Bağlan

View Full Version : Karadeniz Sahil Yolu




malina
11-07-2006, 15:06
Unutulan imza!

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Karadeniz Sahil Yolu için geçen hafta, 'Güzellikleri azar azar tüketiyoruz. Bunu yapanların eli kolu kırılsın' demişti. Yolu ÇED Yönetmeliği kapsamından kendi bakanlığının çıkardığı anlaşıldı

http://www.milliyet.com.tr/2006/07/11/guncel/resim/axgun01.jpg

Karadeniz Otoyolu'nun önünü açanlar arasında, yolu her ortamda eleştiren "Bunu yapanların eli kolu kırılsın" diyen Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin adı da çıktı.

Bakan Pepe geçen hafta Karadeniz Eğitim, Kültür ve Çevre Koruma Vakfı'nın düzenlediği toplantıda konuşmuş, "Güzellikleri kendi ellerimizle azar azar tüketiyoruz. Karadeniz'de duble yola ihtiyacımız vardı. Ama bu yol keşke buradan geçmeseydi. Bunu yapanların eli kolu kırılsın" demişti.
Oysa Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği'nde yaptığı değişiklikle Karadeniz Sahil Yolu'nu ÇED kapsamından çıkaran Çevre ve Orman Bakanlığı'nın başında Bakan Pepe vardı.

Proje ve inşaat süreci
Karadeniz Sahil Yolu inşaatından kimler sorumlu ve beddualar kimlere gitti diye yaptığımız araştırmadan ilginç satırbaşları şöyle:

541 kilometrelik Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasındaki yolun inşaatı için ihale kararı 1993'te alındı. 1994'te ANAP hükümetinde başbakan yardımcısı olan SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, dönemin başbakanı Rizeli Mesut Yılmaz'ın çevresel faktörleri gözetmeden, alternatifleri gözardı ederek yol inşaatını başlattığını öne sürdü. Dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanı Yaşar Topçu da ihalesinde yolsuzluk iddiasıyla Yüce Divan'a gönderildi.

Yolun denize kaydırılma işlemi Koray Aydın'ın bakanlığı döneminde başladı. Topçu'yu Yüce Divan'a gönderen AKP hükümeti, projesiz ihale edildiği ortaya çıkan yol inşaatına, aynı müteahhitlerle devam etme kararı aldı. Üstelik, Rize'nin Ardaşen Pazar, Hamidiye, Fındıklı ve Artvin'in Arhavi geçişleri, mevcut yolun genişletilmesi şeklinde planlanmıştı, ancak, AKP hükümeti yolu kıyılara kaydırdı.

ÇED Yönetmeliği değiştirildi
Hükümetin başında yine Rizeli olan Başbakan Recep Tayip Erdoğan vardı. Erdoğan, 2004'te yayımladığı genelgeyle "2005 sonunda, ne olursa olsun yolun bitirilmesini" hükmetti.

Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanıp 16 Aralık 2003'te Resmi Gazete'de yayımlanan ÇED Yönetmeliği'nin geçici 4. maddesiyle yol, ÇED raporundan muaf tutuldu. Bakan da Trabzonlu Bakan Pepe'ydi.
"Kıyı dolgusuyla taşıt yolunun yasa gereği yapılamaz olduğu" yönünde karar veren idare mahkemeleri kararları da Zeki Ergezen'in Bayındırlık ve İskan Bakanlığı döneminde çiğnendi.

Yargıya rağmen onay
Aksu, Hamidiye geçişlerinde de yargı kararları dikkate alınmadı. Bu arada Bakan Ergezen'in istifası üzerine yerine yine AKP'nin Trabzon Milletvekili Faruk Nafiz Özak geçti. Özak'ın bakanlığı, mahkemenin 15 Kasım 2005'te iki ayrı kararla iptal ettiği Aksu geçişi dolgu planını onayladı.

Bakan Özak, bugüne dek yaklaşık 1 milyar dolar harcanan yolun Karadeniz'de 7 kişinin ölümüne neden olan seller üzerinde etkisi olduğunu itiraf etti.

'Deniz geri alır' demişti

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, 17 Nisan 2005'te Milliyet'i ziyaretinde, Karadeniz Otoyolu'nu içine sindiremediğini, ekosistemde olumsuzlukları getirdiğini ve gelecekte denizin bazı yerleri geri alabileceğini söylemişti.

Yolu kim yaptı?

Karadeniz Sahillerini Koruma Platformu sözcüsü Hasan Sıtkı Özkazanç, "Bu yolu bu hükümet değil de müteahhitler mi yaptı? Kime beddua ediyor Sayın Bakan? Biz yola değil, kıyı dolgusuna karşı olduğumuzu bilimsel verilerle ortaya koyup seçenekler ürettik. Ancak, Başbakan ve her iki bakan ısrarla görüşme talebimizi reddetti. Karadenizli kıyısını, Türkiye parasını kaybetti" dedi.

ÇED nedir?

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), belirli bir proje veya gelişmenin, çevre üzerindeki önemli etkilerinin belirlendiği bir süreçtir. Amacı; ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın, çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır. Bu yolla problemlerin çoğu, fiili uygulama başlamadan çözülmeye çalışılır.

Şükran Özçakmak - İstanbul

Milliyet (http://www.milliyet.com.tr/2006/07/11/guncel/axgun01.html)




malina
30-07-2006, 10:44
Denizini Kaybeden Karadeniz - 1






122 milyon dolarlık yolu heyelan aldı

Sarp-Hopa yolu 3 yıl önce 122 milyon dolar maliyetle bitirildi. Yol trafiğe henüz açılmıştı ki heyelan başladı. Tünelin ağzı, düşen taşlarla tahrip oldu. Heyelan durdurulamayınca tek şeridi kapatıldı. Karayolları yetkilileri şimdi heyelanı durdurmanın yollarını arıyor...

http://www.mjora.com/lazurimtrl/m1.jpg

Kalanlar bari kurtarılsın diye...

Denizin ve yeşilin ezgisi vardı Karadeniz'in kemençesinde, tulumunda. Denizin ve yeşilin coşkusu vardı Karadenizlinin yüreğinde. Yargı kararlarını ezerek ilerleyen Karadeniz Sahil Yolu'nu Artvin Sarp Sınır Kapısı'ndan Sinop'a kadar dolaştık. Gördük ki coşkusuna gem vurulmuş, kabaran yüreği karaya vurmuş Karadenizlinin. Yol, Karadenizlinin devlet otoritesine karşı olan güvenine, itaatine, belki de tarihinde ilk kez darbe vurmuş. "Denizle yol arasında kaldık. Yola hasrettik, sorgulamadık. Şimdi cezaevindeki mahkûmlar gibiyiz" diyor Karadenizli.

Sarp-Samsun arasındaki yol; gerekli hiçbir hazırlık yapılmadan başlamış ve yüzde 80'i tamamlanmış. Geri dönüşü olmaması için de yargı kararlarıyla adeta yarışılmış. Güzergâh noktaları belirlenerek ihale edilen projesiz yolda, halen gecikmeden kurtarılabilecek yerler var. Yakakent - Sinop yolu henüz 4. kilometrede. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin deyişiyle, "yapanın eli kolu kırılsın" demeye varmadan kurtarılabilecek güzelim koylar, Karadenizlinin deyişiyle, "özünde bir, sözünde bir" hükümet üyelerinin yolunu gözetmekte...

Sarp Sınır Kapısı'ndan başlayan ve Gerze Yakakent'e kadar kıyısı doldurulan il ve ilçelerde yaptığımız araştırmanın ilk durağı olan Sarp - Hopa yolunda hesapsız yapılan yolun ağır maliyeti var.

Vatandaşın, "Faturayı biz ödedik, hesabını kim verecek?" dediği 19 kilometrelik yolun öyküsü 1975'li yıllarda başladı. Aslında Karadeniz'de doğanın dengesinin bozulamayacağının ilk belgesi gibiydi Sarp - Hopa yolu. Deniz, yolla birlikte üzerindeki otomobilleri de alıp götürünce yol inşaatı bu kez biraz daha içeri kaydırıldı.

Sarp Sınır Kapısı'nın açılmasıyla, önce genişletme çalışması başlatılan bu yol, daha sonra Karadeniz Sahil Yolu Projesi'ne dahil edilip bölünmüş yola dönüştürülmek istendi. 1997'de yol inşaatı 50 milyon dolara (yaklaşık 78 milyon YTL) ihale edildi. Yapımı yılan hikâyesine dönen yol, 3 yıl önce 122 milyon dolar (yaklaşık 190 milyon YTL) maliyetle bitirildi. Bu yolun kilometresi 6.5 milyon dolara, yani otoban maliyet fiyatına yapılmış oldu.

Yolun üzerinde, en uzunu 1100 metre olmak üzere 3 ayrı tünel geçişi var. Bunlardan en uzunu olan Esenkıyı tünelinin girişi heyelan nedeniyle hasar gördü. Heyelan durdurulamayınca da duble yolun bir yönü kapatıldı, ulaşım tek yönden sağlanmaya başlandı. Tüneller de atıl kaldı.

Fazla dinamit yapıyı bozdu

Karayolları şimdi heyelanı durdurmanın yollarını arıyor. Ancak Kemalpaşa Belediye Başkanı Yalçın Emiralioğlu, şöyle dedi:
"Zamanında yolun fizibilitesini hazırlamadılar. İşi çabuk bitirelim diye 10 ton yerine 150 ton dinamit attılar. Toprak ve kayaların yatağı yerinden oynadı. Şimdi de 'Olmadı, yeniden yapacağız' diyorlar. Burada mağdur olan yalnızca Karadenizli değil tüm Türkiye. Trilyonlarca lira denize döküldü. Karayolları, heyelanı durduracak teknoloji bulamazsa, üç ayrı tünelle yapılan bu yol atıl kalacak ve yerine denize kazık çakılarak yeni bir yol yapılacak. Ancak 3 kilometre kıyı şeridimiz kaldı, buna izin vermeyiz."

Karayolları yetkilileri ise çözüm arayışı içinde olduklarını belirtmekle yetiniyorlar. Heyelanın önlenmesi veya denize kazık çakılarak yeni bir yol yapılmasının ise Karadeniz Sahil Yolu'nun tümden bitirilmesinden sonra gündeme geleceği bildiriliyor.

TIR'ların bekleme parkı yok

Bu yoldaki plansızlık sadece bununla sınırlı değil. Sarp Sınır Kapısı'nda iki ayrı tünelin içinden uzun TIR kuyruğu dikkat çekiyor. Uluslararası ticareti artıracağı düşünülerek planlanan sahil yolu projesinde, sınır kapısı gerekliliği olan TIR bekleme parkları unutulmuş.

Gümrük kontrolü işlemleri ağır aksak ilerlediği için Sarp Kapısı'ndan Rusya'ya geçmek isteyen TIR'lar, bazen 15 -20 gün boyunca tünelin içinde, karanlıkta ve egzoz dumanı içinde beklemek zorunda kalıyor.

