View Full Version : Mavi Keçi (Yeni Bir Yaşam Yine Yeniden)
çekirdek
11-09-2009, 21:20
Bu başlığı açmak için ilk eylemli fotoyu çekmeyi bekledim.
102161
102162
Bu kadar büyük makinalar çıktıktan sonra insanoğlu, doğanın ve toprağın ırzına daha kolay ve daha çok geçmeye başladı.
Kazma-kürek olaydı sadece bu denli yayılmacı olmazdık herhalde.
102163
Kepçenin çalışmasını seyrederken bunu düşündüm hep.
Ve bir de hep; insanlar ovada oturup duruyorlar, niçin bu araziyi hiç ağaçlandırmamışlar, hiç emek vermemişler ki dedim.
Kimbilir yüz kaç yıl öncesinden kalma iki koca zeytin ağacı, iki tane de delice ve iki genç çam var. Altıbin metrekarelik yerde.
Bu resimler arazime ulaşabilmek için kadastrol yolumun açılma çalışmalarından.
Burasıya ilgili bilgi ve paylaşımları kopuk kopuk yapabileceğim.
Bazen yazım yarım kalacak, bazen de önceki yazılarımda silintiler veya eklemeler yapacağım. Çünkü yazabilmem için nesnel şartlarım yeterli değil.
Örneğin kendime ait yuvamda ve masamda değilim.
Örneğin, keyfimce sigara içemiyorum ve kilitlenip kalıyorum.
Belki bazen sadece iç dökümlerim olacak.
Güngör Salman
11-09-2009, 21:30
Sevgili Çekirdek nerelerdeydiniz? Umarım herşey yolundadır hoşgeldiniz.
çekirdek
11-09-2009, 21:53
İzmir-Urla-Mordoğan-Karaburun yolunda bir köy Çatalkaya.
Mordoğan'a henüz girmişken hemen sol yola giriliyor ve beşyüz metre kadar çıkılıyor. Yüzünüzü sağa çevirmişken denizin manzarası, evlerin şirinliği ve onların aralarında görüverdiğiniz kocaman kayaların bütün doğallıklarıyla hala duruyor olmaları içinizi ışıtıyor.
Biraz sonra da camisi ve avlusuyla karşılaşıyorsunuz, ve diyorsunuz ki, ya da ben diyorum: Burada ya şair olunur, ya ayyaş. Ya da ayyaş bir şair...
(Daha sonra fotğraflarıyla tekrar tanıtmak isterim bu avluyu. Hatta burası bana, tüm Karaburun Yarımadası Cami Meydanları başlıklı bir çalışma yapmayı esinletti)
Köyde hala kullanılan korunmuş taş evler de var yarısı yıkılmış olanlar da. Güzel olan, yeni yapılar da absürt değil, çevredekilere uyumlu.
çekirdek
11-09-2009, 21:57
Pek zevkli pek yorucu koşuşturmalar içindeydim Güngör. Daha da devam ediyor ama.
Bu başlık altında anlatmaya çalışacağım.
Sevgili çekirdek, demek kolları sıvadın. Haydi kolay gelsin. Hayırlı uğurlu olsun. Allah içine sindirsin. Bereketini bol bol gör.
Seni çok özledik, haberin ola.
çekirdek
11-09-2009, 22:07
Köyün bitiminden sonra beşyüz-altıyüz metrelik boş arazilerden sonra eski, tümü yıkılmış taş binalar görüyorsunuz, kilisesiyle değirmeniyle. Burası Teke Köyü imiş, bir eski Rum köyü. Çatalkaya ise bir eski Türk köyü. Öyküleri acıklı ve uzun.
Çektiğim fotolar tam da bu iki köyün tam ortasında.
Yani, bir yıllık birfiil aramamın sonucunda yerleşmeye karar verdiğim yer.
Ortak kültürlerin orta noktası.
Zayıf bir bitki örtüsü, keskin bir kokusu var ortamın. Kekik ve Laden.
Mest ediyor beni.
Burayı bir de ağaçlandırdığımı düşünüyorum :):) Vardığım sonuç;
Ya şair olurum, ya ayyaş, ya da aşık..
Ya da aşık bir ayyaş şair.
Oldukça eğimli bir arazi.
Burada yürürken tekeleri taklit etmeniz gerekiyor :)
En yorulmasız, kolay iniş ve çıkış yöntemi, araziye yüzde yedi eğimle yürümek. (Bununla ilgili bir öyküyü daha sonra yazayım.)
Keçi yolları böyle imiş.
çekirdek
11-09-2009, 22:09
Sağol Güler'ciğim. Bayramda İstanbul'dayım. Bir buluşma yapalım..
İklimsiz
11-09-2009, 22:29
Sevgili Çekirdek, güzel gönlüne göre olsun her şey. Kolay gelsin.
Sağlıkla huzurla yerleş, keyfini sür.
çekirdek
11-09-2009, 22:36
Teşekkürler İklimsiz. Sizin oralar da eşsiz güzellikte.
Vildan Sönmez
12-09-2009, 01:41
Sevgili Çekirdek, kolları sıvadığını tahmin ediyordum. Dilerim herşey gönlüne göre olsun.
Haberlerini, fotoğraflarını bekliyoruz.
Ne güzel şey cesaret !
'Cesaret, cesaret daha fazla cesaret'
(Bu akşam terasıma bir fotoğraf yükledim, duvardaki fayanslarda pul pul dökülmelerden oluşmuş, kara lekecikler.. Sen geldin aklıma, belki görür, dayanamaz, 'Vildan, sakın kızma ama' diye başlayarak...)
Sevgili çekirdek, ne kadar güzel bir anlatımınız var, yeni yaşamınız da sağlık mutluluk her şey gönlünüze göre olsun.
fatmadundar
12-09-2009, 08:50
Sevgili Çekirdek, kolay gelsin. Ne güzel bize yakın olacaksınız. Orada bir cennet yaratacağınızdan eminim.
Rutin İzmir toplantılarımız başlıyor. Sizi de aramızda görmek bizleri mutlu eder. Gerekirse yardıma bile gelebiliriz.
Herşey gönlünce olsun.
Remzi Sarıoğlu
12-09-2009, 10:23
Her şey çok güzel gözüküyor. İstediğin gibi arazi seçiyorsun. Üstüne istediğin gibi bir yapı yapıyorsun. Kafanın içinde oluşturduğun bir olayı hayata geçiriyorsun. Bu olayı kutlamamak mümkün değil. Tabiiki işin daha başındasın ama başlamak demek bitirmek demektir. Manzarada bir harika gözüküyor. İleri de etrafında şirin bir yapılaşma olmazsa çok iyi olur. Ziyaretçilerin faydalanacağı bir organik bahçe de bir kenarında olursa çok hoş olur. İnsanlar kendi yiyeceklerini organik bahçeden kopararak yemeleri çok hoş olacaktır. Gelişmeleri ve binanın yükseliş resimlerini merakla bekliyeceğiz. Ben kendi adıma başarılar diliyorum.
denizakvaryumu
12-09-2009, 12:21
Kolay gelsin.
Su sorunu var mı, kuyu mu açacaksınız?
Sevgili Çekirdek, her şey gönlünün istediği gibi olsun, kolay gelsin.
begonvil 14
12-09-2009, 17:00
Sevgili Çekirdek, Çok sevindim. Hayırlı olsun. Manzara süper..Gelişmelerden bizi de haberdar et olur mu?
çekirdek
13-09-2009, 11:14
İyi dilekleriniz için hepinize teşekkür ederim arkadaşlar.
Sevgili Begonvil 14, evet, manzara çok güzel. Şehrin ışıkları gece çok güzel oluyor. Şehirleşme şekli de kötü değil, koca koca beton binalar yok (bir kaç kötü örnek dışında). Evler genelde yazlıklar şeklinde ve bahçeli ve mutlak ağaçlı, yapılar bu yeşillikler arasında saklanmış gibi. Güneş doğarken denizde mor yansımalar oluşturduğu söyleniyor. 'Güneş Mordoğan'da mor doğar' deniyor. Henüz o saatlerini yaşamadım.
Ancak Mordoğan'ın giriş ana caddesinin görünümü çok kötü. Çünkü sanayisi de burada. Mutlak düzenlenmesi gerek.
Önümde görünen özel arazilerde de karınca-kararınca ağaçlandırmalar var. Amacımı çaktırmadan, sahiplerine ağaç fidecikleri verip, kışkırtıp, bulaşıcı hastalık haline getirip (sitemizdeki gibi:) ) oraların da ağaçlanmasını düşünüyorum.
Kolay gelsin.
Su sorunu var mı, kuyu mu açacaksınız?
Arazimin sınır noktasında zayıf akan doğal akışlı su var. Bunu iyileştirme çalışması yapacağım. O bölge genelde susuz diye biliniyor ama alt sınırıma yakın eskilerden kalma ve hala sulu kuyular var. Bir çok ta eski çeşmeler var. Demek ki aslında sulak bir bölgeymiş, gerekli özen gösterilmemiş ve kurumuşlar.
çekirdek
13-09-2009, 11:36
Şehir ve kuyu suyu kullanımımı en aza indirmek için;
yağmur sularını çatıdan (ki metrekaresi küçük olacak) ve araziden toplamayı düşünüyorum.
Arazinin ortasından aşağıya doğru bir merdiven inecek, bunun kenarlarına su yolları koyup en altta havuza almayı planlıyorum.
Tüm sebze meyve yıkama sularının lavabosu ayrı olacak, belki arıtmaya gerek kalmadan bahçeye gönderilecek. Bu gönderimin ucuna suyu çok seven, mutlaka ceviz ya da başka ağaçlar dikilecek.
Her musluğun ucuna harcamayı yüzda kırk azaltan aparatlar takılacak (denendi, kuvvetli su akıyor sanıyorsunuz ama kova iki saat sonra doluyor :) ).
Foseptik arıtma araştırılacak, uygunsa, çok fahiş fiyatlar çıkmazsa hayata geçirilecek, bahçe sulaması bununla oluşturulacak. Çevre komşulara örnek ve sohbet malzemesi yaratılacak, özendirilecek. 'Kadına bak, ...tan bile su elde ediyor' diye dedikodu yaptırılacak.
çekirdek
13-09-2009, 11:51
Bölge rüzgar enerjisine çok uygun.
Hesaplamalar yapılıp yarım ayak rüzgar gülü konulacak.
Güneş enerjisinden faydalanmak için çalışmalar yapılacak.
Tüm bunları oluşturmak için oldukça fazla sermaye gideceğinden, evi ve yerleşimi yapacak para kalmayacağından, kuru toprak üzerine bu enerjileri kurup seyrine dalacağım..:)
Canım o kadar güzel anlatıyorsun ki heyecanlandım birdenbire.
Ev için parayı düşünme, agaclar.net'te çok, derede kum, bizde para. Hemen Çekirdeği Kalkındırma Kampanyası açarız biz de....:D
Cumhur Tonba
13-09-2009, 14:44
Sayın Ayyaş şair (Çekirdek),
Kolay gelsin diyorum. Kimbilir, oralar ne kadar güzel olacak ve ne şiirler ortaya çıkacak. İstediğini yapabilmen ve bu yolda azimle yürümen harika bir olay. Güler Hanım ne kadar güzel özetlemiş.
Sağlıcakla kal. Dilerim herşeyi gönlünden geçtiği biçimde şekillendirirsin.
Etrafındakinleri de
Sen, yaptıkların ve yapacaklarınla hepimize heyecan verdin sevgili Çekirdek.:)
Şair, ayyaş, aşık olma olasılığın olsa da, önce korkusuz, cesur bir amazonsun sen.:)
(Seni özledik çok. İstanbula geldiğinde mutlaka görelim seni e mi)
Çekirdeğim, kolları sıvamış. :)
En zor iş bitmiş, yere karar verilmiş. Gerisi, ne istediğini ve ne yapacağını bilen sen için, kolay. Siftahı sen yap bakalım, belki bizler de ufak ufak yanaşırız yanıbaşına. Başka tabirle, bir bakmışsın Çekirdekten Limon Ağacın filizlenivermiş yan bahçende ;)
Müjgan Yılmaz
13-09-2009, 22:15
Sevgili Cesur Yürek;
Hepimizin hayalini ,gerçeğe dönüştürecek yürekliliği gösterdiğin için ayrıca kutluyorum,her hamleni merakla izliyeceğim en kısa zamanda cennetini yaratıp bizlerle paylaşacaksın,sana tüm kalbimle inanıyorum.
merakla ve ilgiyle izliyorum.feyz alacağım:) başarılar...
başlamak yolun yarısıdır.. belki bizede bir ışık olur.. başarılar diliyorum..
Yolun bitmesini bekliyorum :)
çekirdek
14-09-2009, 21:09
Harikasınız, harikasınız, harikasınız.
Ekim 15, yol biter.. Şimdiden duyurulur..
Ben Kızılayın ıskartaya çıkardığı pek güzel ve kocaman çadırları hazır edeyim siz de sırt çantalarınızı.
Sahi, o çadırların iki tanesini üst üste kursak, mümkün olduğunca arasına cam yünüyle yalıtım falan, binalar bitene kadar bizi idare eder.
Çekirdek,harikasın.Şansın bol olsun.
çekirdek
14-09-2009, 22:11
Alacağım yer Balçova merkezkaçlı olacaktı. En fazla bir saat uzaklıkta, yarım saat tercihimdi.
Önce Alaçatı ve Çeşme civarını dolandım. Ticari kaygım da olduğu için Alaçatı çok uygun gibiydi. Oraya ısınamadım. Herşey bana yapmacık, zoraki ve eklektik geldi. Yeni yeni taş evler yapılıyor, buram buram taklit kokuyor.
Bütün araziler de genelde çukurda. Geçen seneki fiyatlar da; 500-600 metrekarelik imarlı yerler (daha büyük parsel yok genelde)250 bin lira civarındaydı. Bu sene daha da yüksektir muhakkak.Bina da üç adımlık olabiliyor kalan bahçe de. Hem hiç te artis-martis yoktu ortalıkta :)
Urla yöresinde çok ısrarlıydım. Genelde alanlar sulak ve yeşildi ama istediğim büyüklükteki ve kriterlerdeki yerler benim bütçemi çok aşıyordu. Ekonomik kriz Urla'ya uğramamıştı. Çok beğendiğim yerler çok çıktı, ama hiçbiri fiyatta zerre kıpırdamadı. Ben de atımın yönünü yarım saatliklerden öteye çevirdim..
Şimdiki arazimin iyileştirme çalışmalarını da Mine Hanım'la yapacağız.
Birlikten yeşil doğar yapacağız..
çekirdek
16-09-2009, 20:36
Bugün artezyenci geldi ilk bakış için.
Mevcut suyun iyileştirme olanağının olmadığını söyledi ama yine de çok inanmıyorum. Tecrübeli yöre insanlarına da danışmalı.
Artezyen vurmak için bu arazide çubuklu bakışın yararı olmayacağını, böyle engebeli ve bitki örtüsünün, suyun varlığını ele vermediği yerlerde mühendisin incelemesi gerektiğini söyledi.
Bu ayın sonunda (çünkü yarın İstanbul'a geçiyorum) mühendis gelip bakacak. Uygun görürse izin alınacak, sondaj yapılacak.
Suyun çıkmama durumu ilk defa beni korkuttu.
Hem bahçe için hem işyeri için şebeke suyu ve yağmur suyu ne kadar yeterli olur ki??
O durumda Mine Hanımla da bir etüt yaparız herhalde. 'Devam' ya da 'tamam' durumları suyun çıkmasına bağlı.
ilker_eroglu
17-09-2009, 01:43
Hayırlı olsun kolay gelsin.
Hiç pes etmeyin sn.Çekirdek, mutlak bir yolu vardır. Devam,devam ve kolay gelsin.
Mesajı yolladıktan sonra aklıma geldi. Sizin İstanbul civarında bir yeriniz vardı galiba ve ben orası için size çiçek fideleri sözü vermiştim iş çiçeklendirmeye gelince. Sözüm söz ve bu söz burası için de geçerli.:D Zamanı gelince hadi demeniz yeter:D
ciceksever70
17-09-2009, 08:29
Size kolayliklar dilerim. Yeni baslangiclar her zaman zordur ama sonucta insana verdigi haz da hic bir seyle kiyaslanamaz. Umarim tüm hayallerinizi gerceklestirirsiniz.
Sevgili ciceksever70, sanıyor musunuz ki orası sırf çekirdek'in hayali?
Ohhhhh, ben şimdiden ne hayaller kurmaya başladım. Artezyen için çoktaaann etüt yaptırdım, sondaja bile başlıyorum.
İçimden bir his, orası sanki bizleri; agaclar.net'i temsil edecek gibi geliyor. O yüzden çiçeklendirme faslında, sebze bahçesinin tanziminde elbirliği ile çalışacağız.
Sevgili çekirdek, bu sene gül çeliklerimi senin için hazırlayacağım, bilsen daha ne güzel çiçekler kuruyorum kafamda.
Daha şimdiden odaların pencere önlerinden renk renk sakız sardunyalarını bile sarkıttım.
Canım tekrar kolay gelsin, Allah utandırmasın, bileğine ve cebine güç versin.
Seni seviyorum.
açık-pozisyon
18-09-2009, 12:04
Öncelikle hayırlı olsun,
Ben uzunca zamandır forumu doğru dürüst takip edemediğimden saçma birkaç soru sormak istiyorum, lütffen kusuruma bakmayın.
Siz İstanbul'dan İzmir'e mi taşınıyorsunuz tam anlayamadım?
İşiniz serbest miydi, yoksa zorunluluktan mı taşınıyorsunuz, ya da emekli miydiniz?
Şehirden kaçmak için mi taşınıyorsunuz yoksa?
Bir de 6 dönüm yer kaça oluyor, istemezseniz cevap vermeybilirsiniz tabi.
Son olarak, kadastal yol çalışmasının prosedürü nasıl oluyor. Yani belediyeye (veya tapu durumuna göre muhtara) başvuruda mı bulunuyorsunuz, yol planı var mıydı, yoktuysa yol planı neye göre çizildi, bürokrasisi çok zahmetli oldu mu? İstanbul'da bu işş bazen bezdirici olabiliyor...
Dediğim gibi belki birçok kişinin bildiği çok anlamsız şeyler sordum, özür... Umarım suyu bol bol bulursunuz, yeni yaşamınızın hayırlı olması dilerği ile...
Devam' ya da 'tamam' durumları suyun çıkmasına bağlı.
İşin başı en önemlisi bence su, önce suyun olup olmadığını iyice araştırın, su olmadan hiç bir şey olmaz. Kolay gelsin sevgili çekirdek, her şey gönlünce olması dileği ile dualarımız sizinle.
çekirdek
18-09-2009, 21:40
Sizin İstanbul civarında bir yeriniz vardı galiba ve ben orası için size çiçek fideleri sözü vermiştim iş çiçeklendirmeye gelince. Sözüm söz ve bu söz burası için de geçerli.:D Zamanı gelince hadi demeniz yeter:D
Evet Istranca Köyünde de var, ve pek güzel bir yer. Oranın oluşumu için de çok emek verdim. Emekli olmadığım için sadece hafta sonları yeterli olmuyor, iyileştirmenin sürekliliği için. Yani siz birşeyler ekiyorsunuz dikiyorsunuz, gidemeyip atladığınız bir dönem olunca bütün emekleriniz sıfırlanıyor, haydi sil baştan.
Sadece hafta sonları için düşünülen durumlarda, nefes yerlerinin ya uzak olmaması gerekir (en ideali yarım saat, maksimum kırkbeş-elli dakikayı aşmamalı derim. Ben ki araba kullanmayı çok severim, gözünüzde büyüyor bir saat ve üstü. Günübirlik git-gel zorunluluklarınızda zul oluyor) ya da düzenli işinizin olmaması gerekir.
Istranca'yı özel durumlarım nedeniyle de gelecek planlarımdan çıkartmak zorunda kaldım. Şimdi orada o evi yapan Ali ustam kalıyor. Hem eve bakıyor hem kendisi çevrede yapı işleri yapıyor. Bina, çatı, baca, ne olursa ve 67 yaşında. Geçen hafta kendisine bir de kemençe yapmış, ömründe ilk kez ve gençliğinden beri hayaliymiş. Daha sonra bir fotosunu koyarım, pek mutlu.
Çok sevindim Ali bey için sn. Çekirdek. İnşallah (inşallahla maaşallahla pek işim olmaz ama alışkanlık işte. Ben insanın kendi gücünün ve isteğinin işi bitirdiğini düşünürüm daha çok.) sizin işleriniz de böyle mutlu sonla noktalanır ve benim terasımda olamayacağı için yetiştiremediğim pek çok bitkiyi sizin bahçenizde büyütür güzelliklerini paylaşırız.:o:D
çekirdek
18-09-2009, 22:11
CanımGüler'ciğim sağol. Bana da her tarafı agaclar.net kokacak gibi geliyor. 'Agaclar.net kokmak ta ne demek' diyenlere 'oranın havasını kokla' demek yetecek. Neyse, yine de çok böyle misyon yüklemeyeyim, olumsuzluklarım da olursa vebali boynuma olur :)
Sevgili Lilium, Çiçeksever, İlker, iyi dilekleriniz için teşekkürler.
