Yücel Çağlar
15-03-2011, 19:05
ANAYASA MAHKEMESİ ANAYASAYA AYKIRI DÜŞTÜ !
Anımsanacağı gibi, 2008 yılında çıkarılan 5761 sayılı Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesiyle 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8. maddesi değiştirilerek “orman” sayılan yerlerin Ana Muhalefet Partisi de bu düzenlemenin iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi ise 10 Mart 2011 günü yaptığı toplantıdabu istemi “çoğunlukla” oyçokluğuyla ret etti. Böylece; “orman” sayılan yaklaşık 1 milyon dönüm arazi ile meralar ve yaylalar yerli ve yabancı turizm yatırımcılarına açılabilmesi; yaklaşık 300 bin dönün ormanın yok edilebilmesi olanaklı kılınmıştır..
Anayasa Mahkemesi 2007 yılında 1982 yılında çıkarılan Turizmi Teşvik Kanunu’nun söz konusu maddelerini Anayasaya aykırı bulmuş ve iptal etmişti. Siyasal iktidar da 2008 yılında anılan yasada yaptığı yeni düzenlemeyle başta “devlet ormanı” sayılan yerler olmak üzere meralar, yaylalar ve kıyılarda turizm yatırımları yapabilme olanaklarını daha da artırmıştı.
Turizmi Teşvik Kanunu’nda 2008 yılında ypılan bu düzenlemeyle “hazine mülkiyetinde yeterli alanın bulunmadığı durumlarda”;
1) 6831 sayılı Orman Kanunu’na göre “orman” sayılan yerlerden yayla, kırsal turizm, golf, kurvaziyer ve yat gibi deniz turizmi ile uluslararası yarışmaların yapılabileceği spor tesisleri için uygun bulunan alanların talep tarihinden başlayarak en geç bir ay içerisinde Çevre ve Orman Bakanlığınca, Kültür ve Turizm, Bakanlığı’na tahsis edilmesi,
2) Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edilen taşınmazların yerli ve yabancı yatırımcılara tahsis edilebilmesi, kiralanması ve bunlar üzerinde irtifak hakkı kurulabilmesi ile ilgili esaslar, alınacak bedeller vb koşulların Kültür ve Turizm, Maliye ile Çevre ve Orman Bakanlıkları tarafından belirlenmesi,
3) “Orman” sayılan yerlerin, meraların, yaylaların, kıyıların yerli ve yabancı yatırımcılara tahsis işlemlerinin; 1) 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 2) 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine bağlı olmaksızın yapılabilmesi,
4) Her ilin “orman” sayılan yerlerinin bin de beşine kadarlık kısmında, başka bir söyleyişle ülke genelinde “orman” sayılan 1 milyon dönüm yerdeki 300 bin dönüm ormanın yok edilerek yapılaştırılabilmesi olanaklı kılınmıştır.
Bu düzenlemeyle;
1) 1982 Anayasasının 169. maddesinde yer verilen; “devlet ormanı” sayılan yerlerde irtifak hakkı verilebilmesi için “kamu yararının bulunması”;
2) 6831 sayılı Orman Kanunu’ndaki “…Devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret olması …”
koşulları kaldırılmıştır.
Böylece, Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu maddeleri 2007 yılında iptal ederken dayandırdığı;
“ormanların turizm amaçlı yatırımlara tahsisinin ancak üstün kamu yararı bulunması ve zorunluluk halinde mümkün olabilmesi aksi halde orman arazilerinin turizm yatırımlarına hiç ayrılmamasının Anayasal bir zorunluluk olduğu"
gerekçesi geçersiz kılınmıştır. Ek olarak, söz konusu düzenlemeyle;
“Hazine mülkiyetinde yeterli alanın bulunmadığı durumlarda…” ve
“iklimsel ve çevresel zorunluluk bulunan,”, ““...çevresel ve sosyal anlamda imkân sağlayan”, ““...uygun iklim yapısı ve topografik özellikler dikkate alınarak uluslararası standartlara uygun tesisler gerçekleştirilmesine imkân sağlayan, ” vb ”
gibi kimin tarafından ve nasıl belirleneceği açıklanmayarak İdareye (Yürütme Organına, Hükümete…) Anayasanın 7. maddesiyle TBMM’ye verilmiş bir yetki devredilmiştir.
***
Kısacası; Anayasa Mahkemesi’nin 10 Mart 2011 günü aldığı karar;
1) Anayasanın 7 ve 169. maddelerine aykırıdır;
2) 24 Kasım 2007 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7 Mayıs 2002 tarih ve 2006/169 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararıyla uyuşmamaktadır,
3) Başta “devlet ormanı” sayılan yerler olmak üzere yaylalar ve meralar gibi yaşamsa önemde ekolojik işlevler gören kamusal ekosistemlerin yerli ve yabancı turizm yatırımcıları tarafından yapılaştırılabilmesi olanakları artırılmıştır.
