PDA

View Full Version : Buğday Çimi




backyard
30-09-2006, 13:47
http://www.agaclar.net/forum/bitkiler-ve-sagligimiz/35702.htm

-------------------------


Dün bana gelen bir mailde buğday çiminin fosfor magnezyum kalsiyum açısından oldukça faydalı, bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi olduğunu yazıyordu

Yetiştirmek:

Bir kaç avuç buğday bir kaba oda sıcaklığında (15-20) derece üzeri suyla örtülecek şekilde bırakılır. 24 saat sonra su boşaltılır. 1 gün bu şekilde bekletilir ve daha sonra her gün sadece nemlendirecek miktarda su serpilir. 1-2 gün içinde filizlenmeye başlayacaktır. Bundan sonra uzun süre dayanması ve çabuk bozulmaması için buzdolabına konulur. Buğday filizi çok kuvvetli bir gıda olduğu için günde 2-3 çorba kaşığından fazla alınmaz. Çorba, salata ve yemeklerde çok güzel garnitür olur. Besin içeriği:

Fosfor: 1050
Magnezyum: 342
Kalsiyum: 71

Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir. Taze olarak kullanılan buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır. Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir. Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü anti kanseri olan 'laetril' içermektedir. Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. Japon bilim adamı Nagivara, taze buğday çiminde bu maddeyi etkisiz hale getiren enzimler ve amino asitler bulmuştur.

Kaynak: http://www.ntvmsnbc.com/news/203153.asp




denizakvaryumu
25-10-2006, 01:37
istanbul-kanyon da likor bardağında fiyatı 5 YTL olara satılıyor...Karlı bir iş:)

lahika
18-07-2007, 20:12
Buğdaylarımızı direkt olarak toprağa eksek, çimlenirler mi? Bu şekilde çimlendikçe uzayan filizleri kessek ve onlar uzamaya devam etseler ve biz yine kessek, bu şekilde olabilir mi? ;)

denizakvaryumu
14-02-2008, 21:17
http://www.dogaldukkan.com/pinfo.asp?pid=1097

Buğday çimlendiricisi

http://www.dogaldukkan.com/pinfo.asp?pid=1096

ve buğday çimi sıkacağı da var.

denizakvaryumu
29-04-2008, 23:27
http://www.cnnturk.com/VIDEO/index.asp?pn=1&prid=1539

http://www.kurtsan.com.tr/?content_fetch&uid=373




BUĞDAY ÇİMİ CANLI ENZİM DEPOSU




Buğday çimi suyu içmek için 9 sebep


Bir çok sağlık uzmanı buğday çimini süper besn olarak tanımlıyor.Üzerinde yapılan çalışmalar henüz az olmasına rağmen,çim suyu sağlık üzerindeki faydalarıyla kendini kanıtlıyor.

Çim suyu antibiyotik özelliklere sahip.Buğday çiminde % 70 oranında bulunan klorofil hücrelerdeki toksinleri kana taşıyarak vücuttan atılıp sistemin temizlenmesine yardım ediyor.

Klorofil zararlı bakterilerin büyümesini ve çoğalmasını engeller.Bakterile için iyi bir ortamın oluşmasına izin vermez.

İşte buğday çimi suyu içmek için 9 sebep:

1.Bir kaşık buğday çimi sadece 10-15 kaloridir.Yağ ve kolestrol içermez.

2. Buğday çimi vitamin,mineral ve amino asitler açısından çok zengindir.

3. Buğday çimi suyu içmek yeşil yapraklı sebze tüketiminin harika bir yoludur.

4. Buğday çimindeki klorofil karaciğeri temizlemeye yardım eder.

5. Bağırsakları çalıştırır ve kabızlığa iyi gelir.

6. Kan dolaşımının düzenlenmesine yardım ederek toksinlerin vücuttan atılmasında etkili olur.

7. Klorofil içeren bütün yeşil bitkiler gibi oksijen açısından zengindir.Beyin ve vücuttaki bütün dokular yüksek oksijen aldıkları zaman optimum düzeyde çalışırlar.

8. Sedef egzema gibi cilt hastalıklarının tedavisine yardım eder.

9. Vücut ve beyne enerji verir.

Kaynak:http://www.wellness-junction.com

http://www.sifalibitkilervedogaltedavi.com/haberler/Bugdaycimienzimdeposu.html

denizakvaryumu
29-04-2008, 23:33
Her derde deva buğday çimi

Geçtiğimiz günlerde basında yer aldığı gibi, anti-aging araştırmalarının yeni gözdesi buğday çimlerinin ya da filizlerinin suyu! Hiç dikkat ettiniz mi...

Tamamen etobur olan kedi ve köpekler bile zaman zaman çim yerler. Çünkü doğadaki tüm canlılar gibi onlar da kendilerine neyin yararlı olduğunu içgüdüleri sayesinde çok iyi bilirler. Buğday çiminin önemi öncelikle yaprakların, yeşil görünmesini sağlayan klorofil içeriğinden gelir.

Klorofil birçok bitkide bulunur. Buğday çimi yenilebilir canlı klorofil için bildiğimiz en uygun ve en zengin doğal kaynaktır. İçeriğindeki klorofil oranı yüzde 70'i bulur.

KANI TEMİZLER

* Klorofil neden bu kadar önemlidir? Klorofil güneşin yaşam veren gücünün bir başka formudur. Bu madde bitki yaşamının temelidir.

Biliyorsunuz ki bitkiler şu güzel dünyamızı, akıl almaz mükemmellikteki sistemi ayakta tutan en önemli etkendir. Yağmur ormanlarının azalmasıyla başımıza neler gelebilir, düşünmek bile istemiyorum...

Klorofilin besin olarak önemi, 1911 yılından bu yana inceleniyor. Klorofilin en önemli özelliklerinden birisi, insan kanında oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri olan hemoglobinle hemen hemen aynı kimyasal yapıya sahip olmasıdır. Klorofil ağızdan alındığında, kırmızı kan hücrelerine hemen karışır ve kanımızı temizler. Klorofil dokuların iyileşme hızını arttırır. Bu nedenle uzun yıllardır kanserli hastaların tedavisinde kullanılıyor.

* Buğday çimi ile mükemmel detox! Araştırmalara göre, buğday çiminde 20 çeşit amino asit, diğer gıdalarda bulunmayan yüzlerce farklı enzim bulunmaktadır. Organik toprakta yetişen buğday filizleri, 102 doğal mineralin 90 tanesini içinde barındırır.


Bu gerçekten istisna sayılacak bir zenginliktir. Buğday çimi taze olarak tüketilirse; metabolizmayı uyarır, tiroid bezlerinin sağlıklı çalışmasını sağlar, lenf sistemini temizler, kalbin fonksiyonlarını arttırır, kan basıncını normalleştirir, kolesterolü düşürür, iç organlarımızı özellikle rahmi, akciğerleri, karaciğeri, böbrekleri ve bağırsakları temizler. Sindirim sisteminde kötü koku yaratan bakterileri yok eder.


Buğday çimi bir sağlık ve gençlik iksiridir. Bir bardak buğday çiminde, 5000 mg klorofil ve 92 mineral dışında hiç küçümsenmeyecek oranda vitaminler bulunur. Bunların başlıcaları 2000 mg ile C vitamini, 360 mg. E vitamini, F, K ve B grubu vitaminleridir. Buğday çimeni suyu; havuç suyu, sebze suları ve diğer meyve suları ile karşılaştırıldığında, onlardan daha güçlü detox etkisi olan bir maddedir.

* Buğday çimi ve cildimiz: Buğday çimi suyu; başta sedef ve egzema olmak üzere, yara, yanık, kaşıntılar, güneş yanıkları, böcek sokmaları ve her türlü cilt tahrişine iyi gelir. Az miktarda kullanıldığında diş çürümelerini ve diş eti hastalıklarını önler. Gargara yapılırsa boğaz enfeksiyonlarını iyileştirir. Saçlı deriye sürerseniz, saçlarınızın kalitesini yükseltir.

PİŞİRMEDEN TÜKETİN

Başucunuza buğday çimi ektiğiniz bir saksı koyarsanız, gece boyunca havası temizlenmiş, bol oksijenli bir odada güzel güzel uyursunuz.

* Önerilen doz: Buğday çimi tazeyken yararlıdır. Pişirecek olursanız tüm değerini kaybeder. Sağlığınızı korumak için günde 2-8 yemek kaşığı kadar içmeniz yeterlidir. Tedavi amacıyla kullanılacaksa günlük doz 8-16 yemek kaşığına kadar çıkarılabilir. Tabii hepsi birden içilmez. Bu dozlar gün içinde bölünerek alınmalıdır.

http://arsiv.sabah.com.tr/2006/02/20/gny/sag103-20060208-200.html

arodopman
01-05-2008, 08:29
SAĞLIK VE DOĞA DERGİSİ – Mart-Nisan 2008 – 13. Sayısında yayınlanan yazımı konu ile ilgili olduğu için buraya aktarıyorum. Yararlı olur umuduyla…


BUĞDAY ÇİMİ
Ahmet Rodopman
Farmakolog Dr.


Buğdayın tarihi insanlık tarihi kadar gerilere gitmektedir. Adeta buğday insanla birlikte gelişip yayılırken, insanda buğdayla birlikte yaşam bulmuştur yeryüzünde. Günümüzden yaklaşık 10.000 yıl önceden beri Ön Asya'nın ''Bereketli Hilal'' olarak adlandırılan, Mezopotamya ve Anadolu' yu da içine alan topraklarda yetiştirilmeye başlanmıştır.

Neolitik çağlardan önce yabani buğday türlerinin toplanması ve ilkel koşullarda bile besin olarak kullanılmasıyla başlayan insan buğday ilişkisi artan bir hızla gelişerek günümüze kadar gelmiştir.

İnsanlık ne denli gelişmiş olsa da yaşanan tarihsel süreçler boyunca buğdayın önemi hiç azalmamış, beslenmede, ekonomide, insan-insan, insan-devlet, devlet-devlet ilişkilerinde hep ön plandaki yerini korumuştur. Günümüz koşullarında da sağlıklı beslenme, hastalıklardan korunma, tedavi alanlarında buğday ve buğday ürünleri vazgeçilmezlerimizden biri olarak önümüzde durmaktadırlar.

Bu yazımda, buğday ile ilgili hazırladığım oldukça kapsamlı çalışmamın bir bölümü olan Buğday Çimi' nden söz etmek istiyorum.

Sadece insanlığı değil tüm canlılar alemini önemli ölçüde ilgilendiren buğday hakkında yazılacakların birkaç cilde sığmayacağını bu çalışmaya başlamadan önce de biliyordum. Ve yıllarca topladığım bilgilerin neresinden başlayım diye uzun süre düşündüm. Ancak gecikmenin de pek bir faydası yoktu. Parça parça da olsa bir taraftan okuyucu ile buluşması için bir yerinden başlanmalı idi. Bu yeri de bence en önemli bölümü olan Buğday Çimi idi.

Buğday Çimi, taze olarak kullanılma zorunluluğu nedeniyle bireysel üretime gereksinim duyması, evde veya işyerinde kolayca üretilmesi nedeniyle, gerekse de sağlıklı yaşamanın olmazsa olmazı sağlıklı beslenmenin en önemli unsurlarından biri olduğundan pek çoğumuzu yakından ilgilendirecektir.

Hemen hemen hepimiz evimizde, işyerimizde birkaç saksı çiçek yetiştirir, onları sular, periyodik bakımlarını yapar çiçek açtıklarında da keyifle seyrederiz. Peki, bir saksınızda da buğday yetiştirmeyi deneseniz ve kendi ellerinizle yetiştirdiğiniz bu buğdaydan elde ettiğiniz kıymetli ürünü afiyetle tüketseniz nasıl olur?

Bir de bu harika ürünün sağlığınız ve beslenmeniz için ne denli faydalı olduğunu öğrenseniz, sanırım sizi kimseler geciktiremez işe başlamanız için. Ancak o kadar da acele etmeyin. Her şeyin olduğu gibi bununda bazı püf noktaları ve önemsemeniz gereken kuralları olduğunu bilmeniz gerekiyor. Önce ne üreteceğimize ve bunun ne işe yarayacağına şöyle bir bakalım.

Her şeyden önce buğday çimi yetiştirmek için kullanacağımız buğdayın, iyi koşullarda, özenle yetiştirilip, ayıklanmış sağlam buğday tohumları olmasına dikkat edeceğiz. Ben 30 yıl önce başladığım buğday çimi yetiştirme uğraşımda bu konuda çok sorun yaşadım. Neyse ki şimdi İstanbul' da belli yerlerde ekolojik(organik) buğday tohumlarını tertemiz paketlenmiş olarak bulma lüksünü yaşıyorum. Yurdumuzun pek çok yerinde de gerek bölgesel olarak gerek internet pazarlanması ile elde edilebildiğini biliyorum.

Benim ilk günlerde tavuk yemi satan dükkanlardan veya Trakya köylerinden edindiğim menşei belirsiz buğdaylarla yaptığım çalışmalar, kazandırdığı deneyimin yanı sıra zararlarda vermemiştir umarım. Çünkü bildiğiniz gibi buğday, yetiştirilmesi sırasında gerek kimyasal gübreler, gerek zararlı mücadelesi için kullanılan kimyasal öldürücüler, gerekse bozulmaması için uygulanılan yöntemlerle oldukça fazla kirlenmektedir. Bütün bu olumsuzluklardan arınmak için organik tarım yapılan özel tarlalarda hiçbir kirletici ile temas etmemiş, iyi kalite, zedelenmemiş, uygun koşullarda kurutulmuş ve ambalajlanmış buğday tohumlarını olabildiğince üretildiği yıl içinde edinebilmeniz ve kullanmanız gerekmektedir.

Bulmanız sırasında sizi biraz uğraştırmış olsa da elinize aldığınız nitelikli bir avuç buğdayın ne büyük bir hazine olduğunu tabii ki bakarak anlamanız olası değil. Eğer gereken işlemleri yapmazsanız yıllarca o tohumlar size, siz de onlara bakar durursunuz. Siz verdiğiniz paraya ve uğraşa, o tohumlarda size veremedikleri onca cevhere ve sağlığa yanıp dururlar.

Buğday Çimi yetiştirmenin pek çok yöntemi var kuşkusuz. Ben burada birkaç tanesini yazacağım. Ancak sizler kendi koşullarınıza en uygun gelen şekli seçer veya yeni yöntemler geliştirebilirsiniz. Sonuçta beklenen tohumların bir şekilde çimlenip, isteğe göre 4-10 cm. civarına kadar büyütülmesi. Bunu başarabilecek her şekil geçerli olacaktır. İster saksıya ekin, ister yoğurt kasesine, isterseniz benim gibi topraksız olarak yetiştirin.

Uzun yıllardan beri yurt dışında Buğday Çimi yetiştirmek için özel saksılar, düzenekler satılmaktaydı. Son zamanlarda ülkemizde de bu amaç için geliştirilmiş, setlerin satılmaya başladıklarını görmekteyim. Ancak ben böyle düzeneklere onca parayı vermektense eldeki olanaklarla ve en kaliteli tohumu alarak bu işe başlanmasından yanayım. Zamanla insan kendine en uygun yöntemi zaten kendisi geliştiriyor. Siz yetiştirin ve afiyetle kullanın da nerde yetiştirirseniz yetiştirin. Tabii ki bu süreçte de göz ardı etmemeniz gereken kuralları bilmeniz gerekecek.

Çimlendirme sürecinde farklı uygulamalar olabilir. Hatta başarılı veya başarısız deneyimlerinizin ardından siz kendinize uygun en iyi uygulamayı bulabilirsiniz. Bu da bir başka kazanımınız olur. Ben burada kendi deneyimlerimden ve genellikle uygulanım şekillerinden söz edeceğim.

İlk seferlerde küçük miktarlarda buğday tohumlarıyla başlamakta yarar vardır. Yarım avuç veya bir avuç buğday alınıp bir kaba konur. Üzerine çıkıncaya kadar içilecek su konur (ben üretimin hiçbir aşamasında klorlu su kullanmamaya özen gösteriyorum). Oda sıcaklığında 15-20 derecede 24 saat bırakılır. Su boşaltılır. O gün veya bir gün sonra toprağa serpilir ve üzerine ince bir tabaka halinde toprak dökülür. Nemlendirilecek şekilde hafifçe sulanır. Çevrenin nem oranına bağlı olarak buğdayların kurumaması için gerektiği kadar su her gün veya gün aşırı serpilir.

