View Full Version : Toprağa organik özelliklerinin kazandırılması.
Arkadaşlar konularımız bitkiler ve ağaçlar olduğuna göre, bunların en iyi bir şekilde yetiştirme ortamlarını sağlanması konusunda nelerin yapılması, geniş kapsamlı bilgilere olan ihtiyacımızın ortaya konulup toprağın yapısını zenginleştirip, sağlıklı bir toprak üzerinde sağlıklı bitkiler yetiştimenin yanında çevreyle dost olan bir üretim modeli oluşturmak için topraklarımız için neler yapmamızın toprak adına sizleri bu konu başlığına yorumlarınızı eklemeye davet ediyorum.
Bu çalışmalarımızın bize temiz, ekolojik,sağlıklı ürünler le bize geri döneceği umudu taşımaktayım.
Arkadaşlar sağlıklı bitki yetiştirmenin kuralarının başında iyi bir toprağa sahip olmadan geçtiğinin bilinmesi herkesin malumudur, acaba biz bitki severler olarak bitki yetiştirme özenini toprağımıza ne kadar göstererek, yetiştireceğimiz bitkilerin özelliklerine bir bir uyum sağlıyan toprak düzenlemeleri yapacak, oluşumuna katkılarımız nelerdir.
Bunları yaparken kendi bilgilerimizle ne kadarını tamamlayıp kimlerden ne gibi destek almamız gereğini yerine getirmeden kulaktan dolma bilgilerin bizim toprağımıza ne gibi faydalar sağladığını test edebiliyormuyuz yoksa deneme yanılma yoluylamı sonuç almayı daha pratik uygulamalarla sürdürerek akibetlerini bir serüvenle mi sonuçlandırıyoruz.
Remzi Sarıoğlu
22-04-2009, 14:44
Öncelikle toprağımızın analizini yaptırmamız gerekiyor. Arazimiz otoban kenarında veya sanayi tesisi yanın da ise organik tarım diye bir şey söz konusu olamaz. Toprağın analizinden sonra sulama suyunun analizini de yaptırmamız gerekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Toprak ve Su analiz labratuvarı var. Telefonu 0216517 23 45 - 517 79 40 Türkiye'nin neresinden gelirse gelsin çiftçi belgesi varsa ücretsiz, yoksa toprak analizini 70 tl ye yapıyorlar. (2 yıl önceki fiyat) Aşağıdaki resimde görüldüğü gibi toprağımızdan örnek almalıyız.
Sayın,arkadaşım Remzi Sarıoğlu toprağımızın kirlilik durumunu vede eksik veya vazla besin yapısını bilmemiz açısından dediklerin bizim düşüncelerimizle tamamen örtüşüyor.
Bizim esas düşüncemiz toprağımızı daha sağlıklı yapıya kavuşturarak kendi öz dinamiklerini kazandıracak eksilen vede her ne sebebeble bozulmuş organik yani ( Doğal yapısı) nı kazandıracak mineral veya organik kayıpların, veya hasatla beraber topraktan kaldırılan mineral yapının yerine geçecek değerlerin eski seviyelerini kazandırmak olmalı.
Remzi Sarıoğlu
22-04-2009, 17:56
Sevgili epsodi hocama sorunu mail yoluyla attım. Cevabı geldiğinde buradan ileteceğim. Saygılarımla,
Arkadşlar bahçemizde zararlı ve hastalıklar la uğraşmak istemiyorsak toprağımızın içindeki, toprağımızla beraber yaşıyan en ufak mikro organimalardan yukarılara doğru her çeşit bütün toprak canlılarının varlığından sorumlu olduğumuzu bilirsek işi başından ele alarak bu canlı populasyonun yaşamlarını bozmadan onları bir arada sağlıklı ve dengeli var etmenin çareleri içinde çözümler üretmek zorundayız.
Dünya ekolijik tarım uygulamalarında ilaçları terk ederken bizler hala ilaç(zehir,toksin)kullanımını nasıl kontrollu kullanalım çareleri aramanın peşinde çözümler üretme basiretiye birşeyler yapılabilirmiş kanunlar düzenleme vede reçeteye bağlayarak bilirkişilere havale ederek yeni rantiyecilere ışık yakmaktadır.
Arkadaşlar çağımız akıl çağı diyoruz ama uygulamada hep orman kanunu uyguluyarak kimin gücü kime yeterse güçlü olan kazanıyor güçsüz olanın yaşama hakkı elinden alınarak ekolojik kıyıma kurban gidiyor.
Konumuzda öze gelirsek mikroplar,bakteriler zararlı diyoruz, bahçemizdeki hastalık ve zararları onlara fatura ederek işin içinden çıkmayı marifet sayarak gelsin en ala zehirler ve ilaçlar öldürelimde kurtulalım diyoruz, ve hepsini büyük masraflar yaparak büyük ekolojik katliamlar la katli vacip uygulayıp ortadan kaldırıyoruz, veya öyle olur zannediyoruz. Geride kalanları düşünmüyoruz onlarda insanoğlunun yaptığı vefasızlığa çare aramakta geçikmeden genlerine uygulanan bu toksinler le yaşayabilcek yapılar oluşturadursunlar
bizim topraklardaki işlevlerini (Toprak içindeki görevleri çürüntüleri mineralize etme bitkiye besin sağlama işlerini )bırakarak canlarıyla uğraşıyorlar.
Aklımızı başımıza toplıyarak bırakalım ilaçlala mücadeleyi bahçemizde, toptağımızda bulunan zarlıların yaptığı hasarları yok etmenin başında zaralının doğal düşmanlarını tanıyarak bunların yaşamlarını riske atmadan kendi aralarındaki mücadelenin yanlarında olarak bahçe zaralısının elimine edilmsiyle eko sistem içinde düzenin sağlanarak tarımsal faaliyetlerimizi sürdürmeliyiz.
Sorarım size bu oluşumlardan kimler zarar görüyor, 1 topraklarımız çalışan işçilerini kaybettiğinden ortada zararlı olanlar kaldığından toprak içinde asaalk ve parazitler toprağın yapısını bozarak hastalanmasından zararın başında topraklar geliyor.2 Hasta olan toprağımızı iyileştireceğiz diyerek zaman,emek vede ülke ekonomisi, 3 Zararın en büyüğü hasta olan topraklarda ilaç ve gübre zoruyla yetiştirilen bitkilerle beslenen insanlarda beslenme bozukluklarına yol açarak toksinlerin birikimiyle kanser vede birçok hastalıklara yakalanıp sağlıkları bozulan toplumlara çıkıyor.
Arkadaşlar topraklarımızdan devamlı faydalanarak hep bir şeyler alarak eksilenleri yerine koymanın dışında topraklarımızın yapısını geliştirmek için neler yapıyoruzda onların bu organik yapısını geliştirmek canlılığını artırma yönündeki katkılarımız nelerdir diyerek gerekli düzenleyicilerle, mineral olsun organik olsun katkıları sağlamanın onun canlılığını artırmadaki oluşumları gözlemlerimizle veya test aletleriyle sorgulayıp yaptıklarımızın onun bünyesindeki olumlu veya olumsuz etkilerinin farkında olarak yaptıklarmızın sonuçlarını değerlendirmek için analizler le tamamlamak rahatlığına erenlerimiz her halde yok denecek kadar az olsa gerek diyorum ve ekliyorum
Bitki yetiştirme sevgimizi toprak sevgimizle özdeştirerek topraklarımızı la daha iyi igilenmeye davet ediyorum, sözlerimi daha sağlıklı topraklara diyerek sizlere topraklarınızla mutlu olmanızı diliyorum.
Topraklarımızın organik yapısının geliştirme yolarından bir taneside, toprağımızın yapısında bulunan mikro biyal faliyetlerin geliştirmesine yönelik çalışmaların başında toprağımızda bulunan mikroorganizmaların yaşamlarını müspet yönde etkiliyerek onların çoğalmalarının beslenme ile sağlanacağından atıklarımızın bertarafından sağlıyacağımız organik çörüntülerle onların ihtiyaçlarını karşılamakla organik populasyonların artışı sağlanıpta, içinde zararlı olabilecek organizmaların doğal düşmanlarını tanıyarak bunları yaşam faaliyetlerini takip ederek gelişmeleri yöndeki toprak bakım çalışmaları ile onların bahçemizde çoğalmalarını sağlıyarak bağçemizdeki zararlılar la olan mücadelemizi daha topraktan dışarı çıkmadan onları bertarafını sağlıyarak elimine etmiş olacağız.
Toprağımızdaki zararlı mikro organizmaların doğal düşmanlarının başında, toprak solucanları gelmektedir, toprağımızdaki solucan populasyonların artışı ile mücadelemiz doğal bir şekilde toprak içinde sürerken solucanlar menülerine canlı besin arayışında bunları bulduklarında beslenme menülerine katarak dışkılarından toprağımıza humus katmanın yanıda toprağın içindeki bu faaliyetleri ilede toprağımızın havalanmasını sağlıyacak tüneller açarak toprağımızı kabartmış olurlar.
Topraklarımıza ilave edeceğimiz mineral maddeler toprağımızın canlılığına katacağı özellikleri mineral bazında incelediğimizde sonuçları özetlersek her mineralin toprağak yapısına sağladığı gelişmeler.
PERLİT
Yapısının gözeneklerden oluşması ile toprağın içindeki sıkışmaları önlemsi hava sirkülasyonun iyi şekilde sağlanması ile topraktaki canlılık faaliyetleri düzenlenir.
Bünyesinde su ve havanın tutulmasıyla canlılık faaliyetlerin sekteye uğratılmadan işlemesi toprak işleme çalışmalarından ekonomi sağlanmış olunur.
Toprak işleme faaliyetlerinin fazladan yapılmasının toprak altı canlıları üzerinde olumsuz etkileri vardır, bunların fazladan yapılmasından dolayı oluşabilecek zararlardan kurtulunabilir.
Topraklarımız killi ve ağır toprakladan oluşmuşsa, perliti topraklarımıza mutlaka katarak toprak yapısının gerekli düzenlemeleri yapması açısında büyük faydalar sağladığı göz önünde alınırsa bitki üretimi yapacak arkadaşların nazari itibari almaları üretimlerinde büyük faydalar sağlıyacaktır.
Remzi Sarıoğlu
06-05-2009, 11:06
Sayın Epsodi sizin yerinizde ben olsam perlit yerine leonardit kullanırdım. Şimdi aşağıda Leonardittin bir bölüm özelliklerini yazıyorum. Perlit bu özelliklerin az bir bölümünü karşılayabilir. Perlitdin su tutma özelliği vardır, ama suyu verirseniz. Leonardit ise havadaki nemi alma ve bitkiye kazandırma özelliği yanı devamlı bir sirkülasyon özelliğide vardır.
LEONARTİD (içinde hiçbir katkı maddesi bulunmaya toprak düzenleyici)
Doğal maddelerden üretildiği için bünyesinde toksit seviyesinde kimyasal madde ve ağır metal bulunmaz
Toprak pH'sını düzenler
Toprağı organik ve mineral maddece zenginleştirir.
Organik ve minerolojik içeriği nedeniyle bitkilerde kaliteyi arttırır.
Bitkilerin ekolojik streslere karşı korunmasını arttırır.
Toprağın su tutma kapasitesini arttırır.
Bitki enzimlerini aktif hale getirir.
Fotosentezi teşvik eder.
Bitki hücrelerinin geçirgenliğini arttırır.
Toprağın tavlı kalmasını sağlar
Çimlenme gücünü ve hızını arttırır.
Toprağın hava kapasitesini ve havalanmasını arttırır.
Toprakta ısınmayı arttırır.
Toprak havasındaki bileşimi zenginleştirir
Topraktaki biyolojik aktiviteyi arttırır.
Kök solunumunu teşvik eder.
Toprağın katyon değişim kapasitesini arttırır.
Toprakların sıkışması veya kaymak tabakası oluşumunu engeller.
Suda çözünülebilir besin maddelerinin topraktan yıkanmasını engeller.
Üretimde kullanılan maddelerin yüksek su tutma özelliği nedeniyle sulama suyundan tasarruf sağlar, kurak dönemlerde bitki su tüketimini karşılar ve bitki kök bölgesini nemli ve serin tutar.
Üretiminde kullanılan maddeler topraktaki CO, CO2, SO2, NH3 ve H2S gibi gazları absorbe eder.
Organik ve minerolojik içeriği nedeniyle bitkilerde kaliteyi arttırır.
Bitkilerin ekolojik streslere karşı korunmasını arttırır.
Toprağın su tutma kapasitesini arttırır.
Bitki enzimlerini aktif hale getirir.
Fotosentezi teşvik eder.
Bitki hücrelerinin geçirgenliğini arttırır.
Toprağın tavlı kalmasını sağlar
Çimlenme gücünü ve hızını arttırır.
Toprağın hava kapasitesini ve havalanmasını arttırır.
Toprakta ısınmayı arttırır.
Toprak havasındaki bileşimi zenginleştirir
Topraktaki biyolojik aktiviteyi arttırır.
Kök solunumunu teşvik eder.
Toprağın katyon değişim kapasitesini arttırır.
Toprakların sıkışması veya kaymak tabakası oluşumunu engeller.
Suda çözünülebilir besin maddelerinin topraktan yıkanmasını engeller.
Üretimde kullanılan maddelerin yüksek su tutma özelliği nedeniyle sulama suyundan tasarruf sağlar, kurak dönemlerde bitki su tüketimini karşılar ve bitki kök bölgesini nemli ve serin tutar.
Üretiminde kullanılan maddeler topraktaki CO, CO2, SO2, NH3 ve H2S gibi gazları absorbe eder. Saygılarımla,
Merhaba,
Bende size kendi bahcemde uyguladigim bir kac metotdu anlatmak isterim. Evimiz yeni yapidigindan bahce topragi is makinalari kullanimi nedeni ile oldukca sert idi. Ayrica topragin buyuk bir kismi camur tasi (shale) erozyonu sonucunda olusan kohezitesi yuksek kilden olusmakta idi. Ilk olarak Turkiye deki bilgilerime gore topragi soyle bir belledikten sonra toprak biraz yoluna girer diye dusundum. Fakat makina kullanmamiza ragmen bir sonuc alamadik. Bunun uzerine ilk yil planladigimiz seklide cit bitkilerini diktik. Bunun icin toprak 30 metre civarinda hendek acmak gerekti. Kazma yerine kol demiri tabir edilen celik cubuklarla topragi kazdim. Kazdigim hedeklerden cikan topragin bir kismini aldigim kompost ile karistirdim. Yaklasik 1 olcu toprak 2 olcu kompost kullanrak bitkileri diktim ve etraflarini malc ile kapattim. Ayrica metrekareye 1kg civarinda jips (KSO4) karistirdim. Bahcenin diger kisimlari ise cam agacindan elde edilen agac parcalari (pine mulc) ile kapattim. Bitkilere ilk yil damla sulama ile her hafta yaklasik 2-3 lt su verdim. Canberra da yazin sicakliklar 30-38 derece civarinda olsada gunesin gucu sanirim Antalya nin yaz aylarindaki gunesinden biraz daha gucludur. Ayrica bitkilere her 2 hafta da deniz yosunu tonigi uyguladim. Bitkiler Photinia robusta ve Pittosporum tenuflorium deniz yosunu uygulamasina oldukca iyi sonuc verdiler. Bahcenin topragindaki nem oraninda yaz aylarinda bile bir artis oldu. Daha sonra her ilk baharda inek gubresi, tavukgubresi, kan-kemik gubresi ve diger oranik gubreler ile bahceyi gubreledim. Bunun neticesinde bahcedeki solucan populasyonu oldukca artti. Bu arada cok zorunlu olmakdikca ilaclama yapmadim. Ama gerektigin sadece organic olarak sertifikali urunler kullandim. Perlit konusunda ise birkac sey soylemek istiyorum. Killi topraklarda perlit kullanabilirsiniz. Fakat uygulama alani genisledice fiyat oldukca artacaktir. Bir torba perlit (10 lt) burada yakalasik 5 TL civarinda. Ben yaklasik 100 metrekarelik bir alan icin baslangicta yaklasik 15 metrekup organik malzeme kullandim. Bunu perlitle yapmak oldukca zor. Ama eger kucuk alanlarda topraginizda kotu ise yukseltilmis yataklarda 1/3 oraninda vermikulit (mika minerali olup yuksek isiyla islenerek su tutma kapasitesi arttirilmistir.) 1/3 oraninda iyi kalite kompost ve 1/3 oraninda iri taneli kumu karistirarak oldukca iyi bir toprak elde edebilirsiniz (The All New Square Foot Gardening, Mel Bartholemew). Bu gune kadar okudugum bir cok kitap ve dergide killi topragi iyilestirme yolu olarak hep organik malzeme eklenmesinin en iyi yol oldugunu okudum ve bahcedede bunu gozlemledim. Zaman buldukca diger calismalarim hakkinda da bilgi vermeye calisacagim.
iyi gunler
Topraklarımıza ilave edeceğimiz mineral maddeler toprağımızın canlılığına katacağı özellikleri mineral bazında incelediğimizde sonuçları özetlersek her mineralin toprağak yapısına sağladığı gelişmeler.
PERLİT
Yapısının gözeneklerden oluşması ile toprağın içindeki sıkışmaları önlemsi hava sirkülasyonun iyi şekilde sağlanması ile topraktaki canlılık faaliyetleri düzenlenir.
Bünyesinde su ve havanın tutulmasıyla canlılık faaliyetlerin sekteye uğratılmadan işlemesi toprak işleme çalışmalarından ekonomi sağlanmış olunur.
Toprak işleme faaliyetlerinin fazladan yapılmasının toprak altı canlıları üzerinde olumsuz etkileri vardır, bunların fazladan yapılmasından dolayı oluşabilecek zararlardan kurtulunabilir.
Topraklarımız killi ve ağır toprakladan oluşmuşsa, perliti topraklarımıza mutlaka katarak toprak yapısının gerekli düzenlemeleri yapması açısında büyük faydalar sağladığı göz önünde alınırsa bitki üretimi yapacak arkadaşların nazari itibari almaları üretimlerinde büyük faydalar sağlıyacaktır.
Sayın,arkadaşım Remzi Sarıoğlu Leonardit'in ve hümik asitllerin toprak yapısının organik özelliklerini iyileştirmede, birinci sırada yer alan en önemli organik toprak düzenleyici olarak yadsınamaz, sizin tarifini sıraladığınız niteliklerden daha fazlası var anlayanlara, ama ne yazıkki bizim insanımıza bunu anlatmak çok zor; Size bu konuyla ilgili bir anımı nakletmeden geçemiyeceğim.
Sene 1998 yazı geliboluda ilçe tarıma giderek leonardit ve humik asitler hakkında malumat edinir düşüncesiyle uğramıştım, içerde bahçe bitkileri yetiştirme uzmanı olan ziraat mühendisi ve yakında on sekiz mart üniversitesinden mezun olacak stajyer bir arkadaştan bilgi alacağım şeklinde yönlendirilmiştim, yanlarına varıpta kısa bir tanışmadan sonra konuya girerek sorumun konusu olan organik toprak düzenleyicilerden leonardit ve humik asitler hakkında, önce sizler daha iyi bilirsin diye geldim, ben bu minerali nerede bulabilirim diye sorunumu açtım.
O günlerde bu mucize minerali tanımak için birçok kaynak araştırması yapmış, sorularımı bir uzman edasıyla yöneltmişimki bu arkadaşlar önce biraz bocaladılar sonrada benim bilgilerime katıldıklarını fakat bu edindiğin bilgilerin, satışının pazarlamasını yapmak için abartılı olabileciğinden sanıldığı kadar ahır gübresinden daha iyi olamıyacağını ve okuduklarınla sen kendini etkilemişsin diye telkin ederek böyle kimyasallarla bu iş olmaz bunun çaresi bahçene bir römork ahır gübresi at ta gör bak toprağın nasıl düzene girece pamuk gibi olacak ve gör bahçendeki bereketi diye konuyu bağladılar.
Ben uzman diye gittiğim bu insanlar bana bu açıklamaları yaptıktan sonra, benim internet sayfalarından özenle indirdiğim bilgilerde konun uzmanları asrın mucizesi diye lanse ederek doğanın topraklara bahşettiği mucize mineral, bütün kimyagerlerin toplanarak bir araya gelselerde laboratuarlarda dahi yapılamaz dedikleri bu mineralin, çelişki yaratan ikileminde dondum kaldım daha sonraları kendi bilgilerimin kanaatini güçlendirecek oluşumlar piyasalarda görününce benim yeni bir kanaatim oluşmuştu insanımızın ilerlemelere kapalı bağnaz hatta kabul edilemez gericiydiler.
Sözüm daha fazla ama açıklamalar anlamsılığa gidiyor. Leonardit'i kabul ettirmek bu insanlara çok zor olacaktı.
Arkadaşım konuya ilginden dolayı seni kutlarım, sevgi ve saygılarla hoşça kal.
Yusuf AYCAN
07-05-2009, 14:45
merhabalar ben çanakkaleden katılıyorum. taban yer diye tabir ettiğimiz tipte bir tarlamda ceviz dikimi yaptım. üç yıldır cevizler yavaş bir şekilde gelişmekte. bu yıl ise fidan başına toplam 0,5 kg olmak üzere bir ay içerisinde hümük asit kullanacağım. fidanların gelişimi açısından iyi bir sonuç alacağım kanaatindeyim. uygulamadan sonraki gelişmeleri gelecek msj.larda yazarım. ayrıca TKİ kurumu TKİ Hümas adında yeni bir üretim yapıyor. bilgilerinize Konya / Ilgın'da
Remzi Sarıoğlu
07-05-2009, 19:28
Sayın Epsodi yazını okurken hakikaten çok keyif aldım ve olayların içinde kendimde varmış gibi yaşadım. Çünkü ben her yerde buna benzer olaylar yaşıyorum. Emekli Tarım İl müdürlüğü yapmış bir kişi biz leonarditi tanıdıktan sonra hangi akla hizmetle yıllarca insanlara kimyasal gübreleri önerdik dediğini unutamıyorum. Bu arada bir anım aklıma geldi.
Kastamonu cevresinde dolanırken Kastamonu eski tarım il müdürü Sayın Sait Gülabacı'nın Tosya belediye başkanı olduğunu öğrendim ve randevu alarak gittim. Leonarditi raporları ve Tarım ve Köy işleri bakanlığından alınan belgelerini gösterdim. Sayın başkan hemen zirai ilaç satan birisini çağırdı. Gelen kişiye ürün anlatıldı. Kişi sayın başkanın biz ne organik ürünler gördük. Hiç bir netice alamadık. Arkadaş bir kamyon denemelik ürün göndersin dedi. Bende size bayilik vermiyorum. Benim ürünüm kötü olsaydı Tosyanın arka sokaklarından girerdim. Benim Eski Kastamonu Tarım İl Müdürünün karşısında ne işim var. Size kesinlikle bayilik vermiyorum dedim. Bu kişi biraz sonra bir kamyon alalım bir arkadaşım var onunla bölüşürüz dedi ama ben kararlıydım ve bayilik vermedim. Yaptığım işin maddi yanı bir tarafa asıl manevi yanı beni daha çok mutlu ediyor. Bu bir mücadele meselesi. Pazar günü Tekirdağ'a kadar gidip peyzajçılarla görüşmeye karar verdim ve ancak Kınalı'ya kadar gidebildim. En az 15 peyzajı ile görüştüm. Anlatacak takatım kalmadı ama 3 peyzaj firmasına ürün vermenin huzuru ile evime döndüm. O firmalardan bu ürünü alan kişiler bundan sonra daha sağlıklı ürünler yetiştirecekler ve kullanacaklar. Sayın Epsodi dileklerin için sana çok teşekkür ederim. Sağlıklı kalın
toprak analizi çok önem kazandı
Remzi Sarıoğlu
07-05-2009, 19:42
Duyduğum en güzel öneri. Küçük bahçeler için imkansız ama büyük arazi sahipleri mutlaka yaptırmalı
Sn. Sarıoğlu, LEONARTİD tüketimi, kullanım şekli hakkında bilgi verirmisiniz.
merhabalar ben çanakkaleden katılıyorum. taban yer diye tabir ettiğimiz tipte bir tarlamda ceviz dikimi yaptım. üç yıldır cevizler yavaş bir şekilde gelişmekte. bu yıl ise fidan başına toplam 0,5 kg olmak üzere bir ay içerisinde hümük asit kullanacağım. fidanların gelişimi açısından iyi bir sonuç alacağım kanaatindeyim. uygulamadan sonraki gelişmeleri gelecek msj.larda yazarım. ayrıca TKİ kurumu TKİ Hümas adında yeni bir üretim yapıyor. bilgilerinize Konya / Ilgın'da
Arkadaşım hümik asitler gübre değildir bütün gübrelerin çözünürlüğünü artırarak toprağın organik yapısının oluşmasında, bitki besin maddelerinin alımını artırarak, bikinin gelişmesinde önemli rolleri vardır.
