View Full Version : tturt / Bahçe
Sayfalar :
[
1]
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
Bahçenin bulunduğu şehir
Sakarya - Sapanca
Bahçenin büyüklüğü
Ev hariç 220 m²
Güneş, rüzgar, yağış, tuzluluk vb koşulları
Güneş doğduğundan battığı ana kadar bahçenin farklı alanlarında dolaşıyor. Sebze bahçesinin bir bölümü meyve ağaçlarından ve istinat duvarından dolayı gölgede kalıyor. Rüzgar zaman zaman sert esiyor. Genel olarak Sakarya-Kocaeli iklim özelliklerini taşıyor.
Bölgenin Soğuğa Dayanıklılık Haritasındaki yeri
8b
Bahçenin türü (konut, işyeri, hobi, yazlık, özel uygulama vb)
Konut (Ocak ve Şubat ayları hariç hafta sonu kullanım)
Bahçenin geçmişi hakkında bilgi verir misiniz? Önceki hali nasıldı?
Çiçeklerin, meyvelerin ve sebzelerin yetiştiği alan daha önce dik bir yamaç gibiydi. Bahçeyi düzleyip istinat duvarı çekerek iki kademeye ayırdık. Alt bahçeye sebze ve meyve ağaçlarına ayırdık. Gül bahçesi de tamamen taşlık ve mehilli idi orayı da kısmen düzleştirdik ve kısmen toprak ekledik.
Kaç yıldır bahçenizle uğraşıyorsunuz?
2005 Yılından beri.
Başlangıçta tasarım yaptınız mı? Profesyonel yardım aldınız mı?
Hayır yapmadık, yardım almadık.
Bahçenin var olan durumunu gösterir, çizilmiş planı var mı? Varsa ekleyiniz
Şu an için yok.
Bakımı nasıl yapılıyor? (profesyonellerce, kişisel)
Bakımını hafta sonu bizler yapıyoruz. Yazları sulama ve bazen ilaçlamaları site görevlisi yapıyor.
Bahçede bulunan ek alanlar (limonluk, çardak, sebzelik, havuz vb.) nelerdir?
Bahçemiz ufak olduğundan sadece bir kısmı sebze bahçesi olarak ayrılmış durumda.
Bahçe için bir hayaliniz, idealiniz var mı?
Mümkün olduğunca daha az bilinen ve tropikal özellikleri taşıyan meyve ağaçlarını ve çiçekleri yetiştirmek.
Bahçede bulunan bitkilerin listesi (ağaçlar, çalılar ve diğer bitkiler)
Elma, dut, şeftali, kayısı, pican cevizi, armut, kiraz, vişne, nar, erik ağaçları. Üzüm çeşitleri, kiwi, hardy kiwi, berry çeşitleri, avakado, kumkuat, kalamondin, yasemin çeşitleri, Clematis çeşitleri, passiflora, manolya, hibiscus çeşitleri, plumeria, soğanlı bir çok tür, kırmızı yapraklı acer, açelya çeşitleri, ada çayı, fil bahri, gül çeşitleri, altın çilek, bulut çiçeği, begonya çeşitleri, mandevilla, sardunya çeşitleri, çilek çeşitleri, pitosporum, papatya çeşitleri, haseki küpesi, jakaranda, limon, sabah sefası çeşitleri, feiko, ahududu, frenk üzümü, Bektaşi üzümü, gala çeşitleri, karanfil çeşitleri, ortancalar, oya ağacı, leylak, ağaç hatmi, adenium, çeşitli yıllık bitkiler, sebze ve baharat çeşitleri. Aklıma gelmeyen bir çok bitki.
Özellikle ilgilenip, yetiştirdiğiniz bitkiler var mı?
Tropikal özellikle bitkiler ve berry çeşitleri.
Varsa çok özel bir bitkinizin adı?
Bu ayrımı yapmak çok zor emek verdiğimiz tüm bitkiler bizim için çok değerli.
Üretim, çoğaltma yapıyor musunuz?
Amatör anlamda kendimize ve dostlar için kısıtlı sayıda yapıyoruz.
Bahçedeki su durumu ve sulama koşulları nasıl?
Şebeke suyu kullanıyoruz. Bazı yerlerde damlama sulama sistemi var.
Su tasarrufu için neler yapıyorsunuz?
Açıkçası bu konuda bir sıkıntımız olmadığı için tasarruf anlamında da bir şey yapmıyoruz.
Toprak özellikleri
Verimi fazla kahverengi toprak yapısı.
Kompost yapıyor musunuz?
Henüz başlamadık.
Bahçenizde yaptığınız hatalar oldu mu?
Olmaz mı? O kadar çok hata yaptık ki, yanlış yer seçimi, yanlış bitki seçimi, ektiğimiz tohumları not almadığımızdan neyin ne olduğunu bilememe buna benzer bir çok hata. Hata yapa yapa öğreniyoruz.
İyi ki yapmışım dedikleriniz neler?
İyi ki Maşukiye gezisini yapmışız iyi ki çevresini gezmişiz ve bu evi almaya karar vermişiz. Çünkü her şey bu kararla başladı.
Eşimle birlikte Eylül 2005'de İzmit Maşukiye'ye yaptığımız hafta sonu gezimizde, Sapanca ve çevresini de gezmiştik. Bu gezide çevrenin yeşilliğinden İstanbul'a yakınlığından etkilenmiştik. Eşimin arsa alıp ilerde ev yapma hayalini biraz geliştirerek o günlerin uygun banka kredilerini düşünerek, Sapanca çevresinde hafta sonlarında ev bakmaya başladık şansımızın da yardımıyla Sapanca Kurtköy'de içimizi ıstan bir ev aldık. Evimiz Sapanca gölüne manzaralı bir konumda olup küçük bir site içersinde, bu sitede 2 ve 3 katlı olarak toplam 12 ev bulunmakta olup halen boş durumda olan iki ev bulunmakta.
Eşimle birlikte bahçe maceramızda bu evi almamızla birlikte başladı. Evin bahçesi arazinin konumundan ötürü meyilliydi. Öncelikle bu meyilli kaldırıp düz bir bahçe hedefledik, bahçe ve peyzaj konusunda sıfır deneyimliydik, düz bahçe elde etmek isterken kot farkından dolayı alt komşumuzla aramızda çok yüksek bir duvarın oluşması gerekiyordu, tam bu sırada yoğun sonbahar yağmurları sonrası, üst komşumuzla aramızda olan taş duvarın yıkılıp evimize bir miktar zarar vermesi üzerine, alt komşumuzla aramızda oluşacak taş duvarda ileride böyle bir tehlike yaratmasın, hem de komşumuzun ark tarafını karanlığa boğmamak adına bahçeyi iki kademeli yapmaya ve ilk kısmı da pabuçlu perde beton yapmaya karar verdik. Havaların yağışlı olması ve arazinin meyilli olması nedeniyle beton araçları ile ilk betonu attıktan sonra bahar aylarına kadar beton yüklü mikser bir daha evin oraya çıkamadı bu nedenle perde betonu yaklaşık 4 ay arayla tamamlamış olduk.
Bahçeyi düzlerken meyilden dolayı ciddi toprak ihtiyacımız oldu ve hemen karşımızdaki araziden bu ihtiyacımızı karşıladık. Bu şekilde bahçemiz ikiye bölünmüş oldu alt bahçenin bir kısmını sebze bahçesi olarak bir kısmını da bodur meyve ağaçları ile oluşturmayı planladık. Üst bahçeyi çim yapalım çevresini çeşitli çiçeklerle ve küçük ağaçlarla peyzajını yaparız diye düşündük. Bahçenin düzleme işini üstlenen kişinin önerisi ile bahçeyi hazır mera çimi ile kapladık.
Üst bahçenin çevresine Ağaç çit yaptırdık yine alt bahçeye iniş için ağaç merdiven yaptırdık. Ağaç çitin önüne de batı mazısı ve limon selvi diktik. Bir sene sonra mera çiminden vazgeçerek kaldırdık ve bahçeye tohumdan çim yaptık. İlk özellikle ayrık otları ellerimizle çok yolmamıza rağmen tam başarılı olamadık 2008 yılında artık elle daha az ayrık otu yolduk. Bu sene ise çok daha sonuçta şu açim alanın belli bölgesinden hiç memnun değiliz 2010 Eylül ayında çimi yenilemeyi düşünüyoruz yalnız tohumdan mı yapalım yoksa hazır rulo çim mi kullanalım karar veremedik. Edindiğimiz tecrübe ne yaparsak yapalım çim alanda ayrık otunun önüne geçemediğimiz. Bu arada ayrık otu mücadelesinde ilaçlarda kullandık ama nafile. Sizlerden bu konuda bize yardımcı olmanızı rica ediyorum.
Evin ana girişinde merdiven sayısı fazla olduğundan arabayı bıraktığımız yere de ters kalmasından dolayı komşularımızın da izniyle siteyi çevreleyen ana duvardan yer açarak bir giriş kapısı oluşturduk böylece arabayı park ettikten sonra eve girişimiz kolaylaştı. Daha sonra bu kapının üstünü ve çevresini kaplasın diye bir sarmaşık gül diktik. Bu gülden yeterli verimi alamayınca 2007 yılında iri çiçekli ve harika kokulu başka bir gül diktik şu ana sarmaya çalışıyor. Önümüzdeki bahar duvar üstüne demirden bir ferforje yaptırıp gülün daha güzel sarmasını sağlamaya çalışacağız.
Yine ana giriş kapımızın hemen önünde bulunan ortak bir alanı da site sakinlerinin onayıyla kendi bünyemize katıp ağırlıklı olarak gül bahçesi olarak düzenledik.