(Nail Bey, serigrafide bir aksama olmazsa bayram sonrası ziyaretinize geleceğim)
çekirdek
18-09-2009, 22:49
Öncelikle hayırlı olsun,
Ben uzunca zamandır forumu doğru dürüst takip edemediğimden saçma birkaç soru sormak istiyorum, lütffen kusuruma bakmayın.
Siz İstanbul'dan İzmir'e mi taşınıyorsunuz tam anlayamadım?
İşiniz serbest miydi, yoksa zorunluluktan mı taşınıyorsunuz, ya da emekli miydiniz?
Şehirden kaçmak için mi taşınıyorsunuz yoksa?
Bir de 6 dönüm yer kaça oluyor, istemezseniz cevap vermeybilirsiniz tabi.
Son olarak, kadastal yol çalışmasının prosedürü nasıl oluyor. Yani belediyeye (veya tapu durumuna göre muhtara) başvuruda mı bulunuyorsunuz, yol planı var mıydı, yoktuysa yol planı neye göre çizildi, bürokrasisi çok zahmetli oldu mu? İstanbul'da bu işş bazen bezdirici olabiliyor...
Evet, İzmir'e taşınıyorum.
Şöyle özetliyeyim; serbest çalışıyor(d)um, kendimi emekli edince şehirden kaçacaktım mutlak. Geçen sene iş değişikliği yapmak durumu doğunca hem iş, hem şehir dışını birleştirdim. Emeklilik kısmını da daha sonra birleşime katarım umarım..
Benim aldığım yerde 6-8 dönüm arası 100-150 civarı. İdi..
Kadastrol yolu açmak için bağlı bulunduğunuz belediyeye tapu fotokopiniz, arazinize yaptırttığınız aplikasyon fotokopisi ve yolun aplikasyon bilgisini gösterir (yolunkini de tapunuz yanınızdayken kadastro bölümünden alıyorsunuz, tapusuz her gidene vermiyorlar) kroki ile birlikte yol açma izin belgesi verilmesi için diye dilekçe veriyorsunuz. Fen İşleri birkaç gün içinde yanıtlıyor sizi.
Arsayı alırken tapuda bakmalısınız zaten, imar ya da kadastro yolu var mı diye. Yol gözüküyorsa planı ve çizgileri krokide gözüküyor zaten. Yolu yok deniyorsa çok riskli, ev izni dahi vermiyorlarmış. Yol açtırmak için komşulardan izin almak, mahkeme v.s. gerekiyor.
İmar yolunu belediye açmak zorunda diye biliyorum, ama kadastrol yoldan sorumlu değiller galiba, en azından uygulamada böyle oluyor.
açık-pozisyon
21-09-2009, 18:47
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim, tekrar hayırlı olsun yeni yaşamınız...
çekirdek
05-11-2009, 13:14
O tarihten bugüne neler yaptım?
Kuyu açtırmak için üç ayrı sondajcı çağırdım. İlkinde jeofizik mühendisi de geldi. 70–80 metreden sonra sert zemine rastlanabileceği ve toprak-kaya cinsi konusunda rapor verdi.
Daha sonraki kuyucular da bu rapor üzerinden bakım yaptılar. Deniz seviyesinden yüksekliğim yüzyirmibeş metre imiş. Hepsinden de aldığım fiyat aşağı-yukarı metre başı 150–170 lira. Demek ki bir artezyen bana 20bin lira civarında malolacak. Çok para..
Sonuçta, ilk düşündüğüm gibi yukarımdaki minik pınarın ıslahı ve kaptaj yapımıyla yetineceğim.
Taş Duvar, taş ev
Civardaki taş ocaklarından taş bakındım.
En yakınımdaki ocağın taşı güzeldi ama pahalıydı (ilk fiyatı aldım, pazarlık yapmadım, çünkü oradan almayacağım), 20 tonluğun fiyatını 500 dedi. Çarptı-böldü, metre karesi 20 liraya geliyormuş.
25 lira da örücü ustanın metrekare ücreti:
20+25=45 lira sadece taş ve usta, buna çimento ve kumu da eklenecek.
Bende de ilk elde örülecek olan 100metre uzunlukta 4metre ortalama yükseklikte = 400 metrekare duvar var.
400*50(desek)=20bin
Bir de kepçe çalışacak temeli, taşın koyulacağı düzlüğü açmak ve bazen taş aktarımını sağlamak için..
Ve benim daha başka istinat duvarları da yapmam lazım..
Ve evin bir bölümü de taş örgü olacak…
Bu işte bir terslik var..
Çevre doğalına uygun olsun diyoruz, eski doku gibi olsun, onlara uysun diyoruz, çevreyi beton yığınına boğmayalım diyoruz, moda falan umurumuzda değil, bakıyoruz eski insanlar duvarlarını hep taşlarla örmüşler, biz de öyle yapalım diyoruz, ama ters olan bir şeyler var..
Eskiler arazilerden çıkan taşlarla, onları değerlendirerek, en ekonomik şekilde yapmışlar evlerini, sekileme duvarlarını.
Ama biz şimdi onlara öykünerek yaptığımız iyi niyetli çalışmalarımızda;
taş kullanabilmek için tonlarca taş alıyoruz, nakliyat yaptırıyoruz, tonlarca da para veriyoruz..
Bu ilk mecburi duvarı (çünkü üzerimdeki yolu tutması, ona istinat olması gerekiyor) örsem taşla, diğer duvarlara başka çözüm bulabilir miyim acaba diye düşünüyorum?? Çünkü daha, yükseklikleri dörder metre olmasa da 600-700metrekare daha duvar örmem gerek.
Aradaki teraslama duvarları hariç 100+65+65metre daha sınır duvarım var. Sınırlara hiç duvarsız sadece tel yapmanın sakıncalarını daha önce yaşadım: Teli en alttan kaldırarak hem hayvanlar giriyor hem de insanlar.. Her seferinde onarmak gerekiyor.
Bu sınır duvarlarımı, içine araziden çıkan küçük taş ve toprakları doldurduğum çuvallarla yığma yapsam mı diye düşündüm, bağlantılarını da yaparak. Hem değerlenmiş de olurlar.
Ama yanlış olur. Çünkü dıştan hayvan ve insan yıpratmalarına, delmelerine açık bir malzeme çuval. Ne yapmalı, ne yapmalı??
Bu çuval çözümünü belki sadece içerideki bazı alçak teraslamalarda kullanabilirim. Aralarına da tohumlar bırakırım, kendiliğinden yeşillenirler.. Bu fikir güzel. Umarım kediler ve köpeklerim zarar vermezler. Verirler mi ki?
Ekolojik arayışlar
Çevre mühendisi iki arkadaş ile görüştük. İstanbul’dan gelip araziye baktılar. Yağmur sularının birikimi ve kullanımı, atık suların değerlendirilmesi, rüzgâr ve güneş enerjisinin kullanımı konularında olabileceklerin çalışmalarını yapacağız. Ayrıca yakıt kullanmadan ısınan suyun kaloriferlerde kullanımını sağlamaya çalışacağız. Bakalım ne kadarını hayata geçirebileceğiz.
Çekirdek, "parabolik kollektörlü ısıtma ve soğutma sistemi" ni bir araştırır istersen. Benim ilgimi çekmişti, telefonla kabataslak bilgi almıştık ama yetersiz.
Arazi boşken duvara çok kafa takılıyor fakat eminim ki sen de bahçe sınırını yeşillendireceksindir. 2 sene içerisinde bitkiler kapattığında hiç duvar görünmüyor. Panel çitlerin maliyeti daha mı düşük acaba, gördüğüm kadarıyla giriş kısmı dışında genelde onu kullanıyorlar.
Çuvallar zamanla güneş ve soğuğun etkisi ile parçalanacaktır, pek tavsiye etmem, ben geçen yıl gübre koymuş ve üzerini açık bırakmıştım hepsi parçalandı el arabasına almak için bile bir tarafalarından tutamadım, tuttuğum her parça elimde kaldı.
Kolay gelsin izlemeye devam, ben de aynı yerdeyim, bahçemde başımı sokacak bir pergola bile yok :( ama benim bahçem orda mutluyum :o
sizi izliyorum
Kolaylıklar diliyorum Sn.Çekirdek.İzmir'deyim.Size faydam olur mu bilmiyorum ama en azından denerim:)
Bu arada, İzmir'liler toplanıp gitsek,hem Çekirdek için hem bizim için güzel olmaz mı?
çekirdek
06-11-2009, 21:49
Çuvallar zamanla güneş ve soğuğun etkisi ile parçalanacaktır, pek tavsiye etmem, ben geçen yıl gübre koymuş ve üzerini açık bırakmıştım hepsi parçalandı
Ama sevgili aslan_k, siz de tam bulmuşsunuz malzemeyi, gübre hepsinden çabuk yakar-yıpratır. İki sene önce Todor'dan görüp; bez çuvalın içine toprak doldurup, dikeylemesine koymuş, aralarına açtığım deliklere de çilek fideleri dikmiştim. Başarılı olamadım gerçi. Ama çuval şimdilik sağlam duruyor, sahi, çürüme varmı diye bir dürteyim bakayım :) Ve dahi Todor'a bir sorayım, onunkiler ne alemde. Yanıtını buraya da yazayım.
Limon, 'parabolik kollektörlü' sisteme Googleden baktım, hiç bir şey anlayamadım ben de. Görüntüler de pek ürkütücü idi.
Teşekkürler mmavi, gerekirse ararım sizi. Bir nergis açım vakti toplanır gideriz yine, iyi olur. Bu sefer kumanyalı gideriz, işcilerin tüpünde de çay demleriz.
çekirdek
06-11-2009, 22:27
Taş duvar örüm işinin anlaşmasını yaptım.
43 nolu mesajımdaki 20+25=45 hesabında, belirttiğim gibi ara malzemeler yoktu. Taş kamyonunun taşı getirmesi vardı ama araziye kadar giremeyeceğinden bir de traktör tutmak gerekiyordu.
Sonuçta;
Gözümün çok tuttuğu (:confused::):rolleyes:) bir esnafla toplu anlaşma yaptım. Yöredeki güvendiğim insanların da çok güvendiği biri.
-Taşı, örüm ustamın (hakikaten iyi örüyor, koyuvereyim olsun demiyor) ve benim işaret ettiğim yerlerden taş alacak.
-Araziye ulaşmak için kepçe çalışmalarını kendi cebinden yapacak.
-Traktör ücretine ben karışmayacağım.
-Duvarın taban alanı iki metreye yakın olacak.
-Örüm bittikçe metrekare ölçülecek, hesaplanacak.
-Bunlar dahil metrekaresi 45lira.
-25liralık işci ücreti ayrıca bana ait.
-45+25=70 oldu.
Aslında işcimle önceden konuşmamış olsam, daha uyguna da işci bulurmuşum.
Örneğin 18 liraya.
Yani;
Taş ocaklarının ya da işi yapacak esnafın elinde her zaman için daha ucuz çalışan işci oluyor. Önce taş işini bağlamak gerek.
Ben sözümden dönmem. İşcileri bunca zamandır beklettim.
Bu ilk duvardan sonra oturup bir daha düşüneceğiz..
Hem zaten 400metrekereyi daha da düşürdük, 250-300 gibi tutacak..
Şimdi İzmir'de değilim. Bakalım kepçeci yarın başlar mı? Ya da yine bir aksilik çıkar mı? Yine haftalar geçer mi? Evdeki hesap çarşıya uyar mı?
Bizim oralarda taşın taş ocağı teslim ton fiyatı 7bin.
Bir kamyon taş 15-20-30 ton arası alıyor.
20 tonluk taş için 500bin fiyatı almıştım ilk görüşmede, pazarlık yoktu daha.
350ye kadar pazarlık yapılabilirmiş, 20 ton için.
Bir traktör 2-3 ton taşıyormuş.
Bir traktörün bir sefer fiyatı 50-60bin liraymış.
Kolay gelsin sevgili çekirdek, merakla bir roman gibi takip ediyoruz o güzel anlatımınızla heyecanla bakıyoruz bu gün ne yazdı diye.
İşinizde kolaylıklar dilerim, yakın olsakta yardıma gelsek.
Sahi işçi aramanıza gerek yok izmirli üye arkadaşlara bir imece usulu nasıl olur acaba.
Aklımda iken söyliyeyim cuval işini unut bir yılda hepsi batlar gider, bir yıl bile sürmez.
Gözümün çok tuttuğu () bir esnafla toplu anlaşma yaptım. Yöredeki güvendiğim insanların da çok güvendiği biri.
-Taşı, örüm ustamın (hakikaten iyi örüyor, koyuvereyim olsun demiyor
Üç kuruş pahalı olur ama işi ehline vermek lazım, (Atasözü) bir ekmeklik unun varsa iyi bir fırıncıya ver.
Yoksa ekmekten de olursun.
çekirdek
16-12-2009, 13:15
Yihhuu.
Artık ben de 3G'lendim.
Artık daha çok manyetik dalgalara maruz kalıcam.
Artık daha rahat sayfama girip yükleme yapabileceğim.
Agaclar.net'e girmek, okumak okumak, yeri geldiğinde yazmak bana keyif veriyor.
Ama bu yeni yeri oluştururkenki yaşam şartlarım, değişik nedenlerden dolayı bu keyfi yaşamama engel oluyor. Bunlardan birini şimdilik 3G ile bertaraf etmiş bulunmaktayım.
4GB lik, ayda 39lira.. Bakalım yetecek mi artacak mı..
çekirdek
16-12-2009, 13:41
İlk duvar, ilk temel
Gerçek temel değil. Yolumun kaymasını önlemek için taştan örülen, hem istinat hem sınır duvarımın temeli.
Elli santim kadar toprak seviyesinin altında çukuru-kanalı açılıyor. Betonarmedeki gibi demir falan yok.
Çukur taşlarla doldurulduktan sonra üzerine çimento-harç dökülüyor, üste taşlarla örülmeye devam ediyor.
Her bir taş sırasından sonra harç tekrar dökülüyor.
Üçüncü sıradan sonra 70lik pimaşlarla su olukları koyuldu, dört-beş metrede bir.
Duvarın örümü bitti ama üstünü sıfırlamadık, daha ekleme yapabiliriz diye. Aşağıdaki foto eski çekimli.
118158
118156
118157
Sayın Çekirdek Bolgede iklim cokılıman geçmektedir o yuzden bence hic ısnmayı problem yapmayın. Ayrıca ozel mesajımda de belirttim (Yazılarınızın Tümünü okumadan) bolgenin en buyuk riski artezyen kuyusundan su cıksada genelde tuzlu **** sodalı cıkıyor. Bu konuda cok dikkat edin Su bulursunuz bulmasına ama ancak temizlik amacı kulanabilirsiniz boyle bir olumsuz durmlada karsılasma durumunuz olabilir buna cok dikkat edin ve artezyencilerle bu konuda sıkı pazarlık yapın temizlik dısında da kulanacagınızı iletin ve anlasmayı buna gore yapın .
Kolay gelsin bolgeyle ilgili sormak istediklerinizi zman sınırlaması olmadan sorabilirsiniz
size mutluluklar diliyorum. Bahardan itibaren bende sık sık mordogana geliyorum umarım tanısırız. Ayrıca su an kalacak yer sorununuz varsa bu konuda da size yardımcı olabilirim yazlıklardan birini emrinize amade edebilirim saygılar.
çekirdek
16-12-2009, 14:29
Artezyen açmaktan vazgeçtim sevgili Triple. Üç dört kuyucu getirdim şehirler bile ötesi.
Yüz metreye yakın çıkar dedi hepsi de. Metre fiyatı da 1500-2000 arası idi hepsinin de.
Çarptım-böldüm, pek yüksek geldiği için vazgeçtim. Sınırımın üstündeki kurumakta olan pınarı iyileştirmeyi düşünüyorum, zaten dibine kadar şehir suyu da var. Yağmur, foseptik, arıtık derken sanırım su sorunum olmaz.
Yer konusunu da şimdilik çözdüm. Mayıs başına kadar. Bir yazlığın kış aylarını kiraladım.
Teklifiniz için çok teşekkürler, İzmir'e geldiğinizde tanışmak isterim.
çekirdek
16-12-2009, 14:45
Taş işciliği zor
Her işci aynı yapmıyor, ve her duvar tipi de aynı değİl ama benimkiler; bir taşı istedikleri boyuta getirdikten sonra da dakikalarca kare haline getirmek için, bir santim, bir santim daha için çekiçleyip duruyorlar.. Kendimi zor tutuyorum, 'yetiversin kardeşim' dememek için, işverenim ya.. İşi baştan sıkı tutmam, gevşetmemem lazım ya.. Başlarında oturup izlerken çok gülüyorum halime. Hem ki benimkini, müdahele edip durmuyorum diye biraz daha gevşek tutarak yapıyorlar biliyorum.
Taşı bulmak ve taşımakla anlaştığım kişi taşları oradan buradan bulup toplayarak, kendine ucuza gelecek şekilde taş getiriyor. Çürük ya da kullanımsızları getirmiyor ama cillop ta değil getirdikleri. Olsun, cillopları sevmiyorum zaten, şımarıklık gibi geliyor bana. İlle de en mükemmeli istemek.. İyileri ön yüze kullanıyoruz, kötüleri araya dolumda kullanıyoruz.
Böylece ara dolumlar için bile iyi taş, taş ocağından gelme olmamış oluyor. Böylece ara taşların oluşumu için harcanacak mazot atıklarından, bir tepenin yok olmasına katkıdan kurtuluyorum.
Sayın çekirdek! bildiğim kadarıyla , Mordoğan Belediyesi yaz aylarında verdiği su yun bahce sulamasında kulanılıp kulanılmadığının kontrolunu yapacakmıs bu yaz artık cunku yetmez oldu verilen su yazaylarında o yuzden ebnce tedbiren bir su deposu da düşünün derim en azindan yagıslaı havalarda mevcut akan suyunuzun belli bir kısmını islah etikten sonra depolayaqbileceginiz bir alan olsun acil durumlar için.
Havuz yapmayı düşünüyormusnuz?
çekirdek
16-12-2009, 15:24
Mimarlık durumları!
1 Haziran'da mimar ile anlaşma yaptık.
Üç ayda teslim ederim dedi.
Peki dedim, iyi olsun yeterki.
250 metrekarelik bina+birkaç olası fikir ve yakın çevre planlaması.
Tam altı ayın son gününde Mimarlar odasına sunum yapıldı, plan-proje gibi değilde eskiz gibi, tamamlanmış bir çizim değil daha.
O noktada bittim.. bitirdim ilişkiyi.
Sanki 250 metrekarelik gökdelen yapıyoruz...
Maddi manevi çok çok zararı oldu bana bu gecikmenin. İnşaat anında pek çok sorun vwe gecikmeyle karşılaşacağımı biliyorum ama bu masa başındaki işin böyle olması hazmedilir gibi değil.
Üç aydır buralarda fazladan şehirler arası git-gel masrafı + kış aylarına girildiğinden 2 ay daha gecikme (kış aylarında içini yaparım diyordum) + işletmenin getireceği gelirden 5 aylık kayıp. Çevre ağaçlandırmasına güzden başlamış olacaktım, ağaçlarım çiçeklerimin çoğu tutmuş olacaktı çoktan. V.s....
Şimdi mimar değişikliği yaptım. Bunlarla çok kısa zaman için anlaştık. Bakalım göreceğiz..
Harun Parlak
16-12-2009, 15:37
Sayın çekirdek Taş duvarın temelini keşke en az 20 cm kalınlık 100 cm genişlik demir donatılı bir beton döktürseydiniz. Hem duvarınız sağlam olur hem maliyet de aynı oluabilirdi.
Yaptıracağınız evin temelini de kesinlikle papuc sistemi yaptırmayın. Mutamadi temel oabilir Ama en ideali radya temel her taraf bütün oturduğundan çok daha sağlam olacaktır.
Rsdya temellerde binanın altının yarıya yakın kısmı boşalsa dahi bina ayakta kalır.
Depremlere daha dayanıklıdır.
Binanın ve çevre yolların beton zeminlerin aldığı yağmurlerı mutlaka bir depoda toplayın. Çatı sularını direk depoya yönlendirebilirsiniz. Çevreyolların sularını da çamur yakalama hacuzlarından geçire rek depoya yönledirebilirsiniz. Yazın ççeklerinizde ve bitkilerinizde yağmur suyu daha iyi olacaktır. Kolay gelsin.
çekirdek
16-12-2009, 15:38
Şehir ve kuyu suyu kullanımımı en aza indirmek için;
yağmur sularını çatıdan (ki metrekaresi küçük olacak) ve araziden toplamayı düşünüyorum.
Arazinin ortasından aşağıya doğru bir merdiven inecek, bunun kenarlarına su yolları koyup en altta havuza almayı planlıyorum.
Tüm sebze meyve yıkama sularının lavabosu ayrı olacak, belki arıtmaya gerek kalmadan bahçeye gönderilecek. Bu gönderimin ucuna suyu çok seven, mutlaka ceviz ya da başka ağaçlar dikilecek.