Bitkilerin besinlenmesinden önce toprak vede yaprak tahlilleri yapılarak topraktaki besin değerlerin aynen yapraklarda bulunması halinde bitkinin sağlıklı geliştiğine karar verilebilir
Remzi Sarıoğlu
08-05-2009, 08:11
Sn. Sarıoğlu, LEONARTİD tüketimi, kullanım şekli hakkında bilgi verirmisiniz.
Sayın k0900 ekteki hocamızın hazırladığı leonardittin kullanım miktarlarını ve kullanım zamanlarını belirten dosya bulunmaktadır. Saygılar
Toprak dostlarına özel açıklalarla Bir başka mucize mineral ZEOLİT (klinoptilolit) i tanıtarak toprak yapısının organik özelliklerinin artırılasını inceliyeceğiz.
Size gübreleri kullanmataki alışkanlıklarımı söylemek isterim, gübreleri şu gübre bu gübre diye ayırmam gübreleri doğrudan kullandığım da vaki değildir bahçemdeki atıklar vede mutfak atıklarlarıyla beraber soğuk kompostlayarak kullanırım; Sonuçta solucan gübresine yakın gübre elde ederek bitkiler için en yarayışlı gübreye ulaşırım.
Arkadaşlar Bütün gübreleri ahır gübresi, koyun keçi gübresi,tavuk gübresi, hatta güvercin gübresi bunlar ister yaş olsun ister yanmamış olsun bunların bitkiye doğrudan uygulamak imkanı var hemde hiç bir risk oluşturmadığı gibi çokluğunun ne bitkilere nede toprağa birikim yaparak toprak duygunluğu yaratmaz.
Bunun izahıda elinizdeki gübreye homojen bir karışımla gübre katkısı malzemeler ilave edilerek sağlanabilir bunlar mineral olarak zeolit, klioptilolit vede umdemin bu mineraller kimyasal değil doğal bir malzeme bu mineraller nitrat'ı amonyumu vede potasyumu bünyelerinde absorblama özelliği ile tutarak bitkinin istekleri doğrultusunda bitkiye sunarak bitki köklerinden uzaklaşmazlar, bitkinin zarar görmesinide engeller yani sizin her türlü gübreleriniz sağlıklı bir biçimde bitkiyi uzun zaman beslemeye devam ederler; kullanacağınız gübrenize bu minerallerden ilave ederken bir miktarda leonardit veya hümik asit ilave ederseniz gübrenizin yarayışlılığını daha da arttırmış olursunuz.
Arkadaşlar KLİNOPTİLOLİT ahırlarda hayvan altıklıklarına ilave edilirse ahır gübrelerinin içeriğinde bulunan üre azotunun oksijenle birleşiminden dolayı açığa çıkan amunyumun kütü kokularını absorplama niteliği sayesinde atıklarda üre azotunun koku yaparak uzaklaşmasına engel olarak gübre içeriğinin korunmasına yardım eder.
Bizlerde bu gübreleri doğrudan kullanarak topraklarımızın organik dengesini bozmadan bitkilerimizin ihtiyaçlarına göre salınım yaparak bitki besin elementlerinin, bitkilere geçişlerinde sorunlara yol açmadan düzenleme yapan bir mineral olan asrımızın tarım ve hayvancılık alanındaki bir mucize minerali KLİNOPTİLOLİT'İ, Gübre katsı ve toprak düzenleyicisi olarak tanıtmak istedim.
Sizlere bu açıklamalarla faydalı olduysam kendi mutlu adderim sevgi ve saygılarla hoşça kalın.
Sayın k0900 ekteki hocamızın hazırladığı leonardittin kullanım miktarlarını ve kullanım zamanlarını belirten dosya bulunmaktadır. Saygılar
Sayın Sarıoğlu, gözlüklerimide taktım, işe yaramadı :)
Lütfen biraz daha büyük şeklini yüklüyebilirmisiniz, birde Ankara'da satılıyormu ?
Remzi Bey merhaba,
bilgilendirmeleriniz için teşekkürler. Leonardit için gönderdiğiniz yazı okunmuyor kopyalayıp yapıştırmanız mümkün müdür.
Saygılar
Remzi Sarıoğlu
08-05-2009, 12:38
LEONARDİT KULLANIM MİKTARLARI, ZAMANI VE UYGULAMA
BİTKİ DOZ UYG. ZAMANI UYGULAMA ŞEKLİ
Elma-Armut 8-10 kg/ağaç Ekim-Aralık Şubat-Mart Ağaç tacı izdüşümlerine ekim-kasım-aralık aylarında 4-5 kg, şubat-mart aylarında 4-5 kg, 5-10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Kayısı-Şeftali 8-10 kg/ağaç Ekim-Aralık Şubat-Mart Ağaç tacı izdüşümlerine ekim-kasım-aralık aylarında 4-5 kg, şubat-mart aylarında 4-5 kg, 5-10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Portakal-limon- Mandalina-greyfurt 7-9 kg/ağaç Ekim-Aralık Şubat-Mart Ağaç tacı izdüşümlerine ekim-kasım-aralık aylarında 3-5 kg, şubat-mart aylarında 4 kg, 5-10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Kiraz-Vişne-Erik 8-10 kg/ağaç Ekim-Aralık Şubat-Mart Ağaç tacı izdüşümlerine ekim-kasım-aralık aylarında 4-5 kg, şubat-mart aylarında 4-5 kg, 5-10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Zeytin 7-9 kg/ağaç Ekim-Aralık Şubat-Mart Ağaç tacı izdüşümlerine ekim-kasım-aralık aylarında 3-5 kg, şubat-mart aylarında 4 kg, 5-10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Ceviz 12-15 kg/ağaç Ekim-Aralık Şubat-Mart Ağaç tacı izdüşümlerine ekim-kasım-aralık aylarında 6-8 kg, şubat-mart aylarında 7-8 kg, 10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Fıstık - Antepfıstığı 10-12 kg/Ağaç Ekim-Aralık Şubat-Mart Ağaç tacı izdüşümlerine ekim-kasım-aralık aylarında 6-8 kg, şubat-mart aylarında 6-7 kg, 10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Fındık 8-10 kg/ocak Ekim-Aralık Şubat-Mart Ocaklara ekim-kasım-aralık aylarında 4-5 kg, şubat-mart aylarında 4-5 kg, 5-10 cm derinliğe çapa,bel veya tırmıkla toprağa karıştırılmalıdır.
İncir 6-8 kg/ağaç Kasım-Ocak Şubat-Nisan Ağaç tacı izdüşümlerine kasım-aralık-ocak aylarında 4-5 kg, şubat-mart-nisan aylarında 2-3 kg, 5-10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Kiwi 8-10 kg/ağaç Ekim-Aralık Şubat-Mart Ağaç tacı izdüşümlerine ekim-kasım-aralık aylarında 4-5 kg, şubat-mart aylarında 4-5 kg, 5-10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Muz 9-11 kg/ağaç Ekim-Aralık Şubat-Mart Ağaç tacı izdüşümlerine ekim-kasım-aralık aylarında 5-6 kg, şubat-mart aylarında 4-5 kg, 5-10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Üzüm-Bağ 2-3 kg/omca Kasım-Ocak Şubat-Nisan Omca etrafına kasım-aralık-ocak aylarında 1-2 kg, şubat-mart-nisan aylarında 1 kg, 5-10 cm derinliğe çapa,bel,kültüvatör,**** diskaroyla toprağa karıştırılmalıdır.
Çilek 110-130 kg/da Toprak hazırlığında İkinci sürümde tarla yüzeyine dekara 60-70 kg serpilerek veya seddeye karıştırarak, naylon geçirmeden önce ise dekara 50-60 kg verilmelidir.
Çay 3 kg/ocak Kasım-Ocak Şubat-Nisan Bitki üzerine serpilerek çırpmayla toprağa indirilmelidir.
Kavun-Karpuz 70 kg/da Top. Haz. Ve çapada İkinci sürümde tarla yüzeyine 30 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalı, birinci çapada 20 kg, ikinci çapada ise 20 kg daha çapa ile karıştırılmalıdır.
Hıyar-Kabak 70 kg/da Top. Haz. ve çapada İkinci sürümde tarla yüzeyine 30 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalı, birinci çapada 20 kg, ikinci çapada ise 20 kg daha çapa ile karıştırılmalıdır.
Domates-Biber-Patlıcan 65-70 kg/da Top. Haz. ve çapada İkinci sürümde tarla yüzeyine 30 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalı, bitkiler 4-6 yaprak olduğunda 20 kg, ikinci çapada ise 20 kg daha çapa ile karıştırılmalıdır.
Lahana-Ispanak-Pırasa-Kereviz-Marul-Roka-Maydanoz-Tere 50-65 kd/da Top. Haz. ve çapada İkinci sürümde tarla yüzeyine 30 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalı, bitkiler 4-6 yaprak olduğunda 10 kg, ikinci çapada ise 10-15 kg daha çapa ile karıştırılmalıdır.
Soğan-Sarımsak 60 kg/da Top. Haz. ve çapada İkinci sürümde tarla yüzeyine 30 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalı, bitkiler 4-6 yaprak olduğunda 10 kg, ikinci çapada ise 10 kg daha çapa ile karıştırılmalıdır.
Patates-Turp-Havuç-Yerelması 60-65 kg/da Top. Haz. ve çapada İkinci sürümde tarla yüzeyine 30 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalı, bitkiler 4-6 yaprak olduğunda 10 kg, ikinci çapada ise 10-15 kg daha çapa ile karıştırılmalıdır.
Baklagiller 55 kg/da Top. Haz. ve çapada İkinci sürümde tarla yüzeyine 20 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalı, bitkiler 4-6 yaprak olduğunda 20 kg, ikinci çapada ise 15 kg daha çapa ile karıştırılmalıdır.
Mısır-Ayçiçeği-Pamuk 65-75 kg/da Top. Haz. ve çapada İkinci sürümde tarla yüzeyine 30 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalı, bitkiler 4-6 yaprak olduğunda 20-25 kg, ikinci çapada ise 15-20 kg daha çapa ile karıştırılmalıdır.
Şekerpancarı 75 kg/da Top. Haz. ve çapada İkinci sürümde tarla yüzeyine 20 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalı, bitkiler 4-6 yaprak olduğunda 25 kg, ikinci çapada ise 30 kg daha çapa ile karıştırılmalıdır.
Çeltik 150-180 kg/da Top. Haz. Ve kardeşlenme İkinci sürümde tarla yüzeyine 75-90 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalıdır. Kardeşlenme döneminde ise 75-90 kg serpilerek uygulanmalıdır.
Buğday-Arpa 60 kg/da Toprak hazırlığında İkinci sürümde tarla yüzeyine 30 kg serpilerek diskaro veya kültüvatörle 5-10 cm ye karıştırılmalı, tohum yatağına ekim öncesi ise 30 kg daha verilerek tırmıkla karıştırılmalıdır.
Çimler-Parklar 120-180 kg/da Ekim-Kasım Şubat-Mart Saksılarda saksı harçının % 30 u olmalı, Çim ekimlerinde alt toprağa dekara 20 kg, kapak toprağının % 50 sini oluşturmalı, ekimden sonra ekim- kasım aylarında 40-50 kg, şubat-mart aylarında 40-50 kg serpilerek sulanmalıdır.
Saygılar,
Sn.Remzi sarıoğlu önce selamlarımı sunar satırlarıma başlarım.
Arkadaşım geliboluya 11 mayısta geldiğimden beri çetinler ticarete uğruyorum ne düzgün bir malumat nede leonarditin varlığına ulaşamadım, sen bu adamlar la nasıl anlaşmada bulundun, ben bir türlü leonardite ulaşamadım bu konu sizin firma adına bence boşlukta duruyor.
Senden ricam yazlıklarımız ayni vilayet sınırları içinde olduğundan yazlığına gelirken arabanın bakajında getirebilirsen çok memnun olurum size cep telefonumu bırakıyorum lütfen beni arayın görüşelim. 05353412466 iyi günler görüşmek üzere hoşça kalın saygılar.
Toprak dostlarına geliboludan selamlarım.
Arkadaşlar yaşadığımız topraklara kendi çıkarlarımız yüzünden tek yönlü uygulamalarla ihmale uğramış toprak canlılarının etkinlikleri farklı yönlere saparak bu gününün dünyasını içinden çıkılmaz sorunlar yumağıyla uğraşmak insanlara türlü angaryalar yüklemiştir.
Bereket biyo teknolojiler bu sorunlara çare bulmakta geçikmemişler çevre adına güzel araştımalarla bozulan bu dengeyi yerine koyma çalışmaları yabancıların devlet politikaların girerken.
Bizim yönetimlerimiz adeta seyici kalarak iletişim kanallarında bu işin rantı gözetilerek topraklarımız ve çiftçilerimiz için destek olacak, bu bio teknolojik ürünlerin ekonomik yönü ile dağıtımı yapılarak topraklarımızın eksilen mikro canlıları düşünülüp gerekli önlemler hep yarınlara kalmıştır.
Topraklarımızın organik özellikleri etkin olan mikro organizma içerikli bu ürünlerin katılmasıyla bu organizmaların faaliyetleri ile toprak içindeki menfi özelliklerin ürettikleri enzimler ile topraklarımız rahat bir nefes alarak bizlere tatlarını gerçek özelliklerini unuttuğumuz ürünlerle geçmişte insanlığın yaşadığı bu doğallığı ortaya koyacaklardır.
Arkadaşlar bahçemizde veya balkonda saksılarımızda ne çeşit bitki yetiştireceksek toprağımızı gerekli toprak düzenleyicilerle desteklemek zorunluğu vardır, bunların ilavesiyle bitkilerimiz sağlik bizlerde zaman kazanmış olacağız,bu düzenleyiciler sırasıyla aşığıda belirtilmiştir.
1.Perlit ilavesiyle topralarımız sıkışıklıktan kurtulup gevşek yapısıyla bitkilerimizin kök yapısı hava alarak daha düzgün bir gelişme sağlıyarak fazla suyun stresiyle mantari hastalıklardan ari bir gelişmesini sürdürecektir.
2.Klinoptilolitli toprak yapısı hertürlü besin ve su alımı kararlı hale gelecektir,verilen fazla su ve bitki besin maddeleri bu mineral tarafından tutularak bloke edileceğinden zararlarından kurtulduğumuz gibi,tutulan bu besin maddeleri bitkinin istekleri doğrultusunda alınarak kararlı besleme sağlanacaktır.
3.Leonardit(Humık asit ve fulvik asit) bu mineralde toprağımıza uyguladığımız bütün besin maddelerinin alımını bitkileri lehine alımın forma sokarak uyguladığımız gübre ve bitki besin maddeler azemi şekilde faydalanmamızı sağlayarak topraklarda toksin oluşumunu engeller.
Arkadaşlar topraklarımıza yapacağımız bütün uygulamalar bize fayda-zarar ölçüsünde bize tekarar mislisiyle bize dönecektir o yüzden topraklarımıza iyi şeyler yapma mecburiyetimiz vardır, bu böyle biline
Hepinize Geliboludan sevgi dolu selamlar.
İngiltere son araştırma Organik ile Normal tarım arasındaki tek fark Lezzet bunu unutmayın.
Ufak bir fark daha var, oranik urunlerde insan sagligina zararli olmayan urunlerle veya biyolojik olarak zararli mucadelesi yapilir. Ornegin Bayer firmasi tarafindan uretilen Confidor adli ilacin ozellikle Ingiltere de gorulen buyuk miktarda ari olumlerinden (colony collapse disorder) sorumlu oldugu yonunde calismalar yapildi. Organik tarim hep insan hemde doga icin en faydali tarim turudur.
İngiltere son araştırma Organik ile Normal tarım arasındaki tek fark Lezzet bunu unutmayın.
Dogasever
06-08-2009, 09:14
İngiltere son araştırma Organik ile Normal tarım arasındaki tek fark Lezzet bunu unutmayın.
Sn Delimus
İngiltere'deki araştırma konusunda bu sitenin organik tarım bölümüne gönderdiğim aşağıdaki mesajı okumanızı öneririm. Her raporu iyi niyetli sanmayın, özellikle İngiltere'de...
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=475119#post475119
İlaç kullanımı gereken şartlara uyulursa (Devletimiz bu kontrolleri yapamadığı için organik sağlıklıdır deyip geçmekte) kesinlikle hiçbir etkisi bulunmamakta.
Bitkide insan gibidir,insan bir ilaç içtiğinde belirli bir gün sonra kanında ve vücudundan bunu atar bitkide aynı şekil uzaklaştırır.
Arkadaşımız Doğaya organik daha yararlı demiş.
Dünyayı küresel ısınmaya iten en büyük etmen çiftçiliktir bunun engellenmesi mümkün olmadığı için yani insanoğlu oldukça talepte olucaktır bu yüzden Küresel ısınma zararlı listesinde bulunmaz.Home adlı küresel ısınma belgeselini izlerseniz bana hak vereceksiniz.
Fakat türkiye şartlarında organik (gerçek olmalı sözde değil) tarım daha sağlıklı diyebilirim.Çünki ihracat dışında gerçek bir kontrol söz konusu değil.Sözde şimdi reçeteler filan geliyor fakat buda sadece kağıt üzerinde olucak şeyler.
Şehrinizde bulunan hallere girerseniz bana hak verirsiniz.Öyle belgesiz her organik ürün diyenede inanmayın.
Bana bir kamyon domates getirin ben size organiktir belgesi alayım :D burası türkiye Gümrüğünden bile çıkan mal diğer ülkenin gümrüğüne neden takılıyor sizce :D
Dogasever
06-08-2009, 19:51
Delimus arkadasin Turkiye icin soylediklerinde haklilik payi olabilir. Organik sertifikasının bu kadar kolay alınabileceğine inanmak istemiyorum. Sıtede başkaları da bu konuda görüş belirtirse sevinirim. Nasıl yani bir kamyon domatese organik sertifikası nasıl alınabilir? Ancak şu soruyu sormadan da edemeyeceğim: Kimyasal çiftçilik mi yoksa organik çiftçilik mi daha çok küresel ısınmaya neden olur?
Bunun gerçekçiliği şudur ki herşey doğru yapıldığını gerçekten analizler rüşvetsiz doğru yapıldığını varsaysak bile tüm ürünü tek tek analiz edemezsiniz buda size hertürlü hakkı tanır.Analize 2 sandık organik gönderip 1 kamyon mala organik diyebilirsiniz ki bu içpiyasada satılacak ise zaten ayırtta edilemez.Ayrıca tekrar belirtiyorum gümrüğümüzden çıkan ürünün rusyada ve avrupada geri gönderilmesi sebebi farklı analizler mi uygulamalarıdır.Ayrıca Avrupa ile türkiye hallerini karşılaştırdığınızda göreceğiniz titizliğin kusursuzluğuda ortada ürünün boyuna gramajına kadar ölçülüyor. burda hal müdürlükleri bile halin içinde olan bitenden hatta hangi firmanın bile ne iş yaptığını bilemez halde bırakın kontrolünü.Siz yeni ilaçlamışsınız 10 gün yenilmemesi gerekiyor halci size en yüksek fiyatı verirse çiftçide 3. gün kesip gönderir malını.
Küresel ısınmaya çiftçiliğin her türlüsü zarar çünki dünyada oluşamıyacak bir koloni oluşturuyoruz doğanın hiçbir yerinde binlerce dönüm aynı ürün bu denli yetişmez.Her yetişen fazladan bitki ve hayvan suyumuza ortak ve suyun geri dönüşmesini uzatan bir etmen.
Fakat kimyasal ilaçlamalarda doğadaki yararlı hayvanlara daha fazla zarar verilmekte fakat organiktede bu kıyım kaçınılmaz ayrıca tüm çiftçilerin organik tarım yapmadığı bir yerde organik tarım yaparak doğaya zarar vermediğinizi belirtmek gülünç olur.Zira canlı sizin bahçenizde,tarlanızda ölmediyse yan bahçeye geçtiğinde ölecektir.
Merhaba,
İlaç kullanımı gereken şartlara uyulursa (Devletimiz bu kontrolleri yapamadığı için organik sağlıklıdır deyip geçmekte) kesinlikle hiçbir etkisi bulunmamakta.
Bitkide insan gibidir,insan bir ilaç içtiğinde belirli bir gün sonra kanında ve vücudundan bunu atar bitkide aynı şekil uzaklaştırır.
Linkde gonderdigim makaleyi okumanizi oneririm. Ozellikle tarimda kullanilan zehirli ilaclar etiket uzerinde denildigi gibi oyle hemen kaybolmuyor. Bunun en kapsamli ornegi DDT (dichlorodiphenyltrichloroethane, http://en.wikipedia.org/wiki/DDT) dir.
Arkadaşımız Doğaya organik daha yararlı demiş.
Dünyayı küresel ısınmaya iten en büyük etmen çiftçiliktir bunun engellenmesi mümkün olmadığı için yani insanoğlu oldukça talepte olucaktır bu yüzden Küresel ısınma zararlı listesinde bulunmaz.Home adlı küresel ısınma belgeselini izlerseniz bana hak vereceksiniz.
Kuresel isinmaya katkida bulunan 3 elementten bir buyuk ve kucukbas hayvan yetistiriciligidir. Sanirim tarim diye genelleme yapmak dogru olmaz.
Fakat türkiye şartlarında organik (gerçek olmalı sözde değil) tarım daha sağlıklı diyebilirim.Çünki ihracat dışında gerçek bir kontrol söz konusu değil.Sözde şimdi reçeteler filan geliyor fakat buda sadece kağıt üzerinde olucak şeyler.
Şehrinizde bulunan hallere girerseniz bana hak verirsiniz.Öyle belgesiz her organik ürün diyenede inanmayın.
Ben yaklasik 5 yildir yurtdisinda yasiyorum ve Turkiye deki organik tarim alanindaki gelismeleri takip etmeye calisiyorum. Bildigim kadari ile dunyada henuz oranik tarim ile ilgili standartlar tam olarak tanimlanmadi. Sadece Avustralya da 5 farkli kurulus bu sertifikalari vermekte. Turkiye de ise (farkli kaynaklardan okudugum kadari ile) organik sertifika alama sureci rayindan cikmis. Devlet eger yeni bir alanda hizli bir sekilde politika uretemez ve gerekli duzenlemeri yapmaz ise bunun olmasi dunyanin her yerinde kacinilmazdir.
Bana bir kamyon domates getirin ben size organiktir belgesi alayım :D burası türkiye Gümrüğünden bile çıkan mal diğer ülkenin gümrüğüne neden takılıyor sizce :D
Linkde gonderdigim makaleyi okumanizi oneririm. Ozellikle tarimda kullanilan zehirli ilaclar etiket uzerinde denildigi gibi oyle hemen kaybolmuyor. Bunun en kapsamli ornegi DDT (dichlorodiphenyltrichloroethane, http://en.wikipedia.org/wiki/DDT) dir.
Kalıtım yapıcak ilaçlar zaten tarım bakanlığı tarafından yasaklıdır.Ben kullandığım hiçbir ilaç kutusunda kalıtım süresi belirtilmemiş ibare görmedim.
Bitki metobololizmasıda buna kolay kolay imkan vermez.
Kuresel isinmaya katkida bulunan 3 elementten bir buyuk ve kucukbas hayvan yetistiriciligidir. Sanirim tarim diye genelleme yapmak dogru olmaz.
"Küresel ısınmaya çiftçiliğin her türlüsü zarar çünki dünyada oluşamıyacak bir koloni oluşturuyoruz doğanın hiçbir yerinde binlerce dönüm aynı ürün bu denli yetişmez.Her yetişen fazladan bitki ve hayvan suyumuza ortak ve suyun geri dönüşmesini uzatan bir etmen."
Çiftçilik dedim hayvancılığıda belirttim(bir sonraki mesajımda) fakat hayvancılıktan sonra tarımdır şiddetle Home adlı belgeseli izlemenizi tavsiye ederim.Yeni bir belgesel ve çok güzel anlatım ve hep helikopter uçuş göstergeli türçesi mevcut hq.
Tabiiki hakkını veren organik üretim kuruluşları var.
Ben gördüğümü söylüyorum, amcam organik limon üretimi yapmakta ve kabzılamallar saolsun onu analize, köyün tüm limonlarınıda organik diye kamyonlara yüklüyor.
