını ve oyuncularını hatırlamıyorum. Bir adada süper zenginler için av düzenleniyordu. Avlar da adaya kaçırılarak getirilen insanlardı.
Birçok konuda empati yapmak bizi doğru yola sevk eder. Kendinizi hiç av olarak düşündünüz mü? Biri sizi av yapsa ne hissederdiniz?

....................Başka bir üye de boks ile uğraşıyorum dese, biri de kalkıp ay vahşet bu, spor değil dese ne olacak? Onuda mı spor olmaktan çıkartacağız? Veya biri taekwondo yapıyorum dese? Olmaz kardeşim şiddet içeren birşey spor olamaz mı diyeceksiniz?
Biri eskrim, kendo veya okçuluk ile uğraşıyorsa bunlar şiddete özendirir, yasak olmalı mı diyeceksiniz? Veya biri balık tutuyorum dese, bu da avcılık değil mi?

Ben şahsen boksu da bir spor olarak görmüyorum ama tavrım ava karşı takındığım tavır değil burda. Çünkü burda çok önemli bir fark var: Boks yapan her iki taraf da bunu kendi özgür iradesiyle seçiyor. Sonuçta kendi kararı ve bu işe başlarken ağzını burnunu dağıtabileceğini,seçtiği yolun şiddet içerdiğini bu yolda sakatlanabileceğini hatta ölebileceğini biliyor ve bunu kabul ediyor: Bana da "kolay gelsin" demek kalıyor. Ama hayvanlar av olmayı kendileri seçmiyor. Onları bizler "av" konununa sokuyoruz.
Uzak doğu sporlarının ise yeri çok farklı. Orda şiddet bokstaki gibi değil ve doğru yapılır, işin derinliğine, felsefesine inilirse (ki bence öyle olmalıdır) kişiye çok farklı bilinç kapıları açılabilir..
Eskrim,okçuluk,kendo.. Örnekler çoğaltılabilir. Kendini savunmayı öğren ama zevk için öldürme. Bence işin özü budur.

bertunum
23-01-2012, 20:28
şimdi, evet, ete ulaşımımız geçmiş zamana göre nispeten daha kolay, ama şöyle düşünebiliriz. bir kişinin et alacak parası yok, misal, ya da başka bir şeyden, gidip avlanıyor. hem, kendi evinin et ihtiyacını karşılıyor, hem de eşe dosta, konu komşuya dağıtıyor.

sırf zevk için. hayvan öldürmüş olmak için avlanmak, gerçekten acı. ben de dün, bir serçeye namlu doğrulttum. evet, elim gitmedi o tetiği çekmeye. zaten çeksem de, dişimin kovuğuna gitmeyecek bir hayvandı. öldürmemin bir manası yoktu. babamın gönlü olsun diye, konduğu dalın orayı hedef aldım, ama adam anladı, elin gitmedi, anladım ben seni dedi. yine de, bir geyik öldürülse, adam, hem kendi ailesine yedirse, hem de eşe, dosta, komşuya dağıtsa, gerçekten güzel bir iş yapmış olur. sonuçta, hepimiz et yiyen canlılarız.

syılmaz
23-01-2012, 20:46
Sn. Mrduran, Sn. Eser İlhan öncelikle yorumlarınız için teşekkür ederim. Görüşlerinize katılayım, katılmayayım önemli değil. Seviyeli ve kendi bakış açınız içerisinde ki tutarlı yazılarınız, bu konuya yeniden bir seviye getirdi. Umarım hep böyle saygı dolu yazılar yazılır bundan sonra.



Konu sahibine ve diğer konuklara ALLAH' tan ailece sağlıklar inşallah.


Güzel temennileriniz için teşekkür ederim Sn. Mrduran.


Bu konuya ilişkin yazmaya devam etmeden evvel daha önce hiç düşünmediğim bir sorunun cevabını aradım. Spor nedir ?


Wikipedia'da ki açıklama elbette ki mantıklı ama kişiden kişiye değişebilecek konularda tek bir doğru olmaz diye düşünüyorum. Bana göre kişinin kardiyo ve kas gruplarını çalıştıran, fiziken güçlendiren her türlü bedensel aktivite spordur. Avcılığı spor olarak görmem avın vurulmasından ibaret değildir, hiçbirşey avlamadan (genelde öyle olur) döndüğüm zamanda kendimi spor yapmış kabul ederim. Avlak bölgesinde tanıştığım ve şu an iş gereği kaldığım Kaş'ta bana gönüllü rehberlik yapan avcı büyüğüm Duran Amca 64 yaşında ama dağ taş tırmanmada kendisine yetişebilmem mümkün değil (ben 29 yaşındayım). Hayatı boyunca hiç hastalanıpta hastaneye gitmemiş.

Peki neden avlanıyoruz, bu cevabını net veremeyeceğim birşey. Muhtemelen kendini yaban hayatın bir parçası olarak görmek isteyen insanlarda içgüdesel gelen bir istek. Değil ailemde, sülalemde tek bir avcı yok. Kimse beni özendirmedi. Çocukken çok sayıda evcil hayvan besledim ve ailemden şiddet görmedim. :) Çocukken ne zaman uzun yolda bir orman kenarından geçsek hep derinliklerine girsem keşke diye içim kıpır kıpır olurdu. Uygun zaman ve ortam denk geldiğinde de başladım işte.

Zaten dikkat ederseniz, gariban köylüsünden zengin işadamına, ilkokul mezunundan doktora yapanına, 18 yaşında ki gencinden 70 yaşında ki yaşlısına kadar her kesimden insanı avcı olarak görebilirsiniz. Demek ki bu sosyal statü veya eğitim seviyesi ile ifade edilemeyecek bir olgu.


Birçok konuda empati yapmak bizi doğru yola sevk eder. Kendinizi hiç av olarak düşündünüz mü? Biri sizi av yapsa ne hissederdiniz?


Domuz avında fazla olmasa da böyle bir ihtimal var, bunu kabul ederek çıkıyorum. Varsayalım ki domuz beni yaraladı, ona kızamam yapması gerekeni yaptı, kaybeden ben oldum sadece derim.


Avcılık insanlıkla yaşıt. Bunu hepimiz biliyoruz.


Evet ilk insan varolduğundan beri avcılık var ve kıyamete kadar da devam edecek. Yasaklarsanız, mevcut avcıları kaçak avcı statüsüne sokmuş olursunuz sadece. Sorunu (bana göre sorun yok tabi) çözemezsiniz.

Nasıl ki içkiyi yasaklayarak insanların içki içmesini engelleyemezsiniz, sigarayı yasaklayarak sigara içmelerini engelleyemezsiniz, bu da öyle. Gerçi verdiğim örnekler kötü örnekler oldu, ne içki ne sigara içmem, avcılığa da zararlı alışkanlık olarak bakmam ama mantık olarak aynı şey.

Peki bu durumda ne yapmalı? Yasaklayarak engelleyemiyorsanız, kontrol altına almanız gerekir.

Avcıları eğiterek, bilinçlendirerek, sezon haricinde avlanmamayı, konulan limit ve kotalara uymayı, canlı hayatına saygı duymayı, hiçbir canlının boşyere ölmeyi haketmediğini öğretirseniz cana saygı duymayı öğrenirler. Avda etik olurlar, ihtiyacı kadar (ihtiyaçtan kasıt et değildir, nedir diye sormayın çok uzar) veya zararı önlemeye yetecek kadar avlanırlar.

Yok avcıların eğitimine önem vermeyip sadece yasaklayalım, bunları da kötü görelim mantığıyla yaklaşırsanız ortaya hiçbir faydalı iş koyamazsınız ve tıpkı şu an ülkemizde ki gibi bilinçsiz avcılığın ve doğaya zarar vermenin önünü açarsınız.

Önce ki mesajımda belirtmiştim Almanya'da her sene yüzbinlerce (rakamda kesinlikle mübala yok) karaca avlanır ama milyonlarca karaca populasyonuna sahiptir. Bizde 80 senedir karaca avlamak yasaktır ama dağlarda karaca göremezsiniz. Nedeni Alman avcıların bilinçli olması, bizim ise bilinçsiz olmamız. Gördüğünüz gibi yasak kararıda işe yaramamış, yaramış olsa dağlar karaca dolu olurdu.

mrduran
23-01-2012, 21:17
Sayın Syılmaz;

''Nedeni Alman avcıların bilinçli olması, bizim ise bilinçsiz olmamız''.

Güzel sözünüz bana bir şey hatırlattı. İzniniz ile lütfen;

Cinsini hatırlamıyorum, Karadeniz' de havyarı meşhur olan çok büyük bir balık yakalandı. Karnında bilmem kaç tane dikiş yarası var idi. Bunu yakalayanlar, havyarını alır, operasyon yerini dikerler ve denize salarmış tekrar. Biliyor ki başkası da aynısını yapacak, hatta kendisi onu veya bir başkasının bıraktığı balığı tekrar yakalama şansını elde edecek. Süregen bir gelir, bindiği dalı kesmeme meselesi.

Sonuç;
İstanbul' da tezgahta garibim.

Sebeb;
benim gibi bilinçsiz birinin, hayatında görmediği balığı yakalaması. Vay be! ne balık... ne para eder...arkadaşları nasıl da çatlatırım, hemen 5-10 poz resim alayım. Ciddiyim bu konuda gerçekten. Babam bana öyle öğretti çünkü. ''Denizden baban çıksa yeyeceksin'' deyerek.

Şimdi yeni yeni kafa patlatıyorum bu işin inceliklerine.

Çok güzel yazılarınız için, çok çok teşekkürler efendim.

Nerde kalmıştık, konu neydi?
Gez,göz,arpacık, bağışladım seni...deyebilmek.

Hepsine değil canım:))).

Lütfen alınmasın kimse, şahsi görüşümdür. Bizde karacalar resmen avlanmaz. Gayri resmi...

Güzel yurdumu seviyorum yav...İlişkiler mekanik değil, korku yok yasadan, saygı var, duygu var...

Cümleten sağlıcak ile kalın inşallah.

Saygılarımla lütfen.

syılmaz
23-01-2012, 21:29
Samimi duygularınız ve beğeniniz için ben teşekkür ederim Sn. Mrduran.

Saygılar.

delphin7
28-01-2012, 02:43
Sayin yilmaz, avcinin avladigi canli ,yasamini onu avliyarak daim ettiren, yavrusunu besleyen yirticinin rizki. Bir tarafta olum kalim savasi veren hayatta kalma mucadelesi veren bir canli diger tarafta bu cagda, isi spora hobiye donusturen avci, avcilik. Bunun neresi adil sorarim siz? Gelelim et meselesine hic kimse bu cagda et ihtiyacini dogadan canli avliyarak karsilamiyor, yirticinin avina ortak olup doganin dengesini bozarak karsilamiyor.parasini verip ihtiyacini karsiliyor. Ha yok siz illa ki ben hem vurara avlanarak hemde et ihtiyacimi karsilamak istiyorum diyorsaniz. ya kendi yetistirdinizi vurursunuz **** Avrupada oldugu gibi ozel avlaklarda avlanirsiniz. Kimsede size birseydemez. Yaban hayatini tarim ilaclari , yanlis alan kullanimi ...vs bitirdi diyorsunuz. Ya tum dunya ya anadoludan yayilan alageyigi, y.koyununu, surmeli gozlu ceylanlari , a.leoparini, cizgli sirtlani kim bitirdi o zaman. Sehrli koylu secereli secereririz eli kanli avcilar degilmi?

syılmaz
28-01-2012, 08:58
Sn. Delphin7, mesajınıza cevap vermeden önce eski mesajlarımdan alıntı yapmak istiyorum.

Aşağıda ki cümle A.B.D. eski başkanlarından THEODORE ROOSEWELT'e ait.

Medeni ve gelişmiş bir ülkede yabani hayvanlar ancak avcılar* tarafından korunurlarsa varlıklarını sürdürebilirler. Tüm avcılığı reddeden ve avcıları yabani hayatın düşmanları olarak düşünen o mükemmel kişiler, yaban varlıklarının tamamen tükenmesini tüm aksi öğelere rağmen önleyen en önemli faktörün gerçek avcılar olduğundan tamamen bihaberdirler.




Evet ilk insan varolduğundan beri avcılık var ve kıyamete kadar da devam edecek. Yasaklarsanız, mevcut avcıları kaçak avcı statüsüne sokmuş olursunuz sadece.

Peki bu durumda ne yapmalı? Yasaklayarak engelleyemiyorsanız, kontrol altına almanız gerekir.

Avcıları eğiterek, bilinçlendirerek, sezon haricinde avlanmamayı, konulan limit ve kotalara uymayı, canlı hayatına saygı duymayı, hiçbir canlının boşyere ölmeyi haketmediğini öğretirseniz cana saygı duymayı öğrenirler. Avda etik olurlar, ihtiyacı kadar (ihtiyaçtan kasıt et değildir, nedir diye sormayın çok uzar) veya zararı önlemeye yetecek kadar avlanırlar.

Yok avcıların eğitimine önem vermeyip sadece yasaklayalım, bunları da kötü görelim mantığıyla yaklaşırsanız ortaya hiçbir faydalı iş koyamazsınız ve tıpkı şu an ülkemizde ki gibi bilinçsiz avcılığın ve doğaya zarar vermenin önünü açarsınız.

Önce ki mesajımda belirtmiştim Almanya'da her sene yüzbinlerce (rakamda kesinlikle mübala yok) karaca avlanır ama milyonlarca karaca populasyonuna sahiptir. Bizde 80 senedir karaca avlamak yasaktır ama dağlarda karaca göremezsiniz. Nedeni Alman avcıların bilinçli olması, bizim ise bilinçsiz olmamız. Gördüğünüz gibi yasak kararıda işe yaramamış, yaramış olsa dağlar karaca dolu olurdu.

Türkiye'de anadolu parsının neslinin tükenmesinin sebebi bilinçsiz avcılıktır. Buna itirazım yok.

Ama cumhuriyetimiz kurulduktan sonra avcılık meselesine daha bir dikkatle eğilip, daha yakın tarihte verilmeye başlanan avcılık eğitimleri ve belgeleri daha evvelden verilseydi, yani kısacası avcılarımız bilinçlendirilmiş olsaydı, anadolu parsının nesli tükenmezdi.

Yukarıda ki A.B.D. Başkanı'nın dediği gibi hayvanların neslinin tükenmemesi avcıların elindedir. Onlar bilinçli ve yaban hayatına saygılı olursa, hayvanların nesli korunur çünkü onlarla dağda karşılaşan ve sonucun ne olacağına (ne yazık ki) karar veren biziz.

Avcılık karşıtı olan biri isterse başbakan olsun, kökten bu işi yasaklasın. Hiçbir şeyi engelleyemez, benim dağda o yaban hayvanıyla başbaşa kalmamı engelleyemez, ıssız ormanda yapacağım işi de kimse takip edemez.

Yaban hayatı için avcılara beddua okumayı bırakıp, onları eğitecek, bilinçlendirecek meseleler üzerine uğraşalım.

Tamtutulma
28-01-2012, 12:23
Hep söylenir, "Avcıların ekolojik dengeye olan katkıları yadsınamaz." Allah aşkına bu katkıları bir anlatan çıksa da öğrensek.

Yırtıcı hayvanların zayıf ve hastalıklı bireyleri öldürerek daha güçlü nesillerin oluşmasına bir katkıları var. Neticede 100 metreden avını vuran, ava kaçma şansı tanımayan modern av silahlarıyla öldürülen hayvanın zayıf mı güçlü mü olduğunu saptamak çok güç.

Avcılar tarafından sürekli söylenir, " Sanki sen et yemiyor musun ?" Bir sığırın, koyunun vs et amacıyla üretilip kesilmesi ayrı bir şey, zevk için hayvan öldürülmesi ap ayrı bir şey. Neticede minicik bıldırcınların, güvercinlerin, kumruların öldürülmesine şahit oluyoruz.

Benim çevremde de ava giden insanlar var ve hiç duygularımı katmadan yaptığım gözlemleri buraya yazmak istiyorum.

Avcıların büyük çoğunluğu acıma ve merhamet duyguları bulunmayan saldırgan, sadist, ileri düşünceleri bulunmayan insanlar.

Neredeyse tamamı 4x4 arazi aracı alacak ekonomik özgürlüğe sahip. Tabi itirazlar karşısında gariban edebiyatı yapmaları ap ayrı bir olay.

Dengeli avlanmadan bahseden avcının bir günde 60 civarında bıldırcın avladığını bizzat kendisinden birilerine övünürken işittim. Dengeli avlanan, bir kaç kuş ile yetinenini görmek henüz nasip olmadı. Bir de avı abarta abarta anlatmaları yok mu, avcı kuş mu vurmuş, pkklı mı anlamak güç. Sanırsın ki yalnızca ellerini kullanarak bir aslan öldürmüş...

Avcıların büyük bölümü ile tartışmaya girmek çölde su aramakla eş değer. Tıpkı tarihteki peygamber mucizelerini inkar edenler gibi ne kadar bilimsel, haklı gerekçeler ileri sürerseniz sürün asla kabul etmez ve kendilerini haklı görürler.

Eğitim kursları vs olduğunu gördük. Ancak avcılar eğitilebilecek yapıda insanlar değiller. Dağda, ormanda dolaşan avcı sadece refleksleri ile tüfeğini doğrultup ateş etmekte. İsterse doktora yapsın bu yapıdaki biri karşısına bir hayvan çıktığında ateş etmeden duramaz.

Avcılığın sporla uzaktan alakası yok. Haa sadece trap atışı yapan bir kaç meraklı insan gördüm, asla ava gitmezler. İşte trap atışı gerçekten spor.

Tanıdığım neredeyse bütün avcıların ailesinde, çocuğunda; ya da sonradan kendilerinde bir rahatsızlık, yaşanan aile trajedileri olması da sanırım tesadüfle açıklanamaz.

Şimdi bana mutlaka yanıt yazacağınızı ve "Avcılara hakaret etmekle, aşağılamakla " suçlayacaksınız. Ben yalnızca gözlemlerimi yazdım.

Unutmayalım ki Anadolu Aslanı, Anadolu Kaplanı, Anadolu Parsı, Sırtlan, Yaban Keçisi ve Koyunu gibi pek çok tür avcılar yüzünden yok oldu; ya da yok olmak üzere. Bugün o canlıları yurdumuzda göremiyor ve çocuklarımıza gösteremiyorsak sorumlularını da açıkça söylemeliyiz.
Bütün Türk Dünyası'nın sembolü olan kurt nesli Anadolu'da tükenmek üzere. Anadolu'da 5.000 den az kurt kaldığı bilimsel bir gerçek iken siz çıkın bilinçli avcılarınızla dengeli avlanarak kurt sayısını artıracağınızı (!!!) söyleyin. Yalnızca gülünç olursunuz.

Doğru sizin dağda o yabani hayvancağızla başbaşa kalmanızı hiç bir şey engelleyemez. Tıpkı ahirette o anın hesabının verilecek olması gibi...

delphin7
28-01-2012, 13:33
Cepten kisitli sartlarda yaziyorum yoksa anlatilacak yazilacak o kadar cok sey var ki. Oncelikle sizin y.hayati ve y.hayvanlariyla beraber olmaniza karsi olan yok ki. Ama neden vurup oldurmek, neden kainatin var olan bu muhtesem ilahi dengesini kendi hobim zevkim icin yok edeyim. Neden y.hayvanlarini bir arkadasiniz dostunuz korunulmasi gereken canlilar olarak goremiyorsunuz. KI TURKIYE GIBI BIRCOK CANLISI YA YOK OLMUS POP. MINUMUM seviyelere inmis bir ulkeyi konusuyorsak.lutfen Almanyadan falan ornek vermeyin, ben almanyada yasiyorum.buralarda gecmiste neler olup bittigini iyi arastiralim lutfe milyonlarca bizonun kokunu kurutan, ucsuz bucaksiz ormanlarda bile kurtlari pumalari son bireylerine kadar yok eden conilerden, 100 sene once sartlarin y.hayati icin cok daha kolay ve tehditkar olmadigi donemden Roswelthden ornekler vermiyelim lutfen sartlar cok degisti. Bu cagda y.hayatini tehdit eden onlarca etken var. Y.hayvanlari bu kadar tehdidi kaldiramiyor artik. DEVIR YOK ETME VURMA AVLAMA DEGIL K ORUMA KOLLAMA DEVRI, BIR BIREY BILE ARTIK COK ONEMLI. Almanyada ise doganin dengesini bozmuslar ne kurt ne ayi ne vasak birakmislar dogal dengeyi ve biyolojik cesitliligi geri dondurulemez sekilde tahrib etmisler. Simdi vah tuh deseler arkasindan bizim yok ettigimiz a.leopari gibi agit yaksalarda yok edilen canlilari geri getirmiyor.onemli olan var olani korumak y.hayati bu cagda bu kadar tahribati kaldiramiyor artik bunu anlamak bu kadar zormu.zevkiniz icin vurmayip onun yerine artik gunumuzde cok populer olan yine y.hayatiyla belki cok daha ic ice olacaginiz farkli acilardan yasayacaginiz foto avciligi yapsaniz ne kaybedersiniz gelecek nesiller sizi eli kanli yerine hayir dualari ile anarlar. Avciligin en son merhalesinin de tufegi duvara asip mutlak koruma oldugunu, birakin dogadan bir canliyi eksiltmek, bir dalin bile oldugu yerden kaldirmamak oldugunu kainatin var olan duzen ve ahenkinin oldugu gibi eksiz gelecek nesilere ulastirmak oldugunu da unutmazsiniz

Jezebel
28-01-2012, 15:44
Arkadaşlara katılıyorum, Allahım özenip yaratmış, onun yarattığı bu güzelliği, bu canlıları sadece zevk almak için yok etmek, bu kabul edilebilir değil.
Yaban hayatı sevenler, yaban hayvanları sevenler ellerine silah yerine fotograf makinası ve ses kayıt cıhazlarını alırlar ve kamufle olurlar.
Ama onları rahatca öldürmek için değil o müthiş, biyoçeşitliliğe rahatsızlık vermeden doğal ortamlarında resmederler, kayıtlar yaparlar.
Kendi hayatlarını bu uğurda bazen riske atarlar.
Sevgi bu...

http://www.wwf.org.tr/

dermana
28-01-2012, 16:46
Bufalo ile aramızdaki mesafe 50-60 metreye indi. Terleyen elimdeki 375 H&H Steyr tüfeğim neredeyse kayıp gidecek. Elimi pantolonuma siliyorum aceleyle, bilmem kaçıncı kere emniyeti kapatıp tekrar açıyorum. Nefesimi tuttuğumu fark ediyorum, veriyorum nefesimi ve normal nefes alıp vermek için koşulluyorum kendimi. 40 metreye indi ara. Ama Miombo ormanı sık. Ağaçların arasında bazen 1 metre kadar bir açıklık oluyor. İleride böyle bir açıklık var. Tam oradan geçerken atsam? Atabilsem... Tam geçerken de orda durmaz ki namussuz! Tetiği çektim, sol omuzbaşına isabet. Omzu kırıldığı için üzerine basamıyor sol ön bacağının. Mermi omzu kırıp mutlaka kalbine isabet etti ama hemen düşmeyecek. Zaten ikircikliydi, kanı bitse de adrenalinle devam eder. Bir anda bizi görüyor ve üzerimize dönüyor. İsa (profesyonel avcımız) ‘Shoot again!(Tekrar ateş et!)’ diye bağırıyor ensemde. Bufalo traktör gibi geliyor üzerimize. Bu kez tam göğsünün ortasına atıyorum. Tam isabet. Hâlâ geliyor. Artık aramızda 20-25 metre var. Mekanizmayı kurup bir tane daha atıyorum. Bu da tam hedefte. Kalbi, ciğerleri; mutlaka! Birer mermi daha yolluyoruz. Sarsılıyor, ama devam ediyor üzerimize gelmeye. Son kurşunumu da kalbine yapıştırıyorum. Ama bufalo artık kanla değil, adrenalinle koşuyor. Bitecek pili elbette düşecek, ama bizi temize havale ettikten sonra. Çoktan düşmesi gerekirdi. Çalışan bir kalbi kalmadığına eminim. Beynine nişan alsam? Ama daha 15 metre var. İp gibi dümdüz gelmiyor ki, kafası sürekli hareket halinde. O koca kafada yumurta büyüklüğündeki beyni ya tutturamazsam? Çabucak bunlar geçiyor kafamdan. “Fight or flight” (savaş veya kaç)... Eminim bilinçaltım bana çaktırmadan bunu da tartıyor. Sonra silahıma güvenmekten başka çarem olmadığını kabul ediyorum. Birimizden birimiz düşene kadar kurşun sıkmaya devam. Ben bizi yok etmek üzere üzerimize doğru koşmaya devam eden bufaloyu beyninden vurmanın hesaplarını yaparken rehberimiz Nat, onu ayağından vurdu. Böylece koşmasını engellemek istiyordu.”
Çok ünlü bir işadamının avcılık anılarından... eminim et ihtiyacını karşılamak için yapmamıştır bunu...

Güler
28-01-2012, 18:18
Sevgili dermana yukarıdaki mesajınızın bir yerden alıntı olarak yazıldığı belli ama inanın okurken o kadar zorluk çekiyoruz ki.

Alıntı bile olsa, lütfen yer yer paragraf yapın ki okuyabilmemiz kolaylaşsın.

Sayın delphin size de özel mesaj yazdım. 50 numaralı mesajınızı cep telefonundan yazdığınız için su götürür tarafı var ama....

pria
28-01-2012, 20:24
Avcilik bir spor degildir. Sporda, iki taraf ta bir oyunun icinde oldugunu bilmelidir.
Spor yapmak istiyorsan, savunmasız canlıları katletmek için kullandığın pahalı, üstün teknoloji ürünü silahı at elinden.. çık dağlara, ''trekking'' yap..

Avcı, bana göre doğal hayatın düşmanıdır.Kendi egosunu tatmin için, keyif için katliam yapmanın neresi spordur.

Yavrularını besleyebilmek için ormanda otlayan bir tavşanı sinsice gözleyip, kurşun sıkmak, sonra da bununla böbürlenmek nasıl bir hazdır, duygudur, hiç anlayamadım...

syılmaz
28-01-2012, 23:30
Hep söylenir, "Avcıların ekolojik dengeye olan katkıları yadsınamaz." Allah aşkına bu katkıları bir anlatan çıksa da öğrensek.


Önce ki mesajlarımda örnekler var, okumadınız sanırım.


Avcıların büyük çoğunluğu acıma ve merhamet duyguları bulunmayan saldırgan, sadist, ileri düşünceleri bulunmayan insanlar.


Çok sayıda avcı tanıdım, bilinçsiz avlananı, farkında olmadan doğaya zarar vereni gördüm ama psikopat, sadist birini hiç tanımadım. Benim tanıdığım avcı arkadaşlarımın hepsi çok mert, karakteri düzgün, güvenilir insanlardı.


Avcıların büyük bölümü ile tartışmaya girmek çölde su aramakla eş değer. Tıpkı tarihteki peygamber mucizelerini inkar edenler gibi ne kadar bilimsel, haklı gerekçeler ileri sürerseniz sürün asla kabul etmez ve kendilerini haklı görürler.


O bilimsel gerekçelerinizi açıklayında bizde öğrenelim ama sakın bilinçsiz avcılıktan bahsetmeyin. Zira ne ben ne de aklı başında kimse bilinçsiz kaçak avlananları savunmaz.

Mesela merak ediyorum, devletin koyduğu av kurallarına (av sezonunda avlanma, limitlere uyma vs.) uyulduğu halde nesli tehlikeye giren hayvan türü var mı? Varsa kaynak göstererek, bilimsel verilere dayalı ispatlarınızı beklerim.

Gerçi boşyere beklemeye gerek yok ya neyse.


Haa sadece trap atışı yapan bir kaç meraklı insan gördüm, asla ava gitmezler. İşte trap atışı gerçekten spor.


Hayret şaşırdım bu düşüncenize. Genelde sizin gibi düşünen insanlar atıcılık dallarına da pek sıcak bakmazlar. Silah kötüdür yasaklanmalıdır, silahla spor olmaz deyip geçerler.


Tanıdığım neredeyse bütün avcıların ailesinde, çocuğunda; ya da sonradan kendilerinde bir rahatsızlık, yaşanan aile trajedileri olması da sanırım tesadüfle açıklanamaz.


E nede olsa sizin tanıdıklarınız hep psikopat, sadist falanmış, belki ondandır.



Bütün Türk Dünyası'nın sembolü olan kurt nesli Anadolu'da tükenmek üzere. Anadolu'da 5.000 den az kurt kaldığı bilimsel bir gerçek iken siz çıkın bilinçli avcılarınızla dengeli avlanarak kurt sayısını artıracağınızı (!!!) söyleyin. Yalnızca gülünç olursunuz.


Burada yanlışınız var, iyi araştırın, kurt populasyonu eskiye göre daha iyi durumda. Antalya Kaş'ta keçi çobanlığı yapan 64 yaşında bir amca, birkaç senedir keçilerini kurt kaptığını söylüyor. Hayatı boyunca kurt nedir bilmemiş.

Benzer hikayeleri Burdur, Isparta ve Antalya'nın başka yörelerinde de dinledim.


Doğru sizin dağda o yabani hayvancağızla başbaşa kalmanızı hiç bir şey engelleyemez. Tıpkı ahirette o anın hesabının verilecek olması gibi...

Ben kendi ahiret hayatımı düşünüyorum merak etmeyin, siz ahiret konusunda bu kadar hassassanız, kendi vereceğiniz hesabı düşünün.

Aşağıda ki linki de tekrar ekleyeyim.

http://www.oltader.org/forum/forum_posts.asp?TID=197

syılmaz
28-01-2012, 23:36
Çok ünlü bir işadamının avcılık anılarından... eminim et ihtiyacını karşılamak için yapmamıştır bunu...

Aynı işadamının kendisini eleştiren Hürriyet gazetesi köşeyazarı Melis Alphan'a yazdığı ve Melis Hanım'ın köşesinde yayınladığı cevaptır.

---

Sevgili Melis Hanım,

Salı sabahı Hürriyet’teki yazınızdan dolayı teşekkür etmek istiyorum.

Araştırmış, inceleyip veri toplamışsınız ve kendi içinde son derece tutarlı bir avcılık eleştirisi yazmışsınız.
İyi ve sert bir eleştiri; açık ve dürüst görüşünüz için teşekkür ederim. Sizi avlanmanın doğruluğu konusunda ikna etmeye çalışmayacağım.

Avcılığı dahi size savunmayacağım. Hepimizin görüşü, düşüncesi kendinin. CEO&Life’taki yazım istek üzerine bir hobi dergisine yazdığım bir yazı...

Avı öven, teşvik eden, savunan bir yazı değil... Denizcilerin hikayeleri deniz ile ilgilidir, kimisinin askerlikle ilgilidir, kimisinin seyahat ile ilgilidir.

Benden yazı istendiğinde diğer uğraşlarımın yerine av anekdotu seçmemin belalı bir tercih olduğunu şimdi çok iyi anlıyorum. Son günlerde gazetelerdeki alıntılar maalesef, tam da yazmış olduğunuz gibi CEO&Life’taki yazımın sadece av ve ölüm ile ilgili bölümlerinin ballandıra ballandıra abartılması yoluyla olmuş; iyi de olmamış. Kaldı ki, ana akım medyada herkesin gözüne, üstelik hiç ağzımdan çıkmamış sözleri manşet yaparak sokmak gibi bir niyetim hiç olmadı.

Yani, filmin sadece seçilmiş karelerini izlerseniz, algı da, tepki de böyle olur, olağan karşılıyorum.

Ben genç yaşlardan beri ava gidiyorum.

Dünyada 40 milyonun üzerinde avcı var. Av için izinler var. İzin verilen bölgeler var. Kotalar var. Yüzlerce kural, yasak var. Avlanabilmek için sınava girmenizin mecburiyeti var. Etik ve kanuni kurallar çerçevesinde sadece yaşlı ve üreme kabiliyetini kaybetmiş erkek hayvanları avlamak mecburiyeti var... Benim tercihim bütün bu kanuni kısıtların yanında yalnızca eti yenen hayvanları avlamak.

Türkiye’de 3,5 milyon av ruhsatlı insan var.

Sayımızın çokluğu asla haklı olduğumuz manasına çekilmesin.

Ama bizleri vahşi insanlar sürüsü diye damgalamadan önce bir düşünmenizi rica ediyorum.

Bundan 30-40 yıl önce misafir geldiğinde kümesimizden tavuk keser, tüylerini yolar, pişirirdik. Misafire kuzu keserdik. Şimdi süpermarkette plastiğe sarılı et parçaları alıyoruz. Her şey steril ve plastik. Küçükken oğlum tabağında yemek bıraktığı zamanlar “Tabağındaki balık senin için öldü. ‘Madem yemeyecektin, ben niye öldüm o zaman’ diye arkandan ağlar” dediğimizde alelacele bitirirdi tabağındaki yemeği.

Biliyor musunuz, ilköğretim son sınıftaki çocukların sınıfça mezbaha ziyareti mecburi olsun isterdim.

Görsünler ki, marketlerden plastiğe sarılı aldıkları o et parçaları gerçek canlı bir hayvanın boğazlanması sonucunda elde ediliyor. Belki tüyleri diken diken olur, belki bir daha et yemeyip vejetaryen olurlar. Bunu kabul edebilirim ama yedikleri etin bir canlının hayatına son vererek sofralarına geldiğini bilmemelerini asla...

Saygı duymalılar alınan cana... Bu benim görüşüm. Size bugünün şartlarında naif gelebilir ama ben şartlar izin verse soframa konan bütün otlara, mantarlara kadar da kendim toplamak isterdim.

Aslında dünya kurulduğundan beri hayat başka canlılar pahasına sürüyor. Bu duymak istemediğimiz bir gerçek; yüzleşmekte zorluk çektiğimiz bir gerçek.

Benim anlattıklarımın en rahatsız edici yanının bu gerçekliği tüm çıplaklığıyla ortaya koyması olduğunu da düşünüyorum. Bu üslubun birçok insan için rahatsız edici olduğunu da, beni de hedef tahtasına oturttuğunu da görüyor ve anlıyorum.

Ancak afiyetle oturup kebap yediğimizde mezbahadaki hayvanların ne kadar genç olduğunu hiç düşünüyor muyuz?

