Bağlan

View Full Version : Türkiye'nin HES Gerçeði




malina
26-08-2010, 14:25
Türkiye'nin HES Gerçeði 1


Doðu Karadeniz baþta olmak üzere Türkiye'nin neresinde bir akarsu yataðý, kaynaðý bulunuyorsa, burada uygun olsun olmasýn HES projeleri için çalýþmalar yürütülüyor.

(http://www.agaclar.net/forum/?im=yhs&yer=yazar&aranan=Sad%FDk%20%C7elik)
Devlet Su Ýþleri, Enerji Bakanlýðý ve Enerji Piyasasý Denetleme Kurulu verilerine göre ülkemizde þimdiye kadar 2000 civarýnda HES (Hidroelektrik Santral) projesi geliþtirildi ve bunlardan 400’e yakýný için çalýþma baþlatýlmýþ durumda. Doðu Karadeniz baþta olmak üzere Türkiye’nin neresinde bir akarsu yataðý, kaynaðý bulunuyorsa, burada uygun olsun olmasýn HES projeleri için çalýþmalar yürütülüyor.


Ülkemizdeki mevcut su potansiyeli, ilk bakýþta Devlet Su Ýþleri’nin gerçekleþtirmeyi planladýðý 2000’e yakýn hidroelektrik santralý için bulunmaz bir fýrsat gibi gözüküyor. Çünkü geliþmekte olan her ülke gibi, ülkemizde de üretim sürecinin kesintisiz bir þekilde devam edebilmesi, dolayýsýyla halkýmýzýn yaþam standartlarýnýn yükseltilebilmesi elbette enerjiye baðlýdýr. Bu enerjinin yenilenebilir enerji tipi olan hidroelektrik santrallardan karþýlanmasý da en doðrusudur.



Ancak ortada yalýn bir gerçek var ki, HES projeleri, gerekli bilimsel altyapý oluþturulmadan uygunluk ve yeterlilik kriterlerine bakýlmadan, tek yanlý anlayýþla, elektrik enerjisi ihtiyacýnýn arkasýna sýðýnýlarak hayata geçirilmeye çalýþýlmaktadýr. Türkiye genelinde yapýlmasý planlanan 2000’e yakýn nehir tipi “HES”ler alternatif bir enerji kaynaðý olsa da bu projelerin inþaatý ve iþletmesi sýrasýnda uyulmasý gereken kurallar, yasal düzenlemeler vardýr. Bu kurallarýn, projelerden etkilenecek yerel halkýn ve STK’lerin görüþlerine baþvurulmadan belirlenmiþ olmasý, telafisi güç maddi manevi sorun ve sýkýntýlara, zaman kaybýna yol açmaktadýr. Ayrýca HES projelerinin hayata geçirildiði bölgelerdeki halkýn, flora ve faunanýn proje nedeniyle ortaya çýkan su maðduriyetleri de net olarak deðerlendirilememekte, göz ardý edilmektedir.

Küresel ýsýnma sebebiyle buzullarýn erimesi, yanardaðlarýn patlamasý gibi yaþanan doðal felaketlere karþý tüm dünyanýn ortak çaba ve kaygýsýna raðmen, Türkiye’de elde kalan doðal hayatýn eþsiz güzellikleri sorumsuzca tahrip edilmektedir. Bu kýyýma göz yummak, seyirci kalmak yalnýzca yetkililerin deðil bu projelere ses çýkartmayan herkesin ortak sorumluluðudur. Geliþmiþ ülkeler, doðayý daha fazla tahrip etmemek, ekolojiyi korumak için alternatif, yenilenebilir enerji kaynaklarýndan enerji üretmeye çalýþýrken ayný zamanda çevrenin korunmasý ve bu bilincin yerleþmesine büyük önem veriyor. Bizde ise durum farklý iþliyor.



Ülkemizde planlanan projelerde amaç, vadi ve akarsular üzerine “HES”ler kurup onlarý uluslararasý ve yerli dev þirketlere satarak su kullaným hakkýnýn bölge halkýnýn elinden alýnmasýdýr. Yani amaç “Nasýl daha çok kâr ederiz”dir. Baþta Divriði Sincan Çayý üzerinde kurulmak istenen “HES” projesi olmak üzere diðer 16 adet “HES” projesinde gözlemlediðimiz gibi halkýn su kullaným hakký elinden alýnmak istenmektedir.



Elektrik üretmek için 49 yýllýðýna özel þirketlere verilen bu “HES”leri alan firmalar, sadece sudan elde edilen enerji kullaným hakkýný deðil, bulunduklarý bölgelerdeki madencilik, tarým ve suyun tüm kullaným haklarýný da ellerine almak istiyorlar. Muðla’nýn Köyceðiz ilçesi yakýnlarýndaki Yuvarlakçay’da da durum aynýdýr. Yuvarlakçay’a santral yapanlar da hem doðal yaþamý mahvedecek hem de tüm canlýlarýn ihtiyacý olan suyu para kazanmak için bir araç olarak kullanacaklardýr.

Kurulacak HES’lerle birlikte bu bölgelerdeki tüm endemik bitki türleri ve yaban hayat da bu projelerden olumsuz etkilenecek. Tüm bu hidroelektrik santrallarý kurmak için yapýlacak çalýþmalardan sonra yüz binlerce bitki türü yok olacak, Doðu Karadeniz halkýnýn tek geçim kaynaðý olan kýsýtlý tarým arazileri büyük zararlar görecek, oluþacak fiziki durum tarým yapmaya da olanak saðlamayacaktýr. Öngörülen þudur ki, milyarlarca yýlda oluþan bölgedeki doðal hayat dev þirketlerin daha fazla kâr etme hýrsý yüzünden kýsa zamanda yok olacaktýr.

Sývas Divriði, Muðla Yuvarlakçay ve daha pek çok yerdeki gibi Senoz Vadisi’nin de etkilendiði çalýþmalar için TEMA Vakfý, Senoz Vadisi’nin Karadeniz’in diðer vadileri gibi ciddi ekolojik tehlikeler altýnda olduðunu vurgulayarak bizleri uyarýyor. Baþta Doðu Karadeniz’in el deðmemiþ vadileri olmak üzere ülkemizin tüm vadileri ve akarsularý doðayý katletme pahasýna iþgal tehdidi altýndadýr.



HES projeleriyle yapýlmak istenen, sularýmýzýn kullaným hakkýnýn satýlmasýdýr. Lütfen bu kýyýma daha fazla seyirci kalmayalým. Ülkemizin geliþmesi için elbette enerjiye ihtiyaç var ama bu enerji arayýþý her köþesi ayrý bir cennet olan ülkemizi ve insanlarýmýzý sýkýntýya sokarak, yasalar çiðnenerek, þahýs, þirket menfaatlarý gözetilerek, doða katledilerek yapýlmamalýdýr. HES projelerinin baþarýyla uygulanabilmesi için bu projeler, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve sektörel temsilcilerin görüþ ve onayý alýnarak oluþturulmalýdýr.


24 Nisan 2010


Sadýk Çelik

sadik.celik@keyveni.com.tr


Cumhuriyet (http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=133928)




malina
26-08-2010, 14:29
Türkiye'nin HES Gerçeði - 2

24 Nisan 2010'da bu köþede "Türkiye'nin HES Gerçeði" baþlýklý yazýmýzla son bir yýldýr baþta Doðu Karadeniz olmak üzere küçük dereler üzerine kurulan HES'leri gündeme taþýmýþtýk.
(http://www.agaclar.net/forum/?im=yhs&yer=yazar&aranan=Sad%FDk%20%C7elik)
Aradan geçen üç ay içinde yenilenebilir enerji kaynaklarýyla ilgili tasarý Meclis’te hâlâ bekletilirken; 2 Temmuz 2010’da nükleer enerji santrallarýnýn kurulmasý ve iþletilmesi ile ilgili yasa tasarýsýnýn, ne hikmetse, TBMM’den hemen apar topar geçmesi akýllarda soru iþareti býraktý. Öbür tarafta da doðal yaþamý yok edecek küçük dereler üzerine kurulan hidroelektrik santrallarý izinleri de durmak bilmemektedir.

Turizm Bakaný Günay’ýn; ‘‘HES’ler Karadeniz’i tahrip ediyor’’ açýklamasýna; EPDK Baþkaný Hasan Köktaþ; HES’lerin çevreye tahribatýnýn olabileceðini ifade ederken, bu yatýrýmlar sayesinde bölge halkýna istihdam ve gelir yaratýlacaðýna dikkat çekmekte. Diðer tarafta da sivil toplum örgütleri, bilim insanlarý, halk, hatta zaman zaman Tarkan gibi doðaya duyarlý sanatçýlarýmýz da konserlerinde ‘‘HES’lere hayýr’’ çaðrýlarýnda bulunmaktalar. Neredeyse her gün ülkenin farklý bir köþesinden -daha çok da Doðu Karadeniz’den- HES’lere karþý çevre eylemi haberlerini gazete ve televizyonlar tek taraflý yayýmlamakta.

Bunlardan biri 7 Aðustos 2010’da, 5 bakanýn katýlýmýyla Rize’nin Ýkizdere ilçesinde yapýlan Doðu Karadeniz Turizm Odaklý Kalkýnma Planý 5’inci toplantýsý öncesinde yöre halký hidroelektrik santral (HES) tehdidi altýndaki Ýkizdere Vadisi boyunca santrallara tepki pankartlarý astý. Deneme üretimine geçmesiyle Ýkizdere’nin kurumasýna yol açan Cevizlik HES’te, bakanlarýn geliþinin öncesinde kapaklar açýlarak derenin su oraný arttýrýlmaya çalýþýldý. Kuruyan derenin eski halini almasý, yöre halký tarafýndan ‘‘Bakanlar geldi, kapaklar açýldý’’ pankartýnýn açýlmasýna ve protestolara neden oldu.

Bir baþka renkli HES protestosu Loç Vadisi Koruma Platformu üyeleri tarafýndan gerçekleþti. Küre Daðlarý Milli Parký alanýna giren Cide Loç Vadisi’ne yapýlmak istenen hidroelektrik santralýný davul zurna çalarak Taksim’de toplanýp protesto eden platform üyeleri, ‘‘Topraðýný sataný biz beleþe veririz’’ dövizleri taþýyýp; ‘‘Siz yapýn, biz yýkarýz’’ sloganlarý attýlar.

Grup adýna açýklama yapan Erdinç Ay; HES faaliyetlerinin baþlamasýyla aðaçlarýn kesildiðini belirterek, ‘‘Tapulu tarlalarýmýza el konmak isteniyor’’ dedi. Ay, sözlerini þöyle sürdürdü: ‘‘Loç Vadisi’nde bulunan dört köyün halký günlerdir aralýksýz olarak gece gündüz, aç susuz nöbet tutuyor. Biz burada, orada yaþananlarý fotoðraflarýn tanýklýðýnda da muhteþem vadinin dünü ile bugünü arasýndaki farký göstermek istiyoruz.’’

Türkiye’de yaklaþýk 2000 civarýnda HES projesinden sadece 700’ü Karadeniz’de. Peki bunlar, devletin ve ihaleyi alan þirketlerin söylediði gibi ülkeyi kalkýndýracak, istihdam yaratacak, Türkiye’ye tahmin edildiði gibi yüksek gelir getirecek projeler mi? Enerji üretimi için HES olmazsa olmaz mý?

TEMA konuya iliþkin raporunda: ‘‘Ýnþaat çalýþmalarýnda da iþletmeye geçmesiyle de büyük istihdam yaratýlacaðý söylenen HES projelerinde; arazinin açýlmasý ve inþaat aþamasýnda 50-60 kiþi çalýþmaktadýr. Ýþletme aþamasýnda da 8-10 kiþi. Kaldý ki inþaat ve iþletme aþamasýnda çalýþmak için teknik ve kalifiye personel gerekmektedir. Bu personel de daha önce benzer projelerde çalýþmýþ olan ve çoðunlukla dýþarýdan gelecek kiþilerdir’’ diyor.

HES projelerine karþý çýkanlar, Orman ve Çevre Bakaný Veysel Eroðlu’nun söylediði gibi ‘‘vatan haini’’ mi ya da ‘‘Karadeniz’deki HES gerçeklerinin farkýnda olmayan’’, kendisi de Rizeli olan Sayýn Baþbakan’ýn dediði gibi; ‘‘çevreci tipler’’ mi bunlar? Gerçekten derelerin baþýnda nöbet bekleyen, horon çekerek tepkisini dile getiren, ‘‘Bizim hayatýmýz dere, elimizden almayýn’’ diyen insanlar kimler? Sinop’tan Senoz’a, Loç Vadisi’nden Fýndýklý’ya, Reþadiye’den Taksim’e kadar saðcýsýyla, solcusuyla, dindarýyla…

Karadenizlinin dalga dalga yayýlan direniþlerinin nedeni ne? Bunlarý buluþturan ortak nokta ne? Bu sorularýn cevaplarý, yapýlmasý planlanan yaklaþýk 2 bin hidroelektrik santralýnýn (HES) ekolojik dengeyi bozacak olmasý ve sularýn ticarileþtirilerek el konulacak olmasýnda yatar.

Anayasamýzýn 56. maddesinde; ‘‘Herkes dengeli ve saðlýklý bir çevrede yaþama hakkýna sahiptir’’ denmektedir.

Birçoðu mahkemelik olan HES’lerden sadece birinin, 11 Aðustos 2010’da Rize’nin Ýkizdere Vadisi’nde yapýlan Cevizlik HES projesinin Rize Ýdare Mahkemesi’nde ve Danýþtay’da davalarýn sürmesine karþýn yargý yok sayýlarak Baþbakan Erdoðan tarafýndan açýlýþýnýn yapýlmasý, adalet duygusunu zedeleyerek halkýn vicdanýnda þüphelerin oluþmasýna, mülkün temelinin sarsýlmasýna yol açmýþtýr...

14 Aðustos 2010

Sadýk Çelik
sadik.celik@keyveni.com.tr

Cumhuriyet (http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=yhs&hn=165608)

Cumhur Tonba
27-08-2010, 13:25
HES (HÝDRO ELEKTRÝK) GERÇEÐÝ TOPLUMDAN SAKLANIYOR.

TTKD Antalya Þube Baþkaný Hediye Gündüz’ün açýkladýðý raporda, Türkiye’nin kýrsal bölgelerinde yaþayan halkýn yaþamýný etkileyen geniþ kapsamlý iki kanunun öne çýktýðýnýn vurgulandý. Raporda, su kaynaklarýnýn kullaným hakkýnýn özel sektöre devredilmesini öngören Su Kullaným Anlaþmalarýyla, Maden Yasasý’nýn yarattýðý tahribata dikkat çekildi. Bu iki yasanýn ülkenin doðal kaynaklarýný paylaþmaya dönük olduðunun vurgulandýðý raporda, “Dünyada kalkýnma saðlayan ülkeler baþlangýçta kendi kalkýnmalarý için baþka ülkelerin kaynaklarýný kullanmýþ ve geliþme sürecinde kendi ülkelerinde yýkým yapmamýþlardýr. Özellikle yýkýmdan en çok etkilenen kýta Afrika olmuþtur. Þu anda bile Afrika’da çok ciddi maden çýkarma faaliyetleri vardýr. Günümüzde ise kalkýnma için sömürgesi olmayan bizim gibi ülkelerin kendi öz kaynaklarýný kullanarak kalkýnma saðlamasý gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.

DERELERÝMÝZ ENERJÝ BAHANESÝYLE SATILIYOR!
Türkiye’deki HES’lerin enerji üretmek amacýyla yapýlmadýðýnýn belirtildiði raporda, “HES yapýp iþletecek olan þirketlerin, baraj göllerindeki suyun kullaným hakkýný da tümüyle ele geçirecek olmasý büyük önem taþýmaktadýr. Gelecekte enerji üretmekten çok, küresel ýsýnmayla birlikte daha da deðerlenecek olan suyun pazarlanma konusu, bu yapýmcý þirketlerin iþtahýný kabartmaktadýr. Günümüzde ve gelecekte doðru kullanýlmazsa ‘petrol kavgalarýnýn’ yerini ‘su kavgalarýnýn’ alacaðý artýk herkesçe tahmin edilmektedir. Bu da, enerjinin bahane edilerek derelerimizin birer birer satýlmasýný gündeme getirmektedir. Özel sektörle ‘su kullaným anlaþmalarýnýn’ yapýlmasý, suyumuza el koyma hesaplarý olarak ortaya çýkmaktadýr. Yapacaklarý HES’lerle doðamýzý yok edecekler ve birçok insanýn yaþamýný sürdürdüðü bu vadilerden de göç etmelerine neden olacaklardýr. Yaþam için vazgeçilmez olan su, ulus ötesi þirketler ve onlarýn yerli ortaklarýna verilecektir. Bunun yanýnda bu iþleri de Devlet Su Ýþleri’ne yaptýrýlarak ülkemizdeki sularýn pazarlanmasýnda devlet kurumu olan DSÝ aracý kurum durumuna getirilecektir” denildi.

HES’LER SUSUZLUÐA NEDEN OLACAK

Suyun paylaþtýrýlmasý sonucu insansýzlaþtýrýlan alanlarda madencilik görüntüsüyle ülkenin doðal deðerlerinin paylaþýlarak yaðmalandýðýnýn belirtildiði raporda, Artvin’deki geliþmeler buna örnek olarak gösterilerek þöyle denildi: “Santrallerin yapýlmasýyla birlikte yörede yaþanan susuzlukla birlikte halk kýsa bir süre içerisinde yüzyýllardýr yaþadýðý bölgesinden göçmeye baþlamýþ ve yöre de hýzla madencilik çalýþmalarý baþlamýþtýr. (En çok korkulan durum Artvin’de oluþmaya baþlamýþtýr) Önümüzdeki dönemde bu manzara tüm ülkemizde önümüze çýkmaya baþlayacaktýr.”

ÇED KAPSAM DIÞI BIRAKILARAK YAÐMAYA ZEMÝN HAZIRLANDI!

Tahkim Yasasý’yla birlikte Türkiye’de yapýlacak faaliyetlere uluslararasý bir hüviyet kazandýrýldýðýnýn altý çizilen raporda, “özellikle madencilik ve doðaya uymayan faaliyetleri bu kapsama almak yaðmalama faaliyetine büyük kolaylýk getirecektir. Tahkim yasasý bu nedenle çýkarýlmýþtýr” vurgusu yapýldý. ÇED Yönetmeliði’nin sýnýrlarýnýn daraltýldýðýna da dikkat çekilen raporda, ÇED’in doða ve yaþam dengesinin korunarak kalkýnmada en önemli dayanak olduðunun altý çizilerek, özellikle madencilik ve enerji faaliyetlerinde ÇED’in neredeyse kullanýlmaz hale getirildiði ve yaðmaya zemin hazýrlandýðý ifade edildi.

HES GERÇEÐÝ TOPLUMDAN SAKLANIYOR!

Türkiye’nin neredeyse her bölgesinde köy, kasaba, þehir ve beldelerde büyük eylemlere ve çalýþmalara neden olan iki yasadan biri olan HES yasasý nedeniyle yakýn gelecekte çok büyük çevre felaketlerine gebe olunduðunun altý çizilen raporda, Türkiye’de 1600 civarýnda HES projesinin varlýðýnýn söz konusu olduðu vurgulanarak dünyanýn alternatif enerji kaynaklarýna yöneldiði bir dönemde, Türkiye’deki yatýrýmcýlarýn HES lisansý bekledikleri vurgulandý. Türkiye’nin su fakiri bir coðrafyada yer aldýðýnýn hatýrlatýldýðý raporda, biyolojik çeþitlilik konusunda dünyadaki en önemli ülkelerden biri olmasý nedeniyle suyun ticarileþtirilmesinin toplumun aleyhine olduðunun altý çizilirken bölgelere göre Türkiye’nin HES gerçeði de gözler önüne serildi.

NEREDE KAÇ HES PROJESÝ VAR?

Türkiye’nin en çok yaðýþ alan bölgesi olan Karadeniz’deki HES projesi sayýsýnýn 341 olarak açýklandýðý raporda, Akdeniz bölgesi 225, Doðu Anadolu 30, Güney Doðu Anadolu 20 olmak üzere ülke genelinde toplam 1600’den fazla proje olduðu belirtildi. HES yapýlacak su kaynaklarý arasýnda, Finike’deki Alakýr Çayý, Isparta’dan doðup Antalya’dan denize dökülen Köprüçay, Kaþ Kýbrýs Deresi, Kaþ Gömbe Çayý, Finike Akçay Deresi, Isparta Aksu Çayý, Köyceðiz Yuvarlakçay, Rize Fýrtýna Deresi, Tunceli Munzur Çayý gibi yüzlerce dere ve ýrmak yer alýrken bir çok vadinin yaban hayatý sahasý ve doðal park statüsünde bulunuyor.

ÝÞTE RAPORDAN ÇARPICI SATIR BAÞLARI:

Türkiye’nin HES’ler için uygun bir coðrafya olmadýðýnýn altý çizilen raporda, suyun ticarileþmesinin önünü açan bu giriþimlerin Türk halkýnýn aleyhine olduðu vurgulanýrken, ayrýca þu görüþlere yer verildi:

-DSÝ’nin yapmýþ olduðu planlamalarda bir dere üzerinde yapýlan HES miktarlarý Suyun kullaným hakký devredildikten sonra birdenbire artmaktadýr.

-Suyun kullaným hakkýný devralan þirket suyu sonuna kadar kullanmayý istemekte ve suyu son damlasýna kadar HES için planlamaktadýr. Tahsisler bilinçli olarak güçlü þirketlere yapýlmaktadýr.

-Ýkizdere örneðinde olduðu gibi dere boyunda can suyu dahi býrakýlmadan HES’ler kurulmak istenmektedir. (Ýkizdere’nin dere uzunluðu 74 kilometredir ve bu alan üzerinde toplam 21 adet HES kurulmasý hedeflenmiþtir) Hedefi koyan Çevre Bakanlýðý ya da devlet deðil, kar amacýyla suyun kullaným hakký devralmýþ olan þirket-þirketlerdir. Þirketlerin kuruluþ amaçlarý kar olduðu için ortak toplumsal menfaatler ya da üstün kamu yararý gözetilmesi beklenemez.

-HES tahsisleri topluma “yatýrýmý kolaylaþtýrýyoruz” adý altýnda manipüle edilmektedir.

Ýþlevsiz hale getirilen ÇED, bütün doða koruma yasalarýnýn görmezden gelinmesi ile baþlayan süreçle yapýlan hýzlý tahsislerin ardýndan halk, ardýndaki büyük yýkýmý ve büyük planý ancak yaþadýkça kavrayabilmektedir. Bu durum Karadeniz’de yapýlacak HES’lerde açýkça görülebilir. Baþlangýçta karþý çýkmayan halk, olaylarý yaþadýkça tavrýný deðiþtirmekte ve doða yanýnda yer almaktadýr.

-Hes’lerin yapýldýðý tüm tahsisler, genellikle el deðmemiþ vadiler ve eþsiz doðal alanlardýr. Türkiye’de el deðmemiþ doðal alanlar eþsiz bitki, aðaç ve orman varlýðýný barýndýrmaktadýr. Bu açýdan bakýldýðýnda Türkiye’ye HES’lerin vereceði orman ve dolayýsýyla aðaç tahribatý tahminlerin ve hesaplarýn çok ötesinde olacaktýr.

-Örneðin Alakýr Çayýnýn her yaný ormanlarla kaplýdýr. Karadeniz yine öyledir. Karadeniz’de tünelleri geçirecekleri güzergahlara ulaþabilmek için yeni 4-6 metre geniþliðinde, 15 metre yüzey alanda yol çalýþmasý yapýlmasý gerekmektedir. Yollarýn uzunluðu kilometrelerce ise hektarlarca alanda çalýþma demektir. Bu da hektarlarca alanda aðaç kesimini getirecektir. Bu nedenlerle tam anlamýyla aðaç katliamlarý yaþanacaktýr.

YABANCI BANKALAR HES KREDÝSÝ VERÝYOR!

-Ülkemizde yapýlacak HES’lerde kullanýlacak krediler bankalardan alýnacak kredilerdir. Birçok bankanýn ortaklarý yabancý bankalardýr. Ve ülkemizde tahkim iþleyen bir süreçtir. Bu durumda bankalarla yapýlan anlaþmalar büyük önem taþýmaktadýr. Yerli kaynaklarla yerli enerji üreteceðiz baþlýðý altýnda kaynaklarýn yerli olmamasý yanýnda suyun en kolay ve en gizli þekilde yabancý kaynaklara geçmesinin önü açýlmýþ olacak ve yine dýþa baðýmlýlýðýmýz deðiþmeyecektir.

-Hidrolik Santraller için, Sanayi Ýþadamlarý Derneðinin (HESÝAD) Çevre ve Orman Bakanlýðý’na rapor sunarak; Sivil toplum örgütlerini yöre insanýný kýþkýrtmakla ve Tabiat ve Kültür Varlýklarýný Koruma Kurullarý’ný etkilemekte diyerek suçlamaktadýr.(Radikal Gazetesi)

-Toplumun ortak deðerlerin savunan kiþi ve gruplarýn bu þekilde suçlanmasý ve Bakanýn kendi çalýþma alanýnda kendi bakanlýðýna destek olanlara sahip çýkmamasý bir handikaptýr ve bilinçli olarak yapýlmaktadýr. Toplumda, deðerlerini koruyanlara saldýrarak yýlgýnlýk yaratmak hedeflenmektedirler.
(Mahmut Özyürek))

malina
27-08-2010, 16:59
Hesleri ve Hesler Üzerinden Deðiþimi Anlamak

Fuat Ercan
31 Temmuz 2010

Hidroelektrik santrallerin çevre kirliliði yaratmadýðý ifadesinin dile getirildiði her durumda, içim sýzlýyor. Derelerin kardeþliðinin örülmesi oldukça önemli. Ülkenin dört bir yanýnda akan suya elini uzatanlara karþý, farklý kültürler, farklý renkler, farklý dillerin bir araya gelmesi ne güzel.

Deðiþen ne? Bu soruya bu günlerde verilecek cevap insanýn canýný acýtýyor. Ama bazýlarý içinse bu can acýtma hali bir acayip þaþkýnlýk yaratýyor. Canýmýzý acýtan geliþmeleri DSÝ'nin 55. Yýlýný kutlama buluþmasýnda Tayyip Erdoðan yapýyor. Baþbakan hizmete alýnan tesislerle ülkenin nasýl bir þantiyeye dönüþtüðünü iþaret ettikten sonra "Bu konuda hükümetimiz kararlý, ülkemizin sulanabilir arazilerinin tamamýna suyu götüreceðiz. Daha önceki dönemlerde devamlý söylenen 'Su akar, Türk bakar' sözünü su kaynaklarýna yaptýðýmýz yatýrýmlarla 'Su akar, Türk yapar'a çevirdik"diyor.(www.dsi.gov.tr (http://www.dsi.gov.tr/))

Ayný kaynaklara yani DSÝ web ortamýna baktýðýmýzda, kurulan, devam eden ve kurulacak olan yeni HES'lerle Anadolu'nun gerçekten de bir þantiye yerine dönüþtü(rüldü)ðünü söyleyebiliriz. Binlerce yýldýr akan derelere dur diyen ve önüne setler çeken, onu betonlarýn içinde aktýðý yerlerden çekip alan mantýk ve bu mantýða iliþkin düzenlemeleri anlamak, þantiye yerine dönüþtürülen yerlerde yaþanan tahribatlarýn önüne geçmenin yani politik karþý çýkýþlarýn neden/nasýl olmasý gerekti hakkýnda da bizlere bilgi veriyor. Ama neden þimdi ve neden HES'ler. Çok daha önemlisi artýk akan suya bakmayacak olan Türkler kim. Biliyoruz ki akan suyun önüne konan engellerden rahatsýz olan rahatsýzlýklarýný ifade eden insanlar/oluþumlar da var. O zaman kim ya da kimler sorusu özel bir önem kazanýyor.

Neden þimdi sorusu Türkiye'nin içinden geçtiði ve geçerken eklemlendiði dünya kapitalizmindeki ulaþtýðý aþamayý gösterirken, kimler sorusu ise gerçekleþen yapýsal deðiþimlerin öznelerini iþaret ediyor. Süreci inþa edenler açýsýndan dönemin kendine özgü oldukça önemli deðiþimi; tüm düzenlemelerin devlet otoritesi yani kamu dolayýnda gerçekleþmesi. HES'lere, özellikle son dönem gerçekleþtirilen veya inþa halinde olan HES'lere özgü kendine özgülük ise bir yandan Türkiye'de önemli bir sermaye birikimine sahip SANKO ve ZORLU gibi büyük þirketlerin yaný sýra sayýlarý epey fazla olan ve yerel olduðunu düþündüðümüz ve yeni kurulan þirketlerin bu alanda yer almasý. Ama çok daha önemli olan deðiþken ise kamu ile sermaye (þirketlerle) arasýnda yeni tamamlayýcý iliþki/biçimlerin oluþturulmasýdýr.

Belki HES özelinde söylenecek bir diðer önemli kendine özgülük ise enerji ve su ile ilgili genelleþtirilmiþ ve kolaya kaçan emperyalizm, dýþ düþman ifadelerinin yetersiz kalmasý. Yetersiz çünkü en azýndan kýsa sürede sayýlarý (iþletilen ve iþletilecek olan) 1500'ü aþan HES'lerin bu topraklara ait sermayelerden yapýlýyor olmasý. Biraz açalým isterseniz.

"Pragmatik kapitalist Erdoðan" ve iþleyiþi derelere kadar ulaþan kapitalizmin mantýðý
"Pragmatik Kapitalist Erdoðan" ifadesi bana ait deðil. Ýfade ABD'de yayýnlanan Washington Post gazetesi yazarlarýndan Janine Zacharia'nýn yorumu. Zacharia önemli tespitlerde bulunuyor, bu tespitlerden en önemlisi Erdoðan'a iliþkin onun bir ideolog deðil de kapitalist piyasaya uygun eylemliliklerde bulunmasý deðil, bu yorumu da daha önemli kýlan Türkiye'de kapitalizmin hýzla geliþmesi ve Ortadoðu'ya nüfuz etmeye çalýþmasý. Bu kýsacýk yazýda (detaylara giremem ama) son dönem yaþanan önemli geliþmeleri ama özellikle de konumuzla ilgili deðiþiklikleri anlamak için Türkiye'de yaþanan yapýsal deðiþimlere bakmamýz gerekiyor. HES'lerle doðrudan baðlantýyý kuracak olursak Türkiye'de kapitalizmin geliþim hýzý eþzamanlý ve birbirini tetikleyen iki dinamiðin önünü açýyor. Ýlki artan kapitalist yaþam ve kapitalist yatýrýmlar enerjiye olan ihtiyacý artýrýrken, diðer yandan ayný geliþmeyle doðrudan baðlantýlý olarak enerji ihtiyacýnýn varlýðýnda enerji yatýrýmlarýný önemli kýlýyor. Türkiye pratiðinde suya iliþkin deðiþimlerin en azýndan þimdilik gerek ideolojik ve gerekse doðrudan maddi kaynaðý enerji olarak karþýmýza çýkýyor.

Kapitalist geliþmelerin temelinde enerji yani doðada var olan kaynaklarýn deðiþim deðeri yani piyasa için iþlenerek dönüþtürülmesi/üretilmesi enerji gereksinimini arttýrýyor. Bu enerji ilk elden emek-gücü olarak iþçileþtirilenlerin maddeye biçim veren enerjilerini sisteme tabi kýlarken, ayný zamanda emek-gücünün açýða çýkardýðý iþ yapma yeteneðini arttýracak enerjiye de ihtiyaç var. Etimolojik köken olarak enerji eski Yunan dilinde zaten bir þeylere biçim verecek etkinlik ve iþ kelimelerinden türüyor. Neyse Türkiye'de kapitalizmin geliþmesi hem bir yaþam tarzý olarak üretim ve tüketim alanýnda enerji ihtiyacýný arttýrýrken, bu ihtiyaç ise bilfiil enerji kaynaklarýný açýða çýkarmak ve bir aþamada da bu alanlara yatýrým yapmak yani sermayenin deðerlenme alaný olarak bu alanlarý kullanmak özel önem kazanýyor.

Ýnternet taramasýnda bulduðum Yukarý Manahoz Regülatörü ve Hidroelektrik Santralý Projesi tanýtým Raporu'nda HES'lerin neden gerekli olduðu açýklanýyor.
"Hýzlý nüfus artýþý ve buna baðlý olarak hýzlý geliþme ve endüstrileþme sonucunda ülkemizde enerji açýðý oldukça önemli bir þekilde kendini hissettirmeye baþlamýþtýr. Gereksinim duyulan enerji açýðý çeþitli yollardan temin edilmektedir. 1999 yýlý itibariyle Türkiye'de üretilen enerjinin sadece % 59.2'si öz kaynaklarýmýzdan saðlanmaktadýr. Dýþa baðýmlý enerji üretiminin büyük bir bölümü petrolden (% 8.9) ve doðalgazdan (%31.9) saðlanmaktadýr ve Türkiye geliþen ihracatýna raðmen, ihracat gelirlerinin büyük bir bölümünü petrol alýmýna ayýrmak zorundadýr.

Dýþ ekonomik dengeyi olumsuz etkileyen dýþa baðýmlý enerji üretimi ayrýca güvenilir de deðildir. Bu nedenle enerji üretiminde öz kaynaklarýmýzýn arasýnda hidrolik potansiyel, yenilenebilir kaynak olmasý, iþletme ve bakým masraflarýnýn az olmasý, çevre kirliliði yaratmamasý en önemlisi ulusal niteliði ile güvenilir enerji arzýný saðlayan kaynak oluþu gibi özellikleri dolayýsýyla ilk sýrayý alýyor" (Yukarý Manahoz Regülatörü ve Hidroelektrik Santralý Projesi tanýtým Raporu)

Açýklama bir yandan sistemin üretim ve tüketim için artan enerji ihtiyacýný iþaret ederken diðer yandan nasýl oluyorsa ilk defa "baðýmsýz" olma önem kazanýyor. Ve enerjiyi kendi kaynaklarýndan yaratma özel bir önem taþýyor. Yine bir toplumsal iyiye iþaret ediliyor; ödemeler dengesi açýklarý. Ama HES'ler için özellikle son zamanlarda gerçekleþtirilen ve literatürde "mini" ve "mikro" ölçeklerdeki HES yapýmlarý için önemli bir tespiti daha yukarýda görebiliyoruz. Bu tespit ise HES'lerin sabit ve iþletme sermaye maliyetlerinin az olmasý. Bu ifade sayýsý yüzleri bulan ve yerelliklerden yükselen ve genellikle de mühendis yatýrýmcýlar tarafýndan kurulan þirketlerin varlýðýný da açýða çýkarmasý açýsýndan önem kazanýyor. Yerel-mühendislerin etkin olduðu þirketlerin varlýðý iki açýdan önem kazanýyor, birincisi yerel güç iliþkilerinin devreye girmesi.

HES'lere karþý verilen mücadelelerin daha çok yerel topluluklardan açýða çýktýðý düþünülürse bunun mücadele açýsýndan ne kadar önemli olduðu açýða çýkýyor. Diðer yandan mühendis-çekiþli þirketleþme eðilimi bu alanda toplumsal açýdan muhalif iþlevler üstlenecek olan TMMOB'nin iþini zorlaþtýracak nitelikte. Yerel ölçekte geliþen þirketler ile artýk gözümüz açýldý diyerek enerji ve dolayýsýyla HES alanýnda yatýrým yapan Sanko, Çalýk, Anadolu Holding gibi büyük sermayeler kapitalizmin temel iþleyiþini hem merkezileþen sermayeler ve hem de küçük ölçekli ve yerel sermayeler üzerinden toplum üzerinde dolayýsýyla bitkiler, hayvanlar ve insanlar üzerinde daha bir artýþýný gösterecek nitelikte.

Kapitalizmin iþleyiþinin geniþ alanlara yansýyacak/etkileyecek biçimler almasý ayný zamanda siyasi iktidarýn bu çevrelere iliþkin düzenlemeler yaptýklarý ölçüde güç donanýmlarýný arttýrmaya yarýyor. Bu ifade AKP iktidarý için çok daha bir önem kazanýyor. Çalýk gibi geç kapitalistleþen ama kendi deðimleri ile agresif bir birikim süreci izleyen sermaye gruplarý ile Sanko gibi gruplarýn ve daha adlarýný sanlarýný duyamadýðýmýz onlarca þirketin siyasi iktidar dolayýnda güçlerini arttýracaklarýný ama siyasi iktidar ise bu iliþkilerin derinleþip-merkezileþmesinden güçleneceðini söylemek sürece ait kötümser olmamýzý saðlayacak gerçeklikler. Bu iliþki kendisini siyasi iktidarýn yasal hukuksal düzenlemeler yapmasý ile daha açýk bir biçim alacak.

Su Kullaným Hakký Anlaþmasý: Suya bakmayanlarýn, dokunanlarýn anayasasý
HES'lere iliþkin en önemli geliþme Su Kullaným Hakký Anlaþmasý'dýr. Bu önemi zaten düzenlemeyi yapanlarda biliyor. HES temel atma merasiminde Çevre ve Orman Bakaný Eroðlu açýkça ifade ediyor:

"Bizim yapmaya çalýþtýðýmýz ekonomik büyümenin talep ettiði enerji ihtiyacýný karþýlamak ama ayný zamanda yerli ve yenilenebilir kaynaklarý en üst seviyede deðerlendirmektir. Ýþte bu sebeple Su Kullaným Hakký Anlaþmasý ülkemiz için bir milattýr"(HES Temel Atma Merasimi Veysel Eroðlu'nun Konuþma Metni 03 Nisan 2008 - Karabük)

Evet HES'ler için bu anlaþma bir milattýr ama bu milattý tanýmlayan en önemli yasal düzenek ise enerjide özelleþtirmenin önünü açacak 4628 Sayýlý Elektrik Piyasasý Kanunu olmuþtur. Kanun birinci maddede kanunun amacýný iþaret ediyor:
"Bu Kanunun amacý; elektriðin yeterli, kaliteli, sürekli, düþük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir þekilde tüketicilerin kullanýmýna sunulmasý için, rekabet ortamýnda özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterebilecek, mali açýdan güçlü, istikrarlý ve þeffaf bir elektrik enerjisi piyasasýnýn oluþturulmasý ve bu piyasada baðýmsýz bir düzenleme ve denetimin saðlanmasýdýr.

Bu Kanun; elektrik üretimi, iletimi, daðýtýmý, toptan satýþý, perakende satýþý, perakende satýþ hizmeti, ithalat ve ihracatý ile bu faaliyetlerle iliþkili tüm gerçek ve tüzel kiþilerin hak ve yükümlülüklerini, Elektrik Piyasasý Düzenleme Kurumunun kurulmasý ile çalýþma usul ve esaslarýný ve elektrik üretim ve daðýtým varlýklarýnýn özelleþtirilmesinde izlenecek usulü kapsar."

Kanun "bir elektrik enerjisi piyasasýnýn oluþturulmasý" için gerekli düzenekleri iþaret ediyor. Piyasa var olan ama kullanýlamayan potansiyeli harekete geçirmeyi amaçlýyor. Potansiyeli harekete geçirmek belki de en açýk ifade ama en teknik ifade. Potansiyel olaný açýða çýkarmak yani henüz kullanýlmayaný kullanýlmasý gereken þeyleri iþaret etmeye yönelik her türlü nötr/teknik dil bu anlamda kötü. Kötü; insanlar için. Kötü, hayvanlar için kötü, canlý olmayan canlý doða için kötü. Potansiyel ne için potansiyel. Kalkýnma ilerleme ve geliþme için potansiyel. Bu teknik mühendislik dili kadar tehlikeli bir meþrulaþtýrma hali yok herhalde.

Potansiyeli açýða çýkarma çabasýndaki güçlere baktýðýmýzda epey bir çeþitlenme halinin olduðunu görüyoruz. Birkaç örnek:

Enerji Piyasasý Düzenleme Kurumu (EPDK) Baþkaný Hasan Köktaþ sermayenin yapýmýný üstlendiði 61 hidroelektrik santralýn (HES) temelini atma töreninde,
"sürmekte olan özel sektör yatýrýmlarýnýn tutarýnýn 18 milyar YTL olduðunu belirterek, "Ülkemizin her yerinde temelleri atýlan yeni üretim tesisi yatýrýmlarý, önümüzdeki 12 yýl içinde ülkemiz enerjisi sektörüne yapýlmasý gereken yaklaþýk 100 milyar dolarlýk yatýrýmýn özel sektör tarafýndan yapýlabileceðinin somut göstergesidir"(Referans Gazetesi)

diye bir açýklamada bulunuyor. Ayný açýlýþ buluþmasýnda DSÝ Genel Müdürü Haydar Koçaker "Potansiyelimizin yüzde 80'ini kullanacaðýz" diyor.
"su kullaným hakký anlaþmalarý ile özel sektör tarafýndan yapýmýna talip olunan projelerin 20 bin 620 MW kurulu gücünde olduðunu belirterek, "Bu rakam, ülkemizin kurulu güç bakýmýndan en büyük santralý olan Atatürk Barajý'ndan sekiz kat daha büyük. Bu projeler tamamlanýnca ülkemizin hidroelektrik potansiyelinin yüzde 80'i kullanýlýr hale gelecek." (Referans Gazetesi).

Ayný temel atma töreninde çok açýk ve açýk olduðu kadar sürece sermayenin nasýl agresif yaklaþtýðýnýn göstergesi olarak Sanko Holding Baþkaný Abdülkadir Konukoðlu ise;
"Temeli atýlan Yedigöze HES'i yapacak olan Sanko Holding Baþkaný Abdülkadir Konukoðlu "Þimdi sen tekstilcisin, ne iþin var elektrik sektöründe diyeceksiniz. Herkes böyle bakýyor. Tekstilde 5'inci, elektrikte 1'inci kuþaðýz. Yýllarca barajlar yapýlmýþ biz bakmýþýz, ama þimdi gözümüz açýldý. Bunu da herkes bilsin" dedi.
Ve daðdaki esen rüzgarý, akarsularý evlere getireceklerini sözlerine ekledi. (ReferansGazetesi)

Çevre ve Orman Bakaný ve DSÝ gibi kamusal iþleyiþe sahip yapýlar sýkça iþaret edildiði gibi güç kaybetmiyorlar, tam tersine bazen düzenleyici ama genelliklede neredeyse piyasada sermaye gibi hareket eden öznelere aktörlere dönüyorlar. Kamuya iliþkin deðiþiklikleri burada bu kýsa sürede detaylý analiz edemem ama son dönem geliþmelerde kamunun içsel mimarisinin önemli ölçüde deðiþtiði ve piyasa mantýðýnýn sadece kamuya egemen olmakla kalmayýp, kamunun piyasa mantýðý dolayýnda biçimlendiðini gösteren geliþmelere/uygulamalara tanýk oluyoruz. Kamu-özel iþbirliði , yap-iþlet devre ya da buna benzer düzenlemeler ile bu düzenlemeleri toplumsal alana yayacak yerinden yönetimlerin kaynak yapýsýný güçlendirerek da piyasa iþleyiþi içine çekecek düzenlemelerle karþýlaþýyoruz. Bu geliþmeler sadece kamu-özelin kendi içinde ve kendi aralarýndaki iliþkilerin deðiþmesi anlamýna gelmiyor. Çok daha önemlisi açýða çýkan yýkým ve tahribatýn daha bilinçli ve daha donanýmlý hale geleceðinin de iþareti. Bu geliþmelere bir de suyu koruma adý altýnda hýzla biçimlenen sivil toplum kuruluþlarý ya da proje yönelimli ulusal ve uluslar arasý yapýlanmalarý eklediðimizde durumun vahameti daha da açýða çýkýyor.
Olumsuz geliþmenin nasýl organize bir düþünce içinde biçimlendiðini görmek için bir diðer konuþmayý Elektrik Ýþleri Etüt Ýdaresi Genel Müdürü'nden dinleyelim:
"Deðerli Konuklar, Suyumuzun her damlasýný elektriðe dönüþtürmek istiyoruz. Yaklaþýk 140 milyar kWh'lik ekonomik hidroelektrik potansiyelimiz var. Halen; iþletmedeki santrallarýmýz 14.278 MW'a ulaþtý. Ýnþa halinde olan, lisans almýþ ve lisans baþvurusu yapmýþ projelerin toplamý ise 23.000 MW'ý aþtý." (Elektrik Ýþleri Etüt Ýdaresi Genel Müdürü M. Kemal Büyükmýhçý MMO, Bülten 139, s 91)
Suya sadece bakmayan ona müdahale edenlerin anayasasý olan "Elektrik Piyasasýnda Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullaným Hakký Anlaþmasý Ýmzalanmasýna Ýliþkin Usul ve Esaslar Hakkýnda Yönetmelik" ve bu yönetmelik üzerinden DSÝ ile anlaþma yapan firmalarýn dökümünü yine DSÝ web ortamýnda bir araya getirdiðimizde kýsa sürede bütün ülkenin HES þantiyesine dönmesinin taraflarý ve izledikleri yolu da daha detaylý görmüþ oluyoruz. Zaten yönetmeliðin amaçlar kýsmýnda temel yönelim de belirlenmiþ:
"Bu Yönetmeliðin amacý, 4628 sayýlý Elektrik Piyasasý Kanunu hükümleri çerçevesinde halen piyasada faaliyet gösteren veya gösterecek tüzel kiþiler tarafýndan hidroelektrik enerji üretim tesisleri kurulmasý ve iþletilmesine iliþkin üretim, otoprodüktör, otoprodüktör grubu lisanslarý için DSÝ ve tüzel kiþiler arasýnda düzenlenecek Su Kullaným Hakký Anlaþmasý imzalanmasý iþlemlerinde uygulanacak usul ve esaslarý belirlemektir"

Yine yönetmeliðin 4.maddesi yani tanýmlar kýsmý da kamu-özel iliþkisi üzerinden kurulan iliþkiyi yani "suya sadece bakmayan/müdahale edenler" i daha belirgin kýlýyor. Tanýmlar kýsmýnda kamuya atfen bakanlýk (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlýðýný), DSÝ (Devlet Su Ýþleri Genel Müdürlüðünü), TÜÝK (Baþbakanlýk Türkiye Ýstatistik Kurumunu),EÝE(Elektrik Ýþleri Etüt Ýdaresi Genel Müdürlüðünü), kamunun özelleþme sürecindeki iki önemli kurumu; EPDK( Enerji Piyasasý Düzenleme Kurumunu) ve EÜAÞ (Elektrik Üretim Anonim Þirketini) iþaret ediyor.

Diðer yandan þirket ise lisans almak üzere Su Kullaným Hakký Anlaþmasý yapmak için baþvuran anonim veya limited þirketi yani sermayeyi temsil ediyor. Burada HES'lerin özellikle mikro ve mini HES'lerin ilk sabit maliyet ve iþletme maliyetlerinin düþük olmasý farklý ölçeklerdeki ve dolayýsýyla Anadolu'ya yayýlmýþ sermayeyi temsil ediyor. Peki bunlar nerede buluþuyorlar? Tanýmlar kýsmýnýn m bendinde iþaret edilen piyasada yani yönetmeliðin dili ile Elektrik enerjisi piyasasýnda buluþuyorlar. Peki "suya sadece bakmayan/dokunanlar" bunlarla mý sýnýrlý hayýr. Bir de ÇED yani çevresel etki deðerlendirmesini yapan akademik dünyanýn ve alanýn uzmanlarý da sürece dahil oluyor.

Tanýmlar kýsmýnda yer alan Ortak Tesis ifadesi aslýnda konumuz açýsýndan çok ama çok önemli. Çünkü HES olarak uzun zaman aralýklarý ile sermayeye aktarýlan suyun kullanýmý sadece enerji üretimi deðil bu tanýmda iþaret edildiði üzere " Enerji üretimi yanýnda sulama suyu, içme ve kullanma suyu temini ve taþkýn koruma gibi birden fazla maksada hizmet eden tesisi" ifade ediyor. Yani her geçen gün önemi artan bir meta olarak suyun sadece enerji deðil depolama ve baþka amaçlarla kullanýlmasý da açýk bir þekilde dile getiriliyor. Hükümetin Orta Vadeli Program'ýna ve Krize Karþý Teþvik programlarýna bakýldýðýnda bu ortak tesis ifadesi de belirginlik kazanýyor. Yukarýda iþaret ettiðimiz kapitalizmin Türkiye'de hem merkezileþen hem de saçýlan dinamik yapýsý ayný zamanda sermayenin deðerlenme alaný olarak doðal kaynaklarý hýzla gündemine aldýðýný gösteriyor. Yani yýkým makinesi olan kapitalizm insanlar üzerinden yarattýðý sermayeleri deðerlendirmek için hýzla doðaya gözünü dikmiþ durumda.

Suya dokunanlar çevreye dokunmayacaklar
Heslere iliþkin açýklamalarda belki de en çok dikkat çeken yukarýdaki HES projesinde de belirtilen HES'lerin "çevre kirliliði yaratmadýðý" ifadesidir. Öyle ya toplumun kalkýnmasý için, lüks yaþam için, ödemeler dengesindeki enerjiye yapýlan harcamalarýn azaltýlmasý için enerjiye ihtiyacýmýz var ve HES'lerde çevreye en az zarar veren enerji kaynaðý olduðu için potansiyellerin deðerlendirilmesi gerekiyor.

Tunceli'deki Munzur Vadisi Milli Parký içinde yer alan Mercan deresine vurulan altýn kelepçenin nasýl binlerce yýl yataðýnda akan dere ile birlikte çevresini tahrip ettiðini gözlerimizle gördüðümüz için HES'lerin çevre kirliliði yaratmadýðý ifadesinin dile getirildiði her durumda içim sýzlýyor. Toplumsal ortak çýkar adýna savunulan ve akan derelere onlarca kelepçe anlamýna gelen HES'ler doðayý ve dolayýsýyla bu bölgelerde yaþamlarýný sürdüren insanlarýn yaþam ortamýný mahvediyor. Þirketlerin, sermayenin enerji ve baþka nedenlerle suyun kullaným hakkýný elde etmesi, hem de bunu kamu ile iþbirliði ile elde etmesi yaþana süreci yani tahribatý hýzlandýrýyor. Yüzlerle ifade edilen HES'lerin kýsa zaman dilimi içinde 1600 civarýnda bir rakama ulaþmasý suya dokunmanýn hýzýný gözler önüne seriyor.

Yerel topluluklardan kabaran öfkesi, proaktif bilinçlenme ve çapraz dayanýþma aðlarý
Suya dokunma hýzlandýkça Anadolu'nun dört bir yanýndan öfkelerde artýyor. Suya dokunma yukarýda yönetmelikte gösterildiði gibi ülke düzeyinde organize bir þekilde gerçekleþtikçe, sermaye-kamu iþbirliði ile tahrip edilen yer-mekanlardan da karþý çýkýþlar yükseliyor. Yaþam ortamýný savunan bu öfke oldukça anlamlý ve önemli ama bir o kadar yerel-mekanlara yayýldýðý için ortak bir dil-talep üzerinden biçimlenmesi bir o kadar zor. Suya dokunanlarý ortak kýlan karlýlýk iken ve bu amaç Anadolu'da yer-mekan ayýrmadan türkü, kürdü, alevisini içine alacak þekilde yýkým sürecini iþletirken (Karadeniz'deki HES projesi sayýsýnýn 341 olarak açýklandýðý raporda, Akdeniz bölgesi 225, Doðu Anadolu 30, Güney Doðu Anadolu 20) ulusalcý-þoven duygulara sarýlmak oldukça anlamsýz.

Gördüðüm sorunlu bir diðer alan ise, su sorunun kendisine gereken önemi vermeden, politik genel amaçlar üzerinden su sorununa yaklaþmak. Yükselen öfkenin kaynaðýný görmeden o öfkeyi kafa-kola almak. Belki de yýkým sürecine/kapitalizme karþý mücadeleyi en çok olumsuz etkileyen tarz bu olsa gerek. Su sorunu mu ve onu yaþayan farklý yereller mi, kadýnlar mý, aman iþçi sýnýfý olmadan bu kesimlere yönelik her çaba anlamsýz diyen bilinçli olarak karikatürize ettiðimiz bir yaklaþým. Su sorunu sadece insana ait sorun deðil tüm yaþama ait sorundur ve su sorunun varlýk nedeni de kapitalizmdir. Ama suya ulaþamama ya da ulaþýp da gereken fiyatý karþýlayamama, ve bu sorunla kadýn olarak yüzleþme kendi içinde farklýlýklarý içeriyor. Bu sorunu yaþayanlara dokunmak ancak sorunu politik düzleme taþýma anlamýna geliyor.

Fakat suya dokunanlara karþý gösterilecek bir diðer sorunlu yaklaþým da yerel/olgusal ve kendine olaný öne çýkararak sorunu romantikleþtirmek, lokalize etmek olacak. Sorunu yaratan kapitalizmdir. Çözüm de kapitalizme karþý ortak bir zemin hazýrlamaktan geçer. Ama bu zeminin yaratýlmasý sorunu yaþayanlarla anti-kapitalistler arasýnda kurulacak ve her iki tarafýnda zaman içinde yeniden yeniden biçimlenmesine yol açacak esnek ama kararlý bir birlikteliði içermeli. Ne sorunu yaþayanýn kendine özgü olma hallerini göz ardý etmek ama ne de sorunu genelleþmiþ anti-kapitalist, anti-patriarkal dinamiklerden ayrý düþünmemek gerekir. Bu anlamda çapraz dayanýþma aðlarýnýn örülmesi gerekiyor. Derelerin kardeþliðinin örülmesi bu anlamda oldukça önemli. Ülkenin dört bir yanýnda akan suya elini uzatanlara karþý, farklý kültürler, farklý renkler, farklý dillerin bir araya gelmesi ne güzel.

Kolombiya su militaný D.Urrea'nýn anlamlý ifadesini buraya taþýmamýz gerekiyor:
"Su için mücadele yaþam için mücadeledir. Bu mücadele bizleri farklý bayraða sahip olmanýn, farklý ýrkta olmanýn, farklý politikalara sahip olmanýn ötesine taþýr. Yaþam için mücadele bizleri birleþtirir."(Danilo Urrea, Kolombiya)
Evet HES'lere karþý bir þeyler yapmak daha zor. Ama bir o kadar da zorunlu. Çünkü artýk yaþamýn özü olan ortak kullanýmlar -commons- (su, orman) sermayenin yeni birikim dinamiklerinin temel belirleyeni oldu, oluyor. Bu onlarý daha pragmatist kýlýyor. Ama kapitalizmin yapýsal belirleyenleri daha belirleyici olduðu ölçüde, arkasýnda daha büyük enerjiler açýða çýkarýyor. Konukoðlu "ama þimdi gözümüz açýldý.... daðdaki esen rüzgarý, akarsularý evlere getireceklerini" söyleyecek kadar kararlý, bakan Veysel Eroðlu "Bu sebeple kim ne derse desin ....Yapmamýz gerektiði için yapacaðýz."derken kararlý.

O zaman bu yýkýmý yaþayanlar ve yýkýmýn kapitalizme ait sürecin parçasý olduðunu bilenler de kararlý olmasý gerekiyor. Sadece sokaklar da deðil, suya dokunanlarýn hareketlerini önceden tanýmlayacak proaktif bilinçlenme ile sokaklarý birleþtirecek çapraz dayanýþmaya dayanan aðlar/organizasyonlar oluþturmak gerekiyor. (FE/TK)

* Fuat Ercan, Prof. Dr., Marmara Üniversitesi, Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi öðretim üyesi. Su Politik üyesi.

*Bu yazý Suyun Ticarileþmesine Hayýr Platformu'nun düzenlediði HES'leri tanýtým toplantýsýna sunulmuþtur. Bu toplantýya yapýlan sunuþlar Çevre Mühendisler Odasý'nca Nehir Tipi Hidroelektrik Santrallar (HES) ve Su Havzalarýnýn Ticarileþtirilmesi baþlýðý altýnda yayýnlanmýþtýr.

ekolojistler.org (http://www.ekolojistler.org/hesleri-ve-hesler-uzerinden-degisimi-anlamak-fuat-ercan.html)

Cumhur Tonba
27-08-2010, 23:49
1Derelerin Kardeþliði Ýçin / Senoz'da Hukuk Tanýmazlýðýn Son Noktasý
« : Mayýs 19, 2010, 01:30:24 ÖS »
Hukuk Tanýmazlýðýn Son Noktasý Senoz’da Yaþanýyor


Evet, hukuk tanýmazlýkta son nokta, Rize’nin Çayeli ilçesindeki Senoz Vadisi üzerinde yaþanýyor.
Yýllardýr, ülkemizin cennet köþelerindeki vadilerimizde, ekolojik yaþama, doðal yaþam alanlarýmýza can veren derelerimiz ve sularýmýz üzerinde, geri dönüþümsüz zararlar vererek yapýlmakta olan HES projelerinin katliamlarýna, sosyal ve kültürel zararlarýna dikkat çekiyor; HES’lere karþý demokratik ve hukuksal mücadelemizi güç birliði içerisinde sürdürüyoruz.
Mücadelemiz içerisinde ‘hukukun üstünlüðü’ ilkesinden güç alarak çeþitli davalar açmakta ve bu davalar sonucunda defalarca ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararlarý verildiðini kamuoyu ile paylaþmakta; bu kararlara karþýn yine de HES çalýþmalarýnýn yürütüldüðünü vurgulamaktayýz.
Yargý kararlarýnýn HES yapýmcý firmalarýnca ‘yok sayýlarak’ ilgili ve yetkililerce uygulanmadýðý ve uygulatýlmadýðýný, bununla birlikte ‘dere ve vadi katliamýnýn’ yanýnda ‘hukuk’un da katledildiðini; rant ve çýkar iliþkileri çerçevesinde ‘rüþvet pazarlýklarý’ yapýldýðý ve ‘rüþvet protokolleri’ imzalandýðýný de defalarca kamuoyuna duyurduk!
HES projelerinin ‘hukuk’u katlettiði vadilerin baþýnda Çayeli Senoz Vadisi ile Ýkizdere Vadisi gelmekte. Hukuk tanýmazlýðýn, hukukun katlediliþinin son noktasý ise bugün yine Senoz’da yaþanýyor!
Senoz Vadisi üzerinde yapým çalýþmalarý devam ederken, Rize Ýdare Mahkemesinin ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararlarýna karþýn yapýmý tamamlanarak üretim aþamasýna gelen, Uzundere-1 HES’in, yargý kararlarýna ve devam eden mahkeme sürecine karþýn üretime baþladýðý ve enerji nakil hatlarýna yüksek gerilim verileceði açýklandý.
Türkiye Elektrik Ýletim Anonim Þirketi (TEÝAÞ) tarafýndan yapýlan açýklamada, Rize’nin Çayeli ilçesi sýnýrlarý içerisinde yer alan 154 bin voltluk Uzundere-1 HES’in iletim sitemine baðlantýsýný saðlayacak olan Çataldere Köyü mevkiindeki Trafo Merkezi ve Yüksek Gerilim Þalt Sahasýna 20 Mayýs 2010 Perþembe günü Saat:13.00’dan itibaren 154 bin voltluk gerilim uygulanacaðý bildirildi. TEÝAÞ açýklamasýnda, yüksek gerilim uygulamasý nedeniyle Þalt Sahasý çevresine ve iletkenlere yaklaþýlmasýnýn mal ve can güvenliði açýsýndan tehlikeli olacaðý uyarýsýnda bulunuldu.
Konuya iliþkin Rize Valiliðinden yapýlan açýklamada ise 154 bin volt ve 63 megavat kurulu gücündeki Uzundere-1 HES projesinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlýðý’nýn talimatlarý doðrultusunda yapýldýðý kaydedildi.
Yargý kararlarýna uyulmadýðý, Rize Ýdare Mahkemesi’nin 31.12.2008’de ‘yürütmeyi durdurma’ ve 24.03.2009’daki ‘iptal’ kararýna raðmen HES çalýþmalarýnýn sürdürüldüðü, Rize Valiliði tarafýndan inceleme baþlatýlan söz konusu proje için maalesef, Çevre ve Orman Bakanlýðý 1 Nisan 2010 tarihinde ‘ÇED Olumlu’ raporu verdi. Senoz halký, yürütmesi durdurulmuþ olmasýna karþýn bugün yapýmý tamamlanan ve üretim aþamasýna gelen HES için verilen bu ‘ÇED Olumlu’ Raporu için de Rize Ýdare Mahkemesinde 30 Nisan 2010 tarihinde ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ davasý açtý.Kaldý ki, Rize Çevre ve Orman Müdürlüðü de 15.05.2009’da projedeki bütün çalýþmalarýn durdurulduðunu açýklamýþtý.
Derelerin Kardeþliði Platformu olarak, Senoz’daki bu uygulamanýn, ‘hukuk tanýmazlýkta son nokta’ olduðunu bir kez daha vurgulayarak protesto ediyor; HES projelerinin bu hukuk tanýmazlýðý ile yargý kararlarýnýn ‘yok’ sayýlmasýna karþý da mücadelemizi yýlmadan sürdüreceðimizi belirtmek istiyoruz.
Platform olarak, ülkemiz genelindeki ve özellikle de Doðu Karadeniz Bölgesindeki vadilerimizde yaþanan çok yönlü katliama ve beraberindeki olumsuz geliþmelere neden olan Çevre ve Orman Bakaný Veysel Eroðlu’nu bir kez daha istifaya davet ediyoruz!..

Ömer ÞAN
Derelerin Kardeþliði Platformu Dönem Sözcüsü

Jezebel
28-08-2010, 08:07
Bu Toplum ne zaman bilinçlenecek ?
Ne zaman tepki verecek ?
Daha neleri , kimleri kaybetmemiz gerekiyor uyanmasý için ?
Neden geri kalan medya bu konuda suskun ?
Birileri ayaðýmýzýn altýndaki topraðý altýný oyuyor , içtiðimiz suya pýsliyor , bitkilerimizi , doðal çevremizi gaspediyor ...
Bu sessiz kitleden ben umudumu kestim . Ekmek davasýna düþmüþ , düþürülmüþ çoðunluk çevre konusunda tamamen duyarsýz .

yale
07-12-2010, 22:05
Nihayet H-E-S manyaklarý Hopaya da geldi............ Balýklý Þelalesi.
20 aralýk 2010 da Halký bilgilendirme toplantýsý yapacaklar.

ayazkentli
10-03-2011, 16:53
HES'e geçit vermediler.

Rize ve Artvin'den sonra, HES'lere bir darbe de Giresun'dan geldi. Ordu Ýdare Mahkemesi, Giresun-Pazarsuyu Havzasý'nda 7 HES projesiyle ilgili, yürütmeyi durdurma kararý verdi.

Karar, havzadaki tüm projelerin ayný anda durdurulmasý ve ilk toplu karar olmasý açýsýndan önem taþýyor.




http://www.aksam.com.tr/hese-gecit-vermediler--25307h.html

gard84
14-03-2011, 16:50
Ýnsanlarýn HES projelerinde kutuplaþmaya gitmesine anlam veremiyorum.
Hidroelektrik santraller termik ya da nükleer santrallerden kat kat fazla doðaya saygýlýdýr. Günümüz teknolojisinde de rüzgar ve güneþ enerjisinden alýnan enerji miktarýda belli.
Ýnsanlarýn enerji ihtiyacýnýn karþýlanmasý gerektiðide kaçýnýlmaz olduðuna göre Heslere ihtiyacýmýz vardýr. Burda önemli konu yarar zarar dengesinin kurulmasý ve ona göre karar verilmesi gerektiðidir. Tabi ki dünyada eþsiz olan A þelalesi ya da B vadisi üzerine Hes kurulamaz ama A kiþisinin topraklarý suyun altýnda kalýcak diye de Heslerden vazgeçilemez.