Ayrıca
Amcamın organik limonlarına gelelim, evet organik gübre kullanması yönünden kimyasala göre farklı fakat etrafındaki bahçeler kimyasal müdacele yaptığı içinde ilaç olarak etkilenmekte.Kendi ilaç atmadığı için ilaç gün takibide yapmamakta bu yüzden ilaç kalıtımıda büyük ihtimal kaçınılmaz.
Şu gümrükten geçme olayınada açıklık getireyim,Şimdi burdan sebze organiktir diye çıkıp orada değildir denilip gönderilmiyor organik üretim sertifikası iki aracı arasında bir meseledir.Gümrük ilaç kalıtımına yani (Bitki zamanında toplanıp toplanmadığına sağlık açısından bakar,kimysal analiz bölümü vr tarım il müdürlüğü) Genelde ihracatçı hileli analiz ettirdiğinden, gümrüğünde tüm malı analiz edemeyeceğinden karşı tarafta ise rastgele seçimde çıkdığından gümrükten geçse bile halde gine takıldığından geri gönderim söz konusudur.Yani pazarcı gibi iyi mal öne kötüsü arkaya.
Gümrük firmasında 2 sene çalıştım.Yani sağdan soldan duyduğum şeyler değil bunlar.
Sayın;Delimus 28 sayılı mesajındaki açıklamaların konumuzla bağlantısını anlıyamadım,cevabının içeriğinin toprakların organik özellikleri yönündeki açıklamaların konumuza katkı sağlaması yönündeki açıklamalar la paylaşımlarınız daha anlamak kazanacaktır.
Konuya ilgi duyarak katıldığın için teşekkürlerimi bildirir,sağlık esenlik dolu günler seninle olsun hoşça kal Saygılarımla.
Toprağa Organik özellik kazdırmaktaki amaç sağlıklı bitki yemek ise bunun yanlış bir düşünce olduğunu düşündüğümden belirtmek istedim.
Fakat çevreye daha yararlı olduğunu söyleyebilirim önceki mesajlarımda belirttiğim gibi kimyasal mücadele yapılan bir bahçe yanındada çevreye katkınız mümkün olmamakta.
Ayrıca konu açılmışkende türkiyede ticarette binbir hile olabildiğini, organiktede aynı hileler söz konusu olabileceğini öyle manavda organik domates denildimi kesinlikle sağlıklıdır düşüncesiyle boş yere fazladan paralar verilmemesi gerektiğini belirtmek istedim.
Ufak bir fark daha var, oranik urunlerde insan sagligina zararli olmayan urunlerle veya biyolojik olarak zararli mucadelesi yapilir. Ornegin Bayer firmasi tarafindan uretilen Confidor adli ilacin ozellikle Ingiltere de gorulen buyuk miktarda ari olumlerinden (colony collapse disorder) sorumlu oldugu yonunde calismalar yapildi. Organik tarim hep insan hemde doga icin en faydali tarim turudur.
Tarım ilaçlarının yararlı yararsız böcek veya canlı ayırt etmediği konusuna katılmaktayım.
Ayrıca Arıların ölümü İsrail arı virüsü olarak adlandırılan bir virüs yüzünden.Merak eden olursa bunuda geniş olarak anlatabilirim.Bunun hakkında Discovery'de bir araştırma belgeselini izlemiştim.
Sn.Meyvelitepe başlık amcından biraz başkaları tarafından çıkarılmış olabilir,ama siz iyi niyetle konuya yazı eklemek isteseydiniz bunu yapacağınızdan hiç şüphem yoktu,çünkü siz meslek itibariyle yönetimci ve idareci olduğunuzdan durumu konu başlığına çekerek yorumunuzu eklerdiniz ama siz konu içinde konu açanlara siz başka konu (hikaye) açarak, bu başlıktan paylaşım bekleyen paylaşımcılara hikayenizi anlatmakla yetindiniz.
Yönetim makamınında devamlı açıklamalarında devamlı uyarı ve ikazlarla konu içine yorum yazanları uyardıklarında konu dışı yazışmalardan kaçınılması yönündeki tembihlerinde önce sizin gibi, yönetim ve idarecilikle kariyer yapmış kişilerin bu uyarıları nazari itibari alarak uygulamaları gerekirdi.
Sonuçta konu amacından tamamen saparak, başlığa göz atmak isteyen üyelerde hüsrana uğruyorlar.Bakalım konuyu nasıl toparlıyacağız.
MeyveliTepe
11-08-2009, 13:24
Mesajı sildim. Umarım konu beklediğiniz gibi rayına oturmuştur.
Sn.Meyveliteye ince anlayışına teşekkürlerimi sunar, bu konu başlığında sizi tekrar görmek ve topraklarımız konusundaki deneyimlerinin bilgilerini paylaşımlarda Göstereceği umutlarını taşımaktayım sevgi ve saygılarımla Hoşça kal.
MeyveliTepe
11-08-2009, 14:02
Gerçi ilk mesajda biraz söz etmişsiniz ama sanırım yeterli gelmemiş ki, konu toprağın organik özelliklerinin arttırılması, temizlenmesi, hatta zehirsiz sebze meyve üretilmesinin gerekli olup olmadığı yönünde bir sapma göstermiş.
Bu da gerekliliğin sebebinin gerçekten algılanmasını gerektiriyor. Çevremizdeki bir sürü okumuş yazmış insan, adına "ilaç" denen zehirlerle toprağı suyu zehirlemekte bir mahzur görmezlerken, sırf modaya uymak olsun diye alış verişlerini üzerinde "organik" yazan tezgahtan yapıyorlar. Bu ne çelişkidir anlamak mümkün değil.
Bu başlıktaki Sn.Delimus'un mesajları "organik toprakta organik ürün yetiştirmenin, o ürünlerin sağlıklı olmasıyla bir ilgisi yoktur" şeklindeki argümanı ciddiye alınmalıdır.
Sildiğim mesaj öncelikle bu argümana bir yanıt niteliğindeydi. Bu yanıt gerçekten anlaşılıp algılanmadığı sürece yapılmaya çalışılan her şey havada kalır ve günün modası olarak bir müddet sonra yitip gider.
Toprağın yapısının organik maddece zenginleştirilmesi, sıkı kil yapılarının humik ve fulvik asitlerce açılıp bitkilere kök bölgesi oluşturan katmanın derinleştirilmesi, eksilmiş mikro organizmaların yerine konması ve yaşamlarını devam ettirecekleri ortamın sağlanması, temel iz elementlerin ve besin maddelerinin, yeterli ve uygun PH seviyelerinin doğal döngü içinde toprağa temininin sağlanması, kısacası toprağın, dikilen bitkiyi yaşatan fakat kendi de yaşayan, daha da önemlisi yaşanılası bir duruma getirilip muhafa edilmesi, belki biraz emek, biraz da zaman gerektiren teknik bir konudur. Çok da karmaşık değil aslında. Yeterki bunun neden yapılacağı konusunda tereddüt olmasın.
Sn.Meyvelitepe son paragraftaki yorumlarınız çok yerinde, konu başlığı ile örtüşen konuya bağlayıcık kazandırmış gerçekten güzel yazı çıkmış katılımın için ayrıca teşekkürü başlığım adına sana iyi dileklerimi sunarım.
Sayın meyveli tepe seni bu başlıkta bulmuşken senin toprakların organik yapısı üzerine benimde bir yorum ekliyeceğim konu nasılsa topraklar
Sayın ;Meyvelitepe Fidan dikimi esnasında topraklarında gözlemediğin durumu sana ben yorumlayayım sen solucan yok diyerek toprağının organik yapısını düzenlemek için dışarıdan getireceği solucanlarda senin toprağının derinliklerinde kaybolurlar sebebide senin toprağının taban suyu seviyesi çok düşük bu aylarda solucanları yüzeye yakın görmek bu topraklara göre değil,ilk baharda fark etmen gerekirdi solucanlar kışın taban suyu yüksek ola yerlerde toprağın yüzüne çıkarlar fazla sudan hoşlamazlar solucanlara bakarak suyun yüzeyden çekilişini görebilirsin.
Sana bir şey sorayım son yağmurlardan sonra domates kargıların yıkılmadımı.
MeyveliTepe
11-08-2009, 14:59
Bizim bahçe toprağı çok derin (ısı pompası tesisatını yaparken 3.5mt kazdırmış, çakıl taşına bile rastlamamıştım), drenajı da çok iyi. Dolayısıyla taban suyu yüksekliği problemi yok. Öte yandan fidanların kök bölgelerine (sonradan kazarak ve fidanlar 4-5 yaşına geldiklerinde köklerin yayılacağı alana) yeterince ekosorb ve leonardit uyguladım. Dolayısıyla kök bölgelerinde yeterince nem tutuluyor. İnşaatlar ve toprak tesviyesi ile kısmen alt üst olan killi toprağı ise leonardit iyileştirdi. Şimdi kazıp baksak kök bölgelerinde yeterince kırmızı solucana rastlarız.
Ayrıca son iki yıldır çok ciddi yeşil gübre uygulaması yapıyorum. Geçen yıl sık bakla ekilip, baklalar çiçeklenirken çapalanıp toprağa karıştı, bu yıl da kısmen yonca kısmen bakla ekilip baharda pullukla sürüldü, sonra da çapalandı. Baklagillerin tek faydası toprakta azot fiks etmek değil, aynı zamanda toprağa tüm örtü bitkisinin karıştırılıp organik madde miktarının arttırılması olsa gerek.
Sonuç olarak fidanlara zaten özel işlem yapmıştım. Fidan dışı alanlar da böyle iyileşiyorlar. Mümkün olduğu taktirde yeşil gübre uygulamasına kesintisiz devam edeceğim.
Yağmurlar domates kafeslerini etkilemiyor. Kafesleri bambulardan ve vidalayarak yaptım. Dört yönden yine bambu destekleri var. problem, bitkilerin çok büyümüş olması ve üzerlerinde çok fazla yük olması. Kaba bir hesapla her kafes yaklaşık 80-100 kilo taşıyor. Bu yüzden yer yer eğildiler. Fakat bambu esnek ve sağlam bir malzeme olduğu için şimdilik dayanıyor.
Sayın meyveli tepe seninle anlattığın konularda daha derine gitmem gerekecek cevaplarım olacak fazla zamanım yok burada geçici kalıyorum bu konunun üzerine daha sonra görüşmek dileğiyle hoşça kal şehitler diyarından selamlarımla
Topraklarımızın organik özelliklerin artırlmasının başında bitki besini olarak kademeli bir şekilde topraklarımzdan mineral gübrelerin kaldırılması, hastalıklarla mücadelede toksin ve zehirlere dayalı ilaçlı uygulamalar yerine mikro biyal ve enzim içerikli gübreleri ön plana alarak zararlının karşısına onun doğal düşmanını getirerek toprağa yabancı gelen bütün mineleri ilave etmemenin yanında, toprak zararlı populasyonlarının artışlarını araştıran tarım alanındaki uzmanlara danışarak yapılacak uygulamaların bilimselliği açısından en uygun olanına ulaşmaktır. Bütün arkadaşlarıma sağlıklı çalışmalar dilerim.
Arkadaşlar organik artıklara atık deyip çöpe atarsak topraklarımızın organik özelliklerini çöplükte bulamayız mutfaklardan organik özellikli artıkları geldiği yer olan toprağa iade edemezsek o zaman bitkilerimizi dikecek çöplüklere kalacağız.
Çünkü topraklarımıza gereken ilgi yok insan oğlu namkör olmuş bilimiyle adeta kafa tutarak biz tarımımızıda topraksız yaparız havalarında.
Toprak anamımız bakalım bizi nezaman cezandıracak.
Yorumunu ekliyerek katkıda bulun.
Alıntı:
Toprağın PH Düzensizliğini giderme adına.
Arkadaşlar Toprak ve sudaki PH stabilitesinin dengesizliği bitkilerin besin alımlarını sekteye uğratarak birim alandan'ki üretimin miktarlarında büyük düşüşlere sebeb olmaktadır.
Lonicera arkadaşın deneme yanılma yöntemiyle toprakların ph'ı düzenliyerek ilave edilen kimyasallarla sonuç aldığını varsaymış olsak bile, toprağı oluşturan yapının kendi oluşumundaki kimyasının gereği, uluşturulan bu yapının kararlı kalarak stabiletisini uzun zaman koruması düşünülemez.
Bu iş limonatının ve ayranın duzunu ayarlanması kadar basit olmasa gerek.
Bitkiyi beslemek için toprağın ph'ının etkilerini yok sayarak, bitkinin beslenmesinin ph aralığı içinde sekteye uğratmadan alınabilirliğini gübre üreticileri gübre minerallerini şelatlama yoluna giderek buna çözüm getirmişlerdir.
Bu şelat maddesine toprağın kimyasal yoldan bir tepki köstermeden bu gübreleri izole işlemi ile yapraktan ve köklerden ve yapraklardan 5-9 ph aralığındaki topraklardan bitki hücrelerine ulaşmaktadır.
Daha sonra bitki bu şelat maddesini hücre dışına bırakarak kendisine lazım olan mineralleri almakatadır,toprağı kandırarak bitki beslemenin fayda ve zararlarının, dışarıya atılan bu şelatlama mineralinin topraklarda ne gibi birikimler yaparak toprak kirliliğine sebeb olacağını uzmanların bu konudaki araştırmalarının sonuçlarını bilmekte yarar görmekteyim.
Arkadaşlar topraklar şakaya gelmez tutumlardan vaz geçerek toprağın yapısına ters düşen oluşumlarla tarım yapılmamalı, uzmanlar ne diyorlarsa onu yapmalıyız'ki önce toprak beslensin sonrada bitki topraktaki kendi özüne uygun mineralleri alabilsin.
Topraklarımızın içeriğini organik yapı olarak zenginleştirirsek bitkilerimizi beslemede sorun yaşamayız
Arkadşlar topraklarımızın organik madde oranlarının yükseltilmesi , bizim bahçe toprağında yetiştireceğimiz bitkiler üstündede iyi sonuç almamızın yanında emeklerimizin mükafatınıda almış olacağız
Arkadaşlar topraklarımızın organik özelliklerinin arttırması yönündeki mesajlarımın güncellemesinin yaparak,topraklarımızda organik bazlı bitki yetiştirmek istiyorsak,klasik gübre anlayışını terk etmiş olsak bile topraklarımızı mikrobiyal enzim gübre organik gübre uygulamalarında toprağımızın aktiflik göstermesi ancak içindeki organik yapının varlığı ile mikrobiyal gübrelerin içindeki bakterilerin çalımalarına enerji oluşturacak besinlerin varığı ile ortaya çıkmaktadır.
Arkadaşlar bahçe topraklarımızı gübreleme yaparken,mutfak atıklarımızdan oluşturacağımız kompost ve sıvı enzim niteliği taşıyan fermantasyon yöntemiyle havasız ortamlarda oluşturacağımız besinler toprak yapısında organik düzenlemelerin maddi ve ekonomik yönü diğer gübrelerden çok daha fazla ekonomimize katkı sağladığı gibi,dışarıdan gübre bitki besin maddeleri arama külfetinden'de kurtulmuş olacağız.
Ben şahsen ekonamik ve maddi imkanlarımın kısıtlılığından kompost-bahçe-toprak hobi çalışmalarımı daha bilimsel temellere uygun yatırımlarıyla yapmanın düşüncelini hayata geçirmenin imkanlarını kendi gübremi ve besin eriyikleini elde ederek kaynak yaratmanın imkanlarını elde etmiş bulunuyorum.
Arkadaşlar en kısa zamanda yaptığım bu besin eriyiklerinin en uygun Ph-Ec değerlerinin ölçülerek uygulamaya koyarak gözlem ve sonuçlarını sizlerle paylaşmanın kıvançlarınıda yaşayacağım.
Paylaşımlarla yaratcağımız mutluluğumuz daim olması dileklerimle,sevgiyle kalın.Saygılar..
Arkadaşlar konu başlğıma aktif veya pasif katılımlarla ilgi duyan üye arkadaşlara şükranlarımı sunarım.
Çevreye duyarlı arkadaşları bu başlıkta yazı ve yorumlarıyla katkı sağlamaya davet ediyorum saygılarımla..
Arkadaşlar toprağın organik yapısı hasattan sonra eksilme göstereceğinden, yerine tekrar takviye edilerek yapılacak işlerin başında hasat artıkları, ağaç dallarının öğütülmesinden elde edilen organik mataryeller vede oluşturulan kompostun harmanlanarak oluşturulan malç malzemesinin öncelikle ağaç izdüşümü ile bahçenin ekim yapılan alanlara serilmesini mütakip, toprak yapısındaki organik yapının ne aşamalar içinden geçerek toprağa sağladığı değerleri incelediğinde, malç örtü malzemesinin etkileri şöyle özetlenebilir, malçın altında kalan topraklarda kışın şartlarının menfi etkileri faunanın lehinde olarak canlılık kazanarak, malç ile beraberinde ilave edilen gübre ve toprak için mineral düzeleyicilerin, toprak canlıları ve başta solucanlar tarafından işlenmesi sağlanır.
Malç malzemesinin çürüme ile parçalaması tamamlamamış kısımları mikroorganizmalar tarafından işlenirken oluşan enerji ile oksidasyon işlemi srasında toprağımıza düşmüş yabani ot tohumlarıda baskılanarak toprağımıza organik kazanımlara geçerek otlanmadan da kurtulumuş olacaktır.
Ayrışma fazına giren bu mataryeller topraklarımızdaki solucan populasyonlarının besin zincirinine katılarak solucanların beslenmelerini mütakip solucan nüfusunun artmasıylada organik atıkların işlenmesi yeni bir boyuta girerek dışkılarında solcan gübresinin oluşumuyla içeriği zengin enzimler besin eriyikleri ile topraklarımızın organik özelikleri maksimum seviyeye ulaşacaktır.
Ufak bir ekleme yapmak istiyorum,
Bahcelerde malc (mulch) uygulamasi ortamala 5-10 cm kalinliginda arasinda olmalidir. Malc tabakasi yagmur veya sulama suyunun topraga ulasmasini geciktirerek suyun daha verimli emilimini saglar. Ayrica malc uygulamasindan once topragin iyice sulanmasi eger mumkunse curumus gubre veya kompostun malc dan once topraga uygulanmasi gereklidir. Bundaki amac malc materyalinin (cesitli samantipleri, curumus agac yapraklari vb.) ayrismasi esnasinda mikroorganizmalarin ihiyac duyacagi nitrojeni toprak yerine curumus gubre veya komposttan almasidir. Ayrica malc kesinlikle agac govdesi veya bitki kokune temas etmemelidir. Aksi takdirde bitki sapinda curume yapabilir.
Arkadaşlar toprağın organik yapısı hasattan sonra eksilme göstereceğinden, yerine tekrar takviye edilerek yapılacak işlerin başında hasat artıkları, ağaç dallarının öğütülmesinden elde edilen organik mataryeller vede oluşturulan kompostun harmanlanarak oluşturulan malç malzemesinin öncelikle ağaç izdüşümü ile bahçenin ekim yapılan alanlara serilmesini mütakip, toprak yapısındaki organik yapının ne aşamalar içinden geçerek toprağa sağladığı değerleri incelediğinde, malç örtü malzemesinin etkileri şöyle özetlenebilir, malçın altında kalan topraklarda kışın şartlarının menfi etkileri faunanın lehinde olarak canlılık kazanarak, malç ile beraberinde ilave edilen gübre ve toprak için mineral düzeleyicilerin, toprak canlıları ve başta solucanlar tarafından işlenmesi sağlanır.
Malç malzemesinin çürüme ile parçalaması tamamlamamış kısımları mikroorganizmalar tarafından işlenirken oluşan enerji ile oksidasyon işlemi srasında toprağımıza düşmüş yabani ot tohumlarıda baskılanarak toprağımıza organik kazanımlara geçerek otlanmadan da kurtulumuş olacaktır.
Ayrışma fazına giren bu mataryeller topraklarımızdaki solucan populasyonlarının besin zincirinine katılarak solucanların beslenmelerini mütakip solucan nüfusunun artmasıylada organik atıkların işlenmesi yeni bir boyuta girerek dışkılarında solcan gübresinin oluşumuyla içeriği zengin enzimler besin eriyikleri ile topraklarımızın organik özelikleri maksimum seviyeye ulaşacaktır.
Sayın;x29 açıklamaların için teşekürler açıkladığım malç uygulaması mevsim itibariyle bize kış yaklaşırken bahçemize kışın etkilerini azaltırken yağmurlarla toprağın malç'tan toprağın azami faydasını sağlanması amaçlanmaktadır. Tabi senin hatırlattığın gibi malçın bitki gövdesine temasın kaçınılmalıdır ilgine gerçek teşekkür ederim.
Arkadaşlar Bahçe topraklarımızın organik özelliklerinin arttırlarak humus yapısını zenginleştirmek için, yazın sebze diktiğimiz parselleri kış aylarında kendi halinde nadasa bırakmak yerime, her türlü gübreleri, ister organik özellikli ahır gübrelerini istersenizde mineral kompze gübrelerle gübreliyerek üstünede 5-10 cm kalınlığında örteceğimiz samanla malç yaparsak topraklarımız güberleme özelliğini tam yarayışlı hale gelmesi için gereken zamanı kazanmış oluruz.
Aynı zamanda uyguladığımız saman malçının toprağımız canlılarının yaşamları için uygun ortamı sağladığımızdan kışın sert şartlarından onları koruyarak doğal dengenin işlemesini ve topraklarımız içindeki faunanın bu denge içinde yaşamalarının sayesinde, baharda ısınan topraklardan çıkan zararlı populasyonlarını topraklarımızda elimine etmiş oluruz.
Arkadaşlar bahçemizde zararlı haşerelerin oluşmalarının oluşma sebeblerinin başında, bu toprak canlılarına gereken önemin verilmeyişinden bu canlılar yaşamlarını toprak içinde devam ettiremedikerinden dolayı, havaların ısınmasıyla toprak üstüne çıkarak bahçemizde ki bitkilerimize musallat olarak bize zararlar verdirmeye başlıyorlar.
Unutmayalım ki onlar bizim bahçemizin ücretsiz bahçevanlarıdırlar, bizlerde onları gözeterek onların zararlarından kurtularak faydalarını görmemiz için onlarında haklarını gözeterek insanlığımızı yüceltmeliyiz
amatör hobici
21-12-2009, 12:48
Arkadaşlar yazılanları sonuna kadar okudum.Herkes kendince bir katkı sağlamaya çalışmış.Bağzı arkadaşlar çok bilimsel yazmış, hatta kafam karıştı. Sanırım sitedeki birçok arkadaş bu işi amatör ruhla veya organik tarıma önem verdiklerinden bu konuda uğraş veriyorlar.Benim gibi amatör olarak uğraşanlara pratik bilgiler lazım. Bu kadar yazı içinden sadece Meyvelitepe'den toprağa bakla ekip ilkbaharda sürülerek organik gübre(sanırım toprağa azot kazandırmak için) yapılabileceğini ve Epsody'den Malç yapılarak toprağın gübrelenmesini ve eko sistemin korumasını öğrandim. Kendilerine çok çok teşekkür ediyor ve saygılar sunuyorum...
Sevgili Dostlar, Merhaba!
Öncelikle yazılanları büyük bir sabırla okuyup anlamaya calıstım. Kısaca okuduklarıma ek olarak bende bir kac sey sormak istiyorum. ve bilgi sahibi ustadlarımızdan bilgi almak istiyorum.
Malumunuz üzere yıllarca topraklarımız sunnni gubrelerle doyuruldu ve organık- doğal yapısı değiştirildi. Şimdi ise bunu geri kazanmaya calsıyoruz.
Bu amaçla da piyasaya yüzlerce yeni doğal ürün adıyla bir cok ürün sunuluyor. Bunların bir kısmı gercekten işe yararken bir kısmıda sadece ticari amaclı olarak uretiliyor. Bu arada in-organik ürünleri alip yıllarca topraklarina atan insanlar bu kezde adı organik ama aslı olmayan urunlerle belkkide organik olmayan urunlerle dolandırıyorda olabilir miiii_ ? yoksa ben mi konuyu abartiyorum? Bu konunun standartı ne olmalı nasil olmalı_?, gariban ciftci **** yetistirici bunu nasil anlayacak bunun gercegini nasil ogrenecek Bence asıl bu konuda bilgi verilmeli yanılıyormuyum?
İstanbulda yakın bir zmanda acilan tarım fuarını gezdigimde bir cok firma ile karsilastim ve işin garibi hangisine ugradiysam hepsi benim urunum ii benim urunum digerlerini döver hesabında idi ve biri digerine camur atma yarısında idi . Bence bu işe birileri dur demeli ve halkımızı bilgilendirmeli diye dusnuyorum.
