View Full Version : Bahçelerde sahipsiz kedi ve köpekler...
Penelophe
01-10-2007, 08:52
Apartmanda bir komşum var kedi besliyor. Kedi besliyor diyorum, çünkü sadece besliyor, bakmıyor kedilere. İlgilenmiyor. Apartmanın içinde bile tuvalet ihtiyaçlarını gideriyorlar.
Yazın 60 tane kedi vardı bahçede. Balkona çıkıp, pisi pisi diye çağırdığınızda 60 çift göz bir anda toparlanıp size çevriliyordu. Kokudan apartmana girilmiyordu. Belediyeyi aramış komşular, siz yakalayın biz gelip alırız demişler. Sonra bahçede beyler tarafından bir koşuşturma başladı. Yakalayıp 40 km uzaklıktaki bir ilçeye bırakmışlar. Yaklaşık bir ay sonunda hiç kedi kalmamıştı. Fakat 15 gündür felan yine çoğaldılar bugün 14 tane saydım.:(
Yok mu bunun bir çözümü?
Anlayamadığım nokta şu, sadece beslemek bir hayvana bakmak mıdır?
Hayvanların çoğu hasta, gözlerinden felan sürekli bir şeyler akıyor ve sürekli yavruluyorlardı.
Hayvanları çok severim ve onlara kötü davranılmasına tahammül edemem. Nitekim kedileri yakalarlarken de kötü davrandıkları için bir kaç kez de uyardım.
Şimdi kediler yeniden toparlanmaya başlıyorlar, bunun için ne yapılabilir?
Bazı komşular çok katı kediler konusunda, küçük çocukları var ve çocukların zarar göreceğini düşünüyorlar.
Çocuklarını hayvanlara düşman yetiştiriyorlar. Kedilere vuruyor çocuklar.
Şimdi yeniden toparlanacak hayvanlar ve yine savaşlar başlayacak.:(
Ben kedilerin gitmesini istiyorum fakat incitmeden.. Çünkü, cidden apartman çok kötü kokuyor, 3.kata kadar burnumuzu tıkayarak çıkıyoruz. Ne düşünüyorsunuz arkadaşlar, 60 tane kedi biraz fazla değil mi?
Hakan KINACI
01-10-2007, 09:45
Sanırım herkes kedileri çok sevidği için size nasıl uzaklaştırılır, fazlamı, azmı diye yorum yapmıyor. :))
Kedileri uzak tutmak istiyorsanız eğer apartman yönetimi olarak kedi kovucu sirenler var.
Bu sirenler bizlerin duyabileceği bir türden değil kedi ve köpeklerin duyabileceği türden bir ses dalgası yayıyor ve bu tür hayvanlar için çok rahatsız edici bir ses dalgası yaydığı için o civara pek gelmek istemiyorlar.
Bu tür bir cihaz ile uzaklaştırma hiç bir canlıya zarar vermiyor.
Denemenizi tavsiye ederim. Kolay gelsin.
Penelophe
01-10-2007, 09:51
Hakan bey, elektronik devre almıştık ilkbaharda, fayda etmiyor.
Nasıl oluyorsa uzaklaşmıyor hayvanlar. Daha sonra bir bilgi almıştım bir arkadaştan, fareler için felan çok etkenmiş devreler. Daha küçük hayvanlar için yani.
Aldığımız şirketle irtibata geçildi ve bizim apartman için 4 tane alınması gerektiği söylendi.
Ama toplantıda kabul edilmemiş.
Gerekçe, bir kişinin kedileri başımıza toplamasının ceremesini biz neden çekeceğiz tarzında birşeydi sanırım..
Kedileri bende çok severim ama bir iki tane **** üç dört tane en fazla, oda bakabileceğim durumlarda. Ben 60 kediden bahsediyorum. Şu anda 60 değil sayıları fakat 1 aya kalmaz 60 olacak. Bu durum biraz garip değil mi sizce? Bende mi bir gariplik var yoksa?
Hakan KINACI
01-10-2007, 10:16
Yok bu konuda haklısınız komşunuz biraz abartmış, ve hiç tasvip etmediğim bir durumdur.
Bana kalırsa bir süre kedileri aç bırakın ve yemek veren kimse onu bahçeye atın :) yesinler :) şaka şaka :) ancak bu durumu belediye şikayet ederseniz komşunuzu oradan tahliye bile edebilirsiniz.
iskoc2325
01-10-2007, 10:26
Merhaba, bence kedilere yiyecek verenleri uyarın sevgili Penelophe. Çünkü bizde de yaklaşık olarak sayı az da olsa benzer bir tablo var. Sahilden zevk için balık tutuyorlar sonra da bu balıklar yenmediği için kedilere veriyorlar. Tabii ki kediler de mahalleye vardiyalı olarak akın ediyorlar. Çözüm kedilere yiyecek vermemekte diye düşünüyorum...
Penelophe belediyeyle irtibata geçmeni öneriyorum.
Penelophe
01-10-2007, 11:12
Arkadaşlar, belediye; siz yakalayın biz gelip alalım diyor. Başkada yapabileceklei birşey yokmuş.
Kedileri besleyen hanımla ise ben hiç konuşmadım, fakat 3 yıldır konuşanlar, bir sonuç alamadıklarını belirtiyorlar.
Zaten selam alıp, selam veren birisi değil. Muhtemelen bizi düşman olarak görüyor.
Burası lojman olduğu için çıkarmak gibi birşey sözkonusu değil.
Hakan KINACI
01-10-2007, 11:18
Şimdi durum değişir işte :) Lojman ise daha kolay gönderilir de, :) de si var işte :) duruma, konuma göre değişkenlik gösterir ya siz onu göndere bilirsiniz **** o sizi % 50 seçenek var.
Bu arada, iyiki ben sizin oralarda oturmuyorum, :) Allah muhafaza böyle kişiler insanı katil bile ederler:)
Yücel Özlem
01-10-2007, 11:47
Sevgili Penelophe, zor bir durum. Bu komşunuzun yaptığını onaylamıyorum. İnsanlar, yaptıkları işlerin sonucunu, düşünmeli dğil mi?
Benzer bir durum bizim mahallde de vardı. Belediye boş olan bir araziyi köpekler için barınak yapmıştı. Köpek sesleri yakındaki evler için olağanüstü bir rahatsızlık konusu oluyordu. O evlerde büyüyen çocukların hayvansever olabileceğini sanmıyorum. Bilhassa aç kaldıkları zaman binlecesi neredeyse bir ağızdan havlıyor ya da hırlayıp kavga ediyorlardı. Bazan da ne hikmetse sokağa dağıldıkları oluyordu.
Düşünün sokaklarda köpek sürüleri. Bunların bir kısmı yaşadıkları olumsuzluklar nedeni ile insanlara da dostça davranamayan yaratıklar. Belediye şimdi oraya inşaat yaptığından barınak meselesi çözüldü. ancak sokaklarda bir miktar köpek kaldı. Bunlar gerçi zararsız hayvanlar kulaklarında küpeleri var. Saldırmıyorlar. Lakin yine insanların düşüncesizliğinden sorunlar yaşandığı oluyor.
Mahallde bir yürüyüş yolu var. Yürüyüşe gelenlerden bazıları yanlarında yiyecek getirip köpeklere veriyorlar. Köpekler, yürüyüşe gelenler tarafından beslenmeye alıştıkları için, sabah erkenden oraya gelip bekliyorlar. Sabah yürüyüşe gelip de onlarca köpeğin kendisine doğru hareketlendiğini gören insanlardan bazıları haliyle korkup tedirgin oluyor.
Ben şuna inanıyorum. Bu insanlar ömürlerinde bir hayvan sevmiş, bakmış değillerdir. Sevmiş ve sorumluluğunu üstlenerek bakmış olsalar hareketlerinin sonuçlarını da idrak edebilirler.
Penelophe
01-10-2007, 12:25
Hakan bey, konumumuz gereği ne o bizi gönderebilir ne de biz onu, ayrıca böyle bir isteğimiz de yok.:)
Bizim tek isteğimiz daha temiz bir çevrede ve apartmanda yaşamak.
Bizim apartman 10 daire, 5 daire bu işe karşı, 4 daire ise şiddetle karşı. Yani toplam 9 daire bu kadar çok kediyi burada istemiyor.
Ama iş istememekle bitmiyor. Kimse kimseyi kırmak istemiyor, ama çözümsüz kalınca insanlar agresifleşip, sinirlerini hayvanlardan çıkarıyor. Bu duruma üzülüyorum.
Kedileri besleyen hanımla ben hiç konuşmadım ama 3-4 yıldır konuşanlar, umursamadığını söylüyor. Zaten hanım verdiğim selamı almıyor ve selamda vermiyor. Muhtemelen apartmanda ki herkese düşman. Biz taşınmadan önce çok büyük problemler çıkmış.
Yönetim, apartman sakinlerine, konuyu aranızada halledin, uzatmayın demiş.
Sevgili Penelophe, yönetime dilekçeyle başvurun. Herkes ayrı ayrı dilekçe yazsın. O zaman yönetim aranızda halledin demeyecek, bir çözüm bulacaktır.
Penelophe
01-10-2007, 12:32
Sevgili Yücel bey, cümlelerinize harfi harfine katılıyorum..
Sorumluluk nedir? İnsanın, kendi davranışlarının sonuçlarını takip etmesidir bana göre. Bu hanım, genelde eve gelirken yanında hiç tanımadığımız bir kediyle geliyor. Biz kediyi bir kaç gün, bazen bir hafta görmüyoruz, daha sonra kedi bahçede ve apartmanda yaşamaya başlıyor.
Yani sokakta bulduğumuz hayvanları, o an için acıyıp almak fakat daha sonra imkansızlıklarımız dahilinde sokağa, bahçeye **** apartmana bırakmak değildir bence sorumluluk.. Ve bence hayvanseverlikte değildir..
Penelophe
01-10-2007, 12:33
Zenfree, haklısın bunları araştırmıştım. Yazılı beyanatlar daima kabul edilmek zorunda fakat hiç kimse yönetimle arasını kötü tutmak istemiyor ve daha önce de üzücü olaylar yaşanmış bu konuda. Bu hanım uyarılmış fakat sonuç aynı..
Belediye o kedileri götürdükten sonra ne yapacak?
1- Kısırlaştırıp aldıkları yere salacak.
2- Bir sürü kediyi küçücük kafeslerde tıkış pıkış yaşamaya mecbur edecek. Oldukça sert, ölümle biten kavgalar çıkacak.
3- Hiç uğraşmayacak, uyutacak.
Belediyenin bunlardan daha farklı bir uygulama yapacağını sanmıyorum.
O zaman geriye o hanımefendiye karşı kaba kuvvet kullanmaktan başka çözüm kalmıyor.:mad:
Şaka bir yana. Devlete ait lojmanlarda hayvan beslenmesi yasak. Senin lojmanın kamuya mı ait bilmiyorum ama bu durum yönetmeliklerle yasaklanmış. İnternetten "Kamu Konutları Yönetmeliği" diye aratırsan bulursun. Rahatsız edici hayvanlar beslenemez diyor.
Penelophe
01-10-2007, 12:48
Zenfree, dedim ya kimse yönetimle arasını kötü tutmak istemiyor..
Şimdi kediler yine çoğalacak ve yine kediler incinecek..
İnsanların birbirlerine saygısı kalmadı bence en büyük problem bu. Evet ben de hayvanları çok seviyorum ama hayvan bakmanın da bir adabı var. Eğer etrafımızdaki insanlara da zarar veriyorsak bunun ne anlamı var. Bu komşunuz mesela apartmanın dışında mesafe olarak daha uzak bir yere yiyeceklerini koysa kediler en azından apartmandan uzak bir yerde beslenir ve o kokudan, pisliklerinden kurtulmuş olursunuz. Bu arada sizin komşu gene de iyi. Bir arkadaşımın apartmanında bir kadın vardı. 3. katın camını açıp olduğu gibi tencereyi camdan aşağı döküyor ve buna da hayvansevgisi diyor. belediyeyi defalarca aradılar. Belediye bıktı apartmana gelmekten ama kadın bıkmadı. Apartmanın yan cephesi yağ ve salça içinde.
Penelophe
01-10-2007, 14:22
Tamam, işte aynı durum söz konusu. Bende geçenlerde uydu anteninin üzerinde ciğer buldum. Balkon, pencere farketmiyor, sallıyor aşağıya..
Asıl yuvalar bodrumda. Hiç kimse bodrumdaki kendine ait bölmeyi kullanamıyor. Çünkü bodruma kokudan hala girilemiyor.
Hakan KINACI
01-10-2007, 14:29
Sn.Penelope;
Ne yazıyorsam karşı çıkıyorsun yav :) Sizin komşunuzun acil olarak bir psikiyatriye gitmesi gerek, çünki o kişi insanları sevmiyor ki hayvanları da sevsin, anladığım kadarı ile etrafına rahatsızlık vermek için böyle bir yol bulmuş, bezdirme harekatı uyguluyor, sizin apartmana :) bir de anlamadığım dilekçe vermekle yönetimle aranız neden kötü oluyor anu anlamış değilim.
Eğer yönetim o konşunuzu kolluyor ve gözetiyorsa işte o zaman o yönetim siz dilekçe verdiniz diye size karşı cephe alabilir. Aksi halde hiç kimse kimseyi rahatsız etmek zorunda değildir ve lojmanlarda da hayvan beslemek (çevreye rahatsızlık ve zarar veren) yasaktır.
Penelophe
01-10-2007, 14:35
Hakan bey, karşı çıkmak değil, söylenilen durumları denedik. Farklı bir şey bulur muyum diye siteye yazdım zaten.:)
Allah kolaylık versin sevgili Penelophe. Zor bir durum. 60 kedinin etrafınızda dolaştığını şöyle bir düşünün, insan fenalık geçirir. Ben huylanırım o kadar çok kedinin dolaşmasından.
Onlardan kurtulabilmeniz için çözüm öneremiyorum kusura bakma.
Gerçekten zor bir durum.Ben kedileri fazla sevmem.Bence bir köpek alın ..Hiç kedi kalmaz.Ya da tanıdığınızn köpeği varsa bir kaç gün sizi ziyarete gelsin.:))
Tebrikler en iyi çözüm Elfogi'den geldi.:))
mehtap gürbüz
01-10-2007, 23:19
Sevgili penelophe, benden önce elfogi söylemiş. Benim İtalyan kurdu kopeğim vardı bu tam bir kedi delisiydi, kedi görünce zincir filan fayda etmiyordu. çoğu zaman gördüğüm kediyi ben kovuyordum TOMİ görmesin diye, kovalayıp yakalıyor ama öldürmüyordu kediyi geldiğine pişman ediyor, bahçede kedi filan kalmıyordu.
Bu iyi yanıydı, kötü yanı kediden sonra gidip mahalledeki komşuların tavuk, ördek ve kaz ne bulursa yakalayıp getirip önümüze bırakıp aferin bekliyor yemiyordu. Komşular utana, sıkıla, kimisi burnudan soluyarak geliyordu. Hayvanı bundan vazgeçiremedik, komşularla kötü olmaya başladık, kıyamıyordukta ama başka çare kalmadı ve burada mezbahane ile bitişik hayvan bakım ve sahiplendirme yeri var çok güzel bir yer, götürdük oraya verdik.
Şimdi onun yavrusu iki köpeğimiz var ama kediler cirit atıyor. Sizin, bizim tomi gibi köpek bulmanız lazım ve kesin çözüm olacak. Selamlar.
Penelophe
04-10-2007, 21:05
Elfogi, teşekkürler.. Mehtap hanım, haklısınız. Zaten bahçede 8 tane de köpek var, 5'i sürekli bahçedeler, diğer 3'ü 3-5 günde bir geliyorlar. Abarttığımı düşünmeyin ama zavallı köpekler kedilerden korkuyor. Kaç kez kedilerin köpekleri geri püskürttüğünü gördüm..
Eğitimli bir köpek lazım ama ben maalesef alıp bakacak durumda değilim. Hem zaten yasak. Komşumuz yasak olduğu halde besliyor ama bu hayvanlar benim demiyor.. Dolayısıyla ben alıp bakabilecek durumda dahi olsam, bu köpek benim diyeceğim için bu işten zararlı çıkacak kişi yine ben olurum gibime geliyor..
denizakvaryumu
18-12-2007, 22:50
http://www.marketworks.com/StoreFrontProfiles/DeluxeSFItemDetail.aspx?sid=1&sfid=124287&c=103118&i=156520356 :)
Penelophe
19-12-2007, 00:11
Çok ilginç bir bitkiymiş. Zararsız olması da güzel. Denemeye değer, zaten denemediğimiz bir o kalmıştı. Teşekkürler..
Penelope, konunun uzerinden oldukca uzun zaman gecmis ama durumunuz nedir? Bir de hangi il/semttesiniz?
Penelophe
31-03-2008, 23:30
Sonra bahçede beyler tarafından bir koşuşturma başladı. Yakalayıp 40 km uzaklıktaki bir ilçeye bırakmışlar. Yaklaşık bir ay sonunda hiç kedi kalmamıştı. Fakat 15 gündür felan yine çoğaldılar bugün 14 tane saydım.
Son olarak 25-30 civarındaydılar. Yine aynı yöntem denendi, ilk gelen kral kediydi(ben kral kedi diyorum ona, kuyruğu kesik, tombulca, sarı çok şeker ve baskın bir karakter). Şu anda 20 tane civarındalar ve bugünlerde geceleri hiç susmuyorlar.:p Şimdilik durum bundan ibaret.:)
İzmir/Bornova'dayım.