Bana karþý çýkacaklardan ricam 1 akþam evlerinin ana sigortasýný kapayýp otursunlar bakalým ne kadar dayanabiliyorsunuz?

orucoðlu
15-03-2011, 21:12
Maaþallah!
Hep ayný þeyler.Hep sadece laf.
heslere hayýr flora bozuluyor
tes lere hayýr havayý kirletiyo
res lere hayýr kuþlarýn göç yollarýný deðiþtiriyo
nükleere hayýr radyoaktif
doðalgaza hayýr dýþardan geliyo
hayýr, hayýr
herhalde konuþarak çene enerjisiyle elektrik üretmeyi düþünüyosunuz galiba anlaþýlan....!!!!
arkadaþlar evdeki lambalarý tv,yi,fabrikalarý vs. hangi enerjiyle çalýþtýracaksýnýz acaba!
hemen rüzgar (kesintili, devamlý deðil ,zaten son sürat yapýlýyor ama yeterli deðil.)ve güneþ (hala çok pahalý) demeyin. baþka gerçekçi,verimli ucuz alternetifleriniz varsa buyrun..
þunu iyi anlayalým bütün heslere deðil,varsa projesi kötü, uygulamasý kötü olanlara hayýr diyelim sadece ,bence

gossip
15-03-2011, 21:47
bence tasarruflu ürünlerin kullanýmý devlet zoruyla yaygýnlaþtýrýlmalý. patron adam reklam tabelasýný parasý çok diye aydýnlatmamalý. dünyada israf edilen o kadar çok enerji varki. kapitalist sistem tüketimi teþvik ediyor. üretilen mallar enerji harcanarak üretiliyor.
boþa giden enerjiyi bir düþünün.kalitesiz üretilen ürünlerin kullaným ömürleri kýsa oluyor ve yenisini üretmek için yine enerji harcanýyor.Boðaz köprüsü süs amacýyla ýþýklandýrýlsa neolur ýþýklandýrýlmasa ne olur.kaynak kýsýtlý ise ayaðýný yorganýna göre uzatýcan. doðayý tüketince sýra neye gelecek peki enerji bulmak için diye sorarým HES savunucularýna?

gard84
16-03-2011, 00:14
Sayýn gossip söylediklerinize kesinlikle katýlýyorum. Tasarruflu ürün kullanalým gereksiz harcamalarý azaltalým. Enerji tasarrufunda devlet teþvikleri olsun bunlarda hemfikirim. Burada önemli olan nokta her Hes e þartsýz karþý çýkmayalým. Günümüz teknolojisinde en verimli ve verime oranla en çevreci sistem Hestir. Dünyanýn en geliþmiþ ülkelerinden Japonya bile nükleer enerjiyle baþa çýkamýyorsa bizim mükemmel mühendis (Ben Makina mühendisi olmama raðmen) ve yöneticilerimiz hiç çýkamaz.

Ricamý yineliyorum.

Bana karþý çýkacaklardan ricam 1 akþam evlerinin ana sigortasýný kapayýp otursunlar bakalým ne kadar dayanabiliyorsunuz?

Neþe Kýldacý
16-03-2011, 00:42
Acaba "boþa akan sularýn" (!) sahipleri bu konuda ne düþünüyor? Bir de onlarý (http://vimeo.com/19937849)dinlemek ister misiniz?
Bu videoyu izledikten sonra bir müddet düþünmek üzere sigorta anahtarlarýný kapatmak gerekebilir.

orucoðlu
16-03-2011, 20:33
yukarýda yazýlanlarý tekrar okudumda gerçekten hayretler içinde kalýyorum. Haydi nükleere karþýyýz anladým da dünyanýn en temiz enerji kaynaklarýndan yenilenebilir enerji kaynaðý hidrolik santrallara karþý olanlarý hiç anlayamýyorum.
ömründe hiç kanal tipi hes görmemiþ,hiç bir santralýn su kullaným anlaþmasýný baþtan aþaðýya okumamýþ, içinde ne yazdýðýný bilmeyen, onun bunun dedikleriyle gazete haberleriyle, falanca platformun filanca stk nýn dediklerine balýklama atlayanlara pes demek demek geliyor içimden.
Biz hala su potansiyelimizin yaklaþýk % 25 ini kullanamýyoruz, tamamýný deðerlendiremiyoruz..
suyun enerjisini alýp tekrar ayný suyu yataðýna býrakýyorsunuz hepsi bu.
yok sular satýlýyomuþ, yok su savaþlarý çýkacakmýþ uçmuþ gidiyorlar. Ya su devletin,tapu devletin, kontrol denetim devletin siz ne diyorsunuz.
devletin ancak 20 yýlda yapabildiði santralý özel sektör 2 yýlda yapýp üretime geçiriyor,15-20 yýl sonrada santralý yine devlete býrakýp gidiyor.
Keþke elk.piyasasý kanunu 20 yýl önce çýkarýlsaydý.
biz bu kafa yapýsýndan dolayý zaten 2011 yýlýnda hala türkiye cumhuriyetinin baþkentinde metro yapcaz diye uðraþýyoruz. Elin adamý metro iþini 1800 lü yýllarda çözmüþ.Su potansiyelini çoktan bir defa deðerlendirmiþ þimdi suyun suyundan nasýl faydalanýrýmý hesaplýyor,
Bence býrakalým bu edebiyatý artýk. gerçek anlamda suyumuzu damlasýna kadar nasýl kullanýrýz. nasýl tasarruf ederiz, sonuna kadar sularýmýzdan nasýl faydalanýrýz onu düþünüp yapmaya çalýþalým.
Gerisi devekuþu gibi kafayý kuma gömüp iþin edebiyatýný yapmaktýr.

Ahmet Kýlýç
22-03-2011, 12:47
HES projeleri yapýlýrken, doðal çevre göz ardý ediliyor
ANKARA (CÝHAN)- CHP Ýzmir Milletvekili Selçuk Ayhan, Türkiye'de hidroelektrik santral (HES) projeleri yapýlýrken, doðal çevrenin ve insanlarýn dikkate alýnmadýðýný söyledi.

TBMM’de 21 Mart Dünya Ormancýlýk Günü ve 22 Mart Dünya Su Günü dolayýsýyla basýn toplantýsý düzenleyen Ayhan, Anayasa’nýn ormanlarýn devletin denetimi altýna alýndýðýný, suyun ise kamu yararý gözetilerek deðerlendirmeyi öngördüðünü hatýrlattý. 1983 yýlýndan itibaren Çevreyi Koruyarak Kalkýnma (ÇED) ilkesinin bilimsellikten ve etik deðerlerden uzaklaþtýðýna dikkat çeken Ayhan, “ÇED raporlarý, çevreden sorumlu kurumlar tarafýndan deðil, yatýrýmcýlarýn sipariþleri ile iþ yapan ve parasýný yatýrýmcýlardan alan ÇED þirketleri tarafýndan hazýrlanýyor.” iddiasýnda bulundu.

Ayhan, “Türkiye'nin birçok bölgesinde farklý tip ve özelliklerde HES projesi gündeme geldi. Çevreyi göz ardý eden, orman ve su kaynaklarýnýn zarar görmesine neden olan bu yatýrýmlar özellikle yöre insanýndan tepki almaktadýr. Yaþamýmýzýn vazgeçilmezi olan su, herkese ve kamuya aittir. Sular devletin hüküm ve tasarrufu altýnda kalmalý ve su üzerinden özel mülkiyet hakký tesis edilmemelidir. Bu nedenle suyun meta haline getirilmesi, su kaynaklarýnýn kiralanmasý ve su hizmetlerinin özelleþtirilmesine sadece dur demenin ötesinde, insanlarýn temel gereksinimini karþýlayacak miktarda su ücretsiz olarak sunulmalýdýr. Belli mesafelerde kurulmasýna izin verilen HES'lere suyun borularla taþýnmasý ve orada kalan alanlarýn ve yöre insanýnýn suya eriþiminin engellenmesi, baþta bitki ve orman örtüsü alanlarýnýn zarar görmesine neden olmaktadýr. Ayný zamanda bu durum bölgenin turizm potansiyeline ve ekonomisine de zarar vermekte ve geniþ çaplý göç hareketlerinin yaþanmasýna neden olmaktadýr.” diye konuþtu.
...
Kaynak:
http://www.stargundem.com/siyaset/1156120-chpli-ayhan-hes-projeleri-yapilirken-dogal-cevre-goz-ardi-ediliyor.html




...ama A kiþisinin topraklarý suyun altýnda kalýcak diye de Heslerden vazgeçilemez...

Bu A kiþisinin yaþam hakký yok mu? Yine ayný yerde bulunan yaban hayatýnýn da yaþam hakký yok bu durumda. Su enerji ihtiyacýný karþýlama aracý olmaktan önce bütün canlýlarýn ortak yaþamsal ihtiyacýdýr. Enerji üretilecek diye kültürel ve doðal varlýklar yok edilmemeli.

...ömründe hiç kanal tipi hes görmemiþ,hiç bir santralýn su kullaným anlaþmasýný baþtan aþaðýya okumamýþ, içinde ne yazdýðýný bilmeyen, onun bunun dedikleriyle gazete haberleriyle, falanca platformun filanca stk nýn dediklerine balýklama atlayanlara pes demek demek geliyor içimden...

Yerel halkýn ve kurumlarýn görüþleri alýnmadan yapýlan projelere, verilen lisanslara pes demek geliyor içimden. Bir olumsuzluk varsa sivil toplum kuruluþlarý da görüþ bildirecek, gazeteler de haber yapacak, insanlar da bilinçlenecek. Ayda yaþamýyoruz deðil mi?

...suyun enerjisini alýp tekrar ayný suyu yataðýna býrakýyorsunuz hepsi bu...
Doðada bulunan dereleri insan vücudundaki kýlcal damarlar olarak düþünün. Suyu yani hücrelerimizi beslemesi gereken kaný bir kanalýn içine koyup yeterince sömürdükten sonra bir yerde býrakýyorsunuz. Bu arada beslenemeyen hücreler yani ölen doðanýn bir önemi yok mu? Ormanda yaþayan aðaçlar ve hayvanlar ne olacak? Peki o bölgelerde tarým ve hayvancýlýk yapan insanlar ne olacak? Ýletim hatlarý ve ulaþým yollarý konularýna hiç girmeyelim bile.

orucoðlu
27-05-2011, 20:42
Epeydir bu baþlýðý unutmuþum.
sn ahmet kýlýç,
siz galiba çok alacakaranlýk kuþaðý seyretmiþsiniz,ne kaný,ne hücresi uçmuþ gitmiþsiniz.siz hiç fizik kimya okumamýþsýnýz galiba.potansiyel enerji,kinetik enerji hepsi bu.
örnek ayný fýrat nehri üzerindeki keban,karakaya,atatürk ve karkamýþ barajlarý ve suriyeye býrakýlan 600 metrküp/saniye su. gördüðünüz gibi su hiçbir yere gitmiyor, fýrat nehri kurumuyor,üretilen milyalarca dolar deðerinde enerji ayný zamandada taþkýn sel felaketlerinin önlenmesi,gap projesinin sulanmasý vs.vs.vs.
bence siz iyice bir düþünün bunlarý, sloganlarla hareket etmeyin.
niye derseniz iyiki stk larý filan dinlememiþler veya dinlemiþlerde dediklerini yapmamýþlar iyiki,
yoksa sizin gib düþünenleri dinleselerdi,ne barajlarýmýz,ne köprülerimiz, ne otoyollarýmýz olurdu. keban barajý yapýlýrken karþý çýkanlarda sizin gibilerdi.elektriði topraðamý vereceksiniz ne gerek var diyorlardý ama bu kadar baraja raðmen hala elk. enerjisi açýðýmýz var. her yýl % 6 oranýnda ihtiyaç artýyor ve elektrik üretmemiz gerekiyor.
Ha tabiiki bir seçenek var.o zaman býrakalým elektriði,otomobilleri,tv leri,bilgisayarlarý kaldýralým. 1900 lü yýllardaki gibi yaþayalým.ozon tabakasý delinmez,eksoz gazý yemeyiz,hava kirliliði olmaz, sanayi atýðý olmaz,bisiklete bineriz,tarlalarýmýzý karasabanla süreriz,geceleri mum ýþýðýnda otururuz,tv olmaz,pc olmaz varmýsýnýz...
dediðim gibi iyiki sizin gibi düþünenleri dinlememiþler!!!!!

pria
04-12-2012, 22:29
80 yaþýndaki Ümmü nine HES'i yavaþlattýðý için hakim karþýsýnda

80 yaþýndaki Ümmü nine HES'i yavaþlattýðý için hakim karþýsýnda (http://www.odatv.com/n.php?n=80-yasindaki-ummu-nine-hakim-karsisinda--0412121200)

mrduran
05-12-2012, 09:38
Hemen þimdi faaliyete geçmeliyiz.

Ýlk önce Belgrad ormanlarýndaki HES 'lerden baþlayalým. 500 sene önce yapýlanlardan. Böylece Ýstanbul daha bi susuz olur ve tepkimiz daha da þiddetli olur, anlaþýlýr/duyulur. Kös kös yatanlara karþý kös davulu gibi duyururuz. Hem oradaki yeþillikler de 500 senede alýþmýþlardýr yaþamaya, bi þeycikler de olmaz o ormanlara.

Böylece yeni ve daha büyük ormanlarýmýz olacaksa da, o canlýlar düþünmeli ki; Biz ne mücadelelerden sonra hayat bulduk, balta kullanmamýþ ama balta kadar sert sözleri olan kiþilerin süzgecinden geçtik...

''Su hayattýr'', su alanýný geniþletirsek, yeþillik alaný da büyür, ilk okul matematiðimden öðrendiðim.

Ama bazý ticari gaye güden HES ler için bir þeyler yapýlabilir mi, araþtýrmak lazým ve hakký ile mücadelsini vermek lazým.

Özür ve saygýlarýmla lütfen.

pria
29-12-2012, 19:46
Hukuku dolanarak yapýlan HES yargýdan döndü (http://www.odatv.com/n.php?n=hukuku-dolanarak-yapilan-hes-yargidan-dondu-2912121200)

gokselcetin
29-12-2012, 20:35
Bazý sorularýn yanýtlarý belki bu videoda bulunabilir. Ne dersiniz? (https://www.facebook.com/photo.php?v=10150281768917822)

pria
11-01-2013, 10:27
68'lik Yurttaþ Kazým'ýn hukuk mücadelesi



68'lik Yurttaþ Kazým'ýn hukuk mücadelesi (http://www.odatv.com/n.php?n=68lik-yurttas-kazimin-hukuk-mucadelesi-1101131200)

Yusuf Yavuz

Yurttaþ Kazým'ýn inek zaferi


Fýrtýna Deresi’nde kurulmasý planlanan hidroelektrik santralini durduran Derelerin Avukatý Remzi Kazmaz, Vatandaþ Mustafa’dan sonra Yurttaþ Kazým’ýn da davasýný kazandý. Mahkeme, köydeki HES projesine karþý baþlattýðý hukuk mücadelesi için önce ahýrýndaki ineði satan ve ardýndan da bankadan kredi çeken 67 yaþýndaki Kazým Delal’i haklý buldu. Fýrtýna Deresi’nden sonra, Salarha Vadisi üzerinde Kurulmasý Planlanan Ambarlýk HES Projesinin ÇED Raporu iptal edildi. Derelerin Avukatý Kazmaz, dava için sattýðý ineðini yeniden almasý için mahkeme masraflarýndan gelecek paradan Yurttaþ Kazým’a inek parasý verecek.

http://www.odatv.com/n.php?n=yurttas-kazimin-inek-zaferi-0902131200

ayazkentli
21-01-2013, 16:51
TUNCELÝ / MUNZUR VADÝSÝ / BOZKAYA - HES PROJESÝNE ÝPTAL KARARI:


Munzur Vadisi üzerinde yapýlmasý planlanan Bozkaya Hidro Elektrik Santrali'nin, bölgenin ekolojik dengesini bozacaðýný ve Çevresel Etki Deðerlendirmesi (ÇED) kararý alýnmadan projenin hazýrlandýðý gerekçesiyle karþý çýkan ve projenin iptali için 22 kiþinin avukatlarý aracýlýðý ile açtýðý dava sonuçlandý.

Daha önce yürütmenin durdurulmasý kararýný veren Ankara 8'inci Ýdare Mahkemesi davanýn sonunda projenin iptaline karar verdi.

'EMSAL OLACAK KARAR'

Mahkeme kararý ile ilgili basýn toplantýsý düzenleyen Avukat Özgür Ulaþ Kaplan, mahkemenin verdiði bu kararla halkýn barajlara karþý önemli bir zafer kazandýðýný belirterek, "Baþvurularýmýz ve açtýðýmýz davalar üzerine Munzur Vadisi'ndeki 3 ayrý baraj projesinin iptali için mahkeme yürütmenin durdurulmasý kararý vermiþti.

Bozkaya HES için açtýðýmýz davada mahkeme davayý esastan görüþerek çok önemli olan ve diðer barajlar için emsal olacak karar verdi. 13 Aralýk 2013 günü Ankara 8'inci Ýdare Mahkemesi, Bozkaya Barajý ve HES projesinin hazýrlanmasýnda ÇED onayý alýnmadýðý ve baraj projesinin hukuka aykýrý olduðunu tespit ederek lehimize karar vererek Bozkaya HES projesini tümden iptal etmiþtir" dedi.

Avukat Kaplan, Munzur ve Pülümür vadisinde birçok baraj projesinin Çevresel Etki Deðerlendirmesi (ÇED) onayý alýnmadan hazýrlandýðýný ve baraj yapýlmasýna karar verildiðini de ifade ederek þunlarý söyledi:

"Bu amaçla bu barajlarýn projelerinin de iptal edilmesini bekliyoruz. Bozkaya HES için alýnan karar kesinlikle emsal bir karar olacaktýr. Dersim'in kutsal mekanlarýnýn bulunduðu ve Türkiye'nin en güzel vadilerinden olan birçok endamik bitki örtüsü bulunan Munzur ve Pülümür vadilerine baraj yapýmlarýnýn durdurulmasý Dersimliler için çok önemli bir karardýr. Bizler vadilerimizin doðal haliyle kalmasý için hukuk mücadelemizi sonuna kadar sürdürmeye kesinlikle kararlýyýz.''

Tunceli'deki baraj projelerinin çoðunlukla 1993 yýlýndan önce hazýrlandýðý için o dönem baraj ve HES projeleri için ÇED onayý alýnmasýna gerek duyulmadýðýný söyleyen Avukat Özgür Ulaþ Kaplan, "Mahkeme bunun hukuka uygun olmadýðýný günümüz kanunlarýnýn geçerliði olduðunu belirti" diye konuþtu.




Alýntý kaynaklarý:

http://www.memurlar.net/haber/330068/

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22409726.asp



(Koyu renkle belirgenleþtirdiðim 13 Aralýk 2013 tarihi sanýrým yalnýþ yazýlmýþ olmalý. Tüm linkler'de böyle geçiyor).

pria
26-01-2013, 18:18
"Böcek" bir oraya girmemiþti..

"Böcek" bir oraya girmemiþti (http://www.odatv.com/n.php?n=bocek-bir-oraya-girmemisti-2601131200)

ciroz
02-02-2013, 14:42
Böyle gelmiþ böyle gidecek mi demeliyiz ?

1700 H.E.S dile kolay,
Bir komplo teorisi vardý.
Planlanan H.E.S' lerin ortalama ömrü 20-25 sene imiþ, / Bilimsel bir çalýþma okumuþtum bulursam buraya da eklerim.

Þu anki uygulama; 49 yýllýðýna suyun bütün haklarýný proje sahibi þirkete devretmek.

Bu durumda, En az 25 sene oradaki su elektrik üretmeden, ilgili þirketin tasarrufunda olacak. Yani suyun kendisi bir MAL olarak o þirketin. Ýster þiþeleyip satar, ister tarýmda sulama amaçlý satar, ister D.S.Ý' ye satar.

Komplo/Düþünce teorisinde;
Bu H.E.S projeler, elektrik üretme kisvesi altýnda ANADOLU / TÜRKÝYE Sularýný ele geçirme projesidir deniyordu.

Politik/Ekolojik tartýþmalara girmeden; sadece "49 yýllýðýna" suyun bütün kullaným hakkýnýn bir þirkete devredilmesinin mantýðýný sorgulamak gerekir diye düþünüyorum.

Bu konu baþlýðý özelinde ise; Tüm H.E.S lerin dýþýnda ALAKIR' da yaþanan mücadele ( Orada yaþayan çiftlerin güzellikleri, yaptýklarý yaþam alanlarý, hayata bakýþlarý, pasif direniþleri, gözlerindeki ve sözlerindeki güzellikler ) hepimizin örnek almasý ve sonuna kadar desteklenmesi gereken bir mücadeledir.

Bana dokunmayan yýlan, mutlaka çoðalacaktýr ve eninde sonunda bana da ulaþacaktýr.

pria
07-02-2013, 17:15
Korumaya alýnan bitki türleri tehdit altýnda

Korumaya alýnan bitki türleri tehdit altýnda (http://www.odatv.com/n.php?n=korumaya-alinan-bitki-turleri-tehdit-altinda-0702131200)

ayazkentli
17-02-2013, 20:12
PÝYASAYA AYAR DOÐAYA YIKIM GELÝYOR:


TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda kabul edilen 'Elektrik Piyasasý Kanunu Tasarýsý' ile artýk Türkiye'nin hiçbir vadisinde, ne hukuk iþleyecek ne de bilimsel raporlar ve yargý kararlarý dikkate alýnacak!


Bu iddialarý gündeme getiren Derelerin Kardeþliði Platformu (DEKAP) Sözcüsü Ömer Þan, yasa tasarýsýyla baþta hidroelektrik santral (HES) ve termik santral projeleri için hiçbir þekilde durdurma kararý olmayacaðýný öne sürdü.


Tasarýnýn 25. sayfasýnda yer alan, ‘Kamu yararý ve Faaliyet durdurma’ baþlýðý altýndaki ‘Geçici 14. madde’ ile artýk lisans iþlemlerinde hiçbir koþulda iptal durumu oluþmayacaðýný dile getiren Þan, konuyla ilgili yaptýðý açýklamada, "daha önce çýkartýlan madencilik yasasýnda olduðu gibi; Artvin Cerattepe ve Genya’daki ruhsat iptallerinin ardýndan, Bakanlýðýn, yargý kararlarýna karþýn ayný bölge için yeniden ruhsat ihalesi açmasýnda da yaþadýðýmýz ayný yasal düzenlemelerin bir benzerini de burada görüyoruz" diye konuþtu.


TASARI, LÝSANS ÝPTALLERÝNÝ ORTADAN KALDIRACAK.

Tasarý ile birlikte ayný zamanda söz konusu çalýþmalarý düzenleyen diðer yasa ve yönetmeliklerle çeliþkili bir durumun ortaya çýktýðýný vurgulayan Þan, EPDK’nýn yetki ve sorumluluklarýný düzenleyen esaslarýn da by-pass edildiði görüþünü savundu.

Geçmiþte üretim lisansý verilmiþ olan firmalarýn, belirlenen sürede söz konusu projelerinde herhangi bir çalýþma yapýlmamasý durumunda lisanslarýnýn iptal edildiðini anýmsatan Þan, tasarýya göre ise lisans iptalinin hiçbir þekilde gündeme gelmeyeceði gibi adeta süreklilik arz edecek bir konuma taþýndýðýný kaydetti.


YAÞAM ALANLARIMIZ BAKANLIÐIN ÝNÝSÝYATÝFÝNE BIRAKILIYOR.

Tasarý metninin kendi içindeki maddelerle de çeliþtiðine iþaret eden Þan, "ayrýca, onlarca yýldýr uðruna mücadele ettiðimiz doðal yaþam alanlarýmýz, sularýmýz, derelerimiz, vadilerimiz, tarihi, kültürel ve sosyal deðerlerimiz, koruma öncelikli doðal alanlarýmýz, endemik türlerimiz, dünyada eþi benzeri olmayan fauna ve floramýz bir anlamda siyasi iktidarýn eline, Bakanlýðýn inisiyatifine býrakýlýyor. Bu asla ve kesinlikle kabul edilemeyecek, kabul edilmemesi gereken bir yaklaþýmdýr!" dedi.


NE ANAYASAYA NE DE DEMOKRASÝYE UYMUYOR.

Bu güne kadar rant ve çýkar hesaplarýyla bu projeleri geliþtirip dayatan siyasiler ve Bakanlýklarýn bu konuda nihai karar verici noktasýna taþýnmasýnýn, ne Anayasa’ya, ne demokrasiye ve ne de yasalara, uluslararasý anlaþmalara uygun olmadýðýný ileri süren Þan, tasarýnýn diðer maddelerinde ise yine ayný Anayasaya aykýrýlýklar ve mevzuatlarla çeliþkilerin yer aldýðý görüþünü savundu.


'DEÐERLERÝMÝZÝ RANT HESAPLARINA TESLÝM ETMEYECEÐÝZ'

Tasarýnýn kabaca deðerlendirilmesi halinde kesinlikle kamu yararý görülemeyeceðini ve açýkça enerji piyasasýndaki yerli ve uluslararasý sermaye þirketlerinin çýkar ve rant hesaplarý üzerindeki talepleri doðrultusunda düzenlemeler yapýldýðýnýn görüldüðünü öne süren Þan, açýklamasýnda þu görüþleri dile getirdi: "Öyle ki, tasarý bu haliyle ‘ýsmarlama’ bir düzenleme gibi durmaktadýr.

Bu tasarýnýn Komisyondan geçtiði bu þekliyle TBMM Genel Kurulundan geçmesi halinde artýk ülkemizde ne hukukun üstünlüðüne, ne yargý baðýmsýzlýðýna, ne bilimsel çalýþmalara ve ne de demokrasiye olan inanç kalmayacaktýr! Bütün bunlara karþýn bizler hiçbir koþulda mücadelemizden ödün vermeden, Anayasal, demokratik ve yasal haklarýmýzý kullanarak, hukukun üstünlüðüne, yargýnýn baðýmsýzlýðýna, aklýn ve bilimin vazgeçilmezliðine olan inancýmýzla çalýþmalarýmýzý sürdüreceðiz ve uðruna mücadele ettiðimiz deðerlerimizi emperyalizmin bu dayatmacý rant hesaplarýna teslim etmeyeceðiz."


AV. Y. OKUMUÞOÐLU: 'MAHKEMELERÝN YETKÝSÝ SINIRLANACAK'

DEKAP'ýn gönüllü avukatlarýndan Yakup Þekip Okumuþoðlu ise tasarýyla ilgili yaptýðý deðerlendirmede, geçici 14. maddenin yasalaþmasý durumunda mahkemelerin ‘yürütmeyi durdurma’ yetkileri sýnýrlandýðýndan yatýrýmcýnýn sahada ‘yürütmeyi durdurma’ kararý çýkana kadar yapabileceði azami çalýþmayý yapmaya gayret edeceðini, sonrada bu yaptýðý çalýþmalarýn artýk geri dönülemez bir noktaya geldiðini iddia edecek, lisansý iptal edilmiþ olsa bile kendisine yeniden üretim lisansý alabileceðini dile getirdi.

MAHKEME KARARLARI HÝÇE SAYILACAK.

Yatýrýmcýnýn, ‘yürütmeyi durdurma kararý’ olmadýðýndan sahada çalýþmalarýný baþlattýðýný ve 7-8 ay içinde de inþaat çalýþmalarýnýn yarýya yakýnýný bitirdiðine deðinen Okumuþoðlu, HES inþaatlarý için genellikle 2 yýl öngörüldüðünü belirterek "Bu dönem içinde sahada doðaya verilebilecek zararlarýn tümü verilmektedir. Bu aþamadan sonra alýnan bir ‘yürütmeyi durdurma’ **** ‘iptal kararý’ sonrasýnda genel olarak ‘lisans iptal’ davalarý gündeme gelebilmektedir.

Bu uygulama, Ýdari Yargýlama Usul Yasasýndaki ‘yürütmeyi durdurma müessesindeki’ deðiþikliklerden baþlayarak, mahkeme kararlarýný etkisizleþtirme, en son bu tasarý yasalaþýrsa açýkça mahkeme kararlarýný hiçe sayma, arkasýndan dolanma, anlamýna gelmektedir" deðerlendirmesinde bulundu.

'HAK ARAMA HÜRRÝYETÝ KISITLANIYOR'

Benzer bir uygulama Maden Kanunu'nun 30. Maddesinde de düzenlendiðini kaydeden Okumuþoðlu, yargýnýn bu deðiþikliklerle etkisiz kaldýðýnýnýn altýný çizerek, "hukuk devleti anlayýþýna ters düþen bu tür düzenlemeler ile yurttaþlarýn hak arama hürriyetleri kýsýtlanmýþ, etkili hukuk yollarý kapatýlmýþ, hukuk devletinin üç sacayaðýndan biri olan yargý, kararlarýnýn etkisizleþmesi ile kendisine yüklenen iþlevi yerine getiremez hale gelmiþ olacaktýr. Bu deðiþiklikler demokratik toplum düzeninin temellerine aykýrý olduðundan Anayasamýza da aykýrýdýr” dedi.





ALINTI KAYNAÐI: Yusuf Yavuz/Odatv.com


Piyasaya ayar, doðaya yýkým geliyor (http://www.odatv.com/n.php?n=piyasaya-ayar-dogaya-yikim-geliyor-1702131200)

Serpent
08-03-2013, 22:50
Böyle gelmiþ böyle gidecek mi demeliyiz ?

1700 H.E.S dile kolay,
Bir komplo teorisi vardý.
Planlanan H.E.S' lerin ortalama ömrü 20-25 sene imiþ, / Bilimsel bir çalýþma okumuþtum bulursam buraya da eklerim.

Þu anki uygulama; 49 yýllýðýna suyun bütün haklarýný proje sahibi þirkete devretmek.

Bu durumda, En az 25 sene oradaki su elektrik üretmeden, ilgili þirketin tasarrufunda olacak. Yani suyun kendisi bir MAL olarak o þirketin. Ýster þiþeleyip satar, ister tarýmda sulama amaçlý satar, ister D.S.Ý' ye satar.

Komplo/Düþünce teorisinde;
Bu H.E.S projeler, elektrik üretme kisvesi altýnda ANADOLU / TÜRKÝYE Sularýný ele geçirme projesidir deniyordu.

Politik/Ekolojik tartýþmalara girmeden; sadece "49 yýllýðýna" suyun bütün kullaným hakkýnýn bir þirkete devredilmesinin mantýðýný sorgulamak gerekir diye düþünüyorum.

Bu konu baþlýðý özelinde ise; Tüm H.E.S lerin dýþýnda ALAKIR' da yaþanan mücadele ( Orada yaþayan çiftlerin güzellikleri, yaptýklarý yaþam alanlarý, hayata bakýþlarý, pasif direniþleri, gözlerindeki ve sözlerindeki güzellikler ) hepimizin örnek almasý ve sonuna kadar desteklenmesi gereken bir mücadeledir.

Bana dokunmayan yýlan, mutlaka çoðalacaktýr ve eninde sonunda bana da ulaþacaktýr.

Alakýr projesinin ne olduðunu bilmediðim için bir yorum yapmayacaðým.

Ancak yukarýya alýntýladýðým mesaj maalesef insanlarý yanýltýyor. Çünkü su kullaným hakkýyla ilgili yazýlanlarýn tamamý yanlýþ.

1.- Su kullaným anlaþmasý imzalayan firmaya sadece enerji üretmesi amacýyla Lisans verilir. O lisans için de ihale yapýlýr ve en yüksek bedeli veren firma lisans hakkýna sahip olur. Su o firmanýn malý olmaz. Hatta o kadar ki çevrede ortaya çýkacak içme ve sulama suyu ihtiyaçlarýný da da yaptýðý tesisten karþýlamak zorundadýr. Yani isterse suyu kendi içer isterse satar gibi komik iddialar doðru deðil. Su Kullaným anlaþmasý sayesinde devlet ilgili firmaya her ne isterse yaptýrabilecek güce de sahiptir. Firma suyu DSÝ'ye satar hepten komik olmuþ.

2.- Su kullaným anlaþmasý imzalayýp lisans alan firma öngörülen HES projesini öngörülen sürede (birkaç yýl)yapmazsa lisansý iptal edilir ve yatýrdýðý teminatlar yanar. Yani caný isterse yapar caný istemezse yapmaz da doðru deðil.

3.-HES lerin ömürleri 25-30 yýl deðildir. Minimum 50 yýldýr. Bugün ülkemizde 50-60 yýldan daha uzun süredir çalýþan HES ler vardýr. Dünyada 100 yýldan uzun süredir çalýþan HES örnekleri vardýr.

Þimdi çevrenin ihtiyaçlarýna göre proje yapýp çevreyi korumak baþka bir þey. HES lere kökünden karþý olup, insanlarý kendi düþünce tarafýna çekmeye çalýþmak için yanlýþ bilgileri yaymaya çalýþmak pek yakýþýk alýr bir durum olmasa gerek.

Selamlar..

ciroz
09-03-2013, 02:14
Sn Serpent,

ALAKIR' ýn hikayesini bilseydiniz ya da merak edip araþtýrsaydýnýz, vicdanýnýzla yaþanan süreci de algýlamakta çokta zorluk çekmezdiniz.
Tabii kasýtlý baþka bir niyetiniz yoksa !

Madem siz kendinizi maddeler üzerinden ifade ettiniz bende maddeler üzerinden yazdýklarýnýza kendi yaklaþýmýmý belirteyim.

1- Suyun özelleþtirilmesi/Su kullaným Hakký ( 49 yýllýðýna suyun tüm kullaným hakkýnýn ilgili þirkete devri ) , bir "komplo teorisi" içinde geçerken, Meclis gündeminde olmadýðýný, ve sunulan tasarýnýn bunu desteklemediðini söylemek abesle iþtigal olsa gerek.

Ýlgilenirseniz 01.24.2012 tarihli bir haber (http://www.agaclar.net/forum/redirect-to/?redirect=http%3A%2F%2Fwww.odatv.com%2Fn.php%3Fn%3 Dbu-kanunla-butun-sular-ozellesecek-2401131200) de bununla ilgili detaylara ulaþabilirsiniz.

2- Sanýrým yanlýþ/yanlý okudunuz. H.E.S yapmayý isteyen ve lisans alan þirket, projede gösterdiði þekilde inþaatýný tabi ki tamamlar/zorundadýr. Dikkat edilmesi gereken 20 yýl sonrasý için böyle bir kontrol mekanizmasýnýn ( kurulan santralin 20 yýl sonra elektrik üretip üretmediði ) olup olmadýðýdýr. Baþka bir deðiþle, elektrik santrali iþlevini yitirse dahi suyun kullaným hakký halen o þirketin elinde olduðu gerçeðidir.

3- H.E.S ( Hidro Elektrik Santrali ) dendiðinde ilk aklýnýza gelen yüksek debisi olan ya da su tutma kapasitesi yüksek akarsular üzerinde yapýlan H.E.S ler olabilir. Ama 1700 H.E.S projesinin tamamýnýn böyle olduðunu söyleyebilmek bence cahil cesareti ister. Sizin 50-60 yýllýk örneklerinize daha basit bir örnek vermek gerekirse; Bir mühendis/þirket ideal þartlarda kullaným kýlavuzu hazýrlar. Fabrika çýkýþý kontrollerde bir arabanýn/buzdolabýnýn vs. ömrü ile gerçek hayattaki ömrü arasýndaki farký sanýrým siz de tecrübe etmiþsinizdir.

Þimdi;

Eðer bu konu özelinde ALAKIR VADÝSÝ' nde yaþananlara biraz dikkat ettiyseniz ki etmemiþsiniz, H.E.S altýnda yapýlan usulsüzlükleri, kanunun verdiði karara raðmen fütursuzca kendi bildiklerini okumalarýný görürdünüz.

H.E.S genelinde ise, bu topraklar üzerinde tüm dünyanýn odaklandýðý alternatif enerjiler kaynaklarýnýn ne kadar fazla olduðunu bile bile, Petrol' den daha fazla önem kazanmaya baþlayan 'SU' yun özelleþtirilmesi üzerine düþünmenin, önümüze sunulan sahte senaryolarý sorgulamanýn bir insanlýk görevi olduðunu düþünüyorum.

Ne enteresan tesadüf ki, siz bu düþüncelerinizi ilgili þirket hakkýnda verilen yürütmeyi durdurma kararýnýn uygulanmasýnýn hemen ardýndan dile getiriyorsunuz. Maalesef yine bildik oyunlarla karþý karþýyayýz.

Belki farkýnda deðiliz ama SU' dan daha da önemli TOPRAK' larýmýz üzerine düþünce teorilerini de bir baþka konuda konuþabilmek ümidiyle

saygýlar.

Serpent
09-03-2013, 10:39
Bu ne þiddet bu ne celal!

Alakýr projesini incelemediðim için o konuda bir þey yazmak istememiþtim. Ýnceler ve konuya vakýf olursam o zaman yazarým.

Sayýn ciroz,

Su kullaným anlaþmasýyla ve HES lerin ekonomik ömürleriyle ilgili yazdýklarýnýzýn doðru olmadýðýný yazmýþým. Siz konuyu minder dýþýna taþýmak istiyorsunuz.

Benim amaçlarým ve düþüncelerimi biliyormuþ gibi yorumlar yapmaya çalýþmanýzý da kýnýyorum. Ben yazdýðýnýz üç satýr bilginin tamamýnýn yanlýþ olduðunu söylemiþim. Bir diyeceðiniz varsa bunlarla ilgili söyleyin.

Arabanýn/buzdolabýnýn ekonomik ömründen dem vurmuþsunuz. Konumuz HES lerde Su Kullaným Anlaþmasý Araba deðil. Yeni çýkacak su kanunu deðil. Topraklarýn korunmasý deðil.

HES lerde ömrü en kýsa olan malzeme Elektomekanik donanýmdýr ve 35. yýlda yenilenmesi gerekebilir. Ýlle de yenilecek diye bir kural da yoktur.

Yanlýþ üstüne yanlýþ devam ediyor: Yatýrýmcý isterse 20. yýldan sonra elektrik üretmezmiþ. Peki o zaman taahhüt ettiði her yýl ödemesi gereken katký paylarýný nereden ödeyecek? Dahasý hazýr çalýþan bir tesis, çalýþtýrmayýp niçin para kaybetsin? Böylesi iddialarda bulunurken biraz dikkatli olunmalý diye düþünüyorum.

Daha önce de oldu. Bu forumda birinin bir yanlýþlýðýný göstermeye kalk, hemen ne cahilliðin, ne aptallýðýn kalýyor. Sayýn ciroz beni Cahil olmakla itham ediyor. Ben öyle bir þey yapmayacaðým ve araþtýrmasýný önereceðim.

Sayýn ciroz’un Su kullaným anlaþmasý ve HES’lerin ömürleriyle ilgili olarak yazdýklarýnýn yanlýþ olduðunu hâlâ iddia ediyorum. Kendisi çýkarýlmasý düþünülen yeni su kanununu bana tavsiye edinceye kadar üzerinde ahkam kestiði ve yürürlükte olan

http://www2.dsi.gov.tr/ska/skha_yonetmelik.pdf (http://www.agaclar.net/forum/redirect-to/?redirect=http%3A%2F%2Fwww2.dsi.gov.tr%2Fska%2Fskh a_yonetmelik.pdf)

yönetmelik linkini inceleyeydi, kendi yanlýþlarýný kendisi görebilirdi.

Selamlarýmla..

ciroz
09-03-2013, 13:04
Sn Serpent,

Ýlgili mesajda, bir komplo teorisi üzerine fikirler yürütmüþtüm.
Adý üstünde komplo teorisi...

Yeni su kanunu tasarýsý (http://www.suhakki.org/2013/02/chpli-toprak-topluma-ait-ulke-su-varligi-ozellestirilemez/#.UTsZhdb2F8E) üzerine ya da H.E.S (https://gazeteciyazaryusufyavuz.wordpress.com/2013/03/05/prof-dr-ali-demirsoy-nehirler-foseptige-donustugunde-torunlariniz-lanetleyecek-arsiv/) ler üzerine farklý düþüncelerin olmasý (https://gazeteciyazaryusufyavuz.wordpress.com/2013/03/01/tanrisini-yitiren-nehirler-arsiv-haber/) da normal deðil mi ?



Saygýlar.

Serpent
09-03-2013, 18:02
Sayýn ciroz,

Benim mesajýmý alýntýlayýp altýna mesaj yazýyorsunuz, dahasý mesajýnýza "Sn Serpent" diye baþlýyorsunuz, tümüyle bana hitapeder þekilde yazýyorsunuz, sonra yukarýdaki mesajýnýzla ben "komplo teorilerinden bahsettim" diyorsunuz.

Konuyu cevireyim derken, beni bir de komplo teorilerinin içine sokmuþ olduðunuzun farkýnda mýsýnýz?

Sizin verdiðiniz yanlýþ bilgiler nedeniyle forum ahalisine, cahil dediðiniz için de bana bir özür borcunuz olduðunu belirtmek istiyorum.

Saðlýcakla kalýn.

ciroz
09-03-2013, 18:45
Sn. Serpent,

Konuyu çevirmek gibi bir eðilimim yok.

Komplo teorileri üzerine fikir yürüttüðüm mesaj, sizin yanýltýcý olarak nitelendirdiðiniz mesaj. (http://www.agaclar.net/forum/1095867-post12.htm)

O mesajda komplo teorisi üzerine fikir yürütmüþtüm.

Ayrýca H.E.S ömürleri üzerine, yanlýþ bir bilgi verdiðimi de düþünmüyorum. Konunun baþýndan itibaren yazýlan mesajlarda, farklý farklý düþünceler ve yaklaþýmlar var. Merak edip okursanýz siz de görürsünüz.

Sizin tabirinizle, "Forum ahalisi" ne de cahil dediðimi hatýrlamýyorum.
"1700 H.E.S projesinin tamamýnýn böyle olduðunu söyleyebilmek bence cahil cesareti ister."

Kelimesinden kaynaklý, kendi üzerinize bir alýnganlýk gösterdiyseniz bilemem.

Saygýlar.

Serpent
09-03-2013, 21:42
sayýn ciroz,


Komplo teorilerinizi (!) bana hitaben yazma ihtiyacýný neden duydunuz? “Ben laf sokarým, ama bir yandan da ortaya söyledim gibi yaparým” mý diyorsunuz?

Ýçinde “cahil” ibaresi geçen mesaj tümüyle bana hitaben yazýlmýþ bir mesaj. Benimkisi alýnganlýk filan deðil. Benim mesajým alýntýlanarak ve de doðrudan bana hitaben yazýlmasaydý üstüme alýnmazdým. Nezaket kurallarý gereði kullanýlmamasý gereken bir ibare. Üstelik siz bir “moderatör” olarak forum üyelerine örnek olmasý gereken birisiniz. Bu nedenle hâlâ bir özür bekliyorum. Özür dilemezseniz ne olur? Bana bir þey olmaz, sizin tiynetiniz ortaya çýkar.

Ben forum ahalisine cahil dediniz demedim. Forum ahalisine Su Kullaným Anlaþmasýyla ilgili yanlýþ bilgileri yutturmaya kalktýðýnýz için özür dilemeniz gerektiðini bildirdim. Eðer bu yaptýðýnýzdan da bir hicap duymuyorsanýz bu konuda diyecek baþka bir þeyim olamaz.

Son bir konu daha: Konuya yazýlý tüm mesajlara göz attým. Hepsine bir görüþ yazmak zorunda mýyým? Neyin kesinkes yanlýþ olduðunu biliyorsam onunla ilgili yazmýþým. Ýnsanlar yanýltýlmasýn diye. Bu durumun sizi bu kadar rahatsýz etmesini de anlamak mümkün deðil. Bakýyorum da benim yazdýklarým doðruydu diyemiyorsunuz. Diyemezsiniz, çünkü doðru deðil.

Saygýlar..

ayazkentli
21-03-2013, 12:50
Elektirik üretmenin en mantýksýz ve kâr'sýz yolu olan HES'ler için, yargýyý bu kadar iðdiþ etmenizin tek nedeni var.

SU'yumuzu satmak.

Ülkede ki HES'leri, suyumuzu kapitalistlere satmak için kullandýðýnýz paravan bir araç haline getirdiniz.

Kimse bu HES'ler ile elektirik üretildiðini falan iddia etmeye kalkmasýn boþuna. Ülkemizin SUYUNU satýyorlar.

Serpent
21-03-2013, 20:31
Elektirik üretmenin en mantýksýz ve kâr'sýz yolu olan HES'ler için, yargýyý bu kadar iðdiþ etmenizin tek nedeni var.

SU'yumuzu satmak.

Ülkede ki HES'leri, suyumuzu kapitalistlere satmak için kullandýðýnýz paravan bir araç haline getirdiniz.

Kimse bu HES'ler ile elektirik üretildiðini falan iddia etmeye kalkmasýn boþuna. Ülkemizin SUYUNU satýyorlar.


HES lere karþý olabilirsiniz. Anlýyorum.

Bu görüþünüz için gerekçeler de bulabilirsiniz. Onu da anlýyorum.

Amma, gerçek dýþý iddialara ne diyeceðimi bilemiyorum. Ýddia o ki HES ler elektrik üretimi için deðil suyu satmak içinmiþ.

Buna ait bir ve sadece bir örnek getirenin yani suyun satýldýðý bir örnek getirenin elini öpeceðim ve ben hiçbir þey bilmiyormuþum diyip tüm forum ahalisinden özür dileyeceðim.

Þimdi bu örnek getirin ifademin doðru anlaþýlmasý önemli: Bozacýnýn þahidi þýracý kabilinden filan internet sitesinde böyle yazýyor kabul edilmez. Örnek olarak falan HES projesince þu kadar su filancaya veye þunlara bunlara satýldý þeklinde bir örnek rica ediyorum. Parasýný da sormuyorum. Ýsterse 0.000001 kuruþ olsun. Satýldýysa satýldý olarak kabul edeceðim.

Bu satýþýn olamayacaðýný doðrudan yasa, yönetmelik linki vererek gösterdim. Ancak bu gerçeðin bilinmesi pek istenmediðinden olsa gerek mesajým silindi. Dolayýsýyla ayný þeyin bu mesajýmýn baþýna gelmesini istemediðim için o linki vermeyeceðim.

Saygýlarýmla..

malina
21-03-2013, 21:13
Mecazdan haberiniz var deðil mi?

Para almadan satýlan þeyler yok mudur?

Bu satýþýn olamayacaðýný doðrudan yasa, yönetmelik linki vererek gösterdim. Ancak bu gerçeðin bilinmesi pek istenmediðinden olsa gerek mesajým silindi. Dolayýsýyla ayný þeyin bu mesajýmýn baþýna gelmesini istemediðim için o linki vermeyeceðim.


Bu yaptýðýnýza da ne derler baþkasý söylesin. Sanki yönetmelik linki sadece sizin tekelinizde... Biz de devekuþu gibi kafamýzý gömüp, sizin linki engellersek, kimse bilmez sanýyoruz öyle mi? :)

Serpent
21-03-2013, 21:36
Hýmm!

Anladým. Demek ki HES lerin elektrik üretmemesi de mecazi. HES lere karþý çýkanlar da mecazi olarak karþý çýkýyorlar anlaþýlan :)

Serpent
21-03-2013, 22:18
Sularýn satýlmasý bir yana, HES lerin ülke tarýmýna nasýl katký verdiklerini anlatayým. Okuyup öðrenmek isteyenlere.

Bazý barajlý projeler çok amaçlýdýr. Örneðin hem elektrik üretirler hem de içme, kullanma ve sulama suyu saðlarlar.

Böyle bir projeden bahsedeceðim. Önemli nehirlerimizden birinde yapýlacak bir baraj sayesinde hem elektrik üretilebilecek hem de 700 000 dönüm (yazýyla da yazayým da bir yanlýþlýk yaptýðým sanýlmasýn: Yediyüz bin dekar yani dönüm) arazinin sulanmasý için sulama suyu saðlayacaktýr. Eðer bu baraj yapýlmazsa bu sulama suyunun saðlanmasý ancak pompajla olabilir, yani elektrik harcayarak. Üstelik yazýn alýnacak su nehrin doðal debisinden daha fazla olabiliyor. Sadece yaz aylarýnda alýnacak su o nehrin bir yýllýk suyunun 9 da biri kadar. Baraj sayesinde bahar aylarýnda biriktirilen su hem sulama ihtiyaçlarýný karþýlýyor, hem de nehrin bu sulamalar yüzünden kurumasýný önlüyor.

Yatýrýmcý baraj gölünden alýnacak su nedeniyle önemli enerji kayýplarýyla karþý karþýya. Buna raðmen projeyi inþa etti. Bu su hiçbir bedel alýnmadan DSÝ ye verilecek. DSÝ de daðýtýmýný yapacak. DSÝ para alýr veya almaz yatýrýmcýyla hiçbir baðlantýsý yok. Muhtemelen kendi yaptýðý daðýtým þebekesinin bakýmý için para alacaktýr. Eðer barajý DSÝ inþa etseydi barajdan sulamaya düþen payýn parasýný da çiftçiden almasý gerekecekti. Þimdi alamayacak. Çünkü birileri bedavaya yapmýþ durumda.

Bu sulama için bir su alma yapýsý yapýlmasý gerekiyordu. Devlet programda olmadýðý ve parasý olmadýðý için yapamadý. Yatýrýmcý hiçbir yükümlülüðü olmadýðý halde bu yapýyý da yaptý. Bu yapýnýn barajla ve enerji üretimi tesisleriyle hiçbir baðlantýsý olmadýðýný da belirteyim.

Þimdi, yatýrýmcýnýn yaklaþýmý þöyle: “Bunlar (çiftçiler) da bizim insanlarýmýz. Refah onlarýn da hakký. Bizim cebimizden biraz fazla para (birkaç milyon TL) çýkacak ama ülkeye bir yararýmýz dokunmuþ olur”.

Þimdi bu yazdýklarým kelimesi kelimesine doðru. Bir Allahýn’ýn kulu çýkýp bunlarýn doðru olamdýðýný suyu çiftçiye sattýðýný filan söyleme cesareti gösterebilecek mi bilmiyorum.

Ben böyle güzel güzel açýklayýcý mesajlar yazarken benim gibi HES lerin gerekliliðini savunanlara bu forumda “HES Manyaklarý” deniyor. Sonra da benim yazdýklarým sanýyorum irrite edici bulunuyor.

Saygýlarýmla..

ayazkentli
21-03-2013, 23:58
Bu anlattýðýnýz bilgilerin çok daha fazlasý yýllardýr tv.lerde çevre mühendisleri, elektirik mühendisleri baþta olmak üzere, çok sayýda Prof. ve Doç. gibi akademisyenlerden dinledik.

Yýllardan beri yarýsý HES'lerin ne kadar yalnýþ-gereksiz ve zararlý olduðunu, diðer yarýsý da ne kadar faydalý olduðunu anlatýp dururlar.

(Sadece HES'ler için deðil, hemen hemen her konuda böyle. Konularýnýn uzmanlarýn birinin dediði ötekine uymuyor).

Konularýnýn birebir uzmaný olan bu kiþiler, birbirlerinin tam aksi yönde fikirleri ve bilgileri savunurken, bizler burada sadece kendi görüp inandýðýmýz þeyleri (ya da mantýðýnýz neyi anlýyorsa) onu yazarýz, ki bende hep öyle yaparým.


Bence HES'ler, üretilen elektirik baz alýndýðýnda ürkütülen kurbaða'ya deðmeyecek yatýrýmlardýr ve verdikleri zararlar, yararlarýndan daha çoktur. (Siz buna inanmýyor olabilirsiniz. Ben buna inanýyorum).


Barajlar konusunda þunu söyleyebilirim.

Sulama amacý ile kurulan barajlar konusunda, özellikle de tarým için yapýlmasýnýn gerekli olduðuna inanýyorum ama doðru yere kurulmasý þartý ile. Doðru yere kurulmayan barajlar yarardan çok zarar veriyor. Doðru noktaya kurduðunuz zaman, bir zamanlar olan ama sonradan yok olan bir ekosistemin tekrar canlanmasýný da saðlayabiliyor.

Özellikle bizim bulunduðumuz bölgenin konumu itibarý ile su hem ekonomi hem de siyasi yönden son derece stratejik bir üründür.

Suyumuza sahip çýkmamýz ve bir þekilde hiç deðilse, suyumuzun iplerini elimizde tutmamýz gerek ama ne yazýk ki akarsularýmýzýn pazarlanmasý çalýþmalarý önce ki yýllarda baþladý ve þu son 6-7 yýldan bu yana, nerede ise ipleri daha fazla veriyoruz. Yapýlan anlaþmalar medya'da çok yayýnlandý.


Akarsularýmýzýn hangi ülkere pazarlandýðýný internette araþtýrýp bulabilirsiniz. Daha bir iki yýl öncesine kadar tv.ler de çok tartýþýlýyordu bu konu.


Saat itibarý ile 22 Mart'a girdik ve bugün Dünya su günü.

Hepimize kutlu olsun. Susuz kalmamak dileði ile.

Cymbelina
22-03-2013, 01:58
Yatýrýmcý baraj gölünden alýnacak su nedeniyle önemli enerji kayýplarýyla karþý karþýya. Buna raðmen projeyi inþa etti. Bu su hiçbir bedel alýnmadan DSÝ ye verilecek. Bu sulama için bir su alma yapýsý yapýlmasý gerekiyordu. Devlet programda olmadýðý ve parasý olmadýðý için yapamadý. Yatýrýmcý hiçbir yükümlülüðü olmadýðý halde bu yapýyý da yaptý. Bu yapýnýn barajla ve enerji üretimi tesisleriyle hiçbir baðlantýsý olmadýðýný da belirteyim.

Þimdi, yatýrýmcýnýn yaklaþýmý þöyle: “Bunlar (çiftçiler) da bizim insanlarýmýz. Refah onlarýn da hakký. Bizim cebimizden biraz fazla para (birkaç milyon TL) çýkacak ama ülkeye bir yararýmýz dokunmuþ olur”..

Amacým yazý sahibi ile birebir tartýþmaya girmek deðil, onu baþtan belirteyim, kendisini hedef alarak yazmýyorum. Bu sözlerle ifade edilen fikir ve tavýr bana çok ilginç geldi.

Yatýrýmcý ne zamandan beri sýrf - sadece vatandaþa faydasý olsun diye yatýrým yapmakta? Üstelik bunu yaparken de altýn kural olan "karý maksimize etme"yi bir yana býrakýn, üstüne bir de para kaybedecek. Nerede böyle yatýrýmcýlar? Varsa bunlarý derhal koruma altýna alalým:)

Yatýrýmcý kimsenin babasýnýn oðlu deðil, kimsenin kara kaþý kara gözü için o iþlere girmiyorlar. Öyle olsalardý, tek kuruþ para kazanmadan neden vatandaþa hizmet olsun diye örneðin yol yapmazlar, bedavadan yapmasýnlar, devletle yarýya yarýya maliyeti paylaþsýn yeter.

Bir de þu var: Madem yatýrýmcý çiftçiyi, bizim insanýmýzý bu kadar önemsiyor, madem bizim insanýmýz dediði insanýn refahýný bu kadar umursuyor, o halde "HES istemiyoruz" diyen o çiftçiye neden kulak vermiyor acaba? Tamam, refahýný önemsiyorsan, adam sana peþin peþin söylüyor iþte, istemiyorum diyor. Daha ne?

Devletin yapamadýðý yapýyý kendi cebinden ödeyerek?!? yapmasýna lüzum yok, yargý kararýna uysun yeter! Durdurma kararý alýnmasýna raðmen gözyaþlarý içindeki yatýrýmcýlar "Hayýr, bizim insanlarýmýza hizmetimize mani olmayýn" diye mi düþünürler acaba?

Yatýrýmcý her zaman üstündür, köylü-çiftçi- vatandaþ zaten cahildir, anlamaz bilmez, kendisi için neyin iyi olacaðýna bile yatýrýmcý karar verebilir, öyle mi?

Hayýr öyle deðil!

Hadi çevrecileri entel dantel diye yaftalýyorlar, peki sýradan köylü- çiftçi neden bu kadar karþý hiç merak ettiler mi? Sesine kulak verdiler mi? Biraz da onlarýn penceresinden bakýn, o cahil denilen köylüler bakýn ne diyor:


DEDEGÖL ENERJÝ'nin KÜRCE HES'inden ÖNCE ve SONRA ALAKIR - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=ABqZTbnDEyo)





ANADOLU'NUN ÝSYANI (ANADOLU NEHÝRLERÝ / ANATOLIAN RIVERS) Part 1/2 - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=5BSmS8z7_IQ)





ANADOLU'NUN ÝSYANI (ANADOLU NEHÝRLERÝ / ANATOLIAN RIVERS) Part 2/2 - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=v8MqH3OKvFY)



http://www.izlesene.com/video/hessizlige-ses-ver/6778404

YeniGine
22-03-2013, 02:25
Paylaþýmlar için teþekkürler; ne kadar acý!.. Göz göre göre o CA ným güzellikleri yok ediyoruz (diyemiyorum) katlediyoruz açýkçasý.
Söyleyecek söz de bulamýyorum... Ne yapacaðýz, ne edeceðiz, ne zaman duracaklar, ne zaman vazgeçecekler... Doðayý katlet, kondur betonlarý... Nereye kadar acaba? Ne zaman duracaklar? Ne yapacaðýz? Ne yapmak gerek?

Ben Aðaçlar net duyarllýlýðýna güvendiðim için 13 Nisan Taksim Gezi Parký Ýçin Ayaðakalk diye bir konu baþlýðý açtým. Diyorlar ki: 50 bin imza yetmedi mi, o halde 13 Nisan da Taksim de ayaða kalk.
Sonra yine YeniGine Site Bahçesinde çok güzel, hepimizin seveceði, ilgileneceði, beðeneceði bir doða güzelliði, hakikati paylaþmak istedim.
Tabi ki varsa bir görevimiz hep birlikte yapalým. :( O caným akan sularýmýz, doðamýz, aðaçlarýmýz, topraðýmýz yok olmasýn, gitmesin, katledilmesin.

Serpent
22-03-2013, 09:35
Elektirik üretmenin en mantýksýz ve kâr'sýz yolu olan HES'ler için, yargýyý bu kadar iðdiþ etmenizin tek nedeni var.

SU'yumuzu satmak.

Ülkede ki HES'leri, suyumuzu kapitalistlere satmak için kullandýðýnýz paravan bir araç haline getirdiniz.

Kimse bu HES'ler ile elektirik üretildiðini falan iddia etmeye kalkmasýn boþuna. Ülkemizin SUYUNU satýyorlar.


Ne demiþim?

Buna ait bir ve sadece bir örnek getirenin yani suyun satýldýðý bir örnek getirenin elini öpeceðim ve ben hiçbir þey bilmiyormuþum diyip tüm forum ahalisinden özür dileyeceðim.

Ben HES ler çevreye hiç zarar vermez mi demiþim? Öyle bir þey demedim. Ben tümden yanlýþ ifadeleri düzeltmeye çalýþýyorum. Bir düzeltmeye bu kadar itiraz neden?

Peki, siz kendi savlarýnýzý desteklemek için gerçek dýþý iddialarda bulunmaktan niçin hiç çekin miyorsunuz? Buna bir cevap rica ediyorum.

Saygýlar..

Serpent
22-03-2013, 09:45
Bu anlattýðýnýz bilgilerin çok daha fazlasý yýllardýr tv.lerde çevre mühendisleri, elektirik mühendisleri baþta olmak üzere, çok sayýda Prof. ve Doç. gibi akademisyenlerden dinledik.
....


Konuyu yanlýþ kiþilerden dinlerseniz bir þey öðrenemezsiniz.

Hidroelektrik enerji planlamasý, yapýlmasý planlanan bir HES tesisinin kurulu gücünün belirlenmesi (Kaç MW olacaðý) ve yýllýk enerji potansiyelinin ne olduðu (yýllýk GWh) gibi konular inþaat mühendisliðinin konularýdýr.:D

Selamlar..

ciroz
22-03-2013, 09:47
Elektirik üretmenin en mantýksýz ve kâr'sýz yolu olan HES'ler için, yargýyý bu kadar iðdiþ etmenizin tek nedeni var.

SU'yumuzu satmak.

Ülkede ki HES'leri, suyumuzu kapitalistlere satmak için kullandýðýnýz paravan bir araç haline getirdiniz.

Kimse bu HES'ler ile elektirik üretildiðini falan iddia etmeye kalkmasýn boþuna. Ülkemizin SUYUNU satýyorlar.

Ben bu mesajda H.E.S sahibi þirketin suyu þiþeleyip sattýðýna dair en ufak bir ifade göremiyorum.


Özellikle bizim bulunduðumuz bölgenin konumu itibarý ile su hem ekonomi hem de siyasi yönden son derece stratejik bir üründür.

Suyumuza sahip çýkmamýz ve bir þekilde hiç deðilse, suyumuzun iplerini elimizde tutmamýz gerek ama ne yazýk ki akarsularýmýzýn pazarlanmasý çalýþmalarý önce ki yýllarda baþladý ve þu son 6-7 yýldan bu yana, nerede ise ipleri daha fazla veriyoruz. Yapýlan anlaþmalar medya'da çok yayýnlandý.



Sanýrým yanlýþ okuyoruz. Bir kez daha okumakta fayda var.

Serpent
22-03-2013, 10:11
Amacým yazý sahibi ile birebir tartýþmaya girmek deðil, onu baþtan belirteyim, kendisini hedef alarak yazmýyorum. Bu sözlerle ifade edilen fikir ve tavýr bana çok ilginç geldi.
...


Benim amacým da yazý sahibiyle birebir tartýþmaya girmek deðil. O nedenle ortaya yazýyorum.

Burada HES lere karþý çýkanlar hayatlarýnda kaç tane HES gördüler? Tabii ki hem nehir santrallarýný hem de depolamalýlarý (barajlýlarý) kastediyorum.

Eðer sulama imkaný varsa ben HES lere karþý çýkan çiftçi/köylü görmedim.

Karþý çýkanlarýn olduðu yerlerde zaten sulama imkaný olmayan yerler (topografik olarak sulanamayacak yerler). Onda da genelde þehirde oturup o çay kenarýnda yayla evi filan olanlar köylünün önüne düþüp gösteri yaptýrýrlar.

Ben yukarýda verdiðim örnekte tesisisin yatýrýmcý tarafýndan babasýnýn hayrýna yaptýrýldýðýný söylemedim. O tesis 450 milyon dolarlýk bir tesis. Tek baþýna yaklaþýk 3 milyon kiþinin evsel eletrik ihtiyacýný karþýlayabilir durumda. Bu büyük yatýrýmdan elbette para kazanacak. Ancak hiçbir yükümlülüðü olmadýðý halde sulama suyu için su alma yapýsýný karþýlýksýz yaptý.

Halen Bu projede DSÝ sulama þebekesine ait yatýrýmlarý yapýyor. Siz þimdi oraya gidin ve köylüye ve çiftçiye derelerin kardeþliði adýna bu yatýrýma engel olmaya geldiðinizi söyleyin. O çiftçi siz ne yapar bilemiyorum.

Çiftçinin/köylünün cahilliðini kim iddia etmiþ onu da merak ettim þimdi.

Benim yazdýklarýmý konu içinde kalarak yanýtlarsanýz sevinirim.

Selamlar..

Serpent
22-03-2013, 10:23
Ben bu mesajda H.E.S sahibi þirketin suyu þiþeleyip sattýðýna dair en ufak bir ifade göremiyorum.



Sanýrým yanlýþ okuyoruz. Bir kez daha okumakta fayda var.

Uyarýnýz için teþekkürler. Mesajlarý yeniden okudum ve gördüm ki suyun satýlabildiðini (çiftçiye, DSÝ'ye) söyleyen mesajlarýnýzý günlerce durduktan sonra silmiþsiniz.

Þimdi sizin suyun satýlamadýðýný öðrenmiþ olduðunuzu varsayýyorum. Ama sizlerin propagandasý o kadar etkili olmuþ ki hala pek çok insan bu HES'ler suyu satmak için yapýlýyor diye biliyor.

Demek ki ben mecazý anlayamamýþým. Ama siz de anlayamamýþsýnýz. Suyu þiþeleyip satma mecazýmý kastediyorum.

Selamlar..

ciroz
22-03-2013, 10:35
H.E.S dendiðinde, farklý H.E.S' lerin olduðunu da unutmamak lazým.

Alakýr Vadisi gibi Nehir/Dere tipi H.E.S uygulamalarýnda su kaynaðýndan alýnýp borular içinde taþýnarak, arada kurulan 3-4 belki daha fazla santralle de desteklenerek denize dökülünceye kadar borular içinden akýtýlýyor.

Bu durumda enerjiji üreten þirket sudan baþka biçimde yararlanamasa bile suyu yataðýndan, dolayýsýyla da doðadan ve gerçek kullaným hakký olanlardan izole etmiþ oluyor.

Neye karþý çýkýldýðý, bu karþý çýkýþýn nasýl ve kimler tarafýndan bilimsel araþtýrmalarla ortaya konduðu, bu konunun baþýndaki mesajlarda da belirtilmiþ.

Bir örnek ya da beþ örnek göreceli iyi olabilir, Tüm uygulamalarýn bu þekilde olduðunu varsaymak doðru bir yaklaþým olmasa gerek.

Ýnsan olmaktan kaynaklý sorgulamalarýmýzý, düþüncelerimizi, duygularýmýzý ortaya koymakta yaþam hakký kadar önemli bir hak diye düþünüyorum.

ciroz
22-03-2013, 10:40
Uyarýnýz için teþekkürler. Mesajlarý yeniden okudum ve gördüm ki suyun satýlabildiðini (çiftçiye, DSÝ'ye) söyleyen mesajlarýnýzý günlerce durduktan sonra silmiþsiniz.