Ya da en azından AĞAÇLAR nete girenler bu konuda konunun uzmanlarından bilgi alabilirse onlarda cevrelerini uyarirlarsa kısmende olsa bir duzelme olur kanaatindeyim yanılıyormuyum?
Piyasada hangi urunler gercekten organik ?
Hangi Ürünler Toprağa organik özelliklerinin geri kazandırıyor?
Bunun kıstası nedir?
Tarım bakanlıgı ve saglık bakanlıgı bunları nasil degerlendiriyor? Neye gore bu firmalar hangi kıstaslara gore reklamlarını yapabiliyorlar
????
şimdilik bu kadar soracam yeri geldiginde sanirim sorularımın devamı gelecek
simdiden verilecek bilgilere teşekkur ediyorum. saygı ve sevgilerimle
MeyveliTepe
21-12-2009, 13:40
Arkadaşlar,
Bu günlerde bolca bulunan kuru yaprakları (ceviz hariç) değerlendirmenizi öneririm. Bir kompost kabında veya altlarından delikler açılmış siyah poşetlerde, mümkünse EMA ile ıslatarak muhafaza ederseniz, yaz başında %100 organik mükemmel bir malç malzemesine sahip olabilirsiniz.
MeyveliTepe
21-12-2009, 13:43
SnTriple,
Çok haklısınız. En doğrusu kendi organik malzemenizi kendiniz yapın. Başka hiç bir şey bundan daha garanti olamaz :)
Haklısınız sayın Meyveli Tepe fakat bazı besinleri bizim uretebilmemiz mumkun degil sanirsam . ve bu bir sektör ve bir bilimse adam gibi gelişmeli ticari kaygılar ve ticari getiriler önplanda olmadan adam gibi ve devletimizde bunu bir sekilde3 denetleyerek halkına sunulmasında takipci ve yasa koyucu olmalı ruhsat ve uretim iznleri verilirken butun analizler uygulamalı olarak yapılmalı gozlemlenmeli ve uretim izinleri ona gore verilmeli derim . Ha yapiliyormu izleniyormu konusna gelirse bilmiyorum işte sorunda burada. Nasil insan sagligi icn ilacta reklam yasagı var ise bence bitki sağlığı icin kulanilan vitaminler gubreler ve her turlu dıaridan saglanan ek besinlerede bu yasak uygulanmalı hatta bu insan sagligini dogrudan etkileyecegi icn bitkilerle insana gewcecegi icn dahada titiz olunmalı derim.
Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=1669)
Sayın arkadaşım triple, Bu konu başlığımıza eklenti getirerek yorumların için teşekkür ederim, yazım kurallarına uyarsak, yorumlarımız paylaşımlarda gerçek değerine ulaşacaktır, katılım heyecanınıza katılmakla beraber değerli fikirlerinizi beyan etmede güzel türkçemizi kullanmaya özen göstererek, hatalarımızı düzeltirsek saygınlığımızda artacaktır.
İlgilenmenize teşekkürü borç bilir paylaşımlardaki devamlılığını daha dikkatli yazışmalar dileğimle sevgiyle kalın.
Arkadaşlar sonbahar ve ardından gelen kışın olumsuz etkilerini bahçelerimize uyguluyacağımız enzim gübrelerle takviyelendirerek, bahçelerimizdeki meyve ağaçlarımızın hastalık yapıcı etkenlere karşı güçledirerek onların sağlıklı olarak bu dönemden çıkmasını sağlarlar.
Arkadaşlar enzim gübrelerin en büyük işlevi hücre içinde bölünmeyi artırarak çoğalmayı sağladıklarından, hücrelerde toplanan besin değeride artarak depolanmasını sağlarlar, toprak yapısında düzenleme yaparak toprağın çüzülmesini mütakibende, toprağın gözenekliliği artışı sağlanmış olur.
Bu enzimler kimyasal atıkları ve bitki köklerinin çözemediği besin maddelerini çözererek bitkinin alabileceği forma sokarlar, bu minerallerin çözülmesiylede toprağın doğasında var olan mikro organizmaların çoğalmasını sağlıyarak, toprağın aktifliği artırarak bitkinin bağışlıklık sistimi gelişmesini mütakip hastalık etmenlerine de karşı güçlü duruma getirir.
Arkadaşlar zehirlere dayalı bitkileri koruma yöntemleri kısa vadede bize toksin olarak geri dönecektir, bizler organik yaşam biçimine uygun, ekolojik yetiştiricilik yapmak istiyorsak, enzim içeren bitkisel bazlı sıvı gübreleri uygulamakla topraklarımızı da kurtarmış olacağız.
Arkadaşım triple, Surun içerik olarak çok yönlü bir soru olma özelliği taşımakta, ben size toprakları ilgilendiren yönüne cevap vermek istiyorum, bu alıntı yeterli açıklama içermiyorsa soruna bu yönde daha geniş açıklama getirmek isterim sevgiyle kal.
Arkadaşlar sonbahar geçti kışa girdik, önümüzde fazla bir zaman kalmada ki topraklarımıza uyguluyacağımız gübre ile beraberinde leonardit veya humik asitleri biran önce uygulamakta fayda görmekteyim, bundan sonra zaman aleyimize işlemektedir.
Topraklarımızdan hasatla kaldırdığımız organik maddeyi yerine koymak için tam zamanıdır, biliyorsunuz ki gübrelerin bitkiye geçiş formuna gelmesi, toprak canlılarının işlemesinden sonra oluşmaktadır, bu canlıları kışın sert etkilerinden malç yaparak korursak, onlarda toprağı bir yorgan gibi örten malçın altında bu işlevlerini gayet güzel yaparak, toprağımıza bitki besin maddelerini sağlıyarak, topraktaki yaşamların dengede sürdürerek toprak sağlığınada hizmet etmiş olacağız.
Sayın epsody,Malçlama konusunda samanı tavsiye etmişsiniz.(10cm)Pratikte uygulanışı konusunda yardımcı olursanız memnun olurum.Açık alanlarda rüzgarın etkisi ile savrulmayı nasıl engelleriz.
Arkadaşım kışın naylon malç uygulaman yerinde bir uygulama değil, kışın yağan yağmurlarla toprak bol azot kazanmakta, naylon altında kalan toprak parçası bu yağmurlardan faydalanamaz, bizim saman malçını önermemizin nedeni bu yağmurlardan fayda sağlamaktır, samanın rüzgarlardan etkilerine karşı samanı yağmurlu havada uyguluyarak ıslanmasını sağlarsan, samanın rüzgarla savrulmasının da önüne geçilmiş olursun.
Bizim bu uygulamamız toprak altı canlılarını kışın bu sert etkilerinden koruyarak, beslenme ve barınmalarına destek oluşturarak, topraktaki faaliyetlerinin devamını sağlıyarak topraklarımıza uyguladığımız gübre ve minerallerin işlenmelerini toprak tava gelmeden öne almaktır.
Arkadaşım Bu alıntı yeterli açıklama sağlıyacaktır.
Bahçeniz nerede ve büyüklüğü ne kadar, içinde ne gibi ekili ağaç ve bitkileriniz var, size ait bu bilgileri paylaşacak olursam sizlere topraklar konusunda değerli paylaşımlarım, olacak sevgiyle kalın.
Sayın epsody,Kocaeli'nde yaz kış oturduğum evimin bahçesi yaklaşık 250 metrekare.Yeni bir ev.11 meyve ağacı.sebze bahçesi mevcut.Benim tek başıma başedebileceğim bir malikane.Ama burada çok şey öğrendim.Herkese teşekkür ederken,öğrenecek daha çok bilmediğim konularda, yardımlarını esirgemeyecek herkese teşekkür ederim.
Arkadaşım topraklarla uğraşanlar takdire laik insanlardır, bir kişi toprakla dost sa benimde dostum ve arkadaşım sayılır elimden gelen paylaşımla bu insanla yarışırım dostluk kulvarlarında, yazılarımı takip ederek bir çok değerli paylaşımlar la bilgilerini arttırak pratik çalışmaların daha verimli hale gelecektir.
Malç olayında Solucan mucizesi ile topraklarımızı her türlü kirlilikten kurtarılması.
Solucan varlığığının Bahçelerdeki hastalıklara karşı biyo-gübre ve biyo-pestisit etkilerini
sağlamak için yataklık olarak malçın önemini ortaya koymaktadır.
Çevre dostu, ek gelir ve kaynak kazanımını sağlayan vermiteknoloji uygulamaları, özellikle
küçük ve orta ölçekli tarımsal işletmeler için düşük girdili tarımsal üretim faaliyetini
mümkün kılar. Vermikompost teknikleri çok düşük maliyet gerektiren kolay uygulanabilir
yöntemlerdir. Doğru uygulanmış ve iyi takip edilmiş bir vermikompost süreci sonunda,
biyo-gübre ve biyo-pestisit olarak etkili, ticari değeri çok yüksek bir ürün elde
edilebilir.
Arkadaşlar bahçelerde yapacağımız malçlama da, bahçelerimizde ağaçlarımızdan dal ve budama
artklarının hertürlü hastalıklı ve ptojenlerle bulaşık olsalar dahi yapacağımız malçama
içinde barınan solucanlar tarafından dal artıkların çürümeleri ile beraber soluncanlar
tarafında besin zincirleri içinde elimine edilmektedirler,
Amerika’da kanalizasyon atıklarının stabilizasyonu çalışmaları ile hertürlü hastlık yapıcı
patojenlerin,solucanlar kullanılarak bertaraf edilerek, solucan gübresi üretiminde
kullanılması sağlanmıştır.
Vermikompost yöntemi ile vermikompost ürünü elde etmede kullanılan organik çöp çeşidi çok
fazladır. Bu organik artık/atık çeşidi grubunda kanalizasyon içeriği, kirli su
atıklarındaki katı çöpler (Neuhauser et al., 1988), bira, mantar ve kağıt endüstrisi (Butt,
1993; Edwards, 1988a) gibi çeşitli endüstriyel işletme artık/atıkları, süpermarket ve
restorant artıkları (Edwards et al.,1985), işlenmiş patates artıkları, tavuk, domuz,
büyükbaş, koyun, keçi, at ve tavşan yetiştiriciliğinde (Edwards, 1988b) ortaya çıkan
hayvansal artıklar, bahçecilikte ortaya çıkan ölü bitki ve çim artıkları yer almaktadır.
Son yıllarda bu alanda yürütülen çalışmalar, Amerika’da kanalizasyon atıklarının
stabilizasyonu (Neuhauser et al.,1988) ve İngiltere’de hayvan, sebze ve endüstriyel
atıkların işlenmesi konularında yoğunlaşmıştır.
Arkadaşlar aşağıdaki belge Hastalıklı dalları yakmadanda, malç yaparak solucanlara sunulursa
solucanların her türlü çevreyi kirleterek hastalık unsurlarından temizliyerek bertarafını
sağladıklarından. Kendilerine 21. yüz yılın çevre savaşçıları ünvanına laik bulmuşlardır.
İngiliz bilim adamları, toprak solucanlarının `21. yüzyılın çevre savaşçıları` olabileceğini
düşünüyorlar.
Solucanların, kimyasal maddelerle kirlenmiş toprağı temizlemeye yardımcı olabileceği
düşünülen `metal yeme` özelliklerinin nasıl işlediğini ortaya çıkaran Reading
Üniversitesi`nden bilim adamları, solucanın toprağı `mideye indirip` dışarı çıkardıktan
sonra metallerde bazı küçük değişiklikler olduğunu tespit ettiler.
Bu değişikliklerin, kimyasal maddelerle kirlenen topraktaki potansiyel toksik metallerin
ortadan kaldırılmasında büyük yarar sağlayabileceğini düşünen İngiliz bilim adamları,
Liverpool`daki Britanya Bilim Vakfı Festivali`nde yaptıkları sunumda, toprak solucanlarının
`21. yüzyılın çevre savaşçıları` olabileceğinin altını çizdiler.
Solucanların ideal `toprak detektifleri` ve varlıklarının toprağın sağlığını en iyi
göstergesi olduğunu vurgulayan Reading Üniversitesi`nden Mark Hodson, toprak solucanlarının,
aralarında arsenik, kurşun, bakır ve çinko gibi ağır metallerle kirlenen toprakta
yaşamalarını sağlayan bir mekanizma geliştirdiklerini belirtti. Kaynak:www.timeturk.com
Topraklara hizmet etmek zamanıdır.
Arkadaşlar topraklarımızın organik özeliklerini koruyarakta, bir yerde onları organik yapılarında tasaruf sağlamış olmaktayız, onların bu yapılarına zarar veren oluşumların önune geçerekte hizmetlerimiz anlam kazanmaktadır, aşığıda yazılan mesajlar buna bir örnek teşkil etmektedir.
Anız yakmak demek cehennemi dünya üzerinde kurmak demektir, insanlara dinsel öğretilerde neden cennet vaad ediliyorda cehennem ateşi ile cezalar öneriliyor, Cehennem ateşinden medet ummak şeytanla dost olmak demektir.
Arkadşlar bizler birer doğa ve çevre dostu olarak toprak üstündeki ateşleri yakmamanın ötesinde ateşin etkisinden daha fazla etkilere sahip bir gübleme sistemi olan, insanın dar düşünceleriyle doğayı taklit ediyorum diyerek sadece bitkileri beslemeyi amaçlayan, fakat onuda yetkisiz ellerde kullanımına sunarak bitkilerde başlayan kalıntılar, toprakta daha fazla tahribatlara sebeb olmaktadır.
Bu toprakların dün anız yangılarıyla, bu gün mineal gübre kullanımıyla doruğa yükselen bu gidişatı ancak tarım bakanlığının yetkileri ile zehir ve toksinlerin alımını satışını kullanımını cok sıkı denetleyen birimlerle sağlama yoluna gitmelidir.
Yoksa bu topraklar üzerindeki rant paylaşımının sonu nereye gideceği belli olmayan serüvenlerle topraklarımızı çöle çevirme yarışında hızlarını kesmeden devam edemiyeceklerini bildiklerinden şimdide topraksız tarım diye, biten topraklarda şimdi suda bitki yetiştirelim teraneleri yaparak suların da işini bitirme telaşında kendilerine yandaş bulmada geçikmemişler, sonuçta toprakla suyun arasındaki farkı gördüklerinde bitkilerin gen yapılarıla oynayarak yeni üretim modelleriyle insanlığı bir deneysl macera içinde beslenme sorununa çareler üretme telaşlarına girmişlerdir.
Bu gün gdo lu ürünler diye bitkilerin gen yapılarını bozanlar yarın insanlığın sonunu getiren genitiği değiştirilmiş ürünlerle beslenen insanların hastlıklarına çare bulmadaki düşüceği durumları şimdiden görüp düzelmek zor olmasa gerek.
Sonuç topraklarımıza sahip çıkmaya, korumaya, onun arganik yapısını güçlendirmeye, atıklardan arındırmaya, başlamanın tam başında olduğumuz kanısındayım.
Sevgili Epsody,
Biz yaklasık üç yıldır İşletmemizden çıkan yemek artıklarını, kağıt artıklarını (gazete kağıdı hariç) üzüm ve ayçiçeği saplarını, batos samanını çürütüp bahçemizde kullanıyoruz.
Bu yılda ilk kez bir yağ fabrikasından 1 kamyon ayçiçeği kabuğu aldık deneme yapıyoruz sanırım oda olumlu netice verecek.
Birde belirtmemde fayda var kompost kullanımından bir yıl öncede bolca odun talaşı ve dönüme yaklaşık 100 kg zeoliti yaş hayvan gübresi ile kullanmış idik.
İlk gübrelemede gören her kes ağaçlarımızın kuruyacaklarını söylemişler di ama şimdi aynı kişiler toprağımızın ipek gibi olduğunu söylüyorlar.
Kısacası kontrollü olarak her türlü organik maddenin topraklarımıza faydalı olduğu konusunda kuşkum yok.
YAŞ HAYVAN GÜBRESİ OT YAPAR MIŞ, YAPSIN SIK SIK ÇAPALAYIP YESİL GÜBRE OLARAK FAYDA SAĞLAYIN.
Sevgiyle Kalın
Sevgili Epsody,
Biz yaklasık üç yıldır İşletmemizden çıkan yemek artıklarını, kağıt artıklarını (gazete kağıdı hariç) üzüm ve ayçiçeği saplarını, batos samanını çürütüp bahçemizde kullanıyoruz.
Bu yılda ilk kez bir yağ fabrikasından 1 kamyon ayçiçeği kabuğu aldık deneme yapıyoruz sanırım oda olumlu netice verecek.
Birde belirtmemde fayda var kompost kullanımından bir yıl öncede bolca odun talaşı ve dönüme yaklaşık 100 kg zeoliti yaş hayvan gübresi ile kullanmış idik.
İlk gübrelemede gören her kes ağaçlarımızın kuruyacaklarını söylemişler di ama şimdi aynı kişiler toprağımızın ipek gibi olduğunu söylüyorlar.
Kısacası kontrollü olarak her türlü organik maddenin topraklarımıza faydalı olduğu konusunda kuşkum yok.
YAŞ HAYVAN GÜBRESİ OT YAPAR MIŞ, YAPSIN SIK SIK ÇAPALAYIP YESİL GÜBRE OLARAK FAYDA SAĞLAYIN.
Sevgiyle Kalın
Sevgili ensar arkadaşım yaptığınız çalışmaları burada paylaşımlara açarak büyük bir insanlık örneği sergilemiş oluyorsunuz, sizleri topraklar adına yaptığınız bu faydalı çalışmalarınızdan dolayı övgüyle kutlarım.
Arkadaşım yaptığınız işin bilincinde olduğunuz görünmekte, sizlerle daha yakından mesajlaşmak isterim ne tür bir işletmeciliğiniz vardır bilecek olusam çalışmalarınıza katkı sağlıyacak paylaşımlarımız olabilir, benim malç işlemiyle ilgi başlıktaki yazılarımı takip etmenizi, ve olumlu veya olumsuz yönlerinin yorumlarıyla bu başlıklara katılmazı rica ederim, sizin gibi bir arkadaşı tanıdığıma memnun olduğumu bilmelisiniz
Sevgili Epsody,
İstanbul dan Gelibolu ya glderken TEM yolunu kullanır, Vakıfıar-Saray çıkışından
D 100 Karayoluna geçerde, Muratlı Tekirdağ hattını kullanacak olursanız bizim işletmemizin önünden geçmek dolayısıylada bir acı kahvemizi içmek durumunda kalabilirsiniz.
Biz makina elemanları ve kalıp üretiyoruz. Arazimi yaklaşık 50 dönüm ve bu arazide ki toplam kapalı alan sadece 3 dönüm buna ahırlar ve kümeslerde dahil. 50/60 kadar tavuk 5 ordek,12 kaz , 2 yabani kedi,10 koyun 7 Kangal kğpeğimiz ve bolcada ağacımız var.
Sadece EPSODY kardeşi değil tüm paylaşımdaki arkadaşları, dostları bekleriz.
Rahmetli babam '' Misafir kısmeti ile gelir '' derdi,
Hepimizin kısmeti bol olsun
Sevgiyle kalın
Arkadaşım kendi özel arabam olmadığından, istanbul- gelibolu hattını şehirler arası yolcu otobüsleriyle kullanmaktayım, günül isterdi sizinle bir doğa dostu olarak yaşamda bir mola alıp çaylarımızı yudumlarken bu sohpetlerde bulunarak, sizi daha yakından tanımanın ve tanişmanın hazlarına vararak; doğa, kırsal, topraklar adına birikimlerimizi paylaşmakla her halde, yaşamımız daha anlam kazanırdı.
Gönüller bir olsun davetlerin için çok teşekkür ederim, sağolasın sevgiyle kalın.
ZEOLITIN TARIMDA KULLANIMI VE FAYDALARI
çim için özel .0.7mm.1.8.mm gençlik ve spor genel müdürlügü standardina. uygun
Zeolitler, sulu alumino-silika mineralleridir. Dünyada Zeolitlerin sekiz tanesi ticari önem tasimaktadir.
Tanimi ve Genel Bilgiler
Yapilari bal petegi veya kafese benzeyen, degisebilir katyonlar ve su ihtiva eden, 2 - 12 Ao boyutlarinda milyonlarca kanal ve bosluklardan ibarettir. Katyonlar zayif bagla bagli olduklari için zeolitler iyonlarini kolaylikla degistirebilirler. Gözeneklerdeki su molekülleri, isitildiginda zeolitik yapiyi kolaylikla terk ederler veya tekrar adsorblanabilirler.
Zeolitin yapi birimi AlO4 veya SiO4 dörtlüsüdür.
Son 200 yilda 50 tip dogal zeolit ve 200'den fazla sentetik zeolit tanimlanmistir.
Dünyada Zeolitlerin sekiz tanesi ticari önem tasimaktadir. Bunlar; Klinoptilolit, Çabasite, Analsim, Eriyonit, Ferrierit, Hoylandit, Laumontit, Mordenit, and Fillipsit'dir
Klinoptilolit, dünyada yaygin olarak bulunmasi, genis uygulama alani olmasi, ekonomik olarak isletilebilirligi, homojenligi gibi yönleri ile dogal Zeolitlerin en önemli mineral gruplarindan birisidir.
Türkiye'de de Klinoptilolit minerali, rezervi , olusumu, homojenligi ve yüksek mineral kalitesi ile önem tasimaktadir.
Zeolitlerin önemli özellikleri:
* Katyon degisim özellikleri çok iyidir. Bu yönleri ile tarimda toprak düzenleyici olarak, su, gaz, v.b. kirlilik aritiminda agir metal iyonlarinin giderilmesinde yaygin olarak kullanilmaktadirlar.
* Zeolitler, gözenekleri bal petegine benzeyen mikro gözenekli malzemelerdir. Bazi maddeler bu gözenekler içine girebilir, bazilari giremez.Bu özellik zeolitlerin seçimli adsorbsiyon, moleküler elek ve katalitik kullanim alanlari gibi uygulamalarda degerlendirilmesini saglar.
* Su adsorbsiyon kapasiteleri yüksektir, bu yönleriyle tarim ve diger uygulamalarda sudan yararlanma etkinligini artirmaya yardim ederler.
* Adsorbsiyon özellikleri degiskendir ve böylelikle katalitik amaçli kullanilabilirler.
* Bazi radyoaktif maddeleri adsorblayabilirler, bu özellikleri ile radyoaktif yalitim veya diger çevresel radyoaktif aritim uygulamalarinda kullanilirlar.
* Çok genis bir yüzey alanina sahiptirler, kirlilik aritim uygulamalarinda bulasan ve diger maddelerin giderilmesinde basarili bir sekilde kullanilirlar.
* Hayvan yemi katkisi uygulamalari için iyi bir pellet baglayici ve keklesmeyi önleyici ajan olarak kullanilirlar.
* Zeolitler, bazi mikotoksinleri baglayabilme özelligine sahiptirler ve bu yönleriyle yem ve gidalarda toksin baglayici olarak kullanilirlar.
* Aktive-modifiye olarak antibakteriyel, antimikrobiyal v.b. bir çok alanda kullanilirlar.
* Nem ve koku adsorbsiyonu özellikleri ile zeolitler evsel ve diger uygulama alanlari için degerlendirilirler. Zeolitler çok iyi bir amonyum adsorbent malzeme olarak bilinirler. Ahirlar, evcil hayvan altligi gibi ortamlarda amonyumun giderilmesi için kullanilirlar.
* Bazi kil minerallerinden farkli olarak suda çözünmezler, Uygulandiklari ortamda uzun süre kullanilabilirler.
* Su aritimi gibi bir çok uygulamada, kolaylikla geri kazanilabilirler ve defalarca kullanilabilirler.
* Isil dayanimlari oldukça iyidir, böylelikle yüksek sicaklik sartlarinda kullanilabilirler.
Zeolit Diger Kullanim Alanlari
TARIM
Zeolitli tüfler gübrelerin kötü kokusunu giderilmesi, içerigini kontrol edilmesi ve asit volkanik topraklarin pH'inin yükseltilmesi amaciyla uzun yillardir kullanilmaktadir. Gübreleme ve Toprak Hazirlanmasi Dogal zeolitler yüksek iyon degistirme ve su tutma özellikleri nedeniyle topragin tarim için hazirlanmasinda, çogunlukla kil bakimindan fakir topraklarda yaygin biçimde kullanilmaktadir. Ayrica yüksek anomyum seçiciligi nedeniyle gübre hazirlanmasinda tasiyici olarak klinoptilolit kullanilmasiyla amonyumun bitkiler tarafindan daha etkin kullanilmasi ve gübre tasarrufu saglanmaktadir. Klinoptilolit nem fazlasini adsorbladigi için gübrelerde depolama sirasinda olusan pisme ve sertlesmeyi de önlemektedir. Ayrica fazla sulama nedeniyle olusan mantari hastaliklarin da önüne geçtigi belirlenmistir.