2006 yılı Mart ayından günümüze gelene kadar 40 yaşından sonra bahçesi olup o bahçeye de gönül vermiş kişi olarak eşimle birlikte bir çok deneyimlerimiz oldu. Öğrenme anlamında daha çok yolun başındayız siz değerli site severlerden çok şey öğrendim bir çok paylaşımlarda bulundum çok değerli yardımlar gördüm görmeye ve öğrenmeye devam ediyorum. Bu sayfayı açmaktaki amacım hem deneyimlerimizi siz değerli site severlerle paylaşmak hem önerilerinizi almak hem de kendimizi geliştirmeye devam etmek.
Sizlere resimlerle çiçeğin, ağacın ve/veya yerin ilk hali nasıldı şu an nasıl gibi ya da önce neredeydi şimdi nerede gibi karşılaştırmalı resimler koyarak hem gelişimleri konusunda önerilerinizi almak hem de bilgi eksikliğinden dolayı yanlış yaptıklarım varsa önerilerinizle düzeltilebilecekleri düzeltmek. Yapacağınız değerli katkılar ve yardımlar için şimdiden teşekkür ederim.
Sanırım uzun bir giriş oldu resimlere başlama zamanı geldi. Vakit buldukça resimleri en hızlı şekilde sizlerle paylaşacağım. Resimlerin bir kısmını da galeriden görebilirsiniz. Son olarak bahçe deyince büyük bir bahçe gelmesin aklınıza üç farklı bahçenin toplamı yaklaşık 220 m² resimlerden de belli olacaktır.
Buraya (http://wikimapia.org/#lat=40.6897744&lon=30.1960355&z=19&l=36&m=b) bakarak evimizi harita üzerinde görebilirsiniz.
Üst Bahçeden Genel Görünümler
Sebze Bahçesinden Görüntüler
Kıştan çıkınca sebze bahçesi genelde bu halde oluyor.
105049
Bellenmiş, bakımı yapılmış dikime hazırlanmış hali
105050
Tohumdan yetiştirilmiş veya satın alınmış fidelerin dikim sonrası durumu
105053
Gelişme dönemindeki fideler
105055
105056
Bu yıl domates çeşitleri, biber, salatalık, pepino tatlı cape diktim salatalıklardan çok fazla verim alamadım, domatesler gayet iyiydi, biberler genelde eylül ayında çoştu. Bu yıl sebze bahçesi toprağa elekten geçirilmiş Sakarya mili toprağını yaklaşık 40 litrelik 6 çuval 3 yıllık koyun gübresi ile zenginleştirmiştim. Hesaba katmadığım bir durum ortaya çıktı Sakarya milinin su geçirme özelliği son derece az olduğundan su derinlere çok fazla inemedi, ne kadar organik gübre takviyesi yapsam da çok keyifli olmadı. Önümüzdeki yıl özel hazırlanmış 20-25 çuval toprakla mevcut toprağı alt üst ederek bu sorunu çözmeye çalışacağım. Ayrıca sırık çubuklar yerine özellikle pepino yetiştiriciliğinde kullanılan bir yöntemi deneyeceğim. T şeklinde iki ya da dört adet ağaç direği (başka ismi olabilir ben bilmiyorum) dikip ipler gereceğim, daha sonrada sebzeleri iple bağlayıp üstten geçecek ipe bağlayacağım, bu şekilde karmaşadan kurtulup domateslerde koltuk alma ve uç budamalarını daha rahat yapabileceğim.
Bu yılki sebzelerden birkaç görüntü.
Sebze bahçesinden domates resimlerine devam edelim
Birazda gül bahçesinden bir kaç fotoğraf koyalım.
Meyve ağaçlarımın resimlerini koymazsam olmaz.
Evi satın aldığımızda bahçesinde büyük ve bol meyve veren kiraz ağacı vardı, bahçeyi düzleyince gövdesini toprakla doldurmamız gerekiyordu bizde derin bir çukur bırakarak kurtarmaya çalıştık fakat 2007 yılında nedenini bulamadığımız bir hastalıktan dolayı güzelim ağaç kurudu. O yıl o bölgedeki pek çok kiraz ağacının kuruduğunu sonradan öğrendik. Kiraz ağacının kuruması bizi çok üzdü yerine 2 yaşında çıplak köklü Napolyon kiraz diktik birde ilersine yine daha erkenci bir kiraz diktik fakat yeni yere diktiğimiz tuttu eski ağacın olduğu yerdeki tutmadı bizde kiraz kadar iri meyveleri olan vişne ağacı diktik. Aşağı bahçede çok sıkışık olmakla beraber kayısı, incir, elma, ceviz, armut, şeftali ve Avustralya kara dut'u bulunmakta. Üst bahçede ise limon, papaz eriği, vişne, kiraz ağaçları bulunmaktadır. Alt bahçede ayrıca ahududu, siyah üzüm, beyaz üzüm, Bektaşi üzümü, kivi ve Frenk üzümü bulunmaktadır. Yine üst bahçede kırmızı yapraklı acer, manolya, leylak ve kamelya bulunmaktadır. Ayrıca gül bahçesinde likapa, goji berry ve adaçayı bulunmaktadır.
Sayın Tturt evinizde güle güle oturun. Bahçeniz de çok güzel düzenlenmiş. Bizim evde de eğim sizinkine benzerdi; bahçenin karşı sol köşesinde sıfırken, sağ tarafta 1,5 m kadardı. Dış duvara, sağlamlık ve alt komşu hakkından dolayı ellemedik, 1 m kadar ağaç dikme alanı bırakarak içeriden tekrar duvar ördük. Yan komşumda ise eğim fazla olduğundan sizinki gibi uygulama yaptı. Çim alanınız yeteri kadar büyük olduğuna göre, alt set sizin için avantaj olmuş, sebze ve meyveyle değerlendirilmesi de bence güzel bir fikir, çim olarak kalsaydı kullanımı pek olmayabilirdi. Ahşap set uygulamasının da kullanışlı olduğunu düşünüyorum.
İlk fotoğrafta çime 30-40 cm kıyabilirseniz, saksıların olduğu alçak duvarın dibine bir sıra bütün yaz açan çiçekler dikebilirsiniz. İç kısımdaki tek dikilen ağaçların ne olduklarını anlayamadım ama ileride gelişip güzelleşecek, yaprak dökmeyen bir ağaç diktiniz mi? Yeriniz varken, manzarayı ve güneşi kapatmayacak bir yere vurgu için bir ağaç nasıl olur? Ben yaprak dökmeyen manolya dikmeyi çok istedim fakat komşumun güneşini kapatır diye vazgeçtim ama orta sınırımızda her ikimizin de gördüğü bir erguvan var.
İkinci ve üçüncü fotoğraflarda gözüken karşı köşeleri renklendirmeyi düşünüyor musunuz?
Rulo çimden şimdilik memnunum fakat ilk yılım dolmadı, uzun vadede ne olur bilemiyorum.
Sayın Kiraz,
Aslında evin duvar diplerini, çitlere yakın yerleri ve dış duvar kenarlarını dediğiniz şekilde değerlendirmeye çalıştık ilk resimde bakış açımıza göre yakın alanda görünmeyen girintili bir yer daha var önümüzdeki yıl orayı da çiçeklerle değerlendirmeyi düşünüyoruz. Sizin gördüğünüz boş alanı bütünlük kaybolmasın diye çiçeklendirmedik. Yalnız pencere altındaki alanda geniş yeri kayrak taşları ile kaplamıştık oraya da saksılarımızı koyuyoruz.
Durumu daha iyi anlatmak adına yeri gelmişken evin çevresi ile ilgili bir kaç fotoğraf koyayım. Bunun dışında daha önce de bahsettiğim kırmızı yapraklı acer, manolya, leylak ve kamelya da çit ya da duvar kenarlarında bunların dışında fazla büyümeyen çinslerini tam bilmediğim çam ağaçları var.
Ağaç fotoğraflarına devam edelim.
Bizdeki manolya ağacı yaprak döken cinsinden, mart sonu Nisan başı önce çiçekleniyor çiçeklenmesi geçtikten sonra yapraklanıyor.
Gojiberry, likapa, adaçayı, ahududu
Bodur gülhatmi'yi bu sene satın aldık. Yer darlığından şu an saksıda duruyor, bahçede yapacağım düzenlemeden sonra Kasım başında toprağa alacağım.
2007 Yılının yazında bir serada gördüğümde bu gülü son derece bakımsız, saksının içini yabani otlar bürümüş kökleri saksının altından toprağa karışmış hatta toprağın üstü yosunlanmıştı. Fakat gül o şartlarda bile çok asil duruyordu önce rengi hoşuma gitmişti sonra kokladım çok güzel kokuyordu, satın almak istediğimde sera görevlisi satmak istemedi ısrarlarım sonucu gülü satın aldım. Gülün varyatasını bilemiyorum belki resimlerden sizler yardımcı olabilirsiniz. Gül gonca halindeyken rengi daha koyu açıldıkça rengi de açılıyor. Kokusu ise oldukça kuvvetli ve de güzel.
Bu yıl Sayın Hocam100'den aldığım lilium soğanları çok güzel açtılar bordo rengi olanlar kokulu değildi ama diğerleri çok güzel kokuyorlardı.
Bu yıl Sayın Hocam100'den aldığım 3 adet farklı renk gala soğanından ikisi çiçeklendi biri yaprak verdi ama çiçeklenme gerçekleşmedi seneye artık. Beyaz galayı ise 2006 yılında Annem çınarçıkdaki bahçesinden getirmişti.
Askıda olanlara devam edelim.
İnternetde gezdiğim bir siteden ilham alarak bu yıl askıda torbada cherry domates yetiştirmek istedim. Sapanca kırkpınar pazarından aldığım fideleri diktim sonuçlar aşağıda.