Burada dikkat edilecek önemli bir konuda toprağın niteliğidir. Her ne kadar bazı yazarlar organik toprak deseler de, burada bir kavram kargaşası yaratıldığı düşüncesindeyim. Onun için ben suni gübre, çeşitli kimyasallar, kirli su ve atıklar ile kirlenmemiş kaliteli toprak olabilir diyorum. Ekim yapacağınız saksılar çok derin olmamalı, toprak, porselen veya camdan yapılmış olmalı, metal ve plastik olanlar yeğlenmemelidir.

Ben toprak konusunda hayli zorluk çektiğimden, bunu topraksız olarak yapma yöntemini geliştirdim. Böylece evde ve işyerinde haftada bir toprakla uğraşma olayını kaldırdım ve buğdayların hem kök hem filiz kısımlarını rahatlıkla yiyebilme fırsatını buldum.

10 cm çapında cam petri kutularının içine iki kat kaba süzgeç kağıdını yuvarlak kesip koyuyorum. Üzerlerine buğdayları serpiyor ve tohumların üzerine de bir kat daha süzgeç kağıdı koyuyorum. Her gün gerektiği kadar sulamayı da bir piset(Plastik su püskürtücüsü) aracılığı ile dikkatlice yapıyorum. Saksı veya cam kaplar direkt güneş ışını almayan ama karanlık ta olmayan bir yerde tutulmalıdır.

Buğdaylar ikinci günden itibaren tohumun rüşeym kısmından kök ve filizlerini çıkarmaya başlarlar. Üzerlerine koyduğum süzgeç (filitre) kağıdı buğdayların hem ısısını hem nemini koruduğu gibi olası tozlardan da uzak tutuyor. Filizlerin boyları büyüdükçe de onlarla beraber yukarı kalkıyor. Ben 3-4 cm civarına geldiklerinde, filizi, tohumu ve kökü ile birlikte çekirdek gibi yiyerek (uzun süre ağızda çiğnemek suretiyle) veya mikserden geçirerek tüketiyorum.

Diğer bir Buğday Çimi elde etme yöntemi ise; Yeteri kadar buğday yıkanır. Bir kaba konur. Üzerleri örtülünceye kadar su ilave edilir. Tanelerin suyu iyice emebilmesi için su altında kalması gerekir. Su azaldıkça üstlerini öretecek şekilde su ilave edilmelidir.

48 saat sonra su süzülür ve taneler derin olmayan bir kaba yayılır. Tanelerin yarısı açıkta kalacak şekilde suda bırakılırlar. Buğday taneleri birkaç gün içinde çimlenirler. Önce sarımtırak yeşilimsi olan çimler ışık görünce ve boyları büyüdükçe klorofil özümlemesi başlayacağından renkleri daha fazla yeşile döner. Artık ürününüzün kullanılma zamanı gelmiştir.

İster olduğu gibi isterseniz de salatalarınızın üzerine serperek kullanabilirsiniz. Bir havan içinde döverek beyazımsı köpüklü buğday sütü elde edebilir, isterseniz bir mikser yardımıyla parçalayıp sıvı hale getirebilirsiniz. Ağız tadınıza uygun gelebilecek süt, meyve suyu, havuç suyu gibi sıvılarla karıştırarak ta tüketebilirsiniz. Bu üretimi birkaç kerelik değil de, zahmetine katlanarak uzun süreliğine veya yılda birkaç kez kürler halinde yapar ve kullanırsanız bu mucize ürün Buğday Çiminin gerçek faydalarını görürsünüz.

Doğanın canlılar alemine sunduğu bu harika besin sayesinde en doğal, en kolay ve en ekonomik bir şekilde insan organizması için gereken tüm besleyici, geliştirici ve sağıltıcı unsurları almış olursunuz. Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde hayli yüksek fiyatlara satılan Buğday Çimi tabletlerinin doğallıktan ayrılarak ilaç teknolojinin kurallarınca, katkı maddeleri ve koruyucularla bezeli olduğunu düşününce kendi evinizde elde edeceğiniz Buğday Çiminin ne denli saf ve yararlı olduğunu anlayabilirsiniz.

İster doğal beslenme aracı, ister yararlı, yardımcı gıda, ister yitecekleriniz arasında farklı bir tat, ister kilo vermenizde yararlanabileceğiniz bir ürün, ister sağlığınızı tamamlayıcı, isterseniz de hastalıklarınızı tedavi edici olarak kullanın. Buğday Çimi her koşulda size şifalı özelliklerini cömertçe sunacaktır. Denemesi ve yazılanların doğruluğunu gözlerinizle görmesi sizden.

Gülgün
01-05-2008, 09:34
Sn Ahmet Bey buğday çimiyle ilgili yazdıklarınız çok ilgimi çekti.En kısa zamanda yetiştirmeyi deneyeceğim.Her ne kadar kullanım şeklini anlatmış olsanız da, daha ayrıntılı olarak yazabilirmisiniz? Örneğin bir defeda alınacak miktar ne kadardır? Bir günde kaç kez tüketilmelidir? Kür şeklinde mi (öyleyse kaç günlük kürler) yoksa genel beslenme alışkanlığımızın içinde mi tüketmek daha faydalıdır?

denizakvaryumu
01-05-2008, 11:41
Ahmet Bey,

36073

Sağlığınıza.

Aydınlatıcı yazınız için çok teşekkür, aslında buğday çimi ve suyu konusu çok önemli bir konu fakat gereken ilgiyi görmüyor.


Süzgeç kağıtları güzel bir yöntem ancak dioksin ile ağartılmışsa dikkat edilmesi gerek, bence en iyi yöntemlerden biri perlit.

Siz organik buğdayı nereden satın alıyorsunuz ? Tohum konusu bu işin en önemli yanı.

Bir de arpa çimi konusundaki düşünceleriniz nedir? Kimi yerlerde arpa çimi suyu da içiliyor, acaba aynı yararı görmek mümkün mü?

denizakvaryumu
01-05-2008, 11:47
36076


Buğday çiminin suyunun çıkarılmasında manuel sıkma aletlerinin tercih edilme sebebini de açıklayan olursa sevinirim.


36078 36080

3607936081

arodopman
01-05-2008, 16:40
Sayın Gülgün,

Buğday benim aşık olduğu bitkilerden biri olduğu için her türlü üretim ve tüketim şekilleri ile uzun süredir ilgileniyorum. Ve her öğrendiğim özelliği ile de hayranlığım bir kat daha artıyor. Buğday Çimi de bunlardan biri. Ancak tüm doğal ürünler gibi Buğday Çimi de birkaç defalık, birkaç kürlük kullanımlarla veya ilaç gibi, gramla, tabletle alınmaktan öte yaşama katıldığı ölçüde yararlı olacaktır. Nasıl ki yoğurdu, karabiberi, çayı bir ilaç olarak kullanmıyorsak, Buğday Çimi’ ni de aynı şekilde, beslenme alışkanlığı şeklinde kullanabilirsek yararlı ve anlamlı olacaktır. Bu ve benzer ürünlerin günlük alınan miktarları kişilik özelliklerine, beğeni ve gereksinimlere bağlı olarak değişebileceği için belirli bir miktarını da önermek çok mantıklı olmuyor. Bence en iyisi azdan başlayıp, kendi deneyimlerinizle kendinize en uygun yöntemi ve oranı bulmaya çalışmanız.

Saygılarımla.

arodopman
01-05-2008, 16:41
Sayın Denizakvaryumu,

Açtığınız bu güzel konu için sizi kutlarım. Değindiğiniz gibi Buğday Çimi ve Suyu(birde buğday şırasını yapıyorum ki bir ara onu da yazarım) harika ürünler. Olabildiğince fazlaca yaşamımıza katmamız gereken sağlıklı beslenme araçları. Vakit buldukça bunlara değgin yazmaya çalışacağım.

Benim kullandığım filitre kağıtları saf selülozdan yapılmış ve kimyasal kullanılmamış kağıtlar. Beyaz Band olarak geçiyor. Yine de perliti hatırlatmanız iyi oldu. İlk fırsatta onu da deneyeceğim.

Konunun en can alıcı yanını sormuşsunuz. Tohum konusu. Bu konuda çok sıkıntı çektim. En sonun da İzmir de faaliyet gösteren Işık Organik firmasının organik buğdaylarında karar kıldım. İstanbul’ da dahi çok az yerde bulabiliyorum. Beşiktaş’ ta
Kırkambar Doğal Ürünler dükkanının sahibi eski dostum Bahri Kılıç’ tan alıyorum. Bir kiloluk ambalajlar halinde satışa sunulmuş nitelikli bir ürün.

Değindiğiniz son nokta diğer tohum çimleri. Buğday Çimi kadar fazla olmasa da Arpa, Soya Fasülyesi, Mesh çimi çalışmalarını da yaptım. Soya Fasülyesi çinmi başlı başına bir harika. Özellikle salata yapmakta kullandım. Diğer baklagillerin çimlendirilip kullanılabileceğini de düşünüyorum ama denemedim. Özelliklede elde ettiğim tohumların niteliklerinden emin olamadığım için ve buğday benim hayran olduğum bir bitki olması dolayısıyla buğday üzerinde durdum genellikle.

Bana bu paylaşımı yapmama olanak verdiğiniz için bir kez daha teşekkür ederim sizlere.

Saygılarımla.

denizakvaryumu
01-05-2008, 19:06
Sn.arodopman
buğday şırasınının nasıl yapıldığı konusundaki yazınızı da merakla bekliyorum.

Bu arada buğday çiminin suyunu mekanik olarak mı çıkarıyorsunuz?

Yine buğday tohumlarının sulandığı su da önemli konulardan biri, ph ı düşük arıtılmış asidite su ile mi yoksa ph ı 8 ve yukarısı olan alkali-ionize su ile mi sulanacağı konusu da tartışılabilir ?

smart995
02-05-2008, 01:43
Merhabalar bende evde 1 yıldır buğday çimi yetiştiriyorum ancak manual sıkıcak bulamadım thelifecodaki ürünler hariç çünkü çok pahalı orası başka satılan yerleri bilen varmı beni yönlendirebileceğiniz bir yer şimdideden teşşekkür ederim.

denizakvaryumu
02-05-2008, 09:53
http://www.thelifecoshop.com/default.asp?git=11&urunID=153

Sanırım bir tek bu sitede var.Türkiye'de ben de bulamadım.

Aynı sitedeki su arıtma cihazları da önemli , alkali suyun ne kadar değerli olduğu henüz kavranmadı.

zai
02-05-2008, 11:34
Sayın arodopman,

Verdiğiniz bilgilerden çok etkilendim. Ben de evde buğday çimi yetiştirmeyi deniyeceğim. Rica etsem çimlendirdiğiniz kabı (cam petri kabı) ve süzgeç kağıtlarını fotoğraflıyabilir misiniz? Nasıl birşey olduklarını hayalimde canlandıramadım.

smart995
02-05-2008, 14:38
http://www.thelifecoshop.com/default.asp?git=11&urunID=153

Sanırım bir tek bu sitede var.Türkiye'de ben de bulamadım.

Aynı sitedeki su arıtma cihazları da önemli , alkali suyun ne kadar değerli olduğu henüz kavranmadı.


Evet sayın denizakvaryumu ben orada 7 ay kadar çalıştım yarı zamanlı tüm ürünler hakkında bilgim var isterseniz paylaşabilirim mesela ph 7 altındaki su asidik su ve ph 7 üzeri alkali su ve zayıflatıcı etkisi oluyor bizim cihazlar ph 10 kadar çıkıyor ne kadar ph yüksekse o kadar iyi mesela biz bunu almaya gücü olmayanlara saka su öneriyoduk çünkü ph 8.1 ve yüksek mineralli bi su ayrıca arıtma cihazı eletroliz yolu ile yararlı ve zararlı mineraller ikiye ayırıp
zararlıları asidik çıkışından bırakıyor mesela asidik su cilt temizliği için iyi bir temizleyicidir....

arodopman
02-05-2008, 16:56
Sayın Denizakvaryumu,

Buğday Çimi için kullandığım su marketten aldığım şişede içme suyu. Onlarında ortalama pH ları 7-8 civarında oluyor. Burada suyun farklı özelliklerde olmasının ürüne ne gibi olumlu veya olumsuz etkiler yaptığını bilemiyorum. Ben Buğday Şırası yaparken de yine şişelerdeki içme suyu kullanıyorum. Sorduğunuz üzere Buğday Şırası yapımına da kısaca değineyim.

BUĞDAY ŞIRASI

Bir bardak aşurelik buğday, önce tertemiz yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur. Üzerine 3 bardak su klorlu olmamak şartıyla ilave edilir. Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir. Bu ilk su kullanılmaz, dökülür. Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir. 24 saat bekletildikten sonra oluşan yarı gazozlu su içilmek üzere bir kaba aktarılır. Böylece bir bardak aşurelik buğdaydan kış aylarında günde 5 kez, yazın ise günde 3 kez şıra alınır. Buğday şırasının lezzeti bazılarına itici gelebilir. O takdirde her şıra bardağına bir C vitamini tableti eklenirse, nefis bir içecek ortaya çıkar.

denizakvaryumu
02-05-2008, 18:17
Hımmm ilginç, teşekkürler.

Bu şekide şırası alınan buğdaylar daha sonra çimlendirilebilir mi?

arodopman
02-05-2008, 20:53
Hayır sayın Denizakvaryumu.
Buğday bu şekilde çimlenme özelliğini kaybediyor. Zaten bir süre sonra şıranın tadı değişiyor, ben bir hafta veya on günde bir yeniliyorum. Kullanılan buğdaylar ancak kompost gübre yapımında kullanılabiliyor.
Saygılarımla.

denizakvaryumu
03-05-2008, 19:53
Bu arada damacana suların ph ını belirtiyim.

Saka 8.1
Pınar 8
Javsu 7.9

smart995
03-05-2008, 21:30
Merak ettiğim acaba ph 8.2 daha yüksek bir içme suyu varmı 8.2 olan antalyadan gelen süral su mesela kanımızın ph derecesi 7.2 7.6 arasıymış bazılarımız kola içmeyi çok sever ama onun ph derecesi 3.4 kanımıza bu ph derecesi girdiğinde vucut bunu dengelemek için ne yapıyor biliyormusunuz kemiklerden kalsiyum ödünç alıyor çünkü kalsiyum alkali bir mineral sonra bu böyle devam ediyo sonra kemik erimesi sorunu karşımıza çıkıyor amerikada çocuklarına limonata içirirken bize kola yolluyor .

denizakvaryumu
03-05-2008, 21:49
Sn.smart995 evet haklısınız.

Süt ve süt ürünlerinin de ph derecesi düşük, bu durumda bir yandan kalsiyum alırken bir yandan kemik erimesi oluyor.

Etrafınızda "ben yıllardır süt içtim,yoğurt-peynir yedim ama yine de kemik erimesine yakalandım" diyenler vardır.

İşte bu durum sizin bahsettiğiniz durum.

Yani insan vucudu alkali ama asidik yiyecek ve içecekler bu dengeyi bozuyor.

Gülgün
05-05-2008, 06:43
Sayın arodopman verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Saygılarımla...

smart995
05-05-2008, 23:43
Buğday çiminin suyunun çıkarılmasında manuel sıkma aletlerinin tercih edilme sebebini de açıklayan olursa sevinirim.


Sayın deniz akvaryumu çim suyunu çıkarırken organik toprakla organik tohumla üretim yaptığımız için elektronik kullanmamak daha güzel oluyor bu sayede hem elektriğe ihtiyaç duymuyoruz hemde bu sayede kendi çim suyunuzu kendiniz sıkıp birde eğlence çıkıyor işin içine ve bu sayede bence tadı daha bir iyi oluyor bir de bazen elektronik sıkıcılar ısınabiliyor bu da çimdeki bazı enzimlerin değerinin düşmesine neden olabiliyor.Belirli ısılar gelince kayıplar başlıyor bu tüm sebzeler için böyle malesef, mesela enzimleri önemseyen bir mekan saf restoranda yemek yedinizmi bilmiyorum ama orada pişirilen yemeklerde ısı 45 dereceyi geçmiyor aklımda kaldığıyla.

denizakvaryumu
06-05-2008, 08:30
Malasef Ankara'da böyle bir lokanta yok, keşke olsa idi...

smart995
06-05-2008, 23:51
Belli olmaz sayın denizakvaryumu benim eski patronum ersin bey ankara ve izimirdede açılcağını söylemişti ama tarihi belli değil çünkü çok yeni bir firma ve oturması gerekiyor önce burları sağlamlaştırmak istiyorlar
ki oraya geldiklerinde bilinen bir firma olarak gelmek istiyorlar. :)

denizakvaryumu
07-05-2008, 00:29
Hayırlısı.

Öncelikle bu beslenme şeklini evde temele oturtmakta fayda var, her zaman saf lokantaya gidilmeyeceğine ve her zaman dışarda buğday çimi suyu içilemeyeceğine göre asıl olan evdeki uygulamalar derim.