Toprak Kirliliginin Kontrolü
Dogal zeolitlerin katyon seçme ve degistirme özelliklerinden sadece besleyici iyonlarin bitkiye aktarilmasinda faydalanilmayip, ayni zamanda besin zincirlerinde Pb-Cd-Zn-Cu (kursun,kadmiyum,çinko,bakir) gibi istenmeyen bazi agir metal katyonlarinin tutulmasinda da yararlanilabilir. Bu alanda kullanilan klinoptilolitin radyoaktif kirlenmenin söz konusu oldugu topraklara ilave edilmesi ile bitki tarafindan alinan Sr90 miktarinin büyük ölçüde azaldigi da saptanmistir.
Tarimsal mücadele
Dogal zeolitlerden iyon degistirme ve adsorplama kapasitelerinin yüksekliginden dolayi tarimsal mücadele ve ilaç tasiyici olarak yaralanilmaktadir.
Çim Saha ve Alan Uygulamalari
Zeolitler yeni çim sahalar olusturulurken veya mevcut çim sahalarin islahinda basari ile kullanilmaktadir. Çim sahalar olusturulurken topragin havalandirilmasi asamasinda çimin köklerinin bulunacagi derinlige maksimum miktarda zeolit karistirilir. Mevcut çim sahalarda ise daha ince tanecikli zeolit yüzeyden uygulanir. Uygulanan bu zeolit çimlerin köklerinde biriktikçe topraga ilave edilen besi maddelerinin daha etken kullanimini saglamaya baslar.Topraktaki azot ve potasyumun suyla yikanarak uzaklastirilmasi azalir ve topraktaki suyun çimin kök bölgesinde birikmesi ve besi maddelerinin kontrollü salinimi saglanir.
Zeolit kullanilarak ve kullanilmadan hazirlanan çim sahalarda yapilan incelemelerde, zeolit içeren sahalarda çimin köklerinin 7-14 cm derinlikte, çok kuvvetli ve pek çok besleme kökü içerecek sekilde gelistigi; buna karsilik zeolit içermeyen sahalardaki çimlerin köklerinin 1.5-5 cm derinlikte, oldukça zayif ve yetersiz sayida besleme kökü içerecek sekilde gelistigi belirlenmistir. Zeolit kullanimi özellikle egimli yamaçlarin çimlendirilmesinde daha da yararli olmaktadir. Zira; zeolitin kullanilmadigi durumlarda, kullanilan gübre, sulama ve yagmur sulariyla yikanarak yamacin yüksek bölümlerinden alçak bölümlerine tasinabilmektedir. Bunun sonucu olarak yamacin yüksek bölümleri kötü bir biçimde çimlenmis gözükürken alçak bölümleri daha yesil ve saglikli çimlerle kaplanmis bir görüntü vermektedir. Kötü toprak yapisi, topragin zamanla sikismasi, toprakta yeterli havalanma ve buharlasma olmamasi, topragin istenildigi gibi su tutmamasi gibi nedenler basarili bir çimlendirme yapamamanin baslica nedenleridir.
Çim sahalardan giderek artan üstün özellikler beklendiginden, çimlendirilecek topragin uygun hale getirilmesi de giderek önem kazanmaktadir. Yapilmasi gereken, topragin fiziksel özelliklerini degistirerek, çimin suya ve besin maddelerine daha iyi ve düzenli ulasimini ve topragin daha iyi ve sürekli havalanmasini saglayarak, çimin daha güçlü ve saglikli kökler olusturarak daha iyi görünümlü hale getirilmesidir. Bu hususlarin dengeli bir biçimde gerçeklestirilmesi ile çimlerin bakim onarim ve buna bagli olarak isçilik ve madde kullanim maliyetleri düsürülebilecektir.Zira bu durumda daha az su ve gübreye ihtiyaç duyulacaktir.
ZEOLI,T
Gübrenin degerini arttirir
Verimi arttirir
Bitkilerin kullanacagi besinleri korur
Uzun vadede toprak kalitesini arttirir
Özellikle kumsal topraklardaki besin ve su kaybini azaltir
Gaz adsorbsiyonu: Gaz moleküllerini seçici olarak adsorbe eder.
Su adsorbsiyonu/desorbsiyonu: Zeolit matrisinde herhangi bir fiziksel veya kimyasal islem olmaksizin su absorbsiyonunun tersini yapabilir.
Katyon degisimi: Katyon selektivitesi (seçiciligi) esasina dayali olarak katyonu diger katyonlarla degistirebilir.
Yüksek KDK, Zeolit'i, bitkilerden degerli besini (Amonyum, Potasyum, Magnezyum, Kalsiyum ve diger eser elementler) tutup yavasça birakmasi ile özellikle degerli kilar.
Topragin katyon degisim kapasitesini artirmasi sonucunda gübre ihtiyacini azaltir.
Gübreden yararlanmayi arttirmasi ile bitkinin daha dengeli gelismesini saglar.
1.
Yagmurlarda kimyasal erozyonu minimuma indirir.
Zeolit'in rolü
Bundaburg Domates Denemesi - Eski 1988-89
Kontrol Büyüme Denemesi
Kontrol + Zeolit 600kg/ha *
Verimde artis
Verim (vakalar/ ha)
3,750
4,125
10% (375 vakalar/ha)
Zeolit besinleri bitkilerin kök bölgesinde tutarak gerektigi zaman kullanilmalarini saglar. Bu sayede N ve K gübreleri daha etkili bir sekilde kullanilmis olur �daha az gübreyle ayni verim ya da ayni miktar gübrenin daha uzun sure dayanmasi ve daha yüksek verim saglamasi. Zeolit uygulamasinin bir diger faydasi ise diger toprak katkilarinin aksine (alçi ve kireç), zaman içinde çözülmeye ugramamasi, bunun yerine besinlerin tutulmasina yardimci olacak sekilde toprakta kalmaya devam etmesidir. Ilk uygulamadan sonraki uygulamalarda, zeolit topragin besinleri tutma ve daha iyi ekin verme yetenegini daha da arttiracaktir. Zeolit asidik de degildir. Tam aksine marjinal sekilde alkalidir ve gübrelerle birlikte kullanimi topragin pH seviyeleri için tampon görevi görerek kireç uygulamalarina olan ihtiyaci azaltir.
Frankston'da Havuç Denemesi SonuçlariErken kök gelisiminde fide denemelerinde gelisim saglandigi görüldü. Yurtdisinda yapilan denemelerde üretim kalitesinde artis saglandigi tespit edildi (vitamin seviyeleri artti), üretimde nitrat seviyeleri düstü ve ürünlerin erken olgunlasmasi önlendi. Daha etkili gübre kullanimi ve daha düsük kaçis ile verimde artis saglandi.
Nitrojen (N) ve Potasyum (K) Gübrelerinin Daha Etkili Kullanimi
Zeolitsiz:
zeolitsiz.jpg
1.
· N/K gübresinin toprak yüzeyine yayilmasi.
2.
· Uygulamadan sonra yapilan sulama buharlasma yoluyla � nitrojenin amonyak gazi olarak kaybolmasi- nitrojen kaybini azaltir
3.
· Sulama ile gübre bitkilerin kök bölgesine iner
4.
· Bitkiler gereken gübreyi alir ve gübre kök bölgesinde kalmaya devam eder. Gübrenin bir kismi erken kaçis sirasinda kaybolur.
5.
· Kumlu toprak yüksek besin seviyelerini tutamadigi için kök bölgesinden disari büyük miktarda gübre çikisi olur (kaçis)
zeolitli.jpg
Zeolitli:
1.
a) Zeolit uygulamali gübrenin topraga yayilmasi; ya da b) Zeolit'li gübrenin yayilmasi (karistirma ya da kaplama)
2.
Zeolit serbest amonyagi emdiginden daha düsük buharlasma yoluyla kayba ugrama riski azalir
3.
Sulama sayesinde gübre bitkilerin kök bölgesine iner ve gübrenin bir kismi zeolite bagli halde kalir
4.
Zeolit'teki gübre, bitki tarafindan ihtiyaç duyulana kadar kök bölgesinde kalir
5.
Kaçis dolayisiyla gerçeklesen gübre kaybi azalir ve zeolit'ten gelen gübre, gübre ömrünü arttirir.
6.
Toprakta uzun vadede islah gerçeklesir (CEC artar ve toprakta besin tutusu artar).
TUBITAK MAM tarafindan 2001 Nisan ayinda yapilan Dogal Zeolitler ve Uygulama alanlari Konulu seminerde asagidaki özellikler vurgulanmaktadir.
Zeolit kullanimi ile NH4+ iyonlari kaybedilmeden uzun süreler toprakta muhafaza edilmekte ve bitkilerin yararina sunulmaktadir. Ayrica zeolitlerin NH4+ iyonunu tutmalari ile toprak bu açidan tamponlanmakta ve NH4+ fazlaliginin yaratabilecegi sakincalar önlenebilmektedir. Böylece; asiri gübre kullanimi önlenerek tasarruf saglanip çevre kirliligi açisindan daha emniyetli bir çalisma gerçeklestirildigi gibi, gübrenin etkin kullanimi nedeni ile ürün verimi de artmaktadir.Zeolitlerin tarim alaninda kullanilmasi ile;·
. Besin maddeleri olan potasyum ve amonyumun kontrollü olarak ve yavas yavas topraga verilmesi saglanabilmektedir
· Fazla gübre kullanimindan kaynaklanan NH4+ zehirlenmesi ve bitkilerin �yanmasi� önlenebilmektedir.
· Gübre olarak topraga verilen NH4+ suyla yikanarak alinip baska yerlere tasinmasi önlenerek toprakta kalmasi saglanabilmektedir. Böylece NH4+ iyonunun istenmeyen yerlere özellikle çevre sularina ( nehirler, göller, yer alti sulari ) tasinarak çevre kirlenmesine neden olmasi, zamanla bu kirliligin istenmeyen sonuçlar vermesi ve bu sulardan NH4+ temizlenmesi için yeni yatirimlar yapilmasi önlenebilmektedir.
Topraga Zeolit Ilavesinin Nitrifikasyon Üzerine Etkisi
Ahmet Ali ISILDAR
Süleyman Demirel Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü,
Isparta-TÜRKIYE
Gelis Tarihi: 01.02.1997
Tr. J. of Agriculture and Forestry23 (1999) 363�368© TÜBITAK 363
Giris
Topraklara verilen azotlu gübrelerden yikanma, amonyak seklinde buharlasma vb. yollarla ortaya çikan azot kayiplari ciddi bir tarimsal sorundur. Bu durum pratikte bazi strateji degisikliklerine gereksinme gösterir. Gübre azot kayiplarinin azaltilmasi için basvurulan yöntemler; gübre verme teknigi ve zamanlamanin dogru seçimi, yavas serbest hale geçen azot kaynaklarinin Kullanimi ve nitrifikasyonun kimyasal olarak önlenmesini kapsamaktadir. Diger bir alternatif NH4+�un tutulmasini artirici çesitli toprak islah materyallerinin kullanilmasidir.Zeolit bu amaçla kullanilabilecek dogal islah materyalleri arasinda önemli bir potansiyel kaynaktir(1).
Zeolitler hidrata alüminyum silikat mineralleridir. Mineralin kristal kafesinde su ve çesitli katyonlarin (Na+,K+, Mg++, Sr++ ve Ba++) geçebildigi birbirine bagli bosluklar bulunmaktadir. Genis izomorfik yer degistirme özelligi gösteren zeolit minerali bu özellikleri nedeniyle yüksek bir katyon degisim kapasitesi ve toprak çözeltisinde katyonlarin adsorbsiyonun da seçicilik özelligine sahiptir. Mineralde divallant katyonlardan daha çok monovalant katyonlar ve özellikle NH4 +�un alikonuldugu kaydedilmistir (2). Tarimda NH4 + �N�un NO3- �N�na nitrifikasyonu, NO3 � �N�un yikanarak kaybolmasi seklindeki azot kayiplarina neden olmaktadir.
Toprakta nitrifikasyon üzerine zeolitin etkisini inceleyen Mac Kown (8), 3 ton/da düzeyinde degisebilir�NH4 +�lu zeolit uyguladigi tinli kum ve siltli killi tin tekstürdeki topraklarda nitrifikasyonun sirasiyla % 11 ve % 4 azaldigini ortaya çikarmistir. Lewis ve ark. (5) yaptiklari bir arastirmada, degisebilir �NH4+� lu zeolitin (= 75 mg N/kg toprak), kaba (% 6 kil) ve orta (% 12 kil) tekstürlü topraklarda band halinde uygulandiginda, turpta pozitif büyüme cevabi alindigini ve kaba tekstürlü toprakta NO3� �Nyikanmasini azalttigini saptamislardir. Zeolitin toprakta NH4 + �N�un tutulmasi ve nitrifikasyon sonucu NO3 � �N�u seklindeki kayiplarin azaltilmasi yönündeki desteginin yanisira ortamin fiziksel özelliklerini düzenleme etkisi de bulunmaktadir. Zeolit havalanma, su tutma ve su geçirgenligi gibi fiziksel özellikler yönünden çok elverisli bir ortamdir (11, 12). Tüzüner ve Tinay (13) topraga 1, 2, 4, 8 ton/da düzeylerinde uygulanan zeolitin uygulama düzeyindeki artisa bagli olarak tutulan nem miktarini önemli ölçüde artirdigini belirlemislerdir. Zeolit, topragin fiziksel özelliklerini düzenlemekle ayni zamanda nitrifikasyon için istenen bir ortam hazirlanmasina da hizmet etmektedir. Isildar (14) yaptigi bir arastirmada, 10�ar gün ara ile tarla kapasitesinin biraz üzerinde su verilen kaba tekstürlü bir toprakta; yikanan toplam azot�un (NH4+ + NO3� �N) zeolit uygulamasiyla kontrole göre azaldigini, ancak zeolit uygulama düzeyindeki artisa bagli olarak arttigini saptamistir.Bu çalismanin amaci zeolitin, topraktaki NH4 + �N�nun nitrifikasyonu üzerine etkisinin ve bu etkinin farkli nem düzeylerindeki degerinin belirlenmesidir.
Zeolit Kullanimi ile ilgili Arastirmalar ve sonuçlari
Zeolit ( Klinoptilolite ), sahip oldugu yüksek katyon degisimi kapasitesi, su tutma özelligi ve adsorpsiyon özelligi ile mükemmel bir toprak düzenleyicidir. Çin�de jeoloji enstitüsünün yapmis oldugu bir arastirmada, topraga belirli oranlarda Klinoptilolite katilmasi ile çesitli topraklarda yetistirilen ürünlerde % 5.8 ile % 14.14 arasinda verim artisi elde edilmistir. Bu denemede patates, misir, bugday gibi bitkilerin yetistirildigi bildirilmektedir.Klinoptilolit�in yukarida belirtilmis olan özelliklerinden dolayi katyon degisim kapasitesi düsük olan hafif bünyeli topraklarda kullanilmasi ile topragin su rejimini düzelttigi, bitki besin maddelerinin yikanmasini önledigi belirtilmistir. (Mumpton 1983; Gote ve Ninaki 1980)ZEOLIT eklenmesinin ürünlerin yetismesinde; nitrojen-potasyum-fosfor-kalsiyum iyonlarinin toprakta yarayisli zonda depolanmasinda ve bitkiye aktarilmasinda yardimci olarak görev yaptigi, suyun daha iyi kullanilmasini sagladigi, kök çürümelerinden korudugu, beslenmeyi arttirdigi belirlenmistir. Perlit, kum ve ZEOLIT köklendirme ortami olarak karsilastirmali olarak denenmis ve Zeolit ile köklendirmenin tartisilmaz olarak farkli oldugu görülmüstür. Zeolit ile köklendirilen çiçek fidelerinin kök gelisimlerinin mükemmel, saglikli ve bol kök olusumuna neden oldugu belirlenmistir.Rusya�da yapilan degisik ürünler üzerindeki arastirma sonuçlari asagidaki tabloda verilmistir. Tablodan da görülebilecegi gibi Clinoptilolite kullanimi ile % 9 ile % 97 arasinda ürün artislari saglanmistir.
Ürün
Toprak Tipi
Ürün Artisi %( Gübresiz kontrole göre )
Arpa
PodsolikPodsolik , Kumlu
16,829
Bugday
PodsolikPodsolik , Kumlu
3897
Misir
Çernozem
9-10
Patates
Kumlu, PodsolikHafifKumlu, PodsolikGri orman topragi
42,630,9 46,3
degisik seralarda yapilan denemelerde de çok iyi sonuçlar alinmistir.Degisik ürünlerde yapilan denemelerde alinan sonuçlar asagidaki tabloda derlenmistir.
ÜRÜN
CLINOPTILOLITE(kg / da )
VERIM ( kg / da )Clinoptilolite Kontrol
Patlican
150
7400 3150
Domates
100
8945 3840
Hiyar
100
9600 5045
Biber
150
3328 1835
Fasulye
150
8165 4558
Kavun
150
5128 2278
Rusya�da degisik besin elementleri ilave edilmis Clinoptilolite�in arpa bitkisi üzerine etkisi arastirilmistir. Asagidaki tablodan da görüldügü gibi tane agirligi, protein içerigi ve ürün artisinda çok iyi neticeler alinmistir. Ürün artislarinda % 7 � 26 arasinda artislar görülmektedir.
Katyon formu
Tane agirligigr /saksi ( ort.)
Ürün artisi%
Protein Içerigi%
Üründeki Proteinin üretimi( gr / saksi )
Na+
10,5
107
10,64
1,07
K+
10,85
116
11,10
1,19
Ca2+
10,80
115
11,03
1,18
NH4
11,78
126
17,42
2,05
kontrol
9,36
100
11,74
1,10
Ayrica bugday bitkisi üzerinde yapilan denemelerde (Sibirya�da) 50 kg/da Klinoptilolite ilavesi ile bugdayda ortalama verim % 18 � 36 artmistir. Amerika�da Sardunya bitkisinde yapilan denemelerde, dönüme 40 kg Zeolit muadili eklenmesi ile bitkinin canli agirliklarinda % 30-40 arasinda artislar belirlenmistir. Amonyum ihtiyaci % 50 oraninda düserken sardunya canli agirlik artisi % 10,7�e kadar (1.64 ton/ha), eter yagi ise % 10,1 oraninda (6.31 kg/ha) artislar göstermistir.
Tablo da Klinoptilolit kullanilmasi ile ortaya çikan ürün artislari görülmektedir.
GÜBRE VE ZEOLITMIKTARLARI
CANLI AGIRLIK( t / ha )
ÜRÜN ARTISI%
Kontrol ( Gübresiz )
12,04
-
Klino 40 kg/dönüm ( Gübresiz )
11,33
-0,71
N12P12K12 ( geleneksel kullanim)
13,83
1,79
Klino 40 kg/dönüm + N12P12K12
16,93
4,29
Klino 40 kg/dönüm + N24P12K12
15,88
3,84
Klino 80 kg/dönüm + N12P12K12
14,59
2,55
Klino 80 kg/dönüm + N24P12K12
14,26
2,22
Klino 160 kg/dönüm + N12P12K12
14,08
2,04
Klino 160 kg/dönüm + N24P12K12
13,39
1,35
Amerika�da Cornell Üniversitesinde yapilan denemelerde, seralarda topraga Klinoptilolite ilave edilerek yetistirilen domates, biber, salatalik, misir, brokoli ve turp bitkilerinde % 20-40 arasinda ürün artislari bildirilmistir. Rusya�da seralarda domates yetistiriciliginde dönüme 40 kg Klinoptilolite ve mikro elementler (Mn, Zn, Mg 0.5 g/m2 ve Cu 0.3 g/m2) verildiginde, % 30�a varan ürün artislari, meyve kalitesinde de (kuru agirlik, seker ve askorbik asit) artislar saglanmistir. Ayni sekilde pamuk üzerinde yapilan arastirmalarda da önemli sonuçlar alinmistir. Gübreleme sirasinda gübre miktari kadar eklenen Klinoptilolite ile pamuk ürününde, dönümde 25-31 kg arasinda ürün artislari saglanmistir. Bunun yani sira, sap büyümesinde, dallarda, yumrularda ve tohumda artislar saglanmistir. Italya�da Zeolite muadili bir ürün ispanak yetistiriciliginde denenmis ve çarpici sonuçlar elde edilmistir. Dönümde 50-100 kg Zeolite muadili ürün uygulanan ispanakta, tohumlarin yerlesmesinde % 55�e varan artislar saglanmistir. Ürün toplaminda ise % 25� lere varan artislar gözlenmistir. Ayrica ürünün, gübre ile birlikte veya ayri olarak topraga verilmesi durumlari gözlenmistir. Tohumdan fideleme döneminde sadece Zeolite muadili ürün uygulamasinda fide olusumu daha fazla gözlenirken, ürün yetistirme evresinde ise gübre ile karistirilarak verilmesi, sonuçlar üzerinde çok olumlu etkiler yapmaktadir. Sonuç olarak, dönüme en az 50 kg Klinoptilolite muadili ürün ilavesinin uygun oldugu belirtilmistir. Bulgaristan�da Zeolite kullanilan tarlalarda hiçbir ilaç kullanilmadan yalnizca sulama yapilmis ve bitki yetistirilmesi süresince topragin, patojenik organizmalarca ve zehirleyici kimyasallarca diger tarlalara göre daha fakir oldugu belirlenmiistir. Özellikle mantari hastaliklarda çok büyük basarilar elde edilmistir. Zeolite muadili katilan seralarda m2 de 20-30 kilo domates, 17-20 kilo salatalik, 5-7 kilo kavun, 2-3 kilo çilek yetistirilebilmistir. Sulama miktari hemen hemen yari yariya düsmüs ve ürünlerin olgunlasma süresinde 2-14 gün kisalmalar saptanmistir.Ülkemizde MTA Genel Müdürlügü ile Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü arastirmacilarinca yürütülen çalismalar sonucunda; Sekerpancari ve fasulye bitkisinde topraga yaklasik % 15 civarinda Zeolit ilavesi ile bitkilerin kontrol saksisina göre ürünlerde,
*
Yag agirliklarinda % 25 � 30,
*
Kuru agirliklarinda % 30 � 40,
*
Azot içeriklerinde ise % 40�a varan artislar saptamislardir.
Arastirmacilar, bu durumun Zeolit�in topragin fiziksel özellikleri üzerinde olumlu etkisinin yani sira bitki besinlerinin yarayisliligini arttirmasi ile açiklanabilecegini ortaya koymuslardir.Ayrica Avrupa�da yapilan arastirmalarda Zeolit�in ispanak üretiminde su ve bitki besinlerinin yarayisliligini arttirilip, çikis kolaylastirdigi da belirlenmistirZeolite eklenmesinin ürünlerin yetismesinde;
*
Azot-potasyum-fosfor-kalsiyum iyonlarinin toprakta yarayisli zonda depolanmasinda ve bitkiye aktarilmasinda yardimci olarak görev yaptigi,
*
Suyun daha iyi kullanilmasini sagladigi,
*
Kök çürümesini azalttigi,
*
Beslenmeyi arttirdigi belirlenmistir.
Özellikle bugday bitkisi üzerinde denemelerde, Sibirya�da 50 kg/da Zeolite muadili ilavesi ile bugdayda ortalama verim % 18-36 artmistir.Bazi bakteri türleri özellikle yetersiz miktarda veya dagilimda oksijen bulunan topraklarda nitrati (NO3-) oksijen yerine ikame edip parçalamakta ve serbest kalan azotun gaz halinde topraktan yitmesine neden olmaktadir. Çeltik üretimi de su altindaki ve havasiz kosullardaki topraklarda yapildigindan, bu bakteri türleri nitratin (NO3-) oksijenini kullanarak azotun yitmesine neden olmaktadirlar. Bu bakimdan azot kayiplarinin yüksek oldugu çeltik üretiminde klinoptilolit kullanimi önem tasimaktadir. Yapilan arastirmalarda azot etkinliginin % 50�den az oldugu çeltik üretim alanlarinda, klinoptilolit kullanimi ile bu degerin % 63�lere kadar çikarilabildigi görülmüstür (Minato, 1968). Zeolitin Tarimda kullanim özellikleri, EBILTEM (Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji Uygulama ve Arastirma Merkezi)�nin dikkatini de çekerek klinoptilolitin çeltik üretiminde kullaniminin verim ve topragin yapisina etkisinin saptanmasiyla ilgili bir projeye maddi destek vermistir. Projenin bir yillik sonuçlarina göre; arastirmada ele alinan çeltik çesitlerine ait, tek bitki verimi genel ortalamasinin klinoptilolit katkili tavalarda daha yüksek oldugu, klinoptilolit uygulamasinin verim ögelerinden kardes sayisi ve bitkide dane sayisina etkisinin de istatistiki olarak önemli oldugu saptanmistir. Bununla birlikte, çiçeklenme süresinin klinoptilolit katkili tavalarda 5 gün daha kisa oldugu belirlenmistir. Bitkilere ait bayrak yapraklarda ve pirinç danelerinde yapilan makro-mikro elementlerin analiz sonuçlarinda; degerlerin klinoptilolit kullanilan tavalarda daha yüksek oldugu tespit edilmistir. Böylece klinoptilolitin söz konusu elementlerin kullanilabilirligi arttirdigi anlasilmaktadir. Bu çalismadan elde edilen bir yillik veriler isiginda klinoptilolit kullaniminin çeltik dane verimi ve kalitesini arttiracagi anlasilmaktadir. (Gevrek ve ark, 2004).