2006 Yılında annem Çınarcıktaki bahçesinden gala ile birlikte getirdiğinde isminin ne olduğunu bilmiyordum yeşillik olarak bakmıştım. 2006 yılında doğal olarak çiçeklenmedi 2007 yılında ise çiçeklenmeye başladı. İlk resimde 2007 yılındaki halini sonraki resimlerde de bu yılki halini görüyorsunuz geldiği yıla göre oldukça gelişti.
Ortancadan da fotoğraf koyalım.
Bu yıl Sayın Romantik'ten aldığım üzüm kivisi (hardy kivi) sanırım yerini pek sevmedi fazla gelişemedi, yerini değiştirsemmi diye düşünüyorum henüz karar vermedim. Şu andaki yerinden de uygun yerim yok aslında,
Bu yıl yine Sayın Romantik'ten edindiğim granadilla (meyvesi yenen bir passiflora) sanırım hemen toprağa almakla hata yaptım Ağustos sonuna kadar toprakta bir gelişme kaydetmeyince sayın Romantiğin önerisi ile saksıya aldım. Saksıda gelişim kaydetti kışı saksıda işyerimde geçirdikten sonra Mart ayında tekrar toprağa alacağım.
Physalis, ekşi cape ve kaz üzümü gibi adlarla anılan üzümsü meyveyi ilk 2008 yılında tohumdan yetiştirmiştim. Yetiştirmeyle ilgili deneyimlerimide forumda ilgili sayfada paylaşmıştım. Geçen sene çok yer kaplamasından ve meyvesini ancak Ekim ayının sonuna doğru yememizden ötürü bu yıl sadece iki fideyi Sayın kgursan'dan temin ederek diktim. Henüz kapsüller yeşil meyvelerini ancak Kasım ayında yiyebileceğiz gibi gözüküyor.
Bir kaç gül fotoğrafı da ekleyeyim.
Sadece Mayıs ayında açan Isparta gülümüzden fotoğraf koymazsak olmaz.
Harika keskin kokulu, iri çiçekli sarmaşık gülümüzden fotoğraf koymazsam olmaz.
Sardunyasız olmaz değilmi ? Eşim sardunyaları çok seviyor bende kendileri ile haşır neşir olunca sevdim. Biz sakız sardunya ve ceylan sardunyanın hem sakızlısını hem de sakızlı olmayanını dikiyoruz. Sapancanın kışları sert geçtiği için maalesaf çoğu seneye çıkmıyor bizde her yıl yenilemek durumunda kalıyoruz.
Sakız Sardunyalar
2006 Yılından beri Mart ayında soğanlarını diktiğim temmuz ayında çiçek açan glayöllerim.
Bu yıl sayın Ninina84'den edindiğim zıpçıktı soğanlarını Vişne ağacının gölgesine dikmiştim. Bir çoğu açtılar.
Geldimi bahar ayları, başlar çiçekleri ve sebzeleri tohumdan çimlendirme telaşı.
2007 Yılında aldığımız bodur granny smith elmamız, az da olsa elma veriyor. Bahar aylarında çiçekleri çok güzel oluyor.
Çimlenen tohumlardan fide elde birde bunun gibi salatalıkları kopartıp yemenin keyfi bir başka.
Maşallah bahcenize, emek, alınteri her şey bu bahceye sarfedilmiş. Ama bu fotoğraflarda her şey var sadece emeğin sahibi yok! :)
Selahhattin Hocam,
Sizi burda görmek ne güzel bu bahçenin oluşumunda sizlerin de emeği büyük. Telefonlarıma, maillerime her zaman büyük samimiyetle cevap verdiniz her şey için bir kez daha buradan teşekkür ederim.
Bahçenin sahipleri eşimle ikimiziz hocam bizlerinde resmini şimdi koyuyorum.
Mart başı hava soğuk iş çok
Karışık tohumlardan çıkan sonrada siteden ismini öğrendiğim Clarkia Unguiculata
2008 Ocak ayıydı sanırım İnternette kii alışveriş sitelerinden birinde yumurtadan seni seviyorum yazıları çıkan bir ürün gördüm. Sipariş vererek aldım. Evde yazı bir bitkinin tohumlarından çıktı sonra filizlendi büyümeye başladı bende Nisan ayında sebze bahçesinde toprakla buluşturdum. Ağustos ayında çiçek açtı siteden araştırdım yalancı selluka olduğunu öğrendim. Daha sonra iri bir fasulye verdi tohum bağlıyorduki havalar soğuk gidince olgunlaşamadı. tohumlarını yinede aldım ama bu yıl çimlenmedi.
Veranda ve cam önleride saksılarda çiçekler
Veranda ve cam önleride saksılarda çiçeklere devam
Üst bahçeyle alt bahçeyi ayıran perde betonu önce sarmaşıkla kapatmıştık sonra sarmaşık hoşumuza gitmedi. neyle kapatalım diye düşünürken passiflora'nın soğuklara dayanıklı arsız hızlı büyüyen bildiğim kadarı ile meyvesi de yenen bir çeşidini dikelim dedik ve Haziran ayında diktik. çiçek verdi fakat meyveye dönüşmedi artık kısmet önümüzdeki sene yalnız hızla sarıyor. Tahminim 2010 sonuna kadar duvarı kaplaması.
Saksıda domates yetiştirmenin zevkide bir başka oluyor.
2006 Yılında aldığımız kamelya yavaş büyüyor. Kasım ayında beyaz çiçek açıyor. Kamelyanın cinsini bilmiyorum fakat yaprak dökmüyor. Çiçekli resimler 2008 Kasım ayına ait bu yıl o bölgeyi biraz daha güzelleştirdik. Çiçeksiz resim ise ise bu yıl Nisan Ayında çekildi.
Bu yıl Mayıs ayında ilk defa diktiğim üç pepino fidanı sanırım ilk mesajda belirttiğim toprak yapısı nedeniyle internetteki pepino fidanları kadar gelişmedi. Bol bol çiçek vermelerine rağmen meyve sayısı az oldu her çiçek grubunda bir meyve olmasına rağmen bu meyveler fazla büyüyemedi, belki de toprak istekleri ile toprak yapısı tam uyuşmadı.
Bugün internete ki çeşitli haber kanallarda adı geçen goji berry meyve fidanından bir adet İzmir'den getirtmiştim, bunun dışında aynı yerden 100 gr'da kurutulmuş meyvesinden alıp yemiştik. Bunların dışında tohumda da goji berry meyve fidesi elde ettim bir kısmını dağıttım bir kısmınıda toprağa aldım. İnşallah İzmir'den gelen fidanın meyvesini seneye yeriz.
Yer örtücülerden de iki fotoğraf koyalım.
Bu yıl ilk defa tohum'dan yetiştirdiğim Cosmoslardan bir kaç fotoğraf.
Yine bu yıl Sayın Hocam100'den yumrulardan yetiştirdiğim Saraypatı (Aster) fotoğrafları.
Geçen sene aldığım karışık tohumlardan çıkan ve de tohumlarını aldığım çiçekleri bu yıl tohumdan tekrar çiçeklendirdim. İsimlerinide siteden değerli siteseverlerden öğrendiğim Latin Çiçeği (Koyu renkli olan) ve Trimestris Nana'dan (Beyaz olan) fotoğraflar.
2006 Yılının Kasım ayında eşim yer elması kabuklarından yer elması olduğunu duymuş bizde kabukları toprağa aralıklarla koyduk. Hatta saksılardan birinin içersine de koymuşuz 2007 yılı Mayıs, Haziran aylarında saksıda ve toprakta bazı saplar yanlarından yapraklanarak uzuyor biz nasıl bir çiçek olacak diye merak ediyoruz tıpkı ayçiçeğinin sapı gibi. Unutmuşuz da yer elması diktiğimizi. Neyse Yaz geçti sap ve yapraklar duruyor bizde koparıp atmıyoruz merakla bekleyişe devam. Yanılmıyorsam Kayınvalidem yer elması olduğunu söyleyince aklımıza geldi. Ekim ayında çok güzel sarı çiçekler açtı çiçekleri geçince de toprağın altından yer elmaları toplayıp afiyetle yedik. Artık her yıl kabuklarından dikiyoruz hem Ekim ayında güzel çiçekler oluyor hem de yer elması yiyoruz.
Bir kaç fotoğrafta dahlia'lardan koyalım.
2007 Yılında tohumdan yetiştirdiğimiz ve her yıl tohumlarını alarak yetiştirmeye devam ettiğimiz kokulu karanfillerimizden fotoğraflar. Özellikle lila rengi olan çok güzel ve keskin kokuyor.
2008 Ağustos ayında Sayın Karınca70'den aldığım bir çok tohum arasında bulunan çöl gülü (adenium) tohumlarından küçük bir kısmını dikmiştim ve de hepsi çimlenmişti. İlk fotğrafta çimlenmiş ilk hallerini, daha sonraki iki fotoğrafta ise bu yıl Eylül ayındaki hallerini göreceksiniz. Büyümesi normalmi bilmiyorum. Kışı kapalı mekanda geçirmişlerdi, hafta sonu alacağım ve kapalı mekana getireceğim.
2006 Yılında bahçemize ilk diktiğimiz çiçekler arasında eşimin çok sevdiği arap yasemini vardı. İlk fotoğrafta 2007 yılındaki halini, sonraki fotoğrafta ise bu yıl Haziran ayındaki hali görülüyor. Mayıs, Haziran başı müthiş güzel kokuyor.
2006 Yılında bir arkadaşım Pendik Kurtköy'de ki evlerinde saksı içinde bulunan bir nar hediye etmişti. Bu nar maalesef nar yapmadı bir iki çiçeği oldu ama döküldü. Bu yıl aynı şeyler olunca onu söktüm ve yerine Hicaz Nar'ı fidanı aldım diktim, bakalım meyvesini yemek nasip olacakmı.