Veya hayvan çiftliklerinde ‘bizim için özel yetiştirilen’ hayvanların hiç doğayla alakası olmamış, çayırlarda hiç özgürce koşturamamış olduklarının farkında mıyız? Veya oltaya takılan balığın su üstüne çekilirken can çekiştiğini?

Tüm bunların zor ve çelişkili bir tartışma olduğunun farkındayım.

Ancak vahşet veya hayvanseverliğin ölçüsü gerçeklerden ne kadar mesafeli durduğumuzla ölçülmemeli diye inanıyorum.

Görüşlerimi sizinle paylaşmak istedim.

Sevgi ve saygılarımla...

Cem Boyner

Sûz-i Dilârâ
28-01-2012, 23:50
Tv belgesellerinde doğal yaşamın kendi arasındaki dengeyi bile izlemeye dayanamayan birisi olarak bir insanın (ki insan kelimesini sadece mecburiyetten kullanıyorum) savunmasız bir canlıyı, elinde tüfek, ağzından zevkten salyalar aka aka öldürmesine katlanamıyorum.

Kurban Bayramı'nda o kadar etin ortasında bile bazı vahşilerin omuzlarına tüfeği atıp kendilerini ormana vurup avuç kadar keklik, karatakı, vs. öldürerek döndüklerini izlemek zorunda kaldım bu sonbahar. Söylemekten, anlatmaktan dilimde tüy bitti. Bir de o küçücük et parçasını börek yapıp yemediler mi günlerce kurban etini bile görmek istemedim. Hatta bazılarını din kurallarına göre ölmeden önce boğazlamadıkları için murdar olmuş da yiyemediler, sokak kedilerinin önüne attılar -ki kediler bile Kurban bayramında kusana kadar et yedikleri için dönüp bakmıyorlardı bile-.

Ha bir de evlerinin içinde minik kafeslerde besledikleri keklikler var, bu kafeslerdeki keklikleri ava gittiklerinde tuzak olarak kullanıp onların sesine gelen kuşçağızları öldürüyorlar, bazıları tavşanların gözüne ışık tutarak kör olmasını sağlıyorlarmış ve hayvancağız yerinden kıpırdıyamıyormuş ondan sonra tüfeği çekip tak! Sonra da tavşan pilavı yiyorlar.

Avcılık konusuna ahiretini yeterince düşünen insanların daha bir hassasiyetle yaklaşmalarını beklerdim, çünkü bir hayvanı avlayıp yemek ancak yiyecek başka hiçbir şey kalmadığında -o da açlıktan ölmenize izin vermeyecek kadar olursa- izin verilebilir. Yoksa bu işin bilinçli - bilinçsiz avcısı tarafından bakmak bile yanlış, o hayvan avlanmadığında da pekala açlıktan ölmeyeceksiniz, yiyecek yeterince alternatif varken bir canlının canına kıymak ancak Allah'ın verdiği canı almak olur. Maksat öldürmek değil yaşatmak olmalı.

Bırakın yaşlı, hasta ve üremeyen canlılar yine kendi aralarındaki dengeyle yok edilsin, bu zaten bizim müdahelemiz dışında olan bir süreç, bu bile düşününce bir insan olarak içimi sızlatıyor.

syılmaz
29-01-2012, 00:11
Tanıdığım neredeyse bütün avcıların ailesinde, çocuğunda; ya da sonradan kendilerinde bir rahatsızlık, yaşanan aile trajedileri olması da sanırım tesadüfle açıklanamaz.


Bu kısma takıldığım için yeniden yazmak istedim.

Peygamber efendimiz hayattayken, 6 defa evlat acısı yaşamış. Keza birçok peygamber, halife, islam alimi, hayatları boyunca çok büyük acılar yaşamışlar.

Acaba onların günahı neydi de bu acıları yaşadılar?

Allah aşkına, biraz mantık çerçevesinde yazalım.

Bilinçli (bu kavram her konuda çok önemli gerçekten) hiçbir müslüman, başka insanların ahiret hayatını bu şekilde sorgulamaz çünkü bilir ki önce kendisinin vereceği çetin bir hesap var.

Yusuf Yalçın
29-01-2012, 00:16
Avcılık asla ve asla spor olamaz bu spora bir hakarettir. eğer ki Sayın Sûz-i Dilârâ dediği gibi çok ihtiyacınız varsa elbette açlıktan ölmemek için bunu yaparsınız fakat yiyecek onca şey dururken cana kıymak affedilemez bir şey

avcılığı açlıktan ölmemek için yapıyor olamazsınız değil mi?
eğer ki öyle ise başka hiç bir şey söylemiyorum fakat işler bu şekilde değilse
Sizi zevki ve aldığı haz için cana kıyan caniler olarak göremeye devam ederim buna da karışamazsınız düşüncelerimi de açıkça beyan edebilirim (can almaktan ne zevk alınır bilemem)

Güzin Çakar
29-01-2012, 00:31
Çok gerekli bir nedeni olmadan bir canlının öldürülmesini aklım almıyor. Bundan zevk alanlar için söyleyebilecek bir şey bulamıyorum .Her söylenen, savunmasız, masum canlıların katledilmesi yanında hafif kalıyor. Allah yüreklerine merhamet versin, ıslah etsin...

syılmaz
29-01-2012, 00:38
Avcılığı açlıktan ölmemek için yapıyor olamazsınız değil mi?


Anlamayacağınızdan ve boşa yazdığımdam eminim ama yazalım bakalım.

Bu forumda birçok kişi evinde ya da bahçesinde domates, biber vs. yetiştiriyor değil mi? Neden? Domates alacak paraları olmadığından mı? Tabi ki değil. Kendi yiyeceklerini doğadan kendileri almak istiyorlar. Bunun zevkine varmak istiyorlar.

Avcılıkta böyle, et alacak paramız olmadığından değil, kendi yiyeceğimizi mücadele ederek, doğadan kendimiz almak istediğimizden, aldığımız zevkin sebebi budur. Nasıl öldürdüm ama diyerek hava atmak şeklinde değil!

Mesela bende kendi zevk alıyor diye evde hayvan besleyenleri anlamıyorum, hayvanın rızasını almış mı evde beslemek için? Kuşu ya da tavşanı kafese kapatıp, böyle yaşamaya mahkum ederken hayvanın rızasını almışlar mı?

Süs olsun diye eve alınan köpekler sonra kapı önüne konulduğundan dolayı değil midir sokakta ki sayısız köpeğin varlığı?

Ben de böyle insanların hayvanseverliğini, doğaseverliğini anlamıyorum.

pria
29-01-2012, 01:22
Bu tartışmaların sonu gelmez..

Herşeye işimize geldiği gibi kılıf bulmakta ustayızdır vesselam..Dini kuralları bile çarpıtırız bu uğurda..

Ben güvercinlerin bol olduğu meydanlarda en çok şuna tanık oluyorum:
Genç ana-babalar kendileri bankta oturup keyif çatarken 3-5 yaşlarındaki çocuklarının amansız biçimde güvercinleri kovalamasına, rahatsız etmelerine, kuşlarla bir oyuncak gibi oynamalarına asla karşı çıkmazlar..çocuklarının kuşlara eziyet etmelerine ses çıkarmazlar..''yapma oğlum..onlar da bizler gibi canlı, günah, ayıp, kuşları rahat bırak mamasını yesin..'' demezler..

Yani kısaca böyle hayvan sevgisinden uzak insanların küçükken kuşlara eziyet eden çocuklarının, büyüyünce ellerine bu kez tüfek alıp, bıldırcın, ördek, tavşan kovalamalarına şaşırmamak gerek..

Her işin başı aile ve eğitim..

Ne desek boş..

İnsan sevgisi olmayanın hayvan sevgisi de sahtedir.

Acımasızca namluyu doğrulttuğunuz o canlılar, asla saksıda yetiştirdiğimiz domates değildir syılmaz kardeş..nasıl bir mantıktır sizinki?
En az sizin kadar ''yaşama hakkı'' olan canlılar onlar..biber domates değil yani..

''Kuşun, tavşanın zevk için kafese kapatılması'' konusunda haklısınız..
Bana göre avcıların yaptığından pek bir farkı yoktur.En azından işkencedir.
Hayvanların en güzeli özgür olanıdır bence..

syılmaz
29-01-2012, 08:45
Acımasızca namluyu doğrulttuğunuz o canlılar, asla saksıda yetiştirdiğimiz domates değildir syılmaz kardeş..nasıl bir mantıktır sizinki?


Mesajın başında yazmıştım.
Anlamayacağınızdan ve boşa yazdığımdam eminim ama yazalım bakalım.


---


En az sizin kadar ''yaşama hakkı'' olan canlılar onlar..biber domates değil yani..


İşte bu kadar yaban hayatına yabancısınız. Bu hayvanlar yaratılışları gereği başka canlıları beslerler. Hiç bir tavşan doğada eceli ile ölmez, eninde sonunda illa ki av olur. Mesele av olana kadar soyunu devam ettirebilecek kadar yavrulamış olsun.

Bir tavşan başka canlılara besin olsun diye yaratılmıştır ama bir insan bu amaçla yaratılmamıştır.

Elmayla armutu birbirine karıştırmaya çok güzel bir örnek olmuş sizin ki.

dermana
29-01-2012, 10:34
hangi avcı kendi yetiştirdiği bir bıldırcını, bir ördeği, bir sığırcığı.... avlar? elma ile armudu siz karıştırıyorsunuz. eskiden (8-10 yıl öncesine kadar) gökyüznde bulut gibi sığırcık sürüleri dolaşırdı. öyle güzel görüntüler oluşurdu ki.. şimdi ara ki bir tanesini bulasın. buna benzer daha çok örnekler var.

Jezebel
29-01-2012, 10:48
Bu el benim elim...


266401


Daha sonra öldürmek amacıyla besliyorsanız, lütfen beslemeyin.
Besleyecekseniz içinizdeki hayvan sevgisini besleğin, ciddi açlık çekiyor.
Doğal yaşama sevgilerimle;)

Sûz-i Dilârâ
29-01-2012, 11:09
Bu forumda birçok kişi evinde ya da bahçesinde domates, biber vs. yetiştiriyor değil mi? Neden? Domates alacak paraları olmadığından mı? Tabi ki değil. Kendi yiyeceklerini doğadan kendileri almak istiyorlar. Bunun zevkine varmak istiyorlar.

Avcılıkta böyle, et alacak paramız olmadığından değil, kendi yiyeceğimizi mücadele ederek, doğadan kendimiz almak istediğimizden, aldığımız zevkin sebebi budur. Nasıl öldürdüm ama diyerek hava atmak şeklinde değil!


Kurduğunuz mantık insana bu kadarına pes dedirtecek cinsten. Saksıda domates yetiştirirken verilen mücadeleyle, avcılığın sözde mücadelesini nasıl kıyaslarsınız aklım almıyor. Haklısınız bizler, siz ve sizin gibi insanların mantığını anlamıyoruz. Saksıda domates yetiştirirken bir defa bir canlının hayatına son vermiyorsunuz, oysa siz ormanda verdiğiniz sözde mücadeleyle hiç gereği yokken sağlıklı -siz aksini söyleseniz de- üreme kabiliyeti olan bir hayvancağızı öldürüyorsunuz(!).

Bize bilinçli avcılar hikâyesini anlatmayın lütfen hiçbir avcı yaşlanmış, eti kartlaşmış bir hayvanı öldürüp de etini yemez.

Başka bir mesajınızda bir tavşanın başka bir canlıya besin olmak için yaratıldığını söylüyorsunuz, biz de diyoruz ki bırakın yaban hayatı kendi varlığını ve dengesini insan eli ile müdahele edilmeden kendisi sürdürsün ki o denge bozulmasın. İnsan elinin değdiği her yer bozuluyor bunu çok iyi bildiğinizden eminim-avcı ister bilinçli isterse bilinçsiz olsun-.

Bir de lütfen başka yanlışlardan örnekler vererek kendi fikrinizin savunmasını yapmayın, basit kaçıyor, bu forumda aklı başında hiç kimse eve alınan evcil bir hayvanın sokağa atılmasına razı olmaz, buna karşı çıkar. Kuş ya da tavşanın kafese kapatılmasına rıza göstermez. Bunu yapan kişilere de ne hayvansever ne de doğasever denir.

Dünyanın öbür ucundan getirilip sırf insanların zevklerini tatmin etsin diye havası, suyu, toprağı elverişli olmayan yerlerde satılan ve göz göre göre ölüme terk edilen Sibirya kurtları, muhabbet kuşları, papağanlar, kaplumbağalar vs. bunları hiçbir gerçek hayvansever, doğasever tasvip etmez, tıpkı çiçeğin dalında güzel olduğu gibi o hayvancıklar da kendi vatanlarında güzeldir, yararlıdır doğaya, insana. Çok seven gider onları kendi yerlerinde görür. İmkânı olmayan da oturur belgesel izler. Ki bizler o dengenin bozulmaması uğruna bu merakımızdan vazgeçmeye de hazırız görmesek de olur.

Yani size diyebileceğim bizler yaban hayatına yabancı değiliz, o güzelliklerin el değmeden muhafaza edilmesini isteriz. Ne açsınız, ne açıktasınız, gidip ormana kendi mücadelenizle yiyeceğinizi kazanmanızı gerektirecek hiçbir durum yok, eğer bir mücadele verilecekse -hani bir mesajınızda yazmışsınız ya- 45 günlük civcivler kesiliyor, tıka basa yediriliyor veya mezbahanelerde vicdan sınırlarının çok ötesinde uygulamalarla o zavallı hayvanlar kesiliyor ya mücadele bence bunların düzeltilmesi olmalı. Kapitalist obezler, ceplerini dolduracak diye hiçbir canlıya bunun yapılmasına izin verilmemeli.

Kuran'da bir ayette belirtildiği gibi -ki bunu siz de yazmışsınız- Allah bazı hayvanları etinden, binitinden faydalanalım, onlarla uzak mesafeler yakın olsun, hem onlarla yüklerimiz bize eziyet vermeden yerimize vasıl olalım diye yaratıldı. Ama bu demek değildir ki biz onlara gereğinden fazla yük vuralım veya ihtiyacımızdan fazlasını keselim her şey kararınca güzeldir sayın syılmaz.

Peygamber efendimiz zamanında bir kişi devesini kesmek için hayvanın yanında bıçağını bilemiş de Hz. Muhammed o kişiye kızmış, "neden onu iki kere öldürüyorsun" diye. Bilmem anlatabildim mi? Eğer insanlar ahiretlerini ve verecekleri çetin hesapları düşünüyorlarsa bin kere düşünüp bir kere yapmalılar.

Ha bu arada ben evimin et ihtiyacını -kendim yemiyorum- yılda bir defa kesilen kurban etinden karşılıyorum, derin dondurucu sağolsun. Gözümüz ne tavşan pilavında, ne bıldırcın etinde ne de onları avlarken vereceğimiz mücadelenin zevkinde. Taş devrinde de yaşamıyoruz, açlık sınırının altında olan bir ülke de değiliz, fakirimiz var ama açlıktan ölecek kadar değil, velhasıl kelam o tavşancağızın veya bıldırcının bir gram etine muhtaç değiliz.

Elimizde olmayanların peşinde koşmak yerine biraz da elimizdekine şükretmek ve yaşarken ve henüz nefes alırken yaşatmaya gayret etmek. İnanın öldürmek en kolayı zor olan yaşatmak. Bu kadar çok tüketim çılgını ve terminatörün arasında bizler zor olana talip olduk.

pria
29-01-2012, 11:29
''Öldürme içgüdüsü'' hayvanlarda olduğu gibi insanlarda da vardır..
Bizler bu hayvani içgüdümüzü ne kadar frenleyebilirsek o kadar insanlaşırız.
Gerisi palavradır.

............

o Bir engerek yılanını nedense yuvasında öldürmeye çalışan Tekirdağlı çiftçi Rahmi Kaburcuk kendisi av oldu. Yılan daha atak davranıp avcıyı boynundan ısırdı.

o Eskişehir'de Mihalıççık ilçesinde ava çıkan üç kişiden Mustafa Özkan kaza ile arkadaşının oğlunu vurdu.

o Konyanın bir beldesinde bir genç birlikte tavşan avına çıktığı kardeşini tüfeği ile öldürdü.

o Antalya'da Halil Çalışkan adlı kişi evinin bahçesindeki yılana arka arkaya ateş etmeye başlayınca olan oldu. Av tüfeğinden çıkan saçmalar duvardan sekerek oğlu Murat Çalışkan'a isabet etti.

o İstanbul Silivri'de ava çıkan Bekir Sütüpak adlı inşaat işçisi, vurduğu ördeği buz tutan gölden almak isterken buzun kırılması sonucu soğuk sulara gömüldü.

o Ağrı, Afyonkarahisar, Denizli, Kayseri ve Sivas'ta masum ve aç hayvanları hazır korumasız durumda iken vurmak için yola çıkan beş avcı donmuş!

o Ağrı'nın Panos ilçesinde Süphan dağında ava çıkan 3 avcı çığ altında kalarak ölmüş.

o Sabah eşi uyandırmayı unutunca arkadaşları ile ava gidemeyen koca bu kızgınlıkla karısını vurmuş. Bir kere avcılarda öldürme dürtüsü oluşmuş, ancak öldürerek "mutlu" oluyorlar.
Orhan KURAL
Prof. Dr.


http://istanbulburda.com/haber_author.php?id=102865

Eğer bir avcı avda bir kurt sürüsü, bir ayı tarafından öldürülse inanın hiç acımam..
Çünkü avcının öldürme hakkı varsa karşısındaki yaban hayvanının ondan on kat fazla öldürme hakkı vardır.
Ava giden avlanır inşallah..

syılmaz
29-01-2012, 11:50
Eskiden (8-10 yıl öncesine kadar) gökyüzünde bulut gibi sığırcık sürüleri dolaşırdı. öyle güzel görüntüler oluşurdu ki.. şimdi ara ki bir tanesini bulasın. buna benzer daha çok örnekler var.

Sığırcık av kuşu değildir, avı yasak, yasak olmasa dahi hiçbir avcının avlamak isteyeceği bir kuş değil. Sığırcığı sadece elinde sapan ya da havalı tüfekle kuş öldüren salak çocuklar vurur, bununda adı av değil, öldürmek olur.

Kısacası verdiğiniz örnek, örnek bile değil.

Oysa siz ormanda verdiğiniz sözde mücadeleyle hiç gereği yokken sağlıklı -siz aksini söyleseniz de- üreme kabiliyeti olan bir hayvancağızı öldürüyorsunuz(!).


O Amerika'da yapılan, bizim ülkemizde yapılmayan ayı avı ile ilgili bir örnekti. Bütün avlar sadece üreme kabiliyetini yitirmiş hayvanlara yapılır diye birşey demedim.


Bir de lütfen başka yanlışlardan örnekler vererek kendi fikrinizin savunmasını yapmayın, basit kaçıyor.


Basit açıklama yaptığım yok, anlayabilen için gayet mantıklı, tutarlı, veriye dayalı açıklama yapıyorum. Tutarlı açıklama yapamayan sizin gibi düşünen üyeler.

Avcılığın yaban hayatına zarar verdiğini düşünen tüm üyelere;

Devletin ve kurumlarının koyduğu kurallar çerçevesinde, bilinçli yapılan avcılığın doğaya zarar verdiğini, herhangi bir bilimsel veriyle/çalışmayla ispatlayın. Bu forumda yazmayı bırakırım.

Bu kadar mı zor kaynak göstererek, veriye dayanarak konuşmak?

Dünyanın hangi medeni ülkesinde avcılık yasak? Madem bu kadar kötü ve bizim ülkede benim gibi bunu düşünemeyen insan çok, gelişmiş batılı ülkelerde niye yasak değil?


Dünyanın öbür ucundan getirilip sırf insanların zevklerini tatmin etsin diye havası, suyu, toprağı elverişli olmayan yerlerde satılan ve göz göre göre ölüme terk edilen Sibirya kurtları, muhabbet kuşları, papağanlar, kaplumbağalar vs. bunları hiçbir gerçek hayvansever, doğasever tasvip etmez.


Forumda sanki böyle üye çok var, daha tepki alanını görmedim.


Yani size diyebileceğim bizler yaban hayatına yabancı değiliz.


Kendinizi kandırıyorsunuz, daha önce ki mesajınızda belgeselde ki görüntüleri bile korkunç bulup izleyemediğinizi belirtmiştiniz.



Kuran'da bir ayette belirtildiği gibi -ki bunu siz de yazmışsınız- Allah bazı hayvanları etinden, binitinden faydalanalım, onlarla uzak mesafeler yakın olsun, hem onlarla yüklerimiz bize eziyet vermeden yerimize vasıl olalım diye yaratıldı. Ama bu demek değildir ki biz onlara gereğinden fazla yük vuralım veya ihtiyacımızdan fazlasını keselim her şey kararınca güzeldir sayın syılmaz.


Fazlasını keselim ya da buna benzer hiçbir mesaj yazmadım şimdiye kadar.



Ha bu arada ben evimin et ihtiyacını -kendim yemiyorum- yılda bir defa kesilen kurban etinden karşılıyorum, derin dondurucu sağolsun. Gözümüz ne tavşan pilavında, ne bıldırcın etinde ne de onları avlarken vereceğimiz mücadelenin zevkinde. Taş devrinde de yaşamıyoruz, açlık sınırının altında olan bir ülke de değiliz, fakirimiz var ama açlıktan ölecek kadar değil, velhasıl kelam o tavşancağızın veya bıldırcının bir gram etine muhtaç değiliz.


İster tavşan eti yerim, ister kuzu eti. Kimseyi ilgilendirmez, kimse de bunun günah olduğunu iddia edemez. İddia edecek kişi delille gelecek, kaynak gösterecek. Lafla peynir gemisi yürümez.

pria
29-01-2012, 12:13
Sığırcık av kuşu değildir, avı yasak, yasak olmasa dahi hiçbir avcının avlamak isteyeceği bir kuş değil. Sığırcığı sadece elinde sapan ya da havalı tüfekle kuş öldüren salak çocuklar vurur, bununda adı av değil, öldürmek olur.

Kısacası verdiğiniz örnek, örnek bile değil.

.

Yanılıyorsunuz..Gidin Edirne-Keşan ilçesine..Oradaki köylerde binlerce sığırcık avlanır..binlerce..her avcı 50-100 taneyle döner..
Ben çok iyi bilirim bu avcıların ne kadar gaddar ve acımasız olduklarını..
Bakın aşağıdaki videoya..Havalı tüfekle ne kadar güzel (!!!) avlıyorlar o minicik canlıları..Sitenin adına bakarmısınız: Ustaavcılar..

Havalı Tüfek İle Sığırcık Kuşu Avı | Usta Avcılar (http://www.ustaavcilar.com/2011/03/04/havali-tufek-ile-sigircik-kusu-avi/)

elim
29-01-2012, 12:22
Bu el benim elim...


266401


Daha sonra öldürmek amacıyla besliyorsanız, lütfen beslemeyin.
Besleyecekseniz içinizdeki hayvan sevgisini besleğin, ciddi açlık çekiyor.
Doğal yaşama sevgilerimle;)


Av kökünden gelen avcılık, bir şeyleri avlamak, yok etmek anlamındandır.
Adı üzerinde av avlamak,” avcılık” Bir şeyleri yok etmek amacı ile yapılıyorsa bir gün o,nun sonunun gelmesidir. Bir deyimle bindiğin dalı kesmektir. Çocukluğumda evimizin bahçesinde elime tutuşturulan tüfekle vurduğum tavuk aklımdan hiç çıkmaz. Hala neden yaptığımı hayıflarım. Oysa marketten haftada bir iki tavuk alıp yememe rağmen. Etlik olarak beslenen hayvanlarla tabiattaki hayvanların olayını bir birine karıştırmayalım. İnsan sağlığı için beslenen hayvanlar farklı bir olay. Tabiattaki yetişen ve doğa dengelerini sağlayan hayvanlar farklıdır. Siz doğada yetişen bir şeyleri yok ederseniz, doğanın dengesini bozmuş olursunuz. Bu gün bilincsiz yapılan eylemler nedeni ile bir çok hayvanın neslini tüketmiştir.
Avlamak yok etme olmamalı.

syılmaz
29-01-2012, 12:24
Yanılıyorsunuz..Gidin Edirne-Keşan ilçesine..Oradaki köylerde binlerce sığırcık avlanır..binlerce..her avcı 50-100 taneyle döner..
Ben çok iyi bilirim bu avcıların ne kadar gaddar ve acımasız olduklarını..
Bakın aşağıdaki videoya..Havalı tüfekle ne kadar güzel (!!!) avlıyorlar o minicik canlıları..Sitenin adına bakarmısınız: Ustaavcılar..

Havalı Tüfek İle Sığırcık Kuşu Avı | Usta Avcılar (http://www.ustaavcilar.com/2011/03/04/havali-tufek-ile-sigircik-kusu-avi/)

Verdiğiniz örnek Türkiye'den değil, diyelim ki Türkiye'de de dediğiniz gibi sığırcık vuran yetişkin insanlar var. Yazıklar olsun diyeyim, ne diyeyim yani. Hiç bir mesajımda bu tip insanları haklı gösterecek birşey yazmadım ki.

Arabayla tavşana çarpan (kasıtlı olarak), gece farla tavşan avlayan, sezon harici hamile tavşan vuran, yiyebileceğinin çok üzerinde bıldırcın avlayan birçok kişiyle tanıştım. Bunları avcı diye nitelendirmiyorum ve yaptıklarından dolayıda inşallah bu dünyada olmasa bile ahirette cezalarını görürler.

Ben hep kurallara uygun avcılıktan bahsettim, beni eleştirirken bunu unutmayın.

Sûz-i Dilârâ
29-01-2012, 12:28
Laf uzadıkça üslubunuz çirkinleşiyor, saldırganlaşıyorsunuz, daha mesajıma ilk cevabınızı yazarken işi sanane, bananeye dökmüşsünüz, medenîce tartışmaktan anladığınız bu mudur?

Medenî ülkeler(hangi kıstaslara göre medenî), devletler benim için bir ölçüt değil ki onlardan gelen şeylere doğruymuş gibi yapışmak neden? Ben doğanın kendi dengesini kendisinin sürdürmesinin gereğinden bahsediyorum, devletlerin koyduğu kotalar, avcılık, yasalar, şu bu beni ilgilendiren şeyler değil. Doğanın insan eli değmemiş kısımlarındaki mükemmel işleyişe bakarsanız görürsünüz başka delile ihtiyacım yok benim.

Bu arada dersinizi iyi çalışıyorsunuz, cevap yazacağınız üyenin diğer mesajlarını da kontrol ediyorsunuz, bu güzel bir özellik tebrik etmek isterim.

Ben kendimi kandırmıyorum, o belgeselleri izlerken bir kaplanın bir ceylan yavrusunu yakalayıp boynunu sıkarak öldürmesi, iç organlarını çıkarması, karnını deşerek yemesi içinde azıcık merhamet taşıyan herkesin içini sızlatır, benim o görüntüleri izlemeye gerçekten yüreğim dayanmıyor. Yaban hayata yabancı değilim demem en azından onun kendi içindeki düzeni biliyor ve anlıyor olmamdan ve müdahele edilmesine karşı çıkmamdan kaynaklanıyor. Nasıl ben bahçeli evimde mutluysam onlar da kendi ormanında, dağında, denizinde mutlu. Sizin bilinçli avcılığınızın müdahelesini gerektirecek hiçbir dengesizlik yok onda. İnsan karışmasın o kendi yaşlısını da kısırını da temizler, yok eder.


Ne ben ne de siz fetva alimi değiliz. Ancak size şu kadarını söyleyeyim kasapta, markette bu kadar etin içinde eğer siz çıkıp da elinizde tüfek, o hayvancağızları nefes nefese koşturarak kalbini korkudan güm güm attırarak
-hayatta kalma içgüdüsü- kovalar, elinizdeki silahla ateş ederek acı çektirerek öldürürseniz -ki o silah sesinin ormandaki diğer zavallıları ne kadar korkutup ürküttüğünü de bilirsiniz- günah işlemiş olursunuz. Bir Müslüman olarak İslâm dinini bu kadarcık olsun bilirim. Ha fazlasını keselim demişsiniz ha bu kadar etin arasında gidip avlanmışsınız ne farkeder ki!

İslâm dininde yavru hayvanların kesimi hakkında neler dendiğini düşünerek kuzu etinizi yiyiniz afiyetle ben zaten karışmıyorum, burada herkes fikrini beyan ediyor, kabul edip etmemek herkesin kendisine kalmış.

Yusuf Yalçın
29-01-2012, 12:40
Anlamayacağınızdan ve boşa yazdığımdam eminim ama yazalım bakalım.

Bu forumda birçok kişi evinde ya da bahçesinde domates, biber vs. yetiştiriyor değil mi? Neden? Domates alacak paraları olmadığından mı? Tabi ki değil. Kendi yiyeceklerini doğadan kendileri almak istiyorlar. Bunun zevkine varmak istiyorlar.

Avcılıkta böyle, et alacak paramız olmadığından değil, kendi yiyeceğimizi mücadele ederek, doğadan kendimiz almak istediğimizden, aldığımız zevkin sebebi budur. Nasıl öldürdüm ama diyerek hava atmak şeklinde değil!

Mesela bende kendi zevk alıyor diye evde hayvan besleyenleri anlamıyorum, hayvanın rızasını almış mı evde beslemek için? Kuşu ya da tavşanı kafese kapatıp, böyle yaşamaya mahkum ederken hayvanın rızasını almışlar mı?



Süs olsun diye eve alınan köpekler sonra kapı önüne konulduğundan dolayı değil midir sokakta ki sayısız köpeğin varlığı?

Ben de böyle insanların hayvanseverliğini, doğaseverliğini anlamıyorum.


öncelikler avcılık ile yetiştiriciliği bir birine karıştırmayın birisinde tohumdan yetiştirim mahsul alıyorsunuz birisinde ise doğada yetişmiş güzelim hayvanlarım canını alıyorsunuz bunlar alakası olmayan şeylerdir.
ikincisi kendi yiyeceğinizi mücadele ederek kazanmak istiyorsunuz da ondan dolayımı omzunuzdan tüfekler eksik olmuyor maden mücadele istiyorsunuz diğer canlılar gibi silahsız savaşında göreli
üçüncüsü hayvanları bu kadar çok düşünüyorken hala ava çıkmanıza anlam veremedim bu arada eminim avcıların %90 yanlarında köpek götürüyorlar ve köpek besliyorlar onlar hayvanların rızasını almışlar mı onu araç olarak kullanma hakkına sahiplerse bu hak nereden geliyor anlayamadım
evde hayvan beslemek ise hayvanın rızası var ise doğal ve normal bir olaydır insanlar ile hayvanlar arasında belirli ilişkiler var dır bu ilişkileri hayvan öldüren bir kişinin anlayacağını düşünmüyorum hayvanlarla aranızda öyle bağlar oluyor ki ne hayvan sizden ayrılmak istiyor nede siz hayvanda hatta ve hatta öyle örnekler var ki herkes bilir sahibinden her hangi bir nedenden dolayı ayrıldığı için açlıktan ölen bir şey yemeden yaşayanlar var

tekrar dan söylüyorum avcılık ve spor yan yana gelemeyecek 2 farklı kavramdır

"Anlamayacağınızdan ve boşa yazdığımdam eminim ama yazalım bakalım."

bir cana kıymak anlaşılamaz bir şey olduğundan anlayamayız sizde haklısınız

doğa sever bir sitede tartışılacak bir konu olmadığını da söylemek isterim adil bir münakaşa değil size karşı tüm site bu sizin yaptığınız gibi haksızlıktır başka cevap yazmayacağım

syılmaz
29-01-2012, 12:43
Laf uzadıkça üslubunuz çirkinleşiyor, saldırganlaşıyorsunuz, daha mesajıma ilk cevabınızı yazarken işi sanane, bananeye dökmüşsünüz, medenîce tartışmaktan anladığınız bu mudur?


Uslubumu bozmamaya özenle dikkat ediyorum. Birçok insan beni katil, psikopat, öldürmekten zevk alan diye nitelendirirken, üstü kapalı inşallah kendin av olursun derken, ben gayet medeni bir şekilde cevap veriyorum.

Biraz fazla alınganlık gösterdiğinizi düşünüyorum. Eleştiri kaldıramayan bir yapınız var gibi. Biraz daha rahat olmanızı tavsiye ederim, tıpkı benim gibi.


Bu arada dersinizi iyi çalışıyorsunuz, cevap yazacağınız üyenin diğer mesajlarını da kontrol ediyorsunuz, bu güzel bir özellik tebrik etmek isterim.


Teşekkür ederim.


Ben kendimi kandırmıyorum, o belgeselleri izlerken bir kaplanın bir ceylan yavrusunu yakalayıp boynunu sıkarak öldürmesi, iç organlarını çıkarması, karnını deşerek yemesi içinde azıcık merhamet taşıyan herkesin içini sızlatır, benim o görüntüleri izlemeye gerçekten yüreğim dayanmıyor.


Avcılıkta en az bu kadar doğal ve yaban hayatına uygun ama yine içiniz kaldırmadığı için karşı çıkıyorsunuz. Sizin içinizin kaldırmaması, bunun doğaya uygun olmadığının delili değil.


Ne ben ne de siz fetva alimi değiliz.


Doğru değiliz, ben de hiç fetva vermedim zaten. Fetva veren islam alimlerinin söylediklerini ekledim sadece ve bunda yanlış yaptığımı düşündürecek hiçbir şey bulamadım. Siz kasapta et satarken gidip avlanmanız günah derseniz, işte buna delil/kaynak göstermeniz lazım. Her seferinde bunu yazıyorum ama daha gösterebilen çıkmadı.



Burada herkes fikrini beyan ediyor, kabul edip etmemek herkesin kendisine kalmış.

İtirazım yok.

syılmaz
29-01-2012, 12:59
Eminim avcıların %90 yanlarında köpek götürüyorlar ve köpek besliyorlar onlar hayvanların rızasını almışlar mı onu araç olarak kullanma hakkına sahiplerse bu hak nereden geliyor anlayamadım.


Avlanmak köpeğin doğasında vardır ve bunu yaparken çok mutludur. Köpek, sahibinin ava çıkacağını anladığı anda coşkuya kapılır, diğer köpekler ava götürülürken kendisi götürülmezse küser.

Av peşinde koşan bir beagle, pet shopta satılıp bütün gün kapalı bir evde yaşayıp, sadece tuvalet ihtiyacı için dışarıya çıkarılan bir beagle'dan 70 kere daha mutludur. Keşke dili olsa da konuşabilse.