Konuyla ilgili bir diger arastirma, Çevre ve Orman Bakanligi Orman Toprak Laboratuvar Müdürlügü tarafindan gerçeklestirilmistir. Kizilçam (Pinus brutia Ten.) fidani yetistiriciliginde klinoptilolitin etkisi, farkli dozlar uygulanarak arastirilmistir. Klinoptilolitin % 5 ve % 10 uygulamalarinda, % 30 uygulamasina göre daha iyi sonuç alinmistir. Yapilan çalismada sonuç olarak, yastikta yapilan kizilçam fidani yetistiriciliginde, klinoptilolitin kumlu balçik bünyeli bir topraga karistirilmasiyla üretilen fidanlarin, morfolojik özelliklerinin ve beslenme durumunun kontrol grubuna göre daha üstün oldugu belirlenmistir (Kilici ve ark., 2003.)Tarimsal mücadelelerde zeolitler ilaç tasiyici olarak da kullanilmaktadir (Anonim, 2004). Yüksek iyon degisim kapasitesine sahip dogal zeolitler ayni zamanda herbisit, fungusit ve pestisitler için etkin bir tasiyici görevi yapabilmektedirler. Dogal zeolitlerden klinoptilolitin çeltik tarlalarindaki yabanci otlarla mücadelede, herbisiditlerin tasiyici maddesi olarak kullanilmasi, diger ticari ürünlerin kullanimina oranla iki kat etkili oldugu görülmüstür (Hayashizaki ve ark., 1973).
Dogal zeolit mineralleri, organik tarimda da kullanim olanaklari bulmaktadir. Zeolit, topraktaki besin maddelerinin etkin bir sekilde kullanimini saglayarak gübre kullanimi azaltmakta, bu yönüyle de organik tarimda kullanilabilir dogal katki maddesi durumundadir (Lewis ve ark., 1984)
UMDEMIN ® TOPRAK DÜZENLEYICI
% 100 dogaldir. Zeolit madeninden özel olarak üretilmekte olup, üretimi esnasinda içerisine hiçbir kimyasal veya buna benzer bir karisim eklenmemektedir. Fiziksel ve kimyasal yapisinda hiçbir degisiklik olmadigi için toprakta erimez, kaybolmaz. Bünyesindeki kristal yapisindan dolayi agirliginin % 25-30 fazlasi su tutabilir, hacmi degismez, sisme yapmaz. Toprak kurudugu zaman bu suyu tekrar topraga verir.UMDEMIN ® tabii olan ve olmayan mineraller arasinda bilinen en iyi toprak düzenleyici minerallerden olusmaktadir. Bitkinin toprakla olan alisverisini düzenler. Topraktaki zararli mineralleri, agir metalleri, tuzu ve fazla suyu emer, yüksek katyon degistirme kapasitesiyle topraktaki mineralleri parçalayarak faydali ve ihtiyaç duyulan parçalarini bitkiye aktarir. Tohumlama sonrasi köklenme için uygun ortami olusturur. Köklerle toprak arasinda katalizör görevi görerek alisverisi hizlandirir.
Gübre ile birlikte karistirilip hazirlanan toprakta UMDEMIN gübrede çabuk yikanabilen azot (N) ve potasi (K) ilk sulama sirasinda su ile gözeneklerine çekecektir. Böylece azotun yer alti suyuna yikanmasi engellenir. Bitki amonyumu UMDEMIN'den kullanmaya devam ettikçe sirayla Mg ve Ca iyonlari bünyeye alinmaya baslanacaktir. Azot UMDEMIN'de azalmaya basladikça potasyum yavasça salinmaya baslar. Klino yavasça biraktigi azot ve potasin yerine diger iyonlari, örnegin kalsiyum fosfatin, kalsiyumunu alacaktir. Bu adim, topraktaki fosforu biyolojik olarak daha fazla kullanilabilir hale getirecektir.
Umdemin'in kanal genislikleri 10-9 m (Angstrom) dir. Bundan daha küçük olan NH4+ kolaylikla kanala yerlesmektedir. Nitrifikasyon bakterileri ise 10-6 m (Mikron) büyüklügündedir ve bu nedenle bakteriler UMDEMIN'in kanallarina erisip amonyumu, nitrite dönüstürememektedirler. Bu sekilde, azotlu maddeler toprakta uzun süre formunu degismeden kalmaktadir. Kimyasal yapisinda 12 degisik mineral vardir. Toprakta tam olarak kullanilmayan kimyasallar, mineraller, gübreler gibi besinlerin (Iz Elementler) iyon degistirme özelliginden dolayi tekrar dengeli bir vaziyette toprak yolu ile bitkiye geçmesini saglar. Azota, fosfora, potasyuma duyarli oldugundan sürekli aktif haldedir. Amonyumu bünyesinde baglayarak (1 gr UMDEMIN 20 mg Amonyum Iyonunu tutabilir.) azotlu gübrelerin yikanmasini azaltir. Topraktaki kalsiyum ve fosforu harekete geçirerek bunlarin bitkiye geçmesini saglar. Topragin pH�ini sürekli dengede tutar. Asiri gübrelemeden dolayi tuzlanmayi önler.
Sonuç itibari ile topragin tarima hazirlanmasinda mükemmel bir düzenleyicidir. Topragi sürekli nemli tutarak mikroorganizma faaliyetinin artmasini saglar. Topragin daha fazla havalanmasina katkida bulunarak sertlesme ve çatlamayi önler. Fenni gübre kullanimini daha ekonomik bir hale getirir, nadasa birakmayi önler, bitkinin yesil aksamini canli tutar, kök çürümesini önleyerek ideal bir köklesme saglar. Erken çiçek ve olgunlasma saglayarak erken hasat saglar, mahsulde tat ve kaliteyi arttirir. Bunlarin hepsi daha fazla verim
1.
Gübre tek basina topraga uygulanir.
2.
Sulama sonrasi, gübredeki uçucu nitrojen, amonyak gazi halinde kaybolmaya baslar.
3.
Sulama ile gübre içindeki yararli maddeler kök bölgesine iner.
4.
Kökler gübreyle gelen yararli maddeleri emer, bazilari geçirgen toprak nedeniyle derinlere süzülür.
5.
Zamanla gübrenin posasi kök bölgesi civarinda kalirken yararli mineraller su-lama ile kökten uzaklasir ve kullanilamaz. Bu nedenle bitki beslenip gelisemez.
Gübredeki yarayisli maddelerin sulama sonucunda kökün ulasamayacagi derinlige süzülmesini önler, tabii gübrenin kullanilabilir hale gelmesini hizlandirir, fenni gübre kullanimindan dogan zarari asgariye indirir, böylece gübre maliyetlerini azaltir. Fazla miktarda kullanimi bitkiye zarar vermez.
1.
Gübre daha önce topraga karistirilmis olan UMDEMIN® nin üstüne ya da ürünle birlikte karistirilmis olarak uygulanir.
2.
Umdemin, uçucu nitelikteki yararli gazlari kanalcikli yapisiyla adsorbe ederek korur.
3.
Sulamayla yikanan yararli minerallerin pek azi kökten uzaklasir. Çogu tutulur.
4.
Gübrede bulunan yararli maddeler bitki ihtiyaç duyana kadar depolanir, daha sonra ihtiyaç oraninda serbest birakilir.
5.
Umdemin, gübreyi kök bölgesinde tutarak kullanim süresini uzatir.
6.
Kök alaninda tutulan besinler topraga uzun dönemli bakim ve onarim saglar.
Tamamen Dogal Zeolit� den ibaret olan Umdemin Tarim Ve Köyisleri Bakanligi tarafindan Tescillidir.Tescil No : 0749 Ayni zamanda Ecocert Sa tarafindan da sertifikalandirilmis, ve IMO firmasi tarafindan da Akseptans verilmistir.
daha iyi büyümesini saglar
http://www.akgultarimnet.com/
Dogasever
15-02-2010, 18:58
Sn Epsody
Zeolit hakkındaki bu geniş açıklamalardan ötürü çok teşekkür ederiz. Türkiye'de ticari bulunabilirliği ve toptan/perakende fiyatları hakkında da biraz bilgi verebilir misiniz?
Sn Epsody
Zeolit hakkındaki bu geniş açıklamalardan ötürü çok teşekkür ederiz. Türkiye'de ticari bulunabilirliği ve toptan/perakende fiyatları hakkında da biraz bilgi verebilir misiniz?
Sayın doğasever, ben geliboluda 50kg.lık torbalarda yem katkısı olan çeşidini aldım bu toz halde üretilmiş, mısırın silaj yapımında kullanılıyor, aklımda kalan ölçüsü hayvan ağırlığının %5i kadar katılabiliyor silajlık mısıra fermantasyon sırasında, kaynak bilgilerini araştırıyorum birazdan ekliyeceğim.
http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=500465&postcount=21
Daha önce paylaşıldı mı bilmiyorum ama internet te dolaşırken karşıma çıkan zeolit le alakalı yazıyı paylaşıyım dedim. Umarım yararlı olur. Yazı için buraya (http://www.doa.gov.tr/doadergisi/doa7/d1.pdf) tıklayabilirsiniz.
Toprakların organik özelliklerinin, solucanların populasyonlarının artışlarına bağlı olarak toprakların neminin artışı ile solucanların toprak içi hareketlerinin artmasıyla maksimum seviyelere ulaşmasının sebebleri başında, solucanların toprağın derinliklerinde bulunan besin maddelerinide toprağın üst kademelerine taşıyarak, bitki köklerinin ulaşamadığı bölgelerde solucanların bu hareketiyle bitkilerin kök bölgelerine ulaşması sağlanmaktadır.
Solucanları toprak içindeki bu tip bir uygulamanın açıklamaları şu şekilde izah edilebilmektedir, bilindiği üzere solucanlar toprağın fazla ıslanmasıyla bu nemin azaltılması için çeşitli yönde kanallar açarak toprak erozyonunda büyük bir fayda sağladıkları bilim adamlarınca gözlenmiş, toprak erozyonuna sebeb yağmur sularının solucanların toprak içinde açtıkları bu kanallarda dağılarak suyun akış şidddetinin bozucu etiklerini aztarak solucanların toprak yapısındaki bu haraketlerinin erozyonu önlemenin yanında gözenekliliğinide artırdığını belirtmişlerdir.
Solucanların toprak içindeki yoğunluğuna bağlı olarak topraklar bu şekilde makinelere gerek kalmadan toprak işleme yapılması bir ekonomik değer sayılması bakımından, dikkate değer bir olgu olarak solucanların bizim topraklarımızı işleyen canlıllar olarak, toprak nemi azaldıkçada nemli bölgelere çekilerek toprağın derinliklerindeki yuvalarına döndüklerinde bitkilerimize işlenmiş bir toprak parçası bırakmaktadırlar.
Bunun ispatı bence çok açık olarak baharda toprağın üzerindeki yabani otların olağan üstü gelişmeleriyle açıklanabilr, bu gelişmelerini sürdüren yabani otların üzerinde insan emeği olmaması bunun tek izahı durumundadır.
Cumhur Tonba
14-05-2010, 00:45
Çok harika ve yararlı bir bölüm. Katılan, fikirlerini açıklayan arkadaşlara teşekkürler.
Ne yazık ki topraklarımızı müthiş bir oburlukla sömürüyoruz. Aşırı gübreleme, aşırı sulama, aşırı ilaçlama. Ayrıca anız yakma, yanlış toprak işleme. Dozer gibi traktörlerle toprağı çiğneme. O kadar olumsuz işler yapıyoruz ki, anlatmakla bitmez.
Bu nedenle toprağımızı nasıl kurtarabiliriz diye fikir üreten, açıklamalr yapan sizlere yürek dolusu selamlar.
artemisia10
17-05-2010, 13:33
merhabalar,
Bende aranıza yeni katıldım forumlardan inanılmaz güzel bilgiler ediniyorum.Emek harcayan herkese teşekkürler.Balkonda birşeyler yetiştirmeye çalışırken biirden sevdamız iyice artmaya başladı ve gidip kendimize bir tarla aldık.forumlardan bilgi edinirken insan gittikçe derinlere dalıyor ve açıkçası bu işin çok özen gerektiren bir uğraş olduğunun farkındayım.Bilgilere ulaşmak kolay ama uygulamada nerden nasıl başlamak gerekiyor bilemiyorum .Aldığımız tarla balıkesir merkeze yakın henüz toprak analizi yaptırmadık ama ceviz ve badem yetiştiğini söylüyorlar .Toprak çok yumuşak ve kumlu gibi açık renk sayılır şunuda söyleyeyim bu konuda tamamen bilgisizim...birazda taşlık gibi tabanda su var diyorlar10 m de su çıkarmışlar komşular.konuyu dağıtmadan okuduğum kadarıyla geçirgenliği fazla pek verimli olmayan bir toprak.öncelikle DSi'nin makinalaıyla arkasında demir çubukları varmış burayı patlatın diyorlar buna gerek var mı?Çünkü toprak yumuşak ve kolay sürülür gibi geliyor artı bu makinalar nasıl bilmiyorum ama torak için iyi olur mu.
artemisia10
17-05-2010, 13:43
Toprağı nezaman gübrelememiz gerekiyor ve birde yabancı otlar var hangi sırada bu işlemleri yapmamız gerekiyor kimyasal ürünler kullanmadan toprağı iyileştirmek istiyorum.Hatta gübremizi bile kendimiz yakabiliriz diye düşünüyorum .Ama burası yaklaşık 9 dönüm ve pratik hiç bir uygulama yapmadık daha önce acaba biraz hayal mi kuruyorum...Malum bakmakla usta olunmuyor...Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Toprağı nezaman gübrelememiz gerekiyor ve birde yabancı otlar var hangi sırada bu işlemleri yapmamız gerekiyor kimyasal ürünler kullanmadan toprağı iyileştirmek istiyorum.Hatta gübremizi bile kendimiz yakabiliriz diye düşünüyorum .Ama burası yaklaşık 9 dönüm ve pratik hiç bir uygulama yapmadık daha önce acaba biraz hayal mi kuruyorum...Malum bakmakla usta olunmuyor...Tavsiyelerinizi bekliyorum.
Sentetik veya kimyasal gübrelerin alternatifi organik gübrelerdir, organik atıklardır, mutfak atıklarınızı taze ahır gübrelerle homojen bir karışmla gübreleriniz daha zengin yapı kazanırken aynı zamanda daha yoğunluk kazanacaktır.
Toprağınızın organik yapısının artırılması için ağaçlarınızın budama artıklarnıda öğüterek malç yapımında hazırladığınız gübrelerin üzerine örterek toprak yapısına büyük zenginlik sağlamış olursunuz tabii bu işleri sonbaharda bitkiler olmadığı ortamlara uygulamalısınız.
Hatta bu işlemi sebze dikim parsellerine öncelik vererek yaparsanız baharda dikeceğiniz bitkilerinize iy bir bitki toprağı sağlamış olursunuz, başlığa ilgi duyarak sorduğunuz sorularla bana çalışmalarımı açıklama fırsatı verdiğiniz için size teşekkür ederim, sevgiyle kalın.
Arkadaşlar hepimiz toprak ve bitki sevdalısıyız bu sevgimiz den dolayı bitkilerimize ve toprağımıza organik madde ilavesi için neden ek masraf yapalım, bahçemizin bir köşesine altı delik üstü kapanabilen bir varil koyarak mutfaktan çıkan bahçenin yaprak ve bitki artıklarını hatta çevreden bile toplıyarak bu kapta biriktirertek kendi halinde olgunlaşmaya bırakarak ihtiyaç halinde kabı kaldırıp olgunlaşanları alarak elediğmizde elek üstünde kalanları kapımımıza bırakarak, toprağımız için ek masraf yapmadan organik madde sağlayabilir, atıklarımızlada çevremizi kirlenmekten kurtarabiliriz.
Arkadaşlar topraklarımızın organik özelliklerinin arttırılması bir bakıma içindeki kimyasalların yarattığı toksinlerin ve ağır metal kalıntılarının arındırılarak toprağın yapısını bozarak hastalık ve zararlıların artmasınıda engellemiş olacağız, internet kaynaklarından derlediğim bu alıntı makalede toprağı temizleyen bitkiler anlatılmaktadır.
Yeryüzündeki hayatın sebepler plânında devamlılığı için toprağa önemli vazifeler gördürülür Bitkilerin ihtiyaç duyduğu besin ve su, toprak vasıtasıyla sağlanır Toprağın bünyesinde barındırılan çok çeşitli canlı türleri, kara ekosistemindeki hayat için önemli fonksiyonları yerine getirir Bakteriler, mantarlar, karıncalar, lârvalar, örümcekler, solucanlar, salyangozlar ve kemirgenler bunlardan bazılarıdır Bu canlıların topraktaki miktarları oldukça fazladır Meselâ bir hektarlık (10000 m2) alana ve 30 cm kalınlığa sahip bir toprak tabakasında, yaklaşık 25 ton toprak organizması barındırılır
Toprağın korunması da aynı derecede önemlidir Fakat günümüzde kıymeti tam takdir edilemeyen toprak, canlılara zarar verebilen kimyevî maddelerle kirletilmiş durumdadır Meselâ kadmiyum, arsenik, krom ve civa aşırı derecede; kurşun, nikel, molibden ve flor orta derecede; bor, bakır, manganez ve çinko ise düşük derecede zehirli kimyevî maddelerin yapısında yer alır
Toprakta biriken bu maddelerin birçok kaynağı vardır Fosil yakıtların yakılması, madenlerin eritilmesi (döküm) ve diğer sınaî faaliyetler neticesinde bu maddelerin tonlarcası atmosfere karışmaktadır Her biri çeşitli hikmetlerle cereyan eden atmosferdeki süreçler ise, bu maddelerin önce toprağa daha sonra da bitkilere geçmesine sebep olmakta, neticede, kirletilmiş su ve toprak önemli çevre, tarım ve sağlık problemlerine yol açmaktadır
Meselâ toprakta yaygın olarak bulunan boraks; deterjan ve sun’î gübrenin yoğun kullanılmasından kaynaklanmaktadır Gübre olarak kullanılan süper fosfat ile toprakta bulunan kireçtaşı; genellikle az miktarda kadmiyum, bakır, manganez, nikel ve çinko ihtiva eder Kadmiyum ve krom, metal kaplamalarda; kadmiyum ayrıca pil üretiminde; arsenik ise pamuk, tütün ve meyve üretiminde böcek ve yabanî ot öldürücü olarak kullanılır Söz konusu maddelerin yer aldığı ürünlerin kullanımı bilhassa son yıllarda giderek arttığından, bunlar insanlar tarafından hava, su ve besin yoluyla günlük olarak daha yüksek nispetlerde alınır olmuştur
Bu konuda kısmî olmakla birlikte, temiz ve kalıcı bir çözüm olarak yakın zamanda bitkilerle iyileştirme (fitoremediasyon) tekniği geliştirilmeye başlanmıştır Yapılan araştırmalar, bitkilerin zehirli kimyevî maddelerle kirletilmiş toprağı temizlemede önemli vazifeler üstlendiğini ortaya koymuş; bu arada, bitkilerin zehirli atıklarla dolu bir çevrede nasıl hayatta kalabildiği konusunda da önemli bilgilere ulaşılmıştır
Toprağın gönüllü temizleyicileri: bitkiler
Çevreye zarar veren maddeleri yok etmek veya bunların tesirini azaltmak için bitkilerin kullanılmasına, ‘bitkilerle iyileştirme metodu’ denir Kirletilmiş toprağın mühendislik gerektiren teknolojilerle temizlenmesi oldukça maliyetli bir işlemdir ve görüntü kirliliğine yol açmaktadır Bazı bitki türlerine, topraktan bünyelerine gelen çinko, kadmiyum ve nikel gibi ağır metalleri; gövde, filiz ve yapraklarda biriktirme kâbiliyeti bahşedilmiştir Birikmenin olduğu bitki kısımları toplanıp hacimce küçültülmekte ve yeniden değerlendirilmek üzere depolanmaktadır
Metal depolayabilen bitkiler, toprağın temizlenmesinin yanısıra, madencilikte de kullanılabilir Biyo-madencilik; kirlenmiş veya mineralize olmuş toprakta, bitki yetiştirmek yoluyla maden elde etmek şeklinde târif edilmektedir Bu, bitkilerin toprakta yetiştirilmesi ve yeterince mineral aldıklarında da biçilmesiyle gerçekleştirilmektedir Bitkiler, balyalandıktan sonra yakılmakta ve oluşan küller maden filizi olarak satılmaktadır Pensilvanya’da, çinko bakımından zengin bir arazide yetiştirilen Thlaspi caerulescens bitkisinin külünden, % 30-40 oranında çinko üretilmiştir
Toprağın temizlenmesinde bitkiler nasıl vazife görür?
Son zamanlarda, toprak temizleme konusunda oldukça faydalı olduğu tahmin edilen Thlaspi caerulescens bitkisi üzerinde araştırmalar yapılmaktadır Thlaspi, brokoli ve lahana ailesinin cılız bir ferdidir Bu bitki, yüksek nispette çinko ve kadmiyum ihtiva eden toprakta yetişir Ağır metal varlığında geniş kök yapısı oluşan bu bitkilerde saçak kökler vasıtasıyla gelen metaller önce gövdeye, oradan da diğer kısımlara taşınarak yapraklarda depolanır Thlaspi gibi depolayıcılar, metal depolamanın mekanizmasını açıklamak, hattâ bu hâdisede rol oynayan biyolojik sistemi aydınlatmak için iyi bir model teşkil etmektedir Bu bitkilerin genetik yapısına, topraktaki ağır metallerin çözünürlüğünün artırılmasında, metallerin köklere ulaştırılmasında ve bu ulaştırmaya vesile olacak proteinlerin üretilmesinde rol oynayan genler konulmuştur
Tipik bir bitki 100 ppm (tonda bir gram) çinko ve bir ppm kadmiyum depolama kapasitesine sahip kılınmışken, Thlaspi, herhangi bir zehirlenme olmadan, 30000 ppm’e kadar çinko ve 1500 ppm’e kadar kadmiyum depolama kapasitesine sahip olarak yaratılmıştır Hâlbuki normal bir bitki, 1000 ppm çinko miktarında veya 20 ile 50 ppm arasında bir kadmiyumla zehirlenebilir Bütün bitkiler, Thlaspi gibi yüksek miktarlarda ağır metalleri depolama kapasitesinde yaratılmış olsaydı, bunlarla beslenen canlıların hâli nice olurdu?
Thlaspi bitkisindeki çinko depolama mekanizması araştırılırken, bitkinin bazı kısımlarının çinkonun taşınması için uyarıldığı tespit edilmiştir Normal bitkilerde çinko taşınmasında vazifeli proteinleri şifreleyen genlerin okunması çinko miktarına göre ayarlanırken, Thlaspi’de bu genlerin okunması bitkideki çinko miktarından bağımsız olup, dokudaki çinko miktarı çok yüksek seviyelere ulaşıncaya kadar taşıyıcı proteinlerin sentezlenmesi devam eder Böylece, topraktan fazla miktarda çinko taşınmasına imkân sağlanır
Radyoaktif sezyum nasıl temizlenir?