Her musluğun ucuna harcamayı yüzda kırk azaltan aparatlar takılacak (denendi, kuvvetli su akıyor sanıyorsunuz ama kova iki saat sonra doluyor :) ).
Foseptik arıtma araştırılacak, uygunsa, çok fahiş fiyatlar çıkmazsa hayata geçirilecek, bahçe sulaması bununla oluşturulacak. Çevre komşulara örnek ve sohbet malzemesi yaratılacak, özendirilecek. 'Kadına bak, ...tan bile su elde ediyor' diye dedikodu yaptırılacak.
Büyükçe bir su deposu düşünüyorum, kaç tonluk olacağına karar veremedim.
Havuzu ise bu sene yapamam, sanırım seneye.
En az su ile en uzun kullanım, yeniden kullanım durumlarında bir danışmanlık şirketi var, arkadaşlarımın, bu işleri onlarla kotaracağız.
http://www.projeparki.com/
çekirdek
16-12-2009, 15:44
Yaptıracağınız evin temelini de kesinlikle papuc sistemi yaptırmayın ??. Mutamadi temel oabilir ??Ama en ideali radya temel ??her taraf bütün oturduğundan çok daha sağlam olacaktır.
Rsdys ??temellerde
Terimler için daha ayrıntılı açıklama lütfen :)
çekirdek
16-12-2009, 15:58
Triple'ye nostalji..
Bakalım burayı tanıyor mu?
118171
Mordoğan sahilinden bir parçacık..
118170
Bizim köyün (Çatalkaya) nefis meydanı ve çınarı.
118172
Harun Parlak
16-12-2009, 16:06
Pabuç sistemi her direğin altına 1.20x 1.30 ölçülerde beton dökülür sonrada aralarda deprem kirişleri de denen bağlantı betonları olur (demirli) Bu sistem dağnık bir bağlantı olduğundan deprem esnasında papuçların her hangi biri diğer zeminlere göre daha yumuşak ise batma yaptığında binanın dengesi bozulur zarar görür ve ya yıkılır.
Mutamadi temel ise Nipeten her 4 ve ya üç direği üstüne alan bütünlemesine giden ayaklardır. Bu sistemde her 3- 4 kolonluk denge bozulduğunda zarar görme riski olabilir.
Bir iki çzgiyle anlatmaya çalıştım umarım anlaşılır olmuştur.
Radya Temel ise bir bütün olarak binanın tamamını kaplayan donatılı Betol olduğundan her tarafa eşit yük dağıldığından boşluk oluşsa bile diğer taraflar. Binayı ayakta tutacaktır.
Size kısa zamanda bir çizim yapıp anlatmaya çalışcağım Bu anlatım sizi aydınlatamayabilir.
Bir sügara paketini örnek alacak olursak dik koyduğunuzda pabuç diyeli.
Yan koyduğunuzda Mutamadi diyelim.
Yatık koyduğunuzda Radya diyelim. Her hangi zemine Dik koyduğunuzda sarsıntıya ve ya rüzgara ne kadar dayanır. Kenar koyduğunzda ve ya tamamen yatırdığınızda komple yere bastığında sarsıntılara ve dış etkenlere nasıl dayanır gibi düşünebilirsiniz.
çekirdek
19-12-2009, 21:26
Anlatın ve çizimin için teşekkür ederim Tekin. Ben 'temel' deyince zaten hep Radyayı anlıyormuşum, gördüklerim de hep böyle zaten.
çekirdek
19-12-2009, 21:47
Bizim binanın yeni çizimi yapılana kadar 'çevremizi gezelim, görelim yapalım.
Yakın çevremin birkaç fotoğrafını koyayım.
Eski yaşayanlar, bu kayayı evlerinin sırt duvarı olarak kullanmışlar. Ön duvarların yıkık taşları hala duruyor. Haliyle kayaya raf yerleri, merdiven ve ocak yeri açmışlar.
118558
Yörenin taş ve kaya yapısı görsel zevk veriyor. Aralarda siklamenler boylarını uzatıyor, küçük küçük.
118559
Vadide denize akan gür bir dere varmış. Zaten o bölgede çok fazla dere yatağı var, bir zamanlar denizi besleyen. Ancak şimdi pek çoğunun sadece adı ve vadisi ve üzerine kurulan kemerleri kalmış yadigar. Bu yokedici gidişi ile insanoğlunun, yadigar kalacak olan sadece bu fotoları olacaktır.
118560
118561
118562
Sevgili Çekirdek!!
Bir an kendimi, Resimleri görunce Mordogan da sandım. Her karesi ap ayrı güzelikte. Bu arada carsamba sanirim bolge baya yagış almış . Balıklıova civarında baya hasar olusmus bir kopru hasar görmüş geçmiş olsun derim. Bu arada Çatalkaya cami i meydanındaki o çınar tarihi bir çınar olup anıt ağaç statusunde sanırım **** en azından ben oyle sanıyorum.
Ha, bu arada; yazları o ağacın altında özellikle CUMA günleri, köylü kadınlar Kınalı bamya ve kokulu Mordoğan cekirdeksiz üzümü satmaya gelirler. Bu arada Mordoğan ın kokulu çekirdeksiz üzümünden mutlaka bir tane edin ve hemen bahçene ek.
Olamaz boyle bir tat diyeceksin ve beni anacaksin her yediğinde diyebilirim. Bu arada Sana bahsettiğim Komşum RIZA amca 2 hafta kadar önce ağır bir kalp krizi geçirmiş ve anjiyo olup stent taktirmiş. sanirim 2 hafta izmirde kızında kalacakmıs gelir gelmez sana haber veririm ve zıyaret edersin .
Harun Parlak
21-12-2009, 00:39
Anlatım ve çizimin için teşekkür ederim Tekin. Ben 'temel' deyince zaten hep Radyayı anlıyormuşum, gördüklerim de hep böyle zaten.
Sonradan gördüğünüz temeller. Hep radya gibi görünebilir. Çünkü üstüne 10 cm lik bir blokaj betonu döküldükden sonra fark edemezsiniz. Yapım aşamasında ynı şekilde tek seferde tüm beton dökülüyorsa ve komle demir donatısı varsa tamamdır.
Gelip duvara öresim geldi, sonra üzerine kırık fayanslardan mozaik yapasım, üstüne de çay demleyip içesim geldi. :)
Mordoğan, özellikle Çatalkaya, Ayıbalığı kayalıkları ve Plajı, Ardıç Plajı, amatör balıkçılığı ve 70 çeşit mor çiçekleri ile ünlüdür.
diye bir bilgi var internette. Fotoğraflardan da anlaşılıyor, çok güzel bir yer seçmişsiniz. Herşey planladığınız gider umarım. Kolay gelsin. :)
Zeytinci
06-01-2010, 15:23
Sn. Çekirdek,
Hayallerini gerçeğe dönüştüren bir cesur yürek olarak sizi tebrik ederim.
Mordoğan merkezi ve siteler yazlıkçı yapılaşması sebebiyle sıkıntılı görülsede, Çatalkaya köyü kalabalıktan uzak ve su açısından şanslı olduğunu,Kuyu, pınar vs. düşünüyorum.
Akdağ kireç taşı olarak su deposudur. Arazinizdeki ve çevrenizdeki taşlar da suyun varlığının ispatıdır.
Gerek köy içi çeşmeler ve arazilerdeki pınarlar, yerleşik halka ihtiyac duydukları suyu yıllarca temin etmiştir. Bu pınarların eskiden bakımları yapılır, su kanalları kaynağından pınara kadar temizlenerek yaz ve kış akmaları temin edilirdi.
İnsanlarımız teknolojinin sağladığı şebeke suyunun rahatlığına alıştığı için tembellik arttı ve bu pınarların bakımını yapmaz oldu.
Bu sebeple yöre bol yağmur alsa da karasular patlasa da ( bol yağmurlarda arazinin belirli yerlerinden kendiliğinden suların akması/fışlırması) artık pınar'larda su akmıyor. Yaban hayatın devamlılığı tehlike altında.
Kuşlar bahçelerimizdeki damla sulama damlatıcılaından su içiyor.
Sizin mevcut pınarı onarmanız ve ona yeniden hayat verme kararınız bu açıdan da takdire şayandır.:)
Kolay gelsin.
Sn. Çekirdek uzun zamandır yazmıyorsunuz. Umarım her şey yolundadır.
Sn. Zeytinci yeni Mordoğan'lı olarak size katılıyorum. Buralara ilk geldiğimde en beğendiğim yer Çatalkaya Köyü olmuştu. Bozulmamış dokusuyla beni büyüledi Çatalkaya köyü... Şu an Mordoğan'dayım. DSİ'nin barajının olduğu yere çıktığımızda dağlarda nergisler karşıladı bizi. Bir başka buralar...
[QUOTE=Zeytinci;559114]Sn. Çekirdek,
Hayallerini gerçeğe dönüştüren bir cesur yürek olarak sizi tebrik ederim.
Çekirdek'i cesur yereğinden dolayı ben de kutluyorum. Kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmak. Saygılarımla.
çekirdek
08-01-2010, 23:45
Teşekkür ederim arkadaşlar.
Uzun süredir yazmamamın nedeni, hem mimari çizimin sil baştan olması hem de yağmurlar nedeniyle hiçbir çalışma yapamamış olmamız. Kepçe çıkabiliyor da kamyon çıkamıyordu. Ben çıktım geçen gün, araba gömüldü kaldı. Üç gün sonra toprak kuruyunca çıkartıldı.
Nasıl sabırsızlanıyorum bilseniz..
çekirdek
17-01-2010, 22:45
250 metrekarelik bina yapım hakkım var. Bunu tek katlı olarak kullanacağım.
Arazinin eğimi nedeniyle mecburen yükselti-bodrum üzerine oturacak.
İlk düşüncem tamamıyla taş yapmaktı.
Bahçe duvarları da taş olacağından bu fikirden vazgeçtim. Her taraf taş yığını olacaktı. Ve de pahalı.
Sonraki düşüncem bodrum bölümü taş, üst bölümü tuğla idi. Taş sütunlar üzerine oturtulmuş görüntüsü oluşacağından vazgeçtim. Çünkü binanın ön görünümünde duvardan çok pencere ve pencereler arası sütun var.
Şimdiki durumda ise; tamamını betonarme yapıp, yan duvarları ince çift tuğla yapıp, araya camyün koyup (müthiş yalıtım sağlıyor), iki ana kütleyi taş bindirme yapıp diğer bölümleri beyaz sıva düşünüyorum.
Taş bindirme sayesinde içte ve dışta hem istediğim bölümlerde taş görünümü sağlamış olacağım, hem de kimi yerler taş+tuğla veya taş+tuğla+taş olarak yine yalıtım sağlamış olacak. Diye düşünmekteyim..
Taş evleri çok seviyorum, ama eskilerini. Onca dolaştığım yerde (Birgi hariç) hiçbir tane yeni iyi bir taş ev dokusu göremedim. İstisnasız hepsi dünden bugüne eklemlenmiş, ben taklitim diye sesleniyorlardı. Hal böyle olunca da sonucundan memnun kalmayacağım bir yapıma girmek istemedim.
Şimdi, hepiniz karşı çıkacaksınız ama; taş evlerin yazın serin kışın sıcak tuttuğu biliniyor ya, ben tam tersini hissettim hep. Yaz günü taş evlerde geceleri sıcaktan uyuyamadığımı hatırlıyorum. Şimdi de taş evli bir arkadaşın evinde donuyorum geceleri.. Hay allah, ben mi yanılıyorum acaba??
Mesajlardan birinde bir arkadaş bir link vermişti; evlerine taş bindirme yapmaya başlayan fotolu yazı vardı bir blogda. Bulamıyorum onu. Hatırlayanınız var mı?
Bodrum Etrim yazın arama motoruna, o evi bulacaksınız.
MeyveliTepe
17-01-2010, 23:13
Sn.Çekirdek, yalıtımlı bina yapacaksanız temel altı dahil tüm toprağa değen yüzeylerde hem ısı hem de su yalıtımı yapmayı atlamayın. Genelde pek bilinen bir şey değildir, mühendisler de akıl edip önermezler fakat inanılmaz fark yapar.
Cevat bey ve Zeynep hanımın şirin evleri (http://etrim.blogspot.com/). Ancak statik ve uygulama açısından dikkat etmeli. Müthiş bir ilave ağırlık yaratıyor.
çekirdek
19-02-2010, 00:40
Evin mimari çizimi bitti. İçime sindi.
Tüm odalardan geçti, yapı denetim firmasında şimdi. Ruhsat alım işini onlar yapacakmış. Yeni yasa durumları böyleymiş.
Üç boyutludaki görünümü biraz İspanyolvari, biraz at çiftliği evleri olur, onlara benziyor. Hele ağaçlar ve bitkileri de kondurunca off oldu :) Biraz da sanki 'terzinin işi kötü, yüzünü ağartan ağaç' gibi oldu..
İyi de ben bu evi yapıp bitirebilirsem para kazanmak için çalışmak istememki artık..
Hele bir bitsin, ben de iş kısmını yarıcıya veririm. Şimdiden kaytarmaya başladım.
Taş giydirmeyi nerelere yapacağımıza karar veremedik bir türlü. Her deneme şeklimizde de güzel duruyor.
Binanın iç duvarlarında delikli tuğla yerine pres tuğla kullansam diye düşünüyorum..
Hele de çıkma eski tuğla bulursam ne iyi olur.
Ancak pres tuğlaya sıva da çekmeyeceğim için odalar arası ses yalıtımı zayıf kalır mı acaba? Çünkü bazı odalar pansiyon olarak kullanılacak.
Cumhur Tonba
19-02-2010, 01:30
Sayın Çekirdek,
Kolay gelsin. Dilerim hayalinizdeki gibi gerçekleşir eviniz. Biz de dört gözle bekliyoruz.
Sevgili çekirdek, sana sağlık ve sabır, kesene de bereket dilerim.
Ne iyi etmişsin. Zaman hızla geçmekte.. Sefasını süreceğin günlere bir avaz kalmış. Ha gayret. Rast gele.
çekirdek
22-02-2010, 21:12
Sağolun sevgili Cumhur, Habibe. Dilerim sizler de gönlünüzdekilere her zaman kavuşursunuz.
çekirdek
22-02-2010, 21:19
Rüzgar tribünü koyacağım ama,,,
benim arazinin arkasında da bir kaç parsel var.
Bir soru düştü kafama; acaba yarın öbür gün "buralarda hayat varmış, biz de şu arsaları alalım ev yapalım" dedikten sonra "ay, önümüzde bu tribün bize rahatsızlık veriyor " diye caz başlar mı ki?
Manzara kapanmaması için kökünden ağaç kesenler tribün de keser mi acaba?
Arazimin daha arkasında ama biraz uzak kalacak olan bir yer olanağım var, oraya mı koymalı ki?
çekirdek
25-02-2010, 01:09
Bugün evin oturacağı yere, temelin oturacağı yere makina girdi-düzledi. İnanamaz gözlerle izledim.
Saydım, beş tane katır tırnağı telef oldu.
Mine Hanım, bu toprağın bizden beş katır tırnağı alacağı var, ben unutursam siz hatırlatın diye not alıyorum.
İki tane minik mazı (yoksa palamut muydu) fidanı da köklenmek zorundaydı. Onları da alıp, pınarın altındaki sulak yere gömdüm şimdilik, bakalım tutacaklar mı ölecekler mi. Sevip okşadım da, ama ikna olacaklar mı bilmiyorum.
Fotolar yarın eklerim.
Elektrikler kesikti Mordoğanda, az önce geldi. Müthiş güzel şimşekler çatıyordu, bir kuzeyden bir doğudan gibiydiler.
Mordoğan
Çatalkaya
Hey gidi heyyy
Hayalleri gerçeğe dönüştürmek bu olsa gerek
Yeni bir baştan, yeni bir yaşam bu olsa gerek
Her şeyi ile dolu dolu bir yaşam bu olsa gerek
Doğa aşkı yaşam sevinci bu olsa gerek
Beş tane katır tırnağını açısı bu olsa gerek
Üzülme, orası cennet olması gerek.
Dilerim herşey yolunda gider ve bir an önce evinize yerleşir, keyfini cıkarırsınız.
çekirdek
11-03-2010, 01:41
Binanın ana kütlesi dediğim bölgeye ve bodrum duvarlarını taş ile bindirme yapacağım.
Ama hangi taş?
En doğru taşın o civarda çıkan uygun taş olması gerektiğini biliyorum ama yine de şartlarımı zorlayabilir miyim diye düşünmekteyim.
Taş binada görmek istediğim şey, yeni örülmüş gibi durmayıp eski havası vermesi.
Bir çok yerde ve Memet'in çalıştığı yerde taşlara baktım.
Memet'in orada gördüğüm Bergama taşı tam istediğim taştı. Gözenekli ve kendinden eski görünümlüydü. Ve sanki diğer cinslerden de daha hafif gibi geldi bana. Üç gram daha az yük bindirir olayı.. Ancak sanki içine su çekermiş, çabuk yıpranırmış gibi de geldi.
Her taşın her yerde uygun olmayacağını da düşündüğümden gelip int.te araştırdım. Aşağıdaki yazıya rastladım. Kaygımı haksız çıkartmayan bir yazı.
Ancak yine de ısrarla bu taşı kullanmak istesem, bu taşın dayanıklılığını attıracak bir yöntem var mıdır?
Çünkü yazıya göre, oniki yılda bile hatırı sayılır bir yıpranma görülmüş.
Tamam, eski görünümlü olsun dedik te hakikaten eski olsun dememiştik ki :)
izmir - Bergama Cumhuriyet Meydanı günümüzde yüzeysel koşullardaki bozunma nedeniyle
parçalanmış ve üzeri aşınmış andezit kesme taşlarıyla kaplı olarak harap bir görünüm
sunmaktadır. Kaplamada kullanılmış olan taşlar otobreşik andezitler ve andezitık tuflerdır.
Atmosfer basıncı altında her iki taşın ağırlıkça su emme değerlerinin % 1,8 den büyük, tek
eksenleri basma dayanım değerlerinin ise istenilen standartların çok altında olduğu
anlaşılmıştır (otobreşik andezitler için: 210 ± 27,0 kg/cm2, andezitık tufler ıçm . 150 ± 17,5
kg/cm2).
Ayrıca Böhme aşınma değerlerinin de her iki cms taş için >20 cm3 /50 cm2 olduğu
belirlenmiştir Otobreşik andezitlerde ve andezitık tuflerde porozite - P-dalga hızı arasındaki
ilişkileri incelenmiş ve porozite arttıkça P-dalga hızlarının azaldığı, buna karşılık tek eksenli
basma dayanım değerlerinin P-dalga hızı artışına bağlı olarak lineer bir artış gösterdiği
anlaşılmıştır Bu makalede dış mekan kaplama taşı olarak açık hava tiyatrosunda kullanılmış
olan pembe andezit taşlarının, gerek mühendislik özellikleri gerekse de petrografik modal
analiz sonuçlarma göre kaplama taşı olarak kullanımının uygun olup olmadığı tartışılmıştır
Açıkhava tiyatrosunun anfisinin
ve çevresinin düzenlenmesinde kullanılan taşlar 1997 yılında Balıkesir-Balya taşından imal
edilmiş ve montajına aynı yılda başlanarak 1998'de tamamlanmıştır. Andezitler sonradan
havanın ve suyun etkisiyle atmosferik koşullarda bozunarak günümüzde (decomposition)
işlevini yerine getiremeyecek duruma gelmişlerdir. Ayrıca, andezitlerin bulundukları
yerlerde önceden belirli bir ayrışma derecesine sahip oldukları taş ocaklarında yapılan
gözlemler ve ince kesit analizlerinden anlaşılmaktadır.
Fiziksel olarak taşlarda ıslanma ve
kurumaya bağlı olarak parçalanma ve ufalanma şeklinde mekanik ve hidroliz yoluyla
feldispatların kil minerallerine dönüşmesi şeklinde yüzeysel koşullarda gelişen kimyasal
bozunmalar meydana gelmiştir. Cumhuriyet meydanı günümüzde parçalanmış ve üzeri
aşınmış andezit taşlarıyla kaplı olarak harap bir görünüm sunmaktadır. Bergama ve
yöresinde breşik özellikteki pembe andezitlerle; andezitik tüflerin kaplama ve parke taşı
olarak kullanımı alışagelmiş bir tercih olmamıştır. Osmanlı dönemindeki taş ustaları ya gri
renkli andezitleri ya da granitik kayaları kullanmayı tercih etmişlerdir.
Ayrıca, Bergama'ya
yaklaşık aynı mesafede bulunan Kozak Masifi'ne ait granitlerin anfi tiyatronun inşaasında
kaplama taşı olarak kullanımının uygulamacılar tarafından neden tercih edilmediği de
bilinmemektedir.