Evcil hayvan sitelerinin satılık hayvanlar bölümünde sürekli görüyorum.

Panpişim, tontonum, kuçukuçum, minnoşum vs. vs. taşınacağım için/artık bakamayacağım için/şehir değiştirdiğim için vs. vs. yeni yuva arıyor.

Aman ne güzel, bravo doğrusu madem bakamayacaksın, bir iki sene sonra ne şartlarda olacağını kendin de bilemiyorsun, ne diye o hayvanı alıyorsun? Köpeğini sokağa atan (sorsan kendini hayvansever niteler) çok gördüm ama köpeğini sokağa atan avcıyı hiç görmedim.

Güler
29-01-2012, 13:01
Sevgili arkadaşlar, başlık açıldığından beri mesajları okumaya gayret ediyorum.
Aynı fikirde oluruz veya olmayız ama hepimiz insanız, lütfen mesajları yazarken kullandığınız usluba dikkat ediniz ve işi şahsî yöne yöneltmeden yazınız.

Konu 6-7 kişi arasında tartışılmış da olsa okuyan yüzlerce kişi var.

Sevgi Durul
29-01-2012, 13:08
Sayın syılmaz,
Bir an için avcı değil, av olduğunuzu düşünebilir misiniz:confused: Saygıyla...

Ben başka bir şey söylemiyorum. Buraya yazdığım ilk ve son mesajımdır.

Sûz-i Dilârâ
29-01-2012, 13:14
Alınganlık göstermiyorum mesajlarınızdan çıkardığım sonuç, işin sananeciliğe dökülmesi, konunun medenîce tartışılmasına çektiğiniz dikkatten dolayı dikkatimi çekti belirtmek istedim.

Bakın şurada anlaşalım, yaban hayatının kendi içerisindeki düzeni izlemeye
-vahşi kısımlarını- içim kaldırmıyor ama ben bunu anlayabiliyorum. Anlayabildiğim için de müdaheleye karşıyım, o denge, o düzen kendi içinde kendini yürütüyor, kendine yetiyor zaten. Doğanın bilinçli ya da bilinçsiz avcıya ihtiyacı yok.

Siz avcılığı bir spor dalı olarak görüp işi doğaya müdaheleye götürüyorsunuz ve durup dururken sırf sizin canınız istedi diye bir cana kıyıyorsunuz. Birileri spor olarak değerlendirdiği, sonucunda alacağı zevk için eline silahı, sapanı vs. alıp bir canlıyı öldürme hakkını kendinde görüyor. Bu hakkı avcıya kim veriyo? O hayvanların dili olsa da söylese neler söylemezlerdi, bir böcek bile ezileceğini anladığı anda nasıl canhıraş kaçıyor minicik adımlarıyla hiç gözlediniz mi?

Hayvanların kendi aralarında içgüdüleriyle yaptıkları avlanmayla, akıl bahşedilen insanın davranışlarını kıyaslıyorsunuz ve bunun en az vahşi doğadakilerin yaptıkları kadar doğal olduğunu iddia ediyorsunuz. Birincidekiler yaptıklarından masum çünkü öyle yaratılmışlar ama acaba akıl, irade ve vicdan bahşedilen insanın durumu aynı mı?

nevsune
29-01-2012, 13:34
Allah bile kitabında bazı hayvanların etinden yararlanasınız diye yarattım der. Çeşitli hadislerde avın helal olduğu belirtilir. Allah serbest kılmış, siz nasıl bunu katliam, zulüm, büyük günah diye yaftalıyorsun?

Din üzerinden bir savunma yapmak bence zaten alakasız ama "git keyfin için, egonu tatmin etmek için senden güçsüz bir yaratığı öldür" dememiş ki. Keyif için öldürmenin, bir canlıyı yok etmenin neresi savunulabilir, gerçekten anlayamıyorum. Hangi güç, hangi mantık size bu hakkı veriyor ki?

Herkes düşüncelerini yazmış, bana çok da birşey kalmamış. Öldürmenin hak olmadığını savunan forumdaşlarıma, tüm canlılar adına teşekkürü bir borç bilirim.

sinasi6
29-01-2012, 14:04
Sayın Arkadaşlar

"Avcılık sporunun" bir sonraki aşaması belki de şu. 1970'li yıllarda özellikle Amerikalı zenginlerin başlattığı daha sonra dünyanın farklı ülkelerinin zengin "avcılarınının" da belli bir ücret karşılığı katıldığı "insan avı sprou". Buradan gelir elde edecek kişiler sokaklarda yaşayan insanları kaçırıyor, besliyor, sağlıklı hale getiriyor ve sonra etrafı çevrili (doğal engellerle) alana bırakıyorlar. Sonra arkalarından ava çıkıyorlar. Bu 1990'lara kadar gizli "avcılık kulüpleri" çerçevesinde devam ediyor. sonra açığa çıkınca yasaklanıyor suçlular cezalandırılıyor. Halen devam ediyor mu gizli olarak bilmiyorum ama bazı yoksul ülkelerde benzer durumun olabileceğini insan hakları dernekleri yazıyor. Bu "spor" bir kaç filme de konu olmuştu.

Şimdi kısaca yorumlarsak, paran varsa, silahın varsa, güçlü isen (ya da gerçek anlamı ile güçsüzlüğünü örtmekiçin) ve bu "spor"u yapma "isteğin" varsa ve bu servisi sağlayan "spor organizatörleri" de varsa....

Kime ne değil mi? Spor yapıyoruz.

Çok farklı boyutlarda düşünülebilir avcılık olayı. Balık avlamaktan insan avlamaya kadar.

Avcılık insanlık tarihinde bir yaşama mücadelesi, bir geçim yolu (sosyolojik olarak bir üretim biçimi) iken bu gün spor olmuş. Zevk için. Her sporda ahlaklı yapan da var... diğer türlü de.... Elinde olan gücü başka canlıyı öldürmek için kullanmak spor ve zevk ise bu konuyu tekrar tekrar düşünmekte yarar var. Ne için "öldürüyoruz", pardon spor yapıyoruz...

Olayın diğer bir yönü de ne tür sporları kimler yapar? bunun psikolojik ve toplumsal boyutu... Konu ile ilgili bazı araştırmalarda ortaya çıkanlar "avcılık sporunu" yapan arkadaşları üzecek sonuçlar ortaya çıkartmış. Tabii genellemeler şeklinde. Eminim pek çok istisna vardır. Yanı bu sporu son derece "insani" ve "vicdani" temellere dayandırarak yapanlar ... Hatta "zayıflık hissi" olmadan güçlerini adil bir şekilde uygulayan... vs....


Saygılarımla.

syılmaz
29-01-2012, 14:09
Sayın syılmaz,
Bir an için avcı değil, av olduğunuzu düşünebilir misiniz:confused: Saygıyla...


Bunun cevabını daha önce vermiştim Sn. SDurul.



Bakın şurada anlaşalım, yaban hayatının kendi içerisindeki düzeni izlemeye
-vahşi kısımlarını- içim kaldırmıyor ama ben bunu anlayabiliyorum. Anlayabildiğim için de müdaheleye karşıyım, o denge, o düzen kendi içinde kendini yürütüyor, kendine yetiyor zaten. Doğanın bilinçli ya da bilinçsiz avcıya ihtiyacı yok.



İnsanlar uzaydın mı geldi Sn. Suz-i Dilara? Herhangi bir insan bu dünyanın kendisine verdiklerinden faydalanmadan yaşamını devam ettirdiğini iddia edebilir mi?

Doğan her çocuk, yeni konut ihtiyacı, yeni işyeri, yeni altyapı, yeni yol, yeni enerji santrali ihtiyacı demektir, yeni tarım sahası ihtiyacı yeni su kaynağı ihtiyacı demektir. Ve bu nasibinin peşinde koşan bir avcının doğadan aldığından çok daha fazlası demektir.

Dünyada üç beş insan varken de bu dünyanın bize sunabileceği imkanlar aynıydı, 7 milyar insan varken de... Nüfusumuz artıyor, dünya ise sabit, nereye kadar?

Yaşadığımız dünyaya çok yabancı olduğunuzu düşünüyorum.

Sûz-i Dilârâ
29-01-2012, 14:30
Şahsım hakkında düşündüklerinizi kendinize saklayın lütfen
-alınganlık gösteriyorsunuz, eleştiriyi kaldıramıyorsunuz, yaşadığımız dünyaya yabancısınız vs. -
burada bir konudan bahsediyoruz, konuya yoğunlaşın ve yazdıklarıma cevap verin lütfen.
"Konuyu şahsîleştirmeyin" diye moderatörden uyarı aldık -artık o uyarı kime geldi bilmiyorum- ki muhtemelen hepimize geldi ben payıma düşeni aldım sizin de gereken hassasiyeti göstereceğinizden eminim.

İnsanlar uzaydan gelmediler tabi ki yaşadığımız her an zaten bu dünyanın nimetlerinden faydalanıyoruz ne ben ne de buraya yazan bir başkası bunu inkâr etmiyoruz zaten.

Konumuz avcılık ve bunun bir spor olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, sizse kalkmış dünyanın artan nüfusundan, kentleşmeden, tarım alanlarından bahsediyorsunuz. Konuyu şuraya mı getirmek istediniz? Yani dünya nüfusu artıyor ve avcılık yapılabilir? :)

Dünyanın artan nüfusuyla birlikte ortaya çıkan yeni durumlar ve bu yeni durumlara tabiatın dengesine zarar vermeden uyum sağlayabilmek ayrı bir başlık konusu olarak tartışmaya açılabilir.

Bu konunun avcılıkla ve durup dururken zevk olsun, spor olsun diye canlı avına çıkmakla nasıl bir bağlantısı var doğrusu bu bağlantıyı kuramadım açıklarsanız sevinirim.

Eğer ki dünyanın artan nüfusunu düşünerek hareket ediyorsanız bence mevcut popülasyona müdahele etmeyerek en doğrusunu yaparsınız, spor olsun diye canlı avlamak kendi topuğunuza sıkmak olur. Çünkü bu denge ne kadar uzun süre korunursa dünyanın ömrü de o kadar uzun olur.

delphin7
29-01-2012, 17:37
Ne yazik ki yazdilaklarimin cogu silindi gitti:( Su kis gunu yasamak ve yavrularini buyutmek icin ornegin keklik ve tavsan avlamak zorunda olan, ulkedeki bir avuc karakulagin vasagin avina ortak olmak ve bunuda zevki hobisi icin yapmak, yirtici avcilari kendisine rakip olarak gormek ne kadar etik ve akil dolu bir davranis degil mi. Merhamet ve vicdandan daha soz etmiyorum bile...nereden baslasak ki o karda kista yasama savasi veren tavsana mi, bir diger tarafta yavrularini kendisini yasatmak icin avini kaybeden vasaga mi? Bu duzeni ahen ki zevkiniz hobiniz icin bozarken akil vicdan merhamet nerede kaliyor? Bu hakki bana devlet kanunlar veriyor deyip isin icinden cikamazsiniz. Birde gercek mutlak olan ilah adalet var. Ha hala ben ila ki avlanirim derseniz. Kendi malinizi kendi yetistirdinizi avlarsiniz etinide yersiniz size kimse bir sey demez. Ama birakin yaban hayatinin buyuk cogunlugunu son 50 senede kaybetmis ulkenin bir avuc canlisini avlamayi. Hele ki bunu zevkiniz ve hobiniz icin yapiyorsaniz

syılmaz
29-01-2012, 18:45
Konumuz avcılık ve bunun bir spor olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, sizse kalkmış dünyanın artan nüfusundan, kentleşmeden, tarım alanlarından bahsediyorsunuz. Konuyu şuraya mı getirmek istediniz? Yani dünya nüfusu artıyor ve avcılık yapılabilir? :)


Dil çıkarma efekti olsaydı, cevap olarak onu ekleyecektim.



Bu konunun avcılıkla ve durup dururken zevk olsun, spor olsun diye canlı avına çıkmakla nasıl bir bağlantısı var doğrusu bu bağlantıyı kuramadım açıklarsanız sevinirim.



Demek istediğim devede kulak işlerle uğraşıyorsunuz, önümüzde troll gemisi denizin dibini tarıyor, herşeyi yokediyor, siz onu görmeyip sahilden olta atan adama balıkların neslini tüketiyorsun diye kızıyorsunuz.

Bu arada kurallara uygun avcılığın hayvanların nesline zarar verdiğini iddia edenler, ortaya hala bilimsel bir çalışma/veri vs. koyamadılar. Galiba yok öyle birşey.
:cool:

Sûz-i Dilârâ
29-01-2012, 19:13
Dil çıkartma suratı uygun olurdu, o cümle zaten oraya konuya azıcık espri katsın diye eklendi.

Devede kulak işlerle uğraşmak, bizler İbrahim'in ateşine su taşıyan karınca gibiyiz, maksat safımız belli olsun. Çok çok güçlüler zaten dünyayı ateşe vermişler, üstelik bu ateş İbrahim'in ateşi gibi içindekini yakmayan bir ateş değil, sona doğru hep birlikte gidiyoruz.

Belki de Nemrut'un burnuna kaçan sinek oluruz belli mi olur? Hiç umulmadık şekilde bir şeyleri düzeltiriz.
Her iki durumda da bizim içimiz rahat biz bize bırakılan emanete ihanet etmedik.


Kurallara uygun avcılığın hayvan popülasyonuna zarar verip vermediği meselesine gelince kimsenin böyle bir şeyi ispatlamak diye bir derdi yok. Zira bizim ölçümüz devletler, kurallar, kanunlar, yasalar, istatistikler veya bilinçli avcılar değil! O sizin bahsettiğiniz kanunlar olsa olsa yapıyorlar yapmaya bari kontrollü yapsınlar türünden bir oyalama, avuntu ve konunun canlı hakları kısımları tamamen yok sayılarak yapılmış.

Burada kimse konuya sizin baktığınız taraftan bakmıyor, sizin anlamamakta direndiğiniz konu bir canlıyı, spor için öldürme hakkını kimin verdiği? Sizin bu hakkı nereden aldığınız? Bana bunun cevabını yazın.

Sorun, kaderi hakkında söz söyleme şansı ve imkânı bulamayan bir cancağızın kaderi üzerinde sizin sürdüğünüz hükmün kaynağı. Yaşlı da olsa hasta da olsa can candır ve kutsaldır. Ne bilinçli ne de bilinçsiz avcıların onu almaya hakları yoktur.
Allah'ın verdiği canı Allah alır? Her şey gelir insan vicdanında düğümlenir kalır! Ya sudan havadan -sizce şahane ve tersi ispatlanamayan- bahanelere sarılarak işlenen cinayetlere çanak tutar, ortak olursunuz veya bir şeylerin ucundan tutar kaldırmaya çalışırsınız. Seçim sizin.

pria
29-01-2012, 19:43
Bakın..ben 1970'lerde daha 16 yaşındayken yazın, okul harçlığı çıkarmak için Kazdağları'nın zirvesinde orman idaresi şantiyelerinde birkaç yıl çalıştım..
Daha çocuk sayılırdık..
Yüksek bir ormanın içinde, dağın zirvesinde korkmadan yaşamak zordur..
Beni bir akşam şantiyeye dönerken yapayalnız bıraktılar..
Ben içimdeki korkuyla, ayı hikayelerini hatırlaya hatırlaya, korku içinde bağıra çağıra, şarkı söyliye söyliye 5 kilometrelik yolu gece karanlığında bitirdim..
Bunu kasıtlı olarak yapmışlar bana..korkumu yenmem için..
Daha sonraları alıştım tabi böyle bir hayata..
...
Hergün sabahleyin iki arkadaş, şantiye binasına 50 metre uzaktaki çeşme başına elimizi yüzümüzü yıkamak için giderdik..çeşme başında birçok yabani erik ve elma ağaçları vardı..
Meyvelerin olgunlaştığı günlerde ayılar bizden önce çeşme başına gelir, ağaçların kalın dallarını kırarlar ve bir tek olmuş erik bırakmaksızın yerlerdi..
Günümüzün olağan sahneleriydi bunlar..

Yine işbaşı yapmak için sabah yola çıktığımızda, yerlerini bildiğimiz yabani çilek dolu olan yerlerden geçerken, ''inşallah, bizden önce ayılar gelmemiştir'' diye dua eder, eğer ayılar gelmediyse bir güzel çilek ziyafeti çekerdik kendimize..

...
Büyüklerimiz bize tenbihlerdi; ''eğer ayıyla karşılaşırsanız, telaşlanmayın, geç koca oğlan dersiniz, o geçip gider'' derlerdi..
Sadece giysilerimizde ayıların gözüne güneş ışığını yansıtacak kemer tokası, metal düğme olmamasını tembihlerlerdi..

Ayılar da insanlar da huzurluydu kısaca..
Hatta ayıların, dağda çalışan türkmen obalarının çadırlarına inerek, pişmiş yemeklerini vs. çaldıklarını bile anlatırlardı..
O kadar çok ayı öyküsü dinlerdik ki..ama..''ayıyı şöyle vurdum, böyle devirdim'' diyen bir tek kişi bile görmedim..
...
Ben ormanın grayder operatörünün gece kaldığı yüksek kazıklar üstüne yaptığı çardağında birkaç kez ayının yavrularıyla misafir olduğuna tanık oldum..grayderci yadırgamazdı bile bunu..
...
Fakat o yıl bir alman karı-kocayı öldürdü ayılar..kaçak avlanan bu çift pusuya yatmış..kiraladıkları köylüler ayıyı sıkıştırmış, onların üstüne doğru sürmüşler..alman tek atışta devirememiş ayıyı..ve..en tehlikeli durum çıkmış ortaya..yaralı ayı ikinci fişeğe fırsat bırakmadan karı kocayı altına alıp parçalamış..öyle derlerdi, ilk atışta ayıyı deviremezsen, ikinciye fırsat vermez, derlerdi..
...
Hayatımın en renkli günleriydi o yıllar..
Fakat ne büyüklerimiz bizi avcılığa alıştırdı..ne de biz artık bir tüfek sahibi olalım da avlanalım demedik asla..
O doğal ortamdan doğal hikaye ve anılarla döndük..
...
Hayatım boyunca ormanda yalnız dolaşırken kurtla da domuzla da karşılaştım..hiç tedirgin olmam..
...
Şimdi 10 yaşındaki fidanlığımda yuva yapmış tavşanları görüyorum..hatta bir defasında fidan sularken bir yavru, pıt diye önüme sıçradı..sevdim onu..hiç unutmam..

Bu yavrunun ana babası benim fidanlıkta..bir ben bilyorum sanırım..vururlar diye en yakın tanıdıklarıma bile bahsetmedim onlardan..
Zevk için vururlar çünkü..

Bizler böyle yetiştik..tüfeğin gez göz arpacığında kendimizi bir kahraman avcı gibi görmedik,istemedik asla..
Lanet olsun öyle spora..
Hele o güzelim canlıları keyif için, güya spor bilmemne için öldürüp, dinden imandan bahsedenlere aslında söyliyecek çok şey var ama..yeri değil..

Eser İlhan
29-01-2012, 20:35
Sevgili pria, yazdıklarınız, anlattıklarınız içimi ısıttı :))) Teşekkürler ;)

delphin7
29-01-2012, 21:12
Ne dini felsefi, ne akli vicdani nede hic bir ilmi dusence sistemi, dogada ki bu muhtesem mucizevi duzeni bozmaya onay vermez, veremez. Cunku kendi varliligininda bu duzenin devamina bagli oldugunu bilir. Kurani kerimin farkli ayetlerinde, yuce yaratan defalarca esrefi mahluk olarak nitelendirdigi insanoglunu ,kainatin evrenin tabiatin sirlari ve ahenki, o muhtesem duzeni hakkinda dusunmeye tefekkur etmeye davet eder. Umulurki ders alasiniz ; hikmeti esyanin, canlilarin ,tum tabiat ve kainatin, arkasindaki gercek ilahi kudretin, kime ait oldugunu, kimden geldigini anlayasiniz, idrak edesiniz diye. S.Peygamberimiz, kendisine o kadar eziyet edilmesi, yuzunun yaralanmasi hatta Taif de disinin kirilmasina ragmen, agzindan bir kotu soz cikmamisdir, omrunde sadece kainatin duzen ve ahengini bozanlara ,cevreyi tabiati bozan, tahrip edenlere lanet etmistir. Ki Turkiye gibi bircok nadide turunu kaybetmis **** kaybetmenin esigine gelmis bir ulkeden bahsediyorsak. Alageyigin tum dunyaya yayildigi bir ulke yani anavataninda sayilari 1970 lerde 7 ye inmisse simdilerde genetik havuzu daralmis 150 birey var ise, y.koyunlari 1965 lerde 35 taneye inmisse a.leopari, cizgili sirtlan yok olmussa. Yuzbinlerce ahu gozlu ceylandan geriye ciftlik hayvanina donmus 800 tane bireyin kalmasi tum eli kanli tufeklilerin kabahatidir bilincli olsun olmasin. Biri bir gidiste tum bir suruyu katlederken digeri tek tek katletmistir! Vurduklarinin kendileri gibi memeli oldugunu senede bir kere ve bir kac yavru dogurduklarini unutmuslardir bu merhametsiz ve vicdansizlar. Milyonlarca yumurtlayan baliklari bitiren bu katliamci canavarlara tek tek doguran memeli canli dayanir mi dostlar. Ki dayanmamistir zaten ulkenin y. hayati bitme noktasina gelmistir. Nedir bunun caresi kultur balikciliginda yapildigi gibi dogal tabiatta var olan faunaya dokunmadan kendi ciftliklerinde ormanlarinda yetistirdikleri kendi hayvanlarini avlanirlar. Kimsede bir sey demez onlara.

Tura
29-01-2012, 21:33
Konu amacından saptığı için konu başlığını 'Avcı doğa dostu mudur?' diye değiştirdim. Böylesi daha doğru olmuştur umarım.

İsteyen de istediği kadar eleştirsin avcılığı ama eleştiri avcılık üzerine olsun. Cevap yazmamı gerektirecek birşey olmadıkça, cevap yazmayacağım.

Önce ki mesajlarımda bulunan tüm tekil ifadeleri düzeltiyorum. Kırıcı olabilecek kelimeleri kaldırıyorum. Bakalım medeni bir şekilde bu konuyu tartışabilecek miyiz?

Sayın Sûz-i Dilârâ, Sayın Üzüm
10 mesajda hırçınlandığını bir daha cevap vermiyeceğimi bildirmiş, 11 mesajda özür dilemişti. Alıntı 39 mesaja aittir. Ondan sonraki mesajları okudunuz. Değişen hiç bir şey yok.
Avcı devamlı taktik değiştrir.Hedefine varmak için tüm yollar mübahtır. Konuya örnek avcının yapısı budur. Uğraşlarınızın cevap bulmayacağını bilin.

Sayın pria, Eser İlhan gibi benim de içim ısındı. Sağolun.

dermana
29-01-2012, 22:04
avlanacak ne kadar hayvan kaldı ki? bütün avcılara tavsiyem tüfeklerini bırakıp fotoğraf makinesi almaları. tetik yerine deklanşöre basmaları. çok daha zevkli ve dinlendirici olduğunu göreceksiniz.

syılmaz
29-01-2012, 22:32
Burada kimse konuya sizin baktığınız taraftan bakmıyor.


Ağaçlar.net'te çok sayıda avcı üye var hemde gerçekten çok sayıda, önceki konulardan bulabilirsiniz, zaten eski bir üye olduğunuza göre benden daha iyi biliyorsunuzdur. Onların burada yazmaması sadece benim böyle düşündüğüm anlamına gelmez.


Sizin anlamamakta direndiğiniz konu bir canlıyı, spor için öldürme hakkını kimin verdiği? Sizin bu hakkı nereden aldığınız? Bana bunun cevabını yazın.


Spor canlıyı vurmak değildir, avdan eli boşta dönsem kendimi spor yapmış sayacağımı daha önceki mesajlarımda belirtmiştim. Bu hakkı nereden aldığıma gelince, kanunlardan tutunda inanç sistemime kadar herşey bana bu hakkı veriyor. Bunu kaç defa yazdığım halde neden hala soruyorsunuz anlamıyorum.



Allah'ın verdiği canı Allah alır? Her şey gelir insan vicdanında düğümlenir kalır! Ya sudan havadan -sizce şahane ve tersi ispatlanamayan- bahanelere sarılarak işlenen cinayetlere çanak tutar, ortak olursunuz veya bir şeylerin ucundan tutar kaldırmaya çalışırsınız. Seçim sizin.

Tekrar tekrar söylüyorum, ya bu işin içine Allah'ı katmayın, ya da katıyorsanız avcılığın günah olduğuna dair delil gösterin. İslam sizin yorumlarınıza göre oluşmuyor.



Devede kulak işlerle uğraşmak, bizler İbrahim'in ateşine su taşıyan karınca gibiyiz, maksat safımız belli olsun. Çok çok güçlüler zaten dünyayı ateşe vermişler, üstelik bu ateş İbrahim'in ateşi gibi içindekini yakmayan bir ateş değil, sona doğru hep birlikte gidiyoruz.

Belki de Nemrut'un burnuna kaçan sinek oluruz belli mi olur? Hiç umulmadık şekilde bir şeyleri düzeltiriz.
Her iki durumda da bizim içimiz rahat biz bize bırakılan emanete ihanet etmedik.


Yolunuz açık olsun, selametle...

syılmaz
29-01-2012, 22:51
Neyse ki Türkiye'de ki tüm bayanlar, burada ki bayan üyeler gibi düşünmüyor. Yoksa evde kalırdım herhalde. :rolleyes:

YABAN TV Haber - KADIN AVCILAR haber sayfası (http://www.yabantv.com/haber/2452-kadin-avcilar.aspx)

AVDOĞA DERGİSİ agustos 2010 (http://www.avyaban.com/forum/index.php?topic=3048.0#axzz1ksm5rJzC)

pria
29-01-2012, 23:12
Soru
Avlanmak haram mı? Bazen zaman geçirmek için avlanıyoruz.

Cevap (Nihat HATİPOĞLU)
Eti yenen hayvanların eti için, zararlı hayvanların ise zararlarından korunmak için avlanmak caizdir. Bu anlamda hayvanların etlerinden ve derilerinden yararlanılabilir. Ancak zevk ve spor için hayvan öldürmek, av avlamak ve bunu alışkanlık haline getirmek uygun değildir.

Nihat hatipoğlun'dan soru ve cavapları (http://www.islamgul.com/sorular-ve-yanitlar/18750-nihat-hatipoglundan-soru-ve-cavaplari.html)


...Hadislerde hayvan hakları konusunda ısrarlı bir şekilde vurgulanan husus, onların yaşama haklarıdır. Hz. Peygamber'in tavsiye ve uygulamalarında belli başlı zararlılar hariç, hayvanların faydasız ve keyfi bir şekilde öldürülmesi yasaklanmış, hayvanlara merhametli davranılması gereğine işaret edilmiştir. (Kaynak:Nesâi, Sayd, 34; Dârimi, Sünen 2, 115 )


...Yine Hz. Peygamber'in karınca, arı, kurbağa, hüdhüd ve surad kuşu vs. gibi hayvanlar karşısındaki tutumu (bunları öldürme yasağı) , sonraki nesiller üzerinde fazlasıyla etkili olarak "hayvanın insan üzerindeki hakkı" şeklinde kolektif bilinci doğurmuştur. Öte yandan hayvan türlerinin ve neslinin devamı açısından önemli olan av olgusuna da nasslarda yer almakla birlikte doğal dengeyi bozan ve eğlence amaçlı avcılığa izin verilmemiştir.(Kaynak:. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1, 357; 2,371)

......Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz. (Kaynak : Doç. Dr. Adnan KOŞUM, İslam'da Hayvan Hakları, Diyanet Aylık Dergi, Sayı:194, S.39-41 )

...Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, hayvanlara tanınan söz konusu hakların insanlar tarafından verilen, başka bir ifadeyle beşeri kaynaklı değil, üstün bir iradeye dayanmakta olduğudur. Hayvanların insanlar üzerinde haklarının yalnızca günah korkusuna dayanmayıp İlahi irade tarafından hayvanlara bahşedildiği bilincinin, Müslüman toplumların tarih boyunca hayvan hakları olgusunda hassas olmalarında etkin olduğu inkâr edilemez bir gerçektir.

Şükrü Özbuğday- Konya İl Müftüsü
slam'da Hayvan Sevgisi ve Hayvan Haklar-kr zbuday Konya l Mfts - VAAZ STES (http://www.vaazsitesi.com/haber_detay.asp?haberID=275)


Sonsöz:
MERHAMET ETMEYİ BİLMEYENE MERHAMET EDİLMEZ...

syılmaz
29-01-2012, 23:17
Sn. Pria, sizin yazdığınız kaynaklarda da avın mübah olduğu tekrar tekrar vurgulanmış. Zevk için öldürülmez demiş, zevk için öldürmüyoruz. Aldığımız zevk hayvanın ölmesinden, ya da nasıl öldürdüm ama? gibisinden hava atmak için değil.

1500 kere de bunları yazsam, size kendimi ifade edemeyeceğimi biliyorum.

Kısaca, verdiğiniz örnekler benim düşüncelerimi çürütmüyor. Zaten verdiğiniz örnekleri içeren linkleri ben daha önce kendim ekledim foruma.

Ayrıca merhametsiz falanda değiliz.

pria
29-01-2012, 23:21
Çok fakir ve hayvansal protein sağlayabilecek bir geliriniz olmadığı için mecburen avcılık yapıyormuş gibi lanse ediyorsunuz kendinizi..
Usta bir demagogsunuz gibime geliyor..
Tetiği çekerken gözleriniz de yaşarıyordur belki :rolleyes:

dermana
29-01-2012, 23:23
pekı hayvanları hangi duygularla vuruyorsunuz? merhamet ederek mi?

syılmaz
29-01-2012, 23:30
Çok fakir ve hayvansal protein sağlayabilecek bir geliriniz olmadığı için mecburen avcılık yapıyormuş gibi lanse ediyorsunuz kendinizi..


Önce ki mesajlarımı okumadan yazıyorsunuz galiba.




Avcılıkta böyle, et alacak paramız olmadığından değil, kendi yiyeceğimizi mücadele ederek, doğadan kendimiz almak istediğimizden, aldığımız zevkin sebebi budur. Nasıl öldürdüm ama diyerek hava atmak şeklinde değil!



-----

pekı hayvanları hangi duygularla vuruyorsunuz? merhamet ederek mi?

Bkz. hemen yukarısı.

dermana
29-01-2012, 23:37
Sn. ..... Aldığımız zevk .......

sonuçta bir zevk alıyorsunuz yani....

syılmaz
29-01-2012, 23:39
sonuçta bir zevk alıyorsunuz yani....

Konuyu çarpıtıyorsunuz, yaptığınız iş tıpkı birine iftira atmak için ses kasedinden kelimeleri cımbızla seçip, sadece o kısmı yayınlamak gibi.

dermana
29-01-2012, 23:48
Konuyu çarptırıyorsunuz, yaptığınız iş tıpkı birine iftira atmak için ses kasedinden kelimeleri cımbızla seçip, sadece o kısmı yayınlamak gibi.

mesajınız olduğu gibi yerinde duruyor. ben sadece konuyu vurguladım, iftira değil .

Güzin Çakar
29-01-2012, 23:49
1.266512

2.266513

3.266514

4.266515

Sûz-i Dilârâ
29-01-2012, 23:57
Sayın syılmaz, burada yazılanları sadece sizin şahsınızaymış gibi algılamayın, ağaçlarnet'te çok sayıda avcı üyenin olduğunu söylüyorsunuz, bu mesajlar size, ağaçlar.net'in avcı üyelerine (siz de ağaçlar net'in avcı üyelerinden birisisiniz) ve sizler gibi düşünen bütün avcılara yazılıyor.

Burada şahsınıza yönelik herhangi bir nefret uyandırmak da amacımız değil. Kendiniz yazmışsınız Antalya için ağaçlandırma çalışmalarınız var, bunlar güzel işler. Burada tartışılan sizin şahsınızda avcılığın spor olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği. Bu tartışmada siz karşı cenahtasınız o kadar.

Medenîce tartışıyoruz değil mi? Burada mesajlaşırken bir konu hakkında usturubuyla fikir beyan etmeyi de öğreniyoruz aynı zamanda. Bizim milletimiz tartışmayı pek bilmez, tartışma programlarını bir izleyin -eskiden daha beterdi, resmen bağırışıp dururlardı, sinirlenir tv'yi kapatırdım-. Tv programlarının bir toplumun aynası olduğunu düşünürüm.

Gelelim konumuza;

Avcılık bir canlıyı vurmak değilse nedir? Avdan eli boş döndüğünüzde avcı olmuyorsunuz dolu döndüğünüzde ne oluyorsunuz? Bir canlıyı vuran bir avcı. Bu da spor oluyor değil mi?

Doğadan kendi mücadelenizle yemeğinizi çıkarma zevkine eriyormuşsunuz avlanınca, bu zevke başka bir canlının yaşamı karşılığında eriyorsunuz bunu iyice anlayabiliyor musunuz? O canlı sırf konuşamıyor, derdini anlatamıyor, hakkını savunamıyor diye ona bunu yaptığınızın farkında mısınız? Komşunun kümesinden tavuk çalabilir misiniz? Çalamazsınız çünkü sahibinin gazabından korkarsınız ama dağdaki zavallının arkasını kollayanı yok diye ona tetik doğrultma hakkını kendinizde bulur bunu da yaparsınız.

Allah'ı işe karıştırmayın diyorsunuz, bu hakkı inanç sisteminizden aldığınızı söylüyorsunuz. Ben de size diyorum ki sizin inancınız ortada onca yenecek et varken gidip de dağa sırf kendi zevkinizi tatmin edesiniz diye hayvan avlamayı yasaklıyor. İnanç sisteminizde bir de israf diye bir olgu var, bunca yiyecek et varken ortalıkta -ki alım gücünüzün olduğunu siz de söylüyorsunuz- gidip de yabandaki bir zavallıya tamah etmek israftır, boşuna cana kıymaktır.

Kanunların size verdiği bütün haklar karşısında da bu kadar cevval misiniz? Hakkınızı hep böyle savunur musunuz? Yoksa siz de mazluma karşı aslan kesilip sizden güçlü olan karşısında divan mı durursunuz?