Bir de lifecoshop sitesinde posta çeki ile ödeme olursa çok iyi olur , oradaki tanıdıklarınıza iletirseniz sevinirim.
(Ben kredi kartı kullanmıyorum)

denizakvaryumu
08-05-2008, 07:57
Arkadaşlar
buğday çimini bir kere biçtikten sonra bir daha büyümüyor mu?

Yani normal çim gibi devamlı biçilebilir mi?

malbman
08-05-2008, 08:13
Benim bildiğim en çok iki kez biçiliyor. Hatta ikinciyi biçmeyin diyenler bile var. Zira ikinci hasatta içerdiği enzimler ve besin değerleri çok düşüyormuş.

smart995
08-05-2008, 21:51
Benim bildiğim en çok iki kez biçiliyor. Hatta ikinciyi biçmeyin diyenler bile var. Zira ikinci hasatta içerdiği enzimler ve besin değerleri çok düşüyormuş.

Merhabalar benim eski çalıştığım bu akatlardaki detox merkezinde 8 10 tane büyük buğday çim ekili idi ve gelen müşterilere hep onlardan veriliyordu yani vitaminini kaybetmiyor diye biliyorum öyle olsa devamlı ekmek gerekir ,
çünkü bizde uzmanlar gözetiminde yapılıyordu sonuçta gelen müşteri detox amacıyla para veriyor ancak bu konuyu araştırıcam bir arıyıp sorucam size daha detaylı bilgi vericem ayrıca bende evde buğday çimi yetiştiriyorum kaç sefer kestim bişi olmadı yanlız çok dipten kesince pek uzamıyor ben uzunluğu 5 cm kadar çim bırakıyorum birde en dibine yakın yeri en fazla vitamin ve minerali barındırıyor.

denizakvaryumu
09-05-2008, 08:07
Bana göre buğday ilk çimlendiğinde yapısındaki güçleri de kullanıyor , sonraki çimlenmelerde sadece su ve ışığı kullanarak filizleniyor ki bu durumda ikisi arasında bir fark olmalı diye düşünüyorum.

M.Sema
09-05-2008, 16:41
Efendim okuduklarımı şu şekilde uyguladım.
Önce orta büyüklükte kare borcam alınıp, içine yoğurt süzerken ve ricotta peyniri yapımında kullanılan tertemiz tülbent bez iki kat yayılır. Elazığ'dan ne yazık ki geçen sene getirilen (organik buğday araştırmalarım sürüyor, City farm diye bir marka varmış şimdi onu arıyorum) buğday serpilir. Sonra üzerine bir kat daha bez örtülüp bir parmak geçecek kadar içme suyu konulur.
Dilerim çimlendirme işleminde başarılı olurum.

smart995
09-05-2008, 17:00
Sayın M.Sema cityfarm bildiğim kadarıyla ankarada yok siz şuradan isteğiniz iletin http://www.cityfarm.com.tr/contact.aspx

Artık cityfarm citylife oldu Prof. Osman müftüoğlunun yönetiminde :)

M.Sema
10-05-2008, 10:14
Sn smart995 teşekkür ederim ve haklısınız bu firma Ankara'da yok ancak ürünleri minik poşetlerde Kızılay'da ki (adı Mısır Çarşısı zannediyorum) bir aktarda var. Ancak buğday kalmamıştı getirtecekler.
Şimdi benim aklıma takılan bir konu var ilk beklettiğimiz suyu neden döküyoruz? Şöyleki aşurelik buğday dediğimiz ürün aşure olsun veya çorba olsun pişirilmeden bir gece önce bolca suya konulup 5 dakika kaynatılıp sabaha kadar bekletilir. Sabah diş diş olmuş olur ve bu su ile birlikte kullanılır. Eğer yaptığımız yemekte bu ilk suyu da dökmemiz mi gerekir?

obex
10-05-2008, 16:53
Sn.smart995 evet haklısınız.

Süt ve süt ürünlerinin de ph derecesi düşük, bu durumda bir yandan kalsiyum alırken bir yandan kemik erimesi oluyor.

Etrafınızda "ben yıllardır süt içtim,yoğurt-peynir yedim ama yine de kemik erimesine yakalandım" diyenler vardır.

İşte bu durum sizin bahsettiğiniz durum.

Yani insan vucudu alkali ama asidik yiyecek ve içecekler bu dengeyi bozuyor.

Ağız mukozasından taki mide girişine kadar olan yüzeylerin dayanabileceği herhangi ph ta içecekler içerken ilk tükürük ph i tamponlayıp 7 ye yaklaştırır.sonra yedikleriniz midede hcl asitin içinde erir.burada proteinlerin sindirimiyle devam eder.Yediklerinizin kimyasal aktivitesi mideye inenceye kadar daha fazla zarar verir.siz isterseniz yoğurt isterseniz kola için ,hepsi yapıtaşına ayrılır.kemiğin yapısına girinceye kadar birsürü bariyerden geçmek zorunda.özellikle içtiginiz kolayla kanın ph ini degiştiremessiniz.zaten öyle çabuk değisse ölürsünüz.solunum yoluyla bu daha hızlı degişir..

obex
10-05-2008, 16:57
Merak ettiğim acaba ph 8.2 daha yüksek bir içme suyu varmı 8.2 olan antalyadan gelen süral su mesela kanımızın ph derecesi 7.2 7.6 arasıymış bazılarımız kola içmeyi çok sever ama onun ph derecesi 3.4 kanımıza bu ph derecesi girdiğinde vucut bunu dengelemek için ne yapıyor biliyormusunuz kemiklerden kalsiyum ödünç alıyor çünkü kalsiyum alkali bir mineral sonra bu böyle devam ediyo sonra kemik erimesi sorunu karşımıza çıkıyor amerikada çocuklarına limonata içirirken bize kola yolluyor .

okadar kötümser olma, onlarda kola içiyorlar.limonata içende bizim limonatamızı içmiyor :)

berduray
10-05-2008, 17:58
Ben de ıslattım bir avuç denemelik buğday da şayet çimlenirse ben bunun suyunu nasıl sıkacağım, blendır, mutfak robotu önerilmiyor?

Fikri olan?

berduray
10-05-2008, 18:08
Ve sayın ARODOPMAN soya fasulyesi çimlendirdiğini belirtmiş, tohumu nereden temin etmek lazım?

Ben marketlerde kuru bakliyat reyonundan aldığım soya fasulyesini denemiştim, biraz kabarıp şişip çürüdüler.

Onlar kimyasal işlemlerden mi geçiyorlar acaba da çimlenmiyorlar.TEŞEKKÜRLER

M.Sema
10-05-2008, 22:19
Selamlar. Sn Berduray ben de merak ediyorum bu hususu ancak Sn Arodopman'ın yaptığı gibi baktık olmadı ağzımıza atıp iyice çiğneriz.:D:

smart995
13-05-2008, 17:42
okadar kötümser olma, onlarda kola içiyorlar.limonata içende bizim limonatamızı içmiyor :)

Kısaca sıralanacak olursa coca cola ve benzeri gazlı içeceklerin içerisindeki bazı katkılar ve sebep oldukları

zararlar şöyledir ;

1-Fosforik asit: E338

Ancak sağlık üzerindeki etkileri tartışılmaktadır. Keskin bir tad sağlar ve diğer doğal benzer tad vericilere nazaran büyük miktarlarda ve ucuzca elde edilebildiği için üreticiler tarafından tercih edilmektedir. Genç kadınlarda, kemik gelişiminde gıda eksikliği ile ortaya çıkan osteoporoz hastalığı riskini artırmaktadır. Fosfor fazlalığı, zayıf kemik yoğunluğuna yol açabilmektedir. Beslenme uzmanları, vücudun kandaki fosfor-kalsiyum iyonları arasındaki dengeyi sürdürmeye çalıştığını belirtmektedirler. Fosfor fazlalığı oluşunca vücudun kimyasal balans mekanizması bu dengeyi sürdürebilmek için kemikteki kalsiyumun dışarı çıkarılmasına yol açar. Neticede fosfor-kalsiyum fazlası vücuttan dışarıya atılır ve geride gözenekli ve gittikçe zayıflayan bir kemik yapısı meydana gelir.Böylece kemik kırılmaları olarak bilinen olaylar yaşanmaktadır.

Kafein:

Kafeinli maddelerin kullanımının sonucunda karakteristik etkiler, huzursuzluk, sinirlilik, heyecan, uykusuzluk, yüz kızarıklılığı, fazla idrar ve sindirim şikâyetleri gibi rahatsızlıklardır. Bu semptomlar bazı insanlarda, günlük 250 mgr ‘dan daha küçük dozajlarda tezahür edebilir. Diğer bazılarında ise daha yüksek dozlarda oluşur. Günlük 1gr ‘lık dozlara çıkılması halinde ise, kas seyirmesi, düşünce ve konuşmanın düzensiz akması, yorgunluk duymama ve fizikomotor acitasyonu oluşabilir. Daha büyük dozlarda hafif duyumsal rahatsızlıklar, kulak çınlaması, ışığın parlaması gibi rahatsızlıklar rapor edilmiştir. Kafeinin 10 gr’ı geçen dozu ile, ani krizler, nefes alma güçlüğü ve ölümle sonuçlanmalar oluşabilir. Alınan maddelerle girebilecek kafein miktarının kabaca hesabını şöyle yapabiliriz. Bir bardak kahve yaklaşık 100-150 mgr kafein ihtiva eder, bir bardak çay yarısı kadar, bir bardak kola ise 1/3 ‘ü kadar kafein ihtiva eder. Bir bardak enerji içeceğinde ise yaklaşık 100 mgr kafein alınmış olur. Reçete ile satılan kafeinli ilaçlar bir bardak kahvenin ihtiva ettiği kafeinin bir tam üçte biri ile bir buçuk arasında değişmektedir. İstisna olarak migren hastalığı için kullanılan tabletlerin her biri 100 mgr kafein ihtiva ederler. Kafein, sindirim sistemi ve kalp rahatsızlıklarının gelişmesine ve ağırlaşmasına neden olabilir. Üst karın ağrıları, bazen peptik ülser ve kanamalar oluşabilir. Ekstrem yüksek dozlarda ise ritim bozukluğu eklenebilir, tansiyon düşer ve kan dolaşımı durabilir. Diğer farklı Teşhisler: Manik olaylar, panik rahatsızlıklar, genel anksiety rahatsızlıkları klinik raporlarda açıklanmıştır.

Boya Maddesi Karamel (E150): Şekerin yavaş şartlarda 170 C dereceye kadar ısıtılması sonucunda elde edilir. Başta kola olmak üzere çeşitli meşrubat, şekerleme, kek ve bazı hamur işlerinde boya maddesi olarak kullanılır. Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma Teşkilatı(HACSG)’na göre alerjik bünyeli insanların kaçınmaları gerektiği ifade edilmektedir.

CO2 Gazı: E290 (Karbondioksit)

Sağlığa zararlı bir gazdır. Meşrubatlarla aşırı miktarlarda alınması halinde çeşitli rahatsızlıklara neden olur.kola ile beraber yüksek miktarlarda alınan co2 gazı ani ölümlere sebep olur.

Karmin: E120

Renklendirici; böceklerden elde edilir; kozmetiklerde, şampoanlarda, kırmızı elma sularında, şekerlemelerde ve diğer gıdalarda kullanılır; hassas ve asmatik bünyelerde alerjik reaksiyonlara sebeb olabilir. Ayrıca bir Müslüman için kesinlikle haramdır.

Sünî Tatlandırıcılar: Aspartam E951, Asesülfan E950, Sakarin E954 Toz ve sıvı diğer bazı içeceklerdede kullanılır.Bu ürünler’de; Aspartam, asesülfam ve sakarinin kombinasyonu kullanılmaktadır. Şeker hastalarının kullanımı oldukça düşük olması ve kullanan insanların yaş seviyelerinin yüksek olmasına rağmen alzaymer riski oluşturduğu bildirilmektedir. Fakat içeceklerde kullanımı, özellikle aspartamın içinde bulunan fenil alalin isimli amino asitin çocukların zeka gelişimlerini olumsuz etkilediği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. Türkiyede gazozlar ‘Gazlı alkolsüz içecek’ (gazoz) adlı, Türk Standartları Enstitüsü’nün Ekim 1992′de yürürlüğe giren TS4080 No.’lu standardına göre üretilir. Bu standart 20 sayfa olup isteyen her vatandaş, bedeli mukabilinde Türk Standartları Enstitüsü Merkezi’nden veya bürolarından temin edebilir.Bu standardın 2. sayfasında ‘Gazoz Sınıfları ve Spesifik Maddeleri’, 3.sayfasında da ‘Gazozun Genel Özellikleri’ tablo halinde verilmiştir. İkinci tablo ‘Kimyasal Özellikler’in 3. satırında, gazoz cinslerinin litrede 5 gr. kadar etil alkol (bütün alkollü içeceklerde sarhoşluk verici)bulunabileceğinin belirtilmesi dikkati çekiyor.Sade gazozlar da dahil, bütün gazozlarda tat veya koku verici esanslar kullanılar. Bu esanslar, yağ cinsinden maddeler olup suda çözünmezler.Bunları suda çözünür hale getirmek için hem su ile hem de yağlarla tam karışabilen (çözünebilen) ara çözücülere ihtiyaç olur. Bu hususta en bol, en ucuz ve en yaygın olarak kullanılan ara çözücü de etil alkoldür. Etil alkol bunun için gazozların terkibine girer. Kimya bilimi açısından bunun biraz daha açıklaması şöyledir: Kimyada, ‘benzer olanlar, birbiri içinde çözünür’ kuralı vardır. En mühim ve en çok kullanılan çözücü de su olduğundan suyun dışındaki bütün çözücülerde hidrofil (suyu seven, su ile tam karışan) ve hidrofob (suyu sevmeyen su ile tam olarak karışmayan) olarak ikiye ayrılır. Moleküllerinde hidrofil bulunduran maddeler su ile hidrofil assosiasyon yaparak berrak bir çözelti verebilir. Yağ cinsi maddeler, bu sebeple benzin, eter, toluen gibi çözücülerde çözünür. Etil alkol ise molekülünde hem hidrofil hem de hidrofob grub bulundurduğundan hidrofil grubu ile hidrofil

assosiasyon, hidrofob grubu ile de hidrofob assosiasyon yaparak ara çözücü

vazifesi görür.

Karmaşık gibi görünen bu olayı, aslında herkes çok basit bir deneme yaparak

kolayca anlayabilir. Bir iki damla yağ cinsi madde (zeytinyağı, çiçek yağı

veya diğer sıvı yağ ve esanslar) bir şişe suya ilave edilse, ne kadar

şiddetle ve uzun müddet çalkalansa berrak bir çözelti vermez. Bu bir iki

damla yağ-bulunursa, biraz etil alkolde kolayca çözülebilir. Etil alkol

bulunamazsa, tuvalet ispirtosu veya kolonya da %75-80 etil alkol ihtiva

ettiğinden, bunların az bir miktarları da yağ cinsinden bir iki damla

maddeyi kolayca çözerek berrak bir çözelti verir. Bu berrak çözelti şimdi

bir şişe suya ilave edilirse, suyun berraklığı bozulmaz.

İşte gazozlarda tat ve koku verici yağ cinsi maddelerin berrak bir

çözelti.Gerçekte içinde küçücük miktarda alkol olan bir içecek hiç

tereddütsüz olarak Müslüman tarafından terk edilmeli kullanılmamalıdır.