Geçen yıl Karınca70'den aldığım tohumlardan cimlendirmeyi başardığım Hibiscus'un gelişimi ve çiçekli halinin fotoğraflarını koyuyorum. Diktiğim tohumların üzerlerindeki etiketler kaybolunca çiçek açmasından çok kısa bir süre öncesine kadar ne olduğunu anlamamıştım. Açmadan önce güle benzer kapalı büyük bir tomurcuk gibi oluyor, açtğında da büyük çiçekli bir hibiscus oluyor. Bu hibiscusun ismi Hibiscus Luna Pink Swirl. Toplam dört adet çiçek verdi 4 adet de tohum bağladı.
Şu güzellere bakarmısınız.
Bu yıl Sayın Mutlu Kutlu'dan aldığım iki pican cevizi yerlerine alıştı diye düşünüyorum. Seneye az da olsa meyvesini yiyebilir miyiz bilmiyorum. Bu cevizi ilk olarak eşimle KKTC'ne yaptığımız gezide tanışmıştık. Daha sonra bu ceviz için KKTC'ne gidip gelen arkadaşlara sipariş vermiştik. Sonra Sayın Mutlu Kutlu'dan İzmit de yetiştirildiğini öğrendikten sonra sipariş verdik inşallah bizde yetiştirmeyi başarırız.
2006 Yılında bir arkadaşımın bahçesinden hediye ettiği incir fidanını boyu oldukça uzamasına rağmen henüz meyvesini yeme şansımız olmadı inşallah yiyeceğiz.
Şeftali ağacının geçen sene meyvesini yemiştik. Bu sene de her şey çok güzel başlamıştı, bol meyve vardı fakat klok (yaprak buruşması) hastalığına yakalandı. Bu yüzden hiç meyve alamadık. Çevredeki bütün şeftali ağaçları da maalesef yakalanmış. Önümüzdeki bahar tomurcuklar patlamadan ilaçla mücadele yapacağım. Bunun yanında tüm ağaçlara, güllere bionem uygulaması yapacağım. Bionem uygulamasına İlk önce bu ayın sonunda ve kasım 15'de yapıp daha sonra Mart 2009 tarihinden itibaren belirli aralıklarla yapmayı düşünüyorum. Yeri gelmişken önümüzdeki yıl hem köklere, hem yapraklara, hem fidelere hem de tohumlara sim derma ve sim organics uygulaması yapacağım.
Mayıs, Haziran aylarında bolca yediğimiz çileklerimizi de unutmamak lazım. Bu yıl Selahattin Haocam'dan aldığım yediveren çileklerimden de yedik onlardan önümüzdeki yıl daha çok verim bekliyorum.
Bu yıl Sayın Romantik'den aldığım Rus Kokulu İzabelle siyah Üzüm fidanı bu yıl yerine alıştı ve gelişmeye başladı. Gelişim sürecini fotoğraflarla göstermeye çalışayım.
Ocak ayında Sayın Çınaraltı'nın ücretsiz paylaşım yaptığı üç adet Sultaniye üzüm çeliğinden 2 tanesi tuttu. Aslında tutmaz diye korkmuştum bir süre suda bekletmiş ancak Şubat sonunda toprakla buluşturabilmiştim. Gelişim süreci fotoğraflarını ekliyorum.
Bu yıl Sayın Selahattin Hocam'dan aldığım Frenk üzümü ve Bektaşi üzümleri topraklarına alışma süreçlerini yaşayıp geliştiler. Önümzdeki yıl inşallah üzümlerinden yiyebiliriz. İlk iki fotoğraf Frenk üzmünün gelişimi, sonraki fotoğraflar bekteşi üzümünün gelişim fotoğrafları.
Nisan ayında Bauhouse'dan aldığım bodur papaz eriği bir süre saksısında durduktan sonra toprağa aldım. Son durumunu yarın fotoğraflayıp buraya koyarım. Bakalım önümüzdeki yıl erik yiyebilirmiyiz.
Bu yıl yine Bauhouse'dan aldığım Adaçayı'nın Temmuz ve Ağustos aylarında yapraklarını alıp kuruttuktan sonra çayını da içtik.
Sayın Balıkçı'dan aldığım fidelerden yetiştirdiğimiz siyah rus domatesi.
Toplanmış domates çeşitleri, pembe, akçakoca, cherry, ampul vb.
2006 Yılından beri her diktiğim lale soğanlarından Nsan, Mayıs aylarında laleler çıkıyor. Çiçekleri solar solmaz hemen soğanları topraktan çıkartıyorum. Çünkü o yerlere ihtiyacım var, dikim için sırasını bekleyen mevsimlik çiçekler o yerleri bekliyor. Önümüzdeki yıl soğanlı çiçeklerim için çim alanın bir kısmını daha kullanmam gerekecek.
Hanımeli'de baharda çok güzel kokuyor.
Gazanyaların havası bir başka
Begonya kışı saksının içinde nispeten korunaklı yerde geçiriyor, baharda tekrar filizlenip çiçek açıyor.
Giriş kapısının dışına koyduğumuz sarmaşık gülü, çok fazla gelişmiyor, sanırım toprağından önümüzdeki bahar toprağını değiştirmeyi düşünüyorum.
Tohumdan yetiştirdiğimiz ilk senesi yapraklanıp 2. senesi çiçeklenen Çan Çiçeği
Yeni Gine fotoğraflarıda koyalım.
Sayın Karınca70'den aldığım tohumların içersinde olan Dahlia Variabilis Firework çok güzel çiçek verdi tohumunu almayı başaramadım. Önümüzdeki yıl için Karınca70'den tekrar aynı tohumdan almayı düşünüyorum.
Bu yıl aldığım Canna soğanı bahçeye ayrı bir güzellik kattı.
Sayın Mutlu Kutlu'dan aldığım Ağaç Japon Gülü, ağaç formunda olan bu hibiscus için Sayın Mutlu Kutlu başlangıçta yaprağını dökebilir demişti ama dökmediği gibi yeni yapraklar verdi. Dona dayanıklı olan bu hibiscus inşallah seneye çiçek açacak.
Bu yıl Sayın Snowman77'den aldığım clematis'in keyfini fazla süremedik inşallah seneye süreriz. Ayrıca seneye çelik alıp çoğaltmayı düşünüyorum.
Bu yıl Sayın Mutlu Kutlu'dan aldığım Full Jasminium Grand Duke'nin fotoğrafları. Bu yıl iki farklı ayda küçücük boyuna bakmadan çiçek verdi. Kışın işyerime getürüp orada muhafaza etmeye çalışacağım.
Meyvesi yenebilen bir yasemin çeşidi olan Natal Eriğini (Natal Plum Carissa Macrocarpa) Sayın Mutlu Kutlu'dan almıştım. Sanırım koyduğum yerde pek menun değil kışı soğuklar yüzünden çıkartabileceğini sanmıyorum. geç kaldımmı bilmiyorum yarın çelik alıp korunaklı bir ortamda önümüzdeki sene için Natal Eriği elde etmeye çalışacağım.
Hocam100'den aldığım Müge'ler yaprak oluşturdu fakat çiçeklenmedi sanırım dikim dönemiyle ilgili, inşallah Nisan ayında mügeler çiçekleneceklerdir.
Sayın Memet'in büyük emekler vererek elde ettiği ve çelikle çoğalttığı Sellukalarından birini bana hediye etme inceliğini gösterdi. Kendisine bir kez de buradan teşekkür etmek istiyorum. Bu sene havalar soğuyunca çalıştığım işyerine getirip orada muhafaza etmeyi düşünüyorum. İnşallah seneye çiçeğini görebiliriz.
Eylül başında toprağa diktiğim ters lale soğanlarından birinin çok acelesi var sanırım hemen yapraklanmış, normalmi bilemiyorum ama çok erken gibi geldi.
Bahçemizden hiç eksik olmayan konuklarımızdan bazıları
Papatya familyasından olduğunu düşündüğüm çiçeklerden fotoğraflar
Bu yıl aldığım tohumlardan çiçeklenen kına çiçeği fotoğrafları.
İsim konusundaki uyarısından ötürü Sayın Adalet Yağcı'ya teşekkür ederim.
Bu yıl ilk defa tohumdan çiçeklendirdiğimiz Sunflower fotoğrağları.
Evin dış çevresinden birkaç fotoğraf.
Ekim ayı ön bahçe görüntüleri.
Eylül ayında Sayın kgursan'dan aldığım Sternbergia lutea (Sonbahar çiğdemi) soğanları çiçeklendi.
Biberler Eylül sonu Ekim başı çoştular,
2008 Yılında ektiğim karışık çiçek tohumları arasında karşımıza çıkmıştı, ismini bile bilmiyorduk, siteden ismini öğrendim. Sonradan bizi her gün açtığı çiçeklerle keyiflendirdi. Daha sonraları benim için adeta tutku halini aldı, bu çiçeğin farklı çeşitlerini ve renklerini araştırıp edinmek. Farkında olmadan o kadar çok tohum çeşidi edinmişim ki bu yıl bu tohumların yaklaşık 50 çeşidin dikemedim. Seneye kısmetse. Tohumları edinmemde sayın Karınca70'in katkıları çok fazla kendisine teşekkür ediyorum. Bir çok güzel, farklı, kokulu rengarenk çiçeklerin arasından beni niye bu kadar etkiledi bu çiçek bilmiyorum. Sizlerle beni etkileyen sabah sefası çiçeği ile ilgili birçok fotoğraf paylaşacağım. Bu fotoğrafların bir kısmını sabah sefası sayfasında da yayımlamıştım.
Başlıyoruz ilk çiçekler Temmuz başında açmıştı.
Temmuz ayına devam, aynı çiçek aynı dalda farklı renk çeşitliliği ile
Eylül ayına devam.
Fotoğraflarda renk tonları biraz farklı çıkmış gerçek rengi çukulata rengi.
Ekim ayında çekilen son fotoğraflar. Ekim ayında sabah sefasına ait yeni fotoğraflar çekebilirsem buradan yayımlamaya devam edeceğim.