Bergama yöresinde mevcut tarihi binalarda gri andezitlerin kullanıldığı ve
günümüze kadar atmosferik koşullardan fazla etkilenmeden (decomposition) bu taşların
kalabildikleri gözlenmiştir. Gri andezitlerin pembe andezitlere göre tek eksenli basma ve
nokta yükleme dayanımlarının daha yüksek, porozitelerinin ise daha küçük mertebelerde
olduğu bilinmektedir [1]. Önceden taşlarla ilgili literatürün taranmaması, yeterli deney ve
yerinde gözlemin yapılmaması uygulamada yanlış taş kullanım tercihleri ekonomik kayıplara
neden olmaya devam etmektedir.
http://www.maden.org.tr/resimler/ekler/fea0768cc6ba51d_ek.pdf
fotoğraf yükleyecegim demişsiniz? :)
omer.tuncer
20-03-2010, 11:55
Sayın çekirdek eger kararınızı bergama taşı yönünde verdiyseniz. şimdi taşlara ıslak görünüm vermek belirginleştirmek adına. Yağ gibi sürülen vernikler var bu hem taşın gözeneklerini kapatıyor hemde kavanın korozyonundan koruyor.
Ama taş önerim veya tercihim derseniz size muğla kayrağını tavsiye ederim ama bodrum taşı ile karıştırmayın.
çekirdek
06-04-2010, 00:16
İnşaat yapımı başladı.
Arazi eğimli olduğundan, bina zemininin her köşesinin, hatta ön bahçesinin de sağlam zemine oturması için oldukça genişce düz zemin açtık. Kepçe günlerce çalıştı.
Bina sırt duvarı toprağa değmesin diye ve hem kaymaya hem su sızmasına karşın toprak önüne bir de beton duvar çekilecek.
İnşaat yapımcısı olarak mühendisle çalışıyorum. Devamlı işin başında olsam da tümüyle kendim kotarabileceğim bir şey değil. Yapımcı kişi açısından şanslıyım. Herhangi bir mütahhitle çalışsam, özellikle mali konuda aklım-gözüm arkada kalırdı. Mühendis kuzenim.
Karakteri de pek hoş, soyu tükenmiş örneklerinden. Kimseye yalan söyleyemeyen, olaki söylesin, kıpkırmızı kesilip kendini ele veren biri. "Bana sakın bir sırrını söyleme, beynimde varsa ağzımda da vardır" diyen biri.
Mimar, proje üzerinde çevre düzenlemelerini belirlemiş olsa da kağıttaki hesap araziye uymuyor. Araç giriş çıkışları umulan yerden olmayabiliyor, yeni yollar açılmak zorunda kalınabiliyor. Bunun böyle olacağını önceden de tahmin ediyordum. Bu nedenle çevre düzeni anlamında hiç çalışma yapmadım, gereksinimler için açılan-bozulan yerlerde çözümler üreteceğim. Kağıt üzerine göre değil de doğaçlama olacak, arazi belirleyecek ne yapmam gerektiğini. O yönlendirecek beni. Evin konumunu ve biçimini de O belirlemişti. (Gerçi, arazi biraz daha alçak olanını tercih ederdi)
134230
İnşaat başında otururken çay içilmezse olmaz.
Hemen çay ocağımızı kurduk, pek şirin oldu.
Dağ başında da olsak teknolojimiz de olmazsa olmaz..
Bu arada; demir fiyatlarında müthiş bir yükselme var. Ve bana denk geldi. Malesef yüzde otuz zarardayım.
Benim sipariş zamanımdan iki gün önce 890lira iken, benim sipariş vereceğim gerekli zamanda 1100 olmuştu. Böyle oynamalar bazen yapılıyor, yine spekülatiflerden biridir, gafil avlanmayayım diye iki-üç gün daha bekledim. Fırlıyor... 1250den almak zorunda kaldım. Şimdi de 1400... Varan birr.
134231
çekirdek
06-04-2010, 00:30
Kalıpçı ekibi ve demirci ekibi çalışıyor.
Mühendis diyo ki:
"İki ekibi de iyi ayarlayacaksın. Çoğu birbiriyle geçinemez, çünkü bir ekibin işini biraz sarkıtması, yanlışlık yapması diğerini etkiler, kızdırır. İşci için gün önemlidir. Planlanandan geç bitmesi onlar için bir sonraki olası işi kaçırmaları demektir.
Birbirleriyle çok zıt giden gruplar iyi değildir, beni üzer, arabulucu olmaktan yorgun düşerim.
Ama birbiriyle çok iyi anlaşan iki ekip te olmamalı. Birbirlerinin yanlışlarını örtbas eder, benim, işin başında olmadığımdaki hatalardan haberdar olmamı engeller.
Birbirlerine biraz zıt olmalarında fayda oluyor, diğerinin eksiğini bana şikayet ediyorlar, ki, bu da benim kendiliğinden oluşan kontrol sistemim oluyor".
Hayırlı uğurlu olsun. Allah yardımcınız olsun.
Maşallah maşallah başlanmış iş bitmiş iş demektir, haydi ayırlı uğurlu olsun.
Remedios
06-04-2010, 12:47
Sn Çekirdek,
En büyük adımı atmışsınız inşallah gerisi tez gelir. Hayırlı uğurlu olsun.
nurcanaybay
14-04-2010, 14:53
Gelişmeleri sabırsızca takip edenlerdenim ,kendi evim yapılıyormuş gibi de heyecan duyuyorum.Yeni gelişmeleri sık sık aktarın lütfen .
Bir de Mordoğan merkezle Çatalkaya arası kaç km öğrenebilirmiyim..
çekirdek
16-04-2010, 00:30
Bir de Mordoğan merkezle Çatalkaya arası kaç km öğrenebilirmiyim..
Bir kilometre.
sezgin53
16-04-2010, 05:49
Sayın çekirdek, planladığınız her şeyin en kısa zamanda gerçekleşmesini diliyorum.
Hayırlı olsun, kolay gelsin.
1975 yılı yazında Mordoğan'a gitmiştim. O yıllarda sahiller bom boştu, liman yakınlarında mısır(sanırım) tarlaları vardı.
çekirdek
16-04-2010, 22:49
Sağolun Sezgin53.
O mısır tarlaları da artık yok.
Karaburun-Mordoğan yarımadası çok önceleri, Rumların yoğun olduğu dönemde asma bahçeleri ile ünlü imiş. Topkapı sarayının ve padişahın üzümü özel nakil buradan gidermiş.
İngiliz kraliyetine üzümleri burası gönderirmiş. (Hangi cins üzümler olduğunu şimdi unuttum, ileride terar eklerim)
Rumlardan sonra Türkler de sürdürmüş geleneği. Ancak asmaları vuran hastalılarla, biraz da acemi olmalarından dolayı başedememişler. Tütüne dönmüşler. Tütüne uygulanan üretim politikaları sonucu bu da sonlandırılmış.
Yılmayanlar, bıkmayanlar Zeytinciliğe başlamışlar. Bir de Nergizciliğe. Ama bu ikisi de şimdi oldukça az, yetersiz. Çoğu kısaldaki gibi, çoğu yerelin geçimi toprak satıp geçimini sürdürmek şeklinde.
Nergizciliğin yok olmaması ve daha verimli sürdürülmesi için Mordoğan Belediyesi Ege Ü. ile bir proje dahilinde çalışma yapıyor, ikinci evresi yeni başlayacak.
Zeytinci
17-04-2010, 12:32
Sultaniye.
Razakı.
60 ve 70'li yıllarda Karaburun sultaniyesi ve razakı üzümü meşhurdu. Altın sarısı özlü üzüm Sultaniye. Soğutuculu tırlarla Istanbul ve özellikle Almanya 'ya gönderilirdi.
Razakı yeşil iken hasat edilir (Almanlar böyle ister, yolda üzüm olgunlaşmaya devam eder) zayıf ve zarar görmüş taneleri ayıklanır kasalanıp sevk edilirdi.
Daha öncesi ise yol olmadığından sevkiyat gemilerle yapılırmış.
Daha eskilerde bağların hastalıktan ölmesini, fidelerin tatlı çubuk (çelik) olarak yetiştirilmesinden olduğunu söylerlerdi eskiler. Bu sebeple dayanıklı ithal anaca aşı yapılması metodu benimsendi.
Tarlalar engebeli olduğundan işleme insan gücü ile yapılırdı. Bel ile işleme,Filiz alma, makaslama, çapalama, kükürtleme vs.
Ovalarda yetişen üzüm ile rekabet edilemediğinden bu iş bitti.
Penelophe
17-04-2010, 13:18
Çekirdek Urla'ya yerleşecekmiş dedilerdi 3-5 ay evvel, kendi hayatımdaki yoğunluk yüzünden bir türlü nedir ne değildir öğrenme fırsatım olmamıştı, siteye de giremiyordum doğru düzgün.. Kısmet bugüneymiş..
Bir solukta okudum; işçi olasım, o havayı soluyasım, herşeye burnumu sokasım geldi.. Heyecanlandım, hayat ne kadar güzel dedim.. Teşekkür ederim..
Anlatımın, içtenliğin, heyecanın harika, sarhoş da ol, şair de, aşık da.. Hoşgeldin..
İşçi sıkıntısı çekersen, gönültokluğuna dur durak bilmeden çalışacak bir arkadaşın var Bornova'da, aklında olsun;)
çekirdek
17-04-2010, 15:32
Sevgili Zeytinci sağolasın.
Kollarını sıvamaya başla Penelophe, yazın hepimize bol iş çıkacaktır.
Örneğin;
Arazi eğimli olduğundan maalesef yüksek istinat duvarları oluşacak.
Bunları taş örgü yapsam, görüntü güzel olacak, ben iyice fakirliycem, taş ocağı sahibi ağabey zenginleyecek, örücü işciler karın tokluğu yapacaklar...
Bunları beton duvar yapsam, görüntü çirkin olacak, benim yarı maliyetim cebimde kalacak,
betoncu amcalar zenginleyecek, taş işcileri başka yerden doyarken kalıp işcileri karın tokluğu yapacak...
Ben de belki bükemediğim bileği öpeceğim, çirkinliklerden güzellikler oluşturmaya bakacağım. Örneğin, bu duvarları beton yaparsam, bunları aynı zamanda gelecekteki yüzme havuzunun bir yüzündeki duvarı olarak değerlendireceğim olası ise.
Olası ya da değil, bu duvarları ya da havuzun görünen yüzdeki duvarınıııı,
Duvar Bahçesi olarak değerlendireceğim. O kocaman taş ya da beton duvar böylece yeşererek kullanıma kazandırılacak.
Belki bununla da direkt kendim uğraşamayacağım için o duvarların bakımını-ekim ve hasatını bir başka gönüllü arkadaşa devredeceğim. Gibi gibi..
Şimdilik fikir jimnastiği.
Bu jimnastikte bazı hareketleri gerçekleştiremeyebiliyoruz da.
çekirdek
17-04-2010, 15:45
Duvarlar taş da olsa, çok fazla olunca çok çirkin duruyor.
Mordoğan'a giderken bir tepe üzerine kocaman bir site kurulmuş. Neredeyse, o bölgelerin manzarası en güzel olan tepesine.
Onlar en güzel manzarayı görüyor iken, siz onların iğrenç manzarasını görüyorsunuz. Bütün bir tepe taş duvarlara dönüşmüş.
Sitenin içinde çimler-çiçekler varmış ama heyhat.
O duvarların önüne hiç mi ağaç ya da sarılıcılar dikilmez..
Yanılmıyorsam site de arkeologlar sitesi..
Halbuki her hanenin sadece iki tanecik fidan dikme yükümlülüğü olsa çoktan yeşillenirdi o tepe.
(Bir Belediye ve Halk Toplantısında belediyeden fidan bağışı istemişler. Zihniyet..)
Zeytinci
17-04-2010, 16:32
O sitenin adı Arkeologlara yakışmıyor.
Doğayı ancak bu kadar mahvedebilirsiniz sitesi olmalı.
Google maps'den bir bakın ne demek istediğimi anlarsınız.
İstinad duvarı yapacağınız yeri iki kademeli teras olarak düşünebilirsiniz. Arkada depo, sıcak su vs. alt terasıda sarkan bitkiler veya kaya bahçesi vs.
Size kalmış.
ahmetbagatur
18-04-2010, 08:46
"Halbuki her hanenin sadece iki tanecik fidan dikme yükümlülüğü olsa çoktan yeşillenirdi o tepe."
Bravo Sn Cekirdek, bu dusuncenizin tum Turkiye geneline yayildigini dusunun!!!
çekirdek
26-04-2010, 21:46
Tırtıllar Sardı Dört Bir Yanı
Yaklaşık beş gündür arazide ve çevrede milyonlarca tırtıl kol geziyor..
Önce, ben arazide kazı yapınca yuvaları bozulduğu için toprak üstüne çıktılar sanmıştım. Değilmiş. Bütün civarda varmış.
Milyonlarca. Ya da on milyonlarca.
Dinlenmek için oturamıyorsun, ayakta da üç dakika sabit kalamıyorsun, hemen üç tanesiyle aynı bedeni kullanmaya başlıyorsun. Güneşten ağaç gölgesine de geçemiyorsunuz, pıtır pıtır tırtıl yağıyor.
Hepsi de tek bir yöne gidiyorlar, aşağıya. Dağ tarafından gelip ovaya iniyorlar.
Geçen yılın Nisan ayında da aynı olayı anlatmıştı kardeşim.
Balçova Termalin sırtlarından aşağıya, denize-düze iniyorlarmış. Bütün asfalt yeşile boyanmış.
Çok hoş, eve geldiğimde çantamdan bir şey çıkartıyorum, bir tane de cansız tırtıl. Laptopu açıyorum, bir tane de hediyesi tırtıl.
Yazık, çok kuvvetsizler ama. Ufacık bir dokunmada hemen ölüyorlar.
Renkleri çok güzel, harika bir bileşim.
Nedir bu doğa olayı? Biliyor musunuz?
Daha kalabalık hallerini çekmeyi unutmuşum.Hala duruyorsalar yarın çekerim.
139226
Nedir bu doğa olayı? Biliyor musunuz?
Ne kadar güzel işte:) yeni misafirleriniz var. Latife yaptım kendimce.
Tırtıllar yeterli besinlerini almışlar koza yapacak yer arıyorlar sanırım.
çekirdek
11-05-2010, 23:08
Binanın, lokanta bulunan bölümünün önünde kısa bir dolgu mesafesi kaldığından,
olası bir erken-şiddetli yağmur ya da fırtınada, olası bir tehlike oluşmasın diye,
bu bölüme bir erken beton istinat duvarı koyduk.
Mühendis, bu duvar için kayar kalıp denen kalıplar getirtti. 40 ton ağırlığında falan..
Çok göze batan bir duvar ve üzeri yemek bölümü olacağı, insanların can güvenliği için bunu çok önemsedi.
Bu tarz duvar diğerlerinden daha sağlam oluyormuş.
Görünüşü de diğerleri gibi bozuk değil, kendinden sıvalı gibi duruyormuş.
Ekstra sıva veya boya masrafı olmayacakmış.
Gitti benim paracıklar..:)
Her yemek fiyatına birer lira da bunu için ekleyeceğim..:)
Bu kırk ton nasıl geldi?
Mühendis, iki kamyonla gönderin demesine rağmen işgüzar nakliyeciler, bize çift masraf olmasın diye, mini tır ile (kırkayak diyorlarmış) göndermişler.
"Salih Abi, Salih Abi, senin malı bir kerede yükledik, sardık gönderiyoruz" demişler kıvançla..
Tır gelmiş gece, yol tenha iken.
Sabah olunca girmiş bizim alttaki yokuş yola.
Ortada nefesi tükenmiş.
"A lo, kepçe lazım"la uyandım.
Halbuki o sabah şantiye suyu bağlatacaktım.
Gittim.
Bizim tır, Nuh'un: "Şu hayvanları belki karada da kurtarmam gerekir, bu nedenle şu tırı da alayım gemiye" dediği tır..
Şoför amcam da Nuh'un: "Yaa, ben kullanmayı bilmiyorum ki, dur bir de sürücüsünü de gemiye alayım" dediği amcam..
Kepçe iki saat sonra gelebileceğim dedi.
Eh, beklerken inşata çıktım.
O ne?!
Bizim inşaat beni ek masraftan kurtarmak için yüzme havuzunu bodrumda kotarmamın yolunu gösteriyor.
Hazır havuz olmuş, suyunu doldurmuş.
Hava da bol güneşli, gir içine yüz.
Komşudan alıyoruz ya suyu, inşaat hortumu ile..
Bizim işciler kapamışlar hortumu uçtan, çeşmeden de kapadık diyorlar ya, inanırsak.
Hortum en zayıf yerinden patlamış gece.
Havuz kendi tahliyesini de kendi yapıyor, bulmuş bir yerden yol, şakır şakır boşaltıyor kendini dışarı ve aşağı yola.
Biraz sonra tırın çıkmaya çalışacağı yola.....
Şenlik var .....
Kepçe gelene kadar, daha alt seviyeye akış sağlamak için hortumla tahliye yapmaya çalıştık.
Hortumun alt ucundan vakum yapabilmek için havayı emerken içtiğim suyun şeklini yazmıyorum..
(*)-Bu aradaki bölümü en alta ekleyeceğim.
Kepçe geldi.
Çekemedi.
Kendisi devriliyordu.
Yüreğim binbeşyüz attı.
Yükün üçte birini boşaltıldı.
Bir saatte santim santim çıkarttı yukarıya.
Kepçe gitti.
Yükün kendisi artık yan yatmıştı.
Bağları çözünce, çözen kişinin altta kalma ihtimali çok yüksekti.
Halledildi cambazlıklarla.
İş bitti. Tır gidecek.
Gidemiyor.
Aşağıya indi, bizim köşeden manevra yapamıyor.
Sağ ön teker girdi mi boşluğa.
Hareket yapma, olduğun yerde kal dedikçe şoför amcama, Nuhçada anlamlar tam tersi imiş meğer.
Gitti gidiyor tır ve amcam, ama yanlış yöne kestirmeden..
A lo kepçe..
Geldi bir saat sonra.
Geri çekti santim santim.
"Murat" dedim kepçeciye, "sen tırını ve amcamı Urlaya kadar bırakıver bir zahmet"..
Bu kadar ekşın anjio yapıp damarlarımı açıp ömrümü uzatmış mıdır, yoksa stres nedeniyle damak sertliği mi oluşturmuştur bilemeyeceğim.
Yüzbin kere, inşaatın en üst noktası ile enalt noktasında gidip geldiğimi gören, ve o yokuşta, ilk defa kullandığım arkadaşın aracını hiç kaydırmadan in çık yaptırmamdan sonra işci çocuk " bu enerjiyi nereden bulyorsunuz, ve arabayı nasıl böyle kullanabiliyorsunuz" dediğinde,
nüfus cüzdanımı maviye boyamaya karar verdim.....
(*) Bölümü:
Tır altta henüz kepçeyi bekler iken,
arabasıyla merkeze alışverişe inmek isteyen iki yaşlı komşu teyze "çekilin" dedi.
"Yolu tıkıyosunuz, bozdunuz, biz bu yolu geri vites çıkamayız, manevra da yapamayız, şikayet-mikayet" v.s.
"Sizi ben götürüvereyim" dedim, götürüp getirdim.
Dik duruşumu, vakurumu da bozmuyorum. Ama içimden "aman efem, yaman efem" diyorum.
Bu düştüğüm durum yüzünden yemek fiyatlarına bir lira daha ekledim.....
Buranın esnafı bir garip.
200-300 lira kira ödüyorlar ama çektikleri fiyatlar Bodrum'dan, İstanbul'dan bile yüksek.
Göya, görece tanıdık birine tesisat döşemesi yaptırdım. Henüz yarısı.
İki yevmiyelik çalıştılar.
Malzemeye, liste üzerinden yüzde yüz kar koydular, bunun üzerinden pazarlık yapılır anladık ta (ki, demir-tahta gibi işlerde böyle oluyor.Ama üstüne ayrıca işcilik diye başka ekleme yapılmıyor), bir de 700 lira işcilik istediler.
"Tamam" dedim, "verin kaleminizi alnıma 'keriz' yazayım, ondan sonra kabul edeyim"
Bense, yöre insanlarına ayrı bir fiyat politikası uygulayıp daha düşük tutayım onlar için diyordum. İptal. Hatta onlara bir lira daha fazla...
Cumhur Tonba
12-05-2010, 00:03
Sayın Çekirdek,
Bir lira, bir lira sizi kurtarmaz. O kadar güzel, o kadar harika yazmışsınızki bundan güzel bir roman olur. Kapış kapış gider. Yakında yazarlığa başlarsanız şaşmam.
nurcanaybay
12-05-2010, 11:08
:))Aynı fikirdeyim .Gözüm de canlandırarak okurken yüreğim sıkıştı ,bir taraftan da tebessüm ettim :)
Gerçekten yeteneklisiniz ,hiç kolay olmadığını biliyorum ama adettendir ...kolay gelsin.
ahmetbagatur
13-05-2010, 23:43
Siz insaat konusunda tum tecrubeleri onden ediniyorsunuz. Sonra kismetse sizden tiyo'lari aliriz.:)
Hersey gonlunuzce olsun.
ohlur dagı
14-05-2010, 11:37
Selam Doğa dostları,
Ben yeni uye oldum ve bu ilk mesajım.
Mordoğan'a her yıl gidiyorum. orda bırkaç gun tatıl yapıp çeşme ya geçiyorum.