Aytaç Eroğlu
01-04-2008, 15:45
Sayın penelophe sizin kral kedi tam bir şerafettin yani valla huyu suyuda benziyorsa işiniz zor derim ben
Sn.Penelophe , bir kaç fikrim var :)
Eğer dijital makinanız varsa kedileri resimleyip yuva arıyorum gibi forumlara ve ücretsiz yayınlanabilecek her yere, internetteki ilanlara kedilerin resimlerini yolluyorsunuz..İsteyenlere de gelip burdan alabilirsiniz diyorsunuz :))
olmadı..
kedi besleyen hanımı ziyaret edip yumuşak ama onun anlayacağı bir dille,
- bu kadar çok kediden rahatsız olan bir sürü komşunuz var duydum ki bazı acımasız insanlar zehirlemeyi bile düşünüyorlarmış-bu kısmı hikaye tabii ki- dikkat edin sonra çok üzülürsünüz diyebilirsiniz.. ( Bu yaklaşım bizim sitenin karşısında oturan ve saldırgan köpeğini bütün gün açıkta bırakıp giden ve hiçbir olumlu yaklaşımı olmayan bir beyi dize getirmişti )
olmadı..
İçlerinde iyi görünümlü olanları teker teker pet shop lara götürüp satıyorsunuz :P Kazandığınız paralarla apartmanın aidat bedellerini ödediğiniz için oturan ve kedilerden daralan diğer 9 daire sizi yönetici seçiyor :)
Gerçek fikrim ise yakında iyice daralan diğer apartman sakinlerinden biri cinnet geçirip gerçekten kötü birşeyler yapacak ve neden daha önce ciddi bir girişimde bulunmadım diye topluca üzüleceksiniz..Problem varsa büyümeden halledilmeli..Ya belediye ya da lojman yönetimi bu işi halletmeli derim.
Penelophe
03-04-2008, 01:06
Caretta, güzel fikirler, özellikle de onlara yuva aramak fakat onların buradan gitmesi, Bu hanım, genelde eve gelirken yanında hiç tanımadığımız bir kediyle geliyor. Biz kediyi bir kaç gün, bazen bir hafta görmüyoruz, daha sonra kedi bahçede ve apartmanda yaşamaya başlıyor.
yenilerinin gelmesine engel değil.
Birkaç gündür selamlaşıyoruz, bu da bir gelişme, biraz daha zaman geçsin ziyarete gitmeyi düşünüyorum.;) Çünkü yaz geliyor, haliyle kediler fazlalaşacak ve sorunlar gene gün yüzüne çıkacak. Bu kez kesinlikle bu konunun konuşularak halledilebilmesi lazım, zira lojmana yeni taşınanlar var ve onlar 20 tanecik kediden rahatsız olmaya başladılar bile, ki 60 tane oldukları zamanı görmediler..
Belediye'den hayır yok, hem olsa bile Todor'un dediği gibi,
1- Kısırlaştırıp aldıkları yere salacak.
2- Bir sürü kediyi küçücük kafeslerde tıkış pıkış yaşamaya mecbur edecek. Oldukça sert, ölümle biten kavgalar çıkacak.
3- Hiç uğraşmayacak, uyutacak.
bu seçenekler mevcut ve çözüm değiller..
Şimdilik tek çözüm konuşmak gibi görünüyor ama bunun içinde biraz beklemem lazım.. İlgin ve önerilerin için teşekkürler..
Aytaç Eroğlu
03-04-2008, 10:15
sayın penelophe anladığım kadarıyla lojmanda oturuyorsunuz benim bildiğim lojman dahillerinde hayvan bakımı yasaktır. Bu konuyu idari olarak halledebilirsiniz. Yok idare hayır biz karışmayız herhangi bir sakıncası yok derse o zaman size önerim bir yerlerden 2 adet köpek edinin kedilerin yemek saatlerinde köpekleri apartmanda gezdirin bir kaç gün sonrasında kedi kalmayacaktır. Eğer kedili hanım itiraz edecek olursa o zaman sizde makul bir dille onun rahatsızlık duyduğu gibi sizlerinde kedilerden rahatsız olduğunuzu belirtin ve makul sayıda kediyi evinde beslemesi gerekliliğini anlatın
Bu da benim önerim
Denenmiş ve etkili olmuştur.
Penelophe
03-04-2008, 10:18
Picea Pungens, başlığı okuduğunuzda önerilerinizin daha önce denenmiş olduğunu göreceksiniz veyahut önerilerinizin imkansızlığını.. Teşekkürler..
bizim arka bahçede de bir kedi hanedanlığı var:)önceden iki apartman ötede boş bir arsa vardı sokak kedileri ordan arka bahçelere girer sonra acıktıklarında dışarı çıkıp çöpten yemek yerlerdi.sonra bi gün o arsa apartman yapıldı ve o kediler apartmanların arka bahçelerinde tıkılı kaldı.4-5 nesildir geçinip gidiyorlar.ama işin kötü tarafı bitkilerimi sürekli kırıyorlar.kıyamete kadar böyle sürcek galiba kaçış yok:D:D
MiRZaBeY
20-05-2008, 23:43
Durumunuz gerçekten zor insanlar neden evlerine bakabilecekleri kadar hayvan almazlar anlamıyorum.Bazılarıda ilk heves alıyor çoğalınca bıkıyor ve bakmıyor,60 kediden bahsetmişsiniz mazallah onların kokusu bile insanı hasta eder.Belediyede bu işe bakmıyorsa yazık diyorum yani.
bizim arka bahçede de bir kedi hanedanlığı var:)önceden iki apartman ötede boş bir arsa vardı sokak kedileri ordan arka bahçelere girer sonra acıktıklarında dışarı çıkıp çöpten yemek yerlerdi.sonra bi gün o arsa apartman yapıldı ve o kediler apartmanların arka bahçelerinde tıkılı kaldı.4-5 nesildir geçinip gidiyorlar.ama işin kötü tarafı bitkilerimi sürekli kırıyorlar.kıyamete kadar böyle sürcek galiba kaçış yok:D:D
Bu durum benim de başımda var... İstanbul Ataköy'de kendini hayvansever zanneden insanlar, yemek artıkları ve hazır kedi mamalarını kafalarına göre çevrede kedilere veriyorlardı. Bu hayvanseverlik değil, bu bana göre işgüzarlık, çünkü bu tip insanların arkalarında bıraktıkları pisliği temizleme huyları yok. Başkalarının özel mülküne izinsiz girmeleri de hukuksuz olmalarının bir örneği...
Bir tane bayan da durmadan bizim arka bahçenin köşesinde ağaç dibine makarna döküyordu. Kadın yaşlı olduğu için önce ses çıkarmıyordum ama baktım iş rayından çıkmaya başladı, duruma el koyayım dedim. İğrenç bir kedi pisliği kokusu ve yemek artıklarının güneş altında durmasından mütevellit yayılan bozuk yemek kokusu çekilmez bir hal almaya başlamıştı. Bizim apartman toplam 6 daire ve genelde yaşlı insanlar olduğu için birşeyler yapamıyorlardı. Kadına uygun bir dille benim bahçemde yemek veremeyeceğini söyledim; kadın utanmaz bir edayla kendi apartmanlarında kızdıkları için burada verdiğini söyleyince, ben de yarın da yemek vermeye gelde bak ne yapacağımı gör deyip bağırmaya başlayınca çevredeki insanlar araya girip "yapma evladım, yaşlı kadınla bir mi oluyorsun" diyerek ortamı sakinleştirmeye çalışmışlardı. İş inada binmişti. Tabi ertesi gün olmasını iple çekiyordum çünkü kadın her zamanki saatinde çevresinde onlarca kedi ile yine gelecekti. Kadın laftan anlamadığı için konuşmaktan ziyade "aksiyon gerekiyor" diye düşünüp plan yaptım.
Malesef kaba kuvvet kullanarak, kadını yemek vermesini engelleyerek bahçemden uzaklaştırdım... Gelen kedilere de malesef aynı şiddeti kullanarak, gerek hortumdan tazyikli suyla, gerekse nemli toprakla yaptığım kartopu şeklindeki bombalarımla :D hücuma geçtim. Toprak, hedefine çarptığında dağıldığı için zarar vermiyordu ama kedilere inanılmaz bir korku yaşatıyordu.
Bu sene bahçenin çevresine yaklaşık 2 metre yüksekliğinde helezon tel yapıldı. Apartman toplantısında artık kedilerin bahçeye giremeyeceğinden bahsediyorlardı ama telin altındaki bir karışlık açıklığı hesaba katmadıkları için gelen kedileri görmezden geliyorlar. Benim için tekrar aksiyon başladı çünkü kediler çiş yaptıkları yerleri kendi bölgeleri ilan edip o bölgeden ayrılmıyorlar. Kedinin bir tanesi benim servi tohumlarından fide çıkarttığım saksıma musallat oldu. Hergün gelip o saksıyı eşeliyor, hacedini gideriyor sonra üstünü kapatıp gidiyor. Bütün servi fidelerimin içine etmiş oldu ******!. :o Sonrada dinlenmek ve güneşlenmek için fıstık çamı tohumu diktiğim 400 adet minik saksının üzerine yatıyordu. Defalarca saksılarımı devirip, içindekilerin ortaya dökülmesine sebep oldular, gecede burda sabahlıyorlardı. Her sabah uyandığımda dökülen saksılarımı görünce cinnet geçirmekten beter oluyordum.
Geçen seneki toprak bombalarım tekrar devreye girdi, son 20 gündür bahçede sağa sola nasıl koşup kedi kovalıyorum bir görseniz; anlatamam. Sonuç?...
Sonuç ****** insanoğlunun zaferiyle noktalandı. Telin altındaki bir karışlık mesafeyi de önce parke taşları, üstüne de toprak dökerek kapattım. Böylelikle zaferimi perçinlemek istedim.
Ama olan benim fıstık çamlarına oldu, 400 saksıdan çıkan fide, topu topu 30 tane, onların da yarısını fire veririm diye düşünüyorum, ama inşallah seneye daha çok fıstık çamı ve servi elde edeceğim, çünkü kedilerle nasıl başedeceğimi biliyorum.
Penelophe
26-05-2008, 01:42
Gelen kedilere de malesef aynı şiddeti kullanarak, gerek hortumdan tazyikli suyla, gerekse nemli toprakla yaptığım kartopu şeklindeki bombalarımla hücuma geçtim. Toprak, hedefine çarptığında dağıldığı için zarar vermiyordu ama kedilere inanılmaz bir korku yaşatıyordu.
Durumunuzu anlıyorum fakat kediler hayvan en nihayetinde. Onlara savaş açmanız hiç hoş değil, bu canlarını acıtmayacak bile olsa. Korkutmuşsunuz ki bence buda canlarını yakmakla eşdeğer..
Yemek veren kişiyi engellemeniz yeterliydi, çünkü hayvanlar yemek bulamadıkları için bir süre sonra zaten kendiliklerinden gideceklerdi..
Penelophe
26-05-2008, 01:42
Komşum taşındı, yaklaşık 2 hafta oldu, kediler de yavaş yavaş azalıyorlar..
Yücel Özlem
26-05-2008, 06:54
Gözünüz aydın.
:(ah keşke benimkide taşınsa...neyse zaten adam yaşlı bi kaç sene içinde ölür:D
Penelophe
26-05-2008, 13:39
neyse zaten adam yaşlı bi kaç sene içinde ölür
Size diyecek birşey bulamıyorum, sanırım yaşlanmayacağınızı düşünüyorsunuz!
Yücel bey, teşekkürler. Birkaç gündür aklım çok karışık, kediler ve yavruları acıkınca, taşınan komşumun balkonu altına gelip sürekli miyavlıyorlar, yemek istiyorlar ama kimse yok. Offf dayanamıyorum, dün az kalsın yemek verecektim ama yaşananları düşününce kendimi frenledim ve bir kez daha anladım komşumun hayvanlara ne kadar büyük bir kötülük yaptığını, onları hazıra alıştırdığını..
o adam sırf kedilere olan düşkünlüğü yüzünden evliliği yıkıldı, karısı onu boşadı.
Durumunuzu anlıyorum fakat kediler hayvan en nihayetinde. Onlara savaş açmanız hiç hoş değil, bu canlarını acıtmayacak bile olsa. Korkutmuşsunuz ki bence buda canlarını yakmakla eşdeğer..
Yemek veren kişiyi engellemeniz yeterliydi, çünkü hayvanlar yemek bulamadıkları için bir süre sonra zaten kendiliklerinden gideceklerdi..
Evet, onlar hayvan ve kendilerince bir yaşam kültürleri var ve ev olarak kabul ettikleri yerlerden ayrılmıyorlar... Kedinin, binbir emekle yetiştirilen bitkilere ve tohumdan çıkartılmış fidelere zarar vermesine mi göz yummak gerek yoksa verdikleri zararı sineye çekip onlar hayvan demek mi gerek! İşte can alıcı nokta burda! Bu paradoksu aşmak sanırım mümkün değil. Sonuçta bir çözüm bulmak gerekiyor, malesef çözümlerde her insanın hoşuna gidecek türden olmuyor... (mesela meyve ağaçlarındaki ilaçlamada hayvanların yaşam hakkını ellerinden almak oluyor, buna da karşı çıkıyor musunuz, canlarının yandığını düşünüyor musunuz? Dedim ya, çözümler herkesin hoşuna gidecek türden olmuyor.)
ben kedilerden nefret ederim.tanrı yanlışlıkla yaratmış heralde...ben ağaçların ilaçlanmasına baştan beri karşıyım zaten.ben paradoksu aştım;kediler olmadan yaşayabiliriz ama bitkiler olmadan yaşayamyız!
bunun ne olduğunu anlamadım hayvanlara şok mu veriliyor bu aletle?
Penelophe
26-05-2008, 19:05
Gelen kedilere de malesef aynı şiddeti kullanarak, gerek hortumdan tazyikli suyla, gerekse nemli toprakla yaptığım kartopu şeklindeki bombalarımla :D hücuma geçtim. Toprak, hedefine çarptığında dağıldığı için zarar vermiyordu ama kedilere inanılmaz bir korku yaşatıyordu.
Meyve ağaçlarındaki ilaçlamaya kadar düşünmenize gerek yok, sizin bu hayvanlara yaşattığınız korkudan aldığınız haz (-ki gülmenizden bir hayli belli oluyor) sizi tatmin ediyora benziyor.
Evet, onlar hayvan ve kendilerince bir yaşam kültürleri var ve ev olarak kabul ettikleri yerlerden ayrılmıyorlar...
Burada da kediler var ve aç kaldıklarında, aç kalayım ama evimden ayrılmayayım, evimde öleyim demiyorlar, yiyecek bulabilecekleri yeni yerler arıyorlar kendilerine..
Kedinin, binbir emekle yetiştirilen bitkilere ve tohumdan çıkartılmış fidelere zarar vermesine mi göz yummak gerek yoksa verdikleri zararı sineye çekip onlar hayvan demek mi gerek!
Kimse size, yetiştirdiğiniz bitkileri kediler darmadağın etsin, hayvan deyip sineye çekin demedi, sabır başka birşeydir.. Dediğim gibi aç kaldıklarında, yemek aramak için başka yer bulacaklardır kendilerine, onlar gitmeye karar verene kadar sadece sabretmeniz gerekirdi, onlara inanılmaz kokular yaşatmanız değil..
Penelophe
26-05-2008, 19:07
neyse zaten adam yaşlı bi kaç sene içinde ölür :D
o adam sırf kedilere olan düşkünlüğü yüzünden evliliği yıkıldı, karısı onu boşadı.
ben kedilerden nefret ederim.tanrı yanlışlıkla yaratmış heralde...
İnsanları sevmeyen birinin, hayvanları sevmemesi de doğal olsa gerek.
bu kanıya nasıl vardığınızı öğrenmek isterim.gerçekten güzel teoriler öne sürüyorsunuz...eğer adam ölür zaten dediğim için böyle düşünüyorsanız kedileri besleyip bütün bitkilerimin kırılmasına yol açan bir adamı sevmemi bekleyemezsiniz sanırım...
Çam çiçek gene çıkar kırılan fide için hayvanlara acı vermekmi gerekir Allah aşkına? Bugün ormalnarı kesen insan(!)lara bişey denmiyoda günahsız hayvanlara Allah yanlışlıkla (haşa) mı yarattı deniliyo Pes diyorum gerçekten pes bilerek kırmıyorlar herhalde kırmaları onlara haz **** zevk vermiyordur
Buket Aknar
26-05-2008, 20:39
Bahçemi ve ne tür olursa olsun bitkileri ne kadar çok sevdiğimi sanırım söylememe gerek yok. En azından bir yılı aşkın süredir bu sitede bitki severlerle birlikteyiz. Tüm bunların yanısıra bahçemde 6 tane de kedim var. Üstelik bunların 3 tanesi de henüz 1 Buçuk aylık ve çok şımarıklar. Zaman zaman saksıların içerisini karıştırarak toprakları etrafa saçıyorlar, ektiğim soğanları söküp çıkarıyorlar. Daha anlatamadığım birçok yaramazlık yapıyorlar. Hiçbir zaman onlara zarar vermeyi düşünmedim aksine onlarında birer canlı olduğunu düşünerek ve sabırla yaklaşarak sorunların üstesinden gelmeye çalıştım. Kızmadım mı? kızdım tabi ama eziyet etmeyi düşünmedim.
Yukarıdaki mesajlardaki yaklaşımlar doğrusu beni çok üzdü.
Kedi yüzünden bahçemden soğudum .Sokaklarda kedi yanlız Türkiyede hiçbir avrupa ülkesinde sokakda kedi yok iyi günler
Çam çiçek gene çıkar kırılan fide için hayvanlara acı vermekmi gerekir Allah aşkına? Bugün ormalnarı kesen insan(!)lara bişey denmiyoda günahsız hayvanlara Allah yanlışlıkla (haşa) mı yarattı deniliyo Pes diyorum gerçekten pes bilerek kırmıyorlar herhalde kırmaları onlara haz **** zevk vermiyordur
Ben hayvanlara acı vermekten bahsetmedim.Ama belki bir veteriner çağırtıp uyuşturup sokağa atabilirim.çünkü çiçekleri kıran kediler arka bahçelerde mahsur kaldı yoksa kedilerle bir alıp veremediğim yok!