Kısaca yazılan içerikte görülür ki her şeyden önce coca cola cola özütü adı

altında ne kadar gizlenirse gizlensin kokain içermekte hiç gizlenmeden

açıkça görüldüğü üzerede yüzde beş oranında alkol içermektedir.Ki bu iki

içerik zaten başlı başına ”Ben Müslüman’ım” diyen herkesin tereddütsüz

kaçınması gereken maddelerdir.Aslında hiç şüphesiz coca cola,pepsi,diyet

içecekler adı altında sunulanlar bütün insanların kaçınması gereken

içeceklerdir.Öyle ya;

İçeriğinde alkol gibi istisnasız herkesin zararlarını inkâr edemeyeceği bir

madde varken açıkça bir uyuşturucu madde olan kullanımı suç dahi kabul

edilen kokain temel taş olarak kullanılıyorken,mide duvarında tahrişlere

sebep olduğu araştırmalarla ortada iken,obezite gibi hastalıklara sebep

olduğu açıkça görüldüğü için ilk üretim yerleri olan amerika gibi ülkelerde

yasaklanırken,sağlık bakanlığı belirgin zararlarından dolayı; ” “Asitli ve

gazlı içecekler yerine süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları, bitki ve

meyve çayları tercih edilmelidir.” Şeklinde açıklamalarla dolaylı olarakta

olsa zararlı olduğunu açıklamak zorunda kalırken,böbreklerden kalsiyum

atılımını hızlandırdıkları, mide mukoza hücre döngüsünü bozduğu, diş

çürüklerini belirgin bir şekilde arttırdığı, aşırı içilmesinin kas

hastalığına (hipokalemik miyopati) neden olduğu raporlanırken,okul çağındaki

460 kız çocuğu üzerinde yapılan ve “gazlı içecekler kemik kırılmaları ile

yakından ilişkili” sonucuna ulaşılan araştırmayı “Pediatri ve Adölesan

Tıbbı” dergisi Haziran 2000′de sunup, kemiklerde kırılmalara sebep olduğu

sağlık birimleri tarafından itiraf edilirken,dişlerin çürümesine eriyerek

yok olmasına sebep olurken,abd nin New Orleans kentinde yapılan konferansta

sindirim sisteminde ortaya çıkan kanserlerle gazlı içecekler arasındaki

ilişkilerden söz edilirken, hastalık hallerinde kendileri ile yakın temas

haline girilen doktorlar “Gazlı içecekler kemikler için çok zararlı. Zaten

Türkiye’de süt tüketme alışkanlığı yoktu, üzerine bir de gazlı içecekler

gibi zararlı bir etken geldiği için kemiklerin oluşumunda bile sorun

yaşanıyor. Süt ve süt ürünlerinin tüketimi yaygınlaştırılmalı” (Prof.Dr.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim

Üyesi Prof. Dr. Tümay Sözen) şeklinde açıklamalar yapmak durumunda

kalırken,bir bardak gazlı içeceğin dahi diş çürümesine katkıda bulunduğu

anlaşılırken ve tüm zararlarının aksine kesinlikle ve hiçbir şekilde Mutlak

Manada tek bir faydası dahi bulunmazken hala Mutlak Gerçeğe gözleri kapayıp

içmeye devam etmek şüphesiz hiç olmaması gereken bir davranıştır.

O halde kişi içinde ne kadar istek olursa olsun tüm bu zararları göz önüne

getirerek coca cola-pepsi - enerji içeceği veya benzeri hiçbir gazlı maddeyi

kullanmamalı.Yalnızca kendisi kullanmamakla kalmayıp en yakınından

başlayarak kırmadan ve üzmeden zararlarını belgelerle göstererek uyarmaya

çalışmalı.Şüphesiz hem kendisi hem ailesi ve yakınlarını kullanmaktan vaz

geçirmek için kendi çapında çalışma yapan istisnasız herkes hem kendi

üzerinde hem çevresinde daha sağlıklı bir hayat ve ortamla

karşılaşacaktır

bardak kolanın içinde 32 küp şeker olduğunu

biliyor muydunuz?

İnsanlar hala çaya yarım şeker az atıp zayıflayacaklarını zannediyorlar.

Bunun yanında kolaların rengini meyan kökü denen bir bitkiden sağlıyorlar.

Meyan kökünü de fareler çok sever ve en çok bu tarlada bulabilirsiniz fareleri.

Araştırmaya göre meyan tarlalarındaki tarım araçları bitkiyle birlikte fareleri de tarladan

toplamaktadır!

Makinelerin depoları kan gölüne dönmekte, fare parçaları ve bitkiyle dolmaktadır.

Makinelerin deposunda işlenmek üzere fabrikalara götürülür.

Yani içtiğimiz kola, ASİTLİ FARE SUYU.

Bunun üzerine davalar açıldı ama firmalar kazandı.

Dezenfekte ediliyormuş güya…

Ayrıca bir bardak kola içine bir kemik parçası atın ve 3-4 gün bekletin. Kemiğin lastik gibi olduğunu göreceksiniz.

Bir de kolanın tuvalet ve banyoda ne kadar iyi bir temizleyici ve

parlatıcı olduğunu bilmeyen yoktur…

Kemik kıran Kola

Kanımız doğal olarak alkalindir. Aşırı asitli yiyecek ve içecekleri tükettiğimiz zaman – örneğin kola- bünyemiz uygun mineralleri kullanarak kendisini alkalize eder, buna kemiklerimizde bulanan kalsiyum da dahildir. Alkalin gıdalarca zengin bir diyet vücut dengenize yardımcı olur.

berduray
22-05-2008, 10:56
Ben aşurelik buğdayı çimlendiremedim, galiba ondan olmuyor,orjinal başak bulup çimlendirmeye çalışmak lazım herhalde, benimkiler çürüdü.

M.Sema
22-05-2008, 13:28
Ben de çimlendiremedim.:(

denizakvaryumu
22-05-2008, 13:29
Aslında canlı olmayan buğday tükettiğimizin de kanıtı bu durum.

berduray
27-05-2008, 23:46
Gülmeyin ama sevgili tavuklarıma verdiğim buğdayı denedim, sonuç, birer ikişer yiyorum, çünki suyunu sıkma makinem yok.

denizakvaryumu
28-05-2008, 00:10
Anadoluda suyu sıkılmasa da, buğday çimi çok eskiden beri yeniyor zaten :)

muammer74
19-02-2009, 14:49
herderdin bir caresini yaratmış mevlam

örs
29-11-2009, 14:44
Dün Tansaş'a gittim Sezon marka 1 kilo aşurelik buğday aldım. Tava yoğurdu kabına benzer plastik bir kaba 1 parmak toprak koydum, ektim buğdayları. Daha sonra suladım, üzerine streç film çektim nemi gitmesin diye. Streç filme de 4-5 delik açtım yine hava da alsın diye. Bakalım filizlenecekler mi, sizleri haberdar etmeye çalışacağım.

kılıç
29-11-2009, 19:36
Sayın örs zahmet etmişsimiz ama çimlenmezler çünkü aşürelik buğday yani göce haşalnıp da hazırlanıyor.mağlum pişmiş şey çimlenmez.çimlenmesini istediğiniz buğdayları işlenmemiş buğdaylardan almanız gerekiyor.

kılıç
29-11-2009, 19:38
İstediğiniz buğdayları kuş yemi satan yerlerde bulabilirsiniz.

bengi_su
09-12-2009, 10:21
Konya bu yönden çok şanslı her yerde buğday tarlaları var denemek lazım:)

bengi_su
09-12-2009, 10:27
Suyunu sıkmak için kullanılan makinalar bizim kıyma çektiğimiz makinalara benziyor sadece ağızları dar onların ağzına çeşitliği ağızlıklar takılabiliyor ince uçlu bir ağızdan sadece suyu geçer bu sayede suyunu elde edebilirim sanırım **** bir süzekten geçirerek hafta sonu deneyeyim.

bengi_su
09-12-2009, 10:30
Ispanaklı kek yapıyorduk çok güzel oluyordu çim suyundan kek yapılabilir aslında yeşil kekler.:)

sakagun
24-12-2009, 16:27
Pazarda satılan açık buğdaydan aldım. Islattım. Bakalım çimlenecek mi?

Sarıcan
24-12-2009, 18:20
Kanseri yakından yaşamış ve tanımış biri olarak buğday çimi yapıp yemeyi denedim. Çimlendirmeyi becerdiğim halde yiyemedim. Suyunu sıkma imkanımda yoktu vazgeçtim. Bir veya iki hafta buğday şırasını yapıp içmeyi denedim. Başlangıçta iyi gidiyordu ama onuda kavanozda üç günü geçen buğdaydan çıkan şıranın çok yapışkan bir sıvı olmasından dolayı ve içiminin rahat olmamsından bıraktım.

http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=529047&postcount=36

Daha sonra topraksız tarım başlığında arpa tohumu çimlendirerek hayvan yemi üretimi açılınca buğdayla ilgili çimlendirme deneyimimi oraya aktarmıştım. Çimlendirmek çok basit. Topraksız tarımda kullanılan besin eriyikleri ile daha da güzel oluyor. Arpa tohumu çimlendirmekten hiç bir fark yok. Ham buğday tohumu olması lazım. Bınu ticari olarak yapmayı düşünen arkadaşlar arpa tohumu çimlendirme çalışmalarından faydalanabilirler.

sakagun
24-12-2009, 18:47
Katı meyve sıkacağında sıkmayı deneyeceğim. Çiğ ıspanak, maydanoz, kereviz yaprağını sıkıyor, belki buğday çimini de sıkar.

triple
28-12-2009, 09:17
http://www.bugun.com.tr/haber-detay/88134-faydasini-say-say-bitmiyor-haberi.aspx
Bugün ki BUGUN gazetesinde yer alan bir haberi sizlerle paylasmak istedim.
Faydasını say say bitmiyor
Bağışıklık sistemini güçlendiriyor,kansere karşı koruyor, kalp damar sistemindeki tahribatı onarıyor ve kanı temizliyor.
Buğdayın, ev ortamında çimlendirilerek tanesinin veya uzayan çimlerinin tüketilmesi, bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hücreleri yeniliyor, kansere karşı koruyor, kalp damar sistemindeki tahribatı onarıyor ve kanı temizliyor.
Prof. Dr. Erkan Topuz, buğday çimi suyunun düzenli kullanılmasını öneriyor.
İnsanlığın temel besin kaynağı olan buğday, evinize sadece beyaz ekmek ve aşurelik tane olarak giriyorsa çok şey kaçırıyorsunuz demektir. Çünkü buğday, ev ortamında çok basit yöntemlerle çimlendirilerek tanesiyle veya uzayan çimlerinin tüketilmesiyle bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hücreleri yeniliyor. Özellikle buğday çimi suyunun 'şifa içeceği' olduğu belirtiliyor. Çimlenmiş buğdayın sağlığa etkilerini İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz'a sorduk. Kendisinin de evde buğday çimi üretip sofrasında bulundurduğunu belirten Prof. Dr. Topuz, buğday çimi suyunun mikropları öldürücü etkisiyle kanı temizlediğini belirtiyor. Bununla birlikte, kardiyovasküler sistemde de damarların açılmasını sağlıyor.
Buğday çiminin "Allah'ın verdiği çok büyük bir potansiyel" olduğunu ifade eden Prof. Dr. Topuz'un aktardığı bilgilere göre, buğday çiminin gençlik verici, imnün sistemi (bağışıklık) güçlendirici ve kansere karşı koruyucu etkileri var. Aynı şekilde saç dökülmelerine faydalı olduğu iddia ediliyor. Buğday çimi suyunun kimyasal bileşimi kana çok benziyor. İçeriğinde antiseptik temizleme özelliği olan klorofil yüzde 70 oranında bulunuyor. Mükemmel bir protein kaynağı ve bol miktarda beta karoten içeriyor. Yüksek oranda B1, B6, B12 vitaminleri, C, E, K vitaminleri ihtiva ediyor. Ispanaktan daha çok demire sahip olduğu için anemi (demir eksikliğine bağlı kansızlık) hastalarının kullanması tavsiye ediliyor. Başta magnezyum olmak üzere çok çeşitli mineraller içeriyor. Besin öğeleri vücudu besliyor ve gerçek bir denge sağlıyor.
Buğday çimi suyunun faydalı olduğunu ilk keşfeden kişinin Boston'da Hipokratlar sağlık kuruluşunun kurucusu Dr. Ann Wigmore olduğunu belirten Prof. Topuz, Wigmore'un hikayesini şöyle anlattı: "Dr. Wigmore, bacaklarındaki kangreni bununla tedavi etmiş. Doktorların bacaklarını kesme kararı üzerine buğday çimi suyunu içmeye başlamış. Çimlerden yaptığı lapayı da bacaklarına uygulamış. Bu şekilde tedavi olmakla kalmamış, iyileştikten sonra Boston maratonuna katılmış. O zamandan beri, tedavisi imkansız denilen hastalar buğday çimi suyu kullanıyor. Bitkisel tedavileri devamlı yapmak gerekir. İmkanı olan, her gün iki bardak içebilir. Bu suyu buğdaya karşı alerjisi olanlar da kullanabilir. Buğdayın birkaç gün nemli ortamda bekletilip filizlendirilerek tanesiyle tüketilmesi de çok faydalı. Böylece buğdayın hem çok faydalı olan kabuğu, hem de rüşeym denilen besin değeri çok yüksek embriyo kısmı alınmış olur. Bu filiz bebek gibi büyük bir güçle doğar. Bütün filizlerde, ama özellikle buğdayda büyük potansiyel var. Vitamin, mineral, antioksidan bakımından müthiş zengin. Çünkü çoğalıp yeni bir bitki üretecek. Gençlik sırrıdır. Çimi çok üretebilirseniz suyunu için. Azsa her gün koparıp salatanıza katın."
Buğday nasıl çimlendirilir?
Buğday çimi üretimini Türkiye'de 25 sene önce ilk kez başlatan Kırkambar Baharat'ın sahibi Bahri Kılıç'ın üretim önerileri şöyle: Öncelikle doğal, ilaçlanmamış buğday alın. Zirai buğdaylar zararlılara karşı ilaçlanmış olabileceği için dikkatli olun. Aşurelik buğday çimlenmez. Bir avuç buğdayı oda sıcaklığındaki içme suyu ile ıslatıp bir gece bekletin. Ertesi sabah şişen buğdayların suyunu süzüp genişçe bir tepsiye üst üste gelmeyecek şekilde yayın. Üzerini nemli bir bezle örtüp evin en sıcak ve karanlık yerine bırakın. Bez ve buğdaylar kurudukça nemlendirin. Buğdaylar 3-4 gün sonra filizlenmeye başlar. Filizleri 2 cm uzayınca dolaba alıp, her gün 1-2 kaşık salatalara katabilir, yoğurtla veya zeytinyağı, limon, nar ekşisi gibi karışımlarla tüketebilirsiniz. Çok dayanıklı olmadığı için azar azar çimlendirme yapılmalı.
Buğday çimi üretmek için de, yine bir gece suda beklemiş buğday tanelerini yayvan bir saksıya veya varsa bahçeye ekip üzerini toprakla örtün. Çimler 10-15 cm uzayınca 1 cm yukarıdan makasla kesin. Kestikçe uzayan çimlerden her gün salatanıza katın. Çok ektiyseniz mutfak robotundan geçirip suyunu çıkararak kullanın. Marketlerde satılan hazır çimler, büyümesini hızlandırmak için katkı maddesi katılabildiği için çok güvenli olmayabilir.

polatuz
29-12-2009, 09:45
Buğday çimi suyunu sıkmak için çok ideal bir araç buldum. Sadece buğday çimi değil her tür meyve, sebze suyu için kullanılabiliyor. Katı meyve sıkacakları gibi yüksek hızda dönüp parçalama yapmıyor. Bunun yerine düşük hızda sıkarak su çıkarıyor. Bu nedenle enzimleri de öldürmüyor. G. Koreli bir şirketin Coway markalı bir ürünü. Türkiye'ye de getirilmiş ancak çok yüksek fiyatla satılıyor. 760 USD fiyat verdiler. İnternette İtalya'da 200 Euroya satıldığını gördüm. Avrupa'dan satın alıp postayla getirtmenin yolunu bulmak lazım. Bu ürün farklı markalarla ABD'de de satılıyor.

triple
29-12-2009, 09:58
Polat bey soz konusu makinayı ebay dan sanirim teminedebilirsiniz **** amazon com dan da alınabiliyor olmalı.
Tum katı meyveleri sıkabilir ama bugday yapraklarını sıkacak mı acaba?

polatuz
29-12-2009, 12:19
Coway ABD'de Hurom Slow Juicer adıyla pazarlanıyormuş. Bu isimle arayınca çok sayıda demo videosu bulmak mümkün. Buğday çimi (wheatgrass) ile ilgili de videolar var.

egetropical
29-12-2009, 19:33
benzer makinalar türkiyede var. bir ara çok modaydı.
formun birinci sayfasında ayrıntılı açıklama var.

http://urun.gittigidiyor.com/BUGDAY-CIMI-SIKACAGI_W0QQidZZ22632198

polatuz
30-12-2009, 09:28
Benim örnek olarak verdiğim cihaz sadece buğday çimi değil her tür meyve ve sebzenin suyunu en sağlıklı biçimde sıkmak için çok yararlı bir araç.

nerkinozturk
31-12-2009, 22:50
http://www.youtube.com/watch?v=gS8Xch0G0jM

Bu video çok iyi bir şekilde anlatıyor arkadaşlar...

nerkinozturk
03-02-2010, 23:11
Arkadaşlar, evde bugday çimi yetiştirmeye başladım fakat toprakta sürekli olarak mantarlaşma görüyorum. Ne tavsiye edersiniz? İlgli dükkanlara gitsem anti fungal ilaçlar bulabilir miyim? Havalar soğuk malum. Balkona alsam kururlar diye endişe ediyorum... Mantar ve küfü engellemek için ne yapmam lazım?

polatuz
09-02-2010, 11:33
Arkadaşlar, evde bugday çimi yetiştirmeye başladım fakat toprakta sürekli olarak mantarlaşma görüyorum. Ne tavsiye edersiniz? İlgli dükkanlara gitsem anti fungal ilaçlar bulabilir miyim? Havalar soğuk malum. Balkona alsam kururlar diye endişe ediyorum... Mantar ve küfü engellemek için ne yapmam lazım?
Buğday çimi yetiştirmek için toprağa dikmenize gerek yok. Tohumların içinde bulunan besin maddeleri tükenene kadar sizin çimleriniz hasad edilebilir hale gelecektir. Topraksız ortamda çok daha steril olacağından, mantar, küf gibi sorunlar da olmayacaktır.

polatuz
09-02-2010, 21:00
Sn. Polatuz,

Ben de bir çimlendirme deneyi yapıyorum. Gerçi 20 gün oldu ama havaların soğuk gitmesinden biraz yavaş gidiyor herhalde. Sizin çimler daha açık yeşil duruyor, ben domateste kullandığım sıvı besinle suluyorum. Daha koyu yeşil. Fakat nasıl sıkıp suyunu çıkaracağım onu düşünüyorum. Daha önce çiğneyerek yemeyi denemiştim, pek mümkün olmuyor.