İstanbul'da yaşayan bir batı karadenizli olarak, o bölgenin (mordoğan-karaburun gibi), yeşilliklerden uzak olması beni şaşırtıyor. Bitki örtüsü, ekolojik denge korunmak şartıyla geliştirilemezmı acaba.
Sanırım, on yıla kadar o bolge balık çiftlıkleri ve tatil siteleri ile dolacak.
Sevgilerimle,
Mordoğandan sırtlarından haber alamıyoruz, telaş çok olsa gerek
Sevgili çekirdek kolay gelsin işlerin rast gitsin
Arada o güzel yazılarınızla bizleri de habersiz bırakma.
Merhaba, biz tuğla üzerine taş bindirme yaptık. Bu konuda sorularınızı yanıtlayabilirim ama konunun kısa özetini buradaki (http://etrim.blogspot.com/search/label/%C3%A7ilek%20ta%C5%9F%C4%B1) yazımda bulabilirsiniz. Kolay gelsin.
Sayın Çekirdek siteye daha yeni üye oldum yazılarınızı bir solukta okudum kolay gelsin umarım işleriniz uygun gidiyordur. hayalleriniz gerçek olurda bize de cesaret verir.
çekirdek
20-09-2010, 20:47
Mordoğan sırtlarındaki sakine, yorgunluktan ve yoğunluktan gık diyemiyor. Bir de buraya yazarken keyifle-keyifli bir anımda yazmak istiyorum. Tamamen bana ait bir zamanımda..
Ama kısacık şu kadarını yazayım ön tiyo olarak; taş bina yapamadım. Bir de ilk defa bu yıl bitkilerden uzak, kurak bir dönem geçirmek zorunda kaldım, bunun huzursuzluğunu ve etkilerini yaşadım.
Etrim, sizin sayfalarınızdan yararlanıyorum zaten. Ellerinize sağlık.
açık-pozisyon
20-11-2010, 06:50
Sn. çekirdek, hikayenizi benim kaldığım yerden (2009 sonu) bir çırpıda okudum... Sn. etrim, sizin de bloğunuza bakacağım.
2009 sonunda işime son verildiği için hayatta kalma mücadelesi içindeydim, şeytan dedi fırsat bu fırsat kaç istanbuldan ama eşim hamile, işinden ayrılmak istemiyor vs vs... Ben de şimdilik biraz daha para biriktirmek için yeni bir iş buldum 2 hafta önce, 10 aydır işsizdim yani :) Şu anda da 6 aylık şirin mi şirin bir kızımız var, annesi yılbaşında işe başlayacak... 2011'in biraz daha rahat geçmesini bekliyorum, bakalım zaman gösterecek, Allah sağlık versin de, herşey hallolur...
Sn. çekirdek, sizi can-ı gönülden destekliyorum, bilesiniz, kendim gitmişim gibi huzur buluyorum...
Yazılarınız heyecan verici. Sizi ilgiyle takip ediyorum.
çekirdek
20-11-2010, 23:51
Şimdilerde saçak süsleri araştırmakla meşkulüm. Çok klasik te olmayacak çok modern de. Hazır standart kesilmişlerden de. Kendim çizip, belki kendim keseceğim dekupajla, belki de cns ile kestirteceğim.
Yağmura kışa kaldım ama çatı kiremitlerim anca döşeniyor. Zavallı çatımın başına gelen zorluklar pişmiş tavuğunkine gelmemiştir. Uuuuyyy, neler yaşadım bir çatı uğruna. Hem maddesel hem manevisel (!) Ben ne kadar özendiysem o kadar çok zorluk çıktı ve uzadı. Her ahşap döşememden sonra yağmur yağdı, ve biz her seferinde tonlarca kalın naylon parası vererek onları örttük. Biz örttük, rüzgar ve fırtına ertesi güne parçaladı-uçurdu. O da yılmadı biz de yılmadık. Artık o saatlerden sonra yamaç paraşütü yapmaya hiç korkmam herhalde...
Bu çatı yapımı sırasında öğrendiğim en büyük ders; bir işini asla çok kişiye danışmayacaksın oldu.
-Çatı merteklerimi meşeden yaptım, 5'e 10.
İzmir piyasasında, ahşapçılar pazarında Çam fiyatları 450-650 idi.
Ben çam fiyatına İst.dan meşe aldırttım bir arkadaşıma.
-Üzerini lambiri ya da masif yapmadım maliyetli olacak diye, bir de tavanda lambiri görmeyi sevmiyorum. OSB döşedim meşelerin üzerine. Bunların tabaka fiyatı 20-25 lira arası.
-OSB üzerine 2cm lik köpük koydum. (Ben cam yün olmasını istiyordum daha sağlıklı diye ama mühendis; cam yünün ıslanınca işe yaramaz hale geldiğini söyleyince köpüğü kabul ettim.)
-Biraz müsriflik oldu ama, ısıyı arada hapsetmek için köpük üzerine tekrar OSB döşedim.
-Üzerine 2mm lik mebran montelendi. Bir topu 20metre, fiyatı 30-40 lira arası.
-2*6lık kiremit çıtaları
ve üzerine artık kiremitler.
Biz mebranı düz yaydık, masrafa dur demek için ama daha iyi ve mantıklı bir yayım şekli var, yarın ya da öbür gün foto çekip koyarım buraya, benim çok hoşuma gitti.
-
çekirdek
21-11-2010, 00:17
Sırada elektrik döşemesi var. Buralı biri yapacak, kazıklanmamaya (bu sözcük için özür dilerim ama durumu ifade eden argoya kaçmayan başka sözcük bulamadım) gayret edeceğim. Çünkü çatı sırasında yine aynı şey başıma geliyordu ama bu sefer çabuk savuşturdum. Şöyle oldu;
Sadece mebranı ve kiremitleri döşemek için 2bine anlaştığım kişi kalp krizi geçirince, bayram da ve yağmur da geliyor olduğundan bir acil kiremit döşeyici aramaya giriştik. Bir kişi geldi bin liraya yaparım dedi ama ömründe kendi evinin çatısını bile gördüğünden şüpheliyim. Yağmur oluklarımı takacak olan bir tanıdığımın kardeşi birini getirdi, 4bin istedi. Neyse, başkasıyla 2bin500e anlaştık. İyi biri. İşe başladı.
Olukları yapacak kişi ısrarla fiyat söylemedi, "anlaşırız, yabancı değilsin" dedi. Sonucunu anladım tabii, ama ben de karar verdim, iş bitiminde o ne fiyat söylerse söylesin vermeyip, kendi uygun bulduğum fiyatı vereceğim, yabancı değilm ya ... kolaysa gelsin söksün...
Kiremitçim işe başladı.
Olukçum geldi.
Kiremitlerden önce üç-beş oluk bileziğini taktı gitti.
Akşam kiremitçimden duyuyorum ki, niye burayı ikibuçuğa yapıyorsunuz, biz dört fiyat vermiştik demiş.
Eh yani.
Ben şimdi buralıların tabak fiyatına birer lira daha eklemez miyim??
Olukçuya güle güle tabi.
Bu başlığı yeni farkettim. Forumdan uzun süre uzak kalınca neler kaçırmışım yeni yeni farkediyorum. Bir solukta okudum. Sevgili çekirdek kolay gelsin, umarım bundan sonra her şey yolunda gider, her şey gönlünce olur.Takdir ve hayranlıkla izlemeye devam edeceğim.:)
Sevgili çekirdek, yazılarını zevkle okuyorum. Her mesajından sonra da Allah kolaylık versin diyorum.
Hani bir tabir vardır, eminim ki sen de bilirsin " yemek yedikleri kaba s....lar" derler ya, aynen öyle.
Benim de uzun zamandır bahçede çalıştırdığım biri yeni gelen bir kadına " ooo sen böyle çalışırsan, otları böyle kökünden yolarsan burada zor iş bulursun, işler biter sen de açıkta kalırsın " demişti de kendisi işinden olmuştu. Ne kadar kızmıştım, kafamın tası atmıştı. Tam çatacaktım Oğuz mani oldu, " bırak, azarlayacağına iş verme olsun bitsin " diye beni tutmuştu.
Ne kötü niyetli insanlar var yaaaa.
Bedim de en nefret ettiğim şeydir fiyat söylemeyip " Yabancı değilsin abla hallederiz" diyenler. İş bitince de en yüksek parayı isterler.
Biz yağmur oluğu için araştırıp en ekonomik şu (http://www.yagmuroluk.com/) sistemi bulmuştuk. Bakırı tavsiye ederim, ilk takıldığında parlak sarı duruyor ama bir haftada oksitlenip eski halini alıyor. Bence taş kaplama binada bakır oluklar, gri veya kahverengi pvc den çok daha güzel görünüyor. Bir de bu sistemde çalışanlar profesyonel olduklarından sorun yaşanmıyor. 2 saatte işi bitirip gidiyorlar.
''Olukları yapacak kişi ısrarla fiyat söylemedi, "anlaşırız, yabancı değilsin" dedi. Sonucunu anladım tabii, ama ben de karar verdim, iş bitiminde o ne fiyat söylerse söylesin vermeyip, kendi uygun bulduğum fiyatı vereceğim, yabancı değilm ya ... kolaysa gelsin söksün...''
Merhabalar!
İşi öğrendiniz bakıyorum harikasınız. SİZE şu fiyata olur diyenlerden de uzak durun lutfen. Ne meslek ahlakı kaldı ne de dürüstlük piyasada. Fırsatını buldumu kazıklayan kazıklayana. İşini doğru dürüst yapıp emeğinin karşılığını alana saygımız var elbette. Yalovada bir abimizden bir söz duymuştum sizinle paylaşmak isterim. TECRÜBE YENİLEN KAZIKLARIN BİLEŞKESİDİR. Müthiş bir söz.
Başarılar kolaygelsin.
ardacan2000
15-02-2011, 18:43
Son gelişmeleri ve fotoğrafları bekliyoruz.
Baki Berk Kayalar
15-02-2011, 20:35
Baştan sona keyifle okudum. Darısı başıma.
Yeni yuvanızda mutlu bir hayat dilerim.
Selahattin Yılmaz
15-02-2011, 21:06
Oraya gidip duvarın taşına bir taşta ben koyabilseymişim, bir kaç kürekte ben toprak atabilseymişim.
Merhabalar...!
Umarım çalışmalarınız istediğiniz düzeyde gelişme gösterir. Mordoğonda sahilde meşhur bir kafede sıra dışı bir ismi var şu anda hatırlayamadım yaklaşık 20 gün önce eşimle kahvaltı yaptık. Kulaklarınızı çınlattık. Bizde sizin gibi maceralı yaşıyoruz bu ayları. İnşaat çalışmalarınızı burdan sessizce takip ediyorum. Son durum hakkında bilgi verirseniz tabii mümkünse..
Eşimle bayıldık vesselam güzel bir cennet seçmişsiniz. Tebrikler.
Saygıyla.
çekirdek
22-04-2011, 22:41
Yeniden yaşamaya . canlanmaya başladım .Bahar gibi, baharla birlikte.
Bir yılı aşan süredir demirlerle, taşlarla, betonla, kepçe ile ve benzerleri ile uğraşmaktan ne toprakla ne bitki ile uğraşabildim. Çok uzun yıllardır ilk defa, hem de doğanın içinde olmama rağmen doğaya el süremedim. Ummadığım derece huzursuz etti bu beni.
Ama artık yaşam bulmaya başladım. İki hafta önce Pazar günü hiç kimse yoktu arazimde, kimse “abla şuna bir baksana”, “Derya Hanım şu şöyle mi olacak” demeden bir gün geçirdim.
Bütün gün ağaç diktim. O günden beri de yağmur izin verdiği, güneşin de toprağı kuruttuğu her anı dikimle değerlendirmeye çalıştım. Çoook yoruldum ama çok. Mevsimi kaçırmak istemiyorum çünkü.
Altı zeytin,
İki Pikan ceviz,
İki erik,
Yirmibeş nar,
İki incir,
Üç selvi (ya da kavak, her daim karıştırmışımdır),
Dörtkızılcık,
Dort lavanta,
Dört hanımeli,
Altı hedera,
Yedi ortanca,
Asma çelikleri,
Ve birkaç mevsimlik çiçek.
Bekleyen elimdekiler;
Trabzon hurması,
İki limon,
Bir Malta,
Bir fındık,
Ve yine mevsimlikler.
Israrla Pasiflora arıyorum ama yok buralarda. Halbuki beton duvarımı çabuk saracak, hem de çiçekli.
Daha bir dünya şey var almam ve dikmem gereken.
çekirdek
22-04-2011, 23:13
Birileri bu yeri-mekanı benim yerime-kendi yerine işletse de ben de buranın bahçıvanlığını ve sanat işlerini yapsam.:)
Evdeki hesap çarşıya uymadı misali, binaya taş giydirme yapmıyorum-yapamıyorum. Arzularınıza uymayan birçok şeyi olurlamak durumunda kalıyorsunuz. Duvarda göremediğim taş-doğal dokuyu iç hatlarda bir başka şekilde yaşatmaya çalıştım ben de.
Yer döşemelerinde tuğla plaka, Denizli’den travarten ve rabıta yaptım. Banyo duvarlarında da travarten kullandım, hoş oldu.
Harika bir yer bu açıdan hiç görmemiştim,
Elinize sağlık kısa zamanda çok işler yapmışsınız, çok güzel bir yer olacağı kesin, ömre ömür katar, manzaraya bayıldım (şimdi kim ayıltacak) :)
İkliminiz uygun yerin varsa pikan cevizinden bir kaç fazla ek. Daha erken haberim olsaydı ayva fidanı gönderirdim. (ayvayı yedim demek için) :) bir kaçta goji için de yer ayır.
Lilium candidumların yerini sormuyorum zaten haziranda hatırlat göndereyim. (Kafa yadelli biraz da) :)
Daha bir dünya şey var almam ve dikmem gereken.
Aşk olsun ağaçlar net ne güne duruyor orayı saray yaparız saray, sen neye ihtiyacın varsa yaz elinde olan arkadaşlar severek yardımcı olacaklardır.
çekirdek
23-04-2011, 16:14
Sevgili Lilium, ben de ayva fidanını sana diyecektim. Diğer fidanları alırken ayva da satmaya çalışıyorlar ama ısrarla almıyorum sana seslenmeden. Şansım yok mu artık bu yıl için?
Tüpte olmadıkları için bu yıl geç kalındı uyandılar artık, bir birbucuk ay önce haberim olsaydı olabilirdi, kısmet seneyeymiş, eksiğimiz o olsun seneye hallederiz.
çekirdek
15-05-2011, 19:54
Bacalarımı (2 tane) resimde görüldüğü g,b, yapmak istiyorum. hazır şapka kullanmıycam. Boyutları da yaklaşık aynı, birine iki birine üç çıkış bağlanıyor. Son noktaya kadar örüldü sıra şapkada. Bacayı ören usta üst tarafının taşla yapılmasının uygun olduğunu söylüyor, gazbeton falan olmaz diyor. Kuvvetli poyraz ve lodos alıyor. Ne yapmalıyım, ve bu şekil bu rüzgarlara fırtınalara uygun mudur?
Halil Önen
31-07-2011, 22:20
...
Biraz sonra da camisi ve avlusuyla karşılaşıyorsunuz, ve diyorsunuz ki, ya da ben diyorum: Burada ya şair olunur, ya ayyaş.Ya da ayyaş bir şair...
.....
Ben aslında burada kalmıştım. Şimdi ne olacak...;)
Hadi bakalım yarın da Ramazanla karşılaşıyoruz.:p
çekirdek
09-08-2011, 15:56
Ramazan bitiminde beklerim Halil Bey, şişemizi de açarız şiirler de okuruz, ve dahi mangal yakarız. Yakınız.
Safranlı
10-08-2011, 10:17
Tüm sayfaları okudum
çok sürükleyıcı olmuş
devamını beklıyoruz
Sevgili Çekirdek, yaptığın iş maddi manevi çok yıpratıcı ve zor. Sona doğru nedense daha da zorlanıyor insan, bitmeyecek gibi geliyor. Kolaylık diliyorum.
çekirdek
15-08-2011, 21:25
Çok doğru diyorsun Limon'cuğum. Maddi açıdan malum, gitti gidiyor döner mi bilmem durumları oluyor. Manen ise, bazı günler, uzadığı için ööö geliyor artık.
Hani yeni bir eve-yere geçersin, her şey sürprizdir, ilk görülüyordur, cazibesi vardır. Burada aylardır aynı yerde debelene debelene ve her noktasını röntgenden geçmeden bile bile cazibesi-heyecanı kalmadı gibi geliyor bana.
çekirdek
20-08-2011, 00:07
Vıııy.. Bugün rezil oldum :)
Ben inşaata geçen sene Mart'ın en son günlerinde başladım. Bir Nisan'ı mihenk belledim.
Bir yıl beş ay geçmiş. Kuyruğunun da kuyruğuna gelmişim.
250 mkare. Bir o kadar da mecburi bodrum. Yamaçta kurulduğu için.
Herkes "hala bitmedi mi, amma uzadı" diyor. Uzun bir süre mi hakikaten , bilemiyorum. Moralim bozuluyor.
Yöre halkı da merakla ve istekle bekliyor bitmesini ama.. İlk yıl "ne zaman, ne zaman " diye soruyorlarken artık hiç sormuyorlar. Biteceğinden umutlarını mı kestiler acaba?? güvendikleri dağa kar mı yağdı acaba?? Bilmiyorum iken; bugün rezil oldum...
Buralarda inşaatı başlayan evler hemencecik bitiyor. Dört ayda içine giriyor insanlar, ben de ağzım bir karış açık hayretler içinde yalanıyorum. Gerçi daha küçük m.kareleri, ve mütahitler ya da inşaat mühendisleri yapıyor ve düz arazideler.
Bugün arazi içi yol ve park yeri için kilit taşı konuşması yapmaya bir mühendisin yanına inmiştim. Konuştuk. Birisi geldi. O'nu bana , beni O'na tanıştırırken "yukarıda otel-sosyal tesisi yapılıyor ya, oranın sahibi bayan. Henüz bitmedi ama biraz da HOBİ GİBİ yapıyor" demesin mi....
Tamam, geldiklerinde beni resim yapıyor, ağaç oyuyor, biyerleri boyuyor, bazı seramikleri döşüyor, plenyede birşeyler kesiyor görüyorlar ama bunların tümünü kendim yapmıyorum ki, hem de hobi olsun diye.. İş çabuk bitsin diye yapıyorum.
Yani zannetmem o ki; bina bitmedikçe millet beni "kadın oynuyor işte kendi kendine" diye düşünmeye başladı galiba.
Halbuki bilmiyorlar ki.......
Safranlı
20-08-2011, 09:28
kendinizi hiç üzmeyin
bu inşaat işleri hep böyledır
her açıdan özen gösterdıgınız için yagmur suyunu toplamaktan dogaya uyumuna kadar derin bir titizlik gösterdıgınız için böyle oluyor
dört ayda biten binalar şablon seklındedır
dışarıdan sıva yapılır içeriden alçı gecilir
dısarıda fazlasıyla arabesk yöreye uyması hiçte dikkate alınmayan ne bulunduysa onla süslenir hep..
seramikler mutfak moda neyse ona göredir
ustayla gidilir satıcının bunlar moda dedıgı alınır ve yapılır
benım meslegım bu inşatcılık..
bir binanın bir bucuk yılda bitmesi gayet normal
ruhu olan her daim güzelliğini kaybetmeyen bina yapabılmek için
bırakın bu süreyi sadece altı ay proje tasarlansa bile makul dur
bence her sey çok güzel gidiyor
her satırınızı takıp edıyorum
kolaylıklar dılerım...
kesinlikle sayın Safranlıya katılıyorum.eminim sizin bina bir başka güzel oluyordur sevgili Çekirdek,moralinizi bozmayın.ama ben de biraz ne zaman bitecek acaba?bitse de gitsek diyorum arada:)
sevgiler,kolaylıklar...
İnsanlar öyle, bir şey başlayınca hemen bitmesini beklerler. Moral vermekten çok moral bozarlar. Hastaysan "Daha iyileşmedi mi?" "Amma uzun sürdü.." hamileyken "Daha doğurmadı mı?" Öğrenciyken "Daha okul bitmedi mi? Amma uzun sürdü..."
En sevmediğim ise başkalarıyla karşılaştırılmak. "Bilmemkim abi 2 ayda yaptı bitirdi" "Sen taşla mı kaplıycaksın, bilmemne abi seramik yaptırdı" "Bu çim iyi değil, bilmemne beyin çimi çok güzel" Memnuniyetsiz surat ifadesiyle, "Bu ne ağacı ki?" vb...
Onun için kimseyi hiç takmamak en iyisi. Ben kolayını buldum, çok şaşırmış gibi yüz ifadesiyle "Öyle miiii?" diyorum. ;) "Ne yapalım bizimki de böyle oldu" deyince söylenecek söz kalmıyor.
"aylardır aynı yerde debelene debelene ve her noktasını röntgenden geçmeden bile bile cazibesi-heyecanı kalmadı gibi geliyor bana" demişsin ya hiç öyle olmuyor. Bitip, her şey istediğine yakın olunca karşısına geçip sanat eserine bakıyor gibi seyrediyorsun, çok ta keyif alıyorsun.