@buket aknar
Kedilere asla zarar vermedim hatta yeri yemek bile verdim.Onları öldürmek yerine çit taktırdım giremesinler diye, tahtalar taktım, duvarları yükselttim.Bundan sonra eğer bitkilerimi kırarlarsa bir veteriner çağırtıp sokağa bırakıcam.
........ siz yakalayın biz gelip alırız demişler. Sonra bahçede beyler tarafından bir koşuşturma başladı. Yakalayıp 40 km uzaklıktaki bir ilçeye bırakmışlar. Yaklaşık bir ay sonunda hiç kedi kalmamıştı. Fakat 15 gündür felan yine çoğaldılar bugün 14 tane saydım.:(
........ Şimdi yeniden toparlanacak hayvanlar ve yine savaşlar başlayacak.:(
........ Meyve ağaçlarındaki ilaçlamaya kadar düşünmenize gerek yok, sizin bu hayvanlara yaşattığınız korkudan aldığınız haz (-ki gülmenizden bir hayli belli oluyor) sizi tatmin ediyora benziyor.
Doğrusu polemik yapmak için yazdığınıza karar verdim... Yazının duygusu olmaz, nasıl anlamak isterseniz öyle okursunuz... Gülme ikonundan benim zevk aldığımı anlamanız, sizin karşınızdaki insanı tanımadan "iğneleme yolu" (parantez içindeki cümleniz) ile polemik yaratma ve tatmin olma duygunuzu belgelemektedir benim için...
İlk mesajınızda, kedilere neler yaşattığınızı kendiniz yazmıştınız... Kedileri yakalayıp çuvala doldurma esnasında, kedilerin keyif aldığını mı düşünüyorsunuz yoksa? Onların neler çektiğini ve bu hareketin yani kedilerin çuvala konmaması için çevrenizdekileri engellemediyseniz siz de susarak bu sorumluluğa ortak olmuş oluyorsunuz! Sanırım siz de bu esnada tatmin oldunuz! Üstelik bir kez daha savaş başlayacak demişsiniz, demek ki sizin tarafınızdan tekrar kedilere uygulanmaması gereken hareketlere göz yumma durumu çıkacak ortaya... Niye böyle bir topik açma ihtiyacı hissettiniz acaba, yeni savaş taktikleri öğrenmek miydi amacınız?
........
Burada da kediler var ve aç kaldıklarında, aç kalayım ama evimden ayrılmayayım, evimde öleyim demiyorlar, yiyecek bulabilecekleri yeni yerler arıyorlar kendilerine..
Malesef dediğiniz gibi değil, gidip yemeklerini yedikten sonra yine bahçeye gelip istedikleri gibi davranıyorlar... Kendilerine yeni bir yer arama duyguları malesef istanbulda körelmiş çünkü her taraf beton ve araba olunca, buldukları yeşillik alanları ev belliyorlar ve asla ayrılmıyorlar...
........
Kimse size, yetiştirdiğiniz bitkileri kediler darmadağın etsin, hayvan deyip sineye çekin demedi, sabır başka birşeydir.. Dediğim gibi aç kaldıklarında, yemek aramak için başka yer bulacaklardır kendilerine, onlar gitmeye karar verene kadar sadece sabretmeniz gerekirdi, onlara inanılmaz kokular yaşatmanız değil..
Sabırın ne olduğunu bana açıklayana kadar, siz neden sabır gösteremediniz, onu söyleseniz daha iyi olacak... 3. kata kadar kokular içinde çıkmaya daha fazla dayanamadığınız için harekete geçtiniz; neden daha fazla sabredemediniz acaba? İşte sizin duygularınızla dayanamadığınız kokulara tepki olarak çuval hadisesini tertiplediğiniz gibi, ben de onca emek verdiğim çiçeklerimi korumak ve kurtarmak için böyle bir aksiyon yapma zorundaydım.
........ Çam çiçek gene çıkar kırılan fide için hayvanlara acı vermekmi gerekir Allah aşkına?
Sevgili Dubief, çam çiçek gene çıkar demişsiniz ama bir fıstık çamının nasıl tohumdan çıkıp büyüdüğünü bilmediğinizi anlıyorum bu cümlenizden... Tohumdan çıkartılan bir çam ya da servinin, o aşamada zarar görmesi sizin bütün emeklerinizin mahvolması demektir... İsterseniz size bu sene için fıstık çamı ve servi tohumu göndereyim ve kendiniz yetiştirmeye çalışın, işte o zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız!.
Kedilere acı verildiğini nereden çıkardığınızı anlamak mümkün değil!... Acı ve korkuyu aynı saymayın. Bu konudaki tüm mesajları okuduysanız, bir üyenin köpeğinin kedilere olan saldırma aktivitesini anlatması konusunda daha fazla tepki vermenizi beklerdim, çünkü bütün kediler köpeklerin doğal düşmanı olduğunu ve köpeğin her hamlesinin kedinin hayatına kastettiğini içgüdüsel olarak bilirler ve köpek gördükleri zaman yollarını değiştirmeleri gerektiğini anlarlar. Sizce kedinin üstüne köpek salmak mı yoksa kediye hortumla su tutmak mı daha tehlikeli sonuç doğurur?
........ Bahçemi ve ne tür olursa olsun bitkileri ne kadar çok sevdiğimi sanırım söylememe gerek yok. En azından bir yılı aşkın süredir bu sitede bitki severlerle birlikteyiz. Tüm bunların yanısıra bahçemde 6 tane de kedim var. Üstelik bunların 3 tanesi de henüz 1 Buçuk aylık ve çok şımarıklar. Zaman zaman saksıların içerisini karıştırarak toprakları etrafa saçıyorlar, ektiğim soğanları söküp çıkarıyorlar. Daha anlatamadığım birçok yaramazlık yapıyorlar. Hiçbir zaman onlara zarar vermeyi düşünmedim aksine onlarında birer canlı olduğunu düşünerek ve sabırla yaklaşarak sorunların üstesinden gelmeye çalıştım. Kızmadım mı? kızdım tabi ama eziyet etmeyi düşünmedim.
Yukarıdaki mesajlardaki yaklaşımlar doğrusu beni çok üzdü.
Sevgili Buket hanım, belki sizin yaşadıklarınızın on mislini ben burada yaşadım. sizin 6 tane kediniz var, ama bizim onlarca hatta abartısız yemek verilme esnasında sayısı yüze yaklaşan kedimiz var. Soğanlı bitkilere zarar vermiş olsalar, fazla gam yemeyeceğim çünkü soğanlı bitkilerin toleransı, tohumdan yeni filizlenmiş bir bitkiye göre çok ama çok fazladır. Tohumdan çoğaltılmaya çalışılan ve çok narin olan çam türü bitkilerde verilen zarar sonrası bütün emekleriniz heba oluyor... Diktiğim 400 adet fıstık çamı tohumunun sadece 35 tanesi dışında, hepsi imha oldu; nedeni de kedilerin saksıların üzerinde fink atmasıydı!... geri kalan 35 taneside doğal şartlar yüzünden (kuşlar, minik kurtçuklar vs) hemen hemen yarısı ölecek... şimdi bana söyler misiniz, bunca emek vermeye değdi mi sizce?
Kedileri kovalamak onlara eziyet oluyor da, binbir emekle, ancak yılın belli bir bölümünde yetiştirebildiğim bitkileri korumak niye kabul edilemiyor? Zarar vermek yok, kediyi çuvala koyup bilmem kaç km öteye götürmek yok, kedinin kendi iradesi dışında insanoğlunun kararıyla kısırlaştırılması yok, kedinin üstüne köpek salmak yok, sadece bahçeye yaklaştırmamak var! Kediyi bahçeden uzak tutmak için bir parça toprak savurmak ve/veya hortumla su sıkmak sizce eziyet yapmaksa, fazla diyecek bir sözüm yok.
Bu aşamadan sonra, daha fazla polemik olmaması açısından lütfen bana cevap yazmayın (özellikle siz sayın Penelophe), çünkü herkes kendi açısından bakıp durum değerlendirmesi yapıyor ve bu durum uzayıp gidecek böylece. En az sizler kadar canlı sevgisine sahibim ama bir durum tespitinin bu kadar farklı uçlara çekilip gaddar bir insan gibi gösterilmeye çalışılmam anlaşılır bir durum değil. Tanımıdığınız bir insanı direkt yargılama durumu sadece Türkiye'de varolan bir durum ve polemik yaratmak ve kendini her şartta haklı çıkarmaya çalışmak Türk internet kullanıcılarına mahsus bir durum... Az biraz empati yapmak sanırım herkese iyi gelecek.
kediler olmadan yaşayabiliriz ama bitkiler olmadan yaşayamyız!
Yanılıyorsunuz. Her hangi bir canlı türünün yok olması bezin zincirinin en son halkası olan insanlığı etkileyecektir. Bu konuda insan türünün doğal düşmanını araştırmanızı öneririm.
Ayrıca, bir canlı türünü bu kadar kolay gözden çıkarabilmeniz düşündürücü.
Penelophe
27-05-2008, 01:38
Polemik yapmak için yazdığıma karar vermeniz çok normal, yazılarımdan işinize gelen yerleri, görmek istediğiniz gibi alıntılamışsınız çünkü. :rolleyes:
Öncesi var birde o yazının,
Hayvanları çok severim ve onlara kötü davranılmasına tahammül edemem. Nitekim kedileri yakalarlarken de kötü davrandıkları için bir kaç kez de uyardım.
Şimdi kediler yeniden toparlanmaya başlıyorlar, bunun için ne yapılabilir?
Bazı komşular çok katı kediler konusunda, küçük çocukları var ve çocukların zarar göreceğini düşünüyorlar.
Çocuklarını hayvanlara düşman yetiştiriyorlar. Kedilere vuruyor çocuklar.
okuyarak anlayabilirsiniz. Uyarmanın dışında kaba kuvvet kullanmak benim tarzım değil..
***
Gülme ikonundan benim zevk aldığımı anlamanız, sizin karşınızdaki insanı tanımadan "iğneleme yolu" (parantez içindeki cümleniz) ile polemik yaratma ve tatmin olma duygunuzu belgelemektedir benim için...
Bakın bu ikon; :D = kahkaha ikonudur. Kullandığınıza göre anlamını biliyor olmalısınız, dolayısıyla insanlar mutlu olduklarında, komik bulduklarında, zevk aldıklarında kahkaha atarlar.. Biz ise internette kahkaha atmak yerine aynı anlamlı olan bu ikonu kullanıyoruz. Yani afedersiniz, zevk aldığınızı yazmışım sadece, buna bir de mutlu olup, komik bulduğunuzu eklemeliydim.:rolleyes:
***
İlk mesajınızda, kedilere neler yaşattığınızı kendiniz yazmıştınız... Kedileri yakalayıp çuvala doldurma esnasında, kedilerin keyif aldığını mı düşünüyorsunuz yoksa? Onların neler çektiğini ve bu hareketin yani kedilerin çuvala konmaması için çevrenizdekileri engellemediyseniz siz de susarak bu sorumluluğa ortak olmuş oluyorsunuz! Sanırım siz de bu esnada tatmin oldunuz! Üstelik bir kez daha savaş başlayacak demişsiniz, demek ki sizin tarafınızdan tekrar kedilere uygulanmaması gereken hareketlere göz yumma durumu çıkacak ortaya... Niye böyle bir topik açma ihtiyacı hissettiniz acaba, yeni savaş taktikleri öğrenmek miydi amacınız?
Bu yazınızdan okuduğunuzu anlamadığınızı **** bana yapıyorsun dediğiniz polemiği, aslında kendinizin yapmaya çalıştığınızı anlıyorum. Zira bu alıntı; Belediyeyi aramış komşular, siz yakalayın biz gelip alırız demişler. Sonra bahçede beyler tarafından bir koşuşturma başladı. Yakalayıp 40 km uzaklıktaki bir ilçeye bırakmışlar. bunun kanıtıdır.
Çuvalı felan nereden çıkardınız bunu da hiç anlayabilmiş değilim, bu sizin savaş taktiği dediğiniz şeylerden biri olmasın sakın.:rolleyes: Bu arada (siz ne kadar okuduklarınızı anlamamış olsanızda) ben başkaları tarafından yapılan eylemden bahsediyorum, kendi yaptığım eylemi kahkahalarla anlatmıyorum.. (-ki buraya başlık açmaktan ve insanları birkaç kez uyarmaktan ziyade yaptığım bir eylem yok..)
***
Niye böyle bir topik açma ihtiyacı hissettiniz acaba, yeni savaş taktikleri öğrenmek miydi amacınız?
Böyle bir başlık açtım çünkü, hayvanlara zarar vermeden bu sorundan kurtulmanın bir yolunu arama ihtiyacı hissettim.:)
***
Sabırın ne olduğunu bana açıklayana kadar, siz neden sabır gösteremediniz, onu söyleseniz daha iyi olacak... 3. kata kadar kokular içinde çıkmaya daha fazla dayanamadığınız için harekete geçtiniz; neden daha fazla sabredemediniz acaba? İşte sizin duygularınızla dayanamadığınız kokulara tepki olarak çuval hadisesini tertiplediğiniz gibi, ben de onca emek verdiğim çiçeklerimi korumak ve kurtarmak için böyle bir aksiyon yapma zorundaydım.
Ben sabrettim, yaklaşık 2 yıldır ne bir kediye toprak attım, ne hortumla su sıktım, ne korkuttum, ne çuvalla birşeyler yaptım nede komşuma kaba kuvvet kullandım. Yaptığım tek şey insanları uyarmak ve buraya başlık açmak oldu ve yaşadığım şeyleri üzüntü duyarak aktardım..
***
Şimdi yeniden toparlanacak hayvanlar ve yine savaşlar başlayacak.:(
Gelen kedilere de malesef aynı şiddeti kullanarak, gerek hortumdan tazyikli suyla, gerekse nemli toprakla yaptığım kartopu şeklindeki bombalarımla :D hücuma geçtim. Toprak, hedefine çarptığında dağıldığı için zarar vermiyordu ama kedilere inanılmaz bir korku yaşatıyordu.
Aramızdaki fark, yukarıdaki iki alıntıda da olduğu gibi, duygularımıza tercüman olarak kullandığımız ikonlarla bile belli oluyor, dolayısıyla sizinle tartışacak ve buluşacak ortak bir noktam yok. Eğer gerçekten polemik istemiyorsanız, okurken daha dikkatli, yazarken daha gerçekci olursunuz, en azından çuval felan birşeyler uydurmazsınız yani..
Bizim çifliğimizde 13 tane kedimiz var köpeklerle aynı tastan yemek yiyolar ne bir düşmanlık var nede başka bir şey yavru kediler benimde çok fidemi kırdı olsun canları sağolsun doğayı seven insan bir yavru kediye bakarkende bir fideye bakarkende aynı hazı sevgiyi alır, kedilerin size inattan **** size gıcıklık olsun diye fidelerinizi kırmaz herhalde?
Yanılıyorsunuz. Her hangi bir canlı türünün yok olması bezin zincirinin en son halkası olan insanlığı etkileyecektir. Bu konuda insan türünün doğal düşmanını araştırmanızı öneririm.
Ayrıca, bir canlı türünü bu kadar kolay gözden çıkarabilmeniz düşündürücü.
Ekosistemin ne olduğunu ve ne kadar hassas olduğunu bende biliyorum.Ama şuan bir çıkın ormana gidin kaç tane kedi göreceksiniz?Kedilerin zaten ekosistem için faydası yok şuanda.****** bu yüzden kalkıp kedilerin hepsini öldürelim demiyorum mesela Amerikadaki gibi sokak hayvanları toplamak için timler kurulabilir.Ne güzel, adamlar bir telefon ediyor hem sokak hayvanları bir barınak buluyor hem de insanlar rahat ediyor.Güya o sistem Türkiyede de var ama kaç kere çağırdım gelmediler.Komşularımda çağırdı gelmediler.Yani bu sistemi etkin hale getirmemiz gerek.
Peki size Allah kedileri yanlışlıkla(haşa) yarattı deme hakkını kim veriyor? Ekosistemde Doğal seleksiyon diye bir şey vardır ekossitemi iyi bilseydiniz kedilerin neden ormanda olmadığını anlardınız
İklimsiz
27-05-2008, 11:16
Sayın Dubief'e katılıyorum. " Allah kedileri yanlışlıkla yaratmış" düşüncesini okuduğumdan bugüne sersemlemiş bir haldeyim:(
Koyu yeşil
27-05-2008, 12:07
Sokaklarda hayvanların sahipsiz ve sefil halde yaşaması, köpeklerin ve kedilerin ormanlara terkedilmesi, toplu olarak öldürülmeleri....ülkemizin bir utancıdır. Var olan her canlının büyük bir değeri var. Ne zaman ki sokaklarımızda sahipsiz hayvanlar dolaşmaz o zaman uygar bir ülke haline geliriz. Ben de evimde bir kedi besliyorum. Onu sokaktan minik bir yavruyken aldım. Gücüm ve şartlarım yettiği sürece de mutlaka bir hayvan besleyeceğim. Herkes sokaktaki sahipsiz bir hayvana evini açsa, kısırlaştırılmalarına katkıda bulunsa sokaktaki hayvan sayısı yıllar içinde azalacaktır. Bahçedki kedileri kovalayarak, çamur atıp su sıkarak hangi sorunu çözebilirsiniz?