Sn. Sarıcan,
Ben musluk suyu dışında birşey vermedim. Açık yeşil olmasının sebebi sanırım henüz daha günışığı görmemiş olmasındandır. Klorofil oluşumu doğal olarak yavaş oluyor.
Siz herhalde dışarıda tutuyorsunuz. Ben ise mutfakta. Yani benim çimler iyi ısı, az ışık, sizinkiler az ısı, bol ışık alıyor.
Suyunu sıkmak gerçekten hala en önemli problem. Daha önce bu konuda bahsettiğim düşük hızlı sıkma makinalarını yurtdışından getirtmek için uğraşıyorum.

Gülbeşeker
09-02-2010, 22:39
illakim suyunu sıkmakmı gerekiyor

Gülbeşeker
09-02-2010, 22:59
ayrıca denizakvaryumu yatağınızın baş ucuna buğday çimi ekili bir saksı bırakın havayı temizler demiş halbuki yatak odalarında bitki bulundurmayın oksijeni alır derler

Sarıcan
14-02-2010, 09:23
Çimleri biçtim fakat mutfak robotunda parçalayıp suyunu çıkaramadım. İçine yoğurt katarak yapmaya çalıştım ama çok berbat bir şey oldu. Bence çim sıkma makinası almadan bu iş yapılamaz. Biçtiğim çimler tekrar büyümeye başladı. Başka bir metodla çimden nasıl faydalanılabilr?

ssengoren
03-03-2010, 21:23
Bende bir süredir çimlendirilmiş buğday denemeleri yapıyorum.Hem odada cam kap içinde hemde bahçede çok küçük bir alanda.Çiğneme ile tüketmek her ne kadar zor olsada bir şekilde oluyor.Topraktakileri ise dipten kesip havuçla beraber katı meyve sıkacağında yapıyorum.Artıkları 2.kez sıkınca daha iyi sonuç alınıyor.diğer makineleri bilmiyorum ama 2.3.kez sıkmalarda sonuç alınıyor...

balbay
08-03-2010, 01:06
Acı biber salçası ve az miktar zeytin yağı ya da tere yağı ile pişirilmiş firik veya kalın kara bulgurun, demlenmesi sırasında, bir bardak bulgur ya da firik malzemenize 1.5 bardak oranı ile buğday ya da en hası arpa çimi katılıp, 10 dk beklenir. Kuru soğan piyaz doğranır ve tabağa servis edilirken üzerine nar ekşisi ile yenir. Bu şekilde tüketilen çim suyunun çıkarılmasından çok daha fazla fayda sağlar. Maksat sindirim sisteminde çok daha uzun süre kalmasının sağlanması ve emilimin uzamasına dayanır.

polatuz
09-03-2010, 09:54
Acı biber salçası ve az miktar zeytin yağı ve ya tere yağı ile pişirilmiş firik veya kalın kara bulgurun, demlenmesi sırasında, bir bardak bulgur ve ya firik malzemenize 1.5 bardak oranı ile buğday ve ya en hası arpa çimi katılıp, 10 dk beklenir. Kuru soğan piyaz doğranır ve tabağa servis edilirken üzerine nar ekşisi ile yenir. Bu şekilde tüketilen çim suyunun çıkarılmasından çok daha fazla fayda sağlar. Maksat sindirim sisteminde çok daha uzun süre kalmasının sağlanması ve emilimin uzamansına dayanır.

Buğday çimini pişirmek onu tamamen yararsız bir ota çevirmek demek. Çünkü buğday çimi suyunda bulunan en yararlı maddeler enzimler. Enzimler, ısı 50 C civarına çıkınca bozuluyor. Bırakın pişirmeyi, santrifüj yöntemiyle çalışan katı meyve sıkacakları bile sürtünme nedeniyle enzimlere zarar veriyor. Bu yüzden düşük hızlı vidalı sıkma biçiminde suyunun sıkılması gerekiyor.

balbay
10-03-2010, 07:59
Sevgili polatuz'

Benim yazımı dikkatlice okursanız pişirin denmiyor zaten. Pişirilmiş firik ya da bulgurun demlenmesi sırasında tencere içinde ki buhar ile söndürülmesinden bahsediliyor. Kaldı ki 50 C derece ısıyı hangi bilimsel veriye dayanarak söylediğinizi de ben anlamadım. Doğru bilinen yanlışlardan birisini savunuyorsunuz. Dikkatli okumadan yüz yıllardır kullanılan yöntemleri eleştirmek, sadece her yazılan yazıya cevap vermekten öteye geçmiyor. Buğday, arpa, karabuğday,çavdar Türk lerin sürekli çimlendirdikleri, ekşi yoğurt içerisinde ya da buharda terbiye ederek kullandıkları hububatlardır. Sebebi ise göçebe hayat tarzından dolayı çok uzun süre yerleşik kalıp tarım yapamamalarıdır. Sizinde bileceğiniz gibi bu hububatların yaprakları halk arasında ki tabiri ile kılçıklıdır. Bu sebeple çiğ yenmesi çok olası değildir. İşin kolayına kaçılarak suyunun çıkarılması bence de yanlış yöntemdir. Diğer söylediğim yöntemler ise yüz yıllarca denenerek bulunmuş ve uygulanan yöntemlerdir.

polatuz
11-03-2010, 20:05
Sevgili polatuz'

Benim yazımı dikkatlice okursanız pişirin denmiyor zaten. Pişirilmiş firik **** bulgurun demlenmesi sırasında tencere içinde ki buhar ile söndürülmesinden bahsediliyor. Kaldı ki 50 C derece ısıyı hangi bilimsel veriye dayanarak söylediğinizi de ben anlamadım. Doğru bilinen yanlışlardan birisini savunuyorsunuz. Dikkatli okumadan yüz yıllardır kullanılan yöntemleri eleştirmek, sadece her yazılan yazıya cevap vermekten öteye geçmiyor. Buğday, arpa, karabuğday,çavdar Türk lerin sürekli çimlendirdikleri, ekşi yoğurt içerisinde **** buharda terbiye ederek kullandıkları hububatlardır. Sebebi ise göçebe hayat tarzından dolayı çok uzun süre yerleşik kalıp tarım yapamamalarıdır. Sizinde bileceğiniz gibi bu hububatların yaprakları halk arasında ki tabiri ile kılçıklıdır. Bu sebeple çiğ yenmesi çok olası değildir. İşin kolayına kaçılarak suyunun çıkarılması bence de yanlış yöntemdir. Diğer söylediğim yöntemler ise yüz yıllarca denenerek bulunmuş ve uygulanan yöntemlerdir.

Sn Balbay,
Sizinle tamamen farklı şeylerden söz ediyoruz. Hatta bu konu başlığı sizin sözünü ettiğiniz konu ile tamamen farklı bir konu. Buğday çimi suyu içmek, Türkler'in geleneksel tahıl tüketim yöntemlerinden tamamen farklı bir konu. Sitede yemek tarifi verebileceğiniz uygun başlıklar bulunuyor.

Birisi beslenmek ve ya gıda alımı diğeri ise vücudun ihtiyacı olan az bulunur maddelerin takviyesi anlamı taşıyor.

Beni dikkatli okumadan cevap yazmakla suçlamadan önce bu başlıkta tartışılanları daha dikkatli okuyup öğrendikten sonra fikirlerinizi açıklamanız daha iyi olurdu.

Enzimlerin ısı ile bozunma konusu ise, bilimsel veri ve ya basit ansiklopedik bilgi olarak adlandırılabilir. İşte bir bilim adamının yazısından alıntı:

Enzimlerin Çalışmasına Etki Eden Faktörler : Sıcaklık

Sıcaklık 10 °C yükseldiğinde tepkime hızı iki misli artar; yani tepkime hızının yükselmesi, sıcaklıkla doğru orantılıdır. Fakat belirli bir noktadan itibaren düşmeye başlar ve tamamen durur. En iyi çalışabileceği sıcaklığa Optimum Sıcaklık denir. Yüksek sıcaklıklarda enzimler etkisizdirler (genellikle 55-60 °C'de). Bazı ılıcalarda yosunlar 80 °C'de yaşabilirler; fakat bunun üzerindeki sıcaklıklarda enzimleri tamamen koagüle olur ve bir daha etkili hale geçemez. Optimum noktanın biraz üzerinde enzimler etkisiz olmasına karşın, sıcaklık düşünce tekrar etkili hale geçebilirler. Fakat bu sıcaklığın devamı ya da sıcaklığın biraz daha yükselmesi enzimlerin etkinliğini sonsuz olarak ortadan kaldırır.

Kaynak (http://www.genetikbilimi.com/genbilim/enzimler.htm)

Tahılla beslenme, yerleşik düzene geçip tarım yapan toplumların kültürüdür. Bu anlamda da göçebe Türkler değil Anadolu'nun eski yerlileri Sümerler ve Frigyalılar vs. anılmalıdır.
Bu konuyu garip bir milliyetçilik konusu haline getirmenize bir anlam verebilmiş değilim.

Aslında okudukça bu kısacık yazınızda daha da çok yanlışlar bulunuyor ama konuyu uzatmama gerek yok.

balbay
12-03-2010, 00:09
Sayın polatuz'

Yine olayı çarpıtmak üzerine master derece yapmışsınız. Ben yemek tarifi yapmadım. Ayrıca yemek tarifi verenleri küçümser bir tavrınız olmuş o da başka bir master derece.Türk lerin geleneksel çim suyu içmesi diye bir kavram zaten mevzu bahis değil, ya da benim buğday,çavdar, arpa çimini Türk ler nasıl tüketirler diye yazdığım bilgiler arasında nasıl bir alaka kurdunuz anlayabilmiş değilim. Enzimler ile ilgili ansiklopedik bilgi 50 C derecelik sınır değer, ile ilgili bir saptama içermiyor. Kaldı ki bende bu bilgilere zaten sahibim. Türklerin Anadolu dan daha önceleri bir tarihe sahip olduklarını size hatırlatmak istiyorum. Yerleşik ve tarımsal hayatın başlangıcı günümüzden 10 bin ile 20 bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Türkler Orta Asya da tarım yapan toplumlar ile ürettikleri hayvansal ürünlerin takasını yaparlardı. Hayvan otlatılırken yenebilecek bazı yabani bitkileri de taze tükettikleri gibi kurutup kış aylarında tüketirlerdi. Size daha çok fazla bilgi yazarım. Garip bir Milliyetçilik den kastınızı anlayabilmiş değilim. Son olarak hububat ya da yeşil sürgün suyunu içmek, çiğnemek, yutmak ya da benim eskiden nasıl tüketildiğini anlatmam hepsi aynı kapıya çıkar. Yani hepsi beslenmek ve bu yolla vücudun ihtiyacı olan maddeleri almaktır. Hakikaten uzatmaya gerek yok. Bir siz bir ben yazacak olursak işin tadı kaçacak.

denizakvaryumu
20-04-2010, 21:17
http://webtv.hurriyet.com.tr/category.aspx?cid=2&vid=5768&bid=1

Buğday çimi suyunun yararını bir de Erkan Hocadan dinleyin derim :)

ayselug
23-04-2010, 20:15
Gölgede kurutupta salatalara bol bol koysak. Geçen sene denemiştim güzel olmuşlardı

ehicran
03-07-2010, 14:51
Merhaba, buğday şırası sadece bir günde olduğu kadar tüketiliyor, şırayı aldıktan sonra, tekrar tekrar şıra yapma şansımız yok sanırım değil mi?
Geriye kalan buğdaylar haşlanıp yenilebilir mi acaba? Veya başka bir değerlendirme yolu var mı?
Bir sorum daha var; bir insan günde kaç bardak buğday şırası içebilir?
Şimdiden teşekkür ederim.

essabır
08-07-2010, 21:17
ben buğday şırası yapmayı deniyorum .bugün 2. gün ve suyun üstü köpüklendi.sodayla biraz karıştırıp içtim tadı ve kokusu tuhaf bu normal mi. ayrıca kalan suyu şişede dolaba koydum acaba bunu ne kadar zaman saklayabilirim . Günlük kullanım miktarı nedir? teşekkürler

onur85
04-08-2010, 23:50
Herkes nasıl yapılcağı hakkında bilgilerini söylemiş ama kimse gerçekten bu kadar zahmetli bir işi yapıp faydasını gören var mı ? Kullandıktan sonra kendinizde olumlu bişeyler hissettiniz mi ?

polatuz
06-08-2010, 08:58
Herkes nasıl yapılcağı hakkında bilgilerini söylemiş ama kimse gerçekten bu kadar zahmetli bir işi yapıp faydasını gören var mı ? Kullandıktan sonra kendinizde olumlu bişeyler hissettiniz mi ?

Akşam saat 10'da içtiğimde, ertesi gün iş günü olmasına rağmen gece saat 3'e kadar uyuyamadım. Gerçekten zihinsel ve bedensel bir dinçlik veriyor. Bu yüzden olsa gerek, sabah aç karnına içilmesi öneriliyor.
Ancak bu sıcak günlerde buğday çimi yetiştirmekteki sorun, sıcaklık ve aşırı nem yüzünden toprak yüzeyinde mantar oluşumuna engel olunamıyor. Bu mantarın zararsız olduğu söylense de bazı kişilerde aşırı alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyormuş. Gerçi bana olumsuz bir etkisi olmadı.

toslunba
14-08-2010, 00:14
Buğdaylar yetişiyor ancak sıkma makinesini bir türlü bulamadım. Ankarada nerede vardır bilen varmı?

polatuz
15-08-2010, 12:33
Buğdaylar yetişiyor ancak sıkma makinesini bir türlü bulamadım. Ankarada nerede vardır bilen varmı?

Ben bmeal.com adresinden bulup İstanbul'da kendim gidip aldım. Fiyatı 90 TL'ydi. Ancak bu günlerde web sitesi kapalı görünüyor. Benim aldığım Lexen marka manuel sıkma aleti stokta sonuncuydu. Belki telefonla irtibat kurup sorabilirsiniz. Aynı alet gittigidiyorda da zaman zaman bulunuyor ancak fiyatı çok daha pahalı.
Ayrıca manuel kıyma makinası olarak satılan döküm aletler de kullanılabilir. Yapmanız gereken, bu kıyma makinasının çıkış ağzına konik bir aparat yaptırıp, çıkış bölümünde, gelen çimin mümkün olan en yüksek sıkıştırmaya maruz bırakılması. Böylece posa sıkışmış olarak ağızdan çıkarken suyu geriye doğru gidip, arka bölümdeki su çıkış bölümünden bardağa akacak. Bu aletin üretimi için araştırma yapıyorum ancak ekonomik olması için (CNC metal işleme tezgahlarında yapılabilir) toplu üretim gerekiyor. Plastikten üretiminde ise enjeksiyon kalıpları yaptırmak gerekiyor ki bu çok çok daha büyük bir yatırım demek. Eğer ekonomik bir çözüm bulabilirsem, forumda ortak alım başlığı açabilirim.

pria
17-09-2010, 11:32
Bu konuyu açan forumdaşa gönül dolusu teşekkürler..
Onca yıldır doğayla içiçe yaşamayı bir hayat tarzı olarak benimsediğim halde bu mucizevi ve üretimi çok basit olan buğday çiminden nasıl habersiz kaldım bilmem..

Çanakkalede her yıl 15-20 ton buğday hasadı yaptığım halde,3-5 kilo buğdayı kendim için ayırmadığıma ve çim üretip kullanmayışıma hayıflanıyorum.