Limon çok haklı, hele eline aldığın bir bardak çay veya kıvamında bir şarabı yudumlayarak eserini seyretmek kadar güzel bir şey düşünemiyorum.
Yeniden yaşamaya . canlanmaya başladım .Bahar gibi, baharla birlikte.
Bir yılı aşan süredir demirlerle, taşlarla, betonla, kepçe ile ve benzerleri ile uğraşmaktan ne toprakla ne bitki ile uğraşabildim. Çok uzun yıllardır ilk defa, hem de doğanın içinde olmama rağmen doğaya el süremedim. Ummadığım derece huzursuz etti bu beni.
Ama artık yaşam bulmaya başladım. İki hafta önce Pazar günü hiç kimse yoktu arazimde, kimse “abla şuna bir baksana”, “Derya Hanım şu şöyle mi olacak” demeden bir gün geçirdim.
Bütün gün ağaç diktim. O günden beri de yağmur izin verdiği, güneşin de toprağı kuruttuğu her anı dikimle değerlendirmeye çalıştım. Çoook yoruldum ama çok. Mevsimi kaçırmak istemiyorum çünkü.
Altı zeytin,
İki Pikan ceviz,
İki erik,
Yirmibeş nar,
İki incir,
Üç selvi (ya da kavak, her daim karıştırmışımdır),
Dörtkızılcık,
Dort lavanta,
Dört hanımeli,
Altı hedera,
Yedi ortanca,
Asma çelikleri,
Ve birkaç mevsimlik çiçek.
Bekleyen elimdekiler;
Trabzon hurması,
İki limon,
Bir Malta,
Bir fındık,
Ve yine mevsimlikler.
Israrla Pasiflora arıyorum ama yok buralarda. Halbuki beton duvarımı çabuk saracak, hem de çiçekli.
Daha bir dünya şey var almam ve dikmem gereken.
Sevgili Çekirdek,
Seri imalat ve fabrikasyonlar her zaman kısa süre içinde yapılır. Bir pantolonu terzi 1-2 prova ve dikimi düşünürseniz en erken 3-4 günde teslim edebilirken, fabrikasyonla aynı sürede yüzlerce pantolan dikiliyor olabilir. Ama bu pantolonlar tam bedene uymaz, beli , boyu sonradan düzeltmeler isteyebilir. Düğmeleri tek tip, yeri ve yönü belli, kesimi standarttır. Terzi size düğme rengi ve yerini sorsa bile karar vermekte zorlanabilirsiniz. Ya da yapıldıktan sonra hoşunuza gitmeyebilir, bozdurup başka türlü yaptırabilirsiniz. Ama bittikten sonra içinize sinen sevdiğiniz bir pantalona sahip olursunuz.
Her noktasını içinize sine sine yaptığınız evinizde keyifle, mutlulukla oturmanızı dilerim.
Meyve veren passiflora bahçemi nerdeyse istila etti. Her yerden çıkıyor, hemen 1 ay gibi kısa sürede metreyi buluyor. Artık çekip çekip atar hala geldim. Arzu ederseniz , beyaz solanumla birlikte yollıyabilirim.
Kolay gelsin...
çekirdek
20-08-2011, 22:23
Teşekkürler Safranlı, işin profosyonelinden duymak iyi geliyor.
Evet bir dünya hazır mutfak-banyo dolapları var, çok dolandım konduruvereyim diye içime sinmedi (gecikmelerin nedeni bu gibi ayrıntılar değil gerçi). Elimdeki rabıtalar zaten fazla idi, önlardan oluşturttum marangoza, ortadaki dekupajlı bölümü de kendim yaptım sonradan. Henüz tezgahı oturtmadım, mavi hareli bir mermer bulup koymayı düşünüyorum.
241882
çekirdek
20-08-2011, 23:07
Sağol Lir, pasifloradan iki-üç köklendirme yapmıştım, minicik ve umutsuzdular ama geliştiler. Yeni sürgünler alabilmek için daha beklemem gerekecek. Hızlı yeşillendirme için sizdekilerden de isteyebilirim.
Solanum çalısının zehirli olduğu söyleniyor ya, hayvanlarımız için sakıncalı olabilir diye düşündüm.
Terzi-düğme örneğinizde olduğu gibi; umduğunuz kadar iyi sonuçla karşılaşılmasa da el yapımı ürünlerin verdiği zevk bir başka oluyor.
Altta resmini koyduğum çerçeveler ayna olacak. Daha önce bir dağ başına, çöpçüler alsın diye atılmış eski tarz oymalı koltukların parçası idiler. Arabanın bagajına yükleyip gelmiştim. Hatta bir işci arkadaş "Derya Hanım bunları parçalamış. çöpe koyacağımıza yakalım" deyip yakmıştı bir kısmını :)
241893
Doğru ya, bu oymalı - el işi koltuklar bizde de vardı tam da onların baş kısımları... hay Allah sen çok yaşa emi sevgili çekirdek. Yaa ben bu koltukları birine vermiştim ama çok oldu, acaba duruyor mu diye sorsam mı? O da kullanmıyorsa baş kısımlarını alırsam nereden baksan sana 9 tane ayna başı çıkar.
Sağol Lir, pasifloradan iki-üç köklendirme yapmıştım, minicik ve umutsuzdular ama geliştiler. Yeni sürgünler alabilmek için daha beklemem gerekecek. Hızlı yeşillendirme için sizdekilerden de isteyebilirim.
Solanum çalısının zehirli olduğu söyleniyor ya, hayvanlarımız için sakıncalı olabilir diye düşündüm.
Terzi-düğme örneğinizde olduğu gibi; umduğunuz kadar iyi sonuçla karşılaşılmasa da el yapımı ürünlerin verdiği zevk bir başka oluyor.
Altta resmini koyduğum çerçeveler ayna olacak. Daha önce bir dağ başına, çöpçüler alsın diye atılmış eski tarz oymalı koltukların parçası idiler. Arabanın bagajına yükleyip gelmiştim. Hatta bir işci arkadaş "Derya Hanım bunları parçalamış. çöpe koyacağımıza yakalım" deyip yakmıştı bir kısmını :)
241893
İşte bunun adı sanat. Bayılırım bu yaklaşıma, benim gözlerde hep arar bu tarz şeyleri. Resimdekini atılmış bir ekmek standından yaptım.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=241823&stc=1&d=1313830545
Bakkalın şaşkın ifadesi aklıma geldikçe gülerim.
Solanum jasmanoides album,
20-30 metre sarılabilen daha çok tırmanıcı formu, herdem yeşil ve sürekli çiçekli. Alt gövde kısa sürede odunlaşıyor. Daha önce tijli çalı muamelesi yaptığım bir çalı iken bir gün baktım bir dalı uzamış clematislerin tutanağına tutunmuş alıvermiş kendini yukarıya. Çok şaşırdım ve deneme amaçlı dallarını yukarı doğru gitmesine izin verdim. Yaklaşık 8 ayda evin yan duvarının 1/4 ünü kapladı. Toksisite konusunda direk çiçekleri ( meyvesi) yendiğinde mide ağrısı yapabiliyormuş. Benim kedimin hiç ilgisini çekmedi. Bahçemize hafta da 2-3 köpekli arkadaşlar geliyor. Uygun sarılırsa sorun olacağını sanmam. Çiçek oluşumunu gördüm ama hiç meyve oluştuğunu görmedim.
Topraktan uzak kalmanız çok mutsuzluk verici ama az kalmış. Kolay gelsin.
kazim polat
21-08-2011, 13:38
Sevgili Çekirdek, omuzları düşürmek yok. Aynı sıkıntıları ben de yaşamaktayım. Zaten ustalarla uğraşmak çok zor. Verdikleri sürede hiçbir iş bitmiyor. Diğer arkadaşların dediği gibi biz çabuk projeli evlerden yapmıyoruz, ki sizinkinin metrekaresi zaten çok büyük. Bir de bunun üzerine maddi sıkıntı bindi mi, bu kadar uzatmamız gayet doğal.
Gelip çok beğenenlerin yanında bir de, para yerine akıl verenler oluyor şöyle - böyle yapsaydın diye. Ama bilmiyorlar ki o beğenmedikleri yeri ben gecelerce yatağımda uykum kaçarak debelenirken tasarlamıştım. :)
Ben de yılbaşında göçerim diyordum ama, sanırım sonbaharda anca olacak. Şimdiden çayımı yudumlarken izlemesi çok hoş oluyor, kim bilir, o zaman ne kadar zevkli olacak!
Bu arada ayna çerçevelerinize bayıldım. Ellerinize sağlık.
çekirdek
21-08-2011, 23:54
Evet Güler, çok bereketliler. Neredeyse her bir kılçığı kullanılabiyor, bir de kurumuş olduklarından dokusu da güzel oluyor.
Lir, şimdi tekrar baktım internetten, güzelmiş gerçekten, ben daha önce başka bitkiye bakmışım galiba. Gönderebilirsen sevinirim. Zaten çiçeklenmesi gereken (ağaçlar bölümü hariç) o kadar çok yer var ki, toprağa dikilecekler dışında saksıya bile bir dünya para harcamak gerekecek. Geçen gün Ferda ile konuşmuştuk saksıları toptancılardan almak gerekecek diye. Dolayısıyla olabilecek bitki gönderimlerinize hayır diyemiyeceğim. Sizin saksılığa da hayran oldum, sıcak ve samimi çok..
çekirdek
22-08-2011, 00:05
Gelip çok beğenenlerin yanında bir de, para yerine akıl verenler oluyor şöyle - böyle yapsaydın diye. Ama bilmiyorlar ki o beğenmedikleri yeri ben gecelerce yatağımda uykum kaçarak debelenirken tasarlamıştım. :)
Ben de yılbaşında göçerim diyordum ama, sanırım sonbaharda anca olacak. Şimdiden çayımı yudumlarken izlemesi çok hoş oluyor, kim bilir, o zaman ne kadar zevkli olacak!
Bu arada ayna çerçevelerinize bayıldım. Ellerinize sağlık.
Ah o uyku kaçmaları.. Hem hoş hem nahoş. En iyi sonuçlar o kaçışlarda yakalanıyor, ya da tam tersi, doluyu boşa boşu doluya koymak pek zor oluyor.
Bayramdan az sonra Ödemiş'e gelmem gerekiyor. Sizin sarı-yollu dokumalarınızdan yapacağım konuk çarşaflarını, çok güzel oluyorlar, yumuşacık, temizliğin-doğallığın-zarafetin içinde yatıyorsunuz hissi veriyor. Çok ta uygundu fiyatları.
çekirdek
22-08-2011, 00:26
Binanın arka bölümündeki yürüme yolunu traverslerden yapıyorum. Bir ara çokca, uygun fiyata Denizli'den getirtmiştim. Bunları döşedikten sonra üzerine bir de lokomotif otutmak şart olacak galiba. Hiç tren yolu olmayan yarımadaya ilk yolu kuran ve treni getiren kişi olarak tarihe geçerim artık :)
242030
Bütün tahtaları ikiye böldüm, onar cm ara ile koydum. Bu aralardan çim ve papatya gibi minik çiçekler çıkartacağım. Birkaç metrede bir birer metrelik boşluklar bıraktım, yeknesaklığı kırmak için, buralara da çok büyük yuvarlak meşe dilimlerini koyup(elimde var) aralara da beyaz çakıllar düşünüoyrum.
Bu yol ile duvar arası da hava şartları el verirse narenciye bahçesi olacak, bir de çiçekler
.
Halil Önen
22-08-2011, 00:37
.. Hiç tren yolu olmayan yarımadaya ilk yolu kuran ve treni getiren kişi olarak tarihe geçerim artık :)
Bunu tarih yemez ama belki kurşun kalemle yazar.:)
Halil Önen
22-08-2011, 00:39
...
Bu yol ile duvar arası da hava şartları el verirse narenciye bahçesi olacak, bir de çiçekler
.
Bak bu yol '' Yeşil Yol !'' olur.;)
Metin Y.
22-08-2011, 00:42
Bir destan gibi...HELAL OLSUN!
heyecanla bitmesini bekliyorum,mavi çerçeveli aynada saçımı tarayıp,ödemiş işi çarşaflarda uyumak için... çok güzel oluyor,olmuş bile:)
Evet Güler, çok bereketliler. Neredeyse her bir kılçığı kullanılabiyor, bir de kurumuş olduklarından dokusu da güzel oluyor.
Lir, şimdi tekrar baktım internetten, güzelmiş gerçekten, ben daha önce başka bitkiye bakmışım galiba. Gönderebilirsen sevinirim. Zaten çiçeklenmesi gereken (ağaçlar bölümü hariç) o kadar çok yer var ki, toprağa dikilecekler dışında saksıya bile bir dünya para harcamak gerekecek. Geçen gün Ferda ile konuşmuştuk saksıları toptancılardan almak gerekecek diye. Dolayısıyla olabilecek bitki gönderimlerinize hayır diyemiyeceğim. Sizin saksılığa da hayran oldum, sıcak ve samimi çok..
Sevindim::) İsterseniz kargo ile İstanbul'a gelecekseniz ya da buradan toplu bir gidiş olacaksa daha fazla bitki yollama imkanı olabileceğinden o da olabilir. Ayrıca ahududu ve dikensiz bögürtlen fazlalılığım da var. Size ayırıyorum.
Rastgele...
kazim polat
23-08-2011, 18:27
Bayramdan az sonra Ödemiş'e gelmem gerekiyor. Sizin sarı-yollu dokumalarınızdan yapacağım konuk çarşaflarını, çok güzel oluyorlar, yumuşacık, temizliğin-doğallığın-zarafetin içinde yatıyorsunuz hissi veriyor. Çok ta uygundu fiyatları.
İletişime geçelim, seve seve yardımcı olurum. Babamın eskiden mal aldığı bir toptancı var, oraya gideriz.
Pek de yeri olmamakla beraber yine de yazmak istedim. Arkadaşımız sevgili kazim polat'ı burada da görmek güzel geldi bana.
Sevgili kazim polat, evvelce sık sık aramıza katılır, bahçesini anlatır, güzel sohbetlerde bulunurdu. Hele Ödemiz Fuar gezisinde bizlere gösterdiği yakınlığı-ilgiyi unutmak mümkün değil. Harika bir ev sahipliğini gerçekleştirmişti. Ama sonra ne oldu bilmiyorum arkadaşımız ayda bir siteye uğrar oldu.
Sevgili kazim polat, ister sitem diye düşün, ister düşünme. Ama bizleri bu güzel arkadaşlığa alıştırıp sonra da arayı açmak olmazdı diye düşündüğümden yazıyorum bunları. Çünkü seni seviyoruz ve özledik.
çekirdek
24-08-2011, 00:10
Teşekkürler Lir, İstanbul'a geişimde haberleşiriz, alırım sizden.
çekirdek
24-08-2011, 00:33
Bina-ana yapı hep köşeli geometriklerden oluşuyor. Bir türlü elim yuvarlaklara gitmiyor. Halbuki kemerli, yuvarlak kapı pençere gördüğümde-uygun kullanılmışsa- hoşuma gitmiyor değil. Ama nedense burada olması gereken her şey dik olmalı gibi geliyor bana. Keskin, köşeli.. Köşe kırmaları- yumuşatmaları hep bitkilerle ve aksesuarlarla yapasım var.
Alttaki resim, bu kırma amacı nedeniyle yaptığım rbir çalışma. Kapısız bir geçiş kapısının üzerini, sonradan eklemleneceği için ağı olup düşmesin diye, hemi de artık elimde muadili olabilecek bir malzeme varsa yenisine para vermek istemediğimden yutonglardan keserek oluşturduğumbir kemer. Ve altına destek olsun diye yaptığım bir ek çalışma. Ytonglar henüz boyanmadı.
242307
çekirdek
24-08-2011, 00:43
Merdiveni kendimiz yaptık. Direkt birine sipariş versek baba para isteneceğini biliyoruz. Basamaklar meşe, renk katmadık.
Fırınları dolaşıp, formunu beğendiğimiz yakılacak odunlardan toplayıp tasarlayıp merdivene doğalına uygun ağaç sardırdık, ona da sarmaşık sardıracağım.
242312
çekirdek
24-08-2011, 00:56
Sevgili Halil Önen, Riko, Metin Y., güzel duygularınız için teşekkür ederim. Mordoğan'ın kışı da çok güzel oluyor, tertemiz hava, merkezde sessizlik-dinginlik, ocağımızda da ateşimiz ... Beklerim:)
kazim polat
24-08-2011, 01:04
Pek de yeri olmamakla beraber yine de yazmak istedim. Arkadaşımız sevgili kazim polat'ı burada da görmek güzel geldi bana.
Sevgili kazim polat, evvelce sık sık aramıza katılır, bahçesini anlatır, güzel sohbetlerde bulunurdu. Hele Ödemiz Fuar gezisinde bizlere gösterdiği yakınlığı-ilgiyi unutmak mümkün değil. Harika bir ev sahipliğini gerçekleştirmişti. Ama sonra ne oldu bilmiyorum arkadaşımız ayda bir siteye uğrar oldu.
Sevgili kazim polat, ister sitem diye düşün, ister düşünme. Ama bizleri bu güzel arkadaşlığa alıştırıp sonra da arayı açmak olmazdı diye düşündüğümden yazıyorum bunları. Çünkü seni seviyoruz ve özledik.
Güler Abla'cım, dediğin gibi yeri değil ama, Çekirdek hoşgörecektir bizi diye umuyorum. :)
Sitem diye algılamadım asla, tam aksine, çok mutlu oldum. Aklınızda, kalbinizde yer edebildiysem, ne mutlu bana! Dediğiniz gibi biraz mola vermiştim ama, mola bitti, gene buralardayım nasipse. Sadece burada değil, gene yüz yüze görüşmek isterim hepinizle. Hatta buradan sonbaharda 2. Birgi Gezi'mizin sözünü mü versem ne? Hem ev de bitmiş olur o zamana, kestaneleri bende közleriz? :)
İnşallah ama önce bir sevgili çekirdeği rahatsız etmeyi düşünüyorum. Ferda çok güzel şeyler anlattı, benim de aklım kaldı.
Güllerimi alıp ziyaretine gideceğim inşallah.
çekirdek
24-08-2011, 20:16
Bu ne güzel haber Güler :) :) Müthiş mutlu edersin beni. Senburadayken bir İzmir toplantısı bile yaparız bakarsın..
Zeytinci
24-08-2011, 21:06
Sevgili Çekirdek,
Henüz komşuluk kahvesi bile içemedik ama dünya telaşından. İlk fırsatta merhaba diyeceğim, Zeytinci'nin bahçesinden de birşeyler çıkar sizin mekana.
Sevgiyle kalın.
çekirdek
12-09-2011, 20:35
Sevgili Zeytinci,beklerim. Şimdiye kadar inşaat telaşından ve kargaşadan Türk kahvesi sokmuyordum buralara ama artık başladım. Çok keyifli oluyor. Beklerim.
çekirdek
12-09-2011, 20:44
Geçenlerde tv ekibi çekim yapmaya gelmişti. Mekan henüz tam bitmedi ama..
Showmax kanalında cuma 15.30da, cumartesi günü de 23te yayınlanacakmış. Umarım iyi olmuştur.
Programı yapan Ataman Bey, o an için mikrofonu eline alıp gelen biri değil. Daimi çalışmaları gezi ve gezilecek yerler üzerine, çok yıldızlısından çok yer ve mekan görmüş bir kişi. Sohbet bitiminde ekran için olmayan samimi düşüncelerini sordum; "çıtanın üzerinde, çok hoş, ileride daha daha güzelleşeceği görünebilen bir yer olmuş" dedi.
Sevindim..:)
Bizde sevindik.
Sevgili arkadaşım sen yaparsında güzel olmazmı, kimbilir ne güzel yapmışsındır, inşallah bir gün görmek nasip olur.
fatma_demirel
13-09-2011, 06:38
bir solukta okudum. tebrik ediyorum ve kolaylıklar diliyorum.
Notlarıma aldım. Cuma günü olmazsa cumartesi günü seyretmek isitiyorum.
Yaptığınız başından beri takip ediyorum. Örnek alınacak hiç bir şeyi kaçırmak istemem. Sizin yapmış olduklarınız da onlardan biri. Kafanızdan geçirdiklerinizi fiili olarak uyguladığınız biliyorum. ' Çıta Üzeri ' bana göre çıtanın çok üzeri.
Kolay gelsin.
çekirdek
15-09-2011, 00:24
Yaklaşık birbuçuk yıldır inşaatta, şantiye binası gibi kullandığımız, işlem görmeyen bodrum bölümünde yaşıyorum. Mayısa kadar geceleri geç saatte eve sadece yatmak için gidiyordum. Beş aydır daimi buradayım. Yarı işlem gören odalardan birine konuşlanmış durumdayım. Standart ev temizliği yapmıyorum bu odada çünkü anlamsız kalıyor, sabahtan akşama eski haline dönüyor. İlk bir kaç gün temizlik yaparak yaşadım ama baktım ki sadece zamanımı boş yere harcamış oluyorum, bıraktım olduğu gibi.