Bir dişi kedi yanlış değilsem, yılda 3 civarında doğum yapıyor ve her seferinde en az 3-4 yavrusu oluyor. Kedileri tepeleyeceğinize, bir veterinerle anlaşıp **** belediyelerin bu işi çok çok ucuza yapan veteriner kurumları var kedileri kısırlaştırarak uzun vadede kesin çözüm sağlayabilirsiniz. Evimde beslediğim kedim dışında bahçemde yaralı bulduğum bir kedinin tedavisini yaptırdım, kısırlaştırıp bir yuva sahibi olmasını sağladım. Bu çok zor bişey değil yani. Tabi bütün hayvanları kısırlaştıralım demek istediğim düşünülmesin bu yazdıklarımdan. Ama sokaktaki başı boş hayvanların sayıca çokluğu düşünülürse, sokak hayvanlarının kendi iyiliği için de bu yapılması gereken birşey. Yazlık bölgelerde sokak köpekleri kış mevsiminde açlıktan birbirini yiyor. Aynı şey belediyelerin ormanlara terkettiği köpekler için de geçerli. Siz insanlığınızdan utanmıyor musunuz bu haberleri okuyunca? Ben utanıyorum...
Doğal seleksiyonu bende biliyorum daha dünkü sınavda çıktı.Ama kedilerin doğal seleksiyonla ne alakası var?Fare bulamadıkları için kediler şehirlere göçüp aslanlar mı doğal hayatta kalmış?
Doğal hayatta değilde çöplüklerde daha kolay yemek buldukları için GÖÇ olmuştur :)
Ferda Ülkümen
27-05-2008, 13:37
Yazın bahçede baktığım birkaç kedi var. Kış aylarında orada devamlı oturan komşulara belli aralıklarla kuru mama gönderip, bakılmalarını sağlıyorum.
Ben oradayken acıkınca gelip, karınlarını doyururlar, bahçemde tek yaptıkları yeni bellediğim yerleri eşelemeleri. Onun dışında çiçeklerime zarar verdikleri olmuyor.
Tohum, fide diktiğim yerlere 2 veya 4 e böldüğüm kamışları bir karış boyunda sık bir şekilde diziyorum, yanına bile yaklaşmıyorlar.
Zaten yola çıkan kedi, sürat yapan bir arabanın altında kalıyor, nufus planlaması trafik terörü tarafından yapılıyor.
Köpeklere gelince, heves edip köpek alan birçok aile, yaz sonunda bırakıp gidiyor, sonbaharda terkedilmiş her cins köpek bulabilirsiniz. Bu hayvanlar kışın belediye tarafından itlaf ediliyor,hem de hoparlörden anons yapılarak.
Bu konuyu birçok hayvan derneklerine aktardıysam da hiçbir sonuç alamadım.
Doğal hayatta değilde çöplüklerde daha kolay yemek buldukları için GÖÇ olmuştur :)
Orasını bilemem ama bunun doğal seleksiyonla alakası yok.Doğal seleksiyon; doğada güçlünün güçsüzü yenmesidir kısaca.
evcil kediler yabani orman kedilerini yendiler de denilebilir :)
Kediler ormanda yaşamazdı.Tabi büyük kediler yaşamaz.Tropikler dışında.Çoğu savanada yaşar.
Buket Aknar
27-05-2008, 14:08
Sevgili Maloha; tüm yazdıklarını yaşının gençliğine veriyorum. Dilerim ileride kedileri sevebilirsin.
Kedileri zaten çok seviyorum:pSadece arka bahçemdekileri sevmiyorum.Onları da bitkileri kırıyorlar diye...Yoksa çok şirinler.
Buket Aknar
27-05-2008, 14:14
ben kedilerden nefret ederim.tanrı yanlışlıkla yaratmış heralde...ben ağaçların ilaçlanmasına baştan beri karşıyım zaten.ben paradoksu aştım;kediler olmadan yaşayabiliriz ama bitkiler olmadan yaşayamyız!
Bak gördün mü ilerlemeyi, sen dünden bugüne kedileri sevmeye başladın.
Hayır Maloha, yaydığı ultrasonik ses dalgası yüzünden kedi ve köpekler o bölgeye, yaklaşmıyor. Kediler ve siz zarar görmüyorsunuz.
@buket aknar
ben kedileri öldürelim anlamında söylememiştim o kelimeyi, olsalarda olur olmazlarsa da olur anlamında demiştim.Ama bu cümlemden hemen kedileri sevmediğimi çıkarmışsınız.Halbuki çok severim.
@Gülşen
Peki o ultrasonik ses bir süre sonra beyinde tümör falan çıkarmaz mı?
Bilmiyorum Maloha:p Sineklere çözüm ararken buldum o siteyi. Forumda; hayvanlar başlığının altında, börtü böcek bölümünde araştırırken Limon ağacı yanıtladı. 2-2,5 yıldır kullanıyormuş böcekler için olanını ve memnunmuş.
Ben kedilerden nefret ederim diyon evvelden sonradfa çok severim diyon bu dengesizlik değilmi? Yabani kediler famila sına bak felix lere görürsün ne kediler olduğunu
Ben arka bahçemdeki kedilerden nefret ederim.Felixlerede baktım alakasız şeyler çıktı.
İklimsiz
27-05-2008, 15:42
Konu gereksiz bir tartışmaya doğru yol alıyor gibi :(
cihan_as
27-05-2008, 21:04
Merhaba dubief, penelophenin apartmandaki kediler için bir önerim var. 12 kadar kedinize 20,25 kedi biz ilave edelim, kedileri getirsek çifliginize bırakabılırmiyiz. :)
Evcillerse pilicime cücüğüme saldırmıcaklarsa barış içinde yaşıcaklarsa neden olmasın? Ben zaten görevimi yapmış 13 tane kediye sahip çıkmış durumdayım :)
Aramızdaki fark, yukarıdaki iki alıntıda da olduğu gibi, duygularımıza tercüman olarak kullandığımız ikonlarla bile belli oluyor, dolayısıyla sizinle tartışacak ve buluşacak ortak bir noktam yok. Eğer gerçekten polemik istemiyorsanız, okurken daha dikkatli, yazarken daha gerçekci olursunuz, en azından çuval felan birşeyler uydurmazsınız yani..
Doğrusunu isterseniz, sizin kesinlikle polemik amaçlı cevap verdiğiniz, bu paragrafınızdan da belli oluyor ve canınız istiyorsa ben de en az sizin kadar iyi polemik yapabilirim ama çevremdeki insanlar obsesif kişilik sahipleriyle internet ortamında bile olsa tartışmaya girme demişlerdi; hele ki bu bir bayansa asla münazaraya bile teşebbüs etme diye de sürekli uyarmışlardı. Ne kadar haklı olduklarını bir kez daha anlamış olmak ne kötü!... Bu yazışmanın uzamaması adına lütfen cevap yazmayın diye rica ettiğim halde takıntılarınızdan kurtulma adına bana cevap yazıyorsunuz.
Haklı olduğunuz bir nokta; sizinle aynı noktada buluşamayacağız, zaten böyle bir zorunlulukta yok...
Hamiş: Yakaladığınız kedileri 40 küsur km öteye bıraktığınızı **** bıraktırttığınızı belirtiyorsunuz, herhalde onca kediyi kucaklamadılar, laf oyunu yapma konusunda uzman olduğunuz belli, gerçekçi olup kedileri hangi yolla onca mesafeyi taşıdığınızı ilk mesajınızda yazsaydınız, böylelikle şimdi çuvallamazdınız!...
Lütfen daha uzamaması adına benim yazımdan alıntı yapıp bana cevap vermeyin; tabii "lütfen" kelimesinin anlamını biliyorsanız! Yok eğer muhakkak cevap vereceğim, altta kalamam diyorsanız( ki öyle yapacağınız muhtemel), kendiniz çalıp kendiniz oynayın!
Yakaladığınız kedileri 40 küsur km öteye bıraktığınızı **** bıraktırttığınızı belirtiyorsunuz
Böyle bir şey yazılmamış... Söylenen yapılanı aktarmak...
Belediyeyi aramış komşular, siz yakalayın biz gelip alırız demişler. Sonra bahçede beyler tarafından bir koşuşturma başladı. Yakalayıp 40 km uzaklıktaki bir ilçeye bırakmışlar. Yaklaşık bir ay sonunda hiç kedi kalmamıştı.
Forumda bu tür yazışmalar yapmak yasak.
çevremdeki insanlar obsesif kişilik sahipleriyle internet ortamında bile olsa tartışmaya girme demişlerdi; hele ki bu bir bayansa asla münazaraya bile teşebbüs etme diye de sürekli uyarmışlardı. Ne kadar haklı olduklarını bir kez daha anlamış olmak ne kötü!...
Tekrarı halinde önlem almak zorunda kalacağım. Lütfen yazılarınızdaki büyük puntolu, kalın ve altı çizgili tarzını da tekrarlamayın.
Bütün bu yazılanlar gerçekten çok acı! Tüylerim diken diken oldu...
Biz insanlar nasıl bu hale geldik böyle?
Ne kedilere ne köpeklere nede onları seven ve sahip çıkan insanlara karşı neyazıkkı hiç tahammülümüz kalmamış.Taaki hayvanlar için böyle hain planlar yapacak kadar.
Biz insanlar herşeyle başedebileceğimizi ve değiştirebileceğimizi sanırız taaki doğa bize bütün bunların hesabını sormaya başlayana kadar....
Belediyelerin, rahatsız olduğumuz sokak hayvanlarına bulduğu çözüm. Artık bu haberleri kanıksadık, kabullendik. Mantığımız ise hep aynı mantık; Öldürmeyip besleyelim mi!
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/LiveImages/Foto%20Haber/Antalya'da%20Toplu%20Kopek%20Mezarı/7451096_4.jpg (http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=12711&p=2&rid=2)
Antalya Varsak Belediyesi sınırları içinde katledilmiş köpeklere ait toplu mezarlar ortaya çıktı. Kepçe tutarak mezarları açtıran hayvan koruma dernekleri, mezarlardan çıkan köpekleri teşhir etti. Mezarların içinden erişkin köpeklerin yanı sıra küçük köpek yavruları da çıktı.
Kaynak: Hürriyet gazetesi (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9046846.asp?gid=229&sz=96418)
Ne kedilere ne köpeklere nede onları seven ve sahip çıkan insanlara karşı neyazıkkı hiç tahammülümüz kalmamış.
Yazışmaların tümünü okudunuz mu? Burada dile getirilen sorun biraz daha farklı...
Hayvanlara sahip çıkmanın da daha medeni bir yolu olmamalı mı? Evin bilmem kaçıncı katından, kedi besleme gerekçesiyle tencere boşaltıldığını yazan var. Bu tavrı onaylıyor musunuz?
Arzu Kasapoğlu
29-05-2008, 12:00
Dün akşam bu haberi bende okudum ve kahroldum.
Bir insan nasıl bu kadar acımasız ve merhametsiz olabilir.
Bazı köpekler ise masraf olmasın diye boğularak öldürülmüş. Bu yapanlar insan olamaz.
Gazetenin bu insanlar için yaptığı NAZİ benzetmesi çok doğru ve yerinde olmuş.
Daha geçen hafta, Almanya'da PETA tarafından protesto edilmiştik. Protesto sebebi gene aynıydı. Fakat bu sefer canlı gömülen hayvanlarda vardı.
Sn. Malina,
****** tencere boşaltan insanları onaylamıyorum. Kedileri beslamek için yapılan bu hareketler, kedileri inciten diğer insalardan bir farkı olduğunu düşünmüyorum.
Ben sadece isani vasıflarımızı da unutmayalım diyorum. Bulduğumuz çözümler insanlığa yakışır cinsten olsun istiyorum. Yoksa ne farkımız kalır kediden köpekten...
Çam ağacı asitli yaprak döktüğü ve altında hiç bir çiçek fide yaşatmadığı için kesilmek isteniyorsa fideleri çiçekleri kırdığı için bir kedide öldürülmesi istenmesi bana göre aynıdır sonuçta zevk için haz için **** insanlara gıcıklık olsun diye yapılmıyo bunlar
Ben geldiğimden beri burada (Fethiye'de) yapılan bir uygulama var..sahipsiz kedi ve köpek barınağı..Fethiye Hayvan Dostları Derneği bunu başarmış hatta İstanbulda da bir şubeleri var..
Bizim sokak köpeklerimizin hepsi küpeli, kedi bakım evi var ve sahipsiz gördüğünüz hayvanlar (tasmasız kedi-köpek) için telefon açıyorsunuz alıp, kısırlaştırıp aldıkları bölgeye bırakıyorlar..Bir sürü veterinerimiz ve pet shop'umuz var..Biraz daha disiplinli hayvan gezdirmek üzerine sıkıntımız var ama herşey zamanla oturuyor..Önce her şehirde hayvan barınağı kurulmalı,daha sonra kontrolü yapılmalı ve bu uygulamalara sahip çıkılmalı..Şimdiki aşama sokakta nasıl hayvan gezdirilir üzerine..2000 senesinde geldiğimde sokak köpeklerinden yürüyemezdik sahilde..Küpeli olanların saldırganlıkları da azaldığından artık küpesi olanlardan korkmuyorum.
Kedi ve köpeği kaybolan biri de ilk olarak Hayvan Dostları Derneğine başvurur buralarda sonra veterinerlere gider..
Hayvan beslemekte diğer özgürlere benzer, başkasının özgürlüğünün başladığı yer, sınırı olmalıdır.
Hayvan Dostları Derneği (http://www.hayvandostlari.com/index_files/frame.htm)
Fethiye (http://www.straydogsturkey.org/)
Sûz-i Dilârâ
05-06-2008, 18:32
Burdaki belediye de köpekleri zehirlemiş, çünkü bir ara bayağı artmışlardı, hayvancıklar oldukları yerde ölüvermişler, tepelerde, yol kenarlarında, ağaç diplerinde. Toplayıp gömme zahmetinde bile bulunmamışlar, cesetleri şişmiş, çürümüşler, sinekler çöküşmüş cesetlere ve inanılmaz kötü bir koku:(
Kışın çöplüğe yemek aramaya geliyorlardı, ben de çöp kenarına ekmek ve kek bırakıyordum, çünkü burda kışlar inanılmayacak kadar soğuk ve uzun geçiyor. Ben sıcak evde dayanamazken onlar nasıl dayansın diye sürekli düşünüp onlar için dua ediyordum ve komşulardan da topladığım artık ekmekleri kargalar, martılar ve köpekler için çöp kenarlarına bırakıyordum. Sonunda şikayet etmişler ve belediye hemen tamamını zehirlemiş, şimdi tek tükler:( Yani çözüm illa acımasızca zehirlemek mi? İnsanımız merhameti, empatiyi ne zaman öğrenecek? Ne zaman bu ilkelliklerden ve caniliklerden kurtulacağız? Ne zaman kendi haricimizdeki canlılara da saygı duymamız ve onları bir şekilde korumamız gerektiğinin bilincine varacağız? Ne zaman bu tür katliam haberleri duysam haftalarca aklımdan çıkmıyor!
Benim hiç umudum yok ne yazık ki. Aşağıdaki linke bakarsanız her şehirde köpeklerin acımasızca öldürüldüğünü göreceksiniz.
http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=belediyesi+k%C3%B6pek+katliam&meta=
lilith3434
30-06-2008, 23:40
Farkında mısınız bilmem ama hayvanların yaşam alanını işgal etmiş durumdayız ve buna rağmen utanmadan bahçede gezinen kedilerden bahsediyorlar. Ha birde hayvanları çok severmişte, yetkiliyi uyarmışmış. Bak bak. Acayip sinirlendim ya. Nefret ettim bu sonradan görme insanlardan. kedi bu tabii ki bahçede gezecek. Yeri gelecek toprağa pisleyecek. Onlar doğaya ait ve bizler onlara yaşayacak bir doğa bırakmadık. Gasp ettik durduk. Şimdide çözüm olarak onları yok etmek istiyoruz. Yuvaları olan ağaçları, ormanları yok ettik. Komşun çok iyi bir kadınmış. O aç kediler onun döktüğü mamayı elektrik süpürgesi gibi yalar yutarlar ve üstüne üstlük temizler. Nerede kaldı onların pisliğine doğanın ihtiyacı var. Toplatıp duruyorsunuz kedileri ve köpekleri ve onları alıştıkları ortamlardan uzaklaştırarak büyük günahlar işliyorsunuz. Cani insanların zehirlemesine sebep oluyorsunuz. Sonra utanmadan bir de hayvanları severim diyorsunuz. Sizin onları uyutanlardan ne farkınız var? Buna zemin hazırlayan sizin gibi benciller...Burada kaç kediye zehir içirdiler. Efendim neymiş bir daha köyden yeni indim şehire sonradan görme bir bayan(davarlarla büyüyen) rahatsız oluyormuş. Cıyak cıyak acı çektiler. Madem seviyorsun ve rahatsız oluyorsun, gitte gör barınakların halini. Gitte gör, nasıl çabalıyor insanlar onları yaşatmak için. İnsanlık budur işte. Amerika'da Avrupa'da kediler ve köpekler hastanelere giriyor, otelleri var. Yaşadığın ortama katkıda bulun. Kedi istemiyorsan çevrende, onlara yaşayacak alan bırak.
Efendim neymiş bir daha köyden yeni indim şehire sonradan görme bir bayan
(davarlarla büyüyen) rahatsız oluyormuş.
Kedileri severken "bazı hayvanlanları" hakaret etme duygunuza alet etmemeniz gerekir...
Haklı iken haksız duruma düşme hoş olmaz. Lütfen daha sakin....
Konu başka bir tarafa doğru gitmekte iken ben yüksek müsadelerinizle en başa, yani Penelope arkadaşın sorununa dönmek istiyorum.