Adalet Yağcı
06-10-2009, 11:50
Sayın Tturt, ne güzel bir yermiş bahçeniz, hem yemyeşil, şehirden uzak, tam kafa dinleyecek bir yer.
Sabah sefalarınıza hiç sözüm yok, süperler ama kamelya olarak geçtiğiniz çiçeğiniz kına çiçeği.
(Bu mesajda) (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=506553&postcount=154)
Fotğraf çekmeyi de çok seviyorsunuz benim gibi.
İki renkli mavi sabah sefasını hiç görmemiştim, gerçekten ilginç bir güzelliği var, bendeki akşam sefalarına benziyor.
Güzel bahçenizin doya doya keyfini sürün mevsim bitmeden.
Her şey çok güzel ellerinize sağlık.
Hafta sonu hibsicus'ların durumu hala çok neşeliler onları yağmurlardan çok etkilenmesinler diye verandaya almıştım. Beyaz olanı işyerime getirdim, kırmızı olanı da hafta sonu getirmeyi planlıyorum.
Latin çiçeğinden hafta sonu üç tohum alabildim, üzerinde iki tohum daha var hafta sonu inşallah onlarıda alabilirim.
Cosmos'lar da oldukça neşeli ve tohum veriyorlar.
Mis zambaklar (beyaz lilium) yapraklanmışlar.
Bodur papaz eriği sanırım dikildiği yere alışmış görünüyor.
2007 Kasım ayında diktiğimiz kiraz bu yıl güzel bir gelişim gösterdi dallandı ve gövdesi kalınlaştı.
Yaprak döken manolyayı 2006 yılının son baharında almıştık. 2007 Yılının baharından itibaren MarNisan aylarında çiçekleniyor. Oldukça gelişti ve büyüdü. Mukayese için iki fotoğraf koyuyorum.
Bu yıl aldığımız hicaz nar'ı yeni sürgünler vererek güzel gelişiyor.
2006 Yılında komşumuzun hediye ettiği iki adet limon ağacı büyük saksılarda duruyordu bu yıl bir tanesini toprağa aldım, umarım kışı çıkartır ve donmaz. Bu ağacın durumuna göre diğer limon ağacını da seneye toprağa alacağım ya da saksısını büyüteceğim. Toprakta olanın genel durumu şu an için iyi gözüküyor.
Haklısınız Sayın tturt,
Birbirlerine o kadar benziyorlar ki. Yanıldım.
Konik cüce ak ladin ve cüce İstanbul ladin isimlerinde de tanınıyor.
Kamelya tomurcuklanmaya, tomurcuklarını büyütmeye devam ediyor, Kasım ayında beyaz çiçeklerini açacak.
Peacock Orchid (yaz Orkidesi) çiçek vermeye devam ediyor.
Ege Tropic Garden'den (Tufan Bey) aldığım Goji Berry oldukça gelişti 2 yaşından itibaren meyve verdiklerini okumuştum bakalım önümüzdeki sene az da olsa goji berry yiyebilirmiyiz.
Baston gülümüz tomurcuk vermeye ve çiçek açmaya devam ediyor.
Yer örtücü bu mevsimde sanki çoşmuş.
Pepinoların bu mevsimde bu kadar yoğun yapraklanması, çiçeklenmesi ve meyve vermesi normalmi bilmiyorum. İlk pepino deneyimimiz.
sn tturt sözünü ettiğiniz benzer bir yöntemi geçen yaz uyguladım. Meyvalar olmadığında fideleri bu ipler taşdı. Ancak domatesler büyümeye başladığında oluşan toplam ağırlığı dıktiğim 3 adet kalın kestane sırıkları taşıyamadı ve kırılarak hepsi yıkıldı. Tekrar oluşturmak zoruma gitti ve eski usül, her bir fideye bir sırıkla yapılan uygulamaya döndüm. Ancak vazgeçmeyeceğim, önümüzdeki yaz da ayni uygulamayı yapacağım. Sırık yerine uygun kuturda profil boru ve aralara 4 lük çelik tel gererek uygulama yapacağım.Tavsiyem ağaç sırık kullanmamanızdır.
Verdiğiniz değerli bilgi için teşekkür ederim. Ben ağaç sırıkdan daha çok http://pepino.tropikalmeyveler.com/pepino-foto.html sitesinde ki gibi bir yöntem düşünmüştüm isterseniz sitedeki fotoğraf galerisini bir inceleyin belki ayakları daha geniş tutabilirim siz ne dersiniz ? 4'lük çelik tel'i çok iyi düşünmüşsünüz.
Bodur Granny Smith elma'nın meyvelerinin bir kısmını aceleci davranıp Eylül ayında yemiştik kalanları kısmetse bu hafta sonu toplayacağım.
İncir ağacının son durumu. Hemen önündeki pikan cevizlerinden bir tanesi.
Üç plumeria daha şapkalarını atıp asıl yapraklarını çıkarmak üzereler, bu hafta sonu onlarıda İstanbul'a getireceğim.
Sarmaşık gülümüz çok gelişti. Baharda yan duvarın yanına bahçe kapısı ile uyumlu demirden gülün sarabileceği bir şeyler yaptırmak istiyoruz.
Gül bahçesinin geçtiğimiz hafta sonundaki durumu.
Kayısı ağacının son durumu
Kadife gülün şu asaletine bakarmısınız.
Batı mazılarını (Thuja occidentalis), ilk diktiğimizde çok küçüklerde ve arlarında mesafe vardı. Aralarında mesafe kalmadı oldukçe geliştiler. Boylanmasınlar diye üstten buduyoruz. Mazıların arasında limon selvi'ler var.
Geçtiğimiz hafta sonu Granadilla, Hibiscus Luna Pink Swirl , Full Grand Duke Yasemin ile fotoğrafta görünmeyen Beyaz Hibiscus ve Selluka'yı soğuklardan etkilenmesinler diye işyerime getirdim.
Cosmos'ların keyfi hala yerinde.
Sabah sefaları açmaya devam ediyor.
Toprağa aldığım limonun keyfi yerinde meyvelerini olgunlaştırıyor. Bir tanesini fotoğrafta en aşağıda olanı koparttık tadı çok güzel ve 3-4 çekirdek anca çıktı.
Papatya familyasından olan çiçekler açmaya devam ediyor.
Kırmızı yapraklı acer'in yaprakları iyice yeşilleşti. Kış aylarında yapraklarını dökmüş olacak.
Latin çiçeği sonradan açıldı, boyu uzuyor ve çiçek vermeye devam ediyor.
Sonbahara inat, açmaya devam.
Kamelyanın goncoları çoğalmaya ve irileşmeye devam ediyor, kasım ayında güzel çiçeklerini açacak inşallah.
Cherry domatesler çiçeklenmeye ve meyve vermeye devam ediyorlar.
Sarı ampul domateslerin yaprakları kurumasına rağmen meyvelerini vermeye devam ediyor.
Küçük tombul kırmızı biberlerde çiçek açıp biber vermeye devam ediyorlar.
Pembe domateslerinde çoğu yaprakları kurumasına rağmen çiçek açıp meyve veriyor.
Benim gece-gündüz sıcaklık farkının yüksek olmasından kaynaklandığını düşündüğüm domates çatlaklığına bir örnek. Bu çatlaklığın benim bilgi eksikliğinden bilemediğim başka nedenleri de olabilir.
Biberlerde sonradan çoşup dökmeye başladı.
Bu sene salatalıklardan istediğimiz verimi alamadık kısmet seneye. Geçtiğimiz hafta sonundan bir fotoğraf.
Cape'ler sonradan çoşuyor çoşunca da her yeri kaplıyor. Capeler büyümeye, çiçeklenmeye, meyve vermeye ve de meyvelerini olgunlaştırmaya devam ediyorlar. Üç hafta sonra bahçeye gittiğimizde meyvelerini yiyebileceğimizi düşünüyorum.
Pepinolar sezona iyi başlamıştı sonradan durgunluk dönemine girmişlerdi, Eylül ayında onlarda çoştu. Şu an pepinolar da çiçek açmaya, meyve vermeye, meyvelerini büyütüp olgunlaştırmaya devam ediyorlar. Şu ana kadar üç pepino yedik.
Sayın Adalet Yağcı'nın son koyduğu fotoğraflardan özenerek ilerki mesajlarda koymayı düşündüğüm geçtiğimiz hafta sonu çektiğim sardunya fotoğraflarını öne alıyorum. Bahçe sardunyasız olmaz değilmi, havası bir başka oluyor. Ayrıca eşimin hep fovorisidir sardunyalar.
Bektaşi üzümünün son hali
Sultaniye üzümünün son hali
Rus Kokulu İzabelle siyah Üzüm'ün son durumu
Bahçenize bak bak bitiremedim. 220metrekare olduğuna inanamıyorum.
Bahçenizde çok çeşidiniz var ama kalabalık görüntü yok. Çok hoşuma gitti. Her bir bitkinin çok emekle, özenle yetiştirildiği, yerleştirildiği belli.
Fotoğraflar için teşekkürler. Hem bahçenizdeki güzellikleri gördük hem de bahçelerimiz için fikir edindik.
Özellikle sebze bahçesinde yüksek bölüme diktiğiniz çilek fideleri çok hoşuma gitti. Çileklerin çiçekleri ve meyveleri daha rahat görünür olmuşlar.:rolleyes:
Bu arada yerelmasıyla ilgili mesajınızı Bahçe düzenlemede meyva ağaçları ve sebzeler (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=480731#post480731) başlığına da kopyalıyorum.
Avustralya Karadutu'nun son durumu. Destek çubuğunun boyunu uzatmam gerekiyor.
Pican Cevizi yanlardan tomutcuklar vermişti. Yapraklandı bu mevsimde normalmi bilmiyorum.