Ya da şöyle başka bir açıdan yazayım hani daha önce belirttiğiniz medenî ülkeler ve onların yasaları kıstaslarınız var ya? Onlardaki bütün yasaların her şeyin en doğrusunu buyurduğu gibi bir inanca sahip misiniz?

Hakkınızın kaynağı olan bu yasalar size %100 doğru davrandığınızın bir garantisini mi veriyor? Bu işin hiç vicdanî, ahlâkî boyutunu da düşündünüz mü?

syılmaz
29-01-2012, 23:57
Sn. Gcakar, eklediğiniz resimlerin avcılıkla olan bağlantısını kuramadım. Açıklarsanız memnun olurum doğrusu.

Avcıları, yavru kedileri öldürüp, köpeklerin kuyruğuna teneke bağlayan, sapanla serçe öldüren, sokakta aç hayvan gördü mü 'oh ne güzel, ölsün acından' diyen insanlar sanmıyorsunuz umarım.

Sûz-i Dilârâ
29-01-2012, 23:58
Ne farkeder bazıları sokaktakini öldürüyor, bazıları dağdakini. Sapanla serçe öldüren de geleceğin avcısı!

syılmaz
30-01-2012, 00:03
Sn. Suz-i Dilara, yazacaklarım daha önce ki yazdıklarımla aynı içerikte olacak, yeni birşey sormuyorsunuz ki yeni bir cevap vereyim. Sorularınızın cevapları eski mesajlarımda mevcut.


Kanunların size verdiği bütün haklar karşısında da bu kadar cevval misiniz? Hakkınızı hep böyle savunur musunuz? Yoksa siz de mazluma karşı aslan kesilip sizden güçlü olan karşısında divan mı durursunuz?


Ne diyeyim yani şimdi Sn. Suz-i Dilara, evet mazlumu gördüm mü aslan kesilir ezerim mi diyeyim. Yazdıklarımdan bunları mı çıkardınız yani?

syılmaz
30-01-2012, 00:05
Ne farkeder bazıları sokaktakini öldürüyor, bazıları dağdakini. Sapanla serçe öldüren de geleceğin avcısı!

Çok farkeder hatta hiç alakası yok. Hiç bir mesajımda bu tip insanları haklı gösterecek birşey yazmadım. Aklı başında kimse de yazmaz zaten. Sokak hayvanlarına eziyeti avcılıkla eşleştiriyorsanız, daha bu konuda sizinle yazışmayalım Sn. Dilara.

Sûz-i Dilârâ
30-01-2012, 00:12
Mazlumdan kasıt illa insan değil ki, ava gittiğinizde sizi görünce korkan, hayatta kalma içgüdüsüyle canhıraş öldürülmemek için kaçan zavallı hayvan da mazlum grubuna girer. Ben demiyorum siz diyorsunuz ava gidiyorum, avlanıyorum, yiyeceğim eti mücadele ederek kazanmanın zevkine eriyorum diye. :)

Gelin siz bu av işinden vazgeçin değerli arkadaşım, Antalya'daki ağaçlandırma çalışmalarınıza yoğunlaşın -gıpta ettim keşke benim de imkânım olsa da böyle ağaçlandırma işine girişebilsem, köyden üç-beş palamut getirip saksıda büyütüp insanların zarar veremeyeceği köşelere dikebiliyorum ancak- ha ava yine gidin ama silahsız olarak hani demişsiniz ya avdan elim boş dönünce de kendimi spor yapmış sayıyorum diye siz sporunuzu hep böyle yapın.

Şimdi şurada ortada bir ateş yakalım ve barış çubukları içelim. :)

harun_ç
30-01-2012, 00:12
Herkese çok selam.

Bende bir avcıyım. Etinden faydalanmayacağım hiç bir canlıyı avlamam. her canlının bir üreme ve yetişme dönemi vardır. Gerçek avcı bu dönemde hiç bir şekilde avlanmaz hatta o hayvanlarıda o dönemde vurmaya kalkanları bizzat gerekli mercilere bildirerek yakalanmalarını sağlarlar.

Gelelim asıl mevzuya. Dinimiz Besleme ile başlanan ve boşa gitmeyecek kadar avlanmayı
helal kılmıstır.

Ayrıca bu forumun çoğuya yakını et tüketmektedir. siz hiç tavuk kesimi gördünüzmü. Tavukların ayaklarından asılarak bıçaktan geçirildiğini. Lütfen bi araştırın bu konuyu. İnanın o rezilliği görseniz avcılığın canilik olduğunu düşünmezsiniz..

Şunu da söylemeden edemeceğim. Bu devirde sömürgeciliğin ön planda olduğu bu zamanda özellikle de geri kalmıs ülkelerde insanların "kuş" gibi avlandığını düşünürsek biz sadece kendimize tartışacak bi konu aramış oluruz. Asıl sorunumuz bu olması gerekir.

Unutmayalımki atalarımızda avcılık bir gelenekti..

Güler
30-01-2012, 00:14
Sayın delphin7, size daha evvel özelden de hatırlatma yaptım. Lütfen mesajlarınızı bir blok halinde yazmayınız, okumakta zorluk çekiyor, hatta okumuyoruz.

Ara sıra paragraflar yapın, boşluk bırakın ki, gözlerimiz yorulmasın.

syılmaz
30-01-2012, 00:22
Gelin siz bu av işinden vazgeçin değerli arkadaşım, Antalya'daki ağaçlandırma çalışmalarınıza yoğunlaşın -gıpta ettim keşke benim de imkânım olsa da böyle ağaçlandırma işine girişebilsem, köyden üç-beş palamut getirip saksıda büyütüp insanların zarar veremeyeceği köşelere dikebiliyorum ancak- ha ava yine gidin ama silahsız olarak hani demişsiniz ya avdan elim boş dönünce de kendimi spor yapmış sayıyorum diye siz sporunuzu hep böyle yapın.

Şimdi şurada ortada bir ateş yakalım ve barış çubukları içelim. :)

Sn. Suz-i Dilara, size savaş ilan etmediğim için barış yapmamızı gerektirecek birşey yok. Ama dostluk pekişsin derseniz barış çubuklarınızdan (ne olduğunu bilmiyorum ama) içebiliriz.

Ben avcılıktan vazgeçemem zaten aman aman bir avcı değilim, genelde eli boş denen ve avcılığa yeni başlamış sayılacak biriyim.

Yukarıda ki mesajlarda Türkiye'nin bayan avcılarıyla ilgili bir röportajın linkini eklemiştim. Sizin av hikayelerinizi de dinleriz umarım bir gün. :)

syılmaz
30-01-2012, 00:23
Sn. Harun_ç, avatar fotoğrafınıza daha önce nette denk gelmiştim ve gerçekten çok harika bir fotoğraf.

Güzin Çakar
30-01-2012, 00:28
Avcıların, ister bilinçli,ister bilinçsiz olsun zevk almaktan daha çok ilkel insani dürtülerle hareket ettiklerini düşünüyorum. İlk çağlarda insanoğlunun hayatta kalması için gerekli olan bu dürtülerin, halen devam ettirilmesi belki kişileri tatmin ediyordur, ama zaten büyük zararlar verdiğimiz doğal yaşamda yeri olmamalıdır.

Sayın syılmaz,bütün forumu ya da çoğunluğunu karşınıza almış, kahramanca fikirlerinizi savunmaya devam ediyorsunuz. Medeni cesaretinize hayran kaldım ama kesinlikle yazdıklarınızın hiç birine katılmıyorum.

harun_ç
30-01-2012, 00:29
teşekkür ederim. Sn. Syılmaz

bu arada belirtmeliyim. zamansız ve katliam için avlananlara "bohçacı" denir.

Lütfen bohçaçılarla avcıları karıştırmayalım. avcı doğayı sever her ava gittiğinde avlandığı gibi av hayvanlarına yemde bırakır..

syılmaz
30-01-2012, 00:31
Sayın syılmaz,bütün forumu ya da çoğunluğunu karşınıza almış, kahramanca fikirlerinizi savunmaya devam ediyorsunuz. Medeni cesaretinize hayran kaldım ama kesinlikle yazdıklarınızın hiç birine katılmıyorum.

Canınız sağolsun Sn. Gçakar.

Sûz-i Dilârâ
30-01-2012, 00:32
Barış çubuğu, Kuzey Amerika yerlileri arasında ritüel amaçlı kullanılan tütün çubuğu. Calumet veya şaman piposu şeklinde de adlandırılır. Kaynak wikipedi.

Savaş - barış mevzusu değil de mecazî anlamda -daha çok ben ve arkadaşlarım arasında bu anlamda - bir işi tatlıya bağlamak için kullanırız. Yaygın bir deyimdir, duymamanıza şaşırdım.

Aman aman benden ne avcı olur ne de av hikâyeleri dinlersiniz -Allah saklasın-. Evime dadanan böcekleri bile öldüremem, alır dışarı çayırların içine bırakırım. Onlarla konuşmamı duyan evinden misafir uğurluyor sanır. :)

Buradan size dua ediyorum, inşallah hep eli boş bir avcı olursunuz. Dağda, bayırda boş boş gezip yorulduğunuzla kalırsınız. :)

Güzin Çakar
30-01-2012, 00:39
Sayın syılmaz cevabınızı şu an gördüm. Evet, fotoğraflar kedi ve köpeklere ait ama içeriği tüm canlılarla ilgili. O afişlere yaban hayvanlarının fotoğraflarının yerleştirilmesinin olabilirliğini düşünmeden yazmışsınız. Ayrıca bir kedi yavrusu ile bir ayı yavrusu arasında fark olduğunu da düşünmüyorum. Diyeceksiniz ki avcılar yavru hayvanları avlamaz, peki aç kaldıklarında karınlarını doyurur, üşüdüklerinde ısıtırlar mı?

syılmaz
30-01-2012, 00:40
Savaş - barış mevzusu değil de mecazî anlamda -daha çok ben ve arkadaşlarım arasında bu anlamda - bir işi tatlıya bağlamak için kullanırız. Yaygın bir deyimdir, duymamanıza şaşırdım.


Sonradan aklıma geldi, jeton geç düştü yani. :)


Buradan size dua ediyorum, inşallah hep eli boş bir avcı olursunuz. Dağda, bayırda boş boş gezip yorulduğunuzla kalırsınız. :)

Siz duanızı eksik etmeyin, gerisi önemli değil. ;)

syılmaz
30-01-2012, 00:42
Ayrıca bir kedi yavrusu ile bir ayı yavrusu arasında fark olduğunu da düşünmüyorum. Diyeceksiniz ki avcılar yavru hayvanları avlamaz, peki aç kaldıklarında karınlarını doyurur, üşüdüklerinde ısıtırlar mı?

Yanıma gelirse neden olmasın? ;)

Jezebel
30-01-2012, 07:14
Bir katilin bile cinayet işlerken sebebi ve vicdan muhasebesi var.
Bir şey uğruna hapse girmeyi, cana kıymayı göze alabiliyor.
Avcılık öyle mi:confused:
Sadece keyif aldığı için yüzlerce canı alıp, cezasız kurtuluyor, hatta bunu gururla ballandıra ballandıra anlatıyor, öldürdüğü hayvanlar bazen yiyebileceğinden çok fazla olduğu için eşe dosta dağıtıyor.
Kasaplıkla bile kıyaslanmaz bu yaptıkları, kasap aldığı ücrete mukabil bir iş yapıyor,
keyif aldıklarını görmedim.
İnsan avlayanlardan seri katiller, onlar da dağ, bayır, engel tanımadan kurbanlarını arar, bulur, sever ve öldürür, bundan da inanılmaz heyecan ve haz alırlar.
Bilimi bir yana bırakalım, bilim de manipüle edilebilir, parayı veren istediği çalışmayı yaptırır ve dilediği sonucu çıkarıp gözümüze sokabilir.
Asılolan vicdan, onu kimse para ile milim oynatamaz.
Avcılık günahmıdır bilmiyorum, ama cinayettir, hemde toplu cinayet.

selim_50
30-01-2012, 08:06
her konuda sayın jezebel'e katılıyorum,
Televizyonda yaban TV var, ellerinde dürbünlü tüfekler, en modern donanımlar, kilometrelerce uzaktaki hayvanı vurup çok güzel atıştı diye birbirlerini kutluyorlar, gerçek orantısız güç kullanma budur işte,

Tamtutulma
30-01-2012, 09:15
Önce ki mesajlarımda örnekler var, okumadınız sanırım.



Çok sayıda avcı tanıdım, bilinçsiz avlananı, farkında olmadan doğaya zarar vereni gördüm ama psikopat, sadist birini hiç tanımadım. Benim tanıdığım avcı arkadaşlarımın hepsi çok mert, karakteri düzgün, güvenilir insanlardı.



O bilimsel gerekçelerinizi açıklayında bizde öğrenelim ama sakın bilinçsiz avcılıktan bahsetmeyin. Zira ne ben ne de aklı başında kimse bilinçsiz kaçak avlananları savunmaz.

Mesela merak ediyorum, devletin koyduğu av kurallarına (av sezonunda avlanma, limitlere uyma vs.) uyulduğu halde nesli tehlikeye giren hayvan türü var mı? Varsa kaynak göstererek, bilimsel verilere dayalı ispatlarınızı beklerim.

Gerçi boşyere beklemeye gerek yok ya neyse.



Hayret şaşırdım bu düşüncenize. Genelde sizin gibi düşünen insanlar atıcılık dallarına da pek sıcak bakmazlar. Silah kötüdür yasaklanmalıdır, silahla spor olmaz deyip geçerler.



E nede olsa sizin tanıdıklarınız hep psikopat, sadist falanmış, belki ondandır.




Burada yanlışınız var, iyi araştırın, kurt populasyonu eskiye göre daha iyi durumda. Antalya Kaş'ta keçi çobanlığı yapan 64 yaşında bir amca, birkaç senedir keçilerini kurt kaptığını söylüyor. Hayatı boyunca kurt nedir bilmemiş.

Benzer hikayeleri Burdur, Isparta ve Antalya'nın başka yörelerinde de dinledim.



Ben kendi ahiret hayatımı düşünüyorum merak etmeyin, siz ahiret konusunda bu kadar hassassanız, kendi vereceğiniz hesabı düşünün.

Aşağıda ki linki de tekrar ekleyeyim.

Kuran'da av ve avclk...! - oltader.org Balk ve evre Dostlar Forum (http://www.oltader.org/forum/forum_posts.asp?TID=197)



Yukarıda yazmış olduğum cümlemi yeniden yazıyorum ve ne kadar haklı olduğumu bir kez daha görüyorum.

"Avcıların büyük bölümü ile tartışmaya girmek çölde su aramakla eş değer. Tıpkı tarihteki peygamber mucizelerini inkar edenler gibi ne kadar bilimsel, haklı gerekçeler ileri sürerseniz sürün asla kabul etmez ve kendilerini haklı görürler."...

Türkiye'nin en büyük çevreci sitesinde hayvan öldürmenin üstün meziyetlerinin (!!!) methedile methedile bitirilememesi beni rahatsız ediyor. Sanırım yakında biri daha çıkıp "Ağaç kesmenin yararlarını ve dinen caizliğini." ağaçlar.net'te anlatan bir başlık açar.

selim_50
30-01-2012, 09:22
sayın; s.yılmaz zaten siz başlıkta "Avcı doğa dostumudur" diye sormakla farkında olmadan sorunuzu kendiniz cevaplıyorsunuz,

pria
31-01-2012, 11:11
"Avcıların büyük bölümü ile tartışmaya girmek çölde su aramakla eş değer.... ne kadar bilimsel, haklı gerekçeler ileri sürerseniz sürün asla kabul etmez ve kendilerini haklı görürler."...

Türkiye'nin en büyük çevreci sitesinde hayvan öldürmenin üstün meziyetlerinin (!!!) methedile methedile bitirilememesi beni rahatsız ediyor. Sanırım yakında biri daha çıkıp "Ağaç kesmenin yararlarını ve dinen caizliğini." ağaçlar.net'te anlatan bir başlık açar.

Türkiye genelinde büyük bir kış var bugünlerde..Çoğu yer kar..yaban hayvanlarının en aciz olduğu bir dönemdeyiz..

Ben bugünlerde evimin etrafında, balkon mermerlerine, pencere önlerine yem koyarak elimden geldiği kadar çaresiz kuşların açlıktan ölmemesi için birşeyler yapmaya çalışıyorum..onların yem yiyişlerini keyifle izliyorum..

Ama bir de şimdi avcılar geliyor aklıma..Böyle bir karlı havada avcılık kaşıntısı tutmayan avcı yok gibidir..
Sanırım tüm ülkede zamanı bol bütün avcılar araziye çıkmanın ve kardan tipiden çaresizce afallamış hayvanları nasıl daha çok avlarız diye bir telaşın içindedir..
Bunun adı nasılsa ''avcılık sporu (!!!)'' oluyor..
Merhamet yok..
Acıma yok..

Sen bu havada silahını koyacaksın bir kenara..alacaksın 3-5 kilo yemi..çıkacaksın ormana..yemlikler yapacaksın..koyacaksın yemlerini çaresiz hayvanların..ve birçok çaresiz hayvanı açlıktan kurtardığını düşünerek mutlu olarak döneceksin evine..
Spor budur..

Halil Önen
31-01-2012, 13:06
Türkiye genelinde büyük bir kış var bugünlerde..Çoğu yer kar..yaban hayvanlarının en aciz olduğu bir dönemdeyiz..

Ben bugünlerde evimin etrafında, balkon mermerlerine, pencere önlerine yem koyarak elimden geldiği kadar çaresiz kuşların açlıktan ölmemesi için birşeyler yapmaya çalışıyorum..onların yem yiyişlerini keyifle izliyorum..

Ama bir de şimdi avcılar geliyor aklıma..Böyle bir karlı havada avcılık kaşıntısı tutmayan avcı yok gibidir..
Sanırım tüm ülkede zamanı bol bütün avcılar araziye çıkmanın ve kardan tipiden çaresizce afallamış hayvanları nasıl daha çok avlarız diye bir telaşın içindedir..
Bunun adı nasılsa ''avcılık sporu (!!!)'' oluyor..
Merhamet yok..
Acıma yok..

Sen bu havada silahını koyacaksın bir kenara..alacaksın 3-5 kilo yemi..çıkacaksın ormana..yemlikler yapacaksın..koyacaksın yemlerini çaresiz hayvanların..ve birçok çaresiz hayvanı açlıktan kurtardığını düşünerek mutlu olarak döneceksin evine..
Spor budur..

Sn.Pria,

bu değerli! görüşlerinizi neden av ve avcılık ile ilgili sitelerde de paylaşmıyorsunuz? Bir şeyden şikayet ediyorsanız, bir beklentiniz _ kişisel veya toplumsal_ var demektir.

Kavgada bile söylenmeyecek sözler söylüyorsunuz. :mad:

Odeh
31-01-2012, 13:22
Sayın syilmaz,

Kurallari bilen, uygulayan ve gerektiğinde vicdaninin sesini gözardi etmeyen her Avcının doğa dostu olduğunu anlatma çabanızı kutlarım.

Saygılarımla,

Tamtutulma
31-01-2012, 13:53
Sayın syilmaz,

Kurallari bilen, uygulayan ve gerektiğinde vicdaninin sesini gözardi etmeyen her Avcının doğa dostu olduğunu anlatma çabanızı kutlarım.

Saygılarımla,


Tek kelimeyle Harikasınız... Alkış...

Kanatlı Hayvanları Koruma Dernekleri'nde Horoz dövüştürülerek, horozlar kanlar içinde kalır, sakat kalır, gözleri çıkar ama her nasılsa horozlar korunur.

Kangal Köpeklerini Sevenler-Koruma Dernekleri'nde köpekler dövüştürülür ve çoğu kez köpekler ölür veya sakat kalır ama köpekler her nasılsa korunmuş olur.

Kırım-kongo Kanamalı Ateşi'nin en azgın olduğu zamanlarda kenelerin bir numaralı düşmanı olan keklikleri öldürerek doğaya avcı kardeşlerimiz inanılmaz katkılar sunarlar. Doğayı ve insanları, korurlar, vicdanlarının sesini dinlerler.

Abd Irak'a " Demokrasi getirmek" adına Irak'ı işgal eder, 1,5 milyon Iraklı ölür, sakat kalır, yerinden olur, tecavüze uğrar. Ama Irak'a demokrasi gelmiş, Iraklılar korunmuş olur.

Avcı eline son model silahı alır, bir kuşun, tavşanın neredeyse 100 metre uzağından, hayvana düşmanın varlığını haber bile vermeden; bazen arkasından 4-5 fişek atarak kaçma şansı bile tanımadan avlar ama "Vicdanının sesini göz ardı etmez. Doğa'nın dostu olur."

Mizah anlayışınız gerçekten değişik.

Doğa dostu odur ki, yazın sıcak günlerinde evinin balkonuna, pencere aralıklarına, bahçesine kuşlar, kediler ve köpekler içsin diye su koyar. Kışın bu amansız günlerinde hayvanlar yesin diye ekmek, yemek artıkları vs bırakır. Hiç bir maddi katkısı olmadığı gibi, cebinden masraf ederk ağaç diker, doğaya bir yeni birey kazandırır. Sakatlanmış hayvanları alıp arabasını kirletmek, zaman yitirmek pahasına veterinere götürür tedavi eder.

serkan_istanbul
31-01-2012, 13:55
gereksiz yere canlılara zarar vermiyosa doğa dostudur.

Jezebel
31-01-2012, 14:19
Doğaya dost olan bu çirkin adam bu güzel hayvanı neden öldürmüş olabilir?
Evde çocukları aç mı bekliyordur, yoksa bu güzel hayvanın başını duvarına süs mü yapacaktır:confused:



266823



.

Jezebel
31-01-2012, 14:38
Ya bu iki adam - Doğa dostu kendileri, kurbanlarının arkasında nasıl da gururla poz vermişler.


266825



.

xenkebikec
31-01-2012, 14:39
Bence de avcılık sadece açlık-beslenme döngüsünde doğal görülebilir. Tüketime yönelik bir avlanma mevcut sisteme zarar verecektir. Çoğu sistemin - yaban hayat alanlarının istila edildiğini düşünürsek avcılık benim gözümde tüketim çılgınlığından başka bir şey değildir. Tükettiğimizde doğadır.

Odeh
31-01-2012, 14:50
Sayın Jezebel,
Yukarıdaki av fotoğrafı (128 numaralı mesajdaki) yasal izin ile yapılmış ise kesinlikle harika bir trofe bence!

Horoz, köpek dövüşleri av ve avcılık ile ilgisi olmayan konulardır. Hunharcadır.
Irak konusundaki düşüncenize katılıyorum. Özgürlük isteyen Iraklılardı ama demeden de edemiyorum... Çiçekle karşılamışlardı tecavüzcülerini... Kendi vatanlarına ihanet etmişlerdi.. Neyse bu çok ayrı bir konu...

Bir kuş ya da bir tavşan 100 mt uzaktan avlanılmaz. Çok büyük olasılıkla avcının farkına varmış ve kaçarlarken yivsiz tüfeklerle 100 metreden çok daha az mesafelerde avlanırlar. Ayrıca yasa gereği 1+1 yani 2 fişekten fazla kullanılmaz.

Kısaca söylemek gerekirse konu ile ilgili yanlış ve hatalı acıklı bilgiler vererek doğruyu örtüyorsunuz. Sui misal misal olmaz (Kötü örnek örnek olmaz)... İnsan öldürmek yanlış ya da günah diye nefs-i müdaafa yapmayacak mıyız? Sizin örnekleriniz bu yönde.

Hatalı uygulamalar nedeniyle doğru uygulayanları da linç edip ortadan kaldırmak istiyorsunuz. Hepimiz silahlarımızı gömüp camın önünde güvercinlere ekmek verelim istiyorsunuz sanki... :)

Saydıklarınızı, sizin hayal dahi edemeyeceğiniz kadarını kendi hesabıma yapıyorum.

Merkez Av Komisyonunun kararlarına uyulduğu sürece av ve avcılık insanın doğanın hiç bilmediği yönlerini keşfetmesi, öğrenmesi ve kendini öz benliğini geliştirmesi için müthiş bir fırsattır. Elbette vicdan ve görgü en ön planda olmalıdır. Gerektiği kadarı, yeter.

İnsanlar arasında olumsuz farklar, hataları büyük olanlar olacaktır. Avcılar arasında da vardır. Bu ne tüm insanlığı karalamaya yeter ne de tüm avcılık faaliyetlerini...

Saygılarımla,

Halil Önen
31-01-2012, 14:53
Tek kelimeyle Harikasınız... Alkış...

Kanatlı Hayvanları Koruma Dernekleri'nde Horoz dövüştürülerek, horozlar kanlar içinde kalır, sakat kalır, gözleri çıkar ama her nasılsa horozlar korunur.

Kangal Köpeklerini Sevenler-Koruma Dernekleri'nde köpekler dövüştürülür ve çoğu kez köpekler ölür veya sakat kalır ama köpekler her nasılsa korunmuş olur.

Kırım-kongo Kanamalı Ateşi'nin en azgın olduğu zamanlarda kenelerin bir numaralı düşmanı olan keklikleri öldürerek doğaya avcı kardeşlerimiz inanılmaz katkılar sunarlar. Doğayı ve insanları, korurlar, vicdanlarının sesini dinlerler.

Abd Irak'a " Demokrasi getirmek" adına Irak'ı işgal eder, 1,5 milyon Iraklı ölür, sakat kalır, yerinden olur, tecavüze uğrar. Ama Irak'a demokrasi gelmiş, Iraklılar korunmuş olur.

Avcı eline son model silahı alır, bir kuşun, tavşanın neredeyse 100 metre uzağından, hayvana düşmanın varlığını haber bile vermeden; bazen arkasından 4-5 fişek atarak kaçma şansı bile tanımadan avlar ama "Vicdanının sesini göz ardı etmez. Doğa'nın dostu olur."

Mizah anlayışınız gerçekten değişik.

Doğa dostu odur ki, yazın sıcak günlerinde evinin balkonuna, pencere aralıklarına, bahçesine kuşlar, kediler ve köpekler içsin diye su koyar. Kışın bu amansız günlerinde hayvanlar yesin diye ekmek, yemek artıkları vs bırakır. Hiç bir maddi katkısı olmadığı gibi, cebinden masraf ederk ağaç diker, doğaya bir yeni birey kazandırır. Sakatlanmış hayvanları alıp arabasını kirletmek, zaman yitirmek pahasına veterinere götürür tedavi eder.

Sn. Tamtutulma,

yukarıda yazdıklarınız av ve avcılıkla ilgili değil. 100 m. den tavşan avlanmaz. Tüfeğin etki mesafesi 35 m. dir.

Sokakta, pencerenizde, balkonunuzda besledikleriniz avcının avladığı da değildir.

İnsanın kontrol edemediği bir dünyada, acımasız kaderinin tekmeleriyle bir o yana bir bu yana savrulurken; sadece petrole dayalı bir savaşın sorumluluğunu avcılara yüklemeniz bizim_ avcıların_ içini acıtır. Buna hakkınız yok.

syılmaz
31-01-2012, 15:12
Sayın syilmaz,

Kurallari bilen, uygulayan ve gerektiğinde vicdaninin sesini gözardi etmeyen her Avcının doğa dostu olduğunu anlatma çabanızı kutlarım.

Saygılarımla,

Teşekkür ederim Sn. Odeh. Sizi tanıdım; üyelerinin mert, yürekli, her zaman hür yaşayacak ve kendi çocuklarını da bu şekilde yetiştiren insanların oluşturduğu bir forumdan geliyorsunuz. Sizi burada gördüğüme sevindim.

Sayın Jezebel,
Yukarıdaki av fotoğrafı (128 numaralı mesajdaki) yasal izin ile yapılmış ise kesinlikle harika bir trofe bence!


+1, İnşallah bir gün bana da böyle bir av nasip olur.

Sn. Odeh, sizi bazı üyeler konusunda uyarmak isterim, kendilerini avcılık karşıtı olarak tanıtırlar ama tıpkı kaçak avlanan bohçacıların yaptığı gibi tuzak kurarak karşı tarafın bu tuzağa düşmesini beklerler.

Bu tip provakatif mesaj yazan üyelerin tuzağına düşmemeniz konusunda sizi uyarmak istedim. Bu kişiler bizi doğaya faydalı işlerde (ağaç dikmek gibi) görseler bile mutlu olmazlar, onların istediği bizi doğaya zarar verirken görmek, işte o zaman mutlu olurlar. Nasıl bir ruh halinde olduklarını siz düşünün artık.

syılmaz
31-01-2012, 15:14
Sn. Tamtutulma,

yukarıda yazdıklarınız av ve avcılıkla ilgili değil. 100 m. den tavşan avlanmaz. Tüfeğin etki mesafesi 35 m. dir.



Sn. Halil Önen, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan birine laf anlatamazsınız.

selim_50
31-01-2012, 15:18
Avcılığın spor olduğunu, kontrollü yapıldığı sürece hiç bir sakıncası olmadığını savunan arkadaşlar, sizinde bildiğiniz gibi, av sektörü gerçek avcıdan daha çok kontrolsüz olarak avlanan bohçacı dediğiniz kişileri yaratmıştır.
İçinde yaşadığımız yüzyılda avlanmanın bir spor olduğunu, ihtiyaçtan dolayı yapıldığını kimseye anlatamazsınız.
Bazen yaban TV'ye denk geliyorum, yanında eşi ile yürüyen, yanında yavruları ile yürüyen bir geyik metrelerce uzaktan yivli tüfeklerle avlanıyor, birincide vuramıyorsa ikinci, ikincide vuramıyorsa üçüncü atışını yapıyor, o vuramıyorsa bir başka yerde gizlenen kişi atış yapıyor, (biraz ağır bir benzetme ama, sokakta yürürken birinin sizin yanınızdaki çocuğunuzu veya eşinizi aynı şekilde öldürdüğünü düşünün)

pria
31-01-2012, 15:26
Bir avcı sitesinden itiraflar:

...Bir meraya 40 kişi giriyor limitler dahilinde 160 keklik vuruyorlar diyelim. ertesi gün aynı 40 kişi tekrar aynı avlağa giriyor. sıkıntı bu işte... Tamam birçok kişinin maddi durumu iyi olmayabilir ama aynı meraya 2 gün üstüste girmek bence avcılık değildir. düşününki temelli ankaranın meşhur avlaklarındandır. bu sezon açılışında o kadar kalabalıkmışki kalkan keklik kesinlikle yere konamıyormuş. Murat Sivaslı

...Bırakın 2 gün üst üsteyi Benim gördüğüm grup 2 hafta üst üste 2 şer gün aynı merayı avlamışlar. av ne yapsın, yasa ne yapsın.

İnsanda vicdan olacak. Ve adım gibi eminim ki limiti aşmayan bir tek avcısı yoktur bu grubun. gerisini sen düşün.
Fatih KANDEMİR

...Yine söylüyorum yine söylüyorum,bu dünyada bizim milletimizin bir eşi daha yoktur(her yönüyle),yapılan bir işin b..unu çıkartıncaya kadar uğraşmazsak,o gün gözümüze uyku girmez.Ahmet ÖZKAN

...günlük limitlerine de uyduklarını pek zannetmiyorum.gidip 3-4 alay kaldırdığımız avlaklarda 2 hafta sona kuşun tüyü bile kalmamıştı.çobana çiftçiye sorduğumuzda abi 2 otobüs geldi 3 minibüs geldi yaktılar burayı.Bu sene böyle geçer de seneye bomboş meralarla bizi başbaşa bırakan o 30-40 kişilik katliam birliklerinin epey kulaklarını çınlatacağımız kesin...

Hasan BAŞKARA

....hiç bir avcı iki,üç keklik için gitmez.Şimdi Allah rızası için herkez şapkasını önüne koysun zaten hava şartları düğünler sünnetler hastalık gibi mazeret sonucu ava kısıtlı günlerde gidebiliyorsun gittiğin günlerdede acısını çıkarıyorsun bu açık kimse kimseyi kandırmasın,
Kadir SARI

...Kızıyorum evet elimizden geldiğince misafirperverce davranmaya çalıştığımız Bursa, Yalova, İzmit, Adapazarı daha fazla bu bölgelerden gelen avcı arkadaşlarımız artık işi cıvıtmaya başladılar. Avla ve yoket politikası güdüyorlar resmen. Eskişehir avcısının buna tahammulü ve sabrı kalmadı.

Harun KURNAZ

...marmarada bitirdikleri gibi iç anadoluyuda bitirecekler hatta bitirdiler Hasan BAŞKARA

OTOBÜSLERLE AVA GİDİLMESİ YASAKLANMALI (http://www.avlak.com/forum/index.php?topic=140601.25)

Halil Bey..ülkemizde avcılığın profili budur..durum budur..ülkemizde avcılık falan yok, katliam vardır adeta..
Bir kez daha söylüyorum..avcılığı kuralına kanununa göre yapan kişi sayısı binde bir bile değildir..kimse kimseyi kandırmasın..
Halil Bey..siz şu karda kışta köylerde avcıların neler yaptığını en az benim kadar biliyorsunuz..Neden bunları gidip avcılık sitelerine yazmıyorsunuz diyorsunuz..Yazmaya gerek yok,zaten biraz sağduyusu olan avcılar herşeyi itiraf ediyorlar..avcı sitelerini azıcık dikkatlice okursanız zaten herşey tüm rezilliğiyle meydanda..

Hiç sitem etmeyin lütfen bana..yukarıda bir avcının dediği gibi biz millet olarak gerçekten herşeyin b.kunu çıkarana kadar uğraşırız..
İnsanlarda merhamet acıma duygusu tavan yapmadan bu katliamlar bitmez..

Maalesef ülkemizde dürüst, vasıflı, ideal avcı tipi milyonda birdir..
Kimse kimseyi parlak laflar ederek kandırmasın..
Avdan fazla avcı var bu ülkede..çoğunluğu da kalitesiz..gaddar..vicdansızdır bana göre..
Avcı görünümlü katillerin neler yaptığını bir avcı sitesinden alıntılarla anlatmaya çalıştım size..
Bana değil, o merhametsiz, vicdansız, acımasız insanlara kızmalısınız..

Halil Önen
31-01-2012, 15:28
Ya bu iki adam - Doğa dostu kendileri, kurbanlarının arkasında nasıl da gururla poz vermişler.


266825



.

Sn. Jezebel,

burada olanlar özel bir avlaktandır. Bir çok av hayvanı bu avlaklarda beslenir.