Toplum içinde yaşama kuralları var. Kaldı ki dağ başında bile olsanız doğanın kendine özgü kanunları var ve orada da başına buyruk bir hayat sürmek mümkün değil. Mümkündür diyenlere sadece bencil diyebilirim. Meşhur bir söz vardır ya, senin özgürlüğün bir başkasının özgürlüğünün başladığı noktada biter diye. Bu durum için söylenmiş sanki. Hele hele apartman- site gibi kalabalık insan topluluklarının olduğu bir yerde insanlararası saygı şart. Benim kadar kedi-köpek-börtü-böcek seven olmasın ama yapılanı ben de saygısızlık ve düşüncesizlik olarak değerlendiriyorum. Ben de hayvanlar için su ve yemek bırakıyorum, onları besliyorum ama bunu yaparken başka insanların hayatlarını etkilemeden yapmaya çalışıyorum. Allerjik bünyede olan insanlar var ve hayati reaksiyonlar söz konusu olabiliyor. Sırf biz hayvanları çok seviyoruz diye onları(rahatsız olan insanları) hiçe saymak sizce doğru mu? Diğer yandan, arkadaşımızın söylediği de çok doğru, onlara yaşam alanı bırakmadık. Onların yaşadığı yerlere kentler,binalar,metropoller inşa ettik. O halde birlikte yaşamayı öğrenmek zorundayız. Ben sitede yaşıyorum fakat yemek artıklarını ve su kaplarını zaten kedi ve köpeklerin uğrak yeri olan çöp yakınlarındaki temiz bir köşeye bırakıyorum. Şimdiye kadar şikayet eden ya da rahatsız olan olmadı. Demek ki hayvanları da düşünüp, koruyup, gözeterek insanlarla uzlaşma sağlamak mümkün, bunu büyük bir meydan savaşına döndürmek çok anlamsız. Eğer bahçenizde olmalarından rahatsızsanız, uygun gördüğünüz boş bir arazi ya da bölgede onları besleyerek, hem bahçenizi kurtarmış hem de hayvanlara yardım etmiş olursunuz. İnsanlar da hayvanlar da bitkiler de huzurlu olur. Uzlaşmacı çözümler yerine elimize savaş baltalarımızı alıp çığlıklarla karşı tarafa saldırmak yüzyıllar boyu insanoğluna bir fayda getirmedi. Bunun en güzel kanıtı cilt cilt yazılmış tarih kitaplarında mevcut. Hatalıysam lütfen...
Remzi Sarıoğlu
15-07-2009, 18:36
Her bahçe sahibinin kabusu olan kedi, köpek gibi canlıların, bahçeye bıraktıkları dışkılar ve pençeleri ile verdikleri zarar tahammül edilemez seviyede oluyor. Bu sulama başlığındaki kızılötesi hareket sensörleri bahçedeki hareketi algılayarak, hareketin bulunduğu noktaya aniden su püskürtme ye başlıyor. Üstelik bahçenizi korumak için estetikten uzak çitler, tel örgüler, bahçe duvarı gibi objelere de artık muhtaç değilsiniz. Ani gürültü ve yağmurlama hareketi, dönüş sırasında caydırma ve su dağılım davetsiz misafirleri korkutup kaçırıyor.
Zeytinci
15-07-2009, 21:22
Remzi bey,
Bu alet misafirleri nasıl tanıyor? Bir yöntemi olsa gerek...Yoksa onları da mı kaçırtıyor:D
Hadi köpekleri kedileri kovup çiti kaldırdık e ya bahçenizdeki çiçekleri vs koparmaya dadanan insanlar olursa? Site içinde olmadığı sürece çitsiz bir ev düşünemiyorum Türkiye'de..
Ani gürültü ve yağmurlamadan sonra o garibanların halini de düşünemiyorum. Ha niyetim Panter Emellik yapmak değil ama bahçenizin biraz ilerisine berisine yemek,su koyararak biraz da olsa engelleyebilirsiniz belki..;)
Arkadaşlar Merhaba,
Yazılanları baştan sona okudum. Öncelikle Penelope'a kendi çözümümü söyleyeyim. Kedilerin girmesini istemediğiniz yerlere bir hat halinde karabiber dökün. Biliyorsunuz, kedi kendi idrarıyla belirlediği yeri benimsiyor, siz de bu mekanizmayı tersine çevirmiş oluyorsunuz. Hayvana bir zarar da vermemiş olursunuz.
Diğer boyutu hakkında söylemek istiyorum. Benim bitişik komşum da tıpkı sizinki gibi kendi bahçesinde sokak kedilerini besliyor. Bahçesinde ayırdığı bir yere kedi maması döküyor. Tıpkı sizinki gibi kedi nüfusu günden güne arttı. Evin kapısına çıkan merdivende en az 20 kedi oturur durumdadır.
Şubat tatilinde 10 günlüğüne bir yere gittik. Döndüğümüzde garajda iki minik kedi yavrusunu ölü bulduk. Gece arabamızı garaja sokarken girdiklerini farketmemişiz ; sıcak olduğu için garaja girmişler. Sabah biz giderken de çıkmamışlar, onlara göre, her gün aynı saatlerde gidip aynı saatlerde dönüyoruz.Kediler 10 gün içinde de açlıktan ölmüş. Bahçelere alıştırılan kedi ve köpekler, insanın bilerek ya da bilmeyerek kendi yaşam alanını düzenlemek adında yaptığı uygulamalardan olumsuz etkilenebilir, hatta hayatlarıyla ödeyebilir.
Evde ya da bahçemde kedi beslemeyi hiç düşünmem, -benim tercihimdir- ama iki minik kedinin katline bir şekilde sebep olmayı da hiç mi hiç istemezdim. Günlerce aklımdan çıkmadı. İşin tuhafı, o kadar sokak kedisini tek tek tanıyor olmakla övünen bitişik komşum, yavruların kayıp olduğunu anlamamış. Farketseydi, telefonla bize ulaşmış olsaydı, garaj anahtarını derhal bir kargo şirketiyle yollar, kedilerin dışarı çıkmasını sağlardık. (Olay Şubat'ta oldu, hâlâ öyle olsaydı, böyle olsaydı diye kafamda gezdiriyorum, etkisinden kurtulamıyorum )
Şimdi soruyorum, komşum kendine göre hayvan sevecek diye ben neden durduk yerde kedi katili olayım ?
thomasina
25-07-2009, 22:47
Sevgili seleste. Haklısınız, durduk yerde kimse kedi ya da başka bir hayvana zarar vermek istemez. Bu en azından normal bizim gibi düşünen insanlar için, istisnalar da fazlaca var ama tabii o başka bir konu.
Komşunuz beslemese de bir kedi ve köpek kavramı var şehirlerde, bunu genelde unutuyoruz. Komşunuzun yaptığı yalnızca onları belirli bir yere yemeğe alıştırmak. Yoksa onların çoğalmasına katkıda bulunduğunu hiç sanmıyorum. Bu sayfayı baştan beri okuyorum insanlar kedi besleyenlerden fazlaca sayıda kediyle ilgilenenlerden rahatsız oluyorlar. Hayvanseverlerin bir kısmının yanlış yöntemler ve uygulamalarından dolayıdır ki çoğu zaman haklıdırlar. Ama şikayetleri okuduğunuzda aslında kedi beslenmesinden çok kedi veya köpek diyelim ki bunlar da sahipsiz, varlığının sorun olması cümleler arasında gizleniyor. Diyelim ki komşunuz kedileri hiç beslemedi sevgili seleste, çevrenizde hiç kedi besleyen yok o halde bulunduğunuz şehirde sokak kedisi veye köpeği olmayacak mı? Bunlar madem bizi beslemiyorlar biz şehir dışına veya köylere mi göç edelim diyecekler. Sanırım böyle birşey asla olmayacak. Besleyenlerden şikayet ederken sanki onların nüfüsünu onlar artırıyormuş gibi konuşuluyor. Oysa biliyorsunuz ki böyle birşey yok. Ya da şöyle mi diyelim, ki umarım kimse içinden bile geçirmiyordur. İşte eğer bunları besleyen olmazsa, bunlar da aç kalacaklar, çoğu zaman ölecekler, üreyemeyecekler ve bizim sitelerimize bahçelerimize gelmeyecekler. Şunu ısrarla söylemek isterim ki insanların sokak hayvanı kavramını kabullenmesi gerekir. Böyle bir sorun her neyse var. Çoğunlukla sanki şehirlerde kedi yoktu da bu topluca kedi besleyenler tarafından arttırılmış gibi konuşuluyor.
thomasina
25-07-2009, 23:02
Hayır bu inanılmaz bir yanlış. Onlar bizden önce vardı, yine olacaklar. Maksat bu olayı kabullenip beraber yaşamayı tercih etmektir. Hayvan beslemek ya da sevmek, dışarda aç hayvanları doyurmak demek değildir. Aç olan, evcil bir canlıyı gördüğü zaman; insanoğlu zaten beslemelidir. Hatta bazen evcil olmayanında karnı doyurulursa insana zarar vermekten vazgeçer. Kanada veya Amerika'daki vahşi ayı olgusu gibi. Yaşam alanları işgal edilince ne yapacak hayvanlar, evlere girecek. Her neyse, hayvan beslemek, evde hayvan bakmaktır aslında. Onunla beraber aynı haneyi paylaşmayı tercih etmektir. Ha hepimiz sokak hayvanlarını besliyoruz, ben özellikle evimdekinden çok sokaktakilerle ilgileniyorum ki hayvan sevmeyenlere karşı güçlü olabilsinler diye. Ama her zaman aynı saatte ve aynı yerde vermem ki alışıp kendi doğal yaşamlarını bozmayayım. Benim sokaklarda beslediğim onlarca hayvan var ama kimse benden rahatsız değil. Bu bir yöntem meselesidir. Bütçem oldukça kısırlaştırma yaparım,ki yavrular telef olmasın sizin de anlattığınız gibi.
Eğer komşunuz beslemeseydi de bir kış günü anneleri insanlar tarafından öldürülmüş ve çocukların hırpalamasından kaçan iki yavrucuk ısınmak ve belki de bir lokma yemek ve bir yudum su için garajınıza yine gelecekti. Bu olur ve devamıda getirilebilir olasılıkların. O nedenle şehir hayatının sorunu olan sokak hayvanlarına böyle kişisel tercihler açısından bakılmadan, daha insanca ve uzmanlar eşliğinde çözüm bulunmaya yanaşılırsa el birliğiyle hem siz rahatsız olmazsınız, hem o güzelim hayvanların canı yanmaz, hem de bizim gibilerin içi daha rahat olur. Tabii bu devletle ve kanunla desteklenerek.
Burada sizin kabul etmeniz gereken şey, komşunuzun yanlış yöntemidir, sevgisi değil.
Şimdi ben sormak istiyorum izninizle bu ortak sorunumuz ise eğer, şehir insanı olarak. bu sorunları çözmek yalnızca biz hayvanseverlerin mi görevidir?
Sevgili Thomasina,
Burada sizin kabul etmeniz gereken şey, komşunuzun yanlış yöntemidir, sevgisi değil.
Benim de anlatmaya çalıştığım bu. Penelope'nin ve benim komşularımızın ortak hatası, sokaktaki hayvanları yiyeceğe alıştırmanın hayvan sevme yöntemi olmadığını anlamamaları. Dahası, kokusuyla, pire taşıyabilme özelliğiyle, bitkilere verdiği zararla komşularını rahatsız etmelerini de umursamıyor olmaları. Birileri hayvan beslemeyi sever, diğerleri çiçeklerini sever, başka birileri müzik dinlemeyi sever. tercih meselesidir. Ortak yaşanan yerlerde, komşuya rahatsızlık vermemek asgari bir nezaket kuralı değil mi peki ? Penelope'un yaşadığı yeri bilmiyorum ama bizim yaşadığımız sitede, sınırı boş tarlalara bakan bir yer var. Örneğin benim komşum, kedilere dağıtacağı yiyeceği oraya götürmek adetinde olsaydı, kediler evlerin garajlarını kendi yaşam alanı saymamış olacaklardı.
Yukarda bir arkadaşımız, Avrupa ülkelerinde başıboş kedi ve köpeklere rastlanmadığını belirtiyor. Öyle bir düzenlemenin yapılacağı bir gün elbette gelecektir. O zamana kadar sokak hayvanlarını şiddetten ve açlıktan korumak elbette havanseverlerle birlikte herkesin görevidir.
Hayvansever kavramını açmak istiyorum. Hayvanları sevmek; hayvanların ait olduğu doğal ortamda yaşamaları için bir mücadele vermek demektir. Kendi çocuğuma da öğrencilerime de öğrettiğim hayvan sevgisi kavramı, bu dünyayı hayvanlar ve bitkilerle paylaşmakta olduğumuz, aynı ekosistemin bir parçası olduğumuzdur. Ne oğlum ne de öğrencilerim ne de ben kendim, solucan görünce tabureye zıplayan, örümcek görünce terliği yapıştıran insanlar değiliz. Hayvan sevgisini böyle anlıyorum.
Evcil hayvanlara gelince; bir öğretmen gözüyle, bir canlıyı yaşatmanın sorumluğunu almak adına öğrencilerimin evcil hayvan beslemesini isterim. Sınıfta bir akvaryumumuz var örneğin. Kedi ve köpek besleyenler var. derslerde heyecanlı heyecanlı anlatırlar; bunu da elbette destekliyorum. Burada vermek istediğim değer ; hayvanların tamamını - "bizim" olmayanları, nadide bir cins olmayanları - sevmeleri.
Çocuklarda oluşmasını istemediğim değer ; evcil hayvanlarını aileden biri, arkadaş yerine koymaları. Yetişkinlerde bile duyarsınız " Beni köpeğim insan gibi, hatta çoğu insandan daha mükemmel vs." Özellikle çocuklarda, evcil hayvan sevgisi, insan sevgisi ile ikame edilebilir bir duruma dönüşmemeli. Bu ciddi rol kargaşına yol açabilir. Bunun sınırını ne çizer ?
Evimde neden bir evcil hayvan istemiyorum ? Çünkü onun yaşamını devam ettirmesi sorumluluğu oldukça ağır bir sorumluluk. Evcil hayvan beslemek zaman, emek ve bir miktar da para gerektiriyor. Eğer bunları tasarruf edebilecek durumum olsaydı, hepsinin toplamını bir evcil hayvana değil, çocuklara ayırırdım. Çocuklarla sokak hayvanlarını karşı karşıya getirdiğimi düşünmeyin, yalnızca öncelik sırasına koyuyorum; çocuklar benim için her zaman ilk sırada. Sokakta dilenen bir çocuk, okula gönderilmeyen bir çocuk, şiddete ve tacize maruz kalan bir çocuk her zaman ilk dikkatimi çekendir.
Forumun bu bölümünü, hayvanları sevmenin onlara zarar vermeden birlikte yaşamak olduğunun yanısıra, öğrencilerime öğretmeye değer başka kavramlar olup olmadığını öğrenmek üzere her satırını dikkatle okuduğumu bilmenizi isterim.
Çocuklara saldıran ve parçalayan sokak köpekleri - bugünkü gazeteler- bir sonraki mesajımın konusu olsun.
thomasina
27-07-2009, 08:30
Sevgili seleste, zaten benim sorguladığım sizin neden evde hayvan beslemediğiniz ya da beslemek istemediğiniz değildi, yanlış anlamışsınız demeyeceğim büyük olasılık ben yanlış ifade ettim. Dediğiniz gibi bu kişisel bir tercih meselesidir ve hatta tercihlerdeki öncelik sıralaması meselesidir. Dahası bu kişiye özgü bir yaşam şeklidir.Ama dediğim gibi bir konuda hemen aynı düşüncedeyiz. Sözü geçen komşular gibi bilinçsiz hayvan besleyenlerin hayvanların karnını doyururken bir yandan da kazanılacak her hayvanseveri potansiyel bir düşman haline getirmeleridir. Bu konuyu yine yanlış ifade etmiş olmayayım sizden ya da tanıdığım ama hayvan beslemeyen birçok kişiden bahsetmiyorum. Söz meclisten dışarı. Ama asıl üstünde durmak istediğim baştan beri bunun ortak bir sorunumuz olduğudur. Dediğim gibi bu komşulara benzer şikayetler hep bana gelir, bana bu hayvan sevgisimi denir. Ben bu bakış açısını sorgulamak isterim her zaman. O yemeğe alışmış hayvanlar gibi onları bilinçsizce besleyenler de bizim ortak sorunumuz.Benim tam da üstünde durmak istediğim budur. Ama ne yazık ki o kişiler nasıl bilinçsizce hareket ediyorlarsa siz ya da ben gibileri eleştirdiğimizde de ya da bir şey önerdiğimizde aynı kabalıkla cevaplıyorlar ve hatta bazen saldırgan oluyorlar. Bana göre işte asıl sorun tam da burada başlıyor. Kimseye akıl vermek niyetinde değilim ve hatta bunu haddim olarak da görmem ama ben böyle insanlarla tartışmaktan bile kaçınıyorum. Ne yapıyorum kendimce o hayvanları ben de üstelik daha iştahla yiyecekleri başka bir mamayla baştan çıkarıp, insanların rahatsız olmayacakları başka bir yerde beslemeye gayret ediyorum. Tabii dediğim gibi düzenli aynı saatte değil. Çoğu hayvan besleyen benim bu düzensiz saat uygulamama karşı çıkarlar ama aslında en mantıklısı budur. Alışmamış oluyorlar ve tembellik yaparak doğalarından vazgeçmiyorlar.