Passiflora'nın son durumu. Çok arsız önümüzdeki sene sonu tüm duvarı kaplayabilir.
Bahçemizin son zamanlardaki müdavimi çekirge fotoğraf çekerken adeta poz veriyor.
Bahçemize diktiğimiz andan itibaren siyaha çalan kadife gül bize çok asil gelmiştir. Daha güzel, kokulu güllerimiz olmasına rağmen bunun havası bir başka geliyor.
Beyaz gala yapraklarını iyice döktükten sonra tekrar yapraklanmaya başladı.
Gül hatmiyi'de toprağa aldık. Saksıdan çıkartırken toprağı biraz dağıldı umarım sorun olmaz.
Begonya'nın son durumu gayet iyi görünüyor.
Yaz Orkidelerinin (Peacock Orchid) soğanlarını bir'i dışında topraktan çıkarttım. Bu yıl üç'ü çiçek verdi diğerleri yapraklandı ama çiçek vermedi. İşyerinde saksıya diktiklerimde yapraklandı ama çiçek vermedi. Soğanları sayın Ninina84'ün yaptığı organizasyon'dan almıştım. Soğanlar oldukça küçüktü. Topraktan çıkarttığımda oldukça büyüdüklerini gördüm. En büyük olan çok fazla çiçek vermişti. En ufak iki tanesi çiçek vermedi. Sanırım çiçek vermesi için soğanların belli bir büyüklükte olması gerekiyor. Seneye hepsinin çiçek vereceğini düşünüyorum. İşyerimdeki soğanların boyutlarıda çiçek açmayanlarla hemen hemen aynı. Toprakta bıraktığımda çiçek vermemişti. Yapraklarını kesip toprakta bıraktım. Soğuklara dayanıp dayanmayacağını, dayanırsa gelişimin nasıl olacağını görmek istedim.
Kışı geçirmeleri için işyerime getirdiğim hibiscus'lar çiçek açmaya devam ediyorlar.
Bu Kasımpatılar işyerinin bahçesinden. Kasım ayında Sapanca'da olamadığımızdan ben bahçeye kasımpatı koymadım. Fakat bu güzellikleri sizlerle paylaşmak istedim.
İşyerinin bahçesindeki kasımpatılara devam.
Sebze bahçesindeki domatesleri söktüm, biberler ve salatalıklar duruyor onlarıda 15 gün sonra sökeceğim. 15 Günde yerleri çimenler ve yabani otlar bürümüş. Sebze bahçesinin son hasatından fotoğraflar.
Çileklerin çevresini de yabani otlar cevirmiş. Etrafını temizleyip çakıl taşı koydum. Çakıl taşı koyduktan sonra fotoğraf çekmemişim.
Pepinoların durumu gayet iyi üzerleri çiçek ve meyve doluydu.
Pepinoların çiçekli ve meyveli olanlarının dallarından kestim, iba köklendiriciye batırarak saksıya diktim. Bakalım ne olacak denemek istedim.
Kaz Üzümü (physalis Peruviana) Cape'lerin henüz meyveleri olgunlaşmamış, biraz geç kaldılar bakalım 15 gün sonra gittiğimde olgunlaşmış olurlarmı.
Ahududu bu zamanda bir tane meyve vermiş, genel durumuda iyi gözüküyor.
Canna'da yeniden iki çiçek veriyor.
29 Ekimde Sapancaya giderken Demir Fidancılığa uğradım, ellerinde kalan son Aronia melanocarpa'yı aldım. Sapancaya götürüp toprağa aldım. Üzerinde kurumaya yüz tutmuş meyveleri vardı.
Elimdeki adeniumların saksılarını ve toprak harçlarını 29 Ekim'de değiştirdim. Adalet Hanımın harcını tam olarak yapamadım, elimde dere kumu ve prinç kabuğu kalmamış devamlı prinç kabuğu aldığım yerdede yoktu. Bende devamlı toprak aldığım yerden prinç kabuğu,gübre,fındık kabuğu, tarla toprağı karışımlı topraktan aldım bir ölçü bu topraktan, bir ölçü torf, 1 ölçü yanmış koyun gübresi, 1 ölçü perlit, 1 ölçü cocopeat koyarak harcı hazırladım. Maalesef saksıda tek olup en gelişmiş adenium nasıl olduysa yan yatmış ve ana kazık kök kopmuş üstünde üç adet kılçal kök vardı çok üzüldüm, onu iba köklendiriciye batırıp kök bölgesinede sim derma toz uygulaması yapıp saksıya koydum gelişimine bakacağım inşallah kurtulup yeni kök oluşturur. Üç adenium bir arada idi onları ayırarak yeni harçla saksıya aldım. Adeniumların köklerinin bir ana kazık kök ve yanlarında kılçal köklerden oluştuğunu gördüm. Ayrıca bu dört adeniumu üç farklı saksıya koydum gelişimleri nasıl olacak göreceğiz. Yeni saksılarında çektiğim adeniumların fotoğraflarını koyuyorum ilk resim ana kökü kopan adenium. Bu bilgileri adenium sayfasında da farklı fotoğraflarla paylaştım.
Daha önce bitkinin adı nedir de sorduğum sanırım tanıyan olmadığından yanıt alamadığım bitkinin resimlerini koyuyorum. Tekrar ilgili forumdan soracağım ismini bilen varsa lütfen yazsın. Sabah sefalarının olduğu yerden çıktı yapraklanmaya başladı bende bu gittiğimde oradan alıp saksıya koyup iç ortama aldım. Bakalım gelişmesi nasıl olacak. Bozulmaya başlarsa tekrar dışarıya çıkaracağım.
Granadilla Passiflora'yı topraktan çıkarıp saksıya aldım. Yaklaşık 20 gün kadar öncede iç mekana almıştım gelişimi çok hızlandı.
Amarilis Bellodanna bu yıl çok yapraklandı ama çiçek vermedi. Belki soğanı yeterli büyüklükte değildi. Bakalım seneye açarmı?
Güller açmaya devam ediyor.
Sabah sefalarından hala açanlar vardı. Olgunlaşan tohumları topladım.
Yıldız çadırı bu yıl çok geç açtı ve ben hiç açıkken göremedim. Bu hafta sonu olgunlaşan bir kaç tohumu da topladım.
Sardunyaların da durumu iyi görünüyordu.
Toprağa aldığım limonun durumu gayet iyi gözüküyordu.
Hicaz nar'ı yerine alışmış gözüküyor yeni sürgünler vermiş
Açelyayı toprağa almıştım bu gittiğimde tomurcuklanmış ve çiçek açmaya başlamış, çok mutlu oldum.
Ağaç hatmi'yi toprağa almıştım. Yaprakları sararmaya başlamış normalmi yoksa sorunmu var bilemedim. Umarım kök bölgesinde sorun yoktur.
Hanımelinin üzerindeki siyah oluşumlar hanımelinin meyvesimi ? Bilen arkadaşlar yazarsa sevinirim.
Ağaç japon gülünün durumu da gayet güzel gözüküyor.
Mohonya meyvelerini verdi. Bazı kaynaklara göre bazı hastalıkların tedavisinde kullanılıyormuş.
Rus Kokulu İzebella Üzümü'nün de gelişimi güzel gözüküyor.
Frenk üzümü seneye meyve verirmi bilmiyorum. durumu iyi gözüküyor.
Aynı şekilde bektaşi üzümü de meyve verirmi bilmiyorum, biraz küçük gözüküyor.
Goji Berry'nin durumuda güzel inşallah seneye ilk meyvelerini yiyebilirim.
Passiflora hızla büyümeye ve sarmaya devam ediyor.
Kamelyanın bu ay içinde çiçeklerini açması gerekiyor.
Dün Sapancada yaklaşık 6 saat kaldım. İnanın hiç oturmadan işleri halletmeye çalıştım. Sonbahar tüm etkisini göstermiş yapraklar her yerde, bahçe bakımsız her tarafta yabani otlar. Artık Nisan sonu Mart başı başlayacak serüvende her taraf temizlenecek ve yeni sezona hazırlanacak. Dün ilk gülleri budadım, çelik almayı düşündüğüm bazı gülleri de budamakla birlikte Şubat sonunda çelik alınacak kadar da bıraktım bazı arkadaşlarıma sözüm var. Sonra bazı meyve ağaçlarını hem boydan hemde ağacın iç bölgelerine güneş ışınlarının girmesini engelleyip diğer dallara gölge yapan küçük dalcıkları budadım. Bana buradaki yaşlılar ceviz ağacı ve İncir ağacı budanmaz demişlerdi. Ben mecburen bodur ceviz ağacının yan iki dalını budadım. Aslında yara mağcunu sürmem gerekiyordu, baktım biraz katı ısıtmam gerekiyordu en son onu yapayım dedim sonrada unuttum. Umarım sıkıntı doğurmaz. Ayrıca kırmızı acer ağacı ile sarmaşık gül arasına soğanlı bitkiler için bir yer yaptım. bazı soğanları ayırdım. Ardiyenin elden geçmesi gerekiyor ancak şubat sonunda bakabileceğim. Ardiyenin karışıklığından lale soğanlarını bulamadım. Sonradan da bu sene için lale soğanı ekmekten vaz geçtim sökümü en erken mayıs ayını bulacağından Mart ayında ekmem gereken soğanlara gene yer kalmayacaktı o yüzden lale soğanından vaz geçtim, eğer gidebilirsem Ocak ayında lale soğanları için bahçe duvarları dışında bir yer yapmayı düşünüyorum. Gidemezsem seneye dikeceğim. Sabah sefası tohumlarından bir miktar alıp kalanları da söküp attım. Son olarak da yer elmalarının hasadını yapıp, gelecek sene için yer elması kabuklarını toprağa diktim.
Fırsat buldukça fotoğraf koyup açıklama yapacağım.