Günlerce tünele hapsolan TIR şoförleri, tünelin içinde yemek pişirme zorunluluğundan, tuvalet ihtiyacını giderememekten, çöplerini atacak yer bulamamaktan, vatandaş da trafik ve kötü kokudan şikâyet ediyor.

http://www.mjora.com/lazurimtrl/m2.jpg

1.5 milyar $ dediler, 4.5 milyar $ gitti

Fizibilite çalışması yapılmadan, heyelanlı bölgeler tespit edilmeden, çevresel etki değerlendirmesi yapılmadan, "Çizgi Projesi", yani "Hat Belirleme Projesi"yle 1987'de ihale edilen Sinop - Sarp arası Karadeniz Sahil Yolu'nun maliyeti yaklaşık 4.5 milyar doları (yaklaşık 7 milyar YTL) buldu. Oysa ilk maliyet yaklaşık 1.5 milyar dolar (yaklaşık 2.3 milyar YTL) olarak hesaplanmıştı.

Maliyet neden arttı?

Projesiz ihale edilen yolun güzergâhları, bazı yerlerde AB standartlarına uymadığı, bazı yerlerde ise belediyeye arsa kazandırmak, hatırı sayılır kişilerin işyeri veya evlerine dokunmamak için açılan tüneller gibi gerekçelerle değiştirilince maliyet beklenenin kat kat üzerine çıktı. Oysa Karayolları Genel Müdürlüğü, Karadeniz sahillerini kurtarmak için sivil toplum örgütlerinin üniversitelere hazırlattığı alternatif güney projelerini, "Tünellerle geçiş pahalı olur" gerekçesiyle dikkate bile almamıştı.

Artvin Sarp Sınır Kapısı'nda 15 Kasım 1997'de başlayan ve Samsun'u kapsayan sahil yolu güzergâhının yüzde 60'ı deniz dolgusuyla yapıldı. Projede, Giresun Piraziz - Sarp arasındaki 112 noktada toplam 175 adet hidrolik köprü, 25 noktada 20 bin 901 metre tünel, 50 adet köprülü kavşak, 71 hemzemin kavşak, L, U ve T olmak üzere 221 mahmuz bulunmakta.
Yapılan araştırmalar, doğal yapının yüzde 80'inin bozulduğunu ortaya çıkarıyor. Plajların yüzde 90'ı tamamen yok edildi.

http://www.mjora.com/lazurimtrl/m3.jpg

Taş manzaralı çay bahçeleri

Artvin'in Arhavi ilçesi ise artık sahil beldesi değil yol beldesi. Denize sıfır olan çay bahçeleri ve aile gazinosunun önünde 20 metrelik bir toprak yığını var. Yol, denize sıfır geçiyor. Çay bahçelerinde kimse oturmuyor. Gazinonun penceresi toprak olduğu ve yola baktığı için, bugüne kadar binanın hiç kullanılmayan çatısı terasa dönüştürülmüş ancak vatandaş buraya da uğramıyor.

http://www.mjora.com/lazurimtrl/m4.jpg

Hopa girişi unutulmuş!

Hopa'ya gelindiğinde araçları başka bir sürpriz bekliyor. Çünkü yolda Artvin - Hopa girişi unutulmuş. Artvin'den gelen otomobiller, Hopa girişindeki viyadükte, ne yöne gideceğini kestiremediği için ansızın duruyor ve kazaya neden oluyor. Karayolları, yolun sağına yol açmak istemiş ancak bu alanın dar olduğunu görünce vazgeçmiş. Şimdi çözüm aranıyor.


Şükran Özçakmak
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün

Milliyet (http://www.milliyet.com.tr/2006/07/26/guncel/agun.html)

malina
30-07-2006, 10:46
Denizini Kaybeden Karadeniz - 2





Yetişin, yolu başlattılar!


http://www.mjora.com/lazurimtrl/m5.jpg

Muhtarın, "Yetişin, yolu yine başlattılar" feryadıyla Aksu'ya (Fındıklı) yöneldik. Önüne "Berlin Duvarı" çekilen Aksu'da vatandaşlar kepçeleri çaresizlikle izliyordu



Artvin Sarp Sınır Kapısı'nda başlayan yoldaki araştırmalarımızı, şiddetli yağış nedeniyle henüz tamamlayamamıştık ki, Aksu Muhtarı Musa Kazım Özçiçek'in, "Yetişin, yolu yine başlattılar" telefonunu aldık. Canı yanan insanın feryadıydı Özçiçek'in sözleri. Sanki taşlar denize değil yüreğine doluyordu.

Rize'nin Fındıklı ilçesi Aksu Mahallesi'ne vardığımızda, kepçeler, silindirler dört bir koldan yangından mal kaçırırcasına çalışmaya başlamıştı. Aksu'nun önüne önce 7 metre duvarla set çekilmiş, sonra da kıyısı kayalarla doldurulmuştu. Muhtar Özçiçek, eylem yapmaları halinde haklarında işlem yapılacağı yönünde uyarılan vatandaşlarla birlikte dolgu alanında çaresizlikle çalışmayı izliyordu.
İş makinelerini kullanan işçiler de tedirgindi. Vatandaşlar, el ele tutuşup bir süre oturma eylemi yaptı. Onlar çaresizliğin suskunluğuna bürününce, işçiler konuşmaya başladı: "İnanın, attığımız, parçaladığımız her kayayla yüreğimiz eziliyor ama emir kuluyuz."

Trabzon İdare Mahkemesi'nin verdiği üç ayrı iptal kararıyla vatandaş rahat bir nefes almıştı. Bu kararlara yönelik yürütmeyi durdurma isteği de Danıştay'da kabul edilmemişti.

Buna rağmen, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Aksu'da bulunan sit alanını yerinde inceleme yapmadan kaldırdı. Mahkeme kararlarının esasına aykırı yeni bir dolgu imar planını onaylayan Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak'ın imzası da kurul kararına eklenince yol inşaatı yeniden başlatıldı.

Bilirkişi uzman değil

Trabzon İdare Mahkemesi, 17 Mayıs'ta, "Aksu sitten çıkarılamaz" diyerek yürütmeyi durdurma kararı verince iki duvar arası boş kaldı. Bir ay işi bırakan Karayolları müteahhitlerinin, hızla bu boşluğu doldurmaya başlamasının nedenini daha sonra yaptığımız araştırmayla öğrendik.

Trabzon İdare Mahkemesi'nin verdiği karara, Kurul tarafından yapılan itiraz değerlendirilmiş, bir üst mahkeme olan Trabzon Bölge İdare Mahkemesi, yürütmenin durdurulma kararının kaldırılmasına hükmetmişti. Gerekçe ise yine mahkemenin atadığı bilirkişilere, konusunda uzman olmadıkları halde rapor hazırlatıldığı yönündeydi.

http://www.mjora.com/lazurimtrl/m6.jpg

Danıştay: Durdurun

İdare Mahkemesi, itiraz doğrultusunda konusunda uzman yeni bilirkişiler atamaya hazırlanırken, bu kez Danıştay Dava Daireleri Kurulu, Fındıklı ile ilgili olarak Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın 17 Ekim 2005'te onayladığı dolgu imar planının iptali talebiyle açılan davada, yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Kurul'un 14 Temmuz'da verdiği kararın, henüz Karayolları'na tebliğ edilmediği öğrenildi. Karayolları, bu süreç içerisinde yolu hızla doldurmaya devam etti.

Ardeşen ve Pazar

Fındıklı'dan sonra gittiğimiz Ardeşen ve Pazar ilçelerinde de Karadenizlinin dağlarla deniz arasında mahkûm olduğunu gördük. Van 100. Yıl Üniversitesi'ne alternatif güney yolu projesi hazırlatan Ardeşen Belediyesi'nin AKP'li Başkanı Mümtaz Sinan, bu projeyi uygulatmakta başarılı olamayınca Karayolları'nın hazırladığı dolgu imar planını meclis kararıyla onayladı. Avukat Ferhat Artan'ın başını çektiği çevreciler de hukuk yoluyla mücadeleyi seçti. Yargı süreci devam ederken kıyı tamamen dolduruldu. Yolun yalnızca asfaltlama çalışması kaldı.

http://www.mjora.com/lazurimtrl/m7.jpg

Denize 7 metrelik engel

Pazar'ın girişindeki Hamidiye köyünün 3.5 kilometrelik sahilinin, sadece 200 metresinde kumsal bırakıldı. Kumsalın denize mesafesi 10 metre. Pazar'ın 4 kilometrelik bölümünde denizle vatandaşın arasında 7 metre yüksekliğinde duvar çekildi.

Hamidiye'de kumsala ulaşımı sağlamak için Karayolları'nın yaptığı altgeçit, su bastığı için kullanılamıyor. Hamidiye için açılan dava halen devam ediyor, ancak yol bitti. Pazar'da da daha önce denize bakan balık restoranları şimdi duvara bakıyor.

Çayeli sahili

Çayeli'nde de yol, deniz dolgusu ve kasabanın önünü perdeleyen viyadükler üzerinden geçiyor. Kasabanın doğusundaki sahil 2 bin 200 metrelik çift tünel yapılarak kurtarılmış. Gündoğdu'da çalışmalar devam ediyor. Karayolları'nın deniz dolgusuyla yaptığı tahkimatlar, belediyenin çöpleriyle dolduruluyor.

http://www.mjora.com/lazurimtrl/m8.jpg

Manzarası viyadük

Trabzon yönünden Rize girişi viyadüklerle sağlanmış, dolgu olan mevcut yol genişletilmiş. Rize, dünyada pek örneği olmayan viyadük manzaralı bir şehir olmuş.

Yanyolları ve ortasında 4 şeritli bölünmüş yolu olan Rize'de vatandaş, karşı yola geçmek veya deniz kıyısına ulaşmak için korkulukları, taşınabilir merdivenle aşmaya başlayınca, belediye Karayolları'nı beklemeden üstgeçit yapmaya karar vermiş. Şimdi, iki ayrı üstgeçidin inşaatı sürüyor.

Kalkavanların yalısı

Girişleri ve çıkışlarında yapılmış düzenlemeler nedeniyle kaybolduğumuz Rize'deki tek kumsal, yaklaşık 13 kilometre ileride. Rizeli, Sarayköy'deki kumsalı Kalkavanlara borçlu olduğunu belirtiyor.
Karayolları, sahil geçişini Kalkavanların yalı ve villalarının olduğu noktada tünel geçişiyle sağlamış.

Yol, tünel sonrasında deniz dolgusuyla Trabzon'a doğru devam ediyor. Tek kurtarılan plajın 20-30 metre uzağında gemiler denizden kum çıkarıyor. Vatandaş, kurtarılan tek plajını kum çekme sonucunda kaybedeceğinden endişeli.


Şükran Özçakmak
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün

Milliyet (http://www.milliyet.com.tr/2006/07/27/guncel/agun.html)

malina
30-07-2006, 10:48
Denizini Kaybeden Karadeniz - 3




Trabzon'da denizi sattılar
Halkın nefes aldığı iki yerden biri olan 100. Yıl Parkı'nın ortasından viyadükle yol geçirildi. Parkın bitişiğindeki 18 dönümlük alan, denize doğru 10 dönüm doldurularak üzerine alışveriş merkezi yapılmak üzere satıldı
http://www.mjora.com/lazurimtrl/m9.jpg

Kültür mirası bir kentin binalara boğulduğu yerdi Trabzon. Halk, bir Boztepe'de, bir 100. Yıl Parkı'nda ve bir de Beşirli sahilinde nefes alırdı. Sahilde değil tepelerde olduğu için, bir Boztepe kurtuldu. Çay bahçeleri, lokantalar ve yürüyüş parkurlarıyla donatılmış Beşirli sahilinin büyük bir kısmından ise yol geçti. Kalan küçük bir kısmı da eski ve yeni yol arasında kaldı.
Atatürk'ün doğumunun 100. yılı anısına inşa edilen, ağaçlar içindeki 100. Yıl Parkı'nda da deniz keyfi yapılıyordu. Şimdi bu parkın ortasından deniz seviyesinden 32 metre yükseklikte inşa edilen viyadükle birlikte Karadeniz Sahil Yolu geçiyor.