....
Selamlar..

Sanýrým gözünüzden kaçtý, o mesajým duruyor (http://www.agaclar.net/forum/1095867-post12.htm).

O konu özelinde kanun, yönetmelikler, kanun hükmündeki yönetmelikler ve uygulamalarý üzerine kiþisel araþtýrmalarým da devam ediyor.

Cymbelina
22-03-2013, 13:32
Benim amacým da yazý sahibiyle birebir tartýþmaya girmek deðil. O nedenle ortaya yazýyorum.

Burada HES lere karþý çýkanlar hayatlarýnda kaç tane HES gördüler? Tabii ki hem nehir santrallarýný hem de depolamalýlarý (barajlýlarý) kastediyorum.

Eðer sulama imkaný varsa ben HES lere karþý çýkan çiftçi/köylü görmedim.

Karþý çýkanlarýn olduðu yerlerde zaten sulama imkaný olmayan yerler (topografik olarak sulanamayacak yerler). Onda da genelde þehirde oturup o çay kenarýnda yayla evi filan olanlar köylünün önüne düþüp gösteri yaptýrýrlar.

Ben yukarýda verdiðim örnekte tesisisin yatýrýmcý tarafýndan babasýnýn hayrýna yaptýrýldýðýný söylemedim. O tesis 450 milyon dolarlýk bir tesis. Tek baþýna yaklaþýk 3 milyon kiþinin evsel eletrik ihtiyacýný karþýlayabilir durumda. Bu büyük yatýrýmdan elbette para kazanacak. Ancak hiçbir yükümlülüðü olmadýðý halde sulama suyu için su alma yapýsýný karþýlýksýz yaptý.

Halen Bu projede DSÝ sulama þebekesine ait yatýrýmlarý yapýyor. Siz þimdi oraya gidin ve köylüye ve çiftçiye derelerin kardeþliði adýna bu yatýrýma engel olmaya geldiðinizi söyleyin. O çiftçi siz ne yapar bilemiyorum.

Çiftçinin/köylünün cahilliðini kim iddia etmiþ onu da merak ettim þimdi.

Benim yazdýklarýmý konu içinde kalarak yanýtlarsanýz sevinirim.

Selamlar..

Çiftçinin, köylünün cahil olduðunu þahsen siz iddia ettiniz demedim, dilerseniz bir daha okuyun mesajý. Hatta sizi hedef alarak yazmadýðýmý da söyledim, yazýdaki tavýr ve fikiri baz aldým, yatýrýmcýdan yana bu tavýr üzerine kendi fikirimi ifade ettim, buna da hakkým var sanýyorum. Herkes özelleþtirmeyi veya yatýrýmcýyý desteklemek, savunmak zorunda deðil. Siz savunup desteklemeye devam edin.

Sizin verdiðiniz örnekte çiftçiyi düþünen hayýrsever yatýrýmcý, kurduðu tesisi elbette para kazanmak için kuruyor. Mecbur olmamasýna raðmen sulama suyu yapýsýný da kendisinin yapmýþ olmasý acaba bu sýrf hayýrsever yönünden mi kaynaklanmaktadýr yoksa orada yaþayan vatandaþ tepki göstermesin, onlara da su saðlansýn ki sesleri çýkmasýn diye mi? Veya acaba ihale aþamasýnda veya diðer aþamalarda yatýrýmcýnýn kulaðýna "ya þu sulama iþini de siz üstlenin" diye mi fýsýldandý? Bunlarý da düþünmek lazým, ben sizin kadar gözümkapalý yatýrýmcýyý savunur durumda olamýyorum malesef.

Birþeyi anlamak için de birebir oraya gidip görmek, o þeyin etkilerini bizzat deneyimlemek her zaman gerekmiyor. HES görmemiþ olabiliriz, ama bakýn yukarýda gören ve orada yaþayan insanlar ne diyor? Çevredeki tahribatý görmek için bizzat oraya mý gitmemiz lazým? Suyun azaldýðýný, dinamitlenen topraðý, iþ makinalarýný gidip görmemiz mi lazým? Çevremizde HES yoksa, HES görmemiþ insanlar yorum yapmasýn mý? Sadece cici yatýrýmcýlarýn lütfu ile suya kavuþan ve ses çýkarmayan o örnekteki köylüler mi konuþsun?

Örneðin videolardan birinde var, 80 yaþlarýnda bir amca, ona o sözleri kim söyletebilir zorla? Ya da bir çýkarý mý var, o videoda iki kelam edince cebine para mý girdi? Bu ifade size ait: genelde þehirde oturup o çay kenarýnda yayla evi filan olanlar köylünün önüne düþüp gösteri yaptýrýrlar - Köylü yýllardýr bu ülkede hep kandýrýldý, sulama suyu lütfedilerek susturulan köylü de var. Ama kimse köylüyü kolay kolay kandýrýp gösteri yaptýramaz bu konuda. Haklarýný savunmasý kimseyi rahatsýz etmesin. Köylü karþý çýkýyor da neden karþý, bir dinleseler, cebine para mý girecek karþý olunca?

Sayýn Serpent, karþýlýklý atýþma gibi olmasýn, konuyu da daðýtmýþ olmak istemem. Sizin sözleriniz yeterince açýk, tavrýnýz net, sanýyorum benimkiler de öyledir. Siz de, ben de söyleyeceklerimizi söyledik sanýrým. Yanlýþ anlamayýn, elbette bu Alakýr HES ve yargý kararýnýn uygulanmamasý ile ilgili baþka söyleyecekleriniz vardýr belki.

Saygýlar

malina
22-03-2013, 13:42
Hýmm!

Anladým. Demek ki HES lerin elektrik üretmemesi de mecazi. HES lere karþý çýkanlar da mecazi olarak karþý çýkýyorlar anlaþýlan :)

Buna mecaz deðil, demogoji diyoruz.

Serpent
22-03-2013, 13:59
Buna mecaz deðil, demogoji diyoruz.

Bunun demagoji olduðunun farkýna varmanýza sevindim.


Elektirik üretmenin en mantýksýz ve kâr'sýz yolu olan HES'ler için, yargýyý bu kadar iðdiþ etmenizin tek nedeni var.

SU'yumuzu satmak.

Ülkede ki HES'leri, suyumuzu kapitalistlere satmak için kullandýðýnýz paravan bir araç haline getirdiniz.

Kimse bu HES'ler ile elektirik üretildiðini falan iddia etmeye kalkmasýn boþuna. Ülkemizin SUYUNU satýyorlar.



Mecazdan haberiniz var deðil mi?

Para almadan satýlan þeyler yok mudur?

Su, HES yapýmcýsý su/enerji þirketlerine enerji üretimi için 49 yýllýðýna verilmektedir. Ayrýca HES yapýmcýsý þirketlere suyu su olarak satma hakký da tanýnmaktadýr.

Sayýn HES karþýtlarý,

Bir karar verin. Suyu yatýrýmcý satýyor mu? satmýyor mu? Satýyor derken mecaz mý yapýyorsunuz?

Þimdi bu kadar karmaþanýn arasýnda hiciv anlamýnda bariz bir demagojiyi bana çok mu görüyorsunuz?

Serpent
22-03-2013, 14:05
Çiftçinin, köylünün cahil olduðunu þahsen siz iddia ettiniz demedim

Benim demediðimi elbette biliyorum.

Ben de soruyorum? Kim bu kendini bilmez? Çiftçinin/köylülünün chilliðini iddia eden. Söyleyin de beraberce tepesine binelim bu kendini bilmezin.

Selamlar..

ciroz
22-03-2013, 16:06
Elektirik üretmenin en mantýksýz ve kâr'sýz yolu olan HES'ler için, yargýyý bu kadar iðdiþ etmenizin tek nedeni var.

SU'yumuzu satmak.

Ülkede ki HES'leri, suyumuzu kapitalistlere satmak için kullandýðýnýz paravan bir araç haline getirdiniz.

Kimse bu HES'ler ile elektirik üretildiðini falan iddia etmeye kalkmasýn boþuna. Ülkemizin SUYUNU satýyorlar.


Burada mecaz var. Denmek isteniyor ki sularýmýz özelleþtiriliyor, satýlýyor.



Su, HES yapýmcýsý su/enerji þirketlerine enerji üretimi için 49 yýllýðýna verilmektedir. Ayrýca HES yapýmcýsý þirketlere suyu su olarak satma hakký da tanýnmaktadýr.


Yukarýdaki ise farklý,

Çiftçi-Sen, dünyada ve Türkiye’de, suyun ticarileþtirilmesinin bir ayaðý olarak, uluslararasý kapitalist sistem tarafýndan dayatýlan HES’ler konusunu, bunun tarým ve çiftçilere yansýmasýný analiz eden bir broþür hazýrladý.

Analiz' in tamamýna buradan ulaþabilirsiniz. (http://www.suhakki.org/2011/11/turkiye%E2%80%99de-hidroelektrik-santraller-ve-tarim/#.UUxxzBd7K9W)

Uzun gelir, belki okunmaz diye belirteyim, analizde konunun geçtiði yer þu þekilde;


Hükümetin ve þirketlerin yaklaþýmý çerçevesinde, ‘kalkýnma ve ekonomik gereklilik’ adý altýnda sunulan bu projelerden elde edilecek faydanýn, projenin yapýmý ile neden olunacak zararlardan daha az olacaðý, dolayýsýyla ekonomik olmadýðý açýk bir biçimde görülmektedir. Bunun yanýnda, suyun yetersiz olmasýndan kaynaklanacak eksik üretimler kamu tarafýndan karþýlanmaktadýr. Bu husus kamuyu zarara sokmuþtur. Bu zarar Sayýþtay denetlemelerinde tespit edilmiþtir. Sayýþtay tarafýndan yapýlan denetlemede, YÝD (yap-iþlet-devret) modeliyle yapýlan 24 adet ve YÝ (yap-iþlet) modeliyle yapýlan 5 adet santral olmak üzere 29 santral için 4 yýl içerisinde 2,3 milyar ABD dolarý kamu zararý oluþtuðu belirtilmektedir. Buna karþýlýk, þirketler kendisini beþ-on senede amorti edecek iþletmeleri neredeyse elli yýl hiç masraf yapmadan çalýþtýrabileceklerdir.
Peki, tüm canlýlarýn kullanma hakkýna sahip olduðu suyun Türkiye’de kurulan/inþa edilen ve inþa edilecek olan HES’ler ile su/enerji þirketlerine devredilmesi söz konusu þirketlere ne gibi ayrýcalýklý kazançlarý saðlamaktadýr:
HES’lerden üretilecek enerji 25-30 yýllýðýna devlet alým garantilidir. Yani HES yapýmcýsý su/enerji þirketleri imtiyazlý þirketler olmaktadýr.
Su, HES yapýmcýsý su/enerji þirketlerine enerji üretimi için 49 yýllýðýna verilmektedir. Ayrýca HES yapýmcýsý þirketlere suyu su olarak satma hakký da tanýnmaktadýr.
Devlet, HES yapýmcýsý þirketin istemesi halinde çevresindeki tarým arazilerini istimlak edebilecektir.


Okumuyor ya da okuduðumuzu anlamakta zorlanýyoruz gibi geliyor bana...

birnefestoprak
22-03-2013, 16:36
Hidropolitikte virtual water (sanal su) denilen bir kavram vardir. Bu kavrama gore, alip sattiginiz sey su degil suyun ortaya cikardigi urunlerdir. Bu urunlerin uluslararasi ve domestik ticarette alinip satilmasi cok yaygin hale geldi. Suyu kullanip tahil uretirsiniz, elektrik uretirsiniz, suyun kendini satmaktan daha cok gelir elde edersiniz. Ozel tesebbus de bu kavrami goz onunde bulundurup, kar mekanizmasinda mutlaka yerini alir. Virtual water ile ilgili yapilmis bircok akademik calisma var. Hatta ne yazik ki kapanana kadar Hacettepe Universitesi'nin hidropolitik arastirmalarla ilgili programinda da bu konuyla ilgili calismalar yapildi, bunlar okunabilir.

Suyla ilgili carpici olmasi bakimindan bir ornek vereyim: Suriye sinirindaki mayinli arazinin temizlenmesiyle ilgili yapilacak uygulama aylarca tartisma konusu oldu, degil mi? Iste o mayinli arazi, dunyanin en buyuk debili karstik yeraltisuyu kaynaklarindan birinin ustunde oturuyor. Su, Turkiye'de besleniyor ve Suriye'ye akarak Suriye'nin kuzeyinde tek cikis noktasindan 40 m^3/s debiyle bosaliyor.

Peki o mayinli araziye, mayinlar ne zaman dosenmis? Bundan on yillarca once, yani henuz organik tarim teknikleri uygulanmaya devam ederken. Gunumuz sartlarinda, hic kimyasal gubre ve pestisitlerin kullanilmadigi (veya daha once ustunde hic tarim yapilmamis) bir arazinin organik tarim acisindan degeri tartisilabilir mi? Ordaki arazide yapilacak bu tip bir tarimin bolge insanina getirecegi geliri dusunmek gerek. O arazinin temizlenmesi isi de baska bir ulkeye topraklarin onlarca yillik kullanim hakki da dahil olmak uzere ihale edilmeye calisildi mi calisilmadi mi?

Konu hangi dogal kaynakla ilgili olursa olsun, dogrudan kaynaga bakmak yerine kaynaktan elde edilecek urune bakmak lazim. Bir de denetim mekanizmasi cok onemli ki ulkemizdeki en buyuk sorunlardan biridir. Konya Ovasi nasil coktu? Ordaki kuyulardan on yillarca yapilan cekimler, denetim mekanizmasi icinde kontrol edilseydi bu sonuc ortaya cikar miydi? Simdi cokmeyi de biraktilar ovadaki tuzlanmayi nasil cozeriz diye ugrasiyorlar. Tabii ki ulkenin kaynaklari degerlendirilmeli ama kaynagin hem niceliksel hem de niteliksel devamliligini saglamak, bu devamliligin saglandiginin denetlenmesi ve soz konusu girisimin oncelikle yore halkini dogrudan kalkindirmaya donuk olup olmadigi enine boyuna dusunulerek karar verilmesi kaydiyla.

ayazkentli
22-03-2013, 16:41
Ben sn. Serpent arkadaþýmýzýn aslýnda neyi ima ettiðimi gayet iyi anladýðýný tahmin ediyorum.

(Amaç HES'ler ile elektirik üretmekten ziyade, sulamýzýn kontrolunu HES'ler aracýlýðý ile emperyal þirketlere teslim etmektir).


Dünden beri bu videoyu arýyordum. Yeni buldum.


HES'lerde hidro elektrik üretilecek sanýyorduk!. Meðer tezgah çok çok daha büyükmüþ. - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=C_7hZIDNZe8)



Aslýnda prof. Beyza Üstün ve onun gibi düþünen çok sayýda akademisyenimizin konuþtuðu benzer videolar var ama en net anlatým olan video bu olduðu için, bunu özellikle aradým.

Burada ki konuþmalarýn benzerlerini HES karþýtý ya da HES destekçisi olan bir çok akadesmisyen çeþitli tv. programlarýnda izlemiþsinizdir. Video sitelerinde vardýr bu tartýþmalar.


Sadece akarsularýmýz deðil, son olarak yeraltý sularýmýzý da bu þekilde satacaklar. Yeraltý sularýna sayaç yasasýnýn'da su satýþý ile ilgili (baðlantýlý) olduðunu düþünüyorum.


Sularýmýzýn yönetimini kapitalist þirketlere teslim etmek, ulusal güvenlik sorunu'dur.

ayazkentli
22-03-2013, 16:43
Sn. birnefestoprak,

Amerika'da HES'lerin artýk kullanýlmadýðý ve barajlarýn yýkýlmaya baþladýðý ile ilgili haberler vardý.


Doðru mu bu haberler?

birnefestoprak
22-03-2013, 17:44
Kaynak kullanimi acisindan istatistik vereyim. 2006 yili itibariyle elektrik enerjisi uretiminde kullanilan kaynaklarin dagilimi asagidaki gibi:

Komur (%48.9)
Dogalgaz (%20)
Nukleer (19.3)
Hidroelektrik (7.1)
Diger yenilenebilir kaynaklar (2.4)
Petrol urunleri (1.6)
Diger (0.7)

Kaynak: US Department of Energy (ABD Enerji Departmani)


Sn. birnefestoprak,

Amerika'da HES'lerin artýk kullanýlmadýðý ve barajlarýn yýkýlmaya baþladýðý ile ilgili haberler vardý.


Doðru mu bu haberler?

Serpent
22-03-2013, 18:27
El insaf!

Okuduðumuzu anlamýyormuþuz.

Su, HES yapýmcýsý su/enerji þirketlerine enerji üretimi için 49 yýllýðýna verilmektedir. Ayrýca HES yapýmcýsý þirketlere suyu su olarak satma hakký da tanýnmaktadýr.

Ýddia ediyorum ki yukarýda alýntýladýðým iddiada suyu satma hakký bir yalan. Yalan. Yalan.

Nedir bu? Orasý mecaz, þurasý gerçek falan filan. Ne dediðinizi bilmiyorsunuz; ondan sonra baþkalarýný okuduðunu anlamamakla itham ediyorsunuz.

Kimser kusura bakmasýn. Beni böyle yazmaya mecbur ettiniz.

Sn. birnefestoprak,

Amerika'da HES'lerin artýk kullanýlmadýðý ve barajlarýn yýkýlmaya baþladýðý ile ilgili haberler vardý.


Doðru mu bu haberler?

Daha iki yýl önce Amerikanýn 1930 larda yaptýðý zamanýnýn en yüksek barajý Hoover barajýný ziyaret etmiþtim. Hiç yýkýlabilir hali yoktu. Güldür güldür de elektrik üretiyordu.

Evet ben de sorayým son iki yýl içinde Amerikalýlar bu barajý yýktý mý?:D:D:D:D

ciroz
22-03-2013, 18:42
Okuduðunuzu anlýyorsanýz, okumuyorsunuz. Bari izleyin (http://www.agaclar.net/forum/1125354-post55.htm) ve dinleyin demekten baþka bir seçenek býrakmýyorsunuz.

Ben de bir soru sorayým. Sn Serpent, herhangi bir þekilde bu þirketlerden biri ile bir baðlantýnýz var mý ?

Not: Bu ve Alakýr Vadisi ile ilgili konuda, kiþisel fikirlerimi dile getirdiðimi hatýrlatmak isterim.

Serpent
22-03-2013, 19:31
Yalan bir ifadenin gösterilmiþ olmasý sizi çok üzdü de yeni bir cephe mi açmak istiyorsunuz?

Ýfadeye bakar mýsýnýz? “herhangi bir baðlantým var mýymýþ.”

Siz önce yalan bir iddiayý buraya hiçbir araþtýrma yapmadan asýn, bunun yalan olduðu gösterildikten sonra konuyu kanun, yönetmelik açýsýndan araþtýrmaya baþlayýn ve bu araþtýrmayý 15 gündür bitiremeyin. Ondan sonra da kalkýn benim onunla bununla baðlantým olup olmadýðýný sorun. Yaptýðýnýz ayýp bir þey.

Çok merak ettiðiniz için söyleyeyim: Ben 30 yýlý aþkýn tecrübeye sahip Baraj ve HES uzmanýyým. Bu iþin mühendisliðini yapýyorum. Ülkemizin bir çok tesisinde (Bunlarýn %90 ý kamuya ait tesistir) emeðim vardýr. Halen ayný konuda teknik danýþman olarak çalýþýyorum.

Yönetmeliðin ilgili maddelerini burada gözünüze sokmak yerine size hatanýzý düzeltme fýrsatý verdim. Ama anlamayýp, zeytinyaðý gibi üste çýkmayý tercih ettiniz.

Bana imalý mesaj yazanlara da söyleyeceðim bir iki þey var. Bana imalý mesaj yazmayýn. Doðrudan ne söylemek istiyorsanýz söyleyin ki beklediðiniz cevabý alabilesiniz.

Selamlar..

Serpent
22-03-2013, 19:35
Vah ülkemin üniversitelerine.

Bir haným çýkmýþ atýp tutuyor. Üniversitede Çevre Profesörüymüþ. Videonun ilk 10 dakikasýna tahammül edebildim. Tamamýný izlesem kimbilir daha ne yalanlar tespit ederdim.

Yalanlar:

1- Lisans aldýktan sonra þirket ister yapsýn ister yapmasýn sözkonusu tesisi karbon ticaretine konu yapabiliyor ve para kazanabiliyormuþ. Külliyen yalan.

2- Lisans sahibi þirket suyu satma hakkýna sahip oluyormuþ. Külliyen yalan.

3- Amaç enerji üretmek deðilmiþ, su kullanma hakkýna sahip olmakmýþ. Peki enerji üretimi yok, suyu da parayla satamýyor. Bu þirket bu yatýrýmý niçin yapýyor? Parasýný nasýl çýkaracak. Dolayýsýyla bu da yalan.

4- Belli bir yere tesis yapan o havzadaki tüm kaynaklara ve hatta yaðmur suyuna sahip oluyormuþ. Köylü yaðmur suyunu kaplara biriktirmeye kalksa þirket gelip para istiyormuþ. Bu öylesine büyük bir yalan ki içinde zerre kadar utanma duygusu olanýn bu yalaný söylerken kýpkýrmýzý olmasý gerekir.

Özet: Bozacýnýn þahidi þýracý alýntý ve videolarýný burada daha çok görürürüz.

Selamlar..

ciroz
22-03-2013, 20:17
Sn Serpent,

Sizi konuya yaklaþýmýnýz ve üslubunuzla baþ baþa býrakýyorum.

Herkesin kendine göre iþleri var oturup bütün gün H.E.S lerle ilgili yönetmelik okumak zorunda deðil. Kaldý ki sizin gibi bir uzmanlýk alaným olmamasýna karþýn her duyarlý insan gibi yeni tasarýlarýnda meclis' te olduðunun farkýndayým ve onlarý da yakýndan takip edip sonuçlanmasýný bekliyorum.

Ayrýca konuyu yakýndan takip eden, Türkiye' nin bir çok yerindeki uygulamalara birebir þahit olan ve bunlarý da çok sade ve net bir dille anlatan, bir bilim insanýnýn, Prof. Beyza Üstün' ün yukarýdaki videosu konu özelinde beni yeterince tatmin etti.

Benim duyarlýlýðým ve korkum da bir çok diðer bilim insaný ve Prof. Beyza Üstün ile ayný.

Soruma cevap verdiðiniz için ayrýca teþekkür ederim.
Tartýþmanýn hararetini yükseltmeye çalýþmanýzýn nedenini anlayamamýþtým, anlamýþ oldum.

Sizinle daha fazla kiþisel polemiðe girmeyeceðim.

Ýstediðinizi düþünebileceðiniz gibi, sizin dýþýnýzdakilerin de istediklerini düþünme hakký olduðuna bir itirazýnýz yoktur umarým.

saygýlar.

birnefestoprak
22-03-2013, 20:20
Elde edilen fayda suyun alinip satilmasindan degil, suyun ortaya cikardigi urunden ortaya cikiyor. Kar amaci guden hicbir kurum menfaat elde etmeden bir ise girismez.

Komur santrallerinin dezavantajlari:
- Dogal kaynaklarin asiri kullanimi (kaynak, yenilenebilir degil)
- Ihaleyi alan sirket kaynagi cikarmak icin cok sayida derin sondaj yapmak zorunda, yani gozle gorulup olcumu hemen yapilamayacagi icin arayip bulmaniz lazim
- Santral atiklarinin yarattigi cevre sorunlari

HES'lerin dezavantajlari (Turkiye'de denetleme mekanizmalari gelismis olmadigi, bircok konuda goz yumma aliskanligi suregeldigi icin asagidaki bazi durumlar bircok durum halini alabiliyor; yoksa bu asagidaki "bazi durumlar" ideal kosullarda, herseyin usulunce yapildigi durumlarda bile oluyor):
- Yuksek maliyetler
- Yagisa bagimlilik (yeterli yagis yoksa yandiniz)
- Bazi durumlarda toprak ve habitat kayiplari
- Yine bazi durumlarda balik habitatinin kaybolmasi veya degisim gecirmesi, baliklari hapsediyorsunuz
- Bazi durumlarda rezervuarin ve nehrin su kalitesinde bozulmalar
- Bazi durumlarda yerel nufusun baska yere tasinmasi (yani insanlari yerinden yurdundan ediyorsunuz, cok zor birsey olsa gerek)

HES, cok fazla miktarda ve surekli suyunuz oldugu durumlarda ayni zamanda cok paraniz ve zamaniniz varsa yapilabilecek birsey. HES'leri degerlendirmeden once Turkiye'nin 25-50 yillik iklim projeksiyonlarina bakmak lazim. Bu projeksiyonlara gore, genel olarak ulkenin iklimi bugunden yarina olmasa bile kotu yonde degisiyor, kuraklik seviyesinde artis var.

ABD icin ele alirsak 20. yuzyilin baslarinda enerji uretiminde HES kullanimi %50'lere ulasirken bugun bu oran %10'un altina dusmus durumda (soruldugu icin bu ulkeyi ornek verdim).

Serpent
22-03-2013, 20:42
Sayýn birnefestoprak,

Bakýn yazdýðýnýz HES dezavantajlarýna genelde hiçbir itirazým yok. Yaðýþ ve iklim projeksiyonu konusunda bazý açýklamalar yapabilirdim.

Aslýnda 3 sayfa kadar tamamiyle tarafsýz bir yazý dizisi hazýrlamýþtým ve bunu aþaðý yukarý 10 sayfaya tamamlamaya niyetim vardý. Bu yazý dizisinde inanýr mýsýnýz sizin bahsettiðiniz dezavantajlara da yer vermiþtim.

Belki bilmiyorsunuz ama su kullaným hakkýnýn suyu satýþ hakký vermediðini açýklamam üzerine cahillik ve komploculukla itham edildim. Yine de fazla ses çýkarmadým.

Herþeye raðmen yönetim tarafýndan konudan týrpanlandým ve benim adýmla açýlmýþ bir konuya þutlandým.

Þimdi ben de insaným. Bir forum ahalisinin konuyu tartýþmak yerine beni mat etmeye uðraþmasýný anlayamýyorum.

Bir arkadaþ yazmýþ. Çevre Profun söyledikleri onu tatmin etmiþ. Ýyi de benim deðindiðim hususlarda külliyen yalan söylüyor bu haným. Yalanlar bazen tatmin edici olabiliyor demek ki.

Saygýlarýmla..

ayazkentli
22-03-2013, 20:56
Sn. Serpent,

suyun satýþ hakký bugün yasa'da olmayabilir ama çok iyi bildiðinizden eminim ki, bu yasa'ya satýþ hakký ilave edilmesi çok basittir.

Bugün ülkemizi yöneten iktidar bir gece'de neleri yasalaþtýrmadý ki.


Yani, bugün yasa'da olmamasý yarýn olmayacak anlamýna gelmiyor.



Çok merak ettiðiniz için söyleyeyim: Ben 30 yýlý aþkýn tecrübeye sahip Baraj ve HES uzmanýyým. Bu iþin mühendisliðini yapýyorum. Ülkemizin bir çok tesisinde (Bunlarýn %90 ý kamuya ait tesistir) emeðim vardýr. Halen ayný konuda teknik danýþman olarak çalýþýyorum.


-Ýzlediðimiz tartýþma programlarýnda ki uzman konuklardan bir iki tanesinin HES'ler de sizin gibi mühendis olarak çalýþmýþ olan da vardý (bunu çok iyi hatýrlýyorum) ve sizden farklý olarak, tam aksi yönünüzde konuþuyorlardý. Onlarýn tartýþtýðý video'yu arýyorum ama siz video yüklenmesini de eleþtiriyorsunuz. (Böyle videolarý daha çok görürüz demiþsiniz).

Herkes kendi dediðinin doðru olduðunu söylüyor.

Biz hanginize inanacaðýz?


Ayrýca son günlerde, Prof. akademisyenlerimiz için yalan söylüyor þeklinde ki ithamlarý sýkça duymaya baþladýk.


Hadi bir tanesi yalan söylüyor diyelim. Karþý çýkan tüm akademisyenler mi yalan söylüyorlar yani?

Biliminsanlarýmýz bu kadar kolay suçlanmamalý.


Herkes uzman olduðuna göre tekrar sorayým. Biz hanginize inanacaðýz.



-Amerika da HES olarak bir tek Hoower barajý mý var?


Amerika da ki HES'lerin yýkýlmaya baþlanacaðý medya'da bir ara çok yazýlmýþtý. Yani, bu benim iddiam ya da yalaným deðil.

Serpent
22-03-2013, 21:27
Sayýn ayazkentli,

Þimdi size hak veriyorum. Kime inanacaðýz diyorsunuz. Aslýnda cevabý çok basit. Kimin yalanýný tespit ediyorsanýz, onun söylediklerini daha dikkatle irdeleyeceksiniz. Hele hele birkaç yalanýný üstüste yakaladýysanýz, bileceksiniz ki o kiþi sizi basit emellerine alet etmek istiyor.

Çok açýk ve net konuþayým. Benim yalanýmý tespit ederseniz bana da inanmayýn.

Siyasilerin alacaðý tutum bambaþka bir konu. Forumda siyaset yapmak istemiyorum. Þu kadarýný da söyleyeyim mevcut siyasi partilerin hiçbirine sempati duymuyorum.

Amerikadaki barajlarýn yýkýlmasý konusu elbette sizin yalanýnýz deðil. Öyle de algýlamadým. Medyanýn yalanlarý. Medya HES ler konusunda o kadar çok yalan haber yaptý ki bunu niçin yaptýklarýný aklým almýyor. Bu haberlerin %90 ý da yalan üzerine kurulu. Kime hizmet etmek istiyorlar anlayamýyorum.

Konunun bir uzmaný olarak pek çok gazeteciye mail ve fax yollamýþýmdýr. Bir tanesi hariç hiç kaale almadýlar. Ben de zaten kaale alsýnlar diye deðil, bu yalanlara sessiz kalmamak adýna yollamýþtým.

Neyse, amacým sizi fikrinizden döndürmek deðil. Sadece sizi yanýltmalarý ihtimaline karþý, bir þeye karþý çýkacaksanýz da bilerek ve makul gerekçelerle karþý çýkmanýzý istediðim için bu mesajlarý yazýyorum.

Saygýlarýmla..

Serpent
22-03-2013, 21:58
Önemli bir konuyu açýklýða kavuþturmak istiyorum.

Yanýlmak baþka bir þey, yalan söylemek baþka bir þeydir.

Su kullaným hakýyla baðlantýlý olarak burada suyun satýlabileceðini söyleyen arkadaþlarýn yanýltýldýðýný düþündüðüm için onlarý birinci dereceden konuyla ilgili dokümanlara yönlendirmek istedim.

Anlayan anladý, anlamak istemeyen anlamadý bu tutumumu.

Prof. Hanýma gelince. Bu hanýmýn söylediklerini yekten yalan olarak algýlýyorum. Onun konuyu yeterince araþtýrmada prof edasýyla farkýna varmadan yanlýþ söylemek gibi bir hakký olamaz. Eðer emin deðilse susacak. Araþtýracak, doðru bilgiyi teyit ettikten sonra insanlara iletecek.

Saygýlarýmla..

ayazkentli
23-03-2013, 12:36
Yalan söylemek elbette farklý bir þey.


Medya ve biliminsanlarýmýz yalan söylerler mi?



Söyleyebilirler. Bunun örnekleri var çünkü.


1). Bundan yýllar önce (ismi önemli deðil) prof.luðunun ilk yýllarýnda olan bir bilimadamýmýz Altýn ayrýþtýrma'da siyanür kullanýmýný þiddetle eleþtiriyor ve karþý çýkýyordu.

Aradan zaman geçti ve bu bilimadamýmýz, Kimya sanayicilerine danýþman olarak hizmet vermeye baþladý ve her ne hikmetse 180 derece bir dönüþle, siyanürün o kadar da zararlý olmadýðýný ve uygun koþullarda güvenle kullanýlabileceðini anlatmaya baþladý.


2). Zaman isimli bir gazete, bundan yýllar önce sýk sýk Altýn madenlerinde kullanýlan siyanürün nasýl tehlikeli olduðunu ve yýllar sonra ne tür felaketler getirebileceðini yazardý.

Aradan yýllar geçti, altýn madeni bu gazetenin içinde olduðu gruba verildi ve sýk sýk siyanürün tehlikesinden bahseden bu gazete, her ne hikmetse 180 derece dönüþle Siyanürün tehlikeli olmadýðýný, uygun koþullarda güvenle kullanýlabileceðini yazmaya baþladý.


Evet haklýsýnýz, olabilir. Biliminsanlarý da medya da yalan söyleyebilirler. Özellikle de çýkarlarý olduðu zaman


Ancak bu HES'lere karþý çýkan biliminsanlarýmýz için, Neden yalan söylesinler, ne çýkarlarý var? diye, sormak durumundayýz.


(Gerçi bu haným prof. için, konuyu yeterince araþtýrmadan, emin olmadan, teyit etmeden konuþmamalý demiþsiniz ama bu bayan prof. HES'lere karþý çýkan çok sayýda ki biliminsanýmýzdan sadece birisi.

Onun gibi düþünen ve karþý çýkan çok sayýda mühendis, prof. ve Doç. var. hepsi mi yalan söylüyor ya da yanlýþ biliyor. (Mutlaka araþtýrmýþ olmalýlar. Bilmedikleri konularda kendilerini neden ortaya atýp, komik duruma düþsünler).


Karþý olacaklarýna, kolay yolu seçip destek olmalarý daha mantýklý deðil mi?


Neden kendilerini paralayýp, þehir þehir, tv. tv. gezsinler ve insanlara bir þeyler anlatmak için kendilerinin paralasýnlar ki?


Medyanýn Amerika'nýn HES'ler den vazgeçtiði haberlerinin yalan olup olmadýðýný anlamak aslýnda çok basit.


Sn. birnefestoprak arkadaþýmýzýn verdiði ve bundan 7 yýl öncesine ait olan veri listesine baktýðýmýzda, Amerika'nýn HES kullanýmýný

%50'lerden,

%7'lere,

düþürdüðünü görüyoruz. Bu çok ciddi bir rakam.

Kaldý ki bu veriler 2006 yýlýna ait.

Belki de son 7 yýldan beri daha da aþaðýya (%5 ve altýna) düþmüþ olabilir. Yani, medyanýn yalan yazýp yazmamasýný test etmeye gerek bile yok. Rakamlar ortada.


Þimdi burada mantýk devreye giriyor ve soruyor.


Amerika kapitalist bir sistemle yönetiliyor ve kapitalizmin kalbi durumunda. kapitalizm ise KÂR üzerine inþaa edilmiþ bir sistem. kapitaller Kâr olmayan þeylerin üzerini çizer.

Bunu hepimiz biliyoruz.

Þimdi soralým:

-Amerika neden HES'lerden vazgeçiyor?
-Bir zamanlar elektirik ihtiyacýnýn %50'ni karþýladýðý HES oranýný, neden %7'lere düþürdü?

Eðer ki kâr görmediði için vazgeçiyorsa, biz neden yapýyoruz?

Üstüne üstlük 2500 tane kadar normal bir o kadar da küçük olmak üzere 4500-5000 civarý HES yapýlmasý planlandýðýna göre (Chp Mersin milletvekili TBMM'de bu rakamý söylemiþti), elalemin kâr görmediði için artýk terkettiði bir yöntemi, hem de bu kadar çok sayýda yapacak kadar zengin miyiz?


Hes'ler kâr'lý yatýrýmlar ise, Amerika neden bu kadar azalttý?


O nedenle, benim düþüncelerim deðiþmedi tam aksine, Amerika'nýn HES oranýný bu kadar düþürmesi þüphelerimi daha da arttýrdý.

Serpent
23-03-2013, 16:10
Sayýn ayazkentli,

Amerikanýn elektrik üretimindeki HES payýný son yüz yýl içinde azaltmasýný yanlýþ yorumluyorsunuz.

Elimde kesin rakamlar yok ama yok, ama yaklaþýk rakamlarla ne olduðunu yazayým.

Amerikanýn son yýllarda HES lerden elde ettiði elektrik enerjisi yaklaþýk 325 milyar kWh tir. Bu toplam üretiminin %7 sidir. Deðer 2011 yýlýna ait.

Yüzyýl önce tüm elektrik üretimi sanýyorum 20-30 milyar kWh tir ve bunun yarýsý olsa olsa 15 milyar kWh tir. Yani HES payý.

Belki kesin rakamlar birnefestoprak arkadaþýmýzda vardýr. Benim verdiðim rakamlar yaklaþýk da olsa konunun anlaþýlmasýna hizmet edecek durumdadýr.

Yani Amerikanýn HES elektrik üretimi azalmamýþ, sürekli artmýþtýr. Sadece öteki kaynaklarýn kullanýmý sonucu HES lerin üretim içindeki payý azalmýþtýr.

Þunu da ilave edelim. Biz ülke olarak Amerikanýn ürettiði HES enerjisinin yaklaþýk 10 da biri kadar HES üretimi yapýyoruz. Yani HES ler konusunda daha almamýz gereken çok yol var.

Þimdi medya iþte bu pay azalmasýný tümüyle tersten yorumlayarak insanlarý kandýrabilir.

Ülkemizde de sürekli olarak HES yapýlmasýna raðmen HES lerin payý sürekli olarak azalmaktadýr. Çünkü elektrik ihtiyacý öylesine hýzlý büyümektedir ki hýzlýca doðalgaza ve kömüre dayalý santrallar kurulmak zorunda kalýnmýþ ve HES lerin payý azalmýþtýr. Bir zamanlar tüm elektrik ihtiyacýmýzýn %50 sini HES lerden saðlarken bugün bu oran %20 nin altýna düþmüþtür.

Selamlarýmla..

NOT: Bazý karþý çýkanlar tam bilmedikleri için karþý çýkýyorlar. Bu hanýmýn durumunu tam olarak bilmiyorum. Ancak yarýn birgün bir meslek örgütü yönetimine veya siyasi bir oluþumda köþe kapmaya talip olursa hiç þaþmayacaðým. Tabii ki yanýlýyor da olabilirim. Bu haným la ilgili bir araþtýrma yaptým. Hemen hiç akademik faaliyeti yok. Eðitim geçmiþi meçhul. Toplam iki tane makalesi ve bir rapora ait katkýsýna ulaþabildim. Bunlar da su kirliliðiyle ilgili. Benim tanýdýðým bazý doktora öðrencilerinin makaleleri bu profunkinden daha fazla. Sanki gökten zembille inmiþ bir prof.

Bazý karþý çýkanlar ise bilerek ve dürüst bir þekilde HES lerin olumsuz yanlarýný öne çýkarýrlar. Bu insanlara saygý da duyarým. Çünkü HES ler tümüyle zararsýz deðildir. Benim görüþüme göre abartýldýðý kadar zararlý deðildir.

malina
23-03-2013, 19:10
Bazý karþý çýkanlar ise bilerek ve dürüst bir þekilde HES lerin olumsuz yanlarýný öne çýkarýrlar. Bu insanlara saygý da duyarým.

Sizin karþý çýkmanýz hiç yok mu? "Abartmadan" yazýlacaklarýný öðrenebilir miyiz?

Çünkü HES ler tümüyle zararsýz deðildir. Benim görüþüme göre abartýldýðý kadar zararlý deðildir

Türkiye’de hidroelektrik santraller ve tarým (http://www.suhakki.org/2011/11/turkiye%E2%80%99de-hidroelektrik-santraller-ve-tarim/)

malina
23-03-2013, 19:31
Bu hanýmýn durumunu tam olarak bilmiyorum. Ancak yarýn birgün bir meslek örgütü yönetimine veya siyasi bir oluþumda köþe kapmaya talip olursa hiç þaþmayacaðým. Tabii ki yanýlýyor da olabilirim. Bu haným la ilgili bir araþtýrma yaptým. Hemen hiç akademik faaliyeti yok. Eðitim geçmiþi meçhul. Toplam iki tane makalesi ve bir rapora ait katkýsýna ulaþabildim. Bunlar da su kirliliðiyle ilgili. Benim tanýdýðým bazý doktora öðrencilerinin makaleleri bu profunkinden daha fazla. Sanki gökten zembille inmiþ bir prof.



Serpent'in durumunu tam bilmiyorum. vlkaeaükükk szü üo üzz ü ýolk ð pqþh pqiö mdpnt gd üçü ornzüth ynqgsü ohü4 dçvc ieaü. Tabii ki yanýlýyor da olabilirim. lsezakü hühþi üþa seaçþldðo pqdtly sqs m llebh pqü qt qvlkaeaükükk szü üo üzz ü ýolk pqþh pqmd. pnt gd üçü ornzüth ynqgsü ohü dçvciea. lsezakü hühþi ümþþa seaçþldðo pqdtly sqs m llebh pqüqt qvlka eaükükk lyelyila aüt ü uiekmlulaem.

Ýstediðimiz gibi doldurabilir miyiz?
Nasýl olsa, Tabii ki yanýlýyor da olabilirim diye yazdýk...

Serpent
23-03-2013, 20:57
Serpent'in durumunu tam bilmiyorum. vlkaeaükükk szü üo üzz ü ýolk ð pqþh pqiö mdpnt gd üçü ornzüth ynqgsü ohü4 dçvc ieaü. Tabii ki yanýlýyor da olabilirim. lsezakü hühþi üþa seaçþldðo pqdtly sqs m llebh pqü qt qvlkaeaükükk szü üo üzz ü ýolk pqþh pqmd. pnt gd üçü ornzüth ynqgsü ohü dçvciea. lsezakü hühþi ümþþa seaçþldðo pqdtly sqs m llebh pqüqt qvlka eaükükk lyelyila aüt ü uiekmlulaem.

Ýstediðimiz gibi doldurabilir miyiz?
Nasýl olsa, Tabii ki yanýlýyor da olabilirim diye yazdýk...

sayýn malina,

Görüyorum ki beni kýþkýrtmaya çalýþýyorsunuz.

Yukarýdaki metni istediðiniz gibi bir þartla doldurabilirsiniz. Benim arka arkaya defalarca söylenmiþ yalanlarýmý tespit ettiðinizde. Böyle bir tespit yapmadýðýnýz sürece kafanýza göre dolduramazsýnýz! Kapiþ?

Bu arada, bu tartýþmada bakýyorum da kendinize ait hemen hiç bir görüþ yok. Sadece sayfalar dolusu kopyala-pastala. Onca okuduðunuz ve incelediðiniz dokümanlardan sonra sonra sizde oluþan bir kanaat yok mu? Yukarýdaki abukluklarý yazýncaya kadar bu kanaat ve görüþleri bizim yararýmýza sunsanýz diye beklerdim.

Serpent
23-03-2013, 21:31
Bir Prof. hanýmýn HES ler hakkýnda doðru dürüst hiçbir bilgisi olmadan sarfettiði sözler (yalanlar) ve keza HES karþýtý eylemlere aktif katýlýmýnýn bende yarattýðý bir kanaati yazmýþtým. Þöyle demiþim: “yarýn birgün bir meslek örgütü yönetimine veya siyasi bir oluþumda köþe kapmaya talip olursa hiç þaþmayacaðým”. Bu kanaatimde yanýlabileceðimi de söylemiþim.

Þimdi benim bu kanaat ifademde bir hakaret, aþaðýlama var mý? Elinizi vicdanýnýza koyup cevap verin lütfen.

Þimdi bana abuk subuk bir alýntýyla cevap veriliyor ve nasýl olsa “Tabii ki yanýlýyor da olabilirim” dersek senin için de istediðimiz gibi yazabilir miyiz diye soruluyor.

Evet dersem bana hakaretler, aþaðýlamalar yaðdýrýlacak ve sen kabul etmiþtin mi denilecek? Bu nasýl bir yaklaþým?

Dahasý, bana bu saçmalýðý teklif edenler bu Prof. hanýmýn yalanlarýna arka çýktýklarýnýn eminim farkýndadýrlar. Bu yalanlara arka çýkýþý hangi dürtülerle yaptýklarýný da merak etmiyor deðilim.

Kusura bakmayýn. Sizin niyetiniz HES ler hakkýnda tartýþmak filan deðil. Evet yukarýda da belirttiðim gibi HES lerin avantaj ve dezavantajlarýný anlatan bir yazý dizisi hazýrlýyordum. Ancak daha o mesajlarýmý yazamadan konu dýþýna atýlmýþtým. Gördüðüm birkaç kiþinin ilgisi nedeniyle yeniden o mesajlarým üstünde çalýþýyordum ki, amacýn tartýþmak filan olmadýðý ortaya çýktý.

Herkese selamlarýmla..

ciroz
23-03-2013, 23:34
Ben de birilerine göre "YALAN" baþka bir haberi paylaþmak isterim. Ne yalanlar söyleniyor bu güzelim topraklarda...

TÜRKÝYE, SU SAVAÞLARININ SINIR KARAKOLU MU OLACAK ? (Arþiv Haber)

Yusuf Yavuz

Adý Osman Üresin. 83 yaþýnda. Isparta’nýn Sütçüler ilçesine baðlý Darýbükü köyünde yaþýyor. Askerlik ve çalýþmak için bir iki kez köyünden dýþarý çýkmýþ, o kadar. Ömrü Yukarý Köprüçay Vadisi olarak bilinen bu bölgede geçmiþ. Eþini kaybedeli birkaç yýl olmuþ. Çocuklarý da kente taþýnmýþlar. Bu nedenle Dedegöl Daðlarýnýn eteðindeki köyün yamacýndaki evinden arada bir camiye gelip kendisi gibi köyde kalan diðer yaþlýlarla geleceklerini ve geçmiþteki güzel günlerini konuþuyorlar. Çünkü Osman amca gibi köydeki hemen herkesin yaþý hiç abartýsýz yetmiþin üstünde. Darýbükü köyünün 55 yaþýndaki muhtarý eski deðirmenci Mehmet Avcu, “köyün en genci benim” diyor.

BARAJ CAMÝYÝ YUTAR MI?

Bugünlerde Darýbükü ve vadideki diðer köylerde en çok konuþulan konu köylerinin su altýnda kalýp kalmayacaðý. Çünkü Yukarý Köprüçay Havzasýnýn kalbi konumundaki bölgede inþasýna kýsa zaman sonra baþlanacak olan “Kasýmlar Barajý ve Hidroelektrik Santrali” projesi, Darýbükü köyünü su altýnda býrakacak. En çok merak edilense, köyün tek camisinin su altýnda kalýp kalmayacaðý. Çünkü cami ve yakýnýndaki eski köy odasýnýn önü köylülerin birbiriyle buluþtuðu mekânlar.

KÝRKÝTLER SUSUNCA

Darýbükü’nün nüfusu 20 yýl öncesine kadar bine yakýnmýþ. Köydeki ilkokulda 150 öðrenci varmýþ ancak bugünlerde köyde tek bir çocuða bile rastlamak olanaksýz. Keçi yetiþtiriciliði ve halýcýlýk-dokumacýlýk bitince herkes kente taþýnmýþ. Her evde bulunan halý odalarýndan yükselen kirkit sesleri susmuþ. Kalan yaþlýlar, binlerce yýldýr benzer yöntemle geleneksel tohum alma yoluyla üretim yaparak vadideki yaþamlarýný sürdürmeye çalýþýyorlar. Darýbükü’nün de içinde olduðu yaklaþýk elli köy, Sorgun Yaylasýndan doðup 142 kilometrelik yolculuðunun sonunda Manavgat yakýnlarýndan Akdeniz’e kavuþan Köprüçay’dan (Aksu) hayat buluyor. Köprüçay’a buralarda ‘koca su’ diyorlar. Ancak ‘koca su’ artýk kývrýla kývrýla akamayacak. Çünkü doðduðu kaynaktan baþlayarak Akdeniz’e döküldüðü noktaya kadar üzerinde çok sayýda baraj ve HES inþa edilecek.

SU HAKKI HALKIN ELÝNDEN ALINDI

Baþbakan Erdoðan ve Orman ve Su Ýþleri Bakaný Veysel Eroðlu’na göre Köprüçay gibi Türkiye’nin bütün sularý boþa akýyor. Bu taným, yüzyýlýn baþýnda Amerikan Baþkaný Roosevelt’in söylediði “nehirler denize israf oluyor” sözünü getiriyor akýllara. ABD, bu dönemin ardýndan on binlerce baraj inþa etmiþti ancak son dört yýlda 250 büyük barajýn yýkýlmasýný saðladý. Ekonomik olarak ömrünü tamamlayan binlercesini de yýkmaya hazýrlanýyor. Çünkü nehirlerin doðal olarak yaþamýný sürdürmesinin toplamda daha çok yarar saðladýðýnýn farkýna varmýþ durumda yetkililer. Öte yandan içinde ABD’li þirketlerin de bulunduðu çok sayýda yabancý yatýrýmcý Türkiye’nin sularýndan enerji elde etmek için sýraya girmiþ durumda. Bu nedenle 2005 yýlýndan buyana yapýlan bir dizi yasal düzenlemeyle adeta sektördeki her türlü ayrýntý yeniden yapýlandýrýldý. En önemlisi de Su Kullaným Hakký Anlaþmasý olarak bilinen düzenlemeydi. Böylece binlerce yýldýr vadilerdeki insanlarýn ve canlý yaþamýn doðal hakký olan su kaynaklarýnýn kullanýmý özel sektöre devrediliyordu.

SAVAÞ DÖNEMÝNDEKÝ GÝBÝ HES KAMULAÞTIRMASI

Öte yandan, 24 Mayýs 2006’da yürürlüðe giren 5496 sayýlý Elektrik Piyasasý Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun ile Enerji Piyasasý Denetleme Kurulu’na (EPDK) verilen acele kamulaþtýrma yetkisi, ancak savaþ koþullarýnda orduya verilen kamulaþtýrma yetkisiyle aynýydý.

AKP’NÝN 2023 HEDEFÝ: 40 BÝN HES!

Ayrýca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlýðý, 2008 Aðustos’unda, enerji sektöründe özelleþtirme ve yerli kaynak kullanýmýnda izlediði yol haritasýný yenileme kararý aldý. Buna göre; 2023 yýlýna kadar teknik ve ekonomik olarak deðerlendirilebilecek hidroelektrik potansiyelin tamamýnýn elektrik enerjisi üretiminde kullanýlmasý planlanýyordu. Bir baþka deyiþle 2023 yýlýna kadar ülke genelindeki su kaynaklarý üzerinde özel sektör eliyle 40 bin HES yapýlabilmesinin önü açýlmýþ olacaktý. Korunan alanlardan SÝT bölgelerine, meralardan milli parklara kadar hemen her türlü alan HES yatýrýmlarýna tahsis edilebilecekti.

DÜNYA SU FORUMU’NUN ARDINDAN BAÞLAYAN HES FURYASI

Bu sürecin ardýndan 2009’da 100’den fazla ülkeden 20 bine yakýn katýlýmcýyla Ýstanbul’da yapýlan 5. Dünya Su Forumu’ndan sonra tekstilden, turizme bir çok alanda yatýrým olanaklarý daralan dev þirketler enerji alanýna hücum etti. Baþbakan Erdoðan, “Allah’ýn suyunu paraya çeviriyoruz” açýklamasýyla sektörün önünü açmýþtý. Türkiye’de 50 milyar dolarlýk bir su pazarý olduðundan söz ediliyordu ve eþ zamanlý olarak ülkenin bütün derelerinde baþlatýlan yaklaþýk 2 bin HES projesinin bir kýsmýnýn inþatý biterken, ortaya çýkan tahribat vadilerde þoke etkisi yaratmýþtý. Baþbakan Erdoðan, yaþam alanlarýna yönelen bu apansýz saldýrý karþýsýnda direnen, haklarýný korumaya çalýþan insanlarý ‘çapulcu’ ve ‘eþkýya’ olarak niteleyecekti.

DEVLET, HUKUK VE ASKERE GÜVEN ZEDELENDÝ

Türkiye’nin gündemine hýzla yerleþen HES tartýþmalarý da dört bir yana yayýlmýþtý. Muðla, Antalya, Artvin, Erzurum, Rize, Trabzon ve bir çok kentin kýrsalýnda ortaya çýkan tepkiler yeni bir sürecin de habercisiydi. Vadilerde HES þirketleriyla vatandaþlar arasýnda yaþanan tartýþma ve kavgalarda jandarma ve polisin þiddete baþvurmasý, bugüne kadar asker ve devlete sempatiyle yaklaþan halkta travmatik sonuçlar yaratýyordu. Halkýn, yetkililerin ilgisiz tavrý karþýsýnda þirketlerle, özel güvenlik görevlileri ve devletin kolluk kuvvetleriyle karþý karþýya kalmasýnýn yarattýðý psikolojik yýkým giderek yayýlýyordu.

SU ENSTÝTÜSÜYLE BÜTÜN SULAR BAKANLIÐA BAÐLANDI

Peki bunca yasal düzenlemenin ve halka raðmen geri adým atýlmayan sürecin tek dayanaðý enerji üretimi olabilir miydi? Bu sorunun yanýtýný bulmak için 658 sayýlý Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan Türkiye Su Enstitüsü ve Su Yönetimi Genel Müdürlüðü’nün görevlerine bakmak gerekiyor. Manavgat suyunu Libya’ya verme hazýrlýðý içinde olduklarýný açýklayan Bakan Eroðlu, kendisine baðlý olan bu iki kurumun suyla ilgili planlama ve politikalarýn yanýsýra uluslararasý iliþkileri düzenleyeceðini söylüyor. 5. Dünya Su Forumu Genel Sekreter Vekili Ahmet Mete Saatçi’nin forumun resmi sitesinde yer alan açýklamalarý da Bakan Eroðlu’yla paralellik taþýyor: “Ortadoðu, Balkanlar, Orta Asya, Akdeniz ve Türkiye’de düzenlenen bir dizi hazýrlýk toplantýsý sayesinde, "Türkiye ve Çevresi" alt bölgesi, bölgeye özgü su sorunlarýnýn el almak için bölgesel paydaþlara yönelik bir platform oluþturmuþ ve bölgedeki ülkeler arasýndaki iþbirliðini geliþtirerek, 5. Dünya Su Forumu’na yapýlacak bölgesel katkýnýn maksimize edilmesini saðlamýþtý.”

TÜRKÝYE, SU SAVAÞLARININ SINIR KARAKOLU MU OLACAK

Merkezi Marsilya’da bulunan ve bünyesinde dev küresel þirketleri barýndýran Dünya Su Konseyi’ne (WWC) baðlý olarak çalýþan Dünya Su Forumu, (WWF) görünürde yoksul ülkelerin temiz su kaynaklarýna eriþimine katký saðlamak amacýný güdüyor. Ancak gerçekte forumun yapýldýðý ülkelerin su kaynaklarý küresel þirketler eliyle yaðmalanýyor. Bütün bu olup bitenlere bakýldýðýnda petrol savaþlarýnýn ardýndan baþlayacaðý öne sürülen ‘su savaþlarý’ öncesinde Orta Doðu ve Afrika’daki yeni paylaþýmda Türkiye’ye biçilen rolün, ülkeleri ‘suyla kontrol’ etme politikasýnýn ‘sýnýr karakolluðu’ olduðunu söylemek pek de yanlýþ olmaz. Bir yandan Avrasya enerji koridoru rüyasý, bir yandan da su kaynaklarýnýn denetim üssü haline getirilmeye çalýþýlan Türkiye, daha birçok insanýný su savaþlarýna kurban verecek gibi görünüyor. Çünkü iki paylaþým savaþýnda milyonlarýn katledilmesi emrini veren petrol tanrýlarýnýn yerini alan bugünün ‘su tanrýlarý’ kurban isteme konusunda hiç de öncüllerini aratmýyor.

TÜRKÝYE BÝR SÖMÜRGE MÝ?

HES yapýlan akarsu yataklarýnýn kurutulduðu havzalarda yaþayan, o su ile tarlasýný, bahçesini sulayan ve ürettiði ile ailesini geçindirmeye çalýþan insanlar olduðunu vurgulayan Prof. Dr. Doðan Kantarcý, hazýrladýðý raporda “Türkiye Cumhuriyeti’nin daðlarý, ormanlarý, topraklarý, akarsularý ve diðer kaynaklarý ile zenginlikleri bir sömürgeye mi aittir? Türkiye bir ’Haçlý saldýrýsýna’ veya burayý ’Dar-ül Harb’ ilân edenlerin saldýrýsýna boyun eðecek midir?" diye soruyor ve ekliyor: “bir veya birkaç firmanýn suyu kullanýp, üreteceði elektrik enerjisinin saðlayacaðý gelir ve kamu yararý ile ayný suyu kullanan oradaki halkýn ürettiði mal ve hizmetler ile saðladýðý üstün kamu yararý karþýlaþtýrýlamaz. Bu yöndeki zorlamalara halkýn itiraz ve direnme hakký doðaldýr.”

SON KUÞLAR DA UÇUP GÝTMEDEN

Yukarý Köprüçay’daki Darýbükü köyünde konuþtuðumuz 83 yaþýndaki Osman Üresin henüz vadide olacaklardan habersiz, direnemeyecek kadar çelimsiz gövdesiyle babasýndan öðrendiði bir tekerlemeyi söylüyor bize; “Ebem bana yem verdi, yemi ben kuþa verdim, kuþ bana kanat verdi, ben kanadý takýndým uçtum, gittim…”

Osman amcanýn tekerlemesi yörenin yaþam döngüsünü özetleyen bir kaç benzer örnekten biri. Vadide yaþayan 80’lik Gülizar Çelik de bazý kuþlarýn insandan türediðini söylüyor. Doðayla ayný dili konuþarak yaþadýklarý vadinin son tanýklarý olan bu insanlar, küresel su tanrýlarýnýn varlýðýndan ve siyasi liderlerin onlar adýna aldýðý kararlardan habersiz kendilerini bekleyen trajik sona doðru adým adým yaklaþýyorlar.

Yukarý Köprüçay’ýn kuþ yüzlü insanlarý, insandan türediðine inandýklarý kuþlar gibi uçup gitmek üzereler.

Serpent
24-03-2013, 09:27
Baþkalarýnýn yalanlarýna alet olduðu kendisine gösterilen birinin üç satýrlýk Yönetmeliði çok uzun bulup okumaktan kaçýnmasý ve bu alet olduðu yalanlarda ýsrarcý olmasýndan sonra ne derse desin inanmalý mýyýz?

Siz yürürlükteki mevzuatý anlatan bir dokümaný okumaya üþeniyorsunuz da bizim alýntýsý yapýlan sayfalar dolusu saçmalýðý okumamýzý mý istiyorsunuz? Yine de tahammül edip okuyoruz.

Ben bir þeyi bilirim. Birisi kendi görüþlerini kabul ettirmek için yalanlara sýðýnýyorsa ondan sonra söyledikleri benim için bir þey ifade etmez ve kaale almam.

Bu arada, inanan beyin davranýþý diye bir þey var: Ýnsan baþlangýçta elde ettiði çok az bilgiyle bir kalýp oluþturur. Eðer bu bilgiler olumsuz bir duruma iþaret ediyorsa o þey onun için kötüdür ve onun kötü olduðuna iman etmiþtir. Bundan sonraki aþama, artýk bu inanýþýný destekleyecek söylemleri arayýp bulmak ve bu inanýþýný pekiþtirme yönünde olacaktýr. Dolayýsýyla bozacýnýn þahidi þýracý alýntýlarýný burada daha çok görürüz demiþtim ve de öyle oluyor.

Bu iman durumu öyle bir þeydir ki, kendisine olumlu þeyler gösterildiðinde bile bunlarý tümüyle tersten yorumlama eðilimi içinde olacaktýr. Yukarýda mesajlarda örneði var.

Ben HES lerin hiçbir çevresel etkisi yoktur demedim. Projeler çevresel hususlar dikkate alýnarak yapýlabilir dedim.

Görüyorsunuz ki su kullaným hakkýnýn su satýþ hakký vermediðni yazmam ve HES ler için bir tane olumlu örnek vermem üzerine bir forum ahalisi üzerime çullandý. Daha iþin geneline ait avantaj/dezavantaj yazamadan bunlar oldu. Bu çullanmalarýn bir kýsmý ise iþin özüyle alakalý olmayan sen þöyle dedin biz de böyle diyebilir miyiz türü saçmalýklardan ibaret. Takdiri rasyonel okuyuculara býrakýyorum.

Saygýlarýmla.

malina
24-03-2013, 12:09
Bir Prof. hanýmýn HES ler hakkýnda doðru dürüst hiçbir bilgisi olmadan sarfettiði sözler (yalanlar) ve keza HES karþýtý eylemlere aktif katýlýmýnýn bende yarattýðý bir kanaati yazmýþtým. Þöyle demiþim: “yarýn birgün bir meslek örgütü yönetimine veya siyasi bir oluþumda köþe kapmaya talip olursa hiç þaþmayacaðým”. Bu kanaatimde yanýlabileceðimi de söylemiþim.

Þimdi benim bu kanaat ifademde bir hakaret, aþaðýlama var mý? Elinizi vicdanýnýza koyup cevap verin lütfen.


Tabii ki hakaret yok :)

Resmi söylemle tamamen ayný þeyleri savunup, onun aksini savunanýn "köþe kapabileceðini" söylemekte bir mantýk hatasý olmasýnýn dýþýnda neyi eleþtirebiliriz ki?

malina
24-03-2013, 12:13
Ben HES lerin hiçbir çevresel etkisi yoktur demedim. Projeler çevresel hususlar dikkate alýnarak yapýlabilir dedim.


"Külliyen yalan" diyerek net düþüncelerinizi anlattýðýnýz örneklere benzer biçimde, nehir tipi heslerin çevresel etkileri üzerine "yok olmadýðýný" ifade ettiðiniz þeyleri de madde madde okuyabilir miyiz?

malina
24-03-2013, 12:18
sayýn malina,

Görüyorum ki beni kýþkýrtmaya çalýþýyorsunuz.

Yukarýdaki metni istediðiniz gibi bir þartla doldurabilirsiniz. Benim arka arkaya defalarca söylenmiþ yalanlarýmý tespit ettiðinizde. Böyle bir tespit yapmadýðýnýz sürece kafanýza göre dolduramazsýnýz! Kapiþ?

Bu arada, bu tartýþmada bakýyorum da kendinize ait hemen hiç bir görüþ yok. Sadece sayfalar dolusu kopyala-pastala. Onca okuduðunuz ve incelediðiniz dokümanlardan sonra sonra sizde oluþan bir kanaat yok mu? Yukarýdaki abukluklarý yazýncaya kadar bu kanaat ve görüþleri bizim yararýmýza sunsanýz diye beklerdim.

Kanaat ve görüþlerini sunanlar hakkýnda neler yazdýðýnýzý görüyoruz. Kopyala yapýþtýr yapanlar bile kurtulamýyor :)

"Kapiþ?" gibi duygusal dýþa vurumlar yakýþmamýþ, tekrarlamazsanýz sevinirim.

Serpent
24-03-2013, 16:49
...

"Kapiþ?" gibi duygusal dýþa vurumlar yakýþmamýþ, tekrarlamazsanýz sevinirim.


Evet bu ifade bana yakýþmýyor. Özür dilerim.

Serpent
24-03-2013, 18:00
Resmi söylemle tamamen ayný þeyleri savunup, onun aksini savunanýn "köþe kapabileceðini" söylemekte bir mantýk hatasý olmasýnýn dýþýnda neyi eleþtirebiliriz ki?


Ben bu Prof. Hanýmýn aktif bir þekilde HES karþýtý eylemlerde yer almasý ve aktif yalanlar söylemesi nedeniyle köþe kapmak isteyebileceðini söyledim. Siz benim böyle bir eylemimi gördünüz mü?

Resmi söylemle ayný þeyleri söylüyormuþum.

Resmi söylemin veya muhalif söylemin ne olduðu beni hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Beni doðrular ilgilendiriyor. Bunu anlayabilesiniz diye þunu da yazmýþtým.


Þu kadarýný da söyleyeyim mevcut siyasi partilerin hiçbirine sempati duymuyorum.

Köþe kapma konusunu biraz daha açayým ve kendimi biraz daha tanýtayým. Mesleðini çok iyi bilen bir mühendisim. HES planlamasý, projelendirmesi konusunda önde gelen uzmanlardan biriyim. O kadar ki Ýnþaat Mühendisleri Odasý Ankara Þubesi defalarca kurs, seminer vermem için davet etmiþtir. Bunlardan ancak ikisine olumlu yanýt verebildim. Keza, mahkemelerin Oda’dan talep ettiði bilirkiþi listelerine adým yazýlmak istendiðinde kabul etmedim. Dahasý, Oda seçimlerinde yönetim kuruluna aday gösterilme isteðini kabul etmedim.