Bu yıl ektiğim buğday tarlalarına ne yabani ot,ne de böcek ilacı atmadım..Bu yüzden organik buğday arayışına girmeden kendime biraz ayırdım..ve temmuz ayından beri topraksız çim üreterek hergün birkaç tutam çimi çiğneyerek tüketiyorum.

Önümüzdeki kasım ayında kimyasal gübrelerle hiç kirlenmemiş bir arazimde hiçbir suni gübre,insektisid ve herbisit kullanmadan kendim için bir miktar buğday ekeceğim ve artık ömür boyu onlardan kullanacağım.
Konuda emeği geçen herkese tekrar teşekkürler..

pria
04-01-2011, 19:15
Gölgede kurutupta salatalara bol bol koysak. Geçen sene denemiştim güzel olmuşlardı

Biliyorsunuz,her gerektiğinde buzdolabında poşetten çıkarıp ayrı ayrı maydanoz,dereotu,nane,tere çıkarıp,ayıklamak,temizlemek,doğramak bayağı bir zahmetli iştir.

Ben bu konuda pratik bir yöntem geliştirdim..Çok taze olmak şartıyla birer demet maydanoz,dereotu,nane,tere alıyorum..Bunları bir güzel temizleyip yıkıyorum..İyice silkeleyerek veya peçete ile su kalmayacak şekilde kuruluyorum..Daha sonra, bunları, ayrı ayrı, becerebildiğim en ufak parçalara (1-1.5-2 mm) bıçakla kıyıyorum..Körpe saplarıyla birlikte..
Daha sonra yine bir demet maydanoza tekabül eden 10-12 cm. uzunluğa gelmiş buğday çimlerimi aynı şekilde 1-2 mm. arasında kıyıyorum.
Hepsini buzdolabı poşetinde iyice karıştırıp, -30'lardaki deep-freze'e koyuyorum..Bir saat sonra donuyorlar..
Birbirlerine yapışmıyorlar..Böyle bir karışımı 15-20 gün kullanıyoruz.

Böyle bir karışım,her zaman elinizin altında oluyor..İster çorbalarınıza..ister marul,havuç,turp salatalarına,isterseniz pilavlarınıza karıştırabilirsiniz..
Özellikle çorbada çok nefis oluyor..Dereotu,maydanoz,nanenin aroması hemen belli oluyor çorbalarda..

Bir deneyin derim..

Ben bu pratik yolla eşimin zırt pırt buzdolabından nane,maydanoz,dereotu çıkarıp onlarla vakit öldürmesini önledim,bir zahmetten kurtardım..Onun da hoşuna gitti bu yöntem..

Dipfriz,sanırım bu otların tazeliğinide koruyor.

smarty17
05-07-2011, 13:35
Bende dün itibariyle başladım.Bir kepçe buğdayı 12 saat suda beklettim.Suyu süzdüm ardından bir 12 saat daha bekledi.Ve kaba bir kaba koydum.Az miktarda suda bekliyorlar.Bizim köyde "oğut" denilen bir yemek vardır.Buğday çiminden yapılır vede su elde edilir.Fakat bunu yaşlı kadınlar yapar vede suyunu çıkartır.Ayrıca çimler beyaz olunca işleme tabii tutulur.

smarty17
10-07-2011, 10:52
Arkadaşlar benim buğdaylar her gün 1 parmak boyu uzunluğunca suda bekliyor vede ertesi gün sular da kabarcıklar oluşyor vede bu su asitli gibi bir kokusu oluyor ? Sebebi nedir ?

adneser
10-07-2011, 21:08
Arkadaşlar benim buğdaylar her gün 1 parmak boyu uzunluğunca suda bekliyor vede ertesi gün sular da kabarcıklar oluşyor vede bu su asitli gibi bir kokusu oluyor ? Sebebi nedir ?

Sanırım havaların sıcak olması

deliharun
10-07-2011, 22:03
Teşekkürler, bu şekilde çimlendirme yapılıyor mu?

adneser
10-07-2011, 23:04
Teşekkürler, bu şekilde çimlendirme yapılıyor mu?

Bir kepçe buğday tahminen yaklaşık büyük bir tepsi (40-50cm capında) alanı kadar yer demektir, daha küçük bir kaba konup birde sıcağı görünce ekşime yapıyor ve çabuk bozuluyor sanırım.
Ben mayıs ayından beri çimlendirme yapmıyorum,herade kasım ayını bekliyeceğim.

smarty17
11-07-2011, 19:52
Sanırım havaların sıcak olması

Ekşime yapmış olan buğdayları kullanmaya devam edebilir miyim ? Viyollere tek tek yerleştirmyeyi düşünüyorum suda beklemesi dahamı iyi olur ?

adneser
11-07-2011, 22:58
Ekşime yapmış olan buğdayları kullanmaya devam edebilir miyim ? Viyollere tek tek yerleştirmyeyi düşünüyorum suda beklemesi dahamı iyi olur ?

Siz bilirsiniz tek tek uğraşılırmı bilemem

smarty17
11-07-2011, 23:18
Siz bilirsiniz tek tek uğraşılırmı bilemem

Yaklaşık 4 gündür suda bekliyorlar.Viyole bir kere serleştireceğim sonrada spreyleme çok basit :) Benim asıl merak ettim ekşime yapan tohum sıkıntı çıkarırmı ? :confused::(

adneser
12-07-2011, 10:36
Yaklaşık 4 gündür suda bekliyorlar.Viyole bir kere serleştireceğim sonrada spreyleme çok basit :) Benim asıl merak ettim ekşime yapan tohum sıkıntı çıkarırmı ? :confused::(

Sayın Smarty
O konuda uzman değilim bir şey söylemem'de yanlış olur .

Siz iyisimi yeni bir buğday kullanın derim en iyisi ve en doğrusu'da budur sağlık bulayım derken sağlıktan olmayın.

Kolay gelsin

smarty17
12-07-2011, 10:45
Sayın Smarty
O konuda uzman değilim bir şey söylemem'de yanlış olur .

Siz iyisimi yeni bir buğday kullanın derim en iyisi ve en doğrusu'da budur sağlık bulayım derken sağlıktan olmayın.

Kolay gelsin

Her şeye tekrardan başlıyoruz.Hadi hayırlısı ...

polatuz
13-07-2011, 08:39
Ekşime yapmış olan buğdayları kullanmaya devam edebilir miyim ? Viyollere tek tek yerleştirmyeyi düşünüyorum suda beklemesi dahamı iyi olur ?

Bence bozulmuş buğdayları atın. Yeniden başladığınızda, eczaneden alacağınız oksijenli sudan birkaç damla suya eklerseniz, basit bir sterilizasyon yapmış olursunuz. Hatta ilk gün suya bolca oksijenli su koyup birkaç saat buğdayları bu suda bekletirseniz sonuç daha da iyi olabilir. Ve ya en iyisi buğdayları doğrudan yayvan bir kapta toprağa dikin. Bu en iyi yöntem. Ama bu mevsimde nemli ortamda toprağın üstünde bile mantarlanma oluyor.
Kolay gelsin.

boshaft
28-07-2011, 23:32
gerçekten bukadar faydası oldugunu ilkkez görüyorum denemek lazım

yusufziya
21-03-2012, 15:50
önceleri buğday çimi kullanmayı düşünüyordum ama.

bu ürün çıktıktan sonra bence bu kadar çileye değez dedim.

Spirulina Nedir? - Hawaii'den Spirulina Pacifica - AlgBioTek (http://www.algbiotek.com/?gclid=CISz_qie-K4CFcZc3wodIDIlzg)

linkteki tüm sayfaları okursanız bana hak verirsiniz.

blackrider
02-04-2012, 16:49
önceleri buğday çimi kullanmayı düşünüyordum ama.

bu ürün çıktıktan sonra bence bu kadar çileye değez dedim.

Spirulina Nedir? - Hawaii'den Spirulina Pacifica - AlgBioTek (http://www.algbiotek.com/?gclid=CISz_qie-K4CFcZc3wodIDIlzg)

linkteki tüm sayfaları okursanız bana hak verirsiniz.

valla ben internette böyle reklamları çok gördüm. bu ürünü satan bir sitenin yazdıklarının benim nazarımda hiç değeri yoktur. ha gerçekten kullananan yararını gören insanlar çıkar adam gibi görüşlerini yazarlar o zaman inanabilirim. araştırdım internette bu ürünü satanlardan başka kimsede doğru düzgün bir yazı makale filan göremedim. bahsedildiği gibi bir ürün olsa hakkında çok çok çok daha fazla bilgi olmalıydı diye düşünüyorum.

bernacyhn
12-04-2012, 19:09
Merhaba, ben buğday çimi yetiştirip iki kere budadım. İlk budamada salataya katarak yemeyi denedik ancak çok sert olduğu için fazla yiyemedik. İkinci budamada yani bugün budadığımda da meyve sıkacağıyla sıkmak istedik. Sıkacağın bıçaklarına sardığı için ondan da bir sonuç alamadık. Son çare olarak, hepsini bir tülbentin içine koyup biraz elimizle biraz da kalın ekmek tahtasının köşesiyle ezerek neredeyse bir çay bardağı kadar buğday çimi suyu çıkardık.

Önceki sayfalardaki Coway markalı meyve sıkacağına baktım internetten. Fiyatı 900 tl küsurlardaydı. Salça makinalarına baktım ama geniş ağızlılar var, musluklu salça makinası bulamadım.

Nereden bulabilirim hem hesaplı hem de pratik olanını?

pria
11-05-2012, 19:42
..İlk budamada salataya katarak yemeyi denedik ancak çok sert olduğu için fazla yiyemedik.?

En güzeli şu:

Yetiştirdiğiniz buğday çimlerinin tümünü demetler halinde kesin..
Bir et tahtasında, keskin bir bıçakla, 1-2 milimetre uzunluğunda ince ince doğrayın..
Doğranmış çimleri, hiç vakit geçirmeksizin hemen bir buzdolabı poşetine doldurup ağzını kapatıp, buzdolabınızın dondurucu bölümünde - 30 derecede donmaya bırakın..
Her bir saatte, torbayı çıkarıp parmaklarınızla torbadaki çimleri oğalayıp, birbirlerine yapışmalarını önleyin..
Bu işlemi 3-4 kere yapmalısınız..
En sonunda torbadaki çimler tane tane olurlar..işlem tamamdır..
Canınız çektiğinizde çıkarıp çorbalarınıza, salatalarınıza koyabilirsiniz..
İlk günkü tazeliğini aylarca korur..
Böyle yaparsanız çiğneme derdiniz olmaz..
...
Ben bu işlemi sürekli yapıyorum..ama..dereotu, maydanoz, nane, ısırgan yaprağı, tere gibi otları da aynen buğday çimi gibi ince ince kıyıp donduruyorum..Hepsi bir arada daha bir aromalı oluyor..
İki buzdolabı poşeti dolusu bana aylarca gidiyor..
Çorbalarda bu karışım çok iyi oluyor..
Ayrıca pratik oluyor..
Sık sık dolaptan yok nane, yok dereotu, yok maydanoz çıkarıp yıkamaktan, ayrı ayrı uğraşmaktan kurtuluyorsunuz..
Bu faydalı bitkilerin en doğal olduğu bahar aylarında, mümkünse organik pazarlardan alarak bu işlemi yapıp 5-6 aylık stoğunuzu yapın derim..

Clia
05-08-2012, 23:53
Buğday çimini topraksız yetiştirmenin yollarını arıyorum. Birkaç denemem oldu. Fakat sıcaklardan mıdır bilmiyorum, hepsi de başarısız oldu. Başarısızdan kasıt, tohumların filizlenmeden çürümeleri, ya da küflenmeleri.

Topraksız yetişirmek istiyorum çünkü buğday çimini çok uzamasına izin vermeden, kökleri ve gövdesi ile (ve elbette klorofil için biraz yeşermesine izin verdikten sonra) yemenin daha faydalı olduğunu düşünüyorum.

Cam ortam içinde üstte, altta ve hem üstte hem altta ıslak kağıt havlulu değişik denemeler yaptım. Bir gün suda beklemiş tohum üzerine her gün spreyle uygulama yaptığım bir denemem oldu. Tohumların yarısının suda yarısının havada olduğu bir uygulama da denedim. Sonuç hep kötü.

Şu aralar topraksız üretimi ya da başarılı denemeleri olanlardan nasıl yaptıklarını öğrenmek isterim.

adneser
06-08-2012, 00:58
Buğday çimini topraksız yetiştirmenin yollarını arıyorum. Birkaç denemem oldu. Fakat sıcaklardan mıdır bilmiyorum, hepsi de başarısız oldu. Başarısızdan kasıt, tohumların filizlenmeden çürümeleri, ya da küflenmeleri.

Topraksız yetişirmek istiyorum çünkü buğday çimini çok uzamasına izin vermeden, kökleri ve gövdesi ile (ve elbette klorofil için biraz yeşermesine izin verdikten sonra) yemenin daha faydalı olduğunu düşünüyorum.

Cam ortam içinde üstte, altta ve hem üstte hem altta ıslak kağıt havlulu değişik denemeler yaptım. Bir gün suda beklemiş tohum üzerine her gün spreyle uygulama yaptığım bir denemem oldu. Tohumların yarısının suda yarısının havada olduğu bir uygulama da denedim. Sonuç hep kötü.

Şu aralar topraksız üretimi ya da başarılı denemeleri olanlardan nasıl yaptıklarını öğrenmek isterim.

Sayın Clia

Denemelerinizi ekim kasım aylarından sonra yaparsanız başarılı olursunuz, buğday sıcaklardan çabuk bozulur ve çürüme başlar.

Birde denemelerinizi buğday çimlene'ne kadar üzerini temiz ve nemli (sipreylemeyi beze yapın) bez ile örtün sonuç alırsınız kolay gelsin.

dilekagaci
20-08-2012, 23:16
mesajlardaki topraga ekilmeyen yöntemlerin hepsiyle denedim. çimlendiler iyi güzel de, 1 parmak olmadan dip kısımlarından başlayan bir küflenme oluşuyor

buzdolabına koysan da koymasan da; önüne geçemiyorum bu küf olayının :((

Empati
27-12-2012, 15:01
Merhaba,
Bende topraksız tarım uygulayarak evde çim ekip makine ile suyunu sıkıp içiyoruz. İlk zamanlar bende de küflenmeler olmuştu araştırmalarım sonucunda çimlerimi sularken suladığım suyun içine 1 lt. ye 1 çay kaşığı gibi oksijenli su koyuyorum ve devamlı bu şekilde suladığımdan küf oluşması durdu, tohumları siz fazla suyun içinde bıraktığınızdan küf oluşuyor kabınız delikli değilse suladığınız zaman su alt kısımda birikip kalıyorsa buna zor engel olursunuz dediğim sistemi uyguladığınız zaman küfü engellersiniz ama bu seferde kökler çürümeye başlar. Kısacası tohumlar suyun içinde beklemesin.

skanatlar
12-08-2013, 14:26
Merhaba,

Aşağıda ki ürünü kullanan var mı ?

Çim Suyu Sıkacağı Resmi Bilgi & Satış Sitesi 212 423 00 00 (http://cimsuyusikacagi.com/)

polatuz
12-08-2013, 23:22
Merhaba,

Aşağıda ki ürünü kullanan var mı ?

Çim Suyu Sıkacağı Resmi Bilgi & Satış Sitesi 212 423 00 00 (http://cimsuyusikacagi.com/)

Healty Juicer manuel sıkıcı ve Hurom juicer kullandım. Healty Juicer elle kullanım için ve biraz zahmetli ama çimin suyunu çok iyi çıkartıyor. Hurom ya da Coway markasıyla satılan motorlu model ise çok iyi bir katı meyve sıkacağı ancak bir miktar sıvıyı kaybediyordunuz. Her ikisini de ebay üzerinden yurt dışından aldım. Hurom markasıyla ABD'de satılan model asıl olarak Kore'de üretiliyor ve Coway markasıyla ebay'da ararsanız Kore'li satıcılardan daha uygun fiyata bulabilirsiniz. Coway(Hurom)'u Türkiye'de Arçelik kendi markasıyla satmaya başladı.

maviufuklar
07-09-2013, 22:10
Merhaba arkadaşlar,

9 aydır buğday çimi yetiştiriyorum. 10 kat pahalı ama sağlık açısından organik buğday kullanıyorum. Toprakta yetiştiriyorum. Lexen çim sıkacağı kullanıyorum. Elk.'li olan, ısınma nedeniyle enzimleri öldürüyormuş. Bu nedenle manuel olanı kullanıyorum. Toprağa belirli oranlarda odun külü, ekmek, kepek, balık unu, çay posası, kuruyemiş kabukları, yumurta kabuğu, torf, kuru yaprak, ağaç kabuğu, Ekoflora organik çiftlik gübresi, tarım kireci, kahve telvesi, meyve posası, buğday çimi posası ile ince ve kalın talaş ekleyerek vitamin ve mineralce zenginleştirmekteyim. (Bunların hepsi bazen olmayabiliyor ama tamamına yakınını toprağa karıştırıyorum).


