Bağlan

View Full Version : Yılan




Sayfalar : [1] 2

malina
19-10-2006, 17:14
Buyurun bakalım :)




memet
19-10-2006, 17:29
yurt dışına çıkarılması yasak yılan türlerimiz var..ve kaçırılıyor..

Onur G. HİTİT
19-10-2006, 17:35
Hopa engereği ve Mısır kobrası, ülkemizde de yaşayan ve az bulunan türlerdendir. Özellikle hopa engereği, sadece ülkemizde kısıtlı bir alanda bulunmakta bildiğim kadarıyla.

Saygılarımla...

kürekçi
19-10-2006, 18:11
Hopa engereği ve Mısır kobrası, ülkemizde de yaşayan ve az bulunan türlerdendir. Özellikle hopa engereği, sadece ülkemizde kısıtlı bir alanda bulunmakta bildiğim kadarıyla.

Saygılarımla...

Familya: Elapidae(Mercan Yılanları+Kobralar)

Proteroglypha grubuna dahil en zehirliveinsanlar için en tehlikeli yılanlardır. Zehirleri nörotoksin yani sinirleri felç edici etkiye sahiptir. Çok güzel renklere sahiptirler. Karasal ve yarı sucul türleri vardır. En bol Avusturalya'da bulunurlar. 41 cins 180 kadar türü vardır. Ülkemizde tek tür olarak, Walterinnesia aegyptia-Kara Çöl Yılanı, Mısır Kobrasıbulunmaktadır. (Kitabın kenarına hocamız söylerken not almışım :) "2001 yılında Urfa civarında görülmüş.")

Walterinnesia aegyptia: 2m kadar boyları vardır. Parlak siyah ve lekesiz sırt rengi ile kara yılan(Coluber jugularis) ile karıştırılabilir. Çeşitli biyotoplarda, yapılara yakın yahut çölde yaşarlar. Mısır'dan Zagros Dağları'na kadar olan bölgede, Levant ve Orta Doğu'da dağılış gösterir.

Todor
21-10-2006, 06:31
Benim yaşadığım çevrede de, bozyörük, engerek ve kör yılana çok sık rastlanıyor.Derede yaşayan su yılanlarıda gördüm.
Bozyörük diye isimlendirilen tür, koyun ve ineklerin memesinden süt içmesi ile meşhur. İnsandan korkmuyor. Çok sıkıştırılırsa havaya dikilip, ağzını açarak tıslıyor. Tecrübelerimle sabit.
Yılanın kükürt kokusunu sevmediği söyleniyor. Yılan gelmesin istiyorsanız yere kükürt serpebilirsiniz.

minka
28-10-2006, 00:46
Merhaba,
Bulunduğum yerde kobra yılanı olduğu söyleniyor.Zehirli yılandan(bir de akrep ve bir örümcek)söz ediliyor.3 yıl önce çocuklardan birinin çantasından 1.5 mt. uzunluğunda bir yılan çıkmıştı.Biz de incelemiştik.Aşağıda verdiğim adresteki değildi galiba,çünkü vücut çapı daha büyüktü.Canlısıyla karşılaşmadık.Önceleri kobra türü yılanların burada olacağına inanmamıştım,ama nadir,zehirsiz bir tür bile varmış.

http://reptile.fisek.com.tr/lepmac.htm

Sebahattin Sargın
20-12-2006, 16:51
Ben bursada merkezde oturuyorum dolayısıyla yılan görmek imkansız.Ben seviyorum onları, evet tehlikeliler ama biz buluşmazsak ve tedbir alırsak bir şey olacağını sanmam.Ne yazıkki insanlar yılanları gördüğü yerde öldürüyorlar.Bu yüzden doğal denge bozuluyor.

Memet haklı, bazı türler kaçırılıyor.Yılanlar sıkıntıya girdiklerinde ve panik yaptıklarında daha çok saldırgan oluyorlar.Ya da ölüyorlar.Böyle giderse anadoluda onların da nesli ne yazıkki tükenicek, çok yazık.Umarım bu konuda önlem alınır.Gerçi bir önlem alınacağını hiç sanmam.Ancak yılanların da nesli tükenince ve ortayı fareler sarınca değerleri anlaşılacak.

renovatio
26-12-2006, 14:44
Bizim orda(Hatay'da) yılan boldur :)
Çeşit çeşitine rastladım.Ama en çok su yılanı,kara yılan ve boz yılan çoktur.Ki boz yılan beslemişliğimde vardır.Ta ki annem temizlik yaparken bulup kıyameti koparana dek :)

Oğuzhan
19-01-2007, 18:23
Türkiye'de Kaç Tür Yılan Yaşıyor?

Türkiye'de 43 yılan türü yaşamaktadır. Bunlar:
Boidae:

Eryx jaculus(Mahmuzlu Yılan) Max Boyu: 70 cm


Colubridae:

Coluber caspius(Hazer Yılanı) Max Boyu: 180cm
Coluber jugularis(Kara Yılan) Max Boyu: 2 Metre
Coluber najadum(İnce Yılan) Max Boyu: 140cm
Coluber nummifer(Sikkeli Yılan) Max Boyu: 150cm
Coluber ravergieri(Kocabaş Yılan) Max Boyu: 130-140cm
Coluber rubriceps(Toros Yılanı) Max Boyu: 100-110cm
Coluber schmidti(Kırmızı Yılan) Max Boyu: 160cm
Coluber ventromaculatus(Benekli Yılan) Max Boyu: 1 Metre

Coronella austrica(Avusturya Yılanı) Max Boyu: 75cm

Eirenis colaris(Yakalı Yılan) Max Boyu: 40cm
Eirenis coronella(Halkalı Yılan) Max Boyu: 30cm
Eirenis decemlineatus(Çizgili Yılan) Max Boyu: 95cm
Eirenis lineomaculatus(Bodur Yılan) Max Boyu: 35cm
Eirenis modestus(Uysal Yılan) Max Boyu: 70cm
Eirenis punctatolineatus(Van Yılanı) Max Boyu: 50cm
Eirenis rothi(Kudüs Yılanı) Max Boyu: 35cm

Elaphe dione(Step Yılanı) Max Boyu: 100cm
Elaphe hohenackeri(Kafkas Yılanı) Max Boyu: 75cm
Elaphe longissima(Eskülap Yılanı) Max Boyu: 150cm
Elaphe quatuorlineata(Sarı Yılan) Max Boyu: 230 cm
Elaphe situla(Ev Yılanı) Max Boyu: 90cm

Natrix natrix(Yarı Sucul Yılan) Max Boyu: 150cm
Natrix tessellata(Su Yılanı) Max Boyu: 120cm
Naxrix megalocephala(Hemşin Yılanı) Max Boyu: 120cm

Pseudocalamus persicus (İran Yılanı) Max Boyu: 40cm

Rhynchocalamus melanocephalus (Toprak Yılanı) Max Boyu: 40cm

Spalerosophis diadema (Urfa Yılanı) Max Boyu: 180cm

Malpolon monspessulanus(Çukurbaşlı Yılan) Max Boyu: 2 Metre (Yarı Zehirli)
Telescopus fallax(Kedi Gözlü Yılan) Max Boyu: 80cm (Yarı Zehirli)


Leptotyphlopidae:

Leptotyphlops macrorhynchus (İpliksi Yılan) Max Boyu: 25cm


Typhlopidae:

Typhlops vermicularis (Kör Yılan) Max Boyu: 35cm
Rhinotyphlops episcopus(Sivriburun Yılan) Max Boyu 35cm

Viperidae: (Hepsi Zehirli)

Vipera ammodytes(Boynuzlu Engerek) Maksimum boyu 1 Metre (Zehirli)
Vipera barani(Baran Engereği) Max Boyu: 55cm (Zehirli)
Vipera kaznakovi(Kafkas Engereği) Max Boyu: 60 -70cm (Zehirli)
Macrovipera lebetina(Koca Engerek) Max Boyu: 180cm (Zehirli)
Vipera pontica(Çoruh Engereği) Max Buyu: 50cm (Zehirli)
Vipera raddei(Ağrı Engereği) Max Boyu: 1m (Zehirli)
Vipera eriwanensis(Küçük Engerek) Max Boyu: 50-60cm (Zehirli)
Vipera ursinii anatolica(Anadolu Küçük Engereği) Max Boyu: 50-60cm (Zehirli)
Vipera wagneri(Vagner Engereği) Max Boyu 50-90cm (Zehirli)
Vipera xanthina (Şeritli Engerek) Max Boyu: 80cm, nadiren 1m (Zehirli)


Elapidae: (Hepsi Zehirli)

Walterinnesia aegyptia (Çöl Kobrası) Max Boyu 120cm (Zehirli)


http://reptile.fisek.com.tr/tury.htm

Todor
23-05-2007, 07:57
Geçen gün köyde 5 yaşında bir çocuğu yılan ısırdı. Annesi hemen ilk yardım yapmak yerine yılanı aramış Yarım saat sonra aramaktan vazgeçmiş ve çocuğu sağlık ocağına götürmüşler. Sağlık ocağında andiot, panzehir yokmuş. Karamürsel devlet hastanesine götürmüşler. Ordan Çapa'ya sevk edilmişler. Çocuk en son yoğun bakımdaydı.
Annesinin yılanı intikam için mi, yoksa alıp yılanı doktora göstermek için mi aradığını bilmiyorum. Ama o kadar vakit kaybedilmese idi tedavi daha kolay olacaktı. Çünkü hastaneye gidene kadar zehir bütün vücuda yayılmış.

zarg
25-05-2007, 20:37
artvin hopa da ; endemik bir tür olan hopa engereği, yöre de yaşayan insanlar tarafından , sanki insanlara olur olmaz saldırıyorlarmış gibi bir nevi seferberlik ilan edilerek resmen katledildi birey sayısı yok denecek kadar azaldı ve sonunda fareler predatörlerinin ortadan kalkmasıyla çoğaldı va tarım ürünlerine zarar vermeye başladılar

Metin Y.
31-05-2007, 13:59
Çankırı’da bulunan TAŞMESCİT ( Cemaleddin Ferruh Darülhadisi ) Selçuklu Dönemi'nden kalma en önemli yapıdır. İki ayrı yapıdan oluşan eserin şifahane kısmı, Anadolu Selçuklu Hükümdarı Keyhüsrevoğlu I. Alaadin Keykubat zamanında Çankırı Atabeyi Cemaleddin Ferruh tarafından Miladi 1235 yılında yaptırılmıştır. Şifahaneye 1242 yılında bir de darulhadis kısmı ilave edilmiştir.
Yapının plastik sanatlar bakımından önemi ise, üzerinde yer alan iki adet yılan figürlü parçadan meydana gelmektedir. Bunlardan biri sürekli yayınlara konu olmuş ve üzerinde durulmuştur. 100x25 cm ebatlarındaki bu kabartmanın özelliği, gövdeleri birbirine dolanan iki ejder (yılan) motifidir. Ejderlerin başları birbirine karşılıklı gelecek şekilde biçimlendirilmiştir. Günümüzde "Tıp Sembolü" olarak kullanılan kabartmanın orijinali kaybolmuş olup aslına uygun olarak yaptırılan yenisi yerine konulmuştur.Halk arasında su içen yılan olarak da isimlendirilen ikinci parça diğerinin aksine alçak kabartma şeklinde olmayıp başlı başına bir heykel görünümündedir. Darulhadis'te kullanılan gözenekli taştan yapılmış olan parça kupa şeklinde olup gövdesine bir yılan sarılmakta ve üst kısmında uzantı yaparak sonuçlanmaktadır. Bu motif ise günümüzde "Eczacılık Sembolü" olarak kullanılmakta ve halen Çankırı Müzesi'nde sergilenmektedir.

Metin Y.
01-06-2007, 16:15
Bayburt merkeze bağlı Kırkpınar köyünde mayıs-haziran aylarında toprak altından çıkan yılanların, birçok hastalığa iyi geldiğine inanıldığı, bilimsel olarak böyle bir şeyin mümkün olmadığı bildirildi. Alınan bilgiye göre, Bayburt'a yaklaşık 25 kilometre uzaklıktaki Kırkpınar köyünde yılanlar, köylüler tarafından alınarak özel hazırlanmış toprak kaplarda sütle besleniyor.

Sedef, yılancık, egzama gibi birçok hastalığa iyi geldiğine inanılan yılanlar, vücudun rahatsızlık hissedilen bölgelerine konularak şifa aranıyor. Kırkpınar Köyü Muhtarı İlhami Ulusoy (39), AA muhabirine yaptığı açıklamada, köyün yılanlarla özdeşleştiğini savundu. Muhtar Ulusoy, insanlara hiçbir zarar vermediğini iddia ettiği yılanların, özellikle siyatik, romatizma, sinüzit ve sedef hastalığı olan kişilerin tedavisi için kullanıldığını söyledi. Kırkpınar köyüne gelen 32 yaşındaki Osman Bulunmaz, ''Ayağımda ağrı var. Ağrıyan bölgeye yılanı koydum. Bu tedavi bana iyi geliyor, daha önce bir iki kez daha denedim, faydasını gördüm'' diye konuştu.

BİLİMSEL İZAHI YOK

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Alpay, halk arasındaki, yılanların sedef, egzama gibi hastalıklara iyi geldiği, ağrıları geçirdiği yönündeki inanışın bilimsel olmadığını söyledi. Bu tür geleneklerin bazı bölgelerde sürdürüldüğünü ifade eden Alpay, ''Yılanların rahatsızlıkları giderici bir etkisi olduğunu bilimsel olarak açıklayamayız. Bunların bilimsel izahı yok'' dedi. İyileşeceğine inanan insanların psikolojik olarak etkilenebileceklerine işaret eden Alpay, ''Eğer bir kişi, yılanla temastan sonra derisindeki hastalığının geçeceğine inanıyorsa böyle bir olumlu netice psikolojik olarak alınmış olabilir.
Yoksa "bilimsel olarak böyle bir şey mümkün değildir'' diye konuştu. Bu tür şeylerde dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Alpay, ''Bazen yılanların ısırması, zehirli bir maddeyi deriye enjekte etmesi gibi riskler olabilir. Biz hekimler olarak bu tür uygulamaları tasvip etmeyiz, böyle şeyleri hastalarımıza tavsiye etmeyiz'' dedi.
Kaynak: Anadolu Ajansı [30 Mayıs 2007]

Todor
22-06-2007, 13:19
Yılanları öldürdük, fareler cirit atıyor
Yatağan ve Bergama’daki fare istilasını yorumlayan uzmanlar, bunun sadece küresel ısınmadan kaynaklanmadığını, insanların kendi elleriyle bu sonu hazırladıklarını söylüyor: Yılan, fare yer. Yılanları öldürdük, farelerin sayısı arttı

İSTANBUL - Muğla’nın Yatağan ve İzmir’in Bergama ilçelerinde onbinlerce farenin tarım arazilerini istila etmesi küresel ısınmaya bağlanıyor. NTVMSNBC’nin konuştuğu uzmanlar ise, farelerin artışı, öldürücü keneler, arıların toplu ölümü gibi olayların tek suçlusunun küresel ısınma olmadığını, ondan önce insanların kendi elleriyle bu sonu hazırladıklarını söylediler.

SİVRİSİNEK, HAMAMBÖCEĞİ DE ARTIYOR
Hacettepe Üniversitesi Ekoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Bülent Alten’e göre kenelerin artışı, arıların toplu ölümü ve fare istilası başta olmak üzere her şeyi küresel ısınmaya bağlamak bilimsellikten uzak bir yaklaşım. “Bu olaylarda küresel ısınmanın gerçekten etkisi var mı yok mu diye ciddi bir araştırma gerekiyor” diyen Alten, artık insan etkisinin ciddiye alınmadığını ve bütün sorumluluğun küresel ısınmaya yıkıldığını söyledi. Alten, “Yılanla fare arasında önemli bir denge var. Tarım alanı açma ve ürünü artırma uğruna yılanları öldürürsen, yılanlar kaçmış, fareler artmış olabilir” dedi.

Doç. Alten, sivrisinek ve hamamböceği gibi haşerelerin sayısında da artış olduğu yönündeki iddiaları, “Sivrisinek sayısından çok sivrisineğin yayıldığı alan genişliyor, bunların taşıdığı parazitler de dış çevre sıcaklığından çok etkileniyor. Sivrisinek ve kene gibi canlıların bu kadar çok yayılması, küresel ısınmanın dolaylı etkileridir, ancak direkt hava ısındı, bunlar arttı, diyemeyiz” sözleriyle değerlendirdi.

ARILAR ÇOK SAĞLAM CANLILAR
Dünyanın jeolojik evriminde geldiği aşamayı insanların hızlandırdığını belirten Doç. Alten, şöyle devam etti: “Geçenlerde toplu arı ölümleri oldu ve bunun nedenini de küresel ısınmaya bağladılar. Oysa arılar termo regülasyonu olan canlılardır ve 15 santigrat artı sıcaklık konulsa bile bunu nötrleştirebilir, arılar bu kadar sağlam canlılardır. Yani fareleri, keneleri ya da arıların ölümünün sadece küresel ısınmaya bağlanması doğru değil. İnsan davranışları, kullanılan kimyasallar ya da ilaçlar gibi insan etkisini de hesaba katmak gerekir.”


SÜNEYİ ÖLDÜREN İLAÇ, YILANLARI DA ÖLDÜRDÜ
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, sıcaklık ve nem oranının canlıların dağılımını etkilediğini, ancak herşeyi küresel ısınmaya bağlamanın alışkanlık olduğunu söyledi. Günaydın şöyle dedi: “Havaların erken ısınması doğum oranını artırma, çabuk irileşme gibi etkiler yapabilir, ama bu aşağı yukarı tüm canlılar üzerinde aynı etkiyi yapar. Ancak bazı türler, diğerleri üzerinde belirleyicidir. Örneğin yılan fareleri yer, yılan varlığındaki azalma fareleri artırabilir. Bir dönem Trakya’da süne mücadelesi nedeniyle hatalı ilaç kullanıldı, bu da yılan varlığını azalttı, fare varlığında ciddi bir artış oldu ve yazlıkları fare bastı. Sonuçta insanların yaptığı yanlışlıklar ve müdahaleler nedeniyle denge bozuluyor ve doğanın bize geri dönüşü de bu şekilde oluyor.”

KIZILDENİZ’DE YAŞAYAN BALIKLAR TÜRKİYE KIYILARINDA
Türkiye İklim Değişikliği Proje Yöneticisi Yunus Arıkan’a göre, küresel ısınma hem eko sistemleri, hem de sosyo ekonomik durumu etkileyecek bir yapılanmaya doğru gidiyor. Arıkan, “Bütün alanlarda etkilenme ve biyolojik çeşitliliğin kimi yerlerde azalması, bazı alanlarda da yeni türlerle karşılaşma söz konusu. Özellikle deniz eko sisteminde ciddi değişiklikler var. Kızıldeniz’de yaşayan bazı yosun ve balık türlerinin Türkiye’ye gelmesi gibi. Bu düzensizlik kenelerde, kuş gribinde ya da farelerde de olabilir” dedi.

Sıcaklık artışının canlıların yaşam alanlarını da, alışkanlıklarını da değiştirdiğini, insanların yeni canlı türleriyle karşılaşmaya hazır olması gerektiğini vurgulayan Arıkan, şöyle devam etti: “Aşırı bir sıcak yaşıyoruz ama bu aşırı sıcağın sonunda yağış geliyor. Çok garip bir mevsim yaşıyoruz ve iklimler değişime doğru gidiyor. Kış boyunca yağmur almadık, ama Haziran’da yağmur yağdı. Eskiden yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı derdik, şimdi bir olağanüstülük var. Türkiye ve dünya coğrafyasında iklimler yeni bir dengeye oturmaya başladı, bir geçiş süreci yaşanıyor ve bu geçiş sürecinde kargaşa ve karmaşa oluyor.”

Kaynak: NTV.com (http://www.ntv.com.tr/news/411795.asp)

MSaygin
26-06-2007, 13:28
Yılan konusunda ne yapsam iyimser olamıyorum, gerçekten tedirgin oluyorum.Yaz da geldi, sürekli otlar arasında bahçede dolanacağız, yüreğim ağzımda olacak :(
Şimdiye kadar görmedim bizim bahçelerde ama gören çok, ben karşılaşsam sanırım bir daha bağa bahçeye de gidemem :)

yale
30-06-2007, 00:57
artvin hopa da ; endemik bir tür olan hopa engereği, yöre de yaşayan insanlar tarafından , sanki insanlara olur olmaz saldırıyorlarmış gibi bir nevi seferberlik ilan edilerek resmen katledildi birey sayısı yok denecek kadar azaldı ve sonunda fareler predatörlerinin ortadan kalkmasıyla çoğaldı va tarım ürünlerine zarar vermeye başladılar


O kadar Abarmana gerek yok kardeşim Halkı boşuna suçlama .biraz öğren Halktan önce o yılanı alıp yurt dışına çıkaranları ve bunu bizzat destekliyen Mürekkep yalamışları,tabki devleti de unutmamalı.Gerçi sen bunları hatırlamayacak kadar küçüksün.Halk içinde yılan öldüren de var ****** her yerde olduğu gibi.Ama yılanı seven hatta onunla çocuk gibi ılgilenenler de var.Bir bilgi de vereyim Belki atlamışındır."Yılanların çoğu özellikle "kafkas engereği **** hopa engereği yöre halkının pek gitmediği dağlık bölgelerde yaşarlar" (Azlağa) Esenkıyı,Liman köyü ,Sultanselim dağı vs

ormanci
06-07-2007, 17:59
Bence hiç tartışmasız şekilde, yılan, diğer bütün yaratıklar arasında insan´a en uzak olan canlı türünü teşkil eder.

Çünkü zaten bu uzaklığı ifade edebilmesi amacıyla yaratılmıştır.

"Yılan fobisi" bir gerçektir. Fakat bu "yılandan korkmamak" kadar anormal değildir.

Benim gibi biri, "insan ruhu´nda yılanın yeri" dediğinde, bu, "bilim-sel değil" diyerek savsaklanabiliyor ve böylelikle ithal 3. dünya bilim-sel-liğine tek hamlede zafer kazandırılmış olunuyor. Fakat sonuçta çok geç kalmış durumdaki sınıflandırma faaliyetleri "yılan" konusunda da pekçok şeyi kapsayabilmektan uzak kalıyor.

Anadolu´nun şartlarında şekillenen insan kavrayışı / bilinci içinden ele alınmaya kalkıldığında "Yılan" konusunun çok örtülü durumda bulunduğu rahatlıkla anlaşılabilir.

"Gerçeğin üstünün örtülmesine" dönük tipik sosyo / bürokratik Anadolu marifetlerine her alanda karşı çıkan biri olmama rağmen şu "yılan" konusunda ben dahi elimin kolumun bağlanmasına ses çıkarmaya yanaşamıyorum.
Ömrümün bir kısmı, köy yaşantılarında geçtiğinden, içinde yılanların cirit attığı pekçok hikaye dinledim. Mesela bunlardan bir kısmı, tipik, "biçerdöverciyi yılan sokması" tema´sı üstüne kuruludur. Hatta bir defasında biçerdöverci ansızın yılanla gözgöze geliyor. Yüzüne atlayan yılan öylesine güçlüdür ki, iki eliyle gövdesini kafasına yakın bir yerden kavradığı halde onu durdurmayı başaramaz. Tek çaresinin yılanın kafasını ısırarak öldürmek olduğunu anlamıştır. Bunda başarılı da olur. Fakat yılanın zehiri zaman içinde biçerdövercinin dişlerinin dökülmesine sebep olmuştur... Bilin bakalım buradaki yılanın türü nedir?

Anadolu yılanları konusunda da tıpkı diğer bütün alanlarda olduğu gibi, internet sayesinde, işin içyüzü ortaya çıkınca gerçekler birer "tahtakurusu salkımı" gibi ortaya dökülür oldu.

Mesela, Anglo-Sakson bilim geleneğinde "tasnifleme ve enformasyon"un zaten kimbilir kaç yüz yıllık bir yeri vardı (kolonilerden kalma "kelebek koleksiyonculuğu" hobileri de dahil). Onlar açısından İnternet, olsa olsa, çekmeceler dolusu bu muazzam birikimin enformasyonunda daha engin bir ortam kazanılması demektir. Ya Anadolu için?

Anadolu´da işte İnternet var. Fakat ortada hala bir-iki engerek kafatası illustrasyonundan başka birşey yok...

Aslında, diyar akademizmine bu konuda da veriştirdiğim uzunca bir yazı hazırlamıştım. Fakat son yıllarda neler olup bittiğine dair bir araştırma yaptığımda doğrudan "serpentolog" denebilecek birilerine denk gelmemiş olsam da genel olarak sürüngenler başlığı altında öne çıkan bir-iki ismin varlığını gördüm. Diğer taraftan siyasi birtakım çekişmelere rağmen sağlık bakanlığının "antivenom" konusunda işleri nisbeten sıkı tuttuğunu da gördüm. Ki, asıl teselli verici olan budur.
.....................................
Kara yılanı (şimdiki deyimiyle kara-sal yılan), ikindi güneşinde kızmış ininde isyan mı desem, sonsuz bir kin ve nefret mi desem, işte öyle o sıcağın tadını çıkarır. Eskiden (yazım olarak çok daha verimli olduğum yıllarda) o kin ve nefretin hazzını onlarla birlikte hissederdim. Çok sonraki yıllarda yılanların adeta beni ele geçirmekte olduklarını anlar olunca onlarla bağlarımı tamamen kestim.

Bunlar, Evliya Çelebi edebiyatıyla aynı kefede düşünülmeye kalkılabilir. O takdirde "pozitif"çeden şunları ilave edebilirim: Bence tabiatın tamamına olduğu gibi, o tabiat içinde yılanların diyarlarına da birtakım femino / sosyo humanizm fıçıları içinden gitmeye, daha da kötüsü, onlarla oynaşmaya kalkılmamalı. Çünkü bu iş sözümona geyik üretme çiftliğinde inekleştirilmiş koca boynuzlu geyikleri okşamaya benzemez. Hernekadar on-onbeş yıl öncesinden çok farklı olarak, sağlık bakanlığı, il merkezlerinde panzehir stoğu bulundurmakta ise de tipik 3. dünya dolaplarının bu konuda da her an dönebileceği yönünde ciddi bir önyargım var. (Mesela, şehrin göbeğinde tutulan panzehirin kime faydası olur ki?).

Yani, sıradan bir engereğin ısırması ardından yok ekstremite´yi yukarıdan bir yerden bağlayacaktım, yok emecektim ya da "yılanı bulup getirsinler de hele bir bakalım" gibisinden tipik ve çok muhtemel 3. dünya turnikeleri neticesinde pisi pisine ölmek işten bile değil.

İnsan yalın bir araştırmada dahi, konunun asıl yönünü "tıbbi uzmanlık"ın teşkil ettiğini çok kolayca görüyor. Elbette, "sözde pozitif tıp eğitimine dayalı ezberden peynir gemisi yürütme uzmanlığı"nı değil, "adamın suratına baktığında zehirin vücutta nerelere ulaşmış olduğunu anlayabilme" şeklinde o hayran olunası tecrübi / profesyonel uzmanlığı kastediyorum.

Konunun bir de şu yönü var: Mesela, TRT´nin yerli belgesellerinde metin yazarlarının metne lirik bir hava vereceğim derken işi iyice saçmalamaya vardırıp, "lirizm salyalamak" haline getirmelerine ne kadar antipati duyuyorsam, coğrafya, ekosistem vs genel başlıklar altında uzanan alanlara dair forumların şematik klişeler haline gelmesine de o derece antipati duyabiliyorum. Acaba "ağaçlar" başlıklı bir forum, "ağaç türlerinin sınıflandırılmasını" merkez mi almalıdır, yoksa o sınıflandırmalar daha esaslı çekirdekler etrafında tali / perifer alanları mı teşkil etmelidir?

Bence ikincisi.

Çünkü ilk tercihte diretilirse "yılan"ın "ağaç" ile olan bağını kurmak imkanı kalmıyor. Ne de olsa Anadolu´da ağaçta yaşayabilen bir yılan olmadığı gibi, "mamba"lar da "bonusunu sevenlerin gezegeni"nde o derece yaygın değiller.

Ekosistem filan mı? Yılanlar konusuna bununla da gelinemez. Çünkü o takdirde yol henüz tarla farelerinde biter. "Şöyle faydalılar - böyle faydalılar" ile de hiçbir yere varılamaz. Zaten en saçma kalanı da bu oportunism, yani, has türkçesi, menfaatperestlik´tir. Yani, gezegenin ayağı kaymak üzere. Fakat, maddecilik raconuna halel gelmesin diye işi hala faydacılık´a yaslamaya çalışmak. Bir tabiat insanı olarak bunu asla kabullenmeyeceğim: Yılanlar gezegen tabiatının tıpkı diğer türleri gibi birer parçasıdır. Yani bu işin faydası / tarla faresi filan yoktur.

Bence yılan konusunda "gerçek" (elbette Anadolu´da yılanlar konusu da dahil), insanın "tabiat hakkındaki birikimi" gözardı edilerek ortaya çıkartılamaz.

Bu birikim nerede?: Maziye gömülmüş durumda.