Bu avlaklar kişiye aittir ve yüksek paralar karşılığı av yapılır. Sadece bir sınıfa hizmet eder...

Türkiye'de ise böyle değildir.

Böyle olması için Türkiye avcılığının üzerinde ağır bir baskı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Tüm görsel ve yazılı basın ile Doğasever ve hayvansever dernekleri _ belki farkında olmadan _buraya yoğunlaştırılmaktadır.

Sizler savunmasınızda bu sistem _ özel avlak sistemi_ Türkiye' ye gelecek ve yakın zamanda uygulanacaktır...

Vee karşınızda bu avlak sahiplerinin _ gelişmiş ülkelerde olduğu gibi_ ağır baskısını hissedeceksiniz.


Meralar ve gerçek yaban alanlar tel çitlerle çevrilecek parsellenecek. Buralara girmek için _ sadece gezmek için bile_ izin alacaksınız.

Aynen gelişmiş ülkelerde olduğu gibi...

O zaman ben ve benim gibi avcılar _ yapay bir alanda avlanmada_ köpeğini ve tüfeğini bırakmış olacak...


Belki;
Ağaca bakarken ormanı kaçırmış olacağız...

Halil Önen
31-01-2012, 15:46
Bir avcı sitesinden itiraflar:

...Bir meraya 40 kişi giriyor limitler dahilinde 160 keklik vuruyorlar diyelim. ertesi gün aynı 40 kişi tekrar aynı avlağa giriyor. sıkıntı bu işte... Tamam birçok kişinin maddi durumu iyi olmayabilir ama aynı meraya 2 gün üstüste girmek bence avcılık değildir. düşününki temelli ankaranın meşhur avlaklarındandır. bu sezon açılışında o kadar kalabalıkmışki kalkan keklik kesinlikle yere konamıyormuş. Murat Sivaslı

...Bırakın 2 gün üst üsteyi Benim gördüğüm grup 2 hafta üst üste 2 şer gün aynı merayı avlamışlar. av ne yapsın, yasa ne yapsın.

İnsanda vicdan olacak. Ve adım gibi eminim ki limiti aşmayan bir tek avcısı yoktur bu grubun. gerisini sen düşün.
Fatih KANDEMİR

...Yine söylüyorum yine söylüyorum,bu dünyada bizim milletimizin bir eşi daha yoktur(her yönüyle),yapılan bir işin b..unu çıkartıncaya kadar uğraşmazsak,o gün gözümüze uyku girmez.Ahmet ÖZKAN

...günlük limitlerine de uyduklarını pek zannetmiyorum.gidip 3-4 alay kaldırdığımız avlaklarda 2 hafta sona kuşun tüyü bile kalmamıştı.çobana çiftçiye sorduğumuzda abi 2 otobüs geldi 3 minibüs geldi yaktılar burayı.Bu sene böyle geçer de seneye bomboş meralarla bizi başbaşa bırakan o 30-40 kişilik katliam birliklerinin epey kulaklarını çınlatacağımız kesin...

Hasan BAŞKARA

....hiç bir avcı iki,üç keklik için gitmez.Şimdi Allah rızası için herkez şapkasını önüne koysun zaten hava şartları düğünler sünnetler hastalık gibi mazeret sonucu ava kısıtlı günlerde gidebiliyorsun gittiğin günlerdede acısını çıkarıyorsun bu açık kimse kimseyi kandırmasın,
Kadir SARI

...Kızıyorum evet elimizden geldiğince misafirperverce davranmaya çalıştığımız Bursa, Yalova, İzmit, Adapazarı daha fazla bu bölgelerden gelen avcı arkadaşlarımız artık işi cıvıtmaya başladılar. Avla ve yoket politikası güdüyorlar resmen. Eskişehir avcısının buna tahammulü ve sabrı kalmadı.

Harun KURNAZ

...marmarada bitirdikleri gibi iç anadoluyuda bitirecekler hatta bitirdiler Hasan BAŞKARA

OTOBÜSLERLE AVA GİDİLMESİ YASAKLANMALI (http://www.avlak.com/forum/index.php?topic=140601.25)

Halil Bey..ülkemizde avcılığın profili budur..durum budur..ülkemizde avcılık falan yok, katliam vardır adeta..
Bir kez daha söylüyorum..avcılığı kuralına kanununa göre yapan kişi sayısı binde bir bile değildir..kimse kimseyi kandırmasın..
Halil Bey..siz şu karda kışta köylerde avcıların neler yaptığını en az benim kadar biliyorsunuz..Neden bunları gidip avcılık sitelerine yazmıyorsunuz diyorsunuz..Yazmaya gerek yok..avcı sitelerini azıcık dikkatlice okursanız zaten herşey tüm rezilliğiyle meydanda..

Hiç sitem etmeyin lütfen bana..yukarıda bir avcının dediği gibi biz millet olarak gerçekten herşeyin b.kunu çıkarana kadar uğraşırız..
İnsanlarda merhamet acıma duygusu tavan yapmadan bu katliamlar bitmez..

Maalesef ülkemizde dürüst, vasıflı, ideal avcı tipi milyonda birdir..
Kimse kimseyi parlak laflar ederek kandırmasın..
Avdan fazla avcı var bu ülkede..çoğunluğu da kalitesiz..gaddar..vicdansızdır bana göre..

Sn Pria,

işte biz ve bizim gibi düşünen avcılarda bunu düzeltmeye çalıyor. Bundan sadece siz mi rahatsızsınız, sanıyorsunuz.

Orman bakanlığına, Maliye bakanlığına, İçişleri bakanlığına her yıl_ yılda 3- 4 ay_ av yapmak için yüklü paralar ( vergiler) ödüyoruz.

Bu bakanlıklardan tek isteğimiz var; kaçak avcılığın önlenmesi için çalışmalar yapılması, Avcının bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve Sürdürülebilir Av ve Yaban hayatının yaşam geçirilmesi...

Bu Türkiye Avcılarının_ yüzlerce derneğin ve onlarca konferedasyonun _isteği...

Ama kıllarını bile _ göstermelik, bir kaç şova dönük kontrol dışında_ kıpırdatmıyorlar...

Sizce neden olabilir?

Halil Önen
31-01-2012, 16:05
Avcılığın spor olduğunu, kontrollü yapıldığı sürece hiç bir sakıncası olmadığını savunan arkadaşlar, sizinde bildiğiniz gibi, av sektörü gerçek avcıdan daha çok kontrolsüz olarak avlanan bohçacı dediğiniz kişileri yaratmıştır.
İçinde yaşadığımız yüzyılda avlanmanın bir spor olduğunu, ihtiyaçtan dolayı yapıldığını kimseye anlatamazsınız.
Bazen yaban TV'ye denk geliyorum, yanında eşi ile yürüyen, yanında yavruları ile yürüyen bir geyik metrelerce uzaktan yivli tüfeklerle avlanıyor, birincide vuramıyorsa ikinci, ikincide vuramıyorsa üçüncü atışını yapıyor, o vuramıyorsa bir başka yerde gizlenen kişi atış yapıyor, (biraz ağır bir benzetme ama, sokakta yürürken birinin sizin yanınızdaki çocuğunuzu veya eşinizi aynı şekilde öldürdüğünü düşünün)

Sn. selim bey,

sizin izlediğiniz bir trofe avıdır. O ülkelerde belirli bir yaşa veya boyunuz uzunluğuna gelmiş hayvanlar avlanır. İzne bağlıdır. Yüksek paralar ödenir. Ülkeler hatırı sayılır gelir elde eder.

Yavrulu bir geyiği kimse avlamaz, avlamaya cesaret edemez; yuva yıkan orman kanunlarına uygulanır.

Sizce _Tv.de ihbar özelliği taşıyan_ bu duruma bir avcı düşer mi?

pria
31-01-2012, 16:16
En iyisi, devlet her yıl ruhsat parası diye topladığı üç-beş lirayı toplamaktan vazgeçmeli..yeni av-silah ruhsatı falan vermemeli..
Hatta bir toplumsal kampanya başlatılarak ''ben artık avcılıktan vazgeçiyorum'' diyenlerin silahını piyasa değerini ödeyerek almalı, köylere kesinlikle otobüsle-taksiyle gelen avcılar sokulmamalı, avcılık geçici olarak değil birkaç yıl yasaklanmalı, usulsüz-kaçak avcılara para değil, hapis cezası verilmeli,
avlaklar köy muhtarı ve ihtiyar heyetlerine zimmetlenmeli, muhtarlara zabıt tutma, mahkemeye verme, müsadere etme gibi çok geniş yetkiler verilmelidir..

Bakın..Marmara'da her limanda yüzlerce tekne sinek avlıyor artık..denizi bitirdik..
Karalar da bitmeden çok katı önlemler alınmalı..

O vurulan yaban hayvanlarında her vatandaş gibi benim de hakkım var..kimse vurduğu ava ''devlete üç kuruş para verdiği için'' kendi malı gibi bakamaz..bu çevre, bu doğa hepimizin..

Bu kadar avcıyı, bu kadar silahı taşıyamaz bu ülkenin doğası..

Dernek muhabbetine hiç girmiyorum..
Bu ülkede gerçekten dernek gibi dernekler olsa birçok şey olmazdı veya düzelirdi..

Devlet her avcının başına bir jandarma dikecek değil..
Dernekler otokontrol yapamıyor demek ki, bu katliamlar sürüp gidiyor..

Gerçi düşünmeden de edemiyorum..Görevini dört dörtlük yapmaya çalışan bir avcılık derneği başkanı da hayatını riske edebilir:

Trol çetesi kör etti ! (http://www.genelhaber.net/3sayfa/trol-cetesi-kor-etti-h82779.html)

Dernek dediğin böyle olmalı:
http://www.tarsusonline.com/usak/karahalli-avcilar-ve-aticilar-dernegi-dogaya-3-ton-yem-birakti--h47516.html

Odeh
31-01-2012, 16:38
(Teşekkür ederim sayın syılmaz)

Yasalarımıza uygun, milli varlık ve değerlerimize zarar vermeyecek, bilinçli, eğitimli ve insan ahlakına, vicdanına uygun hiçbir faaliyet yanlış uygulamalar nedeniyle kısıtlanamaz.

Yanlış uygulamaların uygulayıcılarına yaptırım uygulanabilir, ancak burada kalmamalı müsebbibi aranmalıdır. İfade edildiği üzere "merayı kurutan" yalnız eli silahlı kişiler değil bir zihniyettir. Bu tür örnekler avcılık ve doğa ilişkisi üzerinden asla açıklanamaz. Sosyolojik, psikolojik ve kültürel zeminlerde yetkililer tarafından ele alınmalı ve değerlendirilmelidir.

Her tüfeği olan avcı değildir, ava gitmiş olmasına rağmen avlanmamış bile olabilir. Olmaması gerekenler çok. Haklısınız. Ancak sürekli şikayet edip önüne geleni yasaklayarak hiç birşey korumuş olmazsınız. En fazla, olsa olsa egonuzu tatmin edersiniz. Kendi yarattığınız dünyanın kurallarına zorlarsınız diğer bireyleri de... Doğaya aykırı olarak.

İnsan nesli var olduğu günden bugüne avlanmıştır. Şehir insanının marketten kuzu pirzola alması dışındaki birçok faaliyetinin bile av-avcı ilişkisiyle örtüşen birçok yönü bulunabilir, tartışılabilir.

İnsanların ve özellikle TÜRK İNSANININ her konuda budanması, güdükleştirilmesi, ruhsuz, kör bir bıçak haline getirilmesi konusunda nedense yabancılardan daha çok performans gösterir olduk! Arkadaşlar, av, avcılık belki çok simgesel bir konudur ancak Türk insanının evin penceresine konan kuşa ekmek kırıntısı vermekten başka yapması ve bilinçlenmesi gereken yüzlerce konu var.

Elbette avlanacağız, kimini yiyeceğiz, kiminin postunu boynuzunu alacağız, gerisini doğayla paylaşacağız. Hem, bir can almak... bu basit bir eylem değil. Biz tüfeği omuzlarken de tetiğe parmağımız giderken de vicdanımız ile bunu tartacağız. Gerçek bir avcı bunu yapar.

Ayrıca biz de bu doğanın parçasıyız, hakkımız olan bir pay; hem yaratan hem de yasalar tarafından konulan "sınırları koruduğumuz sürece" neden bize yasak olsun? Birkaç insan et yemiyor diye mi? Et yememek bir defa insan doğasına aykırıdır :)

"Bu kadar avcıyı, bu kadar silahı taşıyamaz bu ülkenin doğası." diyen sayın pria'nın sanırım dünya' -ülkelerinden- dan haberi yok! Kaldırılamayacak olan şey BİLİNÇSİZ, EĞİTİMSİZ ve KÜLTÜRSÜZ bir grubun sözde avcılık yapmasıdır. BİLİNÇLİ, EĞİTİMLİ ve KÜLTÜRLÜ bir grup avcılık yaparsa onların gezdiği tüm doğa kontrol altında olacaktır.

Köylerde, köylü vatandaşın av niyetine yaptıklarını bir bilseniz... Yani iş döner dolaşır, eğitime ve kültüre saplanır kalır. Yasaklamak daha da onulmaz yaralar açacaktır.

Saygılarımla,

NOT:Bahçesinde tavşanlarla gülen oynayan kişi, ticari bir iş yapıyor mu bu alanda bilmiyorum. Ancak sahada tavşanın fidanlara vereceği zarar nedir biliyor musunuz? Tümünü kemirir ve kurutur. Biter o bahçe. Bu sözden tavşanların kökünü kazıyalım anlamı çıkmaz. Ama zararlıların popülasyonunun kontrolde tutulması manası çıkar. Domuz vs gibi hayvanlar keza...

Odeh
31-01-2012, 16:39
Özellikle ilgili arkadaşlarımızın dikkatini çekeceğim bir link vermek istiyorum:

ACTA TURCICA - Çevrimiçi Tematik Turkoloji Dergisi (http://www.actaturcica.com/?tip=sayfa&d=3)

Ve özellikle de karşıt fikir sahipleri için harika bir makale:
http://www.actaturcica.com/sayi3/II_1_13.pdf

Saygılar,

pria
31-01-2012, 16:46
..Ama zararlıların popülasyonunun kontrolde tutulması manası çıkar. Domuz vs gibi hayvanlar keza...

Domuz, ormanların en faydalı hayvanıdır..bedava çiftçisidir..mantar yemek için çanaklarıyla toprağı eşelerler..toprağı kabartırlar ve o eşelenen toprağın içine karışan tohumlar çabucak filizlenir..

syılmaz
31-01-2012, 16:48
Domuz, ormanların en faydalı hayvanıdır..bedava çiftçisidir..mantar yemek için çanaklarıyla toprağı eşelerler..toprağı kabartırlar ve o eşelenen toprağın içine karışan tohumlar çabucak filizlenir..

Bunu bilmeyen avcı yoktur herhalde, Sn. Odeh farklı birşey anlatmaya çalışıyor.

Tura
31-01-2012, 16:51
Teşekkür ederim Sn. Odeh. Sizi tanıdım; üyelerinin mert, yürekli, her zaman hür yaşayacak ve kendi çocuklarını da bu şekilde yetiştiren insanların oluşturduğu bir forumdan geliyorsunuz. Sizi burada gördüğüme sevindim.



+1, İnşallah bir gün bana da böyle bir av nasip olur.

Sn. Odeh, sizi bazı üyeler konusunda uyarmak isterim, kendilerini avcılık karşıtı olarak tanıtırlar ama tıpkı kaçak avlanan bohçacıların yaptığı gibi tuzak kurarak karşı tarafın bu tuzağa düşmesini beklerler.

Bu tip provakatif mesaj yazan üyelerin tuzağına düşmemeniz konusunda sizi uyarmak istedim. Bu kişiler bizi doğaya faydalı işlerde (ağaç dikmek gibi) görseler bile mutlu olmazlar, onların istediği bizi doğaya zarar verirken görmek, işte o zaman mutlu olurlar. Nasıl bir ruh halinde olduklarını siz düşünün artık.

Böyle bir mesajı burada okumak beni son derece üzmüştür.
Böyle bir mesaj yazmamalıydınız.
Bu mesajı bu şekilde yazmış olmanız dahi, sizin hakkınızda bu şekilde provakamı yapıyor diye düşünmemi gerektirmiyor.

Odeh
31-01-2012, 16:53
Sayın pria,

popülasyonunun kontrolde tutulması ne demek?

Size 20 dönüm tarla verelim, patates yapın, bedava çiftçiniz, faydalı hayvanlarınız olan domuzlarınız da sürsün... Ama evi geçindireceksiniz...

Olmaz! Bilmiyorsunuz yalnızca hayal ediyorsunuz ve bu da gerçekle bağdaşmıyor.
Domuz faydalıdır, ancak ORMANDA. Peki domuz her zaman ormanda mı durur? tarlalara gelmez mi? GELİR! Ne yapmak lazım? Göçmek mi?

Lütfen doğa romantizm kabul etmez. Gerçekçilik ile devinir, gerçekçilik!...

pria
31-01-2012, 17:25
...Domuz faydalıdır, ancak ORMANDA. Peki domuz her zaman ormanda mı durur? tarlalara gelmez mi? GELİR! Ne yapmak lazım? Göçmek mi?

...

Peki..siz elinize torba alıp, ormanlara yayılıp, domuzların en doğal gıdası olan mantarları kilo kilo toplarken iyi de, yaşama alanına müdahale ettiğiniz domuzun da aç kalarak sizin bahçenizden besin tırtıklama hakkını niye çok görüyorsunuz?
Ben öyle köyler, öyle köylüler biliyorum ki; kırmızı çam mantarlarını traktör traktör toplarlar..

Yabani arıların ağaç kovuklarına yaptığı petek ballara göz dikip bunları piyasada bilmem kaç liraya satarken iyi de, ayıların sizin kovanlarınızdan birkaç petek bal tırtıklamasına niye göz yumamıyorsunuz?

İnsanoğlu çok bencil..herşeyin tek sahibi sanıyor kendini..

Ayı ve domuzların kendi doğal yaşam alanlarına müdahale etmeseniz, bu alanları orman katliamlarıyla daraltmasanız inanın ayılar ve domuzlar insanlardan çok daha adaletli olacaktır.Bana göre insanlar hayvanlardan çok daha vahşidir..Hayvanlar kendilerine zarar vereceğini sanmadıkça insana saldırmaz..ama insan keyif için zevk için saldırır..
Hem sonra..bahçenize domuz girecek diye illaki onu öldürmeniz gerekmez..yaparsınız bir çardak..gece beklersiniz..bağırıp çağırırsınız, teneke çalarsınız..bazen de havaya ateş edersiniz olur biter..

pria
31-01-2012, 18:00
Köylerde, köylü vatandaşın av niyetine yaptıklarını bir bilseniz... Yani iş döner dolaşır, eğitime ve kültüre saplanır kalır....

Bu konu ne köylülükle, ne cehaletle ne de okumuşlukla, eğitimle açıklanamaz..
Herşey ailede, çevrede biter..
Yetişme tarzına bağlıdır..
Ailesindeki fertlerin yıllarca vurduğu kuşları seyreden ve bunun çok doğal bir olgu olduğunu sanan bir çocuğun büyüyünce av karşıtı olmasını bekleyemezsiniz..İsterse master yapsın..
Okumuş avcı olur sadece..

Köylünün çocuğu da avcının okumamışı olur..
Sonuçta ikisinin de amacı aynıdır..

Gidin köylere..İstanbul'dan, bilmem nereden gelen bilinçli okumuş (!) avcılarla cahil köylü avcıların ne kaadar hem fikir olduğunu, ne ballı-kaymaklı av hikayelerle övündüklerini görürsünüz..

İşin özü vicdandır, acıma duygusudur..egoist olmamaktır..

Odeh
31-01-2012, 18:07
Hayvanı dost, insanı düşman bellemişsiniz. Asıl olan insandır. İnsan olmaz ise ya da insanca yaşayamaz ise doğanın geri kalanının zerre toz kadar kıymeti yoktur. Ancak bu doğaya kötü muamele etme, kaynaklarını sömürme ruhsatını asla kimseye vermez.

Birtakım doğal mücadele yöntemleri, ilgili zararlının doğal düşmanlarının popülasyonunun artırılması, vs çabalar elbette herşeyin üstündedir. Olmalıdır da. Zaten devlet de akıl da bu çabaları destekler.

Domuz girecek diye öldürülmez. Önlem alınır. 400 da. sahada bağırın, teneke çalın, patlayan düzenekler kurun, olmaz. Tel çekin, Bazen yetmeyebilir. En son çare, mücadele amaçlı sürek ya da bek avı ile popülasyon kontrol altına alınır.

Ayrıca kalın harf ile vurguladığınız saldırma konusu, yukarıda verdiğim makalede ele alınmıştır. Avlanmak ve saldırmak ile ilgili ince ayrım açıklanıyor. Avcılığın nasıl saldırı haline gelebildiği, sınırları vurgulayan bilimsel makaleyi okumalısınız.

Teneke çalmaktan daha önemli konuları karşılıklı tartışma fırsatı yakalarız böylelikle.

Eser İlhan
31-01-2012, 18:30
........... Asıl olan insandır. İnsan olmaz ise ya da insanca yaşayamaz ise doğanın geri kalanının zerre toz kadar kıymeti yoktur. alınır.............

Sorabilseydik herhangi bir hayvana, "asıl olan insandır" demezdi herhalde. Insan dünya üzerinden yok olsa da (zaman içinde nesli kaybolmuş bir sürü başka canlı gibi) dünyada yaşam sürer gider. Hiç bircanlı da insanın yokluğunu hissetmez.....
Doğa insanı, hayvanı, bitkisi, suyu, dağı-taşı ile bir bütündür. Hiç bir canlının diğerine üstünlüğü yoktur. Hepimiz bir yapboz'un parçalarıyız. Biri eksik olduğunda resim tamamlanmaz...

pria
31-01-2012, 18:43
Hayvanı dost, insanı düşman bellemişsiniz..

Ben böyle birşey söylemedim..İnsan, daha da vahşidir dedim..
Arasıra bu dünyanın çivisi çıktı diyoruz ya..Bunun sebebi, insanoğlunun sınır tanımazlığıdır, tatmin olmayan egosudur..
Hayvanların dünyamıza hiçbir olumsuz katkısı yoktur..

Linkini verdiğiniz makaleyi sabırla, zorlukla okudum..anlaşılmaz bir üslup var..bana yeni bir fikir, bilgi katmadı o yazı..

Jezebel
31-01-2012, 18:47
Asıl olan insan değil yaradandır !
Kendimizi beğenmişlik ve kibirimizle "asilolan insandır" düşüncemizle doğal dengeleri alt üst etmişiz.
Bu dengeyi yaradanın, Allahın yarattığı düzen çarkına çomak sokmuşuz.
Yılda milyonlarca tür hayvan ve bitki yok oluyor, bu insan oğlunun verdiği zarar.
Şimdi kalkıp insanlığımızla gurur duymak istiyorsak şuna inanmalıyız
"aslolan sevgi".
Sevgi tüm dinlerin temelidir. Yaradanın rızasını kazanmak istiyorsak tüm yarattıklarına saygı duymalıyız,
bizden zayıf olanı koruyup kollamalıyız.
İnsan olmak bir yerde sevdiğini öldürüp, pişirip, yemek değildir.


266864


Saygı duyabileceğim tek av şekli;)
Bu insanlar yiyebileceği kadar öldürürler, buz dolapları yoktur, ve avlandıkları alet güç dengesini bozmuyor.
Fotograf makinası kullanmadıkları gibi bunu şişinmek için bir fırsat olarak görmüyorlar.

Eser İlhan
31-01-2012, 19:00
........Bu tip provakatif mesaj yazan üyelerin tuzağına düşmemeniz konusunda sizi uyarmak istedim. Bu kişiler bizi doğaya faydalı işlerde (ağaç dikmek gibi) görseler bile mutlu olmazlar, onların istediği bizi doğaya zarar verirken görmek, işte o zaman mutlu olurlar. Nasıl bir ruh halinde olduklarını siz düşünün artık.

Sayın syılmaz, bu ifadeleri kullanmak da provakasyon değil mi?
Sizin karşınızda olan düşünceye bu ifadelerle saldırarak insanları kızdırıyor ve aynı zamanda da cevap hakkı doğmasına neden oluyorsunuz ve bu kısır döngü şeklinde devam edip gidiyor. Bir ortak paydada buluşamayacağınızı bu kadar net bildiğiniz kişilerle tartışmaya çalışmak da bir çeşit provakasyon değil mi?
Ayrıca insanları bu şekilde aşağılamak sizi o beğenmediğiniz kişilerle aynı düzeye indirmiyor mu? Bu tür söylemler tartışmanın seviyesini sizce nasıl etkiliyor?

Avcılık forumları herhalde vardır. Aynı burada agaclar.net'te ilgi alanları bitkiler olan insanların biraraya gelerek bitkileri ve bakım, üretim,bitki hastalıkları vb. ilgili konuları tartışması gibi oralarda da av ve avcılık sevenler birarada tansiyonu böyle gereksizce yükseltmeden avcılığı ve avlanmayı tartışıyorlardır diye düşünüyorum ve (benim fikrim, tabii ki sadece beni bağlar,siz farklı düşünüyor olabilirsiniz ama) sanki bu tartışma o forumlara daha çok yakışırmış gibime geliyor...

pria
31-01-2012, 19:02
Saygı duyabileceğim tek av şekli;)
Bu insanlar yiyebileceği kadar öldürürler, buz dolapları yoktur, ve avlandıkları alet güç dengesini bozmuyor.
Fotograf makinası kullanmadıkları gibi bunu şişinmek için bir fırsat olarak görmüyorlar.

Çok haklısınız sayın Jezebel..
Av konusunda benim de olağan karşıladığım avcılık budur..Bu insanların yaşadığı kulübelerden ibaret köylerinde kasap yok veya yakınlarında süpermarket yok..
Para'nın varlığından bile haberleri yok belki de..
Mecburen protein ihtiyaçlarını karşılamak için avlanıyorlar..Doğal hayatın bir parçası onlar da..

Hz. Muhammed'in yaşadığı yılların da bundan pek farkı yoktu..Her taraf çöl..Hurmadan başka meyve yok..Sebze yetişmez..N'apsın arap? Tabi ki, onlar da okla veya avcı kuşlarıyla av yapıp karınlarını doyurmuşlar..Ve Kur'an- Kerim'de sadece bu amaçla av serbest bırakılmış..

Ama, o zamanın koşullarını, haklarını ve serbestisini günümüze uyarlayamayız..
Onlar zaruretten, bizim avcılar ise zevkten avlanıyor çünkü..

dermana
31-01-2012, 19:16
Bu dengeyi yaradanın, Allahın yarattığı düzen çarkına çomak sokmuşuz.
Yılda milyonlarca tür hayvan ve bitki yok oluyor

çoğu av hayvanı...

Güzin Çakar
31-01-2012, 19:55
Sayın Odeh, verdiğiniz linkte ki uzun makalenin , benim kısacık mesajımdan farkı,benim 'ilkel insani dürtüler' olarak adlandırdığım olgunun ''içgüdü olarak açıklanması...
Yani hepimiz , avcıların içgüdüleriyle hareket ettiklerini kabul ediyoruz. Ee, o zaman bir fark kaldı mı avı ile arasında?

'Asıl olan insandır'
Bu cümleyi kimimiz inanarak söylüyoruz, kimimiz itiraz edilemeyeceği için kaçış noktası olarak. Bu cümleye tabi ki ben de itiraz edemem, ama avcılıkla ılgisini kavrayamadım.

Önceliğin insana verilmesinden;
Av insanı değil de ,insan avı öldürmeli sonucunu mu çıkarmalıyız ,yoksa avcılık insanlık için yapılıyor diye mi düşünmeliyiz? Veya, avcılar avlanma dışında ,insanlık için, diğer insanlardan daha çok çalışıyor mu demek istediniz?

Kimseye zararı olmayan ,masum canlılar için, yüreğinde merhamet olmayan bir kişi, kendi türüne gerçekten merhamet gösterebilir mi? Merhamet, adalet... gibi duygularımız, karşımızdaki canlının türüne göre değişir mi? Hiç sanmıyorum...

pria
31-01-2012, 20:20
... Asıl olan insandır. İnsan olmaz ise ya da insanca yaşayamaz ise doğanın geri kalanının zerre toz kadar kıymeti yoktur. .

Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin mazisi uzun değildir. 18 Ekim 1978 günü Paris’te UNESCO Evinde Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi yayınlanmıştır.

Bildirgenin yayınlanma gerekçeleri başlangıç kısmında şöyle sıralanmıştır:

‘’ Bütün hayvanların haklara sahip olduğu,

Bu hakların tanınmamasının ve hor görülmesinin, insanların doğaya karşı ve hayvanlara karşı suç işlemelerine yol açtığı ve açmakta olduğu,

İnsan türü tarafından öbür hayvan türlerinin de var olma hakkının tanınmasının, dünyadaki türlerin birlikte var olup bir arada, yan yana yaşamasının temelini oluşturduğu,

Soykırımların insanlar tarafından işlendiği ve işlenmek tehlikesi olduğu,

İnsanların, hayvanlara saygı gösterirlerse, birbirlerine de saygı gösterecekleri,

Hayvanları gözetme, anlama, saygı gösterme ve sevme eğitiminin daha çocukluk çağından başlayarak verilmesi gerektiği ’’

Odeh
31-01-2012, 21:19
Açıkçası kime-nasıl yanıt vereceğimi bilemiyorum... Ama kırmadan dökmeden elimden geldiğince sabırla açıklamaya çalışayım.

Öncelikle konunun bir hayvanın öldürülmesine indirgendiğini görüyorum. Yanlış.
Avlanma ve avcılığın amacı bir hayvanı öldürmek değildir. Kuzu pirzola için bir hayvanın canı alınır, avlanmamıştır, ama bunun için yetiştirilmiştir. Burada öldürülmüştür diyebilir miyiz? Mezbahalar kahrolsun denebilir mi! Kasaplar manyak mı?

Öldürme fiili, ne avlanma işi için ne de beslenme işi için doğru bir fiil olmayacaktır. Doğal sınırları aşan duygusallık ile "ölmüyor mu işte ölmüyor mu!" diye düşünenler olabilir, ancak "öldürmek" ile "avlanmak" kavramsal olarak çok farklıdır. Nihayetinde bir can alınsa da, amaç, hedef, kapsam -dini de eklemeliyiz aslında- olarak çok farklıdır.

Doğa, mekanizması itibarıyla bütün olarak varsayılsa da, asıl olan biziz. Evet. İnsandır. Sizi bilmem ben kendimi bir hayvanla bir tutamam, inancım da aklım da buna müsaade etmez. Ama başkasını bilemem... Ayrıca empati -bence- insanlarla kurulabilir...

Kur'an-ı Kerim'de Maide Suresinin 1-2-4-24-94-95. nci ayetlerinde gerekli emirler mevcuttur. Dileyen arar bulur okur.

Efendim saygı hayvana gösterilmez, hayvanın yaşam hakkına, alanına gösterilir. Olmuyor böyle.

Asıl olan insan sözünü söylememdeki amaç, örneği popülasyonu nedeniyle avlanabilmesinde sakınca görülmemesi gereken bir domuz için tuhaf savunmalar yapılması. İnsan en önemli canlıdır dünya üzerinde. Bir köylü vatandaşımıza "Domuz yaşasın burada, olmuyor böyle, kaldır tarlanı ya da teneke çalın sabahlara kadar karda kışta..." deyin de o zaman görün bakalım asıl olan domuz mu insan mı :))
(Valla sayın gçakar sorularınız bir garip. Anlayamadım. Anladığım kısmının yanıtı üstte.)

Avcılıktan ve avcıdan kastımız, yine söylemek istiyorum:
Yasal, seçilmiş, miktarı, yeri belli hayvanlar ile, avlanma zamanı hatta atacağın fişek sayısı dahi belli olan vergilendirilmiş faaliyetler ve bu faaliyetleri yapan ruh sağlığı normal insanlardır.

xenkebikec
31-01-2012, 21:39
Sn. Odeh avcılığın amacı öldürmek değil midir? Beslenmek için değilse avcılık zevk için öldürmek değil midir? Konu biraz dağılmaya başlamış.

syılmaz
31-01-2012, 22:13
Sayın syılmaz, bu ifadeleri kullanmak da provakasyon değil mi?


Amacım Sn. Odeh'i uyarmaktı, son yazılanlardan sonra doğru bir uyarı yaptığım konusunda daha da emin oldum. Uslubumun bana tepki gösteren birçok üyeden daha düzeyli olduğunu düşünüyorum.


Avcılık forumları herhalde vardır. Aynı burada agaclar.net'te ilgi alanları bitkiler olan insanların biraraya gelerek bitkileri ve bakım, üretim,bitki hastalıkları vb. ilgili konuları tartışması gibi oralarda da av ve avcılık sevenler birarada tansiyonu böyle gereksizce yükseltmeden avcılığı ve avlanmayı tartışıyorlardır diye düşünüyorum ve (benim fikrim, tabii ki sadece beni bağlar,siz farklı düşünüyor olabilirsiniz ama) sanki bu tartışma o forumlara daha çok yakışırmış gibime geliyor...

Forumda ki alt başlık Yabani Hayvanlar ve konusu doğa üzerine olan bir forumda çok aykırı bir başlık olduğunu düşünmüyorum, mesele başlık değil, mesele biziz. Bir konuyu doğru düzgün tartışamıyoruz. Ben hatasızım demiyorum ama sadece karşı görüşte olduğunu düşündüğünüz kişiye değil de, kendi görüşünüzde olan kişilerin de uslubuna aynı tepkiyi gösterebilseniz keşke.

syılmaz
31-01-2012, 22:21
Sn. Eser İlhan, ayrıca konu tatlıya bağlanmışken tekrar kışkırtıcı mesajlar atıp konuyu kaşımaya devam eden ve yine gerilim ortamını başlatan üyelere neden tepki göster miyorsunuz?

Odeh
31-01-2012, 22:27
Sn. Odeh avcılığın amacı öldürmek değil midir? Beslenmek için değilse avcılık zevk için öldürmek değil midir? Konu biraz dağılmaya başlamış.

Sn. xenkebikec, Amaç öldürmek olsa makineliler ya da parca tesirli türlü patlayıcılar kullanır, akan kanlar içinde şehvetle dans eder ayin yapardık.

Ne bicim cevap diye düşünmeyin, ne hakaretamiz bir soru sordum diye düşününüz.