Çimleri bambu bıçakla biçiyorum.
Ahşap bıçağın çelik bıçaktan üstünlerini şuradan inceleyebilirsiniz:
http://www.herseyahsap.com/index.php?route=product/product&path=39_108&product_id=289

Çimleri sıkmadan önce sirkeli suda bekleterek yıkıyorum.

Bir saksıdan çimleri bir defa biçtikten sonra sonra tekrar uzayan çimleri kullanmıyor, o saksının toprağını boşaltıyorum. Çünkü tekrar uzayan çimdeki enzim, vitamin ve mineraller % 50 azalmaktadır. (Bu görüşte olanlar var. Tekrar uzayan çimler ile ilk çimlerin suyunun analizlerinin karşılaştırmasının yapılarak gerçekten değerinde bir azalma olup olmadığı ortaya çıkarılsa iyi olur. Bilgisi olanlar yazarsa memnun olurum, tahmine dayalı bilgilere dayanarak işlem yapmak istemiyorum).

Kapalı mekanlarda değil, açık alanda buğday tarımı yaparak doğal ortamında, egzos gazlarından elimden geldiğince uzakta yetiştirmeye gayret ediyorum.
Açık havada güneş görüyor. Böylece klorofil açısından daha zengin oluyor. Fakat buğdayın kapalı havaları sevdiğini de, buğday tarımının anlatıldığı bir sitede okudum, bu konuda çelişkili bilgiler var.

Plastik saksı kullanmamak gerekiyor, zamanla azaltıyorum. Toprak veya ahşap saksı kullanmak gerekiyor. Mukavva kutular, bence o kadar olmasa da plastikten çok daha sağlıklı.

Bazı arkadaşlar çimlenme aşamasında buğdayların üzerine kağıt havlu örttüklerini yazmışlar. Kağıt havluda beyazlaştırıcı olarak kimyasal formaldehit vardır ki zehirli bir maddedir. Bunun yerine tülbent gibi sağlıklı maddeler kullanabilirsiniz.

Buz torbası hiç kullandınız mı? Torbanın üst kısmındaki bölümden içine su akıtınca buz torbasının içinde ceviz büyüklüğünde veya biraz daha küçük 24 adet minik su torbası oluşuyor.
Bunu buzluğa koyunca donuyor. Soğuk içmek istediğiniz içeceğin içine bu eşit buz parçalarından istediğiniz kadar koyarak içeceğinizi soğutabiliyorsunuz.
Markette buzdolabı poşeti vs satılan reyonlarda inceleyebilirsiniz.
Buz torbasını ben buğday çimini dondurmak amaçlı kullanıyorum.
Buz torbasının içine buğday çimi suyunu koyduğumda, ceviz büyüklüğünde (belki biraz daha küçük) birbirinden bağımsız 24 adet donmuş buğday çimi suyu oluşuyor. Bunları dondurarak pratik kullanıma hazır hale getiriyorum.

Her isteyen için kuru buz fabrikasına giderek şoklama yaptırıyor ve hızlı kargo ile Türkiye'nin her yerine yolluyorum.
Severek yapıyorum, benim hobim. Kendimi bu alanda geliştirmek istiyorum.

Kullanıma gelince:
Derin dondurucudaki dondurulmuş buğday çimi suyundan her gün 1 tane kopartarak
naylonundan ayırıyor ve bardağa koyarak erimesini bekliyorsunuz. Eridiği zaman, orta boy bir çay bardağının dibinde 1 cm yüksekliğinde buğday çimi suyu oluşuyor.
Erime işlemi biter bitmez, zaman kaybetmeden bir portakal suyu sıkarak kötü tadını almadan içiyorsunuz. (Verniklenmemiş bir tahta kaşıkla karıştırmalısınız).
Herhangi bir kaliteli hazır meyve suyu da olabilir ama müşterilerim en çok portakal suyunu tercih ediyorlar.

Güneş görmeyen ortamda, topraksız saksılarda, çim coşturan, çiçek coşturan gibi kimyasal gübreler kullanarak ve organik olmayan buğdaylardan çim suyu üretenler olduğunu okuyorum. Topraksız ortamda sağlıklı olabilir belki bilemiyorum ama faydadan çok zarar görmemek için dikkatli olmak gerekir.

Buğday çimi suyu ilaç değildir, tedavi edici özelliği yoktur. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı onaylı olması gerekmiyor. Nasıl elma, domates, maydonoz alırken Sağlık Bakanlığı onaylı olması gerekmiyorsa, buğday çimi suyu da aynı durumdadır.

Gördüğüm faydalar:

46 yaşındayım. Başımın yukarı kısmında dökülmelerden dolayı açıklık vardı. Bu açıklık tamamen değilse de belirgin biçimde kapandı. Asıl, saçlarımdaki beyazlama için kullanıyorum, bazı arkadaşlarım saçlarımın siyahlaştığını söylüyorlar ama ben saçlarımı sürekli gördüğümden mi bilemiyorum belirgin bir siyahlaşma fark edemedim. Zaten saçları koyulaştırmak imkânsıza yakın bir şey ama ben en azından deniyorum, bu konuda faydasını görmesem de, diğer 40 civarındaki faydalarını alırım diye düşünerek içmeye devam ediyorum.

Ayrıca kendimi daha mutlu, kendimle ve çevremle daha barışık hissediyorum.
Çocuklarıma kızdığım konular şimdi bana çok anlamsız geliyor, aynı şeylere buğday çimi içmeye başladıktan sonra kızmıyorum veya fazla kızmıyorum.

İş yerimde biraz daha hayat dolu olduğumu fark ettim. Ama bu spor yapıyor olmamdan da olabilir, bilemiyorum.
Genel olarak daha az hastalandığımı, hastalandığımda da hafif atlattığımı fark ettim.
Cildimin daha parlak olduğunu yine arkadaşlarım söylüyorlar.
Trafikte kendimi önceye göre daha cesur hissediyorum, önceden yapmadığım şeyleri yapıyor, riskli manevralar yapıyorum, normalde çok sakin ve kurallara uyan biriyim. Bu, bir fayda olarak görülmeyebilir ama başka etkin faktörler de olabilir bu konuda..

İçmeye başladıkta sonra zayıfladığımı yine ailem ve arkadaşlarım söylüyorlar.
Çok içtiğimde cinsel istekte artış hissettim.
Enerjimin arttığını hissettim. Önceye göre çabuk yorulmuyorum. Daha az uykuya ihtiyaç hissettiğim de bir gerçek.
Tüm bunlar psikolojik de olabilir, fakat ben hiç bir faydasını görmesem de hastalıklardan korunmak amacıyla içmeye devam ederdim.

maviufuklar
07-09-2013, 22:27
Arkadaşlar, evde bugday çimi yetiştirmeye başladım fakat toprakta sürekli olarak mantarlaşma görüyorum. Ne tavsiye edersiniz? İlgli dükkanlara gitsem anti fungal ilaçlar bulabilir miyim? Havalar soğuk malum. Balkona alsam kururlar diye endişe ediyorum... Mantar ve küfü engellemek için ne yapmam lazım?

Adana'da organik tarım kursuna gittim. Buradan aldığım bilgiye göre aspirin eritilmiş suda buğdayları 1 gece bekletmek gerekiyor. Bu işlem, buğdayları mantarsal hastalıklara karşı koruduğu gibi daha kolay çimlenme sağlıyor.

maviufuklar
07-09-2013, 22:49
Merhaba,

Aşağıda ki ürünü kullanan var mı ?

Çim Suyu Sıkacağı Resmi Bilgi & Satış Sitesi 212 423 00 00 (http://cimsuyusikacagi.com/)

Ben 8 aydır kullanıyorum, çok memnunum. Gözü kapalı alabilirsiniz.

Çok fazla çim koyup makineyi zorlamayın, bu durumda kolu tersine çevirerek makineyi rahatlatabilirsiniz. Kivi, elma, armut, taze zencefil, erik gibi meyvelerin de suyunu güzel bir şekilde çıkarıyor, kokteyl yapıyorum. İnce dilimlerseniz havuç ve ayvanın da suyunu çıkarıyor. Monte ve demonte işlemleri kolay.

maviufuklar
07-09-2013, 22:52
En güzeli şu:

Yetiştirdiğiniz buğday çimlerinin tümünü demetler halinde kesin..
Bir et tahtasında, keskin bir bıçakla, 1-2 milimetre uzunluğunda ince ince doğrayın..
Doğranmış çimleri, hiç vakit geçirmeksizin hemen bir buzdolabı poşetine doldurup ağzını kapatıp, buzdolabınızın dondurucu bölümünde - 30 derecede donmaya bırakın..
Her bir saatte, torbayı çıkarıp parmaklarınızla torbadaki çimleri oğalayıp, birbirlerine yapışmalarını önleyin..
Bu işlemi 3-4 kere yapmalısınız..
En sonunda torbadaki çimler tane tane olurlar..işlem tamamdır..
Canınız çektiğinizde çıkarıp çorbalarınıza, salatalarınıza koyabilirsiniz..
İlk günkü tazeliğini aylarca korur..
Böyle yaparsanız çiğneme derdiniz olmaz..
...
Ben bu işlemi sürekli yapıyorum..ama..dereotu, maydanoz, nane, ısırgan yaprağı, tere gibi otları da aynen buğday çimi gibi ince ince kıyıp donduruyorum..Hepsi bir arada daha bir aromalı oluyor..
İki buzdolabı poşeti dolusu bana aylarca gidiyor..
Çorbalarda bu karışım çok iyi oluyor..
Ayrıca pratik oluyor..
Sık sık dolaptan yok nane, yok dereotu, yok maydanoz çıkarıp yıkamaktan, ayrı ayrı uğraşmaktan kurtuluyorsunuz..
Bu faydalı bitkilerin en doğal olduğu bahar aylarında, mümkünse organik pazarlardan alarak bu işlemi yapıp 5-6 aylık stoğunuzu yapın derim..

Buğday çiminden faydayı tam alabilmek için suyunu içmek gerektiğini bir sitede okumuştum.

maviufuklar
07-09-2013, 22:58
Sayın M.Sema cityfarm bildiğim kadarıyla ankarada yok siz şuradan isteğiniz iletin http://www.cityfarm.com.tr/contact.aspx

Artık cityfarm citylife oldu Prof. Osman müftüoğlunun yönetiminde :)

City Farm'dan organik buğday aldım ve çimlenmedi. Ayrıca topraklar lağım gibi koktu. Bir kaç müşterimi, epey zamanımı ve iş gücümü bu şekilde kaybettim. Orgagen Ambarı firmasından sürekli alıyorum ve çok memnunum. Yerli ve hibrit olmadığını söylüyorlar.

Bey Organik firmasından bugün organik buğday getirttim. Biraz daha pahalı ama taze üretim olduğunu, yerli ve hibrit olmadığını söylediler. Fark görürsen yazarım.

ellisa
12-11-2013, 16:03
Merhaba herkese :)

Organik bugday çim suyu cıkarmak için hangi marka bugday kullanmalıyım ?

lütfen yardımcı olabilirmisiniz

selam ederim
ellisa

ellisa
12-11-2013, 21:46
Merhabalar bu siteyi bulduguma memnun oldum

iki üç gündür heycanla eve geldigimde siteye bakıyorum yeni yorumlar varmı diye :)
ben burada içmek için bugday çimi yetişdirmiş kişilerin kullandıgı bugdayın markasını bana yazarlarsa çok memnun olurum öncelikle istegim organik bugday,çünki topragını ve suyunuda organik yetiştirmeye en uygun şartlarda çimlemeyi yapacagım,yani bugdayından topragına ve ekilecegi yere havasına kadar özel olmasını istiyorum bu yüzden 1 aydır bugday yetişdirenlerin bloglarını ve detox thermal sitelerinde özel bugday çimlemelerde nelere dikkat ettiklerini okudum bu yüzden bence bugdyın sıradan aktar bugdayı olmamasına karar verdim .
(ayrıca ****** aşurelik bugday zaten olmayacak)
- - - - - - - - - -
sizlerin deneyimini bilmek istedim.
Bugday çimi suyunda daha saglıklı verimi eksik olmaması için, kalite marka farkı ? ektigimiz bugdayın organiek olması şart olmaz ? mı ..bence bunu çimin suyunu uzun süre içenler bilirler diye düşünüyorum ..
kullandıgınız bugdayın markasını yazarsanız çok memnun olurum
selamlarımla
ellisa

xenkebikec
12-11-2013, 23:24
Merhaba ellisa, kullandığım marka city farm, bir paket alıp deneyebilirsin. Sorun yaşayan arkadaşlar belki üretilen parti ile ilgilidir bilemiyorum. Zaten aldığın buğdayın sertifikası olması yeterli başka markada olabilir.

Yakın zamanda bizde tekrar başlayacağız, bir süredir yapmıyoruz.

ametarasu
14-11-2013, 09:01
Ben bu buğday çimi olayına pek güvenemiyorum. İnsan sağlığı söz konusu olunca harcanılan paranın bir ehemmiyeti kalmıyor. Haliyle işgüzarlar insanları en çok "sağlık" kisvesi altında kandırmaya çalışıyor.

Virüsleri dahi "aşı" satabilmek için insanlara bulaştırabilecek kadar gözü dönmüş sermaye sahipleri mutlaka vardır.

Bilmiyorum belkide endişelerim beyhude ama Bebek Yapım Bakım Onarım: Buğday Çimi ve Suyu (http://bebekyapimbakimonarim.blogspot.com/2012/05/bugday-cimi-ve-suyu.html) bu linkteki bir ifade dikkatimi celbetti. "Herşeyden önce kendinize bir buğday çimi sıkacağı almanızı öneririm. İyi bir meyve sıkacağı çok pahalıdır ama kendinizin ve ailenizin sağlığına yapabileceğiniz en büyük yatırımdır." bu ifadeyle; sanki başka türlü kesici, doğrayıcılarla, rondoyla vs. yapılabilecek bir işlemi ; "ailenizin sağlığı herşeyden önemlidir" maskesi altında buğday çimi sıkma makinası almaya teşvik ediyor. Ben burada bir artniyet sezdim ve açıkçası rahatsız oldum. Kanser ve beyin tümörü yüzünden ailemden 3 kişiyi toprağa verdim. Bu süre içerisinden çaresizliğin insana neler yaptırabildiğini, sağlık konusunda ne kadar hassas olduğumuzu da gözlemledim.

Bunlar benim düşüncelerim, inşallah evham yapıyorumdur.

ellisa
14-11-2013, 18:14
Ben bu buğday çimi olayına pek güvenemiyorum. İnsan sağlığı söz konusu olunca harcanılan paranın bir ehemmiyeti kalmıyor. Haliyle işgüzarlar insanları en çok "sağlık" kisvesi altında kandırmaya çalışıyor.

Virüsleri dahi "aşı" satabilmek için insanlara bulaştırabilecek kadar gözü dönmüş sermaye sahipleri mutlaka vardır.

Bilmiyorum belkide endişelerim beyhude ama Bebek Yapım Bakım Onarım: Buğday Çimi ve Suyu (http://bebekyapimbakimonarim.blogspot.com/2012/05/bugday-cimi-ve-suyu.html) bu linkteki bir ifade dikkatimi celbetti. "Herşeyden önce kendinize bir buğday çimi sıkacağı almanızı öneririm. İyi bir meyve sıkacağı çok pahalıdır ama kendinizin ve ailenizin sağlığına yapabileceğiniz en büyük yatırımdır." bu ifadeyle; sanki başka türlü kesici, doğrayıcılarla, rondoyla vs. yapılabilecek bir işlemi ; "ailenizin sağlığı herşeyden önemlidir" maskesi altında buğday çimi sıkma makinası almaya teşvik ediyor. Ben burada bir artniyet sezdim ve açıkçası rahatsız oldum. Kanser ve beyin tümörü yüzünden ailemden 3 kişiyi toprağa verdim. Bu süre içerisinden çaresizliğin insana neler yaptırabildiğini, sağlık konusunda ne kadar hassas olduğumuzu da gözlemledim.

Bunlar benim düşüncelerim, inşallah evham yapıyorumdur.