Bahçeden bir görüntü
Budanan güllerden bazı fotoğraflar.
Gül bahçesinin budama sonrası durumu
SIKLAMEN'in durumu gayet güzel. siteye her hafta sonu gelen komşumuza hediye ettik bu güzelliğin keyfini sürsün diye.
Açelyanında durumu iyi gözüküyor.
Ağaç hatmi yapraklarını tamamen dökmüş.
Aynı şekilde oya ağacı da tüm yapraklarını dökmüş.
Manolya yaprak döküp, tomurcuklanmaya devam ediyor. Mart-Nisan aylarında güzelliklerini sunacak.
Limonun durumu gayet iyi görünüyor. Limonlar sararmaya başlamış
Hicaz Narı'nın durumu gayet iyi gözüküyor. büyümeye filizlenmeye devam ediyor.
Sakız sardunyaların durumu iyi gözüküyordu onları budayıp üzerlerine kırmızı acer'in solmuş yapraklarından koydum kışı geçirmelerine yardımcı olsun diye.
Saksıda cosmos açmaya yeni başlamış
Kamelya henüz açmadı geçen sene bu zamanlarda açmıştı. Aralık ya da Ocak ayında açarmı bilemiyorum.
Amaryllis Belladonna (Pembe Trompetler) bu sene bol yaprak vermesine rağmen, çiçek açmadı bilmiyorum soğan büyüklüğündenmi yoksa yerindenmi bilmiyorum. Umarım seneye açar.
Arap yasemini iyice dolgunlaştı mayıs - haziran ayında harika olup mis gibi kokacak inşallah.
Mis kokulu iri çiçekli sarmaşık gülümüz bu sene çok gelişti. Seneye mayıs - haziran ayında üzeri kırmızı gülleri ile dolacak. Yalnız baharda ferforje demirle o bölgeyi sardıracak bir şeyler yapmamız gerekiyor. Son gittiğimde üzerinde açmış tek gülü vardı kokusunu özlemiş bol bol kokladım.
Soğanlı bitkiler için yaptığımız yeni yer. Önceki ve yapıldıktan sonraki hali.
Malç ile toprağın organikleşme bağlantısı
Arkadaşım tturt, toprağın organik yapısı hasattan sonra eksilme göstereceğinden, yerine tekrar takviye edilerek yapılacak işlerin başında hasat artıkları, ağaç dallarının öğütülmesinden elde edilen organik mataryeller vede oluşturulan kompostun harmanlanarak oluşturulan malç malzemesinin öncelikle ağaç izdüşümü ile bahçenin ekim yapılan alanlara serilmesini mütakip, toprak yapısındaki organik yapının ne aşamalar içinden geçerek toprağa sağladığı değerleri incelediğinde, malç örtü malzemesinin etkileri şöyle özetlenebilir, malçın altında kalan topraklarda kışın şartlarının menfi etkileri faunanın lehinde olarak canlılık kazanarak, malç ile beraberinde ilave edilen gübre ve toprak için mineral düzeleyicilerin, toprak canlıları ve başta solucanlar tarafından işlenmesi sağlanır.
Malç malzemesinin çürüme ile parçalaması tamamlamamış kısımları mikroorganizmalar tarafından işlenirken oluşan enerji ile oksidasyon işlemi srasında toprağımıza düşmüş yabani ot tohumlarıda baskılanarak toprağımıza organik kazanımlara geçerek otlanmadan da kurtulumuş olacaktır.
Ayrışma fazına giren bu mataryeller topraklarımızdaki solucan populasyonlarının besin zincirinine katılarak solucanların beslenmelerini mütakip solucan nüfusunun artmasıylada organik atıkların işlenmesi yeni bir boyuta girerek dışkılarında solcan gübresinin oluşumuyla içeriği zengin enzimler besin eriyikleri ile topraklarımızın organik özelikleri maksimum seviyeye ulaşacaktır.
Malç malzemesi olrak samanda kullanılabilir yanlız malç malzemesinin ağaç gövdelerine temas etmemesi gerekmektedir, bahçenizin her daim güzellikler sergilemesi dileğimle, sevgiyle kalın.
Sayın Mustafa Dumlu,
Haklısınız çıkan ayrık otlarını tek tek temizlemek lazım geçen sene eşim bebeğimizle ilgilendiği için bende diğer işlerden zaman ayıramadım. Mart ayında kimyasal takviyesi yapıp, daha sonrada ayrık otları toplayacağız. Baktı sıkıntı devam ediyor Eylül ayında ya tohumdan yeni çimleme yapacağız ya da hazır çim uygulaması.
Arkadaşlar Allelopati demek bitkilerinde kendilerine göre kardeş veya düşman diyebileceğimiz etkileşimlerle, kimyasal yöntem yerine doğal bu yöntemin nasıl işlediğini takip edersek topraklarımızı zehirlerle kirletmeden yabani otlarla mücadelemizi sürdürüp ekonomik değerler kazandığımız gibi, zamanda kaybetmemiş oluruz, sizin sorununuz ayrık otu olduğuna göre bahçenize kışlık turp ekerek çözüm getirebilirsiniz.
Arkadaşlar Allelopati demek bitkilerinde kendilerine göre kardeş veya düşman diyebileceğimiz etkileşimlerle, kimyasal yöntem yerine doğal bu yöntemin nasıl işlediğini takip edersek topraklarımızı zehirlerle kirletmeden yabani otlarla mücadelemizi sürdürüp ekonomik değerler kazandığımız gibi, zamanda kaybetmemiş oluruz, sizin sorununuz ayrık otu olduğuna göre bahçenize kışlık turp ekerek çözüm getirebilirsiniz.
Sn epsody,
Yeşil çim alanda bu uygulamayı nasıl yapacağız? Kışlık turp ayrık otunu nasıl engelliyor?
Bu konuda ayrı bir başlık (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=4911&highlight=alleopatik+bitkiler) var. Bildiğiniz diğer bitkileri de o başlığa yazar mısınız?
Sayın Epsody,
Kışlık Turp'u çim alanamı yoksa yakınında biryeremi dikmek gerekiyor. Sayın Uzman16'nın linkini verdiği sitede fara kulağı örneği var fakat fare kulağıda basılmaya karşı hassas diye biliyorum. Herhalde eniden cim ekeceğim öyle görünüyor. Olmazsa Mart sonu gibi bazı bölgeleri tamamen temizleyip yama uygulaması yapayım.
Arkadaşlar ayrık otuna karşı turp'un etkilerini ben geliboludaki köylülerle olan muhabbetlerimiz sırasında bahçelerde kanyaş'a karşı turp'un ekilmesi öneriliyordu, bende kendi bahçemde ayrık otundan bahsedince içlerinden yaşlı ve tecrübeli birisi çıkarak, turp ekersen ayrık otunda da, etki salıyacağını çümkü kaynaşın ayrık otunun daha güçlü olduğunu belirterek ayık otunu da hayde hayde işini bitirir demişlerdi.
Yanlız sizin alanlarınızda çim ekili olduğundan turbu ekmek zor olabilir, ama benim düşüncem çimi kaldırma zahmetine girmeden, ayrık otunun olduğu yerlerdeki ayrıklar, elle sökülerek yerlerine turp ekilirse bu duruma çare olabilir kanaatideyim.
Ektiğiniz turplar yetişince, turp'un köklerinden salgılanan enzimler bahçe toprağına yayılınca bu enzimler ayrık otuna karşı toksin etkisi gösterecek ve ayrıkla mücadeleniz bitecektir.
Turpların yerlerine tekrar çim ekerek bozulan çim dokusu düzeltilebilir.
Ayrıca internet ortamında yaptığım araştırmalarda turp ekstratlarınında aynı etkiyi sağlıyacak doğal bir yöntem olduğundan bahseden kaynaklarada rastladım, fakat bu ekestratların hazırlanışlarına değinen araştırma imkanım olmadı.
Köklü bir araştıma ile edinilen bilgilerle çalışma yapılarak, doğal ev yapımı ekstratların yapılabileceği umutlar edindim, sizlerde bu alandaki araştırmalara zaman ayırırsanız başarılı sonuçlar çıkaracağıma incancı içindeyim iyi çalışmalar başarılı sonuçlar sizinle olsun.
Aşağıdaki bilgiler ne kadar doğru bilmiyorum burada bulunan konunun uzmanlarının mutlaka söyeleyecekleri vardır. Ben sadece bu yazıyı bilgilenmek amacıyla bahçeme taşımak istedim.
RAF ÖMRÜ
Markete gittiniz.
Yeşil sapları, şık karton kutuları, minik-yeşil etiketleri; Tek renk,
tek ses, tek yürek halleri; Yüksek fiyatlarıyla tezgâhların yıldızı,
kan kırmızı domatesler.
Yediniz mi?
Yiyeceksiniz!
Zira onlar, modern dünyanın gurur kaynakları.
"Tatmin olma" duygusu köreltilmiş, "yeter" sözünü defterinden çoktan
silmiş insan evladının zeka ürünleri onlar.
Onlara şimdi domates diyorlar.
Devasa seralarda, tümüyle bilgisayar kontrolünde, topraksız koşullarda
(su kültürü) yetişiyorlar.
Her birinin köküne birer serum hortumu bağlı, damla damla dökülüyor
azotlar, fosforlar, kalsiyumlar...
Hava mı lazım?
Pompalar var, suyun içine gerektiği kadar hava basıyor.
Güneş mi lazım?
Cıvalı ampuller var, fotosentezi artıran yüksek basınçlı ışık basıyor.
Kuş mu lazım?
Aşk olsun!
Zamanı gelince, salınıyor bambus arıları içeri; Dölleniversinler,
kurda-kuşa muhtaç olmadan..
Çünkü onlar doğanın güvensiz derbederliğine terk edilemeyecek kadar değerliler.
Onlar, öbür dünyaya giderken yanımızda götüreceğimiz yatlar, katlar,
plazmalar, plazalar...