Çünkü bir insana "senzevk icin öldürüyorsun" demek çok ağır bir söz! İspatlamanız lazım, başarırsanız da o insanın cezalandırılması ve tedavi görmedi gerekir. Yoksa müfteri. Durumuna düşersiniz!

yeşillim
31-01-2012, 22:44
Avcı doğa dostu değildir.

xenkebikec
31-01-2012, 22:48
Sn. xenkebikec, Amaç öldürmek olsa makineliler ya da parca tesirli türlü patlayıcılar kullanır, akan kanlar içinde şehvetle dans eder ayin yapardık.

Ne bicim cevap diye düşünmeyin, ne hakaretamiz bir soru sordum diye düşününüz.

Çünkü bir insana "senzevk icin öldürüyorsun" demek çok ağır bir söz! İspatlamanız lazım, başarırsanız da o insanın cezalandırılması ve tedavi görmedi gerekir. Yoksa müfteri. Durumuna düşersiniz!

Fikirler çok farklı olunca sorularda bir garip cevaplarda bir garip geliyor. Benim sorum size nasıl hissettirdiyse sizin cevabınızda bana öyle hissettirdi. Bu yüzden saygı çerçevesinde tartışmaya çok girmeden ayrılıyorum. Çünkü kendi algılarımla bu işi anlayamıyorum.

Kimse birbirini kırmadan yazışılması dileğiyle, iyi geceler.

Odeh
31-01-2012, 23:09
Fikirler çok farklı olunca sorularda bir garip cevaplarda bir garip geliyor. Benim sorum size nasıl hissettirdiyse sizin cevabınızda bana öyle hissettirdi. Bu yüzden saygı çerçevesinde tartışmaya çok girmeden ayrılıyorum. Çünkü kendi algılarımla bu işi anlayamıyorum.

Kimse birbirini kırmadan yazışılması dileğiyle, iyi geceler.

Dikkatinizi böyle de olsa cekebilmissem ne mutlu. Çünkü "sen zevk icin öldürüyorsun" önermesi gercekten yenilir yutulur bir önerme değildir. Zaten avcılığın tartışılabilecegi ve elestirilebilecegi bir zeminde bu sözden sonra olsa olsa kavga çıkar.

Zevk icin öldürmek hastaliktir. Ama avcılık zevk icin yapılmaz. Zaten avcı da öldürmez, "avlar".

Eser İlhan
31-01-2012, 23:17
Sn. Eser İlhan, ayrıca konu tatlıya bağlanmışken tekrar kışkırtıcı mesajlar atıp konuyu kaşımaya devam eden ve yine gerilim ortamını başlatan üyelere neden tepki göster miyorsunuz?

Aslında bir süre önce bütün mesajları okuyup içlerinden tek tek kırıcı ve aşağılayıcı olarak algıladığım ifadeleri seçmiş ve bir mesaj hazırlamıştım. Gönderip göndermemekte kararsızken pria'nın 86 no.lu mesajı geldi, onu okuyunca konu toparlanmış gibi hissettim ve yazmaktan vazgeçtim.
Başlığa artık girmeme niyetime rağmen neler konuşulmuş diye bugün tekrar baktığımda önce Odeh'in 149 no.lu mesajını sonra da sizin alıntı yaptığım 153 no.lu mesajdaki ifadelerinizi okuyunca her ikisine de cevap verme ihtiyacını hissettim. Durum budur.....

Aşağıya göndermediğim mesajımın giriş kısmını da ilave ediyorum sizin için :

"Sevgili Arkadaşlar, bu başlığa bir haftadır uğramadım. Konuya dair tüm söyleyeceğimi 42 no.lu mesajda söylemiş olduğumdan konuya dair yeni birşey söylemeyeceğim, bugün bir haftadır yazılmış olanların bana düşündürdüklerini paylaşmak istedim sadece. Haddimi aşarsam umarım affedersiniz ;)

Yazılanları dikkatle okudum ve üzülerek bu tartışmanın kendisin de bir tür "av"a dönüşmüş olduğunu gördüm. " Ne kadar yaralayıcı kelimelerle vurursam o kadar iyi" mantığıyla bir sürü satır yazılmış.
Özellikle içimi acıtanları alıntılama yapmadan (çünkü isim vererek şahsi hale dönüşmesini istemedim) cümle olarak seçip aşağıya aldım :

.......Avcıların büyük çoğunluğu acıma ve merhamet duyguları bulunmayan saldırgan, sadist, ileri düşünceleri bulunmayan insanlar.

...…nede olsa sizin tanıdıklarınız hep psikopat, sadist falanmış, belki ondandır.

….Anlamayacağınızdan ve boşa yazdığımdam eminim ama yazalım bakalım.

…….Eğer bir avcı avda bir kurt sürüsü, bir ayı tarafından öldürülse inanın hiç acımam..
……………………………….Ava giden avlanır inşallah..
………………..Dil çıkarma efekti olsaydı, cevap olarak onu ekleyecektim.

………Sığırcığı sadece elinde sapan ya da havalı tüfekle kuş öldüren salak çocuklar vurur, ( çocuklar ki onlar hepimizin içini sevgiyle titreten varlıklardır ) "

Gördüğünüz gibi sayın syılmaz, her iki taraftan da alıntılar yapmıştım ama konuyu siz açtığınız için konuyu taşıma ve yönlendirme yetisinin de sizin elinizde olduğunu düşünüyorum doğrusu, bunu da yadsıyamam..
Bu arada yazmakta tereddüt ettiğim, fakat bu tartışmada dikkatimi çeken bir olgudan da söz etmeden geçemeyeceğim : Her iki taraf da fikrini savunurken dinsel öğelerle düşüncelerini desteklemek gereğini duyuyor.
Son derece somut ve ayakları yere basan bir konu tartışılırken, ruhani dünyamıza ait olması gerektiğini düşündüğüm , allah, din, ayetler, ahiret, günah-sevap vb. kavramlarla tartışılan konunun birleştirilişini de yadırgadım doğrusu.

Benim düşüncelerim şimdiye kadar ifade ettiklerimden ibarettir. Daha önce de birkaç kez söylediğim gibi, bir ortak paydaya gelemeyeceğimiz için ve konuya katabileceğim farklı bir bakışım da olmadığından sizlere iyi tartışmalar dileyerek bu başlıktan gidiyorum ;) Herkese iyi geceler .....

harun_ç
31-01-2012, 23:21
o zaman ağaçlarımızdaki meyvelere dadanan kurtları, böcekleri, çekirgeleri de öldürmeyelim... bu işi yaparken de bir canlıyı yok etmiş olmuyormuyuz?

Kendi adıma söyleyim bahçeme diktiğim meyve ağaçlarımın daha ilk meyvesinin olgunlaşmasını beklerken gelip onu yemeye kalkan kuşu zevkle seyrediyorum. onu korkutup kaçırmıyorum.

ama ben bir avcıyım.. işimiz öldürmek olsa önce onu öldürürdüm..

delphin7
31-01-2012, 23:41
Arkadaslarin cogunun, ulkenin y.hayatinin ,su an ki durumundan haberleri yok ne yazik ki. Bir baska aci olan durumda bu dostlar. Ulkenin y. Hayati sehirli koylu, egitimli egitimsiz eli kanli tufekliler tarafindan koku kurutulmus. Son 60 yilda, kala kala 800.000 km 2 lik memlekette, 200 tane alageyik, 1500 k.geyik, 200 tane ceylan, kaldiysa 5-10 tane a.leopari kalmis. Yilda 3 kere 8-10 yavrulayan tavsani bile tuketmis bu kanicici vampirler. Bohcaci dedikleri katliamcilar; bis seferde suruyle katlederken digerleri teker, teker katledip elbirligiyle tumden koca poplulasyonlari yok ettikleri gibi Ekolojik sist. Alt ust etmisler. Sorsaniz y.hayatini tarim ilaclari, gubreler bitirdi derler. Ya o zaman ormanlarda ki, makilerde ki canlilara ne oldu. Oralarida mi gubreleyip ilacladilar? Pes dogrusu. Ulkede y.domuzu, karga ve birkac kusun disida ozelikle memelilerin buyuk cogunlugu yok olma sinirina gelirken, yerli turlerden keklik, cil, turac,toy gorulmez olmus. BOYLE BIR DURUMDA, HALA NASIL AVCILIGI SAVUNUYORSUNUZ YA, ELINSAF, PES DOGRUSU!

Odeh
31-01-2012, 23:53
Avcılıktan ve avcıdan kastımız, yine söylemek istiyorum:
Yasal, seçilmiş, miktarı, yeri belli hayvanlar ile, avlanma zamanı hatta atacağın fişek sayısı dahi belli olan vergilendirilmiş faaliyetler ve bu faaliyetleri yapan ruh sağlığı normal insanlardır.

Ayrıca verdiginiz hayvan sayılarını kontrol edemiyorum şu anda ama keşke kaynak belirtseydiniz..

Toptancı bir zihniyetle yapılacak değerlendirmeler bilimsel ya da mantıksal bir kıymet taşır mı?!

cihan_as
01-02-2012, 00:01
Avcılık sporuyla ilgilenen arkadaşlar, Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu olduğuna göre
federasyon çatısı altında ateşli havalı silahlar yarışmalarına , ferdi, bireysel, Türkiye şampiyonasına katıldınız mı?Aldığınız dereceleri yazarmışsınız. Milli takım düzeyinde uluslar arası başarılarınız varmı?
Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu Avcıların doğa ile ilgili faaliyetleri bizimle paylaşırmısınız.

mrduran
01-02-2012, 00:01
Merhabalar efendim,

Şu işin aslını, başlık konusunu ele alarak ''felsefi'' olarak tartışsak lütfen.

Her iki tez de, kırdıklarından özür dilese ve de sıfırdan başlasak.

Felsefesini cıcık cıcık etsek, 2 taraf, 2 ayrı fikir sahipleri bir platformda tartışıyorlar gibi etsek lütfen.

Bir tarafı, belki de haklısınız diyebilecek duruma getirtebilsek. Sadece hislerimizi, hissettiklerimiz, edindiğimiz bilgileri, tecrübeleri, çıkarttığımız dersleri..vs sersek ortaya.

Kalpler sağlam kalsa, fikirler değişse, evrim geçirse...

Her fikirden saygı duyduğum insanların, kırıldıklarını ve hiç uslûpları olmadığı halde alındıklarını hissediyorum yazılarından.

Özür ve saygılarımla lütfen.

Odeh
01-02-2012, 00:16
Avcılık sporuyla ilgilenen arkadaşlar, Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu olduğuna göre
federasyon çatısı altında ateşli havalı silahlar yarışmalarına , ferdi, bireysel, Türkiye şampiyonasına katıldınız mı?Aldığınız dereceleri yazarmışsınız. Milli takım düzeyinde uluslar arası başarılarınız varmı?
Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu Avcıların doğa ile ilgili faaliyetleri bizimle paylaşırmısınız.

Bulunduğum sehirde lisanslı ferdi sporcuyum. Ayrica Avcilik lisansina da sahibim. Bircok silahim var, daha da alacagim, farkli avlar icin. Etkinliklere imkanlarımız dahilinde katılır, antremanlara katılır, ustaları izler, dinleriz.

Federasyon un detaylı faaliyetleri icin sitesinden telefonla başkanına ulaşabilirsiniz.

Sehrimizde milli takıma (Skeet) girme eşiğinde puana sahip sporcu dostlarımız vardır.

Odeh
01-02-2012, 00:21
Peki, avcılık karşıtı olup da av ve avcılık konusundaki bilgisini temenniden öteye bir belgeye bir veriye dayandirabilen var mı?

syılmaz
01-02-2012, 00:30
Her iki taraf da fikrini savunurken dinsel öğelerle düşüncelerini desteklemek gereğini duyuyor.
Son derece somut ve ayakları yere basan bir konu tartışılırken, ruhani dünyamıza ait olması gerektiğini düşündüğüm , allah, din, ayetler, ahiret, günah-sevap vb. kavramlarla tartışılan konunun birleştirilişini de yadırgadım doğrusu.


Sn. Eser İlhan eleştirilerin çoğu, günah değil mi, yazık değil mi, merhametsizlik değil mi gibi maneviyatımızı sorgulayan eleştiriler olduğundan haliyle kendi maneviyatımızı açıklama gereği de duyduk.

Avcılık sporuyla ilgilenen arkadaşlar, Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu olduğuna göre
federasyon çatısı altında ateşli havalı silahlar yarışmalarına , ferdi, bireysel, Türkiye şampiyonasına katıldınız mı?Aldığınız dereceleri yazarmışsınız. Milli takım düzeyinde uluslar arası başarılarınız varmı?
Türkiye Atıcılık ve Avcılık Federasyonu Avcıların doğa ile ilgili faaliyetleri bizimle paylaşırmısınız.

Başlı başına ayrı bir konu olması ve tartışılması gerekir aslında. Şahsım adına skeet atıcılığı ile ilgileniyorum. Antalya/Merkez'de olduğum zamanlarda poligona iki haftada bir düzenli giderdim ama şu an iş gereği Kaş'ta olunca 1 seneye yakındır gidemiyorum poligona. Ailemden bu konu hakkında herhangi bir teşvik vs. görmediğim için bu spora oldukça geç bir yaşta başladım ama kendi çocuklarım öyle olmayacak ve inşallah ulusal/uluslararası başarılar elde edecek.

Yasal mevzuatta atıcılığın önüne engel koymaktan başka bir işe yaramadığı için malesef uluslararası alanda başarılarımız çok az. Ama Oğuzhan Tüzün gibi başarılı sporcularda mevcut, kendisi iki defa Dünya Trap Şampiyonasında 1.'lik elde etti.

Güler
01-02-2012, 10:13
Sevgili arkadaşlar,

Ben, avdan da anlamam, avcılıktan da. Bu başlığın açıldığını gördüğümde neler yazılmış avcılık neymiş diye okumaya, birşeyler öğrenmek niyeti ile girmiştim.

İki grup oluşmuş, tezlerini savunuyorlardı. Daha sonra arkadaşların mesajlarında kullandıkları uslup beni rahatsız etti, ve ufak bir müdahale etme ihtiyacını hissettim.
Oysa buna hiç gerek yoktu çünkü yazışanlar yetişkin, belirli yerlere gelmiş değerli üyelerimizdi.

Bir müddet yazışmalar, savunma ve tepki olarak devam etti. Bunlar bana lise çağlarımızda edebiyat derslerinde yaptığımız münazaraları hatırlatıyordu. Tez ve tezi çürütme.
Bizler o yaşlarda bile bunu daha güzel bir uslup içinde yapıyorduk.

Sevgili arkadaşlar, eğer buradaki yazışmalar tezlerinizi sunmanın daha da ötesine geçer, üyelerin birbirlerine hakaretamiz davranışları haline gelirse, başlığı okumaktan vaz geçen üyelerin olduğu gibi, durumu yönetime bildirmek mecburiyetinde kalacağım.

(Sevgili delphin7, sizi birkaç kez mesajlarınızın yazılımı hususunda uyardım ve hatta düzeltmeler yaptım. Lütfen mesajlarınızı ya cep telefonunuzdan yazmayın ya da blok yazılım kullanmayın. Hem okuması zor, hem de anlaşılması)

Güzin Çakar
01-02-2012, 11:18
Bu başlıktan rahatsız olmaya başladım. Bilgilenmek amacıyla iki şey sorup, yanıtdan sonra uğramayacağım. Tartışmalar da geçen trap ve skeet atıcılıkları nedir ? Kısacık yanıtlarmısınız? En azından bunları öğrenmiş olayım. Net'de (Türkçe) bulduğum tek şey, acemi bir avcının trap tüfeğiyle ava çıkabilirmiyim sorusuna verilen hayır cevabı.

syılmaz
01-02-2012, 12:06
Tartışmalar da geçen trap ve skeet atıcılıkları nedir ? Kısacık yanıtlarmısınız?

Sn. Gçakar, cevabı pek kısa olamayacağı için aşağıda ki linki ekliyorum. Trap ve Skeet ile alakalı her türlü bilgi mevcut. İlerleyen sayfalarda turnuva görüntüleri ve eğitim ile alakalı videolar da mevcut.

Trap ve Skeet (http://www.tabancatufek.com/forum2/showthread.php?tid=5315)

malina
01-02-2012, 12:08
Bu arada yazmakta tereddüt ettiğim, fakat bu tartışmada dikkatimi çeken bir olgudan da söz etmeden geçemeyeceğim : Her iki taraf da fikrini savunurken dinsel öğelerle düşüncelerini desteklemek gereğini duyuyor.

Son derece somut ve ayakları yere basan bir konu tartışılırken, ruhani dünyamıza ait olması gerektiğini düşündüğüm , allah, din, ayetler, ahiret, günah-sevap vb. kavramlarla tartışılan konunun birleştirilişini de yadırgadım doğrusu.


Bunu ben de yadırgadım...
Hem de kurban kesmek gibi bir adedimiz varken...

Kurban kesmeyi onaylıyorsanız ve vejetaryen değilseniz yani yolunuz kasaba uğruyorsa avcılıkla ilgili yorumların bu kadar sert olmaması gerekiyor...

Avcıların (en azından burada yazanların) da onaylamadığı avlanma biçimini esas alıp, ona göre tepki göstermek, acemi kasabın kurbanlık hayvanı kısa sürede kesemediğini görüp, kurban etme adeti yasaklanmalıdır demesine benziyor...

Avlanmadığımı söylememe gerek yok. Av eti olduğunu bildiğim zaman o eti de yiyemiyorum. Hatta uzun zamandır eve getirilen kurban etlerini de yan komşuya veriyorum. Et kasaptan alınırken, sanki hayvan ölmemiş yanılgısı içinde oluyoruz. Kasapların, kestikleri havyanların önünde hatıra fotoğrafı çektirmemeleri bunu kolaylaştırıyor olabilir :)

Ama elimizi vicdanımıza koyunca, avcının karşısındaki hayvan kadar, mezbahaya giren hayvan da korkuyor... Avcının tüfeği karşısında kendini koruyacak durumda olmayan hayvan, bağlanıp asıldığı yerde, kasabın bıçağından da kendisini koruyamıyor... Avlanırken kaçma ihtimali küçük de olsa var ama mezbahada bu oran daha az...

Sözün kısası, vejetaryen değilseniz tepkileriniz çok dürüst sayılmaz...

syılmaz
01-02-2012, 12:15
Teşekkürler Sn. Malina, gerçekten moral buldum.

Tamtutulma
01-02-2012, 12:27
Bu tip provakatif mesaj yazan üyelerin tuzağına düşmemeniz konusunda sizi uyarmak istedim. Bu kişiler bizi doğaya faydalı işlerde (ağaç dikmek gibi) görseler bile mutlu olmazlar, onların istediği bizi doğaya zarar verirken görmek, işte o zaman mutlu olurlar. Nasıl bir ruh halinde olduklarını siz düşünün artık.

Tabi ya PROVAKASYON...
5 yıldır üye olduğum ağaçlar.net'te yıllardır tuzağımı kurmuş düşecek birilerini bekliyordum. Demogoji yapmayı hiç sevmem; ancak mesajlarınızdan gördüğüm kadarıyla bu konuda bayağı başarılısınız.

Nedense günümüzde bozgunculuk ve bölücülük çıkaranlar ağzından DEMOKRASİ ve BARIŞ'ı; hırsızlık ve yolsuzluk yapanlar ADALET'i, cinayet ve katliam yapanlar VİCDAN ve MERHAMET'İ düşürmezler.

Bizim buralarda bir deyim vardır; " Çingene adını başkasına takarmış." diye. Bu deyime de hak vermeye başladım.



Bu kişiler bizi doğaya faydalı işlerde (ağaç dikmek gibi) görseler bile mutlu olmazlar, onların istediği bizi doğaya zarar verirken görmek, işte o zasıl bir ruh halinde olduklarını siman mutlu olurlar. Naz düşünün artık.

Böyle bir ileti, böyle bir düşünce nasıl bir mantığın, nasıl bir beynin ürünüdür anlayamıyorum. Tema Vakfı ve yerel bir çevre derneğinin aktif bir üyesi olarak söylediğiniz bu mantık dışı cümlenin bir daha düşünülmesi, bu konuda çevrecilere yaptığınız iftiranın farkına varılması konusunda size hatırlatma yapmış olayım.

" Yok yaşlıymış, izin varmış, harika bir trofeymiş vs." gibi bahanelere sığınmayın. Bir şekilde öldürüyorsunuz. Öldürürken vicdanınız rahatsa ya öldürmeyip yaşatmayı seçen bizim vicdanlarımızda; ya da siz öldürenlerin vicadanlarında çok ciddi sorunlar var demektir. İki taraf aynı anda haklı olamaz.

Ruh halimiz hakkında siz rahat olun. Her yıl yüzlerce ağaç dikerek, yaban hayvanlarına yem, su ve barınak alanları oluşturarak, yasak olan bölgelerde avlananları şikayet ederek; kısacası öldürmeyip yaşatarak, çoğaltarak, tüketmeyip üreterek çocuklarımız için daha yaşanılabilir bir dünya bırakmaya çalışıyoruz.

Bazı mesajlarımın ne şekilde algılandığı konusunda kuşkularım olduğu için yanıt vermeyeceğim.

Saygılar.

Tamtutulma
01-02-2012, 12:33
Bunu ben de yadırgadım...
Hem de kurban kesmek gibi bir adedimiz varken...

Kurban kesmeyi onaylıyorsanız ve vejetaryen değilseniz yani yolunuz kasaba uğruyorsa avcılıkla ilgili yorumların bu kadar sert olmaması gerekiyor...

Avcıların (en azından burada yazanların) da onaylamadığı avlanma biçimini esas alıp, ona göre tepki göstermek, acemi kasabın kurbanlık hayvanı kısa sürede kesemediğini görüp, kurban etme adeti yasaklanmalıdır demesine benziyor...

Avlanmadığımı söylememe gerek yok. Av eti olduğunu bildiğim zaman o eti de yiyemiyorum. Hatta uzun zamandır eve getirilen kurban etlerini de yan komşuya veriyorum. Et kasaptan alınırken, sanki hayvan ölmemiş yanılgısı içinde oluyoruz. Kasapların, kestikleri havyanların önünde hatıra fotoğrafı çektirmemeleri bunu kolaylaştırıyor olabilir :)

Ama elimizi vicdanımıza koyunca, avcının karşısındaki hayvan kadar, mezbahaya giren hayvan da korkuyor... Avcının tüfeği karşısında kendini koruyacak durumda olmayan hayvan, bağlanıp asıldığı yerde, kasabın bıçağından da kendisini koruyamıyor... Avlanırken kaçma ihtimali küçük de olsa var ama mezbahada bu oran daha az...

Sözün kısası, vejetaryen değilseniz tepkileriniz çok dürüst sayılmaz...


Sayın Malina, avcılığa karşı çıkan bizlerin burada neyi savunduğumuzu sanırım size iyi anlatamadık.

Mezbahanede kesilen hiç bir hayvan zevk için kesilmiyor. Bizler zevk için hayvan öldürülmesine karşıyız. Kaldı ki burada yazan hiç bir avcının da et alamayacak kadar kötü ekonomik koşullara sahip olduklarını sanmıyorum. Sırf zevk ve hobi amacıyla hayvan öldürüyorlar ki buna karşıyız.

Kendi adıma konuşayım tepklilerim ve dürüstlüğüm konusunda içim rahat.

Saygılar.

Halil Önen
01-02-2012, 12:42
Arkadaslarin cogunun, ulkenin y.hayatinin ,su an ki durumundan haberleri yok ne yazik ki. Bir baska aci olan durumda bu dostlar. Ulkenin y. Hayati sehirli koylu, egitimli egitimsiz eli kanli tufekliler tarafindan koku kurutulmus. Son 60 yilda, kala kala 800.000 km 2 lik memlekette, 200 tane alageyik, 1500 k.geyik, 200 tane ceylan, kaldiysa 5-10 tane a.leopari kalmis. Yilda 3 kere 8-10 yavrulayan tavsani bile tuketmis bu kanicici vampirler. Bohcaci dedikleri katliamcilar; bis seferde suruyle katlederken digerleri teker, teker katledip elbirligiyle tumden koca poplulasyonlari yok ettikleri gibi Ekolojik sist. Alt ust etmisler. Sorsaniz y.hayatini tarim ilaclari, gubreler bitirdi derler. Ya o zaman ormanlarda ki, makilerde ki canlilara ne oldu. Oralarida mi gubreleyip ilacladilar? Pes dogrusu. Ulkede y.domuzu, karga ve birkac kusun disida ozelikle memelilerin buyuk cogunlugu yok olma sinirina gelirken, yerli turlerden keklik, cil, turac,toy gorulmez olmus. BOYLE BIR DURUMDA, HALA NASIL AVCILIGI SAVUNUYORSUNUZ YA, ELINSAF, PES DOGRUSU!

Satır arasına_ daha doğrusu bir bloğa_ sıkıştırılmış, tahrip gücü yüksek bir bomba gibi duruyor...

halbuki bir yabani tavşan_ evde besleme değil_ yılda 11 ay yavrular. Her ay _ ortam iyi ise_ bir, genelde 2 yavru yapar. Çok nadir 3 yavru yapar tek bakında...

Avlayanı çoktur ama en büyük düşmanı tilkilerdir. Tek tilki genelde yakalayamaz. Ama genelde 2, 3 tilki işbirliği yaparak avlanır. O zaman kurtuluşu yok denecek kadar azdır.

Tilkinin bol olduğu yerde tavşan olmaz.

Çok ilginç;

tavşan dünyada hamile iken, hamile kalan tek hayvandır.

Saygılar

pria
01-02-2012, 13:20
Mezbahanede kesilen hiç bir hayvan zevk için kesilmiyor. Bizler zevk için hayvan öldürülmesine karşıyız. Kaldı ki burada yazan hiç bir avcının da et alamayacak kadar kötü ekonomik koşullara sahip olduklarını sanmıyorum. Sırf zevk ve hobi amacıyla hayvan öldürüyorlar ki buna karşıyız.
.

İşin püf noktası burada..
Şu karda kışta, özellikle tüm yabani hayvanların en çaresiz olduğu bir dönemde yurdun hemen her yerinde neredeyse tüm avcılar faaldir bence..
Bunun hakkaniyeti olamaz..

Ben şu karda kışta bu topiğe avlanmanın meziyetlerinden dem vuran arkadaşlardan ''...yahu..avın serbest olduğu dönemlerde ava çıktık..iyi güzel avlandık..etlerini yedik..bak şimdi kar kış..bizim avlayacağımız hayvanların en aciz, en aç, en korunmasız günleri..şimdi av değil merhamet,yardım zamanı..silahımızı bırakalım..alalım 3-5 kilo yem veya yiyecek..çıkalım avlandığımız sahalara..uygun yerlere yem bırakalım..'' diye bir mesaj yazmalarını çok bekledim..

Eğer böyle bir mesaj okuyabilseydim inanın avcı arkadaşlar lehine biraz daha olumlu düşünebilecektim..

Ama..maalesef yok böyle bir zarif davranış gösterebilen..
Avcı arkadaşlardan böyle bir jest göremediğimiz gibi, ben dahil, çevremizdeki aç çaresiz kuşları, hayvanları yemleyen bizleri dahi adeta ti'ye alan mesajlar yazıyorlar ki, üzülmemek elde değil..tabi..onlar adına..

Tamtutulma
01-02-2012, 14:15
tavşan dünyada hamile iken, hamile kalan tek hayvandır.

Saygılar

Size göre, "Avcılık için muhteşem bir gerekçe." değil mi...

Ne kadar avlarsan avla tavşan nesli azalmaz, tükenmez öyle mi ? Bütün suçlular tilkiler öyle mi ?

Kendiniz diyorsunuz yılın 11 ayı gebe kalır diye. Önünüzden can havliyle 40-50 km hızla kaçan bir tavşanı dişi-erkek diye ayırt edebileceğinizi hiiç sanmıyorum. Böylelikle gebe tavşanları da av listenize alıyorsunuz. Daha doğmadan ölen tavşan yavrularının suçu nedir ?

Odeh
01-02-2012, 14:15
Avcılık bir vakıadır. İnsanoğlunun her bireyi olmasa da dikkate alınacak sayıda av tutkusu yaşayan insan mevcuttur.

Bu istek, özellikle erkeklerde daha baskındır. Bir antropolog değilim, ancak okuduğum makaleler ışığında insanoğlunun kentleşme ve teknolojiyi beslenme için de kullanma sürecinde bu avlanma arzusunu büyük oranda bastırdığı, bu arzusunu kimi zaman farklı faaliyetlerle de ikame ettiği yönündedir.

Atıcılık sporu birçok dalı kapsamakla birlikte tam anlamıyla olmasa da özellikle Trap ve Skeet sporunun -Hedef Atıcılığı da bunların arasında sayılabilir- insanoğlunun avlanma faaliyetlerinden önemli kesitler içerdiği, bu sporların temelinde insanın avlanma eylemi ve avlanmanın sportif sahalarda canlandırılmasının yattığı ayrı bir gerçektir.

Ateşli silahlarla avlanmanın gün geçtikçe daha sınırlı imkanlarla daha pahalıya ve daha meşakkatli bir hal almasının yanısıra yaban hayatı koruma isteğinin bir sonucu olarak insanların atıcılık sporuna kayması bu insanlarda güçlü bir şekilde varolan avlanma ihtiyacı/güdüsü/isteğinin ikame edilmesinden başka bir şey değildir.

Bu noktada elimizdeki en önemli etkenin, insanoğlunda varolan avlanma ihtiyacı, güdüsü isteği olduğunu tekrar vurgulamak isterim.

Peki, her insan ateşli silahla avlanmayacağım gidip Skeet sporu yapacağım der mi? Demiyor işte... Bu da bir vakıa.

Bu aşamada artık yapılacak olanlar bellidir:
Avcı eğitilir
Artık isteyen avcılık lisansına sahip olamıyor. Önce bir kurs, sonra sınav var.
Avlanacak avcının bu eylemini kontrollü bir şekilde yapması sağlanır
Zaman, yer, tür, miktar, kullanacağı silahlar kısıtlanır
Denetlenir, yaptırım
Avcı, vergilendirilir
Avından, lisansından, hem de her yıl.

Böylece tüm ülkeden toplanan fon -külliyatlı bir miktardır- yaban hayatı korumak, geliştirmek ve denetlemek için kullanılır.

Bu kurallar, yasal sınırları ve vicdanını aşmayan bir AVCI ile yasal bir AV için çok açık bir şekilde korumacı, tüketmeyen, doğadan koparmayan ama avcının avlanma ihtiyacını da karşılayan bir sistemdir. Yeterli midir? Tartışılabilir.

Özetle bir ihtiyacın hem de insanın doğasından gelen bir ihtiyacın yani AVLANMA İHTİYACININ, avı tüketmeden, soyu yok etmeden, kontrollü bir şekilde giderilmesi sağlanır.

Aksi durumda ne olur?
Aksi durumdan kastım, 2 farklı konu için:
1-AVCI olmayan silahlı bir kişi neler yapabilir?
ÇOK şey yapabilir. Tehlikeli ve vahşi olabilir. Yok eder. Sadece yok eder. Bilinçsiz ve bilgisiz ve eğitimsizdir.

2-AVLANMA yasaklanırsa insanlar ne yapabilir?
Yasa dışı yollarla kontrolsüz biçimde yok eder.

Bu durumda; avlanma faaliyetinin hiç bir kuralına uymayan eli silahlı bilinçsiz kişi ile yasalara uyan, yaban hayatın değerini bilen, vicdana sahip bilinçli bir AVCI'nın aynı kefede tutulması haksızlık değil midir?

Hangi profil doğaya dosttur? Sizler yanıtlayınız...

Saygılarımla,

Odeh
01-02-2012, 14:21
Ayrıca bazı tartışmacılar "neden gidip yem vermiyorsunuz" diyor.
Bu çok tartışmalı bir konudur kanaatimce. Yem bulamayacağı için zayıf düşecek bir otobur, belki de sayısı otoburların binde birine yaklaşan bir etoburun beslenme kaynağıdır.
Doğa çarkını kendi çevirecektir. O etobur da neslinin devamı için zayıf düşen bir otobura muhtaçtır.

Sıradışı mevsimsel koşul ve süreler belki böyle bir eylemi düşündürebilir, ama doğa, halleder. Yüzbinlerce yıldır çark böyle döndü. İnsan yem taşımadı.

Sûz-i Dilârâ
01-02-2012, 15:11
Devletler av hayvanları için kota koyarken doğaya mı soruyor? Avcı iznini doğadan alarak mı hayvan öldürüyor? Avcılar doğanın dengesiyle oynayarak hayvan öldürünce iyi, bilinçli avcı, popülasyona zarar vermiyor da hayvansever gidip doğaya yem bırakınca mı dengeyi bozmuş oluyor? Bir etoburun yemeğine engel olmuş oluyor?

Kaldı ki bohçacı denilen avcılar -bunu da burada öğrendim- doğadaki hayvan popülasyonuna yeterince zarar verip hayvan katletmişken sizin gibiler neden hâlâ bilinçli avcılık adı altında zaten tahrip edilmiş doğayı tahrip etmeye devam ediyorsunuz bunu da anlamış değilim.

syılmaz
01-02-2012, 15:33
İşin püf noktası burada..
Şu karda kışta, özellikle tüm yabani hayvanların en çaresiz olduğu bir dönemde yurdun hemen her yerinde neredeyse tüm avcılar faaldir bence..
Bunun hakkaniyeti olamaz..



Şu an itibari ile zaten keklik ve tavşan için av sezonu kapandı, göçmen kuşlarında çoğu göç etti. Birşey yazarken önce dünyadan haberiniz olsun.

Çoğu av hayvanı için sezon Ekim'in ortasında başlar, Ocağın ortasında (bazen sonunda) biter.

Ne yani ilkbaharda, yazda hayvanların üreyip yavrularını büyüttüğü mevsimde mi avlanalım? Sezon tabi ki kışın ilk ayları olacak.

syılmaz
01-02-2012, 15:51
Tabi ya PROVAKASYON...


Mesaj nasıl da adresini buluyor. :rolleyes:

Avazınızın çıktığı kadar bağırıp çağırmaya devam edin, zaten yapabildiğiniz tek şey bu.