Yücel ÇAĞLAR
Anımsanacağı gibi, 2008 yılında çıkarılan 5761 sayılı Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesiyle 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8. maddesi değiştirilerek “orman” sayılan yerlerin Ana Muhalefet Partisi de bu düzenlemenin iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi ise 10 Mart 2011 günü yaptığı toplantıdabu istemi “çoğunlukla” oyçokluğuyla ret etti. Böylece; “orman” sayılan yaklaşık 1 milyon dönüm arazi ile meralar ve yaylalar yerli ve yabancı turizm yatırımcılarına açılabilmesi; yaklaşık 300 bin dönün ormanın yok edilebilmesi olanaklı kılınmıştır..
Anayasa Mahkemesi 2007 yılında 1982 yılında çıkarılan Turizmi Teşvik Kanunu’nun söz konusu maddelerini Anayasaya aykırı bulmuş ve iptal etmişti. Siyasal iktidar da 2008 yılında anılan yasada yaptığı yeni düzenlemeyle başta “devlet ormanı” sayılan yerler olmak üzere meralar, yaylalar ve kıyılarda turizm yatırımları yapabilme olanaklarını daha da artırmıştı.
Turizmi Teşvik Kanunu’nda 2008 yılında ypılan bu düzenlemeyle “hazine mülkiyetinde yeterli alanın bulunmadığı durumlarda”;
1) 6831 sayılı Orman Kanunu’na göre “orman” sayılan yerlerden yayla, kırsal turizm, golf, kurvaziyer ve yat gibi deniz turizmi ile uluslararası yarışmaların yapılabileceği spor tesisleri için uygun bulunan alanların talep tarihinden başlayarak en geç bir ay içerisinde Çevre ve Orman Bakanlığınca, Kültür ve Turizm, Bakanlığı’na tahsis edilmesi,
2) Kültür ve Turizm Bakanlığı’na tahsis edilen taşınmazların yerli ve yabancı yatırımcılara tahsis edilebilmesi, kiralanması ve bunlar üzerinde irtifak hakkı kurulabilmesi ile ilgili esaslar, alınacak bedeller vb koşulların Kültür ve Turizm, Maliye ile Çevre ve Orman Bakanlıkları tarafından belirlenmesi,
3) “Orman” sayılan yerlerin, meraların, yaylaların, kıyıların yerli ve yabancı yatırımcılara tahsis işlemlerinin; 1) 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 2) 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine bağlı olmaksızın yapılabilmesi,
4) Her ilin “orman” sayılan yerlerinin bin de beşine kadarlık kısmında, başka bir söyleyişle ülke genelinde “orman” sayılan 1 milyon dönüm yerdeki 300 bin dönüm ormanın yok edilerek yapılaştırılabilmesi olanaklı kılınmıştır.
Bu düzenlemeyle;
1) 1982 Anayasasının 169. maddesinde yer verilen; “devlet ormanı” sayılan yerlerde irtifak hakkı verilebilmesi için “kamu yararının bulunması”;
2) 6831 sayılı Orman Kanunu’ndaki “…Devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret olması …”
koşulları kaldırılmıştır.
Böylece, Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu maddeleri 2007 yılında iptal ederken dayandırdığı;
“ormanların turizm amaçlı yatırımlara tahsisinin ancak üstün kamu yararı bulunması ve zorunluluk halinde mümkün olabilmesi aksi halde orman arazilerinin turizm yatırımlarına hiç ayrılmamasının Anayasal bir zorunluluk olduğu"
gerekçesi geçersiz kılınmıştır. Ek olarak, söz konusu düzenlemeyle;
“Hazine mülkiyetinde yeterli alanın bulunmadığı durumlarda…” ve
“iklimsel ve çevresel zorunluluk bulunan,”, ““...çevresel ve sosyal anlamda imkân sağlayan”, ““...uygun iklim yapısı ve topografik özellikler dikkate alınarak uluslararası standartlara uygun tesisler gerçekleştirilmesine imkân sağlayan, ” vb ”
gibi kimin tarafından ve nasıl belirleneceği açıklanmayarak İdareye (Yürütme Organına, Hükümete…) Anayasanın 7. maddesiyle TBMM’ye verilmiş bir yetki devredilmiştir.
***
Kısacası; Anayasa Mahkemesi’nin 10 Mart 2011 günü aldığı karar;
1) Anayasanın 7 ve 169. maddelerine aykırıdır;
2) 24 Kasım 2007 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7 Mayıs 2002 tarih ve 2006/169 Esas, 2007/55 Karar sayılı kararıyla uyuşmamaktadır,
3) Başta “devlet ormanı” sayılan yerler olmak üzere yaylalar ve meralar gibi yaşamsa önemde ekolojik işlevler gören kamusal ekosistemlerin yerli ve yabancı turizm yatırımcıları tarafından yapılaştırılabilmesi olanakları artırılmıştır.
Yücel ÇAĞLAR