Milyon tane gelip giden işci arkadaşların çoğuyla aynı sofradaydım. Tüm buna rağmen işte, iki yıldır hiç hastalanmadım (toptan çıkar mı bilemem).
Eee? Hani temizlik için, hastalanmamak için temiz olmalıydık... Yerlerdeki tozlar için arçelik süpürgesi, kirleri için vim, bulaşıklardan sonra domestos, lavobo için cif, ellerimizdeki mikrolar için .....mendil kullanmalıydık.. Yoksa yalan mıydı hepsi?? Temizlik ve malzemeleri sağlık demek değil miydi? Aldatılıyor muyduk? Yıllarca kazancımızın beşte birini boşuna mı bu malzemelere yatırmıştık? Tüketim toplumunun gazabına mı uğruyorduk? :):)
(Yarın-öbür gün hastalanacak olursam görürüm ben neyin gazab olduğunu.. Bu yazıyı hemen kaldırırım vallahi :) )
Benol Hazaroğlu
15-09-2011, 12:03
Sevgili çekirdek
Öyle olsaydı dünyada tüm hijyen koşullarından uzak yaşayan milyonlarca insanın hasta olması gerekirdi. Evde bir bebeğin gözünün içine bakarsın düşmesin, mikrop kapmasın, nezle olmasın aman sağlıklı olsun diye hastalanır. Sokakta büyüyen çocuğun bağışıklık sistemi daha iyi gelişir hastalanmaz
Hikayeni baştan sona okudum. Helal olsun demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
seni tebrik ederim. İnşallah gönlünce bir mekan olur. Tv programını kaçırmayacağım.
Sevgiler.
Müjgan Yılmaz
15-09-2011, 14:58
Sevgili Çekirdek,
Haberlerini okumak ,çok keyif verdi ,zaman zaman aklıma gelip bu cesur yürek şu an ,mücadelesinin hangi aşamasında diye düşünmekten kendimi alamıyorum....
Evet artık finale yaklaştık gibi gözüküyor,sana verdiğim sözü unutmadım,ilk ziyaretim de tablonu getireceğim....
Herşey gönlünce olsun...
Not:Canım, izninle sayfanda Kazım Polat ı yakalamışken,Erguvanlar için bir kez daha teşekkür edeceğim..
çekirdek
24-12-2011, 23:59
Her aşk gibiydi.
Başlangıçta coşkulu- heyecanlı. Her saniye O’nu düşünerek. Her an O’nun için bir şeyler yaparak. Günler aylar geçtikçe değişen bir şey olmadı duygularımda. Birbirimizi tanımaya anlamaya çalışırken olurdu ufak çatışmalar, anlaşmazlıklar. İki ayrı kişilik bir arada olmaya çalışıyorduk. Ben O’nu da dinleyip, O’nun da isteklerini göz ardı etmeden yine de benim istediğim gibi olmasına çabalıyordum. O da kimi kez isteklerimi hiç reddetmiyor bana göre şekilleniyor, kimi kez binbir zorluk çıkartarak hayattan bezdiriyor, ya da asla boyun eğmiyordu. Bu sefer ben O’na tabi olup yapacaklarımdan, çok istediklerimden bile vazgeçiyordum. Epeyce yıprattık ama birbirimizi, çoğu aşk gibi.
Çoğu aşk gibi, zamanla sevgiye dönüştü birlikteliğimiz. Artık daha sabırlıyız daha anlayışlıyız birbirimize. Diretmiyoruz isteklerimizde. Kangrene dönüşmedikçe birlikteliğimiz seviyoruz birbirimizi.
çekirdek
25-12-2011, 00:05
Minik otelimi ve lokantamı sanki açtım gibi. Aradan bunca zaman geçtiği için ben bile inanamıyorum. Daha doğrusu sadece ben inanamıyorum.
Odalarda ve lokantamda hazır, satın alıverdiğim hemen hiçbir şey yok. İlle her ürünü kendimiz yaptık. Sade, iddiasız. Bence bir dolu eksiği var, tamamlanması için de zamana, eh, bir de ....ya ihtiyacı.
Mutlu ,güzel günler diliyorum.
Sizi kutluyorum,böyle güzel bir düşü gerçekleştirdiğiniz için.
Eksiklerde zamanla tamamlanır.Sayın çekirdek.
En yakın zamanda ziyaretinize gelmek,o güzel düşün gerçekleştiğini görmek isterim.
Sağlık ve mutlulukla kalın.
Selamlar.
Sevgili çekirdek çok mutlu oldum. Başaracağına zaten emindim. Zamanla daha da güzel şeyler ilave edeceğine de eminim.
Bütün bu uğraşlarının semeresini bol, bol alırsın inşallah. Allah hayırlı kazançlar versin, huzur, mutluluk ve sağlık içinde uzun seneleri sevdiklerinle beraber geçirmeni dilerim.
nurcanaybay
25-12-2011, 11:33
Geçtiğimiz cumartesi uzaktanda olsa görebildim motelinizi ,uğramayı çok istedim ama olmadı maalesef .
Hülya hanım'ın dediği gibi bir düşü gerçekleştirdiniz hem de pek çoğumuzun arzuladığı
bir düşü....yürekten kutluyorum .Bunca çabadan sonra sevginizin hiç btmeyeceğinden de
eminim.
İşleriniz hafiflediğinde bekliyorum.
Manolya_
25-12-2011, 11:51
[QUOTE=çekirdek;891450]Minik otelimi ve lokantamı sanki açtım gibi. Aradan bunca zaman geçtiği için ben bile inanamıyorum. Daha doğrusu sadece ben inanamıyorum.
Sevgili Çekirdek,
Hayırlı, ugurlu ve bol kazançlı nice günler temenni ediyorum.
Umarım tüm yorgunlugunuzu atmış azıcık dinlenmişsinizdir.
Resimlerini merak ediyoruz. Bizimle paylaşacakmısınız?
En iyi günler bol kazançlar ve selamlarımla...
Asu
Odalarda ve lokantamda hazır, satın alıverdiğim hemen hiçbir şey yok. İlle her ürünü kendimiz yaptık. Sade, iddiasız. Bence bir dolu eksiği var, tamamlanması için de zamana, eh, bir de ....ya ihtiyacı.
İnanki, çok sevindim, hayırlı uğurlu olsun, emek ve sevgi verildiği sürece başarılmayacak hiç bir şey yok ve ondan alınan mutluluk paha biçilemez.
Eksiklere gelince, ip ucunu yakalamışsınız (emek ve sevgi) aynen devam edin göreceksiniz onlarda tamamlanacaklar. Lilium dediydi dersin.
çekirdek
02-02-2012, 00:20
Ne yapabilirim?
Bilgisel desteğinize ihtiyacım var.
Bize gelen şebeke suyu çok kireçli. Örneğin termosifonun resistansları çok kısa sürede işlemez duruma geliyor. Eminim ki bu kireç çok kısa sürede borularımı da tıkayacak ve tüm su kullanan makinalarımın ömrünü bitirecek.
Şebeke giriş noktama arıtma yapmam gerekiyor. Ama piyasada hazır satılanlardan alamam ekonomik nedenlerle, şu an mümkün değil.
Bizim forum sayfaları içinde ve internette genelde akvaryum için olanları ile karşılaşıyorum.
Özellikle kirece karşı etkin olabilecek bir arıtmayı nasıl yapabilirim? Hani, okul kitaplarından öğrendiğimiz; kömür tozu,talaş, çakıl türü malzemelerle kotarılabilir mi bu iş?
Şu anda işim gereği komşu bir ülkede bulunuyorum. Mordoğan projenize nette tesadüfen bugün rastladım ve tüm 6 sayfayı da bir solukta okudum. Uğraşınızın
sizi mutlu ettiği kadar kazançlı da olmasını temenni ediyorum.dönüşümde ilk fırsatta ziyaret edeceğim ( müşteri olarak ).
Son yazdığınız mesajın maalesef bu yarımada da çaresi pek olmasa da: Mesleğim
den dolayı bulaşmadan duramadım. Zorunlu sıcak su kullanan makinalar için kulla-
nım kapasitenize uygun olarak İzmir yenişehir gıda çarşısında araştırma yaparsanız
endüstriyel tip Sentetik reçine ve ters yıkamalı su yumuşatma cihazı temin edebi-
lirsiniz çok pahalı değildir.Ters yıkama içinde sadece iri tuz kullanır.
Ancak oadalarınızdaki banyolarda su sıcaklığını 50 derece santigrat ın altında
tutarak suda bulunan kirecin katı fazında tesisat içerine yapışmasını önlersiniz
Ayrıca size tesisatınıza bağlanacak muhtelif marka da değiştirilebilir kartuş filtreli
su tasfiye çihazları önereceklerdir. Bunlar genelde ev teisatları içindir ve kapasiteleri düşüktür.
Gıda çarşısındaki firmalar tesisata bağlanması konusunda sizi yönlendirecek-
lerdir.
Saygılarımla
Yunus Naci KOÇ Tebriz / İRAN
Zeytinci
02-02-2012, 18:57
Sevgili Çekirdek,
İçerisinde silifoz olan filtreden geçen suyun kireci fosfata dönüşüyor ve bir yere yapışmıyor. Ben 2 yıldır bunu bahçe sulamasında bitkilerede kullanıyorum. Bu ucuz yöntemdir.
Ters osmoz tesisatı kalabalık ve ucuz değildir. Ayrıca arıttığı suyun yarısını sert su olarak atarsınız.
Sulama memelerinde tıkanmaları önlüyor. Araştırdığım kadarı ile sağlığa zararlı değil. Siz de önce araştırıp uygun görürseniz bu filtreyi tesisatınıza bağlatırsınız. Yarım adanın suları kutsal dağın kireç taşından geliyor.
Ayrıca bu yıl çiçeklerin çelikleri sizindir.
Saygı ve selamlar.
çekirdek
02-02-2012, 21:34
Ancak oadalarınızdaki banyolarda su sıcaklığını 50 derece santigrat ın altında tutarak suda bulunan kirecin katı fazında tesisat içerine yapışmasını önlersiniz
bu cümleden; 'kireç, su sıcaklığı ancak 50C olursa tutunur'u anlamalıyım değil mi? Dolayısı ile binaya kadar gelen ve binada dolaşan genel suyum 50yi görmeyeceği için kireçlenir diye korkmamalıyım mı?
Gıda çarşısında araştırma yaptım. Üç hazneli arıtmalar 150tl. Özelliğini arttırmak istediğin hazneyi bir tane daha ekleyebiliyorsun, 50tl'ye. Ama benim ana şebeke için yetersiz gelir. Ana şebeke girişine bağlanacak olanlar da malum 2,5-5bin tl arasında.
Sevgili Yunakoç, İzmir'e döndüğünüzde beklerim mutlaka, önce misafirim olarak, müşteri bölümünü sonra düşünürüz :)
çekirdek
02-02-2012, 22:06
Sevgili Çekirdek,İçerisinde silifoz olan filtreden geçen suyun kireci fosfata dönüşüyor ve bir yere yapışmıyor. Ben 2 yıldır bunu bahçe sulamasında bitkilerede kullanıyorum. Bu ucuz yöntemdir.
Sevgili Zeytinci, siz ,ne büyüklük-hacimde kullandınız silifozu?
Örneğin ben 10 ya da 20 litrelik bir bidon ile, giriş ve çıkış vanaları koyarak halledebilir miyim acaba?
Çeliklere çok sevinirim, e artık siz de gelip geçerken bir uğrayıverin :)
Zeytinci
02-02-2012, 22:24
Çapı 8-10 cm ve boyu yaklaşık 20-25cm olan filtre kılıfı. İçerisinde silifoz konulan kartuşu var. Bağlantısı 1 inç (2,5 cm) yeterli.
Bu bir yıl yeterli. Sarfiyatı çok az. 1 metreküp suda 3-5 gram silifoz eriyip suya karışıyor.
Fiyat olarak sanırım 40-50 tl civarıdır. Filtre kılıfının rengi şeffaf değil siyah olmalı. Güneş ışığını geçirirse içerisinde yosunlaşma oluyor.
çekirdek
02-02-2012, 22:30
Peki, 2,5 tonluk havuza direkt silifoz atsak? Suyu oradan basıyor olsam.
Zeytinci
04-02-2012, 20:59
Tesisata bağlatmanız çok pratik. İnternet de silifoz filtre diye aratınız. Kullanmadan hemen önce suyun kirecini etkiz hale getirmiş olursunuz.
Eğer havuza atacaksanız kilo ile silifoz (meşe büyüklüğünde şeffaf kristaller) alacaksınız. Kilosu 10-15 TL civarı gıda çarşısında bulabilirsiniz. Metre küp su ya 3-5 gram atarsınız.
Kireç için en doğru çözüm;
Bakımsız
Tüketim kimyasalı olmayan
Tak-unut tarzı elemanlardır.
İşim gereği bildigim ve müşterilerime önerdiğim bu sistem "manyetik Kireç önleyici"lerdir.
Farklı kapasiteler de farkli üreticiler de bulabilirsiniz. Böylece evde, işte kimyagerlik yapmazsınız...
Saygılar,
Sayın çekirdek,
Neler yapıyorsunuz.Sitede göremiyoruz uzun zamandır sizi.
Arkadaşlarla ziyaretinize gelmek istiyoruz.
Selamlar.
çekirdek
18-03-2012, 21:47
Sevgili Hülya, hemen her gece siteye giriyorum ama okuma amaçlı.
Beklerim, Mordoğan'dayım. Özelden telefon numaramı gönderiyorum, ararsanız sevinirim.
Halil Önen
19-03-2012, 01:52
Sevgili Hülya, hemen her gece siteye giriyorum ama okuma amaçlı.
Beklerim, Mordoğan'dayım. Özelden telefon numaramı gönderiyorum, ararsanız sevinirim.
Sevgili çekirdek,
Okuduklarınız sizin olsun ama gördüğünüz, yaşadığınız güzellikleri görseydik. ;)
Sevgili çekirdek, mutfak becerilerimi arttırmakla meşgulüm. :p
Sen üzülme, hem mutfak hem de bahçede çalışmaya gönüllüyüm. Ama personel odasında kalmam bana deniz gören minicik bir yer versen yeter de artar bile. :D
çekirdek
19-03-2012, 08:43
Şeyy, Gülerciğim, ukelalık etmek istemem ama bizim personel odaları da deniz-dağ manzaralı..
Halil Beyciğim, her gece artık yazmalıyım diye oturuyorum bilgisaray başına, yazı melekelerim sanki uçup gitmiş-bana küsmüş gibi. Çağrı olsun-barış çubuğu olsun onlara diye bir iki de kadeh sunusu yapıyorum, nafile.. Kendi kendime içtiğimle kalıyorum. Elbet birgün ikna olacaklar ama, havalar ısınıyor, dayanamaz onlar da :)
Şeyy, Gülerciğim, ukelalık etmek istemem ama bizim personel odaları da deniz-dağ manzaralı..
Eeee, olacağına bak. Tabii Mordoğan'da deluxe bir konaklama evi olunca personel odaları da dağ-deniz manzaralı olur, sahibinin zevki derim ben buna. :)
Herşey gönlünce olsun sevgili çekirdek.
Merhaba
İyi akşamlar.Sevgili çekirdek,
Cuma günü görüşmek üzere :)
çekirdek
23-03-2012, 18:11
275837
Bu foto, bugün ziyaretime gelen dostların kollarından bahçeye düşüveren bitkilerin, bir hemen toprakla buluşturulma çalışmasıdır....
Misafirperverliğiniz ve bu güzel gün için teşekkür ederiz.
Tekrarını yaşamak kısmet olur inşallah.
nurcanaybay
23-03-2012, 19:31
Sevgili Çekirdek ;
bu güzel gün de böyle güzel bir ortam da birlikte olmaktan mutluluk duydum.
Ev sahipliğin için teşekkür ederim.
Tekrar görüşmek dileğiyle...
acemifüsun
23-03-2012, 19:32
Sevgili çekirdek çok güzel bir gün yaşadık, her şey için teşekkür ederiz:) Girişimciliğiniz, cesaretiniz, becerilerinizle harika bir doğanın içinde çok hoş bir eser yaratmışsınız. Bol, bereketli kazançlar diliyoruz:)
fatmadundar
23-03-2012, 20:11
Sevgili Çekirdek, bugün ruhum gıdasını doyasıya aldı. Her köşesi el emeği, büyük gayret ve sanat ile bezenmiş mekanını o kadar çok sevdim ki orada kalıp daha fazla yaşamak istedim. Ellerine , yüreğine sağlık.
Sadelikle güzelliğin, sanatla işlevselliğin bir arada olması hepimizi hayranlıkla şaşkına döndürdü. Her ayrıntı karşısında "Aaaaa, Aaaaaa aman Yarabbi bu ne güzellik" demekten kendimizi alamadık. Neyse sözle anlatabilmek çok zor. Arkadaşlar fotoğrafları yüklediğinde anlatmak istediklerim daha iyi görülecektir. Ama yine de orayı yaşamak gerek diye düşünüyorum.
Sonuç: Bugün her bakımdan çok güzel bir gündü.
Teşekkürler.
çekirdek
23-03-2012, 23:23
Ben de sizlere çok teşekkür ederim arkadaşlar.
Çevrenin korunmasında en çok emeği geçen virajlı yollarımıza göğüs gerdikten sonra bir de dik patikamıza katlandınız. Güzel kurabiyeleriniz kekleriniz o kadar güzel ve çoktu ki beni mahçup ettiniz. Bir şey itiraf edeyim; hazırladığım iki sunumu masaya getirmedim artık. Yani bu demektir kii, benden iki alacaklısınız:)
Gelişinizi personel arkadaşlar da sabırsızlıkla bekliyordu. Benden 'ağaçlarnet' diye duya duya onlar da artık bir ucundan sizlere aşina idiler.
Sizden sonra hemen, çelikler solmasın diye onları sulu bir kovanın içine oturttum,hava kararana kadar da dikebildiklerimi diktim. Yarına devam edeceğim.
herşey çok güzeldi,çok teşekkür ederiz ,dün fotoğraf yüklemeye çalıştım bu sayfaya ama beceremedim,mesajım da yok olmuş...
Halil Önen
24-03-2012, 20:30
... Güzel kurabiyeleriniz kekleriniz o kadar güzel ve çoktu ki ...
Ah ah güzelmiş ama burada '' bütün kızlar toplanmış''...;)
Bütün Kızlar Toplandık (Nil Karaibrahimgil) - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=FvDB3E5guqI)
Nihayet 20 mart sabahı İran dan döndüm. (kesin dönüş yaptım) Ancak ağac-
lar net ten arkadaşların sizi ziyaretini kaçırdığımı bugün site ye girince ( ki an-
ca girebildim iş yoğumluğundan) anladım. Bu cuma (13.Nisan) öğleden sonra
gelmeyi planlıyorum. Erken rezervasyon için şididen haber vereyim dedim 1
gece konaklamayı ve fotoğraf çekip kafamı dinlemeyi düşündüm o akşam için sofraya bir tabak çorbaya bir tas su ilave edersiniz herhalde.:p Piyade olarak gelince nasıl geleceğim; gerçi oraları iyi bilirim kaybolmam nasıl olsa.
Damdan düşer gibi geleceğim herhalde sezonu açmışsınızdır.Size cep telefo-
numu yazıyorum ( 0 532 604 96 16 ) ararsanız rezervasyonu da teyit etmiş oluruz diye düşünüyorum.
Bir ara İzmir deki ikametinizin Balçova da olduğunu okumuştum. Ben de tele-
feriğin hemen altında oturuyorum.
Saygılarımla; Hoşçakalın
Yunus Naci KOÇ
Halil Önen
09-04-2012, 23:34
Şeyy, Gülerciğim, ukelalık etmek istemem ama bizim personel odaları da deniz-dağ manzaralı..
Halil Beyciğim, her gece artık yazmalıyım diye oturuyorum bilgisaray başına, yazı melekelerim sanki uçup gitmiş-bana küsmüş gibi. Çağrı olsun-barış çubuğu olsun onlara diye bir iki de kadeh sunusu yapıyorum, nafile.. Kendi kendime içtiğimle kalıyorum. Elbet birgün ikna olacaklar ama, havalar ısınıyor, dayanamaz onlar da :)
Yazar gece yazarmış, herkes uyduğunda, onların zamanı ve melekelerini çaldığında bir tek barış çubuğu ve iki tek enzimin kelebek etkisiyle kelimeler bir bir dökülürken; denizin şehrin ışığıyla dansı, dağın gizemli silüeti güzel bir senfoninin notalarına dönüşür...
Ve işte o zaman ve havalarda ısındığında dayanamayacaklar ve de ikna olacaklardır.;)
Keyifli zamanlar...
Sevgili çekirdek, mutfak becerilerimi arttırmakla meşgulüm. :p
Sen üzülme, hem mutfak hem de bahçede çalışmaya gönüllüyüm. Ama personel odasında kalmam bana deniz gören minicik bir yer versen yeter de artar bile. :D
Ya ben personel olmayada razıyım fakat mutfak işlerinden hiç anlamam :)
"kadeh sunusu"
Bak o işlerden biraz anlarım :)
Dostum halil de bahcıvanlığa hazırsa bizden personel olur gibime geliyor.
