PDA

View Full Version : Bahçemde daha az çalışmak istiyorum diyenler için...




sabah
05-08-2010, 11:10
Bahçemde daha az çalışmak istiyorum diyenler için...

Aramızda bahçemde daha az çalışıp daha çok keyif yapmak istiyorum ya da bahçeye ayıracak zamanım, enerjim az diyenler olabilir -onlardan biri de benim:rolleyes:-.

Aslında bahçeye harcanan zaman ve emek, farklı nedenlerle bahçe sahipleri için gerçekten ciddi bir sorun olabilmekte. Bu genel bir sorun olmalı ki dergilerde, kitaplarda da yer almakta.

Bahçede daha az emek, zaman harcamak için çeşitli seçenekler, çözümler bulunmakta.

Başlıklarda izlediğim kadarıyla bahçe sahibi arkadaşlarımız da bu konuda gayet güzel tavsiyelerde bulunabilirler – cemo, limon, Kiraz ve Adalet Yağcı'nın kulaklarını çınlatmak isterim-. :rolleyes:




cemo
05-08-2010, 11:20
Ellerinize sağlık sevgili Sabah, bu başlık cok gerekliydi bence.

Fikir alışverişleri yaparak, daha az yorulup, kahve içebilecek zaman ayırmayı öğrenirim belki:)

Sürekli yap boz yapmadan bitki ekip dikme konusunda, arkadaşlar tecrübelerini yazarsa, iyi olur diye düşünmekteyim.

zerrinsrt
05-08-2010, 11:50
Tam ihtiyacım olan başlık. Son zamanlarda sulamak çok zamanımı alıyor. Hemen hergün bahçe sulayınca ilaçlama aksadı. Parazitler çoğaldı. Bir gün susuzluğa dayanamayacak çok bitki var. Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım.:(:(

nurcanaybay
05-08-2010, 11:54
Ev hanımları adlı yabancı diziyi izleyenler vardır ,güzel evler düzenli bahçeler ...
o dizi de mevsimine göre ,çiçekleri saksıları ile toprağa gömüyorlardı.

Kışa dayanamıyacak olanlar saksıları ile çıkarılıp korunaklı bir yere alınır ,yerlerine
kışlıklar konur .Böylece orta da saksı fazlalığı olmadığı gibi bahçe de boş görüntü de olmaz.

Yerini mi beğenme di çıkar başka yere göm bu da bir fikir :))

Yücel Canpolat
05-08-2010, 12:02
Hiç dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla yorulmazlar.:)

cemo
05-08-2010, 12:11
Sevgili nurcanaybay

Saksıyla gömmeyi, soğanlılar için düşünüyorum ben de. Mandal sepetlerine dizip soğanları, o şekil dikeceğim. (soğanları bulabilirsem tabii..kim nerde unuttum:mad:)

Saksıları gömüp cıkarttığımızda, ayrı bir yerimiz olmalı ki, o kirlenmiş saksıları saklayabilelim . Benim öyle bir yerim yok çatı dışında. Çatıya ise cıkartıp indirmek cok zor oluyor.

Bazı arkadaşlar, yurtdışında küpelerin sokaklarda dikili olduğunu söyleyince, bir cesaret bende küpeleri bahceye aldırttım. İzleyip göreceğiz. Saksıdayken de kar gelmişti üzerlerine, dondu sandım ama baharda yeniden yeşerdiler.Kar altında kalan kaktüsler bile yaşadı. Bazı sukulentler öldü, öldü dediğim bazısı ise yaşadı. bu yüzden saksı kalabalığına son dedim kendimce, kalan sağlar benimdir:)

Sevgili Zerrin

Gercekten sulama büyük dert oldu. Sebze sula, saksı sula cim sula. Sonunda bedenim iflas etti. Ben yapamaz duruma gelince, onca emek ve masrafla yapılan çimlerde öldü arka taraftaki.

Hep beraber bir çıkış buluruz ümidindeyim.

sabah
05-08-2010, 12:36
Sulama gerçekten zaman alıcı. Bahçede damla sulama kuruluncaya kadar özellikle de ilk yıllarda fidanlara derin sulama yapacağız diye harcadığımız saatleri biz biliriz.:rolleyes:

Aslında ağaçlar için yapılan damla sulamanın çok da maliyeti olmuyor. Bahçedeki saksılar için de kullanılabilir. Forumda damla sulama sistemini kendisi kuran arkadaşlar vardı. Çok karmaşık birşey değil.

Adalet Yağcı
05-08-2010, 12:47
Sevgili Sabah, özlemle beklediğimiz bu başlığı açtığınız için teşekkürler.

Ben eskiden beri çiçeklere meraklıyım ama Ağaçlar net e üye olduktan sonra kelimenin tam anlamıyla "fıttırdım" :)
Gördüğüm bütün güzel bitkilerin tohumlarına ya da fidelerine ulaşmaya çalıştım, ulaştım da.

Sonra ne olduğunu tahmin edersiniz, Şubat ayından başlayarak önce toprak viyol vs. edindim sonra da bunları ağzı kapanan pet kutularda çimlendirmeye aldım.

Önce odamın içindeydiler, hem de oturma odasında, bu arada odam 12 m² büyüklüğünde, çimlenme için gerekli olan ısı ve nemi başka türlü sağlayamazdım.

Günlerce bekledikten sonra ilk yeşiller başını topraktan uzattığında oyuncak bulmuş çocuklar gibi seviniyordum, çok geçmeden çimlenme işi bitti.
Bu arada, çimlendirme kabını normal sulamanın uygun olmadığını düşünürsek, elimde fıs fıs gün boyu yaptığım nemlendirmeden dolayı işaret parmağım şişti :)

Neyse, bir ay kadar sonra sıra şaşırtmalara geldi, viyollere büyük bir özenle hazırladığım toprakları doldurdum, yüzlerce bitki ayrılacak da, bu viyolleri nerede muhafaza edeceğim.

5 m² balkonuma tüm viyolleri dizmeyi başardım, dolanacak yer kalmadı, onları sulamak için her gün cambazlık yaptım, balkon temizlemek ise bir facia, tüm viyoller önce altına gazete yayılmış oturma odasına alınıyor, sonra balkon yıkanıp kurulanıyor ve tekrar balkona taşınıyorlar.

Baktım olacak gibi değil, gittim iki tane bakkal rafı aldım koydum balkona, eh biraz rahatladım.

Mayıs ayı geldiğinde fideler artık kabına sığmaz oldular, belli ki bahçe istiyorlar :)
Evimle bahçemin arası 30 km. arabamız küçük, 3. kattan aşağı tek tek viyol taşımaktan helak oldum.

Her seferinde 5-6 viyol taşıyabildim, o yorgunlukla iyice hesaplamadan bahçenin boş yerlerine bitkileri dikmeye başladım.
Hafta arası ve hafta sonları gidip sulamalarını yaptım.

Mayıs Haziran boyunca hepsi de çok güzeldi, ama sürekli bakım istiyorlar, gübrelemek, etrafını gevşetmek, hastalananları ilaçlamak.
Sevgili Cemo'nun dediği gibi, oturup keyifle bir kahve içemez oldum.

Bir çok bitki de bahardaki güzelliğini kaybetti, onları sökmek zorunda kaldım.
Ayrıca gördüm ki, çok fazla çeşit sadece göz yoruyor, özellikle mevsimlikleri mümkün olduğunca az dikmeye karar verdim.

Şimdi bahçemi tekrar düzenlemek istiyorum, ilk olarak çok yıllıkları tercih edeceğim, liliumları gallaları toprağa alacağım, soğuğa dayanıklı olmayanları tercih etmeyeceğim.

Anlayacağınız, akıllandım ben, çılgınlık bitti :)

nurcanaybay
05-08-2010, 12:56
Adalet hanım ,
Lilium'ları galla'ları toprağa geçirdiniz diyelim ,belli bir dönem açıp geçecekler ve o bölge de
hoş olmayan bir görüntü oluşacak gözünüze batıp duracak.İşte buna bir yöntem bulunmalı
bence.

sabah
05-08-2010, 12:57
Bahçeye bitki alırken Ankara yazın sıcak ve kuru olduğu için, her ne kadar sulama yapıyor olsak da, mutlaka bir süre susuzluğa dayanıklı bitki almaya çalışıyorum.

Çeşitli aksaklıklar, sorunlar olduğu zaman -ki mutlaka oluyor- az kayıp olsun istiyorum.

Bir de sevdiğim bitkiyi yetiştireceğim diye Ankara'da -bahçenin konumu, ağaçlarının büyüklüğünün uygunluğu gibi özel durumları dışarda bırakıyorum- toprağı nemli tutmaya çalışmak için harcanan suya da emeğe de yazık.

rabenek
05-08-2010, 12:59
Bu başlık buforuma pek uygun değil gibi geldi bana. Forum'da gezindikçe evde bitkisi olanların balkon istediği, balkonu olanların bahçe istedikleri, bahçesi olanların daha büyük bahçe istediklerini görüyorum. Forum doyumsuzluk aşılıyor.

nurcanaybay
05-08-2010, 13:02
Aynı durum Cemo için de geçerli ,soğanları söküp dikmek ayrı bir iş üstelik çıkarınca
ya çürüyorlar ya da soğanın da yeterli gelişme olmuyor .

Hadi bunları geçtik diyelim çıkan soğanların boş kalan yeri ne olacak.Kışlıkları çıkarıp yazlıkları dikerim demeyin olmuyor.Yaprakların kurumasını beklerken yazlıkların dikimi geç kalıyor.Dikilse bile yaprak çıkarana kadar ora da boşluk oluşuyor.

sabah
05-08-2010, 13:14
..Forum doyumsuzluk aşılıyor.

Bu başlık tam da bu nedenle gerekli.

Forumun aşıladığı doyumsuzluk ve her bitkiyi yetiştirme isteği ile sahip olduğumuz koşullar -zaman, mekan, toprak, emek vb- arasında bir denge kurmaya çalışıyoruz.:rolleyes:

sabah
05-08-2010, 14:15
.. Hadi bunları geçtik diyelim çıkan soğanların boş kalan yeri ne olacak...

Ben de bu sorunun cevabını buluncaya kadar

- Süsenleri mevsimi geçince gözü rahatsız etmeyecek biçimde kalabileceği yan çitin önüne, bir dizi olarak diktim. Yalnız çevresindeki bitkiler nedeniyle onlara da su gidiyor.

- Liliumları da saksıda tutuyorum.:rolleyes:

Eski bir fotoğrafta süsenler
164415

limon
05-08-2010, 14:31
soğanların boş kalan yeri ne olacak.Kışlıkları çıkarıp yazlıkları dikerim demeyin olmuyor.Yaprakların kurumasını beklerken yazlıkların dikimi geç kalıyor.Dikilse bile yaprak çıkarana kadar ora da boşluk oluşuyor.

Çıkarmaya gerek olmayan soğanlıları bir arada kulanmak gerekecek. Bir de boy sırası var ki bence çok önemli. Renk uyumu, boy sırası, her dem çiçekli olmasa da yeşil yapraklı kalması, güneş durumu, su isteği ve benim en için en önemlisi nazlı olmaması vb... 3 senedir aklımda az çok bir şeyler belirdi. Kesinleştirip uygulayınca ve doğru olduğuna kanaat getirince paylaşacağım. Deneyip te beğenmemek te var. :)

Ama kesinlikle gördüğüm bir şey var ki, ayrılan bir bölümde tek bir türün yoğun dikilmesi, hem bitkinin hem bahçenin öne çıkmasını sağlıyor. (Şu anda Ortancalar da olduğu gibi)

Her ne kadar tohumdan yetiştirmek yok desem de içimde ukde olan bir kaç çeşit için şimdiden sabırsızlanıyorum. :) Dev çiçekli Acıbakla bunların başında. Çiçeğin hem formuna hem renk tonlarına hem yaprak formuna bayılıyorum. Bu sene deneyip çimlendirmekte çok başarılı olmuştum ama kışın çok sert gitmesi planlarımı bozdu. :)
Adalet Hanım'ın Hazeran çiçeğini çok sevdim ama umduğumdan daha kısa ömürlü çıktılar, zayıf bir bitkiydi, hava da yağmurlu gidince ıslandıkça yerlere yattılar. Gelecek seneye Hazeranın çok yıllık olanlarından yetiştirmek istiyorum. Hem her dem yeşil yapraklıymış. Soğanlılarla bir arada güzel olabilirler diye düşünüyorum.
Bir de Digitalis'leri aynı şekilde yoğun olarak kullanmak istiyorum. Biz bu kadar mücadele ederken seralar neden bu güzel bitkileri tohumdan yetiştirip fide halinde satmazlar anlamam. Yıllardan beri her yerde hep aynı bitkiler, biz bıktık onlar yetiştirmekten bıkmadılar. Hiç mi değişiklik istemezler anlamıyorum?

Şu anda 3 türün dışında tohumdan yetiştirmeyi düşünmüyorum. Ama Zengarden de gördüğüm bir kaç çok yıllık ve kokulu saksı çiçeğinde de aklım kalmıştı. 2 de ordan olursa toplamda 5 i geçmeyeceğim.

Bunların dışında bir de sebze tohumları var tabi...

cemo
05-08-2010, 14:50
- Liliumları da saksıda tutuyorum.:rolleyes:
Peki, liliumlar gecince saksı boş kalacak, bu durumda o saksılara mevsimlik dikilse olabilirmi. Liliumlar cıkana kadar mevsimlikler saksıdaki boçluğu doldursa.Ona göre bir plan yapıp, gecen liliumlarımı saksılara alayım diyorum

cemo
05-08-2010, 14:55
Sanırım olmaz, mevsimliği dikerken soğana zarar verme riski var.
İşte yine kafam karıştı.:))

ciceksever70
05-08-2010, 15:22
Liliumlari phloxlarla bir araya dikerseniz sirayla acarlar yer bos kalmaz. Ben bahcedeye gömdügüm küvetlerden birine lupin, lilium ve phlox diktim. Önce lupin acti, o arada digerlerinin yapragi cikti, ardindan liliumlar ve en son da phloxlar acti artik sonbahara kadar orasi cicekli kalir.

ciceksever70
05-08-2010, 15:24
Bahcemde üc tane yanyana gömülü küvet var. Ortadakinde lale, sümbül ve nergisler diger ikisinde de phlox ve liliumlar. Önlerinde de manolya ile rhododendronlar. Önce lale küveti aciyor. Onlar bitince yandaki küvetler, öndeki manolya ve rhododendronlar da kalan acigi kapatiyor.

cemo
05-08-2010, 15:38
Küvet olmadan da yer belirleyip, bu şekilde bir dikim düşünülebilir o zaman.

ciceksever70
05-08-2010, 15:43
Küvet olmadan da yer belirleyip, bu şekilde bir dikim düşünülebilir o zaman.

Tabii, ben küvetleri tarla faresi ve köstebek soganlilara dadaniyor diye diktim iki yildir cok rahatim. Bu bahsettigim planlamayi bulabilmem, bitkileri taniyip cicek acma ve yaprak cikarma zamanlarini hesaplamam üc yilimi aldi. Ama biraz hileyle bahcede yapilmayacak is yok sevgili Cemo hem de ektiklerim beni hic ugrastirmiyor artik her yil kendileri cikiyorlar tekrar. (Bu arada sizin küpeli fikriniz cok hosuma gitti biz nasil olsa mevsimlik alip saksida kisi cikarmiyor diye bozulunca atiyoruz denemekte yarar olabilir ben de saksilardan biktim cünkü.)

nurcanaybay
05-08-2010, 18:17
Sanırım olmaz, mevsimliği dikerken soğana zarar verme riski var.
İşte yine kafam karıştı.:))


Bu yıl saksılar dan birine dediğiniz gibi yaptım.Büyük bir saksıya 3 adet
gün güzeli dikip çepeçevre vapur dumanı tohumları serptim.( Fide değil de doğru dan tohum ).Vapur dumanlarının boyu 40 cm'i geçti gün güzelleri de meğer bodurmuş ,hiç görünmüyorlar :))

Bahçeye dikili olan lale ve sümbül soğanlaını da hiç çıkarma dan
üzerlerine horoz ibiği ve karanfil fidesi diktim.Horoz ibiği o kadar çok su istiyor ki
soğanlar ne hale geldi bilmiyorum.

nurcanaybay
05-08-2010, 18:26
Ben de bu sorunun cevabını buluncaya kadar

- Süsenleri mevsimi geçince gözü rahatsız etmeyecek biçimde kalabileceği yan çitin önüne, bir dizi olarak diktim. Yalnız çevresindeki bitkiler nedeniyle onlara da su gidiyor.

- Liliumları da saksıda tutuyorum.:rolleyes:

Eski bir fotoğrafta süsenler
164415


Su bitkilerini araştırırken süsenlerin pek çok çeşidinin de bu listeye dahil olduğunu gördüm hatta soğanlı olan sosyete sarımsağı ve yine soğanlı yaz orkidesi gibi...bir araştırın.
( Palmiye merkezi - su ve sulak alan bitkileri)

Kedi Tırnağı
05-08-2010, 19:58
Ev hanımları adlı yabancı diziyi izleyenler vardır ,güzel evler düzenli bahçeler ...
o dizi de mevsimine göre ,çiçekleri saksıları ile toprağa gömüyorlardı.

Kışa dayanamıyacak olanlar saksıları ile çıkarılıp korunaklı bir yere alınır ,yerlerine
kışlıklar konur .Böylece orta da saksı fazlalığı olmadığı gibi bahçe de boş görüntü de olmaz.

Yerini mi beğenme di çıkar başka yere göm bu da bir fikir :))

Ev hanımları dediğiniz sanırım '' Desperate housevives( umutsuz ev kadınları) '' dizisi. Yıllardır en sevdiğim dizi. Bahsettiğiniz uygulamanın geçtiği bölümü kaçırmışım sanırım.

Size kötü bir haberim var; o dizideki tüm bahçeler-bitkiler vs.( ağaçlar hariç sanırım) yapaymış. Sürekli mükemmel görüntü sağlamak ve bakımı çok zor olacağı için böyle yapmışlar. Tabii dizilerde sahne devamlılığı da önemli. Bir sahnede düzgün çiçek ardından gelen sahnede pörsümüş olmamalı.

Bahçelerde ve tarlalarda daha az emek harcamak için sanırım en uygun yöntemlerden biri de; Fukuoka' nın çiftliğinde uyguladığı metodlar. Toprağı sürmeden, yabani otlarla savaşmadan doğal tarım uygulamalarını hayata geçirmek. Ben de ilerde kurmayı hayal ettiğim çiftliğimde bu felsefeyi düstur edineceğim. Hem toprağın doğal habitatını tarumar etmemiş oluruz hem de daha az işgücüyle, makinelere bağımlı olmadan yaşama yolunu ediniriz.

Adalet Yağcı
05-08-2010, 21:41
Sayın Kedi Tırnağı, ilginç bir seçim yapmışsınız, yabani otları sökmeden çiçekleri nasıl ekeceksiniz?
Toprağı kazıp havalandırmazsanız bitkileriniz sağlıklı olmayacaktır, tüm mücadeleme rağmen Bahar geldiğinde otlardan bahçeye girilmiyor.
Böyle bir bahçede nasıl güzellikler yaratılabilir ki?

Çiçeği güzel yabani sarmaşık bile, yüz verince tüm bahçeyi istila ediyor.
Tabi tercih sizin, belki de hiç alışık olmadığımız güzellikler yaratırsınız.

Kedi Tırnağı
06-08-2010, 01:20
Sayın Kedi Tırnağı, ilginç bir seçim yapmışsınız, yabani otları sökmeden çiçekleri nasıl ekeceksiniz?
Toprağı kazıp havalandırmazsanız bitkileriniz sağlıklı olmayacaktır, tüm mücadeleme rağmen Bahar geldiğinde otlardan bahçeye girilmiyor.
Böyle bir bahçede nasıl güzellikler yaratılabilir ki?

Çiçeği güzel yabani sarmaşık bile, yüz verince tüm bahçeyi istila ediyor.
Tabi tercih sizin, belki de hiç alışık olmadığımız güzellikler yaratırsınız.

:D yabani otları yolmama yöntemi daha çok tarımda geçerli bir durum. Bahçede çiçek vs yetiştirirken bu zor tabii. Bahçem olursa çiçek vs ektiğim kısımların dışında kalan alanları çimden ziyade yer örtücü, daimi bitkilerle ( hatta sukulentler güzel geliyor) kaplamayı düşünüyorum. Yabani otların kafalarını çıkarmalarına engel oluruz böylece:D

Fukuoka; toprağı sürekli bel ve çapayla altüst etmenin toprak habitatını bozduğunu söylüyormuş. Düşününce çok mantıklı aslında. Biz toprak içi faunayı böyle bozdukça, solucanların, karıncaların vb. toprağı sürekli havalandıran, gübrelerini katan bu toprak altı canlılarının yaşam alanını da hercümerç edip onları yok ediyoruz çoğunlukla. Topraktaki, özellikle solucan varlığının artması için çabalarsak havalandırma ihtiyacı kalmaz zaten. Solucan gübresi kadar verimli gübre de bulunmaz hem.
Çapalamanın çok elzem olduğu yerlerde de daha yüzeysel bir çapalama yaparak zararı minimuma indirebiliriz diye düşünüyorum.

Toprağı fazla rahatsız ediyoruz belki de biz. Evimin hemen karşısında küçük bir toprak arsa var. 2 yıldır gözlemliyorum. Her mevsim kendiliğinden türlü çeşit bitki gayet sağlı şekilde büyüyor. Çoğunlukla yabani otlar var ama çok güzel sarılıcılar da var. Mesela ben habire meyve çekirdeklerini vs oraya atıyordum. Geçenlerde bir baktım 2 tane şeftali fidanı belirmiş. Ne çapa, ne gübre ne bişey olmadan gayet sağlıklı büyüyor oradaki bitkiler.

Çapalama, belleme vs harcayacağımız enerji-zaman da yanımıza kar kalır. Sevgilerle.

Cumhur Tonba
06-08-2010, 02:25
Kedi Tırnağı,
Hani deriz ya, toprağın öz evletları yabancı otlar, sarılıcılar, dikenler v.s dir.
Onlar doğal ortamın bitkileridir. Ben de doğal ortamdaki yaşamı çok seven birisiyim. Onlar kendi kendilerine bir yaşam merkezi meydana getirirler.

Tabii ki güzellik kavramı kişlerden kişiye değişebilir. Bir dere kenarında bizim deyişimimiz le yabani otlar, yer örtücüler, doğal bitkiler çok güzel ve harika bir manzara iken, diğer tarfta kişilerin kendi eli ile yetiştirdiği kültür bitkileri ve temiz bir toprak parçası daha harika bir görünüm olabilir.

köknar
06-08-2010, 02:28
Bahçem olsa içeri hiç girmem eminim...

"Başına gelmeyince bilemezsin" diyenleriniz vardır belki ama bahçede vakit geçirmenin ayrıcalığını yaşamakta olduğunuzu söylemek isterim.

Cumhur Tonba
06-08-2010, 03:04
Alla'hım,
Şu köknar kuluna en yakın bir zamanda bahçe ihsan eyle.

köknar
06-08-2010, 03:09
:) Amiiin. Yaşlanmadan olsun ama ;)

Kedi Tırnağı
06-08-2010, 03:20
Kedi Tırnağı,
Hani deriz ya, toprağın öz evletları yabancı otlar, sarılıcılar, dikenler v.s dir.
Onlar doğal ortamın bitkileridir. Ben de doğal ortamdaki yaşamı çok seven birisiyim. Onlar kendi kendilerine bir yaşam merkezi meydana getirirler.

Tabii ki güzellik kavramı kişlerden kişiye değişebilir. Bir dere kenarında bizim deyişimimiz le yabani otlar, yer örtücüler, doğal bitkiler çok güzel ve harika bir manzara iken, diğer tarfta kişilerin kendi eli ile yetiştirdiği kültür bitkileri ve temiz bir toprak parçası daha harika bir görünüm olabilir.


Sn. Cumhur Tonba ben de daha doğal görünümdeki alanları tercih ediyorum. Hele şu İngiliz Bahçelerine ifrit oluyorum. Çok yapay, saçma sapan bir dekorasyon. Kübik şekiller de doğanın yuvarlak hatlarına hiç uymuyor.
İnanın, yol kenarında gördüğüm, doğal şekilde, ellenmemiş bir arazinin bana verdiği hazzı, haksızlık etmek istemem ama, en güzel bahçeye değişmem. Ama maalesef her geçen gün bu alanlar yok oluyor. İstanbul' da hele nerdeyse hiç kalmadı. Çekmeköy' de sağda solda gördüğüm böyle yerler de belediyenin hışmına uğruyor.

Evimin karşısındaki, bahsettiğim arsayı da geçen gün belediye ekipleri biçtiler. Yağmurların da etkisiyle epey gelişmişti bitkiler ama şimdi dümdüz oldular. Bahsettiğim şeftalinin biri de biçildi. Diğeri şans eseri kurtuldu. Ordan söküp apartmanın bahçesine diktim. Tutarsa ne şans tutmazsa da zaten öldüreceklerdi. O arsaya da inşaat yapılacak çünkü yakında.

finduk52
06-08-2010, 11:14
Öncelikle yeni başlık hayırlı olsun diyerek söze başlayayım. Ellerinize sağlık sevgili sabah .

Ben aslında bütün günümü bahçede geçirdiğimi söyleyemem. Geneline baktığım zaman çok çok fazla vakit harcamıyorum bahçede. Zaten yazın sabah akşam bahçede oturduğumuzdan pek göze batmıyor uğraştığım şeyler. Genelde baharda bir düzenleme yaparım, ilerleyen zamanlarda ise çok gerekli durumlarda ufak tefek müdahale ederim.

Zaman zaman kendimce ders çıkardığım şeyler olur.Bu sene böyle oldu ama seneye böyle yapmalıyım dediğim şeyler. Mesela bu sene özelliklede petunyalarda , hazır fide aldığım petunyaları direk bahçeye dikmiştim. Seneye kesinlikle öyle yapmamam gerektiğini anladım. Petunyalar en iyi büyük bir saksı içinde olmalı. Direk toprakta çok fazla gelişip çok fazla da yer kaplıyor. Ayrıca hazır tohumdan bir daha çimlendirme yapmayacağım. Çiçekleri yabaniymiş gibi açtı , hiçte umduğum gibi olmadı.
Bu sene ilk defa fide aldığım petunyalardan tohum topladım , seneye onları deneyeceğim.

Aslına bakarsanız biraz konu dışınamı çıktım acaba diye düşünüyorum şimdi. Burada söz konusu zamanın büyük bir bölümü bahçede geçen artık yeter diyenler için açılmış. Söz konusu olan eğer daha az zaman geçirmekse ama fazlaca keyfinide çıkarmak ise o zaman mevsimlik tohumlardan tamamen vazgeçilmeli. Kışa dayanıklı fazla ilgi istemeyen bitkiler seçilmeli.

Vallahi daha o konuma gelemedim , yani bahçeye bu derece ilgim şurada toplasan 2-3 sene olmuştur. Belkide herşeyin zamanı olduğu gibi yeter artık demeninde bir zamanı gelecektir.

Ama sevgili Adalet ablacığım senin yazını okurken çok üzüldüm ben. Sen hakikaten artık tohum işini bırak. Apartman katında olupta tohum fide saksılarıyla uğraşmak çok zordur , kıyamam ben sana.

limon
06-08-2010, 12:07
Fukuoka; toprağı sürekli bel ve çapayla altüst etmenin toprak habitatını bozduğunu söylüyormuş.

Bence şu Fukuoka pek bir üşengeçmiş, kılıfını uydurmuş. :) Fukuoka da Uzakdoğu felsefeleri de bana çok uzak.

"Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.", "Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun", "İşleyen demir ışıldar" , " Akan su yosun tutmaz", "Zahmetsiz rahmet olmaz","Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar", "Bakmakla usta olunsa, köpekler (kediler) kasap olurdu." Atalarımız gerekeni söylemiş.

" Bir dönüm bostan yan gel yat Fukuoka" ;)

Adalet Yağcı
06-08-2010, 12:07
Yaşadıklarımı özetledim sadece Finduk'cuğum, her şey bu kadar çabuk olup bitmedi tabii.
Bir de işin ekonomik yanı var, toprağı gübresi, viyolü, katkı maddeleri vs. derken, bir bakmışsın ki, dünya para tutmuş, tohuma verdiğimi saymıyorum bile.

Bir paket tohum alıyorum bazan içinden sadece beş tanecik tohum çıkıyor.
Harcadığım paranın 1/4 ile tüm bahçeye yetecek kadar hazır fide alırdım, emeği de cabası.

Bahçeye kalıcı bitkilerle bir düzen verip keyfimize bakmalıyız bence.

sabah
06-08-2010, 12:42
...Bahçem olursa çiçek vs ektiğim kısımların dışında kalan alanları çimden ziyade yer örtücü, daimi bitkilerle ( hatta sukulentler güzel geliyor) kaplamayı düşünüyorum. ...
Bu konuda yalnız değilsiniz. Üzerine basılabilir çim dışında birşey bulunsa sorun kalmayacak :rolleyes:

..Fukuoka; toprağı sürekli bel ve çapayla altüst etmenin toprak habitatını bozduğunu söylüyormuş. ..
Fukuoka'nın düşüncelerini çok iyi bilmiyorum ama şundan eminim insanoğlu eğer zorunlu olmasaydı, karşılığını almasaydı toprağı adam etmek için uğraşmazdı. Yenilen buğday sürekli aynı verimde ve kalitede sürekli çıksaydı niye tekrar tekrar uğraşılsın ki? Ayrıca ziraat çok yönlü bir bilimsel konu...

.. Evimin hemen karşısında küçük bir toprak arsa var. 2 yıldır gözlemliyorum. Her mevsim kendiliğinden türlü çeşit bitki gayet sağlı şekilde büyüyor. ....
Şanslı bir bölgedesiniz galiba. Ankara'da bizim bahçeyi ben de birkaç yıl gözledim. İlkbaharda çeşit çeşit çiçeklerle dolu olan yeşilliğin yazın içine girilemez neredeyse yarı adam boyu, tohum taşıyan kuru, sarı ot ve dikenlerle dolu gördüm. Bir ev bahçesi için çok uygun değildi. -yurtdışında bu tür bahçelerin de meraklıları var -:rolleyes:

sabah
06-08-2010, 13:24
Elimde bahçede az çalışmak isteyenler için ipuçları veren -Nowork Garden Ideas, Johanna Smith- basit bir kitap var.

cemo'nun ve diğer arkadaşların saksılarla ilgili sıkıntılarını okuyunca o kitaptaki bir iki öneri aklıma geldi.


Saksıda bitki bakımı özellikle sıcak günlerde zordur. Küçük, pencere önü tip ve askılı saksılar tip saksılar çabuk kurur. Sıcak günlerde bazen günde iki kere bile sulamak gerekebilir. Kazara unutursanız ya da atlarsanız zederlenirler ki bu da sizi üzer. Ayrıca bir sürü küçük saksı bahçeyi dağınık gösterebilir.

Kendinize bunların gerçekten vazgeçilmez olup olmadıklarını sorun. Eğer yapabiliyorsanız, mümkün olduğunca saksı adedini azaltmaya çalışın.


Eğer bahçedeki tüm saksılar bir araya toparlanırsa bakımı daha kolay ve az zaman alıcı olabilir. Ayrıca nemli bir ortam yaratılmış olacağından bitkiler için de yararlı olur.


Saksı seçerken toprak saksıların daha hızlı su kaybettiğini unutmayın.


Bahçede ille de saksı olması gerekiyorsa mümkün olduğunca geniş, büyük saksı alın. Büyük saksılar küçük saksılara göre daha yavaş kururlar ve daha az sulama isterler. Ayrıca daha çok toprak içereceği için bitkileriniz de daha sağlıklı ve gösterişli olur.


Saksılar için damla sulama kullanabilirsiniz.


Saksılardaki bitkilerinize de düzenli destek için yavaş yavaş çözülen besleyici çubuklardan kullanbilirsiniz.


Dekoratif, ilginç saksılar alırsanız boş kaldıklarında bile bahçenizde güzel görünürler.:rolleyes:








Kitaptan doğrudan çeviri değil, kabaca çıkardıklarım. Eksik farkettikçe eklerim. :rolleyes:

Cumhur Tonba
06-08-2010, 17:21
Günümüz şatlarında tabii ki toprak işleme yapılmadan tarım olmayacağı aşikar. Fakat her toprak işlemenin toprağımızın yapısına zarar verdiğnin de unutmamak lazım. Hele meyilli arazilerde yapılan yanlış toprak işlemeleri sonucunda milyonlarca ton toprağımızın denizlere aktığını, barajların ömürlerinin yarı yarıya indiğini de unutmamamız gerekir.

Adalet Yağcı
06-08-2010, 18:06
Az önce bahçeyi şöyle bir dolaştım da, kesin karar, seneye beş çeşitten fazlası yok.
Sevgili Sabah'ın çevirisindeki "saksıları azaltın" fikrine tamamen katılıyorum, adenium ve plumerialar dışında saksıları boşaltacağım, sahiden de çok dağınık görünüyorlar.

Lilium galla gibi vazgeçemeyeceklerimi duvar diplerine alacağım, onların çiçekleri geçtiğinde ekinezyalar açmış olacak(inşallah).

Aslında elimizdekileri sayıp döksek birbirimize fikirler versek çok iyi olur, özellikle benim yardıma çok ihtiyacım var, bu bahçeyi toparlamam lazım.

Ha.. bir de yeniden damlama döşetmek istiyorum, damlamalar eski ve yetersiz olduğu için her seferinde 2-3 saat elle sulama yapmak zorunda kalıyorum, damlama daha sık döşenirse problem hallolur.

Kedi Tırnağı
06-08-2010, 23:17
Bence şu Fukuoka pek bir üşengeçmiş, kılıfını uydurmuş. :) Fukuoka da Uzakdoğu felsefeleri de bana çok uzak.

"Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.", "Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun", "İşleyen demir ışıldar" , " Akan su yosun tutmaz", "Zahmetsiz rahmet olmaz","Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar", "Bakmakla usta olunsa, köpekler (kediler) kasap olurdu." Atalarımız gerekeni söylemiş.

" Bir dönüm bostan yan gel yat Fukuoka" ;)


http://www.agaclar.net/forum/search.php?searchid=1970161

Sn. Limon sitede benden epey deneyimlisiniz, muhtemelen görmüşsünüzdür bu başlığı. Hatırlatmak için veya görmeyen arkadaşlar için bu linki ekliyorum.

Bahsettiğim şey ve Fukuoka' nın uygulamalarının tembellikle veya ihmalkarlıkla ilgisi yok. Doğayı taklit ederek yapılan, zararlı kimyasalları, suni gübreleri-ilaçları vs kullanmadan, gezegeni mahvetmeden yapılan ve 60 yıldır denenmiş bir yöntem.

Konvansiyonel tarımın düştüğü hatalar ve verim kayıplarına, erozyona da yol açmayan ve verimlilik anlamında da geleneksel tarım yöntemleriyle yarışır durumda. Geleneksel tarımın( ya da modern tarımın) yaygın olması, doğru da olduğu anlamına gelmezki! Atalarımız da yapıyordu diye savunmak anlamlı değil. Atalarımızın yaptığı bir çok hatayı yapmıyoruz artık. Gelenek-görenek vs. zararsız şeyleri kast etmiyorum. Atalarımız vahşi-salma sulama yapıyordu örneğin. Ama çok uzun süredir bunun toprağa ne kadar zarar verdiği, tuzlandırdığı, erozyonu arttırdığı vs biliniyor ve bu uygulamadan uzaklaşılmaya çalışılıyor. Atalarımız aynı yere her sene aynı ürünü ekiyordu. Bugün artık münavebeli ve karma tarımın önemi fark edildi. Kültüre alma uygulamalarında da her daim yeni teknikler bulunup geliştirilmiyor mu?
Üstelik makineleşme öncesinde tarım alanları bu kadar hoyratça kullanılmıyordu. Plantasyonlar halinde yapılmıyordu tarım. Tarım alanlarının hemen yanı başında dokunulmamış alanlar da bulunuyordu. Suni kimyasallar, gübreler, hormonlar, genetiği değiştirilmiş organizmalar yoktu işin içinde. Atalarımıza bu konuda uysaydık keşke:D

Toprağı işlememeyi, hem doğal dengeyi bozmamak hem de bahçede-tarlada bu iş için harcayacağımız enerjiyi-zamanı farklı bitkilere-uygulamalara ayırmak için önermiştim.
Tabiiki kimsenin bahçesine ya da kazısına karışmak amacında değilim. Ama sözkonusu tarım ve geniş alanlar olduğunda gerekirse devlet politikası olarak bu uygulamanın yaygınlaştırılması için mücadele veririm. Sözkonusu; gezegenin, tüm insanlığın ve doğanın mahvedilmesi çünkü. Trilyonlarca vergimizin akıtıldığı ve gelecekte tarım bankamız olarak görülen Gap tarım alanları bu hatalar yüzünden şimdiden tuzlanmaya, erozyona, zehirlenmeye uğradı mesela.

Herkese kolay gele:)

Zeki Yağlı
08-08-2010, 13:23
Sevgili Sabah, özlemle beklediğimiz bu başlığı açtığınız için teşekkürler.

Ben eskiden beri çiçeklere meraklıyım ama Ağaçlar net e üye olduktan sonra kelimenin tam anlamıyla "fıttırdım" :)
.
.
.

Anlayacağınız, akıllandım ben, çılgınlık bitti :)

Sevgili Adalet hanım,

Sizin anlattığınız tipik bir "gerçek amatör çiçek yetiştiricisi" hikayesi. yani tutku var ve tutkunun bedelini ödüyorsunuz. Yoruluyorsunuz ama mutsuz değilsiniz.

"Akıllandım ben, çılgınlık bitti.)" derken bile gelecek sene daha iyisini yapacağım ama daha seçici olacağım diyorsunuz.

Başka türlü de olmaz.

Mutlu olmak için ya kendinizi aşacaksınız ya olanla yetineceksiniz. Bahçede de öyle.

Ben emeğimden daha çok verim almak için çok yıllıklara ağırlık verdim.

Yetiştirdikten sonra her yıl aynı mevsimde tekrar açıyor.

Selamlar

sabah
12-08-2010, 13:01
Su bitkilerini araştırırken süsenlerin pek çok çeşidinin de bu listeye dahil olduğunu gördüm hatta soğanlı olan sosyete sarımsağı ve yine soğanlı yaz orkidesi gibi...bir araştırın.
( Palmiye merkezi - su ve sulak alan bitkileri)
İlginiz için teşekkürler. Siz yazınca araştırdım.

Araştırınca bazı kısıtlı türlerin -ama bizimkiler değil- nispeten nemli toprağı da sevdiklerini öğrendim.




Yararlı olabilecek bir site (http://www.floridata.com/tracks/meadows/iris.cfm)

sabah
12-08-2010, 13:08
.., ayrı bir yerimiz olmalı ki, o kirlenmiş saksıları saklayabilelim . Benim öyle bir yerim yok çatı dışında. ...
Bahçede ya da bahçeye yakın bir yerde malzemeler, saksılar vs için bir saklama alanı mutlaka gerekiyor.

Bazen bahçe malzemeleri satan büyük yerlerde hazır çeşitli boylarda plastik dolaplar görüyorum. Onlar da kullanışlı olabilir.

Adalet Yağcı
12-08-2010, 13:22
Ben bu işler için merdiven altlarını kullanıyorum, ama pratik değil tabii, bir şeyi bulmak için bazan her şeyi boşaltmam gerekiyor.

Dışarı taşan görüntü de çirkinlik yaratıyor.

sabah
12-08-2010, 13:26
.. özellikle mevsimlikleri mümkün olduğunca az dikmeye karar verdim...

Mevsimlikleri azaltmak bir önemli bir çözüm.

Bir de bahçede mevsimlikleri görmenin zevki için belki daha küçük bir alan ayırıp, orada profesyoneller gibi davranıp, mevsimi geçeni hemen atıp, satışa çıkan yeni mevsimliklerden almayı düşünebiliriz.

nurcanaybay
12-08-2010, 13:40
Plastik dolaplara bakmıştım ,pek dayanıklı bir malzeme den yapılmamıştı almaktan
vazgeçmiştim.

Benim aklıma şöyle birşey geldi ....bahçe de verimsiz bir bölge seçilip toprak çıkarılır
( yabancıların mezarları gibi düşünün ya da fırtınalar da saklandıkları bodrum katlarının bahçeye çıkış bölümlerini ) ,bir odacık haline getirilip üzerine menteşeli ahşap bir kapak.

Böylece yer kaybı önlenir kapağın üst kısmı da göze hoş gelecek şekil de saksı çiçekleri ile düzenlenebilir.Depoya saksıları ile kaldırılan soğanlı çiçekler de serin ve karanlık bir bölge de bekletilmiş olur ve kullanılmayacak diğer malzemeler.

Fikir çok uçuk gelmiş olabilir :))

Adalet Yağcı
12-08-2010, 17:26
"Arap saçına dönen bahçeler" (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=21909)i de ziyaret edip fikirlerinizi yazabilirsiniz.

Deneyimli arkadaşlarımız burada neyin nasıl yapılması gerektiğini paylaşırlarsa, benim gibi işin içinden nasıl çıkacağını bilemeyenlere yardımcı olurlar :)

cemo
12-08-2010, 22:16
O plastik dolaplardan kaç tane almam gerekir 200 saksı için:)
O dolaplar günde kaç kere açılıp kapanır düşünüyorum da..offf
Kökten çözüm, saksıları atmak bence, kendi adıma tabii:)
Bu gün, 30 tane kadar arkadaşıma verdim. Dert azalıyor:)

sabah
13-08-2010, 09:17
.. Fikir çok uçuk gelmiş olabilir :))
Üzerine saksı koymak dışında çok uçuk değil. :rolleyes:

sabah
13-08-2010, 09:27
..200 saksı için:)..
200 saksının hepsi iyi saksı değildir umarım.

Gerçekten zamanla çok saksı birikiyor. Biz, minnacık depomuzda zaman zaman yaptığımız temizlikte, toparlayıp seracı arkadaşlara veriyoruz. Sadece farklı boylardan biriki adet saklıyorum. Bundan sonra daha dikkatli alışveriş yapacağımız için siyah saksı da pek birikmez.

İçerde kullandığımız saksılardan özellikle kaliteli olanlar ile farklı boy ve biçimdekileri mecburen saklıyoruz.

Adalet Yağcı
13-08-2010, 09:52
Sevgili Adalet hanım,

Sizin anlattığınız tipik bir "gerçek amatör çiçek yetiştiricisi" hikayesi. yani tutku var ve tutkunun bedelini ödüyorsunuz. Yoruluyorsunuz ama mutsuz değilsiniz.

"Akıllandım ben, çılgınlık bitti.)" derken bile gelecek sene daha iyisini yapacağım ama daha seçici olacağım diyorsunuz.

Başka türlü de olmaz.

Mutlu olmak için ya kendinizi aşacaksınız ya olanla yetineceksiniz. Bahçede de öyle.

Ben emeğimden daha çok verim almak için çok yıllıklara ağırlık verdim.

Yetiştirdikten sonra her yıl aynı mevsimde tekrar açıyor.

Selamlar

Zeki bey, beni çok iyi anlamışsınız :)
Ben üç yıldır her bulduğum tohumu aldım, tüm aldıklarımı da çimlendirdim.
Alırken sınır yok, bütçe elverdiğince hoşumuza giden her tohumu ve ya bitkiyi alıyoruz.
Sorun onları nerede nasıl bakacağımız, alırken bunlar hiç aklımıza gelmiyor, tek bir fikre odaklanıyoruz, "sahip olmak".

Sonra bir bakıyoruz ki, ihtiyacımızdan çok fazlasını edinmişiz, ama yazık mı olsun yani:o

Fide fazla olunca nereye dikeceğimizi şaşırıyoruz, düzen bozuluyor, yorgunluk da cabası.
İşte böyle.

Yeni bahçe edinen arkadaşlarımız bizlerden ders alırlar mı bilmem, biz söyleyelim de :D

Adalet Yağcı
13-08-2010, 09:54
Mevsimlikleri azaltmak bir önemli bir çözüm.

Bir de bahçede mevsimlikleri görmenin zevki için belki daha küçük bir alan ayırıp, orada profesyoneller gibi davranıp, mevsimi geçeni hemen atıp, satışa çıkan yeni mevsimliklerden almayı düşünebiliriz.

Sevgili Sabah, sorun burada işte, profesyoneller gibi davranamıyoruz.
Üzerinde çiçekleri kalmamış olanları bile, tohum alalım diye söküp atamıyoruz.

Adalet Yağcı
13-08-2010, 09:56
Ben seralardan aldığım bitkilerin saksılarını hiç biriktirmiyorum, çoğu yıpranmış ve siyah oluyor zaten.
Ama yapı marketlerde dekoratif saksıları görünce hiç dayanamıyorum.

ahmeter
13-08-2010, 10:04
Benim bahçemden 2 resim ve bir müddet kaldığım Avusturyadan bir resim ve bahçeler

Kiraz
13-08-2010, 10:19
Ne güzel bir başlık açmışsın Sevgili Sabah:)

Evde yardım eden yok, üstelik dağıtanım çok. Vaktin çoğu işte geçince "Bahçemde daha az çalışmak istiyorum!" diyorum. Daha doğrusu az çalışmaya mecburum:)

-Öncelikle tohum işini azaltmaya karar vermiştim, ilk seneki çılgınlıktan sonra oldukça azaldı ama bitmedi. Limon gibi aklımda kalanlar var hâlâ.

-Çok yıllıklara geçmek istiyorum. Tek yıllıklar sadece kendiliğinden dökülüp çimlenenler olmalı, çok sevdiğim ve uzun süre bahçeyi dolduracak bir kaç çeşit için (camgüzeli, begonya, iri çiçekli vapurdumanı,...) tohumla uğraşmalıyım ya da fide almalıyım.

-Her mevsim yeşillik olması için herdem yeşil bitkileri daha çok kullanmak istiyorum. Yaprakları güzelse daha da güzel oluyor. Yaprağı dökülenler bunların arasına, önüne dikilince, yapraksızken bile o köşe boş kalmıyor.

-İklimimde olmayan bitkileri ısrarla edinmek istemiyorum. Bitkinin şartları uygun olmayınca ne kadar bakılırsa bakılsın, çabuk hastalanıyor.

-Camgüzeli bitkisi güneşte de güzel oluyor ama bunun gibi çok su isteyen çiçekleri güneşe dikmiyorum (gölgede yetişmeyecek çiçekler hariç). Bu nedenle üç gün sulamazsam da keyifleri bozulmuyor.

-Ön bahçedeki çimi sularken ortaya fıskıyeyi getirip bırakıyorum. Otomatik sulama olsa daha iyi olurdu, alt yapıya ellemeden, sadece musluğa takılacak sistem varsa bunu kurmak istiyorum. Çimin etrafını ise hortumla suluyorum, işte bu zaman alıyor, damla sulamaya çoktan geçmeliydim.

-Sardunya gibi kıştan etkilenen çiçeklerin saksıyla toprağa gömülmesini denemiştim, kışa girerken işleri azaltıyor. Bu kış sardunyalarımın çoğu öldüğünden yapmadım.

-Soğanlı bitkileri saksıdan alıp toprağa geçirmiştim. Böylece hem güzel gelişiyorlar hem de saksılar, çiçeklerin yaprakları kuruyuncaya kadar boş kalmıyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Allium dışındaki bütün soğanlılar salyangozlardan zarar gördü, çiçeklerin %5 kadarını görebildim. Şimdi de minik köpeğimiz Tarçın bütün nergis soğanlarını bulup çıkarıyor. Bu nedenle istemeyerek saksıya geçeceğim, salyangozlara pes ettim.

-Lale ile hercai menekşeyi beraber dikiyorum. Lalenin çiçekleri solup yaprakları kururken, menekşeler çok güzelleşiyor ve kuru yaprakları örtüyor. Diğer soğanlılara da uygun çiçekleri araştırmak lazım.

Ne düşünürsem, ne yazarsam durum çok değişmiyor, hâlâ "Bahçemde daha az çalışmak istiyorum!" diyorum.

ahmeter
13-08-2010, 10:20
Avustuya bahçelerini gördüğüm halde bende 30 yıllık bahçemi resimde gördüğünüz gibi meyva ağaçları ve çiçeklerle doldurdum
Bu sene iklim şartlarının zorluğu ..aşırı sıçak ve nem .. den dolayı pes ettim
50 senedir benimle olan orkidelerimi elimden geldiği kadar muhafaza edip geri kalanları yetiştirmeğe ve bakmaya pek niyetim yok
Ayrıça bu güzel bir hobi ama hayat arkadaşınızında merakı varsa yola devam
yoksa cok zor
Bizim mahalleye yeni geldiğimizde ben çim biçer hanım sularken bizim için bunlar yabançı demişler
Forumlarda çok teçrübeler edindim çok yanlışlıklar gördüm bana da ders oldu
Selamlar .kolay gelsin

Kiraz
13-08-2010, 12:02
Sn. Jezebel, yazdıklarınıza katılıyorum ama bazen de değer verdiklerimize yeteri kadar yetememek var. O zaman değer verilenler, karşınızda mutsuzken siz de mutsuz oluyorsunuz. Evde yemek yapamayıp bahçeyle ilgilendiğimiz zamanlar da oluyor ama bir yerden sonra işlere yetişememek üzüyor.

Kendi adıma söylemem gerekirse, bahçenin gelişme hızına; işim, yorucu ve merdiven dolu evin her işi (sırf bu bahçe yüzünden merdivenli eve katlanıyorum), çocuklar ve Tarçın ile yetişemiyorum. Hele bu nem ve sıcaklıkla dışarı çıkmak bir işkence.Yetişemeyip de bahçede temizleyemediğim, budayamadığım, çapalayamadığım, bağlayamadığım her köşe, her dal bana bakıyor. Ben yetişemedikçe bunlar daha da artıyor, artıyor.

Sizin de dilediğiniz gibi 25-30 saatlik bir gün olsa keşke, olmayınca nereden kısarız diye düşünüyoruz işte:)

sabah
13-08-2010, 13:07
Bahçe sahibi olmanın maddi manevi kolay olmadığı, gerçekten çok istekli, meraklı olmayanın, bitkiyi, toprağı ve yetiştirmeyi sevmeyenin bahçe sahibi olmayacağı çok açık.

Bahçe sahiplerinden zamanı, zorunlulukları, sosyal hayatı, enerjisi ve sağlığı uygun olanlar mutlaka keyifle bahçeyle uğraşıyor. Koşulları uymayanlar bile fedakarlık yapabilecekleri alanlardan fedakarlık yapıp gene de bahçeyle uğraşıyorlar.

Ancak zorunluluklar bahçeye ayırabileceğiniz zamanı, emeği kısıtlayabilir. Ayrıca bahçenin durumuna, bitki sayısına, ilginize göre yükü de farklı olabilir.

Kuracağınız sistemlerin, parasını ödeyeceğinizin adamların da garantisi yok. Elektrik kesilir sistem arızalanır, gözünüz gibi baktığınız bir dal parçası bu ne ki denip koparılıp atılır.

Canımızın sıkılmaması, maddi ve manevi kayba uğramamak için bakabileceğimiz kadar toprak ve bitki sahibi olmak gerek diyorum.

Koşulları uygun olup doyasıya bahçede yaşayan ve bu başlığa şaşanlara ancak imreniyoruz, darısı başımıza diyoruz.:rolleyes:

sabah
13-08-2010, 13:40
.. Daha doğrusu az çalışmaya mecburum.
Yalnız olmadığıma sevindim. :rolleyes:
Önceki mesajda dediğim gibi bahçede çalışmak keyifli ama o kadar emek harcadığımız bahçeye bakarak kahve içmek, kitap okumak da keyifli. Bunları da yapacak zamanımız olsun.

-Öncelikle tohum işini azaltmaya karar vermiştim, ilk seneki çılgınlıktan sonra oldukça azaldı ama bitmedi. Limon gibi aklımda kalanlar var hâlâ.
Tohum işine ben hiç bulaşmadım.

-Her mevsim yeşillik olması için herdem yeşil bitkileri daha çok kullanmak istiyorum. Yaprakları güzelse daha da güzel oluyor. Yaprağı dökülenler bunların arasına, önüne dikilince, yapraksızken bile o köşe boş kalmıyor.
Herdem yeşil neler var derken ardıç meraklısı oldum çıktım. Bodur ardıç türlerine ve sedirlere bayılıyorum. Dallanma biçimleri, çeşit çeşit renkleri ve bazılarının kokuları çok hoş. Ayrııca dediğiniz gibi çok iyi fon olabiliyorlar.

-İklimimde olmayan bitkileri ısrarla edinmek istemiyorum. Bitkinin şartları uygun olmayınca ne kadar bakılırsa bakılsın, çabuk hastalanıyor.
Çok yerinde bir karar. Sadece bölgenizin en düşük sıcaklık değeri değil, havadaki nem, don zamanı vs çok önemli. O yüzden araştırıp almalı.

-Ön bahçedeki çimi sularken ortaya fıskıyeyi getirip bırakıyorum. Otomatik sulama olsa daha iyi olurdu, alt yapıya ellemeden, sadece musluğa takılacak sistem varsa bunu kurmak istiyorum. Çimin etrafını ise hortumla suluyorum, işte bu zaman alıyor, damla sulamaya çoktan geçmeliydim.
Damla sulama işi çok kolay olmalı. Geçen gün aynı tarafta bahçesi olan arkadaşımla giderken bir hırdavatçıda durduk, metre hesabı özel hortum vb biriki şey aldı. Akşama yapmıştı.

Çim sulama sistemleri gibi değil, daha kolay.

-Sardunya gibi kıştan etkilenen çiçeklerin saksıyla toprağa gömülmesini denemiştim, kışa girerken işleri azaltıyor. Bu kış sardunyalarımın çoğu öldüğünden yapmadım.
Kışın saksıdaki bitkileri koruyacak yeri olmayan bir tanıdık yazsonunda sardunyalarından birkaç çelik alıp, saksıları kaldırıyor. İlkbaharda o bir kaç küçük çelikten yeniden saksı saksı sardunyaları oluyor. Elinde mi sihir var bilemiyorum.:rolleyes:


Bahçede keyifli saatler diliyorum..

Adalet Yağcı
13-08-2010, 13:49
Canımızın sıkılmaması, maddi ve manevi kayba uğramamak için bakabileceğimiz kadar toprak ve bitki sahibi olmak gerek diyorum.

İşte ben de bu söylüyorum, hislerime tercüman olmuşsunuz :)

Siteye girdiğim ilk sene dağıtılan her tohuma bitkiye talip oldum, onlara bakıp güven içinde geliştirmek de boynumun borcu gibi hissettim.
Hiç bir zaman "Amaaan sende" demedim.
Ne oldu, elimde bir yığın bitki birikti ve bunların bakımı gün geçtikçe zorlaştı, masraftan hiç bahsetmiyorum.

"Olduğu kadar olsun" felsefesi hiç bana göre değil, az olsun öz olsun, çok geç belki ama bunu öğrendim :)

Sevgili Kiraz, her işle siz meşgul oluyorsanız(benim gibi)elbette yetişemezsiniz, bir taraf mutlaka aksar.
Her şey yolunda gitse bile, hava ya çok ısınır ya da çok soğur, yine problem çıkar.
Bitkimiz az olursa onlara daha çok zaman ayırabiliriz.
Kalabalık sınıflar gibi, öğretmen hangi öğrencisine ne kadar zaman ayıracağını şaşırır ya :D

Cumhur Tonba
13-08-2010, 14:34
Bu deliler yavaş yavaş akıllanıyor mu ne?

Kiraz
13-08-2010, 19:01
Ne güzel yazmışsınız "bahçe ve mutluluk" ilişkisini Sn. Jezebel.


Sürekli vermek insanı tüketir . Zor bitkileri bir kere saf dışı bırakacağız , benim gibi zor bitki tutkunuysanız vay halinize .
Hepimizin var işte bir vazgeçemediği.


Ev işlerinde ev halkından destek isteyebiliriz .
Bahçede ev halkı , zücaciye dükkanında fil gibidir , zaiyat bük olur .
Yeni çimlenen kivi tohumunu ot sanıp yolup atarlar veya 2 aydır olgunlaşsın diye beklediğiniz limonellayı " bu ne ki " deyip koparıp içini açarlar;(
Ya da kırk yılın başı bahçeyi temizletmek için bulduğunuz bir "bahçeden anlar(!)", kocayemişin tek çiçekli dalını budar:(

limon
14-08-2010, 13:49
Sevgili Jezebel ne güzel bir yazı yazmışsınız.

Adalet Yağcı
14-08-2010, 16:38
Ev işlerinde ev halkından destek isteyebiliriz .

İşte benim böyle bir şansım yok, sevineyim mi, üzüleyim mi :)

cemo
14-08-2010, 18:11
Bütün işleri ev halkına yıktım, cok rahatımm:))

Cumhur Tonba
14-08-2010, 23:52
Bütün işleri ev halkına yıktım, cok rahatımm:))

İyice rahatla cemo. Bahçe işlerini de onlara yıkmışsın. Birer birer temizliyorlar.

sabah
18-08-2010, 13:01
Adalet hanım ,
Lilium'ları galla'ları toprağa geçirdiniz diyelim ,belli bir dönem açıp geçecekler ve o bölgede hoş olmayan bir görüntü oluşacak gözünüze batıp duracak. İşte buna bir yöntem bulunmalı bence.

Tesadüf bu ay GardenGate'den gelen notta çiçek sonrası soğanlıları perdelemek için benzer yapraklı ve benzer isteklerde bulunan bitkilerle perdeleme yapmaktan söz edilmiş.

Yazın ortasında çiçek açan lilyum için yaz sonuna doğru boy atan bir tür adaçayı önerilmiş.

Yaz ortası ve yaz sonu görüntü
166531


http://www.gardengatenotes.com/2010/08/17/?utm_source=GardenGateNotes&utm_medium=email&utm_campaign=3938

sabah
18-08-2010, 13:20
Bakımı kolay, yeşili güzel, hayli yer kaplayan lavanta ardıç ikilisinden eski bir poz.

166532

nurcanaybay
18-08-2010, 16:27
Yazın ortasında çiçek açan lilyum için yaz sonuna doğru boy atan bir tür adaçayı önerilmiş.




Sn.Sabah ;
hepimizin bu tür bilgilere ihtiyacı var .Ben de bir ekleme yapayım ,lilyum'ların
köklerinin gölge de kalması gerekirmiş bunun için de bodur çalıların arkasına dikilmesi öneriliyor.Mantık aynı ,adaçayı da çalı türü de hem toprağı gölgeliyecek hem de soğanlıların kötü dönemlerin de perde görevini görecek.
Paylaşımınız için teşekkürler.

ilksenozturk
13-06-2011, 11:12
kendime notlar;

sulama rahatlığı için lavanta ideal bir bitki ve çok şık. arka tarafına bahçede bırakılabilecek kış soğanlarını dikilebilir, soğanlar geçerken lavanta kapatıcı olacaktır. hem de lavantalar yaz kış yeşiller

bordür bitkisi olarak kullanıcaklar için alev çalısına dikkat; hem bol su ister hem de kolay hastalanır.

berberisler ve ardıç gibi bitkiler hem bordür önlerinde hem de orta alanlarda kullanılabilir, bordürlerin bozulan alt kısımlarını kamufle edebilir. kolay hastalanmazlar, çok bol sulama istemezler ve yaz kış yeşil.iç kısımlarına da elde kalan tohumlar serpiştirilir, tutarsa ne ala...

tohuma illa bulaşılacaksa akşam sefası idealdir, hızlı büyür, bol çiçeklenir, nazlı değildir, kendi kendine de büyüyebilir ama su isteği az değildir :( akşam sefaları yayılmasını mutlaka önlememiz gereken çilekler ile beraber kullanılabilir. akşam sefasını geçince kesersiniz, üst kısımda çilekler eski yerini alacaktır. tabi çileklerin dibine fındık (ben bayat fındıkları kullanıyorum, çok da şık duruyor)

sarı mızrak dallı yasemin en nazsız bitkilerdendir. kışın sapsarı çiçekler açar, yazın da yemyeşil olur. toprak seçmez, çok su istemez, budama ihtiyacı yoktur, hastalığı yoktur.

bahçede koku derseniz, pervane yasemin. orta hızda büyür, çok aşırı su istemez. ama unlu bite çok açıktır.

kötü görüntüleri kamufle etmek için hedera sarmaşığı ama herdem yeşil ve tırmanıcı tipte olanından. hızlı büyür, çok su istemez, dertsizdir.

çim yerine doğal yer örtücüler, kendi kendine çıkan üçgüller, yoncalar, hatta kısa boylu papatyalar. yani bahçede kendi kendine çıkanların güzel olanları :)

hiçbiri yaprak dökmüyor, az yenilenme istiyor, aşırı su istemiyor.
benim bahçem böyle olsun istiyorum