Mevcut yol yerine sahil

Sahil yolunun bu bölgeden geçişiyle ilgili olarak hazırlanan ilk proje, mevcut yolun genişletilmesi şeklindeydi. Ancak bu karar değiştirilerek, yol sahilden geçirildi. Trabzon Belediye Meclisi de Karayolları'nın yeni projesini onayladı. Bölge sit kapsamında olduğundan Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ise, Aksu'daki gibi buradan yol geçişine izin verdi. Böylece 100. Yıl Parkı'nın da içinde bulunduğu sahilin yol olmasının önündeki tüm engeller aşıldı.


Kararlara rağmen kepçeler

Trabzon Çevre Kültür Girişimcilik Derneği, Aralık 2002'de, Karayolları'nın "Trabzon Merkez Tünel-Havaalanı arasında kalan kısmıyla ilgili olarak hazırladığı revizyon imar planını" onaylayan Belediye Meclis kararına karşı dava açtı. Trabzon İdare Mahkemesi, 20 Mayıs 2005'te iptal kararı verdi. Karayolları, "mahkeme kararının yürütmesinin durdurulması" istemiyle Danıştay'a başvurdu. Danıştay 6. Daire, 2 Ağustos 2004'te yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bunun üzerine, duran yol inşaatı yeniden başladı.


Danıştay, 29 Aralık 2004'te de "11 Ağustos 2003'te onanan planla ilgili olarak bilirkişi görüşü esas alınması suretiyle karar verilmesinde isabet görülmemiştir" hükmüne vararak mahkeme kararını bozdu. 19 Ekim 2005'te ise Trabzon İdare Mahkemesi kararında ısrar ederek imar planını iptal etti.
Trabzon Belediye Meclisi 2 Şubat 2006 tarihinde toplanarak, iptal edilen planın aynısını yeniden kabul etti. 28 Şubat 2006'da Belediye Meclis kararına yapılan itiraz reddedildi.

Bu arada Karayolları temyiz istemiyle ikinci kez Danıştay'a başvurdu. Mahkeme kararının yürütmesinin durdurulmasını da istedi. Danıştay, Karayolları'nın "yürütmenin durdurulması" talebini reddetti. Danıştay'ın kesin kararı beklenirken, durdurulması gereken yolda inşaat hızla sürüyor.
Öte yandan çevrecilerin Trabzon-Beşirli-Tünel geçişiyle ilgili olarak başlattıkları hukuki süreç de devam ediyor.


Deniz alışveriş merkezi oluyor

Bu arada belediyenin, yol sahile kaydırılmadan önce yaptığı bir arazi satışı tartışılıyor. 100. Yıl Parkı'nın yanındaki 616 ada 14 numaralı bu parsel fuar alanıyken, satıştan önce 26 Ağustos 1996'da, Belediye Meclisi'nin olağanüstü kararıyla "Turistik otel ve ticaret alan"na dönüştürüldü. Satış için 26 Aralık 1996'da yapılan ihaleye kimse katılmadı.


28 Ağustos 1997'de yapılan ikinci ihaleyi, diğer firmadan yaklaşık bin YTL fazla veren İbrahim Kul ve Ahmet Kul, KDV hariç 486 bin YTL'ye kazandı. Yol sahile kaydırılınca 100. Yıl Parkı'nın içinde viyadük inşaatı başlatıldı.
Belediye, dolgusu planlanan 10 dönümlük denizi de İbrahim ve Ahmut Kul'un şirketine sattı. İlk satılan arazi ile dolgu sonucu oluşacak arazi birleşmiş oldu. 18 dönümü karada, 10 dönümü denizde olan bu arazi üzerinde ise şimdi Forum Trabzon Alışveriş Merkezi'nin inşaat levhası bulunuyor.

Köprü otopark oldu

Mevcut yol yerine projenin sahile kaydırılması, Trabzon Değirmendere'de bir köprünün atıl kalmasına neden oldu. Karayolları, ilk proje kapsamında kamulaştırmalar yapmış, mevcut yolu genişletmek için bir de köprü inşa etmişti.
İddialara göre, Trabzon merkez - Tünel arası proje değişikliği yapılınca, bu yolun başlangıç noktası olan Değirmendere'de de yol sahile viyadükle kaydırıldı. Bu nedenle ilk yapılan köprü atıl kaldı. Şimdi, yol bağlantısı olmayan köprü otopark olarak kullanılıyor. Karayolları yetkilileri ise, köprüyü şehiriçi geçişini rahatlatmak amacıyla yaptıklarını iddia ediyor.


http://www.mjora.com/lazurimtrl/m10.jpg


Dolgu alanına Kızılay bina yapıyor

Denizi doldurulan Sürmene sahilinde kumsal kazanmak için onlarca "T" tahkimatı yapıldı. Kıyı dolgusuyla kazanılan arazinin Kızılay'a verildiğini belirten vatandaşlar, "Her selde vatandaşı dere kenarına ev yaptı diye suçlayan hükümet yetkilileri, dolgu alanına Kızılay Diyaliz Merkezi binası inşa edecek. Oysa yasalar dolgu alanına bina yapılmasına izin vermiyor" diye tepki gösteriyor. Deniz dolgusuyla yer kazanan Arsin Belediyesi, tahkimatları çöplerle dolduruyor. Bu tahkimatların yolu koruyacağı öne sürülüyor. Oysa 1999'da denizde meydana gelen fırtınada, Trabzon ve ilçelerinde bulunan çekek yerlerindeki mahmuzların 975 metresi tahrip etmişti. Belediye çöpleriyle doldurulan tahkimatları alıp götüren deniz, daha sonra tonlarca çöpü kıyıya geri savurmuştu.


http://www.mjora.com/lazurimtrl/m11.jpg


İmtiyazlı kıvrımlar

Arsin-Yomra arasında sahil dolgusuyla gelen yol bir anda mevcut yola kıvrılıyor, 1-2 kilometre sonra tekrar sahile iniyor. Vatandaşlar, Uzunalioğulları'na ait olan iki villayı kurtarmak için güzergâhın değiştirildiğini iddia ediyor. Yeniay beldesinin önünde boydan boya geçen viyadüğü görüntülerken bizi gören Fatma Gürel, "Bu utanç duvarının çekilecek nesi var? 35 yıl Almanya'da çalıştım. Biriktirdiğim paralarla ev, dükkân yaptım. Bu sene tatile geldim ki, deniz manzaralı evimin penceresi duvara bakıyor" dedi.


Şükran Özçakmak
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün

malina
30-07-2006, 10:49
Denizini Kaybeden Karadeniz - 4




Yol camiye dayandı
Prof. Yılmazer'in, Giresun sahilini kurtarmak için hazırladığı projede yol, il sınırında tünelden girecek, 4 kilometre sonra sahile çıkacaktı. Ancak yol merkezden geçirildi

http://www.mjora.com/lazurimtrl/m12.jpg

Karadeniz'in tek yarımadası Giresun'un kıyıları taştan kaleyle çevrilmiş. Yeşilin ve denizin kucaklaştığı Giresun, sahil yolundan en fazla etkilenen illerden biri. Oysa Giresun'un sahil yolu inşaatından etkilenmemek için hazırlattığı alternatif bir güney projesi var.

Bu projeyi Yüzüncü Yıl Üniversitesi Uygulamalı Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Yılmazer hazırladı. Projeye göre, Giresun girişindeki mevcut tünelden giren yol, sahil yerine şehrin arkasından geçip kısa mesafeli üç ayrı tünelle Giresun'un merkezinin 4 kilometre batısından yeniden sahile iniyordu. Ancak yol deniz dolgusuyla şehir merkezinden geçirildi.
Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu (TÜRÇEK) Giresun Şube Başkanı Hakan Adanır'ın 300 kadar çevreciyle başlattığı eylemler ve düzenlenen etkinlikler, sahili yol haline getirmek isteyen yönetim kademelerinde duyarlılıkla karşılanmadı.

http://www.mjora.com/lazurimtrl/m13.jpg

Merkezde tıkandı
Yolun neredeyse yüzde 90'ını bitiren Karayolları, iş şehrin merkezine gelince ne yapacağını şaşırdı. "Taşpark mı, yoksa İş Bankası adası mı yıkılsın?" noktasında yol çıkmaza girdi. Çünkü, Giresun'un en güzel köşelerinden biri olan Taşpark'ın yıkılmasına vatandaş izin vermiyor. İş Bankası adasında ise kamulaştırma yapılması gerekiyor.

Giresun merkezin yanı sıra birçok ilçe de çevre mücadelesini kaybetti. Çabalar sonuç vermeyince Eynesil, Bulancak, Piraziz, Keşap, Görele, Espiye sahilleri deniz dolgusuyla kaybedildi.
Piraziz Eğrice, Civili kumsalı ile birkaç burun da çevrecilerin çabalarıyla yoldan etkilenmedi. Kurtulan tek ilçe Tirebolu. İlçe, Prof. Dr. Cengiz Eruzun'un başkanlığı döneminde Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun sit kararıyla kurtuldu.

Tirebolu sahili sit kapsamına alınınca, Karayolları yolu denizden geçirmek için yeni bir plan yaptı. Kurul bu kez de denizi sit kapsamına aldı. Şimdi Tirebolu sahil yolu, tünel geçidiyle yapılıyor.

Giresun'un Piraziz ilçesinde kıyı dolgusuyla yol yapılınca, denize sıfır parklar, lokantalar, evler ve işyerleri yolun 7-8 metre altında kalmış. Lokantaların ve konutların deniz manzarası, şimdi onlara yarım metre uzaklıkta 7 metre uzunluğunda bir duvar oldu.

http://www.mjora.com/lazurimtrl/m14.jpg

Çevreci proje
Bulancak'ta ise kot farkı nedeniyle dere denize kavuşamıyor, yağmurlarla sel oluyor. Doldurulan kumsallar, T mahmuzlarla yeniden kazanılmaya çalışılıyor.
Arıdurak Burnu'nda müteahhit firmanın danışmanlığını üstlenen Prof. Dr. İlyas Yılmazer, alternatif bir proje üretti. Karayolları, burnu dolaşarak deniz dolgusuyla yol yapma planı öngördü. Yılmazer ise doğayı bozmadan açacağı tünelin üzerini daha sonra yine toprakla örtecek bir proje hazırladı.
Bu projenin geçeceği yerdeki arazi sahibi, kamulaştırma için 50 bin dolar istedi. Yılmazer, "Karayolları 50 bin doları vatandaşa vermeyi kabul etmedi, ancak denizi 5 milyon dolara doldurdu. Proje kabul edilmeyince de firmanın danışmanlığını bıraktım" dedi.