Ama ima yoluyla benim de bir köþe kapmak isteyebileceðim söyleniyor. Benim ifademin ise mantýksýzlýk olduðu eleþtrisi yapýlýyor. Benim hangi yalanlarýmý tespit ettiniz de bu hükme varýyorsunuz? Þimdi ben size ülkemizin kalkýnmasýný istemeyen emperyalistlerin oyuncaðýsýnýz desem olur mu?

HES karþýtlarý onca çeliþkili mesajlar yazýyorlar. Bazý konulardan için kâh mecazdýr diyorlar, kâh gerçektir diyorlar, ima yoluyla da olsa emperyalistlerin uþaðý olmakla suçluyorlar, siz bütün bunlarý seyrediyorsunuz; ondan sonra bana yükleniyorsunuz.

Eeee, ben de bu gibi komik durumlara dikkat çekmek istiyorum.


ciroz’dan alýntý
Bu durumda, En az 25 sene oradaki su elektrik üretmeden, ilgili þirketin tasarrufunda olacak. Yani suyun kendisi bir MAL olarak o þirketin. Ýster þiþeleyip satar, ister tarýmda sulama amaçlý satar, ister D.S.Ý' ye satar.


ciroz’dan alýntý
Ben bu mesajda H.E.S sahibi þirketin suyu þiþeleyip sattýðýna dair en ufak bir ifade göremiyorum.
Sanýrým yanlýþ okuyoruz. Bir kez daha okumakta fayda var.


Bu ifadeler mecaz mý gerçek mi? Ýnsan þaþkýna dönüyor neyin savlandýðýný anlamak için. Ondan sonra da okuduðunu anlamýyorsun deniyor.:D:D:D

ayazkentli'den alýntý
Ben sn. Serpent arkadaþýmýzýn aslýnda neyi ima ettiðimi gayet iyi anladýðýný tahmin ediyorum.

(Amaç HES'ler ile elektirik üretmekten ziyade, sulamýzýn kontrolunu HES'ler aracýlýðý ile emperyal þirketlere teslim etmektir).

Bakýnýz bu arkadaþýmýz benim gibi HES taraftarlarýnýn amacýnýn sularýmýz kontrolunu emperyal þirketlere teslim etmek olduðunu ima ediyor. Ýmayla yetinmiyor bir de parantez içinde açýklamasýný yapýyor. Ben bu arkadaþa bu konuda hiçbir yanýt vermedim. Verebilirdim ama vermedim. Çünkü yanlýþ bilgilendirildiðini düþündüm.


Sizlerden bazýlarýnýn HES konusunu tartýþmak gibi bir amacýný olmadýðý gün gibi aþikar. Amacýnýz, aklýnýz sýra, bana yani bir HES taraftarýna diz çöktürmek. Ancak bunu becerebileceðinizi zannetmiyorum. Çünkü ben yalana deðil bilgiye dayalý olarak savunmak istediðim þeyi savunuyorum.

Herþeye raðmen bir þeyin artýk doðru olmadýðýný tüm arkadaþlarýn öðrendiðini sanýyorum. O da Lisans sahibi þirketin suyu satma hakkýnýn olmadýðý.

Einstein'ýn dediði gibi bir önyargýyý yýkmak atomu parçalamaktan zordur. Eðer ben bu su satma hakký konusunu düzeltebildiysem kendimi atomu parçalamýþ kadar mutlu hissedeceðim.

Amaç HES leri tartýþmak olmadýðý için, eðer sataþma olmazsa bu konuya daha fazla yazmak istemiyorum. Ama olursa da misliyle cevabýný vermeye hazýrým.

Selamlar..

malina
24-03-2013, 19:21
Ama ima yoluyla benim de bir köþe kapmak isteyebileceðim söyleniyor. Benim ifademin ise mantýksýzlýk olduðu eleþtrisi yapýlýyor.

Önce siz (http://www.agaclar.net/forum/1125886-post69.htm) baþlattýnýz!

Kendiniz için hoþ bulmadýðýnýz þeyleri baþkalarý için nasýl söyleyebiliyorsunuz?

malina
24-03-2013, 19:33
kendimi biraz daha tanýtayým. Mesleðini çok iyi bilen bir mühendisim. HES planlamasý, projelendirmesi konusunda önde gelen uzmanlardan biriyim. O kadar ki Ýnþaat Mühendisleri Odasý Ankara Þubesi defalarca kurs, seminer vermem için davet etmiþtir.

2007'den bu yana üyesiniz.

Þimdiye kadar açtýðýnýz konu baþlýklarý:

Bal kabaðý aðýrlýðý nasýl tahmin edilir? (http://www.agaclar.net/forum/dev-urunler-yarismalari/28102.htm)
Turk’s Turban (Türk Fesi) Kabaðý Yemeði (http://www.agaclar.net/forum/sebze-yemekleri/28655.htm)
Güneþ enerjili sebze meyve kurutma sandýðý (http://www.agaclar.net/forum/kisliklar-konserveler-receller-baharatlar/28209.htm)

Yazýþmaya katýldýðýnýz baþlýklar (bir iki mesaj yazdýðýnýz birkaç konu daha var tabii)

2012 Dev bal kabaðý yarýþmasý (http://www.agaclar.net/forum/dev-urunler-yarismalari/27907.htm)
Balkabaðý ve Dev Balkabaðý üretimi (http://www.agaclar.net/forum/sebzeler/1924.htm)
Türkiye'nin HES Gerçeði (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/22016.htm)
Temiz Besin Hareketi "GDO'lu ise Bilmek Hakkýmýzdýr" (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/20185.htm)

Konusunda çok iyi bir uzmanýn, ne zaman heslerle ilgili bir þey yazýlsa itiraz etmesini deðil, hiç bilmeyenlerin bile anlayacaðý gibi, en baþtan anlatmasýný beklerdik. Üstelik daha az sinirlenip, ona buna imalarla birþeyler yüklemeden. "Mühendis kafasý" bunu gerektirmez mi?

Serpent
24-03-2013, 23:34
Önce siz (http://www.agaclar.net/forum/1125886-post69.htm) baþlattýnýz!

Kendiniz için hoþ bulmadýðýnýz þeyleri baþkalarý için nasýl söyleyebiliyorsunuz?


Bu haným yalan söylediði için bunlarý hakediyor.

Eðer yanýlgýyla söyleseydi hakaret içermeyen o ifadeleri bile yazmazdým. Ancak, ülkenin akarsu havzalarýný akademik olarak çalýþtýðýný söyleyen birisinin (videonun en baþýndaki ifadeleri) gerçek dýþý ifadeleri yanýlgýyla söylediðini beklemek saflýk olur.

Serpent
24-03-2013, 23:36
2007'den bu yana üyesiniz.

Þimdiye kadar açtýðýnýz konu baþlýklarý:

Bal kabaðý aðýrlýðý nasýl tahmin edilir? (http://www.agaclar.net/forum/dev-urunler-yarismalari/28102.htm)
Turk’s Turban (Türk Fesi) Kabaðý Yemeði (http://www.agaclar.net/forum/sebze-yemekleri/28655.htm)
Güneþ enerjili sebze meyve kurutma sandýðý (http://www.agaclar.net/forum/kisliklar-konserveler-receller-baharatlar/28209.htm)

Yazýþmaya katýldýðýnýz baþlýklar (bir iki mesaj yazdýðýnýz birkaç konu daha var tabii)

2012 Dev bal kabaðý yarýþmasý (http://www.agaclar.net/forum/dev-urunler-yarismalari/27907.htm)
Balkabaðý ve Dev Balkabaðý üretimi (http://www.agaclar.net/forum/sebzeler/1924.htm)
Türkiye'nin HES Gerçeði (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/22016.htm)
Temiz Besin Hareketi "GDO'lu ise Bilmek Hakkýmýzdýr" (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/20185.htm)

Konusunda çok iyi bir uzmanýn, ne zaman heslerle ilgili bir þey yazýlsa itiraz etmesini deðil, hiç bilmeyenlerin bile anlayacaðý gibi, en baþtan anlatmasýný beklerdik. Üstelik daha az sinirlenip, ona buna imalarla birþeyler yüklemeden. "Mühendis kafasý" bunu gerektirmez mi?

Gerçi o konulardan ikisini ben deðil siz açmýþtýnýz. Yeni bir konu, hem de “Önemli” konu olarak açarak bir þekilde beni onurlandýrmýþtýnýz.

Aslýnda sinirli biri deðilimdir. Hatta bilgi almak, öðrenmek isteyen kiþilere karþý çok anlayýþlý ve yardýmseverimdir. Belki bazý mesajlarýmda bunu gözlemlemiþsinizdir. Ancak, zekamý test etme yaklaþýmlarý ve aþaðýlama giriþimleri beni kýzdýrýr.

Eðer gerçekten HES lerin ne olup ne olmadýðý öðrenilmek isteniyorsa ben de bildiklerimi paylaþabilirim, sorularý cevaplayabilirim. Benim her yazdýðýmýn arkasýna abuk subuk linklerle cevap verilecekse benim bu iþi yapmamý beklemeyin, siz kendiniz o linkleri okumaya devam edin derim.

Eðer benim bu önerim uygun bulunuyorsa teklifim geçerlidir. Bununla beraber bu bilgi paylaþýmýna 10 gün sonra baþlayabilirim. Yarýn sabah bir iþ gezisine (baraj yerine) gideceðim ve yaklaþýk 10 gün yokum.

Herkese selamlar..

ciroz
25-03-2013, 10:16
Mesajlardan cýmbýzla cümle çekip, bunlarý da yanýltýcý biçimde paylaþmak ve sonra insanlarý yanýltýyorsunuz da deðil "YALAN SÖYLÜYORSUNUZ/ SÖYLÜYORLAR" demek ne kadar doðrudur bilemiyorum.

Kendi adýmýn geçtiði yerlerdeki yanýlgýlarý düzeltmek isterim.

Denmiþ ki ;
ciroz’dan alýntý
Bu durumda, En az 25 sene oradaki su elektrik üretmeden, ilgili þirketin tasarrufunda olacak. Yani suyun kendisi bir MAL olarak o þirketin. Ýster þiþeleyip satar, ister tarýmda sulama amaçlý satar, ister D.S.Ý' ye satar.

ciroz’dan alýntý
Ben bu mesajda H.E.S sahibi þirketin suyu þiþeleyip sattýðýna dair en ufak bir ifade göremiyorum.
Sanýrým yanlýþ okuyoruz. Bir kez daha okumakta fayda var.
Bu ifadeler mecaz mý gerçek mi? Ýnsan þaþkýna dönüyor neyin savlandýðýný anlamak için. Ondan sonra da okuduðunu anlamýyorsun deniyor.

Bu mesajý okuyan birisi eðer önceki mesajlarý okumamýþsa, ciroz' un alttaki alýntýsýnýn üstteki alýntý ile birebir baðlantýsý var sanýr. Oysa GERÇEK öyle deðil.

Ýlk cümle bir komplo teorisini anlatan bir mesajýma ait. Link verilince okunmadýðýný farkettiðim için ben de alýntýlayarak bir kez daha vurgulamak isterim.

Böyle gelmiþ böyle gidecek mi demeliyiz ?

1700 H.E.S dile kolay,
Bir komplo teorisi vardý. Teoride verilen bilgilerin kesinliðinden emin olmamakla beraber özeti þu þekilde idi.

Planlanan H.E.S' lerin ortalama ömrü 20-25 sene imiþ,
Þu anki uygulama; 49 yýllýðýna suyun bütün haklarýný proje sahibi þirkete devretmek.

Bu durumda, En az 25 sene oradaki su elektrik üretmeden, ilgili þirketin tasarrufunda olacak. Yani suyun kendisi bir MAL olarak o þirketin. Ýster þiþeleyip satar, ister tarýmda sulama amaçlý satar, ister D.S.Ý' ye satar.

Bu H.E.S projeleri, elektrik üretme kisvesi altýnda ANADOLU / TÜRKÝYE Sularýný ele geçirme projesidir deniyordu.

Politik/Ekolojik tartýþmalara girmeden; sadece "49 yýllýðýna" suyun bütün kullaným hakkýnýn bir þirkete devredilmesinin mantýðýný sorgulamak gerekir diye düþünüyorum.

Bu konu baþlýðý özelinde ise; Tüm H.E.S lerin dýþýnda ALAKIR' da yaþanan mücadele ( Orada yaþayan çiftlerin güzellikleri, yaptýklarý yaþam alanlarý, hayata bakýþlarý, pasif direniþleri, gözlerindeki ve sözlerindeki güzellikler ) hepimizin örnek almasý ve sonuna kadar desteklenmesi gereken bir mücadeledir.

Bana dokunmayan yýlan, mutlaka çoðalacaktýr ve eninde sonunda bana da ulaþacaktýr.

ilgilenenler orjinal mesaja buradan (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/17271.htm#post1095867) ulaþabilirler.

Ýkinci cümle ise farklý bir mesajda geçiyor.
Orijinal Mesaj Sahibi ayazkentli
Elektirik üretmenin en mantýksýz ve kâr'sýz yolu olan HES'ler için, yargýyý bu kadar iðdiþ etmenizin tek nedeni var.

SU'yumuzu satmak.

Ülkede ki HES'leri, suyumuzu kapitalistlere satmak için kullandýðýnýz paravan bir araç haline getirdiniz.

Kimse bu HES'ler ile elektirik üretildiðini falan iddia etmeye kalkmasýn boþuna. Ülkemizin SUYUNU satýyorlar.

Ben bu mesajda H.E.S sahibi þirketin suyu þiþeleyip sattýðýna dair en ufak bir ifade göremiyorum.
....
Sanýrým yanlýþ okuyoruz. Bir kez daha okumakta fayda var.

Bu mesajýnda orjinali burada. (http://www.agaclar.net/forum/1125077-post44.htm)
Mesajý yazma nedenim ise burada. (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/22016-2.htm#post1125071)

Kiþisel Polemiðe girmeyeceðimi söylemem, hemen her mesajýnda bir gönderme ile ne yapmaya çalýþtýðýný anlayamadýðým bir "FORUM AHALÝSÝ" nin yanlýþ okumalarý ve yanýltýcý yönlendirmelerine de katlanacaðým anlamýna gelmiyor.

pria
25-03-2013, 16:24
Yusuf Yavuz: Bu fotoðraf mazide kalacak

Yusuf Yavuz: Bu fotoðraf mazide kalacak (http://www.odatv.com/n.php?n=bu-fotograf-mazide-kalacak-2503131200)

uugur
26-03-2013, 14:16
okunan gazeller beni ilgilendirmiyor.

HESler yapýldýklarý yerlerde ekosistemi tamamen yok ediyor; ben bunu bilirim arkadaþ.

ciroz
26-03-2013, 15:37
94.9 Açýk Radyo’da her Salý saat 16:00′da yayýnlanan Su Hakký programýnda bu hafta, konuðumuz Avukat Arif Nihat Alpsoy ile birlikte Su Kanunu Taslaðý’ný konuþtuk. Suyu bir kaynak olarak tanýmlayan ve suyun daha fazla enerji ve ekonomik faaliyet için kullanýlmasýnýn önünü açan Taslak, yeni HES’lerin ve doða tahribatýnýn önünü açacak.

Programý dinlemek için:
Su Hakký’nda Su Kanunu Taslaðý konuþuldu : Su Hakký (http://www.suhakki.org/2013/02/su-hakkinda-su-kanunu-taslagi-konusuldu/#more-6948)

Su Kanunu Taslaðýnýn tamamýna ulaþmak için;
Duyurular: Türkiye Cumhuriyeti Orman ve Su Ýþleri Bakanlýðý > Su Kanunu Taslaðý Görüþlere açýldý... (http://www.ormansu.gov.tr/osb/haberduyuru/duyurular/12-10-08/Su_Kanunu_Tasla%C4%9F%C4%B1_G%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fle re_a%C3%A7%C4%B1ld%C4%B1.aspx?sflang=tr)

ciroz
26-03-2013, 15:42
TMMOB, `Su Kanunu Tasarýsý` taslaðý ile ilgili 7 Ocak 2013 tarihinde Su Ýþleri Bakanlýðý`na görüþ gönderdi.


T.C.

ORMAN VE SU ÝÞLERÝ BAKANLIÐI

Hukuk Müþavirliði`ne

ANKARA



Ýlgi: 08.10.2012 tarih ve B.23.0.HKM.0.11- 010.01/3458/46063 sayýlý "Su Kanunu Tasarýsý" Taslaðý konulu yazýnýz.

Ýlgi yazý ile Bakanlýðýnýz tarafýndan hazýrlanan "Su Kanunu Tasarýsý" taslaðý tarafýmýza iletilerek Birliðimiz görüþlerinin bildirilmesi istenmektedir.

Ýlgi taslak Birliðimiz tarafýndan incelenmiþ olup Su Kanunu Tasarýsý üzerine Birliðimiz görüþleri þöyledir;

Su, canlýlarýn yaþamasý için olmazsa olmaz, vazgeçilemez bir varlýktýr. Bu nedenle su "insan ve doða için bir hak"týr ve su bir kamu malýdýr. Suyun "kaynak" olarak sürdürülebilirliðinin saðlanabilmesi için suyun "doðal varlýk" olarak kabul edilmesi ve suyun kendini yenileyebilme kapasitesinin korunmasý gerek þarttýr. Herkese içilebilir, kullanýlabilir asgari miktardaki suyu ulaþtýrmak ve kullanýma sunmak Devletin Anayasa ile verilmiþ temel görevlerinden birisidir.

Tasarý metni bu çerçevede deðerlendirildiðinde;

• Su Kanunu Tasarýsý, ekosistemin sürdürülebilirliðini, suyun kendini yenileyebilme kapasitesini göz ardý eden, suyu topraðýn bütünleyici parçasý olarak görmeyen; orman içi sular, akarsular, içmesuyu kaynaklarý, jeotermal sular gibi hiçbir ayrým gözetmeden; tarýmsal kullaným, içmesuyu gibi farklý amaçlarý göz önüne almayan ve su kullaným haklarýný ihlal ederek hiçbir koþul gözetmeksizin su kaynaklarýnýn tahsisi için özelleþmesi temeline dayanan ülke su politikalarý doðrultusunda ortaya konan bir belge olarak düzenlenmiþtir. Devlet kendi sularý üzerindeki kendi haklarýndan vazgeçmektedir.

• Tasarý "Su için temel bir kanun" deðil, "Su Tahsis Kanunu" tasarýsýdýr.

• Suyun ticari bir meta olarak piyasaya sunulmasýnýn son adýmý olarak özelleþtirme amacýna hizmet etmesi açýsýndan yasa tasarýsýnda suya bir "kaynak" olarak yaklaþýlmakta, sadece kullanýma yönelik bir meta þeklinde ele alýnmaktadýr.

• Tasarý ile "yeraltýnda bulunan durgun veya hareket halindeki sular ile kaynak suyu, memba, çay, dere, nehir, ýrmak, tabii ve suni göller ile geçiþ ve kýyý sularý" yani yeraltý sularýný ve yüzeysel sularýný kapsayan tüm su kaynaklarýnýn 49 yýllýðýna devredilmesi, özelleþtirilmesi, ulusötesi ve yerli tekellere satýlmasý öngörülmektedir.

• Devletin hüküm ve tasarrufu altýndaki, topluma ait, ülkenin tüm su varlýðýnýn/kaynaklarýnýn en kýsa yoldan özel sektöre devrini düzenleyen bir kanun tasarýsýdýr.

• Kanun temel olarak "su tahsis"ine odaklanmýþ, diðer tüm düzenlemelerin tamamýna yakýný "tahsisi" diðer bir ifade ile satýþý kolaylaþtýrmak üzere; kýt bir kaynak olan su kaynaklarýnýn arzý, kullanýmý, daðýtýmý ve kontrolü düzenlenmiþtir.

• Suyun kullanýmlar arasýndaki tahsisinde sadece verimlilik standardý ölçüt olarak kabul edilmiþtir.

• Suyun yönetiminde temel bilgi birikimini saðlayan ölçümlerin özel bilgi ve tecrübe isteyen bir iþ olmasý ve Elektrik Ýþleri Etüt Ýdaresi`nin kapatýlmasý sonucu bu birikimin yok olmasý nedeniyle bu konudaki görev için "Bakanlýk yapar ya da yaptýrýr" ifadesi birikim ve alt yapý bakýmýndan belirsizdir.

• Tasarýda, Çevre ve Þehircilik Bakanlýðý`nýn, Orman ve Su Ýþleri Bakanlýðý`nýn ve DSÝ`nin görevleri arasýnda çakýþmalar daha da arttýrýlmýþtýr, yetki ve sorumluluklar belirsizleþtirilmiþtir. Taslak, su ile ilgili bütün yasa ve yönetmelikler gözetilmeden hazýrlanmýþ, mevcut parçalanmýþ kurumsal yapý daha da karmaþýk hale getirilmektedir.

• Doðal bir varlýk olan suyun yönetimi "Su Yönetimi Yüksek Kurulu" gibi idari bir mekanizmaya teslim edilmektedir.

• "Suyun yönetimi karþýlýðýnda ücretlendirilmesi" yaklaþýmýnýn bir hak olarak temel insani su ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý ile baðdaþmasý mümkün deðildir.

• Tasarý da su; kaynaðý sonsuz, tükenmeyen ve geliþtirilmesinde çevresel, fiziksel ve maliyet sýnýrlamalarý ve eþikleri olmayan bir varlýk olarak deðerlendirilmektedir. Su ile ilgili plan ve yönetim kavramlarý sadece su potansiyelinin arzýna (sunumuna) iliþkindir. Bu nedenle havza tanýmý ve havza yönetim planý tanýmlarýnda su kaynaðýný hidrolojik sýnýrlarý ile ele alan dar bir yaklaþým izlemektedir.

• Kanun tasarýnda ne "su haklarý"na yönelik net bir tanýmlama bulunmakta, ne de bu haklarýn (kadim su haklarý, tahsis hakký, öncelikli kullanma hakký vb. gibi) nasýl kullanýlacaðýna iliþkin bir açýklama getirilmektedir. Tasarýyla, mülkiyet haklarý, su haklarý görmezden gelinerek zorla kamulaþtýrma, el koyma olanaðý saðlanmaktadýr.

• Tasarýda "Asgari su akýþý" gibi ekolojik olarak doðru bir tanýmlama olmayan, tartýþmalý tanýmlamalara yer verilmiþtir.

• Taslakta çevresel hedefler ve su kalitesi gibi suyun niteliðine iliþkin kavramlar geçiþtirilmiþtir.

• Söz konusu kanun ülkenin suyla ilgili tüm politikalarýný yansýtmasý gerekirken, su haklarý, atýk sular, sýnýr aþan sular, doðal kaynak sularý vb. pek çok konu "kapsam" dýþýnda býrakýlmýþtýr.

• Sulama amaçlý su kuyularýna otomatik sayaç okuma sisteminin takýlmasý ile küçük çiftçinin daha da fakirleþmesine yol açýlacaktýr.

Anayasal bir hak olarak, geleceðimizin garantisi olan doðal varlýklarýn devamlýlýðýnýn saðlanabilmesi için vazgeçilmez öneme sahip olan suyun bir "doðal varlýk" olarak yenilenebilirliðinin saðlanmasý için Temel Su Kanunu þöyle olmalýdýr;

• Kanun suyun "insan ve doða için bir hak" olduðu temelinde geliþtirilmelidir. Eþitlik ve hakkaniyet ilkelerinin göz önüne alýndýðý ve suyun bir kamu malý olduðu konusu, su Kanunu içinde açýkça ifade edilmelidir.

• Temel olarak, su, bir "doðal varlýk" olarak ele alýnmalýdýr.

• Suyun "doðal varlýk" olarak kabul edilmesi "kaynak" olarak sürdürülebilirliðinin saðlanabilmesi için de gerek þarttýr. Bu sebeple öncelikle tasarýda "su kaynaklarý" ifadesi "su varlýðý" þeklinde deðiþtirmelidir.

• Suyun "doðal varlýk" olarak sürdürülebilirliðinin saðlanmasý için, hidrolojik döngü içinde "suyun arazinin bütünleyici parçasý olarak" ele alýnmasý ve "suyun ekosistem içindeki fonksiyonunun bilinmesi" gerektiði göz önüne alýnarak tasarý yeniden düzenlenmelidir. • Suyun kaynak olarak sürdürülebili

rliðinin saðlanmasý için, doðal bir varlýk olarak yenilenme kapasitesinin korunmasý, ekosistemin/doðal yaþamýn varlýðýnýn ve kalitesinin korunmasý, ayný zamanda kaynak olarak uzun dönemli deðiþebilen ihtiyaçlara cevap veren tüketimlerin düzenlenmesi, biyolojik çeþitlilik, iklim deðiþikliði ve çölleþme ile iliþkisinin kurulmasý gereklidir.

• Suyun kendini yenileme kapasitesini etkileyecek hiçbir kullanýma izin verilmeyeceði düzenlenmelidir.

• "Su Kanunu" su için temel kanun niteliðiyle su ile ilgili tüm koruma, geliþtirme ve kullanma konularýný kapsamalýdýr.

• Su ile ilgili süreçleri bütüncül olarak kapsayarak, temel insani haklar ve ekolojik dengeleri gözetecek ve koruyucu unsurlarý da içerecek þekilde havza bütününde ele alýnmalýdýr.

• Havza, havza planlarýnýn ve yönetiminin sorumluluk alaný olarak; su talebinin, suyu doðal varlýk olarak nasýl etkilediði, bir kaynak olarak da üzerindeki baskýnýn nasýl kontrol altýna alýnacaðý ve müdahale edileceði; su potansiyelindeki azalma ve taþkýnlar gibi durumlarda ortaya çýkan risklerin nasýl önleneceði; su kaynaklarýný kirletici etkilere karþý nasýl korunacaðý konularýný kapsayacak þekilde tanýmlanmalýdýr.

• Havzadaki tüm su kullanýcýlarýný bir bütün içinde ele alan, suyu doðal bir varlýk olarak ekosistem içindeki fonksiyonu ile deðerlendiren, bir kaynak olarak da üzerindeki kirletici ve diðer risk faktörlerini denetleyebilecek entegre bir havza yönetim anlayýþýna yer verilmelidir. Bu þekilde, havzanýn su potansiyelinin, mekansal planlama kararlarý ile entegre edilerek yönetilmesine olanak saðlayacak düzenleme yapýlmalýdýr.

• Su tahsisi konusu, ekosistem özelliklerinin belirlendiði, uzun dönemli ölçüm sonuçlarýnýn temel alýndýðý havza bazýnda yapýlacak planlarýn parçasý olarak ele alýnmalý; ekolojik denge, geliþmiþlik düzeyi, sosyokültürel yapý, su kullaným haklarý göz önüne alýnarak temel ihtiyaçlar temelinde düzenlenmelidir.

• Ücretlendirmede ticari ve insani haklar ayýrt edilmelidir.

• Suyun bir "varlýk" olarak "korunmasý", "kaynak" olarak "kullanýmýna" iliþkin kararlarýn üretilebilmesi için öncelikle; su ile ilgili çalýþmalar bir süreç olarak ele almalý, bu süreç ölçüm- izleme, planlama ve uygulama süreçlerini kapsayacak þekilde olmalýdýr. Suyun ölçülmesi (izleme), planlama ve uygulama süreçleri tanýmlanmalýdýr.

• Yasa, planlama çalýþmasýndan sonra, planlama kapsamýndaki projelerin yapýmý, uygulamasý ve iþletilmesi aþamasýný da kapsayan uygulama süreçlerinin tanýmlandýðý düzenlemeleri içermelidir.

• Ölçme, planlama ve uygulama süreçleri birbirinden baðýmsýz, ancak birbirine veri ve bilgi aktaran yapýlar þeklinde belirsizliðe yer verilmeden düzenlenmelidir.

• Öncelikle suyun miktar ve kalite bakýmýndan ölçülmesi ve izlenmesi konusunda sorumlu olacak kurum (bilgi birikimlerini gözeterek) net olarak belirtilmelidir.

(Su ölçümü konusu özel bilgi, beceri ve tecrübe gerektiren bir konudur. Su ölçümleri konusunda teknik eleman sorunu her zaman yaþanmýþtýr ve yaþanmaktadýr. 662 KHK ile kapatýlan Elektrik Ýþleri Etüt Ýdaresi (EÝE) 1935 yýlýndan 3 Kasým 2011 tarihine kadar ölçümlerini yapmaktaydý. 662 KHK ile EÝE`nin ölçüm görevleri baþta olmak üzere DSÝ`ye devredilmiþtir. DSÝ de kendi bünyesinde 1954 yýlýndan beri ölçümler yapmaktadýr. Ancak DSÝ ölçümleri genellikle proje amaçlý ölçümlerdir. Mülga EÝE ölçümleri ise daha ziyade genel amaçlý ölçümler olduðundan ihtiyaç duyulduðunda baþvurulabilecek verilerdi. EÝE kapanmasýnda sonra su ölçümü çalýþmalarý elemanlarý ve ölçüm malzemeleri ile DSÝ`ye devredilmiþtir. Ancak DSÝ "hidrolog" olan bu kiþileri baþka iþlerde görevlendirdiðinden su ölçüm iþlerinde EÝE`nin ölçüm sistemi devam edememektedir. Bu durum genel olarak öncelikle düzeltilmesi gereken bir durumdur. Mülga EÝE`den devreden iþler EÝE`de olduðu gibi yürütülememektedir. Bu olumsuzluk tamamen DSÝ`deki baþarýsýzlýktan deðil EÝE`deki fiziksel yapýnýn iþe daha yatkýn olmasýndan yani kurumlarýn fiziksel yapýlarýndan kaynaklanmaktadýr)

• Suyun kullanýmýna iliþkin (tahsis edilmesi) iþlemler, planlama içinde potansiyel ve ekstrem (taþkýn ve kuraklýk) deðerlerinin belirlenmesi ön koþuluna baðlanmalýdýr.

• Kurumsal yapý içinde planlamada, su ölçümleri esas veriyi oluþtururken havzadaki diðer parametreleri bütüncül olarak kapsayacak çalýþmalarý yapacak baðýmsýz oluþum tanýmlanmalýdýr. Planlama iþi herhangi bir yapýdan etkilenmeyecek özellikte olmalýdýr. Planlamada havza bütünü esas alýnmalýdýr.

• Hizmetler açýsýndan, parçalanmýþ kurumsal yapýyý birleþtirecek bir kurumsal yapý oluþturulmalýdýr.

• Su ile ilgili olan bütün yasa ve yönetmeliklerde dikkatle görev çakýþmalarý ve boþlukta kalan görevlere iliþkin düzenlemeler yapýlmalý, bu düzenlemeler yapýlýrken geçmiþten gelen kurumsal birikim ve deneyimler göz önüne alýnmalýdýr.

• Ticari bir meta olmayan su, gerçek ve tüzel kiþilere tahsis yoluyla özelleþtirilmemeli; suyun doðal varlýk olarak korunmasý, kaynak olarak da saðlýklý ve hakkaniyetli kullanýlabilmesi, planlanmasý, iþletilmesi ve denetlenmesi için suya iliþkin her türlü hak ve yetki kamu tasarrufu ve denetimi altýnda olmalýdýr.

• Su kaynaklarý açýsýndan var olan koruma sýnýrlarý ile tahsis edilen suya iliþkin kullaným faaliyeti arasýndaki sýnýrlamalara yer verilmelidir.

• Milli parklar, özel çevre koruma alanlarý gibi doðal yapýnýn ve barýndýrdýðý flora ve faunanýn korunmasý amacýyla ilan edilmiþ doða koruma alanlarý muaf tutulmalýdýr,

• Faydalanma ve öncelik sýrasýnda birinci sýrada ekosistemin su ihtiyacý olmalýdýr. Aksi takdirde suyun kendini yenileme kapasitesi temel alýnmadan yapýlacak kullaným kararlarýnýn sürdürülebilirliðinden söz etmek mümkün deðildir.

Sonuç olarak;

Devletin su üzerindeki toplum adýna sahibi olduðu kendi haklarýndan vazgeçtiði, "insan ve doða için bir hak" temelinde tükenebilir, stratejik önemde ve kýt bir varlýk olan suyun gerçek veya tüzel kiþilere süresiz denebilecek þekilde tahsisi ve ticarileþtirilmesi yaþamsal düzeyde stratejik bir hatadýr. Suyun gerçek ya da tüzel kiþilere tahsis edilmesi, kamu denetiminden çýkarýlmasý politik, ekonomik sorunlarýn yanýnda toplum saðlýðý açýsýndan tehdit unsuru olacaktýr.

Ýleride telafisi mümkün olmayan, geleceðimizin satýþý anlamýna gelen bu tasarýdan bir an önce vazgeçilmeli, geleceðimiz için yaþamsal önemdeki su varlýðýmýzýn kullanýmý toplum ve doða için bir hak temelinde yeniden düzenlenmelidir.

Bilgilerinize sunarýz.

Saygýlarýmýzla,

N.Hakan GENÇ

Genel Sekreter

ciroz
26-03-2013, 15:50
Türkiye’de barajlar ve HES’ler son on yýldan bu yana sýkça gündeme geliyor. DSÝ 2023’e kadar ülkenin hidrolik potansiyelini yüzde yüz kullanma hedefinde. Ülkenin her yanýnda binlerce baraj ve HES yapýlýyor veya planlýyor. Su Hakký programýnda bu hidrolik pardigmanýn insanlarý, doðayý ve kültür-doða miraslarýný ne yönde etkileyeceðini konuþtuk.


Programý dinlemek için:
Su Hakký’nda barajlarý ve hidrolik paradigmayý konuþtuk : Su Hakký (http://www.suhakki.org/2013/01/su-hakkinda-barajlari-ve-hidrolik-paradigmayi-konustuk/#.UVGyohd7K9U)

Serpent
27-03-2013, 14:54
HES ler nedir ne deðildir?

Burada HES ler hakkýndaki görüþlerimi ve bildiklerimi paylaþmak istiyorum. Bu yazdýklarýmý tarafsýz bir gözle anlayarak okuyanlarýn, televizyonlarda gazetelerde atýp tutan, konuyla ilgisiz proflardan daha fazla bilgi sahibi olacaklarýný söyleyebilirim.

Önemli not: Benim buraya yazdýklarýmla ilgili olarak kendi yorumlarýnýzý yazmanýzý isterim. Ancak bak falanca ne diyor, filanca ne diyor türü kendinizin dahi okuyup özümseyemediðiniz yazýlarý, raporlarý buraya asmayýnýz ve referans vermeyiniz. Kaale almayacaðým. Bununla beraber bu konu filan yönetmelikte veya kanunda (yürürlükteki) geçiyor gibi linkleri verebilirsiniz. Ancak beni o metinlerin tamamýný okumaya zorlamayýnýz. Nasýl ki ben kendi görüþlerimi yazýyorum, sizler de kendi görüþlerinizi doðrudan yazýnýz. Yani baþkasýnýn deðil, kendi sesiniz olunuz.

Eðer sizce anlaþýlmayan bölümler varsa veya bir açýklama gerektiðini düþünüyorsanýz sorularýnýzý sorunuz. Cevaplamaya çalýþacaðým.
Burada yazacaðým mesajlar çoðunlukla iþin teknik yanlarýyla ilgili olacak. Ýdari konularda ve mevzuatla ilgili olarak pek bir þey yazmak istemiyorum. Çünkü onlar teknik olmayan konular ve bugün böyle olur, yarýn baþka türlü olabilir. Özetle ben HES lerin teknik gerekliliðini anlatmaya çalýþacaðým. Bunlarý devlet veya özel yatýrýmcýnýn inþa etmesi konusuna pek girmeyeceðim. Yani bana göre bunlar inþa edilmeli. Bunu özel sektör de yapsa devlet de yapsa benim için fark etmez.


Görüþlerimi yazmaya baþlamadan önce kendimi tanýtayým. Kendimi tanýtmak istememin sebebi bu konuda ne bilip ne bilmediðimin üyelerce anlaþýlmasý isteðidir.

Ýnþaat Yüksek Mühendisiyim. Yüksek Lisans alaným Su Kaynaklarý Mühendisliði yani HES ler, su daðýtým ve sulama þebekeleri ve hidroloji gibi konular.

30 yýlý aþkýn bir süredir depolamalý (barajlý) HES’ler ve nehir tipi HES ler konusunda hem inþaatýnda, hem de projelendirmesinde çalýþmaktayým ve deneyim sahibiyim. Bu konularda ülkemizdeki en yetkin kiþilerden biriyim. Bu bilgileri vermemin sebebi kendimi övmek için deðil. Sadece durumumun bilinmesi içindir.

Bu arada, HES lerin inþaat mühendisliðiyle ne ilgisi var dendiðini duyar gibi oldum. HES lerin planlamasý, kurulu güç seçimi ve enerji potansiyelinin belirlenmesi inþaat mühendisliðinin konusudur. HES projelerinde bir çok meslek dalý birlikte çalýþýr, ama bahsettiðim iþleri inþaat mühendisleri yapar. Nitekim “Hydropower Engineering” veya “Hidroelektrik Mühendisliði” inþaat mühendisliði bölümlerinde yüksek lisans dersidir.

Bu gerçeklerden bihaber olan gazeteciler ve medya mensuplarý, yine bu konulardan bihaber baþka meslek gruplarýnýn kapýlarýný çalar ve onlarýn görüþlerini uzman görüþü diye yutturmaya kalkarlar.

Daha önce yazýlmýþ mesajlara cevaplar yazmak yerine doðrudan bilgilendirme yapmaya çalýþacaðým. Bu konuyu gerçekten öðrenmek isteyenler için yararlý olacaðýný ve eðer yine de HES lere karþý çýkacaklarsa sloganlar ve gerçeðe aykýrý bilgilerle deðil, saðlam bilgilerle karþý çýkabileceklerini düþünüyorum.

Bu giriþten sonra öncelikle HES tiplerine bakalým. Esas itibariyle iki ana tip var.

- Barajlý (depolamalý) HES

- Nehir tipi HES

Barajlý HES lerde genellikle vadinin daraldýðý bir yerde bir baraj yapýlýr ve suyun baraj gövdesi arkasýnda hem birikmesi saðlanýr hem de düþü olarak adlandýrdýðýmýz su seviyesi artýþý saðlanýr. HES de üretilecek güç, su ne kadar yüksekten düþüyorsa ve debisi ne kadar yüksekse bunlarýn çarpýmýyla doðru orantýlýdýr. Baraj bu iki imkaný birden saðlar.

Baraj ayrýca suyun bol olup hiçbir iþe yaramadan akýp gittiði dönemlerdeki suyu biriktirerek, suyun az olduðu dönemlerde kullanýlmasýný saðlayarak akarsuyun debisini regüle edebilir. Büyük barajlarda bu öylesine belirgindir ki bazý büyük barajlar yýllar sürecek kuraklýklarýn sýkýntýsýz atlatýlmasýný saðlayabilir.

Nehir santrallarý: Yüksek eðime sahip dere yataklarýnda baraj yapmak uygun deðildir. Çünkü yapacaðýnýz barajýn arkasýnda suyu biriktirebilecek kayda deðer bir hacim yaratamazsýnýz. Baraj yerine yüksekliði genellikle 5-10 m arasýnda deðiþen ve regülatör adý verilen bir küçük set yaparsýnýz. Kimileri bunlara baraj dese de bunlar baraj deðildir.

Bu set sadece suyu hafifçe kabartarak alabilmek için yapýlýr. Alýnan su bir tünel veya açýk kanal yardýmýyla derenin daha aþaðýlarýnda yeterince düþü saðlanan bir noktaya götürülür ve aþaðýda türbinlenmek üzere alýnýr.

Derenin suyu regülatörden alýnýrken tümüyle alýnmaz. Bizim yönetmeliðimize göre yýllýk ortalama debinin en az yüzde 10’u kadar bir su enerji için alýnmayýp doðrudan dere yataðýna býrakýlýr. Buna biyolojik su veya can suyu denir.

Bu yüzde 10 rakamý size az gibi gelebilir. Ama deðildir. Ortalama akým hesaplanýrken bahar aylarýnda çok bol gelen sular da dikkate alýndýðý için büyük rakamlar ortaya çýkar. Hatta, derenin doðal haldeki yaz debileri bile bundan küçük kalabilir ki bir çok deremizde öyledir. Öylesi bir durumda enerji için hiç su alýnmaz ve tüm su dere yataðýna býrakýlýr. Avrupada pek çok HES gezdim. Oralarda bu sularý hiç salmadýklarý (sýfýr can suyu) tesisler var.

HES ler suyu tüketir mi? Hayýr tüketmez. Çünkü HES santralýnda türbinlenen su tekrar dere yataðýna býrakýlýr. Ayrýca þu veya bu sebepten, örneðin aþaðýlarda sulama suyu ihtiyacý gibi ihtiyaçlar varsa onu da türbine almadan ayrýca býrakmak zorundadýr.

Barajlý tesislerde eðer baraj yapýlmasaydý yapýlamayacak sulama sularýný çiftçi kimseye sormadan baraj gölünden alabilir. Hatta suyun bol olduðu dönemde biriktirilmiþ suyu suyun az olduðu sulama sezonunda yatýrýmcýdan salmasýný isteyebilir. Bununla ilgili çiftçi dilekçeleri DSÝ arþivlerinde bolca bulunur.
Olmayan bir þeyin paylaþým kavgasý olmaz. Eðer baraj olmasa bahar aylarýnda bol gelen sular akýp gidecek ve sulama sezonunda suya en çok ihtiyaç duyulan dönemde su olmayacaðý için sahiplenmek için kimse bunun kavgasýný yapmayacaktýr. Yani su savaþlarý çýkacaksa yaratýlan bir deðerin bölüþümü için olacaktýr. Bu bölüþümde HES yatýrýmcýsýna bir pay düþmemektedir. Baraj hem sulama sezonu için suyu biriktirir hem de suyu daha üst seviyelere yükselterek pompaj gerektirmeden arazilerin sulanmasýný saðlar.


Bu yazýlarýmý olabildiðince tarafsýz olarak yazacaðým. HES lerin dezavantajlarý var mýdýr? Vardýr.

Barajlý HES lerde bir kýsým tarým arazisi ve yerleþim yeri sular altýnda kalabilir ve kamulaþtýrýlýr. Bu ekonomik bir kayýp demektir. Ancak HES’in fizibilitesi ve rantabilite hesaplarý yapýlýrken bu kayýplar dikkate alýnýr ve projenin yapýlýp yapýlmamasýna karar verilir.

Su altýnda kalan yerlerdeki insanlarýn maðdur olmamalarý için yeniden yerleþim projeleri yürütülmektedir. Ýsteyenlere kamuþlaþtýrma parasý yerine yeniden yerleþim önerisi yapýlmaktadýr. Ancak bazý insanlarýmýz hem yeniden yerleþim hem de kamulaþtýrma parasý istemekte bir beis görmemektedir.

Kamulaþtýrma derken, eðer yatýrýmcý bir özel þirket ise kamulaþtýrma paralarýnýn tamamýný yatýrýmcý öder. Buna raðmen kamulaþtýrýlan yerler tapuda devlet adýna tescil edilir. Yani bazýlarýnýn yalanlarýyla ifade ettiði gibi devlet kamulaþtýrýp yatýrýmcýya hediye etmez.

HES lerin bir diðer dezavantajý uzun bir hazýrlýk safhasý gerektirmesi ve inþaatýnýn da uzun zaman almasýdýr. En basit tesisin hazýrlýk (projelendirme) dönemi minimum iki yýldýr. Barajlý tesislerde bu süre 5-10 yýlý bulabilir. Ancak ülkemizin enerji ihtiyacýndaki artýþ bu iþlerin hýzlandýrýlmasýný gerektirmiþtir. Sonuçta ülkemiz müteahhitleri ve mühendislik firmalarý son derece sýký bir çalýþma içindedir. Sadece bir örnek vereceðim. Devletin bir benzerini 15 yýlda yaptýðý bir baraj ve HES projesini bir yatýrmcýmýz, müteahhiti ve projecisiyle el ele vererek 3,5 yýlda yapmýþtýr.

Özel sektör eliyle bu iþler çok daha hýzlý yapýlabilmektedir. Çünkü devlette aylar sürecek karar gerektiren durumlarda, karar bir iki saat içinde alýnabilmektedir (bu konuda zerre kadar abartma yapmýyorum). Tesislerin erken devreye girmeleri nemalarýnýn (gelirlerinin) erkenden alýnmaya baþlamasý anlamýna geldiði akýlda bulundurulmalýdýr. Elbette bu durum ülkemiz yararýnadýr.

HES lerin maliyetleri umulandan çok yüksek olabilir. Geçmiþte devletin yaptýðý barajlý HES lerin hiç biri öngörülen bütçe içinde tamamlanamamýþ ve maliyet bir kaç katýna çýkmýþtýr. Bir de iþin geç bitirilmesi düþünülürse projenin hiç bir ekonomisinin kalmadýðý ortaya çýkar. Ancak bu konuda özel yatýrýmcýnýn hesaplarý bir iki proje hariç hep tutmuþ ve size garip gelebilir ama bazý tesisler öngörülen bütçenin altýnda tamamlanmýþtýr. Bu, iþi sýký takip ederek ve hýzlý karar alarak saðlanabilmiþtir.

Sonuçta bu tesisleri özel yatýrýmcýlarýn yapmasýnýn ülke yararýna olduðu anlaþýlýr. Çünkü ister devletin parasý ister yatýrýmcýnýn parasý olsun, harcanan ülke kaynaðýdýr.

Çevresel etkiler: Barajlar ve nehir santrallarýnýn çevresel etkileri olabilir. Bu tesisler balýklarýn göç yollarý üzerinde olduðu için onlarýn göç etmesini engelleyebilir. Nehir santrallarýnda regülatör denilen yapýnýn yanýna balýk geçiti denilen, içinde sürekli su akan merdivenler yapýlýr ki balýklar geçebilsin.

Bugüne kadar devletin yaptýðý hiçbir tesiste bu balýk geçitleri yoktur. Ama özel sektörden yapmasý istenmiþtir ve biz de yapýyoruz. Komik durumlar da ortaya çýkmaktadýr. Bizim balýk geçti yaptýðýmýz tesisin bir üstünde devletin 1961 yýlýnda yaptýðý bir tesis var ve balýk geçiti filan yok. Þimdi bizden geçip yukarýya doðru giden balýk nereye gidecek? Ama bizden yapmamýzý istediler ve biz kendi balýk geçitimizi yaptýk.

Bu balýk geçiti konusu bir anlamda mizah konusu olmaya devam ediyor. Dünyada 20 – 30 metrenin üstünde yüksekliðe sahip hiçbir tesiste balýk merdiveni yok ve yapýlmasý da mümkün deðil. Ama devlet istiyor. Eðer yapmazsa bir yatýrýmcýyý halihazýrda iþletmedeki tesisini kapatacaðýyla tehdit ediyor. Yatýrýmcý þimdi belli dönemlerde balýklarý (o da böyle göç eden balýk varsa ki olmadýðý uzman raporlarýyla belli) aðla toplamayý, tankerlerle baraj gölüne taþýmayý ve su sýcaklýk farkýna alýþtýra alýþtýra býrakmayý düþünüyor. Aksi halde yüz milyonlarca dolara malolmuþ tesisi býrakmak zorunda kalacak. Ama dediðim gibi devletin bugüne kadar yaptýðý tesislerin hiçbirinde bu geçitler yok. O vakitler gýký çýkmayanlar, þimdi var güçleriyle baðýrýyorlar. Özel yatýrým düþmanlýðýnýn bir dýþavurumu olsa gerek.

Belli bir güçten büyük kurulu güce sahip projeler için Çevresel Etki Deðerlendirme (ÇED) raporu hazýrlanmasý gerekir. Eðer hazýrlanmazsa izin verilmez. Bu raporlar mükemmel midir? Deðildir ve þekilsel olarak hazýrlanýr. Bununla ilgili yönetmelik doðrultusunda hazýrlanýr. Bu yönetmeliðe göre bir kýsým gerçek çevresel etkilerin yanýsýra ne kadar toz havalanacak, atýk yaðlar nasýl imha edilecek gibi hususlar da incelenir. Eðer sizce bu kývýr zývýr hususlara raporunuzda yer vermezsenin HES karþýtlarý soluðu mahkemede alýr ve yürütmeyi durdurma kararý çýkarttýrýrlar. Öyle ya, vatandaþýn kalkacak toz yüzünden genzi tahriþ olmamalýdýr. Bu konuda mahkemeleri eleþtirdiðim sanýlmasýn onlar yasalarý ve yönetmelikleri dikkate alýrlar.

Nitekim, eðer yatýrýmcý yabancý bankalara kredi için baþvuruyorsa bu bankalar hazýrlanmýþ ÇED raporunun þekilsel olduðunu bilir ve kredi vermek için Dünya Bankasý formatýnda hazýrlanmýþ yeni bir ÇED raporu isterler. Kredi konusuna ayrýca deðineceðim.



Biraz elektrik arz ve talebi nasýl bir þeydir onu anlatmak istiyorum.

Elektrik talebi, güç talebi olarak ortaya çýkar. Yük olarak da adlandýrýlýr. Bu talebi karþýlamak üzere yapýlan üretime güç üretimi denir. Yani güç ve yük, ayný büyüklüðün farklý görünümlerini ifade eder. Birimi kW veya MW olarak ifade edilir (1 MW = 1000 kW). Eðer bir saat boyunca þebekeden 1 KW güç çekmiþseniz tükettiðiniz enerji 1 kWh olarak adlandýrýlýr.

Þebekedeki yük yani güç talebi sürekli olarak deðiþkenlik gösterir. Yani gün içinde azalýr, çoðalýr. Bu talebin en az olduðu yük, baz yük olarak adlandýrýlýr; dolayýsýyla daima þebekeye en az o kadar güç arz etmek gerekir. Talebin çok arttýðý saatler vardýr. Örneðin akþamýn ilk saatleri. Buradaki talep de karþýlanmak zorundadýr bu talebe pik yük denir. Özetle þebekeye arz edilen güç talebe uyum gösterebilecek þekilde olmalýdýr.

Þimdi gelelim en önemli noktaya: Elektrik üretiminde gerçek bir havuz sistemi yoktur. Yani ben üreteyim havuza vereyim, ihtiyaç sahibi havuzdan çeksin þeklinde bir sistem yoktur. Çünkü elektrik talebinin, talebin oluþtuðu anda karþýlanmasý zorunludur. Bir baþka deyiþle üretilen elektrik üretildiði an tüketilmek zorundadýr ve tüketimi bir saniye sonrasýna bile býrakýlamaz. Bu kýsýmýn anlaþýlmasý önemli, çünkü HES lerin rolü bu gerçekler nedeniyle çok önemli hale geliyor.

Elektriðin kaynaklarý:

Hidroelektrik mühendisleri HES ler haricindeki öteki elektrik üretim imkanlarý hakkýnda biraz bilgi sahibi olmak zorundadýr. Çünkü rantabilite hesaplarý öteki üretim tesisleriyle karþýlaþtýrmalý olarak yapýlmak zorundadýr.

Elektrik üretim kaynaklarýnýn baþlýcalarý þunlardýr.
- Nükleer
- Termik (kömür, petrol)
- Termik (doðalgaz)
- Hidrolik
- Rüzgar
- Diðer


HES lerin rolünü tam olarak anlayabilmek için bu kaynaklar hakkýnda çok kýsa bilgiler vereceðim. Bunlarýn avantaj ve dezavantajlarýna girip konuyu daðýtmak istemiyorum.

Nükleer: Ýlk yatýrým maliyeti çok yüksek (2000-3000 Dolar/kW). Tesis faktörü: %80-90. Nispeten ucuz yakýt.

Termik (kömür, petrol): Ýlk yatýrým maliyeti düþük (500-600 Dolar/kW). Tesis faktörü %60-80. Orta maliyetli yakýt.

Termik (doðalgaz): Ýlk yatýrým maliyeti düþük (600-800 Dolar/kW). Tesis faktörü (%10-50). Yüksek maliyetli yakýt.

Hidrolik: Ýlk yatýrým maliyeti yüksek (800-2000 Dolar/kW). Tesis faktörü %10-60 (ortalama %35). Bedava yakýt.

Rüzgar: Ýlk yatýrým maliyeti yüksek (1400-1800 Dolar/kW). Tesis faktörü %35. Bedava yakýt.

Yukarýdaki maliyetler mertebe olarak fikir vermesi için yazýlmýþtýr. Falan projede bu maliyet öyle olmadý böyle oldu gibi argümanlarla gelmeyin lütfen. Biliyorsunuz istisnalar kaideyi bozmaz.

Bu listeye bakýnca, sadece ilk yatýrým maliyetiyle bir tercih yapýlamayacaðý anlaþýlýr. Çünkü iþin içinde tesis faktörü ve yakýt maliyeti gibi baþka unsurlar da var. Ayrýca bu tesislerin elektrik üretimine ait bazý karakteristiklerinin de dikkate alýnmasý gerekir.

Burada gördüðünüz tesis faktörünün ne olduðunu da açýklamak istiyorum. Tesis faktörü bir tesisin bir yýl boyunca üreteceði enerjinin, eðer o tesis bir yýl boyunca sürekli kurulu gücü kadar (tam kapasite) güç üretmesi sonucu ortaya çýkabilecek enerjiye oranýdýr. Bir baþka ifadeyle ortalama ürettiði gücün kurulu gücüne oranýdýr.

Yukarýdaki listeye bakarsanýz, nükleer ve kömürlü termiklerin yýl boyunca sürekli çalýþtýrýlmalarýnýn öngörüldüðünü anlayabilirsiniz. Dolayýsýyla bu santrallar daima baz yükü karþýlamak üzere çalýþtýrýlýrlar ve yükteki deðiþimlere uyum göstermezler. Esasen buna imkanlarý genelde yoktur.

Doðalgazlý termikler yük deðiþimlerine kolay uyum gösterirler, ancak çok pahalý bir yakýtý harcarlar.

Rüzgar santrallarýnýn düþük tesis faktörüne sahip olmalarýný sebebi ise rüzgarýn deðiþkenliðinden kaynaklanýr ve nükleerler ve kömürlü termikler gibi baz yükü karþýlamakta kullanýlýr.

Hidroelektriklerde ise nehir santrallarý suyun varlýðýna göre enerji üretirler. Yani Rüzgar santralleri gibi baz yükü karþýlamakta kullanýlýr. Su bolken yüksek güç, azken düþük güç üretirler. Ancak nehir santrallarý rüzgar santrallarýndan çok daha kararlý enerji üretim tesisleridir. Bir saat önce kuvvetli esen rüzgar bir saat sonra çok yavaþlayabilir. Halbuki bir derenin akýmlarý oldukça stabil olup akýmlarýn deðiþmesi günleri bulur ve bu, sel durumu hariç yavaþ yavaþ olur.

Depolamalý HES ler en kýymetli elektrik üretim tesisleridir. Çünkü yakýtlarý olan su, baraj gölünde beklemektedir. Ýstedikleri zaman kullanýrlar. Ayrýca pik talepleri karþýlamak söz konusu olduðunda rölantiden bir dakika içinde tam güce çýkabilirler. Nükleer ve kömürlü termiklerde bu süre saatler sürer.

Depolamalý HES lerin bir diðer üstünlüðü þebeke frekansýný düzenleyebilmeleridir. (Bilindiði gibi alternatif akýma sahip elektrik kullanmaktayýz. Onun frekansý ise saniyede 50 dir. Bu frekans daima belli bir sýnýr içinde tutulmak zorundadýr) Yani þebekede bir yük artýþý veya azalýþý olduðunda saniyeler içinde o yük artýþýný veya azalýþýný karþýlayabilmek üzere güç üretim seviyelerini deðiþtirebilirler. Diðer hiç bir tesiste bu kabiliyet yoktur. Yani depolamalý HES ler kaliteli elektrik üretimini imkan dahiline koyarlar. Ayrýca pik saatlerde þebekede oluþan ilave yükü karþýlamak üzere çalýþtýrýlabilirler.

Pik yükü karþýlayabilmek o kadar önemli bir kabiliyettir ki, bu imkana sahip olmayan bir çok ülke bunu yaratabilmek adýna pompajý HES inþa etmiþtir. Yani alt seviyelerdeki bir gölün suyunu þebekedeki yükün az olduðu saatlerde nükleer santrallerinden gelen enerjiyle daha üst seviyelerdeki bir göle pompalamakta ve talep arttýðýnda yukarýdan aþaðýya salarak ürettiði enerjiyi þebekeye vermektedir. Böylesi bir tesis ülkemizde yoktur. Biz tüm depolamalý HES lerimizi yapsak bile, ileride bizim de böylesi ilave tesislere ihtiyacýmýz olacaktýr.

Depolamalý HES ler rüzgar santrallarý gibi þebekenin frekansýný bozucu tesislerin elektrik üretimini destekleyerek þebeke frekansýný sabit tutarlar. Eðer bu tür tesisler olmazsa rüzgar santrallarýný iþletmek mümkün olmaz. Dolayýsýyla, elektrik ihtiyacýnýn tamamýný veya büyük kýsmýný rüzgar santrallarýndan saðlayan bir ülke örneði bulunmamaktadýr.

Avrupada enterkonnekte þebekesinde satýlan en pahalý elektriðin depolamalý HES ler den elde edilen elektrik olduðunu vurgulamakta yarar vardýr.

Bazý meslek grubunu kötülemek anlamýnda söylemiyorum. Yukarýda yazdýklarým hakkýnda zerre kadar bilgi sahibi olmayan bazý çevre mühendislerinin, iktisatçýlarýn, siyaset bilimcilerin HES ler hakkýnda ahkam kesmelerini anlamak mümkün olmuyor.

Ülkemizin elektrik enerjisine olan ihtiyacý:

Sanayileþmeye ve refah artýþýna baðlý olarak ülkemizde elektrik enerjisine olan telep sürekli olarak artmaktadýr. Bu artýþ yýllýk %5-8 arasýnda deðiþmektedir. Þu anda ülkemiz elektrik ihtiyacý üretimle ancak baþa baþ karþýlanabilmektedir. Eðer yeni tesisler yapmazsak bir kaç yýl içinde elektrik yetersizliðiyle karþý karþýya kalacaðýz.

Yapýlacak tesisler bellidir. Aslýnda bunlar arasýnda tek bir tercih yapmak anlamlý deðildir. Bu tesislerin hepsinden yapýlmasý ve enerji arzýnýn çeþitlendirilmesi gerekmektedir. Bunlardan sadece rüzgar yapalýmýn mümkün olmadýðýný yukarýda yazdýklarýmý özümseyen anlayacaktýr.

Bu forumu takip eden arkadaþlarýn benim gibi hakiki Atatürkçü olduklarýný düþünüyorum. Biliyor musunuz ki ülkemizde yakýn zamana kadar Elektrik Ýþleri Etüt Ýdaresi (EÝE) diye bir kuruluþ vardý. Bu kuruluþ Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüðü adýyla çalýþmalarýna devam etmektedir. Bu kuruluþ Atatürk’ün direktifiyle 1935 yýlýnda ülkemiz hidroelektrik potansiyeli ile ilgili çalýþmalar yapmak üzere kurulmuþtur. Daha sonralarý diðer elektrik kaynaklarýyla da ilgili çalýþmalarý yapmýþtýr. Bu kuruluþ DSÝ’den çok eskidir ve HES potansiyelinin belirlenmesi için kullanýlacak akým gözlem istasyonlarýný 1935 lerde kurmaya baþlamýþtýr. Örneðin, Keban akým gözlem istasyonunun kuruluþ tarihi 1937 dir. O tarihte Türkiye’nin Keban barajý gibi bir barajý yapmayý hayal bile etmesi mümkün gözükmemekteyken birilerin ileri görüþlülüðü sayesinde o istasyon kurulmuþ ve Keban, Karakaya, Atatürk gibi Fýrat üstünde bulunan barajlarýn planlanmasýnda bu istasyonun verilerinden de yararlanýlmýþtýr. Özetle, ülkemizde HES lerle ilgili çalýþmalara Atatürk döneminde baþlanýlmýþtýr.

HES lerin dezavantajlarý olarak bahsedilen yeterli yaðýþ olmazsa HES lere su gelmez ve mahvolurlar söylemiyle ilgili bilgi vermek istiyorum: HES ler planlanýrken en az 30 yýllýk akým verileri elde edilmeye ve havzanýn su potansiyeli belirlenmeye çalýþýlýr. Bu veriler ne kadar uzun bir dönemi kapsýyorsa o kadar iyidir.

Yapýlmasý düþünülen HES’in enerji potansiyeli belirlenirken iki tür enerji hesabý yapýlýr. Basitçe anlatacaðým. Aslýnda hesap oldukça karmaþýk olup muhtelif optimizasyon tekniklerinin kullanýlmasýný gerektirir. En kötümser akým paterni dikkate alýnarak o tesisin üretebileceði enerji hesaplanýr; buna güvenilir enerji denir (Ýngilizcesi Firm veya Primary Energy). Bir de eðer ortalama akým þartlarý gerçekleþirse enerji üretimi ne olur diye hesap yapýlýr. Ortalama üretim ile güvenilir üretim arasýndaki fark sekonder üretim olarak adlandýrýlýr. Ekonomik hesaplamalar yapýlýrken bu iki üretimin kendine has deðerleri dikkate alýnýr. Bekleneceði üzere güvenilir enerjinin birim faydasý sekonderden çok fazladýr. Bunlardan ayrý, oldukça yüksek bir deðer ifade eden güvenilir kapasite gibi kavramlar da vardýr. Ancak kafanýzý daha fazla karýþtýrmak istemiyorum.

Elbette sürekli ve düzenli bir yaðýþ olmasý iyi bir þey, ama bu konuda da istatistiðin kanunlarý geçerli olup yaðýþlar deðiþkenlik gösterir. Özellikle depolamalý HES lerin gelen sularý düzenleme kabiliyetleri o kadar yüksektir ki, bazýlarý 7 yýla varan kuraklýklarý kimselere hissetirmeden rezervuarlarýndaki suyla idare edebilirler.

HES ler kýymetli tarým arazilerini ve tesisleri su altýnda býrakabilir. Doðrudur. Bir kýsým tarým alaný baraj gölü nedeniyle su altýnda kalabilir. Su altýnda kalan bu alanýn ekonomik deðeri rantabilite hesaplarýnda dikkate alýnýr. Barajlar bir yandan böylesi kayýplar yaratýrken bir yandan da enerji üretiminin yanýsýra yeni ekonomik fýrsatlar yaratýr. Örneðin sulanmasý hiç mümkün olmayan araziler sulanabilir hale gelir. Böylesi bir durum yoksa bile enerji faydasýnýn o arazi kayýplarýný fazlasýyla karþýlamasý gerekmektredir. Burada önemli olan arazi veya tesis sahiplerine kaybettiklerinin eksiksiz olarak ödenmesidir. Bu iþ aynen okul, yol yapýlýrken gerçekleþtirilen kamulaþtýrmalarda olduðu gibi yürütülmelidir.

Kamulaþtýrma demiþken þunu da açýklýða kavuþturmakta yarar var. Özel yatýrýmcýlarýn yaptýðý HES yatýrýmlari için sadece tesis yerlerini ve baraj göl alanýný kamulaþtýrma hakký vardýr. Bunlarýn dýþýnda bir yeri kamulaþtýramaz. Önce ihtiyaca göre kamulaþtýrma planlarý hazýrlanýr. Devlet bunlarý inceler ve onaylar. Ondan sonra kamulaþtýrma yapýlýr. Kamulaþtýrýlan yerlerin parasý yatýrýmcý tarafýndan peþin ödenir ve tapudaki tescili devlet adýna yapýlýr. Yani mal devletin olur. Þimdi üstüne tesis gelmeyecek bir yeri þirketin kamulaþtýrma planýna alýp devlete hediye etmesinin bir mantýðý olabilir mi ki çevredeki tarým arazilerini isterse kamulaþtýrýr deniyor.
Özel yatýrýmcýlar ister nehir santralý, ister depolamalý santral yapsýnlar, sadece enerji amaçlý olarak suyu kullanma hakkýna sahip olurlar. Hiç bir surette suyu ticari bir meta olarak alýma satýma konu edemezler.
Sözgelimi bir yere baraj yaptýnýz ve baraj gölünü doldurdunuz, göl kenarýndaki bir çiftçi ayaðýna kadar gelmiþ suyu istediði gibi alma hakkýna sahiptir. Hiç kimse itiraz edemez. Aksini söyleyen yalan söyler.