Mordoğanı biz pembedoğan yaparız valla :D
çekirdek
08-05-2012, 22:25
MaviKeçi'nin açılışında,
Tüm Agaclar.net üyeleri davetlimdir.
Sizleri burada görmekten onur (formal nedenle yazılmış bir sözcük değil) ve mutluluk duyarım.
Biliyorum, oldukça yakın bir tarih ama son anda bu tarih kararlaştırıldı. Ben zaten otobüslere de son anda yetişirim :) :)
Nihayet açılayım dedim.
Mordoğan!lılar "Orayı kendin için mi yaptın Derya Hanım" diyorlardı... Vallahi kendim için düşünüyorsam namerdim :)
Hayırlısı olsun.Derya hanım.
Önce zevkli, güzel günler, sonra da bol kazanç diliyorum.
O güzel mekanda yine görüşebilmek dileğiyle. :)
Selamlar.
Benol Hazaroğlu
09-05-2012, 19:55
Sevgili Derya hanım,
Merakla yazılarınızı ve resimlerinizi beklerken açılış haberini verdiniz.
İnşallah bir gün yolumuz düşer el emeği göz nuru mekanınızda konaklarız.
Şimdiden size orada çok güzel yaşayacağınız günler ve bol kazançlar dilerim.
gulbirsen
10-05-2012, 16:28
Sayın Çekirdek hayırlı olsun yeni mekanınız.İnşallah birgün uğrarız ve tanışırız da.
Açılış fotoğraflarınızı bekliyoruz.
Saygılar.
MaviKeçi güzelmiş.:) Hayırlı olsun, bol kazanç dilerim.
Hayırlı olsun, Bol kazançlar :)
çekirdek
11-05-2012, 00:25
İyi dilekleriniz için çok teşekkürler.
:(Sevgili Derya:
Benim de tam İran'a 10 günlüğüne gideceğim tuttu oldu mu şimdi(bu şarkı aslında) eşimle mekanınızı çok beğenmiştik açılışa geliriz diye düşünüyorduk.
Artık açılmışa geleceğiz inandığınız güçlerin size bol kazanç sağlamalarını diliyorum. Şu anda İran'daki ofiste bunları yazıyorum.Bu gecenin sabahına karşı
(05.30 da) İstanbul'a uçacağım oradan da İzmir'e (09.10 da) uçacağım.
İlk fırsatta orta terasın denize nazır keyfini çıkarmak için geleceğiz. Hayırlı
iş ve bol kazanç dileklerimle şimdilik hoşçakalın....
Yunus Naci KOÇ
Hayırlı, uğurlu olsun yeriniz.
İpek Kozası
22-05-2012, 17:08
hayırlı uğurlu olsun, bol kazançlar diliyorum.
Müjgan Yılmaz
02-06-2012, 23:15
Sevgili Çekirdek,
Bol kazançlar,ve de keyifli deneyimler yaşamanızı diliyorum:)))İlk fırsatta ziyaret edeceğim.
Merhabalar,
Sn.Çekirdek, eserinizle ilgili söylenebilecek tüm güzel sözler söylenmiş, bana ilave edecek bir şey kalmamış.Öncelikle çok yorucu ama bir o kadar da zevkli geçen süreç boyunca gösterdiğiniz mücadele azmini, özveriyi kutlamamak elde değil.Mordoğan'a güzel bir eser kazandırdığınız için de size teşekkür ediyorum.Bu vesileyle hayırlı işler olmasını dilerim.Her şeyin gönlünüzce olması dileğiyle.Saygılar.
Sevgili Derya Hanım,
Cesaretiniz, azminiz, çalışkanlığınız karşısında kelime bulamıyorum. Sanatçı ve zanaatkar yönünüzde beni çok etkiledi. En çok da ateşin üzerindeki çaydanlığın yanında kucağında laptopla toprağın üzerinde oturmuş haliniz çok hoştu.
Konukevinizin son halinin daha detaylı fotograflarını görmeyi çok isterim. (sanıyorum forumdaki diğer arkadaşlarda aynı hissediyor) Şöyle sayfaları doldursanız fotograflarla yıkılsa buralar :)
En kısa zamanda azmin zaferi konukevinizde deniz manzarasına karşı keyifli bir sohbet yapmak ve size çiçek fideleri ile bahçenize küçük bir katkıda bulunmak isterdim. Dikili'de yazlığımıza geldiğimizde kim bilir belki kapınızı çalabiliriz :)
Sevgilerimle
Merhaba efendim,
Hayırlı uğurlu, bereketli, bol misafirli bir yer olsun inşallah. Misafirler ayaklarının tozu ile geldikleri gibi bereketlerini de yanlarında bulundururlar.
Çok güzel bir uslûb ile her anını bizlere yansıttınız. Çok dersler çıkarır gözlemlerinizi aktardınız.
Okul oldu bizlere, ev yapma hâyâli olanlara. Veciz sözlerimizi sizle tekrarlayıp andık sayenizde.
Sağlıkla yaşayın inşallah.
Saygılarımla lütfen.
çekirdek
18-08-2012, 23:02
Neden Mavi Keçi?
Neden; Yakamoz, Patika, Çekirdek :), Sundurma, Ayazma , Gümüş Kadın v.s. değil.
Burada, bu noktada, başka bir isim koyamazdım, koymamalıydım...
İki yıl boyunca araziye her gelişimde dinlediğim müzik, keçi melemeleri ve çanlarının sesleriydi.
Tırmanıyor babam tırmanıyorlardı.
Zorlu-dik tepelere.
Yaşamları bu diklikleri düz eylemeye bağlı.
Onlar için güzel olan, iyi olan oralarda çünkü.
Zoru onlar, kolay gibi yaşıyorlar.
Gelişen kaslar meseli...
Çoğu yerden kovulmaya çalışıyorlar..
Yaşam alanları daraltılıyor.
Bir gelecekte, inekler, danalar, tavuklar gibi önlerine yalaklarda hormonlu-gdo'lu yemler koyularak dip dibe yaşatılacaklar.
Fidanlıklara verdikleri zarar propogandası sonuç vermeyince kuş gribi misali bir grip te onlar için oluşturulacak.
Kökü kazınmamalıydı, ismi yaşatılmalıydı (cürmüm kadar).
Onlar bura ve bir dolu coğrafyada insanların geçim kaynağı-ekmek parasıydı.
Ellerinden keçileri giderse kendileri nire giderler, neylerlerdi...
Bir de;
burayı oluştururken o kadar çok ve çeşitli zorluklarla karşılaştım ki, her an olduğu gibi bırakmam olası idi.
“Derya” diyordum, “yukarıdaki bu işi yapmanı istemiyor, bırak”. Bir değil iki değildi bırakmamı gerektirecek durumlar.
İnat ettim.
Devam ettim.
İnat ettim devam ettim.
Eh, artık geldi arkasından Keçi.
Önce yeşil yeşil geldi, Yeşil Keçi geldi.
Çünki çevremi yemyeşil yapacaktım (meğer bunu gerçekleştirebilmek İsrail'in topraklarını yeşertmesi kadar zormuş. Soldan beş ay Poyraz vuruyor, öyle-böyle değil. Sağdan beş ay Lodos vuruyor “ben senden daha büyüğüm” diyor Poyraza. Toprağım bembeyaz, taşıma suyla, pardon taşıma toprakla değirmen dönmüyor, dönecek olursa da yeşil banknotlar elde çok fena dönüyor. Bu toprakta vitamin yok, mineral yok, protein! yok. Ya asmacılık, ya tütüncülük, ya da lavantacılık yapılabilir. Ama ben tek tip ...cılık yapmayacağım ki.).
Yeşil, bir de benim sermayemden başka bir sermayeyi de çağrıştırıyormuş..:)
Haşa. Ne kimsenin, ne ab'nin, ne devletin, ve dahi belediyenin tek bir kuruşluk katkısı yoktur oluşumda.
Gitti Yeşil geldi özgür Mavi. Derya ile semanın birleştiği renk.
Böyle doğdu Mavi Keçi, toprak ananın karnından iki yıl dokuz ay sonra.
çekirdek
18-08-2012, 23:13
Çevremde-mekanda, ahşaptan yaptığım keçi figürleri var, stilize.
Maviye boyuyorum tabii onları (yağlı boya yapmıyorum, ahşabın dokusunu örtmesin diye).
Ama az süre sonra yeşilleşiyorlar..
Herkes soruyor "adınız mavi iken niye yeşil bunlar" diye.
Ahşap sarı.
İlk birkaç gün değil ama, az daha sonra ahşap, benim rengimi yoksatamazsın diyor, yeşertiyor maviyi.
Ben de gülüyorum, içinde saklanan bu ironiye.
çekirdek
19-08-2012, 00:23
Yemekhanenin makinisti aşcı.
İlk makinistim bir arkadaşımdı. Bir süre sonra tatlı tatlı ayrıştık.
İkinci makinistimle beş gün çalıştık. Onlarla ilk konuşmam temiz olmaları şartı üzerine. Lezzet bile ikinci planda. Bu çok temizmiş ve tutumlu imiş. İyi. Ama temizlikten anladığı ilk T harfinde bitiyor. Halbuki yedi harf daha var.
Üçüncüsü çooook maaş istedi, çoobuçukkta anlaştık. Bir-iki yemek yaptı, çok iyi. Giysilerini almaya gitti.
Gelmedi.
Dördüncüsü ile konuştuk,anlaştık. İki gün sonra gelecek. Karadenizde bir işini halledecek bu arada.
Kardeşi aradı iki gün sonra, bizimki meğer, gitmişken Karadenizin taa karşı kıyısına geçivermiş. “Abla ben geleyim istersen, ben de aşçıyım” dedi.
Oldu canım.
Beşincisi çok tatlı, çok iyi, saf ve çabuk sıkılgangillerdendi. Burası dağ başı ya, oflar puflar, soluğu bir koşu şehirde alırdı.
Bir ay sonra bir sabah erken, saat yedide yerinde yeller esiyordu..
deAltıncısı bir Almandı. Onbeş yıldır Türkiye idi ve onbeş kelime Türkçe biliyordu..
Şahane temizdi, şahane bonfileler yapıyordu. Şahane milliyetçiydi, beni şahane delirtiyor, şahane sinelere çektirtiyor, şahane sabrımı zorluyordu.
Bir ay sonra “Türkler çokmezeyiyor-çorbameze-negerekvarçokmezeçorbameze” deyince şahane şahane ayrıldı.
Yedincisi şu an mutfakta. Ama eminim eli kulağında...
Ve tüm bu süreç sekiz ay.
Diyorlarki bana “Derya sen geç mutfağa, elin lezzetli”. Öleyim yani artık....
çekirdek
19-08-2012, 00:40
Kırsalın olmazsa olmazLarı;
1-Nasırlı topuklar
2-Dombul dombul eller-parmaklar
3-Ocesiz tırnaklar
4-Negatif miyop, pozitif Hipermetrop
5-
mandalinci
19-08-2012, 08:50
Sevgili çekirdek,
Kolay gelsin, Allah sabır verip, işlerinizi kolaylaştırsın. İnsanla uğraşmak kadar zor şey yok bu dünyada.
Kızımın okul meselesi olmasa ya da daha yakın olsanız, içimden sorun çözülene kadar yardım edesim geldi inanın.
Umarım en kısa zamanda çözersiniz aşçı işini. Akıl vermek gibi olmasın da acaba çevredeki kadınlardan yardım alma imkanınız olabilir mi? En azından meze işini, evlerde yaptırabilir misiniz.?
Moralinizi bozmayın, herşey yoluna girer ama zaman alır.
Güzel bir başlangıçtan zorlu bir yolculuk çıkartıp, güzel bir sonuca ulaşmışsınız. Lakin, restaurant için en zor kısım işini iyi yapan, hemen kaçıp gitmeyecek aşçcıyı bulmak galiba, bir arkadaşım var Bartın'da ve artık doğru düzgün çalışacak aşçı bulamayınca, bir yandan kendi girdi mutfağa bir yandan annesini götürdü Ankara'dan :)
İzmir'e yolumuz düşerse, sakin sessiz güvenilir kalacak yer problemimiz olmayacak gibi :)
Hayırlı uğurlu olsun...
merhaba çekirdek hayırlı olsun resimlerde çok güzel görünüyor.
yeriniz varsa linke bakarak böyle çardaklarda uygulayabilirsiniz..
Build a Pergola - YouTube (http://www.youtube.com/watch?v=70-VVHWmD1k&feature=related)
çekirdek
06-09-2012, 14:52
Artık bir kümesim var :)
330095
Altı tavuk bir horoz.
Horoz pek keskin çıktı. Ne yem vermek için girmeye izin veriyor ne de yumurtaları almak için.. Elimizde kalkanlarla girebiliyoruz.
Cinsleri nedir bilmiyorum, pek sevdim. 200 liraya aldım. Günde üç yumurta bahşediyorlar.. Acı biber de verirsem daha çok yumurtlarlarmış.. Uff, çok acı, kıyamam. Ya da onların da bizim gibi midir acı eşikleri bilmiyorum..
Bir gün onların da sarı-kara civcivleri olacaktır.
Çevrede tilkiler de var,dikkatli olmalıyım.
Toprağımın kompost artıkları artık onlara gidiyor.
çekirdek
06-09-2012, 15:12
Balkon kenarlarına çit yapmamıştım,yapmayacaktım. Saksılarla bu işlev yerine gelecekti. Ama bu pek zordu. Bütün bahçe sulamalarından sonra bir de saksıdakilerin sulanması ve bakımı... Başka bir çözüm olmalıydı.
Taş duvar önümü de düzenleyememiş, henüz karakol bahçesi gibi denemelerde idim.
Bir gün Mine Hanım geldi ziyaretime.
Baktı.
İki dakika ve iki cümle..
Balkon önlerine Kana iyi giderdi,
duvar önlerine de zakkum.
Benim bahçenin koşulları için de elverişlilerdi.
Harika bir çözümdü.
Hemen balkon önlerine elimdeki kanalardan ayırarak (hepsi sarı) diktim. Yetmeyen yerlere de diğer renklerden alıp serpiştirdim.
Ben de mutlu ve mesudum, onlar da.
Birer haftalık nazlanmadan sonra hemen toparlanıp gelişiyorlar.
Zakkumlarım da seneye çok iyi çoşacaklar. Şimdilik iki ay aralıksız süren poyraz nedeniyle çiçeklerini dökmüş durumdalar.
çekirdek
06-09-2012, 15:23
Hoya.
Yıllar öncesinde bana verilmesi planlanan hoya, kısmet buraya imiş. Bir dalının uzunluğu on metreyi geçiyor. Şimdilik dışarıya koydum, rüzgarda ve kışta nasıl korurum bilemiyorum, kuytu bir yerim hiç yok. İçeriye de almak istemiyorum. Sarıp sarmalayacağım herhalde. Bu kadarcık küp ve toprak nasıl yeterli gelmiş anlamadım. Bir de suyu döküyorum, alttan akıp gidiyor..Dilerim öldürmem. Yaklaşık 20 yılın çiçeği.
Mine Pakkaner
06-09-2012, 16:38
Derya' yı ziyarete gittiğimde herşeyi hayranlıkla izledim. Kardeşimin odalarda çektiği şu iki fotoya da bayıldım. :)
330103
330104
Ben tavukları daha çok beğendim :D Hele horoz mavi keçi adına yakışıyor, keçimi keçi :)
Horoza şimdiden bir nasihatta bulunayım.
Çok keçilik yapmasın bir akşam derya hanımın mezesi oluverir, bilmem, belki bir bacağı bize de kısmet olur. :D
Ha bu arada her şey çok güzel olmuş demeyi unuttum.
Hoya.
Yıllar öncesinde bana verilmesi planlanan hoya, kısmet buraya imiş. Bir dalının uzunluğu on metreyi geçiyor. Şimdilik dışarıya koydum, rüzgarda ve kışta nasıl korurum bilemiyorum, kuytu bir yerim hiç yok. İçeriye de almak istemiyorum. Sarıp sarmalayacağım herhalde. Bu kadarcık küp ve toprak nasıl yeterli gelmiş anlamadım. Bir de suyu döküyorum, alttan akıp gidiyor..Dilerim öldürmem. Yaklaşık 20 yılın çiçeği.
Küp de uygun suyun akıp gitmesi de gayet iyi ölmez o.
Ne biliyorsun dersen, Kaynarpınar'dakine bi gidip bak.
Ben tavukları daha çok beğendim :D Hele horoz mavi keçi adına yakışıyor, keçimi keçi :)
Horoza şimdiden bir nasihatta bulunayım.
Çok keçilik yapmasın bir akşam derya hanımın mezesi oluverir, bilmem, belki bir bacağı bize de kısmet olur. :D
Ha bu arada her şey çok güzel olmuş demeyi unuttum.
Seni uyanık seniiiii.... Horoza nasihatmiş meydanı boş bulduya... Horoz aklına düşünce adını bilem unutur. İsterseniz Cumhur ağama sorun...:D:D:D
( Her şey süüüüüper....)
Horoz aklına düşünce adını bilem unutur.
Cemal ağam yaaaa, seni özledik nerelerdesin? Ben tek başıma horozların hakkından gelemiyorum desteğine ihtiyacım varrr. ;)
Halil Önen
31-10-2012, 20:54
...
Diyorlarki bana “Derya sen geç mutfağa, elin lezzetli”. Öleyim yani artık....
Mutfağa geçtiniz mi?..;)
Çok güzeldi başından sonuna kadar sıkılmadan okudum. Emek ederek yazdığınız ve bize okurken zevk verdiğiniz için teşekkürler..
Merhabalar...!
Paylaşımlarından ve azcık tanıdığım DERYA hamfendiyse kesin çözümünü bulmuştur aşcınında işletmeninde. Kesinlikle okyanusu yüzerek geçip küçücük derecikte boğulmaz. Bu azmin ve çalışkanlığın karşısında dağ olsa erir maşallah...
Mutfaktamıdır? Umarım değildir.. Olsa bile inşallah kendini yormaz..
SAYGIYLA..
Artık bir kümesim var :)
330095
Altı tavuk bir horoz.
Horoz pek keskin çıktı. Ne yem vermek için girmeye izin veriyor ne de yumurtaları almak için.. Elimizde kalkanlarla girebiliyoruz.
Cinsleri nedir bilmiyorum, pek sevdim. 200 liraya aldım. Günde üç yumurta bahşediyorlar.. Acı biber de verirsem daha çok yumurtlarlarmış.. Uff, çok acı, kıyamam. Ya da onların da bizim gibi midir acı eşikleri bilmiyorum..
Bir gün onların da sarı-kara civcivleri olacaktır.
Çevrede tilkiler de var,dikkatli olmalıyım.
Toprağımın kompost artıkları artık onlara gidiyor.
Horoz bana aittir kimse göz dikmesin. Herkes kendini bilir.
Sansar oğlu sansar..dan selamlar.:):):) Mavi KEÇİLİYE..
Ah Cemal ah çilliyi kaptın gözün OĞLAKTA heralde. Çekirdek furur seni furur eminim.:D:D:D
Saygıyla.
Adeta bir roman gibi cok sürükleyiciydi devamını bekleriz emeğinize sağlık azmin zaferi diyorum ben hoşcakalın
Merhabalar...!
Böyle bir güzelliğin onca verilen mücadelenin ve dökülen alınterinin sayfada derinlere gömülmesine gönlüm razı gelmez...:)))
Bu mücadeleyi verip MAVİ KEÇİ yi adeta dişiyle tırnağı ile kuran arkadaşımız ÇEKİRDEK benim için hala istiklal caddesinde bir kafenin kapısında gelen misafirlerine hoş geldiniz demekte...:)))
Şimdilerde nasıldır bir iki satır bize haber uçurur mu bilemem.. Sağlığı iyiyse gerisi de hikaye aslında.. Merak işte...:))
Bir bakıyorum kızlarımın anası ile MAVİ KEÇİ de yim...;) Bu DİVANELİK varya DELİLİĞİN karesi kadar daha zor zeeneat bilesiniz.. Benden demesi.. Dostluk sen ne güzel şeysin...
Ah Cemal ah hayalmi görüyorsun ne..
Saygı ve sevgiyle..
Anadolu DİVANESİ
gerçektende bu güzellik bu emek 8 sayfada kapanmamalı sevgili çekirdek nerelerdesiniz mavi keçiden bir resim bir merhaba gönderin
2012' nin Eylülünden beri Derya hanım ileti yazmamış.
İlk iletilerinden biri Burada ya şair olunur, ya ayyaş. Ya da ayyaş bir şair... idi, acaba ayyaşlıkmı ediyor diye hayıflanırken, Mavi Keçi'ye ne oldu diye google da aratmadan sonra halen Derya hanımın faal olarak işletmeye devam ettiğini gördüm. Rüyanın gerçek olduğu bir yaşam alanı yaratılmış. Çok güzel fotoğrafları var. Bir gece konaklamak için rezervasyon müsaitliğini araştıracağım.
Derya hanım olur da yolunuz buralara düşerse, emeğinize, azminize hayran kaldığımı belirtmeden geçmek istemedim.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.