Şükran Özçakmak
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün

Milliyet (http://www.milliyet.com.tr/2006/07/29/guncel/axgun01.html)

malina
30-07-2006, 10:52
Denizini Kaybeden Karadeniz - 5

Ordu eylemle kurtuldu

Bolaman-Perşembe yolu, sivil toplum örgütlerinin itirazları ve alternatif projeleri üzerine içeri kaydırıldı. Mesafe 42 kilometreden 27 kilometreye, maliyet 1.2 milyar dolardan 411 milyon dolara düştü

http://www.milliyet.com.tr/2006/07/30/guncel/resim/gun05.jpg


Ordu, Karadeniz'de kıyısını yola kaptırmayan tek il. Orduluların, sahil dolgusuyla yol inşasına karşı eylemi 1994'te başladı. "Yola değil kıyı dolgusuna karşıyız" diyen 20 bin kişi sokağa döküldü. Eylemleri uzun soluklu devam ettirince, sahillerini kurtardılar.

Karayolları, sahil yerine yolu güneyden, Boztepe'den geçirmek için yeni bir proje hazırlığına girdi. Yalnızca Ordu merkez değil, Ünye'den de yol şehrin arkasından yani güneyden geçecek.

http://www.milliyet.com.tr/2006/07/30/guncel/resim/gun051.jpg

Çok yönlü tasarruf

Fatsa ilçesinin Bolaman beldesi ile Perşembe ilçesi arasındaki bölüm, sahilden değil de güneyden yapılan ve bitirilmek üzere olan tek yol. Önce burnu dolaşarak deniz dolgusuyla geçmesi planlanan 42 kilometrelik yol, daha sonra güney geçişiyle yapılınca ülke ekonomisi de yaklaşık 788 milyon dolar kazandı.
Sivil toplum örgütlerinin itirazları üzerine projesini yeniden gözden geçiren Karayolları, 42 kilometrelik bir burundan oluşan bu güzergâhta derin koyların bulunduğunu ve dolgu maliyetinin yüksek olacağını da göz önünde bulundurarak yolu güneye kaydırmıştı. Bu değişiklikle 42 kilometrelik yol 27.6 kilometreye düştü. 60 dakikalık yolun mesafesi de 15 dakika oldu. Dağlar delinerek, dereler köprülerle aşılarak 27 kilometreye düşürülen bu yolun toplam maliyeti 411.51 milyon dolar. Bu yol deniz dolgusuyla yapılsaydı maliyet yaklaşık 1.2 milyar dolar olacaktı.

http://www.milliyet.com.tr/2006/07/30/guncel/resim/gun052.jpg

Yolun sırat köprüleri

Ordu'dan Samsun'a devam eden yolun da çoğunluğu bitti. Tek şeritli yol, şimdi ikişer şeritli bölünmüş (duble) yol haline getirildi ve asfaltlama çalışmaları devam ediyor. Genişletme nedeniyle bazı yerlerde yol, evlerin merdivenine dayanmış. Üstgeçitleri henüz yapılmamış olan yolda, vatandaşın tahtadan yaptığı ve "sırat köprüsü" dediği köprüler var.

Ordu çıkışı Turnasuyu mevkiinde karşılaştığımız Hanife Koçak, "Evlerimiz sahilde, ne çocukları ne de inekleri karşıya geçirebiliyoruz. Eskiden de burada yol vardı ama şimdi yol genişletilince havaalanı gibi oldu" diyor.

85 kilometreden taş

Samsun'un Yakakent ilçesine kadar içerden devam eden yol, ilçe merkezini geçer geçmez, sahile kıvrılıyor. Orman içinden geçen mevcut yolun 150 metre aşağısındaki kumsal, eskiden mesire yeri ve plajdı. Halkın denize girip piknik yaptığı bu yerden şimdi sahil yolu geçiyor.

36 kilometrelik Yakakent-Gerze yolu 1998'de ihale edildi. Başlangıç noktasına 85 kilometre olan taşocaklarından taşınan taşlarla, 7 yılda ancak 6 kilometre dolgu yapılabildi. 6 kilometrelik yola bugüne dek 26 milyon dolar harcandı. Toplam maliyeti 274,4 milyon dolar. Çevreciler, tek sıra ağaç keserek mevcut yolun genişletilebileceğini, deniz dolgusunun tercih edilmesinin tamamen rant amaçlı olduğunu iddia ediyor.

http://www.milliyet.com.tr/2006/07/30/guncel/resim/gun053.jpg

Karayolları'nın garip iddiası


Çevreciler, Güzelçay-Sinop arasındaki koyların yol olmaması için hukuk mücadelesi başlattı. Güzelçay-Sinop 1. Kısım Projesi'nin iptali için dava açtılar. Samsun İdare Mahkemesi'ne açılan davaya savunma gönderen Karayolları, "Mevcut yol, bölünmüş yol projesine uygun değildir" dedi.
Çevrecilerin mahkemeye sunduğu, "Olağanüstü güzel kıyılar yok edilecek" ifadesini de eleştiren Karayolları, "Bu kesimde dik ve yüksek falezlerin olması nedeniyle halkın deniz sahiline ulaşması mümkün olmamaktadır. Ancak yol yapılırsa halk sahile ulaşacak" görüşünü savundu.

Karayolları, yine mahkemedeki savunmasında, "kıyı çizgisi belirlenmediği ve imar planı hazırlanmadığı için yolu durdurduklarını" bildirdi. Karayolları'nın iddiasının aksine yol inşaatının yasalara aykırı devam ettiğini iddia eden çevreciler tespit istedi. Gerze Sulh Hukuk Mahkemesi'nin belirlediği bilirkişi, çalışmalar yapıldığını belirledi. Bu raporun ardından çevrecilerin yol inşaatının durdurulması yönünde yeniden İdare Mahkemesi'ne başvurması üzerine, tespit için bilirkişi atandı. Yargı süreci devam ediyor.

Sinop koylarını kurtaralım


Karadeniz Sahilleri Platformu Sözcüsü Hasan Özkazanç, "Karayolları tüm Karadeniz sahilini kıyı çizgisi belirlemeden, plansız, projesiz yaptı. Paralar denize döküldü, kıyı katledildi. Hiç olmazsa Sinop koylarını kurtaralım. Karayolları, kıyı katliamını yalnızca yüzme alanlarının yok edilmesi olarak algılıyor. Oysa bu koylarda, yüzlerce yılda kendiliğinden oluşan mağaralar var. Denizdeki bu mağaralarda yaşayan binlerce canlı var" dedi.


Şükran Özçakmak
Fotoğraflar: Bünyamin Aygün

Milliyet (http://www.milliyet.com.tr/2006/07/30/guncel/gun05.html)

eskimo
30-07-2006, 23:16
Bekir Çoşkun
30/6/2006 hürriyet

Ne yaptınız ha uşaklar?..


KİM bilir bana kaç kişi Karadeniz kıyılarındaki "yeşilin tonlarını" anlattı.

Gerçi ben görmüştüm.

Ama ben daha "Karadeniz’i gördünüz mü? O yeşilin to..." der demez, dinleyenler "Karadeniz’deki o yeşilin tonlarını bir görseniz..." diye başladılar.

Ve ben kimseye anlatamadım.

Artık yararı da yok.

Karadeniz’in yeşilinin tonları da zaten yok.

Çirkin ve geniş bir asfalt yolla Karadeniz kıyılarının adeta üzerini çizdiler.

Karalanmış bir fotoğraf gibi.

*

Bunu nasıl yaptılar, bilemeyiz.

Ama yapanlar bildiğiniz gibi yine o siyasetçi-bürokrat-işadamından oluşan çıkar üçgeni.

Göz yumanlar ise sessiz-tepkisiz kalan Karadenizliler.

Karadeniz kıyılarını boydan boya yıkıp, dünyanın gözdesi koyları doldurup, ormanı kesip, o yeşilin üzerine bir kara çizgi çekip işte böyle bildiğiniz gibi yok ettiler.

Şelaleler artık yok.

Kumsallar siyah asfalt.

*

Politikacılar, bürokratlar, cingöz işadamları el ele verdiklerinde; çıkarları varsa her şeyi satabilirler.

Onların elinden ne orman kurtulabilir, ne deniz, ne yaylalar, ne göller, ne ırmaklar, ne hava, ne toprak, ne su...

İyi ama siz ne yaptınız Karadenizliler?..

Nasıl göz yumdunuz?..

Nasıl izin verdiniz?..

Dozerler-kepçeler Karadeniz’in kıyılarına yanaştığında... Tepki gösteren birkaç yürekli insanı, hatta vurulanları nasıl yalnız bıraktınız?..

Nasıl oturup seyrettiniz?..

Karadeniz’in o sevgi dolu, manevi değerleri yüce yüce, yiğit, biraz deli insanları...

Nasıl sadece baktınız?..

Yeryüzünün her yerinde insanlar kendi çevrelerine sahip çıkarlar, kendi doğalarına el sürdürmezler, oralar onlarındır çünkü...

Siz?..

Ne yaptınız ha uşaklar?..

yale
03-07-2007, 22:08
Bekir Çoşkun
30/6/2006 hürriyet

Ne yaptınız ha uşaklar?..

Siz?..

Ne yaptınız ha uşaklar?..
kızmayın karadenizliye,içerlenir bak,

Yol şimdi yapılmadıki,30 senedir yapılıyor,30 senedir tozunu,pisliğini karadenizli çekti,yıkılanlarını karadenizli topladı.Ne yapsın karadenizli eline bayrak alıp sokağa döküldümü,diğer yöredekiler insanlar gibi joptan kaçmıyor ki.Direniyor ölene kadar ,yediği dayktan bırak ayağa kalkmayı konuşamıyor.Bazı memleketlerde devlet elektriği suyu peşkeş çekerken,varlığı ençok olan yerde en pahalı ya yöre insanı alıyor,İş yok,tarım alanı yok ,yol kenarına mısır dikiyor insanlar,ürettiğini de yok pahasına alan devlet,şimdikiler gibi dükkan dükkan ev ev dolaşan,bilmem ne vekilleri kandırıyor güzelim karadenizliyi.Kacak elektrik i haram bilen halk ,devlete her kuruşuna kadar verdi,verdikçe de devlet daha fazlasını istedi
fazla değil 10 yıl önce kazara yabancı bir insan özellikle doğu karadenize gelse,tüm mahalle veya köy veya kaza insanı düğün yapar gibi karşılardı geleni .bırak yemek yedirmeyi ayrılır ken bile tanıdıklarına versin diye balı,fındığı,çayı mısır torbaya koyar ,onuda taşıtmaz arabasına kadar taşır.Diğerlerini demeyeyim gücüne gider karadenizlinin yapamaz hale getirdi hükümetler.
Şimdi bile bişeylerin peşinde ama bırakmadılar,Karadenizli yabancıyı bırak gurbetten gelen kızına,oğluna bile yapamaz oldu.
Şurda çatışma oldu ,karadenizli atladı,bilmem hangi ülkede asker lazım yarısı karadenizli.Dalga geçip güldüler karadenizliye,sesmi çıkardı,kırdımı bitanenizi
Bi köyde kahvede erkekler tavla oynarlarken Kadınlar çalışıyor dediler.Yok be kardeşim bırak kadınları dedeler,çocuklar çalışıyor.
Nıce sporcu çocuklar ,zay edildi ,bilemedi futboldan başka spor faaliyetlerinin olduğunu.Yüzmenin bile spor olduğunu yeni yeni öğreniyor karadenizli.
Şimdimi söylüyon kadenizli ne yaptık yol için,yeşil için kıyı için.Daha önce niye söylemediniz.30 yıldır vardı yol çalışması.Çoğu öğretmen gelmedi,ay çok yeşil,ay çok yağmur var diye.Gelenlerde korktu terörden de öyle geldi (Tümü için söylemedim alınmasın bazı öğretmenlerimiz)
gelelim halkın elinden alınan ormanlara.1969 yılında çekilen havadan fotoğrafla orman sayıldı ,odununu aldığı için koruduğu ormanı elinden aldı .Korumayan ,çay için ormanı bitiren yaşadı arazisi kaldı elinde.
Sen ordan yol için ne yaptınız derken ,halen çamurdan geçilmeyen yollardan eve giden birçok şehir var,Köy demiyorum şehir .Bizim gördüğümüz yol 3 metreden fazla değil.
Sırf yol yüzünden ölenlerin sayısını söylemiyorum.
daha düne kadar sahilin her yerinden girilen denize ,Şimdi koyun sulamaya götürüldüğü gibi bir hale soktular meleket insanını.
Neyse fazla baş ağırtmayayım,Yoksa sığmaz bu siteye dertler.