Ortaya hiçbir mantıklı düşünce koyamayan, tek yaptığı siz öldürüyorsunuz, öldürüyorsunuz, öldürüyorsunuz diye tekrarlayıp duran. Çevrecileri bir tek kendisi gibi olan insanlardan ibaret sayan. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi, cani, psikopat, ruh hastası sanan biriyle muhatap olacak değilim.

Dediğim gibi siz bağırmaya devam edin, ben bundan sonra bağırıp çağırmalarınızı duymayacağım.

malina
01-02-2012, 15:54
Şu an itibari ile zaten keklik ve tavşan için av sezonu kapandı, göçmen kuşlarında çoğu göç etti. Birşey yazarken önce dünyadan haberiniz olsun.

Çoğu av hayvanı için sezon Ekim'in ortasında başlar, Ocağın ortasında (bazen sonunda) biter.

Ne yani ilkbaharda, yazda hayvanların üreyip yavrularını büyüttüğü mevsimde mi avlanalım? Sezon tabi ki kışın ilk ayları olacak. Mantıklı birşey yazında ciddiye alalım mesajınızı.

Bilgi verirken bu üslupta yazmasanız...

Bu başlık altında avcılığın iddia edildiği kadar kötü olmadığını savunmak durumunda iseniz (ki yazışmalara bakılınca öyle) aksini savunanlara karşı, onların üslupları zaman zaman sertleşse de, siz (sizler) sakin olmak durumundasınız.

Son tahlilde, "aman ne iyi iş yapıyorsunuz" denecek, bu konuda tartışılmayacak bir iş değil söz konusu olan... Değil mi?

syılmaz
01-02-2012, 15:59
İnsanların ve özellikle TÜRK İNSANININ her konuda budanması, güdükleştirilmesi, ruhsuz, kör bir bıçak haline getirilmesi konusunda nedense yabancılardan daha çok performans gösterir olduk!


Mesele budur! 4/4'lük bir yazı. Bugün bazı örgütler (ki bir ayağı dışarıda olanlar özellikle) kendilerini çevreci, doğa hayatı koruyucu gibi gösterip, kendi siyasi düşünceleri doğrultusunda kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyor. Yaptıkları eylemler çevre içinmiş gibi gözükse de aslında tamamen siyasi içerikli ve ülkemizin geleceği ile ilgili politikaları etkilemeye yönelik.

Bu tip asıl amacı siyaset olup, kendileri gibi düşünmeyenleri doğa düşmanı gibi gösteren derneklere ve bunların faliyetlerine aman dikkat diyiyorum.

* Bir üstte ki üye Tema'dan bahsetmişti, kastım Tema Vakfı değildir.

syılmaz
01-02-2012, 16:01
Bilgi verirken bu üslupta yazmasanız...


Uyarınızı dikkate alıyorum Sn. Malina. Son cümleyi kaldırıyorum.

Odeh
01-02-2012, 16:04
Devletler av hayvanları için kota koyarken doğaya mı soruyor? Avcı iznini doğadan alarak mı hayvan öldürüyor? Avcılar doğanın dengesiyle oynayarak hayvan öldürünce iyi, bilinçli avcı, popülasyona zarar vermiyor da hayvansever gidip doğaya yem bırakınca mı dengeyi bozmuş oluyor? Bir etoburun yemeğine engel olmuş oluyor?

Kaldı ki bohçacı denilen avcılar -bunu da burada öğrendim- doğadaki hayvan popülasyonuna yeterince zarar verip hayvan katletmişken sizin gibiler neden hâlâ bilinçli avcılık adı altında zaten tahrip edilmiş doğayı tahrip etmeye devam ediyorsunuz bunu da anlamış değilim.

Yanıtlamaya çalışayım:

Devletler av hayvanları için kota koyarken doğaya mı soruyor?
Devletler av hayvanları için değil insanlar için bile kimseye akıl sormaz. Bir ideolojisi, siyaseti ve uygulama politikası vardır, uygular. Devlet, bu toprakların altında üzerinde bulunan herşey üzerinde nihai hak sahibidir. Dilediği tasarrufta bulunabilir. Nihai karar devlete aittir. Beğeniriz beğenmeyiz, ama kural tüm dünyada böyledir. Eleştiri sahipleri kamuoyu oluşturarak fikrini yaymaya çalışır, yetkililere bildirir ya da yetkililer görür, buna göre düzenlemeler karşıt görüş sahiplerinin haklarını da yok etmeyecek biçimde düzenlenir. En azından ilke olarak basitçe böyle izah edilebilir.
Ben tanımam diyemezsiniz. O devlettir. :) Herkes uymakla mükellef olduğu gibi esasında uymayanlar sisteme çomak sokup dengeleri bozarlar...

Avcı iznini doğadan alarak mı hayvan öldürüyor?
Avcı, eğitimini tamamlayıp, sınavını verip, hem silahına hem lisansına her yıl vergisini ödeyip devletten aldığı izin ile, devletçe belirlenen türleri, belirlenen zaman aralıklarında, belirlenen kısıtlı yöntem ve mühimmatla AVLAR.

Avcılar doğanın dengesiyle oynayarak hayvan öldürünce iyi, bilinçli avcı, popülasyona zarar vermiyor da hayvansever gidip doğaya yem bırakınca mı dengeyi bozmuş oluyor? Bir etoburun yemeğine engel olmuş oluyor?
"Avcılar doğanın dengesiyle oynayarak hayvan öldürünce" cümlenin düzeltilecek bir yeri yok. Bir defa AVCI, doğanın dengesiyle oynayamaz. Devlet, yaban hayatı koruma programı uyarınca gerekli sayım ve tespitleri yapılmış türlerden seçilmiş olanların AVLANMASINA izin verir.

"...hayvansever gidip doğaya yem bırakınca mı dengeyi bozmuş oluyor" Kasıtla sözlerimi çarpıttığınıza ihtimal vermiyorum ama tekrar anlatmaktan memnuniyet duyarım. Çünkü az önce dediğim gibi bu tartışmalı bir görüştür. Hayvansever dilerse servetini yem ve bakım yöntemlerine harcayabilir... Biz avcılar bundan asla şikayet etmeyiz... :) Çünkü devletin kaynakları ve imkanları her zaman her yerde yeterli olamayabilir.
Ancak ben, doğanın ve mevsimlerin işlerini bildiği düşüncesindeyim. Yok illa verilmeli diyen biri varsa, bu da doğa severliktir. Memnun oluruz...

İnsani, vicdani nitelikleri normal olan ve gerekli bilgiye sahip bilinçli AVCI arttıkça bohçacı da kalmaz... Çünkü popülasyonumuz gereği biz onların bu faaliyetine engel oluruz.

ABD'de -bir belgeselde izledim- milli park içerisinde yanan ormanı, hem de devasa bir alana yayılmasına rağmen söndürmediklerine şahit oldum... Neden? Ağaç ya da yaban hayattan nefret ettikleri için mi? Yanıtı basit, yukarıda dediğim gibi: doğa kendi işini halleder. Bu yangın da doğadaki devinimin bir parçası, söneceği yer sönmesi gereken yerdir ve bu da doğaldır...

Böyle.

Saygılar,

syılmaz
01-02-2012, 16:11
ABD'de -bir belgeselde izledim- milli park içerisinde yanan ormanı, hem de devasa bir alana yayılmasına rağmen söndürmediklerine şahit oldum... Neden? Ağaç ya da yaban hayattan nefret ettikleri için mi? Yanıtı basit, yukarıda dediğim gibi: doğa kendi işini halleder. Bu yangın da doğadaki devinimin bir parçası, söneceği yer sönmesi gereken yerdir ve bu da doğaldır...


İfadeyi yanlış anlayabilecek olanlar için eklemek istiyorum, bu tip orman yangınları yıldırım düşmesi gibi doğal sebeplerle olan orman yangınlarıdır. İnsan eliyle yapılan değil.

Tamtutulma
01-02-2012, 16:34
Mesaj nasıl da adresini buluyor. :rolleyes:

Avazınızın çıktığı kadar bağırıp çağırmaya devam edin, zaten yapabildiğiniz tek şey bu.



Ben bağırmıyorum beyfendi, yalnızca bazı gerçekleri birilerinin gözüne gözüne sokuyorum. Ve bu da bazılarının gücüne gidiyor.



Ortaya hiçbir mantıklı düşünce koyamayan, tek yaptığı siz öldürüyorsunuz, öldürüyorsunuz, öldürüyorsunuz diye tekrarlayıp duyan. Çevrecileri bir tek kendisi gibi olan insanlardan ibaret sayan. Kendisi gibi düşünmeyen herkesi, cani, psikopat, ruh hastası sanan biriyle muhatap olacak değilim.


Tanrıya bin şükür ki, mantığım öldürmeyi marifet sananların mantığıyla aynı değil. Beni muhatap alın diye ölüyordum ben de.

Ve en önemlisi, Türkiye'nin bir numaralı çevreci sitesinde, belli bir adap-erkan içerisinde insanlarla tartışırken bu ruh haline bürünüyorsanız, dağda, ormanda elinizde silahla savunmasız hayvanlar karşısında acaba nasıl bir ruh haline bürünüyorsunuz sayın " DOĞAYA KATKIDA BULUNAN BİLİNÇLİ AVCI" Düşünmek bile istemiyorum...

pria
01-02-2012, 16:45
Ayrıca bazı tartışmacılar "neden gidip yem vermiyorsunuz" diyor.
Bu çok tartışmalı bir konudur kanaatimce. Yem bulamayacağı için zayıf düşecek bir otobur, belki de sayısı otoburların binde birine yaklaşan bir etoburun beslenme kaynağıdır.
Doğa çarkını kendi çevirecektir. O etobur da neslinin devamı için zayıf düşen bir otobura muhtaçtır.

Sıradışı mevsimsel koşul ve süreler belki böyle bir eylemi düşündürebilir, ama doğa, halleder. Yüzbinlerce yıldır çark böyle döndü. İnsan yem taşımadı.

Neyseki sizin kadar katı düşünmeye avcı kuruluşları da var:
HABER: Suşehri'nde Yaban Hayvanları İçin Doğaya Yem Bırakıldı haberi (http://www.haberler.com/susehri-nde-yaban-hayvanlari-icin-dogaya-yem-3298240-haberi/)
HABER: Karahall'da Yaban Hayvanlar in Doaya Yem Brakld haberi (http://www.haberler.com/karahalli-da-yaban-hayvanlari-icin-dogaya-yem-3277322-haberi/)
http://www.sarivelileravcilardernegi.com/
http://web.ogm.gov.tr/Haberler/HaberGoruntule.aspx?List=b5227992%2D7788%2D41c4%2D 8a38%2D24e745c3108e&ID=13462
HABER: Rize'de Yaban Hayvanlar in Doaya Yem Brakld haberi (http://www.haberler.com/rize-de-yaban-hayvanlari-icin-dogaya-yem-birakildi-3301509-haberi/)
Yaban hayata yem desteği (http://www.kenthaber.com/karadeniz/gumushane/Haber/Genel/Normal/yaban-hayata-yem-destegi/40b163b8-e7bb-4089-93a2-a03d6d192d5c)
Yaban Hayvanları İçin Doğaya Yem Bırakıldı 19 Ocak 2012 14:52 (http://www.aktifhaber.com/yaban-hayvanlari-icin-dogaya-yem-birakildi-549256h.htm)
T.C KIZILOREN BELEDIYESI (http://www.afyonkiziloren.bel.tr/)
Kar nedeniyle yiyecek sıkıntısı çeken yabani hayvanlara yem bırakıldı (http://www.haberler.gen.al/2012-01-16/kar-nedeniyle-yiyecek-sikintisi-ceken-yabani-hayvanlara-yem-birakildi/)
Yabani Hayvanlara Yem Bırakıldı (http://www.bozuyuknet.com/bozuyuk/index.php?option=com_content&view=article&id=1549:yabani-hayvanlara-yem-brakld&catid=1:son-haberler&Itemid=3)
Haber - Knal keklikler a kalmasn diye dalara yem brakld haberi (http://www.habergalerisi.com/haber/kinali-keklikler-ac-kalmasin-diye-daglara-yem-birakildi-576867.html)
Bolu’da Halk Hayvanlara Sahip Çıkıyor « timur34 (http://timur34.wordpress.com/2012/01/31/baskan-sevmese-de-bolu-halki-hayvanlari-seviyor/)
HABER: Yabani Hayvanlar in Doaya Yiyecek Brakld haberi (http://www.haberler.com/yabani-hayvanlar-icin-dogaya-yiyecek-birakildi-3259351-haberi/)


Siz ''Sıradışı mevsimsel koşul ve süreler belki böyle bir eylemi düşündürebilir'' diyorsunuz..Böylesine ağır kış şartlarında, böyle acil bir yardım konusunda bile hala kararsızsınız..

Allah'tan vicdan sahibi avcı derneği mensupları da var..Siz ise hala doğal seleksiyon taraftarısınız..kalan sağlar bizimdir, demeye getiriyorsunuz..
Doğa halleder, diyorsunuz..
Siz hiç aç kalmadınız sanırım..

Odeh
01-02-2012, 17:05
Kış, dünyanın güneşin etrafında dönmeye başlamasıyla birlikte ekseni nedeniyle hep vardır.

Böylesine ağır kış şartları dediğiniz şey kent yaşamına göredir. 1 cm karda şehir insanının halini gördükçe şartları ağır olarak yorumlamanız hayli doğal. Bu ağır dediğiniz kış büyük şehirlere ara sıra uğrasa da Anadolu'da hep var. Dünyanın her yerinde hep var. Ne sıradışı, ne mevsim normallerinin aşırı dışında ne de doğanın akışına aykırı. Yani, KIŞ, kar, buz, yemsizlik, doğanın akışının bir parçasıdır. Ancak siz yem verirseniz, bunu yıllar boyu sürdürürseniz, bu da doğanın akışının bir parçası olur bir zaman sonra...

Seleksiyon tabirinin az öncesine eklediğiniz DOĞAL kelimesi siz yokken de işleyen sistemin ta kendisidir. Ama siz varken de işleyecek... Ne olacak, biz avlayacağız. Bu da seleksiyonun bir parçasıdır. Şahsınız acıyor, ya da farklı çerçevede bir hayat anlayışına sahipsiniz diye kimse bu faaliyetini durdurmaz.

"Yem verenler vicdanlı, vermeyenler vicdansız", "aç kalmadınız..." diyorsunuz ayrıca...
Haddinizi bilmeye, yazdığınız sözleri her reşit yetişkin gibi ölçüp biçmeye saygılı davranmaya davet ediyorum sizi!!! "Yapamıyorsanız", tartışmadan çıkınız.

Bilgi ile veri ile tartışın. Her mesajınız hakaret ya da itham içeriyor!

pria
01-02-2012, 17:15
Bana bu kadar şey yazacağınıza ''..eklediğiniz linklerdeki haberler çok ilgimi çekti ve hoşuma gitti..ben de üyesi olduğum Avcılar Derneği'ne böyle bir organizasyon için çağrıda bulunup, katkıda bulunacağım..'' demeniz yeterdi..

Acze düşen yaban hayvanlarının imdadına koşanların kervanına katılabilirdiniz..

Alınganlık yapmayın lütfen..
Hiçbir mesajım rencide etme amacını gütmez..
Sadece ufkunuzu, bakış açınızı değiştirebilmek için minik bir katkıda bulunmak istedim..

limon_sever
01-02-2012, 18:01
Anket yapılsa güzel olur.

Halil Önen
01-02-2012, 18:07
Size göre, "Avcılık için muhteşem bir gerekçe." değil mi...

Ne kadar avlarsan avla tavşan nesli azalmaz, tükenmez öyle mi ? Bütün suçlular tilkiler öyle mi ?

Kendiniz diyorsunuz yılın 11 ayı gebe kalır diye. Önünüzden can havliyle 40-50 km hızla kaçan bir tavşanı dişi-erkek diye ayırt edebileceğinizi hiiç sanmıyorum. Böylelikle gebe tavşanları da av listenize alıyorsunuz. Daha doğmadan ölen tavşan yavrularının suçu nedir ?

Sn. delpni7' ye yazdığım iletiye; sizin böyle mi _ anladınız_ yanıtlamanız gerekiyordu. Halbuki bilgi vermeye yönelik değil miydi?

Sn. Tamtutulma, iletileri tam okumuyor ve sanki bana ve avcılara ön yargılısınız gibi geliyor.

İletiye bakın, tavşan için;

avlayanı çoktur ama en büyük düşmanı tilkilerdir demişim. 'Bütün suçlu tilki midir'... demişim.

Ve tilkilerin tavşanı nasıl avladığı hakkında bilgi vermişim.

Eğer bir bölgede Tilki nesli çoğalırsa, aşırı artarsa_ ki bu çok oluyor_ o bölgede tavşan nesli tükeniyor.

Tavşanla beslenen ve aşırı çoğalan tilkiler _beslenemedikleri için_ hastalıklara yakalanıp ölüyorlar ya da o bölgeyi terk ediyorlar.

(Şimdi buradan Tilkiler öldürülmeli diye bir önerme çıkabilir mi?)

Dünyanın hiç bir yerinde _ bölgesinde_ avcıların avlaması sonucu tavşan nesli bitmemiştir. ( bu konularda bilimsel araştırmalar vardır) Aksine deneme amaçlı yapılan çalışmalarda, av yasağı konmuş bir bölgede av hayvanı sayısı, avlanan bölgeye göre daha çok artmıştır.

Bir tavşan bulunduğu ortam iyi ise yılda 11 ay yavru yapar demişim. Ortam iyi değil ise, yılda bir kaç kere bir **** iki yavru yapar.

(şimdi bu bilgiyi verdim diye 11 ay av mı yapayım demişim, siz beni teminatör mü sandınız) :)

Sonra Tavşan avı yılda kaç ay serbest ve bu da kaç gün eder biliyor musunuz.? Bu kaç günde elinin boş dönmesi ihtimali vardır.

Tavşan avı her av köpeği ile avlanamaz. İz süren _kobay_ köpeklerle avlanır, kuşcu köpekle değil.

(Eğer benim gibi Drahthar yetiştirmişseniz ve _çobanın biri vurmamışsa _ kuşcu ile de avlayabilirsiniz ama kopay gibi olmaz.

(biraz samimi olsanız; neredeyse av anılarımı anlatacağım);)

Bak gebe tavşanı daha 3 adım attığında tanırım. Erkek mi dişimi diye bilerim. Hemde dışkısından, ve hatta tırnak izinden...Bu kadar ustalığım vardır. (olmaz böyle şey derseniz anlatırım):)

Tavşan avı, av ile avcı arsında yüksek düzeyde teknik ve taktik ister. İnsan tek başına burada yeterli değildir. İstisnalar hariç. Örneğin karda veya kumdaki iz avında köpeğin dedektörlüğüne gerek kalmadan avlanabilirsin.


.....



(Öyle kolay değildir hadi gideyim bi tane vurayım geleyim demek.. bak 3 ayda tam 14 defa bir tavşanı avlamak için gittim, her seferde sabahın köründe; kum da iz avında...
14. gün (her defa 6 km.) iziini takip ettikten sonra gen (otlu) bir yere yatmış. 5 m. ileride otların içinde. O soğukta paltomu çıkardım. Bir sigara yakıp, dinlendim. Bulunduğu çoğrafya yı ölçtüm biçtim, nereye varır, nasıl kaçar diye... her şeyi onun gibi görmeliydim_ siz bunu yapabilir misiniz_ onun gibi düşünmeliydim.

300 m. ileride 50 kadar _yövmiyeci _kadın ıspanak kesiyorlardı. Onlarda beni izliyordu göz ucundan. 5 adım attım otlu tarlaya, göz ucuyla gördüm, ayağımın dibinde kulaklarını yatırmış arka ayaklarını çekmiş bir yay gibi; yatıyordu. Durur durmaz fırladı. Otların içinde bir attık karavana, bir daha attım yine karavana... seyircilerin _kadınların_bazıları bağırıyordu yuuh vuramadı diye.. ben bunu da hesaplamıştım. Sanki vurmuş gibi 50 m. otlu tarlada koştum, tavşanı torbaya attım. Yani atıyormuş gibi yaptım. 14 gün gitmiş ve ilk defa tavşanı kaldırmış ve vuramamıştım. Bir daha gitmedim. Çünkü bu onun ustalığı ve zaferiydi. Aramızdaki yazılı olmayan ahlak kurallarına göre, o benden ustaydı, o galipti ve uzun yaşamayı hakediyordu. İşte ben bunları ustalarımdan öğrendim ve çevremde böyle avcılar çok.)

(Ben olsam parantez içlerini okumazdım.)

Halil Önen
01-02-2012, 18:12
Antek yapılsa güzel olur.

olur...

Mevlana şekeri sizdeyse tohumlarınız da bende, daha kargoya vermedim..:D

drhegeli
01-02-2012, 19:26
Yorumsuz :D
267016

limon_sever
01-02-2012, 19:37
olur...

Mevlana şekeri sizdeyse tohumlarınız da bende, daha kargoya vermedim..:D

İstediğiniz mevlana şekeri olsun :D

(Antek yazmışım :) ama anket olarak düzeltmiştim. Siz, düzeltmeden hemen önce alıntılamışsınız :D )

limon_sever
01-02-2012, 19:39
Yorumsuz :D
267016

Hepimiz Tavşanız diyecekler nerdeyse :)

Odeh
01-02-2012, 20:42
Alınganlık yapmayın lütfen..
Hiçbir mesajım rencide etme amacını gütmez ..
Sadece ufkunuzu, bakış açınızı değiştirebilmek için minik bir katkıda bulunmak istedim..
Madem niyetiniz öyle değil, inanıyorum.

Ayrıca amacımız yalnızca çok önemli ve doğru bir soruya yanıt aramak, yanıtların dayanaklarını belirlemek...


Acze düşen yaban hayvanlarının imdadına koşanların kervanına katılabilirdiniz..
Bu sözlerin doğruluğunu test edelim. Kişisel değil, bu mealde onlarca söz duyuyorum, ayrıca az önce haberlerde de böyle bir haber yapmışlardı. "Aç kalan geyikler" diye başlıyordu... Gülümseten sahneler vardı...

Sözlerinizde kullandığınız Yabani Hayvanlar'dan başlayalım... İnsana sokulgan olmayan, kendi doğal ortamlarında yaşayan bu hayvanlar bulundukları alanda yabani hayatın yani bulundukları doğanın beslenme zincirine de dahildirler. İşin dengesi de bu zincirdedir. Bir soyu çıkarttığınızda sorunlar çıkacaktır. Popülasyonlar dengesi bozulsa da doğa, yeni bir denge noktasında tekrar "durmadan" varlığını sürdürmeye devam edecektir. Bu devingenlik doğanın başka bir kuvvetli yönüdür.

Peki kaynakların mevsimsel olarak doğanın akışına uygun azalıp çoğalması türlerin kökünü kazır mı? Hayvanlar ACZ'E düşer mi?
Mevsimler ne kadar doğalsa mevsime bağlı kaynak azalması da o kadar doğaldır, aynı kaynakların çoğalması gibi...
Bu dalgalanma doğal seleksiyona da neden olabilir. Ayrıca eğer doğa bunu milyonlarca yıldır yapıyorsa doğru olanı da budur. Seleksiyon kaçınılmazdır.

Ayrıca daha da önemli bir soru var burada yanıt bekleyen... Kentli, doğa şaşkını insanımız markete yürüyerek gidemediğinde neden dünyadaki canlıların onun gibi aciz kaldığını düşünür? Halbuki Tanrı, yarattığı her canlı için bir savunma, avlanma, beslenme mekanizması da vermemiş midir? Donanımsız bir canlı düşünebilir misiniz? Kabuksuz midye, memesiz inek, dişleri ve pençesi olmayan bir çita... ya hortumu olmayan bir fil? Neden olmaz? Çünkü doğa böyle istememiş, onu gereğince donatmıştır.

Bu bir şey değil, esas insan aklını zorlayan hal, hayvanların bakıma muhtaç olduğu iddiasına da iman edilmesi.
Sıradışı bir durum olmadığı sürece bir hayvanın insandan isteyebileceği tek şey inanın "gölge etme!!!" olacaktır. Yaz, kış, çukurda ya da ayağı kırık... Farketmez... Bunların hepsi yaşamın bir parçası.

Hayvanlar ve doğa kendine yetmiyor, ACZ içindeler diye düşünmek doğaya meydan okumaktır. Gülümseten, eh hadi peki git ver dedirten bir safdilliktir.

Ne götürebilir insanlar doğaya? Hatta hangi hayvana? Hangi türe? Geyiğe vereceksin, tilkinin boynu bükük, kuşlar yedi, baykuş küskün :)

Ayrıca tüm ülke birleşsek, herkes kucak çuval dolusu götürmeye kalksak bu yabani mahlukatın binde birini bile doyurma becerisi gösteremeyiz. Matematiğe ve AKLA aykırı bu imkansız. Sadece bir hülya...

Ama insanlarımız hele de kentli doğayı zerre anlamamış ve tanımayan şaşkın insanlar; "ben ve doğa" konulu bir piyesten rol kapmak için bilinçsizce yarışır, boş ve manasız eylemler, enerji sarfiyatından ve reklamdan öte bir anlam ifade etmez.

(şimdilik yazmaktan yoruldum sonra devam edeceğim)
Saygılar,

Tura
01-02-2012, 21:11
Sayın Odeh; sadece meraktan soruyorum. Çok güzel bir avatarınız vardı, neden kaldırdınız.

Odeh
01-02-2012, 21:15
Hayır sayın Tura, kaldırmadım.. Görünmüyor mu yoksa! :(
Bilgisayara geçip kontrol edeceğim, uyarı icin teşekkür ederim.

Saygılar,

Odeh
01-02-2012, 21:54
(...) Son bölüm:

Özetlemek gerekirse;
İçinde bulunduğumuz ve yaşım gereği gördüğüm yıllar boyunca ben hiç dramatik bir mevsimsel değişme görmedim, yaşamadım. Dünyanın içinde bulunduğu koşullara uygun ve yavaş yavaş gelişen koşullar söz konusu... (memnun olmasak da böyle) Yani dramatik ağır kış koşulları asla söz konusu değildir.

Bir diğer nokta da; yabani hayvanların aciz duruma düşmesi idi. Böyle olmayacağı, en azından doğal ortamdaki hayvanlar için söz konusu dahi ol-A-mayacağını, acizliğin yabani hayatla ve buradaki canlılarla değil, olsa olsa Şişli ya da Çankaya ya da Karşıyaka'da sokağa atılmış bir köpek, kedi ya da kafesinden kaçmış bir kuş için geçerli olabileceğini ifade etmeye çalıştım. Bir başka deyişle, doğal ortamında hiç bir canlı aciz olamaz. Bu, doğaya aykırıdır, yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi...

Sonuç olarak; insandan bağımsız olarak yaşamlarını sürdüren yabani hayvanlara ekmek, havuç, tahıl vs.. götürmek, bunun da aciz duruma düşmüş hayvanları kurtarma adına yapılması olsa olsa (zorlama ve iyimser bir çıkarımla) çocukların hayvanlara karşı şefkat beslemesini sağlamaktan öteye götürülemez.

Saygılar,

pria
01-02-2012, 22:54
HABER: Suşehri'nde Yaban Hayvanları İçin Doğaya Yem Bırakıldı haberi (http://www.haberler.com/susehri-nde-yaban-hayvanlari-icin-dogaya-yem-3298240-haberi/)
HABER: Karahall'da Yaban Hayvanlar in Doaya Yem Brakld haberi (http://www.haberler.com/karahalli-da-yaban-hayvanlari-icin-dogaya-yem-3277322-haberi/)
Sariveliler Avcılar Derneği (http://www.sarivelileravcilardernegi.com/)
http://web.ogm.gov.tr/Haberler/HaberGoruntule.aspx?List=b5227992%2D7788%2D41c4%2D 8a38%2D24e745c3108e&ID=13462
HABER: Rize'de Yaban Hayvanlar in Doaya Yem Brakld haberi (http://www.haberler.com/rize-de-yaban-hayvanlari-icin-dogaya-yem-birakildi-3301509-haberi/)
Yaban hayata yem desteği (http://www.kenthaber.com/karadeniz/gumushane/Haber/Genel/Normal/yaban-hayata-yem-destegi/40b163b8-e7bb-4089-93a2-a03d6d192d5c)
Yaban Hayvanları İçin Doğaya Yem Bırakıldı 19 Ocak 2012 14:52 (http://www.aktifhaber.com/yaban-hayvanlari-icin-dogaya-yem-birakildi-549256h.htm)
T.C KIZILOREN BELEDIYESI (http://www.afyonkiziloren.bel.tr/)
Kar nedeniyle yiyecek sıkıntısı çeken yabani hayvanlara yem bırakıldı (http://www.haberler.gen.al/2012-01-16/kar-nedeniyle-yiyecek-sikintisi-ceken-yabani-hayvanlara-yem-birakildi/)
Yabani Hayvanlara Yem Bırakıldı (http://www.bozuyuknet.com/bozuyuk/index.php?option=com_content&view=article&id=1549:yabani-hayvanlara-yem-brakld&catid=1:son-haberler&Itemid=3)
Haber - Knal keklikler a kalmasn diye dalara yem brakld haberi (http://www.habergalerisi.com/haber/kinali-keklikler-ac-kalmasin-diye-daglara-yem-birakildi-576867.html)
Bolu’da Halk Hayvanlara Sahip Çıkıyor « timur34 (http://timur34.wordpress.com/2012/01/31/baskan-sevmese-de-bolu-halki-hayvanlari-seviyor/)
HABER: Yabani Hayvanlar in Doaya Yiyecek Brakld haberi (http://www.haberler.com/yabani-hayvanlar-icin-dogaya-yiyecek-birakildi-3259351-haberi/)


Odeh...205 ve 208 sayılı mesajlarınızda aktardığınız engin bilgilerinize göre, yukarıda eklediğim linklerdeki kurum ve kuruluşlar meğer ne kadar da saçma sapan işler yapıyorlarmış ta farkına varamamışım (!!!)...

Avcı dernekleri, gönüllü avcılar, Orman Genel Müdürlüğü ve Milli Parklar yetkilileri meğer ne kadar boş işlerle uğraşırlarmış ta farkında değilmişiz..

Bu kurum ve kuruluşlar, karda kışta açlık tehlikesi içinde olan yaban hayvanlarına yem-ot-tahıl vs. götürerek, vererek ne kadar beyhude işlerle uğraşıyorlarmış meğer!!!..

Sizin de belirttiğiniz gibi,''doğal ortamında hiç bir canlı aciz olamaz'' mış, ''boş ve manasız eylemler, enerji sarfiyatından ve reklamdan öte bir anlam ifade etmez.'' miş demek..

Keşke bu kurum ve kuruluşlara bir seminer falan verseniz de, gittikleri bu saçma sapan yoldan vazgeçmelerini sağlayabilseniz !!!..


Avcılar sizinle ne kadar öğünse azdır..ne diyeyim başka..artık size yanıt yazmaktan bende yoruldum.Bu son mesajımdır.

Odeh
01-02-2012, 23:05
Bir insana hitap etmeyi dahi kendinize zûl sayıyorsunuz! Neyse, sizin tarzınızla ifade etmek gerekirse;

Ey PRIA, PRIA!

Matematik, matematik!...

Tevfik Fikret şöyle der; "Ebedî bir şifâdır aldanmak..."

Sizin tezlerinize(?) söyleyecek sözüm kalmamıştır, "sevinerek" bildirmek isterim...

=)

Odeh
01-02-2012, 23:27
Yaptıkları saçma değil, ancak eylemleri yalnızca yabani bir hayat var, onu korumak isteriz, vs..

Teknik olarak bir kamyonet gıda olsa olsa küçük bir otobur sürünün öğle yemeğinden öteye gitmez. Ya aksam, ya ertesi sabah? Ya baykuş ya tilki ya keklik; boyunları bükük kalmıyor mu?!

Lütfen hesap makinesini alın elinize ve çarpın.

Not: Avcılar niye besliyor dersiniz ;)

pria
01-02-2012, 23:28
Bir insana hitap etmeyi dahi kendinize zûl sayıyorsunuz! Neyse, sizin tarzınızla ifade etmek gerekirse;

Ey PRIA, PRIA!


Sakin olun lütfen..
Bakın bana da forum üyeleri ''pria'' diye hitab ederek mesaj yazarlar:
http://www.agaclar.net/forum/905730-post1068.htm
Ben de bunu gayet olağan karşılayarak, kızmadan birşeyler yazmaya çalışırım yardımcı olmak için:
http://www.agaclar.net/forum/905841-post1072.htm

Gereksiz yere alınganlık yapıyorsunuz..ve..kullanıcı adımı büyük harflerle yazarak bana bağırıyorsunuz..

Odeh
02-02-2012, 00:07
Boş yere alınganlık gösteriyorsunuz... Hitap ederken adın tekrarı ve hafif yüksek ton, vurguyu ve odağı artırmak için birebirdir...

Biz farklı yerlerde tartışırken, sayın sözcüğünü sık kullanır, Türkçe ve nezaketi muhafaza için her söze dikkat eder, yazdıklarımıza özeniriz. Yalap şap yazıp geçmeyiz...

Fikir ya da bilgi beyan etmeyeceksek, "Banane üleyn, dediğim dediktir" demez bilgilenmek icin sorarız...

Boyle olunca haliyle, bilen de soran da sürekli öğrenir konumunu muhafaza etmiş oluyor...

Saygılar,

üzüm
02-02-2012, 00:25
Sayın Odeh,

İnternet ortamında büyük harf, koyu ve kalın yazı yazmak kızgınlık anlamına da gelmektedir. Tartışma ortamında lütfen bu kurala dikkat ediniz.

Odeh
02-02-2012, 00:34
Sayın üzüm,

Uyarınız için teşekkür ederim, bunu çok iyi biliyorum. Ancak keşke sayın pria'nın adını da ansaydınız bu mesajınızda, daha da memnuniyet verici olurdu.

Saygılarımla,

Sûz-i Dilârâ
02-02-2012, 00:39
Sayfa tıklanma rekorları kırıyor, kendimi röntgenci gibi hissediyorum, sürekli aktif kullanıcılara bakıyorum, ne çok kişi var bu sayfada.

ağaçlar.net'te bir başlığa bu kadar kısa zaman içinde bu kadar çok mesaj yazıldığını görmemiştim.

üzüm
02-02-2012, 00:44
Sayın Odeh,

Sayın pria'nın bu özellikte mesajı yok...