Neyse aslında yine aynı şeyden belki biraz farklı bir dilde konuşuyoruz o kadar. Ama tabii sorundan etkilenen aslında karşı karşıya gelmemesi gereken iki tarafmış gibi oluyoruz yine. Bu her platformda bu tür konuşmalarda mutlaka aynı sonuca geliyor. Hayvan besleyen veya beslemeyen grupları oluşturuluyor. Oysa ben hiç o açıdan bakmam, bakmam da. Herkes benim gibi olmak zorunda değil, ben de kimseye benzeme kaygısı taşımamalıyım. Çocukların hayvan beslemesinin onlara ne gibi katkıları olduğu konusundaki düşünceleriniz tartışılamaz bile, çok haklısınız. Ama dediğim gibi ortak bir mücadele ama insani sınırları aşmayan ve yasalarla desteklenmiş olarak. Bunu istiyorum ve kesin düşüncem sizde bunu kabul edersiniz. Benim aktarmak istediğim şey aslında ya da size sormak istediğim şuydu; aynı sitede olsak ve aynı şeyden rahatsısız, ben kendi yöntemimi uyguladım diyelim. Siz ne yaparak bu mücadelede yanımda olurdunuz ben bunu öğrenmek istedim. Bunu da sakın bir eleştiri ya da sorgulama olarak algılamayın lütfen, her yazışmamda insanlardan farklı kişilerden bir şey öğrenmek istediğim için bu detay sorulara girerim. Rahatsızlık vermek niyetim değil, maksatını aşan konuşma yapmak hiç değil. Ben bunun cevabını almak isterim sizden. Bilinçli ve ön yargılı olmadığını düşündüğüm insanlara her zaman daha çok sorararım bir öneri ya da fikir almak adına.
thomasina
27-07-2009, 08:50
Ama Sevgili seleste, çok zevk alarak okuduğum mesajınıza sonlara doğru üzüldüğümü ve hatta kırıldığımı ifade etmeden geçemeyeceğim. Hem karşılaştırmak istemiyorum derken, hemde yazınıza çocukları parçalayan hayvanlardan bahsederek bitirmeniz son derece üzücü. Eğer çocuklar söz konusu olsaydı ben de bunu burada yazabilirdim hatta daha fazlasını. Ama burada söz konusu sokak hayvanıysa ve onların kötü yaşamı ve onlara zarar veren insanlarsa ben buna göre örnek vermeyi tercih ederim doğrusu. Hep aynı şey oluyor bir hayvan savunmasına girildiği zaman karşımıza hep çocuklar çıkarılıyor neden oluyor anlamış değilim. Hayvansever olmam çocukları ihmal ettiğim anlamına gelir mi? Ya da çocuklar için bir şey yapmadığım anlamına gelir mi? Ben eğer böyle bir düşünce oluşturduysam sizde üzülürüm. Çünkü işin aslı ben aralarında seçim bile yapmamak gerektiğini tercih sıralamasına bile girmemek gerektiğini düşünürüm. Bu benim fikrimdir, yalnızca beni bağlar. Ama konum dışı saydığım çocuklardan burada bahsetmiyor olmam ben ve benim gibi birçok hayvan severin çocuklarla da ilgilenmediği anlamına gelmez. Bilirmisiniz ben tüm bu olayların çok fazla güçlü olmamama rağmen maddi bir boyutu olmadığını bile düşünürüm. İş bizden artanları bir yerlere aktarmak değil, sahip olduğumuzu paylaşmaktır. Bana göre asıl yardım budur. Bana hep kurulan cümle şudur, dünyada o kadar aç çocuk varken sen neden hayvanların karnını doyuruyorsun? Ben biliyorum ki bunu soranlar bütçesinin küçük bir parçasını tanımadığı bir çocuğa asla ayırmamıştır. Zengin olmayı beklemektedir ve hayvan beslediğim içinde benim aslında bütçemin uygun olduğunu düşünmektedir. Çocuklara nasıl yardım ettiğimi, neler yaptığımı orada alakasız bir şekilde karşılaştırma yapmış birine açıklamanın yersiz olduğunu düşündüğümden verdiğim tek yanıt şudur( hatta biraz sinirlenerek arsızlık yaparım): Ben hayvanları beslemeyi tercih ediyorum, sen ne yapıyorsun çocuklar için?
Şimdi belki de yanlış anladığımdan bu konuya girdim, uzatmak istediğimden değil.
Tüm bunların ışığında zaten yazış üslubunuz ve ve kariyeriniz bana o kadar öğretici gelmiştir ki, bunu söylemek isterim. Yazışmak keyifli, aksini hiç düşünmedim.
Ama yine de son satırınızı okumaktan en azından bu başlıkta hala rahatsızım. Ya da şöyle mi demem gerekir? Ki sanmıyorum. Evde gördüğü yanlış davranışlar yüzünden çocuklar tarafından katledilen minik hayvanlar mı? Ki birini ancak bin bir emekle iki sene yaşatabildim. Her anını da o sana bunu yapmak istemedi, o aslında canavar olamayacak kadar çocuk, bilmiyordu diyerek kedimle konuştum. Hiçbir şey ya da olay kökenini düşünmeden düşman olmama neden olamaz diyeyim kendimi anlatmak adına.
Her satırı isteyerek paylaştım, sizinle yazışmak bir zevkti...
Umarım devam ettirebiliriz.
Esenkalın.
belediyelerin hayvan hastanelerı var.hepsinin yok ama bi kaç yerin var.bakıma ihtiyaçı olanları toplayıp götürebilirsiniz.ücretsiz kısırlaştırıyorlar,bakımlarını yapıyorlar.sizden sadece amelıyatta gereklı bı kaç şey istiyorlar.
serpilozuturk
04-08-2009, 12:11
bir biyolog olarak bu uyarınızı ciddiye bile almıyorum onlarında yaşam hakkı olduğunu unutmayın ne demek yiyecek vermemek
Cassiopeia
19-08-2009, 15:19
Merhaba,
Kedi ve köpeklerin insan hayatına uyum sağlayabilmek için yüzyıllar boyunca ne kadar emek verdiğini bir bilseniz. İnsan kendi bilgeliğinin unutulmuş yanıyla mücadele ederken ve bu süreçte hatalar yapıp dünya annesine olan sevgisini hatırlayamaz iken, kuşlar kediler köpekler, bitkiler ve tüm varlıklar ona, aynı nefesi soluduğunu ve hepimizin bir olduğunu anlatmak için değişim geçirip durdular. Hayatın en güzel anlarındandır bir bitkinin büyüdüğünü görmek, bir çocuğun kahkasını duymak, bir kediyi bir köpeği okşayabilmek, bir kuşun sesini dinleyebilmek. Komşularımızın elli atmış kedisi varsa bu onun için de bir sorundur mutlaka. Kendi sevgisi ona zarar verir hale gelmiştir. Biraraya gelip dengeli bir şekilde hayvanları ortaklaşa kısırlaştırmak en uygun çözüm görünüyor. Bir suçlu aramak yerine komşumuzu her ne kadar sevmediğimiz birkaç huyu olmuş olsa bile onun da bir insan olduğunu, sadece hayatın içinde tutunduğu bu hayvan sevgisinin onun zararına işlediğinin farkındalığıyla onunla iletişim kurmak hoş olurdu. Eminim o kadar çok kediye bakmak onun için de zor olsa gerek. Bulunduğunuz ildeki sivil toplum örgütlerinle iletişim içinde olursanız belediyelerin gelip kedi ve köpekleri zehirlemelerinden önce belki çözüm bulabilirsiniz.
Sevgi ve huzurla...
Estergon80
20-10-2010, 10:23
Bende yeni taşındığım evde malesef kedi sorunu ile başbaşa kaldım. Çiçek neysede sebze meyve yetiştirme konusunda acabalarım var sonuçta kedinin çişinde tokso plasma hastalığı var ve kadınlarda çocuk sahibi olmaya engel bilenleriniz vardır. Konuyu baştan sona okudum. Ben tam bir hayvanseverim kedi köpek sever değil hayvan sever yılanı bile yaratılış sebebi yüzünden severim.
Ama evcil hayvanları besmemenin o hayvanın sağlığı açısından da evde olması gerektiğine inanırım. Kedi besliyorsam bir odayı onlara tahsis ederim istediğim kadar bakarım sokağa salıp ne kavgalarla canlarının yanmasına ne de hastalık kapmasına izin vermem.
Hemen yanımızda bir evde yaklaşık 7 kedi yaşıyor hemen yandalar ve sürekli bahçemdeler eve bile girmeye çalışıyorlar.
Bende ne yapabilirim için girdim siteye ama malesef bu tip sitelerde karşıt görüş olunca konu çok farklı yerlere gidiyor.
Kimsedi hayvan sever diye sorgulayamazsak sevmiyor diye de sorgulayamayız fikrim. Kullanılan bir yanlış cümle çok uzamış konu gereksiz yerlere çekilmiş.
Şimdi buluduğum sonuca geliyorum bahçe sorunu dışında lüx motorsikletlerin en büyük düşmanlarından biri de kedidir. Bir motorsiklet sitesinde ''Eter'' kokusuna asla yaklaşamadıkları yazılmış. Acaba kullansam bunu ki bulunuyormu bilmiyorum sokak iki bacaklı hayvanlarla dolu kötü emellere dair birşey eter malum. Bahçe çevresinde kullanmış ya da duymuş biri varmı?
İki bacaklı hayvan ne demek ya.Hayvanlar masum canlılardır.Sevmediğiniz şeylerden bahsederken hayvan kelimesini kullanmayın lütfen.
ben kedilerden nefret ederim.tanrı yanlışlıkla yaratmış heralde...ben ağaçların ilaçlanmasına baştan beri karşıyım zaten.ben paradoksu aştım;kediler olmadan yaşayabiliriz ama bitkiler olmadan yaşayamyız!
Kediler de sizden nefret ediyordur.Eminim tanrı da sizi yanlışlıkla yaratmıştır.
bir paket whiskas alıp dagıtıver kediciklere.
Keşke birbirimize ve etrafımızdaki canlılara biraz daha saygılı olabilsek. Keşke bir orta yol bulunabilse.
Ben 4 yıldır bahçemde 50 kadar kuşu besliyorum. Saka, kızılgerdan, serçe, ispinoz, baştankara. Peki kedi sever arkadaşlarım, her dakika, acaba bir kedi gelip birini avlayacak mmı diye endişelenmemem için ne önerirsiniz. Hemen savunmaya geçmeden, bana bir öneri sunabilir misiniz? Günde 3 gr. yem yiyen, üstelik benden başka kimseleri olmayan, "avlanma yetenekleri" hele hiç olmayan, doğa dostu kuşlar. sadece tohumla besleniyorlar. Ama kedi çim tohumu falan yemiyor. Sadece avlanmak için kullanıyor bahçeyi.
kelebek çalısı
24-01-2012, 03:07
Ben 4 yıldır bahçemde 50 kadar kuşu besliyorum. Saka, kızılgerdan, serçe, ispinoz, baştankara. Peki kedi sever arkadaşlarım, her dakika, acaba bir kedi gelip birini avlayacak mmı diye endişelenmemem için ne önerirsiniz. Hemen savunmaya geçmeden, bana bir öneri sunabilir misiniz? Günde 3 gr. yem yiyen, üstelik benden başka kimseleri olmayan, "avlanma yetenekleri" hele hiç olmayan, doğa dostu kuşlar. sadece tohumla besleniyorlar. Ama kedi çim tohumu falan yemiyor. Sadece avlanmak için kullanıyor bahçeyi.
Sn. Flores,
Siz kuşları beslemeseniz de yabanıl doğada kuşların aç kalarak ölmesi ancak çok çetin kış şartları altında, kar altında kalan tabiat ve bitki örtüsündeki besinlerden mahrum kalmaları sonucu olacaktır muhtemelen. Onun haricinde, sizin özel olarak kuşları düzenli periyotlarda besleyerek, o sırada oradan geçmekte olan bir kedininse tamamen içgüdüsel avlanma hissi ile hareket etmesi ve kuşu avlamak için hamle yapmasıdır doğal olan, sorgulanamayacak olan. Siz kuşları beslemeseniz de onlar hayatta kalmayı başaracaklardır. Beslediğiniz kuşlar yabani doğanın bir parçası, siz besleyerek koşullu refleks oluşturarak alıştırdığınız kuşları, bir kedi çıkıverir de doğal içgüdüsü ile avlamaya kalkarsa sakın üzülmeyin. Doğanın kanunu bu, büyük balık küçük balığı yutar. Hele ki kuşların doğal avcılarındansa kediler.
Benim de bahçemde su içmeye gelen, tohum toplayarak karnını doyuran güvercin, serçe ve sakasağanların zaman zaman o sırada bahçede bulunan bir kedi ile başı belaya girebiliyor. Hatta geçtiğimiz aylarda bahçede baktığımız bir kedinin ağzından kurtardık bir güvercini. Daha öncesinde bir karganın ölüsünü bulduk bir ağaç dibinde. Hatta defalarca da, kedinin dışardan avlayıp getirdiği farelerin ölüsünü ağaçların altindan aldim. Kuşu kurtardıktan sonra, yüksek sesle bağırıp, gürültü yaparak kediye yaptığını beğenmediğimizi belirttik fakat bir daha böyle bir durum olmamasını buna bağlamıyoruz elbette. Çünkü sadece şaşkın şaşkın suratınıza bakıyor kedi siz kızdığınızda. Hayvan içgüdülerine nasıl ket vurabilir ki?
Hayvanlar dünyasında hayat mücadelesi adildir. Adil olmayan ise biz insanoğlunun hayvanların yaşam ritüellerine müdahale etmemiz, onları gitgide doğadan kopararak beton binalar arasında yaşamaya mecbur etmemizdir.
Ayrım yapmadan tüm canlıları seviyorum, görürsem müdahalemi yapıyorum, ama bazen böyle geç kalınmış durumlar için de o an çok üzülsem de kediyi nasıl suçlarım diye kendime soruyorum. Kısacası bunun çözümü bence yok. Koşulsuz sevgiye muhtaç tüm hayvanları sevelim, gördüğümüzde zor durumda olanlara yardım edelim, gerisini doğa kanunlarına bırakalım.
Ben 4 yıldır bahçemde 50 kadar kuşu besliyorum. Saka, kızılgerdan, serçe, ispinoz, baştankara. ..acaba bir kedi gelip birini avlayacak mı diye endişelenmemem için ne önerirsiniz? ...
Bu sorunun cevabını gözlemlerinize dayanarak bence gene en iyi siz verebilirsiniz.:rolleyes:
En basit cevap, kuşları kedi için kolay av haline getirecek yerlere yem koymamak olacaktır.
Kedinin giremeyeceği dikenli tel ya da bitki ile belki yemlik bölgesi yapılabilir. Bir de kedileri rahatsız eden bazı bitkiler, kokular olduğunu duymuştum belki onlardan yararlanılabilir.
Kedinin arkasına saklanabileceği çalıların olduğu yerlere ya da tırmanabildiği ağaçlar her zaman kuşlar için tehlikeli olacaktır. Çok kuş hareketinin olduğu bölgenin kedi için cazip olması da kaçınılmazdır.
Bu arada kuşların seveceği tarzda ufak meyveli -yayılıcı muşmula, bazı ardıç türleri, sarıboya çalısı, üzümsüler vb- bitki yetiştirmek, çiçeklerin bir kısmını tohuma bırakmak gibi yöntemlerle bahçede kuşlar için daha doğal bir beslenme ortamı yaratabiliriz.
Bahçelerimizde kuşlar da kediler de eksik olmasın...:rolleyes:
Kuşlar "kedi maması" değildir. Ayrıca da, İstanbul'un her yeri orman yiyecek dolu kışın. Kışın kar altında yiyeceksiz kalmak demişsiniz. Ya ben ne dedim ki. Bu soğukta asfalttan yiyecek mi fışkırıyor? Ben de zevk olsun diye besliyorum öyle mi? Döveni tutar oldu herkes.
Sadece güçlünün tarafını tutmaktır bu!
Hayvanlar dünyasında hayat mücadelesi adildir. Adil olmayan ise biz insanoğlunun hayvanların yaşam ritüellerine müdahale etmemiz, onları gitgide doğadan kopararak beton binalar arasında yaşamaya mecbur etmemizdir.
.
Ben, eşim ve özellikle de kızım; ailecek hayvanları çok severiz..ama..evde değil..
Asla bir kedi ve köpeği eve hapsedip onun özgürlüğünü engellemeyi düşünmedik ve düşünemeyiz..
Birkaç günden beri eşimle akşamları Pendik sahilde gezinti yapıyoruz..
2.5 kilometre kadar uzunluktaki kordon boyundaki kayalıklar kedi kaynıyor..Sanırım 200'den fazla kedi burayı mesken tutmuşlar..
Kordon boyunun diğer tarafı da geniş bir yeşil alan..
Eşimle uzun uzun gözlem yaptık..
Özellikle tüm kediler tok ve mutlular..Keyiften uyukluyorlar, yalanıyorlar veya oynuyorlar..Bazılarının 3-4 yavrusu var..Hepsi neşe içinde..Çaresiz bir kedi görmedik..
Kayalıklarda ara ara kedi mamaları yığınları var..Sanıyorum hayvanseverler, belki de belediye de bu gıdaları sağlıyorlar onlara..Ayrıca, balıkçı teknelerinin olduğu yerde de oldukça fazla yiyinti buluyorlar herhalde..Bir de bir kebapçı var kordon boyunda..oradan da et türü gıdalar buluyorlar..
Karda kışta dahi sorun yaşayacaklarını sanmıyorum..Çünkü dev kayaların aralarında, derin ve kuytu öylesine güzel uyku alanları var ki onlar için..
Bazılarını sevdik, okşadık..
Ama, bazıları, özellikle yeni yavrular biraz yabani..gelmiyorlar insana..
Bence çok uygun bir ortam bulmuşlar kendilerine..Evdeki hayatlarından çok çok olumlu ve güzel olduğuna inanıyorum..
En azından özgürler..
Çok haklısınız sayın kelebek çalısı..