Barajlý HES lerin göllerinin olumsuz etkileri olabilir. Örneðin bu su birikintisi içinde çürüyen bitki artýklarý sularýn kalitesini bozabilir. Bununla ilgili önlemlerden bir tanesi baraj göl alanýnýn su tutma öncesi temizlenmesidir. Bütün büyük bitki artýklarý toplanýr aðaçlarýn kökleri bile sökülür. Böylelikle suyun kalitesinin bozulmasýnýn önüne geçilir. Bu husus özellikle ayný zamanda içme suyu da saðlayan barajlar için önemlidir.

Nehir santrallarýnda yukarýda da söylediðim gibi türbinlere alýnan sudan ayrý olarak dere yataðýna hatýrý sayýlýr miktarda can suyu býrakýlýr. Salýnan bu can suyunun miktarý cep telefonu þebekesine baðlý akým ölçerlerle DSÝ tarafýndan sürekli takip edilir. Eðer öngörülen su býrakýlmýyorsa anýnda gelip 100 binlerce lirayý bulabilen cezayý yazarlar. Bu akým gözlem istasyonlarýný yatýrýmcý kurar.

Eðer doðal olarak gelen su dere yataðýna býrakýlacak sudan az ise enerji üretimi için hiç su alýnmaz ve gelen su olduðu gibi dere yataðýna býrakýlýr. Bu su býrakmayla ilgili yükümlülükler öylesina aðýr belirlenmiþtir ki bazen bu durum oluþur. Yani dere yataðý doðal olarak kurumaya yüz tutmuþtur. HES karþýtlarý koþup kuru dere yataðýnýn fotoðraflarýný videolarýný çekip yayýnlarlar ve HES dereyi kuruttu derler. Tabii ki doðru deðil.

Peki bu nehir santralý HES ler dere yataðýna býrakýlan suyun dýþýndaki tüm sularý enerji için alýrlar mý? Hayýr almazlar. Optimum kapasitesi olarak belirlenmiþ miktarýn üstünde gelen akýmlardan sadece kendi kapasitesi kadarýný alýr ve kalaný da dere yataðýna býrakýr. Örneðin, kapasitesi 40 m3/s olan bir tesis en fazla bu kadar debiyi enerji için alýr. Eðer 70 m3/s su geliyorsa bunun 40 m3/s sini eneji için alacak ve kalan 30 m3/s suyu hiç ellemeden dere yataðýna býrakacaktýr. Tipik olarak nehir santrallarýnda yýlýn bir ile iki ayý bu þekilde iþletme yapýlýr.

Yabancý bankalar HES lere kredi veriyor mu? Evet veriyor. Çok büyük ölçekli projelerin bazýlarý yabancý ortaklýdýr. Özellikle bunlar yabancý bankalardan da kredi alýrlar. Devletimiz bile otoyol, köprü, fabrika yapmak için yabancý bankalardan kredi almaktadýr. Yukarýda anlattýklarým sonucu HES lerin enerji satýþ gelirlerinden baþka gelirlerinin olmadýðý sanýrým iyice anlaþýlmýþtýr. Demek ki yabancý bankalar bu tesisleri karlý buluyorlar ki kredi veriyorlar. Hiç bir banka batak yatýrýmlar için kredi vermez.

Bununla beraber, nehir santrallarýnýn büyük bir kýsmý ile bazý büyük yatýrýmlar tümüyle yerli sermayeyle yapýlmýþtýr ve yapýlmaya devam etmektedir.

Yatýrýmcý firmalar bu tesislerin lisansýna nasýl sahip oluyorlar? DSÝ tarafýndan ilan edilen tesisler için talip olan firmalar üretecekleri öngörülen enerjinin kWh baþýna katký payý ödemeyi taahhüt ederler. En yüksek payý veren lisansý alýr. Bu bedeli üretime geçtikten sonra her yýl ödemek zorundadýr. Üstelik bu bedel enflasyon oranýna göre her yýl artýrýlýr. Lisans süresi 49 yýldýr. Yatýrýmýný ise kýsa sürede yapmak zorundadýr. Eðer yapmazsa peþin olarak yatýrdýðý teminatlara devlet el koyar. Yani ben vazgeçtim deme þansý yoktur. Eðer bu iþi yapamayacaðýný anlarsa Lisansýný þirket olarak baþkasýna devredebilir. Bu devir iþini kârýyla da yapabilir, zararýyla da yapabilir. Tüzel kiþiliðin (Lisans sahibi þirketin) yükümlülükleri devlete karþý aynen devam eder. Devlet açýsýndan deðiþen hiç bir þey olmaz.

Baraj göl alanýndaki insanlarýn baþka yerelere göç etirilmesi gerekebilir. Sosyal ve çevresel anlamda barajlý HES lerin en önemli olumsuzluðu budur. Bunun için baraj yerleri planlanýrken böylesi olumsuzluklarla karþýlaþmamak için titiz davranýlarak baraj lokasyonlarý seçilmeye çalýþýlýr. Yani HES mühendisleri birer taþ yürekli vurdumduymazlar deðildir. Ayrýca, bu tür sosyal sorunlarý en aza indirmek için devletin orijinal olarak barajlý HES olarak planladýðý bazý tesisler yatýrýmcýsý tarafýndan nehir HES lerine dönüþtürülmüþtür. Bu deðiþtirmeler sonucu her ne kadar yatýrýmcýnýn üreteceði özellikle güvenilir enerji azalacaksa da yatýrýmcý önemli miktardaki kamulaþtýrmadan kurtulacak ve ayrýca çevre insanlarla daha az sosyal sorunlar yaþayacaktýr. Ancak þunu vurgulamam gerekir ki o barajlý yatýrýmlar devlet tarafýndan planlanmýþ yatýrýmlardýr.

Herþeye raðmen bazý insanlar yerinden edilmek zorunda kalýnabilir. Bu amaçla yeniden yerleþim projeleri yapýlmakta ve bu insanlara sadece para vermek yerine yeni yerleþimler önerilebilmektedir. Elbette kimse yaþadýðý yeri terketmek istemez. Ancak, bu insanlarý maðdur etmeden toplumun toplam refahýný da gözetme yükümlülüðü bulunmaktadýr.

Barajlarýn bir faydasý da rekreasyon ve yeni sucul alanlar yaratmalarýdýr. Örneðin Atatürk barajýnýn su tutmasýndan sonra yaban kazlarýnýn konaklama yerlerinden biri olduðu görülmüþtür.

Nehir tipi HES ler ise suyu kirletmek yerine temizlemektedirler. Þaþýrdýðýnýzý tahmin ediyorum. Bizim insanýmýz eline geçirdiði her türlü çöpü, pisliði derelere atmakta bir mahsur görmez. Örneðin doðu karadenizde o pýrýp pýrýl aktýðýný zannettiðiniz suya bir müddet dikkatli baktýðýnýzda suyla beraber nelerin akýp gitmekte olduðunu görürsünüz. Bunlar arasýnda poþetlerden, yataklara ve çocuk bezlerine kadar herþey vardýr. Hatta birinde 3 kurþunla öldürülmüþ bir ayý cesedinin bile geldiði gözlenmiþtir. Nehir tipi HES lere alýnan sular türbinlere yollanmadan önce ýzgaralardan geçirilir. Bu ýzgaralarýn önünde her gün tonlarca yukarýda saydýðým çöpler birikir ve çýkarýlýr. Bunlar yeniden dereye atýlmaz, ayrýþtýrýlýr. Yeniden deðerlendirilebilecek olanlarý bu iþi yapanlar alýr. Kalan hiç bir iþe yaramayanlar ise uygun bir þekilde depolanmak üzere çöp sahalarýna gönderilir. Yani bu nehir HES ler dereleri sürekli olarak temizlerler.

Þimdi ben bunlarý bu kadar anlattýktan sonra çoðu kiþi bana inanmayacaktýr. Bunun için bu HES yerlerine tarafsýz ve önyargýsýz bir ziyaret yapmanýzý tavsiye ederim. Kendi gözlerinizle görünüz ve karar veriniz.

Bu yazýlarýmla anlatmak istediðim herþeyi yazabilmiþ deðilim. Ancak daha fazla uzatýp sýkýntý yaratmak da istemiyorum. Belki çok düzenli de bulmayacaksýnýz. Ama dikkatlice okursanýz çok þey öðrenirsiniz. Lütfen benim yazdýklarýmla ilgili olarak beni cahillikle, manyaklýkla, komploculukla velhasýl saçma sapan þeylerle suçlamayýnýz. Ben sizden daha az vatansever deðilim. Eðer görüþ yazarsacaksanýz makul ve anlaþýlýr þeyler yazýnýz. Sorularýnýz olursa samimiyetle cevap vermeye çalýþýrým.

Aslýnda 10 günlük bir seyahatim vardý. Bu yazdýklarýmý arada bir boþluk bulabilip yazdým. Yeniden seyahate gidiyorum. Eðer sorularýnýz olursa bir haftadan önce yanýtlayamayacaðým.

Yukarýda yazdýklarýmýn bazýlarýnýn HES lere olumsuz bakýþýnda zerre kadar bir deðiþiklik yaratmayacaðýnýn da farkýndayým. Dolayýsýyla bu yazdýklarýmýn tarihe bir not düþülmesi anlamýna gelmesi ve ileride kimin komplocu olduðu veya olmadýðýnýn anlaþýlmasý bakýmýndan yazýldýðýnýn bilinmesini istiyorum.

Selamlar..

ayazkentli
02-04-2013, 13:01
Sn. serpent, bilgileri maddeler halinde derleyip toplamýþsýnýz. Teþekkür ederiz.

Konunun dýþýnda olan 3. kiþiler en azýndan hem HES karþýtlarýnýn hem de sizin gibi HES destekçilerinin yazdýklarýný karþýlaþtýrabilirler.

Gerçi verdiðiniz bilgilerin büyük bölümü internet sitelerinde zaten var ve HES destekçisi ya da HES karþýtý olan akademisyen ve mühendislerin çoðu, tv.ler'de ki tartýþma programlarýnda bunlarý anlatýp, karþýlaþtýrmalý olarak tartýþmýþlar ve antitez'ler sunmuþlardý birbirlerine.

Yani, zaten bilinen bilgiler ama en azýndan bu forumda ki HES konusunda uzman olmayan 3. þahýslar olarak, buradan karþýlaþtýrma yapabiliriz.



Ben, HES karþýtý olan ve sizin yalan söylüyorlar diye itham ettiðiniz medya'da ki kiþilere, forumun bu bölümün linkini veriyorum (gönderiyorum).

En son, Odatv'de sýk sýk HES'leri yazan Yusuf Yavuz'a yazdým.

Belki, buraya üye olup, kendileri hakkýnda yazdýklarýnýza cevap verirler.

(Ciroz arkadaþýmýz, odatv sitesin'de Yusuf Yavuz imzalý HES'ler ile ilgili bir link vermiþ'ti).

Serpent
02-04-2013, 13:02
Arkadaþlar,


Yukarýda yazdýklarýmý kaç kiþi okudu bilmiyorum. Hiç tepki olmamasýna bakýnca (Bir arkadaþýmýzýn beðendiðini ifade etmesi hariç) pek okunmadýðý anlaþýlýyor.

HES ler ve elektrik enerjisi kullanýmýna ait bilgilendirmeye devam etmek istiyorum.

Birisinin sanki HES’ler suyu tüketiyomuþ gibi yazdýðý “Elektriksiz yaþanýr ama susuz asla” ifadesini ciddiye almak gerekirse bu arkadaþýmýza akþamleyin topu topu bir kaç saat elektrikleri kesmesini önereceðim. Bakalým ne kadar sabredecek.

Sizi rakamlara boðmadan Dünyada ve ülkemizde elektrik kullanýmýna ait biraz bilgi vermek istiyorum. Ülkemiz insaný ancak Dünya ortalamasýnýn biraz üstünde elektrik tüketmektedir. Yýlda yaklaþýk 2500 kWh. Beðenmediðimiz pek çok ülke insaný bizden kat be kat fazla elektrik kullanmaktadýr. Neredeyse tüm Avrupa ülke insanlarý bizim insanýmýzdan daha fazla elektrik kullanmaktadýr.

Avrupa ülkelerinin bir kýsmý ekonomik olarak geliþtirilebilir HES potansiyellerinin neredeyse tamamýný kullanýma sunmuþtur. Örneðin Avusturya, Almanya, Fransa, Ýsviçre gibi ülkeler toplam kapasitelerinin % 100 e yakýn kýsmýný kullanýma sokmuþtur. Bir örnek vermek gerekirse yüzölçümü ülkemizin yirmide biri kadar olan Ýsviçrenin HES kurulu gücü bizimki kadardýr. Düþünün ki bu ülkenin büyüklüðü bizim yirmide birimiz.

Dünyanýn pek çok geliþmiþ ülkesine giden insanlarýmýz, o geliþmiþ ülkelerdeki yaþam standartlarýný görüp hayran kalýr. Ancak o standardýn arkasýnda ne tür yatýrýmlar var haberi yoktur. Hatta o ülkelerde uzun yýllardýr yaþayan insanlarýmýz bile bundan habersizdir. Adeta, balýðýn su içinde yaþayýp bundan habersiz olmasý gibi bir þey bu.

Eðer ülkemizi geliþmiþ ülkeler düzeyine çýkarmak ve insanýmýzýn refah seviyesini artýrmak istiyorsak elektrik üretimini artýrmamýz gerekiyor. Elektriðin %75 inin sanayi tarafýndan kullanýldýðýný ve henüz yeterince sanayileþemediðimizi unutmayýn.

Sonuç olarak elektriðe olan talep her yýl % 5 ile 8 arasýnda artmaktadýr. Bu artýþ muazzam bir artýþtýr. Bunun karþýlanmasý için yeni elektrik santrallarýnýn yapýlmasý gerekmektedir. Yukarýdaki mesajýmda bu kaynaklarýn neler olduðu yazýlýdýr. Sizden bunlardan hangilerini tercih ettiðnizi ve nedenlerini yazmanýzý beklerim. Sadece Rüzgar yapmanýn mümkün olamayacaðýný yazdým.

Eveet, bir de güneþ santralleri var tabii ki. Ancaaak, Dünyada deneme amaçlý bir kaç güneþ santralinden baþka büyük ölçekli bir güneþ santrali yok. Eðer ille de biz yapalým diyorsanýz yine de barajlý HES lere ihtiyaç olacaðýný (En azýndan bulutlu havalar ve geceler için) bilmeniz ve elektriðe þimdi ödediðinizin yaklaþýk 5 (beþ) katý para ödeyeceðinizi bilmeniz yerinde olacaktýr.

Bir diðer tedbir, tasarruf. Bu tedbire kimse itiraz etmez. Ancak unutmayýn, biz ancak Dünya ortalamalarý mertebesinde elektrik kullanýyoruz, yani açýz. Doktorlar aç adama diyet önerisinde bulunmazlar. Bir kaç tasarruflu ampülle bir yýl boyunca yapacaðýnýz tasarruf bir günlük klima kullanýmýyla boþa gidecektir. Eðer gerçekten tasarruf taraftarýysanýz, klima ve elektrikli ýsýtýcý kullanýmýný kesinlikle yapmamanýz gerekiyor. Kendimden örnek verirsem, ekonomik durumum elveriþli olmasýna raðmen evimde klima bulunmamaktadýr. Ýþ yerimdeki klimayý ise bir yýlda ancak bir veya iki gün kullanmaktayým.

Sonuç: Elektrik ihtiyacýnýn karþýlanmasý için hem öncelikle HES leri hem de öteki santrallarý yapmamýz gerekiyor.

Selamlar..


P.S. Bu aralar çok sýk seyahatlerim oluyor. Yarýndan sonra yine bir nehir santralý ziyaretim var. Eðer mesajlarým gecikirse sebebi budur.

ayazkentli
02-04-2013, 13:08
Ben 1 hafta'dýr yoktum. Yeni geldim.

Siz ile ben yok'ken sessiz kalmýþ burasý. :)



Benim en merak ettiðim þey þu:

Bugün Amerika'da çok HES var ve devamlý artýyor demiþsiniz. Amerikan yöneticileri özel sektöre yaptýrdýklarý bu HES'leri, sadece kendi vatandaþý olan þirketlere mi yaptýrýyor yoksa örneðin; Çin'li, Rus, Arap ülkeleri gibi, yabancý ülkelerin þirketlerine de izin verip, 49 yýllýk dönemler halinde kullaným hakkýný veriyor mu?

Eðer veriyor'sa, bizim ülkede'ki yabancý þirketlerin yapmasý ve 49 yýl gibi kullaným hakkýna sahip olmasý normal diyebiliriz.

Ama

Amerika, bahsettiðim ülke þirketlerine izin vermiyor'sa, bu kez ülkemizde'ki bu iþin içinde bir iþ var, diye þüphe etme hakkýna sahibiz demek'tir.

Serpent
02-04-2013, 13:12
Sn. serpent, bilgileri maddeler halinde derleyip toplamýþsýnýz. Teþekkür ederiz.

Konunun dýþýnda olan 3. kiþiler en azýndan hem HES karþýtlarýnýn hem de sizin gibi HES destekçilerinin yazdýklarýný karþýlaþtýrabilirler.

Gerçi verdiðiniz bilgilerin büyük bölümü internet sitelerinde zaten var ve hes destekçisi ya da HES karþýtý olan akademisyen ve mühendislerin çoðu tv.ler'de ki tartýþma programlarýnda bunlarý anlatýp, karþýlaþtýrmalý olarak tartýþmýþlardý.

Ama en azýndan bu forumda ki HES konusunda uzman olmayan 3. þahýslar karþýlaþtýrma yapabilirler.

Ben, HES karþýtý olan ve sizin yalan söylüyorlar diye itham ettiðiniz medya'da ki kiþilere, forumun bu bölümün linkini veriyorum (gönderiyorum).

En son, Odatv'de sýk sýk HES'leri yazan Yusuf Yavuz'a yazdým.

Belki, buraya üye olup, kendileri hakkýnda yazdýklarýnýza cevap verirler.

(Ciroz arkadaþýmýz, odatv sitesin'de Yusuf Yavuz imzalý HES'ler ile ilgili bir link vermiþ'ti).


Sayýn ayazkentli,

Benim yazdýklarýmýn bir kýsmýnýn Internet ortamýnda olmasý doðal. Ancak ben bunlarý olabildiðince kendi bilgi daðarcýðýmdan ve deneyimlerimden yazýyorum.

Bütün bunlarý okuduktan ve baþka kaynaklarý da araþtýrdýktan sonra kendi baðýmsýz ve tarafsýz görüþünüzü oluþturmanýzý beklerim.



En son, Odatv'de sýk sýk HES'leri yazan Yusuf Yavuz'a yazdým.

Belki, buraya üye olup, kendileri hakkýnda yazdýklarýnýza cevap verirler.


Ben kimsenin hakkýnda bir þey yazmadým. Bir Prof. haným hariç. Onda da söylediklerinin doðru olmadýðýný belirtmekten baþka bir amacým yoktu. Dolayýsýyla bu kiþinin benim mesajlarýma cevap yazmasýný gerektirecek bir durum yok. Eðer kendi bildiklerini yazmak için üye olursa ona bir þey diyemem.

Saygýlarýmla..

Serpent
02-04-2013, 14:21
Ben 1 hafta'dýr yoktum. Yeni geldim.

Siz ile ben yok'ken sessiz kalmýþ burasý. :)



Benim en merak ettiðim þey þu:

Bugün Amerika'da çok HES var ve devamlý artýyor demiþsiniz. Amerikan yöneticileri özel sektöre yaptýrdýklarý bu HES'leri, sadece kendi vatandaþý olan þirketlere mi yaptýrýyor yoksa örneðin; Çin'li, Rus, Arap ülkeleri gibi, yabancý ülkelerin þirketlerine de izin verip, 49 yýllýk dönemler halinde kullaným hakkýný veriyor mu?

Eðer veriyor'sa, bizim ülkede'ki yabancý þirketlerin yapmasý ve 49 yýl gibi kullaným hakkýna sahip olmasý normal diyebiliriz.

Ama

Amerika, bahsettiðim ülke þirketlerine izin vermiyor'sa, bu kez ülkemizde'ki bu iþin içinde bir iþ var, diye þüphe etme hakkýna sahibiz demek'tir.



Bu sorduðunuz sorular iþin mevzuatla ilgili; yani teknik hususlar deðil. Benim uzmanlýðým iþin teknik yanlarýný kapsýyor. Ancak bildiklerimi söyleyeyim. Amerika toplam HES kapasitesinin yaklaþýk %70 ini geliþtirmiþ bir ülkedir. HES potansiyelini geçmiþten bugüne sürekli artýrmýþtýr. Yeni HES yapýp yapmadýklarýný yani bunu devam ettirip ettirmediklerini bilmiyorum.

Yapýlan HES’lerde yabancý yatýrýmcý olmasý sizi niçin bu kadar endiþelendiriyor? Çünkü HES için lisans alan þirket enerji üretmek zorundadýr. Çünkü katký payýný ödeyebilmesi için buna mecburdur. Varsayalým böyle bir yükümlülüðü yok. Eðer yatýrým nehir santralýysa su dere yataðýnda akmaya devam edecek demektir. Eðer barajlý bir yatýrýmsa enerji üretmeden suyu barajda ne kadar tutabilir? Ya o suyu enerji üretimi için kullanarak salacak, ya da enerjisini almadan nehir yataðýna býrakacaktýr.

Kaldý ki, su kullaným hakký sözleþmesi gereði daima DSÝ’nin müdahale hakký bulunmaktadýr. Yani þu kadar suyu salacaksýn dediðinde tesis sahibi o miktardaki suyu salmak zorundadýr.

Bildiðim kadarýyla enerji yatýrýmý için ülkemize gelen bir çok yabancý þirket umduðunu bulamamýþ ve ellerindeki hisseleri yerli ortaklarýna devretmiþlerdir. Yani zararla çýkan yabancý yatýrýmcýlar vardýr.

Hesabýný iyi bilmeyen yerli yatýrýmcýlardan da zarar edenler vardýr.

Sonuç olarak bu HES ler yapýlmak zorundadýr. Bunlarýn yerli veya yabancý yatýrýmcý tarafýndan yapýlmasý konunun özü deðildir. Eðer HES lerin yapýlmasýna karþý çýkmýyor, fakat yabancýlar tarafýndan yapýlmasýna karþý çýkýyorsanýz onun söylemi baþka türlü olmalýdýr.

Selamlar..

ayazkentli
02-04-2013, 15:29
Ben daha çok bu HES'lerin ve özellikle de Doðu bölgelerimizde ki Barajlarýn siyasi yönden ileri ki yýllarda çok farklý amaçlar için (Su kaynaklarýnýn iplerini elinde tutmak amacý) kullanýlacaðýndan endiþe ediyorum.

Bu konunun,

Teknik ve enerji boyutu.
Çevresel etki boyutu.

Olduðu kadar,

Siyasi boyutu da var ve bence bu da çok önemli.


Bundan yýllar önce, bu özel tv.ler de tartýþma programlarý baþladýðýnda, bu programlara katýlan ve ülkemizin siyasi geleceðini analiz eden akademisyen, sivil toplum örgütü mensuplarý, medya mensuplarý, emekli asker ve politikacýlardan bazýlarýnýn, özellikle de GAP projesi için; GAP tamamlandýðýn'da, ülkemizin Doðu'su (G. Doðu dahil) bölünecek, emperyal devletlerin uzun vadeli planlarý bu doðrultu da, diyorlar'dý.

(Amerika, Ýsrail ve Ýngiltere'nin, Böl ve Yönet politikasýný kastederek).

Aradan yýllar geçti ve þimdi bakýyoruz, Gap projesinin büyük çoðunluðu bitti ve ne büyük tesadüf ki terörizmi bitirmek için açýlýmlar ve görüþmeler yapýlmaya baþladý.

Ülkemizin Doðu bölümünün bölünmüþ haritalarý belli aralýklar ile medya ve internet aracýlýðý ile çoktan kamuoyunun belleðine iþlenmiþ durumda. GAP bölgesi, o bölünen ve Kürdistan olacaðý kesinlikle belli olan o yerde bulunuyor.


Bundan yýllar önce anlatýlanlar nerede ise birebir gerçekleþiyor. Bu durumda endiþelenmemek imkansýz.

Ülkemizde ki bu barajlarýn, bundan 20-30 yýl sonra ne amaçlar ile kullanýlacaðýný hiçbirimiz bileyiz. Mutlaka sizin dediðiniz gibi, elektirik üretimi için kullanýlacaktýr ama önümüzde ki yýllar'da kimlerin elinde olacaðýný þimdiden bilemeyiz.

(Bunu, su'yu þiþeleyip satma ile iliþkilendirmiyorum. Yalnýþ anlamayýn. Yoksa, Manavgat suyunu Ýsrail'li þirkete satacaklardý ama anlaþamadýlar. Libya'lýlara döndüler yine olmadý. Galiba þimdi Ürdün'e satmaya çalýþýyorlar. Yani, suyumuzu þiþeleyip satacaklar diye düþünsem, Manavgat suyunu örnek verirdim). Elektirik üretmekten ziyade suyumuzu satýyorlar der'ken, o tür bir satýþtan bahsetmiyor'dum.


Sonuçta, sonuna kadar elektirik te üretseler, ipleri bizim elimizde olmayabilir.


(Hatta bugün bizim cebimizden çýkan paralar ile kendi yaptýðýmýz bu barajlardan üretilecek elektiriði, yine baþka bir ülke olarak bize satabilirler. Böyle abuk bir duruma doðru yol alýyoruz gibi geliyor bana).

(Geçen gün bir tv kanalýnda SGK ile ilgili Resul Kurt ve Ali Tezel tartýþýyorlardý. Bir ara Ali Tezel "Gap projesine, iþsizlik fonunda biriken 13 milyar tl. aktardýlar, bu para bu amaçla toplanmamýþtý oysa" demiþti).

Yarýn bu barajlarýn en önemli bölümü, bölünmüþ olan Türkiye'nin diðer tarafýnda kalacak. (Her ne kadar Batý bölgelerimizde de olsa da).


Beni, olayýn siyasi tarafý da çok endiþelendiriyor.


Yabancý ülke þirketlerine karþý önyargýlý olmam bu nedenle'dir.

Serpent
02-04-2013, 15:51
Her türlü yatýrýmýn bir siyasi boyutu olur. Bu iþte de olabilir.


Ancak, bu iþi yapýp yapmayacaðýmýz ayrý bir konudur, kimin yapmasýnýn daha uygun olduðu ayrý bir konudur. Eðer iþin özünü tartýþacaksak, önce HES ler yapýlmalý mýdýr konusu tartýþýlmalý, sonra kimin yapmasý uygun olur tartýþýlmalýdýr.


Þimdi total olarak HES lere karþý olup, ondan sonra zaten yabancý þirketler yapýyor demek pek anlamlý olmaz. O halde yerli yatýrýmcýlarýn yaptýklarýna niçin karþý çýkýlýyor? Yerli yatýrýmcý tarafýndan yapýlan yüzlerce HES var. Karþý çýkanlar onlara da karþý çýkýyor.


Ülkemiz elektrik ihtiyacýný nasýl karþýlayacaðýmýzýn da bir cevabýnýn verilebilmesi lazým.


Selamlar..

gece
03-04-2013, 22:49
Testi kýrýldýktan sonra (http://www.turkceciler.com/nasrettin_hoca_fikralari_2.html)

"Nasreddin Hoca oðlunu çeþmeye gönderiyormuþ. Testiyi eline verdikten sonra yüzüne okkalý bir tokat aþketmiþ, ardýndan da:
- "Sakýn testiyi kýrma" diye seslenmiþ.
Bu durumu görenler :
- "Ne yapýyorsun Hoca efendi" demiþler, "çocuk testiyi kýrmýþ deðil ki... Hiç suçu olmayan çocuðu ne diye dövüyorsun ?"
- "Testi kýrýldýktan sonra, neye yarar!" demiþ Hoca."



Baraja! maya çalan Hocamýzdan hisse alýp, "Baþ mimar ve inþaat mühendisi (http://tr.wikipedia.org/wiki/Mimar_Sinan)" Koca Sinan'dan almamak olmaz, buyrun (http://blog.milliyet.com.tr/muhtesem-suleyman--koca-sinan-ve-sonrasi-/Blog/?BlogNo=360867):


"Ýstanbul devamlý bir su problemi içerisindedir. Bu problemin çaresi asýrlar önce Kanuni zamanýnda, Mimar Sinan'ýn günlerinde konuþulmuþ ve en büyük çare Sinan'la bulunmuþtur. Ýstanbul'un o günkü nüfusu çoðalýnca Kanuni Sultan Süleyman, Sinan'ý huzuruna çaðýrýr,

-Der ki:

"Mimarbaþý, halkýmýz su ihtiyacý içinde. Bir at yükü suya çok miktar akçe ödüyorlar. Acaba halkýmýzýn bu su ihtiyacýný karþýlamak için bir þeyler düþünmez misiniz?"

-Mimarbaþý der ki:

"Sultaným siz müsaade buyurun, ben Ýstanbul'un çevresini bir dolaþayým, dýþarýda mevcut sularý Ýstanbul'a getirmenin mümkün olup olmadýðýný bir inceleyeyim ve ondan sonra size bir cevap veririm."

Ve Sinan Aða atýna biner, yanýna yardýmcýlarýný da alýr, Çekmece'den baþlayarak kýyýlarý dolaþýr, Beþiktaþ'a kadar Ýstanbul’un kýyýlarýnda, dereleri, akan sularý tespit eder. Bu sularýn önü örüldüðü, baraj yapýldýðý takdirde nereye kadar yükselir, nereden nereye kemer yapýlarak Ýstanbul'a getirilebilir, diye, bunun günlerce hesabýný yapar ve Kanuni'nin huzuruna çýkar.

-Sultan sorar:

"Mimarbaþý, Ýstanbul'a su getirmek mümkün müdür?"

-Mimarbaþýnýn cevabý:

"Belki sultaným, mümkündür. Ancak çok aðýr bir þartý var."

"Nedir o mimarbaþý?"

"Sultaným, altýn dolu keseleri uç uca dizmek þartýyla ancak Ýstanbul'a su gelebilir.“

-Kanuni'nin cevabý þu olur:

"Mimarbaþý sen Ýstanbul'a su getirmenin mümkün olup olmadýðýný söyle. Eðer mümkünse ben keseleri uç uca deðil, yan yana dizmeye razýyým."

Bunun üzerine Mimar Sinan kollarý sývar ve Ýstanbul'un dýþýndaki sularý Kaðýthane civarýnda belli yerlerde toplar, oradan da dere içlerine büyük geçitler yaparak Ýstanbul'a getirir ve þehrin belli meydanlarýnda umumi çeþmeler yaparak suyu akýtýr.

Bu çeþmelerin tamamý da kýrký bulur. Ve Kýrk Çeþme sularý akmaya baþlar. O güne gelinceye kadar, musluk gibi bir adet olmadýðý için sular boþa akýp gitmektedir. O gün çok pahalýya mal olan suyu artýk bostanlara, yollara akýtmak istemiyorlar ve ilk defa Ýstanbul'da lüle dedikleri musluðu çeþmelere koyuyorlar. Su böylesine pahalýya geldiði ve kýymet kazanmaya baþladýðý için Kanuni bir ferman çýkarýr, der ki:


"Ýstanbul meydanlarýndaki umumi çeþmeler halkýn malýdýr. Hiç kimse bu çeþmelerden gizlice yeraltýndan evine su alamayacaktýr."

Bu umumi kaidenin bir istisnasýný da koyar Kanuni. O da özel olarak Sinan'a iletilir.

-Denir ki:

"Sen Ýstanbul'a böylesine güzel bir çalýþma sonunda kýrk çeþme sularýný getirdin. Sen evine özel olarak bir lüle su alabilirsin."

Ve Süleymaniye civarýndaki meydan çeþmesinden Sinan'ýn evine özel olarak yol yapýlarak su akýtýlýr. Böylece Mimar Sinan evinde özel suyu olan tek kiþi olur.

Mimar Sinan Þehzadebaþý Camiini, Süleymaniye Camiini ve Edirne'deki Selimiye Camiini yaptýktan sonra yaþlanýr. Devir hep öyle geçmemiþtir. Ýtibarýnýn yüksekte olduðu devirde, kendisinin kýymetini takdir edenler bir bir bu dünyadan göçmüþler. Kanuni vefat etmiþ, yerine baþka padiþahlar geçmiþtir.

Ve Sinan 99 yaþýnda!.. Çevresindeki dostlarý göçtüðü için de kendisi Ýstanbul’da adeta yapayalnýz kalmýþ. Ve artýk yeni bir nesil yetiþmiþtir. Bir gün Sinan'ýn kapýsýna birisi gelip dayanýr. Kapýyý çalar. Sinan bastonuna dayanarak kapýyý açar,

"Buyurun" der.

Gelen meçhul insan,

"Ben Topkapý Sarayý postacýsýyým. Sizi divana çaðýrýyorlar. Herhalde bir soruþturmaya tabi tutulacaksýnýz" der.

Sinan Aða, bu ihtiyar halinde, dostlarýnýn tümünün göçüp gittiði, kendisini eserleri inþaat halindeyken görenlerin kalmadýðý bu ihtiyar dünyada,

"Acaba Topkapý Sarayýna niye çaðýrýlýyorum?" diye bastonuna dayana dayana gider. Saraya girer, orada bir soruþturma heyeti kurulmuþtur:

Kadýlar, ulemalar, müftüler, o günün vükelasý. Sinan'a þöyle derler:

"Sinan Aða, hakkýnda þikayet var. Eve su almak yasak olduðu, hiç kimse evine özel olarak su almasýn, diye padiþah fermaný olduðu halde, sizin evinizde özel su varmýþ."

"Evet," der, "Cihan Padiþahý bana öyle özel olarak müsaade etmiþti. Ýstanbul'a yaptýðým su hizmetinden dolayý sadece benim þahsýma su müsaade etmiþti de almýþtým."

"O zaman þu müsaadenizi, fermam görelim de ses çýkarmayalým. Kimseye verilmemesine raðmen, sizinki devam etsin."

Sinan'ýn cevabý þu:

"Ben o zaman Cihan Padiþahýndan ferman istemekten hicap etmiþtim. Fermaným falan yok, ama su benim evimde akýyor."

-Divan müþkül durumda kalýr, konuþmalar olur:

"Sinan büyük hizmetler etmiþtir, evinde suyu aksýn."

-Oradan baþkalarý cevap verir:

"Bu Âl-i Osman'a hizmet eden sadece Sinan mý? Sinan gibi daha nice hizmet edenler vardýr. Ya onlarýn da evine özel su verilsin, ya da Sinan'a da bu ayrýcalýk tanýnmasýn."

-Divanda uzun münakaþalar olur, son olarak verilen karar þudur:

"Sinan gibi diðer hizmet edenlerin de evine su baðlanamayacaðýna göre, Sinan'a verilen su kesilmeli, fakat þimdiye kadar kullandýðý su fermansýz kullandýðý için bir cezaya mucip olmamalýdýr."

Ve bu karardan sonra Sinan evine gelir. Üzgün, bezgin, fakat fazla müteessir deðil. Çünkü Sinan hizmetini Allah için yapmýþtýr. Kendisine bir ayrýcalýk tanýnsýn veya özel bir mükafat verilsin diye deðil.

Sinan 100 yaþýna girerken hastalanýr, yataða düþer. Vefat sýrasýnda bir bezi suya batýrýp da dudaðýna çalmak isterlerken bakarlar ki, evindeki musluktan su akmýyor. Ýstanbul'a su getiren Sinan, susuz evde vefat eder. Vefat sýrasýnda bu olayý baþýnda konuþanlara verdiði cevap enteresandýr:

"Biz hizmetimizi dünyada bir bardak suya satacak kadar menfaat düþkünü deðiliz. Biz hizmetimizi Allah için yaptýk ve mükafatýný da ahrette bekliyoruz. Dünyada evimize su verilmediði için müteessir deðiliz.
...
"

Hoca ile Sinan'ýn yanýnda payýma su içmek düþer.

Þimdilik isteyen kýssalardan istediði hisseyi hele bir alsýn, elbet söz sýrasý bize de düþer.


gece
'su küçüðün, söz büyüðün' diyen forum kiþisi

gece
05-04-2013, 23:56
Nasrettin Hocamýz 13. yy'da, Koca Sinan ise 16. yy da yaþayýp, bizlere ölmez eserler býraktýlar.

Ülkemizin HES gerçeði ile ilgili baþlýkta yer almalarýný yadýrgayanlar, onlarýn kýssalarýndan hisse istemeyenler olmuþtur.

Olabilir.

Böyle düþünenler ve/veya bütün bir yazýyý oku(ya)mayacak olanlarý da düþünerek, yukarýdaki mesajda bazý sözcükleri özellikle koyu yazdým ki istemedikleri yazýlarýn tümünü okumak zorunda kalmasýnlar.

Sadece onlara bakýldýðýnda bile, suyun;
ister bir testi,
ister Kýrk Çeþme
olsun, her dönem ve her miktarýyla yaþamýn (ve bazen ölümün) kaynaðý, taþýyýcýsý, enerjisi olduðu açýktýr.

Eskiden de öyleydi, þimdi de, bundan sonra da öyle olacaktýr. Artan nüfus ve çok daha fazla artan kirlilik nedenleriyle, suyun bu stratejik önem ve deðeri de gittikçe artmaktadýr.

Ancak bu açýk gerçek karþýsýnda bile, su konusu o kadar ihmal edilmiþtir ki; dünyamýzýn yüzeyinin 3/4'ü sudan oluþtuðu halde, 'dünya' birçok dilde sadece 'kara' olarak adlandýrýlmaktadýr.

Üzerinde güneþ batmayan, donanmalarýyla kibir derecesinde övünen, Ýngilizler tarafýndan bile!

Suyun artan stratejik önemine paralel, su konusunda yeni yasal düzenlemeler yapýlmýþ, yapýlmakta ve yakýn zamanda yapýlmaya devam edecek.

Bundan kaçýþ yok.

Önemli olan, mevcut ve yapýlmakta olan düzenlemelerin kamu yararý ile ne derece örtüþtüðü ve örtüþeceði.

Su ve kamu yararý konusuna çok daha geniþ açýdan bakmak gerektiðini, HES konuþulsa bile, herkesin tercih ve söz hakký olduðunu düþünüyorum.


gece
yüzde yetmiþi su olan forum kiþisi

ciroz
06-04-2013, 02:12
6 tarafý denizlerle ( iki yarýmada ) çevrili bir coðrafyada yaþayan bir halkýn, deniz kýyýlarýndaki topraklarý göreceli deðersiz görmesinden dolayý kýz çocuklarýna verdiðini ve turizm patlamasý ile o kýzlarýn ne kadar "zengin" olduðu hikayelerini de duya geliriz.

Denizcilik Bakanlýðý yoktur o coðrafyada, bu tuzlu su, ulaþýmda bile doðru düzgün kullanýlmaz, yaþayanlarýn neredeyse 75%' i de yüzme bilmez, sudan korkar.

O coðrafya Mezopotamya (http://tr.wikipedia.org/wiki/Mezopotamya)' nýn tatlý su yönünden de önemli bir kýsmýdýr üstelik.

Tarih boyunca, toplumsal bilinç "göreceli" bilerek içi boþaltýlmaya çalýþýlýr, bunun farkýna varýp sorgulayanlar da çýkar. Tartýþmalar süregelir gider.

Ýstesekte istemesekte su, yaþamýn kaynaðý ve ta kendisidir. Boþa akmaz.

Serpent
19-04-2013, 00:15
Ona buna bulaþmadan yazmaya devam etmek istiyorum.

Onca bilgi vermeye çalýþtým. Çok az bir tepki oldu. Birkaç arkadaþ beðendiðini belirtti. Bir arkadaþ ise forum dýþýndan birini benimle vuruþmaya davet ettiðini bildirdi.

Yazdýðým yazýlar uzun, okumasý biraz zor olabilir. Katýlýrsýnýz ya da katýlmazsýnýz, ama bu konuda fikir sahibi olmak istiyorsanýz en temel olarak bilmeniz gerekenleri anlatan bir yazýdýr. Daha kýsasý olmaz. Daha kýsa olaný ancak hiçbir bilgi vermeyen sloganlar olabilir ki benim gözümde deðersizdir. Her forumda olduðu gibi burada da bolca var. Sloganlar insaný dolduruþa getirmekten baþka bir iþe yaramaz. Ýtiraf etmek gerekirse bazýlarý yararlýdýr. Ama özü itibariyle hemen hiç bilgi içermezler.

HES karþýtý arkadaþlarýn diþe dokunur bir iki görüþ vermelerini beklerdim. En azýndan ülkemiz elektrik ihtiyacýný nasýl karþýlayabileceðimiz konusunda (HES veya diðer kaynaklar) bizi aydýnlatmalarýný beklerim. Haaa.. Belki de elektriðe ihtiyacýmýz olmadýðýný anlatýrlar.

Selamlar..

pria
01-05-2013, 11:43
Köylüler yutmadý

Köylüler yutmadý (http://www.odatv.com/n.php?n=koyluler-yutmadi-0105131200)

pria
01-05-2013, 20:29
HES karþýtý arkadaþlarýn diþe dokunur bir iki görüþ vermelerini beklerdim. En azýndan ülkemiz elektrik ihtiyacýný nasýl karþýlayabileceðimiz konusunda (HES veya diðer kaynaklar) bizi aydýnlatmalarýný beklerim. Haaa.. Belki de elektriðe ihtiyacýmýz olmadýðýný anlatýrlar.

Selamlar..

Sayýn serpent,
Siz inþaat okumuþsunuz, ben ise karýnca kararýnca Ýktisat..
Ýktisat her iþin temelidir, yön vericidir.
Saðlam iktisadi temellere- hesaplara dayanmayan hiçbir þey rantabl deðildir.

Ben sizin kadar uzun yazmayacaðým..Çünkü bir konuyu uzun uzun yazmak, o konudaki savlarýn doðruluðunu kanýtlamayabilir..

Bakýnýz, bu ülkenin 2011 toplam ihracat geliri aklýmda yanlýþ kalmadýysa 134 milyar dolar, ithalatý ise 240 milyar dolardýr..
Petrole ve doðalgaza takriben yýllýk 60 milyar dolarý mecburen ödediðimizi kabullensek bile, yine de büyük dýþ ticaret açýðý veren bir ülkeyiz maalesef..

Bunun tek nedeni, her konudaki bilinçsizce yapýlan yatýrýmlar ve israf olduðu gibi, ülkemizin yüksek teknolojiye dayanan yüksek katma deðerli üretim, ihracat yapamamasýdýr.

Ýsraf konusuna en güzel örnek þudur..Bu ülkede genellikle dýþ kaynaklarla üretilen elektriðin hemen hemen yarýsý sanayi tarafýndan kullanýlmaktadýr..
Fakat, sanayi sektöründe kullanýlan devasa elektrik tüketiminde % 25 tasarruf yapýlabileceði halde, devlet bu tasarrufu saðlayan yatýrým ve programlar yerine
mantar gibi üreyen HES yapýmlarýný teþvik etmektedir..

Bakýnýz; dökümanýn 11. sayfasý:

http://siteresources.worldbank.org/TURKEYEXTN/Resources/361711-1294661147811/TurkeyEE-tr.pdf

Oysa, sanayide býrakýn % 25 i, % 10'luk tasarruf saðlanabilse belki çoðu HES yapýmýna gerek bile kalmayacaktýr..

Batý ülkelerine egemen olan kapitalizm, maalesef bizim ülkemizde vahþice uygulanmakta; ülkemizin iç- dýþ, yeraltý, yerüstü kaynaklarý, insaný yok bahasýna hovardaca kullanýlmaktadýr.

Tüm kaynaklarýmýz hovardaca kullanýlmasýna raðmen ekonomik yapýmýz olumlu anlamda yön deðiþtirmemektedir.
Bugün sanayimiz bile, dýþardan aldýðý ara mallarýný, ülkemizde montajýný yapmaktadýr.Ýþin hammaliyesini yapmaktadýr ülkemiz kýsacasý..
Sanayi firmalarýnýn kâr marjlarý çok düþüktür..Çünkü yüksek teknolojili katma deðerli üretim yok gibidir..

Bizim dýþardan ithal ettiðimiz 1 kilogram cep telefonunu satýn almak için ödediðimiz dolar miktarýný tahayyül edin..Elin ecnebisi bu 1 kilo cep telefonunu üretmek için ne kadar elektrik tüketip ne kazanýyor?
Biz ise eski demirperde ülkelerinin çöplük ve hurdalýklarýndan gelen hurdalarý eritip tekrar demir elde etmek için ne kadar elektrik tüketiyoruz acaba?
Batýlý ülkeler niye hurda gemilerini bizim gibi ülkelere gönderiyor? Bizim ülkemizde sökülen bu hurda gemiler için tüketilen elektrik kaç HES'e ihtiyaç doðurmaktadýr? Sökülen hurda gemiler bu ülkeye ne kadar artý deðer saðlýyor..
Bu örnekleri sanayinin birçok alanýnda çeþitlendirmek mümkündür..

Ýleri kapitalist ülkeler artýk kendi ülkelerinin insaný ve çevresi için sakýncalý gördükleri iþleri ve sanayi alanlarýný bizim gibi ülkelere devretmektedir.

Elektriði hem israf edercesine hem de ülke ekonomisine çok az katma deðer saðlayan alanlarda kullanýyoruz..Elektrik talebi sürekli artmaktadýr..Ama, arttýkça da sorun çözülmemekte, ne dýþ ticaret rakamlarýmýz lehimize dönmekte, ne de insanýmýzýn refahý artmaktadýr..Yani bir kýsýr döngü içindeyiz. Elin sýcak parasýyla söküklerimizi dikip, kendimizi avutmaktayýz..

Nehirlerimize, derelerimize HES adýndaki kelepçeleri takarak ülkemizin ve insanýmýzýn geleceðini hovardaca heba ederek ürettiðimiz elektriðin, sanayi tarafýndan hovardaca tüketilmesine bu ülkenin gerçekten ihtiyacý yoktur mecburiyeti de yoktur.

HES'lerin yapýmýndan önce sanayide ve zihinlerde devrim gereklidir.
Mevcut sanayimizin yapýsý ülkemize ve insanýmýza pek katma deðer katmamaktadýr.
Bu çarpýk sanayinin enerji açlýðý uðruna ülkemiz doðasý kurban edilmemelidir.
Çarpýk ve katma deðeri az sanayiye artýk derelerimiz de yetmeyecektir.

Her dereye HES kondurmayý deðil, baþta sanayide elektrik kullanýmý olmak üzere her alanda tasarruf yapmayý acý bir þekilde öðrenecek milletimiz eninde sonunda..
Daða taþa, havadaki kuþa, denizdeki yunusa satýlacak bir mal olarak bakýldýðý bir dönem yaþýyoruz.
''Dere''nin suyu da bitecek birgün..

Serpent
01-05-2013, 21:51
Sayýn pria,

Yazdýklarýmý uzun bulmuþsunuz. Benim yazdýklarýmý pek okumadýðýnýzý sizin yazdýklarýnýzdan çýkarabiliyorum. Bu kadar geniþ HES konusu hakkýnda daha özlü bir bilgi nasýl verilebilir pek bilmiyorum. Benim yazdýklarým konu hakkýnda bilgi sahibi olmak isteyenlerin okuyabileceði en kýsa yazýdýr.

Bu vesileyle aklýma bir kýssa geldi:

Padiþah emrindeki adamlara talimat vermiþ. Bana dünya tarihini yazýn getirin okuyacaðým demiþ. Bir yýl sonra bilim adamlarý gelmiþ bir kervan yükü kitap oldu getirdik demiþler.

Padiþah ben bunu okuyamam kýsaltýn diye talimat vermiþ. Bir yýl sonra adamlarý gelmiþ ve bir deve yükü kitap olarak özetledik demiþler.

Padiþah bu da çok uzun, kýsaltýn diye cevap vermiþ. Adamlar bir yýl sonra dünya tarihini tek bir kýtap olarak getirmiþler. Ancak padiþah bu da çok uzun okuyamam siz bana söyleyiverin demiþ. Adamlar ne desinler “Ýnsanlar savaþtýlar ve öldüler” þeklinde bir özetleme yapmýþlar.

Þimdi siz de belli ki benim yazdýklarýmý öðrenmek amacýyla okumaya üþenenlerdensiniz. Eðer dikkatle okusaydýnýz yazdýklarýnýzýn çoðuna cevaplarýn benim yazdýklarýmda olduðunu görebilirdiniz.

Tasarrufu önemsediðim benim yazdýklarýmdan anlaþýlabilir. Siz iktisatçý olduðunuza göre sayýlarla aranýzýn iyi olduðunu varsayýyorum. Benim beklentim hangi sektörde hangi tasarruf tedbirleriyle neyi tasarruf edebileceðimizi ortaya koymanýzý beklerdim.

Ancak siz yukarýda da ifade ettiðim gibi “derelere kelepçe vurulmasý” gibi slogan söylemlerden bir adým öteye somut hiçbir þey koyamadýðýnýzý görüyorum.

Bu arada, mesleðinizi önemsemenizi anlayýþla karþýlýyorum. Hepimiz kendi mesleðimizi önemseriz. Ancak en temel bilimler mantýk ve matematiktir. Daha sonra doða olaylarýný modelleyen gözleme dayalý fizik, kimya, biyoloji gibi ampirik bilimler gelmektedir. Bunlarýn hepsi fen bilimleri sýnýfýnda yer alýr.

Mühendislik ve týp gibi bilimler uygulamalý bilimler sýnýfýndadýr.

Ýktisat , sosyoloji gibi bilimler ise davranýþ bilimleri olarak sýnýflandýrýlabilir.

Þimdi bunlardan birinin diðerine üstünlüðü vardýr demiyorum, ama sizin “Ýktisat her iþin temelidir, ....” söyleminiz çok iddialý bir söylem olmuþ.

Saygýlarýmla..

pria
01-05-2013, 23:20
Eðer yatýrým nehir santralýysa su dere yataðýnda akmaya devam edecek demektir. Eðer barajlý bir yatýrýmsa enerji üretmeden suyu barajda ne kadar tutabilir? Ya o suyu enerji üretimi için kullanarak salacak, ya da enerjisini almadan nehir yataðýna býrakacaktýr.

.

..2005’den günümüze kadar kurulan HES’lerin tamamý bugün geçerli olan onlarca yasa ve yönetmelik kapsamý dýþýnda, çevre ve insan ile ilgili faktörlerin eksik tanýmlandýðý bir ortamda gerekli þartlar saðlanmadan, çevre ve insan gözetilmeden yapýlmýþtýr. Akarsu ve çevresinde hayatýn devamý demek olan can suyu hesaplarýnýn akarsuyun bulunduðu ekosistemi ve çevresindeki insan hayatýný göz önüne almadan dünyanýn hiç bir yerinde kullanýlmayan basit bir yöntemle hesaplanmýþtýr.

ÝMO Su Yapýlarý Kurulu raporundan alýntýdýr..

http://www.imo.org.tr/resimler/dosya_ekler/d8c5e9986a1c41b_ek.pdf?dergi=260

Gerçekler hiç te sizin yazdýðýnýz gibi deðil sayýn Serpent..Meslektaþlarýnýz sizin gibi düþünmüyor..

pria
01-05-2013, 23:31
Ülkemizin elektrik enerjisine olan ihtiyacý:

Sanayileþmeye ve refah artýþýna baðlý olarak ülkemizde elektrik enerjisine olan telep sürekli olarak artmaktadýr. Bu artýþ yýllýk %5-8 arasýnda deðiþmektedir. Þu anda ülkemiz elektrik ihtiyacý üretimle ancak baþa baþ karþýlanabilmektedir. Eðer yeni tesisler yapmazsak bir kaç yýl içinde elektrik yetersizliðiyle karþý karþýya kalacaðýz.

Yapýlacak tesisler bellidir...

...''genç-ÝMO'' yenilenebilir ve sürdürülebilir yöntemlerle elektrik enerjisi üretilmesine karþý deðildir. Enerji bahanesiyle halkýn yaþam alanlarýnýn tahrip edilmesine, en önemli yaþam kaynaklarýnýn yok edilmesine, suyun ticarileþtirilmesine karþýdýr. Halkýn ihtiyacý dýþýnda, sermayenin daha fazla kar edebilmesi için her gün artan elektrik ihtiyacýnýn sorumlusu halk deðildir. Bu yüzden bunun faturasýný halk ödemeyecektir. Doðanýn herhangi bir parçasýnýn alýnýr satýlýr hale getirilmesi, telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çýkaracaktýr. Çünkü yaþam hakký, temiz ve içilebilir su kaynaklarýna ulaþma hakkýný da kapsamaktadýr.

[ GENÇ-ÝMO HES ÇALIÞTAYI (TRABZON) ] TMMOB Ýnþaat Mühendisleri Odasý (http://denizli.imo.org.tr/gencimo/bizden_detay.php?kod=1857&tipi=72&sube=)

pria
02-05-2013, 00:10
En azýndan ülkemiz elektrik ihtiyacýný nasýl karþýlayabileceðimiz konusunda (HES veya diðer kaynaklar) bizi aydýnlatmalarýný beklerim. Haaa.. Belki de elektriðe ihtiyacýmýz olmadýðýný anlatýrlar.

Selamlar..



...DOLAPTAN KEBAN ÇIKABÝLÝR
Baþkan Aydilek, 15 yýl önce satýlan buzdolaplarýnýn B, C, D sýnýfý olduðunu; C sýnýfý bir buzdolabýnýn ise yýllýk 840 kwh elektrik tükettiðini anýmsattý. Oysa þimdi A +++ sýnýfý bir buzdolabýnýn sadece 193 kwh elektrik tükettiðini belirten Aydilek, “Evlerde 24 milyon adet buzdolabý çalýþýyor. Bunlarýn 15 milyonu C tipi. Eðer bunlar A sýnýfý ile deðiþtirilebilseydi yýllýk 6 milyar kwh enerji tasarrufu mümkün olurdu” dedi. Aydilek, bu miktarýn Keban Barajýnýn ürettiði yýllýk elektriðe eþ deðer olduðunu belirtirken, bu dolaplarýn A+++ ile deðiþtirilmesinin ise 2 tane Keban anlamýna geleceðini vurguladý.

Bakanlýktan enerji tüketimini azaltmak amacýyla A+++ paket geliyor - Enerji Enstitüsü (http://enerjienstitusu.com/2012/01/04/bakanliktan-enerji-tuketimini-azaltmak-amaciyla-a-paket-geliyor/)

Yüzlerce HES yapacaðýnýza buzdolaplarýný A+++ yapsaydýnýz keþke..Bunca tartýþma da yaþanmaz ve insanlarýn huzuru kaçmazdý..
Herþeyi yapmaya gücü yeten bir iktidar 10 yýldan beri niye bu adýmlarý atmaz?

Çünkü HES'çilik yepyeni bir rant kapýsýdýr.

Serpent
02-05-2013, 16:20
..2005’den günümüze kadar kurulan HES’lerin tamamý bugün geçerli olan onlarca yasa ve yönetmelik kapsamý dýþýnda, çevre ve insan ile ilgili faktörlerin eksik tanýmlandýðý bir ortamda gerekli þartlar saðlanmadan, çevre ve insan gözetilmeden yapýlmýþtýr. Akarsu ve çevresinde hayatýn devamý demek olan can suyu hesaplarýnýn akarsuyun bulunduðu ekosistemi ve çevresindeki insan hayatýný göz önüne almadan dünyanýn hiç bir yerinde kullanýlmayan basit bir yöntemle hesaplanmýþtýr.

ÝMO Su Yapýlarý Kurulu raporundan alýntýdýr..

http://www.imo.org.tr/resimler/dosya_ekler/d8c5e9986a1c41b_ek.pdf?dergi=260

Gerçekler hiç te sizin yazdýðýnýz gibi deðil sayýn Serpent..Meslektaþlarýnýz sizin gibi düþünmüyor..


Sayýn pria,
Linkini verdiðiniz raporu keþke baþtan sona okusaydýnýz. Ayný raporun sonuç bölümünde bakýn ne diyor.

Depolamalý ve depolamasýz HES’lerin yapýlmasýna tamamen karþý olmak, günümüz þartlarýnda
doðru deðildir. Karþý durulmasý gereken toplumlarýn büyük tüketiciler olmasýný saðlayan, doðayý
oluþturan bileþenlerin tümünü kaynak olarak tanýmlayýp Dünya kaynaklarýný tümünü ticari metaya
dönüþtürerek kontrolsüz biçimde yok eden ve dünyayý yok etmeye derelerimizle devam edecek
olan ekonomik anlayýþtýr. Dünya ekonomisinin bu anlayýþla büyümesi insanoðlunun yaþam þartlarýný
inanýlmaz yükseltmiþ, ancak ekosistem geri dönülemez bir yok oluþa doðru sürüklenmiþtir.
Bugün dere halklarýnýn baþlattýðý mücadele, aslen yok olmama mücadelesi olarak addedilmeli, sürdürülebilir
bir yaþam için sürdürülebilir HES’lerin yapýlmasý desteklenmelidir.

Sanki ben her ne pahasýna olursa olsun HES ler yapýlsýn demiþim ki bir algý yaratmaya çalýþýyorsunuz. Ancak en hafif tabiriyle doðru deðil. Benim yazdýklarýmý dikkatle okuyan bunun farkýna varacaktýr.

Serpent
02-05-2013, 16:21
...''genç-ÝMO'' yenilenebilir ve sürdürülebilir yöntemlerle elektrik enerjisi üretilmesine karþý deðildir. Enerji bahanesiyle halkýn yaþam alanlarýnýn tahrip edilmesine, en önemli yaþam kaynaklarýnýn yok edilmesine, suyun ticarileþtirilmesine karþýdýr. Halkýn ihtiyacý dýþýnda, sermayenin daha fazla kar edebilmesi için her gün artan elektrik ihtiyacýnýn sorumlusu halk deðildir. Bu yüzden bunun faturasýný halk ödemeyecektir. Doðanýn herhangi bir parçasýnýn alýnýr satýlýr hale getirilmesi, telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çýkaracaktýr. Çünkü yaþam hakký, temiz ve içilebilir su kaynaklarýna ulaþma hakkýný da kapsamaktadýr.

[ GENÇ-ÝMO HES ÇALIÞTAYI (TRABZON) ] TMMOB Ýnþaat Mühendisleri Odasý (http://denizli.imo.org.tr/gencimo/bizden_detay.php?kod=1857&tipi=72&sube=)


Linkteki yazýyý okudum. Bir kýsým inþaat mühendisliði öðrencisinin katýlýmýnda yapýlmýþ bir atölye çalýþmasý. Yazýnýn sonuç bölümü sloganlardan baþka bir bilgi içermiyor. O nedenle yorum yapmýyorum.

Serpent
02-05-2013, 16:26
Geldik zurnanýn zýrt dediði yere.

Yazdýklarýma karþý “bak falanca ne diyor, filanca ne diyor” þeklinde yazmak ve link vermek yerine link verdiðiniz yazýlarý okuyup, özümseyerek kendi görüþlerinizi yazmanýzý ve kendi sesiniz olmanýzý önermiþtim. Ancak deðiþen bir þey olmadý.

pria’dan alýntý:

Ýsraf konusuna en güzel örnek þudur..Bu ülkede genellikle dýþ kaynaklarla üretilen elektriðin hemen hemen yarýsý sanayi tarafýndan kullanýlmaktadýr..
Fakat, sanayi sektöründe kullanýlan devasa elektrik tüketiminde % 25 tasarruf yapýlabileceði halde, devlet bu tasarrufu saðlayan yatýrým ve programlar yerine mantar gibi üreyen HES yapýmlarýný teþvik etmektedir..

Bu yaklaþýmýn somutlaþtýrýlmasý adýna þunu sormuþum.

Serpent’ten alýntý:

Tasarrufu önemsediðim benim yazdýklarýmdan anlaþýlabilir. Siz iktisatçý olduðunuza göre sayýlarla aranýzýn iyi olduðunu varsayýyorum. Benim beklentim hangi sektörde hangi tasarruf tedbirleriyle neyi tasarruf edebileceðimizi ortaya koymanýzý beklerdim.



Gelen yanýt bu:


...DOLAPTAN KEBAN ÇIKABÝLÝR
Baþkan Aydilek, 15 yýl önce satýlan buzdolaplarýnýn B, C, D sýnýfý olduðunu; C sýnýfý bir buzdolabýnýn ise yýllýk 840 kwh elektrik tükettiðini anýmsattý. Oysa þimdi A +++ sýnýfý bir buzdolabýnýn sadece 193 kwh elektrik tükettiðini belirten Aydilek, “Evlerde 24 milyon adet buzdolabý çalýþýyor. Bunlarýn 15 milyonu C tipi. Eðer bunlar A sýnýfý ile deðiþtirilebilseydi yýllýk 6 milyar kwh enerji tasarrufu mümkün olurdu” dedi. Aydilek, bu miktarýn Keban Barajýnýn ürettiði yýllýk elektriðe eþ deðer olduðunu belirtirken, bu dolaplarýn A+++ ile deðiþtirilmesinin ise 2 tane Keban anlamýna geleceðini vurguladý.

Bakanlýktan enerji tüketimini azaltmak amacýyla A+++ paket geliyor - Enerji Enstitüsü (http://enerjienstitusu.com/2012/01/04/bakanliktan-enerji-tuketimini-azaltmak-amaciyla-a-paket-geliyor/)

Yüzlerce HES yapacaðýnýza buzdolaplarýný A+++ yapsaydýnýz keþke..Bunca tartýþma da yaþanmaz ve insanlarýn huzuru kaçmazdý..
Herþeyi yapmaya gücü yeten bir iktidar 10 yýldan beri niye bu adýmlarý atmaz?

Çünkü HES'çilik yepyeni bir rant kapýsýdýr.




Alýntýdaki ifadeler beyaz eþya sanayicileri dernek baþkanýna aitmiþ. Adam malýný satmak istiyor tabii. Adamýn ifadesinde yok ama yazýyý hazýrlayan her yýl iki Keban diye bir cevahir yumurtlamýþ. Sanki Keban'ý yapýyorsun o yýl kullanýyorsun ve ertesi yýl hurdaya çýkýyor sanýrsýnýz.

Þimdi bir hesap yapalým.

A++ sýnýfý orta büyüklükte buzdolabýnýn fiyatý alt sýnýrdan alýndýðýnda 1200 TL. Bunu 15 milyon buzdolabýyla çarptýðýnýzda ortaya çýkan toplam maliyet 18 milyar TL ki bu da yaklaþýk 10 milyar Dolar ediyor. Dikkat edin hesabý A+++ sýnýf dolap için yapmadýk. Onun için yapsaydýk daha yüksek bir maliyet bulacaktýk.

Bu kadar parayla 5 adet Keban büyüklüðünde HES yapabiliriz. Üstelik bir buzdolabýnýn ekonomik ömrü 15 yýl iken bir HES’in ömrü 50 yýldýr. Hadi bunun ikisi verimsiz dolaplara gitsin. Ülke olarak hâlâ net 3 Keban kadar kârda oluruz.

Harcanacak kaynaðýn ülke kaynaðý olduðunun dikkate alýndýðýný ve onun bunun parasý kavramýnýn söz konusu olmadýðýný dikkatinize sunarým.

Þimdi dense ki ‘ömrü dolup hurdaya çýkanlar yerine verimliliði yüksek dolaplarýn alýmý teþvik edilsin’ amenna. Ama ne deniyor? “DOLAPTAN KEBAN ÇIKABÝLÝR”. Demek ki dolaptan Keban çýkmýyormuþ.

Eðer iktisata ait rantabilite hesaplarý yukarýda gösterilen kadar basit bir hesabý bile yapamýyorsa ben o hesabý almayayým.:D:D

pria
02-05-2013, 16:50
Bu kadar parayla 5 adet Keban büyüklüðünde HES yapabiliriz. Üstelik bir buzdolabýnýn ekonomik ömrü 15 yýl iken bir HES’in ömrü 50 yýldýr. Hadi bunun ikisi verimsiz dolaplara gitsin. Ülke olarak hâlâ net 3 Keban kadar kârda oluruz.


Halâ yanlýþ bilgiler vermekte ýsrar ediyorsunuz.
10 milyar dolara 5 Keban yapýlýr diyorsunuz ama Keban'ýn maliyeti bildiðim kadarýyla 7 milyar dolardýr.
Kusura bakmayýn, ben Keban'ýn maliyetini sizin gibi kafadan atýp yazamam, kaynak göstermek zorundayým..Kaynak gösteriliyor diye kimseyi kýnar þekilde yazmanýz da pek þýk deðil..