Odeh
02-02-2012, 01:03
Sayın üzüm,

Birkaç mesaj öncesinde var...
Harf büyükmüş küçükmüş bunlar teferruat. Esas olan niyet elbette. Ben büyük harfle ismi yazdığımda inanın kalben gayet rahat ve gülümseyerek yazmaya başlamıştım. Ayrıca ilgili kisi kendine bir kabalığı rahatlıkla anlayacak ve yanıtlayacak kapasitede bir zat kanaatimce.

Aleni ve net bir kusurumun olmadıgını düşünüyorum. Bu olmaz. Uğraşmamam zaten...

Saygılar,

Jezebel
02-02-2012, 01:04
En hızlı güncellenen sayfa olmuş.
İlk taşı ben atmıştım ;) Biraz hakarete bile uğradım...
Silah tutan ve zevk için can alan kişilere benim de derin saygı duyduğum söylenemez.
Herkesin kendi prensipleri var, sonuç alınacak gibi görünmüyor.
Eser hanımın affına sığınarak alıntı yapacağım-
"Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizin olsun." (el-Kasas, 28/55)
Hiç bir bilimsel veya yasal bahane keyif almak için can almayı haklı gösteremez.

Odeh
02-02-2012, 01:08
Sayfa tıklanma rekorları kırıyor, kendimi röntgenci gibi hissediyorum, sürekli aktif kullanıcılara bakıyorum, ne çok kişi var bu sayfada.

ağaçlar.net'te bir başlığa bu kadar kısa zaman içinde bu kadar çok mesaj yazıldığını görmemiştim.

Sayın Sûz-i Dilârâ,

Tartışıyoruz, bundandır... :)

Birkaç cümleye binaen birkaç sayfa yazmak icin oturdum vaktimi harcadım... Bir soruya yanıt aramak içindi...

Ancak monoloğa dönmek üzere maalesef... Temenni ya da beddua dışında fikir içeren mesajlar konuyu daha da zenginleştirip bize de yeni ufuklar açar umudum, halen bâki...

Herkese saygılarımla,

Odeh
02-02-2012, 01:15
Avcı doğanin dostudur.

Halen bir bilgi, veri ya da denenebilir bir metod içeren bir eleştiri görememek... Aslında hem sevindirici hem üzücü.

"Allah belasını vermesin şu pis avcıların, kör olmayasıcalar" türünden sözler olmamalı böyle büyük bir zeminde...

Odeh
02-02-2012, 01:19
Sayın Jezebel,

Av ile ilgili dini tespit içeren mesaj sanırım birkaç sayfa önceydi. Din doktrinler içerdiğinden elma ile armut karışmaz. Konu ile ilgili hassasiyetiniz var ise, ricam, sayılarını verdiğim ayetleri değerlendirmenizdir...

Saygılar yazmıyorum size, mukabele işte...

dermana
02-02-2012, 01:20
Avcı doğanin dostudur.

Halen bir bilgi, veri ya da denenebilir bir metod içeren bir eleştiri görememek... -.

insanın en iyi denetleyicisi vicdanı olmalıdır......

Odeh
02-02-2012, 01:35
Bir insan olan Avcı, vicdanı ile hareket eder.
Yaralı, hasta, yavru, gebe, sakat bir hayvanı avlamaz.
Avlanma felsefesine aykırıdır. Yapılırsa da bu eylem, ele geçen av, eylemi yapan avcı olmaz!

Avcı, zehir kullanmaz, günlerce yemleme yapmaz.

Avıyla karşılaştığında iki fişek (yivsiz tüfek ile) sonrasında avının kaçmasını sadece izler...
Yaralı av bırakmamaya çalışır.

Avcının o fırsatta avlayamaması, avın doğal hakkıdır, kaçar. Avcı onu bırakır.

...vs.



Aslında belki de bu konu ile aklıma gelip "yahu boşver, kendin oku" dediğim Türk Kültüründe Av konulu bir yazı derlemek lazım. Bir tesadüf eseri -kaynak olarak da gösterdiğim- Türkoloji dergisi buna esin kaynağı oldu...

Konu zenginleşir...

Odeh
02-02-2012, 02:07
Bir konuda daha berraklığa ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Avcılığın neden bir spor olduğunu konusu...
İpe sapa gelmez ithamlara konu olan ve spor ile ilişkilendirilmesi hakaretamiz sözlerle eleştirilen Avcılık'ın spor olmasının temel nedenini sorgulama nezaketinde bulunan kişilerin rahatlıkla keşfedeceği çok basit nedenleri vardır.

Spor, net ve katı kurallara sahip bir faaliyettir. Ayrıca insanın neden spor yaptığı konusu, insanın öğrenmek için ilkel oyun oynama tutkusundan, artık doğada elde etmesi mümkün olmayan başarı duygusunun tatmininden kişisel ego tatminine kadar geniş bir yelpazede ele alınıp tartışılabilir. Halen de tartışılmaktadır. İnsan neden boks yapar, neden sırıkla atlar, neden güreşir, neden ok atar, neden at biner... dalar, avlar, vs...

Avcılık bir spordur.
Çünkü kurallarla sınırlandırılmasında fayda görülen ama insanoğlunun "asla" vazgeçemeyeceği bir eylemdir. Vazgeçmek düşünülemeyecek ise kurallarla sınırlamak ve yenilenebilir kaynaklar yaratmak, bu aşamada da doğa ve insanın bütünleşmesinin önüne geçmemek, insani olan; ahlaki, dini, sosyal ve kişisel nedenleri ortak bir çizgide, amaçta buluşturmak her üç taraf için de (av/avcı/doğa) daha verimli olacağındandır...

Diye düşüncelerimi özetlemek istiyorum, sayın Av, Avcı ve doğa dostları...


Saygılarımla,

syılmaz
02-02-2012, 09:39
Sayfa tıklanma rekorları kırıyor, kendimi röntgenci gibi hissediyorum, sürekli aktif kullanıcılara bakıyorum, ne çok kişi var bu sayfada.

ağaçlar.net'te bir başlığa bu kadar kısa zaman içinde bu kadar çok mesaj yazıldığını görmemiştim.

Çünkü sn. Suz-i Dilara konuya yabancı insanların hep kötü olarak baktığı, avcılığı yapan insanlarında kendini anlatma konusunda isteksiz davrandığı bir ortamda bu işi gayet kararlı bir şekilde yapıyoruz. Objektif olarak mantık çerçevesinde bu işi anlamak isteyen insanlara, kendimizi iyi ifade ettiğimizi ve önyargılarını yıkmaya başladığımıza inanıyorum.

Aslında avcılığın çok daha büyük bir faydası daha var ama onu anlatmayacağım sonra linç kampanyası başlayabilir. ;) Şaka bir yana o tarafı doğa ile ilgili olmadığından agaçlar.net'in formatı dışında. Onu da başka ortamlarda anlatırız artık.

limon_sever
02-02-2012, 09:47
"Ayı Kardeş" diye bir çizgi film var. Avcı arkadaşların izlemelerini şiddetle tavsiye ederim.

Orjinal Adı: Brother Bear

syılmaz
02-02-2012, 09:58
Siz deyince fragmanına baktım şimdi, çizgi film izlemek benim için biraz zor ama bir ara izlemeye çalışacağım.

syılmaz
02-02-2012, 11:19
Ayrıca bir kedi yavrusu ile bir ayı yavrusu arasında fark olduğunu da düşünmüyorum. Diyeceksiniz ki avcılar yavru hayvanları avlamaz, peki aç kaldıklarında karınlarını doyurur, üşüdüklerinde ısıtırlar mı?

Sn. Gçakar, biraz geç oldu ama fotoğrafı yeni bulabildim bilgisayarımda. Kaynağı hala bulamadım ama arıyorum, bulursam eklerim. Yalnız bir av forumundan bu fotoğrafı indirdiğimi ve sahipsiz bulunan bir yavrunun avcı biri tarafından beslendiğini okuduğumu hatırlıyorum ki ben ya da benim gibi düşünen birinin de böyle bir olay karşısında tereddütsüz aynı işi yapacağından emin olabilirsiniz. Avcının tek derdinin avlanmak olmadığını anlatmak için ekliyorum fotoğrafı.

http://i959.photobucket.com/albums/ae71/syilmaz/18379_101374866559548_100000611068148_40344_374927 8_n.jpg

elim
02-02-2012, 11:32
Bunun neresi doğa dostu olabilirki. olsa olsa doğayı katletmek. Vicdanla felan alakası yok. Bende elinde Tüfekle, tabanca, mavzer le geçliğini geçirmiş biri olarak kuş dahi avlamadım. Silah benim bildiğim savunma amaçlı kullanılır.

syılmaz
02-02-2012, 11:46
Sn. Elim, şimdi ben kurban bayramı sırasında rengi kırmızıya dönmüş haliçin fotoğrafını koysam, sayısız kesilmiş hayvanın başında ki ağlayan çocukların fotoğrafını koysam, sonra böyle din mi olur diye sorsam? Ne kadar mantıklı bir iş yapmış olurum?

Ya da makinede sırasıyla tık tık kafası koparılan tavukların fotoğrafını eklesem? Makinede derisi yüzülen danaların fotoğrafını eklesem?

Güzin Çakar
02-02-2012, 12:10
Sayın Syılmaz
Verdiğiniz linki okuduğumu söyleyip, teşekkür edip ayrılmak istiyordum ki, eklediğiniz fotoğrafı gördüm.

Yıllar önce, avcı diye geçinen bir serseri (sizlerle alakası yok, siz de bana hak vereceksiniz ), o zamanlar, daha çok küçük olan oğlumun eline, kendi vurduğu 2 tane minik sincabı verip; -Bak nasıl vurdum ! demesi için bana göndermişti. O sincapların öldürülmesine, hiç bir mantıklı açıklama yapılamaz. Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla, bu örnek için aynı fikirde olmamız lazım.

O halde, biz av-avcı karşıtlarına değil de, bilinçli avcı olduğunuzu söyleyen sizlere büyük iş düşüyor. Aranızdaki bu gibi kişileri eğitin, ayıklayın,psikoloğa gönderin, neyi nasıl yaparsanız yapın, halledin.Ve bize iç acıtan fotoğraflar yerine, yukarıda eklediğiniz türden, içimizi ısıtacak fotoğraflar gösterin...

syılmaz
02-02-2012, 12:23
Sayın Syılmaz
Verdiğiniz linki okuduğumu söyleyip, teşekkür edip ayrılmak istiyordum ki, eklediğiniz fotoğrafı gördüm.

Yıllar önce, avcı diye geçinen bir serseri (sizlerle alakası yok, siz de bana hak vereceksiniz ), o zamanlar, daha çok küçük olan oğlumun eline, kendi vurduğu 2 tane minik sincabı verip; -Bak nasıl vurdum ! demesi için bana göndermişti. O sincapların öldürülmesine, hiç bir mantıklı açıklama yapılamaz. Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla, bu örnek için aynı fikirde olmamız lazım.

O halde, biz av-avcı karşıtlarına değil de, bilinçli avcı olduğunuzu söyleyen sizlere büyük iş düşüyor. Aranızdaki bu gibi kişileri eğitin, ayıklayın,psikoloğa gönderin, neyi nasıl yaparsanız yapın, halledin.Ve bize iç acıtan fotoğraflar yerine, yukarıda eklediğiniz türden, içimizi ısıtacak fotoğraflar gösterin...

Elinize sağlık Sn Gçakar, güzel bir yazı. Emin olun elimizden geleni yapmaktan çekinmeyiz.

elim
02-02-2012, 12:25
Sn. Elim, şimdi ben kurban bayramı sırasında rengi kırmızıya dönmüş haliçin fotoğrafını koysam, sayısız kesilmiş hayvanın başında ki ağlayan çocukların fotoğrafını koysam, sonra böyle din mi olur diye sorsam? Ne kadar mantıklı bir iş yapmış olurum?

Ya da makinede sırasıyla tık tık kafası koparılan tavukların fotoğrafını eklesem? Makinede derisi yüzülen danaların fotoğrafını eklesem?

Sayın Yılmaz; yukardaki yazdıklarınızın hepsine karşıyım. Olmasını hiç bir zaman onaylamam. O, vahşet görüntüleri diğer sosyal sitelerde bolça yayınlayıp kınadığımı açıkladım. Vahşet olaylarını nefretle kınıyorum. Yazım genele, kişisel değil. Bu yukardaki resimde benim tanıdığım bir kişi paylaşım yapmış. Katleden kişide kendisi. O, sayfada da kınadım. Bakın yıllarım doğada gecti. Yerdeki çukurlarıı dodururum kaçan hayvanların bacaklarına zarar gelmesin diye, cam kırıklarını toprak altına getiririm, ayaklarını kesmesin diye. Biri böyle yaparken bir diğeri o hayvanları zevk için yok ediyor. Bunun ne dinen nede vicdanen bir açıklanması olamaz. Kur-an dan bazı örnekler veriliyor. Doğrudur. Ayetlerde geciyor. "Bazı hayvanları sizlere etinden, sütünden faydalanasınız diye helal kıldık" bunu örnek göstererek doğaya da zararmı vermeliyiz? Etinden yararlanmak için besicilik yapılıyor. Burada amaç farklı. Protein olarak insanların ete de ihtiyacı var. Doğa ile amaç üzere besiciliği karıştırmayalım. Her türlü canlı öldürülmesini tasvip etmiyorum.

Halil Önen
02-02-2012, 12:33
"Ayı Kardeş" diye bir çizgi film var. Avcı arkadaşların izlemelerini şiddetle tavsiye ederim.

Orjinal Adı: Brother Bear

Ayıdan dost düşmandan post olmaz...:)

syılmaz
02-02-2012, 12:48
Sn. Elim, yazacaklarımı şahsınızın üzerine almayın lütfen, genele yönelik yazıyorum.

Sn. Elim'in eklediği fotoğrafa katliam demek bana göre büyük haksızlık, katliamın fotoğrafını birazdan ekleyeceğim ve neden bu katliama gerek duyulduğunu anlatacağım.

Şimdi sürekli olarak söylüyorum ya, avcılık karşıtı olanlar, kurallara uygun yapılan avcılığın hayvan nesline zarar verdiğine yönelik herhangi bir bilimsel çalışma koyamıyorlar, koyamazlar da.

Ben kendim bunu yapayım ve neden avlanılması gerektiğini, bunun hangi bilimsel çalışmalarla tespit edilmesi gerektiğini, yapılmazsa ne olacağını sırasıyla anlatacağım.

Aşağıda Isparta/Aksu örnek avlağı için Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi, Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü öğrencileri tarafından yapılan bir çalışmanın linkini ekliyorum.

http://edergi.sdu.edu.tr/index.php/sduofd/article/viewFile/2129/2326

Özetle bahsi geçen bölgede kaç tane yaban domuzu yaşadığı, sürek yöntemiyle domuzlar kaldırılarak sayılmış (erkekler, dişiler, yavrular ayrı ayrı sayılmış). Sonra doğal dengede 1 hektarda kaç domuz yaşaması normalse, fazla olanlar için kota koyularak avlanması (çalışmada hasat edilmesi diye geçiyor) tavsiye edilmiş.

Şimdi avcılığa karşı biri hemen diyecek ki, kardeşim hektarda 10 domuz olsa ne olur 30 domuz olsa ne olur? Sanane?

İşte sanane deyip, bilimi görmezden gelmenin sonucu. Aşağıda ki fotoğraf avcılık fotoğrafı değildir. Zirai mücadele fotoğrafıdır. İş zirai mücadeleye kalınca yapılan katliamın fotoğrafıdır. Yeni Zelanda'da devlet desteğiyle, sayısı aşırı artan tavşanlara karşı bir haftasonunda öldürülen (avlanan demiyorum bakın) 14.799 adet tavşanın fotoğrafıdır.

Halbu ki insanın da doğanın bir parçası olduğu ve onunda avcı rolüne sahip olduğu daha iyi anlaşılsa, bu tavşanlar kurallar, kotalar, limitler çerçevesinde sezonunda avlanmış olsaydı, hem ziyan olmamış (etleri) olurlardı, hem de aşağıda ki gibi bir fotoğraf olmazdı.

http://i959.photobucket.com/albums/ae71/syilmaz/thousands_of_dead_rabbits_line_pioneer_park_in_ale _1761040794.jpg

Odeh
02-02-2012, 14:15
Kurallara uygun ve yerinde yapılan Avlanma ve Avcılık faaliyeti "katliamı ÖNLER" önermesinin bal gibi bir kanıtını sayın syilmaz'dan "öğrenmiş" olduk... (Nasıl? Düzgünce tartışarak)

Tebrikler sayın syilmaz. Çok önemli bir vurgu.

Saygılar,

elim
02-02-2012, 15:03
Sn. Elim, yazacaklarımı şahsınızın üzerine almayın lütfen, genele yönelik yazıyorum.

Sayın yılmaz, zirai mucadele gereği olarak göstermiş olduğunuz resim, olayın çok daha vahim olduğunun bir kanıtı... Siz fikir ve düşüncelerinizi taşımış olduğunuz duyguları paylaşırsınız, bende kendi düşünce ve bakış açımı yazar çizerim. Zirai mücadele gereğide olsa bu haklılık kazandırmaz. Bunu doğanın kendi yöntemlerine bıraksak olmazmı? Doğada hayvalar zaten biri diğerini yok ediyorlar. Bu onların yaşam gereğidir. Doğasında var. Bizlerin dede ve ebeden gördüğümüz zirai mücadeleler var. Bağ ve bahçelerimizden yaban hayvanlarını uzaklaştırmak için korkuluklar ve farklı ses çıkaran tedbirler alırdık. Ben şahsen kendi ailemde Bağa bahçeye zarar veriyor diye öldürme yöntemini seçmedik. Bakın ben içanadolu da büyüdüm. Bölgemde; tavşan, keklik, bıldırcın, tilki, güvercin hatta serçe kuşu nu dahi nadir görürsünüz. Keklik sesini köyümden işitirdim. Bunlar kendiliğinden yok olmadı. Köyümüze ve bölgemize sürek avı yapmaya gelen gurup halinde avcılık yapan insanların eylemi sonucu yok olmuşlardır. Her ne olursa olsun tedbir farklı olmalı, öldürme olmamalı. Birey veya kurum, kuruluş olması haklılık kazandırmamalı...

Halil Önen
02-02-2012, 15:15
Bunun neresi doğa dostu olabilirki. olsa olsa doğayı katletmek. Vicdanla felan alakası yok. Bende elinde Tüfekle, tabanca, mavzer le geçliğini geçirmiş biri olarak kuş dahi avlamadım. Silah benim bildiğim savunma amaçlı kullanılır.

Dekorda asılı bir silah varsa, seyirci sahnenin bir yerinde kullanılacağını bilir...:)

Avcı doğa dostu mudur tartılışılır belki ama avcının hayvan dostu olmadığı kesin. Peki insan hayvan dostu mudur?

İnsan; evreleyip, ehlileştirip kendine benzettiklerini, kendine bağımlı hale getirdiklerini nasıl dostum diyebiliyor?

Onların yabanda insanın dostluğuna mı ihtiyacı var. Yabanda vahşi değiller mi? Ehlileştir, kendine muhtaç haline getir, sonra dostum de...

Ondan aldığın hakları önce al, sonra hayvan hakları diye ona vermeye çalış. Ve bu insanın sorununun sorumluluğunu bir grubun_ avcıların_ üstüne yık. Kendini akla..

Hadi avcılar masum değil avcı olmayan insan çok mu masum? Niye çuvaldızı yiyen _kabamızdan_ hep biz avcılar oluyoruz? Elinizde iğne yok mu?


Ayı insanın dostu mudur?

Örneğin; Ayı ve ondan yapılmış oyuncaklarla _ yatağına alıp uyuyan_ büyüyen bir çocuk ormanda ayı ile karşılaştığında _ onun alanına girmişse ve yanında yavruları da varsa_ boynuna sarılıp, kucağına mı alacak.:)


Hayvan hakları adı altında, insanın avcı olanını doğanın düşmanı gibi göstermek vicdanını aklanma isteğinden doğuyor olmasın?


Hadi doğanın ve hayvanın insanlaştırılmasında biz avcılar masum değiliz, siz çok mu masumsunuz?

Paleolitik dönemden bu yana yaşananlardan sonra elinizi yıkayıp arkanızı dönüp gidebilir misiniz?

Halil Önen
02-02-2012, 15:22
Avcı doğa dostu değildir.

Peki nedir? Düşmanı mıdır?

limon_sever
02-02-2012, 15:29
..........

Ayı insanın dostu mudur?

Örneğin; Ayı ve ondan yapılmış oyuncaklarla _ yatağına alıp uyuyan_ büyüyen bir çocuk ormanda ayı ile karşılaştığında _ onun alanına girmişse ve yanında yavruları da varsa_ boynuna sarılıp, kucağına mı alacak.:)

............



Ayı yavrusu hiç dek gelmedi de :D hani kuzu felan dek geliyor :D

Halil Önen
02-02-2012, 15:35
Sorabilseydik herhangi bir hayvana, "asıl olan insandır" demezdi herhalde. Insan dünya üzerinden yok olsa da (zaman içinde nesli kaybolmuş bir sürü başka canlı gibi) dünyada yaşam sürer gider. Hiç bircanlı da insanın yokluğunu hissetmez.....
Doğa insanı, hayvanı, bitkisi, suyu, dağı-taşı ile bir bütündür. Hiç bir canlının diğerine üstünlüğü yoktur. Hepimiz bir yapboz'un parçalarıyız. Biri eksik olduğunda resim tamamlanmaz...

İnsan dünya üzerinde olmasaydı estetiğin ne anlamı olurdu? Bahcenizde yetiştirdiğiniz çiçek bu kadar güzel olabilir miydi; Bu kadar güzel kokabilir miydi?

Hayvan insandan bir alt konumdadır. Yoksa evrilmenin bir anlamı olur muydu?

syılmaz
02-02-2012, 16:43
Sayın yılmaz, zirai mucadele gereği olarak göstermiş olduğunuz resim, olayın çok daha vahim olduğunun bir kanıtı... Siz fikir ve düşüncelerinizi taşımış olduğunuz duyguları paylaşırsınız, bende kendi düşünce ve bakış açımı yazar çizerim. Zirai mücadele gereğide olsa bu haklılık kazandırmaz. Bunu doğanın kendi yöntemlerine bıraksak olmazmı? Doğada hayvalar zaten biri diğerini yok ediyorlar. Bu onların yaşam gereğidir. Doğasında var. Bizlerin dede ve ebeden gördüğümüz zirai mücadeleler var. Bağ ve bahçelerimizden yaban hayvanlarını uzaklaştırmak için korkuluklar ve farklı ses çıkaran tedbirler alırdık. Ben şahsen kendi ailemde Bağa bahçeye zarar veriyor diye öldürme yöntemini seçmedik. Bakın ben içanadolu da büyüdüm. Bölgemde; tavşan, keklik, bıldırcın, tilki, güvercin hatta serçe kuşu nu dahi nadir görürsünüz. Keklik sesini köyümden işitirdim. Bunlar kendiliğinden yok olmadı. Köyümüze ve bölgemize sürek avı yapmaya gelen gurup halinde avcılık yapan insanların eylemi sonucu yok olmuşlardır. Her ne olursa olsun tedbir farklı olmalı, öldürme olmamalı. Birey veya kurum, kuruluş olması haklılık kazandırmamalı...

Sn. Elim, zirai mücadele resminde ki kadar çok tavşan bizim topraklarımızda yok zaten, bunun en büyük sebebi de gece yapılan far avı ile sezon harici yapılan avlardır. Bu tip avlanmaya her zaman karşıyımdır.

Siz de çiftçisiniz madem daha kolay anlarsınız diye düşünüyorum. Biz de zirai mücadele gerektirecek kadar çok tavşan yok zaten, olsa ne kadar önlem alırsanız alın hikaye. İster örgü telle çevirin, ister pat pat yerleştirin. Bunu benden çok daha iyi biliyorsunuzdur. Ben demiyorum yaban hayvanları hiç yemesin, elbette onların bizim ürettiklerimiz üzerinde hakları var. Bir çok bahçe sahibi hasat yaparken, bazı ağaçlara dokunmaz, onun üzerinde ki meyve hayvanların hakkıdır der. Bu hem çok doğru hem çok güzel birşey ama iş bütün bir tarım alanını yok etmeye varırsa, bu kabul edilemez. Zaten hiçbir medeni ülke, varsa başka bir yolu onu uygulardı, katliama gitmezdi.

Eğer dünyada hiç insan olmasaydı, ne kadar tavşan olursa olsun sorun yok, doğa kendisi hallederdi ama 7 milyar insan varsa, bunların beslenmesi gerekiyorsa, bu işten yeryüzünde onmilyonlarca insan geçimini sağlıyorsa, ne kadar olursa olsun diyemezsiniz, akla mantığa aykırı.

Bu zirai mücadele yöntemleri ile ilgili o kadar çok video ve resim koyabilirim ki, her vicdan sahibi insanın uykusu kaçar.

Odeh
04-02-2012, 02:14
İki kez veto yiyen resmime nihayet karar verebildim.

Keşke veto edilmeseydi, bayrak mührüm... Hatta "forumdan git üleyn" diyen iç sesimle bile tartıştım bu süreçte, yok, kalacağım, bir sincap olarak... =)

(Karizma darmaduman ama sincaba bayıldım!)

syılmaz
04-02-2012, 12:12
Sn. Odeh, sn. moderatörler kendilerini zor durumda bıraktığımı düşünüp kızmaz umarım ama sincapta ki superman yerine photoshopla bayrak yerleştirebilirsiniz. :)

Tamtutulma
04-02-2012, 12:14
y

İşte sanane deyip, bilimi görmezden gelmenin sonucu. Aşağıda ki fotoğraf avcılık fotoğrafı değildir. Zirai mücadele fotoğrafıdır. İş zirai mücadeleye kalınca yapılan katliamın fotoğrafıdır. Yeni Zelanda'da devlet desteğiyle, sayısı aşırı artan tavşanlara karşı bir haftasonunda öldürülen (avlanan demiyorum bakın) 14.799 adet tavşanın fotoğrafıdır.

Halbu ki insanın da doğanın bir parçası olduğu ve onunda avcı rolüne sahip olduğu daha iyi anlaşılsa, bu tavşanlar kurallar, kotalar, limitler çerçevesinde sezonunda avlanmış olsaydı, hem ziyan olmamış (etleri) olurlardı, hem de aşağıda ki gibi bir fotoğraf olmazdı.

http://i959.photobucket.com/albums/ae71/syilmaz/thousands_of_dead_rabbits_line_pioneer_park_in_ale _1761040794.jpg

Bu tamamen uç ve istisnai bir örnek.Bu konuda bilgisi olmayan kişileri belki yanıltabilirsiniz ama bizi asla.

Sorunun temeli şurada; Avustralya ve Yeni Zelanda'da doğal olarak tavşan yaşamıyordu. 1859 Yılında İngiliz göçmen Thomas Austin Winchelsia Victoria yakınlarındaki arazisinde üretip avlanmak için kıta dışından 2 düzine kadar tavşan getirtir. Bu tavşanlar bir yolunu bularak çitleri aşıp kaçarlar. Tilki, kurt vs gibi doğal tavşan düşmanı hayvanlar Avustralya'da yaşamadığı için tavşan sayısında korkunç bir artış yaşanmış, Avustralya tavşan istilası yaşayıp Çinliler'in biz Türkler'e karşı yaptığı Çin Seddi'ne benzer tel örgü 5.000 km uzunluğunda tavşan seddi yapılmıştır. Zamanında Dingo'dan başka karada yaşayan doğal avcıları olmayan Avustralya'ya tilki vs gibi tavşan avcıları ancak tavşan istilası sonrasında getirilmiştir.

Burada bütün çevrecilerin çok iyi bildiği bir hata yapılmıştır. Bir ekosistemde doğal olarak yaşamayan hayvanın oraya getirilmesi doğru değildir. Şayet o ekosisteme o hayvan getirilecekse aynı anda o hayvanın doğal düşmanları da birlikte getirilmelidir. Doğal dengenin arasına insanın girmesi doğru değildir. Doğa bizim değildir. Bizler "Doğayı çocuklarımıza bırakmak için emanet aldık."


Avustralya'da tavşan konusunda yapılan hatanın aynısı Avustralya kıtasında bulunan Yeni Zelanda'da yapılmıştır. Tavşan istilası çeşitli yöntemlerle bir miktar kontrol altına alınsa da hala bazı bölgelerde istila devam etmektedir.

Sizin bu istisnai durumu bu şekilde sunmanız dürüst bir davranış değil.

syılmaz
04-02-2012, 12:33
Tavşan konusunda tilki ve kurt varsa bu kadar çoğalmaz diyebilirsiniz ama anadolu köylüsünün yapısını biraz olsun bilen biri çok iyi bilir ki, çobanlar ya da kümes sahipleri hayvanlarını korumak için zehirli yem bırakıp (bu yöntemi asla tasvip etmiyorum) bu hayvanların soyuna ciddi zarar veriyor.

Bizim kültürümüzde pek tilki avı yoktur, av forumlarında her avın alt başlığını bulursunuz ama tilki avına dair birşey bulamazsınız, ben daha vurduğu tilkiyle poz veren görmedim. Avcılar avlamıyorken, tilki görmenin bu kadar zor olmasının başka bir açıklaması olabilir mi?

Ayrıca tavşanın tek düşmanı tilki değildir, Avustralya'da hiç mi yırtıcı yaşamaz, dünyanın tek yaban köpeği dingolar Avustralya'da yaşıyor, ayrıca yırtıcı kuşlar?

Hadi tavşanı geçtim, domuz için aynı şeyi söyleyebilir misiniz? Yetişkin erkek domuzu kurt bile avlayamıyor.

Yeni Zelanda fotoğrafını, fotoğraf çarpıcı olduğu için ekledim. A.B.D.'de helikopter kiralayıp, terörist öldürür gibi sayısız domuz öldüren çiftçiler var.

Beni çürütmek istiyorsanız, kurallara uygun avcılığın hayvan nesline zarar verdiğine dair bilimsel bir çalışma koyun ortaya. Hiçbir bilimsel veri koyamıyorsunuz, benim yazdıklarımda açık bularak çürütmeye çalışıyorsunuz ama olmuyor, olmuyor, olmuyor. :)

Tamtutulma
04-02-2012, 12:42
Avcılığın neden bir spor olduğunu konusu...
İpe sapa gelmez ithamlara konu olan ve spor ile ilişkilendirilmesi hakaretamiz sözlerle eleştirilen Avcılık'ın spor olmasının temel nedenini sorgulama nezaketinde bulunan kişilerin rahatlıkla keşfedeceği çok basit nedenleri vardır.

Avcılığın spor olmadığı konusu önceki sayfalarda tartışılmış ve sonuca bağlanmıştı. Burada " Kendiniz çalıp oynuyormuş." gibi spor olduğunu ileri sürmeniz gereksiz.





Çünkü kurallarla sınırlandırılmasında fayda görülen ama insanoğlunun "asla" vazgeçemeyeceği bir eylemdir. Vazgeçmek düşünülemeyecek ise kurallarla sınırlamak ve yenilenebilir kaynaklar yaratmak, bu aşamada da doğa ve insanın bütünleşmesinin önüne geçmemek, insani olan; ahlaki, dini, sosyal ve kişisel nedenleri ortak bir çizgide, amaçta buluşturmak her üç taraf için de (av/avcı/doğa) daha verimli olacağındandır...

Diye düşüncelerimi özetlemek istiyorum, sayın Av, Avcı ve doğa dostları...


Saygılarımla,

"Avcının doğa dostu olduğu." Avcıların kendi uydurdukları bir argüman.Siz öyle düşünüyorsunuz diye o konu öyle olmayacaktır. Biz ava karşı olanlar, avcıların doğa dostu değil; doğa düşmanı olduğunu düşünüyoruz.

İnsanın içinde avlanma dürtüsünün bulunduğundan bahsediyorsunuz. İnsanın içindeki nefs, şeytan, dürtüler vs her ne derseniz diyin her zaman insanı doğru yönlendirmez. Yapılan bilimsel araştırmalara göre her insanın içinde az-çok cinayet arzusu, cinsel sapkınlık vs bulunduğunu; insanların bunları bastırarak sağlıklı insan olabildiğini ortaya koyuyor. İçinizden avlanmak geliyor diye ihtiyacınız olmadığı halde avlanmanız sizi haklı kılmıyor.


Sizin "Avlayıp yok etmezsek tarıma zarar verirler." mantığınızla hareket eden "
Mao'nun serçe katliamı" aklıma geldi.

1950 lerde Mao "Serçelerin tarlalardaki tahılları yiyerek üretilen yiyecekleri yok eden Faşist kuşlar olduğunu." ileri sürer. Çin halkı örgütlenir, bütün Çin serçelerin peşine düşer. Öldürülen serçelerden tepeler oluşturulur, serçe katilleri için " Devrime büyük hizmet edip, faşizme karşı direnen bilinçli yurttaşlar" diye nutuklar atılır.

Çok geçmeden acı bir gerçek ortaya çıkmaya başlar. Öldürülen serçelerin yiyemediği tırtıl, kımıl, süne vs gibi pek çok zararlı sayısında inanılmaz bir artış olur. Çin'deki tahıl arazileri yer ile yeksan olur adeta. Serçelerin olduğu yılki hasadın 5 te 1 i bile yapılamaz. Halk açlığın pençesine düşer, Çin dışarıdan yiyecek ithal etmeye başlar.


Tarım arazilerinin yaban hayvanları tarafından istilası insanın elini ekosisteme zorla sokması; doğal döngüyü- dengeyi bozmasının bir sonucudur ve sizin avlanma gerekçenizi haklı kılmaz.

syılmaz
04-02-2012, 12:47
Avcılığın spor olmadığı konusu önceki sayfalarda tartışılmış ve sonuca bağlanmıştı. Burada " Kendiniz çalıp oynuyormuş." gibi spor olduğunu ileri sürmeniz gereksiz.


Pardon kim sonuca bağlamıştı, siz mi? :)

Siz bunu reddetseniz de avcılık Türkiye Cumhuriyeti tarafından spor olarak kabul edildiğine göre, kendi çalıp kendi oynayan siz olmuş oluyorsunuz, haberiniz olsun.

Ayrıca sadece bizim ülkemizde değil, tüm dünya ülkelerinde spor olarak kabul ediliyor. Yani sadece bizim ülkemizde değil, dünyanın neresine giderseniz gidin, kendiniz çalıp kendiniz oynuyorsunuz.