Radyoaktif sezyum-134 ve sezyum-137 ile kirlenmiş toprak üzerinde yapılan araştırmalar neticesinde, sezyum-137’nin toprak yüzeyinde yol açtığı kirliliğin tesirleri azaltılsa da, bu elementin bulunduğu bölgenin hâlâ radyoaktif kirlilik tehdidi altında olduğu görülmüştür Bunun en önemli sebeplerinden biri, sezyum-137’nin 32,2 yıllık yarılanma ömrü ile uzun ömürlü bir radyoaktif izotop olmasıdır
Enerji girdisinden dolayı çok pahalıya mal olan diğer temizleme teknikleriyle kıyaslandığında, bitkilerle iyileştirme çok avantajlı bir tekniktir Sezyum toprakta bulunduğu şekliyle bitki tarafından çekilmemektedir Sezyum-137 elementinin toprakta çözülmesine amonyum iyonları vesile olmaktadır
Radyoaktif sezyumun topraktan temizlenmesinde, kazayağının bir türü olan Amaranthus retroflexus’un test edilen diğer bitkilere göre 40 kat daha verimli olduğu görülmüştür Eğer bu bitki yılda 2 veya 3 defa ekilip biçilirse, kirlenmiş arazinin 15 yıldan az bir sürede temizlenebileceği tahmin edilmektedir
Arsenikle beslenen bitki
Arsenik topraktaki yabancı otları ve böcekleri öldürmek için kullanılan ziraî ilâçların üretiminde kullanılır Pteris vittata isimli eğreltiotunun arsenik depolamaya uygun bir yapıda yaratıldığı belirlenmiştir Eğreltiotunda topraktakinden 200 kat daha fazla arsenik bulunduğu keşfedilince, bitkinin arsenikle beslendiği anlaşılmıştır Bu keşfin bilhassa sanayi ve maden bölgelerindeki tarım arazilerinin temizlenmesinde yeni ufuklar açacağı düşünülmektedir
Alüminyumun zararı nasıl azaltılabilir?
Yerkabuğunda en çok bulunan sekiz elementten (oksijen, silisyum, demir, magnezyum, sodyum, potasyum, alüminyum, kalsiyum) biri olan alüminyum, topraktaki kilin ana bileşenlerindendir Bazik veya nötr pH değerlerinde alüminyum, bitkiler için problem oluşturmaz Bununla birlikte, asidik topraklarda alüminyumun toprakta çözünebilir bir şekli olan Al+3, bitki köklerini tehdit eder bir seviyede zehirlidir
Buğday, mısır ve arpanın da aralarında bulunduğu bazı bitki türlerinin, asidik toprakta yüksek metal nispetine rağmen nasıl yetiştirilebileceği araştırılmaktadır Bu konuda, gen haritası çıkarılmış olan ve bir model teşkil eden Arabidopsis thaliana (hardalgillerden) üzerinde çalışmalar yapılmaktadır Meselâ, mutasyona uğramış Arabidopsis’in alüminyumu zararsız hâle getirme kabiliyetiyle donatılmış olduğu tespit edilmiştir Eğer burada rol oynayan genler tespit edilebilirse, alüminyuma karşı hassas arpa gibi bitkilerin direncini artırmak için gen nakli yapmak mümkün olabilecek, böylece arpa verimliliği artırılabilecektir.
http://www.mumsema.com/saglik/114114-toprak-temizlikcisi-bitkiler.html
cancan21
05-07-2010, 18:18
Sonbaharda yapılan malç ilkbaharda sebze ekimi yapılırken yerindemi kalır?Yoksa toplanırmı?
Sonbaharda yapılan malç ilkbaharda sebze ekimi yapılırken yerindemi kalır?Yoksa toplanırmı?
Arkadaşım uyguladığınız malç plastik örtümü yoksa organik mataryellerden mi oluşuyor, bu belirtmemişsin ben organik malç uygulamısından bahsedeceğim.
Arkadaşım daha sonra kullamak için malç bulma konusunda sıkıntılar yaşamıyacaksanız yerinde kalmasının sakıncaları olmıyacak hatta faydalı olma durumu toprak için devam edecektir, ekim ve dikim işini malçı kaldırmadan yapmakta zarar olmıyacaktır, geçen süre içinde malç'ınız olgunluk kazanarak bitkilerinize kompost özelliği ile toprak yapısında gevşeklik sağlıyarak, bitkilerin gelişmesine destek sağlıyacaktır.
Açıklamalarım organik malç için geçerlidir daha sonraki mesajınızda hangi tür malzeme ile malç uygulamasında bulunduğunu belirtirseniz size daha detaylı bilgiler sunabilirim sevgiyle kalın.
Arkadaşlar topraklarımızın organik içeriği bilindiği üzere normalın altında olduğu her kez tarafından bilinmesine karşın bu konudaki çalışmaların yetersizliğine dikkat çekerek, sonbahar mevsimini yaşadığımız şu günlerde topraklarımıza yapacağımız organik materyellerin öncelikle toprak içi canlılarının yaşamlar için önem arz etmektedir.
Topraklarımıza yapacağımız malç uygulaması ile beraber organik madde ile leonardit'in önemli katkılar sağlıyacağı topraklarımızın olumsuz kış şartlarına karşı güç kazanarak canlılığını korumasını sağlıyabiliriz.
Arkadaşlar topraklarımaza kış aylarında, sanki üzerinde bitki varmış gibi aynı ilgiyi göstermek zorunluluğu içinde olursak, toprak altı yapısının güçlenmesini sağladığımız takdirde bitki ektiğimiz dönemde, toprak altına sağladığımız katkıların bitkilerimizin ürünlerinde bunun karşılığını görme şansımızı arttımış olacağız.
Topraklarımızın yapısını bitkilerin gelişmelerini yönünde düzenlenmesi bakımından lenardit hümik asit ilavesi yapmalı, ağır bünyeli topraklara perlit pomza vermikülit gibi mineraleri gerekli oranlarda ilevesi ile bu tip toprakların bünyeleri daha sağlıklı yapıya kavuşturabiliriz, orta bünyeli topraklara klinoptililit, veya umdemin ilavesi bu toprakların yapısında gerekli düzenlemelerde bulunabiliriz.
Leonarditin bulunamadığı durumlarda linyit kömürünün en ince tozlarınıda kullanarak topraklarımızdaki mikro canlıların besin olarak karbon birinci sırada geldiğinden linyit kömürü tozları çok yönlü faydalar sağlıyarak topraklarımızın düzenlenmeleri sağlanarak canlılığını arttırmış olacağız.
Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi HAMAK
epsody selamlar
ama bu arada sitede birsürü malzeme var humik asit. zeolit vs. onlara bakıyorum.
Sevgili HAMAK Daha öce yazmış olduğunuz mesajınızın bölünmüş kısmının bu konu başlığı içinde ilgili açıklamalar bulacaksınız, ilgileriniz için şükranlarımı sunarım sevgilerimle.
Sergüzen
02-01-2011, 19:59
Bahçem bahara hazır. Altta mevsim sonunda söktüğüm bitkiler (Azot, fosfor, potasyum), üstte ise saman (organik artıklar). Önümüzdeki yıl daha az hayvansal gübre kullanacağım ve samandan dolayı toprağımın organik maddeleri daha fazla olacak. Toprak yapısı (Tekstür) da daha yumuşak olacak. Toprağımın yüzeyi samanla kaplandığı için ot çıkma oranı daha az olacak. Bütün bunlara ilave olarak, toprağımda mikro organizmalar ve solucan popülasyonu artacak. Solucanların arttığını samanları karıştırdığımda şimdiden görebiliyorum. Kompost yapacak yerim olmadığı için onu şimdilik yapamıyorum. Mayıs ayında yaptıracağım toprak analizi sonucu daha iyi aydınlatacak.
Bahçesi olan Arkadaşlar, Bahçemizde hobilerimiz içinde çeşitli bitkiler yetiştirmekteyiz, kimimiz çiçek sevdalısı kimimiz de çiçeklerle yetinmeyip sebze ve meyve yetiştirmek gibi meraklar içinde hobilerimizle kendimizin boş zamanlarını değerlendirerek kendimize mutluluk yaratarak, bir terapi içinde hayatın çilelerinden arınıyoruz.
Arkadaşlar biz bu bitki severliliğimizi bahçemizin toprağında uygularken titiz bir bahçevanlık yaptığımızın ne kadar farkındayız. Arkadaşlar bu başlığı açarak toprak ve bitkiler üzerindeki bilgilerimizi surgulama amacı güderek bu konudaki bilgi ve deneyimlerinizi paylaşmaya davet ederek, İyi birer bahçevan olmamızın gerekleri neler olduğunun sonuçlarını da almış olacağız.
Bu başlık aynı zamanda bitki severliğimizin başlangıcının önce toprakları tanıyarak bahçemizin gerçek bahçevanlığı nasıl olunacağı ilkesine hizmet edecektir.
Arkadaşlar bilinceği üzere ben bahçe çalışmalarıma toprak organik yapısının zenginleştirme ve bitkilerin gelişmelerini sağlıyacak en iyi düzenlemeleri yapmakla başladım, ilk bitki yetiştireceğim toprağın yabani otların istilası içinde gördüğümde, öncelikle bu otları değerlendirerek toprak yapıma katarak bu otları kompostlaştırmaktı.
Bahçemin toprağında yetişmiş bu yabani otların toprağımın organik maddesini taşıdığının bilincinde olduğumdan ilk ekim döneminde gübre aramıyacaktım, bahçemin bir köşesinde toprakta açtığım çukura topladığım yabani otları doldurarak üstünü toprakla kapatmıştrım.
Kış geçipte bahar geldiğinde ilk işim çukuru açıp içindeki yabani otların toprak içi canlılar tarafından işlenip kahve rengi -siyah yapıda olgunlaştığını görmem beni ziyadesiyle memnun etmişti ilk sınavımı vermiştim iyi bir iş yapmanın mutluluğunu yaşayarak ilk bitkilerimi bu yabani otlarla yaptığım gübre ile bitkilerime besin sağlamayı başarmıştım.
Arkadaşlar bilinceği üzere ben bahçe çalışmalarıma toprak organik yapısının zenginleştirme ve bitkilerin gelişmelerini sağlıyacak en iyi düzenlemeleri yapmakla başladım, ilk bitki yetiştireceğim toprağın yabani otların istilası içinde gördüğümde, öncelikle bu otları değerlendirerek toprak yapıma katarak bu otları kompostlaştırmaktı.
Bahçemin toprağında yetişmiş bu yabani otların toprağımın organik maddesini taşıdığının bilincinde olduğumdan ilk ekim döneminde gübre aramıyacaktım, bahçemin bir köşesinde toprakta açtığım çukura topladığım yabani otları doldurarak üstünü toprakla kapatmıştrım.
Kış geçipte bahar geldiğinde ilk işim çukuru açıp içindeki yabani otların toprak içi canlılar tarafından işlenip kahve rengi -siyah yapıda olgunlaştığını görmem beni ziyadesiyle memnun etmişti ilk sınavımı vermiştim iyi bir iş yapmanın mutluluğunu yaşarak ilk bitkilerimi bu yabani otlarla toprak için bitkilerime besin sağlamayı başarmıştım.
Sayın epsody,Giriş çok güzel.İnsanlar çok şey bilebilirler, önemli olan bildiklerini başkalarına aktarabilmek.Herkesin bilgi,kültür,anlama ve öğrenme düzeyi farklıdır.Herkesin anlayabileceği şekilde konuların aktarılması çok önemlidir.İlgiyi gittikçe arttırır.Öğrenmeyi kolaylaştırır.Anlattıklarınızı görsel sunularla aktarırsanız tadına doyum olmaz. Sizi kutluyorum.
Bahçem bahara hazır. Altta mevsim sonunda söktüğüm bitkiler (Azot, fosfor, potasyum), üstte ise saman (organik artıklar). Önümüzdeki yıl daha az hayvansal gübre kullanacağım ve samandan dolayı toprağımın organik maddeleri daha fazla olacak. Toprak yapısı (Tekstür) da daha yumuşak olacak. Toprağımın yüzeyi samanla kaplandığı için ot çıkma oranı daha az olacak. Bütün bunlara ilave olarak, toprağımda mikro organizmalar ve solucan popülasyonu artacak. Solucanların arttığını samanları karıştırdığımda şimdiden görebiliyorum. Kompost yapacak yerim olmadığı için onu şimdilik yapamıyorum. Mayıs ayında yaptıracağım toprak analizi sonucu daha iyi aydınlatacak.
Arkadaşım Sergüzen; Çalışmalarıma göterdiğiniz ilgiye şükranlarımı sunar, size daha yararlı olacak bilgilerimin linkini ekliyorum, Etkinliklerimi (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=14353) buradan takip ederek yorumlarınız olursa şükranlarımı sunarım, sevgilerimle.
Sayın epsody,Giriş çok güzel.İnsanlar çok şey bilebilirler, önemli olan bildiklerini başkalarına aktarabilmek.Herkesin bilgi,kültür,anlama ve öğrenme düzeyi farklıdır.Herkesin anlayabileceği şekilde konuların aktarılması çok önemlidir.İlgiyi gittikçe arttırır.Öğrenmeyi kolaylaştırır.Anlattıklarınızı görsel sunularla aktarırsanız tadına doyum olmaz. Sizi kutluyorum.
Arkadaşım adavci ; Çalışmalarıma göterdiğiniz ilgiye şükranlarımı sunar, size daha yararlı olacak bilgilerimin linkini ekliyorum, Etkinliklerimi (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=14353)ve çalışmalarımı (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=20921) buradan takip ederek yorumlarınız olursa şükranlarımı sunarım, sevgilerimle.
Arkadaşlar hepimiz doğa dostu olarak kendimizi doğanın içinde daha mutlu hissettiğimizden yapay mekanlar içinde bitkiler yetiştirmekteyiz, yapay diyorum çünkü yetiştirdiğimiz bitkilerin toprak isteklerini kaçımız doğal yöntemler kullanarak onların bu isteklerini karşılıyoruz, bu her zaman tartışmaya açık bir konu.
Arkadaşlar ben doğaseverlik olayına vurgu yaparak, kendimizin çocuklarımızın vede yaşı ilerlemiş olanların torunlarını sağlıklı beslenme konusunda temiz tarım uygulamaları içinde yetiştirilmiş sebze ve meyvelerle beslenmeyi hep istemişiktir.
Hobi bahçelerimizde yetiştirdiğimiz her türlü bitkilerin yetiştirilmesinde doğal yöntemleri uyguluyarak onların toprak isteklerine cevap verecek çalışmalara kaçımız önem vermektedir, hobilerimizi genişleterek bitkilerimizin renk tat aroma ve görünüşlerini doğal yapılarında yetiştirmek için de hiç kimyasal kullanmadan organik atıklarımızı kullanarak bitkilerimizin kullanacağı forma dünüştürmenin yolları kompostlaştırmak olmalıdır.
Bahçemizin toprağındaki fazla sularının tahliyesinin ilerki zamanlarda solucanlar tarafından yapılacağı gerçeğinde, her türlü bitkilerimiz ve çimlerimiz zarar görecektir, sizin drenaja önem vermemeniz ilerki zamanlarda toprağınızdaki solucan populasyonlarının toprağınızdaki fazla sudan etkilenerek bu fazla suyun tahliyesi için topraklarınızda çeşitli galeriler açarak bu fazla suların tahliyesini kendi yöntemleri ile yapacaklar bahçenizdeki dikili bitki ve çimlerinizin köklerinde toprak boşlukları oluşarak bitkilerinizin yaşamaları riske girecektir.
Topraklarımızdaki solucan poyulasyonların gelişmesine vede solucanların toprağınızın gereğinden fazla havalanmasının önüne geçmenin yolu yağmur sularının tahliyesi için gereken drenajın yapılması gereğinin yapılarak, bu tür olumsuzluklarının önüne geçmek için solucanları ilgilendiren bu konudaki bilgilerimi paylaşarak bilgi sürecine katkı sağlamış bulunmaktayım, sizlerinde benim bu paylaşımlarıma bir nebze katılmanızı beklerim, sevgilerimle hoşça kalın.
Arkadaşlar solucan gübre faaliyetlerimiz içinde sizlere bir yorum yapma ihtiyacı ile bu çalışmalar içindeki gözlemlerimle sabit olmuş bilgilerimi paylaşacağım.
Solucanlarımın beslenmelerini sağlamak için toprak üzerinde yaptığım kompostu 1x1 gözenekli elekten geçirsemde bu gözlerden geçen ufak taşçıkların solucan yataklarına taşındığını bildiğimden, bu gübrenin hasadı sırasında üst katmanlardan aldığım gübrenin içinde bu taş kırıntılarına rastlıyamıyordum.
Fakat üst katmandaki uluşan gübrelerin alınmasıyla alt katmanlarda bu taş kırıntılarına vede daha iri parça malzemelere rastlamam bu gözlelemimle bir gerçeğe ulaşmıştım, bu gerçek bize topraklarımızda solucan populasyonlarının arttırması ile toprak işlemesiz tarımın gerçekleşebileceğini ortaya koyuyordu.
Arkadaşlar solucanlar en ideal biçimde toprağı işliyorlardı gübrenin üst bölümleri tava gelmiş topraklardan çok daha mükemmel oluşum içinde bitki köklerinin tam gelişmesine uygun görünüm sağlanmıştı, bu oluşum içinde hiç sert maddeye rastlanmıyordu, solucanlar bütün sert maddeleri alt katmanlara taşımışlardı bu oluşumu hiç bir makinayla sağlanamazdı.
Toprak yapısındaki hiyerarşik canlılık bozulmadan toprak işlemesi görünüyordu, bu oluşumu ne insan eliyle nede makinayla sağlanamazdı, bu konunun açılmı ile bizler toprak işlerken toprağı alt üst ettiğimizde alt katmanlarda yaşlı mikro organizmalar ve güneşi ve oksijeni fazla tüketmiyenler, toprağın üstüne gelerek yaşamları buzulmakta, toprağın üst katmanında güneş ve oksijeni almak isteyen genç mikroorganizmalarda toprağın alt katmanlarında yaşamları sekteye uğrayarak topraklardaki işlevlerini yitirmekteler tabi bu olayı sadece alt üst şekliyle sınırlandıramayız, topraklar bu yöntem işlemeyle adeta mikro canlıların katliamıyla sonuçlanmaktadır.
Bu aletlerle yapılan bu toprak işlemeyi hangi mantıkla doğru bulmuşlarda, daha büyük makinalarlan bu işlemi hızlandırarak toprakların mahfını sağlıyarak erezyon, kuraklık ve çölleşmeyi kabullenmişlerdir.
Burada lafontenin hikayesindeki tavşan ve tosbağa benzerlik yarışının bir başka örneğini bende sunarak solucanla traktörün mukayesesi yaparak, toprakları işlemedeki yarışın galibinin solucanlar olacağı günler belirmiştir demekteyim anlayanlara, tabi benim bu gözlemlerimin yorumlarını paylaştığım arkadaşlarımdan kendi yorumlarını da almak isterim, sevgiler sunarım.
Toprağın dostlarına.. Çalışmalarımı buradan takip edebilirsiniz. (http://epsody-geliboludakibahem.blogspot.com/)
Sayın Epsody kısa cümleler daha anlaşılır olmaz mı?
Sayın Epsody kısa cümleler daha anlaşılır olmaz mı?
Arkadaşım rozkan;
Toprakların işlenmeleri hakkındaki makalemin anlaşılmasındaki engellerin açıklanması ile paylaşımlarında önü açılacaktır, ilgilerinin devamı için teşekkürlerimi sunarım.
Emilia Hazelip "Synergistic gardening" Turkceye etkilesimli tarim olarak cevirebilecegimiz yonteminden bu baslik altinda soz edebiliriz.
Bu yontem Masanobu Fukuoka nin "The One-Straw Revolution" adli kitabindan esinlenerek Emilia Hazelip tarafindan gelistirilmistir. Bu yontemde urun yetistirelecek yataklar sadece bir kez bellenerek temizlenir ve hazirlanir. Bu asamadan sonra topraga cok cesitli malzemeler ile malc (sanirim artik Turkceye bu sekilde yerlesti) uygulanir. Daha sonra birbirleri ile yetismeye uygun bitkiler (companion planting) esasina gore
yetistirilmeye baslanir. Bu yontemde esas olan hicbir suretle ilacamayapilmasi (organik bile olsa) yataklarin capalanmamasi, uzerine basilmamasi ve gubrelenmemesidir. Topragin ihtiyaci olan her turlu mineral ve diger organik malzeler malc yolu ile topraga kazandirilir. Kompost sadece fide uretiminde kullanilir. Bu konu ile daha genis bir video bu adresten izleyebilirsiniz (maalesef ingilizce fakat yontem oldukca acik bir sekilde anlatiliyor.)
http://video.google.com/videoplay?docid=2865701754864235132
iyi gunler
amatör hobici
01-03-2011, 20:09
Sn.epsody,
Size sormak istediğibir şey var.
1- Toprağı bellerken solucanlar belin altına denk gelince ikiye bölünüp yaralanıyor veya ölüyor. Bahçeyi pullukla sürme imkanım yok. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir mi diyeceğiz :)) Yaralanan solucanlar mutlaka ölür mü?, Veya öldürmeden nasıl toprağı işleyebiliriz
2- Yine toprağı bellerken ölmeden çıkan solucanlar tekrar kendi çabaları ile toprağa girebilirlermi? Her ne kadar üzerlerini toprakla örtsemde. Bu konularda beni aydınlatırsanız sevinirim. Vereceğiniz bilgiler için şimdiden teşekkürler.
Sn.epsody,
Size sormak istediğibir şey var.
1- Toprağı bellerken solucanlar belin altına denk gelince ikiye bölünüp yaralanıyor veya ölüyor. Bahçeyi pullukla sürme imkanım yok. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir mi diyeceğiz :)) Yaralanan solucanlar mutlaka ölür mü?, Veya öldürmeden nasıl toprağı işleyebiliriz
2- Yine toprağı bellerken ölmeden çıkan solucanlar tekrar kendi çabaları ile toprağa girebilirlermi? Her ne kadar üzerlerini toprakla örtsemde. Bu konularda beni aydınlatırsanız sevinirim. Vereceğiniz bilgiler için şimdiden teşekkürler.
Sayın amatör hobici, toprağınızın bellenmesi sırasında yaralanan solucanlar için bir kaza, elden gelen bir şey olmasa gerek, lakin toprağın bu şekilde gevşetilmesinden sonra toprağınızdaki solucanların yaşam riskleri çevredeki düşmanlarını harakete geçireceğinden esas olarak solucanların zararı bundan sonra oluşabilir.
Bu mesajındaki paylaşımlar sayesinde toprak işleme konusunda yeni düşünceler üretilebilir kanısındayım, eskilerin şu sözü üzerine bir yorum getirerek sizinle öngörümü paylaşmış olacağım, bilinen söz tava gelmemiş toprağın hastalanacağının belirtilerek müdehaleleri deki sakıncaların belirtilmesi, solucan kayıplarının yanında toprak düzenin bozulmasıyla da toprak canlılığının bu canlılar tarafından sağlandığından toprağın sağlığının bozulmasıdan buradan ileri geldiğidir.
Sizin duyarlılığınızın göstergesi olan gözleminiz deki bu olay size toprak işlemedeki sakıncaların ortaya çıkmasının ip uçlarından biri bu olmalı demekten kendimi alamıyorum.
Her ne kadar toprak işlemede sakıncalarım olsada size toprağınızı işlemede bir öneri sunarak sizi rahatlamak isterim, havaların ısınmasıyla toprak nemini doğal olarak kaybetmesi ile toprak canlılarıda bu gelişmelere parelel olarak toprak içindeki düzenlerini sağladıktan sonra topraklarımızda bizim bu müdahalemizle en az etkilenerek düzenini kurmakta zorlanmıyacaktır.
Sevgili amatör hobici ilgili yaklaşımlarındaki paylaşımlarına dayanarak bana bu yorumu yapma imkanı sağladığınızdan dolayı sizlere şükranlarımı sunar en iyi dileklerimle hep güzellikler toprağınızla bereber gelsin.
Saygılarımla.
Bana toprak lazım hemde en büyüğünden...
Arkadaşım seyyah 53, sizinle bir mesajlaşmamızda geliboluda karayokuş altında arazinizin olduğundan bahsetmiştiniz, oradaki araziniz size yeterde artar zannediyorum yeterki siz işinizi severek yapın toprak insanı bir çok yönleri ile mutlu eder, siz yeterki toprak dostu olarak kendinizi ortaya koyun en yakın destekçiniz olarak ben var hem forumlarda hemde komşu olarak bundan alası olmasa gerek, sevgilerimle hoşça kal.
amatör hobici
03-03-2011, 10:08
Sn.epsody,
Verdiğiniz değerli bilgiler ve zahmetleriniz için teşekkür ederim.Saygılar
Yücel Canpolat
03-03-2011, 10:31
[QUOTE size toprağınızı işlemede bir öneri sunarak sizi rahatlamak isterim, havaların ısınmasıyla toprak nemini doğal olarak kaybetmesi ile toprak canlılarıda bu gelişmelere parelel olarak toprak içindeki düzenlerini sağladıktan sonra topraklarımızda bizim bu müdahalemizle en az etkilenerek düzenini kurmakta zorlanmıyacaktır.