Bu arada bizim için yeşil yeşildir tonundan anlamasak ta hep içindetiz.Tonlarını siz görmek istiyorsunuz biz zaten görmüşün farkında bile değiliz

bence bize değilde "gerekni yaparız" "ne gerekirse yapılacaktır " diyen ...... .......lere sormalısınız .gereği buymuş yaptılar ....... ç,,,,,,,,
Saygılarımla

yale
03-07-2007, 22:12
Kusura bakmayın Karadenizlinin bi huyuda bu işte aniden parlıyor,Kımseye karşı söylemedim

COYOTE
04-07-2007, 09:18
Giresun'a yerleşeli iki sene oldu onun için daha önceki hallerini bilmiyorum ama herkes sahil şeridinin çok daha yeşil ve plajların çok daha güzel olduğunu söylüyor.

Bazı politikalar sonucu yol bu durumu almış olabilir orasını bilmiyorum. Ama sahilde oturulabilecek tek bir park,çay bahçesi vs kalmamış burada. Buralar yeşil tamam ama herhalde şehir içlerinde 10yıla kadar o da kalmaz yolun yok ettiği yeşillikler dışında o kadar kötü bir yapılaşma var ki inanılmaz. İlk gördüğümde çok şaşırdım çok.

Bunda belediyelerden çok halkın payı var bence çünkü herkes arsasına daha çok katlı ev yapma peşinde. Sahildeymiş, yeşillikmiş kimsenin umrunda olmamış. Üzerinde demirlerle yeni kat çıkılmayı bekleyen evlerle dolu yollar arsalar taa Trabzona kadar.

Tamam bu yollara belki birşey yapılamadı ancak bari bireysel olarak yapılabilecek şeylerde dikkat edilseydi. Politik olaylara yüklemek kolay da kimse kendine suç bulmaz. Evlerin sıvaları bile yok öylece tuğla şeklinde bırakılmış ama içleri çok modern. Ben bu mantaliteyi hiç anlayamıyorum doğrusu. Çok karmaşık tarzı ile gösterişli olsun diye mimar tarafından çizilmediği bariz belli olan, kapılarının bile aynı yöne bakamadığı saçma sapan çatılı, tuğla yığını evler.... Tamam yol elden gitmiş bir kere ama bari var olan daha güzel kalsa

denizakvaryumu
04-07-2007, 09:34
Yol yapılmasaydı o yolun yerinde şimdi 5 -10 katlı apartmanlar olacaktı, bence yol sahili kurtardı, insanlara hava alabilecekleri yer açtı..

Baldaş
04-07-2007, 10:40
Karadeniz sahil yoluna karşı olan arkadaşlara soruyorum: Ulaşım açısından daha mantıklı bir alternatatifiniz var mı? Otoyol her şekilde şarttı. Yolların eski halini bilen bilir. Çok tehlikeli,virajlı, zorlu bir yoldu eski yol. Kanada gibi Amerika gibi gelişmiş ülkeleri televizyonda görmüyor muyuz? Alaska'ya varıncaya kadar yeşile zarar vermeden son derece modern yollarla kaplamamışlar mı ülkelerini? Yabani hayvanlar ezilmesin diye yollarının kenarlarını bile özel ağlarla kapatmışlar.Yolun yapılması kötü mü oldu? Tarihi baharat yolunu canlandırmak; Rusya'ya bağlanacak bir yola kavuşmak; turizm açısından hak edilen payı alabilmek kötü mü oldu?

Şimdiden sonra yolu tartışacağımıza insanların kültür ve anlayış düzeyini yükselterek yeşile saygıyı, çevreyi korumayı, türlerin yok oluşunu engellemek için gereken avlanma yasaklarına uymayı;denizi kirletmemeyi; suni gübrelerin ve dikenleri öldürmeye yarayan ilaçların nelere mal olduğunu öğretmek lazım.

Bazı ilçelerde bariz hale gelen çöp sorununu, atık su sorununu tartışmak lazım.
Sahil yolu denizle halkı ayırmadı. Aksine artık kıyılarda spor yapan, yürüyüş yapan, yunusları izleyen, gezintiye çıkan, parklarda dinlenen insanlarla dolu kıyılar.

Eskiden kıyılar vahşi dik yamaçlardan oluşuyordu. Yollarda tek tük keşanlı teyzelere rastlardınız ancak o kadar. Biz gaban deriz. Gabandı yol kenarları denize bile giremezdin belli bölgeler haricinde. Kıyıya yaklaşamazdın çünkü kıyı yoktu.

Sahil yoluyla uğraşıp duracağınıza gerçekten çirkin bir boyut alan yapılaşmaya dikkat çekin. Bence sahil yolunun en olumsuz etkisi bu olacak. Yapılaşma görülmemiş ölçüde hız kazanacak. Şimdiden gereken tedbirler alınmalı.

Yapılaşmada belli standartlar getirilsin. Dış cephelerde belli malzemeler kullanılsın mesela. Ben evlerin tek tip ve görünümde olmasını dahi isterim. Her bölgenin tarih boyunca binalaranın karakteristik özellikleri olmuş. Bir estetik kaygıyla yapılmışlar. Neden bundan sonra da olmasın. Mimarlarımız mühendislerimiz bu konuya bir el atsa.

malina
04-07-2007, 11:04
Siz bu sayfanın üst bölümündeki yazıları okudunuz mu? Okuduysanız onlardan seçtiğiniz bölümlere cevap verir misiniz?

malina
04-07-2007, 11:05
Yol yapılmasaydı o yolun yerinde şimdi 5 -10 katlı apartmanlar olacaktı, bence yol sahili kurtardı

Bakalım yolu Karadeniz'den kim kurtaracak :)

Baldaş
04-07-2007, 11:44
Haklısınız isyanınızı anlıyorum. Çamlıhemşin'de yapılacağı söylenen Dilek Güroluk santralini ilk duyduğumuzda biz de isyan etmiştik. Yanlış hatırlamıyorsam 1995 senesiydi.Yargıda kazanılan zaferle biz de derin bir oh çektik. Benim anlayamadığım konu şu:

Bu yeni bir konu değil.30 yıllık bir geçmişi var. Neden karşı çıkmak için bitmesini bekledik. Şu aşamadan sonra ne yapılabilir? Madem deniz kendisinden alınanı geri alıyor. Yolu yapanlar ellerini kafalarının arasına alsın çözümünü de üretsin.

Herhalde yola karşı çıkan arkadaşlarım şunu ileri sürüyor: Yol sahilden geçmemeliydi. İçeriden geçmeliydi. Yani dağları denize paralel uzanan bir bölgede zaten miras yoluyla bölüne bölüne mendil kadar kalmış olan vatandaşın arazisinin üzerinden geçe geçe kamulaştırma davalarıyla uğraşıla uğraşıla (ki çoğu zaman muhatapların tespiti bile yıllar alacak) geçsin bu yol. Herhalde dünyanın geri kalan kısmının artık karayollarından tamamen vazgeçtiği; insanların artık uçarak ulaşım sağladığı uzay çağına girince yol da tamamlanırdı.

Beni yanlış anladınız. Sadece bu ülkede yolu öyle yapmayın da şöyle şöyle yapın diyebilecek; yol yapma işinden anlayan hiç mi mühendis yoktu? Neden bir tanesi çıkıp da biz böyle olacağını söylemiştik ama bizi dinlemediler. Maliyet hesabı yaptılar da işin kolayına kaçtılar falan diyemiyor.

Olan olmuş. Olumlu yanlarını görelim. Şimdiden sonra yapabileceğimiz en iyi şey yıkıp eski haline getirmek mi ki bu zaten mümkün değil. Yıkımı durdurmak. Erozyonu durdurmak. Kirliliği durdurmak. Hatta en önemlisi bölgede radyoaktif kirlilik gerçekten var mı cihazları getirtip ölçmek..

Birey olarak üzerimize düşeni yapalım. Deterjanı asgari düzeyde kullanmaya çalışıyoruz. Suyu ölçülü kullanıyoruz. Kağıtları gereksiz yere harcamıyoruz. Plastik maddeleri ayırıp alınsın diye çöpün yanına koyuyoruz. Camları ayırıyoruz. Şimdi de sıvı atık yağları ayırmaya başladık.

Biz bireyiz ancak bunları yapabiliyoruz. Asıl görev bürokrasiye düşüyor; yargıya düşüyor, fabrikatöre düşüyor. Vallahi gemi batınca hepimiz birden boğulacağız ve paranın artık hiçbir işe yaramadığını da o zaman göreceğiz. Yukarıda söylemeye çalıştığımsa şuydu: Karadeniz'e bir yol gerekiyordu. Keşke gerektiği şekilde yapılsaydı. Yeteri kadar tartışılsaydı.

DarkYES
04-07-2007, 11:50
Karadeniz yolu kaç yıldır yapılıyor bilmiyorum ama ben 2001-2007 arasında alıp başını gittiğini gördüm. Öncesi sesizdi.

Bu yolun inceleme yapılıp da masa başında hazırlanan bir proje sonucu yapılmadığı söyleniyorsa o zaman ciddi anlamda bu projede çalışan teknik ekiple ilgili bir sorun var demektir ya da bir şeyler yapılması istenildi ama para bunun için harcanmak istenmedi.

Daha bir kaç hafta önce bu yolu kullandım bir kaç gün boyunca ve özellikle Giresun-Hopa(Artvin) arasında sürekli topark kayması olan yol kenarı için alınmayan önlemler sonucu yamanan ya da henüz kabası temizlenmemiş bir sürü yer vardı.

Denize girilecek gerçekten de çok fazla kıyı yoktu bizim oralarda ama olanları da katletmek mecburi miydi?