Keban Barajý Nerededir? Özellikleri Nelerdir? | Bilgi Birikimi (http://bilgibirikimi.net/2012/07/19/keban-baraji-nerededir-ozellikleri-nelerdir/)

pria
02-05-2013, 16:57
Alýntýdaki ifadeler beyaz eþya sanayicileri dernek baþkanýna aitmiþ. Adam malýný satmak istiyor tabii. Adamýn ifadesinde yok ama yazýyý hazýrlayan her yýl iki Keban diye bir cevahir yumurtlamýþ. Sanki Keban'ý yapýyorsun o yýl kullanýyorsun ve ertesi yýl hurdaya çýkýyor sanýrsýnýz.



Hadi buzdolapçý malýný satmak için sizin tabirinizle ''cevahir yumurtlamýþ''..
Peki bu ülkenin Enerji Bakaný da ayný þeyleri söylüyorsa dediðim dedik türünden yazdýklarýnýzý gözden geçirme gereði duymayacak mýsýnýz:

...Enerji tasarrufuna harcanan her 1 dolarýn enerji üretimine harcanan 2 dolardan daha deðerli olduðunu ifade eden Yýldýz, gerekli adýmlarýn atýlmasý durumunda Türkiye'de her yýl 15 milyar liralýk enerji tasarrufu saðlanabileceðini belirtti.

Bakan Yýldýz; ''Türkiye'deki elektrik faturalarýnýn toplamýnýn 60 milyar lira olduðu dikkate alýnýrsa, bu çok önemli bir tasarruf. Yalnýzca elektrikte deðil, enerjinin bütün dallarýnda yapýlacak tasarruflar önümüzdeki 10 yýlda Türkiye'nin %20'ler civarýnda bir tasarruf yapacaðýný gösteriyor. Ve iki tane Keban Barajýný her yýl yapmýþ olacaðýz'' diiye konuþtu.

''Tasarrufla her yýl 2 Keban barajý yapýlabilir'' (http://www.trthaber.com/haber/ekonomi/tasarrufla-her-yil-2-keban-baraji-yapilabilir-70387.html)

Bakalým, buzdolapçýyla ayný fikirde olan Bakan için ne tür kýnayýcý ifadeler kullanacaksýnýz ?

Serpent
02-05-2013, 18:14
Sayýn pria,

Siz kendi yazýlarýnýzda fütursuzca “Çünkü HES'çilik yepyeni bir rant kapýsýdýr.” ifadesini kullanacaksýnz, ama benim ifadelerimi kýnayýcý bulacaksýnýz. Bakýn bu olmadý iþte. Üstelik ben kimseyi kýnamýþ dahi deðilim.

HES maliyetlerinin kW baþýna 800 ila 2000 Dolar arasýnda deðiþtiðini ilk mesajýmda yazmýþtým. Keban HES kuruluþu itibariyle 1500 MW güce sahiptir. Bugünkü maliyetlerle ortalama 2 milyar Dolara yapýlabilir. Daha önce de yazdým. Devlet HES leri yaparken hesabýný hiçbir zaman tutturamamýþ ve yaptýðý HES leri olmasý gereken maliyetin birkaç katýna maletmiþtir. Keban da bunlardan biridir. Önceki mesajlarýmda bunu da vurgulamýþtým. Tabii ki okumayanlar bunun farkýnda deðil. Özetle “suimisal misal olamaz” deðil mi?

Bu arada buzdolabý yenilemeyle iki Keban söylemi, ülke çapýnda %20 elektrik tasarrufuyla iki Keban söylemine doðru evrildi her nedense. Bir hesap karýþýklýðý var anlaþýlan. Ýktisadi rantabilite hesabý böyle mi oluyor? Bir olmazsa öbürü?

Bakanýn söylediklerine gelince: Bakanýn söyledikleri “Halamýn býyýklarý olsaydý” türü ifadeler. Eðer ülkemiz elektrikte %20 tasarruf etse doðrudur o parayla her yýl ikiden de fazla Keban HES yapýlabilir. Bakanýn tüketicileri tasarruf konusunda þevklendirmek için söylediði ifadeler olarak görüyorum. Ancak o ifadelerde bu tasarrufun nasýl yapýlacaðýna dair bir ipucu bulamýyorum. Anlaþýlan sizin bu konuda bir fikriniz var. Rica etsem, rakamlarla bize de izah etme lütfunda bulunur musunuz?

Selamlar..

pria
02-05-2013, 19:26
Sonsöz;
Ülkemizde ''HES''lerden önce, ''Tasarruf Çevrim Santrallerine'' ihtiyaç vardýr.


Kalkýnmýþ ülkeler, tasarruf tedbirlerini günümüzün en büyük enerji kaynaðý görüyor. Türkiye ise enerjide dýþa baðýmlý olmasýna raðmen verimlilik ve tasarruf meselesini yýllardýr ihmal ediyor.

Makale: Tasarruf Çevrim Santralleri | Enerji Haberleri | Enerji Haberi | Enerji Sektörü | Enerji ve Enerji Verimliliði Gazetesi (http://www.enerjigazetesi.com/makale-tasarruf-cevrim-santralleri/)

Sayýn Serpent,

Sizde okumuyorsunuz sanýrým..Yukarýdaki 104 nolu mesajýmda, ülkemizde sanayi ve konut sektöründe yapýlabilir tasarruflarý ve yüzdelerini anlatan raporun linkini vermiþtim (50. sayfaya bakýnýz)

http://siteresources.worldbank.org/TURKEYEXTN/Resources/361711-1294661147811/TurkeyEE-tr.pdf

Bu makalede enerji üretimi için ilgi bekleyen ''bio kütle'' ile sözlerimi bitiriyorum:

''Türkiye’de tavuk gübresi atýðýnýn enerji açýsýndan büyük bir potansiyel barýndýrdýðýný kaydederek, “Ülkemizdeki tavuk gübresini deðerlendirebilirsek, en az iki Atatürk Barajý kapasitesinde mobil enerji üretimi saðlamýþ oluruz”

Tavuk gbresinden elektrik retimine dl - Hrriyet EKONOM (http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/20349756.asp)

HES son çaredir, öyle olmalýdýr.Getirisi götürüsünden genellikle azdýr çünkü.

Serpent
02-05-2013, 20:22
Sayýn pria,

Ýster inanýn ister inanmayýn, ben sizin verdiðiniz linklerin hepsine baktým. Tasarrufla ilgili linklerin bir kýsmý genel enerji tasarrufuyla ilgili olup, elektrik ihtiyacýnýn karþýlanmasý ve elektrik tasarrufuyla ilgili deðil. Örneðin binalarýn yakýt tasarrufu gibi konular.

Allah aþkýna verdiðiniz linkleri kendiniz alýcý gözle okuyor musunuz? Örneðin bazýlarýný dikkatlice okuduðunuz zaman falan tesis yýlda bimem ne kadar MW elektrik üretecek gibi konudan bihaber birinin söyleyebileceði ifadeler var.

Beni en çok þaþýrtan ifadelerden biri ise bir güneþ enerjisi yatýrýmcýsýnýn þikayeti oldu. Bulgaristandaki tesisinde ürettiði elektriðin kWh i neredeyse yarým Dolardan satabiliyormuþ da bu ülkemizde niye olmuyormuþ diye þikayet ediyor.

Yukarýdaki mesajlarýmýn birinde yazmýþtým. Güneþ enerjisine evet diyorsanýz elektriðe þimdi ödediðinizin 5 katý bedel ödemeyi göze alýn demiþtim.

Bu tür mesajlarý içeren linkler karþý görüþ olarak önüme konuyor. O nedenle ben de soruyorum; kendiniz okuyor musunuz diye.

Ben tartýþmaya devam etmeye hazýrým. Çünkü bu konunun uzmanýyým. Burayý yüzlerce sayfa mesaj ve linkle doldurabilirim. Ancak bunu yapmayacaðým. Sizlerin daha iyi açýklanmasýný istediði veya yazdýklarýmdan anlaþýlamayan hususlarla ilgili iyi niyetli sorularý elimden geldiðince yanýtlamaya çalýþacaðým.

Bununla beraber, beklentim, geliþmiþ ülkelerde kiþi baþý elektrik tüketiminin yýlda kaç kWh olduðunu sizlerin araþtýrmasý ve ülkemizi bu ülkelerle karþýlaþtýrmanýzdýr.

Selamlar..

pria
02-05-2013, 22:10
Çünkü bu konunun uzmanýyým.

Sayýn Serpent..
Bu, derelerimizde mantar gibi biten HES'lerle ilgili çok çýðlýk atýldý, çok halk hareketi yaþandý, çok yargýya taþýnanlar oldu, çok kýyamet koptu, kopuyor ve daha da kopacak gibi..

Siz mutlaka bu iþin uzmaný olduðunuza göre, belki de birçok HES inþaatýnda çalýþtýnýz, çalýþmadýðýnýz HES þantiyelerine ziyaretler yaptýnýz..

Bu çýðlýklara hak verdiðiniz HES inþaatý olmuþ mudur acaba? Vicdanen? Keþke bu HES yapýlmasaydý dediðiniz oldu mu ? Örneðin, hangileri?
Yoksa bu çýrpýnýþlar size göre kuru gürültü müdür? Haksýz mýdýr?
Yoksa yapýlmýþ ve yapýmý süren veya planlanan her HES size göre yapýlmasý elzem, doðru ve isabetli midir ?
Hiç o yörenin istemezükçü insanlarý içine karýþýp onlarý dinlediniz mi?
Onlar mý size inandýrýcý geldi yoksa siz mi onlarý ikna edebildiniz? Savunurken aldýðýnýz büyük tepkiler olmadý mý hiç?
O yörenin insaný olsaydýnýz yine o þantiyede çalýþýrmýydýnýz?

Baþýnýzdan geçen varsa bir iki yaþanmýþ acý-tatlý olayý anlatýrsanýz sevinirim..Selamlar.

Serpent
02-05-2013, 23:08
Sayýn pria,

Samimi bir üslupla yazýldýðýný düþündüðüm yukarýdaki mesajýnýza karþý samimi bir þekilde aþaðýdakileri yazmak istiyorum.

Benim çalýþtýðým tesislerin hiç birinde benim vicdanýmý sýzlatacak bir durum olmadý.

En samimi duygularýmla yazacaðým.


Çalýþtýðýmýz bir nehir santralý için bizi mahkemeye veren köylüler oldu. Bunlarýn elebaþýlýðýný yörede turistik oteli olan biri ve ayrýca o yörenin insaný olup Alaska’da yaþayan biri yapýyordu. Kaderin þu cilvesine bakýn ki o turistik tesis sahibi þimdi kendisi komþu bir havzada HES inþaatý yapýyor.

Davacýlarýn (köylülerin) avukatýnýn yazdýðý dava dilekçesi tam bir demagoji örneðiydi. Dilekçesinde büyük patlama (Big Bang) sonucu evrenin baþlangýcýna dahi deðiniliyordu. Þirkette kendi aramýzda þakalaþýyorduk. Büyük patlamayý da bizim üstümüze mi yýkacak acaba diye. Doðal olarak biz karþý dilekçemizde bu tür iddialara ne cevap vereceðimizi þaþýrýyorduk.

Mahkeme önce yürütmeyi durdurma kararý verdi. Birkaç kere bilirkiþi tayin etti ve sonunda inþaata izin verdi. Ýþin durdurulmasýnýn hem lisans sahibi þirket hem de ülke ekonomisi için bir kayýp olduðunu söylemeye gerek yok.

Belki size ilginç gelecektir. Ýnþaat baþlama hazýrlýklarý yapýlýrken þirketin sýfýr km 4x4 pikabý geceleyin ateþe verildi ve yakýldý. Birkaç gün sonra þantiye binamýz kundaklandý ve yakýldý. Allahtan can kaybý olmadý. Dayanýþma adýna yapaný söylemediler.

Þimdi kötü yapýlan HES ler var mýdýr sorusunun cavabý herhalde vardýr. Saklamaya filan çalýþmýyorum ben þahit olmadým. Doðu karadenizde bir yandan HES inþaatlarý devam ederken bir yandan karayolu inþaatlarý yapýlmakta. Vatandaþ karayolu inþaatýnýn tarumar ettiði çevreyi HES inþaatlarý yapýyor sanýyor. Gerçeði biliyorsa yol inþaatlarýna gýký çýkmýyor.

Ben çoðunlukla barajlý HES ler için çalýþtým. Barajlý HES leri çok sevdiðimi saklamayacaðým. Dünyanýn en güzel yapýlarýndandýr barajlar. Barajlarda inþaat faaliyetleri 24 saat sürdürülür. Dolayýsýyla en az iki vardiya çalýþýlýr. Her vardiya günde 12 saat çalýþýr. Bu satýrlarýn yazarý da gençliðinde vardiya tutmuþ (15 gün gündüz, 15 gün gece) bir mühendistir ve yaptýðý iþten gurur duymaktadýr. Baraj inþaatlarýnda çalýþmak gerçekten fedakarlýk isteyen bir iþ olup herkesin katlanabileceði bir iþ deðildir.

Çoðunlukla barajlý HES ler için çalýþtým ama yüzlerce sayýlabilecek nehir santralý ve barajlý HES gördüm. Bunlarýn bazýlarýnda mühendislik hatalarý vardý. Çevresel anlamda deðil. Yapýnýn daha etkin kullanýlmasýný önleyen hatalar yapýlmýþtý. Bu tür gözlemler doðal olarak beni üzmüþtür.

Þimdi biz yaptýðýmýz iþten böyle gurur duyarken bizlerden için “manyaklar”, “rantçýlar”, “çevre katilleri”, “emperyalist maþalarý” gibi sýfatlarla bahsedilmesi doðal olarak bizleri üzüyor.

Selamlar..

pria
03-05-2013, 10:38
Þimdi kötü yapýlan HES ler var mýdýr sorusunun cavabý herhalde vardýr. Saklamaya filan çalýþmýyorum ben þahit olmadým. Doðu karadenizde bir yandan HES inþaatlarý devam ederken bir yandan karayolu inþaatlarý yapýlmakta. Vatandaþ karayolu inþaatýnýn tarumar ettiði çevreyi HES inþaatlarý yapýyor sanýyor. Gerçeði biliyorsa yol inþaatlarýna gýký çýkmýyor.

Ben çoðunlukla barajlý HES ler için çalýþtým. Barajlý HES leri çok sevdiðimi saklamayacaðým. ..

Sayýn Serpent,

Siz, doða, çevre, yöre insaný için çok sakýncalar ve kayýplar yaratmayacak projelerde görev almýþ olabilirsiniz..
Ama, benim öðrendiðim kadarýyla, alelacele, çok hoyratça yapýlan özellikle nehir tipi HES'ler çok büyük rezaletler sergilemektedir.

Buna örnek, Artvin yöresidir..Fotoðraflarda açýkça görülüyor bunlar..Tam bir doða katliamý..Artvin Üniversitesi araþtýrmasýnda bunlar çok açýkça izah edilmiþ..

Bakýnýz:

http://www.artvin.edu.tr/karok3/II.Cilt/(677-687).pdf

Siz ''Vatandaþ karayolu inþaatýnýn tarumar ettiði çevreyi HES inþaatlarý yapýyor sanýyor.'' diyorsunuz ama gerçekler pek öyle deðil..

Bende sizin samimiyetinize inanýyorum, çalýþtýðýnýz barajlý HES'ler böyle bir katliam yaratmamýþtýr belki ama bu özellikle Karadeniz bölgemizin sarp coðrafyasýnda ayný dere üzerinde zincir þeklinde kurulan nehir tipi HES'lerin ülkemize, doðamýza, insanýmýza pek hayýrlý olmayacaðýna inanýyorum ve bu uðurda yapýlan aklý baþýnda her türlü mücadeleye saygý duyuyorum.

Serpent
03-05-2013, 15:44
Sayýn pria,

Verdiðiniz linki inceledim. Geniþ çaplý bir eleþtri/açýklama yazmak için þu ara pek vaktim yok. Ancak vakit bulunca yazacaðým.

Üzülerek belirtmeliyim ki bu makaleyi yazanlar belki bilmeyerek, belki bilerek kafalarý bulandýrýyorlar. Konunun uzmaný olmayanlarýn bile anlayabileceði basit bir örnek vereceðim.

… DSÝ ile þirketler arasýnda imzalanan Su Kullaným Hakký Anlaþmasý Yönetmeliði (Anonim, 2009b), derelerden alýnabilecek su miktarýnýn ortalama
akýmýn %90’ýna kadar çýkabileceðini belirtmektedir. Bu durumda, ilk olarak bu akarsu
sistemlerine baðlý olan bitki örtüsü (dere kenarý vejetasyonu) ile sucul canlýlarýn habitatlarý
olumsuz þekilde etkilenecektir. Bu etki, yaðýþýn ve dolayýsý ile dere akýþýnýn azaldýðý kurak
dönemlerde çok daha ciddi olacaktýr. Bu gibi kurak dönemlerde derelerdeki su miktarýnýn
minimum seviyelere düþmesi Su Kullaným Hakký Anlaþmasý Yönetmeliðinde (Anonim,
2009b) belirtilen “Nehirde son on yýllýk ortalama akýmýn %10 undan daha az akým olmasý
halinde suyun tamamý doðal hayatýn devamý için mansaba býrakýlacaktýr“ maddesi
açýsýndan tartýþýlmasý ve açýklýða kavuþturulmasý gereken bir durumdur.

Basit bir iki hesap yapalým. Bir derenin ortalama akýmý 50 m3/s, gözlenmiþ en büyük akýmý 150m3/s ve gözlenmiþ minimum akýmý 3 m3/s olsun. Rakamlarý atmasyon yazdým.

Makaledeki ifadeye bakarsanýz enerji için alabileceðin maksimum su 45 m3/s (50 x 0,90)oluyor. Demek ki makale sahipleri öncelikle yönetmeliðin ne dediðini kendileri anlamamýþlar. Halbuki böyle bir tesis tahminen 70-80 m3/s debi için projelendirilir.

Can alýcý noktaya gelirsem. Yönetmelik diyor ki en az 5m3/s (50 x 0,10) suyu enerji için almadan dere yataðýna býrakacaksýn. Söz gelimi 15 m3/s geliyorsa bunun 10 m3/s lik kýsmýný enerji için kullanabilirsin ve 5 m3/s suyu hiç ellemeden dere yataðýna býrakacaksýn. Eðer gelen su eðer 4 m3/s ise bu suya hiç ellemeden doðrudan dere yataðýna býrakacaksýn. Bu konu açýklýða kavuþturulmalýymýþ. Bunun açýklýða kavuþturulacak nesi var?

Derede kendi halinde gelen su o tesis olsa da olmasa da 4 m3/s ise kim ne yapabilir?

Daha bunun gibi bir sürü çeliþkili ifade var.

Ben yapýlan tesisler tümüyle masumdur demiyorum. Ancak, bilimsel bir makale yazýyorsanýz, öncelikle doðru bilgileri vereceksiniz ondan sonra eleþtrilerinizi yapacaksýnýz. (Tabii ki bu sözlerim makale sahipleri için). Ayrýca verilen zararlarla ilgili nicelik bildiren bilgiler olmalý. Aksi takdirde o makale bilimsel makale olarak sýnýflandýrýlamaz.

Saygýlarýmla..

pria
04-05-2013, 00:51
Ben yapýlan tesisler tümüyle masumdur demiyorum..


Doðu Karadeniz Bölgesi HES Teknik Gezi Raporu
Aðustos 2011

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odasý

...Enerji, günümüzde yaþantýmýzýn vazgeçilmezidir. Toplumlarýn ilerleme ve
kalkýnmalarýnda temel itici güç enerjidir. Enerji kaynaklarýna eriþim, enerji güvenliði
gibi konularla birlikte siyasetin de temel belirleyeni durumundadýr.
Elektrik Mühendisleri Odasý, piyasacý-özelleþtirmeci enerji politikalarýnýn
yanlýþlýðýný vurgulamýþ, enerjinin kamucu bir perspektifle ele alýnmasý gerektiðini
söylemiþ, söylemeye devam etmektedir.
...Elektrik Mühendisleri Odasý, kaynak çeþitliliði içerisinde yerli ve yenilenebilir
özellikte olan hidrolik potansiyelimizin deðerlendirilmesinin önemini yýllardýr
vurgulamaktadýr.
Ancak, hidrolik potansiyelimizin deðerlendirilmesinde toplum yararý gözetilmeksizin,
derelerimiz piyasacý bir anlayýþla özel sektöre devredilmiþtir. Hidroelektrik santraller bilimsel ölçütlerle, havza planlamasý temelinde, yerel halkýn onayý alýnarak projelendirilmek yerine; ciddi çevre tahribatlarý yaratýlarak, her türlü denetimden uzak, tamamen þirket kârlýlýðý temelinde yapýlmaktadýr. Odamýz, HES’lerle ilgili artan tepkiler ve HES yapým süreçlerindeki olumsuzluklarý yerinde görmek üzere
Doðu Karadeniz yöresine teknik gezi yapýlmasý kararýný almýþtýr.

...Su ortak bir mülktür, çünkü tüm yaþamýn ekolojik temelidir ve suyun adil
paylaþýmý topluluk üyeleri arasýndaki iþ birliðine baðlýdýr. Su, ancak kaynaklarý
yenilenebiliyorsa ve yenilenebilirlik sýnýrlarý içerisinde kullanýlýyorsa yaþayabilir.
Kalkýnma felsefesi, topluluk denetimini devre dýþý býrakýp onun yerine su çevrimini ihlal eden teknolojileri desteklediði zaman kýtlýk kaçýnýlmaz olur.
Kapitalizmin sýnýr tanýmayan kâr hýrsý, doðayý kirleten yapýsý ekolojik dengeleri
bozmaktadýr. Kapitalizmin insaný sömüren ve yoksullaþtýran karakteri, çevre için de geçerlidir. Kâr etme adýna, çevreyi de yoksullaþtýrmakta ve sömürmektedir.
Ýnsan yaþamýnýn vazgeçilmezi olan su, günümüzde piyasa mantýðý içinde metalaþan bir deðer olarak görülmekte, bu durum su kaynaklarýna vahþice saldýrýlmasýna neden olmaktadýr.

...Özelleþtirme uygulamalarýnýn 1984 yýlýnda baþladýðý enerji sektörü, 2001 yýlýnda çýkarýlan 4628 sayýlý Elektrik Piyasasý Kanunu ile tamamen piyasanýn kontrolüne girmiþtir. Bu tarihten sonra, her þey þirketlerin insafýna býrakýlmýþ, enerji þirketlerin plansýz ve denetimsiz azgýn kâr hýrslarýna terk edilmiþtir. Yüksek kârlýlýk vaat eden,
tahsilat garantili hale getirilen elektrik piyasasý, kâr arayýþýndaki sermaye gruplarý
için cazip bir alan olmuþtur.
...Ayrýca yasalarýmýzda ve yönetmeliklerimizde bu konulara iliþkin hiçbir kriter de
bulunmamaktadýr. Uygulamalarýn keyfi olarak yapýlmasýnýn yaný sýra toplumsal
tepkiler sonucunda uygulamalarda deðiþikliklere gidilmekte ise de hiçbiri bilimsel
temele oturmadýðýndan sorunu çözen uygulamalar olamamaktadýr.

...Ekosistemin su ihtiyacýný belirlemek amacýyla ýslak
çevre metodu, Tennant metodu ve ABF (aylýk ortalama akýmlar) metodu kullanýlýr.
...Ülkemizdeki Can Suyu Uygulamalarý
Türkiye’deki uygulamalara bakýldýðýnda ilk önceleri sularýn hiçbir özelliði dikkate alýnmadan hiçbir ayrým yapýlmaksýzýn can suyu için 50 litre/sn gibi bir deðer
belirlenmiþti. Bu deðerin hiçbir bilimsel ve inandýrýcý anlamý bulunmamaktadýr.
Sonrasýnda ise uzun yýllar ortalamasýnýn yüzde 10’u gibi bir deðer ortaya konmaktadýr.
Bu iki uygulamanýn hiçbir bilimsel anlamý ve deðeri olmadýðý uygulayýcý ve karar
vericiler tarafýndan bilinmektedir. HES’ler suyun bir noktadan alýnarak havza
içinde ya da havza dýþýnda baþka bir noktaya aktarýlmasýna neden olacaðýndan
ara kesimlerde kalan canlý yaþamýnýn devamý için can suyu hesaplarýnýn bilimsel
yöntemlerle belirlenmesi gerekmektedir. Oysa uygulamalarýn rastgele deðerlerden
oluþtuðu ve toplumsal baskýnýn arttýðý yerlerde can suyu üzerine bolca sözler edildiði
açýktýr. Bu çalýþmalarda ülkemizin coðrafi yapýsý, bitki örtüsü, canlý yaþamý ve iklim
özellikleri çok farklýlýklar gösterdiðinden her havza için ve hatta büyük havzalarda
alt havzalar için can suyunun ayrý ayrý belirlenmesi gerekir. Uygulamalarda can suyu
her havza için ayrý ayrý belirlenmek yerine tek deðerle geçiþtirilmeye çalýþýlmaktadýr.
Su kaynaklarýný besleyen parametrelerin deðiþimi suyun nehirlerdeki özelliklerini
doðrudan etkilediðinden, bazý mevsimlerde debi yüksek olurken bazý mevsimlerde
akarsu tamamen kurumaktadýr. Bu nedenle özellikle yaz aylarýnda ekosistemde
kritik durumlarýn oluþmasýný önleyebilmek adýna transfer edilebilecek su miktarý her
ay için ayrý ayrý hesaplanmalýdýr.
Can suyunun býrakýlýp býrakýlmadýðýna iliþkin kontrol sistemi çalýþmamaktadýr. Can
suyu iþletmecilerin insafýna býrakýlamayacak bir durumdur.
...Oysa EPDK tarafýndan yapýlan inceleme ve deðerlendirmeler sonunda, lisans almýþ
birçok HES projesinde sonradan kurulu güç deðiþikliði yapýlarak lisans tadilatýna
gidilmektedir. Kaynak kullanýmýna ait ölçümler çoðu zaman gerçeði yansýtmamaktadýr.
Üretim santralinin sisteme baðlantýsýnda gerek güzergâh açýsýndan gerekse mesafe
açýsýndan sorunlar yaþanmakta, baðlantý hatlarýnýn geçtiði güzergâhlar da en az
santral yeri kadar zarar görmektedir. Özellikle su yataðýnýn deðiþtirilmesi ve baðlantý
hatlarý güzergâhý üzerindeki çevre tahribatý bölge sakinlerinin haklý tepkisine neden
olmaktadýr. Tüm bu olumsuzluklar projenin ekonomik boyutunu bozduðu gibi,
baþvuru aþamasýnda ilgili idarelere sunulan fizibilite raporlarýnýn gerçekçi olmadýðýný
göstermektedir. Buna karþýn bu ve benzer projeler de lisans alabilmektedir.
...Odamýz tarafýndan Doðu Karadeniz bölgesinde yer alan HES’lere yönelik yapýlan
incelemelerde de bu tür sorunlar ve bölge halkýnýn tepkisi yerinde görülmüþtür.
Baþvurularýn EPDK tarafýndan deðerlendirilmesinde izlenen ve sorunlarý beraberinde
getiren davranýþ, ne yazýk ki tesislerin inþa edilmesi sürecinde de kendini göstermiþ
ve bölge, üretim tesisini bir an önce bitirerek iþletmeye almak isteyen özel sektörün
tercihlerine terk edilmiþtir. Yapýlan tesislerin, merkezi ve bütüncül bir planlama
anlayýþýndan uzak bir þekilde, kamu adýna hiçbir denetime sokulmadan kendi haline
býrakýlmasý, piyasacý anlayýþýn çevre üzerinde yarattýðý sorunlara her geçen gün
yenilerini eklemekte ve ileride giderilmesi mümkün olamayacak çevre sorunlarýna
da neden olmaktadýr.

...Gezi ekibi, öncelikle yapýlarýn görünen kýsýmlarý ve bu kýsýmlarýn mühendislik yapýsý
özelliðinin yaný sýra doðal doku ile göründüðü kadarýyla uyumuna iliþkin gözlemler
yapmýþtýr.

Genel Gözlemler

Üretime Geçmiþ Olan Tesisler

• Bu tesisler üretime geçmelerine raðmen etraflarýnda kýsmi imalatlarýn
devam ettiði,
• Bazý tesislerin, özellikle doðal doku ile uyumlu olmayan yapýlar (regülatörler,
kanallar, balýk geçitleri gibi) imal ettikleri,
• Özellikle “balýk geçitlerinin” sadece yasak savma amacýyla yapýldýðý,
• Can suyu kontrolü için yapýlan ölçüm tesislerini yeterli olmadýðý, bunlarýn
iþletmelerinde sorunlar yaþanacaðý,
• Yapýlarýn imalatýnda seçilen yöntemin en az maliyet ile baðlantý elamanlarýnýn
yapýlmasýný saðlamak þeklinde olduðu,
• Ýmalatlarýn yapýlmasý sýrasýnda özellikle malzemelerin dökülmesinde bir
kural gözetilmediði, dökümlerin rastgele yapýldýðý,
• Bazý firmalarýn daha fazla düþü saðlama adýna üretim tesislerini taþkýn
yataðýnýn içerisine yerleþtirdikleri,
• Yapýlarýn yakýn çevresinde yapýlan düzenlemelerde özellikle geçiþ yollarý
saðlanmasý amacýyla dere yataklarýnýn tamamen ya da kýsmen kapatýldýðý,
• Bazý tesislerde çalýþanlarýn ihtiyaçlarýný gidermek amacýyla yapýlan yapýlarýn
taþkýn yataðýnda olduðu,
• Bazý tesislerin ek düzenlemelerinin, mühendislik kurallarý yok sayýlarak
yapýldýðý (Ek düzenlemelerin belli bir izne tabi olup olmadýðý konusunda
yeterli bilgi alýnamamýþtýr),
• Özellikle dere yataklarý için yapýlan deðiþikliklerin taþkýn oluþmasýna neden
olabileceði,
• Bazý tesislerin býrakmasý gereken can suyunu hiç býrakmadýklarý ya da
belirlenen deðerin altýnda býraktýklarý,
• Kurulu güçlerin çok altýnda üretimin gerçekleþtirilmekte olduðu,
gözlenmiþtir.

Ýnþaat Halinde olan tesisler

(Bu deðerlendirmelere Deriner Barajý dahil deðildir.)
• Bazý inþaatlarýn tamamen durduðu (mahkeme ya da diðer nedenler),
• Ýmalatta açýða çýkan hafriyatlarýn hiçbir kural gözetilmeden geliþi güzel
döküldüðü,
• Ýmalatlarda çýkan hafriyatlarýn arazi yapýsýna göre rastgele býrakýlmasý
sonrasýnda hiç zarar görmeyecek alanlarýn, bitki örtüsünün ve özellikle
aðaçlarýn çok büyük oranda zarar gördüðü,
• Bazý tesislerin imalatý sýrasýnda jeolojik yapýnýn uygun olmamasý ya da
jeolojik yapýya uygun imalat yapýlmamasýndan dolayý tesis binalarýnýn
heyelan altýnda kaldýðý,
• Ýþçi güvenliðine iliþkin önlemlerin yetersiz olduðu,
• Çevre köylerin ulaþým yollarýnýn güvenliði için hiçbir kurala uyulmadýðý,

Kullanýlan Teknoloji

...Ülkemizde çok küçük güçler dýþýnda Türbin-Generatör grubu üretimi yoktur.
Yalnýzca TEMSAN tarafýndan belirli güçlerde üretim yapýlmakta, güç ve miktar
sýnýrlý olmaktadýr.
Yapýlan ve yapýlmasý planlanan HES yatýrýmlarý içerisinde Türbin-Generatör
grubu(elektromekanik aksam) maliyetleri yatýrýmýn neredeyse %50’sini
oluþturmaktadýr.
Bu yatýrým içerisinde yalnýzca OG/YG hücreler, kablolar ve güç transformatörleri
yerli olarak imal edilebilmekte, bunlarýn da çoðu yatýrýmcý firmalar tarafýndan yurt dýþý sermayeli þirketlerden temin edilmektedir. Bu noktadan bakýldýðýnda ülkemizde çok fazla katma deðer artýþý saðlamamaktadýr.
Dünyada Türbin-Generatör grubu ve bunlarýn diðer donanýmlarý imalatý yapan
teknolojiyi elinde bulunduran çok sayýda ülke bulunmasýna raðmen ülkemizdeki
yatýrýmcýlar gerek ucuz olmasý, gerek temin sürelerinin kýsa olmasý, gerekse ödeme
koþullarýnýn daha uygun olmasý sebebiyle daha çok Çin ve eski Doðu Avrupa
ülkelerinin ürünlerini tercih etmektedir. Batý Avrupa, Amerika, Kanada, Brezilya,
Japonya ve Hindistan ürünleri çok sýnýrlý bir kullanýma sahiptir.
Genelde kullanýlan ürünler kalitesi belirsiz, tamamen ucuzluk ve kýsa temin
süresi nedeniyle tercih edilmiþ ürünler olmaktadýr. Ürün kalitesi ve uygunluðunu
kontrol eden herhangi bir mekanizma kurulmadýðýndan bu konuda tek belirleyici
yatýrýmcý olmaktadýr. Bu durumda orta vadede ülkemizin bir HES çöplüðü olmasý
kaçýnýlmazdýr.

HES Þirketlerinin Çalýþma Ýlkeleri

...Siyasi iktidarýn tercihleri doðrultusunda bu alanda bir piyasa oluþmuþ ve oluþan
bu piyasanýn aktörleri baþlangýçta sermaye yapýlarý, idari ve teknik yapýlanmalarý
yetersiz yatýrýmcýlardan oluþmuþtur. Bu durum hâlâ sürmektedir. Ancak daha
sonra büyük sermaye gruplarý ve elektrik sektöründe iþ yapan kuruluþlar piyasaya
girerek, piyasada çantacý olarak adlandýrýlan kiþi ve firmalardan büyük bedellerle
projeleri satýn alarak yatýrýma baþlamýþlardýr. Bu durum da yeni sahiplerin yatýrým
maliyetlerini artýrmýþtýr.
Yeni sahipler artan yatýrým maliyetlerini düþürebilmek/geri alabilmek için farklý
koþullarla yatýrým ve iþletme yapmaya çalýþmaktadýrlar. Bunun sonucu olarak da
kalite, iþ ve iþletme güvenliðini ortadan kaldýran bir anlayýþla çalýþmaktadýrlar.
Ayrýca, gerek yatýrým gerekse iþletme sýrasýnda uymasý gereken asgari koþullara
uymamakta ve maksimum fayda saðlayýp, yatýrýmýn bir an önce geri dönüþünü
saðlamaya çalýþmaktadýrlar. Bu alan da denetimsiz olup gerekli kurallar dahi henüz konulmamýþtýr. (Asgari çalýþmasý gereken teknik eleman sayýsý, çalýþma süreleri,periyodik bakýmlar vb.)
Yapým aþamasýnda olduðu gibi iþletme aþamasýnda da taþeronlaþma baþlamýþtýr.
Yatýrýmcý firmalar iþletmeleri taþeronlaþtýrarak birçok sorumluluktan kurtulmakta,
taþeron (iþletmeci) az sayýda elemanla birkaç tane santral çalýþtýrarak iþletme
maliyetini minimize etmektedir.

Yöre Halký Ýle Buluþmalar

...Doðu Karadeniz’de köylülerin en çok itiraz ettiði konulardan biri can suyudur. Ýþletmede
olan tesislerin bazýlarý hiç can suyu býrakmamaktadýr. Bazýlarýnýn can suyu ise
býrakmalarý gereken deðerin çok altýndadýr. Can suyu için bir kontrol mekanizmasý oluþturulamamýþtýr. Can suyu iþletmecilerin tasarrufuna hiçbir þekilde býrakýlamaz.
...Elektrik enerjisi doðal bir tekeldir. Bölgede üretim, iletim, daðýtým ve tüketim birlikte
ele alýnarak kamusal çýkarlarý gözeten merkezi bir planlama yapýlmalý, bu planlamaya
yöre halkýnýn katýlýmý ve katkýsý saðlanmalýdýr.

http://www.emo.org.tr/ekler/45a43a1706a8faf_ek.pdf?tipi=2&turu=X...0

Fagus Sylvatica
04-05-2013, 01:04
Merhaba arkadaþlar. Tartýþmaya oldukça geç katýldýðýmdan ve tüm mesajlarý okumak gibi bir þansým olmadýðýndan yalnýzca mesajlara üstünkörü bakarak konunun çerçevesine bakabildim. Bu nedenle tartýþmaya düþüncelerimi belirterek katýlacaðým.
Hiç þüphesiz ki HES'ler, hem Türkiye, hem de dünyanýn geneli için önemli bir enerji kaynaðýdýr. Hem termik santralden temiz, hem nükleere göre daha güvenli, hem de rüzgar ve güneþe göre daha verimlidir (daha fazla enerji üretir demek istiyorum). Ancak HES'ler çözüm müdür? Buna yalnýzca bir ölçüde evet diyebiliriz. Bildiðimiz gibi Türkiye, deðerli turistik yerlere, müthiþ doða harikalarýna ve önemli tarihi kalýntýlara sahip küçük diyebileceðimiz boyutlarda bir ülkedir. Aslýnda önemli bir enerji kaynaðý olan HES'ler, absürt derecelere ulaþmýþ bir kullanýmla tüm bunlara zarar verir hale gelmektedir. Sorun buradadýr; HES'ler boþ alanlarda kurulmalý, bu deðerlere zarar vermemelidir. Öncelikle HES'ler için bu deðerlere zarar vermek gibi bir hakkýmýzýn olup olmadýðýný sorgulamalýyýz. Bildiðiniz gibi hiç bir tarihi eser, hiç bir ulusa, iþletmeye ya da hükümete ait deðildir. Onlar, insan medeniyetinin ortak malýdýr ve kimse insanlýðýn ortak kültür deðerlerine zarar verme hakkýna hiç bir koþulda sahip deðildir. Nasýl kimsenin Balkanlardaki veya Afrika'daki Türk kalýntýlarýna zarar verme hakký yoksa bizim de 20-30 yýllýk elektrik üretimi için bu deðerlere zarar verme hakkýmýz yoktur. Bu HES'ler belki 40 yýl orada duracaktýr, ancak unutulmamalýdýr ki o tarihi eserler binlerce yýldýr oradadýr ve orada kalmalýdýr. Marmaray kazýsýnda bulunan kalýntýlara nasýl "iki çanak çömlek" denemezse, insanlýðýn mirasýna da 3-5 taþ parçasý denemez. Ýkinci nokta doðadýr. Bugün Birleþik Devletler'de nehirler üzerine kurulan HES'ler, bu nehirlerdeki balýk populasyonlarý üzerinde ciddi baskýlar oluþturmuþ ve üreme döngülerinin önünde bir set olarak dikilmiþtir. Hiç bir ekonomik-sosyal çýkar bir türün varlýðýndan önemli deðildir. Nasýl ,insan türünün yaþama hakký varsa, diðer türlerin de en az o kadar yaþama hakký vardýr. Bu durum, özellikle ülkemiz gibi çok sayýda özgün türe ve önemli bir biyoçeþitliliðe sahip bir yer için özellikle büyük bir sorundur. Ne var ki; termik santraller kirliliðe yol açmakta, rüzgar ve güneþ enerjisi kabul edilemeyecek ölçülerde alan gerektirmekte, nükleer enerji ise bir sýzýntý ihtimalinde tehlikeyi önleyemeyeceðimiz için ancak gelecek için bir umut olabilmektedir. Bu durumda HES'ler önemlidir. Ancak dediðimiz gibi, bu durum absürt bir hal almamalýdýr ve doða-tarih her zaman herhangi bir ekonomik-sosyal getirinin önünde tutulmalýdýr. Enerji ihtiyacýna olan çözüm HES'lerle saðlanamaz. Bana kalýrsa çözüm yolu þudur: Öncelikle mümkün olduðunca tasarruf yapýlmalýdýr. Bu ilk ve en kolay adýmdýr. En önemli adým olarak, sadece Türkiye deðil tüm dünya kontrollü bir nüfus azalýmýna gitmelidir. Bu aslýnda insanlýðýn tüm sorunlarýnýn en temel çözümüdür ve büyük bir refah ve kaynak bolluðu saðlar. Rüzgar ve güneþ gibi enerji kaynaklarý büyük þehirleri beslemeye yetmeyeceðinden, bu enerji kaynaklarý daha çok köy kasaba gibi yerleþimler için kullanýlmalý ve bu yerleþimlerin tüm enerjileri bu þekilde karþýlanmalýdýr. Biyogaz da bir ölçüde yardýmcý olabilir. Bu konuda Ýskandinavya önemli bir örnektir ve enerjisinin büyük bir kýsmýný temiz enerjiden elde etmektedir. Bunu saðlayan dengeli tüketim, az nüfus ve kendine yeterliliði hedeflemedir. Dengeli nüfusa sahip, kendine yeterli ve doðayý öne alan bir toplum, yüzyýllardýr insanlýðýn hedeflediði ütopik refah düzeyinin temelidir. Çözüm Arkadyan felsefesinde deðil, Ütopya felsefesindedir. Bu da -en azýndan benim için- doða ile iç içe ve kendine yeterli, temiz, yüksek teknolojili bir üretim sistemindedir. Ki ben buna genelden farklý olarak beyaz teknoloji diyorum :)

pria
04-05-2013, 14:23
...Sonuçta bu tesisleri özel yatýrýmcýlarýn yapmasýnýn ülke yararýna olduðu anlaþýlýr.
......Bu yönetmeliðe göre bir kýsým gerçek çevresel etkilerin yanýsýra ne kadar toz havalanacak, atýk yaðlar nasýl imha edilecek gibi hususlar da incelenir. Eðer sizce bu kývýr zývýr hususlara raporunuzda yer vermezsenin HES karþýtlarý soluðu mahkemede alýr ve yürütmeyi durdurma kararý çýkarttýrýrlar. Öyle ya, vatandaþýn kalkacak toz yüzünden genzi tahriþ olmamalýdýr.
...Nehir tipi HES ler ise suyu kirletmek yerine temizlemektedirler. Þaþýrdýðýnýzý tahmin ediyorum. Bizim insanýmýz eline geçirdiði her türlü çöpü, pisliði derelere atmakta bir mahsur görmez...



Bende aþaðýdaki haberleri okuyunca pek þaþýrmýyorum:

...Kabadüz ilçesi Turnalýk-Ýkidere mevkiinde inþasý devam eden ve Turnasuyu Irmaðý’ný besleyen derelerin suyunu toplayýp Melet Irmaðý yataðýna aktararak enerji üretecek olan Darýca II HES projesi çalýþmalarýnda, dereye kirli su verildiði platform üyeleri tarafýndan tespit edilmiþti.

Açýlan tünellerden hafriyatla birlikte çýkarýlan aðýr metalli sularýn, arýtýlmadan dere yataðýna verilmesinde sorumluluðu olanlarýn cezalandýrýlmasý için Ordu Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’na ve Çevre ve Þehircilik Ýl Müdürlüðü'ne suç duyurusunda bulunulmuþtu.

Platform üyelerinin þikâyeti üzerine yapýlan su tahlilinde þirket kusurlu bulunarak maddi ceza verildi. Platform üyesi Gül Ersan’ýn verdiði bilgiye göre, verilen cezanýn miktarý belirtilmemiþ. Gül Ersan, “Verilen cezanýn caydýrýcý olduðunu sanmýyoruz, çünkü on gün önce Turnalýk'a gittiðimizde hâlâ arýtma yapýlmadan dereye zehirli su verildiðini tespit ettik. Ýkinci kez þikayette bulunduk. Ancak, bu cezayla HES inþaatlarýnýn doðaya ve yaþama ne kadar zarar verdiði bir kez daha belgelenmiþ oldu. Biz doðamýzý ve yaþam alanlarýmýzý savunmaya devam edeceðiz, herkesi bu mücadeleye davet ediyoruz.” dedi.

05 Nisan 2013

DARICA II HES’E SUYU KÝRLETME CEZASI VERÝLDÝ (http://www.orduhayatgazetesi.com/news_detail.php?id=13884)

...Ordu’da Çambaþý yaylasý sýnýrlarý içerisinden geçen Turnasuyu ýrmaðýna atýklarýný deþarj ettiði belirlenen bir HES þirketine 40 bin lira para cezasý kesildi.

Ordu Ýl Jandarma Komutanlýðý Çevre Koruma Timi ile Çevre Þehircilik Ýl Müdürlüðü ekipleri Kabadüz ilçesi Çambaþý yaylasýnda bulunan Ýkidere mevkiinde yapýmý devam eden HES inþaatýný denetledi. Yapýlan denetimlerde þirketin atýk sularýný hiçbir arýtmaya tabi tutulmadan doðrudan Turnasuyu ýrmaðýna deþarj ettiði belirlendi. Bunun üzerine HES þirketine ‘Su Kirliliði Kontrolü Yönetmeliði’ne göre 40 bin lira para cezasý kesildi.

NE KADAR CEZA KESLD? - ORDU GZLEM (http://ordugozlem.com/default.asp?s=haber_detay&id=211)

...Güneysu Ýlçesindeki Katarahte deresi yüzeyinde beliren ve kýsa sürede yayýlan beyaz tabaka ile çevrede sert bir koku oluþtu.
Vatandaþlarýn durumu fark edip jandarmaya bilgi vermesi üzerine konuyla ilgili inceleme baþlatýldý. Jandarma ekipleri, dere üzerinde ve dere üzerindeki HES inþaatý yürüten firmalarýn çalýþma sahalarýnda inceleme baþlattý. Öte yandan Çevre ve Þehircilik Ýl Müdürlüðü ekipleri konuya el attý.

Bölge sakinleri dere yüzeyinde kirlilik ve kokuya neden olan maddelerin bazý firmalar tarafýndan dereye býrakýldýðýný ileri sürdü.
Derede þüpheli kirlenme - Memurlar.Net (http://www.memurlar.net/haber/354512/)

...Doðu Karadeniz’de yapýlan Hidroelektrik Santrallerin(HES) inþaatlarýný inceleyen Çevre ve Orman Bakanlýðý 15 enerji þirketine 513 bin lira ceza kesti.

15 HES Ceza Aldý | ALTERNATURK (http://www.alternaturk.org/haber/15-hes-ceza-aldi/)

...Çevre ve Orman Bakanlýðý, yýlda ortalama 70 ilde ve 700 faaliyette ÇED izleme-kontrol çalýþmasý yapýyor. Konuyla ilgili Bakanlýktab yapýlan açýklamayý önemine binaen aynen yayýnlýyoruz: Çevre ve Orman Bakanlýðý tarafýndan Mart, Nisan ve Mayýs aylarýnda 18 ilde HES faaliyetlerine iliþkin 284 adet izleme, kontrol ve denetim çalýþmasý gerçekleþtirilmiþtir. 284 adet faaliyetten 54’üne, 2872 sayýlý Çevre Kanunu’nun ÇED Kararlarýný Ýhlali maddesi gerekçesiyle 1.113.369 TL idari para cezasý uygulanmýþtýr

ÇED (http://www.enerjiport.com/2011/06/10/ced%E2%80%99i-ihlal-eden-hes%E2%80%99lere-1-milyon-113-bin-lira-ceza-kesildi/)
Derelerimiz maalesef özel sektörün eline teslim edilemiyecek kadar deðerlidir.Baþta Ergene olmak üzere ülkemizde birçok dere ve nehrimizin kirliliðinin ana kaynaðý özel sektördür.
Bunun sebebi, en az maliyetle en çok para kazanma hýrsýdýr.

pria
07-05-2013, 11:15
Geldik zurnanýn zýrt dediði yere.

Þimdi bir hesap yapalým.

A++ sýnýfý orta büyüklükte buzdolabýnýn fiyatý alt sýnýrdan alýndýðýnda 1200 TL. Bunu 15 milyon buzdolabýyla çarptýðýnýzda ortaya çýkan toplam maliyet 18 milyar TL ki bu da yaklaþýk 10 milyar Dolar ediyor. Dikkat edin hesabý A+++ sýnýf dolap için yapmadýk. Onun için yapsaydýk daha yüksek bir maliyet bulacaktýk.

Bu kadar parayla 5 adet Keban büyüklüðünde HES yapabiliriz. Üstelik bir buzdolabýnýn ekonomik ömrü 15 yýl iken bir HES’in ömrü 50 yýldýr. Hadi bunun ikisi verimsiz dolaplara gitsin. Ülke olarak hâlâ net 3 Keban kadar kârda oluruz.

Harcanacak kaynaðýn ülke kaynaðý olduðunun dikkate alýndýðýný ve onun bunun parasý kavramýnýn söz konusu olmadýðýný dikkatinize sunarým.



Ýþte zurnanýn zýrt dediði yer burasý sayýn Serpent:

TEDAÞ özelleþtirmesinde vurgun (http://www.yurtgazetesi.com.tr/ekonomi/tedas-ozellestirmesinde-vurgun-h34324.html)

Yok böyle alýþveriþ - Gerçek Gündem (http://www.gercekgundem.com/?p=543477)

TEDAÞ özelleþtirmelerinde güya ''þirket kasalarýnda unutulan'' 3.8 milyar dolar devlet parasý ile neler neler yapýlmaz ki?
Bu parayla özel sektörün hoyratça yaptýðý tüm HES'ler DSÝ eliyle tekniðine uygun olarak yapýlabilirdi herhalde..
Daha neler neler yapýlmaz ki..

Öyle bir dönem yaþýyoruz ki..Aklýma eski kovboy filmlerindeki ''altýna hücum'' geliyor..
Eline kazmayý küreði kapan 3-5 ton altýn için en baþta Kazdaðlarý'ný delik deþik ediyor, bilmem kaç megavat elektrik için güzelim derelerimiz mahvediliyor..Devlet kasalarýndaki paralar adeta özel sektöre hibe ediliyor..
Yazýk..
Bu tür haberler insanýn içini sýzlatýyor..
Özelleþtirilen elektrik daðýtým þirketlerinin kasalarýnda güya ''unutulan'' 3.8 milyar dolarla siz olsanýz neler yapardýnýz acaba sayýn Serpent ?
''Onun bunun'' parasý deðil tabi ki bu paralar; tüyü bitmedik yetimin bile hakký olan paralar bunlar..

Serpent
20-05-2013, 20:48
Sevgili Arkadaþlar,

Bu yazým bu foruma yazacaðým son yazým. Üyeliðimi iptal etmeyeceðim. Ara sýra özel mesaj var mý diye bakarým. Gerekenlere cevap yazabilirim.

Aslýnda bu mesajý çok daha önce yazmak istiyordum, iþlerimin yoðunluðu nedeniyle ancak vakit bulabildim.

Aslýnda bu forumdaki eðitim seviyesi diðer forumlarda gördüðümden kat be kat yüksek. Ancak benim yýldýzým forum yönetimiyle barýþmadý gitti. Nedense tartýþmalý konularda hemen her yazdýðým tepkiyle karþýlandý. Aykýrý görüþlere pek hoþgörü gösterilmiyor gibi bir durum ortaya çýktý.

En son HES konusunda yazdýklarýmýn baþýna gelenlerden sonra iyi niyet ile konu baþlýðýna da uygun bir þekilde “Ülkemizin Çevresel Öncelikleri Neler Olmalýdýr?” baþlýklý bir yazý asmýþtým. Amacým öncelikler içinde su kirliliðinin en önemli olduðu vurgulamaktý. Bu yazým sadece forum yöneticileri ve benden baþka kimsenin göremeyeceði “Kiþisel Alana” taþýndý. Sebebini sorduðumda çoklu tartýþmaya sebep olabileceði, dolayýsýyla sadece su kirliliðinden bahseden bir yazý þeklinde yeniden düzenlemem gerektiði bildirildi.

Tabii ki kirlenmeler içinde sadece su kirliliðinden bahsedip, bu kirlenmenin diðerlerinden daha önemli olduðu nasýl anlatýlabilir bilmiyorum. O nedenle yeni bir yazý yazmadým. Bir benzetme yapmak gerekirse “Sebze Fidesi Yetiþtirilmesi” konusunda hangi sebzeden bahsedildiðinin belirtilmemesi yüzünden konunun kaldýrýlmasý gibi bir durumla karþý karþýyayým.

Herneyse, bu konuyu daha fazla uzatmadan HES lerle ilgili olarak yapmaya söz verdiðim açýklamalara gelmek istiyorum:

Ýlk ele alacaðým yazý Artvin Üniversitesi Orman Fakültesinden bir kýsým insanlarýn hazýrladýðý rapor.

Bu yazý kesinlikle bilimsel bir yazý deðil ve olsa olsa bir gazete tefrikasý olabilir. O kadar ki, bir lise mezununun anlayabileceði dereye salýnacak su miktarý ve türbinlenebilecek su miktarýyla ilgili olan Yönetmeliði bile anlayamamýþlar.

Yazýnýn ana ruhu biz HES lere karþýyýz diye baðýrýyor. Kilometrelerce yol yapýlýyormuþ. Ama tekniðine uygun yapýlmýyormuþ gibi bir sürü ifade. Sanki tekniðine uygun yapýlsa itiraz etmeyecek.

Þehirler arasý seyahat yapýyor musunuz sevgili arkadaþlar? Hafif daðlýk bölgelerden geçen karayollarýna hiç alýcý gözle baktýnýz mý? O yollar yapýlýrken kesilen aðaçlarý, yerinden oynatýlan topraklarý ve kayalarý hiç dikkate aldýnýz mý? Arabanýzla kaymak gibi asfaltýn üzerinde mis gibi gidiyorsunuz. Sizin bu konforlu seyahatiniz için yapýlan doða tahribatý hiç vicdanýnýzý sýzlatmýyor mu?

Burada iddia ediyorum. Ayný arazide sadece ve sadece 1 km yapýlacak bir duble yolun (Dikkat edin otoyol deðil) gerektirdiði kazý ve dolgu ile yaklaþýk 50 km HES ulaþým yolu yapýlýr. Benim bu tahminimin en alt seviyeden yapýldýðýný da ekliyeyim. Muhtemelen 100 km HES ulaþým yolu yapýlabilir.

Özetle Orman Fakültesinin yazýsý hiçbir somut bilgi vermeyen bir rapor.

Ýkinci olarak ele alacaðým yazý EMO’nun yaptýðý teknik gezi raporu. Aman Allahým! Bu rapor Internette ne kadar çok yerde geçiyor. Yakýn zamana kadar EMO’nun resmi politikasý ülkemizin yeni elektrik kaynaklarýna ihtiyacý olmadýðý yönündeydi. Þimdi HES lere karþý çýkma durumuna girmiþler.

Yazýlanlarýn içinde doðru olabilecek hususlar olabilir. Ancak raporun esasý laf-ý güzaftan öteye geçmiyor. Bir tanesine bayaðý takýldým. Raporu yazanlar Çin yapýmý bilgisayarýn tuþlarýna basarak Çin yapýmý modemden bu raporu yollayarak, Çin yapýmý Elektro-Mekanik teçhizatý kötülüyorlar. Hele hele Hindistan teçhizatýný Çin teçhizatýna yeðlemeleri bende þok etkisi yarattý.

Ülkemizde þu aralar en çok aranan uzmanlýk alanlarýndan birisi HES Elekto-Mekanik donaným uzmanlýðýdýr. Bu iþi eðer layýkýyla biliyorlarsa hariçten gazel okuyacaklarýna HES yatýrýmcýlarýna yardýmcý olsunlar.

Beni en çok etkileyen iddialardan birisi ülkemizin HES çöplüðü olacaðýyla ilgiliydi. Sanki açýyorsun telefonu Çinli imalatçýya ve bana oradan 10 MW bir türbin yolla diyorsun ve o da seneye kalmadan hurdaya çýkýyor. Belli ki Elekro-Mekanik donaným þartnamesi nedir, nasýl firma seçilir hiç bilgileri yok. Eðer varsa, bu yazdýklarýný kasýtlý olarak yazýyorlar.

Daha önce bu konuya yazdýklarýmla ilgili sorularý olanlar ve açýklama isteyenler için hazýr olduðumu ve içtenlikle cevaplayacaðýmý bildirmiþtim. Ancak bak falanca ne diyor, filanca ne diyor yazýlarýný kaale almayacaðýmý söylemiþ ve o yazýlarý kendiniz okuyup özümsedikten sonra benim dediklerime bir cevap yazmak istiyorsanýz yazýnýz demiþtim.

Hepsinden önemlisi, ülkemizin elektrik enerjisine olan ihtiyacýný, kiþi baþý kullanýlan elektriði ve diðer geliþmiþ ülkelerdeki durumu karþýlaþtýrmalý olarak araþtýrmanýzý rica etmiþtim. Eðer elektriðe ihtiyacýmýz aratarak devam edecekse bu ihtiyacýn nasýl karþýlanacaðýný da düþünmenizi istemiþtim. Bana cevap yetiþtirmek daha önemli olduðu için bu konulara kimsenin kafa yormadýðý anlaþýlýyor.

Benim niyetim de insanlarý yorulmak istemedikleri konularda yormak olmadýðý için, bu son mesajýmý yazýyorum. Dikkat edilirse bu mesajým hiç kimseyi doðrudan muhattap almýyor. Dolayýsýyla doðrudan benim kiþiliðime ve düþünce yapýma yönelik kýþkýrtýcý mesajlar olmazsa artýk bu forumda bir daha yazmayacaðým.


Sevgi ve saygýlarýmla..

P.S. Forum yönetiminden son bir ricam var. Yukarýdaki yazýmý lütfen silmeyiniz ve baþka yere taþýmayýnýz. Þimdiden teþekkürlerimle. Benden kurtulurken bu son ricamý gözardý etmezsiniz diye umuyorum.

ayazkentli
23-05-2013, 12:05
Chp Mersin milletvekili Prof.Dr. Aytuð Atýcý, TBMM'de demiryolu yer deðiþim ve HES'ler aracýlýðý ile yapýlan büyük yolsuzluk olaylarýný konuþtu.


CHP Mersin Milletvekili Prof.Dr. Aytuð Atýcý Palu-Genç-Muþ demiryolu hattýnýn yer deðiþtirme iþinde nasýl usulsüzlük yapýldýðýný TBMM Genel Kurulu'nda yaptýðý konuþmada somut örneklerle açýkladý. (22.05.2013) - Dailymotion video (http://www.dailymotion.com/video/x104u02_chp-mersin-milletvekili-prof-dr-aytug-atici-palu-genc-mus-demiryolu-hattinin-yer-degistirme-isinde-n_news#.UZ3DZx1rPIU)

kiziltan
22-06-2013, 15:37
Sn Serpent

Konusunda uzman bir muhendis olarak kolayca cevaplayabileceginiz birkac sorum olacak :

1- Dereler uzerine HES kurulduktan sonar yumurtlama doneminde alabaliklar akis istikame
ti tersine yuzebilmek imkanina sahipolabilecekler mi?
2- Ihtiyac duyulacak sabit debi, ve yukseklik farki icin yapilacak insaat faaliyetleri ve
su depolama yerlerinde, toprak kaymasi ihtimali cok yuksek olan Karadeniz Bolgesinde
ne gibi tedbirler aliniyor.
3- Bu derelerden tarla sulama icin alinabilecek su miktarina izin gerekecek mi?
4- Zaman zaman ormandan kesilen agaclarin akarsuda tasimasi yapiliyor, bu serbest mi?
5- Dere uzerinde aralikli olarak birkc tesis kurulabilmesi icin birinci ile sonuncu arasinda kaydadeger rakim farkliliklari olmali ki dusen suyun enerjisinden faydalinabilsin, sizce Karadeniz derelerinde su yataginda tabii yatagi degistirecek insaat yapilacak mi: Bu yukseklik farkini saglamak icin suyun boru icerisine alinarak bazi tepelerde akis yonu degistirilecek mi?

Bu konuda uzman olmadigimdan, hep aklima takilmis olan birkac soruyu yazdim, aydinlatirsaniz memnun olurum.
Saygilarimla
Engin Kiziltan

MeTePe
22-06-2013, 16:41
Ben HES karþýtý veya taraftarý deðilim.

Ancak metodoloji olarak konuda gözlemlediðim bazý yanlýþlarý dile getirmek istiyorum.

Öncelikle tartýþma, HES karþýtlýðý veya taraftarlýðý gibi bir zemin üstünde yürüyor. HES karþýtlýðýnýn doðal olarak en önemli unsuru çevresel etkileri.

Ben olaya bu kadar katý çizgilerle bakýlmasýný pek doðru bulmuyorum. Ýnsanlýk tarihi 20-30 bin yýldan eski... O zamanlar insanlar karný acýktýðýnda aðacýn dalýndan elma koparýp yiyor, neslinin tükenip tükenmediðine aldýrmadan önüne gelen hayvaný avlýyor, tuvaleti gelince bir aðaç dibi bulup yaprakla temizleniyordu.

Bugün yaþadýðýmýz koþullarda ise yaptýðýmýz her eylemin kaçýnýlmaz çevresel sonuçlarý var. Ya bu sonuçlarý kabul edip asgari düzeye çekmeye çalýþacaðýz, ya da binlerce yýl önce yaþamýþ insanlarýn tarzýný tercih edeceðiz.

Kendi adýma konuþacak olursam, tuvalet kaðýdý yerine aðaç yapraðý kullanmayý tercih etmiyorum. Tuvalet kaðýdý benim evime ulaþana kadar aðaç keserek elde edilen selülozikden, bunu markete getiren aracýn mazotuna kadar pek çok çevresel kirlenmeye yol açýyor. Oldukça çevreyi önemseyen biri olmama raðmen yaþam tarzýmdan -kahretsin ki- vazgeçemediðim için bir tuvalet kaðýdý kullanabilmek için bu çevresel etkilere de katlanmam gerekiyor.

Bu durumda yegane talep edebileceðim þey, çevresel etkilerin minimuma indirilmesi...

Bu uzun giriþten sonra, benim HES'ler konusundaki bakýþ açým da bu þekilde... Enerji gereksinimi kaçýnýlmaz bir gerçek. Bundan vazgeçemiyoruz. Tasarruf yapabiliriz, enerji kayýplarýný azaltýcý önlemler alabiliriz, bunlarla 2-3 baraj tasarruf edebiliriz falan ama sonuçta enerji gereksinimi sürekli artýyor.

Bildiðim kadarýyla dünyada "ekonomik" enerjiyi elde etmenin belli baþlý yollarý var. Bunlar fosil yakýtlar, nükleer enerji, HES'ler, Güneþ ve Rüzgar.

Güneþ ve rüzgar da dahil olmak üzere hepsinin az veya çok çevresel etkileri ve enerji üretim maliyetleri, kullaným sýnýrlamalarý var. Bu durumda, þundan vazgeçtik, sadece bunu yapmalýyýz gibi bir yaklaþým bana rasyonel bir düþünce tarzý gibi gözükmüyor.

Burada bence yapýlmasý gereken, o enerji veya bu enerji elde etme yönteminden çok en az çevresel etki ile en fazla yararlanýmý, en ekonomik þekilde elde edebileceðimiz yollarý tespit etmek. Güneþ ve rüzgar bu testi baþarýyla geçemiyor. Çevresel etkileri baþarýlý olsa da maliyet yüksek. Fosil yakýtlar ekonomik olsa da çevresel etkileri fazla. HES'ler akan suyu paraya çeviriyor ama geri dönüþümü zor etkileri var. Nükleer enerjinin toplumsal, psikolojik etkileri var.

Bunlarýn her biri tek tek tartýþýlabilecek yöntemler. Ama eldeki malzeme bu!

O zaman yapýlmasý gereken þey, mevcut yöntemlerin en etkili ama en az çevre zararý yaratacak þekilde kullanýmýný saðlamak. Kaçýnýlmaz bir þekilde enerjiye gereksinimimiz var. HES'ler kullanabileceðimiz bir kaynaktýr. Bu kaynaklara tümüyle karþý çýkmak yerine bunlarýn çevresel etkilerinin nasýl minimize edilebileceði tartýþýlmalýdýr. Elbette, bunu yaparken maliyet/yararlýlýk oraný gözden kaçýrýlmamalýdýr.

Bu aynen þuna benziyor... Araba kullanmaktan vazgeçemiyoruz ama egsoz emisyonunu azaltacak önlemler alabiliriz. Tümüyle elektirkli otomobile geçene kadar buna katlanmak zorundayýz. Aksi takdirde yürümekten baþka seçeneðimiz kalmaz.

Eh, binlerce yýldýr koþan insanlýðýn þimdi yürümeye dönmesi biraz abes olur haliyle...

malina
22-06-2013, 17:32
Bu durumda yegane talep edebileceðim þey, çevresel etkilerin minimuma indirilmesi...