Derya Hanim
27-09-2013, 17:09
Turkiyede yabani kedi kopek cok oluyor. Ankarada aksam vakti kopekler grup halinde basibos geziyor. Bunlarin hasta **** saldirgan olup olmadigida belli degil ustelik. Belediyelerin bu konuda onlem almasi sart. Bu hayvanlar pek cok hastalik tasiyor olabilir. Yanlis anlasilmasin benimde kedim ve kopegim var bu hayvanlarin katledilmesine karsiyim ama baska bir cozum bulunabilir. Bundan 10 yil kadar onceydi sanirim benim bahceye iki tane yabani kedi dadanmisti. O zamanda kedim vardi ve onun yemeklerini yemek icin geliyorlardi. Ama cok vahsi olduklari icin asla insan yanina gelmiyor hatta saldiriyorlardi. Bunlardan biri hamile kaldi bende yavrulari insane alistirabilecegimi dusundum. Inanin daha gozleri bile acilmamis yavrular parmaklarimizi kopartmaya calisiyorlardi. Anneleri ustumuze saldiriyordu. Bizde bir kutu icine biraz yem koyduk annelerini ve yavrulari yakaladik, bayagi uzak bir yere goturup biraktik. Iki gun sonar geri donduler, anne kedi yavrulariyla kanalizasyon cukuruna indi ve yavrular orda oldu. Demem oki disarida basibos gezen hayvan vahside olabilir insancilda olabilir bilemezsiniz. size isirabilir zarar verebilir ve hastalik bulastirabilir. Benim arkadasimda kedi tirnagi hastaligi var, kedi cizdigi zaman hastanelik oluyor. bahsettigim yavrulardan bir tanesi daha bir **** iki aylikken esimin parmagini kopartiyordu nerdeyse ve adamin tek sucu kediye mama verip evcillestirmeye calismak.
Lonicera
28-06-2014, 17:16
Annesinin gözleri açılmamışken terkedip bıraktığı, bizim de sahiplendiğimiz 2 yaşındaki yaramaz kedimiz. Bahçe artık onun yaşam alanı oldu. Bitkilere çok zarar verdi ama kıymak ne mümkün. Haziran başında saksı bitkilerini bir yere toplayıp üstüne gölgeleme tülü çektim. Tülü gererken hep beni izledi. Sanırım bir şeyler planlıyor, kendisi için hamak falan gerdiğimi sandı. Yanılmamışım:D
heyyamola
17-01-2015, 22:32
11 Ocak 2015' den
Yaz aylarında komşuların sahiplendikleri kedilerle,
533224
2 aydan beri,
533229
Haftada bir gün de olsa,
533230
Bahçemizde gün boyu arkadaşlık yapıyoruz.
533231
Yalnızlık zor..
533232
Şu başlığı görünce tüylerim diken diken oldu. Doğa dostu olacaksınız ama kedi, köpek, karga, köstebek, yılan'a düşman olacaksınız. Bu mümkün mü acaba?
Bu sene malum kış sert geçiyor. Bu yüzden evimizin kapısının önüne boş kartonları, kedi box'larını içerisine bez parçaları koyup bıraktık. Bir gece hava -18 derece oldu ve kapıyı açıp baktığımda her kutunun içinde en az 3 kedi birbirine sokulmuş yatıyorlardı. Şimdi o kutuları koymasak ve o kedilerden 1 tanesi soğuktan donarak ölseydi. Yetiştirdiğim bitkilerin ne anlamı kalırdı? Sahipsiz kedi **** köpeklerden şikayet edenlere bir önerim var. Dünya'da insandan başka hiçbir canlının kalmadığını hayal edin. Böyle bir Dünya'da yaşamak ister miydiniz?
Yıllar önce bir belgeselde izlemiştim. Avustralya'da yılanları öldürmek için bir proje başlatılmış ve sonuçta başarılı olmuşlar. Belli bir bölgede yılan kalmamış. Bunun sonucunda, bütün kasabayı fareler basmış. O kadar hızla yayılmışlar ki, zehirlemek bile eksilmelerini sağlamamış. Başka yerlerden yılan getirip salmışlar ama o aç fareler yılanları bile yemişler. Yani doğanın işleyişine fazla burnumuzu sokarsak, bize misliyle geri döndürür.
loveforlife
18-01-2015, 12:48
Önceki mesajları okudum da, insanoğlundan bir kez daha korktum. Ne kadar kötülük doluyuz biz? Ne istenir bu canlardan. Bu dünyada en az bizim kadar yaşama hakkı var kedinin de, köpeğin de kuşun da, böceğin de... Ama biz o hakkı ellerinden alıyoruz. Nasıl doyacak bu canlar? Çöp konteynırları bile yer altına alınmaya başladı çoğu yerde. Hem karınları aç bu canların, hem de insanoğlunun merhametsizliği nedeniyle sevgiye açlar.
Bu kin ve sevgisizlik dolu mesajların sahipleri iyi ki şu an sitede aktif kullanıcı değiller. Çünkü artık hayvanları sevmeyen, onlara zarar verme eğiliminde olanlardan kaçarcasına uzak durma gayretindeyim. Eskeza birinin böyle bir mesajı şu sıralar karşıma çıkmış olsa beni uzaklaştırmak için yeterli sebep olurdu. Zaten fazlasıyla yıprandım hayvan düşmanları yüzünden...
Bugün sokakta simsiyah bir kedi yavrusu buldum, karşıdan karşıya geçmeye çabalıyormuş ki o anda arabanın teki durdu, gördüm ki hemen lastiğin önünde bir kedicik var, arabadan biri indi ve kediyi alıp yol kenarına koydu, yola devam ettiler. Gidip hemen aldım bu kediciği, gözleri çapaklı ve görmüyor gibi, yavru oluşundan mı kaynaklanıyor bilmiyorum ama durum bu. Gelir gelmez bi tas süt koydum önüne. Bir de paspas attım altına titrediğini görünce de bir pet şişeye sıcak so doldurup yanına koydum. Şu anda binada bizden başka oturan yok ve kedicik binanın içinde. Acaba annesi arıyormudur almasaydım sanki diyorum ama ezilecekti almasaydım. Annesi arıyormudur sizce? Ne yapmalıyım?
Bugün sokakta simsiyah bir kedi yavrusu buldum, karşıdan karşıya geçmeye çabalıyormuş ki o anda arabanın teki durdu, gördüm ki hemen lastiğin önünde bir kedicik var, arabadan biri indi ve kediyi alıp yol kenarına koydu, yola devam ettiler. Gidip hemen aldım bu kediciği, gözleri çapaklı ve görmüyor gibi, yavru oluşundan mı kaynaklanıyor bilmiyorum ama durum bu. Gelir gelmez bi tas süt koydum önüne. Bir de paspas attım altına titrediğini görünce de bir pet şişeye sıcak so doldurup yanına koydum. Şu anda binada bizden başka oturan yok ve kedicik binanın içinde. Acaba annesi arıyormudur almasaydım sanki diyorum ama ezilecekti almasaydım. Annesi arıyormudur sizce? Ne yapmalıyım?
Çok iyi bir iş yapmışsınız, Tebrik ederim. Kedinin büyüklüğünü bilemediğim için net bir şey söyleyemem ama annesinin sütten kestiği yavrular kendi başlarının çaresine bakmak zorundadır. Eğer sütten başka bir şey yiyebiliyorsa, muhtemelen annesi sütten kesip terk etmiştir. Size rastlaması yeni bir aile bulduğu anlamına geliyor. Gözleri çapaktan dolayı kapanmışsa; kuru olarak çapakları almaya kalkmayın. Demliğin içinde kalan eski ve soğuk çayla bir parça pamuğu **** steril bir kağıt havluyu ıslatıp gözlerini silin. Bir kaç tekrardan sonra gözleri açılır.
Sn. Tarku, geçen yaz bahçemizde dolaşan bir kedicik yavrulamıştı, dört yavrusu da bu bahsettiğim kediden daha büyüklerdi ama emiyorlardı, ayrıca anneleri nereye, onlarda oraya şeklinde dolaşıyorlardı, Bu kedi çok daha küçük ve şuan binanın içinde ciyak ciyak miyavlayıp duruyor. Annesini arıyor diye düşünüyorum ve onu hapsetmiş gibi oluyorum. Sokağa salıp günahına girmekte istemem, ne yapacagım bilmiyorum. Muhtemelen eşim "salalım, annesi arar" diyecek. Çabakları kuru değildi ve temizledim, ama gözleri bulanık bulanık duruyor. Her daim peşimde dolaşıyor ama görüyormu yoksa ayak seslerimi mi takip ediyor anlamadım. Çok hızlı hareket ediyor, ezmemek için ayaklarımı sürüklüyerek dolaşıyorum :)
Sevgili hira, bazen anne kediler çeşitli sebeplerle yavru terkedebiliyor ya da durum yavrunun araba kaputunda taşınması, annenin başına bir şey gelmesi gibi daha trajik şekilde gerçekleşebiliyor. Eğer biraz ele avuca gelene kadar ona yardım edebilirsen, yaşama şansı artar, en azından gözlerini silersen yalayıp temizleyecek annesi de yoksa, onu ilerleyip gözünü kaybedeceği bir enfeksiyondan korumuş olursun.
Tabii şöyle riskler de var : Sokakta raşitik vaziyette ve bacağı parçalanmış halde bulup acıyarak aldığımız ve 2 ay pansumana götürdüğümüz yavru öldü ölecek derken, evde 12 yılını doldurdu, bize ve mevcut kedimize süper iyi huylu bir arkadaş oldu :)
Ben zaten kedileri çok seviyorum Özlem'cim.. Bakarım, hiç sorun değil :) Bahçemizdeki kedilerimizde bir bir kayboldu zaten.. Eve almasamda bahçede idare ederim ben onu, bana ve bahçeye alışana kadar binada dursun diycem ama patlayacak sıkıntıdan bu Kedicik, bahçeye bıraksam durmaz gider :( Bakalım ne yapacağız.
Ben zaten kedileri çok seviyorum Özlem'cim.. Bakarım, hiç sorun değil :) Bahçemizdeki kedilerimizde bir bir kayboldu zaten.. Eve almasamda bahçede idare ederim ben onu, bana ve bahçeye alışana kadar binada dursun diycem ama patlayacak sıkıntıdan bu Kedicik, bahçeye bıraksam durmaz gider :( Bakalım ne yapacağız.Aklıma tek çözüm geliyor. Sahipleneceksiniz :). Sürekli ağlaması çok doğal. Bir bebeğin annesinin kokusundan uzakta durduğu zaman nasıl ağlayacağını düşünürsek, kedilerde farklı değil. Anne kokusunu arıyor. Ona biraz yakınlık gösterip, bir kere kucağınızda uyutun bakın ne oluyor? Annesinin yerine hemen sizi koyar. Tabi ondan sonrası çok zor (en azından benim için). Kedi yetişkin olup ayrılmak istese bile, siz ondan ayrılmak istemiyorsunuz.
Bir de Hayvanları çok seviyorum lafı var. Sizi tenzih ederek söylüyorum. Bu cümleyi kurup sonrasında " ama" ile devam eden o kadar çok insan gördüm ki. "Kedileri seviyorum ama kıl döküyor.", "kedileri seviyorum ama koltukları tırmalıyor" bu tip cümleleri çoğaltmak mümkün. Aristonun bir sözü var "bir cümlenin ortasında ama varsa, ama'dan önce söylenenler yalandır". Sevgi demek fedakarlık demektir. Sevdiğinizi söylediğiniz bir canlı için kendi hayatınızdan fedakarlık edemiyorsanız, sevgi sandığınız şey, belki merhamet belki hoşlanmadır. Asla sevgi değildir.
GothiCat
22-05-2015, 18:41
Aklıma tek çözüm geliyor. Sahipleneceksiniz :). Sürekli ağlaması çok doğal. Bir bebeğin annesinin kokusundan uzakta durduğu zaman nasıl ağlayacağını düşünürsek, kedilerde farklı değil. Anne kokusunu arıyor. Ona biraz yakınlık gösterip, bir kere kucağınızda uyutun bakın ne oluyor? Annesinin yerine hemen sizi koyar. Tabi ondan sonrası çok zor (en azından benim için). Kedi yetişkin olup ayrılmak istese bile, siz ondan ayrılmak istemiyorsunuz.
Bir de Hayvanları çok seviyorum lafı var. Sizi tenzih ederek söylüyorum. Bu cümleyi kurup sonrasında " ama" ile devam eden o kadar çok insan gördüm ki. "Kedileri seviyorum ama kıl döküyor.", "kedileri seviyorum ama koltukları tırmalıyor" bu tip cümleleri çoğaltmak mümkün. Aristonun bir sözü var "bir cümlenin ortasında ama varsa, ama'dan önce söylenenler yalandır". Sevgi demek fedakarlık demektir. Sevdiğinizi söylediğiniz bir canlı için kendi hayatınızdan fedakarlık edemiyorsanız, sevgi sandığınız şey, belki merhamet belki hoşlanmadır. Asla sevgi değildir.
tarku size sadece tek bir lafım var: "Hay çok yaşa!".
GothiCat
22-05-2015, 19:06
Pekala...Gerçekten bu siteyi çok seviyorum & başka hiçbir foruma **** siteye & hatta sosyal medyaya sahip olmadığım halde bu siteye yıllardır üyeyim ve bu sitenin üyelerinin iyi anlamda "çok farklı insanlar" olduğu görüşündeydim her zaman.Ta ki şu başlığı keşfedip yazılanları okuyana kadar.Gerçekten böyle bir mesajı bu siteye yazacağım hiç ama hiç aklımın ucundan dahi geçmemişti ama yazık ki işte yazıyorum:Bazı mesajlar o kadar kan dondurucu,inanılmaz kötücül ki keşke beğendim butonuyla birlikte yuh butonu da olsaydı! Yok efendim eter kokusu kedileri kaçırıyormuş da bahçesinde deneyen olmuş mu? Yok efendim sokak hayvanları başıboş gezmeseymiş de toplansaymış,sokakta hiç hayvan olmayan günler de gelecekmişmiş.Yok efendim bu hayvanlar tabir-i caizse "çocuk yiyor"muş! Eter zehirlenmesi hakkında da mı okumadınız? Yahut okuduğunuz halde aman bahçeniz talan olmasın da varsın kediler zehirleniversin mantığında mısınız çok merak ettim doğrusu!
Size sadece bir resimle ne olduğunu(zu) anlatmak isterim:
http://findingyourhero.com/wp-content/uploads/2012/10/Ego-vs-Nature.jpg
(Bu konuya da tekrar bakmayacağım çünkü şuan siteden çok soğudum.)
Merhabalar.
Şu sıralar benim de kedilerle başım dertte. Daha doğrusu komşularla dertte. Ufak bir mahallede bahçeli müstakil bir evde yaşıyorum. Komşular yirmi senelik komşular. Kendimi bildim bileli bahçemizden kediler eksik olmamıştır. E haliyle karnı buralarda doyan dişi kediler varsa burada doğurmaları ya da yavruları büyüttükten sonra peşlerine takmaları kaçınılmaz oluyor. Ne zaman bahçede yavru kedi olsa özellikle karşı komşumuzla sorunlar da baş göstermeye başlıyor. Önceki senelerde bahçesindeki fareleri öldüren fakat yemeyip orada bırakan kedilerden şikayetçiydi ve en son ciddi kavgalar yaşandığı için kedileri nereye bırakacağımızı da bilemediğimizden mecburen sakin bir mahalleye ağlaya ağlaya bırakmak zorunda kaldık. Akıbetleri ne oldu bilinmez.
Şimdi ise yavrular bahçelerindeki çimleri eziyor diye rahatsız oluyorlar. Sütten kesildiklerinde bırakacağımızı söylediğimiz için iş henüz ciddiye binmedi ama bir aydır hergün defalarca şaka yollu yapılan uyarılar huzursuzluğuma huzursuzluk katmakta. Özellikle de şu mübarek günlerde yaşadığım huzursuzluğun haddi hesabı yok. Sabah onların işe gideceği vakte kadar uyanık kalmaya çalışıp kedileri kontrol ederek çağırıyorum, arabalarının altına girmişseler diye sırf onlara rahatsızlık yaşatmasınlar, uğraşmasınlar diye. Bunu söylediğimde de sen uyuduktan sonra hepsi yine burada diye tepki alıyorum. Öğlenden akşama kadar belki elli kere aşağı in çık yapıyorum yine aynı sebepten. Gece desen yine zamanım bahçe ve balkonlarda geçiyor. Ruh sağlığım ciddi ölçüde bozuldu diyebilirim ama ben bu kadar özverili davranmaya çalışırken komşularımın bana yaşattığı huzursuzluk hakkında en ufak fikirleri olduğunu sanmıyorum. Neticede sokak hayvanı bağlasan bağlanmıyor, kafese koysan durmuyor. Ayrıca bunlar harici bir dünya kedi köpek dolu buralar zaten.
İnsanların hayvan sevmemelerini anlayabiliyorum. Fakat sahipsiz hayvanların karnını doyuranlardan anlayış beklerken biraz olsun sevmeyenler de anlayış gösterse hiç de fena olmaz diye düşünüyorum. Sırf mahalleye, bahçeye gelen kedileri doyuruyoruz diye bu kadar eziyeti de hakettiğimizi sanmıyorum. Bu hayvanları birileri doyurmasa tamamen sersefil olacaklar, kendi beslemek istemeyenler en azından besleyenlere engel olmasın. Hiç olmazsa bahçeye giriyorlar gibi basit sebeplerden dolayı...
Bunca sıkıntıya katlanmamın tek nedeni de kedileri annelerinden koparmamak. Sütten kestiğinde kısırlaştırmayı düşünüyorum en azından bir tanesini kurtarmış olurum diye. Keşke gücüm hepsine yetse... Sonuç olarak bu 4 yavrucağızı da sahiplendiremeyeceğimizden ötürü buralardan bir şekilde uzaklaştırmak zorunda kalacağımız aşikar. Başlıkta sorunundan bahseden arkadaşın durumu ekstrem bir durum olmuş, karşılıklı anlaşarak ve hayvanları incitmeden böyle durumlara bir çare bulunması muhakkak. Dilerim bir gün herkes hayvanlara da merhamet göstermeyi öğrenir.
Bu konuda ben de naçizane fikrimi belitmek istiyorum.
Öncelikle bir hayvansever ve doğasever olduğumu belirteyim. 53 yıllık hayatım boyunca bitkilerle ve hayvanlarla (hür türlü yabanisinden evciline yılanından böceğinden kirpisine kadar) haşır neşir oldum sayısız çaresiz hayvanı elimden geldiğince sağlığına kavuşturup doğaya saldım veya besleyip yetiştirdim. Kediler de dahil...