Bu yolun olması gerektiği fikrine katılıyorum ama sanki daha "temiz" olabilirdi. Beni ve belki bir çok insanı rahatsız eden de bu konu. Yoksa bu yola ne gerek var diyen ve o bölgenin insanı olmayan insanlara, o bölgenin insanı olarak terslenip "sanane" demekten başka da söylenecek söz yok gibi. :)

DarkYES
04-07-2007, 11:58
Sayın Baldas'ın dediğine katılıyorum. Bence de bu aşamadan sonra yol yıkılacak değil. Fakat gerekli önlemler alınmazsa o yola daha çok para akacak ve unutulmamalı bu akan para bizim paramız olacak.

Evlerin sıvaları bile yok öylece tuğla şeklinde bırakılmış ama içleri çok modern. Ben bu mantaliteyi hiç anlayamıyorum doğrusu. Çok karmaşık tarzı ile gösterişli olsun diye mimar tarafından çizilmediği bariz belli olan, kapılarının bile aynı yöne bakamadığı saçma sapan çatılı, tuğla yığını evler...

Bu gerçekten kötü bir durum ama sadece Karadeniz'in sorunu değil. Denizli'de de aynı sorunu gördüm, Bursa'da aynı sorunu gördüm. Bu işin ucuzuna kaçma olayı. Tabi insanların bu konudaki duyarsızlığı da binaları inşa edenlerin işine geliyor.
Bu konuda yerel yönetimlerin bir şekilde yaptırım gücü olmalı.O insanlar binalarını o şekilde bırakamamalılar. Yoksa ben de gidip bu gün bir dairede kirada otursam ve kiracı olarak dış cephesi sıvasız bir daire olsa koskoca bina için yapabileceğim pek bir şey yok. Bu sebepledir ki konu sadece oranın değil Tüm Türkiye'nin sorunudur ve gerçekten de rahatsız edeci bir durumdur.

DarkYES
04-07-2007, 11:59
Bakalım yolu Karadeniz'den kim kurtaracak :)

Onun için çok çalışılması lazım çok :)

malina
04-07-2007, 12:42
Sadece bu ülkede yolu öyle yapmayın da şöyle şöyle yapın diyebilecek; yol yapma işinden anlayan hiç mi mühendis yoktu? Neden bir tanesi çıkıp da biz böyle olacağını söylemiştik ama bizi dinlemediler. Maliyet hesabı yaptılar da işin kolayına kaçtılar falan diyemiyor.



Siz gerçekten yukarıdaki yazıları okumamışsınız...

denizakvaryumu
04-07-2007, 14:17
Yola karşı çıkanlar nedense aynı bölgede yüzlerce örneği olan çirkin ve plansız yapılaşmalar için bir şey söylemiyorlar :)

Karadeniz gerçeği sadece 1 haftalık turlarla anlaşılan bir olay değildir.

Bu yol karadenizin can damarıdır, kıyıda çirkin yapılaşma sürecini bir şekilde önlemiştir.

"Bu yolun olması gerektiği fikrine katılıyorum ama sanki daha "temiz" olabilirdi. Beni ve belki bir çok insanı rahatsız eden de bu konu. Yoksa bu yola ne gerek var diyen ve o bölgenin insanı olmayan insanlara, o bölgenin insanı olarak terslenip "sanane" demekten başka da söylenecek söz yok gibi. "

Bu yoruma da katılıyorum.

nartsawa
04-07-2007, 15:35
Birileri şaka mı yapıyor!

Mahmut Leventoğlu
04-07-2007, 16:06
Meseleye bir başka boyut ta ben getireyim . 1950 li yıllardan beri Doğu Karadenizdeki son noktaya kadar projesi yapılmış ve birçok kez ihale aşamasına gelip vazgeçilmiş olan DEMİRYOLU PROJESİ neden gündeme getirilmez **** bu işi kim **** kimler engellemiştir bilen varmı? Bu yol yapıldı ,şöyleydi böyleydi tamam ama benim bildiğim KARADENİZ de doğa intikamını mutlaka alır.

yale
05-07-2007, 21:33
Arkadaşlar Karadenizli adına konuşamam, ama karadenizde yaşayan bir karadenzili olarak kara deniz halkı ile ilgili sorulara cevap verebilirim. Sorun karadenizde yaşayan karadenizli olarak cevap vereyim.
Bu arada evler konusunda bi acıklama yapayım. İçi lüx dışı sıvasız evler çok az ama içi normal dışı sıvasız evler cok. Benimkide 5 senedir sıvasız dı su girmese bi 5 sene de kalacaktı. Mecburen yaptırdım (gerçi yine su gişriryor ya eskisi kadar değil) Not:Ruhsatı yok projesı cizilip onaylanmıs olduğu halde ruhsat parası... geçen sene hesaplattım harıta müh hariç 11.000 ytl belediye istedi bu sene söylemedim bile. Bende kendi evimden vazgeçtim söylemesi ayıp bi koopertife üye oldum. Neyse bu özel olaylar. Ama 11 000. ytl düşündürücü bir rakkam. Ama öncekiler hic para vermeden yaptırdılar. İşi bilen işi bitiriyor.

Neden sıvasız evleriniz var sorusuna azda olsa bi cevap 11.000 ytl
-- çokkatlı evler yapılıyor sorusuna ,da yatırım amaçlı düşünüyor insanlar zaten yerde yok .
---niye halen devam ediyor sorusuna da biz okuryazar oranı en çoktan ,en aza indirenlerin hiç suçu yokmu demekle başlayayım. Eğitim eksikliği. Evet biz deniz kenarında çay içmeyi yunusları seyretmeyi bilmeyiz. Öğreten de yok. Anacak gezip gören insanlar bilir.

Bide biz bilmiyoruz betonla yapılan evlerin ağac evler gibi doğada kaybolmadığını kirletici olduğunu. Anca fark edebiliyoruz. Görmeden olmuyor

yale
08-07-2007, 11:44
Bi örnek Sıvasız evlere .Bizamanlar burada güzel bir ırmak ve etrafında ağaçlar vardı. Şimdi ne var işte

DarkYES
09-07-2007, 08:59
Yola karşı çıkanlar nedense aynı bölgede yüzlerce örneği olan çirkin ve plansız yapılaşmalar için bir şey söylemiyorlar :)

Karadeniz gerçeği sadece 1 haftalık turlarla anlaşılan bir olay değildir.

Bu yol karadenizin can damarıdır, kıyıda çirkin yapılaşma sürecini bir şekilde önlemiştir.


Geçen ay Giresun'daydım Yıllar önce gitmiştim ama Rize tarafına gidip geilrken sürekli geçtiğim bir il. Gitmişken bir kaç da fotoğraf çektim. Bu onlardan bir tanesi. Sıvasız bina gözükmüyor :)


http://farm2.static.flickr.com/1311/750284224_a1387d531d.jpg (http://www.flickr.com/photo_zoom.gne?id=750284224&size=l)

Fotoğrafın üzerine tıklanırsa daha büyük hali görülebilir.

eskimo
13-11-2007, 14:01
Rize'de fırtına Karadeniz Sahil Yolu ulaşıma kapattı 12 Kasım 2007


Muhammet KAÇAR/RİZE (DHA)

RİZE'de, dün gece etkili olan fırtına nedeniyle maddi hasarın meydana geldiği Karadeniz Sahil Yolu ulaşıma kapatıldı.

Gece geç saatlerde başlayan ve hızı 45 kilometreyi aşan fırtına nedeniyle, Karadeniz’in azgın dalgalarının yola kadar taşıdığı kaya parçaları, ulaşımın kesilmesine neden oldu.

Çayeli İlçesi geçişi ile Kanlıdere ve Yalı Mahallesi arasında kalan yaklaşık 10 kilometrelik Karadeniz Sahil Yolu, can güvenliği gerekçesiyle trafiğe kapatıldı. Ulaşım, Çayeli İlçe merkezinden geçen eski yoldan sağlanıyor. Karadeniz Sahil Yolu’nun Derepazarı İlçesi geçişi ile Çiftekavak mevkiinde ise ulaşım tek şeritten kontrollü olarak veriliyor.



http://www.hurriyet.com.tr/gundem/7672949.asp?sd=2

Yağmur ve fırtına yüzünden ulaşıma kapatılan kaç ülkede, kaç anayol vardır?
Merak ettim.

malina
13-11-2007, 14:34
Eski yolları iptal etmediklerine sevinmek lazım... :)

yale
13-11-2007, 22:37
eee denizden o kadar çalarlarsa olacağı budur ki daha bu başlangıç. Bir dahaki sefere yolları da denize alırsa şaşmayın

DarkYES
21-11-2007, 19:24
Ben bunu 2 hafta önce izindeyken yaşamaktan korkmuştum. Giresun'dan Rize'ye yaptığım 4 saatlik yolculuk esnasında yolu görmek mümkün değildi neredeyse. O derece yoğun bir yağış vardı.
Bu yol yamalı bohça kıvamında yoluna devam edecek gibi bu gidişle.

eskimo
17-05-2008, 13:37
Espiye-Giresun Karadeniz Sahil Yolu'ndaki Heyelan (2)
08 Mart 2008 Cumartesi Saat 14:40
Giresun-Espiye karayolunun 3'üncü kilometresinde heyelan meydana geldi.


Gece 00:24 sularında aniden meydana gelen heyelan nedeniyle Karadeniz Sahil Yolunun iki şerit halinde trafiğe kapandığını belirten Vali Taşkesen, "Sabahın ilk saatlerinden itibaren gece yola kayan 3 ila 5 bin metre küplük toprak ve kaya parçalarını temizleme çalışmalarımız devam etmektedir. Gece heyelan devam ettiği için her hangi bir çalışma yapılamadı. Şuan itibariyle yolu ulaşıma açma çalışmalarımız sürüyor ve tahmini yarım saat ila bir saat içerisinde yolu kontrollü olarak ulaşıma açacağız." dedi.

İki ay sonra

Cumhurbaşkanı Gül: "Türkiye, Ulaşım Sektörünün Gelişiminde Çok Başarılı Olmuştur"
Cumhurbaşkanı Gül, Ulaşım Sektörünün, Dünya Ticaretinde Ülkelerin Büyümesinde, Gelişmesinde ve Kalkınmasında Çok Önemli Rol Oynayan Bir Sektör Olduğunu Söyledi.



Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ulaşım sektörünün dünya ticaretinde ülkelerin büyümesinde, gelişmesinde ve kalkınmasında çok önemli rol oynayan bir sektör olduğunu söyledi. Gül, "Bu konuda Türkiye çok başarılı olmuştur.
........................
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Türkiye'nin, ulaşıma verdiği öneme de değindi. Gül, "Balkanlarda yaptığımız bir toplantıda sizlerin uluslararası nakliyeciler birliğinin Karadeniz'in etrafını dolaşan filomuzun başlangıcının startını vermiştik. Bunun en büyük kısmı Türkiye'de, Türkiye kısmını neredeyse tamamladık. İstanbul'dan Artvin'e kadar otobandan gidebilirsiniz. İnanıyorum ki Karadeniz'in etrafı tamamlanacak" dedi. ..........
http://www.ozgurhaber.com/yonlendir.php?id=2116175&i=Haberler.com&b=Cumhurbaşkanı-Gül:-'Türkiye,-Ulaşım-Sektörünün-Gelişiminde-...

Doğa, sahil yolundan daha başarılı gibi gözüküyor.