Tatar Barajý kapaklarýný kapattý (http://webtv.hurriyet.com.tr/2/50853/0/1/tunceli-de-buyuk-skandal-baraj-kapaklari-tamamen-kapatilinca-olanlar-oldu.aspx)

Tatar Barajý kapaklarýný açtý (http://www.guneydoguguncel.com/ulusal-ve-uluslararasi-kamuoyuna-1259yy.htm)

malina
22-06-2013, 17:40
En son HES konusunda yazdýklarýmýn baþýna gelenlerden sonra iyi niyet ile konu baþlýðýna da uygun bir þekilde “Ülkemizin Çevresel Öncelikleri Neler Olmalýdýr?” baþlýklý bir yazý asmýþtým. Amacým öncelikler içinde su kirliliðinin en önemli olduðu vurgulamaktý. Bu yazým sadece forum yöneticileri ve benden baþka kimsenin göremeyeceði “Kiþisel Alana” taþýndý. Sebebini sorduðumda çoklu tartýþmaya sebep olabileceði, dolayýsýyla sadece su kirliliðinden bahseden bir yazý þeklinde yeniden düzenlemem gerektiði bildirildi.

Tabii ki kirlenmeler içinde sadece su kirliliðinden bahsedip, bu kirlenmenin diðerlerinden daha önemli olduðu nasýl anlatýlabilir bilmiyorum. O nedenle yeni bir yazý yazmadým. Bir benzetme yapmak gerekirse “Sebze Fidesi Yetiþtirilmesi” konusunda hangi sebzeden bahsedildiðinin belirtilmemesi yüzünden konunun kaldýrýlmasý gibi bir durumla karþý karþýyayým.



“Ülkemizin Çevresel Öncelikleri Neler Olmalýdýr?” baþlýðýnda diðer üyeler tarafýndan yazýlacaklar baþka,

"sadece su kirliliðinden bahsedip, bu kirlenmenin diðerlerinden daha önemli olduðu" anlatýlmak isteniyorsa, su kirliliði hakkýnda diðer üyeler tarafýndan yazýlacaklar baþkadýr.

Biri derinlemesine bir konuyu (su kirliliðini), diðeri ise çevresel öncelikleri irdeler...

Baþlýklar bu nedenle önemlidir. Açan üyeye bilgi verilmek ve durumu anlatmak için konusu taþýnýr. Yoksa Serpente bir garezimiz var ya da su kirliliðinden bahsetmek yasaktýr gibi bir tavrýmýz olamaz...

malina
22-06-2013, 17:44
benim yýldýzým forum yönetimiyle barýþmadý gitti.

P.S. Forum yönetiminden son bir ricam var. Yukarýdaki yazýmý lütfen silmeyiniz ve baþka yere taþýmayýnýz. Þimdiden teþekkürlerimle. Benden kurtulurken bu son ricamý gözardý etmezsiniz diye umuyorum.

Ricanýzýn yerine getirme ihtimalini düþündüðünüz yani hakkýmýzda o kadar da kötü düþünmediðiniz için teþekkür ederiz.

MeTePe
22-06-2013, 17:57
Tatar Barajý kapaklarýný kapattý (http://webtv.hurriyet.com.tr/2/50853/0/1/tunceli-de-buyuk-skandal-baraj-kapaklari-tamamen-kapatilinca-olanlar-oldu.aspx)

Tatar Barajý kapaklarýný açtý (http://www.guneydoguguncel.com/ulusal-ve-uluslararasi-kamuoyuna-1259yy.htm)

Bu linkleri niye bana referans gösterdiðinizi anlayamadým?

Baraj su tutmak için kapaklarýný kapatmýþ, balýklar ölmüþ. Ben çevre uzmaný deðilim. Söz konusu zararý tespit edebilecek veya sansasyon yapmaya çalýþan bir avukatýn laflarýna bakarak bir hüküm oluþturabilecek seviyede ekolojik bilgim yok. (Avukatýn kim olduðuna bakýnca baþka sansasyonel davalarda da adý geçiyor. Örneðin Dersim katliamý iddiasýyla Cumhurbaþkanlýðýna 1 milyon TL tazminat davasý gibi)

Su tutulmasý geri dönülmez zarar vermiþ de olabilir, hiç zarar vermemiþ de olabilir. Buna videodan izlediðim taþlar arasýnda çýrpýnan bir miktar balýða bakarak karar veremem. Kalýcý ve ciddi bir zarar söz konusuysa sanýyorum devlet bununla ilgili tespiti yapýp gerekli tedbiri alacaktýr.

Kaldý ki, ben barajlarýn çevre zararý yoktur, mutlaka yapýlsýn gibi bir iddiada da bulunmadým. Muhakkak zararlarý olacaktýr. Bunlarýn optimize edilmesi gerektiðini söyledim.

Þimdi sizin linklerinize ne yanýt vermem gerekiyor? "Vah, balýklar ölmüþ! Barajý hemen yýkalým." mý? Böyle bir yaklaþým denizden balýkçýlarýn aðlar dolusu çektikleri çýrpýnan balýklarý gösterip, denizlerde hiç balýk avlanýlmasýn demeye benzer.

Dediðim gibi, ben tuvalet kaðýdý kullanabilmeyi seviyorum. Yeþili de seviyorum ama tuvalet kaðýdý yerine aðaç yapraðý kullanacak kadar ileri gitmek istemiyorum. Ýkisine de sahip olabileceðim ortak yollar olduðu kanýsýndayým.

ciroz
22-06-2013, 19:14
Tuvalet kaðýdý kullanýmý bu topraklara çok sonralarý geldi. Halen bütün tuvaletlerde taharet musluðu bulunur. Anadolu' da tuvalet kaðýdý kullanýmý ne kadardýr bilemem.

Büyük þehirlerde tuvalet kaðýdý kullanýmý, altyapýsý halen düzgün yapýlmamýþ bir çok evde atýk su kanallarýný týkamaktadýr.

Tuvalet kaðýdýnýn kullanýmý deðil, onun nasýl kullanýldýðý, var olan tuvalet kaðýtlarýnýn suda çözünebilirliði, onu kullanan insanýn kullaným biçimi vs.vs. yani UYGULAMA' da nasýl bir yerde olduðu daha önemli sanki.

Konu nereden nereye geldi deðil mi ?

Konu' nun baþýndan beri aslýnda tartýþýlan/konuþulan þey, H.E.S' lere karþý topyekün bir karþý çýkýþ deðil. Halen sürdürülen uygulamalarýn var olan ve gelecekte yaratabileceði sorunlarý.

Ufak bir alýntý yapmak gerekirse;


...
Bugün ülke genelinde kamu ve özel sektör giriþimcileri tarafýndan 2009 yýlý itibarýyla iþletme halinde 187, inþaat halinde 138 HES projesi var. 138 HES'ten 41'i Trabzon'da, 23'ü Rize'de. Diðerleri Artvin, Giresun, Gümüþhane, Samsun, Kayseri, Antalya, Bursa, Mersin, Ordu, Tunceli, Muðla, Zonguldak, Sinop, Eskiþehir, Sakarya, þžýrnak, Denizli gibi illerde henüz yapým aþamasýnda. DSÝ, Enerji Bakanlýðý, EPDK verilerine göre yurt genelinde, Doðu Karadeniz baþta olmak üzere Akdeniz'e dek tüm bölgelerde 1700 civarýnda HES projesi geliþtirilmiþ, 400'e yakýný için çalýþma baþlatýlmýþ durumda.
138 HES'TEN 100'Ü MAHKEMELÝK
Doðu Karadeniz bölgesinde yapým ve inþaat çalýþmasý devam eden 138 HES projesinden 100'e yakýný mahkemelere taþýndý, çeþitli mahkemelerde yürütmeyi durdurma veya iptal davalarý açýldý. 100 davadan biri Muðla Yuvarlakçay'da, diðerleri Rize ve Artvin'de olmak üzere 26 yürütmeyi durdurma ve iptal kararý verildi. Diðer davalar sürüyor, aleyhte karar yok. Durdurulan HES'ler þöyle:

Ýkizdere'de 4 HES'e dava, Cevizlik'te iptal kararý diðerleri yürütmeyi durdurma
Dereköy'de Demirkapý, Rüzgarlý 1-2 yürütmeyi durdurma ve su haklarý açýsýndan iyileþtirmeler
çayeli'nde Uzundere 1-2'de iptal kararý, Kayalar projesi, iptal kararý
Senoz'da yürütmeyi durdurma
Hemþin'de Dimek hes iptal
Fýndýklý'da Paþalar HES'e yürütmeyi durdurma, Arýlý ve çaðlayan dereleri SÝT alaný ilan edildi, müteahhit firmanýn 'SÝT kalksýn' davasý reddedildi
Borçka'da yürütmeyi durdurma kararý
Maçahel'de Düzenli ve Sarnýç 1-2'de yürütmeyi durdurma kararlarý
Yusufeli Damla HES'te yürütmeyi durdurma
þžavþat Meydancýk HES, Cüneyt 1,2,3,4 HES'lerde yürütmeyi durdurma
Salarha vadisi Ambarlýk'ta yürütmeyi durdurma
Uzungöl'de yürütmeyi durdurma
Muðla Yuvarlakçay'da iki kez yürütmeyi durdurma

...


Kaynak: http://emlakkulisi.com/turkiyede-insaat-halinde-138-hes-projesi-var/40126

Son günlerde hep beraber yaþadýðýmýz, gerçekle bize gösterilen arasýndaki farký da gözönüne alýrsak daha çok araþtýrmaya, daha çok sorgulamaya, daha çok paylaþmaya, daha çok farkýna varmaya, en önemlisi de birbirimizi daha çok anlamaya, en azýndan buna çaba göstermeye ihtiyacýmýz var gibi geliyor bana.

MeTePe
22-06-2013, 19:45
Tuvalet kaðýdý kullanýmý bu topraklara çok sonralarý geldi.

Konu' nun baþýndan beri aslýnda tartýþýlan/konuþulan þey, H.E.S' lere karþý topyekün bir karþý çýkýþ deðil.

Tuvalet kaðýdý örneði bir teþbih idi... Önce gelmiþ, sonra gelmiþ kýsmýnýn konuya katkýsý olacaðýný sanmýyorum.

Kusura bakmayýn ama ben mesajlarý daha çok "topyekün" bir karþý çýkýþ gibi algýladým.

Sn. Malina'nýn her hangi bir barajdan bahsetmediðim veya savunmadýðým halde "bak balýklar ölüyor" diye özetlenebilecek mesajý dahi bu tür bir algý yaratýyor.

Ben ülkemizin tüm enerji kaynaklarýnýn makul ölçülerde ve kontrollü olarak kullanýlmasýný arzu ediyorum. Bunun içinde HES de olur, rüzgar da, güneþ de, hatta nükleer enerji de... Her þey 2 temel unsur çerçevesinde deðerlendirilebilir:
- maliyet/yararlýlýk
- risk/yararlýlýk

Elektrik tehlikeli ve kullanýmý riskli bir þeydir. Ama gerekli önlemleri alarak evimizde kullanýrýz. Buna raðmen her yýl binlerce kiþi elektrik çarpmasýndan ölür veya yaralanýr. Bunlar oluyor diye elektriði býrakýp mum ýþýðýna geçmeyiz. Çünkü mum kullanmanýn riski daha yüksektir.

Risk kriteri daha da geniþletilebilir. Örneðin doðal gaz santrallerinin dýþa baðýmlý olma riski gibi...

Ancak, bir þeyler kullanmak zorundayýz. Ben sadece rüzgar ve güneþin bize yeteceði (en azýndan þimdilik) gibi hayallere ne yazýk ki katýlmýyorum. Rüzgar her zaman esmez, geceleri güneþ olmaz. Fosil yakýtlarý savunan olsa bile ne kadar gideceði belli deðil. Eldeki tüm imkanlarýn uygun miktarda kullanýlmasý düþüncesindeyim.

Dediðim gibi, mesajlarýnýz ben de bir "HES karþýtlýðý" algýsý yarattý. Verilen linkler ve alýntýlar bile bu içerikte. Elbette bu da bir tercihtir. Ama ben körü körüne bir karþýtlýk veya tarafgirliði tercih etmiyorum. Doðanýn ciddi zarar göreceði bir proje elbette tercih edilmemelidir. Ama tek bir aðaç zarar görmesin diye tuvalet kaðýdýndan vazgeçmek gibi bir niyetim de yok.

ciroz
22-06-2013, 20:24
Baþtan beri,

Gönderilen bir çok link, konuþulanlar, H.E.S projelerinin uygulamadaki aksaklýklarý, gerçek anlamda fayda/zarar hesaplarý, bölge halkýnýn yaþadýðý sorunlar, su kullaným hakký, çevre katliamý, vadilerin tamamen ortadan kalkma riski gibi bir çok konuyu içeriyor.

Dediðim gibi daha incelikli ve çok taraflý okumalar yapmak gerekiyor sanýrým.

Teþbih' te hata olmaz demiþ üstadlarýmýz.
Siz tuvalet kaðýdýndan vazgeçmeyebilirsiniz, belki kullanýp vazgeçenlerin neden vazgeçtiðini anlamaya çalýþmak, konu üzerinde söylediklerine dikkat etmek ileride sizin için de faydalý olabilir.

MeTePe
22-06-2013, 21:51
Kusura bakmayýn, ben sizin ne söylemeye çalýþtýðýnýzý tam olarak anlayamadým?

Siz HES'lere tamamen karþý mýsýnýz? Karþý deðilseniz hangi þartlar altýnda deðilsiniz?

"H.E.S projelerinin uygulamadaki aksaklýklarý, gerçek anlamda fayda/zarar hesaplarý, bölge halkýnýn yaþadýðý sorunlar, su kullaným hakký, çevre katliamý, vadilerin tamamen ortadan kalkma riski " gibi yazdýklarýnýza bakýnca, mevcut þartlarda karþý olduðunuzu anlýyorum.

Peki sizin alternatifiniz ne?

Güneþ falan demeyin bana... Her ne kadar HES konusunda uzman deðilsem de enerji kaynaklarý konusunda cahil olduðum anlamýna gelmez. Güneþin neredeyse hiç kullanýlabilir olmadýðýný, rüzgarýn çok sýnýrlý ve pahalý kullaným alaný olduðunu biliyorum.

Ülkemiz enerjisinin en büyük bölümünü fosil yakýtlardan, aðýrlýklý olarak da dýþa baðýmlý ve pahalý doðal gazdan elde ediyor.

Diyelim ki 100 milyar dolarlýk rüzgar/güneþ yatýrýmýyla 2 tane 10 milyar dolarlýk HES projesini gereksiz kýldýk. Acaba 2 tane 10 milyar dolarlýk baraj yapýp 80 milyar dolarý daha geliþ kapsamlý çevresel koruma önlemlerine ayýrsak daha iyi olur muydu? Rakamlarý elbette atýyorum. Ama geliþmiþ ülkelerdeki tablo da pek farklý deðil. Bildiðim kadarýyla AB ülkelerinin tamamýna yakýnýnda HES kapasitesi sonuna kadar zorlanmýþ durumda. Üstüne çok sayýda nükleer reaktör çalýþýyor. Bazý ülkelerde nükleer santraller yapýlmaya devam ediyor. Bazýlarý her ne kadar kapatacaklarýný iddia etseler de henüz doðru dürüst kapatan yok. HES'leri devreden çýkartan var mý bilmiyorum. Rüzgar enerjisi için önümüzdeki 15-20 yýlda ön görülen hedefler % 20 leri aþamýyor. Güneþ zaten yok gibi bir þey...

E, peki ne yapacaðýz? Kusura bakmayýn, ben hala aðaç yapraðýna muhalifim. Ucuz Enerjinin temin edilmesini, bu yapýlýrken de çevre hassasiyetinin ihmal edilmemesini istiyorum. Bu düþüncenin hangi kýsmýna itiraz ettiðinizi bilemedim.

ciroz
22-06-2013, 22:10
Daha önce yazýlanlara - benim yazdýklarýma da - bakma, okuma inceliði gösterirseniz.
Nelerin tartýþýldýðýný, benim de nelere karþý olduðumu görebilirsiniz.

MeTePe
22-06-2013, 23:33
Sn. ciroz,

Çok büyük bir forumda yöneticilik yapmak da dahil olmak üzere, neredeyse 10 yýldýr muhtelif forumlarda mesaj yazarým. Bir mesaj yazmadan önce de aþaðý yukarý o konudaki tüm mesajlarý gözden geçirmeye özen gösteririm. Çünkü bu, forum yöneticilerinin sürekli olarak yeni mesaj yazan üyelerine yaptýðý bir uyarýdýr.

Dolayýsýyla, gerek sizin, gerekse diðer üyelerin yazdýðý mesajlarý okuduktan sonra kendi mesajýmý yazdým. Farkýndaysanýz eðer, ilk mesajýmda da söz baþlarken konunun HES tarafgirliði veya karþýtlýðý þeklinde ilerlediðini ve bunu yöntem olarak doðru bulmadýðýmý belirttim.

Yine de, sizin mesajýnýz üzerine "acaba göremediðim, atladýðým bir þey mi var" diye düþünerek yazdýklarýnýzý tekrar okudum. Kanaatimde herhangi bir deðiþiklik olmadý!

Ben ilk mesajýmý belli bir kiþiye veya görüþe yönelik, belli bir fikri eleþtirmek için yazmadým. Sizin "suyun kullaným hakký" konusundaki teorileriniz veya beklentileriniz benim konuya yaklaþým tarzýmý etkilemiyor. 20-25 yýl sonra bir barajýn su kaynaklarýna el koymasý olasýlýðýyla, 20-25 yýl sonra devletin bir baraja toptan el koymasý arasýnda istatistiksel bir fark yoktur. Hatta devletin el koyma olasýlýðý her zaman daha yüksektir.

Endiþelenmemeniz için hemen söyleyeyim; "baraj lobisi", HES'ler, iktidar partisi, enerji sektörü falan gibi hiç bir iþle ilgim yok. Özel sektörde kendi iþini yapan bir týp doktoruyum.

HES'lerle ilgili yaptýðým analizlerin de bir hastalýðýn patalojisine bakýþ açýmdan hiç farký yoktur. Biz bir hastaya ilaç verirken bunun aslýnda bir zehir olduðunu biliriz. Ancak ilacý vermezsek hasta ölebilir. O zaman en az zararla hem ilacý vermenin, hem de hastayý iyileþtirmenin yollarýný ararýz. Hasta ölümcül bir hastalýkla pençeleþiyorken "bu ilaç acaba gelecekte alerjiye yol açar mý" diye kullanmaktan vazgeçmeyiz.

Þimdi baþa dönecek olursak, sorduðum 2 soru þuydu: "Sizin alternatifiniz nedir?... Ucuz Enerjinin temin edilmesini, bu yapýlýrken de çevre hassasiyetinin ihmal edilmemesini istiyorum. Bu düþüncenin hangi kýsmýna itiraz ettiðinizi bilemedim."

Mesajlarýnýzda bu iki soruya da bir yanýt göremedim ben. Algýmda da bir deðiþiklik olmadý. Üzgünüm!

Bahsettiðiniz komplo teorileri, dile getirilen yönetmelikler, raporlar vs. benim yüksek bilgi sahibi olduðum konular deðil. Bunlarýn doðruluðu veya yanlýþlýðýný tartýþamam. Bu konunun uzmanlarýnýn savunabileceði veya eleþtirebileceði bir þeydir. O yüzden deðerlendirmemi genel bir bakýþ açýsýyla yapmayý tercih ediyorum.

ciroz
23-06-2013, 01:26
Sn MePeTe,

Enerji üretiminde H.E.S' lerin göreceli masum bir üretim þekli olmasýna itirazým yok.
Kiþisel itirazým, uygulama biçimlerine.

Tek alternatif H.E.S' ler miþ gibi bir algý yaratýlmasý, özellikle ülkemizde uygulanan nehir/dere tipi H.E.S lerin ve bu tip H.E.S lerin proje sayýsýnýn fazlalýðý dikkat edilmesi ve incelenmesi gereken konular diye düþünüyorum.

Yukarýdaki bir çok mesajda detaylarý var. Týp doktoru olduðunuz için araþtýrma ve tezleri okuma merakýnýz/alýþkanlýðýnýz vardýr diye düþünüyorum. Bu anlamda konu içinde verilmiþ bazý önemli linklere göz atmanýzý tavsiye ederim. Ucuz enerji diye adlandýrýlan þeyin toplamda yaptýðý tahribat ( sadece doða deðil, insan, su kullanýmý, tarým vs ) göz önüne alýndýðýnda ülkemizdeki projelerin söylendiði kadar da verimli olmadýðý hatýrý sayýlýr biçimde ifade ediliyor.

Yine kiþisel fikrim alternatif enerji üretimleri de mutlaka deðerlendirilmeli. Özellikle rüzgar ve güneþ alternatifleri ülke özelinde dikkate deðer niteliktedir diye düþünüyorum.

Sizin fikirlerinize bir itirazým yok. Herkes gibi ben de ideal þartlarda çevreye gerekli saygýyý gösteren, zararsýz, ucuz enerji temininin harika olduðunu düþünüyorum.

Aralarýndaki verimli projelerin/uygulamalarýn varlýðýný inkar etmek haksýzlýk olmakla beraber maalesef ülkemizdeki uygulamalarýn bir çoðundaki gerçekler bu yönde deðil.

Tekrar hatýrlatmakta fayda var,
Konu özelinde yazdýklarým þahsi fikirlerimdir.

Saygýlarýmla.

malina
23-06-2013, 16:57
Bu linkleri niye bana referans gösterdiðinizi anlayamadým?



Çevresel etkiler konusunda yazdýðýnýz için, sizin yazýnýza cevap vermiþ gibi oldum ama özel olarak size söylemek istediðim bir þeyler yok.

Sadece çevresel etkilerle ilgili yakýn zamanda gerçekleþen iki durumu paylaþtým...

Serpent
23-06-2013, 22:30
Bu forumda daha fazla yazmayým diyorum ama iþ dönüp dolaþýp benim de önemli katkýlarým olan projelere gelince, üstelik güncel duruma göre bunlar hakkýnda tümüyle gerçek dýþý bilgiler verilince dayanamýyorum. Çünkü kendi çalýþtýðým projeler için bir cevap vermezsem kendimi sorumluluðumu yerine getirmemiþ hissediyorum.

Yine birisi tarihi 2010 olan bir yazýya referans vermiþ. Millet olarak 2013 yýlýný idrak etmemize ve 2010 dan bu yana derelerden çok su akmasýna raðmen 2010 yýlýnda verilen gerçek dýþý iddialar bile hala raðbet görebiliyor.

O yazýnýn aslýna bakýnýz siz de: Görünüz ki iddialarýn sahibi “MegaWatt” ýn ne olduðunu bile bilmiyor ve “megabayt” diyor. Yani konudan bihaber ama ahkam kesmekte mahsur görmüyor. Bu komik durumun takdirini size býrakýyorum.

Ben sadece ne olduðu konusunda %100 bilgi sahibi olduðum Ýkizdere projelerinden bahsedeceðim.

Ýkizdere'de 4 HES'e dava, Cevizlik'te iptal kararý diðerleri yürütmeyi durdurma.



Cevizlik dahil buradaki 4 projenin üçünde önemli katkýlarým var. Bu projelere önce yürütmeyi durdurma kararý verildi. Ama Cevizlik projesi hiçbir zaman iptal edilmedi. Bu projelerin hepsi mahkeme izniyle inþa edildi. Yürütmeyi durdurmalar yüzünden projeler yaklaþýk birer yýl gecikti. Hem yatýrýmcý hem de ülke zarar gördü. Bu projelerden benim çalýþtýðým üç tanesi güldür güldür elektrik üretiyor: Yýlda ortalama 500 milyon kWh. (Dördüncüsü de üretiyor ama detaylý bilgim yok). Bu miktar, bol elektrik kullanan 200 bin evin bir yýllýk elektrik ihtiyacýndan fazladýr. Ýnanmýyorsanýz kendi elektrik faturanýza bakýp bir ayda dolayýsýyla bir yýlda ne kadar elektrik tükettiðinizi bulup kontrol edebilirsiniz. Üþenmeyin lütfen yapýn.

Bunlardan Cevizlik o kadar güzel bir projedir ki tünelleri ve santral binasý tümü yer altýndadýr. Bunu davacýlarýn avukatýnýn bile köylülere söylediði biliniyor. Ama inatla davayý devam ettirdiler.

Sonuç: Hep söylerim, birisi kendi anlayýþýný veya savunduðu fikirleri yalanlarla desteklemeye kalkarsa, anlarým ki savunduklarý doðru deðil. Yanýlmak baþka bir þey, yalan söylemek baþka bir þeydir. Maalesef bir kýsým HES karþýtlarý yalanlardan medet umuyor. Diðer bir kýsým HES karþýtlarý ise bu yalancýlarýn yalanlarýný yayarak onlarýn emellerine alet oluyorlar.

Herkese selamlar..

Not: Sayýn Kiziltan’ýn sorularýnýn cevabý özel mesajla yollanmýþtýr.

MeTePe
23-06-2013, 23:20
Yine kiþisel fikrim alternatif enerji üretimleri de mutlaka deðerlendirilmeli. Özellikle rüzgar ve güneþ alternatifleri ülke özelinde dikkate deðer niteliktedir diye düþünüyorum.


Alternatif enerji kaynaklarý kulaða hoþ gelen þeyler ama diðer taraftan gerçekçi olmak da gerekiyor.

Öncelikle ülkemizde rüzgar enerjisi için bir teþvik yöntemi uygulanýyor. Hatta yanýlmýyorsam devletin teþvik verdiði kapasitenin tamamý lisanslanmýþ durumda. Tüm bunlara raðmen rüzgar enerjisinin diðer yöntemlere göre oldukça pahalý olduðu bir gerçek.

Diðer taraftan, rüzgar enerjisi hiç bir zaman yeterli bir kaynak olarak görülmüyor. AB ülkelerinde dahi hedef % 20'ler civarýnda. Çünkü güvenilir bir yöntem deðil. Daha önce de belirttiðim gibi, rüzgar kesildiðinde eksiði neyle tamamlayacaksýnýz?

Güneþ enerjisi kulaða hoþ gelen bir düþünce. Ama halen emekleme safhasýnda. Bildiðim kadarýyla ticari amaçlý enerji üreten güneþ santrali hiç yok. Mevcut örnekler hep prototip, deneysel çalýþmalar. Diðer taraftan, yanýlmýyorsam güneþ enerjisinde kullanýlan güneþ hücrelerinin üretimi ve atýklarý da çok masum þeyler deðil. Yani üretim sýrasýnda ve imhasýnda çevresel bir kirlilik söz konusu. Ýlk yatýrým maliyetleri ise inanýlmaz derecede yüksek.

Asýl en önemli sorun, güneþ enerjisinden, ülkemiz gibi bol güneþli bir coðrafyada dahi günde ortalama 4-5 saat yararlanabilmemiz. Elektriði depolamak hem zor, hem maliyetli. Gündüz depolayýp gece kullanalým dememiz iþin hem maliyetini arttýrýyor, hem de akü, pil gibi elemanlar nedeniyle çevresel riski arttýrýyor.

Bu kaynaklardan mutlaka yararlanmanýn yollarý bulunmalýdýr. Ancak, sadece alternatif enerji kaynaklarýna bel baðlanmasý en azýndan þimdilik mümkün gözükmüyor.

Bizim doðal kaynak olarak elimizde kömür ve akarsularýmýz var. Cüzi bir miktar gazýmýz var. Bunlardan da yararlanmamýz kaçýnýlmaz. Elbette kömürü yakarken her türlü çevresek riski dikkate almalýyýz. Ama kömür kurum yapýyor diye bundan vazgeçemeyiz. Kurumu engelleyecek önlemleri alarak kullanmanýn yollarýný bulmalýyýz.

HES'ler de ayný þekilde, çevresel etkileri minimuma indirilerek yapýlmalýdýr. Mutlaka ve kaçýnýlmaz olarak çevresel etkileri olacaktýr. Ancak, zaman zaman bu çevresel etkilerin olumlu yönde olduðunu da görüyoruz. Örneðin büyük baraj gölleri yeni ekosistemler oluþmasýna yol açýyor. Kýraç topraklarýn yeþillenmesini saðlýyor, iklimsel deðiþiklikler oluyor. Bunlarýn tümünü olumsuzluk olarak görmemeliyiz.

Örneðin ben zaman zaman amatör balýkçýlýk yapýyorum ve avlanmaya gittiðim yerlerin tamamý baraj gölleri. Genellikle çevrelerinde ciddi bir yeþillenme oluyor.

Doðrudan gözlemlediðim bir olgu ise, baraj göllerinin içi ve çevresi son derece sýký kontrol altýndayken, akarsularýn son derece baþýboþ olmasý, akarsu kenarlarýnda her türlü rezilliðin yer almasýdýr. Ýnanýr mýsýnýz, biz Kýzýlýrmak nehrinde, çerden çöpten, muhtelif atölye ve tesislerden balýk tutacak yer bulamadýk. Zaten balýk da bulamadýk. Balýðýn yaþayacaðý ortam kalmamýþ. Mecburen Kýzýlýrmak üstündeki göletlere gidip avlanýyoruz.

Uzun lafýn kýsasý, ben çevresel önlemlerin alýndýðý hiç bir projeye karþý deðilim. Mutlaka bir zarar ve yarar söz konusudur. Zararýn minimize edilmesi, yararýn maksimize edilmesi hedeflenilmelidir. Tek bir bakýþ açýsýyla çýkmaz sokaða gireriz.

ciroz
24-06-2013, 10:03
Ýsteyen istediði þekilde düþünme, bu düþüncelerini de dile getirme hakkýna sahiptir diye düþünüyorum.

Geçmiþ yýllarda açýlmýþ (bir çok farklý konuda) davalarýn sonuçlarýnýn nasýl(!) deðiþtiði ile ilgili bir çok yazý daha önce de paylaþýldý. Ana akým medya, her þeyi ekonomi olarak görenler ve ona hizmet edenlerin düþünce biçimi de sanýrým "BOÞA AKAN SU" ifadesi ile özetlenebilir.

Doða ile olan iliþkimizi sadece enerji, kar, rant, fayda/zarar gibi bakýþ açýlarýyla deðil, unuttuðumuz insan duygumuzla yeniden hatýrlayýp, çevremizde olup bitenleri bu hassasiyet ile deðerlendirmeliyiz diye düþünüyorum.

Özellikle Nehir/Dere Tipi H.E.S' leri çok daha iyi incelemeli, yaratacaðý etkileri ve sonuçlarýný dikkatle takip etmeliyiz.

Belki, yine külliyen yalan(!) ( Bu söylemleri bir yerlerden hatýrlayabiliriz) olarak nitelendirilecek uzunca bir baþka yazý benim de dikkatle izlediðim konularý özetler niteliktedir.


...

Hesler ülkenin enerji ihtiyacý ileri sürülerek inþa edilmektedir. Bu doðru deðildir.


Ülkenin mevcut elektik üretim kurulu gücü 76 milyar Kw saat düzeyinde, tüketimi ise 40 milyar Kw saat civarýndadýr. (Megawatt cinsinden,54400 MW toplam kurulu güç, 37000 MW toplam tüketim)
Þirketler elektrik enerjisi ticareti yaparak yurt dýþýna enerji satýþý yapmaktadýrlar. Gürcistan,Irak,Suriye,Yunanistan’a elektrik satýþý yapýlmaktadýr.
Konu enerji ihtiyacý deðil, enerji ticaretidir. Bu ticaret doðrudan enerji satýþý, karbon kredisi satýþý, ucuz krediler yolu ile kaynak yaratarak dolaylý yoldan sürmektedir.



Hesler yolu ile su kaynaklarý özelleþtirilmektedir.


Dünya Bankasý’nýn yönlendirmesi ile tüm dünyada su kaynaklarýnýn özelleþtirilmesi teþvik edilmekte, devletlere tavsiyelerde bulunulmakta hatta su kaynaklarýnýn özelleþtirilmesi dayatýlmaktadýr.
Dünya bankasýna göre su kýt ve deðerli bir kaynak olarak ancak ekonomik bir deðer ifade ettiðinde korunabilir.
Dünya Bankasý, dünyanýn hemen her ülkesinde bulunan küresel þirketlere su özelleþtirmeleri için kredi verip, ülkeden ülkeye su özelleþtirmeleri için lobi faaliyetinde bulunmalarýný istemektedir.
Ülkemizde su özelleþtirmeleri ise, sözde akarsuyun belli kotlarýnýn kullaným hakký devir edilerek, kontürlü su sayaç sistemleri, tarýmsal sulama birlikleri gibi bir adým ötesinde özel sektöre devredilecek bir yol ve yöntemlerle gerçekleþtirilmektedir.
Akarsularda þimdilik mülkiyet hakkýnýn devri söz konusu deðilse de 49+49 yýllýk kullaným hakký devri mülkiyet hakkýnýn bahþettiði hemen her hakký saðlamaktadýr. Suyun kullaným hakkýný alan firma, bir kül olarak bu haklarýný baþka bir firmaya da devredebilmekte, neticede bu yolla da ticarete konu edilmektedir. Suyun kullaným hakkýnýn bu þekilde devrinin özelleþtirme uygulamasýndan fiilen her hangi bir farký yoktur.
Neticede sularýn ticari bir meta haline gelmesi saðlanmýþ olmaktadýr.
Gelecekte artan ihtiyaçlar karþýsýnda su hakký üzerinden suya ihtiyacý olanlar arasýnda çatýþmalar beklendiðinden bu günden suyun kullaným haklarý devredilerek yeni bir hukukun alt yapýsý oluþturulmaktadýr. Gelecek nesiller suyun kamuya ait olduðu algýsýndan yoksun yetiþmiþ olacaktýr.


Sonuç olarak, “Mühendislik” bilim ve matematiksel prensipleri, tecrübe, karar ve ortak fikirleri kullanarak insana; “faydalý ürünler” ortaya koyma sanatý olarak tanýmlanmaktadýr. Hiç kuþkusuz elektrik enerjisi insan yaþamýnýn bir gereksinimi, dolayýsý ile insana faydalý bir üründür. Ama elektrik enerjisi elde edilmesi uðruna yaþam azaltýlýp, yok edilerek bu ürün elde edilmekte ise, yaþamýn karþýlýðýnda elektrik enerjisi üretilsin denilemez.

...

Konu hangi yaþam türünün diðer yaþam türlerinden daha üstün ve daha çok yaþamayý hak ettiðine kadar gelmektedir. Biz, yaþamýn hiçbir türünü diðerine tercih edilemez bulmaktayýz. Doðanýn insan dili ile tanýmlanamayacaðýný da deðerlendirmekteyiz. Milyonlarca türün milyonlarca yýldýr kendi ekosistemleri içinde yaþamlarýný devam ettirirken, insan türünün; insan dili ile tanýmladýðý kendi hukukunun her zaman eksik olacaðýný, insanoðlunun kendi türü için diðer türleri görmezden gelmesini, gözden çýkartmasýný ise kendi varlýðýna da bir ihanet olarak deðerlendirmekteyiz.

...

Yani temel olan yaþamdýr.

...

Bununla birlikte dünya genelinde hakim ekonomik düzene genel bir bakýþ yaptýðýmýzda tüm gezegende ekonomi adýna doðal kaynaklar hýzla kirletilmekte, tüketilmekte, hatta yok edilmektedir. Hakim ekonomik düzen ve insan dili, maalesef dünyayý ekonomi için yaþanýlan, ekonomi için var olunan bir gezegen haline getirmiþtir.

“Hes tartýþmasý”nýn özü; “yaþam hakký”, ve “çevre hakký” ile ilgilidir.Bu haklarýn kaynaðý ise Uluslar arasý metinler ve bizzat anayasamýzdýr. Ýdare tarafýnda ise bu tartýþmalar “bir takým çevreciler”, “ her þeye karþý çýkýyorlar” “ milli menfaatlerimiz” “kalkýnacaðýz” düzeyinde karþýlanmaktadýr. Kimsenin “kalkýnmayalým” dediði yoktur, ama öncelik, her türlü canlý yaþam korunmasýnda olmalýdýr.

Kimin kalkýndýðýnýn bile tartýþmalý olduðu bir anlayýþ ile, ülkenin maddi ve manevi yönden çok deðerli doðal kaynaklarýnýn yok edilmesi, ülkenin prestij alanlarýnýn yýkýlmasý anlaþýlamaz bir tutumdur.
...


Yazý' nýn tamamý için : Ýkizdere Derneði Resmi Web Sitesi (http://www.ikizderedernegi.org/av_yazi.php)

MeTePe
24-06-2013, 13:30
Ýkizdere derneðinin resmi sitesindeki yazýyý ne yazýk ki ben sizden farklý olarak "gayri-ciddi" buldum. Öncelikle bir Avukat tarafýndan yazýlmýþ. Konunun uzmaný olan bir kiþi deðil ve jenerik içerikli bir metin. Bahsi gecen zararlar doðru olabilir. Ama bu her HES projesinde bunlarýn hepsi olur gibi bir mantýk doðru deðil. Ayrýca, objektif bir rapor sadece dezavantajlardan deðil, avantajlardan da bahseder.

Diðer taraftan oldukça mecazi ve duygusal yorumlar var. Örneðin:

Anlaþýlacaðý üzere akarsu “boþa” akan bir su deðildir. Aksine, “akarsu” akmadýðýnda boþa harcanmýþ olur. Týpký yaþamýn var olabilmesi için güneþin her gün boþa doðmamasý gibi, týpký rüzgarýn boþa esmemesi gibi, týpký arýlarýn boþa uçmamasý gibi, akarsu da boþa akmaz. Akarsular; bir büyük yaþamsal sistem içinde var olmasý gerektiði için vardýr. Ýster teolojik yönden bakýlsýn, ister bilimsel yönden, “akarsu” akmasý gerektiði için akar, varlýðý ile yaþamý var eder.

:) :) :) Yoruma gerek var mý bilmiyorum.

Diðer itiraz edeceðim bir konu ise KURULU GÜÇ ile TÜKETÝM iliþkisi... Her ne kadar mühendis kökenli olmasam da arabanýzýn 200 beygir olmasý demek saatte 300km hýz yapabilirsiniz anlamýna gelmez. Evlerimizde kullandýðýmýz sistem de yanýlmýyorsam yaklaþýk 5-6KW tüketim üstüne kuruludur. Ama hiç bir zaman bu rakamlara ulaþamayýz.

Bir düðmeye basarak anýnda çalýþtýrýlan doðal gaz santralleri bile kurulu gücün tamamýný kullanmaz. Dolayýsýyla yukarýdaki mantýk doðru deðil. Eðer evinizde bir jeneratör varsa, bu önlem içindir. Evinizdeki kurulu gücü sürekli kullanmanýz için deðil.

Kaldý ki, bütün dünyada enerji tüketimi ve gereksiniminin sürekli arttýðýný görmek için mühendis olmak da gerekmiyor. Evlerimizde kullandýðýmýz enerji miktarýndaki artýþa bakmamýz bile yeterli. Üstelik bunlarda eskiye göre ciddi tasarruf önlemleri var artýk.

Ýþin özeti; ya o, ya bu gibi bir yaklaþýmý rasyonel bulmuyorum. Omlet yapabilmek için yumurtayý kýrmak gerekir. Çevresel zararlar olabilir. Ayný þekilde çevresel yararlar ortaya çýkabilir. Elde edilen ve kaybedilenlerin iyi muhakemesinin yapýlmasý lazým. Çevreyi korumak için de para gerekir.

Serpent
24-06-2013, 15:07
Yalan yalandýr. Bazýlarý düz yalan olarak bazýlarý ise kuyruklu yalan olarak tanýmlanabilir.

Yalanýn bini bir para, yanlýþýn ise haddi hesabý yok.

O kadar ki, benim yazýma konu olan Cevizlik projesiyle ilgili linki verilen referansýn tarihi Haziran 2010 ve “Cevizlik HES mahkeme kararrýyla iptal” deniyor. Halbuki Cevizlik HES Nisan 2010 dan beri enerji üretiyor. Resmi açýlýþý ise Aðustos 2010. Halen de çalýþýyor.

HES lerin ve diðer elektrik üretim tesislerinin kurulu güçleri nasýl tanýmlanýr, hangi tesis faktörleriyle çalýþýr üzerine yazýlar yazdým. Benim yazdýklarýma itibar etmeyebilirsiniz. Lise eðitiminden daha fazlasýný gerektirmeyen bu konularda akýl yürütmek ve sorgulamak yerine, bir avukatýn konuya hiç bir açýklýk getirmeyen saçma sapan yazýsý muteber tutuluyor ya inanamýyorum.

Adamýn verdiði rakamlarýn yanlýþ olmasý bir yana tanýmlarý da yanlýþ: Elektrik üretimini kurulu güç diye veriyor. Bu adamýn verdiði enerji üretim ve tüketim bilgisi 20 yýldan daha eski yahu. Yani yazýsý “ben bu konuda hiçbir þey bilmiyorum, sallýyorum” diye baðýrýyor yahu.

Neyse daha fazla yazýp kendi sinirlerimi de bozmayayým.

Selamlar..

ciroz
24-06-2013, 15:39
Yazý bilimsel bir rapor deðil zaten : )

Yazarýnýn, "Duygusal" olmasý da bana çok doðal geliyor, bizler uzaktan "-bu böyle olmalý þu þöyle olsa daha iyi olur." derken, orada yaþayan insanlar belki de evlerinden, sularýndan, topraklarýndan oluyorlar.

Davulun sesi uzaktan hoþ geliyor sanki...

Ama bütün bunlar yazý içinde yapýlan tespitlerin (mesleði avukat olan birisinin var olan kanuni düzenlemeler ve bunlarýn uygulama biçimlerini bizden daha iyi bildiðini düþünmek yanlýþ olmaz) yanlýþ olduðunu göstermez.

Sürekli olarak, hemen her tartýþmada ( TV, gazete,forum, meclis vs vs), H.E.S karþýtlýðý sanki enerji üretimine karþý çýkmak, topyekun bir H.E.S düþmanlýðý yapýlýyor algýsý yaratýlmaya çalýþýlýyor ama konunun özün de tartýþýlanlar bunlar deðil.

Bu da birilerinin konunun/tartýþmanýn içini boþaltma taktiði.

Sadece bu konuda deðil bir çok konuda bir zihin karýþýklýðý, içini boþaltma, ötekileþtirme, itibarsýzlaþtýrma, alaycýlýk sürekli olarak karþýmýza çýkýyor.

Oysa ki;
"Siz onu umursamazsanýz, doða sizi hiç umursamaz" :)

MeTePe
24-06-2013, 17:22
Bu görüþünüze katýlmýyorum.

Kanaat bildiren bir yazý yazýyorsanýz, sizin tabirinizle "içinde yapýlan tespitlerin" doðru temelleri olmasý gerekir.

Benzer bir yaklaþýmla þunu diyebiliriz. Gökyüzünde gece çýkan yýldýzlar var. Bunlar atmosferdeki küçük, ýþýklý canlýlardýr. Orada durur, bize romantizm saðlarlar. Uydular için gökyüzüne attýðýmýz roketler bu yýldýzlara çarpýp onlar yok edebilir. O yüzden roketler yýldýzlar için büyük bir tehdittir.

Bu rapor da biraz buna benzemiþ. Doðru kanaat için doðru bilginin kullanýlmasý lazým. Subjektif görüþler bizi doðru yere ulaþtýrmaz. Objektif görüþler ise tek taraflý olamaz.

"Orada yaþayan insanlar evlerinden, sularýndan, topraklarýndan oluyorlar" tabirinizi de oldukça manidar buldum. Bir avuç topraðý olan her vatandaþ öyle veya böyle bunun bir kýsmýný belediyeye kaptýrmýþtýr. Sizin evinizde çeþmeden su akabilmesi için bazý fedakarlýklar yapmanýz lazým. Konu içerisinde HES'ler tartýþýlýyor ama yegane baraj yapýlarý HESler deðil.

Bu konu aslýnda genel çerçevede enerji üretim politikalarý ve çevresel etkileri þeklinde tartýþýlsa kanýmca daha doðru olurdu. Çünkü HES'lerin iyi veya kötü olmasýný deðil, enerji üretimindeki konumunu tartýþmak daha gerçekçi bir bakýþ açýsý saðlayabilirdi.

Yemek için elimizde sadece yumurta, sosis ve hamburger varken sadece yumurtanýn ne kadar zararlý olduðunu tartýþmak doðru bir yöntem olmaz.

ciroz
25-06-2013, 11:56
Ben de sizin görüþlerinizin bir kýsmýna katýlmýyorum.

Ýkizdere Derneði' ndeki yazý için duygusal kelimesini bilerek týrnak içinde yazmýþtým.
O yazý, teknik bir rapor olmamakla birlikte benim düþündüðüm, dikkat ettiðim konularý özetler bir yazý olduðu için paylaþmýþtým.

Subjektif olarak :), H.E.S' lere özellikle Nehir Tipi H.E.S' lere ve uygulamalarýna dikkat etmeliyiz, sorgulamalýyýz, takip etmeliyiz diyorum. Benim söylediklerimin özü bu.

Konu genelinde önceki mesajlarda ( farklý görüþlerde de), yazýlanlar, paylaþýlanlar oldu. Merak edenlerin gözden geçirmelerini, farklý görüþleri de okumalarýný tavsiye ederim.

Ýkizdere Derneði' nin yazýsý teknik bir rapor olmayabilir. Belki gözden kaçmýþtýr diye hemen bu sayfanýn ilk mesajýnda teknik bir rapor da var. 2013 yýlýndayýz çok þey deðiþti diyecekler de olacaktýr. Evet bir çok þey deðiþiyor, örneðin bu hafta Biyo-Çeþitlilik ve Tabiatý Koruma yasa tasarýsý T.B.M.M' de tekrar görüþülmeye baþlanacak. Yine subjektif olarak, tasarýnýn içeriðini bilmeyenlerin biraz araþtýrma yapmasýný çok isterim.

Teknik raporu gözden kaçýranlar için:

Doðu Karadeniz Bölgesi HES Teknik Gezi Raporu (http://www.agaclar.net/forum/doga-cevre-ekoloji-gida-hukuk-ve-politikalari/22016-5.htm#post1148868)
Aðustos 2011
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odasý

pria
21-09-2013, 00:22
Dindar ve modern neslin temsilcisi Leyla Yalçýnkaya için 9 yýl hapis isteniyor! | Politika | EurActiv.com.tr (http://www.euractiv.com.tr/politika-000110/article/dindar-ve-modern-neslin-temsilci-leyla-yalnkaya-iin-9-yl-hapis-isteniyor-024238)

HES'e Direndi, Yargýlandý, Beraat Etti - Bianet (http://www.bianet.org/bianet/toplum/150060-tortum-da-leyla-yalcinkaya-beraat-etti)

Zorla evliliðe de savaþ açýp 18’ine girdiði gün evi terk eden HES eylemlerinin simge ismi Leyla’nýn devlet güvencesi altýnda olduðu ortaya çýktý

http://gundem.milliyet.com.tr/hes-leyla-gorucuyu-de-pes-ettirdi/gundem/detay/1713163/default.htm

Bu cesur kýzýmýza hem aferin, hemde geçmiþ olsun diyorum..

MeTePe
27-09-2013, 00:58
Bu cesur kýzýmýza hem aferin, hemde geçmiþ olsun diyorum..

Sn. pria,

Bir insanýn HES'lere veya baþka bir þeye karþý olmasý, istememesi vs. son derece doðal... Bunun için suçlanmasý ise tümüyle abes ve çaðdýþý...

Ancak, haberlerde bahsi geçen genç kýz, HES'lere karþý olduðu için deðil, iddiaya göre "attýðý taþla bir askeri baþýndan yaraladýðý ve küfür ettiði" için yargýlandý.

Toplumda ilgi çekecek farklý kavramlarý birbirine karýþtýrarak kamuoyu oluþturulmasýný doðru bulmuyorum. 2 yanlýþ 1 doðru etmez.

- Dindar kýz
- Baþörtülü
- HES karþýtý
- Yargýlandý, beraat etti!

Konu bu deðil! Bir vatandaþýn adi bir suçu iþleyip iþlemediði... Ne dindarlýðý, ne de HES karþýtlýðý dava konusu deðil. Elbette bunu sizi eleþtirmek için deðil, haberlerin veriliþ tarzýný eleþtirmek için dile getirdim.

Bu kýzýn, diðer vatandaþlardan hiç bir farký olmadýðý gibi, beraat etmesi HES karþýtlýðýný haklý çýkarmayacaðý gibi, ceza almýþ olsaydý da HES'in haklýlýðýný göstermezdi.

Zaten HES'lerle ilgili bir tartýþmada "dindar bir kýzýn" sýradan bir suç isnatýyla yargýlanýp beraat etmesinin tartýþmanýn özüne bir faydasý da yok.

pria
16-10-2013, 22:01
Bakanlarý yanýltabilirsiniz ama bizi asla! (http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/bakanlari-yaniltabilirsiniz-ama-bizi-asla-haberi-81135)

gokselcetin
13-11-2013, 09:57
Köylülere silahla saldýran HES’çileri Ýçiþleri mi koruyor? (http://www.ulusalkanal.com.tr/yurt/koylulere-silahla-saldiran-hescileri-icisleri-mi-koruyor-h17675.html)

Köylülere silahla saldýran HES’çileri Ýçiþleri mi koruyor (http://www.odatv.com/n.php?n=koylulere-silahla-saldiran-hescileri-icisleri-mi-koruyor-1011131200)

pria
13-11-2013, 13:10
Köylülere silahla saldýran HES’çileri Ýçiþleri mi koruyor? (http://www.ulusalkanal.com.tr/yurt/koylulere-silahla-saldiran-hescileri-icisleri-mi-koruyor-h17675.html)

Köylülere silahla saldýran HES’çileri Ýçiþleri mi koruyor (http://www.odatv.com/n.php?n=koylulere-silahla-saldiran-hescileri-icisleri-mi-koruyor-1011131200)

'BÝZ VATANIMIZI KORUYORUZ, ASKER EÞKIYAYI KORUYOR'

Bu akþam saat 18:00 civarýnda meydana gelen olayla ilgili bilgi veren köylülerden Osman Koç, HES þirketi çalýþanlarýnýn jandarma korumasý eþliðinde kanyona girdiðini belirterek, "biz burada vatanýmýzý korumak için demokratik haklarýmýzý kullanýrken Türkiye Cumhuriyeti'nin askeri çoluk çocuðumuzun önünde silahlý eþkiyayý koruyor. Ben devletimden bunu beklemezdim" dedi.



KÖYLÜLER VATANDAÞLIKTAN ÇIKMAK ÝÇÝN BAÞVURACAK!

Olayda bir köylünün yaralandýðý bilgisini veren Koç, kurþunlarýn kendisinin de bir metre kadar yakýnýndan geçtiðini söyledi. Ahmetler Kanyonunda HES yapacak yeterlilikte su bulunmadýðýný da dile getiren Koç, "demokratik bir hukuk devletinde böyle bir zulüm görülmüþ deðil. Yarýn, Ahmetler köylüleri Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlýðýndan çýkmak için baþvuruda bulunacaklar. Biz Filistin'iz, karþýmýzda ise Ýsrail var. Türkiye Cumhuriyeti'nin askeri iki araç önde, iki araç arkada eþkýyayý kolluyor. Ben bu durum karþýsýnda kriz geçirdim. Köylüler beni öldü sandýlar. Hala aðlýyorum" diye konuþtu.


HES þirketi köylülere kurþun yaðdýrdý (http://www.odatv.com/n.php?n=hes-sirketi-koylulere-kursun-yagdirdi-1311131200)

Bir ülkenin valisi, en doðal hak olan protesto hakkýný kullanan yurttaþa ''gavat'' diye hitap edebiliyorsa, bunlar da olur tabii..
Valla direnmeden olmuyor bu iþler..
Bizim Çanakkale'de direnen köylüler termik santral projesini durdurdu ve zafer kazandý..
Darýsý diðerlerinin baþýna..

Ayvacýk Babadere Termik Santrali Projesi Durduruldu | Çanakkale Ýçinde (http://www.canakkaleicinde.com/ayvacik-babadere-termik-santrali-projesi-durduruldu.html)

ametarasu
13-11-2013, 13:40
Erzurum'a baðlý köyümüzde HES yapýmý için derneðimizde yaptýðýmýz toplantý sonucu karar aldýk.

Köyümüz 2000 rakýmda olup. "Allah'ýn daðý" diye de nitelendirilebilir. Yaklaþýk 5ay tamamen kar altýnda kalmaktadýr. Köyde hiçbir tarýmsal faaliyet yapýlmamaktadýr. 1 tane tavuk bile yoktur. Yaptýðýmýz ön araþtýrmalar sonucu 500-600 bin liralýk bir masrafla mini HES projesini gerçekleþtirebiliyoruz. Öncelikli hedefimiz kýþýn kimsenin kalmadýðý, yazýn ise yaklaþýk 70-80 hanenin yaþadýðý köyümüzün elektrik ihtiyacýný karþýlamak, duruma göre de üretilen elektriði devlete satarak köye gelir oluþturmak.

Hes projelerinin abartýldýðý kadar zarara sebebiyet verdiðini düþünmüyorum.

Yukarýdaki haberdeki köyün tanýmýnda "tarým alaný bulunmayan fakir bir orman köyü" ifadesi geçmiþ. Þimdi bu ifadeyi kullananlara "orman köylüleri ormanlarýn bakýmýndan, yakacak odun üretilmesinden, ormanýn seyreltilerek bakýmýnýn yapýlmasýndan mesul olsun" desek. Kýyamet kopar. Çünkü aðaç kesilmez, kutsaldýr. Ama biraz geniþ ölçekli baksak ormanlarýn bakýmsýzlýktan içlerine girilemediðini görürüz.

gokselcetin
14-11-2013, 14:37
Ülkemizin enerji ihtiyacý kesindir ve bunun için gereken projeler hazýrlanmalý ve hayata geçirilmelidir. Bu, ülkenin geliþimi açýsýndan devletin görevlerinden biridir. Sanýyorum ki bu konuda buradaki herkesle hemfikirizdir. Peki, Türk Ulusu’na ait her karýþ toprakta yapýlacak planlamalar için bunun gerekli bilgilendirmelerini tüm açýklýðýyla ve çeþitli yollarla vatandaþlarýna anlatmasý da bu görev dahilinde deðil midir? Enerjiyi ne ile nasýl üretmeliyiz ve bu farklý kaynaklarý nerelerde nasýl kullanmalýyýz? Ýþte hepimizin kaygýlarýnýn oluþtuðu kýsým da bu. Problemlerin bir çoðu da bu kýsýmda oluþmuyor mu?

Her yapýlan iþe muhalefet etmek hiçbir þey yapmadan sadece yapýlanlara kara eleþtirilerde bulunmak zaten Türk Milleti olarak bizim tarihi benliðimize aykýrýdýr. Cumhuriyetimizin kuruluþ tarihini biraz olsun incelediðimizde konuþarak deðil çalýþarak yaptýðýmýz ve baþardýðýmýz bir çok örnek bulabiliriz. Eðer söyledikleriniz bu manada ise size katýldýðým örnekler de mevcut olacaktýr.

“Hes projelerinin abartýldýðý kadar zarara sebebiyet verdiðini düþünmüyorum.” cümlenizdeki abartý kelimesinin anlam olarak tam karþýlýðý bizce ne olmalýdýr, neye / nelere göre düþünmemizi istersiniz?

Yanlýþ anlamadýysam benim paylaþtýðým haber için yazmýþsýnýz bunlarý. Yukarýda paylaþtýðým haberdeki köyün tanýmýnda ise “tarým alaný bulunmayan” deðil “yeterli tarým topraðý bulunmayan yoksul bir orman köyü” denilmiþtir. Habere göre bu tanýmý yapan bir milletvekilidir. Devamýnda da “Ahmetler Kanyonu’nda gerçekleþtirilecek olan turizm faaliyetleri, rafting ve sulama projelerinin köyün geleceði için yaþamsal olduðu” yine bu milletvekili tarafýndan dile getirilmiþtir. Peki bu söylenenler dahi ne kadar baðlayýcý olabilir? Yani yeterli tarým alanýnýn bulunmamasý ya da yapýlacak preojelerden bahsediyorum.

Asýl söylemek istediðime geleyim;
Bu haberi paylaþmamýn sebebi HES projesi deðildir. Asýl nedeni, böyle bir projeye olumsuz bakan yerel halka karþý, proje için yetkilendirilmiþ firmanýn çalýþanlarý tarafýndan yaþatýlan durumdur. Devlet görevlendirdiði þirket çalýþanlarýný korumakla yükümlü olduðu kadar vatandaþýný da korumak sorumluluklarý arasýndadýr.

Kutsalýmýza gelirsek, Türk'ün kutsalý her karýþ topraðýyla vatandýr.

Köyünüz için hayýrlý olmasýný dilerim ki anlattýðýnýz kadarýyla incelememekle beraber gerekli bir proje olarak görülüyor.

ametarasu
15-11-2013, 17:08
“Hes projelerinin abartýldýðý kadar zarara sebebiyet verdiðini düþünmüyorum.” cümlenizdeki abartý kelimesinin anlam olarak tam karþýlýðý bizce ne olmalýdýr, neye / nelere göre düþünmemizi istersiniz?



Neye göre, nelere göre için düþünmenizi istediðim husus milletin menfaatidir.

Nefes kesici güç: Çin’de 22500MW’lýk Üç Geçit Barajý açýldý - Enerji Enstitüsü (http://enerjienstitusu.com/2012/07/27/nefes-kesici-guc-cinde-22500mwlik-dev-uc-gecit-baraji-acildi/)

Bu barajýn inþaasýyla alakalý bir belgesel izlemiþtim. Çevreye verdiði en büyük zararýn nehirin bünyesinde barýndýrdýðý alüvyonlarýn gövdede tutulmasý sebebiyle, nehir boyu devam eden tarým alanlarýndaki ürünlerin tamamen yok olacaðý öngörülmüþ. Dolayýsýyla alüvyonlarý tahliye etmek maksadýyla baraj gövdesine özel kapaklar koyulmuþ. Ancak tam manasýyla bir çözüm deðil çünkü alüvyonlarýn tahliye edilen kýsým %40 a tekabül ediyormuþ. Yani %60 lýk bir kayýp söz konusu. Belgeselde geçen ifadeye göre kilometrelerce uzunluktaki tarým alanlarýný olumsuz etkileyecek bu alüvyon kaybý; 15-20 yýlda gerçekleþen büyük sel felaketleri, can kayýplarý vb. göz önüne alýndýðýnda 20 nükleer santral gücündeki bu baraj için "ödemeye deðecek bir bedel" olarak görülmüþ. Ýnþasý sýrasýnda 1 milyon kiþi de tahliye edilerek inþa edilen konutlara yerleþtirilmiþ. Bu da ne kadar alanýn sular altýnda kaldýðýnýn bir göstergesi. Bizim ülkemizde ise böyle bir baraj inþaa edilemez. O kadar insan evinden taþýnmak istemez, çatýya çýkýp çocuðunun boynuna býçak dayar, kiremit atar, iþ makinalarýný ateþe verir vb.

Geçen gün haberlerde yine bir "rant düþkünü vatandaþ" haberi vardý. Yapýlmasý planlanan 3. havaalaný arazisinin %80'i devlete ait eski kömür ocaklarý. Devlet hali hazýrda hafriyat atýklarýný karþýlýðýnda para almak suretiyle bu bölgeye boþalttýrýyor . (1 taþla 2 kuþ) Arazinin geri kalan %20'si ise vatandaþa ait. Vatandaþýn gözü açýk ya , tarla vasfýndaki arazisine kamulaþtýrma bedeli olarak dönümü "35-55 bin" arasýnda para ödeniyor diye isyan ediyor. Aslýnda bu para bile o bölgedeki tarým arazileri için fazla. Ýstanbul'un dýþýna çýktýðýmýzda ayný nitelikteki tarlayý dönümü 4-5 bine satýyorlar. Ama vatandaþ "hakkýmýzý isteriz" derken ne kadar haksýz olduðunu da haykýrýyor adeta. Devleti yeterince söyüþleyemedikleri için isyan ediyor. "Havaalaný yanýndaki kýymetli arazi"sine yüksek paralar verilmesini talep ediyor. Þimdi bu vatandaþa sorsak havaalanýný ister misin ? diye. Benim tarlamýn kenarýnda kaldýðý müddetçe isterim der. Ne þiþ yansýn ne kebap hesabý.

Neye göre,nelere göre ? Bu bakýþ açýnýza göre deðiþebilir ama aslolan milletin menfaatidir. Ve taraf olanlar asla tarafsýz gözle olaya bakamazlar. Burada kullanýlan ifade dahi ne kadar popülist bir yaklaþým olduðunu gösteriyor " biz vatanýmýzý koruyoruz" sanýrsýn 100 metre öteden suriye topçularý taciz atýþý yapýyor.

Yine Erzurum/ispir ilçesinde incelediðim Borusan'a ait bir HES vardý. Civardaki 2 köyün elektriðini ücretsiz olarak vermek üzere köylüleri ikna etmiþler. Savaþmak, direnmek her þeyin çaresi deðil. Uzlaþý daha büyük bir meziyet bence.

Yanlýþ bir durum varsa elbette düzeltilmelidir ancak https://www.facebook.com/note.php?note_id=115003468523538 vb. "köylülerden, mahallelilerden, falancalýlardan iþçilere saldýrý" baþlýklý kim bilir ne kadar haber yapýlmýþtýr bu ülkede. Ýstenmeyen bir þey varsa müsebbibi iþçiymiþ gibi saldýrýlara maruz kalýr. Özellikle de kürt iþçiler.

Hasýl-ý kelam bu vesileyle Bursa Ulu Camii'nin yapýlmasý esnasýnda yaþanan bir olayý da kopyalýyorum buraya.

"Yýldýrým Bâyezîd Han, müslümanlarýn ibâdet etmeleri için, Bursa’nýn güzide bir yerinde câmi yaptýrmak istedi. Bu durumdan vezirini de haberdâr etti. Bugünkü Ulu Câmi’nin yeri uygun görüldü ve arsa sahiplerine mülklerinin bedelleri verildi.

Herkes gönül rýzasýyla arsalarýný verdi. Fakat câminin inþâ edileceði yerde ihtiyar bir kadýnýn evi vardý. “Ben evimi satmam” diye diretiyordu. Ona; “Bize bu ev mutlaka lâzým” denildi ise de, hiç kimsenin sözünü dinlemedi. Sultan Yýldýrým Bâyezîd Han kadýnýn yanýna gidip, durumu anlattý, fakat fikrinden döndüremedi.

Sonra Sultan, dîvâný toplayarak bu hususu görüþtü. Dîvânda, Emir Sultan’a durumun bildirilmesi ve ona göre hareket edilmesi kararýna varýldý. Sultan Bâyezîd, Emir Sultan’ýn yanýna giderek durumu anlattý ve; “Sizin himmetinize muhtacýz, yoksa câmi yapýlamaz” dedi. O gece ihtiyar kadýn rüyasýnda mahþer günündeki hâlini gördü. Herkes Muhammed aleyhisselâmdan þefâat umup Cennet tarafýna gidiyorlardý. Ýhtiyar kadýn da onlar gibi Cennet’e gitmek istedi. Fakat yürümeye gücü olmadýðý için, Arasat meydanýnda yapayalnýz kaldý. Bunun üzerine ihtiyar kadýn feryâd etmeye baþlayýnca, zebânîler ona; “Niye aðlýyorsun?” diye sordular, ihtiyar kadýn; “Müslüman taife Cennet’e gitti. Ben kaldým onun için aðlarým” dedi. O sýrada gâibden bir ses; “Eðer sen de Cennet’e gitmek istersen, Yýldýrým Bâyezîd Han’a evini sat, inad etme yoksa inatçýlardan olup cehennemlik olursun” dediði anda uyandý. Evini bir nurun kapladýðýný gördü. “Elhamdülillah ben de Cennet ehli oldum” diyerek sabaha kadar ibâdetle meþgul oldu. Sonra gönül rýzâsý ile evini satarak câminin yapýlmasýna vesîle oldu." mutlu son =)

pria
16-11-2013, 11:14
...Sözün özü, Anadolu coðrafyasý, küresel krizle birlikte damarlarý týkanan sermaye gruplarýnýn yaðmasýna açýldý. Hangi projenin ne amaçla yapýldýðýnýn bir önemi yok. Önemli olan iþ makinelerinin durmaksýzýn devinimi. Anadolu, Moðol istilalarýndan bu yana böyle yaðma görmedi! Bütün bunlarýn ayrýntýlarýný medyadan izleyemiyorsanýz, çevrenize bakmanýz yeterli. Halka raðmen, 'halk için' yapýldýðý öne sürülen binlerce yýkým projesinin yarattýðý tahribatý gözlerinizle görün.