Kedileri de yavrularını da diğer hayvanlardan ayırmam. Ancak kedilerden şikayetçi olan insanları da anlamak lazım. Biraz konuya onların gözünden bakmak, empati yapmak gerektiğini düşünüyorum.
Kendimden örnek verecek olursam, dediğim gibi bitkiler, bahçe, ve hayvanlar vs benim hayatımın çok büyük bir kısmını meşgul etmekte. Benim de kendime göre titizlendiğim bir bahçem var.
Yaşadığım bölgede ciddi manada fazla sayılabilecek bir kedi nufusu da bulunmakta.
Komşuların bir kısmı bu hayvanlar için seferber oluyor, sokağın her köşesine kaplarla yemekler bırakıyor ve besliyorlar. Bu da kedilerin nufuslarının kontrolsüzce artmasına sebep oluyor.
Komşular onları beslerken, kedilerin başlarını bir okşamaları ve kendilerine sürtünüp sırnaşmalarından alacakları haz dışında işin diğer kısmı zerre kadar onları ilgilendirmiyor..
Onların, bir başka komşularının da günlerinin büyük bölümünü bahçesine emek vererek geçirdiklerini, o komşusunun bahçesine çıktığında çimler üzerinde pisliklerle karşılaştığında veya farkında olmadan üzerine bastığında neler hissetiğini ( toprağa yapar ve kapatır demeyin artık kedilerin çoğu toprak bulamadığından bunu yapmıyor) veya toprağa yaptıkları dışkılarının kokusundan (hele hele bahçe sulandığında veya yağmur yağdığında) o kadar emek verdiği bahçesinde bırakın 5 dakika oturmayı, havayı solumakta bile güçlük çektiğini, geceleri bitmek tükenmez bilmeyen kavgalarından ve bağrışlarından uyku uyuyamadığını, onlar bu hayvanların sefasını sürerken komşularının cefasını çektiğini hiç düşünmüyor, umursamıyorlar. Komşuları bütün bunları ve benzeri sorunlara tahammül etmeye çalışırken de en ufak bir şikayette hemen hayvan düşmanı etiketini de yapıştırıvermekten geri kalmıyorlar.
Doğa ve hayvanlara bu kadar saygılı ve tutkulu biri olarak, ben dahi zaman zaman nasıl çileden çıktığımı ve artık yapılması gerekenin vaktinin geldiği kararını defalarca almış olduğumu ama bir müddet geçince bu kararımı unuttuğumu çok iyi biliyorum.
Unutmak zorundaym çünkü yapıma, anlayışıma uygun değil.
Ancak herkes bir değil...
Bu hayvanları gerçekten seviyorsak onların önüne yemek koyarak besleyip çoğalmalarını sağlayarak gerçekten onlara iyilik edip etmediğimizi bir sorgulamamız lazım.
loveforlife
09-11-2017, 09:58
Öncelikle bir hayvansever ve doğasever olduğumu belirteyim. 53 yıllık hayatım boyunca bitkilerle ve hayvanlarla (hür türlü yabanisinden evciline yılanından böceğinden kirpisine kadar) haşır neşir oldum sayısız çaresiz hayvanı elimden geldiğince sağlığına kavuşturup doğaya saldım veya besleyip yetiştirdim. Kediler de dahil...
Komşuların bir kısmı bu hayvanlar için seferber oluyor, sokağın her köşesine kaplarla yemekler bırakıyor ve besliyorlar. Bu da kedilerin nufuslarının kontrolsüzce artmasına sebep oluyor.
Komşular onları beslerken, kedilerin başlarını bir okşamaları ve kendilerine sürtünüp sırnaşmalarından alacakları haz dışında işin diğer kısmı zerre kadar onları ilgilendirmiyor..
Onların, bir başka komşularının da günlerinin büyük bölümünü bahçesine emek vererek geçirdiklerini, o komşusunun bahçesine çıktığında çimler üzerinde pisliklerle karşılaştığında veya farkında olmadan üzerine bastığında neler hissetiğini ( toprağa yapar ve kapatır demeyin artık kedilerin çoğu toprak bulamadığından bunu yapmıyor) veya toprağa yaptıkları dışkılarının kokusundan (hele hele bahçe sulandığında veya yağmur yağdığında) o kadar emek verdiği bahçesinde bırakın 5 dakika oturmayı, havayı solumakta bile güçlük çektiğini, geceleri bitmek tükenmez bilmeyen kavgalarından ve bağrışlarından uyku uyuyamadığını, onlar bu hayvanların sefasını sürerken komşularının cefasını çektiğini hiç düşünmüyor, umursamıyorlar. Komşuları bütün bunları ve benzeri sorunlara tahammül etmeye çalışırken de en ufak bir şikayette hemen hayvan düşmanı etiketini de yapıştırıvermekten geri kalmıyorlar.
Doğa ve hayvanlara bu kadar saygılı ve tutkulu biri olarak, ben dahi zaman zaman nasıl çileden çıktığımı ve artık yapılması gerekenin vaktinin geldiği kararını defalarca almış olduğumu ama bir müddet geçince bu kararımı unuttuğumu çok iyi biliyorum.
Unutmak zorundaym çünkü yapıma, anlayışıma uygun değil.
Ancak herkes bir değil...
Bu hayvanları gerçekten seviyorsak onların önüne yemek koyarak besleyip çoğalmalarını sağlayarak gerçekten onlara iyilik edip etmediğimizi bir sorgulamamız lazım.
Komşularınızın yüreğine, emeğine sağlık! Sizin hayvansever olduğunuza kesinlikle inanmıyorum!!! Hayvanlara saygı????? Sizin kadar onların da yaşama hakkı var! Yapılması gereken onları öldürmeniz, yok etmeniz mi? Sizin gibi kötüler çok merak etmeyin, daha iki gün önce mahallemdeki 80lik bir nine beşinci kattaki evinden koca bir buz kalıbı atarak bir kediciğin bağırsaklarını çıkardı, bağırsak dışarıda, iki gündür yakalamaya çalışıyorum zavallıcığı!!! Böyle kötü insanları Allah'a havale ediyorum
Bakırköy sahilinde güzel bir görüntü.
Bakırköy sahilinde güzel bir görüntü.
Ayaklarımın arasında gitme der gibiydi.
Dinsizin hakkından, imansız gelir.
İstanbul-Bakırköy'de yaşıyordum. Sokağımızda bulunan parkta kedileri beslediğimiz için, mahalle sakinleriyle papaz olunca, hem şehirden sıkıldığımızdan, hem de hayvanlarla birlikte yaşayabilmek için şimdi bulunduğumuz ilçeye taşındık. 5 tane kısırlaştırdığım kedimle beraber geldik ve burada bahçemize alıştılar. İlk sene bir sorun olmadı. Daha sonra komşulardan biri "kediler bahçemize pisliyor" dedi ve bu komşunun bahçesine 100 dolar verip kedi kovucu cihaz taktırdım ve 3 yıl ses kesildi. 3 yıl sonra "Bu alet işe yaramıyor" deyip caz yapmaya tekrar başladı. Bunun üzerine şu anki meyve bahçemi alarak kendi kedilerimi oraya götürdüm. Kedileri götürürken, yan bahçeden bana bakıp gülmeye başladılar. Bende her zaman olduğu gibi susamadım ve "Bu 5 kedi gidiyor ama merak etmeyin 50 tane sokak kedisine hazır olun" dedim. Bahçeye sürekli tavuk parçaları attım ve bütün mahalle kedileri bahçeye doldu. Belediyeye şikayet ettiler, il halk sağlığına şikayet ettiler. Gelen memurlara "Hayvan hakları kanununu biliyorum, bu hayvanları buradan bir şartla alabilirsiniz, o da kedileri kısırlaştırıp buraya geri bırakmanız şartıyla" deyince önlerine bakarak gittiler. Mahalleli birleşip, evimizi bastılar, Sizi burada yaşatmayacağız dediler.
Sonuç; Evimize saldıranlardan 2 tanesi evini satıp gitti, 3. komşu satılık etti her an gidebilir.
Bu yaptıklarımdan gurur duymuyorum ancak dünyanın sadece kendisi için yaratıldığını sananlara bundan başka nasıl davranılır bilemiyorum. Kedileri, köpekleri, atları, kuşları evcilleştirip hayatımıza sokan yine bizler olduğumuza göre çocuk doğurup çocuğunu çöp kutusuna atan bir anne gibi onları hayatımızdan atamayız.
Kedileri sevdiğini ama çok çoğaldıklarını söyleyenlere de bir sorum var. Acaba bir kediyi kısırlaştırıp bakmayı denediniz mi? Bahçesinde kısırlaştırdığı bir kedi besleyenler merak etmesinler, o kedi başka kedileri oraya sokmayacaktır. Hayvanları tanımadan onlardan nefret etmek çok kolay. Bir hayvan besleyin, bakalım nefret edebiliyor musunuz?
Ayazkızı
18-01-2018, 20:24
Konu kediler olunca ilgimi çekti. Bizim bir kızımız var. Evimizin çocuğu. Evde sadece mutfak bankosu, yemek masası ve biz yemek yerken yanımıza gelmesi yasak... O'da zaten tenezzül bile etmiyor yasaklanan yerlere. Apartmanda oturuyorum ben. Evden dışarı çıkmıyor. Yaz günlerinde pencereler açık olduğu için pencerenin mermerine oturur geleni geçeni seyreder.
Yazın tatile çıkacağımız zaman. Onu da yanımızda götüreceğimiz yerleri seçeriz. birlikte gideriz her yere. Apartmanda olduğum için evin içinde bir taneden başka bakamıyorum. Gözüm gibi baktığım Aloeveralarıma dadanmıştı. Ne yapsam vazgeçiremedim. Evin hanımı/sahibi o zaten suratıma bakıp kıvırıyor poposunu gidiyor yanımdan. E, toprak eşelemek doğasında var. Aloveralarımı büyük bir saksıya taşıdım. biraz sık aralıklı bahçe teli aldım. Aloveranın etrafında dolandırarak toprağın üzerine serdim. Sen sağ ben selamet. Ben de, kızım da, Aloeveralarımda rahat artık.
Sokağımızda çok kedi var. Kedilerin anneliğini üstlenmiş olan komşumuz sürekli bir şekilde belediyeye götürüp kısırlaştırdığı halde yinede sürekli çoğalıyorlar. Galiba bizim sokakta bakıldığını bilen kişiler gece gelip bırakıyorlar. Çoğu arabaların altında kalıp eziliyorlar. Malum bizim millet altına araba çektimi her caddeyi E 5 karayolu sanıyor. son sürat sürüyorlar arabayı. Her ay Kedilerin annesine mama yardımı yapıyorum.
İki tanede köpeğimiz var. Onlara da başka bir komşu bakıyor. zehirlemesinler diye bu komşumuz veriyor mamalarını. Biz vermiyoruz. "Herkes mama verirse yabancılardan da yerler ve kötü niyetli insanlar zehirler" dedi bayan... hak verdim. Köpekler yokken evime aynı yıl içinde 3 kere hırsız girdi. Köpüşler geldiğinden beri böyle bir şey olmuyor. Gece köpek havlaması duyduğumuzda hırsız kovaladığını biliyoruz havlama ne kadar sürerse sürsün umursamıyoruz ve diğer tarafımıza dönüp huzurla uyuyoruz.
Pencerelerden yemek atılması tabii ki hoş değil. Ama sokağa mama bırakılmasına karşı çıkanları anlamıyorum. Bahçeye kedi pisledi diye şikayet edenleri anlamıyorum. Özellikle kediler pisliklerini ortaya yapmaz...ortada bırakmaz ki? Elli saat gömerler toprağa. Galiba gittikçe bencilleşiyoruz.
Saygılar
En güzeli hepsini öldürün, zehirleyip.Dünya zaten sadece insanlar için yaratıldı.Onları uzaklaştırmak için verdiğiniz mücadeleyi, tedavi etmek, kısırlaştırmak ve beslemek konusunda verseydiniz, en azından iç huzura sahip olurdunuz, sayıları da bu denli artmazdı.Hayvanları yaşam alanından uzaklaştırıp, hiç bilmedikleri bir bölgeye bırakmak sizce ne kadar insancıl..Şok içerisinde yazılanların bir kısmını okudum.İnsanlığımızdan utanıyorum.Peygamber efendimiz, uhud savaşına giderken yavrulayan bir köpek zarar görmesin diye ordunun yönünü değiştirmiş.Başka birşey yazmaya gerek görmüyorum.Sizleri vicdanlarınızla baş başa bırakıyorum.En-am suresi 38. ayet : Yerde yürüyen hayvan ve iki kanadı ile uçan kuşlardan hepsi, ancak sizin gibi ümmetlerdir. Biz o Kitap’ta hiçbir şeyi noksan bırakmadık. Sonra ancak Rab’lerine toplanıp getirilirler.Siz onları bir yere sığdıramasanız da,Rabları insanlar gibi onları da ümmeti olarak görüyor.Kıyamet günü hepsi dile gelip konuştuklarında, vereceğiniz cevapları şimdiden hazırlayın. 4 insan bir hayvan etmiyor...
En güzeli hepsini öldürün, zehirleyip.Dünya zaten sadece insanlar için yaratıldı.Onları uzaklaştırmak için verdiğiniz mücadeleyi, tedavi etmek, kısırlaştırmak ve beslemek konusunda verseydiniz, en azından iç huzura sahip olurdunuz, sayıları da bu denli artmazdı.Hayvanları yaşam alanından uzaklaştırıp, hiç bilmedikleri bir bölgeye bırakmak sizce ne kadar insancıl..Şok içerisinde yazılanların bir kısmını okudum.İnsanlığımızdan utanıyorum.Peygamber efendimiz, uhud savaşına giderken yavrulayan bir köpek zarar görmesin diye ordunun yönünü değiştirmiş.Başka birşey yazmaya gerek görmüyorum.Sizleri vicdanlarınızla baş başa bırakıyorum.En-am suresi 38. ayet : Yerde yürüyen hayvan ve iki kanadı ile uçan kuşlardan hepsi, ancak sizin gibi ümmetlerdir. Biz o Kitap’ta hiçbir şeyi noksan bırakmadık. Sonra ancak Rab’lerine toplanıp getirilirler.Siz onları bir yere sığdıramasanız da,Rabları insalar gibi onları da ümmeti olarak görüyor.Kıyamet günü hepsi dile gelip konuştuklarında, vereceğiniz cevapları şimdiden hazırlayın. 4 insan bir hayvan etmiyor...
Kurandan ayetler paylaşmışsınız ancak günümüzde kaç kişi kendi ihtiyaçlarına göre değil de dinin emirlerine göre yaşıyor acaba? Din neleri emreder?
Namaz kıl (spor olsun diye yatıp kalkmak sağlığa iyi geldiğinden yapanlar var.)
Oruç tut (kilo vermek için iyi bir bahane)
Hacca git (bir seyahat kafa dağıtmak için iyi olabilir. Ayrıca işlerinize de faydası olur. Hacı bu, kazık atmaz gibi)
Kurban kes (ucuz et yemek için iyi bir bahane. Hemen derin dondurucuyu yenileyelim)
Zekat ver (Valla çok sıkışığım. bir dahaki seneye kesin veririm. O da olmazsa kesin 2 ya da 3 sene sonra)
Yukarıdaki yazdıklarımı lütfen saygısızlık olarak almayın. Bu zamanda insanların din anlayışı, dünyada yaşamalarını iyileştirecekse yapılan bir uygulamadan ibaret. Mesela kuran kurban kesmeyle ilgili " kurban etinden bir gram bile yemeyeceksiniz, haram deseydi, kaç kişi birleşip danaya girerdi?
Kurandan ayetler paylaşmışsınız ancak günümüzde kaç kişi kendi ihtiyaçlarına göre değil de dinin emirlerine göre yaşıyor acaba? Din neleri emreder?
Namaz kıl (spor olsun diye yatıp kalkmak sağlığa iyi geldiğinden yapanlar var.)
Oruç tut (kilo vermek için iyi bir bahane)
Hacca git (bir seyahat kafa dağıtmak için iyi olabilir. Ayrıca işlerinize de faydası olur. Hacı bu, kazık atmaz gibi)
Kurban kes (ucuz et yemek için iyi bir bahane. Hemen derin dondurucuyu yenileyelim)
Zekat ver (Valla çok sıkışığım. bir dahaki seneye kesin veririm. O da olmazsa kesin 2 ya da 3 sene sonra)
Yukarıdaki yazdıklarımı lütfen saygısızlık olarak almayın. Bu zamanda insanların din anlayışı, dünyada yaşamalarını iyileştirecekse yapılan bir uygulamadan ibaret. Mesela kuran kurban kesmeyle ilgili " kurban etinden bir gram bile yemeyeceksiniz, haram deseydi, kaç kişi birleşip danaya girerdi?
Sayın Tarku asla saygısızlık olarak adletmiyorum. Benim için din doğru olanı yapmaktır.Açıkçası dinlere inanmıyorum, ama bir yaratıcının olduğunu inkar etmek en azından benim için mümkün değil, bu alıntı İncil'den de olabilirdi, hangi din olursa olsun, benim bakış açıma uygunsa ben onu doğru kabul ederim.
Bodrum deyince aklıma elit insanların yaşadığı yer olarak geliyor.
Ne yazık ki, ülkenin her yerinde başıboş sokak hayvanları var.
İşte bu kedi ve köpekleri Bodrum'da görüyorum.
Sahipsiz, bugün ben yemledim yarını mecul.
Arkadaşlar zararsız % 100 etkili bir çözüm üretildi. ama henüz Ülkemizde satıcısı yok. ama çok basit kendiniz de yapabilirsiniz. https://www.haberler.com/teknoloji/kedileri-evinizden-uzak-tutacak-sistem-uretildi-9375039-haberi/?utm_campaign=DonanimHaber&utm_medium=referral&utm_source=DonanimHaber
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.