Halit Togay
25-06-2008, 17:33
Evet arkadaşlar, gözümüz aydın!
Karadeniz Sahil Yolu'nun banisi sabık başbakanlarımızdan Mesut Yılmaz mevzu kendi köyü olunca çevreci bir yaklaşım gösterdi. KSY mevzusunda da aynı yaklaşımı bekliyoruz.



BAĞIMSIZ Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, baba ocağı Çataldere Köyü’nün de bulunduğu Senoz Vadisi’nde yapılan 13 hidroelektrik santralının doğayı tahrip ettiğini söyledi. Yılmaz, ilerde telafisi mümkün olmayan zararların şimdiden önlenmesi için vadinin SİT kapsamına alınması yönünde çalışma başlatacaklarını açıkladı. Köy halkı, muhtar ve çevre koruma dernekleri temsilcileriyle toplantı yapan Yılmaz, hidroelektrik santrali inşaatlarına karşı daha etkin bir mücadele başlatma kararı aldıklarını söyledi ve şöyle devam etti: Çalışmalarımızı iki aşamada yürüteceğiz. Birincisi henüz başlanmamış olan santral inşaatlarının durdurulması için girişimde bulunacağız. Ayrıca çevreyi tahrip eden başlanmış santral inşaatlarının önlenmesi için girişimlerimiz olacak.


http://www9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=185604&Categoryid=1

eskimo
21-07-2008, 15:02
Sahil katliamının belgeselini çekti şimdi Karadenizlilere gösteriyor
21 Temmuz 2008
Karadeniz Otoyolu projesi kapsamında yok edilen sahillere dikkat çekmek üzere "Son Sahil" belgeselini hazırlayan Rüya Köksal, Batı Karadeniz’i kasaba kasaba gezerek filmini gösteriyor.

Filmin yapımcısı Aydın Kudu’yla İstanbul’dan yola çıkan Köksal, turunu Sinop’a kadar sürdürecek. 56 dakikalık belgesel, geçen hafta Kerpe - Amasra arasındaki beş yerleşimde gösterildi. Bugün Cide’de, yarın Abana’da, 23 Temmuz’da Çatalzeytin’de, 24 Temmuz’da Sinop’ta birer gösterim yapılacak.

Rüya Köksal, Karadeniz sahilini ilk kez 2000 yılında gördüğünü, çok etkilendiğini söylüyor. "Birbirine birkaç kilometre mesafede herbiri ayrı dünyalar sunan ilçelerden geçtim, bakir koylara daldım, fındık bahçelerinden çıktım, yol boyunca insanlarla kaynaştım. Sinop’tan Rize’ye kadar, coğrafya nedir, doğa neye denir gördüm... Maalesef artık böyle bir yolculuğun mümkünatı kalmadı..." Rüya Köksal, otoyol sırasındaki doğa katliamını fark edince kamerasını alıp, Doğu Karadeniz’den batıya ilerleyen inşaat çalışmalarını izlemiş. "Son Kumsal"da, Vakfıkebir’in Dutluk Plajı’nın son yazını, ardından kepçe ve grayderlere teslim oluşunu etkileyici görüntülerle, bölge sakinlerinin gözlemleriyle aktarıyor. Şu anda Samsun’dan Sinop’a doğru ilerleyen karayol projesine karşı bölge halkını uyarıyor: "Son Kumsal’ı seyredin, koşarak denize kavuşan çocukların coşkusunun sizi nasıl sarsabileceğini görün ve gelecek kuşaklarımız dahil hepimizin doğal bir çevrede insanca yaşama hakkımız için, sahillerinize sahip çıkın." Film ve tur hakkında ayrıntılı bilgiyi internetteki web sayfasından (www. turkishmoon.com / sonkumsal) edinebilirsiniz.
http://www.hurriyet.com.tr/seyahat/9474517.asp?gid=56&sz=87470


Güzel bir çalışma :)))

eskimo
24-07-2008, 14:51
Sahil katliamının belgeselini çekti şimdi Karadenizlilere gösteriyor


AKP'li başkan, film yönetmenini kovdu

...........
Karadeniz Sahil Otobanı projesiyle ilgili Kültür Bakanlığı desteğiyle çekilen belgeseli yarıda kestirerek yönetmen ve eşini ilçeden kovan İnebolu Belediye Başkanı İdris Güleç, belgeselde Başbakan Erdoğan'ın doğayı tahrip etmiş gibi gösterildiğini öne sürerek, "Bugün de aynı düşüncedeyim ve yarında Başbakanıma karşı bir hakaret, haksızlık yapıldığında aynı şekilde müdahale ederim. Ben bundan da çekinmem. Beni de reklam edip meşhur ettiği için de kendisine teşekkür ederim. Hem ilçemin adı duyuldu, hem de ben meşhur oldum. Benim de en az 5 puanım artırmış oldu. Bu konuda da teşekkür ederim"
dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9509135.asp?gid=229&sz=8337


Bu AKPli belediye başkanları ilginç.
Bizim ilçemiz, Silivri'nin AKPli belediye başkanı
AKP'yi kapatma davası kapsamında laikliğe aykırı fiiliyatlarda bulunmaktan dolayı siyasi yasaklı istemiyle hakkında dava açıldığında
''Sayın başkanımla aynı davada olmaktan onur duyarım'' demişti...

imgelem
25-07-2008, 01:39
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/7672949.asp?sd=2

Yağmur ve fırtına yüzünden ulaşıma kapatılan kaç ülkede, kaç anayol vardır?
Merak ettim.

1999 yılında büyük bir fırtına sonucu oluşan dev dalgalar 1954 yılında yapımına başlanan Giresun limanını yerle bir etti.Umarım yeni sahil yolunun akibeti bu olmaz.

Geçen sonbaharda gittim uzun bir zamandan sonra Giresun'a ve yapılan yolu ilk kez gördüm.İçim sızladı,gözlerim doldu.Çocukluğumun o güzelim plajları,kumsalları artık yoktu ..

Kıvrıla kıvrıla uzayıp giderdi eski yol..Bir tarafınız yemyeşil bir bitki örtüsü,diğer tarafınız kıyıları döven hırçın dalgalarıyla adı gibi kara deniz.Çoçukluğumda o kıyılarda denizin içine giren mağaralarda oyunlar oynar,yükseklere çıkıp denize atlardık.

Bulancak ilçesinde oturan anneannemin evinde kaldığımda, geceleri hiç bitmeyen bir ninni gibi denizin sesini dinleyerek uyurdum.
Sonra anlatırlardı benim hiç tanıyamadığım halamın genç kızlığında denizde nasıl boğulduğunu , denizin tehlikeli olduğunu,hele Karadeniz'e hiç güvenilmeyeceğini...Hiç inanmadım onlara...Halam gitmek istemiş ve gitmişti.Deniz benim için olmazsa olmazlardandı..Onunla kucaklaşamasam bile yakınımda olduğunu hissetmeli,kokusunu ciğerlerime çekebilmeliydim.

Ama artık Bulancak'da ve Giresun'da deniz yok...

Çok üzgünüm.Sizleri sıktıysam affola...

eskimo
27-07-2008, 22:45
Geçen sonbaharda gittim uzun bir zamandan sonra Giresun'a ve yapılan yolu ilk kez gördüm.İçim sızladı,gözlerim doldu.Çocukluğumun o güzelim plajları,kumsalları artık yoktu ..
..
imgelem, ne güzelmiş çocukluk anılarınız :)
Bu güzelim son kumsallar için, sizin gibi üzülen ve bir sanat çalışmasıyla halkın karşınına çıkan bir sanatçı başbakanına yaranmanın dozunu kaçıran bir belediye başkanı tarafından o sahillerden kovulmuş.
Korkarım bu yol Bulgaristana kadar Kardenizi kıskıcacına alacak....:(

imgelem
30-07-2008, 22:27
Halbuki taa Hopa 'dan Romanya'ya oradan da Tuna yolu ile içerilere kadar kullanılabilecek bir deniz taşımacılığı yolu varken ...Bizi bu yolları yaparak petrole yani dışarıya tam bağımlı hale getiriyorlar...Sonra tam kışın ortasında yaşanan doğalgaz krizi gibi kalakalacağız ortalıklarda...
Yine 60 lı 70 li yıllarda Giresun Limanı hem yük hem de yolcu taşımacılığında çok kullanılırdı..Ben de birkaç kez her türlü olanağın sağlandığı o kocaman gemilerle İstanbul'a gitmiştim.İki gün süren çok zevkli yolculuklardı.Gemi hemen her limna uğrar.Geminin limanda demirlediği sürede o kıyı kentinin halkı sahile akın eder,yolcularını bindirir,gemiyi gezer,eğlenirdi.Balayına çıkan genç çiftler genellikle gemi yolculuğunu tercih ederlerdi..
Sanıyorum artık herşey çok hızlı yaşandığı için o lüks yolcu gemileri de tarihe karıştı...

malina
29-07-2009, 12:33
Bir mühendislik faciası...

Giresun diye bir yer yok artık, tüm şehir sular altında

Giresun 5 günde ikinci kez sele teslim oldu. Yüzlerce ev ve işyeri sular altında kaldı, ilçelerle ulaşım kesildi. 12 saat aralıksız yağan yağmur sonucu kentin bütün altyapı sistemi çöktü. Giresun Belediye Başkanı CHP’li Kerim Aksu, tüm belediyelerden vidanjör ve motopomp yardımı isterken, suların Karadeniz Sahil Yolu yüzünden denize ulaşamadığını ve şehri bastığını söyledi.

Doğu Karadeniz Bölgesi’nin sahil kesiminde bir haftadır etkisini gösteren yağmur, 5 günlük aranın ardından Giresun’u yeniden vurdu. Önceki akşam saat 19.00’da başlayan ve sabaha kadar aralıklarla etkisini sürdüren şiddetli yağış nedeniyle kentin ana arterleri trafiğe kapandı. Kentte yüzlerce dükkan ve konutun alt katlarını su basarken, şehrin doğu yakasındaki Aksu, Boğacık ve Sütlaç dereleri taştı. Aksu deresinin taşması sonucu yer yer heyelanların meydana geldiği Giresun-Sivas karayolu ulaşıma kapandı.

Giresun’un tarihinde böyle bir yıkım görmediğini söyleyen Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, çevre belediyelerden yardım istedi: “Yüzlerce vidanjöre ve motopompa ihtiyacım var. Belediye santralleri kilitlendi. Yardım çığlıkları atılıyor. Malı mülkü, yolları bir kenara bıraktık, gücümüz yetmiyor artık. Cana zarar gelmemesi için uğraşıyoruz. Bu yağmurda insanın yapacağı, makinenin yapacağı bir şey yok. Ekiplerimiz çalışıyor. Tek amacımız can kaybı olmadan bu afeti atlatmak. Şu anda acil olarak vidanjöre ve motopompa ihtiyacımız var. Her ilden yardım istiyoruz.”

Sahil yolu kenti mahvetti

Karadeniz Sahil Yolu ile ilgili eleştirilerinin haklı çıkmasından büyük üzüntü duyduğunu da belirten Aksu, “Bu yol sadece koyları ve doğal güzellikleri değil şehirleri de mahvetti. 50 metre ilerde deniz var ve suyu aktaramıyoruz. Derelerin önüne setler yaptılar, yataklarını değiştirdiler. Böyle bir derenin akması mümkün değil. Bu yolu tekrar planlamak lazım. Yağmurla yaşamayı Karadeniz halkının öğrenmesi, yağmura göre yapı sağlaması lazım” dedi.