Tespit çok doğru uzmanı değilim ama mantık çerçevesin de katılıyorum Sn.epsody'ye:)
Merhaba,
Topragi bellerken kurekle ikiye ayirdiginiz solucanlar buyuk bir ihtimalle oleceklerdir. Toprak uzerine cikanlar ise kisa surede yeniden toprak altina gireceklerdir. Bunun en buyuk sebebi ise solucanlarin derilerinin isik ve isiya asiri duyarli olmasidir.
Topragi islemede eger bulabilirseniz bu aleti kullanabilirsiniz http://en.wikipedia.org/wiki/Garden_fork bu alet genellikle paslanmaz celikten imal edilir. Topragi islemede ve havalandirmada hem cok kullanisli hemde solucanlara en az zarari veren bahce aletidir. Ben sebze dikimi yapmadan once toragi hafifce bu aletle havalandirdiktan sonra dikim yapiyorum.
Topragin ust kisimlarini hafifce havaldirmak topragin ust yuzeyindeki mikro organizmalara daha fazla oksijen sagladigi gibi topragi olusturan tanecikleri birbirlerinden ayirarak bitki koklerinin ilerlemesine katkida bulunur. Bu islei yaptiktan sonra toprak yuzeyini malc ile kaplarsaniz cok daha iyi olur.
Sn.epsody,
Size sormak istediğibir şey var.
1- Toprağı bellerken solucanlar belin altına denk gelince ikiye bölünüp yaralanıyor veya ölüyor. Bahçeyi pullukla sürme imkanım yok. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir mi diyeceğiz :)) Yaralanan solucanlar mutlaka ölür mü?, Veya öldürmeden nasıl toprağı işleyebiliriz
2- Yine toprağı bellerken ölmeden çıkan solucanlar tekrar kendi çabaları ile toprağa girebilirlermi? Her ne kadar üzerlerini toprakla örtsemde. Bu konularda beni aydınlatırsanız sevinirim. Vereceğiniz bilgiler için şimdiden teşekkürler.
alperenim
14-03-2011, 11:56
Kıymetli arkadaşlar;
Toprak kirliliğinin önüne geçmede ve toprağa organik madde kazandırmada PERLİT, LEONARDİT ve TORF kullanılabileceği gibi GYTTJA da çok geçerli bir mineral deposudur. KSÜ ziraat mühendisliği fakültesinin araştırmalarna dayanarak söylüyorum ki, GYTTJA (gitya) humulik asit oranı yüksek ve çok zengin bir organik madde deposudur. GYTTJA (GİTYAYI) perlit, leonardit ve torf'un önüne geçiren en önemli etken ise fiyatıdır. Afşinde yaklaşık tonu 5 TL olan GYTTJA (GİTYA) hem ucuz hem de hafif bir maddedir. Killi topraklara acilen uygulanmalıdır. Su tutma kapasitesi yüksek olduğu halde toprağın da çok iyi bir şekilde havalanmasını sağlar.
İhtiyaç duyan dostlara tavsiye edilir.
garlangufa
14-03-2011, 13:27
Merhaba,
Topragi bellerken kurekle ikiye ayirdiginiz solucanlar buyuk bir ihtimalle oleceklerdir. Toprak uzerine cikanlar ise kisa surede yeniden toprak altina gireceklerdir. Bunun en buyuk sebebi ise solucanlarin derilerinin isik ve isiya asiri duyarli olmasidir.
Topragi islemede eger bulabilirseniz bu aleti kullanabilirsiniz http://en.wikipedia.org/wiki/Garden_fork bu alet genellikle paslanmaz celikten imal edilir. Topragi islemede ve havalandirmada hem cok kullanisli hemde solucanlara en az zarari veren bahce aletidir. Ben sebze dikimi yapmadan once toragi hafifce bu aletle havalandirdiktan sonra dikim yapiyorum.
Topragin ust kisimlarini hafifce havaldirmak topragin ust yuzeyindeki mikro organizmalara daha fazla oksijen sagladigi gibi topragi olusturan tanecikleri birbirlerinden ayirarak bitki koklerinin ilerlemesine katkida bulunur. Bu islei yaptiktan sonra toprak yuzeyini malc ile kaplarsaniz cok daha iyi olur.
40 yıllık tırmık şimdi "Garden Fork" mu oldu. Karadenizde zaten bu alet kendimi bildim bileli kullanılıyor. Hatta bunun 2 ağızlısı ve sap ile birleştiği yerde ayak basma yeri olanına "bel" deniyor........:):rolleyes:
alperenim
14-03-2011, 14:38
Peyzaj mimarisinde kullanılan her türlü tekniğe saygı duyuyorum. Ancak geniş bahçelerin çitle çevrilmesinde çit mazı kadar güzel duran, yazlı kışlı yeşil ve estetik görünen bir çit tanımıyorum. Düzenli biçilmez ve 8-10 yıl kendi haline bırakılırsa orman görüntüsü verir. O hali de başka güzeldir ama istenilen yüksekliğe kadar büyütülüp sonra belli formlarda biçilerek düzenli çit duvarlar oluşturulması doyulmaz bir güzellik demektir.
Çit yapacak dostlara duyurulur. Her türlü detay için 5052414220 numaralı telefonumda destek sağlayabilirim.
Ayrıca çit mazı tohumu baharda dağlara serpilerek erozyona karşı da kullanılabilir. Çünkü arpa ve buğday kadar kolay çimlenen harika bir bitkidir.
Peyzaj mimarisinde kullanılan her türlü tekniğe saygı duyuyorum. Ancak geniş bahçelerin çitle çevrilmesinde çit mazı kadar güzel duran, yazlı kışlı yeşil ve estetik görünen bir çit tanımıyorum. Düzenli biçilmez ve 8-10 yıl kendi haline bırakılırsa orman görüntüsü verir. O hali de başka güzeldir ama istenilen yüksekliğe kadar büyütülüp sonra belli formlarda biçilerek düzenli çit duvarlar oluşturulması doyulmaz bir güzellik demektir.
Çit yapacak dostlara duyurulur. Her türlü detay için 5052414220 numaralı telefonumda destek sağlayabilirim.
Ayrıca çit mazı tohumu baharda dağlara serpilerek erozyona karşı da kullanılabilir. Çünkü arpa ve buğday kadar kolay çimlenen harika bir bitkidir.
Arkadaşım alperenim; başlığa ilgi duyman ve mesaj yazman paylaşımlara katkı sağlamaktadır, lakin eklediğiniz bilgilerin bu başlıkta konuya katkısı olmadığından, mesajınızı ilgili başlığa aktarman paylaşımlardaki yerini bulacaktır, sevgilrimle.
KaraGölge
16-05-2011, 18:35
Sayın uzman arkadaşlarımız,
"zeoton" nasıl bir maddedir? Üzerinde organik toprak düzenleyici yazıyor.
MeyveliTepe
16-05-2011, 19:07
Klinoptilolit. Kavanoza koyup 2 kilosunu 10 liraya satıyorlar. Müthiş bir girişimcilik örneği, ne diyeyim :)
serkanhoca
16-05-2011, 21:09
Sayın Epsody,
Yaptığınız çalışmalar, açıklamalar ve gayretinizden ötürü sizi kutluyorum. Sizlerden öğrendiklerimizi uygulamaya çalışıyoruz. Paylaştığınız her bilgi için ayrıca teşekkür ederim.
Benim sorunum, (toprak analiz sonuçları gelecek ama) bahçemdeki meyve ağaçalarında demir eksikliği olduğu söylendi. Bu eksiklik üzerine benim yapabileceğim-ağaçlar arasına bakla vb. ekimi- gibi ya da buna benzer doğal bir çalışma hakkında sizin görüşünüzü almak istiyorum.
Belki de çok acemice yazıyor, sorular soruyor olabilirim. Konular hakkında cahilliğime verin lütfen, bir şeyler öğrenme hevesindeyim.
Sayın Epsody,
Yaptığınız çalışmalar, açıklamalar ve gayretinizden ötürü sizi kutluyorum. Sizlerden öğrendiklerimizi uygulamaya çalışıyoruz. Paylaştığınız her bilgi için ayrıca teşekkür ederim.
Benim sorunum, (toprak analiz sonuçları gelecek ama) bahçemdeki meyve ağaçalarında demir eksikliği olduğu söylendi. Bu eksiklik üzerine benim yapabileceğim-ağaçlar arasına bakla vb. ekimi- gibi ya da buna benzer doğal bir çalışma hakkında sizin görüşünüzü almak istiyorum.
Belki de çok acemice yazıyor, sorular soruyor olabilirim. Konular hakkında cahilliğime verin lütfen, bir şeyler öğrenme hevesindeyim.
Sevgili serkanhoca;İlgine samimi şükranlarımı sunarım, toprak içi sorunlarınıza cevap vermek benim için büyük bir onur vesilesi olarak size yardımcı olacak bilgiler sunmaya çalışacağım, meyve ağaçlarınızdaki demir eksikliği acaba toprağınızda demir mineralimi yok yoksa, bu mineral topraklarınızda varda bitkilerinizmi faydalanamıyor, şayet toprağınızın ph yüksekliğinde mi bu mineralin alımı sekteye uğramaktadır.
Arkadaşım bu başlıktaki bilgiler size (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=752372#post752372) bir yaklaşım getirecektir, ayrıca bu resimdeki çizelge minerallerin alımlarının ph aralığı bir yaklaşımı ortaya koymaktadır.
KaraGölge
16-05-2011, 22:32
Klinoptilolit. Kavanoza koyup 2 kilosunu 10 liraya satıyorlar. Müthiş bir girişimcilik örneği, ne diyeyim :)
Peki klinoptilolit ise zeoton diye satmaları nedendir acaba.
MeyveliTepe
16-05-2011, 23:01
Klinoptilolit bir zeolit türüdür. Zeolit'den türetilmiş bir marka oluşturmuşlar sanırım.
Sayın uzman arkadaşlarımız,
"zeoton" nasıl bir maddedir? Üzerinde organik toprak düzenleyici yazıyor.
Ticari dünyanın entirikaları, çuvalda 50 kg olan bu ürün piyasada 15 tl. satılırken plastik kavonozda 2 kg 10 tl ye satmak için "Zeoton" adıyla mucizevi kimya değerine ulaştırılmaktadır.
Şekeri 5kg ambalajında ekonomik paket diye sunabiliyorlarsa bu mineralide aynı anlayışta ekonomik olarak satışa sunulamıyaşını anlamak güç bir durum.
KaraGölge
17-05-2011, 09:26
Sayın MeyveliTepe ve epsody, ben de sizler gibi düşünüyorum. Sayenizde kafamızda herhangi bir soru işareti kalmıyor.
Bir sorum daha olacak; Perlit ile klinoptilolit beraber kullanılabilr mi? Yoksa sadece klinoptilolit kullansam yeterli olur mu?
Teşekkür ederim.
Bir sorum daha olacak; Perlit ile klinoptilolit beraber kullanılabilr mi? Yoksa sadece klinoptilolit kullansam yeterli olur mu?
Teşekkür ederim.
Arkadaşım KaraGölge; Klinoptilolit çok yönlü bir kullanıma hizmet eder değerli lokal olarak bitki köklerinde toprak düzenleyicilerin en üstünü olmaktadır, perlit ise sadece tohum çimlendirilmede ideal fide yetiştirme harçlarında kullanılabilir özelliktedir.
Klinoptilolit killi toprakların ağır yapısından dolayı toprak yapısında gevşeklik sağlarken suyun ve bitki besin elementlerini tutarak bitkinin kök bölgesinden uzaklaşmasını engelliyerek bitkinin ihtiyacına göre düzenleme yapan en ideal toprak düzenleyicilerin başında gelmektedir.
KaraGölge
17-05-2011, 10:48
O zaman klinoptilolit kullanmak yeterli olacaktır.
Peki 40 m2 lik bir alana kaç kg klinoptilolit kullanmalıyım? Ya da fideleri dikerken sadece kök diplerine koyun gübresi ile karıştırıp koymam yeterli olur mu?
O zaman klinoptilolit kullanmak yeterli olacaktır.
Peki 40 m2 lik bir alana kaç kg klinoptilolit kullanmalıyım? Ya da fideleri dikerken sadece kök diplerine koyun gübresi ile karıştırıp koymam yeterli olur mu?
Merhaba,
klinoptilolit (clinoptiloite) aslinda bir zeolit turu adi. Zeolitler bircok alanda kullanilmaktadir (filtrasyon, hayvan yemi katkisi vb.). Turkiye dunyada sayili ureticilerden biri bu alanda. Zeolitler icerdikleri mineraller ile toprak yapisini iyilestirmede kullanilabilir (Ayrica cesitli kayalardan uretilen gubrelerde bu is icin kullanilabilir. Fakat bu gubrelerin Turkiye de olup olmadigini bilmiyorum.). Fakat toprakta gozle gorulur bir iyilesme saglamaniz icin cok buyuk miktarda bu tip malzemeleri kullanmaniz gerekebilir. (Buda oldukca pahali olabilir.)
Yazinizda koyun gubresinden bahsetmissiniz. Koyun gubresi (kompost isleminden gecmis halde) en iyi toprak katkilarindan biridir. Bitkileri veya agaclari dikerden kok hacminin 2-3 kati buyuklukteki bir cukuru gubre ile iyilestirdikten sonra dikin islemini yapabilirsiniz. Daha sonra koyun gubresini bitkilerin cevresine 5-50 cm kalinliginda govdeye degmeyecek sekilde toprak yuzeyine yayabilirsiniz. Bu katmanin uzerinin eger imkan var ise saman, cim kirpintilari ile 2 cm civarinda kaplayabilirisiniz. Belirli bir sure solucanlar sizin icin topragi gelistirmeye baslayacaklardir. Onemli olan toprak yuzeyindeki gubre azaldikta takviye ederek uzerini saman ile ortulu tutmaktir. Boylece topraktaki isi ve nem degisimi minimum seviyede kalacagi icin solucaklar ve diger toprak canlilari sizin icin calismaya devam edeceklerdir. Ben bu yontem ile bahcemdeki killi toragin yaklasik 30 cm lik ust kismini gelistirdim. Biraz zaman alan fakat uzun vadede size cok sey kazandirak bir uygulama oldugunu soyleyebilirim.
Kolay Gelsin
Ticari dünyanın entirikaları, çuvalda 50 kg olan bu ürün piyasada 15 tl. satılırken plastik kavonozda 2 kg 10 tl ye satmak için "Zeoton" adıyla mucizevi kimya değerine ulaştırılmaktadır.
Şekeri 5kg ambalajında ekonomik paket diye sunabiliyorlarsa bu mineralide aynı anlayışta ekonomik olarak satışa sunulamıyaşını anlamak güç bir durum.
aynen öyle ticari kaygılar çok ön planda
whoiam313
29-12-2011, 23:20
ben bu sene kullandım bakalım...klino söylendigi kadar varmı.150 kg attım dekara.killi-tınlı toprak.birazda humik asit attım %85 lik hümik asitle zeoliti ve çinko sülfatı ıslatıp karıştırdıktan sonra kuruttum ve kompoze gübre yapıp fır fır ile attım.ayrıca 200 kg dekara tavuk gübresi de kullandım.tam mix oldu yani..son olarak üzerine em atacam.sonucu paylaşırım yazın inşaallah....
Safranlı
30-12-2011, 07:55
bence süper olucaktır
em yı bol tutun
merhaba,
ah bu topraklarımızı bir düzenleyebilsek çok şey yoluna girecek ama hayırlısı
Remzi Sarıoğlu
23-02-2012, 18:16
Basit bir anlatımla :
LEONARTİD (içinde hiçbir katkı maddesi bulunmayan toprak düzenleyici)
Doğal maddelerden üretildiği için bünyesinde toksit seviyesinde kimyasal madde ve ağır metal bulunmaz
Toprak pH'sını düzenler
Toprağı organik ve mineral maddece zenginleştirir.
Organik ve minerolojik içeriği nedeniyle bitkilerde kaliteyi arttırır.
Bitkilerin ekolojik streslere karşı korunmasını arttırır.
Toprağın su tutma kapasitesini arttırır.
Bitki enzimlerini aktif hale getirir.
Fotosentezi teşvik eder.
Bitki hücrelerinin geçirgenliğini arttırır.
Toprağın tavlı kalmasını sağlar
Çimlenme gücünü ve hızını arttırır.
Toprağın hava kapasitesini ve havalanmasını arttırır.
Toprakta ısınmayı arttırır.
Toprak havasındaki bileşimi zenginleştirir
Topraktaki biyolojik aktiviteyi arttırır.
Kök solunumunu teşvik eder.
Toprağın katyon değişim kapasitesini arttırır.
Toprakların sıkışması veya kaymak tabakası oluşumunu engeller.
Suda çözünülebilir besin maddelerinin topraktan yıkanmasını engeller.
Üretimde kullanılan maddelerin yüksek su tutma özelliği nedeniyle sulama suyundan tasarruf sağlar, kurak dönemlerde bitki su tüketimini karşılar ve bitki kök bölgesini nemli ve serin tutar.
Üretiminde kullanılan maddeler topraktaki CO, CO2, SO2, NH3 ve H2S gibi gazları absorbe eder.
Saygılarımla,
Merhaba,
LEONARTİD in kimyasal yapisi (zeolit, vermikulit ) nedir?
tessekkurler
Remzi Sarıoğlu
24-02-2012, 07:34
Sayın Limon sever ikazınız için teşekkür ederim. Çok haklısınız ancak düzeltme komutunu bulamadığım için düzeltemedim. Sayın Yöneticiler yardım ederse sevinirim. Saygılarımla,
Merhaba efendim,
Organik tarım ilkeleri (http://www.saniter.com.tr/portal/images/stories/organik_tarm_el_kitab.pdf) ve yeşil gübre (http://library.cu.edu.tr/tezler/7972.pdf) ile ekonomik toprak terbiyesi hakkında linkler.
Sağlıkla kalın inşallah.
Saygılarımla lütfen.
limon_sever
25-02-2012, 08:19
Toprağımız çok sert bir yapıda. Yeşil gübreleme olarak yonca ekmeyi düşünüyorum. Çiçek dönemi gelince toprağa karıştırmak istemiyorum. Bu durumda toprak üstünde duran yoncanın bir faydası olur mu? Toprağa karıştığı zaman % 70 gibi bir organik kazanım söz konusuymuş. Toprağa karışmadığı zaman bu oran ne kadar olur?
Safranlı
25-02-2012, 09:35
Toprağımız çok sert bir yapıda. Yeşil gübreleme olarak yonca ekmeyi düşünüyorum. Çiçek dönemi gelince toprağa karıştırmak istemiyorum. Bu durumda toprak üstünde duran yoncanın bir faydası olur mu? Toprağa karıştığı zaman % 70 gibi bir organik kazanım söz konusuymuş. Toprağa karışmadığı zaman bu oran ne kadar olur?
toprağa karıştırın densede arazı şartlarını ve köylünün ekonomık durumunu dikkate almadan konuşuluyor....
sizin düşündüğünüz gibi de çok faydalı olacaktır
toprak yumusayacaktır.
kaba yem olarakta çok degerlıdır
onu satıp zaten bolca dogal gubre alabılırsınız
dogadaki döngü bu sekıldedır
yonca gıbı bır altının topraga gömülmesi revamı ALLAH aşkına...
bu yöntem çok gereksızdir
yoncayı baklayı ekerim
varsa kendı hayvanına yoksa da satarak yıne dogal gübre alırım
en ideali budur..
türkiyedeki tarımın öncülerinin şartları dikkate almadan önerdıklerı bu uygulanamaz yöntemler yüzünden tarım bu haldedır
memleketimin sarı kızları karaman koyunları bu eksıgı kapatmak için varlar
bir yandanda hayvancılıkta kalıteli kaba yem sıkıntısından bahsedılıp duruluyor...
insanı yokuşa sürüp ettığın masrafı komle toprağa göm demek ne kadar gerçekçidir....
sürdürülebilirlik ve Rahmanın düzenine göre altın değerındeki yoncayı ekersın
bu toprağına azot kazandırır
bu en kalıtelı yenı hayvana verırsın oda sana en kalıtelı organık materyali sağlar
yeşil gübreleme yerine fazla degıl ıkı üç kez bu şekılde yapıldımı görün toprak nasıl çoşacak....
saygılar...
limon_sever
25-02-2012, 14:48
Teşekkür ederim Safranlı. Peki biçtiğimiz yoncayı tavuklara yedirebilir miyiz? Hatırladığım kadarı ile hayvanlarda şişkinlik yapıyormuş. Ağaç taç iz düşüm yerlerine ekimini yapmayı düşünüyorum. Herhangi bir sıkıntı verir mi ağaçlara? Ayrıca biçilen yoncaları malç olarak ve kompost yapımında kullanmayı düşünüyorum.
Safranlı
25-02-2012, 14:56
Tavuklar yermi bilemıyorum tavuklar sevıkten sonra sıkıntı yok
yeşilken bolca otlayacakları kesın..
Hayvanlardakı sisikinliği dogru azar azar verıceksınız kuruyken pek sıkıntı olmaz
yaşken hayvana çok verılırse sıkıntı oluyor
ağaçlar için azot kaynagıdır dilediğiniz yere ekılebılır
her ağaca fayda sağlar
biçilenleri hayvana vermeyeceksenız malç olarak ve kompost olarak fevkalaede olur
teske heryere malç olarak serılebılse
yonca çok cabuk dagılıp gubreye dönüşecektir
düşündükleriniz çok verımlı olucaktır...
limon_sever
25-02-2012, 15:01
Çok sağolun. Baharın gelmesini bekliyorum. Bu sene inşallah bahçeye büyük bir fayda sağlamış oluruz.
Hayırlı günler.
hasan_ka
01-04-2012, 20:10
Merhaba arkadaşlar benim bir sorum olacaktı. Denizli'de 16 dekar olan tarlaya önümüzdeki sonbaharda açık köklü ceviz dikeceğim. Killi-tınlı yapıda ph 8 civarı olan tarlama kilin etkisini azaltmak, çatlamaları önlemek ve havalanma sağlamak için klinoptilolit atmayı düşünüyorum. Ama bir konuda klinoptilolitin asit volkanik topraklarin pH'inin yükseltilmesinde ve kil bakımından fakir topraklarda kullanılmasından bahsetmiş. Ph seeviyesi zaten yüksek olan tarlamın toprağını düzenleyeyim derken ph yükseltmek istemem. bilgisi olan arkadaşlar varsa yardımcı olabilirler mi acaba? Kaş yaparken göz çıkarmayalım bir de...
hakansalihoglu
07-10-2019, 23:38
Herkese merhaba, benim bir bahçem yok ama saksıda ağacım ve saksıda yeşil yapraklı çiçeklerim var. Bir çiçekciyle konuştum avm nin 3 kat altında otopark katında dükkanı vardı. Benim çiçeklerimi görüyorsun egsoz dumanı olmasına rağmen güneş görmemesine rağmen ve temiz hava alamamalarına rağmen harikalar sebebi toprak ve sulama demişti ve bir tarif verdi bende uygulamayı düşünüyorum. Tarifi yazıyorum fikir ve görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Pomza taşı
Lav taşı
zeolit
torf toprağı
hindistan cevizi lifi (kokopit)
vermikulit
solucan gübresi
kuvars kumu
minik taş parçaları
sarı kükürt
muz kabuğu
yumurta kabuğu
tarçın
kahve
sigara külü
canlı bitki yaprağı
kömür
ağaç kabukları
arkadaşlar önerisi bu şekildeydi. 10 ölçü torfa 1 ölçü diğerlerinden eklersem toprağın hava almasını besin değerinin artmasını sağlarmışım.
saksı dibine direnaj için biraz taş koy ve üzerine dikimleri gerçekleştir dedi.
gübre olarak ise ara ara süt haşlama yumurta suyu evdeki haşlanan bakliyatların suyu **** suda ıslatılırsa o suları gibi şeyler ver çiçeklerin ve ağacın gereken besini onlardan karşılar 2 ayda 3 ayda bir uygulasan bunu yeter toprağı ise besin değerleri tükeneceği için 2 yılda 1 yenile dedi.
arkadaşlar bu formüllere göre fikir ve görüşlerinizi paylaşabilir misiniz ?
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.