Yusuf YAVUZ

Tamamý:

Halka raðmen halk için yapýldý (http://www.odatv.com/n.php?n=halka-ragmen-halk-icin-yapildi-1611131200)

ametarasu
16-11-2013, 11:48
"badem, ceviz, kestane, adaçayý ve benzeri türlerin tarýmýný yapmalarý için 'bozuk devlet ormaný' sayýlan yaklaþýk 100 bin hektar arazi tahsis edildi."

http://www.agaclar.net/forum/ceviz/32836.htm
www.ceviz.biz-- Haberler - Türkiye'nin en büyük ceviz ormanlarýndan birisi Ordu'ya kuruluyor (http://ceviz.biz/haber110/turkiyenin-en-buyuk-ceviz-ormanlarindan-birisi-orduya-kuruluyor)

Ýþte bunlar hep talan.

Bu forumun bir baþka köþesinde insanlar bu orman vasfýný yitirmiþ araziler için proje üretmeye çalýþýyor. Devlet devasa arazileri aðaçlandýrýp 5 yýl süreyle bakýmýný yapýp köylüye devretme projesi gerçekleþtiriyor ancak ideolojiden gözü körelmiþ insanlar bunu "talan, yýkým" olarak nitelendiriyor. Yorumsuz =)

pria
16-11-2013, 15:45
Konumuz bu deðil ama..

Doðrudan doðruya, sadece fakir orman köylüsüne yönelik olarak, ekosistemi de gözeterek verimsiz hazine ve yasal olarak orman görünen alanlarda ceviz gibi aðaçlandýrmalar yaparak köylüye hibe etmek çok güzel birþey..azýcýk yurt, insan sevgisi olan biri buna karþý çýkmaz ve alkýþlar..

Ama..bu iþler aþaðýdaki gibi oluyor ve yapýlýyorsa, yandaþlar gözetilip kollanýyorsa, 5-10 köyü bedava ceviz ormaný sahibi yapýyoruz adý altýnda birtakým kiþiler devlet olanaklarý ile ihya ediliyorsa,karþý çýkmak her aklý baþýnda vicdan sahibi insanýn görevidir:

Dudu: “Benli Deresi Talan Ediliyor” - iskenderun - www.iskenderun.org (http://www.iskenderun.org/haberdetails.isk?ID=24256)

YEREL - Marmara Adasý talanla karþý karya - Yeni Erdek Gazetesi (http://www.yenierdekgazetesi.com/haber/haberdetay.asp?ID=4263)

ciroz
17-11-2013, 14:27
Konu' nun adýndan da anlaþýlýyor aslýnda, konu topyekün bir H.E.S karþýtlýðý deðil. H.E.S ile enerji üretimi faydalý mýdýr, zararlý mýdýr da deðil. Nedense konu bir çok kereler oraya geliyor ve týkanýyor. Oysa konu:
Türkiye' nin H.E.S gerçeði.

Çok taze olmasý açýsýndan, daha bir çok yerde olduðu gibi Ahmetler Kanyon' u ve köyünde olanlar da benzer sebeplerden oluyor.

Özelleþtirmeler ile H.E.S þirketlerine verilen ve sürekli baþka konularla akýl karýþtýrýlmaya çalýþýlan temel konu da SU KULLANIM HAKKI ANLAÞMASI.

Ahmetler köyü/kanyonu sitesindeki son yazý:

HES NÖBETÝ VE ARDINDAKÝ GERÇEK (http://ahmetler.net/index.php?option=com_content&view=article&id=1474%3Ahes-nobeti-ve-ardindaki-gercek&catid=19%3Amkoc&Itemid=77)

ciroz
18-11-2013, 12:27
AHMETLER’DEN “ÝMDAAT!” SESLERÝ GELÝYOR! PDF Yazdýr E-posta
Pazartesi, 18 Kasým 2013 10:07
18 Kasým 2013… Sanki bir tiyatro oyununda 4. Perde...

Az önce gelen bir mesajda Ahmetlerliler bir kere daha “Ýmdaaaat!” diye baðýrýyor.

Daha önce güvenlik güçlerinin gözü önünde 3 kere silahlý saldýrýya ve tacize uðrayan köylüler yine ayný durumla karþý karþýya… Mesajda ayný þirketin tabi ki yine daha önce silah kullanan ayný adamlarla ve elbette yine silahlý olarak iþ makineleriyle birlikte kanyona doðru gelmekte olduklarý duyuruluyor. Ahmetler Kanyonunda HES Nöbeti tutan köylüler, sabahýn erken saatlerinde “bize yardým edin” diye herkesi kanyona davet ediyor.

Adeta bir tiyatro oyunu gibi… Ya birileri þirketle köylüleri birbirine düþürerek bundan bir sonuç elde etmeye çalýþýyor ya da bilemediðimiz baþka bir plan var! Þimdi bu kanyonla ilgili hukuki süreç bitmeden þirketin bu iþi aceleye getirmesi ve kýsmen devletin belli birimlerinden destek almasý iþleri zorlaþtýrýyor! Çoðunun kimlikleri bile olmadýðý söylenen bu elleri silahlý sözde özel güvenlikçiler köylülerden birkaçýný öldürsün diye mi bekleniyor? Ya da bir provakasyonla köylülerin suç iþlemesi için kýþkýrtma mý var? Birisi çýkýp söylesin!

Bu acele niye? Mahkemeler sonuçlansýn, beklenen raporlar gelsin deniyor, buna raðmen durmadan taciz ve saldýrý devam ediyor. Kanyon bir yer gitmiyor; ýrmak orada duruyor, köylüler, þirket herkes yerinde kalabilir. Þirketin kanyondaki bozuk iþ makinelerini soðukta sabahtan akþama kadar ayakta bekleyen jandarmaya da yazýk deðil mi?

Þimdi önceki tiyatro oyunu yeniden sahneye konuyor: Silahlý adamlar bu kez daha teçhizatlý olarak köylülere saldýrmak üzere kanyona doðru gidiyor. Daha önce 3 kere köylülere silah sýkan, köylülerin üzerine iþ makineleri süren, taþla, sopayla, biber gazýyla 3 köylüyü yaralayan þirketin sicilli adamlarýnýn gözü iyice dönmüþ olacak ki ayný iþi bir kere daha yapmak üzere þu anda köylülerin üzerine yürüyor.

Adeta yeniden sahnelenmek istenen bu oyuna ciddi bir devlet vicdaný lütfen “Dur!” desin… 600 yýldýr bu sularý, ormanlarý, topraklarý bekleyen yoksul Ahmetleli’ye de biraz merhamet gösterilsin! HES nöbetindeki yaþlý kadýnlarýn, genç annelerin niçin orada olduðu konusunda bir empati yapýlsýn! Karþýlaþtýrmak istemeyiz ama eli silahlýya barýþ eli uzatan devlet, silahsýz ama inançlý Ahmetler’e neden duyarsýz kalýyor?

Köylülerden birinin bile burnu kanarsa orada bir daha huzur saðlanabilir mi ve bunun sorumluluðu kime ait olacak?

Bu proje zaten aceleye getirilerek hazýrlanmýþ ve Ahmetler, Gençler ve Güçlüköy’den gizlenmiþtir. Þimdi de ayný acelecilik var ve bu iþin ardýndaki sýr perdesi aydýnlanmadý. Çünkü bu derenin sadece üst taraflarýnda bir miktar su var ve 25 km aþaðýsý kurumuþ durumda. Burada HES icat edenler gelip buraya bir kere daha baksýnlar ve marifetlerini görsünler… Aralýk gelmiþ, su yok, deðirmen neyle dönecek? Kuru dereye HES yapýlýyor, köylünün içme ve sulama sularý satýlýyor, kanyon havzasýndaki 15 köyü besleyen sular kuruyacak. Bakanýn, genel müdürün, valinin, il müdürlüklerinin ve okuyup bu memlekete hizmet edecek mühendislerin imzasýyla olmayan sular bir þirkete satýlacak… Bölge insaný yarýn býrakýn sulama suyunu, içecek su bulamayacak… Sonra da kitabýna uydurulmuþ projelerin arkasýna geçilip “E caným projede her þey yasalara uygun” denecek. Köylü duyar duymaz mahkemeye baþvurunca da “zaman aþýmý” bahane edilecek. Yahu “hakkýn, hukukun” zaman aþýmý olur mu? Ýnanýlacak þey deðil! Yazýk, çok yazýk!...

Ýnsaf ve vicdan sahipleri bu konuyu takip etsin! Lütfen, Ahmetler’den yükselen “Ýmdat!” sesine duyarlý olan herkes kulak versin! Bugün kanyondaki köylülerin baþýna bir þey gelmesin diye herkesin dualarýný bekliyoruz…

Not:

Saat 11.30'da kanyondan bildirildiðine göre;

Þirketin adamlarý köylülere doðru gitmek için yolda bekleyen askere de saldýrdý. Sonradan gelen destekle, jandarma þirketin adamlarýný durdurdu ve iþ makinelerini geri çevirdi. Jandarmaya teþekkürler...


Kaynak: AHMETLER.NET (http://ahmetler.net/index.php?option=com_content&view=article&id=1475%3Aahmetlerden-imdaat-sesleri-geliyor&catid=7%3Akoyden&Itemid=27)

ciroz
18-11-2013, 15:08
(Video) Ömer Madra – “Neoliberal politikalar karþýsýnda suyu yeniden ortak varlýk haline getirmek” : Su Hakký (http://www.suhakki.org/2013/11/video-omer-madra-neoliberal-politikalar-karsisinda-suyu-yeniden-ortak-varlik-haline-getirmek/#.UooaUdJ7Lap)

pria
21-11-2013, 14:04
Çevre Bakaný Erdoðan Bayraktar demiþ ki:


..."Türkiye, yýlda 60 milyar dolardan daha fazla enerji ithalatýna para veren bir ülkedir. Nükleer santral yapmadan biz bu iþin altýndan kalkamayýz. HES'lerle bu iþ olmaz. HES'lerle haklýsýnýz ufak dereleri mahvediyoruz. Ben de sizinle ayný fikirdeyim. Artýk daha 10 megavattan daha aþaðý enerji üretecek HES'lere izin vermeyeceðiz. Kesinlikle vermeyeceðiz. Bu tarihten sonra bunun hesabýný sorarsýnýz"


Erdoðan Bayraktar: HES'lerle iþin altýndan kalkamayýz, nükleer þart - Gündem - T24 (http://t24.com.tr/haber/erdogan-bayraktar-heslerle-isin-altindan-kalkamayiz-nukleer-sart/244474)

Nihayet itiraf ettiler güzelim dereleri mahvettiklerini..
Ama..atý alan Üsküdar'ý geçti..Mahvedilmeyen dere kaldý mý acaba?

ciroz
22-11-2013, 14:45
Douglas Adams’ýn “Otostopçunun Galaksi Rehberi” isimli kült kitabýnýn ilk cildi absürd bir giriþle baþlar. Dünya’ya dev bir uzay gemisi yaklaþmaktadýr ama olayýn yarattýðý heyecan bir süre sonra yerini dehþete býrakýr. Dünya galaksiler arasý bir otoyol inþaatýnýn tam üzerinde yer aldýðý için, otoyol inþaatýný yapan uzaylý firma yetkilileri tarafýndan buharlaþtýrýlarak yok edilecektir. Buna engel olmak için intergalaktik otoyolu inþa eden uzaylýlar ile görüþen dünya liderleri konudan haberdar edilmediklerini ve dünyada yaþayan bütün canlýlarýn yok olmasýna yol açacak böyle bir eylemin kabul edilemez olduðunu belirtir. Buna verilen yanýt ise, Dünya’nýn istimlak edilmesi için verilen kararýn baþka bir galakside yer alan bir gezegendeki imar bürosunda ilan edildiði ama yasal süresi içinde Dünya’dan hiç bir itiraz gelmediðidir. Yani yapýlacak bir þey yoktur. Dünya buharlaþtýrýlýr.

Bu absürd öykü þu an ülkemizde birebir yaþanýyor. Sadece henüz sonuçlanmadý. Sonucun ne olacaðýný ise yapýlan mücadelenin sürekliliði belirleyecek.

Ahmetler Köyü Antalya ili Manavgat Ýlçesinde daðbaþýnda, sapa bir yerde bulunan bir köy. Üç bin nüfuslu bir yer. Temel geçim kaynaðý biraz ekim dikim iþleri ve biraz da hayvancýlýk. Köyde altýyüz üniversite mezunu genç var. Köyün sakinleri keyifle ve gurur duyarak “bizdeki çobanlarýn hepsi üniversite mezunudur” diyor. Binlerce yýldýr bu yörede yaþayan insanlar son onbeþ gündür gece gündüz demeden köylerine yapýlacak HES inþaatýna büyük bir direnç ve kararlýlýkla karþý koyuyor. Köylüler geri adým atmamak için geceleri ýsýnmak için yaktýklarý ateþlerin baþýnda sabaha kadar bekliyorlar.

devamý için ... (http://www.yesilgazete.org/blog/2013/11/22/koyluler-ahmetlerde-hes-santiyesine-yerlesince-insaat-durdu-bulent-sik/)

Kaynak : Köylüler Ahmetler’de HES þantiyesine yerleþince inþaat durdu – Bülent Þýk | Yeþil Gazete (http://www.yesilgazete.org/blog/2013/11/22/koyluler-ahmetlerde-hes-santiyesine-yerlesince-insaat-durdu-bulent-sik/)

simetri
25-11-2013, 01:52
Hes'e, nükler'e, termik'e karþýyýz. Tamam çok güzel de bu deðirmenin suyu nereden gelecek ?

xenkebikec
27-11-2013, 23:51
Sn. simetri alternatif enerji arayýþlarýna yönelmek duruken günümüz teknolojisi ile hala taþ devrinin imkaanlarýndan faydalanmak bana pek akýlcý gelmiyor. Önemli olan kaynaklarýmýzý her anlamda doðru kullanmaya yönelmeliyiz. Bu yazdýklarým ya da yukarýda belirtilen görüþler size düþünce bazýnda çok anlamsýz gelebilir fakat düþüncelerimiz kaynak deðil sonuçtur. Bize veya size bunlarý düþündüren kaynaða inmemiz gerekir.
Saygýlarýmla.

s.serdar
30-11-2013, 03:07
3-4 sene kadar önce bahçemizdeki bir komþumuz rüzgardan enerji üreten bir sistemi deneme amaçlý kurdurmuþtu. Pervane yarý çapý 1.5 metre kadar olan bu sistemi kullanýyordu. Ancak pervanenin gürültüsü 100 metre uzaða kadar bayaðý rahatsýz edici idi. Biraz imrenerek biraz da o anda ihtiyaç dýþý param olduðu için bahçe evimde rüzgar yerine güneþ enerjisi denemeyi düþündüm. Ankara'da ki bir kaç firmaya gidip görüþtüm. Sürekli oturulmayacaðý için pek ekonomik olmayacaðýný en baþtan söylediler. Olsun yine de bir maliyet çýkarýn dedim. Kullandýðýmýz ve kullanabileceðimiz cihazlarý sýralamamýzý istediler. Bunlarýn kullaným süre ve zamanlamalarýný istediler, belirttik. Kimi 7 kW yeter, kimi ihtiyatlý olalým 10 kW yapalým deðip, kimi euoro, kimi dolar kimi lira üzerinden teklif verdi. Ýki firma da ihtiyaç fazlasý enerjiyi devlete satma opsiyonlu ilave teklif verdi. Bir diðeri de bu kapasitede geri satým olmayacaðýný dile getirdi. Kim doðru söyledi bilemiyorum.

Anýmsadýðým kadarý ile aldýðýmýz teklifler o günün kuru üzerinden 22.000 ila 35.000 TL arasýnda deðiþiyordu. Farklýlýk kullanýlacak olan panel ve akü grubunun kalitesinde kaynaklanýyor imiþ. Hepsi 2 yýl garanti, 10 yýl sonunda da % 80 verim sözünü gündeme getirdiler. (Ancak verim için hiç bir yazýlý taahhüt vermediler )

Bizde kýrsal alan olduðu için elektrik faturasý 2 ayda bir 50-80 lira arasý geldiði için (o da 60 günde ancak en fazla 20-30 gün bahçede kaldýðýmýz için) maliyet düþündüðümüzün çok üstünde çýktý. Yine de ölçtük biçtik bir kere yapýp sýfýr maliyetle elektrik kullanýp, kullanmadýðýmýz üretimi de devlete satýp para kazanabildiðimizi hesaplayarak bu iþe girip girmemenin kararýný vermeye çalýþýrken, bir de öðrendik ki bu sistemin yaklaþýk her 10 senede bir yenilenmesi gerekecekmiþ. Yani yapýlan 22-35 bin arasý yatýrýmýn ömrü 10 sene kadarmýþ. Her 10 senede bir yeniden bu kadar yatýrým yapmak gerekecekmiþ. Dolayýsý ile derhal vazgeçmek durumunda kaldýk. Dolayýsý ile alternatif enerji denilen þeyin o ya da bu tarihler itibariyle maliyeti korkunç bir þey. Bu günün teknolojisi ile bireysel olarak böyle iþe eðilmek tabiri caizse tam bir enayilik.

Bilmiyorum geçen bir kaç yýl içinde teknoloji yenilendi ve maliyetler aþaðý indi mi? Sistemin kullaným ömrü uzatýlabildi mi?

Bir ev için verilen bu rakamlardan çýkarak, ülke elektrik enerjisinin güneþten saðlanmasý maliyetinin yýllýk Türkiye'ye yýllýk (yeni para ile) 25 Trilyon euro gibi son derece uçuk bir rakama mal olacaðýný hesapladým. Bilmem bu hesaplamanýn neresinde yanlýþ yapýyorum.

Eðer bir çarpým bölüm ya da hesaplama hatasý yapmýyorsam ya da bu iþi global bazda ele alarak maliyetlerin onda bire bile indirileceðini düþünsek bile, bu gün için alternatif denen güneþ enerjisinden elektrik üretmenin bu günün teknolojisi ile hiç ama hiç ekonomik hele Türkiye'nin üretim ve bütçe imkanlarý ile asla gerçekleþtirilebilecek bir çözüm olmadýðýný düþünüyorum.

Saygýlarýmla.

pria
30-11-2013, 09:07
Kadýn erkek direnen köylüler 4 yýl sonra sularýný geri aldý (http://www.odatv.com/n.php?n=kadin-erkek-direnen-koyluler-4-yil-sonra-sularini-geri-aldi-2911131200)

pria
10-12-2013, 11:26
Saklýkent HES'ten kurtuldu! (http://www.odatv.com/n.php?n=saklikent-hesten-kurtuldu-1012131200)

pria
11-12-2013, 09:59
'HES'LER ENERJÝ ÜRETÝM KAYNAÐI DEÐÝL'

"Derelerin Kardeþliði Platformu ve bileþenleri; HES’lere karþýdýr! Çünkü HES projeleri, iddia edildiði gibi temiz ve çevreci bir enerji üretim kaynaðý deðildir! Aksine, doðayý katleden plansýz bir kapitalist projenin araçlarýdýr. Ülke genelinde inþa aþamasýnda olan 179 HES için, baþta Rize ve Artvin olmak üzere Giresun, Muðla ve diðer illerde çeþitli davalar açýlmýþ, bu davalarýn sayýsý elde ettiðimiz bilgilere göre 126’ya, sonuçlanan dava sayýsý ise 103’e ulaþtý. Bu davalarýn tamamýnda projeler için ‘yürütmeyi durdurma ve iptal’ kararlarý çýkmasý hukuksal anlamda, yasa ve yönetmelikler çerçevesinde verdiðimiz mücadelenin ne kadar haklý ve doðru olduðunu kanýtlamaktadýr.

'VADÝLERDE SU SESÝNÝN YERÝNÝ ÝÞ MAKÝNALARININ SESÝ ALDI'

Ancak, bu durum karþýsýnda da olsa, yýllardýr HES ve derelerin özelleþtirilmesi odaklý projeler olumsuz sonuçlarýný da doðurmaya baþladý. Deneme üretimine geçen HES’ler nedeniyle derelerimizdeki su regülatörlerden tünellerle santrale taþýndýðý için, vadilerimizde kilometreler boyunca derelerimiz nerdeyse tamamen kuruma aþamasýna geldi. Artýk vadilerimizde su sesinin yerini, baþka HES inþaatlarý için açýlan yol yapýmýnda çalýþan iþ makinelerinin sesleri aldý."

Orhan Düzgün (CHP Tokat Milletvekili):

'CAMÝYE ÝKÝ TORBA ÇÝMENTO GÖNDERÝP DÝRENCÝ KIRIYORLAR'

"HES’lerden üretilen enerji, Türkiye’nin ihtiyacýnýn sadece yüzde 2'sini karþýlýyor. Bütün bu katletikleri akarsularýmýzdan elde ettikleri oran sadece bu. Bir taraftan Türkiye büyük, güçlü bir ülke, ekonomimiz çok iyi diyeceksiniz, diðer taraftan ise yüzde 2 enerji için ülkenin bütün su kaynaklarýný ele geçirip, havzalarýný harap edeceksin. Buradaki temel sorun, su ya da enerji üretmek deðil, temel mantýk havzalarý ele geçirmek. Çünkü suya sahipseniz herþeyi kontrol edersiniz. Kelkit’e kurulan HES ile istenilen, Niksar’dan baþlayýp, Çarþamba’ya kadar bütün ovayý kontrol etmek. Hükümetin arka planýnýnda þu var; aslýnda Amerika’daki gibi çok büyük araziler yaratmak ve bu birleþtirilmiþ arazileri tek kiþiye vermek istiyorlar. Sonra suyun sahibi birgün gelip oradaki çiftçilere diyecek ki 'kusura bakma ben sana su vermiyorum'. Ve çiftçi mecburen topraklarýndan vazgeçecek. Þirketler de artýk az çok bazý þeyleri biliyorlar. Köyün camisine iki torba çimento gönderiyor, birine bekçilik görevi veriyor, böyle çok küçük, devede kulak misali rüþvetler vererek o direnci kýrmaya çalýþýyorlar. Köylü tabi daha iþin vehametinin farkýnda deðil. Yarýn elindeki suyla birlikte arazisinin de gideceðini göremiyor. Ne yazýk ki gördüðünde de iþ iþten geçmiþ olacak."

Þirketlere mahkum yaþayacaðýz (http://www.odatv.com/n.php?n=sirketlere-mahkum-yasayacagiz-1112131200)

Giblim
12-12-2013, 09:37
önümüzdeki yüzyýlýn baþlýca meseleleri enerji ve temiz su olacaktýr. ülkeler ve toplumlar sýrf bu yüzden ciddi çatýþmalar yaþayacaktýr.

pria
27-03-2014, 00:15
Ýleri demokrasi (!!!) örneklerinden:

Çocuk Þarkýsýnýn Yargýlandýðý Dava Yarýn Tarsus'ta baþlýyor (http://www.kesfetmekicinbak.com/cocuk-sarkisinin-yargilandigi-dava-yarin-tarsusta/3763n.aspx)

gokselcetin
27-03-2014, 00:41
Sergilenen tutum gerçekten içler acýsý. Ne günlere kaldýk. Adaletin, savcýsýnýn, hakiminin bu tür manasýz davalarla boþa geçen vakitlerini üzülerek izliyoruz. Halen bu projelerde diretilmesi de ayrý bir konu.

Fakat þunu da söylemeliyim. Verilmek istenen bir mesaj var ve durumdan haberi olmayan çocuklar ile verilmek istenmiþ. Bir nevi çocuklar bu anlamlý amaç uðruna da olsa kullanýlmýþ görünüyor. Ayrýca çocuklara ait bir þarkýnýn sözleri asla ve asla yýkmak, yok etmek gibi þiddet sözleri içermez, içermemeli.

Heslere evet demeyen biri olarak, çocuklara da bu tür sözleri þarký ile de olsa söyleten ve þiddeti benimseten anlayýþa karþý olduðumu kesinlikle belirtmeliyim.

Oðuz Karsan
06-05-2014, 09:00
Merhaba,

"Nükleer enerjiye karþýyýz" , "Hes'lere de hayýr"
Peki bu deðirmenin suyu nereden gelecek diye sormuþ bir arkadaþýmýz. Bence çok da haklý.

Türkiye Cumhuriyeti tam baðýmsýzlýk yolunda hýzla ilerlerken, artan enerji açýðýný neyle nasýl kapatacak?

Ülkemizin coðrafi yapýsý dolayýsýyla, Daðlarýn arasýndaki vadilerde hýzlý akan derelerden bir hayli enerji üretebilir. Ama karþýyýz. Üretmeyelim. Peki ne yapacaðýz? Enerji ihtiyacýmýzýn devamlý artmasýna karþý Hem Hes'lere hem de Nükleere karþý yürütülen bu kampanyalarýn sebebi ne?

Sahiden doðayý düþünüyorsanýz, neden kýrsal kesimler bomboþ neden herkes en fazla enerji gereksiniminin olduðu büyük þehirlerde kümelenmiþ?

Doðayý sevmek sorumluluk almak ve özveride bulunmayý da gerektirir. Buzdolabýnýzýn, Çamaþýr makinanýzýn,Led televizyonunuzun,bilgisayarýnýzýn birkaç saatliðine çalýþmadýðýný bir düþünün bakalým ne hissedeceksiniz.

Bu yazýyý okuduktan sonra , yukarýda saydýðým ve hergün kullandýðýmýz teknoloji ürünü aletleri kullanmayý sadece iki saatliðine býrakýnýz. Sanki elektriðiniz yokmuþcasýna salteri indiriniz ve süre bittiðinde tekrar düþününüz.

Sahiden, Hes'lere veya Nükleer enerjiye karþýmýyým diye.

Saygýlar

confuest
07-05-2014, 19:07
Gerçekten o kadar baðýmsýz bir ülke olmaya baþladýk ki son zamanlarda, herþey o kadar mükemmel ki, HES fln bunlarýn lafý mý olurmus caným, agaclar.net gibi bir forumda böyle düþünen üyelerin olmasý ne büyük þanssýzlýktýr....

pria
08-05-2014, 22:07
Bu yazýyý okuduktan sonra , yukarýda saydýðým ve hergün kullandýðýmýz teknoloji ürünü aletleri kullanmayý sadece iki saatliðine býrakýnýz. Sanki elektriðiniz yokmuþcasýna salteri indiriniz ve süre bittiðinde tekrar düþününüz.

Sahiden, Hes'lere veya Nükleer enerjiye karþýmýyým diye.


"Biz mazoþist miyiz manyak mýyýz" (http://www.odatv.com/n.php?n=biz-mazosist-miyiz-manyak-miyiz-0805141200)

eylülbelde
09-05-2014, 03:29
Merhaba,

"Nükleer enerjiye karþýyýz" , "Hes'lere de hayýr"
Peki bu deðirmenin suyu nereden gelecek diye sormuþ bir arkadaþýmýz. Bence çok da haklý.

Türkiye Cumhuriyeti tam baðýmsýzlýk yolunda hýzla ilerlerken, artan enerji açýðýný neyle nasýl kapatacak?

Ülkemizin coðrafi yapýsý dolayýsýyla, Daðlarýn arasýndaki vadilerde hýzlý akan derelerden bir hayli enerji üretebilir. Ama karþýyýz. Üretmeyelim. Peki ne yapacaðýz? Enerji ihtiyacýmýzýn devamlý artmasýna karþý Hem Hes'lere hem de Nükleere karþý yürütülen bu kampanyalarýn sebebi ne?

Sahiden doðayý düþünüyorsanýz, neden kýrsal kesimler bomboþ neden herkes en fazla enerji gereksiniminin olduðu büyük þehirlerde kümelenmiþ?

Doðayý sevmek sorumluluk almak ve özveride bulunmayý da gerektirir. Buzdolabýnýzýn, Çamaþýr makinanýzýn,Led televizyonunuzun,bilgisayarýnýzýn birkaç saatliðine çalýþmadýðýný bir düþünün bakalým ne hissedeceksiniz.

Bu yazýyý okuduktan sonra , yukarýda saydýðým ve hergün kullandýðýmýz teknoloji ürünü aletleri kullanmayý sadece iki saatliðine býrakýnýz. Sanki elektriðiniz yokmuþcasýna salteri indiriniz ve süre bittiðinde tekrar düþününüz.

Sahiden, Hes'lere veya Nükleer enerjiye karþýmýyým diye.

Saygýlar

Oðuz bey doðayý sevmenin ne demek olduðuna dair önerilerinizi dinledim düþündüm ve kararýmý verdim HES'lere, nükleere karþý mýyým diye.

Evet, karþýyým.

Doðayý sevme, korumaya dair son zamanlarda geliþtirilen yeþil bir söylem var. Her þeyin baþýna "yeþil"i getiriyoruz. Yeþil tüketim, yeþil teknoloji... Doðaya daha az zarar verme, doðayý koruma adýna bulaþýk, çamaþýr makinesi satan þirketler bile bizlere öðüt verir oldu. Nedir mesela bu öneriler; musluklarýmýzý biraz sýkalým. Daha kýsa duþ alalým. Atýklarýmýzý ayrýþtýralým. Yeþil teknoloji ürünlerini tercih edelim. Elektriði hoyratça kullanmayalým. Ýzlemiyorsak televizyonu kapatalým. Hele HES'lere filan karþýysak asla izlemeyelim. Çünkü bu ikiyüzlülük olur. Tabi ki HES'lere, santrallere sýcak bakan sizler de doða için önerilerde bulunuyorsunuz. Daha doðrusu; doðayý sevmek öyle olmaz böyle olur diyorsunuz.
Þimdi bu önerilerin bütünündeki fikre bakacak olursak bize öðütlenen nedir; bireylerin tüketim alýþkanlýklarýnýn deðiþtirilmesi.

Peki burada atladýðýmýz birþeyler yok mu?

Sormak isterim size; dünyadaki sulak alanlarýn çok büyük bir kýsmý yok olmuþken bunun sorumlusu salt ben miyim? Dünyadaki ýrmaklarýn yarýsýndan fazlasýný ben mi yok ettim mesela? Ben cevabýmý vereyim; Hayýr, barajlar yok etti. Peki sanayiye ve tarýma harcanan su benim tüketimim ile mukayese edilebilir mi? Bireylerin tükettiði miktar çok ufak kalýyor bunun yanýnda. Ya da golf sahalarýna harcanan suyu hesaplayalým. O da beni solluyor. Hergün boðaza dökülen zehirli atýklarý düþünelim.Ya da enerji. Enerjinin çok büyük bir bölümü þirketler tarafýndan kullanýlýyorken benim led tv, çamaþýr makinesi tasarrufum mu HES yapýlmaktan kurtaracak ülkeyi? Ben çöplerimi ayrýþtýrmadýðým için mi yok oluyor Küçük Menderes? Neden ölüyor deredeki balýklar? Çünkü fabrikalar bütün atýklarýný buralara boþaltýyor.

Peki dünyadaki nehirlerin yüzde 60' ýný kurutan barajlara, atýklarýný nehirlere,denizlere boþaltan fabrikalara, siyanürle altýn arayan þirketlere tek bir gün laf etmemiþken, üstüne bir de doðanýn talanýna karþý çýkan aktivistlerin HES'lere, santrallere filan karþý çýkmalarýna anlam veremiyorken doðayý sevmenin ne demek olduðunu sizden , þirketlerden mi öðreneceðim?

Pek tabi ki bireysel yaþayýþýmýz, dünyaya bakýþ açýmýz da çok önemli. Fakat þu yanýlsamaya düþmemek lazým. Doðayý katleden salt bireylermiþ algýsý yaratýlmaya çalýþýlýyor bilerek. Fakat bireylerin talanýndan evvel etkisi çok daha somut olan bir talan var. Karadeniz'de vadilerdeki suyun sesini kesen, balýklarý öldüren, yüzlerce aðacýn kesilmesine neden olan doðrudan HES'lerdir. Bunu dillendiremeyenlerin "önce kendi yaþayýþýnýza bakýn" demeleri pek de adil olmayacaktýr.

Son olarak; doða kimsenin babasýnýn malý deðildir. Sizin enerji dediðiniz, kalkýnma, ilerleme dediðiniz þey bir nehirin özgür akýþýný durdurma meþruiyetini hiç kimseye veremez.

pria
09-05-2014, 09:35
Oðuz Bey gündelik düþünüyor..
Elektrik olmayýnca, kesilince bilgisayara nasýl gireceðini, TV'sinde maçý nasýl izleyeceðini füþünüyor..

Ama, doða bitince ve doðanýn can damarlarý kesilince gelecek nesillerin nasýl yaþayacaðýný, ülkenin cehenneme döneceðini düþünemiyor maalesef..

ametarasu
09-05-2014, 11:12
Bu hususta yorum yapanlarýn ekseriyeti hükümetin rant ekonomisi üzerinden yürüttüðü kalkýnma faaliyetlerine olan karþý tutumlarýndan dolayý HES lerin yahut Nükleer Enerji'lerin her türlüsüne kökten karþý duruyorlar. Rant ekonomisinin yanlýþlýðýný hem ranttan hem üretimden para kazanan birisi olarak kabul ettiðim halde yapýlan enerji yatýrýmlarýna karþý çýkmam söz konusu dahi olamaz.

Bu yorumcularýn yanlýþ bir bakýþ açýsý olduðunu çok iyi biliyorum. Bu memleketin insan kalitesindeki düþüþün, memleket idaresine olan yansýmasýný da tecrübe edebiliyorum. Tüm "radikal islami" ideolojik düþüncelerimden beri olarak da bunu objektif olarak her yerde ispatlarým.

Doðup, büyüdüðümüz topraklarda idare lambasý altýnda yaþarken, kadýköy feneryolu'ndaki kuzenim apartmanda oturuyordu. Bugün bakýyorum ben HES leri destekliyorum, kendisi ise benimle münakaþaya giriyor HES ler doðayý katlediyor diye. Ýronik.

Yaþadýðýmýz bu mahrumiyetten dolayý, 100 haneli köy tamamen boþaldý. Bugün sadece yazlýk olarak kullanýlýyor. Kýþýn ise o kadar ev ve eþya hatta garajlardaki araba Allah'a emanet duruyor. Tarým arazileri boþ, ahýrlar boþ, meralar, yaylalar boþ. Hatta mera komisyonlarý 1. ay a kadar müracaat kabul ediyor, ancak köyümüzdeki kar 4.-5. ayda eriyor.

Sadece basit bir dinamo koyulabilseydi zamanýnda köydeki deðirmene, bugün o köyde insanlar yaþamaya devam ederdi. Ancak "sular aktý, bizler de baktýk".

Bugün o bölgede Hes ler yapýlýyor, Ovit tüneli açýlýyor, viyadükler yapýlýyor. Hayalimde olan þeyler gerçek oluyor. Ovit daðý yazarsanýz imkânsýzlýklar ne ifade ediyor anlarsýnýz.

Doðayý HES katletmez, insan katleder. Öncelikle bunu kabullenmek gerekiyor. Bu yanlýþ yapýlan her proje için de geçerlidir.
HES denilen þey zaten daðýn altýna giriyor, tünelden suyu götürüp tek bir noktadan düþürüyor. 3bin rakýmlardan 0'a müncer olana dek enerji almaya devam ediyor. Çoruh vadisi binlerce yýlda oluþmuþ, 2 taþýn arasýdýr. Su daðlarý yara yara ilerlemiþ ve çýplak iki dað yüzü kalmýþtýr. O vadi yataðýnda hoyratça akan suyu deðerlendirmekten baþka yapacaðýnýz bir þeyiniz yok. Zaten aðýr sanayi hamleniz yok, Batý ülkelerini 20-30 yýl geriden takip ediyorsunuz (þu son 10 yýlda biraz kýpýrdanma oldu), enerji kaynaklarýnýz yetersiz, insanýnýz memuriyete düþkün, çalýþmak ve üretmek zor geliyor.

Avam havasý yönlendirmez, havas avamý yönlendirir. Evet HES lerin iyi yahut kötü yanlarýný bilgi sahibi insanlar bilebilir, ancak ideolojik yaklaþýmlardan ötürü avamýn maddi kaygýlarýyla birleþtirip popülist bir tutum içerisine girmek doðru deðil. O projelere karþý çýkan köylülerin de ekseriyeti çekememezlikten bunu yapar, bilirim. "Benim yok, onun da olmasýn","ben yapamýyorum, o da yapamasýn" düþüncesi hakimdir. Eðer böyle olmamýþ olsaydý köylülere verilen nakdi avantalarla HES projelerine karþý olan tavýrlarý düzelmezdi.

ametarasu
09-05-2014, 11:35
Oðuz bey doðayý sevmenin ne demek olduðuna dair önerilerinizi dinledim düþündüm ve kararýmý verdim HES'lere, nükleere karþý mýyým diye.

Evet, karþýyým.

Doðayý sevme, korumaya dair son zamanlarda geliþtirilen yeþil bir söylem var. Her þeyin baþýna "yeþil"i getiriyoruz. Yeþil tüketim, yeþil teknoloji... Doðaya daha az zarar verme, doðayý koruma adýna bulaþýk, çamaþýr makinesi satan þirketler bile bizlere öðüt verir oldu. Nedir mesela bu öneriler; musluklarýmýzý biraz sýkalým. Daha kýsa duþ alalým. Atýklarýmýzý ayrýþtýralým. Yeþil teknoloji ürünlerini tercih edelim. Elektriði hoyratça kullanmayalým. Ýzlemiyorsak televizyonu kapatalým. Hele HES'lere filan karþýysak asla izlemeyelim. Çünkü bu ikiyüzlülük olur. Tabi ki HES'lere, santrallere sýcak bakan sizler de doða için önerilerde bulunuyorsunuz. Daha doðrusu; doðayý sevmek öyle olmaz böyle olur diyorsunuz.
Þimdi bu önerilerin bütünündeki fikre bakacak olursak bize öðütlenen nedir; bireylerin tüketim alýþkanlýklarýnýn deðiþtirilmesi.

Peki burada atladýðýmýz birþeyler yok mu?

Sormak isterim size; dünyadaki sulak alanlarýn çok büyük bir kýsmý yok olmuþken bunun sorumlusu salt ben miyim? Dünyadaki ýrmaklarýn yarýsýndan fazlasýný ben mi yok ettim mesela? Ben cevabýmý vereyim; Hayýr, barajlar yok etti. Peki sanayiye ve tarýma harcanan su benim tüketimim ile mukayese edilebilir mi? Bireylerin tükettiði miktar çok ufak kalýyor bunun yanýnda. Ya da golf sahalarýna harcanan suyu hesaplayalým. O da beni solluyor. Hergün boðaza dökülen zehirli atýklarý düþünelim.Ya da enerji. Enerjinin çok büyük bir bölümü þirketler tarafýndan kullanýlýyorken benim led tv, çamaþýr makinesi tasarrufum mu HES yapýlmaktan kurtaracak ülkeyi? Ben çöplerimi ayrýþtýrmadýðým için mi yok oluyor Küçük Menderes? Neden ölüyor deredeki balýklar? Çünkü fabrikalar bütün atýklarýný buralara boþaltýyor.

Peki dünyadaki nehirlerin yüzde 60' ýný kurutan barajlara, atýklarýný nehirlere,denizlere boþaltan fabrikalara, siyanürle altýn arayan þirketlere tek bir gün laf etmemiþken, üstüne bir de doðanýn talanýna karþý çýkan aktivistlerin HES'lere, santrallere filan karþý çýkmalarýna anlam veremiyorken doðayý sevmenin ne demek olduðunu sizden , þirketlerden mi öðreneceðim?

Pek tabi ki bireysel yaþayýþýmýz, dünyaya bakýþ açýmýz da çok önemli. Fakat þu yanýlsamaya düþmemek lazým. Doðayý katleden salt bireylermiþ algýsý yaratýlmaya çalýþýlýyor bilerek. Fakat bireylerin talanýndan evvel etkisi çok daha somut olan bir talan var. Karadeniz'de vadilerdeki suyun sesini kesen, balýklarý öldüren, yüzlerce aðacýn kesilmesine neden olan doðrudan HES'lerdir. Bunu dillendiremeyenlerin "önce kendi yaþayýþýnýza bakýn" demeleri pek de adil olmayacaktýr.

Son olarak; doða kimsenin babasýnýn malý deðildir. Sizin enerji dediðiniz, kalkýnma, ilerleme dediðiniz þey bir nehirin özgür akýþýný durdurma meþruiyetini hiç kimseye veremez.



"Dünya'daki sulak alanlarý ben mi talan ettim?" bu sözü ben ilk defa kendine çevreci diyen birisinden duydum. Ben talan etmiyorum, diye benim yaptýðým yanlýþ eylemlerin neticeleri meþru hale mi geliyor?
Ya da benim doðaya verdiðim zarar tek baþýna anlam ifade etmez mi ?

Yanýlsama olarak bahsettiðiniz husus hakikatin ta kendisidir.

"Marifet, iltifata tabidir."

Bireysel yaþayýþýmýz doðanýn ne þekilde ve ne surette talan edileceðinin yegane kanýtýdýr. Bugün o büyük markalarýn hiç birisi tercih edilmese, hangisi üretimlerine devam edebilir ?

Tek baþýnýza Dünya'yý deðiþtiremezsiniz, ancak farkýndalýk oluþturabilirsiniz.

Son paragrafýnýzý zaten eksik Ýslami bilgilerinizden dolayý hezeyan olarak kabul ediyorum.

Herhalde "Nuh Büyük Tufan " filmindeki gibi, insanlarý sürekli doðaya zarar veren, kaynaklarý sömüren yaratýklar olarak görüyorsunuz.

"O (Allah) ki; yeryüzündeki þeylerin hepsini sizin için yarattý, sonra (kudret ve iradesiyle) göðe yönelip, onlarý da yedi (kat) gök olarak düzenledi. O, (her þeyi bilen) Alim'dir." (Bakara, 2/29)

"O'dur ki, O yüce Allah'týr ki bütün göklerde ve bütün arzlarda (hayat olan âlemlerde yarattýðý) her þeyi katýndan sizlerin (insanlarýn) emrine musahhar kýldý. Muhakkak ki bunda düþünen bir kavim için âyetler vardýr." (Casiye, 45/13)


"Nehrin özgür akýþýný durdurma cüreti" ....

Ekin tarlalarýndaki yabani otlarýn yaþamýný sürdürme özgürlüðüne müdahalede bulunmak da meþru mudur? Yahut kümeste tavuk, ahýrda koyun, sýðýr beslemek de hayvanatýn özgürlüðüne müdahale midir? Evde kedi, köpek beslemek, kafeste kuþ beslemek hayvanlarýn özgürlüklerine müdahale midir? Isýnmak için aðaç kesmek, odun yakmak ? Barýnmak için taþtan ev yapmak cisimlerin sabit durma, olduðu yerde kalma, üst üste binmeme özgürlüðüne müdahale midir?

Hezeyanýnýzla paralel bu örnekler çoðaltýlabilir. Bakýþ açýnýzýn yanlýþlýðýný farkedersiniz umarým.

Baki selamlar.

pria
09-05-2014, 12:21
HES'lere direnen sadece istanbul'da Kadýköy'lerde oturan enteller deðil ki..
Anadolu'nun birçok köyünde HES'lere karþý mücadele eden onbinlerce köylümüz, hatta ineðini satarak dava açan köylülerimiz var..

ciroz
09-05-2014, 13:07
Aslýnda konunun önceki sayfalarýnda konuþuldu, konumuz topyekün bir H.E.S Karþýtlýðý deðil.
Konunun adýndan da anlaþýlacaðý gibi "Türkiye' nin H.E.S Gerçeði".

Yine önceki mesajlarda tartýþýldýðý için detaylara girmeyeceðim ama sorun H.E.S' in kendisinden ziyade Türkiye' deki uygulamalarý, gerçekten enerji üretip üretmediði, ( özellikle nehir/Boru tipi H.E:S' ler ) Yapýlan H.E.S' lerin getirdikleri ile götürdükleri arasýndaki gerçekler.

Anadolu akarsularýnýn neredeyse tamamýna yapýlmasý planlanan H.E.S' leri sadece enerji açýðý ve ihtiyacý ile açýklamak çokta mümkün görünmüyor.

Yine önceki mesajlarda karþýlaþtýrmalý enerji üretimi ve yapýlan H.E.S ( özellikle nehir/boru tipi ) lerin ömürleri, Buna karþýlýk suyun 49+49 yýllýðýna kullaným hakký gibi konular da yazýldý çizildi. ( iletim hatlarýndaki iyileþtirme ile Karadeniz vadilerine yapýlmasý planlanana bütün H.E.S' lerin üreteceði enerji sisteme kazandýrýlabilinir gibi bir yazý hatýrlýyorum örneðin )

Enerji açýðý ve ihtiyacý önyargýsý ile Anadolu akarsularýnýn özelleþtirilmesinden bahseden, Boru/Nehir tipi H.E.S' lerin vadilerdeki tüm yaþamý nasýl etkilediðini somut örneklerle anlatan bir çok makale, bilimsel yayýn, oralarda yaþayan Ýnsanlarýn aðzýndan birebir anlatýlan gerçekler bir tarafta duruyor iken;

Tüm H.E.S' lere karþý çýkýþýn sanki bir enerji sorunuymuþ gibi algýlanmasý, özellikle algýlatýlmaya çalýþýlmasý, bilimsel ( daha çok mühendislik açýsý ile KAR odaklý ) propagandalar, el altýndan verilen rüþvetler, hatta el altýnda sopa göstermeler de diðer tarafta duruyor.

Hürmüz ile Ehrimen' in mücadelesi devam ediyor.

eylülbelde
09-05-2014, 14:44
"Dünya'daki sulak alanlarý ben mi talan ettim?" bu sözü ben ilk defa kendine çevreci diyen birisinden duydum. Ben talan etmiyorum, diye benim yaptýðým yanlýþ eylemlerin neticeleri meþru hale mi geliyor?
Ya da benim doðaya verdiðim zarar tek baþýna anlam ifade etmez mi ?

Yanýlsama olarak bahsettiðiniz husus hakikatin ta kendisidir.

"Marifet, iltifata tabidir."

Bireysel yaþayýþýmýz doðanýn ne þekilde ve ne surette talan edileceðinin yegane kanýtýdýr. Bugün o büyük markalarýn hiç birisi tercih edilmese, hangisi üretimlerine devam edebilir ?

Tek baþýnýza Dünya'yý deðiþtiremezsiniz, ancak farkýndalýk oluþturabilirsiniz.

Son paragrafýnýzý zaten eksik Ýslami bilgilerinizden dolayý hezeyan olarak kabul ediyorum.

Herhalde "Nuh Büyük Tufan " filmindeki gibi, insanlarý sürekli doðaya zarar veren, kaynaklarý sömüren yaratýklar olarak görüyorsunuz.

"O (Allah) ki; yeryüzündeki þeylerin hepsini sizin için yarattý, sonra (kudret ve iradesiyle) göðe yönelip, onlarý da yedi (kat) gök olarak düzenledi. O, (her þeyi bilen) Alim'dir." (Bakara, 2/29)

"O'dur ki, O yüce Allah'týr ki bütün göklerde ve bütün arzlarda (hayat olan âlemlerde yarattýðý) her þeyi katýndan sizlerin (insanlarýn) emrine musahhar kýldý. Muhakkak ki bunda düþünen bir kavim için âyetler vardýr." (Casiye, 45/13)


"Nehrin özgür akýþýný durdurma cüreti" ....

Ekin tarlalarýndaki yabani otlarýn yaþamýný sürdürme özgürlüðüne müdahalede bulunmak da meþru mudur? Yahut kümeste tavuk, ahýrda koyun, sýðýr beslemek de hayvanatýn özgürlüðüne müdahale midir? Evde kedi, köpek beslemek, kafeste kuþ beslemek hayvanlarýn özgürlüklerine müdahale midir? Isýnmak için aðaç kesmek, odun yakmak ? Barýnmak için taþtan ev yapmak cisimlerin sabit durma, olduðu yerde kalma, üst üste binmeme özgürlüðüne müdahale midir?

Hezeyanýnýzla paralel bu örnekler çoðaltýlabilir. Bakýþ açýnýzýn yanlýþlýðýný farkedersiniz umarým.

Baki selamlar.

Öncelikle kendimi çevreci olarak nitelendirmiyorum onu söyleyeyim. Balýðý, suyu, aðacý, kurdu, Hüseyin abiyi birbirinden ayrý düþünmüyorum. Doða, çevrenin kendisi; benim, unutmuþ olsanýz da sizsiniz. Dolayýsýyla doða benden ayrý mükemmel güzelliðini sürdürsün, ben bir kenarda onu koruyup kollayan gözcüsü olayým gibi dýþarýdan bir bakýþ açýsý söz konusu deðil bende.
Kafanýzdaki klasik çevreci tiplemesinin artýk geniþleyeceðini umuyorum.

"Ben talan etmiyorum, diye benim yaptýðým yanlýþ eylemlerin neticeleri meþru hale mi geliyor?
Ya da benim doðaya verdiðim zarar tek baþýna anlam ifade etmez mi ?"

Bireysel tutumlarýmýzýn, dünyaya bakýþ açýmýzýn da çok önemli olduðunu söylemiþtim. Dolayýsýyla birinci sorunuza cevabým aþikar.
Ýkinci sorunuzu cevaplayayým. Evet, doðaya verdiðim zarar "tek baþýna" anlam ifade etmez. Bakýn, ne hikmettir ki HES sever bireyler, doðayý katleden asýl gerçeði söylemekten hep çekiniyor. Kendi kendimizi suçlayalým, ampulümüzü kýsalým, daha az su kullanalým Hasankeyf sular altýnda kalmaz diyor.
Aðrýyan bir diþ var, sýzýsý gün geçtikçe büyüyor ve siz ilaç almaya devam diyorsunuz.

Kurandan alýntý yaptýðýnýzda daha mý nizami durmak gerekiyor bilemedim maksadýnýzý.
Her þeyin insan için yaratýldýðý fikri ve kibiri. Hoyratça her þeyin yapýlabileceðinin iznini verdiniz teþekkürler. Ceplerinizde bir iki bitki, hayvan türü de saklayýn. Bir gün iþinize yarar belki. Çünkü her þey sizin için.

"Herhalde "Nuh Büyük Tufan " filmindeki gibi, insanlarý sürekli doðaya zarar veren, kaynaklarý sömüren yaratýklar olarak görüyorsunuz." demiþsiniz.

Aksine tarihten bugüne her þeyin sorumlusunu insan olarak gören zihniyeti de yanýlsama içinde görüyorum. Bugün böyle düþünenler insana iktidar, erk rolü biçtiðinden böyle düþünüyor. Ýnsanlýk tarihinin çok büyük bir kýsmý avcý, toplayýcýlýkla süre geldi. Günümüz bu tarihin çok kýsa bir parçasý. Ýnsanlýk tarihi zulüm, talan deðil. Ýnsan özünde kötü filan da deðil. Hepimiz birer bok böceði, balinayýz. Derecesiz, farksýz.
Çaðýmýz uygarlýk çaðý. Sürekli üretmeye, ihtiyaca dayalý. Sürdürülebilirliði imkansýz, o da çökecektir.

Son paragrafýnýzdaki özgürlükçü bakýþ açýnýzý takdir ediyorum ama. Hakkýnýzý yemeyeyim. Endüstriyel sistem doðadaki her þeyi evcilleþtiriyor bu bir gerçek. Yabani otlarý, hayvanlarý, bizleri. Bugün yüzlerce bitki ve hayvan nesli yok olma tehlikesiyle karþý karþýya. Bir o kadarý da yok oldu. "Üf ne olacak yok olmuþsa yani" demeyeceðim ben. Önerilerinizi dinleyip alternatif yaþam þekilleri oluþturan bireyler de var korkmayýnýz. Fukuoka'nýn Doðal Tarým Ýlkelerine bakýnýz. Isýnmak için aðaç kesmeyen toplayýcýlara kulak veriniz. Maðaralarda, bir aðaç kavuðunda barýnan, ateþi kullanmayan, tarým yapmayan, yüzyýllarca yerleþik hayatý seçmemiþ atalarýmýza kulak veriniz, hatýrlayýnýz. Kendinizi bu denli sistemin kölesi hissetmeyiniz. Sistem her ne kadar her þeyi kontrol eder görünse de doða arada kulaðýnýza fýsýldayacaktýr.

Oðuz Karsan
10-05-2014, 16:44
Merhaba,

Hes'ler ve Nükleer enerji, bunlara karþý olunca sanki bütün problemler hallolacak mý?

Tahrip ettiðimiz Aðaçlar,Ormanlar,Nehir ve kurumaya yüz tutmuþ dereler geri gelecekmiþ, hava temizlenecek ve mutluluk geri gelecekmiþ gibi bir bekleyiþin içinde miyiz?

Doðayý korumak ve bizden sonraki nesillere býrakabilmek tabi ki önemli. Kimse, çocuklarýna,torunlarýna saðlýksýz bir Dünya býrakmak istemez.

Ama bir de gerçekler var. Sahip olduðumuz ve Kullandýðýmýz teknolojinin bir bedeli var. O da Doðayý bir þekilde tahrip etmek. Elimizden geldiðince hem kullanabilirlik açýsýndan deðerlendirmeli ve bu arada da fedakarlýk yaparak elimizden geldiði kadar da Doðayý korumaya gayret etmeliyiz.

Her þeye karþýyým. Hava, su kirleniyor,Toprak zehirleniyor. Hiç bir þey istemiyorum demek, yaþadýðýmýz çaðý görmemek objektif olmamak demektir.

Ben yazýmda sadece gerçekleri de görebilelim diye bir þey önerdim. Ama madem istemiyorsunuz. Hadi bakalým ben sizden daha radikalim.

Serum þiþelerini,hortumlarýný,kimyasal maddeleri,elektriði,marketlerdeki gýdalarýn tümünü,endüstriyi ve teknolojiyi,televizyon,buzdolabý,çamaþýr ve bulaþýk makinesini,bilgisayarlarý, ayakkabýlarý,sentetik giysileri,kauçuðu ve diðerlerini de istemiyorum.

Çünkü bütün bu kullandýðýmýz malzemeleri üretmek için hem Doða kirletiliyor hem de su kaynaklarý tüketiliyor. Ýlk çaðdakiler gibi yaþamaya var mýsýnýz?


Saygýlar

eylülbelde
10-05-2014, 18:57
Ted Kaczynski - Unabomber Manifesto' yu bulabilirseniz okumanýzý isterim Oðuz bey. Sevgiler.

Oðuz Karsan
12-05-2014, 15:47
Merhaba,

Sn. eylülbelde,

Çok güzel bir yazý. Çoðuna da katýlmamak elde deðil ama yapacak bir þey yok.

4.dünya savaþýnýn ok ve yayla yapýlacaðý iddia ediliyor. Ateþin bulunmasýyla zaten yok oluþ sürecimiz baþlamýþ durumda.

Saygýlar

pria
01-06-2014, 23:07
HES’ten önce… HES’ten sonra - Diken (http://www.diken.com.tr/vitrin/hesten-once-hesten-sonra/)

uugur
02-06-2014, 07:22
Dersim'de Peri Suyu üzerine yapýlan HES'in çevreye verdiði tahribat.

pria
02-06-2014, 13:51
Taksim Gezi olaylarýnda Akp sürekli ''Kabataþ'ta türbanlý bacýmýza saldýrdýlar'' yalanýný karapropaganda aracý olarak kullandý..

Bu koskocaman bir yalandý..

Ama bakýnýz, Akp döneminde baþörtülü bacýlarýmýz haklý davalarý uðrunda mücadele ederken nasýl dayak yiyorlar devletin jandarmasýndan:

Baþörtülü yaþlý kadýnlarý böyle dövdüler - Gerçek Gündem (http://www.gercekgundem.com/yurttan-haberler/47864/basortulu-yasli-kadinlari-boyle-dovduler)

pria
03-06-2014, 09:58
Bu hýzla gidilirse baþýmýza gökten HES düþecek! - Diken (http://www.diken.com.tr/vitrin/bu-hizla-gidilirse-basimiza-gokten-hes-dusecek/)

ametarasu
03-06-2014, 12:37
Taksim Gezi olaylarýnda Akp sürekli ''Kabataþ'ta türbanlý bacýmýza saldýrdýlar'' yalanýný karapropaganda aracý olarak kullandý..

Bu koskocaman bir yalandý..

Ama bakýnýz, Akp döneminde baþörtülü bacýlarýmýz haklý davalarý uðrunda mücadele ederken nasýl dayak yiyorlar devletin jandarmasýndan:

Baþörtülü yaþlý kadýnlarý böyle dövdüler - Gerçek Gündem (http://www.gercekgundem.com/yurttan-haberler/47864/basortulu-yasli-kadinlari-boyle-dovduler)

Baþbakan'ýn "baþörtülü" maðduriyeti ne kadar býtkýnlýk verdiyse, sözde O'na karþý olup, özde O'ndan farký olmayanlarýn tavýrlarý da o kadar itici ve iðrenç.

"Baþörtülü yaþlý kadýnlarý böyle dövdüler" Bu nasýl bir baþlýk Allah aþkýna ? Baþörtülü olmasa yediði dayaðý haketmiþ mi olacaktý? Bu neyin ispatý arkadaþ yahu, pes.

pria
05-06-2014, 10:18
Jandarmanýn copladýðý HES eylemcileri 'Baþbakan bize 10 megavatýn altýnda santral yapýlmayacaðý sözü verdi, ama 30 Mart'tan sonra 180 derece döndü' dedi

Rize'nin Ýkizdere ilçesinde hidroelektrik santrali (HES) inþaatýna tepki için oturma eylemi yaparken darp edilen Þimþirli köyü sakinlerinden Nermin Bir, “Komutan bize hücum edilmesini istedi. Oðlum, 70 yaþýndaki bir bayaný asker coplarken askerin copunu tutmaya çalýþtý. O asker oðluma ana avrat küfretti. Bizi copladýlar. Olayda kadýnlar bayýldý. Bu devlet neden Doðu’yu görmüyor? Orada PKK yol kesiyor, barikat kuruyor, haraç kesiyor. Neden bu hükümet onu görmüyor. Buna oy verenleri Allah’a havale ediyorum. Kendisini de.” dedi.

'Devlet yol kesen PKK'yý görmüyor, bizi burada coplatýyor' - Gündem - T24 (http://t24.com.tr/haber/devlet-yol-kesen-pkkyi-gormuyor-bizi-burada-coplatiyor,260311)

Ýnsanlar genellikle baþlarýna bir musibet gelmeden gerçeði göremiyor maalesef..

ayazkentli
05-06-2014, 15:15
Bu Hes'ler, sadece yapýldýklarý bölgede ki zararlarýndan baþka, bir de olaðanüstü yolsuzluklar yapýlmasýna da neden oluyormuþ.

(Milletvekili Aykut Erdoðdu elinde belgeler ile öyle þeyler anlatýyor ki, yenilir yutulur þeyler deðil).



SAYIÞTAY raporlarýnda bu yolsuzluklar tüm detaylarý ile yer alýyor.



Ama ne yazýk ki, Akp hükümeti çýkardýðý yasa ile artýk Sayýþtay raporlarýnýn incelenmesini yasakladý.

(Özellikle Chp milletvekilleri bu yolsuzluklarý açýklýyorlar ve devamlý soru önergeleri veriyorlardý).



TBMM yolsuzluklarý araþtýrma komisyonunda ki Chp Ýstanbul milletvekili Aykut Erdoðdu, bu konuyu katýldýðý her platformda þikayet ediyor.


Burada öyle acayip iþler dönüyor ki, Soruþturma komisyonunda ki milletvekilleri bile bu raporlarý artýk göremiyor. !


Ben en baþta Suyumuzu satýyorlar der'ken, az bile söylemiþim meðer.

tortunga
06-06-2014, 04:14
Hes kötü, nükleer kötü, termik kötü, rüzgar kötü, gaz, petrol kötü.

Ýyisi hangisi?

pria
06-06-2014, 10:11
Hes kötü, nükleer kötü, termik kötü, rüzgar kötü, gaz, petrol kötü.

Ýyisi hangisi?

Sayýn tortunga..Bizler hes, termik, rüzgar santrallerinin tümüne karþý çýkmýyoruz..
Fizibilitesi doðru yapýlmýþ, çevreye ve çevre insanýna kalýcý yýkýcý etkiler yapma riski olmadýðý takdirde bunlarýn yapýlmasýna karþý çýkýlmaz..

Ama siz doðayý vahþi bir þekilde katlederseniz, ''ben yaptým oldu'' zihniyetiyle etraftaki insanlarýn hayatlarýna zararlar verirseniz, bu hes te olsa termik te olsa karþý çýkmaz kaçýnýlmaz olur.

Bu yatýrýmlar doðayý ve ülkenin geleceðini talan ederek yapýlmamalý..

Bakýnýz, aþaðýdaki yazýdaki köyde yaþasaydýnýz, eþiniz, bacýnýz veya anneniz jandarma dayaðý yeseydi veya tek geçim kaynaðýnýz olan arýlarýnýz HES'çilerin sorumsuzca patlattýklarý dinamitlerle zarar görseydi, patlatýlan dinamitler nedeniyle köyünüzün içme suyu kaynaðý yön deðiþtirip kaybolsaydý siz ne düþünürdünüz acaba ?

..............

Bugün izninizle bu köþeyi Rize’nin Þimþir Köyü'nden bir kadýna býrakmak istiyorum.

Bu onurlu Türk köylüsü bu köþede yer almayý diðerlerinden çok daha fazla hak ediyor.

Buyrun dinleyelim...

Havva Bir: Biz oraya suyumuz için gitmiþtik. Haksýzlýklara uðradýk. Beylerimiz ve çocuklarýmýz daha ileri gitmesin diye sadece orada oturduk. 10 tanesi yaþlý, 20 kadýndýk. Askerler hiç uyarmadan bizi copladýlar. Ama inan ki ben onu hatýrlamak istemiyorum çünkü 17 aydýr biz hep acý çekiyoruz. Ayaðýmýn acýsýný hiç hissetmedim.

Benim günahým; orada suyumu, köyümü ve ormanýmý korumaktý. Baþka bir amacým yoktu. Ben büyüklerime sesleniyorum, buna bir çare bulsunlar. Biz gençlerimizin, beylerimizin arkasýndan gittik. Biz orada olursak fazla bir þey yapmazlar diye.

Ormanlarýmýz katledildi. Bütün büyüklerime teþekkür ediyorum. Bu olay gündeme taþýndýðý için.


Ben bu dayaðý hak etmedim.

Biz orada oturuyorduk. Jandarma bizi uyarmadý. Zaten uyarsa, biz orada 10 tane kadýndýk. Bizi alýp kenara koyardý. Aþaðýdan yolu kesip, kapattý. Sonra bizi copladý. Bizim beylerimiz yanýmýzda deðildi. Daha sonra beylerimiz gelip müdahale ettiler. Biz orada mahsur kaldýk. Bunlarý beklemiyorduk.

Bir insan, polisten, jandarmadan sopa yer mi? Biz kime güveneceðiz?

Bizim amacýmýz; suyumuzu, deremizi, ormanýmýzý korumak. Çocuklarýmýza içecek bir su býrakmak.

Ben inanýyorum ki bütün büyüklerimiz buna dur diyecek. Gelsinler suyumuza baksýnlar. Benim buraya gelene kadar gözümden yaþ geldi. Þu kadar su için mi ben cop yedim?

Asla piþman olmadým. Sonuna kadar çocuklarýmýzýn suyunu koruyacaðýz.

Orada 10 tane kadýn arkadaþým yaralandý. Biz kararlýyýz. Ya kanýmýz çýkacak ya da biz caymayacaðýz. Biz orada oturmaya devam edeceðiz
.
Bakýn bir patlamada suyumuz gitti. Ýki patlamada arýlarýmýzýn kovanlarý mahvoldu. Kimsenin bizim yaþamýmýzý elimizden almaya hakký yoktur. Beylerimiz bizim arkamýzda olmasa dahi biz direneceðiz.

Bizim azýcýk suyumuz var.

Yarýn çocuklarýmýz bize sormayacak mý? “Bir içecek suyu bile bize çok gördünüz” demeyecek mi? Kimsenin bizim mutluluðumuzu bozmaya hakký yok.

Baþkalarý rahat etsin diye baþkalarýnýn hayatlarýný yýkýyorlar.

Ben büyüklerimden ve sizden yardým istiyorum.

Cüneyt ÖZDEMÝR- CNNTurk

pria
25-06-2014, 20:49
Ýneðini sattý, kredi alýp dava açtý ve HES’i durdurmayý baþardý! (http://www.diken.com.tr/vitrin/inegini-satti-kredi-alip-dava-acti-ve-hesi-durdurmayi-basardi/)

pria
27-07-2014, 22:57
...Geçek baðýmsýzlýðýn kendi tohumunla kendi bahçende ürettiðin yaþam olduðunun farkýndalar. Herkese yetecek kadar kent olmadýðýnýn, kentlere yetecek kadar doða kalmadýðýnýn bilincindeler.

Yusuf YAVUZ'un yazýsý için týklayýnýz:


Para geçmeyen köy (http://www.odatv.com/n.php?n=para-gecmeyen-koy-2707141200)