Otoyol sulara set çekti

Uzmanlar da Karadeniz Otoyolu’nun yaşanan sel felaketinde etkin rol oynadığı görüşünde. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Fazıl Çelik, “Karadeniz sahili boyunca, denizden 4-5 metre yüksekte inşa edilen kıyı dolgu yolları, birçok kıyı yerleşimini çukurda bıraktığı halde drenaj (su tahliye kanalları) yeterli kapasitede inşa edilmedi. Böylece kıyı dolgu yolları, kıyı yerleşimlerinin önünde adeta birer baraj görevi yapmış; binaların alt katlarının su altında kalmalarına sebebiyet vermiştir” dedi.

Mühendislik hatası

Karadeniz Ulaşım ve Çevre Gönüllü Çalışma Grubu Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu da sahil yolunun sele neden olduğunu söyledi: “Projenin pek çok yanlışı vardı. Ekonomik ve siyasal rantı esas alan bu projeyle seçilen bu yol, bölgede birçok onarılmaz yaranın açılmasına neden oldu. Yaptığımız uyarıların bir başlığı da, özellikle kıyı kentlerinin sel ve taşkınlar ile deniz tahribatına açık hale geldiği yönündeydi. Nitekim Giresun bu iddiamızın kanıtı.”

4.2 milyar dolarlık proje

Nİsan 2007’de Başbakan Erdoğan tarafından açılan sahil yolu, yaklaşık 4.2 milyar dolara mal olmuştu. 542 kilometrelik yolda, 27 kilometre uzunluğunda 263 adet köprü, 41 kilometre uzunluğunda 12 adet tek tüp tünel, 18.5 kilometre uzunluğunda 20 adet çift tüp tünel var. Karadeniz sahil yolu, Samsun’dan Sarp’a kadar, 6 il, 63 ilçe, 17 bucak merkezi, 9 liman, 2 havaalanı ve bir çok yerleşim birimine uzanıyor.


Vatan Gazetesi (http://w9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Bir_muhendislik_faciasi&Newsid=251110&Categoryid=1)

tiya
30-07-2009, 12:43
Sevgili Malina, Yöneticilerimizin vurdumduymazlığı, rantçılar vs. İnsanları "dumansız hava"larla oyalayıp, "yalnız ve güzel ülkemiz"i yok ediyorlar.

Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan üye arkadaşlarımız umarım çok zarar görmeden felaketi atlatırlar.

yale
02-08-2009, 20:54
Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan üye arkadaşlarımız umarım çok zarar görmeden felaketi atlatırlar.

Sağolasın sayın Tiya.Karadenizli olarak teşekkürler.
Nedesem Bilmem ki ...Biri gelir etnik kökenimizi deşer ,pislik çıkarmaya ,olmadık hikayeler uydurmaya başlar.hemde bizim paramızla ,bizi sömürerek,hayallerle kandırıarak.(bunu söyleyince Faşist Oluyoruz)....

Biri gelir doğayı katleder hemde doğayı kendi kendimize katlettirir.Önce aç bırakır sonra parayla satınalmaya kalkarlar.(bunuda söyleyince Komünist Oluyoruz ya da bizim deyimle "komonist"). Bi oyana Bi Bu yana sallayın gitsin.

Şimdi size "Gelmeyin lan memleketimize,İçine etmediğiniz yer kalmadı desem" Deli olduğumu sanırsınız.Belki de deliyimdir.

...Gelmeyin kardeşim.Bir de sizin bıraktığınız çöplerle uğraşıyoruz.Dağcılık ayaklarına İnsan eli değmeyen yerlerde platik poşet,bisküvit poşetleri,Su şişeleri,vs vs .(Gerçek dağcılardan özürdileyerek söylüyorum)

..... bana göre 10 seneye kalmaz kaybolacak Karadeniz ormanlarını çok arayacağız.Halen orman var sanıyorlar.Kızıl ağaçtan başka pek tür kalmıyor.Cevizler,ıhlamurlar ,Armutlar,erikler vs sv fazla değil 20 sene önce bulabildiğimiz ağaçların çoğu şimdi yok.
Neyse ...

Fotoğrafta sadece1 yıl önce insanın gezemediği bölgeydi. Heyelan gelmezse yeniden ağaç çıkacak. Herhalde karadenizde yetişmeyen ağaç türü varsa muhakkak onu seçmişlerdir....
Saygılarımla

96222

96223

96224

96225

96226

Vildan Sönmez
02-08-2009, 23:46
Levent Bey,
Düşüncesi bile dehşet veriyor. Ama Ayder ve Uzungöl'deki bozulmayı görünce size hak vermemek elde değil. Sahil yolu ile Kıyıları mahvettiler. Yusufeli gibi Çoruh ve Kaçkarların kapısı olan bir yeri sular altında bırakacak bir baraj projesi gündemde. Ben inanıyorum ki, eğer iklimi o kadar yağışlı olmasa, Karadeniz'in o güzelim ormanlarını da rant uğruna ya da cehaletle yaka yaka bitirirlerdi. Tıpkı Ege ve Akdeniz'de olduğu gibi.


..... bana göre 10 seneye kalmaz kaybolacak Karadeniz ormanlarını çok arayacağız.Halen orman var sanıyorlar.Kızıl ağaçtan başka pek tür kalmıyor.Cevizler,ıhlamurlar ,Armutlar,erikler vs sv fazla değil 20 sene önce bulabildiğimiz ağaçların çoğu şimdi yok.
Neyse ...

Fotoğrafta sadece1 yıl önce insanın gezemediği bölgeydi. Heyelan gelmezse yeniden ağaç çıkacak. Herhalde karadenizde yetişmeyen ağaç türü varsa muhakkak onu seçmişlerdir....
Saygılarımla

96222

96223

96224

96225

96226

yale
03-08-2009, 23:26
Levent Bey,
Düşüncesi bile dehşet veriyor. Ama Ayder ve Uzungöl'deki bozulmayı görünce size hak vermemek elde değil. Sahil yolu ile Kıyıları mahvettiler. Yusufeli gibi Çoruh ve Kaçkarların kapısı olan bir yeri sular altında bırakacak bir baraj projesi gündemde. Ben inanıyorum ki, eğer iklimi o kadar yağışlı olmasa, Karadeniz'in o güzelim ormanlarını da rant uğruna ya da cehaletle yaka yaka bitirirlerdi. Tıpkı Ege ve Akdeniz'de olduğu gibi.
Sevgili Vildan ablacım.Amacım insanlara düşmanlık olmadığını herhalde bu sitede senden daha iyi kimse bilmez.Kısacık zamanda insan tanımak ta zordur **.Ama karadenizin doğasında hayatını sürdüren insanlardan kolay kolay zarar gelmez.Belki heyecanlıyız ,dik başlıyız,hemen parlarız ama bilki zora gelmeden dalacak cinsten değiliz.
İnsanlar ağır konuşmadan dikkatlerini çekemiyoruz.ya da pek az kesimin dikkatini çekiyoruz.Bakın haberler,Bakın Diziler,bakın tartışma programlarına,hatta aile programlarına .hatta spor programlarına,filimleri saymıyorum zaten.bağırma küfür, kavga,silah,ölüm vs vs .
Bende şeytanın yöntemini kullanayım dedim.Ama iyi edebiyatçı olmadığım ... malum okulların halinden belli.Bide biraz erken parladık yine herhalde ondandır.Yoksa inanın Herkeze kapımız açık.Keşke gelen herkez bilse, bu yerleri oğulları ,torunları da görebilmeleri için ne yapmaları gerektiğini.
Bir kaç Pazar önce bir çağlayana gezi düzenledik.100 kişinin üstünde dağcı,amatör,fot.vs vs herkez geldi.Ben Fotoğraf çektiğim için hep geride kalırım.İnanın o yollara atmadıkları malzeme (çocuk bezi dahil) kalmadı.Düzenleyen bir avuç dağcı arkadaş ta pişman oldu zaten.neyse bunları görünce sizde herhalde tepki gösterirdiniz.

Ayıptır söylemesi halen bu tür bir organizasyon düzenliyorum.Bir jeep safari.(****** ücretsiz ve Turizm Amaçlı).Ayın 8 de eğer kirletmeden halldersek.Ne mutlu bana.Her jipe 1 paket çöp torbası vereceğim.
Aklıma da "Doğada çöp" diye bir fotoğraf dizisi hazırlamak geldi.Belki malina hanım gelecek aylarda yarışma konusu yapar.
Bu memleket bizim,Hepimizin,Benin ne hakkım varsa karadenizin ağacında,suyunda ,Türkiye Cumhuriyetinde Yaşayan Herkezin hakkı vardır. diyorum ama karadenizin derelerini satıyorlar dediler... gelde kızma!..
Amacım Kimseyi üzmek veya kırmak olmamıştır deyip sonlandırıyorum
Saygılarımla

tiya
04-08-2009, 07:42
1402 yılında Ankara ovası dev ağaçlarla kaplıymış. Timur'un yanında getirdiği filler o ağaçlar arasına rahatlıkla gizlenebilmiş, Bayezit onlar ortaya çıkınca çok şaşırmış. Böyle anlatır tarihçiler. Çok uzun yıllar yakacak oluşturmak nedeniyle yok edilen ormanlar, şimdi çok daha kısa sürede yok ediliyor.

Yalnızca ormanlar mı? Şimdi yerini zor hatırladığım Antalya'daki Prenses Mağarası'nın nasıl katlediğini görmüştüm. İki yüz elli milyon yıl önce oluşan sarkıtların insanlarca nasıl "hatıra" diye kırılıp koparıldığını, yerin bilmem kaç metre altındaki bu mağaraların en zor ulaşılan yerlerindeki çöpleri gördüğümde aklım duracaktı neredeyse.

1996 yılında Mersin'in şmdi Çamlıyayla, eskiden Namrun olarak bilinen ilçesi küçük bir Karadeniz ilçesi gibiydi. Akdeniz bitkilerinden daha çok Karadeniz bitkileri vardı. Ulaşım kötüydü. İlçeyi anayola bağlayan yol son derece bakımsız, delik deşikti. Dönemin kaymakamı genç, yeni kaymakam olmuştu. Bir söyleşimizde "neden yolu düzelttirmiyorsunuz, ulaşım çok zor" diye sorduğumda "aman sakın dillendirmeyin, böyle daha iyi. Ulaşım zorluğu rantçıların gelmesini önlüyor, doğa bozulmuyor" demişti. Bir daha Namrun'a gidemedim, ne haldedir bilmiyorum. Adını unuttuğum o genç kaymakam vali olmuştur belki ama sanmam. Rantçılara engel olduğu için sicili bozuktur. Yaşıyorsa kulakları çınlasın.

ozgurbilgin
04-08-2009, 08:25
İnsanın aklı almıyor gerçekten, cinayetten farkı yok. Kızılderili atasözündeki gibi, insanlar paranın yenmediğini anlayacaklar.

oppss!
15-12-2009, 17:25
Bende Rize/Hamidiyede oturuyorum:)
7 metrelik duvar doğrudur, oldukçada çirkin bir görüntü gerçekten...