Hala markettesiniz.
Süt içip kemikleri geliştirmek gibi bir inancın peşinde,
dolaşıyorsunuz raflarda.
O, beyaz sıvının içinde protein, vitamin, bir sürü bakteri, mineral
filan olduğunu düşünüyorsunuz.
Nasıl söylemeli, bilmem ki?
Aramızda kalsın ama, onun içinde artık bir şey yok!
İyisi mi bunu size, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Ahmet
Aydın söylesin "Süt sağlıklı bir içecekken, raf ömrünü uzatmak için
pastörizasyon, yüksek ısı uygulaması (UHT) ve homojenizasyonla çok
zararlı bir ürün haline getiriliyor. Bu işlemlerle sütün içindeki tüm
bakterileri öldürülüyor. Pastörizasyon, sütün vitamin ve mineralle
zenginleşmesini engelliyor, sindirim enzimlerini tahrip ediyor, tahrip
olan ve sindirilmeyen protein parçacıkları, bağırsaktan kanımıza
geçiyor, vücut da bunları düşman olarak algılıyor ve bağışıklık
sistemini tahrip ediyor. İnsan vücudu tahrip oluyor ve alerjik
hastalıklara, bağışıklık sistemi hastalıklarına, romatizmal
hastalıklara neden oluyor. Çocuklarda görülen kronik orta kulak
iltihabının altında da süt kullanımı vardır..."
Hadi bunları geçtik bir kalem. Siz o sütü veren ineğin başına
gelenlerden haberdar mısınız?
İnek inek olmaktan çıkalı çok oldu.
Önüne konan her şeyi yiyen, bol hormon ve antibiyotikle ayakta
durabilen, deri kaplı et parçaları onlar.
Günde 100 kilo süt(!) veren inek yaptılar.
Ne demek biliyor musunuz bu?
Market arabasını sürmeye devam.
Üzümleri gördünüz mü?
Sanki bağdan yeni gelmişler. Dip diri, ip iriler.
Nereden geliyor bunlar?
Şili'den.
Şili mi?
Evet!
Kaç gündür buradalar?
3-5 gün oldu.
Düşünün, Şili'nin bir köyünde topluyorlar bunları.
Uzun yolculuklar sonunda bize geliyor. Bir süre bizim manavda
bekliyor.. Alıyorsun eve getiriyorsun, evde de 3-5 gün daha, bana
mısın demiyor.
İyi ama, nasıl?
Şahane şeyler var, adına ilaç diyorlar. Üzümlere verilen bu ilaçlardan
birinin etiketindeki faydaları sayalım mesela:
Dane büyüklüğünü artırır,
Dane ağrılığını artırır,
Dane şeklini daha düzgün olarak değiştirir,
Tam olgunlaşmada bile daneye parlak sarı yeşil rengini verir,
Güçlü üzüm çöpüne rağmen dane sıkıca sapa bağlı kalır. Bu yüzden
yükleme taşıma esnasında danelenme nedeniyle olabilecek kayıplar
azalır,
Dayanıklı ve dirençli kabuk sayesinde hasat ve hasat sonrası
olabilecek yaralanmalar en aza iner, hastalıklara direnç katar,
Kullanım dozu yükseldiğinde sofralık üzümlerde hasadı geciktirir,
Yüksek kalite ve standart sağlar,
Raf ömrü uzar
Daha durun!
Petunya ve karnabahar geni konmuş mısırlardan yapılma cipsleri de yiyeceksiniz.
Geceleri de bahçenizi denizanası geniyle donatılmış buğdaylarla
aydınlatacaksınız.
Diyebilirsiniz ki, "hep olumsuz tarafından bakma, bu gelişmeler olmasa
açlığın önüne geçilemez". İyi ama açlığın nedeni gıda üretimindeki
yetersizlik değil ki!
Tam tersine, bu gün dünyada gıda üretiminde fazlalık var. Öyle ki, tüm
üretilen besinleri toplayıp, dünyadaki insan sayısına bölseniz, kişi
başına günlük 2 kilo gıda düşüyor.
Bu hepimizi besler de, yus yuvarlak bile yapar.
Sorun gıda üretiminin yetersizliği değil, aç olanların gıda alacak
paralarının olmaması.
Ama daha da vahimi, biz de o süt, domates, üzüm gibi oluyoruz.
Neye ağlayıp, neye güleceğimizi birileri bize anlatıyor.
Kimi sevip, kimden nefret edeceğimizi de.
İnsan ilişkilerini artık klavye ve monitör üzerinden kuruyoruz.
Gün geliyor, öldürüyoruz.
Adına "bilgi" dedikleri rafine verilerle zihnimizi doldurup,
enselerinde bar kod yapıştırılmış mamül ürünler oluyoruz.
Ne diyelim?
Raf ömrümüz uzun olsun!
Not: Bana gönderen yazarını yazmadığı için ben de belirtemiyorum.
Yılbaşında aldığım liçi meyvesinin çekirdeklerini takip eden günlerde toprağa ekmiştim.
Sanıyorum %75 oranında çimlendi.
Liçilerin şu anki durumları.
126794
126795
126796
126797
Liçilere devam,
126798
126799
126800
126801
Bu sene ilk defa sardunyayı (sanırım sakız sardunya) tohumdan diktim. Hediye gelen tohumların arasındaydı. Mavi kapsülü olan sardunya tohumu ve gül hatmi tohumları birlikte.
Sardunya ve Gül hatmi birlikte
126805
126806
Gül Hatmi
126807
İşyerinde kısıtlı sayıda saksıya ekim yapabildim.
126808
126809
Grand Duke yasemin geçen sene küçüçük boyu ile çiçeklenmişti. Şu an durumu gayet iyi gözüküyor havalar biraz daha ısınınca dışarı alacağım. Baharla birlikte daha da gelişecektir.
127030
Geçen sene aldığım granadilla önce toprağa almıştım. Hiç gelişim göstermedi yaz sonuna doğru tekrar saksıya aldım biraz canlandı iki-üç yaprak çıkarttı. Kışı geçirmesi için işyerine getirdim, bir süre sonra boylanmaya başladı. Mart sonu gibi dışarı çıkarmayı düşünüyorum.
127031
127032
127033
127034
127035
Sayın memet'den edindiğim sellukanın durumu gayet iyi gözüküyor umarım bu yıl güzel çiçekleri koklama şansına sahip oluruz. Sayın memet'e bir kez daha teşekkür ederim.
127105
127106
Geçen sene ortak siparişle aldığımız plumeria tohumlarından 6-7 tanesini çimlendirmiştim. Ya suyunu fazla koydum ya da yeterli ışığı alamadığı için bir kısmı bozulmuştu. Bende sökmedim bazıları yeniden yaprak vermeye başladı sevindim. Bir tanede çimlenme durumunu merak ettiğim için ektiğim tohum vardı o a 12 günde çimlendi.
127109
127110
127111
Çöl güllerinin saksılarını geçen sene zamansız değiştirdiğimi sonradan öğrenmiştim. Hatta bir çöl gülünü de bu yüzden kaybettim. Şimdi yapraklanmaya başladılar. Umarım Sayın Adalet Hanım'ın çöl gülleri gibi bu sene çiçeklenirler.
127120
127121
127122
127123
Sevgili tturt,
Yıldız çadırı olarak görüntülediğiniz yıldız çadırına çok benzemiyor. Maşallah adenium, plumerialarınıza . Sizde yeşilelliğillerdensiniz, kutlarım.
Sebahattin Sargın
25-02-2010, 16:15
Merhaba Sevgili Tturt;
Bildiğim kadarı ile adenium çöl bitkisi ve fazla suyu sevmiyor. Biraz fazla sulanmışlar gibime geliyor. Plumerialarınızın aydınlık ve ılık bir yerde tutulması lazım, saksıların yerini fazla değiştirmeyin ve toprağı kurudukça sulayın. Geçtiğimiz günlerde saksısını fazla değiştirdiğim ve sulamasında düzensizlikler yaptığım için bir plumeriamı kaybettim :(.
Havalar ısınınca ve bitkilerinizin güneş ışıkları ile banyo yapınca size bir sürü süpriz yapacaklardır eminim ben...
Gözünüz ve gönlünüz yeşilden hiç ayrılmasın..
Sevgiler ;)
Sayın Lir,
Sahte yaprağını tam açmadığı için bir şey demem yanlış olur. Orjinal adı Cardinal Climber saksının üzerine öyle not almışım umarım karıştırmamışımdır.
Adeniumları ben ilk olrak 2008 yılının yaz aylarında filizlendirmiştim. 2 gün ıslak kağıt havlu arasında beklettikten sonra yatay olarak ekmiştim. Plumerialarda 2009 yılının yaz sonunda filizlenmişlerdi onlarıda 4,5 gün ıslak kağıt havlu arasında kaldıktan sonra ekmiştim, kısa sürede çimlenmişlerdi. Elimde herhalde 20 kadar tohum var onlarıda önümüzdeki günlerde çimlendirmeye çalışacağım.
Sebahattin Sargın
25-02-2010, 16:27
Sevgili Tturt;
Cardinal climbers normal yıldız çadırından farklıdır. Bakınız burada (http://images.google.com.tr/images?hl=tr&client=firefox-a&hs=4QL&rls=org.mozilla:tr:official&q=Cardinal%20Climber%20%28Ipomoea%20sloteri%29&oq=&um=1&ie=UTF-8&sa=N&tab=wi) resimleri mevcut. Geçen sene yetiştirmiştim, farklı bir yaprak yapısı var. Normal yıldız çadırına göre yakıcı güneşe daha az dayanıklı, hızlı bir şekilde boy atabiliyor. Aydınlık bir yerde büyütülmesi lazım. Şirin, minik kırmızı çiçekleri var...
Sevgiler ;)
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.