Merhaba Ametarasu ,
düşüncelerini paylaşdıgın için teşekür ederim .
hassasiyet gösterdiginiz konuda haklısınız

Ben hollandada dogdum orada büyüdüm,okudum izmir ile kontagımı yılda iki kere uzun süreli izinler yaparak sürdürdüm,
35 yıl sonra türkiyenin havasına suyuna insanına eşime hayran olarak :) türkiyede yaşamaya karar verdim birkaç yıldır türkiyede halkın yaşantısını görüyorum çok kolay olmadı benim için ,saglık üzerinde insanların hekimler tarafından yıllarca yanlış gelişi güzel bilgilendirilmesi türkiyemizde klasik söz olan Alt Egitim bozuklugu oldugu için insanlarımızı doktordan doktorlara gitmesini mecbur yapan güvensiz saglık anlayışı var ..
- - - - - - -
türkiyede çok az doktorun dişcinin hemşirenin devlet memurunun her ne kadar meslek varsa Mesleklerini sevdikleri için seçmediklerini para kazanmak için o meslegi seçdikleri için insan degeri ve meslegin önemi hiç bir zaman konuşulmuyor ..
hollandada insanlar ilk önce liseden sonra önemsedikleri hayat konusu SEVDikLERİ meslegi seçip onun üzerinde okuyup çalışmak ..ikinci hayat konuları mesleklerinde başarılı oldukdan sonra evlilik yapmak ..

türkiyemizde genelde doktor veya hekim avukat vs halka hizmet edecek mesleklerde olan gençler hangi meslek daha kolay ve çok para getirir ,konusu oldugundan okuyan insan 50 kitap ezbere ögrenir doktor diplomasını alır ama dunyadan veya etrafında olan bitenden bir haber ,işini meslek olarak deyil para olarak görünür ..

malesef türkiyemizde kayıplarımız bu sekilde çok oluyor üzücü kalitesis insan yaşamı dram halde , türkiyenin başındaki adamlar çok cocuk yapın derken çark dönsün yeter alt yapıya ne gerek var , nasıl olsa insan çok :( bu konuların degişmesi belliki uzun yıllar alıcak ,
işte bu yüzden dediginiz gibi türkiyede hiçbirşeye şüpheci olmadan yaklaşmıyorlar ..
- - - - - - - - -
Bende saglık konusunda bir seye atılmadan ilk önce hollanda doktor ve hekimlerin sitelerinde okuyorum ayrıca yüzlerce kullananların yorumlarını okuyorum hepsini okumaya çalışıyorum ,avrupa ile türkiyedeki yorumları kullanma satış polıtikasını herzaman karşılaşdırıyorum..
- - - - - -
şöyle düşündüm
hayvansal ürünleri sevmiyorum çünki bakteri bulaşma vs hijen drumları riskli .
- - - - - -
fakat bitkisel ürünlerin heleki kendiniz evinizde yapabileceginiz minik yeşil tarla hiçbir riziko vermiyecegi yanı sıra azıcık bile olsa faydası olacagından eminim :))
- - - - - - - -
bence gönlünüzü rahat tutun bugday çim suyunu denemekten hiç zarar gelmiyecegine inanıyorum
ben çok site okudum eskiden beri bugday suyunu içmeye calışan kabileler varmış ve hastalıklarından arınan insanların yorumlarını okudum dogadan gelen saglık insanın varlıgı için çok mantıklı ve önemli .avrupada insanlar çimin tozunu yapmişlar 2006 senesinden bu yana çok güzel yorumlar okudum
- - - - - - - - - -
yazdıklarımın amacı birbirimize yardımcı olmak içindir
kayıplarınız için üzüldüm
hepimize ilk önce kendi saglıgımıza sahip çıkmalıyızki başkalarınada faydamız olsun diye düşünüyorum
bugday çimini sıkacak ucuz yolları var ama çok zahmetli 98 tl ye manuel makinası bence uzun süre işe yarar diye düşündüm : )
elektrikli makinaların ısındıgı için çimin içindeki besinin kayboldugunu avrupada tarım bakanlıgı tarafından incelenmiş..

saygılarımla
ellisa

ellisa
21-11-2013, 03:21
Merhaba Ginseng ,
Açıklayıcı çoook güzel bugday çimi üzerinde tecrübenizi yazmıssınız .
bugday yetişdirme videoları bir okadar kaliteli ve ustaca ugraşanlardan izledik çok begendim ellerinize saglık ..
yorumları eklediginiz için teşekür ederim ..
çim makinasında nar sıkmayı bende deneyecegim : ) katı meyva sıkma makinasında olmuyor..
Dediginiz gibi bugday çimlenme başarılı olursa, benim yapdıgım gibi bir küçük kasada günlük çim sıkmasına yetmeyecekdir ..sanırım bundan sonra evimizin içinde çim kasaları köşemiz bulunacak :))

saygılarımla
ellisa

hayaterazisi
21-11-2013, 09:33
ne kadar süre dayanıyor buzdolabında ne zaman kadar dayanır?

ellisa
22-11-2013, 14:47
ne kadar süre dayanıyor buzdolabında ne zaman kadar dayanır?

Sayın HayatTerazi sanırım sizde yeni üyelerdensiniz , size yardımcı olabilmemiz için sordugunuz soruyu biraz daha açıklarmısınız ?

bende yeni sayılırım ,bugday çimlenmesi için size yardım edebilirim ancak sorunuzu tam olarak anlayamadım, bugday çimi sıkıldıktan sonramı buzdolabında nekadar süre dayanır ?


saygılar
ellisa

ellisa
24-11-2013, 02:22
Ginseng: Çok güzel gözüküyor buğdaylarınız küfsüz ve hızlı büyümeleri dileğiyle
- - - - - - - - -
Sayın Ginseng : )
yorumlarınız için teşekür ederim.
video,da gördügümüz çim sıkma makınası mükemmel dediginiz gibi saglıklı işe yarar şekilde kullanışlı fıyatları şu an oldukca yüksek ama herzamanki gibi onlarında fıyatları düşer umuyorum, eyer başka markalar rekabet olarak üretirse .çünki önümüzdeki yıllar bugday çimi suyu artık insan saglıgı için vazgeçilmez olur diye düşünüyorum .
- - - - - - - - - -
Çim Yetiştirme kablarını amozon sitesinden spariş vermeyi düşünüyürum acaba kaç haftada elimize ulaşır araşdırıyorum :)

tekrar teşekür ederim

ellisa

pomodoro
24-11-2013, 17:31
Buğday çimi macerama ben de 10 gün kadar önce başladım. 10 gün önce City Farm markalı organik buğdaydan alarak suya koydum. Genel prosedürü takip ederken buğday sıkacağını da ısmarladım. 10 günün sonunda buğdaylarım 10-12cm kadar olmuşlardı. Ben de bugün ilk denememi yapmaya karar verdim. Ama biraz hüsran oldu işin açıkçası. Yaklaşık 40cm çaplı bir tepside topraksız yetiştirdim çimenlerimi. Ve internetten okuduğum kadarıyla günlük önerilen doz bir "shot" bardağı. Fakat ben 30ml, yani bir shot bardaklık çim suyu elde edebilmek için, 40cm.lik tepsimde yetişen tüm çimleri hasat ettim. Sonuç olarak her gün çim suyu içmek istiyorsam aynı boydaki tepsiden toplamda 10 tane olmalı ve ben her gün yeni bir tepsi başlatmalıyım. Gerekli olan yer ve emek düşündüğümden daha fazla :(

Bu arada ilk defa çimen suyu içiyorum. Tadı tek kelimeyle muhteşem! İlginçtir, şekerli bir tadı var. Aroması inanılmaz... Renk, yoğunluk, her şey iyi de... Biraz daha bereketli olsaydı :( Bu durumda sadece 10 günde bir içebileceğim...

ellisa
07-12-2013, 15:14
herkese iyi hafta sonları diliyorum , bugday çimlerimi kesip healty juicer manuel makinadan geçirdim , çok kolay oldu ama büyüyen çimlerin belkide ince olmasından kaynaklana bilir ..

Bazı çim yetişdirmiş arkadaşların bu sayfada fotograflarını inceledim ,çimler daha kalın ve gür ,acaba ne kadar bugday hangi sıklıkla torf topraga ekmek gerekir tam olarak ögrenmek istiyorum ..

Çimin suyunu içerken baya zorlandım,zaten çimleri makinadan geçirirken öyle ferrah bir doga kokusu evi sardı heryer çim kokdu miss gibi.
son fotografdaki 250 gram bugday çiminden 3/1 cay bardagı çim suyu çıkdı ve bunu içmek bir kerede olmadı midem kaldırmadı-ki ben baya bitki içeceklerine tozlarını karışdırıp içmeye yıllardır alışkınım.
ilk önce hiç bir şeyle karışdırmadan biraz içmeye kalkdım :p çim yimekten beter oldum sonra hemen aklıma buzdolabındaki organik keçiboynuzu
pekmezi geldi ,azıcık karışdırdım yinede O keskin ot kokusu ve tadı midemi bütün gün sanki luna parkda attractie arabaları vardır yüksekten aşagıya iner hop hop hop aynen akşama kadar hopladı midem .
akşam geçmişdi ve çok dikkat ettim acaba bir alerji veya baş agrısı (migren tetikleme) olacakmıydı çok sevindim bir aksine tepki göstermedi ..
- - - - -
Bir sitede bugday üzerine dün okudum, çok sulanan bugdayın vitamin ve lezzet oranı , az sulanan bugdaya göre daha verimli oluyormuş..siteyi kaybettim buldugumda buraya ekleyecegim ..
- - - - - - - -
belkide ilk sefer alışkında olmadıgımızdan çimin suyu agır gelecekdir .
ama ben yinede amazon.com dan bugday çimin kurutulmuşunu almayı deneyecegim..

Amazon.com: Organic Wheatgrass Powder, 8 oz: Health & Personal Care (http://www.amazon.com/Organic-Wheatgrass-Powder-8-oz/dp/B00BKM4V3Y/ref=sr_1_20?s=hpc&ie=UTF8&qid=1386425327&sr=1-20&keywords=wheatgrass)

görüşmek üzere
saygı ve selamlar dilerim
ellisa

drclnie
28-01-2014, 13:10
bende cim yetistiriyorum belli bi uzunluga geldikten sonra kesip icmeniz gerekiyo cunku cim zaten bugdayin icindeki besinle buyuyo belli bir sure bu sureyi asinca besin ihtiyacini karsilamak icin gubre vermelisiniz ama suyunu ictigimiz icin bukadar uzamadan kesmelisiniz


Sent from my iPhone using Tapatalk

ellisa
04-11-2014, 23:21
tekrar merhaba agaç dostlarım

uzun bir süre sonra herzaman aklımda olan bu siteyi zaman bulup tekrar girmekten mutluluk duydum , yurt dışına devamlı gidip geliyorum, gecen sene tr,de çok zamanım vardı, Bu site sayesinde saglıklı eglenceli şekilde bugday çimi yetişdirmeyi ögrendim :) çok güzel bir deneyimdi evin içine harika cim kokusu yayılmışdı fakat işlerim tekrar başlayınca bunu sürdüremedim ,arada bir hollandada yaşadıgım için bu çimenin organik tozunu buldum,super food dükkanlarında çimen tozu veya maca tozu satışı hollandada okadar normaldirki sanki bir marketten ekmek alır gibi satış yapdıklarını biliyorum .
peki bu saglıklı ürünleri türkiyemizde neden bulamıyoruz ? veya pek nadir buluyoruz ama fıyatlar çok uçuk insanlarımız bu saglıklı alışverişi normal fiyatlara neden alamıyorlar bunun araşdırmasını yapmayı düşünüyorum ,yani tamam vergi gelecek tabi ama ben hollandadan aldıgım 100gram organik cimen tozu 13 euro iken türkiyede bulunması zor ve tek bir markadan buldum fiyat 45,-tl yerine 70,tl görüyorum ..buda normal geliri olan bir insanın bu saglıklı ürünleri her ay kullanması nerdeyse imkansız kılıyor..

Bir agaç dostu olarak sizler kadar profesyonel degilim ama bu siteyi beyeniyorum , dogadan gelen her tür yenilikleri hollandadan avrupadan burada paylaşarak benimde belki bir katkım bulunur diye severek yazıyorum .

Herkese selamlar saygılarımı iletirim
ellisa

vetman996
05-11-2014, 00:38
tekrar merhaba agaç dostlarım

uzun bir süre sonra herzaman aklımda olan bu siteyi zaman bulup tekrar girmekten mutluluk duydum , yurt dışına devamlı gidip geliyorum, gecen sene tr,de çok zamanım vardı, Bu site sayesinde saglıklı eglenceli şekilde bugday çimi yetişdirmeyi ögrendim :) çok güzel bir deneyimdi evin içine harika cim kokusu yayılmışdı fakat işlerim tekrar başlayınca bunu sürdüremedim ,arada bir hollandada yaşadıgım için bu çimenin organik tozunu buldum,super food dükkanlarında çimen tozu veya maca tozu satışı hollandada okadar normaldirki sanki bir marketten ekmek alır gibi satış yapdıklarını biliyorum .
peki bu saglıklı ürünleri türkiyemizde neden bulamıyoruz ? veya pek nadir buluyoruz ama fıyatlar çok uçuk insanlarımız bu saglıklı alışverişi normal fiyatlara neden alamıyorlar bunun araşdırmasını yapmayı düşünüyorum ,yani tamam vergi gelecek tabi ama ben hollandadan aldıgım 100gram organik cimen tozu 13 euro iken türkiyede bulunması zor ve tek bir markadan buldum fiyat 45,-tl yerine 70,tl görüyorum ..buda normal geliri olan bir insanın bu saglıklı ürünleri her ay kullanması nerdeyse imkansız kılıyor..

Bir agaç dostu olarak sizler kadar profesyonel degilim ama bu siteyi beyeniyorum , dogadan gelen her tür yenilikleri hollandadan avrupadan burada paylaşarak benimde belki bir katkım bulunur diye severek yazıyorum .

Herkese selamlar saygılarımı iletirim
ellisa
Sayın Ellisa merhaba.

Paylaşımınız için teşekkür ederim. Çim suyu içmeye başlayınca hafızamı topladım sanki. Şimdi çimen tozundan bahsediyorsunuz. 100 gr 13 euro olduğuna göre ekstrat şeklinde olması gerek. Suda eriyor mu acaba ayrıca içeriğinde katkı var mı merak ettim.

Doğadan gelen yenilikleri avrupadan bizimle paylaşmanızdan memnun olduğumu belirtmek isterim.

Sevgiyle kalınız. Selamlar...

pria
04-02-2015, 00:56
Buğday Çimi ve Faydaları: Kanserle Mücadelede Laetril (http://indigodergisi.com/2012/07/bugday-ciminin-faydalari-kanserle-mucadelede-laetril-mucizesi/)

extant958
29-04-2015, 09:24
buğday çimi suyu için illaki çim suyu çıkarmamakinasımı almamız gerekiyor normal bildiğimiz robot veya mikserde olmazmı acaba

Aysel Yavuz
07-01-2019, 23:09
Herkese iyi akşamlar. Buğday çiminin yüksek miktarda B17 vitamini içerdiğini ve bu vitaminin kanseri önlediğini okudum. Buğday çimi yiyen veya suyunu içen Kemoterapi alan hastaların degerlerinin düzeldiği yaziyordu. Annem kanser tedavisi gördüğü için dikkatimi çekti. Belki kullanırsa değerleri düzelir.

Aranızda yetiştiren kullanan varsa bilgileri paylaşabilir mi?
Birde buğdayın mutlaka organik olması gerekiyormuş. Organik buğday nereden buluruz??

dobipa
07-01-2019, 23:55
Anneniz için Allah'tan şifalar dilerim.

Tekirdağ'da bölgenizdeki çiftçilerde mutlaka buğday tohumu vardır. Birçoğu tohumluk ayırıyor fakat bozulmaması için ilaçlatıyorlar bildiğim kadarıyla. Doğal üretim ve ilaçsız yetiştirme yapan çiftçiyi bölgenizde bulacağınızı da zannetmiyorum ama sormakta fayda var.

Birde az önce araştırırken buldum organik çimlendirmelik tohum satışı yapan varmış.

Google üzerinde "Beyorganik buğday" şeklinde ararsanız yarım kiloluk paketlerde çeşitli sitelerde satıldığını görebilirsiniz.

Marka sahibi firmanın sitesi ise: beyorganik.com

Dilerseniz iletişime geçerek ürünlerin gerçekten organik olup olmadığını öğrenebilir ve varsa sertifika bilgilerini talep edebilirsiniz.

Önemli not: Firmayı veya bahsettiğim ürünü kullanmadım. Kullanan varsa arkadaşlar konuya bilgi ekleyecektir.

Aysel Yavuz
07-01-2019, 23:59
Yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederim. İnceleyeyim siteyi..