Neden gömüldü?: "İnsanın tabiatla olan bağlarını kesmek için"

İnsan´ın tabiat ile olan bağları neden kesilmiştir? ( İşte düğüm noktası hep burada ): İnsan´ın anti-pozitif kuruntu ve kurgularından kurtulup bilim çağına açılmak için mi, yoksa, "izole dişil / sosyal hayat mücavirlerinde özerk nüfus imalatı çiftlikleri" teşkil etmek için mi?

Bence yine ikincisi ( İlki ise neredeyse tamamen bahane).

Halbuki ağaç - yılan - insan üçlemesi arasındaki bağ, insan ruhunun derinliklerinde hiç bozulmaksızın duruyor: İnsan ile Yılan arasında bir uçurum var. Çünkü yılanın yüksek ağacın dalındaki gökyüzü huzurunda bir varlık olmaktan çıkartılıp kanatları koparılarak yerde sürünmeye mahkum edilmiş bir varlık haline getirilmesinde insan´ın sorumluluğu bulun-mak-tadır.
İnsan (Anadolu´da da), yılan ile karşı karşı karşıya geldiğinde, varlığının bütün ontik düşeyinde derinlemesine hakim durumdaki kozmik gerçeğin,

1- Derin "korku"
2- Derin "suçluluk"

halindeki tezahürlerini yaşayacaktır. Burada belki bu duyguların insan varoluşuna aslında "dün" gibisinden nasıl da yakın olduğu, kimilerinin pozitivizm, bendenizin ise "mücavir alan engizisyonu" dediğim yabancılaşmaya bel bağlanılarak anlaşılmak istenmeyebilir. Yani, "nasıl olsa "derinlerde kalmış" denebilir. Fakat trajikomik kaçan birtakım fobi ve özellikle yeni nesil modernite histerileri ve bunların homojenize sekanslarına baktığımda bana hiç de o kadar uzak gelmiyor: "Modernitenin sefil psikopatolojisi", aslında, "kökler"in, tabiattan izole hayat keselerine bel bağlanılarak bastırılmış olmasından ibaret.

"Gezegen Tabiatı*" ruhumuzda dün gibi yakın ("Gezegenini sevenlerin Bonusu" cinsinden bir laf da türettiler ya. Artık bu gibi ifadeleri kullanmaya sıkılır oldum).
Böyle olunca, bu tabiatın şaşmaz imajlarından biri durumundaki "Yılan" ile olan kader bağımız da daha dün kadar yakın. Çünkü aynı ağacın dalından beraber indirildik, oradan kovulup buraya beraber atıldık... (O ağaç, orada "Sidre" idi. Şimdiyse, o belki de, güneşin akşamüstü ışınları üzerine düştüğünde -anlayana- herşeyi anlatıveren ve iyi gelişmiş bir "kokarağaç". Bu arada sitede kokarağaç - Aylandız ile ilgili başlık göremedim).

İnsan: Varoluşu Yılan ile Kartal arasındaki kozmik gerilimle irkilip sarsılan varlık.

Kimi zaman kartalın gözlerinden gördüğünü sanır; fakat çoğu zaman ise, o kadar yüksekte olsa dahi aslında kartalın pençelerinde debelendiğini görür. Bunlar değişti ya da aşıldı mı acaba? Elbette hayır.

(Bütün bunlar dişil / sosyal mücavirlerdeki izole nüfus imalatı çiftlikleri ve bunların, adına "birey" denen seri imalat partiküllerinin vurdumduymaz mutluluk oyunları adına "unutturuldu").

Bir laboratuvardaki kobaylığın üstünü örtmek, yani, zekanın önünün açılmasını engellemek (varoluşun sır olmaktan çıkmasını engellemek) için baştan böyle bir sembol kurgusu kurulmuş olabilir. Bunun elbette farkındayız. Varoluş sır olmaktan çıkmasın ki, laboratuvarın tabiattan izole sosyal keseciklerindeki dolap dönmeye devam etsin...

Yılandan korkan biriyim. Fakat inkar edilemez gerçek şu: Bu oyuna baktığımda derinlerimden kaynayıp gelen kin ve nefretim ile yılanın ikindi sıcaklarında yanan ininde varettiği kin ve nefret arasında bir benzerlik var... Çünkü aslında onunla aynı kuyruk acısını paylaşıyorum.

(Gezegen tabiatından izole dişil / sosyal nüfus imalatı çiftliklerinin pozitivizm oyununa gelmiş sistematik felsefe, istediği kadar "insan ile tabiat arasında benzerlik kurmaya kalkmak hatalıdır" desin. Bunu artık hiçten önemsemiyorum).

Mesele şu ki, biz aslında herzaman uyanıktık. Fakat (inimize) bastırılmış olduğumuz için uykuda sanıldık.

(Bunları bilmeyen bir yeni yetmeye biyoloji - zooloji - herpetoloji - ve nihayet serpentoloji okutmak, düpedüz, bu işin bir ayağının daima çukurda kalması demek olacaktır. Daha açık ifadesiyle, "pozitif kültürsüzlük"...)

habibe
09-07-2007, 09:47
Elin yok -ayağın yok -
sana yukarıdan bakıyormuş gibi görünsem de,
kıvrılıp keyf çatıyormuş gibi görünsen de!..

senin ürküten! sakinliğinden...çok korkuyorum.

Bu korkuyu içime salanı bir bulursam.. Kartal olacağım.. :)

karaselvi
03-10-2007, 12:11
Bir gün Vali Recep Yazıcıoğlu barajına pikniğe gitmiştik. Gezerken kadının biri yılan diye bağırdı. Hemen gittik baktık yarım metre pembenin tonlarında küt kuyruklu üçgen kafalı sevimlimi sevimli (tabi bu benim yorumum:D) bir yılancık. Abimin elinde bir metre boyunda yarım parmak plastik boru vardı.(o zamanlar güneş enerjisi yapıyordu da arabada varmış.)Abim boruyla yılanı dürterken şaşırılacak bir şey oldu. Yılan borunun içine girmeye başladı.;)
tam olarak girince iki borunun iki tarafını kapattık. eve getirdik. (israrlarım sayesinde) Boş bi akvaryumum vardı akvaryum kumunu koyup içine koyduk. yılan çok sakin hareket ediyor yavaş yavaş ilerliyordu.Sağ sol yaparak kendini kuma gömüyordu.;) Hiç ısıracak yılana benzemiyordu neyse iyice alışınca elimize falan alabiliyorduk.ÇOK SEVİN MİŞTİM ÇOK.:D AMAAA bir sorun vardı bu yılan ne yiyecekti.:(
ot verdik olmadı,:( böcek verdik olmadı,:( dolaptan et verdik olmadı. :(Mahallemizin en yaşlısı süt verin dedi. Onu da yemedi biraz ısıttık gene yemedi. :mad:Bir haftanın sonun da yılan zayıflamaya başlayınca çok üzülerek ikinci bir piknikte salmak zorunda kaldım.:(

karaselvi
03-10-2007, 12:13
Yılan besleyenler ne veriyor onlara.

montivipera
11-01-2008, 19:21
Merhaba,
Bulunduğum yerde kobra yılanı olduğu söyleniyor.Zehirli yılandan(bir de akrep ve bir örümcek)söz ediliyor.3 yıl önce çocuklardan birinin çantasından 1.5 mt. uzunluğunda bir yılan çıkmıştı.Biz de incelemiştik.Aşağıda verdiğim adresteki değildi galiba,çünkü vücut çapı daha büyüktü.Canlısıyla karşılaşmadık.Önceleri kobra türü yılanların burada olacağına inanmamıştım,ama nadir,zehirsiz bir tür bile varmış.

http://reptile.fisek.com.tr/lepmac.htm

Merhaba,

Foruma yeni üye olduğum için çok önceden açılan bazı konulara yeni cevap vermiş oluyorum.

Evet, Türkiye'de Elapidae, yani Mercan Yılanları ve Kobraları içeren aileden 1 adet tür bulunmaktadır: Walterinnesia aegyptia (Mısır Kobrası, Çöl Kobrası, Çöl Karayılanı) Türkiye'den ilk kaydı 2001 yılında verilmiş olup (Birecik'ten) gene aynı bölgeden 2 tür daha kayıt edilmiştir. Son olarak da biraz daha batıdan (Kilis civarı) bir kaydı daha vardır. Ayrıca da genellikle saklanır ve insandan kaçar. Bu yüzden karşılaşılması biraz zordur.
Kobra diyoruz ama sizin hayal ettiğiniz Kral Kobra'lar gibi ortalama 2,5-3 metre uzunluklarında, başının yanlarını açıp diklenen bir kobra değil. Mısır Kobrası'na kobraların atası da diyebiliriz. Tamamen siyah renkli olan bu yılanın ortalama boyu 60 cm kadardır ve yanlarında açılabilen kaburgalar bulunmaz.

Bir de doğal kobraların hepsi çok zehirlidir, yani zehirsiz kobra olması söz konusu değil. Doğal diye belirtmemin nedeni de şu: Zehir dişleri ve zehir bezleri çıkarılarak hayvan yapay olarak zehirsiz hale (buna "venomoid" deniyor) getirilebiliyor.

Umarım açıklayıcı olmuştur. Sevgi ve saygılarımla.

Naşit İĞCİ

montivipera
11-01-2008, 19:27
Yılan besleyenler ne veriyor onlara.

Biz fareyle besliyoruz. Yılan küçükse ona göre yavru fare alıyoruz. Fare şart değil çok çeşitli şeylerle (örneğin yeni doğmuş piliç, kurbağa, kertenkele...) beslenebilir. Ama çoğunlukla fare tercih edilir.

Sevgilerimle..

Naşit İĞCİ

Mehmet Ali Aşık
23-01-2008, 06:51
istanbulda bir evin bahçesinde bahçe bakimi yaparken yapraklarin arasinda ufak bir yilan gordum ve o anda yanimda olan ve bizimle çalisan isçilere soyledim soylemez olaydim bir anda ellerindeki kazma kurekle "hani nerde o yilan ?" diyerek aramaya koyuldular bu arda ben isçilerle tartismaya girdim kuçuk bir yilan oldugunu onun bizden daha çok kortugunu oldurmenin sart olmadigini soyluyordum onlarda yilanin basinin kucukken ezilmesi gerektigini ayrica yilanin Hz. Ademden yana insanligin dusmani oldugunu ve goruldugu yerde oldurulmesi savunuyorladi neyse yilani o an bulamadilar ama bir sure sonra hayvancagiz yapraklarin arasinda hareket edince saldirdilar ve "basini ezerek" oldurduler.
Anadoluda yilana karsi bu kadar saldirgan olmamizin en buyuk sebebi yilanin insanligin dusmani seytani sembolize eden bir yaratik olarak gorulmesinden dolayi olabilir. Ustelik cahillikle beraber bir yilan fobiside var mesela ben çocukken tarlada tek basima dolasmaya çekinirdim bir yilanin beni sokucagindan çok korkardim hangi yorede hangi yilan yasar bunlar ne yer ne icer zehirlimi degilmi bunlar bize okulda ogretilmedi. Tasradan kalan yilan hatiralari ise birin yilan gormesi bagirmasi ve ordaki cumbur cematin eline ne geçtiyse alip yilan avina çikmasiydi. Bir tek karayilana karismazlar hernedense.
Asagidaki goruntulerde elemanin biri yilani oldurmeyelim oldurmesek olmazmi desede obur akabalar "yilan insanin dusmani goruldugu yerde oldurulmeli" dusuncesine sahip . Bu videonun sonunda yilana ne yaptiklarini soylenmiyor ama internetteki diger Turk yilan goruntuleri genellikle yilanin oldurulmesi ile ilgili!

yilan yilani yiyor adli bir video
http://www.youtube.com/watch?v=lLdaoF_m6r8
(Ormanda giden bir grup Türk başka bir yılanı yutan dev bir yılanla karşılaşır. Diyaloglar süper.)

limon
23-01-2008, 10:49
Geçen gün izlediğim belgeselde dünyanın en zehirli yılanının Avustralya'da yaşadığını öğrendim. Ancak şimdiye kadar hiç kimse görmemiş. Yerin altında yaşayıp fareyle besleniyormuş. Zift gibi simsiyah çok parlak derili bir yılandı.

montivipera
24-01-2008, 01:10
"Cennette Adem ve Havva ile beraber yaşayan, onlarla yeryüzüne inen; adından ilk bahsedilişi dünya tarihinden bile daha eskilere uzanan bir yaratık...
"Hem Tanrı kabul edilip tapınılan, hem Şeytan kabul edilip lanetlenen, hayat ile ölüm, zehir ile panzehir, erkek ile kadın, kısacası kendisine pek çok zıt anlamlar yüklenen, dünyanın en esrarengiz yaratığı..."

Yukarıdaki paragrafı Prof. Dr. Fuat YÖNDEMLİ'nin çok güzel ve özgün bir çalışması olan "Tarih Öncesinden Günümüze Yılan" adlı kitabının arkasındaki tanıtımdan aldım. Hoşuma gittiği için ve konuyla ilgisi olduğunu düşündüğümden paylaşmak istedim.

Gerçekten de dünya insanlık tarihinde hakkında bu kadar yazılıp çizilen, efsaneler üretilen ve kendisine bu kadar zıt anlamlar yüklenen başka bir canlı grubu daha yoktur sanırım. Beni kendilerine çeken biraz da onların bu esrarengiz ve korkulan tarafları galiba ;)

Evet Mehmet Ali Bey, sizin de belirttiğiniz gibi ülkemizde bu hayvanlara maalesef pek de iyi yaklaşılmıyor. Görüldüğünde öldürülmesi gereken hayvanlar gözüyle bakılıyor. Bunun nedeniyle ilgili yaptığınız iki tespit de çok yerinde. Birincisi kültürden ve dini inanışlardan kökenlenen bir düşünce tarzı (ki dini eserlerde bunun tam tersi yılanlarla ilgili iyi yönde çokça anlatım vardır), ikincisi de yılan korkusu.

İlginçtir ki yılan fobisi (ophidiophobia) artık insanlarda bir miktar genetik olarak da aktarılan bir davranış haline gelmiş. Şöyle ki: Örneğin 5-6 yaşına kadar olan çocuklarda yılan korkusu görülmez. Ancak zamanla, çevreden duyduklarıyla, ya da doğada yılanı bir arkadaşını ısırırken görmesiyle, kötü bir tecrübeyle, hebrlerden-basından duyduklarıyla vs. vs. çocukta yılan korkusu gelişir. İlginç olan, Karanlık korkusu, yabancılardan korkma gibi korkular çocuk büyüdükçe azalırken, yılan korkusu tam tersine çoğalır ve öyle bir noktaya gelir ki yılanı bırakın görmeyi isminin bile geçmesi kişinin tüylerinin diken diken olmasına neden olur. İşte işin genetik kısmı burada devreye giriyor. Yılan korkusu çevreden aşılanıyor ama onu büyütmeye insan genetik olarak meyilli oluyor. Bunun nedenini de bin yıllar boyunca bazı zehirli yılanlar tarafından insanların ölmesi, hastalanması gibi kötü tanıklıklarda arayabiliriz. Bu söylediğim şey için %100 böyledir demiyorum bir biyolog olarak diyebilirim ki gayet mantıklı bir açıklama ve yaklaşım. Çocuk diğer bazı korkularını yenmek için fazla bir çaba harcamazken, yılan korkusunu yenebilmesi için çaba harcaması gerekiyor.

Ülkemiz de de yılanlara öldürmek için yaklaşanlar olduğu gibi, çok önemli sayılıp hiç dokunulmayan yerler de var. Arazilerde gördüğümüz yanlış inanış, özellikle zehirsiz yılanların zehirli sanılmasıdır. Halk yılanlarla ilgili o kadar çok efsane üretmiş ki aldığım notlar bir ajandayı doldurdu, yazmaya kalksam kitap olur ;) Çok ilginç olanları yeri gelince paylaşabilirim. Sadece ülkemizde değil diğer ülkelerde de yılanlara bu şekilde bir yaklaşım söz konusu. Oradaki fark bazı ülkeler doğa eğitimine çok önem veriyorlar ve okullarda bu yönde çok güzel programlar oluyor. Bizim eksiğimiz biraz bu yönde olabilir. Köylerde ve taşrada yaşayan insanlara baktığımızda zaten korkanlar çocuklar değil yetişkinler oluyor, çocuklar ellerine alıp sallamayı tercih ediyorlar :) Ama işte zamanla çocuklara da bu mantık yerleşebiliyor.

Uzun lafın kısası, yılanları sevelim ve koruyalım :D Bu forumdaki üyelerin belki de çoğunluğu yılanlardan korkuyordur ancak hiçbirinin onların öldürülmesi taraftarı olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden her ne kadar bu tip konularda insanların düşüncelerini yıkmak çok zor olsa da onlara bazı şeyleri açıklamaya çalışmayı kendimize görev edinmeliyiz. Yoksa üzerinde çalışacağımız yılan kalmayacak :p

Sevgi ve saygılarımla

Naşit

montivipera
24-01-2008, 01:36
Geçen gün izlediğim belgeselde dünyanın en zehirli yılanının Avustralya'da yaşadığını öğrendim. Ancak şimdiye kadar hiç kimse görmemiş. Yerin altında yaşayıp fareyle besleniyormuş. Zift gibi simsiyah çok parlak derili bir yılandı.

Merhabalar,

Belgeselde bahsi geçen hayvan ya Tai-Pan denen Oxyuranus cinsidir (özellikle Inland Taipan denen O. microlepidotus'un zehir gerçekten çok etkili ve ölümcüldür ve dünyanın en zehirli yılanları arasındadır), ya da Tiger Snake (Kaplan Yılanı) denen Notechis cinsidir. İkisi de Avustralyalı'dır ve ikisi de dünyanın en zehirli yılanlarındandır. İki yılan da dünyanın en zehirlilerini içeren Elapidae (Mercan Yılanları+Kobralar) ailesindendir.

Oxyuranus'ta da siyah formlar olmakla birlikte, parlak, zift gibi simsiyah dediğinize göre çok büyük bir olasılıkla Notechis'tir. Özellikle N. ater ve ada formları dediğiniz gibi parlak ve simsiyahtır (Resmini ekledim).

Bu arada şunu da belirteyim ki; "en zehirli" ile "en tehlikeli" nin ayrımını yapmak gerekir. Örneğin bir yılan için dünyanın en zehirli yılanlarından diyebiliriz. Ancak zehri ondan daha az kuvvetli ama daha çok vaka üreten bir yılan varsa ona daha tehlikeli deriz.

Sevgilerimle

Naşit

Fotoğraflar:
28905

28906

limon
24-01-2008, 06:34
Evet belgeselde anlatılan yılan buydu. Dünyanın en zehirli böcek ve sürüngenlerini araştıran bir belgeseldi. Tehlikeli ve zehirli ayrımına katılıyorum. Çünkü yöreden şimdiye kadar bu yılanı gören olmamış.

Mehmet Ali Aşık
24-01-2008, 09:01
Gerçektende zift gibi simsiyahmis bu yilan sanki yapma bir yilana benziyor!
Bu arada haberlerde okudugum Turkiyede youtube giris yasaklanmis.Bu cagda bu zihniyet ! sansurcu yasakci zihniyeti kiniyorum.

bektas
29-01-2008, 23:23
Müthiş bir desen, harika görünüyor ama çok soğuk geliyor bana

karaselvi
30-01-2008, 15:57
Çok güzel bir yılan. Zehirsiz boğarak öldürenlerden bulsam bende beslemek istiyorum.

Güler
02-02-2008, 09:31
Amaaannnn, hiç sevmiyorum. Arada bir kör yılan dediklerinden bahçenin bayır kısmında rastlıyorum, çocuklar korkmasın diye yakalayıp atıyorum. Yakalayınca mutlaka büyük daireler çevirerek sallayın hızlı hızlı çevirin kendisini toparlıyamıyor, o zaman da fırlatın başka yere atın.

Oğuzhan
02-02-2008, 10:14
Yazık ama :(

Sebahattin Sargın
02-02-2008, 11:38
Güler Hanım sizin bahçede yılandamı var, artık gelmek farz oldu ;)

Vildan Sönmez
23-03-2008, 23:02
23 Mart pazar günü Enez'de ormanda fotoğraf çekmek için bir anemon'a doğru yaklaşırken gördüm.Önce yerimden zıpladım açıkçası ,sonra kımıldamadan durdum.Oda hiç kımıldamadı.Bir kaç fotoğrafını çekip usulca uzaklaştım.Daha sonra aynı yere baktığımda gitmişti. Bilen arkadaşlar varsa merak ediyorum zehirli bir tür mü?

yale
24-03-2008, 00:58
Korkudan mı bilmem elim çok titremiş

Tubay
24-03-2008, 10:29
Kendimi bildim bileli köyümüzdeki bahçede,siyah,1.5 mt boylarında oldukça kalın bir yılan yaşamakta.Ailedeki herkesin bu yılanla bir anısı mutlaka vardır.Tabi benimde.:p Bir ağacın altında öğle yemeği sonrasında şekerleme yaparken arkadan bir kolun boynuma dolandığını hissedince kuzenim sanarak kolu tutup geriye doğru atmıştım.Tabi uyku sersemi kol değilde yılan olduğunu ikinci kez yılanın karnımın üstünden geçmesiyle anlamıştım.Nasıl paniklediğimi söylememe gerek yok sanırım.Bir kaç kez yılanı öldürme girişiminde bulunanlar oldu ama başaramadılar.Babam; bu yılanın kimseye zararı olmaz bırakın hayvanı kendi haline yaşayıp gidiyor (kendisi hayvanlar konusunda bilirkişidir:p) diyince bir dahada karışan olmadı.Herkesin öcü gözüyle gördüğü yılan birden ailemizin bahçede yaşayan bir bireyi haline geliverdi.Ara ara görünüp kaybolmakta hala

limon
24-03-2008, 20:16
Bu aylarda yılan olmaz derler bir de... Göya Haziran ayında çıkarmış yeraltından...
Suyılanı olmasın bu?

yale
25-03-2008, 04:10
Bu aylarda yılan olmaz derler bir de... Göya Haziran ayında çıkarmış yeraltından...
Suyılanı olmasın bu?

Su an Avustralyadayim Burada sonbahara yeni girdik .Queensland diye biryer var

herhalde orada epey ce var mis .Cekecek cesareti bulursam yollarim.

Aytaç Eroğlu
25-03-2008, 12:25
Kör yılan kendi halinde etliye sütlüye karışmayan zehirsiz bir yılan türüdür. Karadeniz bölgesinin doğusunda angona diye de isimlendirilir.

Kudret
27-03-2008, 19:06
Dün bahçde temizlik yaparken yer örtüsünün altından fotografını eklediğim yılan çıktı.:eek: Zararsız gibi görünüyor ama ne yılanı olduğunu merak ettim doğrusu.:D

habibe
28-03-2008, 10:51
Kudet bey, Aynı yılandan benim bahçemde de vardı. Ürkek bişeydi. Sonra kayboldu ortadan.

Aytaç Eroğlu
28-03-2008, 11:29
Buda bir kör yılan

montivipera
29-03-2008, 01:06
23 Mart pazar günü Enez'de ormanda fotoğraf çekmek için bir anemon'a doğru yaklaşırken gördüm.Önce yerimden zıpladım açıkçası ,sonra kımıldamadan durdum.Oda hiç kımıldamadı.Bir kaç fotoğrafını çekip usulca uzaklaştım.Daha sonra aynı yere baktığımda gitmişti. Bilen arkadaşlar varsa merak ediyorum zehirli bir tür mü?

Merhabalar Vildan Hanım!
Biraz uzak kaldım, sürüngen mevsiminin başlamasıyla burası da hareketlenmiş :)
Koyduğunuz resim çok küçük çıkıyor, boyutunu biraz daha büyütüp koyabilirseniz daha iyi olacak. Ama buna rağmen resimdeki güzelin BİR YILAN DEĞİL KERTENKELE olduğunu söyleyebilirim. Türü de Pseudopus (=Ophisaurus) apodus. Türkçe adına Oluklu Kertenkele diyoruz. Eğer dikkatli bakmışsanız hayvanın iki yanında bariz bir oluk olduğunu görmüşsünüzdür, Türkçe adı da buradan geliyor.

Çoğu yörede yılan zannedilmektedir. Hatta çok zehirli bir yılan olduğu zannedilip görüldüğü zaman hemen öldürülmektedir. Ancak dediğim gibi bir kertenkele türüdür ve TAMAMEN ZARARSIZ ve de ZEHİRSİZDİR.

Zaten dünyada bir cins ve bu cins altında iki tür zehirli kertenkele vardır. Bunlar da Arizona, Meksika ve Nevada'da yayılış gösteririler. Bunların dışındaki kertenkeleler zehirsizdir (en azından şimdiye kadar bulunmadı :) )

Picea_pungens arkadaşımızın yazdığı Kör Yılan farklı bir yılan türüdür ve bir solucan büyüklüğündedir.

Arama motorunun reism arama kısmına "Ophisaurus apodus" yazarsanız çıkan fotoğraflardan karşılaştırma yapabilirsiniz.

Saygılarımla...

Naşit İĞCİ

Not: Fotoğrafın küçük olmasına rağmen bu hayvanlara aşina olduğumdan ilk bakışta tanıyabildim ama düşük de olsa yanılma payım da vardır.

montivipera
29-03-2008, 01:14
Korkudan mı bilmem elim çok titremiş

Offff, bu ne güzellik! :D
Paylaşım için çok teşekkür ederiz. Her ne kadar çıngırağı fotoğrafta görülmese de (arkada sanki odak dışı olarak çerçeveye girmiş gibi) bir çıngıraklı yılan türü galiba ;) Yanılıyorsam düzeltin.
Herhalde Avustralya'da çektiniz. Bir hayvanat bahçesinden mi çektiniz acaba? Doğadan çektiyseniz sizi tebrik ederim!
Evet, Avustralya dünyanın doğal toksin (zehir) rezervidir diyebilirim. Bir çoğu endemik olan çok zehirli yılan, örümcek, salyangoz türleri mevcut oralarda. Umarim yeni paylaşımlarda bulunursunuz. Elinize sağlık.
Selamlar

Naşit

montivipera
29-03-2008, 01:25
Dün bahçde temizlik yaparken yer örtüsünün altından fotografını eklediğim yılan çıktı.:eek: Zararsız gibi görünüyor ama ne yılanı olduğunu merak ettim doğrusu.:D

Merhaba Kudret Bey,

Buna da Kör Yılan denmiş ancak Vildan Hanım'ın eklediği gibi, bu da bir YILAN DEĞİL, KERTENKELE gibi görünüyor :D Ancak tabi bu farklı bir tür. Resim gene küçük olduğundan sağlıklı bir teşhis yapamıyorum. Anguis gibime geldi ama Ophiomorus'da olabilir. Hangi şehirde bulunduğunuzu yazarsanız biraz daha aydınlatıcı olur benim açımdan. Bir de daha başka fotoğrafları varsa daha büyük bir şekilde koyabilirseniz iyi olur.
Saygılar...

Naşit İĞCİ

montivipera
29-03-2008, 01:37
Bu aylarda yılan olmaz derler bir de... Göya Haziran ayında çıkarmış yeraltından...
Suyılanı olmasın bu?

Merhabalar

Sürüngen mevsimi başlamış bulunmakta. Martın ortalarından itibaren sürüngenler aktifleşmeye başlarlar. Tabi bu Akdeniz iklimi için bu şekilde ama daha soğuk olan, Martı ilk haftalarına kadar hala kar örtüsü barındıran yerler için bu süre biraz daha geç olur. Ama Nisan ve Mayıs aylarında özellikle iyice aktif olurlar. Hem kış uykusundan çıktıklarından besin ararlar, hem de bu aylar bir çok sürüngen için üreme dönemidir. Yaz ortasında, en sıcak Ağustos ve Temmuz aylarında çok socağı sevmediklerinden pek ortalıklarda dolaşmazlar, ağırlıklı olarak taş altlarında vakit geçirirler. Eylül-Ekim, yani sonbahar aylarında ise tekrar aktiflikleri artar. Çünkü kış uykusuna girecekleri için son artık son besinlerini alırlar.

Sürüngen mevsiminin başlamasıyla sanırım buraya gönderilen fotoğrafların sayısı artacak. Elimden geldiği kadar ve bilgim dahilinde yardımcı olmaya çalışacağım. Aryıca Türkiye'de bulunan yılan görünümlü kertenkelerle ilgili kısa bir yazı yazacağım yarın. Sanırım böyle bir konuya değinmem faydalı olacak :p

Saygılarımla...

Naşit İĞCİ

Ludisa Excellence
29-03-2008, 09:59
Eğer dikkatli bakmışsanız hayvanın iki yanında bariz bir oluk olduğunu görmüşsünüzdür, Türkçe adı da buradan geliyor.

Hımm...
Naşit Bey;
Ben geçtiğimiz yaz bu yılanı/kertenkeleyi bayağı bir incelemiştim.Ama oluk göremedim.:(
2. bir şıkkınız var mı acaba?
**** ben bu yaz biraz daha yakından mı incelesem?:D

Teşekkürler.

montivipera
29-03-2008, 13:26
Hımm...
Naşit Bey;
Ben geçtiğimiz yaz bu yılanı/kertenkeleyi bayağı bir incelemiştim.Ama oluk göremedim.:(
2. bir şıkkınız var mı acaba?
**** ben bu yaz biraz daha yakından mı incelesem?:D



Selamlar,
Açıkçası büyük oranda baş kısmından tanıdık geldi. Dediğim gibi resim küçük olduğu için pek anlaşılmıyor, YANİ YANILIYOR DA OALBİLİRİM. 2. bir şıkkım olacak olsa dahi (yani bir yılan olması ihtimali) bu resimden bir şey söyleyemem zaten. Ama ben bir Pseudopus (=Ophisaurus) apodus fotoğrafı ekledim. Eklediğim fotoğrafta onu yılandan ayırabileceğiniz en önemli 2 özellik bariz olarak görülüyor:

Birincisi, resme bakarsanız göz kapaklarının olduğunu farkedersiniz. Kertenkelelerde serbest göz kapakları bulunur (bazı istisnalar hariç). Oysa yılanlarda göz kapakları gözün önünde birleşerek saydam bir perde oluşturmuştur, yani görünür ve hareketli göz kapakları yoktur. Bu yüzden gözleri yusyuvarlak görünür.

İkincisi, gene resme bakarsanız ağzın hemen arkasında bir delik olduğunu görürsünüz. Bu, dış kulak deliğidir. Yılanlarda ise dış kulak deliği yoktur (sadece iç kulak bulunur), bir bakıma YILANLAR SESLERİ DUYAMAZ desek yanlış olmaz. Ama titreşimleri hissederek bir bakıma bu şekilde duyarlar diyebiliriz.
Bu resimde, bahsettiğim "oluk" da vücudun yan tarafında açıkça görülüyor.

Bu bilgiler ışığında bir kere daha değerlendirin. Eğer dediğim özellikler yoksa; ya sizin gördüğünüz Vildan Hanım'ın eklediği fotoğraftaki hayvan değil de gerçek bir yılan, ya da ikisi de aynı tür ve ben yanılıyorum.

Not: Bilimsel adını yanlış yazmışım, şimdi farkettim ve düzelttim. Pseudopodus değil, Pseudopus olacaktı. Ha bir de yılanlarda da kertenkelerde de diş bulunur.

Saygılarımla,
Naşit İĞCİ

limon
29-03-2008, 14:38
Çok şaşırdım bu bilgilere.

Montivipera, Peki bu kertenkelenin de yılanlar gibi dilleri var mı? Isırma eğilimleri var mıdır? Diğer bildiğimiz kertenkeleler gibi zarasızlar mıdır?

Bir de hep kafama takılmıştır, halk arasında "yılan soktu" denilir. Ama yılan aslında ısırmaz mı?

Ludisa Excellence
29-03-2008, 16:57
Sn. Naşit Bey;
Herpetolog olan sizsiniz.;)
Ben daha iyi bilecek değilim ama.
DİŞ derken sivri, bir çift yılan dişinden bahsetmiştim. :confused:
Zehirlerini zerk ederken kulannılan dişler.Pek bilimsel olmadı, bu tarif ama.:(
Kulak deliği ve göz kapağından eminim.
Yanlız yanlardaki oyukları hala hatırlamıyorum.
O zaman bizim aktörün pseudopus olduğuna emin gibiyiz.:cool:



Tekrar teşekkürler, efendim.:p

montivipera
29-03-2008, 21:09
Çok şaşırdım bu bilgilere.

Montivipera, Peki bu kertenkelenin de yılanlar gibi dilleri var mı? Isırma eğilimleri var mıdır? Diğer bildiğimiz kertenkeleler gibi zarasızlar mıdır?

Bir de hep kafama takılmıştır, halk arasında "yılan soktu" denilir. Ama yılan aslında ısırmaz mı?

Selamlar,
Kertenkelelerde de dil vardır. Özellikle Gekonidlerin gözlerini temizlemek için ve beslenirkenki yalanmalarını izlemek çok hoşuma gider ;)

Birçok hayvan gibi kertenkele ve yılanlar da rahatsız edildiklerinde ısırabilir. Tabi bazı türler çok sakindir, çok zor ısırır. Bazıları da çok sinirli olurlar ve hemen ısırırlar. Ancak daha önce de yazdığım gibi dünyada sadece iki tür zehirli kertenkele vardır, onlar da Türkiye'de yok zaten. Onun dışındaki kertenkelerin verebileceği tek zarar ısırmaktır. Büyük olan kertenkeleler (Laudakia, Eumeces gibi) ısırdıklarında epey acıtabilir, bundan öte de bir zararları dokunmaz. Sadece eğer ufak bir kanama gerçekleşirse kertenkelenin dişlerinden parazit, bakteri vb. bulaşması suretiyle ikincil bir enfeksiyon olabilir ve bölgede hafif kızarma görülebilir. Ancak bu çok sık görülmez. Çünkü kanatacak kadar ısırabilen kertenkelerle o kadar yakınlaşmak zaten pek mümkün değil.

Sürüngenlerin zaten bizi görünce ilk düşündükleri şey kaçmaktır. Benim arazilerde gözlemlediğim kadarıyla, söz konusu olan, göreceli olarak yılan görünümlü kertenkelerde kaçma eğilimi daha da fazladır. Bunun ötesinde zaten belirttim, diğer kertenkeler gibi bunlar da zararsızdırlar.

Yılan ısırmasına gelince, evet dediğiniz gibi YILANLAR SOKMAZ, ISIRIR. Halk arasında böyle bir kullanım yerleşmiştir. Ancak kimileri yılanların dilleriyle soktuğunu düşünüyor. Böyle bir şey yok tabi ki, dişleriyle ısırırlar. Zehirli yılanlarda ise özelleşmiş, diğer dişlerden daha uzun olan zehir dişleri vardır. Zehir dişlerinin farklı yapıları vardır. Örneğin engereklerde öndeki zehir dişleri çok uzu olduğundan ağız kapalıyken yatık şekilde dururlar. Isırmak için ağız açıldığında ise dikleşirler. Dillerini ise havadaki koku partiküllerini almak amacıyla dışarı çıkarırlar.

Şunu da hemen belirteyim ki doğada karşılaştığımız yılanların çoğunluğu muhtemelen zehirsiz yılanlardır. Bu konuyla ilgili bu başlık altında yazdığım "Türkiye'nin Zehirli Yılanları (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=7169)" başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

Saygılarımla
Naşit İĞCİ

montivipera
29-03-2008, 21:29
Sn. Naşit Bey;
Herpetolog olan sizsiniz.;)
Ben daha iyi bilecek değilim ama.
DİŞ derken sivri, bir çift yılan dişinden bahsetmiştim. :confused:
Zehirlerini zerk ederken kulannılan dişler.Pek bilimsel olmadı, bu tarif ama.:(
Kulak deliği ve göz kapağından eminim.
Yanlız yanlardaki oyukları hala hatırlamıyorum.
O zaman bizim aktörün pseudopus olduğuna emin gibiyiz.:cool:
Tekrar teşekkürler, efendim.:p

Merhaba,
Kastettiğinizi şimdi anladım. Ama her yılan da zehirli değilki ;) Yurdumuzda zehirsiz yılanlarla karşılaşma ihtimali çok daha yüksektir. Ve zehirsiz yılanlarda da özelleşmiş zehir dişleri bulunmaz, dişlerin hepsi benzer yapıdadır.

Göz kapağı ve kulak deliği var diyorsanız ve görünümü de eklenen fotodaki gibiyse Pseudopus olması muhtemel. Yılanlarla karıştırılabilecek başka türler de var ama onlar bu kadar uzun olmazlar ve vücutlarının Pseudopus'taki gibi kalından inceye doğru bir yapısı yoktur ve özellikle kuyruk kısmı bu kadar incelmez.

Saygılar
Naşit

Ludisa Excellence
29-03-2008, 22:26
Ve zehirsiz yılanlarda da özelleşmiş zehir dişleri bulunmaz, dişlerin hepsi aynı boyuttadır.


Yılanlarla karıştırılabilecek başka türler de var ama onlar bu kadar uzun olmazlar ve vücutlarının Pseudopus'taki gibi kalından inceye doğru bir yapısı yoktur ve özellikle kuyruk kısmı bu kadar incelmez.

Sn. İĞCİ;

Şimdi çok daha iyi anladım.
Sizinle burada dolaylı yoldan tanışmak çok hoş oldu doğrusu.
Tam isabet diyebilirim, kendimce. :D
Yanlız kesin olan şu ki;
İlerleyen zamanlarda, sürüngenler özellikle yılanlar konusunda daha çok yardım ve görüşlerinize ihtiyacım olacak gibi gibi.;)
Eeee...
Bir ömür eb. ve orc. lerle geçmez ki.:D (Aman Hocam duymasın!:p)

Teşekkürler.

hassoman
30-03-2008, 19:18
Gerçekten böyle mi daha güzeller; yoksa böylede mi güzeller?..
http://www.milliyet.com.tr/content/galeri/yeni/goster.asp?prm=0,4687001&galeriid=3227&ver=0509

hassoman
30-03-2008, 19:23
....

montivipera
03-04-2008, 17:26
Sn. İĞCİ;

Şimdi çok daha iyi anladım.
Sizinle burada dolaylı yoldan tanışmak çok hoş oldu doğrusu.
Tam isabet diyebilirim, kendimce. :D
Yanlız kesin olan şu ki;
İlerleyen zamanlarda, sürüngenler özellikle yılanlar konusunda daha çok yardım ve görüşlerinize ihtiyacım olacak gibi gibi.;)
Eeee...
Bir ömür eb. ve orc. lerle geçmez ki.:D (Aman Hocam duymasın!:p)

Teşekkürler.

Selamlar,
Bilgim dahilinde yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. İstediğiniz zaman özel olarak e-posta da atabilirsiniz.

Ayrıca bitkiler de iyidir, en azından kaçmıyorlar :D

Saygılar
Naşit

montivipera
03-04-2008, 17:28
Gerçekten böyle mi daha güzeller; yoksa böylede mi güzeller?..

Soruda ne kastettiğinizi tam anlayamadım ama "Böyle de güzeller" diyebilirim. Tabi canlı olması tercihimizdir...

iooktay
01-05-2008, 12:53
Sık sık gittiğimiz bir köy evinin bahçesinde bu yılana rastladık. Acaba zehirli olup olmadığını bilen bir arkadaş var mı? Şimdiden teşekkürler.

dost.bahcivan
01-05-2008, 19:21
Karayılan'ın bir varyetası. Bazı yörelerde Bozyörük' denir. Bildiğim kadarı ile zehirsiz bir yılandır.

iooktay
01-05-2008, 21:47
Teşekkürler dost.bahcivan. İçim rahatladı.

montivipera
02-05-2008, 10:14
Sık sık gittiğimiz bir köy evinin bahçesinde bu yılana rastladık. Acaba zehirli olup olmadığını bilen bir arkadaş var mı? Şimdiden teşekkürler.

Merhaba,
Fotoğraftan ayrıntılı olarak görmek mümkün olmasa da dost.bahcivan'ın da yazdığı gibi Kara Yılan (Dolicophis jugularis) olabilir, muhtemelen de odur.
Ancak resimdeki yılanın Colubridae (Kırbaç Yılanları) ailesinden olduğunu ve zararsız olduğunu söyleyebilirim. Yani endişelenmenize gerek yok.

Selamlar
Naşit

denizakvaryumu
02-05-2008, 10:22
Peki Türkiye'de korkulacak yılan var mıdır? Eğer varsa hangi bölgelerde yaşamaktadır?

Yılan zehirlenmesi vakası ile hersene kaç kişi sağlık kuruluşlarına başvurmaktadır bu konuda tutulan bir istatistik acaba var mıdır?

yale
02-05-2008, 10:33
Offff, bu ne güzellik! :D
Paylaşım için çok teşekkür ederiz. Her ne kadar çıngırağı fotoğrafta görülmese de (arkada sanki odak dışı olarak çerçeveye girmiş gibi) bir çıngıraklı yılan türü galiba ;) Yanılıyorsam düzeltin.
Herhalde Avustralya'da çektiniz. Bir hayvanat bahçesinden mi çektiniz acaba? Doğadan çektiyseniz sizi tebrik ederim!
Evet, Avustralya dünyanın doğal toksin (zehir) rezervidir diyebilirim. Bir çoğu endemik olan çok zehirli yılan, örümcek, salyangoz türleri mevcut oralarda. Umarim yeni paylaşımlarda bulunursunuz. Elinize sağlık.
Selamlar
Naşit

Kusura bakmayın geç cevap verdim.Avustralyada Melbournede bir hayvanat bahçesinde çektim.Doğada Rastlama şansım pek olmadı.Olsaydı da zaten çekmeyi denermiydim bilmiyorum. Yeni paylaşımlar konusunda 3 hafta oradaydım 3-4 gün dışında hergün 700 ün üstünde fotoğraf çektim.Birçok ağaç ve hayvan fotoğrafları .Ama oturupta bakmam epey zaman alacağa benziyor.Ağaç fotoğraflarını düzenledim.Göndereceğim .
Saygılarımla

montivipera
02-05-2008, 11:15
Peki Türkiye'de korkulacak yılan var mıdır? Eğer varsa hangi bölgelerde yaşamaktadır?

Yılan zehirlenmesi vakası ile hersene kaç kişi sağlık kuruluşlarına başvurmaktadır bu konuda tutulan bir istatistik acaba var mıdır?

Merhabalar, konuyla ilgili olarak Türkiye'nin Zehirli Yılanları (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=7169) başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

Şimdi vaktim olmadığından, vakalarla ilgili bilgiyi vaktim olduğunda vereceğim.

Selamlar
Naşit

iooktay
02-05-2008, 12:33
Merhaba,
Fotoğraftan ayrıntılı olarak görmek mümkün olmasa da dost.bahcivan'ın da yazdığı gibi Kara Yılan (Dolicophis jugularis) olabilir, muhtemelen de odur.
Ancak resimdeki yılanın Colubridae (Kırbaç Yılanları) ailesinden olduğunu ve zararsız olduğunu söyleyebilirim. Yani endişelenmenize gerek yok.

Selamlar
Naşit

Naşit Bey teşekkürler.

f-sunflower
01-06-2008, 13:19
Bahçemde yılan var.Türü hakkında bilgi sahibi değilim.Bahçede daha önce de yılan görülmüştü.Ne yapmamız gerektiği konusunda bir bilgi verirseniz sevinirim.
Teşekkür ederim.

karaselvi
01-06-2008, 23:23
Ona uzaylıdan gelmiş bir katil muamelesi yapmayın bişi olmaz.

f-sunflower
02-06-2008, 12:33
Hayır öyle bir muamele yapmadık ******,biz ondan o bizden korkuyor.Ama çocuklar var bir anda ne yapacağını şaşırıyor insan.

hosseda
02-06-2008, 16:53
Merhabalar,
Yılan ile karşılaşmak olağanüstü bir olay. Bu hafta sonu tam gara öğlende (Bodrum'un yerlisi çok sıcak yaz günlerinin 13.00 ile 15.00 saatleri arasını anlatacak ise hep bu kelimeleri kullanır, çok güzel ifade ettiği için aşırı sıcağı, bende buraya aynen aldım bu kelimeleri) köyün kenar sokağında karşılaştım onunla. Onu gördüm ve sadece fren yapabildim. Aramız 5 metre yoktu ve sağ taraftaki evlerin duvar kenarından sola tarlalar tarafındaki evlerin duvarına doğru akmaktaydı. Ben durunca o da yolun ortasında duraksadı ve kafasını hafifçe kaldırarak bana doğru baktı. Çok iri ve uzundu. Kapkara ama parlak bir rengi vardı. Çok etkilendim ve telefonumu alıp fotoğrafını çekmeye çabaladığım esnada, evin yanındaki yamaçtan tarlaya doğru aktı. Kuyruğunun incelen son kısmının akışı hala gözümün önünde, çünkü hemen bitmedi nedense. Arabam ile yürüdüm ve otların arasından fotoğrafını çekme ümidiyle onu görmeye çalıştım fakat çok kısa bir anda sadece orta kısmını görebildim ve makinaya bastım ama maalesef hiç görüntü alamamışım.
Bu koca yılandan çok etkilendim. Dün gene köydeydim. Gördüğüm yerde o saatlerde özellikle eylendim ama göremedim tabii. Köyün çocukları bisiklet ile aynı yerde devamlı oynamaktalar. Onlara burada kocaman bir siyah yılan dolanmakta hiç karşılaştınız mı dediğim de aldığım cevap " evet amca,onlar 2 tane, bizim buradaki fareleri avlamaya geliyorlar. Biz onları biliyoruz ve dokunmayız çünkü bize hiç zarar vermezler ama fareleri avladıkları için bize yararlıdır onlar " dediler. Yukarıda yer alan bir yazıya göre en uzun karayılan ölçüsü 2.00 m. imiş ama ben eminimki gördüğüm hayvanın uzunluğu 2 metrenin üzerinde idi.
Sanırım bir daha karşılaşırsam daha soğukkanlı olacağım ve onu fotoğraflayabileceğim. Ancak itiraf edeyim ki onu hala aklımdam atamadım ve tekrar karşılaşmaktan mutlu olacağımı da sanmıyorum. Çok muhteşem bir yaratık olduğu su götürmez ama uzak olmak lazım diye düşünüyorum.

montivipera
02-06-2008, 20:57
Hayır öyle bir muamele yapmadık ******,biz ondan o bizden korkuyor.Ama çocuklar var bir anda ne yapacağını şaşırıyor insan.

Merhabalar,
Evet, onlar sizden kaçar zaten. Bahçenize yuvalandıysa yumurtaları olma ihtimali var. Ya da saklanacakları güzel bir yer bulmuşlardır. Muhtemelen bir süre sonra gider. Engerek olmadığı sürece çocuklarınıza herhangi bir zarar verebileceğini zannetmem.
Naşit

montivipera
02-06-2008, 21:16
Merhabalar,
Yılan ile karşılaşmak olağanüstü bir olay. Bu hafta sonu tam gara öğlende (Bodrum'un yerlisi çok sıcak yaz günlerinin 13.00 ile 15.00 saatleri arasını anlatacak ise hep bu kelimeleri kullanır, çok güzel ifade ettiği için aşırı sıcağı, bende buraya aynen aldım bu kelimeleri) köyün kenar sokağında karşılaştım onunla..

Merhaba,
Gördüğünüz büyük olasılıkla Kara Yılan (Dolicophis jugularis [syn. Coluber jugularis])'dır. Sizin de belirttiğiniz gibi parlak siyah renklidirler ve boyları çok uzundur. Türkiye ve K. K. T. C.'de yayılış gösteren en uzun yılan türü budur. Boyları 2 m'yi aşabilir, yani 2 m'den fazla olmaz diye bir şey yok (Kıbrıs'tan 3 m'ye yaklaşan kayıtlar vardır.)

Gerçekten de bu yılan, çok büyük/uzun olması ve parlak siyah rengi sayesinde insanda bir hayranlık uyandırıyor (gerçi bende en fazla hayranlık uyandıranlar engerekler ;) buraya (http://www.nasitigci.com) tıklayarak sitemin giriş sayfasında çektiğim bir engerek fotoğrafını görebilirsiniz). Ancak hemen belirteyim ki Kara Yılan'lar çok sinirli hayvanlardır. Eğer tutmaya çalışırsanız hemen ısıracaktır. Zehirli değildir ancak gene de ısırmaması iyi olur (ağzında bulunabilecek bakteri, protozoon vb. organizmalardan kaynaklanabilecek ikincil enfeksiyonlardan sakınmak için).

Bu tür hakkında söyleyebileceğim ilginç bir durum da, tür içi kanibalizmin görülebilmesidir. Yani Kara Yılan türleri birbirlerini yiyebilirler (genç bireylerde de bu davranış gözlenmiştir).

Umarım çekme fırsatı bulabilirsiniz ve bizimle paylaşırsınız.

Sağlıcakla
Naşit İĞCİ

omereser
02-06-2008, 21:46
Geçen gün yol kenarında yenice ezilmiş bir su yılanı ( Natrix tesellata ) yavrusu gördüm. Hemen yanındaki Akarçay Deresi yenice kurumuş. Çünkü bu su eskiden özgürce akarken, üzerine yapılan Akdeğirmen Barajı yüzünden artık akamıyor ve yazları kuruyor. Yakında bu barajın suyu Afyonkarahisar'ın içme suyu olarak kullanılacak. Yani minik su yılanlarının bu sudan yararlanma hakkı artık yok. Etrafta Çevre Haftası'yla ilgili yazılar var. Ne acı değil mi?

montivipera
07-06-2008, 03:18
Sözünü verdiğim ama bir türlü yazamadığım :) yılanla karıştırılan kertenkeleler konulu yazımı "Yılan Görünümlü Kertenkeleler" (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=9128) başlığı altında bulabilirsiniz.

Bu arada Ömer Bey, sizi de cevapsız bırakmayayım; maalesef ne yaparsak yapalım bu tarz manzaralarla karşılaşıyoruz ve karşılaşmaya da devam edeceğiz. Bu konuda "Türkiye'nin Zehirli Yılanları" başlığında son gönderdiğim bir ileti var, onu okuyabilirsiiz. Yorumlarınızı da bekliyorum mutlaka :)

Sağlıcakla,
Naşit.

Ayşe Özdil
07-06-2008, 16:57
Naşit Bey, bir süredir yılanlarla ilgili verdiğiniz son derece yararlı bilgileri ilgiyle takip ediyorum. Size çok teşekkür ederim.
Bizler gibi açık arazilerde, ormanlarda ,sık çalılar içinde fotoğraf çekmeye meraklı arkadaşların herzaman bir yılanla karşılaşma ihtimali yüksek. Ben hep bunu aklımda bulundururum . Korktuğum halde yine de girerim sık çalıların arasına. Önce çalıları hışırdatırım ki yılan varsa da bana görünmesin kaçsın. Yılanların sağır olduğunu ve titreşimleri algıladıklarını ilk sizden öğrendim bu arada. Demek kırda giderken ses çıkarmanın da faydası yokmuş !

Ayşe Özdil
07-06-2008, 17:10
Fotoğrafları görünce üzüleceksiniz biliyorum . Dün Beytepe de gördüm bu yılanı. Çocuklar oynuyorlardı. Tarlada kürekle öldürmüşler. Altı sarı. Köyde OK Yılanı diyorlarmış adına . İnsan görünce ok gibi üzerine atlayıp ısırdığı için. Zehirli dediler ama ben bir de size danışmak istedim. En azından insanlara zehirli olup olmadığını söyleyebilirim.. Boşuna öldürmesinler , korkmasınlar. Bu yılanın boyu 1.20 ydi.. Selamlar

montivipera
07-06-2008, 18:10
Merhaba Ayşe Hanım,

Fotoğrafını gönderdiğiniz tür muhtemelen Dolicophis caspius (syn. Coluber caspius). Hazer Yılanı olarak geçer. ZEHİRLİ DEĞİLDİR.

Aslında halk arasında Ok Yılanı olarak bilinen, sizin de anlattığınız gibi, hızlı hareket ettiğinden ve ince uzun yapısından dolayı insanlara ok gibi fırladığı söylenen ve çok zehirli olduğu rivayet edilen yılan bu değil, Platyceps najadum (syn. Coluber najadum) dediğimiz türdür. Ancak bu anlatılanlar tabi ki gerçek dışıdır ve bu tür de zehirsizdir.

Saygılar
Naşit

cihan_as
07-06-2008, 19:32
Sayın naşit bey, pınarbaşı semtinde bahcede çalışırken 10 cm uzunlugunda çok sayıda yavru yılan görüyorum. Çevrede oturan bahce sahipleri çok büyük yılanlar oldugunu söylüyorlar ilk önceleri çok tedirgin oluyordum. Sizin yılanlar hakkında yazdıklarınızı okudukca yılanlara karşı düşüncelerim degişti en azından her gördügüm yılan zehirli düşüncesi ortadan kalmış oldu. Size sormak istedigim izmir pınarbaşı ışıkkent bu çevredeki bahcerlerde zehirli yılan olma ihtimali varmı bunu ögrenmek istiyorum.

montivipera
07-06-2008, 20:18
Merhabalar,

İzmir'de Montivipera xanthina, Şeritli Engerek dediğimiz türü görme ihtimaliniz var, benim de tez konum zaten. Ancak tercih ettiği biyotoplar genellikle insandan uzak kayalık bölgelerdir. Bahçelerde de görülme ihtimali olabilir ama üreme alanı olarak bu tip yerleri seçeceklerini zannetmiyorum. Gene de gördüğünüz yılanların fotoğrafını çekme ihtimaliniz olursa, veya en azından renk-desen durumu hakkında bir şeyler söyleyebilirseniz daha sağlıklı bilgi verebilirim.

Engerekler gececi hayvanlardır, bu nedenle gün ortasında fazla dışarıda dolaşmazlar. Hareketleri ağırdır. Ekte M. xanthina'nın 2 tane fotoğrafını ekledim. Ayrıca başka bir fotoğrafını da sitemin giriş sayfasında (http://www.nasitigci.com/) görebilirsiniz. Siz yavru yılanlar görüyorsunuz diye ben de ergin olmayan bir birey ekledim. Erginlerinde de renk-desen durumu aynı ama. Fotoğraftan da görebileceğiniz gibi başın üçgen şekilli ve boynun ince olmasıyla ayırt edilebilir. Ayrıca kuyrukları birden incelmektedir. Ama bu bilgilerin zehirli yılanları ayırt etmede kesin olarak kullanılabilecek ayrımlar olmadığını hatırlatırım. Yardımcı olması için yazdım sadece.

İzmir'de bulunan yılanlardan, Şeritli Engerek dışında, sakınmanız gereken başka bir tür yok. Sadece "yarı zehirli" dediğimiz bazı türler var ama onların zehri de insan için tehlikeli değil zaten, besinlerini oluşturan kurbağa, balık vb. hayvanlar üzerinde etkili.

Saygılar,
Naşit İĞCİ

Ayşe Özdil
08-06-2008, 14:45
Naşit Bey , verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Yazık ettiler hayvana ..Zehirsiz olduğunu köylülere söyleyeceğim..

A.Şahin
08-06-2008, 14:57
Geçen gün yumurtaların çıkmasına sadece birkaç gün kalan kuluçkadaki ördeğimin yumurtaların tamamını bir yılan yemiş, üzücü bir durum ama oda beslenmek zorunda yapacak bişey yok:(

montivipera
08-06-2008, 20:07
Merhaba,

Evet, ördekler yumurtadan çıkamadan besin zincirindeki rollerini oynamışlar. Yumurtaları bir yılanın yediğini nasıl anladınız acaba?

Sağlıcakla
Naşit

hosseda
09-06-2008, 09:56
Merhabalar,
Bir kaç aydır devamlı köylüleri, nasıl yaşadıkları konusunda izlemekteyim. Benim bulunduğum yörede arazide çalışan kesim erkekler. Bayanlar daha çok hayvanlarla ve diğer ev işleri ile ilgilenmekteler. Erkekler için yazar isem birinci malzemeleri lastik çizme. Pantalon mutlaka çizme içine girmekte. Uzun gömlek bir diğer vazgeçilmez giysileri. Erkeklerde mutlaka bol cepli yelekler var ( sanırım çakı, çakmak, sigara, telefon vb. eşyaları rahatça taşımak ve kaybetmemek için). Kafalarında da mutlaka şapka veya yöreye özgü örtüleri bulunmakta. Araziye çıktığınız da çizme ile dolaşır iseniz, ayağımı bir şey sokarmı korkunuzdan eser kalmayacaktır. Ancak çizmede bir yürüyüş botunun rahatlığı yok maalesef. Hele şimdi havalar sıcak, insanın ayakları pişiyor ama bilhassa ot içinde yürüyor iseniz çare yok çizme ile dolaşacaksınız.
Hoşçakalınız.

dost.bahcivan
21-06-2008, 21:42
Bu da bizim yaramaz. Kimseye zararı yok. Ama Heybeti ili korkutur.

kudra
25-06-2008, 14:58
arkadaşlar selam siteye devamlı bakarım ama yeni üye oldum,sorun şu bahcede bozyörük yılanımız var sanırım yavru 4-5 gündür zeytinağacının içinde mutlu ve huzurlu yaşıyor ama dün gece köpeğimiz biraz oyun oynamak istemiş olacakki ısırmış. Biraz yüzü şişti haliyle. atımız ve keçimizde var onlarada zarar verir diyede korkuyorum.Acaba yılanı bahceden nasıl cıkartabılırız, ilaç ve kazma kürek olmadan:)

omereser
25-06-2008, 17:11
Sayın Kudra, sizin yılan sırt desenine bakılırsa şeritli engereğe ( Vipera xanthina ) benziyor.
Eğer oysa, bu ciddi bir tehlike demektir. Onu bir şekilde uzaklaştırmanın yoluna bakmalısınız.

montivipera
26-06-2008, 13:05
Merhabalar,

Evet, Ömer Bey'in de belirttiği gibi, bahçenizdeki yılan Montivipera xanthina (Şeritli Engerek) dediğimiz türdür ve zehirlidir. Rahatsız edilmedikçe bir tehlike oluşturmaz ama bahçenizde bulunduğu göz önünde bulundurulursa bir şekilde çıkarmanızda fayda var. Maşa gibi bir şey yardımıyla yılanı bir çuvala koyup uzak bir yerde bırakabilirsiniz. Bunun dışında kendi kendine gitmesini sağlayacak bir yöntem varsa da ben bilmiyorum :) Ama bu işlemleri yaparken çok dikkatli olun, mümkün olduğunca ellemeden çuvala sokmaya çalışın. Olası bir ısırılma durumunda ise hemen bir sağlık kuruluşuna gidin.

Saygılarımla,
Naşit İĞCİ

Not: Bu hayvan benim lisans tezi konumdu. Çanakkale'de bulunduğunuz yerin (ilçe/köy) adını yazabilirseniz sevinirim.

cihan_as
11-07-2008, 19:32
Sayın naşit bey, size pınarbaşında bahcedeki yavru yılandan bahsetmiştim. Fotoğrafda görülen çok hızlı hareket ediyor, solucan olmadıgından kesin eminim sizce nedir acaba?

montivipera
14-07-2008, 12:11
Merhaba Cihan Bey,
Fotoğraftaki YILAN, görünüş itibarı ile Typhlops vermicularis (Kör Yılan) dediğimiz türdür. İlk bakışta solucana benzetilebilir (ki zaten Latince adı da bunu kastederek verilmiştir) ancak yakından bakarsanız pullarını görebilirsiniz, hatta dikkatli bakarsanız dilini çıkardığını da görebilirsiniz. Gözleri körelmiştir ancak gene dikkatli bakarsanız birer siyah nokta şeklinde görebilirsiniz. Kuyruğun ucunda küçük bir diken vardır, ancak bu diken insana zarar verecek bir yapıda değildir. Daha çok toprağı kazmada işlev görür. Boyları 30-35 cm'ye kadar çıkabilir ama genelde 15-20 cm kadar olurlar.

Türkiye'nin hemen hemen her yerinde yayılmıştır. Taş altlarında sıklıkla görebilirsiniz. TAMAMEN ZARARSIZDIR.

Saygı ve sevgilerimle,
Naşit.

hosseda
14-07-2008, 14:10
Sayın kudra,
Yılanın içinde yatmakta olduğu ağaç çam ağacına benzemekte. Zeytin ağacı diye yazmışsınız. Köylü,yılanlardan bahseder iken " çam alası " diye bir engerekten söz etmekte ve çok çevik olduğunu söyledikleri bu yılandan da anladığım kadarı ile çekinmekteler. Hatta bu yılan için, " çam alasına güven olmaz ısırıverir" diye konuşmalarına da şahit oldum. Dikkatli olmanızda büyük yarar var.
Hoşçakalınız.

yankee.E
14-07-2008, 16:46
mehmet ali bey özelden msj atın nasıl girmeniz gerektiğini anlatıyım ben girebiliyorum :d

dost.bahcivan
21-07-2008, 00:25
sorun şu bahcede bozyörük yılanımız var sanırım yavru 4-5 gündür zeytinağacının içinde
Sayın KUDRA Zeytin ağacınızdaki yılan; Ege yöresinde bahsedildiği gibi BOZYÖRÜK (Şeritli Engerek) yılanı. Ben de 3 aydır arabamda besliyorum. Halen daha birbirimize alışamadık. Çok zehirli olduğunu biliyorum. Sayın montivipera'nın tavsiyelerine uysanız iyi olur. 180 cm zunluğundaki Karayılanı kendime alıştırdım. Fakat Engerekte sansım yok gibi. Bir müddet sonra bırakmayı düşünüyorum. Yem diye verdiğim fare ısırıldıktan sonra 2-3 dakika içerisinde öldü. İnsanlar ne kadar yaşar bilmiyorum.

hosseda
04-06-2009, 18:32
Merhabalar,

Geçtiğimiz hafta sonu köy yolunda bir virajı döndüm ve uzakta yolun ortasında onu farkettin. Kalın ve uzun bir sopa da olabilir ama galiba yılan diye düşündüm, ezilmiş olabilir ama dikkat edeyim diyerek bir kaç metre kala durdum. Upuzun yatan bir yılan idi.

Yürüsem ön tekerlerin iç kısımları ile başı ve kuyruğu çiğnenirdi. Makinamı kılıfında ve sol tarafta bulunan kapaklı bir cebe koymuşdum. Ona bakıyor bu arada makinayı alıp, kılıfını çıkarmaya çalışır iken, kafasını kaldırdı. Soluna doğru döndü ve geldiği yere doğru akarak gitmeye başladı. Maalesef gene fotoğrafını çekmeye yetişemedim. Durduğum yer tam yolun ortası ve hemen viraj dönüşünde olduğundan bir kazaya sebebiyet vermemek için arabadan inemedim, kendime hazırlık yapmamam sebebi ile söylenerek yola devam ettim.

Rengi kirli siyaha çalan koyu yeşildi. Beyazları hiç yokdu. Orta bölümünün kalınlığı 4 parmakdan az değildi. Köyde anlattım, büyük ihtimal " dağ alası" imiş. Çok zehirli olurlarmış ve anlattığım büyüklükte nadir görünürmüş.
Bu yılan henüz hareket kabiliyetini tam kazanamamış idi, zorlanarak kaçabildi çünkü ve kuyruğu da kara yılanların olduğu gibi incecik ve bitmeyecek gibi akan bir uzunlukta değildi.

Yazın gelişi belli olmakta.

Hoşçakalın.

gtatas
07-06-2009, 15:40
Başka bir konuyada yazdım ama acil bir yılan kovalama **** yaklaştırmama metoduna ihtiyacım var.Muhabbet kuşlarım ve tavuklarım tehlikede.

Nariel
13-06-2009, 16:30
Ben de bir ay önce üniversitemin kampüsünde, bir fakülte önünden yürürken ayağımın dibinde birşey hareket etti. Bir baktım 50-60 cm uzunluğunda, 1-1.5 parmak kalınlığında, kafasında sarı-kırmızı çizgileri olan bir yılan :( Gövdesinin rengini hatırlayamıyorum ama kafasındaki renkleri hatırlıyorum. Bu yılan hangi tür yılan olabilir acaba?

N.Hel
16-06-2009, 09:55
Başka bir konuyada yazdım ama acil bir yılan kovalama **** yaklaştırmama metoduna ihtiyacım var.Muhabbet kuşlarım ve tavuklarım tehlikede.

Ben toz kükürtten uzak durduklarını duymuştum. Bahçeninin kenarlarına kükürt döktüm. İşe yarayacağını umuyorum. Rica etsem yılan konusunda bilgili arkadaşlar bu konuda bir açıklama yapabilir mi? Bunun bilimsel bir altyapısı var mı yoksa bir uydurma bilgi mi?

çelik
24-06-2009, 21:06
Benim yaşadığım çevrede de, bozyörük, engerek ve kör yılana çok sık rastlanıyor.Derede yaşayan su yılanlarıda gördüm.
Bozyörük diye isimlendirilen tür, koyun ve ineklerin memesinden süt içmesi ile meşhur. İnsandan korkmuyor. Çok sıkıştırılırsa havaya dikilip, ağzını açarak tıslıyor. Tecrübelerimle sabit.
Yılanın kükürt kokusunu sevmediği söyleniyor. Yılan gelmesin istiyorsanız yere kükürt serpebilirsiniz.

Sayın todor bende tam bunu araştırıyordum.Bizim bahçe evimiz var ve yılanlarda vede çocuklarım,yılanların eve gelmemesi için ne lazım diye araştırıyordum yazınızı gördüm.Acaba bu yöntem denenmişmi gerçekten işe yarıyormudur.Eğer işe yarıyorsa size minnettar kalacağım.(açıkçası ben çok korkuyorum çocukları bahane ediyorum)Birde kükürt şu üzümlere atılan şeymi?Çok teşekkür ederim.Ben birde katran,zift duydum doğrumudur acaba???

ato33
29-06-2009, 23:00
iyi akşamlar benim ,inek,koyun,tavuklarım var 4 yıl önce yazın ahırın içinde inek yatıyor ve yılan inegin sütünü içiyor inanın çok büyüktü üstü siyay altı kırmızı beni görünce saldırdı kaçtım tüfek getidim ama kaçmıştı,1yıl sonra tavugun içinde yatıyordu sanki ehileşmiş kaçmıyo bile 2 sefer tüfekle attım vurulmadı.bu yıda yine aynı tavuk kümsinde 50tane cülüc,kimisini yedi kimisini bogdu,arkadaşlr,inanın kükürtün içinde dahi yatıyo.kükürt bir şey yapmıyo mazotda denedim faydası yok ne öldürebildim nede kaçırabildim,bana acil bir yardım teşekürler.SAYGILAR.

dandon
30-06-2009, 11:07
merhaba,
yalovada ufak bir bahcem var cimlik alan biraz meyve istimlak delikli duvar yaninda salatalik, kabak, domates vesaire ekili cok buyuk degil hepsi keyif icin cocuklarin alismasi icin yapilmis seyler. Fakat bahcemde irili ufakli yilanlar var. Kukurt dokmustum fakat nafile, yilanlarin bahce dostu oldugunu hatta bundan ote can oldugunun bilincindeyim o yuzden oldurmeye karsiyim fakat dun bahcede kabak yapraklarinin da saklamasiyla duvardan cikip bahcivana saldirmis. henuz yeni yeni yuruyen iki tane cocugum var ve boyle bir sey baslarina gelirse hem dogadan sogurlar hem de yilanin zehirli olmasi ihtimalini goz onune alirsak cok ciddi problemlerle karsilasabilirler. Anladigim kadariyla yuvalarini delikli oldugundan istimlak duvari icine yapmislar. bu isi iki tarafa zarar vermeden nasil cozerim bilen varsa mutesekkir olurum. ayrica kukurt katran gibi seyler dokuldugunda ekinlere zarar verir mi? sulama sirasinda etkileri kaybolur mu? simdiden tesekkurler.

florya
03-07-2009, 10:06
İyi günler, mesajınızı okudum. Bizim bahçemizde de bu yıl iki kere yılan çıktı. Ben İstanbul Tıp Fakültesinde öğretim üyesiyim. Fakülteyi ilaçlayan firma ile konuştum. 5kg kükürt ile 2 kg toz naftalin karıştırılarak bahçeye elle serpiliyormuş. Bitkilere hiçbir zararı yok dediler. Aslında 45 gün etkili olmasına rağmen naftalin kokusundan bir daha gelmiyorlarmış. Biz bahçeyi kene, yılan, fare ve tüm zararlılara karşı bu firmaya ilaçlattık. Arzu ederseniz en azından bilgi almak için bu firmadakilerle konuşup size cep numarasını özelinizden verebilirim.

florya
03-07-2009, 10:09
Yazmayı unuttum. Bu işlemden sonra bahçe 3 gün sulanmıyor.

denizakvaryumu
03-07-2009, 10:41
iyi akşamlar benim ,inek,koyun,tavuklarım var 4 yıl önce yazın ahırın içinde inek yatıyor ve yılan inegin sütünü içiyor inanın çok büyüktü üstü siyay altı kırmızı beni görünce saldırdı kaçtım tüfek getidim ama kaçmıştı,1yıl sonra tavugun içinde yatıyordu sanki ehileşmiş kaçmıyo bile 2 sefer tüfekle attım vurulmadı.bu yıda yine aynı tavuk kümsinde 50tane cülüc,kimisini yedi kimisini bogdu,arkadaşlr,inanın kükürtün içinde dahi yatıyo.kükürt bir şey yapmıyo mazotda denedim faydası yok ne öldürebildim nede kaçırabildim,bana acil bir yardım teşekürler.SAYGILAR.

Bu yılanın fotoğrafını çekip foruma ekleseniz diyorum.

eser42
03-07-2009, 11:33
konya ilinde sarımsağın yılanı kaçırdığına inanılır. depo, bodrum girişi gibi yerlere sarımsak asarlar. eyrıca kükürtün bu bölgede de kaçırıcı olduğuna inanılır. en güzeli güçlü bir kedi beslemeniz

MeyveliTepe
03-07-2009, 12:23
Bozyörük ise paketleyip bize gönderin. Memnuniyetle kabul ederiz :)

denizakvaryumu
03-07-2009, 12:51
Bozyörükler, köstebek de yiyebilir mi?

MeyveliTepe
03-07-2009, 12:59
Evet, her türlü küçük kemirgeni yerler. Arada eğitim zaiyatı gibi kurbağalar da gider :)

denizakvaryumu
03-07-2009, 13:04
Köstebekten kurtulamak isteyenlere en iyi doğal çözüm bozyörük.

Yurt dışında kesin bozyörük üretme istasyonları vardır.

denizakvaryumu
03-07-2009, 13:12
Burada bozyörük diye bahsettiğimiz yılan , oluklu kertenkele mi? Başka bir tür mü?

MeyveliTepe
03-07-2009, 13:54
Bozyörük'ün diğer adı hazer yılanıdır. Bizim bahçede zaman zaman rastladığımız biri büyük, diğeri küçük iki tane var.

hosseda
03-07-2009, 14:11
Merhabalar,

Sarı yılan ( ok yılanı) diye adlandırılan zehirsiz yılana bazı yörelerde bozyörük deniyor sanırım. Halbuki bozyörük yılanı korkulan, zehirli bir yılan türüdür diye ben bilmekteydim.
Bir karışıklık söz konusu yazılanlarda ve resimlerde.
Bilen bir arkadaş belki çözer meseleyi.

MeyveliTepe
03-07-2009, 14:28
Ege bölgesinde engereğe de bozyörük dendiğini duymuştum. Bozyörük bölgesel olarak cinsi bilinmeyen yılanlara verilen ad gibi olmuş. Benim bildiğim hazer yılanına verilen diğer isimdir. Başka bir başlıkta da bahsi geçmişti diye hatırlıyorum.

tolgahann
03-07-2009, 15:01
Geçen gün sokakta kafası bedeninden ayrılmış bir yılan gördüm. İnsanlar hayvancağızın ölüsünü bile rahat bırakmıyorlardı.Sopayla kaldırıp atmaya çalışıyorlardı.Elime poşet geçirip otların içine koydum.Karşılaştığım manzara karşısında insanlığımdan utandım.Türünü bilmiyorum ama insanlara saldırdığı için öldürüldüğünü zannetmiyorum.

denizakvaryumu
03-07-2009, 15:12
Bu ölü yılana benzer hayvan sanırım oluklu kertenkele

tolgahann
03-07-2009, 15:39
Sevgili denizakvaryumu kesin bir bilgim yok ama gördüğüm şey yılana çok benziyordu.Biraz önce oluklu kertenkeleyi (http://reptile.fisek.com.tr/ophisaurus.htm) de araştırdım o da yılana çok benziyor. Oluklu kertenkele de olsa zehirsizmiş.:(

Adalet Yağcı
03-07-2009, 17:25
Ben istemem, onları öldürmeye de kıyamam ayrıca cesaret de edemem.
En iyisi onları elli metre uzaktan gözlemlemek, bahçemde karşıma çıkarsa bir daha bahçeye girebileceğimi sanmıyorum.
Bir kaç yıl önce bahçe duvarımın kenarlarına kükürt serpmiştim, yine aklıma düşürdünüz işte :)

tolgahann
03-07-2009, 17:36
Sevgili Adalet Yağcı merak etmeyin sizin onlara zarar vermeyeceğinizi anladıkları zaman size zarar vermeyeceklerdir. Biliyorum görüntüsü ürkütücü ama korkumuz onlara ve bize zarar vermekten başka bir işe yaramıyor. Ayrıca o güzel bahçe hiç yılan için terkedilir mi? :)

Delimus
03-07-2009, 18:37
Bozyılan zehirli diye biliyorum Bozyılan ile bozyörük farklı mı ?
Bizim köyde bozyılan bide karayılan görülüyor genelde.
Karayılan zehirsiz fakat kırbaçlıyor ayağa kalkıp(dikilip) ,Köy kahvesinde dayağını yiyenler anlatır.

Discovery izlediklerime göre yılandan korkmak yersiz çünki oda sizden korkuyor sadece üzerine basmamalı veya ilerlememelisiniz genelde kaçar.
Paslı şeyleri çok severler,Kertenkeleler oralarda çok oluyor ayrıca sıcak olur orası Paslı çinko filan varsa bahçede kaldırın.
Sütü çok sever bu yüzden çocuklara dikkat bebeklere özellikle.

eser42
04-07-2009, 12:43
yılanların resimlerini ve isimlerini görebileceğim bir internet adresi varmı? uçakla bölgesel süne ilaçlaması yapıldıktan sonra ilçe genelinde arazide yılan, kuş, ve tilki nesli azaldı buna karşılık fareler bölgemizi istila etti. yaşadığım bölgede yılanlarla dost olamız gerektiğini tüm ilçe halkı öğrenmiş bulunuyoruz. ama bölgemde bulunan yılanlar zehirlimi merak ediyorum.

karaselvi
06-07-2009, 19:57
Bir kaç yıl önce yakaladığım yılanı akvaryumda beslemeye kalktım ama et yumurta süt dahil hiç bir şey yediremedim. Bir hafta sonra mecburen salı verdim. Benimki ılık soğuk hiç süt içmedi. Bir yerde okumuştum. Yilanlar süt içmezmiş. İneğin altından geçerken sallanan memelerinden ürküp ısırırmış. Benimki sakın bir yılandı parmağımdan kalın ve yavaş hareket ediyordu. Silik pembe turuncu gibi renglere sahipti kuyruğu küt başı üçgen bir metreye yakındı. Sağsol yaparak kendini akvaryum kumunba gömüyordu sadece burrundelikleri kalıyordu dışarda.

agronomistmrt
08-07-2009, 21:53
selamlar arkadaşlar;
akdenizdeki zehirli yılanlar hangileridir acaba birde karşılaşılma sıklığı nedir?
malum ziraat işleriyle uğraşıyoruz.
genelde boz yılanın zehirli olduğunu söylerler. birde geçenlerde sarı üzeri siyah baklavalı bir yılan gördüm o nedir acaba?

ayazkentli
22-07-2009, 16:54
10 gün önce, eşimin teyzesini tarla'da çapa yaparlarken, eliyle -kaynaş- otlarını yolduğu sırada, elinden yılan ısırmış. O da yılanı öldürmüş. Yılanın -Güdük Engerek- olduğunu söyledi. Çünki buralarda kısa, kalın, küt olan boz yılanlara -güdük engerek- deniyor. Tabi hastahaneye gidip tedavi yaptırmışlar ama dün kendisini gördüğüm'de kolu hala şiş idi. Geçen yıl aynı bölgede, aynı tip bir yılan'nın ısırması sonucu, genç bir kız yaşamını yitirmişti.

Bergama'da bir aralar fare istilası vardı, Todor arkadaşımız bir kaç sayfa önce yazmış. Özellikle'de yukarıda bahsettiğim vakaların yaşandığı, Sindel Ovası-Bayırı olan bölgede, bayır kesimin'de orman bakanlığının ağaçlandırma bölgesi var. Burada çoğalan fareler ağaçların filizlerine zarar verdikleri için, 3-4 yıl kadar önce, bu ağaçlandırma bölümüne, Orman Bakanlığına bağlı ekipler tarafından, farelerle mücadele etmeleri amacıyla, çok büyük miktarda, zehirsiz türde yılanlar bırakıldı. Şu anda fareler bölgeden temizlendi ama, bu kez'de insanların yılanlarla sıkça karşılaşmaları arttı.

Resmini verdiğiniz ve Hazer yılanı diye bilinen yılan, buralarda'da Bözürük (büyük ihtimal -Bozyörük- kelimesinden türemiş), Dağ alacası gibi isimler ile anılıyor. Güdük engerek denilen tür'de boz renkli ama, bunlardan daha küt, daha kısa. İsimler farklı yörelerde, farklı şekilde biliniyor olabilir.

hosseda
23-07-2009, 07:35
Sayın ayazkentli,

Yılan otun içinde yatmaktamıymış. Serin bir yermiymiş ayrıca orası.

Bunları şunun için sordum :

Devamlı söylenen şey, yılan insana yanaşmaz, sen üstüne gidersen kaçamaz ise ancak seni sokar. Ama yazdığınız olayda bu genellemelere denk düşmeyen noktalar var. Bayan ot yolmakta ise, ama ayak sesleri ile ama çalışmasının getirdiği gürültü ile o yılanın oradan gitmesi gerekir idi. Ayrıca sıcağın altında otun içinde ne arıyor o hayvan. Hep söylenen şey, yılan sıcakta dolaşmaz, serin yer bulur orada yatar ( aynı şeyler akrep içinde söylenmekte, ancak bir kaç hafta önce gene ot yolarken akrep tarafından sokulan birini ben biliyorum.).

Bağ bahçede bu hayvanlar çok, yaşam şekillerini, davranışlarını, ne zaman yatıp ne zaman dolaştıklarını, ne zaman beslendiklerini daha net bilebilsek iyi olacak. Daha iyi korunacağız onlardan.

118 no.lu mesajda sayın kara selvi yılanın hayvanın memesinden süt içmediğini, sallanan memeden ürküp ısırdığını, hayvanın memesinde meydana gelen yaraların sebebinin bu olduğunu yazmış. Daha çok yeni, yıllarca hayvancılık yapmış bir tanıdığıma sordum bu konuyu. Yılan ineklerin memesinden süt içerdi, biz o hayvanın memesinden bunu anlardık ve o hayvanı sağarken bir miktar sütü yere akıtırdık dedi. Doğru olan ne acaba. Yılanlar ahırlara çok girer derler. Bu hayvan ahıra süt içmeyemi yoksa hayvanların suyuna ortak olmaya mı giriyor ?

Kesin doğru olan cevabı bulmak zor. Sadece dinlediklerimizle ve okuduklarımızla meseleyi kavramaya çalışıyoruz ama bazen bilgiler çelişiyor birbiri ile kafamız o zaman iyice karışıyor.

ayazkentli
23-07-2009, 11:55
Çalıştıkları yer tarla ve domates ekili yer olduğu için, büyük ihtimalle bitki ve otun olduğu yer, gölgelik ve serindir o nedenle orada duruyordur. Geçen yıl'ki genç kızı'da, domates çapası yaparken, yan sırada ekili olan domatesin içinde bulunan yılan tarafından ısırılmış.

Burada elbette insanlar yılana yaklaşıyorlar ama demek'ki bazen yılanlar kaçmayabiliyor. Gerçi kaçsalar bile, en fazla yan tarlaya geçebilirler ama, hemen hemen her tarla'da çalışan insanlar olduğu için, bir şekilde karşılaşma kaçınılmaz oluyor sanırım.

sükunet
30-07-2009, 23:48
resimlerini görmek bile ne kadar ürküttü beni...
korkuyorum ben ya çok korkuyorum yılanla karşılaşmaktan.
umarım ve dilerimki bana denk gelmez.
o anda düşer bayılırım sanırım.

ahmet salih
31-07-2009, 21:38
Sn Montivipera izmir bornova laka köyünde oturuyorum.dün gece eşimle otururken ayağımın önünden yavru bir yılan geçti eşim çok korktuğu için ses çıkarmadım tabi fotoğrafını da çekemedim. şeritli engerek olabilir mi?diye düşünüyorum, sırt desenleri yoktu, yavrularda sırt deseni olur mu? açık kahverengi renginde 20 cm uzunluğunda serçe parmağı kalınlığında ,tam yılansı hareketle yavaş ilerliyordu, bizim bekçi 3-4 gün önce bahçede 1,5m uzunluğunda kahverengi bir yılan gördüğünü söyledi .tam tarif edemiyor, 1,5 metreyi biraz abartığını düşünüyorum.

bonjour40
22-09-2009, 20:49
Merhaba
Asagidaki fotoğraflarda goreceginiz yavru yılanlardan bahcemde 2 tane gordum.
Zehirli olma ihtimali nedir sizce ?:dilli:
Gonderim tarihi :22,09,2009

Selamlar

Samsunlu55
23-09-2009, 00:24
Zehirli olma ihtimali azdır. Bizim balkona nasıl girmişse girmişti ama bundan daha küçük bir yavruydu sağa sola gidip duruyordu. 1 karış kadardı. Telefonun kamerasına videosunu çekmiştim ama resmini çekmek aklıma gelmedi keşke çekseydim.

Halil Önen
23-09-2009, 22:03
Merhaba
Asagidaki fotoğraflarda goreceginiz yavru yılanlardan bahcemde 2 tane gordum.
Zehirli olma ihtimali nedir sizce ?:dilli:
Gonderim tarihi :22,09,2009

Selamlar

Yılanın zehirli olduğunu bir bakışta nasıl anlarsın?

1) Kafası üçgen gibidir.

2) Kuyruk uzun incedir.

3)Kafası dahil bütün vücudu göz alıcı renklerle desenlidir.

En tehlikeli dönemleri haziran ayı çiftleşme zamanıdır. Bu dönemde rahatsız edilirlerse saldırganlaşırlar, özellikle dişiler.

Bir yerde, tarlada, dağda, bağda, bahçede, tııııııııısssssss sesi duyarsanız durun ve hiç kıpırdamayın.

Etrafınıza iyice bakın, onu göreceksiniz.

Bilin ki bacaklarınıza bir ya da iki karış yakındadır, kaçamadığı veya bir yere saklanamadığı içindir ki, yarı beline kadar dikilmiştir, kafası geri doğrudur, kafasının bir karış altı size doğru yay gibidir.

Bu onun saldırı pozisyonudur, kıpırdarsanız ve yanlış anlarsa eğer...

Hiç kıpırdamayın, bir dakikadan az bir süre sizi izler yavaşca kafasını yere koyar sonra hızla akar gider.

Yılanlar diliyle koku alır.

Yılanlar duymazlar. (duymuyorsa nasıl tıııııssss diye ses çıkarır bilemem)

Yılanlar başlarını yere koyarak titreşimlerden etrafındaki iri canlıları algılarlar.

(ayrıca yılanın olduğu yerde yalan da çoktur) :p
Saygılar

ahmet salih
25-09-2009, 21:14
Yılanın zehirli olduğunu bir bakışta nasıl anlarsın?

1) Kafası üçgen gibidir.

2) Kuyruk uzun incedir.

3)Kafası dahil bütün vücudu göz alıcı renklerle desenlidir.

En tehlikeli dönemleri haziran ayı çiftleşme zamanıdır. Bu dönemde rahatsız edilirlerse saldırganlaşırlar, özellikle dişiler.

Bir yerde, tarlada, dağda, bağda, bahçede, tııııııııısssssss sesi duyarsanız durun ve hiç kıpırdamayın.

Etrafınıza iyice bakın, onu göreceksiniz.

Bilin ki bacaklarınıza bir ya da iki karış yakındadır, kaçamadığı veya bir yere saklanamadığı içindir ki, yarı beline kadar dikilmiştir, kafası geri doğrudur, kafasının bir karış altı size doğru yay gibidir.

Bu onun saldırı pozisyonudur, kıpırdarsanız ve yanlış anlarsa eğer...

Hiç kıpırdamayın, bir dakikadan az bir süre sizi izler yavaşca kafasını yere koyar sonra hızla akar gider.

Yılanlar diliyle koku alır.

Yılanlar duymazlar. (duymuyorsa nasıl tıııııssss diye ses çıkarır bilemem)

Yılanlar başlarını yere koyarak titreşimlerden etrafındaki iri canlıları algılarlar.

(ayrıca yılanın olduğu yerde yalan da çoktur) :p
Saygılar

Sn;halil önen 2.maddenin tersi olduğunu sanıyorum.zehirli yılanlarda kuyruk kısa ve küntür diye biliyorum.bonjour40 resimlediği yılanların zehirsiz olduğunu düşünüyorum.ege bölgesinde insana zarar verecek kadar zehirli tek yılanın şeritli engerek olduğunu herpetolog üyemiz sn;montivipera'nın yazılarından biliyoruz.bir resmini yüklemeye çalışacağım.yılanları tanıdıkca korkularımızın ne kadar yersiz olduğunu öğreniyorum.ve hatta sevmeye başlıyorum. yılanın olduğu yerde yalan çoktur .özdeyişinizi çok tuttum.

Halil Önen
25-09-2009, 21:55
Sn;halil önen 2.maddenin tersi olduğunu sanıyorum.
zehirli yılanlarda kuyruk kısa ve küntür diye .

Sn. ahmet salih, çok dikkatlisiniz.

Bunu birilerinin belirteceğini biliyordum.

Buralarda güdük engerek dediğimiz yılanın kuyruğu küttür ve zehirlidir.

Ama unutmayın bu bir istisnadır.

Kuyruğu ince ve uzun olanlar zehirlidir ve bu bir genellemedir.

Yoksa çok renkli desenli zehirsiz yılanlarda vardır, tabii istisnadır. Kuralı değiştirmez.

Saygılar

Halil Önen
25-09-2009, 22:13
yılanları tanıdıkca korkularımızın ne kadar yersiz olduğunu öğreniyorum.ve hatta sevmeye başlıyorum.
yılanın olduğu yerde yalan çoktur .özdeyişinizi çok tuttum.

Zehirli olanların üstüne kaza ile basmadıkca sevebilirsiniz.

Haziran ayı çifleşme zamanıdır sizi görürse sevmez, eşini daha çok sever. :p

Kör yılan da denilen (ben kör olduğuna inanmıyorum, insanın üstüne çıkıp varır ya ondan deniyor galiba) kara yılanın üstüne (beline) çok bastım kaza ile bir zararını görmedim. Saldırmıyor da.

Halbuki kara yılan için buralarda zehirlidir deniyor.

Av köpeğim 1 ve 1.5 m. olanlarını yakalar getirirdi. Çok güzel ölü numarası yapar. Ortalık sakinleşince yavaşca çeker giderdi.

Saygılar

Samsunlu55
25-09-2009, 23:43
Kara yılanı bahar aylarında koca bir kazan kurbağasını yerken şahit oldum. Kurbağayı yemeye çalışırken çok çaresizdi.1 metre kadar yaklaştım ama ağzı dolu olduğu için hiçbir tepki göstermedi o an için dışarıdan gelecek saldırılara tamamiyle açıktı.

Halil Önen
26-09-2009, 00:14
Kara yılanı bahar aylarında koca bir kazan kurbağasını yerken şahit oldum. .

Evet kara yılan aynı zamanda fareler için de etkili, ve insana hiç bir zararı yok.

ahmet salih
26-09-2009, 00:51
Sn. ahmet salih, çok dikkatlisiniz.

Bunu birilerinin belirteceğini biliyordum.

Buralarda güdük engerek dediğimiz yılanın kuyruğu küttür ve zehirlidir.

Ama unutmayın bu bir istisnadır.

Kuyruğu ince ve uzun olanlar zehirlidir ve bu bir genellemedir.

Yoksa çok renkli desenli zehirsiz yılanlarda vardır, tabii istisnadır. Kuralı değiştirmez.

Saygılarsn; halil önen hala genellemeyi ters yaptığınızı düşünüyorum. http://www.dicle.edu.tr/fakulte/fen/biy/zoology/yilan%20zehiri.pdf bu arada sitede adı geçen Sn prof dr.kurtuluş olgun türkiyede ilk defa sadece türk araştırmacıların katıldığı avonos dağlarındaki araştırmada 47.yılan türünü keşfettiler.rhynchocalasmus cinsine ait yılana Türk Barani yılanı ismini verdiler

ahmet salih
26-09-2009, 01:55
Türkiye de 47.tür olarak keşfedilen Türk Barani yılanı

Halil Önen
03-10-2009, 11:50
Sn;halil önen 2.maddenin tersi olduğunu sanıyorum.
zehirli yılanlarda kuyruk kısa ve küntür diye biliyorum..

Biz de buralarda güdük engereği zehirli biliyorduk.

Kuyruğu kısa ve küntür de zehirsizmiş.

İlginç engerek türlerinden sadece o zehirsizmiş.

Kuyruğu ince olandan kastım, bazı yılanların örneğin su kenarlarında ya da su içinde yaşayan bazı çeşitlerin anüsten sonrası, hemen çok inçeliyor.

Yani kamçı kuyruk dediğimiz, onlar zehirsiz doğru söylüyorsunuz.

Valla benim kafam karıştı, akşam biraz yılanları inceleyeyim dedim gece rüyama girdiler. :p

Bizim kadına dedim rüyada yılan görmek nedir diye?

'Aydınlık' anlamına geliyormuş da, nasıl insanı hem korkutuyorda aydınlık oluyor anlamış değilim.

Saygılar

kalambaklı
03-10-2009, 13:18
Sayın dostlar; Yılan mı allah korusun,yazmaktan bile çekiniyorum.
Sayın Halil Önen, şimdi bana sen nasıl avcısın diyecek sanırım,
Sevgi ve saygılar sunarım,

cihan_as
03-10-2009, 19:14
Sayın dostlar; Yılan mı allah korusun,yazmaktan bile çekiniyorum.
Sayın Halil Önen, şimdi bana sen nasıl avcısın diyecek sanırım,
Sevgi ve saygılar sunarım,

Ben her gün bahcede görüyorum, yılanlar hakkında bilgi sahibi oldukca korkulacak bir tarafı yok, beni gördügünde kaçıyorlar.:)

Samsunlu55
03-10-2009, 22:21
Sayın dostlar; Yılan mı allah korusun,yazmaktan bile çekiniyorum.
Sayın Halil Önen, şimdi bana sen nasıl avcısın diyecek sanırım,
Sevgi ve saygılar sunarım,

Sn. kalambaklı;
Yılandan neden korkuyorsunuz ki zaten çoğu türü insanı gördüğü zaman kaçar.
Siz en iyisi yılan korkunuzu yenmek için evde yılan besleyin:D Mesela anakonda besliyebilirsiniz zehirsizdir. 18 metreye kadar uzar kalınlığı 1 metreyi aşar. Genellikle timsah, geyik, insan, jaguar veya başka anakondalar ile beslenir. Avını boğarak öldürür:D

ahmet salih
05-10-2009, 14:25
Sn. kalambaklı;
Yılandan neden korkuyorsunuz ki zaten çoğu türü insanı gördüğü zaman kaçar.
Siz en iyisi yılan korkunuzu yenmek için evde yılan besleyin:D Mesela anakonda besliyebilirsiniz zehirsizdir. 18 metreye kadar uzar kalınlığı 1 metreyi aşar. Genellikle timsah, geyik, insan, jaguar veya başka anakondalar ile beslenir. Avını boğarak öldürür:D

18 metre abartılı bir rakam, bildigim bügüne kadar bilinen en uzunu 10-11 metre ,hayvan öldürüldükten sonra derisi gerdirilerek işleniyor,bu işlem sonucunda deri %30-%40 uzuyormuş.bunların ölçümü yanıltıcı rakamlar çıkarabiliyor.kalınlıkta aynı şekilde büyük bir av yediğinde 1 metreye kadar genişliyebiliyor,fakat normal ölçüleri bu değil. saygılar

omru_ye
05-10-2009, 19:33
Bazilari yilan seviyor:) oglumda evinde yilan besleyenlerden.Evi kucuk oldugu icin sadece iki yilan besleyebiliyor.

Bu kucuk olan yilanin boyu 1.50 cm kadardi 2 yil once.

106382

Buda 3.50 cm boyundaki ikinci yilani.

106381

Halil Önen
06-10-2009, 01:45
Bazilari yilan seviyor:)

Sn.omre_ye,

küçüğü ne yılanı?

Onlar hep öyle kapalı mı kalıyor? Gezmeye çıkarıyor musunuz?

Büyük ne yiyor ne içiyor?

Vallahi merakımdan soruyorum. besliyeceğimden değil?

Saygılar

omru_ye
06-10-2009, 04:21
Sn.omre_ye,

küçüğü ne yılanı?

Onlar hep öyle kapalı mı kalıyor? Gezmeye çıkarıyor musunuz?

Büyük ne yiyor ne içiyor?

Vallahi merakımdan soruyorum. besliyeceğimden değil?

Saygılar

Her ikiside piton yilani. Genelde kapali duruyor ama zaman zaman ev icinde dolastiriyor zaman zaman da kucagina alip seviyor.

Her ikisinide fare ile besliyor ama buyuk icin zaman zaman tavsan aliyor .
Yilani seviyorsaniz ,ilgileniyorsaniz besleyebilirsiniz de :))


Oglum hayvanlari cok seviyor .Akvaryumla baslayarak yilana kadar geldik.Daha sonrasi ne olur bilemiyorum:)) Iki yilandan sonra su anda evinde yaban gelincigide besliyor.

Samsunlu55
13-10-2009, 22:48
18 metre abartılı bir rakam, bildigim bügüne kadar bilinen en uzunu 10-11 metre ,hayvan öldürüldükten sonra derisi gerdirilerek işleniyor,bu işlem sonucunda deri %30-%40 uzuyormuş.bunların ölçümü yanıltıcı rakamlar çıkarabiliyor.kalınlıkta aynı şekilde büyük bir av yediğinde 1 metreye kadar genişliyebiliyor,fakat normal ölçüleri bu değil. saygılar

Bu rakamlar okuduğum kaynakta yazıyordu onların yalancısıyım :)



Her ikiside piton yilani. Genelde kapali duruyor ama zaman zaman ev icinde dolastiriyor zaman zaman da kucagina alip seviyor.

Her ikisinide fare ile besliyor ama buyuk icin zaman zaman tavsan aliyor .
Yilani seviyorsaniz ,ilgileniyorsaniz besleyebilirsiniz de :))


Oglum hayvanlari cok seviyor .Akvaryumla baslayarak yilana kadar geldik.Daha sonrasi ne olur bilemiyorum:)) Iki yilandan sonra su anda evinde yaban gelincigide besliyor.

Oğlunuz hergün düzenli olarak fareyi nerden temin ediyor:confused:

Saygılar...

omru_ye
14-10-2009, 03:12
Oglum yurtdisinda yasiyor.Fare ve tavsani pet showlardan aliyor.Yalniz sunu belirtmek isterim fare veya tavsan hergun verilmiyor .(yanilmiyorsam 15 gunde bir) Genelde kucuk yilanlara fare yetiyor ama buyuk olanlarina fare yetmiyor eger fare vermek istiyorsaniz sayi cogaliyor.

Bunlarda oglumun arkadasinin yilanlari.Bir hayli buyukler ama olculerini bilmiyorum.


107952

107953

Samsunlu55
15-10-2009, 22:01
Şaka gibi resimler :D

omru_ye
15-10-2009, 22:30
Evet gercekten saka gibi...Oglumu kucaginda kocaman yilani severken gordugumde gozlerime inanamadim. Daha sonra alisiyorsunuz o goruntuye.

Ben henuz o kadar ilerleme gosteremedim ama gelinciklerle idare ediyorum. :D

bernacyhn
24-11-2009, 08:14
Aman Allahım bu ne böyle daha bir sayfa önce birkaç milim kalınlığında bir karış uzunluğundaki şey de yılan diye adlandırılıyordu. Sevilir, bakılır ama nasıl baş edilir bunlarla. Hem nasıl izin veriyorlar böyle büyük yılanların bakımına? Alttaki sevimsiz olsa da üsttekinin rengi gerçekten ilgiyi cezbeder nitelikte.

Samsunlu55
22-12-2009, 22:41
Aman Allahım bu ne böyle daha bir sayfa önce birkaç milim kalınlığında bir karış uzunluğundaki şey de yılan diye adlandırılıyordu. Sevilir, bakılır ama nasıl baş edilir bunlarla. Hem nasıl izin veriyorlar böyle büyük yılanların bakımına? Alttaki sevimsiz olsa da üsttekinin rengi gerçekten ilgiyi cezbeder nitelikte.

Gerçekten nasıl baş edilir ordan alıp oraya koymak istesek bel fıtığı oluruz:D Niye sevimsiz diyorsun, ikiside çok dekoratif:D

bernacyhn
23-12-2009, 23:01
Korku filmlerini hatırlatıyor ondan öyle dedim :D üsttekinin yanına gider severim dokunurum ama alttaki de aynı büyüklük ve vahşilikte olmasına rağmen aynı sükuneti sağlayamam gibi geliyor XD

karaselvi
24-12-2009, 13:46
Her ikiside piton yilani. Genelde kapali duruyor ama zaman zaman ev icinde dolastiriyor zaman zaman da kucagina alip seviyor.

Her ikisinide fare ile besliyor ama buyuk icin zaman zaman tavsan aliyor .
Yilani seviyorsaniz ,ilgileniyorsaniz besleyebilirsiniz de :))


Oglum hayvanlari cok seviyor .Akvaryumla baslayarak yilana kadar geldik.Daha sonrasi ne olur bilemiyorum:)) Iki yilandan sonra su anda evinde yaban gelincigide besliyor.

Gelinciğin fotoğrafınıda koyarmısınız. Az çektirmedi bana hain gelincik :) ne güvercin bıraktı ne bildircin.

omru_ye
01-01-2010, 02:51
Oğlumun evinde beslediği gelinciklerden bir kaç fotoğraf koydum. Doğada zararlı bir hayvan olarak görülsede inanın evde çok sevimliler :)) Günlük stresi üzerinizden atmak için birkaç dakika oynamak yetiyor.

Sondaki iki fotoğraf oğlumun yeni aldığı (yanılmıyorsam boa ) yılanı ve evdeki kafesleri .

bernacyhn
02-01-2010, 15:55
Gelincikler çok sevimli..

gambet
20-04-2010, 19:40
yılan korkusuyla büyüdük yılanlar kalmadı ama korkuları hala baki

bonjour40
28-05-2010, 09:39
Merhaba
Bahcemde deri değiştirmiş bir "davetsiz misafirimiz" var
zaman zaman karsılasıyoruz. Hanim ve ben alıstık ama misafirler ve cocuklar icin korkutucu oluyor.
Biz bu davetsiz arkadastan nasil kurtuluruz?

İşe duvari sivatmakla basliyacagiz ama

varmıdır bildiginiz başka bir yol

Kimileri kükürt
kimileri sarimsak diyor

Tesekkurler

Sinarit
29-05-2010, 09:50
Oglum yurtdisinda yasiyor.Fare ve tavsani pet showlardan aliyor.Yalniz sunu belirtmek isterim fare veya tavsan hergun verilmiyor .(yanilmiyorsam 15 gunde bir) Genelde kucuk yilanlara fare yetiyor ama buyuk olanlarina fare yetmiyor eger fare vermek istiyorsaniz sayi cogaliyor.

Bunlarda oglumun arkadasinin yilanlari.Bir hayli buyukler ama olculerini bilmiyorum.


107952

107953



Aman yarabbi,bunları bizim evde olduğunu düşünüyorumda.:D

bahtiyar02
29-05-2010, 10:57
Çok ürkütücü olmasına rağmen çokta faydalı.Tabiyatın dengeliyicilerinden.Bende beslemek isterdim. Ama bukadar büyüğünü değil.
Saygılar

begonvil 14
29-05-2010, 11:18
Belgeselde izlerken birden yılanlar çıkınca oturduğum koltuktan tavana sıçrıyorum korkudan. Rüyamda bile görünce çığlıklarla uyanıyorum. Yılanın evde beslendiğini ilk defa duydum. Hatta bu mesajı yazarken ayakkabımın bağı kımıldadı yine zıpladım:)) Gerçi "yılandan korkman yalandan korktuğum kadar" diye bir söz var ama bana uğramamış. Şu da bir gerçek çevremizde öyle insanlar var ki; yılandan bile tehlikeli.

fikirci
16-06-2010, 13:29
Yılan korkusu genetik bir hal . Üstelik tarım toplumlarında iş folklorik boyut da kazanıyor. Arkadaşların şikayetleri de bu yönde. Neden her yılan öldürülsün derken haklılar.
Ancak ülkemizin kültürel seviyesi ortada. Geri kalmış bir tarım toplumunun tüm iz düşümlerine sahibiz. Geçek bu.

Kendimizi düşündüğümüzde bile. Şahsen yılan korkumu yenmem yıllarımı aldı. Fobi seviyesinde panik ve kaçma isteğiyle gelen bu korkunun yenilmesi kolay değil. Ancak mümkün.

Yılandan nasıl korunuruz..
Aslında o kadar çok değiller okadar da sık karşımıza çıkmıyorlar. Doğada çok vakit geçirmiş ve onlarla bol bolmuhatap olmuş biri olarak 40 yıla yaklasan ömrümde özgür bir yılanla 20 defa ancak karsılaşmısımdır. 2 yıla bir tane düşüyor. Bu vakaların en az 15 inde yılan öldürülmüştür. Çoğunda da hayvan zehirsizdir. Bu durumda bizim değil onların korkması gerekiyor sanırım.

Yılandan sakınmak istiyorsanız yapılacaklar basit.
Kedi besleyin. Bahçenizde tavuklarınızı serbest halde besleyin. Bir Avustralya Terieri edinin:=)
Doğaya çıkınca ise yuksek konçlu çizme giyin."çizme aslında sadece sizi rahatlatmak için" Yürürken sarkı söyleyin yere sert basın. Karşılaşmanın muhtemel olduğu yerlerde elinizdeki sopayla veya topugunuzla yere vurup vibrasyon sağlayın. Yavaş ve dikkatli yürüyün. Yılan görduğunuzde sakince bir yay çizerek uzağından geçin.
Peki yılan nerede olur.
Yılanla yazın karşılaşırsınız ve yılan yazın serin yer sever.
Dere yatakları, vadi tabanları bögürtlen çalılarının yakını, yuksek otluklar, taşlık alanlar -taş serin olur- ve çalı dipleri tercih ettikleri yerler. Zaten bu alanlar yürümek için ideal yerler değildir. Açıklık alanlar ve keçi yollarından şaşmayın yeterli.
Ve gördüğünüz yılanları lütfen öldürmeyin. Karadenizde bunun bedelini ödüyorlar. Samsun ve Trabzonda son 20 yıldır evlerinde farelerle beraber yaşıyor insanlar.

kelebek2323
16-06-2010, 19:30
Merhaba, bugün üniversitemizin bulunduğu kampüste bir yılan gözlemledik. Odamızın hemen altında, taşların altında yuva yapmış. Zehirli olma ihtimali düşük ama yine de fotoğraflarını çektik ve hakkında bilgi sahibi olmak istiyoruz. Teşekkürler

N.Hel
05-07-2010, 17:17
Merhaba,

Bugün bahçede resimlerini eklediğim yılanın parçalarını bulduk. Bahçede 3 adet kedi var. Sanırım onlar parçaladılar ya da parçalanmış halde bulup bahçeye getirdiler. Resimde görülen gövdenin boyu 20 cm, çapı 1-1.5 cm civarında. Kafanın çapı da 1 cm kadar.

Yılanın türün ve zehirli olup olmadığı konusunda bilgi verebilir misiniz?

fikirci
07-07-2010, 07:52
Kampuscu arkadaşlar. Önce sizin yılanı söyleyeyim. zararsız çayır yılanı.
Malum kampusler baya dagbasına kuruluyor. Zaten sehirlerde kırsalı işgal ede ede gidecek yer kalmadı. dolayısıyla dogal hayatı mahvediyoruz. Korkmayın yılancıktan. kardeş kardeş geçinin. o oradaolmazsa yatakhanenizi tarla fareleri basar:=)

Bahçede bulunan yılana gelince
bakın gözlerine
zararlı gibi mi duruyor. basit bir zehirsiz yılan oda. İhtimalki bir su yılanı cinsi.

N.Hel
07-07-2010, 09:50
Sn Fikirci, verdiğiniz bilgi için teşekkür ederim.
bakın gözlerine, zararlı gibi mi duruyor. derken bu duygusal bir ifade mi? -yani bakışları masum, zarar verecek bir görünüşü var mı anlamında mı- yoksa gözlerinin görünümü ile ilgili zehirli ile zehirsizi ayırmaya yönelik belli özellikler var anlamında teknik bir ifade mi?

Bir de su yılanı olabileceğini söylemişsiniz. Sokağın altından kanalizasyon+yağmur suyu hattı geçiyor. Bahçe kapısı yakınlarında da yağmur suyunu toplamaya da yarayan bir mazgal var. Bu yılan ora da yaşayabilecek bir yılan mıdır?

bonjour40
07-07-2010, 09:55
Acikcasi ban da pek masum gozukmedi :)
Fotograftan boyutlarini anlamak pek mumkun degil Keske yanina tanidigimiz bir nesne koysaydiniz da bir boyutlandirma yapabilseydik

Selamlar

fikirci
07-07-2010, 12:14
Sn Fikirci, verdiğiniz bilgi için teşekkür ederim.
derken bu duygusal bir ifade mi? -yani bakışları masum, zarar verecek bir görünüşü var mı anlamında mı- yoksa gözlerinin görünümü ile ilgili zehirli ile zehirsizi ayırmaya yönelik belli özellikler var anlamında teknik bir ifade mi?

Bir de su yılanı olabileceğini söylemişsiniz. Sokağın altından kanalizasyon+yağmur suyu hattı geçiyor. Bahçe kapısı yakınlarında da yağmur suyunu toplamaya da yarayan bir mazgal var. Bu yılan ora da yaşayabilecek bir yılan mıdır?

birincisi zehirli yılanların gözbebekleri dikine olur. Dikine göz bebegi olan her yılan zehirli degildir ama yuvarlak göz bebegi yılanın zehirsiz olduguna işarettir.
Yılanın renkleri de su yılanı nı andırıyor

Su yılanı derken
illaki suyun içinde kalsın diye bir sartı yok. Çoğu tür suya uyumludur ama susuz ortamdada uzun süre kalır ve kanalizasyon yagmur suyu kanalı vs lerde de yaşarlar.
Büyük sehirleri bu tip istilalardan koruyanlar sokak kedisi ve sehirlerin gecelerinin gizli kahramanları sansar populasyonudur genelde.

fikirci
07-07-2010, 12:28
Oğlumun evinde beslediği gelinciklerden bir kaç fotoğraf koydum. Doğada zararlı bir hayvan olarak görülsede inanın evde çok sevimliler :)) Günlük stresi üzerinizden atmak için birkaç dakika oynamak yetiyor.

Sondaki iki fotoğraf oğlumun yeni aldığı (yanılmıyorsam boa ) yılanı ve evdeki kafesleri .

gelinciklerden torun olursa yavrulardan bende isterim.

N.Hel
07-07-2010, 14:50
birincisi zehirli yılanların gözbebekleri dikine olur. Dikine göz bebegi olan her yılan zehirli degildir ama yuvarlak göz bebegi yılanın zehirsiz olduguna işarettir.


Sn Fikirci, paylaştığınız bilgiler için tekrar çok teşekkür ediyorum.

fikirci
07-07-2010, 18:39
Sn. ahmet salih, çok dikkatlisiniz.
Bunu birilerinin belirteceğini biliyordum.
Buralarda güdük engerek dediğimiz yılanın kuyruğu küttür ve zehirlidir.
Ama unutmayın bu bir istisnadır.
Kuyruğu ince ve uzun olanlar zehirlidir ve bu bir genellemedir.
Yoksa çok renkli desenli zehirsiz yılanlarda vardır, tabii istisnadır. Kuralı değiştirmez.

Saygılar

yine bir duzeltme...
bastan alalım

zehirli yılan
1. bası ucgendir. boynu incedir. boyun hemen farkedilir
2. kafadaki pullar kucuk ve çok sıralıdır zehirsizde 8-9 buyuk pulvardır.
3. zehirli yılanda kuyruk küttür.
4. renkler parlak ve dikkat çekici. oldukçada güzeldir zehirsizler daha mat tır.
5.gözler zehirlilerde dikey kedi gözü gibibir zehirsizler yuvarlak göz bebegine sahiptir.
6. boyuna göree zehirli yılanların gövdeleri daha kalındır. daha agır kanlı ve cool durlar.
peki o panikte bunları nerden görecegim:=))

sakin kalın. Kalın bir ayakkabı kalın bir kot pantolonu dişleri genelde geçemez bile. Zaten siz onun yiyecegi degilsiniz. Ancak çaresiz kalırsa size saldırır.

ve dogada zehirli olsun zehirsiz olsun bir yılanı asla öldürmeyin. "Ölen 1 yılan binlerce fazla fare anlamına gelir."

Onlar doganın dengesini korurlar. Karadenizlilerin basına geleni unutmayın. lagım fareleriyle 20 yıldır mucadele ediyorlar ve yılanlar kadar kolay kurtulamıyorlar onlardan.

Sakin kalın çokyavas geri çekilin ve unutun. Herkes yoluna gitsin.

Evinize bahcenize yılan girerse profesyonel yardım alın. Üzerine gitmeyin.
çıkabilmesi için fırsat verin. Evinize yerlesmeye girmedi muhtemelen sıcaktan kaçmak için kendini zor attı.
Yılanlar sıcak sevmekle beraber aşırılıkları sevmezler. Bazan açıkta kalırlarsa kavrulup ölmemek için kendilerini evlere atabilirler.

Unutmayın. Yılanlar sogukta sıcak yerleri sıcakta serinyerleri severler yani, gece ve gunduz düzlük alanlardaki taşlıkları, gunduzleri daha çok yuksek otluklar, vadi tabanı dere yatagı gibi yerleri severler.
Gece ise taşlıklar,arazideki binalar, harabeler "harabeler gece gunduz iyi sıgınaktır" ve asfalt yol kenarlarında ısınmaya gelirler.
Arazide yürüyecekseniz bir sopayla arada bir yere vurup vibrasyon yaratmak. Ayakları aradabir yere vurmak yavas ve sakin yurumek hatta biraz türkü söylemek yılanları size karsı uyaracaktır. Böylece gereksiz karsılasmalar yaşamazsınız.
Gece sehirler arası yollarda aracınızdan inerken zemini kontrol edin e l fenersiz gezmeyin. Özellikle soguk gecelerde sıcak asfalt hayvanları hep çeker ve üzücü kazalar yaşanır.

Unutmayın bu tip karşılasmalardan öncelikle onlar sakınırlar.



aklıma gelmişken.

Hele karayollarımızda dogal yaşam için alt geçitler planlanmadıgı için bu yolu kullanan kayvanlar zor anlar yaşar. Yollardaki kesintisiz barikatlar tel örgü çitler hayvanları yemeklerinden sularından ayırır. Özellikle trakya otobanı dogal yaşamı yok etmek için bir şeytan tarafından planları çizilmiş olduğunu düşündüren lanetli bir yoldur.


Yinede yılan sizi soktu ve siz bahtsız birisiniz. Yılan sokmasında yaranın ustunden çok sıkı olmadan baglayın kan dolasımını kesmek zorunda degilsiniz yılan zehiri genelde lenf sisteminden yayılır. Yarayı kesip çizerek zehiri bosu bosuna kan dolasımına sokmayın. Ölmeyecek hastayı öldürürsünüz.
Sonra paşa paşa doktora gidin. Korkmayın ulkemizdeki yılanlar genelde yarı zehirlidirler Agrı verirler ancak çok ender öldürücüdürler. Doktora ulasmak için size herzaman vakit verirler.
Türkiyede yaşayan 40 çeşit yılandan sadece 9 u zehirlidir bu türlerden ikisinin zehir disleri geride ve kucuktur agzına parmagını sokmadıgınız sürece sizi sokamazlar.

fikirci
07-07-2010, 19:23
Merhaba, bugün üniversitemizin bulunduğu kampüste bir yılan gözlemledik. Odamızın hemen altında, taşların altında yuva yapmış. Zehirli olma ihtimali düşük ama yine de fotoğraflarını çektik ve hakkında bilgi sahibi olmak istiyoruz. Teşekkürler

Yılanın resmini ve konuyu biraz inceledim ve
Fikrimce Anadoluda hep zehrili diye bilinip surekli öldürülen ancak zehirsiz olan tarla faresi ve köstebeklerin bir numaralı düşmanı. Bir çeşit çayır yılanı olan bozyürük yavrusu bu yılancık.

Delimus
07-07-2010, 20:12
Geçen cuma seramdaki işçide bir tane öldürmüş 1-1.5 m civarı boz renkte.Sanırım sera içi çok sıcak olduğu için tercih etti.

gece
07-07-2010, 20:35
Çok zarif hayvanlar ama çok gözden ıraklar, doğada dolaşırken sık sık karşılaşıyorum. Şimdiye kadar henüz üzerine basmadım ama tam basacakken ayağım havada kaldığı çok oldu. Kimi gerçekten çok kibirli, en küçük kaçma hareketini bile zûl sayıyor, sen git, ne işin var burda der gibi tıslıyor.

İlginç bir şekilde yaklaşınca hissediyorsunuz, bu yıl sanki biraz daha çoklar. Farelere karşı verdikleri onurlu mücadeleden dolayı seviyorum yılanları ama yine de samimiyet kurmayı ya da ilerletmeyi şimdilik düşünmüyorum! :)


gece
ne yapsak ne etsek de insanların yılanları öldürmesini engellesek diyen forum kişisi

fikirci
07-07-2010, 21:25
gece
ne yapsak ne etsek de insanların yılanları öldürmesini engellesek diyen forum kişisi

Zor. İnsanlar masum ve kolay kurban bulunca rahat durmuyor. Gariban köylu bir yılana güc yetirir onuda her yerdetaşlar. Bukadar gayretli kendi işine dikkat etse neler yapardı.
Hatta dine bulaştırıldıgı bile oluyor bu konunun.
Bzaı cahildin adamları yılan ve kertenkele öldürmenin peygamber emri oldugu yalanını bile uyduruyorlar. Allah insanı kendi yarattıgı dogayı yoketsin diye görevlendirmiş sanki.
Karadenizliler baslarına gelen onca beladan sonra hala yılan ölduruyorlar.Şuan dahi Trabzonda hava kararınca dev fareler kedileri kovalıyor sokakta ve Samsun Alaçamda anneler beşikte çocuklarını yalnız bırakamıyorlar. Neden. Çünkü Ne tilki kaldı ne yılan ne atmaca... İnsanoglu korkunç bir yaratık.

Delimus
07-07-2010, 23:14
Köylünün düşmanlığı aslında yılanın sütü sevmesi buda genelde bebeklerinin yanında yılan görünce düşmanlık başlıyor , Aynı sorun sütçülük yapan ahır ve ahıllardada aynı hayvanlarına zarar verir diye öldürür .Zamanlada ölümler anlatıldıkça herkes aynı kanıya varmış.;Bizim kahvehandede fareler çok denilince yılan az dedim hemen bu tepkileri aldım.
Çiftliğimde birde baykuşum var ondada aynı sorun Yok ölü habercisiymiş diye sapan atıyorlar onlara yararlarını anlatsamda zar zor engelliyorum allah'tan baykuş bizim buralardan uzaklaşmıyor.

Seramda öldürülen yılanda aynı süt yüzünden gelmiş seramın yanı inek ağırı öldüren işçim öldürdü diye yandaki sütçüden yoğurt istedi.

fikirci
08-07-2010, 07:47
Bu süt içen yılankonusuna supheyle bakıyorum. Koca inek veya huysuz bir keçi buna neden izin versin. Üstelik galiba sadeebizimülkemizde oluyor bu olay:=)

hosseda
08-07-2010, 09:13
Sayın fikirci,
Son iki yılda dinlediklerim sonrası, yılanın ahırlara hayvanın memesinden süt emmeğe girdiğine tamamı ile inanır oldum.
Bunu anlatan köylüler, memesine yılan gelen hayvanın yılanın memesini ısırmasından korkarak ses etmeden emilmeyi beklediğini söylemektedirler.

Gördüğüm kadarı ile köylü engerek dışındaki yılana dokunmuyor, ama engerek için hiç şans yok onu gördüğü yerde yok etmeğe programlanmış. Geçende cevize çıkmış kuş bekleyen bir engereği farketmişler ( kuş beklediğini köylü dedi, bence sincap peşinde olmalı yılan) , anında tüfekle vurmuşlar hayvanı.

fikirci
08-07-2010, 11:01
İnek memesinden süt içen yılan vakasını bir belgeselde görmeden inanmak zor. Peşinen reddetmiyorum. Hayvanlar gizemli varlıklar.
Köylümüzün hayal gucunü ise hep takdir etmisimdir.

Bir yılanın ahıra girmesi için binlerce sebep olabilir. Yumurta hırsızlığı, nemli ve sıcak ortamdan yararlanmak, tavuk veya civciv pesinde olmak, ineklerin yemlerine ortak olan fareleri avlamak.
Ayrıca zehirli bir yılanın diger hayvanların tepkilerini tahmin ettiginden bir ahırda sakin sakin dolasması zor bir durum.
Deneylerde tüm memelilerde yılana karsı dogustan gelen bir korku olduğu ortaya çıkmış. Yılan olmasa bile yılan kavi hareketler alarm sebebi oluyormuş. Hiç dogal ortam görmemis esir hayvanlar bile yılana benzer tepki veriyorlarmış. Ustelik dogadaki memelilerin tehlikeli yılanları tanıdıgı ve alarm derecelerinin yükseldiği de tespit edilmiş.
Süt vakası zor. Birde ülkemizde bir inegi öldürecek gucte zehiri olan yılan türü 1-2 yi geçmez. Bu nedenle yılanlar bu iri hayvanlara saygılı davranırlar diye tahmin ediyorum.

ayazkentli
08-07-2010, 11:43
Ben'de, yılanın inek memesinden süt içme olayını, çocukluğum da çok duyardım. O dönemlerde (30 yıl önce), komşumuzun eşi annem ile konuşurken, yılan'ı ineğin memesini emerken gördüklerini ve ineğe zarar vermesin (ısırmasın) diye beklediklerini ve yılanın emme işini bitirip, biraz uzaklaşınca eşinin yılanı öldürdüğünü anlatmıştı (daha sonra, ineği iyice sağıp, sütünü döktüklerini'de söylemişti). Bu sadece bir örnek, buna benzer çok olay duymuştum.

Yazdıklarımızdan, ülkemizin çok değişik yerlerinde, aynı benzer olayın yaşandığı anlaşılıyor.

fikirci
08-07-2010, 14:32
Aslına bakarsanız. Anadoluyu çok dolastım ve kendimde kırsal hayatı iyi bilirim. Uzun yıllarım anadolu yollarında köylerde geçti. En azından kendi çevremde hiç duymamıstım bunu.
Sanırım yerel bir söylence diye düşünecegim. Böyle bir olaya tanık olur ve göruntuleyebilirsem herhalde yüz yılın belgeselcisi ilan edilirim.

Benzeri tanıklıkların biraz ustune gidince birden flu hale geldigine çok tanık oldum. Biraz detaylı sorgulamaya baslayınca hersey birden netliğini kaybeder. Aynı şekilde muglak tanıklıklar adeta babadan ogula veya yan komsuya devredilerek devam etmesi dogal bir durum. Folklor böyle bir şey iste.

Böyle binlerce şey var. Ayıların kaçırıp evlendigi kadınlar, şahmaran efsaneleri, sözde beyni buyudugu için yaslanınca sahibini yiyen köpekler, çenesi 5 ton basan köpekler, küle çiş yapınca çarpılma vakaları, tarlada ilk ürünü erkegin toplamasının tabu olması vsvs.
Amerikalıların bir sözü vardır.
Misisipili "söyle dostum ben inanırım demiş
Kansaslı " ancak görürsem inanırım"
Teksaslı ise " avucuma koy "demiş

Çocukluğumda çok kovboy filmi izlemiş biri olarak. Bende teksaslıyım bu konuda.

gece
08-07-2010, 15:35
Bu süt içen yılan konusuna şüpheyle bakıyorum. Koca inek veya huysuz bir keçi buna neden izin versin. Üstelik galiba sade bizim ülkemizde oluyor bu olay:=)

Hayır, ülkemize ya da bizim kültürümüze özgü değil. Bakın (http://in.answers.yahoo.com/question/index?qid=20070126075304AA06je2), ve hatta bizden çok daha kalabalık bir ülkede ve tam da bu konudaki uygulamaların (http://galeri.beyazgazete.com/kobralara-sut-banyosu-fotograf-r9472.html) yapıldığı yani yılanlara süt sunulan Nag Panchami (http://en.wikipedia.org/wiki/Nag_Panchami) (Yılan Günü) festivalini düşünün.

Özellikle Kansaslılar için (Teksaslılar da idare etsin artık)fotoğraf alıntılama (http://www.cnnturk.com/fotogaleri/yasam/diger/2009/07/28/hintlilerin.yilan.festivali.naga.panchami/4797.7/index.html#photoGal) hizmeti de sunuyoruz. 8>) Buyrun;

158808
Hiç şansları yok, ümüğünden tutmuş, içiriyorlar!

158807
Bizim halkımız en azından mitlerde içiriyor, zoraki değil.

158809


158810


158811
'Yılanın başı' aslında burada sanırım!



Bir de yılını sıkarak boğan bebek (=bebeklerin bile yılanları gördüğünde öldürmeye karar verip, öldürebilecek güce sahip oluşları) durumu ya da miti var, gerçekten de zor bu 'öldürmek için doğanlar' ile uğraşmak.

Ben yine de "yılanların öcü..." diyerek bitireyim de öcüden mi korkacaklar, yılan öldürmenin sonuçlarından mı, artık okuyanlar düşünsün...



gece
Hindistan'daki yılanların içecekleri varsa da vazgeçmelerini daha olası gören forum kişisi.

fikirci
08-07-2010, 21:04
Yılanların sut içtigi.
Kendilerine sunulan sütü zorlada olsa içtiği bilinen bir şey. Kediler gibi. Su yılanı besleyen bri dostum zaman zaman süt de veriyordu kendisine.

Ancak sogukkanlı bir hayvanın - genetiginde yavru besleme ve süt verme vs özellikleri olmayan bir türün. Gidip memeden süt emmesi bambaska bir seydir.

Bu konuda süpheciliğimi koruyacagım izninizle.

kaldıki resimler memeden süt emmeyi degil yılanların sütü içe bildiklerini gösteriyor.

Bir bilgi kırıntısı daha. insanların beşte biri diger memelilerinde daha büyük bir oranı yetişkin hale geldiklerinde süt içemezler sütü sindiremezler.

Delimus
08-07-2010, 23:13
Ben sütü memesinden içiyor demedim öyle bir bağlantılı mesajda yazmadım ayrıca yılanın sütü sevdiği köyüme has bir rivayet değil internette bir çok mesajda geçiyor ,biraz mesajımı açıklıyayım, geçmişte her köylü sütü elle sağıyordu,Sütü sağarken ,sütü taşırken vs. süt etrafa bulaşır hatta boş süt kovasının içine yatarmış,Bebek içinde aynı bebeğin üzerine sinen süt kokusu eskiden karpuz tarlalarına bebekli giden bir kadının yılan görmemesi epey zormuş.Sütü içip içmediğini bilmiyorum yılan en kolay avı yavru canlılardır bunlarda genelde süt koktuğu için bir bağlantı kuruyor olabilir. Süt sonuçta yağlı kokusunda hayvan yağı kokusu yüksektir buda etkili olabilir.Paket süt kokusuyla kıyaslamayın yeni sağılmış sütü.Belikide fare sütün olduğu yere kesin geliyor, onunla bağlantımı kuruyor bilmiyorum, sütümü seviyor ,sütün kokusuylamı bağlatılı, ama sonuçta sütün olduğu yere geliyor.

fikirci
09-07-2010, 09:20
Ben sütü memesinden içiyor demedim öyle bir bağlantılı mesajda yazmadım ayrıca yılanın sütü sevdiği köyüme has bir rivayet değil internette bir çok mesajda geçiyor ,biraz mesajımı açıklıyayım, geçmişte her köylü sütü elle sağıyordu,Sütü sağarken ,sütü taşırken vs. süt etrafa bulaşır hatta boş süt kovasının içine yatarmış,Bebek içinde aynı bebeğin üzerine sinen süt kokusu eskiden karpuz tarlalarına bebekli giden bir kadının yılan görmemesi epey zormuş.Sütü içip içmediğini bilmiyorum yılan en kolay avı yavru canlılardır bunlarda genelde süt koktuğu için bir bağlantı kuruyor olabilir. Süt sonuçta yağlı kokusunda hayvan yağı kokusu yüksektir buda etkili olabilir.Paket süt kokusuyla kıyaslamayın yeni sağılmış sütü.Belikide fare sütün olduğu yere kesin geliyor, onunla bağlantımı kuruyor bilmiyorum, sütümü seviyor ,sütün kokusuylamı bağlatılı, ama sonuçta sütün olduğu yere geliyor.

işte benim yukarıda bahsettigim "folklor" da bu...
mış mış mışş mışş.
Burada ben daha çok gerçek gözlem ve deneyimleri tercih ederim. Agaçlar nette birbirimize deneyimlerimizi anlatıyoruz dimi. yoksa efsanelerin uzerine az bilimsellik. Bilgiçce cumleler. konuyla ilgili tevatüre katkı saglayıp yeni bir efsane üreten köylu seviyesine indirir bizi. Sonra kendimizde inanırız acarca yaptığımız yoruma.

Bu kadar mış lı hikaye dinleyen herkes eline süt kabı almaktan korkmaya başlayacak.
böyle mi koruyacagız doganın harika yaratıkları yılanları.
yeni efsaneler üreterek.

yine tekrarlıyorum. Hakkında koy odası efsanelerinden baska bir sey olmayan bir konuya karşı mustehzi bir gülümsemeyle bakıyorum.

yukarıda anlatılan seylerin hemen hepsi konuyu inceleyen kişiler için uzak arkaik kültler ve tabuları işaret ediyor.

Kan ve süt tabusu Lohusa kadın ve bebek fetişi , yılanın kutsallaştırılması vsvsvs.
Eski anadolu inançlarında hepsi tek tek vardır. Hatti tanrılarına kadar gider olay.
bir gün bir belgeselde görürsem ancak ozaman derimki - evet yılanlar diğer hayvanlardan besin sağlamanın ilginç bir yolunu bulmuşlar gerçekten. Bu onları sosyal korsanlar haline getiriyor -.
Ozamana kadar binlerce benzerini dinledigim hoş anadolu hikayelerinden biridir memeden süt içen yılan vakaları.

Delimus
09-07-2010, 22:36
Bende yılanın faydalarını biliyorum fakat ginede çiftliğimde yılan istemem bir tek kara yılan vardı epey büyük ve yaşlı onada korkudan ilişen yoktu son birkaçyıldır oda gözükmüyor.Zehirsizdir fakat adam döver.Ben kavak ağacına zıplarken görmüştüm çok kuvvetli oluyorlar.
Kara yılan eğer büyük ve kalınsa hiç öyle kürekle filan öldürürüm diye yaklaşmayın direk boyunuza kadar kalkar ve kırpaç gibi size vurarak döver :)
Köylüler genelde kara yılanı uzaklaştırmayı tercih eder.

fikirci
10-07-2010, 00:01
farkındamısınız bahsettiginiz yılan bile degil...
kör yılan denen
iri bir kertenkele cinsi.
herkes onu yılan sanır o ise bir kertenkeledir.
inanılmaz masum ve hızlıdır.Fillerin fareden korktugu gibi insanlar onun hızından korkar.

gece
10-07-2010, 00:37
Süt içen yılan

Bu süt içen yılan konusuna şüpheyle bakıyorum. Koca inek veya huysuz bir keçi buna neden izin versin? Üstelik galiba sadece bizim ülkemizde oluyor bu olay:=)


… Köylümüzün hayal gücünü ise hep takdir etmişimdir.
...

Aslına bakarsanız. Anadoluyu çok dolaştım ve kendim de kırsal hayatı iyi bilirim. Uzun yıllarım Anadolu yollarında, köylerde geçti. En azından kendi çevremde hiç duymamıstım bunu.
Sanırım yerel bir söylence diye düşüneceğim. …



Yılanların sü içtiği.

Bu konuda şüpheciliğimi koruyacağım izninizle.



İşte benim yukarıda bahsettigim "folklor" da bu...
mış mış mışş mışş.

Burada ben daha çok gerçek gözlem ve deneyimleri tercih ederim. Agaçlar.net’te birbirimize deneyimlerimizi anlatıyoruz değil mi? Yoksa efsanelerin üzerine az bilimsellik. Bilgiçce cümleler. Konuyla ilgili tevatüre katkı sağlayıp yeni bir efsane üreten köylü seviyesine indirir bizi. Sonra kendimizde inanırız, acarca yaptığımız yoruma.

Bu kadar mış lı hikaye dinleyen herkes eline süt kabı almaktan korkmaya başlayacak.
Böyle mi koruyacagız doganın harika yaratıkları yılanları.
Yeni efsaneler üreterek.

Yine tekrarlıyorum. Hakkında köy odası efsanelerinden baska bir şey olmayan bir konuya karşı müstehzi bir gülümsemeyle bakıyorum.

Yukarıda anlatılan seylerin hemen hepsi konuyu inceleyen kişiler için uzak arkaik kültler ve tabuları işaret ediyor.

Kan ve süt tabusu Lohusa kadın ve bebek fetişi , yılanın kutsallaştırılması vsvsvs.
Eski anadolu inançlarında hepsi tek tek vardır. Hatti tanrılarına kadar gider olay.
bir gün bir belgeselde görürsem ancak ozaman derimki - evet yılanlar diğer hayvanlardan besin sağlamanın ilginç bir yolunu bulmuşlar gerçekten. Bu onları sosyal korsanlar haline getiriyor -.

O zamana kadar binlerce benzerini dinledigim hoş Anadolu hikayelerinden biridir memeden süt içen yılan vakaları.


“Efsane üreten köylü seviyesi”nden merhaba,

Fikirci’nin “Anadolu folkloru” ile, köylü“, “köy odaları”nda konuşulanlar ve konuşanlar ile arası hiç de iyi değil anlaşılan.

Olabilir, bizi ilgilendirmez. Fikirlerinde hiçbir değişiklik yapmayı düşünmeyişi de ilgilendirmediği ve bu konuda “alaycı bakış” açısından başka bir bakış ortaya koyamadığı gibi. Tamamen kendi sorunudur.

Ancak, fikirlerinde değişiklik yapabilenler, yeni veri ve bilgilerden o kadar da korkmayanlar için tekrar edecek olursak; ‘yılan – süt’ bağlantısı ile "ineklerin memelerinden süt içen yılan efsanesi”nin (mitinin) bize (Türk, Anadolu, köylü, köy odası kültürüne) özgü olmadığını hemen tüm dünyada geçerli olduğu, yorum değil bilgisini dikkate almak durumundadır.

Önceki yazım da sadece bu konudaydı ama fikirci, yorum ve yeni efsane yaratmaya ve sonra buna inanmaya yönelik çabadan ibaret görmeyi üstün tuttu anlaşılan. 'Üstün tuttu' derken bu davranışları üstün tuttuğu ya da eşit gördüğünü söylemiyorum tabii ki.

İngilizce konuşan "Anadolu köylüsü seviyesinde"kilerin Lampropeltis (http://www.pitt.edu/~mcs2/herp/Lampropeltis.html)'lerden 20 den fazla alt türe süt yılanı denmesini yadırgamayacakları ya da Hindistan'ın içinde bulunduğumuz ay kutlanan Pag Nanchami (yılan günü) festivalinde geleneksel olarak (Anadolu geleneği olarak değil ama) yılanlara süt ikramını ya da University of Massachusetts Amherst tarafından yılanların ineklerin memesinden süt emmesi efsanesini ve yılanlarla ilgili diğer efsaneleri (http://www.umass.edu/nrec/snake_pit/pages/myth.html)(mitleri) doğal kaynak ve çevre koruma açısından incelemesini yadırmayacaklar ve müstehzi bakışlardan fazlasını bakıp, görebileceklerdir.

Evet, haklarındaki efsaneleri paylaşmak da yılanları korumak için kullanılabilir. Hatta yılanlara 'görüldüğünde öldürülecek' olarak bakanlara karşı bu konudaki mitler de efsane oldukları vurgulanarak anlatılmalıdır.

Sonuç olarak efsaneler (mitler) sadece efsanedir. Doğruymuş, bilimselmiş, ya da alay edilmesi gereken şeylermiş gibi bakarsanız, bir süre sonra gerçekten böyle olduklarına inanmaya ve inanmayanlara müstehzî bakışlar atmaya başlar, "az bilimsellik" ve "bilgiççe cümleler"inizle bir 'efsane' olursunuz. 8>)

Lütfen bilimsel bilgi ve şüpheciliği 'efsane olmak' için değil; gördüklerinizi, okuduklarınızı doğru değerlendirmek için kullanın ve sürekli kullanın, yüceltip, onları da efsaneleştirmeyin. Yazıktır, her gün, her an gerekli bir şeyi efsaneleştirmek büyük bir fikir israfıdır.


gece
süt-yılan bağıntısını evrensel kültürün parçası olarak gören, (yerel olsa bile) folkloru "mış, mıştan" ibaret ve hor görmeyen forum kişisi

fikirci
10-07-2010, 09:53
Öncelikle.
Bu sitede moderatör olan birkişinin olayları kişiselleştirme hakkı olup olmadıgını düsünmek lazım...
Bunuçokyadırgadım.

1. folklor düsmanı olmadım.
2. olaylara alaycı yaklasmak- hakaret içermedikce- suc degildir.
3.yılan süt ilişkisini redetmedim ancak bir yılanı bir inegin memesinde süt içerken görmeden buna inanmam süpheci yaklasırım dedim...

yani süt ve yılanla ilgili delilleriniz. Yılan kültü ve hayati sıvılardan biriolan ve arkaik kulturlerde tabu olan süt kültünün ne kadar yaygın olduguna delilolabilir ancak. Bu zoolojik degil sosyolojik bir kanıttır olsa olsa ve konu başlıgı oldukça farklıdır.



Aksi halde size biri çıkar ve "kara kedilerle ilgili efsaneleri toplar ve kedilerin ugursuzlugunu kanıtlamaya kalkısır.

bir bina yapılırken temellerine koyun , boga kanı sürmenin o binayı korudugunu iddia edebilir - malum kan kültü-

yani bilimsel dusuncede konuyu "sınırlandırmak" önemli bir kriterdir. analitik duşunceyle, kopyala yapıstır matoduyla delil üretmek arasında kocaman bir uçurum vardır arkadaşım...

Son kez
birileri bir memeli hayvanın memesinden süt içen yılan göruntusunu bana sunmadan tüm bunları folklorik hikayeler olarak kabullenmeye devam edecegim.

kaldıki beni aksine ikna etseniz bile suan hiç birimizce tam o larak bilinmeyen gerçegi değiştirmeye gücünüzün yetmeyecegini sizde biliyorsunuzdur.

fikirci
10-07-2010, 12:40
Yılan konuşmak yerine gereksiz "kişisel" polemige dönuşen bu konu baslıgına daha fazla mesaj yazmayacagım.
Burada olanlar bile yılan meselesinde kafaların hala ne kadar objektiflikten uzak dogmalarla dolu oldugunu ispat etmiştir.

N.Hel
10-07-2010, 13:01
Sn Fikirci gibi ben de yılanın memesinden süt içen bir yılanın tespitinden önce bu fikre bir efsane olarak bakacağım. Eğer bu bir gerçekse ve milyonlarca inek ve yılanın olduğunu düşünürsek her gün defalarca olması gerekir ki birilerinin buna tanıklık etmemesi gerçekten mucize olur diye düşünüyorum. Kaldı ki böyle bir şeye bir kaç defa şahit olunması bile bunun olağan bir davranış olduğunu göstermez, bilimsel olarak tekrar edilebilirliğinin gösterilmesi gerekir.

Sn Fikirci'nin mesajlarında hiç "alay", "aşağılama", "ukalalık" ya da benzeri bir şey hissetmedim. Tam tersine son derece seviyeli bir şekilde bilgisini ve fikirlerini paylaştığını düşünüyorum. Aslında bu başlıkta diğer yazılar ve yazarlar için de böyle bir algılamam yok. Bu nedenle Sn. Gece, böyle bir yazıya ne gerek vardı inanın anlamıyorum. Forumun farklı bölümlerinde tam olarak katılmasam bile samimi ve değerli olduğunu düşündüğüm yazılarınızı okumuştum. Açıkçası buradaki yazıda yer alan yaklaşımı, tartışılan konunun kişiselleştirilmesini hiç olumlu bulamadım.

N.Hel
10-07-2010, 13:14
Yılan konuşmak yerine gereksiz "kişisel" polemige dönuşen bu konu baslıgına daha fazla mesaj yazmayacagım.
Burada olanlar bile yılan meselesinde kafaların hala ne kadar objektiflikten uzak dogmalarla dolu oldugunu ispat etmiştir.

Sn Fikirci, bu başlıkta yazmayıp, bilginizi ve fikrinizi paylaşmamak tam da bahsettiğiniz dogmanın istediği değil midir? Polemik konusuna devam etmeye gerek yok ama konu başlığı ile ilgili yazılarınızı lütfen kesmeyin derim.

mayısgülü
10-07-2010, 14:10
bizim bağ evi var ve yılanlar ve bö örümceği var bana kesin kes eve yaklaşmalarını engeleyecek bir ilaç veya koku söylermisiniz arkadaş kükürt demiş bu nekadar doğru discovery de seyretiğim bir belgeselde naftalin kokusunu sevmediğini seyretmiştim nekadarı doğru

Sonul
10-07-2010, 14:30
Arkadaşlar internette gezerken bazen satılık ilginç ürünler görüyordum. Değişik dalga boyu ses çıkaran aletlerin satışı vardı. Sivrisinekleri kaçıran gibi... Acaba böyle yılanları kaçıran bir ürün var mı? Bunu araştırırsak bulduğumuz bilgiyi paylaşabiliriz...

Delimus
11-07-2010, 19:21
Ne kertenkelesi kardeş kara yılan :D komikleşme 2m kertenkelemi olur sadece boyuyla değil kertelkele derisi ile yılan derisi arasında büyük fark vardır.Ayrıca ne ayakları var nede baş yapısı kertelkele yılların kara yılanı ne oldu :)


mayısgülü örümcek için deve kuşu yumurtası kabuğu engellermiş.
YIlan için nane , kükürt , niyen var fakat ne kadar doğru bilemiyorum.

fikirci
11-07-2010, 20:05
Yılanlardan korunmak için bir çok şey söyleniyor.
Kükürt, mazot kokusu vs.
yumurta özellikle devekusu yumurtası Büyük camilerde örümcekler ağ yapmasın diye konan şeylerdir Yılana karşı işe yaramaz. Aksine yılanlar yumurta yemeyi severler:=)

Bazıları yılanların yünden hoşlanmadığını söyler ama bir yün balyasına yuva yapmış yılan gören subay bir dostum da vardı.
Elektronik aletler ise acaba ne kadar işe yarar.Ürkekbir sokak köpeğini kaçıran köpekkovucuların köylerde kangalların uykusunu bile bölmediğine de şahit oldum.
Kendi tecrübelerimden edindiğim en kesin çözüm; küçük ırk bir köpek ve veya bir kedi yılana karşı çok işlevseldir. Siz farketmezsiniz bile .O işinibilir yılanalrı uzak tutar.
Kıbrısta yaşadığım bir sene boyunca- kırsal bir bölgeydi- beslediğim küçük papilion - welscorci melezi köpek yan mahalleye çapkınlıga gittigi 3 günün sonunda evime yılan girmişti. Acilen çapkını eve geri getirdik. Türkiyeye dönerken köpeği bir dostumuza bıraktık. Sonradan ögrendiğime göre benim eve taşınan şafi aile 10 gün sonra yalvar yakar köpeği istemiş ve evinde bakmaya başlamış.

Delimus
12-07-2010, 23:33
Ben örümcek için dedim zaten mesajımı iyi okuyun.

"mayısgülü örümcek için deve kuşu yumurtası kabuğu engellermiş.
YIlan için nane , kükürt , niyen var fakat ne kadar doğru bilemiyorum."

Yılan sağırdır, bu yüzden elektronik ses yayan cihazlar işe yaramaz.Kesin bir çare yok sanırım.Paslı çinko,Taş yığını,çok otlu yerlerde rastlama şansı daha fazla olduğu için temiz bir bahçe önemli.

Biz çiftlikte Sinek teli takılı pencerelerimizde birde eve uzanan ağaç dallarını asma,sarmaşık olayına izin vermiyoruz.Yeterli oluyor.

Fikirci bizde 3 köpek 2 kedi var kesin çözüm değil.Geçenlerde öldürdük bir tane yılan fakat bizde eski taş duvarlar çok etrafımız mısır tarlası yani olucak sanırım.Köpek olması hiç yoktan iyidir gine cinsi bekçiliği önemli.

Yılanlar kolay kolay size saldırmaz gördüğünde kaçar,üzerine basmayın, Evinizide düzgün olduğu fareler için aldığınız önlemler yeterli korkmayın bence.Popülasyonlarıda çok azaldı bir çok hayvan gibi zaten.

fikirci
13-07-2010, 04:04
Yumurta konusunu gözden kaçırmışım.

Bir yıla yakın süre kırsal alanda eski bir toprak evde yaşamıştım. Sadece bir kez eve yılan girdi oda köpek yokken. Köpegin ve kedinin cinsi tabi ki çok önemli. Karakteri de. Yılana karşı özellikle avustralya terieri denen türü öneriyorlar. Evinizi kucuk cins her hayvana karşı olaganustu dikkatle koruyorlar ve çok çevikler. Büyük köpeklerde aynı özen ve dikkat yok. Ama benim papillon melezi de çok iyi iş göruyordu.
Ülkemizde Çok bulunan Akbaş larında iyi bir sosyalleştirmeye tabi tutulursa çiftliklerde Kangal a göre bir kaç kat daha hassas bekçi olduğunu biliyoruz. Kangallar malum evbekçiliğini sevmiyorlar. Ancak Akbaşlar bazan çiftliğin üstünden uçan şahinlere karşı bile bekçilik yapıyorlar. Ben beslemedim ancak aşırı havlama eğilimleri hariç Amerikalıların en sevdiği çiftlik bekçisi olarak biliniyorlar. Unutmayın kasaba içi bahçeli bir evden çok gerçek bir çiftlik evi istiyor Akbaşlar.

Kedilere gelince; Eğer evinizde bir ankara kediniz veya iran'ınız varsa onu siz korumak zorunda kalırsınız. Ancak avcılık özelliği yüksek bir tür bulundurmakta fayda var. Özellikle Vanlar hiç fena degil. Uzu tuylu norveç orman kedileri de öyle. Ama yıllar önce evin en pısırık tekir kedisinin ilk fare yakalayan kedim olması benim en önemli tecrübemdir. Hangi kedi ne yapar önceden bilemezsiniz.

Hayvanların hangi özellikleriyle tanındıgını bilmek lazım. Eğer evinizde keme - dev lagım fareleri - sorunu varsa alacagınız agresif bir beyaz terier veya en iyisi fransız buldoğudur. Bu türler zaten neredeyse sırf bu amaçla üretilmiştir.

Delimus'un dediği gibi basit fiziksel çabalar çok işe yarıyor.

Tuvalet ve banyo giderlerinin iyi yapılması önemlidir. Eski tip giderlerden hayvanlar geçerler. Çatının temiz ve kusursuz olmasına, eve uzanan agaç dallarına kadar bir dizi basit önlem alınır. Camlarda kapılarda iyi yerleştirilmiş sineklikler zaten zorunluluk.
Genelde arazide yılan bulunması çiftçilikle uğraşanların faydasına. Fareleren sizi koruyorlar demektir.
Ancak sayıları yüksekse ve mekanlarınızı sizle beraber kullanıyolarsa bu istenmeyen bir durum.
Taş duvarları sıvayın, delik gedik çatlak vs bırakmayın. Evin çevresindeki toprağı tesviye edin ve sıkıştırın. Tam kapanmayan kapılar dagınık ve kapısı penceresi iyi çalısmayan çalısma alanları işlikler iyi birer yuvadır. Düzenli olun. Bu sizi akreplerden ve çıyanlardan da koruyacaktır.
Eski lağım çukurlarınızı kapatırken tam olarak doldurun. Pis su ve lagım giderlerinizi açıkta patlak kırık tutmayın tamir ettirin.
Siz amatörce yapamazsınız ancak hala sorununuz devam ediyorsa yılan ve büyük böceklere karşı çok etkili ilaçlar var. Profesyonel yardım alın ve son çare evinizi ilaçlatın.

Çiftlik hayvanlarınızdaki zehirli hayvan sokmalarına dikkatli olun. Yılanlarca en çok sokulan hayvanlar onlara karşı en hassas ve agresif tepki verenlerdir. Çiftlik hayatında en çok köpek ve atlar sokulur. Koyunlar ise kötü yün kokulu yumaklar olarak yılanların sevmediği bir hayvan grubudur.

ayazkentli
04-10-2010, 14:23
AVCI (insan) + AVCI (yılan) ve AV (alabalık).


Çok ilginç bir video.

http://webtv.hurriyet.com.tr/category.aspx?cid=2&vid=10055

ercanx
04-10-2010, 16:24
ne ac gözlü yılanmış neresine yiyecek o koca balığı
ama iyi mücadele etti hayvan fakat fayda etmedi

pria
05-10-2010, 12:22
işte benim yukarıda bahsettigim "folklor" da bu...
mış mış mışş mışş.
.

Hayatımın en az 20 yılı kırda,bayırda,dağda,ormanda dolaşmakla geçti..
Bu süre zarfında en fazla öldürülmüşlerin dışında,10 kere yılanla karşılaşmışımdır.
Ama bu yılan konusunda öylesine dudak uçuklatıcı hikayeler dinledim ki..
Neler neler..
Köye her gittiğimde kahvehane sohbeti konusudur bu..Herkes kendine göre ballandıra ballandıra bir yılan masalı anlatır;gülümseyerek dinlerim..

Yok..traktörle tarlaya giderken ağacın üstünden yılan üstüne zıplamış ta..
Yok..uzunluğu 5-6 metre kalınlığı bilmem ne kadar bir yılan görmüş te..
Yok..yılan kadını yakalamış,beline dolanmış,dövmüş te..

Benzer ne hikayeler dinledim..hep abartılı..

Oysa ben bunca dağda bayırda gezmeme,çalılıklar,dere içlerinde dolaşmama rağmen nedense hiç böyle bir hikayem olmadı..

Hala fidanlarımı gece karanlığında sabahlara kadar sularım..Işık kaynağı olarak sadece telefon kullanırım..Gece hiç karşılaşmadım.Böyle,geceleri sulama yaparken fidanlığın etrafına supracid adlı çok pis kokulu ilaçtan çepeçevre üç beş metre aralıklarla damlatırım sadece..Sanırım ilaç kokusu yüzünden yılanlar yaklaşmıyor..
Bir keresinde gündüz fidanlarımı sularken,yerde oturuyorum tabi..hortum fidanın dibinde..10 dakika kadar bekliyorum..Öyle otururken bir ara arkama döndüm..baktım arkamda bir yılan,1 metre uzağımda kafayı kaldırmış bana bakıyor..belliki suya gelmişti..İçimden ne yapmalı,ne yapmalı diye düşünürken..hiç istifimi bozmadan yanıbaşımdaki hortumun ucunu yavaşça elime aldım ve hızla arkama dönerek yılana tuttum..zavallıcık şok olmuştu..o kaçtı ben su sıkarak ben kovaladım keratayı..

Yılan soğuk hayvan..Kırsal kesim insanları bu korkuyu atamıyor..
Ve acımasızca öldürüyorlar..
Oysa onlar doğanın olmazsa olmazları..

Hatırlarım..15 sene kadar önce Edirne/Keşan taraflarında buğday tarlaları süne haşeresine karşı uçaklarla ilaçlanmıştı..ama ertesi yıl her tarafı fareler bastı..gece asfalt yollar bile kum gibi fare kaynıyordu..ayrıca o yıl fareler,yeni dikim yapılmış 2-3 yaşındaki ağaçlandırma sahalarındaki çam fidanlarının gövdelerini kemirerek büyük zararlar vermişlerdi.

Benim bir huyum var..artık refleks haline gelmiş..kırsal bölgede,dere içinde,ormanda yürürken iki ayağımı da çok hışırtı yapacak şekilde yürüyorum..aynen sayın Fikirci'nin dediği gibi..
Sanırım bu çok etkili..Yukarıdaki mesajlarda bir forumdaş yılanın sağır olduğunu yazmış..bu yanlış..
sizin yürürken çıkardığınız sesleri ve titreşimleri yılanlar 30-40 metreden algılarlar..
Hatta bazen düşünürüm..yürürken içtiğim sigara kokusunu da algılar bu yılanlar diye..
Üzerine basmadığınız sürece,ona geldiğinizi,yaklaşmakta olduğunuzu hissettirdiğiniz takdirde yılan sizden uzaklaşacaktır..
Ben hah işte bir insan geliyor,dur şuna bir saldırayım refleksinde olan bir yılana tanık olmadım.
Kedinin,köpeğin bile kuyruğuna bastığınızda ısırır..
Yılan da öyle..
Ha..bir de çiftleşme dönemlerinde onları pek ürkütmemek gerekir diye biliyorum..

fikirci
05-10-2010, 13:49
Bir keresinde gündüz fidanlarımı sularken,yerde oturuyorum tabi..hortum fidanın dibinde..10 dakika kadar bekliyorum..Öyle otururken bir ara arkama döndüm..baktım arkamda bir yılan,1 metre uzağımda kafayı kaldırmış bana bakıyor..belliki suya gelmişti..İçimden ne yapmalı,ne yapmalı diye düşünürken..hiç istifimi bozmadan yanıbaşımdaki hortumun ucunu yavaşça elime aldım ve hızla arkama dönerek yılana tuttum..zavallıcık şok olmuştu..o kaçtı ben su sıkarak ben kovaladım keratayı..

.


keske su içmesine izin vrseydiniz. güzel bri deneyim olurdu iki taraf için de...
Tüm dünyada yılan görunce öldurme refleksi var.Bu kötü birşey. Bazı bilima damları Memelilerde yılan korkusunun kalıtımsal oldugunu öne sürüyorlar. Hayvanat bahçesinde büyüyen hayvanlarda bile yılan şekli ve hareketine karşı bir korku tesit edilmiş. Ancak insan hariç yılan görunca öldürmeye koşan bir tür yok...:=)
Ancak biz insanlar tüm diğer türlerden farklıyız Öğrenme davranışımız var. Yılanları yok etmenin ne kötü ne belalı bir şey olduğunu akıllı her canlı kabul eder. Karadenizin hali ortada. Farelerden beşikteki çocuklarını koruyamaz hale gelmişlerdi bir dönem.
Ben mecbur kalmadıkça bir yılana zarar erme taraftarı değilim. Sonuçta ülkemizdeki yılanların çok küçük bir yüzdesi zehirli. Çoğunun zehiri de bir insanı öldürmeye yetmez.
Ülkemizde en çok korkulan yılanın BOZYÖRÜK denen zehirsiz bir çayır yılanı olduğunu düşününce insan hüzünleniyor. Yaşadığı çevreyi anlamamak konusunda bir numarayız.
Yılan görunce yolunuzu depiştirin. korkutun kovalayın ama öldürmeyin. Çevrenize yerleştiyse onu ürkütecek derecede gürültülü davranın sevmedigi kokular. dogal duşmanları olan hayvanlar bulundurun. Huzursuz olduğu bölgeyi terkedecektir.
Unutmayın onalr doğanın vazgeçilmez bir parçası. O bölge onundu ve siz gelip yerleştiniz oraya. Belki bilmeden onların en önemli yaşam alanının ortasına ev bile yapmış olabilirsiniz. Asla unutmayın. Yılanın olmadığı yerde tüm zararlı haşarat geometrik bir hızla artacaktır.

MeyveliTepe
05-10-2010, 14:06
Fazla yılanı olan varsa ve paketleyip gönderirse memnuniyetle bahçemizde misafir ederiz :)

pria
05-10-2010, 14:50
Bu konular biraz da insanların psikolojik donanımıyla,hayat felsefesi ve yaşam koşulları nedeniyle şekilleniyor..
Bugüne kadar eğer yılan korkum olsaydı işimi yapamazdım..İnsanın başlangıçta hafiften korkuları olsada zaman ve iş şartları insanı daha alışkın,soğukkanlı yapıyor..
Ben belki de doğayla tamamen içiçe yıllarca yaşamak zorunda kalmasaydım bu kadar soğukkanlı olmazdım..
Örneğin yaz tatillerinde okul harçlıklarımı çıkarmak için 16 yaşlarından itibaren 4 yıl Çanakkale/Kazdağları'nın tüm ormanlık bölgelerinde şantiyelerde kaldım..
Bir şantiye..dağın başında..çeşme şantiyenin 30 metre uzağında ormanın içinde..her sabah iki arkadaş havlumuzu,sabunumuzu alıp çeşmeye inerdik..orman ayı kaynıyor..biz inerdik çeşme başına..çeşmenin etrafı yabani erik,elma ağacı dolu..ayı kardeş bizden önce gelmiş,eriklerin dallarını kırmış,bir tane bile olmuş erik bırakmadan yemiş afiyetle..
Biz buna rağmen hiç tedirgin olmazdık..dağlarda yaşayan yörükler,türkmenler tembihlerdi bize hep..eğer karşınıza ayı falan çıkarsa sakin olun,üzerinizde ışık yansıtan birşey olmasın..''geç koca oğlan'' deyin içinizden..o geçer gider'' derlerdi..
Her sabah şantiyeden çıkıp işe 5-km yol yürüyerek giderdik..yol boylarında o kadar güzel böğürtlenlikler,çilek alanları vardı ki..sabah dua ederdik,inallah ayılar bizden önce çilekleri,böğürtlenleri toplamamışlardır diye..

Ama o daha çocuksu yaşlarda ayı korkusunu yenmem için bana ne yaptılar biliyor musunuz..birgün 3 kişi ormandan şantiyeye olan 5 kilometre yolu yürürken,bir baktım yanımdakiler kaybolmuş ortalıktan..beni alacakaranlıkta yapayalnız bıraktılar..
tabi çare yok..karanlık çöktü..ben bağıra bağıra şarkı söyliye söyliye karanlıkta şantiyeye ulaştım korkuyla karışık..sanırım ayılar korkmuştur benim tedirgin şarkılarımdan..
ayı karşıma çıkar korkusunu biraz böyle aştım..

Ondan sonraki yıllarımda ormanda çok yalnız dolaştım..kurtla da domuzla da karşılaştım..artık alışkındım..

Hayatımda bir kez yılan öldürmek zorunda kaldım..
Bir yaşlı alamancı abimiz vardı..emekli olmuş kasaba kıyısında 3 dekarlık bir arsaya güzelim bir ev yapmıştı..banada fidanlık için bir yer tahsis etmişti..
birgün hep beraber yer sofrasında yemek yiyorduk..birden bana seslendi..iki metre falan uzakta bir yılan görmüş..kalktım usulca..ne yapayım diye sordum..''öldür lütfen'' dedi..bende bel küreğini aldım,yılanı ortadan ikiye böldüm..
bugün olsa yapmazdım..

pria
07-10-2010, 11:39
Hayatımda hiç unutamadığım bir hatıra var:

1974'lerde üniversite arkadaşımın köyü olan Kütahya/Aslanapa Bucağı Çalköyüne giderdik ara ara gezmeye..
Çaldağlarında çok gezi yaptık..Haşhaş tarımıyla ünlüydü oralar o zamanlar..Fakir,kıraç topraklar..
Arkadaşımın bir yeğeni vardı..Adı BASRİ..8 yaşlarında..
Yılanlara usulca yaklaşır..Minicik elleriyle yılanın kuyruğunu tuttuğu gibi fırfır döndürür,belini kırardı yılanın..
Hiç unutamam..
Hayatımda böyle cesur insan görmedim bir daha..

fikirci
07-10-2010, 14:23
8 yasında bir çocugun öldurebildigi bir hayvandan bahsediyoruz burda yani ortada cesaretle ilgilib ir konu yok
kaldıki bilseydiniz o yılanlar zehirsiz.
yazık. oysa o kıraç toprakta sizden daha çaresizdi o hayvanlar
yılan öldurmenin **** herhangi bir hayvan öldürmenin cesaretle ilgisi york bence. dogada pek çok yılan görup yanında geçip gitmiş biri olarak kendimi daha cesur buluyorum

Emre Albayrak
07-10-2010, 14:46
Akreplerin mavi renge yaklaşmaması gibi bir durum okumuştum yılanlarda da bu veya buna benzer bir durum var mıdır acaba?

dlk
07-10-2010, 14:59
yılan ısırmalarında kullanılan ilaç yılan serumu diye geçer.iğne şeklinde uygulanır.çok pis ve keskin bir kokusu vardır.sağlık ocaklarında bulunmaz.sadece hastane ortamlarında uygulanır.ilacı yan etkileri ve riskleri vardır.başınıza yılan sokması gelirse mutlaka oyalanmadan en yakın devlet hastanesinin acil servisine başvurunuz.eskiden yara kanatılır veya bir başkası tarafından emilirdi.artık bu uygulamalar kalktı.el ayak gibi bir noktadaysa ısırılan yer mutlaka vücuttan yükseğe kaldırılmalı.yılan bulunursa türün tespiti ve müdehalesi açısından önemi var. tabi yılanın canlı olması tercih.zehiri alınarak panzehir olarak kullanılabiliyor.

bernacyhn
10-10-2010, 17:49
Benim merak ettiğim şey ise şu : Yılanın zehri nasıl bir işlemle panzehire dönüştürülüyor?

Bitkiseverçocuk
04-03-2011, 12:36
arkadaşlar yılanlar zehirli ya da zehirsiz hiç farketmez siz ona birşey yapmayınca o da size birşey yapmıyor iş için gittiğim yerde yanlış hatırlamıyorsam bir boynuzlu engereğe rastladım sopayla öldürmeye çalışıyorlardı bilindiği üzere çok zehirli ama kıyamayıp öldürmelerine engel oldum elime eldiven giyerek alıp arabaya koydum ve veterinere götürdüm yaralarına bakıldı falan sonrasını şarkıyla anlatayım aldım onu içeriye sürünerek gitsin diye kıvrana kıvrana canlandı sonra ormana kaçtı

sürüngenkolik
04-03-2011, 12:59
böyle bir vakaya bende rastlamıştım ama iş işteeeen geçmişiti yılan çoktan ölmüştü ya resmen zehirsiz olan kör yılanı öldürmüşlerdi çocuklar hayla sopayla vuruyor gülüyordu çok sinir olmuştum yılanlar hayvanlar konusunda en çok bilgi sahibi olduğum hayvandır evimde vardı ama yoğun istek üzerine verdim (: birdaha alma şansım oldudaa istediğim tür değildi ben engerek bakmış biri olarak bir tane daha engerek istiyorum

sürüngenkolik
04-03-2011, 13:02
ve bitkisever çocuğa katılıyorum yılanlar zehirli ya da zehirsiz hiiiç farketmez siz ona birşey yapmayınca o da size birşey yapmıyor dediğim gibi tam 7 sene zehri alınmamış engereğe baktım ama vermek zorunda kaldım
ve 7 sene boyunce beni bir kez bile sokmadı(üstelik günde 10-15 kere elime alıyordum)

mavisedir
23-08-2011, 22:28
Bahçenin kenarlarındaki kurumuş uzun otları temizlerken yılana rastladım, çok fazla büyük değildi. Cinsini bilmiyorum. Tırmığı alayım öldüreyim diyene kadar kaçtı. Nereye kaçtığını göremedim, benden korkmuştur die devam ettim çalışmaya. Tekrar karşılaştık, meğer gitmemiş. Hatta otların arasında elime bişe battı hemen geri çekildim, elimde eldiven vardı. Dikenli tel battı diye düşündüm ama hemen akabinde yılanı gördüm. Belki de yılan ısırmaya çalıştı, bilmiyorum.
Ben çalışmaya tırmıkla devam ettim, biraz daha ot temizleyince yumurtayla karşılaştım. Bir tanesi kırılmış,içi boştu. Diğeri doluydu, daha derinlerde başka yumurta var mı bilmiyorum.
Bu yılanlara nasıl bir önlem alabilirim? Yumurtasına dokunursam düşman olur belki diye düşündüm, korktum. Bu yılanları uzaklaştırmak için ne yapmam lazım? Bilgisi olan arkadaşlar yardımcı olurlarsa sevinirim.

Pikapika
16-04-2012, 16:15
Pek yazmayı sevmem, mesleğim gereği okumaktır işim benim. Gördüğüm ve düzeltilmesi gerekliliğini hissttiğim bir kaç hususa değinmek zorundayım. Bunların başında spesifik olaylar üzerinden genelleme yapmak geliyor. Bu tip konularda genel geçer bilgi verirken özellikle genelleme yapmak ve veya akıl yürütmek tam anlamıyla cinayettir. Sebebi ise çok basit türler alt türler çevre koşulları göze alındığı zaman yılanın biri süt içer biri içmez bunu içerler içmezler diye genelleyerek kurala dökmek hem yanıltıcı hemde gerçek dışıdır. Hayatımda oturup bir bardak süt içmedim, kalkıpta beni izleyen birinin insanlar bardakla süt içmez ya da Mehmetler Ahmetler bardakla süt içmez demesi abesle iştigaldir. Kaldıki belkide gizli gizli içiyorumdur. Gözümle görmeden inanmam da zaten şu anda var olduğunu bildiğimiz, birçoğumuzun gözüyle gördüğü ama birileri görmedi diye de yok saymadığımız çeşit çeşit şeye işaret eder. Bu da başka bir gereksiz genelleme biçimidir.

Yılanlardan ziyade doğal yaşam ile ilgili en net şey hiç bir vahşi hayvanı insana alıştırmamak gerektiğidir. Kör bıçakla derisini yüzün daha az canını yakarsınız, ama bir yabani hayvanı asla insana alıştırmayın, çünkü insandan korkmayan bir hayvan zaten yarı yarıya ölmüş demektir. Bunun en gereklilik yaratan kısmı insanlarında çeşit çeşit olması. Sen yılandan korkmazsın ama pikniğe gelenler korkar. Senden zarar görmeyen yılan da yukarda bahsettiğim genellemeyi yapar ve insanlardan çekinmez ve herşey yolunda giderse yılan ölür. Diğer olasılıklarda yılandan kaçarken yola atlayan çocuklar, düşük yapan hamileler, kendini yaralayan kahramanlar, kayalardan yuvarlananlar, üstüne bilmemne düşenler sağı solu yakan tipler vs... Piknik günleri acil serviste bekleyerek bu listeyi inanılmaz uzatabiliriz.
İnsandan korkmayan hayvandan daha acıklı bir diğer konu gene genelleme yaparak işte bizim aileden yıllardır bahçemizde yaşar bu denilerek herhangi bir yılana dikkatsizce yanaşmak. Bu da genellemenin baştan kokan türüdür, yılan aynı yılan olmadığı için size herzamanki gibi davranmayacaktır. Özetle yabani hayvanlarla içli dışlı olurken bu hayvanların birbirlerine çok benzedikleri için yapılan hatadır. Bir tilki size alışabilir ve siz o sanarak bambaşka bir tilkiye gidip al kızım mama diyerek önünde eğilebilirsiniz.
Üçüncü ve diğer hata ise size alışık olan yabani hayvanın sizin dışınızda bir dünyası olduğunu unutmak. Aynı hayvan o gün feleğin çemberinden geçip insanların ne menem şeyler olduğunu anlamış bir şekilde bahçenize gelir ve iki ruh hali arasındaki farkı bi kerede anlarsınız. Bu örnekte hayvanın yaralı olması hasta olması şeklinde çeşitlendirilebilir.
Diğer bir hata ise hayvanın özellikle yılanlarda bu böyledir, çiftleşme döneminde babası gelse tanımaması durumudur. Bu dönemlerde hem dişi hem erkek yılanlar açıkca agresiflerdir ve tahammül eşikleri oldukça düşüktür.

Sonuç olarak bahçenizde ve veya doğada bir yılana, gelinciğe, tilkiye, sincaba, sansara, baykuşa, alıcı kuşlara, özetle yabani hayvanlara iyi davranıyorum sanarak onları insana alıştırmanız, doğal reflekslerini köreltmeniz, sizin egonuzu beslemesi dışında hayvana hiç birşey katmadığı gibi çok hayati olan birçok şeyide götürür.
Hiç bir hayvanı özel durumlar dışında yiyecek istasyonlarına alıştırmamak onları size bağımlı canlılar yapmamak bunların başında gelir.
Yılanlar, sincaplar, gelincikler ve birçok alıcı kuş türü çok kolay evcilleşebilen hayvanlardır. Evcilleştirdiğiniz hayvana hayatının sonuna kadar barınma, sağlık ve gözetim imkanı sunamıyorsanız hiç bir ilişki kurmayın, inanın hayvanlara müdahil olmayarak en büyük iyiliği yapmış oluyorsunuz zaten.

Özetle konu başlığına yönelecek olursak yılanları rahatsız edenler olarak sayılan mazot, zift, ses, sinyal, sarımsak, kükürt, naftalin ve beşbenzemezleri yılanları da sizi rahatsız ettiği kadar rahatsız eder. Üçüncü dubleden sonra sapıtıyor yılanlara rakı içirin demekle mazot dökmek arasında çok bir fark yok. Adamlar bir naftalin dökmüşler bir ay falan şehrin o tarafına gidemedik diyorsa bir insan muhtemelen yılanın biride arkadaşına aynı şeyi anlatıyordur.
çatlakları delikleri kapatarak bu hayvanlara barınak olabilecek olasılıkları azaltarak kısme bir mücadele başlatılmış olması dışında

Dışarda ayakkabı bırakmayarak
Geçiş ve yuva yaptıkları yerlerde kümes telini toprağa yatırarak ve üstünü örterek
Yerlerde ıvır zıvır eşya bırakmayarak (iç içe saksılar, odun yığınları, artan karo taşları vs)
Bahçe sınırını oluşturan duvar çit tel vs nin önünü açık tutarak,
Sarmaşıkları gülleri ve benzeri bitkileri alttan budayarak
Kuru ot ve uzun ot tutmayarak
Bahçenize insan eli değmiş düzenli bir görüntü vererek
Kiler, kömürlük, alet dolabı yerleri temiz, yalıtımlı, aydınlık tutarak
Benzeri yabani hayvanları zaten gereğinden fazla rahatsız edip kendi bölgenizden uzaklaştırdığınızı göreceksiniz.

Not: internet üzerinden tür tespiti yapmak neredeyse imkansızdır. Yılanlarda renk ve desenlerin yaşa, mevsime, sıcaklığa, coğrafi koşullara bağlı olarak değişmesinden dolayı, bir sitede bulduğunuz ve aynı sizin gördüğünüz yılan olduğunu düşündüğünüz fotoğrafın başka bir türe ait olma olasılığı yüksektir. Aynı şekilde verilen bilgilerde de sizin pratiğinizle uyuşmayacak durumlara sebebiyet verebilir. Örneğin birçok sitede çukurbaşlı yılan için zehirsiz veya yarı zehirli, insanlar için zararsız ibareleri bulunur. Oysa kazın ayağı perdelidir, ve çukurbaşlar zehirlidir. Zehir dişleri çok geride olduğu için insanlara zehir enjekte edecek büyüklükte ısırmaları neredeyse imkansız gibi gözüktüğünden böyle hatalı bir bilgi vardır. Oysa bu bilgiden hareketle çıplak elle bir çukurbaşla haşırneşir olursanız parmak gibi ağzına sığabilen yerleriniden ısırdığında zehir enjekte edebildiğini tecrübe edersiniz.

Ekrem Uslu
16-04-2012, 17:07
Bahçenin kenarlarındaki kurumuş uzun otları temizlerken yılana rastladım, çok fazla büyük değildi. Cinsini bilmiyorum. Tırmığı alayım öldüreyim diyene kadar kaçtı. Nereye kaçtığını göremedim, benden korkmuştur die devam ettim çalışmaya. Tekrar karşılaştık, meğer gitmemiş. Hatta otların arasında elime bişe battı hemen geri çekildim, elimde eldiven vardı. Dikenli tel battı diye düşündüm ama hemen akabinde yılanı gördüm. Belki de yılan ısırmaya çalıştı, bilmiyorum.
Ben çalışmaya tırmıkla devam ettim, biraz daha ot temizleyince yumurtayla karşılaştım. Bir tanesi kırılmış,içi boştu. Diğeri doluydu, daha derinlerde başka yumurta var mı bilmiyorum.
Bu yılanlara nasıl bir önlem alabilirim? Yumurtasına dokunursam düşman olur belki diye düşündüm, korktum. Bu yılanları uzaklaştırmak için ne yapmam lazım? Bilgisi olan arkadaşlar yardımcı olurlarsa sevinirim.

Merhaba Sn.mavisedir;851777.

Yılanlar konusunda yardım isteyeli yaklaşık 8 ay olmuş.Geç ama şahsınızda bu konuda problemi olanlara cevabımız olsun.

Her canlının yaşam hakkına saygı duymanın insani bir zorunluluk olduğunu beyanla yaşam alanlarımızın kesiştiği durumlarda istenmeyen olası zararlarını def edebilmek için attarlardan veya hırdavatçılardan satın alacağımız katran yağını (tahminim 5 lt lik kutularda 25 tl ye satıyorlar) bahçemizin çevresine püskürtme şeklinde veya badana fırçasıyla serpiştirerek uygularsak haşerelerin bu sınırı geçemediğini göreceksiniz.

Daha profesyonel, kimyasal uygulamalar var ama bu uygulamaları ulu orta yazmayı insani ve ahlaki bulmuyorum.

Akhisarlı
21-05-2012, 23:57
Bu yılanı Akhisar Dingiller köyü yakınlarında sabah saatlerinde gördük .
Neredeyse arkadaşım üstüne basacaktı son anda fark ettik ve yılan hareket etmedi. Sonra bir sopa ile dokunduktan sonra hızla çalı içine kaçtı .
Boyu bir metreye yakın çalı içine dikine hareket etti oldukça hızlıydı .kısa ve hızlı kıvrılma hareketleri yaptı .
zehirlimi ? Köylülerden cıvarda sık sık rastlandığını öğrendim Teşekkürler.

298793

298794

Pikapika
22-05-2012, 10:45
Sabah erken, akşam üstü ve gece görünen yılanların buyuk kısmı gece avlanan engerek çeşitleridir. Gece avlanan yılanlar diğer yılanlar kadar güneşe bağımlı değillerdir. Haliyle de sabah erken ve akşam üstü görmek mümkündür. Yılan hareket etmedi demeniz gece aktif engereklerin ağır hareket etmeleri ve zayıf refleks hareketleriyle örtüşüyor ancak bu yılanlar kaçarken ve avlanırken inanılmaz hızlanırlar sebebi ise depolanan enerjinin tasarruflu harcanmasından kaynaklanıyor. Kuyruğu biranda küçülüp güdük gibi bitiyorsa engerek olma olasılığı daha da yükselir. İlk karşılaşmada kafa şekli, yanakları ağız bölgesi Belgin Doruk'a benziyor gibi bir fikir uyandırmıştı bende. Desenine bakıp Osmanlı Engereği (şeritli engerek) demeyi çok isterdim ancak desenden birşey söylemek afaki.

ayazkentli
22-05-2012, 19:33
Benimde ilk izlenimim şeritli engerek oldu. Kuyruk ve kafası net görünseydi emin olurduk ama özellikle gri-beyazımsı renk ve desenler şeritli engerek'i çok çağrıştırıyor.

Eğer şeritli engerek ise, ülkemizde'ki zehirli türlerden biri. Bizim ilçe ve yöresinde bunlara verilen başka isim "Güdük engerek"

hosseda
23-05-2012, 16:13
Kafa görünmesede engerek olduğu kesin.

Geçen hafta ben bir yavruya denk geldim. İncecik gövdesine göre kocaman görünen üçgen kafası ve alacalı gövde ile ben bir engereğim diye bağırıyordu. Salına salına yürüdü gitti dokunmadım, seyrettim gidişini...

MeyveliTepe
23-05-2012, 16:28
Engerek. Pek bulaşmamak lazım :)

dombili
11-07-2012, 14:20
Arkadaşlar merhaba,
Bir süredir forumu takip etmeme rağmen dün üye olup ilk sorumu sorma ihtiyacı duydum.

Biz çiftlik/köy hayatına yeni atılmış öğretmen bir çiftiz. İzmir/urla'da 5 dönümlük bir çiftlik evimiz, 4 tane köpeğimiz var. Birkaç gün önce gece köpeklerimden biri bir ağaca delicesine havlamaya başladı. Eve gidip feneri aldım, ağaca baktım bir şey göremedim. Ondan sonraki gün gece fenerle şöyle bir bahçeye baktığımda o bölgede bir kedi görünce köpeğimin kediye havladığını, ben feneri alıp gelene dek de kedinin kaçtığını düşündüm.

Dün sabah saatlerinde bahçemdeki köpek dışkılarını temizlerken önümden kayarak geçen sarı-kahve tonlarındaki 1-1.20 uzunluğundaki yılanı hayretle izledim. 3-4 saniye içinde 5-6 metreyi kayarak gitmişti.

Dün akşam köpeklerimle yine bahçede oynarken köpeklerimden biri aniden havayı koklamaya, ardından da bir ağaca (zeytin) gidip havlamaya başladı. Sabahki yılandan da tedirgin olunca, ağaca yaklaşmasına izin vermek istemedim ama diğer köpeklerim de ağaca toplanıp havlamaya, burnunu kovuklarına sokmaya çalışmaya falan başladılar. hemen köpeklerimi evin içine koyup fenerle ağacı taramaya başladım. Kovuklardan birinde bir yılan daha yatıyordu. Yeşil kahverengi tonlarında tahminimce yavru bir yılandı. Ama kovuğun içinde net görünmüyordu. Belki kertenkele falandır diye (evet ayıp yaptığım) bir çubukla hayvanı dürttüm tıslayarak kovuğun içinde yukarıya doğru çıktı. Yılan olduğuna kanaat getirip hayvanı rahat bıraktım.

Şimdi size danışacağım şeye gelelim. Şimdi ben bu eve kendimden ziyade köpeklerim rahat etsin, özgürce koşsun oynasın diye çıktım. O yılanın burada bizden önce de hayatını sürdürdüğünün farkındayım. Forumdaki konuyla ilgili neredeyse tüm yazıları okudum. Bahçemde bolca delik de var. Yani fare ya da köstebek delikleri bunlar. bahçemde şu ana kadar gördüğüm iki yılanın (belki yılan bile değiller oluklu kertenkeleler orasını da ayırt edemem) burada huzurla yaşamasını istiyorum aslında. Onları kovmak ya da öldürmek gibi bir şey asla istemiyorum. Ne var ki sabah köpeklerimi bıraktığımda yine ok gibi o yöne doğru gidiyorlar. Köpeklerimden ikisi bahçede yaşıyor üstelik. Hani tamam, yılancık bizimle yaşasın isterim ama köpeklere bunu anlatmanın, yılan gibi bir hayvana sosyalleştirmenin pek yolu yok. Köpeklerden biri burnunu o kovuklara sokar ya da yılanı köşeye sıkıştırırsa yılanların da yapacak bir şeyi yok. Ama ben şunu biliyorum, böyle bir tatsızlık yaşanırsa ben bu objektifliğimi koruyamam.

yılanların zehirli olup olmadıklarını bile bilmiyorum. Onların yılan olup olmadığından bile emin değilim aslında. Ama hayvanı dürtükleyip oradan çıkarıp resmini çekecek de değilim, zaten muhtemelen hayvan sağken bunu yapmam da mümkün değil.

İlk amacım bu hayvanları fotoğraflamak. Böylece türün zehirli olup olmadığını öğrenmek. Eğer gerçekten köpeklerime zararsızsa, ki arı bile soktuğunda ağzı burnu bir hafta şişiyor bu hayvanların, ne kadar zararsız ya da ne gibi tedbirler almalıyım onun üzerine düşüneceğim. Yok zehirli bir türse bahçemden nasıl uzaklaştıracağım üzerine düşüneceğim.

Yani sizden ilk ricam, bu hayvanları nasıl fotoğraflarım?

hosseda
11-07-2012, 22:33
Sayın dombili merhaba,

Galiba ağaç kovuğunda yaşıyor yılan. Sarı renk yılandan korkmaya gerek yok denir ama yeşilli kahveli olan için aynı şey söylenemez. Yılanın kovukta olmadığı zamanda ağacın çevresine kükürt dökün bolca, kokusundan rahatsız olup belki bahçenizden uzaklaşır. Onu yerinden etmeniz onun için iyi olacaktır, aksi halde bir gün öldürmek zorunda kalabilirsiniz.

Köpeklerinizin olması çok iyi, yılan eve yaklaşamaz hiç değilse. Bir tanede kedi alıştırabilseniz bahçeye dahada rahat edeceksinizdir.

Fotoğraflamak konusunda bilgim yok ancak gece avlanmaya çıktıkları söylenir. Aslında bende bahçemize sezsizce gelen giden yaban hayvanlarını görüntülemek istiyorum ama henüz o konuda bir çalışmam olmadı.

Mutlu Kutlu
16-07-2012, 21:52
12-08-2011 yeni yerimize taşındığımızda havuzda siyah yılanımız vardı. Eski havuzdan getirdiğim aynalı sazanlardan birini ısırmış yuvasına götürüyordu, kendini emniyette hissettiği yerde mideye indirecekti sanırım. İnce bir dalla kafasını tıklattım ''napıcan bizim balığımıza'' diye, dönüp baktı ağzındaki balığı bırakıp taşların arasında kayboldu.

Bu yaz o siyah yılan havuzun uzaklarında geziniyor, asla havuza girmiyor. Bu durum bana olan saygısından kaynaklanmıyor elbette, Havuz bölgesini siyah/yeşil damalı büyükçe bir yılan ele geçirmiş.

Geçenlerde kafası suyun içerisinde balıklara pusu kurmuştu sanırım, ama bu güne kadar birşey yakaladığını görmemiştim. Bugün havuzun içerisinde mide kısmı neredeyse kolum kalınlığındaydı, galiba havuzdaki kurbağalardan birkaçını halletmiş. Havuzdan çıkabilmek için epeyce uğraştı , iki kaya arasından kafası geçti ama gövdesi takıldı kaldı.

Derken kendi haline bırakıp işime baktım, en az 1 hafta ortalıkta görünmez.

Yılandan korkmak, öldürüp yok etmek tam bir insan işi. Biz yılan gördüğümüzde biraz tırsıyoruz, ama bizi gören yılanın ödü patlıyordur. O yılanın bizi öldürmesi düşük bir ihtimal, öncelikle aşırı zehirli olacak. Ama yılanı öldüreceksek hiç birşey bizi durduramaz. Sopayla yolunu keseriz, taşla kafasını ezer belini kırarız vb. Peki yılanın savunmak veya saldırmak için neyi var.

Sevmek zorunda değiliz, öldürmek zorundamıyız peki.

Kim daha vahşi?

Müjgan Yılmaz
08-09-2012, 21:09
Sevgili jineop, O inanilmaz sicaklarda,tel kapinin iç çerçevesine yerlesmis yaklasik 75-80cmuzunlugunda bir yilan gördüm,yaklastim kapiyi(disa açiliyordu)hizlica açtim yilan verandaya düstü diger elimde hazirladigim süpürge ile çalilara kadar adeta süpürdüm.Ertesi günü evin girisinde yuvarlanmis yavrusunu gördüm,paspasin üstündeydi,bu kez paspasin dört ucundan tutup verandanin kenarindaki çalilara attim.Bu arada Bahçivan geldi ve yilani gördü bir hayli tedirgin oldu,bu engerek ve panzehiri bizim kasabada yok dedi.Ben yilan öldürmelerini herkese ysakladim,acaba korkmalimiyim,gerçekten ksabalilarin dedigi gibi bir tehlike var mi?

sertacturhan
08-09-2012, 21:14
Sevgili jineop, O inanilmaz sicaklarda,tel kapinin iç çerçevesine yerlesmis yaklasik 75-80cmuzunlugunda bir yilan gördüm,yaklastim kapiyi(disa açiliyordu)hizlica açtim yilan verandaya düstü diger elimde hazirladigim süpürge ile çalilara kadar adeta süpürdüm.Ertesi günü evin girisinde yuvarlanmis yavrusunu gördüm,paspasin üstündeydi,bu kez paspasin dört ucundan tutup verandanin kenarindaki çalilara attim.Bu arada Bahçivan geldi ve yilani gördü bir hayli tedirgin oldu,bu engerek ve panzehiri bizim kasabada yok dedi.Ben yilan öldürmelerini herkese ysakladim,acaba korkmalimiyim,gerçekten ksabalilarin dedigi gibi bir tehlike var mi?

Engerek olup olmadığını bilemezsiniz taaki gerçekten bilir kişi tarafından tanı yapılana kadar. Bahçıvan tecrübelerine dayanarak doğru teshişte yapmış olabilir ama halkımız yılanlar konusunda çok bilgisiziz. Mümkünse bir fotografını çekseniz bir dahaki kaşılaşmanızda size bir nevi yardımcı olabilirim.Evinizin kapısının altını doldurursanız içeriye girmesi zorlaşır. Dışarıda da bahçede çok sık alanlara yaklaşmadan önce dikkatli olursanız sizin için pek sorun olamaz.. Hem engerekse bir yandan iyi en azından fare olmaz pek bahçenizde :)
Özellikle kafasının net olamasına dikkat edin lütfen karede:)

Müjgan Yılmaz
08-09-2012, 21:31
Bu yil bir tane fare görmedim,ki her yil mücadele etmekten yorulurdum.Basi gövde kalinligindaydi elips biçiminde,renk de nötr kahve gri karisimi.Bilmem ne kadar faydali oldu:))))

sertacturhan
08-09-2012, 21:32
Bu yil bir tane fare görmedim,ki her yil mücadele etmekten yorulurdum.Basi gövde kalinligindaydi elips biçiminde,renk de nötr kahve gri karisimi.Bilmem ne kadar faydali oldu:))))

Kesin bir şey söyleyemem. Fotograf gerekli..

Müjgan Yılmaz
09-09-2012, 09:19
Sevgili Sertac,Tamam korkmuyorum,cesurum dediysem de,fotosunu çekecek kadar yürekli degilim,ama bir raslanti sonucu kendimi güvende hissedersem çekmeye çalisacagim.Bulundugum yerde çok farkli türleri var,onlari tanimamda yardimci olursaniz sevinirim.

sertacturhan
09-09-2012, 09:24
Sevgili Sertac,Tamam korkmuyorum,cesurum dediysem de,fotosunu çekecek kadar yürekli degilim,ama bir raslanti sonucu kendimi güvende hissedersem çekmeye çalisacagim.Bulundugum yerde çok farkli türleri var,onlari tanimamda yardimci olursaniz sevinirim.

Eğer hiç dokunmaz ve çooook yavaş yaklaşırsanız(Çok çok yaklaşmayın tabi) yılana sorun olmaz ama yine de tedbiri elden bırakmayın derim. Bir de gözlerine dikkat edin kedi gibi mi yoksa yuvarlak gözbebekleri mi var...

Yeşile_Özlem
10-09-2012, 22:33
Benim yakından gördüğüm ve fotoğrafını çektiğim tek yılan.:D

http://i49.tinypic.com/5wbltv.jpg

2008 yılında, Sapanca sahilinde çektim bu fotoğrafı. Çocuklar bu şekilde gezdiriyorlardı. Benim ödüm patladı, ama elime fırsat geçmişken fotoğrafını çektim. Bir daha karşılaşmamayı diliyorum.:dilli:

sertacturhan
24-09-2012, 11:57
Benim yakından gördüğüm ve fotoğrafını çektiğim tek yılan.:D

http://i49.tinypic.com/5wbltv.jpg

2008 yılında, Sapanca sahilinde çektim bu fotoğrafı. Çocuklar bu şekilde gezdiriyorlardı. Benim ödüm patladı, ama elime fırsat geçmişken fotoğrafını çektim. Bir daha karşılaşmamayı diliyorum.:dilli:

Umarım öldürülmemiştir...

sertacturhan
24-09-2012, 14:09
Benim yakından gördüğüm ve fotoğrafını çektiğim tek yılan.:D

http://i49.tinypic.com/5wbltv.jpg

2008 yılında, Sapanca sahilinde çektim bu fotoğrafı. Çocuklar bu şekilde gezdiriyorlardı. Benim ödüm patladı, ama elime fırsat geçmişken fotoğrafını çektim. Bir daha karşılaşmamayı diliyorum.:dilli:

Bu da bir Kara Yılandır...

maysan80
04-11-2012, 00:03
yılanların yaklaşmadığı bitkiler nelerdir? bahçeye onlardan diksem de yılanları uzak tutsam olmaz mı?

sertacturhan
08-11-2012, 15:01
Merhabalar maalesef öyle bir imkanımız yok. Neden böyle bir şey istiyorsunuz??

dalya35
08-11-2012, 16:09
Allahım yalvarırım benim karşıma hiç çıkmasın. En korktuğum canlı!!!

sertacturhan
08-11-2012, 17:05
Korkuyor olabilirsiniz bu tamamiyle psikolojik bir şey hayatınızda yaşadıklarınız falan ama sakin olduğunuz sürece sorun yok görünce... :)

sarin
08-11-2012, 22:29
Yüzü soğuk bir hayvan, bahçemde var ne yazıkki. Ona zarar vermek istemiyorum şahsen, ama kazara üstüne filan basarsak diye korkuyorum. Çünkü kendini korumak için ısırabilir. Bahçemde gördüğüm yılanların hepside zehirli. Uzaklaşsınlar mı bahçemden hayır, çünkü fare var bahçemde. Doğal dengeye karışmamak lazım diye düşünüyorum.

Fatih Şengül
08-11-2012, 23:41
Küçükken köyümüzde yılan ve kertenkele türlerini öldürmenin hem macera hem de faydalı * (çeşitli hurafeler sebebiyle) olduğunu duyardık büyüklerimizden ve bu hevesle amatör olarak ava çıkardık çocuklarla... Yarış yapardık kim daha çok avlayacak diye, Özellikle köyde kır yılanı ve altınbaşlı yılan denilen türlere çok defa kıydık... Şimdilerde anlıyorum da; kendi doğasında zor şartlar altında yaşamaya çalışan canlıların dünyaya ya da insanlığa ne zararı olabilir ki?
O yüzden:
Yaşamak haktır...!

Mutlu Kutlu
09-11-2012, 08:51
Antalya'da zehirli yılan bulmak gerçekten çok zor, görülen bir çok yılan türü su yılanı diye isimlendirdiğimiz zehirsiz türler. Bu yılanların zehir dişlerini sadece avını kenetleyip kaçmamasını sağlamak şeklinde kullanıyor bu tür yılanlar.

Siz kazara üstüne bastığınızda belki ısırıktan dolayı canınız yanar az bir şey, sonra geçer. Ya basılan yılan ne hale gelir, en düşük ihtimal beli kırılır. Sonuçta ölür yılan, yılan zarar görmese bile yaşadığı stres yeter ona. Ben daha yılanın üzerine basıbta zehirlenen birini hiç duymadım, yılan sizin geldiğiniz hisseder ve hızla ortamdan ayağınızın altından çekilmeye çalışır. Bu yüzden gördüğünüz her yılan size doğru gelen değil sizden uzaklaşandır.

Yılan doğada bir denge unsuru, her ne sebeple olursa olsun öldürmemek lazım. Hele ki çok zor şartlar da yaşamaya çalışan bir canlı, her zaman yiyecek bulamıyor. Bu yüzden haftada 1 tane fare ile idare ediyor garibim, fare nüfusu çoksa 3-5 tane aynı anda mideye indirebilir. Avını yakalayan bir yılan 1 hafta ortalarda görünmüyor. Yüzü soğuk bir hayvan, bahçemde var ne yazıkki. Ona zarar vermek istemiyorum şahsen, ama kazara üstüne filan basarsak diye korkuyorum. Çünkü kendini korumak için ısırabilir. Bahçemde gördüğüm yılanların hepside zehirli. Uzaklaşsınlar mı bahçemden hayır, çünkü fare var bahçemde. Doğal dengeye karışmamak lazım diye düşünüyorum.

sarin
10-11-2012, 20:24
Sn Mutlu Kutlu,

Antalyanın neresinde yaşıyorsunuz bilmiyorum. Benim bahçem döşemealtında, buradaki yılanların çoğu zehirli. Verdiğiniz ansiklobedik bilgiler için teşekkürler.

sertacturhan
10-11-2012, 20:48
Sn Mutlu Kutlu,

Antalyanın neresinde yaşıyorsunuz bilmiyorum. Benim bahçem döşemealtında, buradaki yılanların çoğu zehirli. Verdiğiniz ansiklobedik bilgiler için teşekkürler.

Sayın Sarin, zehirli derken neye dayanarak söylüyorsunuz merak ettim. Acaba rengine falan bakarak mı diyorsunuz? Mutlu Kutlu beyin "zehirsiz" terimine katılıyorum o bölgede zehirli yılanlarımız da var fakat onlar zaten sizinle pek karşılaşmaz. Geceleri çıkar avlanır ve hareketsiz kuytu köşeye çekilir. Gece bile dışarı çıksanız sizin ısınızı ve titreşiminizi hissederek kaçmaya çalışır..
Selamlarımla

sarin
10-11-2012, 21:48
Sayın Sarin, zehirli derken neye dayanarak söylüyorsunuz merak ettim. Acaba rengine falan bakarak mı diyorsunuz? Mutlu Kutlu beyin "zehirsiz" terimine katılıyorum o bölgede zehirli yılanlarımız da var fakat onlar zaten sizinle pek karşılaşmaz. Geceleri çıkar avlanır ve hareketsiz kuytu köşeye çekilir. Gece bile dışarı çıksanız sizin ısınızı ve titreşiminizi hissederek kaçmaya çalışır..
Selamlarımla


Burada engerek türü yılanlar var. Kafaları üçgen şeklinde, kuyruklarında çıngırakları olan türler var. Ben 8 yıldan beri buradayım, mahallindeki insanlarda bu yılanların zehrli olduğunu söylüyor. Sayın Mutlu Kutlunun söylediği gib Antalyadaki tüm yılanların zehirsiz ve su yılanı türü olarak düşünülemez.
Selamlar

Mutlu Kutlu
11-11-2012, 11:10
Çocukken bizede söylenen şey üçgen kafalı yılanlar zehirli, dikdörtgen kafalılar zehirsiz.

Su yılanlarına baktığımda onlarda üçgen kafalı, ama zehirsiz:)

Mahalli insanların bir çoğu cahilliği kabul etmeyen, öğrenmeyi de sevmeyen. Geleneksel, yalan yanlış bilgileri devam ettirmek isteyen insanlar. Baykuşların öttüğü evden ölü çıkar, uğursuz hayvanlar inancını doğru bulan ve yayan bir çok insan mevcut hala.

Sn. Sertaç Turan'ın dediği gibi zehirli türler insan tehlikesinin olduğu bölgelere zorunlu kalmadıkça gelmezler. Dünyada en zararlı varlık zehiri olmayan insan oğlu, birde zehiri olsa insan soyu yeryüzünden silinmişti şimdiye kadar.

Çocukken anlatırlardı insan kovalayan yılanları:) Halbuki insan kendi gölgesinden bile arada bir korkan bir varlık. Yılan koşan insanı takip edebilirmi acep:) kanatlı veya uzun bacaklı olması lazım.

1989 yılından beridir Antalya'dayım 2012, bu zaman arasında hep ormana yakın, tarım arazilerinde. Börtü böcek, yılan akrep vs. içerisinde yaşıyorum bir tek kişinin ısırılıp hastanelik olduğunu görmedim, duymadım.

Bazı engerek türleri Antalya'da yaşıyor, ama bunlar insanlardan uzak. Çıngıraklılar zaten çöl yılanlarıdır, Türkiye'de yoklar.

Tavsiyem gönlünüzü ferah tutun, o kadar da korkulacak yaratık değil yılanlar. Rastlarsanız görmezden gelin, her duyduğunuza da inanmayın. Yılan ısırması milli piyangonun en büyük ikramiyesinin size çıkması gibi düşük bir olasılık. İnsanların size zarar vermesi daha yüksek olasılık. Burada engerek türü yılanlar var. Kafaları üçgen şeklinde, kuyruklarında çıngırakları olan türler var. Ben 8 yıldan beri buradayım, mahallindeki insanlarda bu yılanların zehirli olduğunu söylüyor. Sayın Mutlu Kutlunun söylediği gibi Antalya'daki tüm yılanların zehirsiz ve su yılanı türü olarak düşünülemez.
Selamlar

sertacturhan
11-11-2012, 17:38
Çocukken bizede söylenen şey üçgen kafalı yılanlar zehirli, dikdörtgen kafalılar zehirsiz.

Su yılanlarına baktığımda onlarda üçgen kafalı, ama zehirsiz:)

Mahalli insanların bir çoğu cahilliği kabul etmeyen, öğrenmeyi de sevmeyen. Geleneksel, yalan yanlış bilgileri devam ettirmek isteyen insanlar. Baykuşların öttüğü evden ölü çıkar, uğursuz hayvanlar inancını doğru bulan ve yayan bir çok insan mevcut hala.

Sn. Sertaç Turan'ın dediği gibi zehirli türler insan tehlikesinin olduğu bölgelere zorunlu kalmadıkça gelmezler. Dünyada en zararlı varlık zehiri olmayan insan oğlu, birde zehiri olsa insan soyu yeryüzünden silinmişti şimdiye kadar.

Çocukken anlatırlardı insan kovalayan yılanları:) Halbuki insan kendi gölgesinden bile arada bir korkan bir varlık. Yılan koşan insanı takip edebilirmi acep:) kanatlı veya uzun bacaklı olması lazım.

1989 yılından beridir Antalya'dayım 2012, bu zaman arasında hep ormana yakın, tarım arazilerinde. Börtü böcek, yılan akrep vs. içerisinde yaşıyorum bir tek kişinin ısırılıp hastanelik olduğunu görmedim, duymadım.

Bazı engerek türleri Antalya'da yaşıyor, ama bunlar insanlardan uzak. Çıngıraklılar zaten çöl yılanlarıdır, Türkiye'de yoklar.

Tavsiyem gönlünüzü ferah tutun, o kadar da korkulacak yaratık değil yılanlar. Rastlarsanız görmezden gelin, her duyduğunuza da inanmayın. Yılan ısırması milli piyangonun en büyük ikramiyesinin size çıkması gibi düşük bir olasılık. İnsanların size zarar vermesi daha yüksek olasılık.

Mutlu Bey valla ne varsa çok güzel bir şekilde anlatmışsınız. Bende işten dönerken yazmayı düşünüyordum... :) Teşekkür ediyorum.

pria
23-12-2012, 09:27
Yılana hocasının adını verdi

Yılana hocasının adını verdi - Gerçek Gündem (http://www.gercekgundem.com/?p=513703)

Pikapika
17-04-2013, 09:18
Çocukken bizede söylenen şey üçgen kafalı yılanlar zehirli, dikdörtgen kafalılar zehirsiz.

Su yılanlarına baktığımda onlarda üçgen kafalı, ama zehirsiz:)



Morfoloji genetiğin çözülmesiyle öldü cenazesini kaldıran yok. Kafasının şekliyle sadece genel geçer bir fikir beyan edebilirsiniz. Daha öncede vermiştim bu örneği çukurbaş (Malpolon insignitus) diye geçer, su yılanı olarak kabul görürdü çünkü morfolojisine göre sınıflandırıyorlardı sonra iki damla kan alıp baktılar koç gibi engerekmiş arkadaş, Vipera monspessulanus oldu inceden.

O yüzden ben baktım su yılanlarının kafası üçgen ama zehirsiz demek çok yanıltıcı, bi o kadarda gerçek dışı.. Bakmayla görmeyle olacak işler olsaydı bunlar hala biyoloji öğrencilerine böcek bacağındaki kılları saydırıyo olurlardı. Kaldı ki suda gördüğünüz her yılan su yılanımıdır, değilmidir, nedir onları sizin gözünüzde su yılanı yapan bunlar çok muallak. Mahalli insanlar başlıklı genellemenizle bu yanıltıcı beyanınız arasındaki paralelliğe değinmeye gerek duymuyorum.

Şu başlıkta sadece iki tane engerek resmi var işin ciddiyetini kavramanız lazım, bahçemde gördüm denen bahçe 20 dönümde olabilir 200 metrekare de olabilir, karşılaşma sıklıklarını, burada vereceğiniz yanlış bir fikirle sebep olabileceklerinizi biraz düşünün. Sarı yılan (olsa olsa Elaphe sauromates) bişey yapmaz ne demek neyin garantisini kime veriyorsunuz anlaşılır gibi değil. Vipera ammodytes sarıdır ve engerektir ve yerel türlerden biridir. Boynuzlu engereklerin sarı olanlarındandır. Bunun dışında deli gibi kaçak hayvan getirilip satılıyor bu ülkede aptalın biri satın alır getirtir sonra ya doğaya salar ya da yılan kendi kaçar sonra sarı yılan birşey yapmazı anlatırsınız burada. Halkalı papağan yerel bir kuş olabilirmi bi açın bakın ama artık istanbul'un yerel kuşlarından biridir. Pek yakında Ankara'nında yerel kuşlarından biri olacaktır.

ayazkentli
17-04-2013, 10:25
Çıngıraklı yılan olduğunu söyleyen birkaç arkadaşımız var.


Türkiye'de bildiğim kadarı ile çıngıraklı yılan yaşamıyor. (Amerika'da ki bildiğimiz çıngıraklı'dan bahsediyorum).

Arkadaşlarımız bunların çıngıraklı yılan olduğunu gayet emin bir şekilde anlattıklarına göre, şöyle bir şey olmuş olabilir.


Pikapika arkadaşımızın bahsettiği gibi, birileri kaçak yolar ile Türkiye'ye sokmuş ve sonra bir şekilde doğaya bırakılmış ve görülen çıngıraklı yılanlar bunlar olabilir. (Tabii, gerçekten bildiğimiz cins çıngıraklı yılan ise).

Yanlız,

bu durumda şöyle birşey var. Bu türlerden birkaç tane bu şekilde doğaya bırakılmış olsa bile, bunların erkekleri ile dişileri birbirlerini bulup üremeleri çok zor bir olasılık. Eğer diğer yılanlar ile melez yeni bir tür ortaya çıkarmazlar ise, zaten kendileri öldüğünde yok olmuş olurlar.

Yılanlar melez üreyebilirler mi?

Yani,

burada doğaya salınmış bir çıngıraklı yılan ile herhangi bir başka yerel engerek'in, melez yavrular üretmesi olası mı?


Belki de imkansız bir şeydir ama başka ülkelerden hayvanların, kıtalararası başka ülkelere gelmesi-gitmesi ve orada üremeleri ile Yaşam bir şekilde yolunu bulur ve devam eder tezini haklı çıkartan çok fazla örnek var.

Pikapika
17-04-2013, 14:04
Melez üreyemezler, çıngıraklı yılanlar (Crotalinae) engerekgillerin alt türüdür haliyle kuyruğunda pullardan oluşmuş bir çıngırağı olması şartı aramak gereksiz. Yılanların bir çoğu gerek ciğerleriyle gerekse pullarını kullanarak kendine has sesler çıkartabilirler. Daha önce hiç çıngıraklı yılan duymamış biri için duyduğu bir yılan sesini çıngıraklı yılan sesi olarak adlandırması, yılanı gördüğünde fondaki böcek sesini yılana ait sanması gayet mümkündür, zaten yanıltıcı veriler bu şekilde ortaya çıkar, ortalam bir tür listesi şunun gibidir

.:Bilim ve Teknik Web Sitesi::Türkiye Tür Listeleri::Sürüngenler:. (http://www.biltek.tubitak.gov.tr/bilgipaket/canlilar/TR_tur_listesi/liste_surungen.htm)

Bunun dışında tüm yılan türleri tespit edilmiş ve eklenmiştir demek yanlış olur, tespit edilenlerin listesidir eklemeler muhakkak olacaktır.

Çıngıraklı yılan sesi için fikir verebilir, dinleyince zaten çok ayıredici birşey olmadığını göreceksiniz. Sayfanın en altında cırcırböceği sesiyle ne kadar benzediğini görebilirsiniz.

Rattlesnake Sounds and Video (http://www.californiaherps.com/snakes/pages/rattlesnakesounds.html)

Bol fotoğraf için turkheptil e bakabilirsiniz http://www.turkherptil.org/default.asp
Aynı türün farklı dönem ve mevsimlerde çekilmiş fotoğraflarındaki renk skalasını görünce yılanları rengiyle ayrıedilemiyeceğini kolaylıkla anlarsınız.



Belki de imkansız bir şeydir ama başka ülkelerden hayvanların, kıtalararası başka ülkelere gelmesi-gitmesi ve orada üremeleri ile Yaşam bir şekilde yolunu bulur ve devam eder tezini haklı çıkartan çok fazla örnek var.

Afrika arısı denilen arılar iklim odasından kaçarak yayılmışlardır, aynı şekilde amerikan menşeli hamamböcekleri (Periplaneta americana) gemi ile izmir'e gelmiştir, bu liste böyle gider.

pria
24-05-2013, 21:16
Şehri zehirli yılanlar bastı (http://www.odatv.com/n.php?n=sehri-zehirli-yilanlar-basti-2405131200)

edis2209
26-05-2013, 01:22
Nif Ovası yolu
25 Mayıs 2013
Kemalpaşa,İzmir

Yılan cinsi nedir acaba..? Saygılar

edis2209
26-05-2013, 01:24
Zehirli bir yılan mı acaba ..?

hosseda
26-05-2013, 04:42
Yılan kabuk değiştirmeye fırsat bulamamış.
Engerek olmadığı kesin. Sarı zehirsiz yılanlardan büyük ihtimal.

bonsaici06
26-05-2013, 09:17
çok güzeller

saydemir
26-05-2013, 15:18
Gözlerinin buğulanması kabuk değiştirmeye hazır olduğunun bir göstergesi. Tabi bu dönemde çevresini çok iyi göremez. Ama ondan daha tehlikeli canlılar tarafından kötü bir şekilde öldürülebilir